T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ORTOPEDİ KLİNİĞİ HEMŞİRELİK REHBERİ 2013 Derleyen: Hem. Nurgül ŞENOL Düzenleyen: Doç. Dr. Önder KALENDERER Hem. Ayşen ÖZEL Hem. Dilek TURAN Bilimsel Danışman: Doç.Dr. Önder KALENDERER ÖNSÖZ Hemşirelik bilim ve sanattan oluşan bir sağlık disiplinidir. Ekonomik ve sosyal değişimler, hemşireliğin profesyonelleşme süreci, yeniliklerin getirdiği değişimler, bakımda kaliteyi artırma gereksinimi hemşirelerin bilgilerini güncellemeleri zorunluluğunu getirmiştir. Bu nedenlerle Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi hemşirelik hizmet içi eğitimi kapsamında hemşirelik bakım hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve meslektaşlarımızın çalıştığı birimlerdeki uygulamalarında kaynak olabilmesi amaçlı bu rehber hazırlanmıştır. Etkinliğini ve saygınlığını bilgi birikiminden alacağına inandığımız meslektaşlarımıza bu rehberi hazırlarken, zor çalışma koşulları altında vakit ayırıp derleme yapan değerli hemşirelerimize, bilimsel danışmanlığı ile katkıda bulunan değerli hekimlerimize, hemşirelik mesleğine her konuda destek olan, özellikle bu rehberlerin hazırlanması sırasında her türlü imkanı sağlayan Başhekimimiz Prof. Dr. Orhan Gazi Yiğitbaşı ve çalışmalarımızda her zaman yanımızda olan Başhemşiremiz Gülşen İpekoğlu’na teşekkürlerimizi sunarız. Hemşireler bakımın belirleyicisi ve biçimlendiricisidirler… Ayşen Özel Dilek Turan 1 Önder Kalenderer İÇİNDEKİLER ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİNİN İLGİ ALANLARI 4 İSKELET SISTEMİ 4 ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ HASTALIKLAR 5 A-YETİŞKİNLERDE GÖRÜLEN ORTOPEDİK HASTALIKLAR 5 1. EL BİLEĞİ BÖLGESİ GANGLIONLARI (KİSTLERİ) 5 2. TETİK PARMAK 5 3. EL-BİLEK KANALI HASTALIĞI (KARPAL TÜNEL SENDROMU, CTS) 6 4. DUPUTYREN KONTRAKTÜRÜ 8 5. TENİSÇİ VE GOLFÇU DİRSEĞI 8 6. OMUZ KAPANI HASTALIĞI 9 7. DONMUŞ OMUZ 10 8. KALÇA OSTEOARTRİTİ (KİREÇLENMESİ) 10 TOTAL KALÇA PROTEZİ 11 9. MENİSKÜS YIRTIKLARI 22 10.DİZDE KİREÇLENME (GONARTROZ) 24 DİZ PROTEZİ 25 11.HALLUKS VALGUS 31 12.TIRNAK BATMASI 32 B-ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN ORTOPEDİ HASTALIKLARI 33 1. DOĞUŞTAN KALÇA ÇIKIĞI (DKÇ) 33 2. BEYİN FELCİ (SEREBRAL PALCI) 36 3. KAMBURLUK (KİFOZ) 38 2 4. SKOLYOZ (OMURGA EĞRİLİĞİ) 39 5. PERTHES 40 6. POLİDAKTİLİ 41 7. ÇOCUKLARDA ESNEK DÜZTABANLIK 42 8. KEMİK TÜMÖRLER 42 A-YETİŞKİNLERDE GÖRÜLEN TRAVMATOLOJİ HASTALIKLAR 43 1. BURKULMA 43 2. ÇIKIK 43 3. KIRIK 43 4. BOYUN ZORLANMALARI 45 5. TEKRARLAYICI OMUZ ÇIKIKLARI 45 6. ULNAR SİNİR SIKIŞMASI 47 7. FEMUR İNTERTROKANTERİK KIRIKLARI 48 B-ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLEN TRAVMATOLOJİ HASTALIKLARI 50 1. KÖPRÜCÜK KEMİĞİ KIRIĞI 50 2. DİRSEK ÜSTÜ (SUPRAKONDİLER KIRIK) 51 ALÇILAR 52 TRAKSIYONDAKI HASTA BAKIMI 54 AMELİYAT ÖNCESİ HEMŞİRELİK BAKIMI 60 AMELİYAT SONRASI HEMŞİRELİK BAKIMI 63 KOMPARTMAN SENDROMU 64 YAĞ EMBOLİSİ SENDROMU 65 VENÖZ TROMBOEMBOLİ 66 KAYNAKLAR 67 3 ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ Ortopedi genel cerrahinin bir dalı olarak başlamıştır. İnsan vücudunun özellikle mekanik fonksiyonları ile uğraşan bir tıp dalı olarak da tarif etmek mümkündür. ORTOPEDİ ve TRAVMATOLOJİNİN İLGİ ALANLARI Günümüzde tıbbi yaklaşımlar ve teknolojideki gelişmeler ortopedi de büyük ilerlemeler sağlamış ve çok geniş bir yelpazeyi kapsayan kas-iskelet sistemi hastalıklarının tedavisinde ortopedinin özelleşmiş ilgi alanları ortaya çıkmıştır. • Ayak cerrahisi • El cerrahisi • Omuz cerrahisi • Dirsek cerrahisi • Omurga cerrahisi • Kalça cerrahisi • Diz cerrahisi • Çocuk ortopedisi • Artroplasti • Travma cerrahisi • Spor yaralanmaları • Artroskopi • Mikrocerrahi • Periferik sinir cerrahisi • Tümör cerrahisi İSKELET SİSTEMİ 4 ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ HASTALIKLAR A-YETİŞKİNLERDE GÖRÜLEN ORTOPEDİK HASTALIKLAR 1.EL BİLEĞİ BÖLGESİ GANGLİONLARI (KİSTLERİ) Sık olarak ganglion kistleri el bileğinin üst bölümünde oluşur(dorsa ganglionlar). Ancak bazen el bileğinin arka bölümünde nabız alınan bölge ile başparmağın arasında da ortaya çıkabilirler. Bazense parmakların eklemleştiği alanlarda ya da parmakların dip noktalarında görülebilirler. Oluşum mekanizmasını başlatan sebepler bugün için halen bilinmemektedir. Kadınlar da erkeklerden daha sık olarak görülür ve en sık olarak el bileğinin üzerine sürekli yük uygulamak zorunda kalan jimnastikçilerde görülür. Belirtileri Ganglion içindeki kistik yapı eklemden geçen sinir dokuların üzerine bası yapacak kadar büyüdüğü zaman ağrı oluşturabilirler. Tedavi Takip: Zaman içerisinde kendiliğinden kaybolabileceği için doktor kontrolu altında belli bir süre beklenebilir. Tespit: Aktivite ile ganglion boyu artacağı için, bunun sonrasında sinir basısına bağlı ağrı gelişebileceği için bir el bilekliği veya alçı tespiti ile takip önerilebilir. Aspirasyon: Ganglionun ağrıya yol açtığı durumlarda veya hareket kısıtlılığı yaratacak kadar büyüdüğünde, ganglion içindeki sıvı aspirasyon ile dışarı çekilebilir. Yukarıda anlatılan tedavi yöntemleri sonrasında ganglionun verdiği hareket kısıtlılığı ve ağrı giderilemediği zaman ganglionun çıkarılması gerekir. Ancak unutulmaması gereken nokta bu işlemin ardından ganglionun tekrarlayabileceğidir. Bu işlem sonrasında birkaç gün için ağrı, şişlik gibi problemler ile karşı karşıya kalınabilir. 2.TETİK PARMAK Tetik çekme hareketi esnasında ortaya çıkan bir durumu belirtmek üzere kullanılmıştır. Parmaklarda tetik hareketinin yapılmasından sorumlu olan tendon ve yatağının etkilendiği bilinmektedir. 5 Belirtileri Parmağın tetik çeker pozisyonda kitli kalmasıdır. Bu durum genellikle 40 yaşın üzerinde ve diyabetli, romatizmal hastalığı bulunan kişilerde rastlanılan bir olaydır. Ancak her yaşta hatta yeni doğanlarda dahi görülebilir. Genç yaşlarda avuç içlerini fazla kullanan sporcularda (off-road bisiklet-motosiklet kullanıcıları, dağcılar gibi) görülebilir. Tedavi Tedavinin amacı şişliği indirmek ve yakalama hareketini sağlamaktır. 1. aşama tedavi; şişliği gidermeye yönelik ilaç tedavisi, istirahat amaçlı parmak atelleri oluşturur. Ani ve yeni başlayan vakalarda uygundur. Eğer şikâyetler gerilemez ise 2.aşamada tendonun kalınlaşmış bölgesine lokal kortizon enjeksiyonu yapılır. Diyabetli ya da romatizmal hastalığa bağlı bu durumun geliştiği kişilerde, kronik (3 aydan fazla yakınması olan) vakalarda ve sık kilitlenme olan vakalarda ise tedavi cerrahidir. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Hastanın ameliyat sonrası ANT takibi alınır. • Hastanın yemek ve sıvı almasına hemen başlanabilir. • Ağrısı olduğunda ağrı kesici yapılır. • Ameliyat sonrası hastaya el egzersizleri önerilir. • Hasta yaklaşık 2 hafta sonra ve dikişleri alınınca normal aktivitelerine dönebilir. 3.EL-BİLEK KANALI HASTALIĞI (KARPAL TÜNEL SENDROMU, CTS) Karpal tünel sendromu, el bileğinin bir hastalığıdır. Bilekteki karpal tünelden geçen median sinirin sıkışması sonucu ortaya çıkar. Belirtileri • Geceleri ellerde ortaya çıkan ve zaman içinde giderek şiddetlenen uyuşmalar ve ağrılar olur (uykudan uyandıracak kadar) ve bu ağrılar kola, omuza yayılabilir. • Avuç içinde ve parmaklarda his kaybı veya elektrik çarpması hissi oluşabilir. Özellikle baş, işaret ve orta parmaklarda görülür. • Elde kuvvet kaybı olabilir (tutamama, tutulan şeyleri düşürme). • Eli sallamakla bu ağrılar hafifleyebilir. 6 En sık nedeni aşırı kullanmaya bağlı bant kalınlaşmasıdır. Özellikle bileğine yük vererek senelerce çalışan kimselerde, daktilo-bilgisayar kullanlarda, örgü ören ve yoğun ev işleri yapan ev hanımlarında, oto tamircileri gibi el bileğini çok kullanan kişilerde sık ortaya çıkar. Tedavi Başlangıçta, • Aşırı kullanmayı engellemek, el bileğine aşırı yük binmesine neden olacak işlerden kaçınmak • Ağrı kesiciler ve antienflamatuar ilaçlar • Bilek egzersizleri • El bileği atelleri, gece atelleri • Lokal ya da sistemik kortizon enjeksiyonları çoğu kimse için yeterli olmaktadır. Ameliyat öncesi hemşirelik bakımı • Psikolojik hazırlık • Fizyolojik hazırlık • Yasal hazırlık • Ameliyat öncesi eğitim Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Hastanın ameliyet sonrası ANT takibi alınır. • Hastanın yemek ve sıvı alması hemen başlanabilir. • Ağrısı olduğunda hekim önerisi ile ağrı kesici yapılır. Ameliyat sonrası öneriler • Daktilo ve bilgisayar kullanırken, zaman zaman ellerin istirahat ettirilmesi • Ev işlerinde bileğe çok güç binen durumlarda dikkatli olunması • Gece uykuda bileğin üstüne yatılmaması • Özellikle geceleri ellerde uyuşmalarla uyanılıyor ise, uyku bölünüyorsa el-bileği kanalı hastalığı başlangıcı sayılması • Ameliyat sonrası hastaya el egzersizleri önerilmesi • Hastaya yaklaşık 2 hafta sonra dikişlerinin alınması ile normal aktivitelerine dönebileceğinin belirtilmesi Tedavisi mümkün olan bu hastalıkta basit bir cerrahi girişim kalıcı çözüm sağlayabilir. 7 4.DUPUTYREN KONTRAKTÜRÜ El ayasında yer alan fasya adı verilen bir katmanın kalınlaşması ile ailesel geçiş gösteren bir hastalıktır. Belirtiler Bu hastalıkta elin parmaklarının hareketini sağlayan tendonlar, kalınlaşma nedeniyle hareketlerini kaybedebilir. Bu hastalığın ailesel olduğu, sigara kullanımı, damar hastalıkları ile ilişkisi, epilepsi ve diyabet ile bağlantılı olduğu bilinmektedir. Tedavi Tedavide zaman zaman steroid enjeksiyonları ağrılı olan nodüller için kullanılsa da ana tedavi cerrahidir. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Hastanın ameliyat sonrası ANT takibi alınır. • Hastanın yemek ve sıvı almasına hemen başlanabilir. • Ağrısı olduğunda ağrı kesici yapılır. 5.TENİSÇİ ve GOLFÇU DİRSEĞİ Tenisçi dirseği dirsek dış kısmındaki çıkıntı çevresinin ağrılı bir hastalığıdır. Golfçu dirseği aynı problemin dirseğin iç kısmında olanıdır. Belirtileri Ağrı dirsek dış tarafından aşağı doğru yayılır. Ağrıyı özellikle yakalama hareketi ve ağırlık kaldırma arttırır. Tenis oynayanlarda sık görüldüğü için bu isim verilmiştir. Tenis, golf dışında boyama, tornavida kullanma, yakalama gibi birçok aktivitede bu tür zorlanmalar olabilir. Tedavi İlk olarak kolu dinlendirme, buz uygulaması, ödem giderici ilaç kullanımı önerilir. Ani ve şiddetli başlangıçta alçı veya hazır ateller dinlendirme amacıyla diğer tedavilerle beraber kullanılabilir. 2-3 hafta içinde o bölgeye kortizon bazlı enjeksiyonlar yapılır. Yakınmalar geçer geçmez önkol adeleleri için germe ve kuvvetlendirme egzersizleri başlanmalıdır. Tekrarlamasını önleyen ve iyileşmenin tamamlanmasını asıl sağlayanın egzersiz tedavisi olduğu unutulmamalıdır. Hekim yeniden spora veya olayı başlatan aktiviteye dönüldüğünde koruyucu dirseklik kullanılmasını önerebilir. Geçmeyen vakalarda ameliyat kesin bir çözüm sağlayabilir. 8 Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Hastanın ameliyat sonrası ANT takibi alınır. • Hastanın yemek ve sıvı alması hemen başlanabilir. • Ağrısı olduğunda ağrı kesici yapılır. 6.OMUZ KAPANI HASTALIĞI (TORASİK OUTLET SENDROMU, TOS) TOS ismini köprücük kemiği ile 1. kaburganın arasındaki boşluktan alır. Bu dar geçiş yolu kola giden ana damarlar, ana sinirler ve bazı adeleler tarafından doldurulur. TOS, bu aralıkta veya çıkışında damar ve/veya sinirlerin basıya uğraması sonucu çıkan rahatsızlıkların bütününe verilen addır. TOS; yaralanma, hastalık veya doğuştan anomaliler nedeniyle olabilir. Kötü duruş pozisyonu, şişmanlık bu hastalık belirtilerini belirginleştirir. Belirtiler Kol ve elde soğukluk, çabuk üşüme, çabuk yorulma şikâyetleri olur. Muayenede o kolda tansiyon daha düşük, nabız daha hafif alınabilir. Bu yakınmaların şiddeti bası miktarı ile doğru orantılıdır. Net tanımlanamayan ağrılar olur. Bu ağrılar boyun, omuz, kol ve ele yayılabilir. Hastanın beraberindeki psikolojik sorunlar nedeniyle genellikle tüm problemleri psikolojik sanılarak hastalık atlanılabilir. Hastaya önerilerimiz 1. Köşe germe egzersizi; Bir duvar köşesine yarım metre uzakta durunuz. Omuz genişliğinde her bir elinizi bir duvara koyunuz. Köşeye doğru göğsünüzde bir gerilme hissedene kadar eğiliniz. 5 saniye tutunuz. 2. Boyun germe; Sol elinizi başınızın üstüne, sağ elinizi omuzunuzun arkasına koyunuz. Başınızı boyun sağında gerilme hissedene kadar sola çekiniz. 5 saniye tutunuz. Sonra diğer tarafta tekrarlayınız. 3. Omuz çevirme; Omuzlarınızı yukarı, arkaya ve aşağı gererek çeviriniz. 4. Boyun çekme: Boynunuzu düz olarak geriye bastırınız. Bu sırada çene seviyesini koruyunuz. 5 saniye tutunuz. Tedavi Yukarıdaki önlemlere rağmen 3 ay içinde belirgin iyileşme bulguları yoksa cerrahi tedavi önerilir. 