İçindekiler 1.1 2.DÜNYA SAVAŞI.......................................................................................................................... 1 1.1 Kronoloji ................................................................................................................................ 3 1.2 Savaş ....................................................................................................................................... 3 1.1.1 VERSAY REJİMI VE ADOLF HİTLERIN YÜKSELİŞİ ............................................... 4 2.2 İSPANYA İÇ SAVAŞI .................................................................................................................. 4 3.2 ANTİ KOMİNTER PARTİ ............................................................................................................ 4 4.2 ÇİN JAPON SAVAŞI ................................................................................................................... 5 5.2 AVUSTURYANIN İHLAKİ ........................................................................................................... 5 1.1.2 ALMAN-SOVYET PAKTI ............................................................................................. 6 1.1.3 GENEL SEBEBLER ...................................................................................................... 7 1.1.4 Polonya ........................................................................................................................... 8 1.1.5 Kış Savaşı ....................................................................................................................... 9 1.1.6 Kuzey Avrupa .............................................................................................................. 10 1.2 2.DÜNYA SAVAŞI orbitaller 20. yüzyıldadünya çapında yapılan iki savaştan ikincisi olup dünya milletlerinin çoğunun yer aldığı, 1939'dan 1945'e kadar süren küresel bir askerî çatışmadır. Savaşa dönemin tüm büyük güçleri olan Birleşik Krallık,Sovyetler Birliği, ABD, Çin Cumhuriyetive Fransa; Müttefik Devletler olarak,Almanya, İtalya ve Japonya; Mihver Devletler olarak katılmıştır. 100 milyondan fazla askerî personelin dâhil olduğu savaş, dünya tarihindeki en büyük savaştır.buyuk savastır Savaşın önemli katılımcıları tüm ekonomik, endüstriyel ve bilimsel güçlerini, sivil ya da askerî kaynak farklılığı gözetmeksizin, bu savaş için kullanmıştır. Nükleer silahların kullanıldığı tek savaş olan veHolokost gibi kitlesel sivil ölümlerin gerçekleştirildiği II. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en kanlı savaştır. Savaş boyunca 40-50 milyon insan hayatını kaybetmiştir.