(1885-1952) Annesi kocasının ölümünü arzu ettiğini, onunla sadece bir “kız kurusu” olarak kalmaktan korktuğu için evlendiğini Horney‟e açıkça ifade etmiştir. Horney, kuramının taşlarını kendi ailesinden, yaşanan sorunlarla oturtur. Horney‟in çocukluğu hiç de normal bir çocukluk değildi. Annesi abisini kayırıp Horney‟i reddederek, babası sürekli olarak görünüşünü ve zekasını küçümseyerek onu şiddetli değersizlik, aşağılık ve düşmanlık duygularına terk etmişlerdi. emniyet duygusu ve doyumdur. Bunlar Ona göre birey, emniyet ve doyum sağlamak için yiyecek, giyecek, para, cinsellik gibi pek çok ihtiyaçları feda edebilir. Bireyin temel amacı, tehlikeden uzak ve emniyet içinde bir yaşam istemesidir. Birey korkmadan yaşamak ister. İnsanların temel amaçlarının, önce, tehlikeden uzak ve emniyet içinde bir yaşam olduğunu, daha sonra çeşitli gereklerinin doyumunu araladıklarını vurgular. Bu görüş Horney'in kuramının esasıdır. Ona göre herkes gerçek veya idealize bir benlik imajı oluşturur. Normal kişiler için bu benlik imajı iyi ya da kötü yanları bir arada kapsayan, gerçekçi bir değerlendirmeye dayanır. Kişilik içerisinde bir bütünlük duygusu yaratır. Gerçekçi benlik imajı, yaşantılara ve değişime açıklık özelliği taşır. Katı değildir, amaçlar doğrultusunda ve yeni farkındalıklar karşısında değişime uğrayabilir. Nevrotik kişiler, temel anksiyetelerinin çokluğundan dolayı insanlara yönelme, insanlardan uzaklaşma ve insanlara karşıt yönelimlerini bir arada bütünleştiremezler. Nevrotikler gerçek dışı ve katı bir benlik görüşüne sahip olup, kabul edilmesi zor olan gerçeği inkar ederler. Bu idealize benlik imajı, kalıp tarzda model insan olma, buna özenme anlamındadır. Bu ideal benliğe ulaşamadıkça, sürekli olarak özgüven kaygısı yaşarlar, diğer insanlara aşırı bağımlıdırlar. Benliklerinden şüphe ederler, çatışma ve anksiyete yaşarlar. Bu karmaşa benlikte büyük stres yaşatır. Temel anksiyete, insanlararası ilişkilerdeki duygularından kaynaklanır. güvensizlik Bunun anlamı çocuğun kendini saldırgan bir dünya içinde yardımsız ve yalnız hissetmesidir. Çocuk, eğer kusurlu bir ortamda yetişmişse bir anksiyete yaşamaktadır. Çocuk yardımsız ve yalnız hissetme duygusuyla başa çıkabilmek için staretejiler geliştirir. Bu staretejiler boyun eğicilik, saldırganlık, uzaklaşma, kendini önemli hissetme ve başkaları olabilir. Özel bir stareteji olmuşsa bu kişiliğin merkezi olur. Hatta bir gereksinim halini alır. Horney;e göre temel anksiyete, bütün insan ilişkilerinin temelinde vardır. Kişi bundan korunmak için veya bununla yüzleşmek için bazı yöntemler geliştirir. Temel anksiyeteye karşı geliştirilen bu yöntemlere 10 Temel Nevrotik Gereksinim adını vermiştir. Burada diğer insanların beklentilerinden aşırı etkilenme, bunun sonucu olarak kendisi de dahil hiç kimseden hoşlanmama vardır. Bu kişiler reddedilmeye karşı aşırı duyarlı olup diğer insanlarla duygusal bağlantı kurmaktan korkarlar. Bu kişiler yalnız ve terkedilmiş olmaktan korkarlar. İncinmemek için aşırı itaatkar olurlar. Eğer diğer insanlar onun yaşamına giriyorlarsa, onlardan kendisine bebek gibi bakmalarını beklerler. Kendi isteklerini bastırırlar, kendi kimliklerinin özelliğine önem vermezler. Çok dar sınırlar içerisinde varlıklarını ortaya koyarlar. Kendilerini hiç riske etmezler. Yeni kapılar açmazlar. Bir insan olarak kendilerini geliştirmezler. Onlar için gelişmekten çok güvenlik önemlidir. Bu şu sözle ifade edilebilir: "Eğer güç sahibi olursam diğer insanlar beni incitemez." Bu türde güç diğer insanları dışlama, kontrol etme ve yönetme tutumlarını kapsar. Bu insanlar güç kazanırlarsa aşağılık duygularının görülmez olacağını zannederler. Kişinin kendi gereksinimleri için başkalarını kullanma eğilimidir. Kişi kendi ego değerini arttırmak için başka insanlarla ilişki kurar ve onları değil kendisini düşünerek ilişkiyi düzenler. Prestij ve elde etme tek başına bir nevrotik gereksinim değildir. Ancak kişi kendini değerli bulmayı, sahip olduğu prestijle sınırlandırmışsa bu nevrotiktir. Sürekli olarak dışarıdan, kendilerinin değerli olduğunun doğrulanmasını isterler. Sürekli olarak diğer insanlara hayranlık uyandıracak bir tablo sunmaya çalışırlar. Böylece düşük benlik değerinin yarattığı acı hissedilmez. Kişi kendisini kendisine kabul ettirmek ve anksiyeteden korunmak için, kompülsif tarzda, aşırı bir dürtüyle başarı elde etmeye çalışılır. Gerçekçi olmayan standartlara, mükemmeliyetçiliğe sahiptirler. Hiçbir başarı onları doyurmaz. Başka yolla edemedikleri sevgiyi böylelikle kazanmaya çalışırlar. Bağımsızlık gereksinimi nevrotik değildir. Ancak kendisini diğer insanlardan ayırma, doyumlu ilişkiler elde edebilmek için sürekli bir arayış içinde ise nevrotiktir. Bu kişiler "eğer ben mükemmel olursam kimse beni eleştiremez" diye düşünürler. Bu kişiler sürekli kendi açıklarını ararlar. Aşırı hassasiyete sahip olup kendilerini gizlemeye çalışırlar. Bunlar en temel içsel çatışma kaynaklarıdır. Bunlarla başa çıkabilmede bireyin kullandığı bir takım davranış şekilleri vardır. 1. İnsanlara Yönelen Kişiler : Kendilerine göre mükemmel tiplerdir. Bu bireyler diğer insanların onayı ve yakınlığına büyük bir ihtiyaç duyarlar. Kendilerini onlar olmaksızın yardımsız ve zayıf hissederler ve aşırı bağımlı davranırlar. Kendi özgüvenleri, diğerlerinin onlar için olan düşünceleri ile bağlantılıdır. Kendi gereksinimlerinden çok başkalarının onları kabulünü düşünürler. Temelde yetersizlik duygusu vardır. Birinci tipin tam karşıtıdır. Diğer insanların temelde saldırgan olduğu düşüncesi, hayatta kalmak için sürekli mücadele etme felsefesi vardır. Diğer insanları böylelikle kontrol etmeye çalışırlar. Aşırı uyanıktırlar. Diğerlerinin açığını ararlar. Yaşamı bir oyun gibi görürler. Dışarıdan özgüvenli görünürler. Bunun altındaysa gerçekte güvensizlik vardır. Diğer insanlara duygusal olarak mesafeli olmaya özen gösterirler. Benlik yeterlilikleri fazla gibi görünür. Diğer insanlara gereksinim duymazlar. Bu sahte özgüven, yakınlığın yaratacağı anksiyeteden kaçmak içindir. Abartılmış tarzda özenlik, diğer insanları işlerine karıştırmama eğilimindedirler. Diğer insanlarla aralarına duvar örmek için çok fazla enerji harcarlar. Duygularını saklayarak dışarıya sürekli mantıklı izlenim vermeye çalışırlar. Horney, saldırganlığın doğuştanlığına inanmamaktadır. Saldırganlık, bireyin güven duygusunu koruyabilmek için geliştirdiği bir tutumdur. Kişi çevreyi düşman olarak görürse, güvenini koruyabilmek için saldırgan davranır. Bu noktadan hareketle, oedipus karmaşası; çocuk- ana baba arasında yaşanan cinsel, saldırgan bir çatışma değildir. Bu anne-baba le çocuk arasındaki kusurlu yaşantılardan kaynaklanır. Bunlar; reddetme, aşırı koruma, cezalandırma gibi temel kusurlu tutumlardan kaynaklanmaktadır. ( Freud bu karmaşayı sadece yapısal bir nedene, Horney ise insan ilişkilerine bağlıyor. ) Freud’un ve Adler’in kadını aşağılayan tutumlarına karşı çıkar. Ona göre Odipal çatışma babaerkil toplumlarda görülür, anaerkil toplumlarda görülmez. Bu da erkek cinsine imrenme özelliği olmadığını, erkeğin gücüne imrenmenin olduğunun kanıtıdır. Bu gücü ona toplum verir. Anksiyete, ebeveynin çocuğuna yönelik davranışları sonucunda ortaya çıkar. Üstünlük tavrı, koruma eksikliği, sevgi eksikliği, tutarsızlık şiddet gibi.. Anksiyete doğuştan gelen bir bozukluk değil, sosyal ve çevresel faktörlere bağlı olarak gelişir Çocuk sosyo kültürel çevre de yaşanan çatışma ortamında, bazı çözümlere başvurur. Bu çözümler, kişilikte yerleşmiş olarak bulunursa, nörotik ihtiyaç adını alır. Anksiyete yeni bir davranış bozukluğu doğurur. Kişi anksiyeteye karsı kendini savunma yollarına başvururken, nevrotik ihtiyaçlardan yararlanır. Çocuk sosyo kültürel çevre de yaşanan çatışma ortamında, bazı çözümlere başvurur. Bu çözümler, kişilikte yerleşmiş olarak bulunursa, nörotik ihtiyaç adını alır. Anksiyete yeni bir davranış bozukluğu doğurur. Kişi anksiyeteye karsı kendini savunma yollarına başvururken, nevrotik ihtiyaçlardan yararlanır.