23.03.2021 Solunum Sistemi Fizyolojisi İçerik • Solunum Sistemi • Solunum Sistemi Mekanizması • Solunum Yolları Anatomisi • Solunum Sisteminde Gaz Değişim Alanları • Akciğerlerin Temel Anatomisi • Hemoglobin (Hb) • Vücuda Giren Havanın Yolculuğu • Solunumun Çevreye Adaptasyonu • Solunum (Ventilasyon) • Akciğer Volümleri 1 23.03.2021 Solunum Sistemi • Canlılığın sürdürülebilmesi için vücuda oksijen alınması gerekir • Solunumla alınan oksijen, kullanılarak metabolizma sonucunda karbondioksit açığa çıkar • Dolayısıyla solunum merkezini harekete geçiren en önemli etken, kanda karbondioksit miktarının değişmesidir 2 23.03.2021 Solunum Yolları Anatomisi Burun ve burun boşluğu • Burun, kemik ve kıkırdak dokudan oluşan deri ile örtülü bir organdır. • Normalde havanın vücuda girdiği yerdir ve 2 burun deliği bulunur. • Burun deliklerinde bulunan kıllar hava ile taşınan büyük toz parçacıklarının solunum yoluna girişini engeller. • Burun boşluğu veya ağız boşluğu ile solunum yollarına giren hava süzülür, ısıtılır ve nemlenir. • Burun boşluğu (nazal boşluk) burnun arkasındaki bölümdür ve nazal septum ile ikiye ayrılmıştır. 3 23.03.2021 • Burunda bulunan konkalar kemik ve burnu saran yumuşak dokulardır. Bu dokuların temel görevi burun içi yüzeyini arttırarak nemlendirme ve ısıtma görevini sağlamaktır. • Burun mukozasında yer alan silia adı verilen epitelyal uzantıların hareketleri ince mukus tabakası ve havadan elimine edilen toz parçalarını farinkse doğru iter. • Farinkse ulaşan mideye ulaşır. mukus yutularak Paranazal sinüsler • Kafatası kemikleri içinde (frontal, sifenoid) yer alan içi hava dolu boşluklardır, burun boşluğuna açılırlar. • Sinüsler burun mukozası ile devam eden ince bir mukoza ile kaplıdır. 4 23.03.2021 • Mukus üretir ve bu mukus burun boşluğuna boşalır. • Temel fonksiyonları kafatasının ağırlığını azaltmaktır, ayrıca ses için rezonans görevi vardır. Farinks • Burun ve larinks boşluğu arasındaki geçiş yoludur. Bölge olarak, ağız boşluğunun tam arkasında konumlanmıştur. • Ayrıca, ağız ve ösefagus arasında da yemek geçişi için bulunur. • Yiyeceklerin ağız boşluğundan özefagusa, havanın da burun boşlğundan larinkse geçişini sağlar. • Vokal ses oluşumuna yardım eder. 5 23.03.2021 Larinks • Trakea’nın başlangıç noktasında genişlediği bölümdür. • Havanın soluk borusuna geçişini sağlar. Yabancı maddelerin soluk borusuna geçişini engeller. • Kas ve kıkırdak dokudan oluşmaktadır. • Ses telleri larinks içerisinde yer alırlar. • Normal solunumda ses telleri gevşek pozisyondadır ve teller arasında kalan boşluğa glottis denir. • Yiyecek ve sıvı maddeler yutulduğunda glottis kapanır. 6 23.03.2021 Trakea • 2.5 cm çapında, 12.5 cm uzunluğunda esnek, silindirik bir tüptür. • Göğüs boşluğu içinde ösefagusun önünde uzanır. Aşağıda sağ ve sol bronşlara ayrılır. 7 23.03.2021 • Trakea havayı toraks boşluğuna alır ve dışarı verir. Havayı taşıyan en önemli borudur. • Yabancı maddeleri filtreleyip dışarı atar. • Yapısında kıkırdak halkalar ve bunlar arasında bulunan kaslar vardır. Bronkuslar, Bronşioller ve Alveoller • Trakeadan ayrılıp, havayı akciğerlere taşıyan hava yollarına bronkus denir. • Havayı bronkustan alveollere taşıyan hava yollarına bronşiol denir. • Bronşioller akciğer içine girdikçe küçülürler ve sahip oldukları kıkırdak doku küçüldükçe kaybolur. Bronşioller son olarak alveollara ulaşırlar. • Gaz değişiminin gerçekleştiği, akciğerlerin fonksiyonel birimleri ise alveollerdir. 