Arı Hastalık ve Zararlıları Dr. Ali KORKMAZ Ziraat Yüksek Mühendisi Samsun Tarım İl Müdürlüğü Arı Hastalıkları Ergin Arı Yavru Nosema Hastalığı Amerikan YÇ Amoeba Hastalığı Avrupa YÇ Septisemi Hastalığı Kireç Hastalığı Kronik Arı Felci Taş Hastalığı Akut Arı Felci Tulumsu YÇ Arı Zararlıları Varroa destructor Acarapis woodi Diğer Zararlılar Büyük mum güvesi Arı kuşu Eşek arısı Amerikan Yavru Çürüklüğü Etkeni Paenibacillus larvae’dır. Etken gıdalarla alınmaktadır. Hastalıklı kolonide gelişme hızı düşer, ergin arı sayısı ile yavru miktarında büyük azalma görülür. Arıların polen ve nektar toplama aktivitesi azalır. Amerikan Yavru Çürüklüğü Bakteriye ait sporlar 40 yıl kadar canlı kalabilmekte ve olumsuz şartlardan etkilenmemektedir İhbarı mecburi hastalıklardandır. Hastalıkla bulaşık koloniler imha edilmelidir. Amerikan YÇ Belirtileri Hastalıklı kolonide yavrulu alan düzgün olmayıp açık ve kapalı gözler karışmıştır. Kapalı petek gözlerinin üzerindeki sır tabakası içeriye doğru çökmüştür. Kapalı petek gözlerin rengi matlaşmış, koyulaşmış veya yağlanmış gibidir. Amerikan YÇ Belirtileri Larvaların rengi sararmış, ileri dönemlerde kahverengileşmiştir. Ölümler genelde kapalı gözlerde olur. Hasta larvalara bir kibrit çöpü sokularak dışarıya çekildiğinde larvanın lastik gibi uzadığı görülür. Amerikan YÇ Belirtileri Ölen larvalar sulu ve yapışkan olup göz tabanına yapışırlar. Yapışkan kalıntının gözlerden dışarı atılması ve gözün temizlenmesi oldukça zordur. Bu kalıntılar zamanla kuruyarak milyarlarca sporu içeren bir tabaka halinde gözün tabanına sıvanırlar. Amerikan YÇ Tedavisi Hastalık başlangıcında tedavi olasıdır. Hastalıklı koloninin tüm yavrulu ve ballı petekleri yakılarak imha edilir. Kovanın içi pürmüz ile sterilize edilir. Temiz kovana yerleştirilen arılar ilaçla tedavi edilir. Amerikan YÇ Tedavisi En etkili ilaçlar Na’Sulfadiazol veya Oksitetrasiklin (Terramycine) dir. Sodyum Sulfadiazol sonbaharda 2:1 oranında hazırlanan 4 lt şuruba 1 g ilaç katılır ve arılıktaki her koloniye 4-5 gün ara ile 1 lt verilir. Amerikan YÇ Tedavisi Sonbahar mevsiminde 450 g pudra şekerine 15 g Sodyum Sulfadiazol karıştırılır ve her defasında her koloniye 40-50 g karışım gelecek şekilde ilaçlı pudra şekeri çerçeveler arasına serpilir. 4-5 gün ara ile 3 kez tekrarlanmalıdır. Amerikan YÇ Tedavisi Terramycine uygulaması şurup veya pudra şekerine karıştırılarak ilkbahar veya sonbaharda yapılabilmektedir. Her koloniye 200 mg aktif madde gelecek şekilde pudra şekeri ile karıştırılarak petek aralarına 4-5 gün arayla 3 kez uygulanmalıdır. Amerikan YÇ Tedbirleri Arılık temiz ve düzenli olmalıdır. Hastalıklı petekler açıkta bırakılmamalıdır. Kullanılmış malzeme satın almamalıdır. Hastalıklı koloni satın alınmamalıdır. Şeker şurubu ile besleme yapılmamalıdır. Arılıkta yağmacılığa izin verilmemelidir. Amerikan YÇ Tedbirleri Hastalıklı koloniler diğer koloniler ile birleştirilmemelidir. Arıların kovanları şaşırmasını önleyici önlemler alınmalıdır. Koloniler hastalıksız bölgeye götürülmelidir. Hastalık görüldüğü anda tüm koloniler koruyucu olarak ilaçlanmalıdır. Amerikan YÇ’de Düzensiz Petek Amerikan YÇ’de Petek Gözleri Amerikan YÇ’de Ölmüş Pupa Dili Amerikan YÇ’de Larvanın Uzaması Kovanın İmha Edilmesi Amerikan YÇ’nde Peteğin Durumu Amerikan YÇ’nde Görünüm Avrupa Yavru Çürüklüğü Etkeni Melissococcus pluton’dur. Etken gıdalarla alınmaktadır. Hastalıklı kolonide gelişme hızı düşer, ergin arı sayısı ile yavru miktarında büyük azalma görülür. Arıların polen ve nektar toplama aktivitesi azalır. Avrupa YÇ Belirtileri Petek üzerinde yavrulu alan düzgün olmayıp açık ve kapalı gözler karışıktır. Ölümler genellikle açık gözlerdeki larvalarda görülür. Larvanın rengi önce sarıya, sonra kahverengi ve siyaha dönüşür. Avrupa YÇ Belirtileri Ölüm pupa döneminde olmuşsa kapalı gözler üzerinde delikler vardır. Kapalı petek göz üzerindeki sır tabakasının rengi matlaşarak içeriye doğru çöker. Ölü larvanın kıvamı önceleri sulu ve yumuşak, sonra sertleşerek hamur kıvamı alır. Avrupa YÇ Belirtileri Ölü larvalar petek gözü tabanında C şeklinde kıvrılmış durumdadırlar. Gözün tabanına yapışmazlar ve petek göze bir kibrit çöpü sokulduğunda gözden rahatlıkla çıkarılabilirler. Hastalığın ileri aşamalarında kovandan kokuşmuş et kokusu yayılmaya başlar. Avrupa YÇ Tedavisi Hastalığın tedavisinde Terramycine (Oxytetracycline), Neo-Terramycine ve Erithromycine (Apimycin veya Apivesin) kullanılmaktadır. Terramycine ve Neo-Terramycine her bir koloniye 200 mg aktif madde gelecek şekilde kullanılmalıdır. Avrupa YÇ Tedavisi Erithromycine 4.5 gramlık 10 doz bulunan kutu içerisinde satılmaktadır. 1:1 oranında 1 lt şurup hazırlanarak şurubun 1/4'ü başka bir kaba aktarılır ve içerisine 1 doz ilaç boşaltılarak karıştırılır. Avrupa YÇ Tedavisi İlaçlı şurup geri kalan ilaçsız şurupla karıştırılarak elde edilen karışım arka arkaya 3-4 gün verilecek şekilde bölünerek kolonilere verilir. Bu ilaçlar 1 ölçek bal + 2-2.5 ölçek pudra şekeri ile hazırlanan macun veya keklere katılarak da verilebilir. Avrupa YÇ Tedbirleri Amerikan Yavru Çürüklüğünden korunmak için alınacak tedbirler bu hastalık için de geçerlidir. Avrupa YÇ’de Hasta Larvalar Avrupa YÇ’de Peteğin Durumu Avrupa YÇ’de Peteğin Durumu Avrupa YÇ’nde Görünüm Kireç Hastalığı Kireç hastalığının etmeni fırsatçı bir fungus olan Ascosphaera apis 'tir. Etken gıdalarla alınmaktadır. Hastalığa yakalanan larvalar kireç beyazı bir renkte petek gözler içerisinde kuruyarak mumyalaşır. Kireç Hastalığının Nedenleri Çevre kirliliği Yoğun antibiyotik kullanımı Arıların suni besinlerle beslenmeleri Katkılı balmumu kullanımı Aşırı nem Aşırı şurup kullanımı Uygun olmayan koloni kontrolleri Oğul verme Kireç Hastalığı Tedbirleri Ülkemizde ana arı üretimi yapan işletmelerin kireç hastalığına dayanıklı hat kullanmaları. Türkiye'de temel petek imal eden işletmelerin üretim aşamasında balmumunu sterilize ederek üretim yapmalıdırlar. Arıcılık alet ve ekipmanları uygun dezenfektanlarla sterilize edilmelidir. Kireç Hastalığı Tedbirleri Kolonilerde çok yıllık petek kullanmamaya özen gösterilmelidir. Arıcılar ilkbaharda oğul önleme çalışmaları yapmalı ve arılarını bölme yapmak sureti çoğaltmalıdırlar. Kolonilere gerekmedikçe antibiyotik uygulaması yapılmamalıdır. Kireç Hastalığı Tedbirleri İlkbaharda havaların serin olduğu günlerde koloni kontrolleri yapılmamalı, zorunluluk var ise kovan fazla açık tutulmamalıdır. Kovanların havalandırmasına dikkat edilmeli, kovan içerisinde nem birikmesine olanak verilmemelidir. Hastalıklı koloniden arılı, yavrulu ve ballı petekler sağlıklı kolonilere verilmemelidir. Kireç Hastalığına Yakalanmış Larvalar Kovan Önünde Larva Ölüleri Kireç Hastalığında Peteğin Durumu Nosema Hastalığı Etmeni Nosema apis adı verilen bir protozoadır . Ergin arı hastalığıdır. Gıdalarla alınan ve ağız yolu ile sindirim sistemine giren sporlar ergin arıların orta midesinde çimlenerek epitel hücrelere geçerek hızla çoğalarak hastalık yaparlar. Nosema Hastalığı Belirtileri Hastalığa yakalanan arılar uçmaya çalışırlar, uçamazlar. Kovan önündeki ot ve çöplere tutunarak yürürler. Hasta arıların abdomenleri şişmiş ve uzamıştır. Bu nedenle iğneleme refleksi azalmıştır. Nosema Hastalığı Belirtileri Sağlıklı arıların midesi sarımtırak veya amber renktedir. Hasta arıların midesi şişkin, kıvrımları kaybolmuş ve süt beyazı rengindedir Hasta arılarda görülen bu belirtiler açlık, felç veya ilaç zehirlenmelerinde görülen belirtilerle karıştırılabilir. Nosema Hastalığının Etkileri Arıların ömür uzunlukları azalır. Hasta arıların yavru yetiştirme yeteneği azalır. Besleyici arıların arı sütü salgı bezleri dumura uğrar, koloninin gelişme hızı azalır. Ana arıların yumurtlama hızını azaltır. Ana arı kayıplarına neden olur. İşçi arıların ömür uzunluğu azalacağından kış kayıpları artar. Koloni bal veriminin azalmasına neden olur. Nosema Hastalığının Yayılması Hastalıklı, arılı, ballı ve yavrulu çerçevelerin sağlıklı kolonilere verilmesi. Koloni kontrolleri sırasında ergin arıların ezilmesi, ezilen arıların dışarı atılması esnasında sağlıklı arıların sporlarla teması. Uzun süren arı taşımacılığı, kovanların kapalı kalması ve arıların dışarı çıkamamaları. Arıların kışın rahatsız edilmesi. Nosema Hastalığının Yayılması İlkbaharda kovanların sık sık açılarak kolonilerin rahatsız edilmeleri. Ana arı yetiştiriciliği ve paket arıcılığında koloni populasyonunun azaltılarak kolonilerin strese sokulması. Yetersiz beslenme nedeni ile kolonilerin fizyolojik olarak hastalığa duyarlı olmaları. Nosema Hastalığının Tedavisi Arı kolonilerine koruyucu olarak ilkbahar ve sonbahar aylarında fumagillin içeren şurup verilerek hastalığa karşı etkili bir önlem alınabilir. Sonbaharda 2:1, ilkbaharda 1:1 oranında şurup hazırlanır. Hazırlanan 25 lt şuruba 25 g olan 1 şişe Fumagillin etken maddeli ilaç eklenir. Nosema Hastalığının Tedavisi Isıtılarak hazırlanan şurup soğuduktan sonra, içerisine ilaç eklenerek karıştırılmalıdır. Hazırlanan karışımdan her koloniye 4 lt verilmelidir. Hastalık çıktığı durumlarda ayrıca boş kovan ve petekler asetik asitle fumige edilmelidir. Nosemasız ve Nosemalı Arı Bağırsağı Nosema Hastalığında Kovan Önü Nosema Sporları Varroanın Biyolojisi Ergin arılar ile larva ve pupaların kanını emerek beslenen tehlikeli dış parazittir. Ergin dişi Varroalar 1.1-1.2 mm uzunluğunda, 1.5-1.6 mm genişliğinde koyu kızıl kahverengi renktedir. Erkek Varroalar ise 0.8-1 mm genişliğinde gribeyaz sarımtırak renktedir. Varroanın Biyolojisi Dişi varroaların ağzı delici-emici yapıdadır. Yaşam uzunluğu yazın 2-3 ay, kışın 5-8 aydır. Dişi varroanın üremesi ilkbaharda arı kolonisinde kuluçka faaliyetleri ile başlamakta, sonbahara kadar sürmektedir. Varroanın Biyolojisi Kış aylarında yumurta bırakmadan işçi arılar üzerinde yaşamını sürdürmektedir. Varroa ile bulaşık kolonilerde kuluçka gelişim hızı azalmakta, arılar üzerinde açtığı yaralar enfeksiyon oluşturmakta, ileri dönemlerinde yavru gözlerinden kanatsız ve bacaksız arılar çıkmaktadır. Varroanın Biyolojisi Üreme petek gözleri içinde olmaktadır. Parazit, petek gözlerinin kapatılmasından hemen önce hücre içerisine girer ve larvanın hemolenfini emerek yaşar. Petek gözleri kapatıldıktan 2-3 gün sonra ilk yumurtasını bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar protonimf, dötonimf safhalarını geçirerek ergin olur. Varroanın Biyolojisi Dişi 8-10, erkek 6-7 günde gelişimini tamamlanır. Daha sonra çiftleşirler. Parazitler, olgun hale gelen arı ile birlikte hücreyi terk ederler. Parazitler kışı dişi arılar üzerinde geçirirler. Üzerinde bulundukları arı ölünce yeni bir konakçı armaya başlarlar. Varroanın Koloniye Etkisi Varroa, arıların hemolenfleri ile beslendiğinden, yavru arılar iyi gelişemez, erginler ise güçsüzdür ve uçamazlar. Parazitten kurtulmak için çırpınır ve huzursuz olurlar. Kolonideki erkek arı sayısı düşer. Erkek arıların çiftleşme yeteneği azalır. Varroanın Koloniye Etkisi Ana ve işçi arıların ömürleri kısalır. İşçi arılar normalden küçük olur. Özellikle pupa döneminde önemli ölçüde canlı ağırlık kaybı olur. Gözden çıkan genç arılarda kanatsızlık, tek veya kısa kanatlılık, eksik bacak, kısa karın gibi anomaliler görülür. Varroanın Koloniye Etkisi İşçi arıların yavru bakımı zayıflar ve buna bağlı olarak ananın yumurtlama kapasitesi azalır Petek gözlerinde ölü larva sayısı fazla ise, arılar bunları dışarı atamazlar. Bu nedenle gözlerde kuruyan larvalar Avrupa YÇ benzeri belirtiler oluşturur. Varroanın Koloniye Etkisi Varroaların açtığı yaralar, çeşitli hastalık etkenlerine elverişli ortam oluşturur. Varroa’dan dolayı zayıf düşen koloniler yağmalanırlar. Arılar huzursuz oldukları için bazen kış salkımı yapamazlar. Varroanın Bulaşması Bulaşık kolonilerden sağlıklı kolonilere yavru ve genç işçi arı verilmesi, Kolonilerin kontrolsüz birleştirilmeleri veya yeni oğul kovanların oluşturulması, Bulaşık arıların kovanlarını şaşırarak diğer kovanlara girmeleri, özellikle erkek arıların kovanlarını şaşırmaları, Varroanın Bulaşması Oğul kontrolü için gerekli önlemlerin yeterince alınmaması ve başıboş çıkan oğulların kaçması, Arılık içerisinde ve arılıklar arasında zayıf koloniler nedeniyle sık sık yağmacılık yapılması, Gezginci arıcılığın denetimsiz yapılması, Varroanın Bulaşması Etkili olmayan yöntemlerle zararlıya karşı mücadele yapılması, Zararlının bulaşık olduğu yerlerden kontrolsüz ana arı satın alınması, Bulaşık arılıklarda ve bölgelerde sağlık kurallarına uyulmaması, Arıcıların yeterli bilgiye sahip olmaması. Varroa ile Mücadele Varroa kontrolünde; kimyasal, bitkisel, biyolojik, fiziksel, genetik ve hormonal mücadele yöntemleri kullanılmaktadır. Bu parazite karşı çeşitli ilaçlar denenmiştir. Ancak kolonilerde yanlış ve yoğun ilaç uygulanması; varroaların kimyasal maddelere karşı direnç kazanmasına neden olmaktadır. Varroa ile Mücadele Arıcılıkta varroa ile savaşımda en yaygın kullanılan yöntem kimyasal mücadeledir. Malathion, Fluvalinate, Amitraz ve Formik Asit, vs etken maddeli ilaçlar kullanılmaktadır. Ayrıca arıcılarımız bilinçsiz bir şekilde, bal arılarına tescilli olmayan ilaçları da kullanmaktadır. Varroa ile Mücadele Varroa mücadelesindeki ilaçlar; Körük içerisinde yakılarak, Suyla karıştırılıp dökülerek/püskürtülerek, Kovan içerisinde yakılarak, Çerçeveler arasına asılarak, Pudra şekeri ile karıştırılıp püskürtülerek kullanılırlar... Varroa ile Mücadele Formik Asit etken maddeli ilaçla mücadele; İlaç, 3*15 cm boyutunda olup 5 ml formik asit içerir. 3-5 çerçeveli zayıf kovana 1 adet; 7-10 çerçeveli kuvvetli koloniye 2 adet karton çubuk çerçeveler üzerine bırakılır. 4-5 gün ara ile 3 defa ilaçlama yapılır. Varroa ile Mücadele Amitraz etken maddeli ilaçla mücadele; Her fumigant şerit 265 mg amitraz içerir. Bir fumigant şerit ile 10 kovan ilaçlanır. Şerit, körük içinde yakılır ve her bir kovanın uçma deliğinden 7 duman verilir. Uçuş deliği kapatılmaz. 3 gün ara ile 4 defa ilaçlama yapılır. Varroa ile Mücadele Coumaphos etken maddeli ilaçla mücadele; 1 şişe 20 cc ilaç içerir. 1 cc ilaç 50 cc su ile karıştırılır. 6 çerçeveden daha az olan kolonilere 25 cc, fazla olanlara 50 cc ilaç çerçeveler arasına dökülür. 1 hafta ara ile 2 ilaçlama yapılır. Varroa’nın Yaşam Döngüsü Varroa destructor Varroa destructor Pupa ve Larva Üzerinde Varroalar Arı Üzerinde Varroalar Yeni Çıkan Arı Üzerinde Varroa Varroanın Deforme Ettiği Arı İşi Arı Üzerinde Varroa Kovan Önünde Larva Ölüleri Varroa ile Mekanik Mücadele Varroa ile Kimyasal Mücadele Büyük Mum Güvesinin Biyolojisi Yumurtalarını bal arılarının ulaşamayacağı yarık ve deliklere yumurtlarlar. Yumurtalar pembemsi krem veya beyazımtrak renkte olup boyu eninden biraz uzun ve yaklaşık 0.5 mm'den biraz küçüktür. Normal koşullarda (24-260C) bu yumurtalardan 5-8 günde larvalar çıkar. Büyük Mum Güvesinin Biyolojisi Yeni çıkan larva ipeksi yapılı bir tünelde peteğin tabanına doğru ilerlemeye başlar. Sıcaklık ve besine bağlı olarak 1-5 ay beslenir ve büyür. Bu dönem sonunda larva boyu 1 mm’den 22 mm’ye kadar büyür. Larvalar polen yanında arı larvası gömleği ve dışkı ile beslenir. Sadece balmumu ile beslenen larva gelişmesini tamamlayamaz. Büyük Mum Güvesinin Biyolojisi Koyu ve eski petekler pek çok arı larva kalıntısı içerdiğinden dolayı büyük mum güvesi zararı açısından oldukça risklidirler. 4-50C arasında beslenme ve gelişme olmaz, larva uyuşuk uyku halinde kalır. Larval evre sonunda pupaya, daha sonra da ergin güveye doğru değişim başlar. Bu değişim süreci 1-9 haftada sona erer. Büyük Mum Güvesinin Biyolojisi Mum güvesi genellikle geceleri uçar, gündüz saatlerinde karanlık yerlerde dinlenirler. Dişi güveler gömlekten çıkıştan 4-10 gün içerisinde yumurtlamaya başlarlar. Dişiler akşam karanlığında yumurtlamak amacıyla arı kovanlarına girmeye çalışırlar. Koloni kuvvetli ise bal arıları tarafından uzaklaştırılırlar. Büyük Mum Güvesi ile Mücadele Mücadelede pek çok kimyasal, biyolojik ve fiziksel yöntem kullanılmaktadır. Kullanılan kimyasallar bal ve balmumunda kalıntı bırakmaktadır. Soğutma ve ısıtma teknikleri ise pahalı olmaktadır. Peteklerin her iki yüzeyine birer avuç sofra tuzu atılarak kullanımı en pratik ve ucuz korunma yöntemidir. Büyük Mum Güvesinin Aşamaları Büyük Mum Güvesi Zararı