[1] Bu madde ikinci küresel savaş hakkındadır. İlk küresel savaş için I. Dünya Savaşı sayfasına bakınız. Pratik bilgiler: Taraflar, Komutanlar ... II. Dünya Savaşı'na katılan devletler. Müttefik Devletler yeşil (Pearl Harbor Saldırısı'ndan sonra katılanlar açık yeşil), Mihver Devletleri mavi (işgal ve ilhak edilen devletler dâhil) ve tarafsız ülkeler gri renkle belirtilmiştir. Savaşın başladığı tarih olarak genellikle,Almanya'nın Polonya'yı işgal ettiği 1 Eylül 1939 kabul görür. Polonya'nın işgali ile birlikte Fransa ve Britanya İmparatorluğu ve İngiliz Milletler Topluluğu’na dâhil olan çoğu ülke Almanya'ya savaş ilan etti. Almanya, Avrupa'da büyük bir imparatorluk kurmayı amaçlıyordu. Almanya, 1939'un sonundan 1941'in başına kadar bir dizi muharebe ve antlaşma ile Avrupa topraklarının çoğunu ele geçirdi ya da bastırdı. Alman-Sovyet Antlaşması sürerken, sözde tarafsız Sovyetler Birliği, 6 komşu ülkesinin topraklarını tamamen ya da kısmen işgal etti ya da topraklarına kattı. Britanya ve İngiliz Milletler Topluluğu Kuzey Afrika'da ve genişleyen deniz savaşlarında Mihver Devletler'e karşı savaşı sürdüren tek büyük güç olarak kaldı. 1941 Haziran'ında Avrupalı Mihver Devletler,Sovyetler Birliği'ni işgal etmeye başladılar. Tarihteki en büyük kara savaşı cephesini başlatan bu işgal sonrası Mihver Kuvvetler askerî gücünün önemli bir bölümü bu savaş için ayırdı. 1941 Aralık ayında, 1937'den beri Çin'le savaşan ve Asya'ya hükmetmeye çalışan Japonya, Amerika Birleşik Devletleri’ne ve Pasifik Okyanusu'ndaki Avrupalı devletlerin topraklarına saldırdı ve kısa sürede bölgenin büyük bir bölümüne hâkim oldu. Japonya'nın Pasifik Cephesi'ndeki bir dizi yenilgisi ve Avrupalı Mihverordularının Kuzey Afrika veStalingrad'daki yenilgileriyle birlikte Mihver Devletlerin ilerlemesi 1942 yılında durduruldu. 1943 yılında Doğu Avrupa'daki Alman yenilgileri, İtalya'nın Müttefik Kuvvetleri’nce işgal edilmesi vePasifik'teki Amerikan zaferleriyle birlikte Mihver Devletler savaştaki kontrolü kaybetti ve tüm cephelerde geri çekilmek zorunda kaldı. 1944'te Batılı İttifak Kuvvetleri Fransa'yı işgal etti, Sovyetler Birliği kaybettiği bölgeleri geri alıp Almanya’yı ve müttefiklerini işgal etti. Sovyetler Birliği ve Polonya kuvvetlerinin Berlin’i ele geçirmesinitakip eden Almanya'nın 8 Mayıs 1945'tekoşulsuz teslimiyetiyle birlikte Avrupa’da savaş sona erdi. Japon orduları Birleşik Devletler tarafından yenilgiye uğratıldı. Bunu takiben Japon Adaları işgal edildi. Asya'da savaş, 15 Ağustos 1945 tarihinde Japonya’nın teslim olmayı kabul etmesiyle sona erdi. Türkiye ise resmî olarak savaşa katılmamasına rağmen Almanlar ve Amerikanlar ile yaptığı dostluk paktları ve ekonomik ilişkiler İkinci Dünya Savaşı'nda ABD ve Almanya'nın işine yaramış, bu sayede Asya'daki güçlere ağır şekilde hasar vermiştir. Savaş, 1945 yılında Müttefik Devletler'in Almanya ve Japonya'ya karşı kesin zaferiyle sonuçlandı. İkinci Dünya Savaşı dünyanın politik düzenini ve sosyal yapısını derinden etkiledi. Sonraki yıllarda oluşabilecek çatışmaların önüne geçmek ve uluslararası dayanışmayı sağlamak içinBirleşmiş Milletler (BM) kuruldu. Savaş sonrasında Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği gibi süper güçlerolarak ortaya çıktı. Bu durum süper güçler arasında 46 yıl boyunca sürecek olan bir Soğuk Savaş dönemini başlattı. Bu dönemde Avrupalı büyük güçlerin etkisi azalmaya başladı ve Asya ve Afrika'daki sömürgeler bağımsızlıklarını kazanmaya başladı. Savaş süresince endüstrisi hasar gören birçok ülke ekonomisini tekrar yapılandırma dönemine girişti. Politik bütünleşme, savaş sonrası ilişkileri düzenlemek amacıyla özellikle de Avrupa'da, önem kazanmıştır. 