RADYOLOJİ Dr. Erol Akgül ÇÜ SHMYO 2. Sınıf Sağlık Slayt Arşivi: http://hastaneciyiz.blogspot.com RADYASYON SAĞLIĞI VE RADYASYONDAN KORUNMA 2 RADYASYON BİRİMLERİ • EKSPOJUR BİRİMİ • RADYASYON DOZU BİRİMİ • EŞDEĞER DOZ BİRİMİ EKSPOJUR BİRİMİ • X-ışını tüpünden salınan x-ışınları havadan geçerken iyonizasyona neden olur. • Buna ekspojur adı verilir. • Ekspojur birimi Röntgendir (R). • 1 R’lik bir ekspojur 1 cm3 havada standart ısı ve basınçta 2.8x109 iyonizasyon oluşturur. • İnternasyonal sisteme göre röntgen, bir kilogram havada 2,58x10-4 coulomb ( C ) yük birimi olarak belirtilir. • Birimi C/kg dir. RADYASYON DOZU BİRİMİ • X-ışınlarının enerjisi hastanın vücudunda, oluşan iyonizasyon nedeniyle depolanır. • Radyasyon ekspojuruna bağlı olarak bu enerji depolanmasına radyasyon absorbsiyon dozu adı verilir. • Birimi RAD dır. • Işınlanan objenin bir gramının absorbe ettiği 100 erg ise absorbsiyon dozu bir RAD’dır. • İnternasyonal sisteme göre, radyasyon doz birimi Gray (Gy)’dir. (1 Gy= 1 joule/kg= 100 RAD) EŞDEĞER DOZ BİRİMİ 1 • Radyasyona maruz kalan kişi, radyasyon çalışanı ise mesleki radyasyon ekspojuru, eşdeğer doz birimiyle (REM) belirlenir. • 1 REM=100 erg/gr’dır. • İnternasyonal sisteme göre, Seivert (Sv) olarak adlandırılır (1 SV= 1 joule/kg). • 1 Sv=100RAD • RAD ve REM’in birimleri aynıdır. • Aralarındaki fark REM’in radyasyondan korunma amacıyla kullanılmasıdır. EŞDEĞER DOZ BİRİMİ 2 • Radyasyon dozu biriminin kalite faktörüyle çarpımı, eşdeğer doz birimini verir. • RAD x Kalite faktörü = REM • Tanısal radyoloji pratiğinde, kalite faktörü 1 olarak kabul edildiğinden, radyasyon dozu birimi ile eşdeğer doz birimi aynıdır. • Tanısal dozlardaki x-ışını için 1 röntgenlik yumuşak doku ekspojuru, vücutta 1 rad’lık doz ve 1 reml’ik eşdeğer doz oluşturur. • Röntgentanıda, Röntgen, RAD ve REM değerleri oldukça yüksek rakamlar oluşturduğundan bu birimlerden 1000 kat az olan miliröntgen, milirad ve milirem birimleri kullanılır. RADYASYONUN TARANMASI VE ÖLÇÜLMESİ • Radyasyonu ölçmek için geliştirilmiş cihazlara dozimetre adı verilir. • Röntgentanı pratiğinde, kullanım amaçlarına göre değişen farklı dozimetreler vardır. 1. Film dozimetreler 2. Termolüminesan dozimetreler 3. Gazla dolu dedektörler İyonizasyon odaları Orantılı sayıcılar Geiger-Müller sayıcıları 4-Sintillasyon taraması Film Dozimetreler 1 • Bu dozimetrelerde plastik kılıf içine yerleştirilmiş film (fotoğraf emülsiyonu) vardır. • Filmin üzeri değişik absorbsiyon özelliği olan ve belirli kalınlıklarda alüminyum, kalay gibi maddelerle kapatılmıştır. • X-ışınlarının, bu maddelerden geçerek film üzerindeki kararmanın derecesi dansitometrik yöntemlerle ölçülür ve çalışanın aldığı doz belirlenir. • Bu dozimetreler, radyasyon çalışanlarının kontrolü amacıyla 1940’dan bu yana yaygın kullanılan dozimetrelerdir. Film Dozimetreler 2 • Genellikle aylık kontroller yapılmaktadır. • Okuma işleminden sonra dozimetre içindeki film değiştirilir. • Ülkemizde bu dozimetrelerin dağıtımı ve okunması “Atom Enerjisi Kurumu” tarafından yapılmaktadır. • Bu dozimetrelerle, 20 mrem’in altındaki dozlar ölçülemez. • Isı ve nemden etkilendiği için oda sıcaklığında ve nemsiz ortamda saklanmalıdır. Termolüminesan Dozimetreler 1 • Bazı maddelerin ısıtıldığında görülebilir ışık salmasına termolüminesans denir. • Radyasyonla ortaya çıkan termolüminesans olayı 1960’lı yıllarda bulunmuştur. • Termolüminesan fosfor, radyasyon verildikten sonra belirli dereceye kadar (yaklaşık 2000 C) ısıtıldığında aldığı dozla orantılı olarak görülebilir ışık salar. • Salınan görülebilir ışık miktarı fotomültiplier tüpleriyle ölçülür. Termolüminesan Dozimetreler 2 • Termolüminesan madde olarak en sık lityum florid kullanılır. • Bu maddenin atom numarası (8,2) yumuşak dokulara çok yakın olduğundan, doku eşdeğeri dozimetre olarak bilinir. • Lityum florid, radyasyona maruz kaldığında, absorbe ettiği enerjiyi ısı uygulanana kadar depo eder. • Isı verilip doz ölçümü bittikten sonra tekrar kullanılabilmektedir. • Total dozu hesaplamada ve personel takibinde kullanılır. Termolüminesan Dozimetreler 3 • Lityum florid küçük bir parça ya da toz şeklinde bir muhafaza içine konulur. • Kapladığı yer çok azdır. • Bu dozimetreler, vücut boşluklarına yerleştirilebildiklerinden radyoterapide ya da araştırmalarda kullanılmaktadırlar. • Film dozimetrelerinden daha uzun (3 ay) süreli kullanılabilirler ve daha duyarlıdırlar. • 5 mrem’e kadar düşük dozlar hesaplanabilir. Gazla Dolu Dedektörler • Radyasyonun havadan ya da gazlardan geçerken oluşturduğu iyonizasyonun ölçülmesi temeline dayanır. • BT cihazlarında kullanılan sıkıştırılmış xenon gazı dedektörleri buna iyi bir örnektir. İyonizasyon Odaları 1 • Gaz atomlarından serbestleşen elektronların elektrik sinyaline donüştürülerek ölçüldüğü yöntemdir. • Serbestleşen elektronların, cihazın elektroduyla teması sonucu bir elektrik sinyali oluşur. • Silindir şeklindeki havanın ortasında bulunan santral elektrodda ölçülen voltaj farkı yükseltilerek gösterilir. • Gazın hacmi ya da basıncı fazla ise atomların sayısı daha fazla olacağından ölçüm daha hassas olacaktır. İyonizasyon Odaları 2 • İyonizasyon odaları içinde dedektör olarak en sık kullanılanlar “cutie pie” tipi cihazlardır. • Bu cihazlarla 1 ile birkaç bin mR/saat’lik radyasyon intensiteleri ölçülebilmektedir. Kalem Dozimetreler 1 • Küçük bir boşluğa hapsedilmiş havanın içine yerleştirilmiş elektrodlar vardır. • Radyasyonun etkisiyle hava iyonize olur. • İyonizasyona bağlı, elektrodlar arasındaki gerilim farklılığı sonucunda elektrodlarda yer değiştirme olur. • Aldığı radyasyonla orantılı olarak yer değiştiren elektrod bir skala üzerinde hareket eder. • Dozimetrenin bir ucundaki ışık verilerek diğer tarafından bakıldığında, elektrodun skala üzerindeki seviyesi görülür. • Burada okunan değer, alınan toplam dozu vermektedir. Kalem Dozimetreler 2 • Dozimetre içindeki havanın iyonizasyonu üst sınıra geldiğinde, dozimetre şarj aletiyle şarj edilerek sıfırlanabilir. • Bu dozimetreler 0-200 mR arası dozlar hesaplanabilmektedir. • Tanısal radyolojideki kullanımları; pahalı olmaları, günlük okumayı gerektirmeleri ve kolay hasarlanmaları nedeniyle sınırlıdır. • Ayrıca iyonizasyon odaları grubu içinde radyoloji cihazlarının çıkış intensitesini ölçmek için üretilmiş cihazlar da vardır. Orantılı Sayıcılar • Daha çok alfa ve beta radyasyonu taramak için kullanırlar. • Bu nedenle tanısal radyolojide bir önemleri yoktur. Geiger-Müller Sayıcıları • Daha çok nükleer tıp bölümlerinde radyoaktif sızıntıların tespitinde kullanılırlar. • Sızıntı varlığında sesli uyarı verebilmektedir. Sintillasyon Dedeksiyonu • Nükleer tıp tarafından kullanılan gama kamera cihazının temelini oluşturur. • Bazı BT cihazlarında gazsız (solid) dedektörler bu şekildedir. • Bu dedektörler, aldıkları radyasyonun miktarıyla orantılı olarak görülebilir ışık salarlar. • Bu ışığın miktarı fotomültiplier tüpleriyle ölçülerek radyasyon miktarı belirlenebilir. • Kalibrasyonu