OSMANLI DEVLET**N*N GER*LEME SEBEPLER*

advertisement







Sancağa çıkma usulünün kaldırılması
Saray kadınlarının yönetimde etkili olması
Ordu ve donanmanın bozulması
Tımar sisteminin bozulması
Yeniçeri ocağının bozulması
Ordu ve donanmaya gereken önemin verilmemesi
Teknik alanda Avrupa’nın gerisinde kalınması
 Medreselerden fen bilimleri dersinin çıkarılması
 Liyakatsiz kişilerin iş başına geçmesi
 Savaşların uzun sürmesi
 Ganimetlerin ve bağlı devletlerden gelen gelirlerin azalması
 Toprak sisteminin bozulması
 Saray masraflarının artması
 Sosyal yapının bozulması
 Devletin doğal sınırlara ulaşması
 Doğu ve batıda güçlü devletlerle komşu olunması
 Coğrafi keşifler sonrası ticaret yollarının değişmesi
 Bilim ve teknik alanda Avrupa’da önemli gelişmeler yaşanması
 1789 Fransız İhtilali ile ortaya çıkan özgürlük, milliyetçilik, eşitlik
gibi fikir akımlarının olumsuz etkileri
SONUN BAŞLANGICI:
KARLOFÇA ANTLAŞMASI
 1683 II. Viyana Kuşatması
 Avusturya, Lehistan, Venedik ve Rusya (Kutsal İttifak
Ordusu)
 Askeri yenilginin siyasi belgesi 1699 Karlofça Antlaşması
17. YÜZYIL YENİLİK
HAREKETLERİ
 Osmanlı devlet teşkilatı askeri temeller üzerine
kurulmuştur. Bu dönemde art arda gelen savaşlarda,
istenilen başarının gösterilememesi, 17. yüzyıl
yeniliklerinin özellikle askeri alana yönelik olmasına
sebep olmuştur.
 I. AHMET
 II. OSMAN
 IV.MURAT
 IV.MEHMET (Tarhuncu Ahmet Paşa,Köprülüler)
ISLAHATLARIN ÖZELLİKLERİ
 Avrupa etkisinden uzak
 Şiddet ve baskıya dayalı askeri tedbirler alınmıştır.
 Kişilere bağlı kalmış ve devlet politikası haline
getirilememiştir.
 Sorunların kökenine inilmemiş yüzeysel kalmıştır.
 Kanun-ı Kadim yeniden uygulanmak istenmiştir.
BATI’YA YÖNELİŞ: LALE
DEVRİ
 1718 Pasarofça Antlaşması ile başlayıp 1730 Patrona Halil
İsyanı ile sona eren döneme ‘‘LALE DEVRİ’’
denilmektedir.
 İlk defa Avrupa’ya elçi gönderildi. (28 Çelebi Mehmet)
 İlk matbaa kuruldu. İbrahim Müteferrika (1727)
 Doğu ve Batı klasiklerinden bazı eserler Türkçe ’ye çevrildi.
 Endüstri ve sanayi alanlarında Yalova'da kağıt imalathanesi,




İstanbul’da çini imalathanesi ile kumaş fabrikası kurulmuştur.
Tulumbacılar ocağı (İtfaiye Teşkilatı) oluşturuldu.
İlk kez çiçek aşısı uygulandı.
Kütüphaneler açıldı.
1730 Patrona Halil İsyanı
I.MAHMUT (1730- 1754)
 Askeri alanda ıslahatlar yapılmıştır.
 Hendeshane ( Kara Mühendishanesi) açılmıştır.
 Topçu ve Humbaracı ocakları düzenlenmiştir.
 Aslen Fransız olan Comte de Bonnevale , Humbaracı
Ahmet adını alarak humbara ocağını ıslah etmiştir.
III.MUSTAFA (1757- 1774)
 Sürat topçuları ocağı kurulmuştur. (Aslen Macar olan
Baron de Tott)
 Mühendishane-i Bahr-i Hümayun ( Deniz
Mühendishanesi) açılmıştır.
I. ABDÜLHAMİT (1774- 1789)
 Yeniçerilerin sayımı yapılmıştır.
 Ulufe alımı ve satımı yasaklanmıştır.
III. SELİM (1789- 1807)
 Nizam-ı Cedit
 Layihalar (raporlar) hazırlatmıştır.
 Nizam-ı Cedit adı ile ilk kez batılı tarzda bir ordu kurmuştur.
 Yeniçeri ocağına askeri eğitim ve talim zorunluluğu getirildi.
 İlk daimi elçilikler açıldı. (Londra, Paris, Viyana ve Berlin)
 Devlet matbaası açılmıştır.
 Arapça, Farsça ve Fransızca pek çok eser Türkçe’ye çevrilerek
zengin kütüphaneler oluşturulmuştur.
 Kabakçı Mustafa isyanı ile tahttan indirilmiştir. IV. Mustafa’nın
tahta çıkmasını sağlamışlardır.
II. MAHMUT








Alemdar Mustafa Paşa
Ayanlar ile padişah arasında Sened-i İttifak imzalanmıştır.
Sekban- ı Cedit Ocağı kurulmuştur.(Alemdar Mustafa Paşa)
Eşkinci Ocağı kurulmuş yeniçerilerin isyanı sonucu
kapatılmıştır.
Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır.(1826) Bu olay tarihe ‘Vak’a-i
Hayriye’ (Hayırlı Olay) olarak geçmiştir.
Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusu kurulmuştur.
Divan-ı Hümayun kaldırılarak bugünkü anlamıyla bakanlıklar
kuruldu.
Kılık kıyafette düzenlemelere gidilmiştir.
 Devlet memurları maaşa bağlandı.
 Yedek asker anlamına gelen redif kuvvetler yetiştirmek
için Müşrikler oluşturuldu. Müşriklere bağlı olmak üzere
alt birim olarak da Ferikliler kuruldu.
 Muhtarlıklar kuruldu.
 Müsadere sistemi kaldırıldı.
 Danıştay ve Yargıtay’a benzer devlet memurlarını
yargılamak ve vatandaş ile hükümet arasındaki davalara
bakmak için Meclis-i Valay-ı Ahkam-ı Adliye
kurulmuştur.
 İlköğretim zorunlu hale getirilmiştir.
 Ortaokul düzeyinde eğitim veren Rüştiye, lise düzeyinde






eğitim veren Mekteb-i Ulum-ı Edebiye, devlet memuru temini
için Mekteb-i Maarif-i Adliye temel eğitim kurumları
açılmıştır.
Mızıka-iHümayun (Bando Okulu)açılmıştır.
İlk kez Avrupa’ya öğrenci gönderilmiştir.
Takvim-i Vekayi adıyla ilk resmi gazete çıkarılmıştır.
Posta teşkilatı kurulmuştur.
Ticaretin gelişmesi için gümrük düzenlemesi yapılmıştır.
Ülkeye giriş çıkışlarda ilk kez pasaport uygulaması
getirilmiştir.
TANZİMAT DÖNEMİ (18391876)
 II. Mahmut’tan sonra tahta oğlu Abdülmecit geçmiştir.
 Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839),Mustafa Reşit Paşa
tarafından ilan edilmiştir. (Gülhane Hatt-ı Hümayunu)
 Islahat Fermanı (1856)ilan edilmiştir.
Tanzimat Dönemi Islahatları
 Nizamiye Mahkemeleri kurulmuştur.
 1864 Vilayet Nizamnamesi ile eyaletler kaldırılmış




yönetim birimleri il, sancak, kaza, nahiye ve köy olarak
yeniden düzenlenmiştir.
İlk kez kaime adı verilen kağıt para bastırılmıştır.
Avrupa hukukundan örnek alınarak ticaret, arazi, ceza ve
borçlar hukuku ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
Maarif-i Umumiye Nezareti kurulmuştur.
Günümüz Siyasal Bilgiler Fakültesi olan Mekteb-i
Mülkiye açılmıştır.
 Erkek öğretmen okulu Darül Muallimin ve kız kız




öğretmen okulu Dar’ül Muallimat açılmıştır.
Yabancı ülkelere okul açma izni verilmiştir.
İlk kez dış borç alınmıştır.
Bilimsel araştırma yapılması için ilk Türk İlimler
Cemiyeti ‘Encümen-i Daniş’ kuruldu.
İlk Üniversite Darülfünun kuruldu.
I. Meşrutiyet ve II. Abdülhamit
Dönemi (1876-1909)
 Kuleli Vakası
 Jön Türkler (Genç Türkler- Genç Osmanlılar)
 Namık Kemal, Ziya Paşa, Mithat Paşa, Hüseyin Avni
 Osmanlıcık
 Abdülaziz / V. Murat
 II. Abdülhamit
Kanun-ı Esasi ve Meşrutiyetin
İlanı
1876 Kanun-ı Esasi ilan edildi. Buna göre ;
 İlk kez parlamenter sisteme geçilmiş ve meclis açılmıştır.
 İlk kez anayasa ilan edilmiş ve anayasal bir yönetim
başlamıştır.
 İlk kez halk yönetime katılmıştır.
 Tanzimat ve Islahat Fermanlarından farklı olarak halka
verilen hak ve hürriyetler daha da genişletilmiş
hükümdarın yetkileri biraz daha kısıtlanmıştır.
Özellikleri;
 Yasama (kanun yapma) görevi meclise aitti.
 Kanun teklifi padişahın iznine bağlı ve sadece hükümete





aitti.
Yürütme görevi padişahın seçtiği hükümete aitti.
Padişah olağanüstü hallerde meclisi kapatabilirdi.
Hükümet padişaha karşı sorumluydu.
Meclisin yaptığı kanunlar padişah onayı ile yürürlüğe
girebilirdi.
Padişah sürgüne gönderme yetkisine sahipti.
 Tersane Konferansı ( Sırbistan ve Karadağ’dan
Osmanlı’nın çekilmesi, Bosna-Hersek ve Bulgaristan’a
özerlik) Londra Konferansı’nda Bosna-Hersek ve
Bulgaristan’a yeni haklar verilmesi ve ıslahatların
Avrupalı devletlerce denetlenmesi kararlaştırılmıştır.
 1877-78 Osmanlı- Rus Savaşı
 II. Abdülhamit artan baskılar ve 93 harbini bahane ederek
meclisi kapatmıştır.
İstibdat dönemi
 Duyun-ı Umumiye İdaresi kurulmuştur.
 İslamcılık (panislamizm)
 Mülkiye, Tıbbiye, Harbiye gibi okulların müfredatlarında
düzenlemeye ve okulların genişletilmesi yoluna
gidilmiştir.
 Maliye, hukuk, güzel sanatlar, ticaret, veterinerlik ve polis
okulları gibi mesleki okullar açılmıştır.
 Demiryolu ulaşımına önem verilmiştir.
 Sansür uygulanmıştır.
İttihat ve Terakki( birleşme ve
ilerleme)
 Temel Amaçları; II. Abdülhamit karşı harekete geçerek
Kanun-ı Esasiyi tekrar uygulamaya koydurmak,
parlamentonun açılmasını sağlamak ve böylece
meşrutiyeti ilan etmektir.
 Rusya- İngiltere arasında yapılan Reval Görüşmeleri
 Hürriyet Taburları(Resneli Niyazi Bey)
 Sonuç olarak; II. Abdülhamit 23 Temmuz 1908
meşrutiyeti ilan ederek ikinci kez meşrutiyeti benimsemiş
oluyordu.
II.Meşrutiyet
 Kanun-ı Esasi ilan edilerek yeni parlamento açılmıştır.
 Mecliste devletin bütün unsurları temsil edilmiştir.( 147
Türk, 60 Arap, 27Arnavut, 26 Rum, 14 Ermeni, 4 Musevi,
10 Slav)
II.Meşrutiyetin ilanından sonra
yaşanan karışıklar nedeni ile;
 Avusturya- Macaristan İmparatorluğu, Bosna-Hersek’i
işgal etmiştir.
 Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir.
 Girit Yunanistan’a bağlandığını ilan etmiştir.
31 Mart Vakası (13Nisan 1909)
 31 Mart olayı İstanbul’da meşrutiyete karşı olan
gericilerin çıkardığı bir ayaklanmadır.
 Amaçları; meşrutiyeti yıkmak mutlakıyet denilen eski
düzeni geri getirmektir.
 Avcı Taburları
 Hareket Ordusu (Ordu Komutanı Mahmut Şevket Paşa,
Kurmay Başkanı Mustafa Kemal’dir.) tarafından isyan
bastırılmıştır.
Sonuçları
 II. Abdülhamit ayaklanmada rolü olduğu gerekçesiyle
tahttan indirilerek yerine V. Mehmet Reşat getirilmiştir.
 Padişahın yönetimdeki etkisi azalmış İttihat ve Terakki
Partisi’nin etkisi artmıştır.
 Anayasada yapılan değişikliklerle padişahın yetkileri
kısıtlanarak birtakım demokratik düzenlemeler yapılmıştır.
1909 yılında yapılan değişiklikler
ile
 Kanun teklifinin padişahın iznine bağlı olması
kaldırılmıştır.
 Hükümet padişaha değil meclise karşı sorumludur.
 Padişahın elinde olan sürgün yetkisi kaldırılmıştır.
 Padişahın olağanüstü hallerde meclisi kapatma yetkisi
korunmuş ancak daha zorlaştırılmıştır.
FİKİR AKIMLARI
Osmanlıcılık
 Temeli II. Mahmut dönemine kadar uzanan, Tanzimat Fermanı
ile uygulamaya konulan bir fikir akımıdır.
 Fransız İhtilali ile yayılmaya başlayan milliyetçilik akımına
karşı Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaşayan bütün
milletleri dil, din, ırk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin kanun
önünde eşit görmeyi ve kendilerini temsil etme hakkı vermeyi
amaçlamıştır.
 Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, Meşrutiyetin ilanı bu
amaca dönük girişimlerdir.
 Genç Osmanlılar, İttihat ve Terakki bu fikri savunmuşlar ancak
Balkan topraklarının elden çıkması sonucu bu düşüncenin
uygulanamayacağı görülmüştür.
İslamcılık
 Bu düşünce XIX. Yüzyılın sonlarına doğru II.
Abdülhamit’in çabalarıyla devletin resmi politikası haline
gelmiştir.
 Ülke nüfusunun çoğunluğunu oluşturan Müslüman halkın
‘din ve millet birdir’ düsturu ile birleşmesi ve halifelik
makamı etrafında birbirlerine kenetlenmesi ile devletin
çöküşten kurtulacağı inancı hakimdir.
 1912 Arnavut İsyanı ve Arapların devletten ayrılması bu
siyasetin başarısız olduğunun göstergesidir.
Türkçülük
 Osmanlıcılık ve İslamcılık fikirleri çözüm olamayınca
XX. Yüzyıl başlarında Türkçülük önem kazanmıştır.
 Ziya Gökalp
 Bu akıma göre devletin kurtuluşu milli değerlere bağlı
kalmak ve bu değerleri korumaktır.
 Osmanlı Devletini kurtaramamıştır ancak Türkiye
Cumhuriyeti’nin doğuşunda çok etkiliolmuştur.
Batıcılık
 Temeli Lale Devri’ne kadar uzanan bu akım, devletin
kurtuluşunun ancak Batının ilerlemiş teknolojisinin ve
biliminin alınmasıyla mümkün olacağını savunmuştur.
 İki görüş vardır:
Bir kısmı; sadece ekonomik ve sosyal hayatını, bu
alanlardaki gelişmeleri almaktır.
Diğer kısmı ise; Batı medeniyetinin bir bütün olarak
algılanması gerektiğini öne sürmüşlerdir. Bu yüzden Batı
medeniyeti ‘gülüyle dikeniyle’ benimsenmelidir.
Adem-i Merkeziyetçilik
 Prens Sabahattin
 Osmanlı vatandaşlarına geniş özgürlükler verilmesini ve
çeşitli etnik grupların federasyona benzeyen bir siyasal
yapı içinde yaşamalarını savunmuşlardır.
Trablusgarp Savaşı (1911-1912)
Savaşın Nedenleri
 Siyasi birliğini geç tamamlayan İtalya’nın gelişen sanayisi
için hammadde ve pazar arayışı
 Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı koruyacak gücünün
olmaması
 İngiltere ve Fransa’nın İtalya’yı kendi yanlarına çekmek
için burayı almasına göz yumması
 Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın olması ve İtalyanların
burayı Afrika’ya açılan bir kapı olarak görmesi
Uşi(Ouchy)Antlaşması(1912)
 Trablusgarp (Trablusgarp ve Bingazi) İtalyanlara
bırakılacak, yöre halkı sadece dini yönden halifeye bağlı
kalacaktı.
 İtalya Kapitülasyonların kaldırılmasına karşı
çıkmayacaktı.
 Trablusgarp’a Padişah tarafından Naibüssultan adıyla bir
temsilci atanacak ancak bunun dini görevleri dışında
hiçbir siyasi yetkisi olmayacaktı.
 Rodos ve On İki Ada Balkan Savaşları’nın sonucunda
Osmanlı Devleti’ne geri verilmek şartı ile geçici olarak
İtalya’ya verilmiştir.
BALKAN SAVAŞLARI
I. Balkan Savaşı(1912-1913)
 Reval Görüşmesi (1908)
 Panslavizm politikası
 Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ




Savaşın Nedenleri
Fransız İhtilali ile ortaya çıkan milliyetçilik akımının etkisi
Rusya’nın Balkanlar’da izlediği Panslavizm politikası
Osmanlı Devleti’nin güçsüzlüğü ve İtalya ile savaş halinde
olması
Balkan Devletleri’nin Osmanlıları Balkanlardan tamamen
atmak istemeleri
Londra Antlaşması (1913)
 Osmanlı Midye- Enez çizgisinin batısında kalan
topraklarını Doğu Trakya (Edirne ve Kırklareli), Batı
Trakya Makedonya, Selanik kaybetmiştir.
 Ege adalarının ve Arnavutluk’un geleceğinin saptanması
büyük devletlere bırakılmıştır.
 Osmanlı Devleti Girit Adası üzerindeki haklarından büyük
devletler lehine vazgeçmiştir.
Bab-ı Ali Baskını(23 Ocak 1913)
 İttihad ve Terakki Partisi hükümet darbesi yaparak
yönetime tamamen egemen olmuştur.
 Enver, Talat ve Cemal Paşa
II. Balkan Savaşı(1913-1914)
 Bulgaristan -Yunanistan, Sırbistan, Karadağ, Romanya
 Bulgaristan’ın yenilmesi ve Batılı devletlerin araya
girmesiyle savaş sona ermiştir.
 Balkan Devletleri kendi aralarında Bükreş Antlaşması’nı
imzalamıştır.
 Osmanlı Devleti ise Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan
ile ikili antlaşmalar imzalamıştır.
İstanbul Antlaşması OsmanlıBulgaristan(29 Eylül 1913)
 Edirne Kırklareli ve Dimetoka Osmanlıya ait olacak
 Yeni sınır Meriç Nehri olacak
 Bulgaristan’da kalan Türk ve Müslüman azınlığın hakları
korunacak
Atina Antlaşması OsmanlıYunanistan(14 Kasım 1913)
 Yanya, Selanik, Girit ve Ege Adaları (Gökçeada ve
Bozcaada hariç) Yunanistan'a ait olacak
 Yunanistan’da kalan Türk ve Müslüman azınlığın hakları
korunacak
İstanbul Antlaşması OsmanlıSırbistan(13 Mart 1914)
 Bu antlaşma ile Sırbistan’da kalan Türk ve Müslüman
azınlığın hakları güvence altına alınmıştır.
Balkan Savaşlarının Genel
Sonuçları
 Makedonya, Batı Trakya ve Ege Adaları (Gökçeada ve




Bozcaada hariç) kaybedilmiştir.
Arnavutluk bağımsız olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki varlı Doğu Trakya ile
sınırlı kalmıştır.
İttihad Ve Terakki Partisi Bab-ı Ali Baskını ile yönetimi
tamamen ele geçirmiştir.
Osmanlıcılık akımı yerine Türkçülük akımı önem
kazanmıştır.
I.DÜNYA SAVAŞI(1914-1918)
 Siyasi birliklerini geç tamamlayan Almanya ve İtalya’nın






gelişen sanayileri için hammadde ve Pazar arayışı
Sömürgecilik
İngiltere ve Almanya arasındaki ekonomik rekabet
Almanya’ya yenilen Fransa’nın kaybetmiş olduğu AlsaceLorraine bölgesini geri almak istemesi
Balkanlara hakim olmak için Rusya’nın Panslavizm,
Avusturya-Macaristan’ın Pancermenizm politikası izleyerek
rekabet etmesi
Fransız İhtilali’nin getirmiş olduğu milliyetçilik akımı
Devletlerarası bloklaşma ve silahlanma
İttifak(Bağlaşma) Devletleri
 Almanya
 Avusturya- Macaristan
 İTALYA
 Osmanlı
 Bulgaristan
İtilaf (Anlaşma) Devletleri
• İngiltere
 Fransa
 Rusya
 Japonya
 Romanya
 Portekiz
 Belçika
 ABD
 Yunanistan
Çin
Sırbistan
Osmanlı Devleti’nin Savaşa
Girme Nedenleri
 Kaybettiği toprakları geri almak
 Kapitülasyonlardan kurtulmak
 Dış borçlardan kurtulmak
 Rusya’nın boğazlar üzerindeki isteklerine engel olmak
Almanya’nın Osmanlı Devletini
Savaşta Yanına Çekme
Sebepleri
 Yeni cephelerin açılmasını sağlayarak üzerindeki yükü





hafifletmek
Padişahın Halifelik gücünden yararlanarak İngiliz
sömürgelerinde yaşayan Müslümanları ayaklandırmak
Osmanlı’nın asker potansiyelinden yararlanmak
Orta Doğu petrollerini denetim altında tutmak
Boğazları denetim altında tutarak Rusya’nın müttefikleri
ile bağlantısını kesmek
Osmanlı Devleti’nin jeopolitik ve stratejik öneminden
yararlanmak
Osmanlı Devleti’nin Savaştığı
Cepheler
 Kafkas Cephesi
İlk açılan cephedir, Ruslarla savaşılmıştır.
 Çanakkale Cephesi
Osmanlı’nın galip geldiği tek cephedir, İtilaf devletleri ile
savaşılmıştır.
 Kanal Cephesi
Mısır’ı almak için açılmıştır. İngilizler ile savaşılmıştır.
 Suriye- Filistin Cephesi
İngilizlere karşı Orta Doğuyu korumak amacıyla
savaşılmıştır
 Irak Cephesi
Irak’ı İngilizlere karşı korumak için savaşılmıştır.
 Hicaz- Yemen Cephesi
İngilizlerle anlaşan Araplara karşı savaşılmıştır.
 Galiçya Cephesi
Avusturya- Macaristan İmparatorluğuna yardım amacıyla
Ruslarla savaşılmıştır.
 Romanya Cephesi
Bulgaristan’a yardım amacıyla Rumenlerle savaşılmıştır.
 Makedonya Cephesi
 Bulgaristan’a yardım amacıyla Fransızlar ve Sırplara karşı
savaşılmıştır.
Kafkas Cephesi
 Rusya’nın Kafkaslar üzerinden saldırıya geçmesi ile açılan ve
Osmanlıların savaştığı ilk cephedir.
 Enver Paşa Kafkaslar üzerinden Rusya’ya bir taarruz düzenleyerek ;
 Rus kuvvetlerinin bir bölümünü Kafkasya’da tutarak Almanya’nın
yükünü hafifletmek
 Bakü petrollerini ele geçirmek
 Kafkaslarda ve Orta Asya’da yaşayan Türklerin bağımsızlık
hareketlerini destekleyerek bir araya getirmek
 Kafkaslar üzerinden Hindistan’a ulaşmak
 Rusya’nın güneye inmesini engellemek
 Berlin Antlaşması ile kaybedilen Kars, Ardahan ve Batum’u (Elviyei Selase) geri almak
 Enver Paşa Alman askeri heyetinin de teşvikiyle Rus
kuvvetlerini arkadan çevirerek yok etmek, Kars ve
Batum’u geri alıp Kafkasya yoluyla Orta Asya’daki
Türklerle birleşip Turancılık fikrini hayata geçirmek
maksadıyla emrindeki 90.000 askerle 21 Aralık’ta giriştiği
bu harekata ‘‘Sarıkamış Harekatı’’ denilmektedir.
 Ruslar; Erzurum, Trabzon, Erzincan, Van, Bitlis ve Muş’u
ele geçirmişlerdir.
 27 Mayıs 1915 ‘’Tehcir Kanunu’’
 Mustafa Kemal Paşa, emrine verilen XVI. Kolordu ile
birlikte ileri harekata geçen Rus kuvvetlerini durdurarak
taarruza geçmiş 1916’da Muş ve Bitlis’i geri almıştır.
 1917 Bolşevik İhtilali
 3 Mart 1918 Brest- Litovsk Antlaşması ile Rusya savaştan
çekilmiştir.
 Rusların yerini Ermeniler almıştır.
Kanal Cephesi
 Osmanlı Devleti tarafından Almanların isteği ile
İngiltere’ye karşı açılmıştır. Amaç;
 Mısır’ı ele geçirerek Süveyş Kanalı’na hakim olmak
 İngiltere’nin Hindistan ve Uzak Doğu’daki sömürgeleriyle
olan bağlantısını kesmek
 İngiltere’nin iyi savunması ve Almanların yeterli yardım
yapamaması nedeniyle Osmanlı Devleti başarılı
olamamıştır.
Çanakkale Cephesi
 İngiliz ve Fransız ortak donanmasının saldırısı nedeniyle





