AbdullahÖcalan İlkKonuşmalar 2 3 ABDULLAHÖCALAN İlk Konuşmalar belgeseldizi-CiltII Weşanên Serxwebûn 91 4 Abdullah Öcalan İlkKonuşmalar Weşanên Serxwebûn 91 belgesel dizi - Cilt II Birinci baskı: Aralık1998 5 içind ek iler 1975‘te Geliştirilen Harekat Program Taslağı 9 1977 Elazığ Konuşması 17 1975-76 İlk Defa Yazıya Geçirilen PKK Doğuşunun Düşünsel Temelleri 99 1978 PKK Kuruluş Kongresi Konuşmaları 139 1982 1 Mayıs Konuşması 215 6 7 Önsöz ‘İlk Konuşmalar’ adı verilen bu derin tahlil, salt tarihi süreçlerin, aşamaların, insanlığın sentezi değildir. Bu anlatımlar yaratılacak aşkın en başı, ilk tanışıklığı, özgürlüğün ideolojisidir. Bu tarihsel yapıt PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın, “PKK’lileşmek, en ağır suçlardan bunalan, şaşıran, af isteyen birinin insan olma hareketidir” belirlemesinin temelini teşkil etmektedir. Eğer bir dirilişin, bir doğuşun yaşanması gerekli idiyse, ilk insanın yaratılışından bugüne, sınıfların ortaya çıkışın dan dev le te, sö mü rü den-di re ni şe, tü ke niş ten do ğu şa ka dar her şey yeniden anlatılmalı, çözümünü, stratejisini bulabilmeliydi. Ancak bu tahlillerin, çabanın, konuşmaların ardından bir doğuş olabilirdi. Daha 1969-70’lerde “gerekirse üçyüz defa konuşma” anlatımı başarılmış, nihayetinde “Kürdistan Sömürgedir!” sloganı atılmıştır. Bu kitapta geçen anlatımlar da o süreçlerde varılmış gerçeklerin belgesidir. Geçmiş tarihten, gelecek kuşağı kapitalizmden marksizme ve bunun Kürdistan gerçeğine, gerilla hareketine hazırlık, bunun öngörü ve ustalığı PKK öncü- 8 lüğünde başarılmıştır. PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın, parti kurma süreçlerindeki konuşmaları bu kitapla birlikte ilk kez yayınlanırken, Kürt ve insanlık tarihi ile PKK gerçeğinin ne kadar yakıcı olduğu bir kez daha görülmektedir. Henüz o yıllarda, hatta parti kurma gündeme gelmeden, yürekte yaşanan aşkın büyüklüğü, bir süre sonra orduya dönüşmenin temeli ve sonraki kuşaklara mirası olarak hazırlanmıştır. PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın “Ey zaman, benim için kolay geçmeyeceksin; ya sana başarı bahşedilecek ya da seni hiç yaşanmamış sayacağım” belirlemesi ile tarihin ve zamanın andı içilmiştir. Elinizdeki bu kitap yeniden bir tarih nasıl yaratılır, Kürdistan’da savaş nasıl verilir, nasıl sosyalist olunur, sorularına cevap niteliğinde olacak bir eserdir. PKK arşivinde yeniden araştırılarak biraraya getirilen ‘İlk Konuşmalar’ ismindeki bu yapıt; PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın, 1975-76 ve sonraki yılları kapsayan konuşmalarıdır. ‘İlk Konuşmalar’ ya da ilk tanışma süreci, tarihi belge, bir ülkenin tarihi olmasıyla beraber devrimciliği kendine meslek bilenler için de bir başyapıt olacaktır. 9 1975’TEGELİŞTİRİLEN HAREKATPROGRAMTASLAĞI-1- TASLAK 1 Bölüm 1: Toplumların Evrimi ve Sömürgecilik Tarihi A- İlkelKomünalToplumveYerleşmeDüzeni a) İnsantoplumunundoğuşu b) İlkeltoplumunörgütlenmesi c) Dilvekültürbirliğininoluşması d) İlkelkomünaltoplumdaçatışmalar e) İlkelkomünaltoplumundağılışı B- KöleciToplumveDevlet a) Temelüretimaracıköleemeğivetoprak b) Nüfusunbellibircoğrafialanüzerindeyoğunlaşması, zanaatçılıkveşehirleşme 10 c) Yerleşikhalkgruplarınınortayaçıkışıvedevlet d) Kölecitoplumundengesizgelişmesi e) Kölecitoplumdönemindesömürgecilik f) Kölecitoplumundağılışı g) Ortadoğu’daköleciliğindoğuşu,gelişmesiveyıkılışı C- FeodalToplum a) Toprağınartanönemivekapalıkırsalekonomikbirimler b) Çatışmalarıntemelnedeni;topraküzerindekimülkiyet sorunu c) Yeryüzündeyurtlaşmahareketiningelişmesi d) Feodaldönemdeulusaldeğerlerinoluşmasıvebunda devletinrolü e) Modernmilliyetlerindoğuşu f) Feodaldöneminsömürgeciliği g) Feodaltoplumunyıkılışsürecindekrallıklar h) Krallıklarınoluşmasıileuluslaşmaarasındakiilişki i) Feodaltoplumundengesizgelişimveyıkılışı j) Ortadoğu’dafeodalitenindoğuşu,gelişmesiveçöküşü D- KapitalistToplum a) Kapitalizmindoğuşu b) Kapitalistüretiminniteliğivesömürününözü c) Burjuvamilliyetçiliğinindoğuşu d) Uluslarınortayaçıkışı e) Anavatansorunununçözümlenmesi f) Ulusörgütlenmesinimümkünkılanüretimgüçlerininge lişmeseviyesidir g) Ulusaldevletveulusarasındakiilişki h) Kırlarınöneminiyitirmesivesanayininönemkazanması (kır-şehirçelişkisi) i) Kapitalizmindengesizgelişimi j) Kapitalizminenyüksekaşaması;emperyalizm k) Kapitalistsömürgecilik 1) İlkelbirikimdönemindesömürgecilik 2) Serbestrekabetdönemindesömürgecilik 3) Emperyalistdönemdesömürgecilik 11 4) Ortadoğu’dakapitalizminyayılması E- SosyalistToplum a) Sosyalisttoplumunörgütlenmesi b) Sosyalisttoplumdaulusgerçeği c) Sınırlarmeselesi d) Uluslarınortadankalkışı Bölüm 2: Marksizm ve Ulusal Sorun I. BurjuvaDevrimleriÇağındaUlusalSorun A- BurjuvaUluslarınOrtayaÇıkışı a) Burjuvazininfeodalizmekarşımücadelesi b) Ulusaldil,kültürvetarihinşekillenmesi c) Ulusalsınırlariçerisindepazarbirliğiningerçekleştiril mesi d) Uluslaşmasürecindeburjuvamilliyetçiliğininrolü e) Ulusaldevlet B- BurjuvazininEgemenliğiÇağındaUlusalSorun a) BatıAvrupa’daulusalsorununçözümlenmesi b) İrlandasorunu c) DoğuAvrupa’daulusalsorun d) Ulusalsorunungenişleyereksömürgelersorunuilebir leştirilmesi C- BurjuvaDevrimlerininRolüÜzerine a) BurjuvadevrimlerininBatı’dakirolü b) Burjuvadevrimlerikarşısındasömürgeler D- UlusalBaskınınGelişmesi a) Burjuvaulusaldevletlerininsömürgecidevletleredönüş mesi b) Sömürgelerdeulusalbaskınıngelişmesivesömürgesel durgunluk 12 c) Ulusalsorununçözümündeburjuvazininacizliği E- BurjuvaDevrimleriDönemindeMarksveEngels’inUlusalSorunaBakışAçısı II.ProletaryaDevrimleriÇağındaUlusalSorun A- EkimDevrimiVeUlusalSorun a) Rusya’daulusalsorununçözümü b) EkimDevrimivesömürgelersorunu c) EkimDevrimi’ninuluslararasıönemi d) EmperyalizminsömürgesistemininyıkılmasındaEkim Devrimi’ninrolü B- SömürgelerinUluslaşmasıveSömürgeToplumlarındaDevrim a) Sömürgetoplumlarınınyapısı 1) Sosyo-ekonomikyapı 2) Siyasalyapı 3) Kültürelyapı b) Sömürgeseldevrim 1) Devriminkarakteri 2) Devriminhedefleri 3) Devrimingörevleri 4) Sınıflarınmevzilenmesiveönderliksorunu 5) Cephesorunu 6) Şiddetsorunu c) Sömürgeseldevrimproleterdünyadevrimininbirparçasıdır d) Burjuvamilliyetçiliğiveproleteryurtseverliğiüzerine C- EmperyalizminSömürgeSistemininParçalanması a) Sosyalistsistemindoğuşu b) Ulusalkurtuluşhareketlerinindoruğaulaşması c) İşçisınıfınındemokratikmevzilerikorumasavaşımı d) Günümüzdeemperyalizmindurumuveyenisömürgecilik Bölüm 3: Kürdistan Toplumu Ve Kürdistan Devrimi I. KürdistanToplumu 13 A- KürdistanTarihi a) KürtkabilelerininMezopotamya’yayayılışıveköleci imparatorluklar b) FeodaldönemdeKürtlerveKürdistanüzerindekiyabancı hakimiyet 1) Arapegemenliğidönemi 2) Türkegemenliğidönemi 3) Farsegemenliğidönemi c) Kürdistan’damerkezifeodalbirdevletinoluşmamasının nedenlerivesonuçları d) KapitalistçağdaKürdistanüzerindekiyabancıhakimiyet 1) SerbestrekabetdönemindeKürdistan’dafeodal hakimiyet 2) EmperyalizminOrtadoğu’dayayılması 3) EmperyalizminişbirlikçisiTürk,ArapveFars devletlerinindoğuşu,Kürdistan’ınparçalanması 4) EmperyalizminveişbirlikçidevletlerinKürdis tan’ınparçalarıüzerindegerçekleştirdikleriortak sömürgecilik e) TürkburjuvazisininKuzey-BatıKürdistanüzerindekiha kimiyeti 1) KemalistdevrimveKürdistan 2) Kemalistburjuvazininaskeri,siyasivekültürel alandagelişenbaskısı 3) Emperyalist tekellerle birlikte işbirlikçi tekelci TürkburjuvazisininKürdistan’daekonomiksömürgeciliğigeliştirmesi B- BugünküSömürge;Yarı-FeodalKürdistan a) Sömürgeekonomisininşekillenmesi 1) Geliştirilenkapitalizminkarakterivedoğurdu ğusonuçlar 2) Yeraltıveyerüstükaynaklarüzerindekisömürü 3) Oluşanpazarınuyduniteliği 4) Serbestişgücünündurumu 5) Doğalekonomininparçalanmasıveyarı-feodal yapı 14 b) Kürdistan’dakisosyalyapı 1) Ağaveşeyhlik 2) Etnikvedinselyapı 3) Modernsınıflarındoğuşu,yönüveözellikleri 4) Köylülük 5) Aydınlarvegençlik c) Dilvekültürsorunu 1) Kürtdilivekültürününzorlaimhası 2) Asimilasyonaracıolarakeğitimkurumları 3) Türkdilivekültürününyayılması 4) Kişiliksorunu d) Askerivesiyasihakimiyet 1) Askerihakimiyetintamamlanması 2) Kürtlerinaskerealınması,önemivesonuçları 3) Ağaveşeyhlerinmilliihanetsiyaseti 4) SömürgecipartilerKürdistan’daçatışmalarıderinleştiriyor,feodalkurumlarıyaşatıyor 5) Sömürgeciliğingüçlendirilmesindeparlamento culuk 6) Diğerkurumlarınsömürgecikarakteri e) SömürgeciliğinsürdürülmesindeemperyalizmveTürk burjuvazisininortaksiyaseti f) İşbirlikçiTürkiye,İran,Irak,SuriyedevletlerininKürdis tanüzerindekiortaksiyasetleri:Sento,CezayirAntlaşması, Mit-Savakortakçalışmasıvegizliantlaşmalar C- EmperyalistSistemİçindeKürtlerVeKürdistan’ınGeleceği a) Ulusolarakyokolma b) İşbirlikçiniteliktebirdevlethalkiçinölümdür c) Sosyalizmegötürecekolanbirdevrimkurtuluşiçintek yoldur II- Kürdistan Devrimi A- KürdistanTarihindeDirenişler a) Yabancıkölecivefeodalegemenliklerekarşıdirenişler 15 b) Yabancıkapitalizminhakimiyetikarşısındafeodallerin başınıçektiğidirenişler c) Budirenişlerinbaşarısızlıklarınınnedenlerivesonuçları d) BurjuvamilliyetçiliğininKürdistan’dakirolüüzerine e) Kürdistanulusalsorunununçözümündeburjuvamilliyetçiyöntemleriflasetmiştir B- Kürdistan’daMarksizminTarihiRolüÜzerine a) MarksizminKürdistan’agirişi b) Reformistburjuvamilliyetçiliğininsosyalistmaskesinin düşürülmesindemarksizm c) Sosyal-şovenizmekarşımücadeledemarksizm d) Kürdistanhalkınınulusaldemokratikdevrimmücadelesindekılavuzideolojiolarakmarksizm C- KürdistanDevrimiÜzerine a) Kürdistandevrimininkarakteri b) Kürdistandevrimininhedefleri c) Kürdistandevriminingörevleri d) Kürdistandevrimindesınıflarınmevzilenmesiveönder liksorunu e) Kürdistandevrimindeörgütlenmesorunu f) Kürdistandevrimininşiddetsorunu g) Kürdistandevrimininuluslararasıperspektifleri 1) Dünyaproleterdevrimininbirparçasıdır 2) Ortadoğuhalkdevrimlerindekilitroloynar 3) EmperyalizminOrtadoğu’dakihakimiyetininyıkılmasındavedünyaçapındageriletilmesindetemelönemesahiptir 4) Revizyonizmekarşımarksizminzaferkazanmasındauluslararasırolübüyüktür 5) Ulusalkurtuluşhareketlerinindoğalmüttefiğidir. Bölüm 4: Marksizm-Oportünizm-Revizyonizm A- RekabetçiKapitalistDönemdeMarksizmveOportünizm a) Burjuvasosyalizminekarşıbilimselsosyalizm 16 b) Marksizm,anarşizmverevizyonizm B- EmperyalizminDoğuşuVeEkimDevrimiDönemindeMarksizm VeOportünizm a) II.Enternasyonaloportünizminekarşıleninizm b) Troçkizmekarşımarksizm-leninizm C- EmperyalizminSömürgeSistemininParçalanmasıVeSosyalist İnsanınGüçlenmesiDönemindeMarksizm,Leninizm,ModernRevizyonizmVeYeniTroçkizm a) Titorevizyonizmi b) Kruşçev-Brejnevrevizyonizmi c) IV.Enternasyonal d) “İkisüperdevletveüçdünyateorisi”maskelirevizyonizm 17 1977ELAZIĞKONUŞMASI İnsantoplumu;tarihselbirkategori,tarihisüreçiçindemeydana gelmiş bir olgudur. İnsan soyu bir tür olarak şekillenir şekillenmez hemen belli bir toplumsal yaşantıya geçiyor.Yine insan soyu maymunsu yapıdan belli bir şekilde uzaklaşır uzaklaşmaz klantürübirörgütlenmeyapısıiçinegiriyor.(Henüzbudönemde uluslaşma,halklaşmagibibirolguyoktur.Ufacıkkabileleryada klanlarvardır.Buklanlarınsayısıbirkaçaileile-kiailebiledenilemez- sınırlı, daracık bir şekillenmedir. Hayvanca yaşam koşullarındanyeniçıkılmaktadır.)Üretimdüzeyisonderecedüşüktür.Üretimdüzeyinindüşükoluşuinsanlarıntoplumsalyaşantısına,düşüncelerine,örgütlenmesinedetesirediyor.(Klantürüörgütlenmedarbirörgütlenmedir.Buyapıyaözgübiraileşeklive örgütlenme biçimi doğuyor. Bu döneme ‘ilkel komünal toplum dönemi’ deniyor. İnsan soyunun bir milyon yıl mı ya da beşyüz bin yıl mı önceden ortaya çıktığı konusunda kesin bilgiler yoktur.Bupekönemlideğil,amabilinenşey;ilkelkomünaltoplum yapısının M.Ö. 15.000-10.000 yılına kadar geldiğidir. Klan ve 18 kabilelerin birleşmesinden aşiretler meydana gelir.Aşiret, ilkel komünaltoplumunörgütlenmeyapısıdır.) Budönemdeüretimihtiyaçları,çokazinsanınörgütlenmesinigerekli kılar. Üretim düzeyi düşüktür, insanların üretim yapabilmesi için birkaç klanın biraraya gelmesi yeterli oluyor. Bu geri yapının üzerindeözellikledurulması,bizdekiaşiretyapısınınhâlâayaktakalışınıaçıklığakavuşturmasıaçısındangereklidir.Aşirettipiörgütlenmebelirtildiğigibiilkelkomünaltipibirörgütlenmeveyabutoplumdangelmebiryapıdır.Üretimaraçlarınındüşüklüğü,aşiretyapısının maddi koşuludur. Mesela bir av hayvanının avlanabilmesi için yüz kişiyegereksinimduyulur.Buyüzkişidebirklanveyabiraşiretolabilir. Busıradadildeortayaçıktı,sözcükleroluştuvedilbelirdi.Dil, ilkelkabilelerdeanlaşmaaracıdır.Dilinortayaçıkışıüretiminzorunlusonucudur.Bukonudakısacaşusöylenebilir:İnsanihtiyacı, aşiret tipi bir örgütlenmeyi gerekli kılıyor. Geri bir örgütleme ve üretim tarzıdır. Herhangi bir yerde aşiret yapısının varlığı, orada geribirekonomikvesosyalyaşantınınolduğunugösterir. Diyalektikolarakherşeydeğişmehalindedir.İnsantoplumuda değişir. Üretim araçlarındaki bir değişme, üretim ilişkilerinde de birdeğişikliğigereklikılar.Budatoplumunyapısındakibirdeğişmeyi gerekli kılacaktır. Üretim araçlarındaki gelişim, bir sonraki toplumun ortaya çıkışını, halklaşmayı beraberinde getirdi. Halklaşmaylasınıflarınortayaçıkışıbirbirinebağlışeylerdir.Bunageçmedenaşiretyapısınındağılışıvebununsonucuolarak,kölecitoplumunortayaçıkışıanlatılmalıdır. Aşiretler, tahminen barbarlık dönemine kadar yaşadılar (M.Ö. 4000).Birinsanınyaşamasıiçingerekliolandanfazlasınıüretmesi, sınıflı toplumun ortaya çıkışının maddi koşuludur. Kişilerin fazla ürüneldeetmesivebunabağlıolarakbazıkişilerineldeedilenartıürüne el koyarak yaşamlarını çalışmadan sürdürmeleri, köleci toplumlabirlikteortayaçıkar.Budaüretimaraçlarınınbellibirdüzeye gelmesi ve gelişmesinin sonucudur. İlk sınıflı toplum, köleci toplumdur. M.Ö. 4000 yıllarında böyle bir toplum yapısının Mezopo- 19 tamya’daoluştuğunugörüyoruz.İlkkölecitoplumSümerlerleortayaçıktı.Bununsonucuolarakdevletteşekkületti.Devleteskiaşiret örgütlenmesinin parçalanmasıyla, toplumda uzlaşmaz karşıtlıkların çıkışıyla,yaniezeninveezilenin,sömüreninvesömürüleninvarlığı koşullarındadoğdu.Üretimaraçlarınıellerindetutanbellibirazınlık, çoğunluk üzerindeki sömürüsünü sürdürebilmek için baskı ve tahakkümaracıolanbiraygıtagereksinmeduydular.Bizimiçingerekli olan; aşiretin parçalanması, devletin oluşumu ve halk tipi örgütlenmenindoğuşusorunudur.Devletinortayaçıkışınıvegelişmesini, derinlemesine ele almayı gerek görmüyoruz.Aşiret örgütlenmesiilehalktipiörgütlenmesininayırtedilmesigerekir.Devletinortayaçıkmasıylahalktipiörgütlenmedoğarvehalklartarihsahnesineçıkar.Toprağayerleşmeileberaberaşiretyapısıdeğişir,aşiretler çözülürvesömürülenilişkisiortayaçıkar.Budönemdebellibirdil vekültüroluşur.Bu,aşiretyapısınındağılmasınıvehalklarınortaya çıkışınıbelirlemektedir.İçindesömüreninvesömürüleninbulunduğubuyapıya“halk”diyoruz.Bununbelirleyiciögelerişunlardır;daha önce aşiret aşamasında belli bir dil ve kültür şekillenmemişti. Halklarbuaşamadaartıkbellibirtoprağayerleştiler.Eskiaşiretdüzeni,göçebebirdüzendi.Buradabelirlibirtopraküzerindedevamlı durarak üretim yapmıyorlar, şuralarda buralarda dolaşarak göçebe birhayatyaşıyorlardı.Fakathalkhalinegeldiklerindebellibirtoprağa yerleşme ve toprak birliği oluştu. Bu toprak birliği daha sonra oluşacakolanuluslarımeydanagetirenögelerdenbiriolacaktır.Kölecivefeodalaşamalardahalkbellibirtopraküzerindeyaşadıvebu dahalkıngelişiminibelirleyenbirüretimgücüoldu.Kölecitoplum M.S.300yıllarınakadardevamedenhayliyaygınbirtoplumbiçimidir.Köleciüretimilişkileri;M.S.300yıllarındayatarihtensilinmiş ya da hakim üretim ilişkileri olmaktan çıkmıştır. Bu aşamaya kadarAnadolu’da,Mezopotamya’da,Roma’da,Mısır’daveAkdeniz çevresindekiülkelerdehepköleimparatorluklarıvardı.Çin’dedebir köleciimparatorlukmevcuttu.Dünyanındiğerkesimlerindeinsanlar henüzilkelkabile,aşiretdüzeniiçindeydiler.Şunudabelirtmekgerekir;Akdenizçevresindegelişenuygarlık,buaşamadainsantoplu- 20 mununbelirleyiciögesidir.M.S.300yıllarınakadarinsanuygarlığınıngeliştiğialanlarbualanlardı.Mezopotamyauygarlığınbeşiğidir. Bualanınüzerinde,aynıaşamada,bizimdeyaşamamıznedeniyle, özellikleüzerindedurmakgerekir. M.Ö. 4000 yıllarındaAşağı Mezopotamya’da Sümerler adında biruygarlıkdoğdu.Bualansınıflıtoplumunveuygarlığıngeliştiği ilkalandır.Bataklıklarınkurutulmasıileeldeedilentarımalanlarındanbirekarşıyüz-ikiyüzürünalınıyordu.Balıklarvehayvanlarson derece fazlaydı. Bu, insanların hızla bir artı-değeri elde etmelerine olanakveriyordu.Yoğunartı-değerüzerindekölecibirdevletinyaratılmasının koşulları ortaya çıkıyordu. Devlet doğdu ve kuzeye doğru yayıldı. Babil veAsur imparatorlukları bu aşamaya gelindiğinde,dünyanınozamankienkuvvetlidevletinikurdular.Dahasonra köleci imparatorluklar arttı. İran’da gelişen Med ve Pers uygarlığı,Anadolu’dakiHitituygarlığı,hepbuMezopotamya’dakiuygarlık üzerinde gelişti veya Mezopotamya’da gelişen uygarlık, uygarlıkların belkemiği oldu. Mısır ve Hitit uygarlığı bundan yararlandı.YineÇinuygarlığıMezopotamya’dakibuuygarlıktanetkilendi.M.Ö.3000yıllarındakigelişmebazıtarihçileregöre19.yüzyıldakigelişmedendahafazladır.SümerlertarafındanMezopotamya’dageliştirilenuygarlık,bilimveteknolojikaçıdankapitalistuygarlığın insanlığa verdiğinden daha fazlasını vermiştir. İşte o dönemde Mezopotamya’daböylebiruygarlıkvardı.M.Ö.9000yıllarında,yanibarbarlıkdönemindebuğday,arpavs.yetiştirilebiliyordu.Sığırve koyunbesleniyordu.Mezopotamyatarihtetarımınvehayvancılığın geliştiğiilkalandır.Dünyanındiğertaraflarındahenüzbunarastlanmaz. Bundan şu sonuç çıkıyor; barbarlık aşamasında hayvancılığın gelişmesini, verimli bir tarımın yapılışını ve toprağa yerleşik bir düzenin ortaya çıkışını görüyoruz. Buna bağlı olarak Sümer Uygarlığıgelişti. Şimdikölecitoplumdansonrakidurumadeğinmekgerekir.Halklaşma açısından, köleci toplumdan sonra gelen feodal topluma değineceğiz. Köleci toplumdan feodal topluma nasıl geçildi? Bu, 21 şuandakonumuzdışında.Açıklamakistenilenkonuözelliklebütün halkların köleci aşamadan geçmedikleri, bazı ilkel kabile ve aşiretyapısıiçindeolanhalklarınkölecitoplumuyaşamadanfeodaltoplumageçtikleridir. Feodal döneme gelindiğinde bazı ilkel kabile ve aşiretler feodal toplumageçerlerken,halkhalinegeliyorlar.Avrupa’dafeodalizmin 10.yüzyıldaRomaİmparatorluğu’nunyıkılmayabaşlamasıylahızla geliştiğigörülür.10.yüzyıldaAvrupa’dagüçlübirfeodalizmdoğdu. Afrika’nın kuzeyi veArabistan’da da gelişti.Anadolu’nun köleci dönemindeulaşılamayanyerlerdeveİran’dadagelişti.LatinAmerika’daolsun,KuzeyAmerika’daolsun,henüzböylebirdurumyoktu.Nebirkölecidevlet,nebirfeodaldevletbelirmemişti.Hâlâbunlaraşiretkonfederasyonlarıbiçimindebulunuyorlardı.Afrika’dada kölecifederasyonlarveyaköleciilişkilervardı.Kölecidespotizmin ilkbaşlangıcıolarakdevlettaslaklarımevcuttu.Fakatburadasınıflı toplumhenüzgelişmemişti.Amerika,AfrikavehattaAvustralyason zamanlarda, yani feodalizmin gelişmesi döneminde uygarlığa açılmıştır.Buralardasınıflıtoplumhenüzgelişmemişveyagelişmeaşamasındaydı.GüçlübirşekildeAsya’da,Avrupa’davebunlarıngeçit noktalarıolanOrtadoğu’dasınıflıtoplumhayligelişmişti.Kölecive feodalaşamadabuyerlerdeyaşayantümhalklarveaşiretlerindaha sonra Kürdistan tarihindeki gelişmeyi açıklarken üzerinde duracağız.Göreceğizki,aşiretlerhenüzsınıflıtoplumyapısıiçinegirmemişlerdirveyabüyükölçüdeaşiretyapısınısürdürmüşlerdir.Bunun nedenlerinisonraelealacağız.Fakatşunubelirtmekgerekirki,tüm aşiretlersınıflıtoplumunolmuştur.Fakatgeneldeşunusöyleyebiliriz; köleci ve feodal dönemde bu yöreler tamamen sınıflı topluma açılmıştır. Sınıflı toplum içine giremeyen aşiretler varsa da bunlar geçicivehakimolmayanöğelerdir.Feodalizminbaşlangıçyıllarında, bu yapılanmanın etkisi altına giren aşiret ve kabilelerin de bir halkolarakoluştuklarınıgörüyoruz.BunaörnekolarakRushalkının ortayaçıkışıgösterilebilir.Rushalkıbildiğimizkadarıyla10.yüzyıldaortayaçıkıyor.GermenlerinRomaİmparatorluğu’nuyıkmasıve Avrupa’dafeodalizmingelişmesiyle,GermenlerleSlavlarkarşıkar- 22 şıya geliyorlar. Slavlar ilkel kabile, aşiret düzeni yaşamaktadırlar. Germenlerisegüçlübirfeodaldüzeniçindedirler.Aşiret,kabiledüzeni,geribirdüzen,feodaldüzenisebunanazaranilericibirdüzendir.Slavlarıngericidüzeni,feodalizminkarşısındayıkılıyorvefeodalizmbunlarıniçinedıştangiriyor-Rusya’daolduğugibi.Kendiiç gelişmeleri ile bunlar feodalizme varmıyorlar. Kendi iç gelişmeleri ileilksınıflıtoplumolankölecitoplumageçmelerigerekirdi. Köleci aşamadan sonra iç dinamikleri sonucu feodal topluma varmaları gerekirdi. Fakat böyle bir gelişme olmuyor. Dışarıda, Avrupa’dabirfeodalgelişmevar.VebundanetkilenenSlavlarfeodaltoplumadönüşüyorlar.FeodaltoplumadönüşmesiyleRushalkı oluşuyor.Bunundoğalsonucu,RusyasteplerindegüçlübirfeodalizmvegüçlübirRushalkıoluşuyor. Şuandafeodalizmdenkapitalizmegeçişsüreciniveyaulusların ortaya çıkışını anlatmalıyız. Buna geçmeden hemen şunu belirtelim;feodaltoplumunsondönemlerindemodernmilliyetlerdenilen bir kavram ortaya çıkıyor. Modern milliyetleri diğer kavimlerden veyahalklardanayıranözelliklerbunlarınolgunlaşmışhalklarolmalarıdır. Çeşitli alanlarda dil ve kültürleri gelişmiş, toprak alanlarıdagenişlemiştir.Özellikledilvekültürbellibirtoprakalanını tamamensınırlandırmıştır.Veyabellibirdilsınırıortayaçıkmıştır. Herhangibiryerde,bellibirtoprakparçasıüzerinde,ortakbirdil teşekkületmişse;oradamodernmilliyetlerinvarlığısözkonusudur. Bu özellikle feodalizmin son aşamasında,Avrupa’da kapitalizmin gelişmesindenöncegörülebilenbirolgudur. Kapitalistüretimbiçiminin,feodaltoplumunbağrındageliştiğini biliyoruz. Feodal toplumun başka bir aşamasında -evriminde-, yanikapitalizminşafakvaktinde,uluslarortayaçıkıyor.Ulusalörgütlenmenin milliyet örgütlenmesinden farkını belirtmek veya “mil let” tan ım ını yapm ak için şunl arı söyl em ek mümk ünd ür: Halklarveyamodernmilliyetlerdönemindebellibirdilkonuşuluyorveortakbirkültürvar.Bellibirtoprakparçasıüzerindeyaşanılıyor.Ama üretim hâlâ bu aşamada içe kapanık bir üretimdir. Dahaçokkullanımdeğeriolanbirüretimvarvepazariçinüretim 23 sözkonusudeğildir.Küçükbirimleriçindeüretimyapılıyor.Köylerinkendiiçindekiüretimivar,pazarolayınıdagörmekmümkün. Köydenpazaraürüngötürülüyor,pazardandaköyebirürüngetiriliyor.Fakatbuüretimehakimdeğildir.Böyleolunca,yaniüretim darbirimleriçinesıkışıpkalınca,insanlarıngenişölçüdebirbirleri ile konuşmaları, geniş bir dil ve kültür meydana getirmeleri zordur.Üretimbunuimkansızkılmıştır.Küçükbirimlerhalindeköylerdeküçüküretimyapılmaktadır.İştebu,uluslarınortayaçıkışını engelleyenveyageciktirenenönemlibirüretimdir.Fabrikaüretimi, değişik aşiretlerden ve değişik köylerden insanların biraraya gelmesiyleyapılanbirüretimdir.Birfabrikadabinlercekişininbiraraya gelişi, ulusun ortaya çıkışının en önemli maddi koşuludur. Budurumgenişbirpazarayolaçmaktadır.Aynıdilevekültüresahip insanların bir pazar etrafında birleşmeleri, giderek bir pazar için üretim yapmaları, ürettiklerini pazara aktarmaları, kendi gereksinmelerinipazardankarşılamaları...İştebuolayulusuntakendisidir.Böylebirolayıyaşayanmilliyetlerveyahalklar,artıkulus olmuşlardır.Artık küçük ve dar birimlerinden sıyrılmak, geniş kapsamlıüretimdebulunmakulusunmaddigereksinimidir.Pazar; ulusların beşiğidir ya da Stalin’in deyimiyle “burjuvazinin milliyetçiliğiöğrendiğiilkokul,pazardır.”Biryerdepazarıngelişmesi varsauluslarıngelişmesidemümkündür.Pazarbiriktisadibirliktir.Ulusunçeşitlibölümlerinitekbirbütünbiçimindekaynaştıran, içselbiriktisadibağıoluşturanhalklarulushalinegeliyorlar. Ulusun gelişmesini veya ortaya çıkışının tahlilini daha fazla yapmayacağız. Bu dönemde meydana gelen uluslar burjuva uluslardır.Feodalizmekarşımücadeleedenulusunöndersınıfıburjuvazidir. İşçi sınıfı ve köylülük bu dönemde burjuvazinin bayrağı altındayeralarakfeodalizmekarşımücadeleediyor.Burjuvaziilericidir, burjuvazinin yetiştirdiği kahramanlar, edebiyatçılar, ressamlarvs.ilericidir.Mekanaçısındanuluslarınortayaçıkışısınırlıdır. BatıAvrupa’da, Fransa’da, İngiltere’de,Almanya’da ve İtalya’daancakulusalgelişmevarveulusaldevletlerteşekkülediyor. Veya kapitalizmin şafak vaktinde ulusların teşekkülü süreci daha 24 çokBatıAvrupa’yaözgübirolgudur.19.yüzyılagelindiğindekapitalizmhenüzBatıAvrupa’yaözgüdür.Dünyanındiğeralanlarındaisehâlâköleciilişkilerin,güçlüfeodalizminvebazıbölgelerde de aşiretlerin etkinliği sözkonusudur.Avrupa’nın batısı, yeni bir uygarlıkaşamasınageçiyor.Bukapitalistuygarlıkoradakiinsanlarınulushalinegelişlerineveyaburjuvaulusudurumunagelmelerineyolaçıyor.1800’ler,1850’lerhepböyle. Kapitalizmin emperyalist aşamaya geldiği ana kadar uygarlık alanı halen BatıAvrupa’dır. 1850’ler dünyanın diğer iki önemli alanınınkapitalistgelişmeyolunagiriştarihidir.Buülkelerdenbiri Amerika, diğeri Japonya’dır. Bu ülkeleri incelemek, sömürge olmayışlarınedeniyleönemlidir.Dünyanınbüyükbiralanısömürge olmasına rağmen, bu dönemde bunlar sömürge olmayan toplumlardır. Kapitalizmin bu ülkelerde gelişimi veya bu ülkelerde sömürgeleştirme süreci olmadan, kapitalist bir ülke biçimine dönüşümnasıloluyor?Amerika’dasondereceilkelbiryaşamsürdüren Kızılderililervar.Avrupa’nınenserseriinsanlarıvebütünhapishanekaçkınlarıAmerika’yaihraçediliyor.Yerlilerkorkunçbirsoykırımdangeçiriliyor.BundanhemensonraAvrupalıkapitalistlerakın etmeyebaşlıyorlar.Afrika’danbüyükölçüdekölelerdegetiriliyor. Topraklarsondereceverimlidir.Bütünbukoşullarınbirleşmesiyle AvrupakapitalizmikendiniadetaAmerika’yaihraçediyor.Avrupa kapitalizmi,Avrupa’daneiseAmerika’dadaodur.Boşalanlarhızlayeşermeyebaşlıyor.Neköleci,nedefeodalaşamalardangeçmiş olan bu topraklara kapitalizm ekiliyor. Topraklar ilk ve son defa kapitalizmeaçılıyor.KapitalizmtoplumunherşeyiveAmerika’nın bütüntarihidir.Amerikanulusudahaönceoradabirtoprakbirliğini,dilvekültürbirliğinişekillendirmişdeğildir.Çeşitlimilliyetlerden gelmiş halkların, başlangıçta İngiliz dili ve kültürü etrafında birleşmesi ileAmerikan ulusu doğmuştur.Amerikan kapitalizmi çeşitlimilliyetleriöğüten,onlarıeritenbirdeğirmengibidir.Busüreç henüz devam etmektedir.Amerikan ulusunun veyaAmerikan emperyalizminin, dünya emperyalizminin jandarmalığını yapacak kadargüçlüoluşununmadditemeliburadadır. 25 Japonya’dadurumdahadeğişiktir.Buradagüçlübirfeodaltoplumvardır.Yalnızbiradaoluşuistilayauğramasını,başkatoplumların orayı işgal etmesini engelliyor.Avrupa kapitalistleri Japonya’yagelipdayandıklarındagüçlübirhalkla,güçlübirdilvekültürle karşılaşıyorlar. Devlet yapısı ve güçlü örgütlenme, yabancı istilasınıimkansızkılıyor.AmaJaponaydınvebürokratları,Avrupakapitalizmikarşısındatutunabilmekiçin,onlarınüretimbiçiminin ülkelerine hakim kılınması gerektiğini; geri bir üretim ve bu geriüretiminüstyapısıyladahailericibirüstyapıyasahipolanbir devletkarşısındatutunamayacaklarınıanlıyorlar.Avrupakapitalizmini adeta kendi elleriyle alıp Japon toplumuna uyguluyorlar. Böylelikle doğan Japon emperyalizmi hızla gelişiyor. Böyle bir özelliktendolayıJaponkapitalizmiemperyalistaşamayaulaşıyor. Japonya’da kapitalizmin doğduğu yıllar 1860’lı yıllardır, bu aynı zamanda emperyalizmin doğuş yıllarıdır. Japon kapitalizmi ilkel birikimdöneminiatlayarakemperyalistleşiyor. Avrupa’nınbatısındabiravuçmedeniulusunmeydanagelişine açıklıkgetirdik.Bunlarındışındaikiözgürulusvardedik:ABDve Japonya.1850’leregeldiğimizdeveya19.yüzyılınsonaşamalarınageldiğimizde,çokazhalklaruluslaşmışveyaçokazhalklarkapitalizminetkialanınagirmiştir.Kapitalizmbuhalklarıntoplumsal üretim biçimi olmuş ve bunları uluslaştırmıştır. Bunların dışında dünyanınbüyükalanlarıhenüzkölecivefeodalveyaaşiret-kabile düzenleriiçindeyaşamaktadırlar.BatıAvrupa’dagelişkinolankapitalizm,dünyayınasılbiryapıyadönüştürecekti?Bunageçeceğiz. Emperyalizmvesömürgecilik Köleci emperyalizm, feodal emperyalizm ya da kapitalist emperyalizmdiyebirayrımpekyapılmamıştır.Amabizsömürgeciliğin kendi toplum düzenimiz açısından, bizdeki sömürgeciliğin kavranılmasıaçısındanböylebirayrımınyapılmasınıgerekligörüyoruz.Kapitalizminsonaşamadakisömürgeciliğegeçmedenönce köleci, feodal ve kapitalizmin serbest rekabetçi dönemindeki sö- 26 mürgeciliğiniaçıklayacağız. İnsanlaraşiretdüzenleriniyaşarlarken,kölecilikyadabirtoplumunbirbaşkatoplumubaskıveboyundurukaltınaalmasıdiyebir olguyoktur.Aşiret,bünyesindefazlaartı-değerbulunmayanbirtoplumbiçimidir.Dolayısıylainsanlarüzerindetahakkümkurmanın birnedeniyoktur.Ancakilksınıflıtoplumolankölecitoplumageçildiğinde bunun maddi temeli doğar.Aşiretlerin de birbirleri ile çatışmalarımümkünolabilir.Birbirindenadamöldürebilirler.Kan davalarıaşiretdüzenindeetkinolanbirolgudur.Çokgüçlüolanbu olguuzunyıllardevamedebilirvebizdebununkalıntılarıhâlâsüregelmektedir.Yabiraşiretdiğeraşiretitemizleyinceyekadarçatışıryadabölgeyiterkedipgider.Barışiçinbirarayagelmeveanlaşmadamümkündür.Amabiraşiretdiğerbiraşiretibünyesiiçine alıp eritemez, eritme olgusu yoktur. Bir aşiret üyesi, değişik bir aşiretyapısıiçinealınamaz.Üyelerinadetaaşiretlerinegöbekbağı ilebağlıoldukları,kanbağıdenilengüçlübirbağvardır.Aşiretyapısının dışına çıkan ölür. Balığın sudan çıkarken can verişi gibi. Bununiçinsömürgeciliğiaşiretdüzeninedayandıramayız.Yabancı bir halkı köleleştirme ve sömürme olgusunu aşiretlerden başlatamayız. Bununla sınıflı toplumun ortaya çıkış anında, sömürünün ve sömürgeciliğin de ortaya çıktığını ve bunların birbirine bağlı şeyler olduğunu kastediyoruz. Bir sınıfın diğer bir sınıf üzerinde, birkabilenindiğerbirkabileüzerinde,birtoplumundiğerbirtoplum üzerinde baskı kurmasının gereği artı-değerdir. İnsanlar artıdeğer, emek, zenginlik yaratmaktadır. Bu sömürü konusu olacaktır.Dahagüçlüolanlar,buartıkdeğerüzerindetahakkümkuracaklardır.Buolgunundoğuşu,sınıflarınyadailksınıflıtoplumolan kölecitoplumunortayaçıkışıilebaşlar.Aynızamandabuolgularla birlikte sömürgeciliğin geliştiği yıllar da başlıyor. Köleci dönemdekisömürgecilikleilgiliolarakRomatoplumunuörnekverebiliriz.KölecilikilkinRoma’daoluşuyor.İtalyanyarımadasındakigelişmedensonraYunanyarımadasınayerleşiyor. Kölecilik, Batı’da İspanya’ya, Güney’de Kartaca’ya, Doğu’da Fırat’a ve OrtaAvrupa’nın bir kesimine yayılıyor. Dikkat edilirse 27 bu alanlarda son derece değişik halklar yaşamaktadır. Roma topraklarınınsınırladığıalanüzerindeküçükbirRomahalkı,buhalkın örgütlediği güçlü bir köleci devlet vardır.Aynı köleci devlet sonaşamasındagüçlübirimparatorluğadönüşüyor.Dikkatedilirse “emperyalizm” kelimesibuimparatorlukkelimesindentüretilmiştir.Başkahalklarıboyundurukaltınaalma,kavramolarakbuolgudandoğuyor,başkahalklarıneldeettiğiartı-değerRoma’yataşınıyor.EskidenaşiretveköylülükdüzenindeyaşayanhalklarRoma’nınkölesihalinegeliyorlar.Eldeedilenkölelertamamenbirköle imparatorluğu halini alan Roma’ya getirilip satılıyor. “Bütün yollar Roma’ya çıkar”sözü,talanedilenservetlerinRoma’yaaktarıldığınaişareteder.Roma’nınegemenliğialtınagirenbütünhalklar köleleştirilereksömürgestatüsünesokuluyor.BaşkahalklarıköleleştirmevesömürgehalinegetirmesadeceRoma’yaözgübirolay değildir. Asur İmparatorluğu da zamanın en barbar, köleci imparatorluğudur.Halklarıköleedenvezorşartlaradüşürenbirimparatorluktur.ÖzellikleMezopotamyahalklarıiçinkorkunçvekankusturucubirimparatorluktur.HalenAsurlardankalmabueskigelenekler sürmektedir. Özellikle Nemrut Efsanesi karanlığı temsil eden bir efsanedir.Efsane,Asurlarınyaptığızulümvevahşetinbirsonucudur.Budönemdehalklarçeşitlibaskılaramaruzkalmışlardır. Bugün sömürgeci çağını, emperyalizmin sömürgecilik çağını yaşıyoruz. Devletin ve sınıflı toplumun ortaya çıkışından sonra halklarınsüreklitattıklarıbirolgudursömürgecilik.Sadecegünümüze, daha doğrusu emperyalizme özgü bir olgu değildir. Tamamenistilayadayanan,başkahalklarıbaskıaltınaalanvetalaneden bu imparatorluklara örnek olarak Pers ve İskender (Helen uygarlığı,bzn.)İmparatorluğudagösterilebilir.Öğrenilmesigereken, köleciaşamadabirçokhalkıntutsakedildiğidir.Özgüraşiretdüzeni,küçüküretimedayananözgürköylülükdüzenibuaşamadatutsak ediliyor. Halklar üzerindeki baskı ilk kez böyle bir düzende gerçekleştiriliyor. Halklar ilk defa boyunduruk altına girme, köle olmasuçunaitiliyorlar.Bundanönceözgürlükvebağımsızlıkduy- 28 gularıçokgüçlüydü.Köleciliğinbirsistemolarakgelişmesi,toplumun bünyesinde köleci ilişkilerin açılıp serpilmesi, öte yandan halklar üzerinde tahakküm kurulması ve sömürgeciliğin gelişmesi...İkisidebirbirineetvetırnakgibibağlıdır.İçtebirdevletsınıf sömürüsünü ne kadar yoğunlaştırıyorsa, devlet yapısını ne kadar güçlendiriyorsa,dışadoğrudaokadarsoyguncuvebarbarolacak ve başka halkları boyunduruk altına alacaktır. Köleliğin son aşaması, imparatorluk düzeninin kurulduğu aşama, halkların en çok baskı altına alındıkları bir düzendir. Nasıl ki kapitalizmin en son aşamasına“emperyalizm”deniliyorsa,aynıbiçimdeköleciliğinen son aşaması da “köleci emperyalizm”dir. İkisi arasında pek ciddi bir ayrım yoktur. Kapitalizm gelişerek güçlü bir üretim biçimine dönüşüyor ve dünyaya hakim üretim biçimi oluyor. Bunun adı; emperyalizmdir. İşte kölecilik de kendi çağında olgunlaşıyor. Bir sınıflıtoplumolarakgelişiyor.Olgunlukçağınıatlatıyorvegerilemedöneminegiriyor.Ozamangüçlübirüretimbiçiminedönüşüyor.Bu,köleciemperyalizmdir.Kapitalistemperyalizmileköleci emperyalizmi ayıran fark; üretim biçimidir. Üretim biçiminin karakteri,ortayaçıkansömürgeciliğinkarakterinidebelirlemektedir. Nedirkölecitoplumunkarakteri?İnsanınköleyapılması,adetabir hayvan gibi çalıştırılmasıdır. Üretim biçimi olarak; insanın bütün bedeni üzerinde bir egemenlik kuruluyor. Bir efendi, günümüzde patronunişçininemeğiüzerindekurduğutürdenbirsömürüdeğil, kölenin sosyal ve fiziki yapısı, bütün bedeni üzerinde bir hak tasarrufubiçimindekibirsömürüoluyor.Köleyapılaninsanlarhayvan gibi çifte koşuluyor. Evet, bu sömürgeciliğin de karakterini belirliyor.Bugün‘en pahalı şey altındır’ denir,ozamanenpahalı şey insandır. Bir insana sahip olmak diyelim yüzbin liraya sahip olmaksa, daha çok insana sahip olmak da daha çok paraya sahip olmaktır.Bugayetaçıkbirşeydir.İnsanlarartı-değerürettiğiiçin paraediyor.Bütünefendilergözleriniinsanlaradikecek,insanları tutsakedipköleyapmakisteyeceklerdir. Efendilersahipolmakistedikleriinsanlarıençokkenditoplumlarıdışındakihalklardanbulurlar.Seferlerdüzenlenir,yabancıtop- 29 raklaraordulargönderilir,tutsaklarpazarlarasürülerekalınıpsatılır.Demekkikölecitoplumunkarakteri;sömürgeciliğindekarakterinibelirliyor.İnsanlaryadabaşkahalklardanolaninsanlartutsakedilerek,köleciegemenlikaltınaalınırlar.Doğalolarakbuinsanlarınbiriktirdikleriservetleredeelkonulur.Köleyapılanbirinsanıniğnesi,ipliği,ailedüzeninikurmahakkı,kısacasıhiçbirşeyi yoktur. Köle ahıra alınacak, bir şeyler yiyecek, ertesi gün tarlaya koşulacak,akşamtekrarahıradönecektir,kısacadeğindik.Küçük birhalkyadaküçükbirhalkıniçindeoluşanbirdevletdünyanın son derece büyük bir kısmını egemenliği altına alıyor. Böyle bir düzeniinsanlartakribenM.S.500yılınakadaryaşadılar.5.yüzyıla gelindiğindebudüzentamamenyıkılıyorveyahakimüretimbiçimiolmaktançıkıyor.Köleciliğinçökmesiyadagerilemesiilefeodaliteninyeniyenişekillenmesidönemibaşlıyor.M.S.5.yüzyılile 10.yüzyıllararasıfeodalizmindoğuşyıllarıdır.Nasılkikapitalizmindoğuşyıllarıolarak15.,16.ve17.yüzyıllargösteriliyorsa,5., 8.ve9.yüzyıllarköleciliğinyıkılışıvedağılışı,feodalizmindoğuş yıllarıdır. Neden? Çünkü dünyanın çeşitli yerlerinde feodalizm, değişikzamanlardagelişiyordaondan.Bunageçmedenönceşunu söylemekgerekir:Dikkatedilirsekölecidönemdeherhalkiçgelişme sonucu köleci topluma ulaşmıyor. Bütün imparatorluklar içinaynışeysöylenebilir.Neredebirdevletdoğuyorsa,dahaçok halkıkölecisistemiçinedahilediyor.Bellibirtoplumda,Akdeniz bölgesinde, güçlü bir köleci uygarlık doğuyor. Bu uygar köleci toplumlar,diğertoplumlarıbirdışolguolarakegemenliklerialtına alıyorlar.Egemenlikaltınaalınanhalklarakölecisistemhakimkılınıyor.Kapitalizminemperyalistaşamasındadabirazsonradeğineceğimizgibi,kapitalizmbütüntoplumlariçinbiriçolgudeğildir.DışolgudurveyaAvrupadışındakitoplumlariçindışolgudur. Kölecidönemdekölecilik,örneğinRoma,YunanveMısırtoplumu içinbiriçolgu,amadünyanındiğerkesimleriiçinbirdışolgudur veya dış olgu biçiminde gelişiyor.Yine nasıl günümüzde kapitalizmAsya,Afrika ve LatinAmerika’da emperyalist bir biçimde geliştiyse,kölecilikdebudönemdeöylegelişiyor. 30 Kölecilik ve köleci sömürgeciliğin yerine feodalizm ve feodal sömürgecilikgeçiyor.Köleciemperyalizmyadakölecisömürgecilik feodalizme dönüşürken neyi devredecek? Bu konu üzerinde durmak gerekir. İnsanlar ve insan toplumu bir günde tutsak edilmez.Bunukenditoplumumuzuanlayabilmekaçısındandasöylüyoruz.Kürdistanhalkısadecekapitalistsömürgecilikaltındaezilmiyor ya da ezilmedi. Kürtler tarihin en eski dönemlerinden beri ezilmektedir.BusaltKürtleriçindeğil,bütündünyahalklarıiçin geçerli olan bir kuraldır. Kölecilik bir toplum biçimi olarak sona ererken, feodalizme miras olarak neyi devrediyor? Bir kez tutsak edilmişolanbirdizihalkkalıyor,köleleştirilmişbirdizitoplumu mirasolarakbırakıyorvebutemelüzerindefeodalizmyükseliyor. Feodalizm;kölecitoplumunsömürgeilişkilerini,mülkiyet,devlet, kültürilişkilerinivesömürgeciilişkilerinidevralıyor.Köleciimparatorluk yerine feodal imparatorluk kurulduğunda, eskiden köleleştirilmiş olan toplumlar aynı şekilde köleleştiriliyorlar. Halklar köleciboyunduruktankurtulmadan,feodalboyundurukaltınagiriyorlar.İştebudahalklarınpeşpeşesömürgekonusuolmasıvepeşpeşe gelen toplum biçimlerine göre sömürge rejimleri altında yaşamalarınayolaçıyor.Böyleliklesüreklisömürgecilikolgusuortayaçıkıyor.Mademkisınıflıtoplumungelişmesiardardadır,sınır çizerek yükselen bir şekildedir, sömürgecilik de giderek yükselip ortayaçıkanbirolgudur.Sınıflıtoplumvesömürgecilikgelişiyor, böylelikleikisibirbirinikoşullandırıyor. Evet,feodaltoplumdediğimizgibisömürgeciilişkileridevralıyor. Uygarlığa yeni bir şey katıyor, artık insanlar köle değil serf durumunagetiriliyor.Kölelerniyeserfhalinegetirildi?Niçinbuna gerekgörüldü?İnsanemeğininüretkenliğininartması,üretimgüçlerindemeydanagelengelişme,dahaverimlibirüretimininsanlarınancakserfolmasıylamümkünolduğudüzenigösterir.Birinsan köleolarakkullanılırsadahaazüretimeldeedilir,dahaazkârsağlanır.Amabirinsanserfolarakçalıştırılırsaüretimdahafazlaolur. Bununnedeninibiliyoruz.Bütünköleleremeğineveürettikleriher şeye yabancıdır, fakat serfin küçük de olsa bir mülkiyeti vardır. 31 Üretim araçlarına ve biraz da toprağa sahiptir. Bu mülkiyet onun dahafazlaçalışmasını,dahafazlaürüneldeetmesiniolanaklıkılıyor.Serfinemeğiüzerindefeodalbirtipsömürümekanizmasıkuruluyor.Feodalbirtoplumungelişmeseyrikısacaböyledir. Dünyaçapındafeodalizmingelişmesinebakmakgerekir.FeodalizmdeacababirBatıolgusu,Avrupa’daortayaçıkanbirolgumudur? Bunu pek fazla söyleyemeyiz. Germenlerin Roma’ya saldırması, köleci Roma İmparatorluğu’nu yıkıp yerine yeni bir toplum kurmaları,tarihteençokgörülenbirbiçimdir.Buşundanilerigelmektedir;dünyatarihi,dahaçokAvrupatarihiolarakelealınmaktadır. Bunun bir nevi propagandası yapılmıştır. İnsanlık adeta ilkel, kölecivefeodaltoplumusankiBatıAvrupa’dayaşamıştır.Bütüninsanlık tarihi sanki BatıAvrupa tarihidir. Bu özellikle emparyalist propagandanınbirsonucuolsagerektir,gerçekbununtersidir.Köleciliğinyadafeodalizminbiriçolguolarakdoğuşu,Ortadoğutoplumlarındadahaeskivegüçlüdür.YanifeodalizmsadeceAvrupa’da doğmuyor.Ortadoğu,ArabistanveÇin’dedoğuyor,yaniHindistan dadahilsaydığımızbuülkelerdefeodalizmingelişimiiçolgusonucudur. FeodalizminOrtadoğu’dadoğuşuM.S.3.yüzyıllarakadargösterilebilir.Neden?ÇünküOrtadoğu’dauygarlıkbirazdahazengindir.ÖzellikleBatı’yakarşıDoğu’nunuygarlıkalanındahakimiyeti M.S. 15. yüzyıla kadar uzanır. 15. ve 16. yüzyıllarda kapitalizm Batı’dagelişinceyedek,Doğuuygarlıkalanındabayağıhakimdir. AynızamandaDoğu’dakifeodalizmgüçlüdür.KölecilikdeDoğu’dagüçlüydü.RomaveYunanköleciliğidahaönceMezopotamya’da,MısırveAnadolu’dagelişenköleciliküzerineoluşmuştur.Veya kölecilik daha çok buradanAvrupa’ya taşırılmıştır. Feodalizm de böyledir ve daha çok bu gelişen köleciliğin üzerine temelleniyor. Gelişenbukölecitoplumlar,yinegelişenfeodaltoplumlaradönüşüyor.Doğalolarakbutoplumlarda,feodalsömürgecilikdeenerkendengelişiyor.Budönemdefeodalsömürgeciliğiençokgeliştiren imparatorluklar;Arap-İslam İmparatorluğu, Selçuklu ve daha sonraOsmanlıİmparatorluğuveAvrupa’dakiimparatorluklarola- 32 caktır. Ortadoğu’da feodalizmin, kölecilikten sonra doğuşunu M.S. takriben5.ve6.yüzyıllaravehatta4.yüzyıllarakadargetirebiliriz.Bizansİmparatorluğu5.ve6.yüzyıllardafeodalbirimparatorluğadönüşüyordu.6.ve7.yüzyıllardabirfeodalİslamİmparatorluğu doğuyordu. Bundan önce Sasani İmparatorluğu var. Bunun köleci mi ya da feodal imparatorluk mu olduğu konusunda kesin bilgimizyoktur.Amaşuvarki,KürtlerM.S.6.yüzyılakadarSasanilerle birlikte yaşamış olsalar gerektir.Arap egemenliği dönemi,KürtlerinAraplarakarşımücadelelerinitarihtetakipedebiliyoruz.SasaniegemenliğialtındaKürtlerfeodalbeylerhalinedönüşmüşler midir? Bu konuda elimizde güçlü kanıtlar veya belgeler yoktur.KürtbeyliklerininM.S.6.ve7.yüzyıllardaAraphakimiyetinin gelişmesiyle oluştuğunu ve Kürdistan’da bir feodalizmin doğduğunugörüyoruz.Bundandahaöncesişöyleolabilir:Ortadoğu’yu genelde incelediğimiz için bunları söylüyoruz. Daha sonra bukonuyadeğinilebilir. Sasaniler daha çok bir köleci imparatorluk veya feodalizmin de bağrında geliştiği, köleciliğin son aşamasında olan bir toplumdur. Kürt kabile ve aşiretlerinin kısmen Sasani egemenliği altında, kısmen de bağımsız yaşamış olmaları gerekir. Dağlık alanlarda yaşayanlar özgür, ovalarda yaşayanlar Sasani egemenliği altındadırlar. Fırat’ta,zamanzamanDicle’yekadarBizanslarınhakimiyetikuruluyor.KısacabudönemdeOrtadoğu’dagelişenfeodalizmKürdistan’dakitoplumunyapısınıdaetkisialtınaalıyor.Buradaüzerindedurulmasıgerekennoktaşudur:Feodalizmeözgübirsömürgecilikde vardır.Feodalizmdeköleciliğegöregelişmişbirsınıfyapısıoluşur. Aynızamandakölecisömürgeciliğenazaranfeodalsömürgecilikdahaçokgelişmişbirsömürgeciliktir.Buradabirörnekleizahetmek istenirse,aklahemenOsmanlıİmparatorluğugelir.BugüçlüimparatorlukiçindeTürklersondereceazınlıkbirhalktır.Sayılarıhemen hemenbirmilyonkadardır.Amazamanzamanimparatorluğunnüfusualtmışmilyonakadarvarmıştır.Feodaldönemgözönünegetirilirse bu çok büyük bir nüfus sayılır. Bu aşamada bir milyona dahi 33 varmayanbirTürkkesimi,sayılarıaltmışmilyonavaranhalklarıtutsak ediyor. OsmanlıTürkleri devlete hakim olan kavimdir, hakim milliyettir.DevletehakimTürkmilliyeti,bünyesiiçinealdığıbütün halkları devlet kurma hakkından mahrum bırakıyor veya beylerle, feodallerleanlaşarak,halklarıtutsakediyor.“Bu iyi bir şeydir”veya “bu aşama Osmanlı toplumunun varacağı zorunlu bir aşamaydı” denilemez.Buaşama,halklariçintalihsizbiraşama,halklarıngelişmesiaçısındangeriliğigetiren,onlarındadil,kültürveuluslaşmalarınıönleyenbiraşamadır.Osmanlıİmparatorluğudasömürgecibir imparatorluktur.Biravuçhainindiğerbütünhalklarıköleleştirenbir imparatorluktur.İmparatorlukyıkıldığındaTürkleryinehakimmilliyetiydiler.Devleteveorduyahakimdiler.Devletiveimparatorluğu elindetutanTürkler,imparatorlukyıkıldığındaavantajlıdurumdaydılar. Doğal olarak verdikleri kısa bir ulusal kurtuluş savaşından sonrabirulusdurumageldiler.Kürtler16.yüzyıldanberiimparatorluk içinde sömürge bir halk durumundaydılar. Boyunduruk altında olduklarıdurumunadüştüler.Feodaldönemdeoluşansömürgecilik, kapitalist dönemde gelişecek sömürgecilik için bir maddi temel oluşturacaktır.Feodaldönemdesömürgeciliğigeliştirenbirmilliyet, emperyalist aşamaya geldiğinde rahatlıkla kapitalist sömürgeciliği geliştirir. Bunuşöylesonuçlandırmakmümkün;feodaltoplumunolgunluk aşamasındafeodalsömürgecilikdoğuyor.Epeyhalkhemmekanitibariyle, hem de zaman itibariyle kapitalizme son derece elverişli şartlar bırakıyor. Kapitalist rejimin kendisi sınıfları doğurmuyor. Kapitalisttoplumunsınıfyapısıdahaöncegelişenbirsınıflıtoplum yapısınadayanıyor.Yadakapitalistaşamadasınıfsalgelişmezirvesineulaşıyor.Yinemülkiyetilişkileri,devletilişkileri,insanlarüzerindetahakkümkurmailişkileridevrediliyor.Burjuvazifeodaldevletiyıkmaz,onualırveçıkarlarınıbufeodaldevleteyansıtır.Devlet vemülkiyetilişkileridahadagelişir.Eskidentopraküzerindegeçerliolanmülkiyetilişkileri,budefaiğnedenipliğekadarherşeyüzerindetesisedilir.Kültürveenönemlisisömürgeilişkileridevrediliyor.Tutsaklığı öğrenmiş ve boyunduruk altında yaşamaya alıştı- 34 rılmışhalklar,dahaileribirüretimbiçimiolankapitalizminsömürgelerihalinegeliyorlar.Üretimalanındaolsun,askerialandaolsun kapitalizm,sonderecegüçlüolanuluslarıyaratıyor.Örgütlü,silahlı kuvvetlerisonderecegüçlüolanuluslar,insanlarıelbettedahakolay baskı altına alacaklardır. Örneğin güçlü bir devlet yaratan İngiliz ulusu,dünyanınyarıdanfazlasınısömürgeleştirecek,üzerindegüneş batmayanimparatorluğukurmayıbaşaracaktır.Kapitalizminsonderece geliştirdiği üretim güçleri, bu üretim güçleri üzerinde kurulan üretim ilişkileri, bunun üzerinde temellendirilen güçlü devlet ve mülkiyetilişkilerivasıtasıylaböylebirimparatorlukvücutbuluyor. KısacasıAvrupa’nın batısında bir avuç halk kapitalizme ulaşırken, dünyanındiğerbölümlerindekihalklaryadahaöncetutsakedilmiş, yakabileveyaaşiretdüzenleriniyaşıyorlaryadabağımsızköylülük ilişkileri içinde bulunuyorlar.Ama hemen hemen tümünün elinde güçlü ordular, güçlü üretim ilişkileri yoktur. İçine kapanık bu toplumlarınhepsielbettekapitalizmtarafındankolaycasömürgeleştirilecektir. Asya’nın,Afrika’nınveLatinAmerika’nınsömürgeleştirilmesinegeçerken,kapitalizminsonderecegüçlübirüst-yapıveüretim biçimine sahip olduğunu unutmamak gerekir.Avrupa’da kapitalizm güçlü bir üretim biçimi olarak yükselirken, dünyanın diğer bölümleriilkel-komünalvekölecitoplumizlerinitaşımaktaydılar. Büyük ölçüde feodal toplum şartlarında bulunuyorlardı. Bu şartlarda dünya halkları, kapitalizmin sömürge alanlarına açılmaktadırlar.Bukapitalizminilkdönemiolan,ilkelsermayebirikimidönemindeveserbestrekabetçidönemindeböyledir. İlkelsermayebirikimidönemindesömürgeciliğinkarakteribellidir.Birkezpazariçinüretimyapılacaktır.Kapitalistüretim,fabrika ve meta üretimidir. Meta, hammaddeye gereksinme duyar. İkincisi,hammaddeninişlenereksatılmasıdurumuvardır.Kapitalizmbirpazarüretimi,metalarınsatılıptüketilmesinedayananbir üretimbiçimidir.Bununiçinhammaddevepazargerekir.İlkelsermaye birikimi dönemindeki sömürgecilik, kapitalizmin bu ihtiyacından kaynaklanır. Daha çok paraya, daha çok servete ve daha 35 çokhammaddeyeduyulanbuihtiyaç,korkunçbirihtiyaçtır.Ozamaniçinenpahalışeylerolanaltınvegümüşilehammaddeelde etmeksonderecezorlubiriştir,amazenginolmanıntekçaresidir. Dünyanın diğer yerlerinde bulunan altın ve gümüşü elde etmek için kapitalizm şaha kalkıyor. Başlangıç aşamasındaAfrika kıyıları,Asya’nınHintkıyılarıveAmerikakıyıları...İşteilkelsermaye birikimi döneminde kapitalizmin insafsız bir şekilde sömürgeleştirdiğialanlarbunlardır.Dünyaböylelikle,16.ve17.yüzyıllardan itibaren,BatıAvrupadışındakalankesimler,kıyıdaniçeriyedoğru kuşatılarak,yenibirüretimbiçimiolankapitalizmtarafındanadım adım sömürgeleştiriliyor. Sömürgeleştirilen halkların elinde bulunanaltınvegümüşbütünservetlerveyüktehafif,pahadaağırolan her şey BatıAvrupa’ya taşırılıyor. Kapitalizm için gerekli olan hammaddelerdeAvrupa’yaaktarılıyor.Kapitalizminilkelsermaye birikimi dönemindeki bu sömürgeciliğe “ekonomik sömürgecilik” adıdaverilebilir.Dikkatedilirsesömürgetoplumlarıüzerindehemenbirişgalcidevletyönetimikurulmuyor,geliştirilmişbiraskeri güç gönderilmiyor. Kurulan şirketler, çeşitli oyunlarla ilkel toplumlarıaldatarakonlarınellerindekiservetiçalmayıbecerebiliyorlar.Amadahasonrabukabileler,sömürününvegelenyabancıgücün kendilerini aldattığının farkına varınca direniyorlar. Direnme görüldüğünde, şirketlerAvrupa’nın silahlı güçlerini imdatlarına çağırıyorlar,İngilizşirketlerineredeyseoradabirordukuruyorlar. Hindistaniçinözelliklebuböyledir. Evet,kapitalizmbirazdahagelişerekserbestrekabetçidönemine ulaşınca, pazara ve hammaddeye daha fazla ihtiyaç duymaya başlar. İlkel sermaye birikimi sağlandıktan sonra, hemen fabrika üretiminegeçilir.Avrupa’dasanayidevrimigerçekleştiriliyor.Sanayidevrimindensonraihraçedilenmamülmaddeçeşidivemiktarıartıyor.Toplumuadetadolduranbumetalariçin,elbettebüyük orandahammaddegerekiyor.BatıAvrupa’daortayaçıkankapitalizminbuihtiyacı,dünyanınbüyükbirkesimininkapitalizmeaçılmasına ya da kapitalist sömürgeciliğe açılmasına neden oluyor. Kapitalizmin maddi şartları, BatıAvrupa kapitalizminin ihtiyaç- 36 ları,dünyanınekonomik,gidereksiyasiveaskeriaçıdansömürge olmasını getiriyor. Daha çok hammadde ve daha çok sürüm pazarı...Sanayidevrimininyapılışındansonrasömürgeciliğigeliştirmeninmaddigerekçeleribunlardır. Evet,kapitalizmkıyıdaniçleregittikçetaşırılarak,sömürgelere dahaçokmalsatılacak,sömürgelerdendahaçokhammaddeAvrupa’ya aktarılacaktır.Ama sömürgelere şu kadar mal satılması, şu kadarhammaddealınmasıtoplumukapitalistleştiriyormu?Hayır! Özellikle kapitalizmin ürettiği malların 19. yüzyılda Ortadoğu’da satılmasıvebuanlamdaotarihlerdeKürdistan’dakapitalistbirgelişmenin olduğu iddiasının açıklığa kavuşturulması açısından da buna cevap vermek gerekir. Bir toplumda mal satılması ve hammaddelerinAvrupa’yagötürülmesi,otoplumdakapitalizmindoğuşu için yeterli bir neden değildir. Kapitalizmin doğuşunun şartı; sermayeolmasıdır.Üretimgüçlerininsermayeyedönüşmesi,paranınveüretimaraçlarınınsermayekonusuolmasıdır. Sömürgelerdeolanşey,malalım-satımıdır.Bumalalım-satımınadayanankomprador-burjuvazidediğimizbirkesimortayaçıkar. Sermayeihracıdönemindeyadakapitalizminemperyalistaşamasında komprador-burjuvazi ortaya çıkmaz. Komprador-burjuvazinindoğuşyıllarıdahaçokmalınsatıldığı,dahaçokhammaddenin alındığı18.ve19.yüzyıllardakapitalizminserbestrekabetçidönemindedir.Kıyılardamalalım-satımınıkontroledenbirkomprador tabakanın ortaya çıkışı, kapitalizmin serbest rekabetçi dönemine özgüdür.Komprador-burjuvazimalalım-satımınaöncülükediyor, amatoplumhâlâfeodaldir.Hattaeskiyerlizanaatveyerliüretim geriliyor.Adeta feodalizmin ve toplumun duraklaması, ilişkilerin uyumaya başlaması sözkonusudur. ÇünküAvrupa’da ucuza mal edilerekbutoplumlaraaktarılanemtialarkarşısındadahapahalıya malolanyerlizanaatürünleri,rekabetedemiyor,çöküpdağılıyor. Hay at ın diğ er alanl ar ınd a da dur um böyl ed ir.Avr up a’n ın üstünlüğü karşısında ilkel toplumun geri yapıları dayanamıyor ve hızlaçözülüyor.Amayerineyenitoplumyapısıdainşaedilmiyor. Bu toplumlar kapitalizmi hemen kendiliğinden oluşturamıyorlar. 37 Batı’ya bağımlı, batı kapitalizmine bağımlı toplumlar haline geliyorlar.1850yıllarınagelindiğindedünyabüyükölçüdeAvrupakapitalizminebağımlıhalegelmiş,Avrupakapitalizmidünyayıkendine bağlamıştır. İnsanları sömürüsü, askeri ve ekonomik tahakkümüaltınaalmasınarağmen,onlarıkapitalistleştirememiştir. Kanımızca kapitalizm rekabetçi çağda, özellikle 1850 yıllarına kadar hâlâ BatıAvrupa’ya özgü bir olgudur. Dünyanın büyük bir bölümündeyaşayanhalklarhâlâfeodal,ilkel-kabileveaşiretdüzeni yaşıyorlar. Eskiden gelişen feodal toplum bu çağda gelişimini debiryanaiterek,Avrupakapitalizmininetkisialtındauyuyakalıyor. Toplumların uyuması, Kürdistan’daki uyuşukluğun maddi temeli,kapitalizminyükselmesikarşısındaOrtadoğu’daveülkemizde feodalizmin uykuya dalması ya da tamamen gericileşmesidir. Feodalizmilekapitalizmuzlaştığındaisesonderecegericibiryapı ortaya çıkıyor.Ve bu yapı toplumu uykuya sevkediyor. İşte 1850 yıllarına gelinceye kadar bağımlı ve sömürge ülkelerde kapitalizmingelişimisözkonusudeğildir.Bunuözellikle“Özgürlük Yolu” dergisinin,“19. yüzyılda uluslaşma iddiasını, Kürdistan’da kapitalizmin geliştiği, hatta bir ulusun doğduğu” iddiasınıaçığakavuşturmak için söylüyoruz. Doğal olarak bu iddia beraberinde 19. yüzyılda bir ulusal burjuvaziyi ve burjuvazinin önderlik ettiği bir ulusalhareketigetirir.Bununmümkünolmayacağınıdünyaçapındakapitalizmingelişmesindençıkarabiliriz.YaniyukarıdadediğimizgibikapitalizmbudönemdeBatıAvrupa’yaözgübirolgudur. Dünyanındiğeralanlarıkapitalizminhakimiyetialtındabulunmalarınarağmen,üretimilişkileriveüretimyapısıduraklamış,hatta toplumlarınbağrındagelişmediğiiçinuluslaşmadiyebirolgudan söz etmek yanlıştır.AyrıcaAvrupa dışındaki hiçbir toplum iç evrimsonucu,biriçolgusonucukapitalizmevaramıyor.Asya,AfrikaveLatinAmerikaiçinbuhepböyledir.Neden?Çünkükapitalizmsonderecegüçlübirüretimbiçimidir.Güçlübirüretimyapısı vekültüresahiptir.Dünyanındiğerkesimleribunimetlerdenyoksundur.Bundanötürükapitalisttoplum,kölecivefeodaltopluma 38 nazarandahagüçlübiremperyalistözellikgösterir.Kendisinigüçlükılanbunedenlerdendolayıdahaçokdışadoğruyayılmaözelliğigösterecekveüretimilişkilerinidahaçokihraçedecektir.Rekabetçidönemdeböylebirihraç,dünyanıngeritoplumlarınıkapitalizmeulaştırmıyor.Hattakapitalizminkarşısındauykuyasevkediyor. Böyle oluşan bir tabaka var: Kapitalizme son derece bağımlı,asalak,aracılıkyapan,ulusalinkarcıvehainbirtabakaolan komprador-burjuvazi. 19.yüzyıldaJaponyaveABDdışında,BatıAvrupahariç,burjuva uluslara tanık olamıyoruz. Bir toplumda burjuva tabaka oluşmuşsa da orada bir burjuva ulusun doğduğunu söyleyemeyiz. 19. yüzyıldadünyageneliböyleyken,Kürdistanözelideböyledir.Neden?Çünkükıyıbölgelerdemalyüklemeveboşaltmayadayanan birkomisyonculuklageçinenkomprador-burjuvazininortayaçıkışının maddi koşulları var.Ama Kürdistan, Osmanlı İmparatorluğu’na bağımlı ve kıyıları olmayan bir ülkedir. İmparatorluğun azınlık ve ayrıcalıklı halkları komprador olmaya yatkındır. OsmanlıegemenliğialtındayaşayanazınlıklardanbuayrıcalığıkullananlarErmeni,YahudiveRumazınlıklarıdır.İstanbul’dabirazda Türk kompradorluğu gelişecektir.Ama Kürtlerde kompradorlaşmayakatılanbirtabakayoktur.Sonuçolarak19.yüzyıldaKürdistan’dabirburjuvasınıfınınbelirmeşansımevcutdeğildir.Osmanlılaryadaimparatorluğunayrıcalıklıhalklarınınkapitalizmileişbirliğinegitmeleri,Kürdistan’dabirkomprador-burjuvatabakanın ortayaçıkışınıengellemiştir. Kapitalizmin serbest rekabetçi dönemini, emperyalist aşamasındanayıranenönemlişey;sermayeihracıvesömürgepaylaşımının tamamlanmasıdır. Özellikle bu iki kriter üzerinde duracağız.Kapitalizminemperyalistaşamayageçişiylebirliktesermaye ihracıvetamamensömürgeleştirilendünyanınyenidensömürgeleştirilmesi için paylaşım savaşları başlar. Emperyalist kapitalizmin özellikle bu yanları üzerinde duracağız. Kapitalizmin son aşaması emperyalizm, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında ortayaçıkanbirolgudur.19.yüzyılınsonçeyreğini,1870ile1900 39 yıllarınıemperyalizmingelişmeyılları,20.yüzyılıdaemperyalizmin olgunlaşma yılları olarak ele alabiliriz. Sermaye ihracı 20. yüzyılda başlıyor, ama dünyaya büyük oranda yayılmıyor. Bu aşamadaemperyalistülkelerİngiltere,FransavebirazdaAlmanya’dır.İngilizemperyalizmidünyayahakimolanengüçlüemperyalizmdir.ABD emperyalizminin ortaya çıkışı, İngiliz emperyalizmininçökmeyeyüztutmasındansonradır.İngiltere19.yüzyılın sonuile20.yüzyılınbaşındademiryolları,kömürçıkarımıvemadenişletmeciliğialanlarınasermayeihraçediyor.Yetersizolanbu sermayeihracı,komprador-burjuvaziyerinebirişbirlikçi-burjuvaziortayaçıkarıyor.Komprador-burjuvazi,rekabetçiçağdankalma bir tabaka iken, bu sefer sermaye ihracı etrafında, sermaye ihraç edilenülkelerdebirburjuvalaşmabaşlıyorveişbirlikçitürdenbir burjuvasınıfıoluşuyor.Dıştangelensermayeilebirleşenbuburjuvazi, toplumu yavaş yavaş kapitalistleştirecektir. Bu işbirlikçi sınıfhangitabakalardangelebilir?Muhtemelendahaöncekikompradorlarvebirazdafeodallerolabilir.Emperyalistaşamayagelindiğindekapitalizm,dahaöncevarolankomprador-burjuvaziile önceden böyle bir tabaka oluşmamışsa feodallerle işbirliğine gidecektir.Feodallerlekapitalizminişbirliğinegirmesisonucuişbirlikçi-burjuvazi doğacak ya da komprador-burjuvazinin oluşturulmasına devam edilecektir. Emperyalist aşamada sermaye ihracınınyanındayinemalsatışısürdürülmektedir.Emperyalistülkeler geriülkeleremalsattıklarındaoülkelerdebirkomprador-burjuvazioluşturmayadevamederler.Emperyalizmyalnızcasermayeihracıdemekdeğildir,aynızamandamalihracıdırda.Türkiyeaçısından söyleyecek olursak; emperyalizmin sermaye ihraç etmesi Türkiye için doğrudur. Fakat Kürdistan’a sermaye ihraç etmesi sonderecezayıftır.AmaKürdistan’amalihraçetmekhememperyalizm,hemdeemperyalizmleişbirliğinegirenTürkkapitalizmi açısındansondereceolanaklıvekârlıbiriştir.BütünbusöylenenlerinışığındaKürdistan’dasermayeihracınadayananbirburjuvazinindeğil,kompradorniteliktebirburjuvaziningelişeceğiaçıktır. 40 Kısacademekistediğimizşudur;sermayeihracınınyapıldığıülkelerde objektif olarak bir işbirlikçi-burjuvazi doğar. İşbirlikçi burjuvazisadecemalalım-satımıyladeğil,üretimledeuğraşmaktadır. Fabrika yapılır, montaj sanayi geliştirilir, emperyalist ülkelerdeyapılmayanmallarburalardaüretilir.İşbirlikçi-burjuvazidıştaemperyalizmle,içtefeodalbeylerleişbirliğinegirer.Feodallerle işbirliğinegitmesininnedeniemperyalizminişbirlikçisiolmasıdır. Bu burjuvazi devrimci de değildir. Emperyalizm dünya çapında sermaye ihraç etmeye başladığında, meydana gelen sınıf tablosu işbirlikçi bir tablodur.Avrupa’daki uluslarda artık ilhakçı ve sömürgeciuluslaradönüşmüşlerdir.Sömürgelerdebirişbirlikçiburjuvazioluşmuştur.Busınıfkenditoplumundademokratikdevrimi geliştiremiyor, ulusal demokratik devrimi yapamıyor. Ulusal hain durumuna dönüşen bir kesimin yanında, diğer bir kesim kısmen demokratikhareketleredevamediyor,amakorkuyor.Korkusunun nedeni,emperyalistkapitalizminsonaşamasındabirsosyalistsistemin ortaya çıkışıdır. İşbirlikçi-burjuvazinin geliştiği ülkeler, birazkapitalistleşiyor,uluslaşıyor.Dışakarşısiyasibağımsızlıkelde ediyorlar.Ondanöteyegidilemiyor.Sermayeihracıetrafındaşekillenen bu işbirlikçi-burjuvazi gelişir. Özellikle emperyalizm son aşamasında işbirlikçi-burjuvazi, feodallerle olan ittifakını hiçbir zamanterketmez.Toplumutambirkapitalistyapıyadönüştürmez. Emperyalistaşamadakapitalizminbirdışolguolarakgeliştiğiülkelerde,işbirlikçiburjuvazininoluşmasürecidevameder.Emperyalizmdenbirazsermayetalepederekyeraltı,yerüstükaynaklarını peşkeş çeker. Bunun yanında kendi ülkesinde mal da satar. Kısacası bu aşamada komprador-burjuvazinin yaratılmasına devam edilir.Oluşanişbirlikçi-burjuvazifeodallerleittifakagider,amafeodalizmin tasfiyesinden yana değildir. Dünya üzerinde güçlü bir sosyalist sistemin doğuşu ve ulusal kurtuluş hareketlerinin hızla yükselmesi,emperyalistülkelerifeodalgüçlerleişbirliğinesevketmiştir. Dünya çapında sosyalist ve ulusal kurtuluş hareketlerine karşıemperyalizmin,işbirlikçi-burjuvazininvefeodalgüçlerinittifakı20.yüzyılınbaşındaoluşmuşturveyaoluşmaktadır.Günümü- 41 zekadargelenvegüçlükılınanbuittifak(biryandanemperyalist cephe,diğeryandansosyalizmveulusalkurtuluşhareketlericephesi)çağımızıgeliştirenvedeğiştirenenönemliolgulardanbiridir. Dediğimiz gibi 20. yüzyılın başında meydana gelen bu cephe iki savaş arasında biraz daha gelişiyor. İkinci Emperyalist Savaş’tan sonracephebölünmesiiyicegerçekleşiyor.Artıkdünyadayaşayan bütünhalklar,hattakabilelerbuikicephedenbiriiçindeyeralmak zorundadırlar.Yaulusalkurtuluşhareketlerivesosyalizmcephesininyanında,yadaABDemperyalizmininbaşınıçektiğivebütün gericilerinetrafındakümelendiğicepheyanında... Eskiden ulusların feodalizme karşı mücadelesinde kurtarıcısı olankapitalizm,gericileşipçökerken,dünyaçapındayenibirüretimbiçimidoğuyor:Sosyalizmveonunmadditemelinihazırladığı ulusalkurtuluşhareketleri!BirinciEmperyalistSavaş’ageçmeden öncedünyadakidurumubirazdahaaçıklamakgerekir. İngiliz emperyalizmi dünyanın büyük bir bölümünü, Hindistan’ı ve Çin Hindi’ni sömürgeleştiriyor. Çin’i, İran’ı ve Osmanlı İmparatorluğuileAfrika’nınbüyükbirkesiminiyarı-sömürgedurumunagetiriyor.GerikalanbölümüFransa,ondanartakalanıda Almanya dolduruyor. 1914’lere gelindiğinde dünya üzerinde sömürgeleştirilmedikbirtekkaraparçasıkalmıyor.OkyanusyaAdalarıveburadayaşayanufacıkkabilelerbileegemenlikaltınaalınıyor. Eşitsizgelişimyasası,kapitalistemperyalizmintemelyasasıdır. Almankapitalizmiülkedeüretimgüçlerinisonderecegeliştiriyor. Almanemperyalizmihızlagelişirkenkendipayınadüşensömürge sayısınınçokazolduğunugörüyor.İngiltere’ninufacıkadası,dünyanınbüyükbirbölümünüelindetuttuğuhalde,Almanya’nınelindeki sömürge sayısının yetersiz oluşu, onu savaşa itiyor. İngiliz emperyalizmisömürgelerindengücüoranındaAlmanemperyalizmine pay vermeyi kabul edemeyeceği için işi savaş çözümlüyor. Kısacasısömürgeleştirilendünyanınyenidenpaylaşılmasınınizah tarzıkısacaböyledir.Bunedenlerledünyanınönemlibirbölümündesosyalistülkelerdoğuyor.Sosyalistülkelerindoğuşuilebirlikte 42 sömürgelerinkurtuluşçağıdabaşlıyor.İngilteresavaştanzayıfçıkıyor.Fransaçokzayıfdüşüyor.Almanyazatenmahvoluyor. Dünyanın bu tablosu karşısındaTürk ulusal kurtuluş savaşının nedeni, ya da sömürgeleştirme tehdidine karşı Türklerin hemen başkaldırmaları ve bir ulusal devlet kurmaları kolayca anlaşılır. Dediğimizgibiİngilteresavaştaçokzayıfdüşüyor.Fransadaöyle, Almanya da zaten mahvediliyor. Kuzey’de, Sovyetler’de yeni bir sistem gelişmekte, sosyalizm doğmakta ve güçlenmektedir.Yani emperyalizminzayıflayanbircephesivardır.OrtadayeralanTürkiye,imparatorlukkalıntılarınaveimparatorluktankalmabirorduya sahiptir.İmparatorluktankalmabuordununbaşınageçenMustafa Kemal, dünyanın bu durumunu değerlendirerek, kısa bir ulusal kurtuluş savaşından sonra bir ulusal devlet kurdu. Türk kurtuluş savaşıilkanti-sömürgecimücadeleolmasınedeniyleilginçbirörnektir. Savaşınsonundadünyabüyükorandayenidenpaylaşılmayacaktı. İngilteredünyaüzerindekihakimiyetinidevamettirmeye,Fransasömürgelerinikorumayakısmendevamedecekti.Özelliklesavaşiçerisinde dünya halklarında bir kıpırdama başlayacaktı.Asya’nın,Afrika’nınveLatinAmerika’nınezilenhalklarısömürüyü,vahşeti,biraz dakapitalistuygarlığıöğrendiler.BatıdemokrasisindenveyineBatı halklarındanöğrendikleri‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’şiarlarınıkendi toplumlarına uygulayarak, burjuva bir ulus olmak istiyorlardı.Ama henüzaydınhareketi,örgütlenmeveilkpartilerinikurmaaşamasında olanbirhareket...İkisavaşarasındakidönemdepartilerinhenüzkemikleşip savaşım verme durumları yoktur.Türkiye’nin durumu ise özgüldür. Dünyanın diğer sömürge ve yarı-sömürgelerinde durum budur.Sömürgelerdedevrimçağı,sömürgeseldevrimdeproletaryanınhegemonyaçağıgelmiştir.Kıpırdanmavardır,amazafereldeetmekoşullarıyoktur.BuaşamadaABDemperyalizmi,zayıflayanİngilizveçökenAlmanemperyalizmiyerine,tarihsahnesineyenibir emperyalist güç olarak çıkıyor. Birinci Dünya Savaşı’na girmeden, güçlü durumunu koruyarak iki savaş arasında biraz daha gelişiyor. BaşlangıçtaİkinciEmperyalistSavaş’adafazlabulaşmıyor,sondö- 43 nemdesavaşakatılmasınarağmensavaşsonrasındatümgücüileyineayaktadır.İkinciDünyaSavaşı’nınsonaermesindensonradünyadatekhakimemperyalistgüçolarakkalıyorABDemperyalizmi.İngiliz emperyalizmi yavaş yavaş zayıflayarak adasına çekilirken, FransaveAlmanyasavaştanyinezayıfçıkıyor.Amaöteyandangüçlü bir şekilde ilerleyen bir sosyalizm, bir sosyalist devlet sistemi vardır. İkinciDünyaSavaşı’nıdoğurannedenlerinüzerindebirazdaha duralım.İkinciDünyaSavaşı’nıdoğurannedenlernelerdir?Alman emperyalizmiistediğisömürgeleresahipolmadanBirinciEmperyalist Savaş’tan yenik çıkmıştı. Kendi topraklarını bile koruyamamış,gururukırılmıştı.Almanemperyalizmiiçtekibunedenlerden dolayı gelişiyor. Dünya çapında güçlenen birAlman faşizmi var.Almanemperyalizmi,diğeremperyalistülkeleredebüyükbir kin duyuyor. Doğuşunda güçlü bir sosyalist sistem gelişiyor. Bu tehlikeden dolayıAlman emperyalizmi hızla tırmanıyor. Dünya çapındaki bu gelişmeye İngiltere ve Fransa da katılıyor. Doğu’da dakezaJaponemperyalizmigelişiyor.İtalya’yagelince,odakendiçapındasömürgeleresahipolamamış.GeriyebirsosyalistRusyakalıyor.Hepsidedünyayıyutacakdurumagelmiş,Almanfaşizmikarşısındatedbirdüşünüyorlar.StalinSovyetlerikendinisavaş koşullarına göre hazırlıyor. İngiltere ve Fransa, Hitler faşizminin Sovyetleri ezmesine adeta seyirci kalarak başlangıçta Rusya’yı yalnızbırakıyorlar.Kendigüçlerinikoruyarak,sosyalistRusya’nın Alman faşizmiyle uğraşmasını ve sosyalizmin yıkılmasını bekliyorlar.DahasonraHitler,Fransaüzerindenİngiltere’yesaldırınca, buülkelerileSovyetlerBirliğiarasındabirittifakgelişiyor.Buna dahasonraABDdekatılacakveHitlerfaşizmidünyayıyutmadan kendisiyutulacaktır. Dünya çapında diğer önemli bir olgu daAsya’nın doğusunda, Çin’de,Kore’deveHindiÇin’degelişenanti-emperyalist,ulusalkurtuluşhareketleridir.Değişiktürdenönderliğinisosyalistlerinvekomünistlerinyaptığıkurtuluşhareketleri...HenüzsosyalistRusyaile fazla bütünleşmemekle birlikte, onun doğal müttefikleri durumun- 44 dadırlar.VeyakenditopraklarındaJaponemperyalizmini(Japonfaşizmidedeniliyor)yıkıpülkelerinibağımsızvedemokratikbirülkeyedönüştürüyorlar.Buhareketlerinbaşınıburjuvaziçekmediği,önderlikproletaryanınelindeolduğuiçintoplumuntamamendemokratikleştirilmesi mümkün oluyor. Burjuvazinin demokratik devrim anlayışı,sonderecesınırlıdır,amaişçisınıfıendemokratiksınıftır. İşçisınıfıönderliğindeÇin’intamamı,HindiÇin,Vietnam’ınkuzeyiveKore’ninkuzeyibağımsız,demokratikülkeolmasürecine giriyorlar. Savaş sona erdiğinde, Sovyetler’in yardımları ile Doğu Avrupaülkelerinde,SovyetlerBirliği’ndesosyalizmininşasıhızkazanıyor.SosyalizmgüçleniyorveİkinciDünyaSavaşı’ndansonderece güçlü bir sosyalist sistem doğuyor. Emperyalist cephede ise FransaveAlmanyayıkılıyor.İngilterezayıflıyorveJaponyasavaşıniçindenyenikçıkıyor.GüçlüolantekemperyalistgüçABD’dir. Sosyalizmin güçlenmesine karşı emperyalist cephenin zayıflaması veemperyalistsisteminçökmeyebaşlamasısonucuyenibircephe doğuyor: Ulusal kurtuluş hareketleri cephesi. Çin’de, Kore’de ve Vietnam’da gerçekleştirilen ulusal kurtuluş hareketlerine önderlik edensiyasigüçproletaryadır.Vebuhareketlersosyalistkampınbüyükdesteğinikazanıyorlar,ulusalkurtuluşhareketleriilesosyalizm cephesikaynaşaraktekbircepheoluyor.Dahaönce1920’lerdeDoğu’nun ezilen halkları ile sosyalist Sovyetler ve batı proletaryası arasındaki ittifakın teorik temeli Lenin tarafından atılmıştı. Doğu Avrupa ülkelerinin bu sürece katılması ve Stalin’in Sovyetleri ile Mao’nunÇin’iarasındagerçekleşendostlukveişbirliğisonucubu ittifak hayata geçirildi. Bütün emperyalist ülkeler tek bir cepheye doğruyürüyorlarvezatengericiolanemperyalizmbüsbütüngericileşiyor.Sömürgelerde,işbirlikçiburjuvaziilefeodalbeylerarasındayinebirittifakoluşturuluyor.Eskidenböylebirittifakyoktu.İttifak olmadığı için burjuvazinin emperyalizme karşı başkaldırısındanbahsedilebilir.Köşeyeiyicesıkışanemperyalizm,sıkışıklıktan kurtulmakiçineskitürsömürgeciliği,klasiksömürgecilikyönteminiterkedecek,yenitüremperyalizmiveyayenisömürgeciliğiuygulayacaktır. Sosyalizmden ve sosyalizmle ittifaka geçen ulusal 45 kurtuluşhareketlerindenkorkanABDemperyalizmi,özellikleİkinci Dünya Savaşı’ndan sonra klasik sömürgecilik yöntemini terk edecektir.Yine aynı korku onu feodallerle, en gerici güçlerle, faşistlerle işbirliğine sürükleyecektir. Savaş sona erince emperyalizmin ardındaki işbirlikçi hainlerin kurduğu cephe ile proletaryanın önder gücü olarak başını çektiği ulusal kurtuluş hareketleri, halk demokrasilerivesosyalistülkelercephesiartıksüreklikarşıkarşıya gelecektir.Bundansonradünyanınçehresinideğiştirecekolanşey; temelindebuikicepheninbirbirinekarşımücadelesiolacaktır.Soğuksavaşdönemidenilenbuolgu,1950’lerden1960’larakadardevamediyor.Adı‘soğuk savaş,’ amabudönemdedünyayineiçten içekaynamakta,sosyalizmveulusalkurtuluşhareketlerihızlagelişmektedir.Soğuksavaşaslındaemperyalizme,onunişbirlikçilerinekarşıdünyaçapındasosyalizminveulusalkurtuluşhareketlerinin verdiği bir savaştır.Afrika kıtasında ulusal kurtuluş hareketleri hızla gelişiyor, özellikle Fransa ve İngiltere’nin sömürgeleri siyasi bağımsızlıklarını tamamen elde ediyorlar. Geriye Portekiz sömürgelerikalıyorveonlardasiyasibağımsızlıklarınıancak1970’lerde kazanıyorlar. Bu gecikmenin nedeni biraz değişiktir.Asya’nın doğusuveHindiÇin’ingüneyi,SovyetlerBirliği’ninyardımıylaönce siyasi, ardından ekonomik bağımsızlığını elde ediyor ve kurtuluş sürecinegiriyorlar.LatinAmerika’nındahaöncesiyasibağımsızlığını kazanması sözkonusudur. LatinAmerika ülkelerinin İspanyol vePortekizegemenliğindenkurtuluşları19.yüzyıllardadır.Yerlilerle kaynaşarak melezleşen İspanyollar, efendilerini ülkelerinden kovmuşlar,amadahasonraABDemperyalizmininhegemonyasıaltına girmişlerdir. 1960’lara kadar gelindiğinde bunlarınABD emperyalizminekarşımücadeleleridevametmektedir. Ortadoğu’da yaşayan halkların durumuna gelince; buralarda emperyalistlergüçlüişbirlikçileroluşturmuştur.DahaöncebirimparatorlukkurmuşolanTürkiye’deişbirlikçiyönetiminyerine,yeni doğan ulusal burjuvazinin -kemalist burjuvazinin- Türkiye’yi modernbirulushalinegetirmeolgusuvardır.Yinedahaöncebir imparatorlukkurmuşolanİraniçinbusözkonusudeğildirveTür- 46 kiye için istisnai bir durumdur.Arap milliyetçiliği İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra gelişiyor, işbirlikçi anlamda da olsa siyasi bir yönetimdoğuyorvesiyasidevletlerkuruluyor.İngilizemperyalizminetamamenbağımlıvebaşlangıçtamandabiryönetiminvarolduğuArapülkelerikrallıklaradönüşüyor.Dahasonrabuülkelerde küçük-burjuva rejimleri biçiminde de olsa bir siyasi bağımsızlığa tanıkoluyoruz.1958’deIrak’takrallıkdevriliyorveBAAS’çıpartilerbaşageçiyor.Suriye’dedurumbundanpekfarklıdeğildir.ÜrdünveSuudiArabistan’dakrallıkdevamederken,Mısır’daNasır tarafından krallık alaşağı ediliyor ve modern bir burjuvazi doğuyor. Irak eski durumunu biraz daha muhafaza etmesine rağmen, SuriyeveMısır’dakemalizmadetauygulamaalanınakonuluyor. 1960’lara gelindiğindeArabistan’daki durum hemen hemen böyledir.1921’deİran’dabaşageçenşahsülalesi,yineimparatorlukyönetiminielindebulunduruyor.Önceİngiliz,dahasonraABD emperyalizmiileişbirliğinegidenşahlar,kapitalizmikendifeodallerininburjuvalaşmasıölçüsündetoplumlarınahakimkılıyorveya büyük ölçüde İran’da bir komprador-burjuvazinin yaratılmasına devamediliyor.Bugünküİranbirkomprador-burjuvazivefeodallerülkesidir.ABDemperyalizmininülkeyegirişindensonrabirişbirlikçi-burjuvazinin yaratılması sürecine giriliyor. Musaddık’ın İran’dabirkemalistburjuvaziyaratmagirişimibaşarısızlığauğruyor. Feodallerin burjuvalaşmalarının bir milli burjuvaziyi doğurmasıvebununİran’ımodernbirburjuvaülke,modernbirkapitalistülkehalinegetirmesimümkündeğildir.Tarihinbellibirdönemindeİranhalklarınınmücadelelerisonucubelirleyecektir. BirazdaPortekizsömürgeciliğindenveonunözgülyanlarından bahsetmek gerekir. Savaştan sonra İngiliz ve Fransızların sömürgelerüzerindekihakimiyetlerisonaerdiveellerindetuttuklarısömürg el er siy as i bağ ıms ızl ıkl ar ın a kav uşt ul ar. Emp ery al izm in 1914’lerdekidurumundaklasik-sömürgecilikazamidüzeydeydive dünyanınbüyükbirbölümüklasiksömürgehalinegelmişti.Asya’nın büyük bir kesimi,Afrika’nın tamamı ve adalar klasik-sömürgeydi.İkinciEmperyalistSavaş’tagirilenbunalımveyenilgi,em- 47 peryalizmin klasik-sömürge politikasının parçalanmasına yol açtı (Türkiye,İran,Çin,HindiÇini,AfrikakıtasıveArabistan’dakidurum). Bu ülkeler hemen klasik sömürgeciliğe karşı bir mücadele veriyorlar. Fazla anti-emperyalist bir niteliği olmamasına rağmen işbirlikçi-burjuvazideklasiksömürgeciliğekarşımücadeleedebilir. Siyasi sınırların olduğu yerde işbirlikçi-burjuvazi daha fazla gelişir.İşbirlikçiburjuvaziiçinidealdevlet,kendigelişimiiçinen uygunolandevlet,ekonomikolarakemperyalizmebağımlı,siyasi olarak bağımsız olan devlettir. Kapitalizmin şafak vaktinde Batı Avrupa’daulusalburjuvazininönderliğinde,ulusaldevletlerinkuruluşugibiemperyalistaşamadadaişbirlikçi-burjuvazininöncülüğündeekonomikolarakemperyalizmebağlıkılınan,siyasibağımsızlığı olan bir dizi devlet doğuyor. Bunun yanında sosyalistlerin önderliğindegeliştirilenulusalkurtuluşhareketlerisonucutambağımsız ve demokratik ülkeler topluluğunda da bir artış oluyor. 1960’lara, 1970’lere gelindiğinde klasik sömürgecilik politikası gittikçezayıflıyor,amatamamensiliniyormu?Hayır!Okyanusya adalarında,dünyanınşurasında-burasındahenüzkalıntıolarakklasiksömürgecilikvardır.Özellikleemperyalizmeekonomikolarak bağımlı olan ülkelerin elinde hâlâ klasik-sömürgeler mevcuttur. Emperyalizme bağımlı bir ülke olması ve ta kapitalizmin şafak vaktindebirdizisömürgeyesahipolmasıaçısındanPortekiz’indurumuilginçtir.Angola’ya,Gine’ye,Mozambik’e16.yüzyıldanberisahipolanPortekiz,başlangıçtagüçlübirsömürgeciliğigeliştiremiyor. 20. yüzyılın başlarında ve özellikle Birinci Emperyalist Savaş sonrasında, ekonomik sömürgeciliği yaygınlaştırmaya çalışıyor,amakapitalizmisömürgelerinehakimkılamıyor.Kendiside içinde feodal kalıntılar barındıran ve faşist rejim altında bulunan bir ülke, toplumu geliştiremez. Burjuva demokrasisini uygulamayan bu faşist yönetim, sömürgelerde bir ekonomik gelişmeye yol açmayacakveonlarakorkunçbirekonomikbaskıvesiyasigerilik getirecektir.Portekiz’inbuekonomikvesiyasiyapısı,sömürgelerinedeyansıyor.Kapitalistleşmeyensömürgelerdeenufakbirgelişme,korkunçbirzorlahemenbaşındaneziliyor.Bütünbusöyle- 48 nenlerin sonucu 1960’lara kadar kapitalizmin eski toplumsal yapıyı ve kapalı ekonomiyi dağıtamadığını, modern sınıfları ortaya çıkaramadığınıveulusalkurtuluşhareketlerininmaddişartlarının mevcutolmadığınıkolaycaanlayabiliriz.Modernsınıflarınortaya çıkmadığıAngola,GineveMozambik’teulusalkurtuluşhareketleriverilemez.AETemperyalizmininyeraltı,yerüstüzenginliklerini Avrupa’ya taşıması ve Portekiz sömürgeciliğinin artan pazar ihtiyacı,sömürgelerdekapitalizmingelişmesineyolaçmış,kapitalizm geliştiğiandadaGine,AngolaveMozambik’teulusalkurtuluşhareketleribaşlamıştır.Bugünbuülkelerinbirkısmıdemokratikdevrimi başarıya ulaştırmaya çalışırken, bir kısmı da sosyalist dönüşümügerçekleştirmeyeçalışmaktadırlar. Özgürlük ve bağımsızlık mücadeleleri, sadece ulusların ortaya çıkışıilebaşlamışbirolgudeğildir.İstilaveişgallerçağınınbaşlamasıilebirlikte,halklarınistilaveişgallerekarşıdirenmeçağıda başlamıştır.İlksınıflıtoplumolankölecitoplumunortayaçıkması ilebirlikte,halklarınbağımsızlıkmücadelelerininbaşlamasıkaçınılmazdır.Sömürgeciliktarihibirdireniştarihidir.Halklarkendiliğinden sömürüyü ve bağımsızlıklarını yitirmeyi kabul etmezler. Halkların tutsak edilmek istenişi onları direnmelere sevketmiştir. “Dünyada hiçbir şey bağımsızlık ve özgürlükten daha değerli olamaz.” Halklarzayıfolduklarıiçingüçlükavimlerkarşısındaezileceklerveyagüçlükavimleronlarıbaskıaltınaalacaklardır.Tarihte gelişen sömürgeciliğe karşı gelişen direnmeler vardır, ama direnmelerhalklarıtamözgürlüğekavuşturmamıştır.Direnmelerbirtakımbeylereözgürlükgetirmiş,amabubeylersüreçiçindeişbirlikçiolmuşlardır.Nasılbugünburjuvaziişbirlikçiise,odönemdetutsakhalklarınbeylerideişbirlikçiydi.ÖrneğinKürtbeylerininOsmanlı hanedanlarıyla kurdukları ilişkiler ülkeyi kurtarma, bağımsızlığa götürme ilişkileri değil, işbirlikçi ilişkilerdir. Evet, beyler işbirliğini tercih ederlerken, halklar sürekli direniyorlar, ama bu direnmelerzaferle,tambağımsızlıklasonuçlanmıyor.Direnmelere bazen beyler, bazen de ortaya çıkan halk kahramanları önderlik ediyor.Elbettebudirenmelerhalklaraözgürlükvebağımsızlıkbi- 49 lincinivermişvehalklarınbugünekadaryaşamalarınısağlamıştır. Halkların bugüne kadar varoluşları bu direnme sayesindedir. Direnmemişhalklartarihsahnesindensilinipatılmışlardır. ÖzelliklebuKürthalkıiçindahadageçerlidir.Roma’ya,Araplara, Bizans ve İran’a karşı gerçekten güçlü direnmeler vardır. Kürdistan’ı bağımsızlığa ve özgürlüğe ulaştırmamasına rağmen, Kürthalkının20.yüzyılakadargelişi,budirenmelersayesindeolmuştur.Kürtlerdağlaraçekilmeselerdi,direnmeselerdi,aşiretbiçimindedeolsaörgütlenmeselerdi,şuandatarihteböylebirhalkın varlığına rastlamak olanaksız olurdu. Dil alanında, kültürel ve ekonomik alanda bu direnmeler olmasaydı, Kürt halkı başka bir ulusunparçasıhalinedönüşecekti. Kısacası halkların bağımsızlık ve özgürlük hareketleri, sadece günümüziçingeçerliolanbirolgudeğildir.Kölecitoplumdanberi varolanözgürlükvebağımsızlıkistemleri,günümüzekadardevam etmiştir. Her türlü baskı ve sömürüden kurtuluş, sınıfsız topluma doğru yol alış çağı, ancak 1917 Ekim Devrimi’nden sonra başlamıştır.ArtıkEkimDevrimiilebirlikte,“Sömürge ve bağımlı ülkelerin sarsılmaz sömürü ve baskı çağı geçmiştir. Sömürge ve bağımlı ülkelerdeki kurtuluş devrimleri çağı, bu ülkeler proletaryasının uyanış çağı, bu proletaryanın devrimdeki hegemonya çağı gelmiştir.” (Stalin,UlusalSorunuÇözmeninProleterYöntemiÜzerine) Bunun çiçek açıp gelişmesi günümüzdedir. Halklar eskiden sürdürdükleri mücadelelerini, siyasi ve ekonomik bağımsızlıklarınıeldeederektaçlandırıyorlar.Kölecivefeodaldönemileilkel sermayebirikimidönemindekibağımsızlıksavaşlarınınherbiribir tarihkonusudur. Direniş biçimlerinin gelişimi ve tarih boyunca halkların ayaklanışları üzerinde durduk. Beylerin bir ülkeyi kurtarmaları ve o ülke üzerinde hakimiyetlerini kurmaları, halkları tutsaklıktan kurtarmalarıanlamınagelmez.Sömürüvetutsaklıktan,ancaksınıfsıztoplumageçişinkoşullarınıhazırlayansosyalizmilekurtulunur.Burjuva çağdadoğanuluslaregemenuluslardır.Kölecidönemdedeegemen kavimler vardır. Denilebilir ki, emperyalist çağda burjuvazi ülkeye 50 siyasibağımsızlığıkazandırmışyadaekonomikbağımsızlığıgetirmemiş,halkıkurtarmamıştır.Ancak,emperyalistçağdasosyalistülkelerin doğması ve sosyalist sistemin dünya üzerine yayılmasıyla, halkların yüzyıllardan beri sürdürdükleri bağımsızlık ve özgürlük mücadeleleri başarıya ulaşıyor. Ekim Devrimi sömürgelere marksizm-leninizmigötürüyor,komünistpartileridoğuyor.Komünistörgütler,işçisınıfıönderliğindebütünanti-emperyalistgüçleritekbir cephedebirleştiripuzunbirhalksavaşısürecinedoğruyolalıyorlar. Bunuözellikleşununiçinsöylüyoruz:Kürdistantarihibirdirenme tarihidir.Budirenmelerözellikle19.yüzyıldayoğunlaşmıştır.Aynı tarihlerdeKürdistan’dakapitalizmingeliştiğivebirKürtulusalburjuvazisinin doğduğu, bu ulusal burjuvazinin direnme hareketlerine önderlik ettiği biçiminde burjuva tezler vardır.Tarihin bu burjuva yorumunakarşıçıkmak,komünistleredüşenenönemligörevlerden biriolmalıdır. Halklardaulusalkurtuluşsavaşıverebilir,bugünümüziçinde böyledir.BatıSahra’daPolisarioönderliğindeverilenkurtuluşmücadelesi,birkaçaşiretinbirarayagelmesiylesürdürülmektedir.Bağımsızlıkmücadelesininbaşarıyaulaşmasındansonraaşiretyapısı hızla dağılacak, aşiret ekonomisinden sıyrılarak bir ulusal ekonomikurulupiktisadibirlikyaratılacakvemodernbirulustemeline göre örgütlenecektir. Bu anlamda bir ulusal kurtuluş hareketidir. Ama daha önceki yapılarıyla, toplumun içinde bulunduğu aşiret yapısıylabirulusolmadıklarıiçinbuanlamdabirulusalkurtuluş hareketideğildir. Sömürge halkları, bağımsızlık savaşı süreci içinde ya da savaş sonrasında modern demokratik uluslar haline geliyorlar. Bundan önceki durumda ulus mudur, değil midir, demek gerekir. Bundan önceki dönem, kölecilik ve sömürgecilik dönemi, dilin, kültürün veekonominingelişmediğidönemdi.Stalin’in“kapitalizmin şafak vaktinde ulusların doğuşu” teorisiyle,sömürgelerdekiuluslaşmayı birbirindenayırmakgerekir.Ulusalkurtuluşaşaması,devrimcibir yöntemle ulus olma, savaş kazanıldıktan sonra bağımsız ve demokratik bir ulus durumuna gelme aşamasıdır. Sömürgelerdeki 51 uluslarındoğuşu,kapitalizminşafakvaktindekiuluslarındoğuşuna benzemez. Kapitalizmin şafak vaktindeki ulusal hareketlerin başını çeken, feodal parçalanmışlığa karşı mücadele eden “genç” burjuvazi, fertleri uluslar biçiminde örgütleyerek bağımsız ulusal devletler kurmuştur. Serbest rekabetçi döneminde demin dediğimizgibiuluslarıyaratankapitalizm,tekelciaşamasındaartıkulusların kurtarıcısı değil, aksine onların boy hedefi haline gelmiştir. Kısacası,artıkemperyalistçağdaburjuvazi,devrimcibarutunutüketiyor ve ulusun haklarını dolarlarla tranpe ediyor. Ülkenin bağımsızlığını isteyen ya da bunun için savaşan sınıflar, işçi sınıfı, köylülük, küçük-burjuvazi ve ulusal-burjuvazinin devrimci kanadıdır.Ulusalkurtuluşhareketininbaşınıçekenbiricikgüçproletaryadır. Kölecivefeodaldönemdehalklardışbaskıvesömürüyekarşı bağımsızlık eylemlerine girişiyorlar, dış istilaya karşı direniyorlardı.Ama halkların bütün bağımsızlık hareketleri, ulusal bağımsızlıkhareketleridirdiyebirkoşulyoktur.Birhareketinulusalbağımsızlıkhareketiolabilmesiiçindahaöncedenbahsettiğimizgibi, hareketiniçindebirulusalkesiminolması,öncedenbirburjuvasınıfınındoğmasıgerekir.Dünyaçapındaburjuvazininvekapitalizmin gericileşmesi ve feodalizmle ittifaka girmesi, sömürgelerde uluslaşmasürecinideğiştiriyor.Dahadoğrubirdeyimle;sömürgelerdeuluslaşmaiçinartıkbirburjuvasınıfınınvarlığı,koşuluortadankalkıyor.Yinedehalklarınbağımsızlıkhareketimevcuttur.Bu anlamdabağımsızlıksüreciiçerisindeeskiaşiretdüzenivefeodal yapı dağıtılarak, burjuva gelişme yolları tıkanıyor. Bunun yerine konulan bağımsız, demokratik, ekonomik ve siyasal yapı, yani halk diktatörlüğü altında, sömürge halkları ulus haline geliyorlar. Sonuçolarak;sömürgehalklarınınulusalbağımsızlıkhareketi,varolanbirulusunyadaönceuluslaşan,amasonradanüzerindeulusalbaskıkurulanbirulusun,buulusalboyunduruğakarşısavaşımagirdiğibirulusalbağımsızlıkhareketideğildir. Ezilen ulusların bağımsızlık hareketi ile sömürge halkların bağımsızlıkhareketiarasındakifarknedir?Ezilenuluslardadahaön- 52 ce ulus haline gelinmiş, ama sonradan herhangi bir nedenle aynı ulusüzerindeulusalbaskıtesisedilmişti.Ezilenulusunburjuvazisi, köylülüğü ve kısmen de işçi sınıfını yedeğine alarak, pazara kendisininsahipolmasıistemiyle,ezenulusunburjuvazisinekarşı bağımsızlık hareketine başvurur. Ulusun oluşmasında belirleyici rol oynayan pazardır. Ulusun oluşmasında, ticaret burjuvazisinin yararıvardır.Sınıfileulusarasındakiobjektifbağdaburadanortayaçıkar.ŞöylederLenin: “Bu ulusal bağların yaratılması, burjuva ilişkilerinin yaratılmasından başka bir şey değildir.” Kapitalizminyükselişdönemindedoğanbuuluslara“burjuva uluslar” denir.Ama daha önce uluslaşmamış ve giderek emperyalizmin ve onunişbirlikçisiolankomprador-burjuvaziiletoprakağalarınıntahakkümüaltındaolanhalklarınyürüttüğüulusalkurtuluşhareketi, bir burjuva ulusal hareketi değildir. Ezilen uluslar sorunu ile sömürgelerin kurtuluşu sorunu arasındaki ayrım üzerinde, Türkiye solununKürdistanmeselesindekiyanlışyorumvetutumunuaçıklığakavuşturmakiçinözellikledurmakgerekir.TürkiyesolutarafındanKürdistansorunu,birezilenulussorunuolarakkonmakta, burjuvazinin,işbirlikçi-burjuvazininyadamilliburjuvazininpazarınasahipçıkmasıvekendimillidevletinikurmasıbiçimindeyorumlanmaktadır.Sorununbutürkonuşu,yanlışbakışaçısı,onları Kürtçülükpropagandasıyapıldığıiddiasınaveyoldaşlara“burjuva milliyetçileri” yakıştırmasının takılmasına götürecektir. Bu hatalı görüşlerekarşımücadeleise,Kürdistansorunununmarksizm-leninizminyolgöstericiışığındadoğrubirtahliliilemümkündür. Ezilenulusunbağımsızlıkhareketiveyaburjuvaulusalhareketi, tarihinbellibirdönemindeortayaçıkar.Emperyalizminhenüzvar olmadığıserbestrekabetçikapitalizmininsondönemlerinde,Doğu Avrupa, İrlanda dahil, Balkanlar’daki ulusal kurtuluş hareketleri bununtipikörnekleridir.Buhareketlermillibaskıyısürdürenuluslara karşı, ezilen ulusun burjuvazisinin yürüttüğü hareketlerdir. BatıAvrupa’damerkezidevletlerinteşekkülü,uluslarınulusaldevletlerkurmasıbiçimindeolduğuhalde,DoğuAvrupaülkelerindeki merkezileşme,ulusaldevletinkurulmasındanöncedir.DoğuAvru- 53 pa’daMoğolveTürkistilalarınakarşıbirçokhalkıkapsamınaalan merkeziimparatorluklariçindekapitalizmingirişiylebirlikteönce hakim milliyet uluslaşmakta ve devlete damgasını vurarak askeri ve siyasi olarak örgütlenmektedir. İmparatorluk bünyesinde yeralan diğer milliyetlerin uluslaşması ise biraz daha geç olmaktadır. Bu oluşum sürecinden sonradır ki, ezen ulus-ezilen ulus kavramlarıortayaçıkar.Hakimulusundevletmekanizmasınavepazarına sahipolmagibisiyasalveekonomikalandaavantajlıdurumusözkonusudur.Ezilenulusyadadahasonrauluslaşma,milliyetinburjuvazisi, özellikle ticaret burjuvazisi, kendi pazarına sahip olma, ulusaldevletinivekendimilliekonomisinikurmahakkındanyoksundur. Sömürünün en büyük kesimi, ezen ulusun burjuvazisine gitmektevebuikiburjuvasınıfıarasındabirsavaşayolaçmaktadır.Stalin’in“ulusal savaş, burjuva sınıfları arasındaki bir savaştır” dediği durum budur.Yine Stalin’in “Marksizm ve Ulusal Sorun” broşüründe tahlil ettiği ülkeler; Rusya,Avusturya-Macaristan, Balkanlar ve İrlanda’dır. 1917 Ekim Devrimi’ne kadar bu böyledevameder.19.yüzyılınsondönemlerinihatırlayalım;kapitalizm henüz serbest rekabetçi dönemindedir.Avrupa’nın doğusu ile İrlanda’ya sömürge bir biçimde değil, iç olgu veya iç olguya benzerbirbiçimdegirmektedir.Balkanlar’dakidurumdaaynıdır. Yabancıkapitalizmolmadığıiçin,sömürgeleşmeolgusudayoktur. 19.yüzyıldaAvrupaçapındatümhalklaruluslaşıyor,amayukarıda dasöylediğimizgibibirkesimdevletehakimolup,ezenulus,bir kesimdeimparatorluğuntahakkümüaltındakalarakezilenulusolmaktadır.Doğalolarakezilenulusunburjuvazisidahaçoksömürü içinkendiulusalpazarınagereksinmeduyacakveulusalmücadele başlayacaktır.Aynı yüzyılda iki ulusun hakim sınıfları arasında başlayanbusavaş,ezilenulusunburjuvazisilehinedesteklenmesi gereken ilerici bir savaştır. Komünist partileri tarafından da desteklenenbuulusalkurtuluşhareketineproletaryanınönderlikedebilmekoşullarıyoktur.1917EkimDevrimi’nekadarproletaryanın ulusalkurtuluşhareketlerindehegemonyakurmasımümkündeğildir.Proletaryaancakkendidemokratikhaklarıvesosyalistdevrim 54 içinmücadeleedebilecektir.EkimDevrimi’ylebirlikteproletaryanınsömürgeseldevrimdehegemonyaçağıgelmişveEkimDevrimi ulusların kurtulması için büyük imkanlar yaratmış, tutulacak doğruyollarıaçmıştır.Kısacasıikiburjuvasınıfıarasındabirsavaşıma yol açması kaçınılmaz olan ezen-ezilen ulus sorunu, Doğu Avrupa’yaözgübirsorundur.Sermayeveemperyalizmekarşıolması, kendi ülkesinde sermayenin ve milli kapitalizmin geliştirilmesiniamaçedinmesinerağmensonuçlanmasıiyibirşeydir.DevletinbiriçsorunuolanvetarihaçısındanBirinciEmperyalistPaylaşım Savaşı’na kadar DoğuAvrupa’yı ve İrlanda’yı ilgilendiren ezilenulussorunuişteböyledir. Sömürgelersorununagelince;Avrupakapitalizmidünyaçapında sömürgeciliği geliştirerek, feodal ilişkileri uykuya terkeder. Böyletoplumlardafeodalbeyler,komprador-burjuvaziveişbirlikçi-burjuvazinin ittifakı biçiminde bir rejim belirir veya böyle bir ekonomikvesosyalstatüoluşur.Buülkelerdeburjuvazininemperyalizmileişbirliğinegitmesiveoluşanstatününburjuvazininönderliğinde,birulusalkurtuluşhareketininyollarınıntıkanması,siyasibağımsızlığıneldeedilişineengeldeğildir.Amasiyasibağımsızlık, ekonomik bağımsızlığı getirmeyince, ulusal kurtuluş hareketinintamamengerçekleştiğisöylenemez.Bağımsızbirekonomi vebağımsızbirulusalkültürgerçekleştirilemez.Ancaksiyasibağımsızlığıeldeetmeanlamındaulusalsorunhalledilebilmiştir. Avrupa dışında kalan ülkelerde emperyalizmin bir işbirlikçiburjuvaziyaratması,işbirlikçi-burjuvazininfeodalgüçlerleittifakı vegeneldeemperyalizmleittifak;sömürgesorununuyadasömürgelerdebağımsızlıkeylemlerisorununugündemegetirir.Aynızamanda sömürgelerde komünistlerin tavrını da gündeme getirir. Komünistlerkendiülkelerindebirburjuvaulusalkurtuluşhareketi istemezler,ancakkendilerinindamgasınıtaşıyanbirharekettenyanadırlar. Komünistler “sömürge ulusun da bir burjuvazisi vardır, bu burjuvazi kendi pazarına sahip olmak istiyor, ilerici olduğu için destekleyelim” diyebilirlermi?Türkiyesolununveözellikle“milli meselede en ileri giden siyaset” diye bahsedilen TİKKO’nun ve 55 Kürtmilliyetçileriningörüşleriböyledir.Gerçeklerbununtamtersidir.Çünküburjuvauluslarçağıartıkkapanmış,yenibirçağ,proletaryadevrimleriveulusalkurtuluşhareketleriçağıaçılmıştır.Sömürgelerdeki devrim sorunu, Komünist Enternasyonal tarafından olsun, Stalin’in son konuşma ve yazılarında olsun açıkça ifade edilmiştir: “Komünist Enternasyonal’in II. Kongre’sinin, Çin ve Hindistan’daki devrimi konu alan Ek Tezler’inde, bu ülkedeki yabancı egemenliğin toplumsal yaşamın gelişmesini durmadan engellediği ve bu nedenle sömürgelerdeki devrimin ilk adımının yabancı kapitalizmin yıkılması olması gerektiği açıkça söylenir.” MaoZedung;sömürgeülkenindevrimcilerininmarksist-leninist bir partiye, bu partinin örgütlemesi gereken bir halk ordusuna ve yinebupartininönderliğindekurulmasıgerekenbirmillibirleşik cepheyiyaratmalarıgerektiğinivebunlarındevrimintemelsorunlarıolduğunusöyler.Evet,bütünbupratiksonuçlarortadadır.Ulusalkurtuluşhareketlerininpratiksonuçlarıortadadır.Ulusalkurtuluş hareketlerinin pratik deneyimleri ortadadır. Kendi ülkelerinde devrimgerçekleştirmişolankomünistlerdenyadakomünistpartilerindenhiçbiri“bizim milli burjuvazimiz pazar savaşımı veriyor, kendi devletini kurmak için savaşım veriyor. Biz de onun yedeğinde bir burjuva cumhuriyetinin yaratılması için savaşalım” demediler.Burjuvazininvefeodalbeylerin,emperyalistlerlekesinişbirliğinegiderekulusaveülkeyeihanetettiklerinivedevriminhedefi olduklarını, bunların ulusal kurtuluşunu, ülkenin bağımsızlığını getirmeyeceklerini,tarihiaçıdanbuyücegörevinartıkproletaryanın omuzlarına bindiğini gördüler. Lenin ve Stalin’den kaynaklanarak marksizmi, anlayışları ve sömürge ülkeye uygulayışları Ho Chi Minh’te de, Mao Zedung’da da böyledir. Bu büyük önderler sonuçtakendiülkelerinitambağımsızlığagötürüyorlar.AmaTürkiyesoluveKürtmilliyetçilerinegetiriyorlarbellidir.Sanki1917 Ekimöncesiniyaşıyoruz.Sankibizimbirmilliburjuvazimizvardırvebuburjuvazikendipazarınasahipolmakiçinsavaşımveriyor.“Kentlerde, köylerde burjuvazi harıl harıl bağımsız Kürdistan için çalışırken, varolan bir-iki komüniste düşen görev de burjuva- 56 zinin bu eylemini desteklemektir” denilereksorunbuşekildekonulamaz.Sorununbuşekildekonuluşudiyalektiğinentemelilkelerinden birini, “belli bir tarihi anda herhangi bir soruna getirilen bir çözümün, başka bir tarihi anda yanlış olabileceği gerçeği”ni gözardıetmektir.Lenindaha1920’lerde“komünistlerin, sömürgelerin ve geri kalmış ülkelerin burjuva demokratlarıyla geçici bir ittifak kurmaları gerektiğini, ama onlarla kaynaşmamaları, en ilkel biçimde olsa da proleter hareketin bağımsızlığını bağnazlıkla korumaları”lazımgeldiğinisöyler.Stalin’inÇinDevrimiüzerineyazıları,sömürgevesömürgeseldevrimüzerineçokiyibirtahlildir. Bu konulara bakıldığında ve Ekim Devrimi’nin dünya çapında önemianlaşıldığında,sömürgeülkesorunuvebusorunkarşısında komünistlerin görevlerinin ne olduğu görülecektir. Komünistlerin görevi;pazariçinsavaşımverecekolanbirburjuvazinindoğacağı günekadarellerinikavuşturupbeklemekdeğil,öncemillidevrim, giderekdemokratikvesosyalistdevrimigerçekleştirmektir.Marksizm-leninizminsömürgelerdeuygulanmasıböyledirveyapılanda budur.Yukarıda da değindiğimiz gibi, ezilen ulus sorunu, tarihin bellibiraşamasındaDoğuAvrupa’yaözgübirsorundur.Sömürgeler sorunu ise,Avrupa kapitalizminin ulusal sınırlardan taşarak emperyalistaşamayageçmesivedünyanındiğerülkeleriniyarı-sömürgevesömürgelerbiçimindekendihakimiyetialtınaalmasıyla ortayaçıkar.Ayrımaçık-seçiktir.Bukonudabirteorikyetersizlik sözkonusu olamaz. Marksizm-leninizmin sömürgelere uygulanışı ve sömürge devriminin somut pratiği ile teorik olarak marksizmleninizm,buayrımıgöremeyenlerinnekadarsafolduğunundelilidir.Görmekistemeyenleriçinbirdiyeceğimizyok.Marksizm-leninizmin evrensel gerçeği, yaşayan ruhu, somut şartların somut tahlilidir.Sosyal-şovenizmveonunyardakçıları,ulusalinkarcılar, zaman ve mekanı dikkate almazlar. Mekan açısındanAvrupa’nın doğusu için geçerli olan durum dünya için genelleştirilir, zaman açısından kapitalizmin iç olgu biçiminde geliştiği rekabetçi dönem,sömürgeleriçindegeçerlikılınır.Nesaflık(!)Herikiaçıdan marksizm-leninizmilealakalarıolmadığıgibi,uygulamaalanıda 57 yoktur.Nepazarıiçinsavaşanbirburjuvazi,nedebuburjuvazinin kendi devletini kurmak için savaşma istemi... Ulusal bağımsızlık bayrağını “geminin bordasından denize atar” bir burjuvaziden bunlarıbeklemekhamhayaldir.Sosyal-şovenizm,varlığımümkün olmayan bir Kürt milli hareketini desteklemekte, işe komünistler karışınca,“Kürtçülük yapılıyor”yaygarasınıkoparmaktadır.Diline bukelimeyipelesenkedenlerin,ağızlarındasakızgibiçiğneyerek papağancatekrarlayanlarınburjuvazininyedeğinedüştükleriaçıktır.Bukişilereverilecekcevap,Türksömürgecilerineverilecekcevaptanfarklıolmayacaktır. Bağımsızlıkhareketleriaçıklanmayaçalışıldı.Tambağımsızlık hareketlerinedeğinildi.Ezilenulusunburjuvazisininöncülüğünde ulusal kurtuluş hareketleri mümkündür. Sömürge ülkelerde işbirlikçi-burjuvazi gelişmişse, bu sınıfın böyle bir sınıfsal gelişimi sözkonusudeğilse,ülkesömürgevefeodalbirülkeyse,feodalsınıfınöncülüğündebağımsızlıkhareketlerideolabilir.Amasömürgeciliğekarşıgirişilenbumücadeleyidemindediğimiztürdenyorumlamakgerekir. Ulusalkurtuluşhareketiiçindeaşiretler,halklar,oülkedeyaşayan hakim ulus fertleri yer alabilir. Hatta “bunların tümü bağımsızlık eyleminin temel güçleridir” denebilir. O halde harekete “Kürt milli hareketi”demek,sadecebellibirtabakayıKürtulusunamaletmek,sömürgeseldevrimeuygundüşmemektedir.Ülkede yaşayanmilliyetineolursaolsuntümhalk,hattaaşiretvekabileler,ulusalbağımsızlıkeylemiiçindeyeralacaklardır.Tarihimateryalizminışığındadünyayabakışımızaburadasonverirken,anlatılanlarınrehberliğindeKürdistansomutunageçebiliriz. Kürdistan Tarihimateryalizminyolgöstericiliğinde,tarihisüreçiçindesömürgeciliğiincelediğimizgibiKürdistan’ıntarihigeçmişinideinceleyerek, marksist yorumumuza geçebiliriz. Günümüz Kürdistan’ındakisömürgeciliğianlamakiçin,kısacasıiçindebulunduğumuzdurumuanlamakiçintarihebirgözatacağız. 58 Bizcepekönemliolmayan,amayinedetartışılankonuKürtlerinvarlığı-yokluğumeselesidir.ÖnemliolanKürthalkıolgusu,bu halktanyoksulinsanlarıncoğrafibiralanolanKürdistanüzerinde yaşamasıdır.Kürtlerinvarlığınıyadayokluğunutartışmakkomünistleredüşenbirgörevolmamalıdır.Kürtlerinvarlığı-yokluğusorununutartışmayasunmak,çöküpgidensınıflarınyadahenüzcılızolanveyadoğmadanölenKürtburjuvaaydınlarınınbakışaçısıdır.Buburjuvaaydınları,kendisınıfsalkonumlarınıbütünKürdistan’a ve Kürtlere mal ederek tartışadursunlar. Komünistler kendi sınıflarınınvarlığını-yokluğunutartışacak,tariheyaklaşımlarıvarlıklarınıispatiçindeğil,içindeyaşanılananıyaşamakiçinolacaktır.Kürdistan’ınbugeriyapısıüzerindekomünistlerdevrimyapacak,nekötükoşullar,nedeherhangibirgüçbunaaslaengelolmayacaktır. Tarihçilerinaraştırmasınagöre;KürtlerHint-Avrupalıbirhalktır.YadaHint-Avrupafamilyasındandır.Gruplarsosyalbirergerçektirler.Hint-Avrupalıbirhalkgrubudur.BunungibiAfrikalılar, SamiAraplarveMoğollardabirgrupoluşturmaktadırlar.Kürtler debusosyalgerçekleriniçindedir.Faşizminsavunduğusafırkteorisindenayrıolarak,coğrafikoşullarınsonucuhalklarınbölünmesi gibibirolgudamevcuttur.Örneğinsiyahrenginortayaçıkışıdoğa durumuileaçıklandığıgibi,yinesarıırkınortayaçıkışıdacoğrafi koşullarla izah edilecektir. Bunlar bir ferde üstünlükler sağlayan özelliklerolamaz.“Siyah ya da sarılar geri zekalı, beyazlar ileri zekalıdır” denilemez.Bununiçinfaşizmin“üstün ırk, geri ırk”biçimindeayrımıylabubölünmeleraçıklanamaz,tersinecoğrafietkenlerinsonucumeydanagelenbirdeğişmegözüilebakılmalıdır. Birgerçekolanırktipolojisininveinsanlarınbuaçıdandeğişmelerininüzerindekonuyabirazdahaaçıklıkgetireceğiiçinduruyoruz. Hindistan’davekısmendebugünküAvrupa’dayaşayanlarındahil olduğu Hint-Avrupa dil grubu vardır ve Kürtler bu dil grubunun içindetanıtılmaktadır.TürkleriseMoğol,Ural-Altaydilgrubunda yeralırlar.Tipolojivedillerininoluşumubirbirindenayrıdır.Daha değişikbirırklaşmavedeğişikbirkavimolmalarınedeniyleTürk- 59 lerinHint-Avrupadilgrubuvetipolojisiyleyadabizimlekesinliklebirilgisiyoktur. Bazı tarihçiler M.Ö. 2000 yıllarında Hint-Avrupa grubundan olanhalklarınbirkısmınınKafkasya’danveHazarDenizi’nindoğusundangelip,boğazlardangeçerekgüneyeindikleriniyazar.Nedenindiklerini,hangiekonomiknedenlerleyerleriniterkettiklerini tahlil etmeye gerek yoktur.Ama daha çok nüfusun artması ve üretimin gelişmesi göçlerini zorunlu kılmış olsa gerektir. İşte bu tarihlerdebahsedilenhalklardanKürtlerinatalarıolanMedlerbugünküKuzeybatıİran’a,PersleriseGüneydoğuİran’ayerleşeceklerdir. Daha verimli olan Kuzeybatı topraklarını, güçlü durumda bulunan Medler Perslerin elinden almış ve daha güçsüz durumda olanPerskabileleriniverimsizGüneydoğutopraklarınadoğrusürmüşlerdir. M.Ö. 1000 yıllarında Medlerin aynı yerde güçlü durumunukoruduklarıveAsurlularlasüreklisavaşiçindeolduklarıbelirtilmektedir.M.Ö.1000yıllarıdolaylarındabaşlayansavaş,7.yılakadardevamederve612yılındaAsurlarınkesinyenilgisiilesonuçlanır.MedİmparatoruKeyaksarkomutasındakiordu,Asurların başkentiNinova’yagirerveşehiryakılıpyıkılır.Asuregemenliği yıkılıncaardındantekrarkuzeyeçıkılır. M.Ö. 1000 yıllarında Van gölü çevresinde, Van merkez olmak üzeregüçlübiruygarlıkyaratanve600yıllarınakadargelenUrartularyaşamaktadır.UrartuUygarlığı’nıdayıkanMedler,BatıAnadolu’yadoğruyürüyerekLidyaKrallığıilesavaşatutuşurlar,ama kesin yenilme ya da yenme durumları sözkonusu değildir. M.Ö. 585yılındavarılananlaşmaileKızılırmaksınırkabuledilerektekrareskiyerlerinedöneceklerdir.TahminenM.Ö.700ile612yıllarındabirşeflikyadadevletçikkurmuşolanMedler,birorduoluşturmuş, savaşmayı veAsurluların içinde erimeyi öğrenmişlerdir. Kendi dinleri Mazdek ve kendi kültürlerini yaratmış, bağımsızlık bilinçleriniAsurlara karşı mücadele içinde geliştirmiş ve bunda başarılı olmuşlardır. Medlerin bir aşiret konfederasyonu veya bir kölecidevletioluşturmalarıdamümkündür.M.Ö.612ile550yılları arasında varlığını sürdüren bu devletçikler, Kürdistan’ın ta- 60 mamı üzerinde egemenliklerini kurmayı becermişlerdir. Bundan çıkarılan sonuç şu; M.Ö. 550 senesinde Medlerin Persler tarafındanyıkıldığıanakadarbaşkabirkavministilasıyoktuveyavarolanaskeriistilalaryenilgiyeuğratılmaktadır.MedlertarihteMezopotamya ve bugünkü Kürdistan topraklarına damgasını vuran, dil vekültürleriniburayaençokhakimkılanveaynıtopraklarıkendileriiçinyurtlaştıranbirhalktır.MedlerinHint-Avrupafamilyasıve grubundan olması, bugünkü Kürtçe’nin aynı dil grubuna girmesi vedililedilgrameryapısındakibenzerlik,Kürdistanüzerindebir halkıntamegemenolmayışı...Bütünbunlaradayanarakdenilebilir ki;bugünküKürtlerindayandıklarıveKürtleşmeyeveyaKürtmilliyetininortayaçıkmasınaesasolarakdamgasınıvuranMedlerdir. İlkKürtkavmiveKürtlerinorijinleriöğrenildiktenhemensonra Kürdistan’ın tarihine geçilebilir. M.Ö. 550 yıllarında Medlerin Persler tarafından yıkılışı ilginçtir. Herodot tarihinde Medlerin Perslerdenayrıoldukları,MedlerinPerslerdendahagüçlüveihtişamlıbirdurumdabulunduklarıayrıntılıbirbiçimdekonulmuştur. Medler kendilerine “ARİ” demektedirler.Aryanlar ateşten olan halkanlamınagelir.TarihteZerdüştlükolarakbilinendindenolan Kürtler (Medler), odun yakıp ateşe tapınmaktadırlar. Persler ise ayrıbirkavimolarakdeğerlendirilmektedirler.PerslerozamanisrafadüşkünbiriolanMedkralınıyenerler.VeMedlerüzerindehakimiyetlerinikurarlar.HızlayayılanPersler,Mısır’danHindistan’a kadarvarantopraklarüzerindeyaşayanbütüninsanlarıegemenlik altınaalacaklardır.TarihçiHerodot’agöreegemenlikaltınaalınan kavimlerinsayısı22’yibulmaktadır.KavimleriderecelendirenHerodot, birinci dereceden kavim olarak Persleri, ikinci dereceden olarakdaMedlerigösterir.PerslerinegemenliğialtındadaMedler M.Ö.500-400yıllarındabirkaçgüçlüisyanagirişerekbaşkaldıracaklar,özellikleMedgüçleriçeşitlientrikalardüşünecek,amaPers egemenliğini yıkmaları mümkün olmayacaktır. Bugün Irak’ta kalan Kürdistan’da ve Batı İran’da, Zagros dağlarında Medler, Pers egemenliğindenkurtulmakiçinayaklanacaklar,amaayaklanmalarıntümüamansızcabastırılacaktır. 61 Denilebilirki,budönemdehakimgüçlerekarşıdirenenKürtlerin,direnmesüreciiçindegelişmelerisözkonusudur.ÖzelliklePers egemenliği altında ikinci dereceden vatandaş olmaları nedeniyle, kendi dil ve kültürlerini geliştirebildiklerini ve Kürdistan topraklarıüzerindeyayılmalarısonucudahaöncevarolanhalklarıMedleştirdikleriniveyaKürtleştirdiklerinisöyleyebiliriz. Dahaöncedebiryığınhalkvardı.FakatMedlerbunlarınhepsinikendidilvekültürleriiçindeeritiyorlardı.BukonudaPersİmparatorluğu’nun yıkılışını da söyleyebiliriz. Bu arada Büyük İskender’in Bitlis’e kadar uzanan bir istilası vardı -Bitlis kalesi İskenderdönemindenkalmıştır.BuistilaKuzeyIrak’akadaruzanıyordu.Nevarki,İskender’inistilasıKürdistan’daepeycezararlara yolaçıyordu.İskenderKürtlerlekarşılaşmasındaKürtlerinbirkısmını(aşiretreislerini)kendisinebağımlıkılıyor,birkısmınıisegönüllü olarak yardıma alıyordu. Bu istila M.Ö. 330 yıllarında olmuştur. Bu istiladan sonra Pers İmparatorluğu veAnadolu’daki imparatorluklaryıkıldı.Vebundanhemensonraİskenderöldü.Bu imparatorluğunyerinebirtakımküçükkrallıklarkuruldu,fakatbu küçükkrallıklarKürdistan’atamamenhakimolamadılar.Kürtlerin birkısmıbuaradabağımsızolarakyaşayabiliyorlardı.BunlarözellikledağlıkalanlardakiKürtlerdi.BukonudaAnabasisveKsenefon’unKürtlerleilgiliolankitaplarıokunabilir. Kürtlerinataları,onlarabirbütünlükverenKarduklardır.OdönemdebunlarıngerekPerslere,gerekYunanlarakarşıolanmücadeleleri, bugünkü mücadelelere benziyordu. 1938’de Dersim’de yapılandirenişler,Koçgiri,Ağrıvs.direnişleri,savaşmatarzlarıve dağlardaki hakimiyetleri ile birbirine benzeyen Kürtler, yabancı kralların otoritelerini kabullenmeyip bağımsız yaşamak istiyorlardı. Tıpkı Osmanlıların otoritesini tanımadıkları gibi... Dağlık bölgelerde bağımsız olarak yaşayanların iyi ok ve çok iyi sapan kullandıklarıbilinir.Bunlarındağlıkbölgelerdeyaşamalarınınnedeni, işgalci kuvvetlerdi. Bu kuvvetlerin geri çekilmesiyle bunlar tekrarovalıkyerlereiniyorlardı.İstilabaşlayıncadağlaraçekilme, işgalciler gidince ovalara geri dönme Kürdistan’da tipik bir du- 62 rumdur.Busüreçiçindeovalıkyerlerdeyaşayanlarınişbirlikçinitelikleri gelişirken, dağlık bölgelerde yaşayanların bağımsız olma niteliklerigelişiyordu.İskenderdönemindekidurumkısacabudur. Bunlardan sonra Kürdistan’da Ermenilerin yayılmalarını görüyoruz.KürtlerleErmenilerinbirlikteyaşadıklarıdönemM.Ö.1000 yıllarıdır. Ermeniler M.Ö. 6. yüzyıllarda ortaya çıkarak bugünkü AğrıveKarsyörelerineyerleştiler.Tarih,Ermenihalkındanböyle bahseder. Ermeniler zaman içinde güçlenerek Güney Kürdistan’a kadar inip buraları kendi hakimiyetleri altına aldılar. M.Ö. 50-60 yıllarına kadar devam ettikten sonra Ermeni Krallığı’nın Roma İmparatorluğu’na yenilmesi ile son buldu. Bu konuda Mehmet Emin’intarihi,yolgöstericidir. Ermenilerin yenilmesinden sonra Kürdistan’da Romalıların hakimiyetibaşladı.Buaradaİran’daPersdevletikuruldu.Budevletbelli birdönemRomalılarlamücadeleettiktensonraİran’dayenildiler.Bu yenilgidensonraM.Ö.261yıllarındayenibirPerskraliyetiolanSasaniler ortaya çıkıyor. Bu tarihten sonra Sasanilerle Romalılar korkunç savaşlara başlarlar ve bu savaşlar M.Ö. 250 yıllarından M.S. 650 yıllarına kadar devam eder.YaniArap hakimiyetinin kuruluşu, PersveSasanilerinyıkılışı,BizanslılarınAnadoluiçinesürüklenmeleribudönemerastlar.RomalılarlaSasanilerarasındabaşlayanuzun sürelisavaşlar,Kürdistantopraklarıüzerindeoldu.BusavaşlardabazenDicle,bazenFıratsınırkesiliyor,busınırsürekliolarakdeğişiyordu. Bugün Kürdistan’da Romalılardan kalma bir sürü tarihi eser görmekteyiz. Kürdistan üzerinde yapılan bu savaşlar egemenlik ve hegemonyasavaşlarıdır.DicleveFıratbaşlıbaşınabirhegemonyasınırdır. Bu dönemde Kürtler uzun süre Sasanilerin egemenliği altında kalıyorlarvedevletiçindeeşitderecedetemsilediliyorlardı.Kürt hakim güçlerinin, aşiret şeflerinin, devlet içinde nüfus sahibi olmaları, Kürt halkının gelişmesine yardımcı oluyordu. Sasani ve Romalılarınegemenliklerialtındasürekliolarakdireniyorlardı.Bu direnmelerolmasaydıKürtlerSasaniegemenliğialtındavedevlet içindeeşitderecedenüfussahibiolamazlardı. 63 YinebudönemdeKürtlerinbirkısmıdağlıkalanlardayaşarken, birkısmıdaovalıkyerlerdeyaşıyorlardı.OvalıkyerlerdeyaşayanlardahasonraKürdistan’dafeodalizminbelkemiğinioluşturacaklardı.Mezopotamya’dagüçlüKürtbeyliklerioluşacaktı.Arapların hakimiyetindenitibarenovalıkyerlerdeKürtfeodalizmioluşmuştu.Dağlardaiseufakçaplıüretimolduğuiçinaşiretleryaşayacaktırvebunlarbağımsızaşiretlerdir. Daha sonra 642 yıllarındaArapların istilası başladı. Bu tarihte Araplar Hilvan’a kadar ilerlediler. Buradan Kars’a, hatta Kafkasya’yakadargeçtiler.Arapistilası,içdeğişmelersonucuzayıfolan BizansveSasanilerkarşısındatarihinbellibirdönemindesondereceilericibirgüç,feodalbirgüç,yenibirgüçtür.AdetaMuhammedyenibirdevrimyapmıştır.Yenibirdevrimindeörgütlendirdiği iyi bir ideolojiye sahip, istilacı ve güçlü bir devlet vardır. Bu ideolojininetkisialtınagirenler,korkunçbirersavaşçıolarakgirdikleri ülkeleri dağıtıyorlardı. KuzeyAfrika’dan Kürdistan’a ve Kafkasya’ya kadar her alan 300-400 seneArap egemenliği altına girdi. Tabii ki bu egemenlik alanlarından biri de Kürdistan’dı. Kürdistan’daArapegemenliğialtındaİslamlığınbirideolojiolarak Kürtlere hakim kılınması durumu ortaya çıktı. Kürtler müslüman olmayazorlandı.BundanönceKürtlerindiniolanateşetapmagibi birtakım inançların (ki bunlaraYezidi Kürtler diyorlar) yerini İslam ideolojisi aldı. Bunun sonucu olarak bazı Kürtler müslümanlığıkabullenirken,bazılarıbunukabullenmedi.Kısazamanda İslamlıketkilivegüçlübirideolojihalinegeldi.Kürtlerineskibağımsızlık iddiaları silinerek milli nitelikleri, bu ümmet ideolojisi karşısında zayıflayarak, Kürtler arasına mezhep bölünmesi gibi ideolojileryerleştirildi. İslamideolojisiningelişmesindensonrabaşlangıçtamezhepbölünmesiilericibirşeydi,fakatdahasonragericileşti.İslamideolojisinin gelişmesi karşısında müslümanlığı kabul etmeyenAlevi halk,geleneklerinikoruyupmüslümanlığakarşıdirendi.Aleviliği dahaçokdağlıkalanlardayaşayanlarkabuletmiştir.Sünnilerovalık yerlerde boylar halinde yaşıyorlardı. Bu bölünme başlangıçta 64 ilericiolmasınarağmen,sonradangericileşerekKürtlerigüçlübir milliyetolarakbirleştirmiyor,tamtersinesankiikimilliyetmişgibi ayırıyor.AleviKürt,SünniKürtdiyebirayrımıgeliştirerek,insanlarımilliyetindenyabancılaştırdığıiçinİslamlıkgericibirideolojidir.FakatdiğeryandanAraphakimiyetiKürdistan’dakifeodalizmi geliştirmiştir.ÖzellikleMezopotamya’dafeodalizmiAraphakimiyet iyl e açıkl ay ab il ir iz. Bug ünkü Kürt beyl er i bil e kend il er in i Araplaradayandırıyorlar.BazıyerlerdekiKürtbeyleriise“Ali’den geldik, Muaviye’den geldik, Halit’ten geldik” gibisözlerlehemen kendisiniMuhammed’edayandırıyorlar.BudaAraphakimiyetialtında odaklaştırıldıklarını gösterir. M.S. 650-950 yılları Kürdistan’dafeodalizmingelişmeyıllardır.Başkabirdeyişledağlıkalanlardaaşiretlerinyaşantılarınıbağımsızolaraksürdürmedönemidir. Kürtlerbudönemdesınıflaşmayatutuldular,fakatbu,yabancıların hakimiyetlerialtındabirsınıflaşmaolduveişbirlikçibeyleroluştu. BudurumM.S.1000yıllarınakadardevametti. M.S.1000yıllarındanitibarenArapegemenliğizayıfladı.Bunun nedeni bir yandan yerli halkların direnmesi, bir yandan Kürtlerin İran’agirmesi,diğeryandandaKuzeyAfrikahalklarınınsavaşmasıdır.İçteniçeArapegemenliğisarsılıyorveişteKürtlerbundanfaydalanarakbirazdurumlarınıdüzeltiyorlar.Kürtbeylerigelişerekdevlet halinegeliyorlardıveçeşitlifeodaldevletçikleroluşturuyorlardı.Bununnedenideşudur;kuzeydeBizans’ınzayıfdüşmesi,Malatya’nın girişinekadarçekilmesidir.VeArapegemenliğialtındadaolsaKürtlerin biraz gelişmesi sözkonusudur.Araplar nüfus olarakArabistan’da bulunuyorlardı. Bizanslıların çekildikleri yerlere Kürtler yerleştiler.BundanbaşkabirdeErmenilerinHıristiyanlığıkabuletmeleri vardır. Ermeniler müslümanlığı kabul etmedikleri için İslamlığın birhedefidurumunageldiler.ErmenilerekarşıKürtlerinkuzeyedoğru yayılmaları, mesela Kars’a kadar Kürtlerin yayılması, Hıristiyan Ermenilere karşı bir savaştır. M.S. 1000 yıllarında henüz Kürdistan’dabirKürtvarlığıyoktu.AmaTürklerİraniçlerinekadargirmiş, İran beyliklerini ele geçirmişlerdi. Kendileri Selçuklu Devleti’ni oluşturarakİran’ınhakimimparatorluğu,Ortadoğu’nunhakimkesi- 65 midurumunadönüşüyorlar.TürklerMelikşahzamanındaKürdistan’ı istilaetmeyebaşladılarvehattaAraplardandevralınanimparatorluk otoritesibunlarınelinegeçtivebunlarKürdistan’ıayrıbireyaletolarakoluşturdular. İlk defa “Kürdistan” kelimesinin ortaya çıkışı Melikşah zamanındadır. Melikşah Diyarbakır’dan başlayıp Van’a ve hatta Kirmanşah’a kadar giden bir Kürt eyaleti oluşturdu. Melikşah,Alparslan’ın oğludur. 1071 tarihinde başa geçti. Kürdistan kelimesi M.S.1000yıllarındaortayaçıktı.BirdeKürtkelimesininorijinine bakmak gerekir. Bu kelime M.S. 650 yıllarında ortaya çıkıyor ve bukelimeyetarihteilkdefaArapegemenliğidöneminderastlıyoruz.AyrıcaM.Ö.400yıllarındabirKürdiyanülkesivardır.Kürdiyan, “Kürtlerin memleketi” anlamına geliyor. Kürt ve Kürdistan kelimelerininortayaçıkışındabudurumdabizeyolgöstericioluyor. ArapegemenliğiyıkıldıktanveyerineSelçuklu-TürkegemenliğiyerleştiktensonraKürdistan’dakidurumbirazdahadeğişecektir. KürdistanArap hakimiyetinden ziyade Türk hakimiyeti altına girecektir. Dil, kültür, şehlik, ağalık, mezhepçilik alanında, yine sosyolojikvedinialanlardaAraphakimiyetidevamedecek,siyasi alanı ise Türk hakimiyeti dolduracaktır. Böylelikle Kürtler dini alandaAraplara, siyasi alanda ise Türklere bağımlı duruma geleceklerdir.DahaöncelerioluşturduklarıdilvekültürlerinibiryandanArapça’nınArap kültürü altında yitirirken, siyasi alanda da Türklerinegemenliğialtındadağılacaklaryadazayıflayacaklardır. HalbukidahaönceleribirMervaniİmparatorluğu’nunkurulduğunu görüyoruz. Urfa’dan, Van’a kadar uzanan bu devlet yüz sene yaşamıştır.BununyanındaEyyübilervardır.Vediğeryanda,şurada-burada bağımsız olan bir yığın Kürt beylikleri vardır. Fakat Selçuklu egemenliğine geçtikçe bunlar da ortadan kalktı.Yalnız Selçuklu egemenliği tek bir imparatorluk altında gerçekleşmedi, bir yandanAkkoyunlar, bir yandan Karakoyunlar, bir yandan da Artukoğullarıgibibeylikleroluştu.BubeyliklerindiğerbirözelliğidebunlarınsadeceKürdistan’daüretilendeğerlerdenpayalma- 66 larıdır.KürtlertopraklarınıTürkmenkabilelerinevermediler,başkabirdeyişletopraklarınıterketmediler. AmaAnadolu’dadurumböyledeğildi.TürklerİçAnadolu’datoprağayerleşerekdevletehakimoldular.Şehirlerehakimolmalarına karşın Kürdistan’a hakim olmadılar, kendi milliyetlerine Kürdistan’ı hakim kılamıyorlardı. Kürdistan’daki güçlü milliyet anlayışı, güçlü bir dil ve kültürün olması Türk hakimiyetini önce sosyal, sonradilvekültüralanındamahkumetti.Türklerin,Kürdistanüzerindesiyasibirhakimiyetivardı.Onlarınbusiyasihakimiyetinidaha sonraları savaş alanında da görüyoruz. Feodal kaynaklı siyasi hakimiyettenkapitalistkaynaklısiyasihakimiyeteveKürtbeylikleriileişbirlikçiotonomiilişkilerindengiderekKürdistan’ıntepeden tırnağaaskeriişgalinegeçilecektir.DahasonraKürtdilininbünyesinedeTürkçe’ninyerleştirilmesi,kültürümüzünveşehirlerinadeta Türkleştirilmesiolayıdadevamedecekveasimilasyonçokbüyük birhızlagelişecek,neredeysebirKürtmilliyetininyokolmadurumuyaratılacaktır.Bütünbunlardanşusonuççıkar;Türkhakimiyeti Ortadoğu’da 1100 yıllarından itibaren gelişmeye, aynı tarihlerde Anadolu’da da yayılmaya başladı. Bu yayılma Kürdistan’a kadar genişlemesiylebirliktekesinbirhakimiyetkurulamadı.1260yılındaKürdistanüzerindeMoğolistilasıbaşladı,Kürdistanyakılıpyıkıldı. OrtaAsya’dan kopup gelen bu yabancı askeri örgüt, İran’a, Arabistan’a veAnadolu’ya kadar yayılıp bulduklarına el koyup, tekrargeridönüpgittiler.MoğolistilasıKürdistan’dakimevcutyapıyı tahrip etti. Kürtler, ovalık yerleri terk edip dağlara çekilmeye mecburedildiler.Budurumenazından50-100seneKürtleringerilemesineyolaçtı. MoğolistilasındansonraKürdistanüzerindeTimur’unönderliğindegelişenişgaligörüyoruz.BütünKürdistankentleriTimurtarafındanişgaledildi.Kürtleryinedağlaraçekilipdirendilerveyer yerdeteslimoldular.Teslimiyetikabuledenlerdezamanlauşaklık duygularının geliştiği ve bu durumu da özellikle beylerin yaşadığınıgörüyoruz.ÖrneğinbirBitlisbeylerininTimur’unyanınagitmeleri,ondanamandilemeleri,hediyelergöndermelerigibi.1400 67 yılındakiolaylarkısacaböylegelişti.1500yılınagirildiğindeyeni bir devletin ortaya çıktığını görüyoruz.Alevi mezhebine dayanan Safevidevletininortayaçıkışınıgörüyoruz.AyrıcaOsmanlıdevleti yavaş yavaş gelişerek Kürdistan’a doğru yayılmaya başladı. Bu dönemde İran’da bazı Kürt beylerini görüyoruz. Bunlar İran’da Uzun Hasan’la ilişkilerini düzeltmeye çalıştılar.Anlaşamayınca YavuzmektupyazıpŞahİsmail’ekarşısavaşagirerlersekendilerinidestekleyeceklerinibildirdi.Asya’dayayılmaemeliiçindeolan Osmanlı İmparatorluğu, buradaki İpek ve Baharat yollarını eline geçirmekistiyorduveKürdistan’ınelegeçmesinideUzunHasan’ınyenilgisindegörüyordu.Nemrutİmparatorluğu’nubuemellerini gerçekleştirmede engel gördüklerinden, bu imparatorluğun yenilmesinişartgörüyorlardı.Zatenmevcutyollarasahipolduktansonra büyük oranda artık değerlere elkoyabileceklerdi. İşte bütün bu nedenlerden dolayı Osmanlı İmparatorluğu savaşa girdi. Zaten KürtlerdeŞahİsmailileanlaşamıyorlardı.UzunHasan,Yavuz’un dadesteğinialarak1514’teÇaldıranSavaşı’ndaŞahİsmail’iyendi.BuaradaSünnilikmezhebinidebayrakdurumunagetirdi.Kürt beylerininayrılmasıdabudönemdenitibarenbaşladı.Bugünhâlâ İran’aolanbağımlılıkbudönemdengelmektedir.Yavuz,yayılmasınıSünnilikmaskesialtındayürüttü.UzunHasaniseyayılmasını Alevilikmaskesialtındayürüttü.BuyayılmalarveçatışmalarKürdistan üzerinde meydana geldi ve Kürdistan’a büyük zararlar getirdi.1514’lerdekidurumdabudur.BundansonrakidönemdeKanuni Sultan Süleyman ortaya çıktı. Kürdistan’a geçerek Bağdat’a kadar uzandı. Bu arada zaman zaman Kürt beyleriyle anlaşıyor, bazendeçatışıyordu.DahasonraBağdat,Murattarafındantekrar işgaledildi.Osmanlılarlaİranlılararasındabirsavaşçıktı,anlaşma yapılarakOsmanlı-İransınırıbelirlendi.1639’daKasr-ıŞirinAntlaşması’ylaçizilenbusınır,Kürdistan’ınstatüsünübelirledi.Yani 1500-1800 yılları arasındaki dönemde Safevi İran İmparatorluğu ileTürkOsmanlıİmparatorluğuarasındaçatışmalaroldu.Türkler dahaçokOsmanlılartarafındayeralıyorlardı.Kürtlerdahaçokbu ikigüçarasındayedekgüçdurumundaydılar.Osmanlılarveİranlı- 68 lar Kürtleri birbirlerine karşı kullanıyorlardı.Ve mezhep çelişkisi bu dönemde keskinleştiriliyordu. Günümüzde hâlâ bu çelişkilerin kalıntılarınıgörebiliyoruz.1800yıllarınakadarkibudurum,Yavuz dönemindekidurumdanpekfarklıdeğildir.YinedağlaraOsmanlı zulmündendolayıkaçıpyerleşmeleroluyordu.OvalıkyerlerdekalanSünniKürtbeyleriisefeodalizmigeliştirdiler.Budönemdekısacaböyleözetlenebilir.1800yıllarındansonrayenibirgüçbelirlendi. GelişenbuAvrupakapitalizmikarşısındaOsmanlılartutunamadılar.17.ve18.yüzyıllarakadarAvrupalılarakarşıbağımsızlıklarınıkoruyabildiler,ama18.yüzyıldanitibarensanayidevrimiaşamasınagirenAvrupakapitalizmi,malihracıaçısındanolsun,askeriaçıdanolsunOsmanlıİmparatorluğu’nuyarı-sömürgestatüsüne koydu. 1840 yıllarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nu yarısömürge durumuna getirdi. Böyle bir durumun zorunlu sonucu olarakOsmanlılartalandaneldeettiklerigelirlerdenoldularveordularızayıfdüştü.Fakatayaktadurmalarıgerekiyordu,bununiçin degüçlübiraskeriordukurmalarıvebunedenleparavevergibulmalarıgerekiyordu.Çalışmalarabaşlayarakmecburiaskerliğedayanan bir kanun çıkardılar. Eskiden varolanYeniçeri, sürekli bir ordu, askeri bir meslekti. 18 yaşına gelindiğinde ölünceye kadar askerlikyapmadurumuvardı.İştevarolanbuaskerisistemkaldırılarakyerineyenibiraskerisistemgetirildi.Bununiçindenüfusa ihtiyaç duyuyorlardı. EskiYeniçerilerAvrupalılardan oluşuyordu. Fakat artık bunu da yapamıyor, Hıristiyanlara güvenemiyorlar ve müslüman asker istiyorlardı. Böylece karşılarındaAnadolu ve Kürdistankalıyordu.ErmenilerHıristiyanolduklarıiçinbunlardan yararlanamadılar. Geriye müslüman olan Kürtler ve Türkler kalıyorlardı.ZatenTürklerdevletiçindeydilervebunedenledeorduyadahaçokKürtleralındı.1800yılınakadarKürtlerOsmanlıordusunagiremiyorlardı,askerdeğildiler.Hatta1850yıllarınakadar böyle devam etti. Moltke’nin hatıralarında şuna rastlıyoruz: “İki gerekçeyle Kürdistan’a sefer yapılmıştır: Birincisi, Kürtleri asker yapmak için, ikincisi vergi toplamak için. Fakat Kürtler sürekli 69 olarak bu duruma karşı direniyorlardı. Yabancıların girdikleri tüm yerlerdeki Kürtler dağlara kaçıyorlar, bunların geride bıraktıkları servetlerine ise el koyuyorlar ve geride kalanları zorla asker yapıyorlardı. Nizip Savaşı’nda savaşanların üçte ikisi Kürttü. Savaş alanında Kürtler, çoğu savaşı bırakıp gidiyorlardı.” 1850yılından itibarenKürtleraskerealındı,amayüzdedoksanıkaçıyordu.Aynı durumbugüniçindegeçerlidir,amakaçmaoranıyüzdebiredüşmüştür.Kürtlerinaskerealınmaları,yabancılaştırılmalarıveuşaklıkruhunaalıştırılmaları127seneyibulmuştur.Sömürgeciülkeye askerlikyapma,onunordukaynağınıoluşturma,özellikleerkekleriköleliğealıştırmayaenaçıkzemindir.Hiçbirsömürgedekiaskere gitme oranı Kürdistan’daki kadar çok değildir. Bunun en açık örneği Kıbrıs savaşıdır ki, savaşçıların çoğunu Kürtler oluşturuyordu.Budurumuyaratandasömürgeciliktir.Türksömürgeciliği bu süreç içerisinde Kürdistan’da böyle bir durum yaratabilmiştir. SüreçiçindeKürtlerbunaalıştırılmışveboyuneğdirilmiştir.Meselaİngilizlersömürgelerindenaskerderliyorlardı,amabunusadecesavaşesnasındayapıyorlarveardındantekrarserbestbırakıyorlardı.Askerealınansömürgehalklarİngilizzulmünüdahayakından tanıma fırsatını bularak, ülkelerine döndüklerinde ayaklanıyorlardı.Ama Kürdistan’daki durum böyle değildi. 140 seneden beriKürtlersürekliolarakOsmanlıordusunda,dahasonradaTürk ordusunda askerlik yapmaktadırlar.Adeta ordunun belkemiğini oluşturacakniteliktedirler.Bu,diğersömürgelerdeolmayanbirdurumdur.Hiçbirsömürgeciülkedeordununyüzdeellisinisömürge halk meydana getirmiyor, ordunun vurucu gücünü oluşturmuyorlar. Fakat Kürtler sömürgeci güçlerin vurucu gücünü, yine savaşlardaenöndedüşmanlasavaşanlarıntemeliniKürtleroluşturmaktadırlar.Budurumunbaşlangıçyılı1830,gelişmeyılı1850-1900’dür. İştebuyıllarbudurumundoruknoktasınaulaştığıyıllardır.Bu seferberlikyıllarındaadetaKürdistanboşaltılmışdurumdadır.Güçlübirhareketindoğmamasının,Kürdistan’ınbukadaryokolmaya doğru gitmesinin nedeni de budur.Askeri alanda Türklerin 70 Kürtleri kendilerine bağımlı kılmak için yaptıkları savaşları çok güçlüdür. Bilhassa 19. yüzyılda çıkan isyanların nedeni bu zorla askerleştirmedir.Türklerbusüreçiçindeçokbaşarılıolmuşlardır. Kürtler bayağı askerliğe alıştırılmış ve bu arada “Asker Mehmet” felsefesini de geliştirmişlerdir. Bu durum ordu içerisinde bir sömürgetaktiğidir.1938’deDersim’demecburiaskerlikyoktu.Daha sonrabunlarınaskeregitmeleri1830yıllarından1930yılınakadar olanyüzyıllıksüreiçerisindeoldu.BusüreiçerisindebütünKürtleraskeregitmeyemecburedildiler.VeböylelikleKürdistangençliğininenverimliçağı,sömürgecilerinordusundageçmekte,kendisinehertürlüuşaklıkideolojisiöğretilmektedir.Kürdistangençliğikendiülkesinedöndüğünderahatlıklauşaklıkyapabilmektedir. Bunun tek nedeni askerde öğretilenler değildir, ama orduda gördüğü eğitim, aldığı ideoloji, uzun zaman gençliği uşaklık etmeye itmektedir.AskerdeKürtlereuygulananbaskı,zulüm,dayak,engizisyon,küfüronlarıinsanlıktançıkararakböylebirdurumagetirmektedir. Osmanlıların,dahasonradaTürklerin,Kürtleriaskerleştirmelerinden başka, bir de Kürtlerden ağır şartlar altında vergi almaları vardı.EskidenOsmanlılarındüzeniMiri-Arazidüzeniydi.Bellibir toprak parçası, bir askeri sipahi veya feodale veriliyor, bu askeri sipahiveyafeodal,butopraküzerindebellibirmiktaraskerbesliyor ve bu askerler savaş sırasında Osmanlılara yardıma gidiyorlardı. Fakat bu sistem 1830’larda ortadan kaldırıldı. Ve tüm Osmanlıülkesindetekbirvergisistemiuygulandı.OzamanKürdistan’dahenüzböylebirvergivermeyoktu.KürtbeyleribellirantlarasahiptiveOsmanlılaravergivermiyorlardı,fakatzamanzaman Osmanlılara hediyeler gönderiyorlardı.Askeri alanda da zaman zaman kendi hakimiyetleri altındaki köylüleri Osmanlı ordusuna gönderiyorlardı. Özellikle Bağdat ve Tebriz fethedilecekse gidiyorlardı. Bunlardan başka Kürdistan’da sömürgecilikte somut bir uygulamayoktur.Vergilendirmedurumudakısacaböyleolmuştur. Bu konuda Nikitin şöyle yazar: “Kürtler ovalık yerlerde üretim yapmıyorlar, çünkü üretim yaptıklarında ardından Osmanlılar ge- 71 lip bütün ürünleri ellerinden alıyorlar.” Bunedenlebüyükçoğunluk dağlara çekiliyor.Askerlik ve tarım alanında sürekli dağlara çekilmegörülüyordu.19.yüzyıldakidurumdaböyleolmuştur. 19.yüzyıldakidirenmelerinnedenidebugerçeklerdenkaynaklanır,yaniOsmanlılarınheryöndengelenbaskılarınakarşıdirenmedir.Osmanlılarınangaryavebaskılarınakarşıdirenmedir.Canlarını korumak ve varlıklarını devam ettirmek için mücadele ediyorlardı. Bunlar direnme hareketleridir. Bu konuda ‘19. yüzyılda Kürdistan Üzerinde Mücadele’ kitabı okunabilir. Bu dönemde Kürdistan’dabirulusalkurtuluşhareketiolmamıştır.19.yüzyıldakihareketlereulusalkurtuluşhareketleridenilmiştir.Fakatbuyanlıştır.Çünkübudönemdedünyaçapındagelişenkapitalizmindurumu ortadadır.Ayrıca feodal Osmanlı hakimiyeti altındaki Kürdistan’dakapitalizmingelişmesisözkonusudeğildir.Kürdistan’da böylebirkapitalizmgelişseydi,KürtlerinOsmanlılarıyenmesigerekirdi.Kürdistan’damevcutolanbugünkükapitalizmbiriçolgu değildir.ÇünkühâlâKürdistan’dafeodalizmgüçlüdürvefeodaller Kürdistanefendileridurumundadırlar.Kentlerdedefeodalişbirliğinidevamettirmektedirler.Budurumdagösteriyorki,odönemdeki hareketler ulusal kurtuluş hareketleri değildir. Maddi alanda bir burjuva sınıfının ortaya çıkmadığı veya modern sınıfların henüz oluşmadığı o dönemdeki Kürdistan’daki ulusal hareketlerden bahsedilmez. Feodallerin ve aşiretçiliğin olduğu, serflerin bulunduğubirdurumdavarolanhareketler,birdirenmehareketleriolabilirancak.Varlığınıdevamettirmehareketleridir.Amadahasonra gelişecek olan zemin ve imkan hazırlama anlamından dolayı bağımsızlıkhareketleridirde.Dahaçokdirenmehareketleriniteliğini taşıyanbuhareketler,zamanzamanbağımsızlıkhareketlerinedönüşmüşlerdir. Örneğin Übeydullah ve Bedirhan Bey’in hareketleri gibi.Amatambirsonuçeldeedilmedenyenilgiyeuğratılıyor.Batı’da kapitalizm tarafından sıkıştırılan Osmanlılar, para ve askeri ihtiyaçlarından dolayı Kürdistan’a yükleniyorlardı. Bütün bu direnmelerin nedeni de buydu. Bu durum Osmanlı İmparatorluğu’nunyıkılışınakadardevametti. 72 İranlıların egemenliği altında bulunan Kürtlerin durumu da aşağı-yukarı böyle.Ayrıca orada fazla bir Kürt nüfusu da yoktu. Kürdistan’ın daha büyük bir kesimi (Irak ve Suriye’deki Kürdistan’ın da Osmanlı egemenliği altında olduğunu düşünürsek, Kürdistan’ın büyük bir parçasının burada olduğunu görürüz) buradadır.Buparçaüzerindekitahliller,Kürdistan’ınbütünüiçingeçerlidirveyabukonudakiyöntemgenelbiryöntemhalinegetirilebilir. Osmanlıların egemenliği altındaki Kürtlerin durumu kısaca böyle değerlendirilebilir. ŞimdimodernklasikTürksömürgeciliğiveyaTürkburjuvazisine dayanan sömürgeciliğin gelişim yıllarına geçmeden önce, hemenbirTürkmilliyetçiliğinikabataslakaklagetirelim.1850’liyıllar Namık Kemallerin, Şinasilerin açığa çıktığı yıllardır. Bunlar Türkmilliyetçiliğini,emperyalizminbirkentiolanParis’tegeliştiriyorlar.Fransızlarauşaklık,Fransızkültürüneözenme,Batı’yıolduğugibitaklitetme.NamıkKemal’inmilliyetçiliğiöğrendiğiBatıemperyalizmininetkisialtındaolanbirokul.Parisbelkibirzamaniçindünyagericiliğininmerkeziniteşkiletmekteydi.VeParis birtakımTürkmilliyetçisinideyetiştirdi.Bunlarilköncebirtakım gazeteçıkarıp,dahasonra1890yıllarındadaörgütlenmeyegiriştiler.Buörgütlenmedahaziyadeorduiçindeoldu.İlkburjuvalaşma vemilliyetçileşmeorduiçindebaşladı.Sonmilliyetçidurumhâlâ ordu içindedir. Türk ulusu için; “baştan sona ordunun yarattığı bir ulustur” diyebiliriz.Türkburjuvazisiiçinde; “baştan günümüze kadar ordunun çelik çemberleri arasında oluşmuş bir burjuvazidir” diyebiliriz.Böylesiuluslarsonderecegüçlü,despotvesömürgeciolurlar. Ordudan doğan ulus nedir? Ordu tamamen bir milliyetçiliğin kaynağıdır.Dahaevvelkikurumlarveharpokullarıhepmilliyetçiliğinoluştuğuokullardır.Dahasonrakisubaylarhepburjuvalaşan unsurlardır.TürkulusunavedahasonraoluşanburjuvaziyesınırlarıçizenbirTürkordusuvardır.Feodalordudaolsa,burjuvaruhlubirordudaolsaMisak-ıMilli’yiçizmiştir.Bunadahasonraları tekrardeğineceğiz. 73 1890’lardaorduiçindeİttihatveTerakkiözellikleSelanik’teörgütlendi.Selanik’te,Balkanlar’da,giderekİstanbul’dagüçlübirİttihat-iTerakkigrubuoluştu.Bumilliyetçilik,emperyalizmdenbağımsız bir milliyetçilik değil, tam tersine emperyalizmin beşiği olan Paris’te öğrenilen bir milliyetçiliktir. Böyle emperyalist aşamaya gelindiğinde, burjuva milliyetçiliği özellikle şovenleşip ilhakçı ve sömürgeci oluyordu.VeTürk milliyetçilerinin öğrendiği milliyetçilikböylebirmilliyetçiliktir.Yineimparatorluklarıvebu imparatorlukların bünyesindeki halkların mücadelesi, imparatorluktan kopma durumları vardı. O halde bu milliyetçilik iki şeyle uğraşıyordu;biryandanTürkleriulushalinegetirmeçabası,diğer yandandaimparatorluğundağılmasınıönlemegayretleri.Bumilliyetçilik iki alanda da gericidir. Çünkü geliştiği çağda emperyalizmden etkilenmiştir. Çağı açısından gerici olduğu gibi, hedefleri veistikametleriaçısındandagericidir.Birdefabaşkaldıranhalklara karşı, dağılan imparatorluğu ayakta tutmak, bu halkların uluslaşmasınıönlemekistiyorlardı.Bundandolayıbumilliyetçilik,hedefvekaynağıaçısındangericiolacaktır.Dahasonragelecekolan, devletleşenveuluslaşanMustafaKemalmilliyetçiliği,şoven,gericivesonderecebağnazolacaktır. Türkmilliyetçiliği,İttihatveTerakkiiçindepartileşti.Buarada Kürtmillliyetçiliğidedoğmasınarağmenpartileşemedi.Sınıfyapısıgereğiçokzayıfolduğundandolayıorduiçindedegelişemedi. ZatenbirKürtordusudayoktu,dolayısıylamadditemeliböylezayıfolanmilliyetçilikyıkılmakzorundakaldı.AmaTürkmilliyetçiliği özellikle Türk subaylarının olduğu devleti elinde bulunduruyordu.BuTürksubaylarışayetimparatorlukdağılırsamaaşalamayacaklarından, rahat yaşayamayacaklarından, nasıl subay ve paşa olacaklarından (bir de başlangıçta ‘paşa paşa’ diye büyütülüyor) korktuklarıiçinkorkunçmilliyetçioluyorlar,isterfaşistolsun,isteroligarşikolsunveneolursaolsunbirdevletikurmakzorundadırlar.Çünküyaratmasalaryaşamayacaklardır.Paşalarınmücadele temeliiştebuydu. Türkburjuvazisiçokzayıftıveemperyalizmlebütünleşmekar- 74 zusundaydı. İşbirlikçi-burjuvazisi İngiliz mandacılığını istiyordu. Milliyetçipaşalarbuzamandapartiyedehakimoldularveİttihat Terakki, Enver ve Mustafa Kemal kanadı olarak ikiye bölündü. Turanmilliyetçiliğigelişmediğihalde,kemalistmilliyetçiliğigelişerekdevletehakimdurumageldi.TurancılığınbugünkütemsilciliğiniyapandaTürkeş’tir.AmabugünTürkiye’yedamgasınıvuran Türkeşmilliyetçiliğideğil,kemalistmilliyetçiliğidir.BizMustafa Kemaldiktatörlüğününfaşistbirdiktatörlükmü,oligarşikbirdiktatörlükmüolduğunutahliletmeyeceğiz.Bildiğimizkadarıylabu ırkçı-şoven bir diktatörlüktür. Turan milliyetçiliği bütün dünya Türklüğü, Mustafa Kemal milliyetçiliği ise Misak-ı MilliTürklüğüdür. Fakat eğer hakim olabilseydi Turan milliyetçiliği, bizim açımızdan daha elverişli olacaktı.Ama devlete Mustafa Kemal milliyetçiliğininhakimolması,Misak-ıMillisınırlarıiçindedevletiboğmayaçalışmasıveMisak-ıMillisınırlarıiçindebirTürkdil vekültürününyaratılmasıaynızamandaKürtlerinyokedilişlerinin fermanıydı. Dahaöncededikki,buideolojiönceParis’teortayaçıktı.Biraz şekillendi,sonragazetelervasıtasıylayayıldı.Kültürelalandagörüldüvedahasonrapartileşerek1876’daMeşrutiyet’leimparatorluğaortakolmayabaşladı.1914’lerdeisetamamenimparatorluğa hakimoldular.Enverkanadıtamamentasfiyeedildi.Asya’daolanıdoğupbitmesinerağmen,Anadolu’dakalanbirazdahagerçekçi ve akılcıydı. Dünyadaki durumdan yararlanarak, Kürtleri ümmet ideolojisiilekandırıpYunansömürgeciliğinekarşıbaşarılıbirsavaşverdi.GençTürkiyeCumhuriyetiböyleceyaratılmışoldu.Bu konuda şu denilebilir; güçlü birTürk burjuvazisi olmadığı halde güçlü bir Türk milliyetçiliği vardı ve bu ideoloji güçlü bir Türk devletiortayaçıkarıyordu.Altyapısızayıfolduğuiçinçokgüçlü birsiyasiyapıdoğdu.Buradakiüstyapınınetkisialtyapınınüzerindeçokkuvvetlidir.Türkburjuvazisidahaçoküstyapıkurumlarına dayanarak, Sultan’ın ihanetini fırsat bildiler. Bu arada EnverPaşadaöldüvesavaşiçerisindeSultan’ınadamlarıkalmadı. Mustafa Kemal meydanı dümdüz buldu, kendisi o dönemlerde, 75 1918ve1920’lerekadarfazlaözelliğiolamayan,başkalarınınelini öpen bir paşadır. Fakat daha sonraları ilahlaşıp elverişli iç ve dış durumu birleştirerek, kendisinin önderlik ettiği güçlerle Misak-ıMillisınırlarınıçizerveTürklerinilkburjuvadevletiniyaratır.BukatıksızFransa’yaözenmişburjuvacumhuriyet,1923’lerde LozanAntlaşması’nın imzalanmasıyla ilan ediliyor. Mustafa Kemal demokratik devrim yapma girişimlerine girmedi, sadece sömürgeci burjuvazinin çıkarlarına yönelik birtakım reformlar yaptı(şapka,harfvs.devrimi).Bunlarözündedevrimdeğilbirtakımreformlardır.Dahaçokmilliticaretburjuvazisininönderliğinegeçenbirharekettirbu.BizimiçinönemliolanbunlarınKürdistan’daizledikleripolitikadır.BizbugirişiTürkburjuvazisinin sömürgeciniteliğinikavrayabilmekaçısındanyaptık.Bumilliyetçiliğin pek o kadar fazla tarihi önemi yoktur. İlerici ve anti-emperyalist bir özelliği de yoktur, tam tersine ilhakçı olma özelliği vardır.İmparatorluğunbünyesindekalanensonyerKürdistan’dır. Bunun için de en son Kürdistan’ın Misak-ı Milli sınırları içinde kalması,buideolojininilhakçıniteliğinigöstermektedir.Amademokrat veya anti-emperyalist olsaydı, Kürtler üzerine bu kadar gaddarca yürümeyecekti. Bu kemalist hareketin gerici yönüdür. ÖzellikleTürkulusuiçinçokazilericiyönüvardır.Kürthalkına isetamamenzor,zulüm,gericilikvesömürüdenbaşkabirşeygetirmemiştir.Konuyu1928’lerdebuşekildenoktalayabiliriz. 1925 yıllarına gelince, bu yıllarda Türk burjuvazisi özellikle Kürdistanhakkındakipolitikasınıgeliştirmesafhasındadır.Budönemde Türk burjuvazisi, bunların temsilcileri olan Mustafa Kemaller, İnönüler ve Çakmaklar Kürdistan’a nasıl hükümran olacaklarının,merkeziotoritededikleripratiklerininasılMisak-ıMilli sınırları içinde, en ücra köşeye kadar götüreceklerinin hesabını yapmaktadırlar.Kürdistan’ınparçalanışındabüyüketkenolanMusulsorunuisehâlâhalledilmemiştir(bunadahasonratekrardeğineceğiz).OrtadabirKürdistanproblemivardır.Birİngilizkonsolosunun yazdıklarına göre; 1924’lerde bir Kürt Kongresi toplanıyor.Kürtlerinisehâlâgüçlükabileleri,beyleriveaşiretleriolduğu 76 gibiyerindedir.TürksomürgeciliğininKürdistanüzerindeokadar gelişmedurumuyoktur,amagelişmesigerekiyor.Türkburjuvazisi,amacıtekbirpazarvetekbirulusyaratmakolanMisak-ıMilli sınırlarınıçizmişdurumdadır.MustafaKemal’inkendisidebunun ilköğretmenliğiniyapmaktadır.Bununiçindebirtakımplanlarhazırlanıyor.VebuplanlarteslimolmayanKürtbeylerininteslimolmasını, otonomi şartlarında yaşayan Kürt beylerinin uşaklaştırılmasını,Türkdilininhakimkılınmasını,hertarafaokullarınyayılmasıvasıtasıylaKürtçe’ninyasaklanmasınıiçeriyordu.Bununiçin deKürdistan’dagüçlüişbirlikçiler,hainlervebununaydınlarıolacaktı.Türksömürgecileribirdenbiredeğil,güçlüplanveprogramlar hazırlayarak Kürdistan’a adım adım yayılmaya çalışıyorlardı. İştebirAğrı,birDersim,birŞeyhSaid,birKoçgiriİsyanı,hepbu planınuygulamaalanıydılar.AslındaKürdistan’daTürkburjuvazisine karşı bir ulusal kurtuluş hareketi gelişmemiştir. Osmanlılar döneminde askeri ve vergi alanında gelişen yayılma, cumhuriyet dönemindededevamediyordu.Vebuyayılmaenücraköşeyekadar yapılacaktı. Kürdistan,Türkiye’nin bölünmez bir parçası olacak,öylekiböylebirülkeanayasadaifadesinibulacaktı.Kürdistaniçinkonulanbumadde,dünyanınhiçbiranayasasındavehiçbir sömürgesinde görülmemiştir. Kim bu birleşmeye karşı çıkarsa anayasanınkendisinetanıtacağıcezaidamdır.Evet,Türkburjuvazisinin Kürdistan üzerinde uyguladığı siyaset böyleydi. Demin saydığımız isyanların karşılığı, tamamiyle yakıp yıkma, toptan katliamlar, Kürtlerin batıya sürülmeleri ve mecburi iskanlar oluyor, bunların yerine iskan alanında dil, ordu alanlarındaTürk sömürgeciliğigetiriliyordu.FakatbütünbunlararağmenOsmanlıordularıolduğuhaldeKürdistanköylerindekarakollararastlanmıyor. Örneğin bir Dersim’de ilk defa karakolun yapılması karşılığında, birdirenmegetiriyordu. Kürdistan’ın her tarafının askeri açıdan işgali, ancak 1925’lerden sonra tamamlanabildi. Fakat sömürgecilik her zaman askeri alandaki işgalciliği geliştirmek çabasındadır. Buna karşı hâlâ halkın direnmesini görmekteyiz. Bildiğimiz kadarıylaAğrı’nın Zilan 77 kesiminde,bazıkarakollarkurulamamaktadır.Fakatilkeldirenme deartıksondönemleriniyaşamaktadır. İçotonomidediğimizolgu,beylerinKürtnüfusuüzerindeetkili olması,KürtlerinKürtlüğünüinkaretmesivekendiniTürkvatandaşı olarak görmesidir. Kısaca serflik ve aşiret bağlarının yerini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının almasıdır. Bunun için de, Kürt beylerinin hakimiyetinin parçalanması gereklidir. Ve 1940 yıllarınakadarkidurumböyledir. 1940’lardaaskeriişgalinyanındabirdesiyasihakimiyetgeliştiriliyor.Siyasihakimiyetvaliliklerin,kaymakamlıkların,muhtarlıklarınvenahiyelerinoluşturulmasıdemektir.Budazorunluolarak Kürdistan’da güçlü bir muhbir ve işbirlikçi takımının ortaya çıkmasınıgetirecektir.DikkatedersekKürdistan’daişbirlikçihainsınıfınortayaçıkışsüreci,Kürdistan’dakiotonomininparçalanması, ulusal hain nitelikli sınıf ve tabakaların empoze edilmesi veya monteedilmesiyleoluyordu.Kısacasiyasigelişme,bunlarınyaratıcısıdurumundadır. 1940’lara kadar asimilasyon Kürdistan’ın toplumsal yapısına girmişdeğildir.TürkburjuvazisinindiğerbiricadıdaKürdistan’a okullaryapmaktıvebuişedeDersim’debaşlanıyordu.Amaçları; kültüritibariylezayıfolanDersim’i,okullaraçarakdevletiçinealmak, ulusal geleneklerini ve ulusal direnişlerini ortadan kaldırmaktı.Ve bu politika giderek Kürdistan’ın her tarafına hakim kılındı(bupolitikagünümüzdededevametmekte).Kürdistan’ınneresinegidilirsegidilsin,herkentindebiryatılıbölgeokuluveyabir karakolgözeçarpmaktadır.Çünkübirtoplumdilvekültürolarak imhaedilirse,otoplumunsömürüyeaçıktutulmasıvesömürülmesisonderecebasitleşir.Vebuezelibirsömürgepolitikasıdır.Onlar da dünya çapında öğrendikleri politikayı Kürdistan’a uygulayıp geliştirmişlerdir. Bu politika günümüzde de geliştirilerek devam etmektedir.Askeri işgalin yanında, bir de asimilasyon büyük bir hızlagelişmekteveözellikleKürtgençliğiüzerindeenbüyüktehlikelerdenbiridurumunagelmektedir. GençliğinTürkdilivekültürüileyetişmesi,ayrıcaTürkdilive 78 kültürünün de emperyalizmin ürünü olan bir burjuva kültürünün etkisialtındaolması,gençlikarasındabirlümpentabakanın,hatta insanbiledenilmeyecekbiryığınmahlukunortayaçıkmasınaneden olmaktadır.Ayrıca kentlerde beliren bu yoz aydın takımı da Türksömürgeciasimilasyonpolitikasınınürünüdür. Kürdistanüzerindekidiğerbirsömürgecilikalanıdaekonomik alandır.Türkburjuvazisi,1950’lerdenitibarengelişerek,dahaçok malüretipemperyalizmledahasıkıilişkileriçinegiriyordu.Kendisi için ucuz iş gücü ve pazar gerekliydi. Ve artık Kürdistan’da ekonomikyöndenyürümeninzamanıdagelmişti.1960’lıyıllarda Kürdistan’da güçlü bir ekonomik sömürgecilik geliştiriliyordu. Maden çıkarma, yol yapma, baraj yapma ve bir de traktörün girmesi,insanlarıKürdistan’danayrılmakzorundabırakıyordu.BöyleceKürdistan’ıneskitarımsalekonomisitamamiyleyıkılıyor,bütün ülke zenginliklerine el konuluyor ve en ufak bir sanayileşme hareketindebulunulmuyordu.Bununyanında,zatenyoklukiçinde olan Kürtlerde yoğun bir nüfus artışı gelişiyordu. Kıra traktörün girmesiözellikleKürtfeodallerinin,tamamiyleuşaklığıseçmeleri, Kürt köylüsünün de cumhuriyete bağlı olması veya cumhuriyetin ağıretkisialtındaolması,Kürtlerarasındaİstanbul’danAvrupa’ya kadar yoğun bir göç hareketini doğuruyordu. Zaten Kürdistan’ın güçsüz kalışının en büyük etkenlerinden biri de buydu. Bunların bir sonucu olarak Kürdistan’daki üretim güçleri gelişmiyor, tam tersinetahripoluyorveinsanıngelişmesidedurduruluyordu.Kürdistan’da yollar yapıldıysa, buna ‘hizmet’ diyordu. Barajlar yapıldıysa,‘onların enerji ihtiyacını karşılamak için’di.Yinemadenler, onlar ve emperyalistler için gerekliydi. Ekonomik sömürgecilik hızla gelişerek günümüze kadar böyle geldi. Hatta bugünkü sömürgecilikesasolarakekonomikalandadevamediyor.Çünküaskeri işgal artık tamamlanmıştır, siyasi bir Kürt işbirlikçi takımı oluşturulmuştur. Kültürel alanda ise biraz devam etmekle birlikte budatamamlanmıştırdiyebiliriz.Fakatekonomikalandakisömürgecilikhızladevametmektedir.Bupolitika10.ve20.yıllardabüyük bir gelişim sağlayarak, denilebilir ki Kürdistan’daki binlerce 79 yıllık işgal ve istilalar tarihi bu son 20-25 yıllık tarihten daha az tahribatyapmıştır.Birkeretoplumsalyapısınıtamamiyleçözmüş, yerinekompradorkarakterlibirişbirlikçiburjuvaziçıkarmış,feodalleri uşaklaştırmıştır. Bunlara göre, kendilerinin yaratıcısı Türk devletidirvebudevletikorumakiçindehertürlüfedakarlığıyapacaklardır. İşte bu uşaklığın temeli sömürgeciliktir. Bu kadar bağımlılık,bukadaruşaklığı,bukadaruşaklıkdabukadarajanlığı vemuhbirliğigetirir.BudaKürdistan’ınçokkaranlıkbirdönemde kalmasını veya ulusal kurtuluşumuzun çok geri olmasını getirecektir.Sömürgeciliğinekonomikalandakigelişmesinindurumunu daböylecenoktalayabiliriz. Kürdistan,1921yılındaFransızhükümetiileMustafaKemal’inyaptığıAnkaraAntlaşmasısonucuemperyalistlervesömürgecilerarasındabölünmüştür.İngilizlerin1923’teMusulmeselesini halletmesinden sonra 1923 yılında Irak Kürdistan’ıyla Türkiye Kürdistan’ı arasındaki sınır çizilmiştir. Bu sınır daTürk sömürgecileri ile İngiliz emperyalistleri arasındaki antlaşmadan doğmuştur.YaniKürdistan’ınsiyasiolarakbölünmesidesömürgecilerle emperyalistlerin aralarındaki anlaşmaların bir ürünü olarak karşımıza çıkmaktadır.Artık her parça bu dönemden sonra ayrı birtarihiyaşamiçinegirmektedir.Kürdistan’ınyüzdeyetmişbeşi Türkiye’de kaldığı için biz daha çok buranın tarihine değindik. Amabudurumİran,IrakveSuriyeKürtlerininbaşınadagelmiştir. Irak’taki 1974 yıllarını biz 1938’lere benzetebiliriz.Yalnız IrakKürdistan’ındabirörgütlenmesözkonusuolduğundan,tabii kimillibilinçbirazdahacanlanacak,fakatsonuçtaArapburjuvazisiilekemalistburjuvazinin,CHPileBAAS’ınhedeflerihemen hemenaynıdır.AradakitekfarkoradakiKürtlerinArapdeğil,yabancısayılmalarıdır. İran’daise;İranŞahıbugünKürtfeodalleriylegüçlübirittifak kurmuştur. Ordu ve devlet bunlardan bir hayli destek almaktadır. Tabii ki bu durumda İran Kürtleri, kapkara bir rejim altında yanmakta ve İran Kürdistan’ında güçlü bir serflik hâlâ ayakta tutulmaktadır.İlerdeKürdistan’ınkaderinibelirleyecekolanşeyTürki- 80 yeveIrakKürdistan’ındaverilecekolanmücadeleileİran’dagelişecekolankapitalizmvekapitalizmekarşıİranhalklarınınvereceğimücadeleolacaktır. GeçmişteKürdistan’dasömürgeciliğekarşıbirtakımdirenmeler olmuştur.BurjuvanitelikliKürtTealiCemiyetleriortayaçıkmıştır. BuDDKD,DDKO’nunözelliğineyse,ogünküKürtTealiCemiyeti’ninözelliğideodur.KürtTealiCemiyetiönceİstanbul’dakurulmuş,dahasonrabirşubesideDiyarbakır’daaçılmıştır,amasonuçdeğişmemiştir.Ozamandünyahalklarıulusalkurtuluşmücadelelerinin gerekçelerini hazırlarken, Kürtler deTürklerle ittifakı, Türkhükümetiyleanlaşmayollarınıarıyorlardı.YaniKürtlerinsiyasibirgüçveyabağımsızbirorduyaratmadurumlarıyoktu.Kısacabucemiyetlerintalepleribağımsızlıkdeğil,otonomiydi. DahasonraIrak’taKDPadıaltındagelişenKürtmilliyetçiliğini görüyoruz. Bunun Türkiye’de yansımaları mevcut. Diğer yandan Kürdistan’da1950-60’lardanitibarengelişenbirküçük-burjuvatabakasıvebunlararasındaolanbirtakımgruplaşmalarvar.Örneğin Şivanpartiolduğunusöylüyor.AyrıcaözellikledevletiçindeyeralanKürtlerin(doktor,avukatvebirazdaortaköylüler)aralarında yaptıkları bir küçük-burjuva milliyetçi örgütlenmesini görmekteyiz.Bunlarınamacı,Kürdistan’dabirorta-burjuvayaratmaktırki, onların giriştikleri hareketler artık şanslarını yitirmiştir. Kısaca bunlarrevizyonizmesarılarakgelişmeçabasındalar,amarevizyonizminonlaravereceğifazlabirşeyyoktur,doğmadanönceölmeyemahkumdurlar. Ayrıca Kürdistan’ın somutundan kaynaklanarak veya Kürdistan’daki bu geri yapıya bir tepki olarak değil de, bugün Kürt hakimsınıflarınınTürkhakimsınıflarınayaptıklarıuşaklıkgibisosyal-şovenizminuşaklığınıyapangruplaşmalardavar.Sosyal-şovenizminuşaklığınıyapmaklaTürksömürgecilerininuşaklığınıyapmakarasındadirektdeğildedolaylıbirbağvar.Üstplandaonların yaptıklarını,geriplandabunlaryapmaktadırlar.BunlarKürdistan’daanti-sömürgecibireğilimleortayaçıkmaktadırlar.Bunların“iki süper devlet”dediklerişeytepedentırnağaherşeyiyleTürklerleit- 81 tifaktır. Zaten onlara biçim veren ideoloji, Kürdistan somutundan kaynaklanan bir ideoloji değil, işbirlikçi nitelikte Türkiye somutundasosyal-şoventezlerdenkaynaklananveyanlışhedeflergösterenbirideolojidir.Bunlarınvaracaklarısonuç;yabirözeleştiriylekendilerinitemizlemeleri,namusluvedürüstkişilerolmalarıveyatamamenonlarlabirleşmeleri,uzlaşmaları,tabiikiKürdistan’da gelişecekhareketinhedefleriolmalarıdır. Bu arada bizim şu andaki çabalarımıza değinmek gerekecek (bunailerdedahadagenişolarakdeğineceğiz).Marksizmiöğrenmek,Kürdistan’ıtanımak,gençlerarasındaçalışmayapmak,kadrolaşmaveyurtseverlerlekonuşmakgibiyapmakistediğimizbirtakımuğraşlarvar. Fakatbuilkelvecılızbirçalışma,başlangıçaşamasındaolanbir çalışmadır.Bu,marksistbirparti,birorduvebircephedeyaratabilir.Bununşartlarını,bugünverilecekgüçlübirideolojikmücadele, bunungüçlüideolojisinivekadrolarınıhazırlama,cesurolma,taviz vermeme,uzlaşmama,kısacatamamendevrimciolmayaratacaktır. Bu da ancak yürütülecek çalışmalarla ortaya çıkar. Bunun sonucu bilimselsosyalizmegörekurtuluştur.Amafedakarlıkçok,mücadele büyükvezorolacaktır.Bütünbunlarmaddisosyalizminbirgereğidir. Burayakadardünyaçapındasömürgeciliktahlilininortayakonulması, bunun Kürdistan’daki somutlaşması, Kürdistan’daki sömürgeciliğin gelişmesi ve bugünkü Kürdistan’ın durumunu izah için elimize son derece güçlü araçlar vermektedir. Bugünkü Kürdistan’ındurumubirdenbireortayaçıkmadı.DünyaçapındakigelişmelervegelişmelerinKürdistan’dakiyansımaları,bugünkügeri birülkeolanyoksulveüreticigüçlerintahripedildiğibirKürdistan’ınortayaçıkmasınayolaçtı.Ayrıcayinebuaçıklamalar,Kürdistan’daki kapkaranlık bir dönemin izah tarzı ve ulusal kurtuluş hareketlerinin çok cılız olmasının tarihi şartlarıdır. Biz daha çok butarihişartlarınmeydanagetirdiğibugünküKürdistan’ıtahliletmeliyiz.VebugünküKürdistan’ınsosyo-ekonomikyapısını,Kürdistan’dakiproleterlerinönderlikedeceğibirulusalkurtuluşhare- 82 ketininmaddişartlarınınolupolmadığıüzerindedurmalıyız. KapitalistsömürgeciliğinKürdistan’dagelişmediğidönemlerde, modernbirulusalkurtuluşhareketininşartlarıyoktu.1960-70yıllarındaTürkiyeKürdistan’ındaemperyalizmebağımlıbirTürkkapitalizminin gelişimi vardır. Osmanlı Türk İmparatorluğu’nun, ikinciolarakTürkiyeCumhuriyeti’ninKürdistanüzerindekipolitikaları, ulusal kurtuluş hareketinin maddi şartlarını ortadan kaldırdı.GerekCumhuriyetvegerekseimparatorlukpolitikası,Kürdistan’dakifeodalleribeslemek,birbirleriyleçarpıştırmak,Kürdistan’dakiaşiretvemezhepçelişkilerinisüreklikorumak,ayaktatutmakvehattageliştirmekiçinçalışmıştır.Bundaamaç;Kürdistan’da bir burjuva sınıfının ve proletaryanın ortaya çıkışını engellemektir.Burjuvazininveproletaryanınolmadığıülke,ulusdurumunageçemez.Veböylebirhareketeönderlikedecekburjuva,proletaryaveküçük-burjuvamilliyetçileriyoktur.Sadecebirkaçfeodal aşiret önderi vardır ki, 20. yüzyılda bunların görevi devrim yapmak değil, sömürgeciler ve emperyalizmle uzlaşmaktır. Nitekim Kürdistantarihindebunlarınyaptıklarıdabudur. Diğer taraftan Kürdistan’da serf veya aşiret üyesi olarak bir köylülükvardır.Bunlardaulusalkurtuluşhareketineönderlikedemezler.Çünkübunlaradıştanbilinçgötürecekaydınlarveyabubilinci alacak bir proletarya henüz oluşmuş değildir. O halde kim kurtaracaktır bunları? Bir başka ulusun devrimcileri mi? Bu durumda Komal’ın “neden Stalin Mahabat’ta, Şeyh Sait’te ve diğer isyanlarda bize yardım etmedi?”gibibirgörüşüvardır.Oysadevrimihraçedilmez.HerhaldeStalin,sosyalistleriAsya’danKürdistan’auçurtmayacakveyaböylebirşeyizorlaortayaçıkarmayacaktır.Stalin’inbeklediğişeyKürdistan’dakendiliğindenbirkomünist hareketindoğmasıveonlarınbunadestekolmasıydı.Zatendoğrusudabudur.Çünküdevrim,herülkeniniçşartlarınınbirürünüdür. Kürdistan’da feodal aşiret yapısının parçalanış yılları 1950’lerden sonradır. Emperyalizmin dünya çapında pazar ihtiyacının artması ve bunun yanında Türk burjuvazisinin de pazar ihtiyacının artması sonucu kapitalizm zorunlu olarak Kürdistan’a girmiş ve 83 modernbiraydıntabakasıortayaçıkmıştır.Bütünbunlarındaasimilasyonunetkisialtındaortayaçıktığınıveasimilasyonunamacınındaaydınlarıulusalinkarcıdurumunagetirmekolduğunubiliyoruz.Fakatyinedemodernbirulusalkurtuluşhareketininönderleri veyaöncügüçleribunlarınarasındançıkacaktır.Ekonomikplandakigelişme1960’lardansonraolduğuiçin,buyıllarakadarKürdistan’da ulusal kurtuluş için örgüt kuracak güç yoktur. Fransız sömürgeciliği, kapitalizmi Vietnam’a 1890-1900 yıllarında, İngiliz emperyalizmiiseHindistan’a19.yüzyıldaegemenkılıyor.Elbette kisömürgecikapitalizminböyleerkengirdiğiülkelerdeulusalkurtuluş hareketleri daha erken gelişecektir.Aynı durum Portekiz sömürgeleriiçindegeçerlidir.OrayasömürgeciPortekizkapitalizminingirmesi,içvetoplumsalyapınındağılmasıveyaproletaryanın, aydınlarınortayaçıkması1950’lercivarındaolmuştur.İştebuşartların temelinde Gine, Mozambik gibi ülkelerde modern bir ulusal kurtuluşhareketleribaşlamıştır. Türk sömürgeciliğinin geri bir sömürgecilik olması, Osmanlı döneminde Türk kapitalizminin olmayışı, cumhuriyet döneminde iseçokzayıfveemperyalizmebağımlıolması,kapitalizminhemen Kürdistan’a yansımasını önlemiştir. İşte Türkiye’nin bu yeni yapısı,Kürdistan’ındaçokgeriolmasınızorlamıştır.Türkburjuvazisi1950’lerdensonraözellikleDPdöneminde,ABD’dengelensermaye ihracı ve bunun işbirlikçi bir burjuvazi yetiştirmesi, Türkiye’de bir sanayileşmenin kurulması, ayrıca emperyalizmin pazar ihtiyacının artması sonucundadır ki; Kürdistan’da ulusal kurtuluş hareketinin maddi şartları doğdu.Artık Kürdistan’da modern bir ulusalkurtuluşhareketigeliştirilebilir.Ve1950’lerdeyapamayacağımız ulusal kurtuluş hareketini, şimdi yapabiliriz. Bu, aynı zamandaKürdistan’damodernsınıfların,yaniburjuvazinin,proletaryanın ve aydınların ortaya çıkması demektir. Bunların çıkışıyla birliktehareketiçinhazırlığınyapılabileceğini,böylebirmücadeleyigeliştirmekiçinde;örgütlenme,ideolojikçalışmaveuluslaşmanın kaçınılmaz olacağını adeta determinist bir anlayışla söyleyebiliriz. 84 Kürdistan’dameydanagelenbusınıfyapısınıbirazdahaaçmamızgerekmektedir.Busınıflaşmaaçıksömürgeciliğin,askeri,politikvekültürelhakimiyetialtındakibirsınıflaşmadır.Yanisözkonusu olan, feodallerin sömügecilerle işbirliği içine girmeleri ve burjuvalaşmalarıdır. Bu çok gerici bir burjuvalaşma türüdür.Almanya’daBismarkdönemindekiburjuvalaşmabutipbirburjuvalaşmadırki,odönemdeonabilegericideniliyordu.Ohaldebizimki bunun yanında hayli hayli gerici durumdadır. Böyleleri ulusal burjuva olamaz, tam tersine ulusal inkarcı ve ulusal ihanetçi olduklarıgibi,varolanulusaldeğerleredetamamentersdüşerler.Bu burjuvalarişbirlikçideğil,dahaçokkompradorniteliktedir.Çünkü Kürdistan’da bir Kürt sermayesinin yerine daha çokTürk emperyalistmallarınınalınıpsatılmasıvehammaddelerinburadanoraya alınıptaşınmasıvardır.İşteburadaaracıdurumdaolanbirkompradorlaşmadanbahsedebiliriz.Bunlarsömürgecilerletektekişbirliğine gittiklerinden dolayı, kendileri için bir sınıf değildirler. Her vilayettevehattahersemtindeayrıayrıkompradornitelikliburjuvalarvardır.AyrıcaKürdistan’dabunlarınbirbirlerinekarşıhabersizolanpolitiktemsilcileridemevcuttur.Şusorulabilir;butipniteliktekibirkomprador-burjuvazininortayaçıkışı,işbirlikçi-burjuvazinindurumununasılaklagetirecektir?Bukonuda,Kürdistan’da bir işbirlikçi-burjuvazi veya Kürdistan’da feodallerin işbirlikçi olabilmedurumlarıvarmıdır?Feodallerindahaçokkompradornitelikliburjuvalarolduğunayukarıdadeğindik. DiğerbirgelişmeiseemperyalizminKürdistan’dakimadenlere sahipçıkmaisteğidir.Kürdistan’dakibaraj,petrol,rafinerivemaden çıkarma şirketleri emperyalist şirketlerdir. Peki o halde yabancışirketlerinhakimolduğuyerlerdeKürtişbirlikçi-burjuvasınıfının olduğunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle söyleyemeyiz. Kürtlere,ancakoçıkardıklarımaden,baraj,petrolalanlarındasürünmelerinekarşılıkbirazaraziparasıverilmektedir.Diğeryandan Türk burjuvazisinin Kürdistan’da, örneğin Elazığ’da,Antep’te, Malatya’dasanayileşmeşartlarımevcuttur.Elazığ,Malatya,Erzurumgibiyerlerideaynıyurttopraklarıolarakdeğerlendirebilecek- 85 lerini söylüyorlar. Bundan toprak ağaları birkaç hisse senedini oluşturacak kadar pay almalarına rağmen, yine hakimiyet Türk burjuvazisinindir.Toprakağalarıengericisınıftır.Buunsurlar,artık Türkeş faşizmini besleyecek kadar gelişmiş, 200.000-300.000 karşılığındaKürdistan’daülkücüocaklarınıkurmuşlardır.Kürdistan’dakiağalarındurumubudur.Bunlarınsiyasiplandakiyansımalarınageçmedenönceproleterleşmeyiincelemekgerekir. Proleterleşmeyi geliştiren iç-dış etkenler vardır. Dış etkenler, Türk sömürgeciliğinin Kürdistan’daki uygulamasıdır. Bunlar bütünüretimgüçlerinitahripetmekte,dağlardakimadenlerialıpgötürmekte, emek üzerinde bir göç politikası uygulamakta, kısaca Kürdistan’daki insanın yaşaması için gerekli olan maddi yaşam koşullarını ortadan kaldırmaktadır. Bu gerekçelerden kalkarak, Kürdistan’daki artan nüfusun ve köylülüğün kırlardan kentlere doğru boşalmasını emecek bir yapı yoktur. Veya bu iş gücünü emecek bir sanayileşmeye imkan verilmemiştir. Diğer taraftan, emperyalizmveTürkburjuvazisininpazarihtiyaçlarıvefeodallerin tam uşaklaşmaları sonucu traktörlerin de köylere girmesiyle, işsizproleterlerinortayaçıkmadurumlarıvardır.Amaişsizeproleterdenilirmi?Eğerproleterleşmeninölçütüemeğinipazardaserbestçesatmaksa,buanlamdaKürdistan’daçokgüçlübirproleterleşmevardır;amaproleterleşmeninölçütü,birsanayikentindeveyahutbirfabrikadaçalışmaksa,buanlamdaKürdistan’dakiproleterleşmeçokzayıftır.Amabizceköyde,nüfusunkoşarakemeğini satarhalegelmesi,Kürdistan’daçokhızlıbirproleterleşmeninolduğunugöstermektedir.Veyabuhareketsömürgeciliğinağıretkisi altında meydana gelen proleterleşme hareketidir. Daha başlangıçtanberiulusaletkenlersonucuaçıkişgal,asimilasyonvegöçetkenialtındaolanbirproleterleşmedir.BunlardaKürdistan’dakiproletaryanınzayıftaraflarınıoluşturmaktadır. Köylülüğegelince;köylülük,Kürdistannüfusununadetabelkemiği durumundadır. Toprakta üretimin yapılmayışı ve bir sanayileşmeninolmayışıköylülerinhızlatopraktankopmasını,köynüfusununazalmasınıgetirmiştir.Herköy,nüfusunun2-3katınıdışarı- 86 yaihraçetmişveherköy3-4mislibüyümüştür.Fakatbubüyüme kendi çevresinde değil, sömürgeci ülkeye ve metropollere emek ihraç ederek olmuştur. Bunun da köylüler üzerinde olan etkisi olumsuzdur.Gereksömürgevegereksemetropolülkedekiişçiler, aynızamandabirüstyapıkurumuolan,feodalideolojinindeetkisi altındaolduklarından,butipnüfusunköyleolanilişkisideolumsuzyöndeolacaktır.Bunlargeçicibirsüreiçinulusalinkarcıdurumadüşeceklerdir.Aslındakendiemeğiveülkegerçeklerikarşısındayabancılaşması,buinkarcılığıgetirmektedir.Amabirbilinçlenmeilebuinkarcılıkdaortadankalkacaktır. Köylülük nüfusu, Kürdistan’ın temel gücünü teşkil etmektedir. Nüfussayımınıkesinolarakbilmiyoruz,amabuTürkiyeiçin%60 olduğuna göre, biz Kürdistan için % 90’a rahatlıkla çıkarabiliriz. Kürdistan’ın geriye kalan nüfusunun % 5’ini feodal-işbirlikçi, komprador-burjuvazi,%5’inideaydın-gençlikveküçük-burjuvalaroluşturmaktadır. Kentleşme,sömürgeciekonomininortayaçıkardığıbirolgudur. TürkveemperyalistpazarlardaüretilenmallarınKürdistan’ataşıtılarakKürtköylüsünesatılmasıveKürdistan’dakimallarındaoraya taşınmasında aracılık eden komprador-burjuvazinin yerleştiği alanlar, kentlerdir. Diğer taraftan, asimilasyon amacıyla kurulan okullardayoğunlaşangençlikdekentnüfusunundiğerbirkısmını oluşturmaktadır.Ayrıca buralarda birazcık da proletaryadan sözedilebilir.Bunlarınhepsidesömürgecilerinveyaekonomilerininihtiyaçlarınınzorunlukıldığı,sonderecegerici,kapitalizminihtiyaçlarına değil, feodal döneme göre bir kentleşmedir ki; bu yapının değiştirilmesisömürgeyapıaltındadüşünülemez. Kürdistan’dakiaydınlarınortayaçıkışı,modernveenönemlibir olgudur.Sömürgecilerinbiraydıntabakasıyaratmalarındakiamaç; gençleri,halkaönderlikedebilecekkişileriasimileederek,bunların ilerideki direnme imkanlarını şimdiden ortadan kaldırmaktır.Ama sömürgecilerinunuttuklarıbirnoktavar;onlargençleriasimilede etseler,özlerineyabancıdakılsalar,tamamenTürkleştirselerde,ülkeninbağımsızlığıiçinsavaşacakönderlerçıkar.Bu,bütünsömür- 87 gelerdeböyledirveböyleolacaktır.Örneğin,Portekizsömürgeleri; Portekizce konuşurlardı, ama bu onların Portekiz sömürgeciliğine karşıamansızbirkurtuluşmücadelesigeliştirmeleriniengelleyemedi. Türkler, Kürtleri asimile edebilirler, ama bunların kendi ülke gerçeklerinivekenditarihleriniöğrenmelerini,Türklisanıyladaolsabirdevrimyapmalarınıartıkönleyemezler.Kısacaonlarbudil, kültürle,birulusuyoketmekistemişti,fakatbusilahıngeritepme zamanı gelmiştir. Sömürgeciler, artık okullarını açamamakta, tam tersinekapatmaktadırlar.Mücadelebirazdahagelişirseeğitimetamamensonverecekleribirgerçektir.Amabizimiçinartıksosyalizmi öğrenen bir kadronun yetişmesi yeterlidir. Nasıl ki, burjuvazi proletaryayı yaratır ve sonra proleterler onların mezar kazıcıları olurlarsa;sömürgeciliğinulusalinkarcıolarakyarattığıaydınlarda onlarınmezarkazıcılarıolacaktır.Özellikle,sömürgecilerekarşıilk direnme yıllarında bunların durumu belirleyicidir. Kürdistan’daki sosyalgelişmeyideböyleliklenoktalayabiliriz.Busosyalgelişme, geribirsosyalgelişme,geribirsınıflaşmadır.Yaniburjuvalaşmak, aydınolmakvebiranlamdamodernbirproleterolmakbileTürkleşmeyle mümkündür. Şimdi de Kürdistan’daki direnme tarihine geçelim. Kürdistan’dagerekköleci,gerekfeodaldönemde,gereksekapitalizmin başlangıç aşamasında olsun birtakım direnmeler vardır. Budirenmeleretopyekünbirhalk,biraşiretveyafeodallerinkendilerikatılabilirvebunlarınhepsigeneldedirenmedir.Bizdirenme derken, sadece silahla olan bir gerçekleşmeyi anlamayalım. Eğer birhalkkendigeleneklerinesarılıyor,dilinikullanıyorsavekendi kültürünü yaşatabiliyorsa; bu da bir direnmedir.Ama yine direnmeninenüstbiçimisilahlıdirenmedirki,Kürdistan’dabudagörülmüştür.Kürtlerzamanzamandağlara,zamanzamanovalaraçekilmiş, ama hiçbir zaman yaşadığı toprakları bırakmamıştır. Şüphesiz ki, bunlar örgütsüz olan ve kendiliğinden gelen ilkel direnmelerdir.Kısacafeodallerinönderlikettiklerihareketlerbirayaklanmadır.Buayaklanmalar,ulusalkurtuluşhareketleriiçinbirbaşlangıç da olabilir veya hemen yenilebilir de; bunları ilerici mi, 88 yoksagericimidiyedeğerlendirmemiziçinbunlarınkendiprogramını,kendiideolojisinivekendisınıfsaltemelleriniortayakoymalarıgerekir.Örneğin,20tanefeodalinbaşkaldırmasınabizhemen “ilerici midir, yoksa gerici midir”diyemeyiz,amabunlarideolojisi veörgütlenmesinioluştururvebellibirsınıftemelindegelişirlerse, biz ancak o zaman bu yorumu yapabiliriz. İşte bu ayrımı şimdi, 20.yüzyıldayineKürdistaniçindeyapabiliriz. Dünyada emperyalist cephe ve bu cephenin karşısında yeralan ulusal kurtuluş hareketleri ve sosyalist cephe vardır. Bazı sömürgelerde emperyalizmle, bazılarında ise sosyalizm ile bütünleşen hareketler doğmakta, bazen de denge durumu konularak, ne emperyalizm,nesosyalizm,sadecebirmilliburjuvayaratılmakistenmektedir.Amaçağımızınçetinşartlarıkarşısında,bumilliburjuva hareketler artık yok denecek kadar azalmıştır. Bir taraftan kesin sosyalizme gitmeyi amaçlayan proletarya önderliğindeki ulusal kurtuluşhareketleri,öteyandanproletaryanınelindenönderliğialmakveyahareketiemperyalizmleuzlaştırmakiçinçabalayangericiişbirlikçiburjuvazininvefeodallerinsahtehareketleri;Angola’daki veya HindiÇin’deki durumu bununla açıklayabiliriz. Bunlar bağımsızlık hareketleri değildir. Genelde ulusun kurtuluşu sözkonusu olduğu halde, bu kurtuluşun içinde yeralan hakim güçlerin emperyalizmesapmadurumlarıvardır.Kürdistan’dagelişecekhareketlerdeyasosyalizmiamaçedinecek,yadaemperyalizminve sömürgeciliğinlehinegelişecektir;yanikesinayrımbudur. Milli burjuvaziye gelince; milli burjuvazi biraz anti-emperyalist,birazanti-proleterolmasınarağmenbağımsızbirülkeyaratır. Kürdistan’daböylebirburjuvazininvarlığınıgörmemekteyiz. BütünbuyazdıklarımızınışığındageçmişteKürdistanüzerinde meydanagelenhareketlerebiradverebiliriz.ŞeyhSaidtürüisyanlar veyahut o dönemdeki ayaklanmaların hiçbiri başarıya ulaşamazdı. Bunlar ne otonomi, ne de bağımsızlık elde edebilirlerdi. Bunlarınmantığıyenilgi,halkazulümvesömürügetirmemantığıdır.Buhareketlerayaklanmadır.Odönemdesömürgecilikgelişme olgusuiçindeydi.Halkıntalepleriveistekleri,feodallerinsınıfçı- 89 karları ile çatışması sonucunda birtakım ayaklanmalar oldu. Bu hareketlerdeilericiolanöğehalkındirenmesi,gericiolanöğeise feodallerin ihaneti, teslimiyeti ve önderliğidir. Eğer feodaller bir örgütoluşturabilselerdi,muhtemelenemperyalizmlebirleşeceklerdi.OzamanbirişbirlikçiKürtrejimidedoğabilecekti,fakatbuolmadı. Bunun için hareketi İngilizlerin egemenliği altında gelişen bir hareket olarak göstermek doğru değildir. Bu söylediklerimiz diğer isyanlar için de geçerlidir. Belki birAğrı, bir Dersim, bir Şeyh Said hareketleri gelişirlerken bağımsızlığı amaçlıyorlardı, amahenüzböylebirdurumavarmadan,dahaayaklanmasafhasındabastırılmıştır.Temeldebirörgütlenmeolmadığıgibi,birulusal kurtuluşmücadelesi,gerillaveyahalksavaşıbiçimindegelişemedi. Eski tipte ayaklanmalar, feodallere özgü savaş yöntemleri, bu hareketleri izah etmemiz için yeterlidir. Biz komünistler yaşamış olsaydık, böyle bir hareketi desteklemez, bunun yerine değişik mücadeleyöntemlerigeliştirirdik.Yaniulusalkurtuluşmücadelesi içindekomünistçekirdekler,parti,halkordusuvebircepheoluştururduk.Zatenisterayaklanma,istersavaşveistersebarışdönemi olsun, komünistlerin bu hareket karşısındaki politikası budur. Hareketin emperyalizmle bütünleşmek ve sömürgecilikle uzlaşmakisteyenyanınıkeser,hareketitambağımsızlıkhalinedönüştürürdük.Yanibirayaklanmayıulusalkurtuluşhareketinedöndürebilirdik. Bu konuda bizden tavır istendiği için bunlara değindik; aslındabudayanlıştır.Bu,burjuvamilliyetçilerinvesosyalşovenlerinsunibirsorunyaratmameselesindenkaynaklanmaktadır.Biz şimdi sömürgeci tarihini işleyip günümüzde nasıl şekillendiğini açıklayalım. GünümüzdedeKürdistanhakkındasosyal-şovenlerinveburjuva-milliyetçilerin tezleri mevcuttur. Sosyal-şoven ve burjuva-milliyetçi örgütlenmeleri Kürdistan’da da görmekteyiz. Bu örgütlenmelerburjuva,küçük-burjuvavefeodal-burjuvaideolojilerininyol açtığı birtakım örgütlenmelerdir. Günümüz dünyasında, dünyanın enufakadasındabilemeydanagelenbirolay,dünyailericigüçler cephesi ile emperyalist cephenin karşı karşıya gelmesi demektir. 90 Yanibuufacıknoktadabileemperyalizmdenyanatavıralanlarile emperyalizmekarşıtavıralanlardiye,ikigüçortayaçıkacaktır.Bu iki gücün mücadelesi dünya çapındaki mücadeleden ayrılamaz. Muhakkak ki, ya bunlara dayanacak, ya da ilerici güçlerin ittifakını arayacaktır. Bu ittifak burjuva önderliğini değil, proletarya önderliğinigerektirecektir.Çünküilericigüçler,gericigüçlerleittifak kuramazlar. Zaten bu ittifakın alternatifi de emperyalist sömürgecigüçlerdir.Öyleyseülkemizdesömürgebiralanolduğuna göredoğalolanbirhareket,yatamamenemperyalizmi,kapitalizmi, feodalizmi ve sömürgeciliği hedef alacak, ya da onun güdümündebirhareketolacaktır.Mademki,dünyadabuikigüççarpışıyor, bunların Kürdistan üzerinde politik yansıması da olacaktır. Diyelimki,bizimkuracağımızcephedebunlarınbirörgütüdegelipyeralabilirveyaRobertotipibirörgütlenmeKürdistan’daortayaçıkabilir.Bizbunlarlabellibirtakımşeylerdeyapabiliriz.Ama bunların ezilmesi gerektiği ve her an emperyalizmle, sömürgeciliklebirleşebileceklerinidebiliriz.Ohaldesomuttabuörgütlernasıl ortaya çıkmaktadırlar? Bunların ortaya çıkmalarını belirleyen, Kürdistan’ın sınıf yapısı ve emperyalist sistem içinde kalacaklardır.Örneğin,KDP’yeyönverensınıflarbellidir.Özellikleyenilgidensonrahepsisosyalistkesilmişlerdir.Fakatsınıfyapılarıgereği bunların yolları sömürgecilerle ve emperyalistlerle uzlaşmaktan geçer. Daha önce sömürgecilerin ortaya çıkardığı ve son derece ulusal inkarcı bir temelden gelişen komprador-burjuvaziden söz etmiştik.Şuhaldebunlarındoğuracağıulusalhareketlertamamen bağımsızlığavarabilirmi?Elbettekivaramaz.Bunlarınistemiotonomi veya özerklik olacaktır.Ama tamamen anti-emperyalist ve anti-sömürgecilikolmayacaktır.Çünkübunlarabiçimverenmaddi şartlarTürkiyeCumhuriyeti’nintakendisidir.TürkiyeCumhuriyeti’nin yani Misak-ı Milli sınırı kalktığı an, bunlar da sınıf olarak ortadan kalkacaklardır. Bugün küçük-burjuva yönün çok ağır bastığı KDP, DDKD, DDKO ve Şivancılar denilen örgütler her ne kadar amaçlarının sosyalizm olduğunu söylerlerse söylesinler, sınıfyapılarıgereğibunlarkomünistolamazlar.Küçük-burjuvazinin 91 niteliğiradikalbirdemokratolmalarınabileyetmemektedir.Bunlarsosyalizmide,revizyonizmidekendilerinedestekyapmakistiyorlar.Revizyonizmkendilerinebirazyardımetmeklebirlikte,kesinlikleKürdistaniçingetireceğifazlabirşeyolamaz.Kısacabunlarınulusalkurtuluşhareketindekiyerisosyalistgüçlerinyanıolmalıdır. AyrıcaKürdistan’da,sondünyakomünisthareketeğilimlerinin Kürdistan’a yansıması olan revizyonist ve oportünist yansımaları görüyoruz. Bunların Kürdistan’daki somutlaşması oldukça zayıf veyetersizdir.İşteKawaveÖzgürlükYoluböylebirpolitikayıgeliştirmek istiyorlar. Bunlar Kürdistan’daki özgüç ile devrim yapmayagidecekleriyerde,biriSovyet,diğeriÇinileuğraşmaktadır. BirisiTürkiyeilebirliktedemokratikbirTürkiye,diğeriiseüçüncüdünyaülkelerininbirliğitezindenkaynaklanarak.Türkiyeileişbirliği yapar, Sovyetler’e karşı çıkma tezini getirmektedirler. Bu grupdoğduğugündenberiikidebirDonkişotgibiyeldeğirmenlerine saldırarak, Sovyetler deyip Kürdistan kelimesini hiç kullanmamaktadır.Onlariçinönemliolan,Kürdistan’ıkurtarmakdeğil, Donkişotluk yapmaktır. BunlarınTürk sömürgeciliğine karşı mücadelediyebiryöntemleriyoktur. Revizyonizmin yedeğinde gelişen ÖzgürlükYolu’nun da yapmakistediği;revizyonistlerindenfaydalanarak,Türkproletaryasıyla birlikte önce demokratik, sonra milli devrimi yapmaktır. İşte böyle anti-marksist, dünya devrim anlayışına sığmayan birtakım tezlerle, sözde halk için mücadele ediyorlar.Aslında bunlar sınıf konumu gereği namuslu görünmeye çalışıyorlar. Ulusal kurtuluş hareketindebunlarınyanı,devrimcigüçlerinyanıdeğildir.Bunlar hareketi bu aşamada sapmaya uğratmak isteyen eğilimler ve namusluolmayangruplaşmalardır.Sınıftemellerikompradorveküçük-burjuvasınıftemelininaynıdır.Örnekverirsek,ÖzgürlükYolu’nayönveren,feodalizmekarşıbirazçelişkiliolanküçük-burjuvalar,bazıyerlerde(Ağrıgibi)feodalleri,bazıyerlerdeavukatları vedoktorlarıbünyesinealıyorlar.KawaiseKürthakimgüçlerinin, sosyalizmiçindekiuzantısındanbaşkabirşeydeğildir.Şivandaha 92 çokradikalbirküçük-burjuvaideolojisiyleyolaçıkıyor.Fakatgünümüzde Kürdistan’da küçük-burjuvaların yapacağı fazla bir şey yoktur. Kürdistan’dabugruplaşmalarındışındabirdesosyal-şovengruplaşmaları görmekteyiz. Öncelikle bu sosyal-şovenizm nasıl yola çıktı,nasılşekilbulduvenasılgüçlendi?EğerTürksömürgeciliği Kürdistan’ıhakimiyetialtınaalmasaydı,bizneAnkaraveyaİstanbul’agidereksosyal-şoventezleriöğrenirdik,nedesosyal-şovenler Kürdistan’a gelirdi.Ama Kürdistan’da Türk sömürgeciliğinin, Türk dilinin, kültürünün ve ulusal inkarcılığın gelişmesi, sosyalşovenizminmaddişartlarınıyarattı. İkinciolarakşiddetlekemalizmdenkaynaklanan,geçmiştenberi revizyonizmin ağır etkisi altında olan, hiçbir zaman Misak-ı Milli sınırlarını aşmayan, Kürdistan tarihini hiçbir zaman ağzına almamış ve Kürtlerden öcü gibi korkan ve başlangıçta sosyal-şovenolankomünistbirhareketmevcut.Türkiye’de19...lerebirtepkiolarakdoğankomünisthareket,revizyonizminsosyal-şovenyönünü yıkamadı. Revizyonizm, oportünizm, sosyal-şovenizm, yeni ve eski komünistlerin ortak programı oldu. Sosyal-şovenizm, sömürge ülkedeki partiyi ve ulusal kurtuluş mücadelesini reddeder. Devrimi,sömürgeülkeyeihraçetmeyidüşünür.“Her şey bizimledir” der. Sosyal-şovenizm, katıksız bir milliyetçilik, sömürgeciliğin reddi ve katıksız bir ulusal ilhakçılıktır. Bizi ilgilendiren işin lafkısmıdeğil,maddikısmıdır.Bunlarsözdesömürgeciliğikabul ederlerken, örgütlenmede sinsi sinsi ücra köşelere kadar, inkarcı tezlerini örgütlemeye çalışıyorlar. Eskiye nazaran birtakım ilerici çıkışlar olmasına rağmen henüz bu sosyal-şoven tezler aşılmadı. Çünkü maddi şartları yok ve hâlâ Kürdistan’da kentlerde, ulusal inkarcılığınvemetropolkentlerineKürtgençliğininakışısözkonusudur.Evet,sosyal-şovenlerinhakimiyetinegirenbuunsurlar,adeta yerli bir ulusal inkarcı olarak karşımıza çıkıp, kendi kabuğunu beğenmeyenkaplumbağagibi,KürttoplumunuveKürdistan’ıbeğenmiyorlar.Onlarsömürgeciliğinikinci,üçüncüyerdeuşaklığını yapıyorlar.Yani sosyal-şovenlerTürk sömürgeciliğinin uşaklığını 93 yaparken, bunlar da sosyal-şovenlerin uşaklığını yapıyorlar. Bugün sosyal-şoven ideoloji, çeşitli örgütlerce temsil edilmektedir. Revizyonistkampda,oportünistkampdasosyal-şovendir.Onlara göreTürkiyebirbütündür,mücadelemiz,stratejimizvetaktiğimiz aynıdır.Vebuproleterenternasyonalizmidir;amabelliki,busosyal-şovenizmteorisidir.Ulusalkurtuluşmücadelesigelişmedikçe, bunların gelişecek maddi şartları vardır. Bu maddi şartların ortadankalkışı,ancakulusalkurtuluşmücadelesiylemümkündür.Sömürgecilereveişbirlikçilerinevuracağımızdarbeyi,bunlarınsözcüleri olan sosyal-şovenlere de vuracağız.Yani sömürgeciliğe karşı verilecek mücadele, bunlara karşı verilecek olan mücadeledengeçer.Bugünsosyal-şovenlerekarşıyürüttüğümüzmücadele, yarınsömürgecilerleaçıkaçığayürüteceğimizmücadelenintemelidir.Çünküsosyal-şovenlerekarşıyürütülmeyecekbirmücadele, kolaykolayanti-sömürgecibirmücadeleyedönüştürülemez.İdeolojikalandasömürgeciliğiyenilgiyeuğratmayanbirhareket,yarın askerivesiyasialandabaşarıyaulaşamaz.Zatensosyal-şovenlere karşıverilenmücadeleninönemiburadankaynaklanmaktadır.Güçlü bir siyasi kurtuluş hareketi geliştirmek için bunların tasfiye edilmesigerekir. Bugünbizimsosyal-şovenlerleolanmücadelemiz,ulusalkurtuluşiçinolanmücadelemizbiçimindesomutlaşmaktadır.BazıgruplarKürdistan’ınsömürgeoluşunuvehattaörgütlenebileceğinigetiriyorlar,amabunlarsözdekalmaktadır.Onlarfırsatbuldukçaülkeninheryanındasosyal-şoven,ulusalilhakçıpolitikalarınıörgütlüyorlar.Eğerbuburjuvamilliyetçilerindurumubuysa,bizimdurumumuznedir?Bizinasılbirgelişmebekliyor?Bizhangimaddi şartlarınürünüyüz?Hangisınıflardankaynaklandıkveneyetepki olarakdoğduk? Bizimsömürgeciülkekentlerindeokuma-yazma,yaniaydınolma,Türksömürgecidevletyapısıiçindeyeralmadurumumuzvardır. Kimimiz işçi sınıfından, çoğumuz Kürdistan köylülüğünden, yarı-köylülüktenvelümpenliktengeliyorduk.Kısacasınıftemelimizistikrarlıbirsınıftemelideğildir.ZatenKürdistan’daistikrarlı 94 birsosyalyapıdayoktur.Fakatgüçlübirsömürgecilikvefeodalizmdenzarargörenvebununyaptığıetkilerdenkaçınmakisteyen vebunakarşıisyanedeninsanlartopluluğuolduğumuzdaaçıktır. Başlangıçtahiçolmazsanefretedenbirzihniyetteolduğumuzhalde,bunubirsınıf,ideolojikveyaörgütseltemeleoturtamadığımız dabirgerçektir. BütünbunlararağmennasıloluyordaKürdistan’dasömürgeciliğinveasimilasyonunhızlageliştiği,Kürtgençliğininmetropollerekaçmakzorundabırakıldığıbirdönemdeortayaçıkıyoruz? Bu sömürgeci ülke kentlerinde, sosyal-şoven tezler oldukça ağırlıktadır.Hakimulusuntarihivekültürüsevilmiş,ülkemizeyabancılaştırılmışız.Varolansosyalizmisebizesosyal-şovenizmbiçimindeyaklaşmaktadır.Şuhaldebaşlangıçtabizimnefrettenveya ulusalözlemimizdenbaşkabirözelliğimizolmayacaktır.1970’lerdekidurumböyledir.Kinvaramabununbilimsel-ideolojiktemeli henüz yoktur. Tabii ki, biraz evrim gösterilecektir. Sosyal-şovenizmyüzüaçılmayaçalışılacakveyahutdünyapratiklerivemarksizmingerçektenklasiklerindenöğrenilmesibizimgözümüzüaçacaktı.Biziaydınlatanmarksistteoridünyapratiğivebirdeülkemizindurumutahliledildikçe,bizvaziyetiyavaşyavaşanlayacaktık.Vebütünbunlarbizigruplaşmayagötürerek,biraydıngruplaşmasıvehareketiyaratacaktı.Dahaçokköylülükveyoksulköylülükten gelmemize rağmen, geldikleri sınıflardan biraz bağımsız olan burjuva ve küçük-burjuva sınıflardan gelen, sosyalizme ve Kürdistan’ailgiduyannamusluaydınlardavardır.Busüreçiçinde onlarındabizimlebirleşmeleri,yoğunlaşmalarısözkonusudur.Ayrıcabizimortayaçıkışımızıengelleyen,bizebiçimverenşartlarda bulunmaktadır. Sosyal-şoven ve burjuva milliyetçilerinin engellemeleri yanında, Kürdistan’ın çok geri bir yapısının oluşu, maddi koşullarımızınzorluğu,ideolojikplandakiyetersizliğimiz,Kürdistan tarihi hakkındaki bilgilerimizin ilkelliği, sosyalizmi ancak Türkçe’yeçevrildiktensonra(bunundaancak1973ve1975’lerde mümkünoluşu)öğrenmemizkarşısındayurtseveraydınKürdistan hareketinekadargelişebilir?Bizbirulusalkurtuluşhareketiiçin- 95 dedoğmadık.Direnme,örgütlenmenedir,adamnasılvurulur,ideolojinasılörgütlenirveörgütnasılkurulurbilmiyorduk.Tamtersineşunun-bununkuyruğundagezenaydınlardık.Başlangıçyıllarımız,tamamenzorluklarlageçenmücadeleyıllarımızolmuştur.Bu kadar olumsuzluklarla uğraşa uğraşa, yerine olumlu gelişmeleri getirdikçe bilgisizliğimiz bilgiye, ideolojik yetersizliğimiz daha yeterliideolojiyedönüştü.Sosyal-şovenlerekarşımücadelemizbiziyurtsever,burjuvamilliyetçiliğinekarşımücadelemizbizimarksist ve enternasyonalist yaptı. Bütün bunların birleşmesi, bizim marksistdevrimciniteliğimizibirazdahageliştirdi.Amadörtdörtlükkadrolaryetiştirdiğimizi,tamamenbirkomünistgelişmeveörgütlenme yarattığımızı da iddia etmiyoruz.Yalnız bu aşamanın başlangıcındayız. Böylebirgruplaşmademinsaydığımızengellerarasındanereye varacaktı?İlkolarakbugruplaşmahareketiülkeninsiyasistratejisini saptayacak, elbette bu saptama da Kürdistan tarihinin ve bugünkü somut yapısının tahliline geçecektir. Bu da bizi Kürdistan hakkında marksistlerin ve yurtseverlerin gruplaşabilecekleri bir partivecepheprogramınagötürecektir.İkinciolarak,buçalışmalaryurtsevergençlikhareketleriyaratmakzorundadır.Yanisadece komünist kadro veya gençlik yaratmakla kalmayacak, asimile etmeamacıylayapılan,okullardaoluşanvesayılarıyüzbinlereulaşan gençlerin, aydınların yurtsever hareketini de geliştirecektir. Zaten bu aşamadaki görevimiz, komünistlerin önderlik edeceği yurtseverbirgençlikhareketiyaratmaktır.Yurtsevergençlikhareketinekadargelişirse,Kürdistan’damarksizmindeokadargelişmesi sözkonusudur. İkisi birbirine bağlıdır.Yurtsever gençlik olmadan komünistler ortaya çıkamaz. Bunların bir mücadelesi olmazsa yurtseverlik gelişemez, gelişmeyince de marksizm gelişemez.Yaniülkeninsomutkoşullarındankopuk,ülkeninbağımsızlığını hedeflemeyen bir marksizme, marksizm yerine uşaklık, sosyal-şovenizmveyaburjuvaideolojisidedenilebilir.Bunlarakarşı henüzbircepheprogramımızoluşmamıştır,fakatbununmücadelesinin hazırlığını vermekteyiz. Önümüzdeki görevler bunlardır. 96 Bugörevleryerinegetirilmedikçebirulusalkurtuluşcephesiyaratılamayacağıgibihalkgüçleri,milisvegerillabirimlerideortaya çıkamaz.Bunlarortayaçıkmadıkça,ulusalbağımsızlıkmücadelesi verilemez.Yani Kürdistan’daki devrim sorununun çözümlenmesi yukarıda saydığımız şartlara bağlıdır. Bizi bekleyen acil görevler bunlardır;biryandankomünistpartiideolojisininyaratılması,öte yandan Kürt gençliğinin büyük bir kesimini aktif, militan bir örgütlenmeyesokacakbirhareketinbaşlatılması. Yurtsevergençlikhareketi,faşistleştirmeçabalarınakarşıfeodal gericiliğe,dinideolojisine,mezhepayrıcalığınavesosyal-şovenlerekarşısavaşacaktır.MarksizminKürdistan’ataşınması,adetabir motorgücü,işlevigörerekulusalkurtuluşhareketininöndergücü olacaktır.Bukoşullargelişmedikçe,güçlübirkomünistpartisinin yaratılmasıolanakdışıdır.Fakatbunlardüzbirçizgişeklindedeğil,çeşitlieylemlerlebirliktegelişecektir.Vebütünbunlarbizibu sürecehazırlayacaktır.Bizdahailkandanitibarenideolojikmücadelenin savaş içinde olacağını veya kendimizi savunmamızdan, maddiyaşamımızıeldeedinceyekadarherşeyinsilahlaolabileceğineinanıyoruz.Yanibizimsavaşveyabarışiçindemiyizdiyebir ayrımyapmamızsaçmalıkolur.Bizimhayatşartlarımızzatenbüyük ölçüde savaş şartlarıdır. Ve bu şartlarda hem ideolojiyi, hem de örgütlenmemizi oluşturacağız.Yani bir evrim-devrim ayrımı içinegirmiyoruz.ÇünküKürdistangibiülkelerdebutiptartışmalar yapmak saçmalıktır. Biz komünizmi şu anda da, savaş anında daöğrenebiliriz.Zatenbugünküdurumdasavaştanfarklıdeğildir. Hatta savaşın bizim için daha rahat yaşama koşulları yarattığının da bilincindeyiz.Yani ideolojik mücadelenin örgütlenmesinden partisinekadarkidurumuhepböyleeylemiçerisindegerçekleşebilir. Biz iç gelişmemize, kadrolaşmamıza, ideolojimizin somutlaşmasına ve örgütlenmemizin doğuşuna bakarız. Bütün bunları eylemiçindeyaparız.Veyabunlarıgüçlüeylemleryaratmakiçinde yaparız. Zaten Kürdistan’daki tahliller, ilk etapta Kürdistan’ın ilk objektifdurumununaçıkişgalolduğunu,sınıflaşmanınkötüolduğunu, bir an önce devrimin subjektif şartlarının hazırlanması ge- 97 rektiğini,savaşınuzunvadelibirsavaşvedirenmehareketleribiçiminde,ufakgerillabirimlerihalindevedirenmesavaşlarıolacağınıgöstermektedir. Kürtaydınlarını,yurtsevergençlerlevehattabuaşamadaoluşmuşolankomünistlerinibekleyenbutarihigörev,önemlivebelirleyicidir. Bu önem, Kürdistan tarihinde gelmiş geçmiş bütün ihanetlere karşı, gericiliğe, yerli gericiliğe, sömürüye, dış talana, dış sömürüyekarşıcephealacaklarıbirhareketinnüveleriolmalarındangelmektedir. Geçmişte birtakım direnmeler ve ayaklanmalar olmasına rağmenyurtsever,aydınvegençlikhareketi,komünistgruplaşmahareketi doğmamıştır. Bunun acısını ve sancılı dönemini çekiyoruz. Buyıllaraynızamandaaydınlarıntarihirolünütayinedicişansın olmasıdır.BuroloynanmadığımüddetçeKürdistan’daulusalkurtuluş mücedelesi olmayacaktır. Sonuç ya bitiş, ya da feodallerin birtakım sömürgecilerle gittikleri pazarlıklar olacaktır, örneğin parlamento. Bunlar bugünkü görevleri her ne kadar erken kavrar vebugörevlerinekadarerkenyerinegetirirlerse,tarihisürecegirmemiz ve yeni bir tarih yaratmamız o kadar mümkün hale gelecektir.Aydınlarıntarihirollerinigerçekleştirmeleriiçinbirdenbire silahlı birimlerle dağlara çıkmalarını istemiyoruz. Çünkü tarihi rollerinigerçekleştirmeklebirlikte,yenibirsürece,ulusalkurtuluş sürecinegireceğiz. 98 99 İLKDEFAYAZIYAGEÇİRİLEN PKKDOĞUŞUNUNDÜŞÜNSELTEMELLERİ (1975-76) UlusalHareket Doğuşundangünümüzekadarulusalhareketleriikiaşamadaincelemekgerekir: 1- Burjuvademokratikdevriminbirparçasıolarakulusalhareketlerbudönemde; a) Feodalizmekarşıkapitalizminzaferinden1870’lerdeAlman birliğininsağlanmasına; b) 1870’lerdenEkimİhtilali’nekadarolmaküzereikiyeayrılır. 2- Proletaryadevrimininbirparçasıolarakulusalhareketlerbu dönemde; Ekim İhtilali’nden günümüze kadarki dönemi kapsar. Birinciaşamadaulusalhareketlerintemelkarakterleriolarak;ulu- 100 sal sermayeyi güçlendirmesi, yeni ulusal devletleri ortaya çıkarması,ulusaleşitsizlikleriarttırması,sömürgelermeselesiilebirleşerek alanını son derece genişletmesi gösterilebilir. İkinci aşamadaki ulusal hareketlerin özellikleri olarak da; emperyalizme karşı sosyalist bloku oluşturmasını, sömürgelerin emperyalizme karşı UlusalKurtuluşHaraketi’ningeliştirilmesini,sermayeningeriletilmesini ve hareketin hegemonyasının proletaryaya geçmesini gösterebiliriz. BurjuvaDevrimlerininBirParçasıOlarak UlusalHareketler a) Kapitalizmin feodalizme karşı zaferinden,Alman birliğinin sağlandığı1870’lerekadarkidönem: Batı’daburjuvademokratikdevrimlerininzaferlesonuçlanması, aynı zamanda İngiliz, Fransız, İtalyan veAlmanların ulus olarak şekillenmesineyolaçtı.Ulusalhareket,burjuvamilliyetçiliğibayrağıaltında,kapitalizminihtiyaçlarınıeniyikarşılayanulusaldevletlerin doğmasını amaçlamaktaydı. Burjuvazi böyle bir devlette dilvekültürbirliğini,pazarbirliğietrafındasağlayaraksömürüye en müsait ortamı oluşturdu. Bu amacın önünde genellikle feodalizm engel olarak durmaktadır. Onun için hareketlerin amacı demokratik cumhuriyetlerin kurulmasıdır. Bu amaç gerçekleştiği oranda ulusal hareketler durulur. 1870’lere kadar İrlanda dışında Batı’da ulusal devletlerin oluşumu tamamlandığı için milli baskı, dolayısıyla milli hareket de yoktu. Burjuvazi, meselenin altından yüzünün akı ile çıkmıştır. Bu dönemin milli hareketlerini Stalin şöyleortayakoyar: “Feodalizmin tasfiye ve kapitalizmin gelişme süreci aynı zamanda insanların uluslar biçiminde kuruluş sürecidir de. Örneğin, Batı Avrupa’da bu böyledir. İngilizler, Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar ve bunun gibileri feodal parçalanmayı yenen kapitalizmin muzaffer yürüyüşü sırasında, ulus olarak oluşmuşlardır. Ama ulusların oluşması, aynı zamanda onların bağımsız ulusal devletler 101 durumuna dönüşmeleri anlamına da geliyordu. İngiliz, Fransız ulusları ve öbür uluslar, aynı zamanda İngiliz vb. devletleridir. Bu sürecin dışında kalmış bulunan İrlanda, genel tabloda hiçbir şeyi değiştirmez.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeci Sorun, syf. 16) Batı’da feodalparçalanmayakarşıulusalhareketlerinideolojisiolarakmilliyetçilik,ulusaldevletlerinkurulmasınakadartarihteilericibirrol oynamıştır.Budevletlerkuruluşdöneminitamamlayıpiçteişçisınıfı,dıştabaşkauluslarıbaskıaltınaalmayabaşladığında,burjuva milliyetçiliği gerici bir rol yüklenir. Bu dönemde Batı’da durum böyleyken Doğu’da tersi bir durum sözkonusudur. Uluslar henüz oluşumhalindedirler.DahaöncedenTürk-Moğolistilalarınakarşı kurulmuş çok milliyetli imparatorluklar vardır. Siyasal olarak en çokgelişmişmilliimparatorluğaegemendir.Kapitalizm,Batı’dan Doğu’yadoğruticaretveulaştırmayollarıilegelişir.Bununlabirlikte milliyetler yavaş yavaş uluslaşırlar. İmparatorluğa egemen milliyetdahaerkenuluslaşarakhakimulushalinegelir.Diğermilliyetleruluslaşmayolundakendidevletlerinikuramamışlardır.Ayrılmaları sözkonusudur. Bu noktada milli hareketler başlamıştır. Hedef kendi pazarını ve devletini yaratmak ve bu çerçeve içinde işçisiveköylüsünütekbaşınasömürmektir.Amakarşılarındaezen birulusvebuulusunegemenolduğubirdevletvardır.Ulusaldevletlerinikurmadageçkalmışlardır. Bu aşamayı Stalin şöyle anlatır: “Savaşım, uygunca söylemek gerekirse; toptan uluslar arasında değil, ama egemen uluslar ile ezilen ulusların egemen sınıfları arasında başladı ve alevlendi. Savaşım genel olarak, ya ezilen ulusun kentli küçük-burjuvazisi tarafından, egemen ulusun büyük burjuvazisine karşı; ya ezen ulusun kırsal burjuvazisi tarafından egemen ulusun büyük toprak sahiplerine karşı, ya da ezilen ulusların tüm ulusal burjuvazisi tarafından egemen ulusun egemen soyluluğuna karşı yürütülmüştür. Pazar (genç burjuvazi için ana sorun), bu genç burjuvazisinin ereği emtiasını sürmek ve bir başka milliyetin burjuvazisi ile rekabetten zafer kazanmış olarak çıkmaktır. Kendi öz ulusal pazarını sağlama bağlama isteğinin nedeni budur. Pazar, burjuvazinin milliyetçiliği 102 öğrendiği ilk okuldur. Ezilen ulusun dört bir yandan sıkıştırılan burjuvazisi elbette harekete geçer. Kendi halkına başvurur. Ve kendi sorununu bütün halkın sorunuymuş gibi göstererek avaz avaz ‘vatanı’ yardıma çağırmaya başlar. Kendi yurttaşları arasından kendisi için ‘vatan’ yararına bir ordu toplar. Ve halk çağrılara her zaman kayıtsız kalmaz. Onun bayrağı yöresinde toplanır. Yukarıdan gelen baskı onu da ezer ve onda da hoşnutsuzluk uyandırır. Ulusal hareket işte böyle başlar. Ulusal hareketin gücü, ulusun geniş katmanlarının proletarya ile köylülüğün bu harekete katılma derecesine bağlıdır. Proletaryanın burjuva ulusalcılığı bayrağı altında sıraya girip giremeyeceği, sınıf çelişkilerinin gelişmesi, proletaryanın bilinç ve örgütlenme derecesine bağlıdır. Bilinçli proletaryanın kendi denenmiş bayrağı vardır. Ve onun için burjuvazinin bayrağı altında sıraya girmenin hiçbir gereği yoktur. Köylülere gelince; onların ulusal harekete katılmaları her şeyden önce baskının niteliğine bağlıdır. Eğer baskı, İrlanda’da olduğu gibi toprak çıkarlarına zarar veriyorsa, büyük köylü yığınları hemen ulusal hareket bayrağı altında sıraya girerler. Ulusal hareketin biçimleri ve özgünlüğü özet olarak budur. Bu söylenenlerden açıkça yükselen kapitalizm koşullarındaki ulusal savaşımın, burjuva sınıfların kendi aralarındaki savaşımlar olduğu sonucu ortaya çıkar. Bazen burjuvazi proletaryayı da ulusal hareket içine sürükleme başarısını gösterir ve o zaman ulusal savaşım görünüşte, ama sadece görünüşte, bir “genel halk hareketi” niteliğini kazanır. Özünde ulusal savaşım her zaman burjuva nitelikte, sadece burjuvazi için yararlı ve istenir olarak kalır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 17, 18, 19, 20) Batı’nın ulusal baskısız tek uluslu devletlerine karşılık, Doğu’nunçokulusludevletleri,millibaskınınyurduolmuşlardır.Burjuvazi,Doğu’daulusalsorununaltındankalkamamıştır.Stalin,bütün bu dönemlerin genel değerlendirmesini şöyle yapar: “Demek ki, birinci dönem, böylece kapitalizmin şafağında milliyetlerin ortaya çıkması ile belirlenmiştir. Ve Batı Avrupa’da salt ulusla baskısı devletler doğarken; Doğu Avrupa’da, başta daha gelişmiş bir tek 103 ulus ve egemen ulusa, önce siyasal sonra da iktisadi bakımdan bağımlı, daha az gelişmiş başka uluslar ile birlikte çok uluslu devletlerin doğmaları da dikkat edilecek noktadır. Doğu’nun bu çok uluslu devletleri, ulusal çatışmaları, ulusal hareketleri, ulusal sorunu ve sorunun çeşitli çözüm biçimini ortaya çıkarmış bulunan ulusal baskının yurdu olmuşlardır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 60) Budönemdekimillihareketlerkarşısında proletaryapartisiningörevi “Milli hareket burjuvazinin hareketidir”diyeproletaryabuharekete ilgisiz kalmamıştır. Kendi gelişmesi ve örgütlenmesini kolaylaştırdığıölçüdebuhareketlerleilgilenmiştir.İrlandabununen açıkörneğinivermektedir.KarlMarksbusorunailgisizkalmamıştır;konuileilgiligörüşlerinişöylebelirtmiştir:“İngiliz işçilerinin, fabyancılığı destekleyen bu gösteri yürüyüşünün yapılması için elimden geleni yaptım. Ben İrlanda’nın İngiltere’den ayrılmasının olanaksız olduğunu düşünerek, şimdi bunun kaçınılmaz olduğuna inanıyorum. Her ne kadar ayrılmadan sonra federasyonun gelmesi muhtemelse de, benim kanımca onlar bildirilerinde ayrı bir madde halinde birliğe karşı çıkmalıdırlar. (Yani İrlanda’nın bağımsızlığını savunmalıdırlar.) Kısaca 1783’de olanı sadece daha demokratik ve o zaman koşullarına uygun hale getirmektir. Bu bir İngiliz partisinin programına konabilecek olan biricik legal ve bu yüzden de tek mümkün olan İrlanda kurtuluşu talebi biçimidir. İki ülke arasında sırf kişisel birliğin devam edemeyeceğini ileride tecrübe göstermelidir. İrlandalıların muhtaç oldukları şunlardır: 1- Kendi hükümetleri ve İngiltere’den bağımsızlık, 2- Bir tarım devrimi. İrlanda tarihi bize, bir ulusun başka bir ulusu boyunduruk altına almasının ne büyük bir felaket olduğunu gösterir. İngiltere’nin bütün kötülüklerinin kökeni İrlanda’ya varır. Henüz Kromvel dönemini inceleyemedim, ama şu kadarı benim için kesindir; eğer İr- 104 landa’da askeri yönetim kurmak ve orada yeni bir aristokrasi yaratmak zorunluluğu olmasaydı, İngiltere’de tarihi gelişme başka türlü olurdu. İrlanda rejiminin, İngiliz işçi sınıfının gelişip güçlenmesi ile devrilmesinin mümkün olacağına uzun zaman inandım. Bu görüşü “The New York Tribune”de her zaman ifade etmişimdir. Sorunu daha derinliğine inceleyince şimdi bunun tam tersine inanmaktayım. İrlanda’dan kurtulmadığı sürece İngiliz işçi sınıfı hiçbir zaman herhangi bir başarı gösteremeyecektir. İngiltere’de İngiliz gericiliğinin kökleri; İrlanda’nın boyunduruk altında tutulmasıdır.” (Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, syf. 103, 104, 106) Görülüyorki,KarlMarksmillisorundagünümüziçindecanlılığınıkoruyangörüşlerini,İrlandasorunuileaçıklarkan;ezenulus işçisınıfıhareketininbaşarısının,ezilenulusunayrılmasındangeçtiğini,militarizminveşovenizminkaynağınıbubağımlılıktanaldığını,ezenulusişçilerinin,ezilenulusunayrılmasınayönelikmücadelelerinin kendi öz kurtuluşları için gerekli olduğunu özellikle vurgulamaktadır.Engels,Almanya’nınulusalbirliğininsağlanmasındaişçisınıfınıntavrınışöylekoyar:“Mutlak olarak kesin olan bir şey varsa o da partimizin ve işçi sınıfının egemen duruma, ancak demokratik cumhuriyet şekli altında gelebilecekleridir. Hatta demokratik cumhuriyet, büyük Fransız Devrimi örneğinin gösterdiği gibi proletarya iktidarının özgül biçimidir... Almanya’nın ulusal birliğinin gerçekleşmesi için küçük devletlere bölünmeye son vermelidir. Bavyera’nın ve Würtemberg’in özel hakları devam ettiği sürece, örneğin Thrüngen’in haritası bugünkü yürekler acısı durumu muhafaza ettiği sürece, varın Alman toplumunu devrim yoluyla değiştirin. Öte yandan özgül olarak Prusyalı zihniyetin Almanya’yı ezmesine son vermesi için Prusya ortadan kalkmalıdır ve özerk eyaletlere bölünmelidir. Küçük devletlere bölünme ve Prusya zihniyeti; işte Almanya’nın içine hapsedilmiş bulunduğu çelişkinin iki yönü. Bunlardan biri, ötekini haklı göstermek için her zaman kanıt olarak ileri sürülecektir. Bunun yerine ne konmalı? Benim görüşüme göre proletarya, bölünmez tek bir cumhuriyetten gayri bir biçimde yararlanılır.” (Gotha ve Erfurt Programlarının Eleşti- 105 risi, syf. 108, 109) “... Demokratların içinde en aşırı uçta bulunanlar, sadece bir federatif cumhuriyet için içlerini çekmeye cesaret edebilirlerken, proleter devrimcilerin tek ve bölünmez bir Alman Cumhuriyeti’nin kurulmasının zorunluluğunu ilan etmesi...” (Almanya’da Devrim ve Karşı Devrim, syf. 68) Bu parçalardan çıkarılacak biricik yorum şudur: Proletarya, mensup olduğu ulus bölünüp parçalanmışsa, görev olarak önüne “tek ve bölünmez demokratik cumhuriyet”şiarınıkoyar.YineEngels, ulusal bağımsızlık ve proleter enternasyonalizmi arasındaki ilişkiyi şöyle koyar: “Her ulusun bağımsızlığı ve birliği sağlanmaksızın, ne proletaryanın uluslararası birliği, ne de ortak amaçlara ulaşabilmek için bu ulusların barışçıl ve bilinçli işbirliği sağlanabilir. 1848’den önceki siyasi koşullarda İtalyan, Macar, Alman, Polonyalı ve Rus işçilerinin uluslararası bir eylemini düşünmeye çalışın.” (Komünist Manifesto-1893 tarihli, İtalyanca baskıya önsöz’den) Ulusal bağımsızlığın her sınıftan çok proletaryayı ilgilendirmesi gerektiğinideEngelsşöylebelirtir:“Soylular Polonya’nın bağımsızlığını koruma ve yeniden kazanma mücadelesini vermek için çok güçsüzdüler. Burjuvaziyi ise bu bağımsızlık bugün en asgarisinden ilgilendirmemektedir. Oysa Avrupa uluslarının uyumlu bir işbirliği için bu bağımsızlık şarttır. Bağımsızlık, artık sadece genç Polonya proletaryası tarafından kazanılabilir. Ve ancak onun himayesinde güvenle korunabilir. Çünkü bizzat Polonya işçileri için olduğu kadar geri kalan Avrupa işçileri için de bu bağımsızlık gereklidir.” (Komünist Manifesto-1892 tarihli Polonya baskıya önsöz’den) Bütünbuaktarmalarproletaryanınmillihareketlerindışındakalamayacağını, ‘bağımsız ve demokratik cumhuriyet’ şiarını diğer sınıflardan daha fazla savunması gerektiğini, milli bağımsızlığın onun sınıfsal gelişmesi ve örgütlenmesi için zorunlu olduğunu gösterir. b- 1870’lerden Ekim Devrimi’ne kadar milli hareketler Bu dönem kapitalizmin olgunlaştığı, rekabetçilikten tekelciliğe 106 dönüştüğüyıllarıkapsar.İçtekipazardarlığıvegiderekdüşenkâr oranları, sermayeyi dışa açılmaya zorlar.Ayrıca büyük bir hammadde ve ucuz işgücü sıkıntısı vardır. Bu sıkıntıların giderilmesi ancakyenitopraklarveülkelerinilhakıilemümkündür.Kapitalizmin eşitsiz gelişme kanunu, elde edilen yeni pazarlar üzerindeki savaşıkızıştırmaktadır.Heremperyalistülkeiçtekigücüoranında sömürgelerdenpayistemektedir.Buamacınıgerçekleştirmekiçin desilahlanmaktadır.İştebunedenler,Batı’nıneskitekulusludevletleriniçokuluslusömürgecidevletlerşeklinesokuyor.Budaberaberindebiryığınulusaleşitsizlikvebaskıbiçiminiortayaçıkarır.Eskininulusalbaskısızdevletleri,çokuluslusömürgecidevletleredönüştüktensonraulusaleşitsizlikvebaskınınkaynağınıoluşturmaktadırlar.Kapitalizm,emperyalizmaşamasınaulaşmakla,eski baskı biçimlerine yenilerini eklemektedir. Ulusal baskı azalmamış,tersinederinliğinevegenişliğineartmıştır.BöyleceBatı’da burjuvazininsermayeihracınayenilmesivebunundoğurduğuyeni ilhaklar;Avrupa’nın bir avuç medeni ulusuna özgü baskı ve eşitsizlikleri,sömürgeleridekapsayacakşekildegenişletiyorveulusal sorunusömürgelersorununabağlıyor.Millisorunrenk,kıta,kültür farkıgözetmeden,bütünhalklarınemperyalizmdenkopmasorununadönüşüyor.Artıkulusalhareketlerbirdevletiniçsorunuolmaktançıkıpsermayeyitehditedenhareketleredönüşür.Budönemde Batı’daburjuvazi,dünyaçapındabiryığınulusalbaskıveeşitsizliklerinkaynağıhalinegeliyor.EmperyalistsavaşöncesivesonrasındaBatı’nıneskitekulusludevletleriyeniilhaklarlasömürgeci karakterlerini geliştirirken, Doğu’nun eski çok uluslu devletleri parçalanıyor,yerineulusalbaskıveeşitsizliğibarındırmayan,Sovyet Rusya ile bünyelerinde azınlık milliyetleri barındıran, dışarıdan emperyalizmin bağımlılığı altına giren yeni birçok devletler ortayaçıkıyor.Burjuvatoplumyapısınınbağrındakigizliçelişkilerisonunakadaraçığaçıkaranemperyalistsavaş,galipdevletlerin sömürgelerindekaynaşmayayolaçarken,eskininçokulusluimparatorluklarınındağılmasıileortayaçıkanburjuvakarakterliulusal devletlerindebarışiçindebiraradayaşayamayacağınıgösterir.Yi- 107 ne emperyalist savaş bünyesinde ne egemen, ne ezilen ulus, ne anayurt, ne sömürge bulunan Sovyet Rusya’yı ortaya çıkardı. Bu döneminsonunageldiğimizdedünyaçapındameydanagelendeğişiklikle,kapitalizmulusalbaskıveeşitsizlikleriortadankaldırması bir yana, tersine kaynağı haline geldi. Sosyalizmin ise, her türlü ulusalbaskıveeşitsizliğinkaldırılmasındamaddibirtemelyarattığınıgösterdi.Yineburjuvaziulusalsorunaltındaboğulurken,proletarya ulusları özgürlüğe götürecek tek sınıf olduğunu kanıtladı. Ulusalbaskıvebunakarşıverilenulusalhareketlerinbuikincidönemini Stalin şöyle belirtiyor: “Ulusal baskının gelişmesinin ve ona karşı savaşım araçlarının ikinci dönemi, kapitalizmin mahreç, hammadde, yakıt ve ucuz bir işgücü peşinde, sermaye ihracı ve büyük demir ve deniz yollarını güvenlik altına alma savaşımı içinde, ulusal devletler çerçevesinden çıktığı, yakın ve uzak komşular zararına, kendi ülkesini genişlettiği, emperyalizmin belirme dönemine bağlanır. Bu ikinci dönemde Batı’nın eski ulusal devletleri İngiltere, İtalya, Fransa ulusal devletler olmaktan çıkarlar. Yani ellerine yeni topraklar geçirip böylece önce Avrupa’nın Doğu’sunda varılan, o aynı ulusal ve sömürgesel baskı için bir alan oluşturarak, çok uluslu devletler durumuna dönüşürler. Bu dönem Avrupa’nın Doğu’sunda egemenlik altındaki ulusların (Çekler, Polonyalılar, Ukraynalılar) emperyalist savaştan sonra eski çok uluslu burjuva devletlerin dağılması ve büyük devletlerce egemenlik altına alınmış yeni ulusal devletlerin kurulmasına yol açan, uyanış ve gelişmeleri ile belirlenmiştir.