Uploaded by melikeuzuncaalan123

DERS-8

advertisement
23.03.2021
Solunum Sistemi Fizyolojisi
İçerik
• Solunum Sistemi
• Solunum Sistemi Mekanizması
• Solunum Yolları Anatomisi
• Solunum Sisteminde Gaz Değişim
Alanları
• Akciğerlerin Temel Anatomisi
• Hemoglobin (Hb)
• Vücuda Giren Havanın Yolculuğu
• Solunumun Çevreye Adaptasyonu
• Solunum (Ventilasyon)
• Akciğer Volümleri
1
23.03.2021
Solunum Sistemi
• Canlılığın sürdürülebilmesi için vücuda
oksijen alınması gerekir
• Solunumla alınan oksijen, kullanılarak
metabolizma sonucunda karbondioksit
açığa çıkar
• Dolayısıyla solunum merkezini harekete
geçiren en önemli etken, kanda
karbondioksit miktarının değişmesidir
2
23.03.2021
Solunum Yolları Anatomisi
Burun ve burun boşluğu
• Burun, kemik ve kıkırdak dokudan oluşan
deri ile örtülü bir organdır.
• Normalde havanın vücuda girdiği yerdir
ve 2 burun deliği bulunur.
• Burun deliklerinde bulunan kıllar hava
ile taşınan büyük toz parçacıklarının
solunum yoluna girişini engeller.
• Burun boşluğu veya ağız boşluğu ile
solunum yollarına giren hava süzülür,
ısıtılır ve nemlenir.
• Burun boşluğu (nazal boşluk) burnun
arkasındaki bölümdür ve nazal septum
ile ikiye ayrılmıştır.
3
23.03.2021
• Burunda bulunan konkalar kemik ve
burnu saran yumuşak dokulardır. Bu
dokuların temel görevi burun içi
yüzeyini arttırarak nemlendirme ve
ısıtma görevini sağlamaktır.
• Burun mukozasında yer alan silia adı
verilen epitelyal uzantıların hareketleri
ince mukus tabakası ve havadan
elimine edilen toz parçalarını farinkse
doğru iter.
• Farinkse ulaşan
mideye ulaşır.
mukus
yutularak
Paranazal sinüsler
• Kafatası kemikleri içinde (frontal,
sifenoid) yer alan içi hava dolu
boşluklardır, burun boşluğuna açılırlar.
• Sinüsler burun mukozası ile devam
eden ince bir mukoza ile kaplıdır.
4
23.03.2021
• Mukus üretir ve bu mukus burun
boşluğuna
boşalır.
• Temel fonksiyonları kafatasının
ağırlığını azaltmaktır, ayrıca ses
için rezonans görevi vardır.
Farinks
• Burun ve larinks boşluğu arasındaki geçiş
yoludur. Bölge olarak, ağız boşluğunun tam
arkasında konumlanmıştur.
• Ayrıca, ağız ve ösefagus arasında da yemek
geçişi için bulunur.
• Yiyeceklerin ağız boşluğundan özefagusa,
havanın da burun boşlğundan larinkse
geçişini sağlar.
• Vokal ses oluşumuna yardım eder.
5
23.03.2021
Larinks
• Trakea’nın başlangıç noktasında genişlediği
bölümdür.
• Havanın soluk borusuna geçişini sağlar.
Yabancı maddelerin soluk borusuna
geçişini engeller.
• Kas ve kıkırdak dokudan oluşmaktadır.
• Ses telleri larinks içerisinde yer alırlar.
• Normal solunumda ses telleri gevşek
pozisyondadır ve teller arasında kalan
boşluğa glottis denir.
• Yiyecek ve sıvı maddeler yutulduğunda
glottis kapanır.
6
23.03.2021
Trakea
• 2.5
cm
çapında,
12.5
cm
uzunluğunda esnek, silindirik bir
tüptür.
• Göğüs boşluğu içinde ösefagusun
önünde uzanır. Aşağıda sağ ve sol
bronşlara ayrılır.
7
23.03.2021
• Trakea havayı toraks boşluğuna alır ve
dışarı verir. Havayı taşıyan en önemli
borudur.
• Yabancı maddeleri filtreleyip dışarı
atar.
• Yapısında kıkırdak halkalar ve bunlar
arasında bulunan kaslar vardır.
Bronkuslar, Bronşioller ve Alveoller
• Trakeadan ayrılıp, havayı akciğerlere taşıyan hava yollarına bronkus
denir.
• Havayı bronkustan alveollere taşıyan hava yollarına bronşiol denir.
• Bronşioller akciğer içine girdikçe küçülürler ve sahip oldukları kıkırdak
doku küçüldükçe kaybolur. Bronşioller son olarak alveollara ulaşırlar.
• Gaz değişiminin gerçekleştiği, akciğerlerin fonksiyonel birimleri ise
alveollerdir.
8
23.03.2021
Akciğerlerin Temel Anatomisi
• Toraks boşluğunda, sağda ve solda iki
akciğer bulunmaktadır.
• Her birinin apeks ve bazal kısımları
bulunmaktadır.
• Sol akciğer sağdakine ornala daha ince ve
uzundur.
9
23.03.2021
• Sağ akciğer, üst, orta ve alt olarak 3
lobdan oluşmaktadır.
• Sol akciğer ise üst ve alt olmak üzere 2
lobdan oluşmaktadır.
• Akciğerlerin üzerlerni viseral ve oarietal
plevra adlı iki katlı zar doku kaplamaktadır.
• Viseral (iç) ve parietal plevra (dış)
arsındaki potansiyel boşluğa plevral kavite
adı verilir
• İçteki zarın iç kısmı akciğerlere, dıştaki
zarın dış kısmı da kostalara ve diyaframa
bağlıdır
• Bu iki zar ve içlerindeki sıvı, ventilasyon
sırasında oluşabilecek sürtünmeyi azaltır.
10
23.03.2021
Vücuda Giren Havanın Yolculuğu
• Hava, burun ve ağız yoluyla boğaz olarak da
bilinen farinks’e ulaşır.
• Farinksten geçen hava, ses tellerini içeren
larinks’e oradan da trakea’ya ulaşır.
• Trakeadaki hava vücut ısısına göre ayarlanır,
filtre edilir, nemlendirilir ve akciğerlere ulaşır.
Solunum (Ventilasyon)
• Solunum (ventilasyon) havanın akciğerlere giripip
çıkması ile olur.
• Dışarıdan
havanın
akciğerlere
alınmasına
inspirasyon, akciğerlerden kirli havanın atılmasına
ekspirasyon denir.
• Alınan oksijen hava yolları ile akciğerlere gelir.
Burada
alveol
duvarından
kana
geçer.
Karbondioksitte kandan alveole geçer. Böylece gaz
alış verişi olur.
11
23.03.2021
• Solunum mekaniği, akciğer ve göğüs duvarının mekanik özelliklerini
yansıtır.
• Solunum sisteminin en önemli fonksiyonu gaz alışverişidir. Yeterli
düzeyde gaz alışverişinin olabilmesinde ventilatavuar pompanın
mekanik özellikleriyle ilgilidi
Solunum Sistemi Mekanizması
• Akciğerler
bulunduğu
yapıdadır.
ve akciğerlerin
göğüs kafesi
içinde
elastik
• Gerçekte akciğerleri göğüs kafesinin
duvarlarına bağlayan bir yapı yoktur.
12
23.03.2021
Solunum Sistemi Mekanizması
• Akciğerleri göğüs kafesine doğru çeken ve
onların göğüs duvarından ayrılmalarını
engelleyen güç, iki plevra yaprağı arasında
bulunan sıvı ve negatif basınçtır.
• Plevra yaprakları arasındaki negatif
basınç, soluk verme sırasında akciğerlerin
göğüs kafesinden daha fazla ayrılmalarına
izin vermez.
• Akciğerleri tekrar göğüs duvarına doğru
çeker.
İnspirasyon
• (inspirasyon)
sırasında
plevra
boşluğundaki negatif basınç daha da
negatif değere düşürülmektedir.
• Solunum
kaslarının
kasılması
sonucunda genişletilen göğüs kafesi ile
birlikte akciğerler de göğüs duvarına
doğru çekilir.
• Inspirasyon
solunum
kaslarının
kasılması yapılmaktadır. En önemli kası
ise Diaframdır. Diafram kasıldığında,
karın boşluğundaki organları aşağı ve
öne doğru iter.
13
23.03.2021
• Diafragmanın kasılması ile göğüs
kafesi genişler.
• Bunu akciğerlerin genişlemesi ve
akciğer içi basıncın düşmesi takip
etmektedir.
• Bu olayların sonucunda dışarıdaki
hava akciğerlere doğru çekilir.
Ekspirasyon
• Normal inspirasyonu takip eden
ekspirasyon tamamen pasif bir
olaydır.
• Fakat zorlamalı ekspirasyon bazı
kasların örneğin, karın kaslarının
kasılması ile yapılmaktadır.
14
23.03.2021
Solunumun düzenlenmesi
• Solunumun
düzenlenmesi,
beyin
sapındaki medulla oblangata tarafından
yapılır.
• Solunum merkezinin çalışması öncelikle
periferden gelen uyarılarla düzenlenir.
• Kanda karbondioksit oranının artışı ve
oksijen oranının düşmesi medulladaki
solunum merkezini uyarır
15
23.03.2021
• Solunum merkezi, diafragma ve
interkostal kaslara kasılmaları için emir
yollar.
• Solunum hızlanır ve kandaki oksijen
oranı artar ve solunum normale döner.
Solunumun 3 fazı vardır:
!- Pulmoner Ventilasyon: Akciğerdeki hava kesecikleri alveol ile
atmosfer havası arasındaki gaz değişimi pulmoner ventilasyon (akciğer
havalanması) olarak adlandırılır. Pulmoner ventilasyon inspirasyon ve
ekspirasyon ile sağlanır.
16
23.03.2021
2- Difüzyon: olunum membranı yoluyla akciğer alveollerindeki oksijenin
akciğer kapilleri içindeki kana, kandaki karbondioksitin yine aynı yolla
alveollere geçişi solunum difüzyon fazını oluşturur. Atmosfer havası ile
kan arasındaki gaz değişiminin olduğu bu faz dış solunum olarak da
adlandırılır.
3- Taşıma Fazı: kciğer kapillerindeki kana geçen oksijenin dolaşım
sistemi yolu ile hücrelere, hücrelerde metabolizma sonucu oluşan
karbondioksitin kana ve akciğer kapillerine iletilmesine solunumun
taşıma fazı denir. Bu fazda oluşan kan ile hücreler arasında gerçekleşen
gaz değişimi iç solunum olarak adlandırılır.
17
23.03.2021
Solunum Sisteminde Gaz Değişim Alanları
• Solunum sistemi, kan ile atmosfer havası
arasındaki gaz değişimini gerçekleştirecek
şekilde özelleşmiş sistemdir.
• Dış ortamdan alınan hava burun, farinks,
larinks, trakea, bronşlar ve bronşiollerle
alveollere taşınır hava yollarının hepsinde
gaz değişimi yapılmaz.
• Bronşlar ve bronşioller iletici hava yollarıdır.
18
23.03.2021
• Respiratuar bronşiol ve alveoller (respiratuvar bronşiol, ductus
alveolaris ve alveol keseleri.) gaz değişiminin yapıldığı alanlardır.
• Gaz değişiminin yapılmadığı alanlara anatomik ölü boşluk denir.
Solunum aracılığıyla alınan 500 ml havanın 150 ml’si gaz değişimi
yapılamayan bu alanlarda bulunur.
19
23.03.2021
Gazların Akciğerde Difüzyonu
• Akciğerlerde gaz değişiminin yapıldığı
bölgelerde hava ile kanı birbirinden ayıran
ince bir membran vardır
• Bu membran alveollerin ince epiteli, kapiller
damarların ince endotel tabakası ve dar
intersitisyel aralıklardan oluşmaktadır.
• Solunum
membranı,
üç
tabakadan
oluşmuştur ancak gazların hızlı difüzyonuna
izin verecek kadar incedir.
20
23.03.2021
• Karbondioksitbu membrandan oksijene
kıyasla 20 misli daha hızlı difüzyona uğrar.
• Gerek
akciğerlerde
gerekse
hücre
düzeyinde gaz alışverişi difüzyon ile
olmaktadır.
• Bu nedenle gazların difüzyonunda pasif
difüzyon prensipleri geçerlidir ve gazlar
konsantrasyon farklarının doğrultusunda
difüzyona uğrar.
• Akciğerlere gelen venöz kanda, alveol
içindeki
atmosfer
havasına
kıyasla
karbondioksit kısmi basıncı (pC02) daha
yüksek, oksijen kısmi basıncı (p02) ise daha
düşüktür.
• Böylece akciğerlerde karbondioksit alveol
içine verilirken oksijen kana geçmektedir.
• Hücre düzeyindeki gaz alışverişi de buna
benzer şekilde gerçekleşmektedir.
21
23.03.2021
• Oksijen, diffüzyon yolu ile alveolden kana
geçtiği zaman eritrosite girer. Burada
hemoglobin ile birleşerek oksihemoglobini
oluşturur.
• Oksijen kapillerden hücrelere geçer .
Hücrelere geçen oksihemoglobin tekrar
hemoglobin ve oksijen olarak ayrılır.
• Oksijen hücrelerde kullanılır ve karbondioksit açığa çıkar.
Karbondiyoksit daha sonra kan ile birlikte akciğerlere geri taşınır.
22
23.03.2021
Solunum Gazlarının Taşınması
• Solunum gazlarının kan içinde taşınmasında; kan plazması ve
alyuvar hücreleri görev alır.
• Memeli alyuvarları, çekirdek ve organellerini kaybetmiştir.
• Bu nedenle memelilerdeki kanın, oksijen taşıma kapasitesi; diğer
omurgalı canlılardan daha fazladır.
Oksijenin kanda taşınması
• Oksijen kanda; kan plazması ve hemoglobin ile olmak üzere iki farklı
şekilde taşınır.
• Oksijenin yaklaşık olarak; %2’ si kan plazması içinde çözümüş halde taşınır.
• %98’ i ise alyuvar hücreleri içinde hemoglobine bağlı olarak taşınır.
23
23.03.2021
• Oksijenin alyuvar içinde hemoglobin ile taşınması:
- Atmosferden alınan oksijen, önce akciğer alveollerinden
geçerek akciğer kılcallarına geçer.
- Daha sonra oksijen, kan plazmasından geçerek alyuvar içine girer
- Alyuvar içinde oksijen, hemoglobin molekülü tarafından yakalanır
ve oksihemoglobin bileşiği oluşur. Böylece oksijen, hemoglobine bağlı
bir şekilde doku kılcallarına kadar taşınır.
- Doku kılcallarında, hemoglobin molekülü oksijeni serbest bırakır.
- Serbest kalan oksijen, önce alyuvar dışına çıkarak kan
plazmasına geçer.
24
23.03.2021
- Daha sonra oksijen, doku kılcal damarı dışına çıkarak doku
sıvısına geçer.
Karbondioksitin kanda taşınması
• Karbondioksit kanda; kan plazmasında çözünmüş halde, hemoglobin
ile ve kan plazması içinde HCO3 iyonları şeklinde olmak üzere 3 farklı
şekilde taşınır.
25
23.03.2021
• Karbondioksitin hemoglobin ile taşınması
- Doku sıvısından gelen karbondioksit, doku kılcal damarına geçer.
- Daha sonra karbondioksit, kan plazmasından geçerek, alyuvarlar
içine girer.
- Alyuvar içinde karbondioksit, hemoglobin tarafından yakalanır
ve karboksihemoglobin (karbominohemoglobin) bileşiği oluşur.
Böylece karbondioksit, hemoglobine bağlı bir şekilde akciğer
kılcallarına kadar taşınır.
-Akciğer kılcallarında, hemoglobin molekülü karbondioksiti serbest
bırakır.
26
23.03.2021
- Serbest kalan karbondioksit, önce alyuvar dışına çıkarak kan
plazmasına geçer
- Daha sonra akciğer kılcal damarı dışına çıkarak, akciğer
alveollerne geçer.
• Karbondioksitin HCO3 (bikarbonat) iyonları şeklinde kan
plazmasında taşınması
- Doku sıvısından gelen karbondioksit, doku kılcal damarına geçer.
- Daha sonra karbondioksit, kan plazmasından geçerek, alyuvarlar
içine girer.
27
23.03.2021
-Alyuvar içinde; karbondioksit, karbonik anhidraz enziminin etkisi
ile su ile tepkimeye girer ve bunun sonucunda karbonik asit (H2CO3)
bileşiği oluşur. (Bu olayda ATP harcanmaktadır.)
-Karbonik asit, önce alyuvar içinde iyonlaşır ve
sonucunda hidrojen (H+) ve HCO3 (bikarbonat) iyonları oluşur.
bunun
-Daha sonra, hemoglobin
ve HbH bileşiği oluşur
yakalar
-Bikarbonat iyonları
plazmasına geçer.
ise
molekülü
alyuvar
hidrojeni
dışına
çıkarak,
kan
-Böylece hidrojen alyuvar içinde ve HCO3 iyonları ise kan
plazması içinde akciğer kılcallarına kadar taşınır. Akciğer kılcallarında,
önce HCO3 iyonları alyuvar içine geçer.
28
23.03.2021
-Daha sonra, hemoglobin molekülü hidrojeni serbest bırakır.
-Serbest kalan hidrojen, önce HCO3 ile birleşerek karbonik
asidi (H2CO3) oluşturur.
- Daha sonra karbonik asit, karbonik anhidraz enzimin etkisi
ile parçalanır ve bunun sonucunda CO2 ve H2O açığa çıkar.
-Serbest kalan karbondioksit, önce alyuvar dışına çıkarak; kan
plazmasına geçer.
-Daha sonra karbondioksit, akciğer kılcal damarı dışına
çıkarak akciğer alveollerine geçer.
29
23.03.2021
30
23.03.2021
Hemoglobin (Hb)
• Kanda eritrositlerde bulunan, kana kırmızı
rengini veren, demir-porfirinli bir bileşik
proteindir
• Yüzde
olarak
kandaki
hemoglobin
konsantrasyonunun normal değeri
-yetişkin erkek için %14-18 g,
-yetişkin kadın için %12-15 g,
-çocuk için %12-13 g,
-yeni doğan için % 21 g kadardır
31
23.03.2021
• Hb, 4 adet globulin proteini ile 4 adet hem
adlı yapıdan oluşur. Hem, demir ve kana
kırmızı rengini veren porforin maddesinden
oluşmaktadır.
• Hemoglobin, molekülündeki hemlerde
içerdiği toplam 4 adet Fe2+ sayesinde
akciğerlerden dokulara O2 molekülü
taşıyabilmektedir
• Hemoglobinin protein komponenti olan
globin, 4 polipeptit zincirden yapılmıştır.
Oksihemoglobin (HbO2)
• Hemoglobin molekülündeki 4 Fe2+’e akciğerlerde birer O2 molekülü
bağlanması sonucu oluşan hemoglobin bileşiğidir.
32
23.03.2021
Kan madde miktarının ayarlanması
• Kanın osmotik basıncının ayarlanması
-Normalin üzerinde ozmotik basınç
 Hipotalamustaki, osmoreseptörler uyarılır.
Hipotalamus, hipofiz bezini uyarır.
Hipofiz bezi, ADH hormonu salgılar.
ADH hormonu, kanla taşınır ve böbrek nefronlarını uyarır.
Nefronlar, suyu geri emerek kana verir.
Kanın osmotik basıncı normale döndüğünde, ADH salgısı kesilir.
• Kanın tuz miktarının ayarlanması:
-Kandaki Tuz oranı düşerse
Hipotalamus, hipofiz bezini uyarır.
Hipofiz bezi, ACTH hormonu salgılar.
ACTH hormonu, kanla taşınır ve böbrek üstü bezlerini uyarır.
Böbrek üstü bezleri, aldosteron hormonu salgılar.
Bu hormon, böbrek nefronlarını uyarır.
Nefronlarda, Na+ ve Cl- geri emilir. K+ ise dışarı atılır.
Kanın tuz oranı, normale döndüğünde; aldosteron salgısı kesilir.
33
23.03.2021
• Kanın pH’ ının ayarlanması:
(Ortalama 7.4 ph)
Normalin altına düşerse;
H+ iyonları, salgılama ile böbreklerden dışarı atılır.
→HCO3- iyonları, aktif taşıma ile geri emilir.
Normalin üzerinde ise;
HCO3- iyonları, salgılama ile böbreklerden dışarı atılır.
H+ iyonları, aktif taşıma ile geri emilir.
Kandaki H iyonlarının, miktarı arttığından; kanın pH’ normale döner.
Solunumun Çevreye Adaptasyonu
• Atmosferden mitokondrilere O2 difüzyonu kısmi basınç farkı ile
yönlendirilmektedir. Atmosferik basınç deniz seviyesi üzerindeki
yüksekliğe göre azaldığından, yükseklere çıkmak solunum sistemini
azalan kısmi basınç farkına adapte etmektedir.
34
23.03.2021
A) A) Yükseklik:
-Akut
-Adaptif
-Aklimasyon (Kan, pulmoner sistem, damarlanma)
-Olumsuz etkiler (Mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi,
uykusuzluk)
B)Derine Dalma:
-Derinliğin Etkileri
-Derin Denize Dalma
Örnek: Vurgun
35
23.03.2021
36
23.03.2021
Vurgun
• Deniz seviyesinde olan hava basıncı 1
Atmosferdir.İnsanlarda
bulunan
solunum ve dolaşım sistemi 1 Atmosfer
olan basınca göre ayarlıdır. Suyun içinde
derine doğru gittikçe basınç daha da
artmaktadır. Her 10 metrede 1 atmosfer
basıncı artmaktadır.
• Derinlere gidildikçe akciğer kapasitesi
düşer ve kan basıncı artar. Bu olaylar
sonucu vücut ısısı düştüğü için kalp
atışları hızlanır ve bilinç gitmeye
başlar.
• Derinlere daldığımızda ve süratle su
yüzeyine çıkıldığında ani olarak
değişen
atmosfer
basıncından
dolayı vurgun yenilmektedir.
• Aniden su yüzeyine geldiğimizde
gazlar süratle genleşir. Özellikle azot
gazı damarlarda genleşerek hayati
vücut hasarlarına neden olur.
37
23.03.2021
• Dalış ile birlikte basınç artmaktadır. Vücut
dokularında erimiş halde bulunan azot
gazı basıncın azalması ile sıvı halden gaz
haline geçer. Bundan dolayı doku ya da
kan damarları içinde kabarcıklar oluşur.Bu
ise damarlarda tıkanmalara sebebiyet
vermektedir. Tıkanma ile birlikte vurgun
yiyen hastada kan akışı engellenmektedir.
Akciğer Volümleri
• Solunum volümü (Tidal volüm): Her bir ekspirasyon veya
inspirasyonda akciğerlere alınan veya verilen hava hacmidir. Normal
değeri 500 ml olarak kabul edilir
• İnspirasyon yedek volümü (İYV): Zorlamalı bir inspirasyon ile
akciğerlere alınan hava hacmi, normal değeri erkeklerde 3.3 litre
kadınlarda 1.9 litredir. Ortalama değeri 3000 ml’dir.
38
23.03.2021
• Ekspirasyon yedek volümü (EYV): Zorlamalı bir ekspirasyon ile
akciğerlerden çıkarılan hava hacmi, normal değeri erkeklerde 1 litre
kadınlarda 700 ml’dir. Ortalama değeri 1.100 ml’dir.
• Rezidüel volum (RV, artık hacım): En zorlamalı ekspirasyonla dahi
akciğerlerden çıkarılamayan hava hacmidir. Normal değeri erkeklerde
1.2 litre, kadınlarda 1.1 litredir. Ortalama değeri 1200 ml’dir.
• Kapasite, akciğer hacimlerinin ikisinin veya birkaçının birleştirilmesi
olayıdır.
VK = SV + İYV + EYV Ģeklinde hesap edilmektedir (Vital Kapasite =
Solunum volümü+İnspirasyon yedek volümü+Ekspirasyon yedek volümü
Uyku Apnesi
• horlama ve uykuda solunum durması olarak tanımlanıyor
• Uyku apnesi sırasında, üst solunum yolunun açık kalmasını sağlayan
kaslarda gevşeme olur. Dil kökü veya yumuşak damağın veya aşırı
büyümüş bademciklerin hava yolunu tıkaması sonucunda en az 10
saniye nefes alamamak uyku apnesi olarak adlandırılır
39
23.03.2021
• Gerekli önlemler alınmadığında uyku apnesinin dikkatsizliğe yol çarak
trafik kazası riskini 7-8 kat arttırdığı ve iş kazalarına neden olduğu
biliniyor. Uyku apnesinin görülme sıklığı %1-4 olsa da, diyabet
hastalığının %3, astım sıklığının yaklaşık %5 olduğu düşünülürse ne
kadar önemli bir sorun olduğu daha iyi anlaşılabilir.
Nedenleri
• Boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde
gevşemesidir. Üst solunum yolundaki darlıklar çocukluktan itibaren,
solunum yolunun yıpranmasına sebep olabilir ve bu da uyku apne
sendromuna neden olabilir. Fazla kilolu olmak, büyük bademciklere ve
geniz etine sahip olmak da uyku apnesi nedenleri arasında
gösterilebilir
40
23.03.2021
Yeni Doğan Bebeğin Solunum ile Tanışması
• Yeni doğan bebek ilk solunumunu yaptığı
zaman, vücudunda birtakım değişiklikler
gerçelkleşmektedir.
• Akciğerler ilk kez oksijenle dolmaktadır.
Ayni zamanda bebeğin dolaşım sistemi
değişmektedir.
• Kalpte bulunan damarlardan bir tanesi
kapanmaktadır.
• İlk solunumla birlikte, kan akciğerlere ilk
kez gidip gelebilmektedir.
• Bebek,
artık
duymamaktadır.
kordona
ihituyaç
41
23.03.2021
Sigara İçen ve İçmeyen Bireyler
Tüberkloz
• Tüberkloz, Mycobacterium Tuberclosis
adlı mikroorganizma tarafından neden
olmaktadır.
• M.Tuberculosis alveoler gaz bileşiminin
atmosfer havasına en yakın ve O2
seviyesi en fazla olan akciğerin en üst
kısımlarına
yerleşmektedir.
İleri
vakalarda akciğer dokusu tahrip
olmakta
ve
geniş
boşluklar
oluşmaktadır.
42
23.03.2021
• Oluşan geniş boşluklar damarlarını
kaybedebildiği için engeksiyonu tedaci
etmek oldukça zordur.
• Dokudan tüberküler mikroorganizmaları
tamamen çıkarmak için çoklu ilaç
uygulamaları yanında uzun bir tedavi
periodu gerekmektedir.
Teşekkürler...
43
Download