T.C. Sa l k Bakanl Dr.Lütfi K rdar Kartal E itim ve Ara t rma Hastanesi Nöroloji Klini i Klinik "efi: Doç. Dr. Ülkü TÜRK BÖRÜ EP)LEPT)K HASTALARDA C)NSEL )"LEV BOZUKLU.U VE YA"AM KAL)TES)NE ETK)S) UZMANLIK TEZ) Dr. Sevda KOÇ )STANBUL 2009 ÖNSÖZ ve TE"EKKÜR Hekimlik mesle inin ö renilmesinde ara kademelerden biri olan asistanl k e itimin sonuna gelmi bulunuyorum. Mesle imin ayr nt lar n ö renmek ve hastalar ma zarar vermeden faydal olmak için önümde a mam gereken birçok engel oldu unun fark nda olarak; Uzmanl k e itimi boyunca ilminden faydaland m, ayr ca tecrübelerinden yararlan rken göstermi oldu u ho görü ve sab rdan dolay hocam klinik efim say n Doç. Dr. Ülkü TÜRK BÖRÜ’ye, desteklerini benden esirgemeyen, e itimime olan katk lar ndan dolay klinik ef yard mc s Dr. S. Zeki A/CA’ya, de erli uzman hekimlerimiz Uz. Dr.Filiz YILDIRIM ve Uz. Dr. Hatice AÇIK KAYAALP’e, Çocuk Nöroloji rotasyonum s ras nda yan nda çal t faydaland m bilgi ve tecrübelerinden m Prof. Dr.Mefkure Eraksoy’a, Doç. Dr. Zuhal Yap c ’ya, ;ç hastal klar rotasyonumda bilgi ve tecrübelerinden faydaland m Dahiliye Klinik <efi Uz. Dr.Ali Yayla’ya ve Psikiyatri rotasyonumda bilgi ve tecrübelerinden faydaland m Psikiyatri Klinik <efi Uz. Dr.Mecit Çal kan’a ve ekiplerindeki herkese; birlikte çal maktan zevk ald m asistan arkada lar ma, klinik, poliklinik hem ire ve çal anlar na, Bu günlere gelmemde büyük pay sahibi olan anneme ve babama, sab rlar ndan dolay o luma ve k z ma, her a amada deste ini gördü üm k zkarde ime te ekkürlerimi sunar m. Dr.Sevda Koç 2 Ç NDEK LER G R …………..………………………………………………………….4 TEMEL B LG LER………………………………………………………..5 HASTA TOPLAMA VE YÖNTEM ……………………………………..18 BULGULAR SONUÇLAR……………………………………………....20 TARTI MA……………………………………………………………….31 ÖZET………………………………………………………….................37 KAYNAKLAR………………………………………………………….....39 3 G)R)" Epilepsi yüzy llard r varolan ve toplumun büyük bir kesiminin ilgilendiren bir hastal kt r. Epilepsi genel populasyonun yakla k %1’ini etkileyen, en s k rastlanan nörolojik hastal klardan biridir. Epileptik hastalarda hastal n kendisine ba l olarak pek çok sorun ya anmakta ve bu da hastalar n ya am kalitesini etkilemektedir. Epilepsi tedavisi ile ilgilenen herkes için hastalar n ya ad sorunlar tan mak ve ba a ç kma yöntemlerini bilmek önemlidir. Bu amaçla hastalar, aileler, nörolog ve ruh sa l çal anlar aras ndaki i birli i, epilepsisi olan ki ilerin psikososyal sorunlar n n giderilmesi ve ya am kalitesinin artt r lmas aç s ndan gereklidir. Epileptik hastalarda en önemli nokta epilepsi damgas ile ya amak ve bundan dolay bir tak m sorunlar n dile getirememektedir. Epileptik hastalarda cinsel i lev bozuklu u geli ti i art k s k olarak bilinmektedir. Bu durum hastalarda psikolojik ve sosyal bir tak m bozukluklara yol açabilir. Cinsel i lev bozukluklar insanlar n sa l kl ve yeterli cinsellik ya amalar n engelleyen ve buna ba l olarak ya am kalitelerini azaltan önemli bir sorundur. Cinsel i lev bozukluklar n n bir k sm organik nedenlere ba l d r ve primer i lev bozukluklar n olu tururlar. Biz burada epileptik hastalar n ya am kalitesine ve cinsel i lev bozuklu u üzerine etkisini ara t rmak amaçl olarak yapt k. 4 TEMEL B)LG)LER Tan m ve Tarihçe Epileptik nöbet santral sinir sistemindeki bir nöron grubunda, ani olarak meydana gelen anormal elektriksel de arj ile niteli, geçici bir bozukluktur. Nöbetin klinik bulgular ise bu anormal de arj n kayna na ve yay l m na ba l olarak motor, duysal, otonomik, psi ik bulgular eklinde olabilece i gibi, bilinç bozuklu u ile birlikte de olabilir(1,2). Epilepsi teriminden ise bu epileptik nöbetlerin, provake edilmeden, de i ik etyolojilere ba l olarak tekrarlamas ile kendini gösteren süre en nörolojik durum anla lmaktad r. Bu tan ma göre tek bir epileptik nöbetin varl nda epilepsiden bahsedilemez. Ayn ekilde 24 saat içinde geçirilen birden çok nöbet de, tek bir olay olarak de erlendirilmektedir(2,3). Bunlar n d nda, beyinde akut olarak geli en yap sal, metabolik ve di er sistemik bozukluklar n uyard epileptik nöbetler, durumla ili kili nöbetler ya da akut semptomatik nöbetler olarak adland r l r ve tekrarlasa dahi epilepsi olarak say lmazlar(2,4). Epilepsinin varl epilepsiyi bir beyin hastal ilk ça lardan beri bilinmektedir. MÖ. 460 y l nda do an Hipokrat olarak ilk kez tan mlam t r. Bilinen epilepsi hastal ile ilgili ilk monograf olan “On the sacred disease” (Kutsal hastal k hakk nda) adl kitab nda hastal n beyin yerle imli oldu unu belirtmi ve epilepsiye “mal caduque” ad n vermi tir(5,6). 19. yy. ünlü nörolo u Huglings Jackson, epilepsiyi günümüzde kullan lan tan ma uyan bir ekilde, nöronlar n ani, artm ve düzensiz de arj na ba l olarak geli en, sinir sisteminin geçici bir bozuklu u eklinde tan mlam t r(7). Epidemiyoloji ve Sosyodemografik Özellikler Proveke edilmeyen nöbetlerle karakterize bir durum olan epilepsi prevelans erkek ve kad nlarda benzerdir. Aktif epilepsi prevalans binde 4-10 olarak verilmektedir. Prevelans çal malar nda nöbetin çe idi ve en son nöbetinin ne zaman geçirdi i dikkate al nm t r(8). Epilepsinin insidans toplumdan topluma de i mekle birlikte genellikle y lda 20-50/100.000 olarak bildirilirken, prevelans ise yüzbinde 46 olarak bildirilmi tir(9). Singapur’da ise epilepsinin ya am boyu prevelans y lda 3.8/1000 ki i olarak saptanm , epilepsi nedeniyle ölüm oran ise yüzbinde 0.5 olarak bulunmu tur. 5 Prevelans ya , cins ve rka göre de i ti i gibi epilepsinin tipi ve tedavi ekline göre de de i iklik gösterdi i bildirilmi tir(10). Epilepsinin insidans sosyoekonomik duruma göre de i mektedir. ;ngiltere’de insidans y lda yüzbinde 190 hasta olarak bulunmu . Ayr ca kad n ve erkek aras nda farkl l k bulunmam t r. ;lginç olarak son çal malarda ekonomik durumu dü ük olan ehirlerde epilepsi daha s k görüldü ü saptanm t r(11). Y ll k epilepsi geli imi ise yüzbinde 100 -190 hasta aras nda de i mektedir(12). Genel olarak y ll k insidans yüzbinde 50-100 aras de i mektedir. Prevelans ise binde 5 -10 dur(13). EP)LEPS)LER)N SINIFLANDIRILMASI VE EP)LEPT)K SENDROMLAR Çok çe itli s n flamalar olmas na ra men en s k 1989 y l nda yap lan ILAE s n flamas kullan lmaktad r. Epilepsilerin ve Epileptik Sendromlar n Uluslaras S n flamas (ILAE, 1989)(14) 1. Lokalizasyonla ili kili (fokal, lokal, parsiyel) epilepsiler ve sendromlar a. ;dyopatik (ya la ili kili ba lang ç) • Sentrotemporal dikenli selim çocukluk ça epilepsisi • Oksipital paroksizmli çocukluk ça epilepsisi • Primer okuma epilepsisi b. Semptomatik • Temporal lob epilepsisi • Çocukluk ça n n Kronik progresif epilepsia partialis continua (Kojewnikow sendromu) • Spesifik faktörlerle uyar lan nöbetlerle karakterize sendromlar • Frontal lob epilepsisi • Parietal lob epilepsisi • Oksipital lob epilepsisi c. Kriptojenik 2. Jeneralize epilepsiler ve sendromlar a. ;dyopatik (ya la ili kili ba lang ç) • Selim ailesel yenidogan konvülsiyonlar • Selim yenidogan konvülsiyonlar • Çocukluk ça selim miyoklonik epilepsi • Çocukluk çag absans epilepsisi • Jüvenil absans epilepsi • Jüvenil miyoklonik epilepsi • Uyan rken gelen grand mal nöbetler • Di er jeneralize idyopatik epilepsiler • Belirli aktivasyon yöntemleriyle uyar lan epilepsiler • Miyoklonik absans epilepsi 6 b. Kriptojenik veya semptomatik • West sendromu (infantil spazm) • Lennox-Gastaut sendromu • Miyoklonik-astatik nöbetli epilepsi • Miyoklonik absansl epilepsi c. Semptomatik • Nonspesifik etyoloji -Erken miyoklonik ensefalopati -Suppression burst’lü erken infantil epileptik ensefalopati -Diger semptomatik jeneralize epilepsiler • Spesifik sendromlar 3. Fokal mi jeneralize mi oldu u belirsiz sendromlar ve epilepsiler a. Hem jeneralize hem fokal olan nöbetler • Yenido an nöbetleri • Sütçocuklu u ça ciddi miyoklonik epilepsi • Yavas dalga uykusunda sürekli diken dalgal epilepsi • Edinilmis epileptik afazi (Landau-Kleffner sendromu) • Tan mlanmam s baska epilepsiler b. Kesin jeneralize veya fokal özellikleri olmayanlar 4. Özel sendromlar • Özel bir durumla iliskili nöbetler • Febril nöbetler • ;zole nöbetler veya izole status epileptikus • Akut metabolik veya toksik bir olay varken ortaya ç kan nöbetler EP)LEPS) TEDAV)S) Epilepsi tedavisinin uzun y llar ve hastalar n büyük bir k sm nda ya am boyu sürecek olmas , ortaya ç kmas mümkün di er hastal klar, ya lanma ve hastalar n ya am ekilleri gibi di er özellikleri aç s ndan da antiepileptiklerin seçimini ve bir bütün olarak tedavinin hastan n özelliklerine göre bireyselle tirilmesi gerekir. Antiepileptik ilaçlar konvansiyonel ve yeni antiepileptikler olarak kabaca kullan ma giri tarihlerine göre ikiye ay rabiliriz. Konvansiyonel antiepileptikler daha iyi tan mlanm , yan etki profilleri ve potansiyel ilaç etkile imleri daha iyi anla lm ilaçlard r(15). 7 Antiepileptik )laçlar: Fenitoin Parsiyel ve generalize nöbette kullan lacak ilk ilaç olan fenitoin 1938’ den beri kullan lmaktad r. Sodyum kanallar üzerine etki ederek aksiyon potansiyelinin yay l m n bloke eder. Di eti hiperplazisi, kad nda yüz görünümünün bozulmas , osteoporoz, ataksi, nistagmus, bulant , kusma, döküntü, kan diskrazileri, hormonal bozukluk, Vitamin K ve folat yetmezli i, libido azalmas , kemik ili i hipoplazisi gibi yan etkilere neden olabilir. Gebelik esnas nda kullan ld nda bebeklerde yar k damak, yar k dudak, konjenital kalp hastal ve mental yetmezli e neden olabilece i bildirilmi tir(16). Karbamazepin Karbamezapin parsiyel ba lang çl , generalize, özellikle somatomotik parsiyel nöbetlerde çok etklilidir(17). Voltaja ba l sodyum kanallar n n bloke edilmesi yolu ile etkisini gösterir. Sersemlik, çift görme, bulant , ataksi ve görme bulan kl istenmeyen yan etkiler olarak saptanm t r(16). Valproik asit Çocuklarda ve yeti kinlerde generalize (absans, tonik, klonik, myoklonik), parsiyel nöbetler (tek, komplex, sekonder generalize) ve çoklu olarak kullan l r. Mekanizmas voltaj ba ml Na kanallar n bloke eder(18). Bulant , kusma, dispepsi, kilo al m , tremor, geçici saç dökülmesi, sedasyon, ataksi, kognitif fonksiyonlarda bozulma gibi yan etkileri vard r(19). Lamotrijin Lamotrijin dirençli parsiyel nöbetlerin tedavisinde kullan lan anti epileptik ilaçlardand r. Sekonder generalize nöbetlerde de kullan ld bildirilmi tir. Voltaja ba ml Na kanallar n inhibe eder ve exitatör amino asit sal n m n önler(20). Çocuklarda Lennox Gastout sendromunda kullan labilir. Sersemlik, ataksi ve di er santral sinir sistemi semptomlar ve döküntü yapabilece i gözlenmi tir(21). 8 Di er antiepileptik ilaçlar: Levetiracetam Çocuklarda ve yeti kinlerde dirençli parsiyel ba lang çl ve primer jeneralize epilepsilerde kullan labilir(23). Gabapentin Gabapentin yeti kinlerde parsiyel nöbetler de kullan l r. GABA analo udur(24). Felbamate Çocuklarda Lennox-Gastaut sendromunda, çocuklar n çoklu nöbet tiplerinde, mental retardasyonu olanlarda kullan labilir(25). Topiramate Eri kinlerde parsiyel nöbetlerde ek ilaç olarak kullan l r(26). Antiepileptik ilaçlar aras etkile im Hastal k tedavisinde iki ya da daha fazla ilac n birlikte kulland zaman hastalarda ilaç etkile imleri görülebilir. Farmakodinamik ve farmakokinetik olmak üzere iki tür ilaç etkile imi vard r. Farmakodinamik etkile im iki ilac n ayn ya da birbirleri ile ba lant l reseptör yerlerine etki ettikleri zaman görülür. Farmakokinetik etkile im ise di er bir ilac n eklenmesi sonras ilac n ve/veya o ilac n metabolitlerinin ya da etki yerine ula an aktif ilaç miktar n n emiliminde, da l m nda metabolizmas nda ya da ilac n at l m nda ki de i iklikleri göstermektedir(27). Çoklu antiepileptik ilaç kullanan ilaçlar n etkile imi önemli bir sorun te kil etmektedir. Antiepileptik ilaçlar n büyük ço unlu u karaci erde sitokrom p450 enzim sistemini etkilemekte; fenitoin, fenobarbital, primidon ve karbamazepin enzim sistemini indükler iken, valproik asit inhibe etmektedir. Mümkün oldu unca çoklu tedaviden kaç n lmas önerilmektedir(28). 9 E er kombine tedavinin etkisi her bir ilac n tek ba na kullan mlar na göre daha etkili ise yani maksimum fayda sa l yorsa istenen bir etki olarak dü ünülmelidir. Bunun örne i valproat ile lamotijin’in birlikte kullan m d r. Valproat lamotrijin’in plazma konsantrasyonunu art r r; bu iki ilaç birlikte kullan ld zaman lamotrijinin dozunu azaltmak gerekir(29). C)NSEL )"LEV BOZUKLU.U Tan m ve s n flama Cinsel i lev bozukluklar n n nedenleri fiziksel ve psikolojik olarak ayr labilirse de ço u durumda sorun fiziksel ve psikolojik faktörlerin birlikteli i ile ortaya ç kmaktad r. Ayr ca ço u vakada cinsel sorunlarla ilgili birden fazla neden söz konusudur ve cinsel sorun etkenler aras ndaki karma k bir ili ki sonucu ortaya ç kmaktad r. Etken, organik bozukluk ya da sistemik hastal k olsa bile tabloya bir süre sonra psikojenik ve psikososyal etkenler de eklenmektedir. Günümüzde cinsel i lev bozuklu u ile ilgili en s k kullan lan iki tan mlama Dünya Sa l k Örgütünün (WHO) 1992’deki ICD-10 kriterleri veya Amerikan psikiyatri Derne inin 1994’de belirledi i DSM-IV kriterleri ile yap lmaktad r. ICD-10 tan mlamas nda cinsel i lev bozuklu u, temel olarak ki inin farkl yollarla istedi i ekilde cinsel ili kide bulunamamas olarak tan mlan r(30). DSM IV s n flamas Cinsel ; lev Bozukluklar n Eksen-I’de s n flam t r. Cinsel ; lev Bozukluklar cinsel yan t döngüsünün a amalar nda ki isel haz ve zevki engelleyecek bir ekilde ya da ki inin iste indeki azalma nedeniyle objektif performans nda dü ü olarak tan mlan r. Di er bir deyi le, cinsel istekte veya yan t siklusunu belirleyen fizyolojik de i ikliklerde engellenme bu bozukluklarda temel belirtidir(31). Cinsel i lev bozukluklar n n DSM-IV ve ICD 10’a göre s n flamalar a a da verilmi tir(31, 32, 33). ICD-10 Organik Nedeni Olmayan Cinsel ) lev Bozuklu u 1. Cinsel istek azl ya da yitimi 2. Cinsel tiksinme ve cinsel haz yoklu u 10 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Genital tepkinin yetersizli i Orgazmda i lev bozuklu u Erken bo alma Organik nedenli olmayan vajinismus veya a r l cinsel birle me Cinsel dürtünün a r olmas Organik nedene ba l olmayan ba ka cinsel i lev bozukluklar Organik nedene ba l olmayan ba ka cinsel i lev bozukluklar , belirlenmemi DSM-IV Cinsel ) lev Bozukluklar (C)B) 1. Cinsel istek bozukluklar • • Azalm (hipoaktif) cinsel istek bozuklu u Cinsel tiksinti bozuklu u 2. Cinsel uyar lma bozukluklar • Kad nlarda cinsel uyar lma bozuklu u • Erkeklerde cinsel uyar lma bozuklu u 3. Orgazm bozukluklar • Kad nda orgazm bozuklu u • Erkekde orgazm bozuklu u • Erken bo alma 4. Cinsel a r bozukluklar • Disparoni • Vajinismus 5. Genel t bbi duruma ba l cinsel istek bozukluklar • Kad nda …..’e ba l azalm cinsel istek bozuklu u • Erkekde …...’e ba l azalm cinsel istek bozuklu u • Erkekde …....’e ba l erektil bozukluk • Kad nda …..’e ba l disparoni • Erkekde …...’e ba l disparoni 6. Madde kullan m n n yol açt cinsel istek bozukluklar 7. Ba ka türlü adland r lamayan cinsel istek bozukluklar Cinsel i levin fizyolojisi Cinsel uyarana kar insanda olu an fizyolojik tepkileri Masters ve Johnson dört ba l k alt nda aç klam t r: 1. 2. 3. 4. Uyar lma evresi Plato evresi Orgazm evresi Çözülme evresi. 11 Uyar lma Evresi: ;lk evredir. Temel olarak erotik duygu ve dü üncelerin belirmesi, erkekte ereksiyon ve kad nda lubrikasyonun ortaya ç kmas ve bedende yayg n olarak vazokonjesyon ve miyotoni ile karakterizedir. Plato Evresi: Etkili cinsel uyar n n sürdürülmesi ve cinsel heyecan n artmas yla birlikte kad n ya da erkek, ikinci evre olan plato evresine girer. Bu evrede haz duygusu ve cinsel gerilim giderek yükselir ve ki inin orgazma geçebilece i noktaya kadar sürer. Orgazm Evresi: Süre aç s ndan en k sa, haz aç s ndan en yo un dönemdir. Bu evre erkekte ejakulasyon, kad nda ise perine ve vajina etraf ndaki kaslar ile vazokonjesyon sonucu büyüyen dokular n, refleks olarak ritmik kas lmalar ile karakterizedir. Çözülme Evresi: Kad nda ve erkekte orgazmdan, ya da orgazm n gerçekle medi i durumlarda plato evresinden sonra genital bölgelerde ve bedenin di er bölgelerinde önceki a amalarda olu mu olan fizyolojik de i ikliklerin dakikalar içinde ayn s ray takip ederek kaybolmas ile karakterizedir. Bu evrenin süresi cinsiyete, orgazm n ya an p ya anmad hangi yo unlukta ya and na ya da na ve cinsel uyar n n sürüp sürmedi ine göre de i ir(34). Cinsel i lev bozukluklar n n nedenleri Bir hayli karma k olan t bbi hastal klarla cinsel i lev bozukluklar aras ndaki ba lant lar 5 tipte incelenebilir (35). 1- Cinsel i lev bozuklu una yol açabilen hastal klar Ya lanma ba ta olmak üzere, endokrin ve hormonal bozukluklar, diyabet, koroner arter hastal , hipertansiyon, nörolojik hastal klar, kronik hastal klar, sigara, cerrahi travma, üriner sitem hastal klar , ilaçlar, genel vücut sa l n n bozulmas , obezite ve sedanter ya am gibi pek çok faktör cinsel i lev bozuklu u için önemli risk faktörleridir. Cinsel i lev bozuklu una neden olabilecek hastal klar n ba nda kardiyak ve endokrin nedenler gelmektedir. Hipertansiyon ve iskemik kalp hastal klar ençok cinsel ilgi ve aktivitede azalmaya neden olan kardiyovasküler hastal klardand r. Adrenal bezin hastal klar (adrenal yetmezlik ve hiperplazi) cinsel ilgi ve orgazmda azalma, anorgazmi gibi cinsel i lev bozukluklar na neden olurken, diyabet orgazmik disfonksiyon, vajinal lubrikasyon azalmas na, Hipogonadizm vajinal atrofi, disparoni, anorgazmi ve cinsel ilginin azalmas na yol açmaktad r. Ürogenital, lokomotor sistemin çe itli hastal klar n nda disparoni, vajinismus ve cinsel ilgi azl na yol açt bilinmektedir. 12 2- Cinsel i lev bozuklu una neden olabilen ilaçlar Kad n ve erkek Cinsel ; lev Bozuklu una Neden Olabilen ;laçlar a a daki tabloda gösterilmi tir. Tabloda bulunan ilaçlardan hepsi orgazm gecikmesi veya olmamas , AO; hariç hepsi cinsel ilgide azalma yapmaktad r. 1. Antihipertansifler • • • • 1- 2 blokerler(clonidine, reserpine, prazosin) ß-blokerler (propranolol, metoprolol) Ca kanal blokerleri (diltiazem, nifedipine) Diüretikler (hydrochlorothiazid) 2. Kemoterapötikler • 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Alkilleyici ajanlar (busulfan, chlorambucil, cyclophosphamide) Merkezi Sinir Sistemine etkili ajanlar Antikolinerjikler (diphenhydramine), Antikonvülzanlar (carpamazepine, phenobarbital, phenytoin) Antidepresanlar (MAO inhibitörleri, trisiklik antidepresanlar, SSRI) Antipsikotikler (phenothiazin, butyrophenon) Narkotikler (oxycodone), Sedatifler/Anksiyolitikler (benzodiazepin) Hormonlara etkili ajanlar • • Antiandrojenler (cimetidine, spironolactone) Anti-östrojenler (tamoxifen, raloxifene) 3- Fiziksel duruma veya Hastal a Tepki 4- Fiziksel ve psikolojik Faktörlerin Bile imi 5- Hastal k veya cerrahi giri imin varolan bir cinsel i lev bozuklu unu ortaya ç karmas . EP)LEPS) VE C)NSEL )"LEV BOZUKLU.U Epilepsi ve cinsel i lev bozuklu u uzun zamandan beri bilinmektedir. Epilepsi ve cinsel i lev bozuklu u üzerine ilk sistematik çal ma Gastout ve Collob taraf ndan 1954 y l nda yap lm t r. Bu sorunun daha çok temporal lob epileptik hastalarda oldu unu bildirmi lerdir. Azalm cinsel istek temporal lob epileptik hastalar n üçte ikisinde rapor edilmi tir (36). O zamandan beri birçok çal ma yap lm olup erkek epileptik hastalarda %22- 67 oran nda cinsel bozukluk rapor edilmi tir(37). 13 Toone ve arkada lar n n yapt çal mada epileptik hastalarda %57 erkek hastalarda erektil disfonksiyon bulunurken bu durum kontrol grubunda %18 olarak bulunmu tur(38). Birkaç çal mada kad n epileptik hastalar üzerinde yap lm t r. Ndgegwa ve arkada lar n n yapt çal mada epileptik hastalarda daha s kl kla azalm cinsel aktivite, vaginismus bulunmu (39). Bergen ve arkakda lar 50 kad n hasta ile yapt klar çal mada %34 oran nda azalm cinsel istek bulmu lard r (40). Temporal lob epileptik hastalarda daha s kl kla cinsel i lev bozuklu u oldu unu Hierons ve Saunders 1966 da rapor ettiler(41). Daha sonraki çal malarda hastal n ba lang ç ya n n, ergenlik dönemine giri , nöbet tipinin cinsel geli meyi etkiledi i dü ünülmü . Epileptik hastalarda nöbetin erken tedavisi ve düzelmesi evlilik durumu ve cinsel aktivite aç s ndan önemli oldu u dü ünülmü (37). Cinsel i lev bozuklu u epileptik hastalarda s k görülmekte ve hastalar n yakla k 2/3’ünde görülmektedir. Etyoloji tam olarak bilinmemektedir. Muhtemelen çoklu etyoloji olup nörolojik, hormonal, endokrin, iatrojenik (idyopatik), psikiyatrik ve psikososyal faktörlere ba l olabilir. Ek olarak epilepsiye ba l faktörler ki bunlar hastal n ba lang ç ya , epilepsinin süresi, nöbet tipi ve nöbet oda na göre de i ebilir. Endokrin de i iklikler epileptik hastalarda tarif edilmi tir. SHBG ve serbest testestesteron de i iklikleri epileptik erkek hastalarda rapor edilmi tir. Hepatik enzim indükleyici antiepileptik kullanan ilaç kullanan erkek hastalarda bilinmektedir(42). Antiepileptik ilaç kullanan epileptik hastalarda reprodüktif hormonal de i iklikler ve cinsel i lev bozuklu u tarif edilmi ve epilepsinin kendisinin veya ilaçlar n buna sebep olabilece i dü ünülmü tür (43). Gastout ve Collomb epileptik hastalarda kontrolsüz bir çal ma yapm t r. Temporal lob epileptik hastalar n 2/3’ünde genel olarak azalm cinsellik buldular. O zamandan beri yap lan çal malarda epileptik erkek hastalarda %22 oran nda cinsel i lev bozuklu u bulunmu tur. Epilepsi ve antiepileptik ilaç kullan m ndan ba ms z olarak yakla k olarak %20 oran nda azalm cinsellik bulunmu tur (37). 14 Epilepsi ve Ya am Kalitesine Etkisi Dünya Sa l k Örgütü (DSÖ)’nün 1948’de, sa l “yaln zca hastal n bulunmay de il fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik hali” olarak tan mlam t r. Sa l kla ilgili ya am kalitesi, sa l n bireylerin fonksiyonlar n yerine getirmedeki yeteneklerini ve bireylerin ya amlar ndaki alg lad klar fiziksel, mental ve sosyal alan ifade eder(44). Epileptik hastalarda epileptik olmayan sa l kl kontrol grubuna göre daha dü ük olarak gözlenmi tir. Bunlar depresyon, anksiete ve kötü bak md r. Epileptik hastalarda i sizlik, evlilik oran n dü ük olmas ve sosyal geri çekilme bu duruma neden olabilir. Ara t rmalar epilepsi hastalar nda psikolojik güçlüklerin sebebinin; sosyal geri çekilme, dü ük güven duygusu, kötü nöbet kontrolü, psikoz, anksiete ve depresyon ek olarak sosyal problemler, bunlar hastal k damgas , aile ve evlilik ya ant s nda sorunlar, hastal n kendisinin a rl , gibi durumlar ya am kalitesini etkilemektedir(45). Birçok çal mada epileptik hastalar n psikososyal sorunlarla kar la t n bunlar nda s kl kla depresyon, anksiyete ve dü ük benlik sayg s na neden oldu unu bildirmektedir. Epileptik hastalarda ya am kalitesini etkileyen klinik faktörler nöbet s kl ba lang ç ya , epilepsinin süresi, hastal n kad n cinsiyet, dü ük e itim seviyesi gibi demografik özellikler dü ük ya am kalitesi ile birlikteli i güçlüdür(46). Ya am kalitesi psikolojik, davran sal, mesleki ve davran sal duruma, mevcut özel bir hastal a ba l olabilir. Epilepsinin hem t bb tan s hem de sosyal etiketi epilepsi hastalar aras nda bir karga aya yol açmaktad r. Psikososyal s n flama ve bunun getirdi i yükümlülük, i alan nda ise etiketlenme gibidir. Bir çal mada nöbet s kl , nöbet klini i ve nöbet tipi ile ya am kalitesi aras nda güçlü birlikteli i sa tanm t r. Epilepsinin süresi ile birliktelik saptanamam t r. Gelir seviyesi ile ters orant l bulunmu tur(47). Nöbet s kl ve çoklu ilaç kullan m dü ük ya am kalitesi ile ilgili bulunmu tur. Y ll k kullan lan ilaç say s , nöbet kontrolu ve çe itli faktörler bozulmu ya am kalitesi ile ilgili oldu u dü ünülmektedir(48). Antiepileptik ilaçlar(AED) ve ya am kalitesi Depresyon, azalm ya am kalitesi epileptik hastalarda yüksektir. Bunlar n sebebi beyin lezyonu, kötü kontrollu nöbet, epilepsi cerrahisi, ailesel faktörler, psikososyal faktörler, AED ilaçlar n yan etkisine ba l olabilir. Nöbetsiz epileptik hastalarda normal ki ilerle ayn bili sel i levler bulunmu tur(49). 15 Antiepileptik ilaçlar epileptik hastalarda ya am kalitesini ve mood üzerine etkisi vard r. Bu konuda ço u çal ma karbamazepin ve lamotrijin ile ilgilidir ve affect üzerine olumlu etkileri oldu u saptanm t r. AED ilaçlar GABA’rjik geçi i art rd için ilaca ba l ayn zamanda mood üzerine negatif etkileri vard r. Amigdala önemli bir yap olup epileptiklerde affektif bozukluklar buna ba l olabilir(50). Epilepsi ve Depresyon Epileptik hastalalarda anksiete ve depresyon s k görülür. Baz yazarlar ya am boyu prevalans n n %55 olarak bildirmi lerdir. Epileptik hastalarda depresyon ve anksietenin nedeni daha az tedavi edilmesinden kaynaklan yor olabilir. Tedavi edilebilen bu durum ya am kalitesinin dü mesine neden olur. Depresyon s k nöbet geçirme sonucu uykusuz kalmaya ba l olabilir(51). Epileptik hastalarda görülen depresif bozukluklar unipolar, bipolar veya distimik bozukluklard r. Antiepileptik ilaçlar n duygudurum düzenleyici etkileri oldu u için zemindeki affektif hastal klar maskeleyebilir. Antiepileptik ilaçlarla ilgili uzun dönem çal malar s n rl say dad r. Antidepresanlar özellikle serotonin geri al m inhibitörleri epilepsi hastalar nda ba lang ç tedavisi olarak kullan labilir(52). Depresif bozukluklar epilepsi hastalar nda s k görülmektedir. Temporal ve frontal lob orjinli epileptik hastalarda kötü nöbet kontrolu olmas sebebiyle depresif bozukluklar daha s kl kla gözlenmektedir. Hayvan modellerinde serotonin, norepinefrin, dopamin azald artt gösterilmi tir. Epileptik hastalarda nöbet s kl ve GABA’n n ve iddeti antidepresan ilaçlar n etkisini azaltabilir. Görüntüleme ve nörofizyolojik tetkikler sonucunda depresif hastal klarda frontal lob bozuklu u ve buna ek olarak mezial temporal bölgelerde bozukluk olabilece i vurgulanm t r(53). 16 AMAÇ Epilepsi nöbetlerle karakterize, kronik seyreden, santral sinir sisteminin en s k rastlanan hastal klar ndan birisidir. Ya , cins, rk ve co rafi farkl l klar göstermeksizin tüm dünya populasyonunda görülür. Epilepsi kronik ve uzun süreli ilaç kullan lmas n gerektiren bir hastal k oldu u için hastalarda bir tak m sosyal ve psikolojik bozukluklara yol açmaktad r. Hastan n uyum saglayabilecegi ve en az yan etki ile kar la aca bir tedavi, en az nöbet kontrolü kadar hastan n ya am kalitesini yükseltecektir. Dolay s yla hastalar n nöbet kontrolü sa lan rken var olan komorbid durumlar, ilaç etkile imleri ve yan etkileri göz önünde bulundurulup uygun maliyetli bir tedavi plan çizilmesi gerekmektedir. Epileptik hastalar n cinsel i lev bozuklu u art k bilinmektedir. Ancak bu konu ile ilgili ara t rma say s s n rl d r. Cinsel sorunlarla s k olarak kar la lmakta ancak bu konu hekimler taraf ndan yeterince irdelenmedi i için hastalar hiç bahsetmemektedir. Sab rla ve dikkatlice bu konunun üzerine e ilince hem hastalar n ya am kalitesini düzeltmi , hem de uygun tedavisini yapm olunabilir. Bizim ülkemizde cinsel i lev bozuklu u ile ilgili çok az say da çal ma var (54). Bununla birlikte ya am kalitesi ile ili kilerini de erlendiren çal ma az say da olup veriler çeli kilidir. Çal mam zda poliklini imizde takip alt nda olan hastalar m zda cinsel i lev bozuklu u, depresyon ve ya am kalitesinin düzeyini tesbit etmek ve ili kili olabilecek faktörlerin tesbit edilmesi amaçland . 17 HASTA TOPLAMA VE YÖNTEM Çal ma Dr. Lütfi K rdar E itim ve Ara t rma Hastanesi Nöroloji Klini ine ba l olarak çal an Epilepsi poliklini inde Ocak 2007-Ocak 2008 tarihleri aras nda takip alt nda olan 57 epileptik hasta (32 erkek, 25 kad n) ile 52 sa l kl (25 kad n, 27 erkek) gönüllü aras nda yap ld . Çal ma öncesi hastanemiz etik kuruluna ba vurularak yerel etik kurul onay al nd . Çal maya kabul edilen tüm hastalar n ve gönüllülerin yaz l onaylar al nd . Çal maya en az bir y ld r evli olan ve bir y ldan daha uzun süre önce epilepsi tan s konulmu , 18-55 ya aras nda, halen antiepileptik tedavi gören epilepsi hastas ile yine enaz bir y ll k evlili i olan ve halen devam eden ayn ya aral nda sa l kl gönüllüler al nd . A a da belirtilen d lanma kriterlerine sahip olan hastalar çal ma d b rak ld . D lanma kriterleri: • Hiç evlenmemi , dul ya da bo anm olanlar • 55 ya üzeri ve 18 ya n alt nda olanlar • Okuma yazmas olmayan hasta ve sa l kl lar • Bilinen diyabet, hipertansiyonu olanlar • Kronik böbrek hastal , kalp yetmezli i ve kronik karaci er hastal veya bilinen malignitesi olanlar • Demans veya mental retardasyonu olanlar • Yak n zamanda bilinen psikiyatrik hastal • Bilinen genitoüriner, hormonal ya da endokrinolojik hastal • Bayan hastalarda menopoza girmi olanlar, • Primer veya sekonder dismenoresi olanlar • Epilepsi hastal • Halen antiepileptik tedavi almayan epileptik hastalar olanlar olanlar bilinen sekonder nedenlerle ili kili olanlar Epileptik hasta ve sa l kl kontrol grubunun grubunun ya , cinsiyet, e itim düzeyi, evlilik süresi ve al kanl klar gibi demografik verileri içeren form haz rlanarak bilgiler kay t edildi. Ayn formda epileptik hastalar n hastal klar na ait verilerde topland . Bu formda epilepsinin 18 ba lang ç ya , tipi, nöbet s kl (y lda <1 nöbet, y lda 2-3 nöbet, ayda 1-5 nöbet, ayda >5 nöbet olarak s n fland r ld ), antiepileptik ilaç ba lanma ya , ilaç kullanma süresi, ilaç etken maddesi ve/veya maddelerine ait verilerde dahil edildi. Hastal n etyolojisine yönelik veriler, kranial tomografi vb görüntüleme yöntemlerine ait veriler ile hasta grubunun EEG verileri kay t alt na al nd . Çal maya dahil olan tüm hasta ve gönüllülerin çal ma ba nda cinsel fonksiyonu etkileyecek organik nedenleri d layabilmek amac yla serum hormon düzeylerine bak ld . Bayan hasta ve gönüllülerden serum estradiol, folikül stimulan hormon (FSH), luteinizan hormon (LH) ve prolaktin, erkek hasta ve gönüllülerden ise serum serbest testesteron, FSH, LH ve prolaktin düzeylerine bak ld . Hormon düzeylerinde bozukluk saptananlardan bayanlar kad n hastal klar ve do um bölümü ve erkekler ise üroloji bölümünce konsülte edilerek çal ma d b rak ld . Hasta ve kontrol grubuna dahil edilenlerin hepsine SF-36 ya am kalite testi, Hamilton depresyon ölçe i testi (HAM-D), ve cinsiyetlerine görede cinsel fonksiyon testleri uyguland . Erkek hasta ve gönüllülere ereksiyon i levi uluslararas de erlendirme formu (International Index of Erectile Function (IIEF)), kad nlara ise kad n seksüel fonksiyon testi (The Female Sexual Function Index (FSFI)) uygulanarak ya am kalite ölçekleri, cinsel fonksiyon testleri hakk nda bilgi edinildi(55-58). FSH, LH, PRL, Estradiol testleri Roche Diagnosties (Almanya) ait kitlerle Modular E170 tam otomatik analizörler üzerinde elektrokemiluminometrik yöntemle çal ld . Serbest testesteron DRG (ABD) kitlerle EL;SA yöntemiyle çal ld . Çal ma sonras nda elde edilen veriler, ‘’SPSS (Statistical package for the social sciences) 13.0 for Windows’’ paket program na girildi. Parametrik veriler ortalama ± SD (standart sapma) olarak verildi. Parametrik verilerin kar la t r lmas nda student t testi, çoklu parametrik verilerin analizinde tek yönlü ANOVA testi ile post hoc Scheffe testi kullan ld . Verilerin korelasyon analizlerinde pearson korelasyon testi kullan ld . Korelasyon analizlerinde r katsay s n n 0,2-0,4 aras nda olmas hafif, 0,4-0,6 aras nda olmas orta, 0,6-0,8 aras nda olmas iyi, 0,8 üzerinde olmas ileri derecede korelasyon olarak kabul edildi. Non parametrik verilerin analizinde ise kikare testi kullan ld . Tüm testlerde ve korelasyon analizlerinde p<0.05 istatistiksel olarak anlaml kabul edildi. 19 BULGULAR VE SONUÇLAR Çal maya al nan 57 epileptik hastan n 25’i kad n hastadan olu uyordu. Bu grubu olu turan hastalar n ya lar 28 - 42 y l aras nda ve ya ortalamalar 35.4±7.07 y l olarak bulundu. Kontrol grubu ise 47 sa l kl gönüllüden olu turuldu. Bunlar n 25’i sa l kl kad n gönüllüden olu uyordu. Kontrol grubunun ya lar 29 ile 39 y l aras nda ve ya ortalamalar 34.2 ± 5.8 y l idi. Her iki grubunda ya ortalamalar aras nda anlaml farkl l k saptanmad (p:0.34). Yine her iki grup aras nda cinsiyet aç s ndan da anlaml farkl l k bulunmad (p:0.34). Epileptik hastalar n e itim düzeyleri incelendi inde, 2’sinin okuryazar, 39’unun ilkokul mezunu, 13’ünün ortaokul ve 3’ünün ise üniversite mezunu oldu u görüldü. Kontrol grubunun e itim düzeyleri incelendi inde 30’unun ilkokul mezunu, 11’inin ortaokul, 5’inin lise ve bir gönüllününde üniversite mezunu oldu u saptand . Her iki grup aras nda e itim düzeyi aç s ndan anlaml fark bulunmad (p:0.07) (<ekil.1). "ekil 1: Hasta ve kontrollerin e itim durumlar 45 40 35 30 25 Epilepsi Grubu 20 Kontrol Grubu 15 10 5 0 Okuryazar lkokul Ortaokul Lise Üniversite Hastalar n al kanl klar nda 13’ünün sigara ve 1’inin ise alkol kullan m öyküsü vard . Kontrol grubunu olu turanlar n al kanl klar nda 11 gönüllü sigara içerken 36 sa l kl n n sigara ve alkol al kanl n n olmad saptand . Hasta ve kontrol grubu aras nda al kanl klar aç s ndan da istatistik olarak anlaml farkl l k bulunmad (p: 0.65). 20 Epilepsi hastalar n n ortalama evlilik y l 13.2±7.6 y l (6-20 y l) olarak saptan rken, kontrol grubundaki gönüllülerin ortalama 15±7 y l (8-22 y l) evli olduklar saptand . Her iki grup aras nda evlilik süreleri aç s ndan anlaml farkl l k yoktu(p:0.21). Hastalar n nöbet tiplerinin de erlendirilmesinde 46’s nda (%81) generalize, kalan 11 (%19) hastada ise kompleks parsiyel nöbet idi. Hastalar n ortalama 24.5±9.9 ya nda antiepileptik ilaç kullanmaya ba lad klar ve ortalama 10±9.5 y l süreyle antiepileptik ilaç kulland lar saptand . Epilepsi grubundaki hastalar n %72’si (41/57) tek antiepileptik ilaç, %16’s (9/57) ikili antiepileptik ilaç ve kalan %12 (7/57) hastan n ise ikiden fazla antiepileptik ilaç kulland saptand . Tekli antiepileptik ilaç kullanan 41 hastan n 15’i karbamezapin, 12’si fenitoin ve 10’u ise valproat almaktayd . Nöbet s kl klar incelendi inde hastalardan 19’unun (% 33) y lda birden az, 15’inin (%26) y lda 2-3 defa, 14’ünün (%25) ayda 1-5 defa ve 9 (%16) hastan n ise ayda 5’den fazla nöbet geçirdi i saptand (<ekil 2). "ekil 2: Epileptik Hastalar n Nöbet S kl Epilepsi Grubu <1 Nöbet/Y8l 2-3 Nöbet/Y8l 1-5 Nöbet/Ay >5 Nöbet/Ay Epilepsili hastalarda ve sa l kl gönüllerde Hamilton depresiyon ölçe inin kar la t r lmas nda istatistiki olarak anlaml fark bulunmad (P 0.87 ). 21 Hastal n ba lang ç ya , nöbet tipinin, nöbet s kl n n, epilepsi etyolojisinin, ortalama antiepileptik ilaç(AE;) kullanma süresi, kullan lan ilaçlar n tek veya çoklu kullan m ile ya am kalitesi ile ili kisi saptanmad . (Tablo 1) Ya am kalite testi de i kenlerinden fiziksel i lev, fiziki i görme güçlü ü, a r , genel sa l k, enerji, sosyal fonksiyon ve zihinsel sa l k parametresi epileptik grupta anlaml olarak daha dü ük bulundu. Duygusal ifade güçlü ü de i keni epileptik hastalarda daha dü ük olmas na ra men istatistiksel olarak anlaml bulunmad (P.0.204) (Tablo 2). Tablo 2: Epileptik hasta grubu ile sa l kl kontrol grubu aras nda ya am kalitesi kar la t r lmas SF-36 Parametreleri Fiziksel fonksiyon Fiziki i görme güçlü ü A r Genel sa l k Enerji Sosyal fonksiyon Emosyonel rol güçlü ü Zihinsel sa l k Epileptik grup 80.2±22.7 64±41.7 60.9±26.6 58.1±19 56.5±22.2 69.3±24.7 62.7±38.9 57.7±22.1 Kontrol grup 90.8±10.5 86.4±23.7 74.1±19.7 72.8±21.2 71.1±20.6 80.1±24.4 72±34.1 66.2±20.2 p 0.004 0.001 0.006 0.000 0.001 0.029 0.204 0.045 Epileptik kad n hasta ve kontrol grubundaki kad n gönüllülerin ya am kalite test de i kenlikleri kar la t r ld . SF-36 parametrelerinden fiziksel fonksiyon, fiziki rol güçlü ü, genel sa l k, enerji parametrelerinin epilepsili hasta grubunda istatistiksel olarak anlaml düzeyde dü ük oldu u bulundu. A r , sosyal fonksiyon, emosyonel rol güçlü ü ve zihinsel sa l k parametreleri de hasta grubunun kad nlar aras nda daha dü ük olmas na ra men bu istatistiksel olarak anlaml bulunmad (tablo 3) 22 Tablo 1: Epilepsili grupta ya am kalitesi üzerine hastal SF-36 Parametreleri Fiziksel fonksiyon Fiziki rol güçlü ü A r Genel sa l k Enerji Sosyal fonksiyon Emosyonel rol güçlü ü Mental sa l k Ba lama ya 0.52/-0.085 0.64/0.063 0.31/-0.136 0.82/0.030 0.93/0.010 0.51/-0.88 0.77/0.039 0.95/-0.007 Nöbet tipi 0.23/-0.161 0.73/-0.047 0.71/-0.050 0.20/-0.169 0.27/-0.148 0.19/-0.173 0.96/-0.005 0.21/-0.165 Nöbet s kl 0.18/-0.179 0.54/-0.082 0.40/-0.112 0.35/-0.125 0.80/-0.033 0.96/0.007 0.69/0.053 0.37/-0.120 n ve antiepileptik ilaçlar n etkisi Epilepsi etyolojisi 0.40/0.111 0.30/0.138 0.71/-0.049 0.74/-0.045 0.57/-0.076 0.91/0.014 0.97/-0.005 0.69/0.054 AE) ba lanma ya 0.74/-0.044 0.76/0.040 0.53/-0.084 0.90/-0.017 0.30/-0.138 0.24/-0.158 0.27/0.147 0.91/-0.015 )laç kullanma süresi 0.67/-0.056 0.85/0.025 0.59/0.073 0.97/0.004 0.22/0.164 0.36/0.121 0.80/-0.034 0.59/0.072 )laç cinsi 0.06/0.245 0.78/0.038 0.53/0.084 0.48/0.095 0.51/0.088 0.06/0.250 0.55/0.081 0.67/0.057 )laç kombinasyonu 0.59/-0.071 0.43/-0.105 0.80/0.034 0.52/-0.085 0.25/-0.153 0.96/-0.006 0.62/-0.067 0.16/-0.189 23 Tablo 3: Epileptik kad n hasta ve kontrol grubundaki kad n gönüllülerin ya am kalite test de i kenlikleri SF-36 Parametreleri Epileptik grup (kad n) Kontrol grup (kad n) 81.8±18.3 90.2±9.3 Fiziksel fonksiyon 66±40.7 87±22.9 Fiziki rol güçlü ü 58.1±24.6 70.1±20.6 A r 56.9±16.7 74.4±22 Genel sa l k 52.8±19.9 66.4±22.6 Enerji 67±23.9 76.6±24.1 Sosyal fonksiyon 61.2±35.6 68±39.1 Emosyonel rol güçlü ü 55.7±20 64±19.9 Mental sa l k p 0.047 0.029 0.070 0.003 0.029 0.164 0.521 0.147 Her iki gruptaki kad n hasta ve gönüllülerde bak lan cinsel fonksiyon testi (FSFI) parametrelerinden; cinsel istek, uyar lma, kayganl k, cinsel tatmin, cinsel memnuniyet, a r ve toplam epileptik hastalarda sa l kl gönüllerlere göre istatistiksel olarak anlaml düzeyde dü ük bulundu (Tablo 4). Tablo 4: Epileptik hasta grubu ile sa l kl kontrol grubu aras nda cinsel fonksiyon testi parametrelerinin kar la t rmas FSFI Epileptik grup (kad n) Kontrol grup (kad n) 2.8±1.1 4.5±0.8 Cinsel istek 3.4±1.2 5.3±0.7 Uyar lma 4.0±1.5 5.0±0.7 Kayganl k 4.1±1.5 5.0±0.8 Cinsel tatmin 4.7±1.1 5.5±0.8 Cinsel memnuniyet 4.9±1.3 5.6±0.8 A r 24±5.9 31.2±3.4 Toplam P 0.000 0.000 0.005 0.014 0.007 0.036 0.000 Epilepsi grubundaki kad n hastalar ile kontrol grubunu olu turan kad n gönüllülerin kan hormon düzeyleri (FSH, LH, PRL ve Östrodiol) kar la t r ld ; bu de i kenler aras nda da istatistiki olarak anlaml farkl l k bulunmad . (Tablo 5) Tablo 5: Epileptik ve kontrol grubundaki bayanlar n serum hormon düzeyleri FSH (mIU/mL) LH (mIU/mL) PROLAKT)N (ng/mL) ÖSTROD)OL (pg/mL) Epileptik grup(kad n) Kontrol grup(kad n) 10.9±18.8 8.6±9.8 10±10.9 7.4±7.7 29.5±67.3 13.2±7.1 125.3±124 99.6±64 p 0.59 0.35 0.23 0.36 24 Epileptik kad n hastalarda ya am kalite testi de i kenlerinden zihinsel sa l k de i keni haricindeki di er de i kenler ile cinsel i lev testi de i kenlikleri aras nda istatistik olarak anlaml l k saptanmad . ( p>0.05) Sadece zihinsel sa l k parametresinin cinsel uyar lmay , cinsel memnuniyeti ve cinsel fonksiyon test parametre toplam üzerine olumlu yönde etkisi oldu u bulundu (S ras yla p:0.031, 0.046, 0.050 ve r: 0.431, 0.402, 0.397)(Tablo 6). Epileptik kad n hastalarda hormon düzeyleri ile ya am kalite testi ili kisine bak ld nda; ya am kalite testi de i kenlerinden fiziksel i lev de i kenli inde hastalar n serum FSH düzeyi ile fiziksel i levler aras nda istatistik olarak anlaml yönde ili ki saptand (p:0.002, r:0.616), genel sa l k de i keni ise serum LH ve östrodiol düzeyi aras nda da olumlu yönde (s ras yla p:0.023 ve 0.039, r:0.471 ve 0.432) ili ki saptand . Di er de i kenler ile hormon düzeyleri aras nda bir ili ki bulunamad . Kad n sa l kl gönüllülerin hormon düzeyleri ile ya am kalite testleri aras ndaki ili kiye bak ld nda; ya am kalite de i kenleri ile serum FSH düzeyi aras nda ili ki saptanmad . Serum LH düzeyi ile fiziki i görme güçlü ü aras nda (p:0.03, r:-0.435), serum prolaktin düzeyi ile a r , genel sa l k ve mental sa l k parametreleri aras nda z t yönde istatistik olarak anlaml ili ki saptand . (s ras yla p:0.006, 0.01, 0.036 ve r:-0.534, -0.503, -0.421). Serum Östrodiol düzeyi ile sosyal i lev de i kenli i aras nda ise pozitif yönde istatistik olarak anlaml (p:0.012, r:0.494) ili ki saptan rken di er parametreler aras nda hormon düzeyleri ile ili ki bulunmad . Kad n epileptik hastalarda Serum FSH, Prolaktin ve Östrodiol düzeylerinin cinsel i lev testleri üzerine etkisinin olmad , serum LH düzeyinin ise sadece cinsel memnuniyet parametresi üzerine olumsuz etkisi oldu u gözlendi. (p:0.041, r:-0.430) di er de i kenleri ise etkilemedi i saptand (Tablo 7). 25 Tablo 6: Epileptik kad n hastalarda cinsel fonksiyon testinin ya am kalitesi üzerine etkisi Cinsel istek Uyar lma Kayganl k Cinsel tatmin Cinsel memnuniyet A r Toplam Fiziksel fonksiyon 0.24/-0.241 0.97/0.008 0.43/0.165 0.67/0.087 0.58/-0.113 0.48/0.146 0.93/0.017 Fiziki rol güçlü ü 0.54/0.127 0.19/0.268 0.63/0.099 0.41/0.171 0.17/0.282 0.43/0.163 0.27/0.228 A r 0.29/-0.218 0.65/-0.095 0.41/-0.172 0.46/-0.153 0.76/-0.062 0.79/0.055 0.48/-0.146 Genel sa l k 0.67/0.088 0.66/0.092 0.59/0.112 0.46/0.153 0.87/-0.034 0.16/0.288 0.44/0.160 Enerji 0.26/0.230 0.39/0.177 0.91/-0.022 0.40/0.176 0.68/0.086 0.97/0.008 0.50/0.140 Sosyal fonksiyon 0.89/0.029 0.22/0.253 0.13/0.308 0.58/0.114 0.85/0.038 0.63/0.101 0.38/0.183 Duygusal rol güçlü ü 0.61/-0.105 0.66/0.099 0.63/0.101 0.90/-0.026 0.58/0.114 0.70/-0.081 0.97/0.008 Zihinsel sa l k 0.13/0.311 0.031/0.431 0.24/0.240 0.09/0.339 0.046/0.402 0.54/0.127 0.050/0.397 26 Tablo 7: Hormon de erlerinin cinsel i lev de i kenlikleri üzerine etkisi FSFI Cinsel istek Uyar lma Kayganl k Cinsel tatmin Cinsel memnuniyet A r Toplam FSH 0.29/0.228 0.66/0.096 0.79/0.058 0.66/0.095 0.51/-0.144 0.65/0.098 0.47/0.156 LH 0.19/-0.283 0.13/-0.325 0.61/-0.111 039/-0.186 0.04/-0.430 0.64/-0.103 0.17/-0.295 PRL 0.95/0.014 0.41/-0.184 0.89/0.029 0.33/0.216 0.37/-0.201 0.51/0.146 0.89/0.030 ÖSTROD)OL 0.14/-0.314 0.39/-0.185 0.50/-0.148 0.26/-0.245 0.14/-0.314 0.11/-0.340 0.11/-0.335 Kad n hastalarda çoklu ilaç kullan m ile cinsel fonksiyon test parametrelerinden cinsel istek, cinsel tatmin, a r ve bunlar n toplam aras nda istatistiksel olarak olumsuz yönde bir ili ki oldu u saptand (s ras yla p:0.023, 0.003, 0.03, 0.007 ve r:-0.453, -0.575, -0.434, -0.526). Epileptik erkek hasta ve kontrol grubundaki erkek gönüllülerin ya am kalite test parametreleri kar la t r ld nda; epilepsili hasta grubundaki erkekler hastalarda SF-36 parametrelerinden fiziksel i lev, fiziki rol güçlü ü, a r , genel sa l k ve enerji parametrelerinin istatistiksel olarak anlaml düzeyde dü ük oldu u görüldü. Sosyal fonksiyon, emosyonel rol güçlü ü ve mental sa l k parametreleri de epilepsili erkeklerde daha dü ük olmas na ra men bu farkl l k istatistiksel olarak anlaml bulunmad (Tablo 8). Tablo 8: Epileptik erkek hasta ve kontrol grubundaki erkek gönüllülerin ya am kalite test de i kenliklerinin kar la t r lmas SF-36 Parametreleri Epileptik grup (erkek) Kontrol grup (erkek) 78.9±25.9 91.6±12 Fiziksel fonksiyon 62.5±43 85.7±25 Fiziki rol güçlü ü 63±28.3 78.7±17.9 A r 59.1±20.8 71.1±20.7 Genel sa l k 59.3±23.8 76.5±17 Enerji 71.2±25.6 84.1±24.7 Sosyal fonksiyon 63.9±41.8 76.4±27.4 Emosyonel rol güçlü ü 59.2±23.9 68.6±20.8 Mental sa l k p 0.037 0.027 0.026 0.042 0.006 0.071 0.222 0.139 Epileptik erkek hasta ile kontrol grubundaki erkek gönüllülerin cinsel fonksiyon test (IIEF) de i kenlerine bak ld nda hasta grubundaki tüm parametrelerin istatistiksel olarak anlaml düzeyde dü ük oldu u saptand (Tablo 9). 27 Tablo 9: Epileptik erkek hasta ile kontrol grubundaki erkek gönüllülerin cinsel fonksiyon test (IIEF) de i kelikleri kar la t rlmas Epileptik grup (Erkek) Kontrol grup (Erkek) 19.4 ± 7.8 25.1 ± 6.6 Ereksiyon 7.2 ± 4.4 12.1 ± 3.4 Ili ki memnuniyeti 6.2 ± 3.6 8.7 ± 2.3 Orgazm 6.6 ± 1.9 7.9 ± 2.1 Cinsel istek 6.5 ± 2.5 8.6 ± 2.1 Cinsel memnuniyet p 0.007 0.000 0.006 0.022 0.003 Epileptik erkek hastalar ile kontrol grubundaki erkek gönüllülerin serum FSH, LH, PRL ve testosteron düzeylerine bak ld . Her iki grup aras nda bak lan serum FSH, LH, PRL ve Testosteron düzeyleri aç s ndan anlaml farkl l k saptanmad (Tablo 10). Tablo 10: Epileptik erkek hastalar ile kontrol grubundaki erkek gönüllülerin serum hormon düzeyleri kar la t r lmas Epileptik grup(erkek) Kontrol grup(erkek) FSH (mIU/mL) 6.7 ± 6.5 6.3 ± 4.9 LH (mIU/mL) 6.4 ± 3.7 6.0 ± 2.8 PROLAKT)N (ng/mL) 13 ± 7.5 9.2 ± 5.1 TESTOSTERON (pg/ml) 7.7 ± 3.9 8.1 ± 5.1 P 0.80 0.69 0,06 0.78 Erkek hasta grubunda duygusal rol güçlü ü haricindeki tüm ya am kalite test parametrelerinin cinsel fonksiyon parametrelerinden ereksiyonu olumlu yönde etkiledi i saptand . (s ras yla p:0.002, 0.010, 0.037, 0.001, 0.020, 0.003). Tüm ya am kalite test de i kenlerinin cinsel i lev de i kenliklerinden ili ki memnuniyeti üzerine etkisinin olmad görüldü. Fiziksel i lev, orgazm ve cinsel istek de i kenli ini olumlu yönde etkiledi i (p:0.023 ve 0.027, r:0.400 ve 0.392), enerji de i kenli ini cinsel istek ve cinsel memnuniyeti olumlu yönde etkiledi i (p:0.013, 0.048 ve r:0.434, 0.352), genel sa l k de i keninin orgazm ve cinsel istek de i kenini olumlu yönde etkiledi i (p:0.044, 0.002 ve r:0.359, 0.520) ve zihinsel sa l k de i keninin de cinsel istek de i kenini olumlu yönde etkiledi i saptand (p:0.037, r:0.371) (Tablo 11). 28 Tablo 11: Erkek hastalarda ya am kalite testlerinin cinsel fonksiyon testlerine etkisi Ereksiyon Ili ki memnuniyeti Orgazm Cinsel istek Cinsel memnuniyet Fiziksel I lev 0.002/0.518 0.27/0.198 0.023/0.400 0.027/0.392 0.15/0.258 Fiziki rol güçlü ü 0.01/0.447 0.42/0.145 0.08/0.308 0.058/0.33 0.20/0.229 A r 0.037/0.37 0.23/0.218 0.10/0.289 0.068/0.327 0.23/0.217 Genel sa l k 0.000/0.617 0.07/0.317 0.044/0.359 0.002/0.520 0.054/0.344 Enerji 0.001/0.561 0.236/0.216 0.06/0.326 0.013/0.434 0.048/0.352 Sosyal i lev 0.020/0.410 0.169/0.249 0.07/0.321 0.21/0.227 0.17/0.245 Emosyonel rol güçlü ü 0.051/0.348 0.40/0.153 0.17/0.244 0.10/0.289 0.24/0.210 Zihinsel sa l k 0.003/0.510 0.14/0.264 0.057/0.340 0.037/0.371 0.07/0.319 29 Epileptik erkek hastalarda ya am kalite testi parametreleri ile serum hormon düzeyleri aras nda istatistiksel olarak anlaml l k bulunmad (p>0.05). Erkek epileptik hastalarda Serum FSH, LH, Prolaktin ve serbest Testesteron düzeylerinin cinsel i lev testleri üzerine etkisinin olmad bulundu (p>0.05) (Tablo 12). Erkek epileptik hasta grubunda kullan lan antiepileptik ilac n tek ya da kombine olmas n n cinsel fonksiyon test parametreleri üzerine istatistik olarak anlaml etkisi bulunmad (p>0.05) Tablo 12: Erkek epileptik hastalarda serum hormon düzeylerinin cinsel fonksiyon testleri ile ili kisi )EEF Ereksiyon Ili ki memnuniyeti Orgazm Cinsel istek Cinsel memnuniyet FSH 0.22/-0.223 0.08/-0.318 0.13/-0.277 0.11/0.287 0.22/-0.222 LH 0.71/-0.70 0.64/-0.087 0.28/-0.201 0.06/0.343 0.94/0.013 PRL 0.33/-0.181 0.49/-0.131 0.18/-0.248 0.39/-0.160 0.38/-0.166 Testosteron 0.89/0.027 0.54/0.116 0.40/0.161 0.71/0.071 0.45/0.146 30 TARTI"MA Cinsel i lev bozuklu u sa l kl bireylere göre epilepsi hastalar nda daha fazla oranda görülmektedir. Bu durum daha önce birçok çal mada gösterilmi tir. Artm ba lay c globulin, azalm sex hormonu testesteron seviyeleri, enzim indükleyen ilaç kullan m katk s olan faktörlerdir. Ayr ca epilepsinin kendisi, serotonerjik geçi i etkileyen antiepileptik ilaçlar, limbik ve frontal korteks bozukluk kar t r c faktörlerdir. Psikososyal sorunlar, cinsel anksiete, epilepsi damgas epileptik hastalarda cinsel ya am etkileyen faktörlerdir(59). 2001 Diosely ve arkada lar n n 39 epileptik ve 39 sa l kl kontrol grubu ile yap lan bir çal mada epileptik hastalar n %28.2’sinde azalm cinsel i lev fonksiyonu oldu unu saptam lar. Cinsel i lev fonksiyonlar ndaki azalman n bütün hastalarda epileptik nöbetler ba lad ktan sonra oldu u saptam lar ve ço unlukla libido kayb ve potens kayb eklinde oldu unu bulunmu lar(60). Keza Morell ve arkada lar n n yapt klar bir çal mada da hastalar n %30-60’ nda cinsel i lev bozuklu u oldu unu saptam lar, bu hastalarda bozuklu un cinsel arzu ve istekte azalma, disparani, vaginusmus ve lubrikasyonda eksiklik oldu unu bildirmi lerdir(61). 1991 y l nda Demerdash ve arkada lar n n 700 epileptik bayan hasta ile yapt klar bir çal mada psikoseksüel hastal k insidans %18 olarak rapor edilmi tir. Bu oran epileptik hastalarda kontrol grubuna göre daha fazla bulunmu ve yüksek oran n sebebinin evlilik say s n n daha az olmas , uzun hastal k süresi, epilepsinin kompleks parsiyel olmas , cinselli in azalm olmas ve te hircilik daha fazla olmas olarak saptanm t r(62). Sonuçlar m za göre biz de cinsel i lev bozuklu unu kad n epileptik hastalarda sa l kl kontrol grubuna göre daha s k olarak görüldü ünü saptad k, bu bulgular m z beklenildi i üzere literatürle uyumlu idi. Cinsel i lev bozuklu u sadece bayan epileptik hastalarda de il ayn zamanda erkek hastalarda da s k olarak görülmektedir(60). Duncan ve ark. 118 epileptik erkek hasta ile yapt klar bir çal mada cinsel i lev bozuklu unun kontrol grubuna göre daha s k oranda görüldü ünü, özellikle libido kayb ve impotans n daha s k oldu unu, hastalar n %20’sinde cinsel istekte azalma oldu unu ve bununda antiepileptik ilaçtan ba ms z oldu u saptam lar(63). Kuba ve arkada lar n n yapt 40 erkek epileptik hasta ile yapt klar bir ba ka çal mada ise hastalar n %55’inde cinsel i lev bozuklu u oldu u bulunmu tur(64). Erkek epileptik hastalar m zda da cinsel i lev bozuklu unun kontrol grubuna göre daha fazla oldu unu saptad k. 31 Epilepsi tipinin cinsel i lev bozuklu u aç s ndan önemi çal malarda ara t r lm t r. 18 65 ya aras , 99 parsiyel, 17 primer generalize epileptik olmak üzere toplam 116 kad n hasta ile yap lan bir çal mada parsiyel ve primer generalize epileptik hasta grubu aras nda cinsel i lev bozuklu u aç s ndan farkl l k bulunmam . Ayr ca nöbet s kl de cinsel i lev bozuklu u ile birlikteli inin olmad arkada lar n n yapt n n, depresyonun, nöbet süresinin bildirilmi (65). 1999 y l nda Duncan ve çal mada da nöbet tipinin cinsel i lev üzerine etkisinin olmad bulunmu tur(63). Murialdo ve arkada lar n n ise erkek epileptik hastalarla yapt azalm çal mada da cinsel iste i %20 oran nda olup bunun antiepileptik ilaçtan ve epilepsiden ba ms z oldu unu bildirmi ler(66). Çal mam zda da nöbetin parsiyel veya generalize olup olmamas n n cinsel i lev bozuklu u aç s ndan anlam olmad n saptad k. Baz çal malarda da farkl olarak azalm cinsel i levlerin temporal lob epilepsilerde daha s k görüldü ü rapor edilmi tir. Morell ve arkada lar n n yapt çal mada da temporal lob epileptik hastalarda cinsel i lev bozuklu u generalize epileptik hastalara göre daha fazla oldu u bulunmu tur(65). Herzog ve arkada lar n n kad n epileptik hastalarla yapt çal mada da temporal lob epileptik hastalarda cinsel i lev bozuklu unun kontrol grubuna göre daha s k oldu u bildirilmi olup, kad nlarda sa taraf lokalizasyonlu hastalarda sola göre daha fazla cinsel i lev bozuklu u bulunmu tur(67). Temporal lob epilepsilerde sa taraf sola göre daha fazla risk faktörü olabilir. Ek olarak temporal lob epileptik hastalarda serotonin maddesinin ta y c proteine ba l hemen sal nmas ba l olabilece i ve epileptik hastalarda ta y c madde cinsel i levlerde rol oynayabilece i ve muhtemelen serotonerjik etkili antiepileptik ilaçlar arac l ile olabilir (68). Çal mam zda nöbet tipinin, epilepsi etyolojisinin, ilaç ba lanma süresinin cinsel i lev üzerine etkisinin olmad n saptad k. Bizim çal mam zdaki hastalar n çok az nda temporal lop epilepsisi oldu undan buradaki uyumsuzlukla ili kili olabilir. Kuba ve arkada lar n n 40 fokal epilepsili erkek hasta ile yapt çal mada cinsel fonksiyon bozuklu unun antiepileptik tedavi, epilepsi tipi ve hormonal de i ikliklere ba l olmad n bildirmi ler. Hastalardaki en s k görülen cinsel i lev bozuklu unun orgazmik fonksiyon bozuklu u oldu u ve bunun hem karbamezapin tedavisi alanlarda hem de çoklu ilaç kullanan hastalarda da görüldü ü saptanm t r.(64). Oysa 2006 y l nda Torun ve arkada lar n n 15 kad n, 15 erkek epileptik hasta ile yapt klar bir çal mada; kad n hastalar n %73,3´ünde, erkek hastalar n %46,6´s nda cinsel i lev bozuklu u saptam lar, depresyon ve anksiyete görülen 32 hastalarda ve mezial temporal sklerozu olan hastalarda cinsel i lev bozuklu u daha fazla oranda gözlenmi . Ancak antiepileptik ilaçlar n monoterapi veya politerapi olu unun cinsel i lev bozuklu u üzerine etkisi bulunmam (54). Bizim çal mam za göre cinsel i lev bozuklu unun, hormon seviyeleri, hastalar n ya , epilepsinin süresi ve s kl veya antiepileptik tedavinin tipi ile ili kili olmad , nöbet ba lang ç lokalizasyonu ile n saptad k. Herzog ve arkada lar n n 2003 y l nda yapt çal mada nöbet tipi ve antiepileptik ilaç kullan m , hormon seviyeleri, psikolojik ve sosyal problemler cinsel i lev bozuklu una katk s oldu unu vurgulam lard r. Parsiyel nöbetlerde daha s kl kla cinselli e kar anksiete, a r l cinsel ili ki, aurosal yetmezlik ve cinsel doygunlukta azalma var iken generalize epileptik hastalarda genellikle orgazm olamama, cinsel doygunlukta azalma saptanm t r(67). Morell ve arkada lar 57 kad n epileptik hasta ve 17 sa l kl kontrol grubu ile yapt klar bir çal mada da antiepileptik ilaçlar n cinsel i lev üzerine olumsuz etkisinin oldu unu bildirmi ler(65). Çal mam zda da kad n epileptik hastalarda kombinasyon tedavisinin cinsel i levi olumsuz yönde etkiledi ini saptad k. Epilepsi ve antiepileptik ilaçlar hem kad n hem de erkeklerde seks hormon seviyelerini etkileyerek reproduktif ve endokrin hastal klara yol açabilir. Seks streoidleri ve metobolitleri epilepsi tedavisi esnas nda vücutta bir tak m de i iklikler yapabilir. Örne in valproat kad nlarda hormonal dengeyi etkileyerek polikistik over sendromu ve hiperandrojenemi yapabilece i bildirilmi tir. Epilepsinin kendiside özellikle temporolimbik bo al mlarla hormon seviyelerini etkiledi i gösterilmi tir(69). Mevcut baz çal malarda ise epileptik hastalarda hormon düzeylerinin etkilenmedi i bulunmu tur. Herzog ve arkada lar yapt klar çal mada serum estradiol seviyelerinin temporal lob epileptik hastalarda istatistiksel olarak anlaml olmayan bir dü ük düzeyde oldu u ancak bunun cinsel i lev bozuklu u ile ilgisi olmad Diosely ve arkada lar n n yapt saptam lar(67). çal mada ise azalm cinsel i lev bozuklu u olan hasta grubu ile cinsel i levleri normal olan hasta grubu ile kar la t r ld zaman hormon seviyeleri aras nda anlaml l k bulunmam . Serum seks hormon ba lay c globulin oranlar azalm cinsel i lev olan grupta dü ük olarak bulunmu (60). Yap lan ba ka bir çal mada ise spesifik hormonal de i iklerin cinsel i lev bozuklu una yol açabildi i belirtilmi tir. Cinsel i lev bozuklu u olan hastalarda estradiol ve FSH düzeyi yüksek, serbest androjen indeksi ise dü ük olarak bulunmu (61). Duncan ve arkada lar n n erkek epileptik hastalarda yapt çal mada serbest testesteron seviyesi antiepileptik kullanan hasta ve kontrol grubu aras nda istatistik olarak 33 anlaml l k bulunmam t r(63). Ba ka bir çal mada erkek epileptik hasta, tedavisiz epileptik hasta ve kontrol grubu al nm . Kontrol grubu ve tedavisiz epileptik hastalar aras nda hormon düzeyleri aç s ndan anlaml l k bulunmam . Antiepileptik ilaç kullanan ve kontrol grubu aras nda ise FSH, LH düzeyleri aç s ndan farkl l k bulunmazken, serbest testesteron dü ük ve prolaktin düzeyi ile anlaml l k bulunmu . Bu bulgular farkl muhtemelen enzim indükleyen antiepileptik ilaçlar n sex hormon düzeylerini etkilemesine ba l olabilir (70). Bizim çal ma sonuçlar m zda ise gerek epilepsili erkek gerekse de kad n hastalar m zda kontrol grubuna göre hormon düzeylerinde anlaml bir farkl l k olmad n saptad k. Erkek epileptik hastalar m zda hormon düzeyleri ile cinsel i lev bozuklu u aras nda ili ki saptamad k, kad n hastalar m zda ise sadece LH düzeyinin cinsel memnuniyeti olumlu yönde etkiledi ini oysa di er hormonlar n cinsel i lev üzerine etkisinin olmad n saptad k. Epilepsili hastalarda depresyon pek çok çal mada ara t r lm , baz çal malarda depresyon birlikteli i gözlenmemi tir(71). Bu durum kullan lan antiepileptik ilac n duygudurum düzenleyici etkisine ba l da olabilir. Antiepileptik ilaçlar n duygudurum düzenleyici özellikleri vard r ve bipolar bozukluklarda duygudurum düzenleyici olarak kullan l rlar. antiepileptiklerin Valproat, epilepsili karbamazepin, hastalardaki lamotrijin, depresyonun gabapentin, tedavisinde de topiramat etkili gibi oldu u dü ünülmektedir(72). Epileptik hastalar m zda depresyon anlaml olarak saptanmad . Herhangi bir nedenle yak n zamanda psikiyatri tedavisi gören hastalar çal ma d b rakt m zdan hastalar m zdaki depresyonun anlaml boyutta olmamas n n muhtemel nedeni olabilece ini dü ünmekteyiz. Pek çok çal mada epilepsi ile ya am kalitesi ara t r lm t r. 210 epileptik hasta ile yap lan bir çal mada epileptik hastalarda ya am kalitesi dü ük olarak bulunmu ve bu çal mada hastalar n geçirdikleri nöbetin s kl , nöbetin ba lang ç ya ve antiepileptik ilaçlar n yan etkisinin ya am kalitesinin bozulmas na yol açabilece i belirtilmi tir. Hastan n psikolojik ve sosyal olarak durumunun düzeltilmesinin ya am kalitesini düzeltebilece i de belirtilmi tir(73). Mrabet ve arkada lar n n yapm oldu u epilepsi hastalar n n ya am kalitesini sa l kl kontrollerle kar la t ran bir çal mada genel sa l k, bedensel i levsellik ve bedensel rol k s tl alanlar nda epilepsi hastalar n n sa l kl kontrollere göre daha dü ük ya am kalitesine sahip oldu u gösterilmi tir. Nöbet s kl n n ve son nöbetten sonraki geçen sürenin antiepileptik ilaçlar n yan etkisinden ziyade epileptik hastalarda ya am kalitesi üzerine daha önemli etkisi oldu u bulunmu tur. Nöbetsiz hastalarla kontrol grubu aras nda ya am kalitesi aras nda farkl l k 34 bulunmam t r. Sosyodemografik özelliklerin ya am kalitesine etki etti i saptanm t r(74). Ledy ve arkada lar n n yapt çal mada da ya am kalitesinin nöbetsiz epileptik hastalar n toplumla ayn oranda oldu u bulunurken, nöbet s kl art nca, ayr ca nöbet ba lang ç zaman , ki isel faktörler ve eklenen durumlar nda epileptik hastalarda ya am kalitesinin dü mesine sebep oldu u bildirilmi tir(75). Stawem ve arkada lar n 2000 y l nda yapt çal mada epileptik grupta normal sa l kl gruba göre ya am kalite testlerinin daha dü ük puanda oldu u bulunmu tur. Nöbetsiz epileptik hastalar n ise sa l kl l kontrol grubuna göre sosyal fonksiyon ve zihinsel sa l k puan daha yüksek, duygusal sa l k puan ise daha dü ük olarak bulunmu . Nöbetsiz hasta ve antiepileptik ilaç kullan m n n ya am kalitesi üzerine etkisinin olmad bildirilmi tir(76). Yap lan bir çal malarda nöbetleri iyi kontrol edilmi epilepsi hastalar nda ya am kaliteleri yüksek bulunsa dahi bu ki ilerin psikososyal yönden çok da iyi olmad gösterilmi tir. Ki inin epilepsi tan s n almas , epilepsi etiketini hissetmesi, sosyal ya ant s nda çekilmeye ve bununda ya am kalitesinde bozulmaya yol açt bildirilmektedir(77). Epileptik hastalar m zda da literatürle de uyumlu olarak kontrol grubuna göre ya am kalitesinin daha dü ük oldu unu saptad k. Ayr ca hastal n ba lang ç ya , nöbet tipinin, nöbet s kl n n, epilepsi etyolojisinin, antiepileptik ilaç kullanma süresinin, kullan lan ilaçlar n tek veya çoklu kullan m n n ise ya am kalitesi ile ili kisinin olmad n gözlemledik. Epileptik hastalarda ya am kalitesinin cinsel i levler üzerine etkisini ara t ran az say da çal ma vard r. Yak n zamanda yay nlanan Talbot ve arkada lar n yapt çal mada erkek epileptik hasta ve kontrol grubu aras nda total testesteron, serbest testesteron ve bioaktif testesteron seviyeleri aç s ndan istatistik olarak anlaml fark bulunmam t r. Bu hastalarda gözlenen cinsel i lev bozuklu unun sadece hormon seviyeleri ile ilgili olmayabilece i daha basite indirgenerek ya am kalitesi, anksiete ve depresyon ile ilgili yönünde ara t r lmas gerekti i vurgulanm t r( 78). Epileptik hastalar daha az oranda çal makta, evlilik oranlar dü ük olmakta ve di er yeti kinlere göre daha fazla sosyal izolasyon göstermektedirler (79). Thompson ve Oxley taraf ndan epilepsihastalar n n yap lan çal mada ya am nda en nöbetleri büyük yeterince tatminsizliklerin kontrol sosyal alt na al namam fonksiyon alan nda oldu ubildirilmi tir (80). Epileptik hastalar s kl kla durumlar ndan ötürü stigmatizasyon hissetmektedirler (81). Yap lan son çal malarda remisyon halindeki epileptiklerde s k nöbet geçiren epileptiklere oranla 35 daha iyi bir psikososyal profil saptanm t r (82). Hormon düzeyleri ile ya am kalitesi ili kisine bak ld nda kad n epileptik hastalarda estradiolun ve LH n n olumlu etkisi oldu u gözlenmi tir. Bu durum postmenapozal estradiol verilen hastalarda ya am kalitesinin artt gösterilmi tir (83). Yak n zamanda Duncan ve arkada lar taraf ndan yap lan bir çal mada erkek epilepsili hastalarda sa l kl kontrol grubuna k yasla anksiyete, depresyon, psikolojik stresin daha fazla ve ya am kalitesinin ise daha dü ük oldu u bulunmu , ayr ca hastalarda azalm erektil disfonksiyon saptanm . Çal man n analizinde nöbet s kl seksüel arzu veya erektil disfonksiyonla ili kisinin olmad seksüel arzu ve n n ve testosteron düzeyinin saptanm (84). Çal mam zda da erkek hasta grubunda hastalar n hastal kla ilgili nöbet s kl , nöbet tipinin ve kulland antiepileptik ilac n tekli ya da çoklu olmas n n cinsel i lev üzerine etkisinin olmad n ancak ya am kalite testlerinin özellikle ereksiyon üzerine etkili oldu onu saptad k. Kad n epileptik hastalar m zda ise genel olarak ya am kalite dü üklü ünün cinsel i lev üzerine tekisinin olmad n ancak beklendi i gibi zihinsel sa l n cinsel uyar lma memnuniyetini olumlu yönde etkiledi ini bulduk. Sonuç olarak; çal mam zda epilepsili hastalar m zda görülen dü ük ya am kalite düzeyleri hem erkek hem de kad nlarda cinsel fonksiyon bozuklu u ile birliktedir. Epilepsi hastal n n ba lang ç ya , nöbet tipi, nöbet s kl , epilepsi etyolojisi, antiepileptik ilaç kullanma süresi, kullan lan ilaçlar n tek veya çoklu olmas n n ve depresyonun ya am kalitesi ile ili kisinin olmad saptand . Kad n hastalarda ya am kalite test parametrelerinden sadece zihinsel sa l k parametresinin cinsel fonksiyon üzerine olumlu yönde kombine anti epileptik ilaç kullan m n n ise olumsuz yönde etkiledi i, erkek hasta grubunda ise duygusal rol güçlü ü haricindeki tüm ya am kalite test parametrelerinin cinsel fonksiyon parametrelerinden biri yada birkaç n genel anlamda olumlu yönde etkiledi i ve kullan lan ilaçlar n tekli yada kombine olmas n n ise erkek hastalarda cinsel fonksiyon üzerine etkisinin olmad n saptand .Literatürlerde epileptik hastalarda cinsel i lev bozuklu u ve ya am kalitesi üzerine etkisini ara t ran çok fazla çal ma yoktur. Daha fazla say da hasta grubunda cinselli in ve cinsellikte ya anan sorunlar n epilepsi ile ili kisini ortaya koyan çal malar yap lmal d r. Bu bireylerin tedavi öncesi dönemde ya ad klar psikolojik, hastal n kendisi ile ilgili ve cinsel sorunlar n, cinsel i lev düzeylerinin bilinmesi bu hastal klar n olu umunda cinsel sorunlar n etkisini hem de hastal k sürecinin cinsel i levlere olan etkisini ayd nlatacakt r. 36 ÖZET Kronik ve uzun süreli ilaç kullan lmas n gerektiren bir hastal k olan epilepsi hastalar nda bir tak m sosyal ve psikolojik bozukluklarla s k olarak kar la lmaktad r. Epileptik hastalarda cinsel i lev bozuklu u ve ya am kalitesi ile ili kilerini de erlendiren çal ma az say da olup veriler çeli kilidir. Çal mam zda poliklini imizde takip alt nda olan hastalar m zda cinsel i lev bozuklu u, depresyon ve ya am kalitesinin düzeyini saptamak ve ili kili olabilecek faktörlerin neler oldu unu tesbit edilmesi amaçland . Çal maya Epilepsi poliklini inde takip alt nda olan en az bir y ld r evli, bir y ldan daha uzun süre önce epilepsi tan s konulmu , 18-55 ya aras nda, halen antiepileptik tedavi gören 25’i kad n 57 epilepsi hastas ile yine enaz bir y ll k evlili i olan ve halen devam eden ayn ya aral nda 25’i kad n 52 sa l kl gönüllü al nd . Çal maya al nan hasta ve kontrol grubundakilerden yaz l onay al narak sosyodemografik form dolduruldu, SF-36 ya am kalite testi, Hamilton depresyon ölçe i testi, ve cinsiyetlerine göre de cinsel fonksiyon testleri uyguland . Ayr ca kan al narak kad n hasta ve gönüllülerden serum estradiol, FSH, LH ve prolaktin, erkek hasta ve gönüllülerden ise serum serbest testesteron, FSH, LH ve prolaktin düzeylerine bak ld . Epilepsi hastalar n ortalama evlilik süresi 13.2±7.6 y l olarak saptan rken, kontrol grubundaki gönüllülerin ortalama 15±7 y ld r evli olduklar saptand ve benzer olarak bulundu (p:0.21). Her iki grubun verileri de erlendirildi inde gruplar aras nda ya , cinsiyet, e itim düzeyi sigara, alkol al kanl aç s ndan gruplar aras nda farkl l saptanmad (s ras yla p:0.34, 0.34, 0.07, 0.65). iki grup aras nda depresyon oranlar benzer bulundu. Duygusal ifade güçlü ü de i keni d ndaki tüm ya am kalite testi de i kenleri epileptik hastalarda anlaml olarak daha dü ük saptand . Hastal s kl n ba lang ç ya , nöbet tipinin, nöbet n n, epilepsi etyolojisinin, ortalama antiepileptik ilaç kullanma süresi, kullan lan ilaçlar n tek veya çoklu kullan m ile dü ük ya am kalitesi aras nda ili ki saptanmad . Epileptik kad n hastalarda cinsel fonksiyon testi (FSFI) anlaml olarak daha dü ük bulundu (p:0,000), bak lan serum estradiol, FSH, LH ve prolaktin düzeyleri benzer bulundu. Kad n hastalarda SF-36 parametrelerinden zihinsel sa l k parametresinin cinsel uyar lmay , cinsel memnuniyeti ve cinsel fonksiyon test parametre toplam üzerine olumlu yönde etkisi oldu u 37 saptand (S ras yla p:0.031, 0.046, 0.050 ve r: 0.431, 0.402, 0.397). Kad n epileptik hastalarda Serum FSH, Prolaktin ve Östrodiol düzeylerinin cinsel i lev testleri üzerine etkisinin olmad , serum LH düzeyinin ise sadece cinsel memnuniyet parametresi üzerine olumsuz etkisi oldu u gözlendi (p:0.041, r:-0.430). Antiepileptik kombine ilaç kullan m n kad n hastalarda cinsel fonksiyon testlerini olumsuz yönde etkiledi i bulundu. Epileptik erkek hastalarda cinsel fonksiyon test parametrelerinden cinsel istek parametresi d ndaki tüm parametreler anlaml olarak dü ük olarak saptand . Cinsel istek parametresi de dü ük olmas na ra men anlaml de ildi. Her iki grup aras nda bak lan serum FSH, LH, PRL ve Testosteron düzeyleri aç s ndan anlaml farkl l k saptanmad . Erkek hasta grubunda duygusal rol güçlü ü haricindeki tüm SF-36 parametrelerinin cinsel fonksiyon parametrelerini olumlu yönde etkiledi i saptand . Antiepileptik ilac n tek ya da kombine olmas n n cinsel fonksiyon test parametreleri üzerine etkisi saptanmad . Sonuç olarak, epileptik hastalarda ba ta nöbet geçirme korkusu olmak üzere pek çok psiko sosyal sorun olmakta, ya am kalitesi dü mekte ve ayr ca hastalarda cinsel i lev bozuklu u da s k olarak görülmektedir. Epilepsi tedavisi ile ilgilenen herkes için hastalar n ya ad sorunlar tan yabilmek ve ba a ç kma yöntemlerini bilmek önemlidir. Bu amaçla, epilepsi hastalar n n tedavisinde hastalar, aileler, nörolog ve ruh sa l çal anlar n n i birli i yapmas sorunlar n giderilmesi ve ya am kalitesinin artt r lmas aç s ndan gereklidir. 38 KAYNAKLAR 1. Engel J Jr; ILAE Commission Report. A proposed diagnostic scheme for people with epileptic seizures and with epilepsy: report of the ILAE Task Force on Classification and Terminology. Epilepsia. 2001 ;42(6):796-803. 2. Erdinç Oguz; Nöbetlerin semiyolojisi ve s n flamas . Epilepsi 5US yay n 2001 Syf:17-18. 3. Blume WT, Luders HO, Mizrahi E. Glossary of descriptive terminology for ictal semiology: report of the ILAE task force on classification and terminology. Epilepsia. 2001;42(9):1212-8. 4. Commission on epidemiology and prognosis of the ILAE. Guidlines forepidemiological studies on epilepsy. Epilepsia 1993;34:592-6. 5. Aktin E. Epilepsinin tarihçesi. Nöropsikiatri Arsivi, 1965; 6(2): 57-65. 6. Elçioglu Ö. Geçmiste, Günümüzde Epilepsi (sar’a). Yüksek Lisans Tezi. Uludag Üniversitesi Sagl k Bilimleri Enstitüsü Deontoloji ve T p Tarihi Anabilim Dal , Bursa,1987. 7. Adams RD, Victor M, Principles of neurology. McGraw-Hill, 1993: 271-275, 8. Annegers JF. Epidemiology and genetics of epilepsy. Neurol Clin. 1994 Feb;12(1):15-29. 9. MacDonald BK, Cockerell OC, Sander JW, Shorvon SD. The incidence and lifetime prevalence of neurological disorders in a prospective community-based study in the UK. Brain. 2000 Apr;123 ( Pt 4):665-76. 10. Puvanendran K. Epidemiology of epilepsy in Singapore. Ann Acad Med Singapore. 1993 May;22(3 Suppl):489-92. 11. Heaney DC, MacDonald BK, Everitt A, Stevenson S, Leonardi GS, Wilkinson P, Sander JW. Socioeconomic variation in incidence of epilepsy: prospective community based study in south east England. BMJ. 2002 Nov 2;325(7371):10136. 12. Sander Jw, Shorvon Sd. Epidemiology of the epilepsies. J Neurol Neurosurg Psychiatry. 1996. 61(5), 433-443. 13. Sander JW. The epidemiology of epilepsy revisited. Curr Opin Neurol. 2003 Apr;16(2):165-70. 14. Engel J. Comission on Classification and Terminolology of the international League Against Epilepsy. Proposal for revised classification of epilepsies and epileptic syndromes. Epilepsia 1989;30:389-99. 15. Holland KD. Efficacy, pharmacology, and adverse effect of antiepileptic drugs. Neurologic Clinics, 2001 may: 19:2. 16. Ochoa JG, Riche W. Antiepileptic drugs: an overview. eMedicine Journal 2004; 17. Spina E, Pisani F, Perucca E. Clinically significant pharmacokinetic drug interactions with carbamazepine. Clin Pharmacokinet.1996 Sep;31(3):198 -214. 18. Perucca E. Pharmacological and therapeutic properties of valproate: a summary after 35 years of clinical experience. CNS Drugs. 2002;16(10):695 -714 19. Davis R, Peters DH, McTavish D. Valproic acid. A reappraisal of its pharmacological properties and clinical efficacy in epilepsy. Drugs. 1994 Feb;47(2):332 - 72. 39 20. Goa KL, Ross SR, Chrisp P. A review of its pharmacological properties and clinical efficacy in epilepsy. Drugs. 1993 Jul;46(1):152-76. 21. Fitton A, Goa KL. Drugs. An update of its pharmacology and therapeutic use in epilepsy. 1995 Oct;50(4): 691-713. 22. Tanaka E. Clinically significant pharmacokinetic drug interactions between antiepileptic drugs. J Clin Pharm Ther. 1999 Apr;24(2): 87-92 23. Carreno M. Levetiracetam.Drugs Today. 2007 Nov;43(11):769-94. 24. Marson AG, Kadir ZA, Hutton JL, Chadwick DW. Gabapentin add-on for drugresistant partial epilepsy. Cochrane Database Syst Rev. 2000;(3):CD001415 25. Perez-Miranda J, Aguirre J, Parrilla JL, Pérez Miranda M. Felbamate: perspectives for new antiepileptic treatment Rev Neurol. 1995 Nov-Dec;23(124):1220-5. 26. Jette N, Hemming K, Hutton JL, Marson AG. Topiramate add-on for drugresistant partial epilepsy. Cochrane Database Syst Rev. 2008 Jul 16;(3):CD001417 27. Gürses C. Antiepileptik ilaçlar n etkile imi ;brahim Bora (Çeviri editörü) Epilepsi.2008 sf: 628 28. Patsalos PN, Fröscher W, Pisani F, van Rijn CM. The importance of drug interactions in epilepsy therapy. Epilepsia. 2002 Apr;43(4):365-85.(1) 29. Morris, Raymond G. Black, Andrew B. Lam, Esther. Westley, Ian S. Clinical Study of Lamotrigine and Valproic Acid in Patients With Epilepsy: Using a Drug Interaction to Advantage. Therapeutic Drug Monitoring. 22(6):656-660, December 2000 30. World Health Organization. ICD-10: Dnternational Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems. Geneva: World Health Organization, 1992. ICD 10 31. Sadock B,Sadock V. Anormal Cinsellik ve Cinsel Disfonksiyon. Concise Textbook of Clinical Psychiatry –Türkçe Çeviri. Klinik Psikiyatri 2.Bask Güne Kitabevi 2005: 277-29 32. Amerikan Psikiyatri Birli i: Mental Bozukluklar n Tan sal ve Say msal El Kitab . 4.Bask . Köro lu E, çev.editörü. Ankara: Hekimler Yay n Birli i,1995. 33. Dünya Sa l k Örgütü. Ruhsal ve Davran sal Bozukluklar n S n fland r lmas . Çev. Ed. Öztürk Ö, Ufuk B.Ankara: Türkiye Sinir ve Ruh Sa l Hastal klar Derne i Yay n , 1993. 34. ;ncesu C. Cinsel i levin fizyolojisi. Cinsel ; lev Bozukluklar -Roche. 2001; 7-15. 35. Hawton K: Sex Therapy: A Practical Guide. Oxford University Pres, London, 1985. 36. Gastaut H, Collomb H: Etude du comportement sexuel chez les épileptiques psychomoteurs. Ann Méd Psychol (Paris) 1954; 112:657-696 37. Murialdo G, Galimberti CA, Fonzi S. Sex hormones and pituitary function in male epileptic patients with altered or normal sexuality.Epilepsia 1995;36:360-365. 38. Toone BK, Edeh J, Nanjee MN, Wheeler M. Hyposexuality and epilepsy: a community survey of hormonal and behavioral changes in male epileptics. Psychol Med 1989;19:937-943. 39. Ndgegwa D, Rust J, Golombek S, Fenwick P. Sexual problems in epileptic women. Sex Mar Ther. 1986;1:175-177. 40. Bergen D, Daugherty S, Eckenfals E. Reduction of sexual activities in females taking antiepileptic drugs. Psychopathol. 1992;25:1-14. 40 41. Hierons R, saunders M. Impotens in patients with temporal lobe lesions. Lancet 1966;2:761-764 42. Lambert MV. Seizures, hormones and sexuality Seizure. 2001 Jul;10(5):319-40. 43. Rattya J, Turkka J, Pakarinen AJ, Knip M, Kotila MA, Lukkarinen O, Myllyla VV, Isojarvi JI. Reproductive effects of valproate, carbamazepine, and oxcarbazepine in men with epilepsy. Neurology. 2001 Jan 9;56(1):31-6. 44. Fidaner H, Billington R, Eser E, Elbi H. Ya am kalitesi ve ruh sa l . 34. Ulusal Psikiyatri kongresi Bilimsel Çal malar Özet Kitab 1998; 53 -56 45. Pascale M. Moore Gus A. Baker. The neuropsychological and emotional consequencesof living with intractable temporal lobe epilepsy implications for clinical management. Seizure 2002; 11: 224–230 46. Djibuti M, Shakarishvili R. Influence of clinical, demographic, and socioeconomic variables on quality of life in patients with epilepsy: findings from Georgian study. Journal of Neurology Neurosurgery and Psychiatry 2003;74:570-573 47. Marcele Araujo Silva Mantoani; Tatiana Indelicato da Silvai; Neide Barreira Alonso; Maria Helena da Silva Noffsi; Carolina Mattos Marques; Leslie Bellido Riosi; Auro Mauro Azevedo; Ana Carolina Westphal-Guitti; Américo Ceiki Sakamoto.Elza Márcia Targas Yacubian J. epilepsy clin. neurophysiol. vol.12 no.4 Porto Alegre Dec. 2006 48. Thomas Sanjeev V, Koshy Samuel, Sudhakaran Nair CR, Sarma Sankara P1 neorology ; ndia. Year: 2005 Volume: 53 | Issue : 1 | Page : 46-50 Frequent seizures and polytherapy can impair quality of life in persons with epilepsy. Year: 2005 ,Volume : 53, Issue : 1, Page : 46-50 49. Hessen E, Lossius MI, Gjerstad L. Behavioural adjustment in seizure-free epilepsy patients on monotherapy. Seizure. 2008 Jul;17(5): 422-30. Epub 2008 Feb 20 50. Selai C, Bannister D, Trimble M. Antiepileptic drugs and the regulation of mood and quality of life (QOL): the evidence from epilepsy. Epilepsia. 2005;46 Suppl 4:50 - 7. 51. M J Jackson, D Turkington. Depress on And Anx ety In Ep lepsy. Journal of Neurology Neurosurgery and Psychiatry 2005;76:i45-i47 52. Kanner AM, Nieto JC. Depressive disorders in epilepsy. Neurolgy. 1999;53(5 Suppl 2):S26-32 53. Kanner AM, Balabanov A. Depression and epilepsy: how closelyrelated are they? Neurology. 2002 Apr 23;58(8 Suppl 5):S27-39 54. Gülengül Torun, ;pek Midi, Kadriye A an, Duygu Biçer, Canan Aykut Bingöl. Fokal Epilepsili Hastalarda Cinsel ; lev Bozukluklar Sexual Dysfunction in Focal Epilepsy Patients Epilepsi. Y l:2007 ,cilt:13, say :1:17-20 55. Koçyi it H, Aydemir Ö, Fi ek G, Ölmez N, Memi A. K sa form-36'n n Türkçe versiyonunun güvenilirli i ve geçerlili i. ;laç ve tedavi.1999; 12: 102-6 56. Rezaki M, Rezaki B, Tek C ve ark. (1998) Hamilton Depresyon Derecelendirme Ölçe i: baz psikometrik özellikleri ve ICD-10 depresyon tan s ile kar la t rmas . 2. Bahar Sempozyumu, Poster Bildiri 57. Oksuz E, Malhan S: Kad n cinsel fonksiyon indeksi:Türkçe uyarlamas n n geçerlilik ve güvenilirlik analizi Sendrom, 17: 54-60, 2005. 41 58. Türk Üroloji Dergisi Y l: 2007 Cilt: 33 Say : 1 45-49 Uluslararas Erektil Fonksiyon ;ndeksinin 5 soruluk versiyonunun (IIEF- 5) Türkçe geçerlilik çal mas n n de erlendirilmesi 59. Harden CL. Sexuality in men and women with epilepsy. CNS Spectr. 2006 Aug;11(8 Suppl 9):13-8 60. Diosely C. Silveira1, Elizabeth A. P. de Souza2, José F. Carvalho3, Carlos A. M. Guerreir Ar. Inter ctal Hyposexual ty In Male Pat ents W th Ep lepsy . Neuropsiquiatr 2001;59(1):23-28 61. Martha J. Morrell, Kerry L. Flynn, Silvia Done, Edith Flaster, Laura Kalayjian and Alison M. Pack. Sexual dysfunction, sex steroid hormone abnormalities, and depression in women with epilepsy treated with antiepileptic drugs. Epilepsy and Behavior Volume 6, Issue 3, May 2005, Pages 360-365 62. Demerdash A, Shaalan M, Midani A, Kamel F, Bahri M. Sexual behavior of a sample of females with epilepsy. Epilepsia. 1991 Jan-Feb;32(1):82-551 63. Susan Duncan, Jackie Blacklaw, G. H. Beastall, M. J. Brodie Antiepileptic Drug Therapy and Sexual Function in Men with Epilepsy. Epilepsia 1999;40(2):197-204 64. Kuba R, Pohanka M, Zakopcan J, Novotna I, Rektor I. Sexual dysfunctions and blood hormonal profile in men with focal epilepsy. Epilepsia. 2006 Dec;47(12): 2135-40 65. Martha J. Morrell, Gregory T. Guldner. Self-Reported Sexual Function and Sexual Arousability in Women with Epilepsy Epilepsia. Volume 37 Issue 12 Page 12041210, December 1996 66. Giovanni Murialdo , Carlo Andrea Galimberti, Stefano Fonzi , Raffaele Manni, Patrizia Costelli, Cristina Parodi, Gian Piero Solinas , Guido Amoretti, Amelia Tartara. Sex Hormones and Pituitary Function in Male Epileptic Patients with Altered or Normal Sexuality. Epilepsia 1995 Volume 36 Issue 4, Pages 360 – 365. 67. Herzog AG, Coleman AE, Jacobs AR, Klein P, Friedman MN, Drislane FW, Schomer DL.Relationship of sexual dysfunction to epilepsy laterality and reproductive hormone levels in women. Epilepsy Behav. 2003 Aug;4(4):407-13 68. Harden CL.Sexual dysfunction in women with epilepsy. Seizure. 2008 Mar;17(2):131-5. 69. Herzog, Andrew G; Fowler, Kristen M .Sex hormones and epilepsy: threat and opportunities. Seizure disorders . Current Opinion in Neurology. 18(2):167-172, April 2005. 70. Graeme J. A. Macphee, John G. Larkin, Elaine Butler, Graham H. Beastall, Martin J. Brodie Circulating Hormones and Pituitary Responsiveness in Young Epileptic Men Receiving Long-Term Antiepileptic Medication. Epilepsia Volume 29 Issue 4, Pages 468 – 475, 1988 Jul-Aug 71. Sexual dysfunction in partial epilepsy A deficit in physiologic sexual arousal Martha J. Morrell, MD, Michael R. Sperling, MD, Mark Stecker, MD, PhD and Marc A. Dichter, MD, PhD Neurology 1994;44: 243 72. Beydoun A, Passaro EA. Anticonvulsants and psychiatric disorders. Psychiatric Issues in Epilepsy. Ettinger AB,Kanner AM,ed.Lippincott Williams and Wilkins ,2001;16:251-261 73. Suurmeijer T.P.B.M.; Reuvekamp M.F.; Aldenkamp B.P.Source. Social Functioning, Psychological Functioning, and Quality of Life in Epilepsy. Epilepsia, Volume 42, Number 9, September 2001 , pp. 1160-1168 (9) 42 74. Mrabet H, Mrabet A, Zouari B. Health-related quality of life of people with epilepsy compared with a general reference population: a Tunisian study. Epilepsia, 2004: 45;838-843. 75. Leidy NK, Elixhauser A, Vickrey B, Means E, Willian MK. Seizure frequency and the health-related quality of life of adults with epilepsy. Neurology. 1999 Jul 13;53(1):162-6 76. Stavem K, Loge JH, Kaasa S. Health status of people with epilepsy compared with a general reference population. Epilepsia. 2000 Jan;41(1): 85-90. 77. Argyriou AA, Papapetropoulos S, Polychronopoulos P. Psychosocial effects and evalution of the health-related quality of life in patients suffering from well controlled epilepsy. J. Neurol,2004;251:310-313 78. Talbot JA, Sheldrick R, Caswell H, Duncan S. Sexual function in men with epilepsy: how important is testosterone? Neurology. 2008 Apr 15;70(16):1346 52. 79. Arnston P, Drodge D, Norton R and Murray E. The perceived psychosocial consequences of having epilepsy. In: S. Whitman and B. Hermann (eds.). Psychopathology in Epilepsy: Social Dimensions, Open Universty Pres. Buchingham, 1986, pp. 144 -161 80. Thompson PJ, Oxley J. Socioeconomic accompaniments of severe epilepsy. Epilepsia.1988; 29 Suppl 1: 9 -18 81. Jacoby A, felt versus enacted stigma: a concept revisited. Evidence from a study of people with epilepsy in remission, Soc. Sci. Med. 38 1994; 269-274 82. Jacoby A. Epilepsy and qaulity of life: findings from a study of people with wellcontrolled epilepsy, Soc. Sci. Med. 43 1993; 657-666 83. Wiklund I, Karlberg J, Mattsson LA.Quality of life of postmenopausal women on a regimen of transdermal estradiol therapy: a double-blind placebo-controlled study. .Am J Obstet Gynecol. 1993 Mar;168(3 Pt 1):824-30. 84. Duncan S, Talbot A, Sheldrick R, Caswell H. Erectile function, sexual desire, and psychological wellbing in men with epilepsy. Epilepsy Behav. 2009 May 4. [Epub ahead of print] 43