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 60, 61) Buikidöneminortakvefarklıyanlarınıbelirtirken,ulusalsorununnasılsömürgelersorunuilekaynaştığınıdaşöylebelirtir:“İlk iki dönemin ortak bir özelliği var, bu özellik de şu: Bu dönemde milliyetler, baskı ve sömürüye uğramışlardır. Bunun sonucu ulusal savaşım yürürlükte ve ulusal sorun da çözülmemiş olarak kalmış, ama aralarında bir de ayrım vardır ve o da şudur; birinci dönemde ulusal sorun ayrı ayrı alınmış, çok uluslu devletler çerçevesinden çıkarılmıştır. Ve sadece az sayıdaki Avrupa milliyetleri kapsar. 108 Oysa ikinci dönemde ulusal sorun, devletlerin iç sorunu olmaktan çok, birkaç devleti ilgilendiren sorun durumuna girerek, bütün haklarından yararlanamayan milliyetleri boyunduruk altında tutmak, Avrupa dışındaki yeni halklar ve aşiretleri kendi etkileri altına almak isteyen emperyalist devletler arasındaki genel savaş sorunu durumuna dönüşmüştür. Böylece, eskiden sade kültürlü ülkelerde bir önem taşıyan ulusal sorun, bu dönemde yalıtık niteliğini yitirir ve genel sömürgeler sorunu ile kaynaşır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 62) Buikincidönembittiğinde,ulusalsorununkarmaşıktablosunu yine, Stalin şöyle çizer: “Savaş sonrası dönem; ulusal düşmanlığın, eşitsizliğin, baskının, çatışmaların, savaşların, uygar ülkeler uluslarının birbirlerine karşı olduğu kadar, bütün haklarından yararlanamayan halklara karşı da, emperyalist acımasızlıklarının dokunaklı tablosunu açığa vurur. Bir yandan; bütün bağımlı ve bağımsız, gerçekte tamamen bağımlı ulusal devletler, yığınlarını ezen ve sömüren birkaç büyük devlet ve bu güçlerin ulusal devletinin sömürü tekeli için kendi aralarındaki savaşımları, öte yandan, bağımlı ve bağımsız ulusal devletlerin, büyük güçlerin dayanılmaz baskısına karşı savaşmaları, ulusal devletlerin, kendi ulusal topraklarını genişletmek için kendi aralarındaki savaşları, son olarak da; sömürgelerin, büyük güçlere karşı kurtuluş hareketlerinin pekişmesi ve bu güçlerin içinde olduğu kadar, genel kural olarak da aralarında bir dizi ulusal azınlık bulunan ulusal devletler içinde de ulusal çatışmaların kızışması; işte bu emperyalist savaş sırasında bırakılmış bulunan dünya tablosudur. Ulusal sorunun çözümünde burjuva toplumun tamamen iflasa uğradığı ortaya çıkmıştır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 259) Budöneminulusalhareketlerikarşısında proletaryanıntavrı Kapitalizminyükselenşartlarındaulusalhareketler,hâlâburjuva sınıfları arasında bir rekabet savaşı görünümündedirler. Ezilen 109 ulusburjuvazisihareketeöncülüketmektedir.Burjuvamilliyetçiliği gelişen proletarya hareketini bölüp güçsüz düşürmek için milli sloganlar ardına gizlenmektedir. Örneğin Rusya’da gelişen proletarya öncülüğündeki devrimci hareket, büyük Rus şovenizmi ile ezilenulusmilliyetçiliğitarafından,sürekliolarakparçalanmakistemektedir. Gündemdeki proletarya devriminin zaferi için her ulustanişçilerintekpartidebirleşmelerigerekir.Ayrıcamillihareketinöncülüğünühersınıftanburjuvayapmaktadır.Millihareket, demokratikhareketinbirparçasıdurumundadır.Temelmeselemillisorununivediçözümüdeğil,demokrasininzaferivebunabağlı olarakmillisorununçözümüdür. Henüz ezilen uluslarda ve sömürgelerde proletaryanın hegemonyasışartlarıdoğmamıştır.ÖncülükiçinEkimDevrimi’ninzaferigereklidir.Yinebudönemde,ezilenulusburjuvazisininbütün yeteneksizliğine ve kaypaklığına rağmen başında yer aldığı milli hareketlerinhaklıyanlarıvardır.Proletaryanınkendiözkurtuluşu içinbundanyararlanmasıgerekir.İşteözellikleRusya’damillisorunkarşısındaproletaryanıntavrı,butarihivesomutşartlargözönündebulundurularaktespitedilir.Butavrıntemelindeikilibirgörev yatmaktadır. Bu görevler bir yandan hakim ulusun her türlü ulusalayrıcalıklarınakarşıçıkarken,öteyandanproletaryanınbirliğinisavunmaktır.Buikiligörevdenbirincisi;uluslarınkendikaderlerinitayinhakkıilkesini(kendibağımsızdevletinikurmahakkıdadahilolmaküzere)sonunakadarsavunmak,ikincisi;proletaryabirliğinihertürlüburjuvamilliyetçiliğinekarşımuhafazaetmek.Ezenulusdevrimcileri,sürekliolarakuluslarınayrılmasıkonusundapropagandaveajitasyonyapmak,ezilenulusdevrimcileri iseeşittemellerüzerindeuluslarınbirliğinisavunmakzorundadır. Lenin,bukonudaşöylediyor:“Böyle bir durum, Rusya proletaryasının karşısına iki yönlü ya da daha doğrusu iki yanlı bir görev koymaktadır. Birincisi; her türlü burjuva milliyetçiliğine karşı ve özellikle Rus milliyetçiliğine karşı mücadele etmek, sadece genel olarak bütün ulusların tam hak eşitliğini tanımakla yetinmemek, ama aynı zamanda bağımsız devlet kurmada da hak eşitliği, yani 110 ulusların kendi kaderlerini tayin etme, ayrılma, hak eşitliğini tanıma ve ikincisi; özellikle bütün ulusların herhangi bir biçimdeki burjuva milliyetçiliğine karşı başarı ile mücadele edebilmek için bugünkü durum karşımıza proleter mücadelesini ve proleter örgütlerini koruma görevini, ulusal tecrit doğrultusunda, burjuva çabalarına rağmen, bu örgütleri uluslararası birlik içinde toplama görevini koymaktadır.” (Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı, syf. 123) Kısaca milli sorun henüz sömürgeler sorununa bağlanmadan öncekidönemindeproletaryanıntavrıbudur. 2-Proletaryadevrimlerininbirparçasıolarakulusal hareketler a) Milli sorunun sömürgeler sorununa dönüşmesi: Milli sorunun sömürgeler sorununa dönüştüğünü daha önce kısaca belirtmiştik.Ancak öneminden ötürü konumu biraz daha açmakgerekir.EmperyalistaşamayagelmedenöncedeAvrupa’nınbiryığınsömürgesivardı.Fakatburalardahalklarınyaşadığı vebuhalklarınkendikendileriniyönetebilecekleriBatılısömürgecilerinaklındanbilegeçmiyordu.Sömürgehalkları,sadecekarıntokluğunaçalıştırılacak,köleleştirilecekbirinsanhammaddesiolarakdeğerlendiriliyordu.İnsanlarenkorkunçmetodlarlaavlanıyor, gemilere doldurulupAvrupa veAmerika’ya köle olarak gönderiliyordu. Bu durumdaAvrupa’nın medeni uluslarını ilgilendiren, ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı ilkesi, elbette bu “vahşi” halkları kapsamına almayacaktı. Emperyalist aşamayageldiğimizde,sömürgeleremetaihracıyanındasermaye ihracı da başlar. Metropol ülkeler, çeşitli ilişkiler yanında, sömürgeye bir de bu yolla giriyorlardı. Sömürge toplumuna giren sermaye,büyükdeğişikliklereyolaçtı,onlarıyenidentarihsahnesineçekti.Emperyalizmvesömürgelerikarşıkarşıyagetirecek olan hareketlerin maddi temeli, böylece atılmış oluyordu. Eskidensermayeninyedekgücüdurumundaolansömürgeler,serma- 111 yeyekarşıçıktıklarıölçüde,işçisınıfınınbağlaşığıhalinegeldiler.Burjuvazininyürüttüğüsavaşlarınyedekordusunuoluşturan sömürgehalklarının,emperyalizmekarşıyürüttükleriyürüyüşve direnme hareketleri, sosyalist hareketin bir parçası haline geldi. Lenin, bu süreci şöyle belirtir: “Eskiden sömürgelerle, Avrupa halkları (hiç değilse bunların büyük çoğunluğu) arasındaki iktisadi hak, sömürgelerin meta değişimine katılmakla birlikte, henüz kapitalist üretime katılmamış olmalarıydı. Emperyalizm bütün bunları değiştirdi. Emperyalizmin belli başlı niteliği, sermaye ihracıdır. Kapitalist üretim, Avrupa finans kapitaline bağımlılıktan kurtulması olanaksız hale gelen sömürgelerde, gittikçe artan bir hızla kök salmaktadır. Genel kural olarak, askeri bakımdan olsun, genişleme bakımından olsun, sömürgelerin ayrılması ancak sosyalizm ile gerçekleşebilir. Kapitalist düzende bu ancak istisnai olarak ya da sömürgede olsun, metropolde olsun bir dizi dev rim ler ya da ayak lan ma lar pa ha sı na ola bi lir.” (Ulus la rın Kendi Kaderini Tayin Hakkı, syf. 179-180) Emperyalistpaylaşımsavaşıvebusavaşımsonundaortayaçıkan Ekim Devrimi milli sorunu, Batı’nın gelişmiş uluslarına has birsorunolmaktançıkarak,Doğu’nunsömürgehalklarınınkurtuluşmeselesinekesinliklebağladı.Millisorunaeksitipburjuvakalıplarla yaklaşma yöntemleri geçerliliğini yitirdi. Örneğin, milli sorunun sadece uygar halkları ilgilendirdiği, özerklik hakları ile yetinmek gerektiği. Hukuki formülasyonlar veya reformist anlayışlarlameseleninçözülebileceğişeklindekigörüşleriflasetti.Savaş dönemi boyunca aşağı yukarı bütün halklar siyah-beyaz-sarı ırklarbirbirinekarıştı.Vebirbirlerindençokşeyöğrendiler.Şurada-burada emperyalizmin dayanılmaz zulmüne karşı bir sürü isyanlarpatlakverdi.NitekimEkimDevrimi,emperyalistzincirden ilkhalkayıkoparıyor,ilkgediğiaçıyordu.BununlaBatı’nınişçisınıfıileDoğu’nunsömürgehalklarınınkurtuluşmesajınıiletiyordu. Elbettesömürgehalklarıbuçağrıyakulaklarınıtıkamayacaklar,direnişe geçeceklerdi. Tarihte ilk defa sömürgeciliğe başkaldıran Anadoluhalkları,öncülükdahahareketinbaşındanişbirliğineyat- 112 kın bir sınıfın (ticaret burjuvazisi hizmetindeki Osmanlı paşaları) elinde olmasına rağmen zafere ulaştı. Bu hareket aynı zamanda bütün İslam halkları çevresine toplamış, onları da başkaldırmaya hazırlamıştı. Stalin milli sorunun, sömürgeler sorununa hangi tarihsel olaylarla bağlandığını açıkça koymaktadır: “Ulusal sorunun, genel sömürgesel sorun durumuna gelmesi; tarihsel bir rastlantı değildir, bu gelişme ilk olarak emperyalist savaş sırasında, savaşçı güçlerin emperyalist gruplarının ordu birliklerini oluşturmak için gerekli isyanları sağladıkları, sömürgeye başvurma zorunda kaldıkları gerçeği ile açıklanır. Bu sürecin, emperyalistlerin bu geri kalmış sömürge halklarına kaçınılmaz çağrıda bulunmaları sürecinin, bu halkları ve aşiretleri kurtuluş savaşının yoluna sokmaktan geri bırakacağına kuşku yoktur. Sonra ulusal sorunun genişlemesi, bütün yeryüzünü önce küçük kıvılcımlar, daha sonra kurtuluş hareketi alevi ile tutuşturan genel sömürge sorunu durumuna getiren ikinci etken de, emperyalist grupların Türkiye’yi paylaşma ve devlet olarak varlığına son verme girişimleridir. Müslüman halklar arasında, en gelişmiş devlet olan Türkiye buna katlanamazdı. Savaş bayrağını kaldırıp emperyalizme karşı Doğu halklarını kendi yörüngesinde topladı. Üçüncü etken, emperyalizme karşı savaşı bir dizi başarı kazanan ve doğal olarak Doğu’nun ezilen halklarını esinleyen, onları savaşmaya yönelten, böylece onların İrlanda’dan Hindistan’a kadar ezilen halkların ortak cephesini kurmalarını sağlayan, Sovyetik Rusya’nın ortaya çıkışıdır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu syf. 62-63) b) Milli hareketlerin proletarya devrimlerinin bir parçası haline gelişi Bu geçişte 1905 ve 1917 devrimlerinin tarihi rolü; daha 1905 burjuva demokratik devriminde Lenin iki taktikte, burjuvazinin çarlıkla uzlaşacağını, proletaryanın ise devrimde öncü güç olarak yerini alması gerektiği tezini işlemişti. Rus liberal burjuvazisi; proletaryailedevrimiilerleteceğine,çarlıklaişbirliğiyaparak,reformisttaleplerleyetinmiş,güvenilmezbirmüttefikolduğunugös- 113 termiştir. İşçi sınıfının kendisine yeni müttefikler araması, Ekim Devrimi’ndeköylülüklesağlananittifaklar,burjuvazininbugerici uzlaşıcıkarakterikarşısındazorunluhalegeldi. Eğer proletarya sosyalizme varmak istiyorsa, burjuvazinin yapmaktan vazgeçtiği demokratik devrimi, yeni müttefikleri ile hegemonyasıaltındasonunakadarsürdürmesigerekir.“Burjuva devrimidir”diye,proletaryanınöncürolünüyerinegetirmektengeridurmayacağı,buaşamayıatlayaraksosyalistdevrimigerçekleştiremeyeceği, leninist kesintisiz devrim teorisinin özünü oluşturur. Lenin’inmarksistdevrimteorisineyaptığıkatkılarınbaşındabugelir. Nitekim Şubat Burjuva Demokratik Devrimi’nde proletaryanın köylülüklegerçekleştirdiğiiktidar,buevreyikısasüredetamamlamasınıveEkimSosyalistDevrimi’negeçmesiniolanaklıkıldı.Bu devrimlerşuolgularıaçıkseçikortayakoyar:Burjuvazi,demokratikdevrimiöncügüçolaraksonunadeksürdüremez.Oherzaman kendisağındakigericilerleuzlaşmataraftarıdır.Küçük-burjuvazide büyük ölçüde bu uzlaşma içinde yerini aramıştır. Devrimi sonuna kadargötürecekgüçişçisınıfıveköylülüktür.Burjuvazi,feodalizme karşı kendi öz görevine ihanet ederken, proletarya kendi öz devrimi için bu görevi yerine getirmek zorunda kaldı. Köylülük, burjuvazininyedekgücüolmaktançıkıpproletaryanınyedekgücü haline geldi. Ekim Devrimi’nde olduğu gibi ulusal devrimde de burjuvazinin konumu aynıdır. Ezilen uluslar çarlık Rusya’sından kurtulurken,kendiburjuvazileritarafındanemperyalizmingüdümü altına sokuluyorlardı. Eski bağımlılık ilişkilerinin yerini yeni bağımlılıkilişkilerialıyordu.Burjuvazidemokratikdevrimdesonbir gericiliğe teslim olurken, milli kurtuluşta da emperyalizme teslim oluyordu.Nasılki,demokratikdevrimintambaşarısıiçinproletaryahegemonyasızorunluise,EkimDevrimi’ndensonraezilenulusların tam bağımsızlığı için de proletaryanın hegemonyası zorunlu hale gelmiştir. Ezilen ulusların kurtuluş mücadelesinde burjuvazininteslimiyetçikarakteri,Rusya’daveTürkmillikurtuluşhareketindebelirginleşmiştir. EkimDevrimisonucuRusya’dakendikaderlerinitayinhakkına 114 sahipçıkanezilenuluslarburjuvazisi,proletaryadevrimikarşısında,emperyalizmiimdadaçağırdılar.Başlarındaolduklarıgericiiktidarlarıvasıtasıyla,Rusya’dakimuzafferdevrimiboğmayaçalıştılar. İç savaşta, emperyalizmle ve Rus gericiliği ile birleştiler. Bu ezilenuluslarıntambağımsızlıkiçinemperyalizmekarşıRusproletaryasıileittifaklarınızorunlubirhalegetirmiştir.Nitekimdaha sonrakigelişmelerbunukanıtladı.BütünuluslarSSCB’debirleştiler.Türkmillikurtuluşhareketindeisedahasavaşıniçindeemperyalizmlesağlananişbirliği,devrimiolduğuyerdebıraktı.Proletaryaisekurtuluştaöncüroloynayamadığıiçinnefeodalizme,nede emperyalizmekarşıbaşarılıbirmücadeleverildi.Millidemokratik devrimin tam zaferi için proletarya hegemonyasının zorunluluğu, buörnekledeaçıkçagörüldü.ŞubatveEkimdevrimleriburjuvazininbututucuvegericikarakteriniortayaçıkarırken,diğeryandan proletaryanın öncülüğünün ezilen ulusların kurtuluş mücadelesi içinenbüyükteminatolduğunu,busomutörneklervasıtasıilekanıtladı.Yinebudevrimler,millibaskınıntamolarakortadankaldırılması ve küçük ulusların bağımsızlıklarını koruyabilmesi için emekçisınıflarıniktidarınınşartolduğunugösterdi.Ezilenulusun başında burjuvazi bulundukça, bağımsızlığın tam olarak sağlanamayacağı,işçiveköylülerinçıkarının,bunlarınkurduğuhükümetlertarafındankorunmayacağı,tambağımsızlıkvesınıfçıkarlarının sağlama bağlanabilmesi için emekçilerin kendi iktidarlarını kurmasıgerektiğiniStalinşöyleifadeeder:“Ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı, çevre bölgelerin ulusal burjuvazilerinin iktidarı ele almaları ve kendi öz ulusal devletlerini kurmak için Şubat devriminden yararlanma biçiminde yorumlanıyordu. Devrimin daha sonraki gelişmesi yukarıda belirtilen burjuva kurumları (devlet aygıtlarının) hesaplarına girmiyordu ve giremezdi de. Ve maskesini atıp gerçek yüzüyle birleşen bir emperyalizmin çarlığın yerine geçtiği ve bu emperyalizmin milliyetler için daha güçlü ve daha tehlikeli bir düşman olduğu, yeni bir ulusal baskının temeli olduğu gözden kaçırılıyordu. Bütün ulusu temsil eden kurumlar, dıştan gelen darbeler karşısında olduğu gibi, iç patlamalar karşısında da 115 savunmasız kalıyorlardı. Yeni doğan ulusal devletler, daha çiçek açmadan solup kuruyorlardı. Bu durumda ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakları, eski burjuva demokratik yorumu bir hayal oluyor. Devrimci anlamını yitiriyordu. Besbelli ki, bu koşullarda ulusal baskının ortadan kaldırılması ve küçük alwal devletlerinin bağımsız duruma getirilmesi sözkonusu bile olamaz. Ezilen milliyetlerin emekçi yığınlarının kurtuluşunun, ulusal baskının ortadan kaldırılması, emperyalizm ile bağları koparmadan, kendi ulusal burjuvazisini devirmeden ve emekçi yığınların kendilerinin iktidarını gerçekleştirmeden düşünülemeyeceği açık-seçik belli oluyordu. (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 38, 39, 40) EkimDevrimi’ninRusya’nınmerkezindençevreyedoğruyayılmasıveiççelişkilerinkeskinleşmesikarşısındadahaöncekurulan ulusalhükümetlerinemperyalizmlenasılbütünleştiğiniStalinşöyle anlatır: “Merkezde muzaffer olan devrim, zorunlu olarak ülkenin en ücra köşelerine kadar yayılacaktır. Ve gerçekten de Kuzey’den gelen devrim dalgası, daha ilk günlerinde çevre bölgeleri birbiri ardından kaplayarak bütün Rusya’yı sardı. Ama oralarda Ekim Devrimi’nden önce kurulmuş olan ulusal şuralar ve bölgesel hükümetler barajına çarptı. Gerçek şu ki; bu ulusal hükümetler, sosyalist devrimin lafını bile duymak istemiyorlardı. Burjuva niteliği taşıdıkları için eski burjuva dünyayı yıkmayı hiç de istemiyorlardı. Tam tersine eski burjuva düzeni korumak ve sağlamlaştırmak için bütün güçlerini harcamayı görev sayıyorlardı. Ülkenin çevre bölgelerindeki hükümetlerin savaşı, burjuva ve karşı-devrimin sosyalizme karşı savaşıdır. Ve şu anda da öyledir. Halkın bağlı bulunduğu ulusal bayrağın kullanılması, halk yığınlarını aldatmak, ulusal burjuvazinin karşı-devrimci planlarını maskelemek içindir. Ama ulusal ve bölgesel hükümetlerin giriştikleri savaş, eşit olmayan bir savaştır. İki yandan; dıştan Sovyet iktidarı tarafından ve içten kendi öz işçi ve köylüleri tarafından saldırıya uğrayan ulusal hükümetler, daha ilk çatışmalarda bozgun halinde gerilediler. Tam bir yenilgiye uğrayan ulusal hükümetler, kendi işçi ve köylülerine karşı Batı’nın emperyalistleri, bütün dünyada küçük ulus- 116 ların kıdemli sömürücülerini ve zalimlerini yardıma çağırmak zorunda kaldılar. O zaman herkes için açık seçik belli oldu ki, ulusal burjuvazi kendi halkını ulusal baskıdan kurtarma peşinde değildi, o halkın kendi alın terinden kârlar elde etme özgürlüğü ayrıcalıklarını ve sermayelerini koruma özgürlüğü peşindeydi. O zaman bütün açıklığı ile anlaşıldı ki, emperyalizm ile bağları koparmadan, ezilen yığınlarının eline geçmeden, ezilen ulusların burjuvazisi devrilmeden emekçi ulusların kurtuluşu düşünülemez.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 41, 42, 43) Ekim Devrimi bir yandan Rusya’da ulusların kendi kaderlerini tayinhakkıilkesininburjuvaziyorumunasonverirken,diğeryandandünyaçapındaulusalsorunu,yarı-sömürgevesömürgehalklarınemperyalizmekarşıkurtuluşmücadelesisorunuhalinegetirdi. Stalin, özet olarak Ekim Devrimi’nin dünyaca önemini şöyle belirtir: “1- Ulusal sorunu, ulusal boyunduruğa karşı savaş gibi özel bir sorun olmaktan çıkararak; ezilen halkların, sömürgelerin ve yarısömürgelerin, emperyalist sömürüden kurtuluşu, genel sorunu haline getirerek bunun alanını genişletmiştir. 2- Bu kurtuluşun gerçekleşebilmesi için büyük olanaklara yaramış ve gerçek yolları açmıştır. Ve böylelikle Batı’nın ve Doğu’nun ezilen halklarının kurtuluşunu geniş ölçüde kolaylaştırmıştır. Onları emperyalizme karşı muzaffer savaşın ortak yoluna getirmiştir. 3- Batı’nın proleterlerinden, Rusya Devrimi aracılığı ile Doğu’nun ezilen halklarına kadar varan, dünya emperyalizmine karşı yeni bir devrimler cephesi kurarak, sosyalist Batı ile köleleştirilmiş Doğu arasına köprü kurmuştur.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 46, 47) Görülüyorki,EkimDevrimimillisorunusömürgelersorununa bağlarken, aynı zamanda milli hareketleri burjuva devrimlerinin bir parçası olmaktan çıkarıp proletarya devrimlerinin bir parçası halinegetirdi. EkimDevrimi’ndensonramillisorunu,hâlâburjuvadevrimlerinin bir parçası olarak değerlendiren; milli hareketleri, burjuva sı- 117 nıfları arası pazar için bir rekabet kavgası olarak koyan, böylece ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı ilkesine, burjuva yorumlar kazandırmak isteyenlere, Stalin şu görüşleri ile karşı çıkar: “Ve böylece, ‘bütün iktidar ulusal burjuvaziye!’ sloganı ile ulusların kendi kaderlerini serbestçe tayin etme hakkı konusundaki eski burjuva kavramının maskesini devrimin bizzat seyri düşürdü. Ve bu kavram bir kenara atıldı. ‘Bütün iktidar ezilen ulusların emekçi yığınlarının!’ sloganı ile ulusların kendi kaderlerini serbestçe tayin etme hakkı konusundaki sosyalist kavram, bütün uygulama haklarını ve olanaklarını kazanmış oldu. Böylece Ekim Devrimi, eski burjuva ulusal kurtuluş hareketlerine son vererek, ezilen ulusların işçi ve köylülerinin her türlü baskıya karşı ve bu arada ulusal baskıya karşı, kendi burjuvazilerinin iktidarlarına karşı ve yabancı burjuvaziye, genel olarak emperyalizme karşı yeni sosyalist bir hareketin çağını aşmış oldu. Ama ulusal hareketin toplumsal anlam ve önemini, çeşitli milliyetler burjuvazisinin rekabet savaşımını gören bir adamın ulusal sorunu aslında, bir köylü sorunu olarak düşünemeyeceği de inkar edilemez. Bugün ulusal sorunun özü sömürgeler ve bağımlı milliyetler, halk yığınlarının mali sömürüye karşı bu sömürgeler ve milliyetlerin, egemen milliyetin emperyalist burjuvazisi tarafından siyasal köleleştirilmesi ve kültürel kişiliksizleştirmesine karşı savaştadır... Burada asıl bir milliyet burjuvazisinin bir başka milliyet burjuvazisini rekabet savaşında yenmesi ya da yenebilmesi olgusunun değil, ama egemen milliyetin emperyalist grubunun temel yığınları ve her şeyden önce de sömürge ve bağımlı ülkeler, köylü yığınlarını sömürüp ezmesi ve onları ezip sömürürken, böylece onları emperyalizme karşı savaşa sürükleyip proleter devrimin müteffikleri durumuna getirme olgusunun sözkonusu olduğu açıktır. Eğer ulusal hareketin anlamı ve önemi çeşitli milliyetlerin burjuvazileri arasındaki rekabet savaşlarına indirgenirse, ulusal sorun eninde sonunda bir köylü sorunu olarak düşünülemez. Ve tersine, eğer ulusal sorun eninde sonunda bir köylü sorunu olarak düşünülürse, ulusal hareketin toplumsal anlam ve önemi çeşitli milliyetler burjuvazileri arasındaki rekabet 118 savaşında görülemez. Bu iki formülasyon arasına eşit işareti koymak, kesinlikle olanaksızdır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 44-160) Stalin milli sorunda, Ekim Devrimi öncesi ve sonrası arasında bir ayrım yapmayan, milli hareketi hep burjuva sınıfları arasında birhareketolarakkoyanYugoslavSemiç’learalarındadoğanpolemiktenötürükonuyayenideneğilmekzorundakalır:“Semiç arkadaş, Stalin’in 1912 sonlarında yazılmış ‘Marksizm Ve Milli Mesele’ broşürünün bir parçasına atıfta bulunuyor. O parçada ‘ulusal savaş burjuva sınıflarının kendi aralarındaki bir savaştır’ denir. Böyle yapmakla anlaşılan ulusal sorunu, toplumsal anlam ve önemini belli tarihsel koşullar içinde belirlemeye yönelerek, kendi formülünün doğruluğuna benzetmede bulunmak istiyor. Ama Stalin’in broşürü, emperyalist savaştan önce ulusal sorunun, henüz marksistlerin gözünde dünya çapında bir sorun olmadığı ve marksistlerin ulusların kaderlerinin özgürce belirleme hakkına ilişkin temel istemleri; proleter devrimin bir parçası olarak değil, ama burjuva demokratik devriminin bir parçası olarak düşünüldüğü sıra yazılmıştır. O günden bu yana uluslararası durumun köklü bir biçimde değiştiğini, bir yandan savaş, bir yandan da Rusya’daki Ekim Devrimi’nin ulusal sorunu burjuva demokratik devriminin bir parçası durumundan proleter sosyalist devrimin bir parçası durumuna dönüştürdüklerini görmemek gülünç olur. Lenin 1916 Ekimi’nde ‘ulusların kaderlerini tayin hakkının, tayini üzerine bir tartışmanın özeti’ adlı makalesinde ulusal sorunun, halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakkına ilişkin, ana sorunun genel demokratik hareketin bir parçası olmaktan çıktığını, daha şimdiden sosyalist genel proleter devrimi bütünleyen parçası durumuna gelmiş bulunduğunu söylüyordu. Lenin’in olsun, Rus komünizminin öbür temsilcilerinin olsun, ulusal sorunun üzerine daha sonraki yazılarının sözünü bile etmiyor. Yeni tarihsel durum gereğince, yeni bir çağ; proleter dünya devrimi çağına girmiş bulunduğumuz şu anda Semiç arkadaşın, Stalin’in Rusya’da demokratik devrim döneminde yazılmış broşürünün filanca parçasına atıfta bulunma- 119 sının ne anlamı olabilir? Sadece şu anlamı olabilir ki, Semiç arkadaş, diyalektiğin ilkel kurallarını çiğneyerek ve belli bir tarihsel durumda rolü olan bir belirlemenin, başka bir tarihsel durumda yanlış olabileceği gerçeğini gözönünde tutmaksızın, yer ve zaman dışında canlı tarihsel durum ile her türlü bağlılık dışında alıntılar yapıyor. Yugoslav komisyonundaki konuşmamda ulusal sorunun; Rus Bolşevikleri tarafından konuş biçiminde, iki aşamanın ayırdedilmesi gerektiğini söylemiştim. Burjuva demokratik devriminin sözkonusu olduğu ve ulusal sorunun genel demokratik hareketin bir parçası olarak düşünüldüğü, Ekim öncesi aşama ile artık proleter devrimin bütünleyici parçası durumuna gelmiş bulunduğu Ekim aşamasıdır. Bu ayrımın çok büyük bir önem taşıdığını kanıtlamaya pek gerek yok sanırım. Korkarım ki, Semiç arkadaş ulusal sorunun konuş biçimindeki iki aşama arasında varolan bu ayrımın anlam ve önemini henüz kavramamış.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 161, 162) Sonuç olarak Ekim Devrimi’nden sonra milli hareketlerin burjuva milli hareketleri olarak ele alınamayacağı, sömürgelerde bir devrimmeselesiolarakkonulmasıgerektiğini,yukarıdakialıntılardanaçıkçaizlemekteyiz. c) Sömürgelerde Devrim 1- Devrimin objektif şartları Proletaryadevrimleriçağında,dünyanınhertarafındadevrimin objektif şartları vardır.Ama bu şartların olgunluk düzeyleri ülkedenülkeyedeğişmektedir.Bağımsızgelişmişbirkapitalistülkede devrimin objektif şartlarının olgunluk düzeyi ekonomik, siyasi buhranlarınortayaçıkmasınabağlıdır.Bukrizlerortayaçıkmadan, evrim sürecinden sıcak mücadele sürecine girilemez. Krizler ya kapitalistaleminiçözelliğindenortayaçıkar,yadadevrimciinisiyatiftarafındanbizzatyaratılır.Busüreçgerçekleştirilmedendevrime başlanamaz. Başlansa dahi başarısızlığa uğrayacağı bellidir. Yarı-sömürgelerde devrimin objektif şartlarının olgunluk düzeyi, ülkedeki emperyalizm ve işbirlikçilerinin varlığından ötürü biraz 120 dahagelişmiştir.Görünürdeemperyalizminaçıkbirişgaliyoktur. Yerliegemensınıflarınişbirlikçiyönetimlerivardır.Emperyalizm ekonomik,siyasivekültürelalanlardakinüfusunu,bunlarvasıtası ile sürdürmektedir. Ülke “gizli işgal” espirisi içindedir. Ülkedeki siyasi, ekonomik konjonktür kapitalist alemden şiddetle etkilenir. Gelişmiş kapitalist ülkelerdeki bir bunalım, etkisini bu ülkelerde daha şiddetli duyurur. Halk kitlelerinin içinde bulunduğu yaşama düzeyi pek iç açıcı olmamakla birlikte, tüketim ve montaj sanayi alanlarındasağlananbirtakımgelişmelerdenisbetenelverişliduruma getirilebilmektedir. Kapitalist yöntemlerle de olsa ülkedeki üretimgüçlerigelişebilir. İştebudurumlardevriminobjektifşartlarınınolgunlukdüzeyinedeyansımaktadır.Kısasürelideolsadevrimiçinbirevrimsürecinin(demokratikmücadeleler,ajitasyonvepropaganda)gerekliliğineyolaçmaktadır.Devrimcikrizanıyakapitalizminiçgelişmesiyadabilinçlibirmüdahaleileoluşabilir.Amabukrizanıgelmeden,devriminsıcaksavaşanınageçilemez.Sömürgeülkelerde ise devrimin objektif şartları her zaman yetemez olgunluk düzeyindedir.Ülkeheralandaişgalaltındadır.Askeriişgalkitlelerenefesaldırmazken,halkdayanılmazhayatşartlarıaltındakıvranmaktadır.Ekonomikkaynaklartalanedilmektedir.Üreticigüçleringelişmesine imkan verilmemektedir. Siyasi alanda işbirlikçilerin kukla bir hükümeti bile yoktur. Ülke işgal karşısında her alanda savunmasızdır. İşsizlik, açlık, hastalık, gelecekten duyulan kuşku halkıbunaltmıştır.Halkınişgalcidüzenekarşıbüyükbirgüvensizliğivardır.Heranayaklanabilirler.Bütünbudurumlar,buülkelerdeki devrimin objektif şartlarının her zaman olgunluk düzeyinde olduğunugösterir.Yanidevrimcikrizleregerekyoktur.Zatenkriz anlarından daha kötü anlar, işgal yönetimi altında yaşanmaktadır. Açık işgal en büyük krizdir. “Devrim için elverişli anı bekleme” diye bir sorun yoktur. Sömürgeci ülkede ve dünya dengesindeki değişmeler önemli olmakla birlikte, bu durumu değiştirecek ağırlıktadeğildirler.Talibirönemesahiptirler. 121 2- Devrimin karakteri ve görevleri Sömürgelerdekidevrim,sosyalistbirdevrimdeğil,burjuvademokratik türden bir devrimdir.Ancak burjuvazi öncülüğünde yönetilenklasikbirburjuvademokratikdevrimdeğil,sosyalistdevriminbirparçasıolarakgelişenveproletaryanınhegemonyasıaltındatamzafereulaşanmillidemokratikbirdevrimdir.Sömürgelerdeki devrimin ilk adımı budur. Bu da marksist-leninist kesintisiz devrim teorisinin sömürgelere uygulanan biçimidir. Milli demokratik devrim sömürgelerde, leninist devrim teorisini oluşturur. Devriminmilliyanıuzunbirsürehakimyanolarakgelişir.Budönem,işgalsonaerinceyekadarsürer.İşgalülkeninbütünhayatındaetkisiniduyurduğuiçinancakuzunbirmücadelesonucuortadan kaldırılabilir. İşgalci orduların temizlenebilmesi için halkın halk ordusunda örgütlenmesi ve uygun bir savaş vermesi gerekir. Buzorgörevler,sömürgelerdekidevriminenönemliyanınınmilli kurtuluşolduğunugösterir.Butemeladımatılmadansömürgelerde herhangi bir gelişmenin sağlanması ve devrimin ilerletilmesi olanaksızdır. Devrimin demokratik yanı, milli kurtuluşun ihtiyaçlarınagöreönemkazanmaktadır.Millikurtuluşgüçlüköylüorduları gerektirir. Bunun için ise köylülüğün demokratik taleplerinin sağlanması, tefeci ve toprak ağalarının sömürüsünün ortadan kaldırılmasılazımdır.Devrimindemokratikyanıgerçekleştirilmeden, köylünün bu talepleri karşılanamaz. Böyle olunca, köylülük milli kurtuluş ordusuna çekilemez. Kısaca devrimin milli yanı ile demokratikyanıiçiçedir.Başlangıçtamilliyanağırbasar,ancakbu yanın güçlenmesi için demokratik yanının gelişmesi gerekir. Bu süreçlerbirbirinibesler,büyütür.Sömürgeveyarı-sömürgelerdeki devriminbukarakteriniMaoşöylebelirtir:“Ancak bugünkü Çin’de burjuva demokratik devrim, şimdi artık devri geçmiş olan eski genel türde değil, yeni özel türde bir burjuva demokratik devrimdir. Biz bu yeni türe, yeni demokratik devrim diyoruz. Ve bu tür, Çin’de olduğu gibi, bütün diğer sömürge ve yarı-sömürge ülkelerde gelişmektedir. Bu yeni demokratik devrim geniş halk kitlelerinin, proletaryanın önderliği altında, anti-emperyalist, anti-feodal 122 bir devrimdir. Çin toplumu sosyalizmde ancak böyle bir devrim ile ilerleyebilir; başka bir yol yoktur. Yeni demokratik devrim, Çin’de emperyalistlerin, hainlerin ve gericilerin egemenliğini devirmesi, ama kapitalizmin, anti-emperyalist, anti-feodal mücadeleye katkıda bulunabilecek, herhangi bir kesimini yok etmemesi bakımından da sosyalist devrimden ayrılır.” (Halk Demokrasisi, syf. 59, 60) Devrimin ikili görevi hakkında Mao şunları belirtir: “Bu aşamada emperyalizm ve feodal toprak ağası, Çin Devrimi’nin başlıca düşmanları olduğuna göre; devrimin halihazırdaki görevi nelerdir? Hiç şüphesiz ana görevler bu iki düşmana vurmak; ilk ve önde gelen görev emperyalizmi devirmek için milli devrim olmak üzere, emperyalist zulmü yıkmak için bir milli devrim ve feodal toprak ağası zulmünü yıkmak için de bir demokratik devrim yapmaktır. Bu iki büyük görev içiçedir. Emperyalist egemenlik yıkılmadan, feodal toprak ağası sınıfının egemenliğine son verilemez. Çünkü emperyalizm onun ana desteğidir. Tersine feodal toprak ağası sınıfını yıkmaları için mücadelelerinde köylülere yardım etmeden, emperyalist egemenliği yıkacak güçlü devrimci müfrezeler inşa etmek mümkün değildir. Çünkü feodal toprak ağası devrimin ana hedefidir. Bu nedenle iki temel görev; milli devrim ve demokratik devrim, aynı zamanda hem ayrı, hem birleşiktir.” (Halk Demokrasisi, syf. 46, 47) 3- Milli kurtuluşta sınıfların mevzilenmesi Sömürgelerdekidevrimdesınıflarınmevzilenmesi,sorununaydınlatılması, başarılı bir milli kurtuluş hareketi için zorunludur. Sömürgelerde herkesi yurtsever olarak görmek, farklı iktisadi çıkarları olanlara, sınıfların milli kurtuluştaki rollerini aynı göstermeksonderecesakıncalıdır.Burjuvamilliyetçiliğininbirproleter yurtseverliğiilebirişbirlikçininsahteyurtseverliğinibirbirinekarıştırması,kendisınıfçıkarlarıaçısındanbiranlamtaşıyabilir.Ama emekçi sınıflara öncülük için ortaya çıkan devrimciler açısından sınıflarıniktisadiözüvebuözedayalımillikurtuluşçuyanlarının açıkça aydınlığa çıkarılması gerekir. Sömürge toplumunun sınıf 123 tahlili yapılmalı ve sınıfların devrimdeki yeri belirlenmelidir. Bu yapılmadıkçadevrimgerçekleşemeyeceğibilinmelidir.Bazısahte yurtseverler, “milli kurtuluşta sınıf farkını ortaya koymayalım, önemli olan yurtseverliktir, cepheyi bölmeyelim” deyip bu sorunu atlatırlar.Böylelikledesınıfçıkarlarınımaskelerler.Sınıflarındevrimdekirolü,devrimdenzarargörüpgörmemeleriileyakındanilgilidir.Madditemellerindevrimdekirollerinidebelirler.“Demokratik ve sosyalist devrimlerde başrolü ezilen sınıflar oynar, milli devrimde bu rolü bütün sınıflar oynayabilir” demek son derece yanlıştır.Günümüzdemillikurtuluştanençokezilensınıflaryararlanır.Millikurtuluşolmadansınıfsalkurtuluşlarimkansızdır. Toprakağalarıvekompradorburjuvazi Sömürgeci ülkenin burjuvazisi ile asker-sivil bürokratlara sıkı bağlarlabağlıolansınıflarınbaşında,toprakağalarıilearacı-tefeci,kompradortüccarlargelir.Busınıflarsömürgecilerleolanilişkileri sayesinde ayaktadırlar. Sömürgeciler çeşitli amaçlarla bunlarısuniolarakayaktatutarlar.Günümüzdeüretimaraçlarıvekültürüngelişmesindehiçbirrolleriyoktur.Toplumiçinhiçbiryararı bulunmayangereksizbiryığınoluştururlar.Busınıflarbütüngüçlerinisömürgecilerdenalırlar.Onlarındesteğiolmadanbirgünayaktaduramazlar. Toprak ağaları; sömürgecilerin kırdaki sosyal temelini oluştururlar. Köylülük üzerine uyguladıkları insafsız, ekonomik-politik vedinselbaskılardanötürüsömürgecilerinvazgeçemeyecekleribir kesimioluştururlar.Bunlarkırahakimoldukçasömürgecilerrahat uyuyabilirler. Sömürgeciler orduları ile zaptedemedikleri halk yığınlarınınetkisini,bunlarındin,aşiret,feodalkurumlarıvasıtasıile durdurabilirler. Bunların varlığı kendilerinin en az orduları kadar gereklidir. Aracı-tefecikompradorkesim,düpedüzsömürgeciliğinyetiştirdiğibirkesimdir.Kültürüile,ekonomikçıkarlarıilesömürgecilerleiçlidışlıdırlar.Onlarınkenttekisosyaltemelinioluştururlar.Fa- 124 şist ve gerici kurumların baş destekleyicisidirler. Sömürgeciliğin ortadan kalkması ile bunların maddi varlığının gerekçesi de ortadan kalkar. Toplum için rolleri, toprak ağaları için anlatılanlarla aynıdır.Busınıfsalkonum,toprakağalarıvekompradorburjuvaziyimillikurtuluşuniticigücüdeğil,hedefihalinegetirir.İçlerindenfertolarakyurtseverlerçıkabilir.Amabuistisnalaronlarınsınıfkarakterleriniasladeğiştirmez.Çoğumillikurtuluştasömürgecilerleeleleveripyurtseverleriarkadanvururlar.Barışdönemindeki (köleci geçmiş) sömürücü ve afyonlaştırıcı rollerini, devrim döneminde ihbarcılığa, kundakçılığa ve sahte yurtseverliğe dönüşür. Temsil ettikleri din, aşiret ve feodal kurumlarını kolaylıkla milliyetçiörgütleredönüştürürler. Devriminolgunlaşanmeyvelerinibusahteörgütlerivasıtasıile toplamak isterler. Bir yandan sömürgecilerle en gizli ve karanlık ilişkilerisürdürürken,öteyandankitlelerinkarşısına,millikurtuluşunkahramanlarıpozuileçıkarlar.Yinebiryandansömürgeciliğin kuvvetliordularınınmedenivasıflarınınpropagandasıilekitlelere güvensizlikveuyduluğuaşılarken,öteyandanonlarımaceracıolarakadlandırdıklarımillikurtuluşçulardantecritetmeyolunagiderler. Böylece geçmişin en büyük iç dayanakları olan bu sınıflar, devrimdönemindedeenciddiengellerhalinegelirler. Ortasınıflar Sömürgecilerin uşak olarak kendilerine yukarıda özleri ortaya konansınıflarıtercihetmeleri,ortasınıflarıngelişmesiniçokzorlaştırır. Orta sınıfların gelişmesi için ülkenin feodalizme ve sömürgeciliğekarşımücadeleiçindeolmasıvebumücadeleninbelli oranlardabaşarılıgeçmesi,örneğinyarı-sömürgekoşullarınavarması ile mümkündür. Ülke tepeden tırnağa kadar işgal altındayken,milliciyanlarıolanortasınıflarınortayaçıkmasıçokzordur. Sınıfsalgelişmeleriiçinülkekaynaklarıvepazardanpayalmaları gerekir. Bu da sömürgeci burjuvazi ile savaşmalarını gerektirir. Busavaştabaşarılıolduklarıorandatoplumdaetkinbirsomutha- 125 line gelebilirler. Ülkeyi klasik sömürgecilikten kurtarıp yarı-sömürgekoşullarınadönüştürdüklerindeiktidarıetkileyenenönemli sınıf olabilirler. Sınıfsal gelişmeleri için klasik sömürgeciliğin elverişsizkoşulları,onlarıdevrimdeikilibirgörünümebüründürür. Milli kurtuluşçulardan yana tavır almalarının nedeni ülke kaynaklarına ve pazarlarına sahip çıkma isteklerinden ileri gelir. Diğeryandanbuisteklerininasgarioranlakarşılanmasıbileonları sömürgecilerleişbirliğinegötürür.Ayrıcaemekçisınıflarıniktidar tehlikesi, onları en elverişsiz koşullarda sömürgecilerle anlaşmaya iter. Kısaca sömürgeciler ve işbirlikçileri ile emekçi sınıflar hakkındatarihivesomutkoşullargözönünegetirilerekyorumyapılmalıdır.Gününkoşullarıiçindeiçvedışdengegözönünealınıp fert,grupvetabakaolarakrolleriniayrıveyayurtseverolarakilan etm em ek, kend il er in i gerç ek yurts ev erl er olar ak göst erd ikl er i orandasaflaraalmak,hattagerekirseufakbazıtavizlerkarşısında onları kazanmak bile gerekir. Bu sınıflar ve devrimdeki rolleri hakkındaönyargılıolmamak,somutşartlarınsomuttahliliniyaparakdurumlarınıaydınlatmakendoğruyöntemdir. fiehirküçük-burjuvazisiveaydınlar Bukesimesnaf,küçüktüccarlar,zanaatkarlar,serbestmeslek sahipleriveaydınlardanoluşmaktadır.Milliburjuvaziyenazaran dahailericibirroloynarlar.Gelişmelerisömürgecilerveişbirlikçilerinden görürler ve onlar tarafından önlenir. Sınıfsal konumlarıgereğimillikurtuluşuniticigüçlerindendirler.Esnaf,zanaatkar ve serbest meslek sahipleri kent nüfusunun önemli bir oranını oluştururlar, ekseriya kendi emekleri ile geçinirler. Çok az sayıdaişçiçalıştırırlar.Birkısmınınküçükişletmeleri,sömürgeci burjuvazinin büyük işletmeleri karşısında yıkılmaktadır. Gelenekselzanaatkollarıortadankalkmaktadır.Bunlarıhimayeedebilirhiçbirkuruluşyoktur.Sömürgeciçarkbunlarıdahaçokhalka yakl aşt ırm akt a, prol et erl eşm ey e zorl am akt ad ır. Bu sın ıf ın dünya görüşü, genellikle güncel çıkarları tarafından belirlenir. 126 Uzun vadeli bir hesapları yoktur. Olayları geniş bir perspektif içinde ele alamazlar. Daima güçlüden yana tavır alma eğilimindedirler. Bu dünya görüşleri, maddi temellerinin hızla değişmesind en iler i gelm ekt ed ir. İst ikr arlı bir ekon om ik hay atl arı olmadığı için istikrarlı bir görüş ve tavırları da yoktur. Bu sınıfın istikrarsızmaddiyaşamkoşullarıvebundankaynaklanandünya görüşleri, devrimci örgütlenme ve mücadeleye de bu niteliği ile yansır.Örgütlenmededisiplinliveistikrarlıbiryapıyasahipolamazlar.Süreklieğitilmelerigerekir.Kaypakveferdidavranışları ağırbasar.İlkesizbirçalışmalarıvardır.Onlarınbuniteliğikendileriniyaburjuvazininyadaproletaryanınörgütlenmesinegötürür.Kendibaşlarınabağımsızcaörgütlenmeveplanlıhareketetmeyetenekleriyoktur.Gösterişeveprovokasyonaaçıktırlar.Sömürgecilikle mücadele yöntemleri; demokratik birtakım derneklerkurmak,buderneklervasıtasıilemitingvegösteriyapmaktır. Başlangıçtasağladıklarıbirtakımgelişmeler,onlarıcesaretlendirir.Neredeisebuyollahertürlühakkasahipolabileceklerinebile inanırlar. Tabii bu sadece bir yanılgıdır. İşgalci güçlerin sert dipçikleriilekarşılaştıklarındaakıllarıbaşlarınagelir.Amaozamanişiştengeçer.Biryığınkitleyidekatliamasürüklemişolurlar.Provokatifniteliklerideburadayatmaktadır.İştebuniteliklerigözönünegetirilerekbukesimeinisiyatifverilmemeli,proleter politikasınınamaçlarınatabikılmakiçineğitilmelidir. Aydınlara gelince, bunlar da sömürgecilerin işbirlikçilerinden zarar görmektedir. İşsizlik ve geçimlerini sağlayamama endişesi içindedirler. Dengeli bir maddi yaşamları yoktur. Öğrenci olanlar parasızlıktan okuyamamakta, bunalım içinde yaşamaktadırlar. Bilinçliolduklarıiçinbudurumlarınınnedenlerinidoğrutespitederlervehakimsınıflarakarşıtavıralırlar.Millikurtuluşunilköncüleriçoğunluklabunlardançıkar.Özellikleyoksulkesimlerdengelenlerden, milli kurtuluşu başından sonuna kadar göğüsleyecek epeycekadroçıkar.Devrimciteoriveörgütlenmeyikitlelerebaşlangıçta bunlar götürürler. Bunların entellektüel çabaları olmadan kitlelerörgütlendirilemez.Kitlemücadelesineatılmayakadarhayli 127 kararsız ve zikzaklı adımlar atarlar. Bireysel düşünce ve hareket planlarıağırbasar.Fakatçıkarlarınıhalkçıkarlarıilebirleştirdiklerinde gerçek halk öncüleri durumuna yükselirler. Eksiklerini de kitlemücadelesiiçindegiderirler. Köylülük Sömürge ülkedeki nüfusun en büyük kesimini köylülük oluşturur. Toplumun adeta gövdesi gibidirler. Sömürge toplumu, aşağı yukarıköylülükileeşanlamlıdır.Kapitalistsömürgeciliğingelişmesi ile beraber köylülükte de farklılaşma olur. Bu taktirde orta ve yoksulköylülükbelirginolmamaklaberaberortayaçıkarlar.Dünya görüşlerindevedavranışlarındapekdeğişiklikolmaz.Tarihiçinde sömürgecilervefeodalişbirlikçilerindenençokçekenlerköylülerdir.İkiyönlüboyunduruk,sömürgeköylüsünübirmengenegibisıkıştırmakta, yaşamı onlara zehir etmektedir. Köylü “feodalite ve aracı-tefeciden kurtulayım”derken,sömürgecilerininsafsızduvarınaçarpmaktadırlar.Köylülük,sınıflıtoplumunbaşındanberivardır. Doğadanbirtoprakparçasıkopararakbütünuğraşınıburayaverir, doğa ile içli dışlıdır. Toplumsal yanı fazla gelişmemiştir. Dağınık kırsal yaşantısı onda adeta hayvanlaştırıcı etkiler yapmaktadır. Bu tesadüfiyaşantıköylülüğündünyagörüşünedeyansımakta,şüphecivekadercibirkültüründoğmasınayolaçmaktadır.Doğayabağlılığı onun dini düşünceye bağlı kalmasını kılar, doğaüstü olan inançları,onlarıkendigüçlerindenhabersizbırakır.Buşartlaraltında köylülüğün kendi kendisini örgütlemesi ve mücadeleye katılmasızordur.Modernbirsınıfınöncülüğüneihtiyaçgösterirler.Bu sınıflarburjuvaziveyaproletaryadır.Ancaksömürgelerdeburjuvazinindevrimcibarutukalmadığıyadailericiliğitarihekarıştığıiçin köylülüğü örgütleyemez. Gelişecek köylü hareketinin kendisini aşacağındanvedüzenideğiştireceğinden,değiştirerekonlarıörgütsüzbırakacağındankorkar. Proletaryaisegençveazgelişmişolmasınarağmençağınınen ilerici inisiyatiflerini sonuna kadar kullanabilecek durumdadır. Proletaryaköylülükleittifaksağlamadan,sömürgeveyarı-sömür- 128 gelerdedevrimyapamaz.Leninizminengelişmişyanlarındanbirisi de işçi sınıfı ve köylülük arasındaki ittifağı gerçekleştirmiş olmasıdır. Sömürgelerdeki milli-demokratik devrim, proletaryanın ideolojik-politik öncülüğü altında köylülüğün temel güç olması koşuluilezafereulaşmaktadır.Millikurtuluşaköylülüğüntalepleri yansıtılmadıkçabaşarımümkündeğildir. Proletarya Sömürgekoşullarındanitelikvenicelikitibarıilezayıfdaolsa bir proletarya oluşmaktadır. Bu oluşum milli burjuvazinin karşıtı olmaktan ziyade, sömürgeci devlet işletmelerinde ortaya çıkmaktadır.Bunedenlesömürgeburjuvazisindendahafazlagelişmişbir işçisınıfıvardır.Nitelikçesanayiişçilerindenhaylifarklıdır.Köylülükleilişkilerisıkıdır.Çoğunluklaköydebirevi,birtarlası,birkaçhayvanıbulunmaktadır.Budurumonlarıköylülüğebağlarve aralarındaki ittifakı kolaylaştırır. Ülkede sanayi geliştirilmediği içinçoğugöçmenişçidurumundadır.Devamlıbirişteçalışmaimkanlarıyoktur.Çoğunluklamevsimlikişçiolduklarındansendikalaşmaları zordur. Toprağa traktörün girmesi ile kırdan büyük bir boşalmaolmakta,budasayıcaproletaryayıgiderekattırmakta,büyükbölümünişsizkalmalarınayolaçmaktadır.Çelişkileri,sömürgeciilişkileriçindebulunanlarladır.Builişkilerbiryandanonları işsizbırakmaktaveyadüşükücretleçalışmalarınayolaçmakta,diğeryandansınıfsalgelişmelerinidurdurmaktadır.Builişkiler,aynı zamandaüzerlerindekisınıfsalveulusalbaskıyıyoğunlaştırmaktadır. Milli kurtuluştaki önemi, çağın en ilerici sınıfı olmalarından ilerigelir.Millidemokratikdevriminenzorgörevlerininüstesindengelmesi,ilericiveörgütlenmeyeenyatkınideolojikvepolitik yapısı,engelişmişbirsınıfolmasındanötürüdür.Bütünyurtsever vesınıftabakalarınınçıkarlarınımillikurtuluştadengeleyebilirler. Veonlaraöncülüketmegücünüdebuniteliklerindenalmaktadırlar.Bundandolayısayıvenitelikçegelişmesiönemlideğildir. Lümpenler 129 Sömürgelerdebirtortutabakadandasözedilebilir.Genelolarak, “serseriler veya lümpenler”diyeadlandırılanbutabaka,sömürgelerde meydana gelen işsizler yığınlarının gayrimeşru yollara başvurmakzorundakalanbirbölümüdür.Böylecegangsterler,dilenciler,haydutlar,hayatkadınlarışeklindesayılarıepeykabarıkolan biristikrarsıztabakaoluşur.Bunlarınbüyükbirkısmınıpolisinve faşistörgütlerinkullanmasıiçinelverişlidirler.Ancakiçlerindecesurvemertolanlarıdavardır.Nevarki,düzensizvelümpenyaşamlarıonlarhakkındakaygılarayolaçmaktadırvehemenyararlanılabilecek unsurlar olmaktan çıkarmaktadır. Eğer üzerlerinde sabırla durulup eğitilmelerine yardımcı olunursa, mücadeleye çekilmeleriveetkinbirgüçhalinegetirilmelerimümkündür.Bunları “serseri veya lümpendir”diyegereksizgörmemekgerekir.Ancak yapıcıolmaktançok,yıkıcıolanunsurlarakarşıdikkatliolunmalıdır. Bunlara dostça yaklaşılmalı, polise ve faşist kuruluşlara yem olmalarıönlenmelidir. 4-Sömürgelerdeproleterörgütlenmesorunu Milli sorunun henüzAvrupa’nın medeni uluslarına has olarak düşünüldüğüdönemlerde,sömürgelerdedevrimvedevrimdeproletaryanın örgütlenme meselesi gündemde değildir. Teorik olarak ulusalmeseleninkapsamınaalınmayansömürgelerdeelbettedevrimvedevrimdeproletaryanınörgütlenmemeselesiunutulacaktır. Buunutulmadaobjektifşartlarınyetersizliğideetkilibirroloynar. Fazlagelişmişbirişçiyokturvesayıcaçokyetersizdir.İşçihareketin odak noktasınınAvrupa’da olması ve hareket içinde ikinci enternasyonalde sosyal-şovenizmin hakim olması da sömürgeler meselesini unutturan başka bir etken olmuştur. İkinci enternasyonal önlemleri, özellikle savaş sırasında vatanın savunması adı altında ilhakları savunuyor, sömürgeleri anavatanın doğal parçaları sayıyorlardı. İkinci enternasyonale karşı yoğun bir eleştiri içinde oluşanBolşevikler,emperyalistpaylaşımsavaşınıRusya’daiçsa- 130 vaşa dönüştürüp Ekim Devrimi’ni gerçekleştirmekle bu duruma sonverdiler.Sömürgelerdedahilolmaküzere,bütünezilenuluslarınvehalklarınkendikaderleriniserbestçetayinedebileceklerini hem teoride, hem de Rusya’daki pratikte göstermişlerdir. Ekim Devrimi’nden sonra milli sorunun sömürgeler sorununa bağlanması,sömürgelerdekidevrimvedevrimdeproletaryanınhegemonyasıçağınıdaaçtı.İşçisınıfıhareketininEkimDevrimivasıtasıile Doğu’dakiulusalkurtuluşhareketlerinebağlanması,sömürgelerde proleter örgütlenmenin acilliğini ortaya koydu. Ekim Devrimi ile sömürgelerdedevrimvedevrimdeproletaryanınhegemonyasıçağının geldiğini Stalin şöyle belirtir: “Ekim Devrimi yeni bir çağ, dünyanın ezilen ülkelerine, köylülük ile ittifak halinde proletaryanın yönetimi altında sömürgesel devrimler çağını açmıştır. Sömürgeler ve bağımlı ülkelerdeki kurtuluş devrimleri çağı, bu ülkeler proletaryasının uyanış çağı ve bu proletaryanın devrimdeki hegemonyası haline gelmiştir.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 194, 195) Doğu’daki ulusal kurtuluş hareketlerinin giderek güçlenmesi, hareket içinde proletaryanın etkin olarak kendini duyurması, Stalin’inbugörüşlerinidoğrulamaktadır.Hareketiçindereformistve pasifistbirtutumiçinegirenburjuvaönderliğinekarşılık,proletaryanın sonuna kadar bağımsızlıktan yana, devrimci ve aktif tavrı, öncülüktegüvenilebilecekyeganesınıfolduğunuhalkyığınlarına göstermiştir. Çin Komünist Partisi,Vietnam İşçi Partisi,ArnavutlukEmekPartisigibipartilersömürgeveyarı-sömürgeülkelerde milli kurtuluşu tam olarak gerçekleştirerek, bunu pratikte ispatlamışoldular.Ayrıcaburjuvaziningiderekemperyalizmleişbirliğinegirmesi,proletaryaöncülüğününgerekliliğiniispatlamaklakalmayıpmillikurtuluşiçinonuadetazorunluhalegetirir.Sömürge vebağımlıülkelerde,komünistleringörevlerineilişkinolarakStalin şöyle der: “Devrimi ileriye götürmek ve kapitalist bakımdan gelişmiş, sömürge, bağımlı ülkelerin tam bağımsızlığını elde etmek; uzlaştırıcı, ulusal burjuvazi tecrit edilmedikçe, devrimci küçük burjuva yığınları, bu burjuvazinin etkisinden kurtulmadıkça, 131 proletarya hegemonyası gerçekleşmedikçe, işçi sınıfının ileri öğeleri bağımsız bir komünist parti biçiminde örgütlenmedikçe olanaksız bir şeydir. Onu (işbirlikçi milli burjuvazi) parçalamak için, uzlaşıcı ulusal burjuvazinin ihanetini ortaya çıkararak, emekçi yığınları onun etkisinden kurtararak ve proletarya hegemonyasını gerçekleştirmek için zorunlu koşullar, sistemli bir biçimde hazırlanarak, bu ulusal burjuvaziye karşı ateşi yoğunlaştırmak gerekir. Başka bir deyişle Hindistan gibi sömürgelerde burjuvazi ile sözcülerini, bu onur yerinden adım adım uzaklaştırarak, proletaryayı kurtuluş hareketinin önderi rolüne hazırlamak gerekir. ‘Komünist partinin bağımsızlığı’ bu ülkelerde komünizmin ileri öğelerinin temel sloganı olmalıdır. Çünkü proletarya hegemonyası ancak komünist parti tarafından hazırlanıp gerçekleştirebilir. İşçi sınıfının en iyi öğelerini komünizme kazanmak ve bağımsız komünist partileri kurmak...” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 148, 149-151) Bütün bu açıklamalarda sömürge ve bağımlı ülkelerde komünistlerin görevlerinin ne olduğu ortaya çıkmaktadır. Komünizmin eniyiöğelerinibağımsızbirkomünistpartisindebirleştirmek,uzlaşıcıulusalburjuvaziyimillihareketiçindetecritetmek,proletarya hegemonyasını gerçekleştirmek, buna rağmen sömürge ve bağımlı ülke komünistlerinin ayrı olarak örgütlenmeyeceklerini, örgütlendikleritaktirdeişçisınıfıbirliğiniparçalayacaklarını,halklar arasında düşmanlık edeceğini söyleyen komünistler için Stalin’in sözleri,yorumaihtiyaçgöstermeyecekkadaraçıkbircevapteşkil etmektedir. 5-Cephesorunu Bubaşlıkaltındacepheninanlamvemuhtevası,sorununhangi koşullarda ortaya çıktığı, bunun karşısında komünistlerin görevi, milliburjuvaziyekarşıtavrınneolacağıgibikonularişlenmelidir. Cephe deyince; çıkarları ülkenin bağımsız kılınmasında birleşen, sınıf ve tabakaların eylem yanı ağır basan örgütlerinin oluş- 132 turduğubirsiyasitopluluktur.Bağımsızlığınkazanılmasıile,cephe yerini bir veya birkaç sınıfın iktidara hakim olan partileri ile muhalefettemücadelesinedevamedenpartilerebırakır.Cephenin muhtevasını işçiler, köylüler, aydınlar, şehir küçük-burjuvazisi, milliburjuvazinindevrimcitavrımeydanagetirir.Busınıfvetabakaların oluşturduğu devrimci-yurtsever cephe ile işbirlikçi burjuvazinin, sömürgecilerle gizli anlaşmalar sonucu kurduğu sahte karşı-devrimcicepheyibirbirinekarıştırmamakgerekir.Sömürgecileryaklaşansonlarınıgeciktirmekiçinajanörgütleraracılığıile devrimci maskelere bürünmüş örgütler oluşturup, hatta bunlarla pazarlığa bile oturarak kitleleri bunların kuyruğuna takma aldatmacasınadahibaşvururlar.Busonikidurumuçeşitlişartlaraltında gözlemekvebunlarınhainyüzleriniteşhiretmekgerekir. Cephesorunuherzamanortayaçıkmaz,eğerortadamillikurtuluş için proleter örgütler oluşturulmamışsa cepheden bahsetmek saçmalıktır.Budönemdekigörev,millikurtuluşiçinseçkinkadrolar oluşturmak, devrimci hareketin teorisini öğrenmek, kitlelerin etrafında birleşebilecekleri gerekçeleri belirtilmiş bir cephe programınıuygulamak,proletaryanınpartiprogramvetaktiğinibelirlemek, asgari örgütlenmeyi gerçekleştirmektir. Bu görevler yerine getirilmeden cephe sorununu ortaya çıkarmak, oluşan proleter kadrolarısağbirçizgiye,yaniburjuvakuyrukçuluğunaitmekolacaktır. Komünist öğeler asgari olarak örgütlenmeden bu sorunu gündemegetiremezler.Herşeydenöncekendilerinibirgüçhaline getirmelerivebugüçlecephesorunuüzerineinmelerigerekir.Ülkenin bağımsızlığı için çeşitli militan örgütler oluştuğunda cephe sorunuilkeleriilebirliktegündemegetirilir.Bugetirilişmasabaşında değil, eylem alanında olur. Böylelikle gerçek yurtseverlerle sahteyurtseverlerbirbirindenayrılmışolur. Ucuzcepheçığırtkanlıklarınakanmamakgerekir.Cephe,eyleme heranhazırolanvebuişingünlükpratiğiiçindebulunanunsurların yürütebileceğibirgörevdir.Komünistleriençokuğraştıranmeselelerdenbirisidecepheyeilişkingörevleridir.Cepheninkuruluşunda, yönetiminde,uzlaşıcıkesimlerlemücadelesinde,büyükproblemler- 133 lekarşıkarşıyakalırlar.Vakitsizvedikkatsizatılanadımlarsonlarınıngelmesinebilesebepolabilir.Onuniçinözelliklebukonudason derecedikkatliolmalarıgerekir.Ülkeninsomutkoşulları,sınıfların mevzilenmesi,düşmanıniçindebulunduğudurum,bugörevlerinyerine getirilmesinde gözönüne getirilmelidir. Eğer iç ve dış koşullar uygunsaveasgaribirörgütlenmesağlanmışsa,komünistlerincephe oluşturmasızorunluolduğugibibirgörevdirde.Budurumdakomünistler örgütleri etrafında, işçileri, köylüleri ve milli burjuvazinin yurtseverkesimleribirleştirebilir.Hedefeendoğruyoldangidebilecekpratikadımlarıuygulamayasokabilirler.Bukoşullardaatılacak adımlar, büyük zararlar getirmez; tam tersine giderek güçlenen bir milli hareket oluştururlar. Eğer daha önceden kurulmuş, gerçekten yurtsever bir cephe varsa, komünistler bu durum karşısında, bazı kriterlerigözönünegetirerektavıralırlar.Bucehpereformistdeğil, devrimciisekomünistlerinkitleleriörgütlemesineengelteşkiletmiyorsa,komünistlerinyönetimbiçiminizorlaştırmıyorsa,ajitasyonve propaganda çalışmasını önlemiyorsa, tavır olumlu olmalıdır.Yani komünistler bütün güçleri ile böyle bir hareket içinde yer almalı, hattageliştirmelidir.Kendiyönetimlerinibuoluşumiçindedehakim kılmalıdır.Cepheninkarmaşıkyapısıiçindeproletaryanınideolojikpolitikmücadelesinisonunadeksürdürebilmelidirler.Eğeryukarıda saydığımız nitelikler yoksa, böyle bir cepheye katılınmaz, tersine tecritedilir.Zirabuolumsuznitelikleriileböylebircepheolsaolsa işbirlikçilerinmillikurtuluşyolundadiktikleribirengeldir. Cephemeselesindediğerönemlibirsorundamilliburjuvazinin rolüvekomünistlerinbusınıfailişkintavrımeselesidir.Bukonuda da dikkatli olunmazsa burjuva kuyrukçuluğu anlamında bir sağ sapma veya milli burjuvazinin tüm unsurlarının işbirlikçi olduğu ve dolayısıyla cephe içine sokulmaması gerektiği biçimindeki bir solsapmailekarşılaşmakmümkündür.Yapılmasıgerekenülkenin tarihivesomutşartlarıiçindeböylebirsınıfınvarlığınındevrimci veuzlaşıcıyanlarıileortayaçıkarılması,gerçekgücününbilinmesidir.Bunlarbilindiktensonraişbirlikçikesimiteşhirvetecritetme,devrimcikanadıileittifakkurmakomünistleringöreviolmalı- 134 dır.Amagenellikleyurtseverlikadıaltındaortayaçıkanburjuvazinin teslimiyetçi-reformist yanıdır ve devrimci yanı çok zayıf kalmaktadır. Bu sınıf cepheye güç katmaktan ziyade, kendisi cephe sırtından güçlenmek istemektedir. Milli yanı, sağladığı birtakım ufak tavizler karşısında işbirlikçi yanına dönüşebilir. Bu konuda hatayapmamakiçindeğişengüncelşartlariçindedurumuyeniden ele almak, somut şartlarda değişiklik varsa eski durumu değiştirmek,yenişartlarınışığındapolitikatespitetmekendoğruyöntemdir.Dogmatik,kalıplaşmışyargılarla,bukonuyayaklaşmamakgerekir.Gerekcepheninoluşturulmasısırasında,gereksecepheiçindesömürgevebağımlıülkekomünistleriningörevivemilliburjuvaziyekarşıtavırlarıkonusundaStalinşöyleder:“1- İşçi sınıfının en iyi öğeleri, komünizmi kazanmak ve bağımsız komünist partileri kurmak. 2- Uzlaşık ulusal burjuvazi ile emperyalizm blokuna karşı işçilerin, köylülerin ve devrimci aydınların ulusal devrimci bir blokunu kurmak. 3- Bu blok içinde proletarya hegemonyasını sağlamak. 4- Kentsel ve kırsal küçük-burjuvaziyi, uzlaşıcı ulusal burjuvazinin etkisinden kurtarmak için savaş vermek. 5- Kurtuluş hareketinin, ileri ülkeler proleter hareketi ile ittifakını sağlamak. Sonuç olarak; komünistler milli kurtuluşta en zor görevlerin kendilerini beklediğini bilmeli, zamanı geldiğinde en militan örgütler kurmaktan çekinmemelidirler. Ancak burjuvazinin proleter unsurları saflarında eritmek için ortaya attığı sahte cepheleşme oyunlarına gelmemelidir.” 6-Temelörgütlenmevemücadelebiçimi Sömürge koşullarının hakim olduğu bir ülkede çelişkilerin çözümündekurulacaktemelörgütlenmevemücadelearaçları,bukoşullarınbulunmadığıülkelerenazaranfarklıdır.Farklıçelişikyapılar, çözümlenmek için farklı araçlar gerektirir. Bir çelişkinin çö- 135 zümüiçinkullanılmasıdoğruolanbiraraç,farklıtürdebirçelişkininçözümlenmesindekullanılamaz.Sömürgelerdegüçlübirişgal ordusuvardır. İç ve dış gerici güçlerin en güçlü dayanağı bu ordudur. Ordu hepsininçıkarlarınınbekçisidir.Sömürgehalkınüzerindeuygulanandiğerbaskıtürleri,işgalordusununkurduğubaskıyanındaçok zayıfkalır.Hakimsınıflar,iştekendiistekleriilesınıfsömürüsüne vebaskısınasonvermediklerigibi,sömürgelerindedetalanveişgalekendiistekleriilesonvermezler.Onlarıülkedençıkaracaktek güçhalkındirencidir.Tepedentırnağakadarzoradayanansömürgecilikancaktepedentırnağakadarhalkınzorkullanarakörgütlenmesi ile ortadan kaldırılabilir. Burjuvazinin askeri örgütlenme ve savaşplanları;klasikordularvedüzenlisavaştır.Halktanderlediği insanları kendi disiplin kuralları içinde örgütler, yönetimlerine de engüveniliradamlarınıgetirir.Buordutamamenburjuvaideolojisine şartlandırılmış olup hakim sınıfların ortak çıkarlarını korur. Hiçbir sömürücü sınıf ordudan vazgeçemez. Onun saygınlığını sarsacakbirdavranıştabulunamaz.Tersineenseçkinörgütolarak kutsar.Halkisetarihineneskidönemlerindenberiörgütsüzbırakılmış, ayaklanma ve isyanlar biçimindeki birtakım direnişler de kanlıbiçimdebastırılmıştır. Kapitalist dönemdeki sömürgeci ek olarak halkın düşüncesini çeşitli demagojik araçlarla çarpıtmış, kendi öz gücünden şüpheye düşürmüştür.Halkgelenekselfeodal,aşiretvedinkurumlarıtarafından parçalandığı gibi, modern burjuva örgütlerle, bu yapılarla uzlaşarakparçalanmayıderinleştirir.Kurtuluşöncesihalkınörgütlenme düzeyi böyledir. Kurtuluş öncesinde sömürgeci burjuvazi örgütlenmesinin zirvesindedir. Haksız bir politikayı bu örgütlenmesivasıtasıilesürdürmektedir.Halkiseörgütlenmeninbaşlangıcındadır.Vehaklıbirmücadeleyiyürütmektedir.Buyanlarkarşılaştırıldığındagiderekgüçlenecekolanınhalk,güçtendüşecekolanınisesömürgecilerolacağıaçıktır.Örgütsüzdönemdehalkancak birtakımayaklanmalaryapabilirvedüzenliordularbuayaklanmaları kolayca bastırır. Ne zaman ki, devrimci teori tarafından yolu 136 aydınlanan kitleler bilinçli örgütlenme ve mücadelelere başlarlarsa,ozamandurumdeğişir.Devrimciteorivefikirlerhalkaaktarıldığındamaddibirgüçhalinegelirler.Halkınideolojik,politikve askeri örgütlerini oluşturmada klavuz rolü oynarlar. Başlangıçta sömürgeciliktetemelyöntemin“zor”olduğununkavranılmasından ötürü,birtakımdemokratikörgütlerkurulur.Bunlarvasıtasıilebirtakımtaleplerdebulunulur.Sömürgecilerönceleribunasesçıkarmaz,gelişmeninyönünütespitetmeyeçalışırlar.Buisteklergiderekgösteriler,mitingvedirenişlereyolaçıncasömürgecileringerçekyüzleriaçığaçıkar.Kitlelerinhaklıisteklerizorlabastırılır.O zaman devrimcilerle halk, sömürgecilerin terörünü, devrimci şiddettenbaşkaaraçlayokedemeyeceklerininfarkınavarırlar.Buise kendiözörgütlerininoluşturulmasınıgerektirir.“Örgütsüz bir halk köle bir halktır.” Kurtuluş için kendi ordularını yaratmaktan başka çareleri yoktur.İştehalkordusu,halksavaşıkavramınınözüburadayatmaktadır.Dahaöncekurulandemokratikvesiyasikurtuluştaorduörgütlenmesi için bir hazırlık safhası oluşturulur. Ciddi siyasi ve yığın örgütleriolmadanaskeriörgütlenmeningerçekleştirilmesidüşünülemez. Siyasi kuruluşların öncülüğünde kurulmayan askeri örgütler, maceracı gruplar olmaktan ileri gidemezler.Askeri örgütlenmeye mutlaka bir siyasi çizginin önderlik etmesi gerekir.Askeri örgütlenmeyegeçmedenevvelsavaşiçingönüllüinsanlarla,silah olarakilkelaraçlardanbaşkabirşeyyoktur.Budurumdahalkordusunasılortayaçıkıyor?Yoktanvaredilebiliyor.Bucevabıhalkın savaşa cesaret etmesi, bunun için de kendi sorununun özgücünü haklıdavasıiçinseferberetmesindeyatar.Nasılki,burjuvazisınıf olarakmücadeleiçindüzenliordularıncephesavaşınıgerektiriyorsa,halkıniçindebulunduğukoşullardamücadeleyöntemiolarak gerillasavaşınıortayaçıkarır.Hakimsınıflarbaşkabirsavaşyönteminibenimseyemezler.Buonlarınyapısınaaykırıdır.Buorduile ancakdüzenlisavaşyapılabilir.Budaancakbaşlarındasıkıbirkumandazinciriolursamümkünolur.Budurumzoradayanandisiplinindoğalsonucudur.Halktabaşlangıçtagerillabiçimindenbaş- 137 ka türlü savaşamaz. Oluşturduğu bütün güçleri burjuvazinin düzenliordularlaveonunbircephesavaşınakarşısürerse,yokoluşunu kendi eliyle hazırlamış olur.Yetersiz insan ve malzeme kaynağı, gerilla yöntemlerine göre kullanılırsa başarılı olabilir.Yine nasılki,burjuvazisavaşzamanınınbütünekonomik,sosyalvesiyasalörgütlenmeleriniaskeriörgütlenmeyetabikılıyorsa,halkda savaş zamanında bütün ekonomik imkanları, kitle kuruluşları ve siyasiörgütleriileordusununhizmetinetabiolur.Yedidenyetmişe kadarhalktarafındandesteklenenbirorduyaratılmadan,sömürgeciliğinaltedildiğigörülmemiştir.Dünyahalklarınınkurtuluşpratiğinden,temelmücadeleyöntemvearaçlarıolarakkısacaçıkarılacaksonuçlarbunlardır. “Örgütlenme için temel araç ordu, mücadele için temel yöntem gerilla savaşıdır.” 7-Dışdengevecoğrafikoşullarsorunu Bukonuyu,yenilgilerininnedenini,buşartlarınelverişsizliğindearayangörüşleringeçersizliğinikanıtlamakiçinelealmakgerekir.Dıştadengekoşullarıvecoğrafikoşullar,sömürgelerdekidevrim meselesinde tayin edici bir rol oynamazlar. Tali bir önemleri vardır. Eğer böyle olmasaydı Rusya’da sosyalizm kurulamazdı. Çünkü bütün emperyalist dünya karşısındaydı.Yine böyle olmasaydı, Filistin halkı savaş veremezdi. Çünkü savaşabilmek için dağları hiç de elverişli değildi. Coğrafi koşullar deyince; ülkenin arazidurumu,dost-düşmanülkelereyakınlıkveikmalyollarıgibi durumlaraklagelir.Buşartlarelverişliisebirtakımolanaklarsağlayacağı açıktır.Ama bu koşulların elverişsizliği, milli kurtuluşu derinden etkileyecek nedenler olarak gösterilemez. Bu koşulları elverişliolanbazıülkelerdebaşarısızkalmışbirtakımmücadeleler görüldüğügibi,bukoşullarıelverişsizolanbazıülkelerdedebaşarılı olmuş mücadelelerinden birçok örnek gösterilebilir. “Coğrafi koşullar elverişsizdir”diyebirhalksonunakadarköleliğerazıolamaz.Dünyadengesimeselesinegelince;günümüziçindoğruteş- 138 hisyapıldığındasondereceolumlubiretkenoluşturmaktadır.Birkaç emperyalist mihrakla, bunların kuklası işbirlikçi yönetimler dışında,bütündünyahalklarısömürgeciliğekarşıbirtavıriçindedirler. Güçlü bir sosyalist blok, geniş bir sömürge halklar cephesi ve kapitalistülkelerdekiişçisınıfıhareketi,millikurtuluşhareketinin yanında yeralmakla beraber, eğer sözde birtakım ulusal güçler dünya halklarının bu desteğini sağlamamışlarsa, bunun nedenini, kendigericisınıfözlerindevebuözedayanangericiyönetimlerindearamalıdırlar.Günümüzdedünyahalklarınındesteklemediğihareketler istisnaidir. Bu tür istisnaları da dünya kamuoyunda yeteri kadarpropagandaveajitasyonyapamayan,destekiçinuluslararası kuruluşlarda faaliyet göstermeyen örgütlerin başında bulunduğu hareketleroluşturur.Elbetteemperyalizmevegericiliğekarşımücadeledesomutadımlaratamamışbirhareketi,ilericidünyakamuoyudesteklemez.Heleheleemperyalistsistemiçindedestekarayarak, işbirlikçi niteliklerini açıkça ortaya koyan güçlerin desteklenmesini istemek, milli kurtuluş hareketinin özüne de aykırıdır. Dünyahalklarınınbutürgüçleridesteklemesibiryana,ilericiyanlarındanbilekuşkuduyarlar.Emekçisınıflarınöncülüğündeyürütülen milli kurtuluş hareketleri ve dünya halklarının desteği küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Milli kurtuluş için son derece önemliolanolumludünyadengesini,kendigericiözlerigereğifarklıgöstermekisteyengörüşlericiddiyealmamakgerekir 139 PKKKuruluşKongresiKonuşmaları(1978) SiyasiDeğerlendirme Mücadelemizaçısından1970’lerTürkiye’sinihatırlarsak;ulusal bilincintamamenolmadığıveyaçokcılızolduğu,sosyalizminbir öğretiolarakbenimsenmesininvebununbirülkepratiğineaktarılmasınındüşünülmediğibirdönemde,bizyolaçıktık.Odönemdeki koşullar,bizimgüçlübirtoplantıyla,ülkemizinkurtuluşmeselelerineeğilmemiziolanaksızkılıyordu.Yineodönemlerdebiz,ülkemizüzerindenetürbirbaskıolduğunukavrayamıyorduk,bubaskınınoluşturduğuilişkileribilmiyorduk.Sonderececılızbirtarzda,birülkemeselemiz,birulusmeselemizolduğunutahlilediyorduk.Bukonudasoyuttarzdabazıdüşüncelerkafamızatakılmıştı, ama yeteri kadar tahlil yoktu.Ayrıca bu tahlillerin ışığında yeteri kadarkadrolaşmahiçyoktu.Bizbuşartlarda,çokilkeltarzdamücadeleninşekillendirilmesini;hakimuluskoşullarında,oranınyoğunolarakgençliğinehakimolanburjuvaideolojisininortamında birmücadelegrubuolarakortayaçıkmayıdüşünebilirdikveyabazıilkeleriaklımızagetirebilirdik.Bundanbaşkabirşeyyapamaz- 140 dık.Özellikleşusorunarkadaşlarınkafasınasıksıktakılır:Başlarkenniyedahaciddibirteşkilatlanmaveniyedahaciddibirprogramlayolaçıkamadık?Evet,bunedenlerdendolayıçıkamazdık.O dönemde genelde bütün hakim ulus aydınları üzerinde de yoğun olanburjuvaetkilerveyinebunabağlıolarakasimilasyondangeçirilmiş ve ayrıca hakim ulus burjuvazisinin etkisinde olan bizler fazlabirşeyyapamazdık.Üzerimizdegeliştirilenbaskılar,geliştirilenhertürlüeritmepolitikaları,bizimböylegüçlübiratılımyapmamızıengelliyordu. Bugün, o günkü şartlarda ortaya çıkışımıza mutlaka eleştiriler getirilmelidir. O şartlarda ortaya çıkış, aslında bugünkü yapımızı daşartlandırmıştır.Bugünkükonumumuzuaz-çokanlamakaçısından, o günlerin ortaya çıkışının tarihi, somut koşullarını mutlaka anlamakgerekir.Bunlarıkavramadan,Kürdistan’asosyalizminnasıltaşırılacağını,Kürdistan’dasosyalizminnasılbellibirörgütlenmeye, belli bir pratiğe uygulanacağını anlayamayız. Diyalektiğin bir gereğiydi bizim orada ortaya çıkışımız; ne tesadüftür, ne de birkaçdahiadamınveyabirkaçuyanıkadamınortayaçıkmasıile izah edilebilir. Böyle değildir. Tamamen ülkenin uzun bir tarihi geçmişiçerisindebellibirbaskıvesömürümekanizmasınınaltındabizimoradaortayaçıkışımıztutulmasınındoğalbirsonucudur. Tamamen tarihi gelişmelere uygun, dünya çapındaki gelişmelere uygunbirdurumdur. Bu yolda ortaya çıkarken, bilindiği gibi daha çok hakim ulus şovenizminden ve devrimci saflar arasındaki sosyal-şovenizmden çok etkilendik veya bunlardan etkilenmekle birlikte, bunlara aşırı tepkilerdebulunarak,bukonudaonlarıensertbiçimdeeleştirerek, marksizmiyenidenvekendiülkemizkoşullarına,doğrubirşekilde taşırmaya çalıştık. Bu konuda üç-dört sene uğraşıldı aslında, bu unutulmamalıdır. Sosyal-şovenizmin teorik alanda mahkum edilmesi, mahkum edildikten sonra Kürdistan’da çok sayıda grubun ortaya çıkması tesadüflere bağlanamaz. Bu konuda bizim yoğun bir şekilde geliştirdiğimiz mücadele ile özellikle Kürdistan’daki gençliküzerindeçokgüçlübirbaskıoluşturanböylebirideolojiyi 141 eleştirmemizvegiderekteşhir,deşifreetmemiz,Kürtaydınlarında veyahutKürdistan’dadevrimyapmak,bütünKürdistaniçingörüş geliştirmekisteyengruplarda,sosyal-şovenizminbirazkırılmasını getirdivedahaçokKürdistaniçinhareketleryaratma,örgütleryaratma,ideolojileryaratmadönemibaşlatıldı. Biz,gerçibuçalışmayıbirdergiyle,güçlübirajitasyonvepropagandaylayapmadık;bizböylebirçalışmayıdahaçoksözlüpropagandayla,çokküçüköğrencibirimlerinde,masabaşıtoplantılarında,derneklerde,lokallerdeyapıyorduk.Amabudabirgörevdir. Çünkü Türkiye devrimci hareketinin o andaki şartları gözönüne getirilirse,onlarındadahaçokderneklere,okullarakapandığı,lokallerdebulunduklarıgerçeğihatırlanırsa,bizimbunlarıeleştirmemiz ve kendi ideolojik bagajımızı burada doldurmamız en doğal birgelişmeydi.Vedikkatedilirse(arkadaşlarınçoğubusürecetanıktır)bizburadasosyal-şovenizmi,şovenizmiaz-çokaşarakülkenintarihine,ülkeninsomutunayaraşabilmeyigerçekleştirdikveya bu konuda belli bir gelişme sürecine girdik.Ve aynı zamanda da ülkeyeyavaşyavaşyayılmayabaşladık.Eğerbizideolojikalanda, hakim ulusun metropol bölgelerinde, daha önemli eğitim-kültür merkezlerinde böyle bir gelişmeyi başarmasaydık, eminiz ki, ne bizülkekoşullarınayenidenbirdönüşyapardıkveyabuülkedebir devrimsorununukendimizehedefolarakgörebilirdik,nedebugün buradaolananagruplar,yerelgruplarortayaçıkabilirdi. Bunun mutlaka bir ideolojik temeli vardır ve bu ideolojik temelde,dahaçokhakimulusmilliyetçiliğininengüçlübiçimiolan kemalizm ve bunun sol saflar, devrimci saflar içerisindeki biçimi olansosyal-şovenizmiyiceteşhiredildiktenvehakimulusalanında, burjuvazinin egemenlik alanında fazla bir şey bulamayacağımızı, bu eleştiriler sonucunda kavradıktan sonra, biz ülkeye dönmegerekliliğinisomutolarakdahanetleştirdik.Butemeldeilerici güçlerevehalkınsosyal,kültürel,siyasalalandagelişmesineyenidenalanyaratmak,gelişmealanıyaratmakiçinülkeyedönmekten başka bir çaremizin kalmadığını, iyi yürekli ve halkın çıkarlarına bağlı, dürüst unsurlara anlatabildik.Ve küçük burjuva çıkarlarını, 142 şahsi problemlerini yenebilenler, şahsi endişelerini bir yana bırakabilenler,insanlığınabağlıolanlar,proleterenternasyonalizmeve yurtseverliğeduyduklarıinançtanötürüülkeşartlarınageldiler. Tabiikibuülkeşartlarınagirişlebirlikte,yerelhakimgüçlerden kaynaklanan bazı ideolojik fikirlerle karşılaşacağımız ve bunlarla birtartışma,çatışmaortamınagireceğimizbekleniyordu.Bizdaha ilkortayaçıktığımızda,kendimizeilkeolanbirgörevsaptamıştık: Birincisi;hakimulustankaynaklananşovenizmin,sosyal-şovenizmin, ideolojik alanda sıkı bir eleştirisi, ikincisi; baskılar altında bunlarlasıkıilişkiiçindeolanvedahaçokhakimulusunşartlarında,onunsömürgecilikpolitikalarıdoğrultusundaoluşanyerelburjuva(isterkomprador,isterküçükburjuvagüçlerdenkaynaklanan) bazı reformist milliyetçi akımların olabileceğini ve iki akımın da mutlakadeşifreedilmesinin,teşhiredilmesinin,maskesinindüşürülmesiningerekliliğidir.Bunlarıortayaçıkanbugrubunönüneen önemli ideolojik görevler olarak koymuştuk ve aslında bugünkü pratikvebugünkügelmişolduğumuzseviye,bizimideolojikalandahedeflerimizibuşekildesaptamamızınnederecezorolduğunu bizegöstermiştir.Gerçektenoanınenönemliideolojikhedefleri, bu iki akım olabilirdi. Marksistlerin karşılarına alabilecekleri, elbettekibuikiakımolacaktı. Buikiakımınçeşitliversiyonları,çeşitlibiçimleriolacaktır.Biz ayrımyapmadıkzaten;sosyal-şovenizmkaçgruptarafındantemsil edilir,reformistmilliyetçilik,teslimiyetçi-milliyetçilikkaçgruptarafındantemsiledilir,dünyayınasılanlarlar,kaçabölerler,bunları hiçciddiyealmadıkveonlarınasıltemelibuolmalı,yanibiryandanyerelşartlar,hakimulusunşartlarıvebirdeezilenulusunyerelşartlarıbunlarabiçimveriyor,biryandandabunlarbiçimlerini örtbasetmekiçinşuveyabukonudauluslararasıkalıplarıkendilerine temel alıyorlardı.Ama onlar temel alıyorlar diye biz “falan grup sağlam marksisttir”demedikhiçbirzaman.Dahaçokonları yerel çıkarları, temsil ettikleri ulusun veya bu ulusların burjuva egemengüçlerininçıkarlarıdoğrultusundaelealdıkveyinegeliştirdiklerigörüşlerin,ideolojilerin,dahaçokbusınıflarahizmetet- 143 tiğişeklindeelealdıkveeleştirdik.Bueleştiribizesonderecebüyükbirgüçkazandırdı. Birazdikkatedilirse,odönemdeaslındabiz,değilböylebinlerce,onbinlercebirgüçhalinegelme,beş-onkişibilebirarayagelemiyorduk. Bir yandan yerel gericiliğin oradaki temsilcileri, öte yandanhakimulusun,burjuvazisinintemsilcileri,bizedüşüncede bileyaşamahakkıtanımıyorlardı.Vebizimdetabiikikültürelgeriliğimiz, dünyadaki çağdaş düşünce biçimlerine varamayışımız, bizibüyükbirsıkıntıiçindebırakıyordu.Amadediğimgibi,yaralarbuşekildedoğrusaptanıncavebirdemarksizminönkaynaklarından, esas kaynaklarından aktarma ilkesini kendimize temel alınca, bir gelişmenin olmaması mümkün değildir. Ne derecede yalnızolursaolsun,nederecedeazolursaolsun,kendilerineböyle doğru, tarihi, somut hedefleri tespit eden bir mücadele grubunun mutlaka gelişeceği, orada şekilleneceği ve mutlaka ülkede önderliği ele alacağı açıktı. Bizim o zamanki inancımız buydu. Bugün gelişen pratik de bizim ne kadar haklı olduğumuzu daha çokarkadaşlaragöstermiştir.Demekkisosyal-şovenizmlemücadelemizbiziülkeyegötürdü.Aynızamandaülkedekiyerel-hakim güçlerle,burjuva,küçük-burjuva,feodalkesimlerle,bunlarıntemsilcileriyle yaptığımız ideolojik, örgütsel, eylemsel mücadelemiz bizihalklabirleştirdi.Yinebunlarhakkındakibazıhamhayallerimizi(fazladeğildirbunlar)geriçekti.Bunlarhakkındakitespitlerimizindoğruluğunuortayakoydu. Biz hakim ulus koşullarından ayrılırken “bölücülük yapılıyor, proletarya safları bölünüyor, proleter enternasyonalizme ters davranılıyor” deniliyordu. Buraya geldiğimizde de “siz yurtseverleri bölüyorsunuz, siz halkı birbirine kırdırıyorsunuz, siz halkı parçalara ayırıyorsunuz, siz bölücüsünüz, siz halkın başına en büyük belasınız”denilmişti.Evet,bukonudadaşaşırmadık.Bunudiyenlerin hem ulusun, hem halkın gelişmesinin önünde en büyük engel olduğunu görmüş ve bunlara yüklenmemiz gerektiği sonucunu, dünya halklarının pratiğinden çıkarmıştık ve bunda biz haklı çıktık.Yerelgericigüçlerekarşı,onlarınideolojikalandakitemsilcile- 144 rinekarşı(beş-ontanegrupolmalarınarağmenarkalarındasonderecemaddidestek,genişsosyalbirdestekolmasınarağmen)böyle bir mücadele yürütüp kısa bir sürede yenilgiye uğratarak, onları çokçokgerimizdebıraktık.Onlaraönemlidarbelervurarakülkemizinbüyükbirbölümüüzerinde,hiçolmazsaideolojikalandabir denetim,biretkikurabildik. Biz burada sosyal-şovenizmin ideolojik özüne girmeyeceğiz. Kezayineyerelgericiliğintemsilettiğiideolojininözünüdeşmeyeceğiz. Biz bu konuları daha çok program bölümünde ele alırız veyaprogramzatenbukonudakigörüşlerimizielealmıştır.Orada değinmeyidahaçokgerekligörüyoruz.Dahaçokişlemekistediğimizhusus;ikiönemliideolojikhedefdoğrultusundabizimgeliştirdiğimizpratikleribirazdahayakındangörmektir. Bizbukonudayaniteorikolarakbazıbelirlemeleriortayaçıkarıpbunubirideolojikmücadelearacıhalinegetirdiktensonra,tabii ki bir yerde ülkenin pratiğiyle kaynaşma, ülkede kendimize bir pratik hazırlama ile yüzyüze geldik. Halbuki ülkede yüzyıllardan beri ihanetin, alçaklığın, uşaklığın, soysuzluğun oluşturduğu kaypak,ikiyüzlübiryapıvardı.Buyapılarınbiryerdeyurtseverlikle doluolan,bizimhalkınçıkarlarınabağlılıkladoluolanbiryığıniyi niyetli amaçlarımıza, davranışlarımıza ters düşeceği, bunlarla büyükçatışmalaragireceğimizvehattaağırkayıplarlada,bazenaşırı birsertliklebunlarınüzerinegideceğimizaçıktır.Kısaca,ortadaki sonderecekaranlıkolanalandaveyasonderecedikenli,sonderece insanlıktan, yurtseverlikten nasibini almamış bu alanda, taktik olarakbazıhatalarındayapılabileceği,bazıaşırıilişkilervehatta bazıkorkuluanlarındayaşanabileceğiaçıktır. Birdevrimcidüşünceyiteorideinşaetmekleveyabirörgütlenmeyi,mücadeleyiteorideinşaetmekle,bunupratiktegerçekleştirmek iki ayrı safhadır veya iki önemli çalışma alanıdır. Teoride marksizmi yaratabilmek, teoride marksizmi ülkeye uygulayabilmekönemlibirgörevdir;bizbununzorluğunu,bukonudakiçabaların ağırlığını, bu konuda atılan adımların ne dereceye kadar önemli olduğunu inkar etmiyoruz. Bunu tümüyle gösterdik.Ama 145 öteyandan,aynışekildeülkedekipratiğindeçokzorolacağını,bu konuda büyük güçlüklerle karşılaşılacağını da inkar etmiyoruz. Nitekimpratiktebulunanarkadaşlarındurumubunatanıktır.Teoridesondereceiyigelişenarkadaşlarımız,pratikteadetaçuvalladılarveyateoridesonderecezayıfolanbazıarkadaşlar,pratiktebaşarılıolabildiler.Buneredenilerigelir?Bu,teori-pratikkopukluğundanveyateoriilepratiğinaynışeyolmadığını,birbirinietkilediğini,fakatikiayrıalanolduğunuiyianlamamaktandoğuyor.Teoride son derece doğru çözümlemeler, insanı birdenbire başarılı, ihtilalcieylemleregötüremez.Eğerpratiğingerektirdiğişeyleryapılmazsa,pratikçalışmalarınbizdenistediğitedbirler,örgütler,elverişli taktikler bulunmazsa, bu iş için eğitim, uzmanlık yaratılamazsa,oteoriningereklikıldığımücadeleyi,bizdenistediğimücadeleyibirtürlüyaratamayız.Demekki,teoridegüçlüolanyapımızınpratikteaksaması,pratiktebizisonderecegüçdurumlardabırakması,aslındaburadanilerigeliyor.Arkadaşlarteorideçözümledikleri bir davayı, pratikte de çözdüklerini sanıyorlar. Teoride inandıklarıbazıgörüşlerin,adetaörgütsüzvemücadelesizgerçekleşeceğinisanıyorlardı.Bubiryerdemarksizminilkdoğduğuandaki durumuna benziyordu; “sosyalizmi konuşalım, öğrenelim, sosyalizm kurulur”diyorlardı.Başlangıçtaböylebirdurumvardı. Bizimkilerdesalt“milli meseleyi, ulusal meseleyi öğrenelim”yaklaşımı içindeydiler, sanki onunla kurtulunacakmış gibi... Bazı arkadaşlar zaten bunu itiraf ettiler; “ulusal sorunu iyi konuşmakla, ulusal sorunu çeşitli güçlere karşı iyi savunmakla, biz sandık ki, devrim olacak” ve bu dereceye kadar subjektivizm içine itilebilmiştir. Öteyandanbazıarkadaşlardakendileriniaşırıbirpratiğevererek,devriminolabileceğini,bir-ikigüçlüsilahlıeylemveyabir-iki eylem koyarak ülkede devrimi yapabileceklerini sanmışlardı. Bu arkadaşlar da belirli ölçülerde moral bozukluğuna uğramışlardı. Yanibunlardabirsubjektivizmhatasınınkurbanıolmuşlardı.“Niye olmuyor? Bu kadar çabaladık, canımızı verdik, ama niye devrim hâlâ olmadı?”Bunlardadevrimiçingüçlübirteorikinşanın 146 gerekli olduğunu, güçlü bir örgütlenmenin gerekli olduğunu kavrayamadılar. Birkaç dar pratikle, ilerisini göremeyen pratikle, ülkeyikurtarabileceklerinisandılar.Tabiiki,buonlardabirazinançsızlıkyaratabildi,tabiikikendileriniyenileyemezlersevediyelim zamanındakendileriniyenileyemedilerse,bunlardabirçözülmede beklenebilirdi.Aynışeyteorideçokgelişenkişileriçindegeçerlidir.Kenditeorilerinindoğruluğunun,pratikteuygulanmasıiçingereken pratik çalışmaları yapamamışlarsa, pratiğin apayrı bir uzmanlıkişiolduğunukavrayamamışlarsa,bunlarındabirazmorallerinin bozulması, bunun inançsızlığa dönüşmesi ve hatta çözülmesimümkündür. Çoksınırlıdaolsa,bunedenlerdenötürüyaniteori-pratiğinkopukluğundan ötürü veya bu iki alan arasındaki ilişkilerin doğru kavranmamasından ötürü, bazılarında ihanete varacak kadar durumlarolmuş,çokazdaolsa(diyelimbazıunsurlarda)bazılarında biraz inançsızlık olabilmiş veya moralsizlik olmuştur. Bu durum bazılarında bir durgunluğa, bazılarında ise bir gelişmeye yol açmıştır.Teori-pratikkendisiniarkadaşlarınönünekoydukça,bunlar marksizmi yaratıcı bir biçimde kavramada iddialı oldukları için, sorunlarınaltınagirmeveosorunlarabelliçözümlergetirmeimkanısağlandıkçabuarkadaşlargüçlenmiştirvegiderekülkemizin mücadelesininönderliğisürecinegirmişlerdir.Budasorunudoğru kavrayanlar,sorunadoğruçözümgetirenleriçinsözkonusudur.Tabiikibizbualandadabellibirgelişmeiçindeyiz.Demekkidemin saydığımızikinedendenötürüfazlaşudurumlarakapılmayın;“teori niye pratiğe iyi aktarılamadı”veya“pratikte niye bizde güçlü bir kurtuluş hareketi yaratmadı” gibi sorunlar bizim için fazla önemtaşımaz.Bizbudüşünce,anlayışiçerisindeolanlarınhatalarınıgörebiliyoruz,dahaçoksubjektifhatalarolduğunugörebiliyoruz. Devrim konusunu hem teoride, hem pratikte veya karşılıklı olarak birbirini nasıl etkilediklerini iyi kavrayamadıklarına bağlıyoruz.Tabiikibununarkasındabazısosyalmotiflerinvebazıküçükburjuvaanlayışlarınolduğunudasöyleyebiliriz. Busüreçtesöylenmesigerekenbazışeylerdahavardır;sadece 147 mücadeledetamamenbaşarısızlığauğrayıpdabirköşedekalanlar için değil, öte yandan mücadele içinde bulunmakla birlikte, durgunlaşma olayından veya son derece yaratıcılık denen husustan geri kalma olayından da bahsedebiliriz. Marksizmin teorisini azçokbilebilmeveyabunuulusalsorunauygulayabilmedebirazgelişmenin, ülkede devrim yapmayla eş anlama gelmediği kavranıldığızaman,dahaçoksistemlibirteorikdüşüncevedahaçokülkeninkoşullarınıaçıklamayayönelikbirkavram,düşüncebütününeyönelmesigerekirken,bukonudabirazdurgunlaşmaveyinebu teoriningüçkazanabilmesiiçinpratiktegerikalma,pratikilişkilere fazla işlerlik kazandıramama, bizim arkadaş çevremizde veya grupsalçalışmamızdabazıbölgelerdedurgunluğayolaçabilmiştir. Uzunsüreliveyakısasürelideolsadurgunluklarayolaçabilmiştir, ama bu sorunun iyi kavranıldığı, iyi ortaya konulduğu alanlarda hızlı gelişmeler olabilir. Biz bir yerde fazla gelişmeyi, bir yerde durg unl aşm ayı dem ek ki bur ad a aram al ıy ız. Teo r i-prat ik bütünlüğüiçindeyeralanarkadaşlar,sorumlukişiler,bubağıiyiçözemedikleri ve kuramadıkları için bölgelerinde, yerel gruplarında bunugüçlübirşekildetemsiledemedikleriiçinbelliölçülerdegelişmemeye yol açmışlardır, ama bu bağı çok iyi kuran arkadaşlar da kendi bölgelerinde güçlü bir gelişme sağlamışlardır.Yani demek ki subjektivizm hatasına düşmeyen, bu konuda ister teoride, ister pratik alanda mücadele şartlarının, bu zorluklarının üstüne gitmede inatçı olan arkadaşlar gelişmeyi sağlayabilmişlerdir ve mücadelemizibugünegetirmedekatkıdabulunmuşlardır. Bugün mücadelemiz, özellikle ideolojik alanda önemli görevleri başarmıştır.İdeolojikalandasosyal-şovenizmkesinlikleteşhiredilmiştir,hakimulusdevrimciliğiaçısındandaeskisikadartanınamayanbirbiçimeyöneltilebilmiştir.Yerelgericiliktenkaynaklananreformist,uzlaşmacıgörüşleryeterikadarteşhiredilmiştirvebunların dabelliölçülerdeyenilgiyeuğratılmadurumlarıvardır.Budurumlar onları biraz daha marksizme yöneltmek zorunda bırakmıştır, yani eskidenkabaolanoportünizmlerinigünümüzdebirazdahailkel,incelterek,birazdayontarakyenibiçimleraltındakarşımızaçıkartma- 148 larınayolaçmıştır.Tabiikibu,ideolojikmücadeledebizimönümüzeyenigörevlerkoyar.Dahaincelmişoportünizmbiçimlerinekarşı vereceğimiz mücadele, kaba yöntemlerle verdiğimiz mücadelenin, ideolojidevebununlamücadeleyöntemlerindebirazdahabiçimdeğişikliğineuğramasıylaolacaktırki,mutlakainceleyerek(inceleme anlamındavebirmerkeziörgütlenmeanlamındasöylüyorum)kaba mücadelebiçimleriyledeğil,dahaçoksözlüveyarakibinleadetafeodalbiçimegöresavaşmadeğil,birazdahamodernusulegöreideolojikmücadele,modernusulegöresavaşyapmagöreviniönümüze koymuştur. Sosyal-şovenizmekarşıideolojikgörevler,mücadelebudönemde de bitmemiştir. Keza reformist burjuva kesime, burjuvazinin temsilcilerinekarşıdaideolojikmücadelemizbitmemiştir.Veyine bunlara karşı pratik mücadele, pratikte silahlı mücadeleye varana dek ilkelerimiz bitmemiştir, ortaya atacağımız mücadele biçimleri vardır ve bunları bu koşullarda arayıp bulmak gerekecektir. Eski mücadeleyöntemlerimizyerine,yenimücadeleyöntemlerinigeliştirmemiz, oportünizmin eski biçimlerini arama yerine, yeni oportünizmbiçimleriniaramamız,araştırmamızgerekecektir.Dediğim gibibugündahagelişmişşartlar,koşullaraltındaideolojikgörevlerimizortayaçıkacaktır.Önemlidir,buideolojikalandakibaşarılarımızönemlidir.Bunların,mücadeleettiğimizgruplarıyenilgiye uğratmasıvebugüçlerinyenibiçimdeğişiklikleriyle,yenioportünistbiçimlerlekarşımızaçıkmalarıönemlibirolgudur.Bumutlaka görülebilmelivebuyenibiçimlerekarşıbizimdeyenibiçimlerle mücadele yöntemimiz anlaşılabilmeli.Arkadaşlar bu konuda görüşlerini, önerilerini geliştirebilmeliler. Bütün bu ideolojik mücadelelerimizinsonucunda,aslındadahasağlambirdünyagörüşüne, ülkehakkındadahasağlambirgirişevardıkveayrıcagörüşlerimiz geliştikçe, siyasal ve ideolojik, giderek örgütsel alanda daha berrakgörevlerimizortayaçıktı. Bizbusüreçiçerisindeideolojikalandaverdiğimizmücadeleler sonucunda,nasılbirdünyayıtahlilettik,dünyayınasılgörebildik, dünyadakidurumunasılkavrayabildik?Dikkatedilirsebukonuda 149 önemli gelişmeler, önemli değişmeler geçirmişiz. İlk başta dünyayıfeodalbirtarzdakavrıyorduk.Unutmayalım,dahaçokçocukken tam bir ‘gavur-İslam’ biçiminde bir dünya anlayışımız vardı, daha da geliştiğimizde bir küçük-burjuva anlayışımız oldu.Yani “her şey Türkiye’dir”veya“Türkler dünyanın en büyük ulusudur.” Hayır, bu böyle değil. Bu ideolojik kapsam içinde geliştiğimizde dünyayıadetagöremiyorduk,başkadünyalarınolabileceğine,başkahalklarındagelişebileceğineinanmıyorduk.Nevarsaönümüzde, burjuvazinin koyduğu şeylerdi. Marksizmle temas kurmadan öncekidünyaanlayışlarımızbunlardı.Dikkatedersenizdahasonra Batı’nın üstünlüğünü, kapitalist dünyanın üstünlüğünü kabul etmiştik.Belliölçülerdehenüzsosyalizmitamtanımadığımızsüreçlerde,birazdahabilgilerimizgeliştikçe,kapitalistalanı,emperyalistalanı(NATO’sunu,Avrupa’sını)herşeyinenbüyükgücüolarakgörüyorvekendimizidesonderecegüçsüz,geri,şekilsiztopluluklarbiçimindealgılıyorduk.Kendişartlarımızdabirkompleksi yaşama,amadüşmanlarıngücünüalabildiğineabartmavardı.Bütünbunlarbizdekişiliğiortadankaldırmıştı;ulusalkişilikkalmamıştı, bireysel düzeyde bile savunabileceğimiz bir kişilik yoktu. Tamamen geçmişten kaçma, yerel şartlardan kaçma, kişiliksizliği örtbasetmekiçinsahtebiçimlerebürünmeveböyleceemperyalizmin,sömürgeciliğinbirmaşasıolmayolundaydık. Yine bu durumları doyurucu görmedik, bu dünya anlayışlarını doyurucu görmedik. Daha değişik dünyaların olabileceğine dair umudumuzumuhafazaettik.Ozamanaslındabiz(özelliklebilimsel alanda) biraz daha gelişmemiz gerektiğini anladık veya daha çokbilimde,özellikletoplumsalbilimlerdeilerlememizgerektiğinikavradık.Çünküinsanlıközlemlerimiziçin,içindengeldiğimiz halk toplulukları için hiçbir şey elde edemeyeceğimiz açıktı. İşte bütünbunlardahaçokbilime,özellikletoplumsalbilimeyöneltti. Toplumsal bilimlerdeki gelişmemiz sosyalizme, sosyalizme yöneltmesiylebirlikteulusalsorunayöneltti.Bütünbunlarbizinereyeyöneltti?Birçağanlayışına!Bütünbugelişmelersürecindebiz çağ anlayışımızı biraz somutlaştırdık, biraz daha gerçeğe uygun 150 birbiçimekavuşturduk. Budadahaçokprogramdadilegetirilmiştir;programtaslağında çağanlayışı,çağındayandığıuygarlıkgelişimianlatılmıştır.Ayrıca bugünböylebirçağdavebuçağındayandığıuygarlıksüreciiçerisindeülkeolarak,halkolarakvarlığımızınnerede,nasılbaşladığı, tarihi süreç içerisinde nasıl geliştiği ortaya konulmuştur. Günümüzdedeyerimizinneolduğu,hangisonsiyasal,ekonomikbaskılarkarşısındadurduğumuzbelirtilmeyeçalışılmıştır. Benyinebukonudakidüşüncelerimidahaçokobölümdeanlatmak istiyorum veya program konusunda bir özet bilgi verirken, orada yine açıklamayı gerekli görüyorum. Bunu o bölüme bırakmayıdüşünüyorum.Yinedünyayorumu,dünyanıniçindeülkemizin yorumu, bunların önümüze serdiği siyasal, ideolojik ve daha çokörgütselgörevleritüzükbölümündeokonudailerisüreceğiz. Tüzükkurallarıkonuşulurkenörgütselgörevlerdenbahsetmeyidüşünüyoruz.Kezasiyasalgörevlerimizde,yeniprogramıngörevler bölümügözdengeçirilirse,oradabazımaddelerhalindegeliştirilmiştir.Bunlarabiraçıklıkgetirirken,siyasalgörevlerimiziaçıklayabiliriz.Buradaşukadarınısöylemegereğinigözönünegetirebiliriz: Çağımızhakkındabugünçarpıcıbazıdüşüncelervardır.Bukonuda özellikle son zamanlarda ‘üç dünya,’ ‘bloksuz ülkeler,’ ‘az gelişmiş ülkeler,’ ‘kalkınma sürecinde olan ülkeler’ gibibazıkavramlarla dünya aldatılmaya çalışılıyor. Bu kavramların sahteliği anlaşılmalıdır.Aslında dünya halklarının kurtuluş mücadelesini gerçek temellerden kopartmak, bunları sahte temellere oturtmak; emperyalizmin daha çok sömürüsüne imkan verecek biçimde ve emperyalizmin baskısını gizlemek amacıyla bu kavramların türetildiğinibilmekdurumundayız.Büyükdevletşovenizmi,emperyalizminçıkarları,milliyetçilik,dünyayı“bloksuz ülkeler, az gelişmiş ülkeler, gelişme sürecinde olan ülkeler, yeni ekonomik düzenlemeler”gibifikirleraltındatahliletmeyegötürüyor.Amabunlarhalkların ne bağımsızlık, ne demokrasi, ne sosyalizm çıkarlarını dile getirmektedirler. Bu tip dünya anlayışları, emperyalizmin, ister 151 sosyalistülkelerdeolsun,isteremperyalizmlemücadelesürecindeki ülkelerde olsun, oradaki özellikle revizyonist görüşlerin eseri olabilir. Diğer arada kalmış ülkelerin de daha çok burjuvazisinin, özellikleulusalburjuvaiddiasındaolan,yenibirsanayikalkınmasını yaratmak isteyen burjuva güçlerin ve bunların sözcülüğünü yapanaydınlarıngörüşleriolabilir. Kesinliklebugörüşlerinnedünyaproleterenternasyonalizmiyle,nehalklarınbağımsızlık,demokrasimücadelesiyleilişkisivardır.ÖzellikleLeninzamanında,Stalindönemindebutipkavramlar yoktu.Dünya,devrimcibirşekildeSosyalistSovyetlerBirliği’yle, sosyalizm sürecine giren Sovyetler Birliği’yle, ona karşı ‘kutsal’ birittifakkuranemperyalistülkelerbiçimindeayrılmıştı.Sosyalist ülkelerbiryandanemperyalistülkelerdekiişçisınıfıhareketliliğiylegüçlüittifaklarınıgeliştirirken,öteyandansömürgehalklarınsınıfsalkurtuluşmücadeleleriylegüçlübirittifakkurmuşlardıveneredeysetekbircephehalindeemperyalistgüçlerekarşısavaşveriyorlardı.MerkezindeSovyetlerBirliği’ninyeraldığıvebiryandan dünyaişçisınıfıhareketi,öteyandansömürgelerinulusalkurtuluş hareketleriyle bir bütün teşkil edildiği bu cephe, özellikle Ekim Devrimi’ylebirliktegelişti,SovyetlerBirliği’ndesosyalistinşanın gelişmesiylebirliktebucephedahadapekişti.Bucepheningelişmes iyl e; İkinc i Emp ery al ist Düny a Sav aş ımı’n da emp ery al ist kampınbüyükbiryenilgiyeuğramasına,dünyadasosyalistülkelerin sayısının artmasına ve sosyalist kampın gelişmesine, yine bu sosyalist kampın gelişmesi temelinde (merkezinde Sovyetler’in yeraldığı)dünyaişçisınıfıhareketininveulusalkurtuluşhareketlerinindahadagelişmesinetanıkolduk. SavaştanönceözellikleIII.Enternasyonal’inoluşturduğubucephe,II.DünyaSavaşı’ndasondereceolumluörneklerinigösterebilmiştir. Demokrasi ve ulusal kurtuluş cephesini, faşist kampa karşıbaşarıyagötürmüştür.Vebuanlayışdünyahalklarınınbüyük bir bölümüne bağımsızlık ve özgürlük getirmiştir. Böyle bir çağ; bir yandan emperyalizm ve onun çeşitli ülkelerdeki feodal, işbirlikçi burjuvaziyle kurduğu ittifaklar veya bazı yerel ve bölgesel 152 paktlar (ki emperyalistlerle işbirlikçiler biraraya geliyor, onlar da birkampoluşturabiliyorlardı,örneğin,birBirleşikCemiyet-iAkvamvardı)oluşturulabiliyorduama,öteyandanbunakarşıSovyetler Birliği önderliğinde, Stalin önderliğinde de dünya halklarının birleşikcephesi...VedeminsöylediğimgibiİkinciEmperyalistSavaş’ta zafere gidilmesiyle, ne dereceye kadar doğru bir çağ anlayışıolduğunukanıtlamıştır. SosyalizminustalarındanLenin’inemperyalizmhakkındakitahlillerine, ulusal sorun hakkındaki görüşlerine somutluk kazandırdığı 1916’lı, 1914’lü yıllar, böyle bir gelişmeyi veya dünyada böyle bir kamplaşmayı haber vermektedir. Ekim Devrimi’yle birlikte bu kamplaşma, teoride bir gerçek olmaktan çıkıyor, giderek pratiktesomutlukkazanıyor.Sovyetler’desosyalistinşanındagelişmesiyleherkesingörebildiğibirgerçekhalinegelebiliyor.Yine İkinci Emperyalist Savaş’tan sonra sosyalizmin, ulusal kurtuluş hareketlerininvedemokrasininzaferiyle,artıkhiçbirkimsenininkaredemeyeceğibirçağşekillenmesiortayaçıktı.Teorideustalarınyıllarcageliştirdikleridüşüncelerin,pratiktedeanlamkazandığınıveartıkemperyalistkampıntamamenbirçekilme,kendiniayaktatutmakiçinyenibirtakımdüzenlemeleregirmedöneminegirdiğini,amaöteyandandünyahalklarınınmücadelesinin,özellikle ulusal kurtuluş hareketlerinin, bu temelde çığ gibi büyüdüğünü gördük. Böyle bir çağın, çağ değerlendirmesinin anlaşılmayacak biryanıveyabugünküsahtebirkaççağanlayışıyladeğiştirilmesininimkanıyoktur. Ustaların son derece berrak bir şekilde ortaya serdikleri dünya durumu, yine bu sağlam teorik görüşler doğrultusunda, dünya halklarınınçokyükseklerevarankurtuluşmücadeleleri;birazdünyayıanlamayaistekliolan,birazdünyahalklarınınkurtuluşmücadelesineilgiduyan,anlamaktadürüstdavranan,bunabirazilgive sempatiduyanherkestebelirginbirçağanlayışıoluşturabilmiştir. ÖzellikleII.DünyaSavaşı’ndansonradünyahalklarınınbüyükbir kesimi için böyle bir çağ, sadece teoride bir sorun olmaktan çıkmış,maddibirkurtuluşsorunuhalinegelmişvebualandadünya 153 halklarıbüyükmücadeleörneklerinivermişlerdir.Bu,aynızamandadünyahalklarınınulusalkurtuluşörgütlerininhızlagelişmesine yolaçmış,yenibirsavaşınçıkmasına,yenibirdünyakomünistenternasyonale gerek kalmadan, nüfusu ne kadar az (bizim gibi), halkgüçlerinedereceyekadaryoksul,yineüretimaraçlarınekadar geri olursa olsun, bütün bunlara bakmaksızın, yeni bir dünya savaşıbeklemeksizin,bunlarınulusalkurtuluşsürecineatılabilmeninvebuçağdaözellikleelverişliuluslararasıkoşulların,bumücadelede başarıya ulaşmasının maddi temellerini oluşturduğunu, hiçbirönşartın,hiçbirkayıtlamanınböylebirkurtuluşmücadelesindenalıkoymayacağınıgöstermiştirdiyoruz. Bu durum, bu şekilde gelişirken; dünya halklarının, özellikle sosyalizminbüyükönderleriningörüşleridoğrultusunda,sosyalist inşayı geliştirmelerinin, bunu dünya halklarına bir örnek olarak sunmalarının, dünya halklarının etkin birleşik cephe hareketlerini yaratmalarının,emperyalistlerdeveişbirlikçilerindeyenidüzenlemelergetireceğivebunundailkolarakideolojikalandabaşlatılacağıaçıktır.Bugünbuçağanlayışlarınınbukadarfazlaolmasıve buçağanlayışlarınıngünümüzdedünyahalklarınındevriminiciddibirşekildeengellemesitesadüflerebağlanmamalı,dahaçokgünümüzün bünyesinde aranması gerekiyor. İster revizyonist, ister emperyalist,istermilliyetçidüzeydeolsun,butipideolojilerinbugünkü durumlarını anlamak açısından, dünyanın bugünkü konumunubilmektebüyükyararvar.Çoğuarkadaşışaşırtan,çoğuarkadaşın bakış açısını karartan bugünkü dünya durumunu görebilmeleriveözellikledünyayısonderecetersgösterenideolojikkargaşaortamında,yollarınıaydınlatarakyürüyebilmeleriiçin,buarkadaşlarınbugünküdünyanındurumunaiyibakmalarıgerekiyor. Bugünküdünyanasılbirdünyadır?Evet,bugünküdünya,aslındaustalarınEkimDevrimi’ndenberi,yaniLenin’indahaönceden çizdiği dünyadan farklı bir dünya değildir. Emperyalizmin varlığını sürdürdüğü, emperyalizme bağımlı olarak, ulusal baskılarını yenibiçimleraltındasürdürdüğü,yineEkimDevrimi’nebağlıolan inşanın geliştiği, güçlendiği, sosyalist inşanın temelinde ulusal 154 kurtuluş hareketlerinin ve işçi sınıfı hareketlerinin geliştiği bir çağdır. Sosyalizm, kazandığı cepheleri kaybetmemiştir, bugünkü cepheleriolduğugibikorumaktadır.Evet,bugünbucephelerdebazıbozguncuhareketlervar;bazıbozguncudavranışlara,bazıoportünist,kaypakvedönekdavranışlararastlamakmümkündür.Dünyahalkları,sosyalistülkelerinmerkeziniteşkilettiğiveulusalkurtuluşhareketlerinin,işçisınıfıhareketleriningüçlübirbağlabirbirine bağlandıkları (bu bağlar organize olmayabilir, bunu unutmayalım)direktbircepheveyadirektbirenternasyonalbiçimdebirarayagelmemişolabilirler,amamaddibirgerçekolarakbirbirlerini emperyalizmekarşıdestekledikleri,burjuvazininbaskıvesömürüsünebellioranlardaengellerdiktiğiniinkaredemeyiz.Buülkelerinyöneticileriemperyalizmlenekadarilişkikurarlarsakursunlar, onlarlanedereceyekadarişbirlikçilerbiçimindeilişkilerinigeliştirirlersegeliştirsinler,yinedeböylebirmaddibağbirliğivardırveya dünya halklarının bugünkü emperyalizme karşı konumu bunu göstermektedir. Bizimşüphemizşudeğildir;yanibukadarulusalkurtuluşhareketleriningelişimi,bukadarişçisınıfıhareketlerininkazanımıile sosyalist inşada bu kadar güçlenmiş bir dünyadan geri döneceğimizevetekrardanemperyalizminyükseldiği,emperyalizmindünyaçapındayenidendiktatörlüğünükurduğubirçağadöneceğimize veyaböylebirçağınyenidenyaratılacağınainanmayız.Böylebir anlayışı dünya görüşümüze, marksizm-leninizme ters görüyoruz. Biztarihteesasolarakkısaşartlıdiktatörlüğünolabileceğini,yani tarihi gelişmenin bir düzgün hat halinde gelişmeyeceğini, bazen geriye gidebileceğini, fakat geriye gitmenin daha ileriye bir hız yapmakiçinolabileceğini,yinetarihtebazıdönemlerdedurgunluğunolabileceğini,fakatdurgunluktanyenibirdünyanınfilizgüçlerininçıkabileceğinisavunanbirgörüşüntaraftarıyız.Geriyedönüşlerveyabiryayıngerilmesigibigeriyebirazçekilme,mutlaka ileriyedoğrubüyükbirsıçramayapmakiçindir.Durgunlukvarsayıldığı bazı alanlarda da yeni filiz güçlerin ortaya çıkabileceğini, yanidurgunlukşartlarındayeni,tazegüçlerinoluştuğunuvebuta- 155 zegüçlerineskidurgunluğukatbekataşanhızlıbirilerlemeiçine gireceğinisavunanbirtarihgörüşüneveyatarihimateryalistanlayışa sahibiz. Biz bu görüşümüzü marksizmi kavradığımız andan itibarenöğrendikveolduğugibimuhafazaediyoruz. Çağımızda özellikle teknolojinin çok gelişmişliğinden bahseden,atombombasınınçokçeşitlibiçimlerdehergünyenibirbiçiminin yaratıldığını; atom, hidrojen, nitrojen, nötron bombalarıyla tehdit altında tutulan bir dünya olduğunu ve bu yüzden de halklarınolduğugibiyerindedurmasıgerektiğinisavunangörüşlerdevardır.AyrıcaBirleşmişMilletler’dehergünyenidüzenlemelerin tartışıldığı ve bu yeni düzenlemelerin ışığında halklara biraz daha arpalık verileceği, bazı olanakların daha sağlanacağı savunuluyorvebunudaciddiciddidevletadamlarının,hükümet başkanlarının, her türden burjuva bilim adamlarının tartıştığını görüyoruz.Bunlarınboyuna-posunabakıpneredeysedünyahalkları için cidd i şeyl er vaa d edec ekl erm iş gib i vey a bu vaa dl er i gerçekleşecekmişgibidavranıyorlar.Bütünbunlarbeyhudeveya boş davranışlardır, boş görüşlerdir. Bunlardan dünya halklarının bekleyebileceği bir kazanç yoktur. Burjuva bilim adamları üniversitelerde yeni düzenler hakkında, “az gelişmiş, kalkınmakta olan, ikinci dünyalar, üçüncü dünyalar”hakkındaistediklerikadaryenigörüşgeliştirsinler,ciltciltkitaplaroluştursunlar,bukonuda siyasal düzenlemeler, politik örgütler oluştursunlar, bunun dünyahalklarınakazandıracağıhiçbirsomutkatkıyoktur.Dünya halklarındanhiçbirsomutkatkıbekleyemezler.Belirleyiciolandemin söylediğim gibi- dünya halklarının yeni bir savaş beklemeden, güçlerin azlığına ve çokluğuna, yeni olup olmadığına bakmadan anında bir kurtuluş sürecine atılmalarıdır. Çağ böyle bir çağdır! Dünya halklarının kurtuluşuna açılması gerektiğini süreklibizdenisteyenbirçağdırveyadünyahalklarınındahaönceolduğugibibugündedahagüçlüolanbirkurtuluşçağıdır. Dünyatarihindedünyahalklarıaçısındanbukadarelverişlikoşulların bulunduğu bir başka dönemi biz hatırlamıyoruz. Dünya halklarıaçısındanhiçbirdönemdebukadarelverişlikoşulbiraraya 156 gelememiştir. Özellikle ulusal baskıdan kurtulmak için hiçbir dönemdebugünkükadarelverişlişartlarolmamıştır.Görüşlerininiyi birözümsenmesiyleanlaşılacaktırkiLenin,sosyalizmebilegidişi dünya halklarının bugünkü ulusal kurtuluş mücadelelerine derindenbağlamaktadır.Birsosyalistülkeninvarlığını,işçisınıfıhareketleriningerekliliğiniinkaretmiyoruz,amasosyalistdünyayagidenyolundaağırlıklıolarakbugünküemperyalizmekarşıhalklarınkurtuluşmücadelesindengeçtiğiniyadsımıyoruz.Lenin’ingörüşlerinin özünden, dünyada sosyalist inşanın tamamlanmasının, dünyaçapındasosyalistsisteminkurulmasının,dahaçokemperyalizme karşı cephelerde verilecek savaşlardan geçtiğini çıkarabiliriz. Bağımlısömürgehalkların,yenisömürgehalklarınemperyalizmekarşıvereceklerimücadeledeağırlıklıolaraksosyalistinşatemeldirveyasosyalistinşaüzerindebuhareketleryükselir.İşçisınıfıhareketleridegereklidir,amaağırlıklıolaraksosyalizmiyaklaştıracak,sosyalizmidünyaçapındabirolguhalinegetirecekçağımızın,günümüzüncanalıcısorunu,canalıcımücadelesi,buhalklarınkurtuluşmücadelesidir.Bunlardahaçokneticeyitayinedecektir.Sosyalizmindünyaçapındabirgerçekhalinegelmesinibu mücadeleler belirleyecek, tayin edecektir.Ama hangi temelde? Sosyalist ülkelerin gelişmesi, işçi sınıfı hareketlerinin varlığını sürdürmesitemelinde.Butemeldeağırlıklıolarakhalklarınmücadelesi,çağımızıemperyalizmveproleterdevrimlerçağıolmaktan çıkarıpbirsosyalistsistemhalinegetirecektir.Yalnızbuçağhakkındadanefazlaaşırıhamhayaliçindeolmakgerekir,nedeböyle biranlayışınçokçokgerisindeolupinançsızlığadüşmekgerekir. Marksizmin yaratıcı ustalarından öğrenebildiğimiz kadarıyla, çağımızdaki mücadelelerin gelişim sürecinden anlayabildiğimiz kadarıyla; dünya halklarının kurtuluş cephesi, eğer opotünistler, revizyonistlertarafındanengellenmezse,bununokadaruzunboylu bir tarihi süreç içerisinde yerine getirilecek bir görev olmadığını, bir yerde burjuvazinin feodalizme karşı kazandığı zaferden daha erken bir dönemde kazanılabileceğini rahatlıkla söyleyebili- 157 riz. Başlarda dünya devrimi (tabii ki rekabetçi çağa bağlı olarak) belkidebirseneiçindegerçekleşecekbirolgugibigeliyordu.“Avrupa’da burjuvaziyi yenersek, orada burjuvazinin kalelerini fethedersek, biz devrimi sömürgelere de taşırırız. Teknolojik yardım, kültürel yardım yapar, orayı da sosyalizme götürebiliriz” diyorlardı.Evet,dahakısabirsüredesosyalistdünyayavarmayıdüşünüyorlardı. Lenin, emperyalist çağda biraz daha bu anlayışı değiştirdi ve emperyalistçağauydurarak;emperyalizmekarşımücadelenindahauygunolabileceğinivebiryığınmillikurtuluşmücadelelerinin verilmesigerektiğini,ancakmillikurtuluşhareketlerininvesosyalist ülkelerin elele vermesiyle, işçi sınıfı hareketlerinin elele vermesiyle sosyalist düzenin kurulabileceğini savunuyordu. O da, mesela1920’lerdeneredeysebirAvrupa’dadevrimolabileceğinin veAvrupa’dakidevrimindeneredeysebirdünyadevriminintemeli haline gelebileceğini veya dünya devriminin 1920’lerde önemli ölçüdehalledilebileceğini,bukonudaönemlibiraşamanınkatedileceğini düşünüyordu. Keza Stalin’de de böyledir. Stalin’de emperyalizmin ömrünü fazla uzatacağına, hele hele bütün sosyalist ülkelerin geriye dönüş yapacağına ve yeniden emperyalist çağın yükseleceğine dair en ufacık bir kırıntı biçiminde de olsa bir düşünce yoktur. Tutarlı bir anti-emperyalist olarak, emperyalizme karşıhalklarınsürekliuyanıkvesüreklimücadeleiçindeolmasıyla,proletaryapartileriönderliğindesömürgelerindevrimekalkmasıyla ve Sovyetler’in etkin yardımıyla, emperyalizmin ömrünün çokkısaltılabileceğine,diyelimbiryüzsenede,birellisenedeemperyalizmin çözüleceğine inanmaktadır. Evet, bu görüşleri savunanlar,dünyahalklarınınmücadelesinehemteoride,hempratikte yolverenustalardır. Pekibizbundansonranegördük?Bundansonraneredeyseemperyalizm dünya halklarını tekrar bir barışa kavuşturacak, neredeyse emprayalizm yeniden bir çağ başlatacak, neredeyse yeni ekonomikdüzenlerledünyahalklarınayenibirgelişmeolanakları tanıyacakmışgibibirtonsafsataylakarşıkarşıyageldik.Tabiiki, 158 bütünbugörüşlerinbirazetkinolmasıyla,dünyahalklarınınkurtuluş cephesinde belli bir duraklamanın olması veya bu cephelerin içteniçeparçalanması,bucephelerinparçalanmasıylabirliktedünyahalklarındabirumutsuzlukyaşanması,buumutsuzluğundakomünist saflarda yarattığı bölünmeler, parçalanmalar ve giderek kurtuluş mücadelelerinin seviyesinin düşmesi; evet, bu sonuçları görebildik.Sononbeş-yirmisenedeemperyalizminkendiniiçterestoreetmesi,özellikleAmerikaönderliğindedünyaemperyalizminin kapitalizmi tekrar restore etmesi, yeni sömürgeciliği geliştirmesi,birleşikaskeriörgütlenmeleryaratması,ekonomikörgütlenmel er yar atm ası, örn eğ in Düny a Bank ası, IMF,AET, NATO, CENTO, SEAT O gibi örgütlerin ortaya çıkması yaşandı. Hem ekonomik,hempolitik,hemaskeridüzeydebutipörgütlerinortaya çıkması, kesinlikleABD önderliğinde emperyalizmin kendini restoreetmesidir.Emperyalizminkendinirestoreetmesiylebirlikte dünyasosyalisthareketinekarşıbaşlattığıbirsaldırıbilevardır,bu dainkaredilemez. Bütün bunların sonucu ve tabii ki dünya çapında kapitalizmin güçlü olması, önemli oranda gücünü muhafaza etmesi, sosyalist ülkelerdeözellikleüstyapıdahâlâeskitoplumdankalmaanlayışların,geleneklerin,insanyapısınınvarlığınısürdürmesiveyinesosyalist ülkelerde, sosyalist inşaada işlenen bazı bürokratik hatalar sonucu; dünya komünist hareketi içinde, ister sosyalist ülkelerde, ister devrim yapmayan partilerde, ülkelerinde devrim yapmamış komünistpartilerde,dünyahalklarına,proleterenternasyonalizme uygunolarakyardımmeselesivegidereksosyalistülkeleriemperyalizmekarşınasılelealmalarıgerektiğigibikonularda,revizyonistolaraknitelendireceğimiz,marksizmdensapmaolaraknitelendireceğimiz bazı görüşlerin doğmasına yol açmıştır.Ve bugün bu görüşlerin dünya çapında etkinlik kazanmasından da bahsedebiliriz.Adeta şöyle oluyor: Dünya çapında büyük bir hız kazanan; emperyalizmekarşı,özellikledeeskidünyanınbütünkalıntılarına karşı, büyük bir hız kazanan dünya devrimci hareketi, adeta bu hızdanbirazsarsıldıveyaaşırıhızonunsağda-soldaböylebazıka- 159 nalların içine düşmesine yol açtı. Şimdi bunun sarsıntısı geçirilmektedirveyadünyadevriminingeçirdiğibusarsıntılarherülkeninözgünkoşullarınagöreyaşanmaktadır. *......... PROGRAM Türkburjuvazisi,feodalizminbağrındaoluşurken,feodalizmde biryandanözellikledevletaygıtıiçerisindekendisinebiralanhazırlarken,öteyandanfeodalsömürgeciyöntemlerineekolarakkapitalizmin de sömürgeci yöntemlerini benimsiyor ve bütün bu yöntemleri birbirine karıştırarak, karmaşık bir şekilde, dörtyüzbeşyüzyıllıkfeodalbaskısistemiyetmiyormuşgibibirdemodern kapitalizminbütünsilahlarınıkuşanarak,dahadayoğunlaştırıpgeliştirerek,birbaskıameliyesinegirişmiştir.Hattaprogrambununla daaslındayetinmiyor;tarihitemelleribirazdahadaderineinmiştir. Feodal dönemdeki baskıları sadeceTürk feodallerine has olarakelealmamıştır,bugünküKürdistan’ınyapısınınşekillenmesindeArapfeodalizminindeetkileriniaraştırmayaçalışmıştır.Bukonudadadoyurucu,inandırıcıkanıtlarileriyesürebilmiştir.Bununla dayetinmemiştir,köleciçağdaKürtkabilelerinindoğuşunu,aşiret haline gelişini, bugünkü topraklarına yerleşimini vermeye çalışmıştır. Tümüyle bunda bilimsel sosyalizme sadık kalmaya çalışmıştır. Bütün bunlar belki artı bir bilgi olarak gelebilir, ama öyle değildir aslında. Feodal baskıyı anlamak için çağa yönelinmiş ve bugünkü çağı anlamak, bugünkü ulusal baskı sistemini anlamak için de, feodal dönemde geliştirilen baskı -özellikle Kürdistan’da hâlâyoğunbirşekildefeodalizmyaşandığıiçin-tarihtefeodaldöneminbütünözelliklerikavnılmayaçalışılarak,Kürdistantarihinde, Kürdistan’daki bütün olguların anlaşılmasına çalışılmıştır. Bu şekildedevamedegelenprogram,dediğimizgibibütünağırlığınıI. EmperyalistSavaş’tansonrakiKürdistan’ınyenidenbölüştürülmesinevermiştir.ÇünkügünümüzüenyakındanilgilendirenveyagünümüzKürdistan’ınınşekillenmesindeenyakınetkisiveyaenbe- 160 lirleyici etkisi olan,Arap yayılması döneminde geliştirilen baskı, feodalbaskıbiçimleri,feodalkültürbiçimlerideğildir.DahaçokI. Emperyalist Savaş’tan sonra (keza aynı dönemdeki baskı, Türk sultanlarının baskısı mutlaka etkilemiştir, bugünün oluşmasında onundakatkısıhaylifazladır)Kürdistanüzerindebiryandanyerel feodallerin,biryandangençTürkburjuvazisinin,diğeryandanİngiliz-Fransız emperyalizminin, karşılıklı savaşması sonucunda Kürdistan’ın bugünkü statüsü tayin edilmiştir. Program bunları izahetmeyevebukonudasistemligörüşlergeliştirmeyeçalışmaktadır. Programınenbelirginözelliği,I.EmperyalistSavaşı’ndansonra Kürdistan’ınemperyalistlerceveonunlauzlaşansömürgecigüçlerlenasılparçalandığınıvebuparçalanmanınnasılhaksızolduğunu veemperyalizmin-sömürgeciliğinKürdistan’dakihalkyığınlarının çıkarlarınınasılgörmemezliktengeldiğini,onlaraenufacıkbirgelişme yolu tanımadığını, onların varlıklarını bile tanımaya yanaşmadığını işlemesidir. Emperyalistler ve sömürgeciler o dönemde buülkeninadınıvebuülkedeyoğunolarakyaşayanhalkınvarlığını tanımakla birlikte, bu halka en ufak bir siyasal ve ekonomik gelişmeyolutanımamışlarvetümüylebunlarıkendipençeleriarasında parçalamayı, kendi pençeleri arasında tutarak iliklerine kadarsömürmeyitemelilkehalinegetirmişlerdir.Bukonudazaman zamanbirbirlerinekarşısavaşmışlar,zamanzamandabirbirleriyle anlaşmışlardır. İngilizlerle özellikle Türk burjuvazisinin şiddetli çatışmalarıveuzlaşmalarıolmuştur.Lozan’dabuböyledir,Sevr’de bu böyledir, daha sonra 1925’te Musul meselesinde bu böyledir. Bütün bunlar Kürdistan’ın yakın tarihinde cereyan eden ve bugünküKürdistan’ınşekillenmesineyolaçantarihiönemdeolaylardır. Evet,oldubittigibigörünenbuyakıntarihigeçmişe,bizhiçbir zamanböylebakamayız.Başkalarıncabirtarihigeçmişolarak,tarihi bir kalıntı konusu olarak ele alınan bu görev, bizim için son derececanalıcı,sondereceyakınsiyasisonuçlarıolanvebugünkü yaşantımızı çok yakından ilgilendiren tarihi, siyasi nitelikte olay- 161 lardır.Bizkendimizi,butarihi,siyasiolaylarınçizdiğibirKürdistan’ıkabuletmemegibibirdurumlakarşıkarşıyabuluyoruz.Emperyalistler, sömürgeciler ve feodallerin bazen savaşarak, bazen uzlaşarak çizdikleri bir Kürdistan statüsü, bizim için kabul edilecekbirstatüdeğildir.Bizimiçinüzerindegelişmeninolacağı,partinin,halkınüzerindeözgürcegelişeceğibirstatüdeğildir,birhalkın siyasal, ekonomik, kültürel gelişmesini bağımsızca sağlayacağıbirstatüdeğildir.Tamtersine,bustatününaşılmasıolayında, geçmişte yapılan çeşitli anlaşmalar ve hâlâ da varlığını sürdüren buhukukianlaşmalarsonucukurulansiyasirejimleri,busiyasirejimlerin gerçekleştirdiği talana varana dek geliştirilen ekonomik sömürükurumlarınıkabuletmemizmümkündeğildir;kabulettiğimiz oranda da bu ülkede yaşayan, bu topraklar üzerinde yaşayan halkyığınlarıaçısındanözgürlükvedahagelişmişbiryaşamvaadetmemizmümkündeğildir.Programbukonudayeterikadarözen göstermiştir.Mümkünolamayacağınıçeşitlişekillerdetahlilgeliştirerek,çeşitlialanlardatahlilgeliştirerekbelirtmeyeçalışmıştır.O haldebiz,gerekdiğerparçalarda,Kürdistan’ıngenelindeuğranılan baskıyı ve o parçaların emperyalistlere, işbirlikçilerine verilmesini; gerek Türkiye’deki parçanın Türkiye’nin siyasi statüsü altına girmesinivegiderekTürkburjuvazisininbiryemliği,birçöplüğü durumunagetirilmesinikendimizeveriolarakkabuledemeyizveyaböylebirstatütüyükabuledemeyiz. Program özünde; Misak-ı Milli’yi reddetmektedir. Diğer gruplar için, özellikle gerek reformist örgütler için olsun, yerli reformist, teslimiyetçi örgütler için olsun, gerek sosyal-şoven çizgiler, gruplariçinolsunbirveriolarakişlenenMisak-ıMilli’yihatırlayalım.Misak-ıMillişudur:Misak-ıMilli,ozamankiOsmanlıaskerlerinin ve Osmanlı ordularının kendi güçleriyle ayakta tuttukları toprakların, Mustafa Kemal tarafından veya o zamanki Türk burjuvazisitarafındanTürkulusunaulusalsınırolarakgösterilmesidir.Tamamensüngügücününbelirlediğiveiçindehertürlüulusalvesınıfsalbaskınınalabildiğinceyaygınlaştığıbirsınırsistemidir.Bizbunukendimizebirveriolarakkabuletmiyoruz.Böylebir 162 Misak-ıMillisınırtespitini,busınırlarüzerindebircumhuriyetin inşasını, bu cumhuriyetin üst yapısını teşkil ettiği ekonomik yapıyı,ekonomiktemeli,butemelinsağladığıbütünsosyal,kültürel ilişkilerikabuledemeyizvebunakarşıbizimmücadelemizolacaktır.Bunlarıngelişmeninönündebirengelolduğunu,gelişmeyisağlamayan,tamamenbirhalkıkapitalistegemenliksüreciiçindedahadayoksullaştıran,dahadakültürsüzleştiren,işsizleştirenvegidereksiyasigelişmeaçısındandatamamenenufacıkbirolanaktanımayan bir statü olarak anladığımız için ilke olarak karşı çıkılmasıgerektiğinisöylüyorvebunudagünümüzdeenönemlibirsiyasi hedef olarak koyuyoruz. Bu daha çok şunun için önemlidir: Sosyal-şoven grupların, yani Türkiye devrimine ilişkin örneğin, bir elli seneden beri boy gösteren TKP için ve daha sonra diğer gruplarınbukonudakiyargılarıgözönünegetirilirse,bizimbukonuda ne derecede önemli bir farklılık içinde olduğumuz anlaşılır. Bizimyerelgüçlerimizinsüreklibirotonomipeşindekoştuklarını hatırlarsak;buotonomiiçinhiçbirzamanMisak-ıMilli’yeveyaI. EmperyalistSavaşiçindeçizilensınırlarakarşıçıkmadan,herparçadaayrıayrıotonomibölgeleripeşindekoşanbufeodalburjuva karmasıgörüşlervesiyasetlerleolanfarkımızbelirginbirşekilde ortayaçıkar.Bu,aynızamandaKürdistan’dakiproletaryanıntarihi göreviniortayakoymaktadır. Budönemdekapitalist-emperyalistvesömürgecigüçlertarafından parçalanan ve her parçası üzerinde ayrı ayrı bir yoksullaştırma,talanetmevekültürsüzleştirmedurumunatanıkolmuşbirülkenindevrimcileriolarak,ellisenedenberi,özelliklesavaştanberi geliştirilenbütünideolojik,kurumsalveuygulamaalanındakibaskıvesömürüyü,bugünküyoksulluğun,bugünküdayanılmazhayat koşullarınınbiriciknedenisaymaktayız.Bizbunlardaenufacıkbir geliştiriciyöngörememekteyiz,bubaskıvesömürüsistemialtında ülkemizdehiçbirgelişmeolamamıştır.Tarihin,Kürdistan’dakitarihinkababirtablosunuçizersek;ilkçağlardan,Sümerlerinburada, Mezopotamya’da uygarlık adımını atmasından bu yana hiçbir zamanda bu dönemdeki kadar bir uygarlık dışında kalma, bir tarih 163 dışındakalmagörülmemiştir.Bugünyaşanandönem,kişiliksizleşmenin, tarih dışında kalışın, tabii giderek insanlık dışında kalışın doruknoktasıdır. Program,bukonudasonderecehassas,sondereceilkeliaçılımlargetirmektedir.Tümyapıyıkişiliksizleşmişbiryapı,bütüntarihi tarih dışına atılma olarak, bütün insan ilişkilerini uydu ilişkileri, yurtsevergörmeyenilişkilerolarakelealmaktadırvetabiikiilkel halkkültürlerinintümününgelişmeolanağınıbulamadığı,bualandakiyoksulluklarıniçindebunalıpkalanbirhalkınbugünenparçalı,engeri,endayanılmazyoksuldöneminiyaşadığınıdilegetirmektedir. Çağın son derece teknolojinin, bilimin geliştiği bir çağ olmasınakarşılık,yinedünyahalklarıbiryerdesosyalizmedoğru yönelirken,sınıfsıztoplumadoğruyönelirken,ensıcakmücadeleleriverirken,halkımızıntersibirbiçimdeçağındışındakalmışve çağınhiçbirimkanındannesiyasal,neekonomik,neteknik,nebilimselhiçbiralandakigelişmelerindennasibinialamamışbirhalk olarak, tümüyle bunların dışında kalan bir halk olarak, ne derece biryokolmatehlikesiylekarşıkarşıyakaldığını,tamamenbirdaha bilinmemeküzeregünümüzdetambirtasfiyesürecindeolduğunu vurgulamakta,belirtmekteveburadandakalkarakgünümüzünacil örgütselgörevlerinivemücadelebiçimlerinikoymayaçalışmaktadır. Baskılarınbuyöndegelişmesi,bubaskılarıniçerikte,yanisosyalmuhtevadafeodalolması,hattahattabütünyapıyıköleciveilkeldönemdekalmışbirtortu,birkalıntıbiçimindeayaktatutması, çağınuluslaştırıcı,geliştiricihiçbirözelliğininbünyesinekatılamamasıveyaçoksınırlıolarakkatılmasınedeniyle,buhalkındurumu sonderecekötüolaraktasviredilmekte,sonderecegerçeğeuygun olaraktasviredilmekteveburadanyolaçıkarakdevriminmahiyeti,niteliğivebudevrimdençıkarıolangüçler,budevriminhedefleri,budevrimindüşmanlarıortayakoyulmaktavebukonudamücadeleci unsurların örgütlenme ilkeleri veya kuracakları örgütün nitelikleribelirtilmeyeçalışılmaktadır.Programındayandığıtarihi yapıveyatarihebakışaçısı,budayandığıçağınyapısı,buvebura- 164 danbirhalkiçinçıkardığısonuçlarbunlar. Pekibukadarçağındışındakalmış,bukadartükenişaşamasında bulunan bir halk için neler getirmektedir? Bir milli kurtuluş mücadelesiningerekliolduğunusöylemektedir!Gelişmekiçin,her alanda dirilmek için bir milli kurtuluş! Ki bunun da en yalın anlamı siyasal bir bağımsızlık olabilir, bu halkın yoğun bir şekilde katıldığısiyasalbirbağımsızlıkolabilir.Devriminhedefibudur,en acilhedefbudur.Devriminbirnumaralıgörevinibuşekildegündemekoymaktadır. Buna bağlı olarak milli bağımsızlığın gelişmesini, siyasal bağımsızlığın gelişmesini, siyasal bağımsızlığın içinde feodallerin tasfiye edilmesini şart koşmaktadır. Feodallerin, kompradorların yaşadığı bir ülkenin bağımsız olamayacağını savunmaktadır. Öte yandanbuülkedebazısınıflarınoluştuğunu,ulusalgruplardanbazılarının,ulusalbağımsızlıktanyarargöremeyeceğini,tarihiaçıdan bunlarıniçeriğininartıkboşaltıldığınıbelirtmektedir.Tarihinbunlariçinöngördüğükader,uluskonusundabirşeysöylememe,bir ulusalkimlikedinememeveyahakimulusuniçindeerimebiçimindedir. Gençlikiçin,köylüleriçin,işçileriçinvebütünemekçihalkyığınlarıiçindeşunugetirmektedir:Yenidenbirdünyakurulmalıdır vebununyoludaulusalbağımsızlıktan,ülkeninbağımsızlığından geçmektedir. Bütün insanlara verebileceğimiz desteğin, hatta en yakınkomşuolarakyaşadığıhalklaraenyakındesteğin,buradaki birbağımsızlıkmücadelesindengeçeceğiniveaynışekildedünya halklarınakarşıdabirfaydasağlamanın,dünyahalklarınakarşıbir görevolarakyerinegetirmeninyolunundabirbağımsızlıkmücadelesininyükselmesiolduğunusöylemektedir.Vebundaençokçıkarıolansınıfvetabakaları;işçiler,köylüler,gençlik,aydınkesimler ve diğer emekçi unsurlar ve yurtseverliğini koruyabilen çeşitli feodal,burjuvakesimleriçindekigüçlerolarakdilegetirmektedir. Düşmanolarakdafeodalkurumvegruplarınhepsini,ilkel,aşiretçi,aileci,kandavacı,mezhepçinekadaroluşumvarsahepsini hedefalmaktaveyinebütünbunlarıayaktatutan,ulusalbaskıve 165 buulusalbaskıyıuygulayanTürkburjuvazisinivebugünbuTürk burjuvazisinin en azılı temsilcisi olan faşizmi bir numaralı hedef olarakmücadeleninönünedikmektedir. Buşekildedayandığıtemelleriortayakoyanvemücadelededayanacağıgüçleri,gerçekleştireceğigörevleridilegetirenbirprogram,uzunvadelibirmücadeleyönteminiöngörmektedir.Yanibu ilkelerin ancak uzun vadeli bir halk savaşıyla, çağımızda bütün yoksul halkların kullanmış oldukları bir savaş yöntemiyle yaşam bulacağını,onlarınsavaştığıyöntemlesavaşılmasıveyineonların mücadeletaktiklerinikullanmakgerektiğinivetabiikibusüreçte çeşitliörgütlerin,ittifaklarınkurulabileceğinisöylemektedir. Sonuçolarakda,bütünbuçabalarınbirdemokratikhalkhükümetini yaratması gerektiğini nitelemektedir. Demokratik halk hükümeti, bugünkü sömürgeci baskıların tasfiye edilmesi ve feodal baskının tasfiye edilmesi sonucunda kurulacak tek siyasi alternatiftir.Bundanbaşkabirsiyasialternatifdüşünülemez,endevrimci kararlar böyle bir hükümet döneminde uygulanabilir. Ülkedeki toprağınadildağıtımı,ülkedekihalkıngenişbirkültürseferberliğine,eğitimseferberliğinegirişi,ülkedekihalkınkendineyeniden gelmesi,adetayenidendirilmesi,komşuhalklarlaeşitveözgürbir temelde yeniden birlik kurması, dünya insanlık kültüründen nasibinialması,dünyadakibiliminveteknolojininürünlerindenyararlanabilmesi ve bütün bunlardan, gerici üretim araçlarından, son derece gelişmiş üretim araçlarını yaratabilmesi bu şekilde mümkünolacaktır.Bunlarhemsiyasiolan,hemdepratikolan,enacil araçolanböylebiraygıta,siyasalaygıtaihtiyacıgöstermektedir. Kısacabukadarörgütlenme,bukadarmücadele,bukadarsavaş ilegiderekböylebiraygıtyaratılırsa,Kürdistan’dakihalkyığınlarınınkaderini,dıştakiveiçtekigüçlerekarşısavunabilecekböyle biraygıtgeliştirilirse;enbaştayerelhalkınçıkarlarınısavunmak, komşuhalklarınçıkarlarınısavunmak,giderekbütündünyahalklarınınçıkarlarınısavunmakmümkündürveböylecedünyahalklarının mücadelesine en önemli katkıyı vermiş, bu konuda proleter enternasyonalizminbizeyüklediğigörevideensağlıklıbirşekilde 166 yerinegetirmişolacağız.Başkahiçbirgelişmeyolunugörememiştir,programbunundışındaülkededahadainsaniolabilecek,daha da yurtseverce olabilecek bir gelişme yolunu tanımamaktadır. Programbunundışındabütünyolların,bütünalternatiflerin,bütün aygıtların,(kimisiparlamentoyakoşar,kimisidahaçok“yol, fabrika” der, kimisi de asimiyasyonun hızlandırılmasını ister) ölüme, tükenişegidenyollarolduğunuilanediyor. Demokratikbirhalkhükümetininkurulmasışüphesizçokçetrefilbirsorundur.Ülkenintümündebirdenbiregerçekleşmez.Bugün bilebirkenttebirdevrimcikomitekurabilsek,buradakihalkınyerelihtiyaçlarındantut,halkıdışarıyakarşısavunmayakadarbütün görevlerin hepsini üstlenirsek, bu ne olur? Bu, ileride kurulacak birhükümetinufakbirorganıolur.Bunungibiyüztaneyaratsak, iki yüz tane sömürgeci orduya karşı kurtaracağımız bölge yaratsak,tabiikiböylebirhükümetteorikolmaktançıkar,pratikcanlı birgerçekhalinegelir.Eğerbizimmücadelemizsüreklikendisine alan yaratırsa, feodallerin etkinliğini, polisin etkinliğini daha çok bölgedekırarsavebütünbunlarınsonucugüçlügerillahareketleriylesömürgeciorduyuişlemezhalegetirirse,böylebirhükümetin dayanacağıbazıaygıtları,ilkkomiteleri,ilkkonseyleriveyaböyle birhükümetindayanacağıilkşekillenmeleriortayaçıkarabilir.Bütünbusüreçleriyaşamadan,bizimböylebirhalkhükümetiolarak ortayaçıkamayacağımızaçıktır;çıkarsak,buçoksoyut,çokhayali birişyaptığımızanlamınagelecektir.Amatabiikibizbukoşulları yaratırsakda,doğalolarakbizimkarşımızadikilecekhedefinböyle bir hükümet olacağı ve sadece siyasi iktidar aygıtı olarak, bir kurtuluşaygıtıolarakdeğil,eldeedilenulusalbağımsızlığısavunmadaolsun,içtekifeodalleriaşmadayaniiçtekidemokrasiyisağlamadaolsun,teksiyasialternatifin,enelverişlisiyasalaracınbu olduğunuvebuaracında,uzunvadelibirhalksavaşısüreciiçinde yaratılabileceğinisöylemişolmaktadırveyaformüleetmektedir. Halkhükümetininkurulmasıenönemlibirgörevolarakbelirtilmiştirvedahasonraböylebirhükümetinönderliğindegirişilecek işler vardır; eğitim alanında, kültürel gelişme alanında, ekonomi- 167 nin inşa safhasında, sanayinin yeniden inşa safhasında geliştirilecekişlergibi...Amaekonominintarım,ticari,mali,bütünbualanlarda nasıl bir şekillenme yaratacağı, hükümetin o zamanki yıllık kararnameleriyle, yıllık programıyla belirlenecektir. Bu konuda programafazlabirnotdüşülmesizatenmümkündeğildir.Vetabii ki bütün bu hükümetin alacağı tedbirlerle giderek bir demokratik halk diktatörlüğünün, yani kısaca bağımsız bir halk cumhuriyetininbutopraklardadoğmasıvekurulmasıylabirlikte;Ortadoğu’da halklar arasında devrimci düşüncenin geliştirilmesinin, siyasal devletlerin,siyasalbirgüçhalinegelmiş,gerekdevrimigerçekleştirmiş ülkeler olsun, gerek devrimci sosyalist güçler olsun, gerek diğerdemokratikyurtsevergüçlerolsun,bunlararasındadahasağlıklı,dahaeşit,özgürilişkilerkurulmasınınzeminioluşur.Örneğin gerektiğinde bir Sovyet (programa bu düşülmemiştir, ama ikinci elealıştabelirteceğiz)bölgeçapındabircumhuriyetlerbirliğiyaratmayı,eğerböylebirsiyasalbirlikyaratılmazsabile,hiçolmazsa halkların özgür ve eşit bir temelde biraraya getirilmesini, bütün güçlerarasındadayanışmayı,yoğunbirilişkialış-verişinidüzenleyebileceğini ve daha çok halkların çıkarına bunu yapabileceğini belirtmekte ve böyle bir siyasal rejimin bunları yapabileceğini söylemektedir. Bütünbunlarsonucundabakıyoruzki,birmücadelegrubuolarakbugünönümüzealdığımızböylebirprogram,biziülkenindevrimci, siyasal bir örgütü olmaya götürmektedir. Bu konuda eğer kadrolarımız, çalışma hazırlıklarımız yeterliyse, böyle bir örgütlü güçhalinegelmemizgerektiğinivesiyasibirgüçhalinegelen,siyasalmücadeleyikendinetemelbirmücadeleolarakalanböylebir örgütünde,buhedeflerinigerçekleştirmekiçinciddimücadele,savaşbiçimlerineyönelmesigerektiğinielbettekiprogramişlemektedir. Tümbunlardansonrasöylenebilecekşey;programaslındasosyalist öğretiden yararlanarak, ülke halkının kurtuluşunun biricik yolunu, nereden ve nasıl inşa edileceğini, mümkün olabileceğini belirtmiştir. Program, dünya halklarının bağımsızlık, demokrasi, 168 sosyalizm doğrultusundaki mücadelelerine büyük bir ittifak güç olarak bakmaktadır. Sosyalist ülkeleri büyük bir müttefik olarak görmektedir. Kendilerini bunların doğal müttefiği saymaktadır. Dünya işçi ve demokratik halk hareketlerini yine kendilerine en yakın müttefik olarak seçmektedir. İlerici insanlığın bütün kazanımlarınıkendisinebirmirasolarakdevralmaktadır.Vetümbutemeller üzerinde ulusal baskıların, feodal baskıların yer etmediği, yeralmayacağı,bunlarıntamamentasfiyeedilmişolduğubirülkede,insanlarınnormalgelişmeyoluna,tarihselgelişmedoğrultusunagirebileceğinivebuyoldahızlıadımlaratabileceğini,yüzyıllardanberiyaşananadetayerindesayma,adetagerisingeriyegitme durumunu, büyük adımlarla yok edebileceğini ve hatta kapitalist uygarlığıniçindebulunanbirülkenindeçokçokilerisinegidebileceğiniveböylecesosyalistsisteminyandaşıbirülkehalinegelebileceğini, böyle bir ülke haline gelmek için böyle bir programın çizdiğiyolunbiricikyololacağınıdilegetirmektedir. Yine son olarak; Kürdistan’ın diğer bölümlerinde de parçalanmanın (haksız bir parçalanma, emperyalizmin, sömürgecilerin çıkarlarıdoğrultusundabirparçalanmaolduğuiçin)süreçiçerisinde tasfiyeedilmesiveherparçadakihalkınkendiözgücünedayanarak bir mücadele vermesi gerektiğini, tarihte haksız bir şekilde bölünen,parçalananbuyapının,buseferdahademokratikbirtemelde veulusalbaskıdanarınmışbirşekildeveherparçadakihalkınözgürceiradesiyle(kibunlarınhepsinisosyalizminönderliğinigerektirenşeylerolduğuiçinsöylüyoruz)özgürcebiryöntemlebiraraya gelebileceğinibelirtmektevegiderektarihiçerisindeyokolmuşbir halk,yokolanbirülkeyerine,sosyalizminönderliğindebağımsız, demokratik, giderek sosyalist doğrultuya yönelmiş bir ülkeyi vaa- detmektedir. Programınözüveyasonsözleribunlardıraslında,amatümbunlarıngerçekleşmesi,tümbunlarıniçerikkazanmasıiçinde,gerektiğindeyüzsenelikdişedişbirmücadeleninverilmesigerektiğini, bütünbuyollarınzorluklarladoluolacağınısöylemeliyiz.Bukonuda bir hayale kapılmamak gerekir. Program, hele hele barışçıl 169 mücadele şekilleriyle, böyle bir amaca ulaşılmayacağını daha başındanbelirtmekteveenzorlumücadelelerin,çokkanlısavaşların, çokkanlımücadelebiçimlerininverileceğinidepeşinenkabuletmektedir.Amabütünbunlardabirzarargörmemekte,yaniçokmücadele olacak, çok kan dökülecek diye en ufacık bir olumsuzluk görmemektedir. Tam tersine akıtılacak kanların, kazanılacak özgürlüğünsuyuolacağınıbelirtmektedir. Programındahadagenişletilmişbirmuhtevasıüzerindebutoplantıda konuşmayı gereksiz görüyorum. Çünkü bu konuda bir açıklamadahayapılmıştır,hepinizbunubelkiokumuşsunuzdur.O açıklamalar,buprogramıbirazdahaaçmakta,birazdahaişlemektedir. Zaten eğer mümkün olursa, önümüzdeki dönemlerde de, özellikle teorik çalışmalara fırsat bulursak, programın daha çok açıklanmasını,dahaderinliğinebiraraştırmatemelinedayananbir açıklamasınıdayapabileceğimizivebukonudadahasomutyaklaşımlarla ortaya çıkabileceğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.Ama bugünkü şartlarda yaklaşımlarımızda bile söylenen ilkelerin son derecedevrimciilkelerolduğunu,builkelerinreddedilemeyeceğini, tamamen geliştirilebileceğini ve Kürdistan’daki bütün yurtsever-demokratik güçlerin etrafında örgütlenebilecek ilkeler olacağını, nitekim günümüzde de bu ilkelere epey yurtsever bir taban yarattığını, epey gruplaşmaya yol açtığını, epey mücadeleye yol açtığını gördüğümüzü söylemekteyiz.Yine zamanla bu ilkelerin giderekbirorduyakavuşacağını,güçlühalkcephelerinekavuşacağınıvebuprogramınmutlakabirgünkendidoğalsiyasisonucunu yaratacağını,yanibirdemokratikhalkhükümetiyarataraksonbulacağını,bununyerinedahayeni,koşullarıdikkatealan,yenikoşullarınsomuttahlilinedayananvebusefersosyalistinşayı,gidereksınıfsıztoplumayönelmeyiamaçlayanbirprogramıngetirilebileceğinigerekligörmektedir;programbukonudadayeterikadar hassasiyetigöstermiştir. Sosyalistaşamaiçinfazlabirşeysöylenmemiştir.Çünküulusal baskıvehertürlüfeodalparçalanmışlıkşartlarındasosyalizmiöne sürmek,eğerbilinçlibirihanetdeğilsetamamenbirdangalaklıktır 170 aslında.Böylebirşeyedüşmemekiçindebutürşeylerifazlaişlememiştirprogram.Dahaulusalbağımsızlığın,dahademokrasinin enilkeladımlarınıbileatamamışbirhalkınönüne,şimdidenbutip görevlerinkonulamayacağını,enyakınhedefleriçinbileenciddi birmücadeleveörgütüngelişmediğibuortamdadahafazla,daha iddialı programlarla ortaya çıkılamayacağını bilmek durumundayız.Helehelebazıişbirlikçigruplargibi“Kürdistan’da demokrasi gelişiyor” veya “Kürdistan’da sosyalizmi kuracağız” demek, ulusal baskının ve feodal ağaların egemenliği altında olan bir yerde, butipşeyleriilerisürmek,bilinçlibirihanetdeğilse,olsaolsabir dangalaklık ürünü, olsa olsa yüreğinde demokrasinin, bağımsızlığınneolduğunubilemeyenuşakbirkafanınürünüolabilir. Bütün bunlar daha da işlenebilecek konulardır. Program olsun, açıklama broşürü olsun, bütün bunlar bizi daha geniş araştırmalar yapmaya,dahadoyurucutespitleryapmayaadetaçağırmaktadır.Tabiikibütünbunlardannasibinialanarkadaşlar,hassasiyetiolanarkadaşlar,gerekensonuçlarıçıkaracaklardırveonlardaprogramınilkelerinigerçekşeklinebüründüreceklerdir.Ayrıcamücadeleninboyatmasıyla birlikte bu ilkeler somutluk kazanacak, bunlar yine teoride bizidahaverimlisonuçlaragötürecektir.Şimdilikprogramınkonuluşu veya bu konudaki taslağın sunuluşu böyledir. Siz de bu konuda kendigörüşlerinizibildirirseniziyiolurveyagereklidir,iyiolurdeğil şarttır. Mazlum DOĞAN: Benimbelirtebileceğim,ekleyeceğimhiçbir şeyyok.Hemözüne,hembiçiminekatılıyorum.Ancakbiryerde, ‘devlet mülkiyeti’ diye son kısımda ... oranında değiştirilmesi uygunolur,onunyerinekamumülkiyetibiçiminde(....)* A-4 (Şahin Dönmez): Programda tarih, çağ ve bugünkü ülkenin somutu hakkında getirilen görüşlere olduğu gibi katılıyorum, eklenecekbirşeybulamıyorum. Bişar (A. Haydar Kaytan): Programa ben de aynen katılıyorum.Önemliolanprogramınasgarigörevlerininyerinegetirilmesi için örgütlenmeyi geliştirmemiz ve bu doğrultuda pratik çabalar 171 göstermemizdir. A-1 (Duran Kalkan): Programtaslağı,siyasigörüşlerimizive önümüzdekiasgarigörevlerimizitamolarakkoymuş,bütüngetirilenlere katılıyorum.Yalnız tarih kısmının biraz üzerinde düşünüyorum,bukonudaarkadaşlarınaçıklamalarıtatminetti,buhaliyle katılıyorum. Mustafa Karasu: Programa ben de genel olarak katılıyorum. Yalnızbirbölümde,gerektiğiandadeğişikmücadelebiçimlerinin kullanılamayacağı, yani barışçıl mücadelenin kullanılamayacağı ifadeediliyor.(...)Birdesilahlımücadeleninilkeleştirilmesigerekir. Programda nasıl kabul ediliyor? Halk ordusunun inşası biçimindetabirediliyorsilahlımücadele.Halkordusununinşası,zaten örgütlenmeninbirgörevidir.Bununyanındasilahlımücadeleyiilkeolarakkoymakgerekir. A-2 (Cemil Bayık): Programın genel ilkelerine katılıyorum. Yalnız Kürdistan’ın genel özellikleri sıralanırken “b” şıkkında, emperyalizmin Kürdistan’ı bir yeni sömürge olarak değerlendirmesivebunabağlıolarak,dörtsömürgecidevletinklasiksömürge statüsü içinde olması görüşüne katılmıyorum. Hiçbir zaman emperyalizminKürdistan’dayenisömürgepolitikasıgörülmemiş.Ne ekonomiksömürgeciliği,nekültürelalandakisömürgeciliği,neaskerialandakisömürgeciliğivar. SosyalizmveÖrgütlenme Tarihe baktığımızda çok çeşitli ideolojilerin oluştuğunu ve bu ideolojilerinönderlikettiğibiryığınörgütlenmelerinşekilbulduğunuvebunlarınhepsininçeşitlisiyasalorganizasyonlarayolaçtığını biliyoruz. Ve yine tarihe bakmaya devam edersek, dünyada güçlü birideolojineredençıkmışsa,hangidönemdeçıkmışsa,oideolojininkavradığıinsanlarmutlakaçağınındevletgüçleriyle,odönemdekisiyasalgüçlerleçatışmışlardır.Eğeroideolojinintemsilettiği görüşler çağın ilerisinde ise geri siyasal yapıları parçalayıp yerine yenisiyasalyapılar,yaniüstyapılarçıkarabilmişlerdir.Özelliklesi- 172 yasalideolojilerdevleteilişkinolarak,toplumungelişmesineilişkin olarakortayaçıkanherideoloji,örgütlendirdiğivesavaşasoktuğu insanlarlamutlakabirsiyasalgelişmeyeyolaçmıştır. Amayinetarihteşunudagörüyoruz;nezamankibirideolojisiyasal soruna yönelmemiştir, siyasal devlet meselesine yönelmemiştir, siyasi kurumlara ilişkin olarak benzer örgütlenmeler içine girememiştir, o ideoloji birer tarikat kurumuna dönüşüp giderek bir mezhep haline gelmiş, giderek fosilleşmiş, kalıntı halinde bir düşüncetaslağıvebusefertutuculuğunhizmetindeeski,geriyapının,eskisiyasalyapınınhizmetindebirdindurumunadüşmüşlerdir.Gerçekte,başlangıçtailericiolanbirideoloji,eğersiyasihedefeyönelmemişse,yanibirnoluhedefolaraksiyasalçalışmalarıönplanaalmamışsa,oideolojigiderekgerici,siyasaliktidarlarınemrinde birer din durumuna getirilmiş, halkların afyonlaştırılmasında,uyutulmasındabirdindurumunaindirgenmiştir.Buideolojilerintabiikihalklarınkurtuluşundaileriyesürecekleribirşeylerolmadığı gibi tam tersine onların uyutulmasında ve bunu yüzyıllar boyuyapmasındaçokönemlirolleriolmuştur. BukonudaMarksşöyleder:“İktidar veya politikayla uğraşmalı mıdır işçi sınıfı? Evet uğraşmalı, eğer politikayla uğraşmazsa, bunlar ortaçağ Hıristiyanları gibi sadece cenneti hayal edeceklerdir.” Şunu da ekleyebiliriz: “Salt bugünkü siyasal iktidar elinde, birer uyutma aracı olarak bunlar görev göreceklerdir.”Marksbunu niye söylüyor? Sosyalizm için ve kendi öğretisinin başına da böylebirşeyingelmemesiiçinsöylüyor.İşçisınıfınınpolitikmücadeledenalıkonulmaması,biranönceişçisınıfınınpolitikmücadeleyeyükselmesivesosyalistlerinbiranöncesiyasalmücadeleye ağırlıklarınıkoymasıgerektiğini,eğerbundanvazgeçilirseHıristiyanlıkgibibirdinolacağınıvebudinindehalklarınafyonlauyutulmasınaveyatambirhayalleyaşamasınayolaçacağını,kibunun dasiyasaliktidarlariçinenbüyükyardımcıveyasiyasaliktidarlarınçıkarlarınıdilegetirengericibirütopyaolacağınıbelirtiyor. Elbette ki biz böyle bir duruma düşmek istemeyiz. Bu kadar ideolojikbirgelişmeiçindeyüzenkişilerolarakbizlerin,ciddisi- 173 yasal hedeflere yönelmeden, kendimizi saygıdeğer bir güç haline getiremeyeceğimiz açıktır. Tarihte bunun örnekleri çoktur. Hangi din gösterilmesin ki, bugün siyasal iktidara yönelmemiştir?Yine hangi düşünürü görmeyelim ki, o siyasal sorunu işlememiştir? Hepsi bu konuda düşüncelerinin ağırlık merkezine devleti koymuşlar, buna ilişkin olarak bazı önerilerde bulunabilmişlerdir ve ancak bunlar siyasal bazı gelişmelere yol açabilmişlerdir. Bu tip öğretiler,tarihingelişmesindebelirlidönemlerde,belirlizamanlardailericibirrol,tayinedicibirroloynamışlardır.Bütünöğretilerin kaderi böyledir. Hele hele bütün siyasal öğretiler, siyasal soruna yanidevletsorununayönelme;toplumsalgelişmeyisağlamakiçin özellikle o ideolojilerin vaadettiği ‘cenneti’ yaratmak için siyasal soruna yönelme, toplumsal gerçeğin en yoğunlaşmış ifadesi olan siyasaldevletgerçeğineyönelmevebunuçözme,çözümegötürme durumunubirnolusorunolarakönlerinekoymuşlardır.Bukonuda yoğun çaba harcayanlar, tarihin gelişmesine ve tabii ki halkların gelişmesinekatkıdabulunmuşlardır. Burjuvamilliyetçiideolojinin,feodalideolojinin,kölecidönemdeortayaçıkançeşitliideolojikbiçimlerin,hattadahadageriyegidersek, ilkel komünal toplumun büyücülük biçiminde ortaya çıkardığıdüşüncebiçimlerinin,toplumlarıngelişmesindenasılsiyasi araçlaryarattıklarınıvebusiyasiaraçlarınekonominingelişmesinde,üretimgüçleriningelişmesinde,bilimingelişmesindenederece önemli rol oynamış olduklarını tabii ki, teker teker belirtemeyiz. Ancak bütün bu dönemlerdeki ideolojilerin siyasi üst yapıya yöneldiklerizamanlarçokönemligelişmeleryarattıklarınıvebuideolojilerin gerçekten adına ihtilal diyebileceğimiz yegane biçimler olduğunu, ama bunun yanında siyasi iktidara yönelmeyen, siyasi sorunu kendisine temel yapmayan ideolojilerin de gerici siyasal iktidarlarınemrindebiruyutmaaracıolduklarını,çeşitlitarikatve mezhep durumuna dönüştürüldüklerini ve bu mezhep durumuna düşürülmüşideolojilerindegerçektenhalklarınekonomikvesiyasal gelişmelerinde birer köstekleyici bağ durumuna düştüklerini rahatlıklasöyleyebiliriz. 174 Bunu niçin söylüyoruz? Tabii ki sosyalizmin örgütlenmesinin, komünistlerin, komünist düşüncenin örgütlenmesinin rolünü, yönünübelirtmekaçısındansöylüyoruz,tarihebuyöndeeğilmekgerektiğinibelirtiyoruz.MarksbaştadasosyalistöğretininbirHıristiyandinidurumunadüşmek,yanitamamenmensuplarınıilkeldünya hayalleriyle aldatmak istemiyorsa, siyasal iktidar meselesine yönelmekzorundaolduğunubelirtiyordu.Bizbugerçeğikendimiz içinbinkatdahavurgulayaraksöyleyebiliriz.Kürdistan’dasosyalizmbirütopya,aydınlarınelindebirgevezelikaracı,kültürtartışmasında kullanılacak bir araç haline getirilmek istenmiyorsa, bu öğretiyisiyasalmücadeledebiraraçhalineveyasiyasalmücadeleyiyaratangerçekbirideolojiktemelhalinegetirmeliyiz.Evet,kısacabizimönümüzdekisosyalizm,isterörgütlenmede,istermücadelede devlet dışı sorunlarla fazla uğraştırmamalıdır. Salt devlet düzeyinde de değil; siyasal çalışmaları parti düzeyine, bir ulusal cephe düzeyine de indirgersek, bütün bu konuları da kapsamak şartıyla, sosyalizm bizi siyasal ve giderek bunun en yoğunlaşmış ifadesiolandevletmeselesineyöneltmelidir.Sosyalizminustaları, sosyalizminyaratıcılarıkendiöğretilerinigerçektenbuşekildetanımlamışlardır.Bununproleterdevrimcilerinemrinde,siyasaliktidarınzaptedilmesindebiraraçolarak,birgörüşbirliği,programtemelisağlayanbiröğretiolarakelealınmasıgerektiğinisavunmuşlardır. Bunun bir dogma, bir mezhep haline getirilmesini her zamaneleştirmişlerdir. Nedenbununöneminivurguluyoruz?Şundandolayıvurguluyoruz; çağımızda feodal ideolojilerin ve burjuva ideolojilerin kaderi bellidir.Feodalideolojiler,bugünküsiyasaliktidarlarınbünyesindeveisterulusalgelişme,isterdemokratikgelişmeninönünde,yine halkların yaşam şartlarını daha da iyileştirecek ulusal ve demokratikmücadelelerinönündetamamenbirköstek,birengeldurumuna getirilmiştir. Feodal ideolojiler, halkların uyutulmasında, faşizme,gericiliğegötürülmesindebiraraçolarakhizmetgörmektedirler.Buideolojilerin,devrimciiktidarınzaptedilmesinderolleri şuradakalsın,tamtersinegericisiyasaliktidarlarınsürdürülmesin- 175 deönemligörevlerivardır.Busiyasaliktidarlar,buideolojileriiyicekullanmaktadırlar.Emperyalizmveişbirlikçileri,mezhepçatışmalarında,dinselgörüşlerinayaktatutulmasında,uluslaşmanınve demokratik mücadelenin engellenmesinde hep bu ideolojiden yararlanabilmektedirler.Öteyandanburjuvamilliyetçiliğigünümüzde,özelliklesiyasaliktidarındeğiştirilmesindebiraraçolarakrol oynuyor.Çeşitliburjuvamilliyetçiliği,birdebununzıtkoşuluolan kozmopolitizm, halkların ulusal bağımsızlık, giderek demokratik iktidarmücadelelerininörtbasedilmesinisağlamaktaveböylebir sorunlarınınolmadığınıgöstermekiçinnelazımsaonuyapmaktadır. Burjuva milliyetçiliği günümüzde devleti değiştirmek, devleti emekçi sınıfların çıkarları doğrultusunda bir araç haline getirmek için çaba harcamıyor. Tam tersine mevcut gerici diktatörlüklerin, gericiiktidarlarınsavunulmasından,sürdürülmesindenyana,halklarüzerindebaskıvesömürününgizlenmekaynağıolanveburjuvazinin yoğunlaşmış çıkarlarını dile getiren bu aygıtların birkaç reformla değiştirilmesinden, ama daha çok da sürdürülmesinden, muhafazakarcasürdürülmesindenyanabirgörev,birişlevyükümlemişlerdir. Bu ideolojilerin dünya halklarına bugünkü koşullarda verebilecekleribirşeyyoktur,tamtersinedünyahalklarınazararlarıhaylifazladır. Tabiikibuideolojilerkendiliğindenbudurumadüşmemişlerdir. Buideolojilerinbudurumadüşmeleri,sosyalizmgibidünyahalklarınınufuklarınıaçan,dünyahalklarınayenibirdünyavaadeden birideolojininortayaçıkmasıylayakındanilintilidir.Sosyalizmbir ideolojiolarakortayaçıkmasıyla,gelmişgeçmişbütüngörüşlerin eleştirisiniyapmıştır.Adetabuideolojilerinnemalolduğunuortayakoymuşvebunlarhakkındakesinhükmünüvermiştir.Nedirbu hüküm? Bunlar geriletici bir engelden başka bir şey değildirler. Peki bunun yanında ne göstermiştir? Halklara sonsuz bir gelişme ufku göstermiştir. Halkların bu ideolojinin klavuzluğunda evreni tespit edebileceklerini, maddeyi büyük değişikliklere uğratabileceklerini,üretimgüçlerini,bilimiçokçokgeliştirebileceklerini,toplumsalgelişmeyiçokhızlandırabileceklerinigöstermiştir.Bilim- 176 selbirşekildenesnelbilgileringünümüzekadarkiyoğunlaşmasını temelalarak,toplumsalpratiklerintümünükendisinetemelalarak bunugösterebilmiştir. Böylebirideolojininülkedeuygulanmasınaçalışılırken,birütopya olarak sadece reformların gerçekleşmesinde bir araç olarak kullanılmasınavebirtakımkültürelhaklarıneldeedilmesinde,kültürünaraştırılmasındabiraraçolarakkullanılmasınaelbettekigöz yumamayız.Yine devlet dışı konularda bu ideolojinin bu şekilde elealınmasınakarşıolduğumuzgibi,buideolojininböylegevşek örgütlenmelerle, ihtilalci olmayan yapılarla tehdit edilmesine de karşı durulmuştur. Bu ideolojiye bulaşanların, böyle bir öğretinin yüceliğinikavramasıgerektiğivebuöğretiyikavramışunsurların da gerçekten farklı bir dünya yaratmakla görevli oldukları; bir mezhepçiklikgibideğil,birreformistklikgibideğil,halklarıngelişmesininönündekibütünkaranlıklarıaydınlatanveonlarısürekli aydınlığa davet eden bir anlayışın temsilcileri olmaları gerektiği veherşeydenöncede(siyasaliktidarlakıyasıyabirmücadeleyaptıkları için) bu siyasal iktidarın elindeki bütün araçların bütün özelliklerinigözönünegetirerek,aynışekildeçokgüçlübirörgütlenmeylebirhalkayolgöstermelerivegüçlüörgütselyapılarlabir halkın karşısına çıkmaları gerektiği açıktır. Bu ideolojinin başka türlüörgütlenmesi,başkatürlühalklarınsomutşartlarıylakaynaştırılması,halklaragitmesimümkündeğildir.Böylebirideolojiyle donanmış kadroların gevşek örgütlenmelerle ortaya çıkmalarına, halklara bir siyasal hedef göstermemelerine ve onların birtakım yan,kültürelsorunlarınaydınlatılmasında,yineekonomik,demokratikveyasınırlıulusalbazıhaklarıneldeedilmesindebiraraçolaraksoysuzlaştırılmasına,bayağılaştırılmasınaelbettekigözyumamayız.Biröğretininkaderibuşekildeaçılırsaveyabiröğretiböyle şeylerle karşılaşırsa, o öğreti gerçekten bir mezhep durumuna düşmüşdemektir.Eğerbiröğretimezhepdurumunadüşürülmüşse, bununyapacağıteşkilatlanmabirklüpveyadernekolmaktanöteye gidemez. Halkların da son derece yüce amaçları vardır. Onlar hiçbir za- 177 mangeleceğeilişkinumutlarınıyitirmemişlerdir,bunuunutmayalım. Geleceği unutan, gelecek hakkında soylu iddiaları olmayan, iddiaları,gelecekiçinbüyükumutlarıolmadığıiçindegünübirlik halinde yaşayan ve “ne yaparsak bugün yapalım, ne yiyeceksek bugün yiyelim, yarın bizi ilgilendirmez” diyen sınıfların tavrı değildirhalksınıflarınıntavrı.Biremperyalistsınıfın,birküçükburjuvasınıfın,birburjuvasınıfın,feodalsınıfıngeleceğiyoktur;geleceğiolmadığıiçinbunlarınumutlarıdayoktur.Bunlarbuanlamdatemelsınıflarolduklarıiçin,elbettekisosyalizmgibiumutvericibirideolojiyibenimseyemezler.Buideolojininmezhepdurumunadüşürülmesiylebusınıflarınelindebiraraçolarakkullanılacağı vearaçolarakkullanılmayabaşlamasıylabirliktehalklarınönünde bireylemklavuzudeğil,tamamenbirsafsatatoplamıhalinegeleceğiveböylecebirsiyasaloportünizmbiçiminebürüneceğiaçıktır.Kısacaburadakisosyalistöğretiyiböylebayağılaşmış,fosilleşmiş biçimlerle teşkil ettiremeyiz, uygulayamayız veya böyle bir öğretiyigünlük,acayipsorunlarlaadetabirçamurabatıramayız. Bu ideolojinin bizden isteyebileceği formasyonu, bir yerde ruh yüceliğini ve halklar önünde sürekli klavuz teşkil etme özelliğini kendişahsımızdataşımalıyız.Geleceğiolmayansınıflarınunsurları, temsilcileri gibi davranılamaz.Aslında bu konuda bazı kavramlar epeybayağılaştığıiçin,epeykalitesidüştüğüiçin,bugünsosyalizm sokakgevezeleriağzındabircikletdurumunagetirilmiştir.Sosyalizminöndergüçleriortayaçıktıklarızamanöğretilerinehiçbirzaman bu şekilde bakamazlardı.Ama bugün her soydan burjuvazinin ağzında bir ciklet durumuna getirilmiştir. Hatta ve hatta bizdeki yapı daöylesosyalizminyüceliğinibütünüylekavramışdeğil,belkiçok azunsurbununbilincindedirveyabubilinçiçindehareketetmektedir.Bizsosyalizmi,siyasalsorununçözümlenmesindedahaçokbir eylemklavuzuolarakelealacağız.Veeğerböyleelealacaksak,mutlakabununteşkilatlanmasınıdabirsiyasaliktidarsavaşınıverecek birörgüthalindeelealmalıyız.Buonuniçinteknikbirsorundeğildirveyabirtakımbasitpratiklerlehalledilecekbirişdeğildir. Bizhernekadarbaşlangıçtasosyalizmiçıraklarrolündeeleal- 178 dıysakda,bubizimherzamansosyalizmibuşekildeelealacağımızı ve çırak olarak kalacağımızı göstermez. Mutlaka böyle bir öğretinintemsilcisiolarak,böylebiröğretininsavunucusuolarak, kibununenönemlikoşuluolan,bulunulanülkeninsiyasaliktidar meselesine uygulayarak mevcut gerici iktidarı parçalamada bir araç olarak, bir eylem klavuzu olarak kullanarak biz üzerimize düşeniyapacağız.Buaçıdandadahailkgündenberi(tabiikiarkadaşlarınyetişmeyeihtiyaçlarıolduğuiçin)sorununfazladerinliğiniiçeremedik,nebununpratiğeaktarılmasınınedeteorikgereksinmelerinin nasıl karşılanması gerektiğini fazla işlemedik. Amagerekliydiveyabizsadecebellibirpratikyaşamakiçin,arkadaşlara belli ölçülerde kendilerini yetiştirme olanağı tanımak içinböyleyaptık. Bukadaryetişecekvepratikfaaliyettebulanacaklar,adetatemsilcilik rolüne çıkacaklar, ama öte yandan hâlâ ilkel, örgütsüz yığın durumunda kalacaklar, bu sosyalizm açısından affedilmez bir durumdur. Bu ideolojiye saygımız varsa, bizim açımızdan da bunun bu şekilde sürdürülmesi kesinlikle kabul edilemez. Bu öğretiylenereyegideceğiz,buöğretiylebiznasılörgütleneceğiz?Arkadaşlareğerböylebiröğretiyesaygılılarsabununasılörgütleyecekler? Bunun siyasal teşkilatlanmasını nasıl yapacaklar? Ustalar bu konuyunasılhalletmişlerdir,bukonudaneleriyapmışlardır?Bunlarıbilmeyenkişilerinbugünsosyalistbirönderolarakortayaçıkmasıpekmümkündeğildir. Arkadaşlarsosyalistlerininceliğini,sosyalistlerinruhyüksekliğini,cesaret,mertlik,bilinçdüzeyini,fedakarlıkdüzeyiniiyiceidrak edememiş olabilirler, ama şu da unutulmamalıdırlar ki, böyle bir ideoloji insandan kesinlikle bu tip özellikleri beklemektedir. Bilinçte, cesarette, sorunların çözümünde bilinçlenmesi ile eşsiz bir insan durumundadır veya örnek bir insan durumundadır. Bu durumukarşılamayanarkadaşlarınelbettekisosyalizminsorunlarını ciddi olarak tartışmaları mümkün değildir.Yığınlarla insanın bugünhertürdensosyalizminsorunlarınıtartıştığınıgörmekteyiz, amahiçkimsebunuinsanlığınistediğibirbiçimekavuşturamıyor, 179 insanlığınistediğimücadeleyiçözemiyor,göğüsleyemiyor. Sosyalizminkaderişuşekildeelealınamaz:Birülkekiherbakımdansömürüvebaskıaltındaezilecek,amaböylebirsosyalizm bu sorunlarla ilgilenmeyecek veya bu sorunların kıyısında, kenarında gezerek gününü gün etmeye çalışacak! Dünyada her türlü ideolojiböyledavranabilir,amasosyalizmhiçbirzamanbuşekilde davranamaz. Sosyalizm bu durumda yaşayan halkların saflarına girdiğizaman,adetabirdinamitkutusugibidir.Süreklipatlamalarla, sürekli o toplumda irin olan şeyleri patlatmakla kendisine yol açar.Bırakalımsosyalizmi,tarihtehatırlarsakbirmüslümanlıkideolojisinin doğduğu şartları, müslümanlık bile doğarken yarattığı patlamalar, onun yol açtığı savaşlar ne kadar çoktur. Bugün bile baktığımızdabizihayretleriçindebırakannekadarsiyasaleylem gerçekleştirmiştir.Enbeğenmediğimizbilgi,“din”diyenitelendirdiğimizideolojilerbiletarihtenekadarsiyasalsavaşımagirmişlerdir, ne kadar insanı peşlerinde sürüklemişlerdir, ne kadar halkları ayaklandırmışlardır.Hemsosyalizminenyüce,enilericibirideolojiolduğunusöyleyeceğiz,hemdebuideolojiyıllarcabizimülke, halksaflarındaçalışacakvehiçbirciddisaptamaya,ciddiçatışmaya yol açmayacaktır. Bu sosyalizm olamaz veya bu şekildeki bir sosyalizm, sosyalizm değil, başka bir şeydir; bir mezheptir veya sosyalizminbirkarikatürüdür. Arkadaşlarsosyalistolmaktakararlılarsa,sosyalistolarakyaşamaktaiddialılarsa,bütüngeriyönlerinigözönünegetirmek,sosyalizmin gerektirdiği örgütlenmeleri, mücadeleleri kabullenmek zorundadırlar.İnsanlarbilinçister,insanlarfedakarlıkister,insanlar cesaretister,bunugötürebileceklerikadargötürmekzorundadırlar. Eğerbunugötüremiyorlarsa,mutlakaonlarınçözüleceklerivesosyalizmin bunların elinde bir mezhep durumuna düşeceği açıktır. İştebuaçıdanbuülkedesosyalizminyüceliğiniherzamanenönplandatutmalıyız.Sosyalizmi,bilimselsosyalizmisavunanbirgrup olarak, bunun siyasal sorunlara uygulanmasında, savaş, örgütlenme,mücadeletaktiklerimeselesineuygulanmasındaentemizveya endoğrubirşekildekavramalıyız.Bukonudasosyalizminbizden 180 isteyebileceğibütünhususlarıyerinegetirmeliyiz.Buhususlardan bir tan es i örg ütl enm ed ir. Dah a ilk doğd uğ u günl erd e, mes el a 1800-1848’liyıllardahalklarayönelikbirKomünistManifestoçıkıyor;1864’debirKomünistEnternasyonalçıkıyor;1889’lardadahabaşkayerelpartilerçıkıyor.İkinciEnternasyonal,BolşevikPartisi, Üçüncü Enternasyonal ve çığ gibi gelişen birçok komünist partisi.Yani şunu belirtmek istiyoruz; sosyalist öğretiyi benimseyen unsurlar, daha ilk günlerde -bırakalım beş-on sene sonrasına bırakmayı-dahabuideolojiyletemasagelirgelmezbirmerkeziörgütlenmeyaratmayı,birmerkeziörgütgibihareketetmeyibirilke olarakbenimsemişlerdir. Bunedenböyledir?Buideolojininözüsiyasaliktidarıhedefalıyor,buideolojihalklarıhertürlübaskı,siyasalbaskıveekonomik sömürüden kurtarmak istiyor, bu açıdan daha ilk günden itibaren merkeziolarakörgütlenmek,merkeziolarakörgütlenipuzmanlaşmak zorundadır. Böyle yapmazsa bunun taşıdığı iddia, iddia olmaktançıkar,birmezhepdurumunadüşmesigündemegelir.Ama sosyalizm de bunu kabul etmiyor. Sosyalizmi mezhep durumuna düşürmek isteyen (bunların başlıcaları bir Kautsky, Troçki gibi) birçok revizyoniste karşı verilen sürekli ideolojik mücadelelerle, buideolojininbuihtilalciözüherzamankorunabilmiştir.Buihtilalciözükoruyanlarenerkendenbirsiyasalgelişmeye,birhalksavaşınayolaçabilmişlerdir.Amanezamankibunubiçimden,ihtilalciözündenboşaltıpbirlafazanlık,ağızlardabirsakızhalinegetirmişlerdir,ozamandabuideolojigerçektenbiroportünizmbiçimiolarakhalklarınmücadelesininönünedikilenönemlibirengel halinegelmiştir. Bizfazlatarihibirderinliğe,geçmişesahipdeğiliz.Tarihiincelenirsebeş-altıseneyigeçmez.Kiherkesbilir,busüreçiçerisinde fedakarlıkta,bilinçlenmede,cesurdavranmadaülkekoşullarımızın da yakından etkisi, ülkedeki geri yapının demin saydığımız özelliklerimizin gelişmesinde belirleyici etkileri vardır. Bu konuda önemli adımlar atabilmiştir, atabildik. Neler attık? Bunu aslında sosyalistinancınbizeverdiğihızdanötürüatabildik;başkahiçbir 181 şeylebuizahedilemez.Beş-altısenebukadaryoğunbirmücadele içindegeçerken,hiçbirzamanmarksizminmerkeziörgütlenmesorununu unutmadık, sosyalistlerin daha ilk günden beri güçlü bir merkezi parti olarak örgütlenmeleri gerektiğini unutmadık. Hiç kimse bu sorunu bir an olsun kafasından çıkarmadı. Mutlaka bununbirmerkeziörgütlenmeyekavuşturulmasısavunuluyordu,ama içindebulunduğumuzzoryaşamkoşullarıbirtürlübizimböylebir görevigerçekleştirmemizeolanakvermiyordu.Bugörevogünde vardı,bugündevar.Bugünbugörevibizdahagelişmişşartlarda çözmeyle karşı karşıya bulunuyoruz. Bunun için böyle bir görev neanidenortayaçıkanbirgörevolarakkarşılanabilir,nedesosyalizmden beklenmeyen, sosyalizmin beklemediği bir çıkış olarak görülebilir.Tam tersine sosyalizmin özüne ilişkin bir sorun olduğunu,örgütlenmeninsosyalistideolojinintemelbirsorunuolduğunu, örgütsüz sosyalizmin düşünülemeyeceğini bildiğimiz için bu soruna hiç yabancılık çekmedik, bu soruna hiçbir zaman ürkekçe yaklaşmadık.Gücümüzölçüsündebiranöncebunuçözmezaruretineinandık. Beş-altısenelikbirtarihimizvar,belkifazlabirzamandeğildir. Amamerkezibirörgütlenmeninyaratılmasındadahafazlabekletilecek, uzatılacak bir zaman değildir aslında. Eğer daha da uzatırsakbizimentellektüelbirklikdurumunadüşmetehlikemizvardır. Bütün dünya komünist teşkilatlarının tarihi incelenirse, özellikle sömürgeülkelerdekikomünist,hattahattaihtilalci,radikalyurtseverteşkilatlanmatarihiincelenirse;buülkelerdekiçeşitlimücadele örgütleri,eğersavaşa,sıcakmücadelelereyöneliyorlarsabuörgütleringelişipçelikleştiği,amaeğeryönelmiyorlarsadabuörgütlerin dağılıp bir aydın klübü haline geldiği, bir oportünizm biçimi halindegörülecektir.Nedirbugünbizimbusüreçtekigelişmemiz? Evet, nitelik olarak, nicelik olarak hayli bir gelişme sağlandı ve böylebazıpratiklerledebirazkendinigeliştirebildi,amaşuandaki durum nedir? Güçlü pratikler bizden çözüm bekliyor, ama örgütsüzlükyüzündenbupratiklerleyeterikadaruğraşılmıyor.Neyapacaksın bu durumda? Eğer ilerlemek istiyorsan, mevcut örgütlen- 182 menibiryandanmerkezleştirirken,öteyandanbuörgütlenmenisıcak savaş içerisinde adeta kavuracaksın, çelikleştireceksin. Böyle oluncaseninsosyalizmekarşıolangörevinyerinegelmişolurveyasensosyalistbirönderolarakkendinihalklara,uluslararasıalana kabul ettirirsin.Ama bunu yapmazsan ne olursun? Bir aydın bozuntusuolarakortayaçıkıptükenirsin.Bizhiçbirzamanbukadarçabaharcadığımız,emekharcadığımızbirçalışmanınsonucunu,buşekildegüdümleştiremeyiz.Bukadaremekharcananbirçalışmatümüyleyokbileedilse,ancaksıcakbirsavaşiçerisindeyok edilmesinerazıyız.Elbettekidahagelişmişolduğuaşamadamerkezi örgütsel sorunlarını çözmeden, sıcak mücadele içine girmeden,adetayüreksizliktenötürü,dargörüşlülüktenötürükendikendisinedağılmasınıistemeyiz.Yanibiztümgücünsıcaksavaşiçindeyokedilmesinebindefadaharazıyız,amahiçbirzamankendi kendine bir dağılmayı kabul etmeyiz. Bunu şerefsizliğin, alçaklığınenaşırıbiçimiolarakadlandırırız. Biraz çağın koşulları, ülkelerin, halkların koşulları gözönüne getirilirse,aslındadahaüstdüzeydebirsiyasalorganizasyoniçine girmemizdenbaşkayolumuzunkalmadığıgörülecektir.Üstdüzeydebirsiyasalorganizasyonuniçinegirmenindeçağıngerçeklerini, ülkeningerçeklerinitemelalanbirsiyasalilkelerbütünündenkopukolamayacağıvebuilkeleringerçekleştirilmesiiçindesağlam birteşkilatlanmanınşartolduğuçokaçıktır.Artıksorun,bununbiçimi, illegalitesi, elindeki araçları, önündeki uzmanlık işbölümü, bunlarınnasılgerçekleşeceğidir.Bütünbunlaronlarınkadrolarının başaracakları işlerdir. Bu biçimlerin bu şekilde olması bizi hiçbir zaman ciddi bir teşkilatlanmaya girişmekten alıkoyamaz veya bu biçimselsorunlar,bizi,sorunuciddibirşekildeelealmaktanalıkoyamaz. Hiçbir sorunun üzerine yürümedikçe, kendiliğinden çözümlendiğigörülmüşdeğildir.Bütünsorunlaraslındauzunbirolgunlaşma süreci içerisinde çözümlenmişlerdir. Sağlam bir örgüt, uzunbirmücadelepratiğiiçerisindeancakgelenekselleşirvekendibiçiminitamamenkazanabilir,yaratabilir.Amabukonudacesaretedilmeyecek,kişilerbukonudaolağanüstüçabaharcamayacak- 183 lar ve birgün kendilerini dört dörtlük bir örgüt içinde bulacaklar! Olurmubu?Mümkündeğil.Maddeninakışına,maddedekigelişmeninözüne,diyalektiğinözünetersbirdurumolurdu.Buolsaolsametafizikbirdüşüncebiçimiolarak,idealistbirdüşüncebiçimi olarak, doğayı idealistçe yorumlamanın bir kalıntısı olarak kafamızdadurabilir.Hiçbirzamangerçekleuyuşmaz. Demekkibunlardanbizimaslındaçıkaracağımızsonuçşu:Biz sosyalizmibiröğretiolarakbenimsediğimizandanitibarenbunun gerekleriniyayaparakgelişecektikyadabunungerekleriniyerine getirmeden soysuzlaşıp, aydın bozuntuları haline gelecektik.Aslında bugüne kadarki pratiğimizde, bazı hatalar, bazı teoriden ve pratikten kopukluklar, yetersizlikler olmasına rağmen, ortalama olarak sosyalistlerin kabul edebilecekleri bir yaşam stilini geliştirebildik.Sosyalistbirörgütlenmeninmuhtevası,biçimi,kazanabilecekbirhammaddeyioluşturabildik,bukonudabellibirmesafeyi sağlayabildik.Amabundandahaötesinidebuşekildegötürmenin zorolacağını,yanisayıolarakdahafazlaartmanın,grupolarakdahafazlaçoğalmanınbiranlamıolamayacağınıveyabuşekildesürdürmenin giderek dağılmalara, pasifleşmelere yol açacağını, yine buşekildekarşımızdakigüçlüengellerkarşısındafazlatutunamayacağımızı,buengellertarafındanözellikleparçalanacağımızı,büyüktehlikeleriçindebırakılacağımızırahatlıklasöyleyebiliriz. Ohaldebutiptehlikelerdenalıkonulmakaçısından,güçlüpratik engellerin üstesinden gelebilmemiz açısından, ciddi bir örgütlenmeye yönelmemiz şarttır. Savaş biçimlerinin gelişmesi, hapishanede mücadeleler, hapishanelere düşmeler ve giderek çatışmalardaölmelerevaranadekbirçokşart,bizdengüçlübirörgütlenme talepediyor.Buörgütlenmeyaratılamazsa,ağırsorumluluklaraltından kalkılmazsa yapı çözülür, çözülünce de bu örgüt bir daha kendinikolaykolaybulamaz.Buaçıdandaartıkbilincimizi,kişiliğimizi toparlayarak, içinde bulunduğumuz koşulların bütün zor yönlerini bilerek, ama bunun yanında insanoğlunun bütün yeteneklerini çalıştırarak bir sosyalist örgütlenmeye yönelmek zorundayız.“Aceleye getirilmiş”veya“böyle bir görevin altından kalka- 184 mayacağımız”gibibirdüşünceaslındaoportünizmdirveyasosyalistinkabuledemeyeceğiburjuvaanlayışlardır. Öte yandan bu tip örgüt sorununu adeta bir bilmeceymiş gibi çözümlemenindeanlamıyokturaslında.Sosyalizmbasitvesade bir ideolojidir. Evet, biz burada adeta bir bilmeceyi çözüyormuş gibimeselelerigetiriyoruz.Bazıkelimelerüzerindeyineçokaçık noktalara ilişkin saatlerce tartışılıyor. Halbuki bunlar son derece gereksiz,hiçbirşeykazandırmayacaktartışmalardır.Sosyalistöğretininilkeleriaçıktır,bununteşkilatlanmasınınilkeleridesonderecebasitvedetaylıdır.Amabubiçiminiçeriğinidoldurmakdaçağımızınenilericiinsanınınbirişiolabilir.Eğerarkadaşlariddialılarsaböylebiryapıyıkazanabilirler.Şunudiyecekler:“Kürdistan’daki aydının uşaklaşması, kişiliksizliği, siyasal gelişmelerin dışında yaşayışı, yetişmesi, toplumsal gelişmenin az oluşu yüzünden sosyal olmaması, bütün bunların kişilerin durumunu güçleştirebileceği ve bunların fazla mesafe alamayacağı...” Evet, bunlar bir kader olarak alınırlarsa bu güçlerin yaşamaya da hakları yoktur. Bütünbunlarkaderolarakkabuledileceksedahasiyasalmücadeleyinediyebenimsiyoruz,sosyalizminediyebenimsiyoruz? Tabiikisosyalistörgütlenmelersıcaksavaşortamındadabarışçıl ortamlar içinde de oluşabilir, büyük uluslar içinde de küçük uluslariçindedeoluşabilir,zenginbirmateryalledezayıfbirmateryalledeoluşabilir,çoksayıdakadroyladaazsayıdakadroylada oluşabilir,güçlüönderlerledeoluşabilirvebununyanındasıradan sosyalistlertarafındandaoluşturulabilir.Bukonudakifarklarfazla belirleyici değildir, öyle çok güçlü, çok mühim şartlar değildir. Dahaçokinanç,fedakarlık,birazcesaretvemücadeleisteyenbir meseledir.Bukoşullarınkarşılanmasıylabirlikterahatlıklabirsosyalistteşkilatişiyürür.Amaçokkandöker,zorlanır,hementutuklanırlar,hemenhapsedüşerler,hemenyaralanırlar,açkalırlar,çok bitkindüşerler,bütünbunlarolabilir.Amademinsaydığımkoşullarolursa,budabirsosyalistörgütlenmedirveyaböylecesosyalist örgütlenmedeolur.Fazlauzatamayız,yanieğerbizbuyapıyıdaha da bu şekilde götürürsek ne yapacağız? Daha çok grup, daha 185 çok adam, daha çok kitap okuma, ama örgütlenmede fazla gelişmeme. Beş-altı senedir daha çok bireysel çabalar harcayarak bir ton çevre oluşabilir, ama biz bunlarla övünemeyiz. Ortaya çıkan buürünlerinçoksınırlıolduğu,ancakbellibirhazırlığıifadeettiği açıktır.Bizimdahaçokbuhazırlıkiçindeciddigörevlerehazırlandığımız da, daha kalıcı, daha ilerici sonuçlar için hazırlandığımız daaçıktır. Bundan sonraki dönemde uzun süreli geçirilen hazırlığı daha gelişmişbiryapıyadönüştürmekveböylecemücadeleyibirazdahateknik,birazdahamodernbirsüreçiçinesokmak,fazlazaiyat vermeden, bu kadar insanın enerjisini boşa çar-çur etmeden, herkesebelligörevlerdayatmakvemücadeleyihemtoplumsaltemel içerisinde,hemgörselarenadadahaçokhızlandırmaktarihibirzorunluluktur.Böylebirbiçim,çağdadaenuygunsavaş,mücadele, örgütbiçimidir.Ülkedekihalkındabizdenençokistediğibirçalışmabiçimidir.Bunaadayolacakarkadaşlarınbütünkişiselyeteneklerinibunauygunolarakgeliştirmeleri,bununbilinçliöncüleri olmalarıvebukonudakendiözverilerinikullanmalarıgerekir.Bu olursa bu işler yürür, niye yürümesin? Fakat olmasa, yani insan kendiözünübukonudakullanmazsa,birazköleleşirse,dargörüşlü olursa, tabii ki olmaz, bu sosyalizmde yürüyemeyecektir. Bizim yapımız böyle bir yapı değildir.Arkadaşların inanç düzeyleri, fedakarlık düzeyleri hızlı bir sosyalist teşkilatlanmayı istemektedir. Dökülenkanlara,çekilensıkıntılara,bukadaryaşanılanacıtecrübelere karşın, eğer biz hâlâ bir örgütlenmeye yönelemezsek tarih biziaffetmeyecektir. Sosyalist bir örgütlenmenin bizde zorunlu olduğunu ve bu örgütlenmeninreformistvegevşekörgütlenmelerlehalledilemeyeceğini,sosyalistbirideolojininciddi,siyasalhedeflerleuğraşabileceğinivebuciddisiyasalhedefleridegerçekleştirmekiçinciddibir örgüt,komünistbirörgütbiçiminikazanmasıgerektiğinirahatlıkla söyleyebiliyoruz.Bukonudatartışmanınbileyersizolduğunusöyleyebiliyoruz.Evet,mutlakabununbazıkurallarınıgeliştireceğiz, amabununladatabiikiişlerbitmeyecektir.Bellibirkurallar,ilke- 186 lersisteminekavuşanbirsosyalistörgütlenmeninönüneçokciddi pratiklerkoymasıgerektiğini,biryandanciddiörgütlenmelergerçekleştirmesi,öteyandandiğerörgütlenmelerinisıcakbirsavaşla bütünleştirmesigerektiğinideeklemeliyiz.Önümüzdekienönemli örgütsel görevler de bunlardır. Bu görevleri çözme, günümüzün veyahareketimizinenacilsorunlarıdır.Arkadaşlaraönlerindekien acilsorunolarakveasgaribirörgütselhedefolarak;örgütlenmede özelliklemerkeziyapıdanbaşlamakşartıylagiderektabanadoğru merkezi bir şekilde komiteleşmeyi, komiteleşmesini, çeşitli kitle örgütlerinigeliştirerekyürütmeyi,çeşitlisavaşçıkadrolarınıgeliştirerekörgütlenmeyivegiderekbunubütünüyelerinebenimsetmeyi,böyleceülkedekisiyasalgelişmeleriçerisinde,toplumsalgelişmeleriçerisindeöndergücünüduyurmayıveönderbirgüçolarak hareketetmeyibelirtebiliriz. Bugruppratiğeyöneldiğindeumutlarımızlaberabertedirginliklerimiz, hatta endişelerimiz epey vardı. Öyle bir şey yapılmış ki, hayatımızın büyük bir bölümü bu amaca hepsedilmiştir. Bunlar önemlitabii,bütünkomünistlerhayatlarınıbirdavayaadarlar,gerçekten adarlar. Bunlar, yüzeysel olarak değil, bütün yaşamlarını, sadece gençliklerini ve bazı yanlarını değil, bütün manevi-maddi güçlerini böyle bir davaya adayabilirler. Bu konuda epey örnek vardır.Tabiikibizdebüyükölçüdebuamaçlakendikişiliğimizi birdavayaadayabilmecesaretinigöstermişiz.Bukurubircesaret değil,bucesaretiyaratan,böylebircesaretegirişmeyiyaratanbirçoktoplumsaletken,birçoktarihseletkendevardır.Bütünbunların bir sentezini yaparak bir dava adamı olmaya karar vermişiz. Bununlabirliktetabiikimutlakaherdavanınyoldaşlarıvardır,her davanıninsanlarıvardır.Bizdebunlarıbellisayıdainsanlarlayapmayaçalışmışız,kitarihtehemenhemenbütünkutsaldavalar,bütünhalklarınbağımsızlıkveözgürcegelişmesinidilegetirenbütün davalaraz-çokseçkinbiryoldaşkitlesitarafındansavunulur.Bunlar en önde yürürler, mücadelenin başında bulunurlar ve tüm hayatlarınıbuşekildeörnekolarakortayasererler.Tarihtetümdava adamlarınınyaptığını,günümüzdetümkomünistlerinyaptığınıbi- 187 zimyapmamızsonderecedoğaldır.Bukonuda“herkes kişisel çıkarlarını düşünüyor, herkes kendi meslekleri icabı devrimcilik yapıyor veya herkes toplumla bağlarını koruyarak devrimcilik yapıyor” deyip esas ölçülerimizi görmezlikten gelemeyiz.Aslında bu işinölçülerinianlayıpbuölçülerikabuledecektik,bunungerektirdiği bilinci oluşturacak, bunun bizden beklediği cesareti, fedakarlığıoluşturacakvetabiibununyanındayaşamagücünükendimizdeoluşturacaktık. Eskiden mücadeleye katılımlar bize büyük bir moral verdiği gibibüyükbirgüçkatacağına,çokönemlidavaadamlarınınçıkacağınadairinancımızıdagüçlendiriyordu.Fakatsondönemlerde durumbirazfarklılaştı.Belkibinlerevarmıştırsempatizanlarımız, halkla ilişkilerimiz, belki beş bine yakın güçlü savaşçı kadro da şu anda çıkabiliriz, fakat eskiden olduğu gibi davaya büyük bir kutsallıkderecesindebakmadurumuyok.Buarkadaşlarınpratiğine, kendi pratiğimize veya bazı arkadaşların pratiğine yine bakmayadevamediyoruz.Yaratılanbazıpratiklervarortada,bunlarda bazı kişilerin davranışlarını gözönüne getirdiğimizde, bu tip ilişkileriçokciddigörme,butipilişkilerealabildiğinedeğerverme anlayışından uzaklaşıldığını görüyoruz. Bunun sosyalizmden doğduğuna, sosyalizmin toplumun tarihine, toplumun bugünkü hayatına uygulanmasından kaynaklandığına inanmıyoruz. Daha çok toplumun bütün artıklarının, bütün pisliklerinin saflarımızda önemli oranda varlığını korumasından kaynaklandığını söylüyoruz.Gerçektensosyalizminhazmedemeyeceği,sosyalistbirotoriteninhazmedemeyeceğibirgerçekliktir.İstersömürgecilikten,isterse eski toplumdan doğan davranışların arkadaşlarda etkin olmasından kaynaklansın, böyle bir pratik içerisinde yer alanların bazı pratiklerinin bu yolda bizi geriletebileceği, tedirgin edebileceği, bu yoldaki yüceliği kavramayacakları ve çok basit hatalar yapabilecekleri,dolayısıyladavanınkutsallıkderecesinibozacakları, yüceliğine gölge düşürecekleri inancı uyanıyor. Tabii ki bu dabiziciddiolarakdüşündürüyor. İnsanlaryaşamlarınıbirdavanınemrinekoyabilirler,tarihtebu- 188 nun örnekleri çoktur. İnsan soyuna mahsus bir davranıştır.Ama eğer bir davanın içinde yozlaşma veya bir davanın kadrolarında, yoldaşlarındaherbakımdançalışkanlık,bilinç,cesaret,işleriferah bir şekilde yapma, sorun yaratmama konularında bir yozlaşma, durgunluk,hafiflikveyayeterikadarzekicehareketetmeme,yani asalaklıkdiyebileceğimizşeylervarsa,elbettekibizimbuyapının içini eşelememiz, bu yapıdaki yanlış eğilimleri, çeşitli davranışları,varsaunsurları,eğilimlerinitespitetmemizgerekeceğiaçıktır. Birgemidüşünelim;çokgüçlüdalgalarınolduğuokyanuslardayol alıyor ve o geminin içinde çeşitli fareler var veya sızıntı yapmış. Bazıkanallardansüreklisuakıyorgemiye...Kısacagemiiçindeki bazışeylergemiyişuradanburadanbatırmayaçalışıyorlar.Mutlakabirtehlikevargemininiçinde.Bugemiokyanuslardailerleyecekseveiçtesızıntıyapmayayolaçan,gemiyiböylekemirenşeylervarsa,mutlakabunlarabirhalçaresiaramakgerektiğiveyaen azındanbazıuyarılardabulunmakgerektiğişarttır. Devrimbirokyanustantehlikelişeylerledolubiryoldur.Birokyanustakifırtınalardandahafazlafırtınalarınyeraldığıbirsüreçtir devrim süreci. Böyle olunca da bizim gerçekten bir gemi tayfası olarakyadagemiyiyürütenbirtayfaolarak,çoksağlambirşekildegemiyihertürlütehlikeyekarşıkorumamız,özellikleiçtegemiyiböyletahripedecekbütündavranışları,görevlerinilayıkıylayerine getirmeyen bütün eğilimleri ortadan kaldırmamız gerektiği açıktır.“Bazı şeyler gerçekleşmiştir, mücadele bazı sonuçlar yaratabilmiştir, insanlar da belli ölçüde tatmin oldukları, belli ölçüde amaçlarına ermiş oldukları için, eskiden daha yakın ilişkilere şimdi pek değer verilmiyor” denilebilir.Ancak bu kabul edilemez, çünkü sosyalistler olarak biz sosyalizm vasıtasıyla doğayı, toplumu,tarihitanımaktanherzamanbüyükbirzevkduyarız. Sömürgeciliğin ve feodalizmin yarattığı akıl almaz yapıların, insanın yüreğini böyle taşlaştıran yapıların, elbette ki moralimizi yıktığını,bizdemoral,insanlıkbırakmadığınıanlarız.Fakatbirde bu yapıyla savaşan güçler bu mücadeleye layık olamazlarsa, bu mücadeleninzorluğunukavrayıpbunauygunalternatiflerigelişti- 189 remezlerse,tabiikiinsanlarınkendileriniyenidengözdengeçirmelerişarttırveyamücadeleninkoşullarınıyenidengözdengeçirmelerigereklidir.Amaşusöylenebilir;insansoyununyapısındabelli birgelişmesüreklidir.Hattadoğadaençokgelişmeyeyatkınvarlıkinsandır.Maddialeminiçerisinde,evreniçerisindekendiniyenilemeyeenaçıkvarlıkinsansoyudurveyainsanşekillenmesidir, insanbeynidir,moralyapısıdır.Ancakinsanınkendiniyenilemesi mutlakabellibirideolojik,siyasalyapıiçerisindegerçekleştirilmelidir.Mevcutsiyasal,ideolojikyapılardışındayenilenmeyidüşünmekmümkündeğildir.Bellibirdavaya,bellibirmücadeleyeatılmış insanlar için ideolojik-politik bir platform dışında yenilenme mümkün değildir. Bu olsa olsa küçük-burjuva rahatlığı anlamına gelebilir.Küçük-burjuvazininsıkışması,küçük-burjuvalarınhayattan,toplumdankorkularını,basitbiryaşantıylagizleme,maskelemedüşüncesiolabilir. Kürdistan’daçokgüçlüolmasınarağmen,değerverilenbirilişki olmasınarağmenahbap-çavuşlukkokanarkadaşlıklardantutun,her türlüaşiretçikalıtsalilişkilerden,özelliklebuilişkilerindemokratik özünüinkareden,buradakidemokratikmuhtevayıkendigericikan ilişkileri,çıkarilişkileri,şahsiilişkileriiçinkullananbütünanlayışlardan şiddetle nefret ediyoruz. Böyle kan bağına dayanan, ahbapçavuşluğa ve belli bir yerelliğe dayanan yakınlıklar hiç anlamı olmayanilişkilerdir.Buacabanedenböyleoluyor?Buzihnendeolsa, hissiolarakdaolsa,belkibiröngörüdeolsa,mutlakaKürdistan’daki toplumsal yaşantıya bu öğenin getirdiği tahribatta aranmalıdır. Kişilerinbirbirlerinekarşıprofesyonelcedeğil,birdavaadamıolarakdeğil,tamamenböyletoplumumuzuniliklerinekadarköksalmış vehertürlüdemokratik-ulusalgelişmeyiboğan,klan,aşiretvekabilecilik,bölgecilik,mahallecilikilişkileriylebirbirlerinebağlıkalmalarıinsanıoldukçadüşündürüyor.Bukonularinsanıbayağırahatsız ediyor.Bizyapımızdabuözelliğimutlakatasfiyeetmekiçinmücadeleverdik.Amabualandayapılmasıgerekendahaçokşeylervardır.Fakatyinebunundabasitbir“kendimi düzelteyim”edebiyatıyla veya böyle bir pratik önlemle olamayacağını, bu konuda kişilerin 190 derinliğinebiryenilenme,insanlıkkültürüalanındakendileriniiyice yetiştirmeleriveayrıyetenbuenginkültürlerdeneldeedeceklerien yararlı sonuçları bu topraklarda ortaya koymalarından geçeceğini bilmek gerekir. Bu tip kişiliklerin oluşumuyla belli bir saygınlığın oluşması,dolayısıylabellibiryoldaşlığınoluşmasıbeklenebilir. ****İnsanıntarihtesaygıduyduğu,görkemliliğineinandığıçok çeşitli,doğadaolsun,toplumdaolsunyapılarvardır.Bizbukonudakendimizisonderecebüyükgörmüyoruz,tamtersinedoğadaki vetoplumdakibugörkemliyapılarkarşısındanekadarbasitolduğumuzu görerek durumumuzdan iğreniyoruz.Ama insan belli bir otoriteyarattıdiyebunungölgesinedesığınamaz,sığınıpdabutip ilişkilerletoplumudahagenişetkisialtınaalamaz.Butipdavranışlarbasitdavranışlardır.Belirttiğimizgibitoplumtarihinivemaddeningelişimevreleriniiyikavrayankişi,butürilişkilerdenfazla birşeybekleyemez.Ancakbupratiklerkarşısındaserttavırdaolacaktır.Bukadarinsanıntutumuaşınıyor,enbaştainsanınkendisinesaygısıvarsa,kendiyaşamınabiranlamkazandırmakistiyorsa, mutlakabirsavaşverecektir.Bizcebusavaşlaolur,dostluklaolacağını sanmıyoruz. Mutlaka bir savaş olacaktır, kişiliğin yenilenmesi açısından tamamen bir savaş olur, ama bu savaşta mutlaka kafa, kol kıralım demiyoruz. Savaşın üslubu biraz sert kaçabilir, fak at öneml i olan sav aş ın özünd e yat an etk enl er, sav aş ın dayandığı,savaşınamaçladığıfaktörlergözönünegetirilirse,üslubun sertliğizennedildiğindenaztahribatyapar,hattayapmazbile. Arkadaşlar bilmeliler ki, gayri ihtiyari de olsa bir sertlik tavrınınisterhaklı,isterhaksızçokönemlinedenlerivardır.Bunugörebilmelerigerekir.Bugruppratiğimizdeuzunyıllarınbiryaşantı pratiğiolduğuiçinbizbunlarıbuşekildebelirtiyoruz.Yanibizbu arkadaşa, davranışlarına nasıl saygı gösterilmesi gerektiğini çok iyi biliriz.Aslında nerede, nasıl, ne zaman saygı gösterilmesi gerektiğini çok iyi biliriz, ama bir kişinin neresinin sakat olduğunu daaz-çokbilebiliriz.Bukonudakaprislice,egoistçeolmayanölçülerkısmendeolsavardır.Fakatarkadaşlarınkişiliklerinigenellikle geliştirmeyi, değiştirmeyi, tabii ki bunu bir abi, bir büyük olarak 191 veya çok iyi bilen birisi değil, bir düşünce insanı olarak, sürekli düşüncelerigeliştirmekisteyenbirkişiolarakyapalım.Herkesten bubeklenir.Herzamanyeniyaratıcıdüşüncelerortayaçıkarmak, bunukişilerebenimsetmek,toplumdagereklibirgörevdir.Bunlar özellikleaydınların,devrimcilerinyapmasıgerekenbirfonksiyondur.Buhalkın-eğeryozlaştırılmazsa-çokönemlibirfonksiyonudur.Bunundeğeribilinirseçokiyibirfonksiyondurvetoplumun değiştirilmesinde, geliştirilmesinde çok önemli roller ifade edebilir.Özelliklebizdebununyeriçokönemlidir. Arkadaşlar neden bu yapımızı kavrayamıyorlar? Sadece kişisel yapımızıdeğil,sosyalizminbukonudakiyapısınınedenkavrayamıyorlar?Sosyalizmininsandayarattığıbilinçlenmeyiveyafedakarlık ruhunu, yarattığı cesaret ruhunu, işleri uzmanca-teknikçe yapma, gizlice yapma ve ayrıca davayı her zaman kutsal bir dava olarak görme,büyükbirdavaolarakgörmeyönünükendilerindeniyeaşırı birşekildegeliştiremiyorlar?Örgütçüolmaniteliklerini,savaşçıolma niteliklerini niye her zaman geliştiremiyorlar? Geliştirememişlersebizcebunlarınçoksınırlıişyapmalarıgerekecektir.Şuanlayış kesinsakattır;bellibirideolojik-politikhedef,örgütselyapısağlanmadanarkadaşlarınbirköylügibiveyabirfeodalyiğitlikörneğiolarakortayaçıkmalarıbizdekarikatüristbirdavranışolurvesomutbir davranış haline de gelebilir. Bu arkadaşlar ne dereceye kadar iyi olursaolsunlar,amaöteyandançokgüçlübirideolojik-politik,örgütselvesiyasalhedeflerplanındabaşkabirarkadaşınyaptığıbasit bireylembizeçokanlamlıgelebilir.Bizbununderinanlamınıkavrayabiliriz.Butipbireylemlebutemeldenyoksunbireylemarasındakifarkıanlayabiliriz.Hayattaeylemlerinbiryığınpolitik,biryığınsosyal,ideolojiketkisivardır.İnsanyarattığıeylemlerinsonucunudüşünemezseyinebirköylüdenfarkıyoktur.Amabunlarolmamalıtabii.Kişilerbuşekildedavranırlarsaeylemlerineideolojik,siyasalhedefsaptamasıyaparvebunubellibirörgütlenmeyekavuşturarakbütüntedbirlerinidüşmanınağırlığıoranında,önündekiengelleroranındadaalırlarsa,bukonudadaeylemlergeliştirirlerse,buna saygıduymayacakinsan,bunasevinmeyecekinsanyokturaslında. 192 Bukonudabirhalkınkazanacağıçokşeyvardır.Bunuinkaredecek insandayoktur. Bizim durumumuz şu açıdan önemlidir; komünistlerde her zaman bir ekip düşüncesi, bir komite düşüncesi vardır. Özellikle önümüzdekidönemyenidenbirörgütlenmeyeyöneleceksekarkadaşlarşunugözealmalılar;benimçalışmastilimveyaolaylarabakışaçım,davranışözelliklerimönemlidir.Buyapıdanbenimleçalışabilen, ne dereceye kadar orantılı çalışabileceğini netleştirmiş bir ekip çıkmalıdır. Hatta şu da aslında göze alınabilinmelidir: Eğer benimle ciddi olarak çalışabilecek ekip oluşursa veya daha yararlıbirekipoluşabileceksehareketidahadeğişikbirpozisyona sürebiliriz.Ama hareketin önümüzdeki dönemde yürütücülüğünü başkabirekiparkadaşalabilirseçokdahaolumluolur.Bendebazı alanlarda, özellikle düşünce alanında daha çok yararlı olabilirim. Amabunugözealamıyorlarsamutlakaşukavranmalıdır;benkarşımdakuklagibiherdediğimeikidebirde‘evet’ diyenadamistemem,öteyandankafasızadamdaistemem,gelişmemişbiryapıdankaynaklanankişilikdeisteyemem.Bukişiliklerienağırşekildedebeşparalıkederdurumagetirebilirim,bendenbuherzaman beklenmelidir. Çünkü çok önemli binlerce kişinin kaderi yürütülmekisteniyor,bukonudadeğilsertolmak,gerektiğindeinsanböylekişileriayaklarıaltınaalabilir.Gerektiğindeinsaninsanınyüzünetükürebilir.Yanibunlarınhepsibeklenmelidirveinsanbukonuda çok aşırı sert biçimlere de varabilir. Elinde olmayarak kazalar yapabilir.Birbireybütünbunlarıbilerekbirekiptegörevalacaktır. Şu konuda arkadaşlara saygılıyım; onların özelliklerini hesaba katıyorum, onların kişiliğini, tabii ki devrimci mücadeleye zarar vermeyecek oranda, onun kişiliğini yıpratmamak için ne lazımsa onuyapıyorumveyapmışımda,amayokonlarbenimdurumumu kavramadanbenimleistediğigibiişyapacaklarınısanıyorlarsaaldanıyorlar. Bu konuda belki düşünemeyeceğiniz kadar, beklemeyeceğinizkadaracayipdavranışlardabulunabilirim.Evet,hiçanlayamayacağınız tarzda, mahiyetini kavramayacağınız tarzda böyle şeyleriyapabilirim.Benöylesafbirisideğilim,kendimioşekilde 193 göremiyorum. Bu kadar kişiyle merhabamız, yoldaşlığımız var, yani ‘beklenemez, çok güvendik’ şeklinde kişide bir güven yaratmışolabilirim.Fakatbugüvenefazladayanmamalıveyabugüveninmutlakakişiliktenkaynaklananölçülerleşuveyabuoranda değiştirilebileceği saptanmalıdır. Biz kendimizi fazla büyük görmüyoruz,sonderecegüçlü,kuvvetlibiryapıda,manevialandaolsun,diğeralanlardadaolsunyeterligörmüyoruz.Amabukonuda bir yaşantı biçimini oluşturmaya çalışıyoruz.Arkadaşlar da kendi yaşantılarını, cesaretlerini yenilemeli ve her gün kendilerine yeni umutlaryaratmalıdırlar. Hergünbirolaydırbizimyaşamımız.Öylefosilleşmiş,taşlaşmış yapıda değillerse, eğer Kürdistan’daki değişiklik, yaratıcılık görevimizinnekadarbüyükolduğuanlaşılıyorsakişilerdehergünkendileriniyenilemelerigerektiğiniiyibilmelidirler.Arkadaşlarınbunu anlamayacaklarını sanmıyoruz.Ancak yenilenmeden, basit taklitçi davranışlara yönelme de anlaşılmamalıdır.Yenilenme olsun kırk senedebirolsun,amagerçektenbiryenilenmeolmalı.Böyleolacağınaolmasındahaiyidir.Arkadaşlarlabugünekadarkiçalışmalarda hiçgüçlübirekiphavasıiçindeçalışmadığımızıbelirtmekisterim. Bu ister benim tavrımdan kaynaklansın, ister arkadaşların kişisel yapısından kaynaklansın, ama eğer önümüzdeki dönemde görev alacaksak birbirimizi çok iyi tanımak zorundayız. Sanıyorum şu ana kadarki yaşantı birliği, bizim birbirimizi tanımamızda önemli ipuçlarıverecekniteliktedir.Eğertahlilgücüvarsabirbirimizitanırız.Örneğinbukadararkadaş,binlerce,onbinlercearkadaşoluşturabilmişiz.Dikkatedilirsedürüstolduğunuzu,birbirinizekarşıhayli güveninizin olduğunu siz kendiniz de görüyorsunuz. Birbirinize canınızıverebilecekkadargüveniyorsunuz,bundanşüphemizyok. Amademekistediğimkişileritanımadaveonlaragüvenmedeölçüler vardır. Bu yapıyı duraklatacak, bu yapıyı şu veya bu şekilde saptıracak bazı davranış, eğilim ve unsurlar da fazla yaşayamayacaklarınımutlakabilmelidirlervebutiplerbundansonrageridekalacaklarını anlamalıdırlar. Layık oldukları yerde kalabileceklerini anlamalıdırlar. 194 Butipdavalardainsanyorulmaz.Butipdavalardabelkibiryıpranmaolabilir,amakişininmoralivarsa,psikolojikruhyapısıhâlâ canlıysa, bu kişi her gün kendini yenileyebilir, her gün mücadele enerjisini üretebilir. Bu yapı içerisine giren kişilerde de, özellikle Kürdistan’dadevrimmücadelesinivermedegerçekteniddialıolan arkadaşlar da amaçlarını yenileyememelerini, amaçları hakkında berrakbiranlayışavaramamalarını,canlıbirzekayasahipolamamalarını,cesaretteçokgüçlüolmamalarınıgörüyoruz.Ancakcesareti oluşturabileceklerine, bilinçlerini her zaman yenileyebileceklerinegüveniyoruz.Eğerbunuyapamıyorlarsa,bu,bunlarındavanın önemini kavramadıklarını, davanın belli bir bilincini kendilerinde yaratamadıklarını gösterir. Ve bunların bütün önderliklerindendoğanzaafındaondankaynaklandığını,davanınözünükavrayamadıklarıiçinbununhızlatabanadoğruyayıldığınıvebiryığın olumsuz etki yarattığını da görüyoruz. Tabii ki bunun arkasında sosyal, siyasal, ideolojik yapının da mevcut olduğunu savunuyoruz.Yanisosyalizm,bağımsızlıkmücadelesiverenhalklar,buyapıyıdoğurmamış,tamtersinesömürgeciliğin,feodalizminvebunlarınkarmaşıkolarakoluşturduklarıtümideolojik,politikkurumlar bizim bu kişiliklerimizin düşüncesini, beynini zift gibi kaplamıştır. Ve bu zift gibi kaplanan zekadan fazla bir yaratıcılık, zift gibikararmışyürektendefazlabircoşkunlukdoğmuyor.Hepimiz deaz-çokbudurumdayız.Amaönemliolanbukonudakiuğraş,bu davayaduyulaninancınbüyüklüğüilebutoplumunyarattığıbaskıyı, tahribatı aşmaktır.Arkadaşların bunu yapabileceklerine olan inancımızoldukçabüyüktür. GörevveHedefler Busüreçiçerisindeyaşadığımızbazısorunlarıelealabiliriz:Aslında bölgeler arasındaki irtibatsızlığın, hapishaneye çok basitçe girmelerin, çeşitli alanlarda gençlik içinde, köylüler arasında, kadınlararasında,işçilerarasındakiçalışmalarıntesadüflüğününveya ciddi bir biçimde layıkıyla yürütülemeyişinin, kadrolaşmada 195 adetabizimçokyalınbiryolkatedişimizin,eylemlerimizinadeta ideolojik-politiktemeldenyoksunboyutlarakadarvarabilmesinin, örgütüngüçlükadrolarakavuşamamasının,ayrıcaönderseviyesindeolankişilerinörgütlenemeyişininvarolduğunu,birgerçekolduğunu ve bu konudaki gerçekleri görmemenin imkansız olduğunu söyleyebiliriz. Hatta bu konuda bütün bu siyasal amaçlarımızın pratiğeyansımasınakadar,haylikarmaşıkbiryapınınbulunduğunu açıkça söyleyebiliriz.Yani her şeyin tamamen durgunlaştığını hiçtahminetmiyoruz.Amayalnızşunubelirtebiliriz;kabadaolsa, adetahalklarınilkelbirilişkibiçimiyledeolsa,sosyalizmikavrayışımızla, ülkenin sorunlarına uygulayışımızla arkadaşların güvenebilecekleribiryapıyaadayız. Siyasal amaçlar, siyasal amaçların kuşatmaya çalıştığı pratik ilişkiler, arkadaşların üzerinde devrimcilik yapabileceği bir alanı oluşturmuştur.Arkadaşlar inançlarını sürdürmekte kararlı iseler, bu ülkenin yurtseverliğine duydukları inancı bugün de sürdürme kararları var ise, bugün yaratılan alanın eleştirildiği üzere olumsuzluklarıolmasınarağmen,buyapıdanküçük-burjuvalığakaçmamak,çoksıkıştımıbunalmamakveölümüde,kurtuluşudabuideoloji,bupolitikkarmaşıkyapıiçerisindearamakkaydıylaeskisindendahaolumluşartlarasahiptirlerdiyebiliriz.Eskidensahipolamadıklarıbiryığınaraç-gereç,insanöğesinesahiptirler.Eğerdevrimamaçlarındainançlıolduğumuzuhâlâsavunuyorsak(kisavunuyoruz)gerektiğindebuinancıyenidenyeniler,buinancıhergün yenidenyenidenoluştururyinedesavunuruz,yinedemücadeleye olaninancımızıbildiririz.Bugünönümüzdekiaraçvegereç,Kürdistan’dadevrimyapmayadahaçokolanaktanımaktadır. Bizkendimizi,içindebulunduğumuztoplumsalyapıyıhiçbirkişiiçinbeğenmediğimizisöylüyoruz.“Bu toplumsal yapı bize hiçbir şey vermiyordu” deyip bu toplumsal yapıya ne kadar isyan ederseniz, ne kadar bununla alay ederseniz, ne kadar ayak altına alıpçiğnerseniz,okadarhazırsınız.Evet,bubilinci,bugücüverdik, tarihi sorumluluğunu kabul ederiz.Ama öte yandan yeni bir toplumyaratmanın,yenibirumutyaratmanınisebirinsanlıkgöre- 196 vi olduğunu, giderek bundan kaynaklanan bir yurtseverlik görevi olduğunu, halkın çıkarlarına bağlı kalmanın bir ölçütü olduğunu söyleyebiliriz.Yani eskiyi ezerken, yıkarken, dağıtırken, öte yandanbuinsanlarayenidenbiryolgöstermeyi,buinsanlariçinyenidenbirumutyaratmayıihmaletmedik.Eskiyekarşıduyulantepkiler, eskiye karşı duyulan nefret ve günümüzde önümüzdeki her türlüdışbaskıyakarşıduyduğumuztepkiler,bizihiçbirzamaniçe kapanık veya bireysel, anarşist davranışlara itmemiştir, itemez. Böylebirşeyiniçinegirmekbitmedemektir.Bizinsanlarlaeskiyi yıkıpdağıttığımızalanlardayenidenbiryapıoluşturmanınvebunu dışveiçdüşmanakarşıyapabileceğimizinsözünüherzamanveriyoruz.Böylebirsözsöylemeklekalmıyoruz,bununiçinhertürlü davranışagireceğimizi,gücümüzünyettiğiölçüdebukonudaçalışacağımızıbelirtiyoruzvedavranışlarımız,düşüncelerimizdehep bu doğrultudadır. Dikkat ederseniz sanki bir kuşkulu, şüpheci bir havavarmışgibibahsediyorum.Aslındakendiaçımdandilegetiriyorumbütünbunları.Şuankiyaşantıdafazlakuşkuluolamayacağımıveyabuamaçlardatutarlıolduğumugösterebilecekherkanıta vebelgeyesahibim.Amabunarağmenkendiyapımıdaolduğugibi anlatmaktan çekinmiyorum. Bunu bütün arkadaşlardan aslında bekliyorum.Yaniarkadaşlarkendikişiliklerini(isterçokgüçlükişiliklerolsun,isterçokzayıfyanlarıolsun)bunueserleriyleortaya koymalıdırlar. Çok zayıf yanları var diye kimse onları alaya alamaz,kimseonlarıaşırıbireleştiriyleyerlebiredemez.Mutlakao bunuaçıklamakladahadafazlaileriyeçıkışimkanıbulabilecektir. Yine güçlü özellikleri olan arkadaşlar da demin bahsettiğimiz esaslar üzerinde gerçekten bunu eserleriyle gösterebilmelidirler. Ne benim otoritemden çekinilsin, ne başkasının otoritesinden, ne şundan,nedebundançekinilsin.Doğrubildiğişeyisonunakadar yürütmektenhiçbirgüçalıkoymasınonu. Bundansonrakisüreçteoluşturulacaktüzüğünvebutüzüğüuygulamaklayükümlüolanveonunkurallarınagörehareketedenbir merkezin, belirlenen siyasal amaçlar doğrultusunda bir örgütlenmeyegirişeceği,buörgütlenmeyiyaratırkenarkadaşlarınşimdiye 197 kadaryaptığıeleştirilerinbüyükbirbölümünügidereceklerikesindir.Eylemlerindurumuhakkında,sosyal-şoven,reformistgörüşler hakkında,köylüler,işçiler,kadınlar,gençlikiçinyaptıklarıeleştiriler,kadrolaşmadayeniyöntemlerkadrolaşmayıdahanitelikli,dahakalıcıgeliştirmekamaçlıyapılacakçalışmalarhakkındabirtüzükvebutüzüğegöreyapacağımızçalışmalarbizeçokşeykazandıracaktır. Bu eleştirilerin büyük bir bölümünü giderebilecektir. Zatenörgütlüçalışmaihtiyacıvebukonudabizimyapımızdabüyükbirkarmaşanınolmasında,sayısıyüzbinlerevaranbirgücüetkialtındatuttuğumuzhaldebunagüçlübirörgütselnitelikkazandıramayışımız, buna giderek savaşçı bir nitelik kazandıramayışımız rol oynamaktadır. Biz örgütlenmeyi ve siyasal amaçlarımızı ilanetmeyibukişilereverdiğimizkurtuluşsözüiçinyerinegetiriyoruz. Bunlarıntaleplerikarşısındafazladayanamadığımıziçinbuşekildeortayaçıkmayıgörevbiliyoruz.Şukonudainançlıyızaslında;buülkeninsaygıdeğerbirpolitikkurumunuyaratacağımızı,bu ülkede özellikle aşırı hainler dışında başta işçiler, köylüler, gençler,diğeremekçilerveülkeyeşuveyabuorandabağlılığınıyurtseverlikolaraksürdürenkesimlerinhepsininbirumutkaynağıhaline geleceğimizivedüşmanınkarşısındabellibirsaygınlıkkazanacağımızırahatlıklasöyleyebiliriz.Önümüzdekisiyasalhedefler,önümüzdeki kadrolar, önümüzdeki örgütlenme kurallarıyla önümüzdeki geleceği saygıdeğer bir gelecek haline getirebilir ve halkın çokdahagenişkesimleriiçinbirumutkaynağıhalinedönüştürebiliriz. Oluşturacağımız siyasetle uğraşan bir örgüt ve bunun bütün ideolojik,örgütselgereklerinikarşılayanbirörgüt,halksaflarında daha büyük bir yetkiye sahip olacak ve düşmanları karşısında da dahaonurlu,dahaitibarlıbiryerkazanacaktır. Bunu söylerken şunu belirtmeyi unutmayalım; diğer siyasi hareketlerin,diğerörgütlerinKürdistan’daKürdistanadınayaptıkları aslındabiryüzkarasıdır.Ortadakikişiliklerselambileverilemeyecek derecede aşağılanmış kişiliklerdir. Politik bakımdan kafalar aşırı bir şekilde bağımlıdır, bir yandan Moskova’ya, bir yandan 198 Çin’e, bir yandanAmerika’ya, bir yandanAnkara’ya, bir yandan İstanbul’a,biryandanşufeodala,bufeodalabağımlıkafalardır.Bu kafalarbağımsızdeğildirvebukafalarınoluşturduğusiyasetlerde fazlabağımsızlıkiçerensiyasetlerdeğildir.Bunlartamtersinebir halkın bağımsızlık, demokratik isteklerini, umutlarını pervasızca harcamış, bu konuda kendi kişiliklerinde bir bağımsızlığı yaratamamış,halklarakendikişilikleriyleörnekbirşeyçizememişveya bukonudaağırsuçlarişlemişyapılardır,unsurlardır. Eskiyiyinehatırlayalım;ozamangerçektenKürdistankelimesiyleherkesdalgageçiyordu.BizbilekendiKürtlüğümüzdenvahşiolarakbahsediyorve‘Kürtlerin durumu bellidir’diyorduk.Ama bugünbuaşılmıştır.Bizbuaşamayışuveyabukendikişiselgücümüzedeğil,dünyahalklarınınilericikültürüne,onlarınmücadelelerine, en başta da sosyalizme bağlıyoruz.Ama bugünler sadece Kürtleriçinböyledeğildir.Tümezilenhalklarınhorgörüldüğü,insanyerinekonulmadığıbirgerçektir,amaKürtleriçinbufazlasıylaböyledir,çokdahafazlageçerliliğivardır.ÇünküöylebirKürtlükvarki,hiçkimseninbeğenmediğibiryapıdır.Herkesgüyabu yapıdan çıkmıştır, ama kimsenin beğenmediği bir yapıdır. Biz bu yapıyı benimsemeye çalışıyoruz, bu çok ciddi bir şeydir. Tarihte gericilikle yoğrulmuş, feodalizmin her türlü pisliğiyle uydulaştırılmışbiryapıyıbenimsemeyeçalışıyoruz. İlişki kurmayı, sosyalizmle yeni bir yaşam yaratmayı denemişiz.Arkadaşlar eğer gerçekten tutarlılarsa davranışlarında başka bir yolun olmayacağını görmelidirler.Yeni yetişme kapitalistler vardır,sanırlarkidünyayıfethedecekler.Eğerarkadaşlarbukapitalistlerinamaçlarınıpaylaşamıyorlarsa,eğerböylesömürgecifeodal bir yapı içerisinde fethedecekleri bir yapı, bu statüko altında, fazla bir dünya yaratamayacakları inancında tutarlıysalar, gerçektenbuarkadaşlarınkorkunçbirdevrimdesüreklibirsavaşımiçinde olmaktan ve kendilerine alan yaratmak için sosyalizme sarılmaktan, bir güçlü örgütlenmeyi, bir güçlü kadrolar, bir güçlü eylemyaratmaktanbaşkaçıkaryollarıyoktur.Amabunarağmenarkadaşlarhâlâbirköylüiçgüdüsüyle(fazlahorgörmüyoruz,ilkel 199 birşeydir,amayararsızbirşeydir)yinebirküçük-burjuvapasifizmiyle ister kendi burjuvazisinden, ister yabancı bir burjuvaziden dilenmegibibirdurumlarıyoksaveyaşantıdenengerçeğedesaygılarıvarsaalanyaratmalarıgerekir. Dünyayagelmeköylebasitbirsorundeğildir.İnsanolmakçağımızdabasitbirsorundeğildir.Birçokbağımsızlık,özgürlüksorunu vardır bu insanların. Bizim gibi bundan nasibini hiç almamış kişilerinçokdahabüyükgörevlerivardır.Amadenilebilirki,“bunalıyoruz, durgunlaşıyoruz, kafalarımız yetmiyor artık bu sorunlara.” Hayır yetmelidir!Yetmiyorsa suçu kimde bulacaksın? Suçu kenditoplumsal,aileselyapındagöreceksin.Bunlarındafazlasuçlu olmadığını görebiliyorsan, bunun başka düşünceden olduğunu göreceksinveyöneleceksin,yöneleceğizbuna.Genelhavanedir? Sankibizimiçinsonderecegelişmeveyaşamaolanaklarıvarmış gibibirhavaiçinde,böylebirpsikolojik,moralyapısıvarbazıarkadaşlarda.Buyüzdendeçeşitlibaskılaraltındasıkışaninsanların durumunuarzetmiyorlar. Eğer arkadaşlar sömürgeciliğin yağdırdığı tüm kötülüklerden, Ortaçağ’ınyüzyıllıktoplumsalyapısınındoğurduğualacakaranlıktan şikayetçiyseler, bunda tutarlıysalar, bu ikisinin de çok zararlı olduğunubiliyorlarsa,anlamalılarkibustatükovarolduğuoranda kendileri aslında hayalle yaşıyorlardır.Ama bunlar eğer insan olmaonurunutaşımakistiyorlarsa,bununbilincinevarmışlarsa,güçlübirörgütçülük,amaçlarındagüçlübiraçıklıksergilemektenve ayrıcaeylemlerindegerçektenhemusta,hemkıvrak,hembitirici darbeler indiren insanlar olmaktan başka çareleri yoktur. Bu durumlarKürdistandevrimcilerininniteliğinibelirler,Kürdistan’daki devrimcimücadeleninniteliğinibelirlediğigibi,buniteliklerlebütündünyahalklarınakarşı,bütünbölgehalklarınakarşıörnekolabilir.Bölgedekigericiliğindeaz-çokbizdenkaynaklandığınıhatırlarsak,bölgehalklarınınmücadelesininbüyükorandabizdekimücadelenin gelişmemesi, dolayısıyla gelişmediğini kavrarsak (bu konudanedereceyekadarönemlibirkonumiçerisindeolduğumuz açıktır) bu alanı emperyalizmin, feodalizmin, sömürgeciliğin cirit 200 alanıolarakgörmeyeveyaşamayadevamedersek,herhaldebunda dünyavebölgehalklarınındapekbiryararıyoktur.Kısacasadece kendi yaşantı alanımızı yaratmak için değil, bunu başarılı bir örnekolarakdünyahalklarınasunmakvebizimyüzümüzdendünya halklarının, bölge halklarının gericilik altında olmalarını da ortadankaldırmakiçinüzerimizedüşengöreviyapmalıyız. Buberaberindeörgütlenmeninbütünözelliklerinibilmeyi,amaçlarımızda son derece kararlı olmayı, eylemlerimizde son derece atakolmayı,sonderecekurnaz,bilinçli,yanieylemlerimizinbütün sonucunugerekbizekarşı,gerekdışakarşıyaratacağıbütünetkileribilerekveayrıcadüşmanınazgınlığıbiliniyorsa,düşmanıntarih boyunca nasıl bir gerçeklik yarattığı biliniyorsa, düşmana da kolay kolay teslim olmamayı getirir. Bu düşmana karşı da bizim aklın, hayalin almayacağı bir şekilde mücadele etmeyi benimsemektenbaşkabiryolumuzolmadığıhalde,bugünekadarkisüreçte bu konuda önemli oranda başarılı olunduğunu söyleyememekteyiz.Amaçta, yöntemde böyle bir görev ortada olmasına rağmen mevcut yapının hâlâ böyle bir nitelik kazandığını söyleyemez arkadaşlar.Hemsiyasalamaçlarınkavranışında,hembununörgütsel bir pratiğe, eylemsel bir pratiğe dökülüşünde arkadaşlar çok çok gerideler.Giderekbulupçıkarıyoruzeksikleri,amasorumluluknedir?Bukonudabirşeyleryapılamazmı? Birinsanınyapabileceğişeyleriyapmayaçalışıyoruz.Fakather insanındabirşeyyapabileceğineinanıyoruz.Herkişinindefazla şikayet etmeden, çevresini şikayetlere boğmadan, çevresine veryansınetmedenvebaşkagüçleredayanmadan,özolarak,kendikişiliğinedayanarak,kendizekasına,bilincine,cesaretine,fedakarlık ruhuna dayanarak çok şeyler geliştirebileceğine inanıyorum. Benimkısacainsanlarabakışaçımbudur.