"DÜŞÜNCE TARiHi" ÜZERiNE Kemal ULUDAG

advertisement
"DÜŞÜNCE TARiHi" ÜZERiNE
Kemal
ULUDAG*
Avşar Timuçin "Düşünce Tarihi,,(1) kitabının büyük bir bölümünün,
Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda ve Fen-Edebiyat
Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nde
oluştuğunu
yayınlanan
gelişimini
yılında
belirtir. 1984
kitabı,
Düşünce
verdiği
"Gerçekçi
derslerin ana metinlerinden
Düşüncenin Kaynakları" adıyla
Tarihi'nin Rönesans'a kadar
kapsayan ilk bölümüdür. 1986'da
yayınlanan
Düşüncenin Gelişimi"
ise,
düşüncenin gelişimini
ele alan ikinci bölümüdür.
üçüncü bölümü "Gerçekçi
kitabın
XVi., XVII. ve XVIII.
Düşüncenin Çağdaş
yüzyıldaki düşünce gelişimini
içeren
kısmı
düşüncenin
"Gerçekçi
yüzyıllarda
Düşünce
Tarihi'nin
Görünümü" XIX. ve XX.
ise daha önce
yayınlanmamıştır.
1939 yılında Akhisar'da doğan Avşar Timuçin; istanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Fransız
Dili ve
Edebiyatı
ile Felsefe bölümlerinde okur.
1967 yılında Montreal Üniversitesi Felsefe Fakültesi'ni bitirir. 197ü'de
Felsefe Doktoru, 1981 'de
Batı
Felsefesi Tarihi Doçenti, 1992'de ise
Profesör olur.
Aşağıda
Avşar
(*)
belirtilen
yayınlanmış kitaplarından
Timuçin çok üretken bir
araştırmacı
ve
da
anlaşılacağı
gibi,
sanatçıdır:
Yrd.Doç. Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim
Üyesi.
(1)
Afşar TiMUçiN, DÜŞÜNCE TARiHi, BDS Yay. istanbul, 1992.
161
şiiR KiTAPLARI:
ceı (1968)
Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz (1974)
Savaşçı
Türküleri (1980)
Ey Benim Güzel Sevdalım (1984)
Bu Sevda Böyle Gider (1992)
Arınmalar
ROMANLARı:
(1993)
Yarına Başlamak
(1975)
Gece Gelen Eski Dost (1980)
Kıyılar
DESTANLARı:
Durunca (1983)
Destan
(Beş
Boş Beşik
DENEMELERi:
Destanı:
Türk
1969)
(1981)
Denizli Pencere (1981)
Gerçekçi
iNCELEMELERi:
Düşünce
Gerçekçi Sanat (1992)
Descartes (1972)
Aristoteles Felsefesi (1976)
Nazım
Hikmet'in Şiiri (1978)
Descartes Felsefesine Giriş (1980)
Niçin Yapısalcılık
Değil
Niçin Varoluşçuluk
Estetik (1987)
Felsefe
Sözlüğü
Avşar Timuçin"Ayrılıkta Söylenmiş
(1984)
Değil
(1985)
(1994)
Bir Yaz Türküsü"
şiirleriyle
1970
TRT Şiir Başarı Ödülünü, "Nazım Hikmet'in Şiiri" kitabıyla TDK Eleştiri
Ödülünü kazanmıştır.
Avşar
Tarihi'
değil
Timuçin
de
Düşünce
"Düşünce
Tarihi
kitabının
Tarihi" ve neden
örtsözünde neden 'Felsefe
'düşünce' değil
düşünce" adlandırmasını kullandığını şöyle açıklar:
162
de "gerçekçi
Düşüncenin
gelişimi,
gerçekte sanat, felsefe, bilim ve siyaset
içeren "kültür"ün gelişimidir. Bu dört alan birbiriyle her
alanlarını
zaman en yüksek düzeyde etkileşen alanlardır. Bu yüzden birinde
bir konuyu ele alırken hemen öbürüne başvurmak gerekmektedir.
Bir
çağın
felsefesini kavrarken onun edebiyatını dışta tutarsak
düşeriz. Kaldı ki sanatın felsefeden daha belirleyici
yanılgıya
olduğu,
edebiyatın
Gerçekçi
düşünce yüzyılların
bugün kendini tam
'Düşünce
felsefe
işlevi
yüklendiği
zamanlar var. ....
ülkücülük ve gerçekçilik
tamına doğrulamış
Tarihi' ve 'gerçekçi
olan
düşüncedir
karşıtlığında
(s. 6).
düşünce' adlandırmaları titizliğinin
altında Avşar
Timuçin'in kuram kopukluğundan yaşamın dirimine yönelişi,
tarihinin bir bütün olduğunu gözden kaçırmaması ve düşüncelere
düşünce
ülkücü ve gerçekçi diye ilkel bir çerçevede bakanlar gibi
yaklaşmaması
olgusu bulunmaktadır. Düşünce Tarihi, sadece felsefe tarihi boyutlarında
kalmayan birbiriyle harmanlanmış felsefe, sanat, toplum-bilim ve
gerektiğince
Basım
bilim tarihidir denebilir.
tarihi 1992 olan
"Düşünce
Tarihi"
yaklaşık
sekizyüz sayfa ve
üç bölümden oluşmaktadır. ilk iki bölümü yukarıda değinildiği gibi iki ayrı
kitap olarak daha önce
'Gerçekçi
başlıklı
yayınlanmıştır.
Düşüncenin Kaynakları'
ilk bölümde,
kazı
(Tarih öncesinden Rönesans'a)
bilimin önemine,
insanoğlunun doğadaki
serüvenlerine ve en eski
uyqarlıklara değinilir.
Diğer Doğu
Yunan
gerçeği,
Uygarlıkları,
Yunanistan'da felsefi
Uygarlığı,
Mezopotamya
ilk
Uygarlığı,
Yunan Mitolojisinde insan
düşüncenin gelişimi, düşüncenin
ilk dizgeci
Dönemi: Platon Felsefesi, Aristoteles Felsefesi, Roma ve Ortaçağ Öncesi,
Yunanistan'dan sonra Yunan ve Roma Felsefeleri,
Ortaçağ Düşüncesi
'Gerçekçi
başlığını
gibi temel konular içinde
Düşüncenin Gelişimi'
taşıyan
Ortaçağ'da
Avrupa ve
düşüncenin gelişimi işlenir.
(Rönesans'dan XiX.
Yüzyıla)
kitabın
ikinci bölümünde ya da kitapda geçen
adlandırmayla ikinci kitapta: Ortaçağ'dan Yeniçağ'a Geçiş, Rönesans'dan
163
Yeniçağ'a,
Yüzyıl
Xvll.
Yüzyıl
Felsefesi, Deseartes, Descartes'dan sonra XVII.
Yüzyıldan
Felsefeleri, XVII.
Yüzyıla Yaşam
XVIII.
Biçimlerinin
Gelişimi, XVIII. Yüzyıl Düşüncesine Genel Bakış ve XVIII. Yüzyıl ingiliz
Felsefesi,
Aydınlanma Düşüncesi, Fransız
Felsefesi ana
başlıkları altında
tarihi süreç ele
alınır.
Düşünce
Yüzyılda
Düşüncenin Çağdaş
Tarihi'nin 'Gerçekçi
Duyguculuğa, öbür
Görünümü' (XIX.
üçüncü bölümünde ise; XiX ve XX.
Edebiyatıarda insan
Olumculuğa Düşüncenin Gelişimi,
Gelenekçilikten
kadar olan
SiyasalOluşumlar, Çağdaş Fransız Edebiyatında
Toplumsal ve
Klasiklikten
yüzyıla
Rönesans'dan XiX.
Yüzyıllar) başlığını taşıyan
ve XX.
Devriminin Ana Çizgileri, Kant
Araştırması,
Auguste Comte ve
Olumculuk, Yeni Kant'çılık ve Alman Ülkücülüğü, Toplumcu Düşüncenin
Gelişimi,
XiX.
Yapısaleılık
Yüzyıldan
gibi ana
XX.
hemen hemen tüm yönleriyle
Bir
Yüzyıla Düşünce
başlıklar altında
insanın kişilik
Devinimleri,
günümüze kadar
Varoluşçuluk
ve
düşüncenin gelişimi
işlenir.
ve kültürel kimlik kazanabilmesi için gerekli en
temel niteliklerden birisi, belki de en önemlisi tarih bilincidir. Tarih bilinci
insanın
kendi kendisini
olarak
algılar
kendi
çağının
zorunda
ve kavrar. Bu
ölçütleriyle
olduğunu
Daha bu
niteliğinden
tanıma çabasıdır.
çok,
algılama
Her
kişi yaşadığı çağı
kavramayı somutlaştırabilmek
ve
insanlığın gelişimini
en
baştan
için,
öğrenmek
duyar.
aşamada
Düşünce
kitabının
Tarihi
bir ders
kitabı
'Aydın'(Entellektüel-Kültürlü kişi) sıfatlarını kazandırmaya
niteliği taşıdığı
yönelen bir içerik ve biçim
söylenebilir.
Bilinç üç boyutlu bir etkinlikle kendini ortaya koyar;
geleceği şimdide bütünleştirir, şimdiden
kurar ve
geleceği
geleceği
kurmak da
Her toplum
164
çağ
yeni bir
tasarlar.
Geçmişi
geçmişi tasarlamaktır
hazır bulduğu yaşantı
giderek
kavramak
geçmışı
geçmişi
ve
yeniden
geleceği kurmaktır,
(s. 259).
biçimlerini devam ettirir ya da
geliştirir.
Bu
geliştirmede
farklı
öncekinden
yeni
bazen tamamen
yaşam
değiştirerek
oluşturur.
biçimleri
veya
dönüştürerek
Bu bireysel bilincin
toplumsal bilince etkisi ya da toplumsal bilincin bireysel bilinci
kucaklamasıdır.
"Bireyin gücü dünyayla
Düşünce
Timuçin,
azından
Tarihi
ilişkisinin zenginliğine bağlıdır"
kitabıyla
diyen
zenginliği sağlamakla
bu
bu noktaya dikkati çekmekle bir
Avşar
ya da en
aydın sorumluluğunu
yerine
getirmek ister görünmektedir:
....dünyayla
ilişkileri
biraz daha
evrenselleşmekte,
kavuşmaktadır.
her gün biraz daha
çeşitlenen
başka
Buna göre bireysel bilinç
yüksek düzeyde yararlanmaya yönelmektedir.
diye
nitelendirebileceğimiz
insan her gün
her gün biraz daha bütün insana
bilinçlerden en
Dünyanın
bu olgu bireylerin birbirlerini
küçülmesi
yaratmaları
olgusudur (s. 268).
kişilik
Kültürel
Düşünce
kitabın
Tarihi'nde
kazanımında
ve kimlik
farklı
tarih bilincinin öneminin
ifadelerle birçok bölümde
vurgulanması,
sanki
kendi niteliğinin ve işlevinin vurgulanması gibidir. işte bu
vurgulamalardan bir örnek daha:
Her insan eylemi
geçmişin
gerçekleşir ... Bulduklarımız
aradığımız,
belirgindir.
dünden
ulaşmak
yönelimiyle
taşır.
Yarın
denilen
sağlamak,
insanı öğrenme
tarihteki
şey
şöyle
koşullanır.
bugün bizim dünden
Neyi
bugünle
sağladığımız,
gereksinir (s. 259).
çabasıdır
anlamlı
karşısında
taşıyan düşünce
bir dünya için
denebilir. Tarih bilincine
en temel nedenleriyle
tarihi, genel tarih
arasında
süzmüş olduğumuz,
sonuçta, daha iyi ve
geneloluşumları
düşünce
tasarımları
bulmak istediklerimizle
ve kavrama
Bu özel anlam ve önem
genel anlamda
geleceğin
dünün gerçeklerinden
damıttığımız bakış açılarını
Tarih bilinci
her yönüyle
ve
anlamaktır.
Bu
özel bir anlam ve önem
tarihini,
kitabın
diliyle çok
özetleyebiliriz:
165
Düşünmek
ve bilgi edinmek
gerçekliğin
çabasıdır.
bilgisini edinme
Gerçeklik nesnelolanda kendisini ortaya koyar ve amaç, tüm nesnel
varlığın
doöru olarak
anlaşılmasıdır.
Sorun yöntem sorunudur. Bilim, sanat,
düşünce
felsefe bu yönde yöntemler koyan disiplinlerdir. Her gerçek
bilgi edinme
çabası
ilişkisi
konu ve yöntem
üzerine temellenir.
bakışta
Genellikle görünebilen gerçeklik, ilk
değişkenliğinin
yanılgıya
sağlıklı
Algıdan
bilgi için yeterli olamaz.
kavuşur
ilkelerine
donanıma ulaşır.
Zihin, ben'le
ilişkisi
düşülür.
bilgi edinilebilir. Zihnimiz, evrenle ilk
aşamalarla
ve
verilmiş değildir,
bir sonucudur. Gerçeklik zihin düzeyinde
bu nedenle
Algı,
bakışta
ya da her
değildir. Gerçekliğin karmaşıklığı, parçalılığının
kendini gösteren
ve
Zihnin
ve sonuçta
belirlediği
sonra zihin devreye girerse
ilişkilerinden başlayarak,
gerçekliğin
bilgisini
ilk ve en temel ilke,
başkası ayrımının belirginliğinden
sağlayacak
özdeşlik
hareketle,
belli
dış
ilkesidir.
dünyayla
içinde kendini örer ya da vareder. Bilgi edinmenin bu ilk edinimi olan
özdeşlik
ilkesiyle büyük bir bilgi birikimi
sağlanamaz.
insanın en önemli etkinliği, bilgi taşıyabilme ve aktarabilmesidir.
insanın toplumsal kazanımı olan bilgi dünyası bir kalıtlar ve ortaklıklar
dünyasıdır.
Bu
kalıtlar insanlığın
ortak bilincidir.
mitoloji dönemleri ussal
ulaşmadığı,
egemen
düşüncenin
usun henüz yeterince
olduğu
henüz yetkin bir düzeye
gelişmediği,
imge/emin usa
ya da usun imgelemi denetleyecek güçte
dönemlerdir. Bu dönemlerde insanla ve evrenle ilgili
zaman
doğanın sınırlarını aşan
bir
takım tasarım/ar
de gerçekçi bir düzeyde, insan ve evren
yönelir biçimde,
insanın
biçimde
Gerçekliğe
ilk
bakışlar
ve edinilen bilgiler
ulaşmada donanım
ve araç
eksikliği,
166
araştırmalar
gelişmiştir
her
içinde, ama gene
gerçeğini açıklamaya
evrendeki yerini, evrenin nereden
araştıracak
olmadığı
geldiğini
(s. 98).
sanılardan oluşur.
Bilgiye
imgelemin usun önüne geçmesini
sağlar
ve bilgiye fazlaca
düş karışır.
Bu edinimle
gerçekliğin
üzerine
kalın
örtüler serilir.
Gerçekliğe
yakından,
yönelmeyi bilmek gerekir; ona hem olabildiğince
hem de belli bir uzaklıktan bakabilmekle olasıdır bu.
uzaklıktan bakıştır.
Sanat, felsefe ve bilim, belli bir
kayganlığı, bakışın keskinliğini
her yönden
bakmayı
bulmanın zorluğu
gösteren
düş,
ve
ve
çokyönlülüğünü
zorunlu
Gerçekliğin
kılar. Gerçekliğe
bilmek ama, belli bir açı edinmek gerekir. Gerçeği
ağırlığı düşle dengelenir. Olandan çok olmayanı
gerçeğe
gerçeğimize bağlayan
giden yolun çıkışını oluşturur. Bizi ruhsal
imgelem, düşe oranla bilincin katılımını daha çok
barındırır.
Felsefede, tarihte, bilimlerde olsun,
türlerinde olsun, yunan
halkı
çeşitli
şeyi
her
sanatlarda ve edebiyat
bir temele
oturtmayı
ve tam
tamına
deneysel ve uygulamalı bilgiden uzaklaşarak, her bilginin
evrensel kaynaklarına kadar yükselmeyi, büyülerin ve dinlerin
tehlikeli
koruyuculuğundan kurtulmayı
sonra da
ve kurgusal
uzaklaşamayacağı yolları açmayı başardı
Düş, gerçeğe ulaşmayı
mümkün
kılan
tek
düşünceye
daha
(s. 99).
yaratıcı
güçtür ama,
gerçek değildir. insan, bir bakıma deneysel yaklaşımı olan düşlerle
geleceğini kurar. Gerçeğin ağırlığına dayanamayan insanoğlu, kaçış yeri
ya da
kaçış kaynağı
süre kalamaz,
olan
düşlere başvurur.
Fakat
düşler dünyasında
uzun
kalmamalıdır.
Aristoteles felsefesi
düşünce
tarihi içinde çok önemli bir yer tutar,
yunan felsefesinin doruğu ve son noktasıdır, kendinden sonraki
felsefelerin en büyük kaynağıdır. Bu felsefe insanın kendine ve
evrene ilk düzenli bakışıdır. ... Gerçek uscu ve deneyci felsefenin bu
önemli
noktası
başlangıç noktası
olma
değerini
Gerçeklik ve insan
her türlü düşüncenin kavranılmasında
bugün de korumaktadı r (s. 193).
toplumsaldır.
En yetkin
çıkış
toplumsallığın yaratıcısı
167
olan insan, ancak toplum içinde varolabilir. Bu yüzden sanatçının ve
düşünürün temel ilgi alanı toplumdur. Sanatçı ve düşürıür, kendi sanatının
ve
düşüncesinin
görebilmek,
düşünürdür, düşünürün
Yeniçağ'a
kısa
çok
kültür
Düşüncede sanatı,
toplumbilimcisidir.
iyisi
sürmüş
çağdan, Ortaçağ'dan
bir
inancının baskıcı
gücüyle belirgindir.
açısından
başarısı
tektanrıcı
Ortaçağ'da
durumuna getirirken
gibi, bir
çağın sanatını
bakış açısıdır
doğru görüş
Bütün
ve
tüm
kavramadan
sanatı
Gerçek bir
Başka
insanı
bağlarla
topluma
sıkı
kavramak
olası olmadığı
anlama
çalışmak
da
ve sanata yönelik yöntemli
ilkeler, imge ya da
topluma ve
insanlığa
tasarımdan
açılmamızı,
için en güvenilir temel, iyi bir felsefi
bir ifadeyle, güçlü bir felsefeye sahip insan,
ve eylem üretebilir.
uygarlığın
anlamını
yaşamda olmasında
anlamdaki felsefe ve sanat,
ussal, sanatsal
168
kötü bir biçimde
(s. 260).
düşüncesini
Düşünce
yaşam
ortaya
etkinliklerden soyutlayarak
içeren felsefe,
Felsefeden ilk beklenen köktencilik ise, ikincisi de
Felsefenin
eskiçağ
da bu indirgeme içinde
sanatını
zorundadır.
kişilik dünyamızdan
denebilir.
Gerçekte
ve üretimin basit bir nesnesi
yaratıcı
kavramadan
ilkelere dayanmak
ulaşmamızı sağlar.
olmuştur.
zorlayıcı
ve
buyruğuna vermiştir
eksiklikleri beraberinde getirir.
hareketle, tek
kilisesinin kendi
soyutlayıcı düşünceyi
inancın
düşünceyi
çağın düşüncesini
araştırma,
katı
ya da
sıkıya koşullanmıştır, onları
Bir
Ortaçağ
hıristiyan
unutturmak ve onun
yöneltmek
en yetkin
buna göre onu
soyluluk düzeninin
Hıristiyan
kilise ve senyörlük
toplumsallaştırırken
bağlarken,
ve özellikle
din olmakla hristiyan dini gerçekçi
düşüncelerinin yanında
koyar.
geçilerek gelindi.
çağdır
insanı
insana
doğaüstüne
dikkatini insanüstüne,
yetkin bir
Eskiçağ'ın yanında
ama gene de
değerleri açısından tartışmalı
büyük
iyisi
sanatçıdır."
oldukça uzun
kalan bir
düşünceyi
sanatta
"Sanatçının
bulabilmek ve sezebilmek gerekir.
düşünce
insanı
sanat büyük
taşır.
özüdür.
yaşamda olmasıdır.
işlev
bütün olarak ele
ise sezgisel karakter
uygarlığın
alı r.
görür. Gerçek
Felsefi
düşünce
Sanatta önemli olan,
gerçekliği taşımak
ya da
olması;
eserinin gerçekçi
bağlantılıdır.
biçimiyle de
çıkarılmış ve sanatın
içinde
yansıtmak adına gerçekliğe ulaşmaktır.
olduğu
bilgiyle ilgili
sanat
yapıtı,
gerçeklikten
elealınmış düşüncenin taşıyıcısıdır.
Descartes'tır. Yüzyıllarca
Yeni felsefenin en önemli filozofu
durgunluğun
kadar, estetik ve aktarma
kalıcı
Gerçekçi ve
Sanat
yerini bir çağ yaratacak biçimde devinime
kavuşmuştur.
ilk bütünsel bilincine Descartes'da
süren
dönüşmesi
Yeni felsefenin
kurucusu Descartes yeni bilimin de öncülerindendir (s. 330).
yüzyıl, düşüncenin
XVii.
yöneldiği
insana tutkuyla
bir
yüzyılolur.
Eskiçağ'ın
insanın
iki büyük filozofuyla, Platon ve Arisoteles'le
kişiler
ve
kavrayışı
yaratıcı
değiştirici
çabalara girer. Araç-gereçler yaparak kendisi için
yaratmıştır. Başka
yalnız
ortama uyan
girmesiyle, büyük önem
Sanayi devrimi
taşıyan
insanoğlu artık
XViii.
kendisine tam olarak uyan
ortamı
bir ifadeyle
değil,
pamuğun, makinanın
sanayi devrimi
dediğimiz şey,
olanaklarıyla sağlanmış
geniş çaplı
sermaye birikimlerinin de
mekanizması
düşünceler,
yeni sanat
olan
makinalaşma
desteğiyle
akışını hızlandırmış, yaşam
yeni
duyuş
ve
anlayışları geliştirmiştir
seziş
yaşamına
buluşlara dayalı
durumuna geçmesiyle belirgindir. Bu
tarihin
insan
gerçekleşir.
bilimsel
ilerlemelerin
yeni
Descartes'la birlikte
oldular (s. 354).
yaratabilendir. Kömürün, demirin,
artırırken
ve
temel içgüdülerinden en önemlisi korunmadır. Ama
uygun bir çevre
birlikte
oldu.
başlamış
sadece korunmakla yetinmez bir o kadar da
dönüştürücü
yüzyılla
yılı
olan iki büyük filozof, Spinoza ve Leibniz,
olan dizgeci ve bütünleyici
yenileyen
insanoğlu
olarak insan
Descartes'la birlikte büyük felsefeler
Descartes'ın ardılı
bitmiş
doğa
konu olur. Bu uscu ve mekanikçi yönelimdir.
yüzyıl
XVii.
gerçek
ve
doğaüstü
Gözlerinden ve
doğa, artık
etkilerinden büyük ölçüde kurtulan
araştırmasına
bağımsızlık isteğiyle doğaya
tam bir
teknik
düzeninin,
büyük bir üretim
dönüşüm
biçimlerini
biçimleri, buna
üretimi
değiştirmiş,
bağlı
olarak
(s. 382).
169
XVii.
yüzyılın
nedenlerine kadar
yerini basit ve
insan ve evrenle ilgili sorunlara bütünsellik içinde ilk
yanıt
yalın
Temellendirici olmaktan çok
sorunlarını
yaşamın
çözmeye
aydınlanmacı,
dallanıp
başladı
XViii.
yüzyılda
etkisini yitirir,
bırakır.
felsefelere
çok toplumsal
eğilimi,
arayan felsefi
eleştirici
her
adımda
eğilimli,
sorunlarından
olmaya, bilimin
karmaşıklaşan
biraz daha
bu yeni felsefeler dizisi giderek
deneyci, olumcu, toplumcu özellikler kazanarak
budaklanmaya ve böylece metafizik özelliklerini yitirmeye
(s. 388).
Düşünce
tarihinde bir dönüm
aydınlanma düşüncesi
kendisini göstermeye
Aydınlanmanın
eleştirili
ya da
gerçekte,
noktası
Rönesans'la
başlayan
indirmeye
yararlanmıştır.
çalışan
Böylece
başlayan
insancı
aydınlanma
ayrıntılı
dönüş
bakışın,
tüm
yeniden yeryüzüne,
bakış açılarının kalıtımından
devinimi
haklarıyla
bir biçimde sorun
insana
ve olumlu
düşünceyi
tüm yeni
evrensel bir boyutta toplumsal
Aydınlanma düşünceleri
yatar.
birlikte
dogmalardan kurtulmak isteyen ve
oldukça
başlar.
kökeninde elbette Descartes'la birlikte
eleştirici bakış açısı
devinimlerinin, bu devinimlerle gelen
toprağa
olarak kabul edilebilecek
edildiği
insanın
tam
tamına
ve ödevleriyle yeniden ve
bir
düşünce
devinimi oldu
(s. 401).
Yeniçağ'ın
filazofu
ve
aydınlanmacı
düşüncenin
en büyük ve düzgeci
Kant'tı r.
.... kendi
bilgi
anlayışı
kuramcısıdır.
kendi ölçüleri içinde bir
Felsefesi
Descartes'ınki
aydınlanmacı
gibi usun
hem de bir
belirleyiciliğinde
ülkücü bir felsefe olmakla birlikte, deneysel bilgiye büyük ölçüde
ağırlık verişiyle gerçekçiliğe yaklaşır
gerçeklik
arasında
yer
alır.
ya da daha
Ancak
Kant'çılık
doğrusu
belirleyici saymakla daha çok ülkücülüktür (s. 433).
170
ülkücülükle
usu birinci planda
yüzyıl
XiX.
olanak
XVIII.
sağlar.
yüzyıl düşüncede
yüzyılda gerçekleşen Fransız
yaşamda hesaplaşma
Daha
doğrusu
bile bu
güçlü ve
düşünce ağırlık kazandı,
karşısına
alan gelenekçi
yüzyılın
dayanan bu yeni
anlatımını
felsefesine
bilimci ya da olumcu
eğilimi
bilimci
anlatımını
Bu bilimci
en yüksek
bakışla,
bakışla
uscu
oa
ve metafizik
dışındaki
Auguste Comte'da
kılmak
bakış açılarıyla
Almanya'da iki
eğilimin
özünde
birlikte geçerli sayma
birlikte mutlak
gerçekliğe
Auguste Comte'un
yüzyılın başlarında
Kant'ın
biridir. Bu
dışına çıkarmak gerçekliğin
göreli ya da ölçülebilir
bir
düşünceden uzaklaşma
bakışı bütünleştirme,
yatar. Tüm gizemci
gerçekliğe,
diğeri
olur. Auguste Comte'da
göreli ve somutun
aşamalarından
de felsefenin ve bilimin
Bunlardan ilki
oldu (s. 588).
bulan olumculuk kökü Bacon'a ve Descartes'a dayanan
eğiliminin
XX.
geçiş
yanı
kılınır.
düşünceye yöneliş
düşünceyi
devrim fikrini
olumcu bir
bulan olumculuk, felsefeyi bir bilimsel felsefeye, bir bilimler
Auguste Comte'un olumcu felsefesi ya
tutarlılığı
bir
birlikte
olumculuğun oluşumunu sağlar.
yöneliş, çağın başlıca eğilimi
dönüştürür.
deneysel
yanı
bir
olan
ve bilgiyi sadece olgulardan elde etmeye
bütün bilimsel tutumlar geçersiz
bilimsel
karşı
düşünceyle
doğrusu
daha
düşünceden
düşüncelere doğru yumuşak
yatsıyan
yüzyılda
yüzyılda
Bu
özellikle devrim fikrine
toplumcu
tamamen
ve
siyasallaşmamıştı.
düşünce yanında
XiX.
oluşan, düşüncede
hiçbir zaman, hatta XIII.
kadar
gelenekçi
Metafiziği
ve
Devrimi'yle
düşünce
belki de
düşünce yanında,
toplumcu yeni
değişik bakış açılarının
dönemi olur.
yüzyılda olduğu
gelenekçi
yetkin
olumculuğa düşüncenin gelişimine
gelenekcilikten
XiX.
deneyciliği
kendisine, somut
yönelmek, gerçeklikle
başlıca amacıdır
düşünce akımı
izinden giden ve Kant'a yönelen
(s. 615).
ortaya
çıkar.
Yeni-Kant'çılık,
ise Yeni-Kant'çılıktan daha etkili ve kapsayıcı olan Fichte, Schelling
ve Hegel gibi büyük filozoflar
yetiştiren
Alman
ülkücülüğüdür.
Güçlülük,
171
istem,
atılım,
Alman
ülkücülüğü
ayrıcalık, aşma duyguları
üstünlük,
edebiyatında
Alman
sorunlarından
iş
ücret,
geleceği
yüzyılın
öne
üzerine
ikinci
insanın
bir dünyada
çıkmaya başladı.
düşünmeye
yarısında
girdi. ... Toplumcu
ve XX.
düşünce
sorunları
toplu
hızlı
bireysel
üretim,
düşük
toplum üzerine, toplumun
itti. Böylece toplumcu
yüzyılın başlarında
en büyük
koşullarıyla
oldu. Giderek daha
Rekabet,
çokluğu insanları
saatlerinin
sanayi devrimi
dönüşümlere bağlı
gelen toplumsal iktisadi
karmaşıklaşan
ve felsefesinde boyatar.
düşüncenin gelişimi,
Avrupa'da toplumcu
olarak kendisini gösteren
atılımını
düşünce
büyük bir
XIX.
atılıma
Saint-Simon, Fourier,
Feuerbach, Proudhan gibi öncülerden çok Marx ve Engels'de buldu
(s. 657).
alanında yüzyıllardır
Felsefe
süren bilinç ve ruh incelemelerinin
sonucu ruhbilim, felsefeden koparak kuram ve uygulama
kapsamlı
katkı,
araştırma alanı
bir bilimsel
ruhbilim
doktorları
Bunların
sayesinde olur.
başında
ruhayrıştırması
ruhayrıştırma derneğinin
Freud
XX.
içeriklerini
oluşan
kurucusu
değiştirir.
büyük bir
Sigmund Freud gelir.
ya da ruhbilim
düşünce dünyasını etkilemiştir
yüzyılda insanoğlu
dünyasını değil,
(s. 679).
atılım
yapar ve eski kavramlar
Sanayi devriminin teknoloji devrimine
ortam, yeni bir bilim
uluslararası
yönteminin ve
Viyana'lı
görüşleriyle yalnız ruhhekimliği
bütün bir
açısından geniş
durumuna gelir. Bunda en büyük
kavrayışını, düşünce
dönüşmesiyle
ve sanatta yeni
yönelimleri getirir. insanoğlunun bütün geçmişiyle bağlarını sorgulaması ve
bir
çoğunu
boyutlar
geride
bırakması
her
şeyden
doğa ilişkisine
yeni
kazandırmasıdır.
XVII.
yüzyılda
egemen olma
kendi
Bacon ve Descartes'da
eğilimi
doğasına
anlamında
XX.
yüzyılda insanın
anlatımını
bulan
hem nesnel
doğaya
doğaya
hem
bütün bilinirlikleriyle ve bütün bilinmezlikleriyle tam
sahip
çıkması
olgusuna
insanı doğalolandan doğaüstü
172
önce insan ve
olana
dönüşmüştür..... Ortaçağ'ın
doğru
yükseldikçe,
ayakları
yerden kesildikçe
insandı, çağımızın insanı ayağını
yere
ölçüde, buna göre
doğayı
ölçüde insan
sayıyor
yararlı kılabildiği
kendini (s. 461).
Bu yeni
teknolojik
kendisi için
bastığı
anlayış insanı
yarışın yanında
Artık çağımızın
her yönüyle bir
yarışçı
haline getirir. Siyasal,
yarışa
insan daha çok kendi kendisiyle
en belirgin etkeni
hız
başka
ve verim
girer.
ifadeyle zaman ve
güçtür. insan olmanın nitelikleri değişir ve başka bir alana kayar. Dünyayı
dönüştürmek adına ürettiği araçların başdöndürücü gelişimi insanı
çıkarıp
durumundan
gelişmeler,
bir araç durumuna getirir. Bütün bu olumsuz
düşünce alanında
özellikle
araştırma anlayışı
amaç
göstermiş,
kendini
yaklaşımlarla
yerini, yüzeysel
köklü ve dizgeci
düşünce çabalarını
yetinen
doğurmuştur.
Önce birey vardır, tek başına kalmış birey, dünyaya bırakılmış birey.
bilmediği
Bilinmedik bir ülkeden
yabancıdır
o, kendi
amacından
gelmiş
bir ülkeye
ya da kendi bedeninden, onun
pencereleri olan gözleriyle dünyaya bakar. Her
her
şeyi yalnızca
olan zorunlu
kendi gözleriyle, kendi
şeye şaşarak
açısından
bakar,
görmektedir (s.
695).
Tek
başına
varoluşçuluk
elini
kendi trajik
uzatır.
yönelmeyi, buna göre
insanı
uyandırıp
çağımızın
temel
Her
şeyden
insanın
uscu
yaklaşımı
çok
çok sanat
varoluşu
da
sanata
yaşamın
arayışlarda
yakın
yapıtları
ve
kalan bireye
varoluşun
yitip gitmesine
olan
verme
bu yüzden felsefe
vermiştir,
ilişkilerin açıklamasına
felsefeye bir sanat
getirmiştir (s. 697).
karşıya
gizlerine
karşı çıkan,
varoluşçuluk
bir anda
olur.
Felsefeden
yapıtları
önce
kendisine gelmesini temel alan
yapıtlarından
Pekçok
çıkmazıyla karşı
felsefi
bu
görüşlerini
felsefe
basar gibidir.
yapıtları yanında
edebiyat
kişisel ilişkilerin,
somut
yönelmiştir,
bu arada
hatta bazen bir soyut sanat
kapalılığı
dayanarak anlatmaya
esnekliği,
felsefede,
eğilimi ağır
173
çağımızın nabzını
tutan varoluşçulukla birlikte yapısalcılık akımı
ve yapısalcılık; biri varlığın varoluş nedenlerini,
Varoluşçuluk
dikkati çeker.
diğeri varlığın yapısal
eleştiren
yönünü
birlikte birbirini tamamlayan iki
yapısaıcı
üçlemelidir,
Bununla
düşünce akımıdır.
doğruluğu
Görsellik bir bütündür,
Böylece
ayrılırlar
felsefeler olmakla
şeyi
iki
düşünülen,
içinde bir bütün ortaya koyar.
bir bütünde bir araya getirir.
gerçek olan ve
dışlaştırandan
Yapı
kuruludur. ...
Böylece yapısalcılık şeylerden önce şeylerin konumunu konu edinir.
Yapı kendinde ayrımlaşmış ögeler ve ilişkiler dizgesidir (s. 722).
Düşünce
Tarihi'nin son
son bulur. Sonuç bölümü ise
satırları yapısalcılıkla
şu
ifadelerle
ilgili bu saptamalarla
başlar:
Düşünce
alandır.
tarihi gezmekle bitiremiyeceğimiz uçsuz bucaksız bir
Bir yanı sanat bir yanı felsefe olan bu alanda hangi adların
birinci planda önemli
tartışma
konusudur.
olduğunu
saptamak bile
Düşünce insanın işidir,
başlıbaşına
insan deyince
bir
düşünce
anlaşılır. insan için eylem düşünülmüş etkinliktir (s. 723).
Avşar
olabilmeyi
Timuçin insan ya da daha
doğru
düşünceyle düşünebilmeyle koşullar.
bir ifadeyle kişi olmayı
Gerçek anlamda yaşamak
ve kişi olabilmek düşünmek demektir. "Dünyada dönüşümleri
güç, üreterek düşünen, düşünerek üreten insandır (s. 270)."
Gerçeklik
olanı, olasıyı, doğalolarak olmuş olanı
kapsar. Her gerçeklik zamanla
vardır.
Bilinç
bireyselolmasıyla
Zamansailık
ölçüde
gerçekleşir.
gerçekleşmektedir,
boyutunda
174
dünyamızı
ve iç
insana göre, insandan ötürü
özgün ve evrensel boyut
oluşan
tek
kazanır.
gerçeklik, kendisini
görebildiğimiz
Dünya, uygarlık süreçleri boyunca gerçekleşmiştir ve
tarihsellik ve toplumsallık temel niteliğidir. Gerçekliğin
tarihsel-toplumsal nitelikte
toplumsal
sarılmış,
sağlayan
kılar. Düşünce
olması,
sanat ve
düşünce yapıtlarını
ve sanatta amaç,
da tarihsel-
doğruya ulaşmaktır
ve bu
doğruların
belirleyicisi tarih,
tarihte yeralmakla
Düşünce
Tarih,
Gerçek olarak
yaşamı
dönüştürür
ve
ve
dönüşümüne
katkıda
sanatsal biçimlere bürünmesidir.
yaşamı
ise
yerdir.
saptanmış bütünlüğüdür.
Sanat, yaratma ve izleme düzeyinde
yargılar, sanatçı
etkin olarak
dönüşümlerin saklandığı, saptandığı, doğrulandığı
gerçekliğin gerçekleşmiş
yaşamın
yaşamak,
olasıdır.
ve fikir
bulunur. Tarih bu
zamandır.
düşünselliği
gerektirir. Sanat,
Düşünür yaşamı
yorumlar ve
gösterir.
Düşünmek, insanın en belirgin ve en belirleyici işlevidir. insan yalnız
düşündüğü
için
duygulandığı
değil, anımsadığı, tasarladığı imlediği, duyumsadığı
insandır.
için
Düşünce
insanın
doğayla
ve
ve kendisiyle
savaşımı sonucu kazandığı değerli bir yetisidir. insan düşünebildiği,
düşünce
üretebildiği
ve
yaşamını
geliştirebildiği
Başkalarının kalıplaşmış, hazır düşünceleriyle başaramaz,
düşüncesini
yaşamın değişen koşullarına
ilgili
oluşturulmalıdır.
sağlıklı
görüşlere,
gerçek anlamda
yaşayamayan
kendi
ortak bilinç,
ve gereksinimlerine göre sürekli
durmaksızın
Hem durmadan
Sanat,
değişen yaşama
ve bu
yaşamla
hem de bilime, sanata ve felsefeye yönelmek
düşünebilmenin baş
böyle bir toplumda bilim; teknik
koşuludur.
kolaylık,
düşünceyi
Gerçek
alanında
sanat; gereksiz
eksik
uğraş,
kalırlar
ve
felsefe ise;
olarak görülürler.
insanı
tüm
yaratım
varlığıyla
kaplayan, ruhunun derinliklerine kadar
ve izlemenin her
etkinliktir. Sanat, duyum, duygu ve
etkinliği
kişi
oluşturduğu
toplumlar, bilim, sanat ve felsefe
ortalık karıştırıcı
ele geçiren,
her
üretmelidir.
Bireysel, toplumsal ve evrensel bilincin
yeniden
insandır.
ölçüde
anında
insanı
düşündüren
düşünce alanlarında
eşit
bir
ölçüde
gerektirir.
Düşünce
ve sanatta gerçeklik, tarihsellik ve
çağcılık
sorununa
175
bağlıdır. Çağcılık; geniş
bir zaman diliminde
yaşamak
dünyaya
açılabilmektir. Çağcılolabilmek dünyalı
yaşayan
bir
uygarlığın
tarihiyle, sonra
tarihiyle
anlaşılır
uygarlık
genişlikle
olasıdır
olabilmekle
etkin üyesi olabilmektir. Bir
başka uygarlıkların
ve bu
ve
önce kendi
ve kavranabilir.
insan sadece varlık dünyasını algılamakla kalmaz kalmamalıdır. Kişi
dünyasını değiştirmek
olarak
eyleminin
uzantısı
ve
zenginleştirmek
olan üç yeti ile yapar: 'Bilme',
ister. Bunu
düşünce
düşünme
ve sanatsal
başka
alanda 'yaratma' ve özgür iradeyle 'eylemde bulunma'. Bu olguya
bir kanaldan gelinirse,
koşulu;
niteli ya da
yaşam
Aydın
Yukarıda
birlikte özde
kişi
olarak
kişi)
aynıdır. işte
Tarihi
Düşünce
hemen öne
çağdaş
yapılan, yapılması
olabilmenin
her
kitabının fazlasıyla
Tarihi, kendi
çıkıyor
eylem ve
yeterli
alanında
Tarihi, dili ve
olabileceği
ve
adına,
kapsamlı oluşuyla
açığı kapatıyor.
çağcıl
Aydın
taşımakla
söylenebilir.
sistematik ve
en yetkin kaynak
içeriğiyle çağdaş
ifadeler
ve nitelikleri kazanabilme
ve bu alandaki büyük bir
kişinin kitabı olmalıdır ..
176
bilgiye dayanan
'çağcıl
gerekenler ve
koşulları farklı
koşulları
bu
kapsamlı yaklaşımıyla alanının
Düşünce
sanat kültürü' ve
üç temel
bulunma.
(Entellektüel-Kültürlü
Düşünce
kişi) olmanın
bağlı değerlerle örülmüş
insana
felsefesi; 'genel ve
davranış'da
(Entellektüel-Kültürlü
Sistematik ve
kitabı niteliğinin yanında
her
kişinin kitabıdır
ya da
Download