009 Elektrik akimlarinin Doku Uzerine Etkileri

advertisement
404
Bora BARUTÇU
ĐÇĐNDEKĐLER
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU
ÜZERĐNDEKĐ ETKĐLERĐ
Prof. Dr. Bora BARUTÇU
Elektrik Akımlarının Dokular Üzerindeki Etkileri :
• Elektrodiyagnoz
1) Alçak Frekanslı Akımlar
2) Orta Frekanslı Akımlar
3) Yüksek Frekanslı Akımlar
• Alçak Frekanslı Akımlar
a) Doğru Akımlar (Galvanik Akımlar)
b) Progressif Akımlar (Eksponansiyel Akımlar)
c) Alternatif Akımlar
d) Đndüksiyon Akımları (Faradik Akımlar)
• Doğru Akımın Fiziksel ve Kimyasal Etkileri
1) Elektroliz 2) Đyontoforez 3)Elektroforez 4) Elektroozmoz
• Doğru Akımın Dokuya Etkisi
1) Akımın Yönü
2) Akımın Şiddeti
3) Akımın Dokudan Geçme Zamanı
4) Akımın Değişme Hızı
Đnsanda Doğru Akımlarla Uyarma
• Elektroterapi
Medikal Galvanizasyon, Antifibrilasyon, Elektroşok
Đyontoforez
Cerrahi Galvanizm
Yüksek Frekanslı Akımlar
Fizyolojik Etkiler a) Genel etkiler, b) Lokal etkiler
Diyatermi,
Kısa dalga diyatermi
Mikro dalga diyatermi
• Elektrik yaralanmaları
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
405
406
Bora BARUTÇU
şiddeti ve süresi ayarlanabilir ve gerektiği takdirde, 3) yüzeydeki doku veya
dokulara elektrodları yerleştirmek suretiyle alttaki dokular da uyarılabilir. Örneğin
insanda belirli bir bölgedeki siniri uyarmak amacıyla, elektrodlar sinirin
üzerindeki deriye uygulanır ve bu şekilde sinir uyarılabilir.
Elektroterapi: Elektrik akımları ile tedavi demektir. 1) Ağrı duyusunun
giderilmesinde, 2) Farklı derinliklerdeki dokuların uygulanmasında, 3) Çeşitli
iyonların organizmanın istenilen bir yerine gönderilmesinde elektrik akımlarının
kullanılmasıdır.
Tıpta tanı ve tedavi amacıyla kullanılan akımları frekansları bakımından
üçe ayırabiliriz:
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNDEKĐ
ETKĐLERĐ
1) Alçak Frekanslı Akımlar:
Frekansı 1000' den aşağı olan akımlardır.
Prof. Dr. Bora BARUTÇU
2) Orta Frekanslı Akımlar :
Elektrik akımları, yaşantımızın son derece önemli enerji kaynağı
olmasının yanı sıra, tıp alanında da gerek teşhis ve gerekse tedavi amacıyla
kullanılmaktadır.
Elektrik akımı bildiğimiz gibi elektronların iletkenler üzerinde hareketiyle
oluşur. Elektrik akımının yönü, elektron akımının yönünün tersi olarak
tanımlanır.
Elektrik akımları tıpta iki önemli alanda kulanılmaktadırlar:
A) Elektrodiyagnoz
B) Elektroterapi
Elektrodiyagnoz: Elektrik akımları yardımı ile teşhis anlamına gelir. Bu
amaçla organizmaya dışardan uygulanan akımlara organizmanın verdiği
cevaplar kaydedilerek çeşitli organ ve dokuların durumu incelenir. Elektrik akımı
ile tanıda, organizmaya sadece dışardan elektrik akımı uygulanmaz, bizzat
organizmanın kendisinde meydana gelen akımlar da kaydedilir.
Elektromiyografi (EMG), Elektrokardiyografi (EKG), Elektroan-sefalografi
(EEG) gibi.
Dokuları uyarmak amacıyla: kimyasal, mekanik, elektrik, fiziko-kimyasal
ve ısı gibi çeşitli uyaranlar kullanılabilir. Fakat en elverişli olanı elektrik
akımlarıdır. Daha önceki derslerimizden bildiğimiz gibi aksiyon potansiyelinin
oluşması için doku uyarılır ve aksiyon potansiyeli meydana gelir. Ardından
uyarılma ile oluşan depolarizasyon durumu kalkar, uyarılan yer tekrar repolarize
olur, sükun durumuna (yani eski haline) döner. Bu nedenle, aynı dokuyu uygun
aralıklarla 1) tekrar tekrar uyarmak mümkündür, ayrıca elektrik akımlarının 2)
Frekansı 3000 - 10000 arasında olan akımlardır. Frekansı oldukça yüksek
olduğu için cildin direncini kolaylıkla yenebilirler. Uygulamada genellikle 3900 4000 arasında bulunan iki orta frekanslı akım kullanılır.
Bu akımlar tedavi edilmesi istenen alana iki ayrı yönden gönderildiği için
birbirleri ile çaprazlaşırlar. Bu yolla etkileri alçak frekanslı akımlara çok benzeyen
enterferans akımları elde edilir. En etkili alçak frekanslı akımların frekansı 1 ile
100 arasında bulunur. Enterferans akımlarının etkileri de frekansı 1 ile 100
arasında bulunan bu çeşit akımlara çok benzer.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
407
408
Bora BARUTÇU
Şekil 1: Đnterferans akım tedavisinde elektrodların karşılıklı yerleştirilmesi ve akımların
birbirini çaprazlaması
3) Yüksek Frekanslı Akımlar :
Frekansları 1.000.000'den fazla olan alternatif akımlardır. Bu çeşit akımlar
dokuların ısnmasına neden olurlar.
Tanı ve tedavi amacıyla kullanılan akımların çeşitlerini şu şekilde
özetleyebiliriz:
1) Doğru Akımlar (Galvanik Akımlar): Devamlı ve tek yönlü bir akımdır.
Akımın devreden geçmesi sırasında akımın yönü ve şiddeti değişmez. Akımın
süresi birkaç milisaniyeden birçok saniyeye kadar olmak üzere değiştirilebilir.
(Kare dalga akım).
voltaj
2) Progressif Akımlar (Eksponansiyel Akımlar): Akım yoğunluğu periyodik
olarak yavaş yavaş artar ve maksimal bir değere eriştikten sonra çok daha
yavaş bir hızla sıfır değerine döner. Bu nedenle progressif akımlara
eksponansiyel akımlar da denir. Geçmiş yıllarda bu akımları elde etmek için
kondansatörler kullanılırdı.
Bugün değişik birçok teknikle süreleri 0.05 milisaniyeden 1000
milisaniyeye kadar uyarıcı akımlar elde edilebilmektedir. Eksponansiyel akımlar
tek yönlü sinüzoidal akımlara çok benzerler.
Fizyolojik Etkileri:
A) Analjezik Etki: Eksponansiyel akımların analjezik etkileri eskiden beri
bilinmektedir. Duyu sinirleri ile ilgili resptörlerin blokajı ve kan dolaşımında
iyonların dokularda yayılışında olan değişiklikler analjezik etkiyi doğurur.
zaman
Doğru akım devresi kapatıldığı andan itibaren voltaj belli bir sürede
maksimuma çıkar ve bu şekilde devam eder. Akım kesildiği zaman, yani
devrenin açılmasında akım belli bir süre sonra sıfır olur. Akımın pozitif ve negatif
olmak üzere iki kutbu vardır. Doğru akımla tedavi sırasında pozitif veya negatif
kutba bağlı olan elektrodların uygun yerlere konulması gerekmektedir.
Elektrodların katod (-) veya anoda (+) doğru bir şekilde bağlı olmadığından
şüphe ediliyorsa tuzlu su eriyiği testi ile veya fenolftalein testi yardımıyla doğru
kutuplar bulunur.
A) Tuzlu su eriyiği testinde katodda H2 gazı toplanır.
B) Fenolftalein testinde katodda kırmızılık görülür
Doğru akımlar 1) kuru pil, 2) akümülatörler, 3) alternatif akımların
doğrultulmasıyla (ya lambalı ya da iletken doğrultucular ) elde edilebilir. Ayrıca
doğru akım kaynağı olarak 4) doğru akım jeneratörleri de kullanılır.
Genellikle uygulamada kısa bir süre devam ettikten sonra otomatik
olarak kesilen doğru akım türü kullanılır. Buna kare dalga akım denir ve böyle
akımlarda süreyi istediğimiz gibi ayarlayabiliriz.
B) Trofik Etki: Biraz önce belirtildiği gibi kan dolaşımındaki etkisi ile
dokuların beslenmesi de kolaylaşır. Motor sinir rejenere olana kadar kasın
atrofisini azaltacak süre ve şiddete uygun eksponansiyel akım kullanılır.
C) Refleks Etki: Bu tür akımlarla bazı yararlı refleksler uyandırabiliriz.
Böylece iç organlardaki mevcut ağrılar kaldırılabilir. Bazı araştırıcılara göre ise iç
organların fonksiyonları da düzenlenebilir.
3) Alternatif Akımlar: Akım yönü periyodik olarak değişen elektrik
akımlarıdır. Devre kapandığında akım yoğunluğu bir yönde gittikçe artar,
maksimal bir değere ulaştıktan sonra tekrar azalır. Bu defa aksi yönde artıp
azalmaya sinüzoidal bir şekilde periyodik olarak devam eder. Periyodun
saniyedeki tekrarlanma sayısına frekans denir (f=1/T). Bu çeşit akımların elde
edilmesi başka yerlere nakledilmesi kolay ve ucuzdur.
4) Đndüksiyon Akımları (Faradik Akımlar): Birbiri üzerine geçen iki
bobinden elde edilip primer bobine kalın, sekonder bobine ise daha ince bakır tel
sarılmıştır. Bu sonuncu bobinin iki ucuna hastaya uygulanan elektrodlar
bağlanır. Bu tür eski tip cihazların yerine diyot, triyot lambaları kullanılarak bu tür
akımlar elde edilebilir.
Đndüksiyon akımları, sağlam kasları 1) Motor sinirleri vasıtasıyla uyardığı
gibi ciltteki 2) duyu sinirlerini de şiddetle uyarır. Bunun sonucu olarak ağrılar
ortadan kalkar (Analjezik etki), kılcal damarlarda önce vasokonstrüksiyon sonra
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
409
410
Bora BARUTÇU
vasodilatasyona sebep olur. Ciltte kırmızılık ve kan dolaşımında hızlanma
meydana gelir
Faradik akımlar, bu özellikleri sebebiyle, uzun süre çalışmadığı için motor
sinirlerle bağlantısı normal olmakla beraber, atrofik bir durum almaya başlayan
kasların tekrar eski haline döndürülmesi için kullanılır. Đndüksiyon (Faradik)
akımları kas ve sinir hastalıklarının hem teşhis hem de tedavisinde kullanılabilir.
Fizyolojik etkileri:
1) Analjezik
2)Trofik etki
Đndüksiyon akımları uygulandığında dolaşımı hızlandırır önce
vazokonstrüktör sonra vazodilatör etki ile duyu sinirlerini etkileyerek ağrı
duyumunu ortadan kaldırır.
Şekil 3: Akım türlerinin grafikle gösterilmesi. A=Doğru, B=Alternatif, C=Tek yön
doğrultulmuş alternatif, D=Trifaze.
Doğru Akımın Fiziksel ve Kimyasal etkileri :
1) Elektroliz:
Doğru akım, içinde saf su bulunan bir kap içerisine daldırılan iki elektrod
6
yardımıyla geçirilemez. Saf su iletken değildir. (Çok kötü iletkendir 1/ 22.10 ).
Ancak saf su içerisine çok küçük miktarlarda H2SO4, CuSO4, NaCl gibi kimyasal
maddeler ilave edilirse doğru akımın devreden geçtiğini ve lambanın yandığını
görürüz.
Asitler, bazlar ve bilhassa tuzlar gibi sudaki eriyikleri iletken olan kimyasal
çözeltilere elektrolit, bir elektrolitten akım geçişi sırasında meydana gelen
olayların bütününe elektroliz adı verilir. Elektrolitler
çözündükleri zaman
iyonlarına ayrışır. Ayrışan iyonlardan (-) yüklü olanlar anoda , (+) yüklü olanlar da
katoda hareket ederler.
Şekil 2: Dokuları uyarmak amacıyla kullanılan çeşitli elektriksel akımlar: a) devamlı b)
kondansatör c) progressif d) alternatif e) faradik, P, potansiyometre: C, kondansatör; R,
direnç: I, anahtar
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
411
412
Bora BARUTÇU
Şekil 4: Bir akım devresi. B=Batarya, Ş=Şalter, A=Ampul
Böylece elektrik akımı devreden geçerken çözelti içerisindeki iyonlar
uygun kutuplara doğru göç etmelerine neden olur. Elektrolit içerisinde elektrik
akımının geçmesine neden olan iyonların göçü, yani iyon hareketleridir.
Şekil 6: Leduc deneyi ile iyon göçünün gösterilmesi
Leduc deneyi: Bununla amaç yüklü olan anyon ve katyonları organizmaya
vermektir. Đyonların nüfusu yavaştır. Derine inemezler ve deri altında toplanırlar.
Akımın yönüne göre striknin yolu üzerindeki tavşanda kas kasılmalarına neden
olurken, diğer yandan siyanür yolu üzerindeki tavşanda ölüme neden olur.
3) Elektroforez:
Şekil 5: Doğru akımın kimyasal etkisi
2) Đyontoforez :
Katodda: 2Na + H2O → 2( NaOH ) +H2
Anodda: 2Cl2 + 2H2O → 4HCl +O2
Bu şekilde, iyontoforezde, iyon taşınmaları sırasında HCl ve NaOH
meydana gelir. Katodda alkali, anodda asit bir ortam oluşur. Bu olay yalnız
elektrodlar etrafında yer aldığı için, kutuplarla ilgilidir.
─
+
(Basiller) ve (Paramesyumlar) yüke sahiptirler. Bu deneyde, devre
_
kapatılıp doğru akım geçirildiğinde, Basiller ( ) yüklü olduklarından pozitif
elektrod etrafında toplanırlarken Paramesyumlar (+) yüklü olmalarından dolayı
negatif elektrod etrafında toplanırlar.
Benzer şekilde yağ damlacıkları, albümin, nişasta partikülleri, kan
hücreleri vs.’de elektrikle yüklü iseler yukarıdaki gibi her biri yüküne göre belli
kutuplara göçerler.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
413
Pozitif yüklü olmaları nedeniyle partiküller negatif elektroda doğru
giderlerse bu özel durum, katoforez adını alır.
Bazı moleküllerin protein (albümin) ortamın asit veya alkali olmasına göre
yükleri değişir. Alkali ortamda negatif bir yükü (OH iyonlarını bağladığı için)
vardır. Doğru akım geçerse anoda doğru yönelir. Beyaz bir pıhtı meydana gelir.
+
Asit bir ortamda ise H ile birleşir ve katoda gider. Nötral bir ortamda ise
elektroforez görülmez.
414
Bora BARUTÇU
Doğru Akımın Dokuya Etkisi
Doğru akımın dokuya etkisi bu akımın dört özelliğine bağlıdır.
1- Akımın şiddeti
2- Akımın yönü
3- Akımın dokudan geçme süresi
4- Akımın değişme hızı
Sonuç Olarak:
Bir likit içerisinde bulunan solid taneciklerin, uygulanan bir elektrik ortamı
etkisi altındaki hareketine elektroforez denir.
4 ) Elektroosmoz:
Fazla suyun organizmanın bir bölgesine, mesela deriye sevki için bu
metoddan
faydalanılır. Likid akımın yönü, likidin solide göre taşıdığı elektriğin yüküne
bağlıdır.
Şekil 7: Kondansatör. Solda dielektrikli, sağda dielektriksiz
"Birbiri ile temasta bulunan iki heterojen maddeden dielektrik sabiti büyük
olan ötekine göre pozitif olarak yüklenir". Örneğin Cam (D = 5-10) suya (D = 81)
batırıldığında negatif, terebentin (D=2) içine batırıldığı zaman pozitif yüklenir.
Birbiri ile temasta bulunan iki sıvının (maddenin) sınırında bir elektrik çift
tabakası vardır. Bu potansiyel farkı dielektrik sabiti olarak adlandırılarak formüle
edilmiştir.
Bu kurala göre suyun öteki maddelerle temasında pozitif olarak
yüklendiğinden terapide dikkate alınmalıdır.
Galvanik akımın etkisini incelemek için kutuplaşmaz elektrodlar kullanılır.
Adi elektrodlar kullanıldığı takdirde dokuda polarizasyon akım meydana gelir. Bir
dokudan doğru akım geçirildiği zaman dokuda elektroliz olur. Doku sıvılarındaki
anyon ve katyonlar birbirlerinden ayrılarak anyonlar anoda, katyonlar katoda
göçerler. Doku içinde meydana gelen bu ters yöndeki kutuplar arasında bir akım
doğar ki buna polarizasyon akımı denir. Polarizasyon akımı dıştan uygulanan
akımın yönüne zıt olduğundan bu akımın etkin şiddetini azaltır. Polarizasyon
akımının şiddeti artıkça, dıştan verilen akımın etkinliği de azalır. Polarizasyon
akımına mani olmak için kutuplaşmaz elektrodlar kullanılır.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
415
416
Bora BARUTÇU
Şekil 8: Basit uyarıcı elektrod
Kutuplaşmaz Elektrodun Yapılışı: Hazırlanış prensibi aynı olan çeşitli
kutuplaşmaz elektrodlar vardır. Gümüş telden yapılmış olan elektrod anoda
bağlanır. Platin bir tel de katoda bağlanır. Her iki uç NaCl eriyiği içine batırılır.
Devreden akım geçirilir. Eriyik iyonlaşır. Elektroliz meydana gelir. Cl anoda
gider. Gümüş elektrod üzerinde gümüş klorür teşekkül eder. Gümüş elektrodun
+
rengi siyahlaşır. Na ise katoda giderek platinle birleşerek Sodyum platinat’ı
meydana getirir. Bu elektrodlar ile dokuya galvanik akım verilir.
Herhangibir iletkenin kesitinden geçen şarj sayısı, akımın şiddetini ve
pozitif yüklerin yönü de akımın yönünü tayin eder. Buna göre, örneğin bir
sinirden akım geçirilmesinde, anodda, zar yüzeyinde pozitif yükler artar, içteki
pozitif yükler de katoda sürüklenir. Katod yüzeyindeki pozitif yüklerin anoda
geçmesiyle beraber devre tamamlanmış olur. Katod yüzeyinde pozitifliğin
azalması sonucunda, akım şiddetinin yeterli olması şartıyla, burası depolarize
olur ve eksitasyon başlar. Buna karşın, anod bölgesinde pozitif yüklerin
artmasıyla, bu bölge hiperpolarize duruma geçer.
Bir sinirden akım geçirilmesinde ilk uyarılma katod altında meydana gelir.
(Katod uyarma eşiği). Akım şiddeti artarsa anodda meydana gelir. (Anod uyarma
eşiği). Akım şiddeti daha da artarsa blok eşiği meydana gelir.
Dokuya eşikaltı uyaran vermekle eksitasyon (sarsı) meydana gelmez,
ancak anod ve katod altında eksitabilite değişiklikleri meydana gelir. Buna
elektrotonus denir.
Nitekim, devamlı bir akımın dokudan geçmesinde, katodda eksitabilite ve
iletinin artması (katelektronus) bu kutbun kolaylıkla depolarize olabilmesinden,
buna
karşın
anodda
azalması
(anelektronus)
ise
bu
bölgede
hiperpolarizasyonun meydana gelmesinden dolayıdır. Bu olaylar doğru akımın
şiddetine bağlıdır. Akım şiddeti arttıkça katodda katelektronus, anodda ise
anelektrotonus artar.
1859'da Pflüger akımın şiddetinin ve yönünün dokuya uygulanmasındaki
etkilerini araştırmıştır.
Akımın Yönü: Elektrodları katod kasa yakın, anod merkeze yakın olacak
şekilde sinir üzerine yerleştirirsek akımın yönü inicidir. Eğer elektrodları katod
merkeze, anod kasa yakın yerleştirirsek akım çıkıcı akımdır.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
417
418
Bora BARUTÇU
Uygulanan akım şiddeti yeterli düzeyde ise kapanışta katodda, açılışta
anodda bir eksitasyon meydana getirir.
Pflüger kanunları kısaca şöyle özetlenebilir.
Đnici
-
K ,A
+
+
K ,A
+
-
K, A
Zayıf. . . . . . . . . . K , A
Orta . . . . . . . . . . . K , A
Şiddetli. . . . . . . . . K , A
Şekil 9: Sinirde çeşitli faktörlerin etkisiyle meydana getirilen blok bölgesinin altında
elektronik potansiyellerin doğuşu.
Elektrodların dokuya çıkıcı veya inici durumunda uygulanmasında akımın
şiddetine göre anod veya katodda inhibisyon veya eksitasyon meydana gelir. Bu
neticeler Pflüger tarafından üç maddelik bir kanunla şu şekilde gösterilmiştir.
Zayıf Akımlar: Katod uyarma eşiği üzerinde olduğundan devre
kapanmasıyla sinirde sarsı meydana gelir. Sadece devrenin kapanmasında bir
sarsı meydana gelir. Akımın yönünün değişmesiyle değişiklik meydana gelmez.
Çünkü blok eşiği altındadır. Bunu inceleyen yasaya Pflüger'in birinci kanunu
denir.
Orta Şiddetli Akımlar: Galvanik akım devrenin kapanması ya da
açılmasında sarsı meydana gelir. Blok eşiği aşılmadığından akımın yönünün
etkisi yoktur. Buna Pflüger'in ikinci kanunu denir.
Şiddetli Akımlar: Akımın yönü etkilidir. Çünkü bu aşamada blok eşiğine
ulaşıldığından akımın inici ya da çıkıcı durumda olması değişiklik meydana
getirmektedir. Ve elektrik akımının yönü pozitiften negatife doğrudur. Şiddetli
galvanik akım dokuya çıkıcı durumda uygulanırsa kapanışta eksitayon meydana
gelmez. Açılışta etkili olur, sarsı meydana gelir. Đnici galvanik akım dokuya
uygulanırsa kapanışta etkili olur, açılışta etkisizdir. Buna Pflüger'in üçüncü
kanunu denir.
Çıkıcı
+
+
-
+
+
-
+
Akımın Süresi: Uygulanan akımın dokulara etkili olabilmesi için akımın
belli bir süre uygulanması gerekir. Eşik değerdeki bir galvanik akımın dokuda
etkili olabilmesi için dokuya uygulanması gereken en kısa zamana Gildemeister
tarafından fayda zamanı (süresi) denmiştir. Uzun süreli bir akım için eşik değer,
kısa süreli bir akımdan daha düşüktür. Bunun açıklanabilmesi için, uyaran
süresi-potansiyel farkı eğrisinin incelenmesi gerekir. Apsise akımın dokudan
geçme süresini ve ordinata da elektromotor kuvveti yazarsak, dokunun gittikçe
artan şiddetle akımla uyarılmasında elde edilen eğriden, zamanın potansiyel
farkına göre nasıl değiştiği anlaşılır. Uzun bir süre dokudan geçen ve etkili olan
devamlı akımın en az değerine veya elektromotor kuvvetine reobaz denir. Yani
reobaz devamlı akımın eşiğidir. Reobazın iki katı değerinde bir akımla dokunun
uyarılmasında, potansiyelin nispeten az değişmesine karşın, zamanda en büyük
değişiklik meydana gelir. Nitekim bu bölge eksibilitenin ölçüsü olarak seçilmiş ve
Lapicque tarafından kronaksi veya kronaksi süresi diye isimlendirilmiştir.
Bu süre, reobazın iki katı şiddetindeki bir akımla dokunun uyarılmasında
bir eksitasyonun başlaması için gerekli olan en kısa süredir.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
419
420
Bora BARUTÇU
Akomodasyon katodda eşik değeri yükseltir, anodda ise azaltır.
Şekil 10: Uyaran süresi-potansiyel farkı eğrisi.
Dokunun eksitabilitesinin bir ölçüsü olan kronaksi, gerçekte uyaran süresi
- potansiyel farkı eğrisinde bir noktadır. Bu bakımdan dokularda eksitabilite
değişikliklerini kesin olarak saptamak için, sadece kronaksi tayini yeterli değildir.
Uyaran süresi - potansiyel farkı eğrisinin de elde edilmesi gerekir.
Akımın değişme hızı: Herhangi bir akım uygulanmasında dokuda bir
eksitasyonun başlayabilmesi için, akım şiddetinin belirli bir hızla değişmesi
gerekir.
Akımın yavaş değişmesinde (progressif akımlar) (Fakat kullanılan
akımlarla şiddet süreye göre lineer değişir) dokuda bir eksitasyon başlamaz ise
de, uyarılan bölgede eksitabilite değişiklikleri vukubulur. Öyle ki, akımın dokudan
geçmesi süresince, katodda eksitabilite önce artar sonra azalmaya başlar.
Akomodasyon veya uyum denen bu olayda uyarılan doku adeta aktif bir
mekanizma ile akımın eksite edici etkisine karşı koyar ve akımın etkisi azaltır
veya tamamen kaybolur. Akım kesildiğinde katodda eksitabilite subnormal bir
düzeye iner ve ancak bir süre sonra sükun düzeyine ulaşır. Post-katod
depresyonu denen bu olay, katelektrotonusun ortadan kalkmasıyla açıklanır
Şekil 11: Eşik altı şiddette bir galvanik akımın dokudan geçmesinde, katoda meydana
gelen eksitabilite değişikliğinden doğan akomodasyon olayı.
Bu olaylar 1859 yılında Pflüger tarafından ortaya konulan kutup
eksitasyon yasasını açıklar.
Pflüger'e göre; galvanik bir akım devresinin kapanmasında eksitasyon
katoddan, açılmasında ise anoddan başlar. Devrenin kapanmasında zayıf bir
akım etkili olurken, açılışta bir eksitasyonun başlaması için önceden dokudan
daha şiddetli bir akımın geçirilmiş olması gerekir.
Alternatif Akımla Uyarma :
Alternatif Akımın doku üzerindeki etkisi, akımın şiddet ve frekansına
bağlıdır. Buna göre, alternatif akımlarla eşik değeri bulmak için iki yöntem
kullanılır. Ya frekans sabit tutulur ve eksitasyon başlayıncaya kadar şiddet
arttırılır veyahutta şiddet sabit bir değerde iken frekans değiştirilir. Apsise
frekans ve ordinata şiddeti yazılarak şiddet - frekans eğrisi elde edilir.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
421
422
Bora BARUTÇU
Đnsanda doğru akımla uyarma: Dejenerasyon Reaksiyonu
Đnsanda herhangi bir motör sinirin fonksiyonunun normal olup olmadığını
saptamak amacıyla, sinir doğru akımlarla uyarılır ve meydana gelen reaksiyonlar
incelenir.
Teşhis amacıyla yapılan bu testte: uyarıcı elektrodlar sinirin bulunduğu
bölgenin yüzeyindeki deri veya mukozaya yerleştirilir. Devreden akım geçirilince,
akım dalgaları anoddan yüzeyin altındaki dokulara ve bu arada nispeten büyük
bir direnci olan sinire girer ve karşı taraftan katoddan çıkar. Miyelinli sinir
liflerinde akım sinire eksitasyonun başladığı Ranvier boğumlarından girer ve
gene bunlardan çıkar.
Đntakt organizmada doğru akımlarla siniri uyarmak ve lokal etkileri
saptamak için different ve indifferent elektrodlar kullanılır. Küçük yüzeyli different
elektrod uyarılacak bölgeye, geniş yüzeyli indifferent elektrod ise herhangi bir
yere yerleştirilirir. Akım geçirildiğinde different elektrod altında akım yoğunluğu
fazla olacağından uyarılma bu bölgede olur.
Şekil 12: Çeşitli frekanstaki alternatif akımlarla elde edilen şiddef-frekans eğrisi.
Düşük frekanslar için akım şiddeti yüksektir, frekans arttıkça azalır,
minimal bir değere ulaştıktan sonra ise tekrar yükselir. Alternatif akımlarla
uyarmada 100-200 frekans sınırları optimaldır.
Indifferent nokta: Anot ve katoddan uzaklaştıkça elektronik değişiklikler
azalır ve her iki kutup arasında eksitabilite ve iletebilmenin hiç değişmediği bir
yer bulunur ki, buna indifferent nokta denir. Zayıf akımlarda bu nokta anoda,
kuvvetli akımlarda ise katoda yakındır.
Şekil 13: Çeşitli şiddetteki doğru akımların sinirden geçmesinde, anod ve katodda
meydana gelen eksitabilite değişiklikleri. A=Anod, B=Kadot, y1=Zayıf, y2=Orta,
y3=Şiddetli akımlar, x1, x2, x3; Đndifferent noktalar.
- Different elekrod katoda bağlanır ve indifferent elektrod da anoda
bağlanırsa devreden akım geçirildiğinde (KKS=Katod Kapanış Sarsı) sarsı olur.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
423
Bu reaksiyon, devrenin kapanmasında, katod altında sinirde meydana gelen
katelektrotonusla açıklanır.
- Elektrodların durumunu değiştirelim, different elektrod anoda, indifferent
elektrod katoda bağlansın.
Bu durumda devre kapandığında katod altında gene katelektrotonus
meydana gelir. Ancak akım yoğunluğu az olduğu için yukarıdaki gibi kapanışta
katodda uyarılma olmaz şiddet arttırılınca anodun altında meydana gelen
fizyolojik katodda meydana gelen katelektrotonustan dolayı, depolarizasyon olur.
Bundan dolayı da sinirin inverve ettiği kaslarda (AKS=Anod Kapanış Sarsı) sarsı
görülür.
Doğru akımın açılışında sinirin uyarılabilmesi için, şiddetinin yüksek
olması gerekir.
424
Bora BARUTÇU
Böylece katod altında kuvvetli bir katelektrotonus, anod altında da kuvvetli
bir anelektrotonus oluşur. Akımın açılması ile anoddaki anelektrotonusun
ortadan kalkmasından, bu bölgedeki eksitabilite artar ve eksitasyon başlar
(AAS).
Daha şiddetli akımlarda katod altında oluşan fizyolojik anelektrotonusun
ortadan kalkmasıyla eksitasyon olacak ve sarsı görülecektir (KAS).
KKS-AKS-AAS-KAS
değişebilir.
motör
bir
sinirin
dejenerasyonunda
bu
sıra
Dejenerasyon reaksiyonunu testi için, uyaran süresi - potansiyel farkı
eğrisi çizilir.
Dejenere olmaya başlayan sinirde bu eğri sağa kayar. Kronaksi zamanı
uzar.
Şekil 17: Motor siniri kesilmiş insan çizgili kasında, uyaran süresi-potansiyel farkı eğrisi.
Sinirin dikilmesinden sonra, belirtilen haftalarda elde edilen eğriler, devamlı çizgilerle
gösterilmektedir. Kesikli çizgilerle gösterilen eğriler, benzer, normal bir kastan elde
edilmiştir.
Şekil 16: Đnsanda siniri doğru akımla uyarma tekniği
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
425
426
Bora BARUTÇU
ELEKTROTERAPĐ
Medikal Galvanizasyon: Galvanik akımın sinir ağrılarını azaltmak veya
ortadan kaldırmak için organizmaya uygulanmasıdır. Galvanik akım dokudan
geçerken bir eksitasyon olmaz. Ancak anoddaki hiperpolarizasyon, ağrı yapan
sinirin eksitabilitesini azaltır. Çünkü sinirde anelektrotonus teşekkül etmiştir.
Antifibrilasyon: Fibrilasyon halindeki kalbi defibrile etmek için kullanılır.
150 Voltluk akım göğsün sol tarafına tatbik edilir. Pulslardan biri kalbin relatif
refrakter devrine rastlarsa normal ritm başlar. Absolut refrakter devire rastlarsa
etkisiz kalır.
Elektroşok: Elektrik akımının meydana getirdiği şoktur. Psikosomatik
hastalıklarda tedavi amacıyla kullanılır. (Yerini ilaçlara bırakmıştır.) 300-1200
mA'lik frekansı 75-150 kare dalga galvanik akım kısa süre (0.1-0.5 sn) tatbik
edilir. Beyindeki motor gangliyonlar uyarıldığından kaslarda, epileptik spazmlar
gibi şiddetli kasılmalar olur.
Bunları önlemek için hastaya kürarizan maddeler verilir. Akımın şiddeti iyi
ayarlanmazsa, işitme ve görme merkezleri haraplanabilir ve devamlı sağırlık ve
körlük olabilir.
Đyontoforez:
a) Bakır ve Çinko iyontoforezi - Tinea pedis. Bu metod antibiyotiklerin
bulunmasıyla önemini kaybetmiş olmasına rağmen ilaca cevap vermeyen
durumlarda kullanılabilir.
b) Gümüş iyontoforezi % 2'lik gümüş nitrat eriyiği ile bazı eklemlerde
oluşmuş olan osteoartritin tedavisinde kullanılır. ( 5', 2 mA)
c) Vazodilatör ilaçlarla iyontoforez (Histamin): Vazodilatör bir madde,
galvanik akımla pozitif uçtan cilde sokulabilir.
d) Vazokonstrüktör ilaçlarla iyontoforez (Adrenalin)
Şekil 18: Galvanizasyonda yada iyontoforezde elektrodların dize bağlanma şekli
Cerrahi Galvanizm : Bu tedavi şekli ile doğru akımla ciltteki tümör ve fazla
kıllar ortadan kaldırılır. "Hypertrichosis" tedavisinde fazla kıllanmayı yok etmek
için, ince bir iğne kıl folikülüne sokulur ve doğru akım üretecinin negatif (katod)
ucuna bağlanır. Pozitif işaretli uç ise hastanın elinin altında bulunduran büyük bir
elektrodla bağlantılıdır. Bir dakika süreyle 0,5 mA'lik doğru akım geçirdikten
sonra kıl folikülü açığa çıkan H2 gazı ile dolar ve kıl kolaylıkla yerinden çıkar.
Son zamanlarda gerek bu tür operasyonlar gerekse iyi huylu cilt
tümörlerinin tedavisinde yüksek frekanslı akımlarla koterizasyon, elektrolizin
yerini almış bulunmaktadır.
Yüksek Frekanslı Akımlar
Yüksek frekanslı akımlar elektromanyetik dalgalardan olup, ultrason
dalgalarının aksine boşlukta yayılabilme özellikleri vardır. (v=300.000 km/s)
Ultrason dalgaları yayılma yönüne longitüdinal olmasına karşılık,
elektromanyetik dalgalar transverstir.
e) Lokal anestezi yapan ilaçlarla iyontoforez.
f) Kalsiyum ve Đyot iyontoforezi : Hemipleji serebral
Đyontoforez ile vücuda sokulmak istenilen iyonlar epitel tabakasının her
tarafına eşit olarak dağılırlar. Ancak saç foliküllerinde, ter bezlerinde ve cilt
çatlaklarında daha fazla bulunurlar.
Yüksek Freanslı Akımların Fizyolojik Etkileri :
Vücutta elektroliz ve kas kasılmasına neden olmazlar. Dokularda sadece
ısı meydana getirirler ve bu etkileri dolayısıyla terapide kullanılırlar.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
427
Yüksek Freanslı Akımların Lokal Etkileri :
1. Kapiller ve arterioller akson refleksi ile genişler, kan dolaşımında
hızlanmalar görülür.
2. Biyolojik membranların da filtrasyon ve diffüzyon özellikleri aratar.
Plazma proteinlerin hücreler arası boşluğa çıkmasına ve ödeme sebebiyet verir.
3. Kapiller damarların çeperlerinde permeabilite artışları olur.
4. Özellikle yoğun ısı artışları, ilgili hücrelerin toplanmasıyla enflamatuar
bir reaksiyona yol açabilir.
5. Dokularda metabolizma olayları artar. Daha fazla ısı artışlarında ise
hücreler ölür.
6. Isı artışı ile birlikte enzimlerle ilgili reaksiyonlarda artış meydana gelir.
7. Proteinlerin ısı artışı sonucunda parçalanmasıyla, polipeptitler ve
histamin gibi bileşikler meydana gelir ve özel etkilerini gösterirler, ufak
damarların vazodilatasyonuna sebep olurlar.
8. Tendon, eklem kapsülü vs. de bol miktarda bulunan fibröz doku
liflerinin uzayabilme özelliğini veya elastikiyetini de, ısı artışları, beş ila on misli
arttırabilir. Eklem kapsülünün büzülmesini neden olurlar. Fibrosisin tedavisinde
bu olayın önemi çok büyüktür.
9. Isı, ağrıda spazmı çözer. Buna bağlı ağrıyı azaltır.
10. Isı artışı, ağrı eşiğini de yükseltir. Özellikle ağrı o bölgedeki sinirlerin
iskemisinden doğuyorsa, vazodilatasyona sebep olan sıcaklığın ağrıyı azaltması
beklenir.
Kısa Dalga Diyatermi: (en derin) Dalga boyları 3 ila 30 m arasında değişir.
Triyod lambaların kullanılması ile sönümsüz akımlar elde edilmiştir. Radyo
dalgalarını bozmaması için dalga boyları 22, 11 ve 7,5 m olan yüksek frekanslı
akım üreticilerinin yapımına izin verilmiştir.
Kısa Dalga Diyatermi'nin Tehlikeli Olabileceği Durumlar :
1. Ciltte duyarlık azalmışsa, yanıklardan kaçınmak için tedavi yapılmaz.
2. Habis tümörlerin bulunduğu
düşüncesiyle tedaviden kaçınmalı.
bölgelere
metaztazları
önlemek
3. Enfeksiyon bölgelerine yapılmaz. (Mikroorganizmaların yayılmasına
fırsat vermemek için)
4. Kanama yapabilecek hastalarda tedavi tehlikelidir.
5. Gebelik ve menstürasyon döneminde zararlı etkileri olabilir.
6. Kısa dalga diyatermisi hastanın sıcaklık dygusuna göre
ayarlandığından bilincini kaybetmiş hastalara ve çok yaşlılara da kısa dalga
diyatermi tedavisi yapılmamalıdır.
Kısa Dalga Diyaterminin Cerrahi Amaçlarla Kullanılması :
Ufak lipomların, selim tümörlerin ve ayrıca istenmeyen kıl köklerinin
tahribi için kullanılır. Bunun için elektrodlardan birinin çok küçük, diğerinin büyük
olması gerekir. Küçük elektrod çoğunlukla bir toplu iğne ucu veya başından,
çeşitli şekilli halkalardan ve tellerden, bistürilerden ibarettir. Yüksek frekanslı
akım geçirilmeye başlandığında, küçük elektrodun ucundaki akım yoğunluğu
artacağından ısı artmaya başlar. Elektrodun cilde temas ettiği alanlarda yanıklar
oluşur. Bu yolla bazı cilt tümörleri ortadan kaldırılabilir. Bu yanıkların meydana
gelişinde albüminler pıhtılaştığından bu olaya Elektro-Koagülasyon denir.
(Elektrik Bistürisi) Lokal anestezi gerekmez, tedavi birkaç saniyede biter.
Mikro Dalga Diyatermi
Frekansları 2450 MHz, dalga boyları çok ufak 12 cm kadar olduğundan
bunlar ışık gibi yansırlar, kırılırlar, etrafa saçılır veya dokular tarafından absorbe
olurlar.
Şehir akımından yüksek voltaj sağlanır. (Jeneratörlerle)
I
ile hesaplanır.
2 LC
Bora BARUTÇU
Burada meydana gelen ısı, elektromanyetik enerjinin ısıya dönüşmesi ile
oluşur. Joule kanununa göre ısınma olmaz.
Bu tip aletlerde frekans
f=
428
Elektrik enerjisini elektromanyetik enerjiye çeviren, çok yüksek frekanslı
elektromanyetik dalgalar veren (magnetron lambası) cihazlar vardır.
429
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
Tedavi yöntemi:.
430
Bora BARUTÇU
ELEKTRĐK YARALANMALARI
Mikro dalga spektrumu 300 ila 200.000 Mhz alanı kapsar. Fakat bugün
yalnızca 2450 MHz yararlanılmaktadır.
Bugün genellikle dalga boyu 69 cm olan dalgalar veren aletler yapılmıştır.
Mikrodalga diyatermisi ısınmayı en fazla cilt altı ve özellikle kaslarda
meydana getirir.
Uygulama alanları:
1 - Lokomotor sisteminin hastalıkları. Eklem dışı romatizmalar. (Fibrositis,
myositis, bursitis v.s.) ayrıca hemen cilt altında bulunan eklemlerin (diz, ayak
bileği v.s.) Romatoid artrit ve osteoartrit'in tedavisi.
2 - Göz hastalıkları (iritis, v.s.)
3 - Diş çekimlerinden sonra meydana gelen şişlik ve trismus.
4 - Sinuzit, yüzeyel apseler, nevraljiler, siyatik sendromları, periferik tipte
yüz siniri felçleri v.s.
Diğer enerji çeşitlerinde de olduğu gibi elektrik enerjisi de dikkatle ve bilgili
bir şekilde kullanılmalıdır.
Kaza ile yaralanmalar, elektrik enerjisinin evlerde ve endüstride sıklıkla
kullanılması ile olmakla beraber, zaman zaman da elektriğin terapötik
uygulanmasında da meydana gelebilir. Bu olay, gerek lokal yaralanmalar, ki
bunlar yanıklardır, ya da genel etkiler, elektrik şoku ve elektrik çarpması sonucu
ölümdür.
Bazen bu ikisi de birarada meydana gelmektedir. Lokal yaralanmalara
düşük voltaj ve amperdeki akımlar, elektroterapi akımları sebep olmaktadır.
Genel ya da lokal etkiler; yüksek amperdeki akımların doku rezistansının düşük
olmasından, yüksek voltajın kısa devre yapmasından, düşük doku rezistansında
ıslak zeminle temasta iken oluşabilir. Tıbbın ve cerrahinin modern gelişiminde
özellikle doktorların yalnızca iyi bir teşhis, iyi bir cerrah ve ilaç bilgisine sahip
değil yanı sıra mekanikten ve elektrikten de anlayabilen uzmanlar olmaları da
beklenmektedir. Elektriğin tedavi amacıyla çok yaygın kullanımı dolayısıyla, çok
yaygın bir kaza oluşumu da vardır. Burada problem emniyetli aletlere ve dikkatli
teknisyen ya da hemşirelere bağlı olmaktadır. Böyle durumlarda ilk önce ve
çabucak akım kesilmelidir. Buna rağmen yine de önlenemeyen kazalar zaman
zaman olmaktadır.
Kullanılmaması Gereken Yerler :
* Gelişme halindeki dokulara mikro dalga diyatermisi zarar verebilir.
* Tümörlere, kanamaya meyli olan hastalara tedavi yapılmama-lıdır.
Sebepler üç bölümde ele alınabilir.
1 - Operatör Problemi
Tedavinin Türü
Frekans
Dalga Boyu
Not
Uzun Dalga
diyatermi
1 - 3 milyon
100 - 300 m
Terkedilmiştir.
3 - 30 m
Satılan aletlerin
dalga boyları 22, 11
ve 7.5 m civarında.
- Operatör: Aletlerle ilgili tüm detayları ve çalışma prensiplerini çok iyi
bilmelidir. Gereğinde elektriğin hemen kesilmesi, elektrodların uzaklaştırılması
gibi işlemler titizlikle yapılmalıdır. En önemlisi tedavi sırasında hasta asla yalnız
başına bırakılmamalıdır.
Satılan aletlerin
dalga boyları 12.5
ile 69 cm'dir.
- Hasta: Fiziksel ve mental problemi olan hastalara çok daha dikkatlice
uygulanmalıdır. Yaşlı hastalarda deri duyarlılığının değişik olması nedeni ile
öncelikle derinin küçük bir bölümünde kontrol edilmelidir.
Kısa Dalga
diyatermi
3 - 30 milyon
Mikro Dalga
diyatermi
Birkaç milyar
Birkaç santim
(12 cm)
2 - Hasta Problemi
3 - Alet ve Aksesuar Problemi
-.Alet: Hatalı yapım ve mekanik bozukluklar konusunda dikkatli
olunmalıdır. Aletin iyi çalıştığı, sağlıklı olduğu devamlı olarak kontrol edilmelidir.
ELEKTRĐK AKIMLARININ DOKU ÜZERĐNE ETKĐLERĐ
431
KAYNAKLAR
Terzioğlu M., Çakar L.,: Fizyoloji Ders Kitabı, cilt 1, Đ.Ü. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi yayınları, no: 155, Đ.Ü. Fen Fakültesi, Prof. Dr. Nazım Terzioğlu
basım atölyesi, Đstanbul, 1989.
Terzioğlu M.: Fizyoloji Ders Kitabı, cilt ll, Hilal Matbaası, Đstanbul, 1978.
Terzioğlu M., Çakar L., Yiğit G.: Fizyoloji Pratik Kitabı, Đ.Ü. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi yayınları, no: 161, Đ.Ü. Fen Fakültesi, Prof. Dr. Nazım Terzioğlu
basım atölyesi, Đstanbul, 1990.
Reed G. M., Sheppard V.: Regulation of fluid and electrolyt balance, W. B.
Sanders Company, U.S.A., 1971.
Burke S.R.: The composition and function of body fluids, Mosby Company, Saint
Louis, 1976.
Müller W., Schilling F., Schmidt K.L.: Uygulamada Romatizma Tedavisi, Roche
Müstahzarları Sanayi A.Ş. yayınları (çeviri).
Tuna N.: Elektroterapi, Nobel Tıp Yayınevi, Đstanbul, 1989.
Download