İL : OSMANİYE TARİH : 17.07.2015 ِ بِس ِم الرِح ِيم َّ الر ْْح ِن َّ هللا ْ ِ إِ ََّّنَا الْم ْؤِمنُو َن إِ ْخوة فَأ َخ َويْ ُك ْم َواتَّ ُقوا َي أ ْ َ ْ ََصل ُحوا ب ُ َ َّ اّللَ لَ َعلَّ ُك ْم تُ ْر َْحُو َن ِ ِ ُ ال رس ِ َّ اّلل صلَّى َح ُد ُك ْم َ َّ ول َ َل يُ ْؤم ُن أ:اّللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم ُ َ َ َق ِ ب ِِل ال ِِلَا ِرهِ َما ُُِيب لِنَ ْف ِس ِه َ ََخ ِيه أ َْو ق َّ َح َّّت ُُِي RAMAZAN BAYRAMI Muhterem Müslümanlar! Allah’ın kullarına lütfettiği, manevi güzelliklerle dolu rahmet ve mağfiret ayını üzüntüyle geride bırakmış bulunuyoruz. Bu kıymetli zaman diliminin manevi hayatımıza etkisi büyük olmuştur. Yüce Yaratan’ın emrine uyarak tuttuğumuz oruçlar, beş vakit namaza ilave olarak kıldığımız teravih namazları, okuduğumuz ve dinlediğimiz Kur’an ayetleri gönüllerimizi inceltmiş ve ruhlarımızı yüceltmiştir. Şimdi İslam’ın beş esasından biri olan Oruç ibadetini yapmış olmanın sevinciyle bayram yapıyoruz. Değerli Mü’minler! Bu manevi sevincimizin kaynağı hiç şüphesiz irade ve nefis hâkimiyetidir. Nefsine hâkim olanların dünya hayatında olduğu gibi öldükten sonra Allah’a (c.c) kavuştuklarında da büyük ecir ve mükâfatlara ererek, sevinecekleri ayet ve hadislerle müjdelenmiştir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Oruçlunun iki sevinci vardır: Biri iftar sofrasındaki sevinci diğeri tuttuğu oruçla Rabbine kavuştuğu ve orucunun mükafatına erdiği zamandaki sevincidir buyurur.”(1) Bayramların toplum hayatında üstün yeri ve eşsiz değeri vardır. Bayram günleri toplum şuurunun bütünleştiği toplum fertlerinin birlikte kaynaşıp kucaklaştığı seçkin günlerdir. Bayramlarda toplumların milli birlik ve beraberlik duyguları zirveye ulaşır. Ramazan günlerinde olduğu gibi bayram günlerinde de Cenab-ı Hakk’ın rahmeti bütün mü’minleri kuşatır Bu rahmetten büyük ölçüde yararlanmak için anne babamızın ve büyüklerimizin ellerini öpüp hayır dualarını almalıyız. Bayram süresince birbirimizi ziyaret ve tebrik ederek dostluklarımızı pekiştirmeliyiz. Birbirimize hediyeler sunmalıyız. Hastaları ziyaret etmeli ve kendilerine Allah’tan şifalar dilemeliyiz. Yetimlerin ve kimsesiz çocukların başlarını okşayıp onlara anne ve baba gibi davranmalıyız. Çevremizdeki yoksullara ve bakıma muhtaç çocuklara yardım elini uzatmalı onlara bayram sevincini yaşatmalıyız. Kıymetli Mü’minler! Bayramlarda herkes neşeli olur. Ancak çocuklar büyüklerden daha çok sevinç ve heyecan duyarlar. Bu sebeple onlarla böyle günlerde daha çok ilgilenmeliyiz. Onları mutlu edebilmek için, her türlü fedakârlığı göstermeliyiz. Dini ve milli adetlerimizi onlara öğretmeliyiz. Bu arada birbirimize karşı saygımızı da artırarak, kırgınlık ve küskünlüklere son vermeliyiz. Üç günden fazla küs kalmanın dinimizce yeri olmadığını hatırlayarak dargın olduğumuz kardeşlerimizle barışarak, tanıdıklarımızdan dargın olanları da barıştırmaya çalışmalı ve aralarını bulmalıyız İslam’ın sevgi, saygı, barış ve bağış dini olduğunu unutmamalıyız. Milletçe dost ve hoş geçinmeye azmetmeliyiz. Birlikte rahmet, ayrılıkta felaket olduğunu unutmamalıyız. Aziz Kardeşlerim! Allah Teala bir ayet-i kerimesinde bizler için; “Temizlenen, Rabbi’nin adını anıp O’na kulluk eden kimse şüphesiz kurtuluşa ermiştir” (2) buyurarak bizlere müjde veriyor. Bizlerde Ramazan ayı boyunca Rabbimiz’e karşı kulluk görevimizi gücümüz yettiğince yerine getirmeye çalıştığımız gibi bayram günlerinde ve tüm hayatımız boyunca aynı istikamette giderek bu müjdeye nail olalım. Hutbemi başta okumuş olduğum ayet-i kerimenin meali ile bitiriyorum “Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.”(3) Bu duygularla bayramın hepimize mübarek olmasını aziz milletimiz için birlik beraberlik ve kardeşliliğe, refah ve mutluluğa hatta insanlık âlemi için sulh ve sükûnete vesile olmasını Cenab-ı Haktan niyaz ederim. _________________________________________ 1. Tecrid, 6/254 2. A’la, 87/14-15 3. Hucurat 49/10 Hazırlayan: Fettah MERT Sarpınağzı Köyü Camii İmam-Hatibi Redaksiyon: İl İrşat Kurulu