TAVUKLARDA SOLUNUM YOLU HASTALIKLARININ NEDENLERİ Yumurtacı tavuklar ve broilerlerde solunum yolu hastalıkları önemli ekonomik zararlara neden olabilir. Etkilenen kümeslerin tedavisinde sıklıkla karşılaşılan sorun birçok etkili usulün yumurtacı tavuklarda kullanılmaması ve geri çekilme süresinin uzun olmasıdır. Klinik semptomlar, kontrol metotları, koruma ve sağaltım anlatılmıştır. By Dr. Jürgen Emele, Kanatlı Sağlığı Servisi, Aulendorf ve Dr. Jürgen Lohr, Devlet Hayvan Sağlık Laboratuarı, Aulendorf Almanya Kanatlılarda solunum hastalıkları geniş ve ekonomik açıdan önemli hastalıklar gurubudur. Jordan onları şöyle tanımladı “Bu hastalıklar klinik görünümleri veya solunum sistemindeki gross lezyonları ile diğer organlarda lezyon oluşturarak veya oluşturmayarak meydana gelir.” Onların sebeplerini anlamada epidemioloji, patoloji ve tanı metotları etkili kontrol için gerekli olan mantıklı yollardır. Kanatlıların en önemli solunum yolu hastalıkları, onların patolojisi, neden olan birincil faktörler, koruma ölçüleri ile tedavileri ve kontrolü bu iki makale bölümünde açıklanacaktır. Birinci bölümde virüs kökenli kanatlı hastalıkları üzerinde ikinci bölümde Mycoplazma, bakteri, mantar, parazit ve diğer ajanların neden olduğu hastalıklara odaklanılacaktır. Çoğu kanatlı solunum sistemi hastalığı sadece geçen 60-80 yıl arasında bilinmeye başlamıştır. Böylece İnfectious Laryngotracheitis (ILT) ilk defa 1925’de, Newcastle Hastalığı (ND) 1926’da, İnfectious Bronchitis 1930’da, tanımlanmıştır. İnfeksiyoz Korizaya neden olan mikroorganizma (Hemophilus paragallinarum) 1932’de izole edildi, 1950 sonrası Mycoplazma ve 1994’te de Ornithobacterium rhinotracheale (ORT) bulundu. Bu patojenler büyük olasılıkla kanatlı populasyonunda uzun süreden beri vardı, kanatlı üretimi intansif hale geçince onlar çok daha fazla önem kazanmaya başladı. Stok oranının artması ile bu hastalıkların çoğu küçük bir rol oynarken extansif üretime oranla bu patojenler çok daha hızlı bir biçimde yayılma kabiliyeti kazandılar. Tablo1. Virüslerden kaynaklanan solunum yolu hastalıkları Hastalık Etkeni Klinik semptomlar Newcastle Hastalığı Paramyxovirüs Avian Influenza Influenzavirüs Tracheada hemoraji,diğer sistemlerde etkilenir. Solunum ve diğer sistemlerin hastalığı Infeksiyöz Larengotracheitis Infeksiyöz Bronşitis Herpesvirüs Laryngitis,Tracheitis Coronavirüs Kanatlı Çiçeği Poxvirüs Swollen Head Sendrom Turkey Rhinotracheitis virüs(TRT) Herpesvirüs Sinüsitis,Bronchitis ve Tracheitis,bunun dışında salpingitis ve nefritis Difterik pharyngitis,laryngitis,tracheitis ve/veya deri çiçeği Nasal akıntı,konjuctivitis,kafanın şişmesi Marek Hastalığı Koruma / Kontrol Aşılama Çoğu ülkelerde aşılama yasaktır Aşılama (gerekli ise) Aşılama Aşılama (gerekli ise) Aşılama mümkündür Tümörler,örneğin;akciğerlerde,solunum Aşılama sisteminin benzer semptomları VİRAL HASTALIKLAR NEWCASTLE HASTALIĞI (ND) Dünyanın her tarafına yayılmıştır. Kanatlı endüstrisinin hızla geliştiği çoğu ülkede hastalık kayıtlı ihbarı mecburi bir hastalıktır. Hastalığa neden olan mikroorganizma bir Paramyxovirus’dür. Kanatlı izolatlarındaki patojenitelerine göre sınıflandırıldığında apatojenik (hastalığa neden olmayan), lentojenik (sadece çok zayıf ve subklinik hastalığa neden olan), mezojenik (orta şiddette hastalığa neden olan) ve velojenik (şiddetli hastalığa neden olan) olarak sınıflandırılırlar. Şiddetli pandemilere daima velojenik suşlar neden olur. Türlerin patojenitesinin moleküler temeli füzyon proteinlerinin aminoasit sayısının yükselmesidir. Virüs tipine bireysel immunite ve etkilenen organlara bağlı olarak birkaç forma ayrılır. Hastalık aniden akut olarak başlayıp yüksek mortaliteye neden olabilir fakat sadece solunum, enterik veya sentral nervöz form gibi formlarlada sürebilir. Bu klinik belirtiler aynı zamanda meydana gelen diğer hastalıkları tanımayı zorlaştırabilir. Hastalığın etkili kontrolü hızlı ve doğru teşhise bağlıdır. Akut formda en önemlisi virüsün genomunun moleküler metotlarla tanımlanması veya virüsün izole edilmesidir. Klasik olarak virüs embriyolu yumurtanın allantoik içeriğinde birkaç gün içerisinde çoğaltılabilir ve indirekt olarak (HA testi) Hemaglutinasyon testi ile kontrol edilebilir. Hücre kültürleri her zaman güvenilir değildir. Bir kere virüsün tanımlanması için daha fazla test ve virüsün patojenitesinin bulunması gereklidir, örneğin ortalama ölüm zamanı (MDT), intraserbral (ICPI) veya intravenöz (IVPI) patojenite indeksi bölünme alanının füzyon proteinleri tanımlanmalıdır. Patojenik türlerin ICPI’si 0,7’den büyüktür. Ayrıca virüs (AI) Avian Influenza virüsünden ayrılabilir, HA testinde’de kırmızı kan hücrelerini aglutine eder. Son yıllarda kuzey Avrupa’da asıl olarak ND’nin solunum formu ortaya çıkmaktadır. Tipik semptomlar tracheal mukozanın kalınlaşması, hemorajik hale gelmesi ve nekrotik odaklarla kaplanmasıdır. Kanatlılar genellikle asfeksiden ölürler. Bu solunum formu (virolojik ve histolojik) metodlar ile (ILT) İnfeksiyoz Larengotracheitis’ten ve kanatlı çiçeğinin ıslak formundan ayırt edilebilmelidir. Çoğu ülkelerde ND aşılama programları rutin ve sıklıkla uygulanması mecburidir. İki canlı aşı su yolu ile, yem içinde veya spreyle uygulanabildiği gibi inaktif aşılar enjeksiyon şeklinde de uygulanabilir. Mild türlerden iyi tolere edilen Hitcner B1 ve La Sota’nın clone 30’u gibi bir sıra canlı aşı kullanılmıştır ve bazı türler daha patojeniktir fakat konvansiyonel La Sota türü, F1 türü hemen hemen ısıya dayanıklı tüm Avusturalya türleri V4 ve I2 daha immunojeniktir. Hitchner B1 La Sota’nın Clone 30’u ve Avustralya türleri çok genç hayvanlarda uygulamak için uygundur. Sıradan La Sota türleri uygun değildir çünkü ilk alındığında özellikle mycopazma gibi diğer solunum patojenleri arttığında solunum reaksiyonlarına yol açabilir. Çoğu ölü La Sota ND virüsü içeren inaktif aşılar uzun süre bağışıklık verirler. Çeşitli aşılama programlarının uygulamada olması, kanatlıların tipine ve bölğedeki very virülent NDV’nin dağılımına bağlıdır. Kuzey Avrupa’da yumurtacılar su yolu ile 3, 7 ve 16’ncı haftada aşılanır ve bundan sonra her 2-3 ayda bir aşılanır. İlaveten anaçlar 18 haftalık yaşta inaktif aşı ile aşılanır. Broilerler bir günlük yaşta sprey ile ve 2 haftalık yaşta içme suyu ile aşılanır. Dünyanın büyük bir kısmında virülent ND yaygındır aşılama programları daha kapsamlı olursa ciddi kayıplardan kaçınılabilir. AVIAN INFLUENZA (AI) Kanatlı türlerinde Avian Influenza Ortomyxovirus tip A’dan köken alan bir enfeksiyondur. Suptiplendirme onların ürettiği hemaglutinin ve neuraminidaza göre yapılır. Avian Influenza’nın yüksek patojenik türleri (HPAI) H5 ve H7 subtiplerinin bazı virüsleri tarafından meydana getirilir ve son yıllarda İtalya,Yakın doğu ile Asya gibi çoğu ülkelerde çok ciddi hastalık ortaya çıkarmışlardır. Aynı zamanda kuşlardan insanlara enfeksiyon riski vardır, insanlar için öldürücü olabilir. Su kuşları genelde ana rezervuar olarak dikkate alınır ve Çin’in bir kısmı, Hong Kong gibi yüksek insan populasyonuna sahip bölgelerde su kuşları ile domuz gibi hayvanlar aynı bölgede bulunduğunda rekombinant bir Avian Influenza tip A’ya karşı bağışıklığı olmayan populasyonda tehlikenin artma riski var gibi gözüküyor. Kanatlılarda ilk klinik semptomlar sıklıkla spesifik değildir. Hastalığın gidişatı çok fazla hayvan pasajları ile çok ciddi hale gelmeye başlayabilir ve %100 mortaliteye kadar ulaşabilir. Başta ödemler, solunum semptomları ve biçimsiz yumurtalar oluşur. Bununla birlikte diğer infeksiyöz kanatlı ajanlarıda benzer görünümler oluşturabilir. (ND, IB, ILT, Mycoplasma) Yeterli kapasiteye sahip laboratuarlarda ileri laboratuar testlerine ihtiyaç vardır. ND aşılaması AI’ ye karşı korumaz . Ölü Influenza aşısı zamanında lokal olarak kullanılmıştır fakat genellikle AI türlerine karşı aşılamaya izin verilmez ve etkilenen kümesler imha edilir. Dünyanın çoğu ülkesinde Avian Influenza ihbarı mecbur bir hastalıktır. İNFEKSİYÖZ BRONŞİTİS ( IB ) IB coronavirüsünün neden olduğu ve tracheal rales,öksürük ve aksırık ile karakterize akut yüksek bulaşıcı bir solunum sistemi hastalığıdır. Bazı türleri nefrotropiktir ve böbrek bozukluklarına ve oviducta zarar verir. Yetersiz çevresel hijyen ve düşük sıcaklıklar hastalığın şiddetini etkileyebilir.Tavuklar doğal konakçıdır. Bir kümeste birden çok serovar aynı zamanda yayılabilir. Genç tavuklar IB nedenli solunum hastalığında genellikle sadece hafif klinik semptom gösterirler. Bununla birlikte virüs yumurta kanalı gelişimine zarar verebilir. Böbrek formu genç kanatlılarda ortaya çıkar ve genellikle soğuk stresi ile birleştiğinde çok ciddi olur. Yetişkin yumurtacılarda IB çoğu zaman yumurta üretim kanalının hasarı ve yumurta üretiminde şiddetli ani düşüşle şekilsiz, pürüzlü veya kabuksuz yumurtaların yumurtlanmasıyla, solunum semptomlarının hafif görülmesi veya solunum semptomlarının bulunmaması ile karakterizedir. Tanı klinik görünüme,virüsün izolasyonuna, histopatolojiye ve klinik semptomların görülmesinden 2-3 hafta sonra antikor miktarına bağlıdır. Komplike olmayan IB enfeksiyonları hafif olarak seyreder,ND virüsü,Mycoplazma,E.coli gibi diğer solunum patojenleri ile eşzamanlı enfeksiyonlar, CRD ile kronik tracheatis ve fibrinoprulent air sacculitis ile sonuçlanan ciddi komplikasyonların artması ile sonuçlanabilir. IB küçük avlu tavukçuluğunda veya free range kümeslerde nadiren problem oluşturur. Ticari kümeslerde IB aşılaması rutin aşılamanın bir bölümü olmalıdır. Farklı aşıların büyük bir kısmı kullanılabilir olmaya başlamıştır. Çoğu ortak canlı aşı türü Massachusetts’in farklı düzeylerde zayıflatılmış türleridir. (H120-MM-H52) Avrupa’da varyant türlere karşı da canlı aşılar vardır. Ölü aşılarda kullanılabilir. Farklı aşı türlerinde bu çeşitlilik gereklidir çünkü bazen tek bir tür ile aşılama saha veya kümeste diğer türlere karşı eksik koruma sağlar. Prensip olarak bütün aşılama programları ilk aşılamanın temel immuniteyi geliştirdiğini göstermektedir ve hiç olmazsa kısmi bir immunitenin (kros immunite) diğer serotiplere karşı geliştiğini söylemektedirler. İlk sprey aşılama 1. günde uygulanabilir ama yumurtacı piliçlerde genel prosedür 3-9 ve 15. haftalarda aşılamadır, lokal duruma göre spesifik aşı programı uygulanabilir. Her 9 ila 12 hafta arayla yumurtacı tavuklar yumurtlama periyodundayken orta veya düşük patojeniteli suşlar ile tekrar aşılamalar genellikle tavsiye edilir. Bu solunum yolunun tamamen korunmasını sağlayabilir. İlk aşılama için Massachusetts türünün oldukça zayıf bir türü (H120) kullanılıyorsa akabinde daha fazla immunojenik olan H52 türü kullanılmalıdır. Broilerlerdeki aşılama programı lokal durumlara göre çeşitlilik gösterir. İlk su aşılaması yaklaşık 9-10 günlük yaşta verilebilir. İkincisi ise eğer gerekliyse 4, haftada verilir. INFEKSİYÖZ LARİNGOTRACHEİTİS (ILT) Kantlılarda bir herpes virüs tarafından oluşturulan akut veya subakut bir solunum yolu hastalığıdır, öksürük ve hafif kanlı mukus çıkarmayla karakterizedir, mortalitesi % 5-70 arasında değişir. Ölüm larenx, trachea ve bronşlarda form alan nekrotik dokuların tıkanması yüzünden oluşan asfeksiden olur. Patojenitesi türler arasında değişkendir. Doğal konakçısı tavuklardır fakat sülünler ve peafowl’ larda hastalıktan etkilenebilir. Çok genç tavuklar daha az klinik semptom gösterir ve klinik semptomlar başlıca ergin broiler ve yumurtacıların her ikisindede görülür. Yumurta üretimi fark edilebilir oranda etkilenmez bir zaman mortalite oranı düşer. Hastalığın gidişatını aynı zamanda oluşan diğer solunum yolu patojenleri ağırlaştırabilir veya çevresel faktörler zıt etki yaparlar. Tanı virüs izolasyonu (birincil olarak Embriyolu yumurtaların korioallantoik membrandan) veya ILT’nin etkilenen trachealardan immunofloresans ile veya bilinen boyama metodları ile histolojik tanımlanması ile ortaya konur.Bu teknikler kullanılarak makroskopik olarak benzer lezyonlar meydana getiren ND’nin solunum şeklinden ayrılabilir. ILT virüsünün spesifik serum nötralizan antikorları aşılama veya enfeksiyondan 2-3 hafta sonra form alır. Serum Nötralizasyon (SNT) ve ticari ELISA kitleri gibi uygun serolojik testlerle tanımlanabilir. ILT’nin sadece bir serotipi bilinmesine karşın endonükleaz digesyon tekniği gibi modern tekniklerle tanımlanabilen bazı farklı türleri vardır. ILT’nin endemik olduğu alan veya çiftliklerde zayıflatılmış canlı aşılar rutin olarak kullanılır. Aşılama piliçlerde 10-12 hafta arasında tercihen göz damla yolu ile yapılır. Broilerlerde iki haftadan ileriki yaşlarda yapılır. İçme suyu ile aşılamada mümkündür fakat genellikle 2 kez yaklaşık 3 hafta arayla yapılmalıdır ve korumanın derecesinin çok değişken olmaması için göz damla yoluyla aşılamanın iki katı gereklidir. Göz damla ile aşılama metodu tehlikeli durumlarda tercih edilen bir metodudur. İki üç gün sonra koruma vermeye başlar. Aşılama klinik hastalığa karşı korur fakat saha virüsünün infekte hayvan hayvanlarda çoğalmasına ve virüsün korumasız stoklara yayılmasına engel olamaz. Aşılanan kuşlar aşılanmayan kuşlarla en az 4 hafta kontak kurmamalıdır. Biz yalnızca ILT çiftlik üzerinde tanımlandıktan sonra aşılamayı tavsiye ediyoruz çünkü ABD’de bizim aldığımız sonuçlar göstermiştir ki ILT aşılamaya başladıktan sonra yayılabilir. ILT virüsü vücut içerisinde latent formda kalabilir, aylar sonra stres ve genel tetikleyici faktörler sayesinde aniden hastalık oluşturabilir. Bu nedenle yeni piliçlerin doğal olarak infekte olan tavukların yanına bırakılıncaya kadar aşılanmalarını tavsiye ediyoruz. SWOLLEN HEAD SYNDROM (SHS) Broilerlerde ilk olarak 1984 ’te tanımlanmıştır. Daha sonra turkey rinotracheitis gibi benzer pneumovirustan (paramyxovirus) kaynaklandığı bulunmuştur. Klinik görünümde konjuktivitis, başın şişmesi, %2 ye kadar mortalite artışı, yumurta veriminde ani düşüş (%2-4) ve bazen kabuk kalitesinde düşme görülür. Tavuklarda virüs yalnız başına nazal akıntı yapabilir fakat tipik şiş kafa oluşmaz bunun için E.coli, Mycoplazma diğer patojenlerde karışmış olmalıdır. Bu sırada hindi ve tavuk türlerine karşı aşılar dünya genelinde kullanılmaya başlamıştır. MAREK HASTALIĞI (MD) Birincil bir solunum sistemi hastalığı değildir ama neoplastik bir hastalıktır. Bununla birlikte marek hastalığından kaynaklanan tümörler akciğer dokusunda olursa solunum stresi ve solunum hastalığına benzer. KANATLI ÇİÇEĞİ Kanatlı çiçeği virüsünden kaynaklanan yavaş yayılan bir enfeksiyondur ve birçok kanatlı türünü etkiler. İki farklı formda ortaya çıkar. Deri çiçeği (Kutaneöz form) vücudun tüysüz kısımlarında proliferatif lezyonlar ve yara kabukları ile karakterizedir. Difterik form özofagus ve üst solunum bölgesinde müköz membranlarda ND virüsünün solunum formu ILT ve Vit. A eksikliğine benzer fibrinonekrotik ve proliferatif lezyonlar gösterir. İki formda aynı anda ortaya çıkabilir. Çiçek virüsleri konakçı spesifiktir ve diğer türlerde kros reaksiyon yapmazlar. Bu nedenle kanatlı çiçeği, ördek çiçeği, güvercin çiçeği, kanarya çiçeği diğer türlere geçmezler. Tanı embriyolu yumurtalarda virüs izolasyonuyla histopatoloji (intrastoplazmik inklüzyon cisimcikleri) veya tipik poxvirüs lezyonlarının elektron mikroskopla görülmesiyle konur. Kanatlı çiçeği Kuzey Avrupa’da pek görülmemektedir, fakat çoğu Doğu Avrupa ülkesinde endemik kalmıştır ve bu yüzden hastalık geri gelmiştir. Çoğu Afrika ve Asya ülkelerinde belki de tavukların en önemli ikinci hastalığı olabilir. Bulaşma müköz membranların infekte kuşların müköz membran sekresyonları ile temasında olur. Sineklerde virüsü taşıyabilir ve uzun süre infekte kalabilirler. Hastalığın seyri yavaştır, yumurta üretimi ve yumurta büyüklüğü düşer. Mortalite difterik formda kısmi olarak yükselir. Koruma aşılama ile elde edilebilir. İki tür kullanılabilir, kanatlı çiçeği veya güvercin çiçeği aşısı. Kanatlı çiçeği aşısı genellikle kanat zarı metodu ile uygulanır, güvercin çiçeği aşısı tüy folliküllerine fırça ile sürülerek uygulanır. Piliçlerde zayıflatılan yumurta kökenli aşı yaklaşık 4,16-18 haftalık yaşlarda verilir. Organ kültüründe büyüyen virüs en erken 1 günlükken verilir. Aşılamadan 7-10 gün sonra enfeksiyon alanında şişme gözlenir. Bu kontrol aşılamanın başarılı olduğunu gösterir. Kanatlı çiçeği aşısı diğer bir hastalıkla etkilenmiş kümeslerde veya genellikle düşük kondisyonlu hayvanlarda ve hayvanlar yumurtlama periyodundayken kullanılmamalıdır. Tavuk çiçeği aşısı çok erken yaşlarda kullanılabilir ve sadece etkilenmeyen hayvanlar aşılanmalıdır. Hastalığın ileri safhasında hastalığın seyrini ağırlaştıracağından dolayı tavsiye edilmez.