TC. BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI BİR YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE ENTÜBE HASTALARLA İLETİŞİMDE RESİMLİ İLETİŞİM MATERYALİNİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ MÜNEVVER OTUZOĞLU Ankara 2010 TC. BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI BİR YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE ENTÜBE HASTALARLA İLETİŞİMDE RESİMLİ İLETİŞİM MATERYALİNİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ MÜNEVVER OTUZOĞLU DANIŞMAN Yrd. Doç. Dr. AZİZE KARAHAN Ankara 2010 TEŞEKKÜR Çalışma süresince tez danışmanlığımı üstlenerek bana yol gösteren, tez konumun belirlenmesinde, çalışamamın planlanmasında, gerçekleştirilmesinde ve sonuçlandırılmasında her türlü bilimsel katkı ve manevi desteğini esirgemyen değerli hocam Yrd. Doç.Dr. Azize KARAHAN’a Resimli materyalin oluşturulması aşamasında yardımlarını ve manevi desteğini esirgemeyen Gülşah AYDIN ve çizimleri ile katkıda bulunan Hasan Cihat SU’ya Yüksek Lisans eğitimim boyunca manevi desteklerini esirgemeyen, devamlılığımı sağlayabilmem için gerekli izinleri veren, hoşgörüyü cömertçe gösteren Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü Yönetimine ve Erişkin Kalp Damar Yoğun Bakım Ünitesi çalışanlarına Yüksek lisans dönemim boyunca maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen değerli aileme en içten dileklerimle teşekkür ederim. ÖZET BİR YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE ENTÜBE HASTALARLA İLETİŞİMDE RESİMLİ İLETİŞİM MATERYALİNİN ETKİNLİĞİNİN BELİRLENMESİ Entübe hastalarla iletişimde bir resimli materyalin geliştirilmesi ve bu materyalin iletişimde etkinliğinin belirlenmesi amacıyla planlan yarı deneysel desendeki bu araştırma Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini Erişkin Kalp Damar Yoğun Bakım Ünitesinde yatan açık kalp cerrahisi gerçekleştirilmiş ve entübe edilmiş olan 90 hasta oluşturmuş, bu hastalar müdahale ve kontrol grubu olarak iki grupta takip edilmiştir. Çalışmada veriler, litaratürden yararlanılarak hazırlanan İletişim Materyalinde Yer Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu, Entübe Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu ve İletişim Sürecini Değerlendirme Formu kullanılarak elde edilmiştir. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistiklerin yanı sıra, Chi-square testi kullanılmıştır. Hastaların yaş ortalamaları 52±3; çoğunluğu erkek, evli, ilköğretim mezunudur. Müdahale grubundaki hastaların %77.8’i sağlık personelinin entübe hastalarla iletişiminde resimli iletişim materyalinin yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. Kontrol grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastalarda, her iki cinsiyet grubundaki hastaların ve okuma yazma bilmeyenlerin, müdahale grubundaki hastalara göre sağlık personeli ile iletişimde daha fazla güçlük yaşadıkları belirlenmiştir (p<0.05). Sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta yeterlilik durumu karşılaştırıldığında; kontrol grubundaki kadınların ve 65 yaş üzerindeki hastaların müdahale grubundaki hastalara göre sağlık personelini daha yeterli buldukları belirlenmiştir (p<0.05). Müdahale grubunda bulunan hastaların tamamı sağlık personelinin resimli iletişim materyalini entübe hastalarla iletişimde kullanmasını önermişlerdir. Sonuç olarak entübe hastalarla iletişimde resimli iletişim materyalinin etkin bir yöntem olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler; resimli iletişim materyali, mekanik ventilasyon, iletişim, sözel olmayan iletişim, yoğun bakım ünitesi iii ABSTRACT DETERMINING THE EFFECTIVENESS OF ILLUSTRATED COMMUNICATION MATERIAL FOR COMMUNICATION WITH INTUBATED PATIENTS AT AN INTENSIVE CARE UNIT The aim of this semi-experimental study that took place at Baskent University Ankara Hospital was to develop illustrated material for patient communication and determine its effectiveness. The study sample consisted of 90 intubated patients at the Adult Cardiovascular Intensive Care Unit who had undergone open heart surgery. The patients were divided into the intervention and control groups. Study data were obtained by using the Patient Opinion Form to Determine the Subjects to be Placed into the Communication Material Form, Questionnaire to Determine Patient Experiences with Communication while being Intubated, and the Communication Process Evaluation Form. Data analysis was with descriptive statistics and the Chi-square test. The mean age was 52±3 years, and most patients were male, married and primary school graduates. The illustrated communication material was stated to be helpful by 77.8% of the intervention group patients regarding the communication between the healthcare staff and the patients. All control group patients and especially those over aged 65 and both of gender group illiterate patients had more difficulties communicating with the healthcare staff than intervention group (p<0.05). We also determined the adequacy of the healthcare staff in understanding the needs and requests of the patients and control group females and patients over aged 65 found healthcare staff more adequate than those in the intervention group (p<0.05). All patients in the intervention group suggested the use of illustrated communication material by healthcare staff in communicating with patients. In conclusion, we determined that the use of illustrated communication material was an effective method in communicating with intubated patients. Key words; Illustrated communication material, mechanical ventilation, communication, nonverbal communication, intensive care unit iv Dizin Sayfa Numarası İçindekiler İç kapak.............................................................................................. Kabul ve onay sayfası......................................................................... Özet ve anahtar sözcükler................................................................... iii İngilizce özet (abstract & key words)................................................ iv İçindekiler.......................................................................................... vi Kısaltmalar ve simgeler dizini ....................................................... vii Şekiller dizini .................................................................................... viii Tablolar dizini.................................................................................. ix 1. Giriş ve Gerekçe............................................................................ 1 2. Genel Bilgiler................................................................................. 6 2.1. İletişim kavramı........................................................................... 6 2.2.İletişim süreci ve teorileri............................................................. 7 2.3.İletişim çeşitleri............................................................................ 9 2.4.İletişimi engelleyen faktörler....................................................... 13 2.5.Hemşire hasta iletişimi................................................................. 15 2.6.Yoğun bakım ünitesinde iletişim................................................. 17 2.7.Entübe hastalarla iletişim.............................................................. 19 2.8.Entübe hastalarla iletişimi artırmada kullanılan yöntemler.......... 22 3.Gereç ve Yöntem 3.1.Araştırmanın türü......................................................................... 26 3.2.Araştırmanın yeri ve zamanı........................................................ 26 3.3.Araştırmanın evreni ve örneklemi................................................. 26 3.4.Verilerin toplanması .................................................................... 27 3.4.1. Veri toplama araçları ......................................................... 28 3.4.2. Resimli İletişim Aracının Geliştirilme Süreci .................. 29 3.4.3. Araştırmanın Aşamaları..................................................... 31 3.5.Verilerin Değerlendirilmesi.......................................................... 33 3.6.Araştırmanın Etik Boyutu ve İzin Alma Süreci........................... 33 3.7. Araştırmanın Sınırlılıkları........................................................... 34 v Sayfa Numarası Dizin 4. Bulgular.......................................................................................... 36 5. Tartışma......................................................................................... 53 6.Sonuç ve Öneriler........................................................................... 63 7.Kaynakça......................................................................................... 67 Ekler EK I Başkent Üniversitesi Etik Kurul Formu EK II İletişim materyalinde yer alacak konuları belirlemeye yönelik hasta görüş formu EK III Entübe olduğu süre içinde hastanın iletişimle ilgili deneyimlerini belirlemeye yönelik soru formu EK IV İletişim sürecini değerlendirme formu EK V Resimli iletişim materyali vi KISALTMALAR ve SİMGELER DİZİNİ Ark. Arkadaşları Temel Kavramlar Entübasyon: Endotrakeal entübasyon trakea içine solunum yolunu güvenlik altına almak veya solunumu kontrol etmek amacı ile bir tüp yerleştirilmesidir. Ekstübasyon: Hastanın kendi kendine solunum yapabilmesi ile mekhanik ventilasyon desteğinden ayırmak için endotrakeal tüpün çıkarılmasıdır. vii ŞEKİLLER Şekil 2.1 Shannon ve Weaver iletişim modeli...................................................... Sayfa Numarası 7 Şekil 2.2 Laswell iletişim süreci modeli.............................................................. 8 Şekil 2.3 İletişimin düzeyleri............................................................................... 9 Şekil 2.4 Kişilerarası iletişimin çeşitleri.............................................................. 11 Şekil 2.5 Sağlıkta iletişim süreci......................................................................... 16 Şekil 3.1 Kontrol grubu için araştırmanın aşamalarının akış şeması.................. 35 Şekil 3.2 Müdahale grubu için araştırmanın aşamalarının akış şeması............... 36 Grafik 4.1 Hastaların Entübe Oldukları Dönemde İletişimde Kulandıkları Yöntemlerin Dağılımı........................................................................................... 40 Grafik 4.2 Hastalara Göre Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin İhtiyaç ve İsteklerini Anlamaktaki Yeterlilik Durumları...................................... 43 Grafik 4.3 Hastaların entübe oldukları dönemde sağlık personeli tarafından anlaşılmadığında yaşadıkları duygu durumları.................................................... 44 Grafik 4.4 Müdahale Grubundaki Hastalara Göre Sağlık Personelinin Hastalarla İletişiminde Resimli iletişim Aracının Yardımcı Olma Durumu ....... viii 52 TABLOLAR DİZİNİ Sayfa Tablo 3.1.Hastaların Resimli Materyalde Olmasını İstedikleri Konular 29 Tablo 4.1. Hastaların Tanıtıcı Özellikleri 37 Tablo 4.2. Hastaların Tanı, Cerrahi Girişim, Yoğun Bakım ve Entübasyon 38 Deneyimine Yönelik Özellikleri Tablo 4.3. Hastaların Ağrı, Bulantı, Kusma Gibi İletişimi Güçleştirecek Bir Durum 39 Yaşamaya Yönelik Veriler Tablo 4.4. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin İletişimde 41 Kullandıkları Yöntemleri Uygun Bulma Durumları Tablo 4.5. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Hemşireye İlettikleri Konuların 42 Dağılımı Tablo 4.6. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personeli İle İletişimde 42 Güçlük Yaşama Durumu Tablo 4.7. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde 45 İletişimde Güçlük Yaşama Durumları Tablo 4.8. Hastaların Daha Önceki Yoğun Bakım ve Entübasyon Deneyimlerine 47 Göre İletişimde Güçlük Yaşama Durumları Tablo 4.9. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde 48 İletişimde Kullanılan Yöntemlerin Uygunluğu Tablo 4.10. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları 50 Dönemde Sağlık Personelinin İhtiyaç ve İsteklerini Anlamaktaki Yeterlilik Durumları Tablo 4.11. Müdahale grubundaki Hastalara Göre Resimli İletişim Aracının Bazı 51 Özelliklerinin Uygunluk Durumu Tablo 4.12. Müdahale Grubundaki Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Sağlık Personelinin Hastalarla İletişiminde Resimli İletişim Aracının Yardımcı Olma Durumu ix 52 1.GİRİŞ VE GEREKÇE İnsanların içinde bulunduğu koşul ya da durumlar birbirleriyle iletişimini etkiler. Özellikle hastalık gibi durumlarda, bireylerin iletişimin önemi artırır (Uyer,2000). baskalarına bağımlı hale gelmesi, İletişim; duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır (Türk Dil Kurumu, 2010). İletişim, sözel ve sözel olmayan yollarla sağlanan ve bireyin benliğini ve benlik saygısını korumasına yardım eden ve iyilik halini artıran bir süreçtir (Dyer 1995). İletişim tanımlarında ortak nokta etkileşimin varlığıdır. Yani birden fazla kişi iletişimde bulunurken temel amaç iletişimde taraf olan alıcıda iletişim sonucunda belirli bir anlayışın ve davranışın oluşmasını sağlamaktadır. Ancak bazı durumlar iletişimi engelleyebilir. Hastaneler, özellikle yoğun bakım üniteleri iletişim ile ilgili engellerin sıklıkla karşılaşıldığı ortamlardır (Uyer, 2000) Yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar genellikle yaşamı tehdit eden bir durumla karşı karşıyadırlar. Bu ünitelerde genellikle hastaların büyük bir bölümünün iletişim yeteneğini engelleyen sorunlar vardır. Bu nedenle sağlık personeli ile hasta arasında sözel iletişimden daha fazla, sözel olmayan iletişim kullanılmaktadır (Wong ve ark. 2000). Diğer taraftan yoğun bakım hastalarına fizyolojik fonksiyonların düzenlenmesi, izlem ve çeşitli ölçümler için bir çok girişim gerçekleştirilir. Teknolojik cihaz ve malzemelerin bu şekilde yoğun olarak kullanılması sağlık personelinin iş yükünü azaltmakla birlikte hasta ile iletişimi olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Wong ve ark. 2000). Özellikle bireye trakeostomi açılması, mekanik ventilasyon ve entübasyon gibi uygulamalar sözel iletişimi engelleyebilmektedir (Alasad ve Ahmad 2005). Entübasyon kaçınılmaz bir şekilde hastanın iletişim yeteneğini etkileyen ve yoğun bakım ünitesinde yatan hastalarda sıklıkla gerçekleştirilen uygulamalardandır (Alasad ve Ahmad, 2005). Entübasyon, hastanın hava yolu açıklığının sağlanması ve sürdürülmesi amacıyla, burun ya da ağız yoluyla vokal kordlar geçilerek trakeaya bir tüpün yerleştirilmesi işlemidir (NLM-NIH, 2009). Entübasyon, hastalar tarafından en 1 önemli yoğun bakım stresörleri arasında sayılmaktadır (Liu, 2008). Bu işlem yaşamın tehlike altında olmasını ifade etmesi nedeniyle hasta ve ailesinde endişe yaratarak, psikolojilerini olumsuz yönde etkiler. Hasta ve ailesinde yaşamın bu cihaza bağlı olması düşüncesi, sözel iletişimin bozulması, hastanın entübasyona bağlı olarak kendisini ifade etmekte zorlanması ve ayrıca tanımadıkları sağlık personeli ile bu koşullarda iletişim kurmaya çalışma endişelerin daha fazla artmasına yol açar (Yava ve ark., 2006). Yapılan çalışmalarda yoğun bakımda entübe hastalarla iletişim kurmakta en büyük engeller; sağlık personelinin dudak okuyamaması, hastanın anlatmaya çalıştıklarını anlayamamaları; hastaların hastalıklarının ciddiyeti, hastanın hareket edememesi, motor zayıflık ve sedasyon uygulanması; ziyaretçilerin konuşmaktan çekinmesi ve korkması, hastanın yazı yazmakta yetersizliği; hemşirelerin bakımın fiziksel ve teknik yönü ile meşgul olmaları ve uygun iletişim yeteneğine sahip olmamaları şeklinde belirtilmiştir (Magnus ve ark. 2006; Happ 2001). Bu koşullar altında hastalar susama, yorgunluk, anksiyete, acıkma gibi temel gereksinimlerini iletmeye çalışmaktadırlar (Denise ve ark., 2006). Ashwort (1984)’ın 39 hasta ve 112 hemşire ile 5 yoğun bakımda yaptığı çalışmada hemşirelerin çoğunlukla hastalarla fiziksel bakım ile ilgili uygulamalar için iletişime geçtikleri; hemşire hasta iletişiminin %71’inin bir dakikadan daha az sürdüğü, işle ilgili bilgi içerdiği ve komutlardan ve sorulardan meydana geldiği belirlenmiştir. Hemşireler, yoğun bakım ortamında sözel iletişimde bulunamayan hastalarla iletişim kuramadıklarında ya da bu durumun önemini fark edemediklerinde sorun çok daha büyüyebilmektedir (Wyman-McGinty, 1998). Hastanın sözel olmayan davranışları hakkında tahmin ve ön yargıya dayanan yorumlar, hemşirenin hastası hakkında yanlış kararlar almasına yol açabilecektir (Happ, 2000). Alasad ve Ahmad’a (2005) göre hemşireler hastalarla etkili bir iletişime giremediklerinde hastaların yapılanları onaylayıp onaylamadıkları ya da isteyip istemediklerini anlamakta zorlanmakta ve bakım sürecinde aksaklıklar ortaya çıkabilmektedir. Entübe hastalarla iletişim bazen yaşamsal da olabilmektedir. Örneğin hastanın bulantısının olması ve bu durumun 2 baskım veren sağlık personeli tarafından anlaşılmaması istenilmeyen koşullarda ve plansız ekstübasyona neden olabilmektedir (Yava ve ark., 2006; Liu, 2008). İletişime geçmekte zorlanan hemşire ilgisiz ve yeteneksiz olarak algılanmakta, güven duyguları sarsılmakta; kızgınlık, çaresizlik, öfke gibi duygulara neden olabilmekte, hastaların stres seviyelerinin artmasına ve anksiyete yaşamalarına yol açabilmektedir. Yaşanan bu süreç hastaların bağımlılık düzeylerinin artmasına, kendilerini yararsız hissetmelerine neden olmakta; tedaviye katılmalarını engellemekte ve sonuçta iyileşme süreçlerini olumsuz etkileyebilmektedir (Lıenore ve ark. 1999; Alasad ve ark. 2005; Menzel, 1998; Schumann, 1999). Entübe hastalarla daha etkili bir iletişim kurmak için farklı yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler hastadaki fizyolojik verileri değerlendirme; göz teması kurma; postür, el-kol ve yüz hareketlerinden yararlanma; baş hareketi ile onaylama ya da reddetme; evet-hayır içeren kapalı uçlu sorular, dudak okuma; kağıt-kalem, alfabe ve resimli araçlardır (Happ, 2000; Wojnicki, 2001). Sağlık çalışanları entübe hastalarla iletişimde çoğunlukla dudak okumak, baş ya da el-kol hareketleri, işaretler ya da yazı yazmak gibi sözel olmayan iletişim yöntemlerini tercih etmektedirler. Bu yöntemler hastaların gereksinimlerini anlatmak için hemşirelere göre daha fazla çaba sarf etmelerine, bazen bu çabaların sonuçsuz kalmasına ve yorulmalarına yol açabilmektedir (Patak, 2004). Sonuç olarak hastaların kendilerini daha az bir çaba ile ifade edebilmelerini sağlayacak iletişim yöntemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Hastalar ile iletişimi kolaylaştırıcı faktörler; ailenin varlığı, hastayı ve hastanın iletişim yeteneğini bilme ve iletişime yardımcı araçları kullanabilme olarak belirtilmiştir. Resimli iletişim araçları, sözel olamayan iletişimi sağlamakta kullanılan 3 en etkin yöntemlerden biridir. Bu araçlar 1984 yılından beri kullanılmaktadır (Appelhardin,1984). Amerikan Yoğun Bakım Hemşireliği Derneği elde taşınabilen; önceden basılmış harfler, ifadeler ve resimleri içeren iletişim aracının hastalarla iletişimde yararlı olduğunu belirtmektedir (Lindgren, 2005). Kardiak cerrahi sonrası mekanik ventilasyona bağlı 40 hasta için resimli iletişim aracının etkinliğinin değerlendirildiği bir çalışmada bu aracın hastalarla iletişimde yararlı olduğu belirlenmiştir (Stovsky ve ark., 1988). Patak ve ark. (2004)’nın yaptıkları bir çalışmada ise hastaların %69’u resimli iletişim araçlarının gereksinimlerini ifade etmekte yararlı olduğunu belirtmişlerdir. Yapılan literatür incelemesinde Türkiye’de entübe hastalar için resimli iletişim araçlarının kullanımı ve bu araçların etkinliğini değerlendirmeye yönelik bir çalışmaya rastlanmamıştır. Aynı zamanda yapılan gözlemler ve hastalardan ve sağlık personelinden alınan geri bildirimler doğrultusunda hastaların entübe oldukları dönmede iletişimde güçlük yaşadıkları ve iletişimde beden dili ve dudak okuma gibi sınırlı yöntemlerin kullanıldığını ortaya konulmuştur. Bu verilerden yola çıkarak hastaların kendilerini daha kolay ifade edebilecekleri bir iletişim materyaline gereksinim olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak etkin iletişim, hastanın bakımında yaşamsal öneme sahiptir (Alasad ve ark. 2005). Sağlık ekibinin hasta ile etkin iletişimi hastanın yoğun bakımda kalma süresini ve morbiditeyi azaltarak, iyileşmesine olumlu katkı sağladığı bir gerçektir (Arasaratnam ve ark.,2003). Buradan yola çıkarak iletişim sürecinde hastanın çabasını en alt düzeye indirecek, sağlık ekibinin zamanını etkin kullanmasına katkı sağlayacak ve hastanın gereksinimlerine uygun içerikte resimli bir iletişim aracının entübe hastalar ile iletişimi artırmakta etkili olabileceği öngörülmektedir. 4 1.2. Araştırmanın Soruları 1. Resimli iletişim materyali, klinikte kullanılan iletişim yöntemi/yöntemleri ile karşılaştırıldığında hastaların sağlık personeli ile iletişime geçmesini kolaylaştırıyor mu? 2. Resimli iletişim materyalinin kapsamı hastaların gereksinimlerini anlatabilmeleri için yeterli mi? 3. Resimli iletişim materyali, klinikte kullanılan iletişim yöntemi/yöntemleri ile karşılaştırıldığında hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlatmasına katkı sağlıyor mu? 4. Resimli iletişim materyalinden yararlanma durumu hastaların yaş, cinsiyet, eğitim durumu gibi tanımlayıcı özelliklere göre farklılık gösteriyor mu? 5 2. GENEL BİLGİLER 2.1.İletişim kavramı İletişim, evrensel bir deneyimdir ve insanın yaşamının hemen her anında vardır. Türkçede yakın döneme kadar “haberleşme” olarak kullanılan iletişim kavramı; Latince “communis” den köken alan ve İngilizcede “communication” olarak kullanılan kelimenin karşılığıdır. Communis; “birçok kişiye ya da nesneye ait olan/ortaklaşa yapılan” anlamındadır ve gerçek anlamda “paylaşımı” açıklar (Özcan, 1996; Akyurt 2009). İletişim kavramı eski çağlardan günümüze farklı şekillerde tanımlanmıştır. İlk kez M.Ö 4. ve 5. yüzyıllarda Aristo iletişimi, “bir hatibin, konuşmasıyla dinleyicilerini istediği biçimde etkileyebilme ve inandırıcı olma beceri ve sanatı” olarak tanımlamıştır (Akyurt, 2009). İletişim; Dökmen’e göre (2003) bilgi üretme, aktarma ve anlamlandırma sürecidir. Cüceloğlu’na göre iletişim iki birim arasında ilişkili mesaj alışverişidir . Farklı bilim dallarına göre iletişimin tanımı da farklı yapılmaktadır: Farklı Bilim Dallarına Göre İletişim Tanımları S Gösterge bilim (semiyotik) İşaretlerle karşılıklı öznelliklerin ifadelenmesi. S Görüngü bilimi (fenomenoloji) Diyalog ve ötekiliğin deneyimi S Güdüm bilimi (sibernetik) Organizasyonları (sosyal grupları) oluşturan çimento S Sosyal psikoloji İfade, karşılıklı-faaliyet, etkileşim S Sosyoloji Sosyal düzenin üretimi veya yeniden üretimi Sosyolojik ve sosyal psikolojik yaklaşımlarda iletişim; 1940’ların ortalarından sonra taşıma, iletme, göndermeyi içeren “transmission model” ile açıklanmaya çalışılmıştır. Bu modele göre iletişim; bir beynin diğer bir beyni etkilemesidir. Bu tanım daha sonra geri-besleme, referans çerçevesi ve grup etkisi gibi diğer öğeler eklenerek genişletilmiştir (Erdoğan, 2002). 6 2.2.İletişim Süreci ve Teorileri İletişim sürecinin anlaşılabilmesi için iletişimi oluşturan elementlerin anlaşılması önemlidir. İletişimim temel öğeleri gönderici (kim), mesaj (söylenen), araç (mesajı taşıyan kanal), alıcı (kime), etki, gürültü, belirsizlik ve geri besleme olarak belirtilmiştir ( Fiske, 1996). İşaret Bilgi kaynağı Kanal Gönderici Alıcı Hedef Gürültü Geri besleme Şekil 2.1. Shannon ve Weaver iletişim modeli (Akyurt, 2009) Shannon ve Weaver’ın İletişim Kuramı (1949), iletişim araştırmaları için temel kaynaklardan birisi olarak kabul edilmiştir. Shannon ve Weaver’ın iletişim modelinde, ileti kaynakta oluşmakta ve kodlayıcıda kodlanarak kanal vasıtasıyla alıcının kod çözücüsüne ulaştırılmaktadır. Burada çözülen ileti, alıcıya verilmekte ve iletişim gerçekleşmektedir. Kanal içerisinde yol alan sinyal (ileti) gürültü kaynağı tarafından bir 7 etkiye maruz kalabilmektedir (Şekil 1). Bu etkinin boyutları, iletişimin verimlilik boyutları ile ters orantılı olabilmektedir. Gürültü kaynağının sinyal üzerindeki etkisi arttıkça, iletişim sürecindeki verimin azaldığı belirtilmektedir. İletişimin temel özellikleri dört grupta toplanmaktadır (Fiske, 1996). S İletişim, her zaman her yerdedir. S İletişimde temel amaç, çevre üzerinde etkin olmaktır. Çevre üzerinde etkin olmak ise başkalarının tutum ve davranışlarını belirlemek, geliştirmek ve değiştirmektir. S İletişim, anlamların paylaşımıdır. Uyarıların (ses, ışık, renk, hareket...) değerlendirilip anlamlandırılmasıdır. S İletişim değişik katmanlarda gerçekleşir. Bu katmanlar işlevsel olarak, kişinin kendisi ve başkaları ile iletişimini ve iletilerin aktarımına eşlik eden psikolojik tepkilerin belirlediği iletişimi içerir (ILO-IPEC, 1995) Kod, görüntü, mesaj ve bilgi gibi kavramları içeren Shannon’un hazırladığı bu matematiksel şema önceleri kabul görmese bile (verici/mesaj/alıcı) kitle iletişimi sosyolojisinde önemli kaynaklardan biri olmuştur (Fiske, 1996). Laswell 1948’de iletişim sürecinde:“kim ne dedi, hangi kanalla, kime, hangi etkiyle” aşamalarını açıklamıştır (Şekil 2). Kim İletişimci Ne dedi İleti Hangi kanalla Araç Şekil 2.2. Laswell iletişim süreci modeli 8 Kime Alıcı Hangi etkiyle Etki Gerbner’in Genel İletişim Modelinde (1959) ise; • Gerçeklik ile ileti birbirine ilişkilendirmektedir. Böylece göstergelere ilişkin bilgi sağlanabilmektedir. • Bu modelde iletişim iki boyutuyla ele alınmaktadır. Bunlardan birisi izlenim veya algılamadır. Diğeri de denetim boyutu veya iletişimdir (Fiske, 1996). 2.3.İletişim Çeşitleri İletişim farklı şekillerde sınıflandırılmıştır. Bireyin kendisi ve başkaları ile iletişimi dört başlıkta toplanmıştır (Adıgüzel, 2005; Özçakır, 2004). 1. Kişide- iç iletişim, 2. Kişilerarası iletişim, 3. Örgüt-içi iletişim ve 4. Kitle iletişimidir Toplum Örgütsel Gruplar arası Kişilerarası Kişisel Şekil 2.3. İletişimin düzeyleri 9 Kişide- iç iletişim Bireyler birtakım mesajlar üreterek ve bunları yorumlayarak kendileriyle iç iletişimde bulunurlar. Kişinin içsel iletişimi kişiyi güdüleyen, motive eden ve kişinin kendisini tanımasına yardım eden iletişim şeklidir. Kişinin içsel iletişimde başarılı olması kişilerarası iletişimine de yansır (Adıgüzel, 2005; Özçakır, 2004). Örgüt-içi iletişim Örgütsel iletişim örgüt üyelerini birbirine bağlayan, örgütle çevrenin etkileşimini sağlayan ve örgütün oluşmasına ve yaşamasına katkı veren bir süreçtir (Adıgüzel, 2005; Özçakır, 2004). Kitle iletişimi Birtakım bilgilerin/sembollerin üretilmesi, geniş insan topluluklarına iletilmesi ve bu insanlar tarafından yorumlanması sürecidir (Dökmen, 1994). Kitle iletişimi sürecinde kaynak tek bir kişi değil, biçimsel bir örgüt ve / veya profesyonel iletişimcilerdir. Kaynak ile hedef kitle arasındaki ilişki tek yönlüdür (Adıgüzel, 2005; Güler, 2006). Kişilerarası İletişim Kişilerarası iletişim; kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişimdir. Tubbs ve Moss (1974), bir iletişimin “kişilerarası iletişim” sayılabilmesi için üç ölçütün gerekli olduğunu belirtmişlerdir: S Kişilerarası iletişimde bulunanlar, belirli bir yakınlık içerisinde yüz yüze olmalıdır. S İletişimi gerçekleştirenler arasında tek yönlü değil, karşılıklı mesaj alışverişi olmalıdır. S Söz konusu mesajlar sözlü (verbal) ve sözsüz (nonverbal) nitelikte olmalıdır. 10 KİŞİLERARASI İLETİŞİM SÖZLÜ Dil Dil ötesi SÖZSÜZ Yüz ve Beden Bedensel temas Mekan kullanım Araçlar Şekil 2.4. Kişilerarası iletişimin çeşitleri (Dökmen, 1994) Kişilerarası iletişimin sözlü ve sözsüz olmak üzere iki boyutu vardır. Sözlü iletişim, kişilerin yazdıkları ve konuştukları sözcüklerle olur. Sözcükler; insanın düşünce ve deneyimlerini başkalarıyla paylaştığı dünyayı ve kendisinin dünya üzerindeki yerini algılayışının sembolleridir (Özcan, 1996). Sözlü iletişim, dil ve dil ötesi olmak üzere iki alt sınıfa ayrılmaktadır. Dil yazınsal ve görsel işaretler ve seslerden oluşan; anlam üretme ve paylaşım için oluşturulmuş semboller sistemidir (Erdoğan, 2002). Dil ötesi iletişim ise sesin niteliği ile ilgilidir. Ses tonu, sesin hızı, şiddeti, hangi kelimelerin vurgulandığı, duraklamalar ve benzeri özellikleri içerir. Dil ile iletişimde kişilerin “ne söyledikleri.”, dil-ötesi iletişimde ise “nasıl söyledikleri” önemlidir (Dökmen, 1994). Dinleme, okuma, konuşma ve yazma diye adlandırılan dilsel iletişimdeki başarı, bireyin toplumsal yaşamın her alanındaki başarısını da belirleyen bir etkendir. “Dinleme ve okuma” bir anlama; “konuşma” ve “yazma” da bir anlatma eylemidir. 11 Bireyin, anadiliyle doğru, açık ve etkili bir iletişim gerçekleştirilmesi bu dört becerinin bir bütünlük içinde gelişmesine bağlıdır. Dilsel becerilerden birinin gelişimi öteki becerilerin gelişimine de katkı sağlar. Dil ve düşünce arasında birbirini tamamlayan bir ilişki vardır. Bu nedenle, okuma, yazma, konuşma ve dinleme gibi dilsel etkinliklerin başarısı; ancak, düşünsel bir süreci içermesiyle olnaklıdır (Sever, 1995). Sözsüz iletişim konuşma ya da yazı olmaksızın insanların birbirine birtakım mesajlar iletmesidir. Bu iletişim türü kişilerin ses tonu, bedenin duruşu, yüz ifadesi, mimikler, ağlama, gülme, şarkı söyleme, giyim kuşam gibi özelliklerini içerir (Özcan, 1996). Sözsüz iletişimde insanların ne söyledikleri değil, ne yaptıkları ön plana çıkar (Dökmen, 1994). Sözsüz iletişim üç grupta incelenebilir: S Sessiz iletişim (Beden dili): Beden dili, insanlık tarihinde kullanılan en eski iletişim aracımızdır. Çünkü beden dili, kelimelere başvurulmadan gerçekleştirdiğimiz duygu ve düşüncelerimizin yansımasıdır. Gövde, baş, beden duruşu, jestler, mimikler, göz kapakları, gözler, dudaklar ve bacaklar beden dilinin öğeleridir. Omuz silkmek, ayakları vurmak, gözleri kırpıştırmak, baş hareketleri, vücudun duruşu sessiz iletişime örnek olarak verilebilir. S Sesli iletişim (sesin tonu, hızı vb özellikler): Sözsüz iletişimin, sesli yönünü; sesin tonu, şiddeti ve konuşmanın akıcılığı oluşturur. Kişilerarası ilişkilerde yaşanan en küçük gerginlik kendisini önce ses tonunda ortaya koyar. Günlük ilişkilerde canlı, neşeli, enerjik bir ses tonu, insanlar üzerinde olumlu etki bırakır. Ayrıca ortada bir gerginlik ya da sorun varsa ses tonunun yumuşak ve sakin olması çatışmayı önleyerek işbirliğini kolaylaştırır. S Nesnel iletişim oturuş biçimleri, yürüyüş, kişiler arasındaki mesafe, kıyafet, aksesuarlar ve renklerden oluşur. o Mesafe: Kişiler arasındaki uzaklığın ayarlanması, uzak ya da yakın durmak o Araçlar: Rozetler ya da takılar takmak, koku sürmek, kıyafetler, saç stilidir (Eryılmaz, ve ark. 2005; Dökmen, 1994) 12 İletişim sürecinde sırasıyla yüz ifadeleri, ses tonu ve sözcükler ağırlık taşımaktadır (Özer, 1998; Ergin, 2000). Sözsüz iletişimin başarısı için önerilen davranış kuralları SO-F-T-E-N akronimi ile özetlenmektedir. S (smile): Gülümsemek O (open posture): Ulaşılabilir biçimde oturmak (el, kol ve bacakları çaprazlamamak) F (forward lean): Öne eğilerek dinlediğini, yakınlaşma isteğini bildirmek T (touch): Dokunmak, sıcak bir el sıkışmak vb. E (eye contact): Göz teması kurmak N (nod): Baş hareketiyle onu dinlediğini ve anladığını göstermek (onaylama değil) (Özçakır, 2004) Sözlü ve sözsüz iletişim arasında uyum önemlidir. Sözlerle, sözsüz mesajlar birbirini tutmuyorsa, mesaj çoğu kez yanlış yorumlanabilir (Özcan, 1996). Mesajın yanlış yorumlanması ise etkili iletişimi engeller. Etkili iletişim; kaynak ve hedefin mesaja aynı anlam yüklemesi ve algılamasıdır. Kişisel özellikler, ilk izlenim, karşılıklı güven, beklentiler, bilinç dışı etkenler ve kültürel ve sosyo ekonomik yapının bilinmesi etkili iletişimi arttırmaktadır (Adıgüzel, 2005; Özçakır, 2004). 2.4.İletişimi Engelleyen Faktörler Etkin iletişimi engelleyen ya da kesintiye uğratan pek çok faktör vardır. Birey etkin iletişim için karşısındaki kişi veya gruba iletmek istediği duygu, düşünce, bilgi niyet, ihtiyaç gibi mesajlarını en iyi anlatacak sembol ve hareketleri seçer. Mesaj karşıdaki kişi tarafından anlatılmak istenen anlamda anlaşılmış ve yorumlanmışsa kişiler arasında iletişim sağlanmıştır. Ancak mesaj anlatılmak istenenden farklı anlaşılmışsa iletişimde sorun vardır (Özcan, 1996). Verilmek istenen mesajın karşıdaki birey tarafından doğru anlaşılması bir çok faktöre bağlıdır. Bu faktörler bireysel ve çevresel olabilir. Algı, değerler, kültür ve duygular gibi bir çok faktör iletişimi etkiler. İletişimi engelleyen faktörler çevresel ya da bireysel olabilmektedir (Özcan, 1996; Magnus ve ark., 2006): 13 Çevresel engeller • Gürültülü • Mahremiyetin olmaması • Ayaküstü, mesafeli kısaca bireyin kendisini rahat hissetmediği bir ortam • Uyaranların fazla olması ve • Bireyin konuşmasını engelleyecek tıbbi araçlardır (Özcan, 1996). Bireysel engeller; • İletilenleri bireyin kendi öznel yaşantısıyla bağlantılı olarak anlamlandırması • Dinleyenin gergin, kaygılı, (ağrı vb.) sıkıntılı olması • Kelimelerin anlamlandırılmasındaki farklılıklar • Algılama farklılıkları • İletişim kurmada isteksizlik • İletişim sırasında farklı şeyler düşünüp planlama • Duymak istenen şeyleri işitmeye eğilimli olma • Anlatılanla sözsüz iletilenlerin tutarsızlığı • Bilgimize ters düşen bilgilerin önemsenmemesi • Mesajın mesajı ileten kişiye karşı olan duygu ve düşünceler ( örneğin: dost, düşman) doğrultusunda değerlendirilmesi • Lehçe – vurgulama farklılıkları, • Tıbbi terminoloji kullanımı • Düşünce ve duyguların dolaylı anlatılması • Duyguların yoğunluğu ya da duygusal uzaklık ve • Duyu organlarındaki bozukluklardır (Özcan, 1996; Adıgüzel, 2005) Yukarıda belirtilen birçok faktör hastanelerde deneyimlenebilmekte ve özellikle de yoğun bakım ünitelerinde yatan bireylerle hemşire arasında iletişimi olumsuz yönde etkileyebilmektedir. 14 2.5.Hemşire Hasta İletişimi Hemşire hasta ilişkisi; biri mesleki yardıma gereksinimi olan, diğeri bu yardımı verebilecek bilgi ve yeteneklerle donanmış kişi arasındaki etkileşim sürecidir. Bireyin içinde bulunduğu koşullara ya da duruma göre iletişimin önemi daha da artar. Özellikle bireyin her açıdan başkalarına bağımlı olduğu hastalık dönemlerinde çok daha önemli boyutlar kazanır (Yava ve ark., 2006). Hastanede yatan bireyler, bakımlarını üstlenen hemşirelerle iletişim kurma gereksinimi içerisindedirler. İletişim, diğer insanlarla etkileşebilme, gerçeklerle bağlantı kurabilme ve hastaların kendilerini değerli olarak algılamaları açısından önemlidir(Tokdemir, 2006). Bu nedenle hemşire kuramcılarından Orlando, Travelbee, Ruper, Peplau gibi yazarlar hemşireliği kişilerarası etkileşim süreci olarak ifade etmişlerdir (Uyer, 2000). Pektekin’in açıklamasına göre Peplau (1952), hemşireliğin her şeyden önce kişilerarası ve çoğu zaman terapötik bir süreç olduğunu belirtmiştir. Joyce Travelbee’ye (1973) göre hemşirenin mesleki inancı, bakım verirken davranış ve kişilerarası iletişiminin niteliğini belirler. Hemşirelik "kişilerarası bir süreç"tir ve dolaylı ya da dolaysız daima kişilerle ilgilidir. Bu "kişi/kişiler" sağlıklı ya da hasta birey, aile, diğer ziyaretçiler ve diğer sağlık disiplinlerinin üyeleri olabilir (Pektekin, 1997). Hastalar temiz ve güvenli bir ortam, kendileriyle ilgilenilmesi, kaliteli hizmet verilmesi, kişilik haklarına saygı gösterilmesi ve iyi iletişim kurulması gibi beklentileri karşılandığında mutlu olurlar (Özçakır, 2004). Sağlık personeli iletişim sürecinde bireyin kültürel yapısı, deneyimleri ve eğitim düzeyi gibi özelliklerini dikkate aldığında iletişimi daha etkili olacaktır. Yapılan araştırmalara göre hastada memnuniyet eğilimi, 15 sağlık personelinin iletişime açık, ilgili, destekleyici, hasta beklentilerini göz önüne alan davranış ve tutum sergilemesiyle artmaktadır (Ataç ve ark, 2003; Adıgüzel, 2005). Sağlık personelinin hastanın beklentileri açısından bilinçli olması hastayla iletişiminin sağlıklı kurulmasına yardımcı olmaktadır. Sağlık hizmetlerinin sunumunda etkili iletişim ancak hedef kişinin ya da kitlenin ihtiyaçları ve algılama düzeylerinin anlaşılmasıyla başarılı olabilir (Adıgüzel, 2005). Sağlıkta iletişim süreci 6 aşamadan oluşmaktadır (Şekil 5). 1. Planlama ve strateji seçimi 2. İletişim şekli ve materyallerinin seçimi 3. Materyallerin geliştirilmesi ve denenmesi 4. Uygulama 5. Etkinliğin değerlendirilmesi 6. Programa son şekli verme açısından geri bildirim (Özçakır ve ark, 2004) 1.Planlama ve Strateji seçimi 6.Geri bildirim 5. Etkinliğin 2.İletişim şekli ve materyallerin seçimi değerlendirilmesi 3.Materyallerin 4. Uygulama geliştirilmesi ve denenmesi Şekil 2.5. Sağlıkta İletişim Süreci 16 Kişilerarası ilişkilerde iletişimi güçlü ve başarılı kılan en önemli unsur karşılıklı güven duygusunun varlığıdır. Kaynağın hedefi etkileyebilmesi için güvenilir olması çok önemlidir. Sağlık personelinin hastalarla iyi ilişkiler kurabilmesi için; S Güven sağlaması, S Etkin dinleyebilmesi, S Hızlı ve yeterli bilgi toplaması ve bu bilgiyi mantıklı bir şekilde organize edebilmesi, S Sözel olmayan ipuçlarını belirleyebilmesi, S Motivasyon becerisi ve S Etkin iletişimi önemlidir (Özcan, 1996). 2.6.Yoğun Bakım Ünitesinde İletişim İletişim yeteneği öğrenilebilir bir yetenektir. Hemşirelik gibi, insanlara yardım eden mesleklerde bu yeteneklerin öğrenilmesi ve uygulanması çok büyük önem taşımaktadır. Bu özellikle başta yoğun bakım üniteleri olmak üzere iletişim kurmayı engelleyen faktörlerin sıklıkla yaşandığı ortamlar için çok daha önemlidir (Tokdemir, 2006). Yoğun bakım; büyük cerrahi girişim, hastalık ya da travma gibi nedenlerle yaşamı tehdit altında olan bireye uygulanan; kompleks uygulamaları içeren ve yoğun teknolojinin kullanıldığı multidisipliner bakım ve tedavidir (Wong ve ark. 2000). Yoğun bakım ünitelerinde yatan hastaların yaşamı tehdit eden durumlarla karşı karşıya kalması, yoğun bakım hemşirelerinin fizyolojik, çevresel, kimyasal ve teropatik kısaca kompleks bir çok durumu yönetmesini gerektirir (Wojnicki, 2001). Yoğun bakım ünitelerinin bu karmaşık yapısı hemşirelerin işe odaklanmasına, hasta ile iletişimin sınırlanması ya da engellenmesine neden olabilmektedir (Magnus ve ark, 2005). Enqberg (1993) 27 yoğun bakım hemşiresinin mekanik ventilatördeki 17 hastalarla deneyimleri ve görüşlerini belirlemeye yönelik yaptığı çalışmada hastalarla iletişimin klinik durum, prognoz ve rahatlatma konularıyla sınırlı duğunu tespit etmiştir. Harrison ve Nixon (2002) yoğun bakım ünitesinde hemşirelerin zamanlarının %85’ini doğrudan hasta bakımı aktivitelerini sağlamakla geçirdiklerini ve bu zamanın sadece %3’ünü hastalarla sözel iletişim kurmaya ayırdıklarını belirlemişlerdir. Yoğun bakım ünitelerinde iletişimi engelleyen faktörler hastalardan, sağlık personelinden ya da çevresel faktörlerden kaynaklanabilmektedir: S Hastalar açısından iletişimi engelleyen faktörler: o Hastalığın ciddiyeti o Bilinç seviyesinde azalma, koma o Depresyon, o Sedasyon, o Korku yaşama, o Hareket kısıtlılığı, o Dil farklılığı, o İzolasyon, ziyaretçilerin sınırlandırılması, destek kaynaklarının yetersizliği o Entübasyon, trakeostomi, ventilasyon S Sağlık Personeli açısından iletişimi engelleyen faktörler: o Sağlık personelinin iletişime başlatmada isteksiz olması o Sözel olmayan iletişim yöntemlerini kullanmaması o Hastayı yeterince tanımaması o Hemşireler arasında şift teslimlerinin sadece tıbbi kapsamda olması; psikolojik durumun göz ardı edilmesi o 5 yılın altında iş deneyiminin olması o Yoğun çalışma listeleri ve iş yükünün fazla olması o Hastaların sağlık durumundaki belirsizlikler o Hemşirelerin kendi kişisel problemleri ve endişeleri 18 S İletişimi engelleyen çevresel faktörler: o Cihazların çıkardığı sesler o Çok sayıda hizmet veren personel, konsültasyonlar; giriş-çıkışlar o Yoğun bakımda olan her şeyi duyma, mahremiyetin yeterince sağlanamaması ve o Gece-gündüz farkının anlaşılamamasıdır (Magnus ve ark 2005; Hudak ve ark,1998; Patak, 2006, Happ, 2001, Schumann R, 1997,Enqberg B, 1993). 2.7.Entübe Hastalarla İletişim Yaşamı tehdit eden durumlar için fizyolojik fonksiyonların düzenlenmesi, izlenmesi ve ölçülmesi gereklidir. Bu amaçla hastanın bedenine ya da bedeni dışına birçok girişim yapılır. Bu uygulamalardan entübasyon, ventilasyon ya da trakeostomi hasta ve hemşire arasında sözel iletişimin bozulmasına yol açar (Alasad ve Ahmad, 2005). Entübasyon, hastanın hava yolu açıklığının sağlanması ve sürdürülmesi amacıyla, burun ya da ağız yoluyla vokal kordlardan geçerek trakeaya bir tüpün yerleştirilmesi işlemidir. Entübasyon hava yolu açıklığının sürdürülmesi ve temizlenmesi ve de spontan solunumu sürdürmekte zorlanan hastaların mekanik ventilatörle desteklenmesini sağlamak amacıyla kullanılır (NIH, 2009). Entübasyon hastalar için stres yaratan bir girişimdir. Turner ve arkadaşları (1990) yoğun bakım ünitesinde hastalar için stres yaratan faktörleri; insizyon yerinde ağrı, kırıklar, prosedürler, immobilizasyon ve endotrekeal tüp olarak sıralanmıştır. Entübasyon hastanın iletişim yeteneğini olumsuz yönde etkiler (Alasad ve Ahmad, 2005). Patak ve arkadaşları (2004) mekanik ventilatöre bağlı olan hastaların (n:29) %62’sinin ihtiyaçlarını iletmekte büyük zorluk yaşadıklarını belirlemişlerdir. Bu çalışmada hemşirelerin entübe hastaların mesajlarının ancak kavuşturabildikleri belirlenmiştir (Patak, 2004). 19 %5’ini açıklığa Entübe edilen ve mekanik ventilasyonla solunumu desteklenen hastalarda konuşamamaya bağlı olarak bilişsel ve emosyonel sorunlar ortaya çıkabilmektedir (Happ, 2001). Sözel iletişimin kurulamadığı durumlarda hastalar, çevrelerinde gelişen olayları ve sergilenen davranışları olduğundan farklı yorumlayarak anksiyete yaşayabilmektedirler (Hudak, 1998). Entübasyon ve mekanik ventilasyon hastaların düşüncelerini, hislerini ve basit ihtiyaçlarını alışageldik yollarla açıklamasını ya da sağlamasını engellemektedir (Menzel, 1997; Schumann,1999) Swaiss ve Badran (2004); yoğun bakım ünitelerinde yatan hastalar ile yaptıkları görüşmelerde hastaların %33’ünün entübeyken iletişim zorluğu yaşadıklarını saptamışlardır. Rotondi ve arkadaşları (2002) ise yoğun bakımda 48 saatten fazla mekanik ventilasyon deneyimleyen 75 hastanın %65’inin iletişimde zorluk yaşadığını belirlemişlerdir. Deneyimli sağlık personeli sözel olmayan iletişim mesajlarının ne anlama geldiğini anlayabilirken, deneyimli olmayan sağlık personeli bu mesajları yanlış yorumlayabilmektedir. Entübe hastaların el hareketlerini engelleyen fiziksel tespitler varsa ve diğer sözel olmayan iletişim yöntemleri ile (örn, göz harketleri) yeterli bir anlatım sağlayamıyorlarsa iletişim daha da zorlaşmaktadır. Hastalar sözel olmayan iletişim yöntemleri ile ihtiyaçlarını iletmeye çalışırken, sağlık personelinin bu durumu dikkate almaması hastanın ihtiyacının tam olarak anlaşılmamasına, standart dışı bakıma ya da planlanmamış ekstübasyon gibi sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir (Liu, 2008). Patak ve arkadaşları (2006) entübe hastaların (n:29) sağlık çalışanları ile iletişim deneyimlerini incelemişler ve entübe hastaların %66’sı ihtiyaçlarını anlatmaya çalışırken sağlık personelinin yardımcı olduğunu, hastaların %24’ü bu süreçte sağlık personelinin yeterince yardım edemediklerini, hastaların %10’unu ise ihtiyaçlarını anlatmaya çalışırken sağlık personelinin yardımcı olmadıklarını belirtmişlerdir. Hastalar 20 sağlık çalışanlarının iletişimdeki yetersizliklerini ise sözel olmayan iletişim yöntemlerini yeteri kadar bilmemelerine bağlamışlardır (Patak L, 2006). Yapılan çalışmalarda yoğun bakımda entübe hastalarla iletişim kurmakta diğer engeller; S Hastalığın ciddiyeti S Hareket edememe, motor zayıflık S Sedasyon S Sağlık personelinin dudak okuyamaması S Hastanın anlatmaya çalıştıklarını anlayamamaları S Ziyaretçilerin konuşmaktan çekinmesi ve korkması S Hastanın yazı yazmada yetersizliği S Hemşirelerin bakımın fiziksel ve teknik yönü ile meşgul olmaları ve S Uygun iletişim yeteneğine sahip olmamaları şeklinde belirtilmiştir (Magnus ve ark. 2006; Happ 2001; Bergbom-engberg 1993). Yoğun bakım hemşirelerinin entübe hastalar ile iletişimini kolaylaştırıcı faktörleri ise ailenin varlığı, hastayı ve hastanın iletişim yeteneğini bilme ve iletişime yardımcı araçları kullanabilme olarak belirtilmiştir (Happ, 2001) Entübe ve mekanik ventilatöre bağlı hastaların aileleri ve sağlık çalışanları ile sözel iletişim kuramamaları ihtiyaçlarının karşılanmasını engelleyerek anksiyete, güçsüzlük, izolasyon, kontrol kaybı, korku, öfke, bağımlılık ve yarasızlık gibi olumsuz duyguları yaşamalarına yol açabilmektedir (Schuman, 1999; Patak, 2005). Hastalar bu deneyimlerini; “engelleyici (sinir bozucu), korkutucu, dehşet verici” olarak tanımlamışlardır (Patak, 2005). Usher ve Monkley (2001)’e göre iletişim sürecinin başarısızlığı hastanın kendisini engellenmiş ve yabancılaşmış olarak hissetmesine yol açmaktadır ( Usher, 2001) 21 Entübe olan hastaların olumsuz duyguları; iletişimdeki farklılıklardan, ve toplam entübe kaldıkları gün sayısından kaynaklanmaktadır. Diğer taraftan hastanın önceki entübasyon deneyimi ile olumsuz duyguları arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır (Menzel, 1997). Entübe hastalar bir taraftan kendi yaşamlarından endişe duyarlarken diğer taraftan yaşamsal ihtiyaçlarını anlatamamaları nedeni ile sıkıntı yaşamaktadırlar. İletişim olanaksız olduğunda hastalar kontrollerini kaybettiklerini hissederler. Bu durumda hastaların ihtiyaçlarını tanımlamak hemşireye düşmektedir (Menzel, 1997). Hemşireler, hastalarla iletişimde istekli olduklarında ve bunun için yeterli zaman ayırdıklarında iletişim etkili olmaktadır (Uyer, 200). 2.8. Entübe Hastalarla İletişimi Artırmada Kullanılan Yöntemler Sağlık çalışanları entübe hastalar ile sıklıkla göz teması kurarak; el-kol ve baş hareketlerini, yüz ifadelerini ve beden dilini kullanarak; dudak okuyarak, ucu kapalı sorular (var-yok; evet-hayır) sorarak; kalem-kağıt ya da resimli iletişim materyalleri kullanarak iletişim kurmaya çalışmaktadırlar (Patak, 2006; Wojnicki, 2001). Hemşirelerin %69’u entübe hastalarla iletişimde vücut dilini, %30’u dudak okumayı, %1’i kalem- kağıt kullandıklarını belirtmişlerdir (Wojnicki, 2001). Sağlık çalışanları sözel iletişim yöntemlerine göre sözel olmayan iletişim yöntemlerini daha fazla tercih etmektedirler. Sözel olmayan iletişim yöntemlerinde, sağlık çalışanlarından daha çok hastalar iletişim için çaba harcamak durumunda kalabilmektedirler. Sözel olmayan iletişim yöntemlerinden en sık kullanılanlar aşağıda sıralanmıştır: Göz teması: Göz teması iki kişinin aynı anda birbirlerinin gözlerinin içine bakmasıdır. Bir tür sözel olmayan iletişim biçimidir ve sosyal davranış üzerinde büyük etkisi olduğu düşünülmektedir. Göz temasının sıklığı ve anlamı kültürler arasında 22 farklılık göstermektedir. Konuşurken % 40-60 olan göz teması süresi, dinlerken % 80’e çıkmaktadır. Göz teması genellikle soğuk, sert, keskin, sıcak ve yumuşak olarak tanımlanmaktadır. Yumuşak ve sıcak göz teması açık iletişimi desteklemektedir ve güven, beğenme ve açıklık ile ilişkilendirilmektedir. Göz temasının zayıf olması ise güçsüzlüğü veya amaçsızlığı gösterir. Kısa ve kesik bakışlar ise güven sarsıcıdır (Budak, 2004; Bozdoğan, 2003). Beden Dili: İnsanlar konuşarak anlaşmayı geliştirmeden önce, beden dilleriyle anlaşırlardı. Beden dili insanların ilk anlaşma aracı ve ilk dili olmuştur. Beden dili aracılığıyla insanlar duygularını, düşüncelerini, isteklerini, ihtiyaçlarını ve ruhsal zenginliklerini başka insanlarla paylaşmışlardır (Dökmen, 1994). Başın duruş biçimi farklı anlamlar taşır. Baş yatay eksen ve dikey eksen olmak üzere iki hayali eksene sahiptir. Baş yatay eksenden(benlik ekseni) yukarıda ise üstünlük kurma, aşağıda ise uysallık anlamı taşır. Baş dikey (başkaları) ekseninden konuşulan kişiye doğru dönükse, anlaşma, uzlaşma anlamına gelirken, konuşulan kişiden ters yöne doğru dönükse, anlaşmazlık anlamına gelmektedir (Budak,2004; Bozdoğan, 2003). Yüz ifadesi: Yaklaşık, 250 bin çeşit yüz ifadesi (heyecan, korku, eğlence, sürpriz, iğrenme, tiksinme, beğeni, öfke, vb.) tanımlanmıştır. Yüz ifadelerinin okunması kolay, fakat kontrol edilmesi genellikle zordur. Yüzde okunması gereken ögeler; alın, kaşlar, göz kapakları, gözler, burun, dudaklar ve çenedir (Özçakır, 2004; Bozdoğan, 2003). Dudak Okuma: Dudak okuma; dudak ve dilin hareketlerini yorumlayarak bir konuşmayı anlama yoludur. Dudak okuma sırasında görme duyusu ile birlikte işitme duyusundan da yararlanılır. Dudak okumanın bilinmesi, dudak okuma sürecinde önem 23 kazanmaktadır. Bilinmeyen sözcükler, konuşma hızı, zor anlaşılma, mırıltılar, hareketsiz üst dudak, yabancı aksan, ağzında herhangi bir nesnenin varlığı dudaktan anlama yeterliliğini etkilemektedir (Özçakır, 2004; Bozdoğan, 2003). Dokunma: Bes duyumuzdan birisi olan dokunma için en eski ve en temel iletişim biçimi olduğu söylenebilir. Kişiler arası iletişimde dokunmayı niteliğine göre üçe ayırabiliriz. • Profesyonel (doktor, terzi..) • Sosyal (otobüste, dolmuşta, tokalaşırken ...) • Özel (özel nitelikli ilişkilerdeki dokunmalar, sevgili, eş, aile üyeleri...) (Bozdoğan, 2003) Resimli İletişim Araçları: Resimli iletişim araçları, sözel olamayan iletişimi sağlamada kullanılan en etkin yöntemlerden biridir. Entübe hastalarda resimli iletişim materyallerinin kullanımı ise iletişimi arttırmaktadır (Patak, 2004). İlk basit resimli iletişim aracını Appel-Hardin (1984) oluşturmuştur. Resimli iletişim aracının içeriğini alfabetik harfler, ana ihtiyaçları tanımlayan kelimeler (ağrı ve susamak vs..), vücudun parçalarının resimleri ve belirli kişilerin isimleri (eş, aile üyeleri ve doktor) oluşturmuştur. Yayınlanan bu basit iletişim aracının içeriği ve formatı hemşirelerin bakış açısına göre hazırlanmış fakat hastalarla iletişimde etkinliği test edilememiştir (Patak, 2004). Entübe hastalarda iletişimde en fazla kullanılan simgeler basit ihtiyaçları ve günlük yaşam aktivitelerini gösteren işaretler oluşturmaktadır. Bunlar “ağrı tedavisi”, “ağız içinin temizlenmesi”, “sıcak”, “su”, ve “uyku” gibidir (Happ, 2001). 24 Resimli iletişim materyallerinin hastalara göre avantajları; hemşire ile arasındaki iletişimin hızını ve etkinliğini arttırması, ihtiyaçlarının daha kolay karşılanması ve bireysel olarak tanınmasına olanak sağlamasıdır. Resimli iletişim materyallerinin hastanın memnuniyetini arttırdığı, anksiyeteyi azalttığı ve etkin ağrı yönetimine katkı sağladığı belirlenmiştir (Patak, 2004). Fried- Oaken ve arkadaşları (1991) hastalarla iletişimde resimli iletişim materyallerinin tercih edildiğini ve bu yöntemi öğrenmenin ve uygulamanın basit olduğunu belirtmişlerdir. Sonuç olarak resimli iletişim materyali hastaların ihtiyaçlarını karşılamakta yardımcı olurken, etkin bir iletişim için tek bir yöntemin kullanılması yeterli olmamaktadır. 25 3.GEREÇ VE YÖNTEM 3.1.Araştırmanın Türü Bu araştırma, entübe hastalarla iletişim için bir resimli materyalin geliştirilmesi ve bu materyalin iletişimde etkinliğinin belirlenmesi amacıyla müdahale -kontrol grubunun yer aldığı yarı deneysel desende bir araştırmadır. 3.2.Araştırmanın Yeri ve Zamanı: Araştırma Ankara Başkent Hastanesi Erişkin Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde 1 Mart 2009 – 1 Haziran 2010 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırma yerinin belirlenmesinde araştırmacının gözlemlerinin yapıldığı hastane ve bölüm tercih edilmiştir. Ankara Başkent Hastanesi Erişkin Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesi 9 yataktan oluşmuştur ve mekanik ventilatörü olan yatak sayısı 6’dır. Kalp Damar Yoğun Bakım Ünitesi tek yatak içeren ve daha çok kalp transplantasyonu gerçekleştirilen ve izole hastaların yatırıldığı iki oda ve altı yatağın yer aldığı bir bölümden oluşmaktadır. Yoğun bakım ünitesinde 10 hemşire görev yapmaktadır. Klinikte çalışan hemşireler 08-20, 20-08 şiflerinde çalışmaktadır. Kalp damar cerrahisi yoğun bakım ünitesinde yılda ortalama 750 kalp ameliyatı gerçekleştirilmektedir (Başkent Üniversitesi Hastanesi Veritabanı, 2010) 3.3.Araştırmanın Evreni ve Örneklemi Araştırmanın evrenini Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi Erişkin Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde yatan açık kalp cerrahisi gerçekleştirilmiş entübe edilen hastalar oluşturmaktadır. 26 Araştırmanın örneklemini ise Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi Erişkin Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde yatan açık kalp cerrahisi gerçekleştirilmiş, entübe edilmiş olan ve aşağıdaki kriterleri taşıyan hastalardan çalışmayı kabul edenler oluşturulmuştur: Araştırma Kapsamına Araştırma Kapsamı Dışında Bırakılacak Hastalar Alınacak Hastalar İçin İçin Özellikler Özellikler 18 yaş ve üstü açık kalp Tam görme ve işitme kaybı olan bireyler ameliyatı gerçekleştirilen ve Demans, zeka geriliği gibi sorunlar nedeniyle zihinsel entübe edilen bireyler süreçlerde sorun yaşayanlar Oryantasyon/konfüzyon sorunu olan bireyler Lisan problemi olan bireyler Araştırmada müdahale ve kontrol grubunda yer alan hastalar yaş bağımsız değişkenine göre 18- 65 ve 65 yaş üzeri olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Araştırmada Ankara Başkent Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisinde 18- 30 yaş aralığında kalp cerrahisi geçiren hasta sayısının yeterli olmaması nedeniyle yaş aralıkları geniş tutulmuştur. Araştırmanın örneklem hacmi “Vaka Kontrol Çalışmalarında Örneklem Hacmi Hesaplama” tablosundan yararlanılarak %95 güven aralığında; V= P1(1P1)+P2(1-P2) formülüne göre V=0,5 olduğunda gerçek değerinden sapma miktarı (d), % 15 kabul edilmiş ve örneklem büyüklüğü 90 kişi olarak hesaplanmıştır (Lemes, 1990). Örneklem sayısı müdahale ve kontrol grubuna bölünerek müdahale grubu 45, kontrol grubu 45 kişi olarak belirlenmiştir. 27 3.4.Verilerin Toplanması Verilerin toplanmasında müdahale ve kontrol grubu için hazırlanan soru ve izlem formları kullanılmıştır. Veri toplama araçları ve süreci aşağıda açıklanmıştır. 3.4.1. Veri Toplama Araçları a.İletişim Materyalinde Yer Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu İletişim materyalinde yer alacak konuları belirlemeye yönelik olarak geliştirilen bir formdur ve dört sorudan oluşmuştur. Literatür taranarak oluşturulan bu sorular; sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumu, sağlık personeline iletilmek istenen ve iletmekte zorluk yaşanan konular ve resimli iletişim mateyalinde yer alması istenen konulardan oluşmuştur (Liu, 2008; Patak, 2004; Wojnicki, 2001). Kontrol grubunda bulunan hastalara bu formda yer alan sorular yönlendirilerek iletişim materyalinde kullanılacak resimler belirlenmiştir (EK II). b. Entübe Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu Müdahale ve Kontrol grubu için verilerin toplanmasında kullanılan bu soru formunda; • Sosyodemografik değişkenler (yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim durumu, meslek) • Tanı ve tedavi sürecine yönelik sorular (tıbbi tanı, cerrahi tanısı, yoğun bakım kalış süresi, daha önceki entübasyon ve yoğun bakım deneyimi, entübasyon süresi, ameliyat komplikasyonu yaşama durumu, iletişimi engelleyecek durum yaşama, sedasyon durumu, uyanıklılık ve bilinç durumu) ve • Literatürden elde edilmiş olan ve entübasyon sürecinde iletişimi değerlendirmeye yönelik sorular (sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumu ve yeterliliği, sağlık personeline iletmek istediği ve iletmekte zorluk yaşadığı konular ve iletişimde güçlük yaşadığı durumlarda duygu ve düşünceler, iletişimde tercih ettiği methodlar ve önerileri) yer almıştır. Bu form toplam 29 sorudan oluşmuştur (Liu, J., 2008; Patak L., 2004; Wojnicki G., 2001). . 28 • Bu konulara ek olarak resimli iletişim materyaline yönelik görüşlerin belirlenmesi amacıyla müdahale grubunda yer alan hastalar için beş soru eklenmiştir (EK IV). c. İletişim Sürecini Değerlendirme Formu Bu form hastanın bakımını üstlenen ve entübe olduğu süre içinde hastayı takip eden hemşire tarafından doldurulmuş izlem formudur. Form; iletişimin başladığı tarih/saat, hastanın iletmek istediği konu, iletişim için harcanan süre ve iletişim için kullanılan yöntemler gibi iletişim sürecini kaydetmeyi sağlayacak altı bölümden oluşmuştur (EK V). 3.4.2. Resimli İletişim Materyalinin Geliştirilme Süreci Başkent Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde yatan hastaların entübe oldukları dönemde iletmek istedikleri konuların belirlenmesi amacıyla kontrol grubunda yer alan hastalardan 45 hastaya “İletişim Materyalinde Yer Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu” uygulanmıştır. Bu form aracılığı ile entübe hastaların resimli iletişim materyalinde olmasını istedikleri belirlenmiştir (Tablo 3.1). Tablo 3.1. Hastaların Resimli Materyalde Olmasını İstedikleri Konular Resimli Materyalde Olmasını Önerdikleri Konular Su isteği Mide bulantısı durumu Ağrı tarifleme Tuvalet ihtiyacı Ameliyat olma durumu Tüpün çıkma zamanı Saat Ağız içinin temizlenmesi isteği Nefes almakta zorlanma Pozisyon durumu Kontrol Grubu Sayı % 6 10 8 7 4 7 6 6 7 10 13.3 22.2 17.8 15.6 8.9 15.6 13.3 13.3 15.6 22.2 29 10 konu Resimli iletişim materyalinin oluşturulması sürecinde Başkent Üniversitesi Resim ve Grafik Tasarım bölümünden danışmanlık alınmış; materyalin yapısı, büyüklüğü, renkler, resimlerin boyutları ve yerleşimi gibi özellikleri belirlenmiştir. Çizim aşaması resim bölümünden mezun ve daha önce çizim ve grafik tasarımı konusunda deneyimi olan bir kişi ve bu alanda çalışan bir firmanın çalışanları ile birlikte gerçekleştirilmiştir. Materyal A3 boyutundadır ve önlü-arkalı her iki yüzü kullanılabilecek şekilde hazırlanmıştır. Ön yüzünde 15 adet resim ve “evet” ve “hayır” kelimeleri yer almıştır. Pozisyon konusu için farklı pozisyonları gösteren dört ayrı resim kullanılmıştır. Ayrıca tuvalet konusu için farklı kültürlerden gelen hastalar göz önüne alınarak iki ayrı resim kullanılmıştır. Materyalin arka yüzünde ağrının yerinin tarif edilebilmesi için insan bedeni ve ağrının şiddetini değerlendirmek için sayısal ağrı değerlendirme skalası kullanılmıştır. Ayrıca hastaların resmedilmiş konular dışında ihtiyaç ve duygularını anlatmaları için alfabe yer almıştır. Ön yüzde yer alan resimlerin boyutu en az 35 cm uzaklıktan net olarak görülebilmesi için 5×6 cm olarak belirlenmiştir. Materyalde gözü yormayacak, parlak olmayan ve uyumlu özellikteki renkler ve ağırlıklı olarak mavi renk kullanılmıştır. Materyalin parlamaması için her iki yüzün mat bir madde ile kaplatılması planlanmış, ancak basım sırasında tek tarafı mat bir PVC ile kaplatılabilmiştir. Bu nedenle sadece resimli olan ön yüzde bu mat madde kullanılabilmiştir. Resimli iletişim materyal oluşturulduktan sonra 6 hastaya ön uygulaması yapılmıştır. Ön uygulamada kusmayı gösteren resim hastalar tarafından anlaşılmadığı için tekrar düzenlenmiş ve resimli iletişim materyaline son şekli verilmiştir (EK V). 30 3.4.3. Araştırmanın Aşamaları Ameliyattan 1-2 gün önce hastaların KVC servisine yatışı yapılmaktadır. KVC servisine yatan ve araştırmanın kriterlerine uyan hastalar serviste ziyaret edilerek, araştırmanın amacı açıklanmış ve araştırmanın örneklemine alınabilmesi için izin istenmiştir. Hastanın üniteye uyumu sağlandıktan sonra hemşireler tarafından ameliyat öncesi eğitim verilmektedir. Eğitimde yoğun bakım ünitesi hakkında da bilgi verildiğinden müdahale grubundaki hastalara resimli iletişim materyali bu süreçte tanıtılmıştır. Hastalar yoğun bakım ünitesine kabul edildikten sonra çalışmanın diğer aşamaları aşağıda sıralandığı şekilde ilerlemiştir: 1. Öncelikle kontrol grubu çalışmaya alınmıştır. Kontrol ve müdahale grubundaki hastaların birbiri ile etkileşimini önlemek ve resimli iletişim materyalinin geliştirilmesinde kontrol grubundaki hastaların görüşlerinden yararlanmak için örneklem kriterlerine uyan ilk 45 hasta kontrol grubunu oluşturmuştur. Kontrol grubu tamamlandıktan sonra, örneklem kriterlerine uyan 45 hasta müdahale grubunda yer almıştır. 2. Her şiftte araştırmacı bulunmadığından resimli iletişim aracı ve süreç hakkında materyali kullanacak olan hemşirelere ve müdahale grubunda yer alacak hastalara araştırmacı tarafından bilgi verilmiştir. Ameliyattan 1-2 gün önce hastaların Kalp Damar servisine yatışı yapılmaktadır. Hastanın üniteye uyumu sağlandıktan sonra araştırmacı tarafından ameliyat öncesi eğitim verilmiştir. Hastalara ve Kalp Damar Yoğun Bakım Ünitesi hemşirlerine bu eğitim süreci içinde resimli iletişim materyalinin nasıl kullanacakları ve resimler hakkında gerekli açıklamalar yapılmıştır. Aynı zamanda hemşirlere “İletişim Sürecini Değerlendirme Formu”nu nasıl dolduracakları ve neleri değerlendirmeleri gerektiği konusunda bilgi verilmiştir. 3. Kontrol ve müdahale grubundaki hastaların tanımlayıcı özelliklerini belirlemek için hastaların dosyaları incelenmiş; dosyada yer alamayan bilgiler ekstübe olduktan sonra araştırmacı tarafından hastanın kendisine sorulmuş ve Entübe 31 Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu’na elde edilen veriler kaydedilmiştir. 4. Kontrol ve müdahale grubunda yer alan hastalar entübe oldukları dönem boyunca izlenmiş ve iletişim süreci, süresi ve iletişimde kullanılan yöntemler hastanın primer hemşiresi tarafından “İletişim Sürecini Değerlendirme Formu” na kaydedilmiştir. 5. Entübasyon sonlandıktan sonra ve durum uygun olduğunda hastaların entübasyon sürecine yönelik deneyimleri araştırmacı tarafından “Entübe Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu” nun ilgili bölümüne kaydedilmiştir. 6. Ayrıca kontrol grubunda yer alan hastalardan 45’ine iletişim materyalinde yer almasını önerdikleri konular sorularak İletişim Materyalinde Yer Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu’na kaydedilmiştir. 7. Kontrol grubu tamamlandıktan sonra müdahale grubundaki hastalar çalışmaya alınmıştır. 8. Müdahale grubunda yer alan hastaların entübe oldukları dönemde hemşirelerle iletişiminde resimli iletişim materyali kullanılmıştır. Resimli iletişim materyali uygulanmadan önce duyu bozuklukları olan hastaların görme ve işitme araçlarını kullanmaları sağlanmıştır. İletişim materyali 35 cm uzaklıkta tutularak hastalara gösterilmiş, ortamın aydınlığı tepeden floranslarla aydınlatılarak sağlanmış ve bazı sesler dışında gürültü sınırlandırılmaya çalışılmıştır. Kontrol grubundaki hastalar ile iletişimde ortalama 60 saniye harcandığı hesaplanırken, müdahale grubundaki hastalar için iletişimde harcanan süre 40 saniye olarak hesaplanmıştır. 9. Müdahale grubundaki hastaların resimli iletişim materyaline yönelik görüşlerinin belirlenmesi amacıyla ekstübasyon sonrası durumları uygun olduğunda Entübe Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu’nda yer alan ek sorular yöneltilmiş ve cevaplar forma kaydedilmiştir. 32 3.5.Verilerin Değerlendirilmesi Araştırmanın bağımsız değişkenleri yaş, cinsiyet, eğitim durumu ve entübasyon süresi gibi değişkenlerden oluşmuştur. Bağımlı değişkenler ise entübasyon süresince sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumları, iletişimde kullanılan yöntemler ve uygunluğu, resimli materyalin kullanımında güçlük yaşama ve memnuniyet durumları gibi değişkenlerdir. Elde edilen veriler Statistical Package For Social Science ( SPSS 16 for Windows ) kullanılarak analiz edilmiştir. Veriler istatistik programına aktarıldıktan sonra bağımlı ve bağımsız değişkenler dikkate alınarak yüzde ve ortalama değerleri hesaplanmış; chi-square testi ile analiz gerçekleştirilmiştir. 3.6.Araştırmanın Etik Boyutu ve İzin Alma Süreci Araştırma için Başkent Üniversitesi Tıp ve Sağlık Bilimleri Araştırma Kurulu ve Başkent Üniversitesi Etik Kurulu’ndan onay alındıktan sonra (Ek I), Onay formu Başkent Üniversitesi Hastanesi Başhekimliği’ne gönderilmiştir. Başkent Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı ve Başkent Üniversitesi Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü’ne araştırma hakkında gerekli açıklamalar yapılmış ve gerekli onay alınmıştır. Ayrıca her bir hastaya araştırmanın amacı açıklanmış ve sözlü ve yazılı izin alınmıştır. 3.7.Araştırmanın Sınırlılıkları Araştırmada daha önce entübasyon deneyimi olmayan hastaların alınması planlanmasına rağmen, süre sınırlaması dikkate alınarak entübasyon deneyimi olan hastaların da çalışma kapsamına alınması kararlaştırılmıştır. Hastaların entübe oldukları sürenin uzadığı durumlarda ya da hastanın primer hemşiresinin şift değişikliği nedeniyle değişmesi durumunda araştırmacının yanı sıra diğer hemşirelerde hastanın izlemini devam ettirmişlerdir. 33 Araştırma süresince hastalarla iletişimi etkileyebileceği düşünüldüğünden gürültü sınırlandırılmaya çalışılmış ancak prosedür gereği monitör ve cihazların belirli bir ses düzeyinde olması gerektiğinden azaltılamamış ve konfüzyon, ağrı ya da postperfüzyon bozukluğu nedeni ile bağıran hastalar yeterince engellenememiştir. 34 KONTROL GRUBU İÇİN ARAŞTIRMANIN AŞAMALARI Tarih: 1 Aralık 2009 – 1 Mart 2010 KVC Servisinde ön görüşme araştırmanın amacının açıklanması Resimli İletişim Materyalinde Yer Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu (n: 45) Yoğun bakıma kabul ve Entübe olduğu döneminde izlem Ortalama: 9.9 İletişim Sürecini Değerlendirme Formu (n:45) Ekstübasyon sonrası Entübe Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu (n:45) Taburculuk Ortalama Süre: 2.6 gün Şekil 3.1. Kontrol grubu için araştırmanın aşamalarının akış şeması 35 Resimli İletişim Materyalinin Oluşturulması Tarih: 1 Aralık 2009 MÜDAHALE GRUBU İÇİN ARAŞTIRMANIN AŞAMALARI Tarih: 15 Mart 2010 – 1 Haziran 2010 KVC Servisinde ön görüşme araştırmanın amacının açıklanması Resimli İletişim Materyali Yoğun bakıma kabul ve entübe olduğu dönemde hastanın izlemi İletişim Sürecini Değerlendirme Formu Entübe Olduğu Süre İçinde Hastanın İletişimle İlgili Deneyimlerini Belirlemeye Yönelik Soru Formu Ekstübasyon sonrası Taburculuk Ortalama Süre: 2.1 gün Şekil 3.2. Müdahale grubu için araştırmanın aşamalarının akış şeması 36 4. BULGULAR Entübe hastalarla iletişim için bir resimli materyalin geliştirilmesi ve bu materyalin iletişimde etkinliğinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışmadan aşağıdaki bulgular elde edilmiştir. Bulgularda kontrol ve müdahale grubunda yer alan hastaların tanıtıcı özellikleri, hastalık ve hastanedeki deneyimleri, iletişim sürecini etkileyen durumlar ve iletişim deneyimleri yer almıştır. Tablo 4.1. Hastaların Tanıtıcı Özellikleri Tanıtıcı Özellikler Yaş 18-65 yaş 65 yaş üzeri Cinsiyet Kadın Erkek Medeni Durum Evli Bekar Eğitim Durumu Okuma yazma bilmiyor İlköğretim Lise Yüksekokul Meslek Durumu Ev hanımı Memur/işçi Emekli Esnaf/Çiftçi Çalışmıyor Toplam Kontrol Grubu Sayı % 23 51.1 22 48.9 Müdahale Grubu Sayı % 23 51.1 22 48.9 X2,p X2 =0.000 p>0.05 22 23 48.9 51.1 23 22 48.9 51.1 X2 =0.000 p>0.05 41 4 91.1 8.9 41 4 91.1 8.9 X2 =0.000 p>0.05 10 16 14 5 22.2 35.6 31.1 11.1 8 15 13 9 17.8 33.3 28.9 20.0 X2 =1.434 p>0.05 21 10 3 11 45 46,7 22,2 6,7 24,4 100 17 13 7 6 2 45 37,8 28,9 15,6 13,3 4,4 100 X2 =5.883 p>0.05 Tablo 4.1’de hastaların tanıtıcı özellikleri yer almaktadır. Kontrol grubunda yer alan hastaların %51.1’ i 18-65 yaş grubunda yer almaktadır. Bu hastaların yaş ortalaması 52±3 (min:25, mak: 76), %51.1’i erkek, büyük çoğunluğu (%91.1) evli, %35.6’sı 37 ilköğretimden mezun ve %46.7’si ev hanımıdır. Araştırma yaş bağımsız değişkenine bağlı kalınarak gerçekleştirildiğinden müdahale grubundaki hastaların da %51.1’i 18-65 yaş grubunda ve %48.9’u kadındır. Müdahale grubundaki hastaların büyük çoğunluğu (%91.1) evli, %33.3’ü ilköğretimden mezun ve %37.8’i ev hanımıdır. Kontrol ve müdahale grubunda yer alan hastaların tanıtıcı özellikleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmayıp, homojen dağılım gözlenmiştir. Tablo 4.2. Hastaların Tanı, Cerrahi Girişim, Yoğun Bakım ve Entübasyon Deneyimine Yönelik Özellikleri Tanı Koroner Arter Hastalığı Kapak Hastalıkları Kapak ve Koroner Hastalıkları Konjenital Kalp Hastalıkları Cerrahi girişim Koroner Arter Bypass Greft Kapak Cerrahisi Kapak ve Koroner Konjenital Kalp Cerrahisi Daha Önce Yoğun Bakım Deneyimi Var Yok Daha Önce Entübasyon Deneyimi Var Yok Toplam Kontrol Grubu Sayı %* 34 75.6 11 24.4 - Müdahale Grubu Sayı %* 24 53.3 10 22.2 9 20.0 X2,p - - 2 4.4 34 75.6 24 53.3 11 - 24.4 - 10 9 2 22.2 20.0 4.4 12 33 26.7 73.3 10 35 22.2 77.8 X2 =0.241 p>0.05 6 39 45 13.3 86.7 100 5 40 45 11.1 88.9 100 X2 =0.104 p>0.05 38 Kontrol grubunda yer alan hastaların % 75.6’sı, müdahale grubundaki hastaların ise %53.3’ü koroner arter hastalığı tanısı almıştır. Müdahale grubundaki hastaların %20’si ise hem koroner arter hastalığı, hem de kapak hastalığına sahiptir. Kontrol grubunda yer alan hastaların %26.7’sinin yoğun bakım, %13.3’ünün entübasyon deneyimi bulunmaktadır. Müdahale grubundaki hastaların ise %22.2’sinin yoğun bakım deneyimi bulunurken, %11.1’inin entübasyon deneyimi bulunmaktadır (Tablo 4.2). Kontrol grubundaki hastaların yoğun bakımda kaldıkları ortalama süre 2.6 gün (min:1, Mak.5 gün) ve entübasyon süresi 9.9±3.3 saat (min:5, mak.16 saat) olarak belirlenmiştir. Müdahale grubundaki hastaların ise yoğun bakımda kaldıkları ortalama süre 2.1±0.6 gün (min:1, mak.6 gün) ve entübasyon süresi 9.0±2.11 saat (min:6, mak.14 saat) olarak hesaplanmıştır. Tablo 4.3. Hastaların Ağrı, Bulantı, Kusma Gibi İletişimi Güçleştirecek Bir Durum Yaşamaya Yönelik Veriler Ağrı,bulantı,kusma gibi iletişimi güçleştirecek bir durum yaşama Yaşadı Yaşamadı Kontrol Grubu Sayı % 19 42,2 26 57,8 Müdahale Grubu Sayı % 17 37,8 28 62,2 Tablo 4.3’de kontrol grubunda bulunan hastaların %42.2’sinin, müdahale grubundaki hastaların ise %37.8’inin entübe oldukları dönemde ağrı, bulantı, kusma gibi iletişimi güçleştirecek sorun yaşadığı belirlenmiştir. Yoğun bakımda bulundukları süre içerisinde kontrol grubundaki hastaların %53.3’üne, müdahale grubundakilerin ise %64.4’üne sedasyon uygulanmıştır. 39 100 90 %100 %88.9 %88.9 %91.1 80 70 60 %57.8 50 40 %31.1 30 %22.2 20 Kontrol M üdahale 10 0 sı Göz tema Yaz arak reketi Du dak ha Do kun ma ik dok Jest Mim unma m Ma t. A ı işim arac etişi Resimli İl et Resimli il lfebesi Grafik 4.1. İletişimde Kullanılan Yöntemlerin Dağılımı Grafik 4.1’de hastaların entübe oldukları dönemde iletişimde kullandıkları yöntemlerin dağılımı yer almaktadır. Kontrol grubundaki hastaların %88.9’u (n:40) jest ve mimiklerini kullanarak ve dudak okuyarak, %57.8’i (n:26) göz teması kurarak, %31.1’i (n:14) dokunarak ve % 22.2’si (n:10) kalem kağıt kullanarak sağlık personeli ile iletişimde bulunmuşlardır. 40 Müdahale Grubundaki hastaların tamamı sağlık personeli ile iletişimde resimli iletişim materyalini kullanmışlardır. Bu hastaların %91.1’i (n:41) resimli iletişim materyalinin alfabe bölümüne de gereksinim duymuşlardır. Resimli iletişim materyali ile isteklerini anlatamayan hastalar (%8.9) ise yazarak ve dudak okuyarak istek ve ihtiyaçlarını iletmişlerdir. Tablo 4.4. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin İletişimde Kullandıkları Yöntemleri Uygun Bulma Durumları Yöntemlerin Uygunluğu Uygun Uygun değil Toplam Kontrol Grubu Sayı % 9 20.0 36 80.0 45 100 Müdahale Grubu Sayı % 19 42.2 26 57.8 45 100 X2,p X =5.184 p:0.023 2 Tablo 4.4’de hastaların entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemlerin uygunluğu incelenmiştir. Kontrol grubundaki hastaların %20’si entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemleri uygun bulduklarını belirtmişlerdir. Müdahale grubundaki hastaların ise %42.2’si sağlık personelinin iletişimde kullandığı yöntem/yöntemlerin uygun olduğunu belirtmiş ve fark istatiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2=5.184; p:0.023). Araştırmada hastaların entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemlerin uygunluğunu belirlemek amaçlı beşli likert yapısında “hiç uygun değil”den “tamamen uygun”a kadar ifadeleri içeren bir soru yöneltilmiştir. Cevapların dağılımı dikkate alınarak “hiç uygun değil”, “uygun değil” ve “kısmen uygun” “uygun değil” ifadesi altında; “uygun” ve “tamamen uygun” ifadeleri ise “uygun” ifadesi altında birleştirilmiştir. 41 Tablo 4.5. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Hemşireye İlettikleri Konuların Dağılımı Kontrol Grubu (n:45) Sayı %* 13 24.4 11 28.9 8 17.8 7 15.6 4 8.9 8 17.8 8 17.8 7 15.6 8 17.8 9 20.0 İletilen Konular Susamak Mide bulantısı Ağrı Tuvalet ihtiyacı Ameliyat olma durumu Tüpün ne zaman çıkarılacağı Saatin kaç olduğu Ağız içinin temzilenmesi Nefes almakta zorlanma Pozisyonun değiştirilmesi Müdahale Grubu (n:45) Sayı %* 30 66.7 15 33.3 5 11.1 2 4.4 16 35.6 12 26.7 2 2.2 24 53.3 3 6.7 *Yüzdeler her bir konu için cevap veren kişi sayısı üzerinden hesaplanmıştır. Tablo 4.5’de hastaların entübe oldukları süreçte hemşireye ilettikleri konuların dağılımı yer almaktadır. Kontrol grubunda yer alan hastalar hemşirelere en fazla mide bulantısı (%28.9), su (%24.4) ve poziyonunun değiştirilmesi (%20) konularını iletmişlerdir. Müdahale grubundaki hastaların ise %66.7’si “su”, %53.3’ü “ nefes almakta zorlanma” ve %35.6’sı “ tüpün ne zaman çıkacağı” konularını iletmişlerdir. Tablo 4.6. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personeli İle İletişimde Güçlük Yaşama Durumu Güçlük yaşama durumu Güçlük yaşamayan Kontrol Grubu Müdahale Grubu Sayı % Sayı % 16 35.6 1 2.2 Bazen güçlük yaşayan 20 44.4 21 46.7 Güçlük yaşamayan 9 20.0 23 51.1 45 100 45 100 Toplam 42 X2,p X2 =19,385, P: 0.000 Tablo 4.6’da hastaların entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişim sürecinde güçlük yaşama durumları yer almaktadır. Kontrol grubunda bulunan hastaların %35.6’sı entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişlerdir. Müdahale grubunda ise bir hasta (%2.2) entübasyon süresince sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadığını belirtmiş ve fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2 =19,385; P<0.05). %84,4 90 80 % 62,2 70 60 50 40 %37,8 Yeterli Yeterli Değil 30 %15,6 20 10 0 Müdahale Grafik 4.2. Kontrol Hastalara Göre Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin İhtiyaç ve İsteklerini Anlamaktaki Yeterlilik Durumları Grafik 4.2’de hastalara göre entübe oldukları dönemde sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamaktaki yeterlilik durumları incelenmiştir. Kontrol grubundaki hastaların %15.6’sı (n:7) entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların istek ve ihtiyaçlarını anlamakta yeterli olduklarını belirtmişlerdir. Müdahale grubunda hastaların ise %37.8’i (n:17) sağlık personelinin hastaların istek ve ihtiyaçları anlamakta yeterli olduklarını belirtmiş ve fark istatiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2 =5.682; p:0.017). 43 Araştırmada hastalara göre entübe oldukları dönemde sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamaktaki yeterlilik durumları belirlemek amaçlı üçlü likert yapısında “anladı”dan “anlamadı”ya kadar ifadeleri içeren bir soru yöneltilmiştir. Cevapların dağılımı dikkate alınarak “anladı” ve “bazen anladı” “anladı/yeterli” ifadesi altında birleştirilmiştir. 90 %86,7 %80 80 70 60 Kontrol 50 40 %26,7 30 %26,7 Müdahale %26,7 %22,2 20 10 0 Endişe Korku Öfke Grafik 4.3. Hastaların Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personeli Tarafından Anlaşılmadığında Yaşadıkları Duygu Durumları Kontrol grubundaki hastalar entübe oldukları dönemde iletmek istedikleri konular sağlık personeli tarafından anlaşılmadığında; %86.7’si (n:39) endişe, %26.7’si (n:12) korku ve benzer şekilde %26.7’si öfke yaşamışlardır. Müdahale grubundaki hastaların ise %80’inin (n:36) endişe, %26.7’sinin (n:12) korku ve %22.2’sinin (n:10) öfke yaşadığı belirlenmiştir (Grafik 4.3). 44 Tablo 4.7. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde İletişimde Güçlük Yaşama Durumları Kontrol Grubu (n:45) İletişimde Güçlük Yaşadı Yaşamadı Müdahale Grubu (n:45) İletişimde Güçlük Yaşadı Yaşamadı Tanıtıcı Özellikler Yaş Sayı 18-65 yaş 16 69.6 7 30.4 11 47.8 12 52.2 65 yaş üzeri 20 90.9 2 9.1 11 50.0 11 50.0 Sayı % Sayı Cinsiyet Sayı % % Sayı % Sayı % % Sayı Sayı % 17 77.3 5 22.7 10 45.5 12 54.5 Erkek 19 82.6 4 17.4 12 52.2 11 47.8 Sayı % Sayı % Sayı % Sayı 32 78.0 9 22 20 48.8 21 51.2 Bekar 4 100 - - 2 50.0 2 50.0 % Sayı Sayı % Sayı % Sayı X2 =4.697 P:0.03 2 X =4.847 P:0.02 % Evli Eğitim Durumu Okuma yazma bilmiyor X2 =2.242 p>0.05 X2 =8.844 P:0.003 % Kadın Medeni durum X2,p X2 =7.569 P:0.006 X2 =2.267 p>0.05 % 10 100. 0 - - 3 37.5 5 62.5 X2 =8.654 P>0.05 İlköğretim 10 62.5 6 37.5 4 26.7 11 73.3 Lise ve üstü 16 84.2 3 15.8 15 68.2 7 31.8 X2 =4.014 P<0.05 X2 =1.420 p>0.05 Tablo 4.7’de hastaların tanıtıcı özelliklerine göre, entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumları incelenmiştir. Kontrol grubunda yer alan ve 65 yaş üzerinde olan hastaların %90.9’u, müdahale grubundaki hastaların ise %50’si sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişler ve fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2 =8.844 P:0.003). Kontrol grubunda bulunan 18-65 yaş arasındaki hastaların %69.6’sı, müdahale grubunda yer alan hastaların ise %47.8’i sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişlerdir (X2 =2.242; p>0.05). 45 Kontrol grubunda yer alan kadın hastaların % 72.3’ü, müdahale grubunda yer alan kadın hastaların ise %52.2’si iletişimde güçlük yaşadığını ifade etmiş ve fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2 =04.697; p:0.03). Araştırma kapsamında yer alan erkek hastaların entübe oldukları dönemde iletişimde güçlük yaşama durumları incelendiğinde; kontrol grubundaki erkeklerin % 82.6’sının, müdahale grubundaki erkek hastaların ise %45.5’inin iletişimde güçlük yaşadığı belirlenmiştir (X2=4.847; p:0.02). Kontrol ve müdahale grubunda bulunan hastaların eğitim düzeylerine göre iletişimde güçlük yaşama durumları incelendiğinde ise okuma yazma bilmeyenler ve lise ve daha üst bir okuldan mezun hastaların iletişimde güçlük yaşama durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki belirlenmemiştir . Bununla birlikte ilköğretimden mezun olan hastalardan kontrol grubunda yer alanların % 62.5’i, müdahale grubunda yer alanların ise %26.7’si iletişimde güçlük yaşadığını belirtmiş ve fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2=4.014; p<0.05). Araştırmada hastalara göre entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumları belirlemek amaçlı üçlü likert yapısında “güçlük yaşadım”dan “güçlük yaşamadım”a kadar ifadeleri içeren bir soru yöneltilmiştir. Cevapların dağılımı dikkate alınarak “güçlük yaşadım” ve “bazen güçlük yaşadım” ifadesi altında birleştirilmiştir. 46 “güçlük yaşadım” Tablo 4.8. Hastaların Daha Önceki Yoğun Bakım ve Entübasyon Deneyimlerine Göre İletişimde Güçlük Yaşama Durumları Tanıtıcı Özellikler Yoğun Bakım Deneyimi Kontrol Grubu (n:45) İletişimde Güçlük Yaşadı Yaşamadı Müdahale Grubu (n:45) İletişimde Güçlük Yaşadı Yaşamadı Var Sayı 8 % 66.7 Sayı 4 % 33.3 Sayı 3 % 30.0 Sayı 7 % 70.0 Yok 28 84.8 5 15.2 19 54.3 16 45.7 Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % 4 66.7 2 33.3 1 20.0 4 80.0 32 82.1 7 17.9 21 52.5 19 47.5 Entübasyon Deneyimi Var Yok X2,p X =2.933 p>0.05 X2 =7.433 P:0.006 2 X2 =2.396 p>0.05 X2 =7.810 P:0.008 Kontrol grubunda yer alan hastalardan daha önce yoğun bakım deneyimi olanların %66.7’si, müdahale grubunda yer alan hastaların ise %30’u entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişlerdir. Diğer taraftan yoğun bakım deneyimi olmayan hastalardan kontrol grubunda yer alanların % 84.8’i, müdahale grubunda yer alanların ise %54.3’ü entübe oldukları süre içinde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıkları belirlenmiştir (X2 =7.433; p:0.006). Daha önce entübasyon deneyimi olmayan ve kontrol grubunda yer alan hastaların %82.1’inin, müdahale grubunda yer alan hastaların ise %52.5’inin entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadığı belirlenmiş ve fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (X2 =7.810; p:0.008). Daha önce entübasyon deneyimi olan kontrol ve müdahale grubundaki hastaların entübe oldukları süre içinde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumları arasında ise istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki belirlenmemiştir. 47 Tabloda yer almamakla birlikte hem kontrol hem de müdahale grubundaki hastaların entübasyon süreleri ile sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşama durumları karşılaştırılmış, ancak istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Tablo 4.9. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde İletişimde Kullanılan Yöntemlerin Uygunluğu Tanıtıcı Kontrol Grubu (n:45) Müdahale Grubu (n:45) Yöntem Yöntem Özellikler Yaş 18-65 yaş 65 yaş üzeri Cinsiyet Kadın Erkek Medeni durum Evli Bekar Eğitim Durumu Okuma yazma bilmiyor İlköğretim Lise ve üstü Uygun Sayı % Uygun Değil Sayı % Uygun Sayı % Uygun Değil Sayı % 6 26.1 17 73.9 9 39.1 14 60.9 3 13.6 19 86.4 10 45.5 12 54.5 Sayı % Sayı % Sayı % Sayı % 3 13.6 19 86.4 9 40.9 13 59.1 6 26.1 17 73.9 10 43.5 13 56.5 Sayı % Sayı % Sayı % Sayı 19.5 33 80.5 16 39.0 25 61.0 1 25.0 3 75.0 3 75.0 1 25.0 % Sayı % Sayı % Sayı X2 =4.125 P:0.042 X2 =1.533 p>0.05 X2 =3.770 p>0.05 X2 :2.000 p>0.05 % 2 20.0 8 80.0 5 62.5 3 37.5 2 12.5 14 87.5 6 40.0 9 60.0 5 26.3 14 73.7 8 36.4 14 63.6 48 X2 =0.8090 p>0.05 X2 =5.350 P:0.021 % 8 Sayı X2,p X2 =3.378 p>0.05 X2 =3.058 p>0.05 X2 =1.518 p>0.05 Tablo 4.9’da hastaların bazı tanıtıcı özelliklerine göre entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemlerin uygunluğuna yönelik görüşleri yer almaktadır. Kontrol grubunda yer alan ve 65 yaş üzerinde olan hastaların %13.6’sı entübe oldukları dönemde sağlık personelinin hastalarla iletişimde kullandıkları yöntemleri uygun bulduklarını belirtmişlerdir. Müdahale grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastaların ise %45.5’i entübasyon sürecinde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemleri uygun bulmuş ve fark istatistiksel olarak anlamlı 2 bulunmuştur(X =5.350; P:0.02) Kontrol grubundaki kadın hastaların %13.6’sı, müdahale grubunda bulunan kadın hastaların ise %40.9’u entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemlerin uygun olduğunu belirtmiş ve fark istatiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (X2 =4.125; P:0.042). Kontrol ve müdahale grubunda bulunan hastaların medeni durumları ve eğitim düzeyleri ile entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemlerin uygunluğu arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. 49 Tablo 4.10. Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Entübe Oldukları Dönemde Sağlık Personelinin İhtiyaç ve İsteklerini Anlamaktaki Yeterlilik Durumları Tanıtıcı Özellikler Yaş 18-65 yaş 65 yaş üzeri Cinsiyet Kadın Erkek Medeni durum Evli Bekar Eğitim Durumu Okuma yazma bilmiyor İlköğretim Lise ve üstü Kontrol Grubu (n:45) Müdahale Grubu (n:45) Yeterlilik Durumları Yeterlilik Durumları Yeterli Sayı % Yeterli Değil Sayı % Yeterli Sayı % Yeterli Değil Sayı % 5 21.7 18 78.3 9 39.1 14 60.9 2 9.1 20 90.9 8 36.4 14 63.6 Sayı % Sayı % Sayı % Sayı 9.1 20 90.9 9 40.9 13 59.1 5 21.7 18 78.3 2 50.0 2 50.0 % Sayı % Sayı % Sayı 14.6 35 85.4 15 36.6 26 63.4 1 25.0 3 75.0 3 75.0 1 25.0 % Sayı % Sayı % Sayı X2 =5.939 P:0.015 X2 =0.965 p>0.05 % 6 Sayı X2 =1.643 p>0.05 X2 =4.659 P:0.031 % 2 Sayı X2,p X2 =5.185 p>0.23 X2 =0.533 p>0.05 % 1 10.0 9 90.0 3 37.5 5 62.5 2 12.5 14 87.5 7 46.7 8 53.3 4 21.1 15 78.9 7 31.8 15 68.2 X2 =1.945 p>0.05 X2 =4.386 p>0.05 X2 =0.602 p>0.05 Tablo 4.10’da Hastaların bazı tanıtıcı özelliklerine göre entübe oldukları dönemde sağlık personelinin ihtiyaç ve isteklerini anlamaktaki yeterlilik durumları yer almıştır. Kontrol grubunda bulunun 65 yaş üzerindeki hastaların %9.1’i entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta yeterli olduklarını belirtmişlerdir. Müdahale grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastaların ise %36.4’ü sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta yeterli olduğunu belirtmiş ve fark istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur (X2 =4.659; p:0.031) 50 Kontrol grubundaki kadın hastaların %9.1’i entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta yeterli olduklarını belirtirken, müdahale grubundaki kadın hastaların %40.9’u yeterli olduklarını belirtmiş ve fark istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur (X2 =5.939; P:0.015). Kontrol ve müdahale grubunda bulunan hastaların medeni durumları ve eğitim düzeyleri ile entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamaktaki yeterlilikleri karşılaştırıldığında fark istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır Tablo 4.11. Müdahale grubundaki Hastalara Göre Resimli İletişim Aracının Bazı Özelliklerinin Uygunluk Durumu (n:45) Uygun Materyaln Özellikleri Kısmen uygun Uygun Değil Sayı % Sayı % Sayı % Şekillerin Sayısı 35 77,8 10 22,2 - - Şekillerin Anlaşırlılığı 26 57,8 19 42,2 - - Şekillerin Rengi 32 71,1 11 24,4 2 4,4 Şekillerin Büyüklüğü 32 71,1 12 26,7 1 2,2 Tablo 4.11’de resimli iletişim aracının bazı özelliklerinin müdahale grubundaki hastalara göre uygunluk durumu değerlendirilmiştir. Hastaların %77.8’i resimli iletişim materyalinde yer alan şekillerin sayısını, %57.8’i şekillerin anlaşılırlığını, %71.1’i şekillerin rengi ve büyüklüğünü uygun bulmuşlardır. 51 22,2% Yardımcı Kısmen Yardımcı 77,8% Grafik 4.4 Müdahale Grubundaki Hastalara Göre Resimli iletişim Aracının Yardımcı Olma Durumu Müdahale grubundaki hastaların %77.8’i (n:35) resimli iletişim materyalinin sağlık personelinin entübe hastalarla iletişiminde yardımcı olduğunu belirtirken, hastaların %22.2’si (n:10) kısmen yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. Hastaların tamamı (n:45) resimli iletişim materyalinin entübasyon sürecindeki hastalarda iletişimi gerçekleştirmeye yönelik kullanılmasını önermişlerdir (Grafik 4.4). Tablo 4.12. Müdahale Grubundaki Hastaların Bazı Tanıtıcı Özelliklerine Göre Sağlık Personelinin Hastalarla İletişiminde Resimli İletişim Aracının Yardımcı Olma Durumu Tanımlayıcı Özellikler Yaş 18-65 yaş 65 yaş üzeri Cinsiyet Kadın Erkek Medeni durum Evli Bekar Eğitim Durumu Okuma yazma bilmiyor İlköğretim Lise ve üstü Yardımcı Olma Durumu Yardımcı Kısmen Yardımcı Sayı % Sayı % 20 87.0 3 13.0 15 68.2 7 31.8 Sayı % Sayı % 16 72.7 6 27.3 19 82.6 4 17.4 Sayı % Sayı % 32 78.0 9 22.0 3 75.0 1 25.0 Sayı % Sayı % 5 62.5 3 37.5 12 80.0 3 20.0 18 81.8 4 18.2 52 X2, p X =2.293 p>0.05 2 X2 =0.635 p>0.05 X2 =0.020 p>0.05 X2 =4.244 p>0.05 Tablo 4.12’de müdahale grubundaki hastaların bazı tanıtıcı özelliklerine göre sağlık personelinin hastalarla iletişiminde resimli iletişim materyalinin yardımcı olma durumu incelenmiştir. 18-65 yaş grupta yer alan hastaların (%87.0), yaşlı gruba göre (%68.2); erkeklerin (%82.6), kadınlara göre (%72.7); evlilerin (%78.0), bekarlara (%75.0) göre; lise ve üstü eğitim düzeyindekilerin (%81.8) okuma yazma bilmeyenlere (%62.5) göre sağlık personeli ile iletişimlerinde resimli iletişim materyalinin yardımcı olduğunu belirtmişlerdir. Hastaların tanıtıcı özellikleri ile sağlık personelinin hastalarla iletişiminde resimli iletişim yardımcı olma durumu karşılaştırıldığında aralarında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Tabloda yer almamakla birlikte müdahale grubunda bulunan hastaların %20’si “el yüz temizliği”, %20’si “durumum nasıl?” ve %4.4’ü “boğazım ağrıyor” ifadelerinin resimli materyale eklenmesini önermişlerdir. Aynı zamanda hastaların %4.4’ü resimli materyalde “ameliyat oldum mu?” ifadesinin gereksiz olduğunu belirtmişlerdir. 53 5. TARTIŞMA Hemşire ve hasta arasında etkili bir iletişim, bakımın kalitesini belirleyen önemli bir faktördür. Ancak sağlık personeli, hastaneye yatan bireyler ile çoğu zaman iletişimde güçlük yaşayabilmektedir. Bu durum yoğun bakım ünitesinde yatan ve entübasyon gibi nedenlerle sözel iletişimi sınırlanan hastalarda daha önemli bir sorun haline gelebilmektedir (Llenore ve ark, 1999; Hweidi, 2007). Sağlık personeli uygun iletişim yöntemleri kullandığında hastalarla iletişimi daha etkili olabilmektedir. Resimli iletişim materyalleri, sözel iletişimde sınırlılığı bulunan hastaların sağlık personeli ile iletişiminde etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilmektedir (Patak ve ark., 2004; Bhatnagar ve Silverman, 2007). Bu çalışmada da entübe hastalarla iletişimi sağlamak için geliştirilen bir resimli materyalin etkinliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Entübe hastalar ile iletişimi artırmak ve hastaların gereksinimlerini daha kolay ifade edebilmelerini sağlayabilmek için beden dilini kullanma, dudak okuma, alfabe, yazı tahtaları, resimli iletişim materyalleri gibi farklı yöntemler kullanılabilmektedir (Patak, 2004; Wojnicki, 2001). Son zamanlarda hastaların iletişimini etkin kılmaya yönelik cihazlar da geliştirilmiştir. Bu elektronik iletişim sisteminde ileri teknoloji kullanılmaktadır. Cihazlar ses oluşturma ve elektronik görüntüleme özelliği taşıyabilmektedir. Elektronik görüntüleme cihazları aracılığı ile hastalar ekrandan kendileri için uygun resmi ve harfi seçebilmektedir. Ancak bu cihazlar pahalıdır ve eğitimi seviyesi düşük hastalar için kullanması zordur. Ayrıca hemşirelerin de cihazları kullanabilmesi ve hastaya öğretebilmesi için eğitim almasını gerektirmektedir. Bu cihazlar daha çok ileri düzeyde sözel iletişiminde sorunu olan ve bu sorunu sürekli yaşayan ya da uzun süreli yaşayacağı düşünülen hastalar için öncelikle tercih edilmektedir (Bhatnagar ve Silverman, 2007; Hodge 2007; Finke ve ark., 2008). Sözel iletişimi bozulmuş olan hastalarla iletişimde kullanılan yöntemlerden bazıları entübe hastalar ile iletişimde etkili bulunurken bazılar hastalar tarafından tercih edilmemektedir. Hastaların sağlık personeli ile iletişimde tercih ettikleri yöntemlerin incelendiği bir çalışmada hastaların %54’ünün vücut dili ve dokunmayı, %32’sinin 54 kalem kağıt kullanmayı, %23’ünün evet hayır soruların kullanılmasını istedikleri belirlenmiştir. Hastaların %36’sı ise farklı yöntemlerin bir arada kullanılmasını istemişlerdir (Wojnicki, 2001). Fried –Oaken ve arkadaşları (1991) yoğun bakımda mekanik ventilayona bağlı hastalar ile iletişimi sağlamak için farklı iletişim yöntemlerini karşılaştırmışlar ve hastaların tercihlerini incelemişlerdir. Yaptıkları çalışmada hastaların en fazla alfabe ve sihirli yazma tahtalarını, en az ise elektronik görüntüleme araçlarını tercih etkilerini belirlemişlerdir. Ancak bu çalışmada resimli iletişim materyalleri kullanılmamıştır. Bu çalışmada kontrol grubundaki hastalar ile iletişimde jest ve mimikler, dudak okuma, göz teması kurma, dokunma ve kalem kağıt kullanma gibi farklı yöntemler kullanılmıştır. Ancak hastaların çoğunluğu bu yöntemlerin gereksinimlerini anlatmakta yeterli olmadığını belirtmişlerdir. Müdahale grubundaki hastaların ise neredeyse tamamı resimli iletişim materyali aracılığı ile gereksinimlerini anlatabilmişlerdir. Her hastanın bireysel özellikleri ve tercihlerini dikkate aldığımızda iletişim yöntemlerinin farklı olabileceği beklenen bir sonuçtur. Bununla birlikte resimli iletişim materyali ile hastaların gereksinimlerini farklı iletişim yöntemlerine gerek duymadan anlatabildikleri görülmektedir. Entübe hastalar ile iletişimde uygun olmayan yöntemler, daha çok hastanın kısıtlılıkları ve hemşirenin bu yöntemi kullanma ile ilgili becerisi ve donanımı ile ilişkilidir (Finke ve ark. 2008) Sağlık personelinin dudak okuyamaması, hastanın hareket edememesi, motor zayıflık, sedasyon uygulanması ya da hastanın yazı yazmayı bilmemesi iletişimde engel yaratan faktörler olarak tanımlanmıştır (Magnus ve ark. 2006; Happ 2001). Entübe hastaların el hareketlerini engelleyen fiziksel tespitler varsa ve diğer sözel olmayan iletişim yöntemleri ile (örn, göz hareketleri) yeterli bir anlatım sağlanamıyorsa iletişim zorlaşabilmektedir (Liu, 2008). Kas güçsüzlüğü olan hastalar el hareketleri gibi fiziksel çaba gerektiren yöntemleri kullanmaya çalıştıklarında daha fazla enerji harcamak durumunda kalabilmektedir (Patak, 2004). Diğer taraftan sözel iletişimde güçlük yaşayan hastalar, sağlık personeli ile iletişimde kendilerine 55 kolay gelen ve rahatça uygulayabildikleri yöntemleri tercih etmektedirler (Fried – Oaken ve ark.1991). Yoğun bakımda yatan hastalar için entübasyon, ventilasyon ya da trakeostomi hasta ve hemşire arasında sözel iletişimi olumsuz yönde etkileyen en önemli faktörlerdendir (Alasad ve ark, 2005). Entübasyon, hastalar tarafından en önemli yoğun bakım stresörleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır (Liu, 2008; Turner ve ark., 1990). Kalp cerrahisi gerçekleştirilen 43 hasta ile yapılan bir çalışmada, hastalar en fazla fiziksel stresörlerden yakınmışlar ve bu faktörler arasında en can sıkıcı deneyim olarak ağızda ya da burunda tüp olmasını ve ağrıyı ifade etmişlerdir (Soehren, 1995). Mui So ve Kit Chan (2004)’ın yaptıkları bir çalışmada 92 hemşire ve 50 hastanın yoğun bakım ortamına yönelik stresörleri değerlendirilmiştir. Hem hemşirelere hem de hastalara göre “endatrakeal tüp, nazogastrik tüp ya da idrar kateteri gibi bir tüpün olması” ve “kontrolün kendinde olmaması” en önemli stresörler olarak belirtilmiştir. Pennock ve ark. (1994)’nın koroner arter by pass greft gerçekleştirilen 25 hasta ile yaptıkları çalışmada da benzer şekilde en önemli stresörler “entübe olmak” ve “konuşamamak” şeklinde belirtilmiştir. Entübasyon, bireyler tarafından yaşamın tehdit altında olması şeklinde de algılanabilmektedir. Sözel iletişimin engellenmesi hastanın kendisini ifade etmekte zorlanmasına ve sağlık personeli ile bu koşullarda iletişim kurmaya çalışması endişelerinin daha fazla artmasına yol açabilmektedir (Yava ve ark., 2006). Diğer taraftan yoğun bakım hemşireleri karmaşık cihazlar ve profesyonellik gerektiren bakım uygulamalarını gerçekleştirirken, hastalar ile iletişime çok az zaman ayırabilmektedirler (Finke ve ark. 2008). Oysa hemşireler, hastalarla iletişimde istekli olduklarında ve bunun için yeterli zaman ayırdıklarında iletişim etkili olabilmektedir (Uyer, 2000). Harrison ve Nixon (2002) yoğun bakım ünitesinde hemşirelerin zamanlarının %85’ini doğrudan hasta bakımı aktivitelerini sağlamakla geçirdiklerini, bu zamanın ise sadece %3’ünü hastalarla sözel iletişim kurmaya ayırdıklarını belirlemişlerdir. Bu durum hastaların sağlık personeli ile iletişimini daha da zorlaştırabilmektedir. 56 Bu çalışmada kontrol grubunda bulunan hastaların yaklaşık üçte birinin entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadığı belirlenirken müdahale grubunda sadece bir hasta entübasyon süresince sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadığını belirtmiştir (Tablo 4.5). Benzer şekilde kontrol grubundaki hastalara göre müdahale grubundaki hastalar sağlık personelinin hastaların istek ve ihtiyaçları anlamakta daha yeterli bulmuşlardır (Grafik 4.2). Rotondi ve ark. (2002) yoğun bakımda 48 saatten fazla mekanik ventilasyon deneyimleyen hastalarla yaptıkları çalışmada hastaların %65’inin iletişimde güçlük yaşadıklarını belirlemiştir. Entübe hastaların hemşireler ile iletişimlerinin incelendiği bir çalışmada ise hastaların %73’ü hemşirelerin hastalarla iletişim kurabildiğini belirtirken, sadece %23’ü hemşirelerin hastaların ihtiyaç, duygu ve düşüncelerini yeterli düzeyde anlayabildiklerini ifade etmişlerdir (Wojnicki, 2001). Patak ve arkadaşları (2004) mekanik ventilatöre bağlı olan hastaların (n:29) %62’sinin ihtiyaçlarını iletmekte büyük zorluk yaşadıklarını ve hemşirelerin entübe hastaların mesajlarının ancak %5’ini açıklığa kavuşturabildiklerini belirlemişlerdir. Diğer araştırma sonuçları ile karşılaştırıldığında bu çalışmada resimli iletişim materyalinin hastaların sağlık personeli ile iletişimde yaşadığı güçlükleri azaltabildiği söylenebilir. Entübasyon hastaların düşüncelerini, duygularını ve basit ihtiyaçlarını normal yollarla iletmesini engelleyerek, bilişsel ve emosyonel sorunlar yaşamalarına neden olabilmektedir (Menzel, 1997; Schumann, 1999; Happ, 2001). Sağlık personelinin hastaların gereksinimlerini ve iletmek istedikleri konuyu anlamamaları, hastaların çevrelerinde gelişen olayları yorumlamalarına yol açarak, ve sergilenen davranışları olduğundan farklı anksiyete düzeylerinin artmasına neden olabilmektedir (Hudak, 1998). Yoğun bakım ünitesinde hastalar bir taraftan yaşamlarından endişe duyarlarken diğer taraftan yaşamsal ihtiyaçlarını anlatamamaları nedeni ile de sıkıntı yaşayabilmektedirler. İletişim olanaksız olduğunda ise hastalar kontrollerini kaybettiklerini hissederler (Menzel, 1997). Sağlık personeli entübe hastalarla etkili bir iletişim kuramadığında hastalar kızgınlık, çaresizlik, öfke gibi duygular yaşayabilmekte ve stres seviyeleri artmaktadır. Hastalar bu durumda kendilerini yararsız hissetmekte, bağımlılık düzeyleri artmakta, bakım ve tedavilerine katılımları azalmakta ve sonuçta 57 iyileşme süreçleri olumsuz etkilenebilmektedir (Lıenore ve ark., 1999; Alasad ve ark., 2005; Menzel, 1998; Schumann, 1999). Bu çalışmada da hem kontrol hem de müdahale grubundaki hastalar hemşirelerin kendilerini anlamadığında öfke, endişe ve korku duygularını yaşadıklarını belirtmişlerdir. Diğer taraftan entübe hastalar ile etkili bir iletişimin; hastada stres ve anksiyetenin azalmasına yardımcı olduğu iyileşme sürecini olumlu yönde etkileyerek, yoğun bakımda kalma süresini kısalttığı bilinmektedir (Yava ve ark., 2006; Arasaratnam, 2003). Buradan yola çıkarak hemşirelerin entübe hastalar ile iletişimlerinde hastaların bireysel özelliklerine uygun ve etkili iletişim yöntemlerini kullanması; hastanın iletmek istediklerini anlamak için yeterli zaman ayırarak çaba sarf etmesi ve hastanın gereksinimlerine duyarlı olarak bu gereksinimleri zamanında karşılaması ile hastaların daha az olumsuz duygu yaşamalarına yardımcı olunabileceği öngörülmektedir. Resimli iletişim materyali hemşire ile hasta arasındaki iletişimin hızını ve etkinliğini arttırır ve hastanın ihtiyaçlarının daha kolay karşılanmasına katkı sağlar (Patak, 2004). Hastaların gereksinimlerini kolayca anlatabilmesi ve gereksinimlerinin zamanında karşılanması ise hastanın rahatlamasına, kendisini daha güvende hissetmesine yardımcı olur (Soehren, 1995; Hweidi, 2007). Aynı zamanda iletişim için sürenin etkin kullanılması, hemşirenin diğer bakım aktiviteleri için daha fazla zaman ayırmasını sağlar. Bu çalışmada müdahale grubundaki hastaların, büyük çoğunluğunun resimli iletişim materyali ile gereksinimlerini anlatabildiği ve kontrol grubundaki hastalara göre iletişimin daha az zaman aldığı belirlenmiştir (Grafik 4.4). Müdahale grubundaki hastaların çoğunluğu resimli iletişim materyalinin sağlık personelinin entübe hastalarla iletişiminde yardımcı olduğunu belirtmişler ve tamamı resimli iletişim materyalinin entübe hastalar ile iletişim için kullanılmasını önermişlerdir. Patak ve arkadaşlarının (2006) çalışmasında hastaların %41.4’ü resimli iletişim materyalini çok yararlı, %27.6’sı ise ihtiyaçlarını anlatmakta yararlı bulduğunu 58 belirtirken, sadece bir hasta resimli iletişim materyalinin yararlı olmadığını belirtmiştir. Kardiak cerrahi sonrası mekanik ventilasyona bağlı 40 hasta için resimli iletişim aracının etkinliğinin değerlendirildiği bir çalışmada da bu materyalin hastalarla iletişimde yararlı olduğu belirlenmiştir (Stovsky ve ark., 1988). Bu çalışmada resimli iletişim materyalinde yer alan konuların hastaların gereksinimlerini karşılama durumu, araştırma sorularından birini oluşturmuştur. Kontrol ve müdahale grubundaki hastaların entübe oldukları dönemde ilettikleri konuların içeriğinin, iletişim materyalinde yer alan konularla benzer olduğu belirlenmiştir (Tablo 3.1. ve Tablo 4.5). Stovsky ve arkadaşları (1988) tarafından yapılan bir çalışmada hastalar en fazla; ağrı, korku, sıcak/soğuk, susama ve sürgü gibi gereksinimleri sıralamışlardır. Patak ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada ise entübe hastalar daha çok susama, ağrı, mide bulantısı, sıcak/soğuk gibi konuları iletmişlerdir. Denise ve Puntillo (2006)’da hastaların entübe oldukları dönemde susama, yorgunluk, anksiyete, acıkma gibi temel gereksinimlerini iletmeye çalıştıklarını belirlemiştir. Çalışma sonuçları dikkate alındığında hastaların ilettikleri gereksinimlerin bazı farklılıklar olmakla birlikte genellikle benzer olduğu ve daha çok temel gereksinmeleri içerdiği görülmektedir. Bu sonuç dikkate alındığında resimli iletişim materyalinde yer alan resimlerin hastaların gereksinimlerini anlatmak için öncelikli konuları kapsadığı ifade edilebilir. Farklılıkların ise hastaların bireysel özelliklerinden ve kültürel farklılıklardan kaynaklanabileceği düşünülmektedir. İletişim hasta ve sağlık personelinin kişilik özelliklerinden, beklentilerinden, önyargılarından, sosyo-ekonomik ve kültürel faktörlerden, duygu durumlarından etkilenebilmektedir (Adıgüzel, 2005). Buradan yola çıkarak hastaların bireysel özellikleri ve kültürel faktörlerindeki farklılıklar nedeniyle iletişim materyalinde olmasını istedikleri ve öncelik verdikleri konularda da farklılıklar olabileceği düşünülmektedir. Kontrol grubunda yer alan hastaların %17.8’i entübasyon sürecinde nefes almakta zorlandıklarını iletirken, müdahale grubundaki hastaların %53.3’ü bu sorunu iletmişlerdir. Müdahale grubundaki hastaların bu konuyu daha fazla tercih etmeleri, resimli iletişim materyalindeki nefes almakta zorlanma ile ilgili resimin hatırlatıcı 59 olmasından kaynaklanabilir. Göstergeler zihinsel imgeleri canlandıran uyaranlardır. Görsel işaretler fiziksel olarak gözde başlayarak beyinde anlam kazanarak anlamlı iletilere dönüştürülmektedir (Başer, 1994). Kontrol grubunda yer alan ve 65 yaş üzeri olan hastaların tamamına yakını, müdahale grubundaki hastaların ise yarısı sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını ve benzer şekilde ihtiyaç ve isteklerinin sağlık personeli tarafından yeterince anlaşılmadığını belirtmişlerdir. Diğer taraftan 65 yaş ve altında yer alan hastaların, 65 yaş üzeri gruba göre daha olumlu görüşe sahip oldukları görülmektedir (Tablo 4.7, Tablo 4.10). Benzer şekilde 65 yaş üzerindeki hastaların, 65 yaş ve altındaki hastalara göre ve kontrol grubundaki yaşlı hastaların müdahale grubundakilere göre iletişim yöntemlerini daha az uygun buldukları belirlenmiştir (Tablo 4.9). Resimli iletişim materyalinin kullanıldığı 65 yaş üzerindeki hastalar, kontrol grubuna göre hem sağlık personeli ile iletişimde daha az güçlük yaşadıklarını, hem de sağlık personeli tarafından daha çok anlaşıldığını belirtmişlerdir. Bu sonuç iletişim materyalinin etkinliğini ortaya koyması açısından olumlu bir sonuç olmakla birlikte istenilen düzeyde de değildir. Yaşlanma ile birlikte yeni durumlara uyum sağlayabilme, yeni düşünceleri kabul etmek daha güç olabilmektedir. Yaşlı bireyler dinlenilmek ve sözlerine değer verilmesini istemektedirler (Arpacı, 2005). Bu koşulların sağlanamadığı entübasyon, yoğun bakım ortamı, farklı terminoloji kullanımı, tanımadığı sağlık personeli ve kendi günlük rutinlerini gerçekleştirememe gibi durumlar iletişimde güçlüğe neden olmaktadır (Kutsal, 2000). Yaşlanma aynı zamanda fizyolojik değişikliklere de neden olmaktadır. Yaşlanma sonucunda kas kütlesinin azalması ile kaslar zayıflar ve buna bağlı olarak hareketler kısıtlanır ya da işitme kaybı gibi duyusal kayıplar ortaya çıkar. Yaşlanma ile birlikte kronik hastalıkların artması, çoklu ilaç kullanımına; çoklu ilaç kullanımı ise duygu durum bozukluklarına ve motor fonksiyon kayıplarının artmasına yol açmaktadır (Karadakovan, 2010; Kutsal 2000). Yaşlanma ile ilgili belirtilen değişimler dikkate alındığında, yaşlı hastalarda kas koordinasyonunda ve gücündeki azalmanın, zihinsel süreçler 60 ve duyusal değişikliklerin iletişimi ve iletişimde kullanılan yöntemlerin etkinliğini sınırlandıracağı söylenebilir. Yaşlı hastaların sağlık personeli ile iletişimde daha fazla güçlük yaşama ve sağlık personelinin kendilerini anlayamadıklarına yönelik olumsuz görüşlerinin nedenlerini de açıklayabilir. Diğer taraftan Menzel (1997) resimli iletişim materyalinin etkinliğini belirlemek için yaptığı bir çalışmada (n:29) hastaların yaşlarına göre iletişim materyalinden yaralanma durumu arasında anlamlı bir ilişki bulamamıştır. Cinsiyet bireylerin olaylar karşısındaki tutumunu ve tepkilerini belirleyen değişkenlerdendir. Bu çalışmada hem kontrol, hem de müdahale grubundaki erkek hastaların kadın hastalara göre sağlık personeli ile iletişimde daha fazla güçlük yaşadıkları, buna rağmen kadınlara göre sağlık personelinin ihtiyaç ve isteklerini anlamakta daha yeterli buldukları belirlenmiştir (Tablo 4.7, Tablo 4.10). Müdahale grubunda yer alan hem kadın hem de erkek hastalar kontrol grubundaki hastalara göre iletişimde daha az güçlük yaşamışlar ve müdahale grubundaki kadın hastalar, kontrol grubundaki kadınlara göre iletişim yöntemlerini daha uygun bulmuşlardır (p<0.05) (Tablo 4.7, Tablo 4.9). Bu sonuç resimli iletişim materyalinin hem kadın hem de erkek hastaların iletişimdeki güçlükleri azalttığını göstermektedir. Menzel (1997) resimli iletişim materyalinin etkinliğini değerlendirdiği bir çalışmada cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark belirlememekle birlikte, daha önce entübasyon deneyimi olan erkek hastaların daha az korku yaşadıklarını ortaya koymuştur. Hweidi (2007) yoğun bakımda stres düzeyleri açısından kadın ve erkek hastalar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulmamıştır. Benzer şekilde Novaes ve arkadaşları (1997) da yoğun bakım stres puanları açısından cinsiyetler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark belirlememiştir. Bu çalışmada hastaların eğitim düzeyleri ve iletişimde güçlük yaşama durumları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ancak okuma yazma bilmeyenlerin iletişimde daha fazla güçlük yaşadıkları, kontrol grubuna göre müdahaale grubundaki hastaların iletişim yöntemlerinden daha memnun oldukları belirlenmiştir(p<0.05). Novaes ve arkadaşları (1997) yoğun bakım ortamında eğitim düzeylerine göre toplam stres puanları arasında anlamlı bir fark belirlememişlerdir. Diğer taraftan Hweidi (2007) 165 yoğun bakım hastası ile yaptığı bir çalışmada düşük eğitim düzeyine sahip olan 61 hastaların, yüksek eğitim düzeyine sahip olanlara göre stres puanlarının daha yüksek olduğunu bulmuştur. Okuma yazma bilmeyenlerin yazı yazması ve alfabe gibi yöntemleri kullanabilmesi mümkün görülmemektedir. Hastaların iletişimde kullanabilecekleri yöntemlerin sınırlanması ise istek ve gereksinimlerin sağlık personeli tarafından anlaşılmasını zorlaştırmaktadır. Bu koşullarda hastaların stres düzeylerinin artması beklenen bir sonuçtur ve resimli iletişim materyalinin eğitim düzeyi düşük hastalar tarafından tercih edilme nedenini açıklayabilir. Eğitim düzeyi yükseldikçe hastalar farklı iletişim materyallerinden daha fazla yararlanabilirler, iletişim yöntemleri için tercih seçenekleri artabilir, eğitim düzeyi düşük hastalara göre sağlık personeli ile iletişime daha kolay geçebilirler ve iletişimde daha az güçlük yaşayabilirler (Goldber, 2010; Kripalani, 2010). Bu durum eğitim düzeyi yüksek olan hastaların iletişimde daha az güçlük yaşama ve sağlık personeline gereksinimlerini anlatmakta daha az zorlanma gerekçesini açıklayabilir. Bu çalışma kapsamında hastaların daha önceki yoğun bakım ve entübasyon deneyimlerine göre iletişimde güçlük yaşama durumları da değerlendirilmiştir. Daha önce yoğun bakım ve entübasyon deneyimi olan hastaların olmayanlara göre iletişimde daha az güçlük yaşadıkları, aynı zamanda müdahale grubunda yer alan ve yoğun bakım ve entübasyon deneyimi olmayan hastaların kontrol grubuna göre iletişimde daha az güçlük yaşadıkları belirlenmiştir (Tablo 4.8). Entübasyon yoğun bakım hastaları için en önemli stresörlerden biridir ve yoğun bakımda kalma süresi ve entübasyon süresinin uzaması hastaların stres düzeyini artırır (Pennock, 1994; Soehren, 1995; Mui So ve Kit Chan, 2004; Samuelson ve ark., 2007). Hastaların daha önceki hastane ya da yoğun bakım deneyimleri sonraki hastane deneyimlerini de etkileyebilir. Birey eğer daha önce olumlu bir deneyim yaşamış ise sonraki hastane deneyimlerine de olumlu yansıyacaktır. Benzer şekilde entübasyon deneyimi hastalar için olumlu ise, bir sonraki entübasyon sürecine olumlu katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. Daha önce yoğun bakım ve entübasyon deneyimi olan hastaların, bilinmezlik ile ilgili endişeleri giderileceğinden ve soruları cevaplanacağından; sonraki deneyimlerinde kendilerini daha rahat hissedeceklerdir. Hastalar geçmiş deneyimlerinin yardımı ile sorunlarını çözebilir ve nasıl yardım alabileceğini bulabilirler (Leea ve ark., 2007; Mccabe, 2004). Yoğun 62 bakım ve entübasyon deneyimi olan hastaların, olmayanlara göre iletişimde daha az güçlük yaşaması bu doğrultuda açıklanabilir. Bu çalışmada geliştirilen iletişim materyalinin entübe hastalarda etkinliği değerlendirilmiştir. Sonuç olarak diğer iletişim yöntemlerinin kullanıldığı entübe hastalara göre resimli iletişim materyalini kullanan hastaların iletişimde daha az güçlük yaşadıkları, sağlık personelinin resimli iletişim materyali aracılığı ile hastaların istek ve ihtiyaçlarını daha kolay anladıkları, hastaların resimli iletişim materyalini diğer yöntemlere göre daha uygun buldukları, çoğunluğunun resimli iletişim materyalinin entübe hastalar ile iletişimde yardımcı olacağı görüşünde oldukları ve tamamının entübe hastalar ile iletişimde resimli iletişim materyalinin kullanılmasını önerdikleri belirlenmiştir. Ayrıca resimli iletişim materyalinin yaşlı, eğitim düzeyi düşük ve her iki cinsiyetteki hastalarda da kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Bununla birlikte resimli iletişim materyalini kullanan hastaların da sağlık personeli ile iletişimde güçlükleri bulunduğu ve yarısından çoğunun sağlık personelinin hastaların istek ve gereksinimlerini anlamakta yeterli bulmadıkları görülmektedir. Resimli iletişim materyalinin hastaların iletişimini kolaylaştırabileceği ancak tamamen iletişim sorunu ortadan kaldıramayacağı bir gerçektir. Bu nedenle hastaların iletişimini etkileyecek diğer faktörlerin belirlenmesinin hastaların yoğun bakım ortamı, sağlık personeli ve entübasyon gibi girişimler nedeniyle yaşadıkları iletişim sorunlarının açıklanmasına katkı sağlayacağı öngörülmektedir. 63 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Entübe hastalarla iletişim için bir resimli materyalin geliştirilmesi ve bu materyalin iletişimde etkinliğinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışmadan elde edilen bulgulara göre sonuçlar ve öneriler aşağıda sıralanmıştır. SONUÇLAR • Kontrol grubu ve müdahale grubunda yer alan hastaların yarısı 18-65 yaş, diğer yarısı 65 yaş üstü hastalardan ve benzer şekilde yarısı erkek ve yarısı kadınlardan oluşturmaktadır. Büyük çoğunluğu evli, yaklaşık üçte biri ilköğretimden mezun ve çoğunluğu ev hanımıdır (Tablo 4.1). • Her iki grubta da hastalara en fazla koroner arter by pass greft gerçekleştirilmiş ve kapak ameliyatları ikinci sırayı almıştır (Tablo 4.2). • Kontrol grubunda yer alan hastaların %26.7’sinin yoğun bakım deneyimi bulunurken, %13.3’ünün entübasyon deneyimi bulunmaktadır. Müdahale grubunda ise hastaların %22.2’sinin yoğun bakım deneyimi bulunurken, %11.1’inin entübasyon deneyimi bulunmaktadır (Tablo 4.2). • Her iki grupta bulunan hastaların yoğun bakımda kalma süreleri ortalama iki gün, entübasyon süresi dokuz saat olarak belirlenmiştir. • Kontrol grubundaki hastalar entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile en fazla jest ve mimiklerini kullanarak ve dudak okuyarak iletişimi sağlarken, müdahale grubundaki hastaların tamamı sağlık personeli ile iletişimde resimli iletişim materyalini kullanmış ve yine tamamına yakını resimli iletişim materyalinin alfabe bölümüne gereksinim duymuşlardır (Grafik 4.1). • Kontrol grubundaki hastaların %20’si, müdahale grubundaki hastaların ise %42.2’si entübe oldukları dönemde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemleri uygun bulduklarını belirtmişlerdir (Tablo 4.4). 64 • Kontrol grubunda yer alan hastalar entübe oldukları süreçte hemşireye en fazla mide bulantısı, su ve pozisyonunun değiştirilmesi konularını iletirken; müdahale grubundaki hastalar en fazla su, nefes almakta zorlanma ve bulantı konularını iletmişlerdir (Tablo 4.5). • Kontrol grubunda bulunan hastaların üçte biri, müdahale grubunda ise bir hasta entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişlerdir (Tablo 4.6). • Kontrol grubundaki hastaların %15.6’sı, müdahale grubunda hastaların ise %37.8’i entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların istek ve ihtiyaçlarını anlamakta yeterli olduklarını belirtmişlerdir (Grafik 4.2). • Her iki grupta bulunan hastalar entübasyon süresince iletmek istediği bir konu sağlık personeli tarafından anlaşılmadığında en fazla endişe, korku ve öfke yaşadıklarını belirtmişlerdir (Grafik 4.3). • Kontrol grubunda yer alan ve 65 yaş üzerinde olan hastaların büyük çoğunluğu, müdahale grubundaki hastaların ise yarısı sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişler ve fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (Tablo 4.7). • Kontrol grubunda yer alan kadın hastaların %77.3’ü ve erkek hastaların %82.6’sı, müdahale grubunda ise kadın ve erkek hastaların yarısı sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişler ve fark her iki grupta istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (Tablo 4.7). • Kontrol grubundaki evli hastaların % 78’i, müdahale grubundaki evli hastaların ise %48.8’i entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişler ve fark istatistiksel olarak da anlamlı bulunmuştur (Tablo 4.7). 65 • Kontrol grubundaki hastalardan okuma yazma bilmeyenlerin tamamı, müdahale grubundaki hastaların ise % 37.5’i entübe oldukları dönemde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşadıklarını belirtmişlerdir (Tablo 4.7). • Kontrol grubunda yoğun bakım deneyimi olmayan hastaların %84.8’i ve entübasyon deneyimi olmayan hastaların %66.7’si, müdahale grubunda yer alan yoğun bakım ve entübasyon deneyimi olmayan hastaların ise yarısından fazlası entübe oldukları süre içinde sağlık personeli ile iletişimde güçlük yaşamışlardır (p<0.05) ( Tablo 4.8). • Kontrol grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastaların ve kadınların %13.6’sı, müdahale grubunda 65 yaş üzerindeki hastaların %45.5’i ve kadınların %40.9’u entübasyon sürecinde sağlık personelinin iletişimde kullandıkları yöntemleri uygun bulmuşlardır (p<0.05) (Tablo 4.9). • Müdahale grubunda yer alan 65 yaş üzerindeki hastalar ve kadınlar, kontrol grubundaki hastalara göre entübasyon süresince sağlık personelinin hastaların ihtiyaç ve isteklerini anlamakta daha yeterli olduklarını belirtmişlerdir (p<0.05) (Tablo 4.10). • Müdahale grubundaki hastaların çoğunluğu resimli iletişim materyalinde yer alan şekillerin sayısını, şekillerin anlaşılırlığını ve şekillerin rengi ve büyüklüğünü uygun bulmuşlardır (Tablo 4.11). • Müdahale grubundaki hastaların %77.8’i sağlık personelinin entübe hastalarla iletişiminde resimli iletişim materyalinin yardımcı olduğunu belirtirken, tamamı bu materyalin hastalarla iletişimde kullanılmasını önermişlerdir (Grafik 4.4). • 18-65 yaş grubunda yer alan hastalar, yaşlılara göre; erkekler, kadınlara göre; evliler bekarlara göre ve okuma-yazma bilmeyenler, daha fazla eğitim alanlara göre sağlık personeli ile iletişimlerinde resimli iletişim materyalinin daha 66 yardımcı olduğunu belirtmişler ancak gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (Tablo 4.12). ÖNERİLER Çalışmanın sonuçları dikkate alındığında; • Sözel iletişimde sorunu olan ve diğer yoğun bakım üniteleri ya da servislerde yatan hastalarda resimli iletişim materyalinin etkinliğinin belirlenmesi için benzer çalışmaların gerçekleştirilmesi, • Hastaların entübasyon sürecinde iletişimlerini olumsuz yönde etkileyen faktörlerin belirlenmesi için daha kapsamlı bir çalışmanın yapılması, • Entübe hastaların anksiyete ve stres düzeylerini azaltmakta, resimli iletişim materyalinin etkin olup olmadığının belirlenmesi • Sözel iletişimde bulunamayan hastalarla etkili iletişimi sağlamak için sağlık personeline yönelik eğitim programlarının düzenlenmesi ve • Sözel iletişimi olmayan hastalarla iletişimi daha etkin hale getirebilmek için resimli iletişim materyali ile diğer uygun iletişim yöntemlerinin kullanıldığı çalışmaların gerçekleştirilmesi önerilmektedir. 67 birlikte KAYNAKÇA ADLER D. (1997). The experience and caring needs of critically ill, mechanically ventilated patients. Thesis of doctors, Faculties of the University Pennyslvnia. AKYURT, N. (2009). İletişim ve Marmara Üniversitesi Saglık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Ögrencilerinin iletisim Becerileri. Fırat Saglık Hizmetleri Dergisi. 4(11):15-19. ALASAD, J., AHMAD, M. (2004). Communication with critically ill patients. Journal of Advanced Nursing. 50(4): 356–362. APPEL-HARDIN (1984). Communicating with intubated patients . Crit Care Nurse. 4(6):26-27. ARASARATNAM, L., DOERFEL, M. (2005). Intercultural communication competence: Identifying key compotents from multucultural relations. Journal of Interculturel Communication. 29: 137-163. ARPACI, F., (2005). Farklı boyutlarıyla yaşlılık. Türkiye işçi emeklileri derneği. http://www.tued.org.tr/tied_kitaplar)yaslilik.pdf (Erişim Tarihi: 10.08.2010) ASHWORT, P. (1984). Staff- patient communication in coronary care units. Journal of Advanced Nursing. 9: 35-42. ATAÇ, A., AZAL, Ö. UÇAR, M. (2003). TSK sağlık personelin hasta hakları ve sağlık personeli- kurumlarından yararlanan hasta ilişkisi konusundaki memnuniyetlerinin intranet üzerinden araştırılması. Gülhane Tıp Dergisi. 45(4): 309315 68 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ VERİTABANI, 2010; (Erişim tarihi:15.08.2010) BERGBOM-ENGBERG, I., HALJAMÄE, H. (1993). The communication process with ventilator patients in the ICU as perceived by the nursing staff. Intensive Crit Care Nurs. 9(1):40-7. BHATNAGAR, S.C., SILVERMAN, F. (2007) Communicating with nonverbal patients in India: In expensive augmentative communication devices http://www.dinf.ne.jp/doc/english/asia/resource/apdrj/z13jo0400/z13jo0405.html (Erişim Tarihi: 10 Ağustos 2010) BOZDOĞAN, Z. (2001). Etkili öğretmen olabilmek. Ankara: Eğitim-Sen Yayınları. http://e-kutuphane.egitimsen .org.tr/pdf/324.pdf (Erişim Tarihi: 09.08.2010) BUDAK, G. (2004). Hemsire - Hasta İletisimi ve İletisimin Hasta Yönünden Önemi. İzmir. CONNOLLY, M., SHEKLETON, M. (1991). Communicating with ventilator dependent patients. Dimens Crit Care Nurs. 10:115-22. CÜCENOĞLU, D., (1995). İletişim ve Etkili Yaşam Semineri, İstanbul: Sistem Yayıncılık. DENISE, L., PUNTILLO, K. (2006). A pilot study on coexisting symptoms in intensive care patients. Applied Nursing Research. 19(4 ): 216-219. DÖKMEN, Ü. (1994). İletişim çatışmaları ve empati. İstanbul: Sistem Yayıncılık DYER I. (1995) Preventing the ITU syndrome or how not to torture an ITU patient. Part 1. Intensive and Critical Care Nursing 11(3): 223–232. 69 ERDOĞAN, İ. (2002). İletişimi anlamak. Ankara: Erk Yayınları ERGİN, A.(2000) Eğitimde İletişim. Ankara: Anı Yayıncılık ERYILMAZ, D., DARN, S., (2005). Nonverbal communication. Izmir University of Economics. http:// sfl.ieu.edu.tr/doc/tdu/publication. (Erişim Tarihi 16.06.2010). FINKE, E.H., LIGHT J., KITKO L. (2008) A systematic review of the effectiveness of nurse communication with patients with complex communication needs with a focus on the use of augmentative and alternative communication. Journal of Clinical Nursing 17: 2102– 2115 FRIED-OAKEN, M., HOWARD, J., & STEWART, S. (1991). Feedback on AAC intervention from adults who are temporarily unable to speak. Augmentative and Alternative Communication. 7: 43–50. GOLDBER, G. (2010) The Importance of Communication and Education toward Patient Literacy: The Relationship of Functional Health and Patient’s Knowledge of Their Chronic Disease and Metabolic Disorder. http://www.rnjournal.com/journal_of_nursing/the_importance_of_communication_and_ education_toward_patient_literacy.htm (Erişim Tarihi: 11.08.2010) GÜLER, Ç. (2006). Kitle İletişim Araçları ve Sağlık. Toplum Hekimliği Bülteni. 25(1): 16 HAFSTEINDOTTIR, T. (1996). Patient’s experiences of communication during the respirator treatment period. Intensive Crit Care Nurs. 12:261-71. HAPP, M. (2001). Communicating with mechanically ventilated patients: state of the science. AACN Clin Issues. 12:247-58. 70 HAPP, M., TUITE, P., DOBBİN, M., KITUTU, J. (2004). Communıcatıon abılıty, method, and content among nonspeakıng nonsurvıvıng patıents treated wıth mechanıcal ventılatıon ın the ıntensıve care unıt. American Journal of Critical Care.13:210-220 HARRISON, L., NIXON, G.(2002). Nursing activity in general intensive care. Journal Of Clinical Nursing.11:158-167. HODGE, S. (2007). Why is the potential of augmentative and alternative communication not being realized? Exploring the experiences of people who use communication aids. Disabilitiy & Society. 22(5) 457–471. HUDAK, C., GALLO, B., MORTON, P.(1998). Impact of the Critical Care Environment on the Patient. Critical Care Nursing. 7:31-39. HWEIDI, I.M. (2007). Jordanian patients’ perception of stressors in critical care units: A questionnaire survey. International Journal of Nursing Studies, 44(2): 227-235. ILO-IPEC Programı İş Müfettişleri Eğitim Projesi (1995). İletişim ve iletişim teknikleri. KARADAKOVAN A. (2010) “Yaşlılık ve Bakım”. Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım (Ed: Karadakovan A, Eti Aslan F), Nobel Kitapevi, Adana, s:113-133. KRİPALANİ, S., JACOBSON, T., MUGALLA, I.C., CAWTHON, C.R., NİESNER, K.J., VACCARİNO, V. (2010). Health Literacy and the Quality of Physician-Patient Communication During Hospitalization Journal of Hospital Medicine, 5:269–275. KOÇAK, F. (2008). Sağlık kurumlarında iletişim; hasta ile sağlık personeli iletişimi üzerine bir araştırma. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. 71 KUTSAL, Y.(2000). Yaşlılarda Ağrı Sorunu. Türk geriatri derneği.www.geriatri.org/sorulariniza_yanitlar.php?pg=yaşlilardaagri (Erişim Tarihi: 10.08.2010) KUTSAL, Y. (2000). Yaşlılarda çoklu ilaç kullanımı. Türk Geriatri Derneği. 9:37-44 LEEA, M.A., YOMB, Y.H. (2007). A comparative study of patients’ and nurses’ perceptions of the quality of nursing services, satisfaction and intent to revisit the hospital: A questionnaire survey. International Journal of Nursing Studies. 44: 545–555. LEMES, S. (1990). Adequecy of Sample Size in Health Studies, World Health Organization LIENORE, E., OGLE, R. (1999). Nurse-patient communication in the intensive care unit: a review of the literature. Aust Crit Care. 12(4):142-5. LINDGREN, A. (2005). Caring for patients on mechanical ventilation: what research indicates is best practice, Advanced Journal Nursing. 105(5): 50-61. LIU, J. (2008). Basic needs and their predictors for intubated patients in surgical intensive care units , Heart & Lung: The Journal of Acute and Critical Care. 38(3): 208216. MAGNUS, V., TURKINGTON, L. (2006). Communication interaction in ICU- Patient and staff experiences and perceptions. Intensive and Critical Care Nursing. 22: 167-180. McCABE, C. (2004). Nurse–patient communication: an exploration of patients’ experiences. Journal of Clinical Nursing 13: 41–49. MENZEL, L. (1994). Communication-related responses of ventilated patients. Thesis of Doctor, Case Western Reserve University. 72 MENZEL, L. (1997). A comparison of patients' communication related responses during intubation and after extubation. Heart & Lung. 26:363-71. MENZEL, L. (1998). Factors related to the emotional responses of intubated patients to being unable to speak. Heart & Lung. 1998;27:245-52 MUI SO, H. & KIT CHAN, D.S. (2004). Perception of stressors by patients and nurses of critical care units in Hong Kong. International Journal of Nursing Studies. 41(1): 7784. NATIONAL LIBRARY OF MEDICINE, NATIONAL INSTITUTES OF HEALTH (NLM-NIH) (2009) Endotracheal intubation. Updated JLhttp://www.nlm.nih.gov/medlineplus/ency/article/003449.htm by (Erişim Heler tarihi: 27.07.2010) NOVAES, M.A., ARONOVICH, A., FERRAZ, M.B., KNOBEL, E.(1997). Stressors in ICU: patients' evaluation. Intensive Care Med. 23(12):1282-5. ÖZCAN, A. (1996). Hemşire Hasta İlişkisi ve İletişim. İzmir: Saray Medikal Yayıncılık. ÖZÇAKIR, A. (2004). Aile Doktorları için Kurs Notları. Ata Ofset Tanıtım ve Matbaacılık ÖZER, K. (1998). İletişimsizlik Becerisi. İstanbul: Varlık yayınları. PATAK, L., GAWLİNSKİ, A., FUNG, I., DOERING, L., BERG, J. (2004). Patients’ reports of health care practitioner interventions that are related to communication during mechanical ventilation. Applied Nursing Research. 19: 182–190. PEKTEKİN, Ç. (1997). Hemşirelikte Kişilerarası İlişkiler. Eskişehir: Açıköğretim Fakültesi Yayınları. 73 PENNOCK, B.E., CRAWSHAW L., MAHER, T., PRICE, T., KAPLAN, P.D.(1994). Distressful events in the ICU as perceived by patients recovering from coronary artery bypass surgery. Heart Lung. 23(4):323-7. ROTUNDI, A. J., LAKSHNIPATHİ, C., SIRIO, C., MENDELSOM, A., SCHULLZ, R., BELLE, S., ET AL. (2002). Patients’ recollections of stressful experiences while receiving prolonged mechanical ventilation in an intensive care unit. Critical Care Medicine. 30: 746– 752. SAMUELSON, K.A.M, LUNDBERG, D., FRİDLUND, B. (2007). Stressful experiences in relation to depth of sedation in mechanically ventilated patients. Nursing in Critical Care. 12 (2);93-104 SCHUMANN, R. R. (1999). Intensive Care Patients' Perceptions of the Experience of Mechanical Ventilation: A Dissertation. Texas Woman's University. SOEHREN, P. (1995) Stressors perceived by cardiac surgical patients in the intensive care unit. Am J Crit Care. 4(1):71-6. STOVSKY, B., RUDY, E., & DRAGONETTE, P. (1988). Comparison of two types of communication methods used after cardiac surgery with patients with endotracheal tubes. Heart and Lung. 17: 281– 289. TOKDEMİR, H. (2006). Hemşirelerin bilinci kapalı hasta ile iletişime ilişkin algıları ve deneyimleri. Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Türk Dil Kurumu http://www.tdk.gov.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2 EF4376734BED947CDE&Kelime=İletişim USHER, K., MONKLEY, D.(2001). Effective communication in an intensive care setting: nurse’s stories. Contemp Nurs.10(12):91-101. 74 UYER, G. (2000) Hemsire - Hasta İletisimi ve İletisimin Hasta Yönünden Önemi. T Klin Tıp Etiği. 8:90-94 WOJNICKI, G. (2001). Communication between nurse and patient during ventilator treatment: patient reports and RN evaluations. Intensive and Critical Care Nursing. 17(1):29-39 WONG, F., ARTHUR, D. (2000). Hong Kong patients’ experiences of intensive care after surgery: nurses’ and patients’ views. Intensive and critical care nursing. 16(5): 290-303. WYMAN-MCGİNTY, M. (1998). The body in analysis: authentic movement and witnessing. in analytic practice. Journal of Analytical Psychology. 43: 239–260. YAVA, A., KOYUNCU, A. (2006). Entübe hastalar ile iletişim deneyimlerimiz: olgu sunumları. Gülhane Tıp Dergisi 2006. 48: 175-179. 75 EK-2 İletişim Materyalinde Yer Alacak Konuları Belirlemeye Yönelik Hasta Görüş Formu Hastaya yöneltilecek sorular Değerli Katılımcı, sizin gibi ameliyat olan ve boğazına (soluk borusuna) tüp takılan bireyler sağlık personeline gereksinimlerini ve sorunlarını anlatmakta güçlükler yaşayabilmektedirler. Bu durumdaki hastalarımızla iletişimi kolaylaştırmak için bir resimli iletişim materyali geliştirmeyi planlamaktayız. Bu konu için sizin deneyim ve görüşleriniz bizim için çok değerli olup hazırlanacak aracın etkinliğini de arttıracaktır. Yardım ve desteklerinizden dolayı teşekkür ederiz. 1.Boğazınızda tüp bulunduğu süre içinde hemşireniz ile iletişim kurmakta güçlük yaşadınız mı? a. Evet b.Hayır 2.Boğazınızda tüp varken en çok neyi/neleri hemşirenize iletme gereksinimi duydunuz? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… 3.Hemşirenize iletmek istediklerinizden hangilerini en çok anlatmakta zorlandınız? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… Geliştirilmesi planlanan resimli iletişim aracı için hangi konularla ilgili resim/şekil olmasını önerirsiniz? ……………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………. EK-3 ENTÜBE OLDUĞU SÜRE İÇİNDE HASTANIN İLETİŞİMLE İLGİLİ DENEYİMLERİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK SORU FORMU (Kontrol Grubu İçin) Değerli Katılımcı Sizin gibi boğazına (soluk borusuna) tüp takılan bireyler sağlık personeline gereksinimlerini ve sorunlarını anlatmakta güçlükler yaşayabilmektedirler. Sizin sağlık personeline gereksinimlerinizi anlatmanız için kullanılan iletişim yöntemlerinin (örn.: alfabe, dudak okuma, vücut hareketleri gibi) etkinliğini belirlemek istemekteyiz. Deneyim ve görüşleriniz bizim için çok değerli olup, soluk borusunda tüp olan hastalarla iletişimi kolaylaştırmak için etkili bir iletişim aracını oluşturmakta katkı sağlayacaktır. Yardım ve desteklerinizden dolayı teşekkür ederiz. Anket No: …… ……/……/2009 Hastanın adı soyadı:…………………………………………….. Protokol No:……………………………………………………. 1. Yoğun bakıma geliş tarihi:………… saat:……….. 2. Yoğun bakımdan ayrılış tarihi:……… saat:……….. 3. Yaşı:…….. 4. Cinsiyeti: a. Kadın b.Erkek 5. Medeni durumu: a. Evli b.Bekar 6. Eğitim durumu: a. Okuma yazma bilmiyor b.İlköğretim c.Lise d.Yüksekokul 7. Mesleği:…………………………………………………………………….……. 8. Tanısı:……………………………………………………………..……….. 9. Yapılan cerrah girişim:………………………………………………… 10. Cerrahi girişimin tarihi:.............................. 11. Daha önce yoğun bakımda yatma öyküsü: a. Var b.Yok 12. Ameliyatla ilgili komplikasyon gelişme durumu: a. Gelişti (açıklama:………………………………………..……………………) b. Gelişmedi 13. Entübasyon süresi:…………………….. 14. Hastaya sedasyon uygulandı mı? a. Evet b. Hayır 15. İletişimini engelleyecek ya da güçleştirecek başka bir ilaç alma durumu a. Aldı (açıklayınız:……………………………………………………………. b. Almıyor 16. Hasta yoğun bakıma geldikten kaç saat sonra uyandı..................... 17. Hasta uyandığında oryante miydi? a. Evet b. Hayır 18. Ağrı, bulantı, kusma gibi iletişimi güçleştirecek bir durum yaşama a. Yaşadı (açıklayınız:……………………………………………………………) b.Yaşamadı 19. İletişimi engelleyecek başka bir durum a. Var (açıklayınız:……………………………………………………………….) b.Hayır Hasta İle Birlikte Doldurulacak Bölüm 20. Yoğun bakıma gelmeden önce entübasyona yönelik bilgi alma durumu? a. Evet b.Hayır 21. Boğazınızda tüp varken hemşireniz ile iletişim kurmakta güçlük yaşadınız mı? a. Güçlük yaşadım b. Bazen güçlük yaşadım c. Güçlük yaşamadım 22. Boğazınızda tüp varken hemşirenize istek ve ihtiyaçlarınızı anlatmakta güçlük yaşadınız mı? a. Güçlük yaşadım b. Bazen güçlük yaşadım c. Güçlük yaşamadım 23. Boğazınızda tüp varken hemşireniz ihtiyaç ve isteklerinizi anlayabildi mi? a. Anladı b. Bazen anladı c. Anlamadı 24. Boğazınızda tüp varken hemşirenizin sizinle iletişim kurmakta kullandığı yöntem uygun muydu? a. Hiç Uygun değil b. Uygun değil c. Kısmen Uygun d. Uygun e. Tamamen Uygun 25. Boğazınızda tüp varken en çok neyi/neleri hemşirenize iletme gereksinimi duydunuz? ……………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………… 26. Hemşirenize hangi konu ve durumları iletmekte zorlandınız? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… 27. Boğazınızda tüp varken iletmek istedikleriniz hemşireniz tarafından anlaşılmadığında duygu ve yaşadıklarınızı açıklar mısınız? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… 28. Boğazınızda tüp varken isteklerinizi hangi yolla daha kolay ilettiğinizi düşünüyorsunuz? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… 29. Yoğun bakımda sizin gibi boğazına tüp takılı olan hastalarımızla iletişimi kolaylaştırmak için önerileriniz varsa lütfen belirtiniz? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………. EK -III ENTÜBE OLDUĞU SÜRE İÇİNDE HASTANIN İLETİŞİMLE İLGİLİ DENEYİMLERİNİ BELİRLEMEYE YÖNELİK SORU FORMU (Müdahale Grubu İçin) Değerli Katılımcı Değerli Katılımcı, sizin gibi boğazına (soluk borusuna) tüp takılan bireyler sağlık personeline gereksinimlerini ve sorunlarını anlatmakta güçlükler yaşayabilmektedirler. Sizin sağlık personeli ile iletişiminizi kolaylaştırmak için oluşturulan resimli iletişim materyalinin etkinliğini değerlendirmek için sizin deneyim ve görüşleriniz bizim için çok değerli olup hazırlanmış olan aracın etkinliğini de arttaracaktır. Yardım ve desteklerinizden dolayı teşekkür ederiz. Anket No: …… Hastanın adı soyadı:…………………………………………….. Protokol No:……………………………………………………. 1. Yoğun bakıma geliş tarihi:………… ……/……/2009 saat:……….. 2. Yoğun bakımdan ayrılış tarihi:……… saat:……….. 3. Yaşı:…….. 4. Cinsiyeti: a. Kadın b.Erkek 5. Medeni durumu: a. Evli b.Bekar 6. Eğitim durumu: b. Okuma yazma bilmiyor b.İlköğretim c.Lise d.Yüksekokul 7. Mesleği:…………………………………………………………………….……. 8. Tanısı:……………………………………………………………..……….. 9. Yapılan cerrah girişim:………………………………………………… 10. Cerrahi girişimin tarihi:.............................. 11. Daha önce yoğun bakımda yatma öyküsü: a. Var b.Yok 12. Ameliyatla ilgili komplikasyon gelişme durumu: a. Gelişti (açıklama:………………………………………..……………………) b. Gelişmedi 13. Entübasyon süresi:…………………….. 14. Hastaya sedasyon uygulandı mı? a. Evet b. Hayır 15. İletişimini engelleyecek ya da güçleştirecek başka bir ilaç alma durumu a. Aldı (açıklayınız:……………………………………………………………. b. Almıyor 16. Hasta yoğun bakıma geldikten kaç saat sonra uyandı..................... 17. Hasta uyandığında oryante miydi? a. Evet b. Hayır 18. Ağrı, bulantı, kusma gibi iletişimi güçleştirecek bir durum yaşama a. Yaşadı (açıklayınız:……………………………………………………………) b.Yaşamadı 19. İletişimi engelleyecek başka bir durum a. Var (açıklayınız:……………………………………………………………….) b.Hayır Hasta İle Birlikte Doldurulacak Bölüm 30. Yoğun bakıma gelmeden önce entübasyona yönelik bilgi alma durumu? a. Evet b.Hayır 31. Boğazınızda tüp varken hemşireniz ile iletişim kurmakta güçlük yaşadınız mı? a. Güçlük yaşadım b. Bazen güçlük yaşadım c. Güçlük yaşamadım 32. Boğazınızda tüp varken hemşirenize istek ve ihtiyaçlarınızı anlatmakta güçlük yaşadınız mı? a. Güçlük yaşadım b. Bazen güçlük yaşadım c. Güçlük yaşamadım 33. Boğazınızda tüp varken hemşireniz ihtiyaç ve isteklerinizi anlayabildi mi? d. Anladı e. Bazen anladı f. Anlamadı 34. Boğazınızda tüp varken hemşirenize sizinle iletişim kurmakta kullandığı yöntem uygun muydu? a. Hiç Uygun değil b. Uygun değil c. Kısmen Uygun d. Uygun e. Tamamen Uygun 35. Boğazınızda tüp varken en çok hangi neyi/neleri hemşirenize iletme gereksinimi duydunuz? ……………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………………………………………… 36. Hemşirenize hangi konu ve durumları iletmekte zorlandınız? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… 37. Boğazınızda tüp varken iletmek istedikleriniz hemşireniz tarafından anlaşılmadığında duygu ve yaşadıklarınızı açıklar mısınız? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… 38. Boğazınızda tüp varken isteklerinizi hangi yolla daha kolay ilettiğinizi düşünüyorsunuz? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… 39. Yoğun bakımda sizin gibi boğazına tüp takılı olan hastalarımızla iletişimi kolaylaştırmak için önerileriniz varsa lütfen belirtiniz? ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………. 20. Resimli iletişim aracını aşağıdaki özellikler açısından değerlendiriniz? Resimli iletişim materyalinin Tamamen uygun (aracının) özelliği uygun Materyalin büyüklüğü Resim/şekil sayısı Resimlerin/şekillerin anlaşılırlığı Resimlerin/şekillerin büyüklüğü Resimlerin/şekillerin rengi Diğer: Kısmen Uygun Uygun Değil Hiç Uygun Değil 21. Resim ve şekillerden gereksiz bulduklarınız var mıdır? a. Evet(açıklayınız:………………………………………………….) b. Hayır 22. Size göre bu iletişim aracına başka şekil ve resimler eklenmelidir? a. Evet(açıklayınız:………………………………………………….) b. Hayır 36.Sizce bu iletişim aracı sizin sağlık personelini ile iletişiminize ne kadar yardımcı oldu? a. Çok yardımcı b. Yardımcı c. Kısmen yardımcı d. Yardımcı değil e. Hiç yardımcı değil 37. Boğazına tüp takılı hastalarla iletişimi kolaylaştırmak için bu resimli iletişim aracının kullanılmasını önerir misiniz? a. Kesinlikle Öneririm b. Öneririm c. Kısmen Öneririm d. Önermem e. Hiç önermem İletilen Konu 1. Jest ve mimikleri kullanma 2.Dokunma Yöntem 3.Dudak hareketi/okuma 5. Göz teması kurma 4.Kalem kağıt kullanma 6. Alfabe kullanma 8.Diğer (Açık olarak belirtiniz) İLETİŞİM SÜRECİNİ DEĞERLENDİRME FORMU (KONTROL GRUBU) İletişim İletişim İçin Kullanılan Yöntemler* İletişimde güçlük için a.Yaşandı Harcanan b.Yaşanmadı Süre Protokol No:…………………… *Aşağıda yer alan yöntemlerden kullandıklarınızın numaralarını yazmanız yeterli İletişimin Başladığı Tarih/Saat EK-IV Anket No: …… İletişimi gerçekleştiren hemşire ……/……/2009