a - derinlik volkanizma

advertisement
VOLKANİZMA VE
DEPREMLER
ÖGRETMEN: Selma Özgan
DERS:Coğrafya
SINIF: 9/E
NUMARA: 5932
HAZIRLAYAN: Büşra Özçınar
OKUL: Şehit Kaya Aldoğan Anadolu
Lisesi
VOLKANİZMA
VOLKANİZMA NEDİR ?
• Magmanın yerin
derinliklerinden hareket
ederek yer yüzüne
çıkması veya yer yüzüne
yakın derinliklere kadar
gelerek soğuması
olayına volkanizma denir.
Volkanik faaliyetler meydana
geldikleri yere göre adlandırılır:
A - DERİNLİK VOLKANİZMA
Magmanın yer kabuğunun derinliklerindeki çatlaklardan yüzeye doğru olan
hareketi sırasında lavların bir bölümü yüzey çıkamaz. Yüzeye çıkamayan
lavlar çatlaklar arasına sokularak zamanla katılaşır. Soğuma sonucunda
katılaşan bu kütlelerin büyük olanlarına batolit, bir damar aracılığıyla yer
kabuğunun bir bölümüne sokulmuş olanlarına lakolit ve sill adı verilir.
Yer’in derinliklerinden gelen magma bazen çeşitli kütleleri keserek katılaşır.
Bu şekilde oluşan kayalara dayk adı verilir. Bu şekiller zamanla üst
kısımlarındaki tabakaların aşındırılması sonucu yüzeye çıkarlar.
-Derinlik volkanizma-
B- YÜZEY VOLKANİZMASI
• Magmanın yer kabuğunun zayıf olduğu kırıklı (fay)
bölgelerden yüzeye çıkmasıyla yüzey volkanizması
oluşur. Yüzey volkanizması sonucu çıkan
malzemelerin birikmesiyle volkan konileri oluşur.
Volkan konisinin üst kesiminde huni şeklindeki
çukurluğa krater, magma haznesi ile bu çukurluk
arasındaki kanala ise baca adı verilir.
Bazı volkan konilerinin krater kısımlarının çökmesiyle
ya da ikinci bir püskürmeyle parçalanmasıyla daha
büyük çukurluklar oluşur. Bunlara kaldera adı verilir.
Bazı volkanik olaylarda, katı ve akışkan maddeler
püskürmez. Buralarda sadece gaz patlamaları olur.
Bu tür patlamalarla oluşan çukurluklara maar adı
verilir.
•
•
Volkan konilerinden yeryüzüne çeşitli malzemeler atılır. Bunların
başında lavlar gelir. Lav, yeryüzüne çıkan akışkan kıvamdaki
magmadır. Volkanlardan dışarı atılan bir diğer unsur gazlardır. Gazlar,
magma içinde yüksek basınç nedeniyle çözünük hâlde bulunur.
Magma yeryüzüne çıkınca soğuduğundan ve üzerindeki basınç
kalktığından gazlar serbest kalır. Bu gazların önemli bölümünü su
buharı oluşturmaktadır.
Volkanlardan büyük basınçla çıkan gazlar beraberinde katı
malzemeleri de sürükler. Bu malzemelerden boyutları 1 cm’den küçük
olanlara volkan külü, 1 cm’den büyük olanlara lapilli (volkan çakılı),
daha büyük olanlara isevolkan bombası denir.
Volkanik dağların bulunduğu alanlar maden bakımından zengindir.
Volkanizma sonucu kurşun, çinko, pirit, manganez, krom gibi
madenler meydana gelir. Ayrıca volkanik alanlardaki topraklar çok
verimlidir.
-Yüzey volkanizması-
VOLKAN ŞEKİLLERİ
• Yeryüzüne kırık hatları boyunca çıkan
magma, üzerindeki basınç etkisi ortadan
kalktığında akışkan bir hâl alır. Volkanların
püskürttüğü malzemeler ile yeryüzüne
çıkan lavların özelliğine göre farklı
şekillerde volkan konileri oluşur.
1-Kül Konileri
• Volkanlardan çıkan kül, kum ve çakıl gibi
katı maddelerin volkan bacasının
çevresinde üst üste birikmesiyle oluşan
koni biçimindeki volkanlardır.
1-Kül Konileri
2-Kalkan Biçimindeki Volkanlar
• Magmadan gelen malzemenin bazik
karakterli ve akışkan lavlar şeklinde
yüzeye çıktığı arazilerde kalkana benzer,
basık ve yayvan volkan konileri oluşur.
Diyarbakır yakınlarındaki Karacadağ
volkanı bu tür bir volkandır.
2-Kalkan Biçimindeki Volkanlar
3-Tabakalı Volkanlar
• Magmadan gelen malzemenin asit
karakterli ve yoğun lavlar şeklinde yüzeye
çıktığı arazilerde dik volkan konileri oluşur.
Lavların fazla akışkan olmaması nedeniyle
tabakalar hâlinde biriktiği bu konilerde, ana
koninin etrafında daha küçük parazit
koniler de yer alır. Japonya’daki Fuji,
Filipinler’deki Mayon ve Türkiye’deki
Büyük Ağrı bu tür dağlara birer örnektir.
3-Tabakalı Volkanlar
VOLKANLARIN
YERYUZUNDEKI
DAĞILIŞI
• Belli aralıklarla çeşitli materyaller çıkarmaya devam eden
volkanlara aktif volkan, faaliyeti sona ermiş volkanlara ise sönmüş
volkan adı verilir. Sönmüş hâldeki volkanlar belli zaman sonra tekrar
faaliyete geçebilir. Yeryüzündeki volkanların büyük bir kısmı sönmüş
hâldedir. Buna rağmen yeryüzünde 500’e yakın aktif volkan
bulunmaktadır. Aktif volkanların büyük bir kısmı Büyük Okyanus ve
çevresinde toplanmıştır. Çünkü buralar kıvrılma ve kırılmaların
meydana geldiği levha sınırlarıdır. Bu nedenle Büyük Okyanus
çevresine Pasifik ateş çemberi adı verilmiştir. Atlas Okyanusu’nun
orta kesimi, Afrika’nın doğusu, Akdeniz çevresi, Alp – Himalaya
kuşağı yeryüzündeki diğer volkanik alanlardır.
•
VOLKANLARIN YERYUZUNDEKI
DAĞILIŞI
DEPREMLER
DEPREM NEDİR ?
• Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya
çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri
ortamları ve yer yüzeyini sarsma
olayına "DEPREM" denir.
• Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle
ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde
bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına
uğrayacak şekilde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa
olayıdır.
• Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının
yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve
yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile
ilgili diğer konuları inceleyen bilim
dalına "SİSMOLOJİ" denir.
DEPREMLE İLGİLİ TEKNİK
BİLGİLER
•
Yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi ya da yanardağların
püskürme durumuna geçmesi nedeniyle oluşan sarsıntılardır.
Depremlerin büyüklüklerine göre yer yüzeyinde verdiği hasar çok yüksek oranda
can ve mal kaybına yol açmakta, sosyal hayatı ve ülkenin ekonomik durumunu felç
etmektedir.
Depremin olacağını önceden tespit eden cihazlar veya yöntemler henüz
bulunamamıştır. Bu nedenle, depremle içi içe yaşayan ülkeler depremin yaratacağı
olumsuz etkilere karşı hazırlıklı olmak zorundadır.
• Türkiye dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin
üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte yurdumuzda birçok
yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de sık sık
oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına
uğrayacağımız bir gerçektir.
• Deprem Bölgeleri Haritası'na göre, yurdumuzun
%92'sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu,
nüfusumuzun %95'inin deprem tehlikesi altında yaşadığı
ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98'i ve
barajlarımızın %93'ünün deprem bölgesinde bulunduğu
bilinmektedir. Bu da bize, ülkemizde bu konu ile ilgili
hazırlık çalışmalarının sürekli ve etkili olarak yapılması
gerektiğini ifade etmektedir.
TÜRKİYE'DEKİ FAY HATLARI
• Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF): Saroz
Körfezi’nden başlar, Marmara Denizi, Sapanca
Gölü, Adapazarı, Tosya ve Erzincan üzerinden
Van Gölü kuzeyine kadar uzanır.
• Doğu Anadolu Fay Hattı (DAF): Hatay
grabeninden başlar, K. Maraş, Adıyaman,
Malatya ve Elazığ ovalarından geçerek Bingöl’e
kadar sokulur.
• Batı Anadolu Fay Hattı (BAF): Ege Bölgesi’nde,
kuzeyden güneye doğru uzanan çok sayıdaki
fay hatlarından oluşur.
DEPREMİN OLUŞ NEDENLERİ
•
Dünya'nın iç yapısı konusunda, jeolojik ve jeofizik çalışmalar sonucu elde
edilen verilerin desteklediği bir Yeryüzü modeli bulunmaktadır. Bu modele
göre, Yerküre'nin dış kısmında yaklaşık 70-100 km kalınlığında oluşmuş bir
taşküre (Litosfer) vardır. Kıtalar ve okyanuslar bu taşkürede yer alır.
Litosfer ile çekirdek arasında kalan ve kalınlığı 2.900 km olan kuşağa Manto
adı verilir. Manto'nun altındaki çekirdeğin nikel-demir karışımından oluştuğu
kabul edilmektedir. Yer'in, yüzeyden derine gidildikçe ısının arttığı
bilinmektedir. Enine deprem dalgalarının, Yer'in çekirdeğinde yayılamadığı
olgusundan giderek, çekirdeğin sıvı bir ortam olması gerektiği sonucuna
varılmaktadır.
Manto, genelde katı olmakla beraber yüzeyden derine inildikçe, içinde yerel
sıvı ortamları bulundurmaktadır. Taşküre'nin altında Astenosfer denilen
yumuşak Üst Manto bulunmaktadır. Burada oluşan kuvvetler, özellikle
konveksiyon akımları nedeni ile, taş kabuk parçalanmakta ve birçok "Levha"
lara bölünmektedir.
•
Üst Manto'da oluşan konveksiyon akımları, radyoaktivite nedeni ile oluşan yüksek
ısıya bağlanmaktadır. Konveksiyon akımları yukarılara yükseldikçe Taşküre'de
gerilmelere ve daha sonra da zayıf zonların kırılmasıyla, levhaların oluşmasına neden
olmaktadır. Halen 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük levhalar vardır. Bu
levhalar üzerinde duran kıtalarla birlikte, Astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte olup,
birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla hareket etmektedirler.
Konveksiyon akımlarının yükseldiği yerlerde, levhalar birbirlerinden uzaklaşmakta ve
buradan çıkan sıcak magma da okyanus ortası sırtlarını oluşturmaktadır. Levhaların
birbirlerine değdikleri bölgelerde sürtünmeler ve sıkışmalar olmakta, sürtünen
levhalardan biri aşağıya Manto'ya batmakta ve eriyerek yitme zonlarını
oluşturmaktadır. Konveksiyon akımlarının neden olduğu bu ardışıklı olay, Taşküre'nin
altında devam edip gitmektedir.
İşte Yerkabuğu'nu oluşturan levhaların birbirine sürtündükleri, birbirlerini sıkıştırdıkları,
birbirlerinin üstüne çıktıkları ya da altına girdikleri bu levhaların sınırları Dünya'da
depremlerin oldukları yerler olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya'da olan depremlerin
büyük çoğunluğu bu levhaların birbirlerini zorladıkları levha sınırlarında, dar kuşaklar
üzerinde olusmaktadır.
•
Birbirlerini iten ya da diğerinin altına giren iki levha arasında, harekete engel olan bir sürtünme
kuvveti vardır. Bir levhanın hareket edebilmesi için, bu sürtünme kuvvetinin giderilmesi gerekir.
İtilmekte olan bir levha ile bir diğer levha arasında sürtünme kuvveti aşıldığı zaman bir hareket
oluşur. Bu hareket, çok kısa bir zaman biriminde gerçekleşir ve şok niteliğindedir. Sonunda çok
uzaklara kadar yayılabilen deprem (sarsıntı) dalgaları ortaya çıkar.
Bu dalgalar geçtiği ortamları sarsarak ve depremin oluş yönünden uzaklaştıkça enerjisi azalarak
yayılır. Bu sırada Yeryüzü'nde, bazen gözle görülebilen, kilometrelerce uzanabilen ve fay adı
verilen arazi kırıkları oluşabilir. Bu kırıklar bazen Yeryüzü'nde gözlenemez, yüzey tabakaları ile
gizlenmiş olabilir. Bazen de eski bir depremden oluşmuş ve Yeryüzü'ne kadar çıkmış, ancak
zamanla örtülmüş bir fay yeniden oynayabilir.
Depremlerinin oluşumunun bu sekilde ve "Elastik Geri Sekme Kuramı" adı altında anlatımı, 1911
yılında, Amerikalı Reid tarafından yapılmıştır ve laboratuvarlarda da denenerek ispatlanmıştır. Bu
kurama göre, herhangi bir noktada, zamana bağımlı olarak, yavaş yavaş oluşan birim
deformasyon birikiminin elastik olarak depoladığı enerji, kritik bir değere eriştiğinde, fay düzlemi
boyunca varolan sürtünme kuvvetini yenerek, fay çizgisinin her iki tarafındaki kayaç bloklarının
birbirine göreli hareketlerini oluşturmaktadır.
•
Bu olay ani yer değiştirme hareketidir. Bu ani yer değiştirmeler ise bir noktada biriken birim
deformasyon enerjisinin, açığa çıkması, boşalması, diğer bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi
ile ve sonuç olarak yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır.
Aslında kayaların, önceden bir birim yer değiştirme birikimine uğramadan kırılmaları olanaksızdır.
Bu birim yer değiştirme hareketlerini, hareketsiz görülen Yerkabuğu'nda, üst mantoda oluşan
konveksiyon akımları oluşturmakta, kayalar belirli bir deformasyona kadar dayanıklılık
gösterebilmekte ve sonrada kırılmaktadır.
İşte bu kırılmalar sonucu depremler oluşmaktadır. Bu olaydan sonra da kayalardan uzak
zamandan beri birikmiş olan gerilmelerin ve enerjinin bir kısmı ya da tamamı giderilmiş olmaktadır.
Çoğunlukla bu deprem olayı esnasında oluşan faylarda, elastik geri sekmeler (atım), fayın her iki
tarafında ve ters yönde oluşmaktadırlar.
Faylar, genellikle hareket yönlerine göre isimlendirilirler. Daha çok yatay hareket sonucu meydana
gelen faylara "Doğrultu Atımlı Fay" denir. Fayın oluşturduğu iki ayrı blokun birbirlerine göreli olarak
sağa veya sola hareketlerinden de bahsedilebilir ki bunlar sağ veya sol yönlü doğrultulu atımlı
faya bir örnektir.
Düşey hareketlerle meydana gelen faylara da "Eğim Atımlı Fay" denir. Fayların çoğunda hem
yatay, hem de düşey hareket bulunabilir
DEPREM TÜRLERİ
• A)Çökme Depremler: Karstik alanlarda
yeraltında kayaların erimesiyle oluşan
boşlukların, mağaraların tavanlarının
çökmesiyle meydana gelen depremlerdir.
Etki alanları dardır. Akdeniz Bölgesi’nde
yaygındır.
• Çökme Depremler
• B)Volkanik Depremler: Volkanizma
faaliyetleri sırasında oluşan depremlerdir.
Etkin volkanların çevresinde görülen
depremlerdir. Etki alanları dardır.
(Yeryüzünde görülen depremlerin %17’si
bu tür depremlerdendir)
• Volkanik Depremler
• C)Tektonik Depremler: Yerkabuğunun iyice
oturmamış kırık alanlarında görülen en
yaygın, en şiddetli depremlerdir.
(Yeryüzünde görülen depremlerin %81’i bu
tür depremlerdendir)
• Tektonik Depremler
TÜRKİYE'DE DEPREM
BÖLGELERİ
• 1)Kuzey Anadolu Deprem Kuşağı: Saroz
körfezinden başlar, Marmara denizinden
geçtikten sonra Kuzey Anadolu Dağlarının
güneyini takip ederek Van Gölünün kuzeyine
doğru uzanır.
2)Batı Anadolu Deprem Kuşağı: Güney
Marmara’dan başlar Ege Bölgesindeki çöküntü
ovalarını takip eder.
3)Güney Anadolu Deprem Kuşağı: Hatay’dan
başlar, Güney Anadolu Toroslarını takip ederek
Van gölünün güneyine doğru devam eder.
TÜRKİYEDE DEPREM
BÖLGELERİ
HARİTASI
Türkiye'de Deprem Tehlikesinin az
olduğu yerler
• 1)Konya, Karaman, Taşeli Platosu ve İçel
çevresi.
• 2)Mardin Eşiği-Şırnak çevresi.
DÜNYA ÜZERİNDE DEPREM
BÖLGELERİ
• 1)Atlas Okyanusunun orta kesimi,
• 2)Akdeniz ve çevresi
• 3)Büyük Okyanus çevresi (En fazla bu
bölgede görülmektedir. Sebebi katı haldeki
yerkabuğunun (Sial) ince ve zayıf
olmasıdır.)
DÜNYA ÜZERİNDE DEPREM
BÖLGELERİ
Dünyada Deprem Tehlikesinin Az
Olduğu Yerler
•
•
•
•
•
1. K.Batı Avrupa-Grönland adası
2. Asya'nın kuzeyi (Sibirya)
3. Kanada'nın K.Doğusu
4.Güney Afrika
5.Avustralya
DEPREMDEN KORUNMA YOLARI
• 1)Fay hatları üzerinde büyük yerleşim merkezleri
kurulmamalı ve yüksek katlı binalar
yapılmamalı.
• 2)Binalardaki yapı malzemesi ve yapı tekniği
sarsıntılara dayanıklı olmalıdır.
• 3)Deprem konusunda halk eğitilmelidir.
• 4)Binaların yapıldığı zemin sağlam olmalı. Yer
altı suyu bakımında zengin olan alüvyal alanlara
çok katlı bina yapılmamalıdır.
• 5)Deprem sırasında merdiven ve tavan
boşluklarında durulmamalı. Bina içinde
üzerimize düşüp altında kalabileceğimiz mobilya
ve eşyalardan uzak durulmalıdır.
• 6)Bina dışında ise ağaç, duvar ve elektrik telleri
gibi devrilebilecek şeylerden uzak durmalıyız.
• 7)Deprem sırasında mümkünse, yanan sobalar
söndürülmeli,elektrik ve su kapatılmalıdır.
DEPREM İLE İLGİLİ BAZI
HABERLER
İZLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKÜRLER
Download