açılmıştır. Amaç;
Rusya’ya askeri ve ekonomik yardım götürmek
Balkanlarda Almanya ve Avusturya- Macaristan’a karşı yeni bir
cephe açmak
İstanbul ve boğazları ele geçirerek Osmanlı Devleti’ni saf dışı
bırakmak
Balkanlarda tarafsız olan bazı devletleri yanına çekmek
Başkenti savunmak zorunda kalacak olan Osmanlı Devleti’nin
diğer cephelerdeki baskısını ortadan kaldırmak
 Mustafa Kemal, Arıburnu, Conkbayırı, Kireçtepe ve





Anafartalar’da büyük başarılar kazanarak İstanbul’un işgalini
önlemiştir.
SONUÇLARI
Rusya’ya vaat edilen yardım götürülememiştir.( Bolşevik
İhtilali)
I. Dünya Savaşı’nın uzamasına yol açmıştır.
Bulgaristan İttifak Devletleri’nin yanında savaşa katılmıştır.
Mustafa Kemal bundan sonra ‘Anafartalar Kahramanı’ olarak
tanınacaktır.
Irak Cephesi
 Arapların desteğini alan İngilizlerin Basra Körfezi’nden Irak’a
asker çıkarması ile cephe açılmıştır.
Amaç;
 Irak’taki petrolleri ele geçirmek
 Osmanlıların İran’a girip Hindistan kara yolunu tehdit etmesini
önlemek
 Kuzeye çıkarak kara yolu ile Ruslarla birleşmek
 İngilizler Kuttü’l- Amara’da mağlup edilmişlerdir, fakat bu
başarının devamı gelmemiş, İngilizler Bağdat’ı alarak Musul’a
kadar ilerlemişlerdir.
 Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada Musul dışında bütün
Irak elden çıkmıştır.
Suriye-Filistin Cephesi
 İngilizler Araplarında desteğini alarak Filistin’i işgal
etmişlerdir.
 İngilizler: Kudüs, Beyrut, Şam’ı almışlardır.
 VII. Kolordu Komutanı Mustafa Kemal İngilizleri
Halep’te durdurmayı başarmıştır.
 Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’na
atandığı sırada Mondros Mütarekesi imzalanmış cephe
kapanmıştır.
Hicaz- Yemen Cephesi
 İngilizler ile anlaşan Hicaz Emiri Şerif Hüseyin
ayaklanmış ve isyan genişleyerek Yemen’e yayılmıştır.
 Osmanlı İngilizler ve Araplara karşı savaşmış fakat başarı
elde edememiştir.
 Hicaz ve Yemen Osmanlı egemenliğinden çıkmıştır.
Gizli Antlaşmalar
 İstanbul Antlaşması(1915)
Rusya, İngiltere, Fransa
 Rusya: İstanbul ve Boğaziçi’nin Marmara Denizi ile
Çanakkale Boğazı’nın batı sahillerinin ve Midye- Enez
hattına kadar Güney Trakya’nın Rusya’ya bırakılması
 İngiltere ve Fransa da Anadolu ve Orta Doğu topraklarını
paylaşacak
 İstanbul Antlaşması Rus Çarlığı’nın yıkılması ile
geçerliliği kaybetmiştir.
Londra Antlaşması (1915)
 İtalya, İngiltere, Fransa, Rusya
 İtalya Oniki Ada’yı kesin olarak topraklarına katacak
 Anadolu işgal edilirse Antalya ve çevresi İtalya’ya
verilecek
Sykes- Picot Antlaşması(1916)
 İngiltere, Fransa
 Osmanlı Devleti’nin Ortadoğu toprakları başta olmak üzere büyük






bir kısmının paylaşıldığı gizli antlaşmadır.
Basra, Fırat, Dicle: İngiltere’ye
Suriye, Mersin’e kadar olan Anadolu toprakları: Fransa’ya
Buna göre; İngiltere ve Fransa Rusya’nın da onayının alınması
gerektiği için Mart 1916’da Rusya ile Petrograd Protokolü’nü
imzalamışlardır.
Son hali ile: Adana Antakya bölgesi ile Suriye kıyıları ve Lübnan
Fransa’ya
Musul hariç olmak üzere Irak, yani Fırat ve Dicle Nehirleri arasında
kalan topraklar İngiltere’ye
Trabzon, Erzurum, Van, Bitlis ile Güneydoğu Anadolu’nun bir kısmı
Rusya’ya verilmiştir.
Saint- Jean de Maurienne
Antlaşması (1917)
 İngiltere, Fransa, Rusya
 İtalya Sykes- Picot Antlaşması karşılığında İzmir ve Mersin





bölgesini istemiştir.
İngiltere- Fransa- İtalya
İtalya Sykes- Picot Antlaşması’nı tanımıştır
Karşılığında: Mersin hariç Antalya Konya Aydın ve İzmir
veriliyordu.
Rusya onayı şart koşulmuş, ancak Rusya’da ihtilalin çıkması
nedeni ile onaylama gerçekleşememiştir. Bu nedenle ölü
doğmuştur.
Antlaşmanın geçersiz olması İtalya’ya vaat edilen toprakların
İtilaf Devletleri tarafından Yunanistan’a bırakılması sonucunu
doğurmuştur.
Mc Mahon Antlaşması(1916)
 İngiltere, Şerif Hüseyin
 Şerif Hüseyin Arap Yarımadası ile Irak ve Suriye’nin
tamamını içine alan bağımsız bir devlet kurulmasını ve
başına da kendisinin getirilmesini istedi
 İngiltere şerif Hüseyin’in Lübnan hariç bütün isteklerini
kabul etti.
I. Dünya Savaşını Sona Erdiren
Antlaşmalar
 Bulgaristan – Selanik – Neuilly
 Osmanlı – Mondros – Sevr
 Avusturya –Willa Guieste- Saint Germain- en- Laye
 Macaristan- Willa Guieste- Trianon
 Almanya- Rothandes- Versailles
 ***Rusya- Erzincan Mütarekesi- Brest- Litowsk
Wilson Prensipleri( 8 Ocak
1918)
 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson




tarafından açıklanan ve tarihe ‘‘Wilson Prensipleri’’ olarak
geçen 14 temel nokta barış antlaşmalarının esaslarını
ortaya koymak için yayınlanmıştır. Buna göre:
Açık diplomasi ilkesi
Savaş ve barış zamanlarında karasuları dışında kalan
denizlerde tam geçiş serbestliği olmalıdır
Barış yapmak ve korumak için çalışan devletlere
ekonomik kısıtlamalar kaldırılmalıdır
Aşırı silahlanmaya engel olunmalı
 Sömürgelerin durumu geniş ve tarafsız olarak ele alınmalı





ve sonuca bağlanmalıdır
Rusya’nın bağımsızlığı tanınmalı ve gelişiminde her türlü
yardım yapılmalı
Belçika’ya bağımsızlık verilmeli
Alsace- Lorrainne tekrar Fransa’ya iade edilmeli
İtalya sınırları dışında yaşayan İtalyanları içine alacak
şekilde İtalya’da sınır düzenlemeleri yapılmalı
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun içerisindeki
halkların özgür gelişmeleri için olanak verilmeli
 Romanya, Karadağ, Sırbistan’ın sınır ve konumları
yeniden düzenlenmeli
 Bağımsız bir Polonya devleti kurulmalıdır
 Büyük ve küçük devletlerin uluslararası politikadaki
bağımsızlıklarını korumak adına uluslararası bir kurul
oluşturulmalıdır.
Paris Barış Konferansı (18 Ocak
1919)
 İngiltere-Fransa- ABD- İtalya
 Konferansın etkili ülkesi ABD’nin Başkanı Wilson,
Ondört ilkesinde, bundan böyle uluslararası sistemin güç
dengesine değil, etnik self- determinasyon ilkesine,
devletlerin güvenliklerinin askeri anlaşmalara değil, ortak
güvenlik sistemine ve gizli değil açık diplomasiye ve
açıkça varılan antlaşma esaslarına dayandırılmasını
Avrupalılardan istemiştir. ( amaç uluslararası dengeleri
kurmak değil, devam eden bütün uluslararası sistemi
değiştirmektir.)
Wilson’un yapılmasını ‘zorunlu’
gördükleri:
 Açık diplomasi
 Denizlerin serbestliği
 Genel silahsızlanma
 Ticari engellerin kaldırılması
 Sömürgecilikle ilgili taleplerin tarafsız bir şekilde
çözümlenmesi
 Belçika’nın yeniden kurulması
 Rus topraklarının boşaltılması
 Milletler Cemiyeti’nin kurulması
Yapılmasını ‘zorunlu’ değil de
‘gerekli’ saydıkları konular:
 Alsace- Lorrainne’in Fransa’ya geri verilmesi
 İtalya’nın sınırlarının yeniden düzenlenmesi
 Osmanlı ve Avusturya-Macaristan’ın azınlıklarına özerklik
verilmesi
 Balkanların boşaltılması
 Boğazların uluslararası bir statüye kavuşturulması ve
denize çıkış alanı olan bağımsız bir Polonya’nın kurulması
*ABD’nin isteğine uygun olarak Milletler Cemiyeti’nin
kurulmasına öncelik verilmiştir.
Rusya Brest- Litowsk
Antlaşması( 3 Mart 1918)
 İttifak Devletleri- Rusya arasında yapılmıştır
 Bu antlaşmayla Rusya savaştan çekilmiştir.
 Rusya 1877-78 Osmanlı Rus Savaşı sırasında aldığı Kars
Ardahan ve Batum( Evliye-i Selase)’u boşaltacaktır
 Rus kuvvetleri, Doğu Anadolu Bölgesi’nde işgal ettiği
toprakları boşaltarak, savaş öncesi sınırlarına çekilecektir.
Almanya- Versailles Barış
Antlaşması( 28 Haziran 1919)
 440 maddeden oluşmaktadır
 En önemli esasları: Ağır bir savaş tazminatı ödeyecektir.
 Denizaşırı sömürgelerinden vazgeçecektir, bu topraklar
İngiltere, Fransa, Belçika ve Japonya arasında
paylaşılacaktır.
 Almanya; Belçika, Lehistan(Polonya), Çekoslovakya ve
Fransa’ya toprak verecek, Avusturya, Polonya ve
Çekoslovakya’nın bağımsızlığını tanıyacaktır.
 Zorunlu askerlik kaldırılacak, sadece 100.000 kişilik bir
ordu bulundurabilecektir.
Avusturya- Saint Germain- enLaye Barış Antlaşması(10 Eylül
1919)
 Avusturya- Macaristan İmparatorluğu savaşa bir imparatorluk




olarak başlamış ancak, 1918 Ekim ve Kasım aylarında çıkan
karışıklıklardan dolayı savaş bitmeden imparatorluk
dağılmıştır. İtilaf Devletleri, Avusturya ve Macaristan ile ayrı
ayrı barış antlaşmaları imzalamışlardır.
Avusturya; Macaristan, Çekoslovakya ve Yugoslavya’nın
bağımsızlığını kabul edecektir
Yugoslavya, İtalya, Romanya ve Polonya’ya toprak verecektir.
Zorunlu askerlik kaldırılarak, asker sayısı 30.000’e
indirilecektir.
Savaş tazminatı ödeyecektir.
Bulgaristan- Neuilly
BarışAntlaşması( 27 Kasım
1919)
 Bulgaristan; Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya’ya




toprak verecekti
Ege Denizi ile bağlantısı kesilerek küçük bir Balkan
devletine haline getiriliyordu
Mecburi askerlik kaldırılmıştır
Asker sayısı 25.000 olacaktır
Ağır bir savaş tazminatı ödeyecektir.
Macaristan- Trianon Barış
Antlaşması(6 Haziran 1920)
 Macaristan; Çekoslovakya’ya, Romanya’ya ve
Yugoslavya’ya toprak verecek deniz bağlantısı olmayan
küçük bir devlet haline geliyordu.
 Zorunlu askerli kaldırılacak
 Asker sayısı 35.000 kişi ile sınırlandırılacak
 Ağır savaş tazminatı ödeyecektir.
Sevr Anlaşması( 10 Ağustos
1920)
 30 Ekim 1918’de Mondros Ateşkes Antlaşması
imzalanmıştır.
 Mondros Ateşkes Antlaşması Anadolu halkında büyük bir
uyanış yaratarak Milli Mücadele hareketini başlatmıştır.
 Sevr Antlaşması imzalanmasına karşın meclis tarafından
onaylanmadığı için ölü doğmuş, geçersiz bir antlaşmadır.
I. Dünya Savaşının Sonuçları
 Avusturya- Macaristan, Osmanlı İmparatorluğu parçalandı. Yeni





devletler ortaya çıktı( Çekoslovakya, Yugoslavya, Türkiye vb.)
İngiltere en güçlü devlet haline gelmiş, İngiltere’yi Fransa takip
etmiştir
İmparatorluklar yıkıldığı gibi bir çok devletin de yönetim şekli
değişmiştir.
Milletler Cemiyeti kurulmuştur.
I. Dünya Savaşı’nın çıkardığı huzursuzluklar, II. Dünya Savaşı’nın
en önemli sebeplerinden birini teşkil etmiştir.
I. Dünya Savaşı, cephelerde birçok insanın hayatını kaybetmesine
sebep olmuş, ancak savaş teknolojisinin gelişmesini sağlamıştır.
1916’da İngiltere tarafından üretilen tank ilk kez bu savaşlar
sırasında kullanılmıştır. Zehirli gazlar, denizaltıları, savaş uçakları
kullanılan önemli savaş araçlarıdır.
Mondros Mütarekesi( 30
Ekim1918)
 Osmanlı Devleti, Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi ile
Almanya ile bağlantısının kesilmesi ve Trakya’dan da
İngiliz- Fransız kuvvetlerinin harekete geçme hazırlığı,
son olarak da müttefiklerinin yenilgiyi kabul etmeleri
üzerine, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni
imzalayarak savaştan çekilmek zorunda kaldı. Tamamı 25
madde olan bu sözleşmenin en önemli maddelerine göre:
 Karadeniz’e geçmek amacıyla ve Çanakkale ve Karadeniz
Boğazları’nın açılıp serbest geçişin sağlanması için
Çanakkale ve Karadeniz Boğazları İtilaf Devletleri
tarafından işgal edilecektir.
 Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için
gerekli görülen askerden fazlası terhis edilecektir.
Güvenliği sağlayacak asker miktarı, Osmanlı Devleti ile
yapılacak görüşmelerden sonra İtilaf Devletleri tarafından
belirlenecektir.
 Osmanlı karasularında güvenliği sağlayacak küçük
gemilerin dışındaki bütün Osmanlı savaş gemileri teslim
edilerek, gösterilecek Osmanlı limanlarına hapsedilecektir.
 *İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir
durumun ortaya çıkması halinde, herhangi bir stratejik
noktayı işgal etme hakkına sahip olacaklardır
 Osmanlı Devleti’ne ait bütün liman ve demiryolları İtilaf





Devletleri’ne açılacak, İtilaf Devletleri ile savaş halinde olanlara
kapatılacaktır. Ayrıca Osmanlı gemilerinden ticaret ve savaş
konularında yararlanılabilecektir.
Toros tünelleri İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecektir.
İtilaf Devletleri, hükümet haberleşmeleri dışındaki telsiz, telgraf ve
kabloları denetimi altına alacaktır.
Bütün demiryolları, İtilaf Devletleri subaylarının kontrolü altına
girecektir.
Türk Hükümeti, ülkede bulunan Alman ve Avusturyalıları bir ay
içinde sınır dışı edecekti.
Vilayet-i Sitte’de ( Altı il: Erzurum, Van, Harput, Diyarbakır, Sivas,
Bitlis) karışıklık çıkarsa, İtilaf Devletleri bu vilayetleri herhangi bir
bölümünü işgal edebileceklerdi.
Mondros Mütarekesi’nin
Sonuçları ilk İşgaller
İngilizler:
Musul
İskenderun
Boğazlar
Kilis, Batum, Antep, Maraş, Urfa, Kars, Samsun
Fransızlar: Dörtyol, Mersin, Adana, Pozantı
Trakya’da bulunan Fransız askeri ise Rumeli, Trakya,
Boğazlar ve İstanbul’un işgaline yardımcı olmuşlardır.
İtalya: Antalya, Kuşadası, Fethiye, Bodrum ve Marmaris’i işgal
etmişlerdir.





Yunan İşgalleri ve İzmir
 İzmir ve çevresi Saint Jean de Maurienne Antlaşması ile
İtalya’ya verilmişti. Ancak İtilaf Devletleri, güçlü bir
İtalya yerine kendi isteklerine olumlu cevap verecek
Yunanlıları tercih ederek 15 Mayıs 1919 Yunanlıların
İzmir’i işgal etmesine karar vermişlerdir.
Yunanlılar işgale hukuki dayanak olarak şunları
göstermişlerdir:
 Mondros Mütarekesi’nin 7.maddesi
 Wilson İlkeleri’nin self-determinasyon ilkesi
 İzmir’in işgali ülke çapında yoğun protestolara yol açmıştır.
İşgallere karşı ulusal bilinç uyanmaya başlamış ve silahlı
çeteler kurulmuştur. Bunun sebebi işgalin geçici olmayacağı ve
İzmir’in Yunanistan’a bağlanacağının anlaşılmasıdır.
 İşgalin en önemli sonucu, Ege Bölgesî’nde Kuva-i Milliye
Hareketi’nin oluşmasıdır.
 Yunanlıların, İzmir ve çevresinde katliam yapmaları üzerine,
Amiral Bristrol tarafından hazırlanan raporda, bölgenin
Yunanistan’a bırakılmaması gerektiği belirtilmiştir.
 *Amiral Bristrol Raporu Türklerin mücadelelerinde haklılığını
ortaya koyan ilk uluslararası belgedir.
MİLLİ MÜCADELEDE
CEMİYETLER
AZINLIKLAR VE ZARARLI CEMİYETLER
 Rumlar ve Kurdukları Cemiyetler
 Etnik-i Eterya Cemiyeti
Yunan bağımsızlığı ve bunun için Rumların isyan etmesini
sağlamak amacıyla 1814’te ikisi Rum biri Bulgar olmak üzere üç
tüccar tarafından Odesa’da kurulmuştur. Amacı: görünürde
Osmanlı Devleti içinde Hristiyanlar arasında eğitim ve öğretimi
yaygınlaştırmaktı. Ancak asıl maksadı, Yunan Patriği’nin
güdümünde Eski Bizans İmparatorluğu’nu kurmaktı.
Yunanistan’ın bağımsızlığını kazanmasıyla, Karadeniz’de Pontus
Rum Devleti’nin kurulması için çalışmalar yapmıştır.
Mavri Mira Cemiyeti
 Mondros Mütarekesi’nden sonra İstanbul’da Rumlar
tarafından kurulmuştur.
 Amacı: Osmanlı Devleti’nde silahlı çeteler kurmak onları
sevk ve idare etmek, gösteri ve propaganda faaliyetlerinde
bulunmaktı.
 Faaliyet alanları daha çok Batı Anadolu, Marmara,
Tekirdağ ve Kırklareli’dir.
Pontus Cemiyeti
 1904 yılında, Merzifon Amerikan Koleji’nin sağladığı
destekle Rumlar tarafından kurulmuş gizli bir cemiyettir.
 Amacı: Yunanistan ile Fener Rum Patrikhanesi’nden
aldığı teşvik ve desteklerle Trabzon, Ordu, Giresun,
Samsun sahil bölgelerinin tamamını, Kastamonu,
Gümüşhane, Erzincan ve Sivas vilayetlerinin de bir
kısmını içine alacak biçimde, bağımsız bir Pontus
Cumhuriyeti kurmaktı.
Kardos Komitesi
 Rum muhacirleri merkez komisyonu adıyla İstanbul
Galata’da teşkilatlanan bu komitenin hedefi isyan ve göç
olarak özetlenebilir.
 Osmanlı topraklarında isyanlar çıkarmak
 Yunanistan’dan gelen Rumları göçmen gösterip Trabzon,
Karadeniz sahilleri, İzmir ve Trakya’ya yerleştirmek
Ermeniler ve Kurdukları
Cemiyetler
 Hınçak Komitesi(Çan Sesi Komitesi)
1887’de kurulmuştur. Amacı: Ermenilere yeni ve özerk bir idare
sağlamak olan komite, en başta Ermenilerin yaşadığı bölgelerde
komitenin örgütlenmesi güçlenip genişlemesi için çalışmıştır.
Terör ve suikast için maddi kaynak sağlanması, çeteler kurarak
Osmanlı Hükümeti’ni devamlı meşgul etmek suretiyle
zayıflatmak temel amaçlarıydı.
 Taşnaksutyun Komitesi( Ermeni İhtilal Cemiyetleri Birliği)
1890 yılında kurulmuştur. Amacı: Tiflis’te kurulmuş olan Genç
Ermenistan’ı merkezi Van’da olan Ermeni Cemiyeti
Armeneganlar’ı ve Hınçak Komitesi’ni birleştirerek Rusya’dan
Türkiye’ye gelecek çetelere yardımcı olmaktı.
Diğer Zararlı Cemiyetler
Hürriyet ve İtilaf Fırkası
1911’de İttihat ve Terakki Partisi’ne karşı kurulmuştur. Padişah ve hilafeti savunmuştur. Mesuliyet, Peyam-ı
Sabah, Alemdar gibi gazetelerle kamuoyunu etkilemeye çalışmıştır. Tevfik Paşa’nın sadrazam olmasıyla
etkinliği sona ermiştir.
 İslam Teali Cemiyeti
İstanbul medreselerinde görevli bazı müderrisler tarafından 1919’da kurulan cemiyet hilafet ve ümmetçilik
esaslarını benimsemiştir.
 Kürdistan Teali Cemiyeti
1919’da kurulmuştur. Amacı: Kürtlerin genel çıkarlarının korunması ve milli davalarının desteklenmesi, bu
gayeye ulaşmak için dergi, gazete, kitap yayınlanması, Kürtçe eğitim verecek okulların açılması ve Wilson
Prensiplerinin Kürtlere de uygulanmasını sağlayarak bağımsız bir Kürdistan Devleti’nin kurulmasıdır. İngilizler
Milli Mücadele hareketinin başarıya ulaşmaması için Kürtler ve Ermenileri silahlı eylemler konusunda teşvik
etmiştir.( Güneydoğu Anadolu’da Kürt devletinin kurulması, Doğu Anadolu Bölgesi’nde Ermenistan devletinin
kurulması)
 İngiliz Muhipler Cemiyeti
Osmanlı Devleti’nin kurtuluşunun İngiliz mandasına girmekle sağlanacağını savunmuşlar buna yönelik
çalışmalar yapmışlardır. Milli Mücadele hareketinin etkinliğinin artması ile etkinliğini yitirmiştir.
 Wilson Prensipleri Cemiyeti
Halide Edip, Ali Kemal, Refik Halit gibi gazeteci, yazar, doktor ve avukat gibi aydınların yer aldığı cemiyet
Amerikan mandasını savunmuştur. Amerikan mandası Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde reddedilmiştir.

