TRABLUSGARP SAVAŞI (1 yıl 16 gün) (1911-1912) UŞİ ANTLAŞMASI Sebep: Birliğini geç kuran İtalya’nın (Piyemonte) ham madde ve pazar arayış –Yakın-Habeşistan’daki yenilginin izini silmek istemesi, İngiltere ve Fransa’nın İtalya’yı Almanya’dan ayırmak ve kendi sömürgelerini güvence altına almak istemesi Yönetimler:3. Victoria Emmanuele- Gioletti Hükümeti/ 5. Mehmet Reşat-Sadrazam İbrahim Hakkı Paşa hükümeti Destekçileri : İtalya’nın, Trablusgarp’ın işgali için, Avrupa devletlerinin onayını alması (İNG-FRANSA-RUSYA (Racconigi ant 1909) Osmanlı Hükümetinin Tepkisi: İtalyan mallarına boykot uygulandı, Kapitülasyon hakları iptal edildi. Osmanlı Devletinde görevli İtalyanların işine son verildi. Niçin yardım gönderemiyoruz? Osmanlı, Trablusgarp’a karadan yardım edemezdi; Mısır İngiltere’nin elindeydi. Donanmamız güçsüz, Suriye’de Dürziler, Yemende Zeydiler (İmam Yahya) isyan halinde.(Zamanında 2. Abdülhamit Trablusgarp’ta Kuloğulları adı verilen direniş örgütü kurmuştu.) Komuta Kademesi Trablus Komutanlığı: Kurmay Albay Neşet (Vali ve Kumandan vekili) CEMAL / TALAT/ İSMET Bingazi Komutanlığı : Kurmay Binbaşı Enver (Hamdi takma adıyla savaşa katıldı) Derne Komutanlığı : Kolağası Mustafa Kemal (Mustafa Kemal, Trablusgarp’ta Tanin Gazetesi Muhabiri Şerif Bey takma adını kullandı.) Gönüllü subaylar Fuat Bulca, Nuri Conker, Ali Fethi Okyar, Eşref Sencer Kuşçubaşı (Uçan şeyh), Halil bey (Enver’in amcası) 4/1 maaşla izinli Gelişme Trablusgarp’a giremeyen İtalya, Akabe ve Beyrut’u Bombaladı (Avrupa desteği almak için) Osmanlıyı barışa zorlamak için 12 ada ve Çanakkale boğazını işgal etti. Balkanlı Devletleri kışkırttı. Balkan savaşın çıkması ile Osmanlı savaştan ayrıldı. Barış için Rusya devreye giriyor. (Boğazlar tehlikeye girdiği için) Beyrut deniz muharebesi Önemi /sonuç : (Uşi antlaşması /İsviçre-Lozan’da) Osmanlı Devleti Kuzey Afrika’daki son toprak parçasını İtalya’ya verdi. (3 Kıtada Toprağı olma özelliğini kaybetti. (1830 Cezayir -1881 Tunus- 1882 Mısır) İtalyan pilot Giulio Gavotti 1 Kasım 1911’de dünya tarihinde ilk kez uçaktan Osmanlı askerlerinin üzerine bomba atarak hava saldırısı gerçekleştirmiştir. Mustafa Kemal Paşa ilk askeri başarısı (Derne-Tobruk) sonucu binbaşı oldu (Enver Yarbay oldu) /Mustafa Kemal ilk defa sömürgeciliğe karşı savaştı. İlk Osmanlı İtalyan savaşıdır. İtalya Düyunu Umumiye den aldığı kredi ile Trablusgarp savaşını finanse etmiştir. Trablusgarp halkı dini olarak HALİFELİĞE BAĞLI kültürel bağın devamını sağlamak (Halife vekili bulunduruluyor/Şerri Kanunlar için Kadı bulunacak) İtalya Balkan devletlerini kışkırttı. Savaş sırasında Osmanlı sınırlarında işten çıkarılan İtalyan işçiler geri dönecek ve alamadıkları sürenin ücretlerini ödenecekti. İtalya Osmanlı devletinin dış borçlarını ödemesi ve kapitülasyonları kaldırması konusunda yardımcı olacaktır. Sadrazam İbrahim Hakkı Paşa hükümeti istifa etti. Meclisteki İttihat ve Terakki Partisi grubunun desteğiyle sekizinci kez Mehmed Said Paşa Sadrazam oldu. 12 ada-------------- İTALYA-------------- 1947 Paris Antlaşması-------------- Yunanistan’a verildi RUSYA (Panslavizm) / Kiliseler Meselesi(3 Temmuz 1910) BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913) 1. BALKAN SAVAŞI (5. Mehmet Reşat /Gazi Ahmet paşa (Büyük Kabine/Baba-oğul Kabinesi) 2.BALKAN SAVAŞI B ulgarlar (en karlı) Makedonya ----- Ege Denizine ulaştı B Sırplar Y unanlar OSMANLI U S ırplar BAB-I ÂLİ BASKINI - ARNAVUTLUK BAĞIMSIZ L Yunanistan K aradağ (İlk saldıran) -23 Ocak 1913 Balkanlarda en son bağımsız Atina a G (Yenipazar) -Kamil Paşa/Mahmut Şevket Berat Mv İsmail Kemal önderliğinde Galip A ROMANYA Başkumandan vekili Nazım paşa -İTP iktidarda (Sırpların işgaline uğradılar) Kemali R Batı ordusu Rıza Paşa ( Sırp/Kar/Yun.) - İlk Hükümet darbesi İstanbul Söylemezoğlu L Karadağ Doğu ordusu Abdullah paşa (Bulgarla savaştı) (Meriç sınır) A Edirne Müdafası Şükrü paşa * (155 gün savundu) R Osmanlı Kazım Karabekir esir düştü… Selanik Arnavut Hasan Tahsin paşa tarafından teslim edildi. LONDRA ANTLAŞMASI BÜKREŞ ANTLAŞMASI (kendi aralarında) Yenilgi sebepleri: Ordu-siyaset / Terhis / Levazım Eksikliği/ 3Temmuz 1910 Kiliseler Kanunu/ Ordunun bir kısmının Arap yarımadasındaki vehhabi ayaklanması için gönderilmesi/Rusya’nın Reval görüşmeleri sonrası Balkanlarda etkinliğini artırdı. Londra görüşmeleri 17 Aralık 1912 tarihinde “Büyükelçiler Konferansı” adı altında toplantılara başlamıştır. Konferansın birinci amacı Osmanlı Devleti ile Balkan Devletleri arasındaki sınır ve barış esaslarını saptamak, ikincisi ise Osmanlı Devleti’nden ele geçirilen toprakların paylaşımı konusunda ortaya çıkan anlaşmazlıkları çözümlemekti. Ancak konferansta herhangi bir ilerleme sağlanamamıştır. Özellikle Osmanlı Devleti hâlâ Bulgarlar tarafından kuşatma altında bulunan, bir zamanlar Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış bulunan Müslüman Türk şehri olan Edirne’yi vermemekte direniyordu. Tam bu sırada İstanbul’da “Babıali Baskını” ile Mahmut Şevket Paşa başkanlığında yeni bir Hükûmet kurulmuştur. Fakat yapılan bu değişiklik de bir sonuç vermemiş, Balkan Devletleri tekrar saldırıya geçmişler, İşkodra Karadağlıların, Yanya Yunanlıların ve Edirne’de Bulgarların eline geçmiştir. Bu gelişmeler üzerine Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kalmıştır. Balkan Dev. ile Osmanlı Dev. arasında 30 Mayıs 1913’de Londra Barış Ant. imzalanmıştır. Londra Barış Antlaşması (30 Mayıs 1913) 1. Osmanlı Devleti’nin batı sınırı Midye-Enez hattı olacaktı. 2. Osmanlı Devleti Arnavutluk ile Ege Adaları’nın geleceğinin saptanmasını büyük devletlere bırakacaktı. 3. Yunanistan; Selanik, Güney Makedonya ve Girit’i alacaktı. 4. Bulgaristan; Kavala, Dedeağaç’la birlikte Gelibolu Yarımadası’nın dışındaki tüm Trakya’yı Edirne’de dahil olmak üzere sınırlarına katacaktı. 5. Sırbistan; Orta ve Kuzey Makedonya, Kosova, Manastır’a sahip olacaktı. Önemi: Avrupa ve Ege denizindeki Osmanlı varlığı Londra antlaşmasıyla sona ermiştir. Bulgaristan’ın ege denizi ile bağlantısı 1. Dünya savaşı sonrasındaki Nöyyi antlaşması ile sona erdi. İstanbul Antlaşması 29 Eylül Atina antlaşması 14 Kasım 1913 (Osmanlı – Yunanistan) Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913) 1913 (Osmanlı - Bulgaristan) - Bulgaristan; Kırklareli, Dimetoka - Bu antlaşma ile Yanya, Selanik ve Girit Yunanistan’a Balkan Savaşı’nı bitiren antlaşmalardan biridir. Bulgaristan ile diğer bırakılıyordu. Balkan devletleri olan Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve Romanya ve Edirne’yi geri verdi. - Meriç Irmağı iki devlet arasında - Meriç Irmağı iki devlet arasında sınır kabul edildi. arasında imzalandı. Bulgaristan, dört Balkan devletine de toprak sınır kabul edildi. - Antlaşma Yunanistan sınırları dahilinde kalan Türk vererek Balkanlar’daki üstünlüğünü kaybetti. Antlaşmaya göre; Dedeağaç’ın Bulgaristan’a nüfusun haklarını güvence altına alıyordu. 1- Bulgaristan, Birinci Balkan Savaşı sonunda aldığı Selanik, Serez, bırakılmasına karar verildi - Savaş sonrası Bulgaristan’da - Ege adalarının kaderi büyük devletlerin bu konuda Drama ve Dedeağaç’ı Yunanistan’a bırakacaktır. kalan Türkler, Bulgarlarla eşit vereceği karara bırakıldı. 2- Bulgaristan, Dobruca ve Silistre’yi Romanya’ya verecektir. haklara sahip olacaklardı. 3- Orta ve Kuzey Makedonya (Manastır, Üsküp, İştip, Priştine) YORUM - Bulgaristan’da kalan Türkler isterlerse dört yıl içinde Osmanlı Büyük devletler Meis hariç On iki Adayı İtalya’ya, Bulgarlardan alınarak Sırbistan’a verilecektir. topraklarına geri dönebileceklerdi. Gökçeada ve Bozcaada hariç diğer adaları Yunanistan’a Ancak Balkan devletleri Bükreş Antlaşması’ndan memnun Türklere mülkiyet hakkı tanınacak, ilk ve ortaokullarda vermeyi kararlaştırdı. Ancak Osmanlı Devleri bunu kabul ayrılmadılar. Bunalım ve anlaşmazlık devam ederken I. Dünya eğitim ve öğretim dili Türkçe etmedi. Durum I. Dünya Savaşı sonrasına bırakıldı. Daha Savaşı’nın çıkması yeni bir Balkan Savaşı’nı önledi. Bükreş olarak kabul edilecek, buradaki sonradan Adalar sorunu Lozan Antlaşması ile çözüme Antlaşması’nın sonuçları: Türklere din ve mezhep hürriyeti tanınacaktı.(OY KULLANMA kavuşturulmuş, İmroz ve Bozcaada Mustafa Kemal 1- Bu antlaşma ile Bulgaristan’ın sınırları daralmıştır. Önderliğinde kurulan Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 2- Bulgaristan’ın Ege Denizi’ne çıkışı kısmen de olsa kapatılmıştır. HAKLARI YOK) olurken geriye kalan adalar ise dönemin şartlarından dolayı 3- Bu durum Bulgaristan’ın I. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın Yunanistan’a bırakılmıştır. yanında yer almasına neden olmuştur. Not: Sırplarla 13 Mart 1914 İstanbul antlaşması yapıldı. Sırbistan ile sınır kalmamasına rağmen, Sırbistan’da yaşayan Türk ve Müslüman azınlığın haklarını korumak için yapılmış bir antlaşmadır. Bu antlaşmayla Müslümanlara azınlık statüsü tanınmıştır. BATI TRAKYA: Gümülcine, Dedeağaç, İskeçe, Kavala, Yanya, Serez, İşkodra. SELANİK 1 SONUÇ : - 1. Balkan savaşında BADEM olduk/ Balkan Türkleri sorunu /Göç-Nüfus yoğunluğu-Yatay hareketlilik/ Ege Adaları Sorunu / Osmanlıcılık Fikri tükendi / Türkçülk akımı önem kazandı/ Bulgar-Osmanlı 1. Dünya Savaşına girme sebepleri aynı -Sadece kamulaştırmaya ait hükümlerde Sırbistan'la önemli bir istisna koyulmuştur ki, o da, Sultan I. Murad'ın Kosova'da bulunan türbesine ait bina ve arsaların hiçbir şekilde kamulaştırılamayacağıdır. -Osmanlı Devleti Avrupa'daki topraklarının %83'ünü, nüfusunun %69'unu ve bunlara ilâveten devlet gelirlerinden önemli bir kısmı ile önemli ölçüde bir ziraat potansiyelini kaybetmiştir (33 Vilayet-158 ilçe) -Bab-ı Ali baskını sonrası hükümet başkanı olan Mahmut Şevket paşa 11 Haziran 1913 te öldürülmüş yerine Sait Halim paşa hükümeti (Tam anlamıyla ittihatçı bir kabine) geçmiştir. -Enver Ziya Karal, Balkan yenilgisini, Osmanlı Devleti açısından, iç ve dış plân olarak iki ana başlıkta sonuçlandırır. Buna göre, iç plânda dört ana nokta üzerinde durur; 1) Sınırların daralması, 2) Prestij kaybı, 3) Ulusçuluk düşüncesinin uyanışı, 4) İttihat ve Terakki Partisi iktidarının kuvvetlenmesi. Dış planda ise, Asya'daki Osmanlı eyaletlerinin paylaşılması fikri ve Doğu Avrupa'da dengesizlik —Günümüz Doğu Trakya sınırını çizen antlaşma İstanbul Antlaşmasıdır. —Rauf Orbay Hamidiye Kruvazörü ile Yunanlılara karşı ege denizinde başarılı mücadeleler vermiştir. Kazım Karabekir savaşta esir düşmüştür. —Enver paşanın Edirne’yi geri alması (Edirne Fatihi) iç politikada ününü artırdı. Orduda Alman etkinliği arttı. —Balkan savaşları esnasındaki başarısızlık sonucundaki Gazi Ahmet Muhtar Paşa hükümeti istifa etti ve Kamil Paşa Hükümeti kuruldu. * Muhammet İkbal'in "Bang-ı Derâ" adlı kitabındaki "Edirne Kuşatması" adlı şiiri Edirne komutanı Mehmet Şükrü paşaya yazılmıştır. !!! Mustafa Kemal (Akdeniz Boğazı) Kuvayi Mürettebesi Harekât Şubesi Müdürlüğü'ne görevinde (1. Balkan savaşında yok 2. Balkan savaşında görevli) Mustafa Kemal “Zabit ve Kumandan ile hasbihal “adlı eserini balkan savaşlarına ithafen yazmıştır. Bolayır Kol. Kur Başk. EK BİLGİ 21 Kasım 1911 tarihinde İttihat ve Terakki muhaliflerince Hürriyet ve İtilaf Fırkası kurulmuş, 70 mebusu bünyesine almış ve kuruluşundan yirmi gün sonra İstanbul'da yapılan ara seçimi tek oy farkla kazanmıştır. İktidarda yer alan İttihat ve Terakki, Hürriyet ve İtilaf Fırkasının ara seçimlerden bir yıl sonra yapılacak olan Meclis-i Mebusan seçimlerinde başarılı olma ihtimalini görmüş ve bir takım tedbirler almıştır. Yeni kurulan Hürriyet ve İtilaf Fırkasının yeterince örgütlenebilmesine fırsat vermeden bir erken seçime gitmek isteyen İttihat ve Terakki, Nisan 1912'de yapılan erken seçimleri de açık ara farkla kazanmıştır. Bu seçimler "SOPALI SEÇİMLER" adıyla anılmıştır Bu seçimlerde İttihat ve Terakki dışından yalnızca altı kişi meclise girmişti. *** 2. Balkan savaşından sonra 55 günlük BATI TRAKYA GEÇİCİ HÜKÜMETİ kurulmuştur. (Hoca Salih efendi/ Başkent Gümilcine/Rejim Cumhuriyet) ***Balkan Savaşları’nda şehit olanların çocuklarının barınması ve eğitimi için Darüleytamlar kurulmuştur 1.DÜNYA SAVAŞI 1914-1918 (Dünyanın yeniden paylaşım savaşı) GENEL SEBEPLER SÖMÜRGECİLİK - MİLLİYETÇİLİK-SİLAHLANMA YARIŞI-BLOKLAŞMALAR ÖZEL SEBEPLER (94 KATI) İngiltere SÖMÜRGECİLİK Almanya ALSACE LOREN Fransa Osmanlı üzerinde tarihi emelleri Rusya BALKANLAR Avusturya Mac İtalya Akdeniz Japonya uzak doğu Slav Germen 1.DÜNYA SAVAŞINDA LİDERLER ve OSMANLI DEVLETİ Almanya İmparator 2 . Wilhelm (Hohonzollern) Avs-Mac İmparatoru 1. Kar l (Habsburglar) İtalya Kral 3. Vittorio Emmanuelle Savaşı Başlatan Olay Avusturya-Macaristan Veliahdı Fransuva Ferdinand, 28 Haziran 1914‟te Sırbistan ziyareti sırasında Kara El teşkilatı üyesi Gavrilo Princip isimli bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürüldü. ABD: Woodrov Wilson Rusya Çar: 2. Nicola (Romonoflar) Fransa Cumhurbaşkanı Raymond Poincare İngiltere Kralı V. George (Hanover) Başbakan Lloyd George Dış iş. Bak. Sir Edward Grey Bah. Nazırı Winston Churchill Osmanlı Padişahı 5. Mehmet Reşat Sadrazam Sait halim paşa (4 Şubat 1917de Talat Paşa, Sadrazam olacaktır ) Harbiye nazırı Enver paşa Dâhiliye nazırı Talat paşa Bahriye nazırı Cemal paşa Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girişi Akdeniz’de İngiliz donanmasından kaçan Goben (Yavuz) ve Breslau (Midilli) isimli iki Alman gemisi Osmanlı Devleti’ne sığındı. Yavuz ve Midillinin içinde bulunduğu 11 parçalık Osmanlı donanması Karadeniz’e açılarak Koramiral Souchon komutasında Ruslara ait olan Odessa, Sivastopal, Batum Tuapse, Novorossiysk limanlarını bombalayınca Ruslar, Osmanlı Devleti‟ne.11 Kasım 1914‟te Osmanlı devleti de İngiltere, Fransa ve Rusya’ya savaş ilan ederek karşılık verdi. 2 Bilgi Notu : Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı öncesinde İngiliz Vickers şirketine 2 tane gemi siparişi vermiş, (Sultan Osman ve Reşadiye ) Taksitlerini ödediğimiz halde bize verilmeyen bu gemilere Türk tarihinde ‘‘Alınamayan Gemiler’’ ismi verilmektedir İTTİFAK BLOĞU (BAĞLAŞMA) 1882 İTİLAF BLOĞU (ANLAŞMA) 1907 * Jeopolitik BİZİ İSTEME SEBEBİ Almanya İngiltere zayıf * Halifelik/Dini (Cihad) Avus.-Mac. Fransa Osmanlıyı istemiyorlar çünkü *Demografi (Nüfus) İtalya (1915’e kadar) ::::::::::::::::::::::: Rusya emelleri var Askeri gücü (Kaybedilen Osmanlı toprakları Bulgaristan (İTALYA (1915 ‘den sonra), ABD, Romanya, Yun. Sırb. Jap.) geri almak) sömürgecilik Tarafsız devletler : İspanya -İsviçre-Hollanda-İzlanda-Danimarka-Norveç-İsveç Tevfik/İngiltere Talat/Rusya Cavit/İng Osmanlının savaşa girmesiyle : Yeni cepheler açıldı/ savaş uzadı /İngiltere Kıbrıs’ı işgal etti. / Fatih Camiinde Cihat-ı Ekber ilan edildi (Kutsal Cihat fetvasını Şeyhülislam Mustafa Hayri Efendi verdi). Osmanlı devletinin savaş başladığındaki tutumu Tarafsızlığını ilan etti. Boğazları yabancı ticaret ve savaş gemilerine kapattı Seferberlik ilan etti. Kapitülasyonları tek taraflı kaldırdı (En çok tepkiyi Almanya verdi- Almanya’nın İstanbul Büyükelçisi Wangenheim) Osmanlı Devletinin savaşa girmesinin nedenleri Kaybettiği toprakları geri almak istemesi (balkan, ege adaları, kuzey afrika) Kapitülasyonları kaldırma isteği Eski güç ve itibarını yeniden kazanma isteği Bronzart Planı Osmanlı devletinin hangi devletlere hangi cephede saldıracağını öngören Almanya’nın hazırladığı plandır. Schlieffen Planı, I. Dünya Savaşında Fransa ile Rusya'ya karşı iki cephede savaş tasarlayan Alfred von Schlieffen, daha yavaş seferber olan Rusları küçük bir kuvvetle denetim altında tutarken, Alman kuvvetlerinin büyük bölümüyle daha tehlikeli bir düşman olan Fransa'yı alt etmeyi planlamıştı. İTTİFAKLARIN DEZEVANTAJLARI: Denizlerde zayıf,/ Avs ve Osm.daki etnik yapı,/ İtalyan’ın taraf değiştirmesi/ ABD’nin Savaşa girmesi (Cihan Harbi ismi) İTİLAFLARIN DEZAVANTAJLARI : Rusya’nın savaştan çekilmesi/ Sömürgelerdeki bıkkınlık /Çanakkale savaşı/ Bulgaristan’ın karşı tarafa geçmesi *Osmanlı devletinin İttifak kurmak için ilk bağ kurduğu devlet İngiltere (Tevfik Paşa) sonra Rusya’dır.(Talat Paşa) *Almanya’nın Marne savaşını (5-12 Eylül 1914) kaybetmesi nedeniyle endişelenen bazı subaylar savaşa girmek için bir yıl daha beklenilmesi düşüncesindeler !!!Orduda Alman etkisi görülmektedir. GKB : Von seecht DKK: Souchon 1. Ordu Komutanı Liman Von sanders 6. Ordu komutanı Von der Goltz Taarruz Cepheleri * Kafkas *** * Kanal (K +K) CEPHELER Savunma Cepheleri * Çanakkale **** * Irak * Hicaz – Yemen * Suriye –Filistin *** Yardım cepheleri(sınır ötesi) * Galiçya * Makedonya * Romanya !!! Mustafa Kemal; savaş başladığında Sofya askeri ataşesi Çanakkale (19. Tümen) Kafkas (16. Kolordu) ve Suriye-Filistin (7. Ordu) cephelerine katılmıştır. ( Ç ı K ı Ş) 2 Ağustos Almanya ile ittifak antlaşması 28 Ekim Rusya’yı bombaladık 1914 14 Kasım Cihat ilan ettik Cepheler Nedenleri -Almanların istemesi. Kafkas 3.Ordu (Hasan -Kafkaslardaki esir Türki devletleri İzzet Enver ve kurtarma Hafız Hakkı -Hindistan’a ulaşıp buradaki paşalar) İngilizlerin varlığına son verme. Ordugah İlk Taarruz cephemizdir. Erzurum'da. -Elviye-i Selase’yi geri almak. -Bakü petrollerini ele geçirmek. Kanal/mısır 4.Ordu Zeki ve Cemal paşa Süveyş Kanalını kapatarak İngilizlerin sömürgeleriyle bağlantısını kesme isteği. Cepheler Çanakkale 1.Ordu (Liman Von Sanders/ Cevat Paşa/ 18 MART kahramanı) -Esat paşa -M. Kemal -Enver -Vehip Paşa İsmail Hakkı Nedenleri -İç savaş yaşayan Rusya’ya yardım ulaştırmak (Rusya’nın isteği üzerine açıldı) -Osmanlılarla Almanların irtibatını Kesmek -İstanbul’u alarak savaşı kısa sürede bitirmek (Tahta çıkan Kapı) Kitre – Kanlısırt - KoçacimenKireçtepe- Kilitbahir-SeddülbahirZığındere-Kemalyeri-ConkbayırıAnafartalar-Arıburnu Apex Tünelleri (Araştır bakalım) Irak 6.Ordu (Von der Goltz paşa) Halil Kut paşa İngilizlerin Irak petrollerine egemen olma isteği. Rusya’ya yardım ulaştırma (Bu yönüyle Çanakkale cephesi ile aynı amacı taşır) ve Osmanlının Hindistan’a ulaşmasını engellemek istemesi. İngilizlerin Arap petrollerini alma isteği. Dinamit Emir Lakaplı Thomas Edward Lavrance TAARUZ (SALDIRI) CEPHELERİ Sonuçları Kasım 1914’de ilk Türk-Rus karşılaşması oldu. Ruslar püskürtülerek Köprüköy muhârebesi kazanıldı. 11 Kasım’dan 19 Kasım’a kadar mukabil Türk taarruzlarıyla Ruslar Azapköy muhârebesini de kaybettiler. Sarıkamış harekatı 22 Aralık 1914te başladı. Ermeniler, Ruslarla birlikte hareket edince Tehcir (zorunlu göç) yasasıyla bölgeden uzaklaştırıldılar.( Dahiliye Nazırı Talat Paşa 27 Mayıs 1915 te çıkardı. Uygulamadan Dahiliye, Hariciye, Maliye ve Adalet Nazırlıkları görevlendirildi.) 31 Aralık 1918 de Eve dönüş yasası çıktı)-Ruslar Erzurum’a kadar olan yerleri aldılar.(Erzurum, Trabzon, Muş, Bitlis, Erzincan) Mustafa Kemal, Çapakçur savaşı ile Muş ve Bitlis’i geri aldı Rusya,1917‟de çıkan Bolşevik İhtilâli nedeniyle 8 Aralık ta Erzincan ateşkes antlaşması yapıldı. 3 Mart 1918‟de İttifak devletleri ile BrestLitovsk (Polonya’da/Talat paşa gitti imzalamaya/ilk Osmanlı-SSCB ant.sı)Antlaşması’nı imzalamış ve 1878 Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devleti’nden aldığı Kars, Ardahan ve Batum (Elviye-i Selâse) topraklarımızı geri vermiştir. Mağlup olduğumuz halde Toprak kazandığımız tek cephedir. M. Kemal’e Altın Kılıç verildi. Osmanlılar, savaşı kaybedince Filistin’e geri çekildiler. İngilizlerde takip etti. Kanal cephesinin başarısız olması İngilizleri cesaretlendirmiş, Yemen-Hicaz ve Suriye-Filistin cephelerini açmışlardır. Falih Rıfkı Atay: Zeytindağı SAVUNMA (MUDAFAA) CEPHELERİ Sonuçları Osmanlının kazanmasıyla savaş iki yıl daha uzadı. -En kanlı cephedir. Başkenti tehdit eden tek cephe. Rusya’ya yardım ulaşmadığından Bolşevik ihtilali oldu. Mustafa Kemal; Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayır’da düşmanı durdurdu M. Kemal: (Hamdolsun İstanbul’u Kurtardık). Bulgaristan, ittifak grubuna geçti. Bulgaristan’ın savaşa katıldı (Dedeağaç’ı Bulgarlara vererek İstanbul – Berlin bağlantısı kuruldu). Yarbay M. Kemal Albay oldu. (Ayrıca Gümüş Liyakat madalyası kazandı ve İkinci rütbeden Osmanlı Nişanı verildi.) 5. Mehmet Reşat’a GAZİ unvanı verildi. Çanakkale de çok sayıda yetişmiş insanımız ( Tıbbiyeli, Harbiyeli, Mülkiyeli) yitirilmiştir. Seyit Onbaşı (ÇABUK Soy isimi) Ruşen Eşref 1918 yılında Yeni Mecmua’da yayımlanan "Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülakat" başlıklı röportaj, Atatürk’ü Türk basınında tanıtan ilk yazı ve ilk röportaj oldu. Kazım Karabekir Alçıtepe Kahramanı olarak geçer. 2015 yılı Avustralya’da Türk yılı olarak anıldı.27. Alayın savaştığı Yer Kemalyeri olarak geçer. Bu savaş Aydınlar, Centilmenler, Dardanel savaşı olarak da geçer. Nusrat Mayın gemisi : Tophaneli Yüzbaşı hakkı. İngiliz donanmasına ait IRRESISTTBLE ve OCEAN gemileriyle, Fransız BOUVET gemilerinin batmasını sağlayan mayınları döşemiştir. Churchill:Fikir Babası/ L. George Başbakan/ Kitchner Harbiye Nazırı Amiral de Robeck 18 Mart: Karaliyet donanması Kom./Hamilton/ 25 Nisan: KKK Osmanlılar, Kutü’l Amara’da İngilizleri yendiler. İngiliz Generali Townshend ve kuvvetleri kayıtsız şartsız teslim oldu. 29 Nisan 1916 yılındaki Kutü’l Amara’da, 5 General, 481 subay ve 13.300 civarında asker Halil Kut paşa tarafından esir alındı. İngilizlerin takviye birliklerle tekrar saldırması üzerine Osmanlılar savaşı kaybettiler Musul, kuşatma altındayken Mondros ateşkesi imzalandı. Birinci Dünya savaşında en uzun mücadelelerin yaşandığı cephedir. —Bölgedeki Arapların İngilizleri desteklemesiyle İslamcılık (ümmetçilik) geçerliliğini yitirdi. —Osmanlı devleti yenilip Mondros’la bölge boşaltıldı. (Şerif Hüseyin-Lawrence işbirliği ) —Medine şehri Mondros sonrası teslim olmuştur. En son kapanan cephe. (Fahrettin Paşa/Ömer Türkkan/ çöl kaplanı) Atatürk, Fahrettin Paşa, için “Daha sağlığında adını tarihe altın harflerle yazdırmış kumandanımızdır” demiştir. —Seyd-i beşir Kampı Mısır cephesinde yenilen Osmanlı -Filistin’de yenilen Osmanlı ordusu Suriye’ye çekildi. -7.Ordu komutanı Mustafa Kemalin son cephesi, M. ordusuna son darbeyi vurmak. Kemal, Halep’in kuzeyinde savunma önlemleri aldı. -Mondros’la birlikte bölge boşaltıldı. Suriye Filistin cephesi en son açılan ve en çok toprak kaybettiğimiz cephemizdir. (Özellikle Megiddo (Nablus) Muharebeleri ile Suriye elden çıktı) Kudüs’ü alan İngiliz Komutan General Allenby) Müttefikimiz Avusturya’nın başkenti Viyana’da bile kutlamalar var. Galiçya (Polonya-Ukrayna arası)15. Kolordu Kurmay Yarbay Yakup Şevki/ Alman, Macar ve Avusturya kuvvetleriyle birlikte Ruslara karşı savaştı Makedonya 50. Tümen Şükrü Naili Paşa Bulgar kuvvetlerine yardım edilmiştir. Romanya 6. Kolordu Hilmi Paşa Romanya’nın itilaf bloğuna geçip Avusturya’ya saldırması sebebiyle müttefiklerimize yardım için açıldı. *Yardım cepheleri Rusya’nın savaştan çekilmesi ile Brest - Litowsk anlaşmasıyla kapanmıştır. Kafkas, Kanal, Irak sömürgelerle İngilizlerin bağını kesmeyi amaçlar. 5. Murat’ın torunu Şehzade Osman Fuat efendi Afrika Grup komutanlığı görevinde bulunmuştur. (1911-1912 FB Başkanı) OSMANLI DEVLETİNİ PAYLAŞMA TASARILARI (GİZLİ ANTLAŞMALAR) Hicaz yemen 7. kolordunun 4 Tümeni / Medine’de Fahrettin Paşa Suriye-Filistin 4.Ordu/ Yıldırım ord. Falkenhayn Gizli Antlaşmaların Yapılma Sebepleri: Şark meselesini (Osmanlı ülkesini paylaşma meselesi) halletmek. /Savaştan sonra paylaşma konusunda anlaşmazlığa düşmemek. /İtilaf devletlerinin zaferden emin olduğunu gösterir/ İtalya’yı İtilaf bloğuna katmak./-Rusya’yı İtilaf bloğunda tutmak. 1-Boğazlar Antlaşması ( 1915) İngiltere, Fransa ve Rusya (Boğazlar ve çevresi Rusya’ya bırakılmıştır.) 2-Londra Antlaşması ( 1915) İngiltere, Fransa ve İtalya ( İtalya’ya On İki Ada ve Antalya bırakıldığı Bu antlaşma sonucunda İtalya İtilaf bloğuna geçti.) 3-Sykes-Pıcot (1916) İngiltere, Fransa ve RUSYA (Irak İngiltere’ye bırakıldı Suriye Fransa’ya bırakıldı.) Bugünkü Ortadoğu’yu şekillendiriyor./Sevr’in taslağı 4- Petrograt Protokolü: Fransa, İngiltere ve Rusya (Doğu Anadolu Rusya’ya verildi) 5- Mc Mahon (1916)İngiltere ile Şerif Hüseyin arasında imzalanmıştır. (Şerif Hüseyin’e bağımsız bir Arap devleti vaat edilmiştir. ) 6- Saint Jean de Maurrenne ( 1917) İngiltere, Fransa ve İtalya İzmir, İtalya’ya bırakılmıştır fakat Paris Barış Konf ile İzmir YUNANİSTANA BIRAKILMIŞTIR. ***Dünya kamuoyuna duyuran: RUSYA (Sarı Kitap adıyla) / En çok teki gösteren : ABD / Antlaşmalarda olmadığı halde işgalde yer alan YUNANİSTAN Değişikliğin Temel sebepleri: Rusya’nın savaştan çekilmesi, Yunanistan’ın İtilaf Bloğuna girmesi ABD NİN SAVAŞA KATILMASI ABD savaş esnasında itilaf devletleri ile ticari ilişkiler içindeydi. Bazı ABD yolcu gemisi Lusitania’nin batırılması ve Almanya’n ın ABD ye karşı Meksika ile ittifak kurma düşüncesini içeren Dış işleri bakanı Zimmerman’ın Telgrafı deşifre edilince 6 Nisan 1917 de savaşa girdi. (Savaş CİHAN HARBİ ismini aldı) WİLSON İLKELERİ 8 OCAK 1918 (Yenilmekte olanları umutlandırdı) WOODROW WİLSON (28. ABD Başkanı) - Gizli antlaşmalar yapılmayacak -Yenen devletler yenilen devletlerden toprak ve tazminat almayacaklar. Milletler cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kurulacak -Her ulus kendi kaderini belirleme hakkına sahiptir. -Boğazlar, ticaret gemilerine açık olacak -Türklerin çoğunlukta olduğu yerlerde Türk egemenliği tanınacak. -Polonya Tekrar kurulacak -Almanya Alsace Loren bölgesini Fransaya verecektir. *W. Wilson 1919 yılında Nobel barış ödülüne layık görülmüştür. İlk silahsızlanma çağrısı yapıldı. *MC Tarihte kurulan ilk devletlerarası kuruluştur. ABD kurucu veya sonradan üye olmamıştır. İlk genel sekreteri Sir Eric Drummond' dur. *!!!! KANDIRILAN ABD, 1823 yılında kabul ettiği MONREO (Yalnızlık) DOKTRİNİNE tekrar GERİ DÖNDÜ.( Başkan Harding döneminde) ATEŞKES ANTLAŞMALARI (Se Ma Ve R) Bulgaristan Selanik Antlaşması / Osmanlı Devleti Mondros Ateşkes Antlaşması / Avusturya Villa Gusti Antlaşması / Almanya ise Rethondes Antlaşması 3 PARİS BARIŞ KONFERANSI (18 OCAK 1919) 32 devlet katılmıştır. / ABD, İng., Fransa, İtalya, Japonya konferansa hakim olmuştur. Bu devletlerin başbakanları ve dışişleri bakanlarından oluşan Onlar komisyonu kurulmuştur. Daha sonra Japonya geri planda kaldığı, İtalya da anlaşmazlık nedeniyle ayrıldığı için karar verme yetkisi ABD Devlet Başkanı Wilson, İngiltere Başbakanı Lloyd George ve Fransa Başbakanı Clemenceau’dan oluşan 3 büyük devletin temsilcisinde kalmıştı.- Konferansın amacı yapılacak barış anlaşmasının taslaklarını görüşmek Sevr hariç diğer barış anlaşmalarının esasları belirlendi /- Milletler Cemiyetinin kurulması kararı alındı. /- İtilâf devletleri Wilson ilkelerini hiçe sayarak, toprak alımı maddesi yerine mandacılık yöntemi (General Smuts tarafından önerildi.) ile bunu etkisiz hale getirdiler. /- 3’ler Konseyi Gizli anlaşmalarla İtalya’ya vermeyi planladıkları İzmir ve çevresinin Yunanistan tarafından işgal edilmesini kabul ettiler. (ilk görüş ayrılığı-İtalya Konferansı terketti.) (Sömürge yollarında güçlü bir İtalya istenmediği için) Konferansa katılan Ermeni temsilcileri, Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan devleti kurulması fikrini ilk kez bir uluslararası konferansta dile getirdiler. Paris Konferansında Yer alan İngiliz Ekonomi Müşaviti John Keynes: “Bu anlaşma yeni bir savaşın ve Ekonomik felaketin habercisidir” demiştir. Osmanlı heyeti Eski Sadrazam Tevfik Paşa başkanlığında, Dâhiliye Nâzırı Reşit (Rey) Bey, Maârif Nâzırı Fahrettin (Rum Beyoğlu) Bey ve Nâfia Nâzırı Operatör Cemil (Topuzlu) Paşadan oluşmaktadır. (SSCB İç politika ile uğraştığından yer almamıştır.1815 viyana kongresinin aksine milliyetçilik esas alındı. L. George’nun Venizelosa sevgisi büyük) King-Crane Komisyonu, Paris Barış Konferansı sırasında Türk topraklarının durumunu, Suriyelilerin ve Filistinlilerin I. Dünya Savaşı sonunda belirlenecek yeni sınırlara ilişkin görüşlerini saptamak üzere oluşturulan komisyondur Haziran 1919'da çalışmalara başlayan komisyon, Suriye ve Filistin'i dolaşarak halkın görüşlerini dinledikten sonra, Arapların büyük çoğunluğunun Suriye'nin bağımsız olmasını istediğini ve Fransız Mandasına karşı olduğunu saptadı. Ayrıca Paris Barış Konferansı üyelerine şu teklifleri sundu: 1. Kilikya, Ermeni mandasına bırakılacak toprakların dışında kalmalı, Anadolu'ya dahil edilmelidir. 2. Anadolu'dan ayrı, manda altında bir İstanbul Hükümeti kurulmalıdır. 3. Anadolu için ayrı bir manda düşünülmelidir. 4. Yunanlara Anadolu'da toprak verilmelidir. 5. İstanbul, Anadolu ve Ermeni hükümetleri, aynı manda altında toplanmalıdır. 6. ABD, söz konusu yerlerde manda yönetimini kabul etmelidir Hrisantos raporu: 1919’da Paris’te toplanan konferansta Trabzon Rum metropoliti Hrisantos tarafından İtilaf devletlerine sunulan rapor. Raporda Türklerin Karadeniz’de katliam yaptığı, bölgede Rumların çoğunlukta olduğu dolayısıyla buraya bir Rum devleti kurulması gerektiği (Wilson İlkelerine göre) yalanı anlatılmıştır. BARIŞ ANTLAŞMALARI ( S )evr Nöyyi Versay T rianon Sen jermen ( O )smanlı B ulgaristan Almanya Macaristan Avusturya 1. Dünya Savaşının Sonuçları 1-Savaştan en karlı devlet İngiltere çıkmış ve Avrupa’nın en güçlü devleti olmuştur. 2. Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları yıkılmış 3. Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, Yugoslavya, Çekoslovakya, Avusturya, Polonya, Macaristan, SSCB kurulan yeni devletlerdir. 4. Yenilen devletlerde rejim değişikliği olmuştur. (Faşizm, Nazizm) 5. Dünya barışını sağlamak için merkezi Cenevre’de olan Milletler Cemiyeti kurulmuştur. (BİRLEŞMİŞ MİLLETLERLE KARIŞTIRMA) 6. Sömürgeciliğin yerini manda ve himayecilik almıştır. 7. Sivil savunma ortaya çıkmıştır. 8. ilk defa denizaltı tank ve kimyasal silah kullanıldı (Nükleer silah 2. dünya savaşında) 9. I. Dünya Savaşı’nı bitiren antlaşmalar, II. Dünya Savaşı’nın zeminini hazırlamıştır 10. Savaştan ilk çekilen devlet Japonya’dır. Kıta Avrupası’nda ilk çekilen devlet Rusya ikincisi Romanya’dır. 11.Danimarka, İsveç, Norveç, İsviçre, İspanya tarafsız kaldılar. CÖKEN İMPARATORLUKLAR Rusya Carlığı Avusturya – Macaristan Almanya Osmanlı KURULAN DEVLETLER YENİ REJİMLER Letonya, Estonya, Litvanya, Sovyet Rusya Bolşevizm Avusturya, Macaristan, Çekoslovakya, Yugoslavya Almanya, Polonya, Nazizm Türkiye, Irak, Suriye, Arabistan, Urdun I. Dünya Savaşı’na Genel Bakış İtalya Savaş sırasında taraf değiştiren tek devlet Rusya Savaşta rejim değiştiren devlet ve Kıta Avrupa’sında ilk çekilen devlet ABD Savasın suresini kısaltan devlet (Osmanlı Uzatmıştır) Yunanistan İtilaf Devletlere ve Savaşa en son katılan devlet İngiltere Savaştan en karlı çıkan devlet Bulgaristan İtilaf Devletleri ile ilk ateşkesi imzalayan ittifak devleti. En son katılan ve ilk çekilen ittifak devletidir (Almanya savaştan en son çekilen ittifak devletidir) Japonya Amacına ulaşarak Savaştan ilk çekilen devlet Avust-Mac.; Savaşı başlatan devlet MONDROS ATEŞKES ANLAŞMASI (30 EKİM 1918) Mondros: Limni adasında bir limandır Antlaşma Agememnon zırhlısında yapılmıştır. Thowsend arabulucu Ateşkesi zorunlu kılan sebepler: -Bulgaristan’ın savaştan çekilmesi ile İttifak devletleri arasında Kara bağlantısının kalmaması -Wilson İlkelerinde yenilenlerden toprak alınmayacak maddesi, İngiltere’ye duyulan güven Sadrazam: Talat Paşa Hükümeti ülkeyi terk ettiği için A. İzzet Paşa Hükümeti kurulmuştur. Rauf Orbay (Bah. Naz./ Reşat Hikmet ve Sadullah Beyler Peykişevket vapuru (Lozan’a gidemeyecek) ::::::::: İtilaflar Adına İNGİLTERE Amiral Caltrophe Egemenliğimizi kısıtlayan hükümler: Askerî yapımızı kısıtlayan Hükümler Ekonomik yapımızı kısıtlayan Hükümler: 1.)Boğazlar açılacak ve bu bölgelerdeki kaleler itilâf devletleri 1. Donanma teslim edilecek ve itilâf 1. Bütün liman ve tersanelerden İtilâf Devletleri tarafından işgal edilecektir. (Toprak bütünlüğümüz parçalandı) devletlerince uygun görülen limanlarda yararlanabilecektir. (Madde: 8) (Madde: 1) demirli tutulacaktır. (Madde: 6) 2. Ülkenin ihtiyacı karşılandıktan sonra kömür, 2. İtilâf Devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum halinde 2. Osmanlı Devleti’nin elinde bulunan akaryakıt ve benzer kaynaklarda satın alma istedikleri bölgeleri işgal edebilecekler. (Madde: 7) (Bu madde savaş esirleri (suçlu Ermeniler de dahil) kolaylığı sağlanacaktır. (Mad: 14) Wilson İlkeleri’ne aykırıdır ve aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin İstanbul’da toplanacak ve İtilâf 3. Demiryolları denetim altında varlığını hukuken sürdürmesini sağlamakla birlikte, fiilen sona Devletlerine teslim edilecektir. (Mad: 4) tutulacaktır.(Mad: 15) erdirmektedir. İtilâf Devletle-ri’ne Anadolu’da işgal hakkı 3. (Brest-Litowsk barışından sonra) İran AMAÇ: Osmanlı devletini sömürgeleştirmek tanımasının yanında, Kuva-î Millîye’nin kurulmasına zemin ve Kafkasya’ya giren Osmanlı birlikleri hazırlaması bakımından da çok önemlidir. Bu sebeplerle anlaşmanın derhal geri çekilecektir. (Madde: 11) DİKKAT !!! DİKKAT!!! DİKKAT!!! en can alıcı maddesidir.) 4. Sınırların korunması ve iç asayişin *Mondros’un 7. ve 24. Maddeleri, 3. Vilâyât-ı sitte (6 Vilayet) BEŞDEV (Bitlis Erzurum, Sivas, sağlanması için gereken askerden fazlası *Ordunun terhis edilmesi, Diyarbakır Elazığ (Harput), Van,) (ki buraların Ermenilere derhal terhis edilecektir. (Madde: 5) *Haberleşme araçlarının denetim altına alınması, bırakılması düşünülüyordu)’de bir kargaşa çıkması durumunda bu Ülke işgallere açık hale geldi) *Savaş araç gereçlerinin itilaf kontrolüne vilâyetlerin herhangi bir kısmını İtilâf Devletleri işgal Sadece, Erzurum’da bulunan 15. bırakılması İŞGALLERİ edebileceklerdi. (Madde: 24) (Ermeniler’in devlet kurma umutlarını Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir KOLAYLAŞTIRMAYI AMAÇLAR arttırarak, devlet kurmak için ayaklanmalarını sağlayan maddedir.) Paşa bu maddeye uymayarak, ordusunu (Erz. Kong’nin toplanmasında etkili madde terhis etmemiştir.) Mondros mütarekesinde Kilikya, Mezopotamya 4. Telsiz, telgraf ve bütün kablolar (tüm haberleşme istasyonları) ve ırak gibi sınırları net olmayan terimler itilâf devletleri memurlarının denetimi altında olacaktı. (Madde: 12) İngiltere’nin daha fazla bölgeye hakim olmak (Direnişi önlemek için) amacıyla kullanılmıştır. 5. Toros tünelleri itilâf devletleri tarafından işgal edilecektir. (Madde: 10) 4 Özellikleri: Osmanlı devleti fiilen sona erdi. -Türk halkı bu antlaşmaya tepki göstererek milli mücadeleyi başlattı. Cemiyetler kuruldu. Gizli anlaşma planları uygulamaya kondu. İstanbul Hükümeti Mondros Ateşkes antlaşasını halka kabul ettirmek amacıyla Heyet-i Nasihalar kuruldu. (Nisan 1919’da, Anadolu’ya gönderilen bu heyetler Anadolu’nun muhtelif yerlerini gezerek halka, unsurlar arasında uzlaşma ve vatandaşlık hissi telkin edeceklerdi, bu heyetlerden birisine Şehzade Abdülhalim Efendi’nin, diğerine de, Şehzade Abdürrahim Efendi’nin başkanlık yapacaklardır. 6. Ordu Komutanı Ali İhsan Paşa ve 9. Ordu komutanı Yakup Şevki paşa görevlerinden alınıp Malta’ya sürgün gönderildiler. İLK işgal MUSUL (İngiltere) EN UZUN işgal İSTANBUL(hep birlikte) EN ÇOK TEPKİ GÖSTERİLEN İşgal İZMİR (Yunanistan) Anadolu’da ilk işgal edilen yer İskenderun(Hatay-Dörtyol) Batıda ilk işgal edilen yer Ayvalık’tır. MONDROS’TAN SONRA KURULAN CEMİYETLER ZARARLI CEMİYETLER YARARLI CEMİYETLER AZINLIK CEMİYETLERİ MİLLİ VARLIĞA DÜŞMAN CEM. Trakya Paşa eli Müdafaa - Hukuk Cemiyeti: Trakya’nın Yunanistan’a verilmesini Kürt Teali Cemiyeti : Kürt Devleti engellemek amacıyla Cafer Tayyar beyin himayesinde, Edirne Mebusu Faik I-RUM CEMİYETLERİ İlk kurmak Kurucusu Seyyid (Kaltakkıran), Belediye Reisi Şevket ve Avukat Şeref Bey tarafından kurulur. Etnik-i Eterya Cemiyeti direniş cemiyetidir. (Gerekirse ayrı bir devlet kurabiliriz) Edirne ve Lüleburgaz Yunanistan’a bağımsızlığını kazandırmak Abdulkadir’dir amacıyla Emanuel Ksantos tarafından İslam Teali Cemiyeti :Kurtuluş dini (Mustafa Kemal’in isteği doğrultusunda Şakir Kesebir tarafından) kongrelerini kurulmuştur.(1814)Bizans’ı canlandırmayı kurallara ve hilafete bağlı kalınarak düzenledi. Mavr-i Mira cemiyetine karşı kuruldular. Edirne ve Ahali Gazetelerini çıkarttılar. amaçlamışlardır. Fener Rum sağlanır. Patrikhanesinde Yunan Hükümetine bağlı Hürriyet ve İtilaf Fırkası :• İttihat ve Doğu Anadolu Müdafaa - i Hukuk Cemiyeti :• Doğu da Ermeni devletini Terakki’ye karşı olanlar tarafından engellemek için göç etmemeyi kararlaştırdılar. Erzurumlu Raif Hoca ve Süleyman olarak çalışmıştır. kurulmuştur. İttihatçıların devamı Nazif tarafından kuruldular • Erzurum Kongresi’nin topladılar. Le pays (Fransızca Mavri Mira Cemiyeti Patrik vekili bu cemiyetin başkanlığını olarak gördükleri Milli Mücadele Vatan), Hadisat, Albayrak adlı gazete çıkardılar. Bölgeden kesinlikle göç yapmıştır. Amacı “Büyük Yunanistan’ı” hareketine karşı en sert muhalefeti edilmeyecek, Tarihi, ekonomik ve sosyal araştırmalar yapılacak, Saldırı halinde kurarak Bizans İmparatorluğu’nu yeniden yapmış ve TBMM’ye karşı çıkan bazı ortak savunma hattı oluşturulacak gibi kararlar alınmıştır. da desteklemiştir. İzmir Müdafaa - i Hukuk Cemiyeti :• İzmir ve çevresinin Yunanistan’a canlandırmaktı. Yunan Göçmenler isyanları Komisyonu, Rum okullarının izcilik Düşüncelerini Peyam-ı Sabah ve verilmesini engellemek amacıyla İzmir valisi Nurettin paşanın gayretleri ile Moralızâde Halit Bey tarafından kuruldu. Balıkesir ve Alaşehir kongrelerini kolları, Yunan Kızılhaç örgütü, bazı Alemdar gazetelerinde dile getirdiler. düzenlediler. İzmir’in işgalinden sonra Redd-i İlhak (Yunanistan’a katılımı yabancı okullar ve Anadolu’daki Rum İngiliz Muhipleri Cemiyeti: kiliseleri bu derneğin direktifleri ile • İngiliz mandacısı Kurucuları İngiliz reddedenler) adını aldı. Batı cephesinin kurulmasında etkililer. İzmir'deki de işgal dolayısıyla Denizli'ye nakletmiştir. çalışmışlardır. En kapsamlı faaliyette ajanı Rahip Frew ve Molla Sait’tir. faaliyetlerini Üyeleri arasında Vahdettin ve Damat Trabzon Müdafaa - i Hukuk - u Milliye Cemiyeti • Trabzon ve çevresinde bir bulunan azınlık cemiyetidir. Ferit vardır. (Amaçları, İngilizlerin Pontus Rum Devleti’nin kurulmasını engellemektir • Erzurum Kongresi’nin Rum Pontus Cemiyeti 1904 yılında Merzifon Amerikan dostluğunu kazanarak halifelik ve topladılar. İstiklal adlı gazete çıkardılar.( Barutçuzade Ahmet ) Çukurova’nın Erm.lere verilmesini Koleji’nde gizli kurulmuştu. Samsun’dan saltanatı kurtarmaktır. En son kapatılan KİLİKYALILAR CEMİYETİ Batum’a kadar geniş sahada Trabzon Rum milli varlığa düşman cemiyettir. önlemek. Amacıyla kuruldu. Bu cemiyetin başkanlığını Eski Ayan Meclisi Başkanı İmparatorluğunu tekrar kurmak Wilson İlkeleri Cemiyeti: Amerikan Menemenlizade Rifat Bey yapıyordu. Pozantı kongresini topladılar. Ermeni amacındadır. TBMM’yi en çok uğraştıran mandası. Halide edip Adıvar üye. zulmünü dikkat çekmek için Feryatname adı verilen Makaleler yazmışlardır. cemiyettir. Mustafa Kemal'in Samsun'a Cemiyet, kuruluşundan iki ay sonra Kars Millî İslâm Şûrası; Batum, Iğdır ve Ahıska'yı içine alan Türk bölgelerinde bir Millî İslâm Şûrası çıkmasında dolaylı rolleri vardır. NOT: Bu kapandı. 9. Ordu komutanı Yakup şevki paşanın katkıları ile Cihangiroğlu ve Selamet-i Osmaniye Hükûmeti cemiyetlerin ortak amacı Yunan Megalo Sulh İbrahim tarafından kurulmuştur. 17-18 Ocak 1919'da adını "Cenûbî Garbî Kafkas Cemiyeti İdeasını gerçekleştirmektir Kurtuluş’un padişah ve halifeye bağlı Hükûmeti" olarak değiştirdi ve Türk bayrağını millî bayrakları olarak kabullendi. II-ERMENİ CEMİYETLERİ gerçekleştirilebileceğini Batumda Saday-ı Millet adle gazete yayınladılar. Ancak kısa süre sonra İngilizler Zaven Efendi, Hınçak (1887 Cenevre) kalınarak tarafından 13 Nisan 1919'da parlâmentosu basılarak ortadan kaldırılmıştır ve Taşnak Sütyun (1890 Tiflis) savunmuşlardır 5 Sivas Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti Asker-i Nigehban Cemiyeti Cemiyetleri Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermeni Askeri gözcü, bekçi anlamına gelen Sivas Valisi Reşit Paşa’nın eşi Melek Reşit Hanım’ın başkanlığında kuruldu.(Milli Devleti kurmak amacı ile Ermeniler cemiyet, Balkan Savaşından sonra mücadele döneminin tek resmi kadın derneği) tarafından kurulmuştur. Bu cemiyetlere ordudan atılan yaşlı ve alaylı subaylar Karakol Cemiyeti İstanbul’un işgalinden sonra kurulmuştur. İlk gizli direniş grubudur. Kurucusu bağlı Adana'da Ermeni İntikam Alayları tarafından kurulmuştur Kurmay Albay Kara Vasıf, İstanbul’dan Anadolu'ya silâh ve cephane ile subayların Milli Varlığa Düşman Cemiyetlerin büyük katliamlara giriştiler. kaçırılmasını sağlamış, İngiliz Muhipleri Cemiyeti gibi kuruluşların plânlarını ve Genel Özellikleri III-YAHUDİ CEMİYETLERİ faaliyetlerini Mustafa Kemal Paşa'ya haber vermiştir. Karakol Cemiyeti daha sonra * Milli birlik ve bütünlüğü zedeleyici Alyans İsrail ve Makabi Cemiyetleri : Zâbitân Gurubu ve en sonra da Yavuz Grubu adlarıyla faaliyet göstermişti. Felah faaliyetlerde bulunmuşlardır. Museviler tarafından kurulmuştur Grubu ise Mustafa Kemal Paşa'nın isteği ve İsmet Bey'in izni ve yardımlarıyla * Cemiyetlerin bir kısmı saltanat ve Anadolu’da devlet kurmayı düşünmeyen kurulmuştu. Felah Grubu değişik tarihlerde isim değiştirerek Hamza, Mücahid ve hilafet taraftarı, bir kısmı ise manda ve tek azınlık cemiyetidir. Muharip gibi adlarla faaliyet göstermişti. • Amaçları Filistin topraklarında bağımsız himaye taraftarıdır. Milli Kongre Cemiyeti: • Milli talim ve terbiye cemiyeti üyelerince kurulmuştur. * İtilaf Devletleri tarafından bir devlet kurmaktır . Amacı, Anadolu’daki tüm işgallerin haksızlığını basın - yayın yoluyla dünya desteklenmişlerdir kamuoyuna duyurmaktır Göz Hekimi Esat Işık tarafından oluşturulmuştur. Sultanahmet mitingini düzenledi. Tüm cemiyetleri tek çatı altında toplama hedefi NOT:1917 Bolşevik ihtilali ve Rusya’nın var.NOT: Kuva-i milliye deyimini ilk kullanan cemiyettir. savaştan çekilmesiyle zayıflayan Rum Azm-i Millî Yurdu Cemiyeti: Müftü Rıfat Börekçi başkanlığında 1919 yılında çeteleri Mondros sonrası tekrar Ankara'da Taşhan'ın bir odasında kuruldu. Cemiyet, çalışmalarını Ali Fuat Paşa'nın güçlenmişlerdir. Ankara dışında bulunduğu günlerde XX. Kolordu Komutanlığına Vekâlet eden NOT: Fener patrik vekili Mammelis ile Yarbay Mahmut Bey'in himayesinde sürdürdü. Millî Sinema'da Sultanî Mektebi ile Ermeni patriği Zaven arasında işbirliği Darülmuallimin sahnelerinde halkın heyecanını uyandıran piyeslerin oynanmasını bulunmaktadır. sağlamıştı. Özellikle İzmir'in Kara Günleri adlı piyes çok etkili olmuştu Vahdet-i Milliye Cemiyeti (Milli Blok): Milli Cemiyetleri birleştirmeyi amaçlamıştır. İzmirin işgalini protesto telgrafıyla Wilsona bildirmişlerdir. DİKKAT !!! DİKKAT!!! DİKKAT !!! -Cemiyetlerin kurulmasında Mustafa Kemal’in etkisi yok -Kilikyalılar cemiyetine dikkat (yararlı cemiyet-Çukurovada) (Mustafa Kemal’in Şam’da kurduğu -Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin yukarıdakilerle alakası yok. -işgallere İLK TEPKİ OLARAK DİRENİŞ CEMİYETLERİ KURULMUŞTUR. Milli Kongre ve Wilson prensipleri cemiyetleri MC’ne üye olmak istiyorlar. Milli Cemiyetlerin Genel Özellikleri Azınlık Cemiyetleri’nin Genel Özellikleri 1-Türk halkının Mondros Mütarekesine ilk tepkisidir. 1- Bağımsız devletler kurmaya çalışmışlardır. (Uluslararası kamuoyu 2- Milli mücadeleye örgütsel zemin hazırladılar oluşturdular) 3- Halk arasında milli bilinci uyandırdılar 2-İtilaf Devletleri tarafından desteklenmişlerdir. 4- BÖLGESEL niteliklidirler/WİLSONA GÖRE ÇOĞUNLUK İDDİASI 3-işgallere zemin hazırlamışlardır. ( 7. MADDEYİ UYGULATMAK) 5- İstanbul hükümetine, bağlı olmadıkları gibi; karşı da değillerdir 4-Wilson İlkelerine göre hareket etmişlerdir. (ÇOĞUNLUK OLMAK) 6- . Önce basın yayın yoluyla propagandayı ilke edindiyseler de; kanlı işgallerin başlamasıyla silahlı mücadeleyi başlattılar 7. Sivas Kongresinde Anadolu ve Rumeli Cemiyeti adı altında birleştiler (ARMHC) 8. Elçilikler aracılığıyla seslerini duyurmak istemeleri, Basın yayın kuruluşlarının bulunması gibi sebeplerden dolayı genelde merkezleri İstanbul’da bulunmaktadır. İZMİRİN YUNANLILARCA İŞGALİ 15 MAYIS 1919 Gizli antlaşmalarla İtalya’ya verilen ::::::::::> İZMİR Paris Barış Konferansı ile :::::::::::::>Yunanistan’a verildi (Venizelos’un palavraları ) Batı Anadolu’da Rumların çoğunlukta oldukları ve Türklerin Rumları katlettikleri propagandalarının etkisiyle, Paris Konferans’ında Yunanistan’ın Mondros Mütarekesi gereği (7. Madde) İzmir’i işgal etmesi kararlaştırılmıştır. İzmir’in işgali Osmanlı Devletine İtalya haber vermiştir. İzmir’de İLK kurşunu atan Osman NEVRES (HASAN TAHSİN-HUKUKU BEŞER gazetesi yazarı) Zito veniselos (Yaşa Venizelos) demediği için Süleyman Fethi(Asker Alma Dairesi başkanı) 22 süngü darbesiyle şehit edildi. İzmir şehidi olarak geçer Aziz Nesin’in “ Borçlu olduklarımız” kitabının ana konusu bu olaydır. SONUÇ: *Kuvay-ı milliyenin kurulmasında etkili oldu *İzmir’in işgali İlhak amacı taşır *İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti kuruldu. AMİRAL BRİSTOL RAPORU GENERAL HARBORD RAPORU İZMİR DOĞU *Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri toplandı. Batı cephesi oluştu. 11 Ekim 1919 (Bende Türk olsaydım milli * Protesto Mitingleri düzenlendi (Selim Sırrı Tarcan/Halide Edip/ Nakiye Hanım/M.E. Yurdakul Mücadeleye katılırdım.)TÜRKLER HAKLI BEYLER DAĞILIN !!! *İzmir’in işgalini kınayan toplantıların İstanbul’da ilkini gerçekleştiren Asri kadınlar cemiyetidir. Amiral Bristol Raporu: İzmir'in işgali dünya kamuoyunda büyük bir yankı ve kınamaya sebep olunca; olayın sorumlusu durumunda olan itilaf devletleri hem kamuoyunu yatıştırmak hem de İzmir bölgesindeki durumdan haberdar olabilmek için bölgeye ABD’li Amiral Bristol başkanlığında, İngiliz General Hare, Fransız General Bunoust ve İtalyan General Dall Olio’dan oluşan bir heyeti Batı Anadolu’ya gönderdi. Komisyon yaptığı incelemeler sonucunda Ege bölgesindeki karışıkların ve çatışmaların sebebinin Türkler değil Yunanlılar olduğunu bildirdi. “Ege bölgesinde nüfus çoğunluğu dahi Türklerden oluşmaktadır. Yunan ordularının yaptığı işgal yanlıştır. İzmir'den Yunan ordusu çekilerek; bölgeye itilaf devletlerinin güvenlik birimleri yerleşmelidir” diyerek Türk Kurtuluş Savaşına destek veren uluslar arası bir belge olmuştur (13 Ekim 1919). Bristol bu raporu Paris Barış Konferansına da göndermiştir. General Harbourd Raporu ABD’li General Harbourd başkanlığındaki heyet Türkiye’de manda idaresi ve Ermeni meselesi ile ilgili bir rapor hazırlamak üzere Anadolu’ya geldi. Anadolu ve Kafkasya’da bir aydan fazla araştırma yapan Heyet “Report of the American Military Mission to Armenia” adlı raporunda Doğu Anadolu’daki Ermenileri tamamıyla haksız bulmuş ve Doğu Anadolu’da nüfus çoğunluğunun da Türklere ait olduğunu belirtmiştir (Ekim 1919). Bu rapor Doğu Anadolu Türk varlığını uluslar arası alanda destekleyen bir belgedir. Milne Raporu ve Milne Hattı Batı Anadolu’da başlayan Yunan işgali üzerine Kuvay-ı Milliye direnişe geçecek ve bu durum karşısında kendi ilerleyişlerini durdurmaya çalışan kuvay-ı milliye’den korunmak için İtilaf Devletleri Yüksek Komiserliği’ne müracaat edeceklerdir .İtilaflar bu amaçla General Milne’yi görevlendirdiler. Milne Ayvalık’ın kuzeyinden başlayarak doğudaki Akmaz Dağına ve oradan güneye dönerek Umurlu’ya kadar uzanan ve Selçuk hizasından Ege Denizine uzanan bir hat çizmiş ve Kuvay-ı Milliye’nin bu hattı geçemeyeceğini İstanbul Hükümetine bildirmiştir. Fakat Kuvay-ı Milliye bu Milne Hattına uymamıştır. Bu hattın kurulma amacı Yunan birliklerinin güvenliğini sağlamaktan başka bir şey değildir Amaç Yunanlılara zaman kazandırmak KUVAY-I MİLLİYE Müfreze- Milli Tabur-Gönüllü-Milli Bölük-Mücahidin İşgal var/// Ordu yok /// SİLAHLI HALK DİRENİŞ GÜCÜ İlk kez güney cephesinde 19 Aralık 1918de Dörtyol’da oluştu Maraş: Sütçü İmam Antep: Şahin bey Urfa : Ali Saip Ursavaş Batı cephesinde Ödemişte Yüzbaşı Tahir Bey ilk olarak kurdu Ayvalık 172. Alay Yarbay Ali Çetinkaya ve Bekir Sami Bey (Yunan işgaline karşı ilk cephe /İlk Kurşun savaşı) Bergama- Soma Kazım Özalp Akhisar Salihli Çerkez Ethem “ Kuvay-i Seyyare birlikleri” İzmir Galip hoca/ Reşad-ı Sani (Celal bayar) Aydın -Nazilli Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet efe Kuvay-ı milliye tabirini ilk defa kullanan Milli Kongre cemiyetidir. Türk Halkını siyasi olarak Müdafa-i Hukuk Gurupları, Askeri olarak Kuvay-ı Milliye örgütlüyor. !!!!!! Kuvay-ı Milliyenin Batı Cephesi Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri ile oluşturuldu. Sivas Kongresi sonunda da Ali Fuat Paşa komutan olarak atandı. Fakat 24 Ekim 1920 Gediz Taarruzunda başarısız olunca Kuvay-ı Milliye’ye son verildi. Bu birlikler düzenli orduya dönüştürüldü. Batı Cephesi iki komutanlığa bölündü Batı ve Güney Cepheleri. Batı Cephesi komutanlığına Genel Kurmay Başkanı Albay İsmet (İnönü) Bey, Güney Cephesi komutanlığına da İçişleri Bakanı Albay Refet (Bele) Bey atandı. Çerkez Ethem ve arkadaşları düzenli ordunun kurulmasına direndiler ve isyan ettiler… Kuvayı Milliye’den düzenli orduya geçiş fikrinin Mimarı Hamdullah Suphidir. Kuvay-ı Millîye’nin ortaya çıkış nedenleri —Osmanlın devletinin 1. Dünya savaşından yenilmesi —Mondros ateşkes anlaşması sonrası ordunun terhis olması ve işgallerin başlaması —İzmir’in Yunanlılarca işgali ve İzmir’de yaşanan facia —Damat Ferit hükümetinin işgallere sessiz kalması ve halkın can-mal güvenliğini sağlayamaması —Anadolu’nun savunmasız kalması Türk milletinin bağımsızlığına kavuşma arzusu Özellikleri —Milli mücadelede ilk silahlı direniş gücü olması (1,5 yıl işgallere karşı koydu) —İç isyanların bastırılmasında önemli rol oynamaları —Düzenli orduya zaman kazandırmaları —Halkın örgütlenmesine katkı sağlaması —Doğu cephesinde yok —Düzenli ordunun kurulmasıyla kalktı Eksikleri —Dağınık ve düzensiz olmaları —Asker disiplinden uzak olmaları —TBMM otoritesi altına girmek istememeleri —İşgalleri yavaşlatmaları fakat kesin olarak durduramamaları —Kendi yöntemleri il e ceza vermeleri —İhtiyaçlarını halktan karşılamaları BAZI KUVAY-I MİLLİYECİLER Çerkez Ethem Kurtuluş Savaşı’nda Kuvayı Milliye döneminin çetecilerinden. Sapşığ Çerkez oymağından, Ali Bey’in beş oğlunun en küçüğüydü. Ağabeyleri, İlyas ve Nuri beyler, Rum eşkiyalarıyla çarpışırken ölmüşler, Reşat ve Tevfik beyler de 1901 ve 1902 yıllarında Harbiye’yi bitirerek subay çıkmışlardı. Reşit Bey çeşitli cephelerde çarpıştı. 1919′da Meclisi Mebusan’a Saruhan Milletvekili olarak katıldı. Oradan Birinci TBMM’ye geçti. . 1919-1920 tarihleri arasında bir yıldan uzun bir süre Anadolu’da tek önemli vurucu güç olan Kuvayı Seyyare’yi kurdu ve yönetti. Düzenli ordunun kuruluşu döneminde, kayıt altına girmek istemeyerek hükümete başkaldırdıktan sonra, dolayı idama mahkum oldu. Türkiye’den ayrıldıktan sonra, önce Berlin’e gitti. Daha sonra Kahire’de yaşadı ve son yıllarını Ürdün ve Lübnan’da geçirdi. 1948de öldü. Şahin Bey(1877-1920) Antep`te doğdu. Asıl adı Mehmet Sait`tir. Şahan Bey olarak da bilinir. Rüştiyeden ayrılıp er olarak Yemen Cephesi`ne gitti. Alayını, mahsur kaldığı Aynel cebel Kalesi`nden kurtardığı için teğmen yapıldı. Balkan Savaşı ile I. Dünya Savaşı`nda Çanakkale, Romanya ve Filistin cephelerinde görev aldı. Mondros Ateşkes Anlaşması`ndan sonra, Nizip Askerlik Şubesine atandı. Fransızlar Antep`i işgal edince, Kilis Kuva-yı Milliye Komutanı olarak işgal kuvvetleriyle çarpıştı. Uzun süre, Fransızların Antep`e destek kuvvet göndermesine engel oldu. Bostancı sırtlarında Fransızları Antep`e sokmamak için kahramanca savaşırken şehit düştü. 6 Sütçü İmam (1884-1922) Maraşlı olup asıl adı Ali, lakabı Hacı imam`dır. Uzunoluk Mescidinde imamlık yaparken aynı zamanda süt de sattığından "Sütçü imam" olarak da bilinmekteydi. İşgalci Fransız kuvvetleri içindeki Ermeni askerlerin Müslüman kadınlara sarkıntılık etmesi üzerine çıkan olaylarda, bir Fransız askerini öldürüp şehrin dışına çıkarak Maraş`ta bağımsızlık mücadelesini başlattı. Fransızlar, Maraş`tan kovulduktan sonra şehre döndü. Belediyece kaledeki topun idaresiyle görevlendirildi. Abdülmecit Efendi, TBMM tarafından halife seçilince 101 pare kutlama atışı yaparken barutun ateş alması sonucu yaralandı. 22 Kasım 1922`de öldü. Hasan Tahsin Bey (1888-1919) Selanik`te doğdu. Asıl adı Osman Nevres`tir. 1916 yılında "Hasan Tahsin" lakabını aldı ve bu tarihten sonra hep bu adı kullandı. Şemsi Efendi ve Feyziye okullarını bitirdi. Paris Sorbonne Üniversitesinde siyasal bilgiler öğrenimi gördü. Bu üniversiteden mezun olup olmadığı bilinmiyor. 1918 yılında İzmir`e gelip ticaretle uğraşmaya başladı. 11 Kasım 1918 tarihinde Hukuk-ı Beşer gazetesini yayımlamaya başladı. Sulh ve Selamet Cemiyetinin İzmir şubesini kurdu. Yunanlıların İzmir`e asker çıkardığı 15 Mayıs 1919 günü işgal kuvvetlerine ilk kurşunu attı ve orada şehit edildi Köprülülü Hamdi Bey (1886 – 1920) Makedonya’nın Köprülü kasabasında doğdu. Mülkiye Mektebini bitirdi. Edremit’te kaymakamlık yaptı. İzmir’in işgalinden sonra Burhaniye Kuva-yı Milliye Komutanlığına getirildi. I. Anzavur İsyanı’nın bastırılmasında görev aldı. 26 / 27 Ocak gecesi Gelibolu Yarımadası’ndaki Akbaş Cephaneliği’ne baskın düzenleyerek buradaki silahları karşı kıyıya geçirmeyi başardı. 17 Şubat 1920 günü, Biga’da Kuva-yi Milliye’yi yok etmek için çalışan Ahmet Anzavur’la giriştiği mücadele sırasında şehit düştü. Yörük Ali Efe (1895-1951) Aydın-Sultanhisar ilçesinin Kavaklı köyünde doğdu. Yunan işgali üzerine, Aydın`da ilk Kuva-yı Milliye müfrezesini oluşturarak silahlı mücadeleyi başlattı. Kuva-yı Milliye döneminde Menderes ve Havalisi Komutanlığını yaptı. İstiklâl Savaşı`nda, milis kuvvetleriyle, ilk defa düzenli orduya katıldı. Nazilli Cephesi`nde Yunan kuvvetleriyle kahramanca çarpıştı. Diğer efelerin, zeybeklerin Millî Mücadele`ye katılmasına öncülük etti. 23 Eylül 1951 tarihinde öldü. Yahya Kaptan (1891-1920) Makedonya`nın Köprülü kasabasında doğdu. Balkanlarda Bulgar komitacılara karşı savaştı. Balkan Savaşları`nda Osmanlı Ordusuna gizli bilgiler sağladı. Teşkilâtı Mahsusa (Gizli Örgüt)`da görev aldı. I. Dünya Savaşı`nda Balkan Yarımadası ve Irak Cephesi`nde görev yaptı. Ankara`da TBMM açılınca İstanbul`da Bekir Ağa Bölüğü`ne baskın düzenleyerek tutuklu bulunan vatansever ve aydınları kurtarıp Anadolu`ya geçmelerini sağladı. Gebze`de Kuva-yı Milliye`yi oluşturarak komutanlığını üstlendi. İstanbul Hükümetinin gönderdiği kuvvetler tarafından yakalandı. Başı kesilerek şehit edildi. İpsiz Recep (Emice) Yelkenlisiyle Zonguldak üzerinden kömür taşımacılığı yaparken işlerinin bozulmasıyla eşkiyalığa başlamış, Kandıra civarında Müslüman halka zulmeden Rum çetelerine karşı Kuvayı Milliye saflarında başarıyla karşı koymuştur. Bir Fransız gemisini kaçırmayı başarınca Ankara hükümeti'nce milis yüzbaşı olarak onurlandırılan İpsiz Recep, düzenli kuvvetlere katılarak Yunan ordusuna karşı savaşmıştır. Ona layık görülen istiklal madalyasını geri çevirerek "Ben madalya için değil milletim içim savaştım" demiştir Atatürk kendisine Emice diye hitap etmiştir. Demirci Mehmet Efe (Isparta), Şahin bey/Kılıç Ali (Gaziantep), Ali saip bey (Urfa), Gaddar Pehlivan (Gardiyanlık yaptığı hapishanedeki mahkumları silahlandırarak milli mücadeleye dahil etmiştir.)(Salihli) Topal Osman (Giresun),) Rize BAZI KUVAY-I MİLLİYECİ KADINLAR Halide Onbaşı (Adıvar) , Nezahet Onbaşı (Türklerin JAN DARK’I), Şerife Bacı(donarak şehit), Fatma Seher Erden (Erzurumlu Kara Fatma, Sivas Kongresinde Mustafa Kemal ile görüştü), Halime çavuş (kocabıyık), Gördesli Makbule hanım, Tayyar Rahime, Kılavuz Hatice, Binbaşı Ayşe MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ ESERLERİ ALİ FUAT CEBESOY: Gazze Meydan Muharebesi ve 20. Kolordu (1938) • Milli Mücadele Hatıratı (1953) • Moskova Hatıraları(1955) • Sınıf Arkadaşım Atatürk (1967) • Siyasi Hatıralar (I. cilt: 1957, II. cilt:1960) KÂZIM KARABEKİR • Ankara’da Savaş Rüzgarları • Bir Düello ve Bir Suikast • Birinci Cihan Harbi 1-4 • Birinci Cihan Harbine Neden Girdik? • Birinci Cihan Harbine Nasıl Girdik? Birinci Cihan Harbini Nasıl İdare Ettik? • İstiklal Harbimiz 1-5 • Paşaların Kavgası • Paşaların Hesaplaşması • İzmir Suikastı • Çocuklara Öğütler • Hayatım • İttihat ve Terraki Cemiyeti 1896-1909 • Ermeni Dosyası • İngiltere, İtalya ve Habeş Harbi • Kürt Meselesi • Çocuk, Davamız 1-2 • İstiklal Harbimizin Esasları • Yunan Süngüsü • Sanayi Projelerimiz • İktisat Esaslarımız • Tarihte Almanlar ve Alman Ordusu • Türkiye’de ve Türk Ordusunda Almanlar • Tarih Boyunca Türk-Alman İlişkileri • İstiklal Harbimizde İttihad Terraki ve Enver Paşa 1-2 • İstiklal Harbimizin Esasları Neden Yazıldı? • Milli Mücadelede Bursa • İtalya ve Habeş • Ermeni Mezalimi • Sırp-Bulgar Seferi • Osmanlı Ordusunun Taaruz Fikri • Erkan-i Harbiye Vezaifinden İstihbarat • Sarıkamış-Kars ve Ötesi • Erzincan ve Erzurum'un Kurtuluşu • Bulgaristan Esareti -Hatıralar, Notlar • RAUF ORBAY Cehennem Değirmeni -Siyasî Hatıralarım CELAL BAYAR Ben de Yazdım: Milli Mücadeleye Giriş İSMET İNÖNÜ İsmet Paşa’nın Siyasi ve İçtimai Nutukları 1920 -1933. , İnönü Diyor ki , İnönü’nün Söylev ve demeçleri 1.1920 – 1946 (1946). Hatıralarım, Genç Subaylık Yılları 1884 – 1918 (1968) HALİDE EDİP ADIVAR Ateşten Gömlek: Kurtuluş savaşı romanlarının ilkidir. (1922) Kurtuluş savaşını ele alan romanlar için yolu açmıştır. İzmirli Ayşe etrafında, Anadolu'da, önce çetelerle başlayan, sonra düzenli ordu ile devam eden ve zaferle sonuçlanan Türk Kurtuluş savaşının hikâyesi anlatılır. Türkün ateşle imtihanı 1. Dünya Savaşı sonrasından cumhuriyetin ilan edilinceye kadar yaşadığı anıları anlatılmaktadır. Vurun Kahpeye Kurtuluş Savaşı yıllarını aydın kesimden biri olan Aliye Öğretmen'in gözünden anlatır. İdealist bir karakter olan Aliye'nin köydeki çabaları, yaklaşan Yunan işgali, köy zenginlerinin ve imamın düşmana yardımcı olması ve Aliye'nin tüm bunlara karşı verdiği mücadele kitabın konusunu oluşturur. Dağa Çıkan Kurt Türk Milleti’nin yabancı devletlerin işgaline uğradığı dönemlerde yaşadıkları acıları, uğradıkları haksızlıkları, bütün olumsuz şartlara rağmen gene de vatanının bütünlüğünü nasıl koruduğu hakkında tasvirlerle olayları anlatmaktadır. Halide Edip'in Milli Mücadele'yi ve sonrasını anlattığı hikayeleri ile Avrupa seyahatlerine ait gözlemlerinden meydana gelmektedir. Y. KADRİ KARAOSMANOĞLU Yunan Mezalimini belgelemek için Tetkik-i Mezalim* heyetinde görev yaptı.aşağıda bilgi verilmiştir. Sodom ve Gomore Mütareke dönemindeki İstanbul’ da sosyal yaşam anlatılmıştır. Romanda Sami Bey ve ailesi ile bu aileyle ilişkili yerli ve yabancı kahramanlar anlatılır. Tek olumlu kahraman Leyla’ nın nişanlısı Necdet’ tir. NOT: Sodom ve Gomore Ürdün’ de günahkarlıkları yüzünden Tanrı’ nın gazabına uğrayarak yerle bir edilmiş iki şehrin adıdır. Yaban Birinci Dünya Savaşı’ nda bir kolunu kaybeden Yedek subay Ahmet Celal işgal altındaki İstanbul’ da yaşayamayacağını anlayınca emir eri Mehmet Ali’nin çağrısına uyar Haymana Ovası’nda Porsuk Çayı kenarındaki Mehmet Ali’ nin evine gider . Köylülerle dost olmak istediği zaman köylülerin ona yabancı gözüyle baktığını anlar . Köylüler ona “yaban” , I. Dünya Savaşı'nın bitimiyle birlikte Sakarya Savaşı'nın sonuna kadar olan sürede bir Anadolu köyünde, köylüleri, köyün durumunu, Milli Mücadele'ye ilişkin tavırlarını bir aydının gözüyle verir. 7 TARIK BUĞRA Küçük Ağa Tarık Buğra’nın en tanınmış romanıdır. Birinci Dünya Savaşı sonrası halkın düştüğü zor durum ve Milli Mücadele konu alınmıştır. Kitapta, bir Anadolu kasabası olan Akşehir'den yola çıkılarak, kurtuluş mücadelesinin bir bölümü anlatılmaktadır. Olaylar Akşehir’in bir kasabasında başlar ve gelişir. Fatih Rıfkı ATAY Zeytindağı Osmanlı saltanatının son günlerinden Türkiye Cumhuriyetinin ilk günlerine kadarki bir zaman dilimi anlatılmaktadır. Yazar bir görev sebebiyle Cemal Paşa’nın karargahına yani Zeytindağı’na gitmiştir. Burada yaşamış olduğu olayları ve anılarını bulunduğu tarihin önemli olaylarını da içine alacak şekilde anlatmıştır. Kitabın ismi; Cemal Paşa’nın karargahının (4. Karargah) bulunduğu Kudüs’e yakın bir dağın isminden gelmektedir. Çankaya, Atatürk ve Ankara" yı konu edinir. (1961) Hakimiyet-i Milliye ve Ulus gazetelerinin başyazarlığıyla milletvekilliği (1923-1950) döneminde Atatürk “ün yakın çevresinde bulunma olanağının verdiği güzel fırsatları değerlendirir. KEMAL TAHİR Yorgun Savaşçı Mondros Mütarekesi peşinden İstanbul’un işgaliyle Anadolu’da başsız, lidersiz Milli Kuvvetlerin birleşip Kurtuluş Savaşı’nı başlatmalarına kadar ki zamanı kapsar. 1908 Meşrutiyeti ile Mütareke Devri (1918-1922) arasındaki olaylardan. Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarının türlü bozgunlarından acılı, yorgun savaşçıların toparlanıp örgütlenmesinin tarihi gözüyle bakabileceğimiz romanının olayları ittihatçılar’ dan “Cehennem Yüzbaşı Cemil” ekseninde toplanır. Esir şehrin insanları İstanbul'un işgali sırasında Türklerin tavırlarını anlatır. Bu eserde başlıca üç tip insandan söz edilir: İstanbul Hükümetinin tarafını tutanlar, Kuvayi Milliyeciler ve her şeyi oluruna bırakan vurdumduymazlar. Romandaki çatışma bu üç tip insanın olaylara bakışından oluşur. Yazar, roman kahramanı Kamil Bey'in şahsında ideal Türk aydınında bulunması gerekenleri ifade eder. Kamil Bey, kimliğini hatırlayıp Anadolu'nun kurtuluşu için mücadeleye katılır. ***Tetkik-i Mezalim heyeti batı cephesi komutanlığı tarafından, Yunanistan’ın batı Anadolu’yu işgali sırasındaki yıkımlarını incelemek üzere 1921-1922 döneminde oluşturulan, içinde Yakup kadri Karaosmanoğlu, Halide edip Adıvar, Yusuf Akçura ve Falih Rıfkı Atay gibi yazarların da bulunduğu heyet. Bu çalışmalar sırasındaki izlenimlerinden yola çıkarak Halide edip 1923'te Vurun Kahpeye'yi; Yakup kadri de 1932'de Yaban'ı yazmıştır. 8 KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ Yıldırım Ord. Grp Kom/Geldikleri gibi giderler/Minber SAMSUNA ÇIKIŞ HAVZA GENELGESİ 19 Mayıs 1919 28 Mayıs 1919 *Rum çeteler/Teğmen Hamdi Mustafa Kemal, İzmir’in işgalini *23 subay+25 personel=48 kişi *9.Ordu müf. (Askeri-mülki yetki) Anadolu’ya duyurmak ve milli bilincin *Bandırma vapuru (İsmail Hakkı Durusu *Mıntıka Palas Oteli uyanmasını sağlamak Mustafa Kemal’in Görevi: için bir genelge 1-Görev bölgesindeki orduları terhis yayımladı. etmek *İşgallere karşı protesto mitingleri 2-Asayiş ve güvenliği sağlamak 3-Halkın elindeki silah ve cephaneyi yapılacak toplamak *İtilaf Dev. ve İstanbul hükümetine !!! FAKAT MUSTAFA KEMAL’İN KAFASINDA HALKI işgalleri kınayan ÖRGÜTLEMEK VARDIR telgraflar çekilecek. Yetki Alanı: Samsun, Trabzon, *Azınlıklara zarar Kastamonu, Ankara, Sivas, verilmeyecek Önemi: Erzurum(merkez), Van, Bitlis, - Milli direniş bilinci Diyarbakır Samsun Raporu (22 Mayıs 1919) ilk defa uyandırıldı. Bölgedeki olaylardan Rumlar - Karadeniz ordusu sorumludur. (İzmir’in İşgaline başkomutanı İngiliz tepkide verilmiştir.)*** general Milnenin NUTUK 19 Mayıs 1919 da isteği üzerine SAMSUNA çıktım ifadesi ile Mustafa Kemal başlar. Gençliğe hitabe ile sona İstanbul’a çağırıldı. erer. ( 1919-1927) Mustafa Kemal, Amasya’ya hareket (Nutukta en çok bahsedilen kişi etti. YAHYA Kaptandır.) 19 Mayıs tarihi 1935 tarihinden itibaren Atatürk günü olarak NOT kutlanırken 20 Haziran 1938 den Havza genelgesinden itibaren Gençlik ve Spor Bayramı sonra (15 Haziran olarak kutlanmaya başlanmıştır ( 1919) 9. Ordu BJK’ nin teklifi ile kabul edildi.) müfettişliğinin ismi 3. Ordu müfettişliği Padişah Vahdettin olarak değiştirildi. Sadrazam Damat Ferit Dahiliye Nazırı Mehmet Ali paşa Mustafa Kemal’in Harbiye Nazırı Şakir paşa faaliyetlerini Samsun’da GKB Cevat Çobanlı bulunan İngiliz askerî temsilci Yüzbaşı Hurst, rapor olarak İstanbul’da İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’a bldirmektedir. 1919 Kongreler ve Genelgeler dönemi 1920 TBMM Dönemi ve 1921 ise Savaşlar dönemidir. AMASYA TAMİMİ/ GENELGESİ ERZURUM KONGRESİ SİVAS KONGRESİ 20-22 Haziran 1919 23 Temmuz (2. Meşrutiyetle aynı) 4-11 Eylül 1919 - 7 Ağustos 1919 Genelgenin Hazırlayıcıları: Bölgesel amaçlı toplandı, alınan kararlar -Amasya ve Erzurum kararlarını uygulamak için sayesinde milli bir kongre oldu. Mustafa toplandı. Mustafa Kemal, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Kazım Karabekir Kemal Sivil olarak katıldı. Kongre Bölgenin -İstanbul hükümeti ve işgalciler, kongrenin toplanmasını engellemeye çalışmışlardır. (Binbaşı (Erzurum’da) Mersinli Cemal (Konya’da) Türklüğünü kanıtlanmasına ağırlık verdi. Bruno)-Elazığ Valisi Ali Galip, Ank. Valisi Muhittin Maddeleri Saraydüzü kışlasında hazırlandı Cevat *Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, Abbas kaleme aldı. (Çok imzalı olmasının kongreyi basmak ve M. Kemal’i tutuklamak için bölünemez. sebebi mücadeleyi Kişisellikten görevlendirildi. *Geçici bir hükümet kurulacak ve bu İç sorunlar, başkanlık meselesi (Rauf Orbay da aday kurtarmak) İSMET PAŞA hükümetin milli bir kongre toplaması oldu), manda meselesi, ittihatçılık yemini (Metni İ.Fazıl Maddeler *-Vatan’ın bütünlüğü ve milletin gereklidir. Paşa hazırladı) Ancak 4. Gün görüşmelere geçildi. bağımsızlığı tehlikededir. (Amaç) *Manda ve Himaye kabul edilemez. ÖNEMLİ MADDELERİ *-İstanbul hükümeti üzerine düşen görev (İlk kez tam (koşulsuz) bağımsızlık *Manda ve Himaye kesinlikle reddedildi. sorumlulukları yerine getirememektedir. hedeflendi)/Dış politika kararıdır. *Bütün yararlı cemiyetler “Anadolu ve Rumeli (İstanbul’a tepki) *Saltanat onurunun ve Hilafetin Korunması Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı ile birleştirildi. *-Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi için Milli iradeyi hâkim (EGEMENLİK), *Temsil Heyeti genişletildi ( 15 kişi). Tüm yurdu temsil ve kararı kurtaracaktır. (Yöntem-Milli eder hale geldi. Kuva-i Milliye yi (BAĞIMSIZLIK) etkin *“İrade-i Milliye” adıyla bir gazete çıkarıldı. (Halkı Egemenlik) kılmak esastır. bilgilendirmek için) (Fransızca, Arapça, Türkçe) *-Sivas’ta milli bir kongre düzenlenecektir. *Azınlıklara ayrıcalık verilemez. Mebusan (Her bölge üç delege gönderecek) Meclisinin toplanmasına çalışılacaktır. Önemi: *Her yönüyle milli bir kongredir. mücadeleyi halka mal etmek. (ISLAHAT FERMANI) *-Askeri birlikler ve milli güçler *Sömürge amacı olmayan yabancı *Bağımsızlık yolunda atılan en önemli adımdır. dağıtılmayacaktır. devletlerin yardımları kabul edilmelidir. *Manda ve Himaye kesin olarak reddedildi. (Tam (Mondros’a uyulmayacak) *Kongre sonunda (9 kişilik ) Temsil Heyeti Bağımsızlık Hedefleniyor) seçildi. Başkan Mustafa Kemal oldu. *-Her türlü denetimden uzak bir kurul * Temsil heyeti Ali Fuat Paşa’yı Batı cephesine atadı oluşturulmalıdır. (Bir meclisin gerekliliği) Temsil Heyetinin ilk defa yürütme yetkisini Önemi: kullanmasıdır) Önemi: -İlk kez milli sınırlar ve milli devletten bahsedildi. *Kurtuluş savaşının, amacı, gerekçesi, *M. Kemal, İstanbul hükümeti ile bütün bağlarını kesti. -Erzurum’da bulunan İngiliz yarbay yöntemi, açıklanmıştır. Damat Ferit paşa istifa etti. (Temsil Heyetinin İLK Rawlinson kongreyi engellemek için çalıştı. *Kurtuluş savaşı resmen ilanıdır. (İhtilal siyasi başarısı) Sadrazam Ali Rıza Paşa oldu niteliği ) -Mustafa kemal “ tarih bu kongremizi * Ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsadı. *Milli egemenlik yolunda ilk adım Ali Fuat ender ve büyük bir eser olarak Mustafa kemale ilk ve sert muhalefet Sivas kongresinde Cebesoy bu kararlara “Mukaddes ittifak” meydana geldi. 2. Si Başkomutanlık yetkisi sırasında kaydedecektir”. Demiştir. -İlk kez savaşmaktan bahsedildi. demiştir meydana geldi. *İçişleri bakanı Ali Kemal 23 Haziran - 56 Delege katıldı (Diyarbakır, Elazığ, Sivas kongresi CHP nin 1. Kongresi olarak kabul edilir. 1919’da vali ve mutasarrıflara gönderdiği Mardin, delegeleri katılmadı.) Mustafa Kemal kongre sonrası 20 Eylül 1919 günü general Harbord ile 3 saat görüştü. -Doğu Anadolu MHC ve Trabzon MHC gizli bir belge ile Mustafa Kemal’in kongrenin toplanmasında etkililer. -Doğu Ya istiklal ya ölüm bu kongrede söylenmiştir. görevine son verdiğini açıklamış. Bu İrade-i milliye Fransızca, Arapça ve Türkçe yayın olarak illeri adına Temsil heyeti oluşturuldu. gelişme üzerine 8-9 Temmuz 1919’da çıktı. Mustafa Kemal “Benim Gazetem” diyor, İlk askerlik mesleğinden ayrılmıştır. Karadeniz ve Doğudaki Cemiyetler (Tebliğ eden Dah. Naz. Ali Kemal) Başyazı İ. Hami DANİŞMEND) birleştirildi. Kongre karar metni itilaflara ve Mustafa Kemal “Artık İstanbul 13 Kasım 1937 de Mustafa kemal Sivas’a geldiğinde “ Wilson’a da gönderildi. Anadoluya Hakim değil Tabi olmak Karabekir paşa kongre delegesi olmamıştır. burada bir milletin kurtuluşunu hazırlayan kararlar -Kongre sonrası Bekçi örgütü kuruldu. zorundadır sözünü söylemiştir”. alındı” demiştir. 38 kişi katıldı. *Bildiriler dönemi kapandı - ERZURUM KARARLARI SİVASTA’DA KABUL EDİLMİŞTİR. *Genelge Saraydüzü kışlasında imzalandı. ERZURUM KONGRESİ MİSAK-I MİLLİ LOZAN BARIŞ ANTLAŞMA KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ ***SAMSUN RAPORU: Rumların Kurduğu çete sayısı 40 Türklerin ise 13 dür. Türklerin müdahale ve Mandaya tahammülleri yoktur. Yunanlıların Osmanlı Devletinin herhangi bir parçasını yönetmeye hakları yoktur. Rumlar siyasi emellerinden vazgeçerlerse mesele kendiliğinden hallolacaktır. !!! MUSTAFA KEMAL ERZURUM/SİVAS/ AFYON/ POZANTI(Fevzi Çakmakla birlikte(milli mücadelenin son kongresi, kuvay-ı milliye güçlerini birleştirme niyetindeki kongre) KONGRELERİNE KATILDI Mustafa Kemal ve Rauf Orbay delege olarak seçilmedikleri için dernekler kanununa göre Erzurum kongresine katılamıyorlardı. Cevat Dursunoğlu ve Kazım Yurdalan beylerin istifasıyla onların yerlerine geçmişlerdir. Böylece DAMHC ne üye olarak Heyet-i Faale’ye dahil oldular.(Mustafa Kemal Heyet-i Faale başkanı oldu) *Erzurum ve Sivas Kongresine katılanlara İstiklal Madalyası verilmiştir TEMSİL HEYETİ BAZI KONULAR SAYI ERZURUM KONG. 9 SİVAS KONG. 15 YETKİ Sadece Doğuyu Tüm yurdu TBMM AÇILINCA SONA ERDİ MİLLİ SINIRLAR MANDA VE HİMAYE KAPİTÜLASYONLAR BOĞAZLAR AZINLIKLAR ULUSAL EGEMENLİK KONGRE AMAÇ Erzurum Bölgesel KARAR Ulusal Balıkesir Bölgesel Bölgesel Alaşehir Bölgesel Bölgesel Hacım Muhittin Sivas Ulusal Ulusal Mustafa Kemal GÖRÜŞÜLDÜĞÜ YER Erzurum Kongresi Misak-ı Milli Erzurum Kongresi Misak-I Milli Misak-I Milli Erzurum Kongresi Misak-ı Milli Amasya Genelgesi Sivas Kongresi - Sivas Kongresi - - Sivas Kongresi - Sivas Kongresi - Erzurum Kongresi - - BAŞKAN Mustafa Kemal Hacım Muhittin BALIKESİR KONGRESİ (26 – 30 Temmuz 1919İzmir’in 15 Mayıs 1919’da Yunanlılar tarafından işgali ve işgalin Ege bölgesine yayılmaya başlaması üzerine bölgenin yurtsever halkı kurdukları direnme örgütleri ile Yunanlılara karşı koymaya başlamıştı. Bölgede bir savunma gücü oluşturmak için bu kongre düzenlendi. Kongre Yunanlılara karşı tüm güçlerin birleştirilmesi kararını aldı. Beş defa toplanmıştır. Redd-i İlhak Cemiyeti tarafından kongre düzenlenmiştir. Aynı zamanda Padişaha bağlı olduğunu bildirdi. Sivas kongresine delege göndermemişlerdir. Kongre esnasında Erzurum kongresi toplanmaktaydı. (EŞ ZAMANLI). NAZİLLİ KONGRESİ 4 Haziran 1919 Galip Hoca/Turgut Alp/ lakabıyla Celal Bayar’ın(REŞAD-I SANİ) başkanlığında Muğla’da toplandı. ALAŞEHİR KONGRESİ (16 – 25 Ağustos 1919)Bu kongrede Erzurum ve Balıkesir Kongrelerinin kararları tartışıldı. Bölgede sonuna kadar Yunanlılarla savaşma kararı alındı. Yerel idare kurma hedefi var. Bunun için silahlanma ve asker alma işlemlerinin yapılması kararı alındı. Gerekirse İtilaf Devletlerinden yardım alınması görüşüldü.*** Her yönüyle bölgesel olan bu kongreleri İzmir Reddi ilhak Cemiyeti toplamıştır. Kongre başkanlığını Eski Bursa Valisi Hacım Muhittin (Çarıklı) yapmıştır.***Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerinde Ulusal Egemenlik fikri gündeme gelmemiştir. !!! Bölgesel kongrelerin toplanması sonucunda merkezi otorite boşluğu yerel otoritelerce doldurulmuştur. TEMSİL HEYETİ ÜYELERİ Mustafa Kemal Paşa (9. Ordu Müfettişi iken 8 Temmuz 1919 askerlikten ayrılma), Hüseyin Rauf Bey (Bahriye Eski Nazırı ), Hoca Raif Efendi (Erzurum eski Mebusu), İzzet Efendi (Eski Kaymakam-Mebus), Servet Bey (Trabzon Eski Mebusu), Sadullah Efendi (Bitlis eski mebusu), Hacı Fevzi Efendi (Erzincan Nakş-i Bendi Şeyhi), Bekir Sami Bey (Beyrut eski valisi), Hacı Musa Efendi (Mutki'de Aşiret Reisi), Sivas Kongresi ile Temsil Heyeti’ne katılan üyeler şunlardır: Refet Bey (III. Kolordu komutanlığından ayrılma) Kara Vasıf Bey (kurmay albaylıktan ayrılma) Mazhar Müfit Bey (eski mutasarrıflardan) Ömer Mümtaz Bey (Ankara eski mebuslarından) Hüsrev Sami Bey (askerlikten ayrılma) Hakkı Behiç Bey, eski mutasarrıflardan Ratipzade Mustafa Bey, Niğde delegesi KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ AMASYA GÖRÜŞMESİ / MÜLAKATI/ PROTOKOLÜ 20-22 Ekim 1919 SADRAZAM Ali Rıza Paşa’nın teklifi ile gerçekleşti. Bahriye Nazırı Salih Paşa, Padişah Yaveri Naci bey ile M.Kemal (Bekir sami bey ve Rauf Orbay) arasında bir protokol yapıldı. ( 3 açık, 2 si gizli) KARARLAR Protokollerin ilkinde İstanbul Hükümeti’nin istekleri yer almaktaydı. ordunun siyasetle uğraşmaması, İttihatçılığın ülkede tekrar uyanmaması, Temsil Heyeti’nin hükümeti küçük düşürecek hareketlerden kaçınması, Tehcir olayının suçlularının cezalandırılması, seçimlere müdahale edilmemesi, hükümet aleyhine yazılar yazılmaması şeklindedir. İkinci protokol Hristiyanlara sosyal dengeyi ve siyasi hakimiyeti bozacak imtiyazlar verilmemesi, en azından mütareke sınırlarının temini, güvenlik bakımından meclisin İstanbul’da toplanmasının uygun olamayacağı gibi hususlar yer aldı. Üçüncü protokol, Temsil Heyeti’nin seçimlere müdahale etmemesi, Hristiyanların seçimlere katılmalarının sağlanması, İttihatçıların Tehcirle ilgili olanlarının seçilmemesi Gizli ve imzasız olan dördüncü protokolde tamamen Temsil Heyeti’nin İstanbul Hükümeti’nden istek ve beklentileri yer almıştır. Şöyle ki, görevlerinden alınan subaylar hakkındaki emirlerin düzeltilmesi, Malta sürgünleri hakkında kararın, kişilerin yargılanmalarından sonra verilmesi, İzmir’in boşaltılması için hükümetin protesto girişimlerinin olması, İstanbul’daki zararlı cemiyetlerin ve yayın organlarının engellenmesi, Kuvayi Milliye’nin mali olarak da desteklenmesi, Millî Mücadeleci memurlara dokunulmaması, Batı Trakya muhacirlerinin yerlerine gönderilmeleri kararlaştırılmıştı. Yine gizli ve imzasız olan beşinci porotokolde barış görüşmelerine gönderilecek kurulda bulunması gereken delegelerin isimleri yer alıyordu Not: Böylece İstanbul Hükümeti, milli mücadeleyi ve ARMHC’ni HUKEN TANIDI. (Temsil heyetinin 2. siyasi başarısı) İstanbul Anadolu’ya bağlı olmaya başladı. !!! Mustafa Kemal güvenlik sebebiyle Meclisin İstanbul dışında açılmasını istiyor. Meclisin İstanbul dışında toplanması meselesinde anlaşmaya varılamadı Görüşmelerde egemenlikten değil; bağımsızlıktan bahsedilmiştir. İst. Hük. Onaylamamıştır. ŞEYH RECEP OLAYI M. Kemal Paşa Amasya'ya geldiği sırada Sivas'ta Şeyh Recep adında birisi 18 Ekim akşamı adamları ile Sivas Postanesi'ni basıp, silah tehdidi ile Salih Paşa'ya ve 19 Ekim'de de M. Kemal Paşa'ya birer telgraf çekti. Salih Paşa'ya bağlılık dile getirilirken, M. Kemal Paşa tehdit edilerek, halkın ancak Padişah'a bağlı olacağı belirtiliyordu. KOMUTANLAR TOPLANTISI 16-28 KASIM 1919 M Kemal, Mebusan meclisinin nerede toplanacağı, ARMHCnin geleceği, Osmanlı Mebusan Meclisinde nasıl davranılacağı ,Paris Konferansı Kararları, temsil heyetinin çalışma yöntemlerinin belirlemek üzere bazı Kolordu komutanlarını Sivas’ta topladı. Sivas 3. kolordu komutanı Selahattin bey, Erzurum 15. kolordu komutanı Kazım Karabekir, Ankara 20. kolordu komutanı Ali Fuat paşa. Konya Komutan vekili Şemsettin bey. Önemi/Sonuç Meclisin İstanbul’da açılma teklifi kabul edildi. Temsil heyetinin Ankara’ya gitmesine karar verildi. TEMSİL HEYETİ’NİN ANKARAYA GELMESİ 27 Aralık 1919 Sebepleri: 1-Ankara’nın güvenli olması 2-Meclis-i Mebusan çalışmalarının yakından izlenmek istenmesi 3-Ankara’nın batı cephesine yakın olması 4-Ankara’nın iletişim ve ulaşım yönünden uygun olması. ***K. Karabekir doğudaki gelişmelerden uzak kalınır diyerek Ankara’ya gidilmesine karşı olmuştur. Mustafa Kemal’in İstanbul’a gönderdiği Mebus Arkadaşlarından İstekleri: 1-Mecliste Müdafaa-i hukuk grubu oluşsun. 2- Mustafa Kemal meclise başkan seçilsin 3- Misak-ı Milliyi çıkarın HÂKİMİYET-İ MİLLİYE gazetesi yayına başladı.1934 te adı ULUS oldu. TEMSİLCİLER KURULUNUN GÖREVDEN ALDIĞI VALİLER Ankara Valisi: Muhittin Paşa Elazığ Valisi: Ali Galip Trabzon Valisi: Galip Konya Valisi Cemal SOMM’NİN AÇILMASI 12 Ocak 1920 *Mebuslar Meclisi’nin açılması ile seçimler yapıldı. *M. Kemal Erzurum milletvekili oldu. *Mecliste, Rauf Orbay beyin başkanlığında Felah-ı Vatan grubu oluştu. Mustafa Kemal Nutukta Müdafa-i Hukuk gurubu kurulmamasına : "Sözlerinde durmayan bu efendiler inançsız idiler, korkak idiler. İnançsız idiler çünkü milli amaçların dayanağı olan milli teşkilatın sağlamlığına inanmıyorlardı. Korkak idiler, çünkü biricik dayanağın millet olduğunu ve olacağını takdir edemiyorlardı." Diyerek tepki göstermiştir. *Misak-ı Milli kararları kabul edildi. !!! Mustafa K emal Güvenlik sebebiyle İstanbul’a gitmedi. UNUTMA *Mustafa Kemal ne SOMM de nede Misak-ı milli Kararlarının çıkmasında bulunmamıştır. *SOMM önce Reşat Hikmet beyin başkanlığında onun vefatı ile de Celalettin Arif beyin başkanlığında toplandı *Mustafa Kemal’in tüm madalya ve nişanları iade edilmiştir. SOMM de AMAÇLAR İSTANBUL HÜKÜMETİ Anadolu üzerindeki etkinliğini tekrar bu yolla geri kazanmak ve temsil heyetinin etkinliğine son vermek, TEMSİL HEYETİ; İstanbul hükümetini denetim altına almak, milli mücadele ile ilgili kararların alınmasını sağlamak İTİLAF DEVLETLERİ Erzurum ve Sivas Kongrelerini dağıtmak için Çaba harcayan İtilaf lar Osmanlı Mebusan Meclisinde kendi aleyhlerine bir karar çıkarmayacağını düşünmesi, yapılacak antlaşmaya meclisi onay verecek olması TEMSİLCİLER KURULUNUN ATADIĞI VALİLER Ankara Valisi: Yahya bey Kastamonu Valisi: Ali Osman Bey Çorum Valisi: Semih Fethi bey MİSAK-I MİLLİ KARARLARI 28 Ocak 1920 PEYMAN-I MİLLİ — Misak-ı milli kararlarına temel Erzurum kongresinde oluşturulmuştur. — Misak-ı milli’nin oluşturduğu Osmanlı mebuslar meclisinin açılma kararı Amasya görüşmelerinde kararlaştırıldı KARARLAR *Mondros imzalandığı andaki topraklar bir bütündür bölünemez. *Batı Trakya, Kars, Ardahan ve Batum’da (elviye-i selase) Plebisit (halk oylaması-referandum) yapılacak. *Kapitülasyonlar kabul edilemez. *Azınlıklara, dışarıdaki Türkler kadar hak verilecektir. (EŞİTLİK) *İstanbul un güvenliği sağlandığı takdirde Boğazlar dünya ticaretine açılacaktır. *Misak-ı millinin ilanı ile Erzurum ve Sivas kongresi kararları resmiyet kazandı. *Milli mücadelenin programı niteliğindedir. *Türk yurdunun sınırları çizildi. İşgalci devletler tepki olarak İstanbul’u işgal ettiler. *Lozanın temelini oluşturur. ALİ RIZA PAŞA İSTİFA ETTİ TBMM’nin kurulması için harekete geçildi ***B O R A K S *** *Misak-ı milli kararlarında ulusal egemenlik ilkesinden söz edilmemiştir. (Mecliste saltanat yanlısı çok ) *Kararlar mecliste kabul edilmiş fakat padişah onayından geçmemiştir. *** Tecziye Ahidnamesi (Cezalandırma andı) Misak-i milli’nin içerisinde bulunmayan fakat, daha sonra kabul edilen ayrı bir madde ile de, birinci dünya savaşı'na girilmesinden sorumlu olan, bu savaşı yöneten ve 12 ocak 1920 tarihine kadar görev yapan kabinelerde devlet ve ulusun zararına çalışan kişilerin yargılanarak, cezalandırılması kabul edilmesini öngören bir ant. İSTANBUL’UN İŞGALİ 16 Mart 1920 İşgalciler işgalden Milli Mücadelecileri sorumlu tutmak için şu genelgeyi yayınladılar: 1-İşgal geçicidir 2-Saltanatın devamını ve güçlenmesini istemekteyiz 3-Anadolu’da işgal devletlerinin isteklerine muhalefet edildiği takdirde; İstanbul da Türklerin elinden alınacaktır. 4-İstanbul’dan verilecek emirlere uyulmalıdır. Mustafa Kemal’in İşgale Tepkisi: 1-İşgalciler kınandı 2-İstanbul ile ilişkiler kesildi 3-Anadolu’daki bazı işgalci subaylar, Malta’ya sürgün edilen Türk mebuslarına karşılık tutuklandı 4-Osmanlı’nın Anadolu’daki gelir kaynaklarına el kondu 5- . Geyve (Adapazarı) Ulukışla( Niğde) demiryolları Ankara’ya yapılacak işgalleri engellemek için tahrip edildi. 6.)İslam dünyasının tepkisini çekmek için İşgal Haçlı savaşı niteliğinde denmiştir. NOT: *İstanbul’un işgal edileceğini Mim mim gurubu (11 Mart 1920) edildiğini Anadolu’ya Telgrafçı Manastırlı Hamdi Bey haber vermiştir. (Bu işgalle Halk iradesi yok sayıldı) * İstanbul’un işgali sırasında harbiye nazırı görevinde bulunup ardından milli mücadele katılan kişi Fevzi Çakmaktır. SALİH PAŞA İSTİFA etti. 11 Nisan 1920 de Vahdettin Meclisi süresiz kapattı. Tutuklananlardan Bazıları (64 milletvekili) Rauf Orbay, A. Fethi Okyar, H.C. Yalçın, Z. Gökalp, Yunus Nadi, Cihangirzade İbrahim, Kuşcubaşı Eşref, Sait Halim Paşa, Kara vasıf bey, Harbiye eski nazırı Mersinli Cemal paşa, Genel Kurmay eski başkanı Cevat paşa, Milli Kongre cemiyet, başkanı Esat ışık paşa vs.. Akbaş Baskını:26-27 Ocak 1920 Milli Mücadele yanlıları Eceabat’taki müttefik devletlerin cephaneliğinin(Edremit eski kaymakamı Köprülü Hamdi ve Dramalı Rıza tarafından) ele geçirilmesi de İstanbul’un işgal sebeplerinden biridir. KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ HÜKÜMETLERİ Said Halim Paşa Talat Paşa Furgaç Ahmed İzzet Paşa Ahmed Tevfik Paşa Damat Ferit Paşa Ali Rıza Paşa Hulusi Salih Paşa Damat Ferit Paşa Ahmed Tevfik Paşa 12 Haziran 1913 4 Şubat 1917 14 Ekim 1918 11 Kasım 1918 10 Mart 1919 4 Ekim 1919 2 Mart 1920 5 Nisan 1920 21 Ekim 1920 3 Şubat 1917 8 Ekim 1918 8 Kasım 1918 10 Mart 1919 4 Ekim 1919 2 Mart 1920 5 Nisan 1920 18 Ekim 1920 17 Kasım 1922 SAİT HALİM PAŞA Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunudur. Mahmut Şevket Paşa’nın ölümünden sonra Sadrazam oldu. Balkan Harbi’nin sonu ile Birinci Dünya Harbi’nin ilk yıllarında Sadrazam olarak kaldı TALAT PAŞA Birinci Dünya Savaşı'ndan çekilen Rusya ile Brest- litowsk'da yapılan barış antlaşmasına Osmanlı Devleti adına katıldı. Ermenileri tehcir etmek için Tehcir Kanununun çıkarılmasında etkin rol oynamıştır Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı'ndan yenilgi ile ayrılacağı görülünce, İttihat ve Terakki'nin bir kısım ileri gelenleri ile birlikte, 3 Kasım 1918’de Alman denizaltısı ile Berlin'e kaçtı AHMED İZZED PAŞA (Furgaç) İzzet Paşa sadrazamlığın yanı sıra Harbiye Nezareti'ni de üstüne aldı. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi ile savaşa son vermek oldu. Mütarekeyi hükümet adına Bahriye Nazırı Rauf Bey imzaladı. 5 Aralık 1920'de eski Sadrazam Salih Paşa ile birlikte, Mustafa Kemal’le Bilecik görüşmesini yaptı. Eserinin adı “Feryadım” AHMET TEVFİK (Okday) İstanbul'un işgal altında bulunduğu dönemde Sadrazamlık yapmıştır. Paris Barış Konferansı'nda Osmanlı heyetine başkanlık ile görevlendirildi.. Londra Konferansı'na (Şubat-Mart 1921) TBMM Hükümeti ile birlikte katıldı. Saltanatın kaldırılmasından sonra istifa etti. Osmanlı Devletinin son sadrazamıdır. DAMAT FERİT PAŞA Sultan Abdülmecid’in kızlarından Mediha Sultanla evlendi. (Vahdettin’in kayınbiraderi) Döneminde İzmir’in işgal edilmesi, Kuva-yı Milliye'yi dağıtmak için Kuvay-i İnzibatiye’ in kurulması, Sevr Antlaşması'nın imzalanması, Sivas Kongresi toplanmadan önce Mustafa Kemal’i tutuklama girişiminde bulunulması Sivas Kongresi’nin toplanmasının engelleme çabalar yer alır. Şeyhülislam'dan Kuva-yı Milliye hareketine katılanların eşkıya olduğu ve öldürülmelerinin meşru ve farz olduğuna dair fetva çıkarmasını sağladı. Fetva Dürrizade Abdullah Efendi tarafından 11 Nisan 1920 tarihinde yayınlandı. Anadolu'nun pek çok yerinde Milli Mücadele hareketine karşı isyanlar çıktı. Paşa, bu isyanları destekledi. Bütün bu faaliyetleri boyunca İngilizlerden büyük destek gördü. Damat Ferit tüm hükümetlerinde Hariciye Nazırı son iki hükümetinde ise Harbiye nazırlığı görevini de üstlenmiştir. ALİ RIZA PAŞA Heyeti Temsiliye ile ilişki kurdu ve Salih Paşa'yı, Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek için, Amasya'ya gönderdi. Döneminde Son Osmanlı Mebusan Meclisi açılmış ve Misak-ı Milli ilan edilmiştir SALİH HULUSİ PAŞA (Kezrak) Ali Rıza Paşa tarafından Heyeti Temsiliye ile Amasya’da ünlü görüşmeleri yaptı. .İstanbul işgal edilince istifa etti. 5 Aralık 1920'deBilecik Görüşmesine katıldı. Fenerbahçe Spor Kulübü'ne 1914-1915 yılları arasında başkanlık yaptı. KURTULUŞ SAVAŞININ AŞAMALARI *HALKI BİLİNÇLENDİRME AŞAMALARI: Havza ve Amasya Genelgesi *ÖRGÜTLEME AŞAMALARI: Kongrelerin Toplanması Temsil heyetinin meydana gelmesi TBMM’nin açılması *SİLAHLI MÜCADELE AŞAMASI: Kuvay-ı Milliye ve Düzenli Ordunun yaptığı savaşlar *SİYASİ MÜCADELE AŞAMASI: Mudanya Ateşkes Anlaşması ve Lozan Barış Antlaşması 1. DÖNEM TBMM’NİN AÇILMASI 23 Nisan 1920- 11 Ağustos 1923 İst.’un 16 Mart 1920’de işgali üzerine M. Kemal 19 Mart 1920 de Ankara’da olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin açılacağını duyurmuş, Her sancaktan 25 yaş üstü 5 kişinin Ankara’ya gelmesi istenmiştir. M Kemal Mebussan Meclisi’ne seçilen fakat işgal üzerine Anadolu’ya kaçan milletvekillerine de TBMM’ye katılma hakkı vermiştir. Bu durum milli iradeye verilen önemi gösterir. TBMM’nin ilk başkanı 75 yaşındaki en yaşlı üyesi Sinop milletvekili Şerif (Alkan) Bey ’dir. 390 kişilik meclisin 78 milletvekili ile toplanmasının nedeni milletvekillerinin bazılarının komutan, subay, vali, müsteşar ve müdür olarak devlet işlerini yürütmeye devam etmesidir. Meclisin açılmasıyla Temsil Kurulu’nun görevi sona erdi. M. Kemal 24 Nisan da önerge verdi: MUSTAFA KEMAL’İN MECLİSE SUNDUĞU ÖNERİ: 1-TBMM’nin üstünde hiç bir güç yoktur. (Milli irade en önemli güç ve temel ilkedir. Milli egemenlin öne çıkarılıp Osmanlı yönetimi yok sayıldı.) 2-Hükümet kurmak gereklidir. ( İstanbul Hükümeti dışında bir hükümet kurulmasının gerekliliği vurgulandı.) 3-Geçici bir hükümet başkanı; ya da padişah vekili tanımak doğru değildir. (Süreklilik ve bağımsızlık vurgusu) 4-Yasama ve yürütme TBMM’ye aittir. ( Olağanüstü şartlar altında daha hızlı karar alınması amaçlanmış, güçler birliği benimsenmiştir. ) 5-Meclisten seçilecek bir kurul meclis adına hükümet işlerine bakar. (hükümet sistemi) 6-Padişah ve halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman, meclisin düzenlediği yasalarca yerini alır. (Öncelik ulusal bağımsızlık olduğu için görüş ayrılıklarına engel olunmak istenmiş, meclisin gücü vurgulanmıştır.) MECLİSİN AÇILMA AMAÇLARI İLK AMAÇ U Ulusal Birliği ve Bağımsızlığı sağlamak M Misak-ı Milliyi gerçekleştirmek U Ulusal iradeyi hakim kılmak D Düzenli orduya geçmek TBMM'NİN ÖZELLİKLERİ 1.) Kurucu meclis özelliği taşımaktadır (Yeni bir devlet kurmuş, anayasa ilan etmiş, hükümet ve düzenli ordu oluşturmuştur.) 2.)Temsil Heyeti'nin yetkileri sona ermiştir. 3.) Olağanüstü yetkilere sahiptir 4.) Çok sesli bir yapıya sahiptir. 5. ) Partiler yoktur, gruplar vardır. 6.) TBMM'nin açılması ile Türk Devleti resmen kurulmuştur. 7.) Milli Mücadele hareketi zarar görür düşüncesiyle, uzun süre padişahlık ve halifelik kurumlarına dokunulmamıştır. (Vatanın kurtarılmasına öncelik verilmiştir) 8.) İnkılâp olarak sadece "Saltanat" kaldırılmıştır 9.) Meclis 23 Nisan 1920'de toplanmış ve 1 Nisan 923'e kadar görev yapmıştır (Seçime gitmeden 3 yıl görev yapmıştır.) 10.) İhtilalcidir: (Saltanat ve İstanbul Hükümeti’ni yok saymıştır.) 11.) Ulusal meclistir: (Adında millet kelimesi geçmekte ve azınlıklara yer vermemektedir.) Türk Tarihinde Türk adını taşıyan ilk meclistir. 12.) Demokratik meclis: (Üyeleri ve başkanı seçim ile gelmiştir) 13) TBMM Hükûmeti ilk yurt dışı temsilciliğini 1921’de Azerbaycan’da açmış, buraya ilk temsilci (orta elçi) olarak da Memduh Şevket Esendal’ı atamıştır Millî Mücadele Dönemi’nde Ankara’da büyükelçilik açan ilk devlet Gürcistan’dır. Fransız yazarlardan Madam Gosyeri ve Piyer Loti TBMM’ye Tebrik telgrafı çekmiştir. 14.) 1929 ilk kez çocuk bayramı olarak kutlanmaya başladı. Meclisin ilk geçici hükümeti olarak “Muvakkati icra encümeni” kuruldu. Bu kurulun seçilmesi sonrası icra vekillerini seçme ile Kanunları “Layiha Encümeni” yapmıştır. 3 Mayıs 1920’de oluşturulan ve on bir bakandan oluşan Bakanlar Kurulu Üyeleri (İcra Vekilleri Heyeti): 1. TBMM’deki Gruplar; Mustafa Kemal: Meclis ve Hükümet Başkanı (Ankara) Celalettin Arif Bey: Adalet Bakanı (Erzurum) (2. Başkan) Müdafaa-i Hukuk Grubu: Mustafa Kemal’in başında olduğu gruptur. Cami (Baykut) Bey: İçişleri Bakanı. (Aydın) Mustafa Fehmi Bey: Şer’iye ve Evkaf Bakanı.(Bursa) Halk Zümresi: Bolşevik eğilimli grup. Bekir Sami(Kunduh) Bey: Dışişleri Bakanı. (Tokat) Dr. Adnan Adıvar: Sağlık Bakanı. (İstanbul) Tesanüd Grubu: Eski ittihatçılar tarafından kurulmuştur. . Fevzi Çakmak Paşa: Milli Savunma Bakanı.(Kozan) İsmail Fazıl Paşa: Bayındırlık Bakanı.(Yozgat) Islahat Grubu: Muhafazakar kişilerden oluşuyor.. Hakkı Behiç Bey: Maliye Bakanı. (Denizli) Dr. Rıza Nur: Maarif Bakanı (Sinop) İstiklal Grubu: Kemalist gençlerin kurduğu gruptur. İsmet Bey: Erkan-ı Harbiye Umumiye Vekili (Edirne) !!! TC’nin ilk GKB ise Fevzi ÇAKMAK’tır. Yusuf Kemal Bey: İktisat Bakanı. (Kastamonu) Yeşil Ordu: Sol eğilimli olup Çerkez Ethem tarafından desteklenmiştir. Yeni Dünya ve Seyyare gazeteleri var. *Anadolu’da milli mücadele hareketine karşılık Damat Ferit paşa 28 Nisan 1920 de Zeki Paşa başkanlığında Anadolu Fevkalade Müfettişliğini kurmuştur. TBMM’YE KARŞI AYAKLANMALAR SEBEPLERİ 1-İşgal devletlerinin işgallerini yerleştirmek ve Boğazları ele geçirmek istemesi 2-Osmanlı yönetiminin Mustafa Kemal ve arkadaşlarını etkisiz duruma getirmek istemesi 3 Bazı Kuvayı Milliyecilerin tutarsız davranışları 4- İtilaf devletlerinin milli mücadeleyi iç karışıklıklarla yıpratmak istemesi 5) Azınlıkların emelleri 6.) İstanbul Hükümetinin Dürrizade Abdullah’tan fetva alması (Şeyhülislam fetvası Peyam-ı Sabah ve Takvim-i vakayı gazetelerinde yayınlandı.) A.) İstanbul Hükûmeti Tarafından Çıkarılan İsyanlar Hilafet Ordusu İngilizlerin teşvik ve yardımıyla Osmanlı Saltanatına bağlı olarak kuruldu. Kuvayı inzibatiye kuvvetlerinin başına Süleyman Şefik Paşa getirildi • İsyan, İstanbul ve Anadolu (Kuvayı İnzibatiye) arasında önemli bir geçit olan Geyve Boğazı’nın, İzmit ve Adapazarı’nın Kuvay-ı Milliyeciler’in eline geçmesini önlemek için çıkarıldı. • Batı Cephesi komutanı Ali Fuat Pasa komutasındaki Kuvay-ı Milliyece dağıtıldı Ahmet Anzavur (Kuvayı Muhammedîye) • Sadrazam Damat Ferit Pasa ve İngilizlerin teşviki ile binbaşılıktan emekli olmuş Aslen Bigalı olan Ahmet Anzavur tarafından Manyas, Ulubat, Balıkesir ve Gönen’de çıkarıldı. (Amac, boğazların elde tutulması) • İsyan Çerkez Ethem tarafından (Kuvayı seyyare) bastırıldı. B.) Azınlıklar Tarafından Çıkarılan İsyanlar Rum İsyanı • Fener Rum Patrikhanesi ve İngilizlerin kışkırtmasıyla Rumların Samsun’dan Trabzon’a kadar Karadeniz bölgesinde Pontus Rum Devleti kurmayı amaçlayarak çıkarttığı isyandır. Bu isyanların gelişmesinde Merzifon’da bulunan Amerikan Koleji büyük rol oynamıştır.(En uzun süren isyandır) Nurettin Paşa komutasındaki Merkez Ordusu tarafından bastırılmıştır. • Çukurova ve Doğu Anadolu’da Ermeni devleti kurmak için Fransız desteğindeki Ermenilerce çıkarıldı. Kuvay-ı Milliyeciler tarafından bastırıldı Ermeni İsyanı C.) Eski Kuvayı Milliyetçilerin Çıkardığı İsyanlar (Düzenli orduya katılmak istemeyen Kuvayı Milliye şefleri tarafından çıkarılmışlardır) Cerkez Ethem, kendine bağlı Kuvayı seyyare adını verdiği birlikleri Kütahya, Gediz ve Demirci tarafında ayaklandırmıştır. Bu ayaklanma, I. İnönü sonrası İsmet Bey tarafından bastırıldı Çerkez Ethem Demirci Mehmet • Denizli, Burdur, Dinar civarlarında çıkan ayaklanmadır. Refet Pasa tarafından bastırıldı. D.) İstanbul Hükümeti ve İtilaflarca Çıkarılan İsyanlar Bolu-Düzce, Hendek, Adapazarı: İngilizlerin, boğazlar ve Marmara’daki etkinliğini korumak için halkın dini duygularını kullanarak teşvik ettiği isyanlardır. Ali Fuat Paşa, Refet Bey ve milli kuvvetler tarafından bastırılmıştır. Yozgat: Yozgat’ta Çapanoğlu, Tokat Zile’de Aynacıoğlu ailelerinin TBMM’nin padişaha karşı kurulduğunu belirtip halkı isyana teşvik etmesiyle çıkan isyandır. Çerkez Ethem tarafından bastırıldı. Afyon: Halkın dini duygularını istismar eden ve askerden kaçmaya teşvik eden Çopur Musa tarafından çıkarılmış, milli kuvvetler tarafından bastırılmıştır. Konya : Delibaş Mehmet tarafından Beş yüz kadar asker kaçağı ile Konya’da çıkarılan isyandır. Albay Refet Bey tarafından bastırıldı. Milli Aşireti: Önceleri Fransızlara karşı milli kuvvetlerle savaşan fakat sonradan Fransızlarla anlaşarak TBMM’ye karşı Urfa ve Siverek’te çıkarılan isyandır. Askeri kuvvetler tarafından bastırıldı Koçkiri: Aşiret reisleri Alişan ve Haydar beyin kışkırtmasıyla Zara, Suşehri, Erzincan, Kemah ve Refahiye’de çıkarılan isyanlar Nurettin paşa Komutasındaki MERKEZ ORDUSU tarafından bastırılmıştır (2. İnönü savaşı esnasında) Şeyh Recep: Sivas’ta bulunana Şeyh Recep ve beraberindekilerin bahriye nazırı Salih Paşa’ya, yaveri ve Mustafa Kemal’e telgraf çekerek, padişah ile aralarına girenlerin vatan haini olduklarını bildirmiş ve sonrasında tutuklanmıştır. Şeyh Eşref (HART OLAYI) Bayburt’ta Şeyh Eşref tarafından peygamberlik iddiasıyla çıkarılan isyan milli kuvvetler tarafından bastırıldı Ali Batı: İngilizlerin kışkırtmasıyla TBMM’ye karşı Mardin, Midyat, Nusaybin’de çıkarılan isyan 5. Tümen tarafından bastırılmıştır. (İLK İSYAN) Cemil Çeto: Kürt devleti kurmak için Bahtiyar Aşireti reisi Cemil Çeto tarafından Siirt’te çıkarılan isyan 12. Kolordu tarafından bastırılmıştır NOT!!! 1. TBMM AYAKLANMALAR İÇİNDE BABAİ İSYANI (1240), ŞEYH BEDRETTİN (1421),31 MART (1909), NASTURİ (1924), ŞEYH SAİD (1925), MENEMEN (Kubilay) (1930) ) YOKTUR UNUTMA!!!! NOT: Merkez ordusunun bastırdığı isyanlar Pontus Rum ve Koçgiri isyanlarıdır. NOT: Boğazlar üzerinde emelleri olan Kuvay-ı İnzibatiye, Anzavur, Bolu, Düzce hendek isyanlarıdır. NOT: Aşiret isyanları Koçgiri, Ali Batı, Cemil Çeto, Milli Aşiretinin çıkardıklarıdır. AYAKLANMALARIN SONUÇLARI: 1.) Milli Mücadele'nin kazanılması gecikmiştir. 2.)Yunanlar, Anadolu'da ilerleme fırsatı bulmuştur. 3.) Boş yere kardeş kanı dökülmüştür. TBMM’NİN AYAKLANMALARA KARŞI ALDIĞI ÖNLEMLER 1.) Mehmet Şükrü beyin önerisiyle Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarılmıştır (29 Nisan 1920). 2.) Tevfik Rüştü beyin önerisiyle İstiklal Mahkemeleri kurulmuştur .(11 Eylül 1920-1927) (İstiklâl Mahkemeleri'nin Özellikleri: İlk olarak Asker kaçaklarını yargılamak için kurulmuştur. Mahkeme kararlarında temyiz hakkı yoktur. Mahkeme üyeleri TBMM üyeleri arasından seçilmiştir.(Meclis Yargı yetkisini kullanıyor). 3.) Kuvayı Milliye kaldırıldı ve Düzenli ordu kuruldu. 4.) İstanbul Hükümeti ile tüm ilişkiler kesilmiş, İstanbul Hük.'nin çıkardığı fetvaya karşılık, Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi ve 153 müftü tarafından karşı fetva yazılarak Milli Mücadele'nin haklılığı halka duyurulmuştur 5.) 6 Nisan 1920 de Anadolu Ajansı kuruldu (Halide Edip Adıvar ve Yunus Nadi’nin katkılarıyla) 6.) TBMM’ye karşı isyanları önlemek amacıyla İRŞAD HEYETLERİ oluşturulmuştur. 7.) 25 Nisan 1920 Hamdullah Suphi tarafından kaleme alınan v e Mustafa Kemalin de imzası bulunan tarihinde halkı birlik ve beraberliğe çağıran Memleket Beyannamesi yayınlanmıştır. TBMM adına Mustafa Kemal ile İstanbul’daki Tevfik paşa hükümeti adına BİLECİK GÖRÜŞMESİ (5 ARALIK 1920) Ahmet İzzet Paşa ve Salih Paşa arasında yapılmıştır. Bu görüşme ile İstanbul Hükümetinin TBMM’nin siyasal varlığını tanımıştır TBMM’nin ÇIKARDIĞI KANUNLAR 1. Ağnam Vergisi Kanunu: Ağnam vergisi 4 katına çıkarıldı-24 Nisan 1920 TBMM ÜYELERİ ARASINDAKİ GÖRÜŞ AYRILIKLARI 2. Hıyanet-i Vataniye: Merkezi otoriteyi korumak amacıyla çıkarıldı-29 Nisan 1920 *Ordunun Sakarya ırmağının doğusuna çekilmesi *Düzenli ordunun kurulması *Saltanatın 3. Nisab-ı Müzakere: Toplantı şekillerini ve çalışma esaslarını belirlemek amacıyla çıkarıldı. Senede 2 ay izinsiz kaldırılması meclise devam etmeyen mebusların mebusluğu düşecek, elçilik ve komutanlık dışındaki memuriyetlerde olanlar bu TBMM’nin FAALİYETLERİ memuriyetlerden istifa edecekler. (Amaç yasama faaliyetlerini hızlandırmak) -5 Eylül 1920 Ayrıca Mebus *Düzenli Ordunun Kurulması *İstiklal Marşı * Başkomutanlık Kanunu *1. Maarif Kongresi maaşlarının ne kadar olacağıda belirlendi *Teşkilat-ı Esasiyenin Hazırlanması * Saltanatın Kaldırılması * Abdülmecit Efendinin Halife 4. Firariler Hakkında Kanun: Hıyanet-i Vataniye’de görülen aksaklılar için çıkarıldı-11 Eylül 1920 atanması 5. Men-i Müskirat Kanunu İçki ve tütün mamulleri yasaklandı. 10 Eylül. 1920 (1924 te kaldırıldı) *Lozan’a Temsilci gönderilmesi * İzmir İktisat Kongresinin toplanması 6. Men-i İsrafat Kanunu ile Düğünlerdeki israfın önüne geçilmek istendi. 25 Kasım 1920’de SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI Sevr Barış Antlaşmasının şartları 18-26 Nisan 1920’de İtalya’nın San-Remo şehrinde düzenlenen konferansta belirlenmiştir. Konferansa İngiltere, Fransa ve İtalya katılmıştır. San-Remo Konferansında belirlenen şartlar konferansa katılan Tevfik Paşa’ya bildirilmiştir. Tevfik Paşa kararların bağımsızlığa darbe olduğunu Damat Ferit’e bildirmesine rağmen, Padişah Vahdettin başkanlığında YILDIZ SARAYINDA toplanan Saltanat Şurası Paris’e bir heyet göndermiştir. Hükümet adına Şuray-ı Devlet Başkanı Rıza Tevfik, Maarif Nazırı Bağdatlı Hadi Paşa, Bern Elçisi Reşat Halis Bey Sevr Antlaşması’nı imzalamıştır(10 Ağustos 1920). Sevr Antlaşması maddeleri; Taslak San Remo Konferansında (İtalya)-İmza Paris’in Sevr Kasabasında (Fransa) *İstanbul Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak kalacak; ancak Osmanlı Devleti anlaşma koşullarına uymazsa İstanbul Türklerden alınacaktı. * Boğazlar her zaman bütün devletlerin gemilerine açık tutulacaktı. Uluslararası bir komisyon Boğazları yönetecek ancak komisyonda Türk üye bulunmayacaktı. Bu komisyonun ayrı bir bütçesi ve bayrağı olacaktı. * Anadolu’nun doğusunda(Vilayet-i Sitte) iki yeni devlet kurulacaktı (Ermeni ve Kürt). *Ege Bölgesi’nin büyük bir bölümü ile İzmir Yunanlılara verilecekti. Ayrıca, Midye-Büyükçekmece çizgisinin batısında kalan Trakya bölümü de Yunanlıların olacaktı. * Arabistan ve Irak İngiltere’ye verilecekti. Urfa, Antep, Mardin ve Suriye Fransa’ya verilecek, Adana’dan Kayseri ve Sivas’ın kuzeyine kadar uzanan bölge, Fransa’nın nüfuzu altında bulunacaktı. * On iki Ada İtalya’ya, Ege Adaları Yunanistan’a verilecek. İzmir bölgesi dışında tüm Batı Anadolu, Afyon’dan Kayseri’ye kadar uzanan çizginin güneyinde kalan topraklar İtalyan nüfuz bölgesi olacaktı. * Osmanlı Devleti’nin askeri gücü 50.700 kişiden ibaret olacak, Ordunun ağır silah ve uçakları bulunmayacak, deniz kuvveti 13 savaş gemisini geçmeyecekti. * Azınlıklara geniş haklar verilecekti. Mali ve adli kapitülasyonlar (ayrıcalıklar) en ağır şekilde müttefik devletlere açık olacaktı. *İzmir Osmanlı egemenliğinde kalacak Fakat güvenliği ve yönetimi Yunanistan’a bırakılacak. İzmir’in geleceği 5 yıl sonra yapılacak referandum sonrasında karar verilecek. Sevr’e göre Osmanlı’da kalan yerler; Samsun, Ordu, Giresun, Tokat, Amasya, Sinop, Çorum, Kayseri’nin doğusu, Çankırı, Ankara, Eskişehir, Bolu, Zonguldak, Bilecik. Sevre İmza Atan Devletler: Osmanlı devleti, İng, Fransa, İtalya, Japonya, Belçika, Ermenistan, Yunanistan, Hicaz Krallığı, Polonya, Romanya, Çekoslovakya, (SSCB ve ABD YOKKK) Önemi: Sevr Antlaşması hukuki geçerliliği olmayan bir antlaşmadır. Çünkü meclis onayından geçmemiştir. Türk Milletinin direnişiyle karşılaşıldığından uygulanamamıştır. TBMM tarafından Sevr’i imzalayan ve onaylayanlar vatan haini ilan edilmiştir. Sevr İngiliz, Fransız ve İtalya parlamentolarında da onaylanmamıştır. Sadece Yunanistan tek taraflı olarak yürürlüğe koymuştur. Lozan ile tamamen geçersiz kılınmıştır. DİKKAT KARIŞTIRMA *İrşad heyetleri (TBMM) X Nasihat Heyetleri (İst. Hükümeti) *Amasya görüşmeleri (temsil heyeti) X Bilecik görüşmeleri (TBMM) *Şeyh Recep (Telgraf hadisesi) X Şey Eşref (Bayburt isyancısı sahte Peygamber) *Mustafa Kemal SOMM de (Erzurum) X TBMM de (Ankara) milletvekili *Kuvay-ı Muhammediye + Kuvay-ı inzibatiye (isyancı) X Kuvay-ı Milliye (Milli Mücadeleci) / Kuvay-ı Seyyare (Çerkez Ethem’in birlikleri) *Hıyanet-i Vataniye (TBMM isyanlarına karşı X Takrir-i Sükun (1925 teki Şeyh Said isyanına karşı) MONDROS ATEŞKES ANLAŞMASI 30 Ekim 1918 6. Mehmet Vahdettin Ahmet izzet paşa hükümeti Rauf Orbay/ Reşat hikmet bey/ Yarbay Sadullah Osmanlı mebuslar meclisi Tarih Padişah Hükümet İmzalayanlar Onaylayanlar 25 madde Madde sayısı SEVR BARIŞ ANTLAŞMASI 10 Ağustos 1920 6. Mehmet Vahdettin Damat Ferit hükümeti Mehmet hadi paşa/ Rıza Tevfik/ Reşat halis bey Saltanat şurası 43 kişi (Topçu Feriki Rıza paşa hariç) 433 madde MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE BASIN-YAYIN MİLLİ MÜCADELE’NİN YANINDA OLAN GAZETE VE DERGİLER • İrade-i Milliye: Sivas Kongresinde çıkarılmasına karar verilen bu gazete 14 Eylül 1919’da Sivas’ta Heyet-i Temsiliye’nin görüş ve düşüncelerini halka iletmek amacıyla çıkarılmıştır. Milli Mücadele’nin doğrudan doğruya sözcülüğünü yapan ilk gazetedir. Sivas’ta bulunduğu süre içinde 16 sayı çıkarmıştır. Mustafa Kemal bu gazete için “Benim Gazetem” demiştir. İlk Başyazıyı İsmail Hami Danişment yazmıştır. • Hâkimiyet-i Milliye: Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kurucusu olan Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi, 10 Ocak 1920’de Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Temsiliyesi tarafından çıkarılmıştır. TBMM Hükümeti’nin de yarı resmi organı olan bu gazete 1934’te Ulus Gazetesi adını almıştır. Zengin yazar kadrosunda Ruşen Eşref (Ünaydın), Dr. Adnan (Adıvar), Mahmut Esat (Bozkurt), Yusuf Akçura ve Dr. Tevfik Rüştü (Aras) vardır. • Ceride-i Resmiye (Resmi Gazete): 7 Şubat 1921’de ( ilk resmi gazete - TBMM’nin yayın organı ) yayınlanmıştır. 10 Eylül 1923’de Resmi Ceride adını almıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra 44. sayıdan itibaren “ Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazetesidir” kaydıyla çıkmıştır. 1921 Anayasasını yayınladı. • Öğüt Gazetesi: 1917 yılında Afyonkarahisar’da çıkarılmaya başlanan bu gazete Yunanlıların İzmir’i İşgali üzerine Konya’ya taşınmış, orada da İtalyan baskısı sonucunda Ankara yayın yapmaya başlamıştır. • İkdam gazetesi: 1894-1928 yılları arasında İstanbul’da çıkarılmıştır. Önemli yazarları; Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Hüseyin Cahit (Yalçın) ve Hüseyin Rahmi’dir. Mustafa Kemal’in “Geldikleri gibi giderler “ sözünü yayınlayan ilk gazetedir. • Açıksöz Gazetesi: 15 Haziran 1919’da Kastamonu’da çıkarılmaya başlanan bu gazete Kuzeybatı Anadolu’nun en etkin yayın organı olmuştur. İstiklal Marşını yayınlayan ilk gazetedir. Kuva-yi Milliye’yi savunan gazetenin başyazarları İsmail Hakkı (Uzunçarşılı), İsmail Habib (Sevük) ve Mehmet Akif Ersoy gibi ünlülerdir. • Albayrak Gazetesi: Erzurum’da vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından çıkarılmıştır. Erzurum Kongresinin kararlarını yayınlamıştır. Kongreler döneminde doğu bölgesinin en etkili yayın organı olmuştur. • Tasvir-i Efkar: Şinasi tarafından çıkarılan gazete, 31 Mayıs 1909 tarihinden itibaren Ebüzziya ve oğulları tarafından yayınlanmıştır. Gazetenin önemli yazarlarından biriside Ruşen Eşref (Ünaydın) dır. Kurtuluş savaşı ile ilgili haberleri gün gün yayınlamıştır. Mustafa Kemalin resmini ve biyografisini yayınlamıştır. • Vakit: 26 Ekim 1917 tarihinden itibaren Hakkı Tarık Us’la Asım Us tarafından çıkartılmıştır. Çok renkte basılan ilk gazetedir. • İleri gazetesi: Celal Nuri ve Suphi Nuri tarafından 1918-1924 arasında çıkmıştır. Mustafa Kemal’i ve Ulusal Milli Mücadele’yi desteklemiş bir gazetedir. Başyazarı Celal Nuri İleri’dir.Mustafa Kemalin isimsiz yazılarıda yer alır. • Yeni Gün gazetesi: Yunus Nadi’nin başyazarlığını yaptığı gazete 2 Eylül 1918’de çıkmıştır. 7 Mayıs 1924 tarihinden itibaren Cumhuriyet adı ile yayınını sürdürmüştür. Ankara’nın ilk günlük gazetesidir. Zafer abidesinin giderlerini karşılamıştır. • İzmir’e Doğru: Balıkesir’de yayımlanan, ulusal mücadeleyi destekleyen gazetenin başyazarı, Mustafa Necati’dir. • Akşam: Kurucuları Necmettin Sadak, Kazım Şinasi ve Ali Naci (Karacan) olan gazete ulusal direnişi destekleyen gazeteler arasındadır. • Yeni Adana: Adana : Dünya Basın başarı ödülü alan ilk Türk gazetesidir. • Anadolu :Antalya Kıbrıs Türklerinin Milli mücadele yanlısı gazeteleri Ankebut ve Doğru yol’dur. • İstikbal: Trabzon • Emel: Amasya • Ahali: Edirne • Dertli: Bolu • Doğrusöz: Balıkesir • Ses: Balıkesir • Yeşilyuva : Artvin • Işık: Giresun • Babalık: Konya Anadolu Ajansı’nın Kurulması:Ulusal hareketin halka ve dünyaya iletilmesi amacıyla Halide Edip ( Adıvar ) ve Yunus Nadi (Abalıoğlu)’nin teklifi üzerine 6 Nisan 1920’de kurulmuştur. Matbuat ve İstihbarat Müdüriyeti Umumiyesi’nin Kurulması: Propaganda için 7 Haziran 1920’de Matbuat ve İstihbarat Müdüriyeti Umumiyesi kurulmuş, Anadolu Ajansı buna bağlanmıştır. Böylece dış dünyaya ve tüm ulusa kurtuluş mücadelesi anlatılmıştır. Not: Küçük Mecmua(Diyarbakır/Ziya Gökalp) ve Sebilürreşad gibi dergilerde milli mücadeleyi desteklemişlerdir. Not: Mustafa Kemal, Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra İstanbul’a gelerek düşüncelerini yaymak için Fethi Bey'le birlikte Minber adında bir gazete çıkarmıştır MİLLİ MÜCADELE’NİN KARŞISINDA OLAN GAZETE VE DERGİLER; Alemdar: 1909-1922 yılları arasında çıkan Alemdar, ulusal direnişe bütün gücüyle karşı çıkan bir gazetedir. Ülkenin kurtuluşunun İngiltere’nin yanında olmakla sağlanacağını savunmuştur. Baş yazarı Refi Cevat (Ulunay), önde gelen yazarı filozof Rıza Tevfik’tir. “Millet bu canavarların teker teker yakalanıp demir kafesler içerisinde gösterilecekleri günü görmeyecek midir.” (Refi Cevat) yazmıştır. Peyam-ı Sabah: 1913-1922 yılları arasında çıkan gazetenin sorumlu müdürü ve başyazarı Ali Kemal’dir. Kurtuluşun İngiltere ile işbirliği yapılması ile sağlanacağını savunmuştur. “Büyük Millet Meclisi küçük heriflerin tutsağıdır” (01.01.1920) yazmıştır. Ali Kemal Kurtuluştan sonra kaçarken İzmit’te yakalanmış ve halk tarafından linç edilmiştir. Türkçe İstanbul gazetesi: Sait Molla’nın İstanbul gazetesi ulusal direniş hareketine karşı çıkanlardandır. Ümit dergisi: Refik Halit (Karay) ile Tarık Mümtaz’ın dergisi olan Ümit’te ulusal direnişin karşısında olmuştur. İSTİKLÂL MADALYASI, Kurtuluş Savaşı’nda yararlılık gösteren askerlere , cephe gerisindekilere, o dönemde milletvekili olanlara, savaşa katılan alayların sancaklarına, Erzurum ve Sivas kongrelerine katılanlara, İstiklâl Madalyası Kanunu adlı özel bir yasaya göre verilen madalyadır. 1 Kasım 1926 tarihine kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce verilmiş olan İstiklâl Madalyalarını, bu tarihten sonra müracat edenlere Millî Savunma Bakanlığı vermektedir. Toplam 95261 kişiye verilmiştir. İstiklâl Madalyası'nın çıkarılmasından sonra Osmanlı dönemine ilişkin tüm madalya ve nişanlar iptal edilmiştir. Madalyanın ön yüzü İstiklâl Madalyası'nın ön yüzünün üst kısmında; ilk TBMM binası yer alır. Binanın sağında ve solundaki cami ve ev görüntüleri, dönemin Ankara'sını gösterir. Meclis binasının arkasında doğan güneşten uzunlu kısalı ışık huzmeleri yayılır. Bu ışınlar, zaferi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu simgelemektedir. Meclis binasının altındaki kısımda dünya sembolü, orak ve tırpanlar, örs-çekiç, resim paleti-fırça gibi semboller yeni cumhuriyetin bilime, tarıma, sanayiye, sanata önem vereceğini ifade eder; dünya ile bütünleşme kararlılığını gösterir. Simgelerin sağında ve solunda bulutlar, onların yanında zafer simgesi meşe yaprakları, yaprakların üstünde ise meclisin açılış tarihi olan 23 Nisan 1336 tarihi (bir tarafta "23 Nisan", diğer tarafta miladi 1920'nin rumi takvimde karşılığı olan "1336" yazısı) yer almaktadır. Bulutların altında sağa doğru yürüyen ve iki öküzün çektiği, İstiklâl Savaşı’nı simgeleyen kağnı arabasıyla köylü kadın vardır. Kağnı ve kadın görüntüsünün altında yukarıdaki bulutların ve ışınların devamı görülür. Alt-ortadaki ışınların içinde beliren şakül, devletin yapılaşmasını simgeler. Madalyanın arka yüzü - - İstiklâl Madalyasının arka yüzünde yukarı doğru bakan ay yıldızla çevrilmiş olarak Misak-ı Milli sınırlarını gösteren Türkiye Haritası vardır. Harita üzerinde, Ankara'nın yeri bir yıldızla işaretlemiştir. Yıldızdan çıkan yedi ışın, haritanın değişik yönlerine uzanır birisi Kars'a, diğeri Edirne'ye kadar ulaşır. Kurdeleler Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde verilen ilk madalyaların kurdele rengi yeşildir. Ancak daha sonra milletvekillerine yeşil, cephede bulunanlara kırmızı, cephe gerisinde çalışanlara beyaz renkte kurdelesi olan madalyalar verilmiştir. Cephede görev almış milletvekillerinin madalya şeritleri yarı kırmızı, yarı yeşil renklidir. DÜZENLİ ORDUYA GEÇİŞ AŞAMALARI *Firariler kanunu çıkarılarak Askerden kaçanların engellenmeye çalışılması *Seferberlik ilan edilerek askere alma işlemlerinin başlatılması *İç güvenliğin teşkili içim Seyyar Jandarma müfrezelerinin meydana getirilmesi *Ankara’da kısa süre eğitimden geçirilerek Subay Yetiştirme merkezlerinin açılması *Kuvayı-ı Milliye giderlerinin Halktan toplanmasını yerine Milli Savunma Bakanlığınca karşılanması *Nurettin paşa başkanlığın da Merkez Ordusunun kurulması *Sivas Kongresi neticesinde Batı cephesine atanan Ali Fuat Paşa komutasında 24 ekim 1920 de Kuvay-ı Milliyece yapılan Gediz Muharebesi mağlubiyeti ardından Batı cephesinin Batı Kanadına İsmet Paşa’nın, Güney Kanadına Refet Bele’nin atanması (Bu gelişmeler üzerine TBMM Ali Fuat paşa’yı Batı cephesi komutanlığından alarak Moskova Büyükelçiliğine tayin etmiştir.) 10 Kasım 1920’de Bilecik’e gelen Albay İsmet Bey ilk iş olarak emrindeki birlikleri düzenli ordu birlikleri haline getirmiştir. Milletvekili Hamdullah Suphi TANRIÖVER: “Hakiki bir orduya malik olduktan sonra Hükümet kurdum demeye TBMM’nin hakkı olacaktır diyerek düzenli ordunun önemini vurgulamıştır.” MİLLİ MÜCADELE’nin EKONOMİK KAYNAKLARI: *Aynı ve Nakdi bağışlar, *Tekâlifi milliye emirleri, *Menzil Müfettişliklerinin kurulması, *Gümrük gelirlerinin ve Ağnam vergisinin artırılması, *Akbaş cephaneliğinden alınan silahlar, *El konulan Düyunu umumiye ve reji idaresi gelirleri, *Rusya, Afgan, Kıbrıs ve Buhara yardımları (OSMAN KOCAOĞLU) 28 Temmuz 1968 günü Hakk'ın rahmetine kavuşan Osman Kocaoğlu Üsküdar'daki Özbekler Tekkesi haziresinde defnedildi NOT: SSCB’den yardım sağlamak için Moskova ile ilk temasları kuran Bakü Türk Komünist partisi başkanı Doktor Fuat beydir. ÖZBEKLER TEKKESİ: Kurtuluş Savaşı sırasında Özbekler Tekkesinin şeyhi Ata Efendi Anadolu'ya asker ve cephane göndermede gizli bir üs ve hastane olarak hizmet verdi. Burası Milli Mücadele yanlısı aydınlarının, askerlerin buluşma yeriydi. Aralarında İsmet İnönü, Halide Edip Adıvar, Adnan Adıvar, Yunus Nadi, Mehmet Âkif Ersoy gibi isimlerin de bulunduğu kişiler, Karakol Cemiyeti üyesi de olan Şeyh Ata Efendi (ki daha sonra Mustafa Kemal'i temsilen Türkistan’a Enver Paşa ile görüşmeye gönderilmişti) döneminde yine burada saklanmış ve Anadolu'ya geçmişti. OSMANLI ORDUSUNDA RÜTBELER MÜŞİR-Mareşal BİNBAŞI-Binbaşı FERİK-Tümgeneral-korgeneral arası bir rütbe KOLAĞASI-Kıdemli Yüzbaşı MİRLİVA-Tuğgeneral YÜZBAŞI-Yüzbaşı KAYMAKAM-Yarbay MÜLAZIMIEVVEL-Üsteğmen MÜLAZIM-ISANİ-Teğmen ÇAVUŞ-Çavuş ONBAŞI-Onbaşı NEFER-Er KURTULUŞ SAVAŞINDA BELLİ MERKEZLER METRİSTEPE: İsmet Paşanın Yunan ordusunun geri çekişini izlediği 2. İnönü savaşındaki mevki. Buradan Mustafa Kemal’e şu telgrafı çekmiştir : “Metristepe’den gördüğüm durum: Gündüzbey kuzeyinde sabahtan beri dayanan ve artçı olması muhtemel olan bir düşman müfrezesi, sağ kanat grubunun taarruzu ile düzensiz olarak çekiliyor. Yakından takip ediliyor. Hamidiye yönünde karşılaşma ve faaliyet yok. Bozöyük yanıyor. Düşman, binlerce ölüsüyle doldurduğu savaş meydanını silâhlarımıza terk etmiştir” , 1.4.1921 Batı Cephesi Komutanı İsmet DUATEPE: Sakarya savaşında en şiddetli çarpışmaların yaşandığı mevkidir. Yunanlılardan alınan (Ankara-Polatlı da) ilk mevkidir. M. Kemal burada atından düşerek kaburgalarını kırmıştır. Duatepe Kahramanı Kazım Özalp KOCATEPE: Büyük Taarruz ’un başlatıldığı ve Mustafa Kemal tarafından Türk ordusunun idare edildiği yerdir. ÇİĞİLTEPE: Büyük Taarruz esnasında 57. Tümen komutanı Albay Reşat Bey’in (daha sonra soy ismi olacak olan) söz verdiği sürede bu tepeyi alamaması üzerine intihar ettiği mevki. Mustafa Kemal’in Kurtuluş savaşıyla ilgili sözleri 1. İNÖNÜ SAVAŞI SONRASI Namık Kemal’in beyitlerine atıf yaparak “Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, Bulunur kurtaracak bahtı kara mâderini (annesini).” 2. İNÖNÜ SAVAŞI SONRASI : "İnkılap tarihimizin bir sayfası İkinci İnönü Zaferi'yle yazıldı Ayrıca Batı cephesi Komutanı İsmet paşaya telgraf çekerek “siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz, istilâ altındaki bedbaht topraklarımızla beraber bütün vatan, bugün en uzak noktalarına kadar zaferinizi kutluyor. Düşmanın hırs-ı istilâsı azim ve hamiyetinizin yalçın kayalarına başını çarparak hurdahaş oldu.” “Düşman çizgisi altındaki kara yazılı topraklarımız en kıyıda köşede kalmış yerlerinde zaferinizi kutluyor”. SAKARYA SAVAŞINDA: Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça düşmana terk olunamaz." ESKİŞEHİR KÜTAHYA SONRASI MAARİF KONGRESİNİN AÇILMASI İÇİN “Cehaletle savaş da en az düşmanla savaş kadar önemlidir. Asıl cehaletle savaşı kazanamazsak, bugün verdiğimiz mücadelenin hiçbir anlamı kalmaz” BÜYÜK TAARRUZDA "Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir, İleri!" EK BİLGİ *Yunanlar, esas ağırlık merkezleri olan Afyon-Dumlupınar ve Eskişehir kesimlerinde hendek ve tel örgülerle sağlam bir müdafaa hattı kurarken, İzmir'de de şaşkınlıklarından "İyonya Hükümeti"ni ilan ettiler (30 Temmuz 1922). İzmir Metropoliti Hrisostomos, bu teşebbüsün elebaşlarındandı. Aslında böyle bir hazırlığa Mart-Nisan aylarında başlamışlardı. Amaç, Batı Anadolu'yu, Anadolu'nun bütünlüğünden koparmaktı. Ankara, Yunanistan'ın bu oldu bittisini 9 Ağustos'ta protesto etti. İtilaf Devletleri bile 15 Ağustos'ta "İyonya"yı reddettiklerini bildirdiler *Kurtuluş savaşının tek deniz çatışmalarının kahramanı olan gemi Bugün Ereğlide olan Alemdar gemisidir.(Karadenizde Fransızlara karşı mücadele etmiştir.) *Güney cephesinde Maraş’ta; Rıdvan Hoca, Sütçü İmam, Antep’te; Şahin Bey (Mehmet Sait), Kılıç Ali bey, Karayılan Urfa’da Ali Saip Ursavaş, Adana’da Kahyaoğlu İbrahim bey, Osman Tufan, Kemal bey, Ratıp bey gibi mücahitler savaşmışlardır. *Yunan Kralı Konstantin Eskişehir-Kütahya savaşı öncesinde İzmir’e gelmiştir. *Türk Milli Mücadelesi Yunan Tarihine “Küçük Asya Felaketi” olarak geçmiştir. *30 Ağustos, Türk Milleti’nin “Zafer Bayramı”dır. Zafer Bayramı, ilk kez 30 Ağustos 1923‘te Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir‘de kutlanmıştır. 1935 yılında ise resmî olarak “Zafer Bayramı” ilân edilmiştir. *920 Yılında Fransız-Ermeni işbirliğinin Çukurova halkına giriştikleri imha hareketi karşısında Adana halkının Toros Dağları'nın yamaçlarına çekilmesi hareketi olarak Kaç-Kaç Hareketi olarak adlandırılmaktadır. *Milli Mücadelenin askeri açıdan en uzun ömürlü cephesi El-Cezire cephesidir. Bu cephenin yapmış olduğu hareket ise Revandüz (Kerkük’ e bağlı) hareketidir. *Bursa’nın işgali üzerine 20 Temmuz 1921 -11 Eylül 1922 yılları arasında TBMM Kürsüsüne siyah örtü örtülmüştür. Şükrü Naili Gökbek Bursa’ya Türk bayrağını diken Komutandır. *TBMM den gelen “ Milli Mücadeleye katılanların bildirilmesi ve haklarında istiklal madalyası hazırlanması” yazısı üzerine “ Şehirde milli mücadeleye katılmayan tek fert yoktur cevabıyla tüzel kişiliğine istiklal madalyası verilen Şehir Maraş’tır. *Büyük Taarruz sonrası SSCB, Kurtuluş savaşının itilaflarca devamı halinde Türkiye ile birlikte hareket edeceğiz diyerek ültimatom çekmiştir. *Kurtuluş savaşı başarılarından dolayı terfi alan ilk komutanımız Kazım Karabekirdir. Gümrü anlaşmasından dolayı Korgeneral olmuştur. *Mehmet Emin Resulzade liderliğinde kurulan Azerbaycan’a yönelik saldırılara karşı Enver paşanın kardeşi Nuri paşa önderliğinde Kafkas İslam Ordusu kurulmuş, Mondros gereği bu ordu daha sonra geri çekilmiştir. *Milli mücadeleye katılan kadınlardan Kılavuz Hatice Pozantı savaşında (Karboğazı savaşı) Fransız General Menil ve 1000 Askeri esir almıştır. *İstiklal Marşına duyulan ihtiyaç 1920 yılında Erkan-ı Harbiye Reisliği tarafından ortaya kondu. Milli Eğitim Bakanı ve Milli Hatip ünvanlı Hamdullah Suphi Tanrıöver (Osmanlı Devletinin ilk Maarif nazırı Abdurrahman Sami paşanın torunu) döneminde basın yolu ile bir yarışma açıldığını tüm yurda duyurdu. Şiir inceleme komisyonu 724 şiirden 7 sini seçmiştir. 1 Mart 1921 tarihinde Mustafa Kemal’in başkanlık ettiği oturumda ilk okunmaya mecliste Mehmet Akif’in şiiri ile başlanmış ve dört defa okunmuştur. Kalan 6 şiirin okunmasından vazgeçilmiştir. *Tekâlif-i Milliye emirlerinde altın ve para toplama maddesi bulunmamaktadır. Kararlar Hakimiyet-i Milliye gazetesinin 2. Sayfasında her gün yayınlanmıştır.Edirne-Tekirdağ ve çevresinde işgal sebebiyle uygulanamamıştır. *Milli Mücadelede Gazi ünvanı Antep’e Mustafa Kemal’e ve TBMM’YE verilmiştir. *Mustafa Kemal’in isteğiyle Sakarya Savaşı sonrası Yunan zulümlerini inceleme komisyonu kurulmuştur. (H. Edip Adıvar, Y. Kadri Karaosmanoğlu, Yusuf Akçura) *Büyük Taarruz savaşında Hava şartlarından dolayı sad planı uygulanamayınca Fevzi çakmağın önerdiği Kurt kapanı uygulandı. *Resmi kayıtlarda adı İzmir’e ilk giren subay olarak geçen Yüzbaşı Şerafettin bey Buhara cumhuriyetinden İzmir’e girecek askere verilmek üzere Mustafa Kemal’e teslim edilen altın kılıcı Mustafa Kemal’in elinden almıştır. * 2 eylül 1922 de Uşak yakınlarında Yunan General Trikopisi esir alan Yarbay Dadaylı Halit (Akmansü)dir. *Büyük taarruz sonrası Çanakkale çevirme harekatının komutanı Yakup şevki Paşa’dır. *Mudanya Ateşkes Antlaşması ile ilk kez İtalya ve İngiltere resmi bir antlaşma ile TBMM’yi tanımışlardır. *Mudanya Ateşkes Antlaşmasının dili Fransızcadır. 14 maddedir. * KURTULUŞ SAVAŞI BATI CEPHESİ (En uzun süren ve en son Kapanan cephe) Paris Barış Konferansı İzmir’in işgali Kuvay-ı Milliye Düzenli Ordu YUNANLILARLA SAVAŞTIK /GEDİZ MUHAREBESİ(Ali Fuat Cbesoy yaptı) batı cephesi 2 ye ayrıldı *REFET 1. İNÖNÜ SAVAŞI ( 6-10 Ocak 1921) Çerkez Ethem isyanı var bu sırada *İSMET BATI CEPHESİ SAVAŞLARINDA * Ankara’yı almak * Milli mücadeleye son vermek * SEVR’i kabul ettirmek * TBMM’yi ortadan kaldırmak M oskova Antlaşması ( Yusuf kemal Tengirşek X Çiçerin/TBMM’yi tanıyan ilk Avr. Devlet/ kapitülasyonlardan vazgeçtiler/ Sevr’i reddettiler / Batum ( Misak-ı milliden 1. taviz) İ stiklal Marşı (MEB/ H.S . Tanrıöver / 724 şiir/ KAHRAMAN ORDUMUZA / Kastamonu Açıksöz gazetesi/Ahmet Kireççi/ Darülmesai/Ali Rıfat Çağatay- 1930 Osman L Zeki ÜNGÖR/1982 Anayasası---- MİLLİYETÇİLİK A ondra Konferansı (TBMM-RUS yakınlaşması/ İtalya arabulucu/Misak-ı Milli dünya kamuoyunda/ Sevr’i’ sulandırıyorlar/TBMM uluslar arası alanda tanındı/Barış T istemiyoruz imajı silindi/ Tevfik paşa- Bekir Sami bey /eşitliğe aykırı esir değişimi fganlarla dostluk Antlaşması TBMM’yi tanıyan ilk Müslüman Devlet (Yusuf Kemal+Rıza Nur ve General Veli Han) İKİLİKKKKKKKKKK eşkilat-ı Esasi (Güçler birliği/laik değil/olağanüstü /23 madde/ Padişahın yetkileri TBMM de/Encümen-i Mahsusa tarafından hazırlnadı. Önemi:-Düzenli ordu ilk zaferini kazandı / İsmet Bey Mirliva (Tuğgeneral) rütbesi aldı. Yunanlılar Yenilgiyi Kabul etmediler. TAARRUZ-U KEŞİF diyorlar M. Kemal hakkında İstanbul hükümetince verilen idam hükmü kalkmıştır. DOĞU CEPHESİ ilk kapanan cephe 2. İNÖNÜ SAVAŞI (23 Mart-1 Nisan 1921) Koçgiri ve Pontus Rum isyanı var M. Kemal, İsmet Paşaya: -“Siz orada yalnız düşmanı değil; milletin makus talihini de yendiniz“ -İtalyanlar Anadolu’dan çekilme kararı aldı Batı cephesi İsmet Paşa komutasında birleştirildi (Refet Belenin başarısızlık sonuçlanan Aslıhanlar Dumlupınar Taarruzundan sonra) Malta esirlerinden 40’ı serbest./F. Çakmak Orgenaral oldu !!! İNÖNÜ SAVAŞLARI DÜŞMANI OYALADI !!!! TBMM Muhafız alayı bile cepheye sürüldü./Şehzade Ömer Faruk Efendi Anadolu’ya geliyor./Şeyh Sunusiden destek açıklaması KÜTAHYA -ESKİŞEHİR SAVAŞLARI (10-24 Temmuz 1921) BURSANIN İŞGALİ PUŞİDE-İ SİYAH Tek yenilgimiz /Kütahya –Afyon- Eskişehir elden çıktı Kayseri merkez olsun tartışması -Başkomutanlık Yasası (3 ay süreyle/20 Temmuz 1922 de süresiz uzatıldı/cumhuriyetin ilanıyla bitti)- Tekrar askerlik mesleğine döndü Tekalif-i Milliye Emirleri (YA İSTİKLAL YA ÖLÜM) (M. Kemal yasama yetkisi) topyekun katılım (Osmanlıdaki Avarız) ANKARA’DA (Dar’ül Mualim Mektebinde) MAARİF KONGRESİ M A K İ D E Ermenilerle savaşıldı /// Kazım Karabekir (Şark Fatihi) XV. kolordu (DÜZENLİ ORDU VAR) Gümrü Antlaşması (3 ARALIK 1920) 1-Ermeniler Kars, Gümrü ve Sarıkamış’ı terk edecek 2-Aras Nehri ile Çıldır Gölü arası Türk-Ermeni sınırı olacak Gümrü Antlaşmasının Önemi: 1- -TBMM’nin ilk askeri ve siyasi başarısı . 2- Ermenistan TBMM’yi antlaşma imzalayarak tanıyan ilk devlet oldu. (Türkiye ifadesi) 3- Misak-ı Milli yönünde ilk adım atıldı 4- Sevr Antlaşmasına ilk darbe vuruldu Ermeniler Kars civarından çekilince Türkiye Devleti Gürcüler ile sınır komşusu oldu. Ardahan’ın bir kısmı, Artvin ve Batum Gürcülerin elindeydi. TBMM’nin verdiği ültimatom sonucunda yapılan Posof harekatının başarıya ulaşmasıyla 23 Şubat 1921’de Gürcüler Artvin, Ardahan ve Batum’u terk etti. (Batum Antlaşması) !!!! Türkiye’de açılan ilk büyükelçilik Gürcistan elçiliğidir( Midivani) SAKARYA SAVAŞI (23Ağustos 12 eylül 1921) (MELHAME-İ KÜBRA) Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır…(Yüzey savunma stratejisi) Suriye İtilafnamesi ile İngilizler işgal ettiği yerleri Fransızlara verdi. areşal – Gazi Mustafa Kemal (19 Eylül GAZİLER GÜNÜ) GÜNEY CEPHESİ ilk açılan cephe nkara antlaşması Fransızlar + (Ermeni intikam alayları) Kars ant.(Azeri -Ermeni - Gürcü/ Karabekir imzaladı /2 ‘li ant. değil /Boğazlar/Nahçivan/Doğu sınırı çizildi) (13 Ekim 1921) KUVAY-I MİLLİYE talyanlar Anadoludan ayrıldı (İlk Ayrılan devlet) özerk Gazi 1921 ostluk antlaşması ( Ukrayna ile) —En fazla şehit (SUBAYLAR SAVAŞI/ 7 tümen komutanı-350 subay şehit) Kahraman 1973 sir değişimi (İngiltere ile ) —Son savunma savaşı / itilaf devletleri barış teklifi Şanlı 1984 YUSUF KEMAL TENGİRŞEK AVRUPA YOLLARINDA ANKARA ANTLAŞMASI(20 Ekim 1921) BÜYÜK TAARRUZ 26 Ağustos 18 eylül 1922 Önemi: - AFYON / Rum sındığı/DUMLUPINAR-BAŞKOMUTANLIK MUHRBS/ / Fevzi Çakmak MAREŞAL -Ordular ilk hedefiniz Akdeniz ileri!!! (1941/Coğrafya kongresi) /ÇANAKKALE OLAYI (İngilizlerle) -Askeri safha bitti Esirler 1. Ordu komutanı Trikopis ve 2. Ordu komutanı Diyenis Başkomutan: Mustafa Kemal. Gen. Kur. Baş.: Fevzi Çakmak Batı Cep: İsmet paşa (Korgeneral oldu) ZAFER BAYRAMI (1935) 1.Ordu : Nurettin paşa 2. Ordu : Yakup şevki paşa Süvari kol. Kom. :Fahrettin Altay paşa DOĞU CEPHESİ ANTLAŞMALARI G M K Ümrü/ERMENİLER Oskova/SSCB Ars/ AZERİ, ERMENİ, GÜRCÜ 1- Yusuf kemal TENGİRŞEK X Franlin Boullion -Güney cephesi kapanmıştır. 2-Misak-ı milliden (2.) taviz verilmiştir. (Hatay) 3- Hatay ve İskenderun özel yönetim Resmi dil Türkçe 4-İtilaf bloğu parçalanmıştır. (TBMM’yi tanıyan ilk İTİLAF) 5-Adana ve Antep kurtarıldı. CABER KALESİİİİİİ/ SÜLEYMAN ŞAH 6-Güneydeki Ermeni sorunu kapandı. İstiklal Madalyaları TBMM’ Yİ TANIYANLAR Gözüm Sakarya’da Kulağım İnebolu’da 1924 İnebolu (İstiklal Yolu) S ovyetler / Moskova/AVRUPALI 1925 Maraş E rmeniler /Gümrü/ İLK 2008 Antep F ransızlar /Ankara / İTİLAF Tekalif-i Millîye emirleri şunlardır: Tekalif-i milliye kararları Hakimiyet-i Milliye gazetesinin ikinci sayfasında her gün yayınlandı. 2016 Urfa A fganlar / MÜSLÜMAN 1- Her kazada bir Tekalif-i Millîye komisyonu kurulacaktır. 2- Tüccar ve ahalinin elindeki çamaşırlık bez, erkek elbisesi yapmaya elverişli her çeşit kumaş ile, astar, meşin, deri, mıh, hayvan malzemesinin yüzde kırkına, Makbuz karşılığı bedeli sonra verilmek üzere el konacaktır. 3- Her ev, bir kat çamaşır, bir çift çorap ve çarık hazırlayacaktır. 4- İnsan ve hayvan yiyeceklerinin yüzde kırkına bedeli sonra verilmek üzere el konacaktır. 5- Nakil vasıtaları ayda bir kereye mahsus olmak üzere 100 km kullanılacaktır. 6- Ordunun yiyeceğine ve giyeceğine yarayan bütün metruk mallara el konacaktır. 7- Muharebeye elverişli bütün silahlar üç gün içinde teslim edilecektir. 8- Akaryakıt, kamyon lastiği, muharebe malzemesinin yüzde kırkına el konulacaktır. 9- Silah ve malzeme yapan zanaatçıların isimleri tespit edilecektir. 10- Her çeşit araba ve hayvanın yüzde yirmisi alınacaktı” Tekâlif-i Millîye emirlerini uygulamakta ortaya çıkabilecek aksaklıkları ortadan kaldırmak için olağanüstü yetkilere sahip olan “İstiklâl Mahkemeleri” kurulmuştur. Dikkat İtalyanlarla mücadele edilmemiş / doğu Trakya’da cephe açılmamıştır / itilaflar 1. İnönü ve Sakarya’dan (paris mukarreratı) sonra Sevr’i sulandırmak ve bize yutturmak istediler. Askeri başarılar siyasi zaferleri beraberinde getiri Sakarya Savaşından sonra Malta'daki Türk esirler serbest bırakılmış Rauf Orbay'da dönmüş ve bir süre sonra Başbakan olmuştur. Milli Mücadelenin en uzun dönemi olan bu hükümet 4 Ağustos 1923 tarihine kadar görev yapmıştır MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI (11 EKİM 1922)(Dili Fransızca) Görüşmelere 3 Ekimde başlanmış ve 11 Ekim’de bitmiştir. - Görüşmelere; İngiltere, Fransa, İtalya ve Türkiye ( İsmet İnönü--- Fevzi Çakmak ve Refet Bele heyetin diğer üyeleridir)katılmıştır. Yunanistan görüşmelere katılmamış ancak 3 gün sonra onayladığını bildirmiştir. Antlaşmanın Maddeleri: 1. Türk ve Yunan kuvvetleri arasındaki silahlı mücadele sona erecek. 2. Yunanlılar Doğu Trakya’yı 15 gün içinde boşaltacak. Burası önce İtilâf Devletlerine30 gün sonrada Türk kuvvetlerine devredilecek. 3. Barış imzalanıncaya kadar Türkler Doğu Trakya’ya girmeyecek 8 000 kişilik Jandarma birliği bulundurabilecek 4.İstanbul, Boğazlar ve çevresinin yönetimi TBMM’ye bırakılacak. SONUÇ 1. Kurtuluş Savaşı’nın askeri safhası sona ermiş ve diplomatik safhası başlamıştır. 2. Savaş yapılmadan Doğu Trakya Yunan işgalinden kurtulmuştur. 3. İstanbul, boğazlar ve çevresinin de işgalden kurtulması sağlanmıştır. 4. İstanbul’un TBMM’ye devredilmesi Osmanlı’nın hukuken sona erdiğini göstermektedir. 5. Bu anlaşmayla Lozan’a zemin hazırlanmıştır. 6. İngiltere’de Loyd Corc Hükümeti düşmüştür. 7. Yunanistan’da hükümet değişikliği olmuştur. 8. Mondros geçersiz oldu. LOZAN ÖNCESİ İSTANBUL HÜKÜMETİNİN LOZANA GİTMESİNİ ENGELLEMEK AMACIYLA SALTANAT KALDIRILDI 1 KASIM 1922 Refet Bele TBMM adına İstanbul yönetmine el koydu. LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI 24 TEMMUZ 1923 Mustafa Kemal, bu konferansın İzmir’de yapılmasını istemiş ancak tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle bu görüş kabul görmemiştir. Konferansın, tarafsız bir ülke olan İsviçre’nin Lozan kentinde yapılması kararlaştırılmıştır. Lozan konferansının açılış konuşmasını İsviçre devlet başkanı Mr Haab yapmıştır. Konferanstaki komisyonlar İngiltere/( Lord Curzon-Rumbold ): toprak, boğazlar askerlik komisyonu İtalya/ (Garroni –Pelle )yabancılar ve azınlık komisyonu Fransa/ (Barrere-Montagna) mali konular komisyonu Konferansta Türkiye'yi ; İsmet Paşa başkanlığında, Rıza Nur , Hasan Saka'dan oluşan Türk heyeti temsil etti. İsmet Paşa’nın baş temsilci seçilmesinde; -Mudanya Ateşkes Antlaşmasındaki başarıları -Genelkurmay başkanlığındaki başarıları etkili olmuştur. Konferansa; İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Türkiye, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya, Belçika, Rusya ve Bulgaristan katıldı.(Rusya, Bulgaristan, sadece boğazlar konusunda görüşmelere katıldılar) ,ABD ise sadece gözlemci gönderdi Taviz Verilmemesi Gereken Konular A)Kapitülasyonlar B)Ermeni yurdu meselesi (Doğu Anadolu'da Ermenilere yurt verilmesi meselesi) Lozan’da parolamız tam bağımsızlık Lozan Barış Görüşmelerinin Kesintiye Uğraması (4 Şubat 1923'de ara verildi ) -Boğazlar konusunda ortak bir görüşün oluşmaması, -İngilizler’ in Musul'u vermek istememesi -Osmanlı Devleti'ne ait borçların bir kısmının Birinci Dünya Savaşı'ndan önce bizden ayrılan ülkelere bölüştürülmesi konusunun Avrupalı devletlerce kabul edilmemesi. -Kapitülasyonların kaldırılması. Bu esnada Ekonomiyi güçlendirmek ve milli ekonominin kurulmasıyla ilgili esasları belirlemek amacıyla 17 Şubat 1923'de İzmir İktisat Kongresi toplandı. Y A K Fransa ile sorun olmuştur. İç mesele saydığımızdan yabancı müdahalesi reddedildi Yabancı okullar MEB ‘e bağlı Bütün azınlıklar Türk vatandaşı kabul edildi. Kapitülasy onlar ve Düyunu Umumiye tamamen kaldırıldı. (Ekonomik bağımsızlık sağlandı). 23 Nisan 1923'te görüşmelere tekrar başlandı ve 24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalandı. Islak imzalı orijinal metin Pariste’dir. P BOĞAZ’ ıma B A S Tı İstanbul’da kalacaktır. Patrik seçimini, başka devletleri iç işlerine karıştırmak istemeyen Türkiye yapacaktır. Patriğin siyasal yetkileri olmayacaktır. Patrikhane sadece Türkiye’deki Ortodoksları temsil edecek. Ekümenik sıfatı olmayacak. 1926 Medeni Kanuna göre yargı yetkisine son verildi.. Başkanlığını Türk delegenin (VASIF En fazla Fransa’ya borç İtalya’ya; Yunanistan, A-Batı Sınırı -Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Anl. göre TEMEL) yapacağı bir komisyon olduğundan dolayı, Fransa ile On İki Ada, Meis Bosnaköy ve olacak. Meriç nehri sınır tarafından yönetilecektir. Bu tartışıldı. Borçların 1854’ten adası ve Rodos Karaağaç böl komisyon milletler cemiyeti tarafından sonra Osmanlı’dan ayrılan Yunanistan’a; gesini savaş B-Doğu Sınırı: Kars Antlaşması sınırı ölçü alındı Ege adaları denetlenecek ve statüsü milletler devletler(Sırbistan, Yunanistan, tazminatı C-Güney Sınırı: -Irak Sınırı: Musul petrol bölgesini İngiltere’ye; cemiyetinin garantisinde olacaktır. Bulgaristan, Romanya, İtalya, olarak Kıbrıs Ticaret gemilerinin geçişi serbest Mısır, S. Arabistan, Türkiye’ye Türkiye’ye bırakmak istemeyen İngiltere Irak sınırının Türkiye’ye; olacak; fakat savaş gemileri tonaja tabi Irak,Arnavutluk,Hicazverecektir. çizilmesinde sorun çıkardı. Türkiye ile İngiltere arasındaki Bozcaada, tutulacaktır. Türk askeri olağanüstü Yemen,Ürdün) ve TBMM durumlar hariç boğazlar bölgesinin 20 arasında paylaştırılarak Gökçeada (Bu ikili görüşmelerle halledilmesi kararlaştırıldı. km gerisinde duracaktır. ödenmesine ve TBMM’nin üzerine adalar Boğaz önü Açıklama: Irak sınırı meselesi, Lozan’da çözüme adaları olarak Açıklama: Bu madde Türkiye’nin düşen borcu taksitler halinde egemenlik haklarını kısıtlamıştır ödemesine karar verildi. geçer) ve Tavşan kavuşturulamayan tek meseledir. adası verildi Lozan’da Boğazlar Üzerinde mutlak Dış borç, 161 milyon liradır. D-Suriye Sınırı: Ankara Antlaşması ile belirlenen sınır ölçü Türk Egemenliğini savunan devlet TC’ye düşen 85 milyon, 30 alındı.(Hatay ve İskenderun sınırlarımız dışında bırakılarak SSCB dir. Boğazlar komisyonu MC milyon faiz toplamda 115 milyon misak-ı milliden taviz verilmiştir.) himayesinde görev yapacaktır. liradır. ****BOĞAZLAR KOMİSYONU: Başkanı Türk. Ayrıca İngiltere ,Fransa İtalya Japonya Yunanistan Rusya Bulgaristan Romanya Sırp-Hırvat-Sloven temsilcilerden oluşmuştur. ABD isterse üye verecek. İSMET PAŞA: “Çok ıstırap çektik çok kan akıttık bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz” LOZANIN ÖNEMİ 1. Osmanlı Devleti’nin sona erdiği kabul edilirken yeni Türk devleti uluslar arası alanda tanınmıştır. (Sevr yerine imzalanmıştır) 2. Kurtuluş Savaşı’nın askeri zaferi böylece, siyasî bir başarı haline geldi. 3. Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşti. 4. I. Dünya Savaşı sonrasında imzalanan en son antlaşmadır. Hala yürürlüktedir. Eşit şartlarda imzalanmıştır. Dili Fransızcadır. 5. Yapılacak olan inkılâplar için zemin hazırlandı. 6.) 1. meclis temsilci göndermiş, 2. meclis onaylamıştır. (143 maddedir) 7. )Türk bağımsızlık savaşı esir milletlere örnek teşkil etmiştir. Antlaşmanın imzalanmasından sonra en geç 6 hafta içerisinde İstanbul’daki işgal güçleri İstanbul’u terk edecekler (Şükrü Naili Gökberk /6Ekim 1923.) 8.) Silahsızlandırılacak Bölgeler: Boğazlar, Trakya sınır, Adalar (Rodos hariç İtalya’nın) 9.) Haklarımızdan vazgeçtiğimiz yerler: Mısır, Sudan, Rodos, Kıbrıs, 12 ada, Ortadoğu, Tunus Lozan’da olarak giden bazı heyet üyeleri: Celal Bayar (Ekonomi ) R. Eşref Ünaydın (Basın) Y. K. Beyatlı (Basın) Y. H. Bayur (Dış Politika) GELDİKLERİ GİBİ GİDERLER ÇOCUK ÜZÜLME !!!!!! Mustafa Kemal: Türk Millet, aleyhine asırlardan beri hazırlanmış ve sevk ile tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın çöküşüdür. LOZANA ELEŞTİRİLER Hatay, Batı Trakya, adaların, Musul’un ve Kıbrıs’ın alınamaması, Boğazların egemenliğe ters statüsü, Patrikhanenin İstanbul’da kalması , Savaş tamirat bedelimin az olması Chester Projesi Lozan baris gorusmelerinde ABD’nin destegini saglamaya yoneliktir. Fakat Lozan Antlaşmasıyla Musul ve Kerkük’ün kaybedilmesi sebebiyle asıl gayesi bu bölge petrollerinin gelirini ele geçirmek olan şirket antlaşmayı tek taraflı olarak bozmuştur. ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ CUMHURİYET HALK PARTİSİ:(9 Eylül 1923) TERA(KK)İ PERVER CUMHURİYET FIRKASI: (17 Kasım 1924 / 5 Haziran 1925) * Cumhuriyet döneminin ikinci siyasi partisi ve ilk muhalefet partisidir. * Ülkemizde çok partili hayata geçişin ilk denemesidir. * Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay Adnan Adıvar ve Refet Bele gibi CHP den ayrılan 29 Milletvekili tarafından kuruldu. (Paşalar Komplosu)/ (DİKKATFevzi Çakmak- Fahrettin Altay-Cevat Çobanlı askerlikten istifa etmedi) *Genel Başkanı Kazım Karabekir’dir. 2. Başkanı Rauf Orbay Genel sekreteri ise Ali Fuat Paşadır. İlk Taşra şubesi Urfa’dadır. İnkılap sürecini devrim olarak değil evrim olarak nitelendirmektedirler. * Yayın organları: Vatan, Son telgraf, İstiklal ve Tevhid-i Efkardır. Programı; Ekonomide liberalizm, Cumhurbaşkanı olacak kişinin milletvekilliğimin kalkması, Yerinden yönetim in uygulanacağı (Adem-i Merkeziyetçilik), Anayasanın halkın isteği doğrultusunda değiştirilebileceği, İstanbul’un yeniden ekonomik merkez yapılacağı, Devlete ait arazinin topraksız köylülere verileceği, İlkokulların yönetimin yerel yönetimlere bırakılacağı İşçi haklarının iyileştirileceği, Tek dereceli seçim sistemini, Nüfus artışının destekleneceği *Parti, “dini inançlara saygılıdır‟ ifadesini kullandığından kısa sürede bütün rejim muhalifleri ve eski düzen yanlıları bu partide toplanmaya başladılar. *Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının bazı üyelerinin, Şeyh Sait isyanının çıkmasında rolü olduğu gerekçesi ile 5 Haziran 1925’te bu parti kapatılmıştır. Bu partinin kapatılması ile ülkemizde çok partili hayata geçişin ilk denemesi de başarısızlıkla sonuçlanmış oldu. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının faaliyetleri, daha çok yeni olan Cumhuriyet rejiminin henüz çok partili sistem için hazır olmadığını gösterir. Bu nedenle 1930‟a kadar ikinci bir muhalefet partisi kurulmamıştır. SERBEST CUMH. FIRKASI (12 Ağustos /17 Kasım 1930) *Bu partinin temeli, I. TBMM’deki Müdafaa-i Hukuk Grubuna Cumhuriyet döneminin üçüncü, muhalefetin ikinci dayanır. İnkılâpların öncülüğünü yapmıştır. partisidir *8 Nisan 1923 tarihinde, Mustafa Kemal Atatürk, Anadolu ve Rumeli *1929’da meydana gelen dünya ekonomik bunalımının Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Başkanı sıfatıyla, bir bildiri yayınlamıştır. Türkiye’yi de olumsuz etkilemesinden dolayı mecliste Dokuz maddeden oluştuğu için 9 Umde (ilke) olarak anılan bu metin, bunalımlar meydana gelmiştir. Mustafa Kemal bu bir “seçim bildirgesidir. Bu seçim bildirgesi, aynı zamanda, kurulacak bunalımın yeni bir partinin kurulması ile aşılacağına parti için de bir program hazırlığı niteliğini taşımaktadır. inanmaktadır. *Cumhuriyet döneminin ilk siyasi partisidir. 9 Eylül 1923‟te kuruldu * Mustafa Kemal yakın arkadaşı olan Paris Büyükelçisi Ali Fethi Okyar’a SCF’yi kurdurmuştur. Genel sekreter *Genel Başkanı Mustafa Kemal’dir. Nuri Conker’dir.(Makbule Atadan’ da üye) Tahsin *CHP nin ilk Genel Sekreteri Recep Peker’dir. Uzer, Ahmet Ağaoğlu, Mehmet Emin Yurdakul diğer *2. Kurultayında Nutuk okundu (1. Kurultay Sivas Kongresi kabul üyeler edilir) *Programı: liberal ekonomiyi, tek dereceli seçimi, *Ekonomide Devletçilik ilkesini savunmuştur. (CHP devletçilik kadınlara siyasi hakların verilmesini, Mc ile iyi ilişkiler ilkesini benimsemiş olmasından dolayı kendisinden sonra kurulan kurulmasını, Liman ve tekelleri kaldıracağı, Teşviki partilerden ayrılır.) sanayi planının tam olarak uygulanacağı, Vergileri *İlk adı Halk Fırkası olup, Cumhuriyet‟in ilanından sonra 1924‟te halkın gücüne göre alacağı, Cumhuriyetçilik ve Laiklik Cumhuriyet Halk Fırkası, 4. Kurultayı olan 1935‟te de Cumhuriyet esaslarına bağlı kalacağını Yabancı sermayeye izin Halk Partisi adını almıştır. Bu partinin başkanlığını ve vereceği, Türk lirasının değerini koruyacağını cumhurbaşkanlığını 1938’e kadar Mustafa Kemal yürüttü. *3. savunmuştur. Kurultayda (1931de) Altı ilke parti programına girmiştir. 1923-1946 * Mustafa Kemal başkanı olduğu CHP ile SCF arasında arası çift dereceli seçim sistemi uygulandı. tarafsız olacağına dair, Ali Fethi Okyar’a söz vermiştir. *Altı oklu amblem 1933 te İsmail hakkı Tonguç tarafından Bir kaç ay sonra eski sistemi savunanların SCF’de tasarlanmıştır toplandığı için; Ali Fethi Okyar, 17 Kasım 1930’da *Atatürk’ün vefatından sonra 1938 olağanüstü kurultayında ismet SCF’yi kapattı. İnönü değişmez genel başkan, Mustafa kemal ise ebedi şef kabul Yayın Organları: Yarın, Son Posta, Halkın sesi edildi. gazeteleri *1938 ile 1950 arasında İsmet İnönü CHP’nin başkanlığını yürüttü NOT: TCF ve SCF hiç bir genel seçime katılmamıştır ** 29 Eylül 1930da Adana’da Abdülkadir Kemali ÖĞÜTÇÜ (Orhan Kemal’in babası)bey öncülüğünde kurulan Ahali Cumhuriyet Fırkası kısa süre sonra kapatılmıştır. Toksöz gazetesi bu partinin yayın organıdır. ANKARA’NIN BAŞKENT OLMASI (13 EKİM 1923) İstanbul'un 6 Ekim 1923'de yabancı işgal kuvvetleri tarafından boşaltılması tamamlandı. Boğazlar komisyonun İstanbul’da bulunması ve buranın askerden muaf olması İstanbul’un güvenliğini tehlikeye atıyordu. 13 Ekim 1923'te İsmet Paşanın ve 14 arkadaşının önerisi ve TBMM'de kabul edilen tek maddelik bir yasa ile Ankara, yeni devletin başkenti olmuş ve böylece devlet merkezinin İstanbul olacağı yolundaki çekişmelere son verildiği gibi, Cumhuriyetin ilanı için de bir adım atılmıştır. Bu, aynı zamanda Milli Mücadele'nin başından beri uygulanan Ankara'nın İstanbul'a hakim olacağı esasının bir sonucu idi. İngiltere, Fransa ve İtalya bu duruma karşı çıkmışlar ve Büyükelçiliklerini geri çekecekleri tehdidinde bulunmuşlardır. 1928 yılında Ankara için imar planı yarışması düzenlenmiş, Alman şehir plancısı Herman Jansen kazanmıştır. Mustafa Kemal’in Ankara şehri ile ilgili açıklaması” Ben Ankara’yı coğrafya kitabından çok tarihten cumhuriyet merkezi olarak öğrendim. Gerçekte Anadolu Selçuklu yönetiminin parçalanması üzerine Anadolu’da kurulan küçük beyliklerin adını okurken “Ankara Cumhuriyeti’nin de ismini görmüştüm. Tarih sayfalarının bana bir cumhuriyet merkezi olarak tanıttığı Ankara’ya geldiğim o günde gördüm ki orada geçen yüzyıllara rağmen hala o cumhuriyet yeteneği sürmektedir.” NOT: Ankara’nın başkent olması 1924 Anayasın da yer almaktadır. (Türkiye’nin Makarr-ı idaresi Ankara şehridir.) 1 ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ DENEMELERİ ŞEYH SAİT İSYANI (GENÇ HADİSESİ) (13 ŞUBAT 1925) (Osmanlı Tarihindeki 31 Mart isyanı ile benzerlik gösterir.) Musul sorununu kendi lehine çözmek isteyen İngiltere’nin yürüttüğü casusluk faaliyetleri de etkili olmuştur. İngiltere, halkın dini duygularını ve bölgesel farklılıkları kullanmış, ayaklanmanın çıkmasında etkili olmuştur. Şeyh Sait İsyanı, 13 Şubat 1925 günü Genç (Bingöl) ilinin Ergani ilçesine bağlı Piran köyünde başlamış, Diyarbakır, Erzurum, Bitlis ve Muş‟a kadar yayılmıştır. Bu isyanı bastıramayan Fethi (Okyar) Bey hükümeti 2 Mart 1925‟te istifa etmek zorunda kaldı. Yeni hükümeti kuran İsmet Paşa, sıkıyönetim ilân etmiştir. 4 Mart 1925 tarihinde çıkarılan Takrir-i Sükûn (Huzurun Sağlanması Yasası (Parti ve gazete kapatma yetkisi var) 1929 kadar uzatıldı. )Kanunu ile bölgenin güvenliği yeniden sağlanmaya çalışıldı, İstiklâl Mahkemeleri devreye sokuldu. (Diyarbakır ve Ankara’da) Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasının bazı üyeleri, bu ayaklanmanın çıkmasında etkili olduğu gerekçesiyle bu parti kapatıldı. Musul sorunu, Misak-ı Milli‟ye aykırı şekilde sonuçlandı. Musul, İngiltere’nin etkisiyle Irak Hükümeti‟ne bırakıldı. İlk kez Çok partili hayat başarısız olmuştur. Tevhid-i Efkar, Son telgraf, İstiklal, Orak-çekiç, Aydınlık, Sebilüreşad yayınları kapatıldı Bilgi Notları : 1-Şeyh Sait İsyanı, Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yönelik ilk isyan hareketidir. Şeyh Sait isyanında 47 kişi idam edildi. 2-Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Şeyh Sait isyanının çıkmasında rolü olduğu gerekçesi ile 5 Haziran 1925‟te kapatılmıştır. Bu partinin kapatılması ile ülkemizde çok partili hayata geçişin ilk denemesi de başarısızlıkla sonuçlanmış oldu. 3- Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasında bu isyan etkili olmuştur. Şeyh Sait isyanında Diyarbakır (Hacım Muhittin Çarıklı) ve Ankara’da (Ali Çetinkaya) istiklal mahkemeleri açılmıştır. Şeyh Sait isyanını bastırmada Bitlis’te Kazım Dirik’e ait kuvvetler görevlendirilmiş bu kuvvetlerin yetersiz kalması üzerine Kazım Orbay yetkili kılınmış ve 1. Ordu komutanı Mürsel paşa askeri harekette bulunmuştur. MUSTAFA KEMAL’E SUİKAST GİRİŞİMİ (16 HAZİRAN 1926) Rejimi değiştirmek isteyen çevrelerin Mustafa Kemal’i ortadan kaldırarak amaçlarına ulaşmak istemeleri temel sebeptir. Rize mebusu Ziya Hurşit, Laz İsmail, Şükrü Bey, Arif Bey, Gürcü Yusuf, Çopur Hilmi gibi kişiler İzmir Gaffarzade otelinde suikast için görevlendirildi. Mustafa Kemal’in İzmir gezisinin gecikmesi (Bu sırada BALIKESİR SEYAHATİNDE) ve suikastçıları sakız adasına kaçıracak Giritli Şevki’nin durumu İzmir Valisi’ne (Kazım Dirik) bildirmesi ile geniş çapta tutuklamalar yapılarak İstiklal Mahkemelerinde yargılandılar. Önemi: 1-İttihatçılar tamamen tasfiye edildi. 2-Mustafa Kemal “Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” diyerek Cumhuriyetin varlığının devamının kendi sağlığına bağlı olmadığını vurgulamıştır. Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Cafer Tayyar Paşa, Rauf Orbay, Adnan Adıvar’a tutuklama kararı çıktı sonra bozuldu. 3-Kemal Tahir’in “Kurt Kapanı” adlı eseri suikast girişimini anlatır. 4-İtiklal Mahkemeleri son kez kurulmuştur. MENEMEN OLAYI ( 23 ARALIK 1930) (SCF kapatıldıktan 33 gün sonra) Derviş Mehmet’in sebep olduğu İsyanı önlemeye çalışan 43. Piyade Alayında görevli Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay ile Hasan ve Şevki adındaki iki bekçi öldürüldü. Önemi: 1-Menemen Olayı, Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya yönelik 2. hareketidir. (Laiklik hedef alınmıştır) 2-Menemen ilçesi ile Manisa ve Balıkesir de 1 Ocak 1931’den itibaren 1 ay süre ile 2. Ord. Komt. Fahrettin Altay komutasında sıkıyönetim ilan edilmiş Kubilay olayı esnasın da 1. Kolordu Komutan Vekili Mustafa Muğlalı başkanlığında DİVAN-I HARP) kurulmuştur DİKKAT İSTİKLAL MAHKEMELERİ YOKKKK 3-Ahali Cumhuriyet Fırkasının varlığına son verilmiştir. BURSA OLAYI 1933 Bursa Ulu Cami’de ezanın Türkçe okunmasına gösterilen tepkidir. Atatürk, bu olay din değil, dil meselesidir, demiştir. İlk Türkçe ezan İstanbul Fatih camiinde Hafız Rıfat bey tarafından okundu (1932) Kuran-ı Kerim’in Türkçe tercümesi ise 22 Ocak 1932 de İstanbul Yerebatan camiinde Hafız yaşar Okur tarafından okundu. CUMHURİYET REJİMİNE KARŞI YAPILAN EYLEMLER 1. Şeyh Sait İsyanı 2. İzmir Suikastı 3. Menemen Olayı İSTİKLAL MAHKEMELERİNİN KURULDUĞU OLAYLAR 1.)Asker Kaçakları için (Firariler Kanunu) 2.) TBMM’ye karşı ayaklanmalarda (Hıyanet-i Vataniye) 3)Tekâlif-i Milliye uygulamalarında 4.) Şeyh Sait isyanında(Takrir-i Sükun) 5.) İzmir Suikastında 2 Yurtta Sulh Cihanda Sulh DIŞ POLİTİKA İLKELERİMİZ Bağımsızlık - Barışseverlik - Gerçekçilik - Güvenlik - Akılcılık – Batıcılık ve Milliyetçilik temelli dış politika ilişkileri kurulmaya ve yürütülmeye çalışılmıştır. 1923-1939 DÖNEMİ DIŞ POLİTİKASI; 1-1923-1930 arası dönemde; Lozan Barış Antlaşması’ndan kalan sorunların çözümlenmesi ile uğraşılmıştır (Musul Sorunu (İNG), Yabancı Okullar, Borçlar Sorunu, (FRN), Nüfus Mübadelesi (YUN) . (En sorunsuz olduğumuz SSCB) 2-1930-1939 arası dönemde ise; Türkiye, uluslararası alanda saygınlığını arttırmak amacıyla bölgesel ve ulusal ittifaklara üye olmuş, bazı devletlerin yayılmacı politikası Türkiye’yi önlemler almaya yöneltmiştir (Milletler Cemiyeti’ne Giriş, Balkan Antantı, Montrö Boğazlar Sözleşmesi, Sadabad Paktı, Hatay’ın Türkiye’ye katılması) MUSUL SORUNU (5 Haziran 1926) Musul mesele si Lozan’da çözümlenemedi. İngiliz ve Türk heyetleri 1924’te Haliç Konferansı (Bahriye Nezareti Binasında) ile görüşmelere başladı. (Haliç Konferansında Türkiye’yi Ali Fethi Okyar İngiltere’yi Sir Percy Cox Temsil etmiştir.) İngiltere, Hakkâri’nin de (Halkının yarısının Süryani olduğu gerekçesiyle) Irak sınırları içinde olduğunu ileri sürdü. Bu sorun, Milletler Cemiyeti’ne götürüldü. Bu kuruluşlarda Musul Sorunu İngilizlerin isteklerine göre ele alındığından çözümlenemedi. (Brüksel Hattı raporu) İngiltere, Musul meselesinden kârlı çıkabilmek ve Türkiye’nin Musul’a askeri harekâtını engelleyebilmek için Şeyh Said ayaklanmasını destekledi. 5 Haziran 1926’da iki taraf arasında Ankara Antlaşması imzalandı. (Tevfik Rüştü Aras) Bu antlaşmaya göre; *Musul, Irak’a verilecek, Hakkâri Türkiye’de kalacak. *Musul petrol gelirlerinin %10’u, 25 yıl süre ile Türkiye’ye verilecekti. NOT: Musul, Misak-ı Milli’den verdiğimiz ikinci tavizdir (ilki Batum) Cumhuriyet döneminde misak-ı milliden verilen tek taviz Musul’dur. Nasturi ayaklanması, Haliç Konferansı, Şeyh Said iyanı Musul meselesi ile ilgilidir. Atatürk zamanında kesinleşen son sınırımızdır. BOZKURT - LOTUS OLAYI ( 1926 ) •Türk gemisi Bozkurt (Kömür gemisi- Kaptan Hasan bey) ve Fransız gemisi Lotus'un (yolcu gemisi-Kaptanı Demons) 2 Ağustos 1926'da Ege Denizi'nde sığrı burnunda) (çarpışmaları kaza sonucu Bozkurt gemisinin batması ve 8 Türk vatandaşının hayatını kaybetmesi olayıdır. •Konu, Uluslararası Lahey Adalet Divanında görüşülmüş: 7 Eylül 1927'de Türk Hükümeti lehine karar çıkmıştır. (Adalet Bakanı Mahmut Esat’a M. Kemal BOZKURT soy ismini vermiştir.) Not: Türkiye’nin Lozan sonrası katıldığı ilk uluslararası konferans Cenevre Silahsızlanma Konferansıdır. (Mart1928) Not: Bu dönemde İngiltere ve Fransa ile Yakınlaşma İtalya ve Almanya’ya karşı tedbir SSCB ile işbirliği politikası hakimdir. “TÜRK DIŞ POLİTİKASI” YABANCI OKULLAR SORUNU Osmanlı Devleti döneminde Fransa (ilk okul açan), Amerika, İtalya, Avusturya ve İngiltere gibi devletler, ülkemizin çeşitli yerlerinde okullar açmıştır. Yabancı okullar ilgili devletlerin temsilcileri ve konsoloslukları aracılığıyla yönetilmekteydi. Lozan Barış Antlaşması ile bu okulların Türk Hükümeti’nin alacağı kararlara göre eğitim vermesi kararlaştırıldı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile bütün okullar MEB’e bağlandı. Maarif Teşkilâtı Kanunu ile de bu okullardaki Tarih, Coğrafya ve Türkçe derslerinin Türk öğretmenler tarafından okutulması ve Türk müfettişlerce denetlenmesi karara bağlandı. Başta Fransa olmak üzere Papalık bu karara karşı çıktı. NOT: Türkiye, bu sorunu kendi iç sorunu olduğunu ileri sürmüş, bu konuda görüşmeyi reddetmiştir. İlk dış siyasi başarımızdır. OSMANLI BORÇLARI MESELESİ 1929’da görülen dünya ekonomik bunalımı Türkiye’yi de olumsuz etkiledi ve Türkiye Fransa’ya olan borcunu ödemekte sıkıntı yaşadı; sorun karşılıklı görüşmeler sonucunda çözüldü. (HOOWER MORATORYUMU- Ek taksitler) Diğer bir anlaşmazlık konusu, 1929 yılında Adana-Mersin demiryolunun satın alınması sırasında çıkmıştır. Türkiye Hükümeti, satın almak istemiş, Fransızlar buna karşı çıkmışlardı. Adana-Mersin demiryolu hattını kendileri işletiyorlardı. Türkiye, kapitülasyonların izlerini silmek ve ekonomik anlamda bağımsızlığı sağlamak için bu demiryolunu 22 Haziran 1929’da Ankara’da yapılan bir antlaşma ile satın almış ve böylece sorun kökten çözülmüştür. .ATATÜRKÜ ZİYARET EDEN DEVLET ADAMLARI 1928 Mayıs'ında Afgan Kralı Amenullah Han,(İlk ziyaret eden) 1931 Temmuz'unda Irak Kralı Faysal, 1931 Ekim'de Yugoslavya Kralı Aleksandr, 1934 Haziran'ında İran Şahı Rıza Pehlevi 1936 Eylül'ünde İngiltere Kralı 8. Edward, 1937 Haziran'ında Ürdün Kralı Abdullah 1938 Haziran'ında Romanya Kralı Karol Ayrıca, Yunanistan Başbakanı Venizelos (1930 ve 1933'de), daha sonra Metaksas ile öbür Balkan devletleri başbakan ve dışişleri bakanları, Fransa Başbakanı Herriot ve İsveç Veliahdı. bulunmaktadır. BRİAND-KELLOG PAKTI (1928) Fransa, Avrupa'da dünya barışını I. Dünya Savaşı sonrasında sürdürebilmek amacıyla ABD'ye barış paktı imzalamayı teklif etmişti. ABD Monroe Doktrini dışına çıkmak istemese de Dışişleri Bakanı Kellogg, böyle bir pakta sıcak bakmaktaydı. Nitekim Fransa'nın ''Savaşı bir ulusal politika aleti olmaktan çıkarma'' teklifine karşılık, ABD; bunun imzalanacak çok taraflı bir anlaşmada yer alması gerektiğini belirtmişti. Briand-Kellog Paktı'nın temel amaçları şu şekilde sıralanabilir: Savunmaya dayanmayan savaş, kanun dışıdır. Anlaşmazlıkların çözümlenmesinin savaş ile değil barış yoluyla mümkün olacağı kabul edilmelidir. 27 Ağustos 1928 tarihinde ABD Dışişleri Bakanı Frank B. Kellog ile Fransa Dışişleri Bakanı Aristide Briand öncülüğünde imzalandı. 1929’da yürürlüğe giren bu pakta, barışçı tavrının bir gereği olarak Türkiye de üye olmuştur. Yurtta Sulh Cihanda Sulh LİTVİNOV PROTOKOLÜ (1929) SSCB'nin Türkiye'nin de aralarında bulunduğu sınır komşuları ile imzaladığı protokoldür. . Litvinov Paktı, 9 Şubat 1929'da SSCB, Romanya, Polonya, Letonya, Estonya tarafından imzalandı. Daha sonra Türkiye, İran ve Litvanya da bu barışçıl girişime imza attı. Sovyetler, Briand-Kellog Paktı'nın kendilerine karşı kurulmuş bir pakt olduğunu zannediyorlardı. Fakat Fransa'nın Sovyetleri pakta davet etmesi bu düşünceyi değiştirdi. Bundan sonra Sovyetler de BriandKellog Paktı'na üye kabul edildi. Hatta bu paktın silahsızlanmaya gereken önemi vermediğini belirterek bu konuda çalışmalar yaptı. Böylece Litvinov Protokolü ortaya çıktı. Sonuç olarak Litvinov Protokolü, Briand-Kellog adlı barışçıl paktı destekleyici bir nitelikle kuruldu. Türkiye, barışa katkı sağlamak için hazırlanan bu protokolü 1929’da onaylamıştır. NÜFUS MÜBADELESİ (ETABLİ) SORUNU (10 Haziran 1930) Lozan’a göre; Türkiye’deki Rumlarla, Yunanistan’daki Türkler karşılıklı olarak yer değiştirecekti (Batı Trakya ve İstanbul’dakiler hariç) Yunanistan, İstanbul’da daha fazla Rum nüfus bırakmak için yerleşme tarihine bakmaksızın İstanbul’daki bütün Rumların yerleşik (etabli) sayılmasını istemiştir. İki devlet arasındaki anlaşmazlık Milletler Cemiyeti’ne götürülmüş.( MC’nin oluşturduğu Uluslararsı Muhaceret Komisyonunun Başkanı Nansen) Anlaşmazlık burada da çözümlenememiştir. Sonunda Türkiye ile Yunanistan arasında 10 Haziran 1930’da yapılan Ankara’da yapılan AHALİ Antlaşması sonrasında çözümlenmiştir. - Türk-Yunan ilişkilerinin gelişmesi, Balkan Antantı’nın kurulmasına ortam oluşturmuştur. Batı Trakya: Gümülcine, İskeçe (Rodop) , Dedeağaç, Kavala, Serez, İşkodra !!! Venizelos 1934 yılı Nobeline M. Kemali aday göstermiştir. Ödülü İngiltere Eski dışişleri bakanı Arthur Henderson almıştır. NOT: Türk-Yunan ilişkileri 1954 yılına kadar barış içinde sürdü. Kıbrıs Sorununun ortaya çıkması ile ilişkiler bozulmuştur. Mübadele işlemleri için 1.) Mübadele ve iskân bakanlığı Kuruldu 2.) Temel ihtiyaçlar için İaşe Müsteşarlığı oluşturuldu 3.)Karma komisyon oluşturuldu. Fener Rum Patrikhanesi Sorunu Lozan Barış Konferansı’ndan sonra Türkiye ile Yunanistan arasında çıkan sorunlardan biri de Patrikhane ile ilgili problemdir.. Türkiye, 1924 yılında Patrikliğe Terkos Metropoliti olan 6. Konstantin (Arapoğlu Konstantin) ’in tayin edilmesinden rahatsız olmuş ve onun mübadeleye tâbi olduğunu belirtmiştir. Yunanistan’ın duruma itirazı üzerine Muhtelif Mübadele Komisyonu sorunu görüşmüş ve Konstantin’in mübadeleye tabi olduğuna karar vermiştir. Bunun üzerine Yunanistan konuyu Milletler Cemiyeti ve La Haye Adalet Divanı’na götürmek istemiş, ancak Türkiye bu organların bu konuda yetkisiz olduğunu ileri sürmüştür. Sorun, Konstantin’in 19 Mayıs 1925’te görevden çekilmesiyle çözüme kavuşmuş ve yerine Vasil Georgiades seçilmiştir. Yurtta Sulh Cihanda Sulh MİLLETLER CEMİYETİ’NE ÜYE LİK (18 Temmuz 1932) Cemiyetin kurulmasını, I.Dünya Savaşı’ndan sonra toplanan Paris Barış Konferansı’nda ABD Başkanı Wilson istemiştir. Milletler Cemiyeti 10 Ocak 1920’de Cenevre’de kuruldu. Cemiyetin temel amacı ise, dünya barışının devamını sağlamak ve uluslararası anlaşmazlıkları çözmekti. Ancak daha çok, kurucu devletlerin çıkarlarını korumuştur. Türkiye, uluslararası ilişkilerde barışçı bir politika izlediği için İspanya’nın teklifi, Milletler Cemiyeti’nin de daveti üzerine bu kuruluşa 18 Temmuz 1932’de üye olmuştur.( Dış. Bakanı Tevfik Rüştü Aras.) (İlk Temsilcimiz Cemal Hüsnü Taray) NOT: Türkiye, dünya barışına katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Boğazlar ve Hatay lehimize. Not: Dostluk ve Tarafsızlık antlaşması gereği SSCB’nin onayını aldık. VAGON - LİTS OLAYI ( 1933) İstanbul'daki bir Fransız demir yolu şirketi Müdürü Belçikalı Janoni Türk çalışanı Naci beyin işine, Türkçe konuştuğu gerekçesiyle son vermiştir. Bu olay üzerine İstanbul Üniversitesi öğrencileri şirketi protesto etmişlerdir.Vatandaş Türkçe Konuş yürüyüşleri yapılmıştır. RAZGRAD OLAYI ( 1933 ) • Bulgaristan'ın Razgrad kentindeki Türk ve Müslüman mezarlarının tahrip edilmesi sonucu çıkan olaylardır. Bu olaya tepki olarak İstanbul’da mitingler düzenlenmiş, İstanbul Türk Talebe Birliği yabancıların mezarlarına gül bırakılmıştır. BALKAN ANTANTI (9 Şubat 1934) T . Y. Y. R II. Dünya Savaşı öncesinde İtalya ve Almanya’nın yayılmacı politika izlemesi ve silahlanması üzerine; Balkan devletlerinin sınırlarını güvence altına almak için oluşturulmuştur. Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve Romanya arasında 9 Şubat 1934’te (Atina’da) kuruldu Önemi: Türkiye, batı sınırlarını güvenlik altına almıştır. Antant üyeleri Boğazlar Konusunda bizi desteklemiştir. NOT : T.R.Aras “-Balkanlar Balkanlara aittir sloganıyla balkan paktı görüşünü ilk dile getiren kişidir.*Bulgaristan, komşuları ile aralarında sınır problemi olması ve yayılmacı politikasından Arnavutlukta İtalya’dan çekindiği için üye olmamıştır.*Balkan Antantı, II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla geçerliliğini yitirmiştir. (Arnavutluk İtalya işgaline girince Yugoslavya mihver devletlere sarılmıştır.) Bu Antant ile dolaylı yoldan Fransa ile yakınlaştık çünkü Romanya ve Yugoslavya Küçük Antant ile Fransa’yla müttefik. AKDENİZ PAKTI (1936) İtalya’nın Akdeniz’de oluşturduğu tehdit karşısında, ilk olarak İngiltere ve Fransa arasında Ocak 1936’da imzalanan sözleşmedir. Daha sonra pakta Türkiye, Yunanistan ve Yugoslavya da katılmıştır. Akdeniz Paktı, İtalya’nın herhangi bir tehdit ya da saldırısına karşı bu devletlerin askerî yardımlaşmasını öngörmüştür. Akdeniz Paktı, Türk-İngiliz ilişkilerinde de bir dönüm noktası olmuş, iki ülke arasında yakınlaşmayı sağlamıştır. “TÜRK DIŞ POLİTİKASI” MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ (20 Temmuz 1936) ÖNBİLGİ: Boğazlar sorunu; 1-İlk kez 1833 Hünkâr İskelesi Antlaşması ile ortaya çıktı. 2-1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi ile uluslararası bir sorun haline geldi. Boğazların yönetimi, Lozan’a göre Türkiye’nin başkanlığında uluslararası bir komisyona bırakılmıştı. (Diğer üyeler; İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya) Ancak dünya barışını tehdit eden bazı gelişmeler (Japonya’nın Mançurya’yı, İtalya’nın Habeşistan’ı işgali ve Almanya’nın Ren bölgesine asker sokması gibi yayılmacı politikalara sahip olmları) Boğazların silahsız ve askersiz olması gibi nedenlerle Türkiye, Milletler Cemiyeti’ ne başvurarak, Boğazların idaresinin tamamen kendisine verilmesini istedi. REBUS SİCSTANTİBUS (Şartların değişmesi) Türkiye bu isteğini ilk defa 1933’te Londra’daki silahsızlanma konferansında dile getirdi. Montrö’ye Katılan Devletler: İngiltere, Fransa, Sovyetler birliği, Japonya, Yunanistan, Yugoslavya, Türkiye, Bulgaristan Montrö’ye Giden Türk Heyeti: Tevfik Rüştü Aras (Dışişleri bakanıBaş delege !!!Atatürk döneminin son dışişleri bakanıdır) Fethi Okyar (Londra Elçisi) Suat Davaz (Paris elçisi) Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin Maddeleri; *Lozan’da kurulan Uluslararası Boğazlar Komisyonu kaldırılarak yönetim Türkiye’ye bırakılacaktır.*Boğazların iki yakası Türkiye tarafından silahlandırılacaktır.*Yabancı ticaret gemilerinin Boğazlardan geçişi serbest olacaktır.*Türkiye, kendisinin taraf olduğu savaşlarda Boğazları kapatabilecektir.*Savaş gemilerinin geçişi, savaş ve barış zamanına göre belli şartlarda olacaktır. NOTLAR; 1-Türkiye, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazlarda tam hâkimiyet sağlamış ve Misak-ı Milli’ye uygun şekilde bu sorun çözümlenmiştir. 2- Rusya ile ilişkiler bozulurken, İngiltere ile yakınlaşma gerçekleşmiştir. 3- Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki etkinliği artmıştır 4-. İtalya görüşmelere katılmamasına rağmen 2 Mayıs 1938 de antlaşmayı imzalamıştır. !!! Musul sorunu ardından gerilen İngiliz ilişkileri Montreux Boğazlar Konferansından sonra iki ülke arasında başlayan uzlaşma ve yakınlaşma, İngiltere Kralı VIII. Edward’ın 1936 da Türkiye ziyaretiyle daha da artmıştı SADABAD PAKTI (8 Temmuz 1937) A. İ. I. T 1935’te İtalya’nın Habeşistan’a saldırması Doğu Akdeniz’de ve Ortadoğu’ da güvenliği tehlikeye düşürmüştür. Bu durum karşısında Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sadabad Paktı (Tahran’da) imzalanmıştır. Antlaşma ile bölgede barış ve güvenliğin sağlanması amaçlanmıştır. Önemi: Türkiye, Sadabad Paktı ile doğu sınırını güvenlik altına almıştır. Suriye bu pakta katılmamıştır. Sadabad Paktı, 1980 İran-Irak savaşıyla dağılmıştır!!! Balkan Antantı savunma ittifakıdır. Sadabat paktı ise Dostluk antlaşmasıdır. Geçerliliği 5 yıldır NOT: Pakt 1935de Cenevre’de onaylanmasına rağmen Afganistan ve S. Arabistan’ın alınıp alınmayacakları sorunundan 1937 de imzalandı. Yurtta Sulh Cihanda Sulh NYON KONFERANSI VE PAKTI (14 EYLÜL 1937) 1937 yılında Akdeniz’de kimi ticaret gemileri kimliği belirsiz denizaltılarca torpillenerek batırılmaktaydı ve ayrıca deniz ulaşım güvenliği de tehlikeye girmişti. Bu duruma karşı alınacak önlemleri kararlaştırmak üzere İsviçre’nin Nyon kentinde Eylül 1937’de uluslararası bir Akdeniz Güvenliği Konferansı toplandı. Konferansa İngiltere, Bulgaristan, Mısır, Fransa, Yunanistan, Romanya, Türkiye, SSCB ve Yugoslavya arasında yapıldı. Türkiye Dış. Bak. Tevfik Rüştü Aras tarafından temsil edilmiştir. (İngiltere Dış. Bak. Eden, SSCB Dış. Bak. Litvinof, Fransa İse Delbos). Hazırlanan pakt, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras tarafından hükûmete gönderilmiş ve Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından da benimsenerek kabul edilmiştir. Atatürk bu konuda; “Topraklarımızda gözü olan İtalya’ya karşı kuvvetli devletlerin yanında olmak menfaatimiz icabıdır.” demiştir. Türkiye konferansta, İtalya’nın Akdeniz’deki saldırgan politikalarına karşı İngiltere ile birlikte hareket etme kararı almıştır. HATAY’IN (Sancak) ANAVATANA KATILMASI (30 Haz. 1939) Hatay, TBMM ile Fransa arasında 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara Antlaşması’na göre Fransa himayesinde özerk bir yapıya sahip olmuştu. Fransa, Alman tehdidi nedeniyle Avrupa politikasına ağırlık vermek zorunda kalınca 1936’da Suriye’de manda yönetimini kaldırarak burası bağımsız olmuş, bunun sonucunda Hatay Sorunu tekrar ortaya çıkmıştır. 1937 de MC Hatay’da incelemeler yaparak Türkleri destekleyen rapor yayınladı (İsveçli SANDLER RAPORU) Hatay’da Milletler Cemiyeti gözetiminde yapılan seçimler sonucu 2 Eylül 1938’de Bağımsız Hatay Cumhuriyeti kuruldu. Cumhurbaşkanlığı’na Tayfur SÖKMEN, Meclis Başkanlığına Abdülgani Türkmen, Başbakanlığına ise Abdurrahman MELEK seçildi. Yaklaşık 10 aylık bağımsızlıktan sonra 30 Haziran 1939’da Hatay Milli Meclisi Türkiye’ye katılma kararı almış, 5 Temmuz 1939’da da Türk ordusu Hatay’a girmiştir. Önemi : 1-Hatay’ın Türkiye’ye katılması ile Türkiye-Suriye sınırı çizildi. 2-Hatay, Misak-ı Milli kararları doğrultusunda sınırlarımıza dâhil edilen son toprak parçasıdır. NOT: Mustafa Kemal ATATÜRK, Hatay’ın anavatana katılması için çok mücadele etmiş ancak bunu görmeye ömrü yetmemiştir. Kırk asırlık Türk yurdu, düşman eline bırakılamaz” ve “Şahsi meselem” diyerek ilerde Hatay’ın ana vatana katılacağını belirtmiştir. UNUTMA: *Hatay Cumhuriyeti kurulduğunda Atatürk hayatta, Hatay’ın Anavatana katılmasını görmüyor. *Mustafa Kemal Asım Us takma adıyla VAKİT/KURUN gazetesinde 5 gün yazı yazdı. MİLLETLER CEMİYETİNDE GÖRÜŞÜLEN KONULAR Yabancı okullar, İç meselemiz denmiş, ALEYHİMİZDE MC ‘ne götürülmemiştir. IRAK SINIRI MUSUL) NUFUS MÜBADELESİ ÇÖZÜLEMEDİ BOZKURT-LOTUS LEHİMİZE BOĞAZLAR SORUNU LEHİMİZE SURİYE Sınırı (HATAY) LEHİMİZE ATATÜRK İNKILAPLARI İNKILAP; değişme ve gelişme olarak kısaca tanımlanan bu kavram, eski olanların yerine yenilerinin geliştirilmiş olarak getirilmesi anlamına gelmektedir. Siyasi olarak ise, geçerliliğini yitirmiş eski kurumların halk desteğiyle ortadan kaldırılarak yerine daha modern ve çağdaş kurumların getirilmesi olayıdır. Yönetim alanında ise inkılap; mevcut düzenin (yönetimin) zor kullanılarak yıkılması ve yerine yeni bir düzenin kurulması olayıdır. İnkılap, kökten değişiklikleri öngörür. Ekonomik, sosyal, hukuki ve siyasi değişikliklerin yanında rejim değişikliklerini de kapsayan bir anlamı vardır. Köken olarak inkılap, Arapça “Kalb” kelimesinden türetilmiştir. İnkılap, değişme, bir halden diğer bir hale geçme demektir. İnkılap İçin Gerekli Şartlar: a) Toplumun karşı karşıya kaldığı idari, adli, sosyal ve ekonomik bunalımlar (Fransız İnkılabında bu durumu görmek mümkündür.) b) Fikir yaşamının gelişme göstermesi ve inkılabı doğuracak çalışmaların yapılması. (Fikirsiz inkılap olmaz. Montesqieu, Voltaire, Jean Jacques Rousseau olmasaydı, Fransız İnkılabı olmazdı.) Türkiye’de ise inkılap fikri 18.yy sonlarında ve 19.yy başlarından itibaren açılan modern okullarda eğitim gören gençler arasında hayat bulmaya başlamıştır. II. Meşrutiyet dönemine gelindiğinde, Fransız İnkılabı düşünürlerinin yanı sıra Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa gibi Tanzimat Dönemi fikir adamlarının; Tevfik Fikret, Ziya Gökalp, Abdullah Cevdet gibi Meşrutiyet aydınlarının eserleri onların düşünce atmosferini oldukça etkilemiştir. Bu kuşaktan gelen Mustafa Kemal, bu düşünürlerin fikirlerinden etkilenmiş, Türk toplum yapısına uygun bir hale getirmiş ve uygulamıştır.) c) Lider ve kadro teşekkülü (Diğer bütün şartlar oluşmuş olsa bile lidersiz ve kadrosuz bir inkılap hareketi düşünülemez. Mustafa Kemal, Türk İnkılabı hareketini başarıyla gerçekleştirecek lider özelliklerine sahiptir.) d)Tertip, disiplin, plan ve program: (Fransız İnkılabında başlangıçta belirli bir plan yoktur. Ancak dana sonra işler bir plan ve programa bağlanmıştır. Türk inkılabında ise başlangıçtan itibaren belirli bir plan, program ve disiplin mevcuttur. Mustafa Kemal ve arkadaşları ancak bu şekilde dünyaya örnek olacak Türk İnkılabına işlerlik kazandırmışlardır. BAZI KAVRAMLAR İHTİLAL: İhtilal de Arapça “hal” kelimesinden gelmektedir. Anlamı bozukluk, karışıklık, tahttan indirme demektir. Kavram olarak ihtilal: Bir devletin siyasi teşkilatını, kanuni şekillere hiç uymadan değiştirmek üzere zor kullanılarak yapılan geniş çaplı bir halk hareketidir. Görüldüğü üzere inkılap, gelişmeye, ilerlemeye yönelik bir değişikliği ifade ettiği halde, ihtilal, mevcut düzeni bozmaya, çökertmeye yönelik bir anlam taşır. İnkılabın bir evresini, hareketin yıkıcı olan kısmını teşkil eder. İhtilal, mevcut müesseselerin yıkımını; inkılap ise yeniden kurulmasını ifade eder. 1789’da Fransada yaşananlar, sıklıkla telaffuz edildiği gibi bir ihtilal değil, bir inkılaptır. İSYAN: Sözlük anlamı itaat etmemek, emre boyun eğmemek, ayaklanmak demektir. Kavram olarak ise toplum içinde belirli bir grubun veya herhangi bir teşkilatın sınırlı amaç ve hedefini gerçekleştirmek üzere devlete karşı başkaldırma hareketidir. İsyan gelişme gösterebilirse ihtilale, ihtilal gelişme gösterebilirse inkılaba dönüşebilir. Fransız İnkılabı’nda bu böyle olmuştur. Türk İnkılabı’nda ise isyan ve ihtilal safhası yoktur. Mustafa Kemal’in İstanbul Hükümeti’ne karşı gelmesi bir isyan olarak nitelendirilemez. Çünkü ortada baş kaldırılacak bir devlet yoktur. Mondros Mütarekesi’ni imzalayan Osmanlı Devleti, bir devlette bulunması gereken unsurlardan millet unsuru dışındakileri kaybettiği için hukuken varlığını yitirmiştir. HÜKÜMET DARBESİ: Mevcut iktidara karşı yapılan harekettir. Devletin emri altındaki resmi kuvvetlerden birinin (Genellikle Ordu tarafından), mevcut hükümeti devirip, iktidarı ele alması demektir. Hükümet darbeleri sadece iktidardaki kişileri değiştirirler. Toplumdaki sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel yapıya dokunmazlar. REFORM (ISLAHAT): Fransızca bir kavram olan Reform kelimesi, sözlük anlamı olarak bozuk olan kısmı düzeltme, iyileştirme anlamına gelmektedir. Osmanlı Devleti’nde reform karşılığı olarak Islahat deyimi kullanılmıştır. Reformlar o ülkenin hukuk düzenine uygun olarak yapılır. Değiştirilebilir, zorlayıcı değildir. İNKILABIN EVRELERİ (SAFHALARI) Tarihi seyir içinde gelişen inkılap hareketlerinde bazı aşamaların olduğu görülmektedir 1.Fikri Hazırlık Safhası Halkın isteklerine cevap vermeyen yönetimlerde düşünürlerin ve aydınların yenilik fikirlerini topluma aşılamaya çalıştıkları dönemdir. Bu dönemde toplumun yenilik istemesi için yönlendirilmesi amaçlanır. Bu amaç doğrultusunda aydınlar mevcut yönetimi eleştirerek, halkın yararına yeni fikirler ileri sürerler. 2.Aksiyon (İhtilal) Safhası Aydınların fikirleriyle belirli bir olgunluğa erişen halkın ve temsilcilerinin eski düzeni temsil eden kurumları gerekirse silah zoruyla değiştirdiği aşamadır. Türk İnkılabı'nın bu evresi diğer inkılaplardan daha zor şartlar altında gerçekleşmiştir. Çünkü, bir yandan saltanat yönetimine karşı mücadele edilirken, diğer yandan da yurdu işgal etmiş olan düşman ordularına karşı mücadele edilmiştir. 3.Yeni Düzenin Kurulması (İnkılaplar) Safhası İhtilal safhasıyla eski yönetimin devrilmesinden sonra yeni yönetim şeklinin ve kurumların kurulması ve yerleştirilmesi dönemidir. Bu dönemde toplumun kalkınması için gerekli olan her türlü yeniliklerin gerçekleştirilmesi ve bununla ilgili hukuki düzenlemelerin yapılması amaçlanır. TÜRK İNKILABININ ÖZELLİKLERİ • Türk inkılabında ulusal egemenlik ile ulusal bağımsızlık birlikte gerçekleştirilmiştir. Bir yandan yurdumuzu işgal eden devletlere karşı bağımsızlık mücadelesi yapılırken, diğer yandan da saltanata karşı ulusal egemenlik mücadelesi yapılmıştır. • Sadece yönetim şeklinin değişmesiyle sınırlı bir inkılap olmayıp, kültürel anlamda da çağdaşlaşma ve batılılaşmayı hedeflemiş bir inkılaptır. •Türk inkılabı, halkın her kesiminden insanların desteğiyle gerçekleştirilmiş demokratik bir harekettir. • Kurtuluş Savaşı'nın hazırlık döneminden itibaren yapılan kongrelerle ve TBMM'nin açılmasıyla halka dayandırılarak demokratik bir yöntem izlenmiştir. • Türk inkılabının dünyanın önde gelen emperyalist devletlerine karşı mücadele ederek başarıya ulaşması sömürge altındaki uluslara da örnek olmuştur. Türk inkılabının temelinde var olan çağdaşlık, akılcılık, eşitlik, ulusal egemenlik ve bağımsızlık gibi ilkeler, her toplum için amaç edinilebilecek nitelikler taşır. Bu yönüyle Türk inkılabı evrensel özellikler taşımıştır. • Önceden tasarlanmış bir plan veya belge üzerinde yapılmamış, tamamen halkın ihtiyaçlarının yönlendirmesiyle, dogmatik olmayan akılcı bir yöntemle ortaya çıkmıştır. Türk İnkılabının Diğer İnkılaplardan Farkı • Fransız ve Rus İnkılaplarından farklı olarak; Türk İnkılabının hazırlığını yapanlar ve aksiyon alanında başarıya ulaştıranlar aynı kişilerdir. Fransa'da ihtilali hazırlayan Montesque, Jan Jak Rousseau, Didero ve Voltaire gibi düşünürlerin hiçbiri ihtilali görememiştir. Türk inkılabını hazırlayan ve uygulayanlar ise Mustafa Kemal'in önderliğindeki Türk halkının her kesiminden oluşan temsilcilerdir. • Ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik mücadelesi birlikte gerçekleştirilmiştir. Diğer inkılap hareketlerinde düşman devletlerle mücadele etme gibi bir durum olmamıştır. • Yıkılmakta olan Osmanlı Devleti'nin yerine tamamen yeni ve bağımsız bir devlet kurulmuştur. • Siyasi alanda yapılan inkılapların yanı sıra diğer alanlarda da yapılan yeniliklerle çağdaş batı kültürüne geçiş sağlanmıştır. Fransız ve Rus İhtilalleri sonrasında farklı bir kültür ortamına girilmesi amaçlanmamıştır. • Fransız İnkılabının önceki evrelerinde bir isyan ve uzun bir ihtilaller serisi vardır. Bir asırlık bir sürecin sonunda Fransa’daki olay inkılap haline gelebilmiştir. Türk İnkılabı’nda ise isyan ve ihtilal evresi yoktur. Türk inkılabında doğrudan inkılaba geçilmiştir. Türk İnkılabı, Fransız İnkılabı gibi uzun ve kanlı değildir • Fransız İnkılabı kendi devleti içinde doğmuş, kendi yönetimine karşı gerçekleştirilmiştir. Türk İnkılabının başlangıç noktası ise işgal güçlerine karşı bir Milli Mücadele hareketidir. • Fransız İnkılabı öncesinde ülkede bir fikri hazırlık mevcut olup, hareket fiilen tabandan tavana doğru gelişme göstermiştir. Türk İnkılabını ise Mustafa Kemal başta olmak üzere üstteki yönetim kadrosu tavandan tabana doğru gerçekleştirmiştir. • Fransız İnkılabını, Burjuva sınıfı başlatmış ve başarıya ulaştırmıştır. Ancak Türk İnkılabı, Türk toplumunda tarihin hiçbir döneminde imtiyazlı sınıflar oluşmadığı için herhangi bir sınıfa mal edilemez. *Türkiye Cumhuriyetinde İnkılapların en yoğun olduğu dönem 1923-1927 yılları arasıdır. SİYASİ İNKILÂPLAR SALTANATIN KALDIRILMASI (1 Kasım 1922) Sebepleri: 1-İstanbul hükümetinin de Lozan’a çağrılması. (17Ekim 1922 de Tevfik paşa M. Kemal’e Lozan öncesi görüşmek için telgraf gönderiyor, M. Kemal Bursa’da olduğu için Tevfik Paşa bir başka telgrafı TBMM’ye Yazıyor.) 2-Milli egemenlik ilkesine aykırı olması. Önemi: 1-Lozan’da ikilik çıkması önlendi. 2-Devlet başkanı sorunu ortaya çıktı 3-Osmanlı devletinin varlığı sona erdi. 4-.Siyasi yetki ile dini yetkinin ayrılması ile laiklik yönünde ilk adım atıldı. 5.) 4 Kasım 1922 de TBMM adına İstanbul İdaresine Refet Bele el koymuştur. 6.) 1 Kasım HAKİMİYET-İ MİLLİYE BAYRAMI olarak kutlanmaya başlandı, 1935 yılında 23 Nisan Bayramı ile birleşmiş, 23 Nisan 1980 de ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI adını almıştır. Açıklamalar: Vahdettin ülkeyi terk etti.(Malaya gemisi ile). Son sadrazam Tevfik paşada istifa etti. TBMM 18 Kasım 1922’de Abdülmecit Efendi’yi halife olarak belirledi. 1-2 Kasım Milli Hakimiyet Bayram İlan edildi. Takvim-i Vekayi’nin yayınına son veriliyor. Saltanatın kaldırılması CUMHURİYETÇİLİK, ULUSAL EGEMENLİK ve LAİKLİK ilkeleriyle ilgilidir. Saltanatın kaldırılması sonucunda “Halifelik Osmanlı ailesinin içinden bilim ve ahlakça en üstün olanına verilecektir” ifadesiyle Ekber ve Erşed sistemi değiştirilmiştir. Saltanatın kaldırılması sürecini sabote etmek isteyen Saltanat yanlıları konuyu komisyonda görüşmek istediler ve bunu başardılar.(Adalet, Anayasa ve Şerriye komisyonları) Komisyon toplantısında Mustafa Kemal: “Hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez. hakimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Türk milletinin hakimiyet ve saltanatına vaziülyed olmuşlardı. bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir. Şimdi de, Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hakimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. bu bir emrivakidir. 1 ATATÜRK İNKILAPLARI mevzubahis olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir. Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. bu behemehal olacaktır. burada içtima edenler meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir.” ifadesini kullanmıştır. II. TBMM’nin Açılması (11 Ağustos 1923–1 Ekim 1927) Nedenleri: *Kurtuluş Savaşı yıllarında I. Meclis’in yıpranması (milli bağımsızlık ilkesini gerçekleştirmiş) *I. Meclis’te saltanat yanlılarının muhalefeti *Ulusal egemenliğin yerleşmesi ve inkılapları gerçekleştirecek devrimci kadrolara olan gereksinimi *1921 Anayasası gereği seçimlerin 2 yılda bir yapılması Sonuçta meclis 1 Nisan 1923’te seçim kararı aldı. Mustafa Kemal’in seçilmesini istemeyen bazı kişiler meclise bir önerge verdiler. Önergeye göre mevcut sınırlar içinde doğmayan ve mevcut sınırlar içinde bir yerde 5 yıl üst üste oturmayan birisi aday olamaz denildi. Mustafa Kemal Selanik’te doğmuş ve asker olduğu için hiçbir yerde 5 yıl oturmamıştı. Bu önerge meclis tarafından reddedildi. Mustafa Kemal ise kendi gibi düşünenleri meclise taşımak için çalışmalar başlattı.8 Nisan 1923’te 9 tane umdesi olan bir oluşum oluşturduğunu açıkladı. Bu umdelere katılanları kendi yanına çağırdı.9 Ağustos 1923’te bu oluşumun adını Halk Fırkası koydu.11 Ağustos 1923’te ll. TBMM açıldı. Bu meclis 1 Ekim 1927’ye kadar görev yaptı. II. TBMM; hukuk, ekonomi, eğitim ve toplum alanında devrim hareketlerini gerçekleştirmiş, eski yasama döneminden kalan sorunlar bu dönemde çözüme kavuşturulmuştur. NOT: Lozan Barış Antlaşması’nın onaylanması (İlk Faaliyetidir), Ankara’nın başkent olması , Cumhuriyet’in ilanı , 1924 Anayasasının hazırlanması Çok partili rejim denemeleri ilk kez bu yasama döneminde olmuştur. NOT: Bu yönleriyle II. TBMM İnkılâp Meclisi özelliğindedir. CUMHURİYETİN İLANI (29 Ekim 1923) TBMM’nin açılmasıyla devlet kurulmuş; fakat sistemin adı açıkça söylenememiştir. Ekim 1923’de Meclis Başkanı Yardımcısı ve İçişleri Bakanı seçilmesi gerekiyor, fakat meclis bu seçim işinde anlaşma sağlayamıyordu. Meclisin çalışamaz hale gelmesi ise Hükümet bunalımını/Sonbahar bunalımını oluşturdu. Bunun üzerine Ali Fethi Okyar hükümeti istifa etti (27 Ekim). Yeni hükümetin kurulması konusunda da problemler çıktı. Bu aksaklıklar meclis hükümeti sisteminden kaynaklanıyordu. Bu sisteme göre bakanlar meclisten tek tek seçiliyordu. Mustafa Kemal bunalımın rejimden kaynaklandığını ve bu bunalımın kabine sistemi ile aşılacağını belirterek cumhuriyetin ilan edilmesine karar verdi. Kabine sistemine göre meclis cumhurbaşkanını seçecek, cumhurbaşkanı başbakanı tayin edecek; başbakan da meclisten uyumlu çalışabileceği kişileri bakan olarak belirleyerek kabineyi kuracaktır. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle Şair-Yazar Mehmet Emin Yurdakul’un önerisiyle tüm mebuslar 3 kez “ Yaşasın Hürriyet” şeklinde bağırmışlardır. Mustafa Kemal ilk Cumhurbaşkanı, (4 dönem 1923-27-31-35) İsmet İnönü ilk Başbakan, Ali Fethi Okyar ilk Meclis Başkanı oldu. !!! Mustafa Kemal bu inkılap için “En büyük eserim” demiştir. !!! Mustafa Kemal Cumhuriyet’in ilanı fikrini ilk kez Erzurum kongresi öncesinde Mazhar Müfit Kansu’ya açmıştır. ATATÜRK DÖNEMİ MECLİS BAŞKANLARI *Ai Fethi Okyar *Kazım Özalp *Abdülhaluk Renda (En uzun ve En son) ATATÜRK DÖNEMİ BAŞBAKANLARI *İsmet İnönü 29 Ekim 1923- 21 Kasım1924 *Ali fethi Okyar21 Kasım 1924- 3 Mart 1925 *İsmet İnönü 3 Mart 1925- 25 Ekim 1937 *Celal Bayar 25 Ekim 1937- 11 Kasım 1939 ATATÜRK DÖNEMİ DIŞİŞLERİ BAKANLARI *Bekir Sami Bey *Ahmet Muhtar Bey *Yusuf Kemal Tengirşenk *İsmet İnönü *Şükrü Kaya *Tevfik Rüştü Aras (En uzun ve En son/13 sene) NOT: Şükrü KAYA Mustafa Kemal’in 1927-38 yılları arsında en uzun süre İçişleri bakanıdır. Cumhuriyetin İlanının Önemi: 1-Rejimin ve devletin adı belli oldu. 2-Devlet başkanlığı sorunu çözüldü. 3-Kabine sistemine geçildi. (TBMM Hükümetleri yerine Cumhuriyet hükümetleri kuruldu) 4- 1921 Anayasasında ilk önemli değişiklik yapıldı. (1925 de Cumhuriyet Bayramı yasallaştı.) CUMHURİYETÇİLİK /LAİKLİK HALİFELİĞİN KALDIRILMASI (3 Mart 1924) Sebepleri: 1-Halife Abdülmecit’in TBMM’nin belirlediği kurallara uymaması. 2-Halifeliğin laiklikle ve cumhuriyet rejimi bağdaşmaması. 3- Halifelik makamının cumhuriyet karşıtları için sığınak haline gelmesi. 4- İslam ülkelerinde sömürgeleri olan Avrupalı devletlerin halifeliği temsil eden Türkiye’yi kendileri için potansiyel tehlike olarak görmesinin Türkiye’nin dışişlerini olumsuz etkilemesi. 5- Tanin, İkdam, Tevhid-i Efkar Gazetelerinde Ağa Han ve Emir Alinin Hilafet makamına dokunulmamasına dair mektuplarının yayınlanması. Urfa Mebusu Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşının hazırladığı Kanun teklifi ile Halifelik kaldırılmıştır. 5 Mart 1924 tarihinde Şerif Hüseyin kendini halife ilan etmiştir. 3 Mart 1924’te alınan Diğer Kararlar 1- Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul edilerek eğitim-öğretim birliği sağlanmış, bütün eğitim kurumları Milli Eğitim Bakanlığına bağlanmış, medreseler ve Mekteb-i Kuzat (Kadı okulu) kapatılmıştır. Yabancı okulların Türkçe, Tarih ve coğrafya dersleri Türk hocalar tarafından okutulacak. İlk defa eğitimde birlik ve laiklik başlatılmıştır. Manisa Mebusu Vasıf Çınar ve 53 arkadaşı tarafından kanun teklif edildi. 2- Şer’i ye ve Evkaf Vekâleti kaldırılmıştır. Bunun yerine Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuş, bu kurumlar doğrudan Başbakanlığa bağlanmıştır. Ayıca bu kanunla Şeyhülislamlık makamı ’da (Son Osmanlı Şeyhüşislamı Medeni Nuri Efendidir.) tarih olmuştur. Evkaf nezaretinin (Son Evkaf nazırı Raşit beydir.) gelirleri MEB’e aktarılmıştır. Rıfat Börekçi ilk diyanet işleri başkanıdır. 3- Erkân-ı Harbiye-i Umumîye Vekâleti kaldırıldı yerine Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı kuruldu, ordu siyasetten uzaklaştırılmıştır. Siirt Mebusu Hulki Bey ve 50 arkadaşı önerge vermiştir. Not: Ordunun siyasetten ayrılmasının ilk aşaması 4- 150 kişiden oluşan Osmanlı Hanedanı üyelerinin sınır dışına çıkarılması kararlaştırılmıştır. Urfa Mebsusu Şeyh saffet Efendi ve 53 arkadaşının önerisiyle. 1952 yılında Hanedan mensubu bayanların (A. Menderes dönemi), 1974 te ise Erkeklerin (B. Ecevit dönemi) geri dönmesine izin verilmiştir. Açıklama: 19 Aralık 1924’de komutanlık ile milletvekilliği birbirinden ayrıldı. CUMHURİYETÇİLİK İlkesi ile ilgilidir. Nutuk ta bu olay PAŞALAR KOMPLOSU olarak geçer Halifeliğin Kaldırılmasının Önemi 1-Laikliğe geçişin en önemli aşması oldu. 2- İnkılâp süreci hızlandı 3- Ulusal egemenlik pekiştirildi 4-.Dış ilişkilere yönelik soğukluk ortadan kalktı 5-Ümmetçilikten milliyetçiliğe geçişte önemli bir adım daha atıldı. 6- Şerif Hüseyin kendini Halife ilan etti. LAİKLİK-CUMH.ÇİLİK-MİLLİYETÇİLİK Kadınlara Siyasal Hakların Verilmesi 1930’da Belediye, 1933’de Muhtar 1934’de ise Milletvekili Önemi: 1-Kadın, siyasal alanda erkeğe eşit hale geldi. 2-Ulusal irade meclise tam olarak yansıdı. 3-CUMHURİYETÇİLİK ve HALKÇILIK ilkesi NOT:1935 seçimlerinde 17 Kadın milletvekili seçildi. Ara seçimlerde Çankırı Milletvekili Hatice Özgenal’in katılımı ile bu sayı 18 olmuştur. İlk Türk kadın avukat Süreyya Ağaoğlu İlk Türk kadın hekim: Safiye Ali İlk Türk kadın Öğretmen Rafet Angın ilk kadın muhtar Gül Esin, (Aydın-Karpuzlu) İlk kadın belediye başkanı: Sadiye hanım Artvin Yusufeli/Ersis Kasabası Müfide İlhan (Mersin) İlk Kadın bakan: Türkan Akyol İlk Türk Kadın Doğ. Uzm. Pakize İzzet Tarzi İlk kadın başbakan: Tansu Çiller İlk Kadın İnşaat Mühendisi :Sabiha Güreyman İlk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen, İlk Opera Sanatçısı: Semiha Berksoy İlk TBMM Başkanvekili: Neriman Neftçi Fransa 1944 İtalya 1945 Japonya 1950 Yunanistan 1952 Belçika 1960 İsviçre 1971 de kadınlara seçme seçilme hakkı tanımıştır. HUKUK ALANINDA YAPILAN İNKILÂPLAR A- Medeni Kanunun Kabulü (17 Şubat 1926) Sebepleri: Osmanlı’nın son döneminde hazırlanmış olan Mecellenin ihtiyaçları tam karşılayamaması. Mecellenin sadece Hanefi mezhebini ölçü alması. İsviçre Medeni Kan.’un Kabul Edilme Sebepleri: 1-Mevcut kanunların en yenisi olması (1912 yılında hazırlandı) 2-Demokratik, Akılcı ve pratik olması. 3 -Kadın ve erkek eşitliğine uygun olması. Medeni Kanunun Getirdiği Yenilikler: 1-Hukuk birliği ve düzeni sağlandı. (laikleşti.) 2- Mirasta kadın erkek eşitliği sağlandı. 3- Kadına meslek seçme özgürlüğü verildi. 4-Toplumsal alanda kadın erkek eşitliği sağlandı. 5-Hukukta din ve mezhep farkı kaldırıldı. 6-Patrikhanenin din işleri dışındaki yetkileri kaldırıldı. 7-Boşanma hakkı kadına da verildi. 8- Kadın ve erkek için tek eşle evlilik benimsendi 9-Patrikhane ve konsoloslukların mahkeme kurma hakkı ellerinden alındı.*** 10- Evlenme devlet kontrolüne alındı 11-Rüşdüne ermiş kişiye dinini seçme özgürlüğü tanınmıştır. 12- Lozan Antlaşmasının 48’nci maddesine göre azınlıklar kendi medeni meselelerini kendi mahkemelerinde halledecekti. Medeni kanunun kabulü ile azınlıkların bu hakkı kaldırıldı 2 ATATÜRK İNKILAPLARI Açıklamalar: 1-Kapitülasyonlar, yabancı uyruklu kişilerin Osmanlı hukukuna uymasını engelliyordu. 2-Medeni Kanun kadınlara ****siyasal haklar vermemiştir. ***** 3. Medeni Kanun LAİKLİK ve HALKÇILIK 4. Kadının evlilik sonrası kendi soyadını kullanması ve evlilikte edinilen malların eşit paylaşımı daha sonra eklenmiştir(2002 yılında) 5.) Medeni kanun ile cinsiyet ve dinden kaynaklanan sosyal bağlamdaki farklılıklara son verildi.*** 6.) Evlenme Devlet Kontrolüne alındı. 7.)Azınlıkların Hukuksal özerklikleri sona erdi. 8.) Modern Türk Ailesi oluştu. 9.)Şeriat, Cemaat, Konsolosluk mah.’leri kapatıldı. DİĞER KANUNLAR 1926 İtalya ceza kanunu 1926 İsviçre borçlar kanunu 1928 Almanya ticaret kanunu 1932 İsviçre icra ve iflas kanunu EĞİTİM ve KÜLTÜR İNKILÂPLARI Sebepleri: 1-Eğitimdeki ikilik ve karışıklığı önleyerek (Mektepli-Medreseli çatışması) 2-Eğitimi çağdaşlaştırmak, Millileştirmek. 3-Cumhuriyeti güçlendirecek nesiller oluşturmak 1-Tevhid-i Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924) 1-Eğitim ve öğr. birlik sağlandı. (Mektepli/medreseli ayrımı kalktı.)Öneriyi Vasıf Çınar TBMM’ye sundu 2-Bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığına bağlandı. 3- HALKÇILIK, MİLLİYETÇİLİK 4- Eğitimde eşitlik ve laiklik sağlandı 5-Yabancı okullara Türkçe dersleri kondu. 6-Medreseler kapatıldı.(11 Mart 1924) 7.) İlahiyat ve İmam Hatip Okulları açılmıştır. 8.) Askeri Rüşdiye ve İdadiler, Sıhhiye vekaletine bağlı yetim mektepleri bütçe ve öğretmenleriyle MEB’E bağlandı 2- Maarif Teşkilatı Kanunu (2 Mart 1926) Maarif Teşkilatı hakkındaki kanun da ders içerikleri ABD’li eğitim bilimci John Deweyden faydalanılarak Milli Eğitim Bakanı Vasıf Çınarın teklifiyle bilimsel esaslar doğrultusunda yapılandırılmıştır. MEB ‘in temel amaçları ve ilkeleri belirlendi, karma eğitime geçildi. Okullar ilk, Orta ve lise şeklinde yapılandırıldı. Dil Komisyonu ve talim Terbiye kurulu oluşturuldu. Devletin izni olmadan okul açılması yasaklandı. İlköğretimin zorunluluğu ilk kez doğrudan doğruya devlet tarafından ciddi bir şekilde ele alındı (İlköğretim herkes için zorunlu hale getirildi.) *İlk özel okul Türk Eğitim Derneği (TED) İlk adı Türk Maarif cemiyetidir. (1929) İlk genel başkanı İsmet İnönü’dür. 3- Türk Harflerinin Kabulü (1 Kasım 1928) 1-Arap harflerinin okuma ve yazmayı zorlaştırması. 2- Okuma yazma oranını artırmak 3 MİLLİYETÇİLİK- HALKÇILIK 4.M. Kemal bu inkılap için “Ya üç ayda olur ya da hiç olmaz” ifadesini kullanmıştır. Mardin Gazetesi Latin harfleriyle çıkan ilk gazetedir NOT: *1928 yılında Millet Mektepleri açılarak eğitim seferberliği başlatılmıştır. Millet mektepleri 15-45 yaş arası okuma yazma bilmeyenlere zorunlu. 1936 da kapatıldı. 1936 sonrası Ulus Okulları simini aldı. Millet Mekteplerini bitirenlere okumalarını geliştirmek amacıyla “Halk Mecmuası” adlı dergi veriliyordu. Millet mektepleri “Sabit”, Köy yerleri için” Gezici” Hapishane vb için “Özel “ olmak üzere 3 gruptu. Mustafa Kemal bu mekteplerde 24 Kasım 1928’de ders verdiği için, kendisine Başöğretmen denilmiştir. (1981 den itibaren öğretmenler günü olarak kutlanır) Millet Mektepleri 1936 yılında kapatıldığında 1.200.000 kişiye belge vermiştir. *Harf İnkılabı ve Millet Mekteplerinin oluşumu Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin katkılarıyla oluşmuştur. *Millet mekteplerinde öğretmenlerin yetmediği durumlarda askerliklerini onbaşı-çavuş olarak yapanlar eğitmen olarak kurslara alındı. *Azerbaycan’ın 1926 da Latin alfabesini kabulü süreci hızlandırdı * O. Zeki Üngör Harf Marşını bestelemiştir. *Dolmabahçe sarayında yeni harflerle ders veren ilk kişi İbrahim Necmi Dilmen dir. 4-TTK’nın Kurulması (15 Nisan 1931) 1 TTK ‘nın kurulması MİLLİYETÇİLİK ilkesi ile ilgilidir.. 2-Osmanlı Devleti’nde Tanzimat Dönemine kadar İslam Tarihi; Tanzimat Döneminde Osmanlı Tarihi; II. Meşrutiyet Döneminde ise Türk Tarihi ağırlıklı olarak okutuldu. 3-1932’de Türk Tarih Tezi ortaya atıldı. 4. Atatürk 1937 de Belleten dergisini yayınlanmıştır 5-TTK’nın ilk Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu Başkan vekilleri Samih Rıfat ve Yusuf Akçura idi. Genel sekreter Dr. Reşit Galip ti. Üyeler: Afet İnan, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Hamid Zübeyr Koşay, Halil Edhem, Reşid Saffet Atabinen, Sadri Maksudi Arsal, Mükrimin Halil Yınanç, Vasıf Çınar ve Yusuf Ziya özerden oluşuyordu. Bu heyet “ “Türk Tarihinin Ana Hatları” Adıyla yaptığı İlk çalışmayı yayınlamıştır. Maarif Vekili, TTK’nın fahri başkanıdır.1933 te ilk arkeolojik kazı olan Ahlatlıbel kazısı başladı. (Hamit Zübeyr Koşay) *** 1923 yılında İstanbul Darülfunun-u Edebiyat Fakültesi Mustafa Kemal’e Fahri Profesörlük verdiğinde bunun TARİH alanında olmasından mutlu olduğunu ifade etmiştir. Atatürk’ün tarih çalışmalarında öncelikle aydınlatılmasını istediği konular: • Türkiye’nin en eski ve yerli halkı kimdir? • Türkiye’de ilk medeniyet nerede ve kimler tarafından kurulmuştur? • Türklerin Dünya tarihindeki ve uygarlık tarihindeki yeri nedir? • Türklerin İslam tarihindeki yeri nedir? • Türklerin Anadolu’da bir aşiretten bir devlet kurmaları efsanedir, bunun gerçek açıklaması nedir? 5-TDK’nun Kurulması(12 Temmuz 1932) 1-Türkçeyi yabancı dillerin etkisinden kurtarmak. 2-Türkçeyi zenginleştirmek bilim dili haline getirmek. 3- Konuşma dili ve yazı dili arasındaki farkları gidermek(Dil bayramı kutlanmaya başlandı) Açıklamalar: 1-TDK’ nın kurulması MİLLİYETÇİLİK 2-TDK ilk başkanı Samih Rıfat’tır 3-1932’de Türk ocakları (Çok partili dönemde Muhalefet safında yer aldığı için) yerine Halk Evleri açıldı. Dil, edebiyat, tarih, güzel sanatlar, tiyatro, spor, sosyal yardım, halk dershaneleri ve kurslar, kitaplık, yayın, köycülük, sergiler alanlarında çalışmalar üstlenmiş, Ülkü adıyla dergi yayınlamıştır. Herkesin üye olabileceği halkevlerinde yönetici olmak için CHP ye üye olma şatı vardı. KÖYCÜLÜK şubesi en etkin olması beklenen şubeydi. Yurt dışındaki tek şubesi 19 Şubat 1942 Londra’da açılmıştır. Halkevleri 1951 tarihinde kapatıldı. NOT: Mustafa Kemal, sağlığındayken Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’nun çalışmalarına bizzat katılmış, ölümünden sonra mal varlığının önemli kısmının bu kurumlara verilmesini vasiyet etmiştir. NOT: Türk Tarih tezi ve Güneş dil teorisi çalışmalarıyla Türkçe’nin kökenleri hakkında önemli bilgiler ortaya koyan, soy ismi Mustafa kemal tarafından bizzat verilen kişi Agop DİLAÇAR’dır. 6- Eğitimle İlgili Diğer Yenilikler 1. Topkapı Sarayı müze haline getirilmiş (1924) 2. 1925‟te Türkiye’nin ilk yüksek okulu olan Ankara Hukuk Mektebi açıldı. 3. 1926 Gazi Enstitüsü kuruldu 4. Cenevre Üniversitesi öğretim üyelerinden İsviçreli Albert Malche’nin raporuyla Darülfunun kapatılarak 1933 te İstanbul üniversitesi açılmıştır. Üniversitelerde reform yasasını çıkarmak için Maarif Vekili Reşit Galip başkanlığında Islahat komitesi kuruldu. (İstanbul ünv’nin ilk rektörü Neşet Ömer İRDELP’tir. 4. 1934’ te Darülbedayi yerine İst. Şeh. Tiy. Kuruldu 5. 1934’te Ayasofya müze halini aldı. 6. Osmanlı Devleti'nin Sanayi-i Nefise Mektebi Güzel Sanatlar Akademisi'ne (Bugünkü Mimar Sinan Üniversitesi) dönüştürülmüştür, ayrıca Devlet Konservatuarı açılmıştır. 7.Gazi Eğitim Enstitüsü 1926 da açıldı. Mülkiye mektebi Ankara Siyasi Bilimler fakültesine dönüştürüldü 8. 1936- DTCF açıldı 9-Maarif Vekili Saffet Arıkan’ın başkanlığında 1936 da Eğitmen Kursları açılmıştır. (Köy enstitülerine fikri kaynaklık etmiştir.). TOPLUMSAL ALANDA İNKILAPLAR Sosyal Alanda İnkılâpların Ortak Amaçları Sosyal alandaki ikilikleri ortadan kaldırmak, Milli devlet bilinci oluşturmak, Toplumun çağdaşlaşma sürecinde Batı uygarlığı ile bütünleşmesini sağlamak, Uluslararası ticari ilişkileri kolaylaştırmak, Resmi işlemleri kolaylaştırmak, 1- Şapka Kanunu (25 Kasım 1925) Sebepleri: 1-Türk halkının dış görünümünü çağdaşlaştırmak 2-Ayrıcalık ifade eden giysilerin giyimini durdurmak. 3- 1910 Fransa Picardie manevraları etkili Açıklamalar: 1-Şapka devrimi Kastamonu’dan başlatılmıştır. 2- Kadınların giyimi konusunda kanun çıkarılmayıp; bu durum doğal haline bırakıldı. 3-3 Aralık 1934’de çıkarılan bir kanunla din adamlarının ibadet yerlerinin dışında dini kıyafet giymeleri yasaklandı. (Diyanet İşleri Başkanı, Patrik ve Haham Başı bu kuralın dışında tutuldu.) NOT: M. Kemal’in “Fikrimiz zikrimiz tepeden tırnağa medeni olacaktır. Medeniyet öyle bir ateştir ki ona kayıtsız kalanları yakar mahveder” sözü bu inkılapla ilgilidir. 2- Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapanması (30 Kasım 1925) Din istismarını önlemek amacıyla yapılmıştır. Şerriye ve Evkaf vekaletinin kaldırılması ve Şeyh Sait İsyanın çıkması bu inkılabı hızlandırmıştır. Açıklamalar: 1-Bu kanunun tamamlayıcısı olarak 26 Kasım 1934’te şeyh, derviş, mürit gibi unvanların kullanılması ve kurumlarla ilgili elbiselerin giyilmesi ve muskacılık yasaklandı. 2-Türbeler kapatılırken Yavuz ve Fatih gibi Türk büyüklerinin türbelerinin kapatılmaması; Türk İnkılâbının tarihi kökleri koparmaya yönelik olmadığını gösterdi. NOT: Atatürk: ‟Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki yol medeniyet yoludur.‟ sözüyle tekke ve zaviyelerin kapatılmasının zorunluluğunu belirtmiştir.( 30 Kasım 1925 Kastamonu Nutku) 3-Soyadı Kanununun Kabulü (21 Haziran 1934) Sebepleri: 1-Medeni Kanunun uygulanmasından doğan aksaklıkları gidermek. 2-Toplumda ayrıcalık ifade eden lakapları kaldırmak. 3 Resmi işlemlerden doğan aksaklıkları gidermek ( Vergi- Tapu-Askerlik-Nufus.) Açıklamalar: 3 ATATÜRK İNKILAPLARI 1-Aynı gün ağa, hoca, molla, paşa ve bey gibi unvanların kullanımı yasaklandı. 2-Osmanlı’dan kalan madalyaların taşınması yasaklandı. 3-Meclis (Konya Mebsusu Naim Hazım ONAT’ın önerisi) Mustafa Kemal’e Atatürk soyadını verdi (İlk soy ismi ÖZ’dü) ve bu soyadı başkalarının kullanmasını yasakladı. NOT: Mustafa Kemal’e Teklif edilen soy isimleri: Etil, Arız, Yazır, Ulaş, Korkut, Salır, Ergin, Tokuş, Türk ata idi. 4- Takvim, Saat, Ölçü ve Hafta Tatilinin değişmesi 1. 26 Aralık 1925 te Miladi Takvim kabul edildi -Aynı gün Avrupa’nın saat ölçüsü kabul edildi. 2- 20 Mayıs 1928’de uluslararası rakamlar kabul edildi.(Önce Harf İnkılabı sonra rakam inkılabı) 3-1931’de Avrupaî tarz ağırlık ve uzunluk ölçüleri kabul edildi *Endaze, arşın, kulaç: Uzunluk/ Metrik sistem *Dirhem, Okka: Ağırlık/Kg *Kile, şinik, Tas: Hacim/Litre *Dönüm, çiftlik: Alan/ Metrekare 4-1935’de haftalık tatil Cumadan Pazara alındı. 5-Uzunluk ve ağırlık alanındaki değişiklikler ve hafta tatilinin değiştirilmesi Avrupa ile ticari ilişkileri kolaylaştırmaya yöneliktir. EKONOMİK ALANDA İNKILAPLAR 1 Mart 1922’de TBMM’nin Ekonomik Hedefleri 1-Sanayi’yi canlandırmak 2-Ormanları iyi hale getirmek 3-Yabancı kurumları millileştirmek. 4-Madenlerimizi işletmek 5-Ekonomik bağımsızlığın korunabilmesi için bütçeyi ekonomik yapı ile uygun tutmak A-İzmir İktisat Kongresi(17 Şubat-4 Mart 1923) Amaç: Milli ekonominin amaçlarını, izlenecek yolu belirlemek ve Milli ekonominin temellerini atmak 1135 kişi katıldı, Başkanı Kazım Karabekir’dir. Fahri Başkanı Mahmut Esat Bey’dir. Kongrede Misak-ı İktisadi kabul edildi. Mustafa Kemal, kongreyi açarken yaptığı konuşmada "Siyasi zaferler, ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa, kazanılacak başarılar yaşayamaz, az zamanda söner." diyerek gerçek kurtuluşun ekonomik bağımsızlığa bağlı olduğunu belirtmiştir Kongrede Alınan Bazı Kararlar: 1-Anonim şirketlerin kuruluşunu kolaylaştırmak 2-Milli bankalar kurmak (İŞ BANKASI kuruldu) 3-Demir yolu yapımını hükümetçe bir programa bağlanması 4-Sanayiyi teşvik etmek ve Ulaşım sorunlarının çözülmesi 5-Yerli malının kullanımına önem vermek 6-Teknik eleman yetiştirecek okullar açmak 7-Sanayi mallarının gümrük vergileri ile korunması 8- Tüketim mallarının üretimine öncelik vermek 9- Yabancı kurumları millileştirmek 10-Aşar vergisi kaldırılmalı 11 Kabotaj hakkımız kullanılmalı 12-Amele yerine işçi ifadesi kullanılacaktır 13-İşçiye sendika hakkı verilecektir 14-1 Mayıs işçi bayramı olarak kabul edilmelidir 15-12 yaşından küçük çocuklar çalıştırılmamalıdır. !!! İzmir iktisat kongresinde Latin harflerinin kabul edilmesi önerisi sunulsa da önerinin kongrenin içeriğiyle uyuşmaması ve zamanın uygun olmaması sebebiyle reddedilmiştir.(OKUMA BAYRAMI KABUL EDİLDİ/Mevlid kandilinde.) Kabotaj Kanunu (1 Temmuz 1926) : Türk karasularında yolcu ve yük taşıma hakkı Dalgıçlık, kılavuzluk, kaptanlık, çarkçılık, tayfalık ve benzeri mesleklerin Türk yurttaşlarınca yerine getirilebileceği belirtildi. Kapitülasyonların kaldırılmasını tamamlayan bir gelişmedir. Bilgi Notu: Kabotaj Kanununun çıkarıldığı 1 Temmuz (1926) günü ülkemizde Kabotaj veya Deniz Bayramı olarak kutlanmaktadır. MİLLİYETÇİLİK Teşvik-i Sanayi Kanunu (28 Mayıs 1927) : Yerli girişimcinin yatırım gücü arttırılmaya çalışılmış ve milli sermaye kuvvetlendirilmek istenmiştir. Uşak Şeker Fabrikası Teşvik-i Sanayi Kanunu sonucunda kurulmuştur. (Devletçiliğe geçiş hızlandı) arazi ve bina edinme kolaylığı, vergi muafiyetleri, teşvik primleri, taşımacılıkta kolaylıklar sağlanmıştır. 22-23 Nisan 1930 da Sanayi Kongresi toplandı parolası “ Gayemiz: Türkiye, Türkiye Devleti gibi yeni ve ileri olmak” Cumhuriyetin İlk Yıllarında Özel Girişimin, Desteklenmesine Rağmen, Beklenen Verimi Gösterememesinin Sebepleri: 1-Özel sermayenin yetersizliği 2-Yetişmiş iş gücünün yetersizliği 3-Deneyim ve bilgi eksikliği 4-1929’da dünya ekonomik bunalımının çıkması Devletçi Ekonomiye Geçişin Sebepleri: 1-Özel girişimin üzerine düşen görevi yerine getirememesi 2-Devletin gelişebilmesi için vakit kaybetmeden büyük sanayi atılımlarının yapılmasının gerekmesi. Tarımın Geliştirilmesi İçin Alınan Önlemler 1-Aşar kaldırıldı (17 Şubat 1925) Vergi gelirlerinin %40’ını oluşturan aşarın kaldırılması tarıma verilen önemi gösterir. HALKÇILIK. Şerri vergi olduğu için LAİKLİK 2-Ziraat Bankası aracılığıyla çiftçilere kredi sağlandı. 3-Kooperatifler kuruldu (1929) . Türkiye’nin ilk tarım kredi kooperatifi İçel‟de kurulan ve Mustafa Kemal‟in ortak olduğu Tekir Kooperatifi’dir. 4-Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu. 5- Numune çiftlikleri kuruldu. 6 Topraksız köylüye toprak dağıtılması amacına yönelik olarak 1929’da Toprak Reformu başlatıldı. 7-11 Ekim 1920‟de Baltalık Kanunu çıkarılmıştır. Köylülerin biraz daha refaha kavuşmasını, ormanların denetimini üstlenmesini ve Kurtuluş Savaşına destek vermeleri amacıyla çıkarılan kanun 1924 yılına kadar yürürlükte kalmıştır. 8-5 Mayıs 1925‟te Ankara da Atatürk Orman Çiftliği kurularak ülke çiftçisine uygulamalı eğitim alabilecekleri bir tarım alanı oluşturuldu. Böylece ülkemizde modern tarımın gelişmesi için bir model teşkil edildi. 9-26 Mart 1931‟de çıkarılan Pulluk Kanunu ile yerli pulluk üretimi teşvik edilmiş, vergi kolaylığı sağlanarak tarımda makineleşme özendirilmiştir 10- Cumhuriyetin onuncu yıl kutlamaları çerçevesinde 29 Ekim 1933 te köylüyü desteklemek için “Yurt Gazetesi” çıkarıldı. ATATÜRK DEVRİNDE AÇILAN BANKALAR *1924‟te Türkiye’nin ilk özel bankası olan Türkiye İş Bankası İlk Genel Müdürü Celal BAYAR’ *1925‟te Madenleri işletmek ve sanayi kuruluşlarının yapımını sağlamak amacıyla Sanayi ve Maden Bankası (1932 de Türkiye Sanayi ve Kredi bankası adını almıştır. *1926‟da kurulan Emlak ve Eytam Bankası, konut kredisi vererek yoksul kesime destek olmaya çalışmıştır *1930‟da Türk parasının kıymetini korumaya yönelik tedbirler almak, ülke içindeki para akışını ve devletin para politikasını yönetmek ve para basmak amacıyla Lozan Üniversitesinden gelen Prof. Dr. LEON MORF’un hazırladığı raporlar doğrultusunda. Merkez Bankası kuruldu. *1933’te Sümerbank kurulmuştur. Bu banka, bir özel girişimci gibi çalışarak ihtiyaç duyulan fabrikaları yapmış ve işletmiştir. Sanayi ve Maden bankasının yerine kurulmuştur. Banka yaptığı fabrikalar ile TC’nin ilk Kamu yatırım bankası olmuştur.(Toplamda 17 fabrika kurmuştur.) *1933 te Belediyeler Bankası (1945 te İller bankası adını aldı. *1935’de Maden işletmeciliğini gerçekleştirmek amacıyla Etibank kuruldu *1937‟de Esnaf ve tüccara kredi sağlamak amacıyla Denizbank kuruldu. 1938‟de de Halkbank kuruldu. BAYINDIRLIK VE ULAŞTIRMA 1-1924 te kurulan Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü İlk Kamu işletmeciliğine örnektir. 2-1925 te Türk Tayyare cemiyeti (THK) kuruldu. (Atatürk, Nutuk’un dağıtım hakkını vermiştir) 3-1927’de Devlet Demir Yolları ve Limanları Genel Müdürlüğü kuruldu. 1927 Ankara-Kayseri 1930 Kayseri-Sivas 1939 da Sivas Erzurum demiryolu yapılmıştır. 4--1933’de Milli Hava Ulaştırma Teşkilatı kuruldu. Atatürk Dönemi Diğer Ekonomik Gelişmeler; *Lozan Barış Antlaşması ile kapitülasyonlar kaldırılmış, *1924 Türkiye taş kömürü kurumunun açılması *1925‟te Reji İdaresi yabancılardan satın alındı. *1925 Yerli malından elbise giyme kanunu *1925‟te Ticaret ve Sanayi Odaları kuruldu. *1926 kayseri uçak fabrikasının açılması * Dönemin Maliye Bakanı Abdülhalik Renda başkanlığındaki komisyon 9 aylık bir çalışma sonunda 1, 5, 10, 50, 100, 500 ve 1.000 liralık kupürlerden oluşan banknotların basılması kararını alındı. Basım işi, ise bir İngiliz firması olan Thomas De La Rue’ya verildi. Cumhuriyet döneminin ilk banknotları harf devriminin henüz gerçekleşmediği 1927 yılında basıldı. İlk banknotlarda yazılar Osmanlıcaydı. Bununla birlikte banknotların üzerinde dönemin yabancı dili Fransızca ibareler vardı. Bu banknotların bir diğer özelliği ise üzerinde Atatürk’ün ya da İnönü’nün portresinin olmamasıydı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından dolaşıma ilk çıkarılan banknot olan 5 Türk liralık banknotu da içeren İkinci Emisyon Grubu banknotlar, 1937-1944 yılları arasında tedavüle çıkarılmıştır. İkinci Emisyon Grubu içinde hem Atatürk, hem de İnönü portreli banknotlar yer almaktadır. *1928 Kırıkkale mermi fab. Üretime başlaması *1929‟da çıkan Dünya Ekonomi Bunalımının ülkemiz üzerindeki etkilerini azaltmak amacıyla; Yerli sanayiyi dış rekabete karşı korumak için gümrük vergileri yükseltildi (1929-Gümrük Koruma Kanunu) *1930‟da Türk parasının Kıymetini Koruma Kanunu çıkarıldı. / Yerli malı ve tasarruf haftasının kutlanması*Devletçilik ilkesi uygulanmaya başlandı.*Milli sermayeye kuvvetlendirmek halk tasarrufa ve yerli malı kullanmaya özendirilmiştir. * 1933’ te 1. 5 Yıllık Kalkınma Planı hazırlandı. Bu planla, özel sektörün gerçekleştiremeyeceği yatırımlar devlet tarafından (devletçilik politikası) yapılmaya çalışıldı. SSCB den borç alındı. (Planın hazırlanmasında Sovyet uzman Prof. Orlof’un katkısı vardır.) 1934-1939 arası bu plan uygulandı.1934 yılında Türk tarihinde ilk kez planlı ekonomi dönemi açıldı. Bu dönemde devlet, temel tüketim ve ara malları alanında ithal ikamesi sağlamak amacıyla üç beyaz ve üç siyah projesine öncelik vermiştir. Un, şeker, pamuklu üç beyazı: kömür, demir ve akaryakıt da üç siyahı temsil ediyordu. Bu temel malların yurt içinde üretilmesi ile hem döviz tasarrufu sağlanacak, hem de dışa karşı bu maddeler için bağımlılık kalmayacaktı. Kayseri, Ereğli, Nazilli ve Malatya'da pamuklu dokuma fabrikaları ve Bursa'da Merinos Fabrikası kuruldu. Paşabahçe Cam, Beykoz Deri, İzmit Kağıt Sanayi ve Karabük Demir-Çelik İşletmeler (İngiltere’den alınan sermaye ile) gibi 16 fabrika kuruldu. *Türkiye ‟de madenciliği geliştirmek amacıyla 1935‟te Maden Tetkik Arama Enstitüsü (MTA) kuruldu.*İkinci Beş Yıllık Kalkınma Plânı 1937‟de hazırlanmaya başlanmış ve 1938‟de uygulamaya sokulmuştur. Ancak bu plan, II. Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle uygulanamamıştır. Temelleri 4 ATATÜRK İNKILAPLARI daha önce atılmış olan Karabük Demir-Çelik fabrikası 1939‟da açılmıştır. NOT: İskenderun Demir çelik fabrikası çeldirici şık olarak verilir. Bu fabrika 3 Ekim 1970 tarihinde açılmıştır. Sağlık Ve Tıp Alanında Yenilikler *1920 de sağlık bakanlığı kuruldu İlk Sağlık Bakanı Adnan Adıvar *1921 Çocuk Esirgeme Kurumu kuruldu. *Ankara, İstanbul, Sivas, Trabzon, Erzurum ve Diyarbakır’da örnek hastaneler kuruldu .*1930 yılında çıkarılan Umumî Hıfzısıhha Kanunu’nda koruyucu sağlık hizmetleri yönünde önemli düzenlemeler yapıldı. (Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde üretilen aşılar bütün yurda dağıtıldı) *1933’te açılan İstanbul Üniversitesi bünyesindeki tıp fakültesinin eğitim programlarının geliştirilmesine önem verildi. Kolera, veba, tifo, çiçek, kızamık, menenjit, verem ve sıtma gibi birçok bulaşıcı hastalıklara karşı sistemli bir mücadele başlatılarak bu hastalıkların sağlık kuruluşlarına bildirilmeleri zorunluluğu getirildi. Bu hastalıkların tedavisinin parasız yapılabilmesi için kararlar ve tedbirler alındı. Nüfusu Artırma amacıyla alınan Tedbirler. Fazla çocuklu aileler yol vergisinden muaf tutuldu, birçok yerde doğumevleri kuruldu, 6 veya daha fazla çocuk sahibi olanlardan bazı vergi muafiyetleri getirildi ve hazine topraklarından tarla bağışlandı, doğum kontrolünü sağlayan ilaç ve araçlar yasaklandı. ATATÜRK DÖNEMİ SANAT "Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür" diyen Atatürk, güzel sanatlar alanındaki çalışmaları bizzat yönlendirmiş, başarılı sanatçıları ödüllendirmiştir. Çok sesli Batı müziğinin ülkemizde yaygınlaştırılması temel ilke olarak benimsenirken, geleneksel Türk Müziği türlerinin derleme, araştırma ve geliştirilmesine önem verildi. Cumhuriyet döneminde okullara müzik dersi konunca bu dersi öğretecek öğretmenleri yetiştirmek üzere 1924 yılı Eylülünde Ankara'da Musiki Muallim Mektebi (Müzik Öğretmen Okulu) açıldı. Musiki Muallim Mektebi, Millî Musiki ve Temsil Akademisine dönüştürüldü(daha sonra da bu ad Ankara Konservatuarı olarak değiştirilmiştir.) Çok sesli müzik konusunda Batı’lı müzik adamlarının bilgi ve birikimlerinden istifade etmek gerekli görülmüştür. Bu amaçla 1935’te Paul Hindemith Ankara’ya çağrılmış ve onun görüşleri doğrultusunda hareket edilmiştir. Hindemith, Türkiye’deki müzik kurumlarının durumları hakkında bir rapor hazırlamıştır. Bu rapor doğrultusunda yapılan hazırlıklardan sonra 1936 yılında Ankara Devlet Konservatuarı'nın açılmasıyla bu okul Gazi Eğitim Enstitüsü müzik bölümüne dönüştürüldü. Ankara Devlet Konservatuarı, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu müzik, tiyatro, opera, bale sanatçılarını yetiştirmeye başladı. Carl Ebert’in Müdürlüğe atanmasından sonra konservatuar kuruluşunu tamamlamıştır. "Türk Beşleri" (AHMET ADNAN SAYGUN (TC’nin ilk devlet sanatçısıdır. İran şahı Pehlevi onuruna sergilenen ve İlk Türk operası olan ÖZSOY OPERASININ bestecisidir.) ULVİ CEMAL ERKİN, CEMAL REŞİT REY ( 10. yıl marşının Bestecisi, Söz Yazarı ise Behçet Kemal Çağlar ve Faruk Nafiz Çamlıbeldir.) HASAN FERİT ALNAR (En önemli eseri Sarı Zeybek), NECİL KAZIM AKSES)olarak tanınan sanatçılar ilk sonat, senfoni, konçerto ve operalarını yazdılar. 1934 yılında ilk Türk operası olan Ahmet Adnan Saygun'un Öz Soy ve Taşbebek operaları, Ankara Halkevi'nde temsil edildi. Darülelhan'ın (İstanbul Belediye Konservatuarı) öğretim programı yeniden düzenlendi. Macar Besteci Bela Bartok ile Adnan Saygun Anadolu’da taramalar yaparak halk arasında yaşayan çeşitli eserleri derlemişlerdir. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın temeli olan İstanbul'daki Muzıka-i Hümayun Mart 1924'te Ankara'ya getirildi. Riyaset-i Cumhur Musiki Heyeti adını aldı. 1933'te bando bölümü orkestradan ayrıldı. Orkestranın şefliğini 1935 yılına kadar Zeki Üngör ve Ahmet Adnan Saygun yaptı. 1935'te Alman Ernst Praetorius şefliğe getirildi. Bu şefin yönetiminde orkestra büyük gelişme gösterdi. Resim öğretmeni yetiştirmek üzere Gazi Eğitim Enstitüsü açılmış (1926), Cumhuriyet ilan edildiğinde İstanbul'da Dar ül Bedayi ve bazı özel tiyatrolar faaliyet halindeydi. Dar ül Bedayi, 1931'de İstanbul Belediyesi'ne bağlandı. 1934'te ise adı "İstanbul Şehir Tiyatroları" oldu. Tiyatro ve operetleriyle büyük ilgi çekiyordu. Tiyatro sanatının yurda yayılmasında Halkevlerinin büyük hizmetleri görüldü. Ankara Halkevi sahnesinde Akın (1932), Çoban (1932), Mavi Yıldırım (1932) oyunlarının ilk temsillerinde Atatürk de hazır bulundu. Ankara Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesi'nde gerçek anlamda ilk oyunların temsilinden sonra Ankara'da Devlet Tiyatrolarının kuruluşuna giden yol açıldı. Atatürk dönemi Türkiye'sinde plastik sanatlarda da büyük gelişme gözlendi. 1924'ten itibaren Sanayi-i Nefise Mektebi Ali'si mezunları Avrupa'ya gönderildi. Cevat Dereli, Mahmut Cuda, Refik Epikman, Muhittin Sebati, Şeref Akdik ve Ali Karsan ilk gönderilen sanatçılardandı. Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi 1928'de Güzel Sanatlar Akademisi adını aldı. 1933’te Ankara Halkevinde Onuncu Yıl İnkılap Sergisi açıldı. Aynı yıl kurulan D grubu, resim sanatına yenilik getirmek üzere sergiler yanında sanat tartışmaları nı da başlatmışlardır. İbrahim Çallı’nın, Zeybekler Tablosu ve Hatay’ın Anavatana Hasreti önemli eserlerdendir. Atatürk, anıt ve heykel yapımına önem vererek, Cumhuriyetin heykeltıraş kuşağının yetiştirilmesini destekledi.1924 yılından itibaren resim ve heykel sergileri açılmaya başladı. Halkevleri Resim ve Heykel Sergileri (1936-1938), Ankara Halkevleri Birleşik Resim Heykel Sergileri (1937-1938) önemli sergilerdir. Atatürk tarafından 20 Eylül 1937'de açılan Resim ve Heykel Müzesi bu alandaki çalışmalara verilen önemin son halkasıdır. Atatürk, Cumhuriyetle birlikte Ankara başta olmak üzere ülkemizi bu özgün çağdaşlıkla nasiplendirmişti: Mimar Kemâlettin, Demiryolları Genel Müdürlük binası, Gazi Terbiye (Eğitim) Enstitüsü, Ankara Palas, Evkaf (Vakıflar) apartmanları, mimar Vedat Tek, ikinci TBMM binası, mimar Arif Hikmet Koyunoğlu, Halkevi, Etnoğrafya Müzesi, Hariciye Vekâleti (Dış İşleri Bakanlığı) gibi daha bir çok yapıları gerçekleştirdiler. Alman Mîmar Herman Jansen Ankara imar plânını yaptı. Atatürk plân çalışmalarına bizzat katıldı. Ankara’nın geleceğini mimara anlatarak çalışmalara ışık tuttu. Viyana’lı mîmar Clemens Holzmeister, yine Atatürk’le beraber çalışarak Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nü, Bakanlık binalarını, şimdiki TBMM binasını plânladı. 1250 adet eser, 1927 yilinda insasi tamamlanan müzede teshir edilmistir. Müze Müdürlügü'ne de Hamit Zübeyr Kosay atanmistir. Böylece 1925’te Ankara’da Etnografya Müzesi’nin temeli atılmıştır. 1927’de Konya Mevlana Müzesi açılmıştır. 1934 yılında bakanlar kurulu kararıyla Ayasofya müze haline getirilmiş ve 1937’de Dolmabahçe Sarayı’ndaki Veliahd Dairesi, Resim ve Heykel Müzesi’ne dönüştürülmüştür. Türkiye’deki ilk Atatürk heykelini 1926 da İstanbul Sarayburnu’nda Avusturyalı heykeltıraş Henry Krippel yapmıştır.( Ankara’da Ulus’taki Zafer Anıtı (1927), Afyon Zafer Anıtı, Samsun Atatürk Anıtı , Taksim Cumhuriyet anıtı gibi eserler takip etti. Bu eserler Avusturyalı sanatçı Krippel’e aittir. ) Pietro Canonica. İstanbul'daki Taksim Cumhuriyet Anıtını yapmıştır .( Ankara Etnografya Müzesi Atlı Atatürk Heykeli, Ankara Zafer Alanı Atatürk Anıtı, İzmir Atatürk Heykeli gibi eserler İtalyan heykeltıraş Canonica ya aittir.) ilk Türk heykeltıraşı Ratıp Acudoğlu, ilk heykel sergisini açan ise Zühdü Müridoğlu dur. 1914’te kurulan ancak gösterilere 1916’da başlayan Darülbedayide Afife Jale adlı Türk kızı ilk kez rol almıştır.. Balkan, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşı sırasında halkın moralini yükseltmek ve muhtaç kesimlere yardım etmek için tiyatrolar düzenlenmiştir. 1923’te İzmir’de temsil veren Darülbedayi’de Bedia Muvahhit’in rol almasını Mustafa Kemal Paşa da desteklemiş ve “Darülbedayi bu memleketin sanat hayatında çok sevimli ve çok sevilen bir çiçektir. Türk hanımlarının katılmasıyla bu çiçek daha serpilecek, daha sevimli bir hâle gelecektir” diyerek kadınların da rol alması gerektiğini açıkça belirtmiştir. Darülbedayi’nin başına 1927’de Muhsin Ertuğrul’un getirilmesi Türk tiyatro tarihinde bir dönüm noktası olmuş, basit komedi türleri yerine Shakespeare, Moliere, Tolstoy, Schiller, Musahipzade Celal, Halit Fahri, Faruk Nafiz gibi yabancı› ve yerli tanınmış yazarların eserleri sahneye konulmuştur. Sanatçı’lar yurt içinde ve yurt dışında turnelere çıkarak Türk sanatçıların yeteneklerini sergilemişlerdir. Darülbedayi 1934’te şehir Tiyatrosu adını alarak Türk kültürünün gelişmesine kaynaklık eden bir kurum hâline gelmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağlı bir kurum olan halkevlerinde çeşitli filmler gösterilmesi için makineler, filmler alınmış, halk bir yandan eğlendirilirken diğer yandan da bilinçlendirilmeye, güzel sanatlardan aldığı zevk yükseltilmeye çalışılmıştır. Sovyet sinemacılarından da yararlanılmış ve 1934’te “Türkiye’nin kalbi Ankara” adlı film Sovyetler Yönetmen Sergey Yutkeviç çekilmiştir. Bunun yanında “Türk İnkılabında Terakki Hamleleri” adlı bir film daha çekilmiş ve resmî günlerde halka izlettirilmiştir. Anıtkabir: Atatürk’ün ölümünden sonra ona bir anıt mezarı yapılması için uluslararası proje yarışması yapılmıştır. Seçici kurul, toplam 49 proje arasından 23 Mart 1942 günü Emin Onat ve Orhan Arda’nın ortak projesini birinci seçmiştir. Temeli 9 Eylül 1945’te atılan Anıtkabir, 10 Kasım 1953 günü bitirilmiştir. Maarif Vekili İsmail Safa Bey 6 Kasım 1922’de bir genelge yayınlayarak arkeolojik ve etnoğrafik eserlerin korunması için müzeler açılmasının gerekliliğini bildirmiştir. Bu genelge üzerine çeşitli yerlerde müzeler açılmaya başlanmıştır. 1924 yılında Topkapı Sarayını bazı bölümleri müzeye dönüştürülmüş, 1925’te Millî Saraylar idaresi kurulmuştur. Milli Egitim Bakani Hamdullah Suphi Tanriöver, Budapeste Etnografya Müzesi seflerinden Türkolog J. Meszaros’un Halk müzesi kurulusu konusundaki görüşlerini aldı. Halk Müzesi'nin kurulmasina hazirlik yapilmak üzere, 1924’te Istanbul’da Prof. Celal Esad (Arseven) baskanliginda, daha sonra 1925 yilinda Istanbul Müzeler Müdürü Halil Ethem (Erdem) baskanliginda, eser toplamak ve satin almak üzere özel bir komisyon kurulmustur. Satin alinan 5 ATATÜRK İNKILAPLARI KISA KRONOLOJİ 1923 İzmir İktisat Kongresi 1924 Türkiye İş bankası Haydarpaşa Tren garı Millileşti(ilk/Almanlardan) Anadolu Sigorta Gölcükte Tersana TC logolu ilk madeni para (İstiklal Madalyasını tasarlayan Mesrur İzzet bey tarafından) 1925 Aşar vergisinin kaldırılması Yerli malı kumaş elbise giyme hakkında Kanun Reji şirketi satın alındı Atatürk Orman çiftliği kuruldu Ticaret ve sanayi odası kuruldu Türk Tayyare Cemiyeti kuruldu (Vecihi Hürkuş ilk Türk uçağını imal etti) 1926 Tohum ıslah komisyonu(Islah- Buzr/Eskişehirde) Kabotaj Kanunu Devlet istatistik Enstitüsü (İlk Nüfus sayımı 1927de 13.648.270kişi) İlk Şeker Fabrikası Alpullu Kayseri uçak fabrikası (TOMTAŞ) 1927 Teşvik-i Sanayi Kanunu DDY-Limanlar gen Müd. İlk Kağıt para yürürlüğe girdi (İng. de basıldı) 1928 Tarım Kredi Kooperatifleri Kırıkkale mermi fabrikası 1929 Toprak reformu Gümrük Koruma Kanunu Adana mersin demiryolu millileştirildi (Fransa) Milli İktisat ve tasarruf Cemiyeti Menkul kıymetler Borsası (2013 BİST oldu) 1930 Merkez Bankası Türk Parasını koruma Kanunu 1931 Pulluk Kanunu 1932 Zirai Donatım Kalamışta İlk sivil Tayyare Okulu(Vecihi Hürkuş) 1935 Türkkuşu (Paraşüt Yetiştiriciliği) 1936 Çubuk Barajı 1937 İzmir Ent. Fuarı Karabük Dem-Çel. Fabrikası (İngiliz sermayesi ile) 1938 Fiskobirlik (Giresun) TMO İKİLİKLERİ ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK ÇALIŞMALAR Siyasî Alanda *Saltanatın kaldırılması *Halifeliğin kaldırılması *Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması *Şeyhü’l-islâmlık makamının kaldırılması Hukuk Alanında *Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılması *Mecelle’nin kaldırılması *Medenî Kanun’un kabul edilmesi *Şeyhü’l-islâmlık makamının kaldırılması *Patrikhane’nin siyasî yetkilerinin elinden alınması Sosyal Alanda *Kılık-Kıyafet ve Şapka Kanunu’nun kabul edilmesi *Soyadı Kanunu’nun kabul edilmesi *Uluslararası saat ve takvimin kabul edilmesi *Uluslararası ölçü birimlerinin kabul edilmesi *Hafta tatilinin Pazar gününe alınması Eğitim Alanında *Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabul edilmesi *Medreselerin kapatılması 1982 TC Anayasasına göre inkılap kanunları 1.Tevhidi Tedrisat Kanunu 2.Şapka Kanunu 3. Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile bir takım ünvanların men ve ilgasına dair kanun 4 Evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair hüküm. 5. Beynelmilel Erkamının Kabulü Hakkında Kanun 6. Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun 7. Efendi, bey, paşa gibi lakap ve unvanların kaldırılmasına dair kanun 8. Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun 6 İLKELER CUMHURİYETÇİLİK (Egemenlik) AÇIKLAMASI Yönetim şekli olarak Cumhuriyetin benimsenmesi ve savunulmasıdır. Mustafa Kemal “ Benim İlkem” demiştir. MİLLİYETÇİLİK (Bağımsızlık) Kişinin ait olduğu millete ve onun değerlerine bağlılığı ile milletin varlığının (bağımsızlık) devamını hedefler. İlk uygulamaya konulan ilkedir. HALKÇILIK Halkın eşitliği, sınıfsız ve ayrıcalıksız bir toplum oluşturmaktır. DEVLETÇİLİK Sermaye eksikliği Teknoloji eksikliği Yetişmiş eleman eksikliği Devletin ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda müdahalede bulunmasıdır. Atatürk döneminde Devletçiliği savunmak amacıyla 1932-34 yılları arasında Şevket Süreyya Aydemir, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Vedat Nedim Tör, İsmail, Hüsrev Tekin tarafından KADRO adı verilen 36 sayılık dergi yayınlanmıştır. LAİKLİK Devlet yönetiminin ve hukuk kurallarının dine değil akıl ve bilime dayanması kişilerin inançlarında serbest olmasıdır. En geç yerleşen ilkedir. İNKILAPÇILIK (Çağdaşlaşma) Atatürk inkılaplarının geliştirilmesi faaliyetidir. ÖNEMLİ BİLGİLER *1931 de CHF programında *1937 yılında 1924 anayasasına girdi *Cumhuriyetçilik ve laiklik partiler üstüdür. *En eski ilke Milliyetçiliktir *Temel Hak ve Özgürlükleri teminat altına alan Laiklik ve Halkçılık ilkeleridir. *Cumhuriyetçilik + Milliyetçilik=HALKÇILIK UNUTMA: Bir ilke birden fazla İnkılap ile ilgili olabilir BE. çağın gereklerine göre ÖZELLİKLERİ Milletin tam bağımsızlığı amaçlar Milletin huzur ve refahını amaçlar Çağdaşlığı amaçlar Akıl ve bilime dayanır Gerçekçidir Milletin ihtiyaçlarından doğmuştur Birbirini tamamlar Millidir ATATÜRK İLKELERİ ANAHTAR KELİMELER Seçme-Seçilme (***) Temsil Meclis Milli İrade Milletvekili Anayasa Egemenlik Çoğulculuk Demokrasi Katılım Milletin azim ve kararı Türk Birlik beraberlik Tarih Milli ortak yaşam Dil Ulus Kültür IRKÇILIK Bağımsızlık MEZHEPÇİLİK Özgü Sınıf Çatışma Zümre Eşitlik İmtiyaz Sosyal devlet Ayrıcalık Ekonomi İktisat Kalkınma Teşebbüs Sanayi İşletme Yatırım Sermaye Akıl Bilim Din Vicdan İnanç Hurafe Teokratik Ümmet Tabu Çağdaşlaşma Muasırlaşma Modernleşme İlericilik Batılılaşma Dinamizm Medenileşme …..Yerine…… BÜTÜNLEYİCİ Milli Egemenlik Cumhuriyet -Milli Birlik Beraberlik Milliyetçilik -Ülke Bütünlüğü Milliyetçilik -Özgürlük Bağımsızlık Milliyetçilik ve ve YAPILAN İNKILAPLAR *TBMM’nin açılması *1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu *Saltanatın kaldırılması *Cumhuriyetin ilanı *Çok partili hayata geçiş denemeleri *19 Aralık 1924 Ordunun siyasetten ayrılması *Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi !!! Milli Mücadele de Yunus Nadi önce ordu kurulmasını önerdiğinde “Önce meclis, sonra ordu ben kerameti mecliste bekleyenlerdenim” ifadesi cumhuriyetçilikle ilgilidir. *Türkiye Büyük Millet meclisin açılması *Türk tarih kurumun açılması *Türk dil kurumunun açılması *Misak-ı iktisadinin kabulü *Türk Parasının kıymetinin Korunması *Kapitülasyonların kaldırılması *Yabancı işletmelerin millileştirilmesi *Kabotaj kanunun kabulü *Türk harflerinin kabulü *Medeni Kanunun Kabulü *Soyadı Kanunun kabulü *Aşar vergisinin kaldırılması *Çift dereceli seçimin kaldırılması *Kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesi *Birinci 5 yıllık kalkınma planı *Bankaların kurulması İŞ BANKASI *İzmir iktisat kongresinin toplanması *Fabrikaların yolların ve hastanelerin yapılması *Ağır sanayi hamlelerinin yapılması *Atatürk Orman Çiftliğinin kurulması !!! Nutuk ta Devletçilik ile ilgili gelişmeler yoktur. Kesin bir zaruret olmadıkça piyasalara müdahale edilmez bununla beraber hiçbir piyasa başıboş değildir. (M. Kemal) *Saltanatın kaldırılması *Halifeliğin kaldırılması *Şerriye ve evkaf vekâletinin kaldırılması *Tevhid-i tedrisat kanunu *Türk medeni kanunu *Tekke ve zaviyelerin kapatılması *10 Nisan 1928 devletin dini İslam’dır ibaresinin kalkması *Laiklik ilkesinin 1937 de anayasaya g irmesi *Maarif teşkilatı hakkında kanun İLKELER -Akılcılık ve Bilimsellik Laiklik -Çağdaşlık ve Batılılaşma İnkılapçılık -Yurtta Barış, Cihanda Barış Halkçılık -İnsan ve İnsanlık Sevgisi Halkçılık TÜM İNKILAPLAR LAİKLİĞİN AŞAMALARI 1 Kasım 1922 Saltanatın Kaldırılması 3 Mart 1924 Halifeliğin Kaldırılması Şerriye ve Evkaf Vekaletinin Kaldırılması Tevhid-i Tedrisat Kanunu 11 Mart 1924 Medreselerin Kaldırılması 17 Şubat 1926 Medeni Kanunun Kabulü 10 Nisan 1928 Devletin dini İslam’dır ibaresinin lağvı 5 Şubat 1937 Laiklik ilesinin Anayasaya girmesi Atatürk ilkleri Türk inkılabıyla uygulamaya yansımıştır. MİLLİ BAĞIMSIZLIK: Bir milletin hiçbir askeri, siyasi, ekonomik baskı ve işgal altında olmamasıdır. İtilaf devletleri ile Mücadele ettik (DIŞ) MİLLİ EGEMENLİK: Bir devletin yönetiminde halkın söz sahibi olmasıdır. İstanbul hükümeti ile mücadele ettik (İÇ) ATATÜRK İLKELERİ MUSTAFA KEMAL’İN CUMHURİYETÇİLİK İLE İLGİLİ SÖZLERİ “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” “İdare usulümüz kayıtsız şartsız hakimiyetine sahip olan halkın, mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına müstenittir.” “Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur.” “Her türlü başarının sırrı, her türlü kuvvetin, kudretin gerçek kaynağı, milletin kendisi olduğuna kanaatimiz tamdır.” “Unutulmamalıdır ki, milletin hâkimiyetini bir şahıstan veyahut mahdut eşhasın elinde bulundurmakta menfaat bekleyen cahil ve gafil insanlar vardır.” “Bizim telakkimize göre, siyasi kuvvet, milli irade ve egemenlik, milletin bütün halinde müşterek şahsiyetine aittir, birdir. Taksim edilemez, ayrılamaz ve başkasına bırakılamaz.” “Kıvançla görmekteyiz ki cumhuriyet rejimi, yurdumuzda huzur ve sakinliğin iyi şekilde yerleşmesini sağlamış bulunuyor. Vatandaşlar ve bu yurtta oturanlar cumhuriyet kanunlarının eşit şartları altında, kendileri için hazırlanan hürriyet, refah ve mutluluk imkânlarından en iyi bir biçimde yararlanmaktadırlar.” “Cumhuriyetçilik: Türk milletinin karakterine ve adaletlerine en uygun olan irade, Cumhuriyet idaresidir.” “Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir.” MUSTAFA KEMAL İN MİLLİYETÇİLİK İLE İLGİLİ SÖZLERİ “Kendiniz için değil bağlı bulunduğunuz ulus için elbirliği ile çalışınız Çalışmaların en yükseği budur.” “Giriştiğimiz büyük işlerde milletimizin yüksek kabiliyet ve yüksek sağduyusu başlıca rehberimiz ve başarı kaynağımız olmuştur” “Gerektiğinde vatan için tek bir fert gibi yekpare azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet elbette büyük bir geleceğe layık ve aday olan bir millettir” “Milet sevgisi kadar büyük mükâfat yoktur” “Ben gerektiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine Canımı vereceğim” MUSTAFA KEMAL’İN HALKÇILIK İLE İLGİLİ SÖZLERİ “Bizim halkımız menfaatleri birbirinden ayrılır sınıflar halinde değil, aksine varlıkları ve çalışmalarının sonucu birbirine lazım olan sınıflardan ibarettir.” “Gaye, sınıf mücadelesi yerine içtimai tesanütü (Sosyal dayanışmayı) sağlamaktır .” “Millete efendilik yoktur. Millete hizmet etmek vardır.” “Biz memleket halkı fertlerinin çeşitli sınıf mensuplarını birbirlerine yardımlarını aynı kıymet ve mahiyette görürüz; hepsinin menfaatlerinin aynı derecede ve aynı eşitçilik duygusuyla teminine çalışmak isteriz.” “Bence bizim milletimiz, birbirinden çok farklı menfaatleri takip edecek ve bu itibarla birbirleriyle mücadele halinde buluna gelen çeşitli sınıflara sahip değildir. Mevcut sınıflar birbirlerine ihtiyaç duyan ve kendilerine ihtiyaç duyulan mahiyettedir.” “Sebep ne olursa olsun vatandaşın derdine çare bulmak, yardım etmek ve destek olmak, cumhuriyet hükümetinin koşacağı bir görevdir.” MUSTAFA KEMAL’İN DEVLETÇİLİK İLE İLGİLİ SÖZLERİ “Türkiye’nin uyguladığı devletçilik sistemi Türkiye’nin ihtiyaçlarından doğmuş Türkiye’ye özgü bir sistemdir. Devletçiliğin bizce anlamı şudur: Kişilerin özel teşebbüslerini ve şahsi faaliyetlerini esas tutmak; fakat büyük bir milletin ve geniş bir memleketin bütün ihtiyaçlarını ve çok şeylerin yapılmadığını göz önünde tutarak memleket ekonomisini devletin eline almak. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Türk vatanında asırlardan beri kişisel ve özel teşebbüslerle yapılamamış olan şeyleri bir an önce yapmak istedi. Kısa bir zamanda yapmayı da başardı.” “Bugünkü mücadelelerimizin amacı tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünlüğü ise ancak mali bağımsızlık ile mümkündür. Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan yoksun olunca o devletin bütün hayati kurtuluşlarında bağımsızlık felç olur. Çünkü her devlet organı ancak mali kuvvetle yaşar.” “Ekonomik siyasetimizin önemli amaçlarından biride kamu yararını doğrudan doğruya ilgilendirecek ekonomik kuruluşları ve girişimleri ,mali ve teknik gücümüzün yettiği oranda devleştirmedir. Bundan dolayı topraklarımızın altında işlenilmeden duran maden hazinelerini az zamanda işleterek milletimizin yararına açık bulundurabilmek de ancak bu yol sayesinde mümkündür.” “Ekonominin gelişmesi için başlıca gerekli olan; yollar, demir yolları, limanlar, kara ve deniz ulaşım araçları milliği varlığın maddi ve siyasi kan damarlarıdır. Refah ve kuvvet vasıtasıdır.” MUSTAFA KEMAL'İN LAİKLİK İLE İLGİLİ SÖZLERİ "Efendiler ve ey millet; biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, müritler memleketi olamaz. En doğru, en hakiki yol medeniyet yoludur." "Bugün ilmin ,fennin ,bütün kapsamıyla medeniyetin saçtığı ışık karşısında filan veya falan şeyhin irşadıyla maddi ve manevi saadet arayacak kadar ilkel insanların medeni Türk toplumunda var olabileceğini asla kabul etmiyorum." "Ölülerden medet ummak medeni bir toplum için yüz karasıdır." "Vicdan hürriyeti mutlak ve taaruz edilemez , ferdin tabii haklarının en mühimlerinden tanınmalıdır." "Din bir vicdan meselesidir.Herkes vicdanın emrine uymakta serbesttir.Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz." "Biz sadece din işlerini ,millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz." MUSTAFA KEMAL’İN İNKILAPÇILIK İLE İLGİLİ SÖZLERİ “Efendiler, yaptğımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların amacı Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş medeniyet seviyesine ulaştırmaktır.” “Türk milletinin son yıllarda gösterdiği harikaların, yaptığı siyasi ve sosyal inkılapların hakiki sahibi kendisidir.” “Uçurumun kenarında yıkık bir ülke. Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş… Ondan sonra içerde ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için amansız inkılaplar… İşte Türk genel inkılabının kısa bir anlatımı… AİLESİ VE ÇOCUKLUĞU Mustafa Kemal, 1881' de, (Rumi 1296) kozmopolit bir şehir olan Selanik'in Koca Kasım Mahallesi Islahhane Caddesi' ndeki 3 katlı bir evde doğmuştur. Babası Ali Rıza Efendi önceleri gümrük memurluğu yapmaktaydı. Sonraları istifa ederek kereste ticareti ile uğraşmaya başlamıştır. Annesi Molla Zübeyde olarak tanınırdı. Ali Rıza Efendi ve Zübeyde Hanım'ın 6 çocuğu olmuştur. Bunlar : Fatma, Ömer, Ahmet , Mustafa, Naciye , ve Makbule' dir. Bunlardan sadece Mustafa ve Makbule (Atadan) yaşamıştır. Soy olarak Kocacık /Kızıl Oğuz Yörüklerindendi. Baba tarafından dedesi Hafız Ahmet Efendi, Anne Tarafından dedesi Feyzullah Efendidir. Ali Rıza Efendi 1893' te ölmüştür.Ali Rıza Efendi'nin ölümünden sonra kısa bir süre için aile Zübeyde Hanım' ın abisi Hüseyin Efendi'nin Langaza'daki çiftliğine gitmiştir. Zübeyde Hanım daha sonra Ragıp Efendi ile evlenmiştir. Mustafa Kemal’in çocukluk ve gençliği, Osmanlı Devleti’nin en sıkıntılı yıllarına rastlar. Onun yaşadığı şehir olan Selanik, 19. yüzyılın sonlarında sık sık çatışmalara sahne olan Makedonya bölgesindedir. Bu bölge aynı zamanda Avrupa’daki kültür hareketlerinin ve siyasi gelişmelerin etkisi altındaydı. Atatürk doğduğu zaman Osmanlıların başında II. Abdülhamit bulunuyordu. Hatta Mustafa Kemal'in tüm öğrenim hayatı da bu dönemde geçmiştir. Bu nedenle Mustafa Kemal Osmanlıların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel durumunu daha iyi gözleme durumunu bulmuştu. Bu da daha sonra Mustafa Kemal'in yapacağı çalışmalara ışık tutmuştur. EĞİTİMİ İLKOKUL * 1887' de yedi yaşına giren Mustafa, annesinin ısrarı ile önce mahalle mektebine gönderildi. Kısa zaman sonra buradan alınıp modern tarzda eğitim veren Şemsi Efendi İlkokuluna gönderildi. * 1893' te eşi ölünce Zübeyde Hanım'ın abisi Hüseyin Efendi' nin Langaza'daki çitfliğine gitmiştir. Bu çiftlik hayatı 6 ay sürmüştür. ORTAOKUL (RÜŞDiYE) * Ailenin Selanik' e dönüşü sonrası Mustafa, Mülkiye Rüştiyesine başlamıştır. Fakat burdaki matematik öğretmeni Hüseyin Efendi ile anlaşamamış ve okuldan alınmıştır. * Askerliğe meraklı olan Mustafa gizlice girdiği sınavı kazanarak 1894 yılında Selanik Askeri Rüştiyesine başlamıştır. Matematik Öğretmeni Mustafa Sabri Bey ona Kemal ismini vermiştir. Fransızca Öğretmeni Nakiyüddin Bey’de onu derinden etkilemiş kişilerdir. * Mustafa 1895 yılı sonu veye 1896 Ocak ayında 40 veya 43 mevcutlu sınıfını 4. olarak bitirdi. LISE (İDADI) * Rüştiyeden sonra Mustafa Kemal, Kuleli Askeri Lisesine gitmek istemiştir. Mustafa Kemal'in Manastır Askeri İdadisine gitmesinin daha iyi olduğunu söyledi. * Mustafa Kemal 1896 yılında Manastır Askeri İdadisine başladı. Manastır kenti ve girdiği bu okul Mustafa Kemal’in ülke sorunları, vatan ve millet sevgisi, milliyetçilik, bağımsızlık, özgürlük gibi düşüncelerinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır. * Burada Ömer Naci ile arkadaşlık kurdu. Mustafa Kemal edebiyat ve şiir konusunda ondan çok etkilendi. Mustafa Kemal, Ömer Naci sayesinde Namık Kemal ve Mehmet Emin Yurdakul gibi ATATÜRK'ÜN HAYATI şairleri tanıdı. * Mustafa Kemal, 1897' de yaz tatli için Selanik'e döndü. Burdayken de Fransızcasını geliştirmeye çalıştı. * Mustafa Kemal, 2. sınıfı 52 öğrençi arasında 3. olarak bitirdi. Mustafa Kemal, 3. sınıfı 54 öğrenci arasında 2. olarak bitirip 1898 de diplamasını aldı. YÜKSEK OKUL * 1899 yılı 13 Mart'ında İstanbul Harp Okulu'na başladı. Mustafa Kemal, 1. sınıfta 9. ikinci sınıfta 11. ve üçüncü sınıfta 8. olmuştur. 1902 yılında okuldan mezun olmuştur. * Mustafa Kemal, 1902 yılında Harp Akademisine başlamıştır. Akedeminin birinci sınıfında 8. , ikinci sınıfında ise 6. olmuştur. 11 Ocak 1905 günü akademiyi kurmay yüzbaşı olarak bitirmiştir. ONU ETKİLEYENLER Babası Ali Rıza Efendi onun okumasını çok istemiş, bu amaçla telkinlerde bulunmuştur. Mahalle mektebinde hüsnühat öğretmeni Çopur Hafız Emin Efendi ile Mülkiye Rüştiyesi’nde Matematik Öğretmeni Kaymak Hafız olarak bilinen Hüseyin Efendi onu olumsuz yönde etkilemiş kişilerdir. 12 yaşında babasını kaybetmesi onu derinden etkilemiştir. Kendi geleceği hakkında düşünüp özgürce karar verme becerisi gelişmiştir. Selanik Askeri Rüştiyesi’nde Matematik Öğretmeni Mustafa Sabri Bey ile Fransızca Öğretmeni Nakiyüddin Bey onu derinden etkilemiş kişilerdir. Ona Kemal İsmini veren Mustafa Sabri Bey dir. Mustafa Kemal’i Manastır Askeri İdadisine yönlendiren Mümeyyiz Hasan Bey’de bu yaptığı ile önemli bir etkiye sahiptir. İdadide okurken arkadaşı Ömer Naci onun Namık Kemal ve Mehmet Emin Yurdakul gibi şairleri tanımasında ve edebiyat hayranlığının ortaya çıkışında önemli etkiye sahiptir. Yine idadide onun Ömer Naci ile arkadaşlığının kendisini olumsuz yönde etkileyeceği konusunda uyarılarda bulunan kitabet öğretmeni Mehmet Asım Efendi önemli şahsiyetlerdendir. İdadideki Tarih Öğretmeni Mehmet Tevfik Bilge ile Harp Okulundaki Naci Bey, Esat Paşa onun karakter ve yeteneklerinin gelişiminde olumlu etkiye sahiptirler.Mustafa kemal ayrıca aydınlanma çağı ve Fransız İhtilali’nin getirdiği düşüncelerden de etkilenmiştir. Onu Türk kültürü konusunda etkileyen önemli kişi ise Ziya Gökalp’tir. Tevhik Fikret’in şiirleri de özgürlük konusunda onu etkilemiştir. Fikir hayatında rol oynayan şehirler Selanik - Manastır - Sofya ve İstanbul’dur. Mustafa Kemal, tarih, din, siyaset, edebiyat, coğrafya, hukuk, dil bilimi, askerlik ve felsefe olmak üzere 3197 kitap okumuştur. Tevfik Fikret için: “Hangi Türk şairi böyle inkılapçı şiirler yazmıştır.” Namık Kemal için: “Duygularımın babası”, “Türk milletinin yıllardır beklediği ses” Ziya Gökalp için “Fikirlerimin babası” M. Emin Yurdakul’un “Cenge giderken” şiiri için: “Bu dizelerde ulusal benliğimin gururunu tattıran ilk anlatıı buldum” sözlerini söylemiştir. YAZDIĞI ESERLER NUTUK: 15-20 Ekim 1927’de gerçekleşen CHP’nin ikinci kongresi’nde 6 gün içinde 36,5 saatte okunmuştur. 1919 Samsun a çıkışından 1927 yılına kadarki olaylar anlatılmıştır. Nutuk 3 aşama halinde ele alınmıştır. Birinci aşama Samsun’a çıkıştan TBMM’nin açılışına kadar, ikinci aşama TBMM hükümetleri dönemi, üçüncü aşama 29 Ekim 19231927 tarihleri arasını kapsayan Cumhuriyet Dönemidir KARSLBARD HATIRALARI: Mustafa Kemal Aralık 1917’de veliaht Vahdettin ile beraber Almanya’ya resmi bir ziyarette (22 gün) bulunmuştur. Dönüşte hastalanan Mustafa Kemal, Viyana’daki Karslbard’a gelmiştir. 1 ay boyunca tedavi görürken yazdığı hatıralardır. ARIBURNU MUHAREBELERI RAPORU: Harp Nezaretinin İsteğiyle hazırladığı rapordur. GEOMETRI KITABI: 1936-1937 yılları arasında Dolmabahçe Sarayı’nda yazdığı kitaptır.Arapça ve Farsça geometrik kavramlara Türkçe karşılıklar bulmuştur. VATANDAŞ İÇİN MEDENI BILGILER: Atatürk’ün el yazması notlarının Afet İnan tarafından derlenerek kitaplaştırılmıştır. Kendisine Tevfik Bıyıklıoğlu yardım etmiştir. Eser Cumhuriyet’in ilk yıllarında ders kitabı olarak okutulmuştur. BÖLÜĞÜN MUHAREBE TALIMI: Savunma,muharebe ve taarruz konularından bahseden Almanca’dan çeviri bir eserdir TAKIMIN MUHAREBE TALIMI: General Litzmann’ın Eserinin birinci bölümünün çevirisidir. Birtakımın değişik hava ve şartlarda, değişik arazilere yerleşmesi ve muharebe yöntemlerinin uygulanması, avcı hattını oluşturulması gibi konularda subaylara yönelik bilgiler veren bir eserdir. (M. Kemal’in ilk eseri) CUMALI ORDUGAHI: Cumalı,Makedonya da bir bölgedir.. Mustafa Kemal’in katıldığı 3. Süvari Tümenine bağlı bir süvari tugayının yaptığı eğitim ve manevralar esnasındaki gözlem, eleştiri ve notları içeren bir eserdir. ZABİT ve KUMANDAN İle HASBİHAL: M. Kemal Sofya Askeri ateşesi iken Nuri C’onkerin Zabit ve Kumandan adlı eserine cevap olarak yazmıştır. TAKTIK ve TATBIKAT GEZISI: Komutanın nitelikleri üzerine yazılmış bir eserdir. Ayrıca tatbikatın öneminden de bahsedilmiştir. Not: M. Kemal’in Şiirlerini içeren eseri OĞUZ OĞULLARI’dır. GÖREVLERİ 1.Dünya Savaşı'na Kadar Aldığı Görevler (1905-1914) *1905 'de İlk görev yeri Şam V. Ordu emrindeki 30. Süvari Alayı’ydı. *1906 ' da Şam 'da arkadaşları Binbaşı Lütfi Müfit Özdeş, Dr. Mustafa Elvan Cantekin ile Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurdu. Cemiyetin isminni koyarken Namık Kemal’den esinlendi. *1907'de Kolağası oldu. Aynı yıl içerisinde Manastır 3. Ordu Komutanlığında görevlendirildi *1909'da 31 Mart Olayı'nı bastıran Harekat Ordusunda Selanik kısmı kurmay başkanı olarak İstanbul'a gelişi *1910'da Picardie Manevraları'na katılması *1911'de Tanin Gazetesi Yazarı Şerif adıyla Trablusgarp'a gitmesi (İtalyanlar ile Derne ve Tobruk'ta mücadelesi) ve Ethem Paşa kuvvetlerine kurmay başkanlık yapması. MBinbaşılığa yükseltilmesi *1912 Bahr-i Sefid Boğazı Kuvva-yı Mürettebesi Harekat Şube Müdürlüğüne atanması *1913'ten 13 Ocak 1915 'e kadar Sofya Ataşemiliterliği görevindeyken 1 Mart 1914'de yarbaylığa yükseltilmesi I. Dünya Savaşı'nda aldığı görevler (1914-1918) ÇANAKKALE CEPHESİ: 1915'de 19. Tümen komutanı oldu. Arıburnu 'nda itilaf devletlerini durdurdu. Haziran'da albaylığa yükseltildi. Anafartarlar muhaherbesi'ni kazandı. Anafartalar Grubu Komutanı oldu. KAFKAS CEPHESİ: 1916’da 16.kolordu komutaı oldu. Mirlivalığa yükseltildi.. Muş ve Bitlis'i Ruslardan geri aldı. 1917'de II.Ordu Komutanlığına vekaleten, daha sonar asaleten atandı. SURİYE-FİLİSTİN CEPHESİ : 1917' de 7.Ordu komutanlığına atandı.Bu görevde iken memleket ve ordunun durumu hakkında bir rapor yazdı.Ekim 1917'de İstanbul'a geldi NOT: *15 Aralık 1917'de veliaht Vahdettin ile 22 günlük Almanya gezisine çıktı. (FAHR-İ YAVER-İ HAZRETİ ŞEHRİYARİ) unvanını bu sebeple aldı.*30 Haziran 1918'de tedavi için Viyana Karslbard'a gitti. * 7 Ağustos'ta yeniden 7. Ordu komutanlığına atadı. İngilizleri Halep'in kuzeyinde durdurdu. * Mondros'tan sonra 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Komutanlığı'na atandı ve Adana'ya gitti. Bu ordu lağvedilince İstanbul'a çağrıldı. 13 Kasım 1918′de İtilaf Devletlerinin donanmalarının İstanbul’a girdiğini gören Mustafa Kemal, yanında bulunanlara, “Geldikleri gibi giderler.” demiştir. *1 Kasım 1918 ile 21 Aralık 1918 tarihleri arasında İstanbul'da Ali Fethi Bey'in (Okyar) ile birlikte Minber adlı günlük siyasi gazete.yayınladı. * Mustafa Kemal Hatay sorunu konusunda Asım Us mahlasıyla Kurun gazetesinde 5 makale yazmıştır Kurtuluş Savaşı'ında Aldığı Görevler (19181922) I) 9. ORDU KITALARI MÜFETTİŞLİĞİ: M.Kemal, Karadeniz Bölgesi'nde meydana gelen Türk-Pontus sorununu çözmek için bölgeye 9. Ordu Kıtaları Müfettişliği göreviyle gönderilmiştir. Görevin içeriği: Eşkiyalık olaylarını önlemek. Türk cemiyetlerini dağıtmak, Silah ve cephaneyi ATATÜRK'ÜN HAYATI toplayıp merkeze göndermek. Mustafa Kemal, 16 mayıs 1919 da Bandırma Vapuru ile yola çıkmış, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gelmiştir. SAMSUN RAPORU: M.Kemal Samsun'da Samsun Raporu olarak bilinen belgeyi hazırlayıp İstanbul Hükümetine göndermiştir. Bu raporda Pontus Rumlarının amaçları ve yaptıkları yer almıştır. HAVZA GENELGESİ:M. Kemal 28 Mayıs 1919'da yörenin ileri gelenleriyle görüşme yaptıktan sonra Havza Genelgesi yayımlanmıştır. M.Kemal, Havza'dan sonra İstanbul'a çağrıldı. AMASYA GENELGESİ: M.Kemal ve arkadaşları Rauf Bey ve Ali Fuat Paşa tarafından hazırlanan belge bölgedeki vali ve komutanlara gönderildi. Bu belgeyi Erzurum'da bulunan Kazım Karabekir ve Konya'da bulunan Cemal Paşa'da telgraf ile onaylamıştır. II )SİVİL MUSTAFA KEMAL: M.Kemal,7-8 Temmuz 1919'dan 5 Ağustos 1921 tarifine kadar sivil bir insandır.Bu süre zarfında ; a) ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz7Ağustos):M.Kemal ve Rauf Bey Erzurum Kongresi'ne Erzurum delegesi olarak katılmıştır.Kongre sonunda belirlenen Temsil heyeti'nin başkanı Mustafa Kemal olmuştur. b) SİVAS KONGRESİ (4-11 Eylül 1919): M.Kemal ,doğu illeri temsilcisi olarak kongreye katılmıştır.Temsil Heyeti Başkanlığı devam etmiştir. c)AMASYA GÖRÜŞMELERİ (20-22Ekim 1919): Sivas Kongresi sonrası istifa eden Damat Ferit Hükümeti yerine kurulan Ali Rıza Paşa Hükümeti temsilcisi Salih Paşa ile Amasya'da yapılan görüşmeye M. KEMAL,Temsil Heyeti Başkanı olarak katılmıştır. d)SOMM’DE ERZURUM MEBUSU: 12 Ocak 1920'de toplanan Mebusan Meclisi'ne Erzurum mebusu seçilmesine rağmen katılmamıştır. e) ANKARA MİLLETVEKİLİ: Son Osmanlı Mebusan Meclisi dağıldıktan sonra 19Mart 1920'de yayınlanan bir genelge ile ülke genelinde yapılan seçimlerde Mustafa Kemal, Ankara milletvekili seçilmiştir. f) TBMM BAŞKANI : 23 NİSAN 1920'de TBMM açıldıktan sonra ilk meclis başkanı en yaşlı üye olan Şerif Bey'dir.Yapılan seçimlerde M.Kemal, Meclis başkanı seçilmiştir. III) BAŞKOMUTANLIK : M.Kemal, 5 Ağustos 1921' de Başkomutanlık Yasası ile askerlik mesleğine geri döndü. Bu görevi aldıktan sonra Sakarya Savaşı'nı kazandı. Kendisine gazilik unvanı ve maraşellik rütbesi verildi.Daha sonra Büyük Taaruz'u kazandı. IV) CUMHURBAŞKANLIĞI: M.Kemal 29 Ekim 1923'de Cumhuriyet'in ilanı ile aynı gün Cumhurbaşkanı seçildi.1927,1931 ve 1935 seçimleri ile beraber 4 defa Cumhurbaşkanı seçildi. MUSTAFA KEMAL’İN ÖNEMLİ SÖZLERİ Ben, size taarruz emretmiyorum ; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçebilir Çanakkale Savaşı. - Ya istiklal ya ölüm Sivas Kongresi -Vatanın bütünlüğü, Milletin istiklali tehlikededir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Amasya Genelgesi -Siz orada yalnız düşmanı değil,Milletin ters talihini de yendiniz. İkinci İnönü Muharebesi---İsmet İnönü’ye Kutlama Telgrafı -Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk edilemez.” Sakarya Meydan Muharebesi -Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri. Baş Komutanlık Meydan Muharebesi “Kırk asırlık Türk yurdu yabancı elinde kalamaz!” Hatay için Siyasi, askeri zaferlerle ne kadar büyük olursa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kazanılan zaferler kalıcı olmaz, az zamanda kaybedilir. İzmir iktisat kongresi Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır İzmir suikastı Mustafa Kemal’in Kurduğu Kurum ve Kuruluşlar Ankara Hukuk Fakultesi 1925 Ankara DTCF 1936 Anadolu Ajansı 1920 Anadolu Sigorta 1924 Ankara (Atatürk) Orman Çiftliği 1925 Ankara Devlet Konservatuvarı 1936 Bursa Merinos Halı Fabrikası: 2 Şubat 1938’ DEvlet Demiryolları 1924 Devlet Hava Yolları Devlet İstatistik Endüstrisi Halkevleri 1932 Merkez Bankası 1930 Sanayi ve Maadin Bankası Türk Dil Kurumu 1932 Türk Kuşu(Uçuş eğitimi için) 1935 Türk Tarih Kurumu 1931 Türkiye Şeker Fabrikası Türkiye İş Bankası(1924) Bursa Merinos Halı Fabrikası Çocuk Esirgeme Kurumu Çubuk barajı 1936 Demir Yolları ve Limanlar Genel Müdürlüğü Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİEİ) 1935 Maden Tetkik ve Sosyal Yardım Bakanlığı Sümerbank Ziraat Bankası, 1924’te Türk adı eklenerek devlet bankası oldu) Uluslararası İzmir Fuarı 1936 Ziraat Okulları ve Yüksek Ziraat Enstitüleri Atatürk’ün Biyografileri Andrew Mango-Atatürk: Modern Türkiyenin Kurucusu H.C.Armstrong – Bozkurt Mustafa kemalin sağlığında yayınlanan ilk biyografik eser Yakup Kadri Karaosmanoğlu - Atatürk Lord Kinross-Atatürk: Bir Milletin Yeniden Doğuşu (Kinross, 1952 de ing hükümeti tarafından biyografi hazırlamak üzere görevlendirildi.) Şevket Süreyya Aydemir - Tek Adam MEDENI HALI *29 Ocak 1923′te İzmir’de Latife Hanımla evlendi. *Mustafa Kemal, çıktığı yurt gezilerine eşini de yanında götürürdü.Kadınla erkeğin hayatın her alanında birlikte yer almasını isterdi. Bu yüzden kendi evliliği ve aile hayatıyla Türk toplumuna örnek olmaya çalıştı. * Mustafa kemalin ilk soy ismi ÖZ’ dür. 21 Haziran 1934 de 2525 numaralı kanun ile 24 kasım 1934 deki 2587 kanun numarası ile ATATÜRK soy ismi verilmiştir. *Çocukları çok seven Atatürk Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı ATATÜRK’ÜN MANEVİ ÇOCUKLARI *Abdurrahim Tunçok: 8 yaşındayken evlat edindiği Abdurrahim kimsesiz bir çocuktu. 1908 doğumlu Abdurrahim 1999 yılında vefat etmiştir. * Afet İnan: 1908 yılında Selanik’te doğan Afet İnan tarihçi ve sosyoloji profesörü olmuştur. 1985 yılında, 77 yaşındayken vefat etmiştir. * Nebile Hanım: 1927 yılında İstanbul Çapa Öğretmen Okulu’ndan Dolmabahçe Sarayı’na getirilen üç kız öğrenciden biriydi. bu ziyaret Nebile Hanım’ın, Atatürk’ün manevi kızı olmasını sağladı * Rukiye Erkin: kimsesiz bir kız çocuğu olan Rukiye, Atatürk tarafından evlat edinilmiş, Ankara’ya getirilerek tüm bakımı ve eğitim masrafları karşılanmıştır. Atatürk Rukiye Hanım’ı bir yüzbaşıyla evlendirmiştir. * Sabiha Gökçen: 1913 yılında Bursa’da doğan Sabiha Hanım dünyanın ilk kadın savaş pilotu ve aynı zamanda Türkiyenin de ilk kadın pilotudur. Sabiha Gökçen 2001 yılında 88 yaşındayken Ankara’da vefat etmiştir. * Sığırtmaç Mustafa: Yalova’nın köyünde bir çoban olan Mustafa’ya Atatürk atla gezintiye çıktığı sırada rastlamış ve evlat edinmiştir. Sığırtmaç Mustafa tıpkı manevi babası gibi asker olmak istemiş, Kuleli Askeri Lisesi ardından Harp Okulunda okumuş ve subay olmuştur. * Ülkü Adatepe: 1932 doğumlu Ülkü Adatepe Atatürk’ün en küçük manevi kızıdır. Zübeyde Hanım’ın evlatlık kızı Vasfiye Hanım’ın kızıdır. ATATÜRK´ÜN KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ Mustafa Kemal; çok yönlü, üstün yetenek, zeki ve kuvvetli iradeye sahiptir. Bunlar Mustafa Kemal’in Türk milletinin en büyük lideri olmasında ve tüm dünyaca kabul edilmesinde etkili olan özellikleridir. 1. Vatanseverliği - Mustafa Kemal, bir asker olarak birçok cephede vatan savunmasının en güzel örneklerini verdi. - Vatanı savunmanın yüce bir görev olduğunu belirtti. Çanakkale Cephesi’nde askerlerine: “Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçen zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar gelebilir.” ATATÜRK'ÜN HAYATI diyerek Türk ordusunun Çanakkale Savaşlarındaki başarısının nasıl gerçekleştiğini ortaya koymuştur. - Sakarya Meydan Savaşı’nda Mustafa Kemal askerlerine şu emri verdi: “Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez.” Bu emrin harekete geçirdiği vatanseverlik duygusu Türk ordusuna büyük bir zafer daha kazandırdı. 2. İdealistliği - Atatürk’ün ideali; Türk milletinin çağdaş, hayat seviyesi içinde yaşayan bir millet olarak varlığını yükseltmektir. - Onun ilkeleri bu ideali gerçekleştirmeye yöneliktir. - Mustafa Kemal, Onuncu Yıl Nutku’nda, az zamanda çok büyük işler yapıldığını belirtmiş, ancak bunları yeterli görmemiştir. - Mustafa Kemal, idealistliğinin bir gereği olarak şunları söylemiştir: “Yurdumuzu dünyanın en mamur ve en medeni memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.” Bu ideal yalnızca Atatürk’ün değil, aynı zamanda Türk milletinin de idealidir. 3.Hakikati (Gerçegi) Arama Gücü - Mustafa Kemal, gerçekçi bir insandı. Gerek dış politikada gerekse iç politikada hiç hayalci olmamış, milleti gerçekleşmesi mümkün olmayan emeller peşinde koşturmamıştır. - “Bizim; akıl, mantık, zeka ile hareket etmek en büyük özelliğimizdir.” sözü bu özelliğine en güzel örnektir. 4. Çok Cepheliliği (Yönlülüğü) - Mustafa Kemal, üstün bir komutan eşsiz bir devlet adamıdır. - O, pek çok alanda ortaya koyduğu görüşleriyle milletini aydınlatmış; kalkınmanın, gelişmenin ve çağdaşlaşmanın yollarını göstermiştir.Mustafa Kemal, hem fikir hem de hareket adamıdır. - Askerlik, tarih, eğitim, sanat ve ekonomi konularında görüşlerini açıklamakla kalmamış aynı zamanda bu görüşlerini uygulamıştır. - Mustafa Kemal, bu özelliklerinin yanında kendine güveni, göreve bağlılığı, çabuk ve doğru karar verme gücü ile de çok cepheli bir önderdir. 5. Gurura ve Ümitsizliğe Yer Vermemesi - Mustafa Kemal, gerçekleştirdiği büyük ve küçük bütün işlerinden sonra gurura veya büyüklenmeye kapılmamıştır. Kendisine farklı davranılmasından hoşlanmazdı. - Mustafa Kemal, hayatı boyunca yapacağı bütün işlerde şu şekilde düşünürdü: “Ben bir işte nasıl muvaffak olacağımı düşünmem. O işe neler engel diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür.” - Çanakkale Savaşları sırasında cephanesi olmayan asker karşısında süngü tak emrini vermesi onun zor durumlarda bile ümitsizliğe düşmediğini göstermektedir. 6. İleri Görüşlülüğü - Mustafa Kemal, olayların gelişmesini sezgileriyle değerlendirerek sonucunda neler olabileceğini isabetli bir şekilde tespit ederdi. Onun ileri görüşlülüğünü gösteren pek çok örnek vardır. - “Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi yetmez. Muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi gereklidir.” sözü bu özelliğini gösterir. - Çanakkale Savaşlarında düşmanın nereden çıkarma yapacağını tahmin etmesi, II. Dünya Savaşı’nın çıkacağı 1932′de bir yurt gezisinde “Kırk asırlık Türk yurdu, düşman elinde bırakılamaz.” diyerek ilerde Hatay’ın ana vatana katılacağını belirtmesi onun bu özeliğini en iyi şekilde ortaya koymaktadır. 7. Yöneticiliği - Mustafa Kemal, üstün nitelikli ve çok yönlü bir yöneticiydi. - O, bu özelliğini cephede, mecliste ve cumhurbaşkanlığı makamında bütün yönleriyle ortaya koymuştur. - Atatürk’ün yöneticilik özelliklerinden biri, yeri ve zamanında en doğru kararı alması ve bunu taviz vermeden uygulamasıdır. Onun başarısının sırrı bu özelliğinde yatmaktadır. - Yapacağı işlerde ani kararlar vererek değil, uzun uzun iyice düşündükten sonra ve sırası geldikçe uygulama safhasına koyarak başarılı olmasını bilmiştir. - “Bir işi zamansız yapmak o işi bozmak, başarısızlığa uğratmaktır. Her şey sırasında ve zamanında yapılmalıdır.” diyerek yöneticilikte nasıl başarılı olunacağını göstermiştir. 8. Eğitimciliği - Mustafa Kemal, “Cumhurbaşkanı olmasaydınız ne olmak isterdiniz?” sorusuna “Millî Eğitim Bakanı olarak millî kültürü yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdi.” karşılığını vermiştir. - Mustafa Kemal, büyük bir eğitimci ve ebedi “başöğretmen”dir. Yeryüzünde onun gibi yazı tahtası başında milletine ders veren başka bir devlet adamı yoktur. 9.Sanatseverliği - Mustafa Kemal, Türk toplumunun yüksek bir sanat yeteneğine sahip olduğuna inanıyordu. *Atatürk’ün imzasını tasarlayan Hagop Vahram Gerçiyandır. - Mustafa Kemal döneminde, sanatçı yetiştiren okullar açıldı. Avrupa’ya öğrenci gönderildi Mustafa Kemal Tevfik Fikret için; “ Hangi Türk şairi böyle inkılapçı şiirler yazmıştır” Namık Kemal içinde Türk milletinin yüzyıllardır beklediği ses ifadelerini kullanmıştır. - Mustafa Kemal, her fırsatta sanatçıları ve sanat eserlerini takdir ederdi. Sanat ve sanatçıyla ilgili görüşlerini dile getirerek özendirici bir rol oynardı. Onun bu konulardaki sözlerinden bazıları şunlardır: “Yüksek bir insan toplumu olan Türk milletinin tarihi bu özelliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir.” - Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz; hafta cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız.” sözleri sanatseverliğini vurgulamaktadır. 10. İnsan ve Millet Sevgisi - Mustafa Kemal, bütün davranışlarıyla her şeyden önce, kendi milletine karşı olan sorumluluğunu ortaya koymuştur. - Türk milletinin şerefi ve hakları söz konusu olduğunda, bunların korunmasını görevlerin en kutsalı saymıştır. - Onun şu sözleri insan sevgisi hakkındaki düşüncelerini çok güzel açıklamaktadır: “En uzakta zannettiğimiz bir olayın bize bir gün etki etmeyeceğini bilemeyiz. Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir organı saymalı gerekir. Bir vücudun parmağının ucundaki acıdan diğer bütün organlar etkilenir.” ATATÜRK'ÜN HAYATI bile, kimseyi inandıramazsınız.” Askeri Güç: Ülkeyi iç ve dış tehlikelere karşı VEFATI korumak için oluşturulan askeri güçtür. Askeri *Mustafa Kemal ATATÜRK, 10 Kasım 1938 Perşembe günü İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı 71 gücümüzü Türk Silahlı Kuvvetleri oluşturur. Türk ordusu Atatürkçü düşünce sisteminin temel nolu odada vefat etmiştir. 19 Kasım 1938’de unsurlarındandır. “ . Ordu, dışarıya karşı devletin Şerafettin Yaltkaya tarafından cenaze namazı varlığını temin ve gerektiğinde içeride büyük kılındı. *Cenazesi 19 Kasım 1938 günü Yavuz zırhlısı ile asayişsizliği ortadan kaldırır. Ordu, cumhuriyet İzmit’e oradan da Ankara’ya uğurlandı. *21 Kasım aleyhine girişimlere karşı, devlet ve hükümetin irade ve kuvvetini belirtir. Ordunun devlete karşı en 1938’ de yapılan büyük bir cenaze töreni ile birinci görevi, en üst derecede kudret ve yeteneğe ceanazesi Ankara Etnoğrafya Müzesi’ndeki geçici sahip olmaya çalışmaktır. Devletin büyüklük ve kabrine konuldu. *Cenazesi 10 Kasım 1953’de şerefi bununla yükselir…” Anıtkabir’e getirildi .*Atatürk’e yapılacak anıtmezarı için yapılan yarışmada Türk mimarları Sosyo - Kültürel Güç: Toplumun dil, din, kültür, İTÜ Mimarlık Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. sanat, tarih bilinci, gelenek, hukuk gibi değerlere Emin Halit Onat ve Doç. Ahmet Orhan toplumun sosyokültürel güç adı verilir.. “Türkiye Arda’nın projeleri anıt mezar olarak seçildi. Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür… Kültür; Anıtkabir’in yapımı 1 Eylül 1953’de bitirildi okumak, anlamak , görebilmek, görebildiğinden *Anıtkabir, Selçuklu ve Osmanlı mimari anlam çıkarmak, izlenim almak, düşünmek ve özelliklerini de barındırır. zekayı terbiye etmektir. Milletimizin dehasının *Yaklaşık 750.000 metrekarelik bir alan üzerine gelişmesi ve bu sayede layık olduğu uygarlık inşa edilmiştir. düzeyinde yükselişi elbette ki yüksek meslek *Anıtkabir, Barış Parkı ve Anıt Bloğu olamak elemanlarının yetiştirmekle ve milli kültürümüzü üzere iki kısımdır. *Barış Parkı’nda değişik ülkelerden getirilen 104 yükseltmek ile kabildir.” çeşit, 48.500 ağaç vardır.. Anıt Bloğunun içinde ise Aslanlı Yol, Tören Meydanı ve Mozole vardır. BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ *İsmet İnönü’nün lahidi 1973’de yapıya sonradan - Atatürk’ün dünyada `başöğretmen' Sıfatlı tek lider olduğunu, eklenmiştir.. Mirası: TTK, TDK, CHP, Manevi Çocukları, - Bir geometri kitabı yazdığını, Üçgen, açı, Ankara ve Bursa Belediyelerine, Makbule hanım dikdörtgen gibi 48 tane geometri teriminin (Türkçe) İsmet Paşanın Çocuklarının eğitimi için ayrılmıştır. isim babasının bizzat Mustafa Kemal olduğunu. - Norveççe`de `Mustafa Kemal Gibi Düşünmek ` diye bir deyim Olduğunu. ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ Atatürk’ün devlet hayatına, fikir hayatına, - ‘Atatürk çiçeği'nin’ adını, çiçeği bulan ekonomik hayata ayrıca toplumun temel kurallarına Wanderbit Üniversitesi profesörlerinden Doktor ilişkin gerçekçi fikir ve ilkelerine '' Atatürkçülük '' Kirk Landın`in Koyduğunu ve bu çiçeğin tüm denir buna aynı zamanda “Atatürkçü düşünce dünyada bu isimle üretilip satıldığını. sistemi” de denir. Atatürkçülük akıl ve bilimin yol - Yunan başkomutanı Trikopis`in, hiçbir zorlama göstericiliğinde Türkiye’yi ve kültürünü çağdaş ve baskı olmadan her Cumhuriyet bayramında Türk büyükelçiliğine giderek, uygarlık seviyesinin üzerine çıkarmayı amaç olarak Atina'daki kabul eder. Türk milletinin bugün ve gelecekte tam Atatürk`ün resminin önüne Geçtiğini ve saygı bağımsız olarak millet egemenliğine dayalı duruşunda bulunduğunu demokratik ve laik kurallar içinde rahat ve mutlu - ''Minber'' adında bir gazete çıkarttığını ve 52 sayı yayımlandığını bir yaşam sürmesini hedefler. - Kurtuluş Savaşında rütbe alan birçok kadın Atatürkçülüğün Nitelikleri Türk milletinin ihtiyaçlarından doğmuştur.. askerlerimizin olduğunu, Dünya tarihine geçen tek Temelinde milli kültürümüz ve evrensel değerler kadın üsteğmenin Türk olduğunu, Üsteğmen Kara vardır.. Akla ve bilime dayanır. Bir Fatma'nın 700 erkek, 43 kadından oluşan bir bütündür.Yabancı siyasal akımlar ve ideolojilerden müfrezenin reiseliğine bizzat Atatürk tarafından atanmış olduğunu. etkilenmemiştir. - Bir röportajda "Birleşmiş Milletlere üye olmayı düşünüyor musunuz?" diye sorulduğunda Atatürkçü Düşüncede Milli Güç Unsurları Siyasi Güç: Devletin yapısı, işleyişi, yönetimi, iç "Şartlarımızı koyarız, kabullerine bağlı. Biz ve dış politikayla ilgilidir. Atatürk’ün düşünce müracaat etmeyiz üye olmak için, davet gelirse sistemindeki siyasi güç kavramı, her şeyden önce Düşünürüz" dediğini ve bunun üzerine BM yasasının değiştirildiğini ve üyeliğe davet edilen ilk millet iradesine dayanır. Ekonomik Güç: Ülkenin kalkınması için ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu. yararlanılan kaynakları, insan gücünü ve uygulanan -Yunalı lider Venizelos Yunan Türk barışına katkı ekonomik politikaları kapsar. Milli Mücadele’nin sağlamak amacıyla 1936 yılın da Mustafa Kemal’i kazanılmasından sonra İzmir’de bir iktisat kongresi Nobele aday göstermiştir. düzenleyen Atatürk, askeri zaferi ekonomik zaferle - 1938'de, General Mc Arthur'un en zor, en problemli, en Buhranlı döneminde, danışman, güçlendirmek için çalışmalara başlamıştır. “Savaş meydanlarında kıymetli evlatlarımızın senatör ve bakanlarından Oluşan yüz yirmiden süngü ve silahlarının zaferi yeterli değildir. Bu fazla Kişiye; "Şu anda hiçbirinizi değil, büyük zafer ve başarı çok büyüktür. Ancak gerçek refah istidadı ile Mustafa Kemal'i görmek için neler ve mutluluğa sahip olabilmek için, asıl bundan vermezdim" dediğini. sonra çalışmak gerekir. Sizin için zafer ve ilerleme sahası ekonomide, ticarettedir. Bunu anlıyorsanız, - 1938'de Ata’nın ölümünde Tahran gazetesinde .ok çalışmak zorundasınız. Aksi durumda yayınlanan bir şiirde; "Allah bir ülkeye yardım memleketin gerçek sahibi olduğunuzu söyleseniz etmek isterse onun elinden tutmak isterse başına Mustafa Kemal gibi lider getirir" denildiğini. UNESCO, Atatürk’ün 100. Doğum Yıldönümünü dünyada kutlama kararı almıştır. (1981) -1996'da Haiti Cumhurbaşkanının vasiyetinde, mezar taşına yazılmasını istediği metinde; "Bütün ömrüm boyunca Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm Yazdığını. -2000'de ABD Başkanı'nın milenyum mesajında; ''Milenyumun hiç şüphe yoktur ki tek devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk'tür. Çünkü o yılın değil asrın lideri olabilmeyi başarmış tek liderdir" denildiğini.