İletişim iki birim arasında birbiriyle ilişkili mesaj alışverişidir İletişim her zaman heryerdedir; insan istesede istemesede bir iletişim ağı içinde yaşamaktadır Dolayısıyla iletişim, bizden önce var olan ve bizim de içine doğduğumuz toplumsal koşullar içinde gerçekleşir. Kaynak Anlamı Kodlama (konuşan) Kodu Açma Mesaj (sözlü/sözsüz) (karşılıklı alışveriş) Geri Bildirim Hedef (dinleyen) Mesaj Alışveriş Kanal - işitme kanalı - görsel kanal - duyu kanalı Kod: Mesajın işaret haline dönüşmesinde kullanılan simgelerdir. Kodlama: mesajın içeriğinin kod simgelerine dönüştürülmesine denir. Kod açma: Çözümleme süreci İletişim çok kanallı etkileşimsel bir süreçtir İçinde bulunduğumuz toplumun kendiliğinden mevcut toplumsal, kültürel, ekonomik koşulları, paylaştığımız kültürün öğeleri, kuralları ve kodları bizim iletişimimizi de şekillendirir İletişimin bir süreç olması onun yalnızca “anlık” bir edim olmaması anlamına gelir. İletişim geçmiş birikimleri olduğu kadar geleceği de kapsar. İletişimi “etkileşimsel” bir süreç olarak değerlendirmemiz bundandır Tek yanlı bir mesaj gönderimi değildir. Gönderen ve alıcı arasında süreklilik taşıyan, anlamın her iki tarafın katkısıyla kurulduğu bir “etkileşim”dir iletişim Paul Watzlawick, iletişim kurmamak ya da iletişim kurmayı reddetmek imkansızdır der. Bu, biz böyle bir amaç taşımıyorken bile, çevremizdeki insanlara belli mesajlar gönderiyoruz demektir. Duruşumuz, bakışlarımız, giyimimiz, aksesuarlarımız, toplumsal kimliğimize, ruh halimize dair çeşitli göstergeler yoluyla belli bilgileri aktarırız. Her tutum ve nesne iletişimsel bir anlam taşır. İletişimin hem biçimi, hem de içeriği, bireylerin kişisel, toplumsal karakterlerini gösterir. Rolleri ve ilişkileri tanımlar. Kimlik boyutu, bizim amaçlarımızı, gereksinimlerimizi karşılama, kendimizi tanımlama/kim olduğumuzu başkalarına aktarma ve kabul ettirme, birbirimizi anlama, diğerlerini tanımlama gibi beklentilerimizle ilgilidir. Burada kişinin başkalarınca tanınma ihtiyacı etkilidir. Bir yere ait olma duygusu, bir şeye bağlanma ihtiyacı, beğenilme duygusu kimlik boyutuyla ilgilidir. İletişim insanlar arasındaki farklılaşmaları, haklılaşmayı ve kurumsallaşmayı amaçlayan açıklamalardan ve ifadelerden oluşur. Süreç içinde egemenlik kurma, ekonomik, kültürel, siyasal üretim ve ilişki düzenlerini sürdürme, baskı ve boyun eğme mekanizmalarını işletme amacıyla iletişim kurabiliriz. İki yada daha fazla kişi arasında gerçekleşen aracılı veya aracısız her türlü iletişime kişilerarası iletişim denir Hedefin\dinleyicinin doğası:kişilerarası iletişimde bazı durumlarda hedef tek bir kişi olurken kimi zamanda kalabalık bir grup olabilir ancak hedef bir tüzel kişiyse kişilerarası iletişim sayılmaz. Mesajı gönderinin doğası:mesajı gönderinin gerçek kişi olması durumudur. İlişki boyutu:iletişimdeki kişilerin genelde birbirini tanıması durumudur. İletişim aracı:kişilerarası iletişim yüzyüze veya araçlı olabilir, kitle iletişim araçları ile iletişim bu gruba girmez. Kişilerarası iletişim iki ya da daha fazla kişi arasındaki, yüz yüze veya teknolojiyle aracılanmış şimdi veya araçla gecikmiş değişen yakınlıkta, kişisel veya resmi, değişen yoğunlukta, dostça veya düşmanca, değişen egemenlik ve mücadele bağlamında, farklı örgütlü yer ve zamanda, farklı nedenlerle ve amaçlarla gerçekleşir Genel olarak, kişilerarası iletişimin gerçekleşmesi için tarafların iletişim kurma niyeti olmalıdır. Ama bu her zaman için geçerli bir kural değildir. Kimi durumlarda iletişim kurmayı istemeden de iletişim kurarız. Kişilerarası iletişim sürecini anlamak için ya bir model geliştirilir ve sürecin bileşenleri belirlenir, ya da etkili kişilerarası iletişimle özdeşleşen davranışlar belirlenir. Kişilerarası iletişim becerileri tanımlanır Motor beceriler: Fiziksel beceriler (tenis oynamak, bisiklete binmek, araba kullanmak…) Sosyal beceriler: (sohbet etmek) Fiziksel aktivitelerdeki performans ile sosyal durumlar arasındaki performans arasında benzerlikler vardır. Model, herhangi bir fiziksel aktiviteye uygulanabilir. Kişilerarası iletişim yüz yüze veya aracılı iletişimdir. İletişimi başlatan ve/veya mesajı alan (genellikle) gerçek kişi veya kişiler olmalıdır. Kişilerarası iletişim bir ilişkiyi içerir. Bu ilişki farklı rollerle kurulabilir. Resmi/ tanımlanmış ya da gayrı resmi/ tanımlanmamış, uzak ya da yakın olabilir. Kişilerarası iletişim iki yönlüdür Kişilerarası iletişimde anlam mesaj değiş tokuşu değildir. Süreç içinde üretilir. Çok yönlü olabilir. Kişilerarası iletişim tek tek olaylardan oluşmaz. Bir süreçtir. Olayın öncesi ve sonrası iletişimi ve iletişim içinde oluşan anlamı belirler Kişilerarası iletişimde zaman boyutu önemlidir. Yaşanmış olaylar, deneyimler, geçmiş birikimler ve öğrenme, süreci oluşturur. 1. 2. 3. 4. Sosyal ilişkilerle ilgili becerilerin tam olarak motor beceriler gibi açıklanamayacağını ileri sürer. iki insan etkileşim içindeyken her ikisinin de amaçları vardır. Sosyal bağlam önemli bir etkendir. Diğer insanların tepkilerinden olduğu kadar kendi hareketlerimizden de geribildirim alırız. Duygularımızdan olduğu gibi düşüncelerimizden de etkileniriz. Bu nedenle dönüştürme yerine «aracılanmış unsurlar» kavramını yeğler. Sosyal beceriler öğrenilebilir, öğretilebilir; ancak motor beceriler gibi değil. Daha karmaşıktır. Sosyal becerilerin bileşenleri olan davranışları tam olarak belirlemek zordur. Bunun için farklı eğitim teknikleri kullanılır. › Düşünme, › Hissetme, › Uygulama (rol oyunları gibi) Ancak eğitimin sonuçlarını ölçmek de zordur. Sözsüz iletişim Destekleme (dinlediğini belli eden işaretler) Soru sorma Yansıtma Açılış ve kapanış Açıklama Dinleme › › › › › Kendini açma Etkileme İddia etme Grup etkileşimi Liderlik Dinlemeye hazır olduğunu gösterir. Sözsüz sinyaller gönderir. Göz teması kurar. Dinleme sırasında örtülü sorular sorulmalı: › Konuşmacı tarafından ifade edilen temel noktalar ne? › Hangi gerekçeler veriliyor? › Bunlar nasıl anlaşılmalı? Kişilerarası iletişim (interpersonal communication), en genel ve günlük yaşamda en çok rastlanan iletişim türüdür. Oyun parklarında, okullarda, iş yerlerinde, alışveriş merkezlerinde, toplu taşım araçlarında ve benzeri birçok ortamda insanlar, kişilerarası iletişim sürecine dâhil olmaktadırlar. En basit ifade tarzı ile kişilerarası iletişim, belirli anlamların üretilmesi amacıyla bireyler arasında sözlü ve/veya sözsüz olarak mesajlar iletme ve alma sürecidir. Kişilerarası iletişim, sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji ve iletişim gibi sosyal bilimlerde pek çok alanın inceleme konusudur. İletişim sürecinin en önemli parçasını oluşturan kişilerarası iletişim, ‘kişiden geçerek diğer bir kişi ya da kişilerle olan ilişki’ biçiminde tanımlandığında, kişilerarası iletişim, •Farklı nedenlerle ve amaçlarla, •Çeşitli kurallarla yapılandırılmış yer ve zamanda, •Yüz yüze veya araçlarla aracılanmış olarak, •Anında veya zamansal farklılıklarla, •Toplumsal roller ve ilişkisellikler ile bireylerin kişisel özelliklerine göre değişen biçimlerde, •Değişen yakınlıkta (kişisel veya resmî ), •Değişen yoğunlukta (dostça veya düşmanca), -Kişilerarası iletişim, kendiliğinden gerçekleşmez. Her zaman amaçlı, çoğu zaman da planlıdır. Toplumsal bağlamından kopuk bir iletişim düşünülemez. Bunun temel nedeni, iletişimin belli bir toplumda belli bir zamanda gerçekleşiyor olmasıdır. -Bireyin içinde bulunduğu fiziksel çevre, kişilerarası ilişki düzeyini ve doğasını etkiler. -İki insan arasındaki herhangi bir iletişim, aralarındaki ilişkiden etkilenir. İlişki, kültürel farklılıklar, cinsiyet farklılıkları, medeni durum, meslekler, unvanlar ve statü farklılıklarına göre değişir. -Kişinin yetişme tarzı veya birlikte yaşadığı insanların egemen iş yapış biçiminden kaynaklanan algısal farklılıklar ve kalıp yargılar da kişilerarası iletişimin doğasını etkiler. -İnsan eylemi, doğduğu toplumdan bağımsız değildir ve bu toplumun örüntüleri ile anlam kazanır. -Toplantı veya kalabalık ortamlardaki kişilerarası iletişim ile baş başa ya da arkadaş grubundaki iletişim de farklı nitelikte olacaktır •Kişilerarası iletişim, ‘kendi’ ile başlar. •Kişilerarası iletişim tamamen karşılıklıdır. •Kişilerarası iletişim içerisinde bireyler fiziksel yakınlık içindedirler. •Kişilerarası iletişim sosyal rollerle şekillenir. •Kişilerarası iletişim geri alınamaz. •Kişilerarası iletişim tekrarlanamaz Kişinin kendisi hakkındaki düşünceleri ve kendisini algılayış biçimi, iletişim sürecinde etkilidir. Kişinin iş yapış biçimi ile hayatı yorumlama tarzı da belirleyicidir. Birey, yaşamı boyunca dâhil olduğu toplumun kültürel yapısından hareketle davranışlarını belirler. Tepkiler de bu kültürün bir sonucudur. Kültürün içerisinde çeşitli roller üstlenen birey, iletişiminde bu rollerin sınırlamalarında hareket eder. Bu bağlamda, ‘benlik’, ‘rol’ ve ‘kültür’ kişilerarası iletişim sürecinin önemli bileşenlerini oluşturur. Özsaygının çok değişik tanımları vardır. Bu tanımların ortak noktası kendine saygı duymak ve değer vermektir. Yani kendini sevmek, kendine sürekli sevecen davranmak, kendini saymak, kendine öncelik vermek ve kendi ihtiyaçlarını karşılamaktır. Kişinin kendini algılayışıyla ilgili bir kavram olan öz saygı, kişinin güçlü ve zayıf yönleriyle kendini olduğu gibi kabul etmek ve kendini değerli görmektir. •Başarısızlıklar karşısında çabuk toparlanır. •Kararlıdır. •Daha az esnektir. •Kolay ikna edilemez. •Olumlu tepkiler verir. •Tutarlı ve kararlı öz kavrayışa sahiptir. • Öz-geliştirmeci motivasyonlara yönelmiştir. •Kolaylıkla incinebilir. • Karakteri sarsılabilir. •Esnektir ve şekillendirilebilir •Kolay ikna olur. •İsteme-elde etme konusunda şüpheleri vardır. •Yüzeysel, tutarsız ve kararsız bir öz kavrayışa sahiptir. •Öz korumacı motivasyonlara yönelmiştir. Öz-anlatım sürecinde, karşıdaki insana yakınlık, dinleyici sayısı, konuşulan konu, cinsiyet, verilen tepkiler gibi birçok unsur belirleyici olabilmektedir. Öz anlatım sürecinde birey, aynı zamanda kişisel, ilişkisel ve mesleki riskler almaktadır. Kişilerarası iletişim sürecinde ilişkiyi tanımlayan altı aşama mevcuttur. •Kontak Kurma •Katılım •Bozulma •Onarma •Çözülme •Yakınlık •Kontak Kurma: Karşıdaki kişiyle algısal ya da etkileşimsel olarak kontak kurulur. Bireyler birbirlerinin farkına varırlar ve ilk etkileşim başlar. •Katılım: Karşı taraf hakkında daha fazla bilgi edinilmeye çalışılır; ortaklık kurma ve bağlantı arayışı söz konusudur. Başlangıçta, karşıdaki test edilir, ancak ilerleyen sürede kişi kendisinden de bahsetmeye başlar. •Yakınlık: Kişilerarası bağlanma ile birlikte kişilerarası iletişimde yakınlaşma, karşıdakine yakınlık besleme söz konusu olur. •Bozulma: Kişilerarası bağın zayıflaması ile birlikte ilişki bozulur. Kişisel memnuniyetsizlik, etkileşimlerde yaşanan sıkıntılar ve güven kaybı kişilerarası iletişimde bozulmaya yol açar. •Onarma: İlişkide sıkıntılar yaşanmaya başlanması ile birlikte ilişkiyi kurtarmak amacıyla çeşitli girişimlerde bulunulabilir. Bireyler, çözüm olarak davranışlarını ya da beklentilerini değiştirme yoluna gidebilirler. •Çözülme: Karşıdaki kişiyle bağların koptuğu aşamadır. Bu ayrılık anlamına gelir ve bu süreçte bireyler birbirlerini görmek bile istemezler. Dinleme, kişinin gereksinimlerine cevap veren ya da istediği bir bilgiyi edinmesini sağlayan konuda ise daha etkin olacaktır. Uyaranlar, herhangi bir mesaj, konuşmacı, kanal ve fiziksel çevre olabilir. Dinleme eyleminin niteliğini belirleyen de yine bu uyaranlardır. •Dinleme süreci motivasyon ve duygulardan etkilenir. Konuşan bir kişi dinlenirken, motifler ve gereksinimler devreye girer. •Dinleme, uyaranların diğer deneyimlerle ilişkili olması durumunda daha etkin olur. Kişiler, dinlerken deneyimleriyle bağ kurmaktan zevk alırlar ve geçmişle ilgili olumlu bir bilgi, uyaranlara karşı ilgiyi artırır. •Ses, dinleme için önemli bir uyarandır. Gürültü, dinlemeyi olumsuz yönde etkiler. •Beklentiler, dinleme eyleminde devamlılığı etkiler. Kişinin neyi duymayı beklediği, gerçekte neyi duyduğunu etkileyebilir. •Alışkanlık, tutum ve ön yargılar, uyaranların sağladığı bilginin alımını engelleyebilir. Seçici algılama ve anlamlandırma da kişinin alışkanlık ve tutumları çerçevesinde şekillenmektedir. İletişim bir toplulukta veya bir grupta oldukça önemlidir ve sosyal açıdan olmazsa olmaz bir nitelik taşımaktadır. Kişi, sosyal çevrede sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürmek için iletişim kurmak zorundadır. İletişim hayatın vazgeçilmez bir gereğidir. Ayrıca ruhsal - bedensel ihtiyaçları gidermek için iletişim oldukça gereklidir. Toplumsal kanun ve kuralları sağlıklı bir biçimde işletebilmek için gereklidir. Dil göstergeleri: Söz ve yazıyla gerçekleştirilen her eylem bu gruba girer. İnsan duygu ve düşüncelerini en iyi şekilde dil ile anlatır. Dil dışı göstergeler: Resim, şekil, işaret, hareket, jest ve mimikler bu gruba girer. › Belirti: Amacı olmayan, istem dışı gelişen doğal göstergelere denir. Belirtide gösteren ile gösterilen arasındaki ilişki nedenlidir. Örneğin; dumanın görülmesi ateşin olduğunu gösterir. › Belirtke: İletişim kurma, bir ileti aktarma, bir bilgi verme amacı içeren göstergelerdir. Gösteren ve gösterilen arasındaki ilişki nedensiz ve uzlaşımsaldır. Örneğin; Trafik levhaları › İkon (görsel gösterge): Dili kullanmadan bilgi ve iletileri aktaran en basit araçlardır. Temelde benzerlik ilişkisi vardır. Örneğin, bir kişinin fotoğrafları, resim, heykel vb. › Simge: Bir toplumda bir gösteren ile gösterilen arasında sürekliliğini koruyan uzlaşımsal ve çoğunlukla da nedensiz olan ilişkiye dayanan görsel biçime denir. İletişimin olmazsa olmaz iki temel öğesi olan kaynak ve alıcının temel amacı, etkin bir iletişimi sağlamak olsa bile, bilerek veya bilmeyerek bazen özellikle kendileri, iletişimin önünde ciddi bir sorun oluşturabilirler. Bu durum, kaynak ve alıcının farklı kişilik yapılarına sahip olmalarından kaynaklanır. 1. İnsanlar önyargılı ve seçidirler. Duymak istediklerini duyar, görmek istediklerini görür. 2. Korku ve diğer duygusal durumlar mesajın algılanmasını zorlaştırır. 3. Güven eksikliği, etkin iletişimin önemli bir engelidir. 4. İfade zorlukları anlaşılmazlığın ve karışıklığın kaynağıdır. 5. Aşırı bilgi yükü ve iletişim becerisindeki eksiklik. İnsanlar genellikle, kendi inançlarıyla çatışan iletişim mesajlarını ya inkâr eder ya da reddeder. Bazen de mesajları, işimize gelecek şekilde nasıl anlamak istiyorsak o şekilde anlamak için çarpıtırız. Sadece alıcının kişisel deneyimleri ve inancı değil, kaynağın anlatım biçimi ve psikolojik yapısı da bir iletişim engeli oluşturabilir. İletişimi başlatan kaynağın verdiği mesajlar alıcı tarafından alınmak istenmediğinde, iletişim engellenir. Buna, tıkanık iletişim denir. Her iletişim davranışının bir amacı vardır. İletişimin temel amacı, kişiler açıkça dile getirilmese de başkaları üzerinde etkili olmak ve onları etkilemektir. Bunun için, iletişimde neyi, kime, ne zaman, nasıl ve ne tür bir etki yaratmak için ileteceğimizi belirlememiz gerekir. Bazen iletişimde, kaynağın saptadığı hedef alıcıyla ilgili olarak sapmalar ortaya çıkabilir. Yani, kaynağın iletmek istediği mesaj istediği kişilerden farklı kişilere ulaşabilir. Örneğin, bir arkadaşa yazılan mektup, cep telefonuyla gelen bir mesaj yanlışlıkla ilgisiz biri tarafından okunabilir, birisine söylenen sözler orada bulunan başkaları tarafından kendilerine söylenmiş sayılabilir. Arada başka insanların aracılığıyla kurulmaya çalışılan iletişimlerde mesajların uğrayabileceği değişiklikler ve bozulmalar da bir diğer iletişim engelini oluşturur. Kitle iletişiminde kaynaktan gelen mesajları alan ve bunları almayanlara ikincil bir yayın yapanlar doğal olarak böyle bir sorunun yaşanmasına neden olabilirler. Kişiler arası iletişim durumlarında da kaynak, alıcıya başkaları aracılığıyla ulaşmak istediğinde ya da zorunda kaldığında da yanlış anlaşılmalar sıkça yaşanmaktadır. Tanımlama ve buna bağlı olarak beklenti farkından doğabilecek sorunlar: Çalıştığımız kurumda, nasıl karşılanacağını düşünmeden ast olarak, amirimizle kendimize ilişkin özel konuları konuşup, ondan özel bir yardım istediğimizi düşünelim. Bu durum, ast ile üst ilişiklerinin rol ve statü tanımlarına uymadığında yanlış anlamalar ve tepkilere yol açabilir. Rol ve statü ilişkilerinin ortama göre değerlendirilmemesinden kaynaklanabilecek sorunlar: Özel yaşamında yakın arkadaş ya da akraba olduğu amiriyle, iş yerinde ya da başkalarının yanında, yakın arkadaş ya da akrabası olduğu için senli benli olması bu başlık altındaki sorunlara örnek oluşturabilir. Belli bir rolün, otoritenin saygınlığın, gücün bilinmemesinden ya da azımsanması nedeniyle ortaya çıkabilecek sorunlar: Örneğin, karakolda ya da Jandarma komutanlığında, amir ya da komutanla nasıl konuşulacağının bilinmemesinden ötürü ortaya böyle bir sorun çıkabilir. Belli bir statüye ilişkin davranış beklentilerin gereğinden fazla olmasından kaynaklanabilecek sorunlar: Örneğin, Bir jandarma erinin kendisini ziyarete gelen hısım ya da arkadaşlarından sahip olduğu statüsünün üstünde bir saygı görme beklentisi içinde olması gibi. Bir diğer önemli iletişim sorunu de zaman baskısıdır. Kurumlarda yöneticiler, zaman sınırlılığı nedeniyle tüm astlarıyla iletişim kurma olanağına sahip olamayabilirler. Bu nedenle iletişim kurma konusundaki zaman baskısı, çoğu kez iletişim sorunlarına neden olur. Fiziksel uzaklık da bir diğer iletişim engelidir. Biriyle yüz yüze görüşmemiz olanaksız olduğunda, fiziksel uzaklık da iletişimin önünde engel oluşturur. PETER HARTLEY KİŞİLERARASI İLETİŞİM http://notoku.com/iletisimde-sorunlar-veengeller/#ixzz3a1sSwW9W http://blog.milliyet.com.tr/ozsaygi-nedir/Blog/?BlogNo=21093 http://www.doktorsitesi.com/makale/ozs aygi-ve-ozguven-nedir- http://www.bilgiustam.com/kisiler-arasiiletisim-engelleri/