Milli Mücadeleye Taraftar
Cemiyetler
 Kars Milli İslam Şurası
Mondros Mütarekesi’nin uygulanmasına karşı kurulan ilk Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’dir. Amacı: Osmanlı Devleti’nin Elviye-i Selase’den askeri ve idari açıdan
bütünüyle çekilmesi üzerine, bu bölgeleri Ermeni ve Gürcülere kaptırmamak için
mücadele etmektir.
 İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti
İzmir’in yabancılara verilmesini önleyebilmek için Wilson Prensiplerine dayanarak
kurulmuş ve konferanslar vererek broşürler basarak, uluslararası kurumlara protesto
telgrafları çekmek ve Avrupa kamuoyunun dikkatini milli dava üzerinde
yoğunlaştırarak içeride ve dışarıda propaganda yapmak suretiyle İzmir’in işgaline
kadar sürdürmüşlerdir. İzmir’in işgaline karşı Redd-i İlhak Cemiyeti’nin kurulmasını
sağlamıştır. İzmir’in işgalini Anadolu’ya haber veren de bu cemiyettir.
 Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti
Karadeniz’de (Rize Trabzon, Gümüşhane, Giresun, Ordu) Pontus Rum Devleti’nin
kurulmasını engellemek amacıyla kurulmuştur. Cemiyet Sivas Kongresi kararları
uyarınca Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti içerisine dahil olmuştur.
 Milli Kongre Cemiyeti
 1918’dekurulmuştur. Amacı: Kuvay-ı Milliyi birleştirmek, vatanın haklarını ve menfaatlerini
gerçekleştirme yolları bulmak ve onlara ulaşmak şeklinde özetlenebilir.
 Karakol Cemiyeti
 İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin devamı niteliğinde olup Enver ve Talat Paşaların direktifleri
neticesinde kurulan bir cemiyettir. Vatanın kurtuluşu ve bağımsızlığını sağlamayı amaç
edinmişlerdir. Türk Milleti’nin zararına faaliyet gösteren cemiyet fırka ve casus şebekeleri ile
propaganda merkezlerinin tespit edilmesi için büyük çaba harcamışlardır.
 Trakya Paşaeli Müdafa-i Hukuk-ı Heyet-i Osmaniyesi
 Trakya’nın İtilaf Devletleri tarafından işgal edilip, elden çıkmasına engel olmak amacı ile
kurulmuştur.
 Vilayet-i Şarkiyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti
 Mondros Mütarekesi’nin 24.maddesi gereğince Vilayet-i Sitte( Erzurum, Van, Bitlis, Harput,
Diyarbakır, Sivas)’de herhangi bir karışıklık çıkarsa İtilaf Devletlerince bu bölgenin işgal
edilebileceği belirtilmişti. Vilayet-i Sitte’nin Türk olduğunu kanıtlamak amacı ile kurulmuştur.
Cemiyetin amacı: Ermenilere verilmek istenen Doğu vilayetlerinin tarihi bir gerçeklikle Türkİslam memleketi olduğunu Tüm dünyaya göstermektir.

Azınlıklar Tarafından Kurulan
Cemiyetlerin Özellikleri
 İtilaf Devletleri’ni desteklemişlerdir.
 Bulundukları bölgede karışıklıklar çıkararak Anadolu
işgalini hızlandırmışlardır.
 Ermeni ve Rum Patrikhanesi’nin desteğini almışlardır.
 Bulundukları bölgede bağımsız devlet kurmayı
amaçlamışlardır.
Yararlı Cemiyetlerin Özellikleri
 Mondros’tan sonra işgallere tepki olarak kurulmuşlardır.
 Kendi bölgelerinin kurtuluşunu öncelikle amaçlamışlardır.




Bu nedenle bölgeseldir.
Milliyetçilik duygusu temelinde kurulmuşlardır.
Wilson İlkeleri’ne dayanarak bölgelerinin Türklüğünü
kanıtlamaya çalışmışlardır.
Sivas Kongresi’nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti adıyla tek çatı altında birleşmişlerdir.
Basın ve yayın yoluyla çalışmalar yapmışlar gerektiğinde
işgallere karşı silahlı direniş kararı almışlardır.
KURTULUŞ SAVAŞI
 Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı (19 Mayıs 1919)
 Samsun Raporu
Havza Genelgesi (28
Mayıs1919)
 Mustafa Kemal Anadolu’daki komutanlarla görüştükten sonra






yayınladığı genelgede;
İzmir, Manisa ve Aydın’ın Yunanlılarca işgalinin protesto
edilmesi
Hükümete uyarı telgraflarının çekilmesi
Silahların teslim edilmemesi
Orduların dağıtılmaması
Mitingler yapılırken Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesine
dikkat edilmesi ve azınlıklara kötü davranılmamasını istemiştir.
Milli mücadele döneminin ilk genel çağrısını yapmıştır
Amasya Genelgesi(22 Haziran
1919)
 Amasya Genelgesi var olan düzene ilk tepki olmasından
dolayı ihtilal bildirgesi niteliğindedir.
 Genelgeyi Mustafa Kemal dışında, Rauf Orbay, Ali Fuat
Paşa, Refet Bele de imzalamıştır. Ayrıca Erzurum’da
bulunan Kazım Karabekir ve Konya’da bulunan Ordu
Müfettişi Cemal Paşa’nın da telgrafla onayı alınmıştır.
 Mustafa Kemal gerçek kurtuluşa erişebilmek için Milli
Mücadele hareketini kişisel olmaktan çıkarıp, bütün
milletin birlik ve beraberliğini sağlayacak ortak bir
hareket halini almasını istiyordu.
Amasya Genelgesi’nin Esasları
 Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikelidir.
(gerekçe)
 İstanbul Hükümeti üstüne düşen görevi yerine
getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi
göstermektedir.(gerekçe)
 Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı
kurtaracaktı.(yöntem)
 Milletin içinde bulunduğu durum ve şartlara göre harekete
geçmek ve haklarını tüm dünyaya duyurmak için her türlü
etki ve denetimden uzak milli bir kurul oluşturulmalıdır.
 Anadolu’nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas’ta ulusal
bir kongre toplanmasına karar verilmiştir.
 Bunun için bütün illerin her sancağından milletin güvenini
kazanmış üç delegenin seçilerek mümkün olan en kısa süre
içerisinde yola çıkarılması gerekmektedir.
 Her ihtimale karşı bu konunun ulusal bir sır olarak tutulması ve
delegelerin gereken yerlere kimliklerini gizleyerek gelmeleri
gerekmektedir.
 Doğu illeri adına 10 Temmuz’da bir kongre toplanacaktır.
Bu tarihe kadar diğer illerin delegeleri de Sivas’a gelebilirse,
Erzurum Kongresi’nin üyeleri de Sivas’ta yapılacak milli
kongreye katılmak üzere Sivas’a hareket edecektir.
Önemi
 Siyasi, hukuki ve tarihi açılardan oldukça önemli bir belgedir.
 Milli Mücadele hareketi fikir olmaktan çıkmış bir eyleme




dönüşmüştür.
Milli kurtuluşun gerekçesini, amacını ve yöntemini ortaya
koymaktadır.
Temsil Kurulu’nun oluşturulmasının gereği ilk kez Amasya
Genelgesi’nde ima edilmiştir.
Milli Mücadele’nin başladığı ilan edilmiş, mücadele millete
mal edilmiştir.
Ulusal egemenliğe dayalı yeni Türk Devleti’nin kurulması
yolunda ilk adım atılmıştır.
!!!
 Amasya Genelgesi’nden sonra Mustafa Kemal İstanbul
Hükümeti tarafından görevden alınmak istenmiş, bunun
üzerine Mustafa Kemal 7-8 Temmuz gecesi Erzurum’da
askerlik görevinden istifa etmiş 5 Ağustos 1921
Başkomutanlık Kanunu’na kadar sivil kalmıştır.
KONGRELER DÖNEMİ
Erzurum Kongresi(23 Temmuz7Ağustos 1919)
 Mondros Mütarekesi’nin 24.maddesine göre Vilayet-i Sitte’de ( Altı
il: Erzurum, Van, Harput, Diyarbakır, Sivas, Bitlis) karışıklık çıkarsa,
İtilaf Devletleri bu vilayetleri herhangi bir bölümünü işgal
edebileceklerdi. Bu maddeye dayanarak Doğu Anadolu’nun İtilaf
Devletleri’nin tehdidi altına girmesini ve Doğu Anadolu’da Ermeni
Devleti’nin kurulmasını engellemek amacıyla, Trabzon Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti’nin de desteği ile Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti tarafından düzenlenmiştir.
 XV. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir’den büyük destek
görmüştür
 Mustafa Kemal’in kongreye katılabilmesi için, Doğu İlleri Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti’nin Erzurum üyeleri Kazım (Yurdalan) ve Cevat
(Dursunoğlu) görevinden istifa ederek yerlerini Mustafa Kemal ve
Rauf Bey’e bıraktılar. Bu suretle Mustafa Kemal’in kongreye iştirakı
meşruluk kazanmıştır.
Erzurum Kongresi Kararları
 Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz
 Her türlü yabancı işgaline karşı, millet birleşip karşı koyacaktır
 İstanbul Hükümeti bağımsızlığımızı koruyamazsa, Anadolu’da





geçici bir hükümet kurulacaktır.
Siyasi egemenliği ve sosyal dengeyi bozacak şekilde
azınlıklara ayrıcalıklar verilemez
Manda ve himaye kabul edilemez
Kuva-yı Milliye’yi etkin milli iradeyi hakim kılmak esastır.
Millet Meclisi’nin biran önce toplanmasına ve hükümet
işlerinin bu meclis denetiminde yürütülmesine çalışılacaktır.
Kongre’de alınan kararları uygulamak için bir Heyet-i
Temsiliye(Temsilciler Kurulu)seçilecektir
>
 Doğu Anadolu’daki cemiyetler Doğu Anadolu Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti adıyla tek çatı altında birleştirilecektir.
 Bölgeden kesinlikle göç edilmeyecektir
!Erzurum Kongresi, amacı ve toplanış biçimleri bakımından
bölgesel, ancak aldığı kararlar bakımından ulusaldır.
Misak-i Milli kararlarının temeli Erzurum Kongresi’nde
atılmış Doğu illerini bütünleştirici bir özelliği olsa da
yurdun bütününü ilgilendiren kararlar almasıyla bölgesel bir
kongre olmaktan çıkmış ve kendisinden sonra gelen tüm
olayları etkilemiştir. Nitekim Sivas Kongresi kararları ve
TBMM’nin açılış gerekçesi Erzurum Kongresi’ne
dayanmaktadır
Bölgesel Kongreler
 Direnişin başarılı ve kalıcı olabilmesi için Anadolu halkının
örgütlenmesi yoluna gidilerek vatanın her parçasında çeşitli
kongreler düzenlenmiştir.
 Erzurum ( aldığı kararlar bakımından) ve Sivas Kongreleri
ulusal, diğer kongreler ise bölgeseldir.
 Bölgesel nitelikli kongrelerin başlıcaları: Milli Kongre,
Balıkesir, Nazilli, Alaşehir ve Pozantı Kongreleridir. Bunlar
içerisinde Milli Kongre Milli Mücadele’nin ilk kongresidir.
Pozantı Kongresi(5 Ağustos 1920)ise Erzurum Kongresi hariç
Mustafa Kemal Paşa’nın katıldığı tek bölgesel kongre olma
özelliğini taşımaktadır.
 Yerel anlamda toplanan bu kongrelerden en önemlileri Alaşehir
ve Balıkesir Kongreleridir.
Balıkesir Kongreleri
 15 Mayıs 1915’te İzmir’in Yunanlılarca işgali üzerine
harekete geçen Balıkesirliler, ilk olarak Alaca Mescid
toplantısını yapmışlar ve ardından da Redd-i İlhak
Cemiyetini kurmuşlardır.
 Dört kongre toplanmış ve Batı Anadolu’daki tüm güçlerin
birleştirilmesi, Yunanlılara karşı savaşmak için asker
toplanması yönünde kararlar almışlardır.
 Son üç kongrede Erzurum ve Sivas Kongreleri kararları
kabul edilmiştir.
Alaşehir Kongresi(16-25
Ağustos 1919)
 Balıkesir Kongresi’nden sonra 16 Ağustos 1919’da
Alaşehir Kongresi toplanmıştır.
 Kuva-yı Milliye’yi disiplin altına alarak ayrıca Erzurum
kararları uyarınca oluşturulan Heyet-i Temsiliye ile de ilk
defa bu kongre sırasında temasa geçilmiştir.
 Alaşehir Kongresi’nin aldığı en kapsamlı karar hiçbir üst
idari makama bakılmaksızın, Yunanlıların, Batı
Anadolu’daki Afyonkarahisar-İnegöl çizgisinin batısına
geçmesini engellemek, düşmanı memleketten çıkarana
kadar kendi yöntemleriyle savaşa devam etmek ve bunun
için gerekli teşkilatı kurmaktı.
Sivas Kongresi(4-11 1919)
 Sivas Kongresi, Amasya Genelgesi’nde kararlaştırılan ve




Erzurum Kongresi’nde kesinleşmesi doğrultusunda
Mustafa Kemal’in çağrısı üzerine toplanmıştır.
Sivas kongresi toplanış şekli ve aldığı kararlar açısından
ulusaldır.
Büyük devletleri, istatistiki rakamlarla Anadolu ve
Trakya’nın Türklere ait olduğuna inandırmak
amaçlanmıştır.
Mustafa Kemal Kongre başkanı seçilmiştir.
Manda ve himaye fikri Sivas Kongre’sinde en çok
tartışılan konulardan biri olmuştur.
Sivas Kongresi’nde Alınan
Kararlar
 Erzurum Kongresi’nde alınan kararlar kabul edilmiştir.
 Milli kurtuluşu sağlamak amacıyla kurulan tüm cemiyetler
Anadolu Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında
birleştirilmiştir. Örgütlenmede merkeziyetçilik
sağlanmıştır.
 Bağımsızlığa ters düştüğü ve kabul edilmesinin mümkün
olmadığı belirtilmiş ve manda ve himaye fikri
reddedilmiştir
 Sivas Kongresi’nin kararlarını uygulamak için Heyet-i
Temsiliye seçilmiştir.
<
 Heyet-i Temsiliye’nin yetkileri tüm yurdu temsil edecek
şekilde genişletilmiştir.(Erzurum kongresi’nde Temsilciler
Kurulu Doğu Anadolu’nun bütününü temsil eder, kararı
Sivas Kongresi’nde Temsilciler kurulu tüm yurdu temsil
eder şeklini almıştır)
 Temsil Heyeti tarafından alınan kararları halka duyurmak
ve ulusal bilincin güçlenmesini sağlamak amacıyla İrade-i
Milliye Gazatesi’nin çıkarılması kararlaştırılmıştır.
sonuçları
 Sivas Kongresi’nden hemen sonra Temsilciler Kurulu
İstanbul Hükümeti ile her türlü haberleşmeyi kesmiş,
İstanbul’dan Anadolu’ya atanan komutan ve valileri geri
göndermiştir
 Kongrenin toplanmasını önleyemeyen Sadrazam Damat
Ferit Paşa görevden alınmış yerine Ali Rıza Paşa
getirilmiştir. Yeni hükümet Mustafa Kemal ile görüşmeyi
kabul etmiştir.( bu durum Temsilciler Kurulu’nun İstanbul
hükümetine karşı ilk siyasi başarısıdır)
Ali Galip Olayı ve Damat Ferit
Paşa Hükümeti’nin İstifası
 Ali Galip Olayı, Milli Mücadele tarihimizde oldukça
önemli bir yere sahiptir. Sivas Kongresi’ni engellemeyi
amaç edinen bu plan, başarılı olamamış, ancak sonuçları
bakımından Milli Mücadele hareketine önemli başarılar
kazandırmıştır.
 Damat Ferit Paşa Hükümeti istifa etmiştir. Heyet-i
Temsiliye’nin ilk siyasi başarısıdır.
 İstanbul Hükümeti Temsil Heyeti’nin varlığını kabul
etmeye başlamış ve Milli Mücadele hareketinin
meşrulaşmaya başladığını bize göstermesi açısından
önemlidir.
Amasya Görüşmeleri(20-22
Ekim 1919)
 Ali Rıza Paşa Hükümeti kurulmuştur.
 Mustafa Kemal’in yeni sadrazamdan istedikleri:
 1-Yeni hükümet, Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan
kararlara ve ulusal amaçlara saygı göstermeli, karşılığında
Kuva-yı Milliye’de ona yardımcı olmalıdır
 2-Hükümet, Meclis-i Mebusan toplanana kadar milletin
geleceğine etki edecek hiçbir karar almamalı, bu konuda
hiçbir merciye herhangi bir teminat vermemelidir
 3-Paris Barış Konferansı’na gönderilecek delegeler,
milletin isteklerini gerçekten anlamış ve güvenini
kazanmış bilgili ve iradeli kişilerden seçilmelidir
 Amasya Görüşmeleri veya Amasya Mülakatı olarak Milli
Mücadele tarihimize geçen bu toplantıya İstanbul
Hükümeti adına Salih Paşa, Temsil Heyeti adına Mustafa
Kemal ile birlikte Rauf ve Bekir Sami Beyler katılmıştır.
 Görüşmelerde; üç gün süren toplantılar neticesinde üçü
açık ve imzalı, ikisi gizli ve imzasız, toplam beş protokol
yapılmıştır
Birinci Protokol
Salih Paşa’nın istekleri doğrultusunda hazırlanmış ve 21
Ekim günü imzalanmıştır
 Birinci protokolde; ordunun siyasetle uğraşmaması,
İttihatçılığın tekrar canlanmaması için çalışılması,
hükümeti küçük düşürecek girişimlerde bulunulmaması,
muhalefetleri nedenleri ile tutuklananların bırakılmaları,
savaşa katılmamızın haklı sebeplere dayandığı yolundaki
düşüncelerin gizli tutulması, seçimlerin serbestçe
yapılması, asayişi bozacak gösterilerden kaçınılarak
hükümetin aleyhinde yazı yazılmaması gibi önemli
kararlar alınmıştır
22 Ekim İkinci Protokol
 Hilafet ve Saltanat makamları hakkında karşılıklı
güvenceler verilmiş ve Sivas Kongresi kararlarının
görüşülmesine geçilmiştir
 Alınan kararlar; belirlenen sınırların kabul edildiği,
azınlıklara ayrıcalık verilmeyeceği, uygun ortam
sağlandığında Heyet-i Temsiliye’nin dağılacağı gibi
konulara değinilmiştir. Salih Paşa kendi adına, Meclis-i
Mebusan’ın barış sonuna kadar Anadolu’nun güvenli bir
merkezinde toplanması dair söz vermiş, İstanbul
Hükümeti adına kesin bir şey söyleyemeyeceğini
belirtmiştir
Üçüncü Protokol
 Mebus seçimlerinin tam bir serbestlik içinde yapılmasına,
Heyet-i Temsiliye’nin bu seçimlere müdahale etmemesine
karar verilmiştir
Gizli ve İmzasız yapılan
dördüncü protokol
 Bazı ordu mensupları hakkında askerlikten çıkarılmaları
veya askeri mahkemeye verilmeleri hakkında çıkarılan
Padişah buyrukları ile diğer emirlerin düzeltilmesi,
Malta’ya sürgün edilenlerin yargılanmak üzere geri
getirilmeleri, zararlı faaliyetlerde bulunan Ermenilerin
mahkemeye verilmesi, İzmir’in boşaltılması amacıyla
İstanbul Hükümeti’nin İtilaf Devletlerini yeniden protesto
etmesi, Kuva-yı Milliye hareketinin güçlendirilmesi ve
desteklenmesi, zararlı derneklere son verilmesi, Milli
Mücadele hareketine destek veren memurların yerlerinde
kalmaları gerektiği noktalarında anlaşmaya varılmıştır
Son protokol
 Bu protokolün tamamı, Paris Barış Konferansı’na Osmanlı
heyeti olarak gönderilmesi istenilen kişilerin isimlerine
ayrılmıştır. Buna göre; Paris’e Tevfik Paşa başkanlığında
bir heyet gönderilmesine kesin olmamakla birlikte
kararlaştırıldı. Bu kişilerin seçimlerinde hükümet, ana
ilkelere bağlı kalmak kaydıyla serbest olacaktı.
Amasya Protokolü’nün
sonucunda
 Milli Mücadele hareketinin en temel teşkilatı olan Anadolu ve





Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ile Temsil Heyeti resmen
İstanbul Hükümetince tanınmıştır
İki tarafında protokolü imzalaması Heyet-i Temsiliye’nin
meşrulaşmasını sağlamıştır
16 Mart 1920’de İstanbul işgal kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir
İstanbul basını ilk defa Milli Mücadele hareketi ile ilgilenmeye
başlamış ve lehinde yazılar yazmıştır
Milli Meclis İstanbul’da toplanmış İstanbul’un işgali ile meclis
açıldıktan kısa bir süre sonra dağıtılmıştır. Bunun sonucunda da
Amasya Protokollerini uygulayacak yetkili bir merci kalmamıştır
Ordunun siyasetle uğraşmaması, Heyet-i Temsiliye’nin uygun ortam
yaratıldığında dağılması alınan kararlar, mevcut ortam nedeniyle
kağıt üzerinde kalmıştır
16 Kasım 1919 Komutanlar
Toplantısı
 16 Kasım 1919’da başlayan komutanlar toplantısı, 29 Kasım’da
önemli kararlar almışlardır
 1- İstanbul Hükümeti’nin uygun bulmamasından dolayı ve ülkeyi
herhangi bir zarara uğratmamak amacıyla, her türlü tehlikeye
rağmen, Milli Meclis’in İstanbul’da toplanmasına karar verilmiştir
 2-Milli Meclis’in İstanbul’da açıldıktan sonra, milletvekilleri, tam bir
güven ve serbestlik içinde görevlerini sürdürdüklerini beyan edene
kadar, Heyet-i Temsiliye, şimdiye kadar olduğu gibi, dışarıda kalarak
ulusal görevini yapmayı sürdürecektir
 3-Paris Barış Konferansı’nda bizim için olumsuz bir karar alınır ve
Hükümet ile Milli Meclis’te bu karar kabul edilirse, en seri şekilde
ulusal iradeye başvurulacak ve tüzükte açıklanmış olan esasların
gerçekleştirilmesine çalışılacaktır
Son Osmanlı Mebusan Meclisi
ve Misak-ı Milli
 Heyet-i Temsiliye’nin Ankara’ya gelişi(27 Aralık1919)
 Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin Açılışı( 12 Ocak 1920)
 Misak-ı Milli (28 Ocak 1920)
Misak-ı Milli (28 Ocak 1920)
 Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı sırada düşmanlar
tarafından işgal edilmiş olan ve nüfusunun çoğunluğu
Arapların oluşturduğu toprakların geleceği, o bölge halkının
serbestçe verecekleri oya göre saptanmalıdır. Ancak
mütarekenin imzalandığı tarihte, düşman işgalinde olmayan ve
Türk İslam ahalinin çoğunlukta olduğu bölgeler hakikaten ve
hükmen hiçbir sebeple birbirinden ayrılamaz bir bütündür
 Daha önce halk oylamasıyla, kendi istekleri doğrultusunda
anavatana katılmış olan Elviye-i Selase(Üç Sancak: Kars,
Ardahan, Batum)’de gerekirse yeniden halk oylamasına
gidilebilir
«
 Batı Trakya’nın hukuki durumu, orada yaşayan halkın
serbestçe verecekleri oylarla tesbit edilmelidir
 Hilafetin merkezi, saltanatın başkenti İstanbul şehri ve
Marmara Denizi her türlü tehlikeden uzak, güven altında
tutulmalıdır. Bu esasa uyulmak şartıyla Çanakkale ve İstanbul
Boğazları’nın dünya ticaretine açılması hakkında bizimle
birlikte diğer bütün ilgili devletlerin vereceği ortak karar
geçerlidir
 İtilaf Devletleri ile onların düşmanları ve bazı ortakları
arasında varılan anlaşmalardaki esaslara göre, azınlıkların
hakları, komşu ülkelerdeki Türk Müslüman ahalinin aynı
haklardan yararlanmaları kaydıyla tarafımızdan kabul ve
garanti edilecektir
«
 Ulusal ve ekonomik bakımdan gelişmemizi, modern ve
çağdaş bir devlet olarak ilerleyebilmemizi sağlamak için
tam bağımsız ve özgür bir devlet olmamız şarttır. Bu
sebeple siyasi, adli ve mali gelişmemize engel olacak her
türlü yaptırıma(kapitülasyonlara) karşıyız. Belirlenen
borçların ödenmesi şartları da bu esaslara aykırı
olmamalıdır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
Açılması (23 Nisan 1920)
 Mustafa Kemal 24 Nisan’da meclisin görevini daha hızlı
yapabilmesi için bir hükümet kurulması gerektiğini
belirtmiş ve bu doğrultuda bir önerge vermiştir. Buna
göre:
 1- hükümet kurmak zorunludur.
 2- Geçici bir hükümet başkanı tanımak veya bir padişah
vekili atamak doğru değildir
 3- Mecliste toplanan milli iradenin, vatanın bütünlüğünü
temsil edip, geleceği konusunda tek yetkili birim olması
temel ilkedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üstünde
bir güç yoktur.
>>
 4- Türkiye Büyük Millet Meclisi yasama ve yürütme
yetkilerini kendinde toplar
 5- Meclisten seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek
bir kurul hükümet işlerine bakar. Meclis Başkanı bu
kurulun da başkanıdır.
Mustafa Kemal Paşa’nın verdiği bu önergede; Padişah ve
Halife’nin baskıdan kurtulunca meclisin düzenleyeceği yasal
ilkeler çerçevesinde konumunu alacağı hususuna yer
verilmştir.
İlk TBMM’nin Özellikleri
 23 NİSAN 1920’de TBMM’nin açılması ile yeni Türk
Devleti kurulmuştur
 Büyük Millet Meclisi’nin başına Türkiye kelimesinin
getirilmesi 8 Şubat 1921’de çıkarılan bakanlar kurulu
kararnamesinde olmuştur.( Milliyetçi düşünceler taşıdığını
ve Türk milletine dayandığını ortaya koymaktadır)
 Meclis üstünlüğü ilkesini benimsemiştir. Yasama ve
yürütme yetkilerini kendisinde toplaması, kendi üstünde
bir güç tanımaması bu durumun kanıtıdır
>>
 Kurucu bir meclistir. Yeni bir devlet kurması, egemenliğinin
kaynağını tek kişiden alıp ulusa geçirmesi, yeni bir anayasa
yapması bu özelliğinin bir sonucudur. Ancak farklı görüşlere
sahip olan milletvekilleri arasında birliği bozmamak için
‘Olağanüstü Yetkilere Sahip Meclis’ nitelemesi yapılmıştır
 3-4 Mayıs 1920’de İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu)
oluşturulmuştur
 23 Nisan 1920’de açılan TBMM, Kurtuluş Savaşı’nın
kazanılmasını sağlamıştır. O yılların zor şartları altında
yıpranmış olduğu için 1 Nisan 1923’te meclisin yenilenmesi
kararı alınmış, ikinci TBMM 11 Ağustos 1923’te açılmıştır.
TBMM’nin İlk Faaliyetleri
 İlk kanunu 24 Nisan 1920 tarihinde ‘Ağnam Resmi Kanunu’
adıyla çıkarmıştır.( Küçükbaş hayvanlardan alınan vergi)
 Hıyanet-i Vataniye Kanunu(29 Nisan 1920) toplam 14
maddeden oluşan kanunun, gerekçesi ile suçun cezasının
belirtildiği birinci ve ikinci maddeleri:
 1- İşgalci güçlere karşı hilafeti, saltanatı ve Osmanlı Devleti’ni
kurtarmak amacıyla oluşturulan Büyük Millet Meclisi’nin
meşruiyetine, isyan içerikli sözlü, yazılı veya fiili muhalefette
bulunanlar veya fesat çıkaranlar vatan haini sayılır
 2- Bil’l-fiil vatana ihanet edenler idam edilir. İkinci derecede
suça işrirak edenler daha hafif cezalara çarptırılır
>>
 Vatana ihanet kanunu, cephelerdeki asker kaçaklarına
engel olmak böylelikle yurt savunmasını başarıyla
gerçekleştirmek, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
otoritesini kabul ettirmek, Milli Mücadele’ye karşı
Anadolu’da çıkan isyanları sona erdirmek ve faillerinin
cezalandırılmalarını sağlamak amacıyla çıkarılmıştır.
Nisab-ı Müzakere Kanunu( 5
Eylül 1920)
 Siyasi ve askeri değil kurumsal nitelikli olarak çıkarılmıştır. Meclisin




toplanma zamanı, çalışma usulleri, toplantı ve karar yeter sayılarının
belirlenmesi için çıkarılan bu kanunla meclis artık kurumsallaşmaya
başlamıştır
8 maddeden oluşan kanunun başlıca özellikleri:
1- Büyük Millet Meclisi, hilafet ve saltanatın, vatan ve milletin
kurtuluşu amacına ulaşıncaya kadar kesintisiz toplantı halinde
olacaktır.
2- Her sancağın Büyük Millet Meclisi’nde mevcut milletvekili sayısı,
seçim kanununun tayin ettiği sayıdan az olmadıkça düşen
milletvekilliklerine yeni milletvekili seçilmeyecektir
5- Her seçim bölgesinden beş üye seçilmek suretiyle belirlenmiş
milletvekili sayısının yarısından bir fazlası görüşmeler için yeterlidir
>>
 Nisab-ı Müzakere Kanunu’nun birinci maddesine göre
meclis, kurtuluşa erinceye kadar çalışmalarını
sürdürecektir. Çalışmalarını tam anlamı ile yürütebilmesi
için de seçimler sonucunda meclisteki milletvekili
sayısının, yarısından bir fazlası esas alınmış, meclisin
toplanıp çalışabilmesi en az bu sayıya ulaşması gerektiği
şart koşulmuştur. Karar yeter sayısı ise, kararın alınacağı
oturum itibariyle toplantıya katılan milletvekillerinin
yarısının bir fazlası geçerli kabul edilmiştir
Firariler Hakkında Kanun(11
Eylül 1920)
 Milli Savunma Bakanlığı tarafından Firar Suçu İşleyenler
Hakkında Kanun Tasarısı 2 Eylül 1920’de hazırlanmıştır.
Görüşmeler ve müzakereler sonucunda Firariler Hakkında
Kanun kabul edilmiştir.
 Firariler Hakkında Kanun’un 9 maddesinden en önemli ilk 5
maddesi şöyledir:
 1- Görevli veya gönüllü olarak askerlik yapıp da firar edenler,
firara sebebiyet verenler, firarilerin yakalanmasında veya
sevkinde ihmali bulunanlar ve firarileri saklayanlar hakkında
mülki ve askeri kanunları ve lüzum görüldüğünde diğer benzer
cezai hükümleri bağımsız olarak uygulamak üzere Büyük
Millet Meclisi üyelerinden oluşan ‘İstiklal Mahkemeleri’ teşkil
olunmuştur
>>
 2- Bu mahkemelerin her biri, Büyük Millet Meclisi’nden oy
çokluğu ile seçilecek üç üyeden oluşacaktır. Kendi aralarından
seçecekleri bir üye reis kabul edilecektir
 3- Mahkemelerin sayısını ve bölgelerini Bakanlar Kurulu’nun
teklifi ile Büyük Millet Meclisi belirleyecektir.
 4- İstiklal Mahkemeleri’nin kararları kesin olup, infazına
devletin bütün silahlı ve silahsız kuvvetleri memurdur
 5- İstiklal Mahkemeleri’nin emir ve kararlarını uygulamayanlar
veya uygulamada ihmal gösterenler bu mahkemelerde
yargılanırlar ( TBMM, bu kanunla İstiklal Mahkemeleri’ni
oluşturmuş, kuvvetler birliğini sağlamış, yasama yürütme ve
yargı güçlerini elinde bulundurmuştur)
İstiklal Mahkemeleri
 26 Eylül’de İstiklal Mahkemeleri Kanunu’nun birinci
maddesine ek olarak yeni bir önerge kabul edilmiştir. İstiklal
Mahkemeleri başlangıçta sadece asker kaçağı suçlarına bakmak
üzere kurulmuşken, bu ek kanunla yetkileri vatana ihanet,
memleketin maddi ve manevi kuvvetlerini korumaya çalışmak,
casusluk, yolsuzluk, ayaklanma, eşkıyalık saldırı gibi konulara
da bakacak şekilde genişletilmiştir.( İstiklal Mahkemeleri’nin
kurulduğu bölgeler: Ankara, Eskişehir, Konya, Isparta, Sivas,
Kastamonu, Pozantı, Trabzon, Elaziz)İstiklal Mahkemeleri bu
şekilde kuruluşunu tamamlayarak bazı kesintilerle birlikte 1927
yılına kadar çalışmalarını sürdürmüştür
>>
 İstiklal Mahkemeleri’ni iki gruba ayırabiliriz: I. Dönem İstiklal
Mahkemeleri( 1920- 1923)
 II. Dönem İstiklal Mahkemeleri( 1923- 1927) (İstanbulAnkara- İsyan Bölgesi İstiklal Mahkemesi) birbirinin devamı
olan bu mahkemeler I. dönem mahkemelerinden farklıdır,
çünkü II. Dönemde artık savaşlar bitmiş, isyanlar sona ermiş,
yeni bir devlet kurulmuş ve Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bu
açıdan II. Dönem mahkemeleri daha çok Cumhuriyet rejiminin
korunmasına, yapılan inkılapların benimsetilmesine karşı
çıkanların engellenmesine dönük bir çalışma izlemiştir. Bu
nedenle II. Dönem İstiklal Mahkemeleri’ne Rejim
Mahkemeleri veya İnkılap Devrim Mahkemeleri adı da
verilmiştir.
Milli Mücadeleye Karşı
Ayaklanmalar
 TBMM’ne karşı ayaklanmaların çıkmasında,
 İstanbul Hükümeti ve Anlaşma Devletlerinin, Milli Mücadelenin






padişah ve halifeye karşı yapıldığı şeklindeki propagandaları
İngilizlerin, Boğazların her iki yakasında tampon bölge oluşturmak
istemeleri
Asker kaçaklarının Anadolu’daki otorite boşluğundan yararlanmak
istemeleri
İstanbul Hükümetinin Milli Mücadeleyi İttihatçı ve Bolşevik olarak
nitelendirmeleri
İşgallerden yararlanmak isteyen azınlıkların kendi başlarına devlet
kurmayı amaçlamaları
Bazı kişilerin manda ve himaye fikrini savunmaları
Bazı Kuva-yı Milliye birliklerinin düzenli orduya katılmak
istememeleri etkili olmuştur.
Ayaklanmalar
 Birinci Anzavur Ayaklanması(25Ekim-30Kasım1919)
 Ahmet Anzavur adındaki padişaha bağlı emekli bir asker
önderliğinde çıkarılan isyanlardır. Biga, Gönen, Manyas
civarındaki Çerkezleri örgütleyerek ayaklandırmış ve Kuva-yı
Milliye ile düzenli birliklerin Yunanlılara karşı gösterdiği
mücadelenin başarıya ulaşmasını geciktirmiştir. Heyet-i
Temsiliye, Anzavur’un isyanını bastırmak için Albay
Kazım(Özalp) ile Salihli Cephesi Komutanı Çerkez Ethem’i
görevlendirmiştir. Yapılan mücadele ve takip sonucunda Ahmet
Anzavur, birkaç adamı ile birlikte kaçmayı başarmış, böylece
isyan bir süreliğine sona ermiştir
>>
 İkinci Anzavur Ayaklanması(16 Şubat- 19 Nisan 1920)
 Fransızların kontrolündeki Akbaş Cephaneliği’nin basılarak,
silahların Anadolu’ya kaçırılmasında büyük emeği olan
Köprülü Hamdi Bey’in öldürülmesi ile başlamıştır. Hamdi Bey,
cephanelik baskınından sonra Biga bölgesinde Kuva-yı
Milliye’ye destek olması amacıyla halktan para toplamaya
başlayınca, halk huzursuz olmuş ve böylece Biga’da bir isyan
patlak vermiştir. İsyanın başladığı sıralarda Biga’ya gelen
Ahmet Anzavur isyanın idaresini ele alarak İstanbul’dan ve
İngilizlerden aldığı destekle başkaldırı hareketini genişletmeye
çalışmıştır. Bunun üzerine Ankara’da bulunan Heyet-i
Temsiliye topladığı askerlerle birlikte Çerkez Ethem
kuvvetlerini bölgeye gönderdi. İsyan, 19 Nisan’da Anzavur’un
İstanbul’a kaçması ile son buldu.
>>
 Kuva-yı İnzibatiye Ayaklanması(18 Nisan 1920)
 Damat Ferit Paşa 5 Nisan 1920’de tekrar iktidara gelince,
belirtilen amacı gerçekleştirmek için 18 Nisan 1920’de Kuva-yı
İnzibatiye adında yarı resmi bir ordu kurdurmuştur. Hilafet
ordusu da denilen bu birliklerin komutası Süleyman Şefik
Paşa’ya verilmişti. Ahmet Anzavur’un da komutanlık yaptığı
Kuva-yı İnzibatiye, mayıs ayının ortalarında saldırıya geçmiş
ancak her taarruzunda geri çekilmek zorunda kalmıştır. Kuvayı İnzibatiye, 14 Haziran’da aldığı son yenilgi üzerine,
herhangi bir başarı sağlayamayacağı anlaşıldığından
dağılmıştır.
>>
 İşgal kuvvetleri bulundukları yerlere yerleşmek, Milli
Mücadelecileri oyalamak, Boğazlar ve çevresini denetim
altında tutmak ve azınlıklardan yararlanmak amacıyla çok
değişik yerlerde İstanbul Hükümetini de kullanarak
ayaklanma çıkarmışlardır. Bunların en önemlileri Bolu,
Düzce, Hendek ve Adapazarı, Yozgat, Afyon, Konya
ayaklanmalarıdır. Bu ayaklanmalar milli güçler tarafından
bastırılmıştır
>
 Birinci Düzce Ayaklanması(13 Nisan-31 Mayıs 1920)
Çerkezlik davasının savunulması, Halifelik makamı ile şeriatın
korunması temel amaçlardı. İstanbul Hükümeti’nin yoğun
tahriklerinin görüldüğü isyanda, Çerkez ve Abazalar,
Düzce’deki güvenlik müfrezesini basmışlar, Komutanı
Mahmur Nedim’i esir ederek Düzce’ye hakim olmuşlardır.
Bolu, Hendek, Adapazarı ve Safranbolu halkı da dini
duygularla ve saltanata bağlılıklarından dolayı isyancılara
katılmışlardır. Bölgeye ilk önce Nasihat Heyeti gönderilmiş
ancak etkisi görülmemiştir. Bunun üzerine ilk önce Geyve’deki
tümen, ardından Çerkez Ethem ve sonrasında da Ali Fuat ile
Refet Bey Komutasındaki birlikler bölgeye sevk edilmiştir. 26
Mayıs’ta Çerkez Ethem Düzce’yi,31 Mayıs’ta da Refet Bey
Gerede’yi alarak ayaklanmayı bastırmışlardır
>
 İkinci Düzce Ayaklanması( 19 Temmuz- 23 Eylül 1920),
Birinci Düzce İsyanı’nın bastırılmasından sonra Çerkez
Ethem kuvvetleri ile düzenli birliklerin bir bölümü
Yozgat’taki isyanı bastırmakla görevlendirilmiş, diğer
kuvvetler de Batı Cephesi’ne kaydırılmıştı. Rahat nefes
almaya başlayan asiler tekrar harekete geçerek İkinci
Düzce Ayaklanması (19 Temmuz- 23 Eylül 1920)’nı
çıkarmışlardır. Asiler bu kez Ankara, Eskişehir, Bilecik ve
Uşak’tan toplanan birliklerin üzerlerine gönderilmesiyle
dağılmıştır.
Azınlıkların Çıkardığı
Ayaklanmalar
 Ermeni ve Rum azınlıklar devlet parçalanmaya başlayınca
ve Anadolu işgal edilince bağımsız olmak için
ayaklandılar. Bu ayaklanmaların en önemlileri;
 Güney ve doğu illerinde Ermeniler ve Doğu Karadeniz’de
Pontusçu Rumların ayaklanmalarıdır
Kuva-yı Milliye Taraftarı Olup
Sonradan Ayaklananlar
 Yunanlılara karşı başarı ile mücadele eden ve
ayaklanmaların bastırılmasında büyük emekleri olan
Kuva-yı Milliye birliklerinin kendi başlarına buyruk
hareket etmeleri ve belli bir otoriteye uymak istememeleri
bazen ayaklanmaların çıkmasında etkili olmuştur. Düzenli
ordunun kurulması ile Kuva-yı Milliye birlikleri bu
otoriteyi kabul etmek istemediler. Bunlardan Demirci
Mehmet Efe ve Çerkez Ethem ayaklanmışlar ve düzenli
ordu tarafından bastırılmıştır.
>>
 Ali Batı Ayaklanması(11 Mayıs- 18 Ağustos 1919) Milli Mücadeleye karşı
ilk isyan Midyat, Nusaybin, Ömerkan, Dirilömer çevresinde etkili olan ve
bu bölgelerde bir Kürt Devleti kurmak için başlatılan İngiliz destekli bir
isyandır. Düzenli birliklerin sevk edilmesi ile bastırılmıştır
 Birinci Bozkır Ayaklanması(27 Eylül- 4 Ekim 1919) zeynalabidin,
öncülüğünde Padişaha bağlılığın göstergesi olarak Milli Mücadele
Hareketi’ne karşı çıkarılan ilk isyandır. Ancak isyanın başlangıcı İngiliz
Muhipler Cemiyeti ile Damat Ferit Paşa Hükümeti’ne itimat eden Konya
Valisi Cemal Bey’in halkı kışkırtmasıyla olmuştur. İlk emareler Konya’da
görülmeye başlanınca, Sivas’ta bulunan Mustafa Kemal, Refet Bey’i
bölgeye göndermiş, bu da valini İstanbul’a kaçmasına yol açmıştır. Bu tür
gelişmeler, Zeynalabidin öncülüğünde Bozkır İsyanı’nı tetiklemiştir.
Yaklaşık bin kişiden oluşan asi grup ilk aşamada üzerlerine sevk edilen
askerleri Seydişehir’de yenilgiye uğratmıştır.
>>
 Bölgeye Nasihat Heyeti gönderilmiş, Heyetin, Bozkır’a
düzenli birliklerin sevk edilmeyeceğine dair verdiği söz
üzerine isyan kısa süreliğine de olsa yatışmıştır. Verilen
güvenceye rağmen yine de önlem olarak Afyon’daki bazı
düzenli birlikler, Seydişehir’e kaydırılmıştır. Alınmak
istenen önlem, ters bir etki yaratmış ve Zeynalabidin
İkinci Bozkır Ayaklanması(20 Ekim- 4 Kasım 1920)’nı
başlatmıştır. Afyon’daki Yarbay Arif Müfrezesi’nin
bölgeye tam anlamıyla ulaşması, isyanın kısa sürede
kontrol altına alınıp bastırılması ile sona ermiştir
>>
 Şeyh Eşref Ayaklanması(26 Ekim-24 Aralık 1920)
 Bayburt’un Hart Kasabası’nda tarikat kurarak
peygamberlik iddiasında bulunan ve bu doğrultuda
nüfuzunu güçlendiren Eşref ismindeki bir kişi de 1919
yılının sonlarında müritleri ile birlikte isyan etmiştir.
Düzenli birliklerin müdahalesi ile bastırılmıştır.
 Birinci Yozgat Ayaklanması( 15 Mayıs- 27 Ağustos 1920)
 İkinci Yozgat Ayaklanması( 5 Eylül- 30 Aralık1920) bu
ayaklanmalar Çerkez Ethem ve Kuva-yı Seyyare
birliklerinin bölgeye sevk edilmeleri ile bastırılmıştır.
>>
 Zile Ayaklanması(25 Mayıs- 21 Haziran 1920)
Yıldızeli’nde görev yapan Postacı Nazım adlı bir
kişinin,Milli Mücadele karşıtı İstanbul basınının
haberlerini çevrede yaymaya çalışması, iki bölgedeki
isyanın tetikleyicisi olmuştu. Bunlardan birincisi Yozgat
Ayaklanması iken diğeri Zile Ayaklanması’dır. Yarbay
Cemil Cahit Komutası’ndaki V. Tümen tarafından
bastırılmıştır.
>>
 Milli Aşireti Olayı( 1Haziran- 8 Eylül 1920) Avrupalı
Devletlerden aldıkları taahhütler ve yapılan para
yardımları, özellikle Güneydoğu Anadolu’daki aşiretleri
bağımsız bir Kürt Devleti kurmak için harekete geçirmişti.
Bu amaçla çalışan aşiretlerden biri Milli Aşireti olup,
Haziran 1920’de Fransızların Urfa’yı işgal etmeye
çalıştıkları sırada Siverek taraflarında faaliyetlerine
başlamışlardır. Kısa bir süre sonra Viranşehir’i ele geçiren
aşiret mensupları, bu şekilde Fransızlara yardımcı olmaya
çalışmışlardır. Ancak düzenli birliklerin bölgeye
gönderilmesi, Milli Aşireti Olayı’nın sona ermesini,
mensuplarının da Suriye’ye kaçmasınısağlamıştır.
>>
 Cemil Çeto Olayı(20 Mayıs- 7Haziran 1920) Bahtiyar Aşireti
reisi olan Cemil Çeto, bölgedeki diğer aşiretlerle ittifak yapıp,
Garzan havalisinde bağımsız bir devlet kurmayı hedeflemiştir.
XIII. Kolordu’nun aldığı önlemler neticesinde, hedefine
ulaşmadan teslim olmuştur.
 Koçkiri Ayaklanması( 6 Mart- 17 Haziran 1921) Sivas,
Erzincan ve Tunceli bölgelerinde iki ay süreyle etkili olmuştur.
Bu ayaklanma, Zara, Divriği, Refahiye, Kuruçay ve Kemah
havalisinde kendilerine özgü bir yönetimin kurulmasını
sağlamak amacıyla çıkarılmıştır. Merkez ordusu tarafından
büyük tahribat oluşturmasına izin verilmeden bastırılmıştır
>>
 Konya Ayaklanması( 2 Ekim- 22 Kasım 1920)
 Delibaş Mehmet adında bir şahıs, asker kaçaklarından
oluşan yaklaşık 500 kişilik bir grupla isyan etmiş ve ilk
olarak Çumra’yı ele geçirmiştir. Daha sonra Konya’ya
yönelen bu asi gruba, Akşehir ve Beyşehir halkı da
katılmıştır. Refet Bey komutasındaki birlikler, isyanı kısa
sürede bastırırken, son direnişlerini de Demirci Mehmet
Efe kırmıştır.
İsyanların Sonuçları
 TBMM’nin Anadolu’da tam bir otorite kurması





gecikmiştir
Yunanlılar Anadolu’nun içlerine kadar yayılma fırsatı
bulmuştur
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması gecikmiştir
Kardeş kanı dökülmesine ve mücadelesine neden olmuştur
Milli kaynak kaybı meydana gelmiş ve kuvvetler birbirine
karşı kullanılmıştır
Düzenli ordunun kuruluş süreci uzamıştır
Download