T.C. KIRIKKALE ÜNİVERSİTESİ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ FİNAL ÖDEVİ Hazırlayan Enes Rafet DURMUŞ 190104053 NORMAL ÖĞRETİM Dersin Sorumlusu Doç. Dr. Mehmet DOĞAN KIRIKKALE HAZİRAN-2020 1881'DE DOĞAN GÜNEŞİMİZ YILDIZ OLDU Mustafa Kemal Atatürk, 1938 başlarında iştahsızlık ve halsizlik hissetmeye başlamıştı. Vücudunun çeşitli yerlerinde kaşıntılar meydana geliyor ve burun kanamaları güçlükle önleniyordu. Bu kaşıntıların Çankaya Köşkü'ndeki karıncalardan meydana geldiği öne sürülmüştü ve köşk ilaçlamaya alınmıştı. Atatürk de özel bir kür tedavisi için Yalova termale gönderilmişti. Termal Otel'de, 22 Ocak 1938 günü Atatürk'ü muayene eden Dr. Nihat Reşat Belger, karaciğer rahatsızlığından kuşkulandı ve Atatürk'e siroz teşhisi koydu. Doktor Belger'in mutlak surette perhiz yapmasını tavsiye ettiği Atatürk, Termal Otel'deki tedavisine bir süre daha devam etti, ancak doktorların bütün itirazlarına rağmen 1 Şubat 1938'de tedaviyi yarıda bırakarak Bursa'ya hareket etmişti. Atatürk'ün sağlık durumunun ciddiyet göstermesi hükûmeti de telaşlandırmıştı ve Başbakan Celâl Bayar, Avrupa'dan iki hekim getirilmesini önerdi. Atatürk o günlerdeki Hatay Sorunu yüzünden hastalığının dışarıda duyulmasının iyi olmayacağını düşündüğünü belirterek bunu reddetti ancak Türk doktorların kapsamlı bir muayene yapmasını kabul etmişti. Atatürk'ün rahatsızlığı ve özellikle Avrupa'dan doktor getirtilmesi, dünyada geniş yankı bulmuştu. Ölmek üzere olduğu ve siyasi mirasını kime bırakacağı yönündeki haberler üzerine Atatürk tüm dünyaya sağlıklı olduğunu göstermek isteyerek 19 Mayıs 1938 günü (Samsun'a çıkışının 19. yıldönümünde) Ankara Stadyumu'nda halkın karşısına çıkmıştı. Kutlamalar çok parlak geçti, İstanbul'da 1 Haziran 1938'de Savarona Yatı'na geçti ve 25 Temmuz 1938'e kadar orada kalmıştı Yaz sıcakları üzerine tekrar Dolmabahçe Sarayı'na dönmüştü. 5 Eylül 1938 günü Atatürk vasiyetini yazmıştı ve bütün malvarlığını belirli şartlarla, genel başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ne bıraktı. Kız kardeşine, manevi çocuklarına ve İsmet İnönü'nün çocuklarına para yardımı yapılmasını belirtti. Ayrıca Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu'na da belirli miktarlarda yardım yapılmasını istemişti. Atatürk'ün karnında biriken su iyice artmıştı. O gün Atatürk'ün karnından tam altı litre su alındı. Hastalık giderek ilerliyordu ve Atatürk'ün karnında yeniden su toplanmıştı. 16 Ekim 1938 günü öğleden sonra Atatürk ağır bir komaya girmişti. Atamızın durumu her geçen gün ağırlaşıyordu. 10 Kasım 1938, Ulu Önderimiz Kemal Atatürk bu sabah saat 09.05'te hayata gözlerini yumdu. İstanbul Dolmabahçe Sarayı'nda vefat eden reis-i cumhurumuzun naaşı özel bir trenle Ankara' ya taşınacak. Kendi deyimiyle 19 Mayıs 1881'de doğan Ulu Önderimiz için halkımız sokağa döküldü. Hepimizin içinde büyük bir acı büyük bir keder var. Kendisi bir askeri deha, lider, büyük bir devrimci, başkomutan... Dünyaya tanınmış en özel liderlerden birisi. Ulu Önderin vefatının ardından İtalyan radyosunda yapılan anons gibi ''İskender, Sezar, Napolyon ayağa kalkın büyüğünüz geliyor... '' Modernleşmeyi, vatanını son ana kadar savunmayı, dürüstlüğü, cömertliği, şıklığı, halk olmayı, hitabı ve daha binlerce olayı bize Atatürk öğretti. Ne şanslıyız ki kendisini görebildik, sesini duyduk büyük devrimine şahit olduk. O bugün aramızdan ayrılsa da 1919'da Samsun'a gittiği büyük ruhla onun devamında olacak henüz doğmamış gençler, çocuklar, büyükler, milyonlar var. Yıllar geçse de adını unutturmayacak gelecek nesiller var. O bizi yukarıdan seyrettiğinde '' Gurur duyuyorum'' diyecek. Çünkü büyük kurtuluşumuzu unutturmayacak güzel nesillerimiz var. Var olacaklar. Türkiye Cumhuriyeti bundan 15 yıl önce kuruldu. 95, 100 yıl sonra da ilk günü gibi neşeyle kutlanacak yarınlar Mustafa Kemal'in adını okullarda, sokaklarda haykıracak. Yıllar geçecek ''Mustafa Kemal' in askerleriyiz'' sloganları tüm Türkiye' yi inletecek. Yıllar geçtiğinde her yerde adı yaşasın emaneti Cumhuriyetimiz yaşasın diye gerekirse herkes canını verecek tıpkı milli mücadele de herkesin geleceğimiz için canını verdiği gibi... Ve gün gelecek Türk tarihi bizim 1881'de güneş gibi doğan 1938'de gökte yıldızımız olan Mustafa Kemal'imiz var diyecek. Adı her anıldığında biraz gözlerimiz dolacak ama ileriye daha da umutla bakacağız. Ve yine gün gelecek nice Mustafa Kemaller doğacak ve Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak.