Otalji Dr. Mustafa PAKSOY, Dr. R. Banu A. ERDOĞAN Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz Kliniği, İstanbul Otalji en basit tanımıyla kulakta duyulan ağrı hissini ifade eder. Primer ve sekonder olmak üzere ikiye ayrılır. Primer otalji kulağın kendisinden kaynaklanan ağrıları tanımlarken, sekonder otalji kulağa komşu veya daha uzak bölgelerdeki patolojilere bağlı kulakta hissedilen ağrıyı tanımlar. Bu nedenle paylaşılan sinir yollarının anatomisinin ve uzak yerlerden kaynaklanan yansıyan kulak ağrısının olası nedenlerinin bilinmesi önemlidir.1 Primer otaljide çoğunlukla yapılan otoskopik muayene ağrının kaynağını ortaya koyar. Buna rağmen dış kulak ve orta kulakta görülen hafif inflamasyonlar, otaljiye neden olabilecek solunum ve sindirim sistem malignitelerinin refere ağrılarını ekarte ettirmez. Primer ve sekonder otaljinin yayıldığı alanın farklılıklar göstermesi, kulak ve çevresinin karmaşık duyusal innervasyonuna bağlıdır. Kulak bölgesinin duyusu 5 farklı sinirle algılanır. • N. Trigeminus’un baş ve boyunda yaygın bir duyusal dağılımı vardır. N.Trigeminus’un mandibuler dalından köken alan aurikulotemporal sinir; dış kulak yolu ön ve üst duvarları ile aurikulanın, tragusun ve de kulak zarı dış ve ön yüzeyinin duyusal innervasyonunu sağlar. Ayrıca temporomandibüler ekleme ve parotis bezi üzerindeki cilde de duyusal dallar verir. • N.Facialis’in foramen stylomastoideumdan çıktıktan sonra verdiği n.aurikularis dalı dış kulak yolunun arka duvarı ve kulak zarının arka kısmının duyusal innervasyonunu sağlar sağlar. • N. glassofaringeus kafa tabanında foramen jugulareden çıkar ve tonsillere, tuba Eustachi’ ye, dilin 1/3 arka kısmına dallar verir. Timpanik dalı “Jacobson siniri” orta kulakta promontorium üzerinde internal karotid arterin sempatik pleksusundan kaynaklanan superior ve inferior karotikotimpanik dallardan timpanik pleksusu oluşturur. Dış kulak yolunun arka kısmı, kulak zarı dış yüzünün arka kısmı, mastoid hücreler, östaki tüpü,orta kulak ve farinks mukozasına dağılır. Tonsillerden ve farinksden kulağa vuran ağrı bu sinir vasıtasıyla olur. • N. Vagus’un auriküler dalı, ‘’Arnold siniri’’ kokleaya, kavum konkaya, dış kulak yolu ve kulak zarı dış yüzü arka ve alt kısmına duyusal dallar verir. • N. auricularis magnus liflerini servikal pleksustan (C2 ve C3) alır. Kulak kepçesinin kranial yüzü, Klinik Gelişim meatusun altında kalan lateral yüzeyi, lobülün ve de preauriküler bölge cildinin duyusal innervasyonunu sağlar. N. occipitalis minor liflerini C2’ den alır ve mastoid bölge üzerinde N. aurikularis magnus ile bağlantılar kurar. Bu iki sinir aynı zamanda boyun cildini, kaslarını ve de omurga kaslarını inerve eder. Baş ve boyundan kaynaklanan refere otaljilerde, kaudal medulladan inip C2 - C3 seviyesine kadar gelen ve servikal kordun dorsal gri kolumnası ile devamlılık gösteren trigeminal sinirin, spinal trakt nükleusu önemli bir yoldur. 5, 7, 9, 10 ve servikal pleksusdan köken alan sinir lifleri spinal trigeminal traktusa girerler. Servikal pleksus ve kranial sinirlerin afferentlerinin, kaudal medullada ortak bir sinaptik bölgede birbirlerine yakın ilerlemeleri refere otaljinin anatomik kökenini açıklamaktadır.1-3 Primer Otalji Nedenleri Aurikula ve dış kulak yolunu tutan hastalıkların ağrıları tipik olarak hızlı başlangıçlıdır ve ağrı, kesici – batıcı olarak tarif edilir. Bu durumda aurikulave postauriküler bölge mutlaka inspeksiyon ve palpasyonla muayene edilmelidir. Dış kulak yolu inflamasyon veya diğer anomaliler açısından incelenmelidir. Dış kulak yolundayabancı cisim, impakte serümen, kulak kepçesinde travma, kesi, laserasyon, ısırık donma, yanık, abse, hematom, perikondrit, herpes simpleks veya herpes zoster otikus, preauriküler kist veya sinüsün enfekte olması, Winkler hastalığı, fronküloz, eksternal otit, egzama, kontakt dermatit, sellülit, erizipel, akut miringitis ve miringitis bülloza, keratosis obturans, infekte bazal veya skuamöz hücreli karsinomlar.dış kulaktan kaynaklanan otalji sebepleri olabilir.4 Dış kulak yolunu, kulak zarını veya orta kulak boşluğunu ilgilendiren bir bulgu olsa dahi, fizik muayene ile uygunsuz bir ağrı varsa yansıyan ağrıyı olasılığı düşünülmeli ve mutlaka malignite araştırmaları yapılmalıdır. Kulak zarında renk değişikliği, transparanlığın kaybolması, kontur düzensizliği veya defekt orta kulak hastalığına işaret eder. Orta kulak ve zarını tutan hastalığın seyri daha çok kronik olup, ağrı major şikâyet değildir. Kulak akıntısı, işitmede azalma, daha önce geçirilmiş kulak operasyonları, travmatik zar perforasyonu, hematotimpanium, barotravma, akut otitis media, tümörler veya akut mastoidit, kronik mastoiditin aktif evresi, 63 2012; 25: 63-65 petrozit,bezold absesi, kulakta dolgunluk hissi, çınlama ve zonklayıcı tarzda ağrıya yol açabilir. 140 dB’in üzerinde gürültü ağrı olarak algılanabilir. Meniere hastalığında ataklar kulak içi ve arkasında dolgunluk ve ağrıyla başlayabilir.5 Kulak ağrısının uzun sürmesi veya yaygın baş ağrısı eklenmesi halinde infeksiyon komplikasyonları ve tümörden şüphelenilmelidir. Timpanometrik testler mutlaka yapılmalıdır. Otolojik muayene normalse baş ve boyun bölgesinin muayenesi yapılmalıdır.Fasiyal sinir ganglionuna bağlı genikulat nöralji, Bell paralizi başlangıcında ve herpes zoster oticusta yansıyan ağrı oluşur. Glossofaringeal sinirin timpanik dalına bağlı nöralji zonklayıcı keskin karakterde olup, dil kökü,yumuşak damak veya tonsiller fossadan kaynaklanabilir veya Rosenmüller fossa bu ağrıda tetik noktası olabilir. Yüzme hikâyesi, hızlı basınç değişiklikleri, Wegener granülomatozu, eozinofilik granülom gibi baş boyun patolojileri, ateş, bulantı - kusma, diş ve baş ağrıları, kranial sinir paralizileri sorgulanmalıdır.6 Sekonder Otalji Sekonder otalji kulaktaki patolojik bir duruma bağlı olmayıp, kulağa komşu veya daha uzak bölgelerde olan bir patolojiye bağlı olarak kulakta hissedilen yansıyan ağrıdır. Kulağın multiple innervasyonu göz önüne alınmalı ve otalji vakalarının çoğunluğunun sekonder otaljiye bağlı olduğu bilinmelidir. Otalji, kanser gibi ciddi bir hastalığın erken belirtisi olabileceği gibi, kulak ağrısının şiddeti hastalığın ciddiyetiyle korele olmayabilir. Dental problemlerde ciddi ağrı görülürken, ösafagus veya larenks kanserlerinde orta derecede veya hafif bir otalji görülebilir. Baş boyun yapılarının endoskopik muayene ile değerlendirilmesi, şüpheli bir alan saptanırsa bu alanlardan biyopsi yapılması gerekebilir. Kafa sinirlerine yönelik nörolojik muayene yapılmalı, temporomandibular eklem ve çevresinin incelenmelidir.3 Oral kavite ve çene kaynaklı otaljiler n. trigeminusun mandibuler dalından çıkan aurikulotemporal sinire bağlıdırlar. Oral ülserasyonlar dilin 1/3 arka bölümünde, tonsiller bölgede veya farenksde olduklarında ağrı kulağa yansıyabilir. Behçet sendromu da oral ülserasyonlarıyla otaljiye yol açabilir. Primer herpetik stomatit, 6 aydan büyük çocuklarda sık görülmekle birlikte, erişkinlerde nadirdir. Rekürren aftöz stomatit, minör ve major olarak lezyonlarla görülür. Otoimmüniteye, travmaya, nutrisyonel bozukluklara ve hormonal dengesizliklere bağlıdır olarak gelişebilir. Nazal boşluk ve paranazal sinüslerden özellikle maksilla ve sfenoid sinüsteki infeksiyon ve neoplazmlar, vidian sinirin uyarılmasıyla yansıyan kulak ağrısına neden olabilir. Pürülan sekresyon geriye doğru aktığında, östaki tüpünün orifisine gelir ve burada inflamasyon ve ödeme neden olur. Antrokoanal ve nasal polipler posterior koanayı veya nasofarenksi dolduracak kadar büyük olduklarında, eustachii tüpünü obstrükte ederek kulak 64 ağrısına yol açabilir. Septal çıkıntılarla konkalar arasındaki temas noktaları benzer ağrılara neden olabilir. Nazofarenks cerrahisi ve bu bölgenin infeksiyon ve neoplazmları yansıyan ağrının sık görülen kaynaklarıdır.7,8 Çocukta çıkmakta olan dişler, erişkinde çıkmamış gömülü molar dişler, diş çürükleri, gingivit,çenenin maloklüzyonu, uygunsuz yerleştirilmiş dental protezler ve nokturnal bruksizm diş kaynaklı otaljinin sık nedenlerindendir.7 Nokturnal bruksizmli hastalar geceleri dişlerini gıcırdatırlar. Sıklıkla emosyonel faktörlere bağlıdır. Masseterler hipertrofiktir ve ağrı bilateraldir.1,7 Trigeminal nevralji 10 ila 30 saniyede sonlanan paroksismal ağrılarla lokalize olup, yüze dokunmakla veya çiğneme gibi hareketlerle ağrı agreve olur. Yüzün sağ alt tarafında, kadın ve yaşlılarda daha fazla görülür. Karbamazepin sıklıkla efektiftir. Fakat yarar görülmezse cerrahi tedavi denenebilir. Çiğneme ve yutmayla ilişkili ağrı, ses değişiklikleri, rinore hekimi üst solunum yollarına ve üst gastrointestinal traktusa yönlendirmelidir. Temporomandibuler eklem kaynaklı patolojiler sekonder otaljinin en sık rastlanılan nedenlerindendir. Bu olgular sıklıkla çiğneme ve konuşma ile kulakta veya preauriküler bölgede ağrı hissederler. Romatoid artrit, osteoartroz, gut ve ankilozan spondilit temporomandibüler eklem patolojisinin asıl nedeni olabilir. Ağrı, yalnız artrite bağlı değil aynı zamanda çiğneme kaslarından da kaynaklanır. Toplumun yaklaşık %15’ ini etkileyen bu durum, çoğunlukla genç erişkin kadınlarda görülmekle beraber, çocuklarda ve dişlerini kaybetmiş yaşlı olgulardada görülebilir. Ağrı ani başlangıçlıdır ve çiğneme adeleleri, spazm sonucunda disfonksiyone olmuşlardır. Eklem, hassasiyet açısından palpe edilmeli ve maloklüzyon varlığıda araştırılmalıdır. Costen sendromu ise kulakta ağrı, dolgunluk, tinnitus ve vertigoyla karakterizedir. Disloke bir kondil vardır ve glenoid fossa çevresindeki ligament, kas, fasya gibi yapılar kondil üzerinde basınç yaparak aurikulotemporal siniri sıkıştırır. Pterigoid kaslar ile kompresyona uğrayan Eustachi tüpü, orta kulakta basınç artışı ve vertigoya yol açar. Eklem hastalığı ve otaljiden şikayet eden hastalara yumuşak diyet, sıcak tatbiki, yüksek doz aspirin verilebilir. Dişlerin restorasyonu, muskuler egzersizler, rahatlamayan vakalarda kondilektomi denenebilir. Eklem içi kortikosterod enjeksiyonu rahatlama sağlamaktadır.9 Sluder nöraljisinde ise alt yüz bölgesinde zonklayan, göz, şakak, alın ve üst boyuna yayılan ağrı vardır. N trigeminusun sfenopalatin dalı bu ağrının kaynağıdır. N. glassofaringeus’un timpanik dalı farenks ve tonsillere ait refere otaljiden sorumludur. Glossit veya stomatit farenjit, tonsillit, peritonsiller ve retrofaringeal abse, adenoidektomi ya da tonsillektomi sonrası otalji oluşabilir Hem tonsillite bağlı hemde tonsillit sonucu olarak Eustachi disfonksiyonu sonucunda otalji görülebilir. Dil kökünün, tonsillerin, hipofarenksin ve nasofarenksin malign tümörlerinde başlıca şikayet otalji olabilir. Özellikle dil kökünün palpasyonu herhangi bir anormalliği saptamada önemlidir. Klinik Gelişim M. PAKSOY, B.A. ERDOĞAN Naso – oro ve hipofarenks kanserlerinde otalji varsa hastalık ileri evrededir ve prognoz kötüdür. Fakat istisnai olarak, priform sinüsteki ve dilin 1/3 arka kısmında erken dönem kanserleri de otaljiye yol açabilir N. vagus kulak dışında larinks, özofagus, trakea ve tiroid bezinin de duyusunu verir. Bu bölgelerdeki patolojiler otaljiye yol açabilir. Dış kulak yolu muayenesi sırasında öksürük oluşması bu yolla olur. Larenks kaynaklı kanser, tüberküloz, larenjit, perikondrit ve kondrit, krikoaritenoid eklemin artritinde N. Vagus’un dalı olan superior laringeal sinir vasıtasıyla refere otalji görülebilir. Özellikle supraglottik larenks karsinomlu olgularda sebatkâr otalji sık görülen bir şikâyettir. Larenks tüberkülozu tedavisiz pulmoner tüberküloz vakalarının yaklaşık ¼ ünde görülür. Antitüberküloz tedaviyle birlikte otaljininde sonlanması tipiktir. Özofagusta yabancı cisim, hiatus hernisi, inflamasyon, malign ve benign tümörlerinde otalji çok nadir de olsa görülebilir.10 Servikal bölgede kamçı tarzı yaralanma, servikal radikülopati ve artritler, inflamasyon (tabes dorsalis ve herpes gibi), kas spazmları great auriküler sinir vasıtasıyla otaljiye neden olabilir. Kabakulakta kulak ağrısı yaygın bir semptomdur. Erişkinlerde bakteryel parotit sıklıkla postoperatif olarak görülür ve yansıyan ağrıya neden olabilir. Tiroid lezyonlarında tüm tiroiditlerde otalji görülebileceği gibi bir kist veya nodül içine kanama da otaljiyi başlatabilir. Özellikle subakut tiroiditde ağrı fazla olur. Bazen bu durum yanlışlıkla farenjit olarak değerlendirilebilir ve rutin tedavilere yanıt vermeyen olgularda, akla gelmelidir. Ağrısı salisilâtlarla gerileyebilmekle birlikte nadiren steroidler gerekebilir. sendromu olarak isimlendirilir. Genellikle masseter kası suçlanmaktadır. Akustik nörinomda da baş ağrısı yaygın bir şikâyettir. Kulağa lokalize ağrı nadiren görülür. Posterolateral talamusta tümör infarktı ile oluşan talamik sendrom sonucunda görülür. Vucudun karşı tarafında özellikle yüzde ve kulakta hissedilen, periferal sitimulusun olmadığı bir ağrı hissedilir. Temporal veya postauriküler bölgede olan migreni hele de tinnitus veya audituar halüsinasyonlar eşlik ediyorsa otaljiden ayırt etmek zordur. Otaljiyi açıklamada muayene yetersiz kalırsa radyolojik çalışmalar yapılır. Paranasal sinüslerin, mastoid hücrelerin, servikal omurganın ve boyun görüntülemesi gerekir. Derin ve persistan bir otalji de BT ve MRI incelemeleri kafa tabanı ve boyundaki patolojiyi bulmada yararlı olabilir. Tümör varlığından şüpheleniliyorsa genel anestezi altında endoskopi önerilir. Sonuç alınamazsa hasta periyodik kontrollere çağrılır. Erken hipofaringeal veya supraglottik tümörler böylelikle saptanabilir. Otaljide ağrının kaynağı olabilecek alanlar 10 T KURALI ile akılda tutulabilir 1) TMJ (Temporamandibuler eklem), 2) Tonsiller, 3) Throat (boğaz), 4) Tube (Östaki), 5) Teeth (dişler), 6) Tongue (dil), 7) Tics (nevralji), 8) Trakea, 9) Tiroid, 10) Tendonlar Kaynaklar 1. Carol A Bauer,Herman a.Jenkis Otolojik semptom ve sendromlar.Cummıngs Otolaringolji baş ve boyun cerrahisi:Copyright 2007: Fourth Ed. Güneş Tıp Kitapevi Ch 126:2872-73 Styloid çıkıntının kalsifikasyonu ile uzadığı durumlarda gerek internal ve eksternal karotis artere gerekse fossaya bası yaparak farinksde ve hipofarinksde şikâyetlere ve de otaljiye neden olur(Eagle sendromu). Otaljinin yanında belli belirsiz bir yüz ağrısı, boğaz ağrısı, disfaji ve karotidinia görülebilir. Styloid çıkıntının tonsiller fossada palpe edilmesiyle veya radyolojiyle çıkıntının uzun görülmesi veya stylohyoid ligamentin kalsifikasyonunun görülmesiyle tanı konulabilir. Tonsillektomi ve ardından styloid çıkıntının intraoral rezeksiyonuyla tedavi edilebilir.11 2. Shah RK, Blevins NH. Otalgia. Otolaryngol Clin North Am. 2003;36(6):1137-1151. 3- 3. Murtagh J. The painful 1991;20(12):1779-83 4. Ostrowsky V.B.,Wiet R.J. Pathologic condition of the external ear and auditory canal. Postgrad Med.1996;100:223-228. 5. Thaller SR, De Silva A. Otalgia with a normal ear. Am Fam Physician. 1987;36(4): 129-136. 6. Hall D. Otalgia in general practice. J R Coll Gen Pract.1987;37(305):562. 7. Leung AK, Fong JH, Leong AG. Otalgia in children. J Natl Med Assoc 2000; 92(5): 254-260. Karatodinia, angina pektoris, torasik ve innominate arter anevrizması, akciğer ve bronşların infeksiyonu gibi kalb ve akciğer hastalıkları otaljiye yol açabilir. Kulak ağrısı tipik olarak egzersizle ve stresle başlar. 8. Mathur NN, Mathur A. Otalgia in children. Natl Med India.1997;10(4):183-185. 9. Vemick DM, Warfield CA, Dianosis and treatment of otalgia. Hosp pract (Off ed). 1987;22(3):170-172,175, 178. Baş ve boyun bölgesindeki kaslardaki triger zonlar aracılığıyla yüzde ve kulakta ağrı oluşması Myofasial ağrı 11. Yanagisawa K, Kveton JF. Referred otalgia. Am J Otolaryngol. 1992;13 (6):323-327. Klinik Gelişim ear. Aust Fam Physician. 10. Wazen JJ.Re 205-15 65