Kadınların Tebliğ Sorumluluğu Bismillahirrahmanirrahim “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alı korlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir. “ (Tevbe / 71) Toplumun yarısını teşkil eden kadınlar, hayatın birçok alanında olduğu gibi İslam toplumunun şekillenmesinde de büyük etki sahibidirler. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne Müslüman erkeklerle birlikte hayatın birçok alanında önemli görevler üstlenmiş, çok sayıda etkili ve salih insanın yetişmesinde rol almış, toplumdaki büyük değişimlere önayak olmuşlardır. Allah Teâlâ’nın dinine bağlı hareket ettiklerinde, iffetlerini koruduklarında ve sorumluluklarını yerine getirdiklerinde toplumun ıslahında ve İslam’a dönüşünde önemli başarılara imza atmışlardır. Ancak Allah Teâlâ’nın dininden uzaklaşıp nefsani heva ve heveslerinin peşine düştüklerinde toplumun bozulmasında ve fesadın yayılmasında önemli etkiye sahip olmuşlardır. İslam düşmanları, hedeflerine ulaşmak için heva ve heveslerinin ardına takılan kadınlardan istifade etmiş, bu çerçevede İslam toplumunda büyük bozulmalara neden olmuşlardır. Bugün de aynı süreç devam etmektedir. Ahlaksızlıkta sınır tanımayan kimi kadınların yanı sıra İslami hassasiyeti olanlardan gözüken bazı kadınların tavır ve davranışları da bozulmalara ve sapmalara yol açmaktadır. Toplumu içten tüketen ve İslami aileleri kuşatan bozulmaların önünde durmak, gençleri bu ateşin tehlikelerinden kurtarmak için çabalamak Müslümanların öncelikli vazifelerindendir. Toplumda fesadı yaygınlaştırmak için çabalayanlardan daha fazla çaba ve gayret gösterilmeli ki bozulmaların önü alınabilsin. Bunun için sadece erkeklerin çalışmaları yeterli değildir. Kadın ve erkekler olarak bu alanda büyük bir azim ve gayretle yapılacak çalışmaların bereketi, güzel gelişmelere ve hayırlı neticelere yol açacaktır inşallah. İlk adımı evimizde atarak tebliğe başlamalıyız. Çocukların İslami terbiye çerçevesinde yetiştirmelerinde en büyük sorumluluk Müslüman kadınlara aittir. Toplumu kuşatan ifsadın engellenmesi için, evlatlarımızı İslami ahlakla donatarak büyütmek zorundayız. Bizlerin ve toplumumuzun saadeti, ailedeki İslami terbiye ile yakından ilişkilidir. Kur’an–ı Kerim’de, erkekler gibi kadınların da İslam’ı tebliğle vazifeli kılındığı zikredilmektedir. Hem aile hem de toplumda etkin olması gereken Müslüman kadınlar, İslami hedefleri doğrultusunda yoğun bir tebliğ faaliyeti başlatmalıdır. Bu sorumluluğu yerine getirirken tebliğin bütün aşamalarında büyük bir sabır örneği sergilemek gerekmektedir. Tebliğ için sahaya çıkan mübelliğe bacılarımız, bütün çaba ve gayretlerine rağmen muhataplarından beklediği olumlu tepkiyi alamadıklarında hiçbir şekilde ümitsizliğe kapılmamalı, bıkmadan ve usanmadan büyük bir çaba ve gayretle tebliğine devam etmelidirler. Burada önemli olan tebliği en güzel bir şekilde yapmak, İslami mesajı açık ve anlaşılır şekilde karşı tarafa iletmek ve çok daha mühimi yaptıkları tebliğin pratiğini hayatlarında göstermektir. Kadınların ıslahının toplumun ıslahıyla neticeleneceği bilinmelidir. İslami duyarlılığa sahip, iffetli ve saliha kadınların sayılarının artması, toplumun çehresinin İslami görüntü kazanmasına ve bu anlamda gözle görülür bir değişimin yaşanmasına yol açacaktır. Bacılarımız bu bilinçle hareket etmeli, İslam’ın mesajını ulaşabildikleri ve uygun gördükleri herkese iletmeli ve bu alanda büyük çaba ve gayret sarf etmelidirler. Allah Teâlâ’nın dini için atılan adımların hiçbir zaman karşılıksız kalmayacağı, yapılan hayırlı işlerin ahirette büyük mükâfatlarla karşılık bulacağı muhakkaktır. Tebliğ konusunda şu hususlar da göz önünde bulundurulmalıdır: –Büyük bir azim ve kararlılıkla işe koyulmalı ve tebliğ vazifesini en önemli işlerimizden görmeliyiz. En verimli zamanlarımızı Allah Teâlâ’nın dinine davet için harcamalıyız ki etkili ve başarılı bir tebliğ yürütebilelim. –Büyük bir sabır örneği sergilemeliyiz. Muhatabın mesajı kabul etmemesi, yüz çevirmesi, uzunca çaba ve gayretlerimizin netice vermemesi gibi olumsuzluklara karşı sabretmeli ve tahammül göstermeliyiz. –Zaman, mekân ve şartları da göz önünde bulundurarak mesajımızı açık ve anlaşılır bir şekilde iletmek için çabalamalıyız. –Yumuşak bir üslup kullanmalı, hiçbir zaman sert ve katı bir tutum içerisinde olmamalıyız. En katı yürekler bile yumuşak üslupla karşılaştıklarında en azından verilmek istenen mesaja kulak verirler. –Muhataplarımıza salih amellerin mükâfatından, Allah Teâlâ’nın bahşedeceği cennet nimetlerinden ve günahkârların karşılaşacakları cezalardan bahsetmeliyiz. İslam’a bağlılığın ve İslam’ı yaşamanın dünya ve ahirette kazandırdığı güzellikleri anlatmalıyız. –Tebliğde tedriciliğin önemli bir unsur olduğunu unutmamalıyız. Tebliğimize muhatap olan şahsın bir sohbet neticesinde büyük bir dönüş yapmasını beklememeliyiz. Verilen mesajlar zamanla muhatabın gönlünde yer edinecektir. –Tebliğ yapılırken, mesajla birlikte günümüzden ve İslam tarihinden bazı numunelerin zikredilmesi tebliğin etkisini daha da artıracaktır. –Tebliğde tekrarın önemi büyüktür. Farklı ifadelerle mesajın tekrarlanması, aşama aşama muhatabın zihninde yer edinmesine yol açar. –Sözlü tebliğin yanında ameli tebliğin büyük tesiri vardır. Yani İslam’ı hayatımızda yaşayarak, tavır ve davranışlarımızla yaptığımız tebliğin tesiri çok fazladır. Ameli yöntem, ferdin ve toplumun yapılandırılmasında tebliğin en önemli ve etkili yöntemi kabul edilmiştir. Rabbim bizi, dinini en güzel bir şekilde yaşayan ve başkalarına ulaştıran kullarından eylesin. Allah’a emanet olun. Başyazı 3 sayfa