Ototransplantasyon

advertisement
Ototransplantasyon
OTX
Prof. Dr. Mehmet Yaltırık
Dt.İrem Kırlı
Dt.Alen Palancıoğlu
İstanbul- 2012
• Dişlerin transplantasyonu (TX) yüzyıllardır yapılan
bir işlemdir.
• Geçmişte dişler bir kişiden bir başkasına
nakledilmekteydi. Buna ‘’allotransplantasyon’’
denilmektedir.
• Ancak yapılan allotransplantasyonlar çoğunlukla
başarısızlıkla
sonuçlanmakta;
immunolojik
reaksiyon sonucu periodontal dokularda yıkım ve
kök rezorpsiyonu gelişmekteydi.
• Ancak daha sonraki yıllarda yapılmış aynı
bireyden alınan ve iyi prognoz gösteren diş
transplantasyonlarının (TX) varlığını gösteren
pek çok klinik çalışma ortaya konmuştur.
• Bu işlem ‘’ototransplantasyon’’ (OTX) olarak
tarif edilmiştir.
• OTX, aynı bireyde bir bölgeden çekilen dişin
başka bir bölgeye yerleştirilmesi olarak
tanımlanabilir.
• Diş veya kök bir bölgeden başka bölgeye
yerleştirilebildiği gibi aynı soket içinde başka
bir pozisyonda da yerleştirilebilir.
• Günümüzde OTX implant tedavisine göre daha
önemsenen bir işlem haline gelmiştir. Özellikle
büyüme çağındaki çocuklar ve adolesanlarda
değişen alveolar yapı nedeniyle implant
uygulanamamaktadır.
OTX Endikasyonları
•
•
•
•
•
Konjenital diş eksiklikleri
Restore edilemeyen dişler
Kuron- kök ve kök kırıkları
Gelişim çağındaki genç hastalarda diş kayıpları
Yetişkinlerde diş kayıpları
OTX- İmplant karşılaştırması
• Günümüzde
diş
kayıplarına
implant
uygulaması
önerilmektedir.
OTX
de
uygulanabilir bir seçenektir.
• İmplant uygulanamayan hastalarda kök
gelişimini tamamlamış dişler transplante edilip
daha sonra kanal tedavisi uygulanarak bir
alternatif sağlanabilir.
OTX- İmplant karşılaştırması
• Gelişim çağındaki genç hastalarda implant
tedavisi özellikle maksilla anterior bölgede
kontrendikedir. Bunun nedeni uygulanan
implantın maksillanın dikey yöndeki gelişimini
engellemesi veya gelişimi engellemese bile
değişen alveolar yapı sonucu istenilen estetik
sonucun elde edilememesidir. Bu tip
durumlarda TX mükemmel bir tedavi
seçeneğidir.
OTX Sonrası İyileşme
• Bir OTX vakasının başarısında iki doku çok
önemlidir. Bunlar pulpa ve periodonsiyumdur.
• Diş transplante edildiğinde damarsal beslenmesi
kesilmektedir.
• Bu durumda revaskülarizasyonun sağlanması
pulpanın canlılığını korumasına bağlıdır.
• Çalışmalar
kök
gelişimi
devam
eden
apeksifikasyonu
tamamlanmamış
dişlerin
revaskülarize olduğunu göstermiştir. İyileşmenin
başarısı kök gelişiminin derecesine bağlıdır.
• Optimum revaskülarizasyon için dişin kökü
final boyutuna ulaşmamış olmalı ve
apeksifikasyon tamamlanmamış olmalıdır.
• Gelişimini tamamlamış kapalı apeksli dişlerin
revaskülarize olması beklenmez. Ancak buna
rağmen transplante edildikten sonra kanal
tedavisi uygulanarak ağızda tutulabilirler.
Pulpa
Apeksi Açık Olan Dişler
• TX den sonraki ilk haftalarda pulpa henüz
revaskülarize
olmamışken
dokular
enfeksiyonlara karşı oldukça hassastır.
• Eğer pulpa bu süreçte enfekte olursa
inflamatuar
reaksiyon
sonucu
kök
rezorpsiyonu gelişir.İşlem öncesi antibiyotik
kullanılmalıdır.
Pulpa
Apeksi Kapalı Olan Dişler
• Apeksi kapalı olan dişlerde sonradan
gelişebilecek enfeksiyonları ve dolayısıyla
oluşabilecek rezorpsiyonu önlemek için
mutlaka kanal tedavisi uygulanmalıdır.
Periodonsiyum
• Transplante edilen dişlerin prognozunda
periodonsiyuma minimum zarar vermek çok
önemli bir faktördür.
• TX de farklı aşamalarda periodonsiyuma zarar
verilebilir. Bunlar:
1- Transplant orijinal pozisyonundan ayrılırken
2- Ağız dışında tutulurken
3- Yeni pozisyonuna yerleştirilirken
Periodonsiyum
• Bir başka risk faktörü ise kemiğin istenilenden
fazla şekilde aşırı gelişmesiyle diş kökleriyle
kaynaşmasıdır. Buna ‘’ankiloz’’ denmektedir.
Ankilozu kök rezorpsiyonu takip eder ve diş
kaybedilir.
Cerrahi Prensipler
• Olası transplantlar bazı stratejik bölgelerden
seçilmelidir. Bunlar sıkışıklık-çapraşıklık olan
premolar bölgesi, ortodontik amaçlı diş çekimi
yapılacak bölgeler olabilir.
• İşlemin bir ortodontistle birlikte planlanması
önerilir.
• İşlem öncesinde panoramik ve periapikal
radyografilerle tam bir inceleme yapılarak
transplante edilecek dişin kök durumu, donör
bölge ve alıcı bölgedeki şartlar irdelenmelidir.
Cerrahi Prensipler
• Ayrıca ilgili bölgelerdeki önemli anatomik
oluşumlar dikkate alınmalı gerekirse üç
boyutlu
görüntüleme
yöntemlerinden
yararlanılmalıdır.
• İdeal transplant tek köklü ve konik kök
formunda olan dişlerdir.
• Transplantın
atravmatik
bir
şekilde
çıkartılabilecek pozisyonda olması prognoz
açısından önemlidir.
Cerrahi Teknik
• Başarılı iyileşmenin önşartı dokuların iyileşme
kapasitelerinin korunmasıdır.
• Transplantın ekstraksiyonu sırasında pulpanın
enfekte olmaması için işlemden bir saat önce
sistemik antibiyotik profilaksisi yapılmalıdır.
Cerrahi Teknik
• İşlem sırasında minimum cerrahi travma
yaratılmalıdır. Bunun için önce alıcı bölge
hazırlanmalıdır. Bu bölgede flap kaldırıldıktan
sonra yeterli soğutma altında alveolar kemikte
önceden boyutları ölçülmüş transplanta yetecek
kadar yer hazırlanmalıdır.
• Transplant ekstrakte edildikten sonra hala alıcı
bölgede düzenleme yapılması gerekiyorsa
transplant saline solüsyonu içinde bekletilmelidir.
Cerrahi Teknik
• Bazen komşu dişin minesinden aşındırma yapmak
gerekebilir. Ancak ideali bu alıcı bölegedeki komşu
dişler arası mesafenin ameliyat öncesi ortodontik
tedavi aşamasında ayarlanmasıdır.
• Transplant hazırlanan yere yerleştikten sonra yara
bölgesi primer olarak suture edilir. Burada flap
transplanta baskı yapmadan onu iyice
kavramalıdır.
• En son olarak ise transplant oklüzalinden geçen
bir sutur ile veya bir splintle sabitlenmeli ve
pozisyonunu koruması sağlanmalıdır.
Postoperatif Bakım
• Hasta ilk hafta sistemik antibiyotik kullanmalı,
yumuşak veya sıvı diyet uygulamalı, klorheksidinli
gargara ile hijyeni sağlamalıdır.
• Bir haftanın sonunda suturlar alınmalıdır. Dört
hafta sonunda diş normal mobilitesine sahip
olmaya başlar.
• İlk yılda dişin sürmesi ve kök gelişiminin devam
etmesi TX in başarılı olduğunu ve pulpanın
revaskülarize olduğunu gösteren verilerdir.
Postoperatif Bakım
• Apeksifikasyonu tamamlanmış dişlerde kanal
tedavisi TX den iki hafta sonra uygulanmalıdır.
Uzun Dönem Prognozu
• Transplante edilen ;
Molar dişlerde % 72-90
Premolar dişlerde %89-98
Kaninlerde %25-81 başarı oranları gözlenmiştir.
Apeksifikasyonu tamamlanmamış dişlerdeki
başarı oranları daha da yüksek bulunmuştur.
Uzun Dönem Prognozu
• Apeksifikasyonu tamamlanmış dişlerde çekim
sırasında periodonsiyuma daha fazla zarar
verildiği için başarı oranları daha düşük
gözlenmiştir.
DİKKATİNİZ İÇİN TEŞEKKÜRLER…
Download