İnsanlarınbunlarıyaratabileceklerine,bukonudaaralarındaçokgüçlükolektifilişkilergeliştireceklerine,çokgüçlüdavalarıbaşaracaklarınadairinancımızda vardır.Nebirotoritekendiyapısınıngücünügörmemezliktengelmeli, ne de bütün kişiler kendilerindeki engin enerjiyi hapsetmemelidirler.Bunlarsonderecebirdavanıngerektirdiğiölçüleriçeri- 201 sinde,kolektifbirdayanışmayıyaratabilmelivebukonudaherşeyekatlanmalılar.Hertürlügerekleriniyerinegetirmelidirler. Bu işin teorik yanını ortaya koyduk. Bunu daha da somuta indirgersek,bölgebölge,kişikişi,kendimizdesomutlaştırmayaçalışırsak, sanıyorum zaman fazla uzar ve pek fazla bir yararı da olmaz.Amayinebueleştirilerle,bubakışaçısıylaneyinkastedildiği açıktır.Hiçbirarkadaş“ben anlamam veya beni ırgalamaz”diyemez. Ben bütün arkadaşların yapısından kendimi nasıl sorumlu hissediyorsam,herarkadaşdabumücadeleninönemlisorumluluklarınıpaylaşmanıngereğinigörmek,bilmekzorundadır.Bunubilmeden,görmedeneğeradımatıyorsa,yarınkendinibiruçurumdan daatabilir. Kafamızda düşünce kırıntılarıyla şurada-burada bölük pörçük düşüncelerle biz bu soruna eğilirsek başarılı olacağımızı hiç sanmıyorum, ama bu konuda doğru kavramlara, doğru prensiplere, doğruilkeleresahipolursak,bunlarınışığında(kibunlarhepsiideolojiyiifadeeder)güçlübirideolojikyaklaşımlabusorunlaravarırsak,bunundaörgütselvekadrosorununuunutmazsak,başarılı olmamamızınhiçbirnedeniyoktur.Yineşunuhepdilegetiriyoruz; halklarıneli-koluhepbağlıtutulduğuiçin,bilhassaekonomikyöndengüçsüzvearaçsızbırakıldığıiçin,sanıyorlarki,devrimcilerde böyledir.Hayır,devrimcilerburjuvazininelinikolunuzincirlebağladığıbirhalkdurumundadeğildir. Devrimcilerbiryerdezincirikıraninsanlardır,zincirikıraneller deherzamangüçoluşturabilecekellerdirveayrıcabeynindetutsaklığıyenenkafalar,hergünyaratıcıdüşünceyi,bağımsızdüşünceyi yaratacak beyinlerdir. Bu beyin, bu üretici eller birleşirse, burjuvazininbizihapsettiğiyapıdasüreklikalacağımızı,fazlagüç oluşturamayacağımızı,fazlaalanyaratmayacağımızısanmıyorum, yaratabiliriz.Bizsıradanbirhalkkitlesi,yığınıgibideğiliz,eli-kolubağlıolan,kafasındantutyüreklerinekadarherbakımdankorku, terör, şartlanmışlık, yabancılık içinde yaşayan insanlar durumundadeğiliz.Devrimcilersürekliçaregetiren,sürekliaraçgeliştiren, sürekli yol gösteren insanlar durumundadırlar. Evet, böyle- 202 dirler,bunuhayatlarıylayerinegetirirler.Bunudüşmanakarşımücadeleyle, önüne her çıkan engelle büyük bir mücadeleyle yerine getirirler.Devrimcilerbuçaptainsanlardır.Bununiçinsıradaninsanlardeğildirler,bununiçintoplumlarınkurtuluşunayolgösteren birtaraförgütüdürler.Birgenelkurmayörgütüdürbunlar.Hergün çare,alternatif,kurtuluşaracıgeliştirenorganlardır,unsurlardır. Devrimcilerinsıradaninsanlardanfarkınıgöremeyenbiranlayışın Lenin tarafından da nasıl değerlendirildiğini biliyoruz. Devrimcileri halk kitlelerinin kuyruğuna takan bir anlayış ve halkın güncel,siyasal,ekonomiksorunlarıiçinde,yanibellibirekonomiyivebunudabellibirsiyaseteaktarananlayışınnekadarsığbir anlayışolduğunuvebuanlayışlaLenin’innasılmücadeleettiğini biliyoruz. Biz bu yapılar içinde yer alamayız.Ama öte yandan devrimciler büyük hayalciler de değildirler.Ayakları yerden kopuk, yarattıkları ve geliştirdikleri olayların nasıl sonuçlanacağını bilmeyen maceracılar da değildirler. Devrimciler her iki hatanın, her iki ucun dışında yeralan, bütün çalışmalarında planlı olmayı, hesaplı olmayı, güçlü olmayı, darbelerinde, eylemlerinde gücü oranındahareketetmeyi,bütünbunlarıdabellibirdüşmansaptamasına göre yapmayı, yani bir genelkurmayın orduyu yürütürken yaptığıtümplanlamayıyapabilenkişilerintopluluğudur,örgütüdür devrimcilerörgütü.Bukonudafazlasözsöylemeyegerekyoktur. ÇünkübizeyolgösterenLenin’inöğretileriortadadır.İllabizimde bu konuda bir ilke geliştirmemize gerek yoktur. Biz bu ilkelerin saflarımıza uygulanmasını istiyoruz, arkadaşların özümsemesini istiyoruz. Sanıyorum,elimizdekibuaraçlaisterprogram,istertüzük,ister kadro malzemesi, ister silah, ister şu-bu gereçlerle, önümüzdeki dönemde uzun vadeli amaçları planlamada, kısa vadeli amaçları planlamada ve tabii ki örgütlenmede daha başarılı olacağımızı söyleyebiliriz.Yani eskiden olmayan bazı araç-gereç eksiğimizi bugün biraz daha kapatmış olarak, gelecekte daha iyi bir planlamayı, örgütlenmeyi yapabileceğimizi söyleyebiliriz. Ve siz nasıl bugünbugelişmeyigeçmişegöredahaolumlubuluyorsanız,mut- 203 lakaönümüzdekidönümlerdedeböyleolacağınıbeklemelisiniz. Tüzüklemerkezinbirkaçyakıngörevitespitedilecek.Bukonuda merkez yürütmeye seçilecek unsurların, birbirleriyle çalışacak kişilerinkolektifhareketiönemlidir.Ayrıcaherbirisininbirboşluğu doldurması, yaratıcı olması önemli bir husustur. Her zaman mücadeleye enerji vermeli, bir yandan cesaret, bir yandan bilinç, bir yandan da fedakarlık aşılamalı, uzmanlık, işbölümü ile yayın alanındaçeşitliaraçlarkullanarakmücadeleyiduyurmalıdırsürekli.Mücadeleningeleceğeilişkinbütünplanlarınıçizebilmeli,mücadeleninuzakveyayakınhedeflerineilişkinprogramlarını,çalışma programlarını geliştirebilmeliler. Örgütlenme biçimlerini, çeşitliörgüt,organoluşturmayıbecerebilmeli,bukonudayeteneklerini kullanmalılar. Somut şartların ışığında günün acil görevlerini yerine getirebilmeliler. Taktik değişiklik yapılması gerekiyorsa, bunuhemenyapabilmeliler,bukonudaesneklikgöstermeliler.Hareketinacilihtiyaçlarıiçingerekenorganlarıyaratabilmeyiveorganları işletebilmeyi becerebilmeliler. Hareketi yakından tehdit eden ve uzun vadeli tehlikeleri önceden görebilmeli, bu konuda planlar geliştirmeliler.Yine hareketin yakın müttefiklerini, uzak müttefiklerini görebilmeliler, bunlarla ilişkiyi belli bir planlama dahilindegeliştirmeliler.Kısacamerkezirollerinieniyişekildeortayakoymalılar.Merkezinbirhareketiniçindeçokmühimbiryer işgalettiğini,helehelemerkeziyetçiyanıağırbasanbirörgütlenmenin gelişmesinin daha çok merkezden başlatıldığını gözönüne getirerekbukonudahiçbirfedakarlıkesirgenmemelidir. Marksist-leninist teori çok iyi özümsenmelidir. Önder kadrolar sık sık marksizme müracaat etmeli, marksizmin uygulanmasını başlangıçşekliyapmakiçinbuöğretiyigerçektenözümsemeliler. Veenönemlisidebencebirhareketitemsiledeceksabıra,cesarete,fedakarlığasahipolmalılar,enönemlinoktalarbunlardır.Ayrıca hesap vermeyi, her zaman tarih önünde, halk karşısında örgüt sorumluluğu içerisinde hesap vermeyi hiçbir zaman unutmamalıdırlar.Kendiaralarındakuracaklarıörgütlenmeilişkilerinintabana doğrubirörnekteşkiledeceğiniaklagetirerek,eniyiörnekleribu 204 alanda yaratmalılar ve bunları tabana doğru yaygınlaştırmalılar. Ayrıcayinebelirtelim;herbiribirboşluğukapatabilmeli,birbirlerinegörevyıkarak,birbirlerineaşırıyükyükleyerekdeğil,mevcut yükü,mevcutsorumluluğukolektifbirşekildepaylaşarakzorolan görevleribirlikteyürütebilmeyisağlayabilmeliler. Tabiikibunlarındenetim,yürütmekonularındadageliştirecekleri mutlakatedbirleriolacaktır.Birhareketiçepeçevrekuşatmakiçinellerinden geleni harcayacaklardır. Bölgeleri dolaşmak görevi zaten programda belirtilmiştir.Toplantılar, konferanslar, kongreler, çeşitli özelörgütler,yanörgütler,komiteleroluşturarak,temsilcilikleroluşturarak hareketi örgütsel yönden mümkün olduğu ölçüde besleyeceklerdir.Ayrıcahaberleşmekaçısındançeşitlibültenleryayınlayarak, çeşitli bildiriler yayınlayarak, hareket hakkında zaman zaman bilgivermeleri,zamanzamangerektiğiölçüdebildirilerle,bültenlerleveyineayrıcamerkeziyayınorganlarıyla,kadrolariçinçıkarılacak yayın organlarıyla, hatta kitleler için geliştirecekleri yayın organlarıylapropagandaya,ajitasyonaönderlikedeceklerveyapropagandaveajitasyoniçinmevcutdökümanıhazırlayacaklar.Bukonuda ideolojik, teorik çerçeveyi çözeceklerdir, teoriyi ortaya çıkaracaklardır. Bir merkezin neler yapabileceğini, bunun için ne gibi araçlara gereksinim duyacağını az-çok görebiliyoruz. Önemli olan böyle bir kolektif çalışma havası içinde, bunu pratikte de büyük engellerlekarşılaşmadan(hiçolmazsaenazındangelecekbirkongreye, birtoplantıya,birkonferansakadar,genişletilmişbirtoplantıolabilir,ulusaldüzeydebirkonferansolabilir,hattabirkongreolabilir)budönemekadarsonderecegelişkinbirhareketinsorumluları olarak ortaya çıkabilmektir. Eğer dört sene sonra veya daha kısa birsüresonrabüyükbirtoplantıylabirarayageleceksek,sorunlarımızı bu şekilde tartışacaksak, mutlaka o zaman halk hareketleri, gerillahareketleri,gençlikhareketlerigeliştirilmelidirveülkedeki sömürgeciliğin,feodallerindenetimibüyükorandakırılarakhalka dahagenişbirserbestlik,özgürlükortamıyaratılabilmelidir.Bizim de yabancılıktan daha fazla kurtulmuş, siyasi görevleri daha iyi 205 kavramış,örgütselmekanizmadakiyerinidahaiyibilenkişilerolarakhareketetmemizgösterilmelidir. Bizkendimizinasılbaşarılıhissedeceğiz?Gelecektebizimkendimizibaşarılıhissetmemiziçinherşeydenöncefizikkurallarına göresomutlukkazananbirörgüt,buörgütünöncülükedeceğikitle hareketleri,gençlikhareketlerihemnitelik,hemdenicelikaçısındansonderecebirnitelikkazanarak,sondereceülkedeağırlığını duyuracakbirseviyeyevarmalıdır.Kezaköylühareketleri,köylülerinağalarakaşımücadeleleriboyatmalıdırbudönemde.Örgütlenme bu konuda önderlik yapmalı ve geniş köylü hareketlerini geliştirmeli, bugün beş-on köylü hareketimiz varsa önümüzdeki dönemde bunun sayısını birkaç bölgeye yaydırabilmeliyiz.Aşiret çatışmalarını kesinlikle kırabilmeli, aşiretlerin birbirlerini kırıp dökme durumlarını, yani kan davalarını önemli oranda ortadan kaldırabilmeliyiz.Gericiağa,şefotoritesi,yinegeneldedeözelliklesömürgeciliğin,MİT’inörgütlediğibuyapılarkaldırılmalı,devrimcileri her zaman tehdit eden bir engel olmaktan çıkarılmalı, devrimcilerenazındanbunlardanbüyükzarargörecekbiryapıdan kurtarılmalıveyabunlarınördükleriihanetçemberiönemlioranda parçalanmalıdır. Sömürgeci partilerin etkisi sömürgeci devlete bağlayanbirhalkaolarakhayliortadankaldırılmalıdır. Enönemlisidebütünbuhareketlerinarkasındagüçlübirsilahlı gücümüzmutlakaoluşturulmalıdır.Yanigerekideolojik,gerekpolitikalandaörgütselvarlığımızınkorunmasındaarkamızdaherzaman güçlübirsilahlıkuvvetdurabilmelidir.Şunuhiçbirzamanunutmayacağız;yürüteceğimizbütünçalışmalarınarkasındaeğergüçlübir silahlıkuvvetdurmazsa,herzamanyokedileceğimizi,hiçbirzaman bizeyaşamahakkınıtanımayacaklarınıbilmeliyiz.İdeolojik,politik, örgütsel inşada silahların gücüyle ayakta tutulacağımızı hiçbir zaman unutmamalıyız. İdeolojik, siyasal gücümüz ne kadar güçlü olursaolsun,eğerbugücükoruyacak,bugücüsavunacak,bugücü çeşitliprovokatörörgütlerden,kişilerdenkoruyacaksilahlıbirgücü oluşturamazsak bütün bu emekler boşa gidecektir. Onun için daha ilkandanitibarenbizimsilahlıbirgüçoluşturmamız,saltbirkaçhe- 206 defi yok etmek açısından değil, başlıbaşına bütün ideolojik-politik kazanımlarımızı korumak, bu kazanımların tahrip edilmesini önlemekiçinşarttır.Diğerülkelerinburjuvahukuklarıaz-çokideolojikpolitik kazanımlarını meşrulaştırırlar ve bunları fazla hırpalamayı veyahut da kaldırmayı düşünmezler, ama Kürdistan’daki mevcut burjuvaegemenliği,burjuvahakimiyeti,hukukuveyafeodalhukuk, zorbalık,herkesinhayatınıbizzatsilahlarıngücüylesağlayabileceğini,idameettirebileceğinigöstermektedir.Helehelebugüçeğerdevrimcibirörgüttedevrimcibirinşahareketiyse,tabiikisilahlarınvarlığıkesingereklidir.Onuniçindegeliştirilecekkitlehareketlerive örgütsel,ideolojikinşabirsilahlıgüçtemelindehazırlanmalıdır.Bu konuda da mutlaka bizim gelişmiş bir silahlı varlığı oluşturmamız şarttır. Bunu yaratabilirsek, yaşatabilirsek kendimizi başarılı ilan edebileceğiz. Gelecek toplantılarda merkez biraraya geldiğinde bunu gerçekleştirmişse kendini başarılı hissedecektir. Kendi kadrolarını siyasi veörgütselalandadahatecrübelikılmışsa,bunlarıişyapabilirdurumagetirebilmişse,örgütselgörevleriniönemliorandayerinegetirmişolacaktır.Kadrolarınaişyaptırabilmişse,herkeseörgütiçinde görev vermişse ve herkesi az-çok yeteneklerine göre işletebiliyorsa,böylebirörgütveyaböylebirmerkezgöreviniyerinegetirmişolacaktır.Ayrıcakadrolarınaenginbircesaret,fedakarlıkruhu verebilmişse,dünyayıkavramada,ülkeyikavramadaberrakbiranlayış verebilmişse, kendini başarılı hissetmiş olacaktır.Yine ajanprovokatörlerisindirmedeazgınsömürgecitemsilcileri,özellikleen tehlikeli faşist ele başlarını ortadan kaldırmada, bunlarla ilişkide olanağalarınüzerindeterörestirmedebelirlieylemleryapılmışve başarılı olunmuşsa, ayrıca kitlelerin benimseyebileceği, arkadaşların morali üzerinde yıkıcı değil, tamamen cesaretlendirici bir etki altındabunlaryapılmışsa,böylebirmeseledebaşarılıolduğusöylenebilecektir.Halkayurtseverliğinvehalkademokrasiruhununaşılanmasında,önemlibirgelişimsağlanmışsa,dahaçokhalkkesiminiböylebirhareketekatabilmişse,genelülkeninbütünalanlarında, bütünbölgelerinde,köy,kent,kasaba,fabrika,iş-üretimsahası,eği- 207 timsahası,bütünbualanlardayurtseverlikvedemokrasialanındaki düşünceleri fazlasıyla aşılayabilmiş ve ülkede hakim akım haline getirebilmişse,bunubütündışaveiçekarşıduyurabilmişse,meşrulaştırabilmişsekendinibaşarılıhissedecektir.Bualanlarönümüzdeki bir merkezin başarılı olup olmayacağını belirleyecek hususlar, belirleyecekkriterlerdir. Eğer bunları yapmazsa başarısız bir merkez nasıl halledilecektir?Hangikriterleregöremerkezinbaşarısızolduğunusöyleyeceğiz? Mevcut ilişkileri nicelik olarak arttırmış, ama fazla nitelikli birgelişmeyeuğratmamışsa,kadrolarınmevcutölçüdeönemlibir bölümünü örgütleyememişse, onları uzmanlık alanlarına göre görevlendirememişse,onlarıaktif,canlıbirorganizmahalinegetirememişse,onlararasındaeleştiri-özeleştiriruhunu,fedakarlık,cesaretruhunugeliştirememişse,bunlaraişyaptıramıyorsa,bunlaraistersilahlı,isterideolojik,isterpolitikmücadelelerdebellibirişlerlikkazandıramamışsavebelirlibirsüreiçerisindebirkaçnicelgelişmesağlayıpmevcutyapılarıdurgunlaştırmışsa,tabiikiböylebir merkezgöreviniyapmışsayılamaz.AyrıcaKürdistan’ınisterdiğer parçalarındaolsun,isterTürkiyekısmındaolsun,isterdiğerkomşu ülkelerin devrimci hareketleri içinde olsun, isterAvrupa’da veya sosyalist ülkelerde olsun belli birtakım temsilcilikler oluşturamamışsa,buralardakimücadelelerleaktifdayanışmasüreciiçinegirmemişse, kısaca temel ittifak, birincil derecede ittifakları ve yine ikincil,gidereküçüncülderecedeittifaklarınıgeliştirememişse,bu konudatemsilcilik,örgütlenmevedayanışmayaratamamışsabaşarısızdır. Merkezeğerbirulusalkurtuluşcephesivebucepheyiengeniş anti-faşistbirplatformda,örneğinbirTürkiyedevrimcihareketiyle kurabilmenintemelleriniatmışsa,tabiikibağımsızlıktantavizvermemekşartıyla,bunahizmetedecekanti-faşistgüçlerlebirleşebiliyorsa,yinediğerKürdistanparçalarındakimücadelelerinseviyesini daha da yükselterek, oraların burayı etkilemesinden ziyade, burasıdahaçokideolojikveörgütselalandayanisosyalistbirideolojiveörgütlenmeyleoradakimücadeleyiaydınlatabiliyorsa,bu- 208 rayıoranınyedeğihalinegetirmeden,hemoranın,hemburanınözgüçlerinikarşılıklıolarakbirbirleriyleilişkilendirereksağlıklıilişkilerevardırmışsa,bukonudasağlıklıadımlaratmışsabaşarılıolacaktır. Özellikle önümüzdeki dönemde bir diğer hedef olarak şu gösterilebilir: Türkiye parlamentosunda yapılacak seçimlerde, (şimdilikbirşeysöylenmesede)işbirlikçifeodallerin,kompradorların, daha çok Türk burjuvazisinin onayından geçmiş, bunların tercihi olan adaylar ve bir de işbirlikçi küçük-burjuva örgütlerin adaylarıdarbelenmelivebunlarınparlamentoyagitmesiönlenmelidir. Sonuç Toplantınınsonunayaklaştık.Bizşuandaiçindebulunduğumuz şartlarıçözümlemeklekarşıkarşıyabulunduğumuzgörevlerinağırlığınıidrakediyorsak,aslındageleceğeilişkinönemlietkileriolabilecek bir uğraşı içerisindeyiz demektir. Geleceğe ilişkin etkilerin daha da yaygınlık kazanması için bundan sonra göstereceğimiz hassasiyetaslındaçokönemlidir.Bugünçizilen,kurallarıveilkleriylehedeflenenbirörgütlenmetemelidir,belkiyıllarcaöncetemeli atılmıştı,amabudönemdenitibarendahaörgütlü,dahabelirginsomutilkelerindoğrultusundayolalacakbirhareketolacaksakbugün atabileceğimiz, bundan sonra atabileceğimiz adımların değeri çok önemlidir. Eğer biz bu adımları layıkıyla atabilirsek, bu adımların tarihianlamınıkavrayabilirsek,değerinibilirsek,ülkehalkınınkurtuluştarihindebununbirdönümnoktasıolabileceğinirahatlıklabelirtebiliriz. Ülkede yepyeni, canlı bir siyasi ortamın yaratılması, canlı bir demokratikortamınyaratılması,Kürdistan’darahatlıkladevrimcilerinfaaliyettebulunabileceğibirortamınyaratılması,bundansonra yürüteceğimiz yoğun çabalarla olanaklı hale gelecektir.Ayrıca hayatın tüm alanlarında yürütülen ve daha çok yerel gericiliğin, millibaskıcıgüçlerinçıkarlarınahizmetedenfaaliyetyerine,tehlikelerle dopdolu da olsa insanı sürekli bağımsızlık ve özgürlük 209 doğrultusundabiryaşantıyasevkedecekböylebiruğraşıniçerisindebulunmakuğraşılarınendeğerlisidir.Arkadaşlarınbütüngençliklerini buna vermeleri, aslında yadırganacak bir husus değildir. Böylebirgençlik,eğerinsanlığasaygıdevamediyorsa,böylebir uğraşıdanbaşkabiralandageçirilemez.Elbetteki,yücebirdavanıniçindeboğuşarakanlamkazanacaktır,birkişilikkazanacaktır, saygınlıkkazanacaktır.Onuniçindebizarkadaşlarınhertürlüağır göreve girmelerinde, hayatları pahasına da olsa üzerlerine düşeni yapmalarında herhangi bir sakınca görmüyoruz. Tabii ki bir küçük-burjuva, bir feodal, bir ata erkil endişe durumumuz yoktur, varsadabuendişeleriüzerimizdenhızlaatacağız. Güçlüdavalaralışılagelmişkurallarla,alışılagelmişörgütveanlayışlarlahiçbirzamanbaşarıyagitmez.Güçlüdavalarherzaman alışılmışındışınaçıkarak,herzamanherkesinboyuneğdiğikurallarakarşıdurarak,herkesincesaretetmediğiörgütselgirişimlerle, eylemlerleancakbaşarıyaulaşabilir.Buyükümlülükleriçinegirecek,dahaçokönderkişilerlebaşarıyaulaşabilir.Bizböylebirdönemininsanlarıyız.Kendimiziböylebirdönemininsanlarıolarak adayadayıgörüyoruz.Böylebirdönemekendidamgamızıvurmak istiyoruz.Bununbütünçağı,toplumsalkoşullarıvardır.Gerisiartık bizim belleğimizin, yüreğimizin işlemesine bağlı bir şarttır. Bunlarındagerçekleştirilmesielimizdedir.Yanikişilerinkendiiradeleriyleyapabilecekleribiriştir. Bizilkgündebirgrupolarakbelirdiğimizde,bizibekleyentehlikeler,imkansızlıklarbugüneoranlakatkatfazlaydı.Yinebugün debizibekleyentehlikeler,zorluklarçokdahafazladır.Azdeğildir,amaelimizdekiaraçlardadüneoranlahaylifazladır.Bizmücadeleiçindebiryaşantıyı,savaşiçindebiryaşantıyıhayatınbiricik gayesi haline getirebilmeliyiz, getireceğiz, getiriyoruz. Özellikle umutsuzluklar varsa, arkadaşlar devrimci düşünceyle, devrimcipratiklebunugiderebilmeliler.Zamanındayapmışoldukları hataları,dahagençyaştabulunduklarınagöre,dahaönlerindeuzun birmücadelepratiğibulunduğunagörebaşarılıeylemleriylebunu kapatmalıdırlar.Vetarihekalacakolantoplumunbağrındaköksa- 210 lacakolandabutürdavranışvedüşüncelerdir. Belirttiğimizeylemlervardır.İyibirkuruluşbildirisininhazırlanması ve geçmiş arkadaşların mücadelemiz içindeki yerleri konularında,kararlarımızınolduğunu,bukonudaikiönemligöreviyerine getireceğimizibelirtmiştik.Birdebukonudagelecektehazırlayacağımızbirmerkezin(isterönealalım,isterzamanındayapalım,ister bir konferans, ister bir kongrede olsun) yetkili olduğunu da kabullendik.Dahafazlasözüuzatmadanbirazönceözelliklerinivurguladığımız,başarıkriterlerini,çalışmaanlayışınıvurguladığımızinsanlarınseçimisözkonusuediliyor,sayılarıüzerindebiraztartışılabilir. Ortayaçıkanönerilerihayatauygulamayaçalışacağız.Buaçık,yalnızbellibirsüresonradağılıyoruz,dağıldıktansonraarkadaşlardan istenen,gözönündetutmalarıgerekenenönemlihusus;böylebirörgütlenme tepeden geliştirileceğine göre, bulundukları bölgelerdeki ilişkileri,bumerkezinistemlerinegörehazırlamalarıdır.Yanikısaca elleri altında bulunan potansiyelin kimisini şu veya bu alana göre muhtemelbirörgütlenmedoğrultusundaelealmalarıveadetaoranın biryerel,birbölgeselkomitesiymişgibihareketetmeleri,bukonuda heranbiröneriylekarşıkarşıyakalacaklarınıbilmelerivebunagöre hareketetmelerigerekiyor. Bu örgütlenmenin sorumluluğu sadece bizim değildir. Bu örgütlenmenin sorumluluğu dağılacak ve yoğun ilişkilerde bulunacakarkadaşlarınsırtındadır.Hattabazışeylerfedaedilmekistenmiyorsa,ellerialtındakipotansiyelibütüngücüylesarabilmeli,bu potansiyeli muhafaza edebilmeli, çar-çur etmemelidirler.Ayrıca yeni, resmi bir anlayışla örgütlenmeye hazırlıklı olmayı, muhtemelkomiteleri,komitelerinyankuruluşlarını,komitelerinaltkomitelerini, kent gruplarını, fabrika gruplarını şimdiden oluşturmayı veya en azından bu konuda hazırlık yapmayı hiçbir zaman unutmamalıdırlar.Bizimörgütlenmemizöyleanlayışlıbirşekilde, sonderecesakin,sonderecerahatbirşekildegelişmeyecektir.Ki bizKürdistan’dahiçbirşeyinöylebirdenbiresıçramayaparakgelişmeyeceğini biliyoruz. Her şey belli bir hesap dahilinde veya belli bir nicelik gelişim doğrultusunda olacaktır. Örgütlenme ya- 211 vaşyavaşgelişecek,yavaşyavaştabanadoğruyayılacakveyavaş yavaşeniyiyetenekleruygunolduklarıyerlerdeörgütleneceklerdir.Sonuçta,özelliklebellibirsürehiçolmazsaelimizdekimalzemeyiörgütlendireceğiz.Dışakarşıveiçtekikarmaşıkyapıyakarşı bunlarıdüzenleyeceğiz.Arkadaşlarattıklarıadımıntarihinitelikte olduğuna inanıyorlarsa, bu inançlarında tutarlı iseler, kesinlikle enufacıkbirolumsuzluğagirmemelerigerekecektir.Çalışmalarda değil duraganlığı kabul etmek, daha da disiplinli bir yapının gereklerinigözönünegetirerek,buçalışmalarıyoğunlaştırmalarıgereğiaçıktır.Hareketebukadarpolitikbirhüviyetverdiriyorsunuz, bunundüşmanıveonunyıldırıcıolangüçlerininekadaruyartacağınıbiliyorsunuz.Amabunarağmenbununağırsorumluluklarındandakaçınacaksınız.Bubeklenemez,bukabuledilemez.Arkadaşlarböylebiryapıiçinegirerlerse,merkezhiçbirşeyyapamaz. Merkezdeağırbirsorumsuzlukiçindeherşeyibirkenaraatabilir veyamerkezçokkolaytasfiyeolabilir.Onuniçinmerkezigüçdurumadüşürmeyecek,nepolisekarşı,nesiyasaliktidarakarşı,ne yerelzorbalıklarakarşı,nesosyal-şoven,nereformistküçük-burjuvalarakarşıbizigüçdurumadüşürmeyecekhareketlerdebulunmalıvehareketimizeheptazesoluklaraldırmalısınız.Adetatoplum saflarını taze soluklarını, taze enerjisini, taze kanını her zaman bize aktarmak gerekir. İlişkilerde daha çok çevre, daha çok unsur kazanarak, her zaman mücadelenin içine katabilmelisiniz ve biz, bu konuda son derece bizi şevklendirecek adımlar bekliyoruz.Bukonudaolumluhaberlerlebizigüçlendirindiyoruz. Arkadaşlargerçektenkişiselendişelerini,kişiselyaklaşımlarını biryanabırakmalıdırlar.Burjuvaordularıbilehaksızbirtemelde veyalancıbirdisiplinleidareediliyorlar,amabunarağmenhepsi heransavaşagirecekdurumdadır.Bizimarkadaşlarımızındaher anbirsavaşörgütügibi,heranbirideolojik,politikkurmaylıkgibikendilerinihalkınönündegörmelerivebukonudaenufacıkbir kişisel endişeye, korkuya, yılgınlığa kendilerini kaptırmamaları, enerjilerini,cesaretlerinisürekliyenilemeleri,bekleyebileceğimiz en önemli hususlardır.Ayrıca bu konuda “niye olmadı, yine bir 212 şeyler mi oldu?”gibiendişeleredefazlayeryoktur.BizKürdistan’dageliştiğimizegörekorkmayızveyagelişentarafsüreklibiz olduğumuzagöreacelesiolandüşmandır,acelesiolanömrütükenen sınıflardır. Biz ise sürekli geçmişimizi toparlayan, geleceğimizi hazırlayan, bugünü kavrayan bir gücüz, dolayısıyla bizim aceleciliğe, bizim sabırsızlığa ihtiyacımız yoktur. Biz sakin, kararlı ve serinkanlı bir şekilde dünyanın en güçlü devrimlerinden birisine kendimizi hazırlayabiliriz. Ne diye panik içinde olalım, nediyekorkuvetelaşiçindeolalım?Ensağlıklı,enyücebirruh yapısıiçerisindegörevlerimiziyürütmeyedevamedelim.Şimdiye kadarkonuşulanbütünhususlarlabuşekildeyürümemizgerektiği yeterincearkadaşlaraanlatılmıştır. Durumun, yolun niteliklerini, geleceğin niteliklerini ortaya koymuştuk. Buna gönlümüzce, yüreklice katılmaktan başka yolumuzyoktur.Bizböyleyaparken,hepinizinfarkındaolduğugibinecoşkulubirşekildekendikendimizicoşagetiriyoruz,nede son derece ürkek bir yapı içinde bırakıyoruz. Evet, ne o var, ne diğeri. Sağlam bir mantıkla endişeleri, umutları muhafaza ederek,neaşırıbirgüven,nedeaşırıbirtelaş,amadahakararlı,dahamantıklıadımlarlabuişiyürütebileceğimizikendiözgülümüzekarşısöylüyoruz. Tarihin bu durağında gerçekten toplumun dili olmayabilir.Toplumduyarsız,uykudaolmuşolabilir.Toplumyarıyarıyaölmüşolabilir,onunsesi,dili,kültürüolmayabilir.Bütünbunlarbizimhalkın sorunlarıkarşısındaduyarsızolmamızıgetirmez.Ayrıcasömürgecilik, milli baskıcı güçler, her bakımdan insafsız olabilir, bunlar en ufacıkhak-hukuktananlamazolabilirler.Halklaraenufacıkbirözgürlükvermeyebilirler,halklarıenazgıncayokedebilirler,amabütünbunlarbizimduyarsızolmamızı,bizimdevrimcilerelayıkbirşekilde hareket etmememizi getirmiyor. Biz ne onların, ne bunların durumunugözönünegetirerekkendidurumumuzubelirtmeyeceğiz. Çağımızın bütün olumlu öğelerini yanyana getirerek, alaşağı edilmesi gereken güçlerle özgürlüğe kavuşması gereken güçleri kabul edeceğiz ve önderlik yapacağız. Israrla vurguluyorum; bu konuda 213 kararlılığımızıhiçbirzamaneldenbırakmayalım.Bukararlılık,yerimizdebiledursakçokşeydeğiştirecektir.Bukonudakiinanç,bukonudakiçabaçokşeydeğiştirecektir.Herşeydenöncedüşmanındünyasınıkarartacaktır.Ayrıcahalkabüyükbirumutkapısıaçacaktır. Sayımıznekadarazolursaolsun,yaşımız,tecrübemiznekadar yetersizolursaolsun,bütünbunlararağmentarihinbizeyükleyeceğiağırgörevleriçin,bugörevlerinhatırıiçinyeterliçabayı,kararlılığıgösterelim.Adetabirtarağındişlerigibieşitolalım,yine birordununneferlerigibiheranyenibirrampadaatışayatanbir ekipgibikendimizimücadelealanınasürelim,bundandaenufacık bir kuşku, en ufacık bir korku duymayalım. Böyle bir yapı bizdesüreklioluşsundiyoruz.Bununmücadelemiziçinbüyükbir değeri vardır. Bilinçlerimizin tazelendiği açık, marksist-leninist klasiklereyenidengözgezdirileceği,ulusalkurtuluşpratiklerinin yenidengözdengeçirileceğiaçıktır.Soluğumuzukesensömürgecilikduvarlarınıdelerek,dünyanınilericikültürünekendimiziaçmakiçin,kafalarımızıaçmakiçinkendimizizorlayacağımızaçıktır.Yinehalkımızındakapanancanlılık,duyarlılıkyanlarınıtekrardan açacağımız, halkla, canlı, ilerici yanlarıyla kendimizi bütünleştireceğimizaçıktır.Ayrıcahalkınsosyal,kültürel,siyasalalanlardakibütüngelişmelerdesoluğununkesildiğinibilerek,bualanlardadahalkabirsolukaldırmayı,halkıayağakaldırmayıhiçbirzamanunutmayacağız. Ayrıca arkadaşlar aralarındaki ilişkilerde ideolojik-politik yaklaşımlaraçokağırlıkvermelidirler.Birbirlerinekarşıyaklaşımlarıideolojik-politik görevlerle, örgütsel görevlerle bağdaşmalıdır.Ahbapçavuşluğafazlayerverilmemelidir.İdeolojik-politikçalışmalarındışındakizamanlarınıfazlaöldürmemeliler,kendilerinitamamenideolojik-politikbirkişilikdurumunagetirmeliler.Şakalardabileideolojik-politik ölçüye dikkat edilmelidir. Özel yaşantı alanında bile ideolojik-politik davranılmalı, hareketin çıkarları gözönüne getirilmelidir.Mücadelemizinbiradamıolarakkendinihayatınheralanındagösterebilmelidir. Biz isteriz ki (bundan sonra özellikle) bir yığın arkadaşın ölümü 214 pahasına,zindanlardaçürümesipahasına,ayrıcakalanlarınbüyükfedakarlığıpahasına,buaşamayakadargelen,hatasıyla,sevabıylaburayakadargelenbirhareketi,bundansonratazebirgüçle,dahaiçten biryapıyla,dörtsenelik,beşsenelikbirgelişimsonundabuülkenin en hatırı sayılır, en umut vaadeden bir örgütü durumuna getirelim. Hepimizin isteği bu, halkımızın isteği bu, dünya halklarının isteği budur.Bütünbunlarbizegayriciddiolarakgelmemeliveyadışardan gayri ciddi şekilde anlaşılmamalıdır. Bunlar çağımızın en yalın görevleridir. Çağımızın en uygar insanı, çağdaş insanın yaptığı işlerin enönemlisidir,entayinediciolanıdır.Herkesinçoktanyapmışolduğuşeyibizimşuandagecikmeliolarakyerinegetirmemizdir.Hiçbir arkadaş“niye herkes işinde, gücünde, herkes çok az çabayla mücadele veriyor, ben niye böyle delicesine çalışıyorum?”dememelidir,bunuaklınagetirmemelidir.Tarihineneskidönemindenberibağımsızlıkdoğrultusunda,özgürlükdoğrultusundaözlemlerisüreklibaskıaltınaalınmış,bundanöteyedevarlığınasonverilmekistenmişbirhalkınmücadelesiniveren,ayrıcabölgeçapındaçokönemlisiyasalsonuçlardoğuracakbirhareketinöncügüçleriolduğumuzagöre,hareketinyaratıcılarıolduğumuzagöreattığımızhiçbiradımbizelüzumsuzgelemezveyahergeçengünömürdengeçenbirgünolarakanlaşılamaz.Tamamenhayatıntakendisiolduğubiçimindeanlaşılacaktır vehiçbirkimseenufacıkbirpişmanlıkduymayacaktır.Zindandada, idam sehpasında da, en yalnız olduğu dönemde de, en bunalımlı anında da hiçbir zaman bunu unutmayacaktır. Hayatın ta kendisini yaşadığınıkendisinekarşıitirafedecektir. Son olarak; burada ortaya çıkan sonuçlar bölgelere gitmeli. Açıkçadenilemez;“biz şunları, bunları yaptık”amadolaylıbirşekilde bu toplantının sonuçlarını aktarmanın yöntemlerini herkes bölgesinde bulabilir.Tekrar belirtelim; bölgelerde bir komite gibi hareketedilmesi,butoplantınınsonuçlarınınanlaşıldığınıgösterecektir.Arkadaşların bu şekilde toplantının sonuçlarını bölgelerine taşırmaları,bölgeyibutoplantınınışığındayenidenhazırlamaları, ilişkivegörevlerehazırlamalarıensıcak,encanalıcıgörevlerdir. 215 1MAYIS1982KONUŞMASI Evet,1Mayıs!Kürdistanişçisınıfınınvehalkınınmücadelesinde çok önemli bir tarihi yeni döneme kavuşmuş bulunmaktayız. Bu günü geçmişimizin değerlendirilmesi, bu temelde geleceğimizin net bir biçimde çizilmesi için bir değerlendirme; kendimizi gözden geçirme ve görevlerimizi gerçekleştirmek üzere önümüzdekidönemeolancagücümüzleyüklenmekararlılığımızındahada güçlendiğibirgünolarakelealıyoruz.Mayısayı,mücadeletarihimizdedirenişşehitlerininbolbolkanınıakıtarakmücadeleyigeliştirdiğibiraydır.Butemelde,baştadeğerliMazlum DOĞAN yoldaşolmaküzere,tümdeğerliyoldaşlarımızınanısını,güçlübirbiçimdehayatayansıtmakiçinseçtiğimizbiray. Bugünüöylebirtarzdadeğerlendirmekgerekiyorki;çıkarılacak sonuçlar parti yaşamında en önemli sorunları aşmada bir 216 merhaleteşkiletsin.Heryönüyle;bugünü,öylesinebiranlayışın temeli haline getirmek zorunlu, vazgeçilmez bir görevdir aynı zamanda. 1 Mayıs bilindiği gibi dünyada işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele günü olarak kutlanılıyor. Bütün dünya işçi sınıfının, aynı biçimde mücadelesini gözden geçirdiği, daha iyi günler için bir başlangıç yaptığı bir gün!Yine tüm emekçi halkların zulme karşı, emperyalizme, faşizme karşı haykırdıkları bir gün! Bilinmektedirki,faşistTürksömürgeciliğiböylebirbayramı,işçisınıfının dünya genelinde kutladığı böyle bir günü yasakladı.Ayrıca bizimiçindeişçisınıfınıntemsilcileriolarak,yolaçıkanhareketimiz adına yakışır bir tarzda yürüttüğü mücadelesinin sonucu olarak,çokkısabirgeçmişideolsa,ülkesafhındageliştirdiğimücadeleileuyandırdığıetkiler,bizibugünancakböylesineönemlibir alandabirarayagetirmiş,mücadeletarihimizdebugünçokanlamlı, çokönemlibirbiçimdeönümüzegelmişbulunmaktadır. Kürdistanişçisınıfının,Kürdistanhalkınınmodernmücadeletarihiaslındayenidir.TarihimizeOrtaçağ’ınbiryapışkangibiyapıştırdığıhertürlüaşiretçi,feodal,dinianlayışlar,değerlerçokyakın zamanlarda ancak aşılabilmiştir. Ve hâlâ çoğumuzun üzerinde bu yaşantının, Ortaçağ’dan kalma yaşantının çok ağır baskısı vardır. Objektifbirgerçekolarakaşiretçeperlerinin,feodalçitlerinparçalanması,bunlarıgünümüzedeksürekliyaşatanamansızulusalbaskı sisteminin, sömürgeciliğin sınırlı da olsa parçalanması, Kürdistantarihindeişçisınıfınınmodernbirsınıfolarak,objektifbirgerçek olarak doğmasına çok yakından bağlıdır. Bu son gelişmeleri, tümüyleişçisınıfınınbirsınıfolarakdoğmasınabağlamakgerekiyor.BugünKürdistan’daoluşumtarzınekadarolumsuzolursaolsun,yinegelişimtarzınekadarelverişsizolursaolsun,işçisınıfının varlığıbugünbirgerçektirvegerçektenhertürlümoderndüşüncenindayanacağıbiriciksosyaltemeldebudur.Sayısalzayıflığı,yine nitelik olarak zayıflığı böylesine bir önemli sonucun oluşumunu engelleyemez. ÖzellikleKürdistansomutundadahadündeğil,günümüzdebile 217 yaygınetkileresahipolanyarı-feodal,yarı-burjuvadüşünceler,küçük-burjuvadüşünceler,gerekhakimulustarafından,gerekseezilenuluskoşullarındaortayaçıkanhertürlümilliyetçilik,işçisınıfınınobjektifvarlığınınetbirbiçimdeyansıtmasınıengellediğigibi,onundevrimcidüşüncevepolitikasınıdabulanıkhalegetirerek gözden düşürmek, saptırmak için elinden geleni yapmıştır, yapmaktadır ve yapmaya da kararlıdır.Ama şunu iyi bilmeliyiz ki; Kürdistan tarihi bugün çok sancılı bir biçimde de olsa, eğer çağa ulaşmak istiyorsa, tamamiyle işçi sınıfı gerçeğine dayanmak zorundadır.Nekadarelverişsizkoşullarıyaşarsayaşasın,işçisınıfının objektif gücüne ve onun eylem klavuzu olan bilimine, marksizm-leninizme dayanmak zorundadır. Ve dikkat edilirse bizim varlıknedenimiztümüylebugerçeketrafındaoluşmuştur.Herarkadaş biraz kendini araştıracak olursa, çok ağır objektif koşullardanyolaçıktığını,çokağırOrtaçağ’dankalmaetkilerinaltındayaşadığını,gerekdüşüncede,gerekdavranıştakendiönününhaylitıkadığını,engellediğinihemenhatırlayabilecektir. Hareketimizintümüyeleriningenelliklebukoşullardanşiddetle etkilendiği,tümbukoşullaraisyanettiğivebirazgelişmesağlayabilmişlerse,bugelişmelerinindahaçokgelmişbulunduklarıalandakiişçisınıfının,şuveyabuorandasağladığıgelişmeylebağlantılıolduğuçokaçıkbirgerçektir.Şubizişaşırtmamalı;genelolarak bugün herkes işçi sınıfı bilimine, politikasına sahip çıktığını iddia etmektedir. En yanılmaz feodal-burjuva öğelerden tutalım, hersoydanküçük-burjuvaeğilimlerbuiddiayıönesürmektedirler. Amapratiktedurumlarıincelenirse,gerçektenbüyükbirsaptırma olayıiçindeolduklarıveişçisınıfıgerçeğinihemmaddi,hemmanevialandaçarpıtmakistedikleritespitedilecektir. Demekkiişçisınıfınınobjektifbirgerçekolarakdoğmasıçok önemli bir olaydır. Kürdistan tarihinde son yıllarda ortaya çıkan birgelişmedir,çokönemlibirsosyalgelişmedir.VebütünKürdistan’ı da değil, ağırlıklı olarak bizim içinden çıktığımız, Türk sömürgeciegemenliğialtındakiKürdistan’daortayaçıkanbirsosyal gelişmedir.Kürdistan’ındiğerparçalarındabugelişmeçoksınırlı- 218 dır. Ortaçağ’dan kalma yerel gericilik ve emperyalizmle uzlaşmış yapı ağırlığını hissettirmektedir. Ve bu yapı yüzünden halkımızın hertürlüdirenmesininnekadarolumsuzsonuçlaragittiğidebilinmektedir.Yüzyıllardanberiçokkandökülmesinerağmenvegünümüzdemodernulusalkurtuluşhareketlerininneredeyseenazından bir klasik sömürgeciliği, tasfiye sürecini tamamlamasına rağmen bizdehâlâbununilkadımınınbilebaşarılıbirbiçimdeatılamayışı, buobjektifgerçekleyakındanbağlantılıdır.Böylesinegelişmişbir sosyaltemelinoradagelişmeyişi,gerekemekçihalkındemokratik hareketinde,gerekseulusalkurtuluşhareketindeönününtıkanmasına ve bu isyanların aleyhine dönmesine, aleyhine sonuçlar vermesineyolaçmıştır.Proleterdevrimleriveulusalkurtuluşhareketleriçağıolarakböylebirçağaulaşılmamıştır.Ulaşmakşuradakalsınenbüyükaşamalarla,aşmazlarla,çıkmazlarlaönütıkatılmıştır. Halkımızın böyle bir çağa ulaşmasını, bu elverişsiz yapıyı temsil edenlergenellikleengellenmişlerdir.Vetabiikibuçokönemlibir olaydır.Bugünçokzorkoşullardayaşamımızın,dünyahalklarının çokçokgerisindebirnoktadabulunuşumuzunenönemlibiretkeni bizdeaşılmış,böylebirsosyaltemelbizdeortayaçıkmıştır.Vebu temelbugünçoksomutolarak,görebileceğimizgibiçokgüçlübir gücü yaratabilmiştir. Tamamiyle bu temele bağlı bir gelişmedir. Hiçbir kuvvet kendi başına yaratamaz, böyle bir gücün oluşumunu, gelişimini sağlayamaz. Mutlaka belli bir maddi temelinin olmasıgerekiyor.Henüzişçisınıfınınideolojisi,siyasetiyleilişkimizinolmadığıdönemlerdebile,ağırfeodalaşiretbaskılarındansıyrılmamız ve okullara, fabrikalara taşmamız, yine ileri doğrultuda bir adımdır. Ve bu adımlar atılmasaydı, aşiret çeperlerini aşacak birmoderndüşünce,bizimiçinkavuşulmasısonderecezorbirolguolabilirdi. Eğeroaşiretduvarları,ofeodalçitleraşılmasaydı;moderndüşünce,endevrimcidüşüncemarksizm-leninizmkafalarımızasıçramayacaktı.Onuniçinzeminbulamayacaktı.Venekadarhaklıbir konumdaolursakolalım,birhalkolaraknekadarhaklarımızolursa olsun, bunun temsilcilerinin ortaya çıkamayışı, adeta dilsiz bir 219 halkhalinegelmemizisağlayacaktıvenitekimgeçmiştedeböyledir. Amadediğimizgibibuolayınoluşumu,Ortaçağ’dankalmatoplumun çeşitli adacıklarından, çeşitli gözeneklerinden fırlamamız, bizi modern düşünceye kavuşturmuş ve hızla modern dünyanın eşiğinekadargetirebilmiştir.Bizdeburjuvazinindoğmasıda,modernbireğilimolmasınarağmenoçağaulaşmabaşarılamamıştır. Veya çağa düşüncede, politikada nasıl ulaşabileceği tespit edilememiştir.Budatesadüfiolmamış,Ortaçağ’dankalmayapıyla,yineemperyalistgericiliklevesömürgecilikleçoksıkıbağlantıiçindegelişmiştir.Busınıfınadınayaraşırmodernbirsınıfhalinegetirilememiş,sınıfınideolojivepolitikasınaulaşılamamış,adetayapay,sunibirsınıfşekillenmesibualandagözlemlenmiş,çoksağlıksızbirgelişimisözkonusuolmuştur.Sonuçtadabildiğimizgibi maddibirgelişmeolmasınarağmen,buağırhastalıklarıyüzünden burjuvaanlamdadaolsadevrimcibirdüşüncenin,devrimcibirpolitikanın üretilmesine yol açmıştır. Birçok halkın ulusal kurtuluş tarihindeönemlirollerüstlenenbusınıfınKürdistan’darolünüoynamaması,kendindenbeklenenmodernkurtuluşhareketiniyaratmamasınayolaçmıştır.Busınıfındahalkafazlabirşeyveremeyeceği, bilakis kurtuluş sürecine girmede bu sınıfın önemli oranda engel rolü oynayabileceği ortaya çıkmıştır. Ülke safhında yaşanılangerçeklikler,özelliklebizdeTürkegemenliğialtındakiKürdistanüzerindeortayaçıkanbusınıfkonumunun,önemliorandabir engelrolüoynayabileceğiortayaçıkmış,dahagelişmişbirsosyal yapısı olmasına rağmen, sayı olarak diyelim, olanaklar açısından böyleolmasınarağmen,busınıfçağdaşlarındaolduğugibikendindenbekleneniverememiştir.Vebukadarelverişsizkoşullararağmenbizdeişçisınıfınındoğuşuverolünüüstlenişiçokönemlidir. Unutulmamalı ki, işçi sınıfıAvrupa’da doğduğunda devrimci önder gücü olarak yanıbaşında burjuvaziyi biliyordu ve onun devrimcihareketi,süreciiçindeönemlikazanımlareldeetmişti,osınıftançokşeyöğrenmişti.Amabizdeişçisınıfı,böylebirsınıftan bir şeyler öğrenmek şurada kalsın, tümüyle bu sınıfın çarpıtması 220 vesaptırmasıilekarşıkarşıyagelmiş,sıkıbirideolojik-politikmücadeleverilmeden,böylebirsınıfınengellerininaşılamayacağısonucunaulaşmıştır.Dolayısıylabukonudadabusınıftangüçlübir müttefikolarakbahsetmekçokolanaksızdır. Daha yakından bakıldığında görülüyor ki; mensup olduğumuz halk,ülkeeğerkendiadınayaraşırbirtarzdaçağlabütünleşmekistiyorsa(aslındaülkesomutundadahaçoksınıfolarakkoşullarne kadarelverişsizolursaolsun)kendisinegüvenmekvebutemelde ısraretmekzorundaolduğunu,ısrarettiğitemeldedeancakkendi kurtuluşunuvekendikurtuluşuylabirliktebütünhalkınulusaldemokratik kurtuluşunu gerçekleştirebilecek yegane sınıf olduğunu kavramakzorundavebunagöredavranmakzorundadır.Bizimdahaçokböylebirgerçekliğitemsilettiğimizbilinmektedir.İşçisınıfıolarakülkemizdekibugerçekliğeuygunçıktığımızbilinmektedir.Vebudayalnızişçisınıfınınuyanması,bilinçlenmesi,örgütlenmesianlamınagelmiyor.Halkolarakdeğişikbirkonumuolan, özellikledünyadaendergörülenbirulusalbaskı,imhasüreciniyaşayan, çağa ulaşması tartışılan; çağın özgür halkları arasında bir yer kapıp kapmayacağı, kendisi için bir yer bulup bulmayacağı sonderecetartışmalıolanbirhalkınvarlıkmeselesi,işteişçisınıfınınbukadaryetersizdeolsagelişmesineyakınenbağlıdır.Kendisi içinbirsınıfhalinegelememişolmasınabakılarakbusınıfındurumuküçümsenebilir.Veözellikleçeşitlifeodal-burjuva,küçük-burjuva eğilimlerin bu kanıda olduğu bilinmektedir.Ama onların unuttuğugerçek,kendivarlıklarıdadahil,eğerulusallıktaveyurtseverlikteyücelmedeiddialarıvarsa,onungerçekleşmesitamamen buküçümsediklerisınıfınvarlığınaçokyakındanbağlıdır.Veyine birçoklarının küçümsediği, birçoklarının değer vermediği böylesi birsosyalgelişme,bağımsızveözgürbirulusolarak,varolmamızıntemelsosyalnedenidir. Diğersınıflarnekadargüçlüolursaolsun,koşullarısiyasetyapmaya ne kadar elverişli olursa olsun, Kürdistan somutunda tarihsel-toplumsalnedenlerlebirbağımsızulusunyaratılmasındakiolanaksızlığı aramayacaklarını ve böyle bir rolü oynayamayacakla- 221 rını, bu rolün tümüyle işçi sınıfının omuzlarına yıkılan bir görev olduğunu,dolayısıyladahiçdeküçümsenmeyecek,özellikleulusalkurtuluşaçısındandavazgeçilmeyecekbirsınıfolduğugerçeğinigörmekzorundavedurumundadır. Konuya bu biçimde girişimizin nedeni şu; evet, işçi sınıfının birlik, dayanışma, mücadele gününden bahsediyoruz- her şeyden öncebizdenasılbirgerçeklikolduğunugörmekgerekir.Kenditemelini unutan, kendi temelini gözönüne getirmeyen bir hareketin çok büyük yanılgılara düşeceği, zorluklarla karşılaşacağı açıktır. Buaçıdanmensupolduğumuzsınıfındurumunu,busınıfıntarihsel rolünütümözellikleriylebelirlemek,heleheleböylebirgündebunubelirtmeksondereceönemli.Evet,buönemkendisinidahada açık ortaya koyuyor. Geçmişlerini çok eskilere dayandıran, daha düne kadar bizi son derece basit, küçük gören ve kendilerini çok tecrübeli,bilinçlisanankesimlervegüçlerindurumunabugünbakacak olursak ne kadar zavallı, acınacak bir durumda olduklarını görüyoruz.Buişçisınıfıhareketinindiğerbirüstünlüğüdür. Geçmişin büyüklüğü veya tecrübenin fazlalığı, olanakların elverişsizliği o sınıfları, günümüzde içinde bulundukları konumdan ötürü güçlü kılmıyor, güçlü kılmaya yetmiyor. Diğer yandan çok amansızbirbaskısüreci,objektiftemelinsonderecezayıflığı,elverişsizliğisözkonusuolmasınarağmenişçisınıfının,budenligüçlü ortaya çıkışı, bu sınıf gerçeğine yine yakından bağlı. Burada önemliolandemekkibumodernsosyalgücünçağiçindekiyeri, bu gücün bütün insanlık problemlerinin çözümündeki yeri, tüm ulusal demokratik hareketlerin çözümündeki yeridir. Eğer bu yer, busınıfınyüzlerceyıldanberidenenenmücadelesiylesabitolmuşsavegünümüzdebusınıfadınaçokileriboyutlardabirkazanımla doruknoktasınavarmışsa,elbettekibizimsomutpratiğimizdede bu sınıfın varlığı kesin, rolü kesindir.Ve rolünü adına yakışır bir tarzda dünyadaki sınıfdaşlarına uygun bir tarzda yerine getirmesi kaçınılmazdır. Ne ulusal baskı, ne her boydan sapmalar, onun bu rolünüoynamasınıengelleyemeyecektir.Yeterkionunadınayola çıkanlarbusınıfayaraşırbirbiçimdehareketidüzenlemekabiliye- 222 tinde,geliştirmegücündeolsunlar.Buolduktansonraulusalkoşullar,ulusalbaskısisteminekadarağırolursaolsun,sosyaltemelne kadar elverişsiz olursa olsun, bu gerçeklikte ısrar, ulusal yeniden varolmayı,butemeldesosyalkurtuluşugetirebilecektir. Çağımızıngüçlüatılımıolanproletaryaveulusalkurtuluşdevrimlerinin zorlamalarının bizi de etkilememesi düşünülemez. Ve bu alanda tabii ki biz sadece kendi özgücümüzle savaşmıyoruz. Dünyahalklarınınbütüngeçmiştekideneyleriylevegünümüzdeki varlıklarıylayaşadıklarıbumücadeleninbirparçasıolarak,biröncügücüolarakkatılıyoruz.Bunlarınbubüyükdesteğiileçokelverişsizbirtarihseltemelimiz,yineulusalkişiliksizlikteokadardejenere, ulusal varlığın o kadar imhası gelişmiş olmasına rağmen, yine de bu güçlü atılıma bizim de katılmamız, bizzat bu akımın gücüne kendimizi kaptırmamız sözkonusu ve yaptığımız budur. Bu kısa görüşten sonra asıl gelmek istediğimiz konular vardır. Böylegünlerdedeğerlendirilmesigerekendiğerbirhusus,sonsiyasalgelişmelerdir. Çokiyibilmekteyizki;sınıfgerçekliğikendisinisiyasiarenaya yansıtmazsa,görevlerinikavramamışdemektir.Sınıfeğerkendisi içinbirsınıfdurumunagelmekistiyorsaherşeydenöncesiyasete elatmakzorundadır.Helehelebizimgerçekliğimizebenzerülkelerde,işçisınıfınınobjektifdoğuşundakizorluklar,kahredicigelişmeler bir o kadar ideolojik-politik bir güç haline gelmesinde de kendinigösterir.Objektifalandakiyoğunbaskı,sömürü,ideolojikpolitikbirgüçolmayayüztuttuğundadahadakatmerleşirveadeta onubualandadatüketmek,bualandadabitirmekister.Fazlauzatmadanşunuhemenbelirtebiliriz;tümAvrupa’dakiişçisınıfınınilk geliştiği ülkelerde, kahredici bir çalışma, işçi sınıfının doğuşunu beraberindehazırlamıştır.Ondokuzsaatevaranbirçalışmayladoğuşunu başlattığını bilmekteyiz.Yalnız bu anlamda bir ekonomik mücadeleyle, bu koşulları düzeltmek için ne kadar kan döküldüğünüdeyineiyibilmekteyiz.Birçokdirenmeler,kendiliğindenbir yığın hareketi geliştirdiğini bilmekteyiz. Bununla yetinmeyen, onunbilinçlihareketiniyaratmakiçinyolaçıkanlarınnekadarbü- 223 yük zorluklarla karşılaştığını, yine bunların birbirlerine ne kadar bağlıikigelişmeolduğunubilmekteyiz. Bizegelince,objektifbirgerçeklikolarakdoğuşlabirlikteonun biryansımasıolarak,onunideolojivepolitikasınınyaratılmasürecinin de ne kadar zorlukla başlatıldığını bilmek durumundayız. Bugünkü siyasal gelişmeye, partinin bu konudaki yaklaşımlarına, ilişkilerinegeçmedenöncebirdebunoktayıbilmekgerekir.İdeolojik-politikbirgüçhalinegelişgerçektenbizdeendergörülenzor koşullarında,baskıkoşullarındagelişmiştir.İçindeyaşanılanülke, buülkeninulusalgerçekliğininadetagerçekliktençıkarılışı-yalnız işçisınıfınınyaşamındadeğil,bütüntoplumsalgelişmede-tersbir gelişmeyi, bir yabancılaşmayı, katmerli bir yabancılaşmayı gerçekleştirdiği bilinmektedir. İnsanların kendini arayarak bulması büyükbirsorundur.Sınıfınıveulusalvarlığınıbulmaları,bukonudadoğrubiryaklaşımaulaşabilmeleriçokgüç,çokzorlubirişve yapılması gereken bir iş, tabii ulaşılması gereken bir sonuç.Yine geçmişimizibirazirdelersek,ilkileriadımıatmakistiyoruz.Soysuzluğakarşı,tükenmişliğekarşı,işsizliğekarşı,yokluğakarşıen ufakbirkazanım,biratılımeldeetmekistiyoruz.Sınıfsalveulusal planda kendimizi bulmamız gerekiyor, varlığımızı kanıtlamamız gerekiyor,düşüncedebununilkadımlarınıatmakgerekiyorvebizdebumilyonlarcauyanmış,bilinçlenmişbirgücedayanılarakgeliştirilmiyor.Çokzayıfbirsınıflaşmavebusınıflaşmanınbilekendiulusaltemelindedeğil,yabancıbirulusaltemeldegelişmesiortamında ortaya çıkmış bu iki yüzlü, katledilmiş, çarpıtılmış gerçekliğe rağmen, yine bizim kendimizi arayıp bulmamız ve rolü üstlenmemiz gerekiyor. Bunun çeşitli değerlendirmelerimizde nasıl izah edildiğini, nasıl bir süreçle bunu yaşadığımızı, özellikle 1970’lerdenitibarenideolojik-politikbirgüçhalinenasılgelindiğini, bu konuda nelerin, ne pahasına elde edildiğini çeşitli belgelerde bulmak mümkün ve çoğunuz bunu yakından biliyorsunuz. Onuniçinfazlaüzerindedurmayacağız,amaçokönemlibiraşama olduğunudahemenhatırlatmakgerekiyor.Yalnızsınıfsalkurtuluş içindeğil,onunlaetletırnakgibibirbirinebağlıolanulusalkurtu- 224 luşu birleştirerek, bunun düşünce ve politik yapısını oluşturmak için girilen çabalar gerçekten kahredici olmuş, önemli kayıplarla biziyüzyüzegetirmiş,çokbüyükacılarlabizikarşıkarşıyabırakmıştır.Bazılarıçokcılızdaolsabizimkoşullarımıziçinçokbüyük biranlamıolanbirgelişmeylesonuçlandığınıbilmekteyiz.Eğerbu ufakadımatılmamışolsaydı,yaniyalnızbizimgelişmemizaçısından değil, Kürdistan’daki tüm modern gelişme bu denli olmayacaktı.Eğerbuilkadımlaratılmamışolsaydı,gerçektenneülkesafındaki bu siyasal gelişme, -yalnız yine bizim partileşmemiz alanındadeğil-diğertümsınıfvetabakalarınmoderndüşünceveörgütlenmeye kavuşmada bugünkü durum ortaya çıkmayacaktı. Bu adımlarlaçokyakındanilgilibirolaydırveböylesineadımlarolduğu da bugün daha yeni yeni farkedilmektedir ve bu adımların sahip olduğu öz muhteva birçok güce kendisini yeni yeni tanıtmaktadır.Bizimiçinbilinirolan,amaçoğuhareketiçinbilinemez olanbuhusus,şimdidahagenişçeanlaşılmışbulunmaktadır. Bukonudayineçeşitlideğerlendirmeleryaptık.Sözkonusuedilen 1975-80’ler doğuş, direnme yılları! Bu yılların hareketimizin tarihindeki,halkımızınmücadeletarihindekiyeriönemlidir.Buda değerlendirilmiştir. Sanırım bültenin bu sayısında bu değerlendirmeler çıkabilecek.Ama kısaca özetlersek; 1975-80’ler doğuş-direnme süreci, Kürdistan tarihinde gerçekten belki en zor gelişme safhalarındanbirisidir.Yalnızçıplakbirzora,baskıya,ulusalbaskıyakarşıdeğil,gerçektenbirişsizliğe,birtükenmişliğe,birkişiliksizliğekarşıverilenbirmücadeledir.Kendiiçindegerçekleştirilenbirmücadele;düşünceden,cesaretten,fedakarlıktanalıkonulan ve onsuz insanların gelişmesinin olanaksız olduğu tüm bu değerlerdenalıkonulmayakarşıverilenbirmücadelevebütünbunların düşmanın en sert, en insafsız baskıları altında kazanılmaya çalışıldığı bir dönemdir. Bu yıllar birçoklarınca ne kadar önemsiz, özelliklekendiülkepratikleri,kendimücadelepratikleriaçısından nekadarönemsizgibigörünürsegörünsün,bizimmücadeletarihimizde gerçekten belirleyici bir öneme sahiptir. Onsuz ne modern devrimcidüşünceninüretilmesi,nedevrimcipolitikanınüretilme- 225 sinin imkansız olduğu bir dönem. Daha sonra anlatacağımız gibi budirenmedeyeralmak,helehelebudirenmedeenzorkoşullarda mücadeleyi sürdürmek ve bunu hayatıyla noktalamak Kürdistan halkını var etmenin ta kendisidir ve bu gerçeklik yaşandı. Bugün butemeldeciddibirsiyasalgelişmeyleyüzyüzekaldığımız,busiyasalgelişmelerinbizdençokönemligörevleristediği,yalnızkendiulusal,toplumsalalanımızdadeğil,uluslararasıbölgeselalanda dabugelişmelerinönemligörevleryüklediğibugün,dahaaçık-seçik görülmektedir.Ama eğer bu, günümüzde böyle açık-seçik bir halegelmişse,geçmiştebunlarınyıkılmamasıiçinbuadımlarınsonaerdirilmemesiiçinverilenmücadeleyeçokyakındanbağlıdır. Düşünceyapılarıdiyalektikolmayandüşüncegelişmelerinde,diyalektik materyalizmi temsil edemeyenler, bunu ister bizde olsun, isterbizimdışımızdaolsunyeterincetakviyeedemediler.Vetabiiki bizimiçinbusondereceüzücüdür.Üzücüolmaklabirlikte,bunun öneminişuandaortayakoymamız,hemyurtseverlikanlayışımızın birgereği,hemdebundarolümüzün,tarihselrolümüzünaydınlığa kavuşturulmasıaçısındançokönemlidir.DahadünekadarKürdistan’daki siyasal yaşantı, uluslararası statünün Kürdistan’a tanıdığı siyasalstatühiçtir.Ülkemizhalkınınkendisiiçin,kendiçıkarıiçin siyasetyapma,politikadaağırlığınıduyurma,buağırlığınıuluslararasıarenayataşırmadüşünülmeyecekbirhusustu.Kürdistanadına, Kürtlük adına sağdan-soldan bazı hareketlerin, bazı kişilerin vaaz verdiğinibiliyoruz.Amabunlarınyaptığıpolitika,tanıdıkolduğumuz işbirlikçi bir politikadır. Zorbalık görmüş, teslim alınmış bir Kürdistan’ıyansıtanbirpolitikadır.Direnmepolitikasıdeğil,boyun eğmişbirişbirlikçipolitikadır.Vetabiikiböylebirpolitikanınülke halkına,onunsiyasalyaşamınabirçokolumsuzlukdışındafazlabir değişiklik getirmesi beklenemez. Biçimde modern gibi gözüken, ama özde hiç de bu durumda olmayan bu hareketler, bu kişilikler bizimleortayaçıkmıştır.Buanlamdabizdiyoruzki,dahaçokbugüngerçektenmodernanlamdavehalkınkendiözçıkarlarıdoğrultusundaönemlibirsiyasalgelişmeyleyüzyüzeyiz.Busiyasalgelişme yalnız bizim tarafımızdan, yalnız ülke halkınca farkedilir bir 226 gerçek değil, uluslararası alanda yavaş yavaş anlaşılan bir gerçek haline gelmek üzeredir, gelmiştir. İşte bu yine mücadeleye bağlı devrimci ideolojinin, devrimci politikanın inatçı bir biçimde takip edilmesininyarattığıbirsonuçtur.Herşeydenöncebugün,busiyasalgelişmelerinkavranılmasıbiletümüylebuyakıngeçmişebağlıdır. Eskidendebölgedesiyasalgelişmelervardı.Yineülkededebelli siyasal gelişmeler vardı.Ama bunlar halkın öz çıkarları doğrultusunda olan siyasal gelişmeler değildi.Yabancıların, işbirlikçilerin çıkarlarınauygunsiyasalgelişmelerdi.Halkınvarlığınınyadsındığı ve böyle yadsınması temelinde ortaya çıkan gelişmeler, halkın maddi-manevi yaşamında sürekli tüketen, yiyip-bitiren, baskıyı üreten, sömürüyü üreten siyasal gelişmelerdi. Bugün bu aşılmış, aşılmayayüztutarbirnoktayagelmiştirdiyoruz.Herşeydenönce bunun düşüncesine ulaşılmıştır diyoruz. İşçi sınıfının ideolojisine, devrimci politikasına bağlılık; bugün ülkedeki siyasal yaşamın, bölgedekisiyasalyaşamın,dünyadakisiyasalyaşamındoğrubirbiçimde,kendiözsınıfsalveulusalçıkarlarınauygunkavranılmasına yolaçmışveonunbilinciyledopdoluolarakbizibirarayagetirmiş bulunmaktadır. Bugün biz yalnız ideolojik belirlemelerle uğraşan bir hareket değiliz, yine geçmiş siyasal değerlendirmeleri yapan bir hareket değiliz, çok somut olarak günümüzü değerlendiren, özellikle günümüzün siyasal yapısını değerlendirerek, bunda kendimize yer arayanbirgüçdurumunagelmişbulunmaktayız.Birçoklarıbunun düşüncesine ulaşmış olabilirler, çok farklı örgütler bu bilince ulaşmış olabilirler, ama bu bilinci bir güç haline getirmeleri, bu güçlesiyasalgelişmeleremüdahaleetmelerisözkonusudeğil,uyanıpyakıldıklarınoktadaburasıdır.Bilinçoluşmuş,amagüçoluşmamış, çünkü onlar bilinci önemli oranda şuradan-buradan taklit etmiş,oysataklitçibiranlayışınsağlıklıbirgücehizmetetmediği bilinmektedir.Acısınıçekmeleribunedenledir,amabizdediğimiz gibi yoğun ideolojik mücadelemizin, devrimci siyasete sürekli bağlılığımızınsonucuolarakbugün,somutsiyasalgelişmeleritah- 227 lil edebiliyoruz.Ve bu tahlillerimizin hiç de yabana atılmayacağı (ister ülke için, isterse bölge ve dünya için, düşman ve devrimci güçler açısından hiç de yabana atılır görüşler olmadığı) bugünkü varlığımızla kesinleşmiştir. Tekrar belirtirsek; kendisine güvenen, geçmişiyle,yaşıyla-başıylaövünenbirçoklarınıncesaretedemediğiiçvedışsiyasalgelişmelere,henüzçokgençolmasınarağmen, çoktecrübesizolmasınarağmen,hareketimizmüdahaleedebilmiş venitekimbugüçleriaçığaçıkarmıştır. Dahaevvelbirçoklarıiçininanılmazgibigözüken,uluslararası siyasiarenada,ülkedekisiyasiarenadayertutmadaenönde,eniddialıbirkonumaulaşmıştır.Vebirçoğunainanılmazdagelse,‘tehlikeli bir güçtür, şüpheli bir güçtür, güvenmemek gerekir, ne olduğu belirsizdir, ne olacakları tartışmalıdır’ gibihâlâkendilerinibazı kandırmacalarla avutmak durumunda olan çeşitli güçlerin bu yaklaşımlarına karşın; biz gözüpek bir biçimde yaptığımızın tam daçağayakışırbirçalışmaolduğu,tamdaülkehalkınaverilmesi gereken çalışma olduğu, değil çok hızlı yapmamız, değil anlaşılmazbirbiçimdeyaptığımız;bilakiszorunlu,ertelenemezbirişolduğuveçokkısabirsürededeolsabubaşarılarınhiçdeküçükgörülmemesigerektiği,sadeceKürdistan’dakiöncümüfrezeninrolüneyakışırbirtarzda,onunbirsonucuolduğunugörüyoruzveyadırgamıyoruz.Yanibirçoklarıiçinkuşkuvericiolan,tehlikeliolan, dehşetvericiolanbudurum,bizimiçinyaşamıntakendisioluyor. Evet,busiyasalgelişmeninbugünküdurumunubelirtmekleyetinmiyoruz.Bugelişmeninyaratılmasındadaisterdüşüncede,ister pratikteyaratılmasındadaenbaştagelenhaklıgüçlerdenbirisiyiz. Birçokları için ancak araştırmayla, incelemeyle, şundan-bundan görüşkapmaylavarılabilecekbuhususlar,bizimdevrimcipratiğin vardığı,bizigetirdiğihiçdezorolmayan,hiçdeyadırgayıcıolmayanbirsonuç.Vedikkatedilirsegelişmelerbizimçokyakınmüdahalemizleortayaçıkmıştır.Mesuliyetinitaşıdığımız,özellikleTürkiye veTürkiye egemenliğindeki Kürdistan’daki siyasal gelişmeler, çok yakınen bizim damgamızı taşır. Türkiye’deki altüst oluş süreci çıkışımızla yakından bağlantılıdır. Bugün bölgedeki hızlı 228 gelişmeleriçindedeyerimizsıksıkanlatılmaya,izahedilmeyeçalışılır.Buradanasılbirrolüstlenmemizgerektiğisadecebizimtarafımızdandeğil,diğerbirçokgüçlercedetartışılırdurumdadır. Dostlarındahaçokçıkarlarımızauygunbirtutum,sahtedostlarımız ve düşmanlarımızca daha çok bizi birbirimizden alıkoyma gibi bir durum değerlendirmesi, bir karar verme süreci vardır. Evet, bu genelbelirlemelerdensonra,günümüzdekisiyasalgelişmeyegeçebiliriz. HerşeydenöncegünümüzdedünyadakisiyasaldurumII.DünyaSavaşı’ndansonraemperyalistsisteminenbunalımlıevrelerinden birisini yaşadığı biçiminde karakterize edilebilir. Emperyalist sistem1980’lerdeenbüyükbunalımlarındanbirisiniyaşamaktadır. Bunalımekonomidenpolitikaya,kültürdenahlakakadarheralanda etkisini göstermektedir. Emperyalist sistemdeki tükenmişlik, emperyalistmantıkgereğiifadesiniinsanlığındaartıktüketilmesi gerektiği,insanlığakarşıdaartıkçılgıncabirdüşünce,uygulamalar içine girilmesi gerektiği kadar vahim bir sonuca götürmüştür. Emperyalist sistem ve onun temsilcileri için bu konuda da fazla belirlemeleregirmeyegerekyok.Çeşitlibelgelerdebudilegetirilmiş, ama bilmemiz gereken şey; gerçekten günümüz emperyalist dünyasıenağırbunalımlarındanbiriniyaşamaktavebugündünya emperyalizminin başını çekenABD emperyalizminin son yönetimi,tamamenkarşı-devrimcibiryönetimdurumundadır. Siyasalzorudoruknoktasınaçıkarmak,dıştaisekendiuydularınızorlaelindetutmakiçinfaşizminihraçettiğifaşistkuklayönetimleri her tarafta geliştirmektedir. Başta Salvador olmak üzere Kore’de, Tayland’da, Pakistan’da, Türkiye’de,Avrupa’nın birçok ülkesinde,LatinAmerika’da,Ortadoğu’dabukonudayoğunbirfaaliyetyürütmekvebütünişini,gücünübukuklayönetimifaşistleştirmek, dayanılmaz olan baskılarını daha da katmerlendirmek, güçlendirmek ve 1980’li bunalım yıllarını faşizmi güçlendirerek atlatmak, bu karşı-devrimciAmerikan yönetiminin en esaslı ve baştagelenamaçlarındandır.O,bırakalımemperyalistlerarasındakiçelişkiyizayıflatmayı,buçelişkiyigidermekdoğrultusundabir 229 adımatmayı,yinebırakalımbuçelişkileriekonomiden,politikaya kadarondandaöteaskerialandagiderilebilecekçoksınırlıbirgücü kendisinde görmemiştir. Son gelişmeler eğer hatırlanırsa, ekonomikalandakiaçmazlar,çelişkilerisistemiçindesondereceyoğunlaştırmıştır. Avrupa’ylaAmerika,Japonya’ylaAmerikaveAvrupaaçısından yeni sömürgelerle emperyalist ülkeler arasında ekonomik alanda çelişkilerinhadsafhadaolduğubilinmektedir.Veyalnızbiralanda değil,mali,ticari,sınaibirçokalandabuçelişkileringüçlendiğibilinmektedir. Ve sadece ekonomik alanla sınırlı kalmadığı, bunun siyasal alana sıçradığı görülmektedir.YineAvrupa’ylaAmerika arasındabiryığınkonudasiyasalçelişkileringeliştiği,gerekyeni sömürgeler konusunda, gerek NATO konusunda ve gerekse emperyalistülkelerineşitsizgelişimisonucukendiaralarındakisiyasalgelişmelerkonusundaçelişkilibirdurumgünümüzdesonderece hızlanmıştır. Ve en sonunda sistem içinde özellikle ısrarla o noktayagetirilmemesiiçin,askeriçelişkileralanındayenilmemesi içinoncaçaba,gayretsarfedilmesinerağmenbunundatambaşarılmadığı, emperyalist sistemin askeri yapısında da çelişkilerin çıktığı,sonİngiltere-Arjantinarasındakiçelişkininaskerialanada yansıdığıveNATOiçindeYunanistan’la-Türkiyearasındaçelişkininaskeriplanayansıdığıveaskeriyapılarınınparçalanmayayüz tuttuğubilinmektedir.Buçelişkininnedenliileriboyutlaraulaştığınıgösterir.Veyineemperyalistsistemekarşıtümüylesömürgelerinbirbaşkaldırısıvardır. Sistem kend i içind e emp ery alistler arası çelişk ilerle parç alanmış,zayıflamışdeğildir.Sadeceemperyalistsistemebağımlıülkeleri,yenisömürgeleri,uydularıbugünsistemekarşıbirçokproblemyaratan,ençokayaklanmaöğelerinibarındıranalanlarhaline gelmişlerdir.LatinAmerika’dan,OrtaAmerika’danbahsetmekistemiyoruz.Bunlarsomut,canlı,güncelgelişmelerdir.Ortadoğu’da sağımıza, solumuza biraz bakarsak, emperyalizme karşı ne denli sıcakbirsavaşımınverildiğini,emperyalizmiçinçokönemliolan bu alanda ne kadar sıcak bir savaşımın geliştiğini, emperyalizm- 230 denkopmanınyıllarmeselesideğil,biranmeselesiolduğunubizzat canlı mücadelemizle görmekteyiz. Kısaca emperyalizmle bağımlı uluslar ve halklar arasındaki çelişkinin had safhada olduğu birgerçektir. 1960-70,özellikle1970’lerdekirahatlık,bualandadakesinlikle sözkonusudeğildir.Emperyalistsistemlesosyalistsistemarasındaki çelişki, onca çabaya rağmen barışçıl biçimler altında tutulamıyor.SonolarakPolonya’dakigelişmelergözönünegetirilirse,emperyalizmin müdahale, provokasyon, kışkırtma alanında ne kadar gözükarabirbiçimdefaaliyetyürüttüğü,buamaçlasosyalistülkelerdebarışiçindebiraradayaşamayıbirkenaraatmaktanhiçbirzaman çekinmeyeceği ve bu alanda özellikle nükleer silahları bir şantajaracıolarakkullanacağıçoknetgörülür. Sosyalistsisteminnükleersilahlaralanındakiuzlaşmaztavrıyla, nükleersilahlarlainsanlığıtehditederektabiisosyalizminsonunu getireceğini düşünüyor. Bugünkü emperyalizmin jandarması olan ABDemperyalizmi,özellikleböylebirpolitikayasıkıcasarılarak mevzi kazanmıştır. Sosyalizme karşı sürekli gerileme durumunda olan dengeye kavuşmak istiyor ve dengesiz en ufacık bir şeyden vazgeçmem diyor. Gerekirse insanlığın başına nükleer savaşı da açabilecektehditisavuruyor.Busadecebirtehditdeğil,çoksomut gelişmelerlebunubütüninsanlığaduyurmakistiyor.Amerikanyönetimi nükleer silahlarla insanlığın sonunun getirilmesini sürekli gündemealarak,çeşitlişantaj,ürkütmeyöntemleriylebirazkendisini ayakta tutmayı, böylesine çılgın bir araçla sürdürebilme sevdasında. Bu durum emperyalist sistemin çılgınlığının vardığı boyutlarıaçıkçagösteriyor.Kısacaçelişkilerağındanemperyalistsistemin bu dönemde daha da zayıflayarak çıkmaması için sosyalist ülkelerekarşıgeneldebirsaldırıyageçtiği,saldırılarınısadecepropagandada sınırlamadığı, bunu açık müdahalelere dönüştürdüğü, sosyalizmin en gelişmiş alanlarına kadar bile uzanabildiği bilinmektedir.Bukonudahertürlügericiliğe,sosyalistülkelerdekiher türlü gerici öğelere desteği sağlamaktan geri kalmadığı ve hatta bunuenönemlibiruluslararasısiyasethalinegetirdiğigörülmek- 231 tedir. Kısaca emperyalizmin sıkışıklığı bir de bu alanda gözlemlenmektedir.Emperyalizminyaşadığıağırbunalım,onubualanda dasıkıştırmışbulunmaktadır.Vebizceyinesosyalistsistemaslındabukonudaemperyalizmekarşıistersiyasal,isterekonomik,isteraskeriheranlamdadoğrutavıralması,böylesinebunalımdönemindeemperyalizminsosyalizmekarşıüstünlüksağlayarakkendini güçlendirmesi değil, bilakis sosyalist sistemin emperyalizme karşı saldırılarını, savunma biçimindeki saldırılarını daha güçlendirerek emperyalizmi sıkıştırması, sadece mevzilerini koruyarak değil,bumevzilerebirkaçtanesinidahapahalıyapatlatmasıbiricik doğru yoldur. Emperyalistlerin hiçbir zaman ciddiye almadıkları ve onlar için de bir anlamı olmayan yumuşama politikasının pek sonuçvermediği,sözdesavunulsabilepratiktebupolitikanınpek işlemediğigörülmektedir.İşleyengerçeklik,emperyalizminsürekli saldırı konumunda olmasıdır. Bu nedenle de barışın bir bahane olduğu,emperyalistsisteminmantığıgereğibarışainançsızlığının kesinolduğu,onuniçindeyumuşama,barışiçindebiraradayaşamanınpekgüvenilirbirmüttefiğiolmadığıbilinerekböylebirsistemekarşısosyalizmindetümgücüyledikilmesikendindenbeklenenkarşı-devrimekarşırolünüoynaması,eskiyekıyaslabunudaha güçlü bir biçimde yerine getirmesi gerekli, kaçınılmaz bir görevdir. Emperyalistsisteminçelişkilerininyumuşamadığı,bilakisdaha dayoğunlaştığıdiğerbiralandaemperyalistülkeburjuvazileriyle işçi sınıfı arasındaki ilişkiler alanıdır. Bu alanda yıllardır süren durgunluksonaermiş,özellikleyaşanılanağırbunalımlıveII.DünyaSavaşısonrasıenfazlahayatpahallılığı,işsizlikbuülkelerde 1980’lerde ortaya çıkmış ve hızla gelişmiştir. Bu da kaçınılmaz olarakişçisınıfınınuyanmasına,bilinçlenmesine,özelliklehertürlüreformist,liberal,revizyonistdüşünceyiaşarakböylesinebirgelişmeiçinegirmesineyolaçmışvebildiğimizgibiAmerika’da,İngiltere’de,Almanya’daişçisınıfıhareketindesonyıldagözlegörülürbirgelişmeolmuştur.Bualandadaemperyalistburjuvaziileişçi sınıfı arasındaki çelişki kızışmıştır, alevlenmiştir ve emperya- 232 lizmsıkışmıştır.Bualandadaverilecekmücadelenin,emperyalizmiiçinegirmişolduğububunalımdönemindendahadazayıflatarakçıkaracağıkesindir. Her ne kadar emperyalist sistem, sistemin bu en güçlü ülkelerinde siyasal gericiliği, faşist gelişmeyi tahrik ederek durdurmak istiyorsada,bununçokcılızbirçabaolduğunu,özelliklenükleer silahlarakarşı,yinefaşistgelişmelerekarşıemekçihalkınuyanık olduğunu, bu konuda direnmeden vazgeçmeyeceğini gösteren bir yığın olay vardır. Burada hemen diyoruz ki; demek ki sistemin kendikalbindedesağlıksızolduğu,hastaolduğu,buradadadarbeleryiyerekzayıflayacağıkesindir.Çokgenelolarakböyleözetleyebileceğimizdünyadurumu,kendisiniensıcakbirbiçimdebölgemizde,Ortadoğu’dayansıtmaktadır. Ortadoğu, bugün emperyalizmin bırakmamak için hayat meselesidurumunagetirdiğibiralan,bununnedenleridebilinmektedir. Ortadoğu,kiminelindeolursatarihinhızlıgelişimçarkınınondan yana işleyeceği bir alan. Ortadoğu üzerindeki savaştan kim galip çıkarsa,onunyaşamaşansınınçokçokartacağıbiralandır.Bunun nedenleri coğrafik, stratejik yapısı olması, bugün uygarlık için vazgeçilmez bir petrol olayına sahip olması, yine sistemler arası çelişkinin bir odak noktası olmasıdır. Bölge halklarının, tarihseltoplumsalyapılarınınbölgeyisonderecesıcak,yakıcıkıldığıbilinerek, günümüz Ortadoğu’sunda her alanda sıcak bir savaşım olayıgözlemlenmektedir. Ortadoğuhalklarınındahaçokbuözelliğindenötürüyüzyıllardanberifeodalimparatorlukların,dahasonradaonlarlasıkıişbirliği içinde emperyalist imparatorlukların cuntası altında yaşadığı vebuyüzdenulusaltoplumsalgelişmerayınabirtürlügiremediği, günümüze gelindiğinde dünya halklarının en gerisinde bağımsızlık,demokrasivesosyalizmkonusundakimücadeleninengerisindeolduğubilinmektedir.Bağımsızlık,demokrasivesosyalizmkonusundakimücadeleninengerisindekalmışbiralanolduğu,Ortadoğu halklarının bu konuda en geride kalan halklar olduğu bilinmektevedahaçokbudaemperyalizminbölgeyeverdiğiönemden 233 ilerigelmektedir.Böylebirdöneminsonayaklaştığındanbahsediyoruz. Emperyalizmin yaşadığı dünya çapında bağımsızlık, demokrasivesosyalizmgüçlerininkazandığımevzilerveyineOrtadoğu halklarının tarihlerindeki sürekli devralmış oldukları ulusal ve toplumsal çelişkiler, artık çözümünü kesinlikle devrimde arar birnoktayagetirmiştir.Ortadoğu,devrimdışıhiçbiryöntemleartıkbuhalklarıngelişemeyeceğibiralanhalinegelmişdurumdadır. Gecikmelidirdiyoruz,amaemperyalizminkaderinibelirlemede tayinedicibiralan,bunudaekliyoruz.Bualandakazanılacakzafer,sadeceOrtadoğuhalklarınınkurtuluşunugetirmeklekalmıyor, emperyalizmenihai,ölümcülbirdarbeyivurmasıaçısındandabelirleyici bir öneme sahiptir. Buradan kovulan bir emperyalizmin dünya genelinde yaşamasının çok zor olduğundan bahsediyoruz. Bunun için de savaş, son derece kızgın, son derece inatçı, yıkıcı birtarzdagelişmektedirbölgemizde.Bölgemizdekigericigüçlerin karşı-devrimciçabalarınıdeğerlendirirken,emperyalistmantıksistemin içindeki bölgenin konumunu böylesine değerlendirmek gerekir. Yinebölgedekidevrimcigüçlerinrolünükavrarken,bugüçlerin uluslararası devrimci görevlerini doğru bir yere oturtmak gerekir. ÇoksınırlıdaolsavebirazdacanlıolarakyaşadığımızOrtadoğu’dakigelişmeler,buaçıdankaderyılıhalinegelmişvebugelişmelerinartıksonucagitmesigerektiğinibilmekteyiz.Emperyalizmin sağladığıstatüko1960’lar,hatta1970’lerekadarbölgedesonderece güçlüdür. Türkiye, en eski müttefiklerden birisi olarak daha 1950’lerdebölgeninbaşınabirjandarmaolarakdikilmiştir. AynıbiçimdeİranŞahı,dahaçoköncesindenbölgehalklarının başına yine bir jandarma olarak dikilmiştir.Arap monarşilerinin daha düne kadar, hatta günümüzde de epey ülkede hükümranlığı olanbumonarşilerinvarlığıbirgerçektir.Siyonizmbütüngerçekliğin veya bütün bu gericiliğin tuzu-biberi olarak, Ortadoğu’nun başına bela edilmiştir. Bunlar 1960’larda ve 1970’lere kadar bölgeyetümüylehükümranolangüçler,bölgehalklarınınefesalamaz haldetutangüçlerdir. 234 1960’lıyıllar,dünyagenelindehalklarınulusal-bağımsızlıkyıllarıdır. Ortadoğu halkları içinse en karanlık yıllardır. Ve bunun söylediğimiz gibi biraz tarihsel-toplumsal nedenleri var. Bu alandaki gericiliği sürekli ayakta tutan geçmiş gerici tarihe ilaveten, emperyalist imparatorlukların yapay olarak burayı bölüp parçalaması ve yönetmesi, bu baskıyı zorla egemen kılmasının payı büyüktür.Buelverişsiztoplumsal-tarihseltemelyüzünden,halkların bir türlü modern düşünceye, devrimci politikaya atılamamaları, atıldıklarında başarısızlığa uğramaları sözkonusudur. Böylesine nedenlerlekurtuluşudurdurulanhalklar,artık1970’leredoğrugeldiğimizdekıpırdamayabaşlamışlardır.Küçük-burjuvaradikalizminin1950-60’lardavesınırlıolarakdagünümüzdeçokzayıfsoluklarlaoynadığıilericilikrolü,halklarıkurtuluşagötürmeyekafideğil.Radikalyönetimlerinanti-emperyalistliği,demokratlığıçoksınırlı.Bölgeninsorunlarınıçözmedeçokyetersizbirsınıfsaltemellerivar.Çokağırolanemperyalizmekarşıulusalbağımsızlık,gericiliğe karşı demokrasi savaşımının önder, yetkin güçleri olmaları çokzor.Herikialandadasınırlıbirgelişmeyiancaksağlayabilirler.Bugelişmebile,bellibiraşamadansonrauzlaşmaylasonuçlanıyor.Halklardahasonrabutemelde,buuzlaşmatemelindeveen başta da Türkiye örneğinde gördüğümüz gibi emperyalizmin en güçlü müttefikleri haline gelebilmektedirler. Türkiye’de yaşanan durumMısır’dayaşandı.Türkiye’dekiradikalizminemperyalizmle engüçlüuzlaşmayıgetirenbirradikalizmolduğu,kemalizminemperyalizminengüçlübirmüttefiğiolduğugünümüzdeçoksabittir. YineMısır,Arapradikalizmininenbellibaşlıtemsilciliğininoluştuğu bir ülke ve radikalizmin göbeğinde, yine emperyalizmle uzlaşma eğilimi oldukça gelişkindir. Bugün emperyalizmin başta Araphalklarıolmaküzerebölgedeengericigüçlerdenbirisiolan Mısır’ıböylesinebirülkehalinegetirdiğibilinmektedir.Çokkısa somutluanti-emperyalizmleuzlaşmayıdurduramadı,bilakisonun içindahaelverişlibirtemelsağladı.Vebugünencanlıbirbiçimde yaşadığımızbirIrakgerçeğivar.Buülkesomutundakendisineçok çeşitli roller biçilen radikalizmin en gerici bir uzlaşmaya yattığı, 235 Ortadoğuhalklarınındevrimcimücadeleleriniengellemedeengericimihraklardanbirisihalinegeldiğigözönünegetirilirse,radikalizmin ilericiliğinin sınırlı olacağı ve buna güvenilerek fazla yol katedilmeyeceğianlaşılmıştır.Ancaköteyandanhalklarınenihtilalci adımlarının başarıyla atılmaması, özellikle işçi sınıfının önderliğindeki halk hareketlerinin pek gelişme kaydetmediği de bir gerçektir. Mevcut durumda işçi sınıfı önderlikli hareketin sürekli radikalizmin1970’lerekadarsınırlıolanvegünümüzdedesınırlı olanrolününişçisınıfıtarafındantakviyeedilmediğivenöbetinbu sınıftandevralınamadığı,yinebirbaşkagerçekbunöbetindevralınamamasıdırki,Ortadoğuhalklarınınbukadarsancılıolanproblemlerini, bu kadar ulusal kurtuluş sorunlarını katmerleştirmiştir. Ve işçi sınıfı bu rolü üstlenmezse radikalizmin tasfiye edilmesi, günümüzOrtadoğu’sundakapkaranlıkvedörtbaşımamurbirşekildeemperyalizmebağımlıuydularvasıtasıylabölgeninendağınıkbirdönemiçerisineitilmesi,bölgedekifaşistkuklayönetimlerin bugün bölgedeki birçok devrimci gücün, kurtuluş hareketinin korktuğubirdurum.ÖzellikleencanlıifadesiniLibyaveSuriye’de gördüğümüz, yine İran’da gördüğümüz bu rejimler, eğer daha solundaki bir güçle takviye edilemezlerse, müttefiklerini bu alandanyaratamazlarsa,bulamazlarsa,burejimlerindesonlarınıgetirmekiçinemperyalizmhertürlüoyunuoynayacakvebaşarmakkonusunda hiç de yeteneksiz olmadığı görülecektir. Tarihi açıdan emperyalizminömrününçokkısaolacağındanbahsedilebilir.Teorikolarakbutümüyledoğru,amapratikolarakOrtadoğuhalklarına(bölgeninönemindenötürü)böylesinekaranlıkyıllaryaşatabileceği gerçeğini kabul etmek gerekir. Eğer önlemler alınamazsa, tedbirler geliştirilemezse, Ortadoğu halklarının bir bütün olarak 1960’lardakinden daha karanlık bir statüko altına, hem de yalnız bu sefer monarşist rejimlerin, yine siyonizmin, kemalizmin intibası biçimindeki suntası altında değil, bu sefer eli kanlı bir faşist cuntaaltınaalınacaklarıveentarihçesizbiryaşamıbirdeböylesine faşist bir ittifaklar mahkumiyeti altında geçirecekleri bir gerçektir.TıpkıLatinAmerika’daolduğugibifaşistgericiyönetimler 236 veonlarınittifakı,Ortadoğuhalklarınaenazındanbiron,onbeşyıl yaşatacaklarıpratiktebununimkansızolmadığıgözardıedilmemesigerekenbirgerçek.BugünOrtadoğu’dayakıcıbirbiçimdeyaşanılanbirgerçek.Ortadoğuhalklarınınkaderininbirbütünolduğunu hemen belirtelim. Karşı-devrimci faaliyetleri bir bütün olduğu gibikurtuluşsüreçleridebirbütündür.Bugerçeklikhernekadar bugün yeterince anlaşılamıyorsa da tüm pratik gelişmeler bunun böyleolacağınıherkesesezdirmektedir. Ortadoğu’da1960’larda,1970’lerdegüçlüolanemperyaliststatükonun,Arap monarşilerine, İran şahlığına, Türkiye’ye, siyonizme dayalı olarak geliştirilen statükonun 1970’lerde ilkin Filistin direnişi,dahasonraradikalArapyönetimiyle,Afganistan’dakigelişmelerle, İran’daki devrimci gelişmelerle, yine Türkiye’deki ve Kürdistan’daki devrimci gelişmelerle sarsıldığı bir dönem sözkonusudur. 1960-70’lerden itibaren bozulan statükonun 1980’lere doğrugeldiğimizdeneredeysedengeninaleyhinebozulduğu,statükonun emperyalizmden yana değil devrimden yana değişmeye başladığı,bununartıkemperyalizmaçısındanbirölüm-kalımmeselesi haline geldiği, 1980’lere gelindiğinde emperyalist statükonundağıldığı,amadevrimiçinbirdüzenlemenin,devrimçıkarlarının garantiye, sağlama alındığı bir dengenin de yaratılamaması, devrimci güçlerin, ulusal-demokratik güçlerin, komünist güçlerin bukonudagerekkendiiçbünyelerinde,gerekkendiaralarındagüçlü ittifağa yönelmedikleri, hem yanlış yapılarıyla, hem de eksik donanımlarıylabunutamistenilendüzeyeçıkaramadıkları,emperyalizminçokgelişkinolantecrübesineveolanaklarınakarşın,devrimcilerin sınırlı olan tecrübe ve olanakları yüzünden tehlikenin sonderecesomutvecanlıolmasıgibibirdurumlayüzyüzeyiz. Denge değişecek, 1980’lerde kesinlikle denge değişecek!Ya emperyalizminaleyhinedahadagüçlüolarakhalk,ulusalkurtuluş hareketlerihızlanarakgelişecek,gürbüzleşecekvebutemeldeOrtadoğu’yudeğişikliğeuğratacaktır.Ortadoğuhalklarınınbağımsızlık,özgürlüktemelindekibirlikleriiçindahadaelverişlibirzemin yaratacakveyaemperyalizmkendisiiçinsonderecetehlikeliolan 237 bukarmaşıkortamı(enyakınörneğiniTürkiye’degördüğümüzgibi)dörtbaşımamuraskeri-faşistyönetimibaşageçirerek,siyonizminsaldırganlığınıtahrikederek,güçlendirerek,destekleyerek,sürekliLübnangibibiryerdebiryığınprovokasyoneylemidüzenleyerek,birSuriye’degörüldüğügibi‘müslüman kardeşler’ hareketini ayaklanmalara sevkederek, yine Irak-İran’da görüldüğü gibi SaddamyönetiminiçılgıncabirsavaşaiterekveyineAfganistan’dagericiliğihertürlüdestekledonatarak,faşistbiryönetimiPakistanhalkınınbaşındagüçlendirerek,Arapmonarşilerinitakviyeyle Mısır’ı,Sudan’ı,Somali’yi,Fas’ıvebenzerlerinidahafazlabaskı güçleriyledonatarakveenyakınhedefolarakbölgedemevcutdirenme noktalarını, mevzilerini ele geçirerek alayhine olan gelişmeyidurdurmayaçalışacaktır.Buemperyalistmantığınbirgereği, kaçınılmaz bir isteğidir. Ve Ortadoğu’daki devrimci güçlerin her şeydenöncekendihalklarınınözgücünedayanarakbirmücadeleyi veuluslararasımüttefikleriylegüçlüilişkilerigeliştirebileceklerine dair şüphemiz yoktur.Ama bu alanların yeterince geliştirildiği, doğrubirtarzdaişletildiğidesöylenemez.Gerekhalklarındevrimcipotansiyelinintamhareketegeçirilmesi,gereksosyalistsistemle Ortadoğu’daki kurtuluş hareketi arasında dengeli, seviyeli, güçlü birilişkininkurulmasıönündehayliengeller,eksikliklervardır.Ve deminbunlarınbazınedenlerinisöylemiştik. Halkların birleşik, bağımsız ve özgür temeldeki direnişlerini tamanlamıylageliştirmeyenbirradikalizmvardı.Bunuancaksınırlıgeliştirmeyeteneğindeolanbirradikalizmvar.İşçisınıfıhareketinitemsiletmeiddiasındaolanörgütlerindevrimdençokçok uzak olmaları, bir reformizm sürecini yaşamaları sözkonusudur. Radikalizmi bu alanda destekleyebilecek veya onun eksikliğini, onunzaafınıgiderebilecekbugüç,reformizmin-revizyonizmingüçlüolmasınedeniyleönderlikrolünüoynamamış,dolayısıylahalk hareketlerinindallanıpbudaklanamamalarınayolaçmıştır. Diğeryandansosyalistsisteminküçümsenemeyecekçabalarına karşın,hâlâyeterincevedengelibirbiçimdebölgeyeyansıyamaması sözkonusudur. İster sosyalist ülkelerin eksikliğinden, isterse 238 Ortadoğu halklarının mücadelesinin eksikliğinden kaynaklansın, böylegüçlübirittifakınhenüzhayatageçirilememesi,emperyalizmin işini daha da kolaylaştırmaktadır. Şüphesiz biliyoruz ki, bu durumaşılmakisteniyor.Bueksikliğinfarkındaolanbütüngüçler istersosyalistülkeler,isterbölgedekidevrimcihalklarvebunların temsilcileribueksikliğigidermekiçinyoğunbirçabaiçindedirler. Bizim arzumuz odur ki, bu çabalar başarılı sonuçlarını versinler. Buçabalarkısırçabalarolmaktançıksın.Ortadoğuhalklarınıntarihindeengüçlühalkhareketlerininfilizlenip,gelişipgüçlenmelerineyolaçacakbirseviyeyeulaşsın.Ortadoğuhalklarınınbirtürlü yaşamadıkları devrimci süreç, bugün doruk noktasına varsın. Bu hem mümkün ve hem de mevcut bütün devrimci güçleri, ilerici güçleriçıkmazdankurtaracak,onlarıyokolmaktankurtaracakbir ilişkiolsun. Emperyalizmbuanlamdauzlaşmayıdakabuletmiyor.Düpedüz teslimiyet,düpedüzteslimalmayıplanlıyor.Buaçıdan1970’lerde, 1960’lardaolduğugibibuteslimiyetintemellerideyok.Düpedüz yokolma,yoketmeoperasyonlarıgündemdedir.BubaştaFilistin hareketiolmaküzerebirçokalandagörülmektedir.Yalnızproletaryahareketlerinideğil,radikalizminönderlikettiğihareketleribile tamamen ezerek saf dışı etmek istemektedir. İran, Irak, Türkiye, SuriyeveLibya’dakidurumubudur. Böylesine bir bölgede, böylesine sorunları olan, problemleri olanveçıkışsüreçleriniarayaböylebirbölgeninmerkezinde,kalbindeyeralanbirülkedebizimülkemiz,Kürdistan!Vedeminsöyledik ki, bu alandaki gelişmelerden en çok biz sorumluyuz. Kürdistan’daki gelişme tamamen bu niteliktedir.Türkiye’deki yönetimindörtbaşımamurfaşistbiraskeriyönetimhalinegelmesi,bizim mücadelemizle yakından bir çelişki içinde gelişmiştir. Ve bu çelişki yalnız bizim mücadelemizi, halkımızın kurtuluşunu tehdit etmekle kalmıyor.Yine başta Türk halkı olmak üzere, tüm bölge halklarınınkurtuluşhareketinitehditetmektedir.BugünTürkiye’deyaşanan;halkınkurtuluşuproblemiaçısından,kendikişiselvarlığımızısürdürmekaçısından,örgütselvarlığımızısürdürmekaçı- 239 sındankayıtsızkalamayacağımız,eninceayrıtılarınadekgelişmelerinisıkıcairdelememizgerekenbirsiyasigelişmedir.Türkiye’de ortaya çıkan siyasal realite tamamen içte çok çelişkili, karmaşık birözelliğesahipolankapitalistgelişmeninvardığıbirsonuçolduğu gibi, bununla bağlantılı olarak demin özelliklerini saydığımız emperyalistsisteminçelişkilermantığınınbiryansımasıdır.Sistem dünyagenelindenekadarçürümüş,nekadarbunalımlagerilemeyleyüzyüzekalmışsada,bunugericiliğivefaşizmiheralandagüçlendirerekaşmakamacındadır. Türkiye somutunda da, Türkiye kapitalizminin tarihten devralmışolduğuçelişkilerivardır.Kısacadeğinirsek;1920’lerdenitibarendevletkapitalizmiçoksınırlıbirgelişmeözelliğinesahiptir. KemalistyönetimaltındaTürkkapitalizminingelişmesisadeceve sadeceemperyalizmlesosyalizmarasındakiçelişkilere,içteisebütüngericisınıflardan,bütünburjuva,feodal,kompradorburjuvazi, küçük-burjuvazi;bütünbunlardanderlenerekyaratılmayaçalışılan burjuvaziyedayanır.Ancakmevcutulusalveuluslararasıkoşullarındurumuyüzündenbaşarılarısınırlıolmuştur.Ama1945’lerden sonra özellikle savaş içinde, savaş koşullarında bu sınıf biraz palazlanmış,savaştansonravarlığını,yaşamınıtümüyleemperyalist sistemiçindearamıştır.Doğusunda,güneyindevarolanvegelişen sosyalizm, kurtuluş hareketlerinden koptuğu için tümüyle emperyalistsistemiçindebağımlıhalegelerekkapitalistgelişimiçürüme altında bırakmıştır. Ve 1950-60 arasında emperyalizme bağımlı, çarpık ve çürüme halindeki bir kapitalist gelişmeyi yaşamıştır. 1960-70’lerde bunu tekelleşme biçiminde sürdürmüştür. Kısaca yenisömürgecilikekonomisininenolgunlarındanbirisininTürkiye’deböylesinegeliştiği,1970’lerden1980’leredoğrugeldiğimizdeböylebirkapitalistgelişmenin,hemuzun,hemdeçokhastalıklı birkapitalistgelişmeninyinebutarihseltemeldeolmasıemperyalizmindünyaçapındakibunalımıylabirleşince,özelliklepetrolkrizindenitibarendahadahızlıbirbiçimdegelişendünyakapitalistemperyalist bunalımla birleşince Türk kapitalizmi, 1974’lerden, 1975’lerden itibaren daha çok çatırdamaya başlamıştır. 1980’lere 240 doğrugeldiğimizdebukapitalizmbütünaltyapısıveüstyapısıyla iflasla karşı karşıya gelerek, düzenin hem tabanı çatladı, hem de yıkılacakbirnoktayageldi.Amaonuyıkacakveyerineyeniyiinşa edecekgüçlerinelverişsizliğindenötürüyıkılamadı.Böylesinebir gerçekliği yaşadığımızı, canlı olarak anılarımızda hâlâ muhafaza ediyoruz.AmadiğeryandandeminözelliklerinisaydığımızOrtadoğu’dakicanalıcıgelişmeler,emperyalizmaçısındancanalıcıgelişmelerin olduğu, yine dünya genelinde emperyalizmin çok sıkıştığıbudönemde,Türkkapitalizmininbudağılma,buparçalanma süreciyle ilişkisi, içice geçmişliği gözönüne getirilirse, artık Türkiye’nin başına belki de tarihinin en gerici, en kanlı diktatörlüklerindenbirisini,askeri-faşistbirdiktatörlüğünoturtulmasıkaçınılmazbirsonuçtur.Buyönetimgerçektenengelişkinfaşistyönetimlerdenbirisidir.EmperyalistsisteminsaygıdeğertemsilcilerininveyaensoysuztemsilcilerininçokçokövündükleriTürkmodeli,gerçektenfaşizmindörtbaşımamurbirtarzdaoluşturulması açısındanseçkinbiryeresahiptir.Türkmodeliİtalya’ya,İspanya’ya,hattaLatinAmerika’yabileincegeliştarzıyla,faşizmisistemli geliştirme tarzıyla örnek gösterilmektedir. Emperyalizm için en olumlusonuçlarıalanbutarzfaşistleştirme,gerçektenemperyalist sisteminağababalarınıençokmemnunedensistemolurken,başta TürkveezilenKürdistanhalklarıolmaküzere,Ortadoğuhalkları içinsebaşaenbelakesilenbirsistemdir.Emperyalizmadınaburolübölgedeeniyioynayanbirrejimolmanınsonucuolarak,bugün birmodelolaraksunulmaktadır. Elbettekimodelinenilginçuygulamalarıbizimüzerimizde,yaniTürkiye egemenliği altındaki Kürdistan üzerinde oynanacaktır. BöylebirmodelintezgahlanmasınınenönemlibiretkeniKürdistan’dır.Modelingerekdayandığıdevletgeleneği,gerekbudevletin emperyalizme bağımlılığı ve bunun sonucu olarak ölümünün de daha çok Kürdistan’daki gelişmelerde gelişeceği gerçeği, hem emperyalizmin,hemişbirlikçisigüçlerceoldukçasomuttur.Bunedenle Kürdistan üzerindeki politikalar son derece duyarlı kılınmakta,faşistyönetiminKürdistan’abakıştarzı,Kürdistan’abaskı 241 tarzı,işkencesivevahşetiçokdikkatliayarlanmaktadır.Tabiikibu durum bizim açımızdan da sorunu önemli hayat meselesi haline getirmektedir. Mazlum yoldaşın anısı için geliştirdiğimiz yazıda daha iyi belirttiğimiz üzere, Türk devleti, Türk tarihindeki, Türk egemen sınıflarınıntarihindekiengerici,enbarbar,enkatliamcıözellikleriyle,emperyalistsisteminenkatliamcı,kandökücüözelliklerinibir araya getirerek başta Kürdistan halkı olmak üzere bölge halkları üzerineçokvahşicebirsaldırıyahazırlanmaktadır.Vebusaldırıyı zatenKürdistan’dadörtbaşımamurbirbiçimdetarihine,emperyalist ağababalarına yakışır bir tarzda sürdürmektedir. Diyarbakır’daki vahşeti biz böyle bir özelliğe bağlamıştık. Ve bugün sadece hareketimizgerçekteniğrenç,gerçektençılgıncabaskıvekatliamlarlayüzyüzedeğil,Kürdistanhalkıtümüyleböylebirrejimaltındayokolmaylakarşıkarşıyadır.Birçoğutanıkolmuşturki,bugün Kürdistanhalkıekonomikyaşantısındansosyalyaşantısına,endayanılmaz süreçlerden birisini yaşıyor.Yine ulusal varlığına hayasızca,barbarcaveentehlikelibirşekildekastedildiğibirsüreciyaşıyor.Meselesadecebirbaskı,sömürüdeğil,halkınelindenevarsa ne yoksa barbarlık döneminde karşılayabileceğimiz türden talanlarbugüngerçekleştirilmektedir.Halkınelindenevarsaneyoksa,sözdesilahlıkuvvetlerebağış,sözdebirsürüuydurmavakıflara bağış, rüşvet, zorla gasp ve benzeri bir sürü yöntemle toplanmaktadır. İşsizlik had safhalarından birisini yaşamakta, pahalılık hakezaöyledir.Ahlaksızlıkengelişmişbirsüreciniyaşamaktave ulusalvarlığa,değerlerekast,özellikleeğitimpolitikasının,asimilasyon politikasının dozajını dört yaşındaki çocuklara indirgeyecek kadar katmerleşmiştir. Diğer uç noktada halkın yurtsever değerlerini en anlaşılmaz veya en gaddar yöntemlerle boğmak girişimleri,durumlarınınnekadarvahimbirtarzdageliştiğini,özellikle eğer tedbirler alınmazsa ve devrimci önlemler geliştirilemezse halkın ekonomik, toplumsal ve ulusal varlığının gerçekten her alandagözlemlenentahrip,talanvekatliamlayüzyüzeolduğuaçık birgerçektir. 242 Çok açık yine, devrimci mücadele çok yakın geçmişte olduğu gibidurumamüdahaleetmezsezatenbuçürüme1970ve1975’ten öncesininensoysuzcabirçürümesihalindedevamedecektir.Oda çürümedir,odaensoysuzcasınabirçürümedir.Devrimcimücadele buna ilk darbelerini vurduğunda, gelişecek olan karşı-devrim hareketidebirokadartahripetmekisteyecektir,katletmekisteyecektir.Çareelbettekibunuseyretmekdeğil,geçmişteolduğugibi günümüzde de bunu seyrederek günü gün etme değil, elbette ki bunakarşıbirçabayladirenmektir.Bizbununbüyükönemini,yine bahsettiğimizdeğerlendirmedevurgulamıştık.ÖzellikleMayısşehitlerininanısınadüzenlediğimizyazıdaençokvurgulanannoktalar;seyircikalınamayacağı,ensıradanbirsağduyu,ensıradanbir klavuz gerekliliğiyle bir insanın bu sürece seyirci kalamayacağı, mutlakavemutlakabilinçdüzeyineolursaolsun,örgütlenmedüzeyi ne olursa olsun, halkın içinde bulunduğu koşullar ne kadar ağırolursaolsunmüdahaleedilmesigerektiğidir.Başkatürlüdevrimci tarihin yaratılamayacağı, donanımın eksikliğine bakmaksızın, koşulların elverişsizliğine, mutlaka mücadeleye atılması gerektiği,bumücadeleninancakçürümeyi,imhayıdurdurabileceğidir. Hele bu kadar gecikmenin bedeli mutlaka bu biçimde ödetilmelidir.Örneğin,1975-80direnişçileribubedeliödediler.Birhalkın yeniden ulusal, bağımsız, demokratik bir yaşama kavuşması açısındanmutlakaödetilmesigerekenbirkanborcuvar.Buönemli,buaçıdandaulusaldirenmeye,bağımsızlığa,özgürlüğekavuşmada bu şehitler ve bu dönemdeki direniş böylesine çok önemli birtarihselrolüyerinegetirdi.Burolünyerinegetirilmesinekarşı mevcut yönetim de bütün tarihsel kirli çamaşırlarını ortaya sererek, yine emperyalizme olan en gerici kirli bağlarını, utanmazca açığa çıkararak, başta hareketimiz olmak üzere, tüm halk üzerine kantükürmeyeçalıştıveçalışacağıbizcebilinenbirgerçekti.Bugünküyaşanangerçek,elbettekibugeçmişinçokyakınbirdevamıdır.Ülkehalkınındeminsaydığımızekonomik,toplumsal,ulusal yaşantısındaki gelişme, yine halkın uyanma, bilinçlenme, örgütlenme,mücadeletarihindekigelişmeöylesinebirbiriyleçoksı- 243 kı ilişki içindedir. Ve devrimcilik açısından bu çelişkiye gereken çözümüyaratabilmekvedayatabilmekgerekir. Faşistyönetimingeleceği,geleceğinedir?Türkiyehalklarıaçısından olsun, Ortadoğu halkları açısından olsun geleceği nedir? Rejim tümüyle çok anlamsız bir zoru dayatmak, bu zoru sürdürmek, kurumlaştırmak, bunu en gerici tarzda faşizmi kurumlaştırmak için her türlü tedbiri geliştirmek durumundadır. Ekonomiyi bunagöredüzenliyor.Çöküşegidenbirkapitalistekonomivardır, dağılmaya giden bir kapitalist ekonomi vardır. Özellikle yeni sömürgecilikaltındasürdürülemeyecekolan,amaemperyalistleşmesideolanaksızolanböylebirkapitalistgelişmeninçöküşegitmektenbaşkabirolanağıyoktur.Çöküşegitmekteolanbirkapitalizmi başaşağıçöküşegitmektenalıkoymakiçinböylesinefaşistbirrejimindötbaşımamurbiçimdekurumlaştırılması,yanisömürgeciliğe kavuşturulması gerekiyor. Bunun için de hamhayallerin daha başlangıçta terk edilmesi gerekir. Rejimin liberalleşmesi hamhayaldir. Parlamentoya dayalı bir anayasanın çıkabileceği tamamen bir hamhayal, bir aldatmacadır.Yine ekonomik-politika tümüyle finans kapitalin ekonomiye damgasını vuran çıkarlarına yönelik bir politikadır. Sosyal kültürel politika, tümüyle faşizmin damgasını taşımaktadır. Oluşturulmak istenen siyasal kurumlar faşizmi ve onun ayıplarını örtmek ve onun asma yaprağı olmaktan öteye bir anlama sahip değildir. Rejim bu biçimde örgütlenecektir. Dayandığı ekonomik yapı ve mevcut emperyalist sistem de ondan böyle bir düzen istemektedir. Onun için de kurumlaşmasını istemektedir. O kadar anlaşılmayan hikayenin aslında özü budur. Bu rejimin altında gelecek nasıl gelişecek? Halklar açısından, bölge halkları açısından ve her şeyden önce Kürdistan halkı açısından söylediğimizşeylerindahadakatmerleşmesiyaşanacaktır. Ekonomikalandakigaspın,talanın,sömürününendoruknoktalardanbirisinevardırılması,ekonomiksömürgeciliğinensonsınırına kadar geliştirilmesi yaşanacaktır. Bu amaçla maden, petrol arama çabaları, Kürdistan’ın tarımsal kaynaklarının tekellerin çıkarına uygun olarak geliştirilmesi, işteAşağı Fırat projesi, enerji 244 kaynaklarınınalabildiğineaçılıpişletilmesi,sömürülmesi,hayvancılıkalanındaalabildiğinebirsömürününyoğunlaştırılması,mevcutkaynaklarıntümüyletasfiyeedilmesi,emekgücününçokucuzlaşması,dünyanınhertarafınasavrulmasıdahadagelişecektir.Almanya,Avrupa,yarınYemen,Arabistançölleri,Afrikaçölleri,Asyaçölleri.Evet,bualanlaraemeğinyollanmasıve‘ihracat politikası’ adıaltındahalkıngeçmişteyiyipiçtiğinintümüylemidesindenkesilmesivebiraçlıkstatüsüaltınaalınmasıdahadagelişecek olandurumlardır.Kültürelalandabildiğinizgibihakimulusunen soysuz, faşist kültürünün daha da yaygınlaştırılması, asimilasyonun tümüyle zafere ulaşması için bütün çabaların harcanması yaşanmaktadır. Tümüyle çocukların dört yaşından alınıp ulusal yabancılaşmaya uğratılması, sosyal yapıdaki çürümenin, yozlaşmanın,ahlaksızlığındoruknoktasınavardırılması,siyasalalandagericibirajangrubununörgütlendirilerekhalkınbaşınabelaedilmesi,tambirkarşı-devrimci,ajanağınınoluşturulmasıyla,tümbunların üzerinde de faşist-askeri, sömürgeci bir yönetim oluşacaktır. Hertürlü“kurumlaşma, demokrasiye dönme”denilenhikayeaslında bütün gelişmeleri daha da rayına oturtmaktan, daha da örtbas etmekten,kabuledilebilirhalegetirmektenbaşkaçabalarolmayacaktırveaynışeyTürkhalkıiçindegeçerlidir.Türkhalkıiçinde aynı faşizm gerekeni yapacaktır.Türk halkının çıkarlarına en aykırıgelişmelerbudönemdegelişecektir.Vehalkınbaşınagerçektenbirbela,birnamusbelasıolacaktır.Herşeydençokbudönemdefaşistyönetiminhalkınaçektirmeyeceğikalmayacak,Türkhalkıaçısındanbaştanatılmasıgerekenbir‘ur’ olduğugörülecekve öyledeğerlendirilecektir.Türkiyetarihindeegemensınıflarınhalk tarafından en çok istemeyeceği, en çok lanetleyeceği, ondan kurtulmakisteyeceğibirdönemolacaktır.YineOrtadoğuhalklarıaçısından,Ortadoğuhalklarınınbağımsızlıkveözgürlüğünekasteden birrejimveyinesosyalistülkelerinvarlığınakastedenbirrejimolduğu,geçmişteolduğugibigünümüzdedeçokaçıkbirgerçeklik olarakgörülecektir.RejiminsadeceTürkiyehalklarıiçindeğil,Ortadoğuhalklarınınbaşınadabirbelaolduğu,yinesosyalistülkele- 245 rinvekomşuülkelerdekidevrimcigelişmelerekarşıdabirbelaolduğu bu dönemde net bir biçimde ortaya çıkacaktır. Bu rejimin “NATO’nun ikinci ordusuyuz, dünyada en şanlı askeri örgütlenme bizde vardır; 700 bin, 800 bine yakın asker besliyoruz, modernize edilmeli, günün koşullarına uyarlanmalı” dediği bu orduyla her türlü macerayı yaşamak isteyeceği açıktır. Özellikle emperyalizminçıkarlarınauygunolarakvekendisinindekapitalistrejiminin tıkanmışlığınaçözümaramakamacıylamacerayagirişmektenkaçınmayacağı,Yunanistan’a saldırabileceği, Irak’a saldırabileceği, İran’a, Suriye’ye müdahale edebileceği ve müdahale tehditlerini sık sık geliştirebileceği ve bazılarını uygulamaya geçirebileceği, sosyalistülkelerekarşıemperyalistkuşatmanınenyamandestekçilerindenbirisiolacağı,önümüzdekidönemdekendisiniortayaçıkaracakolangerçeklerolacaktır.Buanlamdabölgehalklarınınve sosyalistsistemin,Türkiyehalklarınınmücadelesiyleençokilişki arayacakları, bu rejimden gelecek tehlikeye karşı başta Kürdistan halkı olmak üzere,Türkiye halklarının mücadelesini desteklemek durumundakalacakları,geçmiştebirtürlüsağlanamayandayanışmanınbudönemdedahadahızlısağlanacağıveyinebaştaKürdistanhalkıolmaküzere,halklarınburejimekarşıendoğrumücadele biçiminidayatacaklarıbirdönemolacaktır. İttifaklar meselesinden cephe meselesine geçmek istiyoruz; önümüzdekidönemKürdistan’daUlusalKurtuluşCephesi’nininşaedileceği,hayatageçirileceğibirdönemolacaktır.Ulusalvarlığına, toplumsal özgürlüğüne bu kadar kasteden bir rejime karşı topyekünbirdirenmenintemellerininatılmasızorunluolarakgerçekleşmesi gereken, bir varlık-yokluk meselesi haline gelen, bir sorunolarakdirenmecephesinin,UlusalKurtuluşCephesi’ninyaratılmasıgerekenbirdönemolacaktır. Ulusal Kurtuluş Cephesi her şeyden önce ve daha çok bu dönemdezorunlu,kaçınılmazbirsiyasihareketolarakortayaçıkmak veüzerinedüşentarihirolüüstlenmekzorundadır.UlusalKurtuluş Cephesi, Kürdistan’daki modern gelişmenin dayattığı bu modern sınıf gerçekliğine uygun olarak, ideolojik-politik mücadelenin bir 246 sonucuolarakmutlakainşaedilmesigerekenbirsiyasalgerçekliktir. Hele hele özellikle bizim mücadelemiz daha başlangıçtan beri oluşumu, gelişimi, ideoloji ve politikasının yaratılması için çok emekharcananvebugünsonuçlarıalınmakdurumundaolunanbir olgudur,birgerçekliktir.Herşeydenöncedebizimhareketimizin ağırsorumluluğualtındaçözümlenmesigerekenbirsorundur. Türkiye’dedebircephenininşaedilmesiolayıvardır.Birantifaşistdirenmecephesininbukadarağırlaşanbirrejimekarşı,Türk halkınıntutunacakbaşkabirdalıyoktur.Bucephetümanti-faşist, ilerici,demokratik,komünistgüçlerinintoplanacağıgenelbirhalka,anti-faşistdirenmecephesiolacaktır.Örgütleriçindebulundukları sorunlara bakmaksızın, zayıflık veya güçlüklerine bakmaksızınhayatgerekçesiolarakböylesinebircepheyiinşaetmekzorundadırlar.Eğerdahakötüyegidilmekistenilmiyorsa,eğergelişmelerdahaolumsuzbirtarzdaveçoğuörgütünyaşamınasonverdirilecek bir noktaya getirilmek istenmiyorsa, başvurulması gereken esaslı halkalardan birisi; direniş cephesidir, halk cephesidir. Ve tümörgütleriyenidendirenişesevkedecekolan,özündeilerici,direnişçi olan örgütleri güçlendirecek olan yöntem de budur. Parti sorumluluğuyla çözümlenecek ve hiç savsaklanmayacak, engellenmeyecek olan bir görev alanıdır ve bizim sorumluluğumuz bu alandadavardır.Yineortakbirdevletçatısıaltındayaşamanınbir gereğiolarakbukonudaüzerimizedüşeninyapılmasıgerekenbir alandır. KürdistanUlusalKurtuluşCephesi’yleTürkiye’ningenelindeki anti-faşist cephenin içiçe örülmesi, geliştirilmesi gereken bir dönemyaşanıyor.Objektifkoşullarınsondereceolgunolduğu,subjektif gelişmelerin kaçınılmaz kıldığı bir gelişmedir.Yalnız Kürdistansomutuiçindeğil,yalnızTürkiyesomutuiçindeğil,Ortadoğuçapındadaittifaklarıngelişmesigerekir.Bukadarbastıranemperyalizmin kuklaları olan bu faşist yönetimlere karşı, Ortadoğu halklarının birleşik devrimci çabasının ertelenemez, zorunlu bir görev olarak kendisini dayatması sözkonusudur. Bu anlamda da Türkiye’deki,Kürdistan’dakidirenişcepheleriyleOrtadoğuhalkla- 247 rınındirenişcephelerininaralarındakiilişkininörülmesi,aralarındakiittifakilişkileriningeliştirilmesiveistenilensonucaulaştırılmasıgerekenbirdönemdir.Buönümüzdekidönem,halklaraçısından,Ortadoğuhalklarınınbağımsızlık,özgürlük,eşitliktemelindekibirlikleriiçindoğrubirzeminbuittifaklarlaancakmümkünolabilecektir.Ensıradanbirittifakınbilebuanlamdabiryeri,birrolü olacaktır.Tümbunlarındünyailericisistemiyle,sosyalizmveulusalkurtuluşhareketleriylebirleştirilmesi,ittifaklarındünyaçapındageliştirilmesigerekenbirdönemolacaktırönümüzdekidönem. Eğer bu anlamda bu görevler yerine getirilirse, başta Kürdistan halkıolmaküzere,Türkiyehalkının,Ortadoğuhalklarınınbirleşik gücü ve direnmesi ile önümüzdeki dönemde mevcut faşist yönetimlekıyasıyabirhesaplaşmayagirmektenbaşkabiryolu-yöntemi olmayacaktır. Sıradanbirekonomikgelişmeninartıksözkonusuolmadığı,yalnızsiyasalözgürlükleralanındadeğil,heralandakigelişmeninartık tümüyle bir direnmeden geçtiği bir dönemi yaşayacağız. Emperyalizmin ve kuklası faşist yönetimlerin ilan ettiği bu savaşa karşılıkhalklarınsavaşlarınıdayatmalarıgerekiyor.Eğerbusavaşlar, uygun siyasal programlar altında, uygun yöntemlerle adım adım geliştirilirse, bugün Salvador’da yürütülen ve dünyanın birçokyöresinde,geçmiştevegünümüzdeyaşanılangerçeklik,Türkiye-Kürdistansahasındayaşanılacakveböylesineazgınbirrejime karşıendevrimcirollerdenbirisinihalkımızınmücadelesiüstlenecektir.Böylebirmücadeleyiüstlenenbirhalk,dostlarınıençokbu dönemdeyaratacak,müttefikleriniençokbudönemdekazanacaktır.Vebutemeldekendisiniçağaulaştıracakbirzemini,birzamanı bu dönemde yakalayacaktır. Bu anlamda dökülen kanların hiç de boşagitmediği,büyükbirtarihselönemesahipolduğu,yinekatlanılansıkıntıların,zorluklarınboşagitmediği,faşizmindayattığıbu zorakarşılıkhalkınortayaçıkarılacakzorununhiçdeönemsizsonuçlar doğurmadığı, bilakis tarihin en güçlü devrimci görevlerindenbirisiniyerinegetirdiğiçokaçıktır.Bumücadeleninbölgedeki en güçlü devrimci ulusal kurtuluş hareketini yarattığı, bu kadar 248 uluslararası,bölgeselönemiolan,yeriolanbirhareketin,böylece hemyurtseverlikalanında,hemdeenternasyonalistalandaüzerine düşeniyapabileceğivebundanbaşkadabütünKürdistangenelindeolduğugibiTürkiyeKürdistan’ındakimücadelededebaşkabir çıkaryololmayacağı,bumücadeleninzaferinden,bumücadelenin sonuçlarından zafere gitmesi gereken sonuçlarından başka bir şeyinbizeensınırlıbirgelişmeyibilegetiremeyeceği,bunsuzsürecin tümüyle bir yok olma, çürüme ve tasfiye olacağı çok açıktır. Evet,kısacasiyasalgelişmelervebusiyasalgelişmeleringeleceğe yönelikyönübudur.Tabiiki,bunlarpartihareketimizeönemligörevleryüklemektedir. Şimdipartisorununageçmekistiyoruz.Deminsöylediğimizgibibusiyasalgelişmelerpartihareketimizingelişmesineyakından bağlıdır.Bugelişmeleredamgasınıvurangüçlerinbaşındahareketimiz gelmektedir. Herhangi bir şekilde bu siyasal gelişmeler olmadı.Kendiliğindenolmadı.Yakıcıbirmücadeleortamındaortaya çıktı. Hepimizin ağır sorumluluğu altında -olumlu veya olumsuz sorumluluğu altında- ortaya çıktı. Ve örgütlü hareketimiz altında ortayaçıktı.Şimdibugelişmelerinaltındankalkmakiçinpartinin görevi nedir? Parti nasıl bunların altından çıkabilecek? Kısaca bunlaradeğinmekistiyoruzvedahasonraumutederizki,bukonuda daha gelişkin düşünceleri, belirlemeleri ortakça tartışalım ve sonucavardıralım.Evet,gerçektenbugelişmelerinaltındanancak birparti,hemdeşuveyabusınıfınpartisideğil,proletaryanıngerçektemsilcisiolanbirpartikalkabilir.Neredenvehangicepheden bakılırsabakılsın,bugüngeneldeKürdistan,özeldeTürksömürgeciliği altındaki Kürdistan’da proletarya partisi olmadan, bu partinin şu veya bu oranda bir gelişimini sağlamadan mevcut siyasal gelişmelere cevap vermek, bu siyasal gelişmeleri ulusal kurtuluş lehine dönüştürmek mümkün değildir. Siyasal gelişmelere ancak adına layık proleter partisi cevap verebilir. Bu partinin yetkin bir inşası, dönemin koşullarına uygun bir örgütlenmesi, bir çalışma tarzı,aleyhtekisiyasalgelişmeleriulusalkurtuluşunlehinesiyasal gelişmeleredönüştürebilir. 249 Kürdistan’ınmodernyaşamına,partigerçekliğininyenigirdiğinibilmekteyiz.Hernekadaradınapartidenenbiryığınacayipyaratıklarortayaçıkmışsada,bunlarınhakikianlamıgerçektenmodern sınıf partileri olmadı. Düşünce yapılarıyla, davranış çizgileriyle son derece şekilsiz, heterojen, eklektik, neye hizmet ettikleri belli olmayan, bir aşiret örgütlenmesi, bir sınıf örgütlenmesi, bir ulusal kurtuluş örgütlenmesi mi belli olmayan, baskı karşısında “medüzün su içinde şekilsizleşmesi” gibi kendini tümüyle çözdüren, kendi iradesiyle kendini çözdüren, biraz gelişme ortamı bulduğunda en soysuzca ve çok yoz, çok olumsuz bir gelişme içine giren sınıf adına, ulus adına yaptığını iddia eden bu acayip oluşumların,yaratıklarınadınamodernpartiler,modernsınıfpartileri diyemeyiz. Gerçek anlamda Kürdistan’ın partileşme hareketi bizim tarafımızdan gerçekleştirilmiştir.Yarı-feodal, yarı-burjuvaları bizmodernpartilerolaraksaymıyoruz.Bunlarilkelmilliyetçiteşkilatlanmalar olabilir. Evet, yalın dinsel nitelikte yapılar olabilir. Bunlarındamodernpartiylehiçbirilgileriyoktur.BuaçıdanKürdistan gerçekliğine böylesine bir silahla müdahale ettiğimiz, parti silahlarıylamüdahaleettiğimizbirrealitedir.Verejiminüzerimize amansızbirbaskıylagelmesininbirnedenideböylebirsilahıkuşanmamızdandolayıdır.Vebusilahınelimizdenalınmakistendiği, darmadağın,paramparçaedilmekistenildiğiyinebirgerçek.Mevcutgelişmelerinbusilahtemelindeeldeedildiği,ideolojikbirgrup safhasındanpolitikbirpartiyeyükselmemizin,bugünsömürgeciliğekarşısonderecenetbirdurumagelenulusalkurtuluşçizgimizintemelbiröğesiolduğu,ulusalkurtuluşunancakbutemeldegeliştiğiaçıkbirhusustur.Vesonderecetarihi,doğruyapılmasıgerekenbirişyapılmıştır.Böylebiroluşumuniçindeyeralırkenyine donanımın eksikliğine bakmadan, koşulların elverişsizliğine bakmadan, en yetersiz güçle de olsa bu soruna devrimci bir tarzda proletaryanıntarihine,direnmetarihine,partileşmetarihineyaraşır birtarzdasahipçıkmasıgerektiğini,ülkemizsomutunekadarelverişsizolursaolsun,böylebirbiçimdeyaklaşılmasıgerektiğinive kazanımlarınancakböylebirtemeldesavunulabileceğinidüşünür- 250 sekattığımızdüşüncefilizlenmesihalindentutun,engenişpolitik birharekethalinegeldiğimizdönemekadarizlediğimizsüreç,kesin marksist-leninist üretimin bağımsız bir tarzda hayata geçiriliş yöntemidir,onunülketarihine,ülkesomutunauygulanıştarihidir. Buaçıdanortayaçıkanşekillenmebiziyadırgatmakşuradakalsın, bunedendenötürüböylebiryapılanma,böylebirşekillenmebirçoklarınıürkütmüştür. Özellikle bize karşı küçük-burjuva reformizminin, hakim ulus sosyal-şovenizmininkırknoktadansaldırıyageçmesine,hertürden soysuz bir saldırı sürecini başlatmasına yol açmıştır. Daha burjuvazinin çıplak baskı aygıtıyla yüzyüze gelmeden onun adına birçokcepheninsaldırısınauğradığımız,busaldırıyakarşıyoğunbir ideolojik-politikmücadelesüreciniyaşadığımızvebizipartiolayı halinegetirenindebumücadeleolduğuaçıkbilinenbirhusustur. Bizi çoğu zaman sömürgecilerin uzantısı olarak ilan ediyorlar. Biziburjuvazininuşağı,kuyrukçusuolarakilanediyorlar.Evet,yinesöylüyoruzki,böylesinebirdevrimcigelişmeyekarşıveböyle birdevrimcigelişmenindayandığıtarihitemel,doğrusomutanaliz, son derece açık ortadayken, buna rağmen halkın çıkarlarına uygunolmayan,onunulusalbağımsızlıkvedemokrasiçıkarlarına uygunolmayanyöntemlerinısrarladayatılması,saldırıyageçilmesi,sömürgeciliğinbeşincikolurolünüoynamaktanöteyebirrololmadığı gibi egemen ulus sahasında da hakim ulus burjuvazisinin kuyrukçuluğundan,onunuşaklığındanbaşkabiranlamifadeetmemektedir.Herşeydenöncebizekarşıbuanlamdatakınılacakdostça tavır, bu örgütlere de bir nitelik kazandıracaktır. Bunların gerçekten halk güçlerinden, yurtsever güçlerden olup olmadığını belirleyen en önemli etkenlerden, ölçütlerden birisi olacaktır. Çok önceleriyapılanbubelirlemeler,günümüzdedegeçerliliğinikorumaktadır. Gerçekten Türkiye’de olsun, Kürdistan’da olsun bizim etkimizaltındageliştirilenhareketekarşıtakınılacaktavır,anti-faşistolmanın,kısacahalkgüçlerindensayılmanınbirgereğiolduğu gibi,Kürdistansahasındayurtseverolmanınenbelirginölçütlerinden birisidir. Sanırız günümüze kadar yaşadığımız bu gerçeklik, 251 bunları uyandırmış, artık bu temelde sömürgeciliğin uzantılarından, burjuvazinin uşaklığından sınırlı da olsa kurtulabilmeyi başarmışlardır.Yazdıkları, çizdikleriyle bunun bir gerçek olmasını dileyelim.Ama bu bizim geçmişte yaşadığımız bir olay. Partileşmemizin, geçmişte yaşadığımız canalıcı önemde bir süreci biliniyor.Bugüçler,ideolojik-politikalandabuçabalardayetmeyince, sömürgeciliğin bizzat baskı kuvvetlerini, bize açık zor kuvvetini gündemesürdü.Kısacayüzyıllardanberihalkınhalkolmaktançıkarılmasından, insanların düşünce üretemez, bilekleriyle cesaret üretemezbirdurumagetirilmesindensonra,ayrıyetenyineülkeyi inkartemelinde,ülkeninkurtuluşunuinkartemelindevesözdesol adına,devrimcilikadınabiryığınörgütünartıkişgöremezbirduruma gelmesinden sonra, yapılması gereken tek şey, artık hedef hareketimizinimhasıydı.Türkiye’de12Eylülrejimininönemligerekçelerinden birinin bu olduğu ve bu imhanın adına yakışır bir tarzda yerine getirildiği bilinmektedir. Ve halk tarihimizin en olumsuz öğelerinin bu dönemde canlandırmak istenilmesi, ihanetin,teslimiyetinbudönemdegeliştirilmekistenmesiyanında,yine tarihtengelmedirenmeözelliğinindebudönemdevemodernbir tarzdaortayaçıkması,düşmanınbütünbastırma,imhaetmeçabalarınakarşın,bilinçliçabamızla,bazentesadüfleimhanın,ortadan kalkmanıngerçekleştirilememesi,tamtersinepartinin,varlığınıbu dönemdekigelişmelereuydurarakdahadageliştirmesisözkonusudur. Özellikle geçen yılki konferanstan sonra cephe programının yayınlanması,içvedışçeşitligüçlerleilişkileringeliştirilmesi,inşa edilen programların böylece hayata geçirilmeye başlanması ve yinepartininiçyaşamıaçısındandoğruörgütlenme,stratejivetaktiğin ortaya çıkarılması, yine partinin siyasal ve askeri çizgisinin net bir biçimde ortaya çıkarılması, bununla yetinilmeyerek, onun pratik çalışmalarının yürütülmesi vb. sağlanan gelişmelerle bugünkünoktayagelişimiz,yaşamamız(isteriçimizde,isterdışımızdaolsun)kişiyegöremucizedir.“Söze değil öze bakılırsa, altından kalkmaları imkansız, çok zor, kesinlikle olamaz” diyerek bekleyiş içinegirildiğibirdönemde,büyükacılarlayaratılanbugelişmeler 252 aslaküçümsenemez. Mücadelemiz gelişme emarelerinin, hayat emarelerinin hızla geliştiği,güçlendiği,işlendiğiveönümüzdekidöneminsağlambir gelişmesinin mümkün olabileceği bir noktaya bizi getirmiştir. Mevcutteorikgelişimonunböyleolabileceğini,büyükbirihtimal olarak belirlemiştir. Ve başta hareketimizin militan ve üyeleri olmaküzeredosta,düşmanadainkaredilecekcinstenbirhareketolmadığımızıispatladık.Bütüniçvedışgericiliğin,bunusağlamaya yetmeyeceğianlaşılmışbulunmaktadır.Partibunoktayagelmiştir. Parti hareketi böylesine bir dönemi, kendi imhası için geliştirilen bu dönemi, varlığını koruyarak atlatmasını bilmiştir. En tehlikeli dönembuanlamdaaşılmıştır.Yaniimhatehlikesi,yanitasfiyetehlikesibertarafedilmiştir.Tabiikibu,tümsorunlarınbittiğianlamına gelmiyor asla! Daha yakıcı sorunların, demin söylediğimiz siyasalgelişmelerindeyüklediğidahayakıcısorunların,çokönemli problemlerin partiden güncel çözümlemeler beklediği bir gerçektir. Bu sorunlara geçerken, partinin sorunlarının siyasal ve askeri çizgisinden kaynaklanmadığını hemen belirtelim. Partinin doğru siyasal değerlendirmelerinden kaynaklanan siyasal stratejisi doğrudur. İster sözlü, ister yazılı belgelerde bu son derece somuttur. Yine doğru siyasal çizgisinden kaynaklanan askeri çizgisi de son derecedoğrudur.Özellikleensonyayınlanan“Ulusal Kurtuluş Siyaseti” yazısı, gerek siyasal çizginin, gerek askeri çizginin çok berrak, doyurucu bir açıklamasıdır. Ve partinin bütün militan ve üyelerine sunulduğu gibi, bütün diğer ilerici devrimci güçlere de sunulabilir.Sanırızkibukonudaönemlibireksikliğidolduracaktır.Çizginindoğruluğunakarşıbüyükbirgüvenigeliştirecekvebu birçokkesimindevrimedahaaktifbirtarzdakatılımınayolaçabilecektir.Bizşimdibualandasorununbuolduğunukabuletmiyoruz. Yinepartininanlayışolarakörgütsel-stratejikyanı,netürbirörgütlenmeyaratmakistediğinegelince;partininleninistörgütlenme ilkelerinebağlılığıkesindir.Leninistilkelerinruhundaşekillenmeyiyaşadığıkesin.Buleninistilkelerin,Kürdistansomutundanasıl 253 biçimleneceğikonusundadavarılannoktasondereceberraktır. Özellikle yakında yine bu konuda yayınlanacak yazımız daha geçenyılkonferanstadilegetirilenörgütselstratejisinin,bustratejininhayatageçirilmesi,yanitaktiğinindahadoyurucubiraçıklaması, hem de daha güçlü bir tarihsel yaklaşıma, daha güçlü bir toplumsaltahliledayananbiraçıklamasınıgetirecektir.Biçimleniş meselesini,Kürdistan’daproletaryapartisininbiçimlenişmeselesinibüyükbiraçıklığakavuşturabilecektir.Dolayısıylabualandada birsorununolduğunu,anlayışolarakpartininörgütlenmesikonusunda bir problemin olduğunu da sanmıyoruz. Peki denilebilir ki sorunneresiveyaproblemnerede?Problem:Busiyasalgelişmelere karşılık vermek için partinin siyasal-askeri çizgisini, örgütsel çizgisini hayata geçirecek aslında pratik planlama faaliyetleridir. Pratik,kadrolaşmafaaliyetleridir.Bukadrolarınpratikörgütlenme faaliyetleridir.Belirlenenstratejilereuygunhareketegeçirilmeleridir.Belirlenenstratejilerinhayatageçirilmesidir.Örgütselstratejinin,siyasalstratejinin,askeristratejininhayatageçirilmesidir.Bütünbustratejikanlayışlarınarasındakiilişkilerinpolitiktarzdaele alınması,doğrutaktiklerlehayatageçirilmesidir.Sorunbuanlamdateoridedeğil,pratikteçözülmeyönüdür.Veeğerbizsahipçıkamazsak, stratejik anlayışlarımızı hayata geçirme gücünde bulunamazsak, bu kadar doğru belirlemelerin soysuzlaşması, çarpıtılması,özündenboşaltılmasıvemücadeleninaleyhinekullanılması tehlikesisözkonusudur.Bukonudaustalarınsıksıkvurguladığıgibisiyasiçizgininbelirlenmesindensonrabütünmeselepratikteörgütlenme ve bu örgütlenmenin denetlenmesidir.Ve bunun da özü kadrolaşmadır.Bilinengerçeği,problemiyaşıyoruz.Objektifsiyasalgelişmelerecevapverenpartininsiyasalçizgisi,nasılpratikbir örgütlenmeylehayatageçirilecek?Evet,bunundapratikadımlarınınnasılatılabileceğiniyayınlarımızdasöylemiştik.Pratikadımlarınnasılatılmasıgerekir?Budaaslındabelirlenir.Planınanahatlarınedir?Sorunbundanötebirnoktayageliraslında.Planınana hatlarının belirlenmesi değil de, içinde bulunduğumuz koşulların iyi anlaşılması gerekir. Partinin ülke içindeki varlığının her türlü 254 baskı ve zor aracıyla -son yaşanan vahşette görüldüğü gibi- her türlü baskıyla tahrip edilmek istenmesi, imha edilmek istenmesi gerçeğivardır.Sempatizanların,bilinçliunsurlarıntahripedilmek istenmesiolayıvar.Partihareketimiziltica,mültecihareketideğildir.Amayineülkeninçokçokuzağındabiralandavarlığımızısürdürdüğümüzünbilincindeyiz. Avrupa’larayansımışhareketinbirkolunuoradageliştirmekzorundayız. Oranın ortaya çıkardığı sorunlar, pratiğin dayattığı sorunlarvepratikbirçözüm,pratikbirgelişmeninsağlanmasımeselesivardır.Dahadaönemlisi,yaşadığımızsahadakikadroçalışmamızın sağlıklı, ciddi bir hasar görmeden sonuca gitme, yalnız biçimdedeğil,içtedeözgünbirgelişmeninadınalayıkkadrolardenilenseviyeyeulaşmanınproblemlerivardır. BırakalımAvrupa’yı, bugün hareketimizin yapısının dayandığı bualandakikadrolaşmasorunlarınıiyiişlersek,birçoksorununçözümününbualandakigizliokuludur.Bualandasağlanacakgelişmedeminsaydığımızanlayışlarınhayatageçirilmesiiçinesasolgu, bir avuç kadro çalışması da olsa, en elverişsiz koşullarda bir kadroçalışmasıdaolsamutlakabaşarıylaaşmamızgerekenbirsüreçtir. Dönemin altından sadece imha olmaktan kurtularak değil, daha da güçlenerek çıkmanın yolu, partiyi daha da güçlendirmenin,butemeldeulusaldirenmeyi,bununsomutifadesiolanUlusal KurtuluşCephesi’nigerçekleştirmenintemelaracıbukadrofaaliyetidir.Heryönüylebukadrofaaliyetimizinbaşarıylasürmesigerekir.Meselesadeceimhayıdurdurmakdeğil,meselebunutersine dönüştürmektir. İmhanın başarılmadığı bir alanda, başarılmadığı birnoktadadirenmeçokgüçlügelişir.İmhaylaçokgüçlüdirenme içiçeolabiliyoraslında.Biryerdeyakıcıbirimhaolayıvarsa,aynı biçimde çok yakıcı bir gelişme de vardır. Düşman tarafından yakıcıkılınanbuçelişki,terstaraftaşubiçimdegelişir:Çokgüçlübir direnme... En insafsızca katliamların olduğu bir yerde, direnme emaresi çokgüçlüdür.Ençoktahripedilendirenmeüyelerinin,aslındaçok güçlüdirenmenintemelbiraracıolduğuçokçoksöylenenvebili- 255 nenbirhusustur.Buaçıdanmesele,imhayıdurdurmakdeğil,imhanınzıddıolanbirgelişmeyiveonunlaatbaşıgiden,onunladişe dişgidengelişmeyi,direnmeyi,budirenişidehayatageçirecekçalışmayı yaratmaktır. Biraz sonra da değinebileceğimiz gibi bizim bu direnişçilerin karşısında ve kendi direnişimizden çıkarabileceğimizeniyisonuçvebukadroçalışmamızınbiricikanlamıdaaslındabu.Şuveyabukadarbirinsanınaleladebirtoplanması,bir gelişmesi,örgütlenmesideğilyakıcıbirbaskı,imhaortamındayakıcıbirdirenmeninaraçları,budirenmeyiolanaklıkılacaktekunsur;kadrolardır.Nasılbirşeydayatıyortarihbuanlamdabize?Bir öncüçekirdekiçindebulunankoşullarauygunolarakokoşulların üstesindengelinecekkadarkendilerindedüşünce,cesaret,fedakarlık,örgütleyiciliküretebilecekbiryapıyaulaşabilmeli.ArtıkKürdistan’dakidirenmetarihinigeliştireceköğelerbunlardır.Evet,bu anlamda“önderler yetişmelidir”diyoruz. Geçensenesıksıkvurguladığımızgibiamatörlüktenprofesyonelliğeyönelmeli,zamanlaamatörlüktenyetkin,planlı,güçlü,örgütleyicidevrimcilerseviyesineçıkarılmameselesidemiştik.Kürdistandevriminitümpratiksorunlarınamevcutteoriçerçevesinde çözüm getirebilecek pratisyen devrimciler, son derece pratik duyarlılığıyüksekolan,mevcuttezlerihayatageçirmegücüyüksek olan,bunlarıdenetleme,düşmanıntuzaklarındantabiikidostların gafletindenkoruyacakkadargüçlüolankadrolar.BugünKürdistan halkınınençokmuhtaçolduğuservetveyaüretilmesigerekenservetbu. Sorunuböylecekoyduktansonrahemenbuayınşehitlerinianma,onlarınanısınıgüçlübirdirenmeyedönüştürmeayıhalinegetirelimdemiştik.Evet,deminsöylediğimizsorununatlatılmasında en güçlü bir temelin şehitlerimizin anısı olduğu kesindir.Ve eğer hertürlüinsaniyetliyeteneklerimiziengelişkinnoktayaçıkarırsak, göreceğiz ki bizim direniş şehitlerimizin anısı üzerine çok büyük binalarinşaetmeyeuygunbirzemindir. Haki KARER yoldaşınanısındanbaşlayıp,ensonMazlumyoldaşınanısınageldiğimizdevebuhalkalarıbirbirlerinebirleştirdiği- 256 mizde, göreceğiz ki mücadelemizin altında yatan değerlerin anlamınıkendikendimizelayıkbirtarzdaizahedersek,göreceğizkiaslında hareketimiz proletaryanın en güçlü partisini doğurmaya yatkınolduğugibi,bupartininönderliğindeengüçlübirdirenmehareketinin oluşması da olasıdır. En önemlisi de burada; şu kadar dış olanak, şu kadar silah, şu kadar dış ilişki ve yine halkın bu kadar canlıdesteğindenziyadeönceliklebualandakigücümüzügörelim. Şimdihepinizçokiyibilirsinizki,bizimhalkbirtavuğundankolay kolayvazgeçmez,biradımlıktarlasındanyinekolaykolayvazgeçmez,birçocuğundankolaykolayvazgeçmezvegerektiğindebunlariçinsilahkuşanırvecanakastederler.Birailebütünbunlarıyapabilir. Şimdi bizim parti ailemize dikkat edilirse, sayıları yüzlere varan ve herbirisi Kürdistan somutu açısından eşsiz bir direnme abidesiolanveyineiçindebulunduklarıkoşullargözönünegetirilecekolursa,yeryüzündeenderrastlananbirdirenmeöğesioldukları görülecektir. En zor koşullarda, en direnilemeyecek yerlerde direnebildikleri,tektekoldukları,arkalarındaçokgüçlübirörgütübulamadıkları,güçlübirkültüre,güçlübirdirenmegeleneğinedayanmadıklarıhalde...ÖrneğinbirLenin’inRusya’daRuskültürünedayandığı,birVietnam’daVietnamkomünistlerigibigüçlübirulusal direnmemirasınasahipolmadıklarıhaldevebunungibibenzerbir yığın halkın tarihinin kaynaklandığı, bir yığın olumlu mirasa rağmen, bizdeki hem kültür olarak, hem sosyal gelişme olarak, hem direnişolarakçokçokolumsuzbirzeminiyaşadığımızbirdönemde ortaya çıkan ve özellikle dışımızda, hiç cesaret edilmeyen bir alanda savaş veren ve daha önce defalarca belirttiğimiz gibi, bir ulusun, bir halkın yeniden dirilmesinde belirleyici, katalizör rolü oynayankişilerdirbunlar. Veelbettekikendisinekarşısağduyuyuyitirmeyenbirhareketve bu hareketin temsilcileri, böylesi kişilikleri sıradan ele almak veya böyleanmayıldönümlerindesadecehatırlamakdeğil,onlarıtümyaşamınamaletmekzorundadır.Adetaonlarınanısınıenüreticikullanımlar olarak gönüllerine koyup yürütmek zorundadır. Bırakalım partininsiyasalçizgisini,partinincanlıyaşayançalışanları,herşey- 257 denöncepartininbudirenişabideleriyakamızıbırakmaz.Bizsadece geleceğin ağır görevleri altında ezilmiyoruz. Bir de geçmişin ağır anılarıaltındaeziliyoruz.Ezilmeyenveyabuduyguyuçokgüçlübir şekilde yaşayamayan varsa, daha çok içimizde ve hatta dışımızda gerçekten insan dışı bir olayla karşı karşıya olduğumuzu, çok soysuzcasınabirdavranışlayüzyüzeolduğumuzusöyleyebiliriz.Böylesine bir geçmişin anısını arkasına alan, çok güçlü bir temele sahip olan hareketler çok istisna olduğu gibi, böyle anıların eze eze hükmünüicraettiğibirsomutpratikdeistisnadır.Evetbiliyoruzkibunlarsadeceyıllardahatırlatmayla“şöyleydi, böyleydi”demeklegeçiştirilecekanılardeğildir.Bunlar,çürümüş,cançekişenvetarihtebitirilerek,ortadankaldırılmakistenenama20.yy’dahalkhareketlerinin, devrim hareketlerinin en güçlü olduğu bir dönemde faaliyet yürütmekisteyenbirhalkınmücadelesinindirilişçigüçleriolarak,sadece birpartiyiyaratan,birpartiyisomutlaştıranolgularolarakdeğil,bir halkı her yönüyle var etmenin temel dayatıcı güçleri olarak tarihe geçtiler. Bu direniş şehitlerinin anısının gereklerini yerine getirmemekbirçokyönüylesuçtur. Evet,Kürdistanhalkıbirtavukiçinadamöldürür.Amabizyüzlerce ve en zor koşullarda ve gerçekten birçoklarının eşine ender rastlanacakbukişileri,budönemdebuyaşlarındaşehitvermişiz.Elbettekibunlarındavalarınınamansızbirşekildetakibi,budavanın amansız bir biçimde bizzat kendi varlıklarıyla bu arkadaşlarını, bu yoldaşlarınkendianılarınınkendidavalarınıyürütmegücükesindir. Partihereketimizinbuyürütmeninetkisindenkendisinikurtarmasınınsözkonusuolmadığıgibi,Kürdistan’dabundansonrakitümulusalkurtuluşsiyasetinin,tümulusalkurtuluşgelişmelerininbuanılar temelinde yürütüleceği kesindir. Bu anlamda onları ulusal kurtuluşunsağlambekçileri,ulusalkurtuluşdavasınınengüçlüsürdürücüleriolarakgörmeliyiz.Biryandandemekkibizeengüçlübirtemeli sağlaması, diğer yandan bu temelin anılara layık sürdürülmesi, bu anılarınsadeceaydeğil,günlükbütünpartifaaliyetlerinietkileyen, örgütleyen, denetleyen, yine ulusal kurtuluş mücadelemizin tüm zorluklarınıçözümegötüren,çözen,etkileyen,örgütleyenanılarol- 258 duklarınıvedahaçokdabizimülkevehalkgerçekliğimizaçısından bunlarınböyleolduklarıtartışmasızbirgerçekliktir.Evetdemekki önümüzdekisorunlarıçözerkenarayacağımıztemelgüçkaynakları budur,buradayatmaktadırveçokbüyükbirgüçkaynağıdır.Butemeldeki bir mücadelenin aslında çözemeyeceği problemi olmayacağı bir o kadar kesindir. Böylesine bir temelde nereye gidilirse, hangikapıçalınırsasonuçalınmamasımümkündeğil.Halkagidersenizsonuçalırsınız.Dışalandailişkiararsanız,kendinizimücadeleyehazırlarken,yineenbüyükgücüburadagörürsünüz.Özellikle birkadroiçinçokönemliolan,doğrutarzdaölümeyaklaşmanınveyaölümühiçlemeninveölümsüzlüğegitmeninyoludadüzelmiştir bizimiçin.Mevcutörneklerbunukatbekatbizesunmuştur.Ölüm şimdiçokkolaydır.Ulusalkurtuluşdoğrultusundakimücadeledeartık ölümsüzlük yolu açılmıştır. Düşünelim ilk olan şeyler için kan vermek çok zordur. Henüz geleceğin ne olacağı kestirilemeyen, mutlaka şurada-burada imha tehlikesi olan bir hareketin çıkarları içintoprağadüşmek,çokzorbirolaydır.Amaeğerdüşenbaşlarilk değil,yüzdeğil,yüzlerceolmuşsaozamanarkadakalanlariçingeriye kalan tek yol; bu yolda yürümektir. Bu yürüme sadece kalan yoldaşlaraçısındandeğil,tümhalkınbuyoldayürümesianlamındadır.Bukesindir.Partininbundansonrakifaaliyetlerindeveönderlik ettiğiulusalkurtuluşmücadelesindedayattığıenönemligüçkaynağıdır.Elbettekibutekgüçkaynağımızdeğil,mevcutsiyasetimiz,siyasalçizgimiz,herdüzeydesiyasi-askeri-örgütselçizgimiz,güçalabileceğimiz kaynaklardır. Bir örgüt siyasetsizlikten, çizginin yetersizliğinden ötürü dağılır, bölünüp parçalanır sürekli. Bizim ise çok güçlü ve kapsayıcı bir siyasi çizgi gerçekliğimiz var. Çalışmalarımızı epeyce kapsıyor; sadece partinin militan faaliyetlerini değil, kitleningücünüdehayattatutuyorvesürdürüyor.Elbettebubirgüç kaynağıdır.Yine kitlelerle bağlarımız var hâlâ gücü olan ve hatta birçokalanda,birçokpartinin,militanveüyeleriningücünden,bağlılığından çok daha güçlü olan kitle bağı var. Ölümüne harekete bağlı olanlar var. En zor koşullarda birçokları işkencede öldürülüyor,köylü,işçivebirçoğuvarınıyoğunuböylesinezorbirdönemde 259 partiye katık yapabiliyor. Böylesine bir güç kaynağına sahibiz. Unutmayalımkidiğerörgütlerinböylebirgüçkaynağıdayokturve enönemlizayıflıklardanbirinibualandayaşıyorlar.Yanidirenişşehitlerininanısı“yok”denilecekkadarzavallıolduğugibi,yinesiyasalçizgilerindekizayıflık,netsizlik,kitleselalandakizayıflık,buörgütlerigünümüzdeheranbölüpparçalıyor,özdetüketiyor,biçimde cılızlaştırıyor.Bukonumlarıylabupartiler,hertürlüentrikaylakarşılaşıncatutunamazbirhalegeliyorlar.Bunlarıntamaksineolanhareketimizin sürekli gelişiminin temelinde sınıfının eylem klavuzu olan marksizm-leninizm yatmaktadır. Herhangi bir ideoloji değil, marksizm-leninizmyolaçmıştır.Yineherhangibirsınıfıntemelinde değil,işçisınıfınınobjektifgerçekliğinebağlıolarakgeliştirilmiştir. Bizimdeminbahsettiğimiz,sorununçözümündeüzerimizedüşeninyapılmamasıdüşünülemez.Bırakalımşurayıburayı,buradakifaaliyetlerimizinbutemeldedahaağırlıklıolaraküzerinedüşeni yapmamasıdüşünülemez. Muhtaç olduğumuz hedeflere ulaşmak için dayanacağımız birçokoluşumvardır.VebunlarbiziKürdistandevrimininseçkinmilitanlarıhalinegetirebilirdiyoruz.İstenilenörgütün,istenilenmilitanlarıdüzeyinegetirebilirdiyoruz. Elbettebusüreçtenbizialıkoymakdurumundaolaneksiklikler ve hatalar var. Şimdi mesele bunları tek tek sayıp dökmek değil, buhataveeksikliklerdeminsaydığımızöğelerkarşısındabiziilerlemektenalıkoyacak,giderilemeyecekdenlibüyükhataveeksiklikler değildir. Ve özellikle mücadelenin bugün sahip olduğu koşullarıdüşünecekolursak,çokazkişininsahipolacağıbukoşullar dabuhataveeksikliklerigidermeyecekdurumdaolankişilermiyiz?Yaşadığımız koşullar bu cinsten koşullar mıdır? Kesinlikle değil! Mevcut hata ve eksikliklerin büyüklüğüne inanmıyoruz. Bunlarınfazlameseleyapılacağınayineinanmıyoruz.Deminsaydığımızolumluyönegötürücüöğeler,faktörlerokadarhızlıgelişmeyeyolaçıyorki,partininistenilensiyasalçizgisinegörebirörgütlenmeyi yaratmamız mümkündür. Bu konuda tahminen bazı hatalıeğilimlerolabilir.Hatalıyaklaşımlar,özelliklekendinigeliş- 260 tirmede zorluklar ortaya çıkabilir. Kendini değiştirmede, yenilemede partinin tüm varlığı için yaptığını kişinin kendi bünyesinde yapmasısonderecezorolabilir.Amaşurasıunutulmasınki,günümüzdebirkişininkendisinigeliştirmesikendibaşınaolmuyor,birçok yardımcı öğe işe karışıyor ve geneldeki gelişmeye epey hizmetediyor.Yalnızkendiçabalarınızladadevrimciolmuyorsunuz, direnmeyapmıyorsunuz.Deminsaydığımız,herşeydenönceşanlı birgeçmiş,doğrubirsiyasalçizgi,güçlübirhalkbağlılığıenbüyükyardımcımızdır. Herhaldekolektivizmbirazbizdevar,yanidiyalektikmateryalizm anlayışı gereği nerede, nasıl dayanacağımızı unutmamışsak, bugüçlerinbizigeliştirdiğiveenazındanpartininişlevinişuveya bu oranda kavrayabilecek bir kadro haline getireceği kesindir.Ve biziböylesibirdöneminiçinegirmektenalıkoyacakfazlabirşey de yoktur. Ve özellikle bütün koşullar bunu daha da hızlandırdı. Mevcut biraz önce uzun uzun anlattığımız, bölgedeki gelişmeler, ülkedekigelişmeler,partininsiyasalçizgisi,partininmirası,kitlesi tümüylebizizorluyor.Devrimindevordusunuoluşturmakaçısındanbiravuçkadrodiyoruz.AmaTürkiyesomutuaçısındantarihte engüçlübirçalışmayıyaşayankadrolarolarakbizhiçdegörevlerimizin üstesinden gelemeyecek durumda değiliz. Bu faaliyetlerimiz bile mevcut yapı biraz daha geliştirilerek, arındırılarak, güçlendirilereksonucunaulaşırsa,bazıteknik,bazıcoğrafikzorunluluklardankurtulursa,aslında“ülke somutuyla kaynaşmamız eşittir topyekün gelişen direnme hareketimizdir”diyebiliriz. Bilinmektedirki,önümüzdekisüreçdirenmesürecidir.Kadrolar herhangibirşeyikarşılamıyor.Birdirenmeningerekliliğinikarşılayacaklar.Yalnız bir ideoloji, propagandayı değil, sıradan parti örgütleyicisideğil,birçokalanı,herşeydenöncekitlelerintümyaşamınıyenidenanlama,tanıma,değiştirmebilincindeolarak,partinin öz örgütlenmesini yapmaları gerektiği gibi, kitlelerin örgütlenmesini,orduörgütlenmesinibunuiçtevedıştageliştirmekdurumundaolankadrolarolacak. Ülkemizdesaygıdeğerteksoyluyaşantınınkendisidirbufaali- 261 yet,uğraşılacakbaşkabirşeyyok.İşaranırdabulunamaz,ekmek aranırbulunamaz,enufacıkbirnamuslugünüyaşamaizniverilemez. Hele biz olduktan sonra bu tümüyle imkansız. Biz bunları, kat be kat verilse de talep etmiyoruz. İmkansızlığı yanında talep etme küçüklüğü yok. Bizde olmaması gereken husustur. Diğer yandantümüyleköprüleributemeldeatmışkişilerolarak,bukadarağırlıklıproblemlere,bunlarınçözümüneyürüyoruz...Tabiiki bukonudakişileryalnızbırakılmamalıdır.Kolektivizmle,bireysel inisiyatifçokgüçlübirilişkiiçinderollerinioynamalıdırlar.Veyine,zorluklardançokbahsedilebilir,olanaksızlıklardançokbahsedilebilir.Evet,deminsöylediğimizgibienzorkoşullardabilemücadeleyi sürdürüp bunu hayatıyla ödeyenlerin yarattığı çok şanlı bir geçmişimiz vardır. Zora girdiğimizde bunları hatırlarsak, birçokşeyiçözümleriz. Partininörgütlenmefaaliyetineönümüzdekidönemdeyürüyeceğiz. Mevcut hazırlıklarımızı bir sonuca ulaştırmak istiyoruz ve bu hazırlıkları bir kalıba dökeceğiz.Yaşadığımız son ayların hazırlık anlamındasonaylarolduğu,partininmilitanfaaliyetleriniyeniden ve daha güçlü bir temelde başlatmamızın önümüzdeki dönemin özelliğini belirleyeceğini söyleyebiliriz. Ve bu dönemin önemli orandayaşanmayabaşladığını,birkaçyıldıryürüttüğümüzfaaliyetlerinbirsonucuolarakartıkbudönemegirildiğinisöyleyebiliriz. Yapılmasıgerekenensonhazırlıklartabiiyinevar,hemteorik,hempratikolarak,isteraskeri,istersiyasi,isterkitlesel,bütün alanlarda örgütlenmenin pratik sorunlarının, pratik planlanmasınıniyikavranması,meseleyiartıkyalnızcateoriktahlildüzeyindedeğil,pratikplanlamadüzeyindedeelealmak,talimatlar düzeyinde ele almak, partinin en basit hücresinden en üst grubuna kadar gelişim yollarını tutalım incelemek, irdelemek, bukonudasomut,gelişkinanlayışlar,açıklamalargeliştirmekve bunudeneme-sınamaylayavaşyavaşşuveyabualanındahayata geçirmek, yeni döneme girmemizin en güçlü ve en göze batıcı belirtileriolacaktır.Dikkatedilirseönümüzdekiaylartamamiyle böylesineçalışmalarınsonucabağlanacağıaylarolacaktır.Tabii 262 ki böyle bir dönemin içine girerken mevcut hata payını en aza indirgemek zorundayız. Son ayları böyle değerlendirme zorunluluğumuzvardır.Birçokhaklınedenlerlebelirlediğimizzorunluluklarvardır.Enüstdüzeydekimilitanımızdanensıradanüyemize kadar herkesin kendini bu temelde bir gözden geçirmeye ihtiyacı vardır. İstisnasız söylüyoruz, kimisinde az, kimisinde çokyenidöneminkoşullarınauymak,hepimizingözönündetutması gereken bir husus. Hepimizin yeni dönemin özelliklerine göre örgüt geliştirmeye, pratik faaliyet yürütmeye ihtiyacı vardır. Ve kesinlikle istisna tanımamalıyız. Böyle güçlü bir hamle son derece zorunludur.Ve her şeyden önce de, biz bunu kendimizdebaşlatmagereğiniduymalıyız.Evet,değişikuzmanlıkalanl arı, işb öl ümü alanl arı olac akt ır.Ama gen el in ger ekl er in in mutlakayerinegetirilmesidegerekiyor.Vebutabiikibüyükbir zorlanmayıiçerir,kişininkendisinekarşıverdiğisertbirmücadeleyle,yinekişininpartiçizgisineulaşmakiçinsarfedeceğiyakıcı bir çabayla mümkündür. Örgütsel yapıyı yaratmak ancak böyle mümkündür. Tüm gelişim süreci adına “profesyonel örgüt” denilen böyle bir örgütlenmeye doğru gittiğimizi göstermektedir.Böylebirörgütlenmenindekalıcı,süreklivegeliştiricibirmücadelenintemeltaşıolduğubilinmektedir. Hiçbir nedenle bu sürecin zorunlu kıldığı rolün oynanması engellenemeyecek,yineortayaçıkabilecekiçimizdeolduğugibidışımızdadahiçbirengelbiziböylebirörgüteulaşmaktanalıkoyamayacaktır.Mevcutproblemlerindahaiyibiraçıklamasınınmümkün olabileceği belirlenmiştir. Ve bugün burada olmayan, çok değişik alanlardabulunanlarıvebizdendahageridekalmışolabilineceğini hesabakatarakbuaçıklamayıyapmakzorundayız.Amaartıkdevrim yapacak bir örgüt olduğumuzu, büyük talihsizlikler olmazsa, bizidurumumuzdanalıkoyacakengellerortayaçıkmazsa,artıkgelecek yıl demeyeceğiz, bu yıl içindeki ayların da böylesine aylar olabileceğini,devrimyapacakörgütlenmeninartıktaşlarının,tuğlalarının şurada-burada örülmeye başlanacak aylar olacağını, bugünküdurumdanyolaçıkarakbelirtebiliriz.Vebenceburadakiça- 263 lışmamızınönemidekendisinibunoktadaortayakoymaktadır.Biz böyleşerefli,gerçektençokyüceolanbirgörevi,kendiöncükadro çalışmamızlahayatageçirebiliriz.Hareketimizbüyükkadroyaratmanın engin olanaklarına sahiptir.Ama bunu bu kadar kolektif tarzdauzunsüredenberiçalışanvebuemeklerininsonuçlarınıen çok alma durumunda olan bu alan çalışmamıza havale etmek, bu çalışmadan bunu beklemek hem hakkımız, hem görevimizdir. Kıvançla sarılmamız gereken, vazgeçemeyeceğimiz, hakkımız olan böylesinebirgörevi,böylesineyücebirgörevibizdenbaşkasınabırakmak,aslındabaşkalarıbizizorlasabilekabuledemeyeceğimiz, onurumuza, itibarımıza karşı işlenmiş bir hata olarak göreceğimiz birhakkımız,birgörevimiz.Zatenbizimdeböylebirçalışmayıbu temelde yapma, bu temele bağlı olarak hareket etme düşüncemiz, inancımızla, hiçbir kişinin (ister en üst düzeyde olsun, ister en alt düzeydeolsun)tümgücümüzüböylebirgelişmedenalıkoyamayacağı,dışımızdakigelişmelerinvehiçbiriradeninbukonudabaşarıya ulaşamayacağı kesindir.Ama şu da artık kesin olmalı ki, biz şimdiyekadardahaçoktektekveyagrupgrupyürüttükfaaliyetimizi.Bundansonraçokgüçlübirkolektivizmlevebutemeldeçok güçlübirinisiyatifle,arzuvecoşkuylavegerçektenbirbütünolarakadetaLenin’in“verin bize yüzelli kişiyi, biz Rusya’nın altını üstüne getirelim”dediğicinsteninsanlarolmayıarzulamakla,bunun gereklerini yerine getirmekle önümüzdeki günlerin üzerine yürümeliyiz.Yinebununiçingerekenenerjiyideminbahsettiğimizkaynaklardanbulabileceğimizegüvenmeliyiz.Hataveeksikliklerimizi bugücedayanarak,hemdekısasüredegiderebileceğimize,kendimiziçokgüçlübirşekildeatılımyapabilecekbirkonumagetirebileceğimizegüvenmeliyiz. Bu düşünce ve inançlarla önümüzdeki, özellikle Mayıs ayı ve daha sonraki aylarda, başta direniş şehitlerimizin anısını olanca gücümüzle kendi yaşantımızın, partimizin yenilenmesinin, güçlenmesinin,gelişmesinintemelbiröğesihalinegetirerekvebunu partininönderliğindeyükselterekyürüyeceğiz.BunuUlusalKurtuluş Cephesi’nin temel bir harcı haline getirelim. Kitlelerimizin 264 duyduğugüçlügüvenelayıkolmasınıbilelim.Partimizinsiyasal, askeri,örgütselçizgisinindoğruluğununsağladığıgüçlegüçlübir pratiğeyönelmesinibilelim.Bundansonrakiçalışmasürecimizin, çalışma pratiğimizin bu inanç ve düşünceler, bu şehitlerimizin anısınayaraşırbirtarzdahayatageçirileceğivecanlısomutbaşarılarındaalınacağınıgörebileceğimiziumuyorvebuanlamdaçalışmalarınızdabaşarılardiliyoruz. Birkezdaha; YaşasınPKKdirenişşehitlerininanısı! PKKdirenişşehitlerininanısıölümsüzdür! Yaşasın1Mayıs! Kahrolsunemperyalizmvesömürgecilik! Parti Önderliği 1 Mayıs 1982