var

advertisement
KELTEPE CİVARINDA TARİHİ KALINTILAR I©
GAZİ GÜNDÜZALP TÜRBESİ
KAYILARIN ANADOLUYA GELİŞİ VE OSMANLI AİLESİ
Osmanlılar, Oğuzların Bozok kolundan olup, Kayı boyuna bağlıdırlar. Oğuz
an’anesine göre, Oğuz Han’ın en büyük oğlu Gün Han’ın evladı Kayı Han, Osmanlıların
atasıdır (Boyunağa, 1985:731).
Osman Oğullarının Orhan Bey’den önceki dönem tarihçesi pek karanlıktır ve bu
konuda, kimi biribirine ters düşen birçok söylence yaygındır. Osman’ın babası Ertuğrul Gazi
yönetimindeki, Oğuz/Türkmen’lerin Kayı boyundan aşiret (özel bir adı bilinmiyor), 13. yüzyıl
ortasında, bugünkü Ankara ilinin Kuzeybatı bölümündeydi. Oraya ne zaman geldiği, yani
1071’den sonraki ilk göç dalgası ile mi, yoksa Moğollar önünden kaçarak Anadolu’ya giren
yığınlar arasında, 13. yüzyıl ilk yarımındaki ikinci büyük göç dalgasıyla mı geldiği,
bilinmiyor. Ertuğrul’dan önce bu aşiretin başında bulunan Beyler hakkında da hiçbir sağlam
bilgimiz yoktur (Umar, 1998:148).
Gerek Ertuğrul’un babası olduğunu sandığımız Süleymanşah hakkında, gerek onun
sanlık olduğu rivayet edilen Kayı boyu hakkındaki bilgilerimiz hiçbir tarihsel malzemeyle
donatılmış değildir. Bu efsane tarihin ancak 15. yüzyılda kurgulanıp ortaya çıktığı söylenebilir
(Divitçioğlu, 1999:19-20).
Kayı boyunun Anadolu’ya ne zaman ve kimler idaresinde geldiği tam bir aydınlığa
kavuşmamıştır. Kayıların dokuzuncu miladi asırdan itibaren Selçukilerle beraber Ceyhun
nehrini geçerek İran’a geldikleri hakkında müverrihler müttefiktir. Bir rivayete göre Ceyhun’u
geçen Kayılar Horasan’da Merv ve Mahan tarafına yerleşmişler ve sonra Moğolların
tecavüzleri üzerine yerlerini bırakarak Azerbaycan’a ve Doğu Anadolu’da Ahlat taraflarına
gelmişlerdir. ... Muhtelif rivayetlerin tetkiklerine nazaran Kayıların Harezm kuvvetleri
arasında Doğu Anadolu’ya geldikleri zannı kuvvetli olup bu da meşhur ananeye uymaktadır.
Hala Bilecik vilayetinin merkezine bağlı Mahan adında bir köy vardır. Fakat XI. Yüzyıl
sonlarından itibaren Diyarbakır, Hasankeyif ve Harput’ta hükümet eden Artukluların Kayı
1
boyundan olduğuna göre bir kısım Kayıların çok zaman evvel Doğu Anadolu’ya geldikleri
hatırdan çıkmamalıdır. (Uzunçarşılı, 1994:98).
Tarihi aneneye göre Kayı boyunun bir kısmı I. Alaüddin Keykubad (1219-1236) zamanında
Ankara’nın batısındaki Karacadağ taraflarına yerleşmişlerdir. Bu Kayılatın Anadolu’ya
geldikten sonra ne surette dağıldıkları hakkında değişik rivayetler vardır (Uzunçarşılı,
1994:99).
GAZİ GÜNDÜZALP(?)/GÜNDÜZ ALP (?)
Kaynak: İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I. Cilt, Türk Tarih Kurumu Basımevi,
Ankara, 1994, Cilt Kapağına Ek Son Şecere.
Osmanlı hanedanına aid meçhul noktalardan biri de Ertuğrul Bey’in babası ve nesebi
meselesi teşkil etmektedir; elimizde en eski vekayinameler bulunmadığı için uzun yıllardan
beri yapılan tetkikler henüz müspet bir netice vermemiştir; bununla beraber Ertuğrul Bey’in
babasının şimdiye kadar tarihlerimizin kaydettikleri gibi Süleymanşah olduğu şüpheli olup
yeni araştırmalar neticesinde bunun Gündüzalp olması ihtimal dahilinde görünüyor
(Uzunçarşılı, 1994:100).
Bizans müverrihi Halkondil de Ertuğrul’un babasının Oğuzalp ve dedesinin ise
Gündüzalp olduğunu ve Risale fi’t-tarihil-Osmaniye Kayılardan yirmidördüncü göbekte
2
Oğuzhan’a varan Kabakalp isminde birisinin 656 Hicret yılında Ankara civarında
Karacadağ’a yerleştiğini ve vefatında yerine Sarkon Alp’ın ve ondan sonra Gökalp ve onu
müteakiben Gündüzalp’in reis olup vefatında Kızılcasaray’a defnedilip yerine oğlu
Ertuğrul’un geçtiğini yazar (Ayasofya kütüphanesi numara 3204). Bu kayda göre de
Ertuğrul’un babası Gündüzalp oluyor (Uzunçarşılı, 1994:101).
Gündüzalp’in kabri Ankara civarında Kızılca Sarayözü civarında Kırka köyündedir.
Aşık Paşa Zade ile Oruc Bey Kayıların ibtida Ankara civarına sonra Söğüt tarafına
geldiklerini kaydetmelerine nazaran Gündüzalp’in de Kayılardan bulunduğu anlaşılıyorsa da
Ertuğrul ile nispeti tereddüdü mucip oluyor. Bundan dolayı Ertuğrul’un babasının kim
olduğunu anlamak için yeni buluşları beklemek zaruridir (Uzunçarşılı, 1994:101).
Ertuğrul Bey’in ve babasının doğru hal tercümelerinin yazılabilmesi ancak XIV. asır
başında veya ortasında yazılmış ciddi vekayinamelerin ele geçmesine mutavakkıftır(Yınanç,
İ.A. 4. Cilt 335
Prof. Dr. Ahmed Akgündüz ise bu hususta şunları yazmaktadır; Ertuğrul Gazi’nin
babası konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Meşhur olan birinci rivayete göre Süleymen
Şah’dır. ... Ancak doğru olan, Ertuğrul’un babasının Gündüz Alp olduğu şeklindeki ikinci
görüştür. Zira Enveri’nin Düstur-namesi ve Tavki’i Mehmet Paşa’nın Tarihi gibi önemli
Osmanlı kaynakları bunu ifade ettiği gibi, ilim adamları tarafından son zamanlarda bulunan
“Osman bin Ertuğrul bin Gündüz Alp” yazısının darp edildiği bir sikke de bu görüşü teyit
etmektedir. Ertuğrul Gazi’nin annesinin ise, Domaniç’de medfun Hayme Ana olduğu ifade
edilmektedir. II: Abdülhamid’in emriyle türbe yapılmıştır (Akgündüz vd., 1999:30-31).
Osmanlı Ansiklopedisinde de şu kayıt bulunmaktadır; Osmanlıların şeceresini değişik
şekillerde Oğuz Han’a, hatta Yasef b. Nuh’a kadar çıkaran tarihçiler Ertuğrul Bey’in
babasının adını iki ayrı şekilde belirtmişlerdir. Mesela Aşık Paşazade, Neşri, Oruç Bey ve
Şükrullah gibi Osmanlı tarihçileri Ertuğrul Bey’in babasının adının Süleyman Şah olduğunu
belirtirler. Ahmedi, Enveri, Karamani Mehmed Paşa ve Ruhi Çelebi ise Ertuğrul Bey’in
babasının Gündüz Alp olduğunu kaydetmişlerdir. Bu ikinci kaynak grubunun verdiği bilgiyi
kabul etmek ilk telif edilen kaynaklar olması dolayısıyla daha uygun olacaktır. Nitekim
araştırmacıların bir çoğu da bu son kaynak grubunun kaydını tercih ederken günümüzde ele
3
geçen Osman Bey’e ait bir sikkede “Osman b. Ertuğrul b. Gündüz Alp” ibaresinin yazılmış
olması bu fikri daha da sağlamlaştırmıştır(Osmanlı Ans.: 1996:60).
Kaynak : Osmanlı Ansiklopedisi; Tarih/Medeniyet/Kültür, İz Yayıncılık, İstanbul,1996, s. 68
Kırka köylülerine göre ise; “Gündüz Alp (1158-1236)’in kabri, Ankara civarında
Kızılca Sarayözü civarında Kırka köyündedir, (1318 tarihli Ankara Salnamesi) (1999 Yılı
Gazi Gündüz Alp’i Anma ve Hacet Bayramı Şöleni” sunuş konuşması metninden).
4
Kaynak: Sencer Divitçioğlu, Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu, YKY, 1999, 53.
İç beylerinin asıl görevi askeridir. Hemen hemen hepsi savaşçıydı. Saruyatu ile oğlu
Bay Hoca, Gündüz Alp’in oğlu Aydoğdu ile Osman Bey’in oğlu Pazarlu hep savaşarak
ölmüşlerdi. Gündüz Alp subaşıydı (Divitçioğlu, 1999:53).
Gazi Gündüzalp Osmanlı akıncılarından olup Osmanlı devletini kuran Osman
Gazi’nin kardeşidir. Rumlarla yapılan savaşta şehit düşerek buraya gömüldüğü rivayet
edilmektedir (Torun, 2004:173).
SONUÇ
Bugün Kırka köyünde medfun bulunan şahıs, Ertuğrul Gazini oğlu da, babası da
olabilir.
© Makalenin telif hakkı Ali Başaran ve Nihat Demirtaş’a aittir, yazılı izinleri olmadan kısmen
de olsa hiçbir şekilde değiştirilemez ve yayımlanamaz.
Yazarlar:Ali AŞARAN/Nihat DEMİRTAŞ/M.Selattin KILIÇ, 03.08.2004
5
Kaynaklar
AKGÜNDÜZ, Ahmed / Said Öztürk: 1999, Bilinmeyen Osmanlı, Osav.
BOYUNAĞA, Yılmaz : 1985, T.G.K. İslam Tarihi, İstanbul
DİVİTÇİOĞLU, Sencer: 1999, Osmanlı Beyliğinin Kuruluşu, YKY, İstanbul.
TORUN, Ethem: 2004, Bilinen ve Bilinmeyen Yönleriyle Beypazarı.
UMAR, Bilge: 1998: Türkiye Halkının Ortaçağ Tarihi, Türkiye Türkleri Ulusunun Oluşması,
İstanbul.
UZUNÇARŞILI, İ. Hakkı: 1994, Osmanlı Tarihi, I. Cilt, Ankara.
YINANÇ, M. Halil: ?, İslam Ansiklopedisi, İslam Alemi Tarih, Coğrafya, Etnografya ve
Biyografya Lugati, 4. Cilt, Ertuğrul Gazi, 328-337, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.
Osmanlı Ansiklopedisi Tarih/Medeniyet/Kültür, 1996, İz Yayıncılık, İstanbul.
1999 Yılı Gazi Gündüz Alp’i Anma ve Hacet Bayramı Şöleni” sunuş konuşması metni.
6
Download