zor olduğundan bu sistem, dozimetre olarak kullanılmaz. Dozimetre Kullanırken Dikkat Edilecek Konular • Floroskopi dışında, dozimetreler göğüs cebinde taşınabilir. • Floroskopi sırasında dozimetre, kurşun önlüğün boynu seviyesinde önüne gelebilecek şekilde takılmalıdır. • Dozimetre önlüğün arkasına takıldığında, korunmayan bölgelerin aldığı doz belirlenemez. • Önlüğün içine takıldığında ölçülen doz dışarıdaki dozun yaklaşık 20 katı kadar az olmaktadır. • Dozimetreler radyasyon alanlarında ya da buraya yakın yerlerde saklanmamalıdırlar. RADYODİYAGNOSTİKDE RADYASYON DOZU • Bir x-ışını demetinin çıkış yoğunluğu, cihaza ve uygulanan tekniğe göre değişir. • Çıkış yoğunluğunu bilmek hastaların ve teknisyenin aldığı dozu hesaplamak açısından önemlidir. • ÇY (mR) = k.mAs.(kVp)2/d2 • • • • • ÇY = Çıkış yoğunluğu k= Sabit, mAs= x-ışını tüp akımı ile ekspojur süresi çarpımı, kVp= Tüp potansiyeli D= Tüp ile hastanın ışına bakan yüzeyi arasındaki mesafe (cm) HASTA DOZU 1 Hastanın aldığı doz üç şekildedir. 1. Deri dozu 2. Organ dozu 3. Fötal doz. HASTA DOZU 2 • Deri dozu, ışınların giriş yüzeyinin ekspojurudur. • Çıkış yoğunluğu, kaynak deri arası mesafe gözönüne alınarak hesaplandığında deri dozu belİrlenir. • Ölçümü kolay olduğu için pratik olarak en sık tanımlanan doz, deri dozudur. • Deri üzerine konan dozimetrelerle de ölçülebilir. • Organ dozu birçok organ için ölçülemez, hesaplanabilir. • Fötal doz da benzer şekilde hesaplanarak bulunabilir. HASTA DOZU 3 • 1970’li yılların parametreleri kullanılarak 1984 yılında yapılan bir çalışmada, değişik radyolojik tetkiklerde değişik organ dozları gösterilmektedir. • Günümüzde radyografi tekniğindeki gelişmelerle organ dozları, bu dozların yaklaşık yarısı kadardır. TEKNİSYEN DOZU 1 • Röntgen teknisyeninin aldığı doz hemen daima hastadan saçılan ışına bağlıdır ve kişisel radyasyon monitörü ile ölçülür. • Bu ölçümde sonuçlar milirem olarak elde edilmektedir. • Portal radyografi ve floroskopi sırasında alınan doz, röntgen teknisyeninin radyoloji pratiğinde aldığı dozun %95’ini oluşturur. • Teknisyen dozu, kurşun koruyucular kullanılarak azaltılabilir. • Teknisyenin aldığı doz, teknisyenin muayene sırasındaki pozisyonuyla ilgilidir. • Örneğin bir lavman opaklı kolon çalışmasında, teknisyen 100 mR/saat bölgesinde ise ve 3 dk süre ile ışına maruz kalırsa, teknisyenin önlükle korunmayan kesimi, 5 mR ışın alacaktır. TEKNİSYEN DOZU 2 • Radyografi sırasında alınan doz, teknisyenin koruyucu engel arkasında olması nedeniyle, oldukça azdır. • Koruyucu engel olmaksızın 1 m uzaklığa saçılan radyasyon, deri ekspojurunun % 0,1’idir. • Örneğin; çıkış yoğunluğu 900 mR olan bir tetkikte, hastadan 1 m uzaklıktaki radyasyon ekspojuru: 900x0,001=0,90 mR dir. RADYASYONDAN KORUNMA RADYASYON KORUNMA TEMEL PRENSİPLERİ • Tanısal radyolojide radyasyondan korunmada önemli olan üç unsur; Zaman Uzaklık Bariyer olarak bilir. ZAMAN • Alınan doz miktarı zaman ile doğru orantılıdır. • Çalışma sırasında, x-ışınına maruz kalınan zamanı en aza indirmek gerekir. • Fluoroskopik çalışma sırasında x-ışını verilen süreyi en aza indirmek için, fluoroskopik ayak pedallarının basınca radyasyon veren çekince radyasyonu kesen tipte olmaları gerekir. • Ayrıca floroskopi cihazlarında 5 dk’lık total skopi zamanında sesli uyarı sistemleri vardır. UZAKLIK 1 • Nokta kaynağa göre düşünüldüğünde uzaklığı arttırmak, alınan dozun karakökü kadar azalmasını sağlar. • Fakat bu kural saçılan radyasyonda geçersizdir. • Vücuttan saçılma, nokta kaynaktan yayılıma benzemez. • Vücudun nokta kaynak kabul edilebilmesi için vücudun çapının en az yedi katı kadar uzakta olmak gerekir. • Tetkik sırasında cihazdan uzak dururken dikkat edilmesi gereken bir konu da isoekspojur çizgileridir. • Bu çizgiler içinde bulunulan alanın dozunu mR/saat olarak gösterirler. • Bir sonraki slaytta örnek olarak bir radyoskopi cihazı için, izoekspojur şemaları gösterilmiştir. UZAKLIK 2 • Floroskopik çalışma yapılırken tüpe ve ışınlama alanına yakın durmak gerekmiyorsa bir ya da iki adım geriye gidildiğinde alınan dozun önemli ölçüde azaldığı akılda tutulmalıdır. • Radyoloji çalışanı, radyografi sırasında hastaların tutulması için görevlendirilemez. • Görevlendirilen kişilerin de kurşun koruyucular kullanması gerekir. BARİYER 1 • Bariyerlerin radyasyon intensitesini azaltıcı etkisi, onuncu değer kalınlığı ile gösterilir. • Onuncu değer kalınlığı,radyasyon miktarını orijinalinin onda birine düşüren bariyer kalınlığıdır ve yaklaşık olarak 3,3 yarı değer kalınlığına eşittir. BARİYER 2 • Koruyucu bariyerler düzenlenirken başlıca üç tip radyasyon gözönüne alınmalıdır. 1- Direkt radyasyon (Primer radyasyon) 2- Saçılan radyasyon (Sekonder radyasyon) 3-Sızıntı radyasyon (Sekonder radyasyon ) • Primer radyasyondan korunmak için kullanılan bariyerler “Primer koruyucu bariyer”, sekonder radyasyondan korunmak için kullanılan bariyerler ise “Sekonder koruyucu bariyer” olarak adlandırılır. Direkt Radyasyon • En etkili ve korunması en zor olandır. Bir vertikal statifin arkasına geçen radyasyon primer radyasyondur. • Bu duvarın arkasına geçen radyasyon miktarını azaltmak için daha kalın bir kurşun tabakası kullanılmalıdır. Saçılan Radyasyon • Radyografi ya da floroskopi masasındaki hasta, saçılan radyasyon üreten bir kaynak gibidir. • Hastadan 1 m uzaklıktaki saçılan radyasyon miktarı, hastaya gelen ışınların yoğunluğunun % 0,1’idir. Sızıntı Radyasyon • Ekspojur sırasında, tüp penceresi dışında, tüpten sızıntı şeklinde çıkan radyasyondur. • Tüp muhafazaları 100 mR/saat dozdaki sızıntı radyasyonu geçmeyecek şekilde üretilirler. • Saçılan ve sızıntı radyasyondan korunmak için kullanılan sekonder radyasyon bariyerleri primer radyasyon bariyerlerine göre daha incedirler. • Sekonder radyasyon bariyeri olarak genellikle 0,4 mm kurşun eşdeğeri veya daha az bir kalınlık yeterli olabilmektedir. Bariyer Kalınlığını Etkileyen Faktörler 1 1- Radyasyon kaynağına olan mesafe 2- Bariyer arkasının kullanım şekli • Bu alan, devamlı insanların bulunduğu bir yerse 10 mR/hafta kadar bir ekspojur miktarına izin verilebilir. 3-Yapılan radyasyon işinin miktarı (iş yükü) • İş yükü, mAdk/hafta olarak gösterilir. • Yoğun çalışan ünitelerde yaklaşık olarak iş yükü 1000 mAdk/hf’dır. • Günde beş hastadan az çekim yapılan ünitlerde ise iş yükü 100 mAdk/hf’dır. Bariyer Kalınlığını Etkileyen Faktörler 2 • Örneğin; • Günde 15 hasta x 3 radyografi yapılan bir radyografi ünitesinde, ortalama doz, 80 kVp ve 70 mAs ise haftalık doz: • Haftalık radyografi miktarı; 15.3.5=225 radyografi/hf • Haftalık mAs; 225x70=15750 mAs/hf • Haftalık mAdk; 15750/60=262,5 mA dk/hf olmaktadır. Bariyer Kalınlığını Etkileyen Faktörler 3 • 4- X-Işınının penetrasyon özelliği • Penetrasyonu kVp belirlemektedir. • Tanısal radyolojide 150 kVp’ye kadar x-ışını kullanılmaktadır. • Penetre ışın kullanılarak yapılan tetkiklerde primer koruyucu bariyerin kalınlığını arttırmak gerekir. Sağlık Slayt Arşivi: http://hastaneciyiz.blogspot.com