وَﻣَنْ اَﺣْﯾَﺎ ﻓَﮐَﺎَﻧﱠﻣَٓﺎ اَﺣْﯾَﺎھَﺎ اﻟﻧﱠﺎسَ ﺟَﻣ۪ ﯾﻌﺎ

advertisement
Mayıs-1998
DİNİMİZE GÖRE ORGAN VE
DOKU NAKLİ
ْ‫اس‬
َْ َّ‫َو َمنْْاَحيَاهَاْفَ َكاَنَّ ََٓماْاَحيَاْالن‬
ْ‫َج ۪ميعا‬
Muhterem Müslümanlar!
Dinimiz, insan hayatına ve sağlığına
çok büyük önem vermiştir. Kur'an-ı Kerim'de
ve Hz. Peygamber (SAS)'in hadis-i
şeriflerinde hayat ve sağlığın, Cenab-ı
Hakk'ın insana en büyük emanet ve nimeti
olduğu beyan edilerek, bunların korunması
emredilmiştir. İçki, uyuşturucu alışkanlığı,
fuhuş... gibi, insan sağlığını bozan fiil ve
davranışlar
yasaklanmış;
hastalanan
kimselerin, gerektiği şekilde tedavi görmeleri
emredilmiştir.
Nitekim
Sevgili
Peygamberimiz, hastalandığı zaman, bizzat
kendisi tedavi olup bu konuda da bize örnek
olmuş ve; "Yüce Allah indirdiği herhangi bir
derdin, şifasını da vermiştir. Her derdin bir
devası, (her hastalığın bir ilacı) vardır. İlacı
gereği gibi kullanılır (tedavisi yapılır) sa
Allah'ın izniyle hasta iyileşir."1" buyurarak
tedaviyi teşvik etmiştir.
Günümüzde, tıp ilmi ilerlemiş, pek çok
yeni tedavi yolları ortaya çıkmıştır.
Bunlardan biri de, organ ve doku nakli ile
hastayı sağlığına kavuşturmaktır.
Bilindiği üzere tedavi için hastalara
nakledilen organ ve doku, genellikle hayatını
kaybeden
kişilerin
cesetlerinden
alınmaktadır. Oysa İslami hükümlere göre,
insan sağ iken saygı değer olduğu gibi,
öldükten sonra da saygı-değer bir varlıktır.
Bu itibarla, öç almak, hakaret etmek veya
yakınlarına acı çektirmek., gibi amaçlarla
ölen bir kimsenin bir uzvunun kesilmesi,
cesedinin
parçalanması,
kemiklerinin
kırılması ve benzeri davranışlar dinen caiz
olmadığı gibi, cesedin tamamının veya bir
parçasının alınıp satılması da caiz değildir.
Nitekim bir hadisi şerifte: "ölünün kemiğini
kırmak, (günah bakımından) dirinin kemiğini
kırmak gibidir."1 buyrulmuştur.
Ancak, bu sınırlamalar, insanın
saygınlık ve şerefini korumak, onun
değerinin madde ile ölçülmeyecek bir
nitelikte olduğunu göstermek içindir. Oysa,
bir hastayı tedavi maksadıyla, ölmüş bir
kimsenin cesedinden herhangi bir organ veya
dokunun alınması; ona düşmanlık hakaret,
eziyet, öç alma veya yakınlarına acı verme
gibi kötü bir amaç taşımamaktadır. Aksine
ölüden alınan organ, yaşayan bir insana
nakledilmekle
saygın
bir
şekilde
değerlendirilmekte; vericisine karşı minnet
duyulmasına vesile olmaktadır. Şu hale göre,
başka yoldan tedavisi mümkün olmayan bir
hastayı sağlığına kavuşturmak maksadıyla,
ölen kimselerden bazı organ ve dokuların
alınması, dinin çizdiği yasak sınırının dışında
kalmaktadır. Nitekim İslam bilginleri:
Anne karnında canlı halde bulunduğu
anlaşılan bebeğin kurtulması için, doğumdan
önce ölen annenin karnının yarılmasına ve o
canlı
yavrunun
alınmasına
cevaz
vermişlerdir.
Muhterem Mü'minler!
Günümüzde kan, doku ve organ nakli
de,
tedavi
yolları
arasına
girmiş
bulunmaktadır. O halde, hastanın hayatını
veya bir uzvunu kurtarmak için, başka çare
bulunmadığında, belirli şartlara uyularak bu
yoldan tedavinin de caiz olması gerekir.
Yüce İslam Dini, sağlıklı olmayı, hayrı ve
yardımlaşmayı sever.
Aziz Cemaat!
Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de:
"Kim bir kişiyi ölümden kurtarırsa, sanki
bütün
insanları
kurtarmış
gibidir."
buyurmuştur. Sevgili Peygamberimiz de bir
hadis-i şeriflerinde: "Allah katında amellerin
en üstünü, bir Mü‘minin gönlüne sürür
vermek, onu sevindirmektir." 14 şeklinde
buyurmaktadır.
0 halde, işe yarar organlarımızın,
ihtiyacı olan hastalara nakline vasiyet edelim,
izin verelim. Bu konuda vasiyette
bulunmaktan çekinmeyelim. Böylece hem
muzdarip insanların ve hem de onların acı
çeken yakınlarının minnet ve hayır dualarını
alalım ve Yüce Rabbimizin rızasını kazanalım.
***
1-Şevkani, Neylul- Evtar, VIII/207, Mısır, 1380/1961
2-Malik, El-Muvatta, Cenaiz, 15; Ebu Davud, Cenaiz, 64;
İbn Mace,Cenaiz, 63.
3- Maide Suresi (5), 32.
4-Suyuti, el-Camiu-s Sağir, Hadis No: 200.
Download