TİD 28 Muş Alparslan Üniversitesi BASINDA ÇANAKKALE MUHAREBESİ: TASVİR-İ EFKÂR GAZETESİ Esra Akar Tarih Öğrencisi www.dogubatiekseni.com/dergi/index.php/tid Çanakkale Muharebesi’nin temelleri ilk kez 1 Eylül 1914 yılında İngiliz Deniz Bakanı Churchill tarafından atılmıştır. Churchill, İmparatorluk Genel Kurmayı Sir Çarl Douglas’a göndermiş olduğu gizli mektubunda, Yunan ordusunun yardımı ile Gelibolu Yarımadası’nı ele geçirebileceğini ve İngilizlerin Marmara Denizi’ne girmelerinin mümkün olabileceğini belirtmiştir. İngilizlerin Çanakkale Muharebesi’ndeki asıl amaçları Osmanlı Devleti’ni mağlup etmek, Rusya’ya deniz yolunu açıp Rusya ile bağlantıyı sağlamak ve Rusya’ya karşı olası hareketleri önlemektir. Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs) Tarih Araştırmaları Topluluğu Çanakkale Muharebesi’nin temelleri ilk kez 1 Eylül 1914 yılında İngiliz Deniz Bakanı Churchill tarafından atılmıştır. Churchill, İmparatorluk Genel Kurmayı Sir Çarl Douglas’a göndermiş olduğu gizli mektubunda, Yunan ordusunun yardımı ile Gelibolu Yarımadası’nı ele geçirebileceğini ve İngilizlerin Marmara Denizi’ne girmelerinin mümkün olabileceğini belirtmiştir. İngilizlerin Çanakkale Muharebesi’ndeki asıl amaçları Osmanlı Devleti’ni mağlup etmek, Rusya’ya deniz yolunu açıp Rusya ile bağlantıyı sağlamak1 ve Rusya’ya karşı olası hareketleri önlemektir. Çanakkale Muharebesi’nin başlamasıyla birlikte Türk ve Dünya basını olayları yakından takip etmiştir. Tüm gazeteler muharebe ile ilgili gelişmeleri birincil kaynaklardan kendi vatandaşlarına duyurabilmek için olay yerine muhabirlerini göndermişlerdir. Ancak iletişim araçlarının yetersizliği neticesinde olaylar zamanında duyurulmamış olsa bile üç dört günlük aralarla gazetelerde yayınlanmıştır. Şinasi tarafından 1862 tarihinde yayımlanan ve Osmanlı’nın neşredilen dördüncü gazetesi olan Tasvir-i Efkâr’ da bu meyanda çalışmalarını sürdürmüştür.2 Tasvir-i Efkâr gazetesi de, diğer gazeteler gibi muharebe ile ilgili gelişmelere birinci sayfada yer vermiştir. Çanakkale’de ilk Deniz Muharebesi, 3 Kasım 1914 yılında İngiliz-Fransız müşterek filolarının Anadolu ve Rumeli yakasındaki Osmanlı tabyalarını bombalamasıyla başlamıştır. 19 Şubat 1915’te İtilaf donanmasının Osmanlı tabyalarına yapmış olduğu ikinci bir bombardıman ile birlikte tam olarak Çanakkale Deniz Muharebesi vuku’ bulmuştur.3 Bu bombardımanlar karşısında Osmanlı tabyaları, yoğun bir şekilde saldırılara mukavemet etmiştir. 2025 Şubat 1915 tarihleri arasında Osmanlı toplarının bir kısmı susturulmuş, Kumkale ve Seddülbahir 1 Yücel Özkaya, “Türk ve Dünya Basınında Çanakkale Savaşları”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Mart 1996, Cilt XII, Sayı 34, s. 295. 2 Nesimi Yazıcı, “Tasvîr-i Efkâr”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2011, Cilt 40, s. 138. 3 Oral Sander, İlk Çağlardan-1918’e Siyasi Tarih, İmge Kitabevi, İstanbul 2014, s. 375. Tarih ve İnsan 29 ÖZET Basın; muharebeden önceki ahval, muharebe süreci ve sonrası hakkında bize dönemin siyasi, askeri ve sosyal durumunu aksettirmektedir. Bu çalışmada tarihimizde derin izler bırakan Çanakkale Muharebesini, Tasvir-i Efkâr örneğinde Türk basınına yansımaları üzerinde durulmaktadır. Konunun amacı, Çanakkale Muharebesi sırasında vuku‘ bulan olayların Tasvir-i Efkâr gazetesine nasıl sirayet ettiğini ortaya koymaktır. Tasvir-i Efkâr gazetesi ilk kez 1862 yılında yayın hayatına girmiş ve hafta da iki gün yayınlanmıştır. Gazete yönetimi haber sunmada “Havâdis-i Dâhiliye” ve “Havâdis-i Hâriciye” şeklinde gazeteyi iki ana kısma ayırmıştır. Bildiride Tasvir-i Efkâr gazetesinin 27 Şubat-04 Nisan 1915 tarihleri arasındaki nüshaları taranmıştır. Özellikle gazetenin, 27 Şubat 1915 tarihli nüshasında, Çanakkale Boğazı istihkâmlarını bombardımana yeltenen İngiliz-Fransız filosunun görevinin çok zor olduğu ifade edilmiştir. 18 Mart 1915 tarihinde alınan galibiyet üzerine gazete, Türk hükümetine övgüler yağdırmıştır. Tasvir-i Efkâr’ da diğer gazeteler gibi Çanakkale olaylarına birinci sayfada yer vermiştir. Muharebenin gidişatı hakkındaki haberler iletişim araçlarının yetersizliği neticesinde zamanında duyurulmasa bile, üç dört günlük aralarla gazete de yayımlanmıştır. Türk basını açısından savaşın kazanılması kaçınılmazdır. Savaşın sonuna doğru tüm gazeteler gibi Tasvir-i Efkâr’ da artık hep Osmanlı’nın zaferlerinden bahsetmiştir. Bu bildiri hazırlanırken Tasvir-i Efkâr gazetesinin ilgili dönemleri dışında yayınlanmış arşiv belgeleri ve tetkik eserlerden de istifade edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Çanakkale Muharebesi, Tasvir-i Efkâr, Osmanlı Donanması, İtilaf Donanması, 18 Mart Zaferi “Mamafih düşmanların hedefleri ne olursa olsun, muhakkak olan bir şey varsa o da Çanakkale Boğazı öyle kolay kolay zorlanması imkân dâhilinde bulunmadığıdır.” Popüler Tarih Dergisi www.dogubatiekseni.com/dergi/index.php/tid TİD Muş Alparslan Üniversitesi 30 kıyılarında Osmanlı tabyaları işe yaramaz hale getirilmiştir. Mamafih 26 Şubat sabahı İtilaf donanması yeniden harekete geçmiş ve ciddi bir tahribata uğramıştır. Tasvir-i Efkâr gazetesinin 26 Şubat 1915’te neşredilen nüshasında, adaların ablukasının başladığından beri, hemen her gün bir iki İngiltere sefinesinin gark edilişinin dikkat çektiği ifade edilmiştir.4 Gazete’nin 27 Şubat 1915’teki yazısında ise, cesamet ve kuvvete haiz “Agamemnon” adında İngiliz filosuna mensup bir Sefine-i Harbiye’nin hasara uğradığı belirtilmiştir. Tasvir-i Efkâr gazetesi, Çanakkale Boğazı istihkâmlarını bombardımana yeltenen İngiliz-Fransız filosunun görevinin çok zor olduğunu, İngiliz filosunun son girişimlerinin “Adi bir nümayiş mahiyetine haiz” bulunduğunu ileri sürmüştür.5 Roma’da çıkan ve Tasvir-i Efkâr’ da yer alan 28 Şubat 1915 tarihli yazıda, Hristiyan bir Osmanlı Ricalinin, “Boğaz müdahilindeki istihkâmları hasar zede idilmiş olmakla beraber bunun esası bir ehemmiyete haiz olduğunu, çünkü hariç istihkamatının düşman donanmasını sadece mümkün olduğu kadar zarar içün kullanıldığını, asıl müdafaanın dâhildeki istihkâmlarla icra idileceğini” bildirdiği belirtilmiştir. Alınan bir bilgiye göre Mösyö Belt, İngiliz-Fransız donanmasının Çanakkale’ye karşı hareketlerinde savunmanın müthiş olduğunu ve dış istihkâmın bombalanmasıyla bir şey elde edilemeyeceğini beyan etmiştir.6 Nitekim öyle de olmuştur. İngiliz-Fransız müşterek donanması 26 Şubat bombardımanında, Türk orduları tarafından yenilgiye uğramıştır. Tasvir-i Efkâr gazetesinin 2 Mart 1915 tarihli nüshasında, bir haftadan beri Bahr-ı Sefinede’ ki İngiliz-Fransız müşterek donanmasının, Çanakkale Boğazı’na karşı icra ettiği bombardımandan henüz maksatlarının ne olduğunun anlaşılmadığı yazılmıştır. Tasvir-i Efkar gazetesi muharriri, düşman donanmasının bu hücum ve taarruz ile gayesinin boğazları elde etmek isteği ise, bombardımana muntazam 4 5 6 Tasvir-i Efkâr, 26 Şubat 1915 Cuma, No.1364 Tasvir-i Efkâr, 27 Şubat 1915 Cumartesi, No.1365 Tasvir-i Efkâr, 1 Mart 1915 Pazartesi, No.1366 Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs) bir surette devam eylemesi gerektiğini yok, eğer düşmanların maksadı ciddi bir teşebbüs değil de Ruslara yardım ediyor gibi nümayiş yapmaktan ibaret ise, o halde İngiliz ve Fransız filoları beyhude israfta bulunmuşlardır, yorumunu yapmıştır. Muharrir yazısına devam etmiş ve “Mamafih düşmanların hedefleri ne olursa olsun, muhakkak olan bir şey varsa o da Çanakkale Boğazı öyle kolay kolay zorlanması imkân dâhilinde bulunmadığıdır.” İfadesine yer vermiştir. Her türlü fedakârlığı yapmış kahramanlar tarafından müdafaa olunan böyle bir mevkide, düşman gemilerinin mürurunun imkânsız olduğunu da ayrıca beyan etmiştir.7 Viyana’da çıkan ve Tasvir-i Efkâr gazetesinde yer alan 2 Mart 1915 tarihli yazıda, Çanakkale Boğazı bombardımanından “müttefiklerin donanmaları tarafından icra olunan bu hareket ikamete mahkûm olduğu ve boğaz önünde icra-yı hareket eden gemilerin Osmanlı topçularının isabet indahatıyla büyük zayiata uğrayacağına beyan-ı itminan edilmiştir.” diyerek bahsetmektedir. Yine Viyana’da çıkan 2 Mart 1915 tarihli gazete, “İngilizler de Kendi Teşebbüslerinden Emin Değil” başlığıyla “Çanakkale Boğazını geçmek içün Fransız-İngiliz donanmasının teşebbüs itdiği taarruzun hiçbir suretle müntic muvaffakiyet olamayacağına İngiliz muhabirince de inanılmadığını ihsas iden muhtelif telgraflar” olduğunu neşretmiştir. Berlin’de çıkan 2 Mart 1915 tarihli yazıda ise Boğazlar hakkındaki Rus amilinin, Atina üzerindeki te’siratını “Dersaadetin Ruslar tarafından zabtı bütün Avrupa içün büyük tehlikedir” 8 sözleriyle Rusların boğazlara hâkim olması halinde Avrupa’da oluşabilecek durum açıklanmıştır. Gazete’ ye göre, Muharebe esnasında Almanların Harb-ı hazırda ne kadar maharet ve cesaret gösterdiklerini, kendilerinden üç misli kuvvete malik, üç büyük düşmana (İngiltere, Fransa ve Rusya) karşı gösterdikleri başarılarından ve şimdiye kadar düşmanlardan on misli daha fazla esir (700.000) almalarından 7 8 Tasvir-i Efkâr, 2 Mart 1915 Salı, No.1367 Tasvir-i Efkâr, 2 Mart 1915 Salı, No.1367 Tarih Araştırmaları Topluluğu anlamak mümkündür.9 Muharebenin devam ettiği sırada Tasvir-i Efkâr gazetesinin 4 Mart 1915 yılında neşredilen nüshasında, Almanların elinde bulunan Lehistan’ın kuzeyindeki değerli bir şehrin, Rusya’ya terk edildiği bildirilmiştir. Rusların verdiği müthiş zayiata rağmen böyle bir girişimde neden bulunulduğuna “Varşova’nın şimal istikametinde taarruza geçmelerinin, acaba Almanlar tarafından yeni tarz da bir plan tertip edilerek, Rusların bir tuzağa düşürmek istemesinden midir? sorusuyla açıklık getirilmeye çalışılmıştır.10 5 Mart 1915 tarihinde düşman donanması yeniden harekete geçmiştir. 6 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesinde yer alan karargâh tebligatında, düşman donanmasının dün bombardımana yeniden devam ettiği 9 10 Tasvir-i Efkâr, 3 Mart 1915 Çarşamba, No.1368 Tasvir-i Efkâr, 4 Mart 1915 Perşembe, No.1369 Tarih ve İnsan belirtilmiştir. Ancak Hareket-i Asliyye’ de muvaffak olamayacağının aşikâr olduğu beyan edilmiştir.11 İngilizlerin “Queen Elisabeth” adındaki tabyası, Osmanlı’nın “Hamidiye” adlı sefinesini 12500 metre uzaklıktan ateşe tutmuştur. Bu arada, gizlenmiş sahra bataryaları ansızın ortaya çıkıp, ateş açmıştır. Ve “Queen Elisabeth” geri çekilmek zorunda kalmıştır. Muharebe sonrasında gazeteler tarafından, karadaki topların tefevvukundan (üstünlüğü) bahsedilmiştir. Bu konu hakkında 10 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr’ da, sahil müdafaalarında küçük topların, Sefain-i Harbiye’nin büyük toplarından ziyade ateş gördüğü ifade edilmiştir. Çünkü büyük toplar mermilerini sahilde dağ arkasında gizlenmiş olan müdafaa toplarına isabet ettiremezler. Ancak küçük topların arkalarına gizlenmiş obüs (kısa namlulu top) toplarıyla düşman gemilerini döğmek 11 Tasvir-i Efkâr, 6 Mart 1915 Cumartesi, No.1371 Popüler Tarih Dergisi 31 www.dogubatiekseni.com/dergi/index.php/tid TİD 32 Muş Alparslan Üniversitesi ve tahribata uğratmak daha kolaydır. Zira obüslerin mermileri, dağların üzerinden aşırma suretiyle geçerek, düşman güvertelerine isabet etmektedir, açıklaması yapılmıştır.12 Mamafih düşman donanması yeniden taarruza hazırlanmış, ancak olumsuz hava şartları neticesinde ateş kesilmiştir. 5 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr’ da, Çanakkale Boğazı bombardımanın en belirgin neticesinden birinin, “düşman filolarının henüz bizim Kuva-yi Hakıkiye-i Bahriyemize takrib bile idemeden az çok hasara uğradığıdır” diye belirtilmiştir. Gazeteye göre, bundan sonra endişe etmeden savaşın kazanılabileceği görüşü öne sürülmüştür. Alman General Von Sanders, Osmanlıların başarısındaki temel etkenin, Almanların kullandığı obüsler olduğu iddiasında bulunmuştur. Ancak düşman gemilerinin sadece Almanlar tarafından değil, birkaçının da Osmanlı mermileriyle hasara uğradığı 5 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesinde beyan edilmiştir.13 Çanakkale Boğazı’nın bombardımanı meselesi Bulgaristan ve Romanya için de azami derecede önem teşkil etmektedir. Romanya ve Bulgaristan Hükümetleri bu meselede, Osmanlı Devleti’nden başka herhangi bir devletin Çanakkale’yi ele geçirmesinin, Romanya’nın iktisad-ı istikbali ve Bulgaristan’ın istiklali için bir tehlike arz ettiğini ifade etmişlerdir. Romanya ve Bulgaristan Hükümeti Türkiye’nin, boğazların en iyi muhafızı olduğunu ve Osmanlı ordusunun muvaffakiyetinin onların muvaffakiyeti olduğunu belirtmiştir.14 İngiliz-Fransız müşterek filosu Çanakkale bombardımanını iki gün zarfında durdurup, Limni istikametine yönelmiştir. Bu durumu Tasvir-i Efkâr gazetesi; düşman filosunun mağlup olacağını anlaması 12 13 14 Tasvir-i Efkâr, 10 Mart 1915 Çarşamba, No.1375 Tasvir-i Efkâr, 5 Mart 1915 Cuma, No.1370 Tasvir-i Efkâr, 6 Mart 1915 Cumartesi, No.1371 Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs) üzerine, içerisine düşmüş olduğu acizlik ve çaresizlik olarak açıklamıştır.15 Bu sırada Yunan Başvekili Vanizeleus’un istifa kararı dikkatleri çekmektedir. Bunun altında yatan sebebi Tasvir-i Efkâr gazetesi, “Bugün herkes biliyorki Yunanistan’ın harbe başlaması ile beraber Bulgaristan’ın da kendisine ilan-ı harb eylemesi pek muhtemeldir. İşte bu gibi esbaba binaen Kral ile Yunan Başvekili arasında bir ihtilaf zuhur itmiş olabilir” diye neşrederek duruma açıklık getirmeye çalışmıştır.16 Son günlerde bir taraftan Yunanistan diğer taraftan İtalya’nın Çanakkale’deki bombardımanı hususu, tüm muhabirler tarafından dikkatle takip edilmiş ve Çanakkale Boğazı önünde patlayan topların Roma’da hücum aksi sedalar husule getirdikleri görülmüştür. 9 Mart 1915 tarihli Tasviri Efkâr’da, bir İtalya gazetesinin “İtalyan hareket ihtimalini kat’i bir suret de te’yid ve Te’kid etmek şüphesiz henüz mümkün değildir. Fakat diğer taraftan şu son günlerde öyle dikkate şayan bazı alaim ve esarete tesadüf idilmektedir ki, bu alaim ve emaret arasında İtalya, hususi bir vaziyet ve ehemmiyetle meşhud-u ayan olmaktadır”17diye yazarak İtalya’nın içinde bulunduğu durumu aksettirişi dikkat çekmektedir. Muharebe devam ederken, İtilaf devletleri asılsız haberler yayınlamaya başlamışlardır. İngiliz gazeteleri savaşı kendilerinin kazanacağı yönünde haberlerle, kamuoylarını kandırma yoluna gitmişlerdir.18 11 Mart 1915 sabahı Tasvir-i Efkâr’da yer alan bir habere göre, Çanakkale’deki muharebeye birkaç gündür ara verilmiş, düşman ordusu yüzünü İzmir Körfezi ve kalelerine çevirmiştir. Gazete’ de düşman 15 16 17 18 Tasvir-i Efkâr, 7 Mart 1915 Pazar, No.1372 Tasvir-i Efkâr, 8 Mart 1915 Pazartesi, No.1373. Tasvir-i Efkâr, 9 Mart 1915 Salı, No.1374 Yücel Özkaya, “Türk ve Dünya Basınında Çanakkale Savaşı”, s. 303. Tarih Araştırmaları Topluluğu filoların İzmir’de başladıkları bombardımanda Osmanlılar tarafından nasıl karşılanacakları anlatılmaktadır. Mamafih gazete muhabiri Yunus Nadi Bey’in, “Biz İngiliz ve Fransız filosunun, İzmir’de tekrar itmeğe başlayan muharebelerine rağmen o sahada ciddi bir harekete teşebbüs ideceğini hiç zan eylemiyoruz”19 sözleri zaferin Osmanlı lehine olacağı inancını bizlere göstermektedir. Harp sırasında ufak bir Osmanlı torpidosunun takdire şayan muvaffakiyeti dikkatleri çekmiştir. 12 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesi, “Küçük bir Osmanlı torpidosunun üç düşman gemisini törpülemek suretiyle gösterdiği kahramanlık, harb-i hazırın en büyük muvaffakiyet muharebesindendir. Küçük torpidomuzun Çanakkale’den İzmir’e kadar kat’ eylediği mesafe 400 kilometre kadardır. Böyle küçük bir geminin düşman Sefain-i Harbiyesi’yle dolu bir sahada bu kadar uzun bir mesafe kat’ etmesi ve yolda üç gemi batırması, Tarih-i Harbi Muharebe’de emsali ender bir kahramanlıktır.”20 diye yazarak ufak bir torpidonun bu denli büyük bir başarı göstermesini takdir etmiştir. Muharebe devam ederken bir taraftan da Fransızlar, Alman nüfuzunu kırabilmek için Alman cephesini yarma girişimlerinde bulunmuştur. 13 Mart 1915 tarihli yazıda, Almanların (Şampanya) mıntıkasında, Fransızların iki haftadan mütecaviz zamandan beri hücumlara başladıkları fakat Almanlar 19 20 Tasvir-i Efkâr, 11 Mart 1915 Perşembe, No.1376 Tasvir-i Efkâr, 12 Mart 1915 Cuma, No.1377 Tarih ve İnsan tarafından tamamıyla bertaraf edildiklerini 21 bildirmektedir. Almanlar Ruslar ile uğraşırken, Fransızlar fırsat bulup, Alman hududunu yarmaya çalışmış fakat başarılı olamamıştır. İtilaf devletlerine ait gazetelerde, artık muharebe gidişatının Osmanlı lehine olacağı kanısındadır. Nitekim 15 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesinde yer alan haberde, ”Nihayet düşmanlarımızda itiraf ve izah eylemeğe mecbur oldular. İngilizlerin Times adlı gazetesi nüshasında Sefain-i Harbiye’de büyük topların sahilde küçük toplara mukabele etmeleri mümkün olunmadığını, dar boğazda hareket edemediklerini itiraf etmektedir.” 22 İngiliz ve Fransız filolarının üç haftaya mütecaviz bir zamandan beri birçok büyük Sefain-i Harbiye ile Çanakkale’ye karşı başlattığı bombardımanın, kendileri için hemen hemen hiçbir menfaat temin edemediği yavaş yavaş anlaşılmaktadır. Bir süre sonra İngiliz ve Fransız filolarının Seddülbahir ve Kumkale istikametini topa tuttuğu haberleri yayılmıştır. 16 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesi, “Elan günler haftalar geçtiği halde, İngiliz ve Fransızların Seddülbahir ve Kumkale istikametini topa tutmalarına rağmen, nasıl oluyor da halen Boğaz’ın harici istihkâmlarının en ileride olanlarını bombardıman eylemekle 21 22 Tasvir-i Efkâr, 13 Mart 1915, Cumartesi, No.1378 Tasvir-i Efkâr, 15 Mart 1915 Pazartesi, No.1380 Popüler Tarih Dergisi 33 www.dogubatiekseni.com/dergi/index.php/tid TİD 34 Muş Alparslan Üniversitesi meşgul oluyorlar”23 yorumunu getirerek aslında düşman ordusunun boş yere kürek salladığı izlenimini yaratmıştır. Çanakkale bombardımanı esnasında Fransız-İngiliz filosuna mensup olup Osmanlı bataryalarının ateşiyle hasara uğradıkları tahkik edilen gemilerden başlıcaları şunlardır; İngilizlerin “Agamemnon ve Nelson” ismindeki gemileri ve Fransızlarında “Suffren ile Gaulois” namındaki Sefain-i Harbiyeleri’dir. Bu sırada gelen haberlere göre, bir aydır vuku’ bulan İngiliz-Fransız müşterek filosunun Çanakkale’ye karşı bombardımanı, son günlerde pek ziyade gevşemiştir. 24 Çanakkale Boğazı’nda muharebe devam ederken, Almanya ve Avusturya’ya senelerden beri merbut (bağlı) bulunan İtalyanlar, Avrupa üzerine çökmüş olan Akt-ı Harbe sekiz aydır lakayd (kayıtsız) kalmıştır. Ancak Almanya’nın Roma’daki sefiri Prens De Bolov’un da etkisiyle münazaralar başlamıştır. İtalya, Almanya’nın etkisiyle Osmanlı tarafına geçirilmeye çalışılmıştır.25 İngiliz ordusuna kumanda eden Amiral Carden, 16 Mart 1915 sabahı hastalanmış ve komutayı Amiral De Robeck’e bırakmıştır. Amiral De Robeck, savaşı kazanacaklarına ihtimal vermemiştir. Fakat Churchill’in emirleriyle taarruza devam etmiştir. 18 Mart 1915’te müttefik filosu Limni’den ayrılmıştır. 18 Mart 1915’te Müttefikler tarafından tüm mayınlar toplatılmış, İngiliz ve Fransız gemileri yeniden Osmanlı kalelerine saldırıya geçmişlerdir. On Sefine-i Harbiye, iç limanları bombalamaya başlamış, diğer gemiler ise Saroz Körfezi’ni ateş altına almışlardır.26 Müttefik donanmalarının tüm çabalarına rağmen Osmanlı bataryalarının sürekli ateşi sayesinde Türk topçuları bir türlü yok edilememiştir. Bilakis İngiliz-Fransız donanmasında birçok kayıp yaşanmıştır. Tasvir-i Efkâr gazetesinin 19 Mart 1915 tarihli nüshasında, düşman donanmasının birkaç günkü sükûnetini bozduğunu ve 18 Mart 1915’te yeniden şiddetli bir şekilde taarruza başladıklarını bildirmiştir. Mamafih düşman donanmasının bu girişiminin beklenildiği beyan edilmiştir. Ancak bu muhacematın (hücumlar) şimdilik hâsıl ettiği neticenin, önemli bir düşman gemisinin (Bouve) Çanakkale Piş-gahında batmış 23 24 25 26 Tasvir-i Efkâr, 16 Mart 1915 Salı, No.1381 Tasvir-i Efkâr, 17 Mart 1915 Çarşamba, No.1382 Tasvir-i Efkâr, 18 Mart 1915 Perşembe, No.1383 Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs) Mehmet Ali Bingöl, Rus Kaynaklarına Göre Çanakkale Savaşı, Marmara üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2006, s. 103-102. Tarih Araştırmaları Topluluğu Tarih ve İnsan olmasıdır diye ifade edilmiştir. Bu garkın Boğaz müdafaası açısından büyük bir muvaffakiyet olduğu belirtilmiştir. Gazete, “Çanakkale’nin müdahilinde bir zırhlıları ile bir torpidolarının gark, iki zırhlılarının da vahim surette hasar zede olduğunu görenler, bu husustaki azim ve imanımızın derece-i ulviyet ve salaiyetini elbette takdir eylemişlerdir.”27 haberine yer vermiştir. Osmanlı Ordusu’nun zafer haberleri art arda Tasvir-i Efkâr ve diğer gazetelerde neşredilmeye başlamıştır. 20 Mart 1915’teki yazıda, “Düşmanlarımızın İki Büyük Zırhlısını Daha Batırdık” başlığıyla müşterek İngiliz ve Fransız donanmasına mensup üç büyük düşman zırhlısının (Bouve, Irresistible, Afrika) gark edildiği haberi yer almıştır. Gazete, “Düşman Sefain-i Harbiyesi’ne karşu ateş itmiş olan topçularımız, uhdelerine mevdu büyük ve mühim vazifeyi güzide bir liyakatla ifa eylediklerini isbat itdikleri gibi, Fransızların Buove zırhlısı ile beraber İngilizlerinde iki büyük zırhlısını batırmakla, hiçbir zaman unutmayacağımız Sultan Osman ve Reşadiye’mizin en muvafık bir surette intikamını almış oldular”28 yazısını neşretmiştir. Müttefik düşman ordusu için en büyük tehlikeyi denizaltındaki mayınlar teşkil etmekteydi. Almanların bu konuda Osmanlı ordusuna ciddi katkıları bulunmuştur. Özellikle burada Nusret Mayın Gemisi’nden söz etmeden geçmek haksızlık olur. Düşman filoları tam tüm mayınları temizledik derken, Nusret Mayın Gemisi titizlikle Boğazın dar kısmına yeniden mayınları döşemiştir. Bu sayede birçok Düşman sefainleri hasara uğramıştır. Artık Osmanlı orduları arasında zafer naraları işitilmeye başlamıştır. Tüm gazeteler Osmanlı ordusunun şanlı muhafazalarından bahsetmektedir. 23 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesinde Almanların silah arkadaşlarını müftehirane (iftihar ederek) tebrik ettikleri yazmaktadır. Çanakkale Deniz Muharebesinin muzafferiyeti karşısında dost devletlerin Rical-i Resmiyye-i Canibinden birçok tebrik telgrafnameleri keşide (çekmek) edilmiştir. Bunların en mühim ve kıymetli olanları, Almanya İmparatorunun üçüncü oğlu olan Prens Adelbert ile Alman Erkan-ı Umumiye Reisi tarafından Enver Paşa’ya varid olan telgrafnamelerdir.29 Düşman ordusunun İzmir’e karşı yapmış olduğu bombardımanda, Çanakkale’de olduğundan daha fazla Osmanlı ordusunun muvaffakiyet istihmal ettiği 24 Mart 1915 tarihli yazıda dile getirilmiştir.30Artık İngilizler, Çanakkale Deniz Muharebesi’nin mağlubiyetinin kaçınılmaz olduğunun farkındadırlar. Birçok İngiliz ve Fransız müşterek donanması hasara uğramış, kullanılamaz hale gelmiştir. 29 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesi nüshasında, düşman filosunun 5 Mart 1915 tarihinden bu yana vuku bulan hasaratını kaleme almıştır. Haberde batan ve hasara uğrayan düşman gemileri diye bir sınıflandırma yapılmıştır. Bu tasnife göre; batan düşman gemileri; Bouva (Fransız), Osaan (İngiliz), Queen Elisabeth (İngiliz)’dir, mühim suret de hasara uğrayan düşman gemileri ise; Cornwallis (İngiliz), Inflexible (İngiliz), Triumphe (İngiliz), Gaulois (Fransız) ve Suffren (Fransız)’dir.31 Tasvir-i Efkâr gazetesinin muharriri, müstahkem liman ve boğazlardaki sabit torpillerin düşman sefaini tarafından toplanılmasındaki müşkülatı uzun uzadıya aktarmaktadır. Bu durumu 30 Mart 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr’da “Torpil sefaini ekseriyetle ikisi bir arada gelerek birbirlerine merbut olmak üzere denize sarkıttıkları bir zincir ile denizi tararlar ve bu suretle reh-güzarına (yolüstü) torpilleri söküp alırlar”32 diye izah etmiştir. Ne yazık ki muharebe hakkındaki gelişmeler iletişim araçlarının yetersizliği sebebiyle İstanbul’a çok geç ulaşmıştır. 5 Mart 1915 tarihinde Japonya ve Çin arasındaki ihtilaf, Tasvir-i Efkâr gazetesinde 27 28 29 30 31 32 Tasvir-i Efkâr, 19 Mart 1915 Cuma, No.1384 Tasvir-i Efkâr, 20 Mart 1915 Cumartesi, No.1385 Tasvir-i Efkâr, 23 Mart 1915 Salı, No.1388 Tasvir-i Efkâr, 24 Mart 1915 Çarşamba, No.1389 Tasvir-i Efkâr, 29 Mart 1915 Pazartesi, No.1394 Tasvir-i Efkâr, 30 Mart 1915 Salı, No.1395 Popüler Tarih Dergisi 35 TİD Muş Alparslan Üniversitesi 36 ancak 31 Mart 1915’te yer almıştır. Burada Japonya ile Çin arasında başlamış olan ihtilafın son günlerde iştidad (şiddetlenme) etmek de olduğu tafsilatı verilmiştir. Japonya-Çin arasındaki metalibin (istekler) uyuşmadığı konusu vurgulanmış ve her an aralarında bir harp çıkma ihtimalinin olduğu beyan edilmiştir. Japonya’nın bütün Avrupa’nın ve bilhassa müttefik ve dostları İngiltere ile Rusya’nın menfaatini tamamen ihmal ederek, Çin üzerine yürümesinin bir İtilaf meselesi olduğu yorumu getirilmiştir.33 Aynı şekilde müttefik ordusunun 19 Şubat 1915 tarihli bombardımanı esnasında yaralanan, Seddülbahir kahramanı olarak anılan Mehmed Çavuş hakkındaki haberler, Tasvir-i Efkâr ’da 1 Nisan 1915 tarihinde neşredilmiştir. Haberde üç büyük sandal ile Seddülbahir mevki civarına çıkan altmış kadar düşman askeri, yedi torpido, beş zırhlı ve bir kruvazörden mürekkep olan düşman donanmasının bombardımanı esnasında, Osmanlı ordusuna kumanda eden Mustafa oğlu Mehmed Çavuş’un kahramanlıklarından bahsedilmiştir. Çavuş’un, düşman filolarına karşı hücumu neticesinde mecruh (yaralı) olarak yere düştüğü ve silahının bozulduğu, buna rağmen kanayan cerihalarına (yara) kulak asmayıp, taş ve toprakla düşman askerlerine karşı savunmada devam ettiği uzun uzadıya anlatılmıştır. Daha sonra kahraman Mehmed Çavuş ve kumandasındaki dilaverlerle birlikte hastaneye yatırıldığı, Başkumandan Vekili Enver Paşa’nın hastaneye gidip onları ziyaret ederek ayrı ayrı tebrik ettiği de ayrıca ifade edilmiştir. Gazete’de yer alan “Tarihimizin şan ve şerefle menakibini kaydettiği Kara Mehmedlerin hakaidleri olan Mehmedlere Darü’l Hilafe’nin kapularını bu kadar güzide ve yüksek kahramanlıkla sinelerini seyr iderek müdafaada bir devam oldukça, düşmanlarımızın her teşebbüslerinde, mağlup olacaklarından zerre kadar şüphe itmemeğe hakkımız vardır.”34 ifadeleri oldukça dikkat çekicidir. Aynı şekilde 5 Mart 1915 tarihinde Osmanlı ordusu tarafından hasara uğrayan Queen Elizabeth adlı İngiliz gemisinin hasara uğradığı haberi Tasvir-i Efkâr gazetesinde 4 Nisan 1915 tarihinde yer almıştır. İngilizlerin en müthiş ve kuvvetli Sefine-i Harbiyesi olan Queen Elizabeth’in 5 Mart 1915 bombardımanı esnasında hasara uğradığı açıklanmıştır. Gazete’de Queen Elizabeth gibi dünyanın en cesim (iri) Sefine-i Harbiyesi’nin taarruzuna karşı 5 Mart 1915’te Çanakkale’nin gösterdiği müdafaa ile ne kadar iftihar edilse az olacağı beyan edilmiştir.35 Görüldüğü üzere Çanakkale Muharebe’si hakkındaki haberler tam vaktinde halka ulaşamamıştır. Şüphesiz Çanakkale Muharebesi esnasında Almanlar ve Alman kumandanlarının katkıları hiç yadırganmayacak derecededir. Osmanlı Devleti bu katkıların farkındadır. Tasvir-i Efkâr’ın 2 Nisan 1915 tarihli nüshasında bu önemi açıkça görmek mümkündür. Gazete’de, Alman daimi siyasisi olan Prens De Bismarck’a, yüzüncü devr-i sene-yi tevellüdü (doğum) münasebetiyle yer verilmiştir. Bu-babda güzide şair Hüseyin Danış Bey tarafından Bismarck için bir manzum kaleme alınmıştır. www.dogubatiekseni.com/dergi/index.php/tid “Celal şan istikbal-i temhid eyleyen islaf İderken ihda-i dahiyan asra makberden Yarın fecr-i meşiyyetden zühuru müntezir ihlaf Büyük insanları te’cil iderken cümleten birden. Taşırken ruh-i islafa yed tekrim-i istikbal Hezaran-ı tahfiye-i takdir fahr-ı engiz ve şükr-i amiz, İderlerken kemal, azm-i atarıyla istidlal, 33 34 35 Tasvir-i Efkâr, 31 Mart 1915 Çarşamba, No.1396 Tasvir-i Efkâr, 1 Nisan 1915 Perşembe, No.1397 Tasvir-i Efkâr, 4 Nisan 1915 Pazar, No.1400 Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs) Tarih Araştırmaları Topluluğu Tarih ve İnsan Akar Bismarck’ı bedr bütün i’sar.”36 İtilaf donanması 18 Mart 1915 tarihli saldırıda kayıpları fazla büyük görmüyorlardı ancak bu yenilgi hassaten siyasiler ve askerler için hissedilir derecede moral bozucu olmuştur. İtilaf donanmasının denizde aldığı yenilgi, savaşın sonu değildi. Wilson Churchill, kendi geleceği ve prestiji uğruna, yeni hareketin bir an evvel başlaması için elinden geleni yapmıştır. Asıl muharebe, 25 Nisan 1915 tarihinde Kara Savaşları’yla başlamıştır. Müttefikler 18 Mart 1915’te aldıkları yenilgi üzerine hızlı bir şekilde kara savaşı için hazırlıklar yapmıştır. Böylelikle Müttefik birlikler, Gelibolu Yarımadası’na asker çıkarmışlardır. Bu arada İngilizlerin müttefiki olan ve özellikle Ege Denizi’nde gözü olan Yunanistan ve tarafsızlıklarını korumaya çalışan Balkan Devletleri’nde de önemli gelişmeler yaşanmıştır. Aylarca süren savaşta askerlerin yaşam alanları çoğunlukla siperler olmuştur.37 Çanakkale Muharebesinin uzaması ve İtilaf donanmasının tam olarak bir sonuç alamaması, İtilaf Devletleri’ne mensup kamuoyunda da tepkilere yol açmıştır. Bu uzun savaşta, düşman ordusunun Çanakkale’de almış olduğu yenilgiler artmıştır. Nihayet 6 Aralık 1915 tarihinde Gelibolu Yarımadası’na çıkarılan düşman ordusu, Gelibolu’dan geri çekilmeye karar vermiştir. 29 Aralık 1915’te Gelibolu’dan tahliyenin ikinci aşaması gerçekleştirilmiştir. Ve 9 Ocak 1916’da Gelibolu Adası tamamen düşman ordusundan temizlenmiştir. 38 Böylelikle bu kanlı muharebe son bulmuştur. Çanakkale Muharebesi sırasında Tanin, İkdam, Tasvir-i Efkâr gibi büyük gazetelerin muhabirleri, Savaş Muhabirliği yapmışlardı. Mamafih bunların verdikleri haberler birbirlerini tutmaktadır. Bu yüzden Çanakkale Muharebesine 36 37 38 Tasvir-i Efkâr, 2 Nisan 1915 Cuma, No.1398 Yaşar Baytal, “Çanakkale Cephesinde Günlük Yaşam”, History Studies Dergisi, Aralık 2016, Cilt VIII, Sayı 4, s.6. Mehmet Ali Bingöl, Rus Kaynaklarına Göre Çanakkale Savaşı, s. 112, 216, 220. Popüler Tarih Dergisi 37 TİD 38 Muş Alparslan Üniversitesi dair gelişmeleri, adı geçen gazetelerden takip etmek oldukça kolay olmuştur. SONUÇ Çanakkale Muharebesi, tarihin dönüm noktalarından birini teşkil etmektedir. Çanakkale Muharebesi neticesinde, farklı dine, dile ve ırka mensup binlerce insanın, vatanı uğruna verdiği mücadeleyi görmek mümkündür. Bu muharebe ile galibiyeti elde eden Osmanlı halkı, daha sonradan yapılacak olan Kurtuluş Savaşı’na hazırlık mahiyetinde bir tecrübe edinmiştir. Hakeza bu muharebe ile Avrupa’nın gözünde “Hasta Adam” olarak bilinen Osmanlı’nın yıkılma süreci uzamıştır. Osmanlı Devleti, kendini toparlayıp, düşman ordularının saldırılarına karşı çıkabilecek bir güce erişmek için hayli vakit kazanmıştır. Muharebenin önemini, dönemin tüm basın yayın organlarının savaş ile ilgili gelişmeleri yakından takip etmesinden anlayabiliriz. Dönemin tüm gazetelerinin muharebe ile ilgili vermiş oldukları bilgiler sayesinde, halkın savaşı yakından takip etmesine olanak sağlanmıştır. Bu Muharebe, dünya tarihi açısından da çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Nitekim öncelikle Osmanlı Devleti’ni ve Osmanlı halkını ortadan kaldırmak isteyen İtilaf devletlerinin hüsrana uğramasına sebebiyet vermiştir. Bilahare yenilmez gibi görünen İngiliz-Fransız donanmasının yenilgiye uğrayabileceği tüm uluslar tarafından görülmüştür. Bu muharebenin akabinde önemli bir imparatorluk olan Çarlık Rusya’sı yıkılma sürecine girmiştir. İngilizlerin sömürgeleri altında olan Avustralya ve Yeni Zelenda’dan getirilen ve “Anzak” adıyla anılan insanların daha sonradan bağımsızlıklarını kazanmalarına zemin hazırlanmıştır. Mamafih bu savaşla birlikte ciddi bir güce sahip olan Almanya’nın, Osmanlı devletinin yanında yer alması sağlanmıştır. Aslında muharebenin başından beri, gazetelerde de her daim belirtildiği gibi, muharebenin kazanılacağı inancı, belki de Osmanlı Devleti’nin zafere ulaşmasındaki en büyük yapı taşı olmuştur. Osmanlı’ya mensup ahalinin, muharebe sırasında göstermiş oldukları azim ve kararlılığının etkisi de hiç yadırganmayacak derecededir. Sonuç itibariyle Çanakkale Deniz Muharebesi’nde büyük bir muvaffakiyet elde edilmiş ve bu muvaffakiyet sayesinde millet olmanın bilincine varılmıştır. KAYNAKÇA BAYTAL, Yaşar, “Çanakkale Cephesinde Günlük Yaşam”, History Studies Dergisi, Aralık 2016, Cilt VIII, Sayı 4, s. 1-18. BİNGÖL, Mehmet Ali, Rus Kaynaklarına Göre Çanakkale Savaşı, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Atatürk www.dogubatiekseni.com/dergi/index.php/tid İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2006, s. 1-282. ÖZKAYA, Yücel, “Türk ve Dünya Basınında Çanakkale Savaşları”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Mart 1996, Cilt XII, Sayı 34, s. 295-313. SANDER, Oral, İlk Çağlardan-1918’e Siyasi Tarih, İmge Kitabevi, İstanbul 2014. Tasvir-i Efkâr YAZICI, Nesimi, “Tasvîr-i Efkâr”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2011, Cilt 40, s. 138-140. Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs)