"DÜŞÜNCE TARiHi" ÜZERiNE Kemal ULUDAG* Avşar Timuçin "Düşünce Tarihi,,(1) kitabının büyük bir bölümünün, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda ve Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü'nde oluştuğunu yayınlanan gelişimini yılında belirtir. 1984 kitabı, Düşünce verdiği "Gerçekçi derslerin ana metinlerinden Düşüncenin Kaynakları" adıyla Tarihi'nin Rönesans'a kadar kapsayan ilk bölümüdür. 1986'da yayınlanan Düşüncenin Gelişimi" ise, düşüncenin gelişimini ele alan ikinci bölümüdür. üçüncü bölümü "Gerçekçi kitabın XVi., XVII. ve XVIII. Düşüncenin Çağdaş yüzyıldaki düşünce gelişimini içeren kısmı düşüncenin "Gerçekçi yüzyıllarda Düşünce Tarihi'nin Görünümü" XIX. ve XX. ise daha önce yayınlanmamıştır. 1939 yılında Akhisar'da doğan Avşar Timuçin; istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı ile Felsefe bölümlerinde okur. 1967 yılında Montreal Üniversitesi Felsefe Fakültesi'ni bitirir. 197ü'de Felsefe Doktoru, 1981 'de Batı Felsefesi Tarihi Doçenti, 1992'de ise Profesör olur. Aşağıda Avşar (*) belirtilen yayınlanmış kitaplarından Timuçin çok üretken bir araştırmacı ve da anlaşılacağı gibi, sanatçıdır: Yrd.Doç. Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi. (1) Afşar TiMUçiN, DÜŞÜNCE TARiHi, BDS Yay. istanbul, 1992. 161 şiiR KiTAPLARI: ceı (1968) Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz (1974) Savaşçı Türküleri (1980) Ey Benim Güzel Sevdalım (1984) Bu Sevda Böyle Gider (1992) Arınmalar ROMANLARı: (1993) Yarına Başlamak (1975) Gece Gelen Eski Dost (1980) Kıyılar DESTANLARı: Durunca (1983) Destan (Beş Boş Beşik DENEMELERi: Destanı: Türk 1969) (1981) Denizli Pencere (1981) Gerçekçi iNCELEMELERi: Düşünce Gerçekçi Sanat (1992) Descartes (1972) Aristoteles Felsefesi (1976) Nazım Hikmet'in Şiiri (1978) Descartes Felsefesine Giriş (1980) Niçin Yapısalcılık Değil Niçin Varoluşçuluk Estetik (1987) Felsefe Sözlüğü Avşar Timuçin"Ayrılıkta Söylenmiş (1984) Değil (1985) (1994) Bir Yaz Türküsü" şiirleriyle 1970 TRT Şiir Başarı Ödülünü, "Nazım Hikmet'in Şiiri" kitabıyla TDK Eleştiri Ödülünü kazanmıştır. Avşar Tarihi' değil Timuçin de Düşünce "Düşünce Tarihi kitabının Tarihi" ve neden örtsözünde neden 'Felsefe 'düşünce' değil düşünce" adlandırmasını kullandığını şöyle açıklar: 162 de "gerçekçi Düşüncenin gelişimi, gerçekte sanat, felsefe, bilim ve siyaset içeren "kültür"ün gelişimidir. Bu dört alan birbiriyle her alanlarını zaman en yüksek düzeyde etkileşen alanlardır. Bu yüzden birinde bir konuyu ele alırken hemen öbürüne başvurmak gerekmektedir. Bir çağın felsefesini kavrarken onun edebiyatını dışta tutarsak düşeriz. Kaldı ki sanatın felsefeden daha belirleyici yanılgıya olduğu, edebiyatın Gerçekçi düşünce yüzyılların bugün kendini tam 'Düşünce felsefe işlevi yüklendiği zamanlar var. .... ülkücülük ve gerçekçilik tamına doğrulamış Tarihi' ve 'gerçekçi olan düşüncedir karşıtlığında (s. 6). düşünce' adlandırmaları titizliğinin altında Avşar Timuçin'in kuram kopukluğundan yaşamın dirimine yönelişi, tarihinin bir bütün olduğunu gözden kaçırmaması ve düşüncelere düşünce ülkücü ve gerçekçi diye ilkel bir çerçevede bakanlar gibi yaklaşmaması olgusu bulunmaktadır. Düşünce Tarihi, sadece felsefe tarihi boyutlarında kalmayan birbiriyle harmanlanmış felsefe, sanat, toplum-bilim ve gerektiğince Basım bilim tarihidir denebilir. tarihi 1992 olan "Düşünce Tarihi" yaklaşık sekizyüz sayfa ve üç bölümden oluşmaktadır. ilk iki bölümü yukarıda değinildiği gibi iki ayrı kitap olarak daha önce 'Gerçekçi başlıklı yayınlanmıştır. Düşüncenin Kaynakları' ilk bölümde, kazı (Tarih öncesinden Rönesans'a) bilimin önemine, insanoğlunun doğadaki serüvenlerine ve en eski uyqarlıklara değinilir. Diğer Doğu Yunan gerçeği, Uygarlıkları, Yunanistan'da felsefi Uygarlığı, Mezopotamya ilk Uygarlığı, Yunan Mitolojisinde insan düşüncenin gelişimi, düşüncenin ilk dizgeci Dönemi: Platon Felsefesi, Aristoteles Felsefesi, Roma ve Ortaçağ Öncesi, Yunanistan'dan sonra Yunan ve Roma Felsefeleri, Ortaçağ Düşüncesi 'Gerçekçi başlığını gibi temel konular içinde Düşüncenin Gelişimi' taşıyan Ortaçağ'da Avrupa ve düşüncenin gelişimi işlenir. (Rönesans'dan XiX. Yüzyıla) kitabın ikinci bölümünde ya da kitapda geçen adlandırmayla ikinci kitapta: Ortaçağ'dan Yeniçağ'a Geçiş, Rönesans'dan 163 Yeniçağ'a, Yüzyıl Xvll. Yüzyıl Felsefesi, Deseartes, Descartes'dan sonra XVII. Yüzyıldan Felsefeleri, XVII. Yüzyıla Yaşam XVIII. Biçimlerinin Gelişimi, XVIII. Yüzyıl Düşüncesine Genel Bakış ve XVIII. Yüzyıl ingiliz Felsefesi, Aydınlanma Düşüncesi, Fransız Felsefesi ana başlıkları altında tarihi süreç ele alınır. Düşünce Yüzyılda Düşüncenin Çağdaş Tarihi'nin 'Gerçekçi Duyguculuğa, öbür Görünümü' (XIX. üçüncü bölümünde ise; XiX ve XX. Edebiyatıarda insan Olumculuğa Düşüncenin Gelişimi, Gelenekçilikten kadar olan SiyasalOluşumlar, Çağdaş Fransız Edebiyatında Toplumsal ve Klasiklikten yüzyıla Rönesans'dan XiX. Yüzyıllar) başlığını taşıyan ve XX. Devriminin Ana Çizgileri, Kant Araştırması, Auguste Comte ve Olumculuk, Yeni Kant'çılık ve Alman Ülkücülüğü, Toplumcu Düşüncenin Gelişimi, XiX. Yapısaleılık Yüzyıldan gibi ana XX. hemen hemen tüm yönleriyle Bir Yüzyıla Düşünce başlıklar altında insanın kişilik Devinimleri, günümüze kadar Varoluşçuluk ve düşüncenin gelişimi işlenir. ve kültürel kimlik kazanabilmesi için gerekli en temel niteliklerden birisi, belki de en önemlisi tarih bilincidir. Tarih bilinci insanın kendi kendisini olarak algılar kendi çağının zorunda ve kavrar. Bu ölçütleriyle olduğunu Daha bu niteliğinden tanıma çabasıdır. çok, algılama Her kişi yaşadığı çağı kavramayı somutlaştırabilmek ve insanlığın gelişimini en baştan için, öğrenmek duyar. aşamada Düşünce kitabının Tarihi bir ders kitabı 'Aydın'(Entellektüel-Kültürlü kişi) sıfatlarını kazandırmaya niteliği taşıdığı yönelen bir içerik ve biçim söylenebilir. Bilinç üç boyutlu bir etkinlikle kendini ortaya koyar; geleceği şimdide bütünleştirir, şimdiden kurar ve geleceği geleceği kurmak da Her toplum 164 çağ yeni bir tasarlar. Geçmişi geçmişi tasarlamaktır hazır bulduğu yaşantı giderek kavramak geçmışı geçmişi ve yeniden geleceği kurmaktır, (s. 259). biçimlerini devam ettirir ya da geliştirir. Bu geliştirmede farklı öncekinden yeni bazen tamamen yaşam değiştirerek oluşturur. biçimleri veya dönüştürerek Bu bireysel bilincin toplumsal bilince etkisi ya da toplumsal bilincin bireysel bilinci kucaklamasıdır. "Bireyin gücü dünyayla Düşünce Timuçin, azından Tarihi ilişkisinin zenginliğine bağlıdır" kitabıyla diyen zenginliği sağlamakla bu bu noktaya dikkati çekmekle bir Avşar ya da en aydın sorumluluğunu yerine getirmek ister görünmektedir: ....dünyayla ilişkileri biraz daha evrenselleşmekte, kavuşmaktadır. her gün biraz daha çeşitlenen başka Buna göre bireysel bilinç yüksek düzeyde yararlanmaya yönelmektedir. diye nitelendirebileceğimiz insan her gün her gün biraz daha bütün insana bilinçlerden en Dünyanın bu olgu bireylerin birbirlerini küçülmesi yaratmaları olgusudur (s. 268). kişilik Kültürel Düşünce kitabın Tarihi'nde kazanımında ve kimlik farklı tarih bilincinin öneminin ifadelerle birçok bölümde vurgulanması, sanki kendi niteliğinin ve işlevinin vurgulanması gibidir. işte bu vurgulamalardan bir örnek daha: Her insan eylemi geçmişin gerçekleşir ... Bulduklarımız aradığımız, belirgindir. dünden ulaşmak yönelimiyle taşır. Yarın denilen sağlamak, insanı öğrenme tarihteki şey şöyle koşullanır. bugün bizim dünden Neyi bugünle sağladığımız, gereksinir (s. 259). çabasıdır anlamlı karşısında taşıyan düşünce bir dünya için denebilir. Tarih bilincine en temel nedenleriyle tarihi, genel tarih arasında süzmüş olduğumuz, sonuçta, daha iyi ve geneloluşumları düşünce tasarımları bulmak istediklerimizle ve kavrama Bu özel anlam ve önem genel anlamda geleceğin dünün gerçeklerinden damıttığımız bakış açılarını Tarih bilinci her yönüyle ve anlamaktır. Bu özel bir anlam ve önem tarihini, kitabın diliyle çok özetleyebiliriz: 165 Düşünmek ve bilgi edinmek gerçekliğin çabasıdır. bilgisini edinme Gerçeklik nesnelolanda kendisini ortaya koyar ve amaç, tüm nesnel varlığın doöru olarak anlaşılmasıdır. Sorun yöntem sorunudur. Bilim, sanat, düşünce felsefe bu yönde yöntemler koyan disiplinlerdir. Her gerçek bilgi edinme çabası ilişkisi konu ve yöntem üzerine temellenir. bakışta Genellikle görünebilen gerçeklik, ilk değişkenliğinin yanılgıya sağlıklı Algıdan bilgi için yeterli olamaz. kavuşur ilkelerine donanıma ulaşır. Zihin, ben'le ilişkisi düşülür. bilgi edinilebilir. Zihnimiz, evrenle ilk aşamalarla ve verilmiş değildir, bir sonucudur. Gerçeklik zihin düzeyinde bu nedenle Algı, bakışta ya da her değildir. Gerçekliğin karmaşıklığı, parçalılığının kendini gösteren ve Zihnin ve sonuçta belirlediği sonra zihin devreye girerse ilişkilerinden başlayarak, gerçekliğin bilgisini ilk ve en temel ilke, başkası ayrımının belirginliğinden sağlayacak özdeşlik hareketle, belli dış ilkesidir. dünyayla içinde kendini örer ya da vareder. Bilgi edinmenin bu ilk edinimi olan özdeşlik ilkesiyle büyük bir bilgi birikimi sağlanamaz. insanın en önemli etkinliği, bilgi taşıyabilme ve aktarabilmesidir. insanın toplumsal kazanımı olan bilgi dünyası bir kalıtlar ve ortaklıklar dünyasıdır. Bu kalıtlar insanlığın ortak bilincidir. mitoloji dönemleri ussal ulaşmadığı, egemen düşüncenin usun henüz yeterince olduğu henüz yetkin bir düzeye gelişmediği, imge/emin usa ya da usun imgelemi denetleyecek güçte dönemlerdir. Bu dönemlerde insanla ve evrenle ilgili zaman doğanın sınırlarını aşan bir takım tasarım/ar de gerçekçi bir düzeyde, insan ve evren yönelir biçimde, insanın biçimde Gerçekliğe ilk bakışlar ve edinilen bilgiler ulaşmada donanım ve araç eksikliği, 166 araştırmalar gelişmiştir her içinde, ama gene gerçeğini açıklamaya evrendeki yerini, evrenin nereden araştıracak olmadığı geldiğini (s. 98). sanılardan oluşur. Bilgiye imgelemin usun önüne geçmesini sağlar ve bilgiye fazlaca düş karışır. Bu edinimle gerçekliğin üzerine kalın örtüler serilir. Gerçekliğe yakından, yönelmeyi bilmek gerekir; ona hem olabildiğince hem de belli bir uzaklıktan bakabilmekle olasıdır bu. uzaklıktan bakıştır. Sanat, felsefe ve bilim, belli bir kayganlığı, bakışın keskinliğini her yönden bakmayı bulmanın zorluğu gösteren düş, ve ve çokyönlülüğünü zorunlu Gerçekliğin kılar. Gerçekliğe bilmek ama, belli bir açı edinmek gerekir. Gerçeği ağırlığı düşle dengelenir. Olandan çok olmayanı gerçeğe gerçeğimize bağlayan giden yolun çıkışını oluşturur. Bizi ruhsal imgelem, düşe oranla bilincin katılımını daha çok barındırır. Felsefede, tarihte, bilimlerde olsun, türlerinde olsun, yunan halkı çeşitli şeyi her sanatlarda ve edebiyat bir temele oturtmayı ve tam tamına deneysel ve uygulamalı bilgiden uzaklaşarak, her bilginin evrensel kaynaklarına kadar yükselmeyi, büyülerin ve dinlerin tehlikeli koruyuculuğundan kurtulmayı sonra da ve kurgusal uzaklaşamayacağı yolları açmayı başardı Düş, gerçeğe ulaşmayı mümkün kılan tek düşünceye daha (s. 99). yaratıcı güçtür ama, gerçek değildir. insan, bir bakıma deneysel yaklaşımı olan düşlerle geleceğini kurar. Gerçeğin ağırlığına dayanamayan insanoğlu, kaçış yeri ya da kaçış kaynağı süre kalamaz, olan düşlere başvurur. Fakat düşler dünyasında uzun kalmamalıdır. Aristoteles felsefesi düşünce tarihi içinde çok önemli bir yer tutar, yunan felsefesinin doruğu ve son noktasıdır, kendinden sonraki felsefelerin en büyük kaynağıdır. Bu felsefe insanın kendine ve evrene ilk düzenli bakışıdır. ... Gerçek uscu ve deneyci felsefenin bu önemli noktası başlangıç noktası olma değerini Gerçeklik ve insan her türlü düşüncenin kavranılmasında bugün de korumaktadı r (s. 193). toplumsaldır. En yetkin çıkış toplumsallığın yaratıcısı 167 olan insan, ancak toplum içinde varolabilir. Bu yüzden sanatçının ve düşünürün temel ilgi alanı toplumdur. Sanatçı ve düşürıür, kendi sanatının ve düşüncesinin görebilmek, düşünürdür, düşünürün Yeniçağ'a kısa çok kültür Düşüncede sanatı, toplumbilimcisidir. iyisi sürmüş çağdan, Ortaçağ'dan bir inancının baskıcı gücüyle belirgindir. açısından başarısı tektanrıcı Ortaçağ'da durumuna getirirken gibi, bir çağın sanatını bakış açısıdır doğru görüş Bütün ve tüm kavramadan sanatı Gerçek bir Başka insanı bağlarla topluma sıkı kavramak olası olmadığı anlama çalışmak da ve sanata yönelik yöntemli ilkeler, imge ya da topluma ve insanlığa tasarımdan açılmamızı, için en güvenilir temel, iyi bir felsefi bir ifadeyle, güçlü bir felsefeye sahip insan, ve eylem üretebilir. uygarlığın anlamını yaşamda olmasında anlamdaki felsefe ve sanat, ussal, sanatsal 168 kötü bir biçimde (s. 260). düşüncesini Düşünce yaşam ortaya etkinliklerden soyutlayarak içeren felsefe, Felsefeden ilk beklenen köktencilik ise, ikincisi de Felsefenin eskiçağ da bu indirgeme içinde sanatını zorundadır. kişilik dünyamızdan denebilir. Gerçekte ve üretimin basit bir nesnesi yaratıcı kavramadan ilkelere dayanmak ulaşmamızı sağlar. olmuştur. zorlayıcı ve buyruğuna vermiştir eksiklikleri beraberinde getirir. hareketle, tek kilisesinin kendi soyutlayıcı düşünceyi inancın düşünceyi çağın düşüncesini araştırma, katı ya da sıkıya koşullanmıştır, onları Bir Ortaçağ hıristiyan unutturmak ve onun yöneltmek en yetkin buna göre onu soyluluk düzeninin Hıristiyan kilise ve senyörlük toplumsallaştırırken bağlarken, ve özellikle din olmakla hristiyan dini gerçekçi düşüncelerinin yanında koyar. geçilerek gelindi. çağdır insanı insana doğaüstüne dikkatini insanüstüne, yetkin bir Eskiçağ'ın yanında ama gene de değerleri açısından tartışmalı büyük iyisi sanatçıdır." oldukça uzun kalan bir düşünceyi sanatta "Sanatçının bulabilmek ve sezebilmek gerekir. düşünce insanı sanat büyük taşır. özüdür. yaşamda olmasıdır. işlev bütün olarak ele ise sezgisel karakter uygarlığın alı r. görür. Gerçek Felsefi düşünce Sanatta önemli olan, gerçekliği taşımak ya da olması; eserinin gerçekçi bağlantılıdır. biçimiyle de çıkarılmış ve sanatın içinde yansıtmak adına gerçekliğe ulaşmaktır. olduğu bilgiyle ilgili sanat yapıtı, gerçeklikten elealınmış düşüncenin taşıyıcısıdır. Descartes'tır. Yüzyıllarca Yeni felsefenin en önemli filozofu durgunluğun kadar, estetik ve aktarma kalıcı Gerçekçi ve Sanat yerini bir çağ yaratacak biçimde devinime kavuşmuştur. ilk bütünsel bilincine Descartes'da süren dönüşmesi Yeni felsefenin kurucusu Descartes yeni bilimin de öncülerindendir (s. 330). yüzyıl, düşüncenin XVii. yöneldiği insana tutkuyla bir yüzyılolur. Eskiçağ'ın insanın iki büyük filozofuyla, Platon ve Arisoteles'le kişiler ve kavrayışı yaratıcı değiştirici çabalara girer. Araç-gereçler yaparak kendisi için yaratmıştır. Başka yalnız ortama uyan girmesiyle, büyük önem Sanayi devrimi taşıyan insanoğlu artık XViii. kendisine tam olarak uyan ortamı bir ifadeyle değil, pamuğun, makinanın sanayi devrimi dediğimiz şey, olanaklarıyla sağlanmış geniş çaplı sermaye birikimlerinin de mekanizması düşünceler, yeni sanat olan makinalaşma desteğiyle akışını hızlandırmış, yaşam yeni duyuş ve anlayışları geliştirmiştir seziş yaşamına buluşlara dayalı durumuna geçmesiyle belirgindir. Bu tarihin insan gerçekleşir. bilimsel ilerlemelerin yeni Descartes'la birlikte oldular (s. 354). yaratabilendir. Kömürün, demirin, artırırken ve temel içgüdülerinden en önemlisi korunmadır. Ama uygun bir çevre birlikte oldu. başlamış sadece korunmakla yetinmez bir o kadar da dönüştürücü yüzyılla yılı olan iki büyük filozof, Spinoza ve Leibniz, olan dizgeci ve bütünleyici yenileyen insanoğlu olarak insan Descartes'la birlikte büyük felsefeler Descartes'ın ardılı bitmiş doğa konu olur. Bu uscu ve mekanikçi yönelimdir. yüzyıl XVii. gerçek ve doğaüstü Gözlerinden ve doğa, artık etkilerinden büyük ölçüde kurtulan araştırmasına bağımsızlık isteğiyle doğaya tam bir teknik düzeninin, büyük bir üretim dönüşüm biçimlerini biçimleri, buna üretimi değiştirmiş, bağlı olarak (s. 382). 169 XVii. yüzyılın nedenlerine kadar yerini basit ve insan ve evrenle ilgili sorunlara bütünsellik içinde ilk yanıt yalın Temellendirici olmaktan çok sorunlarını yaşamın çözmeye aydınlanmacı, dallanıp başladı XViii. yüzyılda etkisini yitirir, bırakır. felsefelere çok toplumsal eğilimi, arayan felsefi eleştirici her adımda eğilimli, sorunlarından olmaya, bilimin karmaşıklaşan biraz daha bu yeni felsefeler dizisi giderek deneyci, olumcu, toplumcu özellikler kazanarak budaklanmaya ve böylece metafizik özelliklerini yitirmeye (s. 388). Düşünce tarihinde bir dönüm aydınlanma düşüncesi kendisini göstermeye Aydınlanmanın eleştirili ya da gerçekte, noktası Rönesans'la başlayan indirmeye yararlanmıştır. çalışan Böylece başlayan insancı aydınlanma ayrıntılı dönüş bakışın, tüm yeniden yeryüzüne, bakış açılarının kalıtımından devinimi haklarıyla bir biçimde sorun insana ve olumlu düşünceyi tüm yeni evrensel bir boyutta toplumsal Aydınlanma düşünceleri yatar. birlikte dogmalardan kurtulmak isteyen ve oldukça başlar. kökeninde elbette Descartes'la birlikte eleştirici bakış açısı devinimlerinin, bu devinimlerle gelen toprağa olarak kabul edilebilecek edildiği insanın tam tamına ve ödevleriyle yeniden ve bir düşünce devinimi oldu (s. 401). Yeniçağ'ın filazofu ve aydınlanmacı düşüncenin en büyük ve düzgeci Kant'tı r. .... kendi bilgi anlayışı kuramcısıdır. kendi ölçüleri içinde bir Felsefesi Descartes'ınki aydınlanmacı gibi usun hem de bir belirleyiciliğinde ülkücü bir felsefe olmakla birlikte, deneysel bilgiye büyük ölçüde ağırlık verişiyle gerçekçiliğe yaklaşır gerçeklik arasında yer alır. ya da daha Ancak Kant'çılık doğrusu belirleyici saymakla daha çok ülkücülüktür (s. 433). 170 ülkücülükle usu birinci planda yüzyıl XiX. olanak XVIII. sağlar. yüzyıl düşüncede yüzyılda gerçekleşen Fransız yaşamda hesaplaşma Daha doğrusu bile bu güçlü ve düşünce ağırlık kazandı, karşısına alan gelenekçi yüzyılın dayanan bu yeni anlatımını felsefesine bilimci ya da olumcu eğilimi bilimci anlatımını Bu bilimci en yüksek bakışla, bakışla uscu oa ve metafizik dışındaki Auguste Comte'da kılmak bakış açılarıyla Almanya'da iki eğilimin özünde birlikte geçerli sayma birlikte mutlak gerçekliğe Auguste Comte'un yüzyılın başlarında Kant'ın biridir. Bu dışına çıkarmak gerçekliğin göreli ya da ölçülebilir bir düşünceden uzaklaşma bakışı bütünleştirme, yatar. Tüm gizemci gerçekliğe, diğeri olur. Auguste Comte'da göreli ve somutun aşamalarından de felsefenin ve bilimin Bunlardan ilki oldu (s. 588). bulan olumculuk kökü Bacon'a ve Descartes'a dayanan eğiliminin XX. geçiş yanı kılınır. düşünceye yöneliş düşünceyi devrim fikrini olumcu bir bulan olumculuk, felsefeyi bir bilimsel felsefeye, bir bilimler Auguste Comte'un olumcu felsefesi ya tutarlılığı bir birlikte olumculuğun oluşumunu sağlar. yöneliş, çağın başlıca eğilimi dönüştürür. deneysel yanı bir olan ve bilgiyi sadece olgulardan elde etmeye bütün bilimsel tutumlar geçersiz bilimsel karşı düşünceyle doğrusu daha düşünceden düşüncelere doğru yumuşak yatsıyan yüzyılda yüzyılda Bu özellikle devrim fikrine toplumcu tamamen ve siyasallaşmamıştı. düşünce yanında XiX. oluşan, düşüncede hiçbir zaman, hatta XIII. kadar gelenekçi Metafiziği ve Devrimi'yle düşünce belki de düşünce yanında, toplumcu yeni değişik bakış açılarının dönemi olur. yüzyılda olduğu gelenekçi yetkin olumculuğa düşüncenin gelişimine gelenekcilikten XiX. deneyciliği kendisine, somut yönelmek, gerçeklikle başlıca amacıdır düşünce akımı izinden giden ve Kant'a yönelen (s. 615). ortaya çıkar. Yeni-Kant'çılık, ise Yeni-Kant'çılıktan daha etkili ve kapsayıcı olan Fichte, Schelling ve Hegel gibi büyük filozoflar yetiştiren Alman ülkücülüğüdür. Güçlülük, 171 istem, atılım, Alman ülkücülüğü ayrıcalık, aşma duyguları üstünlük, edebiyatında Alman sorunlarından iş ücret, geleceği yüzyılın öne üzerine ikinci insanın bir dünyada çıkmaya başladı. düşünmeye yarısında girdi. ... Toplumcu ve XX. düşünce sorunları toplu hızlı bireysel üretim, düşük toplum üzerine, toplumun itti. Böylece toplumcu yüzyılın başlarında en büyük koşullarıyla oldu. Giderek daha Rekabet, çokluğu insanları saatlerinin sanayi devrimi dönüşümlere bağlı gelen toplumsal iktisadi karmaşıklaşan ve felsefesinde boyatar. düşüncenin gelişimi, Avrupa'da toplumcu olarak kendisini gösteren atılımını düşünce büyük bir XIX. atılıma Saint-Simon, Fourier, Feuerbach, Proudhan gibi öncülerden çok Marx ve Engels'de buldu (s. 657). alanında yüzyıllardır Felsefe süren bilinç ve ruh incelemelerinin sonucu ruhbilim, felsefeden koparak kuram ve uygulama kapsamlı katkı, araştırma alanı bir bilimsel ruhbilim doktorları Bunların sayesinde olur. başında ruhayrıştırması ruhayrıştırma derneğinin Freud XX. içeriklerini oluşan kurucusu değiştirir. büyük bir Sigmund Freud gelir. ya da ruhbilim düşünce dünyasını etkilemiştir yüzyılda insanoğlu dünyasını değil, (s. 679). atılım yapar ve eski kavramlar Sanayi devriminin teknoloji devrimine ortam, yeni bir bilim uluslararası yönteminin ve Viyana'lı görüşleriyle yalnız ruhhekimliği bütün bir açısından geniş durumuna gelir. Bunda en büyük kavrayışını, düşünce dönüşmesiyle ve sanatta yeni yönelimleri getirir. insanoğlunun bütün geçmişiyle bağlarını sorgulaması ve bir çoğunu boyutlar geride bırakması her şeyden doğa ilişkisine yeni kazandırmasıdır. XVII. yüzyılda egemen olma kendi Bacon ve Descartes'da eğilimi doğasına anlamında XX. yüzyılda insanın anlatımını bulan hem nesnel doğaya doğaya hem bütün bilinirlikleriyle ve bütün bilinmezlikleriyle tam sahip çıkması olgusuna insanı doğalolandan doğaüstü 172 önce insan ve olana dönüşmüştür..... Ortaçağ'ın doğru yükseldikçe, ayakları yerden kesildikçe insandı, çağımızın insanı ayağını yere ölçüde, buna göre doğayı ölçüde insan sayıyor yararlı kılabildiği kendini (s. 461). Bu yeni teknolojik kendisi için bastığı anlayış insanı yarışın yanında Artık çağımızın her yönüyle bir yarışçı haline getirir. Siyasal, yarışa insan daha çok kendi kendisiyle en belirgin etkeni hız başka ve verim girer. ifadeyle zaman ve güçtür. insan olmanın nitelikleri değişir ve başka bir alana kayar. Dünyayı dönüştürmek adına ürettiği araçların başdöndürücü gelişimi insanı çıkarıp durumundan gelişmeler, bir araç durumuna getirir. Bütün bu olumsuz düşünce alanında özellikle araştırma anlayışı amaç göstermiş, kendini yaklaşımlarla yerini, yüzeysel köklü ve dizgeci düşünce çabalarını yetinen doğurmuştur. Önce birey vardır, tek başına kalmış birey, dünyaya bırakılmış birey. bilmediği Bilinmedik bir ülkeden yabancıdır o, kendi amacından gelmiş bir ülkeye ya da kendi bedeninden, onun pencereleri olan gözleriyle dünyaya bakar. Her her şeyi yalnızca olan zorunlu kendi gözleriyle, kendi şeye şaşarak açısından bakar, görmektedir (s. 695). Tek başına varoluşçuluk elini kendi trajik uzatır. yönelmeyi, buna göre insanı uyandırıp çağımızın temel Her şeyden insanın uscu yaklaşımı çok çok sanat varoluşu da sanata yaşamın arayışlarda yakın yapıtları ve kalan bireye varoluşun yitip gitmesine olan verme bu yüzden felsefe vermiştir, ilişkilerin açıklamasına felsefeye bir sanat getirmiştir (s. 697). karşıya gizlerine karşı çıkan, varoluşçuluk bir anda olur. Felsefeden yapıtları önce kendisine gelmesini temel alan yapıtlarından Pekçok çıkmazıyla karşı felsefi bu görüşlerini felsefe basar gibidir. yapıtları yanında edebiyat kişisel ilişkilerin, somut yönelmiştir, bu arada hatta bazen bir soyut sanat kapalılığı dayanarak anlatmaya esnekliği, felsefede, eğilimi ağır 173 çağımızın nabzını tutan varoluşçulukla birlikte yapısalcılık akımı ve yapısalcılık; biri varlığın varoluş nedenlerini, Varoluşçuluk dikkati çeker. diğeri varlığın yapısal eleştiren yönünü birlikte birbirini tamamlayan iki yapısaıcı üçlemelidir, Bununla düşünce akımıdır. doğruluğu Görsellik bir bütündür, Böylece ayrılırlar felsefeler olmakla şeyi iki düşünülen, içinde bir bütün ortaya koyar. bir bütünde bir araya getirir. gerçek olan ve dışlaştırandan Yapı kuruludur. ... Böylece yapısalcılık şeylerden önce şeylerin konumunu konu edinir. Yapı kendinde ayrımlaşmış ögeler ve ilişkiler dizgesidir (s. 722). Düşünce Tarihi'nin son son bulur. Sonuç bölümü ise satırları yapısalcılıkla şu ifadelerle ilgili bu saptamalarla başlar: Düşünce alandır. tarihi gezmekle bitiremiyeceğimiz uçsuz bucaksız bir Bir yanı sanat bir yanı felsefe olan bu alanda hangi adların birinci planda önemli tartışma konusudur. olduğunu saptamak bile Düşünce insanın işidir, başlıbaşına insan deyince bir düşünce anlaşılır. insan için eylem düşünülmüş etkinliktir (s. 723). Avşar olabilmeyi Timuçin insan ya da daha doğru düşünceyle düşünebilmeyle koşullar. bir ifadeyle kişi olmayı Gerçek anlamda yaşamak ve kişi olabilmek düşünmek demektir. "Dünyada dönüşümleri güç, üreterek düşünen, düşünerek üreten insandır (s. 270)." Gerçeklik olanı, olasıyı, doğalolarak olmuş olanı kapsar. Her gerçeklik zamanla vardır. Bilinç bireyselolmasıyla Zamansailık ölçüde gerçekleşir. gerçekleşmektedir, boyutunda 174 dünyamızı ve iç insana göre, insandan ötürü özgün ve evrensel boyut oluşan tek kazanır. gerçeklik, kendisini görebildiğimiz Dünya, uygarlık süreçleri boyunca gerçekleşmiştir ve tarihsellik ve toplumsallık temel niteliğidir. Gerçekliğin tarihsel-toplumsal nitelikte toplumsal sarılmış, sağlayan kılar. Düşünce olması, sanat ve düşünce yapıtlarını ve sanatta amaç, da tarihsel- doğruya ulaşmaktır ve bu doğruların belirleyicisi tarih, tarihte yeralmakla Düşünce Tarih, Gerçek olarak yaşamı dönüştürür ve ve dönüşümüne katkıda sanatsal biçimlere bürünmesidir. yaşamı ise yerdir. saptanmış bütünlüğüdür. Sanat, yaratma ve izleme düzeyinde yargılar, sanatçı etkin olarak dönüşümlerin saklandığı, saptandığı, doğrulandığı gerçekliğin gerçekleşmiş yaşamın yaşamak, olasıdır. ve fikir bulunur. Tarih bu zamandır. düşünselliği gerektirir. Sanat, Düşünür yaşamı yorumlar ve gösterir. Düşünmek, insanın en belirgin ve en belirleyici işlevidir. insan yalnız düşündüğü için duygulandığı değil, anımsadığı, tasarladığı imlediği, duyumsadığı insandır. için Düşünce insanın doğayla ve ve kendisiyle savaşımı sonucu kazandığı değerli bir yetisidir. insan düşünebildiği, düşünce üretebildiği ve yaşamını geliştirebildiği Başkalarının kalıplaşmış, hazır düşünceleriyle başaramaz, düşüncesini yaşamın değişen koşullarına ilgili oluşturulmalıdır. sağlıklı görüşlere, gerçek anlamda yaşayamayan kendi ortak bilinç, ve gereksinimlerine göre sürekli durmaksızın Hem durmadan Sanat, değişen yaşama ve bu yaşamla hem de bilime, sanata ve felsefeye yönelmek düşünebilmenin baş böyle bir toplumda bilim; teknik koşuludur. kolaylık, düşünceyi Gerçek alanında sanat; gereksiz eksik uğraş, kalırlar ve felsefe ise; olarak görülürler. insanı tüm yaratım varlığıyla kaplayan, ruhunun derinliklerine kadar ve izlemenin her etkinliktir. Sanat, duyum, duygu ve etkinliği kişi oluşturduğu toplumlar, bilim, sanat ve felsefe ortalık karıştırıcı ele geçiren, her üretmelidir. Bireysel, toplumsal ve evrensel bilincin yeniden insandır. ölçüde anında insanı düşündüren düşünce alanlarında eşit bir ölçüde gerektirir. Düşünce ve sanatta gerçeklik, tarihsellik ve çağcılık sorununa 175 bağlıdır. Çağcılık; geniş bir zaman diliminde yaşamak dünyaya açılabilmektir. Çağcılolabilmek dünyalı yaşayan bir uygarlığın tarihiyle, sonra tarihiyle anlaşılır uygarlık genişlikle olasıdır olabilmekle etkin üyesi olabilmektir. Bir başka uygarlıkların ve bu ve önce kendi ve kavranabilir. insan sadece varlık dünyasını algılamakla kalmaz kalmamalıdır. Kişi dünyasını değiştirmek olarak eyleminin uzantısı ve zenginleştirmek olan üç yeti ile yapar: 'Bilme', ister. Bunu düşünce düşünme ve sanatsal başka alanda 'yaratma' ve özgür iradeyle 'eylemde bulunma'. Bu olguya bir kanaldan gelinirse, koşulu; niteli ya da yaşam Aydın Yukarıda birlikte özde kişi olarak kişi) aynıdır. işte Tarihi Düşünce hemen öne çağdaş yapılan, yapılması olabilmenin her kitabının fazlasıyla Tarihi, kendi çıkıyor eylem ve yeterli alanında Tarihi, dili ve olabileceği ve adına, kapsamlı oluşuyla açığı kapatıyor. çağcıl Aydın taşımakla söylenebilir. sistematik ve en yetkin kaynak içeriğiyle çağdaş ifadeler ve nitelikleri kazanabilme ve bu alandaki büyük bir kişinin kitabı olmalıdır .. 176 bilgiye dayanan 'çağcıl gerekenler ve koşulları farklı koşulları bu kapsamlı yaklaşımıyla alanının Düşünce sanat kültürü' ve üç temel bulunma. (Entellektüel-Kültürlü Düşünce kişi) olmanın bağlı değerlerle örülmüş insana felsefesi; 'genel ve davranış'da (Entellektüel-Kültürlü Sistematik ve kitabı niteliğinin yanında her kişinin kitabıdır ya da