9 7. DONMUŞ OMUZ Kolun baş üzerine kaldırma konusunda zorluk varsa, diğer omuza dokunamıyor veya kol arkaya götürülemiyorsa, omuz hareketlerinde bir kısıtlanma var demektir. Donmuş omuz genellikle tek omuzda olur. Belirtiler Hareket kısıtlılığı “Donmuş Omuz” hastalığında ilk belirtilerdir. Donmuş omuz hastalığının nedeni bilinmemektedir. Donmuş omuz aynı zamanda omuz ekleminin bir kırık veya ameliyat gibi nedenlerle uzun süre tesbit edilmesi sonucunda da gelişebilir. Donmuş omuz yavaş ve sinsice gelişir. Hastalık genellikle 3 aşamada gelişir. I. Aşama; Geceleri daha fazla olmak üzere ağrı vardır. II. Aşama; Ağrı azalmaya başlar ve kol hareketleri ağrısız hale gelir. Ancak hareket kısıtlılığı artmıştır. III. Aşama; İlerleme durur. Hastaların bir kısmında hareket yeteneğinde dereceli bir artış olur. Tedavi 1- İlaç ve egzersiz tedavisi. Egzersizler ağrılı olabilir ancak düzenli yapmak omuzda hareket kısıtlılığının gelişmesini engelleyebilir. Egzersizlere başlamadan omuzu ısıtmak - sıcak uygulamak ağrıyı azalttığı gibi hareket açıklığını arttırır. Egzersiz sonrası ise enflamasyonu azaltmak için soğuk-buz uygulaması yapılır. 2- Fizik tedavi; Omuz hareketlerinde kısıtlılığın artmaya devam ettiği durumlarda zaman geçirmeden başlanmalıdır. Fizyoterapi sırasında ev egzersizlerine uymak fizik tedavi süresini azalttığı gibi etkisini de arttırır. 3- Eklem içi kortikosteroit uygulaması 4- Genel anestezi altında manüplasyon 5- Omuz artroskopisi Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Hastanın ameliyat sonrası ANT takibi alınır. • Hastanın yemek ve sıvı almasına hemen başlanabilir. • Ağrısı olduğunda ağrı kesici yapılır. 8. KALÇA OSTEOARTRİTİ (KİREÇLENMESİ) Kalça eklemi ağırlığınızı taşıdığı için aşınma ve bozulmaya en sık uğrayan eklemlerdendir. Bu durum tıpta osteoartrit, günlük kullanımda kireçlenme 10 olarak adlandırılır ve kalçanın en sık rastlanılan hastalığıdır. Tüm eklemlerde olduğu gibi kalça ekleminin hem topu hem de yuvası kıkırdakla kaplıdır. Bu kıkırdak yapı bu iki kemiğin birbiri üzerinde ağrısız ve minimal sürtünme ile kaymasını sağlar. Bu kıkırdağın bozulması, aşınması ve yer yer kaybolmasına osteoartrit veya kireçlenme denir. Belirtiler İlk belirtiler sabah kalkıldığında kasıkta ve uyluk ön-iç tarafında ağrı ve rahatsızlık hissidir. Ağrı aktiviteyle artar, istirahatle azalır. Bu belirtiler kalça hastalıklarının birçoğunda olabilir. Tedavi edilmeyen osteoartritler yıllar içinde ilerleyerek ağrısız yürümeyi imkânsız hale getirir. Bu durumda gittikçe adelelerde de zayıflık ve yetmezlik oluşur Ailelerde bir yatkınlık görülebilir. Fakat gelişimi ileri yaşlarda şişman, kaza sonucu kıkırdağı yaralanmış kişilerde daha sıklıkla görülür. Hastaya önerilerimiz Osteoartritin erken devrelerinde cerrahi olmayan tedaviler hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. • Kalçayı fazla kullanmaktan kaçınılmalıdır. • Düzenli fizik aktivite yapılmalıdır (özellikle yüzme, su aerobiği, salon bisikleti adele kuvvetini korur ve eklem hareket açıklığının korunmasına yardımcı olur). • Anti-romatizmal, anti-enflamatuar ilaçlar kullanılabilir. • Geceleri yeterli derecede uyunmalıdır. • Fazla kilolar varsa verilmelidir. • Baston kullanımı önerilmelidir. Tedavi Kalça osteoartritinin kesin tedavisi total kalça protezidir. TOTAL KALÇA PROTEZİ • Kalça kireçlenmesi • Kalça kırıkları • Avaskuler nekroz durumlarında uygulanır. 11 En sık soru protez yapım yaşı ve ne kadar ömrü olduğudur. Burada hastanın kişisel özellikleri; yaş, cinsiyet, ağırlık ve hareket seviyesi belirleyicidir. İyi ellerde yapılması şartıyla hastaların %98’inde protez en az10 yıl dayanır. Günümüz modern cerrahi tekniği ve protezleri ile protez ömrü 20-25 yıla çıkmıştır. Kalça protezinin iyi ellerde yapılması kadar ameliyathane ve ameliyat sonrası bakım hizmetleride çok önemlidir. Bu ameliyatın en önemli komplikasyonu % 1-2 oranında görülen enfeksiyondur. Hastaların ameliyatın ertesi günü yürümelerine, 2. gün tuvalete oturmalarına izin verilir. Dikişler ortalama 15 günde alınır ve sonrasında banyoya izin verilir. Hasta ameliyatın ertesi gününden itibaren kalça-diz bükme ve adele güçlendirme egzersizlerine başlanır. Bu egzersizler kalça fonksiyonlarının tamamen kazanılmasına kadar devam eder. Genellikle 6. haftada tüm kalça fonksiyonları geri döner. Kalçada şişlik ve protezin varlığını hastalar 3-6 ay hissedebilirlerse de yürüme ilk haftadan sonra ağrısızdır. Hastlar 3-6 ay içinde protez varlığını tamamen unutmaktadırlar Total kalça protezi ameliyatında hemşirelik bakımı Total Kalça Protezi (TKP) ameliyatında hemşirelik bakımının temel amacı; hastanın alışageldiği yaşam biçimine en yakın koşullarda yaşamını sürdürmesi, oluşabilecek komplikasyonları önlemeye yönelik hastayı rahatlatıcı önlemlerin alınması ve fiziksel, psikolojik ve sosyal yaşamında mümkün olan en kısa zamanda kendi kendine yeterli duruma gelmesine yardımcı olmaktır. TKP ameliyatı öncesi ve sonrası hasta eğitimi, bireyin anksiyetesini azaltıp durumuna uyum sağlamayı ve iyileşme sürecine bireysel katılımı amaçladığından; hastanede kalış süresini kısaltıp bireye ve kuruma ekonomik kazanımlar sağlayacağı gibi, verilen bakımın gerçek anlamda bireysel olmasında da önemli olacaktır. TKP ameliyatı öncesi hemşirelik bakımı Ameliyat öncesi dönem, ameliyat edilmek için hastaneye kabul edilen bireyler için en travmatik dönemlerden biridir. Çünkü birey ameliyat gibi yaşamı tehdit edebilen bir olayı beklerken olabilecek pek çok şeyden korkmakta ve şiddetli anksiyeteden acı çekmektedir. Ameliyat öncesi dönemde pek çok hastanın korku ve endişe deneyimlemesi, ameliyat sırasında ne beklendiği, ne olabileceği ve ne zaman olacağı konusunda hastalara yeterli bilgi verilmemesinden kaynaklanmaktadır. TKP ameliyatı öncesinde korku, anksiyete ve bilgi eksikliğinin yanı sıra bireyler sıklıkla ağrı da yaşamaktadırlar. Psikolojik 12 hazırlık ve ameliyat öncesi eğitimlerle ve alınacak tıbbi önlemlerle, hastaların ameliyatlarıyla çok daha kolay baş edebilmeleri sağlanabilmektedir. TKP ameliyatı olacak hastaların ameliyat öncesi yaşadıkları durumlar ve hemşirelik müdahaleleri aşağıda açıklanmıştır. Bilgi eksikliği: Ameliyat öncesi olası komplikasyonları yaşamalarını önlemek amacıyla hemşire tarafından hastalara gereksinimleri olan eğitimin yapılması ve onların bu sürece katkılarının sağlanması gerekir. Bu amaçla ameliyat öncesi dönemde hastalara; derin solunum, öksürme, dönme ve ekstremite egzersizleri uygun zamanlarda ve hastanın anlayacağı şekilde öğretilerek, olası solunum ve dolaşım sistemi komplikasyonlarını yaşamalarının önlenmesi sağlanmalıdır Hasta ve yakınlarının bilgi eksikliği ve buna bağlı anksiyete yaşamasını önlemek amacıyla ameliyat, ameliyatın hangi amaçla uygulanacağı, ameliyat öncesi ve sonrası yapılması gereken egzersizler, ortalama hastanede kalma süresi, ameliyat sonrası dönemde gerekli ilaçlar, önlemler ve olası komplikasyonlar konusunda bilgilendirilmeleri gereklidir Korku ve Anksiyete: Hastalar cerrahi girişimin kendileri için gerekli/zorunlu olduğunu kabul etseler de, bu durumda anksiyete kaçınılmaz bir yaşam deneyimi olabilmektedir. Bu dönemde yeterli psikolojik hazırlık yapılamaması / yapılmaması; hastanın cerrahi girişim stresine uyum gösterememesine, cerrahi girişime ilişkin sorularının yanıtsız kalması; anksiyete ve korkunun oluşması ve cerrahi girişimi erteleme kararını almasına, cerrahi girişim sonrası dönemde iyileşmenin gecikmesi ve komplikasyonların oluşmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle cerrahi girişim öncesi dönemde psikolojik hazırlıkta hastanın kendini ifade etmesine fırsat verilmesi, cerrahi girişimle ilgili gerekli açıklamaların yapılarak hastanın rahatlatılmasını gerektirmektedir. Hastanın bilgilendirilmesi, açıklamalarla güvenin kazanılması ve iletişim yolunun daima açık tutulması, endişe ve korkuların azaltılmasında yardımcı olmaktadır. Bireyler arasında farklılıklar olmasına karşın, ameliyat öncesi hastaların tümü ameliyattan korktuklarını ifade etmektedirler. TKP ameliyatı olacak hastalar sıklıkla; ölmekten, sakat kalmaktan, ailesine eskisi gibi yetememekten, iş yapma potansiyelini kaybetmekten, ameliyat sonrası ağrı yaşamaktan, anesteziden uyanamamaktan ve anestezinin etkisi altında iken kontrolsüz olmaktan korkmaktadırlar. TKP ameliyatı olacak hastanın psikolojik hazırlığı, bu süreçte yer alan sağlık ekibi üyelerinden her birinin kendi üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeleri ve işbirliği içinde olmaları ile mümkündür. Hasta bakımındaki rolü ve işlevi 13 gereği hastaya en yakın pozisyonda bulunan hemşire hastanın korku ve endişelerini yenmesine yardımcı olarak cesaretlendirmelidir. Hastaya yapılacak cerrahi girişimin amacı hakkında bilgi verilmesi, kullanılacak malzemelerin ve cihazların gösterilmesi, servisin tanıtılması, mümkünse bu ameliyatı geçirmiş ve iyileşmekte olan hastalarla tanıştırılması hasta için rahatlatıcı olabilir. Hastaya ameliyat ve anestezi endişesini giderecek, erken ve geç ameliyat sonrası dönemi içeren bilgi vermek bireyin rahatlamasını sağlayacaktır. Ameliyat öncesi dönemde hastanın psikolojik olarak hazırlanması, ameliyatta az anestezik, ameliyat sonrasında da az analjezik kullanılmasına, ameliyat sonrasında hızlı iyileşmeye, erken taburculuğa ve kısa sürede bağımsızlığa geçişe yardımcı olur Ağrı: Evrensel insan deneyimlerinden biri olan ağrı, özünde yaşamı tehdit etmemesine karşın, bireyin günlük yaşam aktivitelerini sürdürmesini engelleyerek yaşam kalitesini düşürebilir. Ağrı ve anksiyete arasında doğrudan bir ilişki olduğu ve ağrının anksiyete düzeyini, anksiyetenin ise ağrı şiddetini artırıcı bir etki gösterdiği bilinen bir gerçektir Bilgisizliğin neden olduğu korku ve anksiyete, ameliyat sonrası ağrıyı şiddetlendirerek ağrı kesicilere olan gereksinimleri de arttırmaktadır. Ağrı, hastayı TKP ameliyatına götüren nedenlerin başında gelmektedir. Günümüzde ağrı yaşamsal bulgu olarak ele alındığından, hasta ağrısının olduğunu söylüyorsa ağrısının olduğunun kabul edilmesi gerektiği belirtilmelidir. Hemşire ağrının yönetimi konusunda kapsamlı bir değerlendirme yapmalı, hekim isteminde varsa analjeziklerini zamanında uygulamalı ve ağrının giderilmesinde alternatif yöntemleri (dinlenme, gevşeme, ilgiyi başka yöne çekme) uygulamalıdır. Tıbbi Önlemlerin Alınması: TKP pek çok komplikasyonun yaşanmasına neden olduğu için yüksek riskleri olan bir ameliyattır. Planlı bir ameliyat olan TKP’ de, hastanın iyileşme sürecinde daha fazla yarar görmesi ve olumsuz deneyimler yaşamasını önlemek amacıyla; kilolu ise zayıflatılması, sigara kullanıyorsa bırakması, kan transfüzyonu için gerekli kanın ameliyat öncesi ya kendisinden ya da kan bankasından elde edilmesi, kullandığı bazı ilaçların kesilmesi, hastanın diş çürüğü, idrar yolu enfeksiyonu, ciltte enfekte yaralar veya başka herhangi bir enfeksiyon kaynağı varsa bunların tedavi ve bakımının yapılması gerekmektedir. Hastaya ameliyatın bir hafta öncesinde oral demir preperatları başlanması gerekebilir. Yaşam bulgularının alınması, gerekli biyokimyasal analizleri için kan örneği alınması, cilt temizliğinin yapılması ve açlık süresinin istenilen düzeyde olması sağlanmalıdır. 14 Emboli riskini azaltmak amacıyla tedavi planında yer alan düşük molekül ağırlıklı heparin uygulanması ve derin ven trombozunu (DVT) önlemek amacıyla antiembolik çorap giydirilmesinin sağlanması, endişe ve korkunun en yoğun yaşandığı ameliyat sabahı hastaya psikolojik destek sağlanması hemşirenin sorumlulukları arasındadır. Ameliyat olacak her hasta, bilgilendirilerek aydınlatılmış onam izinleri alınmalıdır. Aydınlatılmış onam izni hasta ve sağlık bakım ekibi açısından yasal güvence anlamını taşıdığından hasta ameliyathaneye alınmadan önce aydınlatılmış iznin alınıp alınmadığı kontrol edilmelidir. Oturabilmeleri için kalça yüksekte kalacak şekilde oturabilecekleri yatak, koltuk, sandalye, klozet ve araba koltuğu gibi koşulların sağlanmasının gerekliliği hemşire tarafından hastalara anlatılmalıdır. Hasta ameliyattan 8-10 saat öncesinden aç bırakılır. Hastanın endişelerini açıklaması sağlanır. Geceyi rahat geçirmesi sağlanır. Hastadan yazılı izin alınır. Ameliyat Günü: • Takıları çıkarttırılır. • Oje ve makyaj varsa sildirilir. • Ameliyat gömleği giydirilir. • Varsa preop proflaksisi uygulanır. • Dosyası ile birlikte sedyeye alınarak ameliyathaneye gönderilir. Ülkemizde TKP ameliyatı sıklıkla genel anestezi altında uygulanmasına karşın son zamanlarda spinal anestezi de kullanılmaktadır. Hastalar ameliyat ve anesteziye ilişkin korkuları nedeniyle tamamen bilinç kaybının olmasını istediklerinden daha çok genel anesteziyi tercih etmektedirler Yurtdışında ise epidural ve spinal anestezi daha sık kullanılmaktadır. Birey total kalça protezi girişimi tamamlandıktan sonra sedyeye alınır, röntgen çekilir ve yoğun bakım ünitesine alınmaksızın gideceği servise nakil edilir. Ameliyat sonrası servise transferi öncesinde hastaya yatakta sırtüstü pozisyon verilerek bacakları düz bir şekilde uzatılır. Hastanın bacakları arasına özel aletler ya da yastık konarak bacakları birbirinden uzak pozisyonda tutulur. Bu pozisyon protezin yerinden çıkması engellenir. Derin ven trombozu gelişmesini önlemek için hastaya varis çorabı giydirilir. Sıvı elektrolit dengesinin sağlanması için serum takılır. Bütün bunlar ve ameliyat yerinde biriken kanın dışarı atılmasını sağlamak için drenlerinin olacağı, üriner kateterinin olabileceği, kan kaybı fazla ise kan transfüzyonunun yapılabileceği gibi konularda hastanın bilgilendirilmesi, ayılması sırasında olumsuz deneyimler yaşamasını önleyecektir. 15 Total kalça protezi ameliyatı sonrası hemşirelik bakımı Ameliyattan gelen hasta hemşire refakatinde, ameliyatın özelliğine göre doktor eşliğinde yatağa alınır. Hastayı hareket ettirmeden iki ya da üç kişiyle aynı anda hareket edilerek hasta yatağa alınır. Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. Bacaklarının arasına yastık konulur. Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS (aldığı çıkardığı) ve hemogram takibi yapılır. Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. ANT takibi ilk 3 saatte her 15 dakikada bir, daha sonraki 2 saatte; 30 dakikada bir, stabil olduktan sonra ameliyat öncesi bulgularla uyumlu oluncaya kadar izlenir. Anestezinin etkisiyle hastada kusma gerçekleşebilir. Hastanın kusmuğunun solunum yoluna kaçmaması, başını yana çevirerek kusması sağlanır. Ağrısı olduğunda ağrı kesici yapılır. Hastanın durumuna göre röntgeni çektirilir. Kalça protezi ameliyatı yapılan hastaya sunulan hemşirelik bakımında; hastanın günlük yaşamak tivitelerini gerçekleştirmek için bağımsızlığını kazanana kadar gereksinimlerinin karşılanması önemlidir. Ameliyat sonrasında hareketsiz kalmasının sağlanması, komplikasyonları ve anksiyeteyi önlemeye yönelik hastayı rahatlatıcı önlemlerin alınması, ağrının yönetimi, ağırlık vermeye hazırlama ve hastanın psikolojik ve sosyo-kültürel yaşamında kendi kendine yeterli duruma gelmesini sağlamaya dikkat edilmesi gerekir. TKP ameliyatı sonrası erken dönemdeki hasta bakımı; ağrının yönetimini, sıvı elektrolit dengesi ve yaşam bulgularının izlenmesini, nörovasküler durumun değerlendirilmesini, pansuman yerinin ve drenajının gözlenmesini, kapsar. Ve yine hasta ayıldıktan sonra iki saatte bir ayak bacak egzersizlerini başlatmayı, derin solunum ve öksürmede cesaretlendirmeyi, derin ven trombozunun gelişmesinin önlenmesini, hidrasyonu, yatak istirahatı boyunca iki saatte bir pozisyon değişikliğini, yastık ile bacak abduksiyonunun sağlanmasını ve fizyoterapiye başlamayı da kapsamalıdır. Ameliyat sonrası komplikasyonların önlenmesi, hızlı iyileşmenin yanı sıra, hastanın hastanede kalış süresini azaltarak; mali kaybının, üzüntü ve ağrısının minimum düzeyde tutulmasını ve en önemlisi de yaşamın korunmasını sağlayacaktır. TKP ameliyatı sonrası hastaların karşılaşabilecekleri sorunlara yönelik hemşirelik girişimleri Ağrının Yönetimi: TKP uygulanan hastalar sıklıkla kronik ağrı öyküsüne sahip olsalar da ameliyat sonrası dönemde deneyimlenen akut ağrının etkili bir şekilde yönetilmesi önemlidir. Ağrı kontrol altına alındığında, hastalar daha kısa sürede hareket edebilir ve böylece hastanede yatışla ilgili komplikasyonların 16 riski azaltılmış olur. Ameliyat sonrası şiddetli ağrı, hastada derin solunum, öksürük egzersizlerini uygulamada, yatakta dönme ve ayağa kalkmada isteksizlik oluşturabilmektedir. Hemşire ameliyattan sonra gelişen ağrıyı gidererek hastayı rahatlatmak amacıyla 24 saat boyunca hekim istemine göre 4-6 saatte bir ağrı kesici uygulamalıdır. Ağrının değerlendirilmesi, etkin bir iletişim ve oral analjeziklerle birlikte hasta kontrollü analjezinin kullanımı ağrının yönetimi için en etkili yöntemdir Yaşam bulguları ve nörovasküler durumu değerlendirme: Ameliyattan sonra hastanın yaşam bulguları ilk 3 saatte her 15 dakikada bir, daha sonraki 2 saatte; 30 dakikada bir, stabil olduktan sonra ameliyat öncesi bulgularla uyumlu oluncaya kadar izlenir. Ameliyattan sonra ilk 2 gün içinde 1-2 saatte bir periferik emboli ve alt ekstremitelerde sinirsel işlevleri değerlendirmeye yönelik izlem yapılmalıdır (alt ekstremitede nabız, renk değişikliği, ağrı, duyu ve motor refleks kontrolü gibi). Protez uygulanan ekstremitenin nörovasküler durumu, doktor istemi doğrultusunda saatte bir ya da iki saatte bir değerlendirilir. Genellikle ameliyatın beşinci ya da altıncı günü fizik tedaviye başlanır. Hasta, önce koltuk değneği ya da yürüteçle, daha sonra bastonla yürütülür. Yara bakımı ve pansumanı: Akut enfeksiyonu saptamak için insizyon bölgesi lokal enfeksiyon belirtileri açısından gözlenmelidir. İnsizyon bölgesindeki sıvıyı dışarı almak amacıyla yerleştirilen vakum drenlerinden gelen sıvı, renk, miktar, yoğunluk açısından kontrol edilmeli ve önemli değişiklikler kaydedilerek hekim bilgilendirilmelidir. Deri bütünlüğünü sağlama ve sürdürme: Hastanın pozisyonunun iki saatte bir değiştirilmesi, elastik çorap ve masaj ile basınç altında kalan bölgelerin basınç yarası yönünden gözlenmesi ve komplikasyonların önlenmesi için yatak içinde de hareket aktivitesine başlatılır ve venöz dolaşım kolaylaştırılır. Bu sırada cilt kuru ve temiz tutulmalı, yatak çarşafları gergin, kuru ve kırışıksız olmalı, yatak içersinde egzersizler sürdürülmeli ve hasta mümkün olduğunca erken ayağa kaldırılmalıdır. Aktivitelerinde bağımsızlığını kazanması, taburculuk süresini kısaltan en önemli nedenlerden biridir. Femur başının onarımından sonra, protezin yerinden oynama riski meydana gelebilir. Çıkık riskini azaltmak için 90 dereceden fazla fleksiyon, orta hattın gerisine addüksiyon (kol ve bacağın vücut eksenine yaklaşma hareketi) ve iç rotasyon gibi kalça hareketlerinden kaçınılır. Etkilenen ekstremitede kısalık, hareketlerde uyumsuzluk-yetersizlik, anormal olarak % 2’sinde sıklıkla ameliyattan sonra ilk 6-8 hafta içinde ortaya çıkabilir. Ameliyattan sonraki birinci ya da ikinci gün hastanın, dikkatli bir 17 şekilde yataktan kaldırılmasına ve çok kısa bir süre yatağın yanında durmasına izin verilir. TKP revizyonunun en sık nedeni olan gevşeme, obez, aktif ve erkek hastalarda daha sık görülmektedir. Egzersiz: Ameliyat öncesinde öğretilen derin solunum ve öksürük egzersizlerini ameliyat sonrası hastanın uygulaması sağlanır. Hastanın yardımsız yürümesinde, kas gücünü yeniden kazanmasında yardımcı olacak egzersizlere ameliyattan sonraki gün yatak içinde başlanabilir. Egzersizlerin uygulanması için hasta desteklenmeli, ayağa kalktığında kendisine kazandıracağı yararlar konusunda eğitilmelidir. Kasların güçlendirilmesi amacıyla quadriseps egzersizleri yaptırılmalıdır. Bu egzersizler bacak kaslarının uzatılmasını ve dizi yatağın içine doğru ittirmeyi gerektirir. Ayak bileği rotasyonu ve fleksiyonu, baldır venlerinde derin ven trombozu oluşmasına neden olan kanın birikmesini önlemeye yardımcı olacağından bir an önce bu egzersizlere başlanmalıdır. TKP ameliyatından sonra günlük yaşam aktivitelerini sürdürmede güvenli hareket etme ve egzersiz uygulamalarının bilinmesi ve uygulanması erken hareketliliği sağlar ve fiziksel uyumu arttırır. TKP sonrası gelişen herhangi bir komplikasyon, hastanede kalış süresini uzatacağından hastanın erken dönemde hareket ettirilmesi ile bu komplikasyonların birçoğu engellenebilir. Hareketler pasiften yarı aktif, aktif ve dirençli egzersizlere doğru ilerlemelidir. Kalça eklemine aşırı yüklenme yapan egzersizlerden kaçınılmalıdır. Egzersiz uygulamaları kurumdan kuruma farklılık gösterse de;1. gün hasta, hemşire gözetiminde yatakta oturtulur, yatağın kenarındaki sandalyeye oturtulur ve yürüteç ile beş adım yürüyebilir. 2. ve 3. günlerde hemşire denetiminde yürüteç ile on adım, ertesi gün yirmi adım yürüyebilir, 4. gün yüksek bir sandalyeye yardımsız oturup kalkabilir, 5. gün yatağından yardımsız çıkıp, inebilir, 9. gün koltuk değnekleriyle bağımsız olarak yürüyebilir ve birkaç basamak inip çıkabilir. Hastanede kaldıkları süre içersinde sağlık ekibi üyelerinin gözetiminde ve rehberliğinde olan hastalar, taburcu olduktan sonra günlük yaşam aktivitelerini nasıl sürdüreceklerini bilmek isterler. Hastaneden taburcu olmadan önce hastaya ve evdeki bakımında yardımcı olacak kişiye; evdeki yaşamın bağımsız ve güvenli bir biçimde sürdürülmesine, yani kalça eklemini koruyarak günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmelerine yönelik taburculuk öncesi evde bakım eğitimi verilmelidir. Sonuç olarak, büyük bir cerrahi girişim olan TKP uygulaması, birçok cerrahi girişimde olduğu gibi bireyi sosyal, psikolojik ve fizyolojik anlamda her yönü ile ve derinden etkilemektedir. TKP ameliyatı sonrası 18 hastaların yeniden bağımsız olmaları belirli bir zaman almakta ve hastalar günlük yaşama uyum sağlamaları konusunda bilgi ve desteğe gereksinim duymaktadırlar. TKP ameliyatı olacak/olan bireylere verilecek hemşirelik bakımının ameliyat öncesi, sırası ve sonrasını kapsayacak şekilde ve uzun süreli olması, hazırlanmış eğitim kitapçıklarının verilmesi, bir sorun yaşadıklarında nereye ve nasıl ulaşacakları konusunda gerekli açıklamalar yapılması hemşirenin sorumlulukları arasındadır. Ayağa kaldırma: Erken ayağa kalkmada cesaretlendirme, komplikasyon oluşumunu engellemesinin yanı sıra hastanın bağımsızlığını erken dönemde elde etmesinde de en etkili yöntemdir. Hasta tolere edebildiği ölçüde hareket ettirilir ve hareketlerinde cesaretlendirilir. Hastanın taburcu sonrası eğitimYara bakımı: Yara tamamen kapanıncaya kadar suyla temas ettirmemesi, yara yerinde kızarıklık, şişlik, hassasiyet olduğunda başvurması gerektiği belirtilmelidir. Beslenme: Ameliyatı izleyen bir iki hafta boyunca yemede isteksizlik görülebilir. Herhangi bir sakıncası yoksa demir destekli bir beslenme rejimi doku yenilenmesi ve kas gücünü kazanma açısından önemlidir. Bu süreçte bol sıvı tüketilmelidir. Aktivite: Ameliyat sonrası yeni kalçanın güçlenmesi ve ona hareket kazandırmak için hafif ancak düzenli egzersiz yapılması ve evinin düzeninin kendisi için güvenli olacak şekilde düzenlenmesi gerektiği anlatılır. Ameliyat yerinde hafif bir uyuşma ve eğildiğinde sertlik hissedebileceğini ve bunun zamanla geçeceğinin belirtilmesi gerekir. Havaalanında ve binalarda metal dedektörlerde alarm çalabileceğini ve bunun için belge taşıması gerektiği anlatılmalıdır. Hastanın 3 ay belirli hareketleri yapması yasaklanır. Hastaya bağdaş kurmaması, kalçasını 90 dereceden fazla kırmamasını, ayaklarını içe ve dışa doğru çevirmekten kaçınmasını, bacak bacak üzerine atmaması, çorap giymemesi ve namaz kılma pozisyonu almaması gerektiği söylenir. Kendisine epikriz verilerek yapılan müdahale, tedavi, ne zaman ve hangi durumlarda hastaneye başvurması gerektiği söylenir. 19 AMELİYAT SONRASI UYGULANACAK EGZERSİZLER 20 21 9.MENİSKÜS YIRTIKLARI Vücudumuzun en sık yaralanan bölgelerden birisi menüsküslerdir. Menisküsler diz bölgesinde en büyük iki kemiğin kesiştiği noktada ‘C’ şeklinde olan ince yastıkçıklardır. Futbol gibi karşılıklı temas sporlarında dizin dönmesi, ani hareketlerde meydana gelen katlanma, tek diz üzerine yük alınması sonrasında menisküsler yırtılabilir. Sporcularda bu yaralanmalara ön çapraz bağ (ÖÇB) yaralanmaları da eşlik edebilir. İleri yaş grubunda ise menüsküsler herhangi bir travma olmaksızın dizde gelişen dejenerasyon ve kıkırdak hasarına bağlı olarak yırtılabilirler. Ayrıca her yaş grubunda bir travma olmaksızın dejenerasyonla giden yırtıklar görülebilir. Belirtiler • Dizde gerginlik ve şişlik • Eklem hareket açıklığında azalma • Dizde sıvı toplanması • Menisküsün yırtık parçası eklem içine düştüğünde takılma, kitlenme. Tedavisi Menisküs cerrahisi günümüzde hemen sadece artroskopik cerrahi ile yapılmaktadır. 1. Meninsektomi (yırtık menisküsün alınması); En sık uygulanılan diz artroskopik cerrahisidir. Hasarlı menisküs bölümü kesilerek çıkarılır. Küçük yırtıklarda menisküsün de küçük bir bölümü alındığı için hastalarda herhangi bir fonksiyonel kayba neden olmaz. Menisküs alınmasının avantajı hastaların ameliyattan 4 saat sonra yürümeleri ve 3 hafta sonra spora dönmeleridir. Artroskopinin Avantajları • Küçük kesilerle ameliyat yapıldığı için dikiş kullanılmaz. • Hastanın hastanede yatma süresi çok kısadır. • Hastanın işe dönme süresi diğer ameliyatlara göre çok kısadır. Klasik yöntemle yapılmış bir menisküs yırtığı ameliyatından sonra hastanın işine dönme süresi 1-2 ayı bulurken, artroskopik yöntemle yapıldığında hasta 1 hafta 10 gün içinde işine dönebilmektedir. • Klasik yöntemle yapılan ameliyattan sonra hasta 2 hafta koltuk değneği kullanırken, artroskopik ameliyattan sonra hasta hemen basabilmekte ve hiç koltuk değneği kullanmamaktadır. • Kesi yeri çok küçük olduğu için yara iyileşmesinde sorun olmaz, ameliyat sonrası iltihaplanma riski çok düşüktür. 22 Ameliyat öncesi hemşirelik bakımı • Psikolojik hazırlık • Fizyolojik hazırlık • Yasal hazırlık • Ameliyat öncesi eğitim Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen hasta hemşire refakatinde, ameliyatın özelliğine göre doktor eşliğinde yatağa alınır. • Hastayı hırpalamadan iki ya da üç kişiyle aynı anda hareket edilerek hasta yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. • Spinal anestezide hastanın başı yükseltilerek yatırılır. Bol bol sıvı alması sağlanır. 2-3 saat sonra yemek yiyebilir. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS ve hemogram takibi yapılır. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • Hastanın durumuna göre 3 kez ANT takibi yapılır. • Hastanın dizinde şişlik ve ağrı olmaması için dizinin altına yastık konulmalıdır. Saatte 20 dk buz uygulaması yapılır. • Hastanın durumuna göre röntgeni çektirilir. • Hastanın ayağa kalkmadan önce 5 dakika kadar oturtularak başın dönmediğinden emin olunmalı, başı dönerse uzanarak 1 saat sonra ayağa kaldırma yeniden denenmelidir. Koltuk değneğine ihtiyaç duymadan korkusuzca basabilir ve dizini bükebilir. • Hastaların dizinde (kliniklerde uygulama farkları vardır ) elastik bandaj, bacağa giydirilmiş antiembolik çorap bulunur. Hastanın taburcu sonrası eğitimi Şişlik: Ameliyat sonrası şişlik olma ihtimaline karşılık birkaç gün bacağını yüksekte tutması ve şişlik ve ağrıyı azaltmak için saatte 15-20 dk buz uygulaması gerektiği anlatılmalıdır. Yara bakımı: Hastanın yara yerine su değdirmemesi, yalnızca duş olarak banyo yapılabileceği, pansumanını aksatmaması söylenmelidir. 23 Fiziksel aktivite: Ameliyattan sonra bir süreliğine koltuk değneği, baston kullanabilir. Ani hakaretlerden ve ciddi yük kaldırmadan uzak kalması söylenir. İşi ayakta olanların işlerine dönmelerine 10. gün izin verilir. Hastalar düz koşuya 20. gün başlayabilmekte ve spora birinci ay sonunda dönmektedirler. Profesyonel sporcularda özel rehabilitasyon programları ile 20. gün sportif aktiviteye dönmeleri mümkündür. Egzersiz: Bacak ve diz kaslarını güçlendirmek için birkaç hafta boyunca diz egzersizlerini yapmalıdır. Komplikasyonlar: Hangi durumlarda hastaneye başvurması gerektiği söylenir (ateş, titreme, şiddetli ağrı, şişlik, nefes darlığı ve göğüs ağrısı). 10. DİZDE KİREÇLENME (GONARTROZ) Osteoartrit (kireçlenme) ağırlık taşıyan eklemlerin yaşlanmaya bağlı olarak yozlaşmasıdır. Kireçlenme kıkırdaktan başlar, kıkırdak altındaki kemiği, eklem kapsülünü ve eklem çevresindeki bağları etkiler. Hatta ağrıdan dolayı kullanılamayan kaslarda incelmeler ve sertleşmeler olur. Diz vücudun en fazla ağırlık taşıyan ve dolayısıyla kireçlenmeden en fazla etkilenen eklemlerinden biridir. Gonartoz orta ve ileri yaşlarda görülür. 50 yaşın üzerinde kadınlarda daha sık görülür. Hastalar genellikle kiloludurlar. Daha önce geçirilen eklem ameliyatları, travmalar, spor yaralanmaları, iltihaplı romatizmalar, doğuştan gelen bazı bozukluklar en önemli sebepleridir. Belirtiler • Eklemlerde ağrı ve tutukluk hastalığın ilk belirtisidir. • Hastalık bazen hiçbir belirti vermeden ilerleyebilir. Hastalık ilerledikçe eklem hareketleri kısıtlanır, yürümek ve merdiven inmek-çıkmak zorlaşır. Bazen topallama olabilir. • Eklemin düzeni bozulur, bacaklarda eğilmeler olabilir. • Eklem içinde, dizin arkasında ve eklemin ön tarafında bursalarda iltihaplı şişkinlikler olabilir. • İlerlemiş ve rehabilite edilmemiş dizlerde dizi doğrultmak ya da bükmek zor ve ağrılı olabilir. 24 Tedavide önemli unsurlardan biri de diz koruma prensiplerinin uygulanmasını ve günde en az iki defa 10’ar dakika hekim ve fizyoterapist kontrolünde yapılan egzersizlerdir. Bütün bu tedavi metotlarına rağmen hastanın şikâyetleri devam ediyorsa cerrahi tedavi uygulanır. Gonartrozda tedavi 1. Kilo verilmesi: Hastaların ideal kilolarına inmesi dize binen yükleri azalttığından hem hastalığın ilerlemesini azaltır hem de uygulanan tedavi yöntemlerinin etkinliğini ve süresini arttırır. 2. Egzersiz ve yürüyüş: Kireçlenmesi olan hastalar yürüyüş yapabilir. Yürüyüş sırasında ve sonrasında ağrı yapmayan mesafeleri her gün yürüyebilirsiniz. Ağrınız oluyorsa da kesinlikle zorlamayın. 3. Ağrı kesici ilaç tedavisi 4. Kaplıca ve sıcak tedavileri 5. Glukozamin ve kondroitin preparatları 6. Eklem içi kayganlaştırıcı sıvı enjeksiyonları 7. Eklem içi kortizon enjeksiyonu 8. Fizik tedavi ve Rehabilitasyon 9. Kireçlenmelerde artroskopik cerrahi 10. Kemik yönlendirme ameliyatları DİZ PROTEZİ Dizde diğer tedavi yöntemlerine cevap vermeyen kireçlenmeler diz protezi ile tedavi edilir Ameliyat öncesi hemşirelik bakımı • Psikolojik hazırlık • Fizyolojik hazırlık • Yasal hazırlık • Ameliyat öncesi eğitim Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen hasta hemşire refakatinde, ameliyatın özelliğine göre doktor eşliğinde yatağa alınır. • Hastayı hırpalamadan iki ya da üç kişiyle aynı anda hareket edilerek hasta yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. 25 • Spinal anestezide hastanın başı yükseltilerek yatırılır. Bol bol sıvı alması sağlanır. 2-3 saat sonra yemek yiyebilir. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS ve hemogram takibi yapılır. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • Hastanın durumuna göre 3 kez ANT takibi yapılır • Hastanın dizinde şişlik ve ağrı olmaması için dizinin altına yastık konulmalı, saatte 20 dk buz uygulaması yapılmalıdır. • Hastanın durumuna göre röntgeni çektirilir Hastanın Taburcu Sonrası Eğitimi Yara bakımı: Yara tamamen kapanıncaya kadar suyla temas ettirmemesi, yara yerinde kızarıklık, şişlik, hassasiyet olduğunda başvurması gerektiği belirtilmelidir. Beslenme: Ameliyat sonrası iştah azlığı olabileceği ve demir destekli dengeli beslenmesi gerektiği belirtilmelidir. Aktivite: Ameliyat sonrası birkaç hafta boyunca düzenli aktiviteleri yapması ve evinin düzeninin kendisi için güvenli olacak şekilde düzenlenmesi gerektiği anlatılmalıdır. Komplikasyonlar: Hangi durumlarda hastaneye başvurması gerektiği söylenir. (Düşmeyen ateş, titreme, yara yerinde şişlik, kızarıklık, hassasiyet, akıntı, şiddetli ağrı) Cerrahi girişim öncesi dizi koruma prensipleri • Hareket edilmeli • Fazla kilolar verilmeli • Çömelirken ve doğrulurken, bir yere otururken ve kalkarken kollar kullanılmalı, dizler fazla kırılmamalı • Ağır yük taşınmamalı • Uzun süre yürümek ve ayakta durmaktan kaçınılmalı • Yumuşak tabanlı ve düz topuklu ayakkabı giyinilmeli • Bacak kasları düzenli olarak çalıştırılmalı • Diz egzersizlerini mutlaka yapılmalı • Dizler sert zeminler üzerine koyulmamalı 26 AMELİYAT SONRASI UYGULANAN EGZERSİZLER 27 28 29 30 11.HALLUKS VALGUS (Ayak başparmağında çıkıntı) Ayak başparmağının başladığı yerde (tarak kemiği ile parmağın eklem yerinde) şişlik, çıkıntı varsa halluks valgus var demektir. Kadınların neredeyse % 40’ın da bu yakınma vardır. Bu hastalıkta %70 oranında genetik bir eğilim vardır. Genetik eğilimliler dışında uzun yıllar topuklu, sivri burunlu ayakkabı giyenlerde de meydana gelebilir. Bu nedenle bu rahatsızlığı olan her 10 hastadan 9 u kadındır. Bu çıkıntı ayakkabı içinde sıkışınca ciltte kızarıklık ve ağrı olur. Zaman içinde cilt altındaki bursa denilen kesecik su toplar ve ağrı-şişlik artar, yakınmalar daha belirgin hale gelir. Belirtiler • Günlük aktiviteleri kısıtlayan ağrı • Uzun süreli, dinlenme ve ilaçla geçmeyen başparmak şişlik ve kızarıklığı • Yandaki parmağın yönünü değiştirecek kadar yön değişikliği • Başparmakta sertlik • Bükülme ve esneme zorlukları Koruyucu tedavi Bu rahatsızlığa sahip kişilerin büyük kısmı cerrahi olmayan bir biçimde rahatlatılabilir. Öncelikle belirtileri arttıran ayakkabılar bir daha giyilmemelidir. Özellikle dar, sivri burunlu, 5 cm den yüksek topuklu ayakkabılar giyilmemelidir. Ayakkabı alırken başparmak üstünde baskı olmayacak kadar rahat olmalarına dikkat edilmelidir. Ayakkabı içinde başparmak ile 2. parmak arasında makara biçiminde destekler (parmak arası makarası) kullanılması da yardımcıdır. Ağrı kesici ve ödem giderici ilaçlar yakınmaların azaltılmasında yardımcıdır. Cerrahi tipleri % 98 civarında tatmin edici sonuçlar alınmaktadır. 31 Cerrahi sonrası muhtemel problemler • Enfeksiyon • Sinir kesilmesi sonucu başparmakta kalıcı his kaybı • Ağrı, çıkıntının nüksü, eklem hareketinde kısıtlılık Ameliyat öncesi hemşirelik bakımı • Psikolojik hazırlık • Fizyolojik hazırlık • Yasal hazırlık • Ameliyat öncesi eğitim Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Hastanın ameliyat sonrası ANT takibi alınır. • Hastanın yemek ve sıvı alması hemen başlanabilir • Ağrısı olduğunda ağrı kesici yapılır. 12.TIRNAK BATMASI Eğer çok kısa kesilirse, özelliklede bu başparmağın iki kenarına yapılırsa, sık bir hastalık olan tırnak batmasına neden olabilir. İnsanlar genellikle tırnak köşelerini parmak biçimine uygun olarak yuvarlak keserler. Bu tırnak yatağına yakın uçlar cilt içine doğru gömülerek büyür. Belirtiler • Tırnak kenarında sertleşme, şişme ve hassaslaşma • Enfeksiyon, ağrı • Tırnak yatağı kenarında cerahat • Zamanla cildin tırnak üzerine büyümesi Tedavi • İltihaplı batık tırnak tedavisinde öncelikle ayak günde 5-6 kez sıcak, sabunlu suya sokulmalıdır. • Bu sırada batmış tırnak nazikçe çıkarılarak altına küçük bir pamuk veya mumlu diş ipi koyulmaya çalışılmalıdır. • Koyulan parça her gün değiştirilmelidir. • Enfeksiyon fazla ise antibiotik verilmelidir. • Düzelinceye kadar sık sık çoraplar değiştirilmeli, sandalet giyilmeli ve uzayınca tırnak köşeli kesilmelidir. • Eğer sorun yukarıda ki önlemlerle çözülmezse cerrahi olarak hekim tarafından sınırlı uyuşturma ile batan tırnağın bir kısmı kesilmelidir. 32 B-ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN ORTOPEDİ HASTALIKLARI 1.DOĞUŞTAN KALÇA ÇIKIĞI (DKÇ) Doğuştan femur başının asetabulumun (uyluk kemiğinin başının, kalça kemiği ile eklem yaptığı çukurluk) dışında olması anlaşılır. Ancak bu hastalığın her tipinde femur başının asetabulumun dışında olması şart değildir. Bir başka deyimle her zaman çıkık olmayabilir. Ayrıca her zamanda konjenital yani doğumsal ortaya çıkmamaktadır. Bu nedenle ‘doğuştan ‘ ifadesi yerine ‘gelişimsel’ kelimesi daha doğrudur. Kalça çıkığının ortaya çıkma nedenleri çok çeşitlidir. Anne karnında bebeğin uygun olmayan pozisyonda durmasından, ailevi nedenlere, doğum şeklinden, sendrom dediğimiz bazı hastalıklara kadar çok sayıda nedeni vardır. Ama kesin olarak bildiğimiz: kız çocuklarda, birinci doğumlarda, ailede kalça çıkığı olanlarda, akraba evliliklerinde, makat gelişiyle doğan bebeklerde, boyunda eğrilik, başında yassılık ve ayakta eğrilik gibi görünen problemler ile birlikte doğan bebeklerde daha sık görüldüğüdür. Bu özelliklerden herhangi birini taşıyan bebekler riskli grup olarak adlandırırlar, bu özelliklere sahip olmayan bebeklere göre 2 ila 8 kat daha sıklıkla kalça çıkığı veya gelişim problemleri ile karşılaşılma riski vardır. Ailenin, bebeğin büyütülmesi sırasında yaptığı hatalar nelerdir? Kundak yapmak: Maalesef ülkemizde hala bazı yörelerde bebeklere kundak uygulaması yaygın olarak yapılmaktadır. Özellikle kırsal kesimde sıklıkla kullanılmaktadır. Kentlerde ise büyükanneler eski alışkanlıkları ile torunlara bu yöntemi uygulamakta direnç göstermektedirler. Karşı çıkan genç annelere verilecek cevapları da hazırdır, “sizi de kundak yaptık kalçanız mı çıktı?” Oysa her yıl binlerce çocuğun kalça problemlerinin ortaya çıkmasında kundağın olumsuz rolü kesin olarak bilinmektedir. Yanlış bezleme: Genellikle ara bezlerinin geniş olmasına dikkat edilmemekte, küçük bezler kullanılmakta, bezler kasık hizasında bağlanmaktadır. Hazır bezler, herhangi bir bez bağlanmasına göre kesinlikle daha sağlıklı olmakla beraber ülkemizde üretilen bezlerin hiç birinin boyutu diğerini tutmamaktadır. Bezin, dar ve küçük olması, kasık hizasında bağlanması kalça gelişimini olumsuz yönde etkileyen faktörlerdir. 33 Hatalı giysiler: Bebeklere bazen ekonomik nedenlerle, bazen de yanlış alışkanlıklar yüzünden dar ve küçük giysiler giydirilmesi de yanlıştır. Hatalı tutuş: Özellikle emzirme sırasında bebeklerin bacakları bitiştirilerek tutulmaktadır. Aynen kundak uygulaması gibi yanlış bir tutma şeklidir, kalça gelişimini olumsuz yönde etkiler. Yanlış taşıma: Bebekler taşınırken, özellikle ilk aylarda ki, bu aylar çok daha önemlidir, sarılarak tutulup taşınmaktadır. Bu da kundak etkisi yaratır. Kalça gelişimi için uygun değildir. Halk arasındaki yanlış bilgilenmeler: Geniş bez kullanımının bacakların eğri olmasına yol açacağı düşüncesi, yukarıda saydığımız hataları arttıran bir diğer yaygın inanıştır, oysa gerçekle hiç bir ilgisi yoktur. Bebeklerin 1 yaş civarında bacaklarında içe doğru hafif bir eğrilik olması normaldir ve kendiliğinden düzelir. Aşırı eğrilikler ise vitamin yetersizliği, aşırı kilo veya başka bazı hastalıklar nedeniyle ortaya çıkar, çocuk doktoruna ve ortopedi uzmanına başvurmayı gerektirir. Sebebi kesinlikle geniş bez değildir. Erken bastırmak, yürüteç kullanmak: Bebeğin doğal gelişim sürecini tamamlamadan erken bastırılması, yürütece konulması da hatalı bir usuldür. Kalçalarda bir problem varsa artmasına yol açabilir. Tedavi I. Doğum – 6 ay arası tedavi: Kundak ara bezi yasaklanır. Bu dönemde bacak ve kalçaları açık ve bükük durumda tutmaya yarayan abduksiyon cihazları uygulanır. Gelişme klinik ve radyolojik olarak izlenmelidir. II. 6–18 ay arası dönemde tedavi: Bu dönemde anestezi altında kapalı redüksiyon ve vücut alçısı uygulanır. Kapalı tedavi olmazsa yumuşak doku ameliyatları gerekir. III. 1,5 yaşından sonraki dönemde tedavi: Kemik ameliyatları uygulanır. Daha da ileri yaşlarda, kalça eklemi dondurulması ya da kalça protezi ameliyatları uygulanmaktadır. 