8 23.03.2021 Akciğerlerin Temel Anatomisi • Toraks boşluğunda, sağda ve solda iki akciğer bulunmaktadır. • Her birinin apeks ve bazal kısımları bulunmaktadır. • Sol akciğer sağdakine ornala daha ince ve uzundur. 9 23.03.2021 • Sağ akciğer, üst, orta ve alt olarak 3 lobdan oluşmaktadır. • Sol akciğer ise üst ve alt olmak üzere 2 lobdan oluşmaktadır. • Akciğerlerin üzerlerni viseral ve oarietal plevra adlı iki katlı zar doku kaplamaktadır. • Viseral (iç) ve parietal plevra (dış) arsındaki potansiyel boşluğa plevral kavite adı verilir • İçteki zarın iç kısmı akciğerlere, dıştaki zarın dış kısmı da kostalara ve diyaframa bağlıdır • Bu iki zar ve içlerindeki sıvı, ventilasyon sırasında oluşabilecek sürtünmeyi azaltır. 10 23.03.2021 Vücuda Giren Havanın Yolculuğu • Hava, burun ve ağız yoluyla boğaz olarak da bilinen farinks’e ulaşır. • Farinksten geçen hava, ses tellerini içeren larinks’e oradan da trakea’ya ulaşır. • Trakeadaki hava vücut ısısına göre ayarlanır, filtre edilir, nemlendirilir ve akciğerlere ulaşır. Solunum (Ventilasyon) • Solunum (ventilasyon) havanın akciğerlere giripip çıkması ile olur. • Dışarıdan havanın akciğerlere alınmasına inspirasyon, akciğerlerden kirli havanın atılmasına ekspirasyon denir. • Alınan oksijen hava yolları ile akciğerlere gelir. Burada alveol duvarından kana geçer. Karbondioksitte kandan alveole geçer. Böylece gaz alış verişi olur. 11 23.03.2021 • Solunum mekaniği, akciğer ve göğüs duvarının mekanik özelliklerini yansıtır. • Solunum sisteminin en önemli fonksiyonu gaz alışverişidir. Yeterli düzeyde gaz alışverişinin olabilmesinde ventilatavuar pompanın mekanik özellikleriyle ilgilidi Solunum Sistemi Mekanizması • Akciğerler bulunduğu yapıdadır. ve akciğerlerin göğüs kafesi içinde elastik • Gerçekte akciğerleri göğüs kafesinin duvarlarına bağlayan bir yapı yoktur. 12 23.03.2021 Solunum Sistemi Mekanizması • Akciğerleri göğüs kafesine doğru çeken ve onların göğüs duvarından ayrılmalarını engelleyen güç, iki plevra yaprağı arasında bulunan sıvı ve negatif basınçtır. • Plevra yaprakları arasındaki negatif basınç, soluk verme sırasında akciğerlerin göğüs kafesinden daha fazla ayrılmalarına izin vermez. • Akciğerleri tekrar göğüs duvarına doğru çeker. İnspirasyon • (inspirasyon) sırasında plevra boşluğundaki negatif basınç daha da negatif değere düşürülmektedir. • Solunum kaslarının kasılması sonucunda genişletilen göğüs kafesi ile birlikte akciğerler de göğüs duvarına doğru çekilir. • Inspirasyon solunum kaslarının kasılması yapılmaktadır. En önemli kası ise Diaframdır. Diafram kasıldığında, karın boşluğundaki organları aşağı ve öne doğru iter. 13 23.03.2021 • Diafragmanın kasılması ile göğüs kafesi genişler. • Bunu akciğerlerin genişlemesi ve akciğer içi basıncın düşmesi takip etmektedir. • Bu olayların sonucunda dışarıdaki hava akciğerlere doğru çekilir. Ekspirasyon • Normal inspirasyonu takip eden ekspirasyon tamamen pasif bir olaydır. • Fakat zorlamalı ekspirasyon bazı kasların örneğin, karın kaslarının kasılması ile yapılmaktadır. 14 23.03.2021 Solunumun düzenlenmesi • Solunumun düzenlenmesi, beyin sapındaki medulla oblangata tarafından yapılır. • Solunum merkezinin çalışması öncelikle periferden gelen uyarılarla düzenlenir. • Kanda karbondioksit oranının artışı ve oksijen oranının düşmesi medulladaki solunum merkezini uyarır 15 23.03.2021 • Solunum merkezi, diafragma ve interkostal kaslara kasılmaları için emir yollar. • Solunum hızlanır ve kandaki oksijen oranı artar ve solunum normale döner. Solunumun 3 fazı vardır: !- Pulmoner Ventilasyon: Akciğerdeki hava kesecikleri alveol ile atmosfer havası arasındaki gaz değişimi pulmoner ventilasyon (akciğer havalanması) olarak adlandırılır. Pulmoner ventilasyon inspirasyon ve ekspirasyon ile sağlanır. 16 23.03.2021 2- Difüzyon: olunum membranı yoluyla akciğer alveollerindeki oksijenin akciğer kapilleri içindeki kana, kandaki karbondioksitin yine aynı yolla alveollere geçişi solunum difüzyon fazını oluşturur. Atmosfer havası ile kan arasındaki gaz değişiminin olduğu bu faz dış solunum olarak da adlandırılır. 3- Taşıma Fazı: kciğer kapillerindeki kana geçen oksijenin dolaşım sistemi yolu ile hücrelere, hücrelerde metabolizma sonucu oluşan karbondioksitin kana ve akciğer kapillerine iletilmesine solunumun taşıma fazı denir. Bu fazda oluşan kan ile hücreler arasında gerçekleşen gaz değişimi iç solunum olarak adlandırılır. 17 23.03.2021 Solunum Sisteminde Gaz Değişim Alanları • Solunum sistemi, kan ile atmosfer havası arasındaki gaz değişimini gerçekleştirecek şekilde özelleşmiş sistemdir. • Dış ortamdan alınan hava burun, farinks, larinks, trakea, bronşlar ve bronşiollerle alveollere taşınır hava yollarının hepsinde gaz değişimi yapılmaz. • Bronşlar ve bronşioller iletici hava yollarıdır. 18 23.03.2021 • Respiratuar bronşiol ve alveoller (respiratuvar bronşiol, ductus alveolaris ve alveol keseleri.) gaz değişiminin yapıldığı alanlardır. • Gaz değişiminin yapılmadığı alanlara anatomik ölü boşluk denir. Solunum aracılığıyla alınan 500 ml havanın 150 ml’si gaz değişimi yapılamayan bu alanlarda bulunur. 19 23.03.2021 Gazların Akciğerde Difüzyonu • Akciğerlerde gaz değişiminin yapıldığı bölgelerde hava ile kanı birbirinden ayıran ince bir membran vardır • Bu membran alveollerin ince epiteli, kapiller damarların ince endotel tabakası ve dar intersitisyel aralıklardan oluşmaktadır. • Solunum membranı, üç tabakadan oluşmuştur ancak gazların hızlı difüzyonuna izin verecek kadar incedir. 20 23.03.2021 • Karbondioksitbu membrandan oksijene kıyasla 20 misli daha hızlı difüzyona uğrar. • Gerek akciğerlerde gerekse hücre düzeyinde gaz alışverişi difüzyon ile olmaktadır. • Bu nedenle gazların difüzyonunda pasif difüzyon prensipleri geçerlidir ve gazlar konsantrasyon farklarının doğrultusunda difüzyona uğrar. • Akciğerlere gelen venöz kanda, alveol içindeki atmosfer havasına kıyasla karbondioksit kısmi basıncı (pC02) daha yüksek, oksijen kısmi basıncı (p02) ise daha düşüktür. • Böylece akciğerlerde karbondioksit alveol içine verilirken oksijen kana geçmektedir. • Hücre düzeyindeki gaz alışverişi de buna benzer şekilde gerçekleşmektedir. 21 23.03.2021 • Oksijen, diffüzyon yolu ile alveolden kana geçtiği zaman eritrosite girer. Burada hemoglobin ile birleşerek oksihemoglobini oluşturur. • Oksijen kapillerden hücrelere geçer . Hücrelere geçen oksihemoglobin tekrar hemoglobin ve oksijen olarak ayrılır. • Oksijen hücrelerde kullanılır ve karbondioksit açığa çıkar. Karbondiyoksit daha sonra kan ile birlikte akciğerlere geri taşınır. 22 23.03.2021 Solunum Gazlarının Taşınması • Solunum gazlarının kan içinde taşınmasında; kan plazması ve alyuvar hücreleri görev alır. • Memeli alyuvarları, çekirdek ve organellerini kaybetmiştir. • Bu nedenle memelilerdeki kanın, oksijen taşıma kapasitesi; diğer omurgalı canlılardan daha fazladır. Oksijenin kanda taşınması • Oksijen kanda; kan plazması ve hemoglobin ile olmak üzere iki farklı şekilde taşınır. • Oksijenin yaklaşık olarak; %2’ si kan plazması içinde çözümüş halde taşınır. • %98’ i ise alyuvar hücreleri içinde hemoglobine bağlı olarak taşınır. 23 23.03.2021 • Oksijenin alyuvar içinde hemoglobin ile taşınması: - Atmosferden alınan oksijen, önce akciğer alveollerinden geçerek akciğer kılcallarına geçer. - Daha sonra oksijen, kan plazmasından geçerek alyuvar içine girer - Alyuvar içinde oksijen, hemoglobin molekülü tarafından yakalanır ve oksihemoglobin bileşiği oluşur. Böylece oksijen, hemoglobine bağlı bir şekilde doku kılcallarına kadar taşınır. - Doku kılcallarında, hemoglobin molekülü oksijeni serbest bırakır. - Serbest kalan oksijen, önce alyuvar dışına çıkarak kan plazmasına geçer. 24 23.03.2021 - Daha sonra oksijen, doku kılcal damarı dışına çıkarak doku sıvısına geçer. Karbondioksitin kanda taşınması • Karbondioksit kanda; kan plazmasında çözünmüş halde, hemoglobin ile ve kan plazması içinde HCO3 iyonları şeklinde olmak üzere 3 farklı şekilde taşınır. 25 23.03.2021 • Karbondioksitin hemoglobin ile taşınması - Doku sıvısından gelen karbondioksit, doku kılcal damarına geçer. - Daha sonra karbondioksit, kan plazmasından geçerek, alyuvarlar içine girer. - Alyuvar içinde karbondioksit, hemoglobin tarafından yakalanır ve karboksihemoglobin (karbominohemoglobin) bileşiği oluşur. Böylece karbondioksit, hemoglobine bağlı bir şekilde akciğer kılcallarına kadar taşınır. -Akciğer kılcallarında, hemoglobin molekülü karbondioksiti serbest bırakır. 26 23.03.2021 - Serbest kalan karbondioksit, önce alyuvar dışına çıkarak kan plazmasına geçer - Daha sonra akciğer kılcal damarı dışına çıkarak, akciğer alveollerne geçer. • Karbondioksitin HCO3 (bikarbonat) iyonları şeklinde kan plazmasında taşınması - Doku sıvısından gelen karbondioksit, doku kılcal damarına geçer. - Daha sonra karbondioksit, kan plazmasından geçerek, alyuvarlar içine girer. 27 23.03.2021 -Alyuvar içinde; karbondioksit, karbonik anhidraz enziminin etkisi ile su ile tepkimeye girer ve bunun sonucunda karbonik asit (H2CO3) bileşiği oluşur. (Bu olayda ATP harcanmaktadır.) -Karbonik asit, önce alyuvar içinde iyonlaşır ve sonucunda hidrojen (H+) ve HCO3 (bikarbonat) iyonları oluşur. bunun -Daha sonra, hemoglobin ve HbH bileşiği oluşur yakalar -Bikarbonat iyonları plazmasına geçer. ise molekülü alyuvar hidrojeni dışına çıkarak, kan -Böylece hidrojen alyuvar içinde ve HCO3 iyonları ise kan plazması içinde akciğer kılcallarına kadar taşınır. Akciğer kılcallarında, önce HCO3 iyonları alyuvar içine geçer. 28 23.03.2021 -Daha sonra, hemoglobin molekülü hidrojeni serbest bırakır. -Serbest kalan hidrojen, önce HCO3 ile birleşerek karbonik asidi (H2CO3) oluşturur. - Daha sonra karbonik asit, karbonik anhidraz enzimin etkisi ile parçalanır ve bunun sonucunda CO2 ve H2O açığa çıkar. -Serbest kalan karbondioksit, önce alyuvar dışına çıkarak; kan plazmasına geçer. -Daha sonra karbondioksit, akciğer kılcal damarı dışına çıkarak akciğer alveollerine geçer. 29 23.03.2021 30 23.03.2021 Hemoglobin (Hb) • Kanda eritrositlerde bulunan, kana kırmızı rengini veren, demir-porfirinli bir bileşik proteindir • Yüzde olarak kandaki hemoglobin konsantrasyonunun normal değeri -yetişkin erkek için %14-18 g, -yetişkin kadın için %12-15 g, -çocuk için %12-13 g, -yeni doğan için % 21 g kadardır 31 23.03.2021 • Hb, 4 adet globulin proteini ile 4 adet hem adlı yapıdan oluşur. Hem, demir ve kana kırmızı rengini veren porforin maddesinden oluşmaktadır. • Hemoglobin, molekülündeki hemlerde içerdiği toplam 4 adet Fe2+ sayesinde akciğerlerden dokulara O2 molekülü taşıyabilmektedir • Hemoglobinin protein komponenti olan globin, 4 polipeptit zincirden yapılmıştır. Oksihemoglobin (HbO2) • Hemoglobin molekülündeki 4 Fe2+’e akciğerlerde birer O2 molekülü bağlanması sonucu oluşan hemoglobin bileşiğidir. 32 23.03.2021 Kan madde miktarının ayarlanması • Kanın osmotik basıncının ayarlanması -Normalin üzerinde ozmotik basınç Hipotalamustaki, osmoreseptörler uyarılır. Hipotalamus, hipofiz bezini uyarır. Hipofiz bezi, ADH hormonu salgılar. ADH hormonu, kanla taşınır ve böbrek nefronlarını uyarır. Nefronlar, suyu geri emerek kana verir. Kanın osmotik basıncı normale döndüğünde, ADH salgısı kesilir. • Kanın tuz miktarının ayarlanması: -Kandaki Tuz oranı düşerse Hipotalamus, hipofiz bezini uyarır. Hipofiz bezi, ACTH hormonu salgılar. ACTH hormonu, kanla taşınır ve böbrek üstü bezlerini uyarır. Böbrek üstü bezleri, aldosteron hormonu salgılar. Bu hormon, böbrek nefronlarını uyarır. Nefronlarda, Na+ ve Cl- geri emilir. K+ ise dışarı atılır. Kanın tuz oranı, normale döndüğünde; aldosteron salgısı kesilir. 33 23.03.2021 • Kanın pH’ ının ayarlanması: (Ortalama 7.4 ph) Normalin altına düşerse; H+ iyonları, salgılama ile böbreklerden dışarı atılır. →HCO3- iyonları, aktif taşıma ile geri emilir. Normalin üzerinde ise; HCO3- iyonları, salgılama ile böbreklerden dışarı atılır. H+ iyonları, aktif taşıma ile geri emilir. Kandaki H iyonlarının, miktarı arttığından; kanın pH’ normale döner. Solunumun Çevreye Adaptasyonu • Atmosferden mitokondrilere O2 difüzyonu kısmi basınç farkı ile yönlendirilmektedir. Atmosferik basınç deniz seviyesi üzerindeki yüksekliğe göre azaldığından, yükseklere çıkmak solunum sistemini azalan kısmi basınç farkına adapte etmektedir. 34 23.03.2021 A) A) Yükseklik: -Akut -Adaptif -Aklimasyon (Kan, pulmoner sistem, damarlanma) -Olumsuz etkiler (Mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi, uykusuzluk) B)Derine Dalma: -Derinliğin Etkileri -Derin Denize Dalma Örnek: Vurgun 35 23.03.2021 36 23.03.2021 Vurgun • Deniz seviyesinde olan hava basıncı 1 Atmosferdir.İnsanlarda bulunan solunum ve dolaşım sistemi 1 Atmosfer olan basınca göre ayarlıdır. Suyun içinde derine doğru gittikçe basınç daha da artmaktadır. Her 10 metrede 1 atmosfer basıncı artmaktadır. • Derinlere gidildikçe akciğer kapasitesi düşer ve kan basıncı artar. Bu olaylar sonucu vücut ısısı düştüğü için kalp atışları hızlanır ve bilinç gitmeye başlar. • Derinlere daldığımızda ve süratle su yüzeyine çıkıldığında ani olarak değişen atmosfer basıncından dolayı vurgun yenilmektedir. • Aniden su yüzeyine geldiğimizde gazlar süratle genleşir. Özellikle azot gazı damarlarda genleşerek hayati vücut hasarlarına neden olur. 37 23.03.2021 • Dalış ile birlikte basınç artmaktadır. Vücut dokularında erimiş halde bulunan azot gazı basıncın azalması ile sıvı halden gaz haline geçer. Bundan dolayı doku ya da kan damarları içinde kabarcıklar oluşur.Bu ise damarlarda tıkanmalara sebebiyet vermektedir. Tıkanma ile birlikte vurgun yiyen hastada kan akışı engellenmektedir. Akciğer Volümleri • Solunum volümü (Tidal volüm): Her bir ekspirasyon veya inspirasyonda akciğerlere alınan veya verilen hava hacmidir. Normal değeri 500 ml olarak kabul edilir • İnspirasyon yedek volümü (İYV): Zorlamalı bir inspirasyon ile akciğerlere alınan hava hacmi, normal değeri erkeklerde 3.3 litre kadınlarda 1.9 litredir. Ortalama değeri 3000 ml’dir. 38 23.03.2021 • Ekspirasyon yedek volümü (EYV): Zorlamalı bir ekspirasyon ile akciğerlerden çıkarılan hava hacmi, normal değeri erkeklerde 1 litre kadınlarda 700 ml’dir. Ortalama değeri 1.100 ml’dir. • Rezidüel volum (RV, artık hacım): En zorlamalı ekspirasyonla dahi akciğerlerden çıkarılamayan hava hacmidir. Normal değeri erkeklerde 1.2 litre, kadınlarda 1.1 litredir. Ortalama değeri 1200 ml’dir. • Kapasite, akciğer hacimlerinin ikisinin veya birkaçının birleştirilmesi olayıdır. VK = SV + İYV + EYV Ģeklinde hesap edilmektedir (Vital Kapasite = Solunum volümü+İnspirasyon yedek volümü+Ekspirasyon yedek volümü Uyku Apnesi • horlama ve uykuda solunum durması olarak tanımlanıyor • Uyku apnesi sırasında, üst solunum yolunun açık kalmasını sağlayan kaslarda gevşeme olur. Dil kökü veya yumuşak damağın veya aşırı büyümüş bademciklerin hava yolunu tıkaması sonucunda en az 10 saniye nefes alamamak uyku apnesi olarak adlandırılır 39 23.03.2021 • Gerekli önlemler alınmadığında uyku apnesinin dikkatsizliğe yol çarak trafik kazası riskini 7-8 kat arttırdığı ve iş kazalarına neden olduğu biliniyor. Uyku apnesinin görülme sıklığı %1-4 olsa da, diyabet hastalığının %3, astım sıklığının yaklaşık %5 olduğu düşünülürse ne kadar önemli bir sorun olduğu daha iyi anlaşılabilir. Nedenleri • Boğazdaki kasların havanın geçeceği alanı kapatacak şekilde gevşemesidir. Üst solunum yolundaki darlıklar çocukluktan itibaren, solunum yolunun yıpranmasına sebep olabilir ve bu da uyku apne sendromuna neden olabilir. Fazla kilolu olmak, büyük bademciklere ve geniz etine sahip olmak da uyku apnesi nedenleri arasında gösterilebilir 40 23.03.2021 Yeni Doğan Bebeğin Solunum ile Tanışması • Yeni doğan bebek ilk solunumunu yaptığı zaman, vücudunda birtakım değişiklikler gerçelkleşmektedir. • Akciğerler ilk kez oksijenle dolmaktadır. Ayni zamanda bebeğin dolaşım sistemi değişmektedir. • Kalpte bulunan damarlardan bir tanesi kapanmaktadır. • İlk solunumla birlikte, kan akciğerlere ilk kez gidip gelebilmektedir. • Bebek, artık duymamaktadır. kordona ihituyaç 41 23.03.2021 Sigara İçen ve İçmeyen Bireyler Tüberkloz • Tüberkloz, Mycobacterium Tuberclosis adlı mikroorganizma tarafından neden olmaktadır. • M.Tuberculosis alveoler gaz bileşiminin atmosfer havasına en yakın ve O2 seviyesi en fazla olan akciğerin en üst kısımlarına yerleşmektedir. İleri vakalarda akciğer dokusu tahrip olmakta ve geniş boşluklar oluşmaktadır. 42 23.03.2021 • Oluşan geniş boşluklar damarlarını kaybedebildiği için engeksiyonu tedaci etmek oldukça zordur. • Dokudan tüberküler mikroorganizmaları tamamen çıkarmak için çoklu ilaç uygulamaları yanında uzun bir tedavi periodu gerekmektedir. Teşekkürler... 43