Buzul çağı: İ.Ö. 2.5 milyon-14.000 yıl (Paleolitik, yani eski/yontma taş çağı (alt-erken; orta; üstgeç Paleolitik) Tarih öncesinde ayırım kullanılan araç gerece göre yapılır. Tarih öncesi devirler her yerleşim alanında eş zamanlı yaşanmadığı gibi, bir toplumun bu devirleri sırasıyla yaşadığı da düşünülemez Homo Habilis: Yetenekli ya da yapabilen insan 2.5 milyon-1.8 milyon yıl. Homo Ergaster (çalışan insan) Homo erectus: Dik duran insan 1.9 milyon -250.000 arası: Homo sapiensin atası olarak kabul edilir. Homo erectus, ateşi kontrol eden (800.000-700.000 arasında) ve mağaralarda barınan ilk insan türüdür. Afrika kökenli olduğu düşünülür. İ.Ö. 500.000de Erectus’un yiyeceğini pişirdiği bilinmektedir. Homo erectus hepobur, eti çiğ de sindirdiği biliniyor, meyve ve yemişleri de topluyor. Bir nevi proto-dil konuşuyor. Homo Erectus’un Mikokuyen, musteryen ve Aşölyen aletler kullandıkları bilinir. PALEOLİTİK DÖNEM: (Kaba/Yontma Taş Çağı): M.Ö. 600.000-12.000 Çakmak ve çaytaşından aletlerin yapıldığı, avcılık ve toplayıcılık merkezli dönem. ALT PALEOLİTHİK =2.5 milyon-400.000 Alt Paleolitik devrin insanları, taşları, ya daha sert olan başka taşlarla yontarak işlemiş ve böylelikle birtakım basit taş aletler yapmaya başlamışlardır. Olduvan tarzı taş yontma. Bu dönemde erkek avcı, kadın toplayıcıdır. Gömü geleneği: Mezarda ölü yanında yiyecekler = Ölümden sonra yaşam inancı. Paleolitik’te Anadolu’da yaşam alanları: Antalya Beldibi, Karain mağaraları ve İstanbul Yarımburgaz mağarası Homo sapiens: ya da Homo sapiens idaltu (idaltu ilk gelen/ilk doğan) 400.000 yıl: köken doğu Afrika Homo sapiens sapiens 120.000den beri Homo Sapiens sapiens ya da anatomik açıdan modern insan 60.000 civarı Afrika’dan ayrıldı ve zamanla dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan Neandartel ve Homo Erectusların yerini aldı ORTA PALEOLİTHİK : 400.000-30.000. Ölüler ilk kez gömülür ve aşı boyası ile boyanır. El ve at tasvirleri. Kırmız boyalar büyü ve tılsımla ilgilidir. Örneğin avcılık için özel uçların, eti kesmek, parçalamak, derileri işlemek için kazıyıcılar gibi birçok değişik tipte alet üretilmiştir => Musteryen yöntem Bilezik, boncuk yapımı, mağara/kaya resimleri –zig zag çizgiler-, pas sarısı ile bedenin boyanması Tantan venüsü ( Alt Paleolitik Marekeş) Berekhat ram venüsü (Orta Paleolitik Suriye, Golan tepeleri) Taşların göbek kısmından sivri uçlu aletlerin yapılması, mızraklar, ilkel zıpkınlar 70.000 sonrası mikrolitler (birkaç cm uzunluğunda kesici, delici aletler) 1 GEÇ/ÜST PALEOLITHIK 60.000-12.000 Homo Sapiens Sapiens. farkındalığının farkında olan ve anatomik olarak modern insana evrilmiş insan. Alet yapımı: Ok ya da zıpkın atmak için ilkel yaylar, bola olarak adlandırılan bir nevi kement, ok ve yay (30.000) ağ (22.000) köpeğin evcilleştirilmesi, ay takvimi, muhtemelen geyik ve vahşi atın göç zamanı Toplum ve inanç: 30.000 civarı ilk şamanların (kadın) ortaya çıkışı. Paleolitik ve Mezolitik çağlarda anaerkil ya da her iki cinsiyetin de eşit olduğu toplum yapısı. Ataerkil bilinç Neolitik’te gelişir. Hayvan kültleri kimileyin avlanma ritüelleri ile karışmaktadır. Yarı insan yarı hayvan formların betimlenmesi konusunda iki tez var: 1. bir tanrı ya da gerçeküstü yaratıklar panteonuna inanıldığı düşüncesi 2. ilk göçer şaman topluluklarının ritüellerine yakınlığı gösteriyor olabileceği İnanç biçimlerinin çeşitlenmesi: Animizm (doğada mevcut olduğu düşünülen ruhlara inanma), Politeizm (çok tanrıcılık), Tek bir yaratıcı düşüncesi, daha kompleks Üst Paleolitik toplumlarda Ata kültü, Özel ritüellerin gelişmesi, apotropaik (kötücül güçleri kovan) ruhlara inanılması (büyü ve sihrin kökeni) Sanat: Bilinçli sanatsal etkinlikler. (Ölüm bilinci ile beraber gelişir) Yassı taşa çizimler. Mağara, kaya resimleri, -hayvanlar- (önceleri av hayvanı üzerinde egemen olma amaçlı yorumlansalar da kılıç dişli kediler, aslanlar gibi yırtıcıların da betimlenmiş olması bu tezi çürütür.) Oymalar, Venüs figürleri, Hohle Vels Venüsü (35.000) Dolni Vestoniçe Venüsü (29-25.000), Willendorf venüsü,(28.-25.000) bereketi simgeleyen toprak tanrıçası fikrinde birleşen Venüslerin ortak noktaları genelde stilize bir eşkenar dörtgen forma uymaları, karın, kalça, göğüs, uyluk ve vulva gerçekçi kaygılarla ve abartılarak betimlenmiş. Baş genelde oransız küçük ve ayrıntısızdır. Kollar ve ayaklar nadir örneklerde betimleniyor; kadınların bazıları gebe olarak betimlenmiştir. Sabun taşı, kalsit, kireç taşından, kemik ve fildişinden oyma, fırınlanmış kilden yapılan bu figürinlerin yükseklikleri genelde 4-25 cm arasında değişiyor. Keramik sanatının ilk örnekleri, aslan, at, ayı, mamut, tilki, baykuş gibi hayvanların keramik betimleri. 2 Holosen çağı (Holosen: tamamen yenilenmiş anlamına gelir) 12:000 -…..(Mezolitik’ten başlayarak günümüze kadar devam eden iklim) MEZOLİTHİK (Orta taş; Yontma Taş) (kuzeybatı Avrupa 10.000-4.000, Mezopotamya ve civarı 20.000-8.000 Avcılık toplayıcılık devam eder, yoğun biçimde mağaralarda yaşayan insan toplulukları; mikrolitlerin (küçük ölçekli el aletleri) yapımı Mesolitik 1: Kebaran kültürü: İsrail hayfa civarı (20-18.000-12.500) değişen yaşam ve iklim, yerleşim koşullarına uyum gösteren avcı toplayıcılar: yeni taş işçiliklerinin gelişmesi yaygın mikrolit kullanımı Mezolitik 2: Natufyan kültürü: İsrail Tell Abu Hureyra bölgesi (12.500-9.500) ilk tarım girişimleri bölgenin neolitikle Mezolitik arasındaki geçişte yer aldığını gösterir. Mezolitik kronoloji: • Kuzey ve Batı Avrupa İ.Ö.10.000-4.000 • Orta Avrupa İ.Ö.10.000-5.500 • Doğu Asya İ.Ö.10.000-6.000 • Güneydoğu Avrupa İ.Ö.10.000-7.000 • Ortadoğu İ.Ö.20.000-8.000 Bilinen ilk savaş Mezolitik dönemde, 14.000 civarı olmuştur, Sudan’daki 59 beden bulunmuş toplu bir mezar bunu gösterir: Anadolu’da Mezolitik dönem yerleşimleri: Antalya Beldibi, Ankara Macunçay çevresi, Samsun Tekkeköy mağaraları. Alet kullanımı: Kemik aletler. Balık avcılığında ağ kullanılmış. İlk evcil hayvan köpek. Balık avcılığı. İnsanlar taşa hâkim. Ok uçlarının birlikte bulunması silah atölyesini düşündürür. Mezolitik dönem sanatı: Resim, oymacılık. Midye kabuğundan ölü hediyeleri. Taş, deri, kemik, fildişi ve boynuzun kullanımı. Mağara duvarlarında dağ keçileri. Fransa’dan Van’a kadar mağara duvar resimlerinde av sahneleri ve ana tanrıça betimlemeleri. İletişim ve inanç amaçlı çizimler. Havanın ısınmasıyla mağara resminin yerini alan kaya resimleri; fildişi oymacılığında, diğer yumuşak, yarı sert taşların oymacılığında ve keramikte gelişmeler, baskı resimler: el izleri, renk yelpazesinde gelişmeler Arjantin el mağarası: el izlerinin karbon testi 7.300 Venüslerin devamı, yüz ve beden boyamaya devam, kabartma heykeller, ahşap oyma Shigir Idolü dünyanın bilinen en eski ahşap oyması (7,500 civarı) 2.8 m. yükseklik, gerçekçi ve soyut bezemeler. BEREKETLİ HİLAL VE ANADOLU’DA NEOLİTİK DÖNEM NEOLİTİK, YENİ TAŞ ÇAĞI. Yerleşik hayat, dolayısıyla tarım, hayvanın ehlileştirilmesi 1) akeramik neolitik (12.000-7.000) Göbeklitepe (İ.Ö. 9200) Nevaliçori (8400) 2) Neolitik: Çayönü, Aşıklı Höyük, Çatal Höyük topraktan kap kacak –keramik yapımı Neolitik dönem geçici doğal barınaklardan kalıcı köy yaşamına; avcılık ve toplayıcılıktan da üretime 3 yani tarım ve hayvancılığa geçişin yaşandığı dönemdir. Bunun da en önemli nedeni buzul Çağının bitmesi, yani Holosen dönemin başlamasıdır. Böylece avcılık ve toplayıcılık yerini önce yerleşik düzene geçişe, sonra da çiftçiliğe bıraktı. 11000-8000 arası semi-nomadik, yani yarı-göçerdir. Başlangıçta kaya oyukları, saz ve kamışlardan yapılan örtü şeklindeki barınaklara sığınılmıştır. Güneşte kurutulmak yoluyla sağlamlaşan çamurun bulunması ve bundan konut yapımı köylerin oluşumu, yani şehirleşme yolunda ilk adımdır. Gordon Childe’ın deyişiyle Neolitik devrim ilk olarak yakın doğuda ve 9000-7000 arasında gerçekleşmiştir. Taş ve kerpiçten dikdörtgen evler doğuşu ile ilk gerçek köy yerleşimleri oluşur. Avcılık ve toplayıcılığa bağlı yaşam geleneği bir yandan devam ederken, diğer yandan tarım da başlar. Karma ekonomi doğar. Üretken ekonomiye ilk nerede ve ne zaman geçildiği halen bilinmemektedir. Kile biçim verme-pişirme süreci Neolitik’i ikiye ayırır. Keramikli Neolitik yeni aletlerin icadı anlamına da gelir. Akeramikli Neolitik’in sonuna doğru (7000’ler) çömlek yapımı birkaç sitede gözükür. Bunlar ekseri pişmemiş ya da yarı pişmiş çömleklerdir. 1) Akeramik Neolitik (12.000-7.000) çanaksız çömleksiz neolitik: Kaplar taş ve ahşabın oyulması ile yapılır. İnsanoğlu basit sembollerle yazmaya başlar. İnsan ve hayvan şekilleri çizmeye ve kabartmalar yapmaya başlar. Birkaç sitede bakırın varlığı gözükür. bugünkü anlamda toplum yaşamının temelini atacak bir kompleks yapı şekillenmeye başlar. Sosyoekonomik ve sosyopolitik kültürler tarımsal üretimle biçimlenir. Lüks malzeme ve nesneler önemli ticaret mallarıdır. İnsanoğlu ilk defa tapınak yapar. Dinsel sembolik ifadeli objeler ve yapılar kabartmayla bezenmiş tapınaklar başlar. Bu hazırlık döneminin en anıtsal örnekleri daha önce Suriye’dedir. Jerf El Ahmar taş plakaları iken şimdilerde Göbeklitepe’dedir. Göbeklitepe (İ.Ö. 9200) Kazılar 1995 yılından itibaren Şanlıurfa Müzesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul şubesi işbirliği ile yürütülmektedir, 2001 yılından itibaren çalışmalara Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün Doğu Araştırmaları Şubesi de katılmıştır. 1995 yılından itibaren her yıl yapılan kazılar sonucunda konutlar ya da savunma sistemi ile ilgili bir ize rastlanmamış, bunun yerine bugüne kadar bilinmeyen ancak dinsel fonksiyonu olduğu şüphe götürmeyen, anıtsal, dairesel olarak düzenlenmiş megalit türü yapılar bulunmuştur. Çapları 8 ila 20 metre arasında değişen 20 adet tapınma amaçlı alan tespit edilmiş, 6 yapı katı açığa çıkarılmıştır. Tonlarca ağırlıktaki yekpare taş dikmeler içte ve dışta temenos (tapınım alanı) benzeri dairesel alanlar oluşturan duvarlarla birbirine bağlanmış, dairenin merkezine ise hepsinden daha yüksek T biçimli iki dikme yerleştirilmiştir. Dikmelerin üzerinde yabani hayvanların, aslan ve boğaların, yaban domuzlarının, tilki ve yılanların büyük boyutlu kabartmaları yer almaktadır. Şimdiye dek ortaya çıkarılmış olan bu ilk mimari formların hayli anıtsal olması dikkat çekicidir. Göbeklitepe bölgeyi uzun süre kazmış olan Karl Schmidt’in "Önce tapınak inşa edildi sonra şehir" söylemini –bugünkü bilgilerimize göre- doğrulamaktadır. Arkeolojik veriler ve radyokarbon metodu Göbekli Tepe'nin en geç evresini MÖ 8000'lere tarihlendirirken eski ana yapı evresinin ise (Tabaka III) MÖ 9000'lerde sonlandığını gösterir. Duvarlarının kalınlığı 1.4 metre olan, on iki metre çapındaki tapınağın içinde üzerinde kuş, aslan, yılan ve akrep şeklinde kabartmaların yer aldığı “T” şekilli dikmeler açığa çıkarılmıştır. Tapınağın çevresinde tarım yapıldığına dair işaretler de var. Klaus 4 Schmidt’e göre, 11.500 yaşındaki tapınak, Mezopotamya’daki ilk şehirlerden 5 bin 500 yıl, İngiltere’de benzeri bir yapı alanı olan Stonehenge’den de 7 bin yıl daha eskidir. Buluntular arasında sanatsal olmayan ritüel amaçlı olduklarında uzlaşılmış olan (bununla beraber Tanrı kavrayışının, din kavramının doğmasına kadar, din, doğa-üstü ve sanat arasında bugünkü ayırım olmadığını hatırlayınız) sürüngen kabartmaları, ağzı açık ve hırlayan kurt kafaları, yaban domuzları, turna, leylek, tilki, ceylan, yabani eşek, yılan, akrep, yabani koyun, aslan, örümcek gibi hayvanların kabartmaları ve kafası olmayan insan kabartması, erkeklik organı abartılı olarak tasvir edilmiş erkek heykelleri yer almaktadır. Göbeklitepe’nin önemi; tapınağı yapanların yerleşik hayata geçmemiş toplayıcı-avcı insanlar olmasıdır. Bölgede yerleşik hayata dair bulgular olmamasına karşın insan kemiklerine rastlanılması ve bu kemiklerin pozisyonları ise buranın bir mezar alanı olabilme ihtimalini göstermektedir. Akeramik Neolitik dönemin önemli merkezleri arasında aşağıda haklarında kısaca bilgi verilmiş olan höyükleri saymak mümkündür. Batman’da Hallan Çemi Höyüğü (İÖ. 10.600-10.000) Anadolu’da saptanmış en eski köydür. Oval yapıdaki ev tipinin inşasında, duvarların alt kısmı ahşap dikmelerle desteklenerek taştan yapılmış, üst kısımlar ise kamış ve ince dallarla örülerek alttan ve üstten çamurla sıvanmıştır. Gusir Höyük: Siirt, Eruh, Ormanardı köyü batısı (yerleşik avcılar) İ.Ö.10.000 yılın başları; tespiti 1989, kazılar 2009-2012 Merkezi bir yapının etrafında ona yonca görüntüsü vererek katılan mekânlar dikdörtgen planlı. Merkezdeki yapının göbeğinde dikilitaşlar. Hoker (cenin) pozisyonunda ölülerin yanlarında boncuk dişilerinden kolyeler, kemerler, ayrıca yuvarlak veya oval işçiliği özenli mermer levhalar. Taş duvarların iç yüzeyi, ahşap üst yapı kerpiç kaplı. Taş tekne ve öğütme taşlarının bulunduğu birimler. Bezekli dikilitaş (son dönem akeramiği gösterir) taban altlarında, farklı zamanlara ait gömütler, cenin ya da bağdaşa benzer pozisyonda, yanlarında takılar. Üzerlerinde kabartma figürlerin bulunduğu taş levhalar Körtik Tepe: batmanın 30 km batısı, yüzey arş:1989. 100x150 metrelik höyüğün kazılmasına 2000’de başlanıyor: avcılıktan yerleşik düzene akeramik başları: İ.Ö. 10400-9250 arasında kesintisiz yerleşim; mikrolitler, Mezolitik (epi-paleolitik) dönemde yerleşimi gösterir. Akeramiğin tipik yuvarlak planlı yapısı; çukur tabanlı sıkıştırılmış toprak zeminler; ölü gömme-cenin, mezar armağanları; kemiklerin alçı ile sıvanması, aşı boyası ile bezenmesi Nevaliçori: (8400-8100) Şanlıurfa Samsat yakınlarında. En az üç yapı katı vardır. 8-10 odalı özenli taş duvarları olan yapılar. Batı kesiminde yuvarlak planlı farklı bir yapının (?) tabanı cilalanmış büyük taş levhalarla kaplıdır. Ortada üzeri alçak kabartma bir uzun kollu insan betimi olan 3 metrelik dikdörtgen dikilitaşlar vardır. Nevaliçoride alet yapımızda çakmaktaşı, taştan boncuklar, bilezikler, kalker figürinler, üzerinde cepheden betimlenmiş dans eden iki insan figürünün bulunduğu kalker çanak. 5 Neolitik Dönem Özellikleri Teknoloji: Neolitik çağda “cilalı balta” denen, üçgen biçimli ve keskin ağızlı yassı baltalar sürtmeyle taşa biçim verme tekniğinin sonucudur. Bu döenmede en sert taşları bile delebilen matkap gibi aletlerin gelişmesiyle taş kaplar, bilezik boncuk gibi takılar ve heykelcikler yapılmıştır. Malahit, yani doğal bakır ve kurşun gibi kolay bulunan madenler ısıtılarak işlenmiştir. Bu dönemde maden işçiliğinin en önemli örnekleri Ergani bakır madeninin yanında bulunan Çayönü yerleşmesindedir. İÖ. 7000 yıllarına gelindiğinde Bereketli Hilal’in neredeyse tamamında buğday, arpa, mercimek gibi tahıllar üretilmeye ve depolanmaya başlanmıştır. Bunun sonucunda kalıcı yerleşim bölgeleri gelişti ve nüfus arttı. İÖ. 6000’lere gelindiğinde evcil hayvan sürülerinin çoğalması beslenme alışkanlıklarını değiştirmiştir, ancak halen tahılın temel gıda olması ve mecbur kalınmadıkça hayvanların kesilmemesi protein tüketimindeki azlığa bağlı olarak hastalıkları doğurmuş, bu da Neolitik çağın sonlarında ortaya çıkan salgın hastalıklarla birlikte nüfusta azalmaya neden olmuştur. yaygınlaşmasıyla beslenme alışkanlıklarında ve günlük yaşamda büyük değişikler olmuştur. Mimari Yuvarlak planlı mimariden ilk olarak birbirine dayanan eğimli kulübe duvarlarının temel strüktürü oluşturduğu yapı tipine geçilmiştir. Daha sonra dik duran ve çatı örtüsünü taşıyan bildiğimiz anlamda duvarların kullanıldığı dikdörtgen yapı tipi doğmuştur. Bu yapıların doğumu aynı zamanda, taş temele oturan önceleri taş, sonraları kerpiç ya da kerpiç tuğladan duvarların dışında (çatı örtüsünde bir açıklık halindeki) kapı, oda içindeki ocak, fırın ve bacanın doğumu anlamına gelir. Tonozlu çatının ilk kullanımı taş duvarlı erken dönem yapılarında olmuş kerpiç ve kerpiç tuğlanın bulunmasıyla düz dama geçiş gerçekleşmiştir. Ölü Gömme Gelenekleri Artık sabit bir konutta yaşayan insanlar ölülerini genellikle evlerin tabanına (hoker tarzında) gömmüşlerdir. Erken Neolitik’te ölü gömme gelenekleri açısından cinsiyet ve toplumsal/ekonomik sınıf farkını gösteren hiçbir kalıntı bulunmamıştır. Dönemin sonlarına doğru bazı ölülere ayrımcılık tanındığı ve mezar armağanlarında önemli farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Hallan Çemi’de kurban törenleri için kullanılan bir yapı olduğuna dair izler bulunmuştur. 7000’lerden itibaren Çatalhöyük ve Çayönü’nde (kafatası yapısı) ölü kafataslarının toplanarak bir yerde biriktirilmiş veya bazı kafataslarının kırmızı aşıboyası ile boyanmış olduğu görülmektedir. Geç Neolitik’te (Hacılar) ölüler yerleşim yerinin dışındaki mezarlık alanlara gömülmektedir. Bu tarihten sonra ancak çok küçük bebeklerin veya bazı özel kişilerin mezarları yerleşme biriminde bulunmaktadır. Keramiğin gelişimi Yerleşik hayata geçilmesi ve tarımın başlaması ile birlikte tahıl tüketiminin ortaya çıkması eski teknolojinin kap kacağı olan deri veya saz kapları kullanışsız hale getirmiştir. Taş ve ahşap kaplar da ateşe karşı gereksinildiği kadar dayanıklı ve kullanışlı olmadığından yeni bir kap kacak türü ihtiyacı doğmuştur. İÖ.6200’lerde başlayan keramiğin gelişimi bu ihtiyacın sonucudur. Başlarda sadece 6 ihtiyaca göre tasarlanmış ilk kaplar açık ateşe veya fırında pişirilmiş, basit küresel biçimli çömlek kâselerdir. Elde biçimlendirilen yüzeyi açkılanarak1 parlatılan ve çizi kazıma, astar veya boyayla bezenen kaplar kısa sürede renkli bezemelerle süslenmeye başlamış, ticaret ve hediye eşyası haline gelmiştir. Ticaretin Gelişimi Erken dönemde en önemli ticaret ürünü obsidyen, yani doğal camdır. En yakın obsidyen yatağından 150 km uzaklıkta bulunan Çayönü’nde bir tondan fazla obsidyenin, Kızıldeniz’den gelen deniz kabuklarının bulunması ticaret hacmini ve ticari trafiğin çapını açıkça göstermektedir. Keramikli Neolitik dönemin önemli merkezleri arasında aşağıda haklarında kısaca bilgi verilmiş olan höyükleri2 saymak mümkündür. Diyarbakır/Ergani Çayönü Höyüğü (İÖ.10.200-8000) Malatya, Caferhöyük (tarım bilinir, hayvancılık başlamamış, köpek evcil, taştan kap kacak, bilezik, doğal cam ve çakmaktaşından alet) , Hayazhöyük Elazığ, Boytepe, Saraybahçe Aksaray, Aşıklıhöyük, Musular Konya/Karaman, Can Hasan Çayönü Höyüğü (İÖ.10.200-8000) Diyarbakır/Ergani Neolitik Çağ’ın tüm dönemlerinin temsil edildiği bir yerleşimdir, üç yapı katı tespit edilmiştir. Buğday, mercimek yetiştirilmiş ve önce köpek, onun ardından koyun, keçi ve domuz evcilleştirilmiştir. bununla beraber avcılık-toplayıcılık devam eder. Konutlar başlarda yuvarlak planlı, daha sonraları (İÖ.7500) ızgara planlı dörtgen plan uygulanmış. Erken dönemlerde çamurla sağlamlaştırılmış çalı çırpıdan yapılan duvarlar kullanılmıştır. Daha ileri dönemlerde (7300-6750) iyi tasarlanmış, kullanım ve yaşam alanları belirlenmiş konutların oluşturduğu yapılaşmada bir çeşit planlama dikkat çeker, kentin doğu kesimi büyük bir meydanı Keramik kapların dış yüzünün fırınlanmadan önce bir metal parçasının keskin kenarı kullanılarak perdahlanması. Höyük: Tarih boyunca türlü nedenlerle yıkılan yerleşme bölgelerinde, yıkıntıların üst üste birikmesiyle oluşan ve çoğu kez içinde yapı kalıntılarının gömülü bulunduğu yayvan tepe. Çok eski bir yerleşme yerinin zamanla toprakla örtülüp tepe biçimine gelmiş halidir. Höyükler genelde üst üste gelmiş çok evreli yerleşim yeri birikimleridir. 1-40 metre yükseklikte ve 1000-1500 metre genişlikte olurlar. Uygarlıkların araştırılmasında önemli referanslardır. Höyükler, günümüze göre en yakını en üstte olmak üzere eskiye doğru uzanan bir katmanlaşma gösterirler. Tümülüs ile Höyük sözcükleri kullanımlarına göre aynı anlama (bir mezar alanını örten yığma tepe ve mezar) gelebilir. bununla beraber farklı kullanımları ve anlamları birbirine karıştırılmamalıdır. [Tümülüs (Höyük veya Kurgan da denir) bir mezar ya da mezarlık içeren, toprak yığılarak oluşturulmuş tepeciklere verilen addır. Höyük ve kurgan (Orta Asya'da) da denilen tümülüs yapma geleneğine sahip ulusların sayısı fazla değildir. Bunlara en çok Anadolu'da, Trakya'da, Orta Asya'da, Rusya'da ve Meksika'da rastlanır.] 1 2 Ayrıca ; Menhir 10-12 metre yüksekliğinde dev taşlardır. Bazıları mezar taşı olma amaçlı yapılmıştır Dolmen, Stonehenge’de gördüğümüz üzere toprakta yan yana aralıklı olarak dizilmiş birkaç büyük yassı taş üzerine üstüne yatay yerleştirilmiş büyük yassı taşlardan oluşan yapılardır. Stonehenge buna istisna olmakla birlikte, özellikle tek başına duran dolmenler genellikle mezar olarak kullanılmışlardır. Bu mezar alanları Tümülüslerle örtülmüş olarak bulunurlar. 7 çevreleyen önemli yapılara ve kült yapılarına, orta kesimi konutlardan oluşan mahallelere, batı kesimi ise yapıldığı atölyelere ayrılmıştır. Konutlarda altta hava akımının geçeceği bir alan sağlanarak rutubet azaltılmıştır. Ölüler erken evrelerde evin içine (hoker tarzında), geç evrelerde iskân alanı dışına gömülmüşlerdir. Daha üst tabaka olan hücre planlı yapılar, bağımsız birimler halinde inşa edilmişlerdir. Bu tabakada Yerleşmenin orta yerinde henüz bilindiği kadarıyla dünyanın ilk kent meydanı denilebilecek olan 45x35metrelik bir alan vardır. Bu meydanın içinde dikilitaşlar yer alır. Meydandan uzaklaştıkça evlerin küçülmesi ekonomiye bağlı bir sınıf hiyerarşisinin varlığını gösterir.. Kafatası yapısı: Izgara planlı yapılarla hücre planlı yapılar arasında 12x10 m. boyutlarında geniş avlulu bir yapının üç küçük odasında çok sayıda insan kafatasına rastlanmıştır. Ata kültüne inanılan bu bölgede aile bireylerinin gövdelerinden ayrılan başları boyalarla bezenerek evlerde saklanmıştır. Burada bir sunak olması muhtemel bir taş ve muhtemel insan ve hayvan kurbanı kalıntıları bulunmuştur. Çakmaktaşı ve doğal camdan (obsidyen) ıçak, orak, kazıyıcı, delici; kemikten iğne, sap ve bilezik yapılır. Sınırlı bakır işleme –dövme ve levha yöntemi ile iğne, küçük boncuk üretimi Aşıklıhöyük (İ.Ö. 7000in ilk yarısı) adalar şeklinde mahallelerde bir, iki, üç gözlü ve dikdörtgen planlı evler; tabanları zaman zaman sarı boyalı çamurla sıvanmış, duvarları kırmızı boya ile sıvanmış, geometrik şekillerle süslü kerpiç duvarlı evler. Ölüler yerleşme içine, cenin pozisyonunda (hoker) mekân tabanlarının altına gömülüyor. Mezarda armağan yok. Evcilleştirme aşamasında oldukları koyun keçi eti ile besleniyorlar. Doğal camdan oraklar en azından biçmeyi bildiklerini gösteriyor. Volkanik bölge, obsidyen bol, ticareti var. ÇATALHÖYÜK : KERAMİKLİ NEOLİTİK Konya/Çumra, Çatalhöyük (İÖ.6250-5300) Mimari/Yerleşim: Neolitik Dönemin en önemli yerleşimlerindendir, 14 yapı katıyla hemen bütün Neolitik boyunca yerleşim merkezi olmuştur. Doğu-batı olmak üzere iki yerleşim alanına kurulmuştur. Erken tabaka doğudakidir. Kesintisiz 14 yapı katı, binden fazla konutun olduğu, beş-altı bin nüfusun yaşadığı düşünülür. Tipik Neolitik dönem mimarisinin uygulandığı bir merkezdir: tek katlı, düz damlı, taş temel üzerinde ahşap destekli kerpiç duvarlarla bitişik olarak inşa edilmiş konutlardan meydana gelen yapı komplekslerinden oluşmuştur. Konutların ortasında büyük avlular olmasına karşın bir sokak anlayışı yoktur. Bu yapıların kimilerinin tapınak olduğu, içlerindeki eşyalardan ayırt edilir. Bir ana oda ve dar bir ya da birkaç depodan oluşan konutlar 25m2 civarındadır. Konutlara giriş çıkış damdaki bir açıklıktan merdivenle gerçekleştirilir. Odaların içinde ocak, fırın bulunur, altlarına aile üyelerinin ölülerinin gömüldüğü, oturmak ve yatmak için kullanılan sekiler duvar diplerinde yer alır. Ekonomi/Ticaret: Ekonomisi gelişmiş ziraat, hayvancılık ve ticarete dayanır. Buğday, arpa, bezelye, mercimek yetişiyor. Önce büyükbaşlar, sonra koyun ve keçi evcilleştirilmiştir. Bununla beraber avcılık terk edilmemiştir, av hayvanları arasında yabanıl sığır, koyun, eşek, geyik, yabanıl keçi, domuz, ayı, tavşan, çeşitli kuşlar sayılabilir. 8 Tapınım/Sanat: Kilden biçimlendirilmiş boğa ve koç başlarına, doğacı üslupla yapılmış pişmiş kilden ana tanrıça figürlerine evlerde de rastlansa da bu kült nesnelerin bir arada bulunduğu, özellikle kerpiç nişlerde yer alan koç ve boğa başlarının duvarlara, üst üste monte edilmiş olduğu alanlar tapınak yapıları olarak değerlendirilmişlerdir. Duvar ve tabanlar beyaz kille sıvanmıştır, üzerlerine kırmızı aşı boyası sürülerek renkli betimler, soyut şekiller yapılmıştır. Ortaya çıkarılan altmış üç tapınakta kırmızı, sarı, siyah ve yeşil duvar resimlerinde dans eden avcılar, hayvan avı sahneleri, ellerini havaya kaldırmış insanlar, kafası kopuk insan cesetlerine saldıran akbabaların betimlendiği, ayrıca geometrik bezemelerden oluşan duvar resimleri açığa çıkarılmıştır. Lav püskürten Hasan Dağı, önünde Çatalhöyük (?) yerleşiminin kuş bakışı betimlemesi olduğu düşünülen duvar resmi dikkat çekicidir. Ayrıca doğum yapan ana tanrıçanın, panter ve dağ keçisi kabartmaları ortaya çıkarılmıştır. Elde biçimlendirilmiş keramikler tek renkli, açkılı kalın çeperli, ağır ve basit kaplardır. Erken dönemde boyaya çok az rastlanır. Keramiğin kullanılmasına karşın ahşap kase, kap ve kapak yapımında halen kullanılmaktadır. Son evrelerde çanak ve çömlekte boya kullanılmıştır. Teknoloji / Alet yapımı: Alet ve silahlar ekseri doğal camdan (obsidiyen), daha az olmakla beraber çakmak taşından yapılmışlardır. Kemikten yapılmış kaşık ve kepçeler bulunmuştur. Bitki lifi, yün ve hayvan kılından dokumalardan başka, keçe, kürk ve deri kullanımını, sepetçiliği gösteren kanıtlar ele geçmiştir. Bakır ve kurşundan, boncuk, yüzük, iğne ve bız 3 yapıldığı bilinmektedir. Ergani’den gelen bakır, Gülek Boğazı’ndan gelen kurşun, Kızıldeniz kıyısından deniz salyangozu kabuğu varlığı geniş çaplı, iyi örgütlenmiş ticareti gösterir. Ölü Gömme Adetleri: Çocuk ve bebek ölüleri döşemenin altına gömülürken, diğer aile bireyleri kentin dışına gömülmektedir. Bu ölüler diğerlerinden farklı olarak bazı takılar ile birlikte gömülmüşlerdir. Köşkhöyük: Beyşehir-Niğde arası, geç neolitik: 5800-5400 insan ve hayvan kabartmaları ile bezeli vazolar bulunmuştur. GEÇ NEOLİTİK: Burdur’un 35 km. güneybatısında Hacılar, 5700-5600. 1957-60 yılları arasında J. Mellaart başkanlığında Ankara İngiliz Arkeoloji Enstitüsü tarafından kazılmıştır. İ.Ü. kazıları 2011’de başlar. Höyükte üç ana kültür dönemi saptanmıştır. Hacılar Höyüğü tabakalanması şöyledir: I-V: İlk Kalkolitik I-VII : Çanak Çömleksiz/İlk Neolitik.VI-IX: Son Neolitik Hacılar evleri çağdaşı Çatalhöyük evlerinden çok daha büyüktür. Bir metre kalınlığında duvarlara sahip 10.5x6 m.yi bulan dikdörtgen planlı evler, taş temel üzerine kerpiç bloklarla yapılmıştır. Uzun duvarlardan biri üzerinde açılmış geniş kapı şimdiye kadar açığa çıkarılmış en erken örnektir. Kapı karşısındaki duvarın içinde fırın yer alır. Konut içerisinde ana mekân duvarlarla bölümlenmiştir, Çatalhöyük’ten farklı olarak Hacılar evlerinde sekiye rastlanmamıştır. Fırın, ocak, öğütme taşları ve çamurdan tahıl ambarı bulunan mutfak evin dışında yapılmıştır. Sırt sırta bloklar halinde inşa edilmiş evler bir mahalle oluşturacak şekilde konumlanmıştır. Henüz tapınak denilebilecek özel bir yapı açığa çıkarılmamıştır. Bunun nedeni ev kültüne inanılması olabilir, nitekim evlerde ele geçmiş figürinler hayli çoktur. 3 Üçgen ya da kare kesitli, sivri uçlu, saplı el aracı. Küçük delikleri delmeye yarar 9 Geç neolitikte avcılığın ekonomik önemi azalmış, kuru tarım hayli yayılmıştır, taş endüstrisi de buna uygun olarak şekil değiştirmiş. Halen elde yapılan pişmiş keramikler iyi pişirilmiş, daha ince çeperli, açık gri, kırmızı, devetüyü, kahverengi parlak kaplardır. Krem rengi astar üzerine kırmızı bezemelerle süslenmişlerdir. Hacılar’da ilk defa insan başı ve hayvan biçimli kült kapları görülmektedir. Ana tanrıça figürlerine kimileyin bir erkek sevgili ya da çocuk eşlik eder (Kybele ve Attis betimlerini hatırlayınız). Ortak tapınım mekânı yerine ev kültü egemendir. Ölüler ev içlerine değil, dışardaki mezar alanlarına gömülürler. MADEN ÇAĞI: a) Kalkolitik (Bakır):: (6.000-5.000) Bakır ve Taş çağı köyden kente evrim: devletin kökeni: İlk önce kent devletleri, sonra Sümer, Akad, Hitit devletleri; önemli yerleşimler: Hacılar, Aslantepe, Halaf Bakır ev eşyası Erken Kalkolitik (Anadolu'da M.Ö. 5000-4700) Geç Kalkolitik Anadolu'da dördüncü bin yıl bu dönem aynı zamanda tarih çağlarının (3200 Sümer yazısı) başlangıcına denk gelir. Altın-gümüş süs eşyaları; madeni heykelcikler Anadolu’da Kalkolitik çağ yerleşim merkezleri Çorum Alacahöyük; Denizli Beycesultan; Çanakkale Kumtepe, Troya (İlyada destanında geçen Troya kenti demir çağında); Samsun İkiztepe b) Tunç (Bronz) çağı Erken Tunç (MÖ 3000 - MÖ 2000) Orta Tunç MÖ 2000 - MÖ 1750 Geç Tunç MÖ 1750 - MÖ 1200 c) Demir Çağı: Devlet ve İmp. kurulması; uluslararası ve deniz aşırı ticaret. Demir Çağı, Anadolu’da 2.000 civarı başlar Orta Avrupa’da İ.Ö. 8-6.yy.’da. Hindistan’da en eski buluntu ise İ.Ö. 1.800’den kalma PROTOHİSTORYA DÖNEMİ (ön-tarih, yani tarihin başlangıcı) yaklaşık -2500-1750: tarih devirleri : 3200-375(476) Eskiçağ / 375(476)-1453(1482) Orta Çağ / 1482-1789 Yeni Çağ /1789- Yakın Çağ Tarih Çağlarında Anadolu Uygarlıkları Anadolu’nun ilk adı: Hatti ülkesi (2350-2150) Anadolu’da Tarih Çağları Hattilerle başlar 2000-1200 Bu dönem aynı zamanda Anadolu’da demir çağıdır. Asur Sömürgeleri : 1900-1800 Hatti-Hitit beylikler dönemi Eski Hitit Krallığı. 1660-1460 10 Hitit Büyük Krallık Dönemi 1460-1190 Demir Çağ: Anadolu’nun Karanlık Çağı ? 1200-750 Geç Hitit : 1200-650 Urartu : 860-585 Frig : 750-300. Lidya : 680-545 Pers Egemenliği : 545-333 Arkaik Dönem : 650-474 Klasik Dönem : 490-333 Hellenistik Dönem : 333-146 Roma Dönemi : 146-395 Bizans (Doğu Roma) dönemi: 395-1453 Selçuklu : 1071-1300 Osmanlı : 1299-1923 CUMHURİYET DÖNEMİ : 1923-∞ 11