23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve Çocuk Bayramı Kutlu olsun for the English edition ☞ 13 DOSYA Denizcilik & Ekonomi Gazetesi Nisan 2017 Say›: 112 İnsansız akıllı gemiler geliyor İnsansız hava uçağı, insansız otomobil derken dünya şimdi de insansız gemilere hazırlanıyor. İlk olarak askeri gemilerde test edilen akıllı gemi sistemlerinin 2020 yılında yük gemilerinde uygulanması planlanıyor. 04 RÖPORTAJ 30 milyar dolar enerji tasarrufu mümkün Trump tökezleyince dolar yere serildi Trump’ın oyun planında sağlık reformu yasa tasarısının geçmesinin ardından vergi indirimlerine gitmek vardı. Peki, söz konusu gelişme, piyasalar ve dünya ekonomisi için ne anlama geliyor? Analistlere göre, Başkan Trump'ın sağlık reformuna ilişkin başarısız denemesinin birçok yansıması olacak. Çünkü bu gelişme, Trump'ın karşısında muhalefet olarak sadece Demokratlar’ın değil, aynı zamanda kendi partisinden bir grubun da olduğunu gözler önüne serdi. Analistler, bu durumun illa ki olumsuz olarak nitelendirilmemesi gerektiğini, Trump siyasetinin normalleşmesi için iyi bir dengeleyici mekanizma olabileceğini not düşüyor. İşin siyasi tarafını bir kenara bırakıp, ekonomik açıdan yansımalarının ne olacağına bakıldığında ise; bunun Trump'ın vergi indirimi politikasına olası etkisi olacağı belirtiliyor. Çünkü, Obamacare olarak nitelendirilen ABD Başkanı Donald Trump’ın en önemli seçim vaatlerinden biri olan sağlık reformu yasa tasarısının mart ayı sonunda geri çekilmesi bir anlamda dünya piyasalarında kartların yeniden karılmasına neden oldu mevcut sistemde değişikliğe gidilememiş olması bütçede rahatlama getirmeyeceği için, borç tavanı ve bütçe açığı gibi riskler dikkate alındığında Trump’ın önemli vaatlerinden olan vergi indirimine gidilmesi de o kadar kolay olmayacak. Dünyaca ünlü Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, uzmanlar, alınan kararın ardından piyasaların olumlu bir havaya girdiğini ve Trump’ın daha önce sözünü verdiği vergi reformunu beklemeye başladığını belirtiyor. ABD'de vergi indirimlerine gitmenin zorlaşmasının, ekonomide beklenen büyümenin gerçekleşmeyeceği anlamına geldiğine dikkat çeken analistlere göre, bu durum Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz artırımlarında daha dikkatli davranmasını gerektirecek. Bu da dolarda zayıflamayı beraberinde getirecektir. Zaten kararın ardından piyasaların tepkisi de bu yönde oldu. Cuma gecesi yaşanan gelişmenin ardından dolar endeksi 99 seviyesine gerileyerek son dört ayın en düşük seviyesini gördü. Euro/dolar paritesi ise 1,0850 ile 2017 yılının en yüksek seviyesini, dolar / Japon Yeni paritesi ise 110,3 ile son dört ayın en düşük seviyesini gördü. ABD Doları'nın küresel manada zayıflaması ise dolar/ Türk Lirası kurunu da aşağı çekmeye başladı. Dolar kuru yeniden 3,60 TL’nin altına indi. 02 Jotun Global Satış Direktörü Stein Kjølberg ile gemilerde büyük enerji tasarrufu sağlayacak ve gemilerin karbon salınımını düşürecek ISO19030 standardını ve Jotun HPS sistemini konuştuk. 12 'Devlet gemi inşaya destek verecek' Prof. Dr. Oral Erdoğan dünyada ve Türkiye’deki gemi inşa sanayinin ekonomisi ile ilgili önemli değerlendir10 melerde bulundu. Milli Gemiye Milli Sonar! Ropemaking is the art of craftsmanship and science Our Timm™ ropes are the result of continous development and craftsmanship since 1772. With the industry's increased demand for high performance fiber solutions we proudly offer our highest quality, EU approved Acera™ genuine HMPE fibre ropes. Savaş Sistemi Tedariki Projesi kapsamında Meteksan tarafından üretilen 'Milli Sonar Deniz Birimi' kabul testleri tamamlaISSN 1307-9794 narak MİLGEM 3. Gemisi TCG- 0 1 Burgazada’ya teslim edildi. 22 ISSN 307 9794 wilhelmsen.com OPTIMISING PERFORMANCE 9 771307 979009 02 HABER ‘Referandum öncesi 3,55 TL’yi görebilir’ Küresel anlamda yatırımcıların güvenli liman arayışı Japon Yeni, altın ve gelişmiş ülke tahvilleri gibi finansal araçlarda değerlenmeye yol açıyor. Gelişmeler, iç piyasada doları aşağı çekerken hisse senedi piyasalarına ise tam tersi bir etki yaratması bekleniyor. Analistlere göre, hisse senedi tarafında bir miktar satış söz konusu olacak. Öte yandan Türkiye-AB ilişkilerinde son dönemde yükselen tansiyon ve referandum sonrasında bu ilişkilerin daha da bozulabileceğine yönelik gelen açıklamalar da piyasaları baskı altında tutmaya devam ediyor. DNG Danışmanlık Stratejisti Fatih Keresteci, bütün bu gelişmelere rağmen, referanduma kadar dolar / Türk Lirası kurunun 3,55 seviyesini görebileceğini belirtiyor. 01 ‹MT‹YAZ SAH‹B‹ Yeşim Yeliz Egeli MDN Yayıncılık, Matbaa, Reklam, Organizasyon ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti. Genel Yayın Yönetmeni Yeşim Yeliz Egeli yesimegeli@marinedealnews.com Yazı işleri Müdürü (Sorumlu): Nevzat Ağca Svitzer, römorkörde yine Sanmar’ı tercih etti Dünyaca ünlü römorkör işletmecisi Svitzer yeni römorkörünü yine Sanmar’dan aldı. 80 TBP ASD tipi eskort römorkörü Svitzer’in son iki yılda Sanmar ile anlaşmasını imzaladığı 14. römorkör olacak. Svitzer, Southampton Limanı’nda işlettiği filosunu güçlendirmek ve müşterilerinin çekme gücü yüksek römorkörlere olan ihtiyacını karşılamak amacıyla Sanmar’dan 80 ton çekme gücüne sahip ASD Eskort römorkörü satın aldı. Sanmar tarafından inşa edilen Robert Allan tasarımına sahip-RAstar 2800 Sınıfı ASD Eskort römorkörü, bu zorlu görev için, yüksek manevra kabiliyeti ve güvenilirliği nedeniyle tercih edildi. Mayıs ayının başında Southampton Limanındaki Svitzer filosuna katılması beklenen römorköre, gücü ve sağlamlığı çağrıştırması nedeniyle, Svitzer Adira adı verildi. RAstar 2800 tasarımı, esas olarak, geliştirilmiş römorkaj hizmeti sağlamak için tasarlanmış ve zorlu eskort işlemleri için konfigüre edilmiştir. Dar alanlarda büyük gemilerin taşınmasında azami verimlilik sağlayan bu tip römorkörlerde 2525 KW güç üreten iki Caterpillar ana motoru bulunuyor. Ayrıca bu römorkörler yangına karşı FIFI 1 uyumlu. Sanmar, 2015 yılından bu yana Svitzer için inşa ettiği toplam 7 adet römorkörün teslimatını tamamladı. ‘Silver Bullet’ projesi kapsamında sipariş edilen 6 adet römorkörden 2’sinin inşa işleri tamamlanarak 2017 yılı içinde teslim edildi. Bu römorkörler terminal sınıfı olmasına rağmen sahip olduğu 70 tonluk çekme gücüyle dikkat çekiyor. Bu projede geri kalan 4 adet römorkörün de 2’şer ay arayla teslim edilmesi planlanıyor. Bunların dışında; Svitzer için Sanmar Altınova Tersanesi’nde inşa edilen 80 ton çekme gücüne sahip 28 metrelik iki adet ASD tipi Terminal römorkör (RAstar 2800E tasarımı) nisan ayı sonunda teslim edilecek. Bu daha büyük ve güçlü römorkörler Batı Avustralya kıyılarının 220 kilometre açığında devam eden Ichthys LNG projesinde kullanılacak. nevzatagca@marinedealnews.com Haber Merkezi Yüksel Tuğrul, Nur Tuna, Yüce Yöney Reklam Rezervasyon & Abonelik Tel: (0212) 343 2005 Belçika Temsilcisi: Sezin Morkaya Slaats Londra Temsilcisi: Patrick Wheater Bodrum Temsilcisi: Yiğit Uygur MDN Yayıncılık, Matbaa, Reklam, Organizasyon ve Tur. San. Tic. Ltd. Şti. Adres: Merkez Mah. Perihan Sk. No.118/5 34360 Şişli, ‹stanbul, Türkiye Tel: (0212) 343 2005 Faks: (0212) 231 8007 E-posta: info@marinedealnews.com www.marinedealnews.com Bask›: KUBAN Matbaacılık ve Yayıncılık Adres: ‹vedik Organize Sanayi Matbaacılar Sitesi 558. Sokak No: 20 Yenimahalle / ANKARA Tel: (0312) 395 2070 Fax: (0312) 395 3723 kubanmatbaa@hotmail.com Dağ›t›m: ‹s-mail ISSN 1307-9794 YAYGIN SÜREL‹ YAYIN Yıl: 10 Sayı: 112 (Nisan 2017, ‹stanbul) Yaz›, fotoğraf ve illüstrasyonlar›n tüm haklar› MarineDeal News Gazetesi’ne aittir. Yaz›l› izin olmaks›z›n hiçbir şekilde yaz›, fotoğraf ve illüstrasyonlardan al›nt› yap›lamaz. Yay›nlanan yaz›lar›n sorumluluğu yazarlara, yay›nlanan ilanlar›n sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir. Nisan 2017 Marine Line Türkiye, 400. tankerini boyadı Türkiye’de kimyasal tanker boya ve kaplama piyasasında önemli bir pazar payına sahip olan Marine Line Coating Türkiye yeni inşa-tamir ve yeniden boya olarak toplamda 400. tanker gemisini geçtiğimiz günlerde boyayarak teslim etti. 2006 yılından bu yana ABD’li Advanced Polymer Coatings ortaklığıyla Türkiye’de başarılı işlere imza atan Marine Line, Türkiye’nin yanı sıra Doğu Avrupa, Kafkas ülkeleri, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da faaliyetlerini sürdürüyor. 400. geminin boya işleminin tamamlanmasının ardından açıklamalarda bulunan Marine Line Türkiye Genel Müdürü Kaptan Koray Karagöz, ulaştıkları başarıdan duyduğu mutluluğu dile getirdi. “Dünyada elimizdeki son verilere göre toplam 650 adet Marine Line kaplamalı kimyasal tanker var ve bunun yüzde 62’sini Türkiye’de yapmış olmaktan çok memnunuz. Bu sektörün bize olan güvenini yansıtması açısından oldukça önemli bir gösterge. Ayrıca, 2011 yılında kurduğumuz Endüstri Kaplamaları bölümümüzde şimdiye kadar 163 projeyi başarı ile gerçekleştirdik. Bu projelerin arasında; Tüpraş, Petkim, Çalık gibi büyük petro-kimya tesisleri ile Eren, Isken, Izdemir, Enka gibi termik santraller bulunuyor. Ayrıca; Modern Karton, Mefa, Polyplex, Gübretaş, Anagold gibi büyük fabrikalarla Likit Kimya, Hayat Kimya, AB GıdaDeskim gibi büyük depolama tankları olan firmalar da boya ve kaplama sistemlerimizi kullanıyor. Ulaştığımız başarının ardında uygulama kalitemizin yüksekliği önemli bir yer tutuyor. Boya ve işçilik kalitemiz, pek çok ülkenin rekabet ettiği bu alanda öne çıkmamıza olanak sağlıyor. Önümüzdeki dönemde de başarımızı devam ettirmek adına çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bizi bu başarıya ulaştıran tüm müşterilerimize teşekkür ediyoruz.” Koray Karagöz www.marinedealnews.com HABER 03 İhracatçıların yeşil pasaport özlemi son buldu İhracatçılar uzun yıllardır özlemini duydukları yeşil pasaporta kavuştu. Türkiye’ye yıllık 143 milyar dolar döviz kazandıran ihracatçılara yeşil pasaport verilmesine olanak sağlayan karar Resmi Gazete’nin 23 Mart 2017 tarihli sayısında yayınlandı. İhracatçıların yeşil pasaport sahibi olabilmesi ile ilgili ilk adım, Resmi Gazete’nin 9 Ağustos 2016 tarihli sayısında yayınlanan, “Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 7. maddesiyle, “son üç yılda Bakanlar Kurulunca belirlenecek ortalama tutarın üzerinde ihracat gerçekleştiren firmanın yetkililerine, iki yıl süreyle hususi damgalı (yeşil) pasaport verilebilir” hükmünün getirilmesiyle atılmıştı. Resmi Gazete’nin 23 Mart 2017 tarihli sayısında ise ihracatçıların yeşil pasaport sahibi olabilmelerinin şartları belirlendi. Ekonomi Bakanlığı 15 gün içerisinde yeşil pasaport alma hakkına sahip firmaları Ekonomi Bakanlığı Bölge Müdürlüklerine ve İhracatçı Birliklerine iletecek. Bu sürecin sonunda yeşil pasaport başvuruları kabul edilmeye başlanacak. Resmi Gazete’nin yayınlanan karara göre; son üç yıllık ihracatı ortalama 1 milyon dolar ile 10 milyon dolar arasında olan firmalara 1 yetkilisine yeşil pasaport müracaatında bulunabilecek. Karara göre 10 milyon dolar ile 25 milyon dolar arasında ihracat gerçekleştiren firmalar 2, 25 ile 50 milyon dolar arasında ihracatı olan firmalar 3, 50 ile 100 milyon dolar arası ihracatı olan firmalara 4 ve 100 milyon dolar üzeri ihracat gerçekleştiren firmalar 5 yetkilisine yeşil pasaport müracaatında bulunabilecek. İhracatçılara yeşil pasaport 2 yıl süreyle verilirken, eş ve çocukları bu haktan yararlanamayacak. Yeşil pasaport müracaatı, İçişleri Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığınca müştereken belirlenen talep formu eksiksiz doldurulduktan sonra firmanın üyesi olduğu ihracatçı birliğine yapılacak. İhracatçı Birliği belgelerin eksiksiz olduğunu tespit ettikten sonra Ekonomi Bakanlığı Bölge Müdürlüğü’ne sunulacak. Bölge Müdürlüğü onayı sonrasında pasaport müracaatı şahsen yapılacak. Türk Eximbank’tan 400 milyon euro kredi Türk Eximbank, 22 bankanın katılımıyla 1 yıl vadeli 400 milyon euro tutarında sendikasyon kredisi sağladı. Ekonomi Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Türk Eximbankın, Bank of TokyoMitsubishi UFJ'nin koordinatörlüğünde, 22 bankanın katılımı ile sağladığı 1 yıl vadeli 400 milyon euro tutarındaki sendikasyon kredisine ilişkin anlaşma, Londra'da Türk Eximbank Genel Müdürü Adnan Yıldırım ve katılımcı banka yetkilileri arasında imzalandı. Banka, bu anlaşmalarla 20 Mart’ta vadesi dolacak yaklaşık 275 milyon euro tutarındaki işlemi yüzde 145 yeniledi. İşlemin faiz oranı Euribor/libor +110 baz puan olarak gerçekleşti. Bu işlemle Türk Eximbank’ın sendikasyon piyasasından elde ettiği fon tutarı 1,3 milyar euroya yükseldi. Açıklamada, sendikasyon işlemindeki bu başarıda Türkiye’ye olan güvenin yanı sıra Türk Eximbank'ın son yıllarda hızla büyüyen bilançosuyla bağlantılı olarak geliştirdiği ilişkilerin de etkili olduğu belirtildi. Nisan 2017 04 HABER İnsansız gemi denizciliği kökünden değiştirecek İnsansız uçak ve insansız otomobilin kullanımına başlamasının ardından dünya, insansız gemi teknolojisine hazırlanıyor. Şimdi dünya denizcilik sektörü ile insansız gemilerle dar boğazları aşmaya, okyanusları ve kanalları geçmeye hazırlanıyor. Peki bu teknoloji, gemilerin operasyon maliyetlerini ne kadar düşürecek? Ayrıca İçinde bulunduğumuz tekno1 milyondan fazla loji çağında gün geçmiyor ki, gemiadamına ne yeni bir buluş yeni bir icat girmesin. Bu gelişolacak?TK_sag_sayfa.pdf 1 28/01/16hayatımıza 14:33 melerden denizcilik sektörü de C M Y CM MY CY CMY K Nisan 2017 payına düşeni fazlasıyla alıyor. Dünya denizcilik endüstrisi; gemilerin daha verimli işletilebilmesi, operasyonların hatasız olması ve işletme giderlerinin daha etkin şekilde kullanılabilmesi için akıllı gemiler üzerinde yapılan çalışmalara özel bir önem ve destek veriyor. Gemilerin ekipmanlarında yaşanan sürekli gelişimin yanında; navigasyon ve kumanda sistemlerinde akıllı sistemler ve yazılımlar pazarda büyük ilgi görüyor. Yakıt giderlerinin düşürülmesi için yapılan çalışmalarda da teknolojik gelişimler büyük rol oynuyor. Ayrıca, faklı sektörlerde başarıyla uygulanan teknolojilerin denizcilik sektörüne adaptasyonu da çoğu zaman iyi sonuçlar veriyor. Bu çalışmaların son örneğini; insansız hava aracı ile başlayıp insansız otomobillere uzanan, ulaşımda araç içinde insan faktörünü ortadan kaldırmayı hedefleyen teknolojilerin, denizcilik sektörüne aktarılması oluşturuyor. Küresel Konumlama Sistemi (GPS), ultrason radar, sensörler ve diğer gelişmiş teknolojiler ile donatılan araçların gösterdiği yüksek performans, denizde bunun uygulanmasının getireceği katkı üzerindeki araştırmaların artmasına neden oldu. İstatistiklere göre; hem karada hem havada hem de denizde meydana gelen kazaların büyük bir kısmı insan hatasından kaynaklanıyor. Ayrıca, savaş uçaklarında kaza riskini azaltmanın yanında, riskli operasyonlarda personeli riske atmamak adına insansız hava araçları büyük görevler üstleniyor. İnsansız otomobiller henüz emekleme aşamasında da olsa ABD’de pek çok başarılı örneği bulunuyor. Google firmasının insansız otomobilleri halka açık trafikte dahi kazasız çalışmalarıyla takdir topluyor. İnsansız otomobiller üzerinde çalışmaların yoğun şeklide yürütüldüğü Çin’de ilk insansız otomobil 2012 yılında denenmiş ve başarılı olmuştu. Dünya denizcilik piyasasında teknoloji denilince, akla gelen ilk konuların başında akıllı insansız gemiler geliyor. Bu, birçok uluslararası konferans ve fuarın ana gündem maddelerinden birini oluşturmaya başladı. Gemilerin akıllı sistemlerle donatılıp seyre insansız çıkması ve belki de binlerce mil uzaktaki bir merkezden yönetilmesi fikri pek çok kişiye uzak gelse de, bunun ilk örnekleri yavaş yavaş denize inmeye başlıyor. Tartışmayı oluşturan ana sorunlardan biri, gemilerin insansız çalışmasının doğuracağı sosyal sorunlar. Dünya genelinde taşımacılık sektöründe 700 bin ticari gemi faaliyet gösteriyor ve bu gemilerde 1 milyondan fazla denizci istihdam ediyor. Savaş gemilerinde amaç daha çok zorlu operasyonlarda ve riskli bölgelerde personeli riske atmamak ve seyir güvenliği olarak belirtiliyor ancak, bir yük gemisinin veya tankerin insansız çalışması, sektörde çalışan personelin yeni iş alanları aramasına yol açabilir. Ayrıca, geminin insansız işletilerek yapılacak tasarrufun, bu tip bir teknolojinin kullanılmasına harcanacak gider göz önünde bulundurulunca, ne miktarda olabileceği ayrı bir tartışma konusu. Bunun yanında, gemilerde sektörde geniş deneyime sahip uzman personel olmasına rağmen denizin zorlu koşullarından dolayı yaşanan kazalar dikkate alındığında, üzerinde personel çalışmayan bir geminin riskli denizlerde nasıl çalışacağı ayrı bir tartışma konusu. Ayrıca, insansız geminin korsanlık ve terör saldırılarına karşı savunmasız kalabileceği de buna karşı çıkanların www.marinedealnews.com HABER 05 önemli bir argümanı. Ancak, bu sorunun, korsanların gemilerin kumanda dairesine ulaşamayacağı şekilde dizayn edilmesi planlanıyor. Üzerinde binlerce tonluk yük bulunan on milyonlarca dolar değerindeki bir yük gemisinin Japonya’dan kalkıp okyanusu geçip pek çok limana uğrayıp birkaç boğaz ve kanal geçerek Rotterdam’a ulaşması bugün için çoğu insana göre düşünülebilir değil. Ancak insansız otomobillerde bundan birkaç yıl evvel düşünülemezken bugün günlük hayatın bir parçası olmaya başlaması, birkaç yıl sonra akıllı insansız gemilerin hayatımıza girmesi kimseyi şaşırtmamalı. Ayrıca denizcilik sektöründeki tarihi gelişime bakarsak gemideki personel sayısının yıllar içinde çok fazla düştüğü görülebilir. Bugün, orta büyüklükteki bir kuru yük gemisi 16-17 personel ile çalışabiliyor. Ancak geçen yüzyılın başlarında gemilerde yüzlerce insanın çalışması zaruri görülürken, motor ve pervane teknolojisinde yaşanan büyük değişim buna imkân sağladı. Şimdi akıllı dizaynlarda yaşanmakta olan teknoloji devrimi de gemilerin tamamen insansız çalışmasına yol açabilir. Uzmanların ve denizcilik sektöründeki profesyonellerin ağırlıklı görüşü; bu teknolojiye ulaşılsa bile, oluşacak sosyal etkilerden dolayı kullanımın ilk etapta yaygınlaşmayacağı yönünde. Bakalım, akıllı insansız gemiler gerçekten sektöre vaadettiği faydayı getirecek mi? Ancak sonuçta ne olursa olsun, bu teknolojinin dünya denizciliğini tamamen değiştirecek bir devrim olduğunu kabul etmek gerekiyor. ABD insansız askeri gemiyi deniyor Ticari gemilerde akıllı insansız gemi tartışmalarının yoğunluğunu artıran gelişmelerden biri; ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’un kolu İleri Savunma Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA) tarafından 40.2 metre uzunluğunda üretilen "Sea Hunter" (Deniz Avcısı) adlı geminin 2016 yılında başarıyla test edilmesi olmuştu. Herhangi bir mürettebat olmadan binlerce mil gidebilecek özelliğe sahip olduğu belirtilen geminin denemede, saatte 30 deniz mili hıza ulaştığı belirtiliyor. ABD’li askeri yetkililer, yeni insansız geminin sadece ordunun deniz operasyonları için değil, ticari gemi taşımacılığı açısından da devrim niteliğinde olduğunu, denemelerin başarıyla tamamlanması durumunda ülkeler arasında ticari amaçlı insansız kargo gemilerinin kullanılabileceğini kaydediyor. Rolls Royce’un insansız gemisi 2020’de denizde 2020 yılında insansız akıllı yük gemisini piyasaya sürmeye hazırlanan Rolls Royce firmasının Blue Ocean adlı araştırma ekibi tarafından geliştirilen ve kaptanların gemileri sanal bir kaptan köşkünden kumanda edebilecekleri sistem, denizcilik sektöründeki insansız gemi tartışmalarını alev- lendirdi. Avrupa Birliği fonlarıyla yürütülen insansız gemi projesi 375 milyar dolarlık bu sektörde devrim yapmaya hazırlanıyor. Rolls-Royce şirketi tarafından 4,8 milyon dolara geliştirilen insansız gemilerde 20 denizcinin yaptığı iş tamamen bilgisayarlarla kontrol ediliyor. Bu teknolojinin tica- ri gemilerde uygulanması, deniz taşımacılığını kökünden değiştireceği ve insansız gemilerin işletme maliyetini yüzde 50 azaltacağı belirtilirken, sanal kaptan köşkündeki kaptan birden fazla gemiyi yönetebileceği öngörülüyor. Firma tarafından geliştirilmekte olan insansız akıllı yük gemi- sinde insan bulunmasına gerek olmayacağı için gemide kamaralar, kaptan köşkü, cankurtaran botu hatta güverte bile bulunmayacak. Böylece gemide yük taşımak için daha fazla alan açılacak. Düz yüzeyi ile su üstüne çıkmış bir balinayı andıran tasarıma sahip otonom gemiler, çevre dostu motorları sayesinde de oldukça sessiz bir şekilde hareket edecek. Tüm bunları mümkün kılmak için de gemilere bilgisayar tarafından kontrol edilen pek çok farklı sensör yerleştirilecek. Otonom hareket için kameralar, kızılötesi sistemler, mikrofonlar, radar, lidar, sonar ve GPS‘ten faydalanılacak. Sektör insansız gemi için ne dedi? 14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı kapsamında SEATRADE öncülüğünde düzenlenen ‘Global Maritime Summit’ Zirvesi’nde de; ‘Akıllı İnsansız Gemiler Yakın Gelecekte Denizlerde Olacak mı?' sorusu masaya yatırıldı. Marlow Navigation İş Geliştirme Danışmanı Diederik Legger: Eğer akıllı insansız gemiler ekonomik olarak mantıklıysa, mutlaka denizlerdeki yerlerini alacaktır. Bugün kullandığımız teknolojinin yerini neyin alacağını şimdiden bilemeyiz. Belki bu konuda çalışan bilim kadınları veya bilim adamları pervanenin yerini alacak yeni bir tasarım keşfedecekler. Liberya Bayrağı (LISCR) İstabul Bölge Müdürü Erhan Esinduy: “20 yıl önce makinisti olmayan trenler olacak deseler şaşırırdık ama şimdi çok normal geliyor. Akıllı insansız otonom gemiler üzerine geliştirilen projeler var, test ediliyorlar. Verimli olacaklar mı olmayacaklar mı henüz bilmiyoruz. Kazalarda insan hatası tartışılan bir konu ama otonom bir gemiyi, uzaktan da olsa yine bir insan yönetecek.” Class NK İstanbul Müdürü Serdar Faik Atukeren: Geleceğin gemilerinin enerji verimliliği yüksek çevre dostu gemiler olacak. Akıllı insansız gemilerin gelecekte denizde olmaması için bir neden görmüyorum. Bu mekanik çözümü olan bir konu. Bugün sektörde halihazırda çalışmaların yüzde 15’i yapay zekanın yardımı ile yürütülüyor. Neden olmasın? BIMCO Genel Sekreteri Lars Robert Pedersen: Denizcilik sektöründe pek çok şirketin siber güvenliğe henüz kafa yorduğunu düşünmüyorum. Birkaç milyon dolar değerindeki gemilerde bile eski yazılımlar görebiliyoruz. Gemide siber güvenlik hala çok yeni bir konu. Unutulmamalı ki, gemiler ve siber güvenlik sistemi denildiğinde uzaktan geminin sistemlerinin ‘hack’lenmesinden bahsetmiyoruz. Kastımız gemi için emniyet riski. Biz bu konuda küçük bir araştırma yaptık ve bir grup insana ‘Hiç siber saldırıya maruz kaldınız mı?’ sorusunu yönelttik. Cevap verenlerin yüzde 21’i ‘Evet’ derken, yüzde 57’si ‘Hayır’ ve yüzde ‘22’si de bilgilerinin olmadığını söyledi. Hepimiz bilsek de bilmesek de zaman zaman siber saldırıya maruz kalıyoruz.’ Ticari Marin Yanmar Çözümleri Yanınızda Yanmar ticari kullanım amacıyla orta ve yüksek devirli dizel motorlar üretir. Bu motorlar, gemi sahiplerinin işletme maliyetlerini tam olarak kontrol edebilmesini sağlamak için düşük yakıt tüketimi ve kolay bakım sunmak üzere tasarlanmıştır. Ana tahrik ve elektrikli tahrik için 78mhp (57kW) ila 6090 mhp (4480kW) arasında değişen motorlar ve ayrıca gemideki tüm elektrik ihtiyaçları için marin jeneratör setleri sunuyoruz. GSM: +90 532 336 34 06 Tel: +90 21 6494 4923 www.sakura-marine.com www.yanmar.com/eu Nisan 2017 06 HABER Türk Tersaneleri, başarılarına yenilerini katmak istiyor Türk tersaneleri önümüzdeki dönemle ilgili yatırım, projeleri ve beklentilerini 14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı öncesinde düzenlenen gezide basınla paylaştı. Tuzla Tersaneler Bölgesine gerçekleştirilen basın gezisinde sırasıyla Sanmar, Gemak ve TK Tuzla tersaneleri ziyaret edildi. Ziyaret sırasında sektörün ana hedefleri arasında Türk savunma sanayi için yapılan üretimin yurt dışına pazarlanmasının yer aldığı belirtildi. Gerçekleştirilen gezi kapsamında; Sanmar Denizcilik Yönetim Kurulu Üyesi Ali Gürün, Gemak Grup CEO’su Birol Üner, TK Tuzla Tersanesi Genel Müdür Yardımcısı ve Pazarlama Müdürü Levent Zorer ile GİSBİR Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Özek basın mensuplarına son dönemde yapılan faaliyetler ve Türk gemi inşa sanayinin geleceği hakkında bilgi verdiler. “Türkiye, özel maksatlı gemi inşasında önemli bir merkez” Yaptığı başarılı römorkör inşalarıyla adından övgüyle söz ettiren Sanmar Denizcilik, son yıllarda Türkiye’nin en çok ihracat yapan 3 tersanesinden biri haline geldi. Bugüne kadar dünya çapında 101 gemi ihraç ettiklerini belirten SANMAR A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Ali Gürün, gemi inşa sektöründe başarılı olabilmek için iş sağlığı ve işçi güvenliğini en üst seviyede tutmak gerektiğinin altını çizdi. Römorkör inşasında dünyanın en büyük 10 şirketi arasında yer alıyoruz. Yılda yaklaşık 120 milyon dolar ihracat rakamına ulaşıyoruz. Almanya, Danimarka, Norveç gibi denizcilikte etkili ülkelerde bugün bizim römorkörlerimiz kullanılmakta. Ayrıca çevreci bir yakıt olan LNG ile çalışan römorkörleri dünyada üreten ilk tersane olmak bizim için çok önemliydi. Son yıllarda, Türk tersaneleri özel maksatlı gemilerin yüksek kaliteyle üretildiği önemli bir merkez haline geldi.” Türkiye Gemi Tamirinde havuzları ile Avrupa’nın en büyüAkdeniz’in lideri Gemi tamir, bakım ve onarımın- ğü olduklarının altını çizdi. Sektöda Türkiye'nin, Avrupa ve Akdeniz’in rün en eski şirketlerinden olmaları lideri olduğunu kaydeden GEMAK sebebi ile dünyanın ünlü armatörGrup CEO’su Birol Üner, sektörün bu lerinin yanı sıra Rusya devlet filosu konuda imkanlarının oldukça ilerle- gibi müşterileri olduğunu vurgulamiş olduğunu ve 2000 yılından bugü- yan Zorer, yanı başımızda bulunan ne kadar tersanelerinde 1720 gemi ve aynı sektörde iş gören Yunanistan’ın Türkiye’nin kapasitesini tamir ettiklerini vurguladı. Türkiye’de bir Ro Ro gemisinin yakalayamayacağını belirtti. boyunu 30 metre uzatarak bir ilke Kalite Olarak Avrupa’da de imza attıklarını ifade eden Üner, 1. Sıradayız “Biz krizde büyümeyi sürdüren bir Gezinin ev sahiplerinden GİSBİR şirketiz. 2013 yılından itibaren devletimizin de desteği ile endüstriyel Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Özek projelere yöneldik. Bugün Yavuz ise sektörün 2008’de başlayan denizSultan Selim Köprüsü’nün çelik cilik krizi ile aslında atağa geçtiğini, tabliyelerini üreterek tersanelerin bunu da savunma sanayi ile yaptıklaendüstriyel alanda da başarılı ola- rını vurguladı. Türkiye’de sektörün en kuvvetli olduğu noktanın savunma bileceğini ispatladık. Gemi inşa sektöründe Tür- sanayi olduğunu söyleyen Özek, “Kriz kiye’nin ilk AR-GE merkezi olma zamanında bizler için savunma sanaünvanına da sahibiz. Günümüzde yi can suyu oldu. Bu sayede mühentersanelerin sayısının arttıkça reka- dislik ve AR-GE çalışmalarımız arttı. betin daha da artacağını kaydeder- Yine inşanın yanında bakım ve onaken sektör olarak gemi tamirinde rımda da şu an en iyi yerdeyiz” diyeTürk tersanelerinin Avrupa tersa- rek hedeflerinin Türk savunma sananeleri ile başa baş rekabet ediyoruz.” yi için yaptıkları inşa işini yurt dışına pazarlamak olduğunu dile getirdi. Kalite olarak Avrupa’da birinci Rusya’nın Devlet Filosu sırada olduğumuzu da kaydeden Müşterileri Arasında Dünyanın en büyük 3. betonar- Özek, Türkiye’nin bölgeyi domine me yüzer havuzuna sahip TK Tuzla ettiğini, bunun en önemli nedeTersanesi Genel Müdür Yardımcısı ninin ise Türkiye’de bulunan işçi ve Pazarlama Müdürü Levent Zorer, sağlığı ve iş güvenliği, finansal ve 350 metre uzunluğunda, 65 met- çevre kriterlerinin en üst düzeyde re genişliğinde yüzer betonarme olmasının etken olduğunu açıkladı. Nisan 2017 www.marinedealnews.com HABER 07 Yıldırım: Bürokrasinin uzunluğu yatırımları yavaşlatıyor 24-25 Mart tarihinde altıncısı düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde, Türk ekonomisine yön veren şirketlerin yöneticileri bir araya gelerek Türkiye’nin bugün ve gelecekteki önemli meselelerini masaya yatırdı. Zirvede 'Feragat Zamanı' konulu oturuma katılan Yıldırım Holding CEO'su Yüksel Yıldırım, yatırım yaparken karşılarına çıkan bürokratik engellerin büyük yatırımları sekteye uğrattığını ifade etti. Çanakkale'ye yapılacak enerji santraliyle ilgili izinlerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın önünde 4 aydır bekletildiğini belirten Yıldırım, bürokrasinin daha hızlı işlemesi durumunda herkesin kazanacağını belirtti. "Çanakkale'ye, daha önce izinlerini aldığımız enerji santralini yapmak istiyorduk. Ancak bir firma geldi ve yeni bir teknoloji kullanarak daha fazla elektrik üretimi yapmak için bizimle ortak olmak istedi. Biz de kabul ettik. Çanakkale'de santralin yapılacağı yerde 50 metrelik kot Yüksel Yıldırım farkını 6 metreye indirdik. Ancak, Bakanlık bunun için yeniden izin onayına ihtiyaç olduğunu söyleyince başvurumuzu yaptık. Hükümet yetkilileri iş adamlarına yatırım çağrısında bulunuyor. Biz de bu zor günlerde yatırım yapmak istiyoruz ama santralle ilgili onay Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın önünde 4 aydır bekliyor. Bürokrasi engeline takılmak istemiyoruz. Bizim ülkenin bu zor günlerinde nasıl bir fedakarlık yaparız diye düşünmemiz gerekiyor. Türkiye bugünleri hak etmiyor. Ben Gezi Parkı'ndan önce yurt dışında yatırımcılarla, bankacılarla otururken insanlar bu ülkede yatırım yapmak için kuyruktaydı. Ama şimdi dışarıdaki algı çok kötü ve yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelmek istemiyor. Bugün bizden başka kim- se, bize yardım etmez. Mesela Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu bitirmesinde işadamlarının rolü çok önemlidir. Biz yurt dışında kazandıklarımızı bu ülkeye yatırım olarak getirdik. Türk insanının başarısının yurt dışına gösterilmesi gerektiğine inandık. İsveç'te Rusya'da Kazakistan'da iflas eden bir firmayı dünya dördüncüsü yaptık. Yani iş dünyası feragat zamanında fazlasını yapıyor. Daha iyisini yapabilmemiz için de artık hükümetimizin, karar veren mercilerinin bizleri anlayıp şu an 260 milyar dolar bir borç batağında bulunan özel sektör ve bankalara destek vermesi lazım." Firma olarak en büyük özelliklerinin zor dönemlerde yatırım yapmak olduğunu belirten Yıldırım, Türkiye'de krizlerle büyüyen bir firma olarak Türkiye'de en hızlı büyüyen gruplardan birisi olduklarını söyledi. Feragat ve fedakarlık işlerinde gerekeni yaptıklarını anlatan Yıldırım, "Geçtiğimiz günlerde istihdam seferberliği açıldı. Herkes bir eleman alsın deniliyor. Biz yüzlerce eleman alıyoruz ama bunu ortalıkta şov yaparak söylemiyoruz. Ben de bu ülkede yatırım yapmak için bu ülkede ağlıyorum, çırpınıyorum. Ama bürokrasi engel oluyor. Biraz gerçekçi olursa hükümet yetkilileri önümüzü açarsa, biz bir eleman değil, yüzlerce, binlerce eleman alırız" diyerek sözlerini noktaladı. UPS, Çin-Avrupa Tren Yolu hizmetini genişletiyor UPS, Avrupa ve Çin arasındaki tercih edilen tam kapasite konteyner yükü ve konteyner kapasitesi altındaki yük (FCL ve LCL) için çok araçlı tren yolu hizmetine altı durak daha eklediğini açıkladı. Bu ek istasyonların; mallarını dünyanın en büyük ticaret yolunda taşıyan müşterilere tedarik zincir maliyetlerini azaltma yönünde daha fazla seçenek ile maliyet/yolda geçen zaman koşulları bakımından daha iyi bir denge sunacağı belirtildi. Bu gelişmenin Çin ile Avrupa arasında konteyner gemileri ile yapılan deniz taşımacılığını ne şekilde etkileyeceği ise merak konusu. UPS genişleme politikası doğrultusunda, Çin'de hâlihazırda mevcut olan Zhengzhou ve Chengdu İstasyonlarına Changsha, Chongqing, Suzhou ve Wuhan İstasyonları, Avru- pa'da ise mevcut olan Lodz/ Polonya ve Hamburg/Almanya duraklarına Duisburg/ Almanya ve Varşova/Polonya durakları eklendi. UPS Global Freight Forwarding başkanı Cindy Miller “ÇinAvrupa tren yolu hizmetlerimiz hava yolu kargo taşımacılığına kıyasla müşterilerimize yüzde 65 tasarruf sağlayabilir ve yolda geçen zamanı geleneksel deniz yoluyla taşımaya kıyasla yüzde 40 oranında iyileştirebilir. Taşıma maliyet ve hızını dengelemek için müşterilerine daha fazla seçenek sunan UPS, Çin ve Avrupa'daki ticari faaliyetlerin başarıya ulaşması ve genişlemesine yardımcı olmayı amaçlıyor” dedi. “Çin'deki dört yeni istasyon esasen ilgili illerdeki endüstriyel üretim ile Çin'in iç kesimlerindeki ticari ve kültürel merkezlere olan yakınlıkları nedeniyle seçildi. Avrupa’ya geldiğimizde, Duisburg Almanya'daki Ruhr endüstriyel alanının kalbinde yer alıyor ve nehir, tren yolu, kara yolu ve hava taşımacılığına erişim sunuyor. Yeni Varşova durağı ise e-ticaretin gerçekleşmesinde bir merkez olan Avrupa Birliği içerisinde büyüyen bir ekonomi olan Polonya'ya ARGE ve endüstriyel üretim sağlıyor.” Nisan 2017 08 RÖPORTAJ Aksis, yangın söndürmede iddialı Aksis Yangın Söndürme Sistemleri ve Türkiye’de satışa sunduğufirması; petrol tankerleri, kimya- muz MX1230 ürünü bu ihtiyacı sal tankerler, kargo gemileri, açık en mükemmel şekilde karşılıyor. deniz gemileri, balıkçı tekneleri, Elektrik iletmeyen, çevre dostu, yangın söndürme römorkörleri ve insan sağlığına zararsız bir sıvı. lüks tekneler dahil olmak üze- İçine ne atarsanız atın ıslanmare denizcilik sektöründe pek çok dan ve hiçbir zarar görmeden geri gemi tipine hizmet veriyor. Aksis alabilirsiniz. Bu sıvının içinde cep Satış ve Dizayn Yöneticisi Engin telefonunuz bile çalmaya devam Eraydın, firmanın fazlasıyla ilgi eder. Tüm gemilerin makine daigören ve Türk tersanelerinde inşa relerinde portartif tüp şeklinde edilen askeri gemilerde de kulla- kullanılabilir. Karbondioksit gibi nılması söz konusu olan MX 1230 tüplere doldurulan sabit bir sistem. Ayrıca gemide karbondioksit ürünüyle ilgili bilgiler verdi. “Gemilerde özel dikkat gös- için ayrı bir odaya olan ihtiyacı da termeye değer alanlar arasında, ortadan kaldırıyor. Bu alanı başkontrol odaları, kontrol dolapla- ka bir amaçla kullanabileceğiniz rı ve küçük makine odaları gibi için özellikle küçük teknelerde elektrikli ve elektronik cihazlı söndürme ürünü olarak kullaodalar bulunmaktadır. Bu tür nılmasının büyük kazanımları tehlikeli alanlarda, yangınları oluyor. Bu ürünün dünyada uzun yılhızlı ve dikkatli bir şekilde söndüren sistemler, hassas teçhiza- lardır kullanımda olduğuna dikkat tın söndürme aracının bıraktığı çeken Engin Eraydın, "MX1230'u artıklar tarafından hasar gör- Türkiye’ye 6-7 yıl önce getirdik memesini sağlamak için şart. ve büyük ilgi gördü, önümüzdeki AP_Turkey_150x210:AP_Turkey_150x210 19/12/13Savunma 17:12 Page1 Sanayi için ABD’li 3M tarafından geliştirilen dönemde yapılan askeri projelerde de kullanılabilecek nitelikte” dedi. “Sanmar Tersanesi’nin yaptığı römorkörlerin yüzde 90’ında MX1230 yangın söndürme ürünü kullanılıyor. Ayrıca Cemre Tersanesi’nin ve Tersan’ın pek çok projesinde yer alıyor. FM200 tipi askeri gemilerde de bu ürün tercih ediliyor. Ürünün alternatifleriyle kıyaslandığında karbondioksit tüplerine göre 3 kat daha pahalı olduğu görülüyor ancak, boru maliyeti, karbondioksit tüp değişimi gibi masraflar dikkate alındığında ise maliyet kafa kafaya geliyor. En önemlisi zamandan kazandırıyor ve hız katıyor. İlk yatırımı karbondioksit tüplerine göre daha pahalı ancak insan sağlığına hiçbir zarar vermemesi, çevre dostu olma özellikleriyle öne çıkıyor. Ayrıca, en önemli avantajlarından biri de 5 gün içinde doğada tamamen kaybolması. Bu üründe yangın çıkartmak isteseniz dahi başaramazsınız. Yangın esnasında boşaltılan alanda hiçbir risk oluşturmamakta. Maliyeti doğru hesaplandığında ve denizciliğin uzun vadeli yapısı düşünüldüğünde gelecekte pek çok gemi tipinde bu ürünün kullanılacağını düşünüyorum.” Gabyatek, geleceği planlıyor Bureau Veritas your reliable partner for ships classification and certification For further details please contact us: Bureau Veritas Deniz ve Gemi Siniflandirma Hizmetleri Ltd.Sti. Centrum Is Merkezi - Aydinevler Sanayi Cd. - No 3/1 34854 Kucukyali Maltepe - İstanbul Tel: +90 216 518 40 50 Fax: +90 216 518 39 05 Visit us at: www.bureauveritas.com.tr Move Forward with Confidence Nisan 2017 2014 yılında faaliyetlerine başlayan Gabyatek firmasının kurucusu Genel Müdürü Emekli Albay Adnan Akçora, “Gemi, tersane, savunma sanayi ve endüstriyel tesislere yönelik olarak Bilgisayar Destekli Bakım Sistemi (CMMS), Test ve Önleyici Bakım, ELD (Entegre Lojistik Destek) ve Teknik Dokümantasyon konusunda hizmet desteği veriyoruz. Söz konusu tesislerin Planlı Bakım uygulama ve yönetimi ile Entegre Lojistik Destek konularında yurt içi ve dışı deneyimli personele sahibiz” diyerek hizmet ağıyla ilgili blgiler verdi. “Uzun yıllar Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı gemi ve tersanelerinde proje yöneticiliği görevleri üstlendim. Emekliliğin ardından bir süre özel tersanelerde çalıştıktan sonra deneyimlerimi ve bilgi birikimimi denizcilik sektörüne daha etkili aktarmak için 2014'te Gabyatek’i kurdum. Merkezimiz Ankara olmasına rağmen, projelere bağı olarak İzmir ve Gölcük’te yeterl donanıma sahip bir personel yapımız bulunuyor. Projenin ve geminin büyüklüğü, konfigürasyon ve istenen dokümanların niteliğine göre; bünyemizde farklı süreçleri yürütecek kapasiteyi oluşturduk. Gabyatek ekibi olarak uzun yıllar Deniz Kuvvetleri ve Sahil Güvenlik Komutanlığı gemi ve tersanelerinde çalışarak edindiğimiz birikimleri ülkemiz denizcilik ve teknik alanda katkı sağlamayı hedef alıyoruz. Gemi ve tersaneler ile tüm varlıklar için; kullanımı kolay, nitelikli bilgi, modern bakım yönetimi ve sistemleri yüksek kapasitede tutmaya katkı sağlıyoruz. Hizmet verdiğimiz alanda mümkün olan en düşük maliyette her an faal halde destek veriyoruz. Gabyatek Bakım Onarım Yönetim Sisteminin etkin kullanılması ile; sistemlerin ömür devirleri boyunca etkin takibi yapıldığını ifade eden Adnan Akçora, “Sistemin işletim ömrünün ve faaliyet yüzdesinin artması, düşük maliyet, merkezi bilgi, en az dokümantasyon ve düşük arıza hedefleniyor” dedi. Bakım planlama ve uygulaması, arıza onarımlarının yönetilmesi, bakım onarımlar için gerekli destek unsurları ile yedek parça, test ve ölçü aletlerinin yönetimi sağlıyoruz. Gabyatek olarak 2016 yılından itibaren Önleyici bakım, Entegre lojistik destek ve Teknik dokümantasyon konularında çalışmaya başladık. Halen en son katıldığımız 2017 Exposhipping fuarı dahil, proje görüşme ve başlangıç safhasındayız. Uzun vadeli planlamalarımız doğrultusunda; müşteri beklentilerine uygun, istenen standartlarda ve güvenilir ürünler teslim eden bir firma olacağız. Hem Türk donanmasında hem de Ares gibi Türk tersanelerinde verdiğimiz hizmetleri ve üstlendiğimiz zorlu görevleri başarmamız geleceğe daha güvenle bakmamızı neden oluyor.” www.marinedealnews.com HABER 09 Tolga Demiryol: İsrail doğal gazı önemli bir fırsat İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Enerji ve Çevre Araştırma ve Uygulama Merkezi (EÇAM) Direktör Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Tolga Demiryol, Doğu Akdeniz enerji denklemini değerlendirdi. Demiryol, "Transit ülkeden merkez olmaya giden yol epey uzun ve virajlı. Türkiye’nin gaz merkezi olma hedefini gerçekleştirmesi için öncelikle hem hukuki hem de fiziki altyapı gerekiyor. Yeniden ihracat hakkına sahip olmak da önemli. Türkiye, yıllardır Rusya’dan bu konuda istediğini alamadı. İsrail ile yapılacak anlaşmada bu husus belirleyici olacaktır" dedi. İsrail’in 800 milyar metreküpün üzerinde kanıtlanmış doğal gaz rezervi olduğunu ve Türkiye'nin de önemli bir enerji tüketicisi olduğunu hatırlatan Tolga Demiryol, "Ancak asıl hedeflenen bu gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya iletilmesi" olduğunun altını çizdi. Tolga Demiryol "Bir transit ülkesi olmanın, yani sadece boru hatlarına ev sahipliği yapmanın, Türkiye’ye getirisi kısıtlı. Daha değerli olan Türkiye’nin bölgedeki çeşitli kaynaklardan gazı tedarik edip Avrupa’ya yeniden ihraç etmesi yani re-export. Bilindiği üzere burada anahtar kelime Hub, yani bölgesel doğal gaz ticaret merkezi olmak. Bu hedef son yıllarda Türkiye’nin dış enerji politikasını şekillendiren unsurların başında geliyor. Maalesef transit ülkeden Hub olmaya giden yol epey uzun ve virajlı. Türkiye’nin gaz Hub’ı olma hedefini gerçekleştirmesi için öncelikle hem hukuki hem de fiziki altyapı gerekiyor. Rekabetçi bir doğal gaz piyasası oluşturmak için başlatılan yasal düzenlemeler tamamlanmalı. Gaz-gaz rekabetinin ve yeniden ihracatın önü açılmalı. Tabii yeniden ihracat konusu son kertede Türkiye ile tedarikçi arasındaki pazarlıklara bağlı." Hub olmak için çok daha fazla yatırım gerekecek Hub olmak adına fiziki koşulların da önemine değinen Demiryol, İsrail'in 2009 ve 2010 yıllarındaki keşifler sayesinde enerji bağımsızlığı konusunda önemli yol kat ettiğinin altını çizdi. "Hub olmak adına fiziki koşullar da önemli. Depolama ve LNG tesisleri başta olmak üzere pek çok alanda fiziki altyapının geliştirilmesi şart. Son dönemde gerçekleştirilen Tuz Gölü doğal gaz depolama tesisi ve Aliağa yüzen doğal gaz terminali önemli adımlar. Ancak Hub olmak adına gereken kapasiteyi yaratmak için çok daha fazla yatırım gerekecektir. İsrail’in 800 milyar metreküpün üzerindeki rezervinin bulunduğu iki büyük saha; Tamar ve Leviathan. Tamar büyük ölçüde iç tüketime ayrılmış durumda. İsrail elektrik üretiminin yarısı Tamar kaynaklı. Leviathan’ın geliştirilmesi ise devam ediyor. Ancak rezervlerin tamamı ihracata yönlendirilmeyecek. İsrail Parlamentosu’nun aldığı bir karara göre doğal gazın en fazla yüzde 40’ı ihraç edilebilir. 25 yıllık bir vadede yıllık 10 milyar metreküp civarında bir ihracat hacmi söz konusu. İsrail, bu doğal gazı için pazar arayışında. Ürdün’e doğal gaz ihracatı gecikmeli de olsa bu sene başında başladı. Mısır önemli bir fırsat olarak görülüyordu. Ancak 2015 yılında Mısır’ın Zohr sahasında önemli miktarda gaz keşfetmesi, orta vadede bu pazarı İsrail için cazip olmaktan çıkardı. Bu durumda İsrail doğal gazı için rota belli: Türkiye ve Türkiye üzerinden Avrupa. Türkiye geçen yıl 46 milyar metreküp gaz tüketti. Avrupa Birliği de özellikle Rus doğal gazına bağımlılığını azaltmak adına kaynak çeşitlendirme stratejisi takip ediyor." Türkiye’nin doğal gaz talebinin son 2 yılda düştüğünü vurgulayan Demiryol, “İsrail gazına ek olarak 2019 ve sonrasında TANAP üzerinden Azeri gazı (Şahdeniz II) ve bir ihtimal Kuzey Irak gazı da Türkiye’ye ulaşıyor olacak. Bu durumda bir arz fazlası doğabilir.” Global, Katarlı ve Japon ortaklarıyla atağa kalkıyor Global Yatırım Holding, Katar kraliyet ailesi ve Japon Softbank ortaklığıyla kurulan varlık yönetim şirketi F.A.B Partners LP ile yaptığı anlaşma doğrultusunda, sermayesini bedelli 100 milyon lira nominal tutarda artırma ve yüzde 34 hissesini 245 milyon liraya satma kararı aldı. Akdeniz’den sonra Karayipler ve Asya’da liman işletmeciliği için harekete geçen Global Yatırım AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, “Bu yatırım hem Türkiye’ye hem de şirketimizin geleceğine olan güveni ortaya koydu” dedi. Yapılan anlaşmaya göre, şirketin yüzde 34 hissesi 2.45 TL fiyattan F.A.B Partners LP’ye satılmış oldu. Kutman, sermaye girişi ile holdingin Türkiye ve dünyada altyapı ve enerji yatırımcısı olarak büyümesine ivme kazandıracağını belirterek “Bu iş birliği şirketimizin global oyuncu konumunu daha da güçlendirecektir” dedi. Grubun amiral gemisi Global Liman Holding’in CEO’su Emre Sayın Miami’de düzenlenen Seatrade Cruise Global Fuarı’nda yeni ortaklığa ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Emre Sayın, şirketin yeni ortaklarıyla birlikte yapacağı yatırımlarla ilgili olarak “Şirket olarak önce yurt içinde işe başladık ve üç limanı bünyemize kattık. İkinci fazımız Akdeniz’de büyümekti. Şimdi üçüncü aşamaya geçtik. Hedefimiz Karayipler ve Asya’da büyümek. Globalleşme hedefiyle birlikte Karayipler’e ciddi çıkartma yapma aşamasındayız. Bahamalar ve Küba’nın başkenti Havana limanları için görüşmelerimiz devam ediyor” dedi. “Beklentilerimiz olumlu yönde ve sürecin birkaç ay içinde tamamlanacağını düşünüyoruz. Küba şimdilik çok büyük bir pazar değil ama geleceği çok parlak. Küba hükümeti muslukları yavaş yavaş açıyor. Karayipler’in en büyük limanı olması sebebiyle burayı çok önemsiyoruz. Bu bölgede 20 civarında limanla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Burası kruvaziyer turizmi için en önemli destinasyon. Burada olmak global oyuncu olmak açısından son derece önemli. Yeni ortaklığın büyüme hedeflerimize çok olumlu yansıyacak. Çünkü, 100 milyar dolarlık bir fondan bahsediyoruz. Arkasında Softbank ve Katar kraliyet ailesinin desteği olan bu fon, teknoloji ve altyapıda oldukça güçlü. Softbank ABD’nin 4’üncü büyük operatörünün sahibi. Biz globalleşmeye çalışan bir şirketiz. Fonlara sadece para getirecek gözüyle bakmamak lazım. Yeni fikirler de getiriyorlar. Biz 5 yılda liman sayımızı iki katına çıkarmayı hedefliyoruz. Liman sayımız 25-30 civarına çıkacak. 110 milyon dolar olan ciromuzu da bu sürede iki katına çıkarma planımız var. Önümüzdeki dönemde Çin pazarında da girişimlerimiz olacak. Buradaki yüksek potansiyel tüm dünyadaki kruvaziyer sektörünü heyecanlandırıyor. Çinliler, yeni bir kruvaziyer turizmi anlayışı geliştiriyor. Çünkü onlar güneşi ve denizi sevmiyorlar. Onlar için üstü kapalı yeni gemiler tasarlanıyor. Alışveriş ve kumar seviyorlar. Gemiler, buna göre dizayn ediliyor. Singapur ile adım attığımız bu pazarda kalıcı olmaya kararlıyız.” Nisan 2017 10 HABER “Devlet, Türk gemi inşa sektörünün arkasında duracak” Piri Reis Üniversitesi Rektörü ve Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Oral Erdoğan dünyada ve Türkiye’deki gemi inşa sanayinin ekonomisi ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu Gemi inşa sanayideki genel olarak verimlilik, üretâkenlik veya kârlılıktaki zaafiyetin ana kaynağı hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Oral Erdoğan “Dünyada şu an 1,8 milyar dwt olan deniz taşımacılığı filosu 2006 yılında 1 milyar dwt kadardı. 1997-1998’de ise 750 milyon dwt civarındaydı. Bu rakamlara bakıldığında filonun hızlı bir şekilde genişlediği görülüyor.” “Dünyadaki gemi filosunun gelişimine bakılacak olursa; şu an geldi- ğimiz noktada talep anlamında 1,8 milyar dwtlik bir gemi filosu var. Esas hamlesini ağırlıklı olarak sipariş alarak yapan dökme yük sınıfı, 776,6 milyon dwt’ye ulaşmış. Son 20 yılda siparişler istikrarlı bir şekilde artarken son dönemde biraz yavaşlamaya başladığı görülüyor. Bu yavaşlamadan temel olarak Güney Kore’nin sıkıntı çektiğini görüyoruz ve kapasite kullanım oranı da ciddi anlamda düştü. Bunun birçok tersane açısından kötü günleri getireceğini anlıyoruz. Japonya’nın ise verimliliğini hızlı arttırdığı ve ciddi hamleler yaptığı dikkat çekiyor. Diğer tarafta gemi inşa sıralamaları hep dwt’ye göre yapılır ancak cgt’ye göre de ülke istatistiklerine bakmak gerekiyor. Türkiye bu sıralamalarda dünyada beşinci ve altıncı sıralarda iken şu an 14. sıraya kadar geriledi. Bunun Türkiye’deki mevcut kapasiteye göre cazip ve sürdürülebilir olduğunu söylemek zor. Talep tarafına baktığınız zaman, dünyada taşımacılığın talep anlamında ne kadar büyüdüğünü veya Hempaguard® Hempaguard is recommended for any type of vessel with any trading pattern as well as during extended idle periods. We believe that nothing compares with the Hempaguard fouling defence system. hempaguard.hempel.com Nisan 2017 Oral Erdoğan azaldığını ele alıyoruz. Arz tarafında ise; taleplere ne kadar cevap verdiğine bakıyoruz. Talepteki artış, 2016 yılına kadar leneer olarak artışını sürdürmüş. Yaşanan sıkıntı esasen, arz tarafında hızlı bir artışın olmasından kaynaklanıyor. Birim filo/dwt başına ne kadar ton/mil yük taşındığına bakarak arz-talep dengesindeki değişimi daha iyi anlayabiliriz. 2008 krizinin sinyallerini vermeye başladığı 2005-2006 yıllarında arz-talep oranının düştüğü ortaya çıkıyor. 41-42 bin ton/mil başa baş noktasını oluşturduğunu düşünürsek, bugün oluşan 35 bin ton/mil civarındaki seviye başa baş noktasının epey altındadır. Bu da finans tabiri ile cepten yiyen firmaların sayısının fazlalığına işaret ediyor. Bu, önümüzdeki dönemde, bir şekilde bankacılık sektörünü etkileyecek bir durum.” “Sektörle birlikte geleceği tahminledik” “Dünyadaki gemi inşa sektörünü ilgili tersaneler ve ülkelerle karşılaştırıp Türkiye’nin hangi faktörlerde ve ne şekilde öne çıkılabileceği konusunda bir çalışma yaptık. Bu çalışma yayına hazırlanıyor” diyen Prof. Dr. Oral Erdoğan, yaptıkları geleceğe yönelik filo tahminlemesi konusunda bilgiler verdi. Çok fazla literatür tarayarak her segmentte her gemi türü bazında ayrıntılı olarak tahminlerimizi tamamladık. Örneğin; global ticaret, yıllar bazında ne kadar olacak ve ona göre de filoyu tahminleyen modellemeler kurduk. Bu modellemeyi oluşturmak için 1950’lerden bugüne kadar ki datalar kullanılmış ve sektörün önde gelen uzmanları ile değerlendirmeler yapılmıştır. Gemi inşacılar, yan sanayiciler ve armatör tarafı olmak üzere anketler doldurularak katkı sağlanmıştır. Türkiye’de sektörün yüzde 80’ini temsil eden kesim çalışmaya katkı sağlamıştır. Elde ettiğimiz verilere göre; 2022’ye kadar global filonun 2,2 milyar dwt’ye ulaşacağını tahminliyoruz. Segment segment hepsi yapıldı ancak tankerden örnek vereceğim. Tankerde çok iyimser bir beklenti görünmüyor. Tankerin handy size sınıfına bakılacak olursa çok iyimser bir filo gelişimi bekliyoruz. VLCC’ye baktığımızda ise 2022 yılına kadar gayet olumsuz bir beklenti var. Özellikle, kuru yük gemilerinde capesize sınıfında çok ciddi bir atılımın geleceğini tahmin ediyoruz. Küçük tonajlarda ise aynı beklentiye sahip değiliz. Konteynerlerde, özellikle, Panamax sınıfında sıkıntılı görünüyor ama Handy ve çok daha büyük konteyner gemilerinde ciddi bir filo büyüme olasılığı görünüyor. Prof. Dr. Oral Erdoğan “Navlunlar, yük bilgileri, ülkelerin politik durumları gibi faktörler kullana- rak yaptığımız projesksiyonlarda 2022’de 2,2 milyar ton gibi filoya ulaşmak için dünyada 600 milyon dwt’lik yeni inşa gerekecek. Bundan pay almak için de yeni inşacı ülkeler büyük bir rekabet içine girecek. Türkiye bu rekabette öne çıkmak için birtakım atılımlar yapmalı” dedi. “Yeni inşa sektöründe Türkiye’yi hangi faktörler öne çıkarıyor veya olumlu- olumsuz etkiliyor diye baktığımızda; özellikle sermaye açısından Türkiye’nin dezavantajlı olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor. Bu anlamda da, Türkiye, zaten çeşitli politikalar ile seçilmiş sektörlerin sermaye eksikliklerini gidermeye çalışıyor. Ülkeleri rekabet seviyeleri açısından grupladığımızda Türkiye’nin durumu dikkat çekiyor. Bir tarafta Japonya, Kore, Çin diğer tarafta daha düşük iş gücü maliyeti olan Filipinler, Hindistan vb. ülkeler görünürken Türkiye ise açık ara farklı bir yerde bulunuyor. Bir taraftan teknolojiye çok önem veren ve ürettiği gemilerde malzeme kalitesini öne çıkartabilen bir ülke, diğer tarafta iş güçü olarak ucuz iş gücü ile rekabet edemeyen bir konumda. Yeni gemi inşada, Çin’in düşük kaliteyi düşük fiyata sağlamasını ve Japonya’nın yüksek teknoloji ve pahalı gemi anlayışını incelediğimizde, Türkiye yerini tam olarak tanımlayamadığını görüyoruz. Ama bu tanımlayamama durumu, Türkiye’yi özel bazı alanlarda rekabetçi konuma getirdi, diye düşünüyorum. Özel tip gemi dönüşümlerini, AHT dediğimiz özel maksatlı çekme römorkörlerini ve megayatları da içine alan bir alanda, Türkiye özel bir rekabet konumuna ulaşmış. Bu alanlarda da ilerleyeceğini değerlendiriyorum. Sektörün önde gelenleri ile yaptığımız çalışmada Türkiye’nin eksik olduğu noktalarda sermaye maliyeti, tersanelerin birbirleri ile ölçek ekonomisi yaratacak şekilde işlerini sürdürememe durumu, malzeme maliyetlerinde dışa bağımlılıktan kaynaklanan pahalılıklar, vergi, sosyal güvenlik primlerinin aşırılığı, co-finansman konusunda Türkiye’nin sıkıntıda olması ve eximbank konusunda bazı eksiklikler var. Bunlar tamamlanırsa Türkiye, Japonya’ya karşı yaşadığı haksız rekabet konusunda biraz daha fırsat yakalayacaktır. Yardımcı makine ve ana makine de Türkiye’nin dışa bağımlı olması, tekelci güçlere karşı bağımlılığı Türkiye’nin rekabetini zora sokmakta. Son olarak da devletin ara ara sektöre olan güvenindeki eksiklikten destek yoksunluğu geliyor. Ancak, son dönemde görülen şudur ki; devletle sektör elele ve çok ciddi atılımlar yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti, devlet olarak, OECD kurallarına aykırı olmadan gemi inşa sanayinin arkasında duracak. Önümüzdeki dönemlerde bunu çok daha iyi izleyeceğiz.” www.marinedealnews.com Ne demişti Napolyon, “para para para…” Lakin bizim gibi “bir lokma bir hırka” kültürü ile yetişen bir ulus için para kazanmak, ticaret yapmak hep zor oldu. Bu nedenle midir bilmem, ancak kendi topraklarında dahi ticareti Yahudiler’e ve Rumlar’a bırakan bir neslin evladıyız. Bir ülke düşünün ki, Cumhuriyeti ilan ettiğinde sermaye sınıfı olmasın! Din-Ticaret ilişkisi bu anlamda ulusların genetiklerini hep etkiledi. Bizde sermaye sınıfı yokken, büyük sermaye sahiplerinin Protestan olması tesadüfle açıklanamaz sanırım! Max Weber “Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu” isimli kitabında bu tespiti aşağıdaki cümlesiyle ifade ediyor: “Almanya’daki Katolik kongrelerinde tartışma yaratan iş önderlerinin ve sermaye sahiplerinin, uzman işgücünün yüksek tabakasındakilerin ve hatta çağdaş girişimlerde çalışan yüksek teknik ve ticari eğitime sahip personelin çok büyük bir kısmının Protestan olduğu gün ışığına çıkmaktadır.” Ancak bu sürecin tamamlandığı inancındayım. Bugün ülkemizde ticaretle uğraşan ve kendini muhafazakâr İslamcı olarak niteleyen bir sınıf mevcut. En azından toplumun bir kesiminde tarihten gelen ticarete uzak durma algısı kırılmış durumda! Ve an itibariyle Türk ekonomisi neoliberal düzenin tam ortasında. Dünya da bu kapitalist düzen üzerinden yürüyor. Üretmeden kazananların düzeni! Ancak son yıllarda neoliberal ekonominin baş aşağı dönüşünü izliyoruz. Sermayenin batı- Gelecek; güçsüzler için ulaşılmaz, korkaklar için bilinmezlik, cesurlar için ise şanstır Deniz Mehmet Irak denizpirireis@gmail.com dan doğuya kayışını. Bugün Çin ları ile dolu… Kimilerinin “Asya dünyaya ilan ettiği “Maritime Yüzyılı” dediği bu süreci, denizSilk Road” projesi ile sadece bir lerden tanımlarsak “Westline” tedarik zinciri kurmuyor. Ayrıca diyebiliriz. HHH bu sürecin içine girecek ülkeBaşka bir pencereden daha lerin altyapılarının geliştirilmebakalım… si için finans sağlayacağını da 2015 yılında “Hızlı Büyüyen beyan ediyor. Üreten Çin’den, Ekonomilerin” GDP’(gayri safi tedarik zincirleri kuran Çin’e… yurt içi hasıla)ye katkısı yüzHHH de 42 civarındadır. Bu rakam Bir de bu kaymayı tuzlu 2000’li yılların başında yüzde sulardan anlatalım! 30 seviyesindeydi ve her geçen Ünlü Deniz ekonomisti Martin Stopford “Maritime Econo- gün artarak devem etmekte. mics” isimli kitabında deniz 2030’da “Hızlı Büyüyen Ekoticaretinin doğuşunun milattan nomilerin” GDP’ye katkısının önce 3000’li yıllara dayandığını “Kuzey Atlantik Merkezli” ülkeve bu başlangıcın Fırat ve Dic- leri yakalayacağı ve ötesine geçeceği tahmin ediliyor. le’de olduğunu yazıyor. OECD’nin 2060 tahmini ise 5000 yıllık bir sektör! Nerehızlı büyüyen ekonomilerin yüzdeyse yazılı insan tarihi ile yaşıt! desinin, yüzde 70 civarında olaStopford, daha sonra zaman cağı! içinde deniz ticaretinin merkeziPeki kimdir bu hızlı büyünin Lübnan (Fenikeliler), Yunan yenler? AB Üyesi Ülkeler, İsviçMedeniyeti, Roma, Venedik, re, Norveç, İzlanda, ABD, KanaHansa Birliği, Hollanda, İngilda, Japonya, Avustralya ve Yeni tere, Kuzey Amerika, Japonya, Zelanda dışında kalanlar. Güney Kore hattını izleyerek Yani, Güney Amerika, Afrika Çin’e ulaştığını anlatıyor. ve Asya ülkeleri yeni yönelimin Ticaretin izlediği bu rotaya adresi olacak. İşte Çin’in tedarik da “Westline” ismini veriyor. Yani ticaret ve sermayenin zinciri hamlesi de bu düzlemmerkezi, devamlı olarak yer de şekilleniyor. Pasifik ve Hint değiştiriyor. Tarih bunun kanıt- okyanusuna olan askeri yöneli- şin de temel nedeni bu kayma! Çin oyunu doğru okuyor. Doğru hamleler yapıyor. Dolayısı ile şunu görmeliyiz: Vahşi kapitalizm zor durumda. Dünyada dengeler değişiyor. Üretmeyenlerin yok olacağı bir sistem mi geliyor? Göreceğiz. Ancak bu süreç bizim için iyi yönetilirse bir şansa dönüşebilir. Viktor Hugo’nun sözleri ile özetleyelim: “Gelecek; güçsüzler için ulaşılmaz, korkaklar için bilinmezlik, cesurlar için ise şanstır.” Bu süreci doğru okumalı ve hazırlanmalıyız… Peki bu değişim Okyanus tabanlı ekonomiye nasıl yansıyor? OECD’nin 2030 tahmini, 2010 itibariyle 1,5 trilyon dolar olan okyanus tabanlı ekonominin 3 trilyon dolar değer üreteceği yönünde. Dikkat çeken alanlar ise yüzde 21 ile Offshore Enerji(petrol ve gaz), yüzde 8 ile Offshore Rüzgar Enerjisi ve yüzde 10 ile Ekipman Sanayi ve yüzde 3 ile Gemi İnşa ve Tamir Sanayi. Türk gemi inşa sanayinin ilgisi içerisinde olan bu alanın oluşturduğu ekonomi yaklaşık 1,3 trilyon dolar civarında. Ekipman ve gemi inşa sanayi ise yaklaşık 400 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyor. Ve bu pazarın yaklaşık yüzde 75’inin Asya ve Okyanusya ülkeleri tarafından domine edileceği tahmin ediliyor. Offhore enerji platfomu inşası, platfrom destek gemilerinin dizayn ve inşası, bu alanda kullanılan teknolojilerin yeni iş alanları olacağı aşikar. Bu nedenle gemi inşa pazarını domine eden Çin, Güney Kore ve Japonya’nın gelişim süreçlerini analiz etmeliyiz. Ve hala bir “Deniz Teknolojileri Merkezi”miz yok! Bir “Kümelenme Stratejimiz” yok! Güney Kore’de 3 ayrı deniz teknoloji merkezi mevcut ve bu merkezlerde 1000’den fazla araştırmacı mevcut. Başarı tesadüflerle gelmiyor. Ekonomiyi, inovasyonu, teknolojiyi okuyanlarla geliyor. Dünya sürekli değişiyor. Aynı nehirde, elimizi iki defa yıkamamız mümkün değil! Nehir akıyor sular yenileniyor. Cesurlar için şanş olan gelecek, bizi bekliyor! DOUBLE ENDED PASSENGER FERRY SAR BOAT CARBON COMPOSITE CATAMARAN PASSENGER FERRY BUNKER & SUPPLY VESSEL ÖZATA TERSANESİ Hersek Mah. Hersek Sok. No:65 Altınova 77700 Yalova/TÜRKİYE P: +90 226 461 24 96 (3 lines) F: +90 226 461 24 99 www.ozatashipyard.com / info@ozatashipyard.com Nisan 2017 12 RÖPORTAJ Stein: Jotun HPS ile gemilerde büyük tasarruf sağlanacak Dünya denizcilik sektöründe yaşanan durgunluk, armatörlerin ve gemi operatörlerinin operasyon maliyetlerinde tasarruf yaratan çözümlere ilgisini artırdı. Bu doğrultuda çalışmalarını sürdüren deniz teknolojisi firmaları hem denizcilikteki yeni düzenlemelere uyum sağlamak hem de giderlerde düşüş sağlamak adına çalışmalarını yoğunlaştırdı. Deniz boyaları sektörü, özellikle gemilerdeki enerji maliyetlerini ve bakım masraflarını düşürme gibi konularda armartörlük firmalarına etkili çözümler sunmaya devam ediyor. Son olarak dünyanın önde gelen boya firmaları, gemi sahipleri, tersaneler, performans ölçümleme kuruluşları ve akademisyenlerin de içinde bulunduğu 53 firmanın katılımı ile geliştirilen ISO 19030 standardı bunun en önemli örneklerinden biri. Yeni standart, gemi dış kabuk ve pervane performanslarını iyileştiren çözümlerin etkinliğini ölçmek için geliştirildi. Denizcilik sektöründe yavaş yavaş yaygınlaşmaya başlayan ISO 19030 standardının geliştirilmesi ve kullanılması ile gemilerdeki karbon gaz salınımlarında yüzde 10 azalma ve 30 milyar dolarlık ek yakıt tasarrufunu beraberinde getireceği öngörülüyor. Bu standardın oluşumuna kaynak olan çalışmaların başında Jotun’un geliştirdiği ‘Hull Performance Solutions (HPS)’ konsepti olduğu biliniyor. Bu ay, Jotun’un Global Satış Direktörü Stein Kjølberg ile Jotun’un sunduğu HPS çözümleri hakkında bir röportaj gerçekleştirdik. Ayrıca, röportaja katılan Jotun Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Deniz Boyaları Direktörü Hakan Özan, Deniz Konseptleri Müdürü Gökhan Coşkun ve Pazarlama Müdürü Başak Kanat da Jotun Türkiye ve bölgedeki projeleri hakkında bilgiler verdi. ISO 19030 standardında Jotun imzası Jotun’un HPS sisteminin 2011 yılında piyasaya sunulduğunu kaydeden Stein Kjølberg, “Zayıf gövde ve pervane performansı, dünya filosunun enerji maliyetlerinin yaklaşık yüzde 10'unu bir diğer deyişle 30 milyar dolarlık kısmını, oluşturduğu tahmin edi- Hakan Özan Stein Kjølberg liyor” dedi. “Yeni ISO 19030 standardının temelini oluşturan metodoloji Jotun’un ‘Hull Performance Solutions’ konsepti örnek alınarak oluşturuldu. 2011 yılında pazara sunulan bu konsept, gemilerin belli bir zaman dilimi içerisindeki hız kayıplarını asgari seviyede tutarak, azami verimliliği elde etmek üzerine kurulu. Bu da dünya filosunda GHG salınımlarında yüzde 10 civarında bir iyileştirmeye, dolayısı ile 30 milyar dolarlık bir tasarruf potansiyeli sağlamaktadır. ISO standardının kabul edilmesiyle birlikte gemilerin enerji verimliliği ölçümü konusunda bir şeffaflık sağlanacak ve gemi sahipleri kendi gemilerinin enerji verimliliği konusunda daha net bilgi sahibi olacak. Jotun Hull Performans Sistemi tek başına bir boya sistemi olmayıp 4 ana bileşenin bir arada olduğu bir konsepttir. Bu bileşenler; boyanın kendisi, en üst seviyede verilen teknik servis hizmeti, performans izleme analiz sistemi ve iddia edilen performans sağlanamadığı hallerde geri ödeme garantili bir pakettir. 2011 yılından günümüze kadar Jotun firması Hull Performans Konsepti dahilinde 600 projeye imza atmış olup 400’ü boyanırken geriye kalanların da proje aşamalarına devam ediliyor. Yapılan araştırmalar doğrultusunda standart bir Antifouling sistemi bulunan bir gemide 5 yıllık bir seyir süresinde ortalama olarak yaklaşık yüzde 6 seviyelerinde hız kayıpları oluşmaktadır. Jotun HPS konsepti olarak iddiamız 5 yıllık bir süreçte HPS konseptinin kullanılması durumunda geminizin hız kaybının ortalama yüzde 1,5 seviyelerinde kalacağı öngörülmektedir. Gene bu çerçevede verilen değerlerin yakalanamaması durumunda HPS konsepti için ödenen maliyetin yüzde 60’ı anında iade edilmektedir. ISO 19030-2 sistemi ise bu noktada en doğru ölçümlerin ve analizlerin yapılarak gemi dış kabuk ve pervane performansının ölçümlenerek armatör firmaya verilen sözlerin tutulup tutulmaması konusunda bir rehber olmaktadır. Gökhan Coşkun Yaptığımız analizlere örnek ülkelerin yönetimi Jotun Türkivermek gerekirse; 10 bin teu ye’den yapılıyor. Bu da Jotun’un kapasiteli bir konteyner gemisi- Türkiye’ye olan güvenini gösternin mevcut standart zehirli boya mesi açısından çok önemli. Şu an pazardaki güçlü konusistemini yaklaşık 250-300 bin dolar yatırım ile HPS çözümüne mumuzu korumak için çalışyükseltilmesi yaklaşık 4,3 yılda malarımızı sürdürüyoruz. Kuru toplam 6,8 milyon dolarlık bir havuz, bakım, tamir ve yeni inşayakıt tasarrufunu beraberinde da zaten çok güçlü durumdayız. Askeri projelerde de önemli işlere getirdiği ölçümlenmiştir. Konteyner gemilerinde hız imza atmaya başladık. Örneğin, daha yüksek olduğundan tasar- Türk Donanması için Sedef Terruf miktarı daha yüksek olup sanesi’nde inşa edilen TK-LPD kuru yük gemilerinde de tasarruf projesinde Jotun boyaları kullamiktarı azımsanmayacak derece- nılacak. 2017 yılında Balast Suyu dedir. 12 yıllık bilgilerini inceledi- Yönetim Sistemi ve diğer düzenğimiz 50 bin grosstonluk bir kuru lemelerden dolayı tersanelerde yük gemisinin standart antifou- bir yoğunluk bekliyoruz. Erken ling masrafına ilave olarak 150 havuza giren gemilerden dolayı bin dolar’lık bir yatırım yapıldı- hem tersanelerin hem de bizim ğında 5 yılda 1,2 milyon dolar işlerimiz arttı. Önümüzdeki yılyakıt tasarrufu sağlandığı analiz larda tersanelerimizin kimyasal edilmiştir. Ayrıca aynı sürede 16 tanker projelerinde başarılı işlere bin ton daha az karbondioksit imza atmasını bekliyorum. 2020 yılına doğru küçük tip kimyasalınımı gerçekleşmiştir.” Jotun’un Türkiye’de uzun yıl- sal tanker siparişlerinin Türkilardır pazar lideri olduğunu ifade ye’ye gelebileceğine inanıyorum. eden Hakan Özan “Global firma- Ayrıca, koster filosu yenilenmesi lar arasında Türkiye’de fabrikası konusunda da bir talep olduğunu görüyoruz. Devlet, bu probulunan tek üretici Jotun” dedi. “Türkiye’deki bölge merkezi ve jeye destek verdiği takdirde, bu iki fabrikamızda toplam 455 kişi konuda büyük bir iş yoğunluğu çalışıyor. Jotun Türkiye; Rusya, yaşanabilir. Bazı armatörlerin bu Romanya, Bulgaristan, Azerbay- konuda devletin atacağı adımcan, Kazakistan, Türkmenistan, ları beklediğini biliyorum. UmaÖzbekistan, Gürcistan, Ukrayna rım doğru bir projeyle bu konuda ve Beyaz Rusya ülkelerini içine adımlar atılabilir. Çünkü, Karadealan Doğu Avrupa ve Orta Asya niz çanağındaki koster filosunun bölgesinin merkezidir. Bütün bu oldukça yaşlandığı görülüyor.” JOTUN VE DNV-GL EXPOSHIPPING'DE SEKTÖRÜ BİLGİLENDİRDİ Jotun ve DNV GL, Exposhipping Fuarı’nın ilk gününde Exposhipping fuarının ilk gününde, global denizcilik endüstrisinin gündemindeki ISO 19030 Standardıyla ilgili bir konferans düzenledi. Konferansta sunumlar; Jotun Global Satış Direktörü Stein Kjolberg ve DNV GL İş Geliştirme Müdürü Till Nisan 2017 Braun tarafından gerçekleştirildi. Kjolberg ve Braun katılımcılara, yeni ISO standartı 19030’un kapsamını ve armatörlere getirdiği yenilikleri anlattı. Katılımcılara Gemi dış kabuk ve pervane performansını iyileştirmeye yönelik uygulamalar ile ilgili bilgiler verilirken, yeni standardın gemilerin enerji verimliliğine vere- ceği katkılar örneklerle anlatıldı. DNV GL klas kuruluşunun gemilerin enerji giderleirini düşürme konusunda birçok çalışma yaptığını belirten Till Braun, ISO 19030 ile sektöre gelecek şeffaflığın gelecekte enerji giderlerini konusunda daha etkili çözümler sunulmasına katkı ypaacağının altını çizdi. www.marinedealnews.com Turkish Shipping & Economy Newspaper April 2017 Issue: 112 Dollar slumps after Trump’s healthcare flop Trump’s game plan was based on realizing his campaign promise of repealing and replacing Obamacare first, and then passing tax reform. But what does his recent failure mean for the world economy and global markets? Analysts say that Trump’s defeat on healthcare will have many repercussions, as his failure shows that Trump is not only dealing with Democrats in opposition but also holdouts within Republican lawmakers. Most observers say this need not be a negative situation, noting that it might serve as a balancing mechanism for normalizing Trump’s politics. The politics of the affair aside, a likely economic effect of the healthcare defeat might reflect on Trump’s tax reform plan; which is next on the president’s agenda. The Trump presidency might have to go for less ambitious tax cuts than originally planned as the failure to repeal Obamacare has curtailed the available means. Analysts speaking to the Wall Street Journal have stated that the markets US President Donald Trump’s defeat on healthcare reform in late March has led to a reshuffling of the cards in global markets have already gotten into a positive mood after the bill’s repeal and are now waiting for Trump’s tax plan. Influence on markets As a large-scake tax reform in the US now seem smore difficult to implement, analysts note that any changes will have a lighter effect on growth, which in turn means that the FED will have to act more cautiously in increasing the rate, which will likely lead the dollar to weaken. And this has been the exact consequence after the bill’s repeal: the next day, the dollar index sank to 99.0; a four-month low. The euro surged to 1.0885 against dollar for the first time since February 2, while the Yen surged to a four-month high of 110.3. The Turkish Lira also benefited, with the dollar rate returning to a level below 3.60. “Dollar might slide to 3.55 until referendum” Global investors’ search for safe harborshas led to surges in the Yen and financial instruments like government bonds of developed markets. As these developments are likely to weaken the dollar in domestic markets, they are expected to cause the opposite effect in bond markets. Analysts expect a degree of bond sales in this period. Additionally, increasing tension in Turkish - EU relations and statements from politicians indicating that the strain could get worse after Turkey’s referendum on April 16, continue to form pressure on markets. Fatih Keresteci, a strategist for DNG Consulting, has predicted that the dollar to lira rate might lower to 3.55 until the referendum, in spite of all these negative developments. Nigeria LNG records 50 vessel charters Since its first day of operations in May 17, 1989, the Nigeria LNG Limited (NLNG) has recorded no fewer than 45 vessels chartered-in and five chartered out, said a report published on March 18 on the website MarineLink. The chartered-in including liquefied natural gas (LNG), liquefied petroleum gas (LPG) and condensate carriers for shipment of its products to buyers across the globe. The chartered-out of its own vessels is for other operators in the market. The company’s assets are now worth over $13bn, a press release from NLNG quoted Tony Attah, Managing Director as saying. He said the NLNG had been able to generate $85bn in revenue. The company has positioned itself for the emerging marketing in the shipping sector of the economy just as it has revamped is chartering structure designed to optimise available shipping capacity in its operations. The company is owned by four shareholders, namely, the Federal Government of Nigeria, represented by Nigerian National Petroleum Corporation (49%); Shell (25.6%); Total LNG Nigeria Ltd (15%) and Eni (10.4%). Record 450 OSVs for delivery in 2017 Vessel oversupply will continue to plague the offshore industry this year as a record total of 465 offshore support vessels (OSV) are expected to be delivered in 2017, according to VesselsValue. Beginning with the drop in oil prices and then lower demand for offshore research projects, the offshore industry is struggling with historically low asset prices, while many offshore vessel owners around the world have been led to bankruptcy. Now as the industry faces a large amount of vessel oversupply, a record number of OSV deliveries, including anchor handling tugs, (AHT) anchor handling tug/supply vessels (AHTS) and platform supply vessels (PSV), would only further exac- erbate the sector’s problems. So far 15 OSVs have been delivered in 2017, with another 456 on order globally. Incredibly 450 of these are scheduled for 2017 delivery, and only six for 2018, according to VesselsValue. Looking at countries currently expecting OSV deliveries, owners in Malaysia and Singapore have the largest number of vessels currently on order, with 109 and 96 respectively. The top owner is the Malaysian company Nam Cheong International LTD, who currently has 56 vessels scheduled for delivery, double that of the second rank, an another Malaysian company Coastal Contracts, who only has 28 OSV vessels on order. Nisan April 2017 14 NEWS Star Bulk Carriers awarded USCG Qualship 21 for 30 bulk carriers The Republic of the Marshall Islands due to their three-year detention (RMI) Registry has announced that ratio exceeding 1.0%. the Qualship 21 award by the United In a letter to Star Bulk, Rear AdmiStates Coast Guard (USCG) was given ral Paul Thomas of the USCG stated, to 30 bulk carriers owned and oper- “less than ten percent of all [non-US ated by Star Bulk Carriers Corp. flagged] ships that operate in the [US] The Qualship 21 program pro- meet the eligibility requirements of vides positive rewards to high qual- this program, putting [Star Bulk’s] ity ships and can only be awarded qualified vessels in an elite class. This to vessels sailing under a qualifying is a remarkable accomplishment and flag. The RMI Registry is one of only a I applaud the efforts of your organizahandful of ship registries to have less tion and the master and crew of the than a 1.0% three-year detention qualified vessels for setting such a ratio in the US and is the only large high standard of excellence.” commercial flag to maintain QualStar Bulk’s vessels have been ship 21 status through 2016. There flagged in the RMI since 2007. Interwere 13 flag administrations that national Registries, Inc. and its affililost Qualship 21 eligibility in 2016 ates (IRI) provide administrative and technical support to the RMI Maritime and Corporate Registries and have been actively engaged with Star Bulk through its Piraeus office which is managed by Theo Xenakoudis. “Being awarded Qualship 21 status is good news not only for us, but for our charterers as well,” said Nicos Rescos, Chief Operating Officer of Star Bulk. “Our ships have been recognized as well-run and rewarded with limited port State control inspections in the US during their Qualship 21 certification period; fewer inspections means a lower likelihood of unnecessary delays and we’re grateful to the IRI team for all their assistance in the process,” he concluded. “We believe that ships on the Qualship 21 program gain a significant competitive advantage in the US. While ships registered to other large flag states such as Panama, Liberia, and Singapore do not qualify for Qualship, vessels under the Marshall Islands flag can apply for the scheme,” said Bill Gallagher, President, IRI. “Star Bulk is the largest US listed dry bulk operator and we’re delighted that they are one of many RMI flagged shipping companies to have their vessels awarded the certification,” he continued. “Our Piraeus office along with the other 26 worldwide offices have worked hand-in-hand with Star Bulk to ensure that their vessels meet stringent port State control requirements not just in the US, but globally,” said Theo Xenakoudis, Worldwide Business Operations Manager, IRI. “Much of this is down to our proactive Maritime Safety program; a hands-on approach to help ensure that RMI ships flagged meet the required standards,” Mr. Xenakoudis concluded. The RMI Registry has been on the USCG’s Qualship 21 program for 12 consecutive years and continues to maintain its status on the White Lists of the Paris and Tokyo Memorandums of Understanding. Meyer's Group orders tugs for new Panama Canal locks The Meyer's Group has ordered two Damen ASD 2913 tugs to operate in the newly expanded Panama Canal. At an official signing ceremony at the Panama Maritime XIII World Conference, Michel Mittelmeyer, Chief Executive Officer said the Meyer’s Group was awarded a contract last year to offer towage support in the new Panama Canal locks. These new tugs fulfill the requirements of the Panama Canal Authority as more powerful vessels, of at least 80 metric tons bollard pull, are needed given the everincreasing size of vessels, added Mittelmeyer. These two additions will give the company an 11-strong fleet, and six of these are Damen vessels. In 2012, the Meyer's Group bought two Damen ASD 2810 Tugs and an ASD 3212. But before this, the company had also chartered many Damen vessels. April Nisan2017 2017 The latest two additions, Arcangel San Rafael and Arcangel San Gabriel, will join the fleet in May and August. “The company really wants to maintain a very new fleet in Panama,” Mittelmeyer said. “With the Panama Canal expansion there has been a substantial pick-up in activity. And even though there may be fewer feeder vessels, these are being replaced with the mega containerships and tankers, hence the need for stronger, versatile tugs.” Damen could also provide a fast delivery time for the vessels, which are being customized with aft winches and FiFi 1. Two Damen ASD Tugs – Virgen del Valle and Meyers Evo are deployed in Colon servicing the oil terminal of Las Minas and the Colon Container Terminal. Arcangel San Miguel is operating in Puerto Limon, Costa Rica. www.marinedealnews.com NEWS 15 Consolidation-A path to subsea vessel sustainability In recent years, the speed with which newbuild vessels have entered the market has amplified the subsea vessel demand/supply imbalance, according to a recent report by DouglasWestwood London. This has been further exacerbated by sustained low oil prices, as operators defer the sanctioning of new offshore projects which could have supported vessel utilisation. As a result, the average vessel day rates declined by an average of 35% between 2014 and 2016. The weak market conditions have meant that many low specification vessels have struggled to hold on to existing charter rates, whilst some contracts were cancelled entirely. Furthermore, several high specification vessels have been forced to offer significantly lower day rates so as to stay competitive in such challenging times. A combination of these factors has forced a number subsea vessel providers to rethink their approach and help stem the oversupply by scrapping non-competitive vessels, whilst also cancelling a number of high-profile vessel orders. As investors’ anxiety grows over the subsea vessel market, DouglasWestwood’s World Subsea Vessel Operations & Hardware Market Forecast 2017-2021 gives a detailed indication of market trends over the next five years. Douglas-Westwood forecast subsea vessel operations spend will total $52bn, equating to over 371,000 vessel days over 2017-2021 period. Forecast expenditure is set to grow at a modest 6% CAGR (Compound Annual Growth Rate), following an initial decline of 50% over the 2014-2016 period. The report further highlights that the growth in vessel day demand will be driven by the inspection maintenance and repair (IMR) sector, as further delays in maintenance and repairs could compromise the integrity of production facilities. Over the forecast period, South East Asia, USA, and West Africa will account for 52% of forecast IMR expenditure. Evidence of future improvement in IMR activity can be seen, with the likes of DOF Management winning long-term IMR contacts for the Prelude project and a three-year frame agreement in Asia Pacific and Brazil in recent weeks. Despite the negativity linked with a prolonged industry downturn, with companies such as Harkand, CalDive and Ceona declaring bankruptcy, progress appears to have been made towards securing long-term stability within the subsea vessel industry. The current book-to-fleet ratio stands at 11%, an indication of a cautious approach, with recent vessel orders declining significantly. This is a sharp contrast to the book-to-fleet ratio of over 21% in 2014, which was encouraged by attractive financing supported by high commodity prices. The current market conditions have also led to opportunistic merger and acquisition (M&A) activities, with some high-specification vessels being bought at a fraction of their original cost. Such transactions are seen as progressive approach to help expand the technical capabilities of striving vessel owners and help create an integrated subsea solutions market to assure future competitiveness and sustainability. Although dayrates are expected to remain suppressed in the near-term, overall Douglas-Westwood expects offshore vessel activity to improve alongside any potential recovery in oil price, as field operators begin to sanction a number of mega projects that were stuck at the final investment decision (FID) status over the past two years. Danelec Marine to supply VDRs for 20 newbuilds Danelec Marine and its distributor Telemar Norway are supplying DM100 Voyage Data Recorders (VDRs) for 20 new vessels being built by VARD, Marine NewsWire has reported. The VDRs are being installed by VARD on 20 new module carrier vessels under construction at VARD’s shipyards in Romania and Vietnam. The vessels are specially developed by VARD Design to navigate the shallow river systems as they transport modules through the Russian waterways to oilfields in Kazakhstan. Introduced in 2014, Danelec Marine’s DM100 VDR complies with all the latest IMO and IEC performance standards, and incorporates Danelec’s exclusive SoftWare Advanced Protection (SWAP) technology for serviceability and lowest life-cycle costs of ownership. The product also has extensive built-in layers of cyber security to protect against intentional hacking or inadvertent malware insertion. Based in Oslo, Telemar Norway is a certified service center for Danelec Marine, maintaining a full inventory of Danelec spares and replacement units for fast availability. It is part of the Telemar General group of companies. Headquartered in Norway and with approximately 9,000 employees, VARD operates nine shipyards, including five in Norway, two in Romania, one in Brazil and one in Vietnam. 8000 people working as one, for you. BW LPG inks $290mln refinancing for LPG fleet Singapore’s gas carrier owner BW LPG Limited has signed a debt facility agreement of $290 million for the refinancing of six 2016 built ex-Aurora ships. With this move, the ex-Aurora fleet is fully refinanced “at similar competitive terms and structure as the rest of the BW LPG fleet,” according to the company. “This financing exemplifies our strategy of cost leadership, and our ability to leverage the BW LPG platform value in obtaining market leading financing,” Martin Ackermann, BW LPG Chief Executive Officer, said. The company said that the refinancing has been raised from The Export-Import Bank of Korea (KEXIM) as export credit agency lender, with ABN AMRO Bank N.V., Singapore branch and Oversea-Chinese Banking Corporation Limited as Mandated Lead Arrangers. ABN AMRO Bank N.V., Singapore branch also acted as coor- dinator and facility agent. The all-in cost for this financing is LIBOR plus 1.88%, with a 16-year amortization profile. In December 2016, BW LPG completed the acquisition of Aurora LPG, adding nine VLGCs with an average age of three years to its fleet. Additionally, the firm took delivery of six newbuildings and sold three vessels last year. Affected by a slowdown in the liquefied petroleum gas (LPG) market, BW LPG saw a drop in its full-year profit after tax to $23.6 million in 2016 from $326.1 million posted in 2015. Due to voyage expenses losses, the company’s net revenue decreased to $407 million in 2016 from a net revenue of $626.5 million seen in 2015. As of February 2017, BW LPG’s fleet comprised of 40 owned and 9 chartered VLGCs as well as of 4 owned LGCs. In addition, BW LPG had 2 VLGC newbuildings on order. Like the sea, we cover most of the planet. Like the sea, we have the power to change the seemingly immovable. And like the sea, we’re always there as an essential part of your business. We’re Lloyd’s Register, and for more than 250 years we’ve been shaping the future while delivering solutions for the maritime industry every day. But while we’re proud of our history, it’s creating tomorrow that drives us. Shaping the future. Delivering solutions today. WITH OUR EXPERTS ON YOUR TEAM, YOU HAVE A SOLUTION FOR EVERY CHALLENGE. COME AND DISCUSS YOUR REQUIREMENTS ON STAND 4.201, LWS4 AT POSIDONIA Nisan April 2017 16 NEWS Arctic ice sets new record low for winter The extent of sea ice in the Arctic Ocean has set a new record low for the wintertime in a region strongly affected by long-term trends of global warming, US and European scientists said on March 22. Sea ice around the North Pole expands to its biggest extent of the year in February or March after a deep freeze in the winter polar darkness and shrinks to the smallest of the year in September, at the end of the brief Arctic summer. Arctic sea ice appears to have reached its annual maximum extent on March 7, the lowest maximum in the 38-year satellite record, according to the Colorado-based U.S. National Snow and Ice Data Center. On that date, the ice covered 14.42 million square kilometres (5.57 million square miles),97,000 square kilometres below the previous lowest maximum that occurred on Feb. 25, 2015. The trend of shrinking ice around the North Pole in recent decades has been one of the starkest signs of climate change. The thaw is harming indigenous peoples' hunting livelihoods on the Polimar_27x37_yeni-convert.pdf 1 22/08/16 ice and threatening wildlife such as polar bears. It also makes the region more accessible for shipping as well as oil and gas exploration. Worldwide, last year was the warmest on record for the third year in a row, despite government efforts to rein in man-made greenhouse gas emissions under a 2015 Paris Agreement that aims to phase out the use of fossil fuels this century. Earlier on the same day, scientists at the University of Bremen in Germany published similar findings. Their data showed that the ice cov- ered just 14.49 million square kilometres (5.59 million square miles) on Feb. 22, almost the size of Russia, fractionally smaller than the previous winter low of 14.58 million square kilometres set last year in satellite records dating back to the 1970s. "We've passed the winter maximum," Georg Heygster, of the Institute of Environmental Physics at the University of Bremen told Reuters. Only a sudden, unusual March freeze would push the ice back to above the February extent. Sea ice in the Arctic could vanish by 2050 on a trend of rising emissions, according to a U.N. panel of climate experts. At the other end of the world, sea ice around Antarctica hit a record low for the southern summer last month, the NSIDC said. The shrinking sea ice exposes more water to the sun's rays in summertime. That can accelerate global warming because dark blue water soaks up more of the sun's heat than white ice or snow, which reflects it back into space. 16:20 C M Somali Pirates take over vessel to use as mothership Y CM MY CY CMY K Somali pirates have taken over a small Somali boat to use as a base to attack larger ships, Somali police said on March 24. Ten Yemeni crew aboard the boat were dumped on shore, officials told Reuters. "We understand that pirates hijacked the fishing vessel to hijack a big ship off the ocean," said Abdirahman Mohamud, head of maritime police forces in the semi-autonomous Puntland region. "They dropped its 10 Yemeni crew and a Somali guard inland and disappeared with the boat together with the food, cook, captain and engineer," he told Reuters. Residents of the northern April Nisan2017 2017 Somali city of Eyl confirmed to Reuters that pirates from their village had gone to seek potential targets. It is the second such attack this month. On March 13, pirates hijacked an oil tanker in the same region. That hijacking was the first time that pirates had taken over a commercial ship since 2012. After that, shipping firms hired private security and international warships began patrolling waters. In their heyday in 2011, Somali pirates launched 237 attacks off the coast of Somalia, data from the International Maritime Bureau showed, and held hundreds of hostages. www.marinedealnews.com NEWS 17 Alternative ferry propulsion systems: A case study* Elliott Bay Design Group (EBDG) serves many ferry customers in North America. These clients read the trade publications and see various articles on new technologies such as hybrid propulsion, battery powered vessels or zero emission vessels. After finishing such an article they ask themselves: “What advantages would that technology bring to my operation and what will it cost?” To that end, EBDG developed some tools to help answer those questions. A case study to evaluate five different propulsion alternatives for a conventional ro-pax ferry was devised, using the following options: Geared Diesel (Baseline) Diesel-Electric Diesel-Electric with 13.4 megawatt battery bank Diesel-electric with 26.8 megawatt battery bank Hydrogen Fuel Cell To calibrate the results, EBDG selected a long-term client, Pierce County, for whom the firm has previously designed and built two double-ended ferries. The county has published data on their operating costs so we can have confidence in using their information to evaluate how different technologies will impact both operating costs and capital costs using the geared diesel configuration as the baseline. The key to any ferry operation is to understand the route. For Pierce County the ferry crosses between Anderson Island and the town of Steilacoom over a distance of approximately 3.5 nautical miles. With a service speed of 11.5 knots the vessel is underway for 21 minutes and in dock for 9 minutes for each half hour voyage. For the purpose of our study, an initial departure at 6 a.m. every morning and a total of 13 round trips per day were all used as assumptions. Costs were based on the ferry operating 350 days per year. The characteristics of the ferry used for this study are shown in Table 1. EBDG has developed a spreadsheet tool called ShipCalc to develop initial estimates of vessel weight, powering, electrical demand, etc. ShipCalc uses weight and cost parameters based on the U.S. Navy Ship Work Breakdown Structure (SWBS). Resistance for displacement vessels is calculated using Holtrop and Mennen’s regression analysis. Inputs to the tool include the following variables: physical dimensions, route model, weight parameters, construction cost parameters, crew number and positions, areas and volumes, electrical loads and operating cost parameters. With the output values for the baseline vessel calibrated against actual cost number, EBDG proceeded to look at the propulsion alternatives. We assumed three 600 kW generator sets would take the place of two propulsion engines and two smaller generator sets. The SWBS parametric values for propulsion (SWBS 200) and electrical power and distribution (SWBS 300) were adjusted accordingly and all other SWBS parameters were kept the same. A 10 percent efficiency loss for the electrical power conversion was imposed, instead of a 2 percent factor that was used for the geared diesel arrangement. Fuel consumption rates (lbs/kW/hr) for the generator sets were also assumed the same as for the geared diesel arrangement. After running the diesel-electric case, the firm also looked at the impact of adding batteries to the system which allows energy storage overnight using inexpensive electrical rates. We assumed the battery banks would be a buffer in the system and that the generator sets would start once the batteries fell below a set charge level. We assumed lithium ion chemistry for the batteries with a minimum state of charge at 20 percent which results in a battery life of 8,000 cycles. With one day of operation equating to one cycle, this gives a battery life of 22.8 years. We did not assume any shore charging during the day due to the short time at the terminal. EBDG has also been working with Sandia National Laboratories on the feasibility of fuel cell propulsion for vessels. The fuel cells are existing commercial units that use hydrogen as a fuel and are packaged in cabinets, much like the battery racks, with an output of 120 kW per unit. We selected 10 units plus one standby unit, giving us a design capacity of 1,200 kW to drive the vessel. The fuel cells have an operating life of 10,000 hours at full load which equates to roughly 6 years life. Given the relatively large amount of fuel required, we assumed the hydrogen would be stored as a liquid at a temperature of 20 degrees Kelvin, using a single cryogenic tank and a regasification system similar to liquid natural gas (LNG). We made one major change to the design ground rules for the fuel cell option. The baseline vessel has sufficient fuel for 35 days of operation. This is due to the client’s need for reserves in the event of a major earthquake. The vessel actually refuels every two weeks but it carries the full weight of fuel. EBDG’s modeling adjusts the size and weight of the fuel for the different scenarios based on fuel consumption and the 35-day capacity. The fuel cell version cannot carry large quantities of liquid hydrogen (LH2) since LH2 has much less energy density than diesel fuel. We sized the LH2 storage tank to suit a resupply every four days with a 20 percent margin from a standard tank truck with a capacity of 3,200 kg of LH2. Bottom Line / Looking Ahead It can therefore be concluded that hybrid propulsion needs to be evaluated on a case-by-case basis. Some take-away thoughts are as follows: Battery costs are coming down. Our model assumed $1,000 per kW-H of capacity while some vendors are now looking at prices closer to $800 per kW-H. Recharging during the day helps reduce the size and cost of batteries substantially. Electrical rates vary widely across the U.S. Our study assumed $0.0768 per kW-H. Many areas have price adjustments for transportation projects or environmental initiatives. Learn more about your local electrical utility! Battery life should be carefully evaluated. Given the rapid changes in battery technology, is a long battery life really the wisest decision? Fuel cell technology is real but the fuel is very expensive given the current sources of supply. As the hydrogen supply infrastructure develops, fuel cells will become increasingly attractive as an option, despite the complexities of cryogenic storage. Using solid data as input to the evaluation is essential to have confidence in the results. Work closely with your engineering service providers and the equipment vendors to ensure you are asking the right questions and getting valid results. *The Author John W. Waterhouse is the Chief Concept Engineer and a founding partner of Elliott Bay Design Group. With more than 30 years of experience in naval architecture and marine engineering, he has made significant contributions to the industry through innovative design and engineering. Steel cut for first Virgin Voyages cruise ship A steel cutting ceremony on Mar. 22 has signaled the start of construction for the first of three new cruise ships for the Virgin Group’s new cruise line, Virgin Voyages. The three new ships are being built by Fincantieri at its shipyard in Genoa, Italy for scheduled deliveries in 2020, 2021 and 2022 respectively. The combined order value is about 2 billion euros. Each ship will weigh about 110,000 gross tons, be 278 meters long and 38 wide. The ships will feature over 1,400 guest cabins that can host more than 2,700 passengers, accompanied by 1,150 crew members on board. The steel cutting ceremony was attended, among others, by Tom McAlpin, President and CEO of Virgin Voyages, and for Fincantieri by Luigi Matarazzo, Senior Vice President New Building Merchant Ships, and Paolo Capobianco, Director of the Sestri shipyard. Nisan April 2017 2017 18 NEWS Ezra Holdings files for bankruptcy in US Oilfield services firm Ezra Holdings of Singapore filed for US Chapter 11 bankruptcy in mid-March, blaming a prolonged slump in the energy industry, Reuters reported. Ezra has been facing hostile actions from creditors at home and abroad as it struggles to recover from a slump in oil prices over the past three years. The company filed voluntary petitions for reorganization under Chapter 11 of the US Bankruptcy Code, according to a stock exchange filing on March 19. Ezra will hold an informal meeting as soon as "reasonably practicable" to update and provide further information on the Chapter 11 filing to holders of its debt, it said in a separate statement. Ezra is one of several Singapore offshore and marine services firms that have been hit by a downturn in oil prices since in 2014. The company has also reached out to and intends to work with the Securities Investors Association (Singapore). The company's stock lost a fifth of its value in early March after it disclosed it had provided guarantees on nearly $900 million in liabilities and loans of Emas Chiyoda Subsea, an affiliate the also filed for U.S. bankruptcy. Business Times said that the latest filing adds to the troubles faced by offshore oil and gas services companies in Singapore whose contracts have been pushed back or canceled as a slide in crude prices forced explorers to cut spending. Swiber Holdings Ltd and Swissco Holdings Ltd earlier won court approval to reorganize their debt, while others like Ezion Holdings Ltd and KrisEnergy Ltd. sought and won forbearance from creditors and lenders. Polarcus secures work in Australia, West Africa Polarcus Limited announced on March 3 that the Company has finalized a contract for 3D marine seismic acquisition in Australia. The program will deliver a high quality broadband dataset utilizing one of the Company's highly efficient Polarcus X-bow vessels operating under the Polarcus Explore Green environmental agenda. The project is due to commence in Q3 2017 and will run for approximately two months. In addition, the Company has secured a 30-day extension to the West African campaign initially announced on 09 January 2017. Commenting on the recent news flow from the Company, Duncan Eley, COO, stated: "The multiple awards announced recently are testament to our strong reputation with clients globally and our ability to secure key projects in the contract market, which is our previously stated strategy. These recent announcements provide clear visibility of our fleet through end Q3 and into Q4" April Nisan2017 2017 www.marinedealnews.com NEWS 19 Mumbai Harbour Channel and JN Port Channel to expand The Cabinet Committee on Economic Affairs, India chaired by the Prime Minister Narendra Modi on March 22 approved fresh estimates of the project Deepening and Widening of Mumbai Harbour Channel and JN Port Channel (Phase-II). The cost of the project will be Rs 2029 crore excluding the Service Tax. The entire project cost will be funded through internal resources of JN Port Trust (JNPT) with market borrowing, if necessary. The project includes the existing channel to be widened from presently 370 m to 450 m for straight reach, channel to be extended from existing 33.5 Kms to 35.5 Kms. The draft of the channel will be increased from existing 14 m draft to 15 m draft. The estimated quantity to be dredged to the tune of 35.03 million cu.mtr. including 1.73 million cu.mtr. rock dredging. The work is likely to be implemented by inviting global tenders and to be completed within 2 years after its award. The present total capacity of the JNPT for container handling is 5 million TEUs (Twenty feet Equivalent Unit). After the 4th Terminal becomes operational, this capacity will be enhanced to 9.8 million TEUs. Considering the expansion of the container vessel sizes on the main trade routes, it is anticipated that vessels of more than 8,000-12,000 TEU size will call the JN Port. After completion, JNPT will attain capacity for handling additional traffic throughput of 1.67 million TEUs. The enhanced capability would help in handling larger vessels up to 12,500 TEUs besides economic benefits like saving in Vessel waiting time and savings on account of transshipment. The ultimate benefit to users will be in terms of lower unit cost, direct and indirect tax benefits in addition to reduction in vessel traffic congestion at JNPT. This would add to the competitiveness of India’s EXIM trade. Over the years, the size of container ships is progressively becoming larger as it is much more economical to operate large ships and the cost of operation gets cheaper as much as by 40% for the larger ships. With increase in container cargo volume and increase in capacity of container carrying vessels fleet worldwide, JN Port has decided to handle new generation container vessels with wider beam and deeper drafts. The new generation bigger size vessels need deeper channel depth to navigate and accordingly deepening and widening of the channel further from 14.0 to 15.0 m draft with vessel capacity of 12,500 TEU is envisaged. At present, JN Port is handling vessels having a draft of 14 m that is 6,000 TEUs capacity by taking advantage of tidal window. First LNG-fueled Aframax tankers ordered Hyundai Heavy Industries’ shipbuilding affiliate Hyundai Samho Heavy Industries (HSHI) said it recently won a $240 million order to build four 114,000 DWT IceClass IA aframax tankers from Sovcomflot, the Russia’s stateowned shipping company. The vessels are said to be the world’s first LNG-fueled aframax tankers, and will measure 250 meters in length, 44 meters in width and 21 meters in height. They are scheduled to be delivered from the third quarter of 2018 and to be chartered to Shell. By running on LNG, the IceClass IA tankers can emit 90 percent less sulfur oxides (SOx), 80 percent less nitrogen oxides (NOx), 15 percent less carbon dioxide (CO2) along with 50 percent reduced engine noise, according to the shipbuilder. An HSHI official said, “We believe the winning of the world’s first LNG-fueled aframax tankers is the proof of our world’s leading eco-friendly shipbuilding technology. As the demand for eco-ships increases with tightening environmental regulations, we will further accelerate our efforts to win eco-ship orders.” Since its first order of six 41,000 DWT bulk carriers in 1989, Sovcomflot has ordered 65 ships from HHI Group in total to date. Nisan April 2017 2017 20 NEWS New Fuel Regs Drive Scrubber Business The Exhaust Gas Cleaning Systems “the introduction of dual-fuel engines Association and its members are pre- and the increasing use of LNG as paring to meet higher demand for a fuel will provide a viable means gas scrubbing systems to bring SOx of complying with the sulfur cap emissions in line with the targets set requirements.” by the IMO’s 2020 fuel sulfur content Gregory went on to say that it proposals. The IMO has come in for was not only for EGCSA members some severe criticism over its pro- that the proposals bring certainty, posals to introduce a global marine but also the whole marine industry fuels sulfur content cap of 0.5 percent and its supplier base. He called it a (mass/mass) by the year 2020. How- “definite” decision that was beneficial ever, the organization can take some to human health and the environencouragement for its ideas from the ment, and one that opens the door reactions of the Exhaust Gas Clean- for businesses to take action. ing Systems Association (EGCSA) and major marine scrubbers manufacturStart Planning Now ers, most of which have expressed “So, is that job done?” he asked. their satisfaction with and support “Action plans must be put in place for the proposed regulations. now. IMO’s Marine Environment Pro“In October, IMO made the only tection Committee has also tasked correct and sensible decision. No its next sub-committee meeting delays – from 2020 the global limit with developing a work plan to on marine fuel sulfur outside of ensure a smooth implementation, ECAs will be 0.5 percent,” enthused and the EGCSA and its members are Don Gregory, Director of the EGCSA, ready and able to take full part in while Roger Holm, President of Wärt- these preparations. silä Marine Solutions, observed that “EGCSA strongly believes that communication, transparency and financial uncertainty was one of the co-operation between all stakehold- themes of discussion,” Gregory stated. ers will ease the changeover process. “EGCSA’s view is that the future price After some 350 ship installations, realities of low-sulfur fuel should not scrubbing is now well-established be underestimated and that it is vital and can no longer be considered that ship operators carefully evalua new technology. Needless to say, ate all the various payback scenarios technology and regulatory develop- when considering how to comply. ment is ongoing – in reality it does Although using low-sulfur fuel may not stop and there is always a need seem the obvious choice, it could to build on experience.” easily render a vessel uncompetitive With this in mind, the EGCSA at the price differentials expected in recently hosted a second workshop, 2020 and the easy option may well in which members, associate mem- not be the best.” bers and a number of guests viewed presentations from marine industry Washwater Discharge Quality stakeholders outside of the AssociaWorking with Euroshore, the assotion to provide a platform for discus- ciation of European port reception sion on shipowners’ perspectives of facility providers, the EGCSA has been scrubbing, scrubbers and the envi- taking a science-based approach to ronment, and of the refinery and fuel the quality of scrubber washwater suppliers’ view of the 2020 proposals. discharges. A new washwater sam“With significant overcapacity, low pling program is currently underfreight rates and poor vessel values, way for the European Sustainable many sectors of the shipping indus- Shipping Forum to address the type, try have faced a very tough time of source and concentration of material late. It is therefore unsurprising that discharged overboard and the results of laboratory analysis are available for both the European Commission and the IMO to view. The EGCSA has said that it was reassuring that if the washwater discharge criteria were to be revised there would be a waiver in the Exhaust Gas Cleaning System Guidelines for those early adopters that have taken part. Within the research program to date, no samples have exceeded the IMO’s limits on polycyclic aromatic hydrocarbons (PAH) – these chemical compounds are an indicator of oil content and analyses have shown that the concentrations of these substances can be up to 30 times less than in water discharges from oil and gas production platforms. “Knowledge, Not Rhetoric” The aim of the EGCSA/Euroshore sampling programs is to enable a clear and even application of scrubber discharge rules across Europe and in locations where open and closed loop scrubbers can be used: “Residual fuel and scrubbers can be the most cost-effective and environmentally sustainable method of SOx compliance and EGCSA will use knowledge and data rather than rhetoric to answer questions and explain the benefits,” stated Gregory. “Scrubbers offer the only alternative to compliance by fuel, not only controlling SOx but also particulate emissions,” he added. “EGCSA members have the capacity and resources to meet demand, market conditions are favorable and we have had the green light from IMO for 2020. It is now investment decision time: this is an opportunity for shipowners.” Meanwhile, Wärtsilä Marine Solutions President Roger Holm has said that the company’s proactive development of exhaust gas cleaning systems and broad offering in gas and dual-fuel engine technologies means that the company is in a strong position to help ship owners implement plans for compliance with the new regulations: April Nisan2017 2017 With its technology certified to IMO gas cleaning systems standards and with the recent approval of its exhaust gas cleaning systems by the Singaporean flag state authorities (an approval recognized across all Asian flag states), Holm said that the introduction of dual-fuel engines and the increasing use of LNG as a fuel will provide a viable means of complying with the sulfur cap requirements. DuPont has also been quick off the mark in promoting its marine scrubber technology as a viable solution to meet the global sulfur cap: “Abatement technology such as a DuPont Marine Scrubber is the only way to continue shipping operations as usual with heavy fuel oil of up to 3.5 percent sulfur content while remaining in compliance come 2020,” the company said. “A DuPont Marine Scrubber enables any vessel to meet sulfur emission limits without switching to expensive low-sulfur fuel when entering an ECA. This economic and highly reliable compliance option allows for ‘business as usual’ bunkering. With a scrubber, there is no need for fuelswitching,” it asserted. “The DuPont Marine Scrubber has ‘run-dry’ capability and no by-pass, allowing vessels that travel in and out of ECAs to comply with regulations: a single scrubber can meet 0.1 percent and 0.5 percent sulfur requirements.” Compliance and Retrofit: Key Concerns for Shipowners Technology solutions provider Goltens had this to say on the subject: “The looming deadlines and pending approvals for a variety of environmental emission regulations are making compliance and retrofit a key concern of most shipowners around the globe. In a proactive response to this, Goltens has expanded its competency beyond the ballast water space and made further investments to help shipowners navigate this complex and costly compliance process. Compliance with IMO ECA regulations is becoming a large concern for owners, and, with additional deadlines approaching, for the existing fleet this means retrofit and the consideration of possible compliance solutions ranging from exhaust scrubbers to fuel conversion and boiler retrofit options. Goltens Green Technologies (GGT) is using its proven process to consult and retrofit these technologies with a strong focus on limiting the cost and operational impact on owners.” One option is to modify vessels to run on emissions-compliant fuel types like LNG or low-sulfur marine gas oil (LSMGO). Goltens said that outside of the LNG fleet, conversion to LNG is rarely cost-effective in a retrofit situation but that conversions to accommodate the use of LSMGO can generally be made with only minor modifications and significantly less capital investment. These options include LSMGO cooler installation and LSMGO fuel conversion for LNG main boilers. (As published in the March 2017 edition of Maritime Reporter & Engineering News) www.marinedealnews.com HABER 21 Obama kendi döneminde "vazgeçilemez adam" gibi davrandı. Bunu hem sosyal medyaya hem de sanat dünyasına borçlu. Obama, sosyal medyayı tam kıvamında kullandı, aşırılığa kaçmadı. Ama görünen o ki; vazgeçilmez de değilmiş! Malum, Hillary Clinton'ı desteklemesine rağmen halefi seçimleri kazanamadı Biraz geçmişe dönelim. Obama ne diyordu; "Essad gitmeli!", "Rusya Ukrayna'yı terk etmeli", "Küresel ticareti yönlendirici TPP ve TTIP anlaşmaları imzalanmalı" Obama tuhaf bir şekilde şu dediklerinin hiçbirisinin gerçekleştiğine tanık olmadan Beyaz Saray'dan eşyalarını topladı. Kanımca, bir liderin yapabileceği en kötü şeylerden birisi; başaramayacağı beklentiler yaratmak! Seçim süreçlerinde, liderlerin aşırı beklenti yaratmasına toplumlar alışık ama iktidar partisinin beceremeyeceği beklentiler yaratması hiç makul değil. Yaratılan beklentiler gerçekleşmeyince liderlik dönemi kötü anılabilir. Hâlbuki Obama; "Öncelikle ülkemizin iç işlerine daha çok odaklanacağız. Aynı anda küresel çıkarlarımızı da takip edeceğiz ama geçmişe kıyasla dar bir perspektifle!" şeklinde geniş yelpazeli açıklamalar yapsaydı, daha iyi bir resim çizmiş olabilirdi. En azından "söylemlerini başaramadı" Amerika markasını zedeliyor Gökhan Esin gesin@arpas-pilotaj.com.tr imajı oluşmayacaktı. Trump daha düz bir kişilik… Gördüğüm kadarıyla Trump çok daha düz bir kişiliğe sahip. Hedefini, amacını direk söylüyor. Mesela ne demişti; "Eğer NATO müttefikleri GSYIH'nın yüzde 2'sini savunma sanayisine harcamak istemiyorsa, neden ABD yapsın ki?" Halkın tepkisi ne oldu? "Evet, haklı neden savunma sanayisini biz sırtlıyoruz!! Paramızı savunma yerine sosyal projelere harcamalıyız." şeklindeydi. Trump'ın bu çıkışı ilk anda kulağa çok mantıklı geliyor, ama birçok analist bu adımın uzun vadede tehlikeli olduğundan bahsediyor. Fakat analistleri dinleyen pek yok gibi… Neyse, Trump ise fazlaca açık, kısa, farklı ve sert konuşuyor. Bu şekilde çok dikkat çekti. Hatta Clinton ve eski liderlerin yapmadığı kadar açık ve sert konuştu. Bu davranış şekli seçim sonuçlarında fazlasıyla etkili oldu. Gerçekçi tavır ve söylemler her zaman ilginçtir çünkü insanoğlu her zaman doğruyu, gerçeği duymak ister. Hatta en fazla da temennilerini duymak ister. Dolayısıyla bu tür söylemler halkı duy- gusal olarak etkiler. Böyle olma- değil, aynı zamanda bir markadır. saydı, seçim sürecinde birçok gaf "Amerika modeli" diye bir şey var! yapmış olan Trump seçilebilir Düşünsenize kaç ülke bu şekilde anılır. Ticari markaları, üniversimiydi? Bu işten zarar gören, ülke ima- teleri, New York gibi değerli emlak piyasası ve benzerleri… jı oluyor! Trump vize ile ilgili sınırlama Demek ki Trump'ın stratejisi başarılı oldu. Peki, bu stratejinin için imza attığında yer yerinden dezavantajı nedir? Bu derece ger- oynamıştı. Benzer sınırlamayı çekçi ve açık tavır, diğer bir deyiş- İran yapsa bazı gazeteler haber le sert söylemler ülke imajına bile yapmazdı. Bilhassa 1991'de zarar veriyor. ABD sadece bir ülke dağılan SSCB'deki halk için ABD demek; serbest piyasa, bağımsız yargı ve gıpta edilen bir siyaset demekti. Peki, şimdi? Sanırım şu sıralar ABD'nin yeni çizgisi bu gıpta edilen dönemden çok uzakta. Kısacası söylemler açık ve net ama Amerika markasını zedeliyorlar. ABD basınındaki kutuplaşma, Trump'ın kararlarının mahkemelerce ret edilmesi vs… Bunlar dünyanın kıskançlıkla izlediği Amerika modelini yıpratıyor. Dünyada bir ilk! 'Gemi Tüneli' Norveç dünyanın ilk tam donanımlı gemi tüneline imza atmaya hazırlanıyor. Ülkenin batısındaki Stad Yarımadası'nda yapılacak olan tünelin ülkenin en tehlikeli yerlerinden birini daha güvenli bir hale getirmesi planlanıyor. Söz konusu tünelle ilgili ayrıntılı görsel detaylar ilk kez medya ile paylaşıldı. Norveç, bölgenin en tehlikeli kıyı şeritlerinden birine sahip. Norveç Denizi ile Kuzey Denizi’nin buluştuğu noktada yer alan Stad Yarımadası sularında büyük türbülanslar meydana geliyor. Bu sulardan geçenler ölümle burun buruna geliyor. Durum böyle olunca Norveç Kıyı Yönetimi 272 milyon dolara mal olacak dünyada bir ilk olan gemi tüneli projesini hayata geçirdi. Yetkililer 2018 yılında çalışmaların başlayacağını duyurdu ve eşi benzeri olmayan gemi tüneliyle ilgili görsel malzemeleri basınla paylaştı. Tünelin genişliği 26 metre, yüksekliği ise 31 metre olacak. Yaklaşık bir buçuk kilometre uzunluğunda olacak tünel için yarımada kazılarak içi suyla doldurulacak. Yaklaşık yedi buçuk ton kayanın yerinden söküleceği projenin dört yılda tamamlanması planlanıyor. Nisan 2017 22 HABER Milli Gemilere, Milli Sonar Sistemi! Denizaltı Savunma Harbi ve Keşif Karakol Gemisi (MİLGEM) Savaş Sistemi Tedariki Projesi kapsamında Meteksan tarafından üretilen 'Milli Sonar Deniz Birimi' kabul testleri tamamlanarak MİLGEM 3. Gemisi TCG-Burgazada’ya teslim edildi. Deniz Kuvvetleri Komutanlığının su üstü, denizaltı savunma ve hava savunma harbi, keşif ile karakol görevlerini icra etmek üzere milli olarak geliştirilen ve inşa edilen MİLGEM gemilerinin en kritik alt sistemlerinden birini Sonar Sistemi oluşturuyor. Su üstü gemilerinde su altı hedeflerinin tespit ve takibi için kullanılan sonar sistemleri, muhtemel bir savaş sırasında gemiler için en önemli tehditlerinden olan denizaltı, mayın ve torpidolara karşı savunma harbinin temel bileşenini oluşturuyor. Bu doğrultuda MİLGEM gemilerinde yer alan Karinaya Monteli Sonar Sistemi, korvet ve fırkateyn gibi su üstü gemi platformlarına monte edilerek, denizaltı savunma harbi ve mayın sakınma görevlerini düşük, orta frekanslarda aktif ve pasif olarak çalışarak yerine getiriyor. Sanayide gelecek yerli teknolojilerin Meteksan Savunma, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının su altı akustiği teknolojisi alanındaki ihtiyaçlarını ileri teknoloji milli sistemlerle karşılamak için deneyimli bir mühendislik ekibi oluşturarak, önemli altyapı yatırımları gerçekleştirdi. Bu kapsamda Deniz Kuv- vetleri Komutanlığı bünyesinde yer alan Araştırma Merkezi Komutanlığı tarafından ilk prototipi geliştirilen milli sonar sisteminin sanayileştirilmesi de Türkiye'nin Sualtı Akustiği Mükemmeliyet Merkezi olarak görevlendirilen Meteksan Savunma'ya verildi. Üretilen sistemler projenin ilk 2 gemisi olan TCG HEYBELİADA ve TCG BÜYÜKADA'da başarıyla kullanılıyor. MİLGEM 3. Gemisi TCGBurgazada için Milli Sonar Deniz Birimi çalışmaları ise 2015'in ilk yarısında başlatıldı. Tasarıma hakim olma, prototip üretim, seri üretime aktarma, seri üretim, üretim doğrulama testleri, transdüser sertifikasyon testleri, transdüser eleman kabul testleri, dizine entegrasyon, dizin kabul testleri, karkasa A FEW DEGREES MORE TILT MAKES a Big difference in everything except price BENEFITS OF THE NEW UNDERWATER (DE)MOUNTABLE THRUSTERS WITH 8° TILT Significantly higher vessel performance Easier to install Smaller dimensions and weight Improved reliability, less maintenance WARTSILA.COM WÄRTSILÄ ENPA DIŞ TICARET A.Ş. Merkez Ofis & Atölye - Aydıntepe Mah. D-100 Karayolu (E-5) Cad. No: 14/E Bahar İş Merkezi 34947 Tuzla - İstanbul, Tel. 0216 494 50 50 İzmir Ofis - Odin İş Merkezi. 8229 / 2 Sk. No: 15 35630 Çiğli - İzmir, Tel. 0232 621 51 30 Gaziantep Atölye - 4.Organize Sanayi Bölgesi. 83421 nolu Cadde No:4 27060 Şehitkamil - Gaziantep, Tel. 0342 357 06 85 Nisan 2017 entegrasyon ve nihayetinde fabrika kabul testleri (FAT) sonrası komple sistem teslimi gerçekleştirildi. Teslimat geminin denize iniş takvimini olumsuz etkilemeyecek şekilde zamanında başarı ile tamamlandı. Tedarik ve kullanıcı makamlarının aktif olarak katılım sağladığı FAT testleri, 7 gün gibi kısa bir süre içerisinde başarı ile tamamlandı. Söz konusu FAT testleri, Meteksan Savunma'ya ait üretim tesisleri ve Bilkent Açık-Su Test ve Kalibrasyon Tesisi'nde yapıldı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstanbul Tersanesi Komutanlığına teslim edilen ve önümüzdeki dönemde hazırlık ve sistem entegrasyon testleri yapılacak Milli Sonar Deniz Birimi, denizlerdeki görevine hazırlanıyor. TKA, ticareti ucuzlatacak Dünya ticaretinin şartlarını yeniden düzenleyen Ticaretin Kolaylaştırılması Antlaşması (TKA), Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurucu anlaşması hükümleri gereği, DTÖ üyelerinin 3’te iki çoğunluğunun anlaşmayı onaylaması sonucu 22 Şubat 2017 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu son gelişmeyi değerlendiren Güler Dinamik Yönetim Kurulu Başkanı Kenan Güler, “Ticaretin kolaylaştırılması geniş anlamıyla malın üretiminden sonra son kullanıcıya ulaşana kadar tabi olduğu tüm işlem ve prosedürlerin basitleştirilmesi ve uyumlaştırılması, formalitelerin azaltılması olarak tanımlanmaktadır” dedi. “TKA’nın getireceği ekonomik faydaya ilişkin çeşitli uluslararası kuruluşların çalışmaları; anlaşmanın ticaret yapma maliyetinin, ülke gruplarına göre değişmekle birlikte, yüzde 15,1 ile yüzde 12,9 arasında değişen oranlarda aşağıya çekme potansiyelinin bulunduğunu göstermektedir. Böylece TKA’nın ticaret maliyetlerini azaltarak, küresel ölçekte milli geliri 400 milyar ile 1 trilyon ABD doları değerinde artıracağı öngörülmektedir. TKA’nın arzuladığı işleyiş, transit eşya dahil olmak üzere eşyanın dolaşımının, tesliminin ve gümrük işlemlerinin tamamlanmasının hızlandırılması amacıyla GATT 1994’ün V, VIII ve X. maddelerinin ilgili veçhelerine açıklık kazandırılması ve geliştirilmesidir. Ülkemize ve dünya ticaretine hayırlı olmasını dilerim.” Dünya Gümrük Örgütü (DGÖ) de, DTÖ-TKA'nın yürürlüğe girmesi vesilesiyle Dünya Ticaret Örgütünü (DTÖ) tebrik ederken, bu anlaşmanın, gümrük ve diğer makamlar arasındaki etkili iş birliğine yönelik tedbirlerin yanı sıra teknik yardım ve kapasite geliştirme hükümlerini düzenleyeceğini açıkladı. DGÖ, uygunluk faaliyetlerini yürüten kuruluşlar açısından ticaret kolaylığını artıracak en üst seviyelerde güvenlik, emniyet ve doğruluğu sağlayacak küresel tedarik zinciri boyunca gelişmeleri araştırmaya devam edeceğini vurgulamak için bu fırsatı değerlendireceğini belirtti. Bunun en nihayetinde tüm sınır kuruluşları ve özel sektör arasındaki iş birliği üzerinde pozitif bir etkisi olacağı vurgulandı. TKA'nın yürürlüğe girmesi, uluslararası ticaret ve gümrük topluluğu açısından yürürlüğe girmesi için gereken eşiğin üzerinde bulunan 110 DTÖ üyesinin (yani DTÖ'nün 164 üyesinin üçte ikisi tarafından) onaylanmasının bir sonucu olarak ortaya çıkarak önemli bir dönüm noktası oldu. TKA aslında, gelişmekte olan ülkelerin uygulamalarının kapsam ve zamanlamasını kendi özel koşullarına uyarlamalarına imkan verecek kapsamlı 'özel ve farklılık gösteren işlem (S&D) hükümlerini içeriyor. DGÖ Genel Sekreteri Dr. Kunio Mikuriya, “DGÖ, TKA'yı uygulamada başarıya ulaştırmaya kendini adamıştı ve buna devam edecektir. Bunu, ekonomik rekabet gücünü artıracak, ekonomik büyümeye katkıda bulunacak ve yoksulluğu azaltacak olan anlaşmanın ticareti kolaylaştırma önlemlerini uygulamada destek talep eden üye gümrük idarelerine yardımcı olarak yapacağız" dedi. www.marinedealnews.com HABER 23 Uzun: İhraç edilen gemilerin yüzde 70’i Yalova’da inşa edildi Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin Olağan Genel Kurul Toplantısı, Altınova ilçesine bağlı Tavşanlı beldesinde bulunan Elegance Resort Hotel'de yapıldı. Yalova Altınova Tersane Girişimcileri Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Fazıl Uzun, kentte faaliyet gösteren tersanelerin Türkiye’nin bu sektördeki ihracatının yüzde 70’ini gerçekleştirdiğini söyledi. Şükrü Fazıl Uzun, genel kurulun açılış konuşmasında “Tersaneler Yalova'ya gelirken bölgede taahhüt ettiğimiz yatırım tutarı 162 milyon dolardı ancak biz olduğunu fakat bugüne kadar 500 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Ayrıca söz verdiğimiz 4 bin çalışan istihdamının çok üstüne çıkarak 2016 yılı istihdam ortalamamız 11 bin 737 kişiye ulaşmıştır. Bu da bölgemiz için kıvanç verici bir durumdur. Şubat 2017 ayı itibariyle bölgemizde çalışan sayımız 12 bin 541 kişiyi bulmuştur. Bu sayı beyaz yakalılar, idari ve mali Şükrü Fazıl Uzun işlerde çalışan arkadaşlar dahil değildir” dedi. “2008-2016 yılları arasındaki inşa edilen gemi sayısı 304 oldu ve 2016 yılı sonuna kadar inşa edilen gemilerin tonajı ise 446 bin grostona ulaştı. Yeni inşa gemilerin yanı sıra bakım ve onarım için 2 bin 534 gemi ve deniz aracı bölgemizde bulundu, bakımları ve tamirleri yapıldı. Bunların tonajı da 2 milyon 400 bin grostondur. Biz sadece denizcilik sektörü ile sınırlı kalmayıp diğer alanlardaki projelerde de çalışmalar yürütüyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü tabliyeleri gibi çalışmalar da Yalova’da yapıldı.” İstanbul ve Yalova’nın Türkiye’nin gemi ihracatının yüzde 90,21’ini karşıladığını kaydeden Uzun, “2016’da İstanbul’un ihracat yüzdesi yüzde 21,61 oranında düşerken Yalova ihracat yüzdesi yüzde 47,77 oranında artmıştır" dedi. "2016’da 972 milyon 177 bin dolarlık ihracat yapılmış, bunun 330 milyon dolarlık kısmı Yalova Altınova’da gerçekleşmiştir. Aslında bu rakam daha da büyüktür ama bazı şirketlerimizin merkezi İstanbul’da olduğu için oranın kayıtlarına ihracat oranı rakamları girmektedir. Bu sadece 2 tersanenin verileridir. Aslında ihracat edilen gemilerimizin yüzde 70’i Yalova’da üretilmiştir. Ancak, bölge ve sektör olarak çok daha fazla çalışmamız gerekekiyor. Bu rakamları bölgemiz yüzde 25-30 doluluk oranıyla temin ediyor. Yani, yüzde 100’ü yakalamak mümkün değildir ama yüzde 80-85’ler rakamlarına çıktığımızda fark edersiniz ki bu rakamlarımız çok daha büyük olacak ve bölgemiz için çok daha büyük gelişme sağlayacaktır.” Türk balıkları Meksika yolcusu Dünya genelinde Türk su ürünlerinin tanıtımını yapan Su Ürünleri Tanıtım Grubu, 7-9 Mart 2017 tarih aralığında Meksika Jalisco- Guadalajara kentinde düzenlenen 16. EXPO ANTAD ALIMENTARİA 2017 Fuarı'nda Türk Su Ürünlerinin tanıtımını yaptı. STG, 125 milyonluk Meksika pazarını gözüne kestirdi. 16. EXPO ANTAD ALIMENTARİA 2017 Fuarına ilk kez 18 metrekarelik info stant ile katıldıklarını belirten Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Sinan Kızıltan, Meksika mutfağındaki balık yemeklerinin dünya çapında bir üne sahip olduğunu, Türkiye'nin Meksika'ya su ürünleri ihracatının yok denecek seviyede olduğunu, Meksika'yı hedef pazar olarak gördüklerini kaydetti. Fuar süresince Su Ürünleri Tanıtım Grubu'nun İngilizce ve İspanyolca kataloglarını ve promosyon malzemelerini dağıtarak, Türk su ürünlerinin tanıtımını yaptıklarını anlatan Kızıltan, "Meksika’ya özgü balık yemekleri dünyaca ünlü. İki yanı okyanuslarla çevrili bu ülkenin mutfağında deniz ürünleri oldukça önemli bir yere sahip. Türk su ürünleri sektörünün pazar çeşitliliğini artırmak istiyoruz. Meksika bu anlamda 125 milyonluk nüfusu ile çok büyük fırsatlara gebe" şeklinde konuştu. Türk su ürünleri sektörü 2016 yılında 793 milyon 879 bin dolarlık ihracat gerçekleştirirken, Türkiye'nin su ürünleri ihracatının yüzde 73'ünü Egeli balıkçılar yaparak ülkeye 578 milyon 219 bin dolarlık döviz kazandırdı. Su ürünleri sektörü 2017 yılında 1 milyar dolar ihracat barajını aşmayı hedefliyor. “Sincerely Professional” www.semarmarine.com Nisan 2017 24 HABER Deniz taşımacılığında 25 yılda neler değişti? Clarksons, yayınladığı dünya deniz ticareti istatistiklerini Shipping Intelligence Weekly raporunun 25. yılı sebebiyle, entech-ilan-secilen-OK.pdf 1992 yılında dünya ticaretin- deki durumla 2017 yılındaki beklentileri karşılaştırdığı bir rapor yayınladı. 25 yıl önce dünya deniz tica1 25/08/16 13:55 retinin içinde bulunduğu koşul- larla 2017’yi karşılaştırdığımızda, aslında bugünkü durumun sektörde konuşulan kadar kötü olmadığı ortaya çıkıyor. Ayrıca, sektörde önemli birçok değişik- C M Y CM MY CY CMY K ’’Sincerely Professional’’ ON SITE Services Globally IN SITE Services ENGINE OVERHAUL Services for 2 and 4 Stroke Engines SHAFT & PROPELLER Services ELECTRIC & ELECTRONICAL Services www.entechmarine.com Nisan 2017 liğin yaşandığı görülürken, bazı şeylerin ise hep aynı kaldığı da dikkat çekiyor. Uluslararası deniz ticareti 1992 yılında 4,6 milyar ton civarında iken, 2017 yıl sonu tahminlerine göre bu rakamın 11,3 milyar tona ulaşması bekleniyor. 25 yılda 2,5 kattan fazla büyüme gösteren deniz ticareti içerisinde demir cevheri ticareti 4,3 kat, LNG ticareti 4,5 kat, konteyner ticareti ise 6,3 kat büyüdü. 2017 yılında hedeflenen deniz ticareti kişi başına 1,5 ton yükün deniz yoluyla taşınması anlamına geliyor. Aynı dönemde, dünya deniz ticareti filosu ticaretten daha yüksek hızda büyüdü. 1992 yılı başı itibariyle global deniz ticaret filosunun kapasitesi 621 milyon dwt iken, 2017 yılı başında kapasite 1,86 milyon dwt’ye ulaştı. Tabii ki, bu dönemde gemilerin verimliliğinde ve etkinliğinde büyük değişimler yaşanırken, 2008 yılı ekonomik krizinin ardından birçok sektörde hizmet hızında yaşanan yavaşlama filo büyümesini etkiledi. Gemi fiyatları düşerken hurda fiyatları yükseldi Bu önemli değişimlerin yanı sıra, emtiaların değeri daha karmaşık eğilimler gösterdi. 5 yaşındaki bir VLCC, 2017'nin başında (mevcut şartlar altında), 1992 başlangıcına göre yüzde 8 daha ucuzdu, ancak enflasyonu ve değerleri göz önünde bulundurduğumuzda bu fiyat düşüşü yüzde 43’e ulaşıyor. Öte yandan, gemilerin hurda değeri, 25 yıl öncesine göre dolar/ldt bazında yüzde 81 daha yüksek. Emtia fiyatlarındaki son düşüşe rağmen, genel olarak hammaddeler 1992 yılından daha pahalı. Brent ham petrolü, 2017 yılının başında 54,8 $/ varil seviyesinde iken, 1992 yılı başında 18,2 $/varil idi. Demir cevheri fiyatı 33,1 $/ton fiyattan bugün 76,3 $/ton’a kadar çıktı. Bunker fiyatları (380cst Rotterdam) 69,0 $/ton'dan 312,5 $/ton'a yükseldi. Bununla birlikte, denizcilik para değerindeki değişime baktığımızda, 1992'deki 1,83 dolarla kıyaslandığında, bugün sadece denizciliğin 1,24 doları bir sterlini satın almak için yeterli oluyor. Aynı zamanda dünya ekonomisi 2017’de 25 yıl öncekinden hâlâ çok daha hızlı şekilde büyüyor. 2017 yıl sonu beklentisi yüzde 3,4 büyüme iken 1992 yılında bu yüzde 2,3 olarak gerçekleşmişti. Ayrıca, aynı dönem aralığında Çin ekonomisinin büyüklüğü 0,5 trilyon dolardan 12,4 trilyon dolara fırlamış ve dünya nüfusu 5,5 milyondan 7,4 milyara yükselmiştir. “Aslında hiçbir şey değişmez” Son olarak, bazı şeyler asla değişmeyecek gibi görünüyor. 1992 başında ClarkSea gemi kazanç endeksinin ortalaması 11.700 $/gün idi. Endeks, 2017'nin başında, sadece yüzde 5,2 daha düşük bir seviyede 11.092 $/gün seviyesinde kaldı. Tabii, bir dönem endeks 50.000 $ / günün üzerine uçtuğunu düşündüğümüzde denizciliğin ne kadar dalgalı ve değişken olsa da bir yerlerde hiç değişmediğini görebiliriz. Navlunlar 25 yılda çok sayıda değişim yaşayıp döngüsel olarak aynı noktada gerçekleşmiş. Bakalım, 25 yıl sonra navlunlar sürekli değişerek aynı noktada duracak mı? www.marinedealnews.com GÖRÜŞ 25 Toplumsal evrimin karanlık dönemi Küresel çapta silah satışları son beş yılda yüzde 8,4 arttı. Sağımız solumuz ya savaş ya kriz. Eski savaşlardan kalma mayınlar bile hâlâ başa bela… Kim söylemişti, “Büyük güce sahip egemen devletler olduğu sürece savaş kaçınılmazdır” diye? Yüce Yöney Ruhumuzun karardığı şu günlerde, tıpİSTANBUL taki yeni gelişmelerle birçok hastalığa karşı yürütülen savaşta elde edilen başarılardan ya da alternatif enerji kaynaklarının nimetleri gibi geleceğe dair umut veren konulardan bahsetmeyi kim istemez… Ama ne yapalım, yaşadığımız dönemin gerçekliği başka ve öylesine ağır basıyor ki bazı gerçeklerle yüzleşmek gerekiyor. Toplumsal varoluşumuzda evrimin karanlık bir devrindeyiz diyelim, uzun bir süredir insanlığın varoluşu yokedişten geçiyor çünkü. Kötümser bir bakışın hezeyanlarından söz etmiyoruz ne yazık ki; eldeki veriler tam da bunu gösteriyor. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) son hazırladığı rapor mesela… Rapora göre, 2012 – 2016 yılları arasında silah ticaretinin hacmi bir önceki beş yıllık döneme kıyasla yüzde 8,4 oranında arttı. En çok silah stoklayanların başında da Asya ve Ortadoğu ülkeleri geliyor. Şaşırdık mı? Hayır. Dünyanın her tarafı kaynarken böyle bir gelişmeyi beklemeyen yoktur herhalde. Heidelberg Uluslararası Çatışma Araştırmaları Enstitüsü’nün dünya genelindeki savaş ve krizleri ortaya koyduğu araştırmasının sonuçlarını hatırlayalım. Anahatlarıyla söylersek, dünya genelinde 400'ün üzerinde kriz durumundan ve bunların 226’sında şiddet kullanıldığından söz ediyordu araştırma. Mevcut durumda üst seviyedeki çatışmaların çoğu Afrika’da Sahra’nın güneyindeki bölgelerde görülüyor. Araştırma bu bölgelerdeki 48 devletten sekizinde çok sayıda insanın yaşamına mal olan ya da onları göçe zorlayan krizlerin olduğunu belirliyor. Nijerya’nın sınırlarını aşan radikal dinci Boko Haram örgütüyle mücadele, El Kaide'nin Kuzeybatı Afrika’daki ve Mali, Nijer, Burkina Faso'daki faaliyetleri, Somali ve Sudan'a bağlı Darfur'da 10 yıl önce başlayan içsavaşlar da enstitünün dikkat çektiği çatışmaların yoğun olduğu yerler arasında. Ayrıca araştırmada Orta- doğu bölgelerinde yeni savaşların çıktığına da yer veriliyor. Suriye’de Esad yönetimine karşı savaşanlar, Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı verilen ortak savaş, muhalif silahlı gruplar ile cihatçı gruplar arasındaki çatışmalara da dikkat çekiliyor. Keza çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olan Yemen’deki çatışmalar da yer alıyor. Ve maalesef Türkiye de anlaşmazlıkların tırmandığı ülkeler arasında gösteriliyor. Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde devam eden savaş durumu ise Avrupa’da şiddet içeren en büyük anlaşmazlık olarak vurgulanıyor. Dünyanın diğer tarafında; Meksika, Brezilya, El Salvador ve Kolombiya’da uyuşturucu savaşları devam ediyor. Kolombiya'da FARC gerillaları ile hükümet arasındaki anlaşmaya rağmen, ikinci büyük gerilla örgütü olan ELN ile çatışmalar sürüyor... Araştırma bunlarla sınırlı değil tabii. Ancak bu savaş ve çatışmalar bile dünya ölçeğinde silah ticaretinin artmasında yeterince etkili. SIPRI’nin raporunda dünyanın en büyük silah ihracatçıları sırasıyla ABD, Rusya, Çin, Fransa ve Almanya olarak belirleniyor. Bu beş ülkenin dünya silah satışındaki yeri yüzde 74 düzeyinde. ABD'nin tek başına küresel silah ticaretindeki payı yüzde 33'ü buluyor. Bu ülkenin silah satışları 2012 – 2016 yılları arasında bir önceki beş yıllık döneme göre yüzde 21 oranında artmış halde. ABD dünyanın en az 100 ülkesine Amerikan yapımı silah satıyor. Ürettiği silahların yaklaşık yarısı da Ortadoğu ülkelerine satılıyor. Zaten tüm dünyada en fazla silah satın alan ülkelerin ilk sıralarında tahmin edileceği gibi Asya ve Ortadoğu ülkeleri geliyor. Rusya'nın silah satış pastasındaki payı ise yaklaşık yüzde 23. Çin’in dünya piyasasındaki yüzde 6,3'lük payı var ki bu da onu en fazla silah satan üçüncü ülke durumuna getiriyor. Çin için ciddi bir artış anlamına geliyor bu. Rapora göre, Çin son beş yılda silah satışlarını yüzde 74 oranında arttırdı. Silah ihracatına sırayla devam edince Fransa'nın payının yüzde 6, Almanya'nın payının ise yüzde 5,6 olduğu gözüküyor. Son dönem Türkiye’ye yaptığı silah satışı tartışılan Almanya'nın silah ihracatı, 2016'da rekor düzeye çıkmasına rağmen son beş yılda yüzde 36 oranında gerilemiş. Silah ithalatında ise başı, silah alımlarını son beş yılda yüzde 43 oranında arttıran Hindistan çekiyor. Asya ve Okyanusya ülkelerinin silah alımları yüzde 7,7 oranında arttı ve böylece silah ithalatındaki payı da yüzde 43'e çıktı. Ortadoğu ülkelerinin toplam silah ticaretindeki payları yüzde 29 olsa da beş yıl içinde silah alımlarının yüzde 86 arttığı görülüyor. Dünyanın en fazla silah ithal eden ikinci ülkesi bu bölgeden zaten: Suudi Arabistan silah alımlarını yüzde 212 oranında arttırdı. Artış oranında bakarsak daha yükseği de var. Katar'ın silah ithalatı beş yıllık dönemde yüzde 245 oranında arttı. Bu ülkeler gibi Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve Cezayir de en fazla silah satın alan ülkeler arasında yer alıyor. Afrika kıtasında en fazla silah ithal eden ülkeler ise Nijerya, Sudan ve Etiyopya. Bir de mayın belası var tabii ki. Her ne kadar mayınların kullanımı birçok ülkede yasaklandıysa da biliniyor ki dünyada temizlenmeyi bekleyen milyonlarca mayın bulunuyor. Bir yandan mayın temizleme faaliyetleri yürütülse de çok yetersiz durumda. Şöyle bir örnek verelim. Mozambik’te mayın temizleme çalışmaları 2015’e kadar sürdü, toplam 200 bin mayın temizlendi. Mayın temizleme çalışmalarının aldığı süre 22 yıldı. Gerçi 1997'de bir anlaşma ile bu anlaşmaya taraf olan 162 ülkede mayınların üretimi ve kullanımı yasaklandı. Ancak ABD, Rusya, Çin gibi anlaşmayı imzalamayan büyük silah üreticisi ülkelerde hala ciddi mayın stokları olduğu biliniyor. Haziran 2014’te, Çin stoklarında 105 milyon, ABD de üç milyon mayın bulunduğunu açıklamıştı. Keza Hindistan, Myanmar, Pakistan ve Güney Kore'de de mayınlar yaygın bir şekilde üretiliyor. Ve unutmayalım, bu veriler stoklarla ilgili. Yani bir de gömülü olanlar var. Son durumda, dünyada 60 ülkede, bir kısmı İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma olan ve yerleri bilinmeyen toplam 110 milyon mayının toprağa gömülü olduğu tahmin ediliyor. En fazla mayın olan ülkenin Afganistan olduğu tespit edilmiş. Kamboçya, Laos, Bosna ve Angola'da da eskiden kalma sayısı tam olarak belirsiz mayın bulunuyor. Ayrıca Myanmar, Libya ve Suriye'de hala mayın kullanıldığı gerçeği de var. Mayın yüzünden ölen ve sakat kalan insanların sayısı 2015'te 6500'e ulaşmıştı. Bu insanların çoğunun sivil, üçte birinin de çocuk olduğunu da hatırlatalım. Ve ruhumuz karardıysa da enseyi karartmadan savaşa ve silahlanmaya hayır demeyi sürdürelim. Nisan 2017 26 HABER Exposhipping denizcilik sektörünü bir araya getirdi 14. Uluslararası Exposhipping Denizcilik Fuar ve Konferansı 21-24 Mart tarihleri arasında İstanbul Pendik Convention Center’da gerçekleştirildi. Fuar kapsamında; SEATRADE öncülüğünde düzenlenen ‘Global Maritime Summit’ Zirvesi’ yerli ve yabancı çok sayıda denizcilik sektör temsilcisini bir araya Nisan 2017 getirdi. Fuarın açılışını Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ahmet Selçuk Sert, IMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, GİSBİR Başkanı Murat Kıran, UBM EMEA (İstanbul) Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Tığlıoğlu sektör temsilcileriyle birlikte yaptı. www.marinedealnews.com HABER 27 Nisan 2017 28 HABER Denizci kadınlar Yakamoz’da buluştu TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası'nın öncülüğünde Gemi Mühendisleri Odası, Deniz Ticaret Odası, Denizcilik Federasyonu, Wista Turkey ve Türk Armatörler Birliği'nin eş başkanlığında İstanbul'da düzenlenen "Yakamoz: Deniz ve Kadın" Sempozyumu 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde gerçekleştirildi. Türk denizcilik sektörünün çeşitli alanlarında çalışan kadınlar, tarihte ilk defa sektörde farkındalık oluşturmak ve kadınların sorunlarına çözüm üretebilmek için bir sempozyumda bir araya geldi. Türk denizcilik sektöründe, Gemi kaptanı, Gemi Baş Mühendisi, Makine-Güverte Zabiti, Akademisyen, Gemi İnşa Mühendisi, Broker, Avukat, İşletmeci ve Gemi İşletmelerinde yönetici olarak görev yapan kadınlar, gelecek nesillere faydalı olabilmek ve kadın gücünü gösterebilmek adına sektördeki deneyimlerinden bahsettiler. 5 oturum halinde gerçekleştirilen Sempozyum’da; sektördeki farklı çalışma gruplarının sorunlarını dile getirdiler. Sempozyuma çok sayıda denizcilik öğrencisi, aktif çalışan ve denizcilik sektörünün önde gelen isimlerinden İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan, Gemi Mühendisleri Odası Başkanı Sinem Dedetaş, Gemi Makinaları İşletme Mühendisleri Odası Başkanı Feramuz Aşkın, TOBB Başkan Vekili Halim Mete’de katıldı. Gemi aşçılarını PRÜ yetiştirecek Denizcilik eğitiminde yaptığı atılımlarla adından söz ettiren Pîrî Reis Üniversitesi (PRÜ), Gemi Aşçılığı programı ile bir ilke daha imza attı. PRÜ Denizcilik Meslek Yüksekokulu (DMYO) Gemi Aşçılığı Programı, mezunlarına uluslararası standartlarda “Gemi Adamı Belgesi” veren Türkiye’deki tek aşçılık programı olarak dikkat çekiyor. PRÜ Dış İlişkiler ve Organizasyon Müdür Yardımcısı Ergin Balabeyoğlu, Gemi Aşçılığı Programı ile öğrencilerinin edindiği temel bilgi ve becerileri kullanarak alanındaki yenilikleri takip edebilecek aynı zamanda da yabancı dil bilgisine sahip nitelikli, profesyonel aşçılar ve yönetici şefler yetiştirmeyi hedeflediklerini kaydetti. “Gerekli başarıyı gösteren öğrenciler dikey geçiş sınavı ile fakültelerin gastronomi ve mutfak sanatları, yiyecek-içecek işletmeciliği, aile ve tüketici bilimleri, beslenme ve diyetetik bölümlerinde lisans eğitimlerini tamamlayabilir. Beslenme, gıda güvenliği, yiyecek ve içecek işletmeciliği, mesleki İngilizce ve Fransızca, turizm, yemek kültürü, deniz mahsulleri, yemek fotoğrafçılığı, içecek bilimi, pasta ve çikolata sanatı gibi çok geniş bir yelpazeye sahip. Denizcilik sektörüne en temelden en ileri seviyeye kadar hakim, profesyonel aşçı ve şef olarak yetiştirilen öğrenciler, ticari gemilerde, mega yatlarda ve kruvaziyer yolcu gemilerinde iş bulma olanağına sahip olacaklar." Nisan 2017 www.marinedealnews.com PİYASA 29 Navlunlar artınca satılık gemi sayısı yükseldi Mart ayında, kuru yük endeksi son 2 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Rakamlardaki yükselişte alıcıların daha hızlı hareket etmesi sağladı. Son 1 ayda satış rakamları hep yükselen ivmeyle devam etti. Navlunlardaki artışla birlikte, piyasadaki satılık gemi sayısı arttı. Aynı şekilde hurda fiyatlarındaki artışta 2. el gemi fiyatlarının artışının bir başka nedeni olarak sayabiliriz. Tankerlerde geçen aya benzer bir trend gözlendi. Capesize tonajında navlunlar 1 ay önceki seviyelerin 2 katına çıkması, marketi hareketlendirdi. Pacific Capella (180.000 dwt, 2012 Çin inşa) 27 milyon dolara satıldı. Hanjin Rizhao (179.000 dwt, 2010 Kore inşa) 29,5 milyon dolara satıldı. DEMO Csk Grandeur BC SINGLE DECK CARRIER, DWT 170170 MTS, BLT 2/2000 KOREA, SOUTH, GRT 85906, LOA 288,97M, M/E B&W 6S70MC, LDT 21.463,00TS SOLD FOR USD 7.512.050,00 /LDT FOR DELY BANGLADESH LIWA BC SINGLE DECK CARRIER, DWT 70728 MTS, BLT 4/1995 BRAZIL, GRT 38236, LOA 225M, M/E SULZER 6RTA62, LDT 10.640,00TS SOLD FOR USD 3.724.000,00 / LDT FOR DELY PAKISTAN Hanjin Rome CONTAINER DWT 68955 MTS, BLT 8/1998 KOREA, SOUTH, TEUS 5308, M/E SULZER 10RTA96C, LDT 23.794,00TS SOLD FOR USD 460.000.010,21 / LDT ANL WARATAH CONTAINER DWT 66900 MTS, BLT 6/2005 KOREA, SOUTH, TEUS 5047, M/E SULZER 8RTA96C, LDT 20.601,00TS SOLD FOR USD 7.004.340,00 / LDT AL ENCORE CONTAINER Post-panamax tonajında Earnest Sky (95.000 dwt, 2012 Japon inşa) - 17,5 milyon el değiştirdi. Welprofit (93.000 dwt, 2011 Çin inşa) 17 milyon dolara satıldı. Panamax ve Kamsarmax tonajında ise, Jun Hao (75.000 dwt, 2001 Kore inşa) 5,5 milyon satıldı. Piyasanın yükselişine en açık örneği Bw Grain (82.000 dwt, 2008 Japon inşa) 14,5 milyon dolara satıldı. Bu gemi Kasım ayında 10,5 milyon dolara satılmıştı. Satıcı sadece 6 ayda 4 milyon gemi satımından ve üzerine navlun kazancı elde etti. Ocean Minerva (75.000 dwt, 2007 Japon inşa) 10,5 milyon dolara satıldı. United Prestige (82000 dwt, 2014 Japon inşa) 22 milyon dolara satıldı. Sup- DOUBLE BOTTOM, DWT 61441 MTS, BLT 3/2003 JAPAN, TEUS 4578, M/E SULZER 9RTA96C, LDT 22.400,00TS SOLD FOR USD 7.392.000,00 /LDT SENTINEL I TANKER CHEMICAL/ OIL PRODUCTS TANKER, IMO III, DOUBLE BOTTOM, DWT 51546 MTS, BLT 7/1985 KOREA, SOUTH, PUMPS 16X3500, M/E SULZER 5RTA68, LDT 10.644,00TS SOLD FOR USD 3.831.840,00 / LDT Msc Patricia CONTAINER DWT 49307 MTS, BLT 10/1997 KOREA, SOUTH, TEUS 3961, M/E SULZER 8RTA84C, LDT 15.866,00TS SOLD FOR USD 5.299.244,00 /LDT FOR DELY INDIA MSC NATALIA CONTAINER DWT 49238 MTS, BLT 7/1997 KOREA, SOUTH, TEUS 3961, M/E SULZER 8RTA84C, LDT 15.866,00TS SOLD FOR USD 5.299.244,00 / LDT FOR DELY INDIA Thor Harmony BC SINGLE DECK CARRIER, DWT 47110 MTS, BLT 3/2001 INDONESIA, GRT 32491, LOA 195M, 4 X 40T CRANES, TEUS 1988, M/E B&W 6S60MC, LDT 13.170,00TS SOLD FOR USD 4.543.650,00 /LDT TO THORESEN THAI AGENCIES Thor Harmony BC SINGLE DECK CARRIER, DWT 47110 MTS, BLT 3/2001 INDONESIA, GRT 32491, LOA 195M, 4 X 40T CRANES, TEUS 1988, M/E B&W 6S60MC, LDT 13.170,00TS SOLD FOR USD 4.543.650,00 / LDT GRAIN TRADER, HEAVY PROP, FULL SUB-CONT RANGE OPTIONS Kriti Amber TANKER CHEMICAL/ OIL PRODUCTS TANKER, IMO III, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 45614 MTS, BLT 7/1995 UKRAINE, PUMPS 9X7425, M/E B&W 6S60MC, LDT 12.500,00TS SOLD FOR USD 4.312.500,00 /LDT FOR DELY BANGLADESH Sveti Nikola I BC SINGLE DECK CARRIER, DWT 44314 MTS, BLT 6/1997 CROATIA, GRT 25600, LOA 183M, 4 X 30T CRANES, TEUS 600, M/E B&W 6S50MC, LDT ramax tonajında rakamlar çok hızlı artış gösterdi. Alitis (53.000 dwt, 2002 Japon inşa) 6,7 milyon dolara satıldı. Bu gemiye sadece 3 hafta önceye kadar 5,5 milyon dolar bile teklif edilmiyorken, son 2 haftada alıcılar gemiye akın edip, fiyatı artırdılar. Sparrow (48000 dwt, 2000 Japon inşa) 5 milyon dolara satıldı. Geçen yıl bu gemiler 2,9 milyon dolara satılıyordu. Stella Maris (57.000 dwt, 2007 Japon inşa) 9,5 milyon dolara satıldı. Tubaro (57.000 dwt, 2007 Çin inşa) 7 milyon dolara satıldı. Honest Spirit (55.000 dwt, 2008 Japon inşa) 12 milyon dolara satıldı. Ultramax tonajında Medi Cork (64.000 dwt, 2016 Çin inşa) 19,75 milyon dolara satıldı. Handysize tonajında Clipper 9.279,00TS SOLD FOR USD 3.284.766,00 / LDT MSC DIDEM CONTAINER DWT 43108 MTS, BLT 6/1987 KOREA, SOUTH, TEUS 3074, M/E SULZER 7RTA84, LDT 5.511,00TS SOLD FOR USD 1.928.850,00 /LDT BOSUN CONTAINER DWT 35977 MTS, BLT 12/2001 POLAND, 3 X 45T CRANES,1 X 35T CRANES, TEUS 2681, M/E B&W 7S70MC-C, LDT 12.654,00TS SOLD FOR USD 3.884.778,00 /LDT Hong Leopard BC DWT 34380 MTS, BLT 6/1989 GERMANY, FEDERAL REPUBLIC OF, GRT 23207, LOA 201,536M, 3 X 40T CRANES, TEUS 2097, M/E SULZER 6RTA62, LDT 10.881,00TS SOLD FOR USD 3.938.922,00 /LDT FOR DELY INDIA Msc Antonia CONTAINER DWT 33864 MTS, BLT 3/1985 KOREA, SOUTH, TEUS 1923, M/E B&W 6L70MC, LDT 8.616,00TS SOLD FOR USD 2.860.512,00 / LDT MERATUS JAVA CONTAINER DWT 28366 MTS, BLT 4/1997 Meltem Süloğlu snp@pelikan.com.tr Izumo (28.000 dwt, 2010 Japon inşa) 8,4 milyon dolara satıldı. Lord Byron (28.000 dwt, 2000 Japon inşa) 4 milyon dolara el değiştirdi. Harlequin (32.000 dwt, 2012 Çin inşa) 9,35 milyon dolara satıldı. Audrey Tracy (34.000 dwt,2016 Japon inşa) 17 milyon dolara satıldı. Tanker tonajında ise; VLCC marketinde geçen ayki rakamlar birbirini takip ediyor. Bunga Kasturi Dua (300.000 dwt, 2005 Japon inşa) 31 milyon dolara satıldı. Aframax tonajında Nissos Anafi (115.000 dwt, 2012 Kore inşa) 28,5 milyon satıldı. Phoenix Alfa (104.000 dwt, 2003 Kore inşa) 12,9 milyon dolara satıldı. LR tonajında New York Star (73.000 dwt, 2006 Çin inşa) 14,5 KOREA, SOUTH, 4 X 40T CRANES, TEUS 2113, M/E B&W 7L60MC, LDT 9.702,00TS SOLD FOR USD 3.415.104,00 /LDT Thorstream CONTAINER DWT 23007 MTS, BLT 4/1998 POLAND, 3 X 45T CRANES, TEUS 1730, M/E SULZER 6RTA62U, LDT 7.743,00TS SOLD FOR USD 2.671.335,00 / LDT LISSY SCHULTE CONTAINER DWT 23001 MTS, BLT 6/1995 POLAND, 3 X 45T CRANES, TEUS 1728, M/E SULZER 6RTA62U, LDT 7.834,00TS SOLD FOR USD 2.624.390,00 /LDT FOR DELY INDIA Yao Fu BC SINGLE DECK CARRIER, DWT 21649 MTS, BLT 1/1986 JAPAN, GRT 12283, LOA 151,94M, 1 X 20T DERRICKS,3 X 20T CRANES, M/E B&W 5L50MC, LDT 4.699,00TS SOLD FOR USD 1.372.108,00 / LDT FOR DELY BANGLADESH Atlantic Runner BC RO-RO/GENERAL CARGO, 2 DECKS, DWT 18731 MTS, BLT 11/1992 GERMANY, GRT 16077, LOA 173,5M, 5 X 12,5T CRANES, PUMPS 4X1000, TEUS 689, M/E SULZER 6RTA58, LDT 9.120,00TS SOLD FOR 3.292.320,00 /LDT Topaz Ace BC VEHICLES CARRIER, DWT 14696 MTS, BLT 2/1995 KOREA, SOUTH, GRT 48210, LOA 179,9M, PUMPS 8X11000, M/E B&W 6S60MC, LDT 13.504,00TS SOLD FOR USD 4.928.960,00 /LDT BRILLIANT CONTAINER DWT 9868 MTS, BLT 6/1992 DENMARK, 2 X 40T CRANES, TEUS 976, M/E MAK 8M601C, LDT 4.503,00TS SOLD FOR USD 1.693.128,00 /LDT Colombo CONTAINER DWT 6491 MTS, BLT 11/1990 CHINA, 2 X 35T CRANES, TEUS 319, M/E B&W 6L42MC, LDT 3.206,00TS SOLD FOR USD 833.560,00 /LDT LPG BRIDGE GAS TANKER LPG TANKER, DWT 6082 MTS, BLT 1/1986 FRANCE, PUMPS 6X810, M/E SULZER 7RTA38, LDT 4.150,00TS SOLD FOR USD 1.527.200,00 /LDT FOR DELY INDIA C-K Star RO-RO/PASSENGER milyon dolara satıldı. Paslanmaz tonajında; Bow Architect (30.000 dwt, 2005 Japon inşa) 16,7 milyon dolara satıldı. Fairchem Kiso (21.000 dwt, 2011 Japon inşa) 21,8 milyon dolara satıldı. Küçük kimyasal tankerlerde 6500 dwt, 2004 Japon inşa) 5,5 milyon dolara satıldı. Loyal Pegasus (13.000 dwt, 2008 Kore inşa) 11 milyon dolara satıldı. Hurda marketinde rakamlar ton başına büyük gemilerde usd 400 seviyesine dayandı. Hurda marketinde çok az sayıda gemi bulunduğundan, marketin spekülatif hareket etmeye başladığını söylemek yanlış olmaz. Aşağıda bu ayki satışlardan sizin için seçtiğimiz birkaç satış örneği görebilirsiniz. 2 DECKS, DWT 3707 MTS, BLT 1/1989 JAPAN, GRT 14991, LOA 160M, M/E PIELSTICK 8PC40L570 X 2 SETS, LDT 7.525,00TS SOLD FOR USD 1.933.925,00 /LDT TANKER SOLD Orthis CRUDE OIL TANKER, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 320105 MTS, BLT 12/2011 KOREA, SOUTH, PUMPS 4X0, M/E WARTSILA 7RT-FLEX84T SOLD FOR USD 57.000.000,00 Dht Phoenix CRUDE OIL TANKER, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 307151 MTS, BLT 9/1999 KOREA, SOUTH, PUMPS 3X15000, M/E MAN-B&W 7S80MC SOLD FOR USD 18.500.000,00 Os Concord CRUDE OIL TANKER, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 301345 MTS, BLT 7/1996 KOREA, SOUTH, PUMPS 3X0, M/E B&W 7S80MC SOLD FOR USD 16.500.000,00 CRUDE MED CRUDE OIL TANKER, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 280352 MTS, BLT 12/2016 KOREA, SOUTH, PUMPS 3X0, M/E WARTSILA 7X82 SOLD FOR USD 81.500.000,00 Hyundai Gunsan 2767 CRUDE OIL TANKER, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 280352 MTS, BLT 3/2017 KOREA, SOUTH, PUMPS 3X0, M/E WARTSILA 7X82 SOLD FOR 81.500.000,00 Aegean Navigator CRUDE OIL TANKER, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 159040 MTS, BLT 6/2007 KOREA, SOUTH, PUMPS 3X0, M/E MANB&W 6S70MC-C SOLD FOR USD 31.000.000,00 HYUNDAI SAMHO S811 CRUDE OIL TANKER, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 114200 MTS, BLT 4/2017 KOREA, SOUTH, PUMPS 3X0, M/E MANB&W 6G60ME-C9 SOLD FOR USD 43.500.000,00 HYUNDAI SAMHO S812 CRUDE OIL TANKER, DOUBLE BOTTOM / DOUBLE SIDES, DWT 114200 MTS, BLT 6/2017 KOREA, SOUTH, PUMPS 3X0, M/E MANB&W 6G60ME-C9 SOLD FOR USD 43.500.000,00 Nisan 2017 30 YAŞAM Tarihimiz onlarla derinlerde unutulmayacak Dünyanın en zengin sualtı tarihi mirasına sahip ülkemizin derinlerde unutulan değerlerini hatırlatmak amacıyla kurulan Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu, 2017 yılına yeni bir yönetim ve anlayışla başladı. Yıl boyunca belirledikleri özel günlerde, savaşlarda ya da gemi kazalarında kaybettiğimiz şehitlerimiz ve Cumhuriyet'in temel kazanımlarını hatırlatmak için bir araya gelen 106 kişilik grup ilk etkinliğini 19 Mayıs’ta Kadıköy’de yapmayı planlıyor. Mesudiye dalışı ve Atatürk’ün Gözleri'yle isimlerini duyurdular Binlerce kilometre kıyı şeridinin yanı sıra yüzlerce yıllık bir tarihe sahip olan ülkemizin denizlerde unutulan tarihini kamuoyuna hatırlatmak için kurulan Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu, yeni etkinlik takvimini açıkladı. Mühendis, mimar, doktor, cerrah, emekli asker, avukat, profesyonel dalgıç gibi çok çeşitli mesleklerin yanı sıra üniversite öğrencilerinin katılımıyla 106 kişiden oluşan Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu, yeni yönetimini de belirledi. Sualtı teknolojileri uzmanı ve dalış eğitmeni Metin Karadağ başkanlığında dalışlar yapmayı planlayan grup pek çok tarihi değeri hatırlatmayı amaçlarken, sahip çıkılması için harekete geçilmesini amaçlıyor. 1914’te batan Mesudiye zırhlısını ve şehit olan 25 askeri hatırlatmak için 2014’te Çanakkale’de ilk dalışlarını yapan Derinlere Saygı Dalışı Topluluğu bu yıl 5 etkinlik planladı. Topluluk, İngiliz ressam Ned Pamphillon’un yaptığı Atatürk’ün Gözleri isimli yağlıboya tabloyu 10 Kasım 2015'te Maltepe Belediyesi’nin desteğiyle suyun altından çıkartarak dikkatleri üzerlerinde toplamıştı. Karadağ: “Sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yapacağız” İlk etkinliklerini milli mücadelenin önemini vurgulamak için 19 Mayıs’ta Kadıköy’de gerçekleştirmeyi planladıklarını söyleyen Metin Karadağ, “ Amacımız suyun altında kaldığı için toplumun belleğinden silinen ama kurduğumuz Cum- huriyet'in ne denli zor kazanıldığını kanıtlayan gemilerde, denizaltılarda ki şehitlerimizi hatırlatmak. Tarih boyunca birçok medeniyeti kucaklamış yurdumuzda yaşanan kanlı savaşlar sonucunda denizlerimize ve topraklarımıza emanet edilmiş olan diğer devletlerin evlatlarını da ortak etkinliklerle anmayı planlıyoruz. Ulu Önder Atatürk’ü, ilkelerini ve devrimlerini sadece özel günlerde değil her zaman bayrak edineceğiz. 19 Mayıs’ın ardından 5 Haziran Dünya Çevre Günü, 1915'te batan Barbaros zırhlısı, hastane gemimiz Halep vapuru ve Kıbrıs Çıkartması ve merhum işadamı Mustafa Koç için de dalacağız. Denizlerimizle ve tarihimizle ilgili tüm sivil toplum kuruluşları ve kurumlarla iş birliği yapmayı planlıyoruz” dedi. “Her geçen gün güçleniyoruz” Topluluğun dalış amiri ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim üyesi Çetin Kedioğlu ise, “Tarihimizi ve değerlerimizi hatırlatmak için yaptığımız dalışların kamuoyunda ses getirdiğini görmek bizi güçlendiriyor. Dalacak çok gemimiz ve hatırlatacak çok şehidimiz var” diye konuştu. 1996 yılında Kardak kayalıklarına Türk bayrağı diken Ali Türkşen ve pek çok emekli askerin de üye olduğu topluluk, derinleresaygidalisi. com ve sosyal medya üzerinden bir araya geliyor. Uçan Süpürge Uluslararası Film Festivali’ne geri sayım başlattı Türkiye’nin ilk kadın filmleri festivali olan Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali bu yıl ki festival hazırlıklarına başladı. Her yıl düzenli olarak Mayıs ayında programlanan organizasyon bu yıl 20-23 Mayıs tarihleri arasında sinemaseverlere kapılarını açmayı planlıyor. Festival ekibi festivalin 20. yaşını 20 ilde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde aynı gün yapacağı film gösterimleriyle kutlayacak. 1998 yılından bu yana kadın sinema emekçilerinin görünürlüğüne dikkat çekerek toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleştirilen Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 20. yaşını 20 il ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde aynı gün yapacağı film gösterimleriyle kutlamaya hazırlanıyor. Festival bu yıl 20. yılını Nisan 2017 kutlayan bir diğer kadın kuruluşu KAMER’in iş birliğinde Adıyaman, Ağrı, Batman, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Hakkâri, Kars, Malatya, Mardin, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli, Van’da, Kadın Platformu’nun iş birliğinde Çanakkale’de, Üniversi- teli Kadınlar Derneği’nin desteğiyle Edirne’de, Karya Kadın Derneği’nin desteğiyle Muğla’da, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin desteğiyle İzmir’de, Doğu Akdeniz Üniversitesi ve Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı’nın iş birliğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde seyircileriyle buluşacak. Uçan Süpürge festival ekibi yapacağı bu geniş organizasyonun ilk buluşmasını 18-19 Mart tarihleri arasında Alman Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdiği "Birlikte Festival Yapı- yoruz” temalı etkinlikle başladı. İki gün boyunca süren organizasyonun ilk gününde Toplumsal Cinsiyet Odaklı Sinema ve Festival Söyleşileri, Toplumsal Cinsiyet ve Mekan, Görsel Kültür ve Toplumsal Cinsiyet başlıklı oturumlar gerçekleştirildi. Sinema salonunda da beraber olmanın keyfini İstanbul Kırmızısı film gösteriminde birlikte yaşayan kadınlar, etkinliğin ikinci gününde de bir film okumasının nasıl yapılması gerektiği, etkinlik planlamalarında dikkat edilmesi gereken hususlar, Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri festivalinin kuruluş hikayesi ve kuruluş amacıyla ilgili bilgilendirildi. Günün sonunda bir festival nasıl planlanır atölye çalışmasının ardından illerine dönen kadın kuruluşu temsilcileri, 20-21 Mayıs’ta illerinde gerçekleştirecekleri festival etkinliklerinin hazırlıklarına başladılar. www.marinedealnews.com MAVİ MİZAH 31 Barış İçin Müzik, “El Sistema Türkiye” olarak Türkiye’ye yayılıyor! İmkânları sınırlı çocuklara karşılıksız müzik eğitimi olanağı sağlamak amacıyla 2005 yılında kurulan Barış için Müzik Vakfı, dünya çapında yürütülen “El Sistema” müzik projesinin bir parçası olarak çalışmalarını Türkiye’nin farklı illerine yayıyor. Kuruluşundan bu yana çalışmalarını sürdürdüğü Fatih’in Edirnekapı semtindeki merkezinde bugüne dek imkânları sınırlı 6.000 çocuğun yaşamına müzik- le dokunan Barış için Müzik artık Edirnekapı’nın yanı sıra İzmir, Bursa ve Adalar’da karşılıksız müzik eğitimleri veriyor. Mehmet Selim Baki ve Dr. Yeliz Baki tarafından imkânları sınırlı çocuklara müzik eğitimi vermek amacıyla kurulan Barış için Müzik Vakfı, çalışmalarını sürdürdüğü Edirnekapı’da 12 yılda 6.000’in üzerinde çocuk ve gence ücretsiz müzik eğitimi olanağı sağladı. Gürer Aykal, Sascha Goetzel, Cem Mansur gibi şefler ve Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Selanik Megaro Gençlik Orkestrası, Leipzig Operası Çocuk Korosu gibi senfoni orkestraları ve koroları ile İstanbul’un yanı sıra Salzburg, Leipzig, Selanik, Milano ve Viyana gibi şehirlerde konserler veren Barış için Müzik, 2014’te imzalanan bir dostluk anlaşmasıyla, uluslararası El Sistema ağının resmi bir parçası olarak kabul edildi ve “El Sistema Türkiye” unvanını aldı. Venezuela’da ekonomist, piyanist ve besteci José Antonio Abreu’nun 1975 yılında başlattığı ve kendisinin deyimiyle “yoksulluk ve suçla mücadele eden sosyal bir sistem” olan El Sistema, şu an dünyada klasik müzik adına gerçekleştirilen en önemli proje olarak kabul ediliyor. Barış için Müzik Vakfı’nın Edirnekapı’daki merkezinde, Barış için Müzik Gençlik ve Çocuk Orkestraları olmak üzere iki farklı seviyede yaşları 7-20 arasında değişen yaklaşık 120 genç eğitim görüyor. Orkestraların şefliğini El Sistema Türkiye’nin eğitim direktörlüğünü de yürüten Felix Briceno yapıyor. Barış için Müzik Vakfı’nın sanat yönetmenliğini Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın sanat yönetmeni ve daimi şefi Sascha Goetzel üstlenerek Barış için Müzik Vakfı öğrencilerine destek veriyor. 2017 Konserleri n 29 Mart, 26 Nisan, 31 Mayıs, Müze’de Barış İçin Müzik Konserleri, Pera Müzesi n 23 Nisan, Barış için Müzik Çocuk Orkestraları Konseri, Zorlu PSM n 3 Mayıs, Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri, Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall n 21 Haziran, 45. İstanbul Müzik Festivali Kapanış Konseri, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı n 26 Kasım, Barış için Müzik Yıl Sonu Konseri, Zorlu PSM Güzin Tangör "30. Yıl Sergisi" Sanatçı Güzin Tangör "30. Yıl Sergisi’’ ile 20 Nisan tarihinde Galeri Eksen’de. Resim yapmaya 1986 yılında başlayan ve bu faaliyetini günümüze kadar aralıksız sürdüren 30. sanat yılını kutlayan sanatçı 20 30 Nisan tarihleri arasında Galeri Eksen’de sanatseverlerle buluşuyor. Sanatçı bir ailede yetişmiş olması nedeniyle ‘’müzik’’ teması resimlerinde başroldedir. Güzin Tangör ; realist, sürrealist, geometrik soyut, yarı soyut aşamalarından geçip son 3 senedir ‘’abstre’’ çalışmaktadır. Sanatçının abstre çalışmalarının yer aldığı 30. Yıl Sergisi 20 Nisan-30 Nisan 2017 tarihleri arasında Galeri Eksen’de izlenebilir. Nisan 2017 Soldan Sağa > Boğaçay VIII > Boğaçay IX > Yeniçay I > Yeniçay II ASD ASD ASD ASD 80t 80t 30t 30t / 2015 / 2015 / 2015 / 2015 40 Yıldır, Römorkör ve Kılavuz İşletmeciliğinde ilklerle başı çekiyor olmaktan Gururluyuz! Genç, modern, yüksek teknolojili filomuzla öncü, 9’u ASD tip 16 Römorkör ile güçlü, 777 ton çekme gücü kapasite ile Türkiye’de lider, 7 farklı liman başkanlığı sınırında güvenilir, 150 bin manevrada sıfır kaza istatistiği ile örnek, 156 yeni inşa römorkör üretimimizle, TOPLAM 777 TON ÇEKME Ç EKME GÜCÜ Türkiye’nin dünyada gururu olmaktan onurluyuz. 2017 HEDEF TOPLAM 20 RÖMORKÖR Sanmar Denizcilik A.Ş. Aydıntepe Mh. Güzin Sok. No: 31 34947 İçmeler / Tuzla, İstanbul - TÜRKİYE T: 0 216 458 59 00 :: 925 TON ÇEKME GÜCÜ info@sanmar.com.tr sanmar.com.tr Nisan 2017