34 Kalça çıkığı önlenebilir bir hastalıktır Hemşire ve sağlık personeli anneye bu konuda eğitim vermelidir. • Çocuklar kundaklanmamalı, beşiğe bağlanmamalı • Çocuklar doğru tutuş pozisyonda taşınmalı ve beslenmeli • Çocuklara dar, kalın, kalça ve diz hareketlerini engelleyen giysiler giydirilmemeli • İlk 1 yaşta boy ölçerken, bacaklar, kalça eklemini zorlayacak şekilde çekilmemeli • Doğum sonrası bebekler, doktor ve ebeler tarafından, ayaklarından tutulup baş aşağı sallanmamalı • Doğum sonrası muayenesi ve aylık takiplerinde kalça çıkığı yönünden mutlaka değerlendirilmeli Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen çocuk hasta hemşire refakatinde yatağa alınmalıdır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilmeli, ayaklarının altı yastıkla desteklenmelidir. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilmeli, gerekli kayıtlar yapılmalı, AÇS ve hemogram takibi yapılmalıdır. • İlk üçsaatte, 1/2 saatte bir, sonrasında hastanın durumuna göre ANT takibine saatlik olarak devam edilmeli, taşikardi durumunda doktora haber verilmelidir(nabız>100). • Anestezinin etkisiyle çocuk hastada kusma gerçekleşebilir. Çocuğun kusmuğun solunum yoluna kaçmaması için başını yana çevirerek kusması sağlanır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır. • Çocuk hastanın parmaklarındaki dolaşım takip edilir. Morarma, şişlik, hareket edememe durumunda doktora haber verilir. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • Hastanın durumuna göre röntgeni çektirilir. 35 2.BEYİN FELCİ (SEREBRAL PALCİ) Beyin veya beyinciğin doğum öncesi, doğum veya doğum sonrası zarar görmesi sonucu oluşan adalelerde kuvvet azlığı, istemsiz hareketler, motor gelişmede geriliktir. Hastalığın teşhisi ne kadar erken konursa bırakacağı hasarda o kadar az olur. Erken tedaviye başlanması çocuğun yaşantısının iyi yönde düzenlenmesine olanak taşır. Nedenleri Doğum öncesi nedenler: • Annenin geçirdiği mikrobik hastalıklar. (Kızamıkçık gibi) • Kan uyuşmazlığı (Annenin Rh grubu (-), babanın (+) olursa kan uyuşmazlığı oluşur.) • Annenin özellikle ilk 3 ayda çektirdiği röntgen, kullanılan ilaçlar ve geçirdiği kanamalar • Annenin aşırı alkol, sigara kullanımı, iyi beslenmemesi • Annenin çok genç ya da yaşlı olması • 37 haftadan az ya da 42 haftadan uzun gebelik • Akrabalık evlilikleri, genetik bozukluklar Doğum sırasındaki nedenler: • Yavaş, uzun süreli ya da çok hızlı doğum • Erken doğum sonucu beynin oksijensiz kalması • Müdahaleli doğum, ikiz, üçüz gibi çoğul doğumlar • Kötü doğum şartları ve makat gelişi gibi normal dışı doğumlar Doğum sonrası ya da yaşamının ilk yıllarındaki nedenler: • Ateşli hastalıklar (menenjit vs.) • Baş bölgesine gelen darbeler • Geçirilen havaleler • Zehirli maddelerle zehirlenme • Ağır sarılık 36 BEYİN FELCİNDE ÖZELLİKLE İLK 6 AYDA GÖRÜLEN BOZUKLUKLAR • Hareketin zor yapılması • Görme, işitme, konuşma bozuklukları • Zekâ gerilikleri • Zayıf kas kontrolü • Kol ya da bacaklardaki hareket bozukluğu (tutuluş şekline göre şu adları alır ) Tetraspastik veya quadriplejik: İki kol ve iki bacakta görülen hareket bozukluğu Hemipleji: Aynı taraftaki kol ve bacağın hareket bozukluğu Dipleji: Bacakta felç, iki kolda daha az beliren felç Atetoz: Denge kusuru, istemsiz hareketler Tedavi İnsan hayatının ilk 18 aylık dönemi gerek zihinsel gerekse motor yönden en hızlı ilerlediği devredir. Bu nedenle serebral hareket bozukluğu olan çocuğun tanısı mümkün olduğu kadar erken konmalı ve hiç vakit kaybetmeden tedavi programına alınmalıdır. Tedaviye erken başlanmadığı takdirde, algı bozuklukları, anormal refleksler, postur bozuklukları yerleşebilir. Bunun da tedavisi oldukça zordur. Tedavi programı: Hastalığın şekline, derecesine göre uzmanlar tarafından hazırlanır. Tedavi şekli aileye öğretilir ve belli aralıklarla kontrole çağrılır. Çocuğun en büyük yardımcısı ve eğiticisi ailedir. Fizik tedavisinde genelde vojta ve bobath tedavi teknikleri uygulanır. Bundan başka özel eğitim ve konuşma tedavileri de verilmektedir. • Anestezinin etkisiyle çocuk hastada kusma gerçekleşebilir. Çocuğun kusmuğun solunum yoluna kaçmaması için başını yana çevirerek kusması sağlanır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır. • Çocuk hastanın parmaklarındaki dolaşım takip edilir. Morarma, şişlik, hareket edememe durumunda doktora haber verilir. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • Hastanın durumuna göre röntgeni çektirilir. 37 3.KAMBURLUK (KİFOZ) Kifozis veya kamburluk denince sırttaki eğimin aşırı derecede olması anlaşılır. Gevşek bir biçimde oturma-yürüme, kötü duruş pozisyonu omurgadaki bağları gerer ve bu da zamanla omurganın doğal eğiminin artmasına neden olur. Bu duruşa bağlı kifoz genellikle buluğ çağında gelişir. Belirtiler • Sırtta kamburluk görüntüsü • Ağrı nadirdir. Bu durumda karın sırt ve bacak adalelerinin geliştirilmesi tablonun ilerlemesine engel olur, sınırlı da olsa düzelme sağlar. • Diğer tip yaşlılıkta ortaya çıkan osteoporoza bağlı kamburluktur Tedavi • Egzersiz • İstirahat • Gerekirse ağrı kesici • Eğim 75 dereceyi geçtiğinde cerrahi tedavi önerilir. Cerrahi, eğimin düzelmesini ve ilerlemesinin önlenmesini sağlar. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen çocuk hasta hemşire refakatinde yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS ve hemogram takibi yapılır. • Hastanın durumuna göre 2 kez ANT takibi yapılır. • Anestezinin etkisiyle çocuk hastada kusma gerçekleşebilir. Çocuğun kusmuğun solunum yoluna kaçmaması, başını yana çevirerek kusması sağlanır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. 38 4.SKOLYOZ (OMURGA EĞRİLİĞİ) Omurganın yanlara doğru S veya C biçiminde kıvrılmasıdır. Bunun sonucunda omurga döner ve bir omuz ve bir kalça diğerinden yüksek görünür. Genetik olanları varsa da genellikle çoğunun nedeni bilinmemektedir. Belirtiler • Bir omuz ve kalçanın diğerinden yüksek görünmesi • Skolyoz genellikle ağrı yapmaz. Tedavi Tedavi eğilmenin ilerlemesini engellemek, görünüm bozukluğunu gidermek, gelişebilecek solunum ve dolaşım problemlerini engellemek, omurgada gelişebilecek kireçlenmelerini engellemek amacıyla yapılır. Doğumsal ilerleyici skolyoz genellikle cerrahi gerektirir. Bu nedenle hastaya göre karar verilir. Skolyoz tedavisinde; Gözlem: 20 derecenin altında ve iskelet gelişimi tamamlanmaya yakın hastalarda sadece gözlem ve belirli aralıklarla kontrol yeterlidir. Korse: Korsenin amacı eğimin artışının engellenmeye çalışılmasıdır. Korse özellikle eğimin 30 derece civarında olduğu ve büyümenin devam ettiği çocuklarda etkilidir. Cerrahi: Eğim 50 derece üzerinde ve çocuk hala büyüyorsa cerrahi kaçınılmazdır. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen çocuk hasta hemşire refakatinde yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS ve hemogram takibi yapılır. • Hastanın durumuna göre 2 kez ANT takibi yapılır. • Anestezinin etkisiyle çocuk hastada kusma gerçekleşebilir. Çocuğun kusmuğun solunum yoluna kaçmaması, başını yana çevirerek kusması sağlanır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. 39 Cerrahi müdahale sonrası hasta ne kadar zamanda iyileşerek ayağa kalkabilir? • Hasta ilk gün yatağından ayağa kaldırılır. • İkinci ya da üçüncü gün tuvalete gidebilecek hale gelir. • Genellikle üçüncü gün, kendi kendine yürüyüp tuvalete gider hale gelince taburcu edilir. • Birinci aydan itibaren, biraz korunarak, okula devam edebilir. • Üçüncü ayda yüzebilir • Altıncı ayda koşabilir • İlk yıldan sonra her türlü spor serbest bırakılır. 5. PERTHES Perthes hastalığı büyüme döneminde oluşan ve kalça ekleminin femur (uyluk kemiği) başında dolaşımın bozulmasına bağlı beslenme bozukluğu yapan, zamanla kalça eklemini oluşturan kemiklerden femur başının erime ve ileri dönemlerde femur başının yozlaşmasına yol açan bir hastalıktır. Perthes hastalığında femur başında dolaşım bozukluğuna bağlı erime küçülme, şekil bozukluğu olur. Hastalığın sebebi tam olarak bilinmemektedir. Erkek çocuklarında kızlara oranla 4-5 kat daha fazla görülür. Hastalığın başlama yaşı 3-12 yaşlardır fakat sıklıkla 6-8 yaşlarında görülür. Genellikle tek kalçada tutulum vardır. % 10 oranında iki taraflıdır. Belirtiler • Kalça ve diz ağrısı • Kalça hareketlerinde ağrı ve kısıtlılık • Sabahları normal yürüyen çocuk akşamları topallamaya başlar • Uzun süre şikâyeti olanlarda kas zayıflığı • Çocuk o bacağını diğerine göre kısalmış hisseder • Fiziksel aktivite, belirtileri artırır Tedavi Hastaya göre değişir. Hastaların %70’i hiçbir tedavi yapılmadan iyileşirler. Gözlemden büyük kemik ameliyatlarına kadar geniş bir yelpazede tedavi seçenekleri vardır. 40 Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen çocuk hasta hemşire refakatinde yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. Ayaklarının altı yastıkla desteklenir. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS takibi yapılır. • Hasta yakınları, hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • İlk iki saat 1/2 saatte bir, sonrasında hastanın durumuna göre takibe saatlik olarak devam edilir. • Çocuğun çevresinden soyutlanmaması için psikolojik desteğe gereksinimi olacaktır. 6.POLİDAKTİLİ Polidaktili, elde ve bazen ayakta, normalde olması gerekenden daha fazla sayıda parmak bulunmasıdır. Anne karnında, başlangıçta parmaklar birleşik olarak bulunmaktadır ve gelişim sırasında birleşik olan parmakların birbirinden ayrılmasıyla normal sayıda parmak oluşumu tamamlanır. Ancak bazı durumlarda doğum öncesi gelişim esnasında normalden fazla ayrılma gerçekleşir, bu da polidaktili denen ekstra parmak oluşumuna sebep olur. Tedavi Cerrahi olarak fazla olan parmağın veya parçaların çıkartılması ve kalan kısımlardaki bozuklukların düzeltilmesidir. Ameliyat sonrası dikkat edilecek durumlar Birçok el cerrahisi olgusunda olduğu gibi polidaktili ameliyatı sırasında da parmağın dolaşımını sağlayan damarlarda ve duyusunu sağlayan sinirlerde zedelenme olma ihtimali mevcuttur. Böyle bir durum ameliyat sırasında fark edilebileceği gibi, ameliyat sonrası geç dönemde de fark edilebilir. Bu tür damar ve sinir yaralanmaları oldukça nadir olmakla birlikte geri dönüşü olmayan his kayıplarına, hatta parmağın nekroz olarak kaybedilmesine neden olabilmektedir. Ameliyat sonrası erken dönemde el sıkı bir şekilde pansuman ile kapalı olmalı, daha sonra bu sargılar azaltılarak, önerilen egzersizlerin yapılması istenecektir. Ayrıca yine ameliyat sonrası dönemde hekimin önereceği bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programına gereksinim duyulabilir. 41 Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen çocuk hasta hemşire refakatinde yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. • Mayisi ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. ANT takibi yapılır. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. 7.ÇOCUKLARDA ESNEK DÜZTABANLIK Çocuk ayağını basarken düz, otururken veya parmak uçlarındayken normal ayak içi girintisi görülüyorsa buna esnek düztabanlık denir. Belirtiler • Ağrısızdır • Yürüme veya spor sırasında ara vermeyi gerektirmez • Zaman içinde cerrahi ve diğer herhangi bir tedaviyi gerektirmeden düzelir Tedavi • Egzersiz • Tabanlık • Fizik tedavi 8.KEMİK TÜMÖRLER Kemikte başlayan tümörler nadirdir. Belirtiler • Kemiğin yüzeyinde sert bir şişlik • Bu şişlikle birlikte ağrı • Kemik kırılmaları 42 B-YETİŞKİNLERDE GÖRÜLEN TRAVMATOLOJİ HASTALIKLAR 1.BURKULMA Eklem yüzeylerinin anlık olarak ayrılmasıdır. Zorlamalar sonucu oluşur. Belirtileri • Burkulan bölgede ağrı • Kızarma, şişlik • İşlev kaybı Tedavi • Sıkıştırıcı bir bandajla burkulan eklem tespit edilir. • Şişliği azaltmak için bölge yukarı kaldırılır ve soğuk uygulanır. • Hareket ettirilmez. • Tıbbi yardım uygulanır. 2.ÇIKIK Eklem yüzeylerinin kalıcı olarak ayrılmasıdır. Kendiliğinden normal konumuna dönemez. Belirtileri • Yoğun ağrı • Şişlik ve kızarıklık • İşlev kaybı Tedavi • Eklem aynen bulunduğu şekilde tespit edilir • Çıkık yerine oturtulmaya çalışılmaz • Hasta / yaralıya ağızdan hiçbir şey verilmez • Bölgede nabız, deri rengi ve ısısı kontrol edilir • Tıbbi yardım uygulanır 3. KIRIK Kırık, kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırıklar darbe sonucu ya da kendiliğinden oluşabilir. Yaşlılık ile birlikte kendiliğinden kırık oluşma riski de artar. 