1 I. DEĞERLEME Değerleme, ekonomik değerlerin (varlık ve

advertisement
1
I. DEĞERLEME
Değerleme, ekonomik değerlerin (varlık ve kaynakların) fiyatlandırılması ve
fiyatlandırmanın TL ile ifade edilmesi olarak tanımlanabilir. Değerlemeyi bir varlığın
değerini belirlemek amacıyla yapılan söz konusu varlığa yönelik bir değer biçme işlemi,
bir varsayımda bulunma ya da değer takdir etme olarak tanımlamak mümkündür.
Değerleme, sayım ve ünite sayıları belli olan, işletmeye ilişkin varlık, hak ve borçların
değerlerinin belli bir para ile tanımlanması demektir.(Çınar, 2007:5-6)
Vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve
tespitidir. (http://muhasebeturk.org) Değerlemede kullanılacak esaslar, Türk Ticaret
Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu, Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri ve Vergi Usul
Kanununda belirlenmiştir.
I.1 Türk Ticaret Kanununa Göre Değerleme,
TTK’nun 75. maddesi uyarınca şahıs isletmeleri, sahibi oldukları menkul
kıymetleri borsaya kote edilmişlerse değerleme günündeki borsa rayici, aksi takdirde en
çok bilanço gününde isletme için haiz oldukları değer üzerinden değerlerler. İşletme için
haiz oldukları değer olarak alış bedelleri, borsa rayiçleri, nominal değerleri esas alınabilir.
Sermaye şirketleri ise anılan kanunun 462. maddesi gereği sahibi oldukları menkul
kıymetleri, borsa rayici olanlarda en çok bilanço gününden bir ay evveline ait müddet
içindeki ortalama rayiçleriyle, borsa rayici olmayanlarda ise faiz, temettü gibi gelirler ve
kıymetlerindeki her hangi bir azalma nazara alınmak suretiyle ve maliyet kıymetlerini
geçmemek üzere bilançoya geçirilebilir. Yabancı borsalarda işlem gören menkul
kıymetlerin değerlemesinde değerlemenin yapıldığı ay içinde yabancı borsa tarafından
tescil edilmiş ortalama rayiç esas alınır. Ayrıca, bu kıymetlerin bedellerinin transferindeki
güçlüklerin ve yapılması gerekli masrafların da hesaba katılması gerekir. (Çınar, 2007:14)
I.2 Sermaye Piyasası Kanununa Göre Değerleme,
Sermaye piyasası mevzuatında menkul kıymetlerin değerlemesine ilişkin
düzenlemeler SPK, Seri:XI, No:1 sayılı tebliğin 21 ve 29. maddelerinde yer almaktadır. 21.
maddede kısa vadeli amaçlarla edinilen menkul kıymetlerin, 29. maddede ise iştirakler,
bağlı ortaklıklar ve bağlı menkul kıymetlerin değerlemesine ilişkin düzenlemeler yer
almaktadır.
2
Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayınlanan Seri:XI 1 No’lu tebliğin
Menkul Kıymetleri Değerleme baslıklı ve Seri: XI, No: 11 sayılı tebliğ ile değişik 21.
maddesi su şekildedir; “Geçici amaçlarla iktisap edilen menkul kıymetler, elde etme
maliyeti ile kaydedilir. Ancak, isletmeler satın alma bedeline bağlı olarak yaptıkları
giderleri "diğer faaliyetlerden giderler ve zararlar" olarak muhasebeleştirilebilirler. Elde
etme
maliyetinin
hesaplanmasında
hareketli
veya
ağırlıklı
ortalama
maliyet
yöntemlerinden birinin uygulanması şarttır. Menkul kıymetler, söz konusu maliyet
yöntemlerine dayanılarak serileri itibariyle ayrı ayrı değerlenir.
(http://www.spk.gov.tr/mevzuat/mevzuat_index.html)
I.3 Genel Muhasebe İlkelerine Göre Değerleme;

Maliyet fiyatı ile değerleme

Piyasa fiyatı ve maliyet fiyatından düşük olan değerleme şeklinde yapılır.
(Benligiray, 2006:8)
I.4 Vergi Usul Kanununa Göre Değerleme;
(Madde 279) “Hisse senetleri ile fon portföyünün en az %51’i Türkiye’de
kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış
bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayiciyle değerlenir. Borsa
rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye
esas bedel, menkul kıymetin alış bedelinin vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları
dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının
eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar
ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün
olmayan menkul kıymetler, alış bedeli ile değerlenir şeklinde gerçekleştirilir.
(http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1045.html)
Vergi Usul Kanunu madde 261’e göre değerleme, iktisadi kıymetin nevi ve
mahiyetine göre aşağıdaki ölçülerden biri ile yapılır.
(http://mevzuat.adalet.gov.tr/html/1045.html)

Maliyet Bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması
münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını
ifade eder. (VUK, md262)
3

Borsa Rayici, gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret
borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin değerlemeden evvelki son muamele
gününde borsadaki muamelelerinin ortalama değerlerini ifade eder. (VUK, md263)

Tasarruf Değeri, bir iktisadi kıymetin değerleme gününde sahibi için arz ettiği
gerçek değerdir. (VUK, md264)

Mukayyet Değer, bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap
değeridir. (VUK, md265)

İtibari Değer, her nevi senetlerle esham ve tahvillerin üzerinde yazılı olan
değerlerdir. (VUK, md266)

Rayiç Bedel, bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım
değeridir. (VUK, md266)

Emsal Bedeli ve Ücreti, Emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan, veya bilinmeyen
veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması
halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir.(VUK, MD267)
Emsal bedeli sıra ile, aşağıdaki esaslara göre tayin olunur:

Birinci sıra: (Ortalama fiyat esası) aynı cins ve nevideki mallardan sıra ile
değerlemenin yapılacağı ayda veya bir evvelki veya bir daha evvelki aylarda
satış yapılmışsa, emsal bedeli bu satışların miktar ve tutarına göre mükellef
tarafından çıkarılacak olan "Ortalama satış fiyatı" ile hesaplanır. Bu esasın
uygulanması için, aylık satış miktarının, emsal bedeli tayin olunacak her bir
malın miktarına nazaran %25'ten az olmaması şarttır.

İkinci sıra: (Maliyet bedeli esası) Emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet
bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, bu takdirde mükellef bu maliyet
bedeline, toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 ilave etmek
suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder.

(Değişik fıkra: 23/06/1982 - 2686/35 md.) Üçüncü sıra: (Takdir esası) Yukarıda
yazılı esaslara göre belli edilemeyen emsal bedelleri ilgililerin müracaatı üzerine
takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edilir. Takdirler, maliyet bedeli ve
piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri
nazara alınmak suretiyle yapılır. Takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi
mahkemesinde dava açma hakkı mahfuzdur. Ancak, dava açılması verginin
tahakkuk ve tahsilini durdurmaz.
4
Emsal bedelinin mükellef tarafından bizzat hesaplandığı hallerde, bu hesaplara
ait kayıt ve cetveller ispat edici kağıtlar olarak muhafaza edilir.
Yukarıdaki esaslarla mukayyet olmaksızın kaza mercilerinin re'sen biçtikleri
değerler ile zirai kazanç ölçülerini tesbit eden kararnamelerde yer alan unsurlar emsal
bedeli yerine geçer.
Ücretle yapılan imalatta ücretin gerçek miktarının bilinmemesi veya doğru
olarak tayin edilememesi hallerinde tesbit edilecek emsal ücret de aynı esaslara göre tayin
olunur.
II.SABİT GETİRLİ MENKUL KIYMETLER
Sabit getirili menkul kıymetler, alacaklılık hakkı sağlayan, belirli bir meblağı
temsil eden, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan
ve yatırım aracı olarak kullanılan borçlanma senetleridir. İhraç eden kuruluşların niteliğine
göre kamu ve özel sektör menkul kıymetleri olarak ikiye ayrılırlar. Sabit getirili menkul
kıymetler vade sonuna kadar elde tutulmaları halinde belirli bir getiriyi garanti eder.
(http://www.imkb.gov.tr/Glossary/n-s/isedictionary_s.aspx)
Başka bir tanımla, ortaklık veya alacaklılık sağlayan, belli bir meblağı temsil
eden, yatırım aracı olarak kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte, seri halinde
çıkarılan, ibareleri aynı olan ve şartları Kurulca belirlenen kıymetli evraktır.
(http://www.spk.gov.tr/mevzuat/mevzuat_index.html)
Sabit getirili menkul kıymetler vade sonuna kadar elde tutulduklarında belirli
bir garanti ederler. Bundan dolayı yatırımcı vade sonunda ne kadarlık bir faiz gelirini elde
edeceğini yatırım yaptığı anda bilmektedir.
II.1 Sabit Getirili Menkul Kıymetlerin Sınıflandırılması:
Ülkemizde ihraç eden kuruluşların niteliğine göre, sabit getirili menkul
kıymetler, kamu ve özel sektör menkul kıymetleri olarak ikiye ayrılırlar.
II.1.1 Kamu Menkul Kıymetleri: Devlete ait menkul kıymetler iskontolu ve kuponlu olmak
üzere ikiye ayrılmışlarıdır. Her ikisi arasındaki fark, menkul kıymeti elinde bulunduranlara
ödemelerin yapılmasında ortaya çıkmaktadır. Kuponlu menkul kıymetlere, her altı ayda bir
5
faiz ve ya da sonunda anapara ödemesi yapılmaktadır. İskontolu menkul kıymetler vade
sonunda önceden belirlenmiş sabit bir miktarı ödemeyi garanti eden menkul kıymetlerdir.
Vade sonunda yapılan ödeme, menkul kıymetin üzerinde yazılan değerdir. İskontolu
finansal araçlar, vade sonu değerinin altında bir değerle ihraç edilirler ve yatırımcının
kazancı, finansal varlığın ihraç değeri ile vade sonu değeri arasındaki farktır. (Ceylan,
2007:233)
Kamu menkul kıymetleri devlet iç borçlanma senetleri ve gelir ortaklığı
senetlerinden oluşmaktadır.(Ergün, 2007:72)

Devlet İç Borçlanma Senetleri: Devletin cari yıl bütçe kanununa dayanarak bütçe
açıklarının finansmanı amacıyla Bütçe Kanunu çerçevesinde çıkartmış olduğu
borçlanma senetlerine genel olarak Devlet İç Borçlanma Senetleri denir. (191928,
37) Devlet İç Borçlanma senetlerinden vadesi bir yıldan kısa olanlar Hazine
Bonosu, vadesi bir yıl ve daha uzun vadeli Devlet tahvili olarak tanımlanır.
.(1026864,72) Hazine bonoları ihraç tarihinde nominal değerin altında iskontolu
olarak satılır. Vade sonunda nominal değer ile iskontolu satış değeri arasındaki fark
faiz gelirini gösterir. Devlet tahvilleri ise genellikle kuponlu olarak ihraç edilir.
Kupon ödemeleri yılda 1,2 veya 4 kere yapılır. Kupon ödemeleri sabit olabileceği
gibi, enflasyona endeksli, enflasyon üzerindeki reel faiz üzerinden hesaplanmış
faize, T.C. Hazine Müsteşarlığı tarafından her ay düzenlenen referans hazine
bonosu ihalesinde oluşan faize endeksli olarak ihraç edilebilir. (Kıran, 2006:37)

Gelir Ortaklığı Senetleri: Türk finans sektörüne 2983 sayılı “Tasarrufların Teşviki
ve Kamu Yatırımlarının Hızlandırılması Hakkındaki kanunla girmiştir. Gelir
ortaklığı senetleri ile köprü, baraj, elektrik santralı gibi kamu kurum ve
kuruluşlarının gelirlerine gerçek ve tüzel kişilerin ortak olmaları sağlanmıştır. Gelir
ortaklığı senetleri değişken faizli bir tahvil özelliği taşımaktadır. Genellikle 3 veya
5 yıl vadeli olarak çıkarılır, istenildiği an paraya çevrilebilir, teminat olarak
kullanılabilir ve gelirleri 6 aylık dönemlerde dağıtılır. (Ceylan, 2007:231-232)
II.1.2 Özel Sektör Menkul Kıymetleri: Özel sektör borçlanma senetleri 4 ayrı menkul
kıymetten oluşmaktadır. Bunlar Özel Sektör Tahvilleri, Finansman Bonoları, Varlığa
Dayalı Menkul Kıymetler ile Banka Bonoları ve Banka Garantili Bonolardır.
6

Özel Sektör Tahvilleri: Anonim şirketlerin ödün para bulmak için, itibari kıymetleri
eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetleridir. Vadeleri en az iki
yıl olmak üzere serbestçe belirlenebilir ve sabit veya değişken faizli olarak ihraç
edilebilir. Kupon ödemeleri yılda 1,2 ya da 4 defa olabilir. Genellikle bir veya
birkaç aracı kuruluştan oluşan bir konsorsiyum aracılığıyla satışa sunulurlar.
(http://www.imkb.gov.tr/glossary/n-s/isedictionary_oo.aspx)

Finansman Bonoları: İşletmelerin, işletme sermayesi ihtiyaçlarını karşılamak üzere
çıkardıkları kısa vadeli menkul kıymetlerdir. Banka kredilerinin yüksek maliyetleri
dolayısıyla şirketlere aracısı, doğrudan finansman sağlama imkanı vermek üzere
ihdas edilmiş bir enstrümandır. Finansman bonoları tahvilden daha kısa vadeler için
çıkarılabilmesi bu aracı faiz iniş çıkışlarına karşı daha fazla korumakta ve bu
yönüyle şirketleri daha az riskle etkilemektedir. Finansman bonolarının vadesi 60
günden az 720 günden çok olmamak üzere ihraççı tarafından belirlenir. Vadenin
başlangıç tarihi bononun satışa sunulduğu ilk gündür. (Aydın, 2004:139)

Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler: İhraççıların kendi ticari işlemlerinden doğmuş
alacakları veya temellük edecekleri alacaklar karşılığında, ihraç edebilecekleri
kıymetli
evraktır.
(http://www.imkb.gov.tr/glossary/n-s/isedictionary_oo.aspx)
VDMK Türk finans sisteminde sunulan en yeni finansman aracıdır. Tüketici
Kredileri, Konut Kredileri, finansla kiralama sözleşmelerinden doğan alacaklar,
bankalar dışında mal ve hizmet üretim faaliyetlerinde bulunan anonim ortaklar ile
Kamu İktisadi Teşebbüslerinin müşterilerine yaptıkları taksitli satışlardan doğan
senede bağlanmış alacaklar, Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla verilen bireysel
kredilere ilişkin olarak T.C. Ziraat Bankası’nın senede bağlanmış alacakları, varlığa
dayalı menkul kıymet ihracına konu olmaktadır.(Ergün, 2007:74-75) Varlığa dayalı
menkul kıymetler, bankalar, finansal kiralama şirketleri, genel finans ortaklıkları,
gayrimenkul yatırım ortaklıları, finansman şirketleri tarafından çıkarılabilmektedir.
(Ceylan, 2007:226)

Banka Bonoları ve Banka Garantili Bonolar: Banka bonosu, Kalkınma ve Yatırım
Bankalarının borçlu sıfatıyla düzenleyip kurulca kayda alınmasını müteakip ihraç
7
ettiği emre veya hamiline yazılı bir sermaye piyasası aracıdır. Banka bonolarının
vadesi en az 60 en fazla 720 gün olmak üzere satış sırasında belirlenecek tanzim
anında bono üzerine yazılır. (Aydın, 2004:139)
Banka garantili bonolar, anonim şirketlerin banka garantisi alarak ihraç ettikleri
kıymetli evraklardır. Banka garantili bonolar, en az 90 en çok 720 gün vadeli olarak
ihraç edilirler. Banka garantili bonoların satısı, senedin banka tarafından, bankanın
sadece unvan ve yetkili imzalardan oluşan “beyaz ciro” seklinde ciro edilmesi ve
satılana teslimi ile yapılır. Bu bonoların üzerindeki kayıt, garanti veren bankayı,
borçlu ile aynı şartlarda ve derecede sorumlu hale getirir. (Ceylan, 2007:188)
III. SABİT GETİRİLİ MENKUL KIYMETLERİN DEĞERLEMESİ
Değişen pazar koşullarına göre sabit getirili menkul kıymetlerin değerleri de
değişebilmektedir. Fakat sabit getirili menkul kıymetlerin, çoğunlukla belirli bir
vadelerinin olması ve dönemsel olarak yatırımcılara sabit bir ödemeyi taahhüt etmesinden
dolayı değerlemesi hisse senetlerinden oldukça farklıdır. Bu özelliklerinden dolayı tahvil
veya diğer sabit getirili menkul kıymetlerin geleceğiyle ilgili bazı belirsizlikleri ortadan
kaldırarak, yatırımcının taşıyacağı riskin boyutunu değiştirmektedirler. (Ergün, 2007:7576)
III.1 TAHVİL DEĞERLEMESİ
Tahviller en popüler finansal varlıklardan biridir ve borçlanmayı temsil eder.
Tahvillerin değeri, yani hangi fiyattan alınıp satılacağını bilmek, hem bu kağıtları satın
alan yatırımcıları, hem de bu kağıtları işletmenin ihtiyaç duyduğu fonları sağlamak kaygısı
ile ihraç eden şirketleri çok yakından ilgilendirir. Ayrıca bu kağıtların alınıp satıldığı
sermaye piyasaları, katılımcı sayısının fazlalığı, işlem hacimlerinin yüksekliği ve asimetrik
bilgi sorununun çok daha az yaşandığı pazarlar olduğundan piyasa fiyatları, bu kağıtların
beklenen nakit girişlerinin bugünkü değerini oldukça iyi yansıtan, bu nedenle de
güvenilmesi gereken fiyatlardır. (Gürsoy, 2007:281)
Tahvile yatırım yapanlar yatırım kararı verirken fonlarını belli bir süre ödünç
vermeyi, ödünç verilen süre boyunca dönemsel faiz geliri elde etmeyi ve vade sonunda
8
tahvilin nominal değerini almayı amaçlarlar. Bu nedenle tahvil satın alındığında anonim
şirketlere doğru nakit akışı, dönemsel faiz ödemeleri ve vade sonunda anaparanın geri
ödenmesi durumunda yatırımcıya doğru nakit akışı olmaktadır. (Aydın, 2004:70) Bu
nedenle tahvilin değerini yatırımcının gelecekte elde edeceği nakit akımlarının bu günkü
değeri olarak ifade etmek mümkündür.
III.1.1 Tahvilin Getirisi
Temel olarak tahvilin 5 getirisinden söz edilebilir. Nominal getiri, cari getiri,
cari getirili çağrılma özelliği olan tahvillerde çağrı anındaki getiri, vadeye kadar getiri ve
gerçekleşen getiri.(Canbaş, Doğukanlı, 2007:230) Tahvilin çağrı anındaki getirisi
Türkiye’de çok kullanılmadığından dolayı bu konuya yer verilmeyecektir. Tahvilin getiri
türlerini bir tablo halinde özetleyecek olursak aşağıdaki tablo ortaya çıkmaktadır.
(Konuralp, 2005:236)
Getiri Ölçütü
Kullanım Amacı
Nominal Getiri
Cari Getiri
Kupon faiz oranının ölçüsüdür
Cari getiri oranının ölçüsüdür
Vadeye Kadar Getiri
Vade sonuna kadar elde tutulan
tahvilin beklenen getiri
oranının ölçüsüdür
Geri Çağırana Kadar
Getiri
Tahvilin ilk geri çağırma
tarihine kadar tutulması
durumunda beklenen getirinin
ölçüsüdür
Gerçekleşen Getiri
Tahvilin vadesinden önce
satılması durumunda beklenen
getiri ölçüsüdür.
III.1.1.1 Nominal Getiri: Nominal getiri oranı tahvilin üzerindeki yazılı olan kupon
faiz oranıdır. Nominal değer üzerinden dönemsel faiz tutarının hesaplanmasında
kullanılmakta olan bu oran, tahvil çıkaran kurumun borçlanma karşılığında ödemeyi
taahhüt ettiği maliyetin oransal bir ifadesidir. (Civan, 2007:256)
Örneğin, %20 faiz oranı ile ihraç edilmiş bir tahvilin nominal getirisi %20’dir. Bu
getiri yatırım kararını etkilememektedir çünkü burada paranın zaman değeri dikkate
alınmamaktadır.
9
II.1.1.2 Cari Getiri: Tahvilin yıllık kupon faizinin tahvilin piyasa fiyatına bölünmesiyle
elde edilir. Cari getiri şöyle hesaplanır. (Karan, 2001:416)
CG = F1 / Pm
F1: Tahvilden elde edilen yıllık faiz geliri
Pm: Tahvilin cari piyasa fiyatı
Tahvilin cari getirisi, sermaye kazancından çok faiz getirisini amaçlayan
yatırımcılar için önem kazanmaktadır. Cari getirinin en zayıf yanı anapara ödemelerini hiç
hesaba katmamış olmasıdır. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007: 430)
Örnek: Vade süresi 18 yıl, kupon faiz oranı %1 ve fiyatı 70,089TL olan tahvilin cari
getirisi ne kadardır? (Karan, 2001:416)
Tahvilin yıllık kupon faiz ödeme miktarı: 100.000*0,01 = 1,000TL.
CG = 1000TL/70,089 TL = 0,0856 → %1,43
Örnek: Piyasa fiyatı 0,05TL, nominal değeri 0,075TL ve faiz oranı %60 olan tahvilin cari
getirisi ne kadardır? (Civan,256)
CG = 0,05/0,075 = 0,67
Örnek: Şu andaki Pazar fiyatı 110TL, nominal değeri 100TL ve faiz oranı %2 olan tahvilin
getirisi nedir? (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:430)
CG = (0,02*100)/110 = %1,81
Cari getiri sadece kupon faizini dikkate almakta, yatırımcının getirisini
etkileyebilecek diğer getiri kaynaklarını dikkate almamaktadır.
10
III.1.1.3 Vadeye Kadar Getiri: Tahvilin gelecekte sağlayacağı tüm nakit akımlarının
bugünkü değerini tahvilin satın alma değerine eşitleyen oran tahvilin vade getirini oranı
olarak ifade edilebilir. Vadeye kadar getiri, tahvil değerlemesinde en fazla kullanılan
yöntemlerden birisidir. Vadeye kadar getiri çoğunlukla kısa vadeli tahvil getirisi olarak da
ifade edilir. (Civan, 2007:256)
Vadeye kadar getiri yöntemi, tahvilin sağlayacağı tüm nakit akışlarını kapsayan
getiridir. Vadeye kadar getiri yönteminin eksik yanı ise vade öncesindeki işlem (alımsatım) olasılıklarını dikkate almamasıdır. Vadeye kadar getiri bir yatırımın iç verim
oranıdır. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:431)
İç verim oranı, tahvilin vadesi boyunca
sağlayacağı nakitlerin bu günkü değerini tahvilin piyasa değerine eşitleyen ıskonto
oranıdır. Bu oran, yatırımcının bu yatırımda beklediği orana eşit ya da büyükse tahvil satın
alınır, tersi durumda ise tahvil alımından vazgeçilir. (Civan, 2007:256-257) Bu tanım
aşağıdaki şekilde formüle edilebilir. (Konuralp, 2005:238)
n
Pm= ∑
Ci + Pp
t=1 (1+i)t
(1+i)m
Ci: i tahvilinin yıllık faiz ödemesi
Pp. Tahvilin nominal değeri
Örnek: %20 faizli, faiz ödemeleri yıllık, 100 TL nominal değerli ve 3 yıl vadeli tahvilin şu
andaki cari piyasa fiyatı 105 TL ise, vadeye kadar getirisi ne kadar olur?
n
105= ∑
20 + 100
t=1 (1+i)t
(1+i)3
Burada, aranan i faiz oranı olduğu için deneme yanılma yöntemi kullanılarak yukarıdaki
eşitlikten faiz oranı hesaplanılabilir.
i = %16 için (20TL * 2,2459) + (100TL * 0,6407) = 108,99 TL
i = %24 için (20TL * 1,9813) + (100TL * 0,5245) = 92,08 TL
Tahvilin cari piyasa fiyatı elde edilen iki değer arasında olduğundan %16 ile%24 iskonto
oranları arasında enterpolasyon yapılarak tahvilin iç verim oranı;
%16 + %8 [ (108,99 – 105) / (108,99 – 92,08 ) ] = %17,88 olarak hesaplanır.
11
Tahvilin vadeye kadar getirisi %17,88’dir. Dikkat edilirse bu getiri tahvilin
nominal getirisinin oldukça altındadır. (%20) Bunun nedeni tahvilin piyasada primli yani
nominal değerinin üstünde bir fiyata satılmasıdır.
Vadeye kadar getiri hesaplanırken, tahvilden her dönem elde edilen gelirlerin,
vadeye kadar getiriye eşit bir yatırım alanında değerlendirildiği varsayılmaktadır. Eğer
yatırımcı dönemsel getirilerini vadeye kadar getiriden daha düşük yatırım alanlarında
değerlendirirse vade bitiminde gerçekleşen getiri vadeye kadar getiriden daha düşük
olacaktır. Bu bileşik değer ile ilgilidir. Aynı zamanda faizin faiz kazanması olarak da
bilinir. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:431)
Yaklaşık
vadeye
kadar
getiri
yaklaşımı
ile
tahviller
daha
kolay
değerlendirilebilir. Bu yaklaşıma göre (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:431; Civan, 2007:257)
Ft + ND - Po
n
YVG =
ND +Po
2
YVG: Yaklaşık vadeye kadar getiri
ND: Tahvilin nominal değeri
Po. Tahvilin satış fiyatı/cari pazar fiyatı
n: vade
Ft: tahvilden elde edilen yıllık faiz tutarı
Yaklaşık getiri cari getiriden farklı olarak tahvilin sermaye kazancı ya da kaybını da
hesaba katmaktadır.
Örnek: Vadesine 8 yıl kalan %70 faizli bir tahvilin nominal değeri 1TL ve piyasa fiyatı
0,75TL’dir. Tahvilden beklene getiri oranı %93 ise bu tahvilin satın alma kararını
değerlendiriniz.
12
0,7+ + 1-0,75
8
VKG =
1+0,75
2
VKG = 83,43 TL
Tahvilin vadeye kadar yaklaşık getirisi beklenen getiri oranından daha düşün olduğundan
bu tahvil satın alınmamalıdır. (Civan, 2007:257)
Örnek: Vadesine 20 yıl kalan% 10 faizli bir tahvilin nominal fiyatı 1000TL’dir. Bu tahvilin
şu anki pazar fiyatı 900TL’dir. Bu tahvilden %15 oranında getiri hedefleniyorsa, satın
alınmalımıdır?
100+ 1000-900
20
YVG =
1000+900
2
YVG = %11,05 olarak bulunur.
Tahvilin vadeye kadar yaklaşık getirisi beklene getiri oranından düşük olduğu için bu
tahvil satın alınmamalıdır.
İç verim oranı formülü ile hesaplanan tahvili yaklaşık olarak hesaplayan formülle
hesaplarsak; (Konuralp, 2005:239)
20+
100-105
3
YVG =
100+105
2
YVG= %17,88.
13
Yukarıda açıklanan nominal getiri, cari getiri ve vadeye kadar getiri ile tahvil fiyatları
arasındaki ilişkiyi aşağıdaki tabloda olduğu gibi özetlemek mümkündür.
(Konuralp,
2005:240)
Tahvilin Piyasa Satış Fiyatı
Getiriler Arasındaki İlişki
nominal değerden
nominal getiri = cari getiri = vadeye kadar
satılıyorsa
getiri
nominal getiri < cari getiri < vadeye kadar
iskontolu satılıyorsa
getiri
nominal getiri > cari getiri > vadeye kadar
primli satılıyorsa
getiri
Yukarıdaki tabloda tahvilin piyasa satış fiyatı ile ilgili olarak üç durum
tanımlanmıştır. Bunlar, nominal değerden yani tahvilin üzerinde yazılı değerden satılması,
nominal değerin altında bir fiyattan iskontolu satılması ve nominal değerin üstünde bir
fiyattan primli satılması durumlarıdır. Eğer tahvilde beklenen getiri oranı (yatırımcının
elde etmek istediği getiri) nominal faiz oranına eşitse o taktirde tahvil nominal değerinden
işlem görecektir. Kupon faiz oranı, beklenen getirinin altında ise tahvil nominal değerinin
altında yani iskontolu olarak, beklenen getirinin üstünde ise tahvil nominal değerinin
üstünde yani primli satılacaktır. (Konuralp, 2005:240)
III.1.1.4 Geri Çağırma Getirisi
İhraç edilen bazı tahvillerin üzerinde, ihraççıya ihraç etmiş olduğu tahvilin
tümünü veya bir kısmını geri satın alma hakkını veren bir madde vardır. İhraççıya tahvili
vade sonunda önce geri satın alma hakkı tanıyan maddeye geri çağırma opsiyonu, bu tür
tahvile de geri çağrılabilir tahvil denir. Eğer tahvili ihraç eden hakkını kullanır ise tahvil
geri çağrılmış demektir. Tahvili ihraç edenin bu hakkı kullanması durumunda ödeyeceği
fiyata geri çağırma fiyatı denir. Tipik olarak tek bir geri çağırma fiyatı yoktur. Ancak bir
geri çağırma programı vardır. Genel olarak geri çağırma programı şöyledir, ilk geri
çağırma tarihinde ihraççının ödediği geri çağırma fiyatı nominal değerin üzerinde primli
olarak ödenir. Zaman geçtikçe ihraççının ödediği geri çağırma fiyatı nominal değere doğru
küçültülür. Tahvilin, tahvili ihraç eden tarafından nominal değer üzerindeki ilk
çağırabildiği tarihine ilk nominal değer üzerinden çağrılma tarihi denir. (Karan, 2001:418)
Örnek: %20 faizli, faiz ödemeleri yıllık, 100 TL nominal değerli ve 3 yıl vadeli tahvilin şu
andaki cari piyasa fiyatı 105 TL ise, fakat tahvil ihraççısı 2. yılın sonunda nominal değeri
14
üzerinden %120 ile geri çağırma yetkisi olduğu varsayılırsa getiri 2 yıl değil 3 yıl
üzerinden hesaplanacaktır. (Konuralp, 2005:241-242)
n
105= ∑
20 + 120
t=1 (1+i)t
(1+i)2
Burada, aranan i faiz oranı olduğu için deneme yanılma yöntemi kullanılarak yukarıdaki
eşitlikten faiz oranı hesaplanılabilir.
i = %24 için (20TL * 1,4568) + (120TL * 0,6504) = 107,184 TL
i = %28 için (20TL * 1,3916) + (120TL * 0,6104) = 101,080TL
Tahvilin cari piyasa fiyatı elde edilen iki değer arasında olduğundan %24 ile%28 iskonto
oranları arasında enterpolasyon yapılarak tahvilin iç verim oranı;
%24+ %4 [ (107,184 – 105) / (107,184 – 101,080 ) ] = %25,43 olarak hesaplanır.
Burada belirtilmesi gereken bir konu tahvil ihraççısının tahvilleri geri alma
opsiyonunu ancak tahvilin piyasa fiyatının geri çağırma fiyatına yakın olması durumunda
kullanmak isteyeceğidir. Tahviller piyasada iskontolu satılıyorsa, ihraççı tahvillerini geri
çağırma fiyatından almak istemeyecektir. Ancak tahviller primli satılıyor ve faiz
oranlarında düşüş devam ediyorsa ihraççının geri çağırma fiyatından ve tahvilin geri satın
alınmasının kendisine yararı olacaktır.
III.1.1.5 Gerçek Getiri
Gerçekleşen getirinin hesaplanması, yatırımcıların tahvilleri vadesinden önce nakde
dönüştürmek istemeleri durumunda gereklidir. Ancak, gerçekleşen getiri hesaplanmadan
önce, tahvilin satılacağı tarihteki tahmini değerinin de hesaplanması gerekmektedir.
Vadeye kadar getiride olduğu gibi gerçekleşen getirinin de yaklaşık değerinin hesaplamak
olanaklıdır. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:434-435)
Ft+
YGG =
Pf - Pm
hp
Pf +Pm
2
YGG: Yaklaşık gerçekleşen getiri
15
Pf: Tahvilin gelecekteki tahmini satış fiyatı
Pm: Tahvilin satış fiyatı/cari pazar fiyatı
hp: Tahvili elde etme süresi
Ft: tahvilden elde edilen yıllık faiz tutarı
Örnek: Vadesi 10 yıl olan, ancak 3 yıl sonra satılması planlanan % 15 faizli tahvilin şu
anki pazar fiyatı 750 TL’dir. Tahvil fiyatının 3 yıl sonra 900TL olacağı tahmin
edilmektedir. Tahvilin nominal değeri 1.000TL’dir. Bu tahvilin yaklaşık geçekleşen getirisi
şöyle hesaplanabilir. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:435)
150+ 900 - 750
3
YGG =
900 +750
2
YGG = %24,24
III.1.2 Tahvilin Değerinin Belirlenmesi
Tahvil değerlemesi değerlemenin yapıldığı zamana göre iki faiz ödeme dönemi
başında ve faiz ödeme dönemleri arasındaki değerleme ve kuponlu olup olmamasına göre
iki şekilde yapılır.
III.1.2.1 Faiz Ödeme Dönemi Başında Tahvil Fiyatının Belirlenmesi
Tüm menkul kıymetlerin değerlemesinde aynı yöntem kullanılır. Herhangi bir
menkul kıymetin fiyatı o menkul kıymetten beklenen nakit akışlarının bu güne
indirgenmesi sonucunda bulunur. Tahvillerde beklenen nakit akışları dönemsel faiz
ödemelerinden ve anapara ödemelerinden oluşur. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:435)
n
TD= ∑
F1 + Pp
t=1 (1+r)t
(1+r)n
TD: tahvilin değeri
F1: Tahvilden elde edilen yıllık faiz geliri
Pp: Tahvilin nominal değeri
16
r: Tahvilden beklenen getiri oranı
Örnek: n yılı başında ihraç edilmiş %20 sabit faizli ve 5 yıl vadeli yılda bir kez Ocak
tarihinde faiz ödemeli 1.000 TL nominal değerli tahvilin beklenen getiri oranı %15 ise, n
yılı başındaki değeri kaç TL olmalıdır?
Tarih
n+1
n+2
n+3
n+4
n+5
TD=
Tahvilin Ödeme Planı TL
Faiz
Anapara
Toplam
200
---200
200
---200
200
---200
200
---200
200
1.000
1.200
200
+
200
+
200
+
200
+
200
+
1000
1
2
3
4
5
(1+0.15)
(1+0.15)
(1+0.15)
(1+0.15)
(1+0.15)
(1+0.15)5
TD =
200 *
(1,15)5-1 +
0,15*(1,15)5
1.000
(1,15)5
TD = 200*(3,35) + 1.000*(0,497) = 1,167 TL
Aynı tahvilin n+2 yılı başındaki değeri de şöyle olacaktır.
TDn+2 =
200
(1+0.15)1
+
200
(1+0.15)2
+
1.000
(1+0.15)2
TDn+2 = 1,081,27 TL.
III.1.2.2 Faiz Ödeme Dönemleri Arasında Yapılan Değerleme
Daha önceki değerlemelerde tahvilin ilk faiz ödemesinin 1 yıl sonra yapılacağı
varsayılmıştır. Gerçek yaşamda ise tahvil alım-satımlarının genellikle faiz ödeme
dönemleri arasında olduğu bilinmektedir. Faiz ödeme dönemleri arasında yapıla
değerlendirme faiz uygulamasının basit ya da bileşik faiz esasına dayalı olmasına göre
farklılık göstermektedir. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:438)
III.1.2.2.1 Basit Faiz Esasına Göre Değerleme
17
Basit faiz esasına göre tahvil değerleme yöntemleri arasında iki yaklaşım
vardır. Birincisi vadeye kadar getiri yaklaşımı ile değerleme diğeri ise tahakkuk eden faiz
yaklaşımıdır. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:438)

Vadeye Kadar Getiri Yaklaşımı ile Değerleme
Vadeye kadar getiri yaklaşımı ile değerleme, nakit girişlerinin gelecekte hangi
tarihte sağlanacağının ve değerleme gününden itibaren tahvilin ilk faiz ödeme gününe
kadar kaç gün kaldığının bilinmesini gerektirir. Bu yaklaşımda faiz ödeme dönemleri
arasında tahvili satın alna yatırımcının tahvili vade sonuna kadar elinde tutmasıyla
sağlayacağı getiri hesaplanmış olmaktadır.
Basit faiz esasına göre değerlemede günlük faiz şu şekilde hesaplanmaktadır.
Günlük Faiz = r / 365
C Günlük Faiz = r / 365 * c
TD=
n
F1 +A1
+
F1 +A1
[∑
1+ r *c
1+ r *c t=2
365
365
Ft+At
(1+r)t-1
]
Burada,
r: yıllık iskonto oranı
c: ilk faiz ödemesinden kalan gün sayısı
Ft: Faiz ödemeleri
At: Anapara ödemeleridir.
Örnek: n yılı başında ihraç edilmiş %20 faizli 5 yıl vadeli yılda 1 kez 1 Ocak tarihinde faiz
ödemeli 1.000 TL nominal değerli bir tahvil 31 ocak n+3 tarihinde kaç TL’ye satın
alınmalıdır? Beklenen getiri oranı %15’tir.
Tarih
n+4
n+5
Tahvilin Ödeme Planı TL
Faiz
Anapara
Toplam
200
---200
200
1000
1.200
Burada c = 365-30 = 335 gün olur.
18
TD=
1+
200
0.15
365
+
*335 1+
1
0.15
365
[
200
+
1.000
]
*335 (1+0.15)
(1+0.15)
TD = 175,80+ 917,20
= 1093,00TL
Tahvilin değeri 1093TL ve altında ise bu tahvil satın alınmalıdır.

Tahakkuk Eden Faiz Esasına Göre Değerleme
Bu yaklaşımda, tahvilli dönem arasında satın alana göre değil, dönem başında
satın alana göre değerleme yapılır ve bulunan bu değere dönem başından değerleme
gününe kadar geçen süre için faiz tahakkuk ettirilir.
n
TD= ∑
F1 + A1 * (1+ r * c)
t=1
(1+r)
365
Burada c, son faiz ödeme tarihinden değerleme gününe kadar geçen gün sayısıdır.
Örnek: n yılı başında ihraç edilmiş %20 faizli 5 yıl vadeli yılda 1 kez 1 Ocak tarihinde faiz
ödemeli 1.000 TL nominal değerli bir tahvil 31 ocak n+3 tarihinde kaç TL’ye satın
alınmalıdır? Beklenen getiri oranı %15’tir.
Tarih
n+4
n+5
TD= [
Tahvilin Ödeme Planı TL
Faiz
Anapara
Toplam
200
---200
200
1000
1.200
200 + 1.200 ] * (1+ 0,2 * 30)
(1,15)
(1,15)
365
TD= 1081,28 * 1,012
TD = 1094,25TL
Bu sonuç vadeye kadar getiri yaklaşımı ile bulunan değerden farklıdır. Bu
nedenle bilinçli satıcı tahvilini tahakkuk eden faiz esasına göre bilinçli alıcı ise aynı tahvili
vadeye kadar getiri yaklaşımına göre değerlendirecek böylece piyasa oluşmayacak ve alımsatım gerçekleşmeyecektir.
III.1.2.2.2 Bileşik Faiz Esasına Göre Değerleme
19
Faiz ödeme dönemleri arasında yapılan değerlemede, tahvili hem alana hem de
satana aynı getiriyi sağlayan fiyat günlük bileşik faiz esasına göre değerleme ile bulunur.
Bileşik faiz esasına göre yapılan değerlemede hem vadeye kadar getiri yaklaşımı hem de
tahakkuk eden faiz yaklaşımı ile aynı sonuca ulaşılır. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:441)

Vadeye Kadar Getiri Yaklaşımı ile Tahvil Değerleme
Bileşik faiz esasına göre değerlemede,
Günlük Faiz = (1 + r)1/365 – 1
c Günlük Faiz = (1 + r)c/365 – 1
TD=
F1 +A1
(1+r)c/365
+
1
(1+r)c/365
n
[∑
t=2
Ft+At
(1+r)t-1
]
Örnek: n yılı başında ihraç edilmiş %20 faizli 5 yıl vadeli yılda 1 kez 1 Ocak tarihinde faiz
ödemeli 1.000 TL nominal değerli bir tahvil 31 ocak n+3 tarihinde kaç TL’ye satın
alınmalıdır? Beklenen getiri oranı %15’tir.
Tarih
n+4
n+5
Tahvilin Ödeme Planı TL
Faiz
Anapara
Toplam
200
---200
200
1000
1.200
Bileşik faiz esasına göre,
Po=
200
(1,15)335/365
+
1
(1,15)335/365
[
1.200
(1,15)1
]
Po = 175,92 + 917,85
Po = 1093,77

Tahakkuk Eden Faiz Yaklaşımı
Bu yaklaşıma göre, önce faiz ödeme dönemi başında tahvilin değeri bulunur ve
daha sonra geçen süre için bileşik faiz esasına göre faiz tahakkuk ettirilir.
n
TD= ∑ F1+A1 * (1+r)c/365
t=1 (1+r)t
20
Örnek: n yılı başında ihraç edilmiş %20 faizli 5 yıl vadeli yılda 1 kez 1 Ocak tarihinde faiz
ödemeli 1.000 TL nominal değerli bir tahvil 31 ocak n+3 tarihinde kaç TL’ye satın
alınmalıdır? Beklenen getiri oranı %15’tir.
Tarih
n+4
n+5
TD=
Tahvilin Ödeme Planı TL
Faiz
Anapara
Toplam
200
---200
200
1000
1.200
200
(1,15)1
+
1.200
(1,15)2
*
(1,15)30/365
TD= 1081,28* 1,01155
TD=1093,77 TL
III.1.2.3 Kuponlu Tahvilin Değerlemesi
Tahvillerin önemli bir kısmında dönemsel kupon oranları ödenmektedir. Bu tür
tahvilin fiyatının belirlenmesindeki ilk adım tahvilin nakit akımlarının belirlenmesidir.
Kuponlu bir tahvilin nakit akımları 2 unsurdan oluşur, (Karan, 2001:408-409)

Vadeye kadar olan periyodik kupon faizi ödemeleri

Vade sonunda yatırımcıya geri ödenecek olan tahvilin nominal değeri
Bir yatırımcının bir tahvile yatırım yaparak elde etmek istediği faiz oranına
olması gereken getiri denir. Olması gereken getiri pazarda aynı kredi kalitesinde olan
benzer özelliklere sahip ve benzer vadeye sahip tahvillerin getirisidir. Tahviller ile
karşılaştırılarak bulunur. Olması gereken getiri yıllık bir faiz oranı olarak belirlenir. Nakit
akımlarının 6 ayda bir olduğu zaman periyodik faiz oranının 2’ye bölünmesi ile bulunur.
Bir tahvilin fiyatı nakit akımlarının şimdiki değeridir. Nakit akımlarının şimdiki değeri
aşağıda maddeler halinde verilen unsurların toplanması halinde bulunur.

6 ayda bir yapılan kupon ödemelerinin şimdiki değeri

Nominal değerin şimdiki değeri
21
Genel olarak bir tahvilin fiyatı aşağıdaki formül ile hesaplanabilir,
P=
c
+
c
+ -----c
+
M
(1+kd)1
(1+kd)2
(1+kd)n
(1+kd)n
P: Fiyat
c: 6 ayda bir yapılan kupon ödemesi
kd: periyodik faiz oranı (olması gereken getiri/2)
n: periyodik sayısı (yıl sayısı/2)
M: vade sonundaki değer
6 aylık kupon ödemeleri sıradan bir anüite eşit olduğu için, kupon ödemelerinin şimdiki
değeri şöyle ifade edilebilir. Bir anüitenin şimdiki değerinin
faktörü ile çarpılarak bulunduğu hatırlanırsa,
P=
= cx [
c
+
c
+
1
2
(1+kd)
(1+kd)
1- [
------
1- [
[
1
]
n
(1+i)
]
i
c
(1+kd)n
1 ]
(1+kd)n ]
Kd
c: 6 aylık kupon ödemesidir.
Örnek: Olması gereken getirisi % 12 olan, vadesine 20 yıl kalan, kupon oranı %9 olan ve
nominal değeri 100.000TL olan bir tahvilin fiyatını hesaplayınız.
-
kupon ödeme miktarı 4.500TL olan 40 tane 6 aylık kupon ödemesi
-
vade sonunda yani 40. dönemde 100.000TL’lik nominal değerin geri
ödenmesi
Burada,
c=4.500TL
kd: %12 = 0,12/2 = 0,06 = %6’dır.
Ödeme miktarı 4.500TL olan 40 tane 6 aylık ödemenin %6 iskontolama ile şimdiki değeri
67,707TL’dir.
Kupon ödemelerinin şimdiki değeri
1- [
=4500 [
1
]
(1+0.06)40
] =67,707TL
0.06
Vade sonunda 100,000TL lik nominal değerin %6 ile iskontolandırılması ile şimdiki değeri
9,700TL’dir.
22
M = 100.000TL, n=40, kd = 0,06
=100.000 * 1- [
1
] = 9.700TL
(1+0.06)
Tahvilin fiyatı bulunan 2 tane şimdiki değerin toplamıdır. Bu da 77.407TL’dir.
bir tahvilin fiyatı, olması gereken getirideki bir değişmeye karşı ters yönde değişir.
Gereken getiri arttığı zaman nakit akımlarının şimdiki değeri azalır ve bu nedenle fiyat
düşer. Bunun tersi de doğrudur. Gereken getiri düştüğü zaman nakit akımlarının şimdiki
değeri artar ve bu nedenle tahvilin değeri artar. (Karan, 2001:410)
III.1.2.4 Kuponsuz Tahvilin Değerlemesi
Bazı tahviller vardır ki herhangi bir periyodik kupon ödemesi yapmazlar.
Bunun yerine yatırımcı tahvilin satış fiyatı ve vade sonu değeri arasındaki toplam miktar
kadar gelir ede eder. Kuponsuz bir tahvilin fiyatlandırmasının, kuponlu bir tahvilin
fiyatlandırmasından bir farkı yoktur. Kuponsuz bir tahvilin fiyatı, beklenen nakit
akımlarının şimdiki değeridir. Kuponsuz bir tahvil durumunda tek nakit akımı vade
sonunda yatırımcıya ihraççı tarafından ödenecek olan nominal değerdir. (Karan, 2001:410)
Bu nedenle şimdiki tarihten n yıl sonra vadesi dolacak olan kuponsuz bir tahvilin fiyatı şu
formül ile bulunur.
p= M * [
1
]
(1+kd)n
M = vade sonunda yatırımcıya ödenecek olan nominal değer
p = fiyat
kd = periyodik faiz oranı (yıllık faiz oranı/2)
n = 02*N, N = yıl sayısı
Örnek: vade sonu değeri 100.000TL olan bir tahvil olduğu varsayılırsa, bu tahvilin gereken
getirisi %8,6 ve vade süresi 10 yıl ise fiyatı şöyle bulunur;
M = 1000 TL, i = 0,043*(0,086/2), N=10, n=20 = (2*10) ise,
p= 1000 * [
1
]
(1,043)20
23
p= 43,083TL
III.1.3 Tahvil Fiyat Teoremleri
Tahvil fiyatları ile vadeye kadar getiri arasındaki ilişki Malkiel’in geliştirdiği
tahvil fiyat teoremleri ile açıklanmaktadır. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:443-444)
III.1.3.1 Teorem 1
Tahvil fiyatları, tahvil getirileri ile ters yönde hareket etmektedir. Bunun
bedeni tahvilin fiyatının, ileride sağlayacağı nakit akımlarının bu günkü değerine eşit
olmasıdır. İstenen getiri arttıkça nakit akımlarının bugünkü değeri ve böylece tahvilin fiyatı
yükselir. Sonuç olarak beklenen getiriler değiştikçe tahvilin fiyatı bu değişikliği yansıtacak
şekilde değişir. Tahvil kupon faiz oranı beklenen getiri ve fiyat arasındaki ilişkiler
aşağıdaki gibi özetlenebilir.

Beklenen getiri oranı > kupon faiz oranı ise; tahvil fiyatı < tahvilin nominal değeri,
bu durumda iskontolu tahvilden söz edilir.

Beklenen getiri oranı = kupon faiz oranı ise; tahvilin fiyatı = tahvilin nominal
değeri

Beklenen getiri oranı < kupon faiz oranı ise; tahvil fiyatı > tahvilin nominal değeri,
bu durumda primli tahvilden söz edilir.
III.1.3.2 Teorem 2
Tahvilin kupon oranı ile vadeye kadar getirisi arasında belirli bir fark
olduğunda ortaya çıkacak fiyat değişmesi, vade uzadıkça büyüyecektir. Örneğin, her üçü
de 1000Tl nominal değerli, %15 kupon faizli vadesine 2 yıl kalan A, 5 yıl kalan B ve 10 yıl
kalan C tahvillerinin, Pazar fiyat oranının %20 ve %10 olduğu durumlarda değerleri
aşağıdaki gibi değişir.
Pazar Faiz
Oranı
10%
15%
20%
A
B
C
1087
1000
924
1190
1000
850
1307
1000
790
24
Tabloda açıkça görüldüğü gibi 1000TL nominal değerli %15 kupon faizli tahvillerin Pazar
faiz oranındaki ±%5’lik değişime karşı duyarlılıkları vadeye kalan süre uzadıkça
artmaktadır.
1307 – 1000 > 1190 – 1000 > 1087 – 1000
1000 – 190 > 1000 – 850 > 1000 – 924
II.1.3.3 Teorem 3
Teorem 2’de sözü edilen fiyat değişme yüzdesi vade uzadıkça azalan oranda artar.
(1307 – 1000)/1000 > (1190 – 1000)/1000 > (1087 – 1000)/1000
0,37/10 < 0,190/5 < 0,087/2
(1000 – 790)/1000 > (1000 – 850)/1000 > (1000 – 924)/1000
0,210/10 < 0,150/5 < 0,076/2
III.1.3.4 Teorem 4
Belirli bir vade için getirideki bir düşme getirideki aynı miktar yükselmenin
neden olacağı sermaye kaybından daha yüksek bir sermaye kazancı sağlar.
Yukarıdaki örnekte her üç tahvil içinde beklenen getiri oranının %15’den
%10’a düşmesinin yarattığı sermaye kazancı,%15’den %20’ye çıkmasının neden olduğu
sermaye kaybından daha büyüktür.
A tahvili 1087 – 1000 > 1000 – 924
B tahvili 1190 – 1000 > 1000 – 850
C tahvili 1307 – 1000 > 1000 – 790
Fiyatlardaki yüzdesel değişmeler fiyat değişmelerinin dışbükey bir eğri
üzerinde olacağını göstermektedir. Bu nedenle tahvil verimi ile fiyatı arasındaki bu ilişki
tahvil dışbükeyliği olarak adlandırılır.
25
III.1.3.5 Teorem 5
Bir tahvilin faiz oranı yükseldikçe, getirideki belli bir miktar değişmenin neden
olacağı fiyat değişme yüzdesi küçülecektir. Tahvil değerindeki oynaklık yalnızca tahvilin
vadesine değil aynı zamanda kupon faiz ödemelerinin tutarına da bağlıdır. Vadeleri aynı
olan iki tahvilden kupon faiz oranı düşük olanın Pazar faiz oranındaki değişikliklere karşı
duyarlılığı daha fazladır. Örneğin vadeleri 5 yıl, 1000TL nominal değerli A ve B
tahvillerinden A’nın kupon faiz oranı %30, B’nin kupon faiz oranı %20 olsun. Pazar faiz
oranının ±%10 olarak değişmesi durumunda A ve B tahvillerinin değeri şu şekilde
etkilenir.
Tahvil Değeri
Pazar Faiz
Oranı
10%
20%
30%
40%
A Tahvili
r= %30
%
Değişim
1298,1
1000
796,3
29,81
B Tahvili
r=%20
1378,2
1000
756,1
%
Değişim
37,82
-24,39
-20,37
Yukarıda görüldüğü gibi düşük kupon faizli tahvil (B) diğerine (A)’ya göre
Pazar faiz oranındaki farklılaşmaya karşı daha duyarlıdır. Sonuç olarak tahvil fiyatı ile
verimi arasındaki ters yöndeki ilişkinin dorusal değil dışbükey olduğu ve bu dışbükeyliğin
derecesinin vade ve kupon faiz oranına göre belirlendiği görülmektedir. Dış bükeyliğin
artması tahvil yatırımcısı tarafından arz edilen bir durumdur. Çünkü bu durumda Pazar faiz
oranı yükseldikçe fiyatın daha yavaş azalması veya faiz oranı düştüğünde fiyatın daha hızlı
artması mümkün olacaktır. Öte yandan faiz oranı ne olursa olsun tahvilin vade bitimine
kalan süresi kısaldıkça tahvilin değeri nominal değerine yaklaşır, ister primli ister iskontolu
olsun, tahvilin fiyatı vade sonunda nominal değerine eşit olur.
III.1.4 Tahvillerde Süre
Bilindiği
gibi
faiz
oranlarındaki değişiklik tahvillerin fiyatlarını
da
değiştirmektedir. Değişik özelliklere sahip tahviller, faiz oranlarındaki değişmelerden
farklı şekilde etkilenirler. Genellikle, vadenin uzun olması, tahvil fiyatlarındaki
değişmeleri arttırır. Özellikle düşün nominal faiz oranlarına sahip tahviller, faiz
değişmelerinden daha çok etkilenirler. (Ceylan, 2007: 283)
III.1.4.1Macaulay Süresi
26
Fiyat değişmelerinin ölçülmesinde kullanılan ve kupon faizi ile vadeyi içinde
bulunduran önemli bir ölçüt finans yazınında duration diye bilinen kavramdır. Duration
kavramı tahvil fiyat analizlerinde ve tahvil portföylerinin yönetiminde yarım asırdan fazla
kullanılmaktadır. İlk olarak 1038’de Frederic Macaulay tarafından tahvillerde nakit
akımlarının zaman akış ölçüsü olarak geliştirilmiştir. Bu nedenle bu kavram finans
yazınında Macaulay Duration olarak da adlandırılmaktadır. (Konuralp, 2005:255-256)
Yatırımın sağladığı nakit akışlarını zaman ile ağırlandırarak bu güne
indirgeme ilkesine dayanan süre, yatırımın efektif vadesini göstermektedir. Efektif vadede,
anlaşmalarla belirlenen vadeye kıyasla, yatırımın bu günkü değeri daha yüksektir. Çünkü
vade, sadece dönem sonundaki ödemeleri dikkate alır. Buna karşın, süre, bütün ödemeleri
zamanları ile birlikte dikkate alır. Gerçekte yatırımcının tahvile yatırdığı nakdin tamamı
vade sonuna kadar bağlı kalmamakta, dönemsel faiz gelirleriyle bir bölümü geri
alınmaktadır. Dolayısıyla yatırımcı için tahvilin gerçek vadesi, nominal vadeden kısa
olmaktadır. (Ceylan, 2007:283)
Macaulay süresi, tahvilin zaman akış ölçütü olarak, vadeye kadar süre
kavramından daha anlamlıdır. Çünkü Macaulay süresi vade sonunda anapara ödemesi ile
vadeye kadar geçen süredeki faiz ödemelerinin hem tutarlarını hem de zamanlamasını
dikkate almaktadır. Macaulay süresi tahvilin vadeye kadarki nakit akımlarının ağırlıklı
ortalamasıdır ve ağırlıklı olarak da nakit akımlarının bu günkü değeri kullanılmaktadır.
(Konuralp, 2005: 256)
Süre zaman ile ağırlıklandırılmış net bugünkü değerin basit yolla hesaplanmış net bugünkü
değere bölünmesiyle bulunur. (Ceylan, 2007:284)
n
P= ∑
Ct
t=1 (1+i)t
Buradan hareketle, macaulay ortalama süresi,
n
∑
Ct*t
Dm= t=1 (1+i) t
n
∑
Ct
t=1 (1+i) t
n
∑
= t=1
Ct*t
(1+i) t
P
27
=
n
∑
Ct*t
t=1 (1+i)t
n
∑
Ct
t=1 (1+i)t
Burada,
D: Macaulay süresini
Ct: T anındaki faiz ya da anapara ödeme tutarlarını
i: Piyasa faiz oranını
t: Faiz ya da anapara ödemelerinin yapıldığı dönemi ifade etmektedir.
Formülün payı, nakit girişlerinin zamanlaması ile ağırlıklandırılmış tüm nakit
akımlarının bugünkü değerini, paydası ise tahvilin bugünkü değer esasına göre
hesaplanmış fiyatını ifade etmektedir.
Örnek: Nominal değerleri 100TL, vadeleri 5 yıl olan iki tahvilden birinin kupon faiz
oranının %18, diğerinin %22 olduğu ve şu andaki piyasa faiz oranının da %20 olduğu
varsayılırsa, bu varsayımlar altında Macaulay süresinin hesabı her iki tahvil için aşağıdaki
tablodaki gibi olur: (Konuralp, 2005:256-257)
Tahvil 1
Yıllar
(1)
1
2
3
4
5
Toplam
Nakit
Akımları (2)
İskonto
Oranı %20
(3)
Nakit
Akımlarının
Bugünkü
Değeri (4)= 2*3
Nakit
Akımlarının
Fiyata Oranı
(5)=4/toplam
Yıl*Nakit
Akımlarının
Fiyata Oranı
(6)=1*5
18
18
18
18
18
0,8333
0,6944
0,5787
0,4823
0,4019
14,999
12,499
10,417
8,681
47,424
94,02
0,15953
0,132939
0,110796
0,092331
0,504404
1
0,15953
0,265878
0,332388
0,369324
2,52202
3,65
(3)
0,8333
0,6944
0,5787
0,4823
0,4019
(4)=2*3
18,333
15,277
12,731
10,611
49,032
105,984
(5)=4/toplam
0,17298
0,144144
0,120122
0,100119
0,462635
1
(6)=1*5
0,17298
0,288288
0,360366
0,400476
2,313175
3,54
Tahvil 2
(1)
1
2
3
4
5
Toplam
(2)
22
22
22
22
22
28
Tahvil 1 (%18 faizli) için Macaulay süresi 3,65 yıl, Tahvil 2 (%22 faizli) için ise 3,54
olarak hesaplanmıştır. Dikkat edilirse, yüksek faizli tahvilin süresi düşük faizli tahvile göre
biraz daha az çıkmıştır. Örneğin sonuçlarından hareketle aşağıdaki çıkarımlara varılmıştır,
(Konuralp, 2005:4257-258)

Birincisi, kupon faiz ödemesiz tahviller için Macaulay süresi ile tahvilin vadesi
aynıdır. Sıfır kuponlu tahvillerde nakit akımı vade sonunda bir kerede
yapıldığından (tek nakit akımı) ağırlığı 1 olacaktır ve vade ile ağırlığın çarpımı da
vadeye eşit olacaktır. Öte yandan kupon faiz ödemeli tahvillerde ise Macaulay
süresi, her zaman tahvilin vadesinden daha kısa çıkacaktır. Çünkü Macaulay süresi,
tahvilin nakit akımlarının geliş zamanlaması ile ağırlıklandırılması yoluyla
hesaplanmaktadır. O halde, vadeleri aynı fakat biri sıfır kuponlu diğeri ise kupon
faiz ödemeli iki tahvilde, kupon faiz ödemeli tahvilin Macaulay süresi, sıfır
kuponlu faize göre daha kısa olacaktır.

İkincisi, kupon faiz oranı ile Macaulay süresi arasında ters bir ilişki vardır. Yüksek
kupon faizli tahvilin Macaulay süresi (vade her ikisinde de aynı iken), düşük
kuponlu tahvile göre daha kısadır. Çünkü, toplam nakit akımlarının çoğu, yüksek
faiz ödemelerinin bugünkü değeri olarak daha erken geri dönmektedir.

Üçüncüsü, kupon faiz oranı var iken, Macaulay süresi ile vadeye kadar süre
arasında genellikle paralel bir ilişki vardır, vadeye kadar süre uzadıkça Macaulay
süresi de artmaktadır. Ancak, vadeye kadar süre arttıkça vade sonundaki anaparanın
bugünkü değeri azaldığından, aralarındaki ilişki doğrusal bir ilişki değildir. Bu
nedenle, vadeye kadar süre arttıkça Macaulay süresi azalan oranlarda artmaktadır.

Dördüncüsü ise, diğer bütün değişkenler sabit iken Macaulay süresi ile vadeye
kadar getiri arasında ters bir ilişki vardır. Bunun anlamı, yüksek vadeye kadar
getiriye sahip bir tahvilde düşük olana nazaran Macaulay süresinin daha kısa
olduğudur.
Örnek: Vadesine 4 yıl kalan %20 faizli, vade sonunda anapara ödemeli, 1,000TL nominal
değerli tahvilin süresi, piyasa faiz oranı %25’e yükseldiğinde kaç yıl olur? (Canbaş ve
Doğukanlı, 2007:456)
200*1 + 200*2
+ 200*3
+ 1,200*4
29
DUR= (1,25)1
(1,25)2
(1,25)3
(1,25)4
200 + 200 + 200 + 1,200
(1,25)1
(1,25)2
(1,25)3
(1,25)4
DUR= 2689,28 = 3,05 yıl
881,92
III.1.4.2 Düzeltilmiş Macaulay Süresi
Düzeltilmiş süre, faiz oranındaki değişimlerin tahvilin değerinde yüzde kaçlış
bir değişim yaptığının göstergesidir. (Ceylan, 2007:284) Düzeltilmiş Macaulay süresi
aslında matematiksel olarak, fiyat ile getiri arasındaki ilişkinin getiriye göre birinci
dereceden türevidir. (Konuralp, 2005:260) Buradan hareketle ,
Düzeltilmiş Macaulay Süresi =
Macaulay
Süresi
(1+İ)
Örnek: 15 yıl vadeli,%8 kupon oranlı, 84,63TL’dan satılan ve %10 getirisi olan bir tahvili
düşünelim, bu tahvilin Macaulay süresi 8,45 olsun. Düzeltilmiş süre ise,(Karan, 2001:425)
Düzeltilmiş süre =
8,45
1,05
= 8,05
Fiyattaki yaklaşık yüzdesel değişim ise, (Karan, 2001:425)
Yüzdesel Değişim = -Düzeltilmiş Süre * Getirideki Değişim Miktarı
Aynı örnekten devam edilecek olursa, eğer %10’luk getiri %10,10’a çıkarsa (+0,0010’luk
bir getiri değişikliği), fiyattaki yaklaşık yüzdesel değişim,
Yüzdesel Değişim = -8,05 * (0,0010) = -0,00805 = -0,81% ‘dir.
Eğer getiri oranı bir anda %10’dan ‘9,90’a düşerse (yani 10 puanlık bir düşüş), fiyattaki
yaklaşık yüzdesel düşme %+0,81 olur.
III.2 Hazine Bonosunun Değerlemesi
Hazine bonosunun yıllık nominal getirisi ve yıllık efektif getirisi olmak üzere 2
tür getirisi hesaplanabilmektedir. Yıllık nominal getiri yıllık basit faize göre hesaplanan
getiri iken yıllık efektif getiri yatırımcının hazine bonosunu tam olarak 365 gün elinde
tutması durumunda elde edeceği getiri oranıdır. Yıllık nominal getiri ve efektif getiri
aşağıdaki gibi hesaplanabilir. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:460)
y= ND-Po
Po
* 365
n
30
Burada,
y: yıllık nominal getiri
Po: dönem başında yatırılan tutar
ND: nominal değer ya da vadeden önce satılmışsa fiyatı
n: vadeye kadar kalan gün sayısı ya da satılıncaya kadar geçen gün sayısı
Yıllık efektif getiri ise,
y= [1 +
y
]365/n -1
365/n
Örnek: Bir ticari banka nominal değeri 1,000TL olan ve 91 gün vadeli hazine bonosuna
952,50TL ödemiştir. Bu hazine bonosundan beklenen yıllık getiri ve yıllık efektif getiri
kaçtır? (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:460)
y= 1000-952,50
952,50
* 365
91
y= %20,00
Yıllık efektif getiri ise,
y= [1 +
0,20 ]365/91 -1
365/91
y= %21,55 olur.
Ayrıca hazine bonosunun satış fiyatının hesaplanmasında 2 farklı formül kullanılmaktadır.
(Canbaş ve Doğukanlı, 2007:461)
Dış İskonto Yöntemine göre,
Satış Fiyatı(Po)=
ND * [1 -
dn
360
]
İç iskonto Yöntemine Göre,
Satış Fiyatı(Po)=
ND
1 + dn
365
Burada d iskonto oranını, P0 ise hazine bonosu fiyatını, ND ise nominal değeri
göstermektedir.
III.3 Finansman Bonosunun Değerlemesi
31
Finansman bonoları da hazine bonoları gibi satılmakta vade sonunda yapılan
ödeme, anapara ve faizi kapsamaktadır. Ancak finansman bonolarının hazine bonolarından
farkı özel sektör tahvillerinde olduğu gibi stopaj ve savunma sanayi fonu kesintisine tabi
olmaları ve SPK’nın Seri 3 ve No:4 Tebliği ile getirdiği düzenlemelere göre bileşik faiz
esasına göre iskonto edilmeleridir. Buna göre finansman bonolarının fiyatlandırılmaları
aşağıdaki formüle göre yapılmaktadır: (Karan, 2001:430)
P=
S
(1+r)c/g
Burada,
P: finansman bonosunun satış fiyatı
S: vade sonu değeri
c: vadeye kalan gün sayısı
r: dönemsel iskonto oranı
g: senedin toplam süresi
Örnek: 182 gün vadeli, 10 milyon TL değerli bir finansman bonosunun satışın
başlangıcından 10 gün sonra net getiri sağlaması için gereken fiyat nasıl belirlenir?
R:0,4464
P=
10.000.000
(1+0,4464)172/182
P= 7.055.351,293TL
III.4 REPO’nun Değerlemesi
Repo işlemine konu olan finansal varlıklar genelde devlet tahvili ve hazine
bonosu olmaktadır. (Canbaş ve Doğukanlı, 2007:463-464)
Örnek: 12.07.n vadeli, 1,000TL nominal değerde ve % 18 faizli devlet tahvilinin, 10.04.n
tarihli ve %14 iskonto oranı ile REPO satışı yapıldığında, REPO’nun başlangıç tarihinde
ve vade bitiminde alış ve satış fiyatlarını hesaplayınız.
Reponun vadesine 86 gün kalmış demektir.
32
Bankanın Alış
Fiyatı=
1,000
=
1+ 0,18*86
365
1,000 =959,31TL
1,0424
Repo işleminin yapıldığı gün ise bu devlet tahvilinin satış fiyatı aşağıdaki gibi
hesaplanacaktır.
Bankanın Alış
Fiyatı=
1+
959,31
0,14*7
365
=
959,31 =956,74TL
1,0026
Böylece yatırımcının kazancı = 959,31 – 956,74 = 2,57TL olur.
Sonuç
Genel olarak vade uzadıkça tahvillerin getirisi artar, vade kısaldıkça tahvillerin getirisi de
düşer. Buna rağmen yatırımcılar iki nedenden dolayı kısa vadeli tahvilleri uzun vadelilere
göre tercih ederler. Birinci neden, uzun vadeli tahvillerin fiyatları, kısa vadeli tahvillerin
fiyatlarından daha fazla dalgalanır. Bu nedenle, faiz oranlarında hızlı bir yükseliş, uzun
vadeli tahvil fiyatlarını çok daha fazla düşürür. İkinci neden faiz oranları yükselirse, kısa
vadeli tahvil yatırımcıları karlı çıkabilir. (Ceylan ve Korkmaz, 2007.2713)
Tahvil gibi sabit getirili bir menkul kıymete yatırım yapan yatırımcı, bu menkul kıymeti iyi
bir fiyattan aldığına emin olmak isteyecektir. Çünkü pazardaki yatırımcıların çoğu satın
aldığı bu sabit getiri menkul kıymeti vade sonuna kadar elde tutmak istemeyecek, tahvilin
fiyatının belli bir seviyeye yükselmesi durumunda onu elden çıkaracaktır. Bu nedenle
tahvilin değerinin belirlenmesi hem yatırımcı hem de ihraççı açısından çok önemli
olmaktadır.
33
Kaynaklar
AYDIN, Nurhan (2004). “Finansal Yönetim”. Açık öğretim Fakültesi Yayınları. Eskişehir.
CANBAŞ, Serpil, DOĞUKANLI, Hatice (2007). “Finansal Pazarlar, Finansal Kurumlar
ve Sermaye Pazarı Analizleri”. Karahan Kitapevi. Adana
CEYLAN, Ali, KORKMAZ, Turhan (2007). “Sermaye Piyasası ve Menkul Değerler
Analizi”. Ekin Basım Yayın. Ankara
CİVAN, Mehmet (2007).”Sermaye Piyasası Analizleri ve Portföy Yönetimi”. Gazi
Kitapevi. Ankara
ÇINAR, Sami (2007). “Değerleme İlkeleri ve Türkiye Uygulaması”. Gazi Üniversitesi.
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi.
ERGÜN, Ayşe (2007). “ Türk Euro Tahvillerinde Fiyat Tahmini ve Risk Analizinin
Durasyon ve Konvekslik Yöntemiyle Uygulanabilirliğinin Testi”. Atılım Üniversitesi.
Yayınlanmamış yüksek lisans tezi.
GÜRSOY, Cudi Tuncer (2007). “Finansal Yönetim İlkeleri”. Doğuş Üniversitesi
Yayınları. İstanbul
http://www.spk.gov.tr/mevzuat/mevzuat_index.html (22.10.2009)
http://mevzuat.adalet.gov.tr/html/1045.html (22.10.2009)
http://www.imkb.gov.tr/Glossary/n-s/isedictionary_s.aspx (22.10.2009)
KARAN, Mehmet Baha (2001). “Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi”. Gazi Kitapevi.
Ankara
KIRAN, Ercan (2006). “Türkiye’de Sabit Getirili Menkul Kıymet Piyasasının Etkinliği”.
Marmara Üniversitesi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi.
KONURALP, Gürel (2005). “Sermaye Piyasaları, Analizler, Kuramlar ve Portföy
Yönetimi”. Alfa Basım. İstanbul
Download