T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2015 ELEKTRİK TEKNİKERLİĞİ DERS NOTU İÇİNDEKİLER ÖLÇME Ölçü Aletleri Gösteren ölçü aletleri Kaydeden ölçü aletleri Toplayan ölçü aletleri Analog Ölçü Aletleri Dijital Ölçü Aletleri Ölçü Aletlerinin Özellikleri Ölçmede Hata Mutlak hata Bağıl Hata Aletlerin Sınıfı Çeşitli Elektriksel Ölçü Aleti Tanımları Temel Büyüklüklerin Ölçülmesi Direnç değerinin ölçülmesi Endüktans ölçme Endüktansı etkileyen faktörler LCR Metre ile endüktans değerinin ölçülmesi Kapasite ölçme Kapasiteyi etkileyen faktörler Kapasitesinin ölçülmesi LCR Metre ile kapasite ölçümü Akım ölçme Ampermetre yapısı ve çeşitleri Ampermetreyi devreye bağlama ve akım ölçme Akım trafosu kullanarak akım ölçme Akım transformatörleri Pens ampermetreler Gerilim ölçme Voltmetrenin yapısı ve tanımı Voltmetreyi devreye bağlamak ve gerilim ölçmek İş ve Güç Ölçme Güç ölçme Ampermetre ve voltmetre yardımı ile güç ölçmek Wattmetrelerin yapısı ve çeşitleri İş ölçmek Sayaçların yapısı ve çeşitleri Osiloskobun Tanıtılması Osiloskop ile aşağıdaki değerler ölçülebilir TEMEL ELEKTRİK TEKNOLOJİLERİNE GİRİŞ Doğru ve Alternatif Akım Kavramları Doğru akımın tanımı Doğru akımın elde edilmesi Alternatif Akım Faz ve Faz Farkı Gerilim (Potansiyel Fark ) Elektrik akımı İletken, Yalıtkan ve Yarıiletken Maddeler Atomun Yapısına Göre İletken ve Yalıtkan Tanımı Direnç İletken direncini etkileyen faktörler Direncin sıcaklıkla değişimi Direnç Bağlantıları Elektrik Yasaları İş, Güç ve Enerji Verim Kondansatör Kondansatörün AA davranışı Kondansatörlerin seri bağlanması Kondansatörlerin paralel bağlanması Bobin Bobinin AA davranışı Bobinlerin seri bağlanması Bobinlerin paralel bağlanması Dirençli ve Bobinli Devre (R-L) Direnç ve Kondansatörlü Devre (R-C) Direnç, Bobin ve Kondansatörlü Devre (R-L-C) TRANSFORMATÖRLER İndüklenen emk Değeri Dönüştürme Oranı DOĞRU AKIM MAKİNALARI DA Makinasının Yapısı DA Makinasının Parçaları DA Motorunun Çalışması ALTERNATİF AKIM MAKİNALARI Asenkron Makinalarının Endüstrideki Önemi A.C. Motorlar ile D.C Motorların karşılaştırılması A.C Motor Çeşitleri Senkron Hız- Asenkron Hız-Kayma GÜÇ ELEKTRONİĞİ Yarı İletken Güç Anahtarları Diyot Genel amaçlı diyotlar Hızlı diyotlar Yumuşak toparlamalı diyotlar Schottky diyot Avalanche diyot Zener diyot Tristör GTO (Kapıdan Tıkanabilen Tristör) Transistör (BJT) MOSFET (Metal Oksit-Yarı İletken Alan Etkili Transistör) IGBT (Yalıtılmış Kapılı İki Kutuplu Transistör) Doğrultucular Yarım dalga doğrultucu Tam dalga doğrultucu Köprü doğrultucu Zener Diyot Diğer Diyot Uygulamaları Kırpıcılar (Clipper) Kenetleme (Clamp) devreleri YÜKSEK GERİLİM TEÇHİZATI Güç Transformatörleri Kesiciler Ayırıcılar İzolatörler Bara Düzeneği Ölçü Trafoları Yüksek Gerilim NH Sigortaları Parafudurlar İkaz Küreleri Koruma İletkeni Ark Boynuzu Koruma Röleleri OTOMASYON ve KUMANDA TEKNİKLERİ Üç Fazlı Asenkron Motorlar Üç fazlı asenkron motorlara yol verme metotları Üç fazlı asenkron motora yıldız-üçgen yol verme Stator sargılarına ön direnç bağlamak Stator sargılarını ayarlı üç fazlı bir kaynaktan beslemek Rotor sargı dirençlerinin artırılması Bir Fazlı Yardımcı Sargılı Asenkron Motorlar Kontaktörler Koruma Röleleri Aşırı akım röleleri Termistörler Faz koruma rölesi Faz sırası rölesi Üç faz düşük, yüksek gerilim koruma ve faz sırası rölesi* Zaman Röleleri Düz zaman röleleri Ters zaman röleleri Yaklaşım Anahtarları Optik Algılayıcılar (Fotoseller) Karşılıklı algılayıcılar Cisimden yansımalı algılayıcılar ELEKTRİK TESİSAT BİLGİSİ Kuvvet Tesisatı Kuvvet Tesisatında Kullanılan Kablo Özellikleri NVV (NYM-Antigron) kablo YVV (NYY) kablo XLPE izoleli YXV (N2Y) kablo XLPE izoleli çelik zırhlı YXZ2V (2XRY) kablo Tavan Üzerine Montaj Askı ve Destek Sistemleri Beton Kanal ile Montaj Busbar kanal ve özellikleri Boru ve Buatlar Tesisat boruları Buatlar Kasalar Döşeme Altı Boru Ve Kanalı Döşeme Yer Döşeme Altı Boruları Sıva Üstü Tesisat Dübeller Kablo Kanalı Kroşeler SAYISAL ELEKTRONİK Sayısal Mantık Seviyeleri ve Dalga Formları Sayı Sistemleri Decimal (onlu) sayı sistemi Binary (ikili) sayı sistemi Octal (Sekizli) Sayı sistemi Hexadecimal (Onaltılı)Sayı sistemi Lojik Kapılar VE Kapısı (And Gate) VEYA Kapısı (OR Gate) DEĞİL Kapısı (NOT GATE- Inverter) VE DEĞİL Kapısı (NAND GATE) VEYA DEĞİL Kapısı (NOR GATE) ÖZEL VEYA Kapısı (XOR GATE) ÖZEL VEYA DEĞİL Kapısı (XNOR Gate) ÖLÇME Çevremizde gözlediğimiz olayları anlamaya çalışma çabasının merkezinde ölçme işlemi vardır. Ölçme yaparak bu olaylara neden olan değişkenler hakkında bilgi ediniriz. Bu sayede bazı fiziksel olayları güvenli ve faydalı biçimde kullanabiliriz. Yine ölçme sonucunu kullanarak olayın değişkenini kontrol edebiliriz. Bütün büyüklüklerin bir de birimi vardır. İlgileneceğimiz büyüklükler, simgeleri, birimleri, birim simgesi ve o büyüklüğü ölçmede kullanılan ölçü aletlerinin adları aşağıda listelenmiştir. Elektriksel Büyüklük Elektrik yükü Elektrik akımı Gerilim (Potansiyel farkı) Aktif güç Reaktif güç Elektrik enerjisi Frekans Faz farkı Güç faktörü Direnç Kapasite (Kondansatör) Self (bobin) Elektriksel alan şiddeti Manyetik alan şiddeti Simgesi Q veya q I veya i V P Q E f cos R C L E H Birimi Coulomb Amper Volt Watt Var Joule Hertz Derece, Radyan Ohm Farad Henry Volt/Metre Amper/Metre Birim Simgesi C A V W Var J Hz Ölçü Aleti Ampermetre Voltmetre Watmetre Varmetre Sayaç Frekansmetre 0 F H V/m A/m Cosinüsfimetre Ohmmetre Alt ve Üst Katlar: Elektriksel ölçme sonunda bulunan büyüklük değerlerinin sayısal olarak doğrudan olduğu gibi ifadesi uygun olmayabilir. Örneğin bir kapasitenin değeri 0,000001 F , bir direncin değeri 1500000 , bir akımın değeri 0,002 A, bir işaretin frekansı 12500 Hz olabilir. Bu sayısal değerleri daha düzgün ifade edebilmek için birimlerin alt ve üst katları kullanılmalıdır. Alt katlar Sayısal Değeri Sembolü Üst katlar Sayısal Değeri Sembolü Mili 10-3 m Kilo 103 k Mikro 10-6 Mega 106 M Nano 10-9 n Giga 109 G Piko 10-12 p Tera 1012 T Femto 10-15 f Peta 1015 P Bu alt ve üst katları kullanarak yukarıda geçen büyüklükleri daha sade olarak ifade edebiliriz; 0,000001 F = 1.10-6F = 1F 1500000 = 1,5.106 = 1,5 M 0,002 A = 2.10-3A= 2 mA 12500 Hz = 12,5. 103 Hz =12,5 kHz Ölçü Aletleri Ölçmek istediğimiz büyüklüğün miktarını doğrudan veya dolaylı olarak gösteren aletlerdir. Ölçtüğü değeri gösterme şekline göre ölçü aletleri üçe ayrılır. Gösteren ölçü aletleri Ölçülen büyüklüğün, ölçme anındaki değerini gösterir. Değer değiştiğinde önceki değer kaybolur. Bir gösterge alanları vardır ve işaretin büyüklüğünü ya doğrudan sayısal olarak gösterir (dijital ölçü aletleri) ya da kullanıcı göstergeden dolaylı olarak okur. (analog ölçü aletleri veya osiloskop). Piyasadaki ölçü aletlerinin hemen hepsi bu tiptedir. Kaydeden ölçü aletleri Ölçülen büyüklüğün herhangi bir andaki değerini hafızalarına kaydederler. Bu değerler daha sonra okunabilir. Toplayan ölçü aletleri Ölçülen büyüklüğün o andaki değerini değil o ana kadarki toplamını gösterir. Elektrik sayaçları gibi. Çalışma prensiplerine göre ise ölçü aletleri analog ve dijital (sayısal) olmak üzere ikiye ayrılır. Analog Ölçü Aletleri: Büyüklüğün değerini, taksimatlı skala önünde sapan bir ibreyle dolaylı olarak gösteren ölçü aletleridir. Dijital Ölçü Aletleri: ölçtüğü büyüklüğün değerini göstergede doğrudan sayısal olarak gösteren ölçü aletleridir. Giriş büyüklüğünü sayısal hale çevirerek gösterirler. Ölçtükleri işaretlerin türlerine göre ise aletler DC ve AC olarak ikiye ayrılabilir. DC Ölçü Aletleri: DC işaretlerde kullanılmak üzere imal edilmişlerdir. Giriş işaretinin ortalama değerini gösterirler. AC Ölçü Aletleri: Sinüzoidal AC işaretlerde kullanılmak üzere imal edilmişlerdir. Giriş işaretinin etkin değerini gösterirler. Fakat çoğu kez ölçü aletleri hem DC hem de AC işaretlerde çalışabilecek şekilde imal edilirler. Ölçüm kademesinin değiştirilmesi veya bir DC-AC düğmesine basılmasıyla istenilen işaret tipinde kullanılabilmektedirler. Ölçü aletleri, yapılarına göre ise farklı gruplara ayrılır. 1- Elektromanyetik ölçü aletleri 2- Döner bobinli ölçü aletleri 3- Döner mıknatıslı ölçü aletleri 4- Elektrodinamik ölçü aletleri 5- Termik ölçü aletleri 6- Elektrostatik ölçü aletleri 7- Endüksiyon ölçü aletleri 8- Sayısal ölçü aletleri Ölçü Aletlerinin Özellikleri Doğruluk: Ölçülen değerin gerçek değere ne kadar yakın olduğunu gösterir. Ölçmedeki en büyük parametredir. Doğruluğu belirlemek üzere mutlak hata ve bağıl hata tanımları kullanılır. Hassasiyet: Ölçü aletinin en küçük skala (gösterge) taksimatı veya skaladan okunabilen en küçük değer ile ilgili bir parametredir. Duyarlılık: Göstergedeki değişikliğin giriş işaretindeki değişikliğe oranı ile ilgilidir. Girişteki küçük değişiklikler skalada algılanabilir değişim oluşturuyorsa duyarlılık yüksektir. Tutarlılık: Aynı aletle aynı büyüklüğün ard arda yapılan ölçüm sonuçlarının birbirlerine yakınlığıdır. Çözünürlük: Ölçülen büyüklükteki, aletin cevap verebileceği en küçük değişime denir. Kalibrasyon: Doğruluğundan emin olunan bir alet yardımıyla diğer bir cihazın ayarının yapılması işlemidir. Ölçü aletlerinin belirli aralıklarla kalibrasyonu yapılmalıdır. Ölçmede Hata Yapılan her ölçme işleminin sonucunda bulunan değer ile ölçülen büyüklüğün gerçek değeri arasında mutlaka bir miktar fark vardır. Buna “hata” denir. Hatalar, ölçü aletinden, ölçmeyi yapan kişiden, ölçmede kullanılan yöntemden, sonucu okuma ve belirtme şeklinden kaynaklanabilir. Hata miktarı değişik biçimlerde ifade edilebilir. Mutlak hata Büyüklüğün gerçek değeri ile ölçüm sonucu bulunan değer arasındaki farkın mutlak değeridir. Xg: Ölçülecek büyüklüğün değeri, X: Bulunan değer, X: Mutlak hata X X g X Mutlak hata, ölçme işleminin ne kadar doğru yapıldığı konusunda yeterli miktarda açıklayıcı değildir. Gerçekte hata miktarı ölçülen büyüklüğün miktarına da bağlıdır. Örneğin 1 metrede yapılan 5 cm hata, 5 metrede yapılan 10 cm’lik hatadan daha az değildir. Bağıl Hata Yapılan mutlak hatanın büyüklüğün miktarına oranıdır. Bir oran olduğundan birimi yoktur. X Xg Bağıl hata çoğu kez yüzde (%) olarak ifade edilir. Bunun için: Yüzde Hata = 100. Aletlerin Sınıfı Ölçüm ne kadar doğru yapılırsa yapılsın ölçü aletlerinden kaynaklanacak hataların önüne geçilemez. Ölçü aletlerinin ne kadar hata yapabileceğini gösteren bir sınıfı vardır. s: Aletin sınıfı, Xmax: Aletin ölçebileceği maksimum değerdir. s X 100 X max Bu değer genelde % olarak kullanılmaktadır. İmal edilen aletler 0,1 0,2 0,5 1 1,5 2,5 5 sınıflarından birinden olur. Mümkünse sınıfı düşük olanlar tercih edilmelidir. Örnek 1: 12 voltluk bir akünün gerilimi 12,3 volt olarak ölçülüyor. Yapılan mutlak hatayı ve bağıl hatayı ve yüzde hatayı bulunuz. X = |12-12,3| = 0,3 V = 0,3 / 12 = 0,025 Yüzde hata = 100.0,025 =%2,5 Örnek 2: Bir gerilim 1 sınıfından 750 voltluk voltmetreyle 220 V olarak ölçülüyorsa bu gerilimin gerçek değeri ne olabilir? s sX max 1.750 X 100 X V =7,5V 100 100 X max Vg=2207,5 Vmin = 212,5V Vmax = 227,5V Örnek 3: 12 voltluk bir akünün gerilimi; a- Sınıfı 2,5 olan 20 voltluk bir voltmetreyle, b- Sınıfı 1 olan 200 voltluk bir voltmetreyle, c- Sınıfı 1 olan 20 voltluk bir voltmetreyle ölçülünce % kaç hata yapılır. Yüzde Hata = 100. = 100. s. X max s. X max X = 100. = 100 X g Xg Xg a- Yüzde Hata = 2,5.20 / 12 = % 4,17 b- Yüzde Hata = 1.200 / 12 = % 16,67 c- Yüzde Hata = 1.20 / 12 = % 1,67 Buradan anlaşılacağı üzere ölçülecek büyüklüğün değerine göre, uygun kademeli ölçü aleti kullanılmalıdır. Çok kademeli ölçü aletlerinde ise ölçülecek büyüklüğe en yakın fakat ondan mutlaka büyük olan kademe seçilmelidir. Çeşitli Elektriksel Ölçü Aleti Tanımları Elektrik elektronik alanında en çok kullanılan ölçü aletleri aşağıda belirtilmiştir. Bu ölçü aletlerinin tamamının dijital ve analog modelleri mevcuttur. Bu ölçü aletleri ve ölçtüğü büyüklüklere kısaca değinelim; Ampermetre: Doğru veya alternatif akım devrelerinde alıcının çektiği akımı ölçen ölçü aleti olup devreye seri bağlanır. Ampermetreler (A) harfi ile belirtilir. Voltmetre: Doğru ve alternatif akım devresinin ya da devreye bağlı bir alıcının uçlarındaki gerilim değerini ölçmeye yarayan ölçü aleti olup devreye paralel bağlanır. Voltmetreler (V) harfi ile belirtilir. Lcrmetre: Elektrik devrelerinde değişik amaçlar için kullanılan ve alıcı olarak görev yapan direnç, bobin ve kondansatörün; direnç, endüktans ve kapasite değerlerini ölçen ölçü aletleridir. Lcrmetre ile doğru ölçüm yapabilmek için uygun kademe seçimi yapılmalıdır. Osiloskop: Elektrik ve elektronik devrelerinde akım ve gerilimin değeri, frekans ve faz farkı ölçümlerini dijital veya analog ekranda grafiksel olarak gösteren aletlerdir. Elektrik Sayacı: Elektrik devrelerinde alıcıların harcadığı elektrik enerjisini, yani harcanan güç ile zaman çarpımını ölçen ölçü aletleridir. sayaçlarda akım ve gerilim bobini olmak üzere iki bobin bulunur. Akım bobini devreye seri, gerilim bobine devreye paralel bağlanır. Wattmetre: Doğru ve alternatif akım devrelerinde alıcıların çektikleri elektriksel gücü ölçen aletleridir. Wattmetreler akım ve gerilim bobinlerine sahip olup akım bobini devreye seri, gerilim bobini devreye paralel bağlanır.Güç hesaplamalarda (P) harfi ile ifade edilir. Frekansmetre: Alternatif akım devrelerinde elektrik enerjisinin frekansını ölçen aletlerdir. Frekansmetreler devreye paralel bağlanır ve (Hz) şeklinde ifade edilir. Multimetre: Elektrik veya elektronik devrelerinde akım, gerilim, direnç, frekans endüktans ve kapasite ölçümü yapar. Bunların yanı sıra elektronik elemanların sağlamlık kontrolü ve uç tespiti işlemleri yapabilen tümleşik ölçü aletleridir. Temel Büyüklüklerin Ölçülmesi Direnç değerinin ölçülmesi Direnç değerini ölçen ölçü aletlerine ohmmetre denir. Yalnız direnç ölçen ohmmetreler bulunduğu gibi bu işlem, birden fazla büyüklüğü ölçebilen, bu yüzden daha pratik kullanım imkanı sağlayan avometreler ile de yapılmaktadır. Ohmmetreler yapı olarak akım ölçen, döner bobinli ölçü aletleridir. Bu ölçü aletlerinin skalası akım değil de direnç (Ω) ölçecek şekilde taksimatlandırılmıştır. Ohmmetreler direnç ölçmenin yanında elektrik elektronik devrelerinde açık ve kapalı devre kontrollerinde de sıkça kullanılmaktadır. Ohmmetreler ölçüm yapmak için mutlaka kendine ait bir enerji kaynağına ihtiyaç duyarlar. Bu gereksinim genellikle 9 V veya 1,5 V’ luk pillerin seri bağlanması ile giderilir. Ohmmetre veya avometreler ile kesinlikle enerji altında direnç ölçümü yapılmaz. Ohmmetreler veya avometreler çalışan bir cihazda ölçüm yapılırken problarının ikisinin de elle tutulmamasına dikkat edilmelidir. Bu direncin yanında vücut direncinin ölçülmesine özellikle de büyük değerli dirençlerin ölçülmesinde, değerin yanlış belirlenmesine neden olur. Endüktans ölçme Bobinler iletken tellerin yan yana veya üst üste sarılmasıyla elde edilen devre elemanlarıdır. Bobinlerin, elektrik akımının değişimine karşı gösterdikleri tepkiye endüktans denir. Endüktans, L harfi ile sembolize edilir ve birimi henry (H)'dir. Uygulamada daha çok endüktans biriminin alt katları olan μH(Mikro Henri) ve mH (Mili Henri) kullanılır. 1 H=103 mH=106 μH dir. Bir bobinin endüktif reaktansını (XL) bulabilmek için endüktans değeri bilinmelidir. Endüktansı etkileyen faktörler Uygulamada kullanılan bir bobinin endüktansı çeşitli faktörlere göre azalmakta ya da artmaktadır. Bunlar: Sarım sayısı Nüvenin cinsi Sarımlar arası aralık Tel kesiti Bobinin biçimi Sargı katı sayısı Bobinin çapı Sargı tipi Uygulanan AC gerilimin frekansıdır. Bobine doğru gerilim uygulandığında, geçen akıma bobinin ( R ) omik direnci karşı koyarken aynı bobine alternatif gerilim uygulandığında, alternatif akıma gösterilen direnç daha büyük olur. Alternatif akımdaki bobinin bu direnci (XL) ile ifade edilir ve endüktif direnç olarak tanımlanır. Endüktif reaktans: XL=2.π.f.L formülü ile hesaplanır. Örnek: 1 Henry’lik bir bobinin frekansı 50 Hz olan şebeke hattı üzerinde çalışmaktadır. Bu bobinin endüktif reaktansını ve doğru gerilim uygulandığındaki endüktif reaktansını bulunuz. XL= 2.π.f.L=2.3,14.50.1=314 Ω : Alternatif akımdaki endüktif reaktansı XL= 2.π.f.L=2.3,14.0.1= 0 Ω : Doğru akımdaki endüktif reaktansı Buradan da görüldüğü gibi bobinlerin alternatif akıma karşı gösterdikleri zorluk doğru akımda olduğundan çok daha fazladır. Çünkü alternatif akımda zamana karşı değişim söz konusudur. Bobinlerin hepsi endüktansa sahip olduklarından, endüktansın etkisi ile alternatif akımın değişimine karşı koymaya çalışır. Bu durum endüktif reaktansı oluşturur. Doğru akımda frekans değerinin 0 olmasıyla akım değerinde herhangi bir değişiklik olmaz. Dolayısıyla endüktansın akım değişimi ile karşılaşmadığı için karşı koyacak bir sebebi kalmamıştır ve endüktif reaktans değeri doğru akımda sıfırdır. LCR Metre ile endüktans değerinin ölçülmesi Endüktans değeri de aynen direnç değerinde olduğu gibi kesinlikle enerji altında olmadan Lcrmetre veya endüktans ölçme özelliğine sahip avometreler ile yapılabilmektedir. Endüktans ölçerken aynen direnç ölçümündeki teknikler uygulanmaktadır. Lcrmetre olmadığı durumda endüktans ölçme özelliğine sahip avometre ile aynen Lcrmetre de olduğu gibi ölçüm yapılabilir. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken husus, bu özelliğe sahip avometrelerde endüktansı ölçülecek bobin, problara değil Lx olarak gösterilen bağlantı noktasına bağlanmalıdır. Lcrmetreler ile endüktans ölçülürken ölçülecek endüktans değerine uygun kademe seçilir, eğer endüktans değeri için seçilen kademe küçük ise değer ekranında “1”, kademe büyük ise “0” değeri görülür. Bu durumlarda seçilen kademe büyütülerek ya da küçültülerek ölçüm tamamlanır. Lcrmetre ile bobinin endüktansını (L) ölçtüğünüzü, endüktansında alternatif akımın değişimine karşı gösterilen zorluk olduğunu unutmayın. Kapasite ölçme İki iletken levha arasına bir yalıtkan malzeme konularak yapılan elektronik devre elamanlarına kondansatör denir. Kondansatörler elektrik enerjisini depo etmek için kullanılır ve her kondansatörün depo ettiği enerji miktarı farklılık gösterir. Kondansatörlerin depo edecekleri enerji miktarını kapasitesi belirler. Tanım olarak, kondansatörün elektrik enerjisini depo edebilme özelliğine kapasite denir. Kapasite “C” harfi ile ifade edilir ve birimine Farad(F) denir. Uygulamada farad büyük bir değer olduğundan daha çok ast katları kullanılır. Bunlar, pikofarad (pF), nanofarad (nF), mikrofarad (mF), milifarad (mF) şeklindedir. Kapasiteyi etkileyen faktörler Kondansatörlerde kapasiteyi etkileyen, faktörler yapısı ile ilgili özellikleridir. Bunlar: Kondansatör plakalarının yüzey alanına Plakalar arası mesafeye Araya konan yalıtkan malzemenin cinsine bağlıdır. Kondansatör kapasitesi (sığası), plakaların yüzey alanı ve plakalar arasındaki mesafeyle ilişkilidir. Ayrıca plakalar arasındaki yalıtkan maddenin yalıtkanlık özelliği de kondansatörün sığasını etkiler. Kapasitesinin ölçülmesi Kondansatör kapasitesi değişik ölçü aletleri ve teknikler ile ölçülebilir. Bunlardan en pratik olan yöntem Lcrmetre ya da kapasite ölçümü yapabilen avometre kullanmaktır. Ayrıca sadece kapasite ölçümü yapan kapasite metrelerde bulunmaktadır. Bu ölçü aletlerin hepsinde de kademe seçimi ve ölçme tekniği aynı olup direnç ve endüktans ölçümünde olduğu gibi uygun kademe seçimi yapılır. Kondansatör uçları Lcrmetrede problarına ya da ölçüm noktasına, avometrelerde yalnız ölçüm noktasına bağlandıktan sonra değer ekranından sonuç okunur. LCR Metre ile kapasite ölçümü Lcrmetrelerde kapasite ölçümü, endüktans ölçümünden farklı değildir. Kapasite ölçümü yapılırken burada da ölçülecek değere uygun kademeyi seçmek ve ölçümü bundan sonra başlatmak hızlı ve doğru bir ölçüm yapılmasını sağlayacaktır. Kademe seçiminden sonra ölçüm yapıldığında değer ekranında kapasite değeri yerine “1” ifadesi görmeniz aynen direnç ve endüktans ölçümünde olduğu gibi küçük bir kademe, “0” ifadesinin görülmesi büyük bir kademe seçildiğini gösterir. Aynı zamanda okunan değerde hassasiyet arttırılmak isteniyorsa (100 μf yerine, 99.2 μf gibi) kademe küçültülerek bu hassasiyet arttırılabilir. Akım ölçme Birim zamanda, bir yönde meydana gelen elektron hareketine elektrik akımı denir. Elektrik akımı, iletkenlere uygulanan potansiyel farkın iletken atomunun son yörüngesindeki elektronları kendi yörüngesinden koparıp bir yönde ötelemesi ile meydana gelir. Elektrik akımı “I” harfi ile gösterilir. Akım şiddeti ampermetre ile ölçülür. Ampermetre yapısı ve çeşitleri Elektrik akım şiddetini ölçmede kullanılan ölçü aletlerine ampermetre denir. Ampermetrelerin elektrik devrelerindeki sembolü, daire içinde “A” ile ifade edilir. Ampermetreler devreye seri bağlanır, çünkü alıcı veya alıcılardan geçecek akımın ölçülebilmesi için akımın tamamının ampermetreden geçmesi gerekmektedir. Ampermetreler devreye seri bağlandıklarından, ölçüm yaptıkları devrelerde bir yük gibi akımı sınırlandırıcı etki yapmamaları gerekmektedir. Bu yüzden ampermetrelerin iç dirençleri çok küçüktür (0-1 Ω) ve yanlışlıkla paralel bağlanmaları durumunda üzerinden çok büyük akım geçeceğinden kısa sürede kullanılmaz hale gelebilirler. Akım şiddetini ölçen bu aletler dijital, analog ve pens ampermetreler olarak çeşitlere sahiptir. Ampermetreler ölçülecek değere göre mA seviyesinden kA seviyesine kadar ölçme alanına sahip olarak imal edilmektedirler. Ölçülecek akımın DC veya AC olmasına göre, DC ampermetresi veya AC ampermetresi kullanılmalıdır. Ampermetreyi devreye bağlama ve akım ölçme Akım ölçme işlemi yapılmadan önceki en önemli nokta ölçüm yapılacak akıma uygun ampermetre seçmektir. Ampermetre seçimi yapılırken aşağıda belirtilen hususlara kesinlikle dikkat edilmelidir: Ampermetreler devreye seri bağlanır. Akım çeşidine uygun(AC-DC) ampermetre seçilmelidir. Ampermetrenin ölçme sınırı, ölçülecek akım değerinden mutlaka büyük olmalıdır. Alternatif akım ölçmelerinde ampermetreye bağlanan giriş ve çıkış uçları farklılık göstermezken doğru akımda “+” ve “–“ uçlar doğru bağlanmalıdır. Aksi takdirde analog ölçü aletlerinde ibre ters sapar dijital ölçü aletlerinde değer önünde negatif ifadesi görünür. Ölçülecek akım değerine uygun hassasiyete sahip ampermetre seçilmelidir. μA seviyesindeki akım, amper seviyesinde ölçüm yapan bir ampermetre ile ölçülemez. Ampermetre ölçüm yapılacak noktaya, alıcının veya devrenin çektiği akımın tamamı üzerinden geçecek şekilde, yani seri bağlanmalıdır. Enerji altında hiçbir şekilde ampermetre bağlantısı yapılmamalı ve mevcut bağlantıya müdahale edilmemelidir. Akım trafosu kullanarak akım ölçme Endüstride birçok tesiste AC elektrik enerjisi kullanılır. Bu tesislerin koruma ve kontrol devrelerinde ölçü aletleri ve röleleri vardır. Bu durum yüksek gerilim ve büyük akımların ölçülmesini zorunlu kılmaktadır, bu işlemin direkt olarak yapılması çok zor ve tehlikelidir. Çünkü ölçü aletlerinin yüksek gerilime ve büyük akım değerlerine dayanacak şekilde yapılması mümkün değildir. Bu gibi devrelerde belirli standartlarda yapılmış, ucuz ve küçük yapılı ölçü aletleri ve kontrol cihazlarının yüksek gerilim ve büyük akımlı hatlara bağlanmasını sağlayan transformatörler kullanılır. Bu transformatörlere ölçü transformatörleri denir. Ölçü transformatörlerinin sekonder uçlarına ampermetre, voltmetre, wattmetre, sayaç ve koruma röleleri bağlanır. Ölçü transformatörleri iki kısma ayrılır: Akım transformatörleri Gerilim transformatörleri Gerilim transformatörleri çok yüksek gerilimlerin ölçülmesinde kullanıldığından burada değinilmeyecektir. Akım transformatörleri Büyük değerli akımların ölçülmesinde akım transformatörleri kullanılır. Akım transformatörlerinin primer sargısından ölçülecek akım sekonder sargısından ise ölçü aleti akımı geçer. Örneğin, 100/5 dönüştürme oranına sahip bir transformatörün primer sargısından 100 A akım geçerken sekonder sargısından ve sekonder sargısına bağlı ölçü aletinden 5 A akım geçer. Dijital ampermetrelerde 5 A’lik sekonder akımı ölçü aletinden geçtiğinde, ölçü aletine girilen akım transformatörü oranı 100/5 olarak ayarlanmış ise ölçü aleti gösterge ekranında 100 A akım değeri gösterir. Burada akım transformatörünün görevi büyük değerli akımı ölçü aletini tehlikeye sokmayacak değere düşürerek güvenli ölçme sağlamaktır. Akım transformatörlerinin primer uçları K-L, sekonder uçları k-l olarak gösterilir. Akım transformatörleri, hassasiyet sınıfı ve dönüştürme oranlarına göre seçilerek kullanılır. Akım transformatörlerinde sekonder sargı uçları açık bırakılmamalıdır. Bu durum akım trafosunun yanarak kullanılmaz hale gelmesine neden olabilir. 1000 A kadar akım transformatörleri aşağıda verilmiştir: 10-15-20-30-50-75-100-150-200-300-400-600-800-1000 / 5 şeklindedir. Akım transformatörünün primeri, akım değeri ölçülecek enerji hattına; sekonder uçları da ölçü aleti uçlarına bağlanmalıdır. Ayrıca sekonder sargı uçlarından birinin mutlaka topraklaması gerekir. Pens ampermetreler Pens ampermetreler dijital ve analog olmak üzere çeşitli tipte, değişik özelliklere sahip olacak şekilde üretilmektedir. Pens ampermetreler, akım ölçme işlemini daha pratik hale getirmek için ampermetre ve akım trafosu aynı gövde içerisinde birleştirilerek oluşturulmuş ölçü aletleridir. Aletin gövdesinden dışarı doğru açılan demir nüvesi, pens gibi açılıp kapanacak şekilde yapılmıştır. Böylece akımı ölçülecek iletken kesilmeden pens içerisine alınır. Pens içerisindeki iletken tek sipirlik primer sargı görevi görerek etrafında oluşan manyetik alan pens şeklindeki nüveden geçerek alet içerisindeki sekonder sargıda bir gerilim meydana getirir ve akım değeri bu şekilde tespit edilir. Pens ampermetrelerde pens içerisine yalnız akımı ölçülecek iletken alınmalıdır. Pens içerisinde birden fazla iletken alınırsa ölçülen akım değeri şu şekilde yorumlanmalıdır. İletkenlerden aynı yönde akım geçiyor ise ölçülen değer bu akımların toplamına, zıt yönlü akım geçiyor ise farkına eşittir. Gerilim ölçme Bir elektrik devresinde akımın geçişini sağlayan etki olup iki nokta arasındaki potansiyel fark olarak ifade edilir. (V) harfi ile gösterilir. Gerilim birimi volttur. Voltmetrenin yapısı ve tanımı Elektrik devrelerinde gerilim ölçmeye yarayan ölçü aletlerine voltmetre denir. Voltmetreler devreye paralel bağlanır ve “V” harfi ile gösterilirler. Voltmetreler devreye paralel olarak bağlandıklarından kaynağın veya devrenin gerilimini düşürecek kadar akım çekmemelidirler. Bu da voltmetrelerin iç direncinin yüksek olmasını gerektirir. Elektrik devrelerinde voltmetrenin yanlışlıkla seri bağlanması durumunda iç direnci çok fazla olduğundan kaynak geriliminin büyük bir kısmı voltmetre üzerinde düşeceğinden alıcı düzgün olarak çalışmaz. Eğer alıcı yüksek akımlı ise bu durumda voltmetre seri bağlanacak olursa yanarak kullanılmaz hale gelebilir. Voltmetreyi devreye bağlamak ve gerilim ölçmek Gerilim ölçme işleminde en önemli noktalardan biri yapılacak gerilim ölçümüne uygun voltmetre seçmektir. bu seçimim doğru yapılması, ölçümün doğruluğu, ölçüm yapan kişinin ve ölçü aletinin güvenliği için önemlidir. Voltmetre seçimi yapılırken aşağıda belirtilen hususlara kesinlikle dikkat edilmelidir: Voltmetreler devreye paralel bağlanır. Gerilim çeşidine uygun(AC-DC) voltmetre seçilmelidir. Gerilimin ölçme sınırı ölçülecek gerilimin değerinden mutlaka büyük olmalıdır. Alternatif gerilim ölçmelerinde voltmetreye bağlanan giriş ve çıkış uçları farklılık göstermezken doğru akımda “+” ve “–“ uçlar doğru bağlanmalıdır. Aksi takdirdeanalog ölçü aletlerinde ibre ters sapar, dijital ölçü aletlerinde gerilim değeri önünde (─) ifadesi görünür. Ölçülecek gerilim değerine uygun hassasiyet ve yapıya sahip voltmetre seçilmelidir. 10 mV’luk gerilim, kV seviyesinde ölçüm yapan voltmetre ile ölçülemez. Voltmetre gerilimi ölçülecek kaynak veya alıcının uçlarına bağlanmalıdır. Enerji altında, sabit voltmetrelerin bağlantısı yapılmamalı ve yapılmış bağlantıya müdahale edilmemelidir. Ancak taşınabilir ve problar vasıtası ile ölçüm yapılabilecek voltmetreler ile gerekli önlemler alındıktan sonra ölçüm yapılabilir. İş ve Güç Ölçme Güç ölçme Elektrik enerjisi ile çalışan alıcıya elektrik enerjisi uygulandığında ısı, ışık, hareket vb. şekilde iş elde edilir. Elektrik enerjisi bir iş yaptırdığına göre bir güce sahiptir. Buradan da görüldüğü gibi birim zamanda yapılan işe güç denir. Gücün birimi watt’tır. Bu güç devreye uygulanan gerilim ve çekilen akımla doğru orantılıdır. Elektriksel güç: P = V x I şeklinde ifade edilir. P= Elektriksel güç (watt), V= Gerilim (Volt), I= Akım (Amper) Örnek: 220 volt gerilimle çalışan bir ütü 4.8 amper akım çekmektedir, bu ütünün gücünü hesaplayınız. P= V x I = 220 x 4,8 = 1056 watt Alıcılar genellikle standart gerilimlerde çalıştıklarından aynı gerilimle çalışan alıcılardan fazla akım çeken daha fazla güç harcayacaktır. Ampermetre ve voltmetre yardımı ile güç ölçmek P = V x I formülünde görüldüğü gibi elektrik devrelerinde akım ve gerilimin çarpımı elektriksel gücü verir. Burada elektrik devresinin çektiği gücün bulunabilmesi için akım ve gerilim değerlerinin ölçülmesi gereklidir. Ancak, alternatif akımda omik dirençlerin çektiği güç aktif, bobin ve kondansatörlerin çektiği güç reaktiftir. (Bu konu ileriki modüllerde detaylı olarak işlenecektir). Bu yüzden P= V x I formülü ile gücün hesaplanması, yalnız DC devrelerde ve omik dirençli AC devrelerinde mümkündür. Wattmetrelerin yapısı ve çeşitleri Doğrudan doğruya güç ölçen aletlere wattmetre denir. Wattmetrelerin dijital ve analog tipleri bulunmakta olup seviye olarak genelde W ve KW seviyelerinde sınıflandırılırlar. Wattmetreler ile doğru ve alternatif akımda güç ölçülebilir. Ancak AC ve DC wattmetre seçimine, AC ve DC’de güç ölçebilen wattmetre de ise AC-DC kademe seçimine dikkat edilmelidir. Güç akım ve gerilimin çarpımına eşit olduğundan wattmetreye alıcının akım ve gerilim değerleri aynı anda girilmelidir. Bu gereksinim wattmetrenin akım bobini güç ölçümü yapılacak devreye seri, gerilim bobini paralel olacak şekilde bağlanarak karşılanır. Wattmetrelerde küçük güç ölçülecekse akım bobininin sonra, büyük güç ölçülecek ise akım bobininin önce bağlanması ölçme hatasını azaltacaktır. İş ölçmek Elektrik enerjisinin zaman içerisinde kullanımı işi oluşturur. W = P.t formülü ile iş hesaplanır. Elektriksel işi ölçen aletlere elektrik sayaçları denir. Elektrik sayaçları abonenin harcadıkları elektrik enerjisini kilowatt saat (KWh) olarak ölçer. Sayaçların yapısı ve çeşitleri Elektrik sayaçları, harcanan elektrik enerjisini KWh cinsinden ölçen, bir ve üç fazlı alternatif akım devrelerinde kullanılan indüksiyon tipi ve elektronik tip olarak üretilen ölçü aletleridir. Günümüzde elektronik elektrik sayaçları olarak isimlendirilen elektrik sayaçları, günün farklı saatlerinde ve hafta sonları farklı ücretlendirme yapabildiklerinden kullanımı zorunlu koşulmuştur. Analog sayaçlarda akım ve gerilim bobini mevcut olup sayaca bağlı devreden akım geçtiğinde oluşan manyetik alan sayaç içerisindeki alüminyum diskin dönmesini sağlar. Diskteki hareket bağlı olduğu bir numaratöre aktarılır, böylece harcanan elektrik enerjisi miktarı numaratör ile ifade edilir. Elektronik sayaçlarda ölçülen iş dijital bir ekrandan okunur. Bu sayaçlarda ölçülen değer, tarih, gerçek zaman saati dönüşümlü olarak dijital ekranda ifade edilir. Elektronik sayaçlar farklı tarifeler üzerinden ücretlendirme yapmanın yanında optik port vasıtası ile okuma kolaylığı saylamaktadır. Kalibrasyona analog sayaçlara göre daha az ihtiyaç göstermektedir. Osiloskobun Tanıtılması Elektriksel büyüklükleri ölçen aletleri, ölçtükleri büyüklükleri sayısal veya analog olarak ifade ederler. Osilaskoplar ise ölçtüğü büyüklüğün dalga şeklini göstererek maksimum değerini ölçer. Örneğin, bir voltmetre ile ölçülen 12 V AC gerilim osilaskop ile ölçüldüğünde yaklaşık 16,97 V gibi bir değer okunur. Bu değerlerin farklı olmasının sebebi ölçü aletlerinin AC’de etkin değeri, osiloskobun ise AC’nin maksimum değerini ölçmesidir. Osiloskoplar, diğer ölçü aletlerine göre daha pahalı olmalarına karşılık bir sistemdeki arızanın tespiti osilaskoplar ile daha kolaydır. Çünkü televizyon veya daha karmaşık sistemlerin belirli nokta ve katlardaki çıkışları sabittir ve bu çıkışlar sisteme ait kataloglarda nokta nokta belirtilir. Osilaskop ile yapılan ölçümlerde katalogdan farklı çıkış veren katta arıza var demektir. Osiloskop ile aşağıdaki değerler ölçülebilir AC ve DC gerilim değerleri Değişen elektriksel büyüklüklerin dalga şekilleri Devreden geçen akım Faz farkı Frekans Diyot, transistör gibi yarı iletken elemanların karakteristikleri Kondansatörün şarj ve deşarj eğrileri TEMEL ELEKTRİK TEKNOLOJİLERİNE GİRİŞ Elektrik Mühendisliği Bilimi, farklı biçimdeki enerjilerin elektrik enerjisine dönüşümü, elektrik enerjisi biçiminin dağıtımı ve iletimi, nihai faydalanma için yeniden dönüşümü ve kontrolü ile ilgilenir. Elektrik enerjisinin kısa zamanda bu kadar gelişmesinin nedenleri maddeler halinde sıralayacak olursak; Üretildiği yerden çok uzaklara taşınabilir. Elektriğin, rengi, kokusu, boyutları, ağırlığı yoktur. Dünyada en yaygın olarak kullanılan enerji türüdür. Tüm enerji çeşitlerinden elde edilebilir. Örneğin, elektrik jeneratörleri mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirirler. Diğer enerji çeşitlerine kolayca dönüşebilir. Evimizdeki ısıtıcılarda elektrik enerjisi ısı enerjisine, lambalarımızda ışık enerjisine dönüşmektedir. İletilmesi kolaydır. Elektrik santrallerinde üretilen elektrik enerjisi, iletkenlerin yardımıyla tüketiciye en ucuz şekilde ulaştırılır. Sonradan kullanılmak üzere depolanabilir. Artık madde bırakmadığından çevre kirliliği oluşturmaz. Kullanılacağı yere kadar en az kayıp ile götürülebilen elektrik enerjisinin elde edilmesinde tabiatta bulunan farklı enerji kaynakları kullanılmaktadır. Bu kaynaklar değişik dönüşümler sonucu elektrik enerjisine çevrilirler. Kaynakların bazıları ise direkt kullanılmaktadır. Şekil 1’de kullanılan kaynakların şeması görülmektedir. Şekil.1 Elektrik Enerjisinin elde edilmesinde kullanılan kaynaklar Doğru ve Alternatif Akım Kavramları Doğru akımın tanımı Devreden geçen zamanla yönü ve şiddeti değişmeyen akıma doğru akım denir. Kısaca DA harfleri ile gösterilir. a. Düzgün Doğru Akım: Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değişmeyen doğru akım çeşididir. Bir pil veya akü bir alıcıya bağlandığında geçen akımın şeklidir. Şekil.2’de düzgün doğru akıma örnek bir doğru akım sinyali verilmiştir. I DC Akım Şekil.2 Düzgün doğru akım b. Değişken Doğru Akım: Zamana bağlı olarak yönü değişmeyen, fakat şiddeti değişen doğru akım çeşididir. Değişken doğru akım örnekleri Şekil.3’te görülmektedir. Şekillerden de görüleceği üzere akımların şiddeti zaman bağlı olarak değişmesine rağmen yönü değişmediği görülmektedir. Bu tip sinyalleri filtre olmayan devrelerden elde etmek mümkündür. Şekil.3 Karışık doğru akım şekilleri Doğru akımın elde edilmesi DA üreten kaynaklar şu şekilde sıralanabilir: Pil; kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren araçlara pil adı verilir. Kuru ve ıslak piller ile bataryalar DA elektrik enerjisi üretiminde kullanılırlar. Akümülatör; kimyasal yolla elektrik enerjisi üreten araçtır. Dinamo; hareket enerjisini DA elektrik enerjisine çeviren araçlardır. Doğrultmaç devresi; alternatif akım elektrik enerjisini yarıiletkenler yardımı ile DA elektrik enerjisine çeviren araçlardır. Güneş pili; Güneş enerjisini DA elektrik enerjisine çeviren elemanlara güneş pili denir. Günümüzde yaygınlaşmaya başlamıştır. Doğru akımın kullanıldığı yerler Doğru akım telekomünikasyon, elektronik cihazlar, redresörler, galvonoteknik, elektrikli taşıtlar, elektromıknatıslar ve DA motorlarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Alternatif Akım Belirli bir zaman aralığında önce bir yönde akan elektrik akımı, sonra aynı zaman aralığında diğer yönde akıyor ve bu akış devamlı ve düzenli olarak değişiyorsa bu akıma alternatif akım denir. Kısa tanım olarak “zamana bağlı olarak periyodik bir şekilde yön ve şiddet değiştiren akım” olarak tanımlanabilir. Alternatif akım kısaca AA ile gösterilebilir.” denir. Şekil.4’de bir periyotluk alternatif akım eğrisi verilmiştir. (+) (+)Pozitif Alternans 0 T/2 T/2 T t zaman (-) (-)Negatif Alternans (-) 1 Saykıl Şekil.4 Bir periyotluk alternatif akım eğrisi Saykıl Şekil.4’deki emk’nın sıfırdan başlayarak pozitif maksimum değere yükselmesi, tekrar düşerek sıfıra ve negatif maksimum değere inmesi, buradan da tekrar sıfıra ulaşmasına bir saykıl denir. Bir saykıl pozitif ve negatif alternanstan oluşur. Periyot Bir saykılın tamamlanması için geçen zamana periyot denir. T harfi ile gösterilir. Periyodun birimi zaman birimi olan saniyedir. T 1 f Frekans Bir saniyede oluşan saykıl sayısına frekans denir. Birimi Hertz’dir. “f” ile gösterilir ve alternatif akımın frekansı olarak adlandırılır. Şekil.4’te 1 peryotluk alternatif akımın değişim eğrisi verilmiştir. Bu eğrinin 1 saniyedeki değişimi kullanılarak alternatif akımın frekansı bulunabilir. Eğer alternatif akımın periyodu T saniye ise 1 saniyelik zaman f.T olur. Buradan; f 1 T bağıntısı yazılabilir. Alternans Bir saykıl pozitif ve negatif alternanslardan oluşur. Şekil.4’deki emk’nın sıfırdan başlayarak pozitif maksimum değere yükselmesi, tekrar düşerek sıfıra düşmesi pozitif alternansı ve negatif maksimum değere inmesi, buradan da tekrar sıfıra ulaşması ise negatif alternansı oluşturur. Sinüs eğrisi Şekil.5 (a, b, c, d)’de zamanla değişimleri farklı alternatif akımlar verilmiştir. Bu akımların pozitif ve negatif periyotlarının aynı olduğu görülmektedir. Bu alternatif akımlardan sadece sinüs eğrisi şeklindeki alternatif akım idealdir. Şekil.5 Elektrik enerjisinin elde edilmesinde kullanılan kaynaklar Alternatif akım değerleri Alternatif akımın yönü ve şiddeti zamana bağlı olarak değiştiği için alternatif akım ile yapılan hesaplamalarda alternatif akımın ani, maksimum, ortalama ve etkin değerlerinin ne olduğu ve aralarındaki ilişkilerin bilinmesi gerekir. Şekil.6’da bir alternatif akımın alacağı değerler şekil üzerinde gösterilmiştir. Bu kısımda alternatif akıma ait bu değerlerin nasıl hesaplandığı ve aralarındaki bağıntılar verilecektir. (+) Im Maksimum Değer Ortalama Değer 0.636.Im (+) 0 T/2 T t zaman (-) (-) Şekil.6 Alternatif akımın değerleri Ani değer Alternatif akımın zamanla değerinin değiştiği Şekil.6’dan görülmektedir. İşte alternatif akımın herhangi bir andaki değerine ani değer denir. Bir saykılda sonsuz sayıda ani değer vardır. Akımın ve gerilim ani değerleri aşağıda verilen formüller ile hesaplanabilir. i I m sin t v Vm sint Maksimum değer Ani değerlerin en büyüğüne maksimum değer denir. Şekil.6’dan da görüleceği üzere alternatif akımın maksimum değeri 90o ve 270o olduğu görülmektedir. Ortalama değer Bir saykıldaki ani değerlerin ortalamasına ortalama değer denir. Alternatif akımın bir saykıldaki pozitif ani değerlerin sayısı, negatif ani değerlerin sayısına eşit ve aynı büyüklükte olduğundan alternatif akımda ortalama değer sıfırdır. Bu nedenden dolayı ortalama değer hesaplanırken alternanslardan birinde hesaplama yapılır. Maksimum değer belli ise ortalama değer; formülü ile hesaplanır. Şu halde alternatif akımın ortalama değeri, maksimum iort 0.636I m değerin o.636 katıdır. Etkin değer Alternatif akımda en çok kullanılan değer etkin değerdir. Etkin değer, doğru akımın yaptığı işe eşit is yapan elektrik akımının, doğru akıma eş olan değeridir. Yani, bir dirençten, belirli bir zaman aralığında verilen alternatif akımın sağladığı ısı miktarını, aynı dirençte ve aynı sürede bir doğru akım tarafından elde etmektir. Bu doğru akım değerine ve potansiyel farkına, alternatif akımın etkin değeri ve etkin potansiyel farkı denir. Alternatif akım ile aynı bir dirençte, aynı zamanda, eşit miktarda ısı açığa çıkaran doğru akımın değerine alternatif akımın etkin veya efektif değeri denir. ve Vm 2 ie 0.707.Vm Im 2 0.707.I m Örnek 1: v(t ) 311 sin( 314 t ) ile ifade edilen bir sinyalin t=0.005 saniyedeki ani değerini bulunuz? Çözüm v(0.005 ) 311 sin( 314 x0.005 ) 311 volt Örnek 2: Aşağıda verilen sinyalin, a) maksimum değerini b) periyodunu, bulunuz? u(v) 10 wt 0 p p/2 3p/2 2p Çözüm a) Dalganın maksimum değeri Um=10V. dur. Şekilden kolayca bulunabilir. u(v) 10 Umax=10V. wt 0 p/2 p T=2p 3p/2 2p b)Periyod ise T=2pi radyan olarak bulunur işlem kolaylığı bakımından sinuzoid fonksiyonlarda yatay eksen açı olarak alınır. Örnek 3: Verilen Akımın etkin ve ortalama değerini bulunuz? i(A) 10 t(s) 0 1 2 3 4 Çözüm T=2 s ve Olarak denklemi çıkarılır, Io 2 1 10 1T 1 1 i( x)dx 10tdt 10dt (12 02 ) 10(2 1) 7,5 A. T0 2 0 2 2 1 I 2 1T 1 1 1 100 3 3 2 2 i ( x ) dx . 100 t dt 100 dt. 1 0 100 (2 1) 8.16 A. T0 2 0 2 3 1 Faz ve Faz Farkı Alternatif akım ve emk’leri gösteren vektör veya eğrilerin başlangıç eksenine (x ekseni veya referans ekseni) göre bulundukları duruma faz denir. Üç çeşit faz vardır. Bunlar sıfır faz, ileri faz ve geri fazlardır. Şekil.7’deki dalgalar için alternatif gerilimin eğrilerinin faz durumuna bakıldığında A ile gösterilen alternatif gerilim 0 fazlı, B ile gösterilen alternatif gerilim 20° ileri fazlı, C ile gösterilen alternatif gerilim ise 45° geri fazlıdır. Sıfır faz Eğer sinüsoidal bir eğri t=0 anında sıfır üzerinden başlayarak pozitif yönde artıyorsa, bu eğriye sıfır faz eğrisi denir. Eğer ω açısal hızı ile saat ibresinin ters yönde dönen bir vektörün t=0 anında referans ekseni ile yaptığıaçı sıfır ise bu vektöre sıfır faz vektörü denir. Şekil.7’de A eğrisinde sıfır fazlı bir alternatif gerilim eğrisi görülmektedir. İleri faz Şekil.7’deki B vektörü ileri faz vektörü ve eğrisi de ileri faz eğrisidir. Geri faz Şekil.7’ deki C vektörü geri faz vektörü ve eğride geri fazlı eğridir. Çünkü, t=0 anında C vektörü X ekseninden 45o kadar geridedir. 10 A sıfır faz 45 derece geri 8 6 B 20 derece ileri C 4 2 0 -2 -4 -6 -8 -10 0 45 90 135 180 225 270 315 360 Şekil.7 Çeşitli dalga şekilleri Gerilim (Potansiyel Fark ) Bir elektrostatik alan içindeki iki noktanın potansiyelleri arasındaki farka potansiyel farkı denir. Potansiyel farkı elektrik alanı içindeki birim yükün B noktasından A noktasına taşınması ile yapılan iştir. Potansiyel farkı “volt” ile ölçülür. V ile gösterilir. Elektrik akımı Elektrik akımı bir elektron akışıdır. İletkenin bir noktasından geçen elektron sayısı bize akan elektrik miktarı hakkında fikir verir. Elektronların bol oldukları bir noktadan daha az oldukları bir noktaya doğru sürekli olarak akışları elektrik akımını meydana getirir. Elektrik akım şiddeti bir iletkenin bir noktasından bir saniyede geçen elektron sayısına denir. Elektrik akım şiddeti birimi kulon/saniye’dir. Kulon/saniye yerine Fransız fizikçisi Andre Marie Ampere’in adından alınan “amper” kullanılır. Akım I ile gösterilir. İletken, Yalıtkan ve Yarıiletken Maddeler Maddeleri elektrik akımını iletme durumlarına göre ayırabiliriz. Elektrik akımına karşı çok küçük direnç gösteren malzemeler iletken, elektrik akımına karşı çok yüksek direnç gösteren malzemeler de yalıtkan olarak adlandırılabilir. Atomun Yapısına Göre İletken ve Yalıtkan Tanımı Atomların son yörüngesindeki elektron sayıları elementlerin özelliklerini belirler. Elektrikte kullanılan maddeler de iletken madde, yalıtkan madde ve yarı iletken madde olarak isimlendirilirler. Atomların dış (valans) yörüngelerindeki elektron sayısı dörtten az (1-2-3) olan Elementlere iletken denir. Bu elementler elektrik akımını iyi iletirler. Herhangi bir maddenin birim hacmindeki serbest elektron sayısı o maddenin elektrik akımı iletmedeki özelliğini tayin eder. Birim hacimdeki serbest elektron sayısı fazla olan madde serbest elektron sayısı az olan maddeye göre daha iyi iletkendir. Atomların dış yörüngelerindeki elektron sayısı 8 olan tüm elementlere yalıtkan denir. Yalıtkan gereçler elektriği iletmezler. Son yörüngelerindeki elektron sayısı 5,6,7 olan elementler ise bir noktaya kadar yalıtkandırlar. Yalıtkan cisimlerde serbest elektronlar yok denecek kadar azdır. Mükemmel yalıtkan madde diye bir şey yoktur. Metal iletkenlerle mukayese edildiğinde birim hacimdeki elektron sayısı çok küçük olan maddeler pratikte yalıtkan sınıfına girerler. Mika, cam, kauçuk, pamuk, kağıt, yağ ve hava yalıtkan maddelere örnek olarak verilebilir. Atomların dış yörüngelerindeki elektron sayısı 4 olan elementlere yarı iletken denir. Yarıiletken maddeler normalde yalıtkan olup, bazı özel şartlar altında iletken durumuna geçen maddeler olarak tanımlanabilir. Silisyum, germanyum vb. Bu iki element elektronikte yaygın olarak kullanılan diyot, transistör gibi devre elemanlarının kaynağını oluşturmaktadır. Bu iki element doğada kristal yapı halinde bulunur. Bu halleriyle iyi bir yalıtkandırlar. Direnç Elektrik akımına karşı zorluk gösterilmesi elektriksel direnç olarak adlandırılır. Herhangi bir iletkenin direnci bu iletkenin kesitine, uzunluğuna ve cinsine bağlıdır. Elektronik devrelerde en sık kullanılan devre elemanıdır ve “R” harfiyle gösterilir. Dirençler sahip oldukları elektriksel büyüklüklerle anılırlar. Direncin elektriksel büyüklüğü “ohm” dur ve “Ω” ( omega ) harfiyle gösterilir. Dirençler temel olarak; devrenin herhangi bir noktasından arzu edilen akımın geçmesini sağlamak ve devrenin herhangi bir noktasında arzu edilen gerilimin elde edilmesi amacıyla kullanılır. Kullanım yerlerine göre sabit, ayarlı ve ortam etkili olmak üzere üç tür direnç vardır: Devre akımını ya da gerilimini belirli bir değerde sabitlemek amacıyla kullanılan, dolayısıyla direnç değerinin değişmediği elemanlara sabit direnç denir. Telli, Karbon, Film, Entegre ve SMD ( Yüzey Temaslı Cihaz – Surface Mounted Device) direnç olmak üzere çeşitleri mevcuttur. Direnç değerinin belli bir aralık boyunca ayarlanabildiği dirençlere ayarlı direnç denir. Böylece bağlandıkları noktanın gerilimini ya da bağlandıkları noktadan geçen akımı ayarlama olanağı olur. Trimpot, Potansiyometre ve Reosta olmak üzere üç türü vardır. Direnç değeri çeşitli doğa olayları neticesinde değişen dirençlere “ortam etkili direnç” denir. Üzerine uygulanan ısı, ışık ve elektrik potansiyeli (gerilim) gibi etkilerle direnç değişimi sağlanır. Işık Etkili (LDR), Isı Etkili (NTC, PTC) ve Gerilim Etkili (Varistör) çeşitleri vardır. İletken direncini etkileyen faktörler Bir iletkenin direnci “R” (ohm), iletkenin boyu “l “ (metre), kesiti “S” (mm²) ve iletkenin yapıldığı malzemenin öz direnci olan “ ”(Ω.mm²/m) ya bağlıdır. Direncin, boy kesit ve öz dirençle arasındaki bağıntıyı veren formül: R .l S ’dur. Burada K 1 olduğundan, formül R l KS şeklinde de ifade edilebilir. R= İletken direnci, ohm (Ω) l= İletkenin boyu, metre (m) S= İletkenin kesiti (mm²) K= İletkenin yapıldığı malzemenin öz iletkenliği (m/Ω.mm²) : iletkenin yapıldığı malzemenin öz direnci (Ω.mm²/m)’dir.” ro” olarak okunur. Özdirenç: Birim uzunluk (1 metre) ve birim kesitteki (1mm2) iletkenin direncine özdirenç denir. Özdirenç “ ” ile gösterilir. Öziletkenlik: Özdirencin tersine öziletkenlik denir. “K” harfi ile gösterilir. Yukarıdaki formülde görüldüğü gibib: İletkenin boyu uzadıkça direnci de artar, boyu kısaldıkça direnci azalır. Özetle bir iletkenin direnci boy ile doğru orantılıdır. İletkenin kesiti artıkça direnci azalır, kesit azaldıkça direnç artar. Özetle bir iletkenin direnci kesit ile ters orantılıdır. Öz direnç iletkenin iletkenlik kalitesini gösterir. İletkenin yapıldığı metalin öz direnç değeri küçük ise direnç küçük, öz direnç değeri büyük ise direnç değeri büyüktür. Özetle öz direnç ile direnç doğru orantılıdır. Tablo.1 çeşitli iletkenler öz dirençleri ve öz iletkenlikleri verilmiştir. Tablo.1 Öz direnç ve öz iletkenlik İLETKEN CİNSİ ÖZ DİRENCİ ( ) Ω.mm2/m ÖZ İLETKENLİK (K) BAKIR 0.0178 56 ALÜMİNYUM 0.0285 35 KROM-NİKEL 1.1 0.91 GÜMÜŞ 0.016 62.5 ÇİNKO 0.063 16 Direncin sıcaklıkla değişimi Tüm iletkenlerin dirençleri sıcaklık ile belirli bir miktar değişir. Bu değişim bazı metallerde direncin artması yönünde olurken bazı iletkenlerde de direnç değerinin azalması yönünde olur. Direncin, sıcaklık faktöründen dolayı değişmesi büyük akım değeri ile çalışan devrelerde çok önemli değildir. Ancak özellikle elektronik devrelerde dikkate alınmalı ve dirençlerin sıcaklıktan dolayı değerindeki değişmeye bağlı olarak akımda da belirli bir miktar değişiklik olduğu unutulmamalıdır. Direnç Bağlantıları Seri Bağlantı: İçlerinden aynı akım geçecek şekilde dirençler bir biri ardına eklenirse bu devreye seri devre denir. İstenilen değerde direnç yoksa seri bağlantı yapılır. Birbiri ardınca bağlanan dirençlerden her birinin değeri aritmetik olarak toplanır ve toplam direnç bulunur. Devre akımı seri bağlı tüm dirençlerin üzerinden geçer. Şekil.8 Dirençlerin seri bağlantısı RT R1 R2 R3 .... Rn şeklindedir. Paralel Bağlantı: Dirençlerin karşılıklı uçlarının bağlanması ile oluşan devreye paralel bağlantı denir. Paralel bağlantıda toplam direnç azalır. Dirençler üzerinde ki gerilimler eşit, üzerinden geçen akımlar farklıdır. Eşdeğer direnç, direnç değerlerinin çarpmaya göre terslerinin toplamının yine çarpmaya göre tersi alınarak bulunur. 1 1 1 1 .... Reş R1 R2 Rn Şekil.9 Dirençlerin paralel bağlantısı Sadece iki paralel direncin olduğu devrelerde hesaplamanın kolaylığı açısından; Reş R1 .R2 R1 R2 formülü de kullanılabilir. Elektrik Yasaları Ohm Kanunu: 1827 yılında George Simon Ohm “Bir iletkenin iki ucu arasındaki potansiyel farkın, iletkenden geçen akım şiddetine oranı sabittir” şeklinde tanımını yapmıştır. Bir elektrik devresinde akım, voltaj ve direnç arasındaki bağlantıyı veren kanuna “Ohm Kanunu” adı verilir. Bu tanıma göre aşağıdaki formüller elde edilir. V I .R I V R R V I Burada V gerilimi (birimi volt “V”); I akımı (birimi amper “A”), R direnci (birimi Ohm “Ω”) simgelemektedir. Üçgende hesaplanmak istenen değerin üzeri kapatılarak denklem kolayca çıkarılabilir. Kirşof Kanunları: Akım ve Gerilim kanunları olmak üzere ikiye ayrılır. 1) Kirşof’ un Akımlar Kanunu: Bir düğüm noktasına gelen akımların toplamı o düğüm noktasını terk eden akımların toplamına eşittir. I T I 1 I 2 .... I n ( A ) ve I V R olduğundan IT V V V şeklinde ...... R1 R2 Rn de yazılabilir. Şekil.10 Paralel devrede gerilim eşitliği Örnek 1: Şekildeki devrenin I1 , I2 kol akımlarını ve I akımını bulunuz? Çözüm: Kaynak gerilimi paralel dirençlerde düşen gerilimlere eşittir. Paralel devrede gerilim eşitliği Çözüm: Kaynak gerilimi paralel dirençlerde düşen gerilimlere eşittir. I1 V 15 5A R1 3 I2 V 15 3A R2 5 Kirşoffun akımlar kanunu yardımı ile I I1 I 2 5 3 8 A Kirşoff’un Gerilimler Kanunu: Devreye uygulanan gerilim, dirençler üzerinde düşen gerilimlerin toplamına eşittir. Yani, VT V1 V2 ... Vn ( V )' tur. U I .R olduğundan denklem VT I .R1 I .R2 ... IRn şeklinde yazılabilir. Seri devrede akım eşitliği Örnek 2: Şekilde verilen devrede dirençler üzerinde düşen gerilimleri bulunuz? Seri devrede gerilim eşitliği Çözüm: Öncelikle eşdeğer direnç; R AB R1 R2 R3 3 5 7 15 I V 30 2A R AB 15 Her bir direnç için Ohm Kanununu uyguladığımızda; V1 I .R1 2.7 14V V2 I .R2 2.5 10V V3 I .R3 2.3 6V V V1 V2 V3 14 10 6 30V İş, Güç ve Enerji Bir kuvvetin bir cisme etki ederek ona konum değişikliği kazandırması iş olarak tanımlanır. İş yapabilme yeteneğine de enerji adı verilir. Elektriksel ifadeyle iş, birim zamanda belli bir enerji harcayarak bir olayın gerçekleşmesi (ısı, ışık, manyetik alan elde etme vb.) olarak tanımlanır. Elektrikle çalışan bir alıcının harcadığı enerji miktarı arttıkça gördüğü iş de o oranda artar. Elektrikte iş W harfiyle gösterilir. İş birimi, watt saat (Wh)' tir. Devreye bağlı 1000 W (1 kW) gücündeki alıcı, bir saat boyunca çalışıyorsa yaptığı iş 1 kWh' tir. İşin yapılması için geçen süre t ile ifade edilir, birimi de saat’ tir. İşin formülü İş = Güç × Zaman ise W P* t olarak bulunur. Örnek 1: 5 kW’lık bir elektrik cihazı 300 dakika süresince çalıştırılacaktır. Bu elektrik cihazının yaptığı iş’i hesaplayınız. ( 1 saat 60 dakikadır. ) Çözüm: iş = harcanan güç × zaman ( 300 dakika 5 saat’ dir ) W P * t 5 * 5 25 kwh olarak bulunur. Elektrikte yapılan işi ölçen cihazlar elektrik sayaçlarıdır. Günümüzde mekanik sayaçların yanında elektronik sayaçlarda kullanılmaktadır. Şekil.11’de piyasada kullanılan sayaçlara ait bir fotoğraf verilmiştir. Endüksiyon sayaçlarının yapısında akım bobini, gerilim bobini, numaratör ve alüminyum disk düzeneğinden meydana gelmiştir. Elektronik sayaçların bağlantıları her birinden farklı olup sayaç bağlantı şemaları sayaç üzerinde verilmektedir. Şekil.11 Bir fazlı elektromekanik ve dijital sayaç Birim zamanda üretilen veya tüketilen enerjiye ya da birim zamanda yapılan iş, iş yapma gücü veya saniyede yapılan iş “güç” olarak tanımlanır. Güç birimi joule/saniye veya watt için, uçlarındaki potansiyel farkı bir volt olan dirençten 1 saniyede 1 kulonluk elektrik miktarı geçince sarfedilen enerjidir. Bir elektrikli ısıtıcının birim zamanda harcadığı enerji aynıdır. Ama zaman ilerledikçe harcadığı toplam enerji geçen zamanla artmaktadır. Güç saniyede yapılan işi verir. Güç iş süre P W t Elektrikte Güç; Elektrik alıcılarının birim zaman içinde (saniyede) yaptıkları işe elektrik gücü denir. Elektrikte güç, alıcının çektiği akım ile gerilimin çarpımıdır. Güç, P harfi ile gösterilir. Elektrik gücü birimi : joule/saniye ya da watt (vat)’ tır. Güç iş zaman P W t P V .I .t t t zamanı sadeleşirse P=VI denklemi bulunur. P = Güç, birimi watt V = Uygulanan gerilim, birimi volt I = Alıcıdan geçen akım, birimi amper R = Alıcının direnci, birimi ohm ( om)’dur Kısaca güç birimi watt için : 1 voltluk gerilim altında 1 amper akım geçiren alıcının gücü 1 watt‘ tır. Alternatif akımda güç Bir doğru akım devresinde kullanılan güç, bu devreye uygulanan gerilim ile devreden geçen akımın çarpımıdır. Alternatif akımda ise gerek devreye uygulanan gerilim, gerekse devreden geçen akım zamana bağlı olarak değişirler. Akım ve gerilimin çarpımı olan güç de zamana bağlı olarak değişik değerler alır. Doğru akım devrelerinde olduğu gibi, alternatif akım devrelerinde güç her zaman V.I değildir. Bir alternatif akım devresinde gerilim ve akım; V Vm sint ve i I m sin(t ) dır. Alternatif akım devrelerinde herhangi bir andaki güç; P Vm I m sin t . sin(t ) ’dir. P değerine gücün ani değeri veya ani güç denir. 1.Aktif Güç: Ortalama güce aktif güç de denir. Burada güç faktörü veya güç katsayısı devreye girer. Bir devre elemanının gücünü arttırmak için cos ’yi büyütmek yani ’yi küçültmek gerekir. Elektrik enerjisi üretiminde güç faktörünün 1’ e yakın olması istenilir. P V R .I P V .I . cos 2.Reaktif Güç: Saf bobinli veya saf kondansatörlü bir devrede (sadece L veya sadece C) gücün ortalama değeri sıfırdır. Gücün ortalama değerinin sıfır olması yani aktif gücün sıfır olması bobinin kaynaktan bir enerji çekmediğini gösterir. Pozitif alternansta kaynaktan çekilen güç, negatif alternansta kaynağa geri verilmektedir. Bobinler ve kondansatörler enerji harcayan değil enerji depo eden elemanlardır. Saf bobin ve kondansatör devrelerinde 90 olduğu için güç katsayısı sıfırdır (Cos900=0). P V .i . cos formülüne göre P=0 olur. Saf bobinde ve saf kondansatörde gerilim ve akımın etkin değerinin çarpımına reaktif güç denir. V i .X c QC V .i i 2 X c V2 Xc V i .X L QL V .i i 2 X L V2 XL Q V .i . sin 3.Görünür Güç: Aktif gücü dirençler, reaktif gücü ise endüktif ve kapasitif reaktanslar çeker. Eğer bir devrede hem direnç hem de reaktans bulunuyorsa, bu devrede aktif ve reaktif güçler bir arada bulunur. Böyle bir devrede V.i değeri ne aktif gücü ne de reaktif gücü verir. Direnç ve reaktanstan oluşan bir devrede V.i çarpımına görünür güç denir. S harfi ile gösterilir. S V .i i 2 Z V2 Z S Aktif Güç Reaktif üç Görünür Güç P Q S Watt VA VA P Güç Üçgeni Güç Birimleri Şekil.12 Güç üçgeni Örnek 1: Şekildeki devrenin aktif, reaktif ve görünür güçlerini bulunuz? Cos = 0,6 Paralel devrede gerilim eşitliği Çözüm: Z R 2 X L2 3 2 4 2 5 I V 100 20 Amper Z 5 P VI . cos 100* 10* 0.6 600 Watt Q VI . sin 100* 10* 0.8 800 VAr S VI 100* 10 1000VA Verim Elektrik Makine – Motor veya Transformatörüne verilen güç, dönen kısım, alıcı veya ikinci sargıya iletimi sırasında bazı sebeplerden dolayı kayba uğrar. Bir makinenin verimi alınan gücün verilen güce oranıdır. Kayıplar ne kadar azaltılırsa verim o kadar yüksek olur. Kondansatör Kondansatörler elektrik enerjisini depolamak amacıyla kullanılan devre elemanlarıdır. Karşılıklı duran ve aralarında fiziksel bir temas olmayan iki ayrı plaka ve plakalara bağlı iki ayrı iletken telden oluşurlar. Devrelerde C harfiyle temsil edilirler. Her bir plakaya elektrot denir. Şekil.13’de kondansatörün temel yapısı görülmektedir. Kondansatör, elektronların kutuplanarak elektriksel yükü elektrik alanın içerisinde depolayabilme özelliklerinden faydalanılarak, bir yalıtkan malzemenin iki metal tabaka arasına yerleştirilmesiyle oluşturulan temel elektrik ve elektronik devre elemanıdır. Piyasada kapasite, kapasitör, sığaç gibi isimlerle anılan kondansatörler, 18. yüzyılda icat edilip geliştirilmeye başlanmış ve günümüzde teknolojinin ilerlemesinde büyük önemi olan elektrik - elektronik dallarının en vazgeçilmez unsurlarından biri olmuştur. Elektrik yükü depolama, reaktif güç kontrolü, bilgi kaybı engelleme, AC/DC arasında dönüşüm yapmada kullanılırlar ve tüm entegre elektronik devrelerin vazgeçilmez elemanıdırlar. Kondansatörlerin karakteristikleri olarak; plakalar arasında kullanılan yalıtkanın cinsi, çalışma ve dayanma gerilimleri, depolayabildikleri yük miktarı sayılabilir. Bu kriterler göz önünde bulundurulduktan sonra gereksinime uygun olan kondansatör tercih edilir. Kondansatörlerin fiziksel büyüklükleri, çalışma gerilimleri ve depolayabilecekleri yük miktarına bağlıdır. Tasarım açısından ise çeşitlilik boldur, hemen hemen her boyut ve şekilde kondansatör temin edilebilir. Şekil.13 Kondansatör ve kondansatör sembolleri Kondansatör sığası plakaların yüzey alanı ve plakalar arasındaki mesafeyle ilişkilidir. Ayrıca plakalar arasındaki yalıtkan maddenin yalıtkanlık özelliği de kondansatörün sığasını etkiler. Kondansatörlerin elektriksel değeri kapasitans olarak adlandırılır ve birimi Farad’ dır. C harfi ile gösterilir F ve katları olarak adlandırılır. Levhaların yüzey alanı ve levhaların arasındaki mesafe kapasiteyi etkileyen faktörlerdir. Farad birimi yalnız başına çok büyük bir sığaya karşılık geldiğinden ast katları kullanılır. Bunlar Farad (F), Mili Farad (mF), Mikro Farad (µF), Piko Farad (pF)’tır. 1F=103 mF=106 µF=109 nF=1012 pF’tır. Kondansatörün AA davranışı Şekilde gösterilen, alternatif bir gerilimin beslediği kondansatöre U=Umsin(t) Gerilimi uygulansın kondansatör içinden geçen akım ile bulunur, ifadelerin grafiği Şekil.14’deki gibi olur; Um 10 Uc Ic Uc Gerilimi 8 6 4 Im Ic Akımı 2 0 -2 -4 -6 -8 -10 0 90 180 270 360 Şekil.14 Kondansatör üzerindeki gerilimin oluşturduğu akım Şekilden de anlaşılacağı gibi kondansatör akımı ile gerilim arasında 90 derece faz farkı mevcuttur buna göre kondansatör gerilimi, akımında 90 derece geri fazdadır denir. Akım eşitliğindeki c ifadesinin tersine kapasitif reaktans denir ve Xc ile gösterilir. Xc 1 Kapasitif Reaktans ( , Ohm). Xc ‘nin kaynak frekansı ile ters orantılı olduğu C görülmektedir. Buna göre kaynak frekansı 0 Hz ise Xc sonsuz empdans değerini alacaktır. Örnek 1: Maksimum değeri 60V. ve frekansı 50 Hz olan bir AA devresine C=10 F olan bir kondansatör bağlanmaktadır, buna göre? a)Devrenin Xc Kapasitif reaktansını b)Kondansatörden geçecek akımın tepe değerini bulunuz Çözüm: a) b) Seri R-C devresine bir DC uygulandığında ilk anda kondansatör kısa devre özelliği gösterir ve yaklaşık zaman sabitinin (CR) beş katı süreden sonra kondansatör açık devre özelliği göstererek akım geçişi olmaz. 50 R1 Kondansator gerilimi 1 25 50Vdc V1 C1 1m Kondansator akimi 0 0s I(R1) 2.0ms V(C1:2,0) 0 4.0ms 6.0ms 8.0ms Time Kondansatörlerin seri bağlanması Kondansatör seri olarak bağlandığında plakalar arası etkin mesafe artar, dolayısı ile toplamkapasite değeri en küçük kondansatörün kapasite değerinden de küçük olur. Seri bağlı devrede her eleman üzerinden akan akım değeri (I=Q/t) akacağı için her bir kondansatörde biriken yük miktarı da aynı olur. QT Q1 Q2 Q3 .... Qn E V1 V2 V3 .... Vn V Q C bağıntısından QT Q1 Q2 Q3 Q ... n elde edilir. CT C1 C2 C3 Cn Kondansatörler üzerinde biriken yükler aynı olduğundan; 1 1 1 1 1 ... elde edilir. CT C1 C2 C3 Cn Kondansatörlerin paralel bağlanması Kondansatörler paralel olarak bağlandığında etkin plaka yüzeyi artar. Sistemin toplam kapasitesi her bir kondansatörün kapasiteleri toplamına eşit olur. QT Q1 Q2 Q3 .... Qn Q C.V bağıntısından CT E C1V1 C2V2 C3V3 .... CnVn Her bir kondansatörün gerilimi kaynak gerilimine eşit olduğundan V1 V2 V3 .... E CT C1 C2 C3 ... Cn elde edilir. Bobin Bobinler iletken bir telin nüve denilen bir malzeme üzerine sarılmasıyla elde edilirler. Tel ardışık şekilde ve belli bir çapta sarılır. Teller birbiri üzerine sarılırken kısa devre oluşmaması için yalıtılırlar (yalıtım için vernik tercih edilir). Nüve malzemesi yerine hava da olabilir. Bobinler DC akım altında yalnızca sarım telinin uzunluğundan ileri gelen omik direnç gösterirler. Sargı telleri etrafında sabit manyetik alan oluşur. AC akım altındaysa akıma karşı gösterdikleri direnç artar. Çünkü manyetik alan şiddeti değiştikçe bobinde akıma karşı koyan ek direnç etkisi oluşur. AC akımın salınımı (frekans) yükseldikçe akıma karşı gösterdiği direnç de artar. Bobinler de kondansatörler gibi elektrik enerjisini çok kısa süreliğine tutabilme özelliğine sahiptir. Bobinlerin elektriksel değeri endüktans olarak adlandırılır ve birimi 'Henry' dir, ‘L’ harfiyle gösterilir. Bobin endüktansını etkileyen bazı etkenler vardır. Telin sargı çapı, sargı sayısı, kalınlığı ve telin üzerine sarıldığı nüvenin fiziksel özelliği bobin endüktansını etkiler. Şekil.15’de bir toroid nüve ve bir plastik karkasın üzerine sarılmış bobinler görülmektedir. Bobin iletkeninin üzerine sarıldığı malzemeye karkas ya da mandren, iletkenin her bir sargısına da bir sipir denir. Şekil.15 Bobinin genel yapısı Bobinin AA davranışı Şekil.16’da gösterilen, alternatif bir gerilimin beslediği bobine Şekil.16 Alternatif akımda bobin I=Imsin(t) akımı uygulansın bobin uçlarında oluşan gerilim UL L di d L I m sin( t ) LI m cos(t ) olur dt dt Burada bobinden geçen akım sin formunda iken gerilimin ise cos formunda olduğu görülmektedir. Buna göre bobin akımı ile erilim arasında 90 derece faz farkı mevcuttur denir. Bu durum Şekil.17’den de görülmektedir. Saf bobinli devrede akım gerilimden 90 derece geridedir. Yukarıdaki eşitlikte L ifadesi endüktif reaktans olarak adlandırılır ve XL ile temsil edilir. X L L olur birimi ohm ( ) ile sembolize edilir. Um 10 UL Gerilimi UL IL 8 6 IL Akımı Im 4 2 0 -2 -4 -6 -8 -10 0 90 180 270 360 Şekil.17 Bobin içinden geçen akım ve üzerindeki gerilim. Örnek 1: Maksimum değeri 30V. ve frekansı 50 Hz olan bir AA devresine L=200mH olan bir bobin bağlanmaktadır, buna göre? a)Devrenin XL Endüktif reaktansını b) Bobinden geçecek akımın tepe değerini bulunuz Çözüm: a) b) Bobinlerin seri bağlanması Bobinler seri bağlandığında eşdeğer bobin endüktansı (LT) seri bağlı bobin endüktanslarının (Li) toplamına eşittir. Bobin endüktansları arasındaki ilişki dirençler arasındaki ilişkiye benzer. Bobinlerin paralel bağlanması Bobinlerin paralel bağlanmasında eşdeğer bobin endüktansı, en küçük endüktans değerinden daha küçük olur. Dirençli ve Bobinli Devre (R-L) Bir direnç ve bobinden oluşan devreye V1 geriliminde doğru akım uygulandığında, geçen akım şiddeti I1 ise; bu devreye aynı V1 gerilimini sağlayan alternatif akım uygulandığında, devreden geçen akım şiddetinin daha küçük olduğu görülür. Devreye alternatif gerilim uygulandığında akımın küçülmesi, devrenin direncinin artması ile açıklanabilir. Devrede akım ile gerilim arasında bir faz farkı vardır. Akım gerilimden geridedir. Akım ile gerilim arasındaki faz farkına φ dersek; Z R2 X L2 V i.Z cos R Z Bu bağıntıdaki Z büyüklüğü RL devresinin alternatif akıma karşı göstermiş olduğu dirençtir. Bu dirence R-L devresinin empedansı denir ve Z ile gösterilir. XL ve R yi birbirine dik vektörlere benzetirsek, Z bunların bileşkesi olur. Akım ile gerilim arasındaki faz farkı φ, aynı zamanda Z ile R arasındaki açıdır. Şekil.18’de bobin ve dirençli devrede empedans ve gerilim düşümleri vektörleri verilmiştir. Z V=i.Z VL=i.XL VR=i.R R Şekil.18 Bobin ve dirençli devrede empedans ve gerilim düşümleri vektörleri Direnç ve Kondansatörlü Devre (R-C) Kondansatörlü devrelerde Xc kondansatörün alternatif akıma karşı gösterdiği dirençtir. RC devresinin alternatif akıma karşı gösterdiği direnç empedanstır. Z ile gösterilir. Xc ile R’ yi birbirine dik vektörlere benzetirsek Z bunların bileşkesi olur. Akım ile gerilim arasındaki faz açısı φ, aynı zamanda Z ile R arasındaki açıdır. Şekil.19’da kondansatör ve dirençli devrede empedans ve gerilim düşümleri vektörleri verilmiştir. Z R2 X C 2 cos V i.Z R Z R VR=i.R XC VC=i.XC V=i.Z Z Şekil.19 Bobin ve kondansatörlü devrede empedans ve gerilim düşümleri vektörleri Direnç, Bobin ve Kondansatörlü Devre (R-L-C) Birbirine seri bağlanmış RLC elemanlarından oluşan devreye alternatif gerilim uygulandığında, bu devrenin etkin akım ve gerilimi aşağıdaki bağıntı ile bulunur. Z R 2 ( X L X C )2 Buradaki Z büyüklüğü devrenin empedansıdır. Bir RLC devresinin empedansı, devre elemanlarının dirençlerinin vektörel toplamı düşünülerek hesaplanır. Devredeki bobin ve kondansatörden meydana gelen faz farkları birbirine zıt yöndedir. Akım ile gerilim arasındaki (φ) faz farkı; cos R Z veya tan X L XC R Akım ile gerilim arasındaki faz farkı XL ile XC’ nin birbirine göre büyüklüklerine bağlıdır. XL büyük XC ise φ pozitif ve akım gerilimden geridedir. XL küçük XC ise φ negatif ve akım gerilimden ileridedir. XL eşit XC ise φ=0 olup akım ile gerilim aynı fazdadır. Bir RLC devresinde XL = XC olduğunda Z = R olur. Bu duruma devrenin rezonans hali denir. Devrenin rezonans frekansı aşağıdaki formülle bulunur. f 1 2p LC Bir RLC devresinde rezonans halinde empedans en küçük değerini, devre akımı en büyük değerini alır. Bir RLC devresinde akımın en büyük değerini alabilmesi için ya kaynak frekansı değiştirilerek XL = XC yapılır, ya da frekans sabit tutulup L veya C ya da her ikisi birden değiştirilerek devre rezonansa getirilebilir. Şekil.20’de direnç, bobin ve kondansatörlü devrede empedans ve gerilim düşümleri vektörleri verilmiştir. XC XL VC VL=i.XL V=i.Z Z VL-VC XC R VR=i.R VC=i.XC Şekil.20 Direnç, bobin ve kondansatörlü devrede empedans ve gerilim düşümleri vektörleri TRANSFORMATÖRLER Elektrik enerjisinin en önemli özelliklerinden biri de üretildiği yerden çok uzak mesafelere kolayca taşınabilmesidir. Taşımanın verimli olabilmesi için taşıma esnasında kayıp gücün en az seviyede tutulması gerekmektedir. Santrallerde jeneratörler vasıtasıyla üretilen gerilim, alternatif gerilimdir. Jeneratörlerde üretilen gerilim uzak mesafelere taşınacak değerde değildir. Jeneratör çıkış gerilimleri 0, 4-3, 3-6, 3-10, 6-13-14, 7-15, 8 ve 35kV mertebesindedir. Tabii bu değerler yeterli olmadığından yükseltilmeleri gerekir. Bu alternatif gerilimin yükseltilmesi işlemi transformatörler gerçekleştirilir. Uzak mesafelere taşınan yardımıyla çok kolay bir şekilde elektrik enerjisi, abonelerin kullanımına sunulabilmesi için düşürücü trafolar yardımıyla orta ve alçak gerilime düşürülür. Yukarıda anlatılan sebeplerden dolayı enerji iletimi ve dağıtımında transformatörlerin önemi büyüktür. Transformatörler, enerjinin çeşidini ve frekansını değiştirmeden, genliğini değiştiren elektrik makinesi olarak tanımlanır. Başka bir ifadeyle girişine uygulanan alternatif gerilimin frekansını değiştirmeden, gerilim değerini değiştirerek çıkışta veren elektrik makinesidir. Transformatörler, ince silisyumlu saclardan oluşan nüve ile bunun üzerine, yalıtılmış iletkenlerle sarılan sargılardan oluşur. Trafoların yapısını oluşturan nüveler değişik tiplerde üretilmektedir. Bunlar: Çekirdek tipi Mantel tipi Dağıtılmış tip olmak üzere üç çeşittir. Manyetik nüve çeşitleri Şekil 21’de verilmiştir. Nüve Nüve Nüve Sargılar Sargılar a. Çekirdek nüve b. Mantel nüve Şekil.21 Manyetik nüve çeşitleri Sargılar c. Dağıtılmış nüve Genel Çalışma Prensibi Şekil.22’de görülen trafonun primer sargılarına alternatif gerilim uygulandığında, bu sargıda değişken bir manyetik alan oluşur. Bu alan, manyetik nüve üzerinden devresini tamamlar. Primere uygulanan alternatif gerilimin zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti değiştiğinden, oluşturduğu manyetik alanın da yönü ve şiddeti değişir. Bu alan sekonder sargılarını keserek alternatif bir gerilim indükler. Dikkat edilirse sargıların elektriksel bir bağlantısı olamamasına rağmen, manyetik indüksiyon yolu ile gerilim indüklemesi olmaktadır. Şekil.22 Bir fazlı transformatörün prensip şeması Transformatörün primer sargılarına doğru gerilim uygulandığında, demir nüve üzerinde yine bir manyetik alan oluşur fakat bu manyetik alan sabit bir alandır. Bu alanın zamana göre yönü ve şiddeti değişmediğinden, sekonder sargılarında bir gerilim indüklemesi olmaz. Çünkü manyetik indüksiyon prensibine göre değişken manyetik alanlarda gerilim indüklemesi olur. Dolayısıyla transformatörler doğru gerilimde çalışmaz ve kullanılmaz. İndüklenen emk değeri Lenz Kanunu’na göre bir iletkende indüklenen elektromotor kuvvet (emk), saniyede kesilen kuvvet çizgisi sayısı ile doğru orantılıdır. Kesme hızı ne kadar fazla ve kesilen kuvvet çizgisi ne kadar çoksa indüklenen emk da o kadar büyük olur. Transformatörün sekonder sargısında indüklenen emk’nın değeri, E = 4, 44. f. N. ØM şeklinde formüle edilebilir. Bu formülde kullanılan büyüklükler ve birimleri: E : Sargılarda indüklenen emk’nın etkin değeri (Volt) f : Frekans (Hz) N : Sargıların sipir sayısı (sipir) ØM : Manyetik akının maksimum değeri (Weber) İndüklenen emk formülü içindeki manyetik akı da ØM = BM . Sn formülü ile bulunur. Buradaki büyüklükler ve birimleri ise BM : Manyetik akı yoğunluğu (Tesla ya da Weber/m2) Sn : Manyetik nüvenin kesiti (m2) Burada yazılan formüller ve birimler yeni uluslararası birim sistemine göre verilmiştir. Dönüştürme oranı Transformatörlerin dönüştürme oranı, primer sargıda indüklenen gerilimin sekonder sargıda indüklenen gerilime oranı olarak tanımlanır. İndüklenen gerilimler sipir sayısı ile doğru orantılı olduğundan, dönüştürme oranı sipir sayılarının oranına da eşittir. Ayrıca ideal bir trafoda verim %100’dür. Buna göre primer gücü ile sekonder güçleri eşit olur. Bu eşitlikten yola çıkarak, S1 S 2 , S1 U1 I1 ve S 2 U 2 I 2 ise buradan U1 I1 U 2 I 2 olur. Bu eşitlikten U1 I 2 oranı elde edilir. U 2 I1 Dönüştürme oranı k, a, n ve ü harfleri ile gösterilebilir. Fakat genelde k harfi kullanılır. Dönüştürme oranı, trafo hesaplamalarında kullanılan sabit bir katsayı olduğundan birimi yoktur. Buna göre dönüştürme oranı, k E1 U 1 N1 I 2 E2 U 2 N 2 I1 DOĞRU AKIM MAKİNALARI DA Makinasının Yapısı Doğru akım makinaları dönen kısım (endüvi), duran kısım (endüktör), yatak, kapak, fırça ve kolektörden oluşur. Şekil.23’de basit bir DA makinasi görülmektedir. Şekil.23 Basit bir DA makinası DA Makinasının Parçaları Endüktör Görevi manyetik alan meydana getirmektir. Endüktör sargısı DA makinasinin gövdesinde bulunur, vida veya somunlarla gövdeye tutturulur. Şekil.24’de tipik bir DA makinasının kutup görünümü verilmiştir. Kutup Kutup sargısı Şekil.24 Endüktör (Kutup) Doğru akım makinasının özelliğine göre endüktör sargısı yapısal değişiklikler gösterir. Küçük güçlü DA makinalarında ve pilli oyuncakta daimi mıknatıs, endüktör olarak görev yapmaktadır. Doğru akım motorlarında kutup sayısı, alternatif akım makinalarında olduğu gibi hız, indüklenen gerilim ve akımın frekansına bağlı değildir. Burada kutup sayısı makinanın gücüne ve devir sayısına göre değişir. Endüktör, makinanın gücüne (büyüklüğüne, çapına) ve devir sayısına göre 2, 4, 6, 8 veya daha çok kutuplu olur. Endüvi DA makinalarında dönen, mekanik enerjinin alındığı kısımdır. Doğru akım makinasının yapısına göre çeşitli ebatlarda yapılmaktadır. Endüvi üzerinde kolektör ve preslenmiş sac paket bulunur. Sac üzerindeki emaye yalıtkanlı iletkenlerden akım geçtiğinde motor olarak çalışır yani döner. Manyetik alan içindeki endüvi dışarıdan bir kuvvetle döndürülürse DA gerilim üretir yani dinamo görevi yapar. Şekil.25’de tipik bir DA makinasının endüvisi görülmektedir. Endüvi sargısı Rulman Saclar Mil Kollektör Soğutma pervanesi Şekil.25 Endüvi Endüvi üzerinde kolektör bulunmaktadır ve bakır dilimlerden meydana gelmiştir. Endüvide bulunan iletkenler bu dilimlere lehimlenir ya da presle bağlanır. Fırça ve Fırça Yatağı Fırça, doğru akım makinası motor olarak çalışıyorsa gerilim uygulanmasını sağlar. Doğru akım makinasının özelliğine göre boyutu değişmektedir. Fırçanın kolektörlere uygun basınçla basması gereklidir. Bu nedenle doğru akım makinalarının fırçaları üzerinde baskı yayları bulunur. Yatak Kapak ve Diğer Parçalar Doğru akım makinalarının en önemli parçalarından biri de yataklarıdır. Endüvide olduğu gibi yataklar da periyodik bakım gerektirir. Bilezikli tip metal yataklar ya da bilyeli yatak kullanılır. DA makinalarının soğutulması için çeşitli tip yapıda pervaneler kullanılır. DA Motorunun Çalışması Doğru akım motoru, içinden akım geçen iletkenin manyetik ortam dışına itilmesi prensibine göre çalışır. Endüvi üzerindeki iletkenlere fırça ve kolektör yardımıyla doğru gerilim uygulanır. Böylece endüvi üzerindeki iletkenden akım geçer ve manyetik alan oluşur. Oluşan bu manyetik alan ile kutup manyetik alanı etkileşerek rotorun dönmesi için torku oluştururlar. Bu durum Şekil.26’da verilmiştir. Şekil.26 Akım geçen iletkenin manyetik alan içindeki durumları Endüktör sargısının manyetik alanı (N–S), endüvide üzerinde manyetik alan oluşturan iletken veya iletken demetini dışa doğru iter. Bu itilme, mil etrafında dönmeyi meydana getirir ve bu, doğru akım motorlarının çalışma esasını oluşturur. İletkenden geçen akım yön değiştirirse itilme yönü de değişir. İtilme yönünün değişmesi motorun dönüş yönünü de değiştirir. ALTERNATİF AKIM MAKİNALARI Asenkron Makinalarının Endüstrideki Önemi Asenkron motorlar (A.C. motor) endüstride en çok kullanılan motorlardır. Çünkü asenkron motorlar diğer Doğru akım motorlarına (D.C. motor) göre; Daha ucuzdur. Bakıma az ihtiyaç gösterirler. Çalışması sırasında elektrik arkı meydana gelmez. Bir ve üç fazlı olarak yapılabilir. Birkaç Watt’dan 35000 kW’a kadar güçte imal edilebilir. Momentleri yüksektir. Frekans değiştirerek istenen devir sayısı elde edilebilir. Bu sebepler göz önünde bulundurulduğunda ise Asenkron motorların endüstride en çok kullanılan motorlar olması önemini taşımaktadır. Şekil 27’de A.C. motor görülmektedir. Şekil.27 A.C motor A.C. Motorlar ile D.C Motorların karşılaştırılması Motor : elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalardır. A.C Motor : A.C elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalardır. D.C Motor : D.C elektrik enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalardır. Bu iki motor karşılaştırılacak olursa aşağıdaki sonuçlar elde edilebilir: Maliyet bakımından A.C motorlar daha ucuzdur. A.C motorlar bakıma daha az ihtiyaç gösterirler. D.C motorları ise sürekli bakıma ihtiyaç gösterirler. (Kollektör, fırça ve yataklar sürekli arıza yapabilecek parçalardır.) A.C motorlarında çalışma sırasında elektrik arkı meydana gelmez. D.C motorlarında ise çalışma sırasında kollektör dilimleri ile fırçalar arasında elektrik arkı meydana gelir. A.C mtorların devir sayıları yükle çok az bir değişim gösterirler. Bu nedenle sabit devirli motorlar sınıfına girerler. A.C Motor Çeşitleri Asenkron motorlar rotor yapılarına göre iki çeşittir. 1- Sincap kafesli (Kısadevre rotorlu) rotor asenkron motorlar 2- Bilezikli (Sargılı rotorlu) asenkron motorlar Sincap kafesli (Kısadevre rotorlu) rotor asenkron motorlar: Üç fazlı sincap kafesli motorun yapılışı basittir, az bakıma ihtiyaç gösterir. Bu tip motorun ölçüleri, aynı güçteki D.C motorun ölçülerinden daha küçüktür. Değişik hızlarda hız regülasyonu iyidir. Fiyatının ucuzluğu, yapılışının sağlamlığı ve istenilen çalışma özelliğine sahip oluşu yüzünden bu tip motorlar sanayide çok kullanılır. Bilezikli (Sargılı rotorlu) asenkron motorlar: Bir çok sanayi yükünde üç fazlı değişik hızlı motora ihtiyaç duyulduğu yerler için bilezikli asenkron motorlar geliştirilmiştir. Bilezikli asenkron motorlara aynı zamanda sargılı rotorlu asenkron motorlar da denilmektedir. Bu tip motorun statoru ile sargının yerleştirilmesi sincap kafesli motorun aynısıdır. Rotor çelik saclardan yapılmış silindirik bir göbektir. 120 derece aralıklı üç adet tek fazlı kalıp sargısını yerleştirmek için rotor üzerine oyuklar açılmıştır. İzoleli rotor bobinleri stator kutup sayısına eşit kutup sayısı elde edecek şekilde gruplandırılmıştır. Üç adet tek fazlı rotor sargıları aralarında yıldız bağlanarak çıkış uçları rotor mili üzerindeki üç bileziğe bağlanmıştır. Bileziklere temas eden fırça uçları hız kontrolörü ayarlayıcısına bağlanır. Fırçalar, taşıyıcılar üzerindeki yayların basıncı ile bileziklere sıkıca temas eder. Doğru akım makinalarında olduğu gibi yön değiştirmeye lüzum olmadığı için fırça taşıyıcıları uygun bir konumda sıkıca tespit edilmiştir. Kısa devre rotorlu A.C motor ile Sargılı rotorlu A.C motorun karşılaştırılması Sargılı rotorlu motorun aşağıdaki üstünlükleri vardır: Yol vermede maksimum direnç rotor devresine ilave edilirse, yol alma akımı düşük ve dönme momenti maksimumdur Hızı değiştirilebilir. Ağır yüklerde hızı yavaş yavaş artar. Bunlara rağmen sargılı rotorlu motorun aşağıdaki kusurları vardır: Maliyeti fazladır. Bakım ve tamir masrafları yüksektir. Direnç rotor devresinde iken verimi düşük ve hız regülasyonu kötüdür. Genel Yapıları Asenkron motorlar genel olarak şu parçalardan oluşur. 1) Stator 2) Rotor 3) Gövde 4) Yataklar 5) Kapaklar 6) Pervane Stator: Manyetik alanın meydana geldiği kısımdır. Asenkron motorun duran kısmına denir. Statorlar 0,4-0,5 veya 0,8 mm kalınlığında silisyumlu saclardan meydana gelir. Silisyumlu saclar özel kalıplar yardımıyla preste basılır. Bu saclar daha sonra preslenerek paketlenir. Şekil.28’de bir A.C motor statoru görülmektedir. Şekil.28 A.C motor statoru Stator sargıları, stator sac demetindeki oluklara yerleştirilir. Oluklar genel olarak açık, yarı açık veya kapalı olur. Rotor: Asenkron motorun dönen kısmına denir. Rotorlar iki çeşittir. a) Kısa devreli rotor (Sincap kafesli rotor) b) Sargılı rotor (Bilezikli rotor) Kısa devreli rotor (Sincap kafesli rotor) : Silisyumlu saclar kalıpla preste kesilerek paket edildikten sonra rotor kanalları içine alüminyum eritilerek pres dökümle kısa devre kafes sargıları meydana getirilir. Sincap kafesli rotor Şekil.29’da verilmiştir. Büyük rotorlarda kanallara bakır çubuklar yerleştirilir. Rotorun iki tarafına konan bakır halkalara bakır çubuklar kaynak edilerek sincap kafes yapılır. Şekil.29 Sincap kafesli rotor Sargılı rotor (Bilezikli rotor) : Sacları presle paketleyerek silindir şeklinde yapılan rotorun üzerindeki oluklara üç fazlı alternatif akım sargısı yerleştirilir. Üç fazlı sargılar yıldız veya üçgen bağlandıktan sonra çıkarılan üç uç rotor miline yalıtılarak yerleştirilen üç bileziğe bağlanır. Böyle bir rotor yapısı Şekil.30’da görülmektedir. a. Rotor bilezikleri b. Sargılı rotor Şekil.30 Rotor bilezikleri ve sargılı rotor Çalışma Prensibi Asenkron motorlar transformatörler gibi endükleme esasına göre çalıştığından asenkron motorlara endüksiyon motorları da denir. Transformatörler statik (duran), motorlar ise (hareketli) dinamiktir. İndüksiyon prensibi gereğince dönen bir manyetik alan içerisinde bulunan iletkenlerde gerilim indüklenir. Öyleyse döner bir manyetik alan içerisinde bulunan iletkenlerden bir akım geçirilirse, iletkenler manyetik alan dışına itilir. Bir rotorun dönebilmesi için; 1- Rotor iletkenlerinden bir akım geçmesi 2- Rotor iletkenlerinin dönen bir manyetik alan içerisinde bulunması gerekir Normal olarak asenkron motorlarda stator ve rotor arasında herhangi bir elektriki bağ yoktur. Rotor dışarıdan bir kaynak tarafından beslenmez. Statorlar daimi mıknatıslı yapılmaz. Asenkron motorlarda dönen daimi mıknatısın görevini stator sargılarına uygulanan üç fazlı akımın meydana getirdiği “döner alan” yapar. Senkron Hız- Asenkron Hız-Kayma Senkron hız: Döner alanın devir sayısına senkron devir veya senkron hız denir. ns ile gösterilir ve aşağıdaki gibi tanımlanır. ns 60 f p Burada, f stator sargılarına uygulanan alternatif gerilimin frekansı ve p stator sargılarının kutup sayısıdır. Asenkron hız: Rotor hızına asenkron hız veya asenkron devir sayısı denir. nr ile gösterilir ve rotor milinden turmetre ile ölçülür. Rotorun devir sayısı (nr), hiçbir zaman dönen alanın devir sayısına (ns) eşit olmaz. Bu nedenden dolayı rotorun devir sayısına senkron olmayan manasına gelen asenkron hız denir. Kayma: Bir asenkron motorda kayma iki şekilde ifade edilir. 1- Devir cinsinden kayma: Senkron hız ile rotor hızı arasındaki farktır. n n s nr 2- Yüzde cinsinden kayma: Senkron hız ile rotor hızı arasındaki farkın senkron hıza oranıdır. S n nr n s nr dir. Yüzde olarak kayma ise S s 100 ns ns GÜÇ ELEKTRONİĞİ Güç elektroniği, çok geniş bir alanda elektronik sistemleri içine alır ve buradaki amaç ise bir kaynaktan bir yüke giden elektrik akımının kontrol edilmesidir. Kaynaktan yüke aktarılan gücün kontrolünde, işlemin verimliliği önemlidir. Eğer aktarılan güç büyük ve işlem verimsiz yapılmışsa, büyük kayıplar oluşur. Bu kayıpların ekonomik verimlilik üzerinde değerlendirilmesinin yapılması gerekir ve bu kayıpların, aşırı ısınma sonucu elemanın korunması için elemandan uzaklaştırılması gerekir. Bu yüzden güç elektroniğinin ana kriteri "verim" olarak tanımlanabilir. Analog sayısal dönüşüm işlemi diyot, tristör GTO, BJT, MOSFET ve IGBT gibi yarı iletken anahtarlama elemanları tarafından gerçekleştirilir. Bu yarıiletken elemanları bu bölümde açıklanacaktır. Yarı İletken Güç Anahtarları Diyot Diyotlar yarı iletken elektronik devre elemanlarının temel yapı taşıdır. Pasif bir anahtardır. Pozitif yönde akım iletebilir, negatif gerilimi bloke edebilir. Bütün transistörler, lojik kapılar, entegreler diyotların birleşiminden imal edilmektedir. Genel amaçlı diyotlar Genellikle şebeke frekansında kullanılırlar. Düşük frekans için üretilen diyotlar yüksek frekansta iletken gibi davranır. Doğru polarmalandırıldığında 1V gibi düşük bir değerde iletime geçer. Yüksek akım kapasiteli olanlar güç diyotu olarakta anılır. Şekil.31 Diyot sembolü ve ideal ve gerçek diyot v-i karakteristiği Şekil.32 Kesim süresince diyot akımı Diyot ters yönde polarmalandırıldığında akımın hemen sıfıra düşmesi istenir. Ancak bu hemen gerçekleşmez ve zaman alır. Daha sonra elektron ve oyukların toparlanmalarından dolayı akım dalgalanır. Buna ters toparlama, bu süreye de ters toparlama zamanı denir. Bu anda akan akım ters toparlama akımıdır. Düşük frekansta bu önemsiz iken yüksek frekansta bu oldukça önemlidir. Güç diyodu kV-kA değerlerinde üretilebilsede şebeke frekansında çalışır. Doğrultucularda kullanılırlar. İletim durumundaki gerilim düşümleri düşük, trr (ters toparlama zamanı) değerleri büyüktür. Akım ve gerilim kapasitelerinin arttırılması için seri ve paralel bağlanabilir. Hızlı diyotlar trr değerleri 0,5μs civarındadır. Çok osilasyonlu çalışırlar. Bu osilasyon çıkış gerilimine yükseltilerek aktarılır. ID ID VDC t t Şekil.33 Hızlı diyodun kesim anındaki osilasyonları ve çıkış gerilimine etkisi Yumuşak toparlamalı diyotlar Birkaç yüz volt birkaç yüz amper değerlerinde üretilebilen, ters toparlama zamanı μs’den düşük diyotlardır. Osilasyonu azaltılmış hızlı diyotlardır. Yüksek frekans devrelerinde kullanılır. İletim durumundaki gerilim düşümü yüksektir (2-3V). Schottky diyot Düşük ileri yön kutuplama gerilimi (gerilim düşümü) istenilen düşük gerilimli yüksek frekanslı uygulamalarda kullanılır. Yumuşak toparlamalı ve güç diyotlarından daha düşük verimlidir. 150V değerlerine kadar üretilebilmektedir. Avalanche diyot Belli bir değerden sonra iletime geçen diyotlardır. Radyo haberleşme devrelerinde kullanılırlar. Zener diyot Üzerinde istenilen gerilimi tutabilen diyotlardır. Tristör 1956’da tristörün keşfi ile güç elektroniğinin gelişimi başlamıştır. Dört bileşimli üç uçlu bir elemandır. İleri yönde polarmalandırılmış iken gate’inden bir akım darbesi geçirilmesi ile iletime geçer. İletimdeki gerilim düşümü 1-3V’dur. İletime geçtikten sonra gate akımı kesilse bile iletime devam eder. Bu nedenle iletimdeki güç kaybı daha azdır. Negatif gerilimi bloke edebilir. Tristör gate sinyali ile kesime götürülemez. Şekil.34 Tristör sembolü (b) İdealleştirilmiş karakteristik Tristörün iletim şartları: Doğru polarmalandırılacak Tutma akımı geçecek Yukarıdaki şartlar gerçekleştiği sürece tristör iiletimdedir. Bu nedenle DA’da kullanımı zordur. Komütasyon devreleri gerektirir.AA’da negatif alternans tristörü ters polarmalandırır ve tristör kesime gider buna hat komütasyonu denir. En yaygın kullanım alanı kontrollü doğrultucular (Line Commutated Rectifiers)’dır. 6kV-4kA değerelerine kadar üretilebilmektedir. 1kHz’e kadar kullanılabilmektedir. GTO (Kapıdan Tıkanabilen Tristör) Tristör ile aynı özelliklere sahiptir. Negatif gerilimi bloke edebilir. Farklı olarak gate ‘den geçirilecek negatif yönlü bir akım ile kesime götürülebilir. Negatif gate akımı kataloglarda belirtilen kesme zamanı boyunca akmalı ve büyük bir genliği olmaldır (GTO akımının üçte biri kadar). İletim durumu gerilimi tristörden yüksektir. 4,5kV, 1-2kA değerlerinde üretilebilir ve 10kHZ’ye kadar kullanılabilmektedir. Endüktif devrelerde snubbersız kullanılamazlar. Şekil.35 GTO sembolü, i-v karakteristiği ve idealleştirilmiş karakteristik Transistör (BJT) Base akımı ile iletim ve kesim durumu kontrol edilebilir. Ters gerilimi bloke edemez. İletim durumunda VCE gerilimi 1-2V civarındadır. 1000A-1400V değerlerine kadar bulunmaktadır. Base ucuna bir direnç bağlanır. Base akımı olduğu sürece iletimdedir ve bu durum özellikle çok sayıda transistör varsa güç kaybına neden olur. IC İletim Kesim VCE Şekil.36 Transistör sembolü ve karakteristiği Base akımının değeri ile IC kontrol edilir.Üç konumu vardır: 1- Ib=0, Ic=0 Kesim 2- Ib=,değişken Ic=değişken Yükseltme 3- Ib=,değişken Ic=sabit Doyum (veya iletim) Güç elektroniği uygulamalarında 1 ve 3 nolu konumlarında kullanılmaktadır. (Base akımının yeterince büyük bir değerinde kollektör akımının tamamını iletir I B IC =DA akım kazancı) MOSFET (Metal Oksit-Yarı İletken Alan Etkili Transistör) Gerilim kontrollü bir elemandır. Yeterli bir VGS gerilimi (+12, +15V) ile tümüyle iletimde ve VGS eşik değerin altında iken yaklaşık bir açık anahtar gibi kesimdedir.(Transistör gibi 1 ve 3 konumlarında kullanılır.) ID İletim Kesim VDS Şekil.37 MOSFET sembolü ve karakteristiği RDS direnci büyüktür ve tutma gerilim değeri ile artar. Yüksek frekanslarda (1MHz’e kadar) çalışabilir. 100-200V-100A, 1000V-10A değerlerinde üretilebilir. VG +12, +15V t Şekil.38 Mosfet gate sinyali Büyük RDS direnci nedeniyle güç kayıpları fazladır. Oluşan yüksek ısı nedeniyle küçük yapılamamaktadırlar. Gate ucuna direnç bağlamaya gerek yoktur. Yüksek frekanslı sürme sinaylinden dolayı giriş kapasitansı oluşu ve bu kapasitans anahtarlamayı zorlaştırı, frekansı düşürür. Boyutları ile giriş kapasitansı doğru orantılıdır. Küçük transistör veya sürücü entegreleri ile sürülebilir. IGBT (Yalıtılmış Kapılı İki Kutuplu Transistör) Transistör ve MOSFET’in iyi özelliklerinin toplamıdır. Transistörün base direnci nedeniyle oluşan güç kaybı, MOSFET’in ise büyük RDS direncinden dolayı oluşan yüksek iletim kayıpları ortadan kaldırılmıştır. Ters gerilimi bloke edebilirler. Gerilim kontrollüdür. Gate ucu yüksek empedanslıdır ve düşük bir sinyal gerektirir. Şekil.39 IGBT sembolü ve eşdeğer devresi Şekil.40 IGBT i-v karakteristiği Yüksek frekanslarda IGBT’nin resetlenebilmesi için Şekil.41’deki gibi gate sinyalleri ile sürülmesi daha uygundur. VG +12, +15V t Şekil.41 IGBT gate sinyalleri IGBT sürücüleri vardır. Maksimum anahtarlama frekansları 20-30kHz civarındadır. 1700V1200A, 3300V-1200A değerlerinde yapılabilir. 1000V’luk bir elemanda iletimdeki gerilim düşümü 2-3V gibi düşük bir değerdedir. MOSFET’lerden yavaş olmalarına rağmen transistör, GTO ve tristör’den hızlıdır. Doğrultucular Yönü değişen (değişken işaret) gerilimleri yönü değişmeyen gerilimlere dönüştürme işlemine “Doğrultma”, bu işlemi yapan devrelere ise “Doğrultucu Devre” adı verilmektedir. Günlük yaşamda, küçük elektronik cihazların çalışması için kullanılan adaptörlerden, daha büyük cihazların (TV, Video gibi) çalışması için kullanılan doğrultucu devrelere kadar tüm DC gerilim üreten elektronik düzenekler doğrultucu adını almaktadır Doğrultucuların üç tipi vardır. 1. Yarım dalga doğrultucu 2. Tam dalga doğrultucu 3. Köprü Doğrultucu Yarım dalga doğrultucu Şekil.42 Tek yollu doğrultucu Giriş sinüs işaretinin pozitif yarı periyotları boyunca diyot iletimde olacak, negatif yarı periyotlar boyunca boyunca diyot tıkama durumunda olacaktır. Bu nedenle, çıkış işaretinde negatif alternanslar kırpılmış olacaktır. Bu devreden akan tek yönlü akımın değerinin ortalaması, ID 1 2p p I 0 m sin( t ) d (t ) Im p olacaktır. Şekil. 43 Çıkış dalga biçimi Tam dalga doğrultucu Şekildeki devrede, transformatör girişine V(t)=Vm.cos(t) şeklinde bir giriş uygulandığını varsayalım. Transformatör sekonder sargısı orta uçlu seçildiğinden, alt sargı ve alt diyot birinci durumda (transformatör üst ucu pozitif) çalışmayacaktır. Yarım periyot sonra üst nokta orta noktaya nazaran negatif olacak, bu kez üst sargı ve üst diyot çalışmayacaktır. Görüldüğü gibi, değişken akıma iki yol verilmiş olacaktır. Doğrultucu çıkışındaki toplam i(t) akımı aşağıda gösterildiği şekilde olacaktır: i (t ) 2 p Im 4 4 I m cos 2t I m cos 4t .... 3p 15p Güç, yarım dalga doğrultucuya göre iki katına çıkmıştır. VA Vm . cos(t ) + V (t ) Vm . cos(t ) + VB VA - R Vo ? - Vout Vm p 2p 3p 4p t Şekil.44 Çift yollu doğrultucu çıkış dalga biçimi Köprü doğrultucu Köprü Doğrultucu aslında Tam Dalga Doğrultucu özelliğinde olup sadece giriş gerilim kaynağı Tam Dalga Doğrultucu gibi ortası sıfırlı olmayıp, tek bir AC kaynak ile beslenmektedir. Şekil.44’de köprü doğrultucu görülmektedir. Şekil.44 Köprü tipi doğrultucu Zener Diyot Tek bir Zener diyot ile yapılan regülatörler fazla güç istemeyen devrelerde rahatlıkla kullanılabilir. Eğer devremiz fazla güç istiyorsa o zaman zener tek başına kullanılmaz. Bir regülatör devresinin referansı olarak kullanılır. Şimdi basit bir Zener regülatör devresini inceleyelim Vi kaynak gerilimi Vz zener geriliminden büyük olmalıdır. Vi değeri yaklaşık olarak Vz değerinden 1,2 yada 1,4 katı büyük olması yeterlidir. Zener üzerinden geçen Iz akım küçük zenerler için 10-20mA civarındadır. Daha doğru bir değer bulmak için mutlaka kataloga bakmak gereklidir. Burada zener üzerindeki voltaj ya zener üzerinden doğrudan okunur yada katalogdan bakılır. Örneğin BZX79C9V1 9,1V luk zener diyot olup doğrudan diyot üzerinden okunabilir. 1N960 diyoduda 9,1 voltluk zener diyot olup, zener voltaj değeri katalogtan bakılarak anlaşılır. Yukarıdaki devremizde bilinmesi gereken nokta Rs direncinin nasıl bulunduğudur. Rs=(VzVi)/Iz formülü ile bulabiliriz. Iz değeri küçük zener diyotlar da 10-20mA olarak alınabilir. Yukarıdaki devre çıkışında sabit bir voltaj elde edilecektir. Böyle bir devre bir regülatör devresi için referans voltajı olarak kullanılabilir. Şimdi yukarıdaki devreyi doğrudan bir elektronik devrenin regüle besleme kaynağı olarak kullanalım. Yani devreden biraz akım çekelim. O zaman yukarıdaki devremiz aşağıdaki şekle dönüşecektir. Bu durumda zener üzerinden geçen akım sabit kalmakla birlikte Rs direnci üzerinden birde yük akımı geçmektedir. O zaman IRS=Iz+IL IRS=10 + 90 IRS=100mA olur. Vz=9,1V yaklaşık 9V kabul edelim. Rs=(Vi-Vz)/Iz+IL Rs=(12-9)/10+90 Rs=30 ohm bulunur. Rs direncinin gücüde bulunmalıdır. PRs=IRS2 x RS PRs=0,12 x 30 PRs=0,3W dan büyük olmalıdır. Burada seçilecek direnç 27 yada 33 ohm, 0,5W dir. Bu örnekte dikkat edilecek konu, yük direncinin devreye sürekli olarak mutlaka bağlı kalması yada bir başka deyişle yük akımının mutlaka çekiliyor olmasıdır. Eğer yük direnci devreden çıkarılacak olursa, zener üzerinden geçen akım Iz=(12-9)/30 Iz=0,1A akım olur. Eğer buradaki zener bu akıma dayanacak güçte değilse bozulacaktır. Bu nedenle devredeki zener bütün akımda üzerinden geçirebilecek güçte olmalıdır. Fakat bu bazen mümkün olmayabilir. Yada yük sürekli olarak devreye bağlı olarak kalmalıdır. Diğer Diyot Uygulamaları Kırpıcılar (Clipper) Bazı elektronik devrelerin girişlerine sadece pozitif yada negatif sinyallerin verilmesi gerekebilir. Bazı devrelerin girişlerine ise sabit genlikte sinyaller verilmesi gerekebilir. O zaman giriş sinyali devreye verilmeden önce uygun kırpıcıdan geçirmek gereklidir. Sadece pozitif yada negatif sinyalleri geçiren kırpıcılar çıkışında kondansatörü olmayan bir yarım dalga doğrultucudan ibarettir. Bunlara ilişkin örnekler aşağıda verilmiştir. Devrenin girişine sabit genlikte bir sinyal uygulamak gerekirse aşağıdaki örnek yapı kullanılır. Hatırlayacağınız gibi aslında diyotların iletime geçebilmeleri için üzerlerindeki voltajın belli bir değerin üzerine çıkması gerekmekteydi. İletime geçen diyodun üzerindeki voltaj sabit kalmaktadır. Bu özellik kullanılarak giriş sinyalleri diyotların açma voltajları ile sınırlandırılır. Bu devrenin en büyük uygulaması FM alıcılardaki kirpıcı (LIMITER) devresidir. Limiter şekli : Kenetleme (Clamp) devreleri Kenetleyici bir AC sinyali farklı bir DC seviyesine çıkarıp kenetleyen yani hep orada kalmasını sağlayan devredir. Şimdi birkaç kenetleme devresi inceleyelim. Örnek 1: Yandaki devrenin girişine bir sinyal uygulayalım. t1 zamanında C kondansatörü boş olduğu için kısa devre gibi davranacak, bundan dolayı diyodun anodu pozitif, katodu ise negatif olacaktır. Yani t1-t2 zamanları arasında diyot iletime geçip kısa devre olacak, çıkış voltajı da 0V olacaktır. Bu arada C kondansatörü sanki girişe uygulanan sinyale paralel bağlanacağı için giriş sinyalinin tepe değerine kadar dolacaktır. t 2-t3 zamanları arasında devre girişinin a ucu negatif, b ucu pozitif olacaktır. Bu durumda diyot açık devre olacaktır. Şimdi buraya dikkat edelim. Devrenin çıkışa bağlı b ucu pozitif, a ucu negatif, C kondansatörünün a ucuna bağlı yeri bir önceki şarjdan dolayı pozitif, çıkışa bağlı ucu negatif olacak. Yani giriş sinyali ile C kondansatörü üzerindeki şarj seri bağlı bataryalar olarak davranacaktır. Giriş sinyali ile kondansatör üzerindeki voltajlar toplanacak t 2-t3 zamanları arasında çıkış voltajı, Vo=(-Vi) + (-VC) olacaktır. C üzerindeki şarj giriş voltajına eşit olacağı için çıkış voltajı da t2-t3 zamanları arasında Vo=2 x (-Vi) olacaktır. t3-t4 zamanları arasında a ucu tekrar pozitif, b ucu da negatif olacaktır. C kondansatörü üzerindeki gerilim boşalmayacağı (aslında çok azda olsa boşalır, fakat bu çok önemli değildir) için kondansatör ile giriş geriliminin toplamı çıkışta, çıkış voltajı olarak görülecektir. Bu değer, Vo=(Vi) + (-Vc) , Vi=Vc olacağı için çıkış voltajı da 0 volt olacaktır. Görüldüğü gibi, giriş voltajının seviyesini negatif olarak kaydırdık. Yukarıdaki devredeki diyodun yönünü ters çevirerek çıkış gerilimini pozitif yöne kaydırabiliriz. Böyle bir devrenin şekli aşağıda görülmektedir. Kenetleme devreleri ilk bakışta pek bir işe yaramaz gibi görülse de özellikle fazla güç istemeyen fakat yüksek gerilim gerektiren yerlerde, yada trafo kullanmadan bir AC gerilimi negatif yada pozitif olarak arttırılması istenilen yerlerde öncelikli olarak kullanılır. Bir örnek verecek olursak, renkli TV lerde ekran için 25KV gibi bir gerilime ihtiyaç vardır. Bu gerilimi eski siyah beyaz TV lerde olduğu gibi direk trafo ile elde etmek yolu yerine kenetleme devreleri art arda bağlanır, en sonuna da bir yarım dalga doğrultucu bağlanarak istenilen yüksek gerilim elde edilir. Kenetleme devreleri kullanılarak yapılan bir gerilim çoğaltıcı şekli aşağıda verilmiştir. YÜKSEK GERİLİM TEÇHİZATI Yüksek gerilim sisteminin en temel elemanları şunlardır; Güç transformatörleri Kesiciler Ayırıcılar İzolatörler Bara düzeneği Ölçü trafoları Yüksek gerilim nh sigortaları Parafudurlar İkaz küreleri Koruma iletkeni Ark boynuzu Koruma röleleri Güç Transformatörleri Elektrik enerjisinin en önemli özelliklerinden biri de üretildiği yerden çok uzak bölgelere kolayca taşınabilmesidir. Bu taşımanın verimli bir şekilde yapılabilmesi için gerilimin yeteri kadar büyük olması gerekir. Bilindiği gibi elektrik enerjisi doğru veya alternatif akım olarak üretilir. Doğru akımda yüksek gerilimli enerji iletimi son zamanlarda büyük önem kazanmıştır. Ancak bu konuda istenilen düzeye gelinememiştir. Buna karşılık alternatif akımlı elektrik enerjisinin gerilimi transformatörler yardımıyla yükseltilip düşürüldüğünden, enerjinin alternatif akımla taşınması önemini korumaktadır. Alternatif akımın gücünü ve frekansını değiştirmeden alçaltmaya veya yükseltmeye yarayan bir elektrik makinesi olarak transformatörlerin, elektrik enerjisinin A.C.’de taşınmasında önemli bir yeri vardır. Elektromanyetik indüksiyon yolu ile frekansta değişiklik yapmadan gerilim ve akım değerlerini ihtiyaca göre bir oran dâhilinde değiştiren makinelere transformatör ya da kısaca trafo denilmektedir. Transformatörler Şekil.45’de görüldüğü gibi ince saclardan yapılmış ve demir gövde adı verilen kapalı bir manyetik devre ile yalıtılmış iletkenlerden sarılıp demir gövde üzerine yerleştirilmiş iki bobinden meydana gelmiştir. Oto trafoları dışında bu iki bobin elektrikli olarak birbirinden tamamen yalıtılmıştır. Şekil 45. Transformatörlerin genel prensip şeması Nüve Yapısı ve Çeşitleri Transformatörde manyetik nüve (gövde), fuko ve histerisiz kayıplarını önlemek için 0,30 – 0,50 mm kalınlığındaki birer yüzleri yalıtılmış silisli sacların paketlenmesinden meydana gelir. Yalıtım işinde ise yalıtkan olarak carlit kullanılır. Manyetik nüve iki parçadan oluşur; Ayak veya Bacak: Manyetik nüve üzerinde sargıların sarıldığı kısma denir. Boyunduruk : Ayakları birleştiren kısma denir. Transformatör nüveleri üç şekilde yapılır. Bunlar; Çekirdek tipi nüve, Mantel tipi nüve ve Dağıtılmış tip nüvedir. Çekirdek tip nüveli transformatörlerde yalıtma işi için daha fazla yer vardır. Bu bakımdan büyük güçlerde ve yüksek gerilimlerde kullanılır. Çekirdek tip nüveli transformatörlerin üstünlüklerinden biri de sargı kontrolünün kolay olmasıdır. Şekil.46’da çekirdek tip nüve, sac şekilleri ve çeşitli dizilişleri görülmektedir. Şekil.46 Çekirdek tip nüve Mantel tip nüveli transformatörlerde ortalama manyetik alan yolu çekirdek tip nüveli transformatörlere göre daha kısadır. Bunun sonucu da demir kaybı daha az olacaktır. Mantel tip nüveli transformatörler alçak gerilimli ve küçük güçlü transformatörlerde kullanılır. Şekil.47’de mantel tip nüve, sac şekilleri ve çeşitli dizilişleri görülmektedir. Şekil.47 Mantel tip nüve Dağıtılmış tip nüveli transformatörlerde kaçak akılar en küçük değerde olduğundan boş çalışma akımı çok azdır. Bunun sonucu iç gerilim düşümleri de azalmıştır. Dağıtılmış tip nüveli transformatörler daha çok küçük güçlü özel tip transformatörlerde kullanılır. Şekil.48’de dağıtılmış tip nüve görülmektedir. Şekil.48 Dağıtılmış tip nüve Sargı Çeşitleri Şekil.45’de görüldüğü gibi basit bir transformatörde iki sargı vardır. Bunlar; primer sargı ve sekonder sargıdır. Primer sargı, transformatörde gerilim uygulanan sargıdır. Bu sargıya birinci sargı veya birinci devrede denir. Alçaltıcı transformatörde ince kesitli iletkenle çok sipirli olarak sarılır. Yükseltici transformatörde kalın kesitli iletkenle az sipirli olarak sarılır. Sekonder sargı, transformatörde gerilim alınan ve alıcının bağlandığı sargıdır. Bu sargıya ikinci sargı veya ikinci devrede denir. Alçaltıcı transformatörde kalın kesitli iletkenle az sipirli olarak sarılır. Yükseltici transformatörde ince kesitli iletkenle çok sipirli olarak sarılır. Genel Çalışma Prensibi Şekil.49’daki transformatöre alternatif gerilim uygularsak; primer sargılarından alternatif bir akım geçer. Bu I1 akımı, demir nüve üzerinde zamana göre yönü ve şiddeti değişen bir manyetik alan meydana getirir. Bu manyetik alan devresini, nüve üzerinden ve sekonder sargının bulunduğu bacak üzerinden de geçerek tamamlar. Devresini sekonder sargının bulunduğu bacak üzerinden tamamlayan değişken manyetik alan kuvvet çizgileri, sekonder sargı iletkenlerini keserek sekonder sargılarında bir E.M.K. indüklenir. Böylece aralarında hiçbir elektriki bağ olmadığı halde, primer sargıya uygulanan alternatif gerilim sekonder sargıda, elektromanyetik indüksiyon yolu ile aynı frekanslı bir gerilim indüklenmiş olmaktadır. Şekil.49 Transformatörün çalışma prensip şeması Bir fazlı transformatörlerde indüklenen E.M.K. genel ifade olarak; E = 4,44 . f . Ømax . N1. 10(-8) şeklinde yazılabilir. Bu formülden yararlanarak primer ve sekonder gerilimleri; U1 = 4,44 . f . Ømax . N1. 10(-8) U2 = 4,44 . f . Ømax . N2. 10(-8) olur. Sipir başına indüklenen gerilim ise: US = U1 / N1 veya Us = U2 / N2 (volt/sipir) Her transformatörün sabit bir dönüştürme oranı vardır ve şu şekilde ifade edilir; K = U1 / U2 = N1 / N2 = I2 / I1 Yukarıda verilen formüllerde; E1 : Primerde indüklenen E.M.K. (Volt) E2 : Sekonderde indüklenen E.M.K. (Volt) U1 : Primere uygulanan gerilim (Volt) U2 : Sekonderden alınan gerilim (Volt) N1 : Primer sipir sayısı (Sipir) N2 : Sekonder sipir sayısı (Sipir) I1 : Primer akımı (Amper) I2 : Sekonder akımı (Amper) a, K : Dönüştürme oranı Us : Sipir başına düşen gerilim (Volt/Sipir) f : Frekans (Hz) Ø : Manyetik akı MKSA (Weber), CGS (Maxwell) 4,44 : Sabit sayı 10(-8) : İndüklenen E.M.K.’nin volt cinsinden çıkması için kullanılan sabit sayıyı ifade eder. Trafoların Gerilimine Göre Çeşitleri Transformatörler gerilimlerine göre dört çeşitte incelenir. Bunlar; Alçak gerilim (A.G.), Orta gerilim (O.G.), Yüksek gerilim (Y.G.) ve Çok yüksek gerilim (Ç.Y.G.) trafolarıdır. Alçak gerilim trafoları 0 – 1 kV arası gerilim değerlerinde çalışır. Orta gerilim trafoları 1, 3, 5, 10, 20, 25, 30, 35 kV değerlerinde çalışır. Yüksek gerilim trafoları 45–154 kV aralığında değerlerde çalışır. Çok yüksek gerilim trafoları ise 154 kV ve üzeri değerlerde çalışmaktadır. Bu ders notu daha ziyade “Yüksek Gerilim Teçhizatına” yönelik olduğu için A.G. ve O.G. trafolar üzerinde durulmayacaktır. Güç Trafoları (Üç Fazlı) Üç Adet Bir Fazlı Trafolardan Meydana Gelen Trafolar Büyük güç gereken sistemlerde, üç fazlı transformatör yerine üç adet bir fazlı transformatör kullanmak, taşıma kolaylığı ve yedekte bir fazlı transformatör bulundurma yönü ile iyidir. Ancak yıldız veya üçgen bağlantılarının nasıl yapıldığının iyi bilinmesi gerekir. Transformatör polariteleri belli değilse bağlantılar aşağıdaki gibi yapılır. Yıldız – Yıldız bağlantı Üçgen – Üçgen bağlantı Üçgen – Yıldız bağlantı Yıldız – Üçgen bağlantı Yıldız-Yıldız bağlantıda, eşit güçlü ve gerilimleri eşit üç adet bir fazlı transformatörün her birinin primer sargılarından birer uç alınıp birbirine bağlanır. Böylece primerin yıldız bağlantısı yapılmış olur. Transformatörlerin manyetik nüveleri ayrı olduğu için bu bağlantıda polarite dikkate alınmaz. Yani birbirine bağlanan uçların seçiminde bir kural yoktur. Transformatörün serbest kalan uçları uygun gerilimli bir şebekeye bağlandığında, primerin bağlantıları tamamlanmış olur. Şekil.50 Üç adet bir fazlı transformatörün yıldız – yıldız bağlantısı Primer bağlantısı tamamlanıp uygun gerilime bağlandıktan sonra sekonderin bağlantısı yapılır. Bunun için sekonder sargılarından iki tanesinin birer uçları birleştirilir. Bu sargıların serbest kalan iki ucu arasına bağlanan voltmetre, sekonder geriliminin katını gösterirse bu iki sargının bağlantıları doğrudur. Voltmetre bir faz gerilimini gösterirse bu iki sargıdan yalnız birinin uçları değiştirilir. Bundan sonra iki sargı ucunun birbirine bağlandığı noktaya 3. Transformatörün sekonder uçlarından biri bağlanır. Bu transformatörün açık ucu ile daha önce bağlanmış transformatörün açık uçları arasına voltmetre bağlanarak gerilimleri ayrı ayrı ölçülür. Ölçülen bu gerilimler faz geriliminin katı kadar olmalıdır. Voltmetre bir faz gerilimi kadar gösterirse 3. transformatörün iki ucu yer değiştirilir. Bundan sonra sekonderin açıkta kalan üç ucu yük hattına bağlanarak sekonderin yıldız bağlantısı tamamlanır. Üçgen-Üçgen bağlantıda, primerin üçgen bağlanması için 1. transformatörün herhangi bir ucu ile 2. transformatörün herhangi bir ucu birbiri ile bağlanır. Sonra 2. transformatörün açıkta kalan ucu ile üçüncü transformatörün herhangi bir ucu bağlanır. 3. transformatörün açıkta kalan ucu ile, 1. transformatörün açık ucu birleştirildiğinde primerin üçgen bağlantısı gerçekleşmiş olur. Bundan sonra primer uygun bir gerilime bağlandığında bağlantılar tamamlanmış olur. Şekil.51 Üç adet bir fazlı transformatörün üçgen – üçgen bağlantısı Sekonderin üçgen bağlanması için sekonder sargılarından iki tanesinin birer uçları birleştirilir. Bu sargıların serbest kalan iki ucu arasına bağlanan voltmetre, bir faz gerilimine eşit bir değer gösterirse bu iki sargının bağlantıları doğrudur. Voltmetre bir faz geriliminin katı bir gerilim gösterirse bu iki sargıdan yalnız birinin uçları değiştirilir. Sonra 2. transformatörün açıkta kalan ucu ile 3. transformatörün herhangi bir ucu bağlanır. 3. transformatörün açıkta kalan ucu ile 1. transformatörün açık ucu arasına bağlanan voltmetre sıfırı gösterirse bağlantı doğrudur. Voltmetre faz geriliminin iki katını gösterirse 3. transformatörün bir ucu yer değiştirilir. Bundan sonra voltmetre çıkartılıp bu iki uç birbirine bağlanır. Üçgen köşelerinden üç bağlantı ucu yük hattına bağlanarak sekonderin üçgen bağlantısı tamamlanmış olur. Üçgen-Yıldız bağlantıda, primerin üçgen bağlantısı üçgen-üçgen kısmında, sekonderin yıldız bağlantısı ise yıldız-yıldız kısmında açıklandığı gibi yapılır. Yıldız-Üçgen bağlantıda ise primerin yıldız bağlantısı yıldız-yıldız kısmında, sekonderin üçgen bağlantısı ise üçgen-üçgen kısmında açıklandığı gibi yapılır. (a) (b) Şekil.52 (a) Üçgen-yıldız bağlantı (b) Yıldız-üçgen bağlantı Bir Nüveli Üç Fazlı Trafolar Üç fazlı alternatif akım sisteminde bir nüve üzerine sarılan aralarında 120o faz farkı bulunan üç ayrı fazdan oluşun trafolara bir nüveli üç fazlı trafolar denir. Bir güç trafosunun etiketinde TS267 ye göre bulunması gereken bilgiler şunlardır: Transformatörün cinsi: Dağıtım transformatörü, oto transformatörü vb. Yapım standardının işaret ve numarası: TS 267, VDE 532/71,vb. Yapımcının ticaret unvanı veya kısa adı,adresi,varsa tescilli markası Yapım tipi ve seri numarası Yapım yılı Faz sayısı: Örneğin, 3 Anma gücü: Örneğin, 1000 kVA Anma gerilimi: Primer anma gerilimi ve basamak gerilimleri ile skonder. Anma gerilimi yazılır. Anma akımı: Primer anma gerilimi basamağındaki anma akımı ile sekonder anma akımı. Bağlantı kümesi: Örneğin, Dyn5 Anma yüzde kısa devre gerilimi: Örneğin % 6,08 Soğutma yöntemi Toplam ağırlık: Örneğin, 2,195 t Yağın ağırlığı: Örneğin, 0,633 t Bir nüveli 3 fazlı güç trafolarının sargı bağlantı şekilleri 3 temel grupta incelenebilir: Üçgen bağlantı, Yıldız bağlantı ve Zikzak bağlantı. Üçgen bağlantı yapmak için her faz sargısının giriş ucu öteki sargının çıkış ucu ile birleştirilir. Bu bağlantı hem primerde hem de sekonderde aynı şekilde yapılır. Bu bağlantıda nötr hattı yoktur. RST fazları primer sargılarının giriş uçlarına, yük ise sekonder sargılarının çıkış uçlarına bağlanır. Şekil.53 Üçgen bağlantı Yıldız bağlantı yapmak için transformatörün her faz sargısının çıkış uçları (veya giriş uçları) birbirine bağlanır. Bu bağlantı hem primerde hem de sekonderde aynı şekilde yapılır. RST fazları primerin boşta kalan uçlarına, YÜK ise sekonderin boşta kalan uçlarına bağlanır. Şekil.54 Yıldız bağlantı Zikzak bağlantı transformatörün sekonderinde uygulanır. Bağlantı için sekonderde aynı fazın eşit gerilimli iki sargısı bulunmalıdır. Sargıların polaritesi belli olduğu için bağlantılar kolayca yapılabilir. Zikzak bağlantı da sekonder sargılarının her fazının bir sargısı, öteki fazlardan birinin başka bir sargısı ile seri bağlanmalıdır. Primeri ise üçgen veya yıldız bağlanır. Şekil.55 Zikzak bağlantı Güç Trafolarının Genel Özellikleri Güç transformatörü, yükseltici-indirici merkezler arası enerji iletiminde kullanılan YG/YG transformatörüdür. Güç trafoları, trafo merkezlerinin en önemli kısmıdır. Merkez içerisinde hava alabilen ve acil durumlarda müdahalesi kolay olabilecek uygun bir yere yerleştirilir. Şekil.56 Güç trafosu Güç (Dağıtım) Transformatörlerinin Elemanları; Demir Nüve: Manyetik akı oluşmasını sağlar. Primer Sargılar: İnce ve çok sipirli olup transformatörün giriş kısmıdır. Sekonder Sargılar: Kalın ve az sipirli olup transformatörün çıkış kısmıdır. İzolasyon Yağı: Sarımlar sargılar arası ve gövde tank arası izolasyonu ve soğutmayı sağlar. Ana tank: Sargıların, nüvenin ve yağın bulunduğu kısımdır. Rezerve Tankı: Genleşme ve yedek yağ tankıdır. Yağ Seviye Göstergesi: Rezerve yağ servisini görmek içindir. Radyatör: Transformatör yağının soğutmasını sağlar. Termometre: Transformatörün ısı derecesini gösterir. OG – AG buşingi: OG ve AG fazlarının bağlantı terminalleridir. Gerilim Kademe Komütatörü: OG gerilim seviyesini ayarlamaya yarar. Kesiciler Kesiciler, Orta ve Yüksek Gerilim şebekelerinde yük akımlarını ve kısa devre akımlarını kesmeye yarayan cihazlardır. Bu cihazlar devreyi, boşta, yükte ve özellikle kısa devre halinde açıp kapayabildikleri gibi otomatik kumanda yardımı ile açılıp kapanmasına da olanak sağlarlar. Böylece insanları tehlikeden korumakta, alçak ve yüksek gerilim cihazlarında meydana gelebilecek hasarı önleyip en aza indirgemektedir. Kesiciler hem ark söndürme özelliğine, hem de çok hızlı hareket etme özelliklerine sahiptir. Enerjiyi keserken önce kesici açılır, daha sonra ayırıcı açılmalıdır. Bir kesicinin görevi kapalı durumda devreden güç akışını sağlamak, açık durumda ise güç akışını engellemektir. Bu iki görevden ilkini kontak elemanları arasında iyi bir temas oluşturarak, ikinci görevi ise kontak elemanlarını ayırarak elektriksel olarak yerine getirir. Kesiciden bu iki görevin gerektiği anda tam olarak yerine getirilmesi beklenir. Uzun süre kapalı kalmış bir kesiciden birdenbire devreyi açmasını istemek ona ağır bir görev yüklemek demektir. İşte kesicilerin gerçek görevleri bu durumda ortaya çıkmaktadır. Çünkü yüksek gerilimde, elektrik geçerken devreyi açmak veya kapatmak doğacak arktan dolayı hem zor hem de tehlikelidir. Kullanılan gerilimine göre kesicileri şu şekilde sınıflandırabiliriz: Orta Gerilim Kesicileri: Standart anma gerilimleri (kV) IEC' ye göre: 1- 6- 7,2- 12- 17,5- 2436 kV olan kesicilerdir. Yüksek Gerilim Kesicileri: Standart anma gerilimleri (kV) IEC' ye göre: 52- 72,5- 100- 123145- 170- 245- 300-362- 420- 525- 765 kV olan kesicilerdir. Günümüzde birçok firma 1000 kV ve üzeri yüksek gerilim kesicileri üretimi yapmaktadır. (a) Şekil.57 (a) 24 KV orta gerilim kesici (b) (b) 550 KV yüksek gerilim kesici Kesicilerin Yapısı ve Bölümleri Kesicileri üç temel bölüme ayırabiliriz: Sabit ve hareketli kontaklar, Ark söndürme bölümü, İşletme mekanizması. Sabit ve Hareketli Kontaklar Kesicinin akımını taşıyan kısımdır. Kesici tipine göre değişiklik gösterir. Kontaklar parçalı dilimli ve yağlı olarak yapılmış olup biri hareketli diğeri sabittir. Ark Söndürme Bölümü (Hücresi) Kontakların birbirinden ayrıldığı arkın meydana geldiği ve söndürüldüğü bölümdür. Ebatları kesici tiplerine göre değişir. Görevleri arkın söndürülmesini kolaylaştırmak, etkilerini azaltmak ve hızlandırmaktır. Arkın boyu ark söndürme hücrelerinin seperatörleri tarafından parçalara bölünür. Böylece arkın şiddeti azaltılmış olur, bu da arkın daha kısa sürede söndürülmesini sağlar. Ayrıca kesicilerin yapısı itibariyle ark parçacıkları etrafında bir helezonik yağ dalgası oluşur. Bu da arkın hücreyi terk etme süresini kısaltır. İşletme Mekanizması Çeşitleri ve Özellikleri Hareketli kontakları açıp kapatan, tırnak, yay ve mil gibi parçalardan oluşan sistemdir. Mekaniki veya elektrik motorlu yapılırlar. Motorlu işletme mekanizmalarında motor gerilimi 110 V DC veya 220/380 V AC’dir. İşletme mekanizması başlıca çeşitleri şunlardır; Elle kurmalı yaylı Motorla kurmalı yaylı Basınçlı havalı Elektromanyetik bobinli Arkın Söndürüldüğü Ortama Göre Kesiciler ve Özellikleri Kesiciler arkın söndürüldüğü ortama göre değişik tiplerde imal edilir. Bunlar, SF6 gazlı, vakumlu, basınçlı hava üflemeli, tam yağlı, az yağlı, manyetik üflemeli kesicilerdir. SF6 Gazlı Kesiciler Son yıllarda büyük kullanım alanı bulmuş olan yeni bir tip kesicidir. Hacimlerin küçük olması nedeni ile kapalı mekânlarda kullanılmaktadır. Kesicilerin çalışma prensibi sabit basınçtaki SF6 (sülfür hekza florür veya kükürt hekza florid) hareketli kontaktaki piston vasıtasıyla sıkıştırılarak ark üzerine üflenmesi ve arkın koparılması esasına dayanır. Kesme ortamı 1.5-6 bar basınçlı SF6 gazıdır. SF6 gazının yalıtım özelliğinden dolayı kontaklar arası açılma mesafesi çok küçülür. Kesici arkını söndürmek için ark üzerine basınçlı gaz üflenir. Böylece ark soğutulur, kontaklar arası ortam iletkenliğini kaybedip yalıtkan olur ve ark söner. SF6 gazı açma sıcaklığında ortama kükürt ve flor iyonları ve elektronlar verir. Bu sırada çok elektro-negatif olan flor iyonları ortamdaki elektronları yakalayarak ark akımını sınırlar. SF6 gazının ısıyı çok çabuk dağıtmasından dolayı sıcaklık hızla düşer. Ark soğur ve söner. Kesicinin gerilim dayanımı basınçlı havalılara göre daha yüksektir. Bu kesiciler yalıtım sınıflarına göre gaz yalıtımlı ve hava yalıtımlı olarak ikiye ayrılır. Gaz yalıtımlı kesiciler 36 kV’ tan 500 kV’a hava yalıtımlı kesiciler ise 72,5 kV’ tan 420 kV’ a kadar kullanılmaktadır. Şekil.58 SF6 gazlı kesici Avantajları Kayıp faktörü yağa göre daha küçüktür. Isı iletim katsayısının yüksek olması, alçak iyonizasyon nedeni ile ısıyı çok çabuk dağıtır ve arkın çabuk soğumasını sağlar. SF6 gazı, metallerle tepkimeye girmez. SF6 gazı, renksiz, kokusuz ve zehirsizdir. Boyutu küçüktür. Akım koparmada sorun teşkil etmez. 10000 açma-kapamaya izin verir. Anma akımında kesme sayısı genelde 10000 civarındadır. Tekrar kapama yaptırılması mümkündür. Bu kesicilerde kaza riski çok düşüktür. Diğer bir avantajları ise işletmelerinin basit olmasıdır. Dezavantajları Gaz kaçağı ihtimali vardır. İyi izlenmesi gerekir. Çevreye atık gaz yayılabilir. Kesicinin içinde yüksek sıcaklıklarda gerçekleşen reaksiyonlar neticesinde zehirli gazlar ortaya çıkar. (Ozonda seyrelme ve küresel ısınmaya sebep olan sera etkisi). Bu gazların hiçbir şekilde dışarıya çıkmamaları gerekmektedir. Bu gazların atmosfere salınmaları da doğamız için tehlike içerir. SF6 gazının az da olsa ozona zarar verdiği anlaşılınca Kyoto zirvesinde SF6 gazının kullanımına kısıtlamalar getirildi. SF6 gazının sebep olduğu diğer bir problemse bu gazın düşük basınç ve sıcaklık seviyelerinde kolay sıvılaşmasıdır. Bu kesicilerin fiyatları yüksektir. Bu önemli bir dezavantaj teşkil eder. Vakumlu Kesiciler Bu kesici de kesme hücresi, yüksek vakumlu silindir biçimli seramik bir kap ve biri sabit diğeri hareketli iki kontaktan oluşur. Kabın içinde 106 ile 107 torr basıncında vakum bulunur. Kontaklar ayrılırken ark üzerinden geçen akım, akım sıfır noktasına kadar akar. Akımın sıfır noktasında ark söner ve maden buharı kontaklar üzerinde yoğunlaşır. Ark bölgesi dışında yüksek vakum bulunduğundan maden buharı hızla o bölgeye kaçar ve ortam hızla yalıtkan duruma geçer. Böylece ark söndürülür. Vakumlu kesicide ark söndürme maddesi bulunmaz. Bu kesiciler çok yüksek gerilim kademelerinde kullanılmaz. Özellikle düşük gerilim kademelerinde (7.5kV-12kV) kullanılır. SF6 gazlı kesicilere göre kullanımı kolay olmasına rağmen pahalı olduğundan tercih edilmez. Şekil.59 Vakumlu kesici Avantajları Mekanizmaları basittir. Açma için ilave teçhizat gerekmez. Kesme hücresi dışındaki teçhizatın onarımı ve bakımı kolaydır. Boyutu küçüktür. 30000 açma-kapamaya izin verir. Anma akımında kesme sayısı 10000 civarındadır. Dezavantajları Kesme hücresinin fiyatı Sf 6’ya göre daha pahalıdır. Sahada yalıtım düzeyi kontrolü için Y.G. test cihazı gerekir. Kesme hücresinde sızdırmazlık rizikosu vardır. Hava düzeyinin belirli periyotlarla kontrolü gerekir. Basınçlı Hava Üflemeli Kesiciler Bu tip kesicilerin çalışma prensibi açma anında kontaklar arasında meydana gelen arkın basınçlı hava ile üflenerek soğutulması esasına dayanır. Şiddetle soğuyan ark, basınçlı havanın deiyonizasyon sağlamasıyla açmayı takiben bir periyot sonra akımın sıfırdan geçtiği anda söndürür. Basınçlı havanın üflenmesi kesicinin tipine göre aksiyal (eksenel), radyal (çevresel) yada nadiren doğrudan doğruya açık hava olacak şekilde çeşitleri vardır. Basınçlı hava nakli için kompresör, depolama için hava tankı, dağıtımı için boru tesisatına ihtiyaç vardır. Bu yüzden çok pahalı oldukları söylenebilir. Bu kesicilerin bazı tiplerinde, kesici kapalı iken kesme hücrelerinde basınçlı hava olmaz, kesici açık iken kesme hücresi basınç altında olur. Bu tip kesicilerde gerilimin homojen dağılmasını sağlamak amacıyla ayrıca kondansatör elemanları ve açıp kapamalarda anormal gerilim yükselmelerini önlemek için açma ve kapama dirençleri de kullanılmaktadır. Şekil.60 Basınçlı hava üflemeli kesici Avantajları Basınçlı havalı kesiciler çok hızlı açma yapabilir. Söndürme hücresinde basıncın, valf hareketiyle hemen düşmesi sonucu kontaklar yay basıncıyla çok hızlı şekilde kapanır. Bu tür kesicilerin montajları ve bakımları kolaydır. Yapılan deneyler basınçlı havalı güç kesicilerinin çok yüksek gerilime uygunluğunu ortaya koymuştur. Dezavantajları Kompresör, hava tankı ve boru tesisatı gibi ek elemanlara ihtiyaçları vardır. Bu kesicilerin maliyetleri de çok yüksek olmaktadır. 2.2.4. Tam Yağlı Kesiciler Tam yağlı kesiciler fazla miktarda yağ içerdiklerinden yangın tehlikesi fazladır. Bu bakımdan günümüzde artık kullanılmamaktadır. Ancak eskiden kalma tesislerde mevcut olduklarından burada onlardan kısaca bahsedilecektir. Tam yağlı kesiciler çok eskiden beri günümüze kadar kullanılmaktadır. Tam yağlı kesicilerin bu kadar uzun zamandan beri kullanılması, yağın arkı söndürmek için önemli bir araç olmasından ileri gelmektedir. Tam yağlı kesicilerde söndürme işleminin nasıl meydana geldiğini incelersek; hareketli kontak ana kontaktan biraz ayrılır ayrılmaz bir ark meydana gelir. Yağ arkın sıcaklığıyla gaz haline dönüşür. Arkın etrafını bir gaz balonu sarar. Belirli bir basıncı olan gaz balonu bu yağı iter, böylece yağ seviyesi yükselir. Kontaklar arası mesafe arttıkça gaz balonu büyür. Sonunda kazanın üst kısmında bulunan havanın bütünü hava kaçış deliğinden dışarı çıkar. Bu durumda da gaz balonu tarafından itilen yağ üst kapağa dayanır. Kazan içinden çıkan hava hacmi kadar gaz oluşur. Belirli kontak açıldığında ve hızında, bu basınç artması ark sönünceye kadar artar. Havanın kesici içindeki hacmi ne kadar büyük olursa bu basınç o kadar küçük olur. Buna göre kazan içindeki hava miktarını ayarlayarak basıncı belirli sınırlarda tutmak mümkündür (Yağlı kesicilerde, kesme işleminde meydana gelen gaz ağırlıklı olarak hidrojen gazıdır.). Şekil.61 Tam yağlı kesici Avantajları Tam yağlı kesicilerin yapısı basittir. Kullanımı kolaydır. Dezavantajları Tam yağlı kesicilerde yağ değiştirmek çok pahalı bir işlem olmaktadır. Örneğin 230 kV’luk bir kesiciye toplam 50000 litre yağ gerekmektedir. Kullandığı yağ miktarından da anlaşılabileceği gibi tam yağlı kesicilerin boyutları çok büyüktür. Kazan yaşlandıkça mukavemeti azalır ve yüksek basınç oluşturan açma işlemi esnasında patlama riski doğurur. Bünyesindeki yağın da dışarı çıkmasıyla bu kesiciler hem can hem mal güvenliği için tehlike arz ederler. Az Yağlı Kesiciler Bu tip kesicilerin kesme hücreleri fiber elemanlardan oluşan sabit ark söndürme odacıkları ile donatılmıştır. Ark söndürme hücreleri bir miktar basıncı muhafaza edecek şekilde boyutlandırılır. Hareketli kontak silindirik plaka şeklindeki ark söndürme elemanlarının ortasında düşey olarak hareket eder. Ancak kontağın hareketi alt kraterden veya üst kafadan olacak şekilde kesici tipine göre değişebilir. Ark söndürme prensibi ise şöyledir; yağın içinde kapalı bulunan kontak elemanlarının açılması ile meydana gelen ark civarında bulunan yağı buharlaştırarak mühim bir kısmını gaz haline getirir. Bu şekilde meydana gelen gaz ve buhar tanecikleri arkın etrafında bir küre meydana getirir. Bu küre içinde sıcaklık dereceleri birbirinden farklı olan bölgeler oluşur. En içteki ark çekirdeği en sıcak bölgedir. (10.000˚C’de) Onun dışı gaz zarfını oluşturur. Daha sonra dışarıya doğru sırayla buhar bölgesi, buhar kabuğu bölgesi gelip yağ tabakasıyla sona erer. Yağın buharlaşması sırasında meydana gelen gaz buhar karışımı yağ yüzeyine çıkarken arkı da beraberinde sürükler. Bu sürükleme hücre içindeki plakalar yardımıyla yapılır. Buhar ve gaz karışımı arkın etrafında girdap şeklinde dönerek arkın çapını küçültür. Hem girdap etkisi hem de ark yolunun uzatılmasıyla sönme kolay bir şekilde yapılır. Şekil.62 Az yağlı kesici Avantajları Boyutları tam yağlılara nazaran küçüktür ve daha az yer kaplarlar. Bu nedenle fiyatları daha ucuzdur. Montajları kolaydır ve kullanımları basittir. Daha az yağ kullanılır. Yalıtım testi için özel cihazlara gereksinimleri yoktur. Dezavantajları Ark söndürme işlemini karşılayan yağ miktarı az olduğundan daha sık değiştirmek gerekir. Bazı türlerinde yağ kaçırma görülebilir ve bu olay ciddi yangın tehlikeleri oluşturabilir. Bir başka dezavantajları da endüktif ve kapasitif akımları kesmede pek başarılı olmamalarıdır. Manyetik Üflemeli Kesiciler Bu tip kesicilerde, açma sırasında demir karkas kullanılarak akımın tabii mıknatıs alanı şiddetlendirilir ve ark bir yöne itilir. Bu alanın üfleme etkisiyle, ark levhalar arasına itilerek dışarı atılır. Burada ark ısı konveksiyonu ve türbulansla soğutulmuş olur. Ark iletken bir yapıda olduğundan manyetik alanla yönü değiştirilebilir. Böylece manyetik kuvvet arkın boyunu uzatır, ısısını düşürür ve söndürür. Manyetik üfleme bobinleri, hat akımına bağlı olarak devreye alınır veya çıkartılır. Kontaklar arasındaki ark, bobin sistemine transfer edilerek söndürülmesi sağlanır. Şekil.63 Manyetik üfleme sistemi Avantajları Fiyatları ucuzdur ve sistemleri çok basittir. Az bakım gerektirir. Bakım yapmadan aynı kesiciyle çok sayıda açma kapama yapmak mümkün olur. Dezavantajları Bu kesiciler artık çok eskide kalmış modellerdir ve artık uygulamadan kalkmıştır. Basit yapıları çalışanlar için ve yangın riskine karşı tehlike arz eder. Yüksek gerilim ve yüksek güç seviyelerinde uygun değildir. Doğru akım uygulamalarında kesmeyi zorlaştıran yapıları vardır. Ayırıcılar Orta ve yüksek gerilim sistemlerinde devre yüksüz iken açma-kapama yapabilen ve açık konumda gözle görülebilen bir ayırma aralığı oluşturan şalt cihazlarıdır. Uygulamada “Seksiyoner” olarak da bilinirler. Son zamanlarda bu ifade kullanılmayarak sadece “Ayırıcı” denilmektedir. Tesis bölümlerini birbirinden ayırıp bakım ve kontrol işlerinin güvenli şekilde yapılmasını sağlar. Ayrıca birden fazla ana bara bulunan sistemlerin açma ve kapama manevralarına hazırlanmasında ve kuplaj operasyonlarında kullanılır. Ayırıcılar ile devreden akım geçerken yani devre yüklü iken açma kapama işlemi yapılmaz. Eğer yapılırsa ayırıcı ve ayırıcıyı açıp kapatan kişi zarar görür. Bu sebeple açma kapama işlemi yapılırken ilk önce ayırıcı açılıp kapatılmaz. Yapısı Tipik bir ayırıcının yapısı şu bölümlerden oluşur. Şasi: İzolâtörler ve açma kapama mekanizmasının monte edildiği köşebent veya profilden yapılan aksamdır. Ayırıcı şasileri genellikle daldırma galvanizli veya elektrostatik toz boyalı olarak imal edilirler. Mesnet İzolâtörleri: Gerilim altında bulunan bölümden ve topraktan yalıtılmış olup sabit ve hareketli kontakları tutturmak için kullanılan izolâtörlerdir. Bunlar 6 adet olup, harici tip ayırıcılarda porselenden (20-25 mm/kV kaçak mesafeli), dahili tip ayırıcılarda ise porselen, reçine ve epoksi reçineden imal edilirler. Sabit Kontaklar: Her faz için bir tane olmak üzere 3 adettir. Açma kapama sırasında hareket etmeyen kontaklardır. Bu kontaklar anma akımlarına ve kısa devre akımlarına uygun kesitte elektrolitik bakırdan imal edilir. Hareketli Kontaklar: Bu kontaklar da 3 adettir. Açma kapama sırasında hareket mekanizması ile hareket eder, kapama işleminde sabit kontaklarla birleşirler ve devreyi kapatırlar. Hem hareketli hem sabit kontaklar elektrolitik bakırdan genellikle gümüş kaplamalı olarak yapılırlar. Açma Kapa İşlemi Yapan Mekanik Düzen: Ayırıcın çeşidine göre değişen bu düzenek hareketli kontakların açma ve kapama işlemi için hareketini sağlar. Bunun için kullanılan tahrik milleri 30 mm çaplı galvaniz çelik malzemeden imal edilmekte ve pirinç döküm yataklarda hareket etmektedir. Dönme hareketinin daha kolay olması bazı modellerde pirinç yataklar gresörlükle donatılmıştır. Kilit Tertibatı: Bıçaklı ayırıcılarda, hat ayırıcısı ile toprak bıçağı arasında bulunan ve her ikisinin aynı anda açılıp kapanmasını engelleyen elektrik ve mekanik düzeneklerdir. Her ayırıcıda yoktur, sadece hat ayırıcılarında bulunur. Yaylar: Elektrolitik malzemeden yapılmış olan bu yaylar açma kapama işleminin hızlı yapılmasını sağlar. Bu yaylar yük ayırıcılarında ve özel tip ayırıcılarda kullanılır. Şekil.64 Tipik bir ayırıcı Çeşitleri, Kullanma Yerleri ve Özelliği Ayırıcılar kullanma yerlerine göre dört grupta incelenir: Görevlerine göre Monte edildikleri yerlere göre Yapı özelliklerine göre Kumanda şekillerine göre Görevlerine göre ayırıcı çeşitleri ve kullanma yerleri Hat Ayırıcısı: Enerji nakil hatlarının giriş veya çıkışlarında beraber kullanıldığı kesici ile hat arasına bağlanır. Beraber kullanıldığı kesici açık iken açma ve kapama yapabilen ayırıcılardır. Bara Ayırıcısı: Enerji nakil hatlarının haralara girişinde ve çıkışında kesici ve bara arasına bağlanır. Beraber kullanıldığı kesici açık İken açma kapama yapabilen ayırıcıdır. Toprak Ayırıcısı: Enerjisi kesilmiş devre veya hatların üzerinde kalan artık enerjiyi toprağa akıtmaya yarayan ayırıcıdır. Beraber kullanıldığı kesici ve ayırıcı açıldıktan sonra kapatılabilir. Hatta enerji varken kapatılamaz. Devrede enerji varken kapatılmasını önlemek için değişik şekillerde çalışan kilit tertibatları vardır. Bu kilitleme mekanizmaları sayesinde beraber kullanıldığı kesici ve ayırıcı kapalı iken toprak ayırıcısının kapanması engellenir. Bay-Pass Ayırıcı: Tek bara sisteminde devreden enerji çekilirken, yani beraber kullanıldığı kesici kapalı iken, açılıp kapatılabilen ve kesiciye paralel bağlanan ayırıcılardır. Kesicinin arıza yaptığı veya bakıma alındığı zamanlarda baraya enerji vermeye yarar. Kesici arızalandığında ve bakıma alındığında kesici gibi kullanılarak devreye enerji veren bir yük ayırıcısıdır. Mecbur olmadığı sürece kesici açık iken kapatılıp açılmaz. Transfer Ayırıcısı: Çift bara siteminde ana bara ile transfer barayı (yedek bara) birleştirir. Ait olduğu kesici kapalı iken açılıp kapatılan ayırıcıdır. Fiderin kesici ve ayırıcıları , arıza yaptığı veya bakıma alındığı zamanlarda ,enerjinin sürekliliğini sağlamak için , transfer bara üzerinden fiderin beslenmesini sağlar. Bara Bölümleyici Ayırıcılar: Aynı gerilimli baraların birleştirilmesinde veya ayrılmasında kullanılan ayırıcılardır. Monte Edildikleri Yerlere Göre Ayırıcı Çeşitleri ve Kullanma Yerleri Dâhili tip ayırıcılar: Kapalı hücre ve salt sahalarında kullanılır. Haricî tip ayırıcılar: Direk üzerinde ve açık hava salt sahalarında kullanılır. Dâhili tip ve haricî tip ayırıcıların özelliklerini belirlemek için bazı değerlerin bilinmesi gerekir. Bunlar anma gerilimi, anma akımı, anma kısa devre akımı, kullanma yeri ve tipidir. Ayırıcıların isimleri, Özelliklerini belirten harfler ve rakamlar ile anılır. Bu isimlerde bulunan harfler ve rakamlar şöyledir: Yapısına Göre Ayırıcıların Sınıflandırılması Bıçaklı ayırıcılar Döner izolatörlü ayırıcılar Yük ayırıcıları Bıçaklı ayrıcılar hareketli olan kontakları bıçak şeklinde olan ayırıcılardır. Bina içine veya dışına konabilir. Açma ve kapama işlemi yapılırken emniyetli mesafede durmak gereklidir. Şekil.65 Dâhili ve sigortalı bıçaklı ayırıcı Döner izolatörlü ayırıcılar, hareketli kontaklara bağlı izolâtörlere kendi ekseni etrafında istenen açılarda dönebilen ayırıcılardır. Dahili ve harici tipleri vardır. En çok harici tipleri kullanılır. Yüksek ve çok yüksek gerilimli trafo merkezlerinde kullanılır. 60, 154, 200, 380 ve 800 kV gerilimlerde kullanılan döner izolâtörlü ayırıcılar iki tipte yapılırlar: tek döner izolatörlü ayırıcılar ve çift döner izolâtörlü ayırıcılar. Şekil.66 Tek döner izolatörlü ayırıcı Yük Ayırıcıları, kontakların pozisyonu gözle görülebilen, normal yüklü devreleri açıp kapayan bazı tiplerinde kısa arı kesme özelliği olmayan bir ayırıcı çeşididir. Kesicilerden tasarruf etmek amacıyla kullanılır. Tek m sistemlerinde, tek güç ayırıcısının bulunduğu yerlerde devresine seri bağlı bir yüksek gerilim sigortası bulur. Tek bara sistemlerinde, birden fazla güç ayırıcısının bulunduğu devrelerde ise güç ayırıcıları ile birlikte çalışan bir de kesici vardır. Bu kesici ile güç ayırıcıları arasında açma ve kapama işlemleri için röleler kullanılmaktadır. Kısa devre kesme Özelliği olan yük ayırıcılarında sigortalardan herhangi birinin devreyi açması halinde sigortalı yük ayırıcısının üç fazı da emniyetli olarak açması sağlanmıştır. Bu durumda önce ana kontaklar (sürekli akım taşıyıcı kontaklar) açar, bu kontaklara paralel bağlı çubuk kontak kısa bir an için yükü üzerine alır. Bu açma hareketi esnasında meydana gelen çarpma ile çubuk kontak harekete geçer ve sıçramalı yay veya kurulmuş yay düzeni sayesinde devreyi anında açar. Bu esnada sabit kontak üzerindeki özel metal parça ile çubuk kontak ucundaki özel metal parça arasında oluşan ark, ark söndürme hücresinde söndürülür. Şekil.67 Dâhili tip yük ayırıcı Kumanda şekillerine göre ayırıcı çeşitleri ve kullanma yerleri Elle Kumandalı (Istaka ile) Ayırıcılar Mekanik Kumandalı Ayırıcılar Elektrik Motoru ile Kumandalı Ayırıcılar Basınçlı Hava ile Kumandalı Ayırıcılar Elle Kumandalı Ayırıcılar: Emniyet mesafesi fazla olan bazı ayırıcılarda açma kapama işlemi yapılırken mekanik hareketi sağlayan kol bir ıstaka (fiber malzemeden yapılmış, ucu kancalı uzun sopa şeklinde bir alet) ile hareket ettirilir, Açma ve kapama işlemi ıstaka ile yapıldığından bu ismi alır. Mekanik Kumandalı Ayırıcılar:. Açma ve kapama işlemi için hareketi sağlayan düzenin çalışmasını 30 mm çapında ve 3 m boyunda galvanizli çelik malzeme yardımıyla elle yapılan ayırıcılardır. Bazılarında bu mekanik düzenek dişlilerle hareketin iletildiği bir sistemdir. Elektrik Motoru İle Kumanda Edilen Ayırıcılar: Ayırıcının açma kapama işlemini yapan mekanizmanın hareketi bir elektrik motoru ile sağlanır. Elektrik motoru bir yönde çalıştırıldığında ayırıcı kapanır, diğer yönde ayırıcı açılır. Motorlu kumandalı sistemlerde motorun hareketi özel bir dişli sistemi vasıtasıyla çıkış miline iletilir, motor ve dişli sistemi; yardımcı kontak takımı ile birlikte dış tesirlere karşı korunmuş ve ısıtıcılı bir kutu içerisine yerleştirilmiştir. Kullanılan motorlar D.C veya A.C motor olabilir. Enerji kesilmelerinde elle kumanda edilebilirler. Havalı Kumandalı Ayırıcılar: Ayırıcının açma kapama işlemini yapan mekanik düzenek havalı (Pnomatik) bir sistemle hareket ettirir. Pnomatik sistemin düz çalışmasıyla ayırıcı kapanır, ters çalışmasıyla ayırıcı açılır. İzolatörler Enerji nakil hava hatlarında kullanılan iletkenlerin direklere tespitine yarayan, iletkenleri hem taşımaya hem de toprak ile diğer iletkenlere karşı izole etmeye yarayan şebeke malzemelerine izolatör denir. Enerji iletim ve dağıtım şebekelerinde kullanılan izolatörlerin iki ana görevi vardır: Elektriksel bakımdan iletkenleri topraktan ayırmak İletken ağırlığını ve iletkenlere gelen ek yükleri karşılamak İzolatörler, elektrik akımına karşı büyük direnç gösteren, sıcak ve soğuk hava şartlarına dayanıklı malzemeler olan porselen ve camdan imal edilir. Bunlara ilaveten, silikon ve epoksi reçineli izolatörler de yapılmakta ancak maliyeti yüksek olduğundan pek kullanılmamaktadır. İzolatör başlıca beş kısımdan oluşur: Gövde: İletkenin ve mesnet demirinin tutturulduğu kısımdır. Tutturma yuvası: İzolatör demirinin izolatöre tespit edilebilmesi için açılan düz veya vidalı kısımdır. Siper veya etek (damlalık): İzolatörün elektriksel direncini artırmak için gövdeye yapılmış bir veya birden fazla kanatlardır. İletken yuvası: İzolatöre bağlanacak olan iletkenlerin yerleştirilmesi için yapılmış yuvalardır. Tutturma demiri (izolatör demiri): İzolatörü direk veya konsol (travers) üzerine tespit etmeye yarayan demir aksamdır. İzolatörler elektrik akımına karşı direnci çok büyük ve yüksek derecedeki sıcaklığa dayanıklı porselen, cam, epoksi reçine ve silikondan yapılır. Şekil.68 Porselen izolatör Bara düzeneği Santrallerde üretilen enerjiyi dış devrelere ve abonelere baralar yardımı ile iletilir. Baralar, elektrik teçhizatının birleştiği düğüm noktalarıdır. Genellikle bakırdan ve alüminyumdan yapılmaktadır. Bakır boru, lama veya tel şeklinde olabilir. Alüminyumu işleme teknolojisinin gelişmesi ile artık alüminyum baralar da bakır baralar kadar kullanım alanı bulmaktadır. Santrallerde, trafo merkezlerinde, şalt sahalarında, ölçme merkezlerinde tablolarda ve benzeri yerlerde kullanılan baralar çeşitli renklerle boyanırlar. R-S-T fazlarının bağlandığı baralar sırası ile sarı, yeşil ve mor renklerle boyanır. Baralar genel olarak dört şeklide düzenlenirler. Bunlar: Tek bara sistemi Çift bara sistemi Yardımcı bara sistemi Santral iç ihtiyaç baraları Tek Bara Sistemleri Küçük güçlü santraller ile devre açmalarının önemli olmadığı yerlerde tek baralı sistemler kullanılır. Tek baralı sistemlerde emniyet ve işletmenin sürekliliği, çift baralı sistemlere göre daha azdır. Tek baralı sistemlerin en büyük sakıncası, arıza sırasında sistemin akımsız kalmasıdır. Generatör veya trafo kesicilerinde bir arıza olması durumunda tüm fiderlerin (besleme hatlarının) enerjisi kesilir. Şekil.69 Tek baralı sistem Çift Bara Sistemleri Büyük işletmelerle, enerji kesilmelerinin büyük zararlara yol açacağı yerlerde çift baralı sistemler kullanılır. Çift bara sistemi birkaç gruptan oluşursa, gruplar arasına ayırıcılar konarak baralar bölümlere ayrılabilir. Bunun faydası arızalı kısmı ayırmak, kısa devre akımlarını sınırlamak ve bakım yapılırken enerji kesilmelerini önlemektir. Şekil.70 Çift baralı sistem Yardımcı Baralı Sistemler Çok sık açma ve kapamaların yapıldığı yerlerde, işletme emniyeti bakımından kullanılan bara sistemleridir. Üçüncü bara olarak da adlandırılır. Şekil 26’da 1 No.lu kesici, yedek kesici olarak bulunmaktadır. Kesicilerden birinde bir arıza olursa o kesici devre dışı edilerek bunun yerine 1 No.lu yedek kesici üzerinden beslemenin sürekliliği sağlanabilir. Beslemenin sürekliliğini sağlamak için daha başka bara sistemleri de vardır. Yer darlığı olan işletmelerde U baralı sistemler kullanılabilir. Burada görüldüğü gibi baralar U şeklinde düzenlenmiştir. Şekil.71 Yardımcı baralı bir sistem Santral İç İhtiyaç Baraları Şekilde görüldüğü gibi iç ihtiyaç generatör gerilimindeki 3 No.lu baradan sağlanabilir. 3 No.lu barada arıza olursa 2 No.lu ayırıcılar yardımıyla trafolar beslenerek enerji gönderimi devam ettirilir. 3 No.lu barada arıza olursa 2 No.lu ayırıcılar yardımıyla trafolar beslenerek enerji gönderimi devam ettirilir. Şekil.73 Santral iç ihtiyaç baraları Ölçü Trafoları Endüstride birçok tesiste AC elektrik enerjisi kullanılır. Bu tesislerin koruma ve kontrol devrelerinde ölçü aletleri ve röleleri vardır. Bu durum yüksek gerilim ve büyük akımların ölçülmesini zorunlu kılmaktadır, bu işlemin direkt olarak yapılması çok zor ve tehlikelidir. Çünkü ölçü aletlerinin yüksek gerilime ve büyük akım değerlerine dayanacak şekilde yapılması mümkün değildir. Bu gibi devrelerde belirli standartlarda yapılmış, ucuz ve küçük yapılı ölçü aletleri ve kontrol cihazlarının yüksek gerilim ve büyük akımlı hatlara bağlanmasını sağlayan transformatörler kullanılır. Bu transformatörlere ölçü transformatörleri denir. Ölçü transformatörlerinin sekonder uçlarına ampermetre, voltmetre, wattmetre, sayaç ve koruma röleleri bağlanır. Ölçü transformatörleri iki kısma ayrılır: Akım transformatörleri Gerilim transformatörleri Akım Transformatörleri Büyük değerli akımların ölçülmesinde akım transformatörleri kullanılır. Akım transformatörü; normal kullanma şartlarında primer akımını belli bir oran dahilinde düşüren ve primer akımı ile sekonder akımı arasındaki faz farkı sıfır derece olan bir ölçü transformatörüdür. Rölelerin ve ölçü aletlerinin yüksek gerilim sisteminden yalıtımını da sağlar. Devreye seri olarak bağlanan sargılarına primer; röle ve ölçü aletlerini besleyen sargılarına sekonder denir. Primer devre akımının, sekonder devre akımına bölünmesi akım trafosunun dönüştürme oranını belirtir. Primerden geçen akım Ø mağnetik akısını oluşturur. Bu akı nüve üzerinden devresini tamamlar. Sekonder sargı bu akının etkisinde kalır. Değişken bir mağnetik akının etkisi altında kalan sargıda bir gerilim indüklenir. Bu gerilim sekonder devreden bir akım geçirir. Şekil.74 Akım transformatörü Şekil.75 Akım trafosunun devreye bağlanışı ve akım ölçme Gerilim Transformatörleri Yüksek gerilimleri ölçmek veya koruma rölelerini çalıştırmak için gerilim trafoları kullanılır. Gerilim transformatörü; yüksek gerilimi belli bir oran dahilinde düşüren ve primerle sekonder gerilimleri arasındaki faz farkı yaklaşık sıfır derece olan bir transformatördür. Gerilim ölçü transformatörünün sekonder tarafı (küçük gerilim tarafı) daima topraklamalıdır. Topraklama tehlikeli temas gerilimine karşı can ve mal emniyetinin sağlaması bakımından zorunludur. Primer ve sekonder tarafa (kısa devreye karşı koruma ) sigorta konulur. Toprak hattına kesinlikle sigorta konulmaz. Primer sargıya tatbik edilen AC gerilim nüvede değişken Ø manyetik akısını oluşturur. Bu akı nüve üzerinden devresini tamamlar. Sekonder sargı bu akının etkisinde kalır. Değişken bir manyetik akının etkisi altında kalan sekonder sargıda bir gerilim indüklenir. Şekil.76 Gerilim transformatörü Şekil.77 Gerilim trafosunun devreye bağlanışı ve gerilim ölçme Yüksek Gerilim NH Sigortaları Güç trafoları, dağıtım trafoları ve bazı durumlarda da hatları korumakta kullanılırlar. Sistemin diğer kısımlarının çalışmaya devam etmesini sağlayan koruma elemanlarına NH sigortaları denir. Şekil.78 Yüksek gerilim NH sigortaları Parafudurlar Yüksek gerilim tesislerinde hat arızaları, yıldırım düşmeleri ve kesici açması gibi manevralar sonucu meydana gelen aşırı ve zararlı çok yüksek gerilim şoklarının etkisini önleyen koruma elemanıdır. Parafudurlar emniyet subabı gibi çalışırlar. Aşırı gerilim dalgalarını toprağa aktarır. Yüksek gerilim iletkeni ile toprak arasına bağlanır. Parafudur bir direnç ile buna seri bağlı bir ark söndürme elemanından oluşur. Parafudrlar; her faza birer tane, faz–toprak arasına, korunacak teçhizatın en yakınına yerleştirilmeli, topraklama direnci 1 ohm’un üzerinde olmamalı ve gerekirse topraklama iyileştirilmelidir. Şekil.79 154 KV hat tıkacının parafudur ile korunması Şekil.80 380 ve154 KV parafudurlar Parafudurların Kullanıldığı Yerler: - Generatör çıkışları, Güç trafolarının giriş ve çıkışları, Güç trafolarının tersiyer sargıları, Güç trafolarının yıldız noktaları (nötr direnci devresi), Enerji iletim hatlarının hat başı ve sonu, Enerji dağıtım hatlarının hat başı, Yer altı kablo giriş ve çıkışları, Hat tıkaçları, İkaz Küreleri Yüksek gerilimli hatlarının uçak, helikopter gibi hava taşıtları tarafından (çıplak göz veya radarda) görülebilecek şekilde işaretlenmesi için kullanılan alüminyumdan imal edilmiş kırmızı-beyaz renklerde anodik film kaplı, iki parçalı yaklaşık 4kg ağırlığında küredir. Şekil.81 İkaz Küreleri Koruma İletkeni Enerji iletim hatlarında ve şalt sahalarında dış aşırı gerilimin (yıldırım darbe geriliminin) izolasyon malzemelerine zarar vermesini önlemek amacıyla kullanılan bir koruma elemanıdır. Koruma (topraklama) iletkeni ,60 kV ve üzerindeki enerji iletim hatlarında ve şalt sahalarında kullanılır. Yıldırım yoğunluğunun fazla olduğu yerler hariç 36 kV’a kadar olan hava hatlarında toprak (koruma) iletkeni kullanılmayabilir. Koruma iletkeni,direk tipine bağlı olarak tek veya çift olarak kullanılabilir. Her direkte (veya birkaç direkte bir) topraklanmalıdır. Koruma iletkenleri çok yüksek mukavemetli saf örme çelikten imal edilmiş, 19 ( 1+6+12 ) sarımlı iletkendir. Şekil.82 Enerji iletim hattının koruma iletkeni ile korunması Ark Boynuzu Aşırı gerilimlerin etkisinden buşing, izolatör gibi izolasyon maddelerinin zarar görmesini önlemek için, izolasyon seviyesi sistem izolasyonundan daha düşük yapay bir devre meydana getirmek prensibine göre oluşturulmuş basit bir koruma tertibidir. Ark boynuzları, yapı olarak izolatör ve buşinglerin hat ve toprak taraflarına monte edilmiş, karşılıklı birbirine bakan metal çubuklardan meydana gelir. Metal çubuklar arasındaki boşluğa Atlama Mesafesi denir ve bu aralıktaki izolasyon hava tarafından sağlanır. Şekil.83 154 KV ark boynuzları Şekil.84 34,5/0,4 KV dağıtım trafosunun ark boynuzu ile korunması Şekil.85 İzolatör ve buşinglerin ark boynuzu ile korunması Koruma Röleleri Santraller, şalt merkezleri, trafo postaları, yük dağıtım merkezleri ve benzeri yerlerde, ortaya çıkan arızaları haber veren önleyen veya zararsız duruma getiren çeşitli röleler ve bildirim sistemleri vardır. Santrallerde alternatörler, enerji iletimi ve dağıtımı devrelerinde kullanılan transformatörler ve diğer devre elemanları aşırı akım, yüksek gerilim, ısınma, toprağa kaçak, salınım ve dengesiz yüklenmelere karşı korunmalıdırlar. Şebekelerde oluşan arızaların etkili ve ekonomik bir şekilde önlenebilmesi için röleler ve bildirim sistemleri birlikte kullanılır. Doğru akımda ve alternatif akımda çalışan röleler vardır. Çalışma şekillerine göre röleler şu şekilde sıralanabilir: Sekonder aşırı akım rölesi Diferansiyel aşırı akım rölesi Toprak kaçağı koruma rölesi Sargı kaçağı koruma rölesi Sargı kısa devre koruma rölesi Ters akım rölesi Yatak ısınma rölesi Bucholz rölesi Isı kontrol rölesi OTOMASYON ve KUMANDA TEKNİKLERİ Üç Fazlı Asenkron Motorlar Üç fazlı asenkron motorlar; stator, rotor, rotor yatakları, pervane ve yan kapaklardan meydana gelen enerji dönüşümü yapabilen elektrik makinalarıdır. Stator üzerinde üç fazlı alternatif akım sargıları bulunmaktadır. Bu sargılar uygun şekilde düzenlenerek motorun istenilen kutup sayısında çalışması sağlanır. Her bir faza ait sargı uçları motor gövdesi üzerindeki bağlantı kutusuna toplam altı uç olarak bağlanır. Daha sonra motorun çalışma durumuna göre bu uçlar yıldız veya üçgen bağlanırlar. Rotor ise kısa devre çubuklu ve sargılı olmak üzere iki değişik yapıda olabilir. Kısa devre çubukları rotor gövdesine açılmış olukların içerisine eritilmiş alüminyum dökülerek oluşturulur. Bu çubukların uçları rotorun her iki dış kenarlarındaki birer alüminyum halka ile kısa devre edilmiştir. Rotoru sargılı olanlarda ise rotor sargıları statorda olduğu gibi üç fazlı olarak sarılırlar ve sargı uçları fırça ve bilezikler yardımıyla dışarı çıkartılarak motor gövdesi üzerindeki bağlantı kutusuna bağlanır. Şekil.86’da kısa devre rotorlu asenkron motorun kesiti detaylı olarak görülmektedir. Şekil.86 Kısa devre rotorlu asenkron motorun kesit görünüşü Üç fazlı asenkron motorlara yol verme metotları Asenkron motorlar üç fazlı sistemden beslenir ve sargıları 220 V veya 380 V değerindeki gerilime göre sarılırlar. Özel durumlarda sargılara uygulanacak gerilim farklı değerlerde olabilir. Eğer motor tam yük altında üçgen çalışacak şekilde imal edildiyse, motorun stator sargıları direkt olarak 380 V gerilime göre sarılırlar. Tam yük altında yıldız çalışacak şekilde imal edilen motorların stator sargıları ise 220 V gerilime göre sarılırlar. Sargılara uygulanan bu gerilim, sargı empedanslarının küçük olması nedeniyle kalkınma anında çok fazla akım çekilmesine neden olur. Motorun ilk kalkınma anında rotor dönmediği için motor sekonderi kısa devre edilmiş bir transformatör gibi çalışır. Dolayısıyla rotor devresinden ve buna bağlı olarak stator devresinden kalkınma anında yaklaşık olarak tam yük akımının 4-8 katı kadar bir akım çekilir. Kalkınma torkları ise tam yük torkunun 2-3.5 katı kadardır. Bundan dolayı asenkron motorlar genellikle boşta çalıştırılıp, anma hız değerlerine ulaşıldıktan sonra yüklenirler. Asenkron motorların kalkınma anında fazla akım çekmesi kumanda devresinde kullanılacak elemanlar ve iletkenlerin maliyetini artıracağından, bazı yöntemler yardımıyla kalkınma akımı belirli değerlerde tutulur. Bu yöntemlerin ana prensibi, stator sargılarına düşük gerilim uygulamaktır. Bu maksatla aşağıdaki metotlar kullanılır: 1. Motora yıldız-üçgen yol verilir. 2. Stator sargılarına ön direnç bağlanır. 3. Stator sargıları ayarlı üç fazlı bir güç kaynağından beslenir. 4. Rotoru sargılı asenkron motorlarda, rotor sargılarına harici dirençler bağlanır. Sincap kafesli asenkron motorlarda ise rotor yapıları uygun şekilde imal edilerek kalkınma anında rotor etkin direncinin büyük olması sağlanır. Üç fazlı asenkron motora yıldız-üçgen yol verme Yıldız-üçgen yol vermenin amacı, stator sargılarının üçgen bağlantıda maruz kalacağı daha yüksek gerilimden dolayı aşırı akım ve güç çekmesinden ilk kalkınma anında kurtulmaktadır. Motorun yıldız veya üçgen çalıştırılması durumunda akım, gerilim, güç ve tork ifadeleri birim değerler cinsinden Şekil.87 ve Tablo.2’de özetlenmiştir. Tablo.2 Yıldız ve üçgen bağlantı durumlarına göre akım, gerilim, güç ve tork ilişkileri Sargı gerilimi (Vp) Sargı akımı ( I p, I p ) Hat akımı ( I L, I L ) Güç kVA ( S , S ) Kalkınma torku ( Tst , Tst ) Yıldız ( ) Üçgen ( ) 1/ 3 1 1/ 3 1/3 1/3 1 1/3 1 1 1 I LY I pY I L 3I p IpY Vp VL / 3 Ip Z VL VL VL Z Z V p Z Z Z Şekil.87 Yıldız-üçgen bağlantı ilişkileri Şekil 88’de bir asenkron motora yıldız-üçgen yol verme güç devresi verilmiştir. Bu devrede, motor önce yıldız, sonra da üçgen çalışmaya geçer. Yıldız çalışmada M ve Y kontaktörleri, üçgen çalışmada ise M ve kontaktörleri kapalı durumdadır. Yıldız-üçgen bağlantıyı gerçekleştirecek kumanda devresi burada gösterilmemiştir. Ancak kumanda devresinin tasarlanmasında, yıldız kontaktörü çalışırken üçgen kontaktörü çalışmamaktadır. Üçgen kontaktörü çalışırken de yıldız kontaktörü çalışmamaktadır. Yani, yıldız ve üçgen kontaktörlerinin normalde kapalı kontakları birbirlerinin bobin sargılarına seri bağlanarak mühürleme olayı gerçekleştirilir. R S T M Asenkron motor Şekil.88 Asenkron motora yıldız-üçgen yol verilmesine ait güç devresi Stator sargılarına ön direnç bağlamak Stator sargılarının kalkınma anında yüksek gerilime maruz kalmasını önlemek için ayarlı veya kademeli ön dirençler kullanılır. Kullanılacak olan dirençler sadece gerilim bölücü görevi görürler. Ayarlı olanlar reosta veya statik direnç (yarıiletken kontrollü direnç) olabilir. Kademeli olanlarda ise, kademe sayısı istenilen sayıda olabilmektedir. Her bir kademedeki direnç değerleri bir kontaktör gurubu veya anahtar gurubu tarafından kısa devre edilerek devre dışı bırakılırlar. Ön direnç kullanılarak yapılan yol verme metodunun en önemli dezavantajı, dirençler üzerinden geçen akım nedeniyle ısı şeklinde enerji kaybı meydana gelmesidir. Motor önce R1 ve R2 dirençleri devrede iken, üçgen olarak yol almaya başlar. Motor hızlandıkça, belirli zaman aralıklarında gruplar halinde önce R1 dirençleri, belirli bir zaman sonra da R2 dirençleri, M1 ve M2 kontakları ile kısa devre edilirler. Daha sonra motor üçgen çalışmasını sürdürür. Böylece motorun düşük gerilim ve akımla kalkınması sağlanmış olur. Asenkron motora ön dirençle yol verilmesine ait güç devresi Şekil 89’da verilmiştir. R S M1 R1 R2 M2 . M2 . T M1 R1 R2 M2 . M1 R1 R2 M Asenkron motor Şekil.89 Asenkron motora ön dirençlerle yol verilmesine ait güç devresi Stator sargılarını ayarlı üç fazlı bir kaynaktan beslemek Asenkron motorun stator sargılarına düşük gerilim uygulamanın bir diğer yöntemi de, sargıların üç fazlı ayarlı güç kaynağından beslenmesidir. Ayarlı güç kaynağı yardımıyla istenilen değerde kademesiz gerilim ayarı yapmak mümkündür. Ancak, uygulanacak gerilim değeri belirli değerlerin altına düşerse, motorun üreteceği tork yük torkunu yenemeyeceğinden, motor kalkınamaz. Stator sargılarına uygulanan düşük gerilim nedeniyle, asenkron motor kalkınma anında düşük akım çeker, rotor hızı arttıkça, motora uygulanan gerilim yavaş yavaş artırılır. Şekil.90’da bir asenkron motora ayarlı üç fazlı güç kaynağından yol verilmesine ait güç devresini göstermektedir. R S T M Asenkron motor Şekil.90 Asenkron motora ayarlı güç kaynağı ile yol verilmesine ait güç devresi Böylece motorun normal gerilim altında kalkınması durumunda çekeceği aşırı akımın sebep olacağı zararlar giderilmiş olur. Asenkron motorun ürettiği tork, stator sargılarına uygulanan gerilimin karesiyle orantılı olduğundan, düşük gerilimlerde rotorda üretilen tork da azalacaktır. Bu durum göz önünde bulundurularak gerilim ayarı yapılmalıdır. Rotor sargı dirençlerinin artırılması Asenkron motorların kalkınma anında aşırı akım çekmesinin nedeni; rotor dururken rotorda endüklenen gerilimin yüksek olması ve bu gerilim değerinin çok küçük bir rotor empedansı üzerinden kısa devre edilmesidir. Rotor devresine bağlanacak dış dirençler yardımıyla rotorun toplam empedansı artırılacağından, rotor devresinden geçen akım azalacak ve rotor geriliminin kısa devre olması ortadan kalkacaktır. Harici direnç değeri arttıkça motorun ürettiği kalkınma torku artmakta, ancak anma hızında çalışırken kayması da artmaktadır. İşte bundan dolayı motorun kalkınma anında rotor direnci büyük, anma hızında çalışırken rotor direnci küçük yapılarak kayma en aza indirilir. Sincap kafesli asenkron motorlarda rotor direnç değerleri, rotor yapılarının uygun şekillerde imal edilmesiyle değiştirilebilir. Rotor yapısının uygun biçimde imal edilmesiyle, kalkınma anında rotor direnci büyük olması sağlanabilmekte ve hız arttıkça kaymaya bağlı olarak direnç azalmaktadır. Böylece motorun kalkınma anında düşük akım çekmesi sağlanmış olmaktadır. Şekil.91’de rotoru sargılı bir asenkron motorun rotor sargı dirençlerinin artırılarak yol verilmesine ait güç devresi verilmektedir. Burada rotor devresine seri olarak iki gurup direnç bağlanmıştır. Motor yıldız olarak yol almaya başladığında, yol aldıkça önce R1 direnç gurubu M1 kontakları tarafından, bir süre sonra da R2 direnç gurubu M2 kontakları tarafından kısa devre edilir. R S T M Rotoru Sargılı Asenkron motor M1 R1 M2 . R2 M1 R1 M2 . R2 M2 . M1 R1 R2 Şekil.91 Rotoru sargılı asenkron motora rotor devresine direnç bağlanarak yol vermeye ait güç devresi Bir Fazlı Yardımcı Sargılı Asenkron Motorlar Bir fazlı yardımcı sargılı asenkron motorlar (ASM) evlerde, bürolarda ve endüstriyel uygulamalarda en çok kullanılan motorlardır. 3 fazlı kaynağın olmadığı yerlerde kullanılır ve bir fazlı kaynakla beslenirler. Yardımcı sargılı asenkron motorda, sadece ana sargıdan geçen akımın oluşturduğu alan bir hat üzerinde meydana geldiğinden bu alan içerisinde kalan rotor dönmez. Rotorun dönebilmesi için fazı farklı ikinci bir alanın olması gerekir. Bu alanı da yardımcı sargı oluşturur. Ana ve yardımcı sargılardan geçen akımların değişik fazda oluşması, statorda döner alanının meydana gelmesine sebep olur. Bir fazlı ASM’lar birkaç W’tan 1,5 HP’ye kadar imal edilmektedir. Rotorda ise sincap kafes bulunur. Stator sargıları oyukların 2/3’ne yerleştirilir. Geriye kalan oyuklara ise yardımcı sargılar yerleştirilir. Yardımcı sargılı motorun statoru üç fazlı motorun statoru gibidir. Stator oluklarına 900 faz farklı olarak ana sargı ve yardımcı sargı yerleştirilmiştir. Ana sargı kalın telden çok sarımlı olarak sarılmıştır. Ana sargılar olukların 2/3’ünü kaplar. Stator oluklarının geri kalan 1/3’üne de daha ince telden az sarımlı olarak sarılmış olan yardımcı sargı yerleştirilir. Şekil.92 Bir fazlı yardımcı sargılı motor Ana sargı ile yardımcı sargı paralel bağlanır ve bir fazlı AA uygulanır. Yardımcı sargının devresine seri olarak bir santrifüj anahtar bağlanmıştır. Motor çalıştıktan sonra belirli bir devre ulaştığında santrifüj anahtar açılarak yardımcı sargı devre dışı bırakılır. Motor yalnızca ana sargı ile çalışmaya devam eder. Yardımcı sargılı motorun rotoru üç fazlı asenkron motorlarda olduğu gibi kısa devre rotorludur. I Ia AC Ana Sargı Sincap kafesli rotor rotor R küçük, L büyük Iy Merkezkaç anahtar Yardımcı Sargı R büyük, L küçük Şekil.93 Bir fazlı yardımcı sargılı motor ana ve yardımcı sargılarının bağlantısı Şekil.93’deki yardımcı sargılı asenkron motorda ana sargıdan geçen akım Ia ve yardımcı sargıdan geçen akım Iy akımları arasında 900’ye yakın faz farkı meydana getirebilirsek, ana ve sargıdan geçen akımlar döner alan meydana getirebilir. Aksi halde tek başına ana sargının meydana getireceği alan değişmesi tek hat üzerinde olacağı için dönme hareketi meydana getiremez. Ana sargı ve yardımcı sargıdan geçen akımlar arasında 900’ye yakın faz farkı meydana getirebilmek için şunlar yapılır: 1. Ana sargının sarım sayısı fazla ve tel çapı kalın seçilir. Bu arada yardımcı sargıda ince telden az sarımlı olarak sarılır. Ana sargının (R) etkin direnci küçük, (X L) endüktif reaktansı büyük olacağından, ana sargıdan geçen akım (Ia) gerilimden yaklaşık 900’ye yakın geri kalır. Yardımcı sargının (R) etkin direnci büyük, XL endüktif reaktansı küçük olacağından yardımcı sargıdan geçen akımın (Iy) gerilimden geri kalma açısı küçük olur. Ana ve yardımcı sargı arasından geçen akımlar arasındaki açısı 900’ye ne kadar yaklaştırılırsa döner alan o kadar düzgün olur. Ana ve yardımcı sargıdan geçen faz farklı akımların meydana getireceği döner alan kısa devreli rotorun dönmesine sebep olur. 2. Yardımcı sargıya bir kondansatör seri olarak bağlanırsa, yardımcı sargıdan geçen akım kondansatörün etkisi ile gerilimden ileri olur. Ana sargının akımı ile yardımcı sargının akımı arasında 900 faz farkı meydana gelir. Statora 900 faz farklı olarak yerleştirilmiş olan ana ve yardımcı sargıdan geçen 900 faz farklı Ia ve Iy akımları düzgün bir döner alanın meydana gelmesine sebep olur. Statorun ortasındaki rotor döner alanın etkisi ile dönmeye başlar. Kontaktörler Büyük güçteki elektromanyetik şaltere kontaktör denir. Kontaktörler sayesinde otomatik kumanda yapılabilir. Şekil.94’de görüldüğü gibi kontaktör palet, elektromıknatıs ve kontaklardan oluşur. Bobini alternatif akımda çalışan kontaktörlerin demir nüveleri silisli saçların paketlenmesiyle yapılır. Demir nüvede dış bacakların ön yüzeylerinde açılan oyuklara bakır halkalar takılır. Bakır halkalar, yön ve genlik değiştiren akım nedeniyle kontaktörün titreşim ve dolayısıyla gürültü yapmasına engel olurlar. Bobini doğru akıma bağlanan kontaktörlerin demir nüveleri, genellikle yumuşak demirden ve bir parça olarak yapılırlar. Bobin akımı kesildiğinde demir nüvede kalan artık mıknatısiyet, paletin demir nüveye yapışık kalmasına neden olabilir. Bu sakınca demir nüvenin palete bakan yüzlerine konan plastik pullarla önlenir. Bobin Demir Nüve Bakır Halka 1 5 2 3 6 7 Kontaklar Palet 4 8 Kontaklar 1 3 5 7 2 4 6 8 Şekil.94 Kontaktörün yapısı Doğru akım kontaktörlerinde palet, yumuşak demirden ve bir parça, alternatif akımda ise palet silisli saçların paketlenmesinden meydana gelir. Palet, kontaktörde bulunan kontakların açılıp kapanmasını sağlar. Yay veya yer çekimi kuvveti, paleti demir nüveden uzak tutar. Alternatif akımda palet, doğru akımdaki kontaktörün paletine oranla nüveye daha yakındır. Bunun için alternatif akım kontaktörlerinde meydana gelen ark paletin nüveye yakın olması nedeniyle çabuk söner. Doğru akım kontaktörlerinde ise bir süre devam eder. Doğru akımda indükleme olayının olmaması sebebiyle nüvenin paleti çekme kuvveti daha fazladır. Kontaktörde normalde açık ve kapalı olmak üzere iki çeşit kontak vardır. Kontakların yapımında gümüşün; bakır, nikel, kadmiyum, demir, karbon, tungsten ve molibdenden yapılmış alaşımları kullanılır. Kontaktörde bulunan kontaklar ana ve yardımcı olmak üzere iki kısma ayrılırlar. Ana kontaklar yük akımını, yardımcı kontaklar kumanda devresinin akımını taşırlar. Kontaktörlerde bazen arzulanandan daha fazla sayıda kontak bulunur. Fazla kontakları boş bırakmayıp kullanmak, kontaktörün ömrünü uzatır. Kontaktörün kullanıldığı devrede akım yüksekse kontaklar birbirine paralel olarak bağlanırlar. Devre gerilimi yüksekse ve kontaklar arasında ark meydana geliyorsa kontaklar birbirine seri olarak bağlanırlar. Koruma Röleleri Kumandası gerçekleştirilen devrede elektrik akımının zararlı etkilerinden korunması gereken eleman genellikle üç fazlı veya bir fazlı bir motordur. Çünkü sistemlerde amaç mekanik bir enerji kullanarak bunu değişik tipteki çalışma alanlarına uygulamaktır. Uygulamalarda temel eleman motordur. Motorda meydana gelen bir arıza tüm sistemin durmasına neden olacaktır. Bu nedenle motor stator sargılarının düşmanı olan ısı artışına karşı korunması gereklidir. Sargı için müsaade edilen ısı değeri aşıldığında sargıların bir eleman yardımı ile devreden çıkarılması gerekir. Bu nedenle değişik nedenlerden dolayı meydana gelen ısı artışı tespit edilerek motora enerji veren kontaktör devre dışı bırakılmalıdır. Bu işlem arıza çeşidine uygun koruma röleleri tarafından yapılır. Yukarıda da bahsedildiği gibi bir koruma rölesi tek başına motoru koruyamaz. Mutlaka bir kontaktör ile kullanılmalıdır ve kontaktörün bobini koruma rölesinin kapalı kontağına seri olarak bağlanmalıdır. Motorları tehlikeye sokan aşırı akımın nedenleri; Yüksek veya düşük gerilim Rotor sıkışması AŞIRI AKIMIN MEYDANA GELME SEBEPLERİ Sık kalkınma ve durma İki faza kalma Aşırı yükleme Şekil.95 Aşırı akımın meydana gelme sebepleri Şekil.95’de gösterildiği gibi fazlardan herhangi birinden akım geçmemesi, stator ile rotor arasındaki boşluğa farklı bir malzemenin girmesi veya rulman arızası sonucu rotor kilitlenmesi, motoru besleyen şebekedeki gerilimin düşmesi ve yükselmesi, motorun fazla yüklenmesi, sık kalkınma ve durma gibi arızalar motorun fazla akım çekmesine sebep olur. Koruma rölesi, devredeki akım, gerilim, sıcaklık gibi motor sargısında ısı artışına sebep olabilecek değişimleri sürekli olarak kontrol eden, istenmeyen durumlar oluştuğunda ise röle üzerinde kumanda devresine seri olarak bağlı olan kapalı kontağını açmak suretiyle motoru istenmeyen durumlardan koruyan devre elemanıdır. Aşırı akım röleleri Aşırı akımların elektrik motorlarına vereceği zararları önlemek için kullanılan elemanlara, aşırı akım rölesi adı verilir. Elektrik devrelerinde kullanılan sigortalarda koruma görevi yaparlar. Çalışma karakteristikleri nedeniyle sigortalar elektrik motorlarını koruyamazlar. Yalnız hatları korurlar. Aşırı akım röleleri motorlara seri olarak bağlanırlar. Yani bir aşırı akım rölesinden motorun şebekeden çektiği akım geçer. Çalışma anında motor akımı kısa bir süre için normal değerinin üzerine çıkarsa, bu aşırı akım motora bir zarar vermez. Aşırı akımın motordan sürekli olarak geçmesi, motor için sakınca yaratır. Çünkü uzun süre geçen aşırı akım, motorun sıcaklık derecesini yükseltir ve motoru yakar. Bu nedenle kısa süreli aşırı akımlarda aşırı akım rölesinin çalışıp motoru devreden çıkarmaması gerekir. Motorun yol alma anında kısa süre çektiği aşırı akım, bu duruma örnek olarak gösterilebilir. Böyle geçici durumlarda rölenin çalışması, geciktirici bir elemanla önlenir. Aşırı akım röleleri, kontaktör ana akım devresine bağlanırlar. Böylece röleden motor akımı geçer, sürekli olarak devreden geçen akımın termik veya manyetik etkisini kontrol eden ve ısınma, izin verilen belirli üst seviyeyi geçtiğinde kontaktörün bobin devresini açarak enerjinin kesilmesini sağlayan bir ölçme rölesidir. Aşırı akım çekildiğinde rölenin kontaklarının açılabilmesi için 20 ile 40 s bazen bu süre 1 dakikaya uzayabilmektedir. Motorlar ilk kalkışta anma akımının 5-8 katı arasında fazla akım çeker, çok kısa sürede çekilen bu akım röle kontaklarını açamaz. Ayrıca motor iki faza kaldığında ısıtıcı elemanlardan biri devre dışı kaldığı için röle kontaklarını geç açar. Bu da motorun yanmasına neden olacaktır. Aşırı akım rölesi ile en sağlıklı koruma pratikte 1/100 şekilde anma değerinin altındaki akım değerine ayarlanması ile elde edilir. Aşırı akım rölesi seçiminde ve bağlantısında dikkat edilecek hususlar; Aşırı akım rölesi mutlaka bir kontaktör ile kullanılmalı, Aşırı akım rölesi ısıtıcı elemanları motor devresine seri bağlanmalı, Aşırı akım rölesi kapalı kontakları, kontaktör bobinine seri bağlanmalı, Motor akımı aşırı akım rölesinin minimum ve maksimum akım değerleri arasında olmalıdır. Aşırı akım rölesinin seçiminde ayrıca kontak sayısı RESET sisteminin, yani aşırı akım rölesinin ilk konumuna getiren sistemin kilitli mi, kilitsiz mi olduğuna dikkat edilmelidir. Termistörler Sıcaklıkla direnci değişen elemanlara termistör adı verilir. Her türlü maddenin direnci sıcaklıkla değişir. Fakat sıcaklıkla direncin değişimi termistörlerde çok fazla olur. Uygulamada iki çeşit termistör kullanılır. Direncin sıcaklıkla değişme katsayısı bunlardan birinde pozitif, diğerinde negatiftir. NTC Termistör: "Negatif Sıcaklık Katsayısı"na (Negative Temperature Coefficient) sahip NTC ifadesi ile tanımlanan, termistör türüdür. Negatif sözcüğü, sıcaklığın negatif olması gerektiğini değil, sıcaklığın azalmasına karşın, termistörün direncinin arttığını ifade etmektedir. Manganez oksit, demir oksit gibi maddelere bir miktar titanyum veya Nikel oksit, kobalt oksit gibi maddelere lityum karıştırılmak suretiyle NTC termistörler elde edilir. NTC termistörler, sıcaklığı arttıkça, direncinin azalacağı veya sıcaklığı azaldıkça direncinin artacağı dikkate alınarak, kontrol ve kumanda devrelerinde kullanılır. Örneğin 25°C'deki direnci 1000Ω olan bir termistörün, 50°C'deki direnci 500Ω, 100°C’de 200Ω olurken, 20°C'de 1250Ω civarındadır. PTC Termistör : "Pozitif Sıcaklık Katsayısı"na (Positive Temperature Cofficient) sahip PTC ifadesi ile tanımlanan, termistör çeşididir. Pozitif sözcüğü, sıcaklık arttıkça, termistörün direncininde arttığını ifade etmektedir. Baryum veya Strontıum gibi maddelere uygun miktarda titanyumoksit karıştırılarak PTC termistörler elde edilir. PTC termistörler, direncin sıcaklıkla değişmesi bağıntısında, NTC termistöre göre önemli bir farklılık gösterirler. Bir NTC termistör, çalışma sıcaklığı limitleri içindeki bütün derecelerde, sıcaklık arttıkça direnci azalıp, sıcaklığı azalınca direncinin artmasına karşın PTC termistörlerde, örneğin 10°C ve daha yüksek değerlerde, sıcaklık arttıkça, direnç artar, sıcaklık azaldıkça direnç azalır. 100°C civarında ise direnç hızla Ω değerinden KΩ değerine yükselir. 10°C'den daha küçük ve (-°C) değerlerde ise, PTC termîstör, NTC özeliği gösterir. Yani sıcaklık azaldıkça direnci artar. Faz koruma rölesi Faz koruma röleleri, motorun herhangi bir nedenle iki faza kalması, fazlardan birisinin geriliminin nominal değerinin %20 altına düşmesi veya yükselmesi, motor sargı ısısının 1100C’nin üstüne çıkması (PTC termistör korumalı ise) durumlarında 0,2 saniye gibi çok kısa sürede görev yaparak motor enerji kontaktörünü açarlar. Bazı tiplerinde ihbar düzeneği de mevcut olup, sistemin iki faza kaldığı ihbar edilir. 1 2 3 MK-01P PTC Motor Koruma Rölesi T1 3 2 1 Normal Stop Start C1 Mp R S T T1 C1 Mp PTC R S T Mp M 3 Şekil.96 Faz koruma rölesi bağlantı şeması Kullanım alanları: Elektrik motorlarında aşırı ısınma ve yanma sıkça karşılaşılan olaylardır. Motor Koruma Rölesi bu olumsuz etkileri ortadan kaldırmak için tasarlanmıştır. Dolayısı ile bu cihaz her türlü 3 faz elektrik motorlarında; pompalar, mikserler, makineler v.b. kullanılır. Şekil.58’de faz koruma rölesinin devreye bağlantısı verilmiştir. Faz sırası rölesi R, S, T fazlarının faz sırasını kontrol eden bir elektronik röledir. Girişine gelen R, S ve T fazları doğru sıralandığı takdirde çıkış veren faz rölesi ters faz olayının hayati önem taşıdığı üç fazlı sistemlerin korunmasında kullanılmak üzere geliştirilmiştir. Eğer girişteki R, S, T fazları doğru sırada ise röle üzerindeki led yanık ve çıkış rölesi çekmiş konumdadır. Eğer fazlar ters ise led söner ve çıkış rölesi bırakır. Bu durumda iki fazın yerini değiştirmek yeterli olacaktır. 1 2 3 FR-02 Faz Sırası Rölesi Normal Mp R S T Mp R S T Mp Korunacak sistem Şekil.97 Faz sırası rölesi bağlantı şeması Genelde kullanıldığı alanlar gemi pompa sistemleri, hava kompresörleri ve asansörlerdir. Bu sistemlerde kullanılan motorların ters dönmesi kişisel ve maddi hasarlara yol açabilir. Üç faz düşük, yüksek gerilim koruma ve faz sırası rölesi* Bu röleler üç fazlı sistemlerde düşük, yüksek gerilimlerden veya yanlış faz sırasından zarar gören elektronik kumanda ve kontrol sistemlerinde kompanzasyon panolarında ve motorların korunmasında kullanılır. Doğrudan şebekeye bağlanarak röle üzerinde bulunan alt ve üst sınır ayar düğmesi ile kontrol edilmek istenen gerilim bölgesine ayarlanır. Kontrol edilen faz gerilimleri ayarlanan Umin Umax değerleri arasında ise röle çekili ve ön paneldeki bütün ledler yanık durumdadır. Ayarlanabilir düşük ve yüksek gerilim sınırı (0,7-1,3)xUn Ayarlanabilir bekleme zamanı (0.1s-10s) Gerilim değeri 0,5 Un'nin altına düştüğünde veya 1,5 Un'nin üstüne çıktığında,gecikme zamanı devre dışı bırakılıp, ani açma yapar Hatalı faz sırası durumunda röle gecikmesiz olarak açar Normalde kapalı kontak Ani gerilim değişmelerinde oluşabilecek hatalı açmalar 0,1-10 s ayarlanabilir açma gecikmesi ile önlenmiştir. Çıkış rölesi gerilimin normal değerinde çekili ve kontaklar kapalı durumdadır. Fazlardan biri ayarlanan Umin -Umax değerlerinin dışına çıktığında Normal (N) ledi söner zaman sayımı başlar. Gecikme süresi içinde gerilim normal değerine çıkarsa Normal (N) ledi yeniden yanar, normal çalışma devam eder. 2 1 3 GKR-02F Gerilim Koruma 1.25 1.20 1.15 0.85 0.80 0.75 Mp 1.30 Umax (Un) Rölesi 3 2 G 1 R 1.05 0.95 Umin (Un) 8 6 0.70 t(sn) 4 R N 10 0.1 S T Mp R S T Mp Korunacak sistem Şekil.98 Üç faz düşük, yüksek gerilim koruma ve faz sırası rölesi bağlantı şeması Ancak ayarlanan gecikme süresi boyunca arıza durumu devam ederse bu sürenin sonunda röle bırakır, kontaklarını açar ve (R) ikaz ışığı söner. Gerilim değeri 0,5U n değerinin altına düştüğünde ve 1,5Un üzerine çıktığında gecikme devre dışı kalır ve röle ani açma yapar. Gecikmeli veya ani açma sonunda fazların ayarlanan çalışma bölgesine dönmesi ile röle kendisini resetler ve kontaklarını kapatarak normal çalışma konumuna döner. Ek olarak röle ayrıca faz sırasını kontrol eder ve yanlış faz sırası durumunda gecikmesiz olarak açma yapar. Zaman Röleleri Bobini enerjilendikten veya bobinin enerjisi kesildikten belirli bir süre sonra, kontakları durum değiştiren rölelere, zaman rölesi adı verilir. Çalışma şekillerine göre biri düz, diğeri ters olmak üzere iki çeşit zaman rölesi vardır. Gerek düz ve gerekse ters zaman rölelerinde bir kontaktörde veya rölede görülebilen normalde açık ve normalde kapalı kontaklarda bulunabilir. Düz zaman röleleri Bobini enerjilendikten sonra gecikme yapan zaman rölelerine düz veya çekme gecikmeli tip zaman rölesi adı verilir. Düz zaman rölelerinde bobin enerjilendikten bir süre sonra, rölenin normalde kapalı kontağı açılır, normalde açık olan kontağı kapanır. Düz zaman rölelerinde bulunan Şekil.61’de verilen sembollerle gösterilir. (1-2) ve (3-4) nolu semboller ani çalışan kontaklar için kullanılır. (5-6) nolu sembol normalde açık ve gecikme ile kapanan kontağı, (78) nolu sembol ise normalde kapalı ve gecikme ile açılan kontağı gösterir. Ters zaman röleleri Bobinin enerjisi kesildikten sonra gecikme yapan zaman rölelerine ters veya düşmede gecikmeli tip zaman rölesi adı verilir. Ters zaman rölelerinde bobin enerjilenince, normalde açık kontak ani olarak kapanır, normalde kapalı kontak ise ani olarak açılır. Ters zaman rölelerinde bobinin enerjisi kesildikten sonra belirli bir süre sonra önce kapanmış olan kontak açılır, önce açılmış kontak ise kapanır. Ters zaman rölelerinde bulunan elemanlar Şekil.61’de verilen sembollerle gösterilirler. Bu şekilde (1-2) ve (3-4) nolu semboller ani çalışan kontaklar (5-6) normalde açık ve gecikme ile açılan kontağı (7-8) nolu sembol ise normalde kapalı ve gecikme ile kapanan kontağı gösterir. Zaman rölelerinin kontakları genellikle küçük akım şiddetlerini taşıyabilecek büyüklükte yapılır. Bu nedenle rölenin kontakları güç devresine bağlanmaz. Düz zaman rölesinin kontak durumları Zaman rölesinin bobininde enerji yoksa 1 2 3 4 ZR ZR (a) (b) 5 6 7 ZR-GK 8 Ters zaman rölesinin kontak durumları Zaman rölesinin bobininde enerji yoksa 1 ZR-GA (c) (d) Zaman rölesinin bobinine enerji verildiği zaman 1 2 3 4 ZR ZR (a) (b) 5 6 7 ZR-GK 8 2 3 4 ZR ZR (a) (b) 5 6 7 ZR-GK 8 2 3 4 ZR ZR (a) (b) 5 6 ZR-GK (c) 7 6 7 ZR-GK 8 ZR-GA (c) (d) 2 3 4 ZR ZR (a) (b) 5 6 7 ZR-GK 8 ZR-GA (c) (d) 2 3 4 ZR ZR (a) (b) 5 6 7 ZR-GK 8 ZR-GA (c) (d) Enerji kesik durumda ayarlanan süre bittiği an ilk başlangıç konumuna döner 8 ZR-GA (d) (b) 1 (d) Zaman rölesinin enerjinin kesildiği an 1 (a) 5 Bobinin enerjili kaldığı sürede yine kontaklar aynı durumdadır. Bobinin enerjisinin kesildiği an ZR-GA (c) 4 ZR 1 (d) Zaman rölesinin zaman ayarının yapıldığı süre sonunda 1 3 Zaman rölesinin bobinine enerji verildiği zaman ZR-GA (c) 2 ZR 1 2 3 4 ZR ZR (a) (b) 5 6 ZR-GK (c) 7 8 ZR-GA (d) Şekil.99 Düz ve ters zaman rölelerinin kontak durumları Ters zaman rölesinde ilk anda enerji verilince ilk dört kontakta normal kontak gibi çalışır. Açık olanları kapatır, kapalı olanlar açılır. Enerji verili durumda kontak konumları hiç değişmez. Fakat enerji kesildiğinde ani açılıp, kapanan kontaklar hemen konum değiştirir. Fakat G.A. ve G.K. kontaklar ayarladığımız süre sonunda konum değiştirerek eski konumuna gelir. Zaman rölelerinin yapısı Zaman röleleri yapılarına göre, Pistonlu zaman röleleri a- Havalı b- Yağlı Motorlu zaman röleleri Termik zaman röleleri a-Bimetalli b-Trafolu D.C. zaman röleleri Termistörlü zaman röleleri Elektronik zaman röleleri Programlı zaman röleleri Zaman rölesinin seçiminde dikkat edilecek hususlar şunlardır; 1. Ters veya düz zaman rölesi olduğu, 2. Zaman ayar sınırı, 3. Bobinin çalışma gerilimi, frekansı ve kontak sayısı, Zaman rölesinden istenen en büyük özellik her çalışma tekrarında ayarlanmış zamanı değiştirmemesidir. Yaklaşım Anahtarları Belirli bir mesafedeki ya da belirli bir mesafeden geçen bir nesneyi algılayan elemanlara yaklaşım anahtarı (sensör) adı verilir. Bir röle veya sınır anahtarı ile birlikte kullanıldıkları için fiziksel bir temasa gerek duyulmaz. İndüktif ve kapasitif yaklaşım anahtarları için kullanılan çok fazla isim vardır, Yaklaşım anahtarı, dokunmasız konum gösterici, yaklaşım algılayıcı vb... ek olarak üretici firmaların özel isimleri de kullanılmaktadır, örneğin efector ( IFM Elektronik tescilli markası) IFM elektronik seminer notlarında kullanılan terim uluslararası standart kabul edilen "yaklaşım anahtarı" dır. Şekil.100’de çeşitli boy ve özellikte yaklaşım anahtarlarına ait dış görünüşler verilmiştir. Algıladıkları cisimlere göre yaklaşım anahtarları ikiye ayrılır. İndüktif yaklaşım anahtarı Kapasitif yaklaşım anahtarı Şekil.100 Çeşitli boy özellikte yaklaşım anahtarı dış görünüşü Optik Algılayıcılar (Fotoseller) İndüktif ve kapasitif algılayıcılara ek olarak, günümüz otomasyon teknolojisinde optoelektronik algılayıcılar gittikçe daha önemli olmaktadır. Bunlar, dokunmasız makine hareketlerini algılama ve daha önemlisi makinelerde ve fabrikalarda farklı ürünleri emniyetli olarak algılama olanağı sağlar. Optik algılayıcılar yüksek performansları ve gittikçe küçülen tasarımları ile ivme kazanmaktadır. Çünkü büyük olmalarından dolayı indüktif ve kapasitif algılayıcılarla çözümlenemeyen uygulamalarda kullanılabilirler. Büyük indüktif ve kapasitif algılayıcılarda, algılayıcı ile hedef cisim arasındaki en uzun mesafe 60 - 100 mm dolaylarındadır. Fakat optik algılayıcılar küçük boyutlarda bile birkaç metrelik alanı kontrol edebilir. Bu algılayıcılar üç farklı algılama ilkesine göre sınıflandırılabilir : Karşılıklı algılayıcılar Yansıtıcılı algılayıcılar Cisimden yansımalı algılayıcılar. Karşılıklı algılayıcılar İlk yöntem belli konumda bir kızıl ötesi diyotun verici olarak ve ikinci konumda alıcı olarak (duyarlı) fototransistör (veya fotodiyot) yerleştirilmesidir. Bir cismin alıcı ile verici arasındaki düz yolu kestiği her zaman, alıcı transistörün elektriksel tepkisi değişir. Montaj yapılırken verici alıcının yolunda olmalı (ışın yolu, algılayıcının algılama mesafesine ve ±1.3o ile ± 10o arasındaki bakış açısına bağlıdır) ve alıcı vericinin yolunda olmalıdır. Alıcı ile verici öyle bir şekilde ayarlanmalıdır ki bir optik eksen üzerinde aralarında doğrudan kesişme olmalıdır. Alıcıya giden ışını tümüyle kesmek için algılanacak cismin boyutları en az bu etkin bölge (optik eksen) kadar olmalıdır. Göz önünde bulundurulması gereken nokta; algılama alanının (etkin bölge) sürekli olarak faydalı alandan daha küçük olmasıdır. En uzun mesafe ve toza/kirlenmeye karşı en büyük aşırı kazanç, (çalışma güvenilirliği için) verici ile alıcının optik eksen üzerinde olası en iyi şekilde ayarlanmasıyla sağlanır. İki veya daha fazla karşılıklı algılayıcının yan yana bağlanması durumunda, birbirlerinden etkilenmemelerine özen gösterilmelidir. Bunun için algılayıcılar arasında bırakılması gereken en az uzaklık, verici ile alıcı arasındaki uzaklığa ve ışın yollarının bakış açısına bağlıdır. Cisimden yansımalı algılayıcılar Cisimleri opto-elektronik olarak algılamanın üçüncü yöntemi: Cisimden yansımalı tip algılayıcılardır. Burada da verici ve alıcı aynı kılıf içine yerleştirilmiştir. Fakat cisimden yansımalı algılayıcılar, bir prizmatik yansıtıcı veya yansıtıcı kağıttan yansıyan ışıkla değil de hedef cisimden yansıyan ışıkla çalışır. Bu, indüktif ve kapasitif yaklaşım anahtarları çalışma ilkelerine benzeyen tek opto-elektronik algılama ilkesidir. Onlarda cismi doğrudan algılar : a. Cisim var (yansıma var) yaklaşım anahtarı algılar b. Cisim yok (yansıma yok) yaklaşım anahtarı algılamaz. Cisimden yansımalı algılayıcıların önemli avantajları şunlardır: Monte edilecek sadece bir algılayıcı Yanlış ayarlama ve yansıtıcı kirlenmesi yok Şeffaf cisimler karşılıklı ve yansıtıcılı algılayıcılardan daha iyi algılanabilir. Alıcının doğru duyarlılık ayarı, şeffaf cisimlerden az miktardaki yansımaların değerlendirilmesini sağlar Cisimden yansımalı algılayıcıların de bazı dezavantajları vardır: cisimden yansıyan ışığın değerlendirilmesi ve algılaması nedeni ile cismin algılaması büyük oranda cisim yüzeyinin özelliklerine bağlıdır(pürüzsüz, yansıtıcı beyaz gri siyah genel olarak cisimlerin yansıtma oranının daha düşük olmasından dolayı, verici ile alıcı arasındaki ışının açıkça kesildiği (alıcıda kızıl ötesi ışık var /yok) karşılıklı ve yansıtıcılı algılayıcılara göre olası maksimum algılama mesafesi daha kısadır. Cisimden yansımalı algılayıcıda, alıcıya ulaşan kızıl ötesi ışık anahtarlama noktasına doğru artar, yani; önce çok az, az, biraz, biraz, daha.... ve anahtarlama noktasına ulaşır. Programlanabilir Lojik Kontrolör (PLC) Programlanabilir Lojik Kontrolör (Programmable Lojik Controller, PLC) endüstriyel otomasyon sistemlerinin kumanda ve kontrol devrelerini gerçeklemeye uygun yapıda giriş / çıkış birimleri ve iletişim arabirimleri ile donatılmış, kontrol yapısına uygun bir sistem programı altında çalışan bir endüstriyel denetleyicidir. Başlangıçta, röleli kumanda sistemlerinin yerine kullanılmak üzere düşünülmüş ve ilk ticari PLC 1969 yılında Modicon firması tarafından geliştirilmiştir. O yıllarda röleli kumanda devreleri yerine kullanılmak üzere geliştirilen bu aygıt yalnız temel lojik işlem komutları ile işlem yapabilmekteydi. İlk ticari PLC’nin endüstride başarı ile uygulamasından sonra Allen Bradley, General Electric, GEC, Siemens, Westinghouse gibi firmalar orta maliyette yüksek performanslı PLC’ler üretmişlerdir. Günümüzde üretilen PLC’ler ise lojik temelli işlemlerin dışında ek olarak aritmetik ve özel matematiksel işlemlerin yapılmasını sağlayan komutlar içermektedir. Komut kümesinin gelişmesi ile daha karmaşık kumanda ve kontrol işlemleri yapılabilmektedir. PLC’lerin en yaygın olarak kullanıldığı alanlar endüstriyel otomasyon sistemlerinin kumanda devreleridir. Bilindiği gibi kumanda devreleri yardımcı röle, kontaktör, zaman rölesi ve sayıcı gibi elemanlarla gerçeklenen devrelerdir. Günümüzde bu tür devrelerin yerini aynı işlevi sağlayan PLC’li kumanda sistemleri almıştır. PLC’ler endüstriyel otomasyon sistemlerinde doğrudan kullanıma uygun özel giriş ve çıkış birimleri ile donatılmışlardır. Şekilde gösterildiği gibi girişe basınç, seviye, sıcaklık algılayıcıları ve buton gibi iki değerli lojik bilgisi taşıyan elemanlar, çıkışa ise kontaktör, selenoid valf gibi kumanda devre elemanlarının sürücü elemanları doğrudan bağlanabilir. Çıkışa ise PLC de üretilen lojik gerilim seviyesindeki işaretleri kullanarak sürme elemanı olarak röle veya çalışma sırasında çok hızlı açma kapama gerektiren durumlarda doğru akımda transistörlü, alternatif akımda triyaklı çıkışlar kullanılır. Kontrol edilen sistemdeki kontaktör, röle, solenoid gibi kumanda elemanları sürme devreleri yardımıyla çalıştırılır. M GİRİŞ BİRİMİ MERKEZİ İŞLEMCİ BİRİMİ ÇIKIŞ BİRİMİ sensör Şekil.101 PLC ile giriş çıkı elemanlarının kullanılması Şekilde görüldüğü gibi bir PLC temel olarak; Bir işlemci, Giriş ve çıkış birimleri, Programlayıcı birimi, Besleme güç kaynağı gibi temel kısımlardan oluşmaktadır BUTON, SENSÖR, ANAHTAR GİRİŞ BİRİMİ Programlayıcı arabirimi (Bilgisayar) İŞLEMCİ ÇIKIŞ BİRİMİ KONTAKTÖR SELENOİD VALF Şekil.102 PLC’nin basit yapısı Ayrıca programı yedeklemek ve başka bir PLC’ye aktarmak için kalıcı bellek birimi, girişçıkış sayısını arttırmak için genişleme birimi, enerji kesilmeleri durumunda PLC’yi besleyen yedek güç kaynağı ve iletişim ara birimi gibi elemanlar bulunur. Sayısal işlemci PLC sistem programı altında, kullanıcı programı yürüten PLC nin çalışmasını düzenleyen ve bu işlemleri yapmak için gerekli birimleri bulunan bir elemandır. PLC'lerde bellek, sistem programının bulunduğu üretici firmanın geliştirdiği PLC programının yüklü olduğu bellek alanı sistem belleği, kullanıcı programının bulunduğu kullanıcı tarafından yazılan programın yüklendiği bellek alanı program belleği ve veri belleği gibi bölümlerden oluşur. Sistem belleği ve PLC’ye ilişkin değiştirilmeyen veriler için salt okunur bellek (ROM); program belleği ve veri belleği için rasgele erişimli bellek (RAM) kullanılır. Veri belleği, giriş-çıkış işaret durumlarının tutulduğu (0-1) giriş çıkış görüntü belleği ve kullanıcıya ayrılmış bellek alanlarından oluşur. Kumanda ve kontrol amacıyla yazılan bir programın PLC program belleğine yüklenmesi bir programlayıcı birimi ile sağlanır. Programlayıcı birimi mikroişlemci tabanlı özel bir el aygıtı olabileceği gibi genel amaçlı kişisel bir bilgisayara yüklenmiş bir yazılımda olabilir. Bu birim programın yazılması, PLC’ye aktarılması ve çalışması anında giriş çıkış ve saklayıcı durumlarının gözlenmesi yada değiştirilmesi gibi olanakları da sağlar. PLC’leri programlamak için geliştirilmiş olan yazılımlar, özellikle kumanda devreleri ile ilgili kişilerin kolayca kullanabilecekleri veya uyum sağlayabilecekleri derleyici programlarıdır. PLC’ler için geliştirilmiş olan programlama dilleri, kontaktörlü ve röleli kumanda devrelerinin tasarımı ile ilgili kişilerin kolayca anlayıp uygulaya bileceği biçimde kullanıma sunulmuştur. Genel olarak üç türlü programlama biçimi vardır. Komut kullanımı ile programlama Merdiven diyagramı gösterimi Diğer programlama yöntemleri Motor Kontrol Uygulamalarında PLC Kullanımı PLC ile daha üst seviyede otomasyon sağlanır. Sistem daha uzun süre bakımsız çalışır Teknolojik gelişmelere uygun olarak PLC’li sistem az bir değişiklikle ya da hiçbir değişikliğe gereksinim duyulmadan yeniliğe adapte edilebilirken kontaktörlü sistemde bu oldukça zordur. Ayrıca daha az bir yer kaplar ve enerji harcayan PLC’de küçük çaplı işlerde tesis yatırımı PLC’ de daha fazladır. Genel olarak, bir kumanda devresi tasarımı için temel lojik işlem komutları yeterlidir ve bu komutlara zamanlayıcı komutları da eklendiğinde bütün kontaklı kumanda devreleri gerçekleştirilebilir. Elemanlar dağıtım hattına direkt olarak bağlanamazlar. Eğer gerekli olursa programda kullanılmayan yardımcı rölelerin normalde kapalı kontaklar üzerinden bağlantı yapılabilir. Ayrıca, röle bobininden sonra kontak bağlantısı yapılamaz. Eğer gerekli ise bu kontağın röle bobininden önceye alınmalıdır. PLC’de program yazarken PLC giriş ve çıkışlarından hangisi kullanılmış ise programlama sırasında mutlaka verilmelidir. Çünkü herhangi bir kontaklı kumanda devresi bir lojik fonksiyon ile ifade edilmektedir. Bu ifadeler ise PLC’de kontrol komutları olarak ifade edilmektedir. Kontrol komutları PLC programının en küçük parçasıdır. Kontrol komutları PLC belleğinde bir adrese atanmaktadır. Çalışma sırasında bu adreslerdeki bilgiler kullanılarak gerekli kumanda işlemi gerçekleştirilmektedir. Şekilde PLC’deki kontrol kodu gösterilmiştir. Komut, yapılacak işlem ve bir adres kısmından oluşur. Q0.0 (adres) Komutun yapacağı işlem Şekil.103 PLC kontrol komutu Komutun yapacağı işlem komut icra edildiğinde ne yapılacağını belirler. Temel olarak Şekilde gösterildiği gibi “VE” ve “VE DEĞİL” mantığı ile işlem yapılır. a b PLC’de kullanılan temel lojik komutlar Şekil (a)’daki komutta giriş lojik 1 ise işlem sonucu lojik 1, giriş lojik 0 ise işlem sonucu lojik 0’dır. Şekil (b)’deki komutta ise giriş lojik 0 ise işlem sonucu lojik 1, giriş lojik 0 ise işlem sonucu lojik 1’dır. Komutun adres kısmı ise komut için ek bilgiyi içerir. Adres belirteci ve parametre kısmından oluşur. Adres kısmı PLC’deki hangi birimin kullanıldığını belirtir. Örnekte çıkış röle (Q) kullanılmıştır. PLC’de kullanılacak diğer temel birimler giriş (I), dahili röle (M) ve zamanlayıcı (T) olarak verilebilir. Parametre ise komutun adres kısmının hangi bit ve byte adresinde olduğunu belirtir. “Q 0.1” örneğinde “0” byte adresi, “1” ise bit adresini vermektedir. Adresler 8 bit ve 8 byte’dan oluşmuştur. PLC’de röleler çıkış ismini almıştır ve Şekilde gibi gösterilmektedir. Bobin girişi lojik 1 ise işlem sonucu lojik 1, giriş lojik 0 ise işlem sonucu lojik 0’dır. Şekil.104 Çıkış rölesi sembolü PLC’deki bu yapının daha iyi anlaşılması için örnek verilecek olursa; Şekildeki devrede başlatma butonuna basıldığında motor çalışacak, bırakıldığında motor duracaktır. Klasik kumanda devresi verilmiştir. Mp R Başlatma Durdurma M Şekil.105 Kesik çalıştırma devre şeması PLC’nin çıkışlarının 24 V DC olması nedeniyle çıkışta çalıştırılacak devre elemanları için ara birime ihtiyaç vardır. Çıkıştaki 24 V DC gerilim ile çalışan bir röle çıkışa bağlanmıştır. Röle kontakları üzerine kontaktör bağlanarak kullanılan selenoid valflerin ve motorların kumandası sağlanmaktadır. Aynı zamanda gerilim beslemelerinin yapıldığı ara modül PLC ile dış devre yalıtımınıda sağlamıştır. Şekilde PLC’nin kesik çalıştırma için gerekli olan devre elemanlarını içeren bağlantı şeması verilmiştir. 24 V I0.0 I0.1 I0.2 I0.3 I0.4 I0.5 I0.6 I0.7 I1.0 I1.1 I1.2 I1.3 I1.4 I1.5 Led GİRİŞLER CPU 224 ÇIKIŞLAR +L M Q0.0 Q0.1 Q0.2 Q0.3 Q0.4 Q0.5 Q0.6 Q0.7 Q1.0 Q1.1 Şekil.106 PLC devre bağlantı şeması Şekildeki PLC giriş ve çıkış modülünün her ayağı dijital bir bilgiyi ifade etmektedir. Girişler kısmında kullanılan adresler çalışma şeklini belirlerken, çıkış adresleri ise solenoid valflerin ve motorların çalışmasını kontrol etmektedir. Giriş adreslerine bağlanan buton konumlarına göre, çalışma ve durma konumu belirlenmektedir. Bu devrenin Ladder diyagramı çizildiğinde Şekildeki gibi olmaktadır. Şekil.107 Kesik çalıştırma ladder diyagramı Bu örnekte yapılan iş, I 0.0 olarak adlandırılan girişten gelen sinyalin değeri ile I 0.1 girişinden gelen sinyalin değerinin mantıksal VE işleminden geçirilmesidir. Ayrıca normalde açık kontak için seri bağlantı komutudur Bu diyagramın STL komut satırı karşılığı ise: LDN A = I 0.0 I 0.1 Q0.0 //I0.0 Girişini bilgiyi oku ve tersle //ve bu sonucu I0.1 girişi ile A(nd) yani VE işlemine tabi tut //And işleminin sonucuna göre Q0.0 çıkışını 1 yap Klasik kumanda şemasının Ladder diyagramı ve STL komutları ile ifade edilmesine ait bir örnek daha verilecek olursa; Şekildeki devrede başlatma butonuna basıldığında motor çalışacak, bırakıldığında ise motor mühürleme kontağı üzerinden çalışmasına devam edecektir. Çalışma durdurma butonuna basılıncaya kadar devam edecektir. Klasik kumanda devresi verilmiştir. Mp R Başlatma Durdurma M M Şekil.108 Sürekli çalıştırma Bu devrenin Ladder diyagramı çizildiğinde Şekildeki gibi olmaktadır. Bu örnekte yapılan iş, I 0.0 olarak adlandırılan girişten gelen sinyalin değeri ile mantıksal OR işleminden geçirilen I 0.1 girişi ile Q0.0 çıkışının paralel bağlantı komutunda oluşan sinyalin değerlerinin mantıksal VE işleminden geçirilmesidir. Şekil.109 Sürekli çalıştırma ladder diyagramı Bu diyagramın STL karşılığı ise: LDN LD 0 ALD I 0.0 I 0.1 Q 0.0 I 0.1 //I0.0 Girişini bilgiyi oku ve tersle // I 0.1 girişindeki bilgiyi oku paralel kol oluştur I 0.1 girişindeki ile Q 0.0 çıkışındaki bilgiyi VEYA işlemine tabi tut //Oluşan paralel kolu tamamla ELEKTRİK TESİSAT BİLGİSİ Kuvvet Tesisatı Güçleri 3 kW’tan küçük olan bir fazlı motorlar, bir fazlı şebekelere bağlanabilirler. Bu nedenle bu motorlar, aydınlatma tesisatlarındaki priz linyelerinden beslenebilirler. Ancak güçleri 3 kW’tan büyük olan bir fazlı motorlar ve üç fazlı sistemle çalışan alıcıların enerjileri, özel yapılacak tesisatlar ile sağlanır. İşte bu tesisatlara kuvvet tesisatı adı verilir. Kuvvet tesisatlarında iş yerinin çalışmasında sürekliliğin sağlanabilmesi için dağıtım tablolarından ayrı ayrı hatlar çekilir. Böylece herhangi bir makinenin arızalanması durumunda, diğer makinelerin çalışması engellenmemiş olur. Ancak kimi iş yerlerinde üç fazlı ve küçük güçlü makinelere (3 kW’a kadar) daha ekonomik olması nedeniyle ortak besleme hatlarından enerji verilmektedir. Ancak ortak besleme hattından enerji verilmesinin kesintisiz bir çalışma için uygun olmadığı da bir gerçektir. Yapım yerleri Gökdelenler, tekstil ve konfeksiyon sektörü, otomotiv sektörü, tersaneler, oteller, alışveriş merkezleri, enerji iletimi ve dağıtımı gibi pek çok alanda kullanılır. Uygulamada kuvvet tesisatları dört şekilde yapılır: Ø Duvar üzerine montaj, Ø Tavan üzerine kanallarla montaj Ø Beton kanal ile montaj Ø Busbar kanal ile montaj Duvardan Döşeme Çeşitleri ve Yapım Gereçleri Özellikleri Kuvvet tesisatı duvar üzerine kroşelerle, kablo kanalları ile ve konsollarla olmak üzere üç ayrı şekilde yapılabilir. Kuvvet tesisatının kroşelerle yapımı Bu yöntemde kablolar, duvara tutturulur. Her kablo, çalıştıracağı motorun hizasına gelince iniş yapılarak çelik spiral içine alınır ve motora giriş yapılır. Resimde kuvvet tesisatında kullanılan kroşe resmi görülmektedir. Şekil.110 Kuvvet tesisatının kanal ile yapımı İç mekânların ihtiyaca göre yeniden şekillenmesi, atıl alanların kullanılır hale gelmesi, aynı zamanda da dekoratif ve ferah bir kullanım sağlaması gibi avantajları nedeniyle PVC kanallar (DLP profiller) ile kuvvet tesisatını duvardan döşeme yöntemi tercih edilir hâle gelmiştir. Aşağıdaki Resimde çeşitli renk ve ölçülerde PVC kanal görülmektedir. Günümüzde yıpranmaya karşı dayanıklı, alev almaz ve mükemmel kimyasal dayanıklılığa sahip kablo kanalları üretilmektedir. Şekil.111 Kuvvet tesisatının konsollarla yapımı Bu döşeme şeklinde kablolar, duvara sabitlenmiş galvanizli çelik konsollar üzerine monte edilmiş kablo kanallarından geçirilir. Şekilde konsol şekilleri görülmektedir. Şekil.112 Kuvvet Tesisatında Kullanılan Kablo Özellikleri Kuvvet tesisatlarında aşağıdaki kablolar kullanılır: NVV (NYM-Antigron) kablo NVV kablolar, 300/500 Voltluk gerilim altındaki mekanik zorlamaların olmadığı rutubetli yerlerde, her türlü mesken ve iş yerinde sıva altı ve sıva üstünde kullanılır. Tek veya çok damarlı olarak üretilirler. Minimum bükülme yarıçapı 4xD (D:kablonun dış yarıçapı), maksimum çalışma sıcaklığı 70˚ ve maksimum kısa devre sıcaklığı 160˚’dir Şekil.113 NVV (NYM – antigron) kablo YVV (NYY) kablo 0.6 / 1 kV PVC izoleli, tek veya çok damarlı, bakır iletkenli, şebeke, aydınlatma ve güç dağıtım kablosu olarak kullanılan bu kablo, fazla mekanik zorlamaların olmadığı dâhilî, haricî, toprak altında ve kablo kanalında kullanılır. Minimum bükülme yarıçapı 12xD, maksimum çalışma sıcaklığı 70˚ ve maksimum kısa devre sıcaklığı 160˚ dir (Resim 1.4). Şekil.114 YVV (NYY) kablo XLPE izoleli YXV (N2Y) kablo 0.6/1 kV XLPE izoleli, tek veya çok damarlı, bakır iletkenli dielektrik kaybı çok düşük olan bu kablolar, yerleşme ve endüstri bölgelerinde hariçte, toprak altında ve kablo kanallarında ani yük değişiminin olduğu enerji tesislerinde kullanılır. Minimum bükülme yarıçapı 12xD, maksimum çalışma sıcaklığı 90˚ ve maksimum kısa devre sıcaklığı 250˚ dir (Resim 1-5). Şekil.115 XLPE izoleli YXV (N2Y) kablo XLPE izoleli çelik zırhlı YXZ2V (2XRY) kablo 6/1 kV gerilim altındaki tesislerde kullanılan, mekanik zorlamalara dayanıklı ve dielektrik kaybı çok düşük olan bu kablolar; yerleşme ve endüstri bölgelerinde, hariçte, toprak altında ve kablo kanallarında ani yük değişimlerinin olduğu enerji tesislerinde kullanılır. Minimum bükülme yarıçapı 12xD, maksimum çalışma sıcaklığı 90ºC maksimum kısa devre sıcaklığı 250 ºC’dir. Şekil.116 XLPE izoleli çelik zırhlı kablo Tavan Üzerine Montaj Kanal Çeşitleri Çoklu kablo taşıma sistemlerinde kablo kanalları kullanmak; kabloların dağıtım ve taşınmasında sağladığı kolaylıklar, iç yapı dizaynına uygun ve kolay montaj imkanı gibi avantajları nedeniyle en ideal çözümlerden biridir. Yapım Gereçleri Kuvvet tesisatının tavandan döşenmesinde aşağıda belirtilen malzemelerden yapılmış kanal taşıyıcı sistemleri kullanılır: Sacdan yapılmış kablo kanalları Kuvvet tesisatının tavana döşenmesinde kullanılan sac kablo kanalları (Resim 1.31), genellikle boyuna veya enine oval deliklidir. Bu delikler; taşıyıcıların içi ve kenarlarını havalandırmayı sağlamak, tozu önlemek ve ekleme elemanlarını bağlamak için açılmaktadır. Sac kablo kanalları, alüminyum veya paslanmaz çelikten yapılır. Kullanılan malzemeye göre şekillendirme işlemleri bittikten sonra projede belirtilen standartlara göre korozyonu (yüzeysel yıpranma-paslanma) engellemek için galvanizleme işlemi yapılmaktadır (pregalvanizli sıcak daldırma, elektro galvaniz). 3 metre boya kadar ve istenilen genişliklerde sac kablo kanalları üretilmektedir. İsteğe göre elektrostatik boya kaplama veya özel plastik kaplama işlemleri de yapılabilir. Resimde elektrostatik boya kaplama işlemi uygulanmış sac kablo kanalları görülmektedir. Şekil.117 Elektrostatik boya kaplama uygulanmış sac kablo kanalları Tel örgü kablo kanalları Tel örgü kablo kanalları, yoğun kablo taşımalarında tercih edilir. Üzerinde toz birikmemesi ve kabloların kolay soğutulması gibi avantajları dolayısıyla tercih edilen kablo taşıma sistemidir. Bu nedenle de daha çok çimento ve hazır beton fabrikalarında tercih edilir. Alüminyum veya paslanmaz çelikten yapılırlar. Kablo kanalı ve merdivenlerinde olduğu gibi korozyonu engellemek amacıyla isteğe bağlı olarak galvanizleme yöntemleri ve elektrostatik boya kaplama işlemleri uygulanabilir. 3 metre boya kadar çeşitli genişlik ve yükseklikte imal edilirler. Resimde elektrostatik boya kaplama işleminden geçirilmiş tel örgü kablo kanalları görülmektedir. Şekil.118 Elektrostatik boya kaplama işleminden geçirilmiş tel örgü kablo kanalları Sert plastikten (pvc) yapılmış kablo kanalları Kuvvet tesisatının tavana döşenmesinde kullanılan PVC kablo kanalları enine veya boyuna delikli olarak imal edilir. Yatay ve dikey olarak kullanılabilir. Tüm genişliklerde kolay ve hızlı monte edilebilme imkânı sağlar. Korozyona karşı dayanıklı olacak şekilde imal edilir. 3 m boya kadar ve istenilen genişliklerde üretilir. Az sayıda ve küçük kesitli kabloların taşınmasında kullanılır. Diğer kuvvet tesisatı döşeme yöntemlerine göre daha kolay ve ekonomiktir. Hafif olduklarından taşınması kolaydır ve ağırlık yapmaz. Kısa devre oluşmaz. Resimde sert plastikten yapılmış delikli kablo kanalları görülmektedir. Şekil.119 Sert plastikten yapılmış kablo kanalı Kuvvet Tesisatının Tavana Montajlı Kanallar ile Yapımı Öncelikle hangi kablo taşıyıcı sistemin kullanılacağı belirlenmelidir. Kablo taşıyıcı sistem seçimi yapılırken şu faktörler göz önünde bulundurulur: Ø Kablo cinsi: Kumanda veya aydınlatma kabloları küçük kesitli ve fazla ağır olmayan kablolar olduğundan bu kabloları taşıyan kanalların sık aralıklarla desteklenmesi gerekir. Bu nedenle de sacdan yapılmış delikli veya sert plastikten yapılmış kanallar tercih edilir. Ancak güç kabloları yük altında ısındıklarından bu ısının dağıtılması için çok iyi havalandırılmaları şarttır. Bu amaçla da güç kablolarının döşenmesinde kablo merdivenleri tercih edilir. Ø Kablo ağırlığı ve kesiti: Kablo kanalları ve kablo merdivenleri, değişik ağırlıklarda ve kenar yüksekliklerinde üretilirler. Hangi ağırlıkta ve kenar yüksekliğinde kanal kullanılacağına karar verirken kullanılacak kablonun ağırlığı ve kesiti göz önünde bulundurulur. Kablonun ağırlığı ve kesiti artıkça kablo kanalının ve merdiveninin ağırlığı ve kenar yüksekliği de artar. Ø Montaj yönü: Kablo kanalları yatay ve dikey olarak monte edilebilirler. Yatay montajlarda kablo kanalları, dikey montajlarda ise kablo merdivenleri kullanılır. Kullanılacak kablo taşıyıcı sistem, yukarıda belirtilen faktörler göz önünde bulundurularak belirlendikten sonra döşemenin yapılacağı hat tespit edilmelidir. Ardından da uygun birleştirme elemanları ve askı sistemleri kullanılarak taşıyıcı sistemin montajı gerçekleştirilir. Not: Taşıma sistemleri ve bu taşıma sistemlerinde kullanılacak yardımcı aparatlar, üretim yapan firmaya göre bazı değişiklikler gösterebilir. Askı ve Destek Sistemleri Kullanılacak kablo taşıyıcı sistemin tavana monte edilmesini sağlayan sistemlerdir. Hangi kablo taşıyıcı sistem kullanılacaksa ona uygun askı ve destek sistemleri belirlenir. Modül askı taşıyıcıları, tavan bağlantı elemanları ve destek sistemleri kullanarak oluşturulan sistemlerin çok yaygın kullanma alanı vardır. Her türlü endüstriyel tesisin aydınlatma ve güç kablolarının taşınmasında kolay ve güvenilir bir çözüm yoludur. Modül askı taşıyıcıları tavan bağlantı elemanları Uygun askı sistemleri oluşturarak kablo taşıyıcı sistemlerinin tavana asılmasını sağlarlar. Resimde askı taşıyıcıları, tavan bağlantı elemanı ve destek elemanı görülmektedir Şekil.120 Dikey T bağlantılar ve boru sistemleri Çeşitli askı ve destek sistemleri kullanılarak tavana döşenen kablo kanalı veya merdivenlerinden iş yerindeki makinelere enerji almak amacıyla kullanılın sistemlerdir. Tavana döşeli kablo kanallarından enerji, “dikey T bağlantılar” yardımıyla ya da “boru sistemleri” ile alınır. Resimde dikey T bağlantı elemanı görülmektedir. Şekil.121 Beton Kanal ile Montaj ve Özellikleri Eğer kuvvet tesisatının döşeneceği atölye veya iş yeri büyük ise makineler çok ve duvardan uzakta bulunacak ise kuvvet tesisatı dağıtım panosundan, makinelere ve tezgâhlara kadar yeraltına açılan beton kanallar veya paslanmaz çelikten yapılan yeraltı kablo kanalları ile döşenir. Yeraltı döşeme sistemleri, kablo dağıtımına kuruluş anında ve gelecekte olabilecek değişikliklere çözümler getiren, işletmede anında oluşabilecek ihtiyaçlara zemin oluşturan modüler bir sistemdir. Çalışma ortamlarını kablo karışıklarından kurtararak estetik, güvenli ve emniyetli kablo dağıtımını sağlar. Sisteme ulaşım kolaydır. Gelecekteki gereksinimler, kanalların genişliği ve çıkış kutularının esnekliği sayesinde kolaylıkla karşılanır. Dekorasyona dokunulmadan sistemin kapasitesi artırılır. Bu metot oldukça pahalıdır. Ayrıca iş yerinde ağır malzeme ve gereçlerin taşınması zemindeki kapağın esnemesine, hatta kırılmasına neden olabilir. Beton kablo kanalları ve standart boyutları Beton kanal ölçüleri, içerisinden geçirilecek kablo sayısına göre belirlenir. Kanal derinliği en az 300 mm, genişliği de çekilecek kablo sayısına bağlı olarak 300 – 1000 mm arasında değişmektedir. Kanal genişliği şu formül kullanılarak hesaplanabilir: G=d*(2n+1) Bu formülde, G=Kanal genişliği (mm) D=Kablo dış çapı (mm) n= Kablo sayısı Ayrıca çelikten yapılan yeraltı kablo kanalları da bazı tesislerde kullanılmaktadır. Paslanmaz çelikten yapılan yeraltı kablo kanalları 3000 mm uzunluk ve 300 mm genişliğe kadar üretilmektedir. Kanal ölçüleri, içerisinden geçirilecek kablo sayısına göre belirlenir. Kanal derinliği en az 300 mm genişliği de çekilecek kablo sayısına bağlı olarak 300-1000 mm arasında değişmektedir. Yeraltı kablo kanallarına korozyonu önlemek için galvanizleme işlemi yapılabilir. İstenilirse elektrostatik boya kaplama işlemi de yapılabilir. Yer altı kablo kanalları düz tip, patlamalı tip ve pencereli tip olmak üzere üç şekilde imal edilirler. Şekil.122 Kuvvet tesisatının beton kanaldan yapımı Öncelikle beton kanalların tuğla ile örülerek iç kısmının sıvanması gerekir. Kanalların zemini, su birikmesini önlemek amacıyla yana ve boylamasına eğimli olmalıdır. Eğimin en az olduğu kısım, büz veya bir boru ile bina dışına iletilir ve böylece toplanacak suyun bina dışına alınması sağlanır. Kablolar kesinlikle doğrudan beton zemin üzerine döşenmemelidir. Zemine yerleştirilen bir takoz veya sehpa (ızgara) üzerine döşenmelidir. Şekil.123 Busbar Kanal İle Montaj ve Özellikleri Busbar, elektrik enerjisinin dağıtım ve taşınması için tasarlanmış prefabrik ve modüler bir sistemdir. Genel yapısı metal bir gövde içerisinde, standartlara uygun olarak alüminyum ya da bakır iletkenlerin izolasyon malzemeleri ve ortamları ile birleşmesinden oluşur. Şekil.124 Busbar kanalın yapısı Busbar sistemleri geliştirilmeden önce kullanılan klasik sistemlerde yüksek akımların taşınması (trafo-pano bağlantılarında, kolon hatlarında, fabrikaların iç enerji dağıtımında) çok kalın kesitli, birçok kablonun paralel bağlanması ile gerçekleştirilirdi. Kablolu sistemlerde kabloların taşınması, kablo raflarına ya da şaft boşluklarına yerleştirilmesi, pano, şalter ya da buatların bağlanması, yeni ihtiyaçlara göre şekillendirilmesi çok büyük zorluklar doğurduğundan alternatif olarak modüler sistemler geliştirilmiştir. Yüksek maliyetli, esnek olmayan ve istenilen yerden akım alınamayan kablolu sistemlerin yerini modüler busbar enerji dağıtım sistemleri almıştır. Bu esneklik sayesinde klasik sistemlerde problem olan tüm işlemler, busbar enerji dağıtım sistemleri ile kolayca çözülür. Avantajları Ø Kolaylık, Planlama ve Mühendislik Kolay dizayn edilir. Güç dağılımı ve temiz network yapısı ile kolay mühendislik ve kurma olanağı sağlar. Ø Hızlı ve Kolay Montaj Çok az takım kullanarak hızlı montaj yapmak mümkündür. Busbar sistemleri hissedilir ölçüde montaj zamanını azaltır. Ø Esneklik ve Ekonomi Modern işletmelerde gerek kuruluş, gerekse işletme sırasında ihtiyaç duyulan her türlü makine ve güç yerleşim değişikliğine kolay, ekonomik, hızlı ve modern çözümler sağlar. Yeni makine ilavesine, çeşitli noktalarda enerji teminine tesisin çalışan kısımlarını aksatmadan imkân sağlamaktadır. Ø Güvenli Enerji İletimi ve Dağıtım Sac gövde içinde izole baralar vasıtası ile dağıtılan enerjiyi, özel çıkış üniteleri ile istenilen noktalardan güvenli olarak ve enerjiyi kesmeden almak mümkündür. Ø Uzun Ömür Busbar sistemleri, özel bakım gerektirmeyen yapısal özelliklere sahiptir. Sistemin her parçası modüler yapıda olup kolayca sökülüp takılabilir. Gerektiğinde sistemin tamamı başka bir yere kolaylıkla taşınabilir. Ø Modern Görünüm İşletmelere fonksiyonel kullanımın yanı sıra modern bir görünüm kazandırır. Ø Çok Merkezli Dağıtım Bina karakteristiği ne olursa olsun tüm tesisatlarda zaman içerisinde güncelleme ihtiyacı doğar. Çok merkezli dağıtım sistemi tesisatınıza ihtiyacınız olan esnekliği kazandıran çözümdür. Doğru çözümü seçmek tesisatınızın kalitesini garantiler; daha hızlı montaj ve modifikasyon imkânı işçilik maliyetlerinizi azaltır. Geleneksel aydınlatma ve güç dağıtımı sisteminde kablo ve mekanik destek sistemi kullanılır. Ancak kablo, çoklu ve karmaşık bir şekilde merkezi dağıtım sistemi yaratarak gücün şalt panosundan alınıp teker teker her bir cihaza götürülmesini gerektirir. Bu da kablo kurulumunun çoğunlukla uzun ve oldukça emek harcanan yoğun bir süreç olduğu anlamına gelir. Bir kere kurulduğundaysa örneğin, elektrik prizlerini kaldırmak veya yeni makineleri sisteme almak için yeni prizler takmak amacıyla değişiklik yapmak zordur. Kabloyla ilgili bir başka sorunsa koruma cihazlarının, devre kesicileri veya sigortaların dağıtım panosunda toplanmış olmasıdır. Örneğin, sadece tek bir makinede güvenle bakım yapabilmek için tüm sistemin büyük bir bölümünün kapatılması gerekebilir. Şekil.125 Çok merkezli dağıtım sistemi Busbar sistemi, etkin biçimde açılmış bir dağıtım panosu gibi hareket ederek ilk seferde kurulumu çok çabuk ve sonraki zamanlarda defalarca değişikliğe tabi tutulması kolayca mümkün olan basitleştirilmiş ve esnek birçok merkezli dağıtım sistemi yaratır. Ek bir faydası da koruma cihazlarının her yükün yakınına yerleştirilebilmesidir. Bu da makinelerin çevrelerindeki alana gelen güç beslemesini kesmeye gerek kalmadan onarım veya bakıma tabi tutulabilmesini sağlar. Şekil.126 Kullanım yerleri Busbar sistemlerinin büyük sanayi tesislerinden, gökdelenler, tekstil ve konfeksiyon sektörü, otomotiv sektörü, tersaneler, oteller, alışveriş merkezleri ve benzeri tesisler, enerji iletimi ve dağıtımında trafo ana pano arası ve panolar arası bağlantıları, sanayi tesislerinin montaj ve bakım atölyeleri, iş merkezleri, depolar ve laboratuarlar gibi pek çok kullanım alanı vardır. Boru ve Buatlar Tesisat boruları Elektrik enerjisi alıcılara veya kumanda elemanlarına iletkenler aracılığı ile ulaşmaktadır. Üzerinden akım geçen iletken kabloların çevreye zarar vermemesi ve iletkenlerin dış darbelerden korunması için yalıtkan bir gereç olan boru içerisinden çekilir. Şekil.127 Binanın tavan borusunun döşenmesi Çeşitleri ve çapları Bergman boru, peşel boru, PVC boru, spiral (bükülgen) boru, çelik (stalpanzer) boru olmak üzere çeşitli borular vardır. Ø Bergman Boru: İç kısmı vernikli kartonla kaplı alüminyum veya yumuşak çelik sactan yapılmış sıva üstü tesisatta kullanılan boru çeşididir. Günümüzde kullanılmayıp, eski ev tesisatlarında görülmektedir. Bergman borunun boyu 3 metre olup, boru çapı 9–11–13,5–16– 23–29–36–48 mm dir. Ø Peşel Boru: İnce çelik sactan yapılmış, paslanmaya karşı özel bir madde ile kaplanmış ve iç kısmı yalıtımsız boru çeşididir. Günümüzde kullanılmayıp, eski evlerde sıva altı tesisatlarında görülmektedir. Peşel boru çapları TS–7’ ye göre 8–14–18–26–37 mm’dir. Ø PVC Boru: PVC (polivinil clorür) maddesinden yapılır. PVC (plastik) borular nemden etkilenmez, kolay işlenebilir, dayanıklı, hafif, boya ve özel bakım istemez ve aynı zamanda iyi bir yalıtkandır. Plastik borular, beton borusu ve duvar borusu olmak üzere iki çeşittir. Beton borusu sert plastikten yapılır. Demir ve harçların baskısı karşısında zarar görmemesi amacı ile sert olarak yapılır. Duvar borusu ise daha işlenebilir olması açısından yumuşak plastikten yapılmıştır. PVC boru, sıva altı tesisatta kullanılabilir. PVC (plastik) borular 3’er metre boyunda çubuk ve 50-100’er metre boyunda kangallar hâlinde satılır. Plastik boru çapları ise 14-18-26-32-40-50-63 mm’dir. Şekil.128 PVC borular Ø Spiral (Bükülgen) Boru: Spiral borular, istenilen açıda bükülebilen borulardır. Elektrik tesisatında kolon hatlarında, kiriş dönüşlerinde ve dönüşlerin çok olduğu yerlerde kullanılır. İşçiliği kolaylaştırır. Spiral borular, metal ve yalıtkan gereçlerden yapılır. Metal olarak galvanizli çelik, kalaylı çelik ve izoleli çelikten yapılan çeşitleri vardır. Spiral boru çapları 9– 11–14–18–26–32–37 mm olup, panolar için ayrıca pano spirali(ince ) ve pano spirali (kalın) olmak üzere 25–50–100 m boylarında kangal olarak üretilir. Şekil.129 Şekil.130 Buatlar Buatlar (ek kutusu), elektrik tesisatında iletkenlerin birbiri ile bağlantısının yapıldığı kutudur. Eklerin, buat dışında başka bir yerde yapılması yasaktır. Buat kullanım yerine göre farklı ölçülerde ve tiplerde olabilir. Şekil. 131 Buat içindeki iletkenlerin bağlantısı Çeşitleri ve standart boyutları Buatlar kullanıldıkları tesisatın yapısına ve kullanıldıkları yere göre norm buat (derin), kare buat, tünel buat, kontralı buat, sıva üstü buat, antigron buat, dahili tip galvanizli çelik buat, harici tip buat, kondulet buat olmak üzere çeşitlere ayrılır. Şekil. 132 Buat çeşitleri Ø Norm Buat: Dairesel tip buat türüdür. Boruların giriş çapına göre buat boru girişleri de farklı çaplarda olur. Buatlar, boru giriş sayısı dikkate alınarak birden fazla (2–3–4) girişli olarak imal edilirler. Derinlik olarak 37 mm ve çap olarak 70 mm ebatlarında üretilmektedir. Ø Kare Buat: Kare buat, tesisatta iletken bağlantısı çok olan yerlerde kullanılır. Örneğin; ana dağıtım noktalarında (kolon hatlarında, linye hattı başlangıcında, apartman dairelerindeki geçiş noktalarında…). Kare buatlar, 8x8, 10x10, 12x12, 15x15, 20x20, 26x12 mm’dir. Ø Tünel Buat: Tünel buatlar, dairesel buat çeşidi olup boru girişleri kare buat girişinin aynısıdır. Boru girişi, buat üzerindeki dairesel kısımları kesici yardımı ile açarak yapılır. Buat derinliği 42 mm ve dış çap uzunluğu 80 mm dir. Ø Kontralı Buat: Kontralı buatın yapısı tünel buata benzer. Yapı olarak tek farkı, alttan girişinin de olmasıdır. Buat derinliği 42 mm ve dış çap uzunluğu 80 mm’dir. Ø Sıva Üstü Buat: Sıva üstü buatlar daha çok eski yapılarda görülmektedir. Günümüzde de sıva üstü tesisatlarda kullanımı mevcuttur. Buat çapı 52 mm ve derinliği 18 mm’dir. Ø Antigron Buat: Nemli yerlerde kullanılır. Sıva üstü elektrik tesisatında kullanılır. Kare ve dairesel olmak üzere iki tipte üretilir. Dairesel olanları 70, 90 mm, 3 girişli ve 4 girişli olarak üretilir. Antigron kare buatların boyutları 85x85, 100x100, 180x110 mm’dir. Ø Dahili Tip Galvanizli Çelik Buat: Galvanizli çelik buatlar 1.6 mm kalınlıktaki galvanizli çelikten, tek bir parçadan preslenerek imal edilmiş olup en ağır şartlara göre dizayn edildiğinden yüksek mekanik dirence sahiptir. Galvanizli çelik boru tesisatında kullanılır. Ø Harici Tip Buat: Harici tip buat, gri renk fırın boyalı dökme alüminyumdan imal edilmiş olup kesinlikle paslanmaz ve harici hava şartlarına karşı son derece dayanıklıdır. Sıva üstü tesisatta kullanılır. 102x102 ve 102x51 mm ebatlarında üretilmektedir. Ø Kondulet Buat: Dökme alüminyumun gri epoksi fırın boya ile boyanmasıyla imal edilen tesisatta dirsek olarak dönüşlerde, kablo çekmede, tesisat içindeki kablolara ek yapmada ve bakımda kolaylık sağlamaktadır. 1/2” ile 1”(inç) arasında değişik ebatlarda üretilmektedir. Kasalar Elektrik tesisatında sıva altı tesisatta anahtar, priz gibi elemanların duvara sabitlenmesinde kullanılır. Sıva üstü tesisatta kanallarda özel imal edilmiş olan kasalar kullanılır. Elektrik tesisatında kullanılan kasalar, kullanılacağı yere göre değişik türde ve boyuttadırlar. Şekil. 133 Standart kasa çeşitleri Standart boyutları Elektrik tesisatında kullanılan kasalar, derinlik olarak 40–42–44–45–50–54–56–62–64 mm ve çap olarak 60–61–62–64–65–66 mm ölçülerinde üretilmektedirler. Döşeme Altı Boru Ve Kanalı Döşeme Yer döşeme altı kanalları Elektrik enerjisinin kanallar aracılığı ile tavan ve duvar yerine zeminden (taban) iletimini sağlayan kanal sistemine döşeme altı kanal sistemi denir. Döşeme altı kanal sisteminde ilk olarak beton kanal sistemi kullanılmaktayken, günümüzde teknolojinin gelişmesi ile daha farklı, ama kullanışlı bir kanal sistemi kullanılmaktadır. Modern ofis ve teknolojik bina tasarımlarının, maksimum esneklik ölçülerine imkân tanır şekilde yapılması gerekmektedir. Bu şekilde tasarlanan mekânlar, gelecekte oluşabilecek yer ve sistem değişikliklerine kolayca adapte olabilecektir. Döşeme kanal sistemi ile binanın iç kısmının mimarı yapısı bozulmamakla beraber çalışma ortamını da daha kullanışlı hâle getirmektedir. Kablo kanal sistemleri, çalışma ortamlarını kablo karışıklarından kurtararak estetik, güvenli ve emniyetli kablo dağıtımını sağlar. İş yerlerindeki çalışma alanlarının değişikliklerine ya da kapasite artışlarına kolaylıkla adapte olur. Sisteme ulaşım çok kolaydır. Gelecekteki gereksinimler, kanalların genişliği ve çıkış kutuların esnekliği sayesinde, kolaylıkla karşılanır. Dekorasyona dokunulmadan sistemin kapasitesi artırılır. Kanal sisteminin avantajlarını dikkate aldığımızda planlama kolaylığı, çok sayıda çıkış alınabilme, kolay ve hızlı kablo dağıtımı, sağlam konstrüksiyon (yapı), kablo dağıtımında esneklik, dekoratif görünüm, kolay ve fonksiyonel kullanım ve güvenli kablo dağıtımı gibi avantajları mevcuttur. Yapıları ve yardımcı gereçleri Döşeme altı kanallar, yapılarına göre metal (galvaniz çelik) veya PVC esaslı plastik yapıda olabilirler. Metal kanallar, genellikle döşeme altında iki veya üç gözden oluşan bir yapıda, belli mesafelerde kablo çıkışları olacak şekilde döşenirler. Kablo çıkışlarının yapıldığı kısımlara buat adı verilir. Buatlar ya sadece kablo çıkışı olarak kullanılır ya da kabloların sonlandırılacağı prizlere monte edilebileceği bir yapıda dizayn (tasarım) edilir. Metal kanalların özellikle yarı açık kanalların kullanıldığı bölgeler ise genellikle yükseltilmiş döşeme altları ve alçaltılmış tavan alanlarıdır. Bu bölgelerde zemine veya tavana özel aparatlar ile monte edilerek kullanılırlar. Döşeme altı ve yükseltilmiş döşeme kablo kanal sistemleri, kablo dağıtımına kuruluş anında ve gelecekte olabilecek değişikliklere çözümler getiren, işletmede anında oluşabilecek ihtiyaçlara zemin oluşturan modüler bir sistemdir. Döşeme altı kanal sistemi, büyük sanayi atölyelerde( makinelerin yerleri duvardan uzak ve aynı mesafede olan) ve iş yerlerinde kurulum maliyeti fazla olup çalışma kolaylığı sağlayan kullanışlı bir sistemdir. Yükseltilmiş döşeme sistemi ve döşeme altı klimatizasyon, sistemin ana elemanları olup demonte bölmeler, alttan aydınlatma, elektrifikasyon ve yangın algılama söndürme sistemleri bu sistem içerisinde birlikte uygulanmaktadır. Döşeme altı kanal sisteminde zayıf akım, kuvvetli akım ve veri kabloları birbirinden ayrı olarak aynı kanal içerisindeki kanal gözlerinden ayrı olarak da çekilebilmektedir. Döşeme kanal sistemi, döşeme altı kanal ile yapılmakla beraber, zemin yüzeyinden balık sırtı döşeme kanal sistemi kullanılarak da döşeme işlemi yapılır. Balık sırtı kanal sistemine giriş, duvar kanalı ile yapılmaktadır. Döşeme altı kanal sisteminde kullanılan yardımcı gereçler şunlardır: Dağıtım döşeme plakası (yükseltilmiş döşeme), döşeme altı buat ve döşeme altı priz kutusu, sütun ve yükseltilmiş zemin kutusu, çıkış elemanı. Ø Dağıtım Döşeme Plakası (Yükseltilmiş Döşeme): Yükseltilmiş döşeme, bina betonarme tabanı üzerinde ikinci bir döşeme yüzeyi oluşturur. Aradaki boşluğun mekanik, elektrik, havalandırma tesisatlarına ait boru, kablo ve kanal gibi malzemeleri mekân içerisinde herhangi bir yıkma, yeniden yapma gibi zaman ve para kaybına yol açan inşaat işlerine gerek kalmaksızın istenilen noktaya hızla ulaştırılmasına olanak sağlayan bir yapı malzemesidir. Uygulama alanlarına bağlı olarak gerek statik elektriği deşarj edebilecek kadar iletken ve gerekse tamamı ile yalıtkan yükseltilmiş döşeme sistemi 600x600 mm ya da 600x400 mm ebatlarındaki yüksek yoğunluklu sunta özlü (720–750 kg/m3) ya da kompozit paneller ile tamamı galvanize çelik ayarlanabilir ayak ve kuşaktan oluşmaktadır. Yükseltilmiş döşeme panelleri uygulama alanlarına göre: Ø Anti-statik PVC Ø Anti-statik HPL Ø Linolyum Ø Granit ya da seramik Ø Ahşap ya da parke kaplı olarak üretilmektedir. Homojen PVC esaslı zemin kaplama malzemeleri tek tabakadan oluşan, yani aşınma tabakası olmayan ürünlerdir. Dolayısıyla üst yüzeylerinde bir koruma tabakası bulunmamaktadır. Üst yüzeyin korunması için herhangi bir kaplama bulunmaması hâlinde PVC yer kaplama malzemeleri, çevresel etkenlerden kolayca zarar görebilirler. Heterojen esaslı PVC yer kaplamaları, muhtelif katmanlardan oluşurlar. Koruma tabakası, darbelere sürtünmelere ve çizilmelere karşı öngörülmüştür. Dağıtım döşeme plakası montaj işleminden önce plaka ayaklarına zemindeki bozuklukları düzeltmek için yapıştırıcı sürülür. Kabloların döşeneceği ve buatın yerleştirileceği plakalar açılır ve döşeme işlemi yapılır. Çeşitli ve standart boyutları Döşeme altı kanallar kullanıldıkları yere göre: Ø Balıksırtı kanal Ø Döşeme altı kanal(düz tip) Ø Döşeme altı kanal(patlamalı tip) Ø Döşeme altı kanal(pencereli tip) Ø Yarı açık kanal olarak çeşitleri mevcuttur. Şekil. 134 Döşeme altı kanalların standart boyutlarını dikkate alırken yüksekliği, kanal genişliği ve boyu dikkate alınır. Kanalların boyutları çok farklılık göstermekle beraber uygulamada en çok kullanılan kanal boyutları aşağıdaki gibidir: Yüksekliği: 30–40–60–80 mm Kanal göz genişliği: 80–100–120–150–160–200–250–240–300–400 mm Boyu: 1500–2000–2400–2500 mm Balıksırtı kanalın boyu 2 m ve boyutu 20x92 mm’dir. Yer Döşeme Altı Boruları Yer döşeme altı boruları elektrik enerjisi iletimini sağlayan iletkenlerin döşeme kısmından taşınmasını sağlayan taşıma sistemidir. Yapıları ve yardımcı gereçleri Yer döşeme altı boruları, yapı olarak darbe ve ezilmelere karşı dayanıklılık gerektiren bir yapıya sahiptir. Bu dayanıklılığı sağlamak için termoplastik malzeme kullanılır. Bu tür sert borular dayanıklılık gerektiren tavan ve taban kısımlarında kullanıldığı için beton boru olarak adlandırılır. Şekil. 135 Çeşit ve standart boyutları Döşeme altı boruları: Ø Spiral boru(ağır seri) Ø Düz boru(orta seri) Ø Düz boru(ağır seri) tiplerinde üretilmektedir. Ağır seri tip spiral boru kullanım alanı geniş olmakla beraber döşeme kısmında yükseltilmiş döşemelerde kullanılmaktadır. Ağır ve orta seri düz boru döşeme altında kullanılır. Elektrikçilerde tavan beton döşemelerinde kullanılan sert PVC boru döşeme kısmında da kullanılabilir. PVC boru tesisatında döşeme tesisatının daha ağır şartlara dayanıklı olabilmesi için borunun üst kısmına harç dökülmektedir. Spiral boru(ağır tip): 16–20–25–32–40–50–63 mm çapında ve boyu 100–50–25–15 m’dir. Düz boru(orta tip-ağır tip): 16–20–25–32 mm çapında ve boyu 34–25–17 m’dir. Sıva Üstü Tesisat Dübeller Dübel, plastikten yapılmış tutturma gerecine denir. Dübeller, beton ve duvar gibi yerlerde elektrik tesis gereçlerini tutturmak için kullanılır. Eskiden tesis gereçlerini tutturmak için takoz kullanılırken, dübellerin kullanımının yayılması ile zor olan bu uygulama günümüzde tercih edilmemektedir. Dübeller, beton ve duvar gibi yerlerde matkap kullanılarak açılan oyuklara yerleştirilir. Kullanacağımız dübeli montaj işleminde kullanacağımız vidanın boyun çapı ve boyuna göre tercih etmeliyiz. Matkap ile delme işleminde kullanacağımız dübel ebadı dikkate alınarak uygun matkap ucu seçilmeli ve ona göre delme işlemi yapılmalıdır. Eğer dübel yuvası, geniş açılacak olursa dübel, yuva içerisinde sağlıklı olarak durmayacağından elektik gereçler de sağlıklı olarak monte edilmemiş olur. Dübel, yuva içerisine yerleştirilirken alçıya batırılarak yerleştirme işleminin yapılması daha sağlıklıdır. Standart boyutları Dübellerin kulanım alanları geniş olup, bu uygulama alanlarının yapısına göre dübelin yapısında ve şekillerinde değişiklik yapılmıştır. Uygulamada kullanılan dübel çeşitleri şunlardır: Plastik dübel, çelik dübeller(çakmalı dübel, gömlekli borulu dübel vb.), gaz beton dübel, alçıpan dübel vb. Plastik dübellerin çekildiğinde kolay bir şekilde çıkmaması için tırnak kısımları vardır. Uygulamada en çok kullanılan plastik dübel, 5-6-7-8-10-12 mm çapında üretilmektedir. Dübeller belli sayılarda ambalajlanmış poşet içerisinde satılmaktadır. Şekil. 136 Kablo Kanalı Sıva üstü elektrik tesisatında, iletkenlerin sıva üstünden iletimini sağlayan dekoratif görünümlü kanal sistemine kablo kanalı denir. Yapıları ve yardımcı gereçleri Kablo kanal sisteminde kanallar, tavan ve duvara monte edilir. Kablolar ise bu kanallar içerisinden çekilir. Kenarı daha yüksek olan kanallar, daha çok ana kontrol sistemlerinde veya data (veri) kablolarını döşemede kullanılabilir. Yatayda olduğu gibi dikeyde de yön değiştirebilmek için tüm genişliklerde kolay monte edilebilen iç-dış bükey, yatay köşe, T ve dörtlü kavşak parçaları gibi döşemede kullanılan yardımcı gereçleri mevcuttur. Kanal döşemesinde dönüş kısımlarda modüler parçaları kanallara monte ederek daha rahat bir montaj yapılmaktadır. Data, aydınlatma ve haberleşme hattı kabloları ayrı bölümlerden çekilir. Bunun için kanal içerisine seperatör monte edilir. PVC kanallarının avantajları şunlardır: Ø PVC, korozyona uğramaz. Ø Kısa devre gibi bir durum oluşturmaz. Ø Hafiftir. Ø Taşınması kolaydır ve ağırlık yapmaz. Ø Montajı, kesilmesi ve delinmesi kolaydır. Ø Kablo kanallar dekoratif bir görünüme sahiptir. Çeşitleri ve standart boyutları Kablo kanalları değişik kalınlıklarda sac ile yapılabildiği gibi PVC ile de yapılmaktadır. Günümüzde sıva üstü tesisatında PVC kanallar daha çok tercih edilmektedir. PVC kanallar 22.10-3 m boyunda, 16-20-32-40-60-65-75-80-85-100-105-120-130- 140-150-170-195-200300-400-500 mm genişliğinde ve 12,5-16-20-25-35-40-50-65 mm kanal yüksekliğinde, delikli ve deliksiz olarak yapılırlar. Delikli olanlar ısınan kablonun soğuması amacı ile kullanılır. Ray tipi kanallar duvar ve tavana monte edilen konsollar yardımı ile duvar ve tavana tutturularak döşeme yapılabilir. Şekil. 137 PVC kanal kesme aksesuarı Kullanılan kanal kapakları, kullanılan kanal ebatlarına göre tercih edilmelidir. Kanal içerisine seperatör konulduğunda her bölme için ayrı kanal kapağı takılarak daha büyük ebatta kanallar için kullanabiliriz. Kroşe Sıva üstü elektrik tesisatında kabloların sıva üstüne montajını sağlayan montaj elamanına kroşe denir. Yapıları ve yardımcı gereçleri Kroşelerin kullanım alanı geniş olup, değişik kullanım alanlarında kroşenin yapısı da değişmiştir. Kroşeler yapı olarak kabloların herhangi bir yere monte edilmesini sağlayarak, çekilen iletken hattının daha güzel görünmesini ve dış etkenlerden kabloların etkilenmesini ve kişileri elektrik enerjisinin etkilerinden korur. Uygulama olarak evlerde, küçük iş yerlerinde daha çok kullanılmaktadır. Kroşeler; yapı olarak plastikten, metallerden (sac, bakır, galvanizli sac…) yapılırlar. Kroşeler arası uzaklık kablonun kesiti dikkate alınarak, iç tesisat yönetmeliği dikkate alınarak değişir. Kroşeler yapı olarak; kabloları tutucu kısım, kroşenin montajını sağlayan vida ve çelik çivi kısmından oluşur. Çeşitleri ve standart boyutları Kroşe, kullanıldığı alana göre değişik çeşitlerde imal edilmektedir. Bunlar şunlardır; Ø Plastik çivili kroşe Ø Antigron kroşe Ø Ray kroşe Ø Tandır kroşe Ø Yapışkan kroşe Ø Vidalı kroşe Şekil. 138 Kroşe çeşitleri Kroşe çeşitlerinden günlük hayatımızda en çok kullanılanı, plastik çivili kroşe ve antigron kroşedir. Kroşelerin çoğunluğu 1-1,5-2-3-4-5-6-7-8-9-10 numaralı olmak üzere çeşitli çaplarda üretilmiştir. SAYISAL ELEKTRONİK Günümüz Elektroniği Analog ve Sayısal olmak üzere iki temel türde incelenebilir. Analog büyüklükler sonsuz sayıda değeri içermesine rağmen Sayısal büyüklükler sadece iki değer alabilirler. Analog büyüklüklere örnek olarak Basınç, sıcaklık gibi bir çok fiziksel büyüklüğü örnek olarak verebiliriz. Şekil.139’daki elektrik devresinde çıkış gerilimi ayarlı direncin değiştirilmesi ile birlikte 0 ile 12 Volt arasında sonsuz sayıda değer alabilir. Şekil.140’daki devrenin çıkış gerilimi sadece iki gerilim seviyesinde tanımlanabilir. Eğer anahtar açıksa 0 Volt, anahtar kapalı ise 12 Volt devrenin çıkış geriliminin alabileceği değerlerdir. Şekil.139 Şekil.140 Sayısal bir sistemde bilgiler sinyal adı verilen fiziksel niceliklerle temsil edilir. Sayısal Sistemlerin çoğu sadece iki değeri olan sinyallerle çalışıyorsa bir hesap makinesinin sadece iki voltaj seviyesini kullanarak nasıl 1974 gibi bir sayıyı nasıl tanımlayabilmektedir. Böyle bir sorunun cevabı ise Sayısal Sistemlerin normal hayatta kullandığımız Decimal (Onluk) sayı sistemini değil Binary (İkilik) tabanda kodlanmış sayı sistemini kullandığıdır. Sayısal Mantık Seviyeleri Ve Dalga Formları Bir Sayısal Sistem iki gerilim seviyesine göre çalışır. Bu nedenle her Sayısal Sistemin bu iki gerilim seviyesine karşılık gelen bir biçimi olmalıdır. Bu nedenle Sayısal Devreler Binary (İkilik) Sayı sisteminde kullanılan 1 ve 0 ile tanımlanmak zorundadır. Bu Sayısal Sistemin girdilerinin ikilik koda dönüşmesini sağlar. Aşağıdaki Pozitif Mantık ifadelerini kullanarak Sayısal kavramları tanımlayabileceğiz. Örneğin bir anahtarın kapalı olması sayısal sistemde ‘1’ veya 5V’a eşit olacaktır. Bir kare dalganın yükseleme ve düşmesinin çok küçük zaman diliminde olduğu düşünülürse kare dalga sayısal sinyallere güzel bir örnek olabilir. Aşağıda bir kare dalga üzerindeki Lojik seviyeler gösterilmiştir. Şekil.141 Lojik seviyeler Sayısal devrelerde negatif mantık kullanımı bazı uygulamalarda tasarımcıya büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Örneğin elektriksel gürültü problemi yaşanan sistemlerin tasarımında Negatif mantık kullanımı gürültü probleminin ortadan kalkmasını sağlayabilir. Şekil.142 Sayı Sistemleri Decimal (onlu) sayı sistemi Decimal(Onlu) Sayı sistemi günlük hayatta kullandığımız 0,1,2,3,4,5,6,7,8,9 rakamlarından oluşur. Decimal(Onlu) Sayı sisteminde her sayı bulunduğu basamağa göre değer alır. Sistemin tabanı 10’dur. Örneğin 128 sayısı ; 128=1x10² + 2x10¹ + 8x10º 128=1x100 + 2x10 + 8x1 128=100 + 20 + 8 şeklinde yazılacaktır. Örnekten görüldüğü gibi Decimal(Onlu) bir sayıda her basamak farklı üstel ifadelerle gösterilmiştir. Bu üstel ifade o basamağın ağırlığı olarak adlandırılır. O halde Decimal(Onlu) bir sayıyı analiz ederken basamaklardaki rakam ile basamak ağırlığını çarpmamız gerekiyor. Örnekte 3. basamaktaki 1sayısı 100 ile, 2. basamaktaki 2 sayısı 10 ile ve 1. Basamaktaki 8 sayısı 1 ile çarpılır. Her basamaktaki çarpım sonucu toplanarak analiz sonlandırılır. Not: 10º=1 olduğu unutulmamalıdır. Örnek: Decimal(Onlu) 2784 sayısının analizini yapalım; 2784= 2x10³+7x10²+8x10¹+4x10º 2784=2x1000+3x100+8x10+4x1 2784=2000+700+80+4 2784=2784 şeklinde tanımlayabiliriz. Ondalıklı decimal (onlu) sayılar Eğer verilen Decimal(Onlu) sayı ondalıklı ise bu durumda normal analiz işlemi devam eder yalnız ondalıklı ifadeyi 0’ı takip eden negatif sayılarla tanımlarız. Örnek: 568,25 sayısının analizini yapınız. 568,25=5x10²+6x10¹+8x10º+2x10-¹ +5x10-² 568,25=500+60+8+0,2+0,05 568,25=568,25 şeklinde tamamlanabilir. Binary (ikili) sayı sistemi Binary (İkilik) Sayı sisteminin tabanı 2’dir.Ve bu sistemde sadece “0” ve “1” rakamları kullanılmaktadır. Binary Sayı sisteminde’ de Decimal(Onlu) Sayı sisteminde olduğu gibi her sayı bulunduğu basamağın konum ağırlığı ile çarpılır. Binary(İkilik) Sayı Sisteminde bulunan her ‘0’ veya ‘1’ rakamları BİT (BInary DigiT) adı ile tanımlanır.Binary(İkili) sayılar yazılırken en sağdaki basamağa en düşük değerlikli bit (Least Significant Bit-LSB),en soldaki basamağa en yüksek değerlikli bit (Most Significant Bit-MSB) adı verilir. Decimal(Onlu) Sayılıları sadece iki rakamdan oluşan Binary(İkilik) sayılarla tanımlayabilmemiz Sayısal Sistemlerin iki voltaj seviyesini kullanarak farklı büyüklükleri tanımlanmasının anlaşılmasını sağlamaktadır. Binary sayıların yazılışı ve decimal sayılara çevrilmesi Binary(ikili) sayıları Decimal(Onlu) sayılara dönüştürürken her bir bit basamak ağırlığı ile çarpılıp bu sonuçların toplanması gerekir. Örnek: (1010)2 = ( ? )10 (1010)2 = 1 x 23 + 0 x 22 + 1 x 21 + 0 x 20 (1010)2 = 8 + 0 + 2 + 0 (1010)2 = 10 Not: Binary (İkilik) sayıların Decimal(Onlu) karşılıkları bulunurken her basamak kendi basamak ağırlığı ile çarpılır. Çarpım sonuçları toplanarak dönüşüm tamamlanır. Ondalıklı binary sayıların decimal sayılara dönüştürülmesi Ondalıklı Binary (ikilik) sayıları Decimal (onlu) sayılara dönüştürmek için izlenilecek yol çarpım iki metodudur. Ondalıklı kısma kadar olan kısmı normal analiz yöntemini kullanarak dönüştürürken ondalıklı kısmın basamak ağırlığı 0’ı takip eden negatif sayılar olarak belirlenir. Örnek: ( 111,101 )2 = (?)10 ( 111,101 )2 = 1x2²+1x2¹+1x2º+1x2¯¹+0x2¯²+1x2¯³ ( 111,101 )2 = 1x4+1x2+1x1+1x½+0x¼+1x⅛ ( 111,101 )2 = 4+2+1+0,5+0+0,125 ( 111,101 )2 = (7,625)10 Decimal sayıların binary sayılara çevrilmesi Decimal(Onlu) sayıları Binary(İkilik) sayılara çevirirken “Bölme-2” metodu kullanılır. Çıkan sonuç tersinden yazılır. Örnek: (33) 10 = ( ? )2 Ondalıklı decimal sayıların binary sayılara dönüştürülmesi Ondalıklı Decimal(Onlu) Sayıların Binary(İkilik) karşılıkları bulunurken ondalıklı kısma kadar olan bölüm için normal çevirim yöntemi uygulanır. Ondalıklı kısım, kesirli kısmın sıfıra veya sıfıra yakın bir değere ulaşıncaya kadar 2 ile çarpılır. Örnek: (7,8125)10 = ( ? )2 ondalıklı decimal(onluk) sayısının binary(ikilik) karşılığını yazınız. Çözüm: İlk önce tam kısımlar daha sonra ondalıklı kısımları çevirelim. Binary Sayı Sistemi Aritmetiği Binary sayılarda toplama Binary(İkilik) sayı sistemindeki temel toplama kuralları; şeklinde belirtilebilir. Binary sayı sisteminde de iki sayı toplandığında eğer sonuç bir haneye sığmıyorsa bir elde(cary) oluşur. Örnek: Aşağıdaki iki Binary(İkilik) Sayıyı toplayınız. Çözüm: Toplama işlemine Decimal(Onluk) Sayılarda olduğu gibi önce en düşük basamaktan başlarız. En sağdaki sütun 1 + 1 = Ortadaki sütün 1 + 1 + 0 = 1 oluşan elde bir üst basamakla toplanır 0 0 En soldaki sütun 1 +0 + 0 = 1 1 oluşan elde bir üst basamakla toplanır 0 Not: Eğer en yüksek değerlikli basamakların toplamında bir elde oluşmuş olsaydı, bu toplam sonucunun en yüksek değerlikli biti olarak karşımıza çıkardı. Binary sayılarda çıkarma Binary(İkilik) sayı sistemindeki temel çıkarma kuralları; şeklinde belirtilebilir. Binary sayı sisteminde de küçük değerlikli bir basamaktan büyük değerlikli bir basamak çıkarıldığında,bir üstteki basamaktan bir borç(borrov) alınır ve çıkarma işlemi tamamlanır. Örnek: Aşağıda verilen iki Binary(İkilik) Sayıyı çıkarın. Tamamlayıcı (Komplementer) Aritmetiği Sayı sistemlerinde direkt çıkarma yapılacağı gibi Tamamlayıcı (Komplementer) yöntemiyle de çıkarma yapılabilir. Tamamlayıcı (Komplementer) yöntemiyle çıkarma işlemi aslında bir toplama işlemidir. Bu işlemde bir üst basamaktan borç alınmaz. Her sayı sistemine ilişkin iki adet tümleyen (komplementer) bulunabilir. Bunlar; r sayı sisteminin tabanını göstermek üzere 1. r-1. Komplementer 2. r. Komplementer olarak gösterilebilir. Taban yerine konduğunda bu iki tümleyen (komplementer) Binary(İkilik) sayılarda 1. ve 2. Tümleyen (komplementer), Decimal(Onlu) sayılarda 9. ve 10. Tümleyen (komplementer) adını alır. r-1 Tümleyen (komplementer): n haneli bir tamsayı kısmı ve m haneli bir kesiri bulunan r tabanında bir N pozitif sayı için: r-1. Komplementeri = rn-r-m-N olur. r. Tümleyen (komplementer): n haneli bir tamsayı kısmı bulunan r tabanında bir N pozitif sayı için, N’ in r. Komplementeri = rn- N şeklinde bulunur. Not: Binary sayılarda kolay bir yöntem olarak 2’ ye tümleyen 1’e tümleyene “1” eklenerek elde edilebilir. 2’ye tümleyen = 1’ e tümleyen+1 Bire-Tümleyenle Çıkarma: Bir Binary(ikilik) sayının 1. Komplementeri basitçe her bir bitin tersinin alınması ile bulunur. İki Binary(İkilik) sayıyı 1.Tümleyen (komplementer) yardımı ile çıkarmak için; a) Çıkan sayının 1. Tümleyen (komplementer)i bulunur. 1. Tümleyen (komplementer) bulunurken çıkan sayı ile çıkarılan sayının basamak sayısının eşit olması gerekir. b) Çıkarılan sayı ile çıkan sayının 1. Tümleyen (komplementer)i toplanır. c) En büyük değerlikli basamakta elde 1 oluşursa bu işlem sonucunun pozitif olduğu anlamına gelir d) Doğru sonuca ulaşmak için elde 1 buradan alınarak en küçük değerlikli basamakla toplanır. e) Eğer elde 1 oluşmamışsa sonuç negatiftir doğru cevabı bulmak için sonuç terslenerek yazılır. Örnek: İkiye-Tümleyenle Çıkarma: Binary sayının 2. Tümleyen (komplementer)i o sayının 1. Tümleyene (komplementer) 1 eklenerek bulunur. 2. Tümleyen (komplementer)= 1. Tümleyen (komplementer)+1 İki Binary sayıyı 2. Tümleyen (komplementer) yardımı ile birbirinden çıkarmak için; a) Çıkan sayının 2. Tümleyen (komplementer)i bulunur. Çıkan sayı ile çıkarılan sayının basamak sayıları eşit olmalıdır. b) Çıkarılan sayı ile çıkan sayının 2. tümleyen (komplementer)i toplanır. c) Eğer toplama işlemi sonucunda en yüksek değerlikli basamakta bir elde oluşmuşsa çıkan sonuç pozitiftir, elde atılarak gerçek sonuca ulaşılır. d) Toplam sonucunda bir elde oluşmamışsa sonuç negatiftir. Çıkan sonucun tersi alındıktan sonra 1 eklenerek gerçek sonuca ulaşılır. Örnek: Aşağıdaki iki Binary(İkilik) sayıyı 2. Tümleyen (komplementer) yardımı çıkarın. Binary (İkilik) Sayılarda Çarpma Binary(İkilik) Sayılarla Çarpma işlemi Decimal(Onluk) sayı sisteminin aynısı olup temel çarpma kuralları aşağıdaki gibidir. 0x0=0 0x1=0 1x0=0 1x1=1 Örnek: Aşağıdaki iki Binary(İkilik) Sayıyının çarpımını hesaplayınız. Binary (İkilik) Sayılarda Bölme Binary(İkilik) Sayılarda kullanılan temel bölme kuralları aşağıdaki gibidir. Binary(İkilik) Sayılardaki bölme işlemi Decimal (Onluk) Sayı sisteminin aynısıdır. 0÷0=0 0÷1=0 1÷0=0 1÷1=1 Örnek: Aşağıdaki Bölme işlemini gerçekleştirin. (1100)2 ÷ (100)2 Octal (Sekizli) Sayı sistemi Octal (Sekizli) Sayı sisteminin tabanı sekiz olup 0,1,2,3,4,5,6,7 rakamları bu sayı sisteminde kullanılır. Octal(Sekizli) Sayıların Yazılışı ve Decimal(Onlu) Sayılara Çevrilmesi Octal(Sekizli) sayıları Decimal(Onlu) sayılara çevirmek için her sayı bulunduğu basamağın konum ağırlığı ile çarpılır.Bu çarpım sonuçları toplanarak sonuç elde edilir. Örnek: ( 47 )8 = (?)10 dönüşümünü gerçekleştirin? Ondalıklı Octal(Sekizli) Sayıların Decimal(Onluk) Sayılara Çevrilmesi Ondalıklı Octal(Sekizli) sayıları Decimal (onluk) sayılara dönüştürmek için izlenilecek yol çarpım 8 metodudur. Ondalıklı kısma kadar olan kısmı normal analiz yöntemini kullanarak dönüştürürken ondalıklı kısmın basamak ağırlığı 0’ı takip eden negatif sayılar olarak belirlenir. Örnek: ( 153,51 )8 = (?)10 dönüşümünü gerçekleştirin? Decimal(Onlu) Sayıların Octal(Sekizli) Sayılara Çevrilmesi Decimal(Onluk) sistemden Octal(Sekizli) sisteme dönüşüm “Bölme-8 metodu ile yapılır. Çıkan sonuç tersinden yazılır. Örnek: (247)10 = ( ? )8 Ondalıklı Decimal (Onlu) Sayıların Octal (Sekizli) Sayılara Çevrilmesi Ondalıklı Decimal(Onlu) Sayıları Octal(Sekizli) sayılara dönüştürürken ondalıklı kısma kadar olan bölüm için normal çevirim yöntemi uygulanır. Ondalıklı kısım ise 8 ile çarpılır. Bu işlem kesirli kısım sıfıra veya yakın bir değere ulaşıncaya kadar devam eder. Örnek: (153,513)10 = ( ? )8 Binary(İkilik) Sayıların Octal(Sekizli) Sayılara Çevrilmesi Binary(İkilik) sayıları Octal(Sekizli) sayılara dönüştürürken,Binary sayı sağdan başlayarak sola doğru üçerli gruplara ayrılır. Her grubun Octal karşılığı bulunarak çevirme işlemi tamamlanmış olur. Örnek: (101110011)2= ( ? )8 Not: Üçerli gruplandırmayı sağlamak için en sola gerektiği kadar “0” ilave edilir. Octal (Sekizli) Sayıların Binary(İkilik) Sayılara Çevrilmesi Octal (Sekizli) sayıları Binary(İkilik) sayılara ; her Octal (Sekizli) sayının üç bitlik Binary (İkilik) karşılığı yazılması ile çevirim gerçekleştirilir. Örnek: ( 237)8 =(?)2 Hexadecimal (Onaltılı)Sayı sistemi Hexadecimal (Onaltılık) sayı sisteminin tabanı 16 olup,0-9’a kadar rakamlar ve A-F’ ye kadar harfler bu sayı sisteminde tanımlıdır. Bu sayı sisteminde rakamlar bu sembollerin yan yana yazılmasından elde edilir. Hanelerin basamak ağırlıkları sağdan sola doğru 16’nın artan kuvvetleri belirtilir. Aşağıdaki tablo 0-15 arası Decimal(Onlu) sayıların Hexadecimal karşılıklarını vermektedir. Tablo 2.4 Lojik Kapılar Sayısal devrelerin tasarımında kullanılan temel devre elemanlarına Lojik kapılar adı verilir. Bir lojik kapı bir çıkış, bir veya birden fazla giriş hattına sahiptir. Çıkışı, giriş hatlarının durumuna bağlı olarak Lojik-1 veya Lojik-0 olabilir. Bir Lojik kapının girişlerine uygulanan sinyale bağlı olarak çıkışının ne olacağını gösteren tabloya doğruluk tablosu (truth table) adı verilir. VE(AND), VEYA(OR), DEĞİL(NOT), VEDEĞİL(NAND), VEYADEĞİL(NOR), ÖZELVEYA(EXOR) ve ÖZELVEYA DEĞİL(EXNOR) temel lojik kapılardır. VE Kapısı (And Gate) VE kapısının bir çıkış, iki veya daha fazla giriş hattı vardır. Şekil.143’de iki giriş, bir çıkışlı VE kapısının sembolü, doğruluk tablosu ve elektrik eşdeğer devresi verilmiştir. Şekil.143 İki girişli VE Kapısı Örnek: Üç-girişli bir VE kapısına ait Lojik ifadeyi yazarak doğruluk tablosunu oluşturunuz. Çözüm: Girişlere A,B,C dersek (n=3) oluşturulacak doğruluk tablosunda 23 = 8 farklı durumun yazılması gerekir. VEYA Kapısı (OR Gate) Bir VEYA kapısının iki veya daha fazla giriş, bir çıkış hattı vardır. Şekil.144’de iki giriş bir çıkışlı VEYA kapısının lojik sembolü, doğruluk tablosu ve denk anahtar devresi verilmiştir. Şekil.144 İki girişli VEYA Kapısı Bir VEYA kapısın da girişlerinden biri veya tamamı Lojik-1 ise çıkış Lojik-1,her iki girişin birden Lojik-0 olması halinde çıkış Lojik-0 olur.” DEĞİL Kapısı (NOT GATE- Inverter) DEĞİL kapısı bir giriş, bir çıkış hattına sahiptir. Çıkış işareti giriş işaretinin tersi (değilitümleyeni) olur. Şekil.145’de standart değil kapısı sembolü, doğruluk tablosu ve denk anahtar devresi verilmiştir. Şekil.145 DEĞİL (NOT) Kapısı VE DEĞİL Kapısı (NAND GATE) VE DEĞİL kapısının en az iki giriş ve bir çıkışı vardır. Lojik fonksiyon olarak VE fonksiyonunun DEĞİL’i olarak tanımlayabiliriz. Şekil.146’da iki giriş, bir çıkışlı VE DEĞİL kapısının sembolü,doğruluk tablosu ve denk anahtar devresi verilmiştir. Şekil.146 İki girişli VE DEĞİL Kapısı VEYA DEĞİL Kapısı (NOR GATE) VEYA DEĞİL kapısının en az iki giriş ve bir çıkış hattı vardır. Lojik fonksiyon olarak VEYA fonksiyonunun DEĞİL’i olarak tanımlayabiliriz. Şekil.147’de iki giriş, bir çıkışlı VEYA DEĞİL kapısının sembolü, doğruluk tablosu ve elektrik eşdeğer devresi verilmiştir. Şekil.147 İki girişli VE DEĞİL Kapısı ÖZEL VEYA Kapısı (XOR GATE) Bir ÖZEL VEYA kapısının iki veya daha fazla giriş, bir çıkış hattı vardır. Şekil.148’de iki giriş bir çıkışlı ÖZELVEYA kapısının lojik sembolü, doğruluk tablosu ve denk anahtar devresi verilmiştir. Şekil.148 İki girişli ÖZELVEYA Kapısı ÖZEL VEYA DEĞİL Kapısı (XNOR Gate) Bir ÖZEL VEYA DEĞİL kapısının iki veya daha fazla giriş, bir çıkış hattı vardır. Lojik fonksiyon olarak ÖZEL VEYA işleminin değildir. Şekil.149’da iki giriş bir çıkışlı ÖZEL VEYA DEĞİL kapısının lojik sembolü, doğruluk tablosu ve denk anahtar devresi verilmiştir. Şekil.149 İki girişli ÖZELVEYA DEĞİLKapısı