43 Kırık çeşitleri Kapalı kırık: Kemik bütünlüğü bozulmuştur, ancak deri sağlamdır. Açık kırık: Deri bütünlüğü bozulmuştur. Kırık uçları dışarı çıkabilir. Beraberinde kanama ve enfeksiyon tehlikesi taşır. Belirtileri • Hareket ile artan ağrı • Şekil bozukluğu • Hareket kaybı • Ödem ve kanama nedeniyle morarma Kırığın yol açabileceği olumsuz durumlar nelerdir? Kırık yakınındaki damar, sinir, kaslarda yaralanma ve sıkışma (kırık bölgede nabız alınamaması, solukluk, soğukluk). Kırık kaynamasını etkileyen sistemik faktörler: • Yaş (küçüldükçe hızlanır) • Beslenme (malnütrisyonlar da yavaşla) • Steroidler (negatif etkiler) • Antikoagülanlar (negatif etkiler) • Radyasyon (negatif etkiler) • Yanıklar (negatif etkiler) • Kafa travması (kırık iyileşmesi hızlanır) Kırık kaynamasını etkileyen lokal faktörler: • Kırık hattında fazla hareket (yetersiz fiksasyon) • Kırık uçları arası açıklık (yumuşak doku interpozisyonu, distraksiyon, malpozisyon, kemik kaybı) • Kanlanmanın azalması (nütrisyonel arterin yaralanması, periostun aşırı soyulması parçalı kırıklar) • Enfeksiyon 44 4. BOYUN ZORLANMALARI Trafik kazaları sonrasında, futbol gibi temas sporlarında, evde ya da dışarıda yüksekten düşme sonrasında boyun zorlanmaları ve buna bağlı boyun ağrısı gelişebilir. Bu ağrının alt yapısını bağ zorlanmaları veya kas gerilmeleri oluşturur. Belirtiler • Hareket ile artan boyunun özellikle arkasında oluşan ağrı • Travmadan hemen sonra başlamayıp, daha çok ertesi günü şiddetlenen ağrı • Omuz ve etrafında eşlik eden kas ağrıları ve gerginlik • Baş ağrısı • Boğaz ağrısı • Yorgunluk, uyku problemleri, konsantrasyon bozukluğu • Elde ve kolda uyuşukluk • Boyun hareketleri esnasında zorlanma • Elde ve kolda güçsüzlük Tedavi İlk 3 gün boyunca günde 3-4 kez onbeşer dakikalık buz kompres uygulaması yapılır. Bu enflamasyonun ve ödemin geri çekilmesine yardımcı olacaktır. Sıcağın spazmı çözücü etkisi olduğu bilinse de ilk 5 gün uygulanması sakıncalıdır. Ağrılı bölgeye masaj, ultrason, isometrik egzersizler tedavinin devamını oluşturur. Tüm şikâyetler 4-6 hafta içerisinde ortadan kalkacaktır. Trafik kazası sonrası olan yaralanmaların iyileşmesi genellikle daha uzun sürer. 5. TEKRARLAYICI OMUZ ÇIKIKLARI İlk omuz çıkığı genellikle oldukça büyük bir travmayla olur. Yeterli tedavi olmuş veya olmamış kişilerde ikinci ve sonraki çıkıklar çok kolay olabilir. İlk çıkık sonrası tedavi kurallarına uygun yapılmış bile olsa yeniden çıkma olasılığı vardır. Tekrarlayan çıkıktan nasıl korunulur? Çıkığın yerleştirilmesinde zorlanılıyorsa genel anestezi altında yapılmalıdır. Çıkık yerine yerleştirildikten sonra omuza 3-4 hafta gevşek bir tespit yapılmalıdır. Bu tespit dokuların iyileşmesine olanak verir. Tespit sonrası omuz adalelerinin kuvvetlendirilmesi de önemlidir. 45 Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen hasta hemşire refakatinde, iki ya da üç kişiyle aynı anda hareket edilerek hasta yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. Hemogram takibi yapılır. • Hasta yakınları, hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • ANT takibi yapılır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır. • Hastanın durumuna göre röntgeni çektirilir. Ameliyat sonrası izlem • Kol 4 hafta askıda kalır. Askıda kaldığı sürece günde 3 kez verilen omuz sallama egzersizleri yapılır. • Hasta 5. günden itibaren banyo yapılabilir. Kolun askıda kaldığı süre içinde askı çıkarılarak omuz sabit kalmak üzere yemek yenilenebilir, bilgisayar kullanılabilir ve yazı yazılabilir. • 4-6 haftalar arası pasif ve kısıtlı aktif hareketlere izin verilir. • 6-10. haftalarda aktif hareket çeşitliliği arttırılır. Bu süreçte hastalar günlük işlerinin büyük kısmını yapabilir, kolun omuz seviyesinin üzerine yana açılması dışındaki tüm hareketlere izin verilir. • 10-12. haftalarda omuz hareketlerinden fırlatma hareketi dışındaki hareketlere izin verilir. • 12-16. haftalarda tüm hareketlere izin verilmeye başlanır. • 16. haftada spora izin verilir. Tenis, basketbol, voleybol, basketbol gibi kolun baş üstü pozisyonunda yoğun kullanıldığı sporlara 6. ay sonrasında izin verilir. Tüm bu süreç omuz fizik tedavisinde deneyimli fizyoterapistler tarafından destek alınması iyi sonuçlar için cerrahi kalite kadar önemlidir. 46 6.ULNAR SİNİR SIKIŞMASI Ulnar sinir tüm kol boyunca uzanır ve dirseği, el bileğini geçerek sonlanır Dirseğin almış olduğu bir travmadan ulnar sinir etkilenecek olursa (dirsek kırıkları sonrası gibi) sinirde gelişen ödeme bağlı olarak sinir bu tünel içerisinde sıkışır. Bu tabloya kubital tünel sendromu ya da ulnar sinir sıkışma sendromu adı verilir. Burada elin kaslarında zayıflama kavanoz açma gibi hareketlerde zorlanma ortaya çıkar. Hem motor hem his duyusu ile ilgili sorunlar yaşanır. Belirtiler • Dirseğin iç kısmında oluşan gerginlik hissi • Özellikle geceleri oluşan elin küçük ve yüzük parmağında uyuşma hissi • Araba kullanma veya telefonla konuşma gibi dirseğin uzun süre katlı pozisyonda kalması sonrasında uyuşma • Müzikal bir enstrümanı kullanırken ya da elin parmaklarını ilgilendiren bir iş yapmada güçlük • Kavrama ya da ayıklama işleminde güçsüzlük hissi • Tüm kolun iç yüzünde ağrı hissetme Cerrahi olmayan tedavi seçenekleri • Dirseği olabildiğince düz tutarak sinirin sıkışmasını engellemek • Göğüs üzerinde kolların çaprazlaşmasını engellemek • Dirseği kullanmayacağı bir sistem oluşturmak (megafonla konuşmak gibi) • Çalışma masasını ayarlayarak dirseğin kırılmış pozisyonda kalmasını engellemek • Geceleri kullanılacak, kolun pozisyonunu ayarlayan ateller • Spor esnasında dirseği koruyan dirsekliklerin kullanımı • Steroid enjeksiyonu (ödemi azaltmak üzere) Cerrahi tedavi Eğer konservatif tedavi ile kas güçsüzlüğü ortadan kaldırılamıyorsa ya da ağrı şikâyetleri sürüyorsa ileri tetkikler yapılarak cerrahi tedavi planlanmalıdır. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen hasta hemşire refakatinde yatağa alınır. • Mayisi ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • ANT takibi yapılır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır. • Soğuk takibi yapılır, kol elevasyona alınır. • Parmaklarında şişme, soğuma, morarma olursa hekime haber verilir. 47 7.FEMUR İNTERTROKANTERİK KIRIKLARI KALÇA Kalça kırıkları; ileri yaşlardaki insanlarda çok yıkıcı yaralanmalar arasındadır. İntertrokanterik kırıkların büyük çoğunluğu 70 yaş üstünde meydana gelir. Bu hastalar hemoglobin değerleri düşük, fiziksel aktivite kabiliyeti azalmış ve yüksek oranda diğer tıbbi sorunları olan hastalardır. Tedavi 1. Konservatif tedavi: hastanın genel durumu ameliyatı kaldıramıyacaksa konservatif tedavi yapılır. 2. Cerrahi tedavi: Cerrahi tedavi kararı verildiğinde olguyu acil kabul etmemek; ancak ameliyatı erken yapmak gerekmektedir. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen hasta hemşire refakatinde, hastayı hırpalamadan iki ya da üç kişiyle aynı anda hareket edilerek hasta yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. Bacaklarının arasına yastık konulur. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS ve hemogram takibi yapılır. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • Hastanın durumuna göre 3 kez ANT takibi yapılır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır. • Hastanın durumuna göre röntgeni çektirilir. Ameliyat sonrası bakıma ilişkin girişimler • Hemşire, yaşlı hastanın sık aralarla yaşam bulgularını, bilinç düzeyini, nörovasküler durumunu, yara alanını, solunum, kardiyovasküler, gastrointestinal ve üriner sistem fonksiyonlarını, sıvı- elektrolit dengesini, ağrısını ve beslenmesini izlemeli ve değerlendirmelidir. • Hemşire, hastayı ameliyata ilişkin olası komplikasyonlar açısından izlemelidir. Kalça kırığı ameliyatlarından sonra tromboembolik sorunlar (derin ven trombozu ve pulmoner emboli) sık görülen ve tehlikeli olan komplikasyonlardır. Bu komplikasyonlar için ileri yaş, venöz staz, yapılan ameliyatlar ve hareketsizlik önemli risk faktörleridir. Hemşire her gün hastanın 48 ekstremitelerini şişlik, gerginlik, ısı artışı, kızarıklık, Homan’s bulgusu (ayağın güçlü pasif dorsifleksiyonunda baldırda ağrı) ve pulmoner embolinin belirti ve bulguları yönünden değerlendirmelidir. Yaşlı hastanın etkilenen ekstremitesi nörovasküler açıdan da değerlendirilmeli ve ekstremite renk, ısı, ağrı, parestezi ve paralizi açısından izlenmelidir. Ayrıca hemşire hastayı yara, üriner ve solunum sistemi enfeksiyonlarının belirti ve bulguları açısından değerlendirmeli ve bunları kaydetmelidir. Bazı yaşlı hastalarda enfeksiyonun bulguları olan ateş ve lökositoz görülmeksizin, enfeksiyon gelişebileceğinden hemşire yaşlı hastayı enfeksiyon yönünden değerlendirirken bu durumu da göz önünde bulundurmalıdır. Enfeksiyonun gelişmesini önlemek için hastaya derin solunum ve öksürük egzersizi yaptırılmalı, hastanın hidrasyonu sağlanmalı ve girişimler aseptik tekniklere uygun yapılmalıdır. • Hemiartroplasti veya total kalça protezi yapılan hastalarda çıkığın önlenmesi için koruyucu önlemlerin alınması gerekmektedir. Posterior olarak yapılan cerrahi girişimde kalçanın abduksiyonun sürdürülmesi için hastanın bacakları arasına yastık konulması, kalçanın 90 derece üzerinde fleksiyonunun önlenmesi ve etkilenen bacağın içrotasyonundan sakınılması gerekmektedir. Anterior olarak yapılan cerrahi girişimde ise kalçanın ekstansiyonundan ve etkilenen bacağın dış rotasyonundan sakınılmalıdır. Ameliyat sonrası cerrah, hastaya yürümeye yardımcı gereçler (koltuk değneği, baston, yürüteç) önerebilmektedir. Bu gereçler cerrahın önerdiği süre kullanılmalıdır. Alçak, yumuşak sandalye ve yataklardan sakınılmalıdır. Tekerlekli sandalyenin oturak kısmının altına sert bir materyal konularak yüzeyin sert olması sağlanmalıdır. Ayrıca hemşire hastanın doktor isteminde belirtilen hareket ve aktivite sınırlılıklarını öğrenmeli ve hastanın bu sınırlılıkları anlama durumunu belirlemelidir. • Hemşire, hastanın ağrısının yerini ve tipini de değerlendirmelidir. Hastanın ağrısı ilaçsız yöntemlerle ve doktor isteminde belirtilen analjeziklerle giderilmelidir. Yaşlı hastaya verilen narkotik analjezikler konstipasyona neden olabileceğinden hemşire hastanın barsak seslerini izlemeli, posalı yiyecekler yemesini ve günlük olarak yeterli sıvı almasını sağlamalıdır. Renk, ısı, ağrı, parestezi ve paralizi açısından izlenmelidir. Ayrıca hemşire hastayı yara, üriner ve solunum sistemi enfeksiyonlarının belirti ve bulguları açısından değerlendirmeli ve bunları kaydetmelidir. Bazı yaşlı hastalarda enfeksiyonun bulguları olan ateş ve lökositoz görülmeksizin, enfeksiyon gelişebileceğinden 49 hemşire yaşlı hastayı enfeksiyon yönünden değerlendirirken bu durumu da göz önünde bulundurmalıdır. Enfeksiyonun gelişmesini önlemek için hastaya derin solunum ve öksürük egzersizi yaptırılmalı, hastanın hidrasyonu sağlanmalı ve girişimler aseptik tekniklere uygun yapılmalıdır. • Birçok hasta seksüel aktivite ile ilgili soruları sormaktan çekinebilmektedir. Bu nedenle hastaya seksüel aktivite ile ilgili bilgi verilmelidir. Genellikle seksüel aktiviteye hastaların kendilerini rahat hissettikleri ve uygun kalça pozisyonunu sürdürebildikleri zaman başlanabilmektedir. Fakat bazı cerrahlar hastalara ameliyattan sonra ilk 6 hafta seksüel aktivitede bulunmamalarını önermektedir. • Deliriyum ve depresyon hastanın bakım sonuçlarını etkileyebileceğinden hemşire hastayı konfüzyon, isteksizlik, bir konuya odaklanmada zorluk ve saldırganlık gibi belirti ve bulgular açısından izlemelidir. Hemşire bu sorunlara neden olabilecek ilaçları, ağrıyı, diğer tıbbi durumları ve psikososyal durumları araştırmalıdır. • Yaşlı hasta için yapılacak taburculuk planı interdisipliner olmalıdır. Evine dönen yaşlı hastaların yaklaşık %30`unun uzun süreli bakıma gereksinimi vardır. Bu nedenle hastaların ve hastaya bakım verecek kişilerin evde bakıma yönelik olarak bilgilendirilmeleri de gerekmektedir. B.ÇOCUKLARDA SIK GÖRÜLEN TRAVMATOLOJİ HASTALIKLARI 1.KÖPRÜCÜK KEMİĞİ KIRIĞI Köprücük kemiği her yaşta çocuk ve erişkinde görülen en sık kırıklardan biridir. En çok çocuklarda ve sporcularda görülür. Doğum sırasında köprücük kemiği kırığı ile doğmuş çok sayıda bebek vardır. Çocuklarda direk darbe ve düşme ile kolayca kırık oluşur. Belirtileri Bir düşme sonucu omuzda ağrı ile birlikte aşağıdaki bulgular görülebilir • Omuzun aşağı ve öne doğru düşüklüğü • Kolu ağrı nedeniyle kolu kaldıramama • Kol hareketleri veya üzerine basma ile köprücük kemiği üzerindeki hassasiyet • Köprücük kemiği üzerinde çıkıntı 50 Tedavi Damar ve sinirlerde yaralanma durumunda acil bir operasyon gerekebilir. Kırığın tipine göre basit bir kol askısı veya “ 8 bandajı “ ile tedavi edilir. 8 bandajında ana fikir omuzu geriye doğru gererek öndeki köprücük kemiğinin uzunluğunu ve biçimini sağlamaktır. İlk uygulandığında fazla germemeye dikkat edilmeli ve tedrici olarak kontrollerde yavaş yavaş gerilmelidir. Aksi halde koltuk altındaki damar-sinirlere baskı yaparak kolda şişmeye veya uyuşmaya neden olabilir. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen çocuk hasta, hemşire refakatinde yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS ve hemogram takibi yapılır. • Hastanın durumuna göre 2 kez ANT takibi saatlik olarak yapılır. • Anestezinin etkisiyle çocuk hastada kusma gerçekleşebilir. Çocuğun kusmuğunun solunum yoluna kaçmaması için, başını yana çevirerek kusması sağlanır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. 2. DİRSEK ÜSTÜ (SUPRAKONDİLER KIRIK) Üst kol kemiği (humerus) dirseğin hemen üstünden kırılmıştır. Genellikle 8 yaş altında görülür. Sinir hasarına ve dolaşım bozukluğuna neden olabilir. Belirti ve şikâyetler Tüm tip kırıklarda benzer yakınmalar (ağrı, hassasiyet, şişlik ve kolu hareket ettirememe) vardır. Tedavi • Kırığın yerine ve derecesine göre değişir. • Tam veya yarım alçı uygulaması yeterli olabilir. • Kaymış dirsek kırıklarının çoğu cerrahi tedavi gerektirir. 51 Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ameliyattan gelen çocuk hasta hemşire refakatinde yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. • Mayisi ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. AÇS ve hemogram takibi yapılır. • Hastanın durumuna göre 2 kezANT takibi saatlik olarak yapılır. • Anestezinin etkisiyle çocuk hastada kusma gerçekleşebilir. Çocuğun kusmuğunun solunum yoluna kaçmaması, başını yana çevirerek kusması sağlanır. • Ağrısı olduğunda ağrı kesicisi yapılır • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • El ve parmaklarda şişme, soğuma, morarma varsa hekime haber verilir. • El elevasyona alınır ve buz uygulanır. ALÇILAR Kullanılma nedenleri • Kas iskelet sistemine ilişkin cerrahi girişimlerden sonra belli bir kısmın hareketsiz kalıp iyileşmesini sağlamak. • Kırıkları tespit etmek • Deformiteleri önlemek Alçıya Alınan Hastada Yapılması Gerekenler • Alçı kuru ve temiz tutulmalıdır. • Alçı tamamen kurumadan üzerine yük verilmemelidir. • Nem alçıyı yumuşatacağından, banyo yaparken, alçı koruyucu torbalar kullanılmalıdır. • Alçının tamamen kuru kalması sağlanmalıdır. • Alçıya zarar verebilecek sert ve keskin cisimlerden uzak durulmalıdır. • Alçının içine yabancı cisimlerin girmesi engellenmelidir. Yabancı maddeler sokularak kaşınmamalıdır. • Alçı kesilmemeli ya da çıkarılmaya çalışılmamalıdır. • Yatağa alındıktan sonra alçılı kısım üzeri naylon kaplı yastıkla yükseltilir. • Hasta yatakta sağlam tarafa döndürülür. Hareketsizlik nedeniyle oluşabilecek kas atrofisini engellemek için alçılı bölgeye izometrik egzersizler uygulanır. • Çocuklarda alçılama işlemi yapılmadan işlem çocuğa anlatılmalı ve zaman varsa bir oyuncak bebek üzerinde gösterilmelidir. 52 • Alçı perine bölgesine yakınsa, koruyucu bir materyalle yakın kısım kaplanır. • Alçı çıkarılması işleminden önce, alçı çıkarılırken kullanılan aletin dokuya zarar vermediği hastaya (özellikle çocuk hastaya) anlatılmalıdır. • Dolaşımın sağlanması için alçılı olan ekstremitedeki parmaklar hareket ettirilmelidir. • Alçı yapıldıktan sonra ilk zamanlarda yaralanan bölgenin etrafında şişlik oluşabilir. Bu şişlik alçı içinde basınç yaparak ağrıya neden olabilir. Ağrının azaltılması ve şişliğin önlenebilmesi için yaralı bölgenin kalp hizasından yukarıda kalacak şekilde yastık ya da başka bir destekle yükseltilmesi gereklidir. • Kan dolaşımı kontrolü için parmağınızla alçılı olan ekstremitenin tırnağına, rengi beyaz olana kadar baskı yapılmalıdır. Baskıyı kaldırdıktan 2-3 saniye içinde pembeleşip pembeleşmediği kontrol edilmelidir. Alçıya Alınan Hastada Dikkat Edilmesi Gerekenler • Parmaklarda uyuşma, karıncalanma ya da his kaybı • Tırnağınıza baskı yapıp kaldırdığınızda pembeleşme • Ciltte solukluk, soğukluk ve morarma • Alçılı bölgede basınç ve artan ağrı • Alçı üzerinde renk değişikliği, kötü koku ve akıntı • Aniden vücut ısısında yükselme • Uzun süren bulantı, kusma ve karında ağrı Alçıya ilişkin komplikasyonlar • Dolaşım Bozukluğu • Sinir Harabiyeti • Enfeksiyon • Alçı Sendromu Belirti ve bulgular • Nabız alınamaması, tırnaklarda kapiller dolum yetersizliği • Ciltte solukluk, siyanoz ya da soğukluk • Ağrı, şişlik ve alçı periferinde ağrılı ödem Hemşirelik bakımı • Komplikasyonlar gözlenir. • Herhangi bir bulguda doktora haber verilir. • Ağrı dolaşım bozukluğunun başlıca belirtisi olduğundan ağrı kesici verilmeden önce ağrı tanımlaması yapılır. 53 Alçılı hasta bakımında • Hastanın alçıya uyum sağlaması • Beslenmesi • Hareketsizlik nedeniyle oluşabilecek komplikasyonların önlenmesi • Alçı bakımının öğretilmesi • Hareketsizlik nedeniyle oluşabilecek komplikasyonların önlenmesi • Rehabilitasyon yer alır. TRAKSİYONDAKİ HASTA BAKIMI Temel Amaç; gelişebilecek komplikasyonları önlemektir. Traksiyon uygulanmadan önce hastayı fiziksel ve psikososyal olarak hazırlamak gerekir. İşlem öncesi hastanın nörovasküler durum değerlendirilmesi yapılır. Hemşirelik bakımı Gelişebilecek komplikasyonlara göre yaklaşım gerektirir. • Kontraktür ve deformitelere yönelik egzersizlerin fizyoterapist yardımı alınarak yaptırılması • Konstipasyona yönelik; kontrendike değilse günde 1,5-2 lt sıvı alımının sağlanması • Aktif pasif hareketlerin fizyoterapist işbirliği ile yaptırılması • Sürgü kullanımına teşvik edilmesi • Diyetteki lifli gıdaların artırılması • Üriner staz, üriner enfeksiyon, böbrek taşları için sıvı alımının artırılması • Kateterizasyondan kaçınılması • Kateterizasyon ve sonrasında aseptik koşullara dikkat edilmesi • Dolaşım bozukluğu ve tromboembolide düzenli egzersizler yaptırılması • Elastik bandaj ve emboli çorabı kullandırılması • Yeterli sıvı alımının sağlanılması • Mental sistemle ilgili komplikasyonlara yönelik tedavi ve uygulamalar hakkında bilgi verilmesi • Hasta ve ailesiyle olumlu ilişkiler kurulması • Traksiyonlu hastada enfeksiyonu önlemek için kendi bakım planına mümkün olduğunca katılımını sağlanması • Hastanın genel temizliğine dikkat edilmesi • Yatak takımlarının temizliğinin sağlanması. 54 Traksiyonla tedavide; Uzun süre yatağa bağımlı olmak, hastada depresyona ve duygusal dengesizliklere neden olabilir. Bunu önlemek için; • Hasta odasında radyo ve TV bulundurulur. • Hastanın yatağı pencere kıyısına konabilir. • Hastanın sık ziyaret edilmesine izin verilir. • Hastanın çevresini görebilmesi için belli yerlere ayna yerleştirilebilir. • Hasta, kendi bakım aktivitelerine katılması için desteklenir. • Hasta ortaya çıkabilecek sorunlar hakkında bilgilendirilir. • Yapılması gereken uygulamalar ve önemi hakkında bilgilendirilir. • Beslenmesi hakkında ve psikolojisi hakkında bilgilendirilir. Yatak istirahatının zararlı etkileri ve hemşirelik girişimleri Yatak istirahatının süresi uzadıkça sistemler üzerinde olumsuz etkilerine bağlı çeşitli komplikasyonlar meydana gelir. Bu komplikasyonlar iyileşmeyi geciktirdiği gibi kalıcı bozukluklara neden olabilir. A.Hareketsizliğin Deri Üzerine Etkisi Devamlı yatma sonucu vücudun belli yerlerinde fazla basınç ile birlikte derinin beslenmesinin engellenmesi dekibütüs adı verilen yatak yaralarına neden olur. Bazı durumlarda yatak yaralarının açılması kolaylaşır. Bu durumlar: • Fazla kilo (obezite) • Zayıflık • Sedasyon • Paralizi • Ödem • Yetersiz beslenme En sık kemik çıkıntılarının olduğu yerlerde meydana gelir. Bu yerler; başın arka kısmı, kürek kemiklerinin çıkıntıları, krista ilyaka, sakrum, dirsekler, topuklar, avuç ayalarıdır. Hemşirelik Girişimleri Yatak yaralarının oluşması iyi bir hemşirelik bakımı ile önlenebilir. • Hastanın pozisyonu iki saatte bir değiştirilir. Hastanın durumuna göre pozisyonu daha sık değiştirilebilir. • Kemik çıkıntılarının olduğu yerler her gün gözlenmelidir. Basınç noktaları adı ile bilinen bu bölgeler sırt üstü pozisyonda; kürek kemikleri, ayak kemik 55 köşeleri, sakrum, topuklar, dirsekler ve başın arkasıdır. Yanateral pozisyonda basınç noktaları ise, diz, torakanter, kostalar, akromiyon(omuz başı) ve kulak kepçesidir. Bu bölgelere her gün masaj yapılmalıdır. • Battaniye ve örtülerin basınç yapmaması için ayak tahtası, kafes kullanılmalıdır. • Cildi daha çok kurutacağı için alkolle masaj yapmaktan kaçınılmalıdır. • Hastanın hareket isteğini azaltacağı için trankilizan ve sedatiflerin kullanılmasından kaçınılmalıdır. • Hastanın yeterli beslenmesi ve sıvı alımı sağlanmalıdır. • Hastanın derisi daima temiz ve kuru tutulmalı, çarşafları kırışıksız olmalıdır. • Hastaya ve yakınlarına sık sık pozisyon değiştirmenin, masajın ve egzersizlerin önemi anlatılmalıdır. • Hastada dekübit açıldıysa: o Yara üzerindeki her türlü basıncı kaldırarak kan dolaşımı sağlanmalıdır. o Bölgeye gelen kan akımını engellediği için yara çevresine simit konulmaz. o Yara daima temiz ve kuru tutulmalıdır. o Bölgeye kan akımının sağlanması için bölgenin etrafına masaj yapmak, sık pozisyon değiştirmek, varsa bölgedeki enfeksiyonun tedavi edilmesi ve doku iyileşmesini hızlandıran bol proteinli ve bol vitaminli diyet verilmesi gerekmektedir. o Yaranın pansumanı aseptik tekniğiuygun olarak yapılmalıdır. Pansuman sırasında serum fizyolojik veya antiseptik solüsyonlar kullanılabilir. o Pansuman sırasında ölü dokular mutlaka temizlenmelidir. Çünkü nekrotik dokuların altında enfeksiyon gelişebilir. o Özel bir plastik maddeden yapılmış içi su veya hava dolu olan yatakların kullanılması, vücut ağırlığını, yatağa temas eden tüm yüzeye eşit olarak dağıttığı veayrıca su veya hava yatağın içinde hareket edip masaj etkisi sağladığı için yatak yaralarının açılmasını önlemektedir. o Günümüzde yatak yaraları için hazır ürünler mevcuttur. Kullanılmaya hazır pansuman ve bakım malzemeleri, jel ve deriye yapışan koruyucu tabakalar halinde bulunmaktadır. B. Kas-İskelet sistemine Etkisi Yatak istirahatının kas ve iskelet sistemine ilişkin olumsuz etkileri şunlardır: • Kuvvetsizlik • Sırt Ağrıları • Kontraktürler • Osteoporoz 56 Hareketsizlik hem adalenin gelişmesini, hem de yeterince beslenmesini engeller. Günde birkaç kasılma kasın gücünü ve kuvvetini korumasına yardımcı olur, fakat kas kullanılmaz ise zamanla gücünü ve kuvvetini kaybeder. Kuvvetsizlik ve sırt ağrıları giderek kas atrofisi ile sonuçlanır. Eklem hareketlerinin kısıtlanması ve eklem çevresindeki dokuların kısalması sonunda el bileği düşmesi, ayak bileği düşmesi ve kontraktürler gelişir. Kemiklerden kalsiyum çekilmesiylede osteoporoz gelişir. Hemşirelik Girişimleri • Hasta sınırları dâhilinde hareket ettirilmelidir. • Yatak sert ve düzgün olmalıdır. • Hastaya sık sık masaj yapılmalıdır. • Kas ve eklemlere egzersiz yaptırılmalıdır. • Hastanın yatış pozisyonu iki saat arayla değiştirilir. Eğer hasta hemiplejili ise hemiplejik tarafı üzerinde 20-30 dakikadan daha uzun süre yatırılmamalıdır. • Yatak içinde aktif ve pasif hareketler yaptırılmalıdır. • Ayak düşmesini önlemek için ayak tahtası kullanılmalıdır. Ayak, bacak ve kalçanın dış rotasyon kontraktörünü önlemek için ayak, bacak ve kalça kum torbalarıyla desteklenmelidir. • Osteoporoz kemiğin daha kolay kırılmasına neden olur. Bu bakımdan eklem ve adalelere yaptırılan tüm egzersizler osteoporoz ve kolay kırılmaları da önleyecektir. C. Kardiyovasküler Sisteme Etkileri Yatak istirahatı kas ve kemiklerin dinlenmesini sağlarken kalbin yükünü arttırır. Yatak istirahatında damarlarda vazodilatasyon gelişir, kişi birden ayağa kalktığında damarlar vazokonstrüksiyona geçemez, kan periferde, kanın için organlarda toplanır ve kalbe venöz dönüş azalır, tansiyon düşer, yorgunluk, göz kararması, baş dönmesi gibi belirtiler ardından kişi senkop geçirir. Bu duruma ortostatik hipotansiyon denir. Ayrıca tromboz ve emboli olasılığı artar. Hemşirelik Girişimleri • Hastanın belli aralıklarla pozisyonu değiştirilmelidir. • Olabilecek en erken dönemde hastanın ayağa kaldırılması gerekir. • Hastanın yataktan kademeli olarak kaldırılması(önce bacaklarına elastik bir bandaj sarılır, sonra oturtulup, ayakları yatağın kenarından sarkıtılır, bir süre sonra iskemleye oturtulur, vital bulguları alınır, daha sonra oda içinde ve koridorda dolaştırılmaya başlanır). 57 • Trombüs ve emboli oluşumunu önlemek için yatak içinde elastik çorap veya bandaj uygulanmalıdır. • Yan fowler pozisyonda oturtulması (bu şekilde kalbin yükü azaltılır) sağlanır. • Hava yolunun açık ve temiz tutulması, bu amaçla ağız ve burun bakımı verilmesi gerekir. • Yatak içinde aktif ve pasif hareketler yaptırılıp, sıvı alımının sağlanması şarttır. • Pulmoner emboli belirtileri ve bulguları (şiddetli göğüs ağrısı, hemoptizi, dispne, taşikardi) varlığında hekime haber verilmelidir. E. Gastrointestinal Sisteme Etkileri Anoreksiya: Devamlı yatma, hastanın hareketlerinin enerji gereksinimini, buna bağlı olarak iştahını azaltır. İştahsızlık nedeniyle hipoproteinemi ve malnütrisyon görülebilir. Yatak istirahatında hipoproteinemi’nin bir başka nedeni de negatif nitrojen dengesinin oluşmasıdır. Bu nedenle hastaların protein gereksinimleri artmıştır. Konstipasyon (kabızlık): Sık rastlanılan bir problemdir. Hastanın devamlı yatması, fiziksel aktivitelerinin azalması ve diyetinin değişmesine bağlı oluşur. Hastanın sürgü kullanmak istememesi de defekasyonu engeller ve zorlaması da konstipasyona yol açar. Hemşirelik Girişimleri • Hastaya besin değeri yüksek olan ve sevdiği yiyecekleri seçmesine yardım edilir. • Yeteri miktarda C vitamini alması sağlanır. • Hastalar az ve sık beslenir, ne kadar ve neleri severek yediği gözlenir. • Gaz yapmayan, hazmı kolay gıdalar seçilir • Yemeklerden önce ve sonra ağız bakımı verilir • Yatak yarası olan hastalara yüksek proteinli gıdalar verilir, bu konuda aileye eğitim yapılır. • Hemiplejili hastalarda yutma refleksi kontrol edildikten sonra beslenir, ya da parenteral yolla beslenir. • Konstipasyonu önlemek için hastaya her gün düzenli olarak sürgü verilir. • Her sabah aç karnına ılık su içirilir. Kuru erik suyu, kayısı suyu içirilmelidir. Günlük sıvı alımı artırılmalıdır. Eğer konstipasyon giderilemiyorsa dışkı yumuşatıcı yağlar, gliserinli supposituvarlar, ılık vazelin veya serum fizyolojikle lavman yapılır. 58 F. Üriner Sisteme Etkileri Hareketsizliğe bağlı olarak mesanenin boşalma refleksinde azalma olur. Sırt üstü pozisyonda hasta idrarını yapamayabilir. İdrar retansiyonu meydana gelir. Mesane tam olarak boşalamaz. Kas tonusündeki azalma ve staza bağlı olarak taş oluşur. Sürekli yatmanın 14-21.gününde taş oluşumu başlar. Üriner staz enfeksiyona neden olabilir. Hemşirelik Girişimleri • Üriner durgunluğu önlemek için yatakta aktif ve pasif egzersizler yaptırılmalıdır. • Sıvı alımı artırılmalıdır. • Sık sık pozisyon değiştirilmelidir. • Üriner enfeksiyonu önlemek için gerekli değilse kateterizasyon uygulanmamalıdır. • Her gün aynı saatte sürgü verilmelidir. G. Yatağa Bağımlı Hastanın Psikolojik Durumuna Etkileri Uzun zaman yatak istirahatında kalan kişilerde sıklıkla letarji (uyuşukluk) ve depresyon görülebilir. Yalnızlık duygusu bu kişilerde baskındır. Akut anksiyete ve uykusuzluk görülebilir. Kronik uykusuzluk hastada unutkanlığa neden olur. Devamlı yatan psikotik veya nörotik eğilimi olan hastalar daha da çok duygusal rahatsızlık hissederler, hastalarda düşmanca davranışlar ve içe dönüklük görülür. Daha ağır durumlarda disoryantasyon (zaman ve mekân ile bağlantının kaybolması) görülebilir. Hemşirelik Girişimleri • Diğer hastalarla iletişim kurması için ortam sağlanmalı ve hasta teşvik edilmelidir. • Dünyadan kopmuşluk hissini en aza indirecek şekilde hastayla ilgilenilmeli, olaylardan haberdar olması sağlanmalıdır (TV, radyo, gazete, telefon ile). • Hemşire, hastanın kendi bakım planına mümkün olduğu kadar katkıda bulunmasına izin vermeli, aile ile işbirliği yapılmalıdır. • Korkularını, endişelerini ve beklentilerini açıklamasına ve soru sormasına fırsat verilmelidir. • Hastada görülen anormal ve uygunsuz emosyonel tepkileri gözlenmeli ve hekime bildirilmelidir.. 59 Ameliyat öncesi hemşirelik bakımı Hastanın psikolojik ve fizyolojik tüm ihtiyaçları göz önünde bulundurularak planlanır. Üç aşamada uygulanır. • Kliniğe yatışından ameliyat öncesi geceye kadar yapılması gerekenler (genel hazırlık) • Ameliyat öncesi gece hazırlığı • Ameliyat günü hazırlığı Ameliyat Öncesi (Genel Hazırlık) Hasta, ameliyat öncesi tedavi ve bakım gereksinimine bağlı olarak, kliniğe ameliyattan birkaç gün önce yatırılabileceği gibi, birkaç hafta önce de yatırılabilir (beslenme bozukluğu, sıvı-elektrolit dengesizlikleri vb. düzeltmek için). Bu dönemde hastanın durumunun iyi bir şekilde değerlendirilebilmesi, ameliyat öncesi ve sonrası dönemde ortaya çıkabilecek sorunlara ilişkin verilerin toplanmasına bağlıdır. Bu veriler; • Hasta dosyasından • Laboratuar testlerinden • Hasta yakınlarından ve hastayla yapılan görüşmeden elde edilebilir. Hastanın kliniğe yatırılmasıyla başlayan ameliyat öncesi hazırlık ve bakım dört yönden ele alınabilir. • Psikolojik hazırlık • Fizyolojik hazırlık • Yasal hazırlık • Ameliyat öncesi eğitim Psikolojik Hazırlık Ameliyat, hasta için sadece fizyolojik bir stres kaynağı olmayıp aynı zamanda güçlü bir psikolojik stres kaynağıdır. Bu nedenle hastanın ameliyat öncesi psikolojik hazırlığı, fizyolojik hazırlığı kadar önemlidir. Hastalar ameliyatın kendileri için yararlı olduğunu kabul etseler de, ameliyatın risklerinden korkarlar. Ameliyat öncesindeki anksiyete nedenlerinin en önemlilerinden birisi, bilinmeyen korkusudur. Ayrıca, bu dönemde hastalar, ameliyat sonrası ağrı, kanser olma ihtimali, organ kaybı, ölüm tehlikesi, anestezi tehlikesi, işini kaybetme, sevdiği kişi ve aktivitelerden uzak kalma gibi korkular yaşayabilirler. 60 Ameliyata ilişkin korkular her zaman ameliyatın büyüklüğü ile orantılı değildir. Ameliyatın küçük olması hastanın az korkmasını ya da korkmamasını gerektirmez. Ameliyat öncesi dönemde psikolojik hazırlık; ameliyatta az anestetik, ameliyat sonrasında az analjezik kullanılmasına, anksiyeteyi gidermeye, ameliyat sonrasında yaşam bulgularının kısa sürede düzene girmesine, strese tepki olarak salınacak olan kortikosteroid hormonlarının az salınmasına, ameliyat sonrasında hızlı iyileşmeye ve erken taburcu olmaya yardımcı olur. Araştırmalar psikolojik yönden iyi hazırlanmış hastanın; ameliyat travmasıyla daha iyi baş ettiğini, komplikasyon gelişiminin daha az olduğunu, hastaların daha kısa sürede iyileştiğini göstermektedir. Fizyolojik Hazırlık Ameliyat riskini en aza indirebilmek için hastanın genel sağlık durumu mümkün olan en iyi düzeye getirilmelidir. Ameliyat öncesinde hastanın sağlık durumu, iyi bir fizyolojik değerlendirmeyle belirlenebilir. Fizyolojik Değerlendirme • Yaş • Ağrı • Beslenme durumu • Sıvı-elektrolit dengesi • Enfeksiyon • Kardiyovasküler fonksiyon • Pulmoner fonksiyon • Renal fonksiyon • Gastrointestinal fonksiyon • Karaciğer fonksiyonu • Endokrin fonksiyonu • Nörolojik fonksiyon • Hematolojik fonksiyon • İlaçlar • Kullanılan ilaçlar 61 Sorun Yaratabilecek İlaçlar • Antikoagülanlar; kanamaya neden olabilirler. • Antibiyotikler; anestetiklerle etkileşerek istenmeyen etki oluşturabilirler. • Trankilizanlar; kan basıncını düşürerek şoka neden olabilirler. • Thiazid diüretikler; potasyum ve sıvı kaybına neden olabilirler. Ayrıca hastanın, herhangi bir ilaca allerjisi olup olmadığı da öğrenilmelidir Testler Kan tahlilleri, EKG, göğüs röntgeni ve idrar tahlili gibi testler ameliyat öncesi yapılır. Kan bağışı Hastanın durumu ve ameliyatına göre gerekli olan kan temin edilir. Yasal hazırlık Küçük girişimlerde dahi kesinlikle yazılı imzalı izin alınır. Ameliyat ve oluşabilecek komplikasyonlar hakkında yeterli ve açıklayıcı bilgi verilip; on sekiz yaş üzeri ve bilinçli ise hastanın kendisinden, değilse yakınlarından yazılı imzalı izin alınır. Hasta dosyasında bulundurulur. Hemşire ve doktor, planlanan ameliyatı ve gelişebilecek sakatlığı gerçekçi bir yaklaşımla hasta ve yakınlarına anlatmalıdır. Yaşamını, oluşabilecek sakatlığa uyum sağlayabilecek şekilde devam ettirebilmesi için destek verilmelidir. Ameliyat Öncesi Eğitim • Derin solunum egzersizleri • Öksürük egzersizleri • Dönme ve ekstremite egzersizleri Ameliyat Gecesi: Hasta ameliyattan 8-10 saat öncesinden aç bırakılır. Çocuklarda bu süre 4- 5 saattir. Hastanın endişelerini açıklaması sağlanır. Hastanın ameliyat yerine göre traş yapılması ve geceyi rahat geçirmesi sağlanır. Hastanın varsa ojelerini ve takılarını çıkartmaları söylenir. Çocuk hastalarda ve yaşlı hastalarda ameliyat öncesi gece saat 02 den sonra mayileri takılır. 62 Ameliyat Günü: Hasta ameliyata gitmeden önce hemşirenin yapması gerekenler; • Hastaya ve yakınlarına bilgi verilir. • Hastanın aç olup olmadığı kontrol edilir. • Bağırsakların boşalması gereken vakalarda hastanın bağırsak temizliğinin yapılıp yapılmadığı kontrol edilir. • Oral verilmesi gereken ve önemli olan ilaçlar çok az bir su ile içirilir. • Hastaya sigara içmemesi ve servisten uzaklaşmaması söylenir. • Diyabet veya kalp hastalığı olan ve ameliyat süresince alması istenen ilaçlı mayi tedavisi (insülinli mayi, vs.) hazırlanır. • Hastanın yaşam bulguları kayıt edilir, anormal bir durum varsa hekime haber verilir. • Ameliyat bölgesinin traş olup olmadığı (isteniyorsa) kontrol edilir. • IV sıvı uygulanması gibi özel bir durum varsa bunlar uygulanır. • Hastanın idrarını yapması söylenir. Üriner kateteri olan hastanın idrar torbasının boş olması sağlanır. • Hastaya kan istemi yapılmışsa kanının hazır olup olmadığı kontrol edilir. • Hastaya dişlerini fırçalaması, takma dişleri varsa çıkartılması söylenir. • Hastanın takıları varsa bunları çıkartmasını söyler. Ayrıca hastanın parası varsa takılarıyla birlikte hasta yakınlarına teslim etmek üzere alır ve saklar. • Kadın hastaların tırnaklarındaki oje kontrol edilir. • Hastanın ameliyat gömleğini ve istem varsa varis çoraplarını giymesine yardımcı olur. • Order edilmişse premedikasyon uygulanır. • Hasta, dosyası, ilaçları, malzemeleri ve mayileriyle birlikte sedyeyle ameliyathaneye gerekirse hemşire eşliğinde gönderilir. Ameliyat sonrası hemşirelik bakımı • Ayılma ünitesinde bakım • Klinikte bakım Ameliyat Sonrası Klinikte Bakım • Ameliyattan gelen hasta hemşire refakatinde, ameliyatın özelliğine göre doktor eşliğinde yatağa alınır. • Hastayı hırpalamadan iki ya da üç kişiyle aynı anda hareket edilerek hasta yatağa alınır. • Hastaya ameliyatının özelliğine ve anesteziye uygun pozisyon verilir. 63 • Ameliyat bir ekstremitenin alt kısmına uygulanmışsa elevasyonu sağlanır • Endoprotez uygulanmışsa hastanın bacaklarının arasına yastık yerleştirilir. • Spinal anestezide hastanın başı yükseltilerek yatırılır. • Mayisi, drenleri ve ameliyat yeri kontrol edilir. Gerekli kayıtlar yapılır. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • Hasta yakınları hastanın durumu ve ameliyat sonrası yapılması gerekenler konusunda bilgilendirilmelidir. • İlk iki saat 15 dk da bir, sonraki iki saat 1/2 saatte bir, sonrasında hastanın durumuna göre takibe saatlik olarak devam edilir. Spinal anestezinin komplikasyonları • Hipotansiyon • Bulantı kusma • Baş ağrısı • Solunum paralizisi Hastanın taburcu sonrası evdeki bakımı • Hastanın taburcu sonrası egzersiz programı ayarlanmalıdır. • Evdeki fiziksel ortamın düzenlenmesi sağlanmalıdır. • Kullanması gereken ilaçlar ve diyeti düzenlenmelidir. • Yara bakımı, pansumanı, hangi durumlarda doktoruna başvurması gerektiği hakkında bilgi verilmelidir. KOMPARTMAN SENDROMU Kompartman; Facial bir kılıf içinde yer alan kemik, kan damarları, sinirler, kaslar ve yumuşak dokudan ibarettir. Kompartman alanında yer alan bu dokuların basınç artışı nedeniyle kan dolaşımlarının ve fonksiyonlarının bozulması kompartman sendromu olarak tanımlanır. Kompartman sendromunu hazırlayan iki faktör vardır Kompartman alanının daralması • Sıkı bandajlar, ateller, alçılar • Aşırı traksiyon 64 Kompartman içi kapsam artışı • Kanama • Damar yaralanması • Pıhtılaşma hastalıkları • Venöz obstrüksiyon Belirti ve bulgular • His kaybı • Kas zayıflığı • Kompartman üzerindeki kasın pasif olarak gerilmesiyle ağrı hissi • Kompartman kılıfında hissedilen ağrının beklenen ağrıya eşdeğer olmaması YAĞ EMBOLİSİ SENDROMU Kemik iliğinden çıkan yağ globüllerinin dolaşıma katılarak damarları tıkamasına yağ embolisi denir Belirti ve bulgular Embolinin bulunduğu damara göre değişir. İlk etkilediği organ akciğerdir. Pulmoner embolide; • Dispne • Huzursuzluk • Ajitasyon • Konfüzyon • Taşikardi • Ateş • Takipne • Peteşiyel kanama • Akciğerde yaygın raller Hemşirelik bakımı • Hastanın oksijenizasyonu sağlanır (yarı oturur pozisyon verilir ve oksijen verilmeye başlanır). • Doktora haber verilir. • AÇT dikkatle takip edilir. • Hayati bulgular ve bilinç takibi yapılır. 65 VENÖZ TROMBOEMBOLİ Özellikle kalça kırığı sonrası görülür. Olasılığı % 45-70’ tir. Oluşmasında üç faktör rol oynar; • Venöz staz • Hiperkoagülasyon • Ven duvarı yaralanması Sırtüstü hareketsiz yatanlarda venöz staz görülme riski çok yüksektir. Alınacak tedbirler • Yatak içi egzersizler • Yeterli sıvı alımının sağlanması • Düşük moleküllü heparin • Emboli çorabı • Mümkün olan en kısa sürede mobilizasyon 66 KAYNAKLAR 1. Birol L, Akdemir N, Bedük T, İç Hastalıkları Hemşireliği.Geliştirilmiş IV. Baskı, ANKARA, 1993. 2. Yürüyen B, Duma Z, Oktay S, İç Hastalıkları Hemşireliği.T.C. Anadolu Üniversitesi Yayınları No:564, ESKİŞEHİR. 3. Ulusoy M. Filiz, Görgülü R. Selma, Hemşirelik Esasları, Cilt 1, 2.Baskı, ANKARA. 4. Erdil F, Özhan Elbaş N, Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği 2.Baskı, ANKARA. 5. Başbozkurt M, Yıldız C. Campbell’s Operative Orthopaedics 4.cilt türkçesi 11.baskı 2010 6. Centel T(Editör). Tahdjian’ın Pediatrik Ortopedisi.2010 7. Alpaslan M.(editör). Ortopedik İlkeler ve uygulamalar 8. Karaöz S, Yaban Z. C.Ü.hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi. 2007 BU HEMŞİRELİK REHBERİNİN EĞİTİM PLANLAMA KOORDİNASYON KURULUNDAN ONAYI ALINMIŞTIR. TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ HEMŞİRELİK HİZMET İÇİ EĞİTİM DÖKÜMANIDIR. PARA İLE SATILAMAZ, ÇOĞALTILAMAZ 67