1.2 Kronoloji Almanya’nın Polonya’yı işgal ettiği 1 Eylül 1939 savaşın başladığı tarih olarak genel kabul görür. İki gün sonra Birleşik Krallık ve Fransa Almanya'ya savaş ilan eder. Japonya’nın Mançurya'yı işgal ettiği 13 Eylül 1931 ile II. Çin-Japon Savaşı’nın başladığı 7 Haziran 1939 da bazı çevrelerce savaşın başladığı tarih olarak kabul edilir. A. J. P. Taylor, savaşı Doğu Asya’daki Çin-Japon Savaşı ve Avrupa’daki İkinci Avrupa Savaşı olarak ikiye ayırır. Taylor bu iki savaşın 1941’de birleşerek 1945’e kadar süren tek bir küresel çatışma hâlini aldığını savunur. Savaşın bitiş tarihi üzerine genel kabul görmüş bir tarih yoktur. Japonya’nın resmen teslim olduğu 2 Eylül 1945 yerine 14 Ağustos 1945 mütarekesi ile savaşın bittiğini savunan bir görüş vardır. Bazı Avrupalı tarihçilere göre Almanya’nın koşulsuz teslimiyet tarihi olan 8 Mayıs 1945 savaşın bitiş tarihidir.Japonya ile Barış Antlaşması 1951’e kadar imzalanmamıştır. 2.2 Savaş I. Dünya Savaşından sonra Almanya'nın kaybettiği topraklar haritası Japonya Berlin Büyükelçisi Kintomo Mushanokōjive Almanya Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop AntiKomintern Paktını imzalarken 11. Uluslararası Tugaya bağlı T-26, İspanya'da Belchite yakınında (Eylül, 1937) Çin Cumhuriyetinin başkenti Nankin'in Çonghua kapısına saldıran Japon zırhlı araçlar (12 Aralık1937 saat 12.10) 1.1.2 VERSAY REJİMI VE ADOLF HİTLERIN YÜKSELİŞİ Adolf Hitler'in 1933 yılında iktidara gelmesinden itibaren savaşın sonuna kadar izlediği strateji, üç aşamalı bir stratejidir. Hitler, iktidara gelmesinin hemen ardından Alman ekonomisinin büyümesini hedef almıştır. I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmak ve 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonucunda Alman ekonomisi ciddi sıkıntılar içerisine girmiştir. Yaşanan yüksek enflasyon, aşırı boyutlara varan işsizlik ve bunlara bağlı olarak sanayideki üretimhammadde dengesizliği bu sıkıntıların başlıcalarıdır.Ayrıca orta sınıfların ve iş adamların sol ve komünizm korkusu Hitler'in yükselişinde çok önemli bir rol oynamıştır. Ekonominin düzene sokulmasının ardından stratejisinin ilk adımında Hitler, Alman kara, deniz ve hava kuvvetlerinin,Versay anlaşmasıyla getirilen sınırlamalardan kurtulmasını sağlamaya gayret etmiştir. 3.2 İSPANYA İÇ SAVAŞI Ana madde: İspanya İç Savaşı Ülkede 1898'den beri önemli kolonilerinkaybedilmesi ile hızlanan ekonomik ve sosyal çöküntü iç savaş ortamını hazırlamıştır. 1923'te diktatör GeneralDö Rivera başa geçene kadar 33 tane kabine değişmiştir. Ülkenin yenimonarşik yapısında politik açıdan istikrarsız bir durumda oluşu, ekonomik ve sosyal durumu çok kötü bir biçimde etkilemiştir. Aynı zamanda asiller ve ordunun karşılıklı çıkarlar nedeniyle kralcı ve dolayısıyla sağ görüşlü olması gibi bir durum söz konusuydu. Ancak bu gruba karşıt Katalonya ve Baskbölgesindeki halk ve komünistler vardı. Bu gruplar De Rivera'nın döneminde biraz daha durulmuş gözükselerde yine de onun kendilerini zaptedememesi sonucu yönetimden gitmesi sonrası kurulan 2. Cumhuriyette Nasyonalistler ve sonrasında Cumhuriyetçiler yönetime gelmişler; ancak ülke içersinde büyüyen karmaşayı engelleyememişlerdir. Bunun sonucunda Cumhuriyetçiler ileMilliyetçiler arasında iç savaş başlamıştır. İlk başlarda Cumhuriyetçiler avantajlı görünmüşlerdir; ancak daha sonra İspanya Afrikası ve İspanyol ordusunun bir kısmı milliyetçilere katılmıştır. Hitler ve Mussolini radikal eylemlerle Alman ve İtalyan pilotlarını savaşa sokmuş ilk zırhlılarını İspanya'da denemiştir. 1939'da General Francoönderliğinde milliyetçi güçler tamamen yönetimi ele geçirdiğinde toplam ölü sayısı 600.000 civarındadır. 4.2 ANTİ KOMİNTER PARTİ Ana madde: Anti-Komintern Paktı Japon İmparatorluğu, Sibirya ve Moğolistan sınırlarında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'le(SSCB) sürtüşmektedir. Bu gerilim Almanya'ya Japonya'yla yakınlaşma şansı tanır. 25 Kasım 1936 tarihinde Anti-Komintern Paktı'nı imzalarlar. Buna göre, her iki ülke, içlerinden birisi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) tarafından saldırıya uğrarsa diğerine destek sözü verir. Berlin, İtalya'nın da bu anlaşmaya katılımı için baskı yapar. Mussolini bir yıl sonra, 6 Kasım 1937'de anlaşmayı imzalar. 1939 Şubat ayında Macaristanda Anti-Komitern Paktı'na katılır.Franco'nun İspanya'sı da bu ittifaka 27 Mart 1939'da katılır. Ancak, II.Dünya savaşında Almanya SSCB'yle savaşmasına karşın, İspanya bu savaşta tarafsız kalmıştır. 5.2 ÇİN JAPON SAVAŞI Ana madde: Çin-Japon Savaşı Çin-Japon Savaşı, Japonya'nın, Çin veMançurya'ya yayılma arzusundan ilerleme kaydetmişler, yerleşim birimlerine karşı zehirli gaz dahi kullanmışlardır. 1937'de Marko-Polo Köprüsü bölgesindeki bir olayı bahane ederek tekrar saldırıya geçen Japonlar,1937'de Nankin, 1938'de de Kanton veHankov'u aldılar. Ancak bu savaşlar klasik askeri taktikler ve strateji açısından özel bir öneme sahip değildir. Japonlar'ın Mançurya üzerindenMoğolistan'a doğru ilerlemeleri, onlarıRusya ile karşı karşıya getirmiştir. Bu durum Rusya'yı iki cepheli savaşa zorladığından 1939 yazında Stalin'iHitler ile ittifak yapmaya zorlamıştır. Ancak Ruslar, 1939'da Kolkin'de Japonları yenmişler ve böylece Japon Kara Kuvvetlerinin modern bir güç karşısında başarılı olamayacaklarını ortaya koymuşlardır. Bu mağlubiyetten sonra Japonlar tekrar Pasifik veGüneydoğu Asya'ya yöneldiler. 6.2 AVUSTURYANIN İHLAKİ Ana madde: Avusturya'nın ilhakı İlk kez 1919'larda ortaya atılanAnschluss düşüncesi uzun süre destek görmüştür. Avusturya tarafında Sosyalistler 1933'e kadar Anschluss'u desteklemişlerdir. Ancak Nazi Partisi iş başına geldikten sonra düşünceye soğuk bakılmaya başlanmıştır. Hitler Anschluss'u gerçekleştirmek için 1934'de Avusturya'da Nazilerin iktidarı ele geçirmesine yardım etmiş; ancak bu girişim başarısız olmuştur. 1937 yılında İtalya ile Almanya anlaşınca Hitler, Avusturya üzerindeki isteklerini sertleştirmeye başlamış ve Avusturya üzerinde baskı kurmuştur. Bunun üzerine Avusturya'da 12 Mart 1938'deplebist yapılması kararlaştırılmıştır. Ancak plebisit'ten bir gün önce Alman birlikleri Avusturya'yı işgal etmiş ve Avusturya Ordusu hiçbir direniş göstermemiştir. Ertesi gün yapılan plebisit'te birleşme %99'dan fazla bir oy almıştır. MÜNİH ANLAŞMASI VE ÇEKOSLAVAKYANIN PAYLAŞILMASI Ana madde: Münih Antlaşması (1938) Almanca konuşan nüfusun yaşamakta olduğu bölgelerin, Alman topraklarına katılmasıdır. Bu stratejik evrenin adımları, 12 Mart 1938'de, Avusturya'nın ilhak edilmesiyle başlamıştır. Ardından ikinci adım Çekoslovakya toprakları içindeki Sudet bölgesidir. Hitler'in baskısıyla 29 Eylül 1938 günü imzalanan Münih Anlaşmasıyla Sudet bölgesi Almanya'ya verilmiştir. Konferans, Alman, İtalyan, İngiliz ve Fransız başbakanlarının katıldığı, Çekoslovakya'nın temsilci bulundurmadığı bir anlaşmadır. Anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda Hitler, hiç zaman kaybetmemiştir. Anlaşma, 1 Ekim1938'de yine silah kullanılmaksızın, uluslararası anlaşmalara dayanılarak, nüfusunun yüzde elliden fazlasını Almanların oluşturduğu Sudet bölgesinin Almanlarca işgal edilmesine dayanmıştır. 15 Mart 1939'da ise Çekoslovakya'nın kalanını da topraklarına eklemeleri anlaşmada yer almıştır. Bu olaylara kadar Hitler, stratejisinin adımlarını atarken, silah kullanmamıştır. Ancak geriye tek sorunlu bölge kalmıştır: Danzig bölgesi. Versay Anlaşmasıyla Polonya'ya verilen Danzig bölgesi, hâlâ Alman yönetiminde olanDoğu Prusya ile Almanya arasındaki kara bağlantısını kestiğinden, Alman Hükümeti, Polonya hükümetinden, Doğu Prusya'yla arada bir kara bağlantısı oluşturulması yönünde bir teklifi görüşmesini istemiş ve böylece Danzig Sorunu ortaya çıkmıştır. 2.1.2 ALMAN-SOVYET PAKTI İmzalayan Molotov, arkada Ribbentrop ve Stalin(23 Ağustos 1939, Moskova) Ana madde: Alman-Sovyet Saldırmazlık Paktı 3 Mayıs 1939'da Sovyet Dışişleri Komiseri olan Litvinov görevden alınarak yerine Vyaçeslav Mihayloviç Molotov atanmıştır. Bu atama Sovyet dış politikasında keskin bir dönüşe işaret etmiştir. Litvinov döneminde SSCB, Alman yayılmacılığına karşı Birleşik Krallık ve Fransa ile bir protokol oluşturmak için girişimlerde bulunmuş, ne var ki her seferinde reddedilmişti. Molotov döneminde ise SSCB, Alman hükümeti ile bir saldırmazlık paktı için çalışmıştır. Uzun diplomatik görüşmeler sonucunda 23 Ağustos 1939 günü SSCB ile Almanya arasında bir saldırmazlık paktı imzalanması karara bağlanmiştır. 3.1.2 GENEL SEBEBLER Almanya: Adolf Hitler, öncelikleOrta Avrupa, ardından Doğu ve Batı Avrupa'yı Almanya topraklarına katmak amacındadır. İkincil planı ise Asya'yı, özellikle Sovyetler Birliği ve Yakın Doğu'daki stratejik noktaları ele geçirmektir. Japonya: I. Dünya Savaşı sonunda Almanya'nın Uzak Doğu sömürgeleri Japonya'ya verilmişti. Üstelik Çin'in bir bölümü de Japonya'nın hakimiyetindeydi. Ancak bu kadar sömürge bile hızla sanayileşen ve büyüyen Japon ekonomisini doyuramıyordu. Ekonomik çıkarlar içinABD ile yakınlaşan Japonya, savaşın patlak vermesi ile Almanya'ya yakınlaşmıştır. Pearl Harbor Saldırısı ile kesin olarak savaşa girmiştir. ABD: Savaşın başında tarafsız kalan ABD, sonraları Fransa ve Birleşik Krallık'a silah yardımı yapmıştır. Japonya tarafından Pearl Harbor'da saldırıya uğramış ve kesin olarak savaşa girmiştir. ABD'nin savaşa girmesi ve Almanların Sovyetler Birliği'ni istila etmesi savaşın seyrini değiştirmiş, Almanya genişleme politikası yerine var olan sınırlarını koruma politikasını uygulamıştır. Sovyetler Birliği: I. Dünya Savaşı'ndan sonra batı yerine Orta Asya'ya yönelik politikalar izlemiştir. Zengin petrol rezervleri sayesinde savaşta lojistik ve teknoloji alanlarında en güçlü devletlerden biri olmuştur. Almanya ile saldırmazlık anlaşması yapmasına rağmen Alman istilasına uğramıştır. Almanlar'ın bu istilası ve SSCB'ye karşı aldığı yenilgiler II. Dünya Savaşı'nın seyrini değiştirmiştir. Birleşik Krallık: Adolf Hitler tarafından Avrupa'daki tek rakip olarak görülen Birleşik Krallık, Almanya'nın Avrupa'nın tamamına yayılmasını önlemiştir. ABD tarafından sürekli mühimmatla desteklenen Birleşik Krallık, ABD'nin savaşa girmesine kadar özellikleKraliyet Hava Kuvvetleri ile ön plana çıkmış, Orta Avrupa'da kesin bir hava hakimiyeti sağlamıştır. ABD'nin savaşa girmesiyle birlikte kara kuvvetleriyle ön plana çıkan Birleşik Krallık, II. Dünya Savaşı'nın en büyük aktörü olmuştur. İtalya: I. Dünya Savaşı'ndan istediğini alamayan İtalya dar bir sömürge alanıyla sanayisini beslemeye çalışıyordu. Ayrıca I. Dünya Savaşı'ndaİtilaf devletleri ile görüş ayrılığına düşen İtalya, Mussolini'nin faşist politikaları nedeniyle Avrupa'da sorun teşkil ediyordu. İtalya'nın eski Roma İmparatorluğu gibi güçlü bir devlet olmasını isteyen Mussolini, Almanya ile AVRUPADA SAVAŞIN BAŞLAMASI 4.1.2 Polonya II. Dünya Savaşı'nın gelişim süreci 1 Eylül 1939 sabah saat 4.45'te Westerplatte'yi bombalayan Alman Schleswig-Holstein zırhlısı. Almanya'nın 1938-1942 yılları arasında Avrupa'da işgal ettiği ülkeleri gösteren harita. Edward Rydz-Śmigły Haziran 1942'de Mihver devletlerinin eriştiği en geniş sınırlar. Mavi:Batılı müttefikler. Kırmızı:Sovyetler ve müttefikleri. Siyah:Mihver devletleri. Ana madde: Polonya'nın İşgali Alman Ordusu o dönemin en güçlü ordusuydu. Danzig Sorununundiplomatik yollarla çözümünün uzun sürmesi üzerine Alman orduları 1 Eylül1939 sabahı Polonya sınırlarını geçtiler.Yıldırım savaşı tekniklerinin ilk kez hayata geçirilişi olan Polonya Seferi, bu ülkenin toprak bütünlüğünü uluslararası platformda garanti etmiş olan Birleşik Krallık ve Fransa'yı harekete geçirmiştir. 3 Eylül'de Birleşik Krallık, bir gün sonra da Fransa, Almanya'ya savaş ilan etmiş ve seferberlik hazırlıklarını başlatmıştır. Ancak Alman panzer birlikleri, harekâtın ilk haftasının sonunda Polonya cephelerini yarmış ve geniş kuşatmalara girişmiştir. Müttefiklerin askeri bir müdahalesi için artık olanak görünmemektedir. 17 Eylül 1939 günü, Sovyet Kızıl Ordusuna bağlı birlikler Polonya'nın doğu sınırlarından saldırırlar. İki ateş arasında kalan Polonya, 27 Eylül1939'da teslim olur, direnen birlikler de 5 Ekim 1939 günü teslim olurlar. 1940 yılının Haziran ayında Stalin, Baltık Ülkelerine gönderdiği notada, SSCB'ye yakın hükümetlerin işbaşına getirilmesini ister. Hemen ardından daKızıl Ordu Litvanya, Letonya ve Estonyatopraklarına girer. 14 Temmuz'da bu ülkelerde yaptırılan genel seçimlerle işbaşına gelen hükümetler SSCB'ye katılma kararı alacaklardır. Böylece I. Dünya Savaşı sonunda yeni Sovyet hükümetinin elinden çıkan bu topraklar tekrar kazanılmıştır ve bu topraklar SSCB'nin Baltık Denizine açılmasında,Leningrad limanının güvenliği anlamına gelmektedir. Baltık Denizi konusunda Stalin'in öngördüğü diğer bir önlem ise onu,Finlandiya hükümetiyle görüşmelere yönlendirecektir. Görüşmelere 9 Ekim1939'da başlanmıştır. Görüşmelerden bir sonuç alınamayacağı kanısına varan Stalin yönetimi tarafından, 28 Kasım1939'da, 1932 yılında imzalanmış olan saldırmazlık anlaşmasının tek taraflı olarak kaldırıldığı Fin hükümetine bildirilir ve 30 Kasım 1939 da Kızıl Ordu Finlandiya'ya saldırır. Bu hareket Paris ve Londra'yı, Moskava'ya karşı takınılacak tavır konusunda düşünmeye sevk etti. Birleşik Krallık hükümeti Moskava ile siyasal münasebetlerıni kesmeyı reddetti. Ancak her iki memleket halkoyunda Finlandiya lehinde şiddetli bir heyecan uyanması, Polanya'nın yok edilmesi sırasında Almanya'yla bir savaşı göze alabilecek kuvvette olmadıkları inancıyla hareketsiz kalmayı tercih etmiş Fransız ve Britanyalı hükümetlerini, Finlandiya meselesinde harekete geçmeye zorladı. Her iki hükümet de SSCB'ye savaş ilan etmeden Finlandiya'ya 100.000 kişilik bir askeri kuvvet yollamak kararı aldılar. Böylece Fransa ve Birleşik Krallık küçümsedikleri Sovyet ordusuyla ve SSCB'yle, Almanya'nın yanı başında savaşmayı göze almış oluyordu. Ancak Sovyet Rusyadan çekinen İsveç veNorveç, müttefik kuvvetlerin kendi topraklarından geçmesine izin vermediler. Bu red, müttefiklerin çok hazırlıksız oldukları bir sırada Sovyet Rusya'yla savaşa girişmelerıne engel olarak ağır bir tarihi hatayı önlemiş oldu. SSCB'nin Finlandiya Seferi 6 Mart 1940'ta Finlandiya hükümetinin, Ruslar’la barış görüşmeleri için masaya oturmak zorunda kalmasıyla son bulacaktır. 5.1.2 Kış Savaşı Ana madde: Kış Savaşı SSCB’nin Kuzey batıda Baltık Denizinedar bir alanda Leningrad körfezi sahili vardı. Bunun hemen kuzeyinde iseFinlandiya toprakları başlıyordu. Finlandiya sınırı Leningrad'ın sadece 32 km. batısından başlamaktaydı. Bu bölge SSCB için hayati önem taşımaktaydı. Bu yüzden Stalin bu toprakların SSCB'ye bağlı olmasının gerekli olduğu görüşündeydi. Stalin’in Finlerden istediği bu topraklar 1.700kilometre karedir. Bunun karşılığında Finlandiya-Rusya sınırının orta kesimlerinden 3.500 kilometre karelik bir araziyi teklif etmektedir. Finlandiya hükümeti, böyle bir anlaşmaya varmanın, taviz vermek istemedikleri tarafsızlık tutumuyla bağdaşmayacağı gerekçesiyle konuya sıcak yaklaşmadılar. Bunun üzerine Stalin bu toprakları satın almak istedi. Bu önerisi de reddedildi. Finlandiya’nın tutumu karşısında Stalin’in tutumu hızla sertleşti. 28 Kasım1939'da, 1932 yılında imzalanmış olan saldırmazlık anlaşmasının tek taraflı olarak kaldırıldığı Fin hükümetine bildirildi ve 30 Kasım 1939'da Sovyet orduları savaş ilan etmeksizin Finlandiya’ya saldırdı ve ertesi gün Finlandiya'nın sınır şehri Terijoki (bugün Zelenogorsk)'ye girerek, orada Fin komünist Otto Ville Kuusinen'in başkanlığında kukla bir devlet olan Fin Demokratik Cumhuriyeti'ni ilan ettirdi. 6 Mart 1940'da Fin hükümeti, Ruslar’la barış görüşmeleri için masaya oturmaya razı oldu. Bu sırada Rus kuvvetleri Koivisto (bugün Primorsk)'yu ele geçirmiş ve Viipuri'ye dayanmıştı. Fin hükümeti anlaşmayı çaresiz kabul eder. Savaş boyunca Fin kayıpları 25 bin ölü ve yaralıdır. Sovyet kayıpları ise 49 bin ölü, 158 bin yaralı. Ancak Finlerin kaybettikleri toprakları geri alma arzusu yüzünden barış sadece 1 yıl sürdü ve Finlandiya, Almanya'nın yanında savaşa girdi. 6.1.2 Kuzey Avrupa Ana madde: Norveç'in istilası "Weserübung" Harekâtı'nın sorumlularındanBüyükamiral Erich Raeder Alman Kruvazör Blücher, Norveç Ordusu'na ait Oscarsborg Müstahkem Mevkii'nin top ateşi ve torpido saldırısının sonucu batmak üzereyken (9 Nisan 1940) Fransız Başbakanı Reynaud, Parlamentoda gitgide artan gerginliği ve halkoyunda gizli Stuttgart radyosunun (Bu radyo, Almanlarla işbirliği yapan bir Fransız tarafından işletiliyordu. Stuttgart haini olarak adıyla anılan bu Fransız, savaştan sonra yakalanarak kurşuna dizilmiştir) kışkırtıcı yayınlarıyla çoğalan açık hoşnutsuzluğu gidermek için, bekleme politikasını terk ederek, daha dinamik ve haşin bir politikayı denemek istedi. Bu amaçla Londra hükümetini, İsveç çeliğinin Almanya'ya akmasını önlemek için Norveç'e bir çıkartma yapmaya ikna etti. Ancak müttefik kuvvetlerden önce davranan Almanlar, 9 Nisan 1940 sabahı Norveç'e, deniz yolunun güvenliği için de Danimarka'ya saldırdı. Norveç'in istilası'ndaki stratejik amaçları İsveç'ten ithal ettikleri demir cevheri yolunun güven altına alınması ve Norveç fiyortlarında denizaltıları için üsler oluşturabilmekti. Danimarka kısa sürede teslim olurken Norveç direnme gösterdi. 10 Haziran 1940'da Norveç de teslim oldu. Müttefiklerin Norveç'te oynadığı kumar, askeri bir bozgun ve manevi bir yıkılışla sona ererken, Norveç'i de Alman işgali altında esir bir ülke durumuna getirdi. 24 Nisanda Norveç bir hükümet komiserinin emrine verildi ve Quisling'in başkanlığında bir nasyonal sosyalist hükümet kuruldu. Meclislerin güvensizliği karşısında Reynaud hükümeti 9 mayısta, Chamberlain hükümeti 10 mayısta istifa ettiler. Aynı gün Alman saldırısı beklenmedik bir anda batıya döndü. Reynaud istifasını derhal geri aldı; Chamberlain yerine İngiliz kabinesini Churchill kurdu. Avrupa ve bütün dünya için karanlık ve felaketli günler başlıyordu. Belçika ise 27 Mayıs'ta teslim oldu.