Trump tökezleyince dolar yere serildi

advertisement
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve Çocuk Bayramı Kutlu olsun
for the English
edition ☞ 13
DOSYA
Denizcilik & Ekonomi Gazetesi
Nisan 2017 Say›: 112
İnsansız akıllı
gemiler geliyor
İnsansız hava uçağı, insansız otomobil derken dünya
şimdi de insansız gemilere
hazırlanıyor. İlk olarak askeri
gemilerde test edilen akıllı
gemi sistemlerinin 2020 yılında yük gemilerinde uygulanması planlanıyor.
04
RÖPORTAJ
30 milyar dolar enerji
tasarrufu mümkün
Trump tökezleyince dolar yere serildi
Trump’ın oyun planında sağlık reformu yasa
tasarısının geçmesinin ardından vergi indirimlerine gitmek vardı. Peki, söz konusu
gelişme, piyasalar ve dünya ekonomisi için
ne anlama geliyor? Analistlere göre, Başkan
Trump'ın sağlık reformuna ilişkin başarısız
denemesinin birçok yansıması olacak. Çünkü bu gelişme, Trump'ın karşısında muhalefet olarak sadece Demokratlar’ın değil, aynı
zamanda kendi partisinden bir grubun da
olduğunu gözler önüne serdi. Analistler, bu
durumun illa ki olumsuz olarak nitelendirilmemesi gerektiğini, Trump siyasetinin
normalleşmesi için iyi bir dengeleyici mekanizma olabileceğini not düşüyor.
İşin siyasi tarafını bir kenara bırakıp, ekonomik açıdan yansımalarının ne olacağına
bakıldığında ise; bunun Trump'ın vergi indirimi politikasına olası etkisi olacağı belirtiliyor. Çünkü, Obamacare olarak nitelendirilen
ABD Başkanı Donald Trump’ın
en önemli seçim vaatlerinden
biri olan sağlık reformu yasa
tasarısının mart ayı sonunda
geri çekilmesi bir anlamda
dünya piyasalarında kartların
yeniden karılmasına neden oldu
mevcut sistemde değişikliğe gidilememiş
olması bütçede rahatlama getirmeyeceği
için, borç tavanı ve bütçe açığı gibi riskler
dikkate alındığında Trump’ın önemli vaatlerinden olan vergi indirimine gidilmesi de o
kadar kolay olmayacak. Dünyaca ünlü Wall
Street Journal gazetesinin haberine göre,
uzmanlar, alınan kararın ardından piyasaların olumlu bir havaya girdiğini ve Trump’ın
daha önce sözünü verdiği vergi reformunu
beklemeye başladığını belirtiyor.
ABD'de vergi indirimlerine gitmenin zorlaşmasının, ekonomide beklenen büyümenin gerçekleşmeyeceği anlamına geldiğine
dikkat çeken analistlere göre, bu durum
Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz artırımlarında daha dikkatli davranmasını
gerektirecek. Bu da dolarda zayıflamayı beraberinde getirecektir. Zaten kararın ardından
piyasaların tepkisi de bu yönde oldu. Cuma
gecesi yaşanan gelişmenin ardından dolar
endeksi 99 seviyesine gerileyerek son dört
ayın en düşük seviyesini gördü. Euro/dolar
paritesi ise 1,0850 ile 2017 yılının en yüksek
seviyesini, dolar / Japon Yeni paritesi ise
110,3 ile son dört ayın en düşük seviyesini
gördü. ABD Doları'nın küresel manada zayıflaması ise dolar/ Türk Lirası kurunu da aşağı
çekmeye başladı. Dolar kuru yeniden 3,60
TL’nin altına indi.
02
Jotun Global Satış Direktörü
Stein Kjølberg ile gemilerde
büyük enerji tasarrufu sağlayacak ve gemilerin karbon
salınımını düşürecek ISO19030
standardını ve Jotun
HPS sistemini konuştuk. 12
'Devlet gemi inşaya
destek verecek'
Prof. Dr. Oral Erdoğan
dünyada ve Türkiye’deki
gemi inşa sanayinin
ekonomisi ile ilgili
önemli değerlendir10
melerde bulundu.
Milli Gemiye
Milli Sonar!
Ropemaking is the art of
craftsmanship and science
Our Timm™ ropes are the result of continous development and craftsmanship since 1772.
With the industry's increased demand for high performance fiber solutions we proudly
offer our highest quality, EU approved Acera™ genuine HMPE fibre ropes.
Savaş Sistemi Tedariki Projesi
kapsamında Meteksan tarafından üretilen 'Milli Sonar Deniz
Birimi' kabul testleri tamamlaISSN 1307-9794
narak MİLGEM 3. Gemisi TCG- 0 1
Burgazada’ya teslim edildi. 22
ISSN 307 9794
wilhelmsen.com
OPTIMISING PERFORMANCE
9
771307 979009
02 HABER
‘Referandum
öncesi
3,55 TL’yi
görebilir’
Küresel anlamda
yatırımcıların güvenli
liman arayışı Japon Yeni,
altın ve gelişmiş ülke
tahvilleri gibi finansal
araçlarda değerlenmeye yol açıyor. Gelişmeler,
iç piyasada doları aşağı
çekerken hisse senedi
piyasalarına ise tam
tersi bir etki yaratması
bekleniyor. Analistlere
göre, hisse senedi tarafında bir miktar satış
söz konusu olacak. Öte
yandan Türkiye-AB ilişkilerinde son dönemde
yükselen tansiyon ve
referandum sonrasında
bu ilişkilerin daha da
bozulabileceğine yönelik gelen açıklamalar da
piyasaları baskı altında
tutmaya devam ediyor.
DNG Danışmanlık Stratejisti Fatih Keresteci,
bütün bu gelişmelere
rağmen, referanduma
kadar dolar / Türk Lirası kurunun 3,55 seviyesini görebileceğini
belirtiyor.
01
‹MT‹YAZ SAH‹B‹
Yeşim Yeliz Egeli
MDN Yayıncılık, Matbaa, Reklam,
Organizasyon ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti.
Genel Yayın Yönetmeni
Yeşim Yeliz Egeli
yesimegeli@marinedealnews.com
Yazı işleri Müdürü (Sorumlu):
Nevzat Ağca
Svitzer, römorkörde yine Sanmar’ı tercih etti
Dünyaca ünlü römorkör işletmecisi Svitzer yeni römorkörünü yine Sanmar’dan aldı. 80
TBP ASD tipi eskort römorkörü
Svitzer’in son iki yılda Sanmar
ile anlaşmasını imzaladığı 14.
römorkör olacak. Svitzer, Southampton Limanı’nda işlettiği
filosunu güçlendirmek ve müşterilerinin çekme gücü yüksek
römorkörlere olan ihtiyacını karşılamak amacıyla Sanmar’dan
80 ton çekme gücüne sahip ASD
Eskort römorkörü satın aldı.
Sanmar tarafından inşa edilen Robert Allan tasarımına
sahip-RAstar 2800 Sınıfı ASD
Eskort römorkörü, bu zorlu görev
için, yüksek manevra kabiliyeti ve güvenilirliği nedeniyle tercih edildi. Mayıs ayının başında
Southampton Limanındaki Svitzer filosuna katılması beklenen
römorköre, gücü ve sağlamlığı
çağrıştırması nedeniyle, Svitzer
Adira adı verildi.
RAstar 2800 tasarımı, esas olarak, geliştirilmiş römorkaj hizmeti
sağlamak için tasarlanmış ve zorlu eskort işlemleri için konfigüre
edilmiştir. Dar alanlarda büyük
gemilerin taşınmasında azami
verimlilik sağlayan bu tip römorkörlerde 2525 KW güç üreten iki
Caterpillar ana motoru bulunuyor. Ayrıca bu römorkörler yangına karşı FIFI 1 uyumlu. Sanmar,
2015 yılından bu yana Svitzer için
inşa ettiği toplam 7 adet römorkörün teslimatını tamamladı. ‘Silver
Bullet’ projesi kapsamında sipariş
edilen 6 adet römorkörden 2’sinin
inşa işleri tamamlanarak 2017 yılı
içinde teslim edildi. Bu römorkörler terminal sınıfı olmasına rağmen sahip olduğu 70 tonluk çekme gücüyle dikkat çekiyor. Bu projede geri kalan 4 adet römorkörün
de 2’şer ay arayla teslim edilmesi
planlanıyor.
Bunların dışında; Svitzer için
Sanmar Altınova Tersanesi’nde
inşa edilen 80 ton çekme gücüne sahip 28 metrelik iki adet
ASD tipi Terminal römorkör
(RAstar 2800E tasarımı) nisan
ayı sonunda teslim edilecek. Bu
daha büyük ve güçlü römorkörler Batı Avustralya kıyılarının
220 kilometre açığında devam
eden Ichthys LNG projesinde
kullanılacak.
nevzatagca@marinedealnews.com
Haber Merkezi
Yüksel Tuğrul, Nur Tuna, Yüce Yöney
Reklam Rezervasyon & Abonelik
Tel: (0212) 343 2005
Belçika Temsilcisi: Sezin Morkaya Slaats
Londra Temsilcisi: Patrick Wheater
Bodrum Temsilcisi: Yiğit Uygur
MDN Yayıncılık, Matbaa, Reklam,
Organizasyon ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti.
Adres: Merkez Mah. Perihan Sk. No.118/5
34360 Şişli, ‹stanbul, Türkiye
Tel: (0212) 343 2005
Faks: (0212) 231 8007
E-posta: info@marinedealnews.com
www.marinedealnews.com
Bask›: KUBAN Matbaacılık ve Yayıncılık
Adres: ‹vedik Organize Sanayi Matbaacılar
Sitesi 558. Sokak No: 20
Yenimahalle / ANKARA
Tel: (0312) 395 2070
Fax: (0312) 395 3723
kubanmatbaa@hotmail.com
Dağ›t›m: ‹s-mail
ISSN 1307-9794
YAYGIN SÜREL‹ YAYIN
Yıl: 10 Sayı: 112 (Nisan 2017, ‹stanbul)
Yaz›, fotoğraf ve illüstrasyonlar›n tüm haklar›
MarineDeal News Gazetesi’ne aittir. Yaz›l›
izin olmaks›z›n hiçbir şekilde yaz›, fotoğraf ve
illüstrasyonlardan al›nt› yap›lamaz. Yay›nlanan
yaz›lar›n sorumluluğu yazarlara, yay›nlanan ilanlar›n
sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir.
Nisan 2017
Marine Line Türkiye, 400. tankerini boyadı
Türkiye’de kimyasal tanker
boya ve kaplama piyasasında
önemli bir pazar payına sahip
olan Marine Line Coating Türkiye yeni inşa-tamir ve yeniden boya olarak toplamda 400.
tanker gemisini geçtiğimiz
günlerde boyayarak teslim etti.
2006 yılından bu yana ABD’li
Advanced Polymer Coatings
ortaklığıyla Türkiye’de başarılı
işlere imza atan Marine Line,
Türkiye’nin yanı sıra Doğu
Avrupa, Kafkas ülkeleri, Kuzey
Afrika ve Ortadoğu’da faaliyetlerini sürdürüyor. 400. geminin
boya işleminin tamamlanmasının ardından açıklamalarda
bulunan Marine Line Türkiye
Genel Müdürü Kaptan Koray
Karagöz, ulaştıkları başarıdan
duyduğu mutluluğu dile getirdi. “Dünyada elimizdeki son
verilere göre toplam 650 adet
Marine Line kaplamalı kimyasal tanker var ve bunun yüzde 62’sini Türkiye’de yapmış
olmaktan çok memnunuz. Bu
sektörün bize olan güvenini
yansıtması açısından oldukça
önemli bir gösterge.
Ayrıca, 2011 yılında kurduğumuz Endüstri Kaplamaları
bölümümüzde şimdiye kadar
163 projeyi başarı ile gerçekleştirdik. Bu projelerin arasında; Tüpraş, Petkim, Çalık gibi
büyük petro-kimya tesisleri ile
Eren, Isken, Izdemir, Enka gibi
termik santraller bulunuyor.
Ayrıca; Modern Karton, Mefa,
Polyplex, Gübretaş, Anagold
gibi büyük fabrikalarla Likit
Kimya, Hayat Kimya, AB GıdaDeskim gibi büyük depolama
tankları olan firmalar da boya
ve kaplama sistemlerimizi
kullanıyor.
Ulaştığımız başarının ardında uygulama kalitemizin yüksekliği önemli bir yer tutuyor.
Boya ve işçilik kalitemiz, pek
çok ülkenin rekabet ettiği bu
alanda öne çıkmamıza olanak
sağlıyor. Önümüzdeki dönemde de başarımızı devam ettirmek adına çalışmalarımıza
devam edeceğiz. Bizi bu başarıya ulaştıran tüm müşterilerimize teşekkür ediyoruz.”
Koray Karagöz
www.marinedealnews.com
HABER 03
İhracatçıların yeşil pasaport özlemi son buldu
İhracatçılar uzun yıllardır özlemini duydukları yeşil pasaporta
kavuştu. Türkiye’ye yıllık 143 milyar dolar döviz kazandıran ihracatçılara yeşil pasaport verilmesine olanak sağlayan karar Resmi
Gazete’nin 23 Mart 2017 tarihli
sayısında yayınlandı.
İhracatçıların yeşil pasaport
sahibi olabilmesi ile ilgili ilk adım,
Resmi Gazete’nin 9 Ağustos 2016
tarihli sayısında yayınlanan, “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi
Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un
7. maddesiyle, “son üç yılda Bakanlar Kurulunca belirlenecek ortalama tutarın üzerinde ihracat
gerçekleştiren firmanın yetkililerine, iki yıl süreyle hususi damgalı
(yeşil) pasaport verilebilir” hükmünün getirilmesiyle atılmıştı. Resmi
Gazete’nin 23 Mart 2017 tarihli
sayısında ise ihracatçıların yeşil
pasaport sahibi olabilmelerinin
şartları belirlendi.
Ekonomi Bakanlığı 15 gün içerisinde yeşil pasaport alma hakkına
sahip firmaları Ekonomi Bakanlığı
Bölge Müdürlüklerine ve İhracatçı Birliklerine iletecek. Bu sürecin
sonunda yeşil pasaport başvuruları kabul edilmeye başlanacak.
Resmi Gazete’nin yayınlanan
karara göre; son üç yıllık ihracatı
ortalama 1 milyon dolar ile 10 milyon dolar arasında olan firmalara 1
yetkilisine yeşil pasaport müracaatında bulunabilecek. Karara göre
10 milyon dolar ile 25 milyon dolar
arasında ihracat gerçekleştiren firmalar 2, 25 ile 50 milyon dolar
arasında ihracatı olan firmalar 3,
50 ile 100 milyon dolar arası ihracatı olan firmalara 4 ve 100 milyon
dolar üzeri ihracat gerçekleştiren
firmalar 5 yetkilisine yeşil pasaport müracaatında bulunabilecek.
İhracatçılara yeşil pasaport 2 yıl
süreyle verilirken, eş ve çocukları
bu haktan yararlanamayacak.
Yeşil pasaport müracaatı, İçişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığınca müştereken belirlenen talep
formu eksiksiz doldurulduktan
sonra firmanın üyesi olduğu ihracatçı birliğine yapılacak. İhracatçı
Birliği belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra Ekonomi Bakanlığı Bölge Müdürlüğü’ne
sunulacak. Bölge Müdürlüğü onayı
sonrasında pasaport müracaatı
şahsen yapılacak.
Türk
Eximbank’tan
400 milyon
euro kredi
Türk Eximbank, 22 bankanın katılımıyla 1 yıl
vadeli 400 milyon euro
tutarında sendikasyon
kredisi sağladı.
Ekonomi Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Türk Eximbankın, Bank of TokyoMitsubishi UFJ'nin koordinatörlüğünde, 22 bankanın katılımı ile sağladığı 1
yıl vadeli 400 milyon euro
tutarındaki sendikasyon
kredisine ilişkin anlaşma,
Londra'da Türk Eximbank
Genel Müdürü Adnan Yıldırım ve katılımcı banka
yetkilileri arasında imzalandı.
Banka, bu anlaşmalarla 20 Mart’ta vadesi
dolacak yaklaşık 275 milyon euro tutarındaki işlemi yüzde 145 yeniledi.
İşlemin faiz oranı
Euribor/libor +110 baz
puan olarak gerçekleşti.
Bu işlemle Türk Eximbank’ın
sendikasyon
piyasasından elde ettiği
fon tutarı 1,3 milyar euroya yükseldi.
Açıklamada, sendikasyon işlemindeki bu
başarıda Türkiye’ye olan
güvenin yanı sıra Türk
Eximbank'ın son yıllarda hızla büyüyen bilançosuyla bağlantılı olarak
geliştirdiği ilişkilerin de
etkili olduğu belirtildi.
Nisan 2017
04 HABER
İnsansız gemi denizciliği kökünden değiştirecek
İnsansız uçak ve
insansız otomobilin
kullanımına
başlamasının ardından
dünya, insansız
gemi teknolojisine
hazırlanıyor. Şimdi
dünya denizcilik
sektörü ile insansız
gemilerle dar boğazları
aşmaya, okyanusları
ve kanalları geçmeye
hazırlanıyor.
Peki bu teknoloji,
gemilerin operasyon
maliyetlerini ne kadar
düşürecek? Ayrıca
İçinde bulunduğumuz tekno1 milyondan fazla
loji çağında gün geçmiyor ki,
gemiadamına ne
yeni bir buluş yeni bir icat
girmesin. Bu gelişolacak?TK_sag_sayfa.pdf 1 28/01/16hayatımıza
14:33
melerden denizcilik sektörü de
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Nisan 2017
payına düşeni fazlasıyla alıyor.
Dünya denizcilik endüstrisi;
gemilerin daha verimli işletilebilmesi, operasyonların hatasız
olması ve işletme giderlerinin
daha etkin şekilde kullanılabilmesi için akıllı gemiler üzerinde yapılan çalışmalara özel bir
önem ve destek veriyor.
Gemilerin ekipmanlarında yaşanan sürekli gelişimin yanında; navigasyon ve
kumanda sistemlerinde akıllı
sistemler ve yazılımlar pazarda
büyük ilgi görüyor. Yakıt giderlerinin düşürülmesi için yapılan çalışmalarda da teknolojik
gelişimler büyük rol oynuyor.
Ayrıca, faklı sektörlerde başarıyla uygulanan teknolojilerin
denizcilik sektörüne adaptasyonu da çoğu zaman iyi sonuçlar veriyor.
Bu çalışmaların son örneğini; insansız hava aracı ile
başlayıp insansız otomobillere
uzanan, ulaşımda araç içinde
insan faktörünü ortadan kaldırmayı hedefleyen teknolojilerin, denizcilik sektörüne
aktarılması oluşturuyor. Küresel Konumlama Sistemi (GPS),
ultrason radar, sensörler ve
diğer gelişmiş teknolojiler ile
donatılan araçların gösterdiği
yüksek performans, denizde
bunun uygulanmasının getireceği katkı üzerindeki araştırmaların artmasına neden oldu.
İstatistiklere göre; hem karada
hem havada hem de denizde meydana gelen kazaların
büyük bir kısmı insan hatasından kaynaklanıyor. Ayrıca,
savaş uçaklarında kaza riskini azaltmanın yanında, riskli
operasyonlarda personeli riske
atmamak adına insansız hava
araçları büyük görevler üstleniyor. İnsansız otomobiller
henüz emekleme aşamasında
da olsa ABD’de pek çok başarılı
örneği bulunuyor. Google firmasının insansız otomobilleri
halka açık trafikte dahi kazasız
çalışmalarıyla takdir topluyor.
İnsansız otomobiller üzerinde çalışmaların yoğun şeklide
yürütüldüğü Çin’de ilk insansız
otomobil 2012 yılında denenmiş ve başarılı olmuştu.
Dünya denizcilik piyasasında teknoloji denilince, akla
gelen ilk konuların başında
akıllı insansız gemiler geliyor.
Bu, birçok uluslararası konferans ve fuarın ana gündem
maddelerinden birini oluşturmaya başladı. Gemilerin akıllı sistemlerle donatılıp seyre
insansız çıkması ve belki de
binlerce mil uzaktaki bir merkezden yönetilmesi fikri pek
çok kişiye uzak gelse de, bunun
ilk örnekleri yavaş yavaş denize inmeye başlıyor. Tartışmayı
oluşturan ana sorunlardan biri,
gemilerin insansız çalışmasının doğuracağı sosyal sorunlar.
Dünya genelinde taşımacılık
sektöründe 700 bin ticari gemi
faaliyet gösteriyor ve bu gemilerde 1 milyondan fazla denizci
istihdam ediyor.
Savaş gemilerinde amaç
daha çok zorlu operasyonlarda
ve riskli bölgelerde personeli
riske atmamak ve seyir güvenliği olarak belirtiliyor ancak, bir
yük gemisinin veya tankerin
insansız çalışması, sektörde
çalışan personelin yeni iş alanları aramasına yol açabilir. Ayrıca, geminin insansız işletilerek
yapılacak tasarrufun, bu tip
bir teknolojinin kullanılmasına
harcanacak gider göz önünde
bulundurulunca, ne miktarda
olabileceği ayrı bir tartışma
konusu.
Bunun yanında, gemilerde
sektörde geniş deneyime sahip
uzman personel olmasına rağmen denizin zorlu koşullarından dolayı yaşanan kazalar
dikkate alındığında, üzerinde
personel çalışmayan bir geminin riskli denizlerde nasıl çalışacağı ayrı bir tartışma konusu. Ayrıca, insansız geminin
korsanlık ve terör saldırılarına karşı savunmasız kalabileceği de buna karşı çıkanların
www.marinedealnews.com
HABER 05
önemli bir argümanı. Ancak, bu
sorunun, korsanların gemilerin
kumanda dairesine ulaşamayacağı şekilde dizayn edilmesi
planlanıyor. Üzerinde binlerce
tonluk yük bulunan on milyonlarca dolar değerindeki bir yük
gemisinin Japonya’dan kalkıp
okyanusu geçip pek çok limana
uğrayıp birkaç boğaz ve kanal
geçerek Rotterdam’a ulaşması
bugün için çoğu insana göre
düşünülebilir değil. Ancak
insansız otomobillerde bundan birkaç yıl evvel düşünülemezken bugün günlük hayatın
bir parçası olmaya başlaması,
birkaç yıl sonra akıllı insansız
gemilerin hayatımıza girmesi
kimseyi şaşırtmamalı. Ayrıca
denizcilik sektöründeki tarihi
gelişime bakarsak gemideki
personel sayısının yıllar içinde
çok fazla düştüğü görülebilir.
Bugün, orta büyüklükteki bir
kuru yük gemisi 16-17 personel
ile çalışabiliyor. Ancak geçen
yüzyılın başlarında gemilerde yüzlerce insanın çalışması zaruri görülürken, motor ve
pervane teknolojisinde yaşanan büyük değişim buna imkân
sağladı. Şimdi akıllı dizaynlarda yaşanmakta olan teknoloji
devrimi de gemilerin tamamen
insansız çalışmasına yol açabilir. Uzmanların ve denizcilik
sektöründeki profesyonellerin
ağırlıklı görüşü; bu teknolojiye
ulaşılsa bile, oluşacak sosyal
etkilerden dolayı kullanımın
ilk etapta yaygınlaşmayacağı
yönünde. Bakalım, akıllı insansız gemiler gerçekten sektöre
vaadettiği faydayı getirecek mi?
Ancak sonuçta ne olursa olsun,
bu teknolojinin dünya denizciliğini tamamen değiştirecek bir
devrim olduğunu kabul etmek
gerekiyor.
ABD insansız askeri
gemiyi deniyor
Ticari gemilerde akıllı insansız gemi tartışmalarının yoğunluğunu artıran gelişmelerden
biri; ABD Savunma Bakanlığı
Pentagon’un kolu İleri Savunma Araştırma Projeleri Ajansı
(DARPA) tarafından 40.2 metre uzunluğunda üretilen "Sea
Hunter" (Deniz Avcısı) adlı
geminin 2016 yılında başarıyla
test edilmesi olmuştu.
Herhangi bir mürettebat
olmadan binlerce mil gidebilecek özelliğe sahip olduğu belirtilen geminin denemede, saatte
30 deniz mili hıza ulaştığı belirtiliyor. ABD’li askeri yetkililer,
yeni insansız geminin sadece
ordunun deniz operasyonları için değil, ticari gemi taşımacılığı açısından da devrim
niteliğinde olduğunu, denemelerin başarıyla tamamlanması
durumunda ülkeler arasında
ticari amaçlı insansız kargo
gemilerinin kullanılabileceğini
kaydediyor.
Rolls Royce’un insansız gemisi 2020’de denizde
2020 yılında insansız akıllı yük
gemisini piyasaya sürmeye hazırlanan Rolls Royce firmasının Blue
Ocean adlı araştırma ekibi tarafından geliştirilen ve kaptanların
gemileri sanal bir kaptan köşkünden kumanda edebilecekleri
sistem, denizcilik sektöründeki
insansız gemi tartışmalarını alev-
lendirdi. Avrupa Birliği fonlarıyla
yürütülen insansız gemi projesi
375 milyar dolarlık bu sektörde
devrim yapmaya hazırlanıyor.
Rolls-Royce şirketi tarafından 4,8
milyon dolara geliştirilen insansız gemilerde 20 denizcinin yaptığı
iş tamamen bilgisayarlarla kontrol ediliyor. Bu teknolojinin tica-
ri gemilerde uygulanması, deniz
taşımacılığını kökünden değiştireceği ve insansız gemilerin işletme maliyetini yüzde 50 azaltacağı
belirtilirken, sanal kaptan köşkündeki kaptan birden fazla gemiyi
yönetebileceği öngörülüyor.
Firma tarafından geliştirilmekte olan insansız akıllı yük gemi-
sinde insan bulunmasına gerek
olmayacağı için gemide kamaralar,
kaptan köşkü, cankurtaran botu
hatta güverte bile bulunmayacak.
Böylece gemide yük taşımak için
daha fazla alan açılacak. Düz yüzeyi ile su üstüne çıkmış bir balinayı
andıran tasarıma sahip otonom
gemiler, çevre dostu motorları
sayesinde de oldukça sessiz bir
şekilde hareket edecek. Tüm bunları mümkün kılmak için de gemilere bilgisayar tarafından kontrol
edilen pek çok farklı sensör yerleştirilecek. Otonom hareket için
kameralar, kızılötesi sistemler,
mikrofonlar, radar, lidar, sonar ve
GPS‘ten faydalanılacak.
Sektör insansız gemi için ne dedi?
14. Uluslararası Exposhipping
Denizcilik Fuar ve Konferansı
kapsamında SEATRADE öncülüğünde düzenlenen ‘Global
Maritime Summit’ Zirvesi’nde
de; ‘Akıllı İnsansız Gemiler Yakın
Gelecekte Denizlerde Olacak mı?'
sorusu masaya yatırıldı.
Marlow Navigation İş
Geliştirme Danışmanı
Diederik Legger:
Eğer akıllı insansız gemiler
ekonomik olarak mantıklıysa,
mutlaka denizlerdeki yerlerini
alacaktır. Bugün kullandığımız
teknolojinin yerini neyin alacağını şimdiden bilemeyiz. Belki bu
konuda çalışan bilim kadınları
veya bilim adamları pervanenin
yerini alacak yeni bir tasarım
keşfedecekler.
Liberya Bayrağı (LISCR)
İstabul Bölge Müdürü
Erhan Esinduy:
“20 yıl önce makinisti olmayan trenler olacak deseler şaşırırdık ama şimdi çok normal geliyor.
Akıllı insansız otonom gemiler
üzerine geliştirilen projeler var,
test ediliyorlar. Verimli olacaklar
mı olmayacaklar mı henüz bilmiyoruz. Kazalarda insan hatası
tartışılan bir konu ama otonom
bir gemiyi, uzaktan da olsa yine
bir insan yönetecek.”
Class NK İstanbul Müdürü
Serdar Faik Atukeren:
Geleceğin gemilerinin enerji verimliliği yüksek çevre dostu gemiler olacak. Akıllı insansız gemilerin gelecekte denizde
olmaması için bir neden görmüyorum. Bu mekanik çözümü
olan bir konu. Bugün sektörde
halihazırda çalışmaların yüzde
15’i yapay zekanın yardımı ile
yürütülüyor. Neden olmasın?
BIMCO Genel Sekreteri Lars
Robert Pedersen:
Denizcilik sektöründe pek çok
şirketin siber güvenliğe henüz
kafa yorduğunu düşünmüyorum.
Birkaç milyon dolar değerindeki gemilerde bile eski yazılımlar görebiliyoruz. Gemide siber
güvenlik hala çok yeni bir konu.
Unutulmamalı ki, gemiler ve
siber güvenlik sistemi denildiğinde uzaktan geminin sistemlerinin
‘hack’lenmesinden bahsetmiyoruz. Kastımız gemi için emniyet riski. Biz bu konuda küçük
bir araştırma yaptık ve bir grup
insana ‘Hiç siber saldırıya maruz
kaldınız mı?’ sorusunu yönelttik.
Cevap verenlerin yüzde 21’i ‘Evet’
derken, yüzde 57’si ‘Hayır’ ve yüzde ‘22’si de bilgilerinin olmadığını
söyledi. Hepimiz bilsek de bilmesek de zaman zaman siber saldırıya maruz kalıyoruz.’
Ticari Marin
Yanmar Çözümleri Yanınızda
Yanmar ticari kullanım amacıyla orta ve yüksek
devirli dizel motorlar üretir. Bu motorlar, gemi sahiplerinin işletme maliyetlerini tam olarak kontrol
edebilmesini sağlamak için düşük yakıt tüketimi
ve kolay bakım sunmak üzere tasarlanmıştır. Ana
tahrik ve elektrikli tahrik için 78mhp (57kW) ila
6090 mhp (4480kW) arasında değişen motorlar ve
ayrıca gemideki tüm elektrik ihtiyaçları için marin
jeneratör setleri sunuyoruz.
GSM: +90 532 336 34 06 Tel: +90 21 6494 4923 www.sakura-marine.com www.yanmar.com/eu
Nisan 2017
06 HABER
Türk Tersaneleri, başarılarına yenilerini katmak istiyor
Türk tersaneleri önümüzdeki
dönemle ilgili yatırım, projeleri
ve beklentilerini 14. Uluslararası
Exposhipping Denizcilik Fuar ve
Konferansı öncesinde düzenlenen
gezide basınla paylaştı. Tuzla Tersaneler Bölgesine gerçekleştirilen
basın gezisinde sırasıyla Sanmar,
Gemak ve TK Tuzla tersaneleri
ziyaret edildi. Ziyaret sırasında
sektörün ana hedefleri arasında
Türk savunma sanayi için yapılan
üretimin yurt dışına pazarlanmasının yer aldığı belirtildi.
Gerçekleştirilen gezi kapsamında; Sanmar Denizcilik Yönetim Kurulu Üyesi Ali Gürün,
Gemak Grup CEO’su Birol Üner,
TK Tuzla Tersanesi Genel Müdür
Yardımcısı ve Pazarlama Müdürü
Levent Zorer ile GİSBİR Yönetim
Kurulu Üyesi Orkun Özek basın
mensuplarına son dönemde yapılan faaliyetler ve Türk gemi inşa
sanayinin geleceği hakkında bilgi
verdiler.
“Türkiye, özel maksatlı gemi
inşasında önemli bir merkez”
Yaptığı başarılı römorkör inşalarıyla adından övgüyle söz ettiren
Sanmar Denizcilik, son yıllarda
Türkiye’nin en çok ihracat yapan
3 tersanesinden biri haline geldi.
Bugüne kadar dünya çapında 101
gemi ihraç ettiklerini belirten SANMAR A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali
Gürün, gemi inşa sektöründe başarılı olabilmek için iş sağlığı ve işçi
güvenliğini en üst seviyede tutmak
gerektiğinin altını çizdi.
Römorkör inşasında dünyanın
en büyük 10 şirketi arasında yer
alıyoruz. Yılda yaklaşık 120 milyon
dolar ihracat rakamına ulaşıyoruz. Almanya, Danimarka, Norveç
gibi denizcilikte etkili ülkelerde
bugün bizim römorkörlerimiz kullanılmakta. Ayrıca çevreci bir yakıt
olan LNG ile çalışan römorkörleri
dünyada üreten ilk tersane olmak
bizim için çok önemliydi. Son yıllarda, Türk tersaneleri özel maksatlı
gemilerin yüksek kaliteyle üretildiği
önemli bir merkez haline geldi.”
Türkiye Gemi Tamirinde
havuzları ile Avrupa’nın en büyüAkdeniz’in lideri
Gemi tamir, bakım ve onarımın- ğü olduklarının altını çizdi. Sektöda Türkiye'nin, Avrupa ve Akdeniz’in rün en eski şirketlerinden olmaları
lideri olduğunu kaydeden GEMAK sebebi ile dünyanın ünlü armatörGrup CEO’su Birol Üner, sektörün bu lerinin yanı sıra Rusya devlet filosu
konuda imkanlarının oldukça ilerle- gibi müşterileri olduğunu vurgulamiş olduğunu ve 2000 yılından bugü- yan Zorer, yanı başımızda bulunan
ne kadar tersanelerinde 1720 gemi ve aynı sektörde iş gören Yunanistan’ın Türkiye’nin kapasitesini
tamir ettiklerini vurguladı.
Türkiye’de bir Ro Ro gemisinin yakalayamayacağını belirtti.
boyunu 30 metre uzatarak bir ilke
Kalite Olarak Avrupa’da
de imza attıklarını ifade eden Üner,
1. Sıradayız
“Biz krizde büyümeyi sürdüren bir
Gezinin ev sahiplerinden GİSBİR
şirketiz. 2013 yılından itibaren devletimizin de desteği ile endüstriyel Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Özek
projelere yöneldik. Bugün Yavuz ise sektörün 2008’de başlayan denizSultan Selim Köprüsü’nün çelik cilik krizi ile aslında atağa geçtiğini,
tabliyelerini üreterek tersanelerin bunu da savunma sanayi ile yaptıklaendüstriyel alanda da başarılı ola- rını vurguladı. Türkiye’de sektörün en
kuvvetli olduğu noktanın savunma
bileceğini ispatladık.
Gemi inşa sektöründe Tür- sanayi olduğunu söyleyen Özek, “Kriz
kiye’nin ilk AR-GE merkezi olma zamanında bizler için savunma sanaünvanına da sahibiz. Günümüzde yi can suyu oldu. Bu sayede mühentersanelerin sayısının arttıkça reka- dislik ve AR-GE çalışmalarımız arttı.
betin daha da artacağını kaydeder- Yine inşanın yanında bakım ve onaken sektör olarak gemi tamirinde rımda da şu an en iyi yerdeyiz” diyeTürk tersanelerinin Avrupa tersa- rek hedeflerinin Türk savunma sananeleri ile başa baş rekabet ediyoruz.” yi için yaptıkları inşa işini yurt dışına
pazarlamak olduğunu dile getirdi.
Kalite olarak Avrupa’da birinci
Rusya’nın Devlet Filosu
sırada olduğumuzu da kaydeden
Müşterileri Arasında
Dünyanın en büyük 3. betonar- Özek, Türkiye’nin bölgeyi domine
me yüzer havuzuna sahip TK Tuzla ettiğini, bunun en önemli nedeTersanesi Genel Müdür Yardımcısı ninin ise Türkiye’de bulunan işçi
ve Pazarlama Müdürü Levent Zorer, sağlığı ve iş güvenliği, finansal ve
350 metre uzunluğunda, 65 met- çevre kriterlerinin en üst düzeyde
re genişliğinde yüzer betonarme olmasının etken olduğunu açıkladı.
Nisan 2017
www.marinedealnews.com
HABER 07
Yıldırım: Bürokrasinin uzunluğu yatırımları yavaşlatıyor
24-25 Mart tarihinde altıncısı
düzenlenen Uludağ Ekonomi
Zirvesi’nde, Türk ekonomisine
yön veren şirketlerin yöneticileri bir araya gelerek Türkiye’nin
bugün ve gelecekteki önemli
meselelerini masaya yatırdı. Zirvede 'Feragat Zamanı' konulu
oturuma katılan Yıldırım Holding CEO'su Yüksel Yıldırım,
yatırım yaparken karşılarına
çıkan bürokratik engellerin
büyük yatırımları sekteye uğrattığını ifade etti. Çanakkale'ye
yapılacak enerji santraliyle ilgili
izinlerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın önünde 4 aydır
bekletildiğini belirten Yıldırım,
bürokrasinin daha hızlı işlemesi
durumunda herkesin kazanacağını belirtti.
"Çanakkale'ye, daha önce
izinlerini aldığımız enerji santralini yapmak istiyorduk. Ancak
bir firma geldi ve yeni bir teknoloji kullanarak daha fazla elektrik üretimi yapmak için bizimle
ortak olmak istedi. Biz de kabul
ettik. Çanakkale'de santralin
yapılacağı yerde 50 metrelik kot
Yüksel Yıldırım
farkını 6 metreye indirdik. Ancak,
Bakanlık bunun için yeniden
izin onayına ihtiyaç olduğunu
söyleyince başvurumuzu yaptık.
Hükümet yetkilileri iş adamlarına yatırım çağrısında bulunuyor.
Biz de bu zor günlerde yatırım
yapmak istiyoruz ama santralle
ilgili onay Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın önünde 4
aydır bekliyor. Bürokrasi engeline takılmak istemiyoruz.
Bizim ülkenin bu zor günlerinde nasıl bir fedakarlık yaparız diye düşünmemiz gerekiyor.
Türkiye bugünleri hak etmiyor.
Ben Gezi Parkı'ndan önce yurt
dışında yatırımcılarla, bankacılarla otururken insanlar bu
ülkede yatırım yapmak için kuyruktaydı. Ama şimdi dışarıdaki
algı çok kötü ve yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelmek istemiyor. Bugün bizden başka kim-
se, bize yardım etmez. Mesela
Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu
bitirmesinde işadamlarının rolü
çok önemlidir. Biz yurt dışında
kazandıklarımızı bu ülkeye yatırım olarak getirdik. Türk insanının başarısının yurt dışına
gösterilmesi gerektiğine inandık.
İsveç'te Rusya'da Kazakistan'da
iflas eden bir firmayı dünya dördüncüsü yaptık. Yani iş dünyası feragat zamanında fazlasını
yapıyor. Daha iyisini yapabilmemiz için de artık hükümetimizin,
karar veren mercilerinin bizleri
anlayıp şu an 260 milyar dolar
bir borç batağında bulunan özel
sektör ve bankalara destek vermesi lazım."
Firma olarak en büyük özelliklerinin zor dönemlerde yatırım yapmak olduğunu belirten
Yıldırım, Türkiye'de krizlerle
büyüyen bir firma olarak Türkiye'de en hızlı büyüyen gruplardan birisi olduklarını söyledi.
Feragat ve fedakarlık işlerinde
gerekeni yaptıklarını anlatan
Yıldırım, "Geçtiğimiz günlerde
istihdam seferberliği açıldı. Herkes bir eleman alsın deniliyor.
Biz yüzlerce eleman alıyoruz
ama bunu ortalıkta şov yaparak
söylemiyoruz. Ben de bu ülkede
yatırım yapmak için bu ülkede
ağlıyorum, çırpınıyorum. Ama
bürokrasi engel oluyor. Biraz
gerçekçi olursa hükümet yetkilileri önümüzü açarsa, biz bir
eleman değil, yüzlerce, binlerce
eleman alırız" diyerek sözlerini
noktaladı.
UPS, Çin-Avrupa Tren Yolu hizmetini genişletiyor
UPS, Avrupa ve Çin arasındaki tercih edilen tam kapasite
konteyner yükü ve konteyner kapasitesi altındaki yük
(FCL ve LCL) için çok araçlı
tren yolu hizmetine altı durak
daha eklediğini açıkladı. Bu ek
istasyonların; mallarını dünyanın en büyük ticaret yolunda taşıyan müşterilere tedarik
zincir maliyetlerini azaltma
yönünde daha fazla seçenek
ile maliyet/yolda geçen zaman
koşulları bakımından daha iyi
bir denge sunacağı belirtildi.
Bu gelişmenin Çin ile Avrupa
arasında konteyner gemileri
ile yapılan deniz taşımacılığını ne şekilde etkileyeceği ise
merak konusu.
UPS genişleme politikası
doğrultusunda, Çin'de hâlihazırda mevcut olan Zhengzhou
ve Chengdu İstasyonlarına
Changsha, Chongqing, Suzhou
ve Wuhan İstasyonları, Avru-
pa'da ise mevcut olan Lodz/
Polonya ve Hamburg/Almanya duraklarına Duisburg/
Almanya ve Varşova/Polonya
durakları eklendi.
UPS Global Freight Forwarding başkanı Cindy Miller “ÇinAvrupa tren yolu hizmetlerimiz
hava yolu kargo taşımacılığına
kıyasla müşterilerimize yüzde 65 tasarruf sağlayabilir ve
yolda geçen zamanı geleneksel
deniz yoluyla taşımaya kıyasla
yüzde 40 oranında iyileştirebilir. Taşıma maliyet ve hızını
dengelemek için müşterilerine
daha fazla seçenek sunan UPS,
Çin ve Avrupa'daki ticari faaliyetlerin başarıya ulaşması ve
genişlemesine yardımcı olmayı
amaçlıyor” dedi.
“Çin'deki dört yeni istasyon
esasen ilgili illerdeki endüstriyel üretim ile Çin'in iç kesimlerindeki ticari ve kültürel
merkezlere olan yakınlıkları
nedeniyle seçildi.
Avrupa’ya
geldiğimizde,
Duisburg Almanya'daki Ruhr
endüstriyel alanının kalbinde
yer alıyor ve nehir, tren yolu,
kara yolu ve hava taşımacılığına erişim sunuyor. Yeni
Varşova durağı ise e-ticaretin
gerçekleşmesinde bir merkez
olan Avrupa Birliği içerisinde
büyüyen bir ekonomi olan
Polonya'ya ARGE ve endüstriyel üretim sağlıyor.”
Nisan 2017
08 RÖPORTAJ
Aksis, yangın söndürmede iddialı
Aksis Yangın Söndürme Sistemleri ve Türkiye’de satışa sunduğufirması; petrol tankerleri, kimya- muz MX1230 ürünü bu ihtiyacı
sal tankerler, kargo gemileri, açık en mükemmel şekilde karşılıyor.
deniz gemileri, balıkçı tekneleri, Elektrik iletmeyen, çevre dostu,
yangın söndürme römorkörleri ve insan sağlığına zararsız bir sıvı.
lüks tekneler dahil olmak üze- İçine ne atarsanız atın ıslanmare denizcilik sektöründe pek çok dan ve hiçbir zarar görmeden geri
gemi tipine hizmet veriyor. Aksis alabilirsiniz. Bu sıvının içinde cep
Satış ve Dizayn Yöneticisi Engin telefonunuz bile çalmaya devam
Eraydın, firmanın fazlasıyla ilgi eder. Tüm gemilerin makine daigören ve Türk tersanelerinde inşa relerinde portartif tüp şeklinde
edilen askeri gemilerde de kulla- kullanılabilir. Karbondioksit gibi
nılması söz konusu olan MX 1230 tüplere doldurulan sabit bir sistem. Ayrıca gemide karbondioksit
ürünüyle ilgili bilgiler verdi.
“Gemilerde özel dikkat gös- için ayrı bir odaya olan ihtiyacı da
termeye değer alanlar arasında, ortadan kaldırıyor. Bu alanı başkontrol odaları, kontrol dolapla- ka bir amaçla kullanabileceğiniz
rı ve küçük makine odaları gibi için özellikle küçük teknelerde
elektrikli ve elektronik cihazlı söndürme ürünü olarak kullaodalar bulunmaktadır. Bu tür nılmasının büyük kazanımları
tehlikeli alanlarda, yangınları oluyor.
Bu ürünün dünyada uzun yılhızlı ve dikkatli bir şekilde söndüren sistemler, hassas teçhiza- lardır kullanımda olduğuna dikkat
tın söndürme aracının bıraktığı çeken Engin Eraydın, "MX1230'u
artıklar tarafından hasar gör- Türkiye’ye 6-7 yıl önce getirdik
memesini sağlamak için şart. ve büyük ilgi gördü, önümüzdeki
AP_Turkey_150x210:AP_Turkey_150x210
19/12/13Savunma
17:12 Page1
Sanayi için
ABD’li
3M tarafından geliştirilen dönemde
yapılan askeri projelerde de kullanılabilecek nitelikte” dedi.
“Sanmar Tersanesi’nin yaptığı römorkörlerin yüzde 90’ında
MX1230 yangın söndürme ürünü
kullanılıyor. Ayrıca Cemre Tersanesi’nin ve Tersan’ın pek çok
projesinde yer alıyor. FM200 tipi
askeri gemilerde de bu ürün tercih ediliyor.
Ürünün
alternatifleriyle
kıyaslandığında karbondioksit
tüplerine göre 3 kat daha pahalı
olduğu görülüyor ancak, boru
maliyeti, karbondioksit tüp değişimi gibi masraflar dikkate alındığında ise maliyet kafa kafaya
geliyor. En önemlisi zamandan
kazandırıyor ve hız katıyor. İlk
yatırımı karbondioksit tüplerine
göre daha pahalı ancak insan
sağlığına hiçbir zarar vermemesi, çevre dostu olma özellikleriyle öne çıkıyor.
Ayrıca, en önemli avantajlarından biri de 5 gün içinde doğada
tamamen kaybolması. Bu üründe
yangın çıkartmak isteseniz dahi
başaramazsınız. Yangın esnasında boşaltılan alanda hiçbir risk
oluşturmamakta. Maliyeti doğru
hesaplandığında ve denizciliğin
uzun vadeli yapısı düşünüldüğünde gelecekte pek çok gemi tipinde
bu ürünün kullanılacağını düşünüyorum.”
Gabyatek, geleceği planlıyor
Bureau Veritas
your reliable partner for
ships classification and certification
For further details please contact us:
Bureau Veritas
Deniz ve Gemi Siniflandirma Hizmetleri Ltd.Sti.
Centrum Is Merkezi - Aydinevler Sanayi Cd. - No 3/1
34854 Kucukyali Maltepe - İstanbul
Tel: +90 216 518 40 50
Fax: +90 216 518 39 05
Visit us at: www.bureauveritas.com.tr
Move Forward with Confidence
Nisan 2017
2014 yılında faaliyetlerine başlayan Gabyatek firmasının kurucusu Genel Müdürü Emekli Albay
Adnan Akçora, “Gemi, tersane,
savunma sanayi ve endüstriyel
tesislere yönelik olarak Bilgisayar
Destekli Bakım Sistemi (CMMS),
Test ve Önleyici Bakım, ELD
(Entegre Lojistik Destek) ve Teknik Dokümantasyon konusunda
hizmet desteği veriyoruz. Söz
konusu tesislerin Planlı Bakım
uygulama ve yönetimi ile Entegre
Lojistik Destek konularında yurt
içi ve dışı deneyimli personele
sahibiz” diyerek hizmet ağıyla ilgili blgiler verdi.
“Uzun yıllar Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı gemi ve tersanelerinde proje
yöneticiliği görevleri üstlendim.
Emekliliğin ardından bir süre özel
tersanelerde çalıştıktan sonra
deneyimlerimi ve bilgi birikimimi
denizcilik sektörüne daha etkili
aktarmak için 2014'te Gabyatek’i
kurdum.
Merkezimiz Ankara olmasına rağmen, projelere bağı olarak
İzmir ve Gölcük’te yeterl donanıma sahip bir personel yapımız
bulunuyor. Projenin ve geminin
büyüklüğü, konfigürasyon ve
istenen dokümanların niteliğine
göre; bünyemizde farklı süreçleri yürütecek kapasiteyi oluşturduk. Gabyatek ekibi olarak uzun
yıllar Deniz Kuvvetleri ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı gemi ve
tersanelerinde çalışarak edindiğimiz birikimleri ülkemiz denizcilik
ve teknik alanda katkı sağlamayı
hedef alıyoruz.
Gemi ve tersaneler ile tüm
varlıklar için; kullanımı kolay, nitelikli bilgi, modern bakım yönetimi
ve sistemleri yüksek kapasitede
tutmaya katkı sağlıyoruz. Hizmet
verdiğimiz alanda mümkün olan
en düşük maliyette her an faal
halde destek veriyoruz.
Gabyatek Bakım Onarım
Yönetim Sisteminin etkin kullanılması ile; sistemlerin ömür
devirleri boyunca etkin takibi
yapıldığını ifade eden Adnan
Akçora, “Sistemin işletim ömrünün ve faaliyet yüzdesinin artması, düşük maliyet, merkezi bilgi,
en az dokümantasyon ve düşük
arıza hedefleniyor” dedi.
Bakım planlama ve uygulaması, arıza onarımlarının yönetilmesi, bakım onarımlar için gerekli destek unsurları ile yedek parça,
test ve ölçü aletlerinin yönetimi
sağlıyoruz.
Gabyatek olarak 2016 yılından itibaren Önleyici bakım,
Entegre lojistik destek ve Teknik
dokümantasyon konularında
çalışmaya başladık. Halen en
son katıldığımız 2017 Exposhipping fuarı dahil, proje görüşme ve başlangıç safhasındayız.
Uzun vadeli planlamalarımız
doğrultusunda; müşteri beklentilerine uygun, istenen standartlarda ve güvenilir ürünler
teslim eden bir firma olacağız.
Hem Türk donanmasında hem
de Ares gibi Türk tersanelerinde
verdiğimiz hizmetleri ve üstlendiğimiz zorlu görevleri başarmamız geleceğe daha güvenle
bakmamızı neden oluyor.”
www.marinedealnews.com
HABER 09
Tolga Demiryol: İsrail doğal gazı önemli bir fırsat
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi
Enerji ve Çevre Araştırma ve Uygulama Merkezi (EÇAM) Direktör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Tolga Demiryol, Doğu Akdeniz enerji denklemini değerlendirdi. Demiryol, "Transit
ülkeden merkez olmaya giden yol
epey uzun ve virajlı. Türkiye’nin
gaz merkezi olma hedefini gerçekleştirmesi için öncelikle hem
hukuki hem de fiziki altyapı gerekiyor. Yeniden ihracat hakkına
sahip olmak da önemli. Türkiye,
yıllardır Rusya’dan bu konuda istediğini alamadı. İsrail ile yapılacak
anlaşmada bu husus belirleyici
olacaktır" dedi.
İsrail’in 800 milyar metreküpün
üzerinde kanıtlanmış doğal gaz
rezervi olduğunu ve Türkiye'nin
de önemli bir enerji tüketicisi olduğunu hatırlatan Tolga Demiryol,
"Ancak asıl hedeflenen bu gazın
Türkiye üzerinden Avrupa’ya iletilmesi" olduğunun altını çizdi.
Tolga Demiryol
"Bir transit ülkesi olmanın, yani
sadece boru hatlarına ev sahipliği
yapmanın, Türkiye’ye getirisi kısıtlı. Daha değerli olan Türkiye’nin
bölgedeki çeşitli kaynaklardan gazı
tedarik edip Avrupa’ya yeniden
ihraç etmesi yani re-export. Bilindiği üzere burada anahtar kelime
Hub, yani bölgesel doğal gaz ticaret
merkezi olmak. Bu hedef son yıllarda Türkiye’nin dış enerji politikasını şekillendiren unsurların başında
geliyor. Maalesef transit ülkeden
Hub olmaya giden yol epey uzun
ve virajlı. Türkiye’nin gaz Hub’ı
olma hedefini gerçekleştirmesi
için öncelikle hem hukuki hem de
fiziki altyapı gerekiyor. Rekabetçi
bir doğal gaz piyasası oluşturmak
için başlatılan yasal düzenlemeler
tamamlanmalı. Gaz-gaz rekabetinin ve yeniden ihracatın önü açılmalı. Tabii yeniden ihracat konusu
son kertede Türkiye ile tedarikçi
arasındaki pazarlıklara bağlı."
Hub olmak için çok daha
fazla yatırım gerekecek
Hub olmak adına fiziki koşulların da önemine değinen Demiryol,
İsrail'in 2009 ve 2010 yıllarındaki
keşifler sayesinde enerji bağımsızlığı konusunda önemli yol kat ettiğinin altını çizdi.
"Hub olmak adına fiziki koşullar da önemli. Depolama ve LNG
tesisleri başta olmak üzere pek çok
alanda fiziki altyapının geliştirilmesi şart. Son dönemde gerçekleştirilen Tuz Gölü doğal gaz depolama tesisi ve Aliağa yüzen doğal gaz
terminali önemli adımlar. Ancak
Hub olmak adına gereken kapasiteyi yaratmak için çok daha fazla
yatırım gerekecektir.
İsrail’in 800 milyar metreküpün üzerindeki rezervinin bulunduğu iki büyük saha; Tamar ve
Leviathan. Tamar büyük ölçüde iç
tüketime ayrılmış durumda. İsrail
elektrik üretiminin yarısı Tamar
kaynaklı. Leviathan’ın geliştirilmesi ise devam ediyor. Ancak rezervlerin tamamı ihracata yönlendirilmeyecek. İsrail Parlamentosu’nun
aldığı bir karara göre doğal gazın
en fazla yüzde 40’ı ihraç edilebilir.
25 yıllık bir vadede yıllık 10 milyar metreküp civarında bir ihracat
hacmi söz konusu. İsrail, bu doğal
gazı için pazar arayışında. Ürdün’e
doğal gaz ihracatı gecikmeli de
olsa bu sene başında başladı. Mısır
önemli bir fırsat olarak görülüyordu. Ancak 2015 yılında Mısır’ın
Zohr sahasında önemli miktarda
gaz keşfetmesi, orta vadede bu
pazarı İsrail için cazip olmaktan
çıkardı. Bu durumda İsrail doğal
gazı için rota belli: Türkiye ve Türkiye üzerinden Avrupa. Türkiye
geçen yıl 46 milyar metreküp gaz
tüketti. Avrupa Birliği de özellikle Rus doğal gazına bağımlılığını
azaltmak adına kaynak çeşitlendirme stratejisi takip ediyor." Türkiye’nin doğal gaz talebinin son
2 yılda düştüğünü vurgulayan
Demiryol, “İsrail gazına ek olarak
2019 ve sonrasında TANAP üzerinden Azeri gazı (Şahdeniz II) ve bir
ihtimal Kuzey Irak gazı da Türkiye’ye ulaşıyor olacak. Bu durumda
bir arz fazlası doğabilir.”
Global, Katarlı ve Japon
ortaklarıyla atağa kalkıyor
Global Yatırım Holding, Katar kraliyet ailesi ve Japon Softbank ortaklığıyla kurulan varlık yönetim şirketi
F.A.B Partners LP ile yaptığı anlaşma
doğrultusunda, sermayesini bedelli 100 milyon lira nominal tutarda
artırma ve yüzde 34 hissesini 245
milyon liraya satma kararı aldı.
Akdeniz’den sonra Karayipler ve
Asya’da liman işletmeciliği için harekete geçen Global Yatırım AŞ’nin
Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet
Kutman, “Bu yatırım hem Türkiye’ye hem de şirketimizin geleceğine olan güveni ortaya koydu” dedi.
Yapılan anlaşmaya göre, şirketin
yüzde 34 hissesi 2.45 TL fiyattan
F.A.B Partners LP’ye satılmış oldu.
Kutman, sermaye girişi ile holdingin
Türkiye ve dünyada altyapı ve enerji yatırımcısı olarak büyümesine
ivme kazandıracağını belirterek “Bu
iş birliği şirketimizin global oyuncu
konumunu daha da güçlendirecektir” dedi. Grubun amiral gemisi Global Liman Holding’in CEO’su Emre
Sayın Miami’de düzenlenen Seatrade Cruise Global Fuarı’nda yeni
ortaklığa ilişkin değerlendirmelerde
bulundu. Emre Sayın, şirketin yeni
ortaklarıyla birlikte yapacağı yatırımlarla ilgili olarak “Şirket olarak
önce yurt içinde işe başladık ve üç
limanı bünyemize kattık. İkinci fazımız Akdeniz’de büyümekti. Şimdi
üçüncü aşamaya geçtik. Hedefimiz
Karayipler ve Asya’da büyümek.
Globalleşme hedefiyle birlikte Karayipler’e ciddi çıkartma yapma aşamasındayız. Bahamalar ve Küba’nın
başkenti Havana limanları için
görüşmelerimiz devam ediyor” dedi.
“Beklentilerimiz olumlu yönde
ve sürecin birkaç ay içinde tamamlanacağını düşünüyoruz. Küba
şimdilik çok büyük bir pazar değil
ama geleceği çok parlak. Küba
hükümeti muslukları yavaş yavaş
açıyor. Karayipler’in en büyük
limanı olması sebebiyle burayı çok
önemsiyoruz. Bu bölgede 20 civarında limanla ilgili çalışmalarımız
sürüyor. Burası kruvaziyer turizmi
için en önemli destinasyon. Burada olmak global oyuncu olmak
açısından son derece önemli. Yeni
ortaklığın büyüme hedeflerimize çok olumlu yansıyacak. Çünkü, 100 milyar dolarlık bir fondan
bahsediyoruz. Arkasında Softbank
ve Katar kraliyet ailesinin desteği
olan bu fon, teknoloji ve altyapıda
oldukça güçlü. Softbank ABD’nin
4’üncü büyük operatörünün sahibi.
Biz globalleşmeye çalışan bir şirketiz. Fonlara sadece para getirecek
gözüyle bakmamak lazım. Yeni
fikirler de getiriyorlar. Biz 5 yılda
liman sayımızı iki katına çıkarmayı
hedefliyoruz. Liman sayımız 25-30
civarına çıkacak. 110 milyon dolar
olan ciromuzu da bu sürede iki
katına çıkarma planımız var.
Önümüzdeki dönemde Çin
pazarında da girişimlerimiz olacak.
Buradaki yüksek potansiyel tüm
dünyadaki kruvaziyer sektörünü
heyecanlandırıyor. Çinliler, yeni bir
kruvaziyer turizmi anlayışı geliştiriyor. Çünkü onlar güneşi ve denizi
sevmiyorlar. Onlar için üstü kapalı
yeni gemiler tasarlanıyor. Alışveriş ve
kumar seviyorlar. Gemiler, buna göre
dizayn ediliyor. Singapur ile adım
attığımız bu pazarda kalıcı olmaya
kararlıyız.”
Nisan 2017
10 HABER
“Devlet, Türk gemi inşa sektörünün arkasında duracak”
Piri Reis Üniversitesi
Rektörü ve Varlık
Fonu Yönetim Kurulu
Üyesi Prof. Dr. Oral
Erdoğan dünyada ve
Türkiye’deki gemi inşa
sanayinin ekonomisi
ile ilgili önemli
değerlendirmelerde
bulundu
Gemi inşa sanayideki genel olarak
verimlilik, üretâkenlik veya kârlılıktaki zaafiyetin ana kaynağı hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr.
Oral Erdoğan “Dünyada şu an 1,8
milyar dwt olan deniz taşımacılığı filosu 2006 yılında 1 milyar dwt
kadardı. 1997-1998’de ise 750 milyon dwt civarındaydı. Bu rakamlara
bakıldığında filonun hızlı bir şekilde
genişlediği görülüyor.”
“Dünyadaki gemi filosunun gelişimine bakılacak olursa; şu an geldi-
ğimiz noktada talep anlamında 1,8
milyar dwtlik bir gemi filosu var. Esas
hamlesini ağırlıklı olarak sipariş alarak yapan dökme yük sınıfı, 776,6
milyon dwt’ye ulaşmış. Son 20 yılda
siparişler istikrarlı bir şekilde artarken
son dönemde biraz yavaşlamaya başladığı görülüyor. Bu yavaşlamadan
temel olarak Güney Kore’nin sıkıntı
çektiğini görüyoruz ve kapasite kullanım oranı da ciddi anlamda düştü.
Bunun birçok tersane açısından kötü
günleri getireceğini anlıyoruz. Japonya’nın ise verimliliğini hızlı arttırdığı
ve ciddi hamleler yaptığı dikkat çekiyor. Diğer tarafta gemi inşa sıralamaları hep dwt’ye göre yapılır ancak
cgt’ye göre de ülke istatistiklerine
bakmak gerekiyor. Türkiye bu sıralamalarda dünyada beşinci ve altıncı
sıralarda iken şu an 14. sıraya kadar
geriledi. Bunun Türkiye’deki mevcut
kapasiteye göre cazip ve sürdürülebilir olduğunu söylemek zor.
Talep tarafına baktığınız zaman,
dünyada taşımacılığın talep anlamında ne kadar büyüdüğünü veya
Hempaguard®
Hempaguard is recommended for any type of vessel
with any trading pattern as well as during
extended idle periods. We believe that
nothing compares with the Hempaguard
fouling defence system.
hempaguard.hempel.com
Nisan 2017
Oral Erdoğan
azaldığını ele alıyoruz. Arz tarafında
ise; taleplere ne kadar cevap verdiğine
bakıyoruz. Talepteki artış, 2016 yılına
kadar leneer olarak artışını sürdürmüş. Yaşanan sıkıntı esasen, arz tarafında hızlı bir artışın olmasından kaynaklanıyor. Birim filo/dwt başına ne
kadar ton/mil yük taşındığına bakarak
arz-talep dengesindeki değişimi daha
iyi anlayabiliriz. 2008 krizinin sinyallerini vermeye başladığı 2005-2006
yıllarında arz-talep oranının düştüğü
ortaya çıkıyor. 41-42 bin ton/mil başa
baş noktasını oluşturduğunu düşünürsek, bugün oluşan 35 bin ton/mil
civarındaki seviye başa baş noktasının
epey altındadır. Bu da finans tabiri ile
cepten yiyen firmaların sayısının fazlalığına işaret ediyor. Bu, önümüzdeki
dönemde, bir şekilde bankacılık sektörünü etkileyecek bir durum.”
“Sektörle birlikte geleceği
tahminledik”
“Dünyadaki gemi inşa sektörünü
ilgili tersaneler ve ülkelerle karşılaştırıp Türkiye’nin hangi faktörlerde ve ne şekilde öne çıkılabileceği
konusunda bir çalışma yaptık. Bu
çalışma yayına hazırlanıyor” diyen
Prof. Dr. Oral Erdoğan, yaptıkları
geleceğe yönelik filo tahminlemesi
konusunda bilgiler verdi.
Çok fazla literatür tarayarak her
segmentte her gemi türü bazında ayrıntılı olarak tahminlerimizi
tamamladık. Örneğin; global ticaret, yıllar bazında ne kadar olacak
ve ona göre de filoyu tahminleyen
modellemeler kurduk. Bu modellemeyi oluşturmak için 1950’lerden
bugüne kadar ki datalar kullanılmış
ve sektörün önde gelen uzmanları ile değerlendirmeler yapılmıştır.
Gemi inşacılar, yan sanayiciler ve
armatör tarafı olmak üzere anketler doldurularak katkı sağlanmıştır. Türkiye’de sektörün yüzde 80’ini
temsil eden kesim çalışmaya katkı
sağlamıştır. Elde ettiğimiz verilere
göre; 2022’ye kadar global filonun
2,2 milyar dwt’ye ulaşacağını tahminliyoruz. Segment segment hepsi
yapıldı ancak tankerden örnek vereceğim. Tankerde çok iyimser bir beklenti görünmüyor. Tankerin handy
size sınıfına bakılacak olursa çok
iyimser bir filo gelişimi bekliyoruz.
VLCC’ye baktığımızda ise 2022 yılına
kadar gayet olumsuz bir beklenti var.
Özellikle, kuru yük gemilerinde
capesize sınıfında çok ciddi bir atılımın geleceğini tahmin ediyoruz.
Küçük tonajlarda ise aynı beklentiye sahip değiliz. Konteynerlerde,
özellikle, Panamax sınıfında sıkıntılı
görünüyor ama Handy ve çok daha
büyük konteyner gemilerinde ciddi
bir filo büyüme olasılığı görünüyor.
Prof. Dr. Oral Erdoğan “Navlunlar, yük bilgileri, ülkelerin politik
durumları gibi faktörler kullana-
rak yaptığımız projesksiyonlarda
2022’de 2,2 milyar ton gibi filoya
ulaşmak için dünyada 600 milyon
dwt’lik yeni inşa gerekecek. Bundan
pay almak için de yeni inşacı ülkeler büyük bir rekabet içine girecek.
Türkiye bu rekabette öne çıkmak
için birtakım atılımlar yapmalı” dedi.
“Yeni inşa sektöründe Türkiye’yi
hangi faktörler öne çıkarıyor veya
olumlu- olumsuz etkiliyor diye baktığımızda; özellikle sermaye açısından Türkiye’nin dezavantajlı olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu
anlamda da, Türkiye, zaten çeşitli
politikalar ile seçilmiş sektörlerin
sermaye eksikliklerini gidermeye
çalışıyor. Ülkeleri rekabet seviyeleri
açısından grupladığımızda Türkiye’nin durumu dikkat çekiyor. Bir
tarafta Japonya, Kore, Çin diğer
tarafta daha düşük iş gücü maliyeti
olan Filipinler, Hindistan vb. ülkeler görünürken Türkiye ise açık ara
farklı bir yerde bulunuyor. Bir taraftan teknolojiye çok önem veren ve
ürettiği gemilerde malzeme kalitesini öne çıkartabilen bir ülke, diğer
tarafta iş güçü olarak ucuz iş gücü
ile rekabet edemeyen bir konumda.
Yeni gemi inşada, Çin’in düşük
kaliteyi düşük fiyata sağlamasını
ve Japonya’nın yüksek teknoloji ve
pahalı gemi anlayışını incelediğimizde, Türkiye yerini tam olarak
tanımlayamadığını görüyoruz. Ama
bu tanımlayamama durumu, Türkiye’yi özel bazı alanlarda rekabetçi
konuma getirdi, diye düşünüyorum.
Özel tip gemi dönüşümlerini, AHT
dediğimiz özel maksatlı çekme
römorkörlerini ve megayatları da
içine alan bir alanda, Türkiye özel
bir rekabet konumuna ulaşmış. Bu
alanlarda da ilerleyeceğini değerlendiriyorum.
Sektörün önde gelenleri ile yaptığımız çalışmada Türkiye’nin eksik
olduğu noktalarda sermaye maliyeti,
tersanelerin birbirleri ile ölçek ekonomisi yaratacak şekilde işlerini sürdürememe durumu, malzeme maliyetlerinde dışa bağımlılıktan kaynaklanan pahalılıklar, vergi, sosyal güvenlik
primlerinin aşırılığı, co-finansman
konusunda Türkiye’nin sıkıntıda
olması ve eximbank konusunda bazı
eksiklikler var. Bunlar tamamlanırsa Türkiye, Japonya’ya karşı yaşadığı
haksız rekabet konusunda biraz daha
fırsat yakalayacaktır.
Yardımcı makine ve ana makine
de Türkiye’nin dışa bağımlı olması,
tekelci güçlere karşı bağımlılığı Türkiye’nin rekabetini zora sokmakta. Son
olarak da devletin ara ara sektöre
olan güvenindeki eksiklikten destek yoksunluğu geliyor. Ancak, son
dönemde görülen şudur ki; devletle sektör elele ve çok ciddi atılımlar
yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti, devlet
olarak, OECD kurallarına aykırı olmadan gemi inşa sanayinin arkasında
duracak. Önümüzdeki dönemlerde
bunu çok daha iyi izleyeceğiz.”
www.marinedealnews.com
Ne demişti Napolyon, “para
para para…”
Lakin bizim gibi “bir lokma
bir hırka” kültürü ile yetişen bir
ulus için para kazanmak, ticaret yapmak hep zor oldu. Bu
nedenle midir bilmem, ancak
kendi topraklarında dahi ticareti Yahudiler’e ve Rumlar’a
bırakan bir neslin evladıyız. Bir
ülke düşünün ki, Cumhuriyeti ilan ettiğinde sermaye sınıfı
olmasın!
Din-Ticaret
ilişkisi
bu
anlamda ulusların genetiklerini hep etkiledi. Bizde sermaye
sınıfı yokken, büyük sermaye
sahiplerinin Protestan olması
tesadüfle açıklanamaz sanırım!
Max Weber “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” isimli
kitabında bu tespiti aşağıdaki
cümlesiyle ifade ediyor:
“Almanya’daki Katolik kongrelerinde tartışma yaratan iş
önderlerinin ve sermaye sahiplerinin, uzman işgücünün yüksek tabakasındakilerin ve hatta çağdaş girişimlerde çalışan
yüksek teknik ve ticari eğitime
sahip personelin çok büyük bir
kısmının Protestan olduğu gün
ışığına çıkmaktadır.”
Ancak bu sürecin tamamlandığı inancındayım. Bugün ülkemizde ticaretle uğraşan ve kendini muhafazakâr İslamcı olarak
niteleyen bir sınıf mevcut.
En azından toplumun bir
kesiminde tarihten gelen ticarete uzak durma algısı kırılmış
durumda!
Ve an itibariyle Türk ekonomisi neoliberal düzenin tam
ortasında.
Dünya da bu kapitalist düzen
üzerinden yürüyor. Üretmeden
kazananların düzeni!
Ancak son yıllarda neoliberal ekonominin baş aşağı dönüşünü izliyoruz. Sermayenin batı-
Gelecek; güçsüzler için ulaşılmaz,
korkaklar için bilinmezlik,
cesurlar için ise şanstır
Deniz Mehmet Irak
denizpirireis@gmail.com
dan doğuya kayışını. Bugün Çin ları ile dolu… Kimilerinin “Asya
dünyaya ilan ettiği “Maritime Yüzyılı” dediği bu süreci, denizSilk Road” projesi ile sadece bir lerden tanımlarsak “Westline”
tedarik zinciri kurmuyor. Ayrıca diyebiliriz.
HHH
bu sürecin içine girecek ülkeBaşka
bir
pencereden
daha
lerin altyapılarının geliştirilmebakalım…
si için finans sağlayacağını da
2015 yılında “Hızlı Büyüyen
beyan ediyor. Üreten Çin’den,
Ekonomilerin”
GDP’(gayri safi
tedarik zincirleri kuran Çin’e…
yurt
içi
hasıla)ye
katkısı yüzHHH
de
42
civarındadır.
Bu rakam
Bir de bu kaymayı tuzlu
2000’li
yılların
başında
yüzde
sulardan anlatalım!
30
seviyesindeydi
ve
her
geçen
Ünlü Deniz ekonomisti Martin Stopford “Maritime Econo- gün artarak devem etmekte.
mics” isimli kitabında deniz 2030’da “Hızlı Büyüyen Ekoticaretinin doğuşunun milattan nomilerin” GDP’ye katkısının
önce 3000’li yıllara dayandığını “Kuzey Atlantik Merkezli” ülkeve bu başlangıcın Fırat ve Dic- leri yakalayacağı ve ötesine
geçeceği tahmin ediliyor.
le’de olduğunu yazıyor.
OECD’nin 2060 tahmini ise
5000 yıllık bir sektör! Nerehızlı
büyüyen ekonomilerin yüzdeyse yazılı insan tarihi ile yaşıt!
desinin,
yüzde 70 civarında olaStopford, daha sonra zaman
cağı!
içinde deniz ticaretinin merkeziPeki kimdir bu hızlı büyünin Lübnan (Fenikeliler), Yunan
yenler?
AB Üyesi Ülkeler, İsviçMedeniyeti, Roma, Venedik,
re,
Norveç,
İzlanda, ABD, KanaHansa Birliği, Hollanda, İngilda,
Japonya,
Avustralya ve Yeni
tere, Kuzey Amerika, Japonya,
Zelanda
dışında
kalanlar.
Güney Kore hattını izleyerek
Yani,
Güney
Amerika,
Afrika
Çin’e ulaştığını anlatıyor.
ve
Asya
ülkeleri
yeni
yönelimin
Ticaretin izlediği bu rotaya
adresi olacak. İşte Çin’in tedarik
da “Westline” ismini veriyor.
Yani ticaret ve sermayenin zinciri hamlesi de bu düzlemmerkezi, devamlı olarak yer de şekilleniyor. Pasifik ve Hint
değiştiriyor. Tarih bunun kanıt- okyanusuna olan askeri yöneli-
şin de temel nedeni bu kayma!
Çin oyunu doğru okuyor.
Doğru hamleler yapıyor.
Dolayısı ile şunu görmeliyiz:
Vahşi kapitalizm zor durumda.
Dünyada dengeler değişiyor.
Üretmeyenlerin yok olacağı bir
sistem mi geliyor? Göreceğiz.
Ancak bu süreç bizim için iyi
yönetilirse bir şansa dönüşebilir.
Viktor Hugo’nun sözleri ile
özetleyelim:
“Gelecek; güçsüzler için ulaşılmaz, korkaklar için bilinmezlik, cesurlar için ise şanstır.”
Bu süreci doğru okumalı ve
hazırlanmalıyız…
Peki bu değişim Okyanus
tabanlı ekonomiye nasıl yansıyor?
OECD’nin 2030 tahmini,
2010 itibariyle 1,5 trilyon dolar
olan okyanus tabanlı ekonominin 3 trilyon dolar değer üreteceği yönünde. Dikkat çeken
alanlar ise yüzde 21 ile Offshore
Enerji(petrol ve gaz), yüzde 8
ile Offshore Rüzgar Enerjisi ve
yüzde 10 ile Ekipman Sanayi ve
yüzde 3 ile Gemi İnşa ve Tamir
Sanayi.
Türk gemi inşa sanayinin
ilgisi içerisinde olan bu alanın
oluşturduğu ekonomi yaklaşık
1,3 trilyon dolar civarında. Ekipman ve gemi inşa sanayi ise
yaklaşık 400 milyar dolarlık bir
pazar oluşturuyor.
Ve bu pazarın yaklaşık yüzde
75’inin Asya ve Okyanusya ülkeleri tarafından domine edileceği
tahmin ediliyor. Offhore enerji
platfomu inşası, platfrom destek gemilerinin dizayn ve inşası,
bu alanda kullanılan teknolojilerin yeni iş alanları olacağı
aşikar.
Bu nedenle gemi inşa pazarını domine eden Çin, Güney
Kore ve Japonya’nın gelişim
süreçlerini analiz etmeliyiz.
Ve hala bir “Deniz Teknolojileri Merkezi”miz yok!
Bir “Kümelenme Stratejimiz” yok!
Güney Kore’de 3 ayrı deniz
teknoloji merkezi mevcut ve
bu merkezlerde 1000’den fazla araştırmacı mevcut. Başarı
tesadüflerle gelmiyor. Ekonomiyi, inovasyonu, teknolojiyi
okuyanlarla geliyor.
Dünya sürekli değişiyor.
Aynı nehirde, elimizi iki
defa yıkamamız mümkün değil!
Nehir akıyor sular yenileniyor.
Cesurlar için şanş olan gelecek, bizi bekliyor!
DOUBLE
ENDED
PASSENGER
FERRY
SAR BOAT
CARBON
COMPOSITE
CATAMARAN
PASSENGER
FERRY
BUNKER &
SUPPLY
VESSEL
ÖZATA TERSANESİ
Hersek Mah. Hersek Sok.
No:65 Altınova 77700
Yalova/TÜRKİYE
P: +90 226 461 24 96 (3 lines)
F: +90 226 461 24 99
www.ozatashipyard.com /
info@ozatashipyard.com
Nisan 2017
12 RÖPORTAJ
Stein: Jotun HPS ile gemilerde büyük tasarruf sağlanacak
Dünya denizcilik sektöründe
yaşanan durgunluk, armatörlerin ve gemi operatörlerinin operasyon maliyetlerinde tasarruf
yaratan çözümlere ilgisini artırdı.
Bu doğrultuda çalışmalarını sürdüren deniz teknolojisi firmaları
hem denizcilikteki yeni düzenlemelere uyum sağlamak hem
de giderlerde düşüş sağlamak
adına çalışmalarını yoğunlaştırdı.
Deniz boyaları sektörü, özellikle
gemilerdeki enerji maliyetlerini
ve bakım masraflarını düşürme
gibi konularda armartörlük firmalarına etkili çözümler sunmaya devam ediyor. Son olarak dünyanın önde gelen boya firmaları,
gemi sahipleri, tersaneler, performans ölçümleme kuruluşları
ve akademisyenlerin de içinde
bulunduğu 53 firmanın katılımı
ile geliştirilen ISO 19030 standardı bunun en önemli örneklerinden biri. Yeni standart, gemi dış
kabuk ve pervane performanslarını iyileştiren çözümlerin etkinliğini ölçmek için geliştirildi.
Denizcilik sektöründe yavaş
yavaş yaygınlaşmaya başlayan
ISO 19030 standardının geliştirilmesi ve kullanılması ile gemilerdeki karbon gaz salınımlarında
yüzde 10 azalma ve 30 milyar
dolarlık ek yakıt tasarrufunu beraberinde getireceği öngörülüyor.
Bu standardın oluşumuna
kaynak olan çalışmaların başında
Jotun’un geliştirdiği ‘Hull Performance Solutions (HPS)’ konsepti
olduğu biliniyor. Bu ay, Jotun’un
Global Satış Direktörü Stein Kjølberg ile Jotun’un sunduğu HPS
çözümleri hakkında bir röportaj
gerçekleştirdik. Ayrıca, röportaja
katılan Jotun Doğu Avrupa ve Orta
Asya Bölgesi Deniz Boyaları Direktörü Hakan Özan, Deniz Konseptleri Müdürü Gökhan Coşkun ve
Pazarlama Müdürü Başak Kanat
da Jotun Türkiye ve bölgedeki projeleri hakkında bilgiler verdi.
ISO 19030 standardında
Jotun imzası
Jotun’un HPS sisteminin 2011
yılında piyasaya sunulduğunu
kaydeden Stein Kjølberg, “Zayıf
gövde ve pervane performansı,
dünya filosunun enerji maliyetlerinin yaklaşık yüzde 10'unu bir
diğer deyişle 30 milyar dolarlık
kısmını, oluşturduğu tahmin edi-
Hakan Özan
Stein Kjølberg
liyor” dedi.
“Yeni ISO 19030 standardının
temelini oluşturan metodoloji
Jotun’un ‘Hull Performance Solutions’ konsepti örnek alınarak
oluşturuldu. 2011 yılında pazara
sunulan bu konsept, gemilerin
belli bir zaman dilimi içerisindeki hız kayıplarını asgari seviyede
tutarak, azami verimliliği elde
etmek üzerine kurulu. Bu da dünya filosunda GHG salınımlarında
yüzde 10 civarında bir iyileştirmeye, dolayısı ile 30 milyar dolarlık
bir tasarruf potansiyeli sağlamaktadır. ISO standardının kabul edilmesiyle birlikte gemilerin enerji
verimliliği ölçümü konusunda
bir şeffaflık sağlanacak ve gemi
sahipleri kendi gemilerinin enerji
verimliliği konusunda daha net
bilgi sahibi olacak.
Jotun Hull Performans Sistemi tek başına bir boya sistemi
olmayıp 4 ana bileşenin bir arada
olduğu bir konsepttir. Bu bileşenler; boyanın kendisi, en üst seviyede verilen teknik servis hizmeti,
performans izleme analiz sistemi
ve iddia edilen performans sağlanamadığı hallerde geri ödeme
garantili bir pakettir. 2011 yılından günümüze kadar Jotun firması Hull Performans Konsepti
dahilinde 600 projeye imza atmış
olup 400’ü boyanırken geriye
kalanların da proje aşamalarına
devam ediliyor.
Yapılan araştırmalar doğrultusunda standart bir Antifouling
sistemi bulunan bir gemide 5 yıllık bir seyir süresinde ortalama
olarak yaklaşık yüzde 6 seviyelerinde hız kayıpları oluşmaktadır. Jotun HPS konsepti olarak
iddiamız 5 yıllık bir süreçte HPS
konseptinin kullanılması durumunda geminizin hız kaybının
ortalama yüzde 1,5 seviyelerinde
kalacağı öngörülmektedir. Gene
bu çerçevede verilen değerlerin
yakalanamaması durumunda
HPS konsepti için ödenen maliyetin yüzde 60’ı anında iade edilmektedir. ISO 19030-2 sistemi ise
bu noktada en doğru ölçümlerin
ve analizlerin yapılarak gemi dış
kabuk ve pervane performansının ölçümlenerek armatör firmaya verilen sözlerin tutulup tutulmaması konusunda bir rehber
olmaktadır.
Gökhan Coşkun
Yaptığımız analizlere örnek ülkelerin yönetimi Jotun Türkivermek gerekirse; 10 bin teu ye’den yapılıyor. Bu da Jotun’un
kapasiteli bir konteyner gemisi- Türkiye’ye olan güvenini gösternin mevcut standart zehirli boya mesi açısından çok önemli.
Şu an pazardaki güçlü konusistemini yaklaşık 250-300 bin
dolar yatırım ile HPS çözümüne mumuzu korumak için çalışyükseltilmesi yaklaşık 4,3 yılda malarımızı sürdürüyoruz. Kuru
toplam 6,8 milyon dolarlık bir havuz, bakım, tamir ve yeni inşayakıt tasarrufunu beraberinde da zaten çok güçlü durumdayız.
Askeri projelerde de önemli işlere
getirdiği ölçümlenmiştir.
Konteyner gemilerinde hız imza atmaya başladık. Örneğin,
daha yüksek olduğundan tasar- Türk Donanması için Sedef Terruf miktarı daha yüksek olup sanesi’nde inşa edilen TK-LPD
kuru yük gemilerinde de tasarruf projesinde Jotun boyaları kullamiktarı azımsanmayacak derece- nılacak. 2017 yılında Balast Suyu
dedir. 12 yıllık bilgilerini inceledi- Yönetim Sistemi ve diğer düzenğimiz 50 bin grosstonluk bir kuru lemelerden dolayı tersanelerde
yük gemisinin standart antifou- bir yoğunluk bekliyoruz. Erken
ling masrafına ilave olarak 150 havuza giren gemilerden dolayı
bin dolar’lık bir yatırım yapıldı- hem tersanelerin hem de bizim
ğında 5 yılda 1,2 milyon dolar işlerimiz arttı. Önümüzdeki yılyakıt tasarrufu sağlandığı analiz larda tersanelerimizin kimyasal
edilmiştir. Ayrıca aynı sürede 16 tanker projelerinde başarılı işlere
bin ton daha az karbondioksit imza atmasını bekliyorum. 2020
yılına doğru küçük tip kimyasalınımı gerçekleşmiştir.”
Jotun’un Türkiye’de uzun yıl- sal tanker siparişlerinin Türkilardır pazar lideri olduğunu ifade ye’ye gelebileceğine inanıyorum.
eden Hakan Özan “Global firma- Ayrıca, koster filosu yenilenmesi
lar arasında Türkiye’de fabrikası konusunda da bir talep olduğunu görüyoruz. Devlet, bu probulunan tek üretici Jotun” dedi.
“Türkiye’deki bölge merkezi ve jeye destek verdiği takdirde, bu
iki fabrikamızda toplam 455 kişi konuda büyük bir iş yoğunluğu
çalışıyor. Jotun Türkiye; Rusya, yaşanabilir. Bazı armatörlerin bu
Romanya, Bulgaristan, Azerbay- konuda devletin atacağı adımcan, Kazakistan, Türkmenistan, ları beklediğini biliyorum. UmaÖzbekistan, Gürcistan, Ukrayna rım doğru bir projeyle bu konuda
ve Beyaz Rusya ülkelerini içine adımlar atılabilir. Çünkü, Karadealan Doğu Avrupa ve Orta Asya niz çanağındaki koster filosunun
bölgesinin merkezidir. Bütün bu oldukça yaşlandığı görülüyor.”
JOTUN VE DNV-GL EXPOSHIPPING'DE SEKTÖRÜ BİLGİLENDİRDİ
Jotun ve DNV GL, Exposhipping
Fuarı’nın ilk gününde Exposhipping
fuarının ilk gününde, global denizcilik endüstrisinin gündemindeki ISO
19030 Standardıyla ilgili bir konferans düzenledi.
Konferansta sunumlar; Jotun
Global Satış Direktörü Stein Kjolberg
ve DNV GL İş Geliştirme Müdürü Till
Nisan 2017
Braun tarafından gerçekleştirildi.
Kjolberg ve Braun katılımcılara, yeni
ISO standartı 19030’un kapsamını
ve armatörlere getirdiği yenilikleri
anlattı. Katılımcılara Gemi dış kabuk
ve pervane performansını iyileştirmeye yönelik uygulamalar ile ilgili
bilgiler verilirken, yeni standardın
gemilerin enerji verimliliğine vere-
ceği katkılar örneklerle anlatıldı.
DNV GL klas kuruluşunun gemilerin enerji giderleirini düşürme
konusunda birçok çalışma yaptığını
belirten Till Braun, ISO 19030 ile
sektöre gelecek şeffaflığın gelecekte
enerji giderlerini konusunda daha
etkili çözümler sunulmasına katkı
ypaacağının altını çizdi.
www.marinedealnews.com
Turkish Shipping & Economy Newspaper
April 2017 Issue: 112
Dollar slumps after Trump’s healthcare flop
Trump’s game plan was based on
realizing his campaign promise of
repealing and replacing Obamacare
first, and then passing tax reform.
But what does his recent failure
mean for the world economy and
global markets? Analysts say that
Trump’s defeat on healthcare will
have many repercussions, as his failure shows that Trump is not only
dealing with Democrats in opposition but also holdouts within Republican lawmakers. Most observers say
this need not be a negative situation,
noting that it might serve as a balancing mechanism for normalizing
Trump’s politics.
The politics of the affair aside, a
likely economic effect of the healthcare defeat might reflect on Trump’s
tax reform plan; which is next on the
president’s agenda. The Trump presidency might have to go for less ambitious tax cuts than originally planned
as the failure to repeal Obamacare
has curtailed the available means.
Analysts speaking to the Wall Street
Journal have stated that the markets
US President Donald
Trump’s defeat on
healthcare reform in
late March has led to a
reshuffling of the cards
in global markets
have already gotten into a positive
mood after the bill’s repeal and are
now waiting for Trump’s tax plan.
Influence on markets
As a large-scake tax reform in
the US now seem smore difficult to
implement, analysts note that any
changes will have a lighter effect on
growth, which in turn means that
the FED will have to act more cautiously in increasing the rate, which
will likely lead the dollar to weaken.
And this has been the exact consequence after the bill’s repeal: the
next day, the dollar index sank to
99.0; a four-month low. The euro
surged to 1.0885 against dollar for
the first time since February 2, while
the Yen surged to a four-month high
of 110.3. The Turkish Lira also benefited, with the dollar rate returning
to a level below 3.60.
“Dollar might slide to 3.55 until
referendum”
Global investors’ search for safe
harborshas led to surges in the Yen
and financial instruments like government bonds of developed markets.
As these developments are likely to
weaken the dollar in domestic markets, they are expected to cause the
opposite effect in bond markets. Analysts expect a degree of bond sales
in this period. Additionally, increasing
tension in Turkish - EU relations and
statements from politicians indicating that the strain could get worse
after Turkey’s referendum on April 16,
continue to form pressure on markets.
Fatih Keresteci, a strategist for DNG
Consulting, has predicted that the dollar to lira rate might lower to 3.55 until
the referendum, in spite of all these
negative developments.
Nigeria LNG records 50 vessel charters
Since its first day of operations in
May 17, 1989, the Nigeria LNG Limited
(NLNG) has recorded no fewer than
45 vessels chartered-in and five chartered out, said a report published on
March 18 on the website MarineLink.
The chartered-in including liquefied natural gas (LNG), liquefied
petroleum gas (LPG) and condensate
carriers for shipment of its products
to buyers across the globe. The chartered-out of its own vessels is for
other operators in the market. The
company’s assets are now worth over
$13bn, a press release from NLNG
quoted Tony Attah, Managing Director
as saying. He said the NLNG had been
able to generate $85bn in revenue.
The company has positioned itself
for the emerging marketing in the
shipping sector of the economy just
as it has revamped is chartering
structure designed to optimise available shipping capacity in its operations.
The company is owned by four
shareholders, namely, the Federal
Government of Nigeria, represented
by Nigerian National Petroleum Corporation (49%); Shell (25.6%); Total
LNG Nigeria Ltd (15%) and Eni (10.4%).
Record 450 OSVs
for delivery in 2017
Vessel oversupply will continue
to plague the offshore industry
this year as a record total of 465
offshore support vessels (OSV)
are expected to be delivered in
2017, according to VesselsValue.
Beginning with the drop in oil
prices and then lower demand
for offshore research projects,
the offshore industry is struggling with historically low asset
prices, while many offshore vessel owners around the world
have been led to bankruptcy.
Now as the industry faces
a large amount of vessel oversupply, a record number of OSV
deliveries, including anchor handling tugs, (AHT) anchor handling tug/supply vessels (AHTS)
and platform supply vessels
(PSV), would only further exac-
erbate the sector’s problems.
So far 15 OSVs have been
delivered in 2017, with another
456 on order globally. Incredibly
450 of these are scheduled for
2017 delivery, and only six for
2018, according to VesselsValue.
Looking at countries currently expecting OSV deliveries,
owners in Malaysia and Singapore have the largest number of
vessels currently on order, with
109 and 96 respectively.
The top owner is the Malaysian company Nam Cheong
International LTD, who currently has 56 vessels scheduled
for delivery, double that of the
second rank, an another Malaysian company Coastal Contracts,
who only has 28 OSV vessels
on order.
Nisan
April 2017
14 NEWS
Star Bulk Carriers awarded USCG Qualship 21 for 30 bulk carriers
The Republic of the Marshall Islands
due to their three-year detention
(RMI) Registry has announced that
ratio exceeding 1.0%.
the Qualship 21 award by the United
In a letter to Star Bulk, Rear AdmiStates Coast Guard (USCG) was given
ral Paul Thomas of the USCG stated,
to 30 bulk carriers owned and oper- “less than ten percent of all [non-US
ated by Star Bulk Carriers Corp.
flagged] ships that operate in the [US]
The Qualship 21 program pro- meet the eligibility requirements of
vides positive rewards to high qual- this program, putting [Star Bulk’s]
ity ships and can only be awarded
qualified vessels in an elite class. This
to vessels sailing under a qualifying
is a remarkable accomplishment and
flag. The RMI Registry is one of only a
I applaud the efforts of your organizahandful of ship registries to have less
tion and the master and crew of the
than a 1.0% three-year detention
qualified vessels for setting such a
ratio in the US and is the only large
high standard of excellence.”
commercial flag to maintain QualStar Bulk’s vessels have been
ship 21 status through 2016. There
flagged in the RMI since 2007. Interwere 13 flag administrations that
national Registries, Inc. and its affililost Qualship 21 eligibility in 2016
ates (IRI) provide administrative and
technical support to the RMI Maritime and Corporate Registries and
have been actively engaged with Star
Bulk through its Piraeus office which
is managed by Theo Xenakoudis.
“Being awarded Qualship 21 status is good news not only for us,
but for our charterers as well,” said
Nicos Rescos, Chief Operating Officer
of Star Bulk. “Our ships have been
recognized as well-run and rewarded with limited port State control
inspections in the US during their
Qualship 21 certification period;
fewer inspections means a lower
likelihood of unnecessary delays and
we’re grateful to the IRI team for all
their assistance in the process,” he
concluded. “We believe that ships
on the Qualship 21 program gain
a significant competitive advantage
in the US. While ships registered to
other large flag states such as Panama, Liberia, and Singapore do not
qualify for Qualship, vessels under
the Marshall Islands flag can apply
for the scheme,” said Bill Gallagher,
President, IRI.
“Star Bulk is the largest US listed
dry bulk operator and we’re delighted that they are one of many RMI
flagged shipping companies to have
their vessels awarded the certification,” he continued.
“Our Piraeus office along with
the other 26 worldwide offices have
worked hand-in-hand with Star Bulk
to ensure that their vessels meet
stringent port State control requirements not just in the US, but globally,” said Theo Xenakoudis, Worldwide Business Operations Manager,
IRI. “Much of this is down to our
proactive Maritime Safety program;
a hands-on approach to help ensure
that RMI ships flagged meet the
required standards,” Mr. Xenakoudis
concluded.
The RMI Registry has been on
the USCG’s Qualship 21 program for
12 consecutive years and continues
to maintain its status on the White
Lists of the Paris and Tokyo Memorandums of Understanding.
Meyer's Group orders tugs for new Panama Canal locks
The Meyer's Group has ordered
two Damen ASD 2913 tugs to operate in the newly expanded Panama
Canal.
At an official signing ceremony
at the Panama Maritime XIII World
Conference, Michel Mittelmeyer,
Chief Executive Officer said the
Meyer’s Group was awarded a contract last year to offer towage support in the new Panama Canal
locks. These new tugs fulfill the
requirements of the Panama Canal
Authority as more powerful vessels,
of at least 80 metric tons bollard
pull, are needed given the everincreasing size of vessels, added
Mittelmeyer.
These two additions will give
the company an 11-strong fleet,
and six of these are Damen vessels.
In 2012, the Meyer's Group
bought two Damen ASD 2810 Tugs
and an ASD 3212. But before this,
the company had also chartered
many Damen vessels.
April
Nisan2017
2017
The latest two additions, Arcangel San Rafael and Arcangel San
Gabriel, will join the fleet in May
and August.
“The company really wants to
maintain a very new fleet in Panama,” Mittelmeyer said. “With the
Panama Canal expansion there
has been a substantial pick-up in
activity. And even though there
may be fewer feeder vessels, these
are being replaced with the mega
containerships and tankers, hence
the need for stronger, versatile
tugs.”
Damen could also provide a
fast delivery time for the vessels,
which are being customized with
aft winches and FiFi 1.
Two Damen ASD Tugs – Virgen
del Valle and Meyers Evo are
deployed in Colon servicing the
oil terminal of Las Minas and the
Colon Container Terminal. Arcangel San Miguel is operating in Puerto Limon, Costa Rica.
www.marinedealnews.com
NEWS 15
Consolidation-A path to
subsea vessel sustainability
In recent years, the speed with which
newbuild vessels have entered the
market has amplified the subsea vessel demand/supply imbalance, according to a recent report by DouglasWestwood London. This has been
further exacerbated by sustained low
oil prices, as operators defer the sanctioning of new offshore projects which
could have supported vessel utilisation.
As a result, the average vessel day
rates declined by an average of 35%
between 2014 and 2016. The weak
market conditions have meant that
many low specification vessels have
struggled to hold on to existing charter
rates, whilst some contracts were cancelled entirely.
Furthermore, several high specification vessels have been forced to offer
significantly lower day rates so as to
stay competitive in such challenging
times. A combination of these factors
has forced a number subsea vessel
providers to rethink their approach
and help stem the oversupply by
scrapping non-competitive vessels,
whilst also cancelling a number of
high-profile vessel orders.
As investors’ anxiety grows over
the subsea vessel market, DouglasWestwood’s World Subsea Vessel
Operations & Hardware Market Forecast 2017-2021 gives a detailed indication of market trends over the next
five years. Douglas-Westwood forecast
subsea vessel operations spend will
total $52bn, equating to over 371,000
vessel days over 2017-2021 period.
Forecast expenditure is set to grow
at a modest 6% CAGR (Compound
Annual Growth Rate), following an initial decline of 50% over the 2014-2016
period. The report further highlights
that the growth in vessel day demand
will be driven by the inspection maintenance and repair (IMR) sector, as
further delays in maintenance and
repairs could compromise the integrity
of production facilities.
Over the forecast period, South East
Asia, USA, and West Africa will account
for 52% of forecast IMR expenditure.
Evidence of future improvement in
IMR activity can be seen, with the
likes of DOF Management winning
long-term IMR contacts for the Prelude project and a three-year frame
agreement in Asia Pacific and Brazil in
recent weeks.
Despite the negativity linked with
a prolonged industry downturn, with
companies such as Harkand, CalDive and Ceona declaring bankruptcy,
progress appears to have been made
towards securing long-term stability
within the subsea vessel industry.
The current book-to-fleet ratio
stands at 11%, an indication of a cautious approach, with recent vessel
orders declining significantly. This is
a sharp contrast to the book-to-fleet
ratio of over 21% in 2014, which was
encouraged by attractive financing
supported by high commodity prices.
The current market conditions have
also led to opportunistic merger and
acquisition (M&A) activities, with some
high-specification vessels being bought
at a fraction of their original cost. Such
transactions are seen as progressive
approach to help expand the technical
capabilities of striving vessel owners
and help create an integrated subsea
solutions market to assure future competitiveness and sustainability.
Although dayrates are expected to
remain suppressed in the near-term,
overall Douglas-Westwood expects
offshore vessel activity to improve
alongside any potential recovery in
oil price, as field operators begin to
sanction a number of mega projects
that were stuck at the final investment decision (FID) status over the
past two years.
Danelec Marine to supply
VDRs for 20 newbuilds
Danelec Marine and its distributor Telemar Norway are supplying DM100 Voyage Data Recorders (VDRs) for 20 new vessels
being built by VARD, Marine
NewsWire has reported.
The VDRs are being installed
by VARD on 20 new module carrier vessels under construction
at VARD’s shipyards in Romania
and Vietnam. The vessels are specially developed by VARD Design
to navigate the shallow river systems as they transport modules
through the Russian waterways
to oilfields in Kazakhstan.
Introduced in 2014, Danelec
Marine’s DM100 VDR complies
with all the latest IMO and IEC
performance standards, and
incorporates Danelec’s exclusive
SoftWare Advanced Protection
(SWAP) technology for serviceability and lowest life-cycle costs
of ownership. The product also
has extensive built-in layers of
cyber security to protect against
intentional hacking or inadvertent malware insertion.
Based in Oslo, Telemar Norway is a certified service center
for Danelec Marine, maintaining
a full inventory of Danelec spares
and replacement units for fast
availability. It is part of the Telemar General group of companies.
Headquartered in Norway
and with approximately 9,000
employees, VARD operates nine
shipyards, including five in Norway, two in Romania, one in Brazil and one in Vietnam.
8000 people working
as one, for you.
BW LPG inks $290mln
refinancing for LPG fleet
Singapore’s gas carrier owner BW
LPG Limited has signed a debt
facility agreement of $290 million
for the refinancing of six 2016
built ex-Aurora ships. With this
move, the ex-Aurora fleet is fully
refinanced “at similar competitive
terms and structure as the rest of
the BW LPG fleet,” according to
the company.
“This financing exemplifies our
strategy of cost leadership, and
our ability to leverage the BW
LPG platform value in obtaining
market leading financing,” Martin
Ackermann, BW LPG Chief Executive Officer, said.
The company said that the
refinancing has been raised
from The Export-Import Bank of
Korea (KEXIM) as export credit
agency lender, with ABN AMRO
Bank N.V., Singapore branch and
Oversea-Chinese Banking Corporation Limited as Mandated Lead
Arrangers.
ABN AMRO Bank N.V., Singapore branch also acted as coor-
dinator and facility agent. The
all-in cost for this financing is
LIBOR plus 1.88%, with a 16-year
amortization profile. In December 2016, BW LPG completed the
acquisition of Aurora LPG, adding
nine VLGCs with an average age
of three years to its fleet. Additionally, the firm took delivery of
six newbuildings and sold three
vessels last year.
Affected by a slowdown in
the liquefied petroleum gas (LPG)
market, BW LPG saw a drop in its
full-year profit after tax to $23.6
million in 2016 from $326.1 million posted in 2015.
Due to voyage expenses losses, the company’s net revenue
decreased to $407 million in 2016
from a net revenue of $626.5 million seen in 2015.
As of February 2017, BW LPG’s
fleet comprised of 40 owned and
9 chartered VLGCs as well as of
4 owned LGCs. In addition, BW
LPG had 2 VLGC newbuildings
on order.
Like the sea, we cover most of
the planet. Like the sea, we have
the power to change the seemingly
immovable. And like the sea, we’re
always there as an essential part of
your business.
We’re Lloyd’s Register, and for more
than 250 years we’ve been shaping
the future while delivering solutions
for the maritime industry every day.
But while we’re proud of our history,
it’s creating tomorrow that drives us.
Shaping the future.
Delivering solutions today.
WITH OUR EXPERTS ON YOUR TEAM, YOU HAVE A SOLUTION FOR EVERY CHALLENGE.
COME AND DISCUSS YOUR REQUIREMENTS ON STAND 4.201, LWS4 AT POSIDONIA
Nisan
April 2017
16 NEWS
Arctic ice sets new record low for winter
The extent of sea ice in the Arctic
Ocean has set a new record low for
the wintertime in a region strongly affected by long-term trends of
global warming, US and European
scientists said on March 22.
Sea ice around the North Pole
expands to its biggest extent of the
year in February or March after a
deep freeze in the winter polar darkness and shrinks to the smallest of
the year in September, at the end of
the brief Arctic summer.
Arctic sea ice appears to have
reached its annual maximum
extent on March 7, the lowest maximum in the 38-year satellite record,
according to the Colorado-based U.S.
National Snow and Ice Data Center.
On that date, the ice covered
14.42 million square kilometres (5.57
million square miles),97,000 square
kilometres below the previous lowest maximum that occurred on Feb.
25, 2015. The trend of shrinking ice
around the North Pole in recent
decades has been one of the starkest
signs of climate change.
The thaw is harming indigenous
peoples' hunting livelihoods on the
Polimar_27x37_yeni-convert.pdf
1
22/08/16
ice and threatening wildlife such as
polar bears. It also makes the region
more accessible for shipping as well
as oil and gas exploration.
Worldwide, last year was the
warmest on record for the third year
in a row, despite government efforts
to rein in man-made greenhouse
gas emissions under a 2015 Paris
Agreement that aims to phase out
the use of fossil fuels this century.
Earlier on the same day, scientists at the University of Bremen in
Germany published similar findings.
Their data showed that the ice cov-
ered just 14.49 million square kilometres (5.59 million square miles)
on Feb. 22, almost the size of Russia, fractionally smaller than the
previous winter low of 14.58 million
square kilometres set last year in
satellite records dating back to the
1970s.
"We've passed the winter maximum," Georg Heygster, of the Institute of Environmental Physics at
the University of Bremen told Reuters. Only a sudden, unusual March
freeze would push the ice back to
above the February extent.
Sea ice in the Arctic could vanish
by 2050 on a trend of rising emissions, according to a U.N. panel of
climate experts.
At the other end of the world, sea
ice around Antarctica hit a record
low for the southern summer last
month, the NSIDC said.
The shrinking sea ice exposes
more water to the sun's rays in
summertime. That can accelerate
global warming because dark blue
water soaks up more of the sun's
heat than white ice or snow, which
reflects it back into space.
16:20
C
M
Somali Pirates take over
vessel to use as mothership
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Somali pirates have taken over
a small Somali boat to use as a
base to attack larger ships, Somali police said on March 24.
Ten Yemeni crew aboard the
boat were dumped on shore, officials told Reuters.
"We understand that pirates
hijacked the fishing vessel to
hijack a big ship off the ocean,"
said Abdirahman Mohamud,
head of maritime police forces in
the semi-autonomous Puntland
region.
"They dropped its 10 Yemeni
crew and a Somali guard inland
and disappeared with the boat
together with the food, cook,
captain and engineer," he told
Reuters.
Residents of the northern
April
Nisan2017
2017
Somali city of Eyl confirmed to
Reuters that pirates from their
village had gone to seek potential
targets.
It is the second such attack
this month. On March 13, pirates
hijacked an oil tanker in the
same region.
That hijacking was the first
time that pirates had taken over
a commercial ship since 2012.
After that, shipping firms hired
private security and international warships began patrolling
waters.
In their heyday in 2011,
Somali pirates launched 237
attacks off the coast of Somalia,
data from the International Maritime Bureau showed, and held
hundreds of hostages.
www.marinedealnews.com
NEWS 17
Alternative ferry propulsion systems: A case study*
Elliott Bay Design Group (EBDG)
serves many ferry customers in
North America. These clients read
the trade publications and see various articles on new technologies
such as hybrid propulsion, battery
powered vessels or zero emission
vessels. After finishing such an
article they ask themselves: “What
advantages would that technology
bring to my operation and what will
it cost?” To that end, EBDG developed some tools to help answer
those questions.
A case study to evaluate five
different propulsion alternatives
for a conventional ro-pax ferry was
devised, using the following options:
Geared Diesel (Baseline)
Diesel-Electric
Diesel-Electric with 13.4 megawatt battery bank
Diesel-electric with 26.8 megawatt battery bank
Hydrogen Fuel Cell
To calibrate the results, EBDG
selected a long-term client, Pierce
County, for whom the firm has
previously designed and built two
double-ended ferries. The county
has published data on their operating costs so we can have confidence
in using their information to evaluate how different technologies will
impact both operating costs and
capital costs using the geared diesel
configuration as the baseline.
The key to any ferry operation is
to understand the route. For Pierce
County the ferry crosses between
Anderson Island and the town
of Steilacoom over a distance of
approximately 3.5 nautical miles.
With a service speed of 11.5 knots
the vessel is underway for 21 minutes and in dock for 9 minutes for
each half hour voyage. For the purpose of our study, an initial departure at 6 a.m. every morning and a
total of 13 round trips per day were
all used as assumptions. Costs were
based on the ferry operating 350
days per year. The characteristics
of the ferry used for this study are
shown in Table 1.
EBDG has developed a spreadsheet tool called ShipCalc to
develop initial estimates of vessel
weight, powering, electrical demand,
etc. ShipCalc uses weight and cost
parameters based on the U.S. Navy
Ship Work Breakdown Structure
(SWBS). Resistance for displacement
vessels is calculated using Holtrop
and Mennen’s regression analysis.
Inputs to the tool include the following variables: physical dimensions, route model, weight parameters, construction cost parameters,
crew number and positions, areas
and volumes, electrical loads and
operating cost parameters.
With the output values for the
baseline vessel calibrated against
actual cost number, EBDG proceeded to look at the propulsion alternatives. We assumed three 600 kW
generator sets would take the place
of two propulsion engines and two
smaller generator sets. The SWBS
parametric values for propulsion
(SWBS 200) and electrical power
and distribution (SWBS 300) were
adjusted accordingly and all other
SWBS parameters were kept the
same. A 10 percent efficiency loss
for the electrical power conversion
was imposed, instead of a 2 percent
factor that was used for the geared
diesel arrangement. Fuel consumption rates (lbs/kW/hr) for the
generator sets were also assumed
the same as for the geared diesel
arrangement.
After running the diesel-electric
case, the firm also looked at the
impact of adding batteries to the
system which allows energy storage overnight using inexpensive
electrical rates. We assumed the
battery banks would be a buffer in
the system and that the generator
sets would start once the batteries fell below a set charge level.
We assumed lithium ion chemistry
for the batteries with a minimum
state of charge at 20 percent which
results in a battery life of 8,000
cycles. With one day of operation
equating to one cycle, this gives a
battery life of 22.8 years. We did not
assume any shore charging during
the day due to the short time at the
terminal.
EBDG has also been working
with Sandia National Laboratories
on the feasibility of fuel cell propulsion for vessels. The fuel cells
are existing commercial units that
use hydrogen as a fuel and are
packaged in cabinets, much like the
battery racks, with an output of 120
kW per unit. We selected 10 units
plus one standby unit, giving us
a design capacity of 1,200 kW to
drive the vessel. The fuel cells have
an operating life of 10,000 hours at
full load which equates to roughly
6 years life. Given the relatively
large amount of fuel required, we
assumed the hydrogen would be
stored as a liquid at a temperature
of 20 degrees Kelvin, using a single
cryogenic tank and a regasification
system similar to liquid natural gas
(LNG).
We made one major change
to the design ground rules for the
fuel cell option. The baseline vessel has sufficient fuel for 35 days
of operation. This is due to the client’s need for reserves in the event
of a major earthquake. The vessel
actually refuels every two weeks
but it carries the full weight of fuel.
EBDG’s modeling adjusts the size
and weight of the fuel for the different scenarios based on fuel consumption and the 35-day capacity.
The fuel cell version cannot carry
large quantities of liquid hydrogen
(LH2) since LH2 has much less energy density than diesel fuel. We sized
the LH2 storage tank to suit a resupply every four days with a 20 percent
margin from a standard tank truck
with a capacity of 3,200 kg of LH2.
Bottom Line / Looking Ahead
It can therefore be concluded
that hybrid propulsion needs to be
evaluated on a case-by-case basis.
Some take-away thoughts are as
follows:
Battery costs are coming down.
Our model assumed $1,000 per
kW-H of capacity while some vendors are now looking at prices closer
to $800 per kW-H.
Recharging during the day helps
reduce the size and cost of batteries
substantially.
Electrical rates vary widely
across the U.S. Our study assumed
$0.0768 per kW-H. Many areas have
price adjustments for transportation projects or environmental initiatives. Learn more about your local
electrical utility!
Battery life should be carefully
evaluated. Given the rapid changes
in battery technology, is a long battery life really the wisest decision?
Fuel cell technology is real but
the fuel is very expensive given
the current sources of supply. As
the hydrogen supply infrastructure
develops, fuel cells will become
increasingly attractive as an option,
despite the complexities of cryogenic storage.
Using solid data as input to the
evaluation is essential to have confidence in the results. Work closely
with your engineering service providers and the equipment vendors
to ensure you are asking the right
questions and getting valid results.
*The Author
John W. Waterhouse is the Chief
Concept Engineer and a founding
partner of Elliott Bay Design Group.
With more than 30 years of experience in naval architecture and
marine engineering, he has made
significant contributions to the
industry through innovative design
and engineering.
Steel cut for first Virgin
Voyages cruise ship
A steel cutting ceremony on Mar.
22 has signaled the start of construction for the first of three
new cruise ships for the Virgin
Group’s new cruise line, Virgin
Voyages.
The three new ships are being
built by Fincantieri at its shipyard in Genoa, Italy for scheduled deliveries in 2020, 2021 and
2022 respectively. The combined
order value is about 2 billion
euros. Each ship will weigh about
110,000 gross tons, be 278 meters
long and 38 wide. The ships will
feature over 1,400 guest cabins
that can host more than 2,700
passengers, accompanied by
1,150 crew members on board.
The steel cutting ceremony
was attended, among others,
by Tom McAlpin, President and
CEO of Virgin Voyages, and for
Fincantieri by Luigi Matarazzo,
Senior Vice President New Building Merchant Ships, and Paolo
Capobianco, Director of the Sestri shipyard.
Nisan
April 2017
2017
18 NEWS
Ezra Holdings files for bankruptcy in US
Oilfield services firm Ezra Holdings
of Singapore filed for US Chapter 11
bankruptcy in mid-March, blaming
a prolonged slump in the energy
industry, Reuters reported.
Ezra has been facing hostile
actions from creditors at home and
abroad as it struggles to recover
from a slump in oil prices over the
past three years.
The company filed voluntary
petitions for reorganization under
Chapter 11 of the US Bankruptcy
Code, according to a stock exchange
filing on March 19. Ezra will hold an
informal meeting as soon as "reasonably practicable" to update and
provide further information on the
Chapter 11 filing to holders of its
debt, it said in a separate statement.
Ezra is one of several Singapore
offshore and marine services firms
that have been hit by a downturn in
oil prices since in 2014.
The company has also reached
out to and intends to work with
the Securities Investors Association
(Singapore).
The company's stock lost a fifth
of its value in early March after it
disclosed it had provided guarantees
on nearly $900 million in liabilities
and loans of Emas Chiyoda Subsea,
an affiliate the also filed for U.S.
bankruptcy.
Business Times said that the latest filing adds to the troubles faced
by offshore oil and gas services companies in Singapore whose contracts
have been pushed back or canceled
as a slide in crude prices forced
explorers to cut spending.
Swiber Holdings Ltd and Swissco
Holdings Ltd earlier won court approval to reorganize their debt, while others like Ezion Holdings Ltd and KrisEnergy Ltd. sought and won forbearance
from creditors and lenders.
Polarcus
secures work
in Australia,
West Africa
Polarcus Limited announced
on March 3 that the Company has finalized a contract
for 3D marine seismic acquisition in Australia.
The program will deliver a
high quality broadband dataset utilizing one of the Company's highly efficient Polarcus X-bow vessels operating
under the Polarcus Explore
Green environmental agenda.
The project is due to commence in Q3 2017 and will
run for approximately two
months. In addition, the Company has secured a 30-day
extension to the West African
campaign initially announced
on 09 January 2017.
Commenting on the
recent news flow from the
Company, Duncan Eley, COO,
stated: "The multiple awards
announced recently are testament to our strong reputation with clients globally
and our ability to secure key
projects in the contract market, which is our previously
stated strategy. These recent
announcements
provide
clear visibility of our fleet
through end Q3 and into Q4"
April
Nisan2017
2017
www.marinedealnews.com
NEWS 19
Mumbai Harbour Channel and JN Port Channel to expand
The Cabinet Committee on Economic Affairs, India chaired by the Prime
Minister Narendra Modi on March
22 approved fresh estimates of the
project Deepening and Widening of
Mumbai Harbour Channel and JN
Port Channel (Phase-II).
The cost of the project will be Rs
2029 crore excluding the Service Tax.
The entire project cost will be funded
through internal resources of JN Port
Trust (JNPT) with market borrowing,
if necessary.
The project includes the existing
channel to be widened from presently 370 m to 450 m for straight
reach, channel to be extended from
existing 33.5 Kms to 35.5 Kms. The
draft of the channel will be increased
from existing 14 m draft to 15 m
draft. The estimated quantity to be
dredged to the tune of 35.03 million
cu.mtr. including 1.73 million cu.mtr.
rock dredging.
The work is likely to be implemented by inviting global tenders
and to be completed within 2 years
after its award.
The present total capacity of the
JNPT for container handling is 5
million TEUs (Twenty feet Equivalent Unit). After the 4th Terminal
becomes operational, this capacity
will be enhanced to 9.8 million TEUs.
Considering the expansion of the
container vessel sizes on the main
trade routes, it is anticipated that
vessels of more than 8,000-12,000
TEU size will call the JN Port.
After completion, JNPT will attain
capacity for handling additional traffic throughput of 1.67 million TEUs.
The enhanced capability would
help in handling larger vessels up
to 12,500 TEUs besides economic
benefits like saving in Vessel waiting time and savings on account of
transshipment.
The ultimate benefit to users will
be in terms of lower unit cost, direct
and indirect tax benefits in addition
to reduction in vessel traffic congestion at JNPT. This would add to
the competitiveness of India’s EXIM
trade. Over the years, the size of container ships is progressively becoming larger as it is much more economical to operate large ships and
the cost of operation gets cheaper as
much as by 40% for the larger ships.
With increase in container cargo
volume and increase in capacity
of container carrying vessels fleet
worldwide, JN Port has decided to
handle new generation container
vessels with wider beam and deeper
drafts. The new generation bigger
size vessels need deeper channel
depth to navigate and accordingly
deepening and widening of the channel further from 14.0 to 15.0 m draft
with vessel capacity of 12,500 TEU is
envisaged.
At present, JN Port is handling
vessels having a draft of 14 m that is
6,000 TEUs capacity by taking advantage of tidal window.
First LNG-fueled
Aframax tankers ordered
Hyundai Heavy Industries’ shipbuilding affiliate Hyundai Samho
Heavy Industries (HSHI) said it
recently won a $240 million order
to build four 114,000 DWT IceClass IA aframax tankers from
Sovcomflot, the Russia’s stateowned shipping company.
The vessels are said to be the
world’s first LNG-fueled aframax
tankers, and will measure 250
meters in length, 44 meters in
width and 21 meters in height.
They are scheduled to be delivered from the third quarter of
2018 and to be chartered to Shell.
By running on LNG, the IceClass IA tankers can emit 90
percent less sulfur oxides (SOx),
80 percent less nitrogen oxides
(NOx), 15 percent less carbon
dioxide (CO2) along with 50
percent reduced engine noise,
according to the shipbuilder.
An HSHI official said, “We
believe the winning of the world’s
first LNG-fueled aframax tankers is the proof of our world’s
leading eco-friendly shipbuilding
technology. As the demand for
eco-ships increases with tightening environmental regulations,
we will further accelerate our
efforts to win eco-ship orders.”
Since its first order of six
41,000 DWT bulk carriers in 1989,
Sovcomflot has ordered 65 ships
from HHI Group in total to date.
Nisan
April 2017
2017
20 NEWS
New Fuel Regs Drive Scrubber Business
The Exhaust Gas Cleaning Systems “the introduction of dual-fuel engines
Association and its members are pre- and the increasing use of LNG as
paring to meet higher demand for
a fuel will provide a viable means
gas scrubbing systems to bring SOx
of complying with the sulfur cap
emissions in line with the targets set
requirements.”
by the IMO’s 2020 fuel sulfur content
Gregory went on to say that it
proposals. The IMO has come in for was not only for EGCSA members
some severe criticism over its pro- that the proposals bring certainty,
posals to introduce a global marine
but also the whole marine industry
fuels sulfur content cap of 0.5 percent
and its supplier base. He called it a
(mass/mass) by the year 2020. How- “definite” decision that was beneficial
ever, the organization can take some
to human health and the environencouragement for its ideas from the
ment, and one that opens the door
reactions of the Exhaust Gas Clean- for businesses to take action.
ing Systems Association (EGCSA) and
major marine scrubbers manufacturStart Planning Now
ers, most of which have expressed
“So, is that job done?” he asked.
their satisfaction with and support “Action plans must be put in place
for the proposed regulations.
now. IMO’s Marine Environment Pro“In October, IMO made the only
tection Committee has also tasked
correct and sensible decision. No
its next sub-committee meeting
delays – from 2020 the global limit
with developing a work plan to
on marine fuel sulfur outside of
ensure a smooth implementation,
ECAs will be 0.5 percent,” enthused
and the EGCSA and its members are
Don Gregory, Director of the EGCSA, ready and able to take full part in
while Roger Holm, President of Wärt- these preparations.
silä Marine Solutions, observed that
“EGCSA strongly believes that
communication, transparency and
financial uncertainty was one of the
co-operation between all stakehold- themes of discussion,” Gregory stated.
ers will ease the changeover process. “EGCSA’s view is that the future price
After some 350 ship installations, realities of low-sulfur fuel should not
scrubbing is now well-established
be underestimated and that it is vital
and can no longer be considered
that ship operators carefully evalua new technology. Needless to say, ate all the various payback scenarios
technology and regulatory develop- when considering how to comply.
ment is ongoing – in reality it does Although using low-sulfur fuel may
not stop and there is always a need
seem the obvious choice, it could
to build on experience.”
easily render a vessel uncompetitive
With this in mind, the EGCSA
at the price differentials expected in
recently hosted a second workshop, 2020 and the easy option may well
in which members, associate mem- not be the best.”
bers and a number of guests viewed
presentations from marine industry
Washwater Discharge Quality
stakeholders outside of the AssociaWorking with Euroshore, the assotion to provide a platform for discus- ciation of European port reception
sion on shipowners’ perspectives of
facility providers, the EGCSA has been
scrubbing, scrubbers and the envi- taking a science-based approach to
ronment, and of the refinery and fuel
the quality of scrubber washwater
suppliers’ view of the 2020 proposals. discharges. A new washwater sam“With significant overcapacity, low
pling program is currently underfreight rates and poor vessel values, way for the European Sustainable
many sectors of the shipping indus- Shipping Forum to address the type,
try have faced a very tough time of
source and concentration of material
late. It is therefore unsurprising that
discharged overboard and the results
of laboratory analysis are available
for both the European Commission
and the IMO to view. The EGCSA has
said that it was reassuring that if the
washwater discharge criteria were to
be revised there would be a waiver
in the Exhaust Gas Cleaning System Guidelines for those early adopters that have taken part. Within the
research program to date, no samples have exceeded the IMO’s limits
on polycyclic aromatic hydrocarbons
(PAH) – these chemical compounds
are an indicator of oil content and
analyses have shown that the concentrations of these substances can
be up to 30 times less than in water
discharges from oil and gas production platforms.
“Knowledge, Not Rhetoric”
The aim of the EGCSA/Euroshore
sampling programs is to enable a
clear and even application of scrubber discharge rules across Europe
and in locations where open and
closed loop scrubbers can be used:
“Residual fuel and scrubbers can be
the most cost-effective and environmentally sustainable method
of SOx compliance and EGCSA will
use knowledge and data rather than
rhetoric to answer questions and
explain the benefits,” stated Gregory.
“Scrubbers offer the only alternative to compliance by fuel, not only
controlling SOx but also particulate
emissions,” he added. “EGCSA members have the capacity and resources
to meet demand, market conditions
are favorable and we have had the
green light from IMO for 2020. It is
now investment decision time: this
is an opportunity for shipowners.”
Meanwhile, Wärtsilä Marine
Solutions President Roger Holm has
said that the company’s proactive
development of exhaust gas cleaning systems and broad offering in
gas and dual-fuel engine technologies means that the company is
in a strong position to help ship
owners implement plans for compliance with the new regulations:
April
Nisan2017
2017
With its technology certified to IMO
gas cleaning systems standards
and with the recent approval of its
exhaust gas cleaning systems by the
Singaporean flag state authorities
(an approval recognized across all
Asian flag states), Holm said that
the introduction of dual-fuel engines
and the increasing use of LNG as
a fuel will provide a viable means
of complying with the sulfur cap
requirements.
DuPont has also been quick off
the mark in promoting its marine
scrubber technology as a viable solution to meet the global sulfur cap:
“Abatement technology such as a
DuPont Marine Scrubber is the only
way to continue shipping operations
as usual with heavy fuel oil of up
to 3.5 percent sulfur content while
remaining in compliance come 2020,”
the company said. “A DuPont Marine
Scrubber enables any vessel to
meet sulfur emission limits without
switching to expensive low-sulfur
fuel when entering an ECA.
This economic and highly reliable compliance option allows for
‘business as usual’ bunkering. With
a scrubber, there is no need for fuelswitching,” it asserted. “The DuPont
Marine Scrubber has ‘run-dry’ capability and no by-pass, allowing vessels that travel in and out of ECAs
to comply with regulations: a single
scrubber can meet 0.1 percent and
0.5 percent sulfur requirements.”
Compliance and Retrofit: Key
Concerns for Shipowners
Technology solutions provider
Goltens had this to say on the subject: “The looming deadlines and
pending approvals for a variety of
environmental emission regulations
are making compliance and retrofit a key concern of most shipowners around the globe. In a proactive response to this, Goltens has
expanded its competency beyond the
ballast water space and made further
investments to help shipowners navigate this complex and costly compliance process. Compliance with IMO
ECA regulations is becoming a large
concern for owners, and, with additional deadlines approaching, for the
existing fleet this means retrofit and
the consideration of possible compliance solutions ranging from exhaust
scrubbers to fuel conversion and
boiler retrofit options. Goltens Green
Technologies (GGT) is using its proven
process to consult and retrofit these
technologies with a strong focus on
limiting the cost and operational
impact on owners.”
One option is to modify vessels
to run on emissions-compliant fuel
types like LNG or low-sulfur marine
gas oil (LSMGO). Goltens said that
outside of the LNG fleet, conversion to LNG is rarely cost-effective
in a retrofit situation but that conversions to accommodate the use
of LSMGO can generally be made
with only minor modifications and
significantly less capital investment.
These options include LSMGO cooler
installation and LSMGO fuel conversion for LNG main boilers.
(As published in the March
2017 edition of Maritime Reporter
& Engineering News)
www.marinedealnews.com
HABER 21
Obama kendi
döneminde
"vazgeçilemez adam"
gibi davrandı. Bunu
hem sosyal medyaya
hem de sanat
dünyasına borçlu.
Obama, sosyal medyayı
tam kıvamında
kullandı, aşırılığa
kaçmadı. Ama görünen
o ki; vazgeçilmez de
değilmiş! Malum,
Hillary Clinton'ı
desteklemesine
rağmen halefi seçimleri
kazanamadı
Biraz geçmişe dönelim. Obama ne
diyordu; "Essad gitmeli!", "Rusya
Ukrayna'yı terk etmeli", "Küresel
ticareti yönlendirici TPP ve TTIP
anlaşmaları imzalanmalı"
Obama tuhaf bir şekilde şu
dediklerinin hiçbirisinin gerçekleştiğine tanık olmadan Beyaz
Saray'dan eşyalarını topladı.
Kanımca, bir liderin yapabileceği
en kötü şeylerden birisi; başaramayacağı beklentiler yaratmak!
Seçim süreçlerinde, liderlerin
aşırı beklenti yaratmasına toplumlar alışık ama iktidar partisinin beceremeyeceği beklentiler
yaratması hiç makul değil. Yaratılan beklentiler gerçekleşmeyince
liderlik dönemi kötü anılabilir.
Hâlbuki Obama; "Öncelikle
ülkemizin iç işlerine daha çok
odaklanacağız. Aynı anda küresel çıkarlarımızı da takip edeceğiz
ama geçmişe kıyasla dar bir perspektifle!" şeklinde geniş yelpazeli
açıklamalar yapsaydı, daha iyi bir
resim çizmiş olabilirdi. En azından "söylemlerini başaramadı"
Amerika
markasını zedeliyor
Gökhan Esin
gesin@arpas-pilotaj.com.tr
imajı oluşmayacaktı.
Trump daha düz bir kişilik…
Gördüğüm kadarıyla Trump
çok daha düz bir kişiliğe sahip.
Hedefini, amacını direk söylüyor.
Mesela ne demişti; "Eğer NATO
müttefikleri GSYIH'nın yüzde 2'sini
savunma sanayisine harcamak
istemiyorsa, neden ABD yapsın ki?"
Halkın tepkisi ne oldu? "Evet, haklı
neden savunma sanayisini biz sırtlıyoruz!! Paramızı savunma yerine sosyal projelere harcamalıyız."
şeklindeydi. Trump'ın bu çıkışı ilk
anda kulağa çok mantıklı geliyor,
ama birçok analist bu adımın uzun
vadede tehlikeli olduğundan bahsediyor. Fakat analistleri dinleyen
pek yok gibi…
Neyse, Trump ise fazlaca açık,
kısa, farklı ve sert konuşuyor. Bu
şekilde çok dikkat çekti. Hatta
Clinton ve eski liderlerin yapmadığı kadar açık ve sert konuştu.
Bu davranış şekli seçim sonuçlarında fazlasıyla etkili oldu.
Gerçekçi tavır ve söylemler her
zaman ilginçtir çünkü insanoğlu her zaman doğruyu, gerçeği
duymak ister. Hatta en fazla da
temennilerini duymak ister. Dolayısıyla bu tür söylemler halkı duy-
gusal olarak etkiler. Böyle olma- değil, aynı zamanda bir markadır.
saydı, seçim sürecinde birçok gaf "Amerika modeli" diye bir şey var!
yapmış olan Trump seçilebilir Düşünsenize kaç ülke bu şekilde
anılır. Ticari markaları, üniversimiydi?
Bu işten zarar gören, ülke ima- teleri, New York gibi değerli emlak
piyasası ve benzerleri…
jı oluyor!
Trump vize ile ilgili sınırlama
Demek ki Trump'ın stratejisi
başarılı oldu. Peki, bu stratejinin için imza attığında yer yerinden
dezavantajı nedir? Bu derece ger- oynamıştı. Benzer sınırlamayı
çekçi ve açık tavır, diğer bir deyiş- İran yapsa bazı gazeteler haber
le sert söylemler ülke imajına bile yapmazdı. Bilhassa 1991'de
zarar veriyor. ABD sadece bir ülke dağılan SSCB'deki halk için ABD
demek; serbest piyasa, bağımsız
yargı ve gıpta edilen bir siyaset
demekti. Peki, şimdi? Sanırım şu
sıralar ABD'nin yeni çizgisi bu gıpta edilen dönemden çok uzakta.
Kısacası söylemler açık ve net
ama Amerika markasını zedeliyorlar. ABD basınındaki kutuplaşma, Trump'ın kararlarının mahkemelerce ret edilmesi vs… Bunlar dünyanın kıskançlıkla izlediği
Amerika modelini yıpratıyor.
Dünyada bir ilk! 'Gemi Tüneli'
Norveç dünyanın ilk tam donanımlı gemi tüneline imza atmaya
hazırlanıyor. Ülkenin batısındaki
Stad Yarımadası'nda yapılacak
olan tünelin ülkenin en tehlikeli
yerlerinden birini daha güvenli bir hale getirmesi planlanıyor.
Söz konusu tünelle ilgili ayrıntılı
görsel detaylar ilk kez medya ile
paylaşıldı. Norveç, bölgenin en
tehlikeli kıyı şeritlerinden birine
sahip. Norveç Denizi ile Kuzey
Denizi’nin buluştuğu noktada yer
alan Stad Yarımadası sularında
büyük türbülanslar meydana geliyor. Bu sulardan geçenler ölümle
burun buruna geliyor. Durum
böyle olunca Norveç Kıyı Yönetimi 272 milyon dolara mal olacak
dünyada bir ilk olan gemi tüneli
projesini hayata geçirdi. Yetkililer
2018 yılında çalışmaların başlayacağını duyurdu ve eşi benzeri
olmayan gemi tüneliyle ilgili görsel malzemeleri basınla paylaştı.
Tünelin genişliği 26 metre,
yüksekliği ise 31 metre olacak.
Yaklaşık bir buçuk kilometre
uzunluğunda olacak tünel için
yarımada kazılarak içi suyla doldurulacak. Yaklaşık yedi buçuk
ton kayanın yerinden söküleceği
projenin dört yılda tamamlanması planlanıyor.
Nisan 2017
22 HABER
Milli Gemilere, Milli Sonar Sistemi!
Denizaltı Savunma Harbi ve
Keşif Karakol Gemisi (MİLGEM) Savaş Sistemi Tedariki
Projesi kapsamında Meteksan tarafından üretilen 'Milli
Sonar Deniz Birimi' kabul testleri tamamlanarak MİLGEM 3.
Gemisi TCG-Burgazada’ya teslim edildi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının su üstü, denizaltı
savunma ve hava savunma
harbi, keşif ile karakol görevlerini icra etmek üzere milli
olarak geliştirilen ve inşa edilen MİLGEM gemilerinin en
kritik alt sistemlerinden birini
Sonar Sistemi oluşturuyor.
Su üstü gemilerinde su altı
hedeflerinin tespit ve takibi
için kullanılan sonar sistemleri, muhtemel bir savaş sırasında gemiler için en önemli
tehditlerinden olan denizaltı, mayın ve torpidolara karşı
savunma harbinin temel bileşenini oluşturuyor.
Bu doğrultuda MİLGEM
gemilerinde yer alan Karinaya
Monteli Sonar Sistemi, korvet
ve fırkateyn gibi su üstü gemi
platformlarına monte edilerek, denizaltı savunma harbi
ve mayın sakınma görevlerini
düşük, orta frekanslarda aktif
ve pasif olarak çalışarak yerine getiriyor.
Sanayide gelecek yerli
teknolojilerin
Meteksan Savunma, Deniz
Kuvvetleri Komutanlığının su
altı akustiği teknolojisi alanındaki ihtiyaçlarını ileri teknoloji milli sistemlerle karşılamak
için deneyimli bir mühendislik ekibi oluşturarak, önemli
altyapı yatırımları gerçekleştirdi.
Bu kapsamda Deniz Kuv-
vetleri Komutanlığı bünyesinde yer alan Araştırma Merkezi Komutanlığı tarafından
ilk prototipi geliştirilen milli
sonar sisteminin sanayileştirilmesi de Türkiye'nin Sualtı
Akustiği Mükemmeliyet Merkezi olarak görevlendirilen
Meteksan Savunma'ya verildi.
Üretilen sistemler projenin ilk
2 gemisi olan TCG HEYBELİADA ve TCG BÜYÜKADA'da
başarıyla kullanılıyor.
MİLGEM 3. Gemisi TCGBurgazada için Milli Sonar
Deniz Birimi çalışmaları ise
2015'in ilk yarısında başlatıldı. Tasarıma hakim olma,
prototip üretim, seri üretime
aktarma, seri üretim, üretim
doğrulama testleri, transdüser sertifikasyon testleri, transdüser eleman kabul
testleri, dizine entegrasyon,
dizin kabul testleri, karkasa
A FEW DEGREES MORE TILT MAKES
a Big difference
in everything
except price
BENEFITS OF
THE NEW UNDERWATER
(DE)MOUNTABLE
THRUSTERS WITH 8° TILT
Significantly higher vessel
performance
Easier to install
Smaller dimensions
and weight
Improved reliability,
less maintenance
WARTSILA.COM
WÄRTSILÄ ENPA DIŞ TICARET A.Ş.
Merkez Ofis & Atölye - Aydıntepe Mah. D-100 Karayolu (E-5) Cad. No: 14/E Bahar İş Merkezi 34947 Tuzla - İstanbul, Tel. 0216 494 50 50
İzmir Ofis - Odin İş Merkezi. 8229 / 2 Sk. No: 15 35630 Çiğli - İzmir, Tel. 0232 621 51 30
Gaziantep Atölye - 4.Organize Sanayi Bölgesi. 83421 nolu Cadde No:4 27060 Şehitkamil - Gaziantep, Tel. 0342 357 06 85
Nisan 2017
entegrasyon ve nihayetinde
fabrika kabul testleri (FAT)
sonrası komple sistem teslimi gerçekleştirildi. Teslimat
geminin denize iniş takvimini olumsuz etkilemeyecek
şekilde zamanında başarı ile
tamamlandı.
Tedarik
ve
kullanıcı
makamlarının aktif olarak
katılım sağladığı FAT testleri, 7
gün gibi kısa bir süre içerisinde başarı ile tamamlandı. Söz
konusu FAT testleri, Meteksan
Savunma'ya ait üretim tesisleri ve Bilkent Açık-Su Test ve
Kalibrasyon Tesisi'nde yapıldı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstanbul Tersanesi
Komutanlığına teslim edilen
ve önümüzdeki dönemde
hazırlık ve sistem entegrasyon testleri yapılacak Milli
Sonar Deniz Birimi, denizlerdeki görevine hazırlanıyor.
TKA, ticareti ucuzlatacak
Dünya ticaretinin şartlarını yeniden düzenleyen Ticaretin Kolaylaştırılması Antlaşması (TKA),
Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ)
kurucu anlaşması hükümleri gereği, DTÖ üyelerinin 3’te iki
çoğunluğunun anlaşmayı onaylaması sonucu 22 Şubat 2017 tarihinde yürürlüğe girdi.
Bu son gelişmeyi değerlendiren Güler Dinamik Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Güler, “Ticaretin
kolaylaştırılması geniş anlamıyla
malın üretiminden sonra son kullanıcıya ulaşana kadar tabi olduğu
tüm işlem ve prosedürlerin basitleştirilmesi ve uyumlaştırılması,
formalitelerin azaltılması olarak
tanımlanmaktadır” dedi.
“TKA’nın getireceği ekonomik
faydaya ilişkin çeşitli uluslararası
kuruluşların çalışmaları; anlaşmanın ticaret yapma maliyetinin, ülke
gruplarına göre değişmekle birlikte,
yüzde 15,1 ile yüzde 12,9 arasında
değişen oranlarda aşağıya çekme
potansiyelinin bulunduğunu göstermektedir. Böylece TKA’nın ticaret maliyetlerini azaltarak, küresel
ölçekte milli geliri 400 milyar ile 1
trilyon ABD doları değerinde artıracağı öngörülmektedir.
TKA’nın arzuladığı işleyiş, transit eşya dahil olmak üzere eşyanın
dolaşımının, tesliminin ve gümrük
işlemlerinin tamamlanmasının
hızlandırılması amacıyla GATT
1994’ün V, VIII ve X. maddelerinin
ilgili veçhelerine açıklık kazandırılması ve geliştirilmesidir. Ülkemize
ve dünya ticaretine hayırlı olmasını
dilerim.”
Dünya Gümrük Örgütü (DGÖ)
de, DTÖ-TKA'nın yürürlüğe girmesi
vesilesiyle Dünya Ticaret Örgütünü
(DTÖ) tebrik ederken, bu anlaşmanın, gümrük ve diğer makamlar
arasındaki etkili iş birliğine yönelik
tedbirlerin yanı sıra teknik yardım
ve kapasite geliştirme hükümlerini düzenleyeceğini açıkladı. DGÖ,
uygunluk faaliyetlerini yürüten
kuruluşlar açısından ticaret kolaylığını artıracak en üst seviyelerde
güvenlik, emniyet ve doğruluğu
sağlayacak küresel tedarik zinciri
boyunca gelişmeleri araştırmaya
devam edeceğini vurgulamak için
bu fırsatı değerlendireceğini belirtti. Bunun en nihayetinde tüm sınır
kuruluşları ve özel sektör arasındaki
iş birliği üzerinde pozitif bir etkisi
olacağı vurgulandı.
TKA'nın yürürlüğe girmesi, uluslararası ticaret ve gümrük topluluğu
açısından yürürlüğe girmesi için
gereken eşiğin üzerinde bulunan
110 DTÖ üyesinin (yani DTÖ'nün
164 üyesinin üçte ikisi tarafından)
onaylanmasının bir sonucu olarak
ortaya çıkarak önemli bir dönüm
noktası oldu. TKA aslında, gelişmekte olan ülkelerin uygulamalarının
kapsam ve zamanlamasını kendi
özel koşullarına uyarlamalarına imkan verecek kapsamlı 'özel
ve farklılık gösteren işlem (S&D)
hükümlerini içeriyor.
DGÖ Genel Sekreteri Dr. Kunio
Mikuriya, “DGÖ, TKA'yı uygulamada başarıya ulaştırmaya kendini
adamıştı ve buna devam edecektir.
Bunu, ekonomik rekabet gücünü
artıracak, ekonomik büyümeye
katkıda bulunacak ve yoksulluğu
azaltacak olan anlaşmanın ticareti
kolaylaştırma önlemlerini uygulamada destek talep eden üye gümrük idarelerine yardımcı olarak
yapacağız" dedi.
www.marinedealnews.com
HABER 23
Uzun: İhraç edilen gemilerin yüzde 70’i Yalova’da inşa edildi
Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin
Olağan Genel Kurul Toplantısı,
Altınova ilçesine bağlı Tavşanlı beldesinde bulunan Elegance
Resort Hotel'de yapıldı.
Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Fazıl Uzun, kentte
faaliyet gösteren tersanelerin
Türkiye’nin bu sektördeki ihracatının yüzde 70’ini gerçekleştirdiğini söyledi.
Şükrü Fazıl Uzun, genel kurulun açılış konuşmasında “Tersaneler Yalova'ya gelirken bölgede
taahhüt ettiğimiz yatırım tutarı 162 milyon dolardı ancak biz
olduğunu fakat bugüne kadar
500 milyon doların üzerinde
yatırım yaptık. Ayrıca söz verdiğimiz 4 bin çalışan istihdamının çok üstüne çıkarak 2016
yılı istihdam ortalamamız 11
bin 737 kişiye ulaşmıştır. Bu da
bölgemiz için kıvanç verici bir
durumdur. Şubat 2017 ayı itibariyle bölgemizde çalışan sayımız
12 bin 541 kişiyi bulmuştur. Bu
sayı beyaz yakalılar, idari ve mali
Şükrü Fazıl Uzun
işlerde çalışan arkadaşlar dahil
değildir” dedi.
“2008-2016 yılları arasındaki
inşa edilen gemi sayısı 304 oldu
ve 2016 yılı sonuna kadar inşa
edilen gemilerin tonajı ise 446
bin grostona ulaştı. Yeni inşa
gemilerin yanı sıra bakım ve
onarım için 2 bin 534 gemi ve
deniz aracı bölgemizde bulundu, bakımları ve tamirleri yapıldı.
Bunların tonajı da 2 milyon 400
bin grostondur. Biz sadece denizcilik sektörü ile sınırlı kalmayıp
diğer alanlardaki projelerde de
çalışmalar yürütüyoruz. Yavuz
Sultan Selim Köprüsü tabliyeleri gibi çalışmalar da Yalova’da
yapıldı.”
İstanbul ve Yalova’nın Türkiye’nin gemi ihracatının yüzde
90,21’ini karşıladığını kaydeden
Uzun, “2016’da İstanbul’un ihracat yüzdesi yüzde 21,61 oranında düşerken Yalova ihracat
yüzdesi yüzde 47,77 oranında
artmıştır" dedi.
"2016’da 972 milyon 177 bin
dolarlık ihracat yapılmış, bunun
330 milyon dolarlık kısmı Yalova Altınova’da gerçekleşmiştir. Aslında bu rakam daha da
büyüktür ama bazı şirketlerimizin merkezi İstanbul’da olduğu
için oranın kayıtlarına ihracat
oranı rakamları girmektedir. Bu
sadece 2 tersanenin verileridir.
Aslında ihracat edilen gemilerimizin yüzde 70’i Yalova’da üretilmiştir. Ancak, bölge ve sektör
olarak çok daha fazla çalışmamız gerekekiyor. Bu rakamları
bölgemiz yüzde 25-30 doluluk
oranıyla temin ediyor. Yani, yüzde 100’ü yakalamak mümkün
değildir ama yüzde 80-85’ler
rakamlarına çıktığımızda fark
edersiniz ki bu rakamlarımız çok
daha büyük olacak ve bölgemiz
için çok daha büyük gelişme
sağlayacaktır.”
Türk balıkları Meksika yolcusu
Dünya genelinde Türk su ürünlerinin tanıtımını yapan Su
Ürünleri Tanıtım Grubu, 7-9
Mart 2017 tarih aralığında Meksika Jalisco- Guadalajara kentinde düzenlenen 16. EXPO ANTAD
ALIMENTARİA 2017 Fuarı'nda
Türk Su Ürünlerinin tanıtımını
yaptı. STG, 125 milyonluk Meksika pazarını gözüne kestirdi.
16. EXPO ANTAD ALIMENTARİA 2017 Fuarına ilk kez
18 metrekarelik info stant ile
katıldıklarını belirten Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı
Sinan Kızıltan, Meksika mutfağındaki balık yemeklerinin
dünya çapında bir üne sahip
olduğunu, Türkiye'nin Meksika'ya su ürünleri ihracatının
yok denecek seviyede olduğunu, Meksika'yı hedef pazar olarak gördüklerini kaydetti.
Fuar süresince Su Ürünleri Tanıtım Grubu'nun İngilizce ve İspanyolca kataloglarını
ve promosyon malzemelerini
dağıtarak, Türk su ürünlerinin
tanıtımını yaptıklarını anlatan Kızıltan, "Meksika’ya özgü
balık yemekleri dünyaca ünlü.
İki yanı okyanuslarla çevrili
bu ülkenin mutfağında deniz
ürünleri oldukça önemli bir
yere sahip. Türk su ürünleri
sektörünün pazar çeşitliliğini
artırmak istiyoruz. Meksika bu
anlamda 125 milyonluk nüfusu ile çok büyük fırsatlara gebe"
şeklinde konuştu.
Türk su ürünleri sektörü
2016 yılında 793 milyon 879
bin dolarlık ihracat gerçekleştirirken, Türkiye'nin su ürünleri ihracatının yüzde 73'ünü
Egeli balıkçılar yaparak ülkeye
578 milyon 219 bin dolarlık
döviz kazandırdı. Su ürünleri
sektörü 2017 yılında 1 milyar
dolar ihracat barajını aşmayı
hedefliyor.
“Sincerely
Professional”
www.semarmarine.com
Nisan 2017
24 HABER
Deniz taşımacılığında 25 yılda neler değişti?
Clarksons, yayınladığı dünya
deniz ticareti istatistiklerini
Shipping Intelligence Weekly
raporunun
25. yılı sebebiyle,
entech-ilan-secilen-OK.pdf
1992 yılında dünya ticaretin-
deki durumla 2017 yılındaki
beklentileri karşılaştırdığı bir
rapor yayınladı.
25 yıl önce
dünya deniz tica1
25/08/16
13:55
retinin içinde bulunduğu koşul-
larla 2017’yi karşılaştırdığımızda, aslında bugünkü durumun
sektörde konuşulan kadar kötü
olmadığı ortaya çıkıyor. Ayrıca,
sektörde önemli birçok değişik-
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
’’Sincerely Professional’’
ON SITE Services Globally
IN SITE Services
ENGINE OVERHAUL Services for 2 and 4 Stroke Engines
SHAFT & PROPELLER Services
ELECTRIC & ELECTRONICAL Services
www.entechmarine.com
Nisan 2017
liğin yaşandığı görülürken, bazı
şeylerin ise hep aynı kaldığı da
dikkat çekiyor.
Uluslararası deniz ticareti 1992 yılında 4,6 milyar ton
civarında iken, 2017 yıl sonu
tahminlerine göre bu rakamın 11,3 milyar tona ulaşması
bekleniyor. 25 yılda 2,5 kattan
fazla büyüme gösteren deniz
ticareti içerisinde demir cevheri ticareti 4,3 kat, LNG ticareti
4,5 kat, konteyner ticareti ise
6,3 kat büyüdü. 2017 yılında
hedeflenen deniz ticareti kişi
başına 1,5 ton yükün deniz
yoluyla taşınması anlamına
geliyor.
Aynı dönemde, dünya deniz
ticareti filosu ticaretten daha
yüksek hızda büyüdü. 1992
yılı başı itibariyle global deniz
ticaret filosunun kapasitesi 621 milyon dwt iken, 2017
yılı başında kapasite 1,86 milyon dwt’ye ulaştı. Tabii ki, bu
dönemde gemilerin verimliliğinde ve etkinliğinde büyük
değişimler yaşanırken, 2008
yılı ekonomik krizinin ardından birçok sektörde hizmet
hızında yaşanan yavaşlama
filo büyümesini etkiledi.
Gemi fiyatları düşerken
hurda fiyatları yükseldi
Bu önemli değişimlerin yanı
sıra, emtiaların değeri daha
karmaşık eğilimler gösterdi. 5
yaşındaki bir VLCC, 2017'nin
başında (mevcut şartlar altında), 1992 başlangıcına göre
yüzde 8 daha ucuzdu, ancak
enflasyonu ve değerleri göz
önünde bulundurduğumuzda
bu fiyat düşüşü yüzde 43’e ulaşıyor. Öte yandan, gemilerin
hurda değeri, 25 yıl öncesine
göre dolar/ldt bazında yüzde
81 daha yüksek.
Emtia fiyatlarındaki son
düşüşe rağmen, genel olarak
hammaddeler 1992 yılından
daha pahalı. Brent ham petrolü, 2017 yılının başında 54,8 $/
varil seviyesinde iken, 1992 yılı
başında 18,2 $/varil idi. Demir
cevheri fiyatı 33,1 $/ton fiyattan bugün 76,3 $/ton’a kadar
çıktı. Bunker fiyatları (380cst
Rotterdam) 69,0 $/ton'dan
312,5 $/ton'a yükseldi.
Bununla birlikte, denizcilik para değerindeki değişime
baktığımızda, 1992'deki 1,83
dolarla kıyaslandığında, bugün
sadece denizciliğin 1,24 doları
bir sterlini satın almak için
yeterli oluyor. Aynı zamanda
dünya ekonomisi 2017’de 25 yıl
öncekinden hâlâ çok daha hızlı
şekilde büyüyor. 2017 yıl sonu
beklentisi yüzde 3,4 büyüme
iken 1992 yılında bu yüzde 2,3
olarak gerçekleşmişti. Ayrıca, aynı dönem aralığında Çin
ekonomisinin büyüklüğü 0,5
trilyon dolardan 12,4 trilyon
dolara fırlamış ve dünya nüfusu 5,5 milyondan 7,4 milyara
yükselmiştir.
“Aslında hiçbir şey
değişmez”
Son olarak, bazı şeyler asla
değişmeyecek gibi görünüyor.
1992 başında ClarkSea gemi
kazanç endeksinin ortalaması 11.700 $/gün idi. Endeks,
2017'nin başında, sadece yüzde 5,2 daha düşük bir seviyede
11.092 $/gün seviyesinde kaldı.
Tabii, bir dönem endeks 50.000
$ / günün üzerine uçtuğunu
düşündüğümüzde denizciliğin
ne kadar dalgalı ve değişken
olsa da bir yerlerde hiç değişmediğini görebiliriz. Navlunlar
25 yılda çok sayıda değişim
yaşayıp döngüsel olarak aynı
noktada gerçekleşmiş. Bakalım, 25 yıl sonra navlunlar
sürekli değişerek aynı noktada
duracak mı?
www.marinedealnews.com
GÖRÜŞ 25
Toplumsal evrimin karanlık dönemi
Küresel çapta silah
satışları son beş
yılda yüzde 8,4 arttı.
Sağımız solumuz
ya savaş ya kriz.
Eski savaşlardan
kalma mayınlar bile
hâlâ başa bela…
Kim söylemişti,
“Büyük güce sahip
egemen devletler
olduğu sürece savaş
kaçınılmazdır” diye?
Yüce
Yöney
Ruhumuzun karardığı şu günlerde, tıpİSTANBUL
taki yeni gelişmelerle
birçok hastalığa karşı yürütülen
savaşta elde edilen başarılardan ya
da alternatif enerji kaynaklarının
nimetleri gibi geleceğe dair umut
veren konulardan bahsetmeyi kim
istemez… Ama ne yapalım, yaşadığımız dönemin gerçekliği başka ve
öylesine ağır basıyor ki bazı gerçeklerle yüzleşmek gerekiyor. Toplumsal varoluşumuzda evrimin karanlık bir devrindeyiz diyelim, uzun bir
süredir insanlığın varoluşu yokedişten geçiyor çünkü.
Kötümser bir bakışın hezeyanlarından söz etmiyoruz ne yazık ki;
eldeki veriler tam da bunu gösteriyor. Stockholm Barış Araştırmaları
Enstitüsü’nün (SIPRI) son hazırladığı rapor mesela… Rapora göre,
2012 – 2016 yılları arasında silah
ticaretinin hacmi bir önceki beş yıllık döneme kıyasla yüzde 8,4 oranında arttı. En çok silah stoklayanların başında da Asya ve Ortadoğu
ülkeleri geliyor.
Şaşırdık mı? Hayır. Dünyanın
her tarafı kaynarken böyle bir gelişmeyi beklemeyen yoktur herhalde.
Heidelberg Uluslararası Çatışma
Araştırmaları Enstitüsü’nün dünya
genelindeki savaş ve krizleri ortaya koyduğu araştırmasının sonuçlarını hatırlayalım. Anahatlarıyla
söylersek, dünya genelinde 400'ün
üzerinde kriz durumundan ve bunların 226’sında şiddet kullanıldığından söz ediyordu araştırma.
Mevcut durumda üst seviyedeki çatışmaların çoğu Afrika’da
Sahra’nın güneyindeki bölgelerde
görülüyor. Araştırma bu bölgelerdeki 48 devletten sekizinde çok
sayıda insanın yaşamına mal olan
ya da onları göçe zorlayan krizlerin olduğunu belirliyor. Nijerya’nın
sınırlarını aşan radikal dinci Boko
Haram örgütüyle mücadele, El
Kaide'nin Kuzeybatı Afrika’daki ve
Mali, Nijer, Burkina Faso'daki faaliyetleri, Somali ve Sudan'a bağlı
Darfur'da 10 yıl önce başlayan içsavaşlar da enstitünün dikkat çektiği
çatışmaların yoğun olduğu yerler
arasında. Ayrıca araştırmada Orta-
doğu bölgelerinde yeni savaşların
çıktığına da yer veriliyor. Suriye’de
Esad yönetimine karşı savaşanlar,
Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD)
karşı verilen ortak savaş, muhalif
silahlı gruplar ile cihatçı gruplar
arasındaki çatışmalara da dikkat
çekiliyor. Keza çok sayıda insanın
hayatını kaybetmesine neden olan
Yemen’deki çatışmalar da yer alıyor.
Ve maalesef Türkiye de anlaşmazlıkların tırmandığı ülkeler arasında
gösteriliyor. Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde devam
eden savaş durumu ise Avrupa’da
şiddet içeren en büyük anlaşmazlık olarak vurgulanıyor.
Dünyanın diğer tarafında;
Meksika, Brezilya, El Salvador ve
Kolombiya’da uyuşturucu savaşları
devam ediyor. Kolombiya'da FARC
gerillaları ile hükümet arasındaki
anlaşmaya rağmen, ikinci büyük
gerilla örgütü olan ELN ile çatışmalar sürüyor... Araştırma bunlarla
sınırlı değil tabii. Ancak bu savaş
ve çatışmalar bile dünya ölçeğinde
silah ticaretinin artmasında yeterince etkili.
SIPRI’nin raporunda dünyanın
en büyük silah ihracatçıları sırasıyla ABD, Rusya, Çin, Fransa ve
Almanya olarak belirleniyor. Bu beş
ülkenin dünya silah satışındaki
yeri yüzde 74 düzeyinde. ABD'nin
tek başına küresel silah ticaretindeki payı yüzde 33'ü buluyor. Bu
ülkenin silah satışları 2012 – 2016
yılları arasında bir önceki beş yıllık
döneme göre yüzde 21 oranında artmış halde. ABD dünyanın
en az 100 ülkesine Amerikan
yapımı silah satıyor. Ürettiği
silahların yaklaşık yarısı da
Ortadoğu ülkelerine satılıyor.
Zaten tüm dünyada en fazla silah satın alan ülkelerin
ilk sıralarında tahmin edileceği gibi Asya ve Ortadoğu ülkeleri geliyor.
Rusya'nın silah satış
pastasındaki payı ise
yaklaşık yüzde 23. Çin’in
dünya
piyasasındaki
yüzde 6,3'lük payı var ki
bu da onu en fazla silah
satan üçüncü ülke durumuna getiriyor. Çin için
ciddi bir artış anlamına
geliyor bu. Rapora göre, Çin
son beş yılda silah satışlarını yüzde 74 oranında arttırdı. Silah ihracatına sırayla
devam edince Fransa'nın payının yüzde 6, Almanya'nın payının ise yüzde 5,6 olduğu gözüküyor. Son dönem Türkiye’ye yaptığı
silah satışı tartışılan Almanya'nın
silah ihracatı, 2016'da rekor düzeye
çıkmasına rağmen son beş yılda
yüzde 36 oranında gerilemiş.
Silah ithalatında ise başı, silah
alımlarını son beş yılda yüzde 43
oranında arttıran Hindistan çekiyor. Asya ve Okyanusya ülkelerinin
silah alımları yüzde 7,7 oranında arttı ve böylece silah ithalatındaki payı da yüzde 43'e çıktı.
Ortadoğu ülkelerinin toplam silah
ticaretindeki payları yüzde 29 olsa
da beş yıl içinde silah alımlarının
yüzde 86 arttığı görülüyor. Dünyanın en fazla silah ithal eden ikinci
ülkesi bu bölgeden zaten: Suudi
Arabistan silah alımlarını yüzde
212 oranında arttırdı. Artış oranında bakarsak daha yükseği de
var. Katar'ın silah ithalatı beş yıllık
dönemde yüzde 245 oranında arttı.
Bu ülkeler gibi Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve Cezayir de en fazla
silah satın alan ülkeler arasında
yer alıyor. Afrika kıtasında en fazla
silah ithal eden ülkeler ise Nijerya,
Sudan ve Etiyopya.
Bir de mayın belası var tabii ki.
Her ne kadar mayınların kullanımı birçok ülkede yasaklandıysa da
biliniyor ki dünyada temizlenmeyi
bekleyen milyonlarca mayın
bulunuyor. Bir yandan
mayın temizleme faaliyetleri yürütülse de çok yetersiz durumda.
Şöyle bir örnek verelim. Mozambik’te mayın temizleme çalışmaları 2015’e kadar sürdü, toplam
200 bin mayın temizlendi. Mayın
temizleme çalışmalarının aldığı
süre 22 yıldı.
Gerçi 1997'de bir anlaşma ile
bu anlaşmaya taraf olan 162 ülkede mayınların üretimi ve kullanımı yasaklandı. Ancak ABD, Rusya,
Çin gibi anlaşmayı imzalamayan
büyük silah üreticisi ülkelerde hala
ciddi mayın stokları olduğu biliniyor. Haziran 2014’te, Çin stoklarında 105 milyon, ABD de üç milyon
mayın bulunduğunu açıklamıştı.
Keza Hindistan, Myanmar, Pakistan ve Güney Kore'de de mayınlar yaygın bir şekilde üretiliyor. Ve
unutmayalım, bu veriler
stoklarla ilgili.
Yani bir
de gömülü olanlar var. Son durumda, dünyada 60 ülkede, bir kısmı
İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma
olan ve yerleri bilinmeyen toplam
110 milyon mayının toprağa gömülü olduğu tahmin ediliyor. En fazla mayın olan ülkenin Afganistan
olduğu tespit edilmiş. Kamboçya,
Laos, Bosna ve Angola'da da eskiden kalma sayısı tam olarak belirsiz mayın bulunuyor. Ayrıca Myanmar, Libya ve Suriye'de hala mayın
kullanıldığı gerçeği de var. Mayın
yüzünden ölen ve sakat kalan
insanların sayısı 2015'te 6500'e
ulaşmıştı. Bu insanların çoğunun
sivil, üçte birinin de çocuk olduğunu da hatırlatalım. Ve ruhumuz
karardıysa da enseyi karartmadan savaşa ve silahlanmaya hayır
demeyi sürdürelim.
Nisan 2017
26 HABER
Exposhipping denizcilik sektörünü bir araya getirdi
14. Uluslararası Exposhipping
Denizcilik Fuar ve Konferansı 21-24 Mart tarihleri arasında İstanbul Pendik Convention
Center’da gerçekleştirildi. Fuar
kapsamında; SEATRADE öncülüğünde düzenlenen ‘Global
Maritime Summit’ Zirvesi’ yerli
ve yabancı çok sayıda denizcilik sektör temsilcisini bir araya
Nisan 2017
getirdi. Fuarın açılışını Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert, IMEAK
Deniz Ticaret Odası Başkanı
Metin Kalkavan, GİSBİR Başkanı
Murat Kıran, UBM EMEA (İstanbul) Yönetim Kurulu Başkanı
Serkan Tığlıoğlu sektör temsilcileriyle birlikte yaptı.
www.marinedealnews.com
HABER 27
Nisan 2017
28 HABER
Denizci kadınlar Yakamoz’da buluştu
TMMOB Gemi Makineleri İşletme
Mühendisleri Odası'nın öncülüğünde Gemi Mühendisleri Odası, Deniz Ticaret Odası, Denizcilik Federasyonu, Wista Turkey
ve Türk Armatörler Birliği'nin eş
başkanlığında İstanbul'da düzenlenen "Yakamoz: Deniz ve Kadın"
Sempozyumu 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü'nde gerçekleştirildi. Türk denizcilik sektörünün
çeşitli alanlarında çalışan kadınlar, tarihte ilk defa sektörde farkındalık oluşturmak ve kadınların sorunlarına çözüm üretebilmek için bir sempozyumda bir
araya geldi.
Türk denizcilik sektöründe,
Gemi kaptanı, Gemi Baş Mühendisi, Makine-Güverte Zabiti, Akademisyen, Gemi İnşa Mühendisi, Broker, Avukat, İşletmeci ve
Gemi İşletmelerinde yönetici olarak görev yapan kadınlar, gelecek nesillere faydalı olabilmek ve
kadın gücünü gösterebilmek adına sektördeki deneyimlerinden
bahsettiler.
5 oturum halinde gerçekleştirilen Sempozyum’da; sektördeki
farklı çalışma gruplarının sorunlarını dile getirdiler. Sempozyuma
çok sayıda denizcilik öğrencisi,
aktif çalışan ve denizcilik sektörünün önde gelen isimlerinden İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı
Metin Kalkavan, Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Sinem Dedetaş,
Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası Başkanı Feramuz
Aşkın, TOBB Başkan Vekili Halim
Mete’de katıldı.
Gemi aşçılarını
PRÜ yetiştirecek
Denizcilik eğitiminde yaptığı
atılımlarla adından söz ettiren Pîrî Reis Üniversitesi (PRÜ),
Gemi Aşçılığı programı ile
bir ilke daha imza attı. PRÜ
Denizcilik Meslek Yüksekokulu
(DMYO) Gemi Aşçılığı Programı,
mezunlarına uluslararası standartlarda “Gemi Adamı Belgesi”
veren Türkiye’deki tek aşçılık
programı olarak dikkat çekiyor.
PRÜ Dış İlişkiler ve Organizasyon Müdür Yardımcısı
Ergin Balabeyoğlu, Gemi Aşçılığı Programı ile öğrencilerinin
edindiği temel bilgi ve becerileri kullanarak alanındaki
yenilikleri takip edebilecek
aynı zamanda da yabancı dil
bilgisine sahip nitelikli, profesyonel aşçılar ve yönetici şefler
yetiştirmeyi hedeflediklerini
kaydetti. “Gerekli başarıyı gösteren öğrenciler dikey geçiş
sınavı ile fakültelerin gastronomi ve mutfak sanatları, yiyecek-içecek işletmeciliği, aile ve
tüketici bilimleri, beslenme ve
diyetetik bölümlerinde lisans
eğitimlerini tamamlayabilir. Beslenme, gıda güvenliği,
yiyecek ve içecek işletmeciliği,
mesleki İngilizce ve Fransızca,
turizm, yemek kültürü, deniz
mahsulleri, yemek fotoğrafçılığı, içecek bilimi, pasta ve
çikolata sanatı gibi çok geniş
bir yelpazeye sahip. Denizcilik sektörüne en temelden
en ileri seviyeye kadar hakim,
profesyonel aşçı ve şef olarak
yetiştirilen öğrenciler, ticari
gemilerde, mega yatlarda ve
kruvaziyer yolcu gemilerinde
iş bulma olanağına sahip olacaklar."
Nisan 2017
www.marinedealnews.com
PİYASA 29
Navlunlar artınca satılık gemi sayısı yükseldi
Mart ayında, kuru yük endeksi
son 2 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Rakamlardaki yükselişte alıcıların daha hızlı hareket
etmesi sağladı. Son 1 ayda satış
rakamları hep yükselen ivmeyle
devam etti. Navlunlardaki artışla
birlikte, piyasadaki satılık gemi
sayısı arttı. Aynı şekilde hurda
fiyatlarındaki artışta 2. el gemi
fiyatlarının artışının bir başka
nedeni olarak sayabiliriz.
Tankerlerde geçen aya benzer
bir trend gözlendi. Capesize tonajında navlunlar 1 ay önceki seviyelerin 2 katına çıkması, marketi
hareketlendirdi. Pacific Capella
(180.000 dwt, 2012 Çin inşa) 27
milyon dolara satıldı. Hanjin Rizhao (179.000 dwt, 2010 Kore inşa)
29,5 milyon dolara satıldı.
DEMO
Csk Grandeur
BC
SINGLE DECK
CARRIER, DWT
170170 MTS, BLT
2/2000 KOREA,
SOUTH, GRT
85906, LOA
288,97M, M/E
B&W 6S70MC,
LDT 21.463,00TS
SOLD FOR USD
7.512.050,00 /LDT
FOR DELY BANGLADESH
LIWA
BC
SINGLE DECK
CARRIER, DWT
70728 MTS, BLT
4/1995 BRAZIL,
GRT 38236, LOA
225M, M/E SULZER 6RTA62, LDT
10.640,00TS
SOLD FOR USD
3.724.000,00 /
LDT FOR DELY
PAKISTAN
Hanjin Rome
CONTAINER
DWT 68955
MTS, BLT 8/1998
KOREA, SOUTH,
TEUS 5308,
M/E SULZER
10RTA96C, LDT
23.794,00TS
SOLD FOR USD
460.000.010,21 /
LDT
ANL WARATAH
CONTAINER
DWT 66900
MTS, BLT 6/2005
KOREA, SOUTH,
TEUS 5047,
M/E SULZER
8RTA96C, LDT
20.601,00TS
SOLD FOR USD
7.004.340,00 /
LDT
AL ENCORE
CONTAINER
Post-panamax tonajında Earnest Sky (95.000 dwt, 2012 Japon
inşa) - 17,5 milyon el değiştirdi.
Welprofit (93.000 dwt, 2011 Çin
inşa) 17 milyon dolara satıldı.
Panamax ve Kamsarmax tonajında ise, Jun Hao (75.000 dwt,
2001 Kore inşa) 5,5 milyon satıldı. Piyasanın yükselişine en açık
örneği Bw Grain (82.000 dwt,
2008 Japon inşa) 14,5 milyon
dolara satıldı. Bu gemi Kasım
ayında 10,5 milyon dolara satılmıştı. Satıcı sadece 6 ayda 4 milyon gemi satımından ve üzerine
navlun kazancı elde etti.
Ocean Minerva (75.000 dwt,
2007 Japon inşa) 10,5 milyon
dolara satıldı. United Prestige
(82000 dwt, 2014 Japon inşa)
22 milyon dolara satıldı. Sup-
DOUBLE BOTTOM, DWT 61441
MTS, BLT 3/2003
JAPAN, TEUS
4578, M/E SULZER
9RTA96C, LDT
22.400,00TS
SOLD FOR USD
7.392.000,00 /LDT
SENTINEL I
TANKER
CHEMICAL/
OIL PRODUCTS
TANKER, IMO III,
DOUBLE BOTTOM, DWT 51546
MTS, BLT 7/1985
KOREA, SOUTH,
PUMPS 16X3500,
M/E SULZER
5RTA68, LDT
10.644,00TS
SOLD FOR USD
3.831.840,00 /
LDT
Msc Patricia
CONTAINER
DWT 49307 MTS,
BLT 10/1997
KOREA, SOUTH,
TEUS 3961, M/E
SULZER 8RTA84C,
LDT 15.866,00TS
SOLD FOR USD
5.299.244,00 /LDT
FOR DELY INDIA
MSC NATALIA
CONTAINER
DWT 49238
MTS, BLT 7/1997
KOREA, SOUTH,
TEUS 3961,
M/E SULZER
8RTA84C, LDT
15.866,00TS
SOLD FOR USD
5.299.244,00 /
LDT FOR DELY
INDIA
Thor Harmony
BC
SINGLE DECK
CARRIER, DWT
47110 MTS, BLT
3/2001 INDONESIA, GRT 32491,
LOA 195M, 4 X
40T CRANES,
TEUS 1988, M/E
B&W 6S60MC,
LDT 13.170,00TS
SOLD FOR USD
4.543.650,00 /LDT
TO THORESEN
THAI AGENCIES
Thor Harmony
BC
SINGLE DECK
CARRIER, DWT
47110 MTS, BLT
3/2001 INDONESIA, GRT 32491,
LOA 195M, 4 X
40T CRANES,
TEUS 1988, M/E
B&W 6S60MC,
LDT 13.170,00TS
SOLD FOR USD
4.543.650,00 /
LDT
GRAIN TRADER,
HEAVY PROP,
FULL SUB-CONT
RANGE OPTIONS
Kriti Amber
TANKER
CHEMICAL/
OIL PRODUCTS
TANKER, IMO III,
DOUBLE BOTTOM / DOUBLE
SIDES, DWT 45614
MTS, BLT 7/1995
UKRAINE, PUMPS
9X7425, M/E B&W
6S60MC, LDT
12.500,00TS
SOLD FOR USD
4.312.500,00 /LDT
FOR DELY BANGLADESH
Sveti Nikola I
BC
SINGLE DECK
CARRIER, DWT
44314 MTS, BLT
6/1997 CROATIA,
GRT 25600, LOA
183M, 4 X 30T
CRANES, TEUS
600, M/E B&W
6S50MC, LDT
ramax tonajında rakamlar çok
hızlı artış gösterdi. Alitis (53.000
dwt, 2002 Japon inşa) 6,7 milyon
dolara satıldı. Bu gemiye sadece
3 hafta önceye kadar 5,5 milyon dolar bile teklif edilmiyorken,
son 2 haftada alıcılar gemiye
akın edip, fiyatı artırdılar. Sparrow (48000 dwt, 2000 Japon inşa)
5 milyon dolara satıldı. Geçen
yıl bu gemiler 2,9 milyon dolara
satılıyordu. Stella Maris (57.000
dwt, 2007 Japon inşa) 9,5 milyon
dolara satıldı. Tubaro (57.000 dwt,
2007 Çin inşa) 7 milyon dolara
satıldı. Honest Spirit (55.000 dwt,
2008 Japon inşa) 12 milyon dolara satıldı. Ultramax tonajında
Medi Cork (64.000 dwt, 2016 Çin
inşa) 19,75 milyon dolara satıldı.
Handysize tonajında Clipper
9.279,00TS
SOLD FOR USD
3.284.766,00 /
LDT
MSC DIDEM
CONTAINER
DWT 43108
MTS, BLT 6/1987
KOREA, SOUTH,
TEUS 3074, M/E
SULZER 7RTA84,
LDT 5.511,00TS
SOLD FOR USD
1.928.850,00 /LDT
BOSUN
CONTAINER
DWT 35977 MTS,
BLT 12/2001
POLAND, 3 X 45T
CRANES,1 X 35T
CRANES, TEUS
2681, M/E B&W
7S70MC-C, LDT
12.654,00TS
SOLD FOR USD
3.884.778,00 /LDT
Hong Leopard
BC
DWT 34380 MTS,
BLT 6/1989 GERMANY, FEDERAL
REPUBLIC OF,
GRT 23207, LOA
201,536M, 3 X 40T
CRANES, TEUS
2097, M/E SULZER 6RTA62, LDT
10.881,00TS
SOLD FOR USD
3.938.922,00 /LDT
FOR DELY INDIA
Msc Antonia
CONTAINER
DWT 33864
MTS, BLT 3/1985
KOREA, SOUTH,
TEUS 1923, M/E
B&W 6L70MC,
LDT 8.616,00TS
SOLD FOR USD
2.860.512,00 /
LDT
MERATUS JAVA
CONTAINER
DWT 28366
MTS, BLT 4/1997
Meltem Süloğlu
snp@pelikan.com.tr
Izumo (28.000 dwt, 2010 Japon
inşa) 8,4 milyon dolara satıldı.
Lord Byron (28.000 dwt, 2000
Japon inşa) 4 milyon dolara el
değiştirdi. Harlequin (32.000 dwt,
2012 Çin inşa) 9,35 milyon dolara satıldı. Audrey Tracy (34.000
dwt,2016 Japon inşa) 17 milyon
dolara satıldı.
Tanker tonajında ise; VLCC
marketinde geçen ayki rakamlar birbirini takip ediyor. Bunga
Kasturi Dua (300.000 dwt, 2005
Japon inşa) 31 milyon dolara
satıldı. Aframax tonajında Nissos Anafi (115.000 dwt, 2012 Kore
inşa) 28,5 milyon satıldı. Phoenix Alfa (104.000 dwt, 2003 Kore
inşa) 12,9 milyon dolara satıldı. LR tonajında New York Star
(73.000 dwt, 2006 Çin inşa) 14,5
KOREA, SOUTH,
4 X 40T CRANES,
TEUS 2113, M/E
B&W 7L60MC,
LDT 9.702,00TS
SOLD FOR USD
3.415.104,00 /LDT
Thorstream
CONTAINER
DWT 23007
MTS, BLT 4/1998
POLAND, 3 X 45T
CRANES, TEUS
1730, M/E SULZER 6RTA62U,
LDT 7.743,00TS
SOLD FOR USD
2.671.335,00 /
LDT
LISSY SCHULTE
CONTAINER
DWT 23001
MTS, BLT 6/1995
POLAND, 3 X 45T
CRANES, TEUS
1728, M/E SULZER
6RTA62U, LDT
7.834,00TS
SOLD FOR USD
2.624.390,00 /LDT
FOR DELY INDIA
Yao Fu
BC
SINGLE DECK
CARRIER, DWT
21649 MTS, BLT
1/1986 JAPAN,
GRT 12283, LOA
151,94M, 1 X 20T
DERRICKS,3 X
20T CRANES, M/E
B&W 5L50MC,
LDT 4.699,00TS
SOLD FOR USD
1.372.108,00 /
LDT FOR DELY
BANGLADESH
Atlantic Runner
BC
RO-RO/GENERAL
CARGO, 2 DECKS,
DWT 18731 MTS,
BLT 11/1992 GERMANY, GRT 16077,
LOA 173,5M, 5 X
12,5T CRANES,
PUMPS 4X1000,
TEUS 689, M/E
SULZER 6RTA58,
LDT 9.120,00TS
SOLD FOR
3.292.320,00 /LDT
Topaz Ace
BC
VEHICLES CARRIER, DWT 14696
MTS, BLT 2/1995
KOREA, SOUTH,
GRT 48210, LOA
179,9M, PUMPS
8X11000, M/E
B&W 6S60MC,
LDT 13.504,00TS
SOLD FOR USD
4.928.960,00 /LDT
BRILLIANT
CONTAINER
DWT 9868 MTS,
BLT 6/1992 DENMARK, 2 X 40T
CRANES, TEUS
976, M/E MAK
8M601C, LDT
4.503,00TS
SOLD FOR USD
1.693.128,00 /LDT
Colombo
CONTAINER
DWT 6491 MTS,
BLT 11/1990
CHINA, 2 X 35T
CRANES, TEUS
319, M/E B&W
6L42MC, LDT
3.206,00TS
SOLD FOR USD
833.560,00 /LDT
LPG BRIDGE
GAS TANKER
LPG TANKER,
DWT 6082 MTS,
BLT 1/1986
FRANCE, PUMPS
6X810, M/E SULZER 7RTA38, LDT
4.150,00TS
SOLD FOR USD
1.527.200,00 /LDT
FOR DELY INDIA
C-K Star
RO-RO/PASSENGER
milyon dolara satıldı.
Paslanmaz tonajında; Bow
Architect (30.000 dwt, 2005 Japon
inşa) 16,7 milyon dolara satıldı.
Fairchem Kiso (21.000 dwt, 2011
Japon inşa) 21,8 milyon dolara
satıldı. Küçük kimyasal tankerlerde 6500 dwt, 2004 Japon inşa)
5,5 milyon dolara satıldı. Loyal
Pegasus (13.000 dwt, 2008 Kore
inşa) 11 milyon dolara satıldı.
Hurda marketinde rakamlar
ton başına büyük gemilerde usd
400 seviyesine dayandı. Hurda
marketinde çok az sayıda gemi
bulunduğundan, marketin spekülatif hareket etmeye başladığını söylemek yanlış olmaz. Aşağıda bu ayki satışlardan sizin için
seçtiğimiz birkaç satış örneği
görebilirsiniz.
2 DECKS, DWT
3707 MTS, BLT
1/1989 JAPAN,
GRT 14991, LOA
160M, M/E PIELSTICK 8PC40L570
X 2 SETS, LDT
7.525,00TS
SOLD FOR USD
1.933.925,00 /LDT
TANKER SOLD
Orthis
CRUDE OIL TANKER, DOUBLE
BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT
320105 MTS, BLT
12/2011 KOREA,
SOUTH, PUMPS
4X0, M/E WARTSILA 7RT-FLEX84T
SOLD FOR USD
57.000.000,00
Dht Phoenix
CRUDE OIL
TANKER, DOUBLE BOTTOM /
DOUBLE SIDES,
DWT 307151
MTS, BLT 9/1999
KOREA, SOUTH,
PUMPS 3X15000,
M/E MAN-B&W
7S80MC
SOLD FOR USD
18.500.000,00
Os Concord
CRUDE OIL TANKER, DOUBLE
BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT
301345 MTS, BLT
7/1996 KOREA,
SOUTH, PUMPS
3X0, M/E B&W
7S80MC
SOLD FOR USD
16.500.000,00
CRUDE MED
CRUDE OIL TANKER, DOUBLE
BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT
280352 MTS, BLT
12/2016 KOREA,
SOUTH, PUMPS
3X0, M/E WARTSILA 7X82
SOLD FOR USD
81.500.000,00
Hyundai Gunsan
2767
CRUDE OIL TANKER, DOUBLE
BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT
280352 MTS, BLT
3/2017 KOREA,
SOUTH, PUMPS
3X0, M/E WARTSILA 7X82
SOLD FOR
81.500.000,00
Aegean Navigator
CRUDE OIL TANKER, DOUBLE
BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT
159040 MTS, BLT
6/2007 KOREA,
SOUTH, PUMPS
3X0, M/E MANB&W 6S70MC-C
SOLD FOR USD
31.000.000,00
HYUNDAI SAMHO
S811
CRUDE OIL TANKER, DOUBLE
BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT
114200 MTS, BLT
4/2017 KOREA,
SOUTH, PUMPS
3X0, M/E MANB&W 6G60ME-C9
SOLD FOR USD
43.500.000,00
HYUNDAI SAMHO S812
CRUDE OIL TANKER, DOUBLE
BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT
114200 MTS, BLT
6/2017 KOREA,
SOUTH, PUMPS
3X0, M/E MANB&W 6G60ME-C9
SOLD FOR USD
43.500.000,00
Nisan 2017
30 YAŞAM
Tarihimiz onlarla derinlerde unutulmayacak
Dünyanın en zengin sualtı tarihi
mirasına sahip ülkemizin derinlerde unutulan değerlerini hatırlatmak amacıyla kurulan Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu, 2017
yılına yeni bir yönetim ve anlayışla başladı. Yıl boyunca belirledikleri özel günlerde, savaşlarda ya
da gemi kazalarında kaybettiğimiz şehitlerimiz ve Cumhuriyet'in
temel kazanımlarını hatırlatmak
için bir araya gelen 106 kişilik
grup ilk etkinliğini 19 Mayıs’ta
Kadıköy’de yapmayı planlıyor.
Mesudiye dalışı ve
Atatürk’ün Gözleri'yle
isimlerini duyurdular
Binlerce kilometre kıyı şeridinin yanı sıra yüzlerce yıllık
bir tarihe sahip olan ülkemizin
denizlerde unutulan tarihini
kamuoyuna hatırlatmak için
kurulan Derinlere Saygı Dalışı
Topluluğu, yeni etkinlik takvimini açıkladı. Mühendis, mimar,
doktor, cerrah, emekli asker, avukat, profesyonel dalgıç gibi çok
çeşitli mesleklerin yanı sıra üniversite öğrencilerinin katılımıyla
106 kişiden oluşan Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu, yeni yönetimini de belirledi. Sualtı teknolojileri uzmanı ve dalış eğitmeni
Metin Karadağ başkanlığında
dalışlar yapmayı planlayan grup
pek çok tarihi değeri hatırlatmayı
amaçlarken, sahip çıkılması için
harekete geçilmesini amaçlıyor.
1914’te batan Mesudiye zırhlısını
ve şehit olan 25 askeri hatırlatmak için 2014’te Çanakkale’de ilk
dalışlarını yapan Derinlere Saygı
Dalışı Topluluğu bu yıl 5 etkinlik
planladı. Topluluk, İngiliz ressam Ned Pamphillon’un yaptığı
Atatürk’ün Gözleri isimli yağlıboya tabloyu 10 Kasım 2015'te
Maltepe Belediyesi’nin desteğiyle
suyun altından çıkartarak dikkatleri üzerlerinde toplamıştı.
Karadağ: “Sivil toplum
kuruluşlarıyla iş birliği
yapacağız”
İlk etkinliklerini milli mücadelenin önemini vurgulamak
için 19 Mayıs’ta Kadıköy’de
gerçekleştirmeyi planladıklarını söyleyen Metin Karadağ, “
Amacımız suyun altında kaldığı için toplumun belleğinden
silinen ama kurduğumuz Cum-
huriyet'in ne denli zor kazanıldığını kanıtlayan gemilerde,
denizaltılarda ki şehitlerimizi hatırlatmak. Tarih boyunca
birçok medeniyeti kucaklamış
yurdumuzda yaşanan kanlı
savaşlar sonucunda denizlerimize ve topraklarımıza emanet
edilmiş olan diğer devletlerin
evlatlarını da ortak etkinliklerle
anmayı planlıyoruz. Ulu Önder
Atatürk’ü, ilkelerini ve devrimlerini sadece özel günlerde değil
her zaman bayrak edineceğiz.
19 Mayıs’ın ardından 5 Haziran Dünya Çevre Günü, 1915'te
batan Barbaros zırhlısı, hastane
gemimiz Halep vapuru ve Kıbrıs
Çıkartması ve merhum işadamı
Mustafa Koç için de dalacağız.
Denizlerimizle ve tarihimizle
ilgili tüm sivil toplum kuruluşları ve kurumlarla iş birliği yapmayı planlıyoruz” dedi.
“Her geçen gün güçleniyoruz”
Topluluğun dalış amiri ve
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi
Öğretim üyesi Çetin Kedioğlu
ise, “Tarihimizi ve değerlerimizi hatırlatmak için yaptığımız
dalışların kamuoyunda ses
getirdiğini görmek bizi güçlendiriyor. Dalacak çok gemimiz ve
hatırlatacak çok şehidimiz var”
diye konuştu. 1996 yılında Kardak kayalıklarına Türk bayrağı
diken Ali Türkşen ve pek çok
emekli askerin de üye olduğu
topluluk, derinleresaygidalisi.
com ve sosyal medya üzerinden
bir araya geliyor.
Uçan Süpürge Uluslararası Film Festivali’ne geri sayım başlattı
Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali olan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu
yıl ki festival hazırlıklarına başladı.
Her yıl düzenli olarak Mayıs ayında programlanan organizasyon bu
yıl 20-23 Mayıs tarihleri arasında
sinemaseverlere kapılarını açmayı
planlıyor. Festival ekibi festivalin 20.
yaşını 20 ilde ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nde aynı gün yapacağı film gösterimleriyle kutlayacak.
1998 yılından bu yana kadın
sinema emekçilerinin görünürlüğüne dikkat çekerek toplumsal
cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirilen Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 20.
yaşını 20 il ve Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nde aynı gün yapacağı film gösterimleriyle kutlamaya
hazırlanıyor. Festival bu yıl 20. yılını
Nisan 2017
kutlayan bir diğer kadın kuruluşu
KAMER’in iş birliğinde Adıyaman,
Ağrı, Batman, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Hakkâri, Kars, Malatya, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli,
Van’da, Kadın Platformu’nun iş
birliğinde Çanakkale’de, Üniversi-
teli Kadınlar Derneği’nin desteğiyle
Edirne’de, Karya Kadın Derneği’nin
desteğiyle Muğla’da, Dokuz Eylül
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin desteğiyle İzmir’de, Doğu
Akdeniz Üniversitesi ve Kıbrıs Türk
Eğitim Vakfı’nın iş birliğinde Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seyircileriyle buluşacak.
Uçan Süpürge festival ekibi
yapacağı bu geniş organizasyonun
ilk buluşmasını 18-19 Mart tarihleri
arasında Alman Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirdiği "Birlikte Festival Yapı-
yoruz” temalı etkinlikle başladı. İki
gün boyunca süren organizasyonun
ilk gününde Toplumsal Cinsiyet
Odaklı Sinema ve Festival Söyleşileri,
Toplumsal Cinsiyet ve Mekan, Görsel
Kültür ve Toplumsal Cinsiyet başlıklı oturumlar gerçekleştirildi. Sinema salonunda da beraber olmanın
keyfini İstanbul Kırmızısı film gösteriminde birlikte yaşayan kadınlar,
etkinliğin ikinci gününde de bir film
okumasının nasıl yapılması gerektiği,
etkinlik planlamalarında dikkat edilmesi gereken hususlar, Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri festivalinin kuruluş hikayesi ve kuruluş
amacıyla ilgili bilgilendirildi. Günün
sonunda bir festival nasıl planlanır
atölye çalışmasının ardından illerine
dönen kadın kuruluşu temsilcileri,
20-21 Mayıs’ta illerinde gerçekleştirecekleri festival etkinliklerinin hazırlıklarına başladılar.
www.marinedealnews.com
MAVİ MİZAH 31
Barış İçin Müzik, “El Sistema Türkiye” olarak Türkiye’ye yayılıyor!
İmkânları sınırlı çocuklara karşılıksız müzik eğitimi olanağı
sağlamak amacıyla 2005 yılında
kurulan Barış için Müzik Vakfı, dünya çapında yürütülen “El
Sistema” müzik projesinin bir
parçası olarak çalışmalarını
Türkiye’nin farklı illerine yayıyor.
Kuruluşundan bu yana çalışmalarını sürdürdüğü Fatih’in Edirnekapı semtindeki merkezinde
bugüne dek imkânları sınırlı
6.000 çocuğun yaşamına müzik-
le dokunan Barış için Müzik
artık Edirnekapı’nın yanı sıra
İzmir, Bursa ve Adalar’da karşılıksız müzik eğitimleri veriyor.
Mehmet Selim Baki ve Dr. Yeliz
Baki tarafından imkânları sınırlı
çocuklara müzik eğitimi vermek
amacıyla kurulan Barış için Müzik
Vakfı, çalışmalarını sürdürdüğü
Edirnekapı’da 12 yılda 6.000’in
üzerinde çocuk ve gence ücretsiz
müzik eğitimi olanağı sağladı.
Gürer Aykal, Sascha Goetzel,
Cem Mansur gibi şefler ve Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Selanik Megaro Gençlik Orkestrası, Leipzig Operası Çocuk
Korosu gibi senfoni orkestraları
ve koroları ile İstanbul’un yanı
sıra Salzburg, Leipzig, Selanik,
Milano ve Viyana gibi şehirlerde
konserler veren Barış için Müzik,
2014’te imzalanan bir dostluk
anlaşmasıyla, uluslararası El Sistema ağının resmi bir parçası
olarak kabul edildi ve “El Sistema
Türkiye” unvanını aldı.
Venezuela’da
ekonomist,
piyanist ve besteci José Antonio
Abreu’nun 1975 yılında başlattığı
ve kendisinin deyimiyle “yoksulluk ve suçla mücadele eden sosyal bir sistem” olan El Sistema, şu
an dünyada klasik müzik adına
gerçekleştirilen en önemli proje
olarak kabul ediliyor.
Barış için Müzik Vakfı’nın
Edirnekapı’daki
merkezinde,
Barış için Müzik Gençlik ve Çocuk
Orkestraları olmak üzere iki farklı seviyede yaşları 7-20 arasında
değişen yaklaşık 120 genç eğitim görüyor. Orkestraların şefliğini El Sistema Türkiye’nin eğitim direktörlüğünü de yürüten
Felix Briceno yapıyor. Barış için
Müzik Vakfı’nın sanat yönetmenliğini Borusan İstanbul Filarmoni
Orkestrası’nın sanat yönetmeni ve daimi şefi Sascha Goetzel
üstlenerek Barış için Müzik Vakfı
öğrencilerine destek veriyor.
2017 Konserleri
n 29 Mart, 26 Nisan, 31 Mayıs, Müze’de Barış İçin Müzik Konserleri, Pera Müzesi
n 23 Nisan, Barış için Müzik Çocuk Orkestraları Konseri, Zorlu PSM
n 3 Mayıs, Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri,
Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall
n 21 Haziran, 45. İstanbul Müzik Festivali Kapanış Konseri, Lütfi Kırdar Kongre
ve Sergi Sarayı
n 26 Kasım, Barış için Müzik Yıl Sonu Konseri, Zorlu PSM
Güzin Tangör "30. Yıl Sergisi"
Sanatçı Güzin Tangör "30. Yıl
Sergisi’’ ile 20 Nisan tarihinde Galeri Eksen’de.
Resim yapmaya 1986
yılında başlayan ve bu faaliyetini günümüze kadar
aralıksız sürdüren 30. sanat
yılını kutlayan sanatçı 20 30 Nisan tarihleri arasında
Galeri Eksen’de sanatseverlerle buluşuyor.
Sanatçı bir ailede yetişmiş
olması nedeniyle ‘’müzik’’
teması resimlerinde başroldedir. Güzin Tangör ; realist,
sürrealist, geometrik soyut,
yarı soyut aşamalarından
geçip son 3 senedir ‘’abstre’’
çalışmaktadır.
Sanatçının abstre çalışmalarının yer aldığı 30. Yıl
Sergisi 20 Nisan-30 Nisan
2017 tarihleri arasında Galeri
Eksen’de izlenebilir.
Nisan 2017
Soldan Sağa
> Boğaçay VIII
> Boğaçay IX
> Yeniçay I
> Yeniçay II
ASD
ASD
ASD
ASD
80t
80t
30t
30t
/ 2015
/ 2015
/ 2015
/ 2015
40 Yıldır,
Römorkör ve Kılavuz İşletmeciliğinde
ilklerle başı çekiyor olmaktan
Gururluyuz!
Genç, modern, yüksek teknolojili filomuzla öncü, 9’u ASD tip 16 Römorkör ile güçlü,
777 ton çekme gücü kapasite ile Türkiye’de lider, 7 farklı liman başkanlığı sınırında güvenilir,
150 bin manevrada sıfır kaza istatistiği ile örnek, 156 yeni inşa römorkör üretimimizle,
TOPLAM
777 TON
ÇEKME
Ç
EKME
GÜCÜ
Türkiye’nin dünyada gururu olmaktan onurluyuz.
2017 HEDEF
TOPLAM 20
RÖMORKÖR
Sanmar Denizcilik A.Ş. Aydıntepe Mh. Güzin Sok. No: 31 34947 İçmeler / Tuzla, İstanbul - TÜRKİYE
T: 0 216 458 59 00 ::
925 TON
ÇEKME GÜCÜ
info@sanmar.com.tr
sanmar.com.tr
Nisan 2017
Download