Uploaded by User1828

Abdullah Öcalan - İlk Konuşmalar

advertisement
AbdullahÖcalan
İlkKonuşmalar
2
3
ABDULLAHÖCALAN
İlk Konuşmalar
belgeseldizi-CiltII
Weşanên Serxwebûn 91
4
Abdullah Öcalan
İlkKonuşmalar
Weşanên Serxwebûn 91
belgesel dizi - Cilt II
Birinci baskı: Aralık1998
5
içind ek iler
1975‘te Geliştirilen Harekat Program Taslağı
9
1977 Elazığ Konuşması
17
1975-76 İlk Defa Yazıya Geçirilen PKK Doğuşunun
Düşünsel Temelleri
99
1978 PKK Kuruluş Kongresi Konuşmaları
139
1982 1 Mayıs Konuşması
215
6
7
Önsöz
‘İlk Konuşmalar’ adı verilen bu derin tahlil, salt tarihi süreçlerin, aşamaların, insanlığın sentezi değildir. Bu anlatımlar yaratılacak aşkın en başı, ilk tanışıklığı, özgürlüğün ideolojisidir.
Bu tarihsel yapıt PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın, “PKK’lileşmek, en ağır suçlardan bunalan, şaşıran, af isteyen birinin insan olma hareketidir” belirlemesinin temelini teşkil etmektedir. Eğer bir dirilişin, bir doğuşun yaşanması gerekli
idiyse, ilk insanın yaratılışından bugüne, sınıfların ortaya çıkışın dan dev le te, sö mü rü den-di re ni şe, tü ke niş ten do ğu şa ka dar
her şey yeniden anlatılmalı, çözümünü, stratejisini bulabilmeliydi. Ancak bu tahlillerin, çabanın, konuşmaların ardından bir doğuş olabilirdi. Daha 1969-70’lerde “gerekirse üçyüz defa konuşma” anlatımı başarılmış, nihayetinde “Kürdistan Sömürgedir!” sloganı atılmıştır. Bu kitapta geçen anlatımlar da o süreçlerde varılmış gerçeklerin belgesidir. Geçmiş tarihten, gelecek
kuşağı kapitalizmden marksizme ve bunun Kürdistan gerçeğine,
gerilla hareketine hazırlık, bunun öngörü ve ustalığı PKK öncü-
8
lüğünde başarılmıştır.
PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın, parti kurma süreçlerindeki konuşmaları bu kitapla birlikte ilk kez yayınlanırken,
Kürt ve insanlık tarihi ile PKK gerçeğinin ne kadar yakıcı olduğu
bir kez daha görülmektedir. Henüz o yıllarda, hatta parti kurma
gündeme gelmeden, yürekte yaşanan aşkın büyüklüğü, bir süre
sonra orduya dönüşmenin temeli ve sonraki kuşaklara mirası olarak hazırlanmıştır. PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın
“Ey zaman, benim için kolay geçmeyeceksin; ya sana başarı bahşedilecek ya da seni hiç yaşanmamış sayacağım” belirlemesi ile
tarihin ve zamanın andı içilmiştir.
Elinizdeki bu kitap yeniden bir tarih nasıl yaratılır, Kürdistan’da savaş nasıl verilir, nasıl sosyalist olunur, sorularına cevap niteliğinde olacak bir eserdir. PKK arşivinde yeniden araştırılarak biraraya getirilen ‘İlk Konuşmalar’ ismindeki bu yapıt; PKK Genel
Başkanı Abdullah Öcalan yoldaşın, 1975-76 ve sonraki yılları
kapsayan konuşmalarıdır. ‘İlk Konuşmalar’ ya da ilk tanışma süreci, tarihi belge, bir ülkenin tarihi olmasıyla beraber devrimciliği
kendine meslek bilenler için de bir başyapıt olacaktır.
9
1975’TEGELİŞTİRİLEN
HAREKATPROGRAMTASLAĞI-1-
TASLAK 1
Bölüm 1: Toplumların Evrimi ve Sömürgecilik Tarihi
A- İlkelKomünalToplumveYerleşmeDüzeni
a) İnsantoplumunundoğuşu
b) İlkeltoplumunörgütlenmesi
c) Dilvekültürbirliğininoluşması
d) İlkelkomünaltoplumdaçatışmalar
e) İlkelkomünaltoplumundağılışı
B- KöleciToplumveDevlet
a) Temelüretimaracıköleemeğivetoprak
b) Nüfusunbellibircoğrafialanüzerindeyoğunlaşması,
zanaatçılıkveşehirleşme
10
c) Yerleşikhalkgruplarınınortayaçıkışıvedevlet
d) Kölecitoplumundengesizgelişmesi
e) Kölecitoplumdönemindesömürgecilik
f) Kölecitoplumundağılışı
g) Ortadoğu’daköleciliğindoğuşu,gelişmesiveyıkılışı
C- FeodalToplum
a) Toprağınartanönemivekapalıkırsalekonomikbirimler
b) Çatışmalarıntemelnedeni;topraküzerindekimülkiyet
sorunu
c) Yeryüzündeyurtlaşmahareketiningelişmesi
d) Feodaldönemdeulusaldeğerlerinoluşmasıvebunda
devletinrolü
e) Modernmilliyetlerindoğuşu
f) Feodaldöneminsömürgeciliği
g) Feodaltoplumunyıkılışsürecindekrallıklar
h) Krallıklarınoluşmasıileuluslaşmaarasındakiilişki
i) Feodaltoplumundengesizgelişimveyıkılışı
j) Ortadoğu’dafeodalitenindoğuşu,gelişmesiveçöküşü
D- KapitalistToplum
a) Kapitalizmindoğuşu
b) Kapitalistüretiminniteliğivesömürününözü
c) Burjuvamilliyetçiliğinindoğuşu
d) Uluslarınortayaçıkışı
e) Anavatansorunununçözümlenmesi
f) Ulusörgütlenmesinimümkünkılanüretimgüçlerininge
lişmeseviyesidir
g) Ulusaldevletveulusarasındakiilişki
h) Kırlarınöneminiyitirmesivesanayininönemkazanması
(kır-şehirçelişkisi)
i) Kapitalizmindengesizgelişimi
j) Kapitalizminenyüksekaşaması;emperyalizm
k) Kapitalistsömürgecilik
1) İlkelbirikimdönemindesömürgecilik
2) Serbestrekabetdönemindesömürgecilik
3) Emperyalistdönemdesömürgecilik
11
4) Ortadoğu’dakapitalizminyayılması
E- SosyalistToplum
a) Sosyalisttoplumunörgütlenmesi
b) Sosyalisttoplumdaulusgerçeği
c) Sınırlarmeselesi
d) Uluslarınortadankalkışı
Bölüm 2: Marksizm ve Ulusal Sorun
I. BurjuvaDevrimleriÇağındaUlusalSorun
A- BurjuvaUluslarınOrtayaÇıkışı
a) Burjuvazininfeodalizmekarşımücadelesi
b) Ulusaldil,kültürvetarihinşekillenmesi
c) Ulusalsınırlariçerisindepazarbirliğiningerçekleştiril
mesi
d) Uluslaşmasürecindeburjuvamilliyetçiliğininrolü
e) Ulusaldevlet
B- BurjuvazininEgemenliğiÇağındaUlusalSorun
a) BatıAvrupa’daulusalsorununçözümlenmesi
b) İrlandasorunu
c) DoğuAvrupa’daulusalsorun
d) Ulusalsorunungenişleyereksömürgelersorunuilebir
leştirilmesi
C- BurjuvaDevrimlerininRolüÜzerine
a) BurjuvadevrimlerininBatı’dakirolü
b) Burjuvadevrimlerikarşısındasömürgeler
D- UlusalBaskınınGelişmesi
a) Burjuvaulusaldevletlerininsömürgecidevletleredönüş
mesi
b) Sömürgelerdeulusalbaskınıngelişmesivesömürgesel
durgunluk
12
c) Ulusalsorununçözümündeburjuvazininacizliği
E- BurjuvaDevrimleriDönemindeMarksveEngels’inUlusalSorunaBakışAçısı
II.ProletaryaDevrimleriÇağındaUlusalSorun
A- EkimDevrimiVeUlusalSorun
a) Rusya’daulusalsorununçözümü
b) EkimDevrimivesömürgelersorunu
c) EkimDevrimi’ninuluslararasıönemi
d) EmperyalizminsömürgesistemininyıkılmasındaEkim
Devrimi’ninrolü
B- SömürgelerinUluslaşmasıveSömürgeToplumlarındaDevrim
a) Sömürgetoplumlarınınyapısı
1) Sosyo-ekonomikyapı
2) Siyasalyapı
3) Kültürelyapı
b) Sömürgeseldevrim
1) Devriminkarakteri
2) Devriminhedefleri
3) Devrimingörevleri
4) Sınıflarınmevzilenmesiveönderliksorunu
5) Cephesorunu
6) Şiddetsorunu
c) Sömürgeseldevrimproleterdünyadevrimininbirparçasıdır
d) Burjuvamilliyetçiliğiveproleteryurtseverliğiüzerine
C- EmperyalizminSömürgeSistemininParçalanması
a) Sosyalistsistemindoğuşu
b) Ulusalkurtuluşhareketlerinindoruğaulaşması
c) İşçisınıfınındemokratikmevzilerikorumasavaşımı
d) Günümüzdeemperyalizmindurumuveyenisömürgecilik
Bölüm 3: Kürdistan Toplumu Ve Kürdistan Devrimi
I. KürdistanToplumu
13
A- KürdistanTarihi
a) KürtkabilelerininMezopotamya’yayayılışıveköleci
imparatorluklar
b) FeodaldönemdeKürtlerveKürdistanüzerindekiyabancı
hakimiyet
1) Arapegemenliğidönemi
2) Türkegemenliğidönemi
3) Farsegemenliğidönemi
c) Kürdistan’damerkezifeodalbirdevletinoluşmamasının
nedenlerivesonuçları
d) KapitalistçağdaKürdistanüzerindekiyabancıhakimiyet
1) SerbestrekabetdönemindeKürdistan’dafeodal
hakimiyet
2) EmperyalizminOrtadoğu’dayayılması
3) EmperyalizminişbirlikçisiTürk,ArapveFars
devletlerinindoğuşu,Kürdistan’ınparçalanması
4) EmperyalizminveişbirlikçidevletlerinKürdis
tan’ınparçalarıüzerindegerçekleştirdikleriortak
sömürgecilik
e) TürkburjuvazisininKuzey-BatıKürdistanüzerindekiha
kimiyeti
1) KemalistdevrimveKürdistan
2) Kemalistburjuvazininaskeri,siyasivekültürel
alandagelişenbaskısı
3) Emperyalist tekellerle birlikte işbirlikçi tekelci
TürkburjuvazisininKürdistan’daekonomiksömürgeciliğigeliştirmesi
B- BugünküSömürge;Yarı-FeodalKürdistan
a) Sömürgeekonomisininşekillenmesi
1) Geliştirilenkapitalizminkarakterivedoğurdu
ğusonuçlar
2) Yeraltıveyerüstükaynaklarüzerindekisömürü
3) Oluşanpazarınuyduniteliği
4) Serbestişgücünündurumu
5) Doğalekonomininparçalanmasıveyarı-feodal
yapı
14
b) Kürdistan’dakisosyalyapı
1) Ağaveşeyhlik
2) Etnikvedinselyapı
3) Modernsınıflarındoğuşu,yönüveözellikleri
4) Köylülük
5) Aydınlarvegençlik
c) Dilvekültürsorunu
1) Kürtdilivekültürününzorlaimhası
2) Asimilasyonaracıolarakeğitimkurumları
3) Türkdilivekültürününyayılması
4) Kişiliksorunu
d) Askerivesiyasihakimiyet
1) Askerihakimiyetintamamlanması
2) Kürtlerinaskerealınması,önemivesonuçları
3) Ağaveşeyhlerinmilliihanetsiyaseti
4) SömürgecipartilerKürdistan’daçatışmalarıderinleştiriyor,feodalkurumlarıyaşatıyor
5) Sömürgeciliğingüçlendirilmesindeparlamento
culuk
6) Diğerkurumlarınsömürgecikarakteri
e) SömürgeciliğinsürdürülmesindeemperyalizmveTürk
burjuvazisininortaksiyaseti
f) İşbirlikçiTürkiye,İran,Irak,SuriyedevletlerininKürdis
tanüzerindekiortaksiyasetleri:Sento,CezayirAntlaşması,
Mit-Savakortakçalışmasıvegizliantlaşmalar
C- EmperyalistSistemİçindeKürtlerVeKürdistan’ınGeleceği
a) Ulusolarakyokolma
b) İşbirlikçiniteliktebirdevlethalkiçinölümdür
c) Sosyalizmegötürecekolanbirdevrimkurtuluşiçintek
yoldur
II- Kürdistan Devrimi
A- KürdistanTarihindeDirenişler
a) Yabancıkölecivefeodalegemenliklerekarşıdirenişler
15
b) Yabancıkapitalizminhakimiyetikarşısındafeodallerin
başınıçektiğidirenişler
c) Budirenişlerinbaşarısızlıklarınınnedenlerivesonuçları
d) BurjuvamilliyetçiliğininKürdistan’dakirolüüzerine
e) Kürdistanulusalsorunununçözümündeburjuvamilliyetçiyöntemleriflasetmiştir
B- Kürdistan’daMarksizminTarihiRolüÜzerine
a) MarksizminKürdistan’agirişi
b) Reformistburjuvamilliyetçiliğininsosyalistmaskesinin
düşürülmesindemarksizm
c) Sosyal-şovenizmekarşımücadeledemarksizm
d) Kürdistanhalkınınulusaldemokratikdevrimmücadelesindekılavuzideolojiolarakmarksizm
C- KürdistanDevrimiÜzerine
a) Kürdistandevrimininkarakteri
b) Kürdistandevrimininhedefleri
c) Kürdistandevriminingörevleri
d) Kürdistandevrimindesınıflarınmevzilenmesiveönder
liksorunu
e) Kürdistandevrimindeörgütlenmesorunu
f) Kürdistandevrimininşiddetsorunu
g) Kürdistandevrimininuluslararasıperspektifleri
1) Dünyaproleterdevrimininbirparçasıdır
2) Ortadoğuhalkdevrimlerindekilitroloynar
3) EmperyalizminOrtadoğu’dakihakimiyetininyıkılmasındavedünyaçapındageriletilmesindetemelönemesahiptir
4) Revizyonizmekarşımarksizminzaferkazanmasındauluslararasırolübüyüktür
5) Ulusalkurtuluşhareketlerinindoğalmüttefiğidir.
Bölüm 4: Marksizm-Oportünizm-Revizyonizm
A- RekabetçiKapitalistDönemdeMarksizmveOportünizm
a) Burjuvasosyalizminekarşıbilimselsosyalizm
16
b) Marksizm,anarşizmverevizyonizm
B- EmperyalizminDoğuşuVeEkimDevrimiDönemindeMarksizm
VeOportünizm
a) II.Enternasyonaloportünizminekarşıleninizm
b) Troçkizmekarşımarksizm-leninizm
C- EmperyalizminSömürgeSistemininParçalanmasıVeSosyalist
İnsanınGüçlenmesiDönemindeMarksizm,Leninizm,ModernRevizyonizmVeYeniTroçkizm
a) Titorevizyonizmi
b) Kruşçev-Brejnevrevizyonizmi
c) IV.Enternasyonal
d) “İkisüperdevletveüçdünyateorisi”maskelirevizyonizm
17
1977ELAZIĞKONUŞMASI
İnsantoplumu;tarihselbirkategori,tarihisüreçiçindemeydana gelmiş bir olgudur. İnsan soyu bir tür olarak şekillenir şekillenmez hemen belli bir toplumsal yaşantıya geçiyor.Yine insan
soyu maymunsu yapıdan belli bir şekilde uzaklaşır uzaklaşmaz
klantürübirörgütlenmeyapısıiçinegiriyor.(Henüzbudönemde
uluslaşma,halklaşmagibibirolguyoktur.Ufacıkkabileleryada
klanlarvardır.Buklanlarınsayısıbirkaçaileile-kiailebiledenilemez- sınırlı, daracık bir şekillenmedir. Hayvanca yaşam koşullarındanyeniçıkılmaktadır.)Üretimdüzeyisonderecedüşüktür.Üretimdüzeyinindüşükoluşuinsanlarıntoplumsalyaşantısına,düşüncelerine,örgütlenmesinedetesirediyor.(Klantürüörgütlenmedarbirörgütlenmedir.Buyapıyaözgübiraileşeklive
örgütlenme biçimi doğuyor. Bu döneme ‘ilkel komünal toplum
dönemi’ deniyor. İnsan soyunun bir milyon yıl mı ya da beşyüz
bin yıl mı önceden ortaya çıktığı konusunda kesin bilgiler yoktur.Bupekönemlideğil,amabilinenşey;ilkelkomünaltoplum
yapısının M.Ö. 15.000-10.000 yılına kadar geldiğidir. Klan ve
18
kabilelerin birleşmesinden aşiretler meydana gelir.Aşiret, ilkel
komünaltoplumunörgütlenmeyapısıdır.)
Budönemdeüretimihtiyaçları,çokazinsanınörgütlenmesinigerekli kılar. Üretim düzeyi düşüktür, insanların üretim yapabilmesi
için birkaç klanın biraraya gelmesi yeterli oluyor. Bu geri yapının
üzerindeözellikledurulması,bizdekiaşiretyapısınınhâlâayaktakalışınıaçıklığakavuşturmasıaçısındangereklidir.Aşirettipiörgütlenmebelirtildiğigibiilkelkomünaltipibirörgütlenmeveyabutoplumdangelmebiryapıdır.Üretimaraçlarınındüşüklüğü,aşiretyapısının
maddi koşuludur. Mesela bir av hayvanının avlanabilmesi için yüz
kişiyegereksinimduyulur.Buyüzkişidebirklanveyabiraşiretolabilir.
Busıradadildeortayaçıktı,sözcükleroluştuvedilbelirdi.Dil,
ilkelkabilelerdeanlaşmaaracıdır.Dilinortayaçıkışıüretiminzorunlusonucudur.Bukonudakısacaşusöylenebilir:İnsanihtiyacı,
aşiret tipi bir örgütlenmeyi gerekli kılıyor. Geri bir örgütleme ve
üretim tarzıdır. Herhangi bir yerde aşiret yapısının varlığı, orada
geribirekonomikvesosyalyaşantınınolduğunugösterir.
Diyalektikolarakherşeydeğişmehalindedir.İnsantoplumuda
değişir. Üretim araçlarındaki bir değişme, üretim ilişkilerinde de
birdeğişikliğigereklikılar.Budatoplumunyapısındakibirdeğişmeyi gerekli kılacaktır. Üretim araçlarındaki gelişim, bir sonraki
toplumun ortaya çıkışını, halklaşmayı beraberinde getirdi. Halklaşmaylasınıflarınortayaçıkışıbirbirinebağlışeylerdir.Bunageçmedenaşiretyapısınındağılışıvebununsonucuolarak,kölecitoplumunortayaçıkışıanlatılmalıdır.
Aşiretler, tahminen barbarlık dönemine kadar yaşadılar (M.Ö.
4000).Birinsanınyaşamasıiçingerekliolandanfazlasınıüretmesi,
sınıflı toplumun ortaya çıkışının maddi koşuludur. Kişilerin fazla
ürüneldeetmesivebunabağlıolarakbazıkişilerineldeedilenartıürüne el koyarak yaşamlarını çalışmadan sürdürmeleri, köleci toplumlabirlikteortayaçıkar.Budaüretimaraçlarınınbellibirdüzeye
gelmesi ve gelişmesinin sonucudur. İlk sınıflı toplum, köleci toplumdur. M.Ö. 4000 yıllarında böyle bir toplum yapısının Mezopo-
19
tamya’daoluştuğunugörüyoruz.İlkkölecitoplumSümerlerleortayaçıktı.Bununsonucuolarakdevletteşekkületti.Devleteskiaşiret
örgütlenmesinin parçalanmasıyla, toplumda uzlaşmaz karşıtlıkların
çıkışıyla,yaniezeninveezilenin,sömüreninvesömürüleninvarlığı
koşullarındadoğdu.Üretimaraçlarınıellerindetutanbellibirazınlık, çoğunluk üzerindeki sömürüsünü sürdürebilmek için baskı ve
tahakkümaracıolanbiraygıtagereksinmeduydular.Bizimiçingerekli olan; aşiretin parçalanması, devletin oluşumu ve halk tipi örgütlenmenindoğuşusorunudur.Devletinortayaçıkışınıvegelişmesini, derinlemesine ele almayı gerek görmüyoruz.Aşiret örgütlenmesiilehalktipiörgütlenmesininayırtedilmesigerekir.Devletinortayaçıkmasıylahalktipiörgütlenmedoğarvehalklartarihsahnesineçıkar.Toprağayerleşmeileberaberaşiretyapısıdeğişir,aşiretler
çözülürvesömürülenilişkisiortayaçıkar.Budönemdebellibirdil
vekültüroluşur.Bu,aşiretyapısınındağılmasınıvehalklarınortaya
çıkışınıbelirlemektedir.İçindesömüreninvesömürüleninbulunduğubuyapıya“halk”diyoruz.Bununbelirleyiciögelerişunlardır;daha önce aşiret aşamasında belli bir dil ve kültür şekillenmemişti.
Halklarbuaşamadaartıkbellibirtoprağayerleştiler.Eskiaşiretdüzeni,göçebebirdüzendi.Buradabelirlibirtopraküzerindedevamlı
durarak üretim yapmıyorlar, şuralarda buralarda dolaşarak göçebe
birhayatyaşıyorlardı.Fakathalkhalinegeldiklerindebellibirtoprağa yerleşme ve toprak birliği oluştu. Bu toprak birliği daha sonra
oluşacakolanuluslarımeydanagetirenögelerdenbiriolacaktır.Kölecivefeodalaşamalardahalkbellibirtopraküzerindeyaşadıvebu
dahalkıngelişiminibelirleyenbirüretimgücüoldu.Kölecitoplum
M.S.300yıllarınakadardevamedenhayliyaygınbirtoplumbiçimidir.Köleciüretimilişkileri;M.S.300yıllarındayatarihtensilinmiş ya da hakim üretim ilişkileri olmaktan çıkmıştır. Bu aşamaya
kadarAnadolu’da,Mezopotamya’da,Roma’da,Mısır’daveAkdeniz
çevresindekiülkelerdehepköleimparatorluklarıvardı.Çin’dedebir
köleciimparatorlukmevcuttu.Dünyanındiğerkesimlerindeinsanlar
henüzilkelkabile,aşiretdüzeniiçindeydiler.Şunudabelirtmekgerekir;Akdenizçevresindegelişenuygarlık,buaşamadainsantoplu-
20
mununbelirleyiciögesidir.M.S.300yıllarınakadarinsanuygarlığınıngeliştiğialanlarbualanlardı.Mezopotamyauygarlığınbeşiğidir.
Bualanınüzerinde,aynıaşamada,bizimdeyaşamamıznedeniyle,
özellikleüzerindedurmakgerekir.
M.Ö. 4000 yıllarındaAşağı Mezopotamya’da Sümerler adında
biruygarlıkdoğdu.Bualansınıflıtoplumunveuygarlığıngeliştiği
ilkalandır.Bataklıklarınkurutulmasıileeldeedilentarımalanlarındanbirekarşıyüz-ikiyüzürünalınıyordu.Balıklarvehayvanlarson
derece fazlaydı. Bu, insanların hızla bir artı-değeri elde etmelerine
olanakveriyordu.Yoğunartı-değerüzerindekölecibirdevletinyaratılmasının koşulları ortaya çıkıyordu. Devlet doğdu ve kuzeye
doğru yayıldı. Babil veAsur imparatorlukları bu aşamaya gelindiğinde,dünyanınozamankienkuvvetlidevletinikurdular.Dahasonra köleci imparatorluklar arttı. İran’da gelişen Med ve Pers uygarlığı,Anadolu’dakiHitituygarlığı,hepbuMezopotamya’dakiuygarlık üzerinde gelişti veya Mezopotamya’da gelişen uygarlık, uygarlıkların belkemiği oldu. Mısır ve Hitit uygarlığı bundan yararlandı.YineÇinuygarlığıMezopotamya’dakibuuygarlıktanetkilendi.M.Ö.3000yıllarındakigelişmebazıtarihçileregöre19.yüzyıldakigelişmedendahafazladır.SümerlertarafındanMezopotamya’dageliştirilenuygarlık,bilimveteknolojikaçıdankapitalistuygarlığın insanlığa verdiğinden daha fazlasını vermiştir. İşte o dönemde
Mezopotamya’daböylebiruygarlıkvardı.M.Ö.9000yıllarında,yanibarbarlıkdönemindebuğday,arpavs.yetiştirilebiliyordu.Sığırve
koyunbesleniyordu.Mezopotamyatarihtetarımınvehayvancılığın
geliştiğiilkalandır.Dünyanındiğertaraflarındahenüzbunarastlanmaz.
Bundan şu sonuç çıkıyor; barbarlık aşamasında hayvancılığın
gelişmesini, verimli bir tarımın yapılışını ve toprağa yerleşik bir
düzenin ortaya çıkışını görüyoruz. Buna bağlı olarak Sümer Uygarlığıgelişti.
Şimdikölecitoplumdansonrakidurumadeğinmekgerekir.Halklaşma açısından, köleci toplumdan sonra gelen feodal topluma
değineceğiz. Köleci toplumdan feodal topluma nasıl geçildi? Bu,
21
şuandakonumuzdışında.Açıklamakistenilenkonuözelliklebütün halkların köleci aşamadan geçmedikleri, bazı ilkel kabile ve
aşiretyapısıiçindeolanhalklarınkölecitoplumuyaşamadanfeodaltoplumageçtikleridir.
Feodal döneme gelindiğinde bazı ilkel kabile ve aşiretler feodal
toplumageçerlerken,halkhalinegeliyorlar.Avrupa’dafeodalizmin
10.yüzyıldaRomaİmparatorluğu’nunyıkılmayabaşlamasıylahızla
geliştiğigörülür.10.yüzyıldaAvrupa’dagüçlübirfeodalizmdoğdu.
Afrika’nın kuzeyi veArabistan’da da gelişti.Anadolu’nun köleci
dönemindeulaşılamayanyerlerdeveİran’dadagelişti.LatinAmerika’daolsun,KuzeyAmerika’daolsun,henüzböylebirdurumyoktu.Nebirkölecidevlet,nebirfeodaldevletbelirmemişti.Hâlâbunlaraşiretkonfederasyonlarıbiçimindebulunuyorlardı.Afrika’dada
kölecifederasyonlarveyaköleciilişkilervardı.Kölecidespotizmin
ilkbaşlangıcıolarakdevlettaslaklarımevcuttu.Fakatburadasınıflı
toplumhenüzgelişmemişti.Amerika,AfrikavehattaAvustralyason
zamanlarda, yani feodalizmin gelişmesi döneminde uygarlığa açılmıştır.Buralardasınıflıtoplumhenüzgelişmemişveyagelişmeaşamasındaydı.GüçlübirşekildeAsya’da,Avrupa’davebunlarıngeçit
noktalarıolanOrtadoğu’dasınıflıtoplumhayligelişmişti.Kölecive
feodalaşamadabuyerlerdeyaşayantümhalklarveaşiretlerindaha
sonra Kürdistan tarihindeki gelişmeyi açıklarken üzerinde duracağız.Göreceğizki,aşiretlerhenüzsınıflıtoplumyapısıiçinegirmemişlerdirveyabüyükölçüdeaşiretyapısınısürdürmüşlerdir.Bunun
nedenlerinisonraelealacağız.Fakatşunubelirtmekgerekirki,tüm
aşiretlersınıflıtoplumunolmuştur.Fakatgeneldeşunusöyleyebiliriz; köleci ve feodal dönemde bu yöreler tamamen sınıflı topluma
açılmıştır. Sınıflı toplum içine giremeyen aşiretler varsa da bunlar
geçicivehakimolmayanöğelerdir.Feodalizminbaşlangıçyıllarında, bu yapılanmanın etkisi altına giren aşiret ve kabilelerin de bir
halkolarakoluştuklarınıgörüyoruz.BunaörnekolarakRushalkının
ortayaçıkışıgösterilebilir.Rushalkıbildiğimizkadarıyla10.yüzyıldaortayaçıkıyor.GermenlerinRomaİmparatorluğu’nuyıkmasıve
Avrupa’dafeodalizmingelişmesiyle,GermenlerleSlavlarkarşıkar-
22
şıya geliyorlar. Slavlar ilkel kabile, aşiret düzeni yaşamaktadırlar.
Germenlerisegüçlübirfeodaldüzeniçindedirler.Aşiret,kabiledüzeni,geribirdüzen,feodaldüzenisebunanazaranilericibirdüzendir.Slavlarıngericidüzeni,feodalizminkarşısındayıkılıyorvefeodalizmbunlarıniçinedıştangiriyor-Rusya’daolduğugibi.Kendiiç
gelişmeleri ile bunlar feodalizme varmıyorlar. Kendi iç gelişmeleri
ileilksınıflıtoplumolankölecitoplumageçmelerigerekirdi.
Köleci aşamadan sonra iç dinamikleri sonucu feodal topluma
varmaları gerekirdi. Fakat böyle bir gelişme olmuyor. Dışarıda,
Avrupa’dabirfeodalgelişmevar.VebundanetkilenenSlavlarfeodaltoplumadönüşüyorlar.FeodaltoplumadönüşmesiyleRushalkı
oluşuyor.Bunundoğalsonucu,RusyasteplerindegüçlübirfeodalizmvegüçlübirRushalkıoluşuyor.
Şuandafeodalizmdenkapitalizmegeçişsüreciniveyaulusların
ortaya çıkışını anlatmalıyız. Buna geçmeden hemen şunu belirtelim;feodaltoplumunsondönemlerindemodernmilliyetlerdenilen
bir kavram ortaya çıkıyor. Modern milliyetleri diğer kavimlerden
veyahalklardanayıranözelliklerbunlarınolgunlaşmışhalklarolmalarıdır. Çeşitli alanlarda dil ve kültürleri gelişmiş, toprak alanlarıdagenişlemiştir.Özellikledilvekültürbellibirtoprakalanını
tamamensınırlandırmıştır.Veyabellibirdilsınırıortayaçıkmıştır.
Herhangibiryerde,bellibirtoprakparçasıüzerinde,ortakbirdil
teşekkületmişse;oradamodernmilliyetlerinvarlığısözkonusudur.
Bu özellikle feodalizmin son aşamasında,Avrupa’da kapitalizmin
gelişmesindenöncegörülebilenbirolgudur.
Kapitalistüretimbiçiminin,feodaltoplumunbağrındageliştiğini biliyoruz. Feodal toplumun başka bir aşamasında -evriminde-,
yanikapitalizminşafakvaktinde,uluslarortayaçıkıyor.Ulusalörgütlenmenin milliyet örgütlenmesinden farkını belirtmek veya
“mil let” tan ım ını yapm ak için şunl arı söyl em ek mümk ünd ür:
Halklarveyamodernmilliyetlerdönemindebellibirdilkonuşuluyorveortakbirkültürvar.Bellibirtoprakparçasıüzerindeyaşanılıyor.Ama üretim hâlâ bu aşamada içe kapanık bir üretimdir.
Dahaçokkullanımdeğeriolanbirüretimvarvepazariçinüretim
23
sözkonusudeğildir.Küçükbirimleriçindeüretimyapılıyor.Köylerinkendiiçindekiüretimivar,pazarolayınıdagörmekmümkün.
Köydenpazaraürüngötürülüyor,pazardandaköyebirürüngetiriliyor.Fakatbuüretimehakimdeğildir.Böyleolunca,yaniüretim
darbirimleriçinesıkışıpkalınca,insanlarıngenişölçüdebirbirleri
ile konuşmaları, geniş bir dil ve kültür meydana getirmeleri zordur.Üretimbunuimkansızkılmıştır.Küçükbirimlerhalindeköylerdeküçüküretimyapılmaktadır.İştebu,uluslarınortayaçıkışını
engelleyenveyageciktirenenönemlibirüretimdir.Fabrikaüretimi, değişik aşiretlerden ve değişik köylerden insanların biraraya
gelmesiyleyapılanbirüretimdir.Birfabrikadabinlercekişininbiraraya gelişi, ulusun ortaya çıkışının en önemli maddi koşuludur.
Budurumgenişbirpazarayolaçmaktadır.Aynıdilevekültüresahip insanların bir pazar etrafında birleşmeleri, giderek bir pazar
için üretim yapmaları, ürettiklerini pazara aktarmaları, kendi gereksinmelerinipazardankarşılamaları...İştebuolayulusuntakendisidir.Böylebirolayıyaşayanmilliyetlerveyahalklar,artıkulus
olmuşlardır.Artık küçük ve dar birimlerinden sıyrılmak, geniş
kapsamlıüretimdebulunmakulusunmaddigereksinimidir.Pazar;
ulusların beşiğidir ya da Stalin’in deyimiyle “burjuvazinin milliyetçiliğiöğrendiğiilkokul,pazardır.”Biryerdepazarıngelişmesi
varsauluslarıngelişmesidemümkündür.Pazarbiriktisadibirliktir.Ulusunçeşitlibölümlerinitekbirbütünbiçimindekaynaştıran,
içselbiriktisadibağıoluşturanhalklarulushalinegeliyorlar.
Ulusun gelişmesini veya ortaya çıkışının tahlilini daha fazla
yapmayacağız. Bu dönemde meydana gelen uluslar burjuva uluslardır.Feodalizmekarşımücadeleedenulusunöndersınıfıburjuvazidir. İşçi sınıfı ve köylülük bu dönemde burjuvazinin bayrağı
altındayeralarakfeodalizmekarşımücadeleediyor.Burjuvaziilericidir, burjuvazinin yetiştirdiği kahramanlar, edebiyatçılar, ressamlarvs.ilericidir.Mekanaçısındanuluslarınortayaçıkışısınırlıdır. BatıAvrupa’da, Fransa’da, İngiltere’de,Almanya’da ve İtalya’daancakulusalgelişmevarveulusaldevletlerteşekkülediyor.
Veya kapitalizmin şafak vaktinde ulusların teşekkülü süreci daha
24
çokBatıAvrupa’yaözgübirolgudur.19.yüzyılagelindiğindekapitalizmhenüzBatıAvrupa’yaözgüdür.Dünyanındiğeralanlarındaisehâlâköleciilişkilerin,güçlüfeodalizminvebazıbölgelerde
de aşiretlerin etkinliği sözkonusudur.Avrupa’nın batısı, yeni bir
uygarlıkaşamasınageçiyor.Bukapitalistuygarlıkoradakiinsanlarınulushalinegelişlerineveyaburjuvaulusudurumunagelmelerineyolaçıyor.1800’ler,1850’lerhepböyle.
Kapitalizmin emperyalist aşamaya geldiği ana kadar uygarlık
alanı halen BatıAvrupa’dır. 1850’ler dünyanın diğer iki önemli
alanınınkapitalistgelişmeyolunagiriştarihidir.Buülkelerdenbiri
Amerika, diğeri Japonya’dır. Bu ülkeleri incelemek, sömürge olmayışlarınedeniyleönemlidir.Dünyanınbüyükbiralanısömürge
olmasına rağmen, bu dönemde bunlar sömürge olmayan toplumlardır. Kapitalizmin bu ülkelerde gelişimi veya bu ülkelerde sömürgeleştirme süreci olmadan, kapitalist bir ülke biçimine dönüşümnasıloluyor?Amerika’dasondereceilkelbiryaşamsürdüren
Kızılderililervar.Avrupa’nınenserseriinsanlarıvebütünhapishanekaçkınlarıAmerika’yaihraçediliyor.Yerlilerkorkunçbirsoykırımdangeçiriliyor.BundanhemensonraAvrupalıkapitalistlerakın
etmeyebaşlıyorlar.Afrika’danbüyükölçüdekölelerdegetiriliyor.
Topraklarsondereceverimlidir.Bütünbukoşullarınbirleşmesiyle
AvrupakapitalizmikendiniadetaAmerika’yaihraçediyor.Avrupa
kapitalizmi,Avrupa’daneiseAmerika’dadaodur.Boşalanlarhızlayeşermeyebaşlıyor.Neköleci,nedefeodalaşamalardangeçmiş
olan bu topraklara kapitalizm ekiliyor. Topraklar ilk ve son defa
kapitalizmeaçılıyor.KapitalizmtoplumunherşeyiveAmerika’nın
bütüntarihidir.Amerikanulusudahaönceoradabirtoprakbirliğini,dilvekültürbirliğinişekillendirmişdeğildir.Çeşitlimilliyetlerden gelmiş halkların, başlangıçta İngiliz dili ve kültürü etrafında
birleşmesi ileAmerikan ulusu doğmuştur.Amerikan kapitalizmi
çeşitlimilliyetleriöğüten,onlarıeritenbirdeğirmengibidir.Busüreç henüz devam etmektedir.Amerikan ulusunun veyaAmerikan
emperyalizminin, dünya emperyalizminin jandarmalığını yapacak
kadargüçlüoluşununmadditemeliburadadır.
25
Japonya’dadurumdahadeğişiktir.Buradagüçlübirfeodaltoplumvardır.Yalnızbiradaoluşuistilayauğramasını,başkatoplumların orayı işgal etmesini engelliyor.Avrupa kapitalistleri Japonya’yagelipdayandıklarındagüçlübirhalkla,güçlübirdilvekültürle karşılaşıyorlar. Devlet yapısı ve güçlü örgütlenme, yabancı
istilasınıimkansızkılıyor.AmaJaponaydınvebürokratları,Avrupakapitalizmikarşısındatutunabilmekiçin,onlarınüretimbiçiminin ülkelerine hakim kılınması gerektiğini; geri bir üretim ve bu
geriüretiminüstyapısıyladahailericibirüstyapıyasahipolanbir
devletkarşısındatutunamayacaklarınıanlıyorlar.Avrupakapitalizmini adeta kendi elleriyle alıp Japon toplumuna uyguluyorlar.
Böylelikle doğan Japon emperyalizmi hızla gelişiyor. Böyle bir
özelliktendolayıJaponkapitalizmiemperyalistaşamayaulaşıyor.
Japonya’da kapitalizmin doğduğu yıllar 1860’lı yıllardır, bu aynı
zamanda emperyalizmin doğuş yıllarıdır. Japon kapitalizmi ilkel
birikimdöneminiatlayarakemperyalistleşiyor.
Avrupa’nınbatısındabiravuçmedeniulusunmeydanagelişine
açıklıkgetirdik.Bunlarındışındaikiözgürulusvardedik:ABDve
Japonya.1850’leregeldiğimizdeveya19.yüzyılınsonaşamalarınageldiğimizde,çokazhalklaruluslaşmışveyaçokazhalklarkapitalizminetkialanınagirmiştir.Kapitalizmbuhalklarıntoplumsal
üretim biçimi olmuş ve bunları uluslaştırmıştır. Bunların dışında
dünyanınbüyükalanlarıhenüzkölecivefeodalveyaaşiret-kabile
düzenleriiçindeyaşamaktadırlar.BatıAvrupa’dagelişkinolankapitalizm,dünyayınasılbiryapıyadönüştürecekti?Bunageçeceğiz.
Emperyalizmvesömürgecilik
Köleci emperyalizm, feodal emperyalizm ya da kapitalist emperyalizmdiyebirayrımpekyapılmamıştır.Amabizsömürgeciliğin kendi toplum düzenimiz açısından, bizdeki sömürgeciliğin
kavranılmasıaçısındanböylebirayrımınyapılmasınıgerekligörüyoruz.Kapitalizminsonaşamadakisömürgeciliğegeçmedenönce
köleci, feodal ve kapitalizmin serbest rekabetçi dönemindeki sö-
26
mürgeciliğiniaçıklayacağız.
İnsanlaraşiretdüzenleriniyaşarlarken,kölecilikyadabirtoplumunbirbaşkatoplumubaskıveboyundurukaltınaalmasıdiyebir
olguyoktur.Aşiret,bünyesindefazlaartı-değerbulunmayanbirtoplumbiçimidir.Dolayısıylainsanlarüzerindetahakkümkurmanın
birnedeniyoktur.Ancakilksınıflıtoplumolankölecitoplumageçildiğinde bunun maddi temeli doğar.Aşiretlerin de birbirleri ile
çatışmalarımümkünolabilir.Birbirindenadamöldürebilirler.Kan
davalarıaşiretdüzenindeetkinolanbirolgudur.Çokgüçlüolanbu
olguuzunyıllardevamedebilirvebizdebununkalıntılarıhâlâsüregelmektedir.Yabiraşiretdiğeraşiretitemizleyinceyekadarçatışıryadabölgeyiterkedipgider.Barışiçinbirarayagelmeveanlaşmadamümkündür.Amabiraşiretdiğerbiraşiretibünyesiiçine
alıp eritemez, eritme olgusu yoktur. Bir aşiret üyesi, değişik bir
aşiretyapısıiçinealınamaz.Üyelerinadetaaşiretlerinegöbekbağı
ilebağlıoldukları,kanbağıdenilengüçlübirbağvardır.Aşiretyapısının dışına çıkan ölür. Balığın sudan çıkarken can verişi gibi.
Bununiçinsömürgeciliğiaşiretdüzeninedayandıramayız.Yabancı
bir halkı köleleştirme ve sömürme olgusunu aşiretlerden başlatamayız. Bununla sınıflı toplumun ortaya çıkış anında, sömürünün
ve sömürgeciliğin de ortaya çıktığını ve bunların birbirine bağlı
şeyler olduğunu kastediyoruz. Bir sınıfın diğer bir sınıf üzerinde,
birkabilenindiğerbirkabileüzerinde,birtoplumundiğerbirtoplum üzerinde baskı kurmasının gereği artı-değerdir. İnsanlar artıdeğer, emek, zenginlik yaratmaktadır. Bu sömürü konusu olacaktır.Dahagüçlüolanlar,buartıkdeğerüzerindetahakkümkuracaklardır.Buolgunundoğuşu,sınıflarınyadailksınıflıtoplumolan
kölecitoplumunortayaçıkışıilebaşlar.Aynızamandabuolgularla
birlikte sömürgeciliğin geliştiği yıllar da başlıyor. Köleci dönemdekisömürgecilikleilgiliolarakRomatoplumunuörnekverebiliriz.KölecilikilkinRoma’daoluşuyor.İtalyanyarımadasındakigelişmedensonraYunanyarımadasınayerleşiyor.
Kölecilik, Batı’da İspanya’ya, Güney’de Kartaca’ya, Doğu’da
Fırat’a ve OrtaAvrupa’nın bir kesimine yayılıyor. Dikkat edilirse
27
bu alanlarda son derece değişik halklar yaşamaktadır. Roma topraklarınınsınırladığıalanüzerindeküçükbirRomahalkı,buhalkın örgütlediği güçlü bir köleci devlet vardır.Aynı köleci devlet
sonaşamasındagüçlübirimparatorluğadönüşüyor.Dikkatedilirse
“emperyalizm” kelimesibuimparatorlukkelimesindentüretilmiştir.Başkahalklarıboyundurukaltınaalma,kavramolarakbuolgudandoğuyor,başkahalklarıneldeettiğiartı-değerRoma’yataşınıyor.EskidenaşiretveköylülükdüzenindeyaşayanhalklarRoma’nınkölesihalinegeliyorlar.Eldeedilenkölelertamamenbirköle
imparatorluğu halini alan Roma’ya getirilip satılıyor. “Bütün yollar Roma’ya çıkar”sözü,talanedilenservetlerinRoma’yaaktarıldığınaişareteder.Roma’nınegemenliğialtınagirenbütünhalklar
köleleştirilereksömürgestatüsünesokuluyor.BaşkahalklarıköleleştirmevesömürgehalinegetirmesadeceRoma’yaözgübirolay
değildir.
Asur İmparatorluğu da zamanın en barbar, köleci imparatorluğudur.Halklarıköleedenvezorşartlaradüşürenbirimparatorluktur.ÖzellikleMezopotamyahalklarıiçinkorkunçvekankusturucubirimparatorluktur.HalenAsurlardankalmabueskigelenekler
sürmektedir. Özellikle Nemrut Efsanesi karanlığı temsil eden bir
efsanedir.Efsane,Asurlarınyaptığızulümvevahşetinbirsonucudur.Budönemdehalklarçeşitlibaskılaramaruzkalmışlardır.
Bugün sömürgeci çağını, emperyalizmin sömürgecilik çağını
yaşıyoruz. Devletin ve sınıflı toplumun ortaya çıkışından sonra
halklarınsüreklitattıklarıbirolgudursömürgecilik.Sadecegünümüze, daha doğrusu emperyalizme özgü bir olgu değildir. Tamamenistilayadayanan,başkahalklarıbaskıaltınaalanvetalaneden
bu imparatorluklara örnek olarak Pers ve İskender (Helen uygarlığı,bzn.)İmparatorluğudagösterilebilir.Öğrenilmesigereken,
köleciaşamadabirçokhalkıntutsakedildiğidir.Özgüraşiretdüzeni,küçüküretimedayananözgürköylülükdüzenibuaşamadatutsak ediliyor. Halklar üzerindeki baskı ilk kez böyle bir düzende
gerçekleştiriliyor. Halklar ilk defa boyunduruk altına girme, köle
olmasuçunaitiliyorlar.Bundanönceözgürlükvebağımsızlıkduy-
28
gularıçokgüçlüydü.Köleciliğinbirsistemolarakgelişmesi,toplumun bünyesinde köleci ilişkilerin açılıp serpilmesi, öte yandan
halklar üzerinde tahakküm kurulması ve sömürgeciliğin gelişmesi...İkisidebirbirineetvetırnakgibibağlıdır.İçtebirdevletsınıf
sömürüsünü ne kadar yoğunlaştırıyorsa, devlet yapısını ne kadar
güçlendiriyorsa,dışadoğrudaokadarsoyguncuvebarbarolacak
ve başka halkları boyunduruk altına alacaktır. Köleliğin son aşaması, imparatorluk düzeninin kurulduğu aşama, halkların en çok
baskı altına alındıkları bir düzendir. Nasıl ki kapitalizmin en son
aşamasına“emperyalizm”deniliyorsa,aynıbiçimdeköleciliğinen
son aşaması da “köleci emperyalizm”dir. İkisi arasında pek ciddi
bir ayrım yoktur. Kapitalizm gelişerek güçlü bir üretim biçimine
dönüşüyor ve dünyaya hakim üretim biçimi oluyor. Bunun adı;
emperyalizmdir. İşte kölecilik de kendi çağında olgunlaşıyor. Bir
sınıflıtoplumolarakgelişiyor.Olgunlukçağınıatlatıyorvegerilemedöneminegiriyor.Ozamangüçlübirüretimbiçiminedönüşüyor.Bu,köleciemperyalizmdir.Kapitalistemperyalizmileköleci
emperyalizmi ayıran fark; üretim biçimidir. Üretim biçiminin karakteri,ortayaçıkansömürgeciliğinkarakterinidebelirlemektedir.
Nedirkölecitoplumunkarakteri?İnsanınköleyapılması,adetabir
hayvan gibi çalıştırılmasıdır. Üretim biçimi olarak; insanın bütün
bedeni üzerinde bir egemenlik kuruluyor. Bir efendi, günümüzde
patronunişçininemeğiüzerindekurduğutürdenbirsömürüdeğil,
kölenin sosyal ve fiziki yapısı, bütün bedeni üzerinde bir hak tasarrufubiçimindekibirsömürüoluyor.Köleyapılaninsanlarhayvan gibi çifte koşuluyor. Evet, bu sömürgeciliğin de karakterini
belirliyor.Bugün‘en pahalı şey altındır’ denir,ozamanenpahalı
şey insandır. Bir insana sahip olmak diyelim yüzbin liraya sahip
olmaksa, daha çok insana sahip olmak da daha çok paraya sahip
olmaktır.Bugayetaçıkbirşeydir.İnsanlarartı-değerürettiğiiçin
paraediyor.Bütünefendilergözleriniinsanlaradikecek,insanları
tutsakedipköleyapmakisteyeceklerdir.
Efendilersahipolmakistedikleriinsanlarıençokkenditoplumlarıdışındakihalklardanbulurlar.Seferlerdüzenlenir,yabancıtop-
29
raklaraordulargönderilir,tutsaklarpazarlarasürülerekalınıpsatılır.Demekkikölecitoplumunkarakteri;sömürgeciliğindekarakterinibelirliyor.İnsanlaryadabaşkahalklardanolaninsanlartutsakedilerek,köleciegemenlikaltınaalınırlar.Doğalolarakbuinsanlarınbiriktirdikleriservetleredeelkonulur.Köleyapılanbirinsanıniğnesi,ipliği,ailedüzeninikurmahakkı,kısacasıhiçbirşeyi
yoktur. Köle ahıra alınacak, bir şeyler yiyecek, ertesi gün tarlaya
koşulacak,akşamtekrarahıradönecektir,kısacadeğindik.Küçük
birhalkyadaküçükbirhalkıniçindeoluşanbirdevletdünyanın
son derece büyük bir kısmını egemenliği altına alıyor. Böyle bir
düzeniinsanlartakribenM.S.500yılınakadaryaşadılar.5.yüzyıla
gelindiğindebudüzentamamenyıkılıyorveyahakimüretimbiçimiolmaktançıkıyor.Köleciliğinçökmesiyadagerilemesiilefeodaliteninyeniyenişekillenmesidönemibaşlıyor.M.S.5.yüzyılile
10.yüzyıllararasıfeodalizmindoğuşyıllarıdır.Nasılkikapitalizmindoğuşyıllarıolarak15.,16.ve17.yüzyıllargösteriliyorsa,5.,
8.ve9.yüzyıllarköleciliğinyıkılışıvedağılışı,feodalizmindoğuş
yıllarıdır. Neden? Çünkü dünyanın çeşitli yerlerinde feodalizm,
değişikzamanlardagelişiyordaondan.Bunageçmedenönceşunu
söylemekgerekir:Dikkatedilirsekölecidönemdeherhalkiçgelişme sonucu köleci topluma ulaşmıyor. Bütün imparatorluklar
içinaynışeysöylenebilir.Neredebirdevletdoğuyorsa,dahaçok
halkıkölecisistemiçinedahilediyor.Bellibirtoplumda,Akdeniz
bölgesinde, güçlü bir köleci uygarlık doğuyor. Bu uygar köleci
toplumlar,diğertoplumlarıbirdışolguolarakegemenliklerialtına
alıyorlar.Egemenlikaltınaalınanhalklarakölecisistemhakimkılınıyor.Kapitalizminemperyalistaşamasındadabirazsonradeğineceğimizgibi,kapitalizmbütüntoplumlariçinbiriçolgudeğildir.DışolgudurveyaAvrupadışındakitoplumlariçindışolgudur.
Kölecidönemdekölecilik,örneğinRoma,YunanveMısırtoplumu
içinbiriçolgu,amadünyanındiğerkesimleriiçinbirdışolgudur
veya dış olgu biçiminde gelişiyor.Yine nasıl günümüzde kapitalizmAsya,Afrika ve LatinAmerika’da emperyalist bir biçimde
geliştiyse,kölecilikdebudönemdeöylegelişiyor.
30
Kölecilik ve köleci sömürgeciliğin yerine feodalizm ve feodal
sömürgecilikgeçiyor.Köleciemperyalizmyadakölecisömürgecilik feodalizme dönüşürken neyi devredecek? Bu konu üzerinde
durmak gerekir. İnsanlar ve insan toplumu bir günde tutsak edilmez.Bunukenditoplumumuzuanlayabilmekaçısındandasöylüyoruz.Kürdistanhalkısadecekapitalistsömürgecilikaltındaezilmiyor ya da ezilmedi. Kürtler tarihin en eski dönemlerinden beri
ezilmektedir.BusaltKürtleriçindeğil,bütündünyahalklarıiçin
geçerli olan bir kuraldır. Kölecilik bir toplum biçimi olarak sona
ererken, feodalizme miras olarak neyi devrediyor? Bir kez tutsak
edilmişolanbirdizihalkkalıyor,köleleştirilmişbirdizitoplumu
mirasolarakbırakıyorvebutemelüzerindefeodalizmyükseliyor.
Feodalizm;kölecitoplumunsömürgeilişkilerini,mülkiyet,devlet,
kültürilişkilerinivesömürgeciilişkilerinidevralıyor.Köleciimparatorluk yerine feodal imparatorluk kurulduğunda, eskiden köleleştirilmiş olan toplumlar aynı şekilde köleleştiriliyorlar. Halklar
köleciboyunduruktankurtulmadan,feodalboyundurukaltınagiriyorlar.İştebudahalklarınpeşpeşesömürgekonusuolmasıvepeşpeşe gelen toplum biçimlerine göre sömürge rejimleri altında yaşamalarınayolaçıyor.Böyleliklesüreklisömürgecilikolgusuortayaçıkıyor.Mademkisınıflıtoplumungelişmesiardardadır,sınır
çizerek yükselen bir şekildedir, sömürgecilik de giderek yükselip
ortayaçıkanbirolgudur.Sınıflıtoplumvesömürgecilikgelişiyor,
böylelikleikisibirbirinikoşullandırıyor.
Evet,feodaltoplumdediğimizgibisömürgeciilişkileridevralıyor. Uygarlığa yeni bir şey katıyor, artık insanlar köle değil serf
durumunagetiriliyor.Kölelerniyeserfhalinegetirildi?Niçinbuna
gerekgörüldü?İnsanemeğininüretkenliğininartması,üretimgüçlerindemeydanagelengelişme,dahaverimlibirüretimininsanlarınancakserfolmasıylamümkünolduğudüzenigösterir.Birinsan
köleolarakkullanılırsadahaazüretimeldeedilir,dahaazkârsağlanır.Amabirinsanserfolarakçalıştırılırsaüretimdahafazlaolur.
Bununnedeninibiliyoruz.Bütünköleleremeğineveürettikleriher
şeye yabancıdır, fakat serfin küçük de olsa bir mülkiyeti vardır.
31
Üretim araçlarına ve biraz da toprağa sahiptir. Bu mülkiyet onun
dahafazlaçalışmasını,dahafazlaürüneldeetmesiniolanaklıkılıyor.Serfinemeğiüzerindefeodalbirtipsömürümekanizmasıkuruluyor.Feodalbirtoplumungelişmeseyrikısacaböyledir.
Dünyaçapındafeodalizmingelişmesinebakmakgerekir.FeodalizmdeacababirBatıolgusu,Avrupa’daortayaçıkanbirolgumudur? Bunu pek fazla söyleyemeyiz. Germenlerin Roma’ya saldırması, köleci Roma İmparatorluğu’nu yıkıp yerine yeni bir toplum
kurmaları,tarihteençokgörülenbirbiçimdir.Buşundanilerigelmektedir;dünyatarihi,dahaçokAvrupatarihiolarakelealınmaktadır. Bunun bir nevi propagandası yapılmıştır. İnsanlık adeta ilkel,
kölecivefeodaltoplumusankiBatıAvrupa’dayaşamıştır.Bütüninsanlık tarihi sanki BatıAvrupa tarihidir. Bu özellikle emparyalist
propagandanınbirsonucuolsagerektir,gerçekbununtersidir.Köleciliğinyadafeodalizminbiriçolguolarakdoğuşu,Ortadoğutoplumlarındadahaeskivegüçlüdür.YanifeodalizmsadeceAvrupa’da
doğmuyor.Ortadoğu,ArabistanveÇin’dedoğuyor,yaniHindistan
dadahilsaydığımızbuülkelerdefeodalizmingelişimiiçolgusonucudur.
FeodalizminOrtadoğu’dadoğuşuM.S.3.yüzyıllarakadargösterilebilir.Neden?ÇünküOrtadoğu’dauygarlıkbirazdahazengindir.ÖzellikleBatı’yakarşıDoğu’nunuygarlıkalanındahakimiyeti
M.S. 15. yüzyıla kadar uzanır. 15. ve 16. yüzyıllarda kapitalizm
Batı’dagelişinceyedek,Doğuuygarlıkalanındabayağıhakimdir.
AynızamandaDoğu’dakifeodalizmgüçlüdür.KölecilikdeDoğu’dagüçlüydü.RomaveYunanköleciliğidahaönceMezopotamya’da,MısırveAnadolu’dagelişenköleciliküzerineoluşmuştur.Veya
kölecilik daha çok buradanAvrupa’ya taşırılmıştır. Feodalizm de
böyledir ve daha çok bu gelişen köleciliğin üzerine temelleniyor.
Gelişenbukölecitoplumlar,yinegelişenfeodaltoplumlaradönüşüyor.Doğalolarakbutoplumlarda,feodalsömürgecilikdeenerkendengelişiyor.Budönemdefeodalsömürgeciliğiençokgeliştiren imparatorluklar;Arap-İslam İmparatorluğu, Selçuklu ve daha
sonraOsmanlıİmparatorluğuveAvrupa’dakiimparatorluklarola-
32
caktır.
Ortadoğu’da feodalizmin, kölecilikten sonra doğuşunu M.S.
takriben5.ve6.yüzyıllaravehatta4.yüzyıllarakadargetirebiliriz.Bizansİmparatorluğu5.ve6.yüzyıllardafeodalbirimparatorluğadönüşüyordu.6.ve7.yüzyıllardabirfeodalİslamİmparatorluğu doğuyordu. Bundan önce Sasani İmparatorluğu var. Bunun
köleci mi ya da feodal imparatorluk mu olduğu konusunda kesin
bilgimizyoktur.Amaşuvarki,KürtlerM.S.6.yüzyılakadarSasanilerle birlikte yaşamış olsalar gerektir.Arap egemenliği dönemi,KürtlerinAraplarakarşımücadelelerinitarihtetakipedebiliyoruz.SasaniegemenliğialtındaKürtlerfeodalbeylerhalinedönüşmüşler midir? Bu konuda elimizde güçlü kanıtlar veya belgeler
yoktur.KürtbeyliklerininM.S.6.ve7.yüzyıllardaAraphakimiyetinin gelişmesiyle oluştuğunu ve Kürdistan’da bir feodalizmin
doğduğunugörüyoruz.Bundandahaöncesişöyleolabilir:Ortadoğu’yu genelde incelediğimiz için bunları söylüyoruz. Daha sonra
bukonuyadeğinilebilir.
Sasaniler daha çok bir köleci imparatorluk veya feodalizmin de
bağrında geliştiği, köleciliğin son aşamasında olan bir toplumdur.
Kürt kabile ve aşiretlerinin kısmen Sasani egemenliği altında, kısmen de bağımsız yaşamış olmaları gerekir. Dağlık alanlarda yaşayanlar özgür, ovalarda yaşayanlar Sasani egemenliği altındadırlar.
Fırat’ta,zamanzamanDicle’yekadarBizanslarınhakimiyetikuruluyor.KısacabudönemdeOrtadoğu’dagelişenfeodalizmKürdistan’dakitoplumunyapısınıdaetkisialtınaalıyor.Buradaüzerindedurulmasıgerekennoktaşudur:Feodalizmeözgübirsömürgecilikde
vardır.Feodalizmdeköleciliğegöregelişmişbirsınıfyapısıoluşur.
Aynızamandakölecisömürgeciliğenazaranfeodalsömürgecilikdahaçokgelişmişbirsömürgeciliktir.Buradabirörnekleizahetmek
istenirse,aklahemenOsmanlıİmparatorluğugelir.BugüçlüimparatorlukiçindeTürklersondereceazınlıkbirhalktır.Sayılarıhemen
hemenbirmilyonkadardır.Amazamanzamanimparatorluğunnüfusualtmışmilyonakadarvarmıştır.Feodaldönemgözönünegetirilirse bu çok büyük bir nüfus sayılır. Bu aşamada bir milyona dahi
33
varmayanbirTürkkesimi,sayılarıaltmışmilyonavaranhalklarıtutsak ediyor. OsmanlıTürkleri devlete hakim olan kavimdir, hakim
milliyettir.DevletehakimTürkmilliyeti,bünyesiiçinealdığıbütün
halkları devlet kurma hakkından mahrum bırakıyor veya beylerle,
feodallerleanlaşarak,halklarıtutsakediyor.“Bu iyi bir şeydir”veya
“bu aşama Osmanlı toplumunun varacağı zorunlu bir aşamaydı”
denilemez.Buaşama,halklariçintalihsizbiraşama,halklarıngelişmesiaçısındangeriliğigetiren,onlarındadil,kültürveuluslaşmalarınıönleyenbiraşamadır.Osmanlıİmparatorluğudasömürgecibir
imparatorluktur.Biravuçhainindiğerbütünhalklarıköleleştirenbir
imparatorluktur.İmparatorlukyıkıldığındaTürkleryinehakimmilliyetiydiler.Devleteveorduyahakimdiler.Devletiveimparatorluğu
elindetutanTürkler,imparatorlukyıkıldığındaavantajlıdurumdaydılar. Doğal olarak verdikleri kısa bir ulusal kurtuluş savaşından
sonrabirulusdurumageldiler.Kürtler16.yüzyıldanberiimparatorluk içinde sömürge bir halk durumundaydılar. Boyunduruk altında
olduklarıdurumunadüştüler.Feodaldönemdeoluşansömürgecilik,
kapitalist dönemde gelişecek sömürgecilik için bir maddi temel
oluşturacaktır.Feodaldönemdesömürgeciliğigeliştirenbirmilliyet,
emperyalist aşamaya geldiğinde rahatlıkla kapitalist sömürgeciliği
geliştirir.
Bunuşöylesonuçlandırmakmümkün;feodaltoplumunolgunluk
aşamasındafeodalsömürgecilikdoğuyor.Epeyhalkhemmekanitibariyle, hem de zaman itibariyle kapitalizme son derece elverişli
şartlar bırakıyor. Kapitalist rejimin kendisi sınıfları doğurmuyor.
Kapitalisttoplumunsınıfyapısıdahaöncegelişenbirsınıflıtoplum
yapısınadayanıyor.Yadakapitalistaşamadasınıfsalgelişmezirvesineulaşıyor.Yinemülkiyetilişkileri,devletilişkileri,insanlarüzerindetahakkümkurmailişkileridevrediliyor.Burjuvazifeodaldevletiyıkmaz,onualırveçıkarlarınıbufeodaldevleteyansıtır.Devlet
vemülkiyetilişkileridahadagelişir.Eskidentopraküzerindegeçerliolanmülkiyetilişkileri,budefaiğnedenipliğekadarherşeyüzerindetesisedilir.Kültürveenönemlisisömürgeilişkileridevrediliyor.Tutsaklığı öğrenmiş ve boyunduruk altında yaşamaya alıştı-
34
rılmışhalklar,dahaileribirüretimbiçimiolankapitalizminsömürgelerihalinegeliyorlar.Üretimalanındaolsun,askerialandaolsun
kapitalizm,sonderecegüçlüolanuluslarıyaratıyor.Örgütlü,silahlı
kuvvetlerisonderecegüçlüolanuluslar,insanlarıelbettedahakolay
baskı altına alacaklardır. Örneğin güçlü bir devlet yaratan İngiliz
ulusu,dünyanınyarıdanfazlasınısömürgeleştirecek,üzerindegüneş
batmayanimparatorluğukurmayıbaşaracaktır.Kapitalizminsonderece geliştirdiği üretim güçleri, bu üretim güçleri üzerinde kurulan
üretim ilişkileri, bunun üzerinde temellendirilen güçlü devlet ve
mülkiyetilişkilerivasıtasıylaböylebirimparatorlukvücutbuluyor.
KısacasıAvrupa’nın batısında bir avuç halk kapitalizme ulaşırken,
dünyanındiğerbölümlerindekihalklaryadahaöncetutsakedilmiş,
yakabileveyaaşiretdüzenleriniyaşıyorlaryadabağımsızköylülük
ilişkileri içinde bulunuyorlar.Ama hemen hemen tümünün elinde
güçlü ordular, güçlü üretim ilişkileri yoktur. İçine kapanık bu toplumlarınhepsielbettekapitalizmtarafındankolaycasömürgeleştirilecektir.
Asya’nın,Afrika’nınveLatinAmerika’nınsömürgeleştirilmesinegeçerken,kapitalizminsonderecegüçlübirüst-yapıveüretim
biçimine sahip olduğunu unutmamak gerekir.Avrupa’da kapitalizm güçlü bir üretim biçimi olarak yükselirken, dünyanın diğer
bölümleriilkel-komünalvekölecitoplumizlerinitaşımaktaydılar.
Büyük ölçüde feodal toplum şartlarında bulunuyorlardı. Bu şartlarda dünya halkları, kapitalizmin sömürge alanlarına açılmaktadırlar.Bukapitalizminilkdönemiolan,ilkelsermayebirikimidönemindeveserbestrekabetçidönemindeböyledir.
İlkelsermayebirikimidönemindesömürgeciliğinkarakteribellidir.Birkezpazariçinüretimyapılacaktır.Kapitalistüretim,fabrika ve meta üretimidir. Meta, hammaddeye gereksinme duyar.
İkincisi,hammaddeninişlenereksatılmasıdurumuvardır.Kapitalizmbirpazarüretimi,metalarınsatılıptüketilmesinedayananbir
üretimbiçimidir.Bununiçinhammaddevepazargerekir.İlkelsermaye birikimi dönemindeki sömürgecilik, kapitalizmin bu ihtiyacından kaynaklanır. Daha çok paraya, daha çok servete ve daha
35
çokhammaddeyeduyulanbuihtiyaç,korkunçbirihtiyaçtır.Ozamaniçinenpahalışeylerolanaltınvegümüşilehammaddeelde
etmeksonderecezorlubiriştir,amazenginolmanıntekçaresidir.
Dünyanın diğer yerlerinde bulunan altın ve gümüşü elde etmek
için kapitalizm şaha kalkıyor. Başlangıç aşamasındaAfrika kıyıları,Asya’nınHintkıyılarıveAmerikakıyıları...İşteilkelsermaye
birikimi döneminde kapitalizmin insafsız bir şekilde sömürgeleştirdiğialanlarbunlardır.Dünyaböylelikle,16.ve17.yüzyıllardan
itibaren,BatıAvrupadışındakalankesimler,kıyıdaniçeriyedoğru
kuşatılarak,yenibirüretimbiçimiolankapitalizmtarafındanadım
adım sömürgeleştiriliyor. Sömürgeleştirilen halkların elinde bulunanaltınvegümüşbütünservetlerveyüktehafif,pahadaağırolan
her şey BatıAvrupa’ya taşırılıyor. Kapitalizm için gerekli olan
hammaddelerdeAvrupa’yaaktarılıyor.Kapitalizminilkelsermaye
birikimi dönemindeki bu sömürgeciliğe “ekonomik sömürgecilik”
adıdaverilebilir.Dikkatedilirsesömürgetoplumlarıüzerindehemenbirişgalcidevletyönetimikurulmuyor,geliştirilmişbiraskeri
güç gönderilmiyor. Kurulan şirketler, çeşitli oyunlarla ilkel toplumlarıaldatarakonlarınellerindekiservetiçalmayıbecerebiliyorlar.Amadahasonrabukabileler,sömürününvegelenyabancıgücün kendilerini aldattığının farkına varınca direniyorlar. Direnme
görüldüğünde, şirketlerAvrupa’nın silahlı güçlerini imdatlarına
çağırıyorlar,İngilizşirketlerineredeyseoradabirordukuruyorlar.
Hindistaniçinözelliklebuböyledir.
Evet,kapitalizmbirazdahagelişerekserbestrekabetçidönemine ulaşınca, pazara ve hammaddeye daha fazla ihtiyaç duymaya
başlar. İlkel sermaye birikimi sağlandıktan sonra, hemen fabrika
üretiminegeçilir.Avrupa’dasanayidevrimigerçekleştiriliyor.Sanayidevrimindensonraihraçedilenmamülmaddeçeşidivemiktarıartıyor.Toplumuadetadolduranbumetalariçin,elbettebüyük
orandahammaddegerekiyor.BatıAvrupa’daortayaçıkankapitalizminbuihtiyacı,dünyanınbüyükbirkesimininkapitalizmeaçılmasına ya da kapitalist sömürgeciliğe açılmasına neden oluyor.
Kapitalizmin maddi şartları, BatıAvrupa kapitalizminin ihtiyaç-
36
ları,dünyanınekonomik,gidereksiyasiveaskeriaçıdansömürge
olmasını getiriyor. Daha çok hammadde ve daha çok sürüm pazarı...Sanayidevrimininyapılışındansonrasömürgeciliğigeliştirmeninmaddigerekçeleribunlardır.
Evet,kapitalizmkıyıdaniçleregittikçetaşırılarak,sömürgelere
dahaçokmalsatılacak,sömürgelerdendahaçokhammaddeAvrupa’ya aktarılacaktır.Ama sömürgelere şu kadar mal satılması, şu
kadarhammaddealınmasıtoplumukapitalistleştiriyormu?Hayır!
Özellikle kapitalizmin ürettiği malların 19. yüzyılda Ortadoğu’da
satılmasıvebuanlamdaotarihlerdeKürdistan’dakapitalistbirgelişmenin olduğu iddiasının açıklığa kavuşturulması açısından da
buna cevap vermek gerekir. Bir toplumda mal satılması ve hammaddelerinAvrupa’yagötürülmesi,otoplumdakapitalizmindoğuşu için yeterli bir neden değildir. Kapitalizmin doğuşunun şartı;
sermayeolmasıdır.Üretimgüçlerininsermayeyedönüşmesi,paranınveüretimaraçlarınınsermayekonusuolmasıdır.
Sömürgelerdeolanşey,malalım-satımıdır.Bumalalım-satımınadayanankomprador-burjuvazidediğimizbirkesimortayaçıkar.
Sermayeihracıdönemindeyadakapitalizminemperyalistaşamasında komprador-burjuvazi ortaya çıkmaz. Komprador-burjuvazinindoğuşyıllarıdahaçokmalınsatıldığı,dahaçokhammaddenin
alındığı18.ve19.yüzyıllardakapitalizminserbestrekabetçidönemindedir.Kıyılardamalalım-satımınıkontroledenbirkomprador
tabakanın ortaya çıkışı, kapitalizmin serbest rekabetçi dönemine
özgüdür.Komprador-burjuvazimalalım-satımınaöncülükediyor,
amatoplumhâlâfeodaldir.Hattaeskiyerlizanaatveyerliüretim
geriliyor.Adeta feodalizmin ve toplumun duraklaması, ilişkilerin
uyumaya başlaması sözkonusudur. ÇünküAvrupa’da ucuza mal
edilerekbutoplumlaraaktarılanemtialarkarşısındadahapahalıya
malolanyerlizanaatürünleri,rekabetedemiyor,çöküpdağılıyor.
Hay at ın diğ er alanl ar ınd a da dur um böyl ed ir.Avr up a’n ın üstünlüğü karşısında ilkel toplumun geri yapıları dayanamıyor ve
hızlaçözülüyor.Amayerineyenitoplumyapısıdainşaedilmiyor.
Bu toplumlar kapitalizmi hemen kendiliğinden oluşturamıyorlar.
37
Batı’ya bağımlı, batı kapitalizmine bağımlı toplumlar haline geliyorlar.1850yıllarınagelindiğindedünyabüyükölçüdeAvrupakapitalizminebağımlıhalegelmiş,Avrupakapitalizmidünyayıkendine bağlamıştır. İnsanları sömürüsü, askeri ve ekonomik tahakkümüaltınaalmasınarağmen,onlarıkapitalistleştirememiştir.
Kanımızca kapitalizm rekabetçi çağda, özellikle 1850 yıllarına
kadar hâlâ BatıAvrupa’ya özgü bir olgudur. Dünyanın büyük bir
bölümündeyaşayanhalklarhâlâfeodal,ilkel-kabileveaşiretdüzeni yaşıyorlar. Eskiden gelişen feodal toplum bu çağda gelişimini
debiryanaiterek,Avrupakapitalizmininetkisialtındauyuyakalıyor.
Toplumların uyuması, Kürdistan’daki uyuşukluğun maddi temeli,kapitalizminyükselmesikarşısındaOrtadoğu’daveülkemizde feodalizmin uykuya dalması ya da tamamen gericileşmesidir.
Feodalizmilekapitalizmuzlaştığındaisesonderecegericibiryapı
ortaya çıkıyor.Ve bu yapı toplumu uykuya sevkediyor. İşte 1850
yıllarına gelinceye kadar bağımlı ve sömürge ülkelerde kapitalizmingelişimisözkonusudeğildir.Bunuözellikle“Özgürlük Yolu”
dergisinin,“19. yüzyılda uluslaşma iddiasını, Kürdistan’da kapitalizmin geliştiği, hatta bir ulusun doğduğu” iddiasınıaçığakavuşturmak için söylüyoruz. Doğal olarak bu iddia beraberinde 19.
yüzyılda bir ulusal burjuvaziyi ve burjuvazinin önderlik ettiği bir
ulusalhareketigetirir.Bununmümkünolmayacağınıdünyaçapındakapitalizmingelişmesindençıkarabiliriz.YaniyukarıdadediğimizgibikapitalizmbudönemdeBatıAvrupa’yaözgübirolgudur.
Dünyanındiğeralanlarıkapitalizminhakimiyetialtındabulunmalarınarağmen,üretimilişkileriveüretimyapısıduraklamış,hatta
toplumlarınbağrındagelişmediğiiçinuluslaşmadiyebirolgudan
söz etmek yanlıştır.AyrıcaAvrupa dışındaki hiçbir toplum iç evrimsonucu,biriçolgusonucukapitalizmevaramıyor.Asya,AfrikaveLatinAmerikaiçinbuhepböyledir.Neden?Çünkükapitalizmsonderecegüçlübirüretimbiçimidir.Güçlübirüretimyapısı
vekültüresahiptir.Dünyanındiğerkesimleribunimetlerdenyoksundur.Bundanötürükapitalisttoplum,kölecivefeodaltopluma
38
nazarandahagüçlübiremperyalistözellikgösterir.Kendisinigüçlükılanbunedenlerdendolayıdahaçokdışadoğruyayılmaözelliğigösterecekveüretimilişkilerinidahaçokihraçedecektir.Rekabetçidönemdeböylebirihraç,dünyanıngeritoplumlarınıkapitalizmeulaştırmıyor.Hattakapitalizminkarşısındauykuyasevkediyor. Böyle oluşan bir tabaka var: Kapitalizme son derece bağımlı,asalak,aracılıkyapan,ulusalinkarcıvehainbirtabakaolan
komprador-burjuvazi.
19.yüzyıldaJaponyaveABDdışında,BatıAvrupahariç,burjuva uluslara tanık olamıyoruz. Bir toplumda burjuva tabaka oluşmuşsa da orada bir burjuva ulusun doğduğunu söyleyemeyiz. 19.
yüzyıldadünyageneliböyleyken,Kürdistanözelideböyledir.Neden?Çünkükıyıbölgelerdemalyüklemeveboşaltmayadayanan
birkomisyonculuklageçinenkomprador-burjuvazininortayaçıkışının maddi koşulları var.Ama Kürdistan, Osmanlı İmparatorluğu’na bağımlı ve kıyıları olmayan bir ülkedir. İmparatorluğun
azınlık ve ayrıcalıklı halkları komprador olmaya yatkındır. OsmanlıegemenliğialtındayaşayanazınlıklardanbuayrıcalığıkullananlarErmeni,YahudiveRumazınlıklarıdır.İstanbul’dabirazda
Türk kompradorluğu gelişecektir.Ama Kürtlerde kompradorlaşmayakatılanbirtabakayoktur.Sonuçolarak19.yüzyıldaKürdistan’dabirburjuvasınıfınınbelirmeşansımevcutdeğildir.Osmanlılaryadaimparatorluğunayrıcalıklıhalklarınınkapitalizmileişbirliğinegitmeleri,Kürdistan’dabirkomprador-burjuvatabakanın
ortayaçıkışınıengellemiştir.
Kapitalizmin serbest rekabetçi dönemini, emperyalist aşamasındanayıranenönemlişey;sermayeihracıvesömürgepaylaşımının tamamlanmasıdır. Özellikle bu iki kriter üzerinde duracağız.Kapitalizminemperyalistaşamayageçişiylebirliktesermaye
ihracıvetamamensömürgeleştirilendünyanınyenidensömürgeleştirilmesi için paylaşım savaşları başlar. Emperyalist kapitalizmin özellikle bu yanları üzerinde duracağız. Kapitalizmin son
aşaması emperyalizm, 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başında
ortayaçıkanbirolgudur.19.yüzyılınsonçeyreğini,1870ile1900
39
yıllarınıemperyalizmingelişmeyılları,20.yüzyılıdaemperyalizmin olgunlaşma yılları olarak ele alabiliriz. Sermaye ihracı 20.
yüzyılda başlıyor, ama dünyaya büyük oranda yayılmıyor. Bu
aşamadaemperyalistülkelerİngiltere,FransavebirazdaAlmanya’dır.İngilizemperyalizmidünyayahakimolanengüçlüemperyalizmdir.ABD emperyalizminin ortaya çıkışı, İngiliz emperyalizmininçökmeyeyüztutmasındansonradır.İngiltere19.yüzyılın
sonuile20.yüzyılınbaşındademiryolları,kömürçıkarımıvemadenişletmeciliğialanlarınasermayeihraçediyor.Yetersizolanbu
sermayeihracı,komprador-burjuvaziyerinebirişbirlikçi-burjuvaziortayaçıkarıyor.Komprador-burjuvazi,rekabetçiçağdankalma
bir tabaka iken, bu sefer sermaye ihracı etrafında, sermaye ihraç
edilenülkelerdebirburjuvalaşmabaşlıyorveişbirlikçitürdenbir
burjuvasınıfıoluşuyor.Dıştangelensermayeilebirleşenbuburjuvazi, toplumu yavaş yavaş kapitalistleştirecektir. Bu işbirlikçi
sınıfhangitabakalardangelebilir?Muhtemelendahaöncekikompradorlarvebirazdafeodallerolabilir.Emperyalistaşamayagelindiğindekapitalizm,dahaöncevarolankomprador-burjuvaziile
önceden böyle bir tabaka oluşmamışsa feodallerle işbirliğine gidecektir.Feodallerlekapitalizminişbirliğinegirmesisonucuişbirlikçi-burjuvazi doğacak ya da komprador-burjuvazinin oluşturulmasına devam edilecektir. Emperyalist aşamada sermaye ihracınınyanındayinemalsatışısürdürülmektedir.Emperyalistülkeler
geriülkeleremalsattıklarındaoülkelerdebirkomprador-burjuvazioluşturmayadevamederler.Emperyalizmyalnızcasermayeihracıdemekdeğildir,aynızamandamalihracıdırda.Türkiyeaçısından söyleyecek olursak; emperyalizmin sermaye ihraç etmesi
Türkiye için doğrudur. Fakat Kürdistan’a sermaye ihraç etmesi
sonderecezayıftır.AmaKürdistan’amalihraçetmekhememperyalizm,hemdeemperyalizmleişbirliğinegirenTürkkapitalizmi
açısındansondereceolanaklıvekârlıbiriştir.BütünbusöylenenlerinışığındaKürdistan’dasermayeihracınadayananbirburjuvazinindeğil,kompradorniteliktebirburjuvaziningelişeceğiaçıktır.
40
Kısacademekistediğimizşudur;sermayeihracınınyapıldığıülkelerde objektif olarak bir işbirlikçi-burjuvazi doğar. İşbirlikçi
burjuvazisadecemalalım-satımıyladeğil,üretimledeuğraşmaktadır. Fabrika yapılır, montaj sanayi geliştirilir, emperyalist ülkelerdeyapılmayanmallarburalardaüretilir.İşbirlikçi-burjuvazidıştaemperyalizmle,içtefeodalbeylerleişbirliğinegirer.Feodallerle
işbirliğinegitmesininnedeniemperyalizminişbirlikçisiolmasıdır.
Bu burjuvazi devrimci de değildir. Emperyalizm dünya çapında
sermaye ihraç etmeye başladığında, meydana gelen sınıf tablosu
işbirlikçi bir tablodur.Avrupa’daki uluslarda artık ilhakçı ve sömürgeciuluslaradönüşmüşlerdir.Sömürgelerdebirişbirlikçiburjuvazioluşmuştur.Busınıfkenditoplumundademokratikdevrimi
geliştiremiyor, ulusal demokratik devrimi yapamıyor. Ulusal hain
durumuna dönüşen bir kesimin yanında, diğer bir kesim kısmen
demokratikhareketleredevamediyor,amakorkuyor.Korkusunun
nedeni,emperyalistkapitalizminsonaşamasındabirsosyalistsistemin ortaya çıkışıdır. İşbirlikçi-burjuvazinin geliştiği ülkeler, birazkapitalistleşiyor,uluslaşıyor.Dışakarşısiyasibağımsızlıkelde
ediyorlar.Ondanöteyegidilemiyor.Sermayeihracıetrafındaşekillenen bu işbirlikçi-burjuvazi gelişir. Özellikle emperyalizm son
aşamasında işbirlikçi-burjuvazi, feodallerle olan ittifakını hiçbir
zamanterketmez.Toplumutambirkapitalistyapıyadönüştürmez.
Emperyalistaşamadakapitalizminbirdışolguolarakgeliştiğiülkelerde,işbirlikçiburjuvazininoluşmasürecidevameder.Emperyalizmdenbirazsermayetalepederekyeraltı,yerüstükaynaklarını
peşkeş çeker. Bunun yanında kendi ülkesinde mal da satar. Kısacası bu aşamada komprador-burjuvazinin yaratılmasına devam
edilir.Oluşanişbirlikçi-burjuvazifeodallerleittifakagider,amafeodalizmin tasfiyesinden yana değildir. Dünya üzerinde güçlü bir
sosyalist sistemin doğuşu ve ulusal kurtuluş hareketlerinin hızla
yükselmesi,emperyalistülkelerifeodalgüçlerleişbirliğinesevketmiştir. Dünya çapında sosyalist ve ulusal kurtuluş hareketlerine
karşıemperyalizmin,işbirlikçi-burjuvazininvefeodalgüçlerinittifakı20.yüzyılınbaşındaoluşmuşturveyaoluşmaktadır.Günümü-
41
zekadargelenvegüçlükılınanbuittifak(biryandanemperyalist
cephe,diğeryandansosyalizmveulusalkurtuluşhareketlericephesi)çağımızıgeliştirenvedeğiştirenenönemliolgulardanbiridir.
Dediğimiz gibi 20. yüzyılın başında meydana gelen bu cephe iki
savaş arasında biraz daha gelişiyor. İkinci Emperyalist Savaş’tan
sonracephebölünmesiiyicegerçekleşiyor.Artıkdünyadayaşayan
bütünhalklar,hattakabilelerbuikicephedenbiriiçindeyeralmak
zorundadırlar.Yaulusalkurtuluşhareketlerivesosyalizmcephesininyanında,yadaABDemperyalizmininbaşınıçektiğivebütün
gericilerinetrafındakümelendiğicepheyanında...
Eskiden ulusların feodalizme karşı mücadelesinde kurtarıcısı
olankapitalizm,gericileşipçökerken,dünyaçapındayenibirüretimbiçimidoğuyor:Sosyalizmveonunmadditemelinihazırladığı
ulusalkurtuluşhareketleri!BirinciEmperyalistSavaş’ageçmeden
öncedünyadakidurumubirazdahaaçıklamakgerekir.
İngiliz emperyalizmi dünyanın büyük bir bölümünü, Hindistan’ı ve Çin Hindi’ni sömürgeleştiriyor. Çin’i, İran’ı ve Osmanlı
İmparatorluğuileAfrika’nınbüyükbirkesiminiyarı-sömürgedurumunagetiriyor.GerikalanbölümüFransa,ondanartakalanıda
Almanya dolduruyor. 1914’lere gelindiğinde dünya üzerinde sömürgeleştirilmedikbirtekkaraparçasıkalmıyor.OkyanusyaAdalarıveburadayaşayanufacıkkabilelerbileegemenlikaltınaalınıyor.
Eşitsizgelişimyasası,kapitalistemperyalizmintemelyasasıdır.
Almankapitalizmiülkedeüretimgüçlerinisonderecegeliştiriyor.
Almanemperyalizmihızlagelişirkenkendipayınadüşensömürge
sayısınınçokazolduğunugörüyor.İngiltere’ninufacıkadası,dünyanınbüyükbirbölümünüelindetuttuğuhalde,Almanya’nınelindeki sömürge sayısının yetersiz oluşu, onu savaşa itiyor. İngiliz
emperyalizmisömürgelerindengücüoranındaAlmanemperyalizmine pay vermeyi kabul edemeyeceği için işi savaş çözümlüyor.
Kısacasısömürgeleştirilendünyanınyenidenpaylaşılmasınınizah
tarzıkısacaböyledir.Bunedenlerledünyanınönemlibirbölümündesosyalistülkelerdoğuyor.Sosyalistülkelerindoğuşuilebirlikte
42
sömürgelerinkurtuluşçağıdabaşlıyor.İngilteresavaştanzayıfçıkıyor.Fransaçokzayıfdüşüyor.Almanyazatenmahvoluyor.
Dünyanın bu tablosu karşısındaTürk ulusal kurtuluş savaşının
nedeni, ya da sömürgeleştirme tehdidine karşı Türklerin hemen
başkaldırmaları ve bir ulusal devlet kurmaları kolayca anlaşılır.
Dediğimizgibiİngilteresavaştaçokzayıfdüşüyor.Fransadaöyle,
Almanya da zaten mahvediliyor. Kuzey’de, Sovyetler’de yeni bir
sistem gelişmekte, sosyalizm doğmakta ve güçlenmektedir.Yani
emperyalizminzayıflayanbircephesivardır.OrtadayeralanTürkiye,imparatorlukkalıntılarınaveimparatorluktankalmabirorduya
sahiptir.İmparatorluktankalmabuordununbaşınageçenMustafa
Kemal, dünyanın bu durumunu değerlendirerek, kısa bir ulusal
kurtuluş savaşından sonra bir ulusal devlet kurdu. Türk kurtuluş
savaşıilkanti-sömürgecimücadeleolmasınedeniyleilginçbirörnektir.
Savaşınsonundadünyabüyükorandayenidenpaylaşılmayacaktı.
İngilteredünyaüzerindekihakimiyetinidevamettirmeye,Fransasömürgelerinikorumayakısmendevamedecekti.Özelliklesavaşiçerisinde dünya halklarında bir kıpırdama başlayacaktı.Asya’nın,Afrika’nınveLatinAmerika’nınezilenhalklarısömürüyü,vahşeti,biraz
dakapitalistuygarlığıöğrendiler.BatıdemokrasisindenveyineBatı
halklarındanöğrendikleri‘özgürlük, eşitlik, kardeşlik’şiarlarınıkendi
toplumlarına uygulayarak, burjuva bir ulus olmak istiyorlardı.Ama
henüzaydınhareketi,örgütlenmeveilkpartilerinikurmaaşamasında
olanbirhareket...İkisavaşarasındakidönemdepartilerinhenüzkemikleşip savaşım verme durumları yoktur.Türkiye’nin durumu ise
özgüldür. Dünyanın diğer sömürge ve yarı-sömürgelerinde durum
budur.Sömürgelerdedevrimçağı,sömürgeseldevrimdeproletaryanınhegemonyaçağıgelmiştir.Kıpırdanmavardır,amazafereldeetmekoşullarıyoktur.BuaşamadaABDemperyalizmi,zayıflayanİngilizveçökenAlmanemperyalizmiyerine,tarihsahnesineyenibir
emperyalist güç olarak çıkıyor. Birinci Dünya Savaşı’na girmeden,
güçlü durumunu koruyarak iki savaş arasında biraz daha gelişiyor.
BaşlangıçtaİkinciEmperyalistSavaş’adafazlabulaşmıyor,sondö-
43
nemdesavaşakatılmasınarağmensavaşsonrasındatümgücüileyineayaktadır.İkinciDünyaSavaşı’nınsonaermesindensonradünyadatekhakimemperyalistgüçolarakkalıyorABDemperyalizmi.İngiliz emperyalizmi yavaş yavaş zayıflayarak adasına çekilirken,
FransaveAlmanyasavaştanyinezayıfçıkıyor.Amaöteyandangüçlü bir şekilde ilerleyen bir sosyalizm, bir sosyalist devlet sistemi
vardır.
İkinciDünyaSavaşı’nıdoğurannedenlerinüzerindebirazdaha
duralım.İkinciDünyaSavaşı’nıdoğurannedenlernelerdir?Alman
emperyalizmiistediğisömürgeleresahipolmadanBirinciEmperyalist Savaş’tan yenik çıkmıştı. Kendi topraklarını bile koruyamamış,gururukırılmıştı.Almanemperyalizmiiçtekibunedenlerden dolayı gelişiyor. Dünya çapında güçlenen birAlman faşizmi
var.Almanemperyalizmi,diğeremperyalistülkeleredebüyükbir
kin duyuyor. Doğuşunda güçlü bir sosyalist sistem gelişiyor. Bu
tehlikeden dolayıAlman emperyalizmi hızla tırmanıyor. Dünya
çapındaki bu gelişmeye İngiltere ve Fransa da katılıyor. Doğu’da
dakezaJaponemperyalizmigelişiyor.İtalya’yagelince,odakendiçapındasömürgeleresahipolamamış.GeriyebirsosyalistRusyakalıyor.Hepsidedünyayıyutacakdurumagelmiş,Almanfaşizmikarşısındatedbirdüşünüyorlar.StalinSovyetlerikendinisavaş
koşullarına göre hazırlıyor. İngiltere ve Fransa, Hitler faşizminin
Sovyetleri ezmesine adeta seyirci kalarak başlangıçta Rusya’yı
yalnızbırakıyorlar.Kendigüçlerinikoruyarak,sosyalistRusya’nın
Alman faşizmiyle uğraşmasını ve sosyalizmin yıkılmasını bekliyorlar.DahasonraHitler,Fransaüzerindenİngiltere’yesaldırınca,
buülkelerileSovyetlerBirliğiarasındabirittifakgelişiyor.Buna
dahasonraABDdekatılacakveHitlerfaşizmidünyayıyutmadan
kendisiyutulacaktır.
Dünya çapında diğer önemli bir olgu daAsya’nın doğusunda,
Çin’de,Kore’deveHindiÇin’degelişenanti-emperyalist,ulusalkurtuluşhareketleridir.Değişiktürdenönderliğinisosyalistlerinvekomünistlerinyaptığıkurtuluşhareketleri...HenüzsosyalistRusyaile
fazla bütünleşmemekle birlikte, onun doğal müttefikleri durumun-
44
dadırlar.VeyakenditopraklarındaJaponemperyalizmini(Japonfaşizmidedeniliyor)yıkıpülkelerinibağımsızvedemokratikbirülkeyedönüştürüyorlar.Buhareketlerinbaşınıburjuvaziçekmediği,önderlikproletaryanınelindeolduğuiçintoplumuntamamendemokratikleştirilmesi mümkün oluyor. Burjuvazinin demokratik devrim
anlayışı,sonderecesınırlıdır,amaişçisınıfıendemokratiksınıftır.
İşçisınıfıönderliğindeÇin’intamamı,HindiÇin,Vietnam’ınkuzeyiveKore’ninkuzeyibağımsız,demokratikülkeolmasürecine
giriyorlar. Savaş sona erdiğinde, Sovyetler’in yardımları ile Doğu
Avrupaülkelerinde,SovyetlerBirliği’ndesosyalizmininşasıhızkazanıyor.SosyalizmgüçleniyorveİkinciDünyaSavaşı’ndansonderece güçlü bir sosyalist sistem doğuyor. Emperyalist cephede ise
FransaveAlmanyayıkılıyor.İngilterezayıflıyorveJaponyasavaşıniçindenyenikçıkıyor.GüçlüolantekemperyalistgüçABD’dir.
Sosyalizmin güçlenmesine karşı emperyalist cephenin zayıflaması
veemperyalistsisteminçökmeyebaşlamasısonucuyenibircephe
doğuyor: Ulusal kurtuluş hareketleri cephesi. Çin’de, Kore’de ve
Vietnam’da gerçekleştirilen ulusal kurtuluş hareketlerine önderlik
edensiyasigüçproletaryadır.Vebuhareketlersosyalistkampınbüyükdesteğinikazanıyorlar,ulusalkurtuluşhareketleriilesosyalizm
cephesikaynaşaraktekbircepheoluyor.Dahaönce1920’lerdeDoğu’nun ezilen halkları ile sosyalist Sovyetler ve batı proletaryası
arasındaki ittifakın teorik temeli Lenin tarafından atılmıştı. Doğu
Avrupa ülkelerinin bu sürece katılması ve Stalin’in Sovyetleri ile
Mao’nunÇin’iarasındagerçekleşendostlukveişbirliğisonucubu
ittifak hayata geçirildi. Bütün emperyalist ülkeler tek bir cepheye
doğruyürüyorlarvezatengericiolanemperyalizmbüsbütüngericileşiyor.Sömürgelerde,işbirlikçiburjuvaziilefeodalbeylerarasındayinebirittifakoluşturuluyor.Eskidenböylebirittifakyoktu.İttifak olmadığı için burjuvazinin emperyalizme karşı başkaldırısındanbahsedilebilir.Köşeyeiyicesıkışanemperyalizm,sıkışıklıktan
kurtulmakiçineskitürsömürgeciliği,klasiksömürgecilikyönteminiterkedecek,yenitüremperyalizmiveyayenisömürgeciliğiuygulayacaktır. Sosyalizmden ve sosyalizmle ittifaka geçen ulusal
45
kurtuluşhareketlerindenkorkanABDemperyalizmi,özellikleİkinci Dünya Savaşı’ndan sonra klasik sömürgecilik yöntemini terk
edecektir.Yine aynı korku onu feodallerle, en gerici güçlerle, faşistlerle işbirliğine sürükleyecektir. Savaş sona erince emperyalizmin ardındaki işbirlikçi hainlerin kurduğu cephe ile proletaryanın
önder gücü olarak başını çektiği ulusal kurtuluş hareketleri, halk
demokrasilerivesosyalistülkelercephesiartıksüreklikarşıkarşıya
gelecektir.Bundansonradünyanınçehresinideğiştirecekolanşey;
temelindebuikicepheninbirbirinekarşımücadelesiolacaktır.Soğuksavaşdönemidenilenbuolgu,1950’lerden1960’larakadardevamediyor.Adı‘soğuk savaş,’ amabudönemdedünyayineiçten
içekaynamakta,sosyalizmveulusalkurtuluşhareketlerihızlagelişmektedir.Soğuksavaşaslındaemperyalizme,onunişbirlikçilerinekarşıdünyaçapındasosyalizminveulusalkurtuluşhareketlerinin verdiği bir savaştır.Afrika kıtasında ulusal kurtuluş hareketleri
hızla gelişiyor, özellikle Fransa ve İngiltere’nin sömürgeleri siyasi
bağımsızlıklarını tamamen elde ediyorlar. Geriye Portekiz sömürgelerikalıyorveonlardasiyasibağımsızlıklarınıancak1970’lerde
kazanıyorlar. Bu gecikmenin nedeni biraz değişiktir.Asya’nın doğusuveHindiÇin’ingüneyi,SovyetlerBirliği’ninyardımıylaönce
siyasi, ardından ekonomik bağımsızlığını elde ediyor ve kurtuluş
sürecinegiriyorlar.LatinAmerika’nındahaöncesiyasibağımsızlığını kazanması sözkonusudur. LatinAmerika ülkelerinin İspanyol
vePortekizegemenliğindenkurtuluşları19.yüzyıllardadır.Yerlilerle kaynaşarak melezleşen İspanyollar, efendilerini ülkelerinden
kovmuşlar,amadahasonraABDemperyalizmininhegemonyasıaltına girmişlerdir. 1960’lara kadar gelindiğinde bunlarınABD emperyalizminekarşımücadeleleridevametmektedir.
Ortadoğu’da yaşayan halkların durumuna gelince; buralarda
emperyalistlergüçlüişbirlikçileroluşturmuştur.DahaöncebirimparatorlukkurmuşolanTürkiye’deişbirlikçiyönetiminyerine,yeni doğan ulusal burjuvazinin -kemalist burjuvazinin- Türkiye’yi
modernbirulushalinegetirmeolgusuvardır.Yinedahaöncebir
imparatorlukkurmuşolanİraniçinbusözkonusudeğildirveTür-
46
kiye için istisnai bir durumdur.Arap milliyetçiliği İkinci Dünya
Savaşı’ndan sonra gelişiyor, işbirlikçi anlamda da olsa siyasi bir
yönetimdoğuyorvesiyasidevletlerkuruluyor.İngilizemperyalizminetamamenbağımlıvebaşlangıçtamandabiryönetiminvarolduğuArapülkelerikrallıklaradönüşüyor.Dahasonrabuülkelerde
küçük-burjuva rejimleri biçiminde de olsa bir siyasi bağımsızlığa
tanıkoluyoruz.1958’deIrak’takrallıkdevriliyorveBAAS’çıpartilerbaşageçiyor.Suriye’dedurumbundanpekfarklıdeğildir.ÜrdünveSuudiArabistan’dakrallıkdevamederken,Mısır’daNasır
tarafından krallık alaşağı ediliyor ve modern bir burjuvazi doğuyor. Irak eski durumunu biraz daha muhafaza etmesine rağmen,
SuriyeveMısır’dakemalizmadetauygulamaalanınakonuluyor.
1960’lara gelindiğindeArabistan’daki durum hemen hemen
böyledir.1921’deİran’dabaşageçenşahsülalesi,yineimparatorlukyönetiminielindebulunduruyor.Önceİngiliz,dahasonraABD
emperyalizmiileişbirliğinegidenşahlar,kapitalizmikendifeodallerininburjuvalaşmasıölçüsündetoplumlarınahakimkılıyorveya
büyük ölçüde İran’da bir komprador-burjuvazinin yaratılmasına
devamediliyor.Bugünküİranbirkomprador-burjuvazivefeodallerülkesidir.ABDemperyalizmininülkeyegirişindensonrabirişbirlikçi-burjuvazinin yaratılması sürecine giriliyor. Musaddık’ın
İran’dabirkemalistburjuvaziyaratmagirişimibaşarısızlığauğruyor. Feodallerin burjuvalaşmalarının bir milli burjuvaziyi doğurmasıvebununİran’ımodernbirburjuvaülke,modernbirkapitalistülkehalinegetirmesimümkündeğildir.Tarihinbellibirdönemindeİranhalklarınınmücadelelerisonucubelirleyecektir.
BirazdaPortekizsömürgeciliğindenveonunözgülyanlarından
bahsetmek gerekir. Savaştan sonra İngiliz ve Fransızların sömürgelerüzerindekihakimiyetlerisonaerdiveellerindetuttuklarısömürg el er siy as i bağ ıms ızl ıkl ar ın a kav uşt ul ar. Emp ery al izm in
1914’lerdekidurumundaklasik-sömürgecilikazamidüzeydeydive
dünyanınbüyükbirbölümüklasiksömürgehalinegelmişti.Asya’nın büyük bir kesimi,Afrika’nın tamamı ve adalar klasik-sömürgeydi.İkinciEmperyalistSavaş’tagirilenbunalımveyenilgi,em-
47
peryalizmin klasik-sömürge politikasının parçalanmasına yol açtı
(Türkiye,İran,Çin,HindiÇini,AfrikakıtasıveArabistan’dakidurum). Bu ülkeler hemen klasik sömürgeciliğe karşı bir mücadele
veriyorlar. Fazla anti-emperyalist bir niteliği olmamasına rağmen
işbirlikçi-burjuvazideklasiksömürgeciliğekarşımücadeleedebilir. Siyasi sınırların olduğu yerde işbirlikçi-burjuvazi daha fazla
gelişir.İşbirlikçiburjuvaziiçinidealdevlet,kendigelişimiiçinen
uygunolandevlet,ekonomikolarakemperyalizmebağımlı,siyasi
olarak bağımsız olan devlettir. Kapitalizmin şafak vaktinde Batı
Avrupa’daulusalburjuvazininönderliğinde,ulusaldevletlerinkuruluşugibiemperyalistaşamadadaişbirlikçi-burjuvazininöncülüğündeekonomikolarakemperyalizmebağlıkılınan,siyasibağımsızlığı olan bir dizi devlet doğuyor. Bunun yanında sosyalistlerin
önderliğindegeliştirilenulusalkurtuluşhareketlerisonucutambağımsız ve demokratik ülkeler topluluğunda da bir artış oluyor.
1960’lara, 1970’lere gelindiğinde klasik sömürgecilik politikası
gittikçezayıflıyor,amatamamensiliniyormu?Hayır!Okyanusya
adalarında,dünyanınşurasında-burasındahenüzkalıntıolarakklasiksömürgecilikvardır.Özellikleemperyalizmeekonomikolarak
bağımlı olan ülkelerin elinde hâlâ klasik-sömürgeler mevcuttur.
Emperyalizme bağımlı bir ülke olması ve ta kapitalizmin şafak
vaktindebirdizisömürgeyesahipolmasıaçısındanPortekiz’indurumuilginçtir.Angola’ya,Gine’ye,Mozambik’e16.yüzyıldanberisahipolanPortekiz,başlangıçtagüçlübirsömürgeciliğigeliştiremiyor. 20. yüzyılın başlarında ve özellikle Birinci Emperyalist
Savaş sonrasında, ekonomik sömürgeciliği yaygınlaştırmaya çalışıyor,amakapitalizmisömürgelerinehakimkılamıyor.Kendiside
içinde feodal kalıntılar barındıran ve faşist rejim altında bulunan
bir ülke, toplumu geliştiremez. Burjuva demokrasisini uygulamayan bu faşist yönetim, sömürgelerde bir ekonomik gelişmeye yol
açmayacakveonlarakorkunçbirekonomikbaskıvesiyasigerilik
getirecektir.Portekiz’inbuekonomikvesiyasiyapısı,sömürgelerinedeyansıyor.Kapitalistleşmeyensömürgelerdeenufakbirgelişme,korkunçbirzorlahemenbaşındaneziliyor.Bütünbusöyle-
48
nenlerin sonucu 1960’lara kadar kapitalizmin eski toplumsal yapıyı ve kapalı ekonomiyi dağıtamadığını, modern sınıfları ortaya
çıkaramadığınıveulusalkurtuluşhareketlerininmaddişartlarının
mevcutolmadığınıkolaycaanlayabiliriz.Modernsınıflarınortaya
çıkmadığıAngola,GineveMozambik’teulusalkurtuluşhareketleriverilemez.AETemperyalizmininyeraltı,yerüstüzenginliklerini
Avrupa’ya taşıması ve Portekiz sömürgeciliğinin artan pazar ihtiyacı,sömürgelerdekapitalizmingelişmesineyolaçmış,kapitalizm
geliştiğiandadaGine,AngolaveMozambik’teulusalkurtuluşhareketleribaşlamıştır.Bugünbuülkelerinbirkısmıdemokratikdevrimi başarıya ulaştırmaya çalışırken, bir kısmı da sosyalist dönüşümügerçekleştirmeyeçalışmaktadırlar.
Özgürlük ve bağımsızlık mücadeleleri, sadece ulusların ortaya
çıkışıilebaşlamışbirolgudeğildir.İstilaveişgallerçağınınbaşlamasıilebirlikte,halklarınistilaveişgallerekarşıdirenmeçağıda
başlamıştır.İlksınıflıtoplumolankölecitoplumunortayaçıkması
ilebirlikte,halklarınbağımsızlıkmücadelelerininbaşlamasıkaçınılmazdır.Sömürgeciliktarihibirdireniştarihidir.Halklarkendiliğinden sömürüyü ve bağımsızlıklarını yitirmeyi kabul etmezler.
Halkların tutsak edilmek istenişi onları direnmelere sevketmiştir.
“Dünyada hiçbir şey bağımsızlık ve özgürlükten daha değerli olamaz.” Halklarzayıfolduklarıiçingüçlükavimlerkarşısındaezileceklerveyagüçlükavimleronlarıbaskıaltınaalacaklardır.Tarihte
gelişen sömürgeciliğe karşı gelişen direnmeler vardır, ama direnmelerhalklarıtamözgürlüğekavuşturmamıştır.Direnmelerbirtakımbeylereözgürlükgetirmiş,amabubeylersüreçiçindeişbirlikçiolmuşlardır.Nasılbugünburjuvaziişbirlikçiise,odönemdetutsakhalklarınbeylerideişbirlikçiydi.ÖrneğinKürtbeylerininOsmanlı hanedanlarıyla kurdukları ilişkiler ülkeyi kurtarma, bağımsızlığa götürme ilişkileri değil, işbirlikçi ilişkilerdir. Evet, beyler
işbirliğini tercih ederlerken, halklar sürekli direniyorlar, ama bu
direnmelerzaferle,tambağımsızlıklasonuçlanmıyor.Direnmelere
bazen beyler, bazen de ortaya çıkan halk kahramanları önderlik
ediyor.Elbettebudirenmelerhalklaraözgürlükvebağımsızlıkbi-
49
lincinivermişvehalklarınbugünekadaryaşamalarınısağlamıştır.
Halkların bugüne kadar varoluşları bu direnme sayesindedir. Direnmemişhalklartarihsahnesindensilinipatılmışlardır.
ÖzelliklebuKürthalkıiçindahadageçerlidir.Roma’ya,Araplara, Bizans ve İran’a karşı gerçekten güçlü direnmeler vardır.
Kürdistan’ı bağımsızlığa ve özgürlüğe ulaştırmamasına rağmen,
Kürthalkının20.yüzyılakadargelişi,budirenmelersayesindeolmuştur.Kürtlerdağlaraçekilmeselerdi,direnmeselerdi,aşiretbiçimindedeolsaörgütlenmeselerdi,şuandatarihteböylebirhalkın
varlığına rastlamak olanaksız olurdu. Dil alanında, kültürel ve
ekonomik alanda bu direnmeler olmasaydı, Kürt halkı başka bir
ulusunparçasıhalinedönüşecekti.
Kısacası halkların bağımsızlık ve özgürlük hareketleri, sadece
günümüziçingeçerliolanbirolgudeğildir.Kölecitoplumdanberi
varolanözgürlükvebağımsızlıkistemleri,günümüzekadardevam
etmiştir. Her türlü baskı ve sömürüden kurtuluş, sınıfsız topluma
doğru yol alış çağı, ancak 1917 Ekim Devrimi’nden sonra başlamıştır.ArtıkEkimDevrimiilebirlikte,“Sömürge ve bağımlı ülkelerin sarsılmaz sömürü ve baskı çağı geçmiştir. Sömürge ve bağımlı ülkelerdeki kurtuluş devrimleri çağı, bu ülkeler proletaryasının uyanış çağı, bu proletaryanın devrimdeki hegemonya çağı gelmiştir.” (Stalin,UlusalSorunuÇözmeninProleterYöntemiÜzerine) Bunun çiçek açıp gelişmesi günümüzdedir. Halklar eskiden
sürdürdükleri mücadelelerini, siyasi ve ekonomik bağımsızlıklarınıeldeederektaçlandırıyorlar.Kölecivefeodaldönemileilkel
sermayebirikimidönemindekibağımsızlıksavaşlarınınherbiribir
tarihkonusudur.
Direniş biçimlerinin gelişimi ve tarih boyunca halkların ayaklanışları üzerinde durduk. Beylerin bir ülkeyi kurtarmaları ve o ülke
üzerinde hakimiyetlerini kurmaları, halkları tutsaklıktan kurtarmalarıanlamınagelmez.Sömürüvetutsaklıktan,ancaksınıfsıztoplumageçişinkoşullarınıhazırlayansosyalizmilekurtulunur.Burjuva
çağdadoğanuluslaregemenuluslardır.Kölecidönemdedeegemen
kavimler vardır. Denilebilir ki, emperyalist çağda burjuvazi ülkeye
50
siyasibağımsızlığıkazandırmışyadaekonomikbağımsızlığıgetirmemiş,halkıkurtarmamıştır.Ancak,emperyalistçağdasosyalistülkelerin doğması ve sosyalist sistemin dünya üzerine yayılmasıyla,
halkların yüzyıllardan beri sürdürdükleri bağımsızlık ve özgürlük
mücadeleleri başarıya ulaşıyor. Ekim Devrimi sömürgelere marksizm-leninizmigötürüyor,komünistpartileridoğuyor.Komünistörgütler,işçisınıfıönderliğindebütünanti-emperyalistgüçleritekbir
cephedebirleştiripuzunbirhalksavaşısürecinedoğruyolalıyorlar.
Bunuözellikleşununiçinsöylüyoruz:Kürdistantarihibirdirenme
tarihidir.Budirenmelerözellikle19.yüzyıldayoğunlaşmıştır.Aynı
tarihlerdeKürdistan’dakapitalizmingeliştiğivebirKürtulusalburjuvazisinin doğduğu, bu ulusal burjuvazinin direnme hareketlerine
önderlik ettiği biçiminde burjuva tezler vardır.Tarihin bu burjuva
yorumunakarşıçıkmak,komünistleredüşenenönemligörevlerden
biriolmalıdır.
Halklardaulusalkurtuluşsavaşıverebilir,bugünümüziçinde
böyledir.BatıSahra’daPolisarioönderliğindeverilenkurtuluşmücadelesi,birkaçaşiretinbirarayagelmesiylesürdürülmektedir.Bağımsızlıkmücadelesininbaşarıyaulaşmasındansonraaşiretyapısı
hızla dağılacak, aşiret ekonomisinden sıyrılarak bir ulusal ekonomikurulupiktisadibirlikyaratılacakvemodernbirulustemeline
göre örgütlenecektir. Bu anlamda bir ulusal kurtuluş hareketidir.
Ama daha önceki yapılarıyla, toplumun içinde bulunduğu aşiret
yapısıylabirulusolmadıklarıiçinbuanlamdabirulusalkurtuluş
hareketideğildir.
Sömürge halkları, bağımsızlık savaşı süreci içinde ya da savaş
sonrasında modern demokratik uluslar haline geliyorlar. Bundan
önceki durumda ulus mudur, değil midir, demek gerekir. Bundan
önceki dönem, kölecilik ve sömürgecilik dönemi, dilin, kültürün
veekonominingelişmediğidönemdi.Stalin’in“kapitalizmin şafak
vaktinde ulusların doğuşu” teorisiyle,sömürgelerdekiuluslaşmayı
birbirindenayırmakgerekir.Ulusalkurtuluşaşaması,devrimcibir
yöntemle ulus olma, savaş kazanıldıktan sonra bağımsız ve demokratik bir ulus durumuna gelme aşamasıdır. Sömürgelerdeki
51
uluslarındoğuşu,kapitalizminşafakvaktindekiuluslarındoğuşuna
benzemez. Kapitalizmin şafak vaktindeki ulusal hareketlerin başını çeken, feodal parçalanmışlığa karşı mücadele eden “genç”
burjuvazi, fertleri uluslar biçiminde örgütleyerek bağımsız ulusal
devletler kurmuştur. Serbest rekabetçi döneminde demin dediğimizgibiuluslarıyaratankapitalizm,tekelciaşamasındaartıkulusların kurtarıcısı değil, aksine onların boy hedefi haline gelmiştir.
Kısacası,artıkemperyalistçağdaburjuvazi,devrimcibarutunutüketiyor ve ulusun haklarını dolarlarla tranpe ediyor. Ülkenin bağımsızlığını isteyen ya da bunun için savaşan sınıflar, işçi sınıfı,
köylülük, küçük-burjuvazi ve ulusal-burjuvazinin devrimci kanadıdır.Ulusalkurtuluşhareketininbaşınıçekenbiricikgüçproletaryadır.
Kölecivefeodaldönemdehalklardışbaskıvesömürüyekarşı
bağımsızlık eylemlerine girişiyorlar, dış istilaya karşı direniyorlardı.Ama halkların bütün bağımsızlık hareketleri, ulusal bağımsızlıkhareketleridirdiyebirkoşulyoktur.Birhareketinulusalbağımsızlıkhareketiolabilmesiiçindahaöncedenbahsettiğimizgibi,
hareketiniçindebirulusalkesiminolması,öncedenbirburjuvasınıfınındoğmasıgerekir.Dünyaçapındaburjuvazininvekapitalizmin gericileşmesi ve feodalizmle ittifaka girmesi, sömürgelerde
uluslaşmasürecinideğiştiriyor.Dahadoğrubirdeyimle;sömürgelerdeuluslaşmaiçinartıkbirburjuvasınıfınınvarlığı,koşuluortadankalkıyor.Yinedehalklarınbağımsızlıkhareketimevcuttur.Bu
anlamdabağımsızlıksüreciiçerisindeeskiaşiretdüzenivefeodal
yapı dağıtılarak, burjuva gelişme yolları tıkanıyor. Bunun yerine
konulan bağımsız, demokratik, ekonomik ve siyasal yapı, yani
halk diktatörlüğü altında, sömürge halkları ulus haline geliyorlar.
Sonuçolarak;sömürgehalklarınınulusalbağımsızlıkhareketi,varolanbirulusunyadaönceuluslaşan,amasonradanüzerindeulusalbaskıkurulanbirulusun,buulusalboyunduruğakarşısavaşımagirdiğibirulusalbağımsızlıkhareketideğildir.
Ezilen ulusların bağımsızlık hareketi ile sömürge halkların bağımsızlıkhareketiarasındakifarknedir?Ezilenuluslardadahaön-
52
ce ulus haline gelinmiş, ama sonradan herhangi bir nedenle aynı
ulusüzerindeulusalbaskıtesisedilmişti.Ezilenulusunburjuvazisi, köylülüğü ve kısmen de işçi sınıfını yedeğine alarak, pazara
kendisininsahipolmasıistemiyle,ezenulusunburjuvazisinekarşı
bağımsızlık hareketine başvurur. Ulusun oluşmasında belirleyici
rol oynayan pazardır. Ulusun oluşmasında, ticaret burjuvazisinin
yararıvardır.Sınıfileulusarasındakiobjektifbağdaburadanortayaçıkar.ŞöylederLenin: “Bu ulusal bağların yaratılması, burjuva ilişkilerinin yaratılmasından başka bir şey değildir.” Kapitalizminyükselişdönemindedoğanbuuluslara“burjuva uluslar” denir.Ama daha önce uluslaşmamış ve giderek emperyalizmin ve
onunişbirlikçisiolankomprador-burjuvaziiletoprakağalarınıntahakkümüaltındaolanhalklarınyürüttüğüulusalkurtuluşhareketi,
bir burjuva ulusal hareketi değildir. Ezilen uluslar sorunu ile sömürgelerin kurtuluşu sorunu arasındaki ayrım üzerinde, Türkiye
solununKürdistanmeselesindekiyanlışyorumvetutumunuaçıklığakavuşturmakiçinözellikledurmakgerekir.TürkiyesolutarafındanKürdistansorunu,birezilenulussorunuolarakkonmakta,
burjuvazinin,işbirlikçi-burjuvazininyadamilliburjuvazininpazarınasahipçıkmasıvekendimillidevletinikurmasıbiçimindeyorumlanmaktadır.Sorununbutürkonuşu,yanlışbakışaçısı,onları
Kürtçülükpropagandasıyapıldığıiddiasınaveyoldaşlara“burjuva
milliyetçileri” yakıştırmasının takılmasına götürecektir. Bu hatalı
görüşlerekarşımücadeleise,Kürdistansorunununmarksizm-leninizminyolgöstericiışığındadoğrubirtahliliilemümkündür.
Ezilenulusunbağımsızlıkhareketiveyaburjuvaulusalhareketi,
tarihinbellibirdönemindeortayaçıkar.Emperyalizminhenüzvar
olmadığıserbestrekabetçikapitalizmininsondönemlerinde,Doğu
Avrupa, İrlanda dahil, Balkanlar’daki ulusal kurtuluş hareketleri
bununtipikörnekleridir.Buhareketlermillibaskıyısürdürenuluslara karşı, ezilen ulusun burjuvazisinin yürüttüğü hareketlerdir.
BatıAvrupa’damerkezidevletlerinteşekkülü,uluslarınulusaldevletlerkurmasıbiçimindeolduğuhalde,DoğuAvrupaülkelerindeki
merkezileşme,ulusaldevletinkurulmasındanöncedir.DoğuAvru-
53
pa’daMoğolveTürkistilalarınakarşıbirçokhalkıkapsamınaalan
merkeziimparatorluklariçindekapitalizmingirişiylebirlikteönce
hakim milliyet uluslaşmakta ve devlete damgasını vurarak askeri
ve siyasi olarak örgütlenmektedir. İmparatorluk bünyesinde yeralan diğer milliyetlerin uluslaşması ise biraz daha geç olmaktadır.
Bu oluşum sürecinden sonradır ki, ezen ulus-ezilen ulus kavramlarıortayaçıkar.Hakimulusundevletmekanizmasınavepazarına
sahipolmagibisiyasalveekonomikalandaavantajlıdurumusözkonusudur.Ezilenulusyadadahasonrauluslaşma,milliyetinburjuvazisi, özellikle ticaret burjuvazisi, kendi pazarına sahip olma,
ulusaldevletinivekendimilliekonomisinikurmahakkındanyoksundur. Sömürünün en büyük kesimi, ezen ulusun burjuvazisine
gitmektevebuikiburjuvasınıfıarasındabirsavaşayolaçmaktadır.Stalin’in“ulusal savaş, burjuva sınıfları arasındaki bir savaştır” dediği durum budur.Yine Stalin’in “Marksizm ve Ulusal Sorun” broşüründe tahlil ettiği ülkeler; Rusya,Avusturya-Macaristan, Balkanlar ve İrlanda’dır. 1917 Ekim Devrimi’ne kadar bu
böyledevameder.19.yüzyılınsondönemlerinihatırlayalım;kapitalizm henüz serbest rekabetçi dönemindedir.Avrupa’nın doğusu
ile İrlanda’ya sömürge bir biçimde değil, iç olgu veya iç olguya
benzerbirbiçimdegirmektedir.Balkanlar’dakidurumdaaynıdır.
Yabancıkapitalizmolmadığıiçin,sömürgeleşmeolgusudayoktur.
19.yüzyıldaAvrupaçapındatümhalklaruluslaşıyor,amayukarıda
dasöylediğimizgibibirkesimdevletehakimolup,ezenulus,bir
kesimdeimparatorluğuntahakkümüaltındakalarakezilenulusolmaktadır.Doğalolarakezilenulusunburjuvazisidahaçoksömürü
içinkendiulusalpazarınagereksinmeduyacakveulusalmücadele
başlayacaktır.Aynı yüzyılda iki ulusun hakim sınıfları arasında
başlayanbusavaş,ezilenulusunburjuvazisilehinedesteklenmesi
gereken ilerici bir savaştır. Komünist partileri tarafından da desteklenenbuulusalkurtuluşhareketineproletaryanınönderlikedebilmekoşullarıyoktur.1917EkimDevrimi’nekadarproletaryanın
ulusalkurtuluşhareketlerindehegemonyakurmasımümkündeğildir.Proletaryaancakkendidemokratikhaklarıvesosyalistdevrim
54
içinmücadeleedebilecektir.EkimDevrimi’ylebirlikteproletaryanınsömürgeseldevrimdehegemonyaçağıgelmişveEkimDevrimi ulusların kurtulması için büyük imkanlar yaratmış, tutulacak
doğruyollarıaçmıştır.Kısacasıikiburjuvasınıfıarasındabirsavaşıma yol açması kaçınılmaz olan ezen-ezilen ulus sorunu, Doğu
Avrupa’yaözgübirsorundur.Sermayeveemperyalizmekarşıolması, kendi ülkesinde sermayenin ve milli kapitalizmin geliştirilmesiniamaçedinmesinerağmensonuçlanmasıiyibirşeydir.DevletinbiriçsorunuolanvetarihaçısındanBirinciEmperyalistPaylaşım Savaşı’na kadar DoğuAvrupa’yı ve İrlanda’yı ilgilendiren
ezilenulussorunuişteböyledir.
Sömürgelersorununagelince;Avrupakapitalizmidünyaçapında sömürgeciliği geliştirerek, feodal ilişkileri uykuya terkeder.
Böyletoplumlardafeodalbeyler,komprador-burjuvaziveişbirlikçi-burjuvazinin ittifakı biçiminde bir rejim belirir veya böyle bir
ekonomikvesosyalstatüoluşur.Buülkelerdeburjuvazininemperyalizmileişbirliğinegitmesiveoluşanstatününburjuvazininönderliğinde,birulusalkurtuluşhareketininyollarınıntıkanması,siyasibağımsızlığıneldeedilişineengeldeğildir.Amasiyasibağımsızlık, ekonomik bağımsızlığı getirmeyince, ulusal kurtuluş hareketinintamamengerçekleştiğisöylenemez.Bağımsızbirekonomi
vebağımsızbirulusalkültürgerçekleştirilemez.Ancaksiyasibağımsızlığıeldeetmeanlamındaulusalsorunhalledilebilmiştir.
Avrupa dışında kalan ülkelerde emperyalizmin bir işbirlikçiburjuvaziyaratması,işbirlikçi-burjuvazininfeodalgüçlerleittifakı
vegeneldeemperyalizmleittifak;sömürgesorununuyadasömürgelerdebağımsızlıkeylemlerisorununugündemegetirir.Aynızamanda sömürgelerde komünistlerin tavrını da gündeme getirir.
Komünistlerkendiülkelerindebirburjuvaulusalkurtuluşhareketi
istemezler,ancakkendilerinindamgasınıtaşıyanbirharekettenyanadırlar. Komünistler “sömürge ulusun da bir burjuvazisi vardır,
bu burjuvazi kendi pazarına sahip olmak istiyor, ilerici olduğu için
destekleyelim” diyebilirlermi?Türkiyesolununveözellikle“milli
meselede en ileri giden siyaset” diye bahsedilen TİKKO’nun ve
55
Kürtmilliyetçileriningörüşleriböyledir.Gerçeklerbununtamtersidir.Çünküburjuvauluslarçağıartıkkapanmış,yenibirçağ,proletaryadevrimleriveulusalkurtuluşhareketleriçağıaçılmıştır.Sömürgelerdeki devrim sorunu, Komünist Enternasyonal tarafından
olsun, Stalin’in son konuşma ve yazılarında olsun açıkça ifade
edilmiştir: “Komünist Enternasyonal’in II. Kongre’sinin, Çin ve
Hindistan’daki devrimi konu alan Ek Tezler’inde, bu ülkedeki yabancı egemenliğin toplumsal yaşamın gelişmesini durmadan engellediği ve bu nedenle sömürgelerdeki devrimin ilk adımının yabancı kapitalizmin yıkılması olması gerektiği açıkça söylenir.”
MaoZedung;sömürgeülkenindevrimcilerininmarksist-leninist
bir partiye, bu partinin örgütlemesi gereken bir halk ordusuna ve
yinebupartininönderliğindekurulmasıgerekenbirmillibirleşik
cepheyiyaratmalarıgerektiğinivebunlarındevrimintemelsorunlarıolduğunusöyler.Evet,bütünbupratiksonuçlarortadadır.Ulusalkurtuluşhareketlerininpratiksonuçlarıortadadır.Ulusalkurtuluş hareketlerinin pratik deneyimleri ortadadır. Kendi ülkelerinde
devrimgerçekleştirmişolankomünistlerdenyadakomünistpartilerindenhiçbiri“bizim milli burjuvazimiz pazar savaşımı veriyor,
kendi devletini kurmak için savaşım veriyor. Biz de onun yedeğinde bir burjuva cumhuriyetinin yaratılması için savaşalım” demediler.Burjuvazininvefeodalbeylerin,emperyalistlerlekesinişbirliğinegiderekulusaveülkeyeihanetettiklerinivedevriminhedefi
olduklarını, bunların ulusal kurtuluşunu, ülkenin bağımsızlığını
getirmeyeceklerini,tarihiaçıdanbuyücegörevinartıkproletaryanın omuzlarına bindiğini gördüler. Lenin ve Stalin’den kaynaklanarak marksizmi, anlayışları ve sömürge ülkeye uygulayışları Ho
Chi Minh’te de, Mao Zedung’da da böyledir. Bu büyük önderler
sonuçtakendiülkelerinitambağımsızlığagötürüyorlar.AmaTürkiyesoluveKürtmilliyetçilerinegetiriyorlarbellidir.Sanki1917
Ekimöncesiniyaşıyoruz.Sankibizimbirmilliburjuvazimizvardırvebuburjuvazikendipazarınasahipolmakiçinsavaşımveriyor.“Kentlerde, köylerde burjuvazi harıl harıl bağımsız Kürdistan
için çalışırken, varolan bir-iki komüniste düşen görev de burjuva-
56
zinin bu eylemini desteklemektir” denilereksorunbuşekildekonulamaz.Sorununbuşekildekonuluşudiyalektiğinentemelilkelerinden birini, “belli bir tarihi anda herhangi bir soruna getirilen
bir çözümün, başka bir tarihi anda yanlış olabileceği gerçeği”ni
gözardıetmektir.Lenindaha1920’lerde“komünistlerin, sömürgelerin ve geri kalmış ülkelerin burjuva demokratlarıyla geçici bir ittifak kurmaları gerektiğini, ama onlarla kaynaşmamaları, en ilkel
biçimde olsa da proleter hareketin bağımsızlığını bağnazlıkla korumaları”lazımgeldiğinisöyler.Stalin’inÇinDevrimiüzerineyazıları,sömürgevesömürgeseldevrimüzerineçokiyibirtahlildir.
Bu konulara bakıldığında ve Ekim Devrimi’nin dünya çapında
önemianlaşıldığında,sömürgeülkesorunuvebusorunkarşısında
komünistlerin görevlerinin ne olduğu görülecektir. Komünistlerin
görevi;pazariçinsavaşımverecekolanbirburjuvazinindoğacağı
günekadarellerinikavuşturupbeklemekdeğil,öncemillidevrim,
giderekdemokratikvesosyalistdevrimigerçekleştirmektir.Marksizm-leninizminsömürgelerdeuygulanmasıböyledirveyapılanda
budur.Yukarıda da değindiğimiz gibi, ezilen ulus sorunu, tarihin
bellibiraşamasındaDoğuAvrupa’yaözgübirsorundur.Sömürgeler sorunu ise,Avrupa kapitalizminin ulusal sınırlardan taşarak
emperyalistaşamayageçmesivedünyanındiğerülkeleriniyarı-sömürgevesömürgelerbiçimindekendihakimiyetialtınaalmasıyla
ortayaçıkar.Ayrımaçık-seçiktir.Bukonudabirteorikyetersizlik
sözkonusu olamaz. Marksizm-leninizmin sömürgelere uygulanışı
ve sömürge devriminin somut pratiği ile teorik olarak marksizmleninizm,buayrımıgöremeyenlerinnekadarsafolduğunundelilidir.Görmekistemeyenleriçinbirdiyeceğimizyok.Marksizm-leninizmin evrensel gerçeği, yaşayan ruhu, somut şartların somut
tahlilidir.Sosyal-şovenizmveonunyardakçıları,ulusalinkarcılar,
zaman ve mekanı dikkate almazlar. Mekan açısındanAvrupa’nın
doğusu için geçerli olan durum dünya için genelleştirilir, zaman
açısından kapitalizmin iç olgu biçiminde geliştiği rekabetçi dönem,sömürgeleriçindegeçerlikılınır.Nesaflık(!)Herikiaçıdan
marksizm-leninizmilealakalarıolmadığıgibi,uygulamaalanıda
57
yoktur.Nepazarıiçinsavaşanbirburjuvazi,nedebuburjuvazinin
kendi devletini kurmak için savaşma istemi... Ulusal bağımsızlık
bayrağını “geminin bordasından denize atar” bir burjuvaziden
bunlarıbeklemekhamhayaldir.Sosyal-şovenizm,varlığımümkün
olmayan bir Kürt milli hareketini desteklemekte, işe komünistler
karışınca,“Kürtçülük yapılıyor”yaygarasınıkoparmaktadır.Diline
bukelimeyipelesenkedenlerin,ağızlarındasakızgibiçiğneyerek
papağancatekrarlayanlarınburjuvazininyedeğinedüştükleriaçıktır.Bukişilereverilecekcevap,Türksömürgecilerineverilecekcevaptanfarklıolmayacaktır.
Bağımsızlıkhareketleriaçıklanmayaçalışıldı.Tambağımsızlık
hareketlerinedeğinildi.Ezilenulusunburjuvazisininöncülüğünde
ulusal kurtuluş hareketleri mümkündür. Sömürge ülkelerde işbirlikçi-burjuvazi gelişmişse, bu sınıfın böyle bir sınıfsal gelişimi
sözkonusudeğilse,ülkesömürgevefeodalbirülkeyse,feodalsınıfınöncülüğündebağımsızlıkhareketlerideolabilir.Amasömürgeciliğekarşıgirişilenbumücadeleyidemindediğimiztürdenyorumlamakgerekir.
Ulusalkurtuluşhareketiiçindeaşiretler,halklar,oülkedeyaşayan hakim ulus fertleri yer alabilir. Hatta “bunların tümü bağımsızlık eyleminin temel güçleridir” denebilir. O halde harekete
“Kürt milli hareketi”demek,sadecebellibirtabakayıKürtulusunamaletmek,sömürgeseldevrimeuygundüşmemektedir.Ülkede
yaşayanmilliyetineolursaolsuntümhalk,hattaaşiretvekabileler,ulusalbağımsızlıkeylemiiçindeyeralacaklardır.Tarihimateryalizminışığındadünyayabakışımızaburadasonverirken,anlatılanlarınrehberliğindeKürdistansomutunageçebiliriz.
Kürdistan
Tarihimateryalizminyolgöstericiliğinde,tarihisüreçiçindesömürgeciliğiincelediğimizgibiKürdistan’ıntarihigeçmişinideinceleyerek, marksist yorumumuza geçebiliriz. Günümüz Kürdistan’ındakisömürgeciliğianlamakiçin,kısacasıiçindebulunduğumuzdurumuanlamakiçintarihebirgözatacağız.
58
Bizcepekönemliolmayan,amayinedetartışılankonuKürtlerinvarlığı-yokluğumeselesidir.ÖnemliolanKürthalkıolgusu,bu
halktanyoksulinsanlarıncoğrafibiralanolanKürdistanüzerinde
yaşamasıdır.Kürtlerinvarlığınıyadayokluğunutartışmakkomünistleredüşenbirgörevolmamalıdır.Kürtlerinvarlığı-yokluğusorununutartışmayasunmak,çöküpgidensınıflarınyadahenüzcılızolanveyadoğmadanölenKürtburjuvaaydınlarınınbakışaçısıdır.Buburjuvaaydınları,kendisınıfsalkonumlarınıbütünKürdistan’a ve Kürtlere mal ederek tartışadursunlar. Komünistler kendi
sınıflarınınvarlığını-yokluğunutartışacak,tariheyaklaşımlarıvarlıklarınıispatiçindeğil,içindeyaşanılananıyaşamakiçinolacaktır.Kürdistan’ınbugeriyapısıüzerindekomünistlerdevrimyapacak,nekötükoşullar,nedeherhangibirgüçbunaaslaengelolmayacaktır.
Tarihçilerinaraştırmasınagöre;KürtlerHint-Avrupalıbirhalktır.YadaHint-Avrupafamilyasındandır.Gruplarsosyalbirergerçektirler.Hint-Avrupalıbirhalkgrubudur.BunungibiAfrikalılar,
SamiAraplarveMoğollardabirgrupoluşturmaktadırlar.Kürtler
debusosyalgerçekleriniçindedir.Faşizminsavunduğusafırkteorisindenayrıolarak,coğrafikoşullarınsonucuhalklarınbölünmesi
gibibirolgudamevcuttur.Örneğinsiyahrenginortayaçıkışıdoğa
durumuileaçıklandığıgibi,yinesarıırkınortayaçıkışıdacoğrafi
koşullarla izah edilecektir. Bunlar bir ferde üstünlükler sağlayan
özelliklerolamaz.“Siyah ya da sarılar geri zekalı, beyazlar ileri
zekalıdır” denilemez.Bununiçinfaşizmin“üstün ırk, geri ırk”biçimindeayrımıylabubölünmeleraçıklanamaz,tersinecoğrafietkenlerinsonucumeydanagelenbirdeğişmegözüilebakılmalıdır.
Birgerçekolanırktipolojisininveinsanlarınbuaçıdandeğişmelerininüzerindekonuyabirazdahaaçıklıkgetireceğiiçinduruyoruz.
Hindistan’davekısmendebugünküAvrupa’dayaşayanlarındahil
olduğu Hint-Avrupa dil grubu vardır ve Kürtler bu dil grubunun
içindetanıtılmaktadır.TürkleriseMoğol,Ural-Altaydilgrubunda
yeralırlar.Tipolojivedillerininoluşumubirbirindenayrıdır.Daha
değişikbirırklaşmavedeğişikbirkavimolmalarınedeniyleTürk-
59
lerinHint-Avrupadilgrubuvetipolojisiyleyadabizimlekesinliklebirilgisiyoktur.
Bazı tarihçiler M.Ö. 2000 yıllarında Hint-Avrupa grubundan
olanhalklarınbirkısmınınKafkasya’danveHazarDenizi’nindoğusundangelip,boğazlardangeçerekgüneyeindikleriniyazar.Nedenindiklerini,hangiekonomiknedenlerleyerleriniterkettiklerini tahlil etmeye gerek yoktur.Ama daha çok nüfusun artması ve
üretimin gelişmesi göçlerini zorunlu kılmış olsa gerektir. İşte bu
tarihlerdebahsedilenhalklardanKürtlerinatalarıolanMedlerbugünküKuzeybatıİran’a,PersleriseGüneydoğuİran’ayerleşeceklerdir. Daha verimli olan Kuzeybatı topraklarını, güçlü durumda
bulunan Medler Perslerin elinden almış ve daha güçsüz durumda
olanPerskabileleriniverimsizGüneydoğutopraklarınadoğrusürmüşlerdir. M.Ö. 1000 yıllarında Medlerin aynı yerde güçlü durumunukoruduklarıveAsurlularlasüreklisavaşiçindeolduklarıbelirtilmektedir.M.Ö.1000yıllarıdolaylarındabaşlayansavaş,7.yılakadardevamederve612yılındaAsurlarınkesinyenilgisiilesonuçlanır.MedİmparatoruKeyaksarkomutasındakiordu,Asurların
başkentiNinova’yagirerveşehiryakılıpyıkılır.Asuregemenliği
yıkılıncaardındantekrarkuzeyeçıkılır.
M.Ö. 1000 yıllarında Van gölü çevresinde, Van merkez olmak
üzeregüçlübiruygarlıkyaratanve600yıllarınakadargelenUrartularyaşamaktadır.UrartuUygarlığı’nıdayıkanMedler,BatıAnadolu’yadoğruyürüyerekLidyaKrallığıilesavaşatutuşurlar,ama
kesin yenilme ya da yenme durumları sözkonusu değildir. M.Ö.
585yılındavarılananlaşmaileKızılırmaksınırkabuledilerektekrareskiyerlerinedöneceklerdir.TahminenM.Ö.700ile612yıllarındabirşeflikyadadevletçikkurmuşolanMedler,birorduoluşturmuş, savaşmayı veAsurluların içinde erimeyi öğrenmişlerdir.
Kendi dinleri Mazdek ve kendi kültürlerini yaratmış, bağımsızlık
bilinçleriniAsurlara karşı mücadele içinde geliştirmiş ve bunda
başarılı olmuşlardır. Medlerin bir aşiret konfederasyonu veya bir
kölecidevletioluşturmalarıdamümkündür.M.Ö.612ile550yılları arasında varlığını sürdüren bu devletçikler, Kürdistan’ın ta-
60
mamı üzerinde egemenliklerini kurmayı becermişlerdir. Bundan
çıkarılan sonuç şu; M.Ö. 550 senesinde Medlerin Persler tarafındanyıkıldığıanakadarbaşkabirkavministilasıyoktuveyavarolanaskeriistilalaryenilgiyeuğratılmaktadır.MedlertarihteMezopotamya ve bugünkü Kürdistan topraklarına damgasını vuran, dil
vekültürleriniburayaençokhakimkılanveaynıtopraklarıkendileriiçinyurtlaştıranbirhalktır.MedlerinHint-Avrupafamilyasıve
grubundan olması, bugünkü Kürtçe’nin aynı dil grubuna girmesi
vedililedilgrameryapısındakibenzerlik,Kürdistanüzerindebir
halkıntamegemenolmayışı...Bütünbunlaradayanarakdenilebilir
ki;bugünküKürtlerindayandıklarıveKürtleşmeyeveyaKürtmilliyetininortayaçıkmasınaesasolarakdamgasınıvuranMedlerdir.
İlkKürtkavmiveKürtlerinorijinleriöğrenildiktenhemensonra
Kürdistan’ın tarihine geçilebilir. M.Ö. 550 yıllarında Medlerin
Persler tarafından yıkılışı ilginçtir. Herodot tarihinde Medlerin
Perslerdenayrıoldukları,MedlerinPerslerdendahagüçlüveihtişamlıbirdurumdabulunduklarıayrıntılıbirbiçimdekonulmuştur.
Medler kendilerine “ARİ” demektedirler.Aryanlar ateşten olan
halkanlamınagelir.TarihteZerdüştlükolarakbilinendindenolan
Kürtler (Medler), odun yakıp ateşe tapınmaktadırlar. Persler ise
ayrıbirkavimolarakdeğerlendirilmektedirler.PerslerozamanisrafadüşkünbiriolanMedkralınıyenerler.VeMedlerüzerindehakimiyetlerinikurarlar.HızlayayılanPersler,Mısır’danHindistan’a
kadarvarantopraklarüzerindeyaşayanbütüninsanlarıegemenlik
altınaalacaklardır.TarihçiHerodot’agöreegemenlikaltınaalınan
kavimlerinsayısı22’yibulmaktadır.KavimleriderecelendirenHerodot, birinci dereceden kavim olarak Persleri, ikinci dereceden
olarakdaMedlerigösterir.PerslerinegemenliğialtındadaMedler
M.Ö.500-400yıllarındabirkaçgüçlüisyanagirişerekbaşkaldıracaklar,özellikleMedgüçleriçeşitlientrikalardüşünecek,amaPers
egemenliğini yıkmaları mümkün olmayacaktır. Bugün Irak’ta kalan Kürdistan’da ve Batı İran’da, Zagros dağlarında Medler, Pers
egemenliğindenkurtulmakiçinayaklanacaklar,amaayaklanmalarıntümüamansızcabastırılacaktır.
61
Denilebilirki,budönemdehakimgüçlerekarşıdirenenKürtlerin,direnmesüreciiçindegelişmelerisözkonusudur.ÖzelliklePers
egemenliği altında ikinci dereceden vatandaş olmaları nedeniyle,
kendi dil ve kültürlerini geliştirebildiklerini ve Kürdistan topraklarıüzerindeyayılmalarısonucudahaöncevarolanhalklarıMedleştirdikleriniveyaKürtleştirdiklerinisöyleyebiliriz.
Dahaöncedebiryığınhalkvardı.FakatMedlerbunlarınhepsinikendidilvekültürleriiçindeeritiyorlardı.BukonudaPersİmparatorluğu’nun yıkılışını da söyleyebiliriz. Bu arada Büyük İskender’in Bitlis’e kadar uzanan bir istilası vardı -Bitlis kalesi İskenderdönemindenkalmıştır.BuistilaKuzeyIrak’akadaruzanıyordu.Nevarki,İskender’inistilasıKürdistan’daepeycezararlara
yolaçıyordu.İskenderKürtlerlekarşılaşmasındaKürtlerinbirkısmını(aşiretreislerini)kendisinebağımlıkılıyor,birkısmınıisegönüllü olarak yardıma alıyordu. Bu istila M.Ö. 330 yıllarında olmuştur. Bu istiladan sonra Pers İmparatorluğu veAnadolu’daki
imparatorluklaryıkıldı.Vebundanhemensonraİskenderöldü.Bu
imparatorluğunyerinebirtakımküçükkrallıklarkuruldu,fakatbu
küçükkrallıklarKürdistan’atamamenhakimolamadılar.Kürtlerin
birkısmıbuaradabağımsızolarakyaşayabiliyorlardı.BunlarözellikledağlıkalanlardakiKürtlerdi.BukonudaAnabasisveKsenefon’unKürtlerleilgiliolankitaplarıokunabilir.
Kürtlerinataları,onlarabirbütünlükverenKarduklardır.OdönemdebunlarıngerekPerslere,gerekYunanlarakarşıolanmücadeleleri, bugünkü mücadelelere benziyordu. 1938’de Dersim’de
yapılandirenişler,Koçgiri,Ağrıvs.direnişleri,savaşmatarzlarıve
dağlardaki hakimiyetleri ile birbirine benzeyen Kürtler, yabancı
kralların otoritelerini kabullenmeyip bağımsız yaşamak istiyorlardı. Tıpkı Osmanlıların otoritesini tanımadıkları gibi... Dağlık
bölgelerde bağımsız olarak yaşayanların iyi ok ve çok iyi sapan
kullandıklarıbilinir.Bunlarındağlıkbölgelerdeyaşamalarınınnedeni, işgalci kuvvetlerdi. Bu kuvvetlerin geri çekilmesiyle bunlar
tekrarovalıkyerlereiniyorlardı.İstilabaşlayıncadağlaraçekilme,
işgalciler gidince ovalara geri dönme Kürdistan’da tipik bir du-
62
rumdur.Busüreçiçindeovalıkyerlerdeyaşayanlarınişbirlikçinitelikleri gelişirken, dağlık bölgelerde yaşayanların bağımsız olma
niteliklerigelişiyordu.İskenderdönemindekidurumkısacabudur.
Bunlardan sonra Kürdistan’da Ermenilerin yayılmalarını görüyoruz.KürtlerleErmenilerinbirlikteyaşadıklarıdönemM.Ö.1000
yıllarıdır. Ermeniler M.Ö. 6. yüzyıllarda ortaya çıkarak bugünkü
AğrıveKarsyörelerineyerleştiler.Tarih,Ermenihalkındanböyle
bahseder. Ermeniler zaman içinde güçlenerek Güney Kürdistan’a
kadar inip buraları kendi hakimiyetleri altına aldılar. M.Ö. 50-60
yıllarına kadar devam ettikten sonra Ermeni Krallığı’nın Roma
İmparatorluğu’na yenilmesi ile son buldu. Bu konuda Mehmet
Emin’intarihi,yolgöstericidir.
Ermenilerin yenilmesinden sonra Kürdistan’da Romalıların hakimiyetibaşladı.Buaradaİran’daPersdevletikuruldu.Budevletbelli
birdönemRomalılarlamücadeleettiktensonraİran’dayenildiler.Bu
yenilgidensonraM.Ö.261yıllarındayenibirPerskraliyetiolanSasaniler ortaya çıkıyor. Bu tarihten sonra Sasanilerle Romalılar korkunç savaşlara başlarlar ve bu savaşlar M.Ö. 250 yıllarından M.S.
650 yıllarına kadar devam eder.YaniArap hakimiyetinin kuruluşu,
PersveSasanilerinyıkılışı,BizanslılarınAnadoluiçinesürüklenmeleribudönemerastlar.RomalılarlaSasanilerarasındabaşlayanuzun
sürelisavaşlar,Kürdistantopraklarıüzerindeoldu.BusavaşlardabazenDicle,bazenFıratsınırkesiliyor,busınırsürekliolarakdeğişiyordu. Bugün Kürdistan’da Romalılardan kalma bir sürü tarihi eser
görmekteyiz. Kürdistan üzerinde yapılan bu savaşlar egemenlik ve
hegemonyasavaşlarıdır.DicleveFıratbaşlıbaşınabirhegemonyasınırdır.
Bu dönemde Kürtler uzun süre Sasanilerin egemenliği altında
kalıyorlarvedevletiçindeeşitderecedetemsilediliyorlardı.Kürt
hakim güçlerinin, aşiret şeflerinin, devlet içinde nüfus sahibi olmaları, Kürt halkının gelişmesine yardımcı oluyordu. Sasani ve
Romalılarınegemenliklerialtındasürekliolarakdireniyorlardı.Bu
direnmelerolmasaydıKürtlerSasaniegemenliğialtındavedevlet
içindeeşitderecedenüfussahibiolamazlardı.
63
YinebudönemdeKürtlerinbirkısmıdağlıkalanlardayaşarken,
birkısmıdaovalıkyerlerdeyaşıyorlardı.OvalıkyerlerdeyaşayanlardahasonraKürdistan’dafeodalizminbelkemiğinioluşturacaklardı.Mezopotamya’dagüçlüKürtbeyliklerioluşacaktı.Arapların
hakimiyetindenitibarenovalıkyerlerdeKürtfeodalizmioluşmuştu.Dağlardaiseufakçaplıüretimolduğuiçinaşiretleryaşayacaktırvebunlarbağımsızaşiretlerdir.
Daha sonra 642 yıllarındaArapların istilası başladı. Bu tarihte
Araplar Hilvan’a kadar ilerlediler. Buradan Kars’a, hatta Kafkasya’yakadargeçtiler.Arapistilası,içdeğişmelersonucuzayıfolan
BizansveSasanilerkarşısındatarihinbellibirdönemindesondereceilericibirgüç,feodalbirgüç,yenibirgüçtür.AdetaMuhammedyenibirdevrimyapmıştır.Yenibirdevrimindeörgütlendirdiği iyi bir ideolojiye sahip, istilacı ve güçlü bir devlet vardır. Bu
ideolojininetkisialtınagirenler,korkunçbirersavaşçıolarakgirdikleri ülkeleri dağıtıyorlardı. KuzeyAfrika’dan Kürdistan’a ve
Kafkasya’ya kadar her alan 300-400 seneArap egemenliği altına
girdi. Tabii ki bu egemenlik alanlarından biri de Kürdistan’dı.
Kürdistan’daArapegemenliğialtındaİslamlığınbirideolojiolarak
Kürtlere hakim kılınması durumu ortaya çıktı. Kürtler müslüman
olmayazorlandı.BundanönceKürtlerindiniolanateşetapmagibi
birtakım inançların (ki bunlaraYezidi Kürtler diyorlar) yerini İslam ideolojisi aldı. Bunun sonucu olarak bazı Kürtler müslümanlığıkabullenirken,bazılarıbunukabullenmedi.Kısazamanda
İslamlıketkilivegüçlübirideolojihalinegeldi.Kürtlerineskibağımsızlık iddiaları silinerek milli nitelikleri, bu ümmet ideolojisi
karşısında zayıflayarak, Kürtler arasına mezhep bölünmesi gibi
ideolojileryerleştirildi.
İslamideolojisiningelişmesindensonrabaşlangıçtamezhepbölünmesiilericibirşeydi,fakatdahasonragericileşti.İslamideolojisinin gelişmesi karşısında müslümanlığı kabul etmeyenAlevi
halk,geleneklerinikoruyupmüslümanlığakarşıdirendi.Aleviliği
dahaçokdağlıkalanlardayaşayanlarkabuletmiştir.Sünnilerovalık yerlerde boylar halinde yaşıyorlardı. Bu bölünme başlangıçta
64
ilericiolmasınarağmen,sonradangericileşerekKürtlerigüçlübir
milliyetolarakbirleştirmiyor,tamtersinesankiikimilliyetmişgibi
ayırıyor.AleviKürt,SünniKürtdiyebirayrımıgeliştirerek,insanlarımilliyetindenyabancılaştırdığıiçinİslamlıkgericibirideolojidir.FakatdiğeryandanAraphakimiyetiKürdistan’dakifeodalizmi
geliştirmiştir.ÖzellikleMezopotamya’dafeodalizmiAraphakimiyet iyl e açıkl ay ab il ir iz. Bug ünkü Kürt beyl er i bil e kend il er in i
Araplaradayandırıyorlar.BazıyerlerdekiKürtbeyleriise“Ali’den
geldik, Muaviye’den geldik, Halit’ten geldik” gibisözlerlehemen
kendisiniMuhammed’edayandırıyorlar.BudaAraphakimiyetialtında odaklaştırıldıklarını gösterir. M.S. 650-950 yılları Kürdistan’dafeodalizmingelişmeyıllardır.Başkabirdeyişledağlıkalanlardaaşiretlerinyaşantılarınıbağımsızolaraksürdürmedönemidir.
Kürtlerbudönemdesınıflaşmayatutuldular,fakatbu,yabancıların
hakimiyetlerialtındabirsınıflaşmaolduveişbirlikçibeyleroluştu.
BudurumM.S.1000yıllarınakadardevametti.
M.S.1000yıllarındanitibarenArapegemenliğizayıfladı.Bunun
nedeni bir yandan yerli halkların direnmesi, bir yandan Kürtlerin
İran’agirmesi,diğeryandandaKuzeyAfrikahalklarınınsavaşmasıdır.İçteniçeArapegemenliğisarsılıyorveişteKürtlerbundanfaydalanarakbirazdurumlarınıdüzeltiyorlar.Kürtbeylerigelişerekdevlet
halinegeliyorlardıveçeşitlifeodaldevletçikleroluşturuyorlardı.Bununnedenideşudur;kuzeydeBizans’ınzayıfdüşmesi,Malatya’nın
girişinekadarçekilmesidir.VeArapegemenliğialtındadaolsaKürtlerin biraz gelişmesi sözkonusudur.Araplar nüfus olarakArabistan’da bulunuyorlardı. Bizanslıların çekildikleri yerlere Kürtler yerleştiler.BundanbaşkabirdeErmenilerinHıristiyanlığıkabuletmeleri vardır. Ermeniler müslümanlığı kabul etmedikleri için İslamlığın
birhedefidurumunageldiler.ErmenilerekarşıKürtlerinkuzeyedoğru yayılmaları, mesela Kars’a kadar Kürtlerin yayılması, Hıristiyan
Ermenilere karşı bir savaştır. M.S. 1000 yıllarında henüz Kürdistan’dabirKürtvarlığıyoktu.AmaTürklerİraniçlerinekadargirmiş,
İran beyliklerini ele geçirmişlerdi. Kendileri Selçuklu Devleti’ni
oluşturarakİran’ınhakimimparatorluğu,Ortadoğu’nunhakimkesi-
65
midurumunadönüşüyorlar.TürklerMelikşahzamanındaKürdistan’ı
istilaetmeyebaşladılarvehattaAraplardandevralınanimparatorluk
otoritesibunlarınelinegeçtivebunlarKürdistan’ıayrıbireyaletolarakoluşturdular.
İlk defa “Kürdistan” kelimesinin ortaya çıkışı Melikşah zamanındadır. Melikşah Diyarbakır’dan başlayıp Van’a ve hatta Kirmanşah’a kadar giden bir Kürt eyaleti oluşturdu. Melikşah,Alparslan’ın oğludur. 1071 tarihinde başa geçti. Kürdistan kelimesi
M.S.1000yıllarındaortayaçıktı.BirdeKürtkelimesininorijinine
bakmak gerekir. Bu kelime M.S. 650 yıllarında ortaya çıkıyor ve
bukelimeyetarihteilkdefaArapegemenliğidöneminderastlıyoruz.AyrıcaM.Ö.400yıllarındabirKürdiyanülkesivardır.Kürdiyan, “Kürtlerin memleketi” anlamına geliyor. Kürt ve Kürdistan
kelimelerininortayaçıkışındabudurumdabizeyolgöstericioluyor.
ArapegemenliğiyıkıldıktanveyerineSelçuklu-TürkegemenliğiyerleştiktensonraKürdistan’dakidurumbirazdahadeğişecektir. KürdistanArap hakimiyetinden ziyade Türk hakimiyeti altına
girecektir. Dil, kültür, şehlik, ağalık, mezhepçilik alanında, yine
sosyolojikvedinialanlardaAraphakimiyetidevamedecek,siyasi
alanı ise Türk hakimiyeti dolduracaktır. Böylelikle Kürtler dini
alandaAraplara, siyasi alanda ise Türklere bağımlı duruma geleceklerdir.DahaöncelerioluşturduklarıdilvekültürlerinibiryandanArapça’nınArap kültürü altında yitirirken, siyasi alanda da
Türklerinegemenliğialtındadağılacaklaryadazayıflayacaklardır.
HalbukidahaönceleribirMervaniİmparatorluğu’nunkurulduğunu görüyoruz. Urfa’dan, Van’a kadar uzanan bu devlet yüz sene
yaşamıştır.BununyanındaEyyübilervardır.Vediğeryanda,şurada-burada bağımsız olan bir yığın Kürt beylikleri vardır. Fakat
Selçuklu egemenliğine geçtikçe bunlar da ortadan kalktı.Yalnız
Selçuklu egemenliği tek bir imparatorluk altında gerçekleşmedi,
bir yandanAkkoyunlar, bir yandan Karakoyunlar, bir yandan da
Artukoğullarıgibibeylikleroluştu.BubeyliklerindiğerbirözelliğidebunlarınsadeceKürdistan’daüretilendeğerlerdenpayalma-
66
larıdır.KürtlertopraklarınıTürkmenkabilelerinevermediler,başkabirdeyişletopraklarınıterketmediler.
AmaAnadolu’dadurumböyledeğildi.TürklerİçAnadolu’datoprağayerleşerekdevletehakimoldular.Şehirlerehakimolmalarına
karşın Kürdistan’a hakim olmadılar, kendi milliyetlerine Kürdistan’ı hakim kılamıyorlardı. Kürdistan’daki güçlü milliyet anlayışı,
güçlü bir dil ve kültürün olması Türk hakimiyetini önce sosyal,
sonradilvekültüralanındamahkumetti.Türklerin,Kürdistanüzerindesiyasibirhakimiyetivardı.Onlarınbusiyasihakimiyetinidaha sonraları savaş alanında da görüyoruz. Feodal kaynaklı siyasi
hakimiyettenkapitalistkaynaklısiyasihakimiyeteveKürtbeylikleriileişbirlikçiotonomiilişkilerindengiderekKürdistan’ıntepeden
tırnağaaskeriişgalinegeçilecektir.DahasonraKürtdilininbünyesinedeTürkçe’ninyerleştirilmesi,kültürümüzünveşehirlerinadeta
Türkleştirilmesiolayıdadevamedecekveasimilasyonçokbüyük
birhızlagelişecek,neredeysebirKürtmilliyetininyokolmadurumuyaratılacaktır.Bütünbunlardanşusonuççıkar;Türkhakimiyeti
Ortadoğu’da 1100 yıllarından itibaren gelişmeye, aynı tarihlerde
Anadolu’da da yayılmaya başladı. Bu yayılma Kürdistan’a kadar
genişlemesiylebirliktekesinbirhakimiyetkurulamadı.1260yılındaKürdistanüzerindeMoğolistilasıbaşladı,Kürdistanyakılıpyıkıldı. OrtaAsya’dan kopup gelen bu yabancı askeri örgüt, İran’a,
Arabistan’a veAnadolu’ya kadar yayılıp bulduklarına el koyup,
tekrargeridönüpgittiler.MoğolistilasıKürdistan’dakimevcutyapıyı tahrip etti. Kürtler, ovalık yerleri terk edip dağlara çekilmeye
mecburedildiler.Budurumenazından50-100seneKürtleringerilemesineyolaçtı.
MoğolistilasındansonraKürdistanüzerindeTimur’unönderliğindegelişenişgaligörüyoruz.BütünKürdistankentleriTimurtarafındanişgaledildi.Kürtleryinedağlaraçekilipdirendilerveyer
yerdeteslimoldular.Teslimiyetikabuledenlerdezamanlauşaklık
duygularının geliştiği ve bu durumu da özellikle beylerin yaşadığınıgörüyoruz.ÖrneğinbirBitlisbeylerininTimur’unyanınagitmeleri,ondanamandilemeleri,hediyelergöndermelerigibi.1400
67
yılındakiolaylarkısacaböylegelişti.1500yılınagirildiğindeyeni
bir devletin ortaya çıktığını görüyoruz.Alevi mezhebine dayanan
Safevidevletininortayaçıkışınıgörüyoruz.AyrıcaOsmanlıdevleti
yavaş yavaş gelişerek Kürdistan’a doğru yayılmaya başladı. Bu
dönemde İran’da bazı Kürt beylerini görüyoruz. Bunlar İran’da
Uzun Hasan’la ilişkilerini düzeltmeye çalıştılar.Anlaşamayınca
YavuzmektupyazıpŞahİsmail’ekarşısavaşagirerlersekendilerinidestekleyeceklerinibildirdi.Asya’dayayılmaemeliiçindeolan
Osmanlı İmparatorluğu, buradaki İpek ve Baharat yollarını eline
geçirmekistiyorduveKürdistan’ınelegeçmesinideUzunHasan’ınyenilgisindegörüyordu.Nemrutİmparatorluğu’nubuemellerini
gerçekleştirmede engel gördüklerinden, bu imparatorluğun yenilmesinişartgörüyorlardı.Zatenmevcutyollarasahipolduktansonra büyük oranda artık değerlere elkoyabileceklerdi. İşte bütün bu
nedenlerden dolayı Osmanlı İmparatorluğu savaşa girdi. Zaten
KürtlerdeŞahİsmailileanlaşamıyorlardı.UzunHasan,Yavuz’un
dadesteğinialarak1514’teÇaldıranSavaşı’ndaŞahİsmail’iyendi.BuaradaSünnilikmezhebinidebayrakdurumunagetirdi.Kürt
beylerininayrılmasıdabudönemdenitibarenbaşladı.Bugünhâlâ
İran’aolanbağımlılıkbudönemdengelmektedir.Yavuz,yayılmasınıSünnilikmaskesialtındayürüttü.UzunHasaniseyayılmasını
Alevilikmaskesialtındayürüttü.BuyayılmalarveçatışmalarKürdistan üzerinde meydana geldi ve Kürdistan’a büyük zararlar getirdi.1514’lerdekidurumdabudur.BundansonrakidönemdeKanuni Sultan Süleyman ortaya çıktı. Kürdistan’a geçerek Bağdat’a
kadar uzandı. Bu arada zaman zaman Kürt beyleriyle anlaşıyor,
bazendeçatışıyordu.DahasonraBağdat,Murattarafındantekrar
işgaledildi.Osmanlılarlaİranlılararasındabirsavaşçıktı,anlaşma
yapılarakOsmanlı-İransınırıbelirlendi.1639’daKasr-ıŞirinAntlaşması’ylaçizilenbusınır,Kürdistan’ınstatüsünübelirledi.Yani
1500-1800 yılları arasındaki dönemde Safevi İran İmparatorluğu
ileTürkOsmanlıİmparatorluğuarasındaçatışmalaroldu.Türkler
dahaçokOsmanlılartarafındayeralıyorlardı.Kürtlerdahaçokbu
ikigüçarasındayedekgüçdurumundaydılar.Osmanlılarveİranlı-
68
lar Kürtleri birbirlerine karşı kullanıyorlardı.Ve mezhep çelişkisi
bu dönemde keskinleştiriliyordu. Günümüzde hâlâ bu çelişkilerin
kalıntılarınıgörebiliyoruz.1800yıllarınakadarkibudurum,Yavuz
dönemindekidurumdanpekfarklıdeğildir.YinedağlaraOsmanlı
zulmündendolayıkaçıpyerleşmeleroluyordu.OvalıkyerlerdekalanSünniKürtbeyleriisefeodalizmigeliştirdiler.Budönemdekısacaböyleözetlenebilir.1800yıllarındansonrayenibirgüçbelirlendi.
GelişenbuAvrupakapitalizmikarşısındaOsmanlılartutunamadılar.17.ve18.yüzyıllarakadarAvrupalılarakarşıbağımsızlıklarınıkoruyabildiler,ama18.yüzyıldanitibarensanayidevrimiaşamasınagirenAvrupakapitalizmi,malihracıaçısındanolsun,askeriaçıdanolsunOsmanlıİmparatorluğu’nuyarı-sömürgestatüsüne
koydu. 1840 yıllarından itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nu yarısömürge durumuna getirdi. Böyle bir durumun zorunlu sonucu
olarakOsmanlılartalandaneldeettiklerigelirlerdenoldularveordularızayıfdüştü.Fakatayaktadurmalarıgerekiyordu,bununiçin
degüçlübiraskeriordukurmalarıvebunedenleparavevergibulmalarıgerekiyordu.Çalışmalarabaşlayarakmecburiaskerliğedayanan bir kanun çıkardılar. Eskiden varolanYeniçeri, sürekli bir
ordu, askeri bir meslekti. 18 yaşına gelindiğinde ölünceye kadar
askerlikyapmadurumuvardı.İştevarolanbuaskerisistemkaldırılarakyerineyenibiraskerisistemgetirildi.Bununiçindenüfusa
ihtiyaç duyuyorlardı. EskiYeniçerilerAvrupalılardan oluşuyordu.
Fakat artık bunu da yapamıyor, Hıristiyanlara güvenemiyorlar ve
müslüman asker istiyorlardı. Böylece karşılarındaAnadolu ve
Kürdistankalıyordu.ErmenilerHıristiyanolduklarıiçinbunlardan
yararlanamadılar. Geriye müslüman olan Kürtler ve Türkler kalıyorlardı.ZatenTürklerdevletiçindeydilervebunedenledeorduyadahaçokKürtleralındı.1800yılınakadarKürtlerOsmanlıordusunagiremiyorlardı,askerdeğildiler.Hatta1850yıllarınakadar
böyle devam etti. Moltke’nin hatıralarında şuna rastlıyoruz: “İki
gerekçeyle Kürdistan’a sefer yapılmıştır: Birincisi, Kürtleri asker
yapmak için, ikincisi vergi toplamak için. Fakat Kürtler sürekli
69
olarak bu duruma karşı direniyorlardı. Yabancıların girdikleri tüm
yerlerdeki Kürtler dağlara kaçıyorlar, bunların geride bıraktıkları
servetlerine ise el koyuyorlar ve geride kalanları zorla asker yapıyorlardı. Nizip Savaşı’nda savaşanların üçte ikisi Kürttü. Savaş
alanında Kürtler, çoğu savaşı bırakıp gidiyorlardı.” 1850yılından
itibarenKürtleraskerealındı,amayüzdedoksanıkaçıyordu.Aynı
durumbugüniçindegeçerlidir,amakaçmaoranıyüzdebiredüşmüştür.Kürtlerinaskerealınmaları,yabancılaştırılmalarıveuşaklıkruhunaalıştırılmaları127seneyibulmuştur.Sömürgeciülkeye
askerlikyapma,onunordukaynağınıoluşturma,özellikleerkekleriköleliğealıştırmayaenaçıkzemindir.Hiçbirsömürgedekiaskere gitme oranı Kürdistan’daki kadar çok değildir. Bunun en açık
örneği Kıbrıs savaşıdır ki, savaşçıların çoğunu Kürtler oluşturuyordu.Budurumuyaratandasömürgeciliktir.Türksömürgeciliği
bu süreç içerisinde Kürdistan’da böyle bir durum yaratabilmiştir.
SüreçiçindeKürtlerbunaalıştırılmışveboyuneğdirilmiştir.Meselaİngilizlersömürgelerindenaskerderliyorlardı,amabunusadecesavaşesnasındayapıyorlarveardındantekrarserbestbırakıyorlardı.Askerealınansömürgehalklarİngilizzulmünüdahayakından tanıma fırsatını bularak, ülkelerine döndüklerinde ayaklanıyorlardı.Ama Kürdistan’daki durum böyle değildi. 140 seneden
beriKürtlersürekliolarakOsmanlıordusunda,dahasonradaTürk
ordusunda askerlik yapmaktadırlar.Adeta ordunun belkemiğini
oluşturacakniteliktedirler.Bu,diğersömürgelerdeolmayanbirdurumdur.Hiçbirsömürgeciülkedeordununyüzdeellisinisömürge
halk meydana getirmiyor, ordunun vurucu gücünü oluşturmuyorlar. Fakat Kürtler sömürgeci güçlerin vurucu gücünü, yine savaşlardaenöndedüşmanlasavaşanlarıntemeliniKürtleroluşturmaktadırlar.Budurumunbaşlangıçyılı1830,gelişmeyılı1850-1900’dür.
İştebuyıllarbudurumundoruknoktasınaulaştığıyıllardır.Bu
seferberlikyıllarındaadetaKürdistanboşaltılmışdurumdadır.Güçlübirhareketindoğmamasının,Kürdistan’ınbukadaryokolmaya doğru gitmesinin nedeni de budur.Askeri alanda Türklerin
70
Kürtleri kendilerine bağımlı kılmak için yaptıkları savaşları çok
güçlüdür. Bilhassa 19. yüzyılda çıkan isyanların nedeni bu zorla
askerleştirmedir.Türklerbusüreçiçindeçokbaşarılıolmuşlardır.
Kürtler bayağı askerliğe alıştırılmış ve bu arada “Asker Mehmet”
felsefesini de geliştirmişlerdir. Bu durum ordu içerisinde bir sömürgetaktiğidir.1938’deDersim’demecburiaskerlikyoktu.Daha
sonrabunlarınaskeregitmeleri1830yıllarından1930yılınakadar
olanyüzyıllıksüreiçerisindeoldu.BusüreiçerisindebütünKürtleraskeregitmeyemecburedildiler.VeböylelikleKürdistangençliğininenverimliçağı,sömürgecilerinordusundageçmekte,kendisinehertürlüuşaklıkideolojisiöğretilmektedir.Kürdistangençliğikendiülkesinedöndüğünderahatlıklauşaklıkyapabilmektedir.
Bunun tek nedeni askerde öğretilenler değildir, ama orduda gördüğü eğitim, aldığı ideoloji, uzun zaman gençliği uşaklık etmeye
itmektedir.AskerdeKürtlereuygulananbaskı,zulüm,dayak,engizisyon,küfüronlarıinsanlıktançıkararakböylebirdurumagetirmektedir.
Osmanlıların,dahasonradaTürklerin,Kürtleriaskerleştirmelerinden başka, bir de Kürtlerden ağır şartlar altında vergi almaları
vardı.EskidenOsmanlılarındüzeniMiri-Arazidüzeniydi.Bellibir
toprak parçası, bir askeri sipahi veya feodale veriliyor, bu askeri
sipahiveyafeodal,butopraküzerindebellibirmiktaraskerbesliyor ve bu askerler savaş sırasında Osmanlılara yardıma gidiyorlardı. Fakat bu sistem 1830’larda ortadan kaldırıldı. Ve tüm Osmanlıülkesindetekbirvergisistemiuygulandı.OzamanKürdistan’dahenüzböylebirvergivermeyoktu.KürtbeyleribellirantlarasahiptiveOsmanlılaravergivermiyorlardı,fakatzamanzaman
Osmanlılara hediyeler gönderiyorlardı.Askeri alanda da zaman
zaman kendi hakimiyetleri altındaki köylüleri Osmanlı ordusuna
gönderiyorlardı. Özellikle Bağdat ve Tebriz fethedilecekse gidiyorlardı. Bunlardan başka Kürdistan’da sömürgecilikte somut bir
uygulamayoktur.Vergilendirmedurumudakısacaböyleolmuştur.
Bu konuda Nikitin şöyle yazar: “Kürtler ovalık yerlerde üretim
yapmıyorlar, çünkü üretim yaptıklarında ardından Osmanlılar ge-
71
lip bütün ürünleri ellerinden alıyorlar.” Bunedenlebüyükçoğunluk dağlara çekiliyor.Askerlik ve tarım alanında sürekli dağlara
çekilmegörülüyordu.19.yüzyıldakidurumdaböyleolmuştur.
19.yüzyıldakidirenmelerinnedenidebugerçeklerdenkaynaklanır,yaniOsmanlılarınheryöndengelenbaskılarınakarşıdirenmedir.Osmanlılarınangaryavebaskılarınakarşıdirenmedir.Canlarını korumak ve varlıklarını devam ettirmek için mücadele ediyorlardı. Bunlar direnme hareketleridir. Bu konuda ‘19. yüzyılda
Kürdistan Üzerinde Mücadele’ kitabı okunabilir. Bu dönemde
Kürdistan’dabirulusalkurtuluşhareketiolmamıştır.19.yüzyıldakihareketlereulusalkurtuluşhareketleridenilmiştir.Fakatbuyanlıştır.Çünkübudönemdedünyaçapındagelişenkapitalizmindurumu ortadadır.Ayrıca feodal Osmanlı hakimiyeti altındaki Kürdistan’dakapitalizmingelişmesisözkonusudeğildir.Kürdistan’da
böylebirkapitalizmgelişseydi,KürtlerinOsmanlılarıyenmesigerekirdi.Kürdistan’damevcutolanbugünkükapitalizmbiriçolgu
değildir.ÇünkühâlâKürdistan’dafeodalizmgüçlüdürvefeodaller
Kürdistanefendileridurumundadırlar.Kentlerdedefeodalişbirliğinidevamettirmektedirler.Budurumdagösteriyorki,odönemdeki hareketler ulusal kurtuluş hareketleri değildir. Maddi alanda
bir burjuva sınıfının ortaya çıkmadığı veya modern sınıfların henüz oluşmadığı o dönemdeki Kürdistan’daki ulusal hareketlerden
bahsedilmez. Feodallerin ve aşiretçiliğin olduğu, serflerin bulunduğubirdurumdavarolanhareketler,birdirenmehareketleriolabilirancak.Varlığınıdevamettirmehareketleridir.Amadahasonra
gelişecek olan zemin ve imkan hazırlama anlamından dolayı bağımsızlıkhareketleridirde.Dahaçokdirenmehareketleriniteliğini
taşıyanbuhareketler,zamanzamanbağımsızlıkhareketlerinedönüşmüşlerdir. Örneğin Übeydullah ve Bedirhan Bey’in hareketleri
gibi.Amatambirsonuçeldeedilmedenyenilgiyeuğratılıyor.Batı’da kapitalizm tarafından sıkıştırılan Osmanlılar, para ve askeri
ihtiyaçlarından dolayı Kürdistan’a yükleniyorlardı. Bütün bu direnmelerin nedeni de buydu. Bu durum Osmanlı İmparatorluğu’nunyıkılışınakadardevametti.
72
İranlıların egemenliği altında bulunan Kürtlerin durumu da
aşağı-yukarı böyle.Ayrıca orada fazla bir Kürt nüfusu da yoktu.
Kürdistan’ın daha büyük bir kesimi (Irak ve Suriye’deki Kürdistan’ın da Osmanlı egemenliği altında olduğunu düşünürsek, Kürdistan’ın büyük bir parçasının burada olduğunu görürüz) buradadır.Buparçaüzerindekitahliller,Kürdistan’ınbütünüiçingeçerlidirveyabukonudakiyöntemgenelbiryöntemhalinegetirilebilir.
Osmanlıların egemenliği altındaki Kürtlerin durumu kısaca böyle
değerlendirilebilir.
ŞimdimodernklasikTürksömürgeciliğiveyaTürkburjuvazisine dayanan sömürgeciliğin gelişim yıllarına geçmeden önce, hemenbirTürkmilliyetçiliğinikabataslakaklagetirelim.1850’liyıllar Namık Kemallerin, Şinasilerin açığa çıktığı yıllardır. Bunlar
Türkmilliyetçiliğini,emperyalizminbirkentiolanParis’tegeliştiriyorlar.Fransızlarauşaklık,Fransızkültürüneözenme,Batı’yıolduğugibitaklitetme.NamıkKemal’inmilliyetçiliğiöğrendiğiBatıemperyalizmininetkisialtındaolanbirokul.Parisbelkibirzamaniçindünyagericiliğininmerkeziniteşkiletmekteydi.VeParis
birtakımTürkmilliyetçisinideyetiştirdi.Bunlarilköncebirtakım
gazeteçıkarıp,dahasonra1890yıllarındadaörgütlenmeyegiriştiler.Buörgütlenmedahaziyadeorduiçindeoldu.İlkburjuvalaşma
vemilliyetçileşmeorduiçindebaşladı.Sonmilliyetçidurumhâlâ
ordu içindedir. Türk ulusu için; “baştan sona ordunun yarattığı
bir ulustur” diyebiliriz.Türkburjuvazisiiçinde; “baştan günümüze kadar ordunun çelik çemberleri arasında oluşmuş bir burjuvazidir” diyebiliriz.Böylesiuluslarsonderecegüçlü,despotvesömürgeciolurlar.
Ordudan doğan ulus nedir? Ordu tamamen bir milliyetçiliğin
kaynağıdır.Dahaevvelkikurumlarveharpokullarıhepmilliyetçiliğinoluştuğuokullardır.Dahasonrakisubaylarhepburjuvalaşan
unsurlardır.TürkulusunavedahasonraoluşanburjuvaziyesınırlarıçizenbirTürkordusuvardır.Feodalordudaolsa,burjuvaruhlubirordudaolsaMisak-ıMilli’yiçizmiştir.Bunadahasonraları
tekrardeğineceğiz.
73
1890’lardaorduiçindeİttihatveTerakkiözellikleSelanik’teörgütlendi.Selanik’te,Balkanlar’da,giderekİstanbul’dagüçlübirİttihat-iTerakkigrubuoluştu.Bumilliyetçilik,emperyalizmdenbağımsız bir milliyetçilik değil, tam tersine emperyalizmin beşiği
olan Paris’te öğrenilen bir milliyetçiliktir. Böyle emperyalist aşamaya gelindiğinde, burjuva milliyetçiliği özellikle şovenleşip ilhakçı ve sömürgeci oluyordu.VeTürk milliyetçilerinin öğrendiği
milliyetçilikböylebirmilliyetçiliktir.Yineimparatorluklarıvebu
imparatorlukların bünyesindeki halkların mücadelesi, imparatorluktan kopma durumları vardı. O halde bu milliyetçilik iki şeyle
uğraşıyordu;biryandanTürkleriulushalinegetirmeçabası,diğer
yandandaimparatorluğundağılmasınıönlemegayretleri.Bumilliyetçilik iki alanda da gericidir. Çünkü geliştiği çağda emperyalizmden etkilenmiştir. Çağı açısından gerici olduğu gibi, hedefleri
veistikametleriaçısındandagericidir.Birdefabaşkaldıranhalklara karşı, dağılan imparatorluğu ayakta tutmak, bu halkların uluslaşmasınıönlemekistiyorlardı.Bundandolayıbumilliyetçilik,hedefvekaynağıaçısındangericiolacaktır.Dahasonragelecekolan,
devletleşenveuluslaşanMustafaKemalmilliyetçiliği,şoven,gericivesonderecebağnazolacaktır.
Türkmilliyetçiliği,İttihatveTerakkiiçindepartileşti.Buarada
Kürtmillliyetçiliğidedoğmasınarağmenpartileşemedi.Sınıfyapısıgereğiçokzayıfolduğundandolayıorduiçindedegelişemedi.
ZatenbirKürtordusudayoktu,dolayısıylamadditemeliböylezayıfolanmilliyetçilikyıkılmakzorundakaldı.AmaTürkmilliyetçiliği özellikle Türk subaylarının olduğu devleti elinde bulunduruyordu.BuTürksubaylarışayetimparatorlukdağılırsamaaşalamayacaklarından, rahat yaşayamayacaklarından, nasıl subay ve paşa
olacaklarından (bir de başlangıçta ‘paşa paşa’ diye büyütülüyor)
korktuklarıiçinkorkunçmilliyetçioluyorlar,isterfaşistolsun,isteroligarşikolsunveneolursaolsunbirdevletikurmakzorundadırlar.Çünküyaratmasalaryaşamayacaklardır.Paşalarınmücadele
temeliiştebuydu.
Türkburjuvazisiçokzayıftıveemperyalizmlebütünleşmekar-
74
zusundaydı. İşbirlikçi-burjuvazisi İngiliz mandacılığını istiyordu.
Milliyetçipaşalarbuzamandapartiyedehakimoldularveİttihat
Terakki, Enver ve Mustafa Kemal kanadı olarak ikiye bölündü.
Turanmilliyetçiliğigelişmediğihalde,kemalistmilliyetçiliğigelişerekdevletehakimdurumageldi.TurancılığınbugünkütemsilciliğiniyapandaTürkeş’tir.AmabugünTürkiye’yedamgasınıvuran
Türkeşmilliyetçiliğideğil,kemalistmilliyetçiliğidir.BizMustafa
Kemaldiktatörlüğününfaşistbirdiktatörlükmü,oligarşikbirdiktatörlükmüolduğunutahliletmeyeceğiz.Bildiğimizkadarıylabu
ırkçı-şoven bir diktatörlüktür. Turan milliyetçiliği bütün dünya
Türklüğü, Mustafa Kemal milliyetçiliği ise Misak-ı MilliTürklüğüdür. Fakat eğer hakim olabilseydi Turan milliyetçiliği, bizim
açımızdan daha elverişli olacaktı.Ama devlete Mustafa Kemal
milliyetçiliğininhakimolması,Misak-ıMillisınırlarıiçindedevletiboğmayaçalışmasıveMisak-ıMillisınırlarıiçindebirTürkdil
vekültürününyaratılmasıaynızamandaKürtlerinyokedilişlerinin
fermanıydı.
Dahaöncededikki,buideolojiönceParis’teortayaçıktı.Biraz
şekillendi,sonragazetelervasıtasıylayayıldı.Kültürelalandagörüldüvedahasonrapartileşerek1876’daMeşrutiyet’leimparatorluğaortakolmayabaşladı.1914’lerdeisetamamenimparatorluğa
hakimoldular.Enverkanadıtamamentasfiyeedildi.Asya’daolanıdoğupbitmesinerağmen,Anadolu’dakalanbirazdahagerçekçi
ve akılcıydı. Dünyadaki durumdan yararlanarak, Kürtleri ümmet
ideolojisiilekandırıpYunansömürgeciliğinekarşıbaşarılıbirsavaşverdi.GençTürkiyeCumhuriyetiböyleceyaratılmışoldu.Bu
konuda şu denilebilir; güçlü birTürk burjuvazisi olmadığı halde
güçlü bir Türk milliyetçiliği vardı ve bu ideoloji güçlü bir Türk
devletiortayaçıkarıyordu.Altyapısızayıfolduğuiçinçokgüçlü
birsiyasiyapıdoğdu.Buradakiüstyapınınetkisialtyapınınüzerindeçokkuvvetlidir.Türkburjuvazisidahaçoküstyapıkurumlarına dayanarak, Sultan’ın ihanetini fırsat bildiler. Bu arada EnverPaşadaöldüvesavaşiçerisindeSultan’ınadamlarıkalmadı.
Mustafa Kemal meydanı dümdüz buldu, kendisi o dönemlerde,
75
1918ve1920’lerekadarfazlaözelliğiolamayan,başkalarınınelini öpen bir paşadır. Fakat daha sonraları ilahlaşıp elverişli iç ve
dış durumu birleştirerek, kendisinin önderlik ettiği güçlerle Misak-ıMillisınırlarınıçizerveTürklerinilkburjuvadevletiniyaratır.BukatıksızFransa’yaözenmişburjuvacumhuriyet,1923’lerde LozanAntlaşması’nın imzalanmasıyla ilan ediliyor. Mustafa
Kemal demokratik devrim yapma girişimlerine girmedi, sadece
sömürgeci burjuvazinin çıkarlarına yönelik birtakım reformlar
yaptı(şapka,harfvs.devrimi).Bunlarözündedevrimdeğilbirtakımreformlardır.Dahaçokmilliticaretburjuvazisininönderliğinegeçenbirharekettirbu.BizimiçinönemliolanbunlarınKürdistan’daizledikleripolitikadır.BizbugirişiTürkburjuvazisinin
sömürgeciniteliğinikavrayabilmekaçısındanyaptık.Bumilliyetçiliğin pek o kadar fazla tarihi önemi yoktur. İlerici ve anti-emperyalist bir özelliği de yoktur, tam tersine ilhakçı olma özelliği
vardır.İmparatorluğunbünyesindekalanensonyerKürdistan’dır.
Bunun için de en son Kürdistan’ın Misak-ı Milli sınırları içinde
kalması,buideolojininilhakçıniteliğinigöstermektedir.Amademokrat veya anti-emperyalist olsaydı, Kürtler üzerine bu kadar
gaddarca yürümeyecekti. Bu kemalist hareketin gerici yönüdür.
ÖzellikleTürkulusuiçinçokazilericiyönüvardır.Kürthalkına
isetamamenzor,zulüm,gericilikvesömürüdenbaşkabirşeygetirmemiştir.Konuyu1928’lerdebuşekildenoktalayabiliriz.
1925 yıllarına gelince, bu yıllarda Türk burjuvazisi özellikle
Kürdistanhakkındakipolitikasınıgeliştirmesafhasındadır.Budönemde Türk burjuvazisi, bunların temsilcileri olan Mustafa Kemaller, İnönüler ve Çakmaklar Kürdistan’a nasıl hükümran olacaklarının,merkeziotoritededikleripratiklerininasılMisak-ıMilli sınırları içinde, en ücra köşeye kadar götüreceklerinin hesabını
yapmaktadırlar.Kürdistan’ınparçalanışındabüyüketkenolanMusulsorunuisehâlâhalledilmemiştir(bunadahasonratekrardeğineceğiz).OrtadabirKürdistanproblemivardır.Birİngilizkonsolosunun yazdıklarına göre; 1924’lerde bir Kürt Kongresi toplanıyor.Kürtlerinisehâlâgüçlükabileleri,beyleriveaşiretleriolduğu
76
gibiyerindedir.TürksomürgeciliğininKürdistanüzerindeokadar
gelişmedurumuyoktur,amagelişmesigerekiyor.Türkburjuvazisi,amacıtekbirpazarvetekbirulusyaratmakolanMisak-ıMilli
sınırlarınıçizmişdurumdadır.MustafaKemal’inkendisidebunun
ilköğretmenliğiniyapmaktadır.Bununiçindebirtakımplanlarhazırlanıyor.VebuplanlarteslimolmayanKürtbeylerininteslimolmasını, otonomi şartlarında yaşayan Kürt beylerinin uşaklaştırılmasını,Türkdilininhakimkılınmasını,hertarafaokullarınyayılmasıvasıtasıylaKürtçe’ninyasaklanmasınıiçeriyordu.Bununiçin
deKürdistan’dagüçlüişbirlikçiler,hainlervebununaydınlarıolacaktı.Türksömürgecileribirdenbiredeğil,güçlüplanveprogramlar hazırlayarak Kürdistan’a adım adım yayılmaya çalışıyorlardı.
İştebirAğrı,birDersim,birŞeyhSaid,birKoçgiriİsyanı,hepbu
planınuygulamaalanıydılar.AslındaKürdistan’daTürkburjuvazisine karşı bir ulusal kurtuluş hareketi gelişmemiştir. Osmanlılar
döneminde askeri ve vergi alanında gelişen yayılma, cumhuriyet
dönemindededevamediyordu.Vebuyayılmaenücraköşeyekadar yapılacaktı. Kürdistan,Türkiye’nin bölünmez bir parçası olacak,öylekiböylebirülkeanayasadaifadesinibulacaktı.Kürdistaniçinkonulanbumadde,dünyanınhiçbiranayasasındavehiçbir
sömürgesinde görülmemiştir. Kim bu birleşmeye karşı çıkarsa
anayasanınkendisinetanıtacağıcezaidamdır.Evet,Türkburjuvazisinin Kürdistan üzerinde uyguladığı siyaset böyleydi. Demin
saydığımız isyanların karşılığı, tamamiyle yakıp yıkma, toptan
katliamlar, Kürtlerin batıya sürülmeleri ve mecburi iskanlar oluyor, bunların yerine iskan alanında dil, ordu alanlarındaTürk sömürgeciliğigetiriliyordu.FakatbütünbunlararağmenOsmanlıordularıolduğuhaldeKürdistanköylerindekarakollararastlanmıyor.
Örneğin bir Dersim’de ilk defa karakolun yapılması karşılığında,
birdirenmegetiriyordu.
Kürdistan’ın her tarafının askeri açıdan işgali, ancak 1925’lerden sonra tamamlanabildi. Fakat sömürgecilik her zaman askeri
alandaki işgalciliği geliştirmek çabasındadır. Buna karşı hâlâ halkın direnmesini görmekteyiz. Bildiğimiz kadarıylaAğrı’nın Zilan
77
kesiminde,bazıkarakollarkurulamamaktadır.Fakatilkeldirenme
deartıksondönemleriniyaşamaktadır.
İçotonomidediğimizolgu,beylerinKürtnüfusuüzerindeetkili
olması,KürtlerinKürtlüğünüinkaretmesivekendiniTürkvatandaşı olarak görmesidir. Kısaca serflik ve aşiret bağlarının yerini
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının almasıdır. Bunun için de,
Kürt beylerinin hakimiyetinin parçalanması gereklidir. Ve 1940
yıllarınakadarkidurumböyledir.
1940’lardaaskeriişgalinyanındabirdesiyasihakimiyetgeliştiriliyor.Siyasihakimiyetvaliliklerin,kaymakamlıkların,muhtarlıklarınvenahiyelerinoluşturulmasıdemektir.Budazorunluolarak
Kürdistan’da güçlü bir muhbir ve işbirlikçi takımının ortaya çıkmasınıgetirecektir.DikkatedersekKürdistan’daişbirlikçihainsınıfınortayaçıkışsüreci,Kürdistan’dakiotonomininparçalanması,
ulusal hain nitelikli sınıf ve tabakaların empoze edilmesi veya
monteedilmesiyleoluyordu.Kısacasiyasigelişme,bunlarınyaratıcısıdurumundadır.
1940’lara kadar asimilasyon Kürdistan’ın toplumsal yapısına
girmişdeğildir.TürkburjuvazisinindiğerbiricadıdaKürdistan’a
okullaryapmaktıvebuişedeDersim’debaşlanıyordu.Amaçları;
kültüritibariylezayıfolanDersim’i,okullaraçarakdevletiçinealmak, ulusal geleneklerini ve ulusal direnişlerini ortadan kaldırmaktı.Ve bu politika giderek Kürdistan’ın her tarafına hakim kılındı(bupolitikagünümüzdededevametmekte).Kürdistan’ınneresinegidilirsegidilsin,herkentindebiryatılıbölgeokuluveyabir
karakolgözeçarpmaktadır.Çünkübirtoplumdilvekültürolarak
imhaedilirse,otoplumunsömürüyeaçıktutulmasıvesömürülmesisonderecebasitleşir.Vebuezelibirsömürgepolitikasıdır.Onlar
da dünya çapında öğrendikleri politikayı Kürdistan’a uygulayıp
geliştirmişlerdir. Bu politika günümüzde de geliştirilerek devam
etmektedir.Askeri işgalin yanında, bir de asimilasyon büyük bir
hızlagelişmekteveözellikleKürtgençliğiüzerindeenbüyüktehlikelerdenbiridurumunagelmektedir.
GençliğinTürkdilivekültürüileyetişmesi,ayrıcaTürkdilive
78
kültürünün de emperyalizmin ürünü olan bir burjuva kültürünün
etkisialtındaolması,gençlikarasındabirlümpentabakanın,hatta
insanbiledenilmeyecekbiryığınmahlukunortayaçıkmasınaneden olmaktadır.Ayrıca kentlerde beliren bu yoz aydın takımı da
Türksömürgeciasimilasyonpolitikasınınürünüdür.
Kürdistanüzerindekidiğerbirsömürgecilikalanıdaekonomik
alandır.Türkburjuvazisi,1950’lerdenitibarengelişerek,dahaçok
malüretipemperyalizmledahasıkıilişkileriçinegiriyordu.Kendisi için ucuz iş gücü ve pazar gerekliydi. Ve artık Kürdistan’da
ekonomikyöndenyürümeninzamanıdagelmişti.1960’lıyıllarda
Kürdistan’da güçlü bir ekonomik sömürgecilik geliştiriliyordu.
Maden çıkarma, yol yapma, baraj yapma ve bir de traktörün girmesi,insanlarıKürdistan’danayrılmakzorundabırakıyordu.BöyleceKürdistan’ıneskitarımsalekonomisitamamiyleyıkılıyor,bütün ülke zenginliklerine el konuluyor ve en ufak bir sanayileşme
hareketindebulunulmuyordu.Bununyanında,zatenyoklukiçinde
olan Kürtlerde yoğun bir nüfus artışı gelişiyordu. Kıra traktörün
girmesiözellikleKürtfeodallerinin,tamamiyleuşaklığıseçmeleri,
Kürt köylüsünün de cumhuriyete bağlı olması veya cumhuriyetin
ağıretkisialtındaolması,Kürtlerarasındaİstanbul’danAvrupa’ya
kadar yoğun bir göç hareketini doğuruyordu. Zaten Kürdistan’ın
güçsüz kalışının en büyük etkenlerinden biri de buydu. Bunların
bir sonucu olarak Kürdistan’daki üretim güçleri gelişmiyor, tam
tersinetahripoluyorveinsanıngelişmesidedurduruluyordu.Kürdistan’da yollar yapıldıysa, buna ‘hizmet’ diyordu. Barajlar yapıldıysa,‘onların enerji ihtiyacını karşılamak için’di.Yinemadenler,
onlar ve emperyalistler için gerekliydi. Ekonomik sömürgecilik
hızla gelişerek günümüze kadar böyle geldi. Hatta bugünkü sömürgecilikesasolarakekonomikalandadevamediyor.Çünküaskeri işgal artık tamamlanmıştır, siyasi bir Kürt işbirlikçi takımı
oluşturulmuştur. Kültürel alanda ise biraz devam etmekle birlikte
budatamamlanmıştırdiyebiliriz.Fakatekonomikalandakisömürgecilikhızladevametmektedir.Bupolitika10.ve20.yıllardabüyük bir gelişim sağlayarak, denilebilir ki Kürdistan’daki binlerce
79
yıllık işgal ve istilalar tarihi bu son 20-25 yıllık tarihten daha az
tahribatyapmıştır.Birkeretoplumsalyapısınıtamamiyleçözmüş,
yerinekompradorkarakterlibirişbirlikçiburjuvaziçıkarmış,feodalleri uşaklaştırmıştır. Bunlara göre, kendilerinin yaratıcısı Türk
devletidirvebudevletikorumakiçindehertürlüfedakarlığıyapacaklardır. İşte bu uşaklığın temeli sömürgeciliktir. Bu kadar bağımlılık,bukadaruşaklığı,bukadaruşaklıkdabukadarajanlığı
vemuhbirliğigetirir.BudaKürdistan’ınçokkaranlıkbirdönemde
kalmasını veya ulusal kurtuluşumuzun çok geri olmasını getirecektir.Sömürgeciliğinekonomikalandakigelişmesinindurumunu
daböylecenoktalayabiliriz.
Kürdistan,1921yılındaFransızhükümetiileMustafaKemal’inyaptığıAnkaraAntlaşmasısonucuemperyalistlervesömürgecilerarasındabölünmüştür.İngilizlerin1923’teMusulmeselesini
halletmesinden sonra 1923 yılında Irak Kürdistan’ıyla Türkiye
Kürdistan’ı arasındaki sınır çizilmiştir. Bu sınır daTürk sömürgecileri ile İngiliz emperyalistleri arasındaki antlaşmadan doğmuştur.YaniKürdistan’ınsiyasiolarakbölünmesidesömürgecilerle emperyalistlerin aralarındaki anlaşmaların bir ürünü olarak
karşımıza çıkmaktadır.Artık her parça bu dönemden sonra ayrı
birtarihiyaşamiçinegirmektedir.Kürdistan’ınyüzdeyetmişbeşi
Türkiye’de kaldığı için biz daha çok buranın tarihine değindik.
Amabudurumİran,IrakveSuriyeKürtlerininbaşınadagelmiştir. Irak’taki 1974 yıllarını biz 1938’lere benzetebiliriz.Yalnız
IrakKürdistan’ındabirörgütlenmesözkonusuolduğundan,tabii
kimillibilinçbirazdahacanlanacak,fakatsonuçtaArapburjuvazisiilekemalistburjuvazinin,CHPileBAAS’ınhedeflerihemen
hemenaynıdır.AradakitekfarkoradakiKürtlerinArapdeğil,yabancısayılmalarıdır.
İran’daise;İranŞahıbugünKürtfeodalleriylegüçlübirittifak
kurmuştur. Ordu ve devlet bunlardan bir hayli destek almaktadır.
Tabii ki bu durumda İran Kürtleri, kapkara bir rejim altında yanmakta ve İran Kürdistan’ında güçlü bir serflik hâlâ ayakta tutulmaktadır.İlerdeKürdistan’ınkaderinibelirleyecekolanşeyTürki-
80
yeveIrakKürdistan’ındaverilecekolanmücadeleileİran’dagelişecekolankapitalizmvekapitalizmekarşıİranhalklarınınvereceğimücadeleolacaktır.
GeçmişteKürdistan’dasömürgeciliğekarşıbirtakımdirenmeler
olmuştur.BurjuvanitelikliKürtTealiCemiyetleriortayaçıkmıştır.
BuDDKD,DDKO’nunözelliğineyse,ogünküKürtTealiCemiyeti’ninözelliğideodur.KürtTealiCemiyetiönceİstanbul’dakurulmuş,dahasonrabirşubesideDiyarbakır’daaçılmıştır,amasonuçdeğişmemiştir.Ozamandünyahalklarıulusalkurtuluşmücadelelerinin gerekçelerini hazırlarken, Kürtler deTürklerle ittifakı,
Türkhükümetiyleanlaşmayollarınıarıyorlardı.YaniKürtlerinsiyasibirgüçveyabağımsızbirorduyaratmadurumlarıyoktu.Kısacabucemiyetlerintalepleribağımsızlıkdeğil,otonomiydi.
DahasonraIrak’taKDPadıaltındagelişenKürtmilliyetçiliğini
görüyoruz. Bunun Türkiye’de yansımaları mevcut. Diğer yandan
Kürdistan’da1950-60’lardanitibarengelişenbirküçük-burjuvatabakasıvebunlararasındaolanbirtakımgruplaşmalarvar.Örneğin
Şivanpartiolduğunusöylüyor.AyrıcaözellikledevletiçindeyeralanKürtlerin(doktor,avukatvebirazdaortaköylüler)aralarında
yaptıkları bir küçük-burjuva milliyetçi örgütlenmesini görmekteyiz.Bunlarınamacı,Kürdistan’dabirorta-burjuvayaratmaktırki,
onların giriştikleri hareketler artık şanslarını yitirmiştir. Kısaca
bunlarrevizyonizmesarılarakgelişmeçabasındalar,amarevizyonizminonlaravereceğifazlabirşeyyoktur,doğmadanönceölmeyemahkumdurlar.
Ayrıca Kürdistan’ın somutundan kaynaklanarak veya Kürdistan’daki bu geri yapıya bir tepki olarak değil de, bugün Kürt hakimsınıflarınınTürkhakimsınıflarınayaptıklarıuşaklıkgibisosyal-şovenizminuşaklığınıyapangruplaşmalardavar.Sosyal-şovenizminuşaklığınıyapmaklaTürksömürgecilerininuşaklığınıyapmakarasındadirektdeğildedolaylıbirbağvar.Üstplandaonların
yaptıklarını,geriplandabunlaryapmaktadırlar.BunlarKürdistan’daanti-sömürgecibireğilimleortayaçıkmaktadırlar.Bunların“iki
süper devlet”dediklerişeytepedentırnağaherşeyiyleTürklerleit-
81
tifaktır. Zaten onlara biçim veren ideoloji, Kürdistan somutundan
kaynaklanan bir ideoloji değil, işbirlikçi nitelikte Türkiye somutundasosyal-şoventezlerdenkaynaklananveyanlışhedeflergösterenbirideolojidir.Bunlarınvaracaklarısonuç;yabirözeleştiriylekendilerinitemizlemeleri,namusluvedürüstkişilerolmalarıveyatamamenonlarlabirleşmeleri,uzlaşmaları,tabiikiKürdistan’da
gelişecekhareketinhedefleriolmalarıdır.
Bu arada bizim şu andaki çabalarımıza değinmek gerekecek
(bunailerdedahadagenişolarakdeğineceğiz).Marksizmiöğrenmek,Kürdistan’ıtanımak,gençlerarasındaçalışmayapmak,kadrolaşmaveyurtseverlerlekonuşmakgibiyapmakistediğimizbirtakımuğraşlarvar.
Fakatbuilkelvecılızbirçalışma,başlangıçaşamasındaolanbir
çalışmadır.Bu,marksistbirparti,birorduvebircephedeyaratabilir.Bununşartlarını,bugünverilecekgüçlübirideolojikmücadele,
bunungüçlüideolojisinivekadrolarınıhazırlama,cesurolma,taviz
vermeme,uzlaşmama,kısacatamamendevrimciolmayaratacaktır.
Bu da ancak yürütülecek çalışmalarla ortaya çıkar. Bunun sonucu
bilimselsosyalizmegörekurtuluştur.Amafedakarlıkçok,mücadele
büyükvezorolacaktır.Bütünbunlarmaddisosyalizminbirgereğidir.
Burayakadardünyaçapındasömürgeciliktahlilininortayakonulması, bunun Kürdistan’daki somutlaşması, Kürdistan’daki sömürgeciliğin gelişmesi ve bugünkü Kürdistan’ın durumunu izah
için elimize son derece güçlü araçlar vermektedir. Bugünkü Kürdistan’ındurumubirdenbireortayaçıkmadı.DünyaçapındakigelişmelervegelişmelerinKürdistan’dakiyansımaları,bugünkügeri
birülkeolanyoksulveüreticigüçlerintahripedildiğibirKürdistan’ınortayaçıkmasınayolaçtı.Ayrıcayinebuaçıklamalar,Kürdistan’daki kapkaranlık bir dönemin izah tarzı ve ulusal kurtuluş
hareketlerinin çok cılız olmasının tarihi şartlarıdır. Biz daha çok
butarihişartlarınmeydanagetirdiğibugünküKürdistan’ıtahliletmeliyiz.VebugünküKürdistan’ınsosyo-ekonomikyapısını,Kürdistan’dakiproleterlerinönderlikedeceğibirulusalkurtuluşhare-
82
ketininmaddişartlarınınolupolmadığıüzerindedurmalıyız.
KapitalistsömürgeciliğinKürdistan’dagelişmediğidönemlerde,
modernbirulusalkurtuluşhareketininşartlarıyoktu.1960-70yıllarındaTürkiyeKürdistan’ındaemperyalizmebağımlıbirTürkkapitalizminin gelişimi vardır. Osmanlı Türk İmparatorluğu’nun,
ikinciolarakTürkiyeCumhuriyeti’ninKürdistanüzerindekipolitikaları, ulusal kurtuluş hareketinin maddi şartlarını ortadan kaldırdı.GerekCumhuriyetvegerekseimparatorlukpolitikası,Kürdistan’dakifeodalleribeslemek,birbirleriyleçarpıştırmak,Kürdistan’dakiaşiretvemezhepçelişkilerinisüreklikorumak,ayaktatutmakvehattageliştirmekiçinçalışmıştır.Bundaamaç;Kürdistan’da bir burjuva sınıfının ve proletaryanın ortaya çıkışını engellemektir.Burjuvazininveproletaryanınolmadığıülke,ulusdurumunageçemez.Veböylebirhareketeönderlikedecekburjuva,proletaryaveküçük-burjuvamilliyetçileriyoktur.Sadecebirkaçfeodal
aşiret önderi vardır ki, 20. yüzyılda bunların görevi devrim yapmak değil, sömürgeciler ve emperyalizmle uzlaşmaktır. Nitekim
Kürdistantarihindebunlarınyaptıklarıdabudur.
Diğer taraftan Kürdistan’da serf veya aşiret üyesi olarak bir
köylülükvardır.Bunlardaulusalkurtuluşhareketineönderlikedemezler.Çünkübunlaradıştanbilinçgötürecekaydınlarveyabubilinci alacak bir proletarya henüz oluşmuş değildir. O halde kim
kurtaracaktır bunları? Bir başka ulusun devrimcileri mi? Bu durumda Komal’ın “neden Stalin Mahabat’ta, Şeyh Sait’te ve diğer
isyanlarda bize yardım etmedi?”gibibirgörüşüvardır.Oysadevrimihraçedilmez.HerhaldeStalin,sosyalistleriAsya’danKürdistan’auçurtmayacakveyaböylebirşeyizorlaortayaçıkarmayacaktır.Stalin’inbeklediğişeyKürdistan’dakendiliğindenbirkomünist
hareketindoğmasıveonlarınbunadestekolmasıydı.Zatendoğrusudabudur.Çünküdevrim,herülkeniniçşartlarınınbirürünüdür.
Kürdistan’da feodal aşiret yapısının parçalanış yılları 1950’lerden sonradır. Emperyalizmin dünya çapında pazar ihtiyacının artması ve bunun yanında Türk burjuvazisinin de pazar ihtiyacının
artması sonucu kapitalizm zorunlu olarak Kürdistan’a girmiş ve
83
modernbiraydıntabakasıortayaçıkmıştır.Bütünbunlarındaasimilasyonunetkisialtındaortayaçıktığınıveasimilasyonunamacınındaaydınlarıulusalinkarcıdurumunagetirmekolduğunubiliyoruz.Fakatyinedemodernbirulusalkurtuluşhareketininönderleri
veyaöncügüçleribunlarınarasındançıkacaktır.Ekonomikplandakigelişme1960’lardansonraolduğuiçin,buyıllarakadarKürdistan’da ulusal kurtuluş için örgüt kuracak güç yoktur. Fransız sömürgeciliği, kapitalizmi Vietnam’a 1890-1900 yıllarında, İngiliz
emperyalizmiiseHindistan’a19.yüzyıldaegemenkılıyor.Elbette
kisömürgecikapitalizminböyleerkengirdiğiülkelerdeulusalkurtuluş hareketleri daha erken gelişecektir.Aynı durum Portekiz sömürgeleriiçindegeçerlidir.OrayasömürgeciPortekizkapitalizminingirmesi,içvetoplumsalyapınındağılmasıveyaproletaryanın,
aydınlarınortayaçıkması1950’lercivarındaolmuştur.İştebuşartların temelinde Gine, Mozambik gibi ülkelerde modern bir ulusal
kurtuluşhareketleribaşlamıştır.
Türk sömürgeciliğinin geri bir sömürgecilik olması, Osmanlı
döneminde Türk kapitalizminin olmayışı, cumhuriyet döneminde
iseçokzayıfveemperyalizmebağımlıolması,kapitalizminhemen
Kürdistan’a yansımasını önlemiştir. İşte Türkiye’nin bu yeni yapısı,Kürdistan’ındaçokgeriolmasınızorlamıştır.Türkburjuvazisi1950’lerdensonraözellikleDPdöneminde,ABD’dengelensermaye ihracı ve bunun işbirlikçi bir burjuvazi yetiştirmesi, Türkiye’de bir sanayileşmenin kurulması, ayrıca emperyalizmin pazar
ihtiyacının artması sonucundadır ki; Kürdistan’da ulusal kurtuluş
hareketinin maddi şartları doğdu.Artık Kürdistan’da modern bir
ulusalkurtuluşhareketigeliştirilebilir.Ve1950’lerdeyapamayacağımız ulusal kurtuluş hareketini, şimdi yapabiliriz. Bu, aynı zamandaKürdistan’damodernsınıfların,yaniburjuvazinin,proletaryanın ve aydınların ortaya çıkması demektir. Bunların çıkışıyla
birliktehareketiçinhazırlığınyapılabileceğini,böylebirmücadeleyigeliştirmekiçinde;örgütlenme,ideolojikçalışmaveuluslaşmanın kaçınılmaz olacağını adeta determinist bir anlayışla söyleyebiliriz.
84
Kürdistan’dameydanagelenbusınıfyapısınıbirazdahaaçmamızgerekmektedir.Busınıflaşmaaçıksömürgeciliğin,askeri,politikvekültürelhakimiyetialtındakibirsınıflaşmadır.Yanisözkonusu olan, feodallerin sömügecilerle işbirliği içine girmeleri ve
burjuvalaşmalarıdır. Bu çok gerici bir burjuvalaşma türüdür.Almanya’daBismarkdönemindekiburjuvalaşmabutipbirburjuvalaşmadırki,odönemdeonabilegericideniliyordu.Ohaldebizimki bunun yanında hayli hayli gerici durumdadır. Böyleleri ulusal
burjuva olamaz, tam tersine ulusal inkarcı ve ulusal ihanetçi olduklarıgibi,varolanulusaldeğerleredetamamentersdüşerler.Bu
burjuvalarişbirlikçideğil,dahaçokkompradorniteliktedir.Çünkü
Kürdistan’da bir Kürt sermayesinin yerine daha çokTürk emperyalistmallarınınalınıpsatılmasıvehammaddelerinburadanoraya
alınıptaşınmasıvardır.İşteburadaaracıdurumdaolanbirkompradorlaşmadanbahsedebiliriz.Bunlarsömürgecilerletektekişbirliğine gittiklerinden dolayı, kendileri için bir sınıf değildirler. Her
vilayettevehattahersemtindeayrıayrıkompradornitelikliburjuvalarvardır.AyrıcaKürdistan’dabunlarınbirbirlerinekarşıhabersizolanpolitiktemsilcileridemevcuttur.Şusorulabilir;butipniteliktekibirkomprador-burjuvazininortayaçıkışı,işbirlikçi-burjuvazinindurumununasılaklagetirecektir?Bukonuda,Kürdistan’da bir işbirlikçi-burjuvazi veya Kürdistan’da feodallerin işbirlikçi
olabilmedurumlarıvarmıdır?Feodallerindahaçokkompradornitelikliburjuvalarolduğunayukarıdadeğindik.
DiğerbirgelişmeiseemperyalizminKürdistan’dakimadenlere
sahipçıkmaisteğidir.Kürdistan’dakibaraj,petrol,rafinerivemaden çıkarma şirketleri emperyalist şirketlerdir. Peki o halde yabancışirketlerinhakimolduğuyerlerdeKürtişbirlikçi-burjuvasınıfının olduğunu söyleyebilir miyiz? Kesinlikle söyleyemeyiz.
Kürtlere,ancakoçıkardıklarımaden,baraj,petrolalanlarındasürünmelerinekarşılıkbirazaraziparasıverilmektedir.Diğeryandan
Türk burjuvazisinin Kürdistan’da, örneğin Elazığ’da,Antep’te,
Malatya’dasanayileşmeşartlarımevcuttur.Elazığ,Malatya,Erzurumgibiyerlerideaynıyurttopraklarıolarakdeğerlendirebilecek-
85
lerini söylüyorlar. Bundan toprak ağaları birkaç hisse senedini
oluşturacak kadar pay almalarına rağmen, yine hakimiyet Türk
burjuvazisinindir.Toprakağalarıengericisınıftır.Buunsurlar,artık Türkeş faşizmini besleyecek kadar gelişmiş, 200.000-300.000
karşılığındaKürdistan’daülkücüocaklarınıkurmuşlardır.Kürdistan’dakiağalarındurumubudur.Bunlarınsiyasiplandakiyansımalarınageçmedenönceproleterleşmeyiincelemekgerekir.
Proleterleşmeyi geliştiren iç-dış etkenler vardır. Dış etkenler,
Türk sömürgeciliğinin Kürdistan’daki uygulamasıdır. Bunlar bütünüretimgüçlerinitahripetmekte,dağlardakimadenlerialıpgötürmekte, emek üzerinde bir göç politikası uygulamakta, kısaca
Kürdistan’daki insanın yaşaması için gerekli olan maddi yaşam
koşullarını ortadan kaldırmaktadır. Bu gerekçelerden kalkarak,
Kürdistan’daki artan nüfusun ve köylülüğün kırlardan kentlere
doğru boşalmasını emecek bir yapı yoktur. Veya bu iş gücünü
emecek bir sanayileşmeye imkan verilmemiştir. Diğer taraftan,
emperyalizmveTürkburjuvazisininpazarihtiyaçlarıvefeodallerin tam uşaklaşmaları sonucu traktörlerin de köylere girmesiyle,
işsizproleterlerinortayaçıkmadurumlarıvardır.Amaişsizeproleterdenilirmi?Eğerproleterleşmeninölçütüemeğinipazardaserbestçesatmaksa,buanlamdaKürdistan’daçokgüçlübirproleterleşmevardır;amaproleterleşmeninölçütü,birsanayikentindeveyahutbirfabrikadaçalışmaksa,buanlamdaKürdistan’dakiproleterleşmeçokzayıftır.Amabizceköyde,nüfusunkoşarakemeğini
satarhalegelmesi,Kürdistan’daçokhızlıbirproleterleşmeninolduğunugöstermektedir.Veyabuhareketsömürgeciliğinağıretkisi
altında meydana gelen proleterleşme hareketidir. Daha başlangıçtanberiulusaletkenlersonucuaçıkişgal,asimilasyonvegöçetkenialtındaolanbirproleterleşmedir.BunlardaKürdistan’dakiproletaryanınzayıftaraflarınıoluşturmaktadır.
Köylülüğegelince;köylülük,Kürdistannüfusununadetabelkemiği durumundadır. Toprakta üretimin yapılmayışı ve bir sanayileşmeninolmayışıköylülerinhızlatopraktankopmasını,köynüfusununazalmasınıgetirmiştir.Herköy,nüfusunun2-3katınıdışarı-
86
yaihraçetmişveherköy3-4mislibüyümüştür.Fakatbubüyüme
kendi çevresinde değil, sömürgeci ülkeye ve metropollere emek
ihraç ederek olmuştur. Bunun da köylüler üzerinde olan etkisi
olumsuzdur.Gereksömürgevegereksemetropolülkedekiişçiler,
aynızamandabirüstyapıkurumuolan,feodalideolojinindeetkisi
altındaolduklarından,butipnüfusunköyleolanilişkisideolumsuzyöndeolacaktır.Bunlargeçicibirsüreiçinulusalinkarcıdurumadüşeceklerdir.Aslındakendiemeğiveülkegerçeklerikarşısındayabancılaşması,buinkarcılığıgetirmektedir.Amabirbilinçlenmeilebuinkarcılıkdaortadankalkacaktır.
Köylülük nüfusu, Kürdistan’ın temel gücünü teşkil etmektedir.
Nüfussayımınıkesinolarakbilmiyoruz,amabuTürkiyeiçin%60
olduğuna göre, biz Kürdistan için % 90’a rahatlıkla çıkarabiliriz.
Kürdistan’ın geriye kalan nüfusunun % 5’ini feodal-işbirlikçi,
komprador-burjuvazi,%5’inideaydın-gençlikveküçük-burjuvalaroluşturmaktadır.
Kentleşme,sömürgeciekonomininortayaçıkardığıbirolgudur.
TürkveemperyalistpazarlardaüretilenmallarınKürdistan’ataşıtılarakKürtköylüsünesatılmasıveKürdistan’dakimallarındaoraya taşınmasında aracılık eden komprador-burjuvazinin yerleştiği
alanlar, kentlerdir. Diğer taraftan, asimilasyon amacıyla kurulan
okullardayoğunlaşangençlikdekentnüfusunundiğerbirkısmını
oluşturmaktadır.Ayrıca buralarda birazcık da proletaryadan sözedilebilir.Bunlarınhepsidesömürgecilerinveyaekonomilerininihtiyaçlarınınzorunlukıldığı,sonderecegerici,kapitalizminihtiyaçlarına değil, feodal döneme göre bir kentleşmedir ki; bu yapının
değiştirilmesisömürgeyapıaltındadüşünülemez.
Kürdistan’dakiaydınlarınortayaçıkışı,modernveenönemlibir
olgudur.Sömürgecilerinbiraydıntabakasıyaratmalarındakiamaç;
gençleri,halkaönderlikedebilecekkişileriasimileederek,bunların
ilerideki direnme imkanlarını şimdiden ortadan kaldırmaktır.Ama
sömürgecilerinunuttuklarıbirnoktavar;onlargençleriasimilede
etseler,özlerineyabancıdakılsalar,tamamenTürkleştirselerde,ülkeninbağımsızlığıiçinsavaşacakönderlerçıkar.Bu,bütünsömür-
87
gelerdeböyledirveböyleolacaktır.Örneğin,Portekizsömürgeleri;
Portekizce konuşurlardı, ama bu onların Portekiz sömürgeciliğine
karşıamansızbirkurtuluşmücadelesigeliştirmeleriniengelleyemedi. Türkler, Kürtleri asimile edebilirler, ama bunların kendi ülke
gerçeklerinivekenditarihleriniöğrenmelerini,Türklisanıyladaolsabirdevrimyapmalarınıartıkönleyemezler.Kısacaonlarbudil,
kültürle,birulusuyoketmekistemişti,fakatbusilahıngeritepme
zamanı gelmiştir. Sömürgeciler, artık okullarını açamamakta, tam
tersinekapatmaktadırlar.Mücadelebirazdahagelişirseeğitimetamamensonverecekleribirgerçektir.Amabizimiçinartıksosyalizmi öğrenen bir kadronun yetişmesi yeterlidir. Nasıl ki, burjuvazi
proletaryayı yaratır ve sonra proleterler onların mezar kazıcıları
olurlarsa;sömürgeciliğinulusalinkarcıolarakyarattığıaydınlarda
onlarınmezarkazıcılarıolacaktır.Özellikle,sömürgecilerekarşıilk
direnme yıllarında bunların durumu belirleyicidir. Kürdistan’daki
sosyalgelişmeyideböyleliklenoktalayabiliriz.Busosyalgelişme,
geribirsosyalgelişme,geribirsınıflaşmadır.Yaniburjuvalaşmak,
aydınolmakvebiranlamdamodernbirproleterolmakbileTürkleşmeyle mümkündür. Şimdi de Kürdistan’daki direnme tarihine
geçelim.
Kürdistan’dagerekköleci,gerekfeodaldönemde,gereksekapitalizmin başlangıç aşamasında olsun birtakım direnmeler vardır.
Budirenmeleretopyekünbirhalk,biraşiretveyafeodallerinkendilerikatılabilirvebunlarınhepsigeneldedirenmedir.Bizdirenme
derken, sadece silahla olan bir gerçekleşmeyi anlamayalım. Eğer
birhalkkendigeleneklerinesarılıyor,dilinikullanıyorsavekendi
kültürünü yaşatabiliyorsa; bu da bir direnmedir.Ama yine direnmeninenüstbiçimisilahlıdirenmedirki,Kürdistan’dabudagörülmüştür.Kürtlerzamanzamandağlara,zamanzamanovalaraçekilmiş, ama hiçbir zaman yaşadığı toprakları bırakmamıştır. Şüphesiz ki, bunlar örgütsüz olan ve kendiliğinden gelen ilkel direnmelerdir.Kısacafeodallerinönderlikettiklerihareketlerbirayaklanmadır.Buayaklanmalar,ulusalkurtuluşhareketleriiçinbirbaşlangıç da olabilir veya hemen yenilebilir de; bunları ilerici mi,
88
yoksagericimidiyedeğerlendirmemiziçinbunlarınkendiprogramını,kendiideolojisinivekendisınıfsaltemelleriniortayakoymalarıgerekir.Örneğin,20tanefeodalinbaşkaldırmasınabizhemen
“ilerici midir, yoksa gerici midir”diyemeyiz,amabunlarideolojisi
veörgütlenmesinioluştururvebellibirsınıftemelindegelişirlerse,
biz ancak o zaman bu yorumu yapabiliriz. İşte bu ayrımı şimdi,
20.yüzyıldayineKürdistaniçindeyapabiliriz.
Dünyada emperyalist cephe ve bu cephenin karşısında yeralan
ulusal kurtuluş hareketleri ve sosyalist cephe vardır. Bazı sömürgelerde emperyalizmle, bazılarında ise sosyalizm ile bütünleşen
hareketler doğmakta, bazen de denge durumu konularak, ne emperyalizm,nesosyalizm,sadecebirmilliburjuvayaratılmakistenmektedir.Amaçağımızınçetinşartlarıkarşısında,bumilliburjuva
hareketler artık yok denecek kadar azalmıştır. Bir taraftan kesin
sosyalizme gitmeyi amaçlayan proletarya önderliğindeki ulusal
kurtuluşhareketleri,öteyandanproletaryanınelindenönderliğialmakveyahareketiemperyalizmleuzlaştırmakiçinçabalayangericiişbirlikçiburjuvazininvefeodallerinsahtehareketleri;Angola’daki veya HindiÇin’deki durumu bununla açıklayabiliriz. Bunlar
bağımsızlık hareketleri değildir. Genelde ulusun kurtuluşu sözkonusu olduğu halde, bu kurtuluşun içinde yeralan hakim güçlerin
emperyalizmesapmadurumlarıvardır.Kürdistan’dagelişecekhareketlerdeyasosyalizmiamaçedinecek,yadaemperyalizminve
sömürgeciliğinlehinegelişecektir;yanikesinayrımbudur.
Milli burjuvaziye gelince; milli burjuvazi biraz anti-emperyalist,birazanti-proleterolmasınarağmenbağımsızbirülkeyaratır.
Kürdistan’daböylebirburjuvazininvarlığınıgörmemekteyiz.
BütünbuyazdıklarımızınışığındageçmişteKürdistanüzerinde
meydanagelenhareketlerebiradverebiliriz.ŞeyhSaidtürüisyanlar veyahut o dönemdeki ayaklanmaların hiçbiri başarıya ulaşamazdı. Bunlar ne otonomi, ne de bağımsızlık elde edebilirlerdi.
Bunlarınmantığıyenilgi,halkazulümvesömürügetirmemantığıdır.Buhareketlerayaklanmadır.Odönemdesömürgecilikgelişme
olgusuiçindeydi.Halkıntalepleriveistekleri,feodallerinsınıfçı-
89
karları ile çatışması sonucunda birtakım ayaklanmalar oldu. Bu
hareketlerdeilericiolanöğehalkındirenmesi,gericiolanöğeise
feodallerin ihaneti, teslimiyeti ve önderliğidir. Eğer feodaller bir
örgütoluşturabilselerdi,muhtemelenemperyalizmlebirleşeceklerdi.OzamanbirişbirlikçiKürtrejimidedoğabilecekti,fakatbuolmadı. Bunun için hareketi İngilizlerin egemenliği altında gelişen
bir hareket olarak göstermek doğru değildir. Bu söylediklerimiz
diğer isyanlar için de geçerlidir. Belki birAğrı, bir Dersim, bir
Şeyh Said hareketleri gelişirlerken bağımsızlığı amaçlıyorlardı,
amahenüzböylebirdurumavarmadan,dahaayaklanmasafhasındabastırılmıştır.Temeldebirörgütlenmeolmadığıgibi,birulusal
kurtuluşmücadelesi,gerillaveyahalksavaşıbiçimindegelişemedi. Eski tipte ayaklanmalar, feodallere özgü savaş yöntemleri, bu
hareketleri izah etmemiz için yeterlidir. Biz komünistler yaşamış
olsaydık, böyle bir hareketi desteklemez, bunun yerine değişik
mücadeleyöntemlerigeliştirirdik.Yaniulusalkurtuluşmücadelesi
içindekomünistçekirdekler,parti,halkordusuvebircepheoluştururduk.Zatenisterayaklanma,istersavaşveistersebarışdönemi olsun, komünistlerin bu hareket karşısındaki politikası budur.
Hareketin emperyalizmle bütünleşmek ve sömürgecilikle uzlaşmakisteyenyanınıkeser,hareketitambağımsızlıkhalinedönüştürürdük.Yanibirayaklanmayıulusalkurtuluşhareketinedöndürebilirdik. Bu konuda bizden tavır istendiği için bunlara değindik;
aslındabudayanlıştır.Bu,burjuvamilliyetçilerinvesosyalşovenlerinsunibirsorunyaratmameselesindenkaynaklanmaktadır.Biz
şimdi sömürgeci tarihini işleyip günümüzde nasıl şekillendiğini
açıklayalım.
GünümüzdedeKürdistanhakkındasosyal-şovenlerinveburjuva-milliyetçilerin tezleri mevcuttur. Sosyal-şoven ve burjuva-milliyetçi örgütlenmeleri Kürdistan’da da görmekteyiz. Bu örgütlenmelerburjuva,küçük-burjuvavefeodal-burjuvaideolojilerininyol
açtığı birtakım örgütlenmelerdir. Günümüz dünyasında, dünyanın
enufakadasındabilemeydanagelenbirolay,dünyailericigüçler
cephesi ile emperyalist cephenin karşı karşıya gelmesi demektir.
90
Yanibuufacıknoktadabileemperyalizmdenyanatavıralanlarile
emperyalizmekarşıtavıralanlardiye,ikigüçortayaçıkacaktır.Bu
iki gücün mücadelesi dünya çapındaki mücadeleden ayrılamaz.
Muhakkak ki, ya bunlara dayanacak, ya da ilerici güçlerin ittifakını arayacaktır. Bu ittifak burjuva önderliğini değil, proletarya
önderliğinigerektirecektir.Çünküilericigüçler,gericigüçlerleittifak kuramazlar. Zaten bu ittifakın alternatifi de emperyalist sömürgecigüçlerdir.Öyleyseülkemizdesömürgebiralanolduğuna
göredoğalolanbirhareket,yatamamenemperyalizmi,kapitalizmi, feodalizmi ve sömürgeciliği hedef alacak, ya da onun güdümündebirhareketolacaktır.Mademki,dünyadabuikigüççarpışıyor, bunların Kürdistan üzerinde politik yansıması da olacaktır.
Diyelimki,bizimkuracağımızcephedebunlarınbirörgütüdegelipyeralabilirveyaRobertotipibirörgütlenmeKürdistan’daortayaçıkabilir.Bizbunlarlabellibirtakımşeylerdeyapabiliriz.Ama
bunların ezilmesi gerektiği ve her an emperyalizmle, sömürgeciliklebirleşebileceklerinidebiliriz.Ohaldesomuttabuörgütlernasıl ortaya çıkmaktadırlar? Bunların ortaya çıkmalarını belirleyen,
Kürdistan’ın sınıf yapısı ve emperyalist sistem içinde kalacaklardır.Örneğin,KDP’yeyönverensınıflarbellidir.Özellikleyenilgidensonrahepsisosyalistkesilmişlerdir.Fakatsınıfyapılarıgereği
bunların yolları sömürgecilerle ve emperyalistlerle uzlaşmaktan
geçer. Daha önce sömürgecilerin ortaya çıkardığı ve son derece
ulusal inkarcı bir temelden gelişen komprador-burjuvaziden söz
etmiştik.Şuhaldebunlarındoğuracağıulusalhareketlertamamen
bağımsızlığavarabilirmi?Elbettekivaramaz.Bunlarınistemiotonomi veya özerklik olacaktır.Ama tamamen anti-emperyalist ve
anti-sömürgecilikolmayacaktır.Çünkübunlarabiçimverenmaddi
şartlarTürkiyeCumhuriyeti’nintakendisidir.TürkiyeCumhuriyeti’nin yani Misak-ı Milli sınırı kalktığı an, bunlar da sınıf olarak
ortadan kalkacaklardır. Bugün küçük-burjuva yönün çok ağır bastığı KDP, DDKD, DDKO ve Şivancılar denilen örgütler her ne
kadar amaçlarının sosyalizm olduğunu söylerlerse söylesinler, sınıfyapılarıgereğibunlarkomünistolamazlar.Küçük-burjuvazinin
91
niteliğiradikalbirdemokratolmalarınabileyetmemektedir.Bunlarsosyalizmide,revizyonizmidekendilerinedestekyapmakistiyorlar.Revizyonizmkendilerinebirazyardımetmeklebirlikte,kesinlikleKürdistaniçingetireceğifazlabirşeyolamaz.Kısacabunlarınulusalkurtuluşhareketindekiyerisosyalistgüçlerinyanıolmalıdır.
AyrıcaKürdistan’da,sondünyakomünisthareketeğilimlerinin
Kürdistan’a yansıması olan revizyonist ve oportünist yansımaları
görüyoruz. Bunların Kürdistan’daki somutlaşması oldukça zayıf
veyetersizdir.İşteKawaveÖzgürlükYoluböylebirpolitikayıgeliştirmek istiyorlar. Bunlar Kürdistan’daki özgüç ile devrim yapmayagidecekleriyerde,biriSovyet,diğeriÇinileuğraşmaktadır.
BirisiTürkiyeilebirliktedemokratikbirTürkiye,diğeriiseüçüncüdünyaülkelerininbirliğitezindenkaynaklanarak.Türkiyeileişbirliği yapar, Sovyetler’e karşı çıkma tezini getirmektedirler. Bu
grupdoğduğugündenberiikidebirDonkişotgibiyeldeğirmenlerine saldırarak, Sovyetler deyip Kürdistan kelimesini hiç kullanmamaktadır.Onlariçinönemliolan,Kürdistan’ıkurtarmakdeğil,
Donkişotluk yapmaktır. BunlarınTürk sömürgeciliğine karşı mücadelediyebiryöntemleriyoktur.
Revizyonizmin yedeğinde gelişen ÖzgürlükYolu’nun da yapmakistediği;revizyonistlerindenfaydalanarak,Türkproletaryasıyla birlikte önce demokratik, sonra milli devrimi yapmaktır. İşte
böyle anti-marksist, dünya devrim anlayışına sığmayan birtakım
tezlerle, sözde halk için mücadele ediyorlar.Aslında bunlar sınıf
konumu gereği namuslu görünmeye çalışıyorlar. Ulusal kurtuluş
hareketindebunlarınyanı,devrimcigüçlerinyanıdeğildir.Bunlar
hareketi bu aşamada sapmaya uğratmak isteyen eğilimler ve namusluolmayangruplaşmalardır.Sınıftemellerikompradorveküçük-burjuvasınıftemelininaynıdır.Örnekverirsek,ÖzgürlükYolu’nayönveren,feodalizmekarşıbirazçelişkiliolanküçük-burjuvalar,bazıyerlerde(Ağrıgibi)feodalleri,bazıyerlerdeavukatları
vedoktorlarıbünyesinealıyorlar.KawaiseKürthakimgüçlerinin,
sosyalizmiçindekiuzantısındanbaşkabirşeydeğildir.Şivandaha
92
çokradikalbirküçük-burjuvaideolojisiyleyolaçıkıyor.Fakatgünümüzde Kürdistan’da küçük-burjuvaların yapacağı fazla bir şey
yoktur.
Kürdistan’dabugruplaşmalarındışındabirdesosyal-şovengruplaşmaları görmekteyiz. Öncelikle bu sosyal-şovenizm nasıl yola
çıktı,nasılşekilbulduvenasılgüçlendi?EğerTürksömürgeciliği
Kürdistan’ıhakimiyetialtınaalmasaydı,bizneAnkaraveyaİstanbul’agidereksosyal-şoventezleriöğrenirdik,nedesosyal-şovenler Kürdistan’a gelirdi.Ama Kürdistan’da Türk sömürgeciliğinin,
Türk dilinin, kültürünün ve ulusal inkarcılığın gelişmesi, sosyalşovenizminmaddişartlarınıyarattı.
İkinciolarakşiddetlekemalizmdenkaynaklanan,geçmiştenberi revizyonizmin ağır etkisi altında olan, hiçbir zaman Misak-ı
Milli sınırlarını aşmayan, Kürdistan tarihini hiçbir zaman ağzına
almamış ve Kürtlerden öcü gibi korkan ve başlangıçta sosyal-şovenolankomünistbirhareketmevcut.Türkiye’de19...lerebirtepkiolarakdoğankomünisthareket,revizyonizminsosyal-şovenyönünü yıkamadı. Revizyonizm, oportünizm, sosyal-şovenizm, yeni
ve eski komünistlerin ortak programı oldu. Sosyal-şovenizm, sömürge ülkedeki partiyi ve ulusal kurtuluş mücadelesini reddeder.
Devrimi,sömürgeülkeyeihraçetmeyidüşünür.“Her şey bizimledir” der. Sosyal-şovenizm, katıksız bir milliyetçilik, sömürgeciliğin reddi ve katıksız bir ulusal ilhakçılıktır. Bizi ilgilendiren işin
lafkısmıdeğil,maddikısmıdır.Bunlarsözdesömürgeciliğikabul
ederlerken, örgütlenmede sinsi sinsi ücra köşelere kadar, inkarcı
tezlerini örgütlemeye çalışıyorlar. Eskiye nazaran birtakım ilerici
çıkışlar olmasına rağmen henüz bu sosyal-şoven tezler aşılmadı.
Çünkü maddi şartları yok ve hâlâ Kürdistan’da kentlerde, ulusal
inkarcılığınvemetropolkentlerineKürtgençliğininakışısözkonusudur.Evet,sosyal-şovenlerinhakimiyetinegirenbuunsurlar,adeta yerli bir ulusal inkarcı olarak karşımıza çıkıp, kendi kabuğunu
beğenmeyenkaplumbağagibi,KürttoplumunuveKürdistan’ıbeğenmiyorlar.Onlarsömürgeciliğinikinci,üçüncüyerdeuşaklığını
yapıyorlar.Yani sosyal-şovenlerTürk sömürgeciliğinin uşaklığını
93
yaparken, bunlar da sosyal-şovenlerin uşaklığını yapıyorlar. Bugün sosyal-şoven ideoloji, çeşitli örgütlerce temsil edilmektedir.
Revizyonistkampda,oportünistkampdasosyal-şovendir.Onlara
göreTürkiyebirbütündür,mücadelemiz,stratejimizvetaktiğimiz
aynıdır.Vebuproleterenternasyonalizmidir;amabelliki,busosyal-şovenizmteorisidir.Ulusalkurtuluşmücadelesigelişmedikçe,
bunların gelişecek maddi şartları vardır. Bu maddi şartların ortadankalkışı,ancakulusalkurtuluşmücadelesiylemümkündür.Sömürgecilereveişbirlikçilerinevuracağımızdarbeyi,bunlarınsözcüleri olan sosyal-şovenlere de vuracağız.Yani sömürgeciliğe
karşı verilecek mücadele, bunlara karşı verilecek olan mücadeledengeçer.Bugünsosyal-şovenlerekarşıyürüttüğümüzmücadele,
yarınsömürgecilerleaçıkaçığayürüteceğimizmücadelenintemelidir.Çünküsosyal-şovenlerekarşıyürütülmeyecekbirmücadele,
kolaykolayanti-sömürgecibirmücadeleyedönüştürülemez.İdeolojikalandasömürgeciliğiyenilgiyeuğratmayanbirhareket,yarın
askerivesiyasialandabaşarıyaulaşamaz.Zatensosyal-şovenlere
karşıverilenmücadeleninönemiburadankaynaklanmaktadır.Güçlü bir siyasi kurtuluş hareketi geliştirmek için bunların tasfiye
edilmesigerekir.
Bugünbizimsosyal-şovenlerleolanmücadelemiz,ulusalkurtuluşiçinolanmücadelemizbiçimindesomutlaşmaktadır.BazıgruplarKürdistan’ınsömürgeoluşunuvehattaörgütlenebileceğinigetiriyorlar,amabunlarsözdekalmaktadır.Onlarfırsatbuldukçaülkeninheryanındasosyal-şoven,ulusalilhakçıpolitikalarınıörgütlüyorlar.Eğerbuburjuvamilliyetçilerindurumubuysa,bizimdurumumuznedir?Bizinasılbirgelişmebekliyor?Bizhangimaddi
şartlarınürünüyüz?Hangisınıflardankaynaklandıkveneyetepki
olarakdoğduk?
Bizimsömürgeciülkekentlerindeokuma-yazma,yaniaydınolma,Türksömürgecidevletyapısıiçindeyeralmadurumumuzvardır. Kimimiz işçi sınıfından, çoğumuz Kürdistan köylülüğünden,
yarı-köylülüktenvelümpenliktengeliyorduk.Kısacasınıftemelimizistikrarlıbirsınıftemelideğildir.ZatenKürdistan’daistikrarlı
94
birsosyalyapıdayoktur.Fakatgüçlübirsömürgecilikvefeodalizmdenzarargörenvebununyaptığıetkilerdenkaçınmakisteyen
vebunakarşıisyanedeninsanlartopluluğuolduğumuzdaaçıktır.
Başlangıçtahiçolmazsanefretedenbirzihniyetteolduğumuzhalde,bunubirsınıf,ideolojikveyaörgütseltemeleoturtamadığımız
dabirgerçektir.
BütünbunlararağmennasıloluyordaKürdistan’dasömürgeciliğinveasimilasyonunhızlageliştiği,Kürtgençliğininmetropollerekaçmakzorundabırakıldığıbirdönemdeortayaçıkıyoruz?
Bu sömürgeci ülke kentlerinde, sosyal-şoven tezler oldukça
ağırlıktadır.Hakimulusuntarihivekültürüsevilmiş,ülkemizeyabancılaştırılmışız.Varolansosyalizmisebizesosyal-şovenizmbiçimindeyaklaşmaktadır.Şuhaldebaşlangıçtabizimnefrettenveya
ulusalözlemimizdenbaşkabirözelliğimizolmayacaktır.1970’lerdekidurumböyledir.Kinvaramabununbilimsel-ideolojiktemeli
henüz yoktur. Tabii ki, biraz evrim gösterilecektir. Sosyal-şovenizmyüzüaçılmayaçalışılacakveyahutdünyapratiklerivemarksizmingerçektenklasiklerindenöğrenilmesibizimgözümüzüaçacaktı.Biziaydınlatanmarksistteoridünyapratiğivebirdeülkemizindurumutahliledildikçe,bizvaziyetiyavaşyavaşanlayacaktık.Vebütünbunlarbizigruplaşmayagötürerek,biraydıngruplaşmasıvehareketiyaratacaktı.Dahaçokköylülükveyoksulköylülükten gelmemize rağmen, geldikleri sınıflardan biraz bağımsız
olan burjuva ve küçük-burjuva sınıflardan gelen, sosyalizme ve
Kürdistan’ailgiduyannamusluaydınlardavardır.Busüreçiçinde
onlarındabizimlebirleşmeleri,yoğunlaşmalarısözkonusudur.Ayrıcabizimortayaçıkışımızıengelleyen,bizebiçimverenşartlarda
bulunmaktadır. Sosyal-şoven ve burjuva milliyetçilerinin engellemeleri yanında, Kürdistan’ın çok geri bir yapısının oluşu, maddi
koşullarımızınzorluğu,ideolojikplandakiyetersizliğimiz,Kürdistan tarihi hakkındaki bilgilerimizin ilkelliği, sosyalizmi ancak
Türkçe’yeçevrildiktensonra(bunundaancak1973ve1975’lerde
mümkünoluşu)öğrenmemizkarşısındayurtseveraydınKürdistan
hareketinekadargelişebilir?Bizbirulusalkurtuluşhareketiiçin-
95
dedoğmadık.Direnme,örgütlenmenedir,adamnasılvurulur,ideolojinasılörgütlenirveörgütnasılkurulurbilmiyorduk.Tamtersineşunun-bununkuyruğundagezenaydınlardık.Başlangıçyıllarımız,tamamenzorluklarlageçenmücadeleyıllarımızolmuştur.Bu
kadar olumsuzluklarla uğraşa uğraşa, yerine olumlu gelişmeleri
getirdikçe bilgisizliğimiz bilgiye, ideolojik yetersizliğimiz daha
yeterliideolojiyedönüştü.Sosyal-şovenlerekarşımücadelemizbiziyurtsever,burjuvamilliyetçiliğinekarşımücadelemizbizimarksist ve enternasyonalist yaptı. Bütün bunların birleşmesi, bizim
marksistdevrimciniteliğimizibirazdahageliştirdi.Amadörtdörtlükkadrolaryetiştirdiğimizi,tamamenbirkomünistgelişmeveörgütlenme yarattığımızı da iddia etmiyoruz.Yalnız bu aşamanın
başlangıcındayız.
Böylebirgruplaşmademinsaydığımızengellerarasındanereye
varacaktı?İlkolarakbugruplaşmahareketiülkeninsiyasistratejisini saptayacak, elbette bu saptama da Kürdistan tarihinin ve bugünkü somut yapısının tahliline geçecektir. Bu da bizi Kürdistan
hakkında marksistlerin ve yurtseverlerin gruplaşabilecekleri bir
partivecepheprogramınagötürecektir.İkinciolarak,buçalışmalaryurtsevergençlikhareketleriyaratmakzorundadır.Yanisadece
komünist kadro veya gençlik yaratmakla kalmayacak, asimile etmeamacıylayapılan,okullardaoluşanvesayılarıyüzbinlereulaşan gençlerin, aydınların yurtsever hareketini de geliştirecektir.
Zaten bu aşamadaki görevimiz, komünistlerin önderlik edeceği
yurtseverbirgençlikhareketiyaratmaktır.Yurtsevergençlikhareketinekadargelişirse,Kürdistan’damarksizmindeokadargelişmesi sözkonusudur. İkisi birbirine bağlıdır.Yurtsever gençlik olmadan komünistler ortaya çıkamaz. Bunların bir mücadelesi olmazsa yurtseverlik gelişemez, gelişmeyince de marksizm gelişemez.Yaniülkeninsomutkoşullarındankopuk,ülkeninbağımsızlığını hedeflemeyen bir marksizme, marksizm yerine uşaklık, sosyal-şovenizmveyaburjuvaideolojisidedenilebilir.Bunlarakarşı
henüzbircepheprogramımızoluşmamıştır,fakatbununmücadelesinin hazırlığını vermekteyiz. Önümüzdeki görevler bunlardır.
96
Bugörevleryerinegetirilmedikçebirulusalkurtuluşcephesiyaratılamayacağıgibihalkgüçleri,milisvegerillabirimlerideortaya
çıkamaz.Bunlarortayaçıkmadıkça,ulusalbağımsızlıkmücadelesi
verilemez.Yani Kürdistan’daki devrim sorununun çözümlenmesi
yukarıda saydığımız şartlara bağlıdır. Bizi bekleyen acil görevler
bunlardır;biryandankomünistpartiideolojisininyaratılması,öte
yandan Kürt gençliğinin büyük bir kesimini aktif, militan bir örgütlenmeyesokacakbirhareketinbaşlatılması.
Yurtsevergençlikhareketi,faşistleştirmeçabalarınakarşıfeodal
gericiliğe,dinideolojisine,mezhepayrıcalığınavesosyal-şovenlerekarşısavaşacaktır.MarksizminKürdistan’ataşınması,adetabir
motorgücü,işlevigörerekulusalkurtuluşhareketininöndergücü
olacaktır.Bukoşullargelişmedikçe,güçlübirkomünistpartisinin
yaratılmasıolanakdışıdır.Fakatbunlardüzbirçizgişeklindedeğil,çeşitlieylemlerlebirliktegelişecektir.Vebütünbunlarbizibu
sürecehazırlayacaktır.Bizdahailkandanitibarenideolojikmücadelenin savaş içinde olacağını veya kendimizi savunmamızdan,
maddiyaşamımızıeldeedinceyekadarherşeyinsilahlaolabileceğineinanıyoruz.Yanibizimsavaşveyabarışiçindemiyizdiyebir
ayrımyapmamızsaçmalıkolur.Bizimhayatşartlarımızzatenbüyük ölçüde savaş şartlarıdır. Ve bu şartlarda hem ideolojiyi, hem
de örgütlenmemizi oluşturacağız.Yani bir evrim-devrim ayrımı
içinegirmiyoruz.ÇünküKürdistangibiülkelerdebutiptartışmalar yapmak saçmalıktır. Biz komünizmi şu anda da, savaş anında
daöğrenebiliriz.Zatenbugünküdurumdasavaştanfarklıdeğildir.
Hatta savaşın bizim için daha rahat yaşama koşulları yarattığının
da bilincindeyiz.Yani ideolojik mücadelenin örgütlenmesinden
partisinekadarkidurumuhepböyleeylemiçerisindegerçekleşebilir. Biz iç gelişmemize, kadrolaşmamıza, ideolojimizin somutlaşmasına ve örgütlenmemizin doğuşuna bakarız. Bütün bunları eylemiçindeyaparız.Veyabunlarıgüçlüeylemleryaratmakiçinde
yaparız. Zaten Kürdistan’daki tahliller, ilk etapta Kürdistan’ın ilk
objektifdurumununaçıkişgalolduğunu,sınıflaşmanınkötüolduğunu, bir an önce devrimin subjektif şartlarının hazırlanması ge-
97
rektiğini,savaşınuzunvadelibirsavaşvedirenmehareketleribiçiminde,ufakgerillabirimlerihalindevedirenmesavaşlarıolacağınıgöstermektedir.
Kürtaydınlarını,yurtsevergençlerlevehattabuaşamadaoluşmuşolankomünistlerinibekleyenbutarihigörev,önemlivebelirleyicidir. Bu önem, Kürdistan tarihinde gelmiş geçmiş bütün ihanetlere karşı, gericiliğe, yerli gericiliğe, sömürüye, dış talana, dış
sömürüyekarşıcephealacaklarıbirhareketinnüveleriolmalarındangelmektedir.
Geçmişte birtakım direnmeler ve ayaklanmalar olmasına rağmenyurtsever,aydınvegençlikhareketi,komünistgruplaşmahareketi doğmamıştır. Bunun acısını ve sancılı dönemini çekiyoruz.
Buyıllaraynızamandaaydınlarıntarihirolünütayinedicişansın
olmasıdır.BuroloynanmadığımüddetçeKürdistan’daulusalkurtuluş mücedelesi olmayacaktır. Sonuç ya bitiş, ya da feodallerin
birtakım sömürgecilerle gittikleri pazarlıklar olacaktır, örneğin
parlamento. Bunlar bugünkü görevleri her ne kadar erken kavrar
vebugörevlerinekadarerkenyerinegetirirlerse,tarihisürecegirmemiz ve yeni bir tarih yaratmamız o kadar mümkün hale gelecektir.Aydınlarıntarihirollerinigerçekleştirmeleriiçinbirdenbire
silahlı birimlerle dağlara çıkmalarını istemiyoruz. Çünkü tarihi
rollerinigerçekleştirmeklebirlikte,yenibirsürece,ulusalkurtuluş
sürecinegireceğiz.
98
99
İLKDEFAYAZIYAGEÇİRİLEN
PKKDOĞUŞUNUNDÜŞÜNSELTEMELLERİ
(1975-76)
UlusalHareket
Doğuşundangünümüzekadarulusalhareketleriikiaşamadaincelemekgerekir:
1- Burjuvademokratikdevriminbirparçasıolarakulusalhareketlerbudönemde;
a) Feodalizmekarşıkapitalizminzaferinden1870’lerdeAlman
birliğininsağlanmasına;
b) 1870’lerdenEkimİhtilali’nekadarolmaküzereikiyeayrılır.
2- Proletaryadevrimininbirparçasıolarakulusalhareketlerbu
dönemde; Ekim İhtilali’nden günümüze kadarki dönemi kapsar.
Birinciaşamadaulusalhareketlerintemelkarakterleriolarak;ulu-
100
sal sermayeyi güçlendirmesi, yeni ulusal devletleri ortaya çıkarması,ulusaleşitsizlikleriarttırması,sömürgelermeselesiilebirleşerek alanını son derece genişletmesi gösterilebilir. İkinci aşamadaki ulusal hareketlerin özellikleri olarak da; emperyalizme karşı
sosyalist bloku oluşturmasını, sömürgelerin emperyalizme karşı
UlusalKurtuluşHaraketi’ningeliştirilmesini,sermayeningeriletilmesini ve hareketin hegemonyasının proletaryaya geçmesini gösterebiliriz.
BurjuvaDevrimlerininBirParçasıOlarak
UlusalHareketler
a) Kapitalizmin feodalizme karşı zaferinden,Alman birliğinin
sağlandığı1870’lerekadarkidönem:
Batı’daburjuvademokratikdevrimlerininzaferlesonuçlanması,
aynı zamanda İngiliz, Fransız, İtalyan veAlmanların ulus olarak
şekillenmesineyolaçtı.Ulusalhareket,burjuvamilliyetçiliğibayrağıaltında,kapitalizminihtiyaçlarınıeniyikarşılayanulusaldevletlerin doğmasını amaçlamaktaydı. Burjuvazi böyle bir devlette
dilvekültürbirliğini,pazarbirliğietrafındasağlayaraksömürüye
en müsait ortamı oluşturdu. Bu amacın önünde genellikle feodalizm engel olarak durmaktadır. Onun için hareketlerin amacı demokratik cumhuriyetlerin kurulmasıdır. Bu amaç gerçekleştiği
oranda ulusal hareketler durulur. 1870’lere kadar İrlanda dışında
Batı’da ulusal devletlerin oluşumu tamamlandığı için milli baskı,
dolayısıyla milli hareket de yoktu. Burjuvazi, meselenin altından
yüzünün akı ile çıkmıştır. Bu dönemin milli hareketlerini Stalin
şöyleortayakoyar:
“Feodalizmin tasfiye ve kapitalizmin gelişme süreci aynı zamanda insanların uluslar biçiminde kuruluş sürecidir de. Örneğin,
Batı Avrupa’da bu böyledir. İngilizler, Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar ve bunun gibileri feodal parçalanmayı yenen kapitalizmin
muzaffer yürüyüşü sırasında, ulus olarak oluşmuşlardır. Ama ulusların oluşması, aynı zamanda onların bağımsız ulusal devletler
101
durumuna dönüşmeleri anlamına da geliyordu. İngiliz, Fransız
ulusları ve öbür uluslar, aynı zamanda İngiliz vb. devletleridir. Bu
sürecin dışında kalmış bulunan İrlanda, genel tabloda hiçbir şeyi
değiştirmez.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeci Sorun, syf. 16) Batı’da
feodalparçalanmayakarşıulusalhareketlerinideolojisiolarakmilliyetçilik,ulusaldevletlerinkurulmasınakadartarihteilericibirrol
oynamıştır.Budevletlerkuruluşdöneminitamamlayıpiçteişçisınıfı,dıştabaşkauluslarıbaskıaltınaalmayabaşladığında,burjuva
milliyetçiliği gerici bir rol yüklenir. Bu dönemde Batı’da durum
böyleyken Doğu’da tersi bir durum sözkonusudur. Uluslar henüz
oluşumhalindedirler.DahaöncedenTürk-Moğolistilalarınakarşı
kurulmuş çok milliyetli imparatorluklar vardır. Siyasal olarak en
çokgelişmişmilliimparatorluğaegemendir.Kapitalizm,Batı’dan
Doğu’yadoğruticaretveulaştırmayollarıilegelişir.Bununlabirlikte milliyetler yavaş yavaş uluslaşırlar. İmparatorluğa egemen
milliyetdahaerkenuluslaşarakhakimulushalinegelir.Diğermilliyetleruluslaşmayolundakendidevletlerinikuramamışlardır.Ayrılmaları sözkonusudur. Bu noktada milli hareketler başlamıştır.
Hedef kendi pazarını ve devletini yaratmak ve bu çerçeve içinde
işçisiveköylüsünütekbaşınasömürmektir.Amakarşılarındaezen
birulusvebuulusunegemenolduğubirdevletvardır.Ulusaldevletlerinikurmadageçkalmışlardır.
Bu aşamayı Stalin şöyle anlatır: “Savaşım, uygunca söylemek
gerekirse; toptan uluslar arasında değil, ama egemen uluslar ile
ezilen ulusların egemen sınıfları arasında başladı ve alevlendi. Savaşım genel olarak, ya ezilen ulusun kentli küçük-burjuvazisi tarafından, egemen ulusun büyük burjuvazisine karşı; ya ezen ulusun
kırsal burjuvazisi tarafından egemen ulusun büyük toprak sahiplerine karşı, ya da ezilen ulusların tüm ulusal burjuvazisi tarafından
egemen ulusun egemen soyluluğuna karşı yürütülmüştür. Pazar
(genç burjuvazi için ana sorun), bu genç burjuvazisinin ereği emtiasını sürmek ve bir başka milliyetin burjuvazisi ile rekabetten zafer kazanmış olarak çıkmaktır. Kendi öz ulusal pazarını sağlama
bağlama isteğinin nedeni budur. Pazar, burjuvazinin milliyetçiliği
102
öğrendiği ilk okuldur. Ezilen ulusun dört bir yandan sıkıştırılan
burjuvazisi elbette harekete geçer. Kendi halkına başvurur. Ve kendi sorununu bütün halkın sorunuymuş gibi göstererek avaz avaz
‘vatanı’ yardıma çağırmaya başlar. Kendi yurttaşları arasından
kendisi için ‘vatan’ yararına bir ordu toplar. Ve halk çağrılara her
zaman kayıtsız kalmaz. Onun bayrağı yöresinde toplanır. Yukarıdan gelen baskı onu da ezer ve onda da hoşnutsuzluk uyandırır.
Ulusal hareket işte böyle başlar. Ulusal hareketin gücü, ulusun geniş katmanlarının proletarya ile köylülüğün bu harekete katılma
derecesine bağlıdır. Proletaryanın burjuva ulusalcılığı bayrağı altında sıraya girip giremeyeceği, sınıf çelişkilerinin gelişmesi, proletaryanın bilinç ve örgütlenme derecesine bağlıdır. Bilinçli proletaryanın kendi denenmiş bayrağı vardır. Ve onun için burjuvazinin
bayrağı altında sıraya girmenin hiçbir gereği yoktur. Köylülere
gelince; onların ulusal harekete katılmaları her şeyden önce baskının niteliğine bağlıdır. Eğer baskı, İrlanda’da olduğu gibi toprak
çıkarlarına zarar veriyorsa, büyük köylü yığınları hemen ulusal
hareket bayrağı altında sıraya girerler. Ulusal hareketin biçimleri
ve özgünlüğü özet olarak budur. Bu söylenenlerden açıkça yükselen kapitalizm koşullarındaki ulusal savaşımın, burjuva sınıfların
kendi aralarındaki savaşımlar olduğu sonucu ortaya çıkar. Bazen
burjuvazi proletaryayı da ulusal hareket içine sürükleme başarısını gösterir ve o zaman ulusal savaşım görünüşte, ama sadece görünüşte, bir “genel halk hareketi” niteliğini kazanır. Özünde ulusal savaşım her zaman burjuva nitelikte, sadece burjuvazi için yararlı ve istenir olarak kalır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu,
syf. 17, 18, 19, 20)
Batı’nın ulusal baskısız tek uluslu devletlerine karşılık, Doğu’nunçokulusludevletleri,millibaskınınyurduolmuşlardır.Burjuvazi,Doğu’daulusalsorununaltındankalkamamıştır.Stalin,bütün
bu dönemlerin genel değerlendirmesini şöyle yapar: “Demek ki,
birinci dönem, böylece kapitalizmin şafağında milliyetlerin ortaya
çıkması ile belirlenmiştir. Ve Batı Avrupa’da salt ulusla baskısı
devletler doğarken; Doğu Avrupa’da, başta daha gelişmiş bir tek
103
ulus ve egemen ulusa, önce siyasal sonra da iktisadi bakımdan bağımlı, daha az gelişmiş başka uluslar ile birlikte çok uluslu devletlerin doğmaları da dikkat edilecek noktadır. Doğu’nun bu çok
uluslu devletleri, ulusal çatışmaları, ulusal hareketleri, ulusal sorunu ve sorunun çeşitli çözüm biçimini ortaya çıkarmış bulunan
ulusal baskının yurdu olmuşlardır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler
Sorunu, syf. 60)
Budönemdekimillihareketlerkarşısında
proletaryapartisiningörevi
“Milli hareket burjuvazinin hareketidir”diyeproletaryabuharekete ilgisiz kalmamıştır. Kendi gelişmesi ve örgütlenmesini kolaylaştırdığıölçüdebuhareketlerleilgilenmiştir.İrlandabununen
açıkörneğinivermektedir.KarlMarksbusorunailgisizkalmamıştır;konuileilgiligörüşlerinişöylebelirtmiştir:“İngiliz işçilerinin,
fabyancılığı destekleyen bu gösteri yürüyüşünün yapılması için
elimden geleni yaptım. Ben İrlanda’nın İngiltere’den ayrılmasının
olanaksız olduğunu düşünerek, şimdi bunun kaçınılmaz olduğuna
inanıyorum. Her ne kadar ayrılmadan sonra federasyonun gelmesi
muhtemelse de, benim kanımca onlar bildirilerinde ayrı bir madde
halinde birliğe karşı çıkmalıdırlar. (Yani İrlanda’nın bağımsızlığını savunmalıdırlar.) Kısaca 1783’de olanı sadece daha demokratik ve o zaman koşullarına uygun hale getirmektir. Bu bir İngiliz
partisinin programına konabilecek olan biricik legal ve bu yüzden
de tek mümkün olan İrlanda kurtuluşu talebi biçimidir. İki ülke
arasında sırf kişisel birliğin devam edemeyeceğini ileride tecrübe
göstermelidir.
İrlandalıların muhtaç oldukları şunlardır:
1- Kendi hükümetleri ve İngiltere’den bağımsızlık,
2- Bir tarım devrimi.
İrlanda tarihi bize, bir ulusun başka bir ulusu boyunduruk altına almasının ne büyük bir felaket olduğunu gösterir. İngiltere’nin
bütün kötülüklerinin kökeni İrlanda’ya varır. Henüz Kromvel dönemini inceleyemedim, ama şu kadarı benim için kesindir; eğer İr-
104
landa’da askeri yönetim kurmak ve orada yeni bir aristokrasi yaratmak zorunluluğu olmasaydı, İngiltere’de tarihi gelişme başka
türlü olurdu. İrlanda rejiminin, İngiliz işçi sınıfının gelişip güçlenmesi ile devrilmesinin mümkün olacağına uzun zaman inandım. Bu
görüşü “The New York Tribune”de her zaman ifade etmişimdir.
Sorunu daha derinliğine inceleyince şimdi bunun tam tersine inanmaktayım. İrlanda’dan kurtulmadığı sürece İngiliz işçi sınıfı hiçbir
zaman herhangi bir başarı gösteremeyecektir. İngiltere’de İngiliz
gericiliğinin kökleri; İrlanda’nın boyunduruk altında tutulmasıdır.” (Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, syf. 103, 104, 106)
Görülüyorki,KarlMarksmillisorundagünümüziçindecanlılığınıkoruyangörüşlerini,İrlandasorunuileaçıklarkan;ezenulus
işçisınıfıhareketininbaşarısının,ezilenulusunayrılmasındangeçtiğini,militarizminveşovenizminkaynağınıbubağımlılıktanaldığını,ezenulusişçilerinin,ezilenulusunayrılmasınayönelikmücadelelerinin kendi öz kurtuluşları için gerekli olduğunu özellikle
vurgulamaktadır.Engels,Almanya’nınulusalbirliğininsağlanmasındaişçisınıfınıntavrınışöylekoyar:“Mutlak olarak kesin olan
bir şey varsa o da partimizin ve işçi sınıfının egemen duruma, ancak demokratik cumhuriyet şekli altında gelebilecekleridir. Hatta
demokratik cumhuriyet, büyük Fransız Devrimi örneğinin gösterdiği gibi proletarya iktidarının özgül biçimidir... Almanya’nın ulusal birliğinin gerçekleşmesi için küçük devletlere bölünmeye son
vermelidir. Bavyera’nın ve Würtemberg’in özel hakları devam ettiği sürece, örneğin Thrüngen’in haritası bugünkü yürekler acısı durumu muhafaza ettiği sürece, varın Alman toplumunu devrim yoluyla değiştirin. Öte yandan özgül olarak Prusyalı zihniyetin Almanya’yı ezmesine son vermesi için Prusya ortadan kalkmalıdır ve
özerk eyaletlere bölünmelidir. Küçük devletlere bölünme ve Prusya
zihniyeti; işte Almanya’nın içine hapsedilmiş bulunduğu çelişkinin
iki yönü. Bunlardan biri, ötekini haklı göstermek için her zaman
kanıt olarak ileri sürülecektir. Bunun yerine ne konmalı? Benim
görüşüme göre proletarya, bölünmez tek bir cumhuriyetten gayri
bir biçimde yararlanılır.” (Gotha ve Erfurt Programlarının Eleşti-
105
risi, syf. 108, 109)
“... Demokratların içinde en aşırı uçta bulunanlar, sadece bir
federatif cumhuriyet için içlerini çekmeye cesaret edebilirlerken,
proleter devrimcilerin tek ve bölünmez bir Alman Cumhuriyeti’nin
kurulmasının zorunluluğunu ilan etmesi...” (Almanya’da Devrim
ve Karşı Devrim, syf. 68)
Bu parçalardan çıkarılacak biricik yorum şudur: Proletarya,
mensup olduğu ulus bölünüp parçalanmışsa, görev olarak önüne
“tek ve bölünmez demokratik cumhuriyet”şiarınıkoyar.YineEngels, ulusal bağımsızlık ve proleter enternasyonalizmi arasındaki
ilişkiyi şöyle koyar: “Her ulusun bağımsızlığı ve birliği sağlanmaksızın, ne proletaryanın uluslararası birliği, ne de ortak amaçlara ulaşabilmek için bu ulusların barışçıl ve bilinçli işbirliği sağlanabilir. 1848’den önceki siyasi koşullarda İtalyan, Macar, Alman, Polonyalı ve Rus işçilerinin uluslararası bir eylemini düşünmeye çalışın.” (Komünist Manifesto-1893 tarihli, İtalyanca baskıya önsöz’den)
Ulusal bağımsızlığın her sınıftan çok proletaryayı ilgilendirmesi
gerektiğinideEngelsşöylebelirtir:“Soylular Polonya’nın bağımsızlığını koruma ve yeniden kazanma mücadelesini vermek için çok
güçsüzdüler. Burjuvaziyi ise bu bağımsızlık bugün en asgarisinden
ilgilendirmemektedir. Oysa Avrupa uluslarının uyumlu bir işbirliği
için bu bağımsızlık şarttır. Bağımsızlık, artık sadece genç Polonya
proletaryası tarafından kazanılabilir. Ve ancak onun himayesinde
güvenle korunabilir. Çünkü bizzat Polonya işçileri için olduğu kadar geri kalan Avrupa işçileri için de bu bağımsızlık gereklidir.”
(Komünist Manifesto-1892 tarihli Polonya baskıya önsöz’den)
Bütünbuaktarmalarproletaryanınmillihareketlerindışındakalamayacağını, ‘bağımsız ve demokratik cumhuriyet’ şiarını diğer
sınıflardan daha fazla savunması gerektiğini, milli bağımsızlığın
onun sınıfsal gelişmesi ve örgütlenmesi için zorunlu olduğunu
gösterir.
b- 1870’lerden Ekim Devrimi’ne kadar milli hareketler
Bu dönem kapitalizmin olgunlaştığı, rekabetçilikten tekelciliğe
106
dönüştüğüyıllarıkapsar.İçtekipazardarlığıvegiderekdüşenkâr
oranları, sermayeyi dışa açılmaya zorlar.Ayrıca büyük bir hammadde ve ucuz işgücü sıkıntısı vardır. Bu sıkıntıların giderilmesi
ancakyenitopraklarveülkelerinilhakıilemümkündür.Kapitalizmin eşitsiz gelişme kanunu, elde edilen yeni pazarlar üzerindeki
savaşıkızıştırmaktadır.Heremperyalistülkeiçtekigücüoranında
sömürgelerdenpayistemektedir.Buamacınıgerçekleştirmekiçin
desilahlanmaktadır.İştebunedenler,Batı’nıneskitekulusludevletleriniçokuluslusömürgecidevletlerşeklinesokuyor.Budaberaberindebiryığınulusaleşitsizlikvebaskıbiçiminiortayaçıkarır.Eskininulusalbaskısızdevletleri,çokuluslusömürgecidevletleredönüştüktensonraulusaleşitsizlikvebaskınınkaynağınıoluşturmaktadırlar.Kapitalizm,emperyalizmaşamasınaulaşmakla,eski baskı biçimlerine yenilerini eklemektedir. Ulusal baskı azalmamış,tersinederinliğinevegenişliğineartmıştır.BöyleceBatı’da
burjuvazininsermayeihracınayenilmesivebunundoğurduğuyeni
ilhaklar;Avrupa’nın bir avuç medeni ulusuna özgü baskı ve eşitsizlikleri,sömürgeleridekapsayacakşekildegenişletiyorveulusal
sorunusömürgelersorununabağlıyor.Millisorunrenk,kıta,kültür
farkıgözetmeden,bütünhalklarınemperyalizmdenkopmasorununadönüşüyor.Artıkulusalhareketlerbirdevletiniçsorunuolmaktançıkıpsermayeyitehditedenhareketleredönüşür.Budönemde
Batı’daburjuvazi,dünyaçapındabiryığınulusalbaskıveeşitsizliklerinkaynağıhalinegeliyor.EmperyalistsavaşöncesivesonrasındaBatı’nıneskitekulusludevletleriyeniilhaklarlasömürgeci
karakterlerini geliştirirken, Doğu’nun eski çok uluslu devletleri
parçalanıyor,yerineulusalbaskıveeşitsizliğibarındırmayan,Sovyet Rusya ile bünyelerinde azınlık milliyetleri barındıran, dışarıdan emperyalizmin bağımlılığı altına giren yeni birçok devletler
ortayaçıkıyor.Burjuvatoplumyapısınınbağrındakigizliçelişkilerisonunakadaraçığaçıkaranemperyalistsavaş,galipdevletlerin
sömürgelerindekaynaşmayayolaçarken,eskininçokulusluimparatorluklarınındağılmasıileortayaçıkanburjuvakarakterliulusal
devletlerindebarışiçindebiraradayaşayamayacağınıgösterir.Yi-
107
ne emperyalist savaş bünyesinde ne egemen, ne ezilen ulus, ne
anayurt, ne sömürge bulunan Sovyet Rusya’yı ortaya çıkardı. Bu
döneminsonunageldiğimizdedünyaçapındameydanagelendeğişiklikle,kapitalizmulusalbaskıveeşitsizlikleriortadankaldırması
bir yana, tersine kaynağı haline geldi. Sosyalizmin ise, her türlü
ulusalbaskıveeşitsizliğinkaldırılmasındamaddibirtemelyarattığınıgösterdi.Yineburjuvaziulusalsorunaltındaboğulurken,proletarya ulusları özgürlüğe götürecek tek sınıf olduğunu kanıtladı.
Ulusalbaskıvebunakarşıverilenulusalhareketlerinbuikincidönemini Stalin şöyle belirtiyor: “Ulusal baskının gelişmesinin ve
ona karşı savaşım araçlarının ikinci dönemi, kapitalizmin mahreç,
hammadde, yakıt ve ucuz bir işgücü peşinde, sermaye ihracı ve
büyük demir ve deniz yollarını güvenlik altına alma savaşımı içinde, ulusal devletler çerçevesinden çıktığı, yakın ve uzak komşular
zararına, kendi ülkesini genişlettiği, emperyalizmin belirme dönemine bağlanır. Bu ikinci dönemde Batı’nın eski ulusal devletleri
İngiltere, İtalya, Fransa ulusal devletler olmaktan çıkarlar. Yani
ellerine yeni topraklar geçirip böylece önce Avrupa’nın Doğu’sunda varılan, o aynı ulusal ve sömürgesel baskı için bir alan oluşturarak, çok uluslu devletler durumuna dönüşürler.
Bu dönem Avrupa’nın Doğu’sunda egemenlik altındaki ulusların (Çekler, Polonyalılar, Ukraynalılar) emperyalist savaştan sonra eski çok uluslu burjuva devletlerin dağılması ve büyük devletlerce egemenlik altına alınmış yeni ulusal devletlerin kurulmasına
yol açan, uyanış ve gelişmeleri ile belirlenmiştir.” (Ulusal Sorun
ve Sömürgeler Sorunu, syf. 60, 61)
Buikidöneminortakvefarklıyanlarınıbelirtirken,ulusalsorununnasılsömürgelersorunuilekaynaştığınıdaşöylebelirtir:“İlk
iki dönemin ortak bir özelliği var, bu özellik de şu: Bu dönemde
milliyetler, baskı ve sömürüye uğramışlardır. Bunun sonucu ulusal
savaşım yürürlükte ve ulusal sorun da çözülmemiş olarak kalmış,
ama aralarında bir de ayrım vardır ve o da şudur; birinci dönemde ulusal sorun ayrı ayrı alınmış, çok uluslu devletler çerçevesinden çıkarılmıştır. Ve sadece az sayıdaki Avrupa milliyetleri kapsar.
108
Oysa ikinci dönemde ulusal sorun, devletlerin iç sorunu olmaktan
çok, birkaç devleti ilgilendiren sorun durumuna girerek, bütün
haklarından yararlanamayan milliyetleri boyunduruk altında tutmak, Avrupa dışındaki yeni halklar ve aşiretleri kendi etkileri altına almak isteyen emperyalist devletler arasındaki genel savaş sorunu durumuna dönüşmüştür. Böylece, eskiden sade kültürlü ülkelerde bir önem taşıyan ulusal sorun, bu dönemde yalıtık niteliğini
yitirir ve genel sömürgeler sorunu ile kaynaşır.” (Ulusal Sorun ve
Sömürgeler Sorunu, syf. 62)
Buikincidönembittiğinde,ulusalsorununkarmaşıktablosunu
yine, Stalin şöyle çizer: “Savaş sonrası dönem; ulusal düşmanlığın, eşitsizliğin, baskının, çatışmaların, savaşların, uygar ülkeler
uluslarının birbirlerine karşı olduğu kadar, bütün haklarından yararlanamayan halklara karşı da, emperyalist acımasızlıklarının
dokunaklı tablosunu açığa vurur. Bir yandan; bütün bağımlı ve
bağımsız, gerçekte tamamen bağımlı ulusal devletler, yığınlarını
ezen ve sömüren birkaç büyük devlet ve bu güçlerin ulusal devletinin sömürü tekeli için kendi aralarındaki savaşımları, öte yandan,
bağımlı ve bağımsız ulusal devletlerin, büyük güçlerin dayanılmaz
baskısına karşı savaşmaları, ulusal devletlerin, kendi ulusal topraklarını genişletmek için kendi aralarındaki savaşları, son olarak
da; sömürgelerin, büyük güçlere karşı kurtuluş hareketlerinin pekişmesi ve bu güçlerin içinde olduğu kadar, genel kural olarak da
aralarında bir dizi ulusal azınlık bulunan ulusal devletler içinde
de ulusal çatışmaların kızışması; işte bu emperyalist savaş sırasında bırakılmış bulunan dünya tablosudur. Ulusal sorunun çözümünde burjuva toplumun tamamen iflasa uğradığı ortaya çıkmıştır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 259)
Budöneminulusalhareketlerikarşısında
proletaryanıntavrı
Kapitalizminyükselenşartlarındaulusalhareketler,hâlâburjuva sınıfları arasında bir rekabet savaşı görünümündedirler. Ezilen
109
ulusburjuvazisihareketeöncülüketmektedir.Burjuvamilliyetçiliği gelişen proletarya hareketini bölüp güçsüz düşürmek için milli
sloganlar ardına gizlenmektedir. Örneğin Rusya’da gelişen proletarya öncülüğündeki devrimci hareket, büyük Rus şovenizmi ile
ezilenulusmilliyetçiliğitarafından,sürekliolarakparçalanmakistemektedir. Gündemdeki proletarya devriminin zaferi için her
ulustanişçilerintekpartidebirleşmelerigerekir.Ayrıcamillihareketinöncülüğünühersınıftanburjuvayapmaktadır.Millihareket,
demokratikhareketinbirparçasıdurumundadır.Temelmeselemillisorununivediçözümüdeğil,demokrasininzaferivebunabağlı
olarakmillisorununçözümüdür.
Henüz ezilen uluslarda ve sömürgelerde proletaryanın hegemonyasışartlarıdoğmamıştır.ÖncülükiçinEkimDevrimi’ninzaferigereklidir.Yinebudönemde,ezilenulusburjuvazisininbütün
yeteneksizliğine ve kaypaklığına rağmen başında yer aldığı milli
hareketlerinhaklıyanlarıvardır.Proletaryanınkendiözkurtuluşu
içinbundanyararlanmasıgerekir.İşteözellikleRusya’damillisorunkarşısındaproletaryanıntavrı,butarihivesomutşartlargözönündebulundurularaktespitedilir.Butavrıntemelindeikilibirgörev yatmaktadır. Bu görevler bir yandan hakim ulusun her türlü
ulusalayrıcalıklarınakarşıçıkarken,öteyandanproletaryanınbirliğinisavunmaktır.Buikiligörevdenbirincisi;uluslarınkendikaderlerinitayinhakkıilkesini(kendibağımsızdevletinikurmahakkıdadahilolmaküzere)sonunakadarsavunmak,ikincisi;proletaryabirliğinihertürlüburjuvamilliyetçiliğinekarşımuhafazaetmek.Ezenulusdevrimcileri,sürekliolarakuluslarınayrılmasıkonusundapropagandaveajitasyonyapmak,ezilenulusdevrimcileri
iseeşittemellerüzerindeuluslarınbirliğinisavunmakzorundadır.
Lenin,bukonudaşöylediyor:“Böyle bir durum, Rusya proletaryasının karşısına iki yönlü ya da daha doğrusu iki yanlı bir görev
koymaktadır. Birincisi; her türlü burjuva milliyetçiliğine karşı ve
özellikle Rus milliyetçiliğine karşı mücadele etmek, sadece genel
olarak bütün ulusların tam hak eşitliğini tanımakla yetinmemek,
ama aynı zamanda bağımsız devlet kurmada da hak eşitliği, yani
110
ulusların kendi kaderlerini tayin etme, ayrılma, hak eşitliğini tanıma ve ikincisi; özellikle bütün ulusların herhangi bir biçimdeki
burjuva milliyetçiliğine karşı başarı ile mücadele edebilmek için
bugünkü durum karşımıza proleter mücadelesini ve proleter örgütlerini koruma görevini, ulusal tecrit doğrultusunda, burjuva çabalarına rağmen, bu örgütleri uluslararası birlik içinde toplama görevini koymaktadır.” (Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı,
syf. 123)
Kısaca milli sorun henüz sömürgeler sorununa bağlanmadan
öncekidönemindeproletaryanıntavrıbudur.
2-Proletaryadevrimlerininbirparçasıolarakulusal
hareketler
a) Milli sorunun sömürgeler sorununa dönüşmesi:
Milli sorunun sömürgeler sorununa dönüştüğünü daha önce
kısaca belirtmiştik.Ancak öneminden ötürü konumu biraz daha
açmakgerekir.EmperyalistaşamayagelmedenöncedeAvrupa’nınbiryığınsömürgesivardı.Fakatburalardahalklarınyaşadığı
vebuhalklarınkendikendileriniyönetebilecekleriBatılısömürgecilerinaklındanbilegeçmiyordu.Sömürgehalkları,sadecekarıntokluğunaçalıştırılacak,köleleştirilecekbirinsanhammaddesiolarakdeğerlendiriliyordu.İnsanlarenkorkunçmetodlarlaavlanıyor, gemilere doldurulupAvrupa veAmerika’ya köle olarak
gönderiliyordu. Bu durumdaAvrupa’nın medeni uluslarını ilgilendiren, ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı ilkesi, elbette bu “vahşi” halkları kapsamına almayacaktı. Emperyalist
aşamayageldiğimizde,sömürgeleremetaihracıyanındasermaye
ihracı da başlar. Metropol ülkeler, çeşitli ilişkiler yanında, sömürgeye bir de bu yolla giriyorlardı. Sömürge toplumuna giren
sermaye,büyükdeğişikliklereyolaçtı,onlarıyenidentarihsahnesineçekti.Emperyalizmvesömürgelerikarşıkarşıyagetirecek
olan hareketlerin maddi temeli, böylece atılmış oluyordu. Eskidensermayeninyedekgücüdurumundaolansömürgeler,serma-
111
yeyekarşıçıktıklarıölçüde,işçisınıfınınbağlaşığıhalinegeldiler.Burjuvazininyürüttüğüsavaşlarınyedekordusunuoluşturan
sömürgehalklarının,emperyalizmekarşıyürüttükleriyürüyüşve
direnme hareketleri, sosyalist hareketin bir parçası haline geldi.
Lenin, bu süreci şöyle belirtir: “Eskiden sömürgelerle, Avrupa
halkları (hiç değilse bunların büyük çoğunluğu) arasındaki iktisadi hak, sömürgelerin meta değişimine katılmakla birlikte, henüz kapitalist üretime katılmamış olmalarıydı. Emperyalizm bütün bunları değiştirdi. Emperyalizmin belli başlı niteliği, sermaye ihracıdır. Kapitalist üretim, Avrupa finans kapitaline bağımlılıktan kurtulması olanaksız hale gelen sömürgelerde, gittikçe artan bir hızla kök salmaktadır. Genel kural olarak, askeri bakımdan olsun, genişleme bakımından olsun, sömürgelerin ayrılması
ancak sosyalizm ile gerçekleşebilir. Kapitalist düzende bu ancak
istisnai olarak ya da sömürgede olsun, metropolde olsun bir dizi
dev rim ler ya da ayak lan ma lar pa ha sı na ola bi lir.” (Ulus la rın
Kendi Kaderini Tayin Hakkı, syf. 179-180)
Emperyalistpaylaşımsavaşıvebusavaşımsonundaortayaçıkan Ekim Devrimi milli sorunu, Batı’nın gelişmiş uluslarına has
birsorunolmaktançıkarak,Doğu’nunsömürgehalklarınınkurtuluşmeselesinekesinliklebağladı.Millisorunaeksitipburjuvakalıplarla yaklaşma yöntemleri geçerliliğini yitirdi. Örneğin, milli
sorunun sadece uygar halkları ilgilendirdiği, özerklik hakları ile
yetinmek gerektiği. Hukuki formülasyonlar veya reformist anlayışlarlameseleninçözülebileceğişeklindekigörüşleriflasetti.Savaş dönemi boyunca aşağı yukarı bütün halklar siyah-beyaz-sarı
ırklarbirbirinekarıştı.Vebirbirlerindençokşeyöğrendiler.Şurada-burada emperyalizmin dayanılmaz zulmüne karşı bir sürü isyanlarpatlakverdi.NitekimEkimDevrimi,emperyalistzincirden
ilkhalkayıkoparıyor,ilkgediğiaçıyordu.BununlaBatı’nınişçisınıfıileDoğu’nunsömürgehalklarınınkurtuluşmesajınıiletiyordu.
Elbettesömürgehalklarıbuçağrıyakulaklarınıtıkamayacaklar,direnişe geçeceklerdi. Tarihte ilk defa sömürgeciliğe başkaldıran
Anadoluhalkları,öncülükdahahareketinbaşındanişbirliğineyat-
112
kın bir sınıfın (ticaret burjuvazisi hizmetindeki Osmanlı paşaları)
elinde olmasına rağmen zafere ulaştı. Bu hareket aynı zamanda
bütün İslam halkları çevresine toplamış, onları da başkaldırmaya
hazırlamıştı. Stalin milli sorunun, sömürgeler sorununa hangi tarihsel olaylarla bağlandığını açıkça koymaktadır: “Ulusal sorunun, genel sömürgesel sorun durumuna gelmesi; tarihsel bir rastlantı değildir, bu gelişme ilk olarak emperyalist savaş sırasında,
savaşçı güçlerin emperyalist gruplarının ordu birliklerini oluşturmak için gerekli isyanları sağladıkları, sömürgeye başvurma zorunda kaldıkları gerçeği ile açıklanır. Bu sürecin, emperyalistlerin
bu geri kalmış sömürge halklarına kaçınılmaz çağrıda bulunmaları sürecinin, bu halkları ve aşiretleri kurtuluş savaşının yoluna
sokmaktan geri bırakacağına kuşku yoktur. Sonra ulusal sorunun
genişlemesi, bütün yeryüzünü önce küçük kıvılcımlar, daha sonra
kurtuluş hareketi alevi ile tutuşturan genel sömürge sorunu durumuna getiren ikinci etken de, emperyalist grupların Türkiye’yi
paylaşma ve devlet olarak varlığına son verme girişimleridir. Müslüman halklar arasında, en gelişmiş devlet olan Türkiye buna katlanamazdı. Savaş bayrağını kaldırıp emperyalizme karşı Doğu
halklarını kendi yörüngesinde topladı. Üçüncü etken, emperyalizme karşı savaşı bir dizi başarı kazanan ve doğal olarak Doğu’nun
ezilen halklarını esinleyen, onları savaşmaya yönelten, böylece
onların İrlanda’dan Hindistan’a kadar ezilen halkların ortak cephesini kurmalarını sağlayan, Sovyetik Rusya’nın ortaya çıkışıdır.”
(Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu syf. 62-63)
b) Milli hareketlerin proletarya devrimlerinin bir parçası
haline gelişi
Bu geçişte 1905 ve 1917 devrimlerinin tarihi rolü; daha 1905
burjuva demokratik devriminde Lenin iki taktikte, burjuvazinin
çarlıkla uzlaşacağını, proletaryanın ise devrimde öncü güç olarak
yerini alması gerektiği tezini işlemişti. Rus liberal burjuvazisi;
proletaryailedevrimiilerleteceğine,çarlıklaişbirliğiyaparak,reformisttaleplerleyetinmiş,güvenilmezbirmüttefikolduğunugös-
113
termiştir. İşçi sınıfının kendisine yeni müttefikler araması, Ekim
Devrimi’ndeköylülüklesağlananittifaklar,burjuvazininbugerici
uzlaşıcıkarakterikarşısındazorunluhalegeldi.
Eğer proletarya sosyalizme varmak istiyorsa, burjuvazinin yapmaktan vazgeçtiği demokratik devrimi, yeni müttefikleri ile hegemonyasıaltındasonunakadarsürdürmesigerekir.“Burjuva devrimidir”diye,proletaryanınöncürolünüyerinegetirmektengeridurmayacağı,buaşamayıatlayaraksosyalistdevrimigerçekleştiremeyeceği, leninist kesintisiz devrim teorisinin özünü oluşturur. Lenin’inmarksistdevrimteorisineyaptığıkatkılarınbaşındabugelir.
Nitekim Şubat Burjuva Demokratik Devrimi’nde proletaryanın
köylülüklegerçekleştirdiğiiktidar,buevreyikısasüredetamamlamasınıveEkimSosyalistDevrimi’negeçmesiniolanaklıkıldı.Bu
devrimlerşuolgularıaçıkseçikortayakoyar:Burjuvazi,demokratikdevrimiöncügüçolaraksonunadeksürdüremez.Oherzaman
kendisağındakigericilerleuzlaşmataraftarıdır.Küçük-burjuvazide
büyük ölçüde bu uzlaşma içinde yerini aramıştır. Devrimi sonuna
kadargötürecekgüçişçisınıfıveköylülüktür.Burjuvazi,feodalizme karşı kendi öz görevine ihanet ederken, proletarya kendi öz
devrimi için bu görevi yerine getirmek zorunda kaldı. Köylülük,
burjuvazininyedekgücüolmaktançıkıpproletaryanınyedekgücü
haline geldi. Ekim Devrimi’nde olduğu gibi ulusal devrimde de
burjuvazinin konumu aynıdır. Ezilen uluslar çarlık Rusya’sından
kurtulurken,kendiburjuvazileritarafındanemperyalizmingüdümü
altına sokuluyorlardı. Eski bağımlılık ilişkilerinin yerini yeni bağımlılıkilişkilerialıyordu.Burjuvazidemokratikdevrimdesonbir
gericiliğe teslim olurken, milli kurtuluşta da emperyalizme teslim
oluyordu.Nasılki,demokratikdevrimintambaşarısıiçinproletaryahegemonyasızorunluise,EkimDevrimi’ndensonraezilenulusların tam bağımsızlığı için de proletaryanın hegemonyası zorunlu
hale gelmiştir. Ezilen ulusların kurtuluş mücadelesinde burjuvazininteslimiyetçikarakteri,Rusya’daveTürkmillikurtuluşhareketindebelirginleşmiştir.
EkimDevrimisonucuRusya’dakendikaderlerinitayinhakkına
114
sahipçıkanezilenuluslarburjuvazisi,proletaryadevrimikarşısında,emperyalizmiimdadaçağırdılar.Başlarındaolduklarıgericiiktidarlarıvasıtasıyla,Rusya’dakimuzafferdevrimiboğmayaçalıştılar. İç savaşta, emperyalizmle ve Rus gericiliği ile birleştiler. Bu
ezilenuluslarıntambağımsızlıkiçinemperyalizmekarşıRusproletaryasıileittifaklarınızorunlubirhalegetirmiştir.Nitekimdaha
sonrakigelişmelerbunukanıtladı.BütünuluslarSSCB’debirleştiler.Türkmillikurtuluşhareketindeisedahasavaşıniçindeemperyalizmlesağlananişbirliği,devrimiolduğuyerdebıraktı.Proletaryaisekurtuluştaöncüroloynayamadığıiçinnefeodalizme,nede
emperyalizmekarşıbaşarılıbirmücadeleverildi.Millidemokratik
devrimin tam zaferi için proletarya hegemonyasının zorunluluğu,
buörnekledeaçıkçagörüldü.ŞubatveEkimdevrimleriburjuvazininbututucuvegericikarakteriniortayaçıkarırken,diğeryandan
proletaryanın öncülüğünün ezilen ulusların kurtuluş mücadelesi
içinenbüyükteminatolduğunu,busomutörneklervasıtasıilekanıtladı.Yinebudevrimler,millibaskınıntamolarakortadankaldırılması ve küçük ulusların bağımsızlıklarını koruyabilmesi için
emekçisınıflarıniktidarınınşartolduğunugösterdi.Ezilenulusun
başında burjuvazi bulundukça, bağımsızlığın tam olarak sağlanamayacağı,işçiveköylülerinçıkarının,bunlarınkurduğuhükümetlertarafındankorunmayacağı,tambağımsızlıkvesınıfçıkarlarının
sağlama bağlanabilmesi için emekçilerin kendi iktidarlarını kurmasıgerektiğiniStalinşöyleifadeeder:“Ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı, çevre bölgelerin ulusal burjuvazilerinin iktidarı ele almaları ve kendi öz ulusal devletlerini kurmak için Şubat
devriminden yararlanma biçiminde yorumlanıyordu. Devrimin daha sonraki gelişmesi yukarıda belirtilen burjuva kurumları (devlet
aygıtlarının) hesaplarına girmiyordu ve giremezdi de. Ve maskesini atıp gerçek yüzüyle birleşen bir emperyalizmin çarlığın yerine
geçtiği ve bu emperyalizmin milliyetler için daha güçlü ve daha
tehlikeli bir düşman olduğu, yeni bir ulusal baskının temeli olduğu
gözden kaçırılıyordu. Bütün ulusu temsil eden kurumlar, dıştan gelen darbeler karşısında olduğu gibi, iç patlamalar karşısında da
115
savunmasız kalıyorlardı. Yeni doğan ulusal devletler, daha çiçek
açmadan solup kuruyorlardı. Bu durumda ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakları, eski burjuva demokratik yorumu bir hayal
oluyor. Devrimci anlamını yitiriyordu. Besbelli ki, bu koşullarda
ulusal baskının ortadan kaldırılması ve küçük alwal devletlerinin
bağımsız duruma getirilmesi sözkonusu bile olamaz. Ezilen milliyetlerin emekçi yığınlarının kurtuluşunun, ulusal baskının ortadan
kaldırılması, emperyalizm ile bağları koparmadan, kendi ulusal
burjuvazisini devirmeden ve emekçi yığınların kendilerinin iktidarını gerçekleştirmeden düşünülemeyeceği açık-seçik belli oluyordu. (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 38, 39, 40)
EkimDevrimi’ninRusya’nınmerkezindençevreyedoğruyayılmasıveiççelişkilerinkeskinleşmesikarşısındadahaöncekurulan
ulusalhükümetlerinemperyalizmlenasılbütünleştiğiniStalinşöyle anlatır: “Merkezde muzaffer olan devrim, zorunlu olarak ülkenin en ücra köşelerine kadar yayılacaktır. Ve gerçekten de Kuzey’den gelen devrim dalgası, daha ilk günlerinde çevre bölgeleri birbiri ardından kaplayarak bütün Rusya’yı sardı. Ama oralarda
Ekim Devrimi’nden önce kurulmuş olan ulusal şuralar ve bölgesel
hükümetler barajına çarptı. Gerçek şu ki; bu ulusal hükümetler,
sosyalist devrimin lafını bile duymak istemiyorlardı. Burjuva niteliği taşıdıkları için eski burjuva dünyayı yıkmayı hiç de istemiyorlardı. Tam tersine eski burjuva düzeni korumak ve sağlamlaştırmak için bütün güçlerini harcamayı görev sayıyorlardı. Ülkenin
çevre bölgelerindeki hükümetlerin savaşı, burjuva ve karşı-devrimin sosyalizme karşı savaşıdır. Ve şu anda da öyledir. Halkın bağlı
bulunduğu ulusal bayrağın kullanılması, halk yığınlarını aldatmak, ulusal burjuvazinin karşı-devrimci planlarını maskelemek
içindir. Ama ulusal ve bölgesel hükümetlerin giriştikleri savaş, eşit
olmayan bir savaştır. İki yandan; dıştan Sovyet iktidarı tarafından
ve içten kendi öz işçi ve köylüleri tarafından saldırıya uğrayan
ulusal hükümetler, daha ilk çatışmalarda bozgun halinde gerilediler. Tam bir yenilgiye uğrayan ulusal hükümetler, kendi işçi ve köylülerine karşı Batı’nın emperyalistleri, bütün dünyada küçük ulus-
116
ların kıdemli sömürücülerini ve zalimlerini yardıma çağırmak zorunda kaldılar. O zaman herkes için açık seçik belli oldu ki, ulusal
burjuvazi kendi halkını ulusal baskıdan kurtarma peşinde değildi,
o halkın kendi alın terinden kârlar elde etme özgürlüğü ayrıcalıklarını ve sermayelerini koruma özgürlüğü peşindeydi. O zaman
bütün açıklığı ile anlaşıldı ki, emperyalizm ile bağları koparmadan, ezilen yığınlarının eline geçmeden, ezilen ulusların burjuvazisi devrilmeden emekçi ulusların kurtuluşu düşünülemez.” (Ulusal
Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 41, 42, 43)
Ekim Devrimi bir yandan Rusya’da ulusların kendi kaderlerini
tayinhakkıilkesininburjuvaziyorumunasonverirken,diğeryandandünyaçapındaulusalsorunu,yarı-sömürgevesömürgehalklarınemperyalizmekarşıkurtuluşmücadelesisorunuhalinegetirdi. Stalin, özet olarak Ekim Devrimi’nin dünyaca önemini şöyle
belirtir:
“1- Ulusal sorunu, ulusal boyunduruğa karşı savaş gibi özel bir
sorun olmaktan çıkararak; ezilen halkların, sömürgelerin ve yarısömürgelerin, emperyalist sömürüden kurtuluşu, genel sorunu haline getirerek bunun alanını genişletmiştir.
2- Bu kurtuluşun gerçekleşebilmesi için büyük olanaklara yaramış ve gerçek yolları açmıştır. Ve böylelikle Batı’nın ve Doğu’nun
ezilen halklarının kurtuluşunu geniş ölçüde kolaylaştırmıştır. Onları
emperyalizme karşı muzaffer savaşın ortak yoluna getirmiştir.
3- Batı’nın proleterlerinden, Rusya Devrimi aracılığı ile Doğu’nun ezilen halklarına kadar varan, dünya emperyalizmine karşı
yeni bir devrimler cephesi kurarak, sosyalist Batı ile köleleştirilmiş Doğu arasına köprü kurmuştur.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler
Sorunu, syf. 46, 47)
Görülüyorki,EkimDevrimimillisorunusömürgelersorununa
bağlarken, aynı zamanda milli hareketleri burjuva devrimlerinin
bir parçası olmaktan çıkarıp proletarya devrimlerinin bir parçası
halinegetirdi.
EkimDevrimi’ndensonramillisorunu,hâlâburjuvadevrimlerinin bir parçası olarak değerlendiren; milli hareketleri, burjuva sı-
117
nıfları arası pazar için bir rekabet kavgası olarak koyan, böylece
ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı ilkesine, burjuva yorumlar
kazandırmak isteyenlere, Stalin şu görüşleri ile karşı çıkar: “Ve
böylece, ‘bütün iktidar ulusal burjuvaziye!’ sloganı ile ulusların
kendi kaderlerini serbestçe tayin etme hakkı konusundaki eski burjuva kavramının maskesini devrimin bizzat seyri düşürdü. Ve bu
kavram bir kenara atıldı. ‘Bütün iktidar ezilen ulusların emekçi yığınlarının!’ sloganı ile ulusların kendi kaderlerini serbestçe tayin
etme hakkı konusundaki sosyalist kavram, bütün uygulama haklarını ve olanaklarını kazanmış oldu. Böylece Ekim Devrimi, eski
burjuva ulusal kurtuluş hareketlerine son vererek, ezilen ulusların
işçi ve köylülerinin her türlü baskıya karşı ve bu arada ulusal baskıya karşı, kendi burjuvazilerinin iktidarlarına karşı ve yabancı
burjuvaziye, genel olarak emperyalizme karşı yeni sosyalist bir
hareketin çağını aşmış oldu. Ama ulusal hareketin toplumsal anlam ve önemini, çeşitli milliyetler burjuvazisinin rekabet savaşımını gören bir adamın ulusal sorunu aslında, bir köylü sorunu
olarak düşünemeyeceği de inkar edilemez. Bugün ulusal sorunun
özü sömürgeler ve bağımlı milliyetler, halk yığınlarının mali sömürüye karşı bu sömürgeler ve milliyetlerin, egemen milliyetin emperyalist burjuvazisi tarafından siyasal köleleştirilmesi ve kültürel
kişiliksizleştirmesine karşı savaştadır... Burada asıl bir milliyet
burjuvazisinin bir başka milliyet burjuvazisini rekabet savaşında
yenmesi ya da yenebilmesi olgusunun değil, ama egemen milliyetin emperyalist grubunun temel yığınları ve her şeyden önce de sömürge ve bağımlı ülkeler, köylü yığınlarını sömürüp ezmesi ve onları ezip sömürürken, böylece onları emperyalizme karşı savaşa
sürükleyip proleter devrimin müteffikleri durumuna getirme olgusunun sözkonusu olduğu açıktır. Eğer ulusal hareketin anlamı ve
önemi çeşitli milliyetlerin burjuvazileri arasındaki rekabet savaşlarına indirgenirse, ulusal sorun eninde sonunda bir köylü sorunu
olarak düşünülemez. Ve tersine, eğer ulusal sorun eninde sonunda
bir köylü sorunu olarak düşünülürse, ulusal hareketin toplumsal
anlam ve önemi çeşitli milliyetler burjuvazileri arasındaki rekabet
118
savaşında görülemez. Bu iki formülasyon arasına eşit işareti koymak, kesinlikle olanaksızdır.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 44-160)
Stalin milli sorunda, Ekim Devrimi öncesi ve sonrası arasında
bir ayrım yapmayan, milli hareketi hep burjuva sınıfları arasında
birhareketolarakkoyanYugoslavSemiç’learalarındadoğanpolemiktenötürükonuyayenideneğilmekzorundakalır:“Semiç arkadaş, Stalin’in 1912 sonlarında yazılmış ‘Marksizm Ve Milli Mesele’ broşürünün bir parçasına atıfta bulunuyor. O parçada ‘ulusal
savaş burjuva sınıflarının kendi aralarındaki bir savaştır’ denir.
Böyle yapmakla anlaşılan ulusal sorunu, toplumsal anlam ve önemini belli tarihsel koşullar içinde belirlemeye yönelerek, kendi formülünün doğruluğuna benzetmede bulunmak istiyor. Ama Stalin’in
broşürü, emperyalist savaştan önce ulusal sorunun, henüz marksistlerin gözünde dünya çapında bir sorun olmadığı ve marksistlerin ulusların kaderlerinin özgürce belirleme hakkına ilişkin temel
istemleri; proleter devrimin bir parçası olarak değil, ama burjuva
demokratik devriminin bir parçası olarak düşünüldüğü sıra yazılmıştır. O günden bu yana uluslararası durumun köklü bir biçimde
değiştiğini, bir yandan savaş, bir yandan da Rusya’daki Ekim Devrimi’nin ulusal sorunu burjuva demokratik devriminin bir parçası
durumundan proleter sosyalist devrimin bir parçası durumuna dönüştürdüklerini görmemek gülünç olur. Lenin 1916 Ekimi’nde
‘ulusların kaderlerini tayin hakkının, tayini üzerine bir tartışmanın özeti’ adlı makalesinde ulusal sorunun, halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakkına ilişkin, ana sorunun genel
demokratik hareketin bir parçası olmaktan çıktığını, daha şimdiden sosyalist genel proleter devrimi bütünleyen parçası durumuna
gelmiş bulunduğunu söylüyordu. Lenin’in olsun, Rus komünizminin öbür temsilcilerinin olsun, ulusal sorunun üzerine daha sonraki yazılarının sözünü bile etmiyor. Yeni tarihsel durum gereğince,
yeni bir çağ; proleter dünya devrimi çağına girmiş bulunduğumuz
şu anda Semiç arkadaşın, Stalin’in Rusya’da demokratik devrim
döneminde yazılmış broşürünün filanca parçasına atıfta bulunma-
119
sının ne anlamı olabilir? Sadece şu anlamı olabilir ki, Semiç arkadaş, diyalektiğin ilkel kurallarını çiğneyerek ve belli bir tarihsel
durumda rolü olan bir belirlemenin, başka bir tarihsel durumda
yanlış olabileceği gerçeğini gözönünde tutmaksızın, yer ve zaman
dışında canlı tarihsel durum ile her türlü bağlılık dışında alıntılar
yapıyor. Yugoslav komisyonundaki konuşmamda ulusal sorunun;
Rus Bolşevikleri tarafından konuş biçiminde, iki aşamanın ayırdedilmesi gerektiğini söylemiştim. Burjuva demokratik devriminin
sözkonusu olduğu ve ulusal sorunun genel demokratik hareketin
bir parçası olarak düşünüldüğü, Ekim öncesi aşama ile artık proleter devrimin bütünleyici parçası durumuna gelmiş bulunduğu
Ekim aşamasıdır. Bu ayrımın çok büyük bir önem taşıdığını kanıtlamaya pek gerek yok sanırım. Korkarım ki, Semiç arkadaş ulusal
sorunun konuş biçimindeki iki aşama arasında varolan bu ayrımın
anlam ve önemini henüz kavramamış.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 161, 162)
Sonuç olarak Ekim Devrimi’nden sonra milli hareketlerin burjuva milli hareketleri olarak ele alınamayacağı, sömürgelerde bir
devrimmeselesiolarakkonulmasıgerektiğini,yukarıdakialıntılardanaçıkçaizlemekteyiz.
c) Sömürgelerde Devrim
1- Devrimin objektif şartları
Proletaryadevrimleriçağında,dünyanınhertarafındadevrimin
objektif şartları vardır.Ama bu şartların olgunluk düzeyleri ülkedenülkeyedeğişmektedir.Bağımsızgelişmişbirkapitalistülkede
devrimin objektif şartlarının olgunluk düzeyi ekonomik, siyasi
buhranlarınortayaçıkmasınabağlıdır.Bukrizlerortayaçıkmadan,
evrim sürecinden sıcak mücadele sürecine girilemez. Krizler ya
kapitalistaleminiçözelliğindenortayaçıkar,yadadevrimciinisiyatiftarafındanbizzatyaratılır.Busüreçgerçekleştirilmedendevrime başlanamaz. Başlansa dahi başarısızlığa uğrayacağı bellidir.
Yarı-sömürgelerde devrimin objektif şartlarının olgunluk düzeyi,
ülkedeki emperyalizm ve işbirlikçilerinin varlığından ötürü biraz
120
dahagelişmiştir.Görünürdeemperyalizminaçıkbirişgaliyoktur.
Yerliegemensınıflarınişbirlikçiyönetimlerivardır.Emperyalizm
ekonomik,siyasivekültürelalanlardakinüfusunu,bunlarvasıtası
ile sürdürmektedir. Ülke “gizli işgal” espirisi içindedir. Ülkedeki
siyasi, ekonomik konjonktür kapitalist alemden şiddetle etkilenir.
Gelişmiş kapitalist ülkelerdeki bir bunalım, etkisini bu ülkelerde
daha şiddetli duyurur. Halk kitlelerinin içinde bulunduğu yaşama
düzeyi pek iç açıcı olmamakla birlikte, tüketim ve montaj sanayi
alanlarındasağlananbirtakımgelişmelerdenisbetenelverişliduruma getirilebilmektedir. Kapitalist yöntemlerle de olsa ülkedeki
üretimgüçlerigelişebilir.
İştebudurumlardevriminobjektifşartlarınınolgunlukdüzeyinedeyansımaktadır.Kısasürelideolsadevrimiçinbirevrimsürecinin(demokratikmücadeleler,ajitasyonvepropaganda)gerekliliğineyolaçmaktadır.Devrimcikrizanıyakapitalizminiçgelişmesiyadabilinçlibirmüdahaleileoluşabilir.Amabukrizanıgelmeden,devriminsıcaksavaşanınageçilemez.Sömürgeülkelerde
ise devrimin objektif şartları her zaman yetemez olgunluk düzeyindedir.Ülkeheralandaişgalaltındadır.Askeriişgalkitlelerenefesaldırmazken,halkdayanılmazhayatşartlarıaltındakıvranmaktadır.Ekonomikkaynaklartalanedilmektedir.Üreticigüçleringelişmesine imkan verilmemektedir. Siyasi alanda işbirlikçilerin
kukla bir hükümeti bile yoktur. Ülke işgal karşısında her alanda
savunmasızdır. İşsizlik, açlık, hastalık, gelecekten duyulan kuşku
halkıbunaltmıştır.Halkınişgalcidüzenekarşıbüyükbirgüvensizliğivardır.Heranayaklanabilirler.Bütünbudurumlar,buülkelerdeki devrimin objektif şartlarının her zaman olgunluk düzeyinde
olduğunugösterir.Yanidevrimcikrizleregerekyoktur.Zatenkriz
anlarından daha kötü anlar, işgal yönetimi altında yaşanmaktadır.
Açık işgal en büyük krizdir. “Devrim için elverişli anı bekleme”
diye bir sorun yoktur. Sömürgeci ülkede ve dünya dengesindeki
değişmeler önemli olmakla birlikte, bu durumu değiştirecek ağırlıktadeğildirler.Talibirönemesahiptirler.
121
2- Devrimin karakteri ve görevleri
Sömürgelerdekidevrim,sosyalistbirdevrimdeğil,burjuvademokratik türden bir devrimdir.Ancak burjuvazi öncülüğünde yönetilenklasikbirburjuvademokratikdevrimdeğil,sosyalistdevriminbirparçasıolarakgelişenveproletaryanınhegemonyasıaltındatamzafereulaşanmillidemokratikbirdevrimdir.Sömürgelerdeki devrimin ilk adımı budur. Bu da marksist-leninist kesintisiz
devrim teorisinin sömürgelere uygulanan biçimidir. Milli demokratik devrim sömürgelerde, leninist devrim teorisini oluşturur.
Devriminmilliyanıuzunbirsürehakimyanolarakgelişir.Budönem,işgalsonaerinceyekadarsürer.İşgalülkeninbütünhayatındaetkisiniduyurduğuiçinancakuzunbirmücadelesonucuortadan kaldırılabilir. İşgalci orduların temizlenebilmesi için halkın
halk ordusunda örgütlenmesi ve uygun bir savaş vermesi gerekir.
Buzorgörevler,sömürgelerdekidevriminenönemliyanınınmilli
kurtuluşolduğunugösterir.Butemeladımatılmadansömürgelerde herhangi bir gelişmenin sağlanması ve devrimin ilerletilmesi
olanaksızdır. Devrimin demokratik yanı, milli kurtuluşun ihtiyaçlarınagöreönemkazanmaktadır.Millikurtuluşgüçlüköylüorduları gerektirir. Bunun için ise köylülüğün demokratik taleplerinin
sağlanması, tefeci ve toprak ağalarının sömürüsünün ortadan kaldırılmasılazımdır.Devrimindemokratikyanıgerçekleştirilmeden,
köylünün bu talepleri karşılanamaz. Böyle olunca, köylülük milli
kurtuluş ordusuna çekilemez. Kısaca devrimin milli yanı ile demokratikyanıiçiçedir.Başlangıçtamilliyanağırbasar,ancakbu
yanın güçlenmesi için demokratik yanının gelişmesi gerekir. Bu
süreçlerbirbirinibesler,büyütür.Sömürgeveyarı-sömürgelerdeki
devriminbukarakteriniMaoşöylebelirtir:“Ancak bugünkü Çin’de burjuva demokratik devrim, şimdi artık devri geçmiş olan eski
genel türde değil, yeni özel türde bir burjuva demokratik devrimdir. Biz bu yeni türe, yeni demokratik devrim diyoruz. Ve bu tür,
Çin’de olduğu gibi, bütün diğer sömürge ve yarı-sömürge ülkelerde gelişmektedir. Bu yeni demokratik devrim geniş halk kitlelerinin, proletaryanın önderliği altında, anti-emperyalist, anti-feodal
122
bir devrimdir. Çin toplumu sosyalizmde ancak böyle bir devrim ile
ilerleyebilir; başka bir yol yoktur. Yeni demokratik devrim, Çin’de
emperyalistlerin, hainlerin ve gericilerin egemenliğini devirmesi,
ama kapitalizmin, anti-emperyalist, anti-feodal mücadeleye katkıda bulunabilecek, herhangi bir kesimini yok etmemesi bakımından
da sosyalist devrimden ayrılır.” (Halk Demokrasisi, syf. 59, 60)
Devrimin ikili görevi hakkında Mao şunları belirtir: “Bu aşamada emperyalizm ve feodal toprak ağası, Çin Devrimi’nin başlıca düşmanları olduğuna göre; devrimin halihazırdaki görevi nelerdir? Hiç şüphesiz ana görevler bu iki düşmana vurmak; ilk ve
önde gelen görev emperyalizmi devirmek için milli devrim olmak
üzere, emperyalist zulmü yıkmak için bir milli devrim ve feodal
toprak ağası zulmünü yıkmak için de bir demokratik devrim yapmaktır. Bu iki büyük görev içiçedir. Emperyalist egemenlik yıkılmadan, feodal toprak ağası sınıfının egemenliğine son verilemez.
Çünkü emperyalizm onun ana desteğidir. Tersine feodal toprak
ağası sınıfını yıkmaları için mücadelelerinde köylülere yardım etmeden, emperyalist egemenliği yıkacak güçlü devrimci müfrezeler
inşa etmek mümkün değildir. Çünkü feodal toprak ağası devrimin
ana hedefidir. Bu nedenle iki temel görev; milli devrim ve demokratik devrim, aynı zamanda hem ayrı, hem birleşiktir.” (Halk Demokrasisi, syf. 46, 47)
3- Milli kurtuluşta sınıfların mevzilenmesi
Sömürgelerdekidevrimdesınıflarınmevzilenmesi,sorununaydınlatılması, başarılı bir milli kurtuluş hareketi için zorunludur.
Sömürgelerde herkesi yurtsever olarak görmek, farklı iktisadi çıkarları olanlara, sınıfların milli kurtuluştaki rollerini aynı göstermeksonderecesakıncalıdır.Burjuvamilliyetçiliğininbirproleter
yurtseverliğiilebirişbirlikçininsahteyurtseverliğinibirbirinekarıştırması,kendisınıfçıkarlarıaçısındanbiranlamtaşıyabilir.Ama
emekçi sınıflara öncülük için ortaya çıkan devrimciler açısından
sınıflarıniktisadiözüvebuözedayalımillikurtuluşçuyanlarının
açıkça aydınlığa çıkarılması gerekir. Sömürge toplumunun sınıf
123
tahlili yapılmalı ve sınıfların devrimdeki yeri belirlenmelidir. Bu
yapılmadıkçadevrimgerçekleşemeyeceğibilinmelidir.Bazısahte
yurtseverler, “milli kurtuluşta sınıf farkını ortaya koymayalım,
önemli olan yurtseverliktir, cepheyi bölmeyelim” deyip bu sorunu
atlatırlar.Böylelikledesınıfçıkarlarınımaskelerler.Sınıflarındevrimdekirolü,devrimdenzarargörüpgörmemeleriileyakındanilgilidir.Madditemellerindevrimdekirollerinidebelirler.“Demokratik ve sosyalist devrimlerde başrolü ezilen sınıflar oynar, milli
devrimde bu rolü bütün sınıflar oynayabilir” demek son derece
yanlıştır.Günümüzdemillikurtuluştanençokezilensınıflaryararlanır.Millikurtuluşolmadansınıfsalkurtuluşlarimkansızdır.
Toprakağalarıvekompradorburjuvazi
Sömürgeci ülkenin burjuvazisi ile asker-sivil bürokratlara sıkı
bağlarlabağlıolansınıflarınbaşında,toprakağalarıilearacı-tefeci,kompradortüccarlargelir.Busınıflarsömürgecilerleolanilişkileri sayesinde ayaktadırlar. Sömürgeciler çeşitli amaçlarla bunlarısuniolarakayaktatutarlar.Günümüzdeüretimaraçlarıvekültürüngelişmesindehiçbirrolleriyoktur.Toplumiçinhiçbiryararı
bulunmayangereksizbiryığınoluştururlar.Busınıflarbütüngüçlerinisömürgecilerdenalırlar.Onlarındesteğiolmadanbirgünayaktaduramazlar.
Toprak ağaları; sömürgecilerin kırdaki sosyal temelini oluştururlar. Köylülük üzerine uyguladıkları insafsız, ekonomik-politik
vedinselbaskılardanötürüsömürgecilerinvazgeçemeyecekleribir
kesimioluştururlar.Bunlarkırahakimoldukçasömürgecilerrahat
uyuyabilirler. Sömürgeciler orduları ile zaptedemedikleri halk yığınlarınınetkisini,bunlarındin,aşiret,feodalkurumlarıvasıtasıile
durdurabilirler. Bunların varlığı kendilerinin en az orduları kadar
gereklidir.
Aracı-tefecikompradorkesim,düpedüzsömürgeciliğinyetiştirdiğibirkesimdir.Kültürüile,ekonomikçıkarlarıilesömürgecilerleiçlidışlıdırlar.Onlarınkenttekisosyaltemelinioluştururlar.Fa-
124
şist ve gerici kurumların baş destekleyicisidirler. Sömürgeciliğin
ortadan kalkması ile bunların maddi varlığının gerekçesi de ortadan kalkar. Toplum için rolleri, toprak ağaları için anlatılanlarla
aynıdır.Busınıfsalkonum,toprakağalarıvekompradorburjuvaziyimillikurtuluşuniticigücüdeğil,hedefihalinegetirir.İçlerindenfertolarakyurtseverlerçıkabilir.Amabuistisnalaronlarınsınıfkarakterleriniasladeğiştirmez.Çoğumillikurtuluştasömürgecilerleeleleveripyurtseverleriarkadanvururlar.Barışdönemindeki (köleci geçmiş) sömürücü ve afyonlaştırıcı rollerini, devrim
döneminde ihbarcılığa, kundakçılığa ve sahte yurtseverliğe dönüşür. Temsil ettikleri din, aşiret ve feodal kurumlarını kolaylıkla
milliyetçiörgütleredönüştürürler.
Devriminolgunlaşanmeyvelerinibusahteörgütlerivasıtasıile
toplamak isterler. Bir yandan sömürgecilerle en gizli ve karanlık
ilişkilerisürdürürken,öteyandankitlelerinkarşısına,millikurtuluşunkahramanlarıpozuileçıkarlar.Yinebiryandansömürgeciliğin
kuvvetliordularınınmedenivasıflarınınpropagandasıilekitlelere
güvensizlikveuyduluğuaşılarken,öteyandanonlarımaceracıolarakadlandırdıklarımillikurtuluşçulardantecritetmeyolunagiderler. Böylece geçmişin en büyük iç dayanakları olan bu sınıflar,
devrimdönemindedeenciddiengellerhalinegelirler.
Ortasınıflar
Sömürgecilerin uşak olarak kendilerine yukarıda özleri ortaya
konansınıflarıtercihetmeleri,ortasınıflarıngelişmesiniçokzorlaştırır. Orta sınıfların gelişmesi için ülkenin feodalizme ve sömürgeciliğekarşımücadeleiçindeolmasıvebumücadeleninbelli
oranlardabaşarılıgeçmesi,örneğinyarı-sömürgekoşullarınavarması ile mümkündür. Ülke tepeden tırnağa kadar işgal altındayken,milliciyanlarıolanortasınıflarınortayaçıkmasıçokzordur.
Sınıfsalgelişmeleriiçinülkekaynaklarıvepazardanpayalmaları
gerekir. Bu da sömürgeci burjuvazi ile savaşmalarını gerektirir.
Busavaştabaşarılıolduklarıorandatoplumdaetkinbirsomutha-
125
line gelebilirler. Ülkeyi klasik sömürgecilikten kurtarıp yarı-sömürgekoşullarınadönüştürdüklerindeiktidarıetkileyenenönemli sınıf olabilirler. Sınıfsal gelişmeleri için klasik sömürgeciliğin
elverişsizkoşulları,onlarıdevrimdeikilibirgörünümebüründürür. Milli kurtuluşçulardan yana tavır almalarının nedeni ülke
kaynaklarına ve pazarlarına sahip çıkma isteklerinden ileri gelir.
Diğeryandanbuisteklerininasgarioranlakarşılanmasıbileonları
sömürgecilerleişbirliğinegötürür.Ayrıcaemekçisınıflarıniktidar
tehlikesi, onları en elverişsiz koşullarda sömürgecilerle anlaşmaya iter. Kısaca sömürgeciler ve işbirlikçileri ile emekçi sınıflar
hakkındatarihivesomutkoşullargözönünegetirilerekyorumyapılmalıdır.Gününkoşullarıiçindeiçvedışdengegözönünealınıp
fert,grupvetabakaolarakrolleriniayrıveyayurtseverolarakilan
etm em ek, kend il er in i gerç ek yurts ev erl er olar ak göst erd ikl er i
orandasaflaraalmak,hattagerekirseufakbazıtavizlerkarşısında
onları kazanmak bile gerekir. Bu sınıflar ve devrimdeki rolleri
hakkındaönyargılıolmamak,somutşartlarınsomuttahliliniyaparakdurumlarınıaydınlatmakendoğruyöntemdir.
fiehirküçük-burjuvazisiveaydınlar
Bukesimesnaf,küçüktüccarlar,zanaatkarlar,serbestmeslek
sahipleriveaydınlardanoluşmaktadır.Milliburjuvaziyenazaran
dahailericibirroloynarlar.Gelişmelerisömürgecilerveişbirlikçilerinden görürler ve onlar tarafından önlenir. Sınıfsal konumlarıgereğimillikurtuluşuniticigüçlerindendirler.Esnaf,zanaatkar ve serbest meslek sahipleri kent nüfusunun önemli bir oranını oluştururlar, ekseriya kendi emekleri ile geçinirler. Çok az
sayıdaişçiçalıştırırlar.Birkısmınınküçükişletmeleri,sömürgeci
burjuvazinin büyük işletmeleri karşısında yıkılmaktadır. Gelenekselzanaatkollarıortadankalkmaktadır.Bunlarıhimayeedebilirhiçbirkuruluşyoktur.Sömürgeciçarkbunlarıdahaçokhalka yakl aşt ırm akt a, prol et erl eşm ey e zorl am akt ad ır. Bu sın ıf ın
dünya görüşü, genellikle güncel çıkarları tarafından belirlenir.
126
Uzun vadeli bir hesapları yoktur. Olayları geniş bir perspektif
içinde ele alamazlar. Daima güçlüden yana tavır alma eğilimindedirler. Bu dünya görüşleri, maddi temellerinin hızla değişmesind en iler i gelm ekt ed ir. İst ikr arlı bir ekon om ik hay atl arı olmadığı için istikrarlı bir görüş ve tavırları da yoktur. Bu sınıfın
istikrarsızmaddiyaşamkoşullarıvebundankaynaklanandünya
görüşleri, devrimci örgütlenme ve mücadeleye de bu niteliği ile
yansır.Örgütlenmededisiplinliveistikrarlıbiryapıyasahipolamazlar.Süreklieğitilmelerigerekir.Kaypakveferdidavranışları
ağırbasar.İlkesizbirçalışmalarıvardır.Onlarınbuniteliğikendileriniyaburjuvazininyadaproletaryanınörgütlenmesinegötürür.Kendibaşlarınabağımsızcaörgütlenmeveplanlıhareketetmeyetenekleriyoktur.Gösterişeveprovokasyonaaçıktırlar.Sömürgecilikle mücadele yöntemleri; demokratik birtakım derneklerkurmak,buderneklervasıtasıilemitingvegösteriyapmaktır.
Başlangıçtasağladıklarıbirtakımgelişmeler,onlarıcesaretlendirir.Neredeisebuyollahertürlühakkasahipolabileceklerinebile inanırlar. Tabii bu sadece bir yanılgıdır. İşgalci güçlerin sert
dipçikleriilekarşılaştıklarındaakıllarıbaşlarınagelir.Amaozamanişiştengeçer.Biryığınkitleyidekatliamasürüklemişolurlar.Provokatifniteliklerideburadayatmaktadır.İştebuniteliklerigözönünegetirilerekbukesimeinisiyatifverilmemeli,proleter
politikasınınamaçlarınatabikılmakiçineğitilmelidir.
Aydınlara gelince, bunlar da sömürgecilerin işbirlikçilerinden
zarar görmektedir. İşsizlik ve geçimlerini sağlayamama endişesi
içindedirler. Dengeli bir maddi yaşamları yoktur. Öğrenci olanlar
parasızlıktan okuyamamakta, bunalım içinde yaşamaktadırlar. Bilinçliolduklarıiçinbudurumlarınınnedenlerinidoğrutespitederlervehakimsınıflarakarşıtavıralırlar.Millikurtuluşunilköncüleriçoğunluklabunlardançıkar.Özellikleyoksulkesimlerdengelenlerden, milli kurtuluşu başından sonuna kadar göğüsleyecek
epeycekadroçıkar.Devrimciteoriveörgütlenmeyikitlelerebaşlangıçta bunlar götürürler. Bunların entellektüel çabaları olmadan
kitlelerörgütlendirilemez.Kitlemücadelesineatılmayakadarhayli
127
kararsız ve zikzaklı adımlar atarlar. Bireysel düşünce ve hareket
planlarıağırbasar.Fakatçıkarlarınıhalkçıkarlarıilebirleştirdiklerinde gerçek halk öncüleri durumuna yükselirler. Eksiklerini de
kitlemücadelesiiçindegiderirler.
Köylülük
Sömürge ülkedeki nüfusun en büyük kesimini köylülük oluşturur. Toplumun adeta gövdesi gibidirler. Sömürge toplumu, aşağı
yukarıköylülükileeşanlamlıdır.Kapitalistsömürgeciliğingelişmesi ile beraber köylülükte de farklılaşma olur. Bu taktirde orta ve
yoksulköylülükbelirginolmamaklaberaberortayaçıkarlar.Dünya
görüşlerindevedavranışlarındapekdeğişiklikolmaz.Tarihiçinde
sömürgecilervefeodalişbirlikçilerindenençokçekenlerköylülerdir.İkiyönlüboyunduruk,sömürgeköylüsünübirmengenegibisıkıştırmakta, yaşamı onlara zehir etmektedir. Köylü “feodalite ve
aracı-tefeciden kurtulayım”derken,sömürgecilerininsafsızduvarınaçarpmaktadırlar.Köylülük,sınıflıtoplumunbaşındanberivardır.
Doğadanbirtoprakparçasıkopararakbütünuğraşınıburayaverir,
doğa ile içli dışlıdır. Toplumsal yanı fazla gelişmemiştir. Dağınık
kırsal yaşantısı onda adeta hayvanlaştırıcı etkiler yapmaktadır. Bu
tesadüfiyaşantıköylülüğündünyagörüşünedeyansımakta,şüphecivekadercibirkültüründoğmasınayolaçmaktadır.Doğayabağlılığı onun dini düşünceye bağlı kalmasını kılar, doğaüstü olan
inançları,onlarıkendigüçlerindenhabersizbırakır.Buşartlaraltında köylülüğün kendi kendisini örgütlemesi ve mücadeleye katılmasızordur.Modernbirsınıfınöncülüğüneihtiyaçgösterirler.Bu
sınıflarburjuvaziveyaproletaryadır.Ancaksömürgelerdeburjuvazinindevrimcibarutukalmadığıyadailericiliğitarihekarıştığıiçin
köylülüğü örgütleyemez. Gelişecek köylü hareketinin kendisini
aşacağındanvedüzenideğiştireceğinden,değiştirerekonlarıörgütsüzbırakacağındankorkar.
Proletaryaisegençveazgelişmişolmasınarağmençağınınen
ilerici inisiyatiflerini sonuna kadar kullanabilecek durumdadır.
Proletaryaköylülükleittifaksağlamadan,sömürgeveyarı-sömür-
128
gelerdedevrimyapamaz.Leninizminengelişmişyanlarındanbirisi de işçi sınıfı ve köylülük arasındaki ittifağı gerçekleştirmiş olmasıdır. Sömürgelerdeki milli-demokratik devrim, proletaryanın
ideolojik-politik öncülüğü altında köylülüğün temel güç olması
koşuluilezafereulaşmaktadır.Millikurtuluşaköylülüğüntalepleri
yansıtılmadıkçabaşarımümkündeğildir.
Proletarya
Sömürgekoşullarındanitelikvenicelikitibarıilezayıfdaolsa
bir proletarya oluşmaktadır. Bu oluşum milli burjuvazinin karşıtı
olmaktan ziyade, sömürgeci devlet işletmelerinde ortaya çıkmaktadır.Bunedenlesömürgeburjuvazisindendahafazlagelişmişbir
işçisınıfıvardır.Nitelikçesanayiişçilerindenhaylifarklıdır.Köylülükleilişkilerisıkıdır.Çoğunluklaköydebirevi,birtarlası,birkaçhayvanıbulunmaktadır.Budurumonlarıköylülüğebağlarve
aralarındaki ittifakı kolaylaştırır. Ülkede sanayi geliştirilmediği
içinçoğugöçmenişçidurumundadır.Devamlıbirişteçalışmaimkanlarıyoktur.Çoğunluklamevsimlikişçiolduklarındansendikalaşmaları zordur. Toprağa traktörün girmesi ile kırdan büyük bir
boşalmaolmakta,budasayıcaproletaryayıgiderekattırmakta,büyükbölümünişsizkalmalarınayolaçmaktadır.Çelişkileri,sömürgeciilişkileriçindebulunanlarladır.Builişkilerbiryandanonları
işsizbırakmaktaveyadüşükücretleçalışmalarınayolaçmakta,diğeryandansınıfsalgelişmelerinidurdurmaktadır.Builişkiler,aynı
zamandaüzerlerindekisınıfsalveulusalbaskıyıyoğunlaştırmaktadır. Milli kurtuluştaki önemi, çağın en ilerici sınıfı olmalarından
ilerigelir.Millidemokratikdevriminenzorgörevlerininüstesindengelmesi,ilericiveörgütlenmeyeenyatkınideolojikvepolitik
yapısı,engelişmişbirsınıfolmasındanötürüdür.Bütünyurtsever
vesınıftabakalarınınçıkarlarınımillikurtuluştadengeleyebilirler.
Veonlaraöncülüketmegücünüdebuniteliklerindenalmaktadırlar.Bundandolayısayıvenitelikçegelişmesiönemlideğildir.
Lümpenler
129
Sömürgelerdebirtortutabakadandasözedilebilir.Genelolarak,
“serseriler veya lümpenler”diyeadlandırılanbutabaka,sömürgelerde meydana gelen işsizler yığınlarının gayrimeşru yollara başvurmakzorundakalanbirbölümüdür.Böylecegangsterler,dilenciler,haydutlar,hayatkadınlarışeklindesayılarıepeykabarıkolan
biristikrarsıztabakaoluşur.Bunlarınbüyükbirkısmınıpolisinve
faşistörgütlerinkullanmasıiçinelverişlidirler.Ancakiçlerindecesurvemertolanlarıdavardır.Nevarki,düzensizvelümpenyaşamlarıonlarhakkındakaygılarayolaçmaktadırvehemenyararlanılabilecek unsurlar olmaktan çıkarmaktadır. Eğer üzerlerinde
sabırla durulup eğitilmelerine yardımcı olunursa, mücadeleye çekilmeleriveetkinbirgüçhalinegetirilmelerimümkündür.Bunları
“serseri veya lümpendir”diyegereksizgörmemekgerekir.Ancak
yapıcıolmaktançok,yıkıcıolanunsurlarakarşıdikkatliolunmalıdır. Bunlara dostça yaklaşılmalı, polise ve faşist kuruluşlara yem
olmalarıönlenmelidir.
4-Sömürgelerdeproleterörgütlenmesorunu
Milli sorunun henüzAvrupa’nın medeni uluslarına has olarak
düşünüldüğüdönemlerde,sömürgelerdedevrimvedevrimdeproletaryanın örgütlenme meselesi gündemde değildir. Teorik olarak
ulusalmeseleninkapsamınaalınmayansömürgelerdeelbettedevrimvedevrimdeproletaryanınörgütlenmemeselesiunutulacaktır.
Buunutulmadaobjektifşartlarınyetersizliğideetkilibirroloynar.
Fazlagelişmişbirişçiyokturvesayıcaçokyetersizdir.İşçihareketin odak noktasınınAvrupa’da olması ve hareket içinde ikinci
enternasyonalde sosyal-şovenizmin hakim olması da sömürgeler
meselesini unutturan başka bir etken olmuştur. İkinci enternasyonal önlemleri, özellikle savaş sırasında vatanın savunması adı altında ilhakları savunuyor, sömürgeleri anavatanın doğal parçaları
sayıyorlardı. İkinci enternasyonale karşı yoğun bir eleştiri içinde
oluşanBolşevikler,emperyalistpaylaşımsavaşınıRusya’daiçsa-
130
vaşa dönüştürüp Ekim Devrimi’ni gerçekleştirmekle bu duruma
sonverdiler.Sömürgelerdedahilolmaküzere,bütünezilenuluslarınvehalklarınkendikaderleriniserbestçetayinedebileceklerini
hem teoride, hem de Rusya’daki pratikte göstermişlerdir. Ekim
Devrimi’nden sonra milli sorunun sömürgeler sorununa bağlanması,sömürgelerdekidevrimvedevrimdeproletaryanınhegemonyasıçağınıdaaçtı.İşçisınıfıhareketininEkimDevrimivasıtasıile
Doğu’dakiulusalkurtuluşhareketlerinebağlanması,sömürgelerde
proleter örgütlenmenin acilliğini ortaya koydu. Ekim Devrimi ile
sömürgelerdedevrimvedevrimdeproletaryanınhegemonyasıçağının geldiğini Stalin şöyle belirtir: “Ekim Devrimi yeni bir çağ,
dünyanın ezilen ülkelerine, köylülük ile ittifak halinde proletaryanın yönetimi altında sömürgesel devrimler çağını açmıştır. Sömürgeler ve bağımlı ülkelerdeki kurtuluş devrimleri çağı, bu ülkeler
proletaryasının uyanış çağı ve bu proletaryanın devrimdeki hegemonyası haline gelmiştir.” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu,
syf. 194, 195)
Doğu’daki ulusal kurtuluş hareketlerinin giderek güçlenmesi,
hareket içinde proletaryanın etkin olarak kendini duyurması, Stalin’inbugörüşlerinidoğrulamaktadır.Hareketiçindereformistve
pasifistbirtutumiçinegirenburjuvaönderliğinekarşılık,proletaryanın sonuna kadar bağımsızlıktan yana, devrimci ve aktif tavrı,
öncülüktegüvenilebilecekyeganesınıfolduğunuhalkyığınlarına
göstermiştir. Çin Komünist Partisi,Vietnam İşçi Partisi,ArnavutlukEmekPartisigibipartilersömürgeveyarı-sömürgeülkelerde
milli kurtuluşu tam olarak gerçekleştirerek, bunu pratikte ispatlamışoldular.Ayrıcaburjuvaziningiderekemperyalizmleişbirliğinegirmesi,proletaryaöncülüğününgerekliliğiniispatlamaklakalmayıpmillikurtuluşiçinonuadetazorunluhalegetirir.Sömürge
vebağımlıülkelerde,komünistleringörevlerineilişkinolarakStalin şöyle der: “Devrimi ileriye götürmek ve kapitalist bakımdan
gelişmiş, sömürge, bağımlı ülkelerin tam bağımsızlığını elde etmek; uzlaştırıcı, ulusal burjuvazi tecrit edilmedikçe, devrimci küçük burjuva yığınları, bu burjuvazinin etkisinden kurtulmadıkça,
131
proletarya hegemonyası gerçekleşmedikçe, işçi sınıfının ileri öğeleri bağımsız bir komünist parti biçiminde örgütlenmedikçe olanaksız bir şeydir. Onu (işbirlikçi milli burjuvazi) parçalamak için,
uzlaşıcı ulusal burjuvazinin ihanetini ortaya çıkararak, emekçi yığınları onun etkisinden kurtararak ve proletarya hegemonyasını
gerçekleştirmek için zorunlu koşullar, sistemli bir biçimde hazırlanarak, bu ulusal burjuvaziye karşı ateşi yoğunlaştırmak gerekir.
Başka bir deyişle Hindistan gibi sömürgelerde burjuvazi ile sözcülerini, bu onur yerinden adım adım uzaklaştırarak, proletaryayı
kurtuluş hareketinin önderi rolüne hazırlamak gerekir. ‘Komünist
partinin bağımsızlığı’ bu ülkelerde komünizmin ileri öğelerinin temel sloganı olmalıdır. Çünkü proletarya hegemonyası ancak komünist parti tarafından hazırlanıp gerçekleştirebilir. İşçi sınıfının
en iyi öğelerini komünizme kazanmak ve bağımsız komünist partileri kurmak...” (Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu, syf. 148,
149-151)
Bütün bu açıklamalarda sömürge ve bağımlı ülkelerde komünistlerin görevlerinin ne olduğu ortaya çıkmaktadır. Komünizmin
eniyiöğelerinibağımsızbirkomünistpartisindebirleştirmek,uzlaşıcıulusalburjuvaziyimillihareketiçindetecritetmek,proletarya hegemonyasını gerçekleştirmek, buna rağmen sömürge ve bağımlı ülke komünistlerinin ayrı olarak örgütlenmeyeceklerini, örgütlendikleritaktirdeişçisınıfıbirliğiniparçalayacaklarını,halklar
arasında düşmanlık edeceğini söyleyen komünistler için Stalin’in
sözleri,yorumaihtiyaçgöstermeyecekkadaraçıkbircevapteşkil
etmektedir.
5-Cephesorunu
Bubaşlıkaltındacepheninanlamvemuhtevası,sorununhangi
koşullarda ortaya çıktığı, bunun karşısında komünistlerin görevi,
milliburjuvaziyekarşıtavrınneolacağıgibikonularişlenmelidir.
Cephe deyince; çıkarları ülkenin bağımsız kılınmasında birleşen, sınıf ve tabakaların eylem yanı ağır basan örgütlerinin oluş-
132
turduğubirsiyasitopluluktur.Bağımsızlığınkazanılmasıile,cephe yerini bir veya birkaç sınıfın iktidara hakim olan partileri ile
muhalefettemücadelesinedevamedenpartilerebırakır.Cephenin
muhtevasını işçiler, köylüler, aydınlar, şehir küçük-burjuvazisi,
milliburjuvazinindevrimcitavrımeydanagetirir.Busınıfvetabakaların oluşturduğu devrimci-yurtsever cephe ile işbirlikçi burjuvazinin, sömürgecilerle gizli anlaşmalar sonucu kurduğu sahte
karşı-devrimcicepheyibirbirinekarıştırmamakgerekir.Sömürgecileryaklaşansonlarınıgeciktirmekiçinajanörgütleraracılığıile
devrimci maskelere bürünmüş örgütler oluşturup, hatta bunlarla
pazarlığa bile oturarak kitleleri bunların kuyruğuna takma aldatmacasınadahibaşvururlar.Busonikidurumuçeşitlişartlaraltında
gözlemekvebunlarınhainyüzleriniteşhiretmekgerekir.
Cephesorunuherzamanortayaçıkmaz,eğerortadamillikurtuluş için proleter örgütler oluşturulmamışsa cepheden bahsetmek
saçmalıktır.Budönemdekigörev,millikurtuluşiçinseçkinkadrolar oluşturmak, devrimci hareketin teorisini öğrenmek, kitlelerin
etrafında birleşebilecekleri gerekçeleri belirtilmiş bir cephe programınıuygulamak,proletaryanınpartiprogramvetaktiğinibelirlemek, asgari örgütlenmeyi gerçekleştirmektir. Bu görevler yerine
getirilmeden cephe sorununu ortaya çıkarmak, oluşan proleter
kadrolarısağbirçizgiye,yaniburjuvakuyrukçuluğunaitmekolacaktır. Komünist öğeler asgari olarak örgütlenmeden bu sorunu
gündemegetiremezler.Herşeydenöncekendilerinibirgüçhaline
getirmelerivebugüçlecephesorunuüzerineinmelerigerekir.Ülkenin bağımsızlığı için çeşitli militan örgütler oluştuğunda cephe
sorunuilkeleriilebirliktegündemegetirilir.Bugetirilişmasabaşında değil, eylem alanında olur. Böylelikle gerçek yurtseverlerle
sahteyurtseverlerbirbirindenayrılmışolur.
Ucuzcepheçığırtkanlıklarınakanmamakgerekir.Cephe,eyleme
heranhazırolanvebuişingünlükpratiğiiçindebulunanunsurların
yürütebileceğibirgörevdir.Komünistleriençokuğraştıranmeselelerdenbirisidecepheyeilişkingörevleridir.Cepheninkuruluşunda,
yönetiminde,uzlaşıcıkesimlerlemücadelesinde,büyükproblemler-
133
lekarşıkarşıyakalırlar.Vakitsizvedikkatsizatılanadımlarsonlarınıngelmesinebilesebepolabilir.Onuniçinözelliklebukonudason
derecedikkatliolmalarıgerekir.Ülkeninsomutkoşulları,sınıfların
mevzilenmesi,düşmanıniçindebulunduğudurum,bugörevlerinyerine getirilmesinde gözönüne getirilmelidir. Eğer iç ve dış koşullar
uygunsaveasgaribirörgütlenmesağlanmışsa,komünistlerincephe
oluşturmasızorunluolduğugibibirgörevdirde.Budurumdakomünistler örgütleri etrafında, işçileri, köylüleri ve milli burjuvazinin
yurtseverkesimleribirleştirebilir.Hedefeendoğruyoldangidebilecekpratikadımlarıuygulamayasokabilirler.Bukoşullardaatılacak
adımlar, büyük zararlar getirmez; tam tersine giderek güçlenen bir
milli hareket oluştururlar. Eğer daha önceden kurulmuş, gerçekten
yurtsever bir cephe varsa, komünistler bu durum karşısında, bazı
kriterlerigözönünegetirerektavıralırlar.Bucehpereformistdeğil,
devrimciisekomünistlerinkitleleriörgütlemesineengelteşkiletmiyorsa,komünistlerinyönetimbiçiminizorlaştırmıyorsa,ajitasyonve
propaganda çalışmasını önlemiyorsa, tavır olumlu olmalıdır.Yani
komünistler bütün güçleri ile böyle bir hareket içinde yer almalı,
hattageliştirmelidir.Kendiyönetimlerinibuoluşumiçindedehakim
kılmalıdır.Cepheninkarmaşıkyapısıiçindeproletaryanınideolojikpolitikmücadelesinisonunadeksürdürebilmelidirler.Eğeryukarıda
saydığımız nitelikler yoksa, böyle bir cepheye katılınmaz, tersine
tecritedilir.Zirabuolumsuznitelikleriileböylebircepheolsaolsa
işbirlikçilerinmillikurtuluşyolundadiktikleribirengeldir.
Cephemeselesindediğerönemlibirsorundamilliburjuvazinin
rolüvekomünistlerinbusınıfailişkintavrımeselesidir.Bukonuda
da dikkatli olunmazsa burjuva kuyrukçuluğu anlamında bir sağ
sapma veya milli burjuvazinin tüm unsurlarının işbirlikçi olduğu
ve dolayısıyla cephe içine sokulmaması gerektiği biçimindeki bir
solsapmailekarşılaşmakmümkündür.Yapılmasıgerekenülkenin
tarihivesomutşartlarıiçindeböylebirsınıfınvarlığınındevrimci
veuzlaşıcıyanlarıileortayaçıkarılması,gerçekgücününbilinmesidir.Bunlarbilindiktensonraişbirlikçikesimiteşhirvetecritetme,devrimcikanadıileittifakkurmakomünistleringöreviolmalı-
134
dır.Amagenellikleyurtseverlikadıaltındaortayaçıkanburjuvazinin teslimiyetçi-reformist yanıdır ve devrimci yanı çok zayıf kalmaktadır. Bu sınıf cepheye güç katmaktan ziyade, kendisi cephe
sırtından güçlenmek istemektedir. Milli yanı, sağladığı birtakım
ufak tavizler karşısında işbirlikçi yanına dönüşebilir. Bu konuda
hatayapmamakiçindeğişengüncelşartlariçindedurumuyeniden
ele almak, somut şartlarda değişiklik varsa eski durumu değiştirmek,yenişartlarınışığındapolitikatespitetmekendoğruyöntemdir.Dogmatik,kalıplaşmışyargılarla,bukonuyayaklaşmamakgerekir.Gerekcepheninoluşturulmasısırasında,gereksecepheiçindesömürgevebağımlıülkekomünistleriningörevivemilliburjuvaziyekarşıtavırlarıkonusundaStalinşöyleder:“1- İşçi sınıfının
en iyi öğeleri, komünizmi kazanmak ve bağımsız komünist partileri
kurmak.
2- Uzlaşık ulusal burjuvazi ile emperyalizm blokuna karşı işçilerin, köylülerin ve devrimci aydınların ulusal devrimci bir blokunu
kurmak.
3- Bu blok içinde proletarya hegemonyasını sağlamak.
4- Kentsel ve kırsal küçük-burjuvaziyi, uzlaşıcı ulusal burjuvazinin etkisinden kurtarmak için savaş vermek.
5- Kurtuluş hareketinin, ileri ülkeler proleter hareketi ile ittifakını sağlamak.
Sonuç olarak; komünistler milli kurtuluşta en zor görevlerin
kendilerini beklediğini bilmeli, zamanı geldiğinde en militan örgütler kurmaktan çekinmemelidirler. Ancak burjuvazinin proleter
unsurları saflarında eritmek için ortaya attığı sahte cepheleşme
oyunlarına gelmemelidir.”
6-Temelörgütlenmevemücadelebiçimi
Sömürge koşullarının hakim olduğu bir ülkede çelişkilerin çözümündekurulacaktemelörgütlenmevemücadelearaçları,bukoşullarınbulunmadığıülkelerenazaranfarklıdır.Farklıçelişikyapılar, çözümlenmek için farklı araçlar gerektirir. Bir çelişkinin çö-
135
zümüiçinkullanılmasıdoğruolanbiraraç,farklıtürdebirçelişkininçözümlenmesindekullanılamaz.Sömürgelerdegüçlübirişgal
ordusuvardır.
İç ve dış gerici güçlerin en güçlü dayanağı bu ordudur. Ordu
hepsininçıkarlarınınbekçisidir.Sömürgehalkınüzerindeuygulanandiğerbaskıtürleri,işgalordusununkurduğubaskıyanındaçok
zayıfkalır.Hakimsınıflar,iştekendiistekleriilesınıfsömürüsüne
vebaskısınasonvermediklerigibi,sömürgelerindedetalanveişgalekendiistekleriilesonvermezler.Onlarıülkedençıkaracaktek
güçhalkındirencidir.Tepedentırnağakadarzoradayanansömürgecilikancaktepedentırnağakadarhalkınzorkullanarakörgütlenmesi ile ortadan kaldırılabilir. Burjuvazinin askeri örgütlenme ve
savaşplanları;klasikordularvedüzenlisavaştır.Halktanderlediği
insanları kendi disiplin kuralları içinde örgütler, yönetimlerine de
engüveniliradamlarınıgetirir.Buordutamamenburjuvaideolojisine şartlandırılmış olup hakim sınıfların ortak çıkarlarını korur.
Hiçbir sömürücü sınıf ordudan vazgeçemez. Onun saygınlığını
sarsacakbirdavranıştabulunamaz.Tersineenseçkinörgütolarak
kutsar.Halkisetarihineneskidönemlerindenberiörgütsüzbırakılmış, ayaklanma ve isyanlar biçimindeki birtakım direnişler de
kanlıbiçimdebastırılmıştır.
Kapitalist dönemdeki sömürgeci ek olarak halkın düşüncesini
çeşitli demagojik araçlarla çarpıtmış, kendi öz gücünden şüpheye
düşürmüştür.Halkgelenekselfeodal,aşiretvedinkurumlarıtarafından parçalandığı gibi, modern burjuva örgütlerle, bu yapılarla
uzlaşarakparçalanmayıderinleştirir.Kurtuluşöncesihalkınörgütlenme düzeyi böyledir. Kurtuluş öncesinde sömürgeci burjuvazi
örgütlenmesinin zirvesindedir. Haksız bir politikayı bu örgütlenmesivasıtasıilesürdürmektedir.Halkiseörgütlenmeninbaşlangıcındadır.Vehaklıbirmücadeleyiyürütmektedir.Buyanlarkarşılaştırıldığındagiderekgüçlenecekolanınhalk,güçtendüşecekolanınisesömürgecilerolacağıaçıktır.Örgütsüzdönemdehalkancak
birtakımayaklanmalaryapabilirvedüzenliordularbuayaklanmaları kolayca bastırır. Ne zaman ki, devrimci teori tarafından yolu
136
aydınlanan kitleler bilinçli örgütlenme ve mücadelelere başlarlarsa,ozamandurumdeğişir.Devrimciteorivefikirlerhalkaaktarıldığındamaddibirgüçhalinegelirler.Halkınideolojik,politikve
askeri örgütlerini oluşturmada klavuz rolü oynarlar. Başlangıçta
sömürgeciliktetemelyöntemin“zor”olduğununkavranılmasından
ötürü,birtakımdemokratikörgütlerkurulur.Bunlarvasıtasıilebirtakımtaleplerdebulunulur.Sömürgecilerönceleribunasesçıkarmaz,gelişmeninyönünütespitetmeyeçalışırlar.Buisteklergiderekgösteriler,mitingvedirenişlereyolaçıncasömürgecileringerçekyüzleriaçığaçıkar.Kitlelerinhaklıisteklerizorlabastırılır.O
zaman devrimcilerle halk, sömürgecilerin terörünü, devrimci şiddettenbaşkaaraçlayokedemeyeceklerininfarkınavarırlar.Buise
kendiözörgütlerininoluşturulmasınıgerektirir.“Örgütsüz bir halk
köle bir halktır.”
Kurtuluş için kendi ordularını yaratmaktan başka çareleri yoktur.İştehalkordusu,halksavaşıkavramınınözüburadayatmaktadır.Dahaöncekurulandemokratikvesiyasikurtuluştaorduörgütlenmesi için bir hazırlık safhası oluşturulur. Ciddi siyasi ve yığın
örgütleriolmadanaskeriörgütlenmeningerçekleştirilmesidüşünülemez. Siyasi kuruluşların öncülüğünde kurulmayan askeri örgütler, maceracı gruplar olmaktan ileri gidemezler.Askeri örgütlenmeye mutlaka bir siyasi çizginin önderlik etmesi gerekir.Askeri
örgütlenmeyegeçmedenevvelsavaşiçingönüllüinsanlarla,silah
olarakilkelaraçlardanbaşkabirşeyyoktur.Budurumdahalkordusunasılortayaçıkıyor?Yoktanvaredilebiliyor.Bucevabıhalkın
savaşa cesaret etmesi, bunun için de kendi sorununun özgücünü
haklıdavasıiçinseferberetmesindeyatar.Nasılki,burjuvazisınıf
olarakmücadeleiçindüzenliordularıncephesavaşınıgerektiriyorsa,halkıniçindebulunduğukoşullardamücadeleyöntemiolarak
gerillasavaşınıortayaçıkarır.Hakimsınıflarbaşkabirsavaşyönteminibenimseyemezler.Buonlarınyapısınaaykırıdır.Buorduile
ancakdüzenlisavaşyapılabilir.Budaancakbaşlarındasıkıbirkumandazinciriolursamümkünolur.Budurumzoradayanandisiplinindoğalsonucudur.Halktabaşlangıçtagerillabiçimindenbaş-
137
ka türlü savaşamaz. Oluşturduğu bütün güçleri burjuvazinin düzenliordularlaveonunbircephesavaşınakarşısürerse,yokoluşunu kendi eliyle hazırlamış olur.Yetersiz insan ve malzeme kaynağı, gerilla yöntemlerine göre kullanılırsa başarılı olabilir.Yine
nasılki,burjuvazisavaşzamanınınbütünekonomik,sosyalvesiyasalörgütlenmeleriniaskeriörgütlenmeyetabikılıyorsa,halkda
savaş zamanında bütün ekonomik imkanları, kitle kuruluşları ve
siyasiörgütleriileordusununhizmetinetabiolur.Yedidenyetmişe
kadarhalktarafındandesteklenenbirorduyaratılmadan,sömürgeciliğinaltedildiğigörülmemiştir.Dünyahalklarınınkurtuluşpratiğinden,temelmücadeleyöntemvearaçlarıolarakkısacaçıkarılacaksonuçlarbunlardır.
“Örgütlenme için temel araç ordu, mücadele için temel yöntem
gerilla savaşıdır.”
7-Dışdengevecoğrafikoşullarsorunu
Bukonuyu,yenilgilerininnedenini,buşartlarınelverişsizliğindearayangörüşleringeçersizliğinikanıtlamakiçinelealmakgerekir.Dıştadengekoşullarıvecoğrafikoşullar,sömürgelerdekidevrim meselesinde tayin edici bir rol oynamazlar. Tali bir önemleri
vardır. Eğer böyle olmasaydı Rusya’da sosyalizm kurulamazdı.
Çünkü bütün emperyalist dünya karşısındaydı.Yine böyle olmasaydı, Filistin halkı savaş veremezdi. Çünkü savaşabilmek için
dağları hiç de elverişli değildi. Coğrafi koşullar deyince; ülkenin
arazidurumu,dost-düşmanülkelereyakınlıkveikmalyollarıgibi
durumlaraklagelir.Buşartlarelverişliisebirtakımolanaklarsağlayacağı açıktır.Ama bu koşulların elverişsizliği, milli kurtuluşu
derinden etkileyecek nedenler olarak gösterilemez. Bu koşulları
elverişliolanbazıülkelerdebaşarısızkalmışbirtakımmücadeleler
görüldüğügibi,bukoşullarıelverişsizolanbazıülkelerdedebaşarılı olmuş mücadelelerinden birçok örnek gösterilebilir. “Coğrafi
koşullar elverişsizdir”diyebirhalksonunakadarköleliğerazıolamaz.Dünyadengesimeselesinegelince;günümüziçindoğruteş-
138
hisyapıldığındasondereceolumlubiretkenoluşturmaktadır.Birkaç emperyalist mihrakla, bunların kuklası işbirlikçi yönetimler
dışında,bütündünyahalklarısömürgeciliğekarşıbirtavıriçindedirler.
Güçlü bir sosyalist blok, geniş bir sömürge halklar cephesi ve
kapitalistülkelerdekiişçisınıfıhareketi,millikurtuluşhareketinin
yanında yeralmakla beraber, eğer sözde birtakım ulusal güçler
dünya halklarının bu desteğini sağlamamışlarsa, bunun nedenini,
kendigericisınıfözlerindevebuözedayanangericiyönetimlerindearamalıdırlar.Günümüzdedünyahalklarınındesteklemediğihareketler istisnaidir. Bu tür istisnaları da dünya kamuoyunda yeteri
kadarpropagandaveajitasyonyapamayan,destekiçinuluslararası
kuruluşlarda faaliyet göstermeyen örgütlerin başında bulunduğu
hareketleroluşturur.Elbetteemperyalizmevegericiliğekarşımücadeledesomutadımlaratamamışbirhareketi,ilericidünyakamuoyudesteklemez.Heleheleemperyalistsistemiçindedestekarayarak, işbirlikçi niteliklerini açıkça ortaya koyan güçlerin desteklenmesini istemek, milli kurtuluş hareketinin özüne de aykırıdır.
Dünyahalklarınınbutürgüçleridesteklemesibiryana,ilericiyanlarındanbilekuşkuduyarlar.Emekçisınıflarınöncülüğündeyürütülen milli kurtuluş hareketleri ve dünya halklarının desteği küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Milli kurtuluş için son derece
önemliolanolumludünyadengesini,kendigericiözlerigereğifarklıgöstermekisteyengörüşlericiddiyealmamakgerekir
139
PKKKuruluşKongresiKonuşmaları(1978)
SiyasiDeğerlendirme
Mücadelemizaçısından1970’lerTürkiye’sinihatırlarsak;ulusal
bilincintamamenolmadığıveyaçokcılızolduğu,sosyalizminbir
öğretiolarakbenimsenmesininvebununbirülkepratiğineaktarılmasınındüşünülmediğibirdönemde,bizyolaçıktık.Odönemdeki
koşullar,bizimgüçlübirtoplantıyla,ülkemizinkurtuluşmeselelerineeğilmemiziolanaksızkılıyordu.Yineodönemlerdebiz,ülkemizüzerindenetürbirbaskıolduğunukavrayamıyorduk,bubaskınınoluşturduğuilişkileribilmiyorduk.Sonderececılızbirtarzda,birülkemeselemiz,birulusmeselemizolduğunutahlilediyorduk.Bukonudasoyuttarzdabazıdüşüncelerkafamızatakılmıştı,
ama yeteri kadar tahlil yoktu.Ayrıca bu tahlillerin ışığında yeteri
kadarkadrolaşmahiçyoktu.Bizbuşartlarda,çokilkeltarzdamücadeleninşekillendirilmesini;hakimuluskoşullarında,oranınyoğunolarakgençliğinehakimolanburjuvaideolojisininortamında
birmücadelegrubuolarakortayaçıkmayıdüşünebilirdikveyabazıilkeleriaklımızagetirebilirdik.Bundanbaşkabirşeyyapamaz-
140
dık.Özellikleşusorunarkadaşlarınkafasınasıksıktakılır:Başlarkenniyedahaciddibirteşkilatlanmaveniyedahaciddibirprogramlayolaçıkamadık?Evet,bunedenlerdendolayıçıkamazdık.O
dönemde genelde bütün hakim ulus aydınları üzerinde de yoğun
olanburjuvaetkilerveyinebunabağlıolarakasimilasyondangeçirilmiş ve ayrıca hakim ulus burjuvazisinin etkisinde olan bizler
fazlabirşeyyapamazdık.Üzerimizdegeliştirilenbaskılar,geliştirilenhertürlüeritmepolitikaları,bizimböylegüçlübiratılımyapmamızıengelliyordu.
Bugün, o günkü şartlarda ortaya çıkışımıza mutlaka eleştiriler
getirilmelidir. O şartlarda ortaya çıkış, aslında bugünkü yapımızı
daşartlandırmıştır.Bugünkükonumumuzuaz-çokanlamakaçısından, o günlerin ortaya çıkışının tarihi, somut koşullarını mutlaka
anlamakgerekir.Bunlarıkavramadan,Kürdistan’asosyalizminnasıltaşırılacağını,Kürdistan’dasosyalizminnasılbellibirörgütlenmeye, belli bir pratiğe uygulanacağını anlayamayız. Diyalektiğin
bir gereğiydi bizim orada ortaya çıkışımız; ne tesadüftür, ne de
birkaçdahiadamınveyabirkaçuyanıkadamınortayaçıkmasıile
izah edilebilir. Böyle değildir. Tamamen ülkenin uzun bir tarihi
geçmişiçerisindebellibirbaskıvesömürümekanizmasınınaltındabizimoradaortayaçıkışımıztutulmasınındoğalbirsonucudur.
Tamamen tarihi gelişmelere uygun, dünya çapındaki gelişmelere
uygunbirdurumdur.
Bu yolda ortaya çıkarken, bilindiği gibi daha çok hakim ulus
şovenizminden ve devrimci saflar arasındaki sosyal-şovenizmden
çok etkilendik veya bunlardan etkilenmekle birlikte, bunlara aşırı
tepkilerdebulunarak,bukonudaonlarıensertbiçimdeeleştirerek,
marksizmiyenidenvekendiülkemizkoşullarına,doğrubirşekilde
taşırmaya çalıştık. Bu konuda üç-dört sene uğraşıldı aslında, bu
unutulmamalıdır. Sosyal-şovenizmin teorik alanda mahkum edilmesi, mahkum edildikten sonra Kürdistan’da çok sayıda grubun
ortaya çıkması tesadüflere bağlanamaz. Bu konuda bizim yoğun
bir şekilde geliştirdiğimiz mücadele ile özellikle Kürdistan’daki
gençliküzerindeçokgüçlübirbaskıoluşturanböylebirideolojiyi
141
eleştirmemizvegiderekteşhir,deşifreetmemiz,Kürtaydınlarında
veyahutKürdistan’dadevrimyapmak,bütünKürdistaniçingörüş
geliştirmekisteyengruplarda,sosyal-şovenizminbirazkırılmasını
getirdivedahaçokKürdistaniçinhareketleryaratma,örgütleryaratma,ideolojileryaratmadönemibaşlatıldı.
Biz,gerçibuçalışmayıbirdergiyle,güçlübirajitasyonvepropagandaylayapmadık;bizböylebirçalışmayıdahaçoksözlüpropagandayla,çokküçüköğrencibirimlerinde,masabaşıtoplantılarında,derneklerde,lokallerdeyapıyorduk.Amabudabirgörevdir.
Çünkü Türkiye devrimci hareketinin o andaki şartları gözönüne
getirilirse,onlarındadahaçokderneklere,okullarakapandığı,lokallerdebulunduklarıgerçeğihatırlanırsa,bizimbunlarıeleştirmemiz ve kendi ideolojik bagajımızı burada doldurmamız en doğal
birgelişmeydi.Vedikkatedilirse(arkadaşlarınçoğubusürecetanıktır)bizburadasosyal-şovenizmi,şovenizmiaz-çokaşarakülkenintarihine,ülkeninsomutunayaraşabilmeyigerçekleştirdikveya
bu konuda belli bir gelişme sürecine girdik.Ve aynı zamanda da
ülkeyeyavaşyavaşyayılmayabaşladık.Eğerbizideolojikalanda,
hakim ulusun metropol bölgelerinde, daha önemli eğitim-kültür
merkezlerinde böyle bir gelişmeyi başarmasaydık, eminiz ki, ne
bizülkekoşullarınayenidenbirdönüşyapardıkveyabuülkedebir
devrimsorununukendimizehedefolarakgörebilirdik,nedebugün
buradaolananagruplar,yerelgruplarortayaçıkabilirdi.
Bunun mutlaka bir ideolojik temeli vardır ve bu ideolojik temelde,dahaçokhakimulusmilliyetçiliğininengüçlübiçimiolan
kemalizm ve bunun sol saflar, devrimci saflar içerisindeki biçimi
olansosyal-şovenizmiyiceteşhiredildiktenvehakimulusalanında, burjuvazinin egemenlik alanında fazla bir şey bulamayacağımızı, bu eleştiriler sonucunda kavradıktan sonra, biz ülkeye dönmegerekliliğinisomutolarakdahanetleştirdik.Butemeldeilerici
güçlerevehalkınsosyal,kültürel,siyasalalandagelişmesineyenidenalanyaratmak,gelişmealanıyaratmakiçinülkeyedönmekten
başka bir çaremizin kalmadığını, iyi yürekli ve halkın çıkarlarına
bağlı, dürüst unsurlara anlatabildik.Ve küçük burjuva çıkarlarını,
142
şahsi problemlerini yenebilenler, şahsi endişelerini bir yana bırakabilenler,insanlığınabağlıolanlar,proleterenternasyonalizmeve
yurtseverliğeduyduklarıinançtanötürüülkeşartlarınageldiler.
Tabiikibuülkeşartlarınagirişlebirlikte,yerelhakimgüçlerden
kaynaklanan bazı ideolojik fikirlerle karşılaşacağımız ve bunlarla
birtartışma,çatışmaortamınagireceğimizbekleniyordu.Bizdaha
ilkortayaçıktığımızda,kendimizeilkeolanbirgörevsaptamıştık:
Birincisi;hakimulustankaynaklananşovenizmin,sosyal-şovenizmin, ideolojik alanda sıkı bir eleştirisi, ikincisi; baskılar altında
bunlarlasıkıilişkiiçindeolanvedahaçokhakimulusunşartlarında,onunsömürgecilikpolitikalarıdoğrultusundaoluşanyerelburjuva(isterkomprador,isterküçükburjuvagüçlerdenkaynaklanan)
bazı reformist milliyetçi akımların olabileceğini ve iki akımın da
mutlakadeşifreedilmesinin,teşhiredilmesinin,maskesinindüşürülmesiningerekliliğidir.Bunlarıortayaçıkanbugrubunönüneen
önemli ideolojik görevler olarak koymuştuk ve aslında bugünkü
pratikvebugünkügelmişolduğumuzseviye,bizimideolojikalandahedeflerimizibuşekildesaptamamızınnederecezorolduğunu
bizegöstermiştir.Gerçektenoanınenönemliideolojikhedefleri,
bu iki akım olabilirdi. Marksistlerin karşılarına alabilecekleri, elbettekibuikiakımolacaktı.
Buikiakımınçeşitliversiyonları,çeşitlibiçimleriolacaktır.Biz
ayrımyapmadıkzaten;sosyal-şovenizmkaçgruptarafındantemsil
edilir,reformistmilliyetçilik,teslimiyetçi-milliyetçilikkaçgruptarafındantemsiledilir,dünyayınasılanlarlar,kaçabölerler,bunları
hiçciddiyealmadıkveonlarınasıltemelibuolmalı,yanibiryandanyerelşartlar,hakimulusunşartlarıvebirdeezilenulusunyerelşartlarıbunlarabiçimveriyor,biryandandabunlarbiçimlerini
örtbasetmekiçinşuveyabukonudauluslararasıkalıplarıkendilerine temel alıyorlardı.Ama onlar temel alıyorlar diye biz “falan
grup sağlam marksisttir”demedikhiçbirzaman.Dahaçokonları
yerel çıkarları, temsil ettikleri ulusun veya bu ulusların burjuva
egemengüçlerininçıkarlarıdoğrultusundaelealdıkveyinegeliştirdiklerigörüşlerin,ideolojilerin,dahaçokbusınıflarahizmetet-
143
tiğişeklindeelealdıkveeleştirdik.Bueleştiribizesonderecebüyükbirgüçkazandırdı.
Birazdikkatedilirse,odönemdeaslındabiz,değilböylebinlerce,onbinlercebirgüçhalinegelme,beş-onkişibilebirarayagelemiyorduk. Bir yandan yerel gericiliğin oradaki temsilcileri, öte
yandanhakimulusun,burjuvazisinintemsilcileri,bizedüşüncede
bileyaşamahakkıtanımıyorlardı.Vebizimdetabiikikültürelgeriliğimiz, dünyadaki çağdaş düşünce biçimlerine varamayışımız,
bizibüyükbirsıkıntıiçindebırakıyordu.Amadediğimgibi,yaralarbuşekildedoğrusaptanıncavebirdemarksizminönkaynaklarından, esas kaynaklarından aktarma ilkesini kendimize temel
alınca, bir gelişmenin olmaması mümkün değildir. Ne derecede
yalnızolursaolsun,nederecedeazolursaolsun,kendilerineböyle doğru, tarihi, somut hedefleri tespit eden bir mücadele grubunun mutlaka gelişeceği, orada şekilleneceği ve mutlaka ülkede
önderliği ele alacağı açıktı. Bizim o zamanki inancımız buydu.
Bugün gelişen pratik de bizim ne kadar haklı olduğumuzu daha
çokarkadaşlaragöstermiştir.Demekkisosyal-şovenizmlemücadelemizbiziülkeyegötürdü.Aynızamandaülkedekiyerel-hakim
güçlerle,burjuva,küçük-burjuva,feodalkesimlerle,bunlarıntemsilcileriyle yaptığımız ideolojik, örgütsel, eylemsel mücadelemiz
bizihalklabirleştirdi.Yinebunlarhakkındakibazıhamhayallerimizi(fazladeğildirbunlar)geriçekti.Bunlarhakkındakitespitlerimizindoğruluğunuortayakoydu.
Biz hakim ulus koşullarından ayrılırken “bölücülük yapılıyor,
proletarya safları bölünüyor, proleter enternasyonalizme ters davranılıyor” deniliyordu. Buraya geldiğimizde de “siz yurtseverleri
bölüyorsunuz, siz halkı birbirine kırdırıyorsunuz, siz halkı parçalara ayırıyorsunuz, siz bölücüsünüz, siz halkın başına en büyük belasınız”denilmişti.Evet,bukonudadaşaşırmadık.Bunudiyenlerin hem ulusun, hem halkın gelişmesinin önünde en büyük engel
olduğunu görmüş ve bunlara yüklenmemiz gerektiği sonucunu,
dünya halklarının pratiğinden çıkarmıştık ve bunda biz haklı çıktık.Yerelgericigüçlerekarşı,onlarınideolojikalandakitemsilcile-
144
rinekarşı(beş-ontanegrupolmalarınarağmenarkalarındasonderecemaddidestek,genişsosyalbirdestekolmasınarağmen)böyle
bir mücadele yürütüp kısa bir sürede yenilgiye uğratarak, onları
çokçokgerimizdebıraktık.Onlaraönemlidarbelervurarakülkemizinbüyükbirbölümüüzerinde,hiçolmazsaideolojikalandabir
denetim,biretkikurabildik.
Biz burada sosyal-şovenizmin ideolojik özüne girmeyeceğiz.
Kezayineyerelgericiliğintemsilettiğiideolojininözünüdeşmeyeceğiz. Biz bu konuları daha çok program bölümünde ele alırız
veyaprogramzatenbukonudakigörüşlerimizielealmıştır.Orada
değinmeyidahaçokgerekligörüyoruz.Dahaçokişlemekistediğimizhusus;ikiönemliideolojikhedefdoğrultusundabizimgeliştirdiğimizpratikleribirazdahayakındangörmektir.
Bizbukonudayaniteorikolarakbazıbelirlemeleriortayaçıkarıpbunubirideolojikmücadelearacıhalinegetirdiktensonra,tabii
ki bir yerde ülkenin pratiğiyle kaynaşma, ülkede kendimize bir
pratik hazırlama ile yüzyüze geldik. Halbuki ülkede yüzyıllardan
beri ihanetin, alçaklığın, uşaklığın, soysuzluğun oluşturduğu kaypak,ikiyüzlübiryapıvardı.Buyapılarınbiryerdeyurtseverlikle
doluolan,bizimhalkınçıkarlarınabağlılıkladoluolanbiryığıniyi
niyetli amaçlarımıza, davranışlarımıza ters düşeceği, bunlarla büyükçatışmalaragireceğimizvehattaağırkayıplarlada,bazenaşırı
birsertliklebunlarınüzerinegideceğimizaçıktır.Kısaca,ortadaki
sonderecekaranlıkolanalandaveyasonderecedikenli,sonderece insanlıktan, yurtseverlikten nasibini almamış bu alanda, taktik
olarakbazıhatalarındayapılabileceği,bazıaşırıilişkilervehatta
bazıkorkuluanlarındayaşanabileceğiaçıktır.
Birdevrimcidüşünceyiteorideinşaetmekleveyabirörgütlenmeyi,mücadeleyiteorideinşaetmekle,bunupratiktegerçekleştirmek iki ayrı safhadır veya iki önemli çalışma alanıdır. Teoride
marksizmi yaratabilmek, teoride marksizmi ülkeye uygulayabilmekönemlibirgörevdir;bizbununzorluğunu,bukonudakiçabaların ağırlığını, bu konuda atılan adımların ne dereceye kadar
önemli olduğunu inkar etmiyoruz. Bunu tümüyle gösterdik.Ama
145
öteyandan,aynışekildeülkedekipratiğindeçokzorolacağını,bu
konuda büyük güçlüklerle karşılaşılacağını da inkar etmiyoruz.
Nitekimpratiktebulunanarkadaşlarındurumubunatanıktır.Teoridesondereceiyigelişenarkadaşlarımız,pratikteadetaçuvalladılarveyateoridesonderecezayıfolanbazıarkadaşlar,pratiktebaşarılıolabildiler.Buneredenilerigelir?Bu,teori-pratikkopukluğundanveyateoriilepratiğinaynışeyolmadığını,birbirinietkilediğini,fakatikiayrıalanolduğunuiyianlamamaktandoğuyor.Teoride son derece doğru çözümlemeler, insanı birdenbire başarılı,
ihtilalcieylemleregötüremez.Eğerpratiğingerektirdiğişeyleryapılmazsa,pratikçalışmalarınbizdenistediğitedbirler,örgütler,elverişli taktikler bulunmazsa, bu iş için eğitim, uzmanlık yaratılamazsa,oteoriningereklikıldığımücadeleyi,bizdenistediğimücadeleyibirtürlüyaratamayız.Demekki,teoridegüçlüolanyapımızınpratikteaksaması,pratiktebizisonderecegüçdurumlardabırakması,aslındaburadanilerigeliyor.Arkadaşlarteorideçözümledikleri bir davayı, pratikte de çözdüklerini sanıyorlar. Teoride
inandıklarıbazıgörüşlerin,adetaörgütsüzvemücadelesizgerçekleşeceğinisanıyorlardı.Bubiryerdemarksizminilkdoğduğuandaki durumuna benziyordu; “sosyalizmi konuşalım, öğrenelim,
sosyalizm kurulur”diyorlardı.Başlangıçtaböylebirdurumvardı.
Bizimkilerdesalt“milli meseleyi, ulusal meseleyi öğrenelim”yaklaşımı içindeydiler, sanki onunla kurtulunacakmış gibi... Bazı arkadaşlar zaten bunu itiraf ettiler; “ulusal sorunu iyi konuşmakla,
ulusal sorunu çeşitli güçlere karşı iyi savunmakla, biz sandık ki,
devrim olacak” ve bu dereceye kadar subjektivizm içine itilebilmiştir.
Öteyandanbazıarkadaşlardakendileriniaşırıbirpratiğevererek,devriminolabileceğini,bir-ikigüçlüsilahlıeylemveyabir-iki
eylem koyarak ülkede devrimi yapabileceklerini sanmışlardı. Bu
arkadaşlar da belirli ölçülerde moral bozukluğuna uğramışlardı.
Yanibunlardabirsubjektivizmhatasınınkurbanıolmuşlardı.“Niye olmuyor? Bu kadar çabaladık, canımızı verdik, ama niye devrim hâlâ olmadı?”Bunlardadevrimiçingüçlübirteorikinşanın
146
gerekli olduğunu, güçlü bir örgütlenmenin gerekli olduğunu kavrayamadılar. Birkaç dar pratikle, ilerisini göremeyen pratikle, ülkeyikurtarabileceklerinisandılar.Tabiiki,buonlardabirazinançsızlıkyaratabildi,tabiikikendileriniyenileyemezlersevediyelim
zamanındakendileriniyenileyemedilerse,bunlardabirçözülmede
beklenebilirdi.Aynışeyteorideçokgelişenkişileriçindegeçerlidir.Kenditeorilerinindoğruluğunun,pratikteuygulanmasıiçingereken pratik çalışmaları yapamamışlarsa, pratiğin apayrı bir uzmanlıkişiolduğunukavrayamamışlarsa,bunlarındabirazmorallerinin bozulması, bunun inançsızlığa dönüşmesi ve hatta çözülmesimümkündür.
Çoksınırlıdaolsa,bunedenlerdenötürüyaniteori-pratiğinkopukluğundan ötürü veya bu iki alan arasındaki ilişkilerin doğru
kavranmamasından ötürü, bazılarında ihanete varacak kadar durumlarolmuş,çokazdaolsa(diyelimbazıunsurlarda)bazılarında
biraz inançsızlık olabilmiş veya moralsizlik olmuştur. Bu durum
bazılarında bir durgunluğa, bazılarında ise bir gelişmeye yol açmıştır.Teori-pratikkendisiniarkadaşlarınönünekoydukça,bunlar
marksizmi yaratıcı bir biçimde kavramada iddialı oldukları için,
sorunlarınaltınagirmeveosorunlarabelliçözümlergetirmeimkanısağlandıkçabuarkadaşlargüçlenmiştirvegiderekülkemizin
mücadelesininönderliğisürecinegirmişlerdir.Budasorunudoğru
kavrayanlar,sorunadoğruçözümgetirenleriçinsözkonusudur.Tabiikibizbualandadabellibirgelişmeiçindeyiz.Demekkidemin
saydığımızikinedendenötürüfazlaşudurumlarakapılmayın;“teori niye pratiğe iyi aktarılamadı”veya“pratikte niye bizde güçlü
bir kurtuluş hareketi yaratmadı” gibi sorunlar bizim için fazla
önemtaşımaz.Bizbudüşünce,anlayışiçerisindeolanlarınhatalarınıgörebiliyoruz,dahaçoksubjektifhatalarolduğunugörebiliyoruz. Devrim konusunu hem teoride, hem pratikte veya karşılıklı
olarak birbirini nasıl etkilediklerini iyi kavrayamadıklarına bağlıyoruz.Tabiikibununarkasındabazısosyalmotiflerinvebazıküçükburjuvaanlayışlarınolduğunudasöyleyebiliriz.
Busüreçtesöylenmesigerekenbazışeylerdahavardır;sadece
147
mücadeledetamamenbaşarısızlığauğrayıpdabirköşedekalanlar
için değil, öte yandan mücadele içinde bulunmakla birlikte, durgunlaşma olayından veya son derece yaratıcılık denen husustan
geri kalma olayından da bahsedebiliriz. Marksizmin teorisini azçokbilebilmeveyabunuulusalsorunauygulayabilmedebirazgelişmenin, ülkede devrim yapmayla eş anlama gelmediği kavranıldığızaman,dahaçoksistemlibirteorikdüşüncevedahaçokülkeninkoşullarınıaçıklamayayönelikbirkavram,düşüncebütününeyönelmesigerekirken,bukonudabirazdurgunlaşmaveyinebu
teoriningüçkazanabilmesiiçinpratiktegerikalma,pratikilişkilere fazla işlerlik kazandıramama, bizim arkadaş çevremizde veya
grupsalçalışmamızdabazıbölgelerdedurgunluğayolaçabilmiştir.
Uzunsüreliveyakısasürelideolsadurgunluklarayolaçabilmiştir,
ama bu sorunun iyi kavranıldığı, iyi ortaya konulduğu alanlarda
hızlı gelişmeler olabilir. Biz bir yerde fazla gelişmeyi, bir yerde
durg unl aşm ayı dem ek ki bur ad a aram al ıy ız. Teo r i-prat ik bütünlüğüiçindeyeralanarkadaşlar,sorumlukişiler,bubağıiyiçözemedikleri ve kuramadıkları için bölgelerinde, yerel gruplarında
bunugüçlübirşekildetemsiledemedikleriiçinbelliölçülerdegelişmemeye yol açmışlardır, ama bu bağı çok iyi kuran arkadaşlar
da kendi bölgelerinde güçlü bir gelişme sağlamışlardır.Yani demek ki subjektivizm hatasına düşmeyen, bu konuda ister teoride,
ister pratik alanda mücadele şartlarının, bu zorluklarının üstüne
gitmede inatçı olan arkadaşlar gelişmeyi sağlayabilmişlerdir ve
mücadelemizibugünegetirmedekatkıdabulunmuşlardır.
Bugün mücadelemiz, özellikle ideolojik alanda önemli görevleri
başarmıştır.İdeolojikalandasosyal-şovenizmkesinlikleteşhiredilmiştir,hakimulusdevrimciliğiaçısındandaeskisikadartanınamayanbirbiçimeyöneltilebilmiştir.Yerelgericiliktenkaynaklananreformist,uzlaşmacıgörüşleryeterikadarteşhiredilmiştirvebunların
dabelliölçülerdeyenilgiyeuğratılmadurumlarıvardır.Budurumlar
onları biraz daha marksizme yöneltmek zorunda bırakmıştır, yani
eskidenkabaolanoportünizmlerinigünümüzdebirazdahailkel,incelterek,birazdayontarakyenibiçimleraltındakarşımızaçıkartma-
148
larınayolaçmıştır.Tabiikibu,ideolojikmücadeledebizimönümüzeyenigörevlerkoyar.Dahaincelmişoportünizmbiçimlerinekarşı
vereceğimiz mücadele, kaba yöntemlerle verdiğimiz mücadelenin,
ideolojidevebununlamücadeleyöntemlerindebirazdahabiçimdeğişikliğineuğramasıylaolacaktırki,mutlakainceleyerek(inceleme
anlamındavebirmerkeziörgütlenmeanlamındasöylüyorum)kaba
mücadelebiçimleriyledeğil,dahaçoksözlüveyarakibinleadetafeodalbiçimegöresavaşmadeğil,birazdahamodernusulegöreideolojikmücadele,modernusulegöresavaşyapmagöreviniönümüze
koymuştur.
Sosyal-şovenizmekarşıideolojikgörevler,mücadelebudönemde de bitmemiştir. Keza reformist burjuva kesime, burjuvazinin
temsilcilerinekarşıdaideolojikmücadelemizbitmemiştir.Veyine
bunlara karşı pratik mücadele, pratikte silahlı mücadeleye varana
dek ilkelerimiz bitmemiştir, ortaya atacağımız mücadele biçimleri
vardır ve bunları bu koşullarda arayıp bulmak gerekecektir. Eski
mücadeleyöntemlerimizyerine,yenimücadeleyöntemlerinigeliştirmemiz, oportünizmin eski biçimlerini arama yerine, yeni oportünizmbiçimleriniaramamız,araştırmamızgerekecektir.Dediğim
gibibugündahagelişmişşartlar,koşullaraltındaideolojikgörevlerimizortayaçıkacaktır.Önemlidir,buideolojikalandakibaşarılarımızönemlidir.Bunların,mücadeleettiğimizgruplarıyenilgiye
uğratmasıvebugüçlerinyenibiçimdeğişiklikleriyle,yenioportünistbiçimlerlekarşımızaçıkmalarıönemlibirolgudur.Bumutlaka
görülebilmelivebuyenibiçimlerekarşıbizimdeyenibiçimlerle
mücadele yöntemimiz anlaşılabilmeli.Arkadaşlar bu konuda görüşlerini, önerilerini geliştirebilmeliler. Bütün bu ideolojik mücadelelerimizinsonucunda,aslındadahasağlambirdünyagörüşüne,
ülkehakkındadahasağlambirgirişevardıkveayrıcagörüşlerimiz
geliştikçe, siyasal ve ideolojik, giderek örgütsel alanda daha berrakgörevlerimizortayaçıktı.
Bizbusüreçiçerisindeideolojikalandaverdiğimizmücadeleler
sonucunda,nasılbirdünyayıtahlilettik,dünyayınasılgörebildik,
dünyadakidurumunasılkavrayabildik?Dikkatedilirsebukonuda
149
önemli gelişmeler, önemli değişmeler geçirmişiz. İlk başta dünyayıfeodalbirtarzdakavrıyorduk.Unutmayalım,dahaçokçocukken tam bir ‘gavur-İslam’ biçiminde bir dünya anlayışımız vardı,
daha da geliştiğimizde bir küçük-burjuva anlayışımız oldu.Yani
“her şey Türkiye’dir”veya“Türkler dünyanın en büyük ulusudur.”
Hayır, bu böyle değil. Bu ideolojik kapsam içinde geliştiğimizde
dünyayıadetagöremiyorduk,başkadünyalarınolabileceğine,başkahalklarındagelişebileceğineinanmıyorduk.Nevarsaönümüzde, burjuvazinin koyduğu şeylerdi. Marksizmle temas kurmadan
öncekidünyaanlayışlarımızbunlardı.Dikkatedersenizdahasonra
Batı’nın üstünlüğünü, kapitalist dünyanın üstünlüğünü kabul etmiştik.Belliölçülerdehenüzsosyalizmitamtanımadığımızsüreçlerde,birazdahabilgilerimizgeliştikçe,kapitalistalanı,emperyalistalanı(NATO’sunu,Avrupa’sını)herşeyinenbüyükgücüolarakgörüyorvekendimizidesonderecegüçsüz,geri,şekilsiztopluluklarbiçimindealgılıyorduk.Kendişartlarımızdabirkompleksi
yaşama,amadüşmanlarıngücünüalabildiğineabartmavardı.Bütünbunlarbizdekişiliğiortadankaldırmıştı;ulusalkişilikkalmamıştı, bireysel düzeyde bile savunabileceğimiz bir kişilik yoktu.
Tamamen geçmişten kaçma, yerel şartlardan kaçma, kişiliksizliği
örtbasetmekiçinsahtebiçimlerebürünmeveböyleceemperyalizmin,sömürgeciliğinbirmaşasıolmayolundaydık.
Yine bu durumları doyurucu görmedik, bu dünya anlayışlarını
doyurucu görmedik. Daha değişik dünyaların olabileceğine dair
umudumuzumuhafazaettik.Ozamanaslındabiz(özelliklebilimsel alanda) biraz daha gelişmemiz gerektiğini anladık veya daha
çokbilimde,özellikletoplumsalbilimlerdeilerlememizgerektiğinikavradık.Çünküinsanlıközlemlerimiziçin,içindengeldiğimiz
halk toplulukları için hiçbir şey elde edemeyeceğimiz açıktı. İşte
bütünbunlardahaçokbilime,özellikletoplumsalbilimeyöneltti.
Toplumsal bilimlerdeki gelişmemiz sosyalizme, sosyalizme yöneltmesiylebirlikteulusalsorunayöneltti.Bütünbunlarbizinereyeyöneltti?Birçağanlayışına!Bütünbugelişmelersürecindebiz
çağ anlayışımızı biraz somutlaştırdık, biraz daha gerçeğe uygun
150
birbiçimekavuşturduk.
Budadahaçokprogramdadilegetirilmiştir;programtaslağında
çağanlayışı,çağındayandığıuygarlıkgelişimianlatılmıştır.Ayrıca
bugünböylebirçağdavebuçağındayandığıuygarlıksüreciiçerisindeülkeolarak,halkolarakvarlığımızınnerede,nasılbaşladığı,
tarihi süreç içerisinde nasıl geliştiği ortaya konulmuştur. Günümüzdedeyerimizinneolduğu,hangisonsiyasal,ekonomikbaskılarkarşısındadurduğumuzbelirtilmeyeçalışılmıştır.
Benyinebukonudakidüşüncelerimidahaçokobölümdeanlatmak istiyorum veya program konusunda bir özet bilgi verirken,
orada yine açıklamayı gerekli görüyorum. Bunu o bölüme bırakmayıdüşünüyorum.Yinedünyayorumu,dünyanıniçindeülkemizin yorumu, bunların önümüze serdiği siyasal, ideolojik ve daha
çokörgütselgörevleritüzükbölümündeokonudailerisüreceğiz.
Tüzükkurallarıkonuşulurkenörgütselgörevlerdenbahsetmeyidüşünüyoruz.Kezasiyasalgörevlerimizde,yeniprogramıngörevler
bölümügözdengeçirilirse,oradabazımaddelerhalindegeliştirilmiştir.Bunlarabiraçıklıkgetirirken,siyasalgörevlerimiziaçıklayabiliriz.Buradaşukadarınısöylemegereğinigözönünegetirebiliriz:
Çağımızhakkındabugünçarpıcıbazıdüşüncelervardır.Bukonuda özellikle son zamanlarda ‘üç dünya,’ ‘bloksuz ülkeler,’ ‘az
gelişmiş ülkeler,’ ‘kalkınma sürecinde olan ülkeler’ gibibazıkavramlarla dünya aldatılmaya çalışılıyor. Bu kavramların sahteliği
anlaşılmalıdır.Aslında dünya halklarının kurtuluş mücadelesini
gerçek temellerden kopartmak, bunları sahte temellere oturtmak;
emperyalizmin daha çok sömürüsüne imkan verecek biçimde ve
emperyalizmin baskısını gizlemek amacıyla bu kavramların türetildiğinibilmekdurumundayız.Büyükdevletşovenizmi,emperyalizminçıkarları,milliyetçilik,dünyayı“bloksuz ülkeler, az gelişmiş
ülkeler, gelişme sürecinde olan ülkeler, yeni ekonomik düzenlemeler”gibifikirleraltındatahliletmeyegötürüyor.Amabunlarhalkların ne bağımsızlık, ne demokrasi, ne sosyalizm çıkarlarını dile
getirmektedirler. Bu tip dünya anlayışları, emperyalizmin, ister
151
sosyalistülkelerdeolsun,isteremperyalizmlemücadelesürecindeki ülkelerde olsun, oradaki özellikle revizyonist görüşlerin eseri
olabilir. Diğer arada kalmış ülkelerin de daha çok burjuvazisinin,
özellikleulusalburjuvaiddiasındaolan,yenibirsanayikalkınmasını yaratmak isteyen burjuva güçlerin ve bunların sözcülüğünü
yapanaydınlarıngörüşleriolabilir.
Kesinliklebugörüşlerinnedünyaproleterenternasyonalizmiyle,nehalklarınbağımsızlık,demokrasimücadelesiyleilişkisivardır.ÖzellikleLeninzamanında,Stalindönemindebutipkavramlar
yoktu.Dünya,devrimcibirşekildeSosyalistSovyetlerBirliği’yle,
sosyalizm sürecine giren Sovyetler Birliği’yle, ona karşı ‘kutsal’
birittifakkuranemperyalistülkelerbiçimindeayrılmıştı.Sosyalist
ülkelerbiryandanemperyalistülkelerdekiişçisınıfıhareketliliğiylegüçlüittifaklarınıgeliştirirken,öteyandansömürgehalklarınsınıfsalkurtuluşmücadeleleriylegüçlübirittifakkurmuşlardıveneredeysetekbircephehalindeemperyalistgüçlerekarşısavaşveriyorlardı.MerkezindeSovyetlerBirliği’ninyeraldığıvebiryandan
dünyaişçisınıfıhareketi,öteyandansömürgelerinulusalkurtuluş
hareketleriyle bir bütün teşkil edildiği bu cephe, özellikle Ekim
Devrimi’ylebirliktegelişti,SovyetlerBirliği’ndesosyalistinşanın
gelişmesiylebirliktebucephedahadapekişti.Bucepheningelişmes iyl e; İkinc i Emp ery al ist Düny a Sav aş ımı’n da emp ery al ist
kampınbüyükbiryenilgiyeuğramasına,dünyadasosyalistülkelerin sayısının artmasına ve sosyalist kampın gelişmesine, yine bu
sosyalist kampın gelişmesi temelinde (merkezinde Sovyetler’in
yeraldığı)dünyaişçisınıfıhareketininveulusalkurtuluşhareketlerinindahadagelişmesinetanıkolduk.
SavaştanönceözellikleIII.Enternasyonal’inoluşturduğubucephe,II.DünyaSavaşı’ndasondereceolumluörneklerinigösterebilmiştir. Demokrasi ve ulusal kurtuluş cephesini, faşist kampa
karşıbaşarıyagötürmüştür.Vebuanlayışdünyahalklarınınbüyük
bir bölümüne bağımsızlık ve özgürlük getirmiştir. Böyle bir çağ;
bir yandan emperyalizm ve onun çeşitli ülkelerdeki feodal, işbirlikçi burjuvaziyle kurduğu ittifaklar veya bazı yerel ve bölgesel
152
paktlar (ki emperyalistlerle işbirlikçiler biraraya geliyor, onlar da
birkampoluşturabiliyorlardı,örneğin,birBirleşikCemiyet-iAkvamvardı)oluşturulabiliyorduama,öteyandanbunakarşıSovyetler Birliği önderliğinde, Stalin önderliğinde de dünya halklarının
birleşikcephesi...VedeminsöylediğimgibiİkinciEmperyalistSavaş’ta zafere gidilmesiyle, ne dereceye kadar doğru bir çağ anlayışıolduğunukanıtlamıştır.
SosyalizminustalarındanLenin’inemperyalizmhakkındakitahlillerine, ulusal sorun hakkındaki görüşlerine somutluk kazandırdığı 1916’lı, 1914’lü yıllar, böyle bir gelişmeyi veya dünyada
böyle bir kamplaşmayı haber vermektedir. Ekim Devrimi’yle birlikte bu kamplaşma, teoride bir gerçek olmaktan çıkıyor, giderek
pratiktesomutlukkazanıyor.Sovyetler’desosyalistinşanındagelişmesiyleherkesingörebildiğibirgerçekhalinegelebiliyor.Yine
İkinci Emperyalist Savaş’tan sonra sosyalizmin, ulusal kurtuluş
hareketlerininvedemokrasininzaferiyle,artıkhiçbirkimsenininkaredemeyeceğibirçağşekillenmesiortayaçıktı.Teorideustalarınyıllarcageliştirdikleridüşüncelerin,pratiktedeanlamkazandığınıveartıkemperyalistkampıntamamenbirçekilme,kendiniayaktatutmakiçinyenibirtakımdüzenlemeleregirmedöneminegirdiğini,amaöteyandandünyahalklarınınmücadelesinin,özellikle
ulusal kurtuluş hareketlerinin, bu temelde çığ gibi büyüdüğünü
gördük. Böyle bir çağın, çağ değerlendirmesinin anlaşılmayacak
biryanıveyabugünküsahtebirkaççağanlayışıyladeğiştirilmesininimkanıyoktur.
Ustaların son derece berrak bir şekilde ortaya serdikleri dünya
durumu, yine bu sağlam teorik görüşler doğrultusunda, dünya
halklarınınçokyükseklerevarankurtuluşmücadeleleri;birazdünyayıanlamayaistekliolan,birazdünyahalklarınınkurtuluşmücadelesineilgiduyan,anlamaktadürüstdavranan,bunabirazilgive
sempatiduyanherkestebelirginbirçağanlayışıoluşturabilmiştir.
ÖzellikleII.DünyaSavaşı’ndansonradünyahalklarınınbüyükbir
kesimi için böyle bir çağ, sadece teoride bir sorun olmaktan çıkmış,maddibirkurtuluşsorunuhalinegelmişvebualandadünya
153
halklarıbüyükmücadeleörneklerinivermişlerdir.Bu,aynızamandadünyahalklarınınulusalkurtuluşörgütlerininhızlagelişmesine
yolaçmış,yenibirsavaşınçıkmasına,yenibirdünyakomünistenternasyonale gerek kalmadan, nüfusu ne kadar az (bizim gibi),
halkgüçlerinedereceyekadaryoksul,yineüretimaraçlarınekadar geri olursa olsun, bütün bunlara bakmaksızın, yeni bir dünya
savaşıbeklemeksizin,bunlarınulusalkurtuluşsürecineatılabilmeninvebuçağdaözellikleelverişliuluslararasıkoşulların,bumücadelede başarıya ulaşmasının maddi temellerini oluşturduğunu,
hiçbirönşartın,hiçbirkayıtlamanınböylebirkurtuluşmücadelesindenalıkoymayacağınıgöstermiştirdiyoruz.
Bu durum, bu şekilde gelişirken; dünya halklarının, özellikle
sosyalizminbüyükönderleriningörüşleridoğrultusunda,sosyalist
inşayı geliştirmelerinin, bunu dünya halklarına bir örnek olarak
sunmalarının, dünya halklarının etkin birleşik cephe hareketlerini
yaratmalarının,emperyalistlerdeveişbirlikçilerindeyenidüzenlemelergetireceğivebunundailkolarakideolojikalandabaşlatılacağıaçıktır.Bugünbuçağanlayışlarınınbukadarfazlaolmasıve
buçağanlayışlarınıngünümüzdedünyahalklarınındevriminiciddibirşekildeengellemesitesadüflerebağlanmamalı,dahaçokgünümüzün bünyesinde aranması gerekiyor. İster revizyonist, ister
emperyalist,istermilliyetçidüzeydeolsun,butipideolojilerinbugünkü durumlarını anlamak açısından, dünyanın bugünkü konumunubilmektebüyükyararvar.Çoğuarkadaşışaşırtan,çoğuarkadaşın bakış açısını karartan bugünkü dünya durumunu görebilmeleriveözellikledünyayısonderecetersgösterenideolojikkargaşaortamında,yollarınıaydınlatarakyürüyebilmeleriiçin,buarkadaşlarınbugünküdünyanındurumunaiyibakmalarıgerekiyor.
Bugünküdünyanasılbirdünyadır?Evet,bugünküdünya,aslındaustalarınEkimDevrimi’ndenberi,yaniLenin’indahaönceden
çizdiği dünyadan farklı bir dünya değildir. Emperyalizmin varlığını sürdürdüğü, emperyalizme bağımlı olarak, ulusal baskılarını
yenibiçimleraltındasürdürdüğü,yineEkimDevrimi’nebağlıolan
inşanın geliştiği, güçlendiği, sosyalist inşanın temelinde ulusal
154
kurtuluş hareketlerinin ve işçi sınıfı hareketlerinin geliştiği bir
çağdır. Sosyalizm, kazandığı cepheleri kaybetmemiştir, bugünkü
cepheleriolduğugibikorumaktadır.Evet,bugünbucephelerdebazıbozguncuhareketlervar;bazıbozguncudavranışlara,bazıoportünist,kaypakvedönekdavranışlararastlamakmümkündür.Dünyahalkları,sosyalistülkelerinmerkeziniteşkilettiğiveulusalkurtuluşhareketlerinin,işçisınıfıhareketleriningüçlübirbağlabirbirine bağlandıkları (bu bağlar organize olmayabilir, bunu unutmayalım)direktbircepheveyadirektbirenternasyonalbiçimdebirarayagelmemişolabilirler,amamaddibirgerçekolarakbirbirlerini
emperyalizmekarşıdestekledikleri,burjuvazininbaskıvesömürüsünebellioranlardaengellerdiktiğiniinkaredemeyiz.Buülkelerinyöneticileriemperyalizmlenekadarilişkikurarlarsakursunlar,
onlarlanedereceyekadarişbirlikçilerbiçimindeilişkilerinigeliştirirlersegeliştirsinler,yinedeböylebirmaddibağbirliğivardırveya dünya halklarının bugünkü emperyalizme karşı konumu bunu
göstermektedir.
Bizimşüphemizşudeğildir;yanibukadarulusalkurtuluşhareketleriningelişimi,bukadarişçisınıfıhareketlerininkazanımıile
sosyalist inşada bu kadar güçlenmiş bir dünyadan geri döneceğimizevetekrardanemperyalizminyükseldiği,emperyalizmindünyaçapındayenidendiktatörlüğünükurduğubirçağadöneceğimize
veyaböylebirçağınyenidenyaratılacağınainanmayız.Böylebir
anlayışı dünya görüşümüze, marksizm-leninizme ters görüyoruz.
Biztarihteesasolarakkısaşartlıdiktatörlüğünolabileceğini,yani
tarihi gelişmenin bir düzgün hat halinde gelişmeyeceğini, bazen
geriye gidebileceğini, fakat geriye gitmenin daha ileriye bir hız
yapmakiçinolabileceğini,yinetarihtebazıdönemlerdedurgunluğunolabileceğini,fakatdurgunluktanyenibirdünyanınfilizgüçlerininçıkabileceğinisavunanbirgörüşüntaraftarıyız.Geriyedönüşlerveyabiryayıngerilmesigibigeriyebirazçekilme,mutlaka
ileriyedoğrubüyükbirsıçramayapmakiçindir.Durgunlukvarsayıldığı bazı alanlarda da yeni filiz güçlerin ortaya çıkabileceğini,
yanidurgunlukşartlarındayeni,tazegüçlerinoluştuğunuvebuta-
155
zegüçlerineskidurgunluğukatbekataşanhızlıbirilerlemeiçine
gireceğinisavunanbirtarihgörüşüneveyatarihimateryalistanlayışa sahibiz. Biz bu görüşümüzü marksizmi kavradığımız andan
itibarenöğrendikveolduğugibimuhafazaediyoruz.
Çağımızda özellikle teknolojinin çok gelişmişliğinden bahseden,atombombasınınçokçeşitlibiçimlerdehergünyenibirbiçiminin yaratıldığını; atom, hidrojen, nitrojen, nötron bombalarıyla tehdit altında tutulan bir dünya olduğunu ve bu yüzden de
halklarınolduğugibiyerindedurmasıgerektiğinisavunangörüşlerdevardır.AyrıcaBirleşmişMilletler’dehergünyenidüzenlemelerin tartışıldığı ve bu yeni düzenlemelerin ışığında halklara
biraz daha arpalık verileceği, bazı olanakların daha sağlanacağı
savunuluyorvebunudaciddiciddidevletadamlarının,hükümet
başkanlarının, her türden burjuva bilim adamlarının tartıştığını
görüyoruz.Bunlarınboyuna-posunabakıpneredeysedünyahalkları için cidd i şeyl er vaa d edec ekl erm iş gib i vey a bu vaa dl er i
gerçekleşecekmişgibidavranıyorlar.Bütünbunlarbeyhudeveya
boş davranışlardır, boş görüşlerdir. Bunlardan dünya halklarının
bekleyebileceği bir kazanç yoktur. Burjuva bilim adamları üniversitelerde yeni düzenler hakkında, “az gelişmiş, kalkınmakta
olan, ikinci dünyalar, üçüncü dünyalar”hakkındaistediklerikadaryenigörüşgeliştirsinler,ciltciltkitaplaroluştursunlar,bukonuda siyasal düzenlemeler, politik örgütler oluştursunlar, bunun
dünyahalklarınakazandıracağıhiçbirsomutkatkıyoktur.Dünya
halklarındanhiçbirsomutkatkıbekleyemezler.Belirleyiciolandemin söylediğim gibi- dünya halklarının yeni bir savaş beklemeden, güçlerin azlığına ve çokluğuna, yeni olup olmadığına
bakmadan anında bir kurtuluş sürecine atılmalarıdır. Çağ böyle
bir çağdır! Dünya halklarının kurtuluşuna açılması gerektiğini
süreklibizdenisteyenbirçağdırveyadünyahalklarınındahaönceolduğugibibugündedahagüçlüolanbirkurtuluşçağıdır.
Dünyatarihindedünyahalklarıaçısındanbukadarelverişlikoşulların bulunduğu bir başka dönemi biz hatırlamıyoruz. Dünya
halklarıaçısındanhiçbirdönemdebukadarelverişlikoşulbiraraya
156
gelememiştir. Özellikle ulusal baskıdan kurtulmak için hiçbir dönemdebugünkükadarelverişlişartlarolmamıştır.Görüşlerininiyi
birözümsenmesiyleanlaşılacaktırkiLenin,sosyalizmebilegidişi
dünya halklarının bugünkü ulusal kurtuluş mücadelelerine derindenbağlamaktadır.Birsosyalistülkeninvarlığını,işçisınıfıhareketleriningerekliliğiniinkaretmiyoruz,amasosyalistdünyayagidenyolundaağırlıklıolarakbugünküemperyalizmekarşıhalklarınkurtuluşmücadelesindengeçtiğiniyadsımıyoruz.Lenin’ingörüşlerinin özünden, dünyada sosyalist inşanın tamamlanmasının,
dünyaçapındasosyalistsisteminkurulmasının,dahaçokemperyalizme karşı cephelerde verilecek savaşlardan geçtiğini çıkarabiliriz.
Bağımlısömürgehalkların,yenisömürgehalklarınemperyalizmekarşıvereceklerimücadeledeağırlıklıolaraksosyalistinşatemeldirveyasosyalistinşaüzerindebuhareketleryükselir.İşçisınıfıhareketleridegereklidir,amaağırlıklıolaraksosyalizmiyaklaştıracak,sosyalizmidünyaçapındabirolguhalinegetirecekçağımızın,günümüzüncanalıcısorunu,canalıcımücadelesi,buhalklarınkurtuluşmücadelesidir.Bunlardahaçokneticeyitayinedecektir.Sosyalizmindünyaçapındabirgerçekhalinegelmesinibu
mücadeleler belirleyecek, tayin edecektir.Ama hangi temelde?
Sosyalist ülkelerin gelişmesi, işçi sınıfı hareketlerinin varlığını
sürdürmesitemelinde.Butemeldeağırlıklıolarakhalklarınmücadelesi,çağımızıemperyalizmveproleterdevrimlerçağıolmaktan
çıkarıpbirsosyalistsistemhalinegetirecektir.Yalnızbuçağhakkındadanefazlaaşırıhamhayaliçindeolmakgerekir,nedeböyle
biranlayışınçokçokgerisindeolupinançsızlığadüşmekgerekir.
Marksizmin yaratıcı ustalarından öğrenebildiğimiz kadarıyla,
çağımızdaki mücadelelerin gelişim sürecinden anlayabildiğimiz
kadarıyla; dünya halklarının kurtuluş cephesi, eğer opotünistler,
revizyonistlertarafındanengellenmezse,bununokadaruzunboylu bir tarihi süreç içerisinde yerine getirilecek bir görev olmadığını, bir yerde burjuvazinin feodalizme karşı kazandığı zaferden
daha erken bir dönemde kazanılabileceğini rahatlıkla söyleyebili-
157
riz. Başlarda dünya devrimi (tabii ki rekabetçi çağa bağlı olarak)
belkidebirseneiçindegerçekleşecekbirolgugibigeliyordu.“Avrupa’da burjuvaziyi yenersek, orada burjuvazinin kalelerini fethedersek, biz devrimi sömürgelere de taşırırız. Teknolojik yardım,
kültürel yardım yapar, orayı da sosyalizme götürebiliriz” diyorlardı.Evet,dahakısabirsüredesosyalistdünyayavarmayıdüşünüyorlardı.
Lenin, emperyalist çağda biraz daha bu anlayışı değiştirdi ve
emperyalistçağauydurarak;emperyalizmekarşımücadelenindahauygunolabileceğinivebiryığınmillikurtuluşmücadelelerinin
verilmesigerektiğini,ancakmillikurtuluşhareketlerininvesosyalist ülkelerin elele vermesiyle, işçi sınıfı hareketlerinin elele vermesiyle sosyalist düzenin kurulabileceğini savunuyordu. O da,
mesela1920’lerdeneredeysebirAvrupa’dadevrimolabileceğinin
veAvrupa’dakidevrimindeneredeysebirdünyadevriminintemeli haline gelebileceğini veya dünya devriminin 1920’lerde önemli
ölçüdehalledilebileceğini,bukonudaönemlibiraşamanınkatedileceğini düşünüyordu. Keza Stalin’de de böyledir. Stalin’de emperyalizmin ömrünü fazla uzatacağına, hele hele bütün sosyalist
ülkelerin geriye dönüş yapacağına ve yeniden emperyalist çağın
yükseleceğine dair en ufacık bir kırıntı biçiminde de olsa bir düşünce yoktur. Tutarlı bir anti-emperyalist olarak, emperyalizme
karşıhalklarınsürekliuyanıkvesüreklimücadeleiçindeolmasıyla,proletaryapartileriönderliğindesömürgelerindevrimekalkmasıyla ve Sovyetler’in etkin yardımıyla, emperyalizmin ömrünün
çokkısaltılabileceğine,diyelimbiryüzsenede,birellisenedeemperyalizmin çözüleceğine inanmaktadır. Evet, bu görüşleri savunanlar,dünyahalklarınınmücadelesinehemteoride,hempratikte
yolverenustalardır.
Pekibizbundansonranegördük?Bundansonraneredeyseemperyalizm dünya halklarını tekrar bir barışa kavuşturacak, neredeyse emprayalizm yeniden bir çağ başlatacak, neredeyse yeni
ekonomikdüzenlerledünyahalklarınayenibirgelişmeolanakları
tanıyacakmışgibibirtonsafsataylakarşıkarşıyageldik.Tabiiki,
158
bütünbugörüşlerinbirazetkinolmasıyla,dünyahalklarınınkurtuluş cephesinde belli bir duraklamanın olması veya bu cephelerin
içteniçeparçalanması,bucephelerinparçalanmasıylabirliktedünyahalklarındabirumutsuzlukyaşanması,buumutsuzluğundakomünist saflarda yarattığı bölünmeler, parçalanmalar ve giderek
kurtuluş mücadelelerinin seviyesinin düşmesi; evet, bu sonuçları
görebildik.Sononbeş-yirmisenedeemperyalizminkendiniiçterestoreetmesi,özellikleAmerikaönderliğindedünyaemperyalizminin kapitalizmi tekrar restore etmesi, yeni sömürgeciliği geliştirmesi,birleşikaskeriörgütlenmeleryaratması,ekonomikörgütlenmel er yar atm ası, örn eğ in Düny a Bank ası, IMF,AET, NATO,
CENTO, SEAT
O gibi örgütlerin ortaya çıkması yaşandı. Hem
ekonomik,hempolitik,hemaskeridüzeydebutipörgütlerinortaya çıkması, kesinlikleABD önderliğinde emperyalizmin kendini
restoreetmesidir.Emperyalizminkendinirestoreetmesiylebirlikte
dünyasosyalisthareketinekarşıbaşlattığıbirsaldırıbilevardır,bu
dainkaredilemez.
Bütün bunların sonucu ve tabii ki dünya çapında kapitalizmin
güçlü olması, önemli oranda gücünü muhafaza etmesi, sosyalist
ülkelerdeözellikleüstyapıdahâlâeskitoplumdankalmaanlayışların,geleneklerin,insanyapısınınvarlığınısürdürmesiveyinesosyalist ülkelerde, sosyalist inşaada işlenen bazı bürokratik hatalar
sonucu; dünya komünist hareketi içinde, ister sosyalist ülkelerde,
ister devrim yapmayan partilerde, ülkelerinde devrim yapmamış
komünistpartilerde,dünyahalklarına,proleterenternasyonalizme
uygunolarakyardımmeselesivegidereksosyalistülkeleriemperyalizmekarşınasılelealmalarıgerektiğigibikonularda,revizyonistolaraknitelendireceğimiz,marksizmdensapmaolaraknitelendireceğimiz bazı görüşlerin doğmasına yol açmıştır.Ve bugün bu
görüşlerin dünya çapında etkinlik kazanmasından da bahsedebiliriz.Adeta şöyle oluyor: Dünya çapında büyük bir hız kazanan;
emperyalizmekarşı,özellikledeeskidünyanınbütünkalıntılarına
karşı, büyük bir hız kazanan dünya devrimci hareketi, adeta bu
hızdanbirazsarsıldıveyaaşırıhızonunsağda-soldaböylebazıka-
159
nalların içine düşmesine yol açtı. Şimdi bunun sarsıntısı geçirilmektedirveyadünyadevriminingeçirdiğibusarsıntılarherülkeninözgünkoşullarınagöreyaşanmaktadır.
*.........
PROGRAM
Türkburjuvazisi,feodalizminbağrındaoluşurken,feodalizmde
biryandanözellikledevletaygıtıiçerisindekendisinebiralanhazırlarken,öteyandanfeodalsömürgeciyöntemlerineekolarakkapitalizmin de sömürgeci yöntemlerini benimsiyor ve bütün bu
yöntemleri birbirine karıştırarak, karmaşık bir şekilde, dörtyüzbeşyüzyıllıkfeodalbaskısistemiyetmiyormuşgibibirdemodern
kapitalizminbütünsilahlarınıkuşanarak,dahadayoğunlaştırıpgeliştirerek,birbaskıameliyesinegirişmiştir.Hattaprogrambununla
daaslındayetinmiyor;tarihitemelleribirazdahadaderineinmiştir. Feodal dönemdeki baskıları sadeceTürk feodallerine has olarakelealmamıştır,bugünküKürdistan’ınyapısınınşekillenmesindeArapfeodalizminindeetkileriniaraştırmayaçalışmıştır.Bukonudadadoyurucu,inandırıcıkanıtlarileriyesürebilmiştir.Bununla
dayetinmemiştir,köleciçağdaKürtkabilelerinindoğuşunu,aşiret
haline gelişini, bugünkü topraklarına yerleşimini vermeye çalışmıştır. Tümüyle bunda bilimsel sosyalizme sadık kalmaya çalışmıştır. Bütün bunlar belki artı bir bilgi olarak gelebilir, ama öyle
değildir aslında. Feodal baskıyı anlamak için çağa yönelinmiş ve
bugünkü çağı anlamak, bugünkü ulusal baskı sistemini anlamak
için de, feodal dönemde geliştirilen baskı -özellikle Kürdistan’da
hâlâyoğunbirşekildefeodalizmyaşandığıiçin-tarihtefeodaldöneminbütünözelliklerikavnılmayaçalışılarak,Kürdistantarihinde, Kürdistan’daki bütün olguların anlaşılmasına çalışılmıştır. Bu
şekildedevamedegelenprogram,dediğimizgibibütünağırlığınıI.
EmperyalistSavaş’tansonrakiKürdistan’ınyenidenbölüştürülmesinevermiştir.ÇünkügünümüzüenyakındanilgilendirenveyagünümüzKürdistan’ınınşekillenmesindeenyakınetkisiveyaenbe-
160
lirleyici etkisi olan,Arap yayılması döneminde geliştirilen baskı,
feodalbaskıbiçimleri,feodalkültürbiçimlerideğildir.DahaçokI.
Emperyalist Savaş’tan sonra (keza aynı dönemdeki baskı, Türk
sultanlarının baskısı mutlaka etkilemiştir, bugünün oluşmasında
onundakatkısıhaylifazladır)Kürdistanüzerindebiryandanyerel
feodallerin,biryandangençTürkburjuvazisinin,diğeryandanİngiliz-Fransız emperyalizminin, karşılıklı savaşması sonucunda
Kürdistan’ın bugünkü statüsü tayin edilmiştir. Program bunları
izahetmeyevebukonudasistemligörüşlergeliştirmeyeçalışmaktadır.
Programınenbelirginözelliği,I.EmperyalistSavaşı’ndansonra
Kürdistan’ınemperyalistlerceveonunlauzlaşansömürgecigüçlerlenasılparçalandığınıvebuparçalanmanınnasılhaksızolduğunu
veemperyalizmin-sömürgeciliğinKürdistan’dakihalkyığınlarının
çıkarlarınınasılgörmemezliktengeldiğini,onlaraenufacıkbirgelişme yolu tanımadığını, onların varlıklarını bile tanımaya yanaşmadığını işlemesidir. Emperyalistler ve sömürgeciler o dönemde
buülkeninadınıvebuülkedeyoğunolarakyaşayanhalkınvarlığını tanımakla birlikte, bu halka en ufak bir siyasal ve ekonomik
gelişmeyolutanımamışlarvetümüylebunlarıkendipençeleriarasında parçalamayı, kendi pençeleri arasında tutarak iliklerine kadarsömürmeyitemelilkehalinegetirmişlerdir.Bukonudazaman
zamanbirbirlerinekarşısavaşmışlar,zamanzamandabirbirleriyle
anlaşmışlardır. İngilizlerle özellikle Türk burjuvazisinin şiddetli
çatışmalarıveuzlaşmalarıolmuştur.Lozan’dabuböyledir,Sevr’de
bu böyledir, daha sonra 1925’te Musul meselesinde bu böyledir.
Bütün bunlar Kürdistan’ın yakın tarihinde cereyan eden ve bugünküKürdistan’ınşekillenmesineyolaçantarihiönemdeolaylardır.
Evet,oldubittigibigörünenbuyakıntarihigeçmişe,bizhiçbir
zamanböylebakamayız.Başkalarıncabirtarihigeçmişolarak,tarihi bir kalıntı konusu olarak ele alınan bu görev, bizim için son
derececanalıcı,sondereceyakınsiyasisonuçlarıolanvebugünkü
yaşantımızı çok yakından ilgilendiren tarihi, siyasi nitelikte olay-
161
lardır.Bizkendimizi,butarihi,siyasiolaylarınçizdiğibirKürdistan’ıkabuletmemegibibirdurumlakarşıkarşıyabuluyoruz.Emperyalistler, sömürgeciler ve feodallerin bazen savaşarak, bazen
uzlaşarak çizdikleri bir Kürdistan statüsü, bizim için kabul edilecekbirstatüdeğildir.Bizimiçinüzerindegelişmeninolacağı,partinin,halkınüzerindeözgürcegelişeceğibirstatüdeğildir,birhalkın siyasal, ekonomik, kültürel gelişmesini bağımsızca sağlayacağıbirstatüdeğildir.Tamtersine,bustatününaşılmasıolayında,
geçmişte yapılan çeşitli anlaşmalar ve hâlâ da varlığını sürdüren
buhukukianlaşmalarsonucukurulansiyasirejimleri,busiyasirejimlerin gerçekleştirdiği talana varana dek geliştirilen ekonomik
sömürükurumlarınıkabuletmemizmümkündeğildir;kabulettiğimiz oranda da bu ülkede yaşayan, bu topraklar üzerinde yaşayan
halkyığınlarıaçısındanözgürlükvedahagelişmişbiryaşamvaadetmemizmümkündeğildir.Programbukonudayeterikadarözen
göstermiştir.Mümkünolamayacağınıçeşitlişekillerdetahlilgeliştirerek,çeşitlialanlardatahlilgeliştirerekbelirtmeyeçalışmıştır.O
haldebiz,gerekdiğerparçalarda,Kürdistan’ıngenelindeuğranılan
baskıyı ve o parçaların emperyalistlere, işbirlikçilerine verilmesini; gerek Türkiye’deki parçanın Türkiye’nin siyasi statüsü altına
girmesinivegiderekTürkburjuvazisininbiryemliği,birçöplüğü
durumunagetirilmesinikendimizeveriolarakkabuledemeyizveyaböylebirstatütüyükabuledemeyiz.
Program özünde; Misak-ı Milli’yi reddetmektedir. Diğer gruplar için, özellikle gerek reformist örgütler için olsun, yerli reformist, teslimiyetçi örgütler için olsun, gerek sosyal-şoven çizgiler,
gruplariçinolsunbirveriolarakişlenenMisak-ıMilli’yihatırlayalım.Misak-ıMillişudur:Misak-ıMilli,ozamankiOsmanlıaskerlerinin ve Osmanlı ordularının kendi güçleriyle ayakta tuttukları toprakların, Mustafa Kemal tarafından veya o zamanki Türk
burjuvazisitarafındanTürkulusunaulusalsınırolarakgösterilmesidir.Tamamensüngügücününbelirlediğiveiçindehertürlüulusalvesınıfsalbaskınınalabildiğinceyaygınlaştığıbirsınırsistemidir.Bizbunukendimizebirveriolarakkabuletmiyoruz.Böylebir
162
Misak-ıMillisınırtespitini,busınırlarüzerindebircumhuriyetin
inşasını, bu cumhuriyetin üst yapısını teşkil ettiği ekonomik yapıyı,ekonomiktemeli,butemelinsağladığıbütünsosyal,kültürel
ilişkilerikabuledemeyizvebunakarşıbizimmücadelemizolacaktır.Bunlarıngelişmeninönündebirengelolduğunu,gelişmeyisağlamayan,tamamenbirhalkıkapitalistegemenliksüreciiçindedahadayoksullaştıran,dahadakültürsüzleştiren,işsizleştirenvegidereksiyasigelişmeaçısındandatamamenenufacıkbirolanaktanımayan bir statü olarak anladığımız için ilke olarak karşı çıkılmasıgerektiğinisöylüyorvebunudagünümüzdeenönemlibirsiyasi hedef olarak koyuyoruz. Bu daha çok şunun için önemlidir:
Sosyal-şoven grupların, yani Türkiye devrimine ilişkin örneğin,
bir elli seneden beri boy gösteren TKP için ve daha sonra diğer
gruplarınbukonudakiyargılarıgözönünegetirilirse,bizimbukonuda ne derecede önemli bir farklılık içinde olduğumuz anlaşılır.
Bizimyerelgüçlerimizinsüreklibirotonomipeşindekoştuklarını
hatırlarsak;buotonomiiçinhiçbirzamanMisak-ıMilli’yeveyaI.
EmperyalistSavaşiçindeçizilensınırlarakarşıçıkmadan,herparçadaayrıayrıotonomibölgeleripeşindekoşanbufeodalburjuva
karmasıgörüşlervesiyasetlerleolanfarkımızbelirginbirşekilde
ortayaçıkar.Bu,aynızamandaKürdistan’dakiproletaryanıntarihi
göreviniortayakoymaktadır.
Budönemdekapitalist-emperyalistvesömürgecigüçlertarafından parçalanan ve her parçası üzerinde ayrı ayrı bir yoksullaştırma,talanetmevekültürsüzleştirmedurumunatanıkolmuşbirülkenindevrimcileriolarak,ellisenedenberi,özelliklesavaştanberi
geliştirilenbütünideolojik,kurumsalveuygulamaalanındakibaskıvesömürüyü,bugünküyoksulluğun,bugünküdayanılmazhayat
koşullarınınbiriciknedenisaymaktayız.Bizbunlardaenufacıkbir
geliştiriciyöngörememekteyiz,bubaskıvesömürüsistemialtında
ülkemizdehiçbirgelişmeolamamıştır.Tarihin,Kürdistan’dakitarihinkababirtablosunuçizersek;ilkçağlardan,Sümerlerinburada,
Mezopotamya’da uygarlık adımını atmasından bu yana hiçbir zamanda bu dönemdeki kadar bir uygarlık dışında kalma, bir tarih
163
dışındakalmagörülmemiştir.Bugünyaşanandönem,kişiliksizleşmenin, tarih dışında kalışın, tabii giderek insanlık dışında kalışın
doruknoktasıdır.
Program,bukonudasonderecehassas,sondereceilkeliaçılımlargetirmektedir.Tümyapıyıkişiliksizleşmişbiryapı,bütüntarihi
tarih dışına atılma olarak, bütün insan ilişkilerini uydu ilişkileri,
yurtsevergörmeyenilişkilerolarakelealmaktadırvetabiikiilkel
halkkültürlerinintümününgelişmeolanağınıbulamadığı,bualandakiyoksulluklarıniçindebunalıpkalanbirhalkınbugünenparçalı,engeri,endayanılmazyoksuldöneminiyaşadığınıdilegetirmektedir. Çağın son derece teknolojinin, bilimin geliştiği bir çağ
olmasınakarşılık,yinedünyahalklarıbiryerdesosyalizmedoğru
yönelirken,sınıfsıztoplumadoğruyönelirken,ensıcakmücadeleleriverirken,halkımızıntersibirbiçimdeçağındışındakalmışve
çağınhiçbirimkanındannesiyasal,neekonomik,neteknik,nebilimselhiçbiralandakigelişmelerindennasibinialamamışbirhalk
olarak, tümüyle bunların dışında kalan bir halk olarak, ne derece
biryokolmatehlikesiylekarşıkarşıyakaldığını,tamamenbirdaha
bilinmemeküzeregünümüzdetambirtasfiyesürecindeolduğunu
vurgulamakta,belirtmekteveburadandakalkarakgünümüzünacil
örgütselgörevlerinivemücadelebiçimlerinikoymayaçalışmaktadır.
Baskılarınbuyöndegelişmesi,bubaskılarıniçerikte,yanisosyalmuhtevadafeodalolması,hattahattabütünyapıyıköleciveilkeldönemdekalmışbirtortu,birkalıntıbiçimindeayaktatutması,
çağınuluslaştırıcı,geliştiricihiçbirözelliğininbünyesinekatılamamasıveyaçoksınırlıolarakkatılmasınedeniyle,buhalkındurumu
sonderecekötüolaraktasviredilmekte,sonderecegerçeğeuygun
olaraktasviredilmekteveburadanyolaçıkarakdevriminmahiyeti,niteliğivebudevrimdençıkarıolangüçler,budevriminhedefleri,budevrimindüşmanlarıortayakoyulmaktavebukonudamücadeleci unsurların örgütlenme ilkeleri veya kuracakları örgütün
nitelikleribelirtilmeyeçalışılmaktadır.Programındayandığıtarihi
yapıveyatarihebakışaçısı,budayandığıçağınyapısı,buvebura-
164
danbirhalkiçinçıkardığısonuçlarbunlar.
Pekibukadarçağındışındakalmış,bukadartükenişaşamasında bulunan bir halk için neler getirmektedir? Bir milli kurtuluş
mücadelesiningerekliolduğunusöylemektedir!Gelişmekiçin,her
alanda dirilmek için bir milli kurtuluş! Ki bunun da en yalın anlamı siyasal bir bağımsızlık olabilir, bu halkın yoğun bir şekilde
katıldığısiyasalbirbağımsızlıkolabilir.Devriminhedefibudur,en
acilhedefbudur.Devriminbirnumaralıgörevinibuşekildegündemekoymaktadır.
Buna bağlı olarak milli bağımsızlığın gelişmesini, siyasal bağımsızlığın gelişmesini, siyasal bağımsızlığın içinde feodallerin
tasfiye edilmesini şart koşmaktadır. Feodallerin, kompradorların
yaşadığı bir ülkenin bağımsız olamayacağını savunmaktadır. Öte
yandanbuülkedebazısınıflarınoluştuğunu,ulusalgruplardanbazılarının,ulusalbağımsızlıktanyarargöremeyeceğini,tarihiaçıdan
bunlarıniçeriğininartıkboşaltıldığınıbelirtmektedir.Tarihinbunlariçinöngördüğükader,uluskonusundabirşeysöylememe,bir
ulusalkimlikedinememeveyahakimulusuniçindeerimebiçimindedir.
Gençlikiçin,köylüleriçin,işçileriçinvebütünemekçihalkyığınlarıiçindeşunugetirmektedir:Yenidenbirdünyakurulmalıdır
vebununyoludaulusalbağımsızlıktan,ülkeninbağımsızlığından
geçmektedir. Bütün insanlara verebileceğimiz desteğin, hatta en
yakınkomşuolarakyaşadığıhalklaraenyakındesteğin,buradaki
birbağımsızlıkmücadelesindengeçeceğiniveaynışekildedünya
halklarınakarşıdabirfaydasağlamanın,dünyahalklarınakarşıbir
görevolarakyerinegetirmeninyolunundabirbağımsızlıkmücadelesininyükselmesiolduğunusöylemektedir.Vebundaençokçıkarıolansınıfvetabakaları;işçiler,köylüler,gençlik,aydınkesimler ve diğer emekçi unsurlar ve yurtseverliğini koruyabilen çeşitli
feodal,burjuvakesimleriçindekigüçlerolarakdilegetirmektedir.
Düşmanolarakdafeodalkurumvegruplarınhepsini,ilkel,aşiretçi,aileci,kandavacı,mezhepçinekadaroluşumvarsahepsini
hedefalmaktaveyinebütünbunlarıayaktatutan,ulusalbaskıve
165
buulusalbaskıyıuygulayanTürkburjuvazisinivebugünbuTürk
burjuvazisinin en azılı temsilcisi olan faşizmi bir numaralı hedef
olarakmücadeleninönünedikmektedir.
Buşekildedayandığıtemelleriortayakoyanvemücadelededayanacağıgüçleri,gerçekleştireceğigörevleridilegetirenbirprogram,uzunvadelibirmücadeleyönteminiöngörmektedir.Yanibu
ilkelerin ancak uzun vadeli bir halk savaşıyla, çağımızda bütün
yoksul halkların kullanmış oldukları bir savaş yöntemiyle yaşam
bulacağını,onlarınsavaştığıyöntemlesavaşılmasıveyineonların
mücadeletaktiklerinikullanmakgerektiğinivetabiikibusüreçte
çeşitliörgütlerin,ittifaklarınkurulabileceğinisöylemektedir.
Sonuçolarakda,bütünbuçabalarınbirdemokratikhalkhükümetini yaratması gerektiğini nitelemektedir. Demokratik halk hükümeti, bugünkü sömürgeci baskıların tasfiye edilmesi ve feodal
baskının tasfiye edilmesi sonucunda kurulacak tek siyasi alternatiftir.Bundanbaşkabirsiyasialternatifdüşünülemez,endevrimci
kararlar böyle bir hükümet döneminde uygulanabilir. Ülkedeki
toprağınadildağıtımı,ülkedekihalkıngenişbirkültürseferberliğine,eğitimseferberliğinegirişi,ülkedekihalkınkendineyeniden
gelmesi,adetayenidendirilmesi,komşuhalklarlaeşitveözgürbir
temelde yeniden birlik kurması, dünya insanlık kültüründen nasibinialması,dünyadakibiliminveteknolojininürünlerindenyararlanabilmesi ve bütün bunlardan, gerici üretim araçlarından, son
derece gelişmiş üretim araçlarını yaratabilmesi bu şekilde mümkünolacaktır.Bunlarhemsiyasiolan,hemdepratikolan,enacil
araçolanböylebiraygıta,siyasalaygıtaihtiyacıgöstermektedir.
Kısacabukadarörgütlenme,bukadarmücadele,bukadarsavaş
ilegiderekböylebiraygıtyaratılırsa,Kürdistan’dakihalkyığınlarınınkaderini,dıştakiveiçtekigüçlerekarşısavunabilecekböyle
biraygıtgeliştirilirse;enbaştayerelhalkınçıkarlarınısavunmak,
komşuhalklarınçıkarlarınısavunmak,giderekbütündünyahalklarınınçıkarlarınısavunmakmümkündürveböylecedünyahalklarının mücadelesine en önemli katkıyı vermiş, bu konuda proleter
enternasyonalizminbizeyüklediğigörevideensağlıklıbirşekilde
166
yerinegetirmişolacağız.Başkahiçbirgelişmeyolunugörememiştir,programbunundışındaülkededahadainsaniolabilecek,daha
da yurtseverce olabilecek bir gelişme yolunu tanımamaktadır.
Programbunundışındabütünyolların,bütünalternatiflerin,bütün
aygıtların,(kimisiparlamentoyakoşar,kimisidahaçok“yol, fabrika” der, kimisi de asimiyasyonun hızlandırılmasını ister) ölüme,
tükenişegidenyollarolduğunuilanediyor.
Demokratikbirhalkhükümetininkurulmasışüphesizçokçetrefilbirsorundur.Ülkenintümündebirdenbiregerçekleşmez.Bugün
bilebirkenttebirdevrimcikomitekurabilsek,buradakihalkınyerelihtiyaçlarındantut,halkıdışarıyakarşısavunmayakadarbütün
görevlerin hepsini üstlenirsek, bu ne olur? Bu, ileride kurulacak
birhükümetinufakbirorganıolur.Bunungibiyüztaneyaratsak,
iki yüz tane sömürgeci orduya karşı kurtaracağımız bölge yaratsak,tabiikiböylebirhükümetteorikolmaktançıkar,pratikcanlı
birgerçekhalinegelir.Eğerbizimmücadelemizsüreklikendisine
alan yaratırsa, feodallerin etkinliğini, polisin etkinliğini daha çok
bölgedekırarsavebütünbunlarınsonucugüçlügerillahareketleriylesömürgeciorduyuişlemezhalegetirirse,böylebirhükümetin
dayanacağıbazıaygıtları,ilkkomiteleri,ilkkonseyleriveyaböyle
birhükümetindayanacağıilkşekillenmeleriortayaçıkarabilir.Bütünbusüreçleriyaşamadan,bizimböylebirhalkhükümetiolarak
ortayaçıkamayacağımızaçıktır;çıkarsak,buçoksoyut,çokhayali
birişyaptığımızanlamınagelecektir.Amatabiikibizbukoşulları
yaratırsakda,doğalolarakbizimkarşımızadikilecekhedefinböyle bir hükümet olacağı ve sadece siyasi iktidar aygıtı olarak, bir
kurtuluşaygıtıolarakdeğil,eldeedilenulusalbağımsızlığısavunmadaolsun,içtekifeodalleriaşmadayaniiçtekidemokrasiyisağlamadaolsun,teksiyasialternatifin,enelverişlisiyasalaracınbu
olduğunuvebuaracında,uzunvadelibirhalksavaşısüreciiçinde
yaratılabileceğinisöylemişolmaktadırveyaformüleetmektedir.
Halkhükümetininkurulmasıenönemlibirgörevolarakbelirtilmiştirvedahasonraböylebirhükümetinönderliğindegirişilecek
işler vardır; eğitim alanında, kültürel gelişme alanında, ekonomi-
167
nin inşa safhasında, sanayinin yeniden inşa safhasında geliştirilecekişlergibi...Amaekonominintarım,ticari,mali,bütünbualanlarda nasıl bir şekillenme yaratacağı, hükümetin o zamanki yıllık
kararnameleriyle, yıllık programıyla belirlenecektir. Bu konuda
programafazlabirnotdüşülmesizatenmümkündeğildir.Vetabii
ki bütün bu hükümetin alacağı tedbirlerle giderek bir demokratik
halk diktatörlüğünün, yani kısaca bağımsız bir halk cumhuriyetininbutopraklardadoğmasıvekurulmasıylabirlikte;Ortadoğu’da
halklar arasında devrimci düşüncenin geliştirilmesinin, siyasal
devletlerin,siyasalbirgüçhalinegelmiş,gerekdevrimigerçekleştirmiş ülkeler olsun, gerek devrimci sosyalist güçler olsun, gerek
diğerdemokratikyurtsevergüçlerolsun,bunlararasındadahasağlıklı,dahaeşit,özgürilişkilerkurulmasınınzeminioluşur.Örneğin
gerektiğinde bir Sovyet (programa bu düşülmemiştir, ama ikinci
elealıştabelirteceğiz)bölgeçapındabircumhuriyetlerbirliğiyaratmayı,eğerböylebirsiyasalbirlikyaratılmazsabile,hiçolmazsa
halkların özgür ve eşit bir temelde biraraya getirilmesini, bütün
güçlerarasındadayanışmayı,yoğunbirilişkialış-verişinidüzenleyebileceğini ve daha çok halkların çıkarına bunu yapabileceğini
belirtmekte ve böyle bir siyasal rejimin bunları yapabileceğini
söylemektedir.
Bütünbunlarsonucundabakıyoruzki,birmücadelegrubuolarakbugünönümüzealdığımızböylebirprogram,biziülkenindevrimci, siyasal bir örgütü olmaya götürmektedir. Bu konuda eğer
kadrolarımız, çalışma hazırlıklarımız yeterliyse, böyle bir örgütlü
güçhalinegelmemizgerektiğinivesiyasibirgüçhalinegelen,siyasalmücadeleyikendinetemelbirmücadeleolarakalanböylebir
örgütünde,buhedeflerinigerçekleştirmekiçinciddimücadele,savaşbiçimlerineyönelmesigerektiğinielbettekiprogramişlemektedir.
Tümbunlardansonrasöylenebilecekşey;programaslındasosyalist öğretiden yararlanarak, ülke halkının kurtuluşunun biricik
yolunu, nereden ve nasıl inşa edileceğini, mümkün olabileceğini
belirtmiştir. Program, dünya halklarının bağımsızlık, demokrasi,
168
sosyalizm doğrultusundaki mücadelelerine büyük bir ittifak güç
olarak bakmaktadır. Sosyalist ülkeleri büyük bir müttefik olarak
görmektedir. Kendilerini bunların doğal müttefiği saymaktadır.
Dünya işçi ve demokratik halk hareketlerini yine kendilerine en
yakın müttefik olarak seçmektedir. İlerici insanlığın bütün kazanımlarınıkendisinebirmirasolarakdevralmaktadır.Vetümbutemeller üzerinde ulusal baskıların, feodal baskıların yer etmediği,
yeralmayacağı,bunlarıntamamentasfiyeedilmişolduğubirülkede,insanlarınnormalgelişmeyoluna,tarihselgelişmedoğrultusunagirebileceğinivebuyoldahızlıadımlaratabileceğini,yüzyıllardanberiyaşananadetayerindesayma,adetagerisingeriyegitme
durumunu, büyük adımlarla yok edebileceğini ve hatta kapitalist
uygarlığıniçindebulunanbirülkenindeçokçokilerisinegidebileceğiniveböylecesosyalistsisteminyandaşıbirülkehalinegelebileceğini, böyle bir ülke haline gelmek için böyle bir programın
çizdiğiyolunbiricikyololacağınıdilegetirmektedir.
Yine son olarak; Kürdistan’ın diğer bölümlerinde de parçalanmanın (haksız bir parçalanma, emperyalizmin, sömürgecilerin çıkarlarıdoğrultusundabirparçalanmaolduğuiçin)süreçiçerisinde
tasfiyeedilmesiveherparçadakihalkınkendiözgücünedayanarak
bir mücadele vermesi gerektiğini, tarihte haksız bir şekilde bölünen,parçalananbuyapının,buseferdahademokratikbirtemelde
veulusalbaskıdanarınmışbirşekildeveherparçadakihalkınözgürceiradesiyle(kibunlarınhepsinisosyalizminönderliğinigerektirenşeylerolduğuiçinsöylüyoruz)özgürcebiryöntemlebiraraya
gelebileceğinibelirtmektevegiderektarihiçerisindeyokolmuşbir
halk,yokolanbirülkeyerine,sosyalizminönderliğindebağımsız,
demokratik, giderek sosyalist doğrultuya yönelmiş bir ülkeyi vaa-
detmektedir.
Programınözüveyasonsözleribunlardıraslında,amatümbunlarıngerçekleşmesi,tümbunlarıniçerikkazanmasıiçinde,gerektiğindeyüzsenelikdişedişbirmücadeleninverilmesigerektiğini,
bütünbuyollarınzorluklarladoluolacağınısöylemeliyiz.Bukonuda bir hayale kapılmamak gerekir. Program, hele hele barışçıl
169
mücadele şekilleriyle, böyle bir amaca ulaşılmayacağını daha başındanbelirtmekteveenzorlumücadelelerin,çokkanlısavaşların,
çokkanlımücadelebiçimlerininverileceğinidepeşinenkabuletmektedir.Amabütünbunlardabirzarargörmemekte,yaniçokmücadele olacak, çok kan dökülecek diye en ufacık bir olumsuzluk
görmemektedir. Tam tersine akıtılacak kanların, kazanılacak özgürlüğünsuyuolacağınıbelirtmektedir.
Programındahadagenişletilmişbirmuhtevasıüzerindebutoplantıda konuşmayı gereksiz görüyorum. Çünkü bu konuda bir
açıklamadahayapılmıştır,hepinizbunubelkiokumuşsunuzdur.O
açıklamalar,buprogramıbirazdahaaçmakta,birazdahaişlemektedir. Zaten eğer mümkün olursa, önümüzdeki dönemlerde de,
özellikle teorik çalışmalara fırsat bulursak, programın daha çok
açıklanmasını,dahaderinliğinebiraraştırmatemelinedayananbir
açıklamasınıdayapabileceğimizivebukonudadahasomutyaklaşımlarla ortaya çıkabileceğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.Ama
bugünkü şartlarda yaklaşımlarımızda bile söylenen ilkelerin son
derecedevrimciilkelerolduğunu,builkelerinreddedilemeyeceğini, tamamen geliştirilebileceğini ve Kürdistan’daki bütün yurtsever-demokratik güçlerin etrafında örgütlenebilecek ilkeler olacağını, nitekim günümüzde de bu ilkelere epey yurtsever bir taban
yarattığını, epey gruplaşmaya yol açtığını, epey mücadeleye yol
açtığını gördüğümüzü söylemekteyiz.Yine zamanla bu ilkelerin
giderekbirorduyakavuşacağını,güçlühalkcephelerinekavuşacağınıvebuprogramınmutlakabirgünkendidoğalsiyasisonucunu
yaratacağını,yanibirdemokratikhalkhükümetiyarataraksonbulacağını,bununyerinedahayeni,koşullarıdikkatealan,yenikoşullarınsomuttahlilinedayananvebusefersosyalistinşayı,gidereksınıfsıztoplumayönelmeyiamaçlayanbirprogramıngetirilebileceğinigerekligörmektedir;programbukonudadayeterikadar
hassasiyetigöstermiştir.
Sosyalistaşamaiçinfazlabirşeysöylenmemiştir.Çünküulusal
baskıvehertürlüfeodalparçalanmışlıkşartlarındasosyalizmiöne
sürmek,eğerbilinçlibirihanetdeğilsetamamenbirdangalaklıktır
170
aslında.Böylebirşeyedüşmemekiçindebutürşeylerifazlaişlememiştirprogram.Dahaulusalbağımsızlığın,dahademokrasinin
enilkeladımlarınıbileatamamışbirhalkınönüne,şimdidenbutip
görevlerinkonulamayacağını,enyakınhedefleriçinbileenciddi
birmücadeleveörgütüngelişmediğibuortamdadahafazla,daha
iddialı programlarla ortaya çıkılamayacağını bilmek durumundayız.Helehelebazıişbirlikçigruplargibi“Kürdistan’da demokrasi
gelişiyor” veya “Kürdistan’da sosyalizmi kuracağız” demek, ulusal baskının ve feodal ağaların egemenliği altında olan bir yerde,
butipşeyleriilerisürmek,bilinçlibirihanetdeğilse,olsaolsabir
dangalaklık ürünü, olsa olsa yüreğinde demokrasinin, bağımsızlığınneolduğunubilemeyenuşakbirkafanınürünüolabilir.
Bütün bunlar daha da işlenebilecek konulardır. Program olsun,
açıklama broşürü olsun, bütün bunlar bizi daha geniş araştırmalar
yapmaya,dahadoyurucutespitleryapmayaadetaçağırmaktadır.Tabiikibütünbunlardannasibinialanarkadaşlar,hassasiyetiolanarkadaşlar,gerekensonuçlarıçıkaracaklardırveonlardaprogramınilkelerinigerçekşeklinebüründüreceklerdir.Ayrıcamücadeleninboyatmasıyla birlikte bu ilkeler somutluk kazanacak, bunlar yine teoride
bizidahaverimlisonuçlaragötürecektir.Şimdilikprogramınkonuluşu veya bu konudaki taslağın sunuluşu böyledir. Siz de bu konuda
kendigörüşlerinizibildirirseniziyiolurveyagereklidir,iyiolurdeğil
şarttır.
Mazlum DOĞAN: Benimbelirtebileceğim,ekleyeceğimhiçbir
şeyyok.Hemözüne,hembiçiminekatılıyorum.Ancakbiryerde,
‘devlet mülkiyeti’ diye son kısımda ... oranında değiştirilmesi uygunolur,onunyerinekamumülkiyetibiçiminde(....)*
A-4 (Şahin Dönmez): Programda tarih, çağ ve bugünkü ülkenin somutu hakkında getirilen görüşlere olduğu gibi katılıyorum,
eklenecekbirşeybulamıyorum.
Bişar (A. Haydar Kaytan): Programa ben de aynen katılıyorum.Önemliolanprogramınasgarigörevlerininyerinegetirilmesi
için örgütlenmeyi geliştirmemiz ve bu doğrultuda pratik çabalar
171
göstermemizdir.
A-1 (Duran Kalkan): Programtaslağı,siyasigörüşlerimizive
önümüzdekiasgarigörevlerimizitamolarakkoymuş,bütüngetirilenlere katılıyorum.Yalnız tarih kısmının biraz üzerinde düşünüyorum,bukonudaarkadaşlarınaçıklamalarıtatminetti,buhaliyle
katılıyorum.
Mustafa Karasu: Programa ben de genel olarak katılıyorum.
Yalnızbirbölümde,gerektiğiandadeğişikmücadelebiçimlerinin
kullanılamayacağı, yani barışçıl mücadelenin kullanılamayacağı
ifadeediliyor.(...)Birdesilahlımücadeleninilkeleştirilmesigerekir. Programda nasıl kabul ediliyor? Halk ordusunun inşası biçimindetabirediliyorsilahlımücadele.Halkordusununinşası,zaten
örgütlenmeninbirgörevidir.Bununyanındasilahlımücadeleyiilkeolarakkoymakgerekir.
A-2 (Cemil Bayık): Programın genel ilkelerine katılıyorum.
Yalnız Kürdistan’ın genel özellikleri sıralanırken “b” şıkkında,
emperyalizmin Kürdistan’ı bir yeni sömürge olarak değerlendirmesivebunabağlıolarak,dörtsömürgecidevletinklasiksömürge
statüsü içinde olması görüşüne katılmıyorum. Hiçbir zaman emperyalizminKürdistan’dayenisömürgepolitikasıgörülmemiş.Ne
ekonomiksömürgeciliği,nekültürelalandakisömürgeciliği,neaskerialandakisömürgeciliğivar.
SosyalizmveÖrgütlenme
Tarihe baktığımızda çok çeşitli ideolojilerin oluştuğunu ve bu
ideolojilerinönderlikettiğibiryığınörgütlenmelerinşekilbulduğunuvebunlarınhepsininçeşitlisiyasalorganizasyonlarayolaçtığını
biliyoruz. Ve yine tarihe bakmaya devam edersek, dünyada güçlü
birideolojineredençıkmışsa,hangidönemdeçıkmışsa,oideolojininkavradığıinsanlarmutlakaçağınındevletgüçleriyle,odönemdekisiyasalgüçlerleçatışmışlardır.Eğeroideolojinintemsilettiği
görüşler çağın ilerisinde ise geri siyasal yapıları parçalayıp yerine
yenisiyasalyapılar,yaniüstyapılarçıkarabilmişlerdir.Özelliklesi-
172
yasalideolojilerdevleteilişkinolarak,toplumungelişmesineilişkin
olarakortayaçıkanherideoloji,örgütlendirdiğivesavaşasoktuğu
insanlarlamutlakabirsiyasalgelişmeyeyolaçmıştır.
Amayinetarihteşunudagörüyoruz;nezamankibirideolojisiyasal soruna yönelmemiştir, siyasal devlet meselesine yönelmemiştir, siyasi kurumlara ilişkin olarak benzer örgütlenmeler içine
girememiştir, o ideoloji birer tarikat kurumuna dönüşüp giderek
bir mezhep haline gelmiş, giderek fosilleşmiş, kalıntı halinde bir
düşüncetaslağıvebusefertutuculuğunhizmetindeeski,geriyapının,eskisiyasalyapınınhizmetindebirdindurumunadüşmüşlerdir.Gerçekte,başlangıçtailericiolanbirideoloji,eğersiyasihedefeyönelmemişse,yanibirnoluhedefolaraksiyasalçalışmalarıönplanaalmamışsa,oideolojigiderekgerici,siyasaliktidarlarınemrinde birer din durumuna getirilmiş, halkların afyonlaştırılmasında,uyutulmasındabirdindurumunaindirgenmiştir.Buideolojilerintabiikihalklarınkurtuluşundaileriyesürecekleribirşeylerolmadığı gibi tam tersine onların uyutulmasında ve bunu yüzyıllar
boyuyapmasındaçokönemlirolleriolmuştur.
BukonudaMarksşöyleder:“İktidar veya politikayla uğraşmalı
mıdır işçi sınıfı? Evet uğraşmalı, eğer politikayla uğraşmazsa,
bunlar ortaçağ Hıristiyanları gibi sadece cenneti hayal edeceklerdir.” Şunu da ekleyebiliriz: “Salt bugünkü siyasal iktidar elinde,
birer uyutma aracı olarak bunlar görev göreceklerdir.”Marksbunu niye söylüyor? Sosyalizm için ve kendi öğretisinin başına da
böylebirşeyingelmemesiiçinsöylüyor.İşçisınıfınınpolitikmücadeledenalıkonulmaması,biranönceişçisınıfınınpolitikmücadeleyeyükselmesivesosyalistlerinbiranöncesiyasalmücadeleye
ağırlıklarınıkoymasıgerektiğini,eğerbundanvazgeçilirseHıristiyanlıkgibibirdinolacağınıvebudinindehalklarınafyonlauyutulmasınaveyatambirhayalleyaşamasınayolaçacağını,kibunun
dasiyasaliktidarlariçinenbüyükyardımcıveyasiyasaliktidarlarınçıkarlarınıdilegetirengericibirütopyaolacağınıbelirtiyor.
Elbette ki biz böyle bir duruma düşmek istemeyiz. Bu kadar
ideolojikbirgelişmeiçindeyüzenkişilerolarakbizlerin,ciddisi-
173
yasal hedeflere yönelmeden, kendimizi saygıdeğer bir güç haline
getiremeyeceğimiz açıktır. Tarihte bunun örnekleri çoktur. Hangi
din gösterilmesin ki, bugün siyasal iktidara yönelmemiştir?Yine
hangi düşünürü görmeyelim ki, o siyasal sorunu işlememiştir?
Hepsi bu konuda düşüncelerinin ağırlık merkezine devleti koymuşlar, buna ilişkin olarak bazı önerilerde bulunabilmişlerdir ve
ancak bunlar siyasal bazı gelişmelere yol açabilmişlerdir. Bu tip
öğretiler,tarihingelişmesindebelirlidönemlerde,belirlizamanlardailericibirrol,tayinedicibirroloynamışlardır.Bütünöğretilerin
kaderi böyledir. Hele hele bütün siyasal öğretiler, siyasal soruna
yanidevletsorununayönelme;toplumsalgelişmeyisağlamakiçin
özellikle o ideolojilerin vaadettiği ‘cenneti’ yaratmak için siyasal
soruna yönelme, toplumsal gerçeğin en yoğunlaşmış ifadesi olan
siyasaldevletgerçeğineyönelmevebunuçözme,çözümegötürme
durumunubirnolusorunolarakönlerinekoymuşlardır.Bukonuda
yoğun çaba harcayanlar, tarihin gelişmesine ve tabii ki halkların
gelişmesinekatkıdabulunmuşlardır.
Burjuvamilliyetçiideolojinin,feodalideolojinin,kölecidönemdeortayaçıkançeşitliideolojikbiçimlerin,hattadahadageriyegidersek, ilkel komünal toplumun büyücülük biçiminde ortaya çıkardığıdüşüncebiçimlerinin,toplumlarıngelişmesindenasılsiyasi
araçlaryarattıklarınıvebusiyasiaraçlarınekonominingelişmesinde,üretimgüçleriningelişmesinde,bilimingelişmesindenederece
önemli rol oynamış olduklarını tabii ki, teker teker belirtemeyiz.
Ancak bütün bu dönemlerdeki ideolojilerin siyasi üst yapıya yöneldiklerizamanlarçokönemligelişmeleryarattıklarınıvebuideolojilerin gerçekten adına ihtilal diyebileceğimiz yegane biçimler
olduğunu, ama bunun yanında siyasi iktidara yönelmeyen, siyasi
sorunu kendisine temel yapmayan ideolojilerin de gerici siyasal
iktidarlarınemrindebiruyutmaaracıolduklarını,çeşitlitarikatve
mezhep durumuna dönüştürüldüklerini ve bu mezhep durumuna
düşürülmüşideolojilerindegerçektenhalklarınekonomikvesiyasal gelişmelerinde birer köstekleyici bağ durumuna düştüklerini
rahatlıklasöyleyebiliriz.
174
Bunu niçin söylüyoruz? Tabii ki sosyalizmin örgütlenmesinin,
komünistlerin, komünist düşüncenin örgütlenmesinin rolünü, yönünübelirtmekaçısındansöylüyoruz,tarihebuyöndeeğilmekgerektiğinibelirtiyoruz.MarksbaştadasosyalistöğretininbirHıristiyandinidurumunadüşmek,yanitamamenmensuplarınıilkeldünya hayalleriyle aldatmak istemiyorsa, siyasal iktidar meselesine
yönelmekzorundaolduğunubelirtiyordu.Bizbugerçeğikendimiz
içinbinkatdahavurgulayaraksöyleyebiliriz.Kürdistan’dasosyalizmbirütopya,aydınlarınelindebirgevezelikaracı,kültürtartışmasında kullanılacak bir araç haline getirilmek istenmiyorsa, bu
öğretiyisiyasalmücadeledebiraraçhalineveyasiyasalmücadeleyiyaratangerçekbirideolojiktemelhalinegetirmeliyiz.Evet,kısacabizimönümüzdekisosyalizm,isterörgütlenmede,istermücadelede devlet dışı sorunlarla fazla uğraştırmamalıdır. Salt devlet
düzeyinde de değil; siyasal çalışmaları parti düzeyine, bir ulusal
cephe düzeyine de indirgersek, bütün bu konuları da kapsamak
şartıyla, sosyalizm bizi siyasal ve giderek bunun en yoğunlaşmış
ifadesiolandevletmeselesineyöneltmelidir.Sosyalizminustaları,
sosyalizminyaratıcılarıkendiöğretilerinigerçektenbuşekildetanımlamışlardır.Bununproleterdevrimcilerinemrinde,siyasaliktidarınzaptedilmesindebiraraçolarak,birgörüşbirliği,programtemelisağlayanbiröğretiolarakelealınmasıgerektiğinisavunmuşlardır. Bunun bir dogma, bir mezhep haline getirilmesini her zamaneleştirmişlerdir.
Nedenbununöneminivurguluyoruz?Şundandolayıvurguluyoruz; çağımızda feodal ideolojilerin ve burjuva ideolojilerin kaderi
bellidir.Feodalideolojiler,bugünküsiyasaliktidarlarınbünyesindeveisterulusalgelişme,isterdemokratikgelişmeninönünde,yine halkların yaşam şartlarını daha da iyileştirecek ulusal ve demokratikmücadelelerinönündetamamenbirköstek,birengeldurumuna getirilmiştir. Feodal ideolojiler, halkların uyutulmasında,
faşizme,gericiliğegötürülmesindebiraraçolarakhizmetgörmektedirler.Buideolojilerin,devrimciiktidarınzaptedilmesinderolleri
şuradakalsın,tamtersinegericisiyasaliktidarlarınsürdürülmesin-
175
deönemligörevlerivardır.Busiyasaliktidarlar,buideolojileriiyicekullanmaktadırlar.Emperyalizmveişbirlikçileri,mezhepçatışmalarında,dinselgörüşlerinayaktatutulmasında,uluslaşmanınve
demokratik mücadelenin engellenmesinde hep bu ideolojiden yararlanabilmektedirler.Öteyandanburjuvamilliyetçiliğigünümüzde,özelliklesiyasaliktidarındeğiştirilmesindebiraraçolarakrol
oynuyor.Çeşitliburjuvamilliyetçiliği,birdebununzıtkoşuluolan
kozmopolitizm, halkların ulusal bağımsızlık, giderek demokratik
iktidarmücadelelerininörtbasedilmesinisağlamaktaveböylebir
sorunlarınınolmadığınıgöstermekiçinnelazımsaonuyapmaktadır. Burjuva milliyetçiliği günümüzde devleti değiştirmek, devleti
emekçi sınıfların çıkarları doğrultusunda bir araç haline getirmek
için çaba harcamıyor. Tam tersine mevcut gerici diktatörlüklerin,
gericiiktidarlarınsavunulmasından,sürdürülmesindenyana,halklarüzerindebaskıvesömürününgizlenmekaynağıolanveburjuvazinin yoğunlaşmış çıkarlarını dile getiren bu aygıtların birkaç
reformla değiştirilmesinden, ama daha çok da sürdürülmesinden,
muhafazakarcasürdürülmesindenyanabirgörev,birişlevyükümlemişlerdir. Bu ideolojilerin dünya halklarına bugünkü koşullarda
verebilecekleribirşeyyoktur,tamtersinedünyahalklarınazararlarıhaylifazladır.
Tabiikibuideolojilerkendiliğindenbudurumadüşmemişlerdir.
Buideolojilerinbudurumadüşmeleri,sosyalizmgibidünyahalklarınınufuklarınıaçan,dünyahalklarınayenibirdünyavaadeden
birideolojininortayaçıkmasıylayakındanilintilidir.Sosyalizmbir
ideolojiolarakortayaçıkmasıyla,gelmişgeçmişbütüngörüşlerin
eleştirisiniyapmıştır.Adetabuideolojilerinnemalolduğunuortayakoymuşvebunlarhakkındakesinhükmünüvermiştir.Nedirbu
hüküm? Bunlar geriletici bir engelden başka bir şey değildirler.
Peki bunun yanında ne göstermiştir? Halklara sonsuz bir gelişme
ufku göstermiştir. Halkların bu ideolojinin klavuzluğunda evreni
tespit edebileceklerini, maddeyi büyük değişikliklere uğratabileceklerini,üretimgüçlerini,bilimiçokçokgeliştirebileceklerini,toplumsalgelişmeyiçokhızlandırabileceklerinigöstermiştir.Bilim-
176
selbirşekildenesnelbilgileringünümüzekadarkiyoğunlaşmasını
temelalarak,toplumsalpratiklerintümünükendisinetemelalarak
bunugösterebilmiştir.
Böylebirideolojininülkedeuygulanmasınaçalışılırken,birütopya olarak sadece reformların gerçekleşmesinde bir araç olarak
kullanılmasınavebirtakımkültürelhaklarıneldeedilmesinde,kültürünaraştırılmasındabiraraçolarakkullanılmasınaelbettekigöz
yumamayız.Yine devlet dışı konularda bu ideolojinin bu şekilde
elealınmasınakarşıolduğumuzgibi,buideolojininböylegevşek
örgütlenmelerle, ihtilalci olmayan yapılarla tehdit edilmesine de
karşı durulmuştur. Bu ideolojiye bulaşanların, böyle bir öğretinin
yüceliğinikavramasıgerektiğivebuöğretiyikavramışunsurların
da gerçekten farklı bir dünya yaratmakla görevli oldukları; bir
mezhepçiklikgibideğil,birreformistklikgibideğil,halklarıngelişmesininönündekibütünkaranlıklarıaydınlatanveonlarısürekli
aydınlığa davet eden bir anlayışın temsilcileri olmaları gerektiği
veherşeydenöncede(siyasaliktidarlakıyasıyabirmücadeleyaptıkları için) bu siyasal iktidarın elindeki bütün araçların bütün
özelliklerinigözönünegetirerek,aynışekildeçokgüçlübirörgütlenmeylebirhalkayolgöstermelerivegüçlüörgütselyapılarlabir
halkın karşısına çıkmaları gerektiği açıktır. Bu ideolojinin başka
türlüörgütlenmesi,başkatürlühalklarınsomutşartlarıylakaynaştırılması,halklaragitmesimümkündeğildir.Böylebirideolojiyle
donanmış kadroların gevşek örgütlenmelerle ortaya çıkmalarına,
halklara bir siyasal hedef göstermemelerine ve onların birtakım
yan,kültürelsorunlarınaydınlatılmasında,yineekonomik,demokratikveyasınırlıulusalbazıhaklarıneldeedilmesindebiraraçolaraksoysuzlaştırılmasına,bayağılaştırılmasınaelbettekigözyumamayız.Biröğretininkaderibuşekildeaçılırsaveyabiröğretiböyle şeylerle karşılaşırsa, o öğreti gerçekten bir mezhep durumuna
düşmüşdemektir.Eğerbiröğretimezhepdurumunadüşürülmüşse,
bununyapacağıteşkilatlanmabirklüpveyadernekolmaktanöteye
gidemez.
Halkların da son derece yüce amaçları vardır. Onlar hiçbir za-
177
mangeleceğeilişkinumutlarınıyitirmemişlerdir,bunuunutmayalım. Geleceği unutan, gelecek hakkında soylu iddiaları olmayan,
iddiaları,gelecekiçinbüyükumutlarıolmadığıiçindegünübirlik
halinde yaşayan ve “ne yaparsak bugün yapalım, ne yiyeceksek
bugün yiyelim, yarın bizi ilgilendirmez” diyen sınıfların tavrı değildirhalksınıflarınıntavrı.Biremperyalistsınıfın,birküçükburjuvasınıfın,birburjuvasınıfın,feodalsınıfıngeleceğiyoktur;geleceğiolmadığıiçinbunlarınumutlarıdayoktur.Bunlarbuanlamdatemelsınıflarolduklarıiçin,elbettekisosyalizmgibiumutvericibirideolojiyibenimseyemezler.Buideolojininmezhepdurumunadüşürülmesiylebusınıflarınelindebiraraçolarakkullanılacağı
vearaçolarakkullanılmayabaşlamasıylabirliktehalklarınönünde
bireylemklavuzudeğil,tamamenbirsafsatatoplamıhalinegeleceğiveböylecebirsiyasaloportünizmbiçiminebürüneceğiaçıktır.Kısacaburadakisosyalistöğretiyiböylebayağılaşmış,fosilleşmiş biçimlerle teşkil ettiremeyiz, uygulayamayız veya böyle bir
öğretiyigünlük,acayipsorunlarlaadetabirçamurabatıramayız.
Bu ideolojinin bizden isteyebileceği formasyonu, bir yerde ruh
yüceliğini ve halklar önünde sürekli klavuz teşkil etme özelliğini
kendişahsımızdataşımalıyız.Geleceğiolmayansınıflarınunsurları,
temsilcileri gibi davranılamaz.Aslında bu konuda bazı kavramlar
epeybayağılaştığıiçin,epeykalitesidüştüğüiçin,bugünsosyalizm
sokakgevezeleriağzındabircikletdurumunagetirilmiştir.Sosyalizminöndergüçleriortayaçıktıklarızamanöğretilerinehiçbirzaman
bu şekilde bakamazlardı.Ama bugün her soydan burjuvazinin ağzında bir ciklet durumuna getirilmiştir. Hatta ve hatta bizdeki yapı
daöylesosyalizminyüceliğinibütünüylekavramışdeğil,belkiçok
azunsurbununbilincindedirveyabubilinçiçindehareketetmektedir.Bizsosyalizmi,siyasalsorununçözümlenmesindedahaçokbir
eylemklavuzuolarakelealacağız.Veeğerböyleelealacaksak,mutlakabununteşkilatlanmasınıdabirsiyasaliktidarsavaşınıverecek
birörgüthalindeelealmalıyız.Buonuniçinteknikbirsorundeğildirveyabirtakımbasitpratiklerlehalledilecekbirişdeğildir.
Bizhernekadarbaşlangıçtasosyalizmiçıraklarrolündeeleal-
178
dıysakda,bubizimherzamansosyalizmibuşekildeelealacağımızı ve çırak olarak kalacağımızı göstermez. Mutlaka böyle bir
öğretinintemsilcisiolarak,böylebiröğretininsavunucusuolarak,
kibununenönemlikoşuluolan,bulunulanülkeninsiyasaliktidar
meselesine uygulayarak mevcut gerici iktidarı parçalamada bir
araç olarak, bir eylem klavuzu olarak kullanarak biz üzerimize
düşeniyapacağız.Buaçıdandadahailkgündenberi(tabiikiarkadaşlarınyetişmeyeihtiyaçlarıolduğuiçin)sorununfazladerinliğiniiçeremedik,nebununpratiğeaktarılmasınınedeteorikgereksinmelerinin nasıl karşılanması gerektiğini fazla işlemedik.
Amagerekliydiveyabizsadecebellibirpratikyaşamakiçin,arkadaşlara belli ölçülerde kendilerini yetiştirme olanağı tanımak
içinböyleyaptık.
Bukadaryetişecekvepratikfaaliyettebulanacaklar,adetatemsilcilik rolüne çıkacaklar, ama öte yandan hâlâ ilkel, örgütsüz yığın durumunda kalacaklar, bu sosyalizm açısından affedilmez bir
durumdur. Bu ideolojiye saygımız varsa, bizim açımızdan da bunun bu şekilde sürdürülmesi kesinlikle kabul edilemez. Bu öğretiylenereyegideceğiz,buöğretiylebiznasılörgütleneceğiz?Arkadaşlareğerböylebiröğretiyesaygılılarsabununasılörgütleyecekler? Bunun siyasal teşkilatlanmasını nasıl yapacaklar? Ustalar bu
konuyunasılhalletmişlerdir,bukonudaneleriyapmışlardır?Bunlarıbilmeyenkişilerinbugünsosyalistbirönderolarakortayaçıkmasıpekmümkündeğildir.
Arkadaşlarsosyalistlerininceliğini,sosyalistlerinruhyüksekliğini,cesaret,mertlik,bilinçdüzeyini,fedakarlıkdüzeyiniiyiceidrak edememiş olabilirler, ama şu da unutulmamalıdırlar ki, böyle
bir ideoloji insandan kesinlikle bu tip özellikleri beklemektedir.
Bilinçte, cesarette, sorunların çözümünde bilinçlenmesi ile eşsiz
bir insan durumundadır veya örnek bir insan durumundadır. Bu
durumukarşılamayanarkadaşlarınelbettekisosyalizminsorunlarını ciddi olarak tartışmaları mümkün değildir.Yığınlarla insanın
bugünhertürdensosyalizminsorunlarınıtartıştığınıgörmekteyiz,
amahiçkimsebunuinsanlığınistediğibirbiçimekavuşturamıyor,
179
insanlığınistediğimücadeleyiçözemiyor,göğüsleyemiyor.
Sosyalizminkaderişuşekildeelealınamaz:Birülkekiherbakımdansömürüvebaskıaltındaezilecek,amaböylebirsosyalizm
bu sorunlarla ilgilenmeyecek veya bu sorunların kıyısında, kenarında gezerek gününü gün etmeye çalışacak! Dünyada her türlü
ideolojiböyledavranabilir,amasosyalizmhiçbirzamanbuşekilde
davranamaz. Sosyalizm bu durumda yaşayan halkların saflarına
girdiğizaman,adetabirdinamitkutusugibidir.Süreklipatlamalarla, sürekli o toplumda irin olan şeyleri patlatmakla kendisine yol
açar.Bırakalımsosyalizmi,tarihtehatırlarsakbirmüslümanlıkideolojisinin doğduğu şartları, müslümanlık bile doğarken yarattığı
patlamalar, onun yol açtığı savaşlar ne kadar çoktur. Bugün bile
baktığımızdabizihayretleriçindebırakannekadarsiyasaleylem
gerçekleştirmiştir.Enbeğenmediğimizbilgi,“din”diyenitelendirdiğimizideolojilerbiletarihtenekadarsiyasalsavaşımagirmişlerdir, ne kadar insanı peşlerinde sürüklemişlerdir, ne kadar halkları
ayaklandırmışlardır.Hemsosyalizminenyüce,enilericibirideolojiolduğunusöyleyeceğiz,hemdebuideolojiyıllarcabizimülke,
halksaflarındaçalışacakvehiçbirciddisaptamaya,ciddiçatışmaya yol açmayacaktır. Bu sosyalizm olamaz veya bu şekildeki bir
sosyalizm, sosyalizm değil, başka bir şeydir; bir mezheptir veya
sosyalizminbirkarikatürüdür.
Arkadaşlarsosyalistolmaktakararlılarsa,sosyalistolarakyaşamaktaiddialılarsa,bütüngeriyönlerinigözönünegetirmek,sosyalizmin gerektirdiği örgütlenmeleri, mücadeleleri kabullenmek zorundadırlar.İnsanlarbilinçister,insanlarfedakarlıkister,insanlar
cesaretister,bunugötürebileceklerikadargötürmekzorundadırlar.
Eğerbunugötüremiyorlarsa,mutlakaonlarınçözüleceklerivesosyalizmin bunların elinde bir mezhep durumuna düşeceği açıktır.
İştebuaçıdanbuülkedesosyalizminyüceliğiniherzamanenönplandatutmalıyız.Sosyalizmi,bilimselsosyalizmisavunanbirgrup
olarak, bunun siyasal sorunlara uygulanmasında, savaş, örgütlenme,mücadeletaktiklerimeselesineuygulanmasındaentemizveya
endoğrubirşekildekavramalıyız.Bukonudasosyalizminbizden
180
isteyebileceğibütünhususlarıyerinegetirmeliyiz.Buhususlardan
bir tan es i örg ütl enm ed ir. Dah a ilk doğd uğ u günl erd e, mes el a
1800-1848’liyıllardahalklarayönelikbirKomünistManifestoçıkıyor;1864’debirKomünistEnternasyonalçıkıyor;1889’lardadahabaşkayerelpartilerçıkıyor.İkinciEnternasyonal,BolşevikPartisi, Üçüncü Enternasyonal ve çığ gibi gelişen birçok komünist
partisi.Yani şunu belirtmek istiyoruz; sosyalist öğretiyi benimseyen unsurlar, daha ilk günlerde -bırakalım beş-on sene sonrasına
bırakmayı-dahabuideolojiyletemasagelirgelmezbirmerkeziörgütlenmeyaratmayı,birmerkeziörgütgibihareketetmeyibirilke
olarakbenimsemişlerdir.
Bunedenböyledir?Buideolojininözüsiyasaliktidarıhedefalıyor,buideolojihalklarıhertürlübaskı,siyasalbaskıveekonomik
sömürüden kurtarmak istiyor, bu açıdan daha ilk günden itibaren
merkeziolarakörgütlenmek,merkeziolarakörgütlenipuzmanlaşmak zorundadır. Böyle yapmazsa bunun taşıdığı iddia, iddia olmaktançıkar,birmezhepdurumunadüşmesigündemegelir.Ama
sosyalizm de bunu kabul etmiyor. Sosyalizmi mezhep durumuna
düşürmek isteyen (bunların başlıcaları bir Kautsky, Troçki gibi)
birçok revizyoniste karşı verilen sürekli ideolojik mücadelelerle,
buideolojininbuihtilalciözüherzamankorunabilmiştir.Buihtilalciözükoruyanlarenerkendenbirsiyasalgelişmeye,birhalksavaşınayolaçabilmişlerdir.Amanezamankibunubiçimden,ihtilalciözündenboşaltıpbirlafazanlık,ağızlardabirsakızhalinegetirmişlerdir,ozamandabuideolojigerçektenbiroportünizmbiçimiolarakhalklarınmücadelesininönünedikilenönemlibirengel
halinegelmiştir.
Bizfazlatarihibirderinliğe,geçmişesahipdeğiliz.Tarihiincelenirsebeş-altıseneyigeçmez.Kiherkesbilir,busüreçiçerisinde
fedakarlıkta,bilinçlenmede,cesurdavranmadaülkekoşullarımızın
da yakından etkisi, ülkedeki geri yapının demin saydığımız özelliklerimizin gelişmesinde belirleyici etkileri vardır. Bu konuda
önemli adımlar atabilmiştir, atabildik. Neler attık? Bunu aslında
sosyalistinancınbizeverdiğihızdanötürüatabildik;başkahiçbir
181
şeylebuizahedilemez.Beş-altısenebukadaryoğunbirmücadele
içindegeçerken,hiçbirzamanmarksizminmerkeziörgütlenmesorununu unutmadık, sosyalistlerin daha ilk günden beri güçlü bir
merkezi parti olarak örgütlenmeleri gerektiğini unutmadık. Hiç
kimse bu sorunu bir an olsun kafasından çıkarmadı. Mutlaka bununbirmerkeziörgütlenmeyekavuşturulmasısavunuluyordu,ama
içindebulunduğumuzzoryaşamkoşullarıbirtürlübizimböylebir
görevigerçekleştirmemizeolanakvermiyordu.Bugörevogünde
vardı,bugündevar.Bugünbugörevibizdahagelişmişşartlarda
çözmeyle karşı karşıya bulunuyoruz. Bunun için böyle bir görev
neanidenortayaçıkanbirgörevolarakkarşılanabilir,nedesosyalizmden beklenmeyen, sosyalizmin beklemediği bir çıkış olarak
görülebilir.Tam tersine sosyalizmin özüne ilişkin bir sorun olduğunu,örgütlenmeninsosyalistideolojinintemelbirsorunuolduğunu, örgütsüz sosyalizmin düşünülemeyeceğini bildiğimiz için bu
soruna hiç yabancılık çekmedik, bu soruna hiçbir zaman ürkekçe
yaklaşmadık.Gücümüzölçüsündebiranöncebunuçözmezaruretineinandık.
Beş-altısenelikbirtarihimizvar,belkifazlabirzamandeğildir.
Amamerkezibirörgütlenmeninyaratılmasındadahafazlabekletilecek, uzatılacak bir zaman değildir aslında. Eğer daha da uzatırsakbizimentellektüelbirklikdurumunadüşmetehlikemizvardır.
Bütün dünya komünist teşkilatlarının tarihi incelenirse, özellikle
sömürgeülkelerdekikomünist,hattahattaihtilalci,radikalyurtseverteşkilatlanmatarihiincelenirse;buülkelerdekiçeşitlimücadele
örgütleri,eğersavaşa,sıcakmücadelelereyöneliyorlarsabuörgütleringelişipçelikleştiği,amaeğeryönelmiyorlarsadabuörgütlerin dağılıp bir aydın klübü haline geldiği, bir oportünizm biçimi
halindegörülecektir.Nedirbugünbizimbusüreçtekigelişmemiz?
Evet, nitelik olarak, nicelik olarak hayli bir gelişme sağlandı ve
böylebazıpratiklerledebirazkendinigeliştirebildi,amaşuandaki
durum nedir? Güçlü pratikler bizden çözüm bekliyor, ama örgütsüzlükyüzündenbupratiklerleyeterikadaruğraşılmıyor.Neyapacaksın bu durumda? Eğer ilerlemek istiyorsan, mevcut örgütlen-
182
menibiryandanmerkezleştirirken,öteyandanbuörgütlenmenisıcak savaş içerisinde adeta kavuracaksın, çelikleştireceksin. Böyle
oluncaseninsosyalizmekarşıolangörevinyerinegelmişolurveyasensosyalistbirönderolarakkendinihalklara,uluslararasıalana kabul ettirirsin.Ama bunu yapmazsan ne olursun? Bir aydın
bozuntusuolarakortayaçıkıptükenirsin.Bizhiçbirzamanbukadarçabaharcadığımız,emekharcadığımızbirçalışmanınsonucunu,buşekildegüdümleştiremeyiz.Bukadaremekharcananbirçalışmatümüyleyokbileedilse,ancaksıcakbirsavaşiçerisindeyok
edilmesinerazıyız.Elbettekidahagelişmişolduğuaşamadamerkezi örgütsel sorunlarını çözmeden, sıcak mücadele içine girmeden,adetayüreksizliktenötürü,dargörüşlülüktenötürükendikendisinedağılmasınıistemeyiz.Yanibiztümgücünsıcaksavaşiçindeyokedilmesinebindefadaharazıyız,amahiçbirzamankendi
kendine bir dağılmayı kabul etmeyiz. Bunu şerefsizliğin, alçaklığınenaşırıbiçimiolarakadlandırırız.
Biraz çağın koşulları, ülkelerin, halkların koşulları gözönüne
getirilirse,aslındadahaüstdüzeydebirsiyasalorganizasyoniçine
girmemizdenbaşkayolumuzunkalmadığıgörülecektir.Üstdüzeydebirsiyasalorganizasyonuniçinegirmenindeçağıngerçeklerini,
ülkeningerçeklerinitemelalanbirsiyasalilkelerbütünündenkopukolamayacağıvebuilkeleringerçekleştirilmesiiçindesağlam
birteşkilatlanmanınşartolduğuçokaçıktır.Artıksorun,bununbiçimi, illegalitesi, elindeki araçları, önündeki uzmanlık işbölümü,
bunlarınnasılgerçekleşeceğidir.Bütünbunlaronlarınkadrolarının
başaracakları işlerdir. Bu biçimlerin bu şekilde olması bizi hiçbir
zaman ciddi bir teşkilatlanmaya girişmekten alıkoyamaz veya bu
biçimselsorunlar,bizi,sorunuciddibirşekildeelealmaktanalıkoyamaz. Hiçbir sorunun üzerine yürümedikçe, kendiliğinden çözümlendiğigörülmüşdeğildir.Bütünsorunlaraslındauzunbirolgunlaşma süreci içerisinde çözümlenmişlerdir. Sağlam bir örgüt,
uzunbirmücadelepratiğiiçerisindeancakgelenekselleşirvekendibiçiminitamamenkazanabilir,yaratabilir.Amabukonudacesaretedilmeyecek,kişilerbukonudaolağanüstüçabaharcamayacak-
183
lar ve birgün kendilerini dört dörtlük bir örgüt içinde bulacaklar!
Olurmubu?Mümkündeğil.Maddeninakışına,maddedekigelişmeninözüne,diyalektiğinözünetersbirdurumolurdu.Buolsaolsametafizikbirdüşüncebiçimiolarak,idealistbirdüşüncebiçimi
olarak, doğayı idealistçe yorumlamanın bir kalıntısı olarak kafamızdadurabilir.Hiçbirzamangerçekleuyuşmaz.
Demekkibunlardanbizimaslındaçıkaracağımızsonuçşu:Biz
sosyalizmibiröğretiolarakbenimsediğimizandanitibarenbunun
gerekleriniyayaparakgelişecektikyadabunungerekleriniyerine
getirmeden soysuzlaşıp, aydın bozuntuları haline gelecektik.Aslında bugüne kadarki pratiğimizde, bazı hatalar, bazı teoriden ve
pratikten kopukluklar, yetersizlikler olmasına rağmen, ortalama
olarak sosyalistlerin kabul edebilecekleri bir yaşam stilini geliştirebildik.Sosyalistbirörgütlenmeninmuhtevası,biçimi,kazanabilecekbirhammaddeyioluşturabildik,bukonudabellibirmesafeyi
sağlayabildik.Amabundandahaötesinidebuşekildegötürmenin
zorolacağını,yanisayıolarakdahafazlaartmanın,grupolarakdahafazlaçoğalmanınbiranlamıolamayacağınıveyabuşekildesürdürmenin giderek dağılmalara, pasifleşmelere yol açacağını, yine
buşekildekarşımızdakigüçlüengellerkarşısındafazlatutunamayacağımızı,buengellertarafındanözellikleparçalanacağımızı,büyüktehlikeleriçindebırakılacağımızırahatlıklasöyleyebiliriz.
Ohaldebutiptehlikelerdenalıkonulmakaçısından,güçlüpratik engellerin üstesinden gelebilmemiz açısından, ciddi bir örgütlenmeye yönelmemiz şarttır. Savaş biçimlerinin gelişmesi, hapishanede mücadeleler, hapishanelere düşmeler ve giderek çatışmalardaölmelerevaranadekbirçokşart,bizdengüçlübirörgütlenme
talepediyor.Buörgütlenmeyaratılamazsa,ağırsorumluluklaraltından kalkılmazsa yapı çözülür, çözülünce de bu örgüt bir daha
kendinikolaykolaybulamaz.Buaçıdandaartıkbilincimizi,kişiliğimizi toparlayarak, içinde bulunduğumuz koşulların bütün zor
yönlerini bilerek, ama bunun yanında insanoğlunun bütün yeteneklerini çalıştırarak bir sosyalist örgütlenmeye yönelmek zorundayız.“Aceleye getirilmiş”veya“böyle bir görevin altından kalka-
184
mayacağımız”gibibirdüşünceaslındaoportünizmdirveyasosyalistinkabuledemeyeceğiburjuvaanlayışlardır.
Öte yandan bu tip örgüt sorununu adeta bir bilmeceymiş gibi
çözümlemenindeanlamıyokturaslında.Sosyalizmbasitvesade
bir ideolojidir. Evet, biz burada adeta bir bilmeceyi çözüyormuş
gibimeselelerigetiriyoruz.Bazıkelimelerüzerindeyineçokaçık
noktalara ilişkin saatlerce tartışılıyor. Halbuki bunlar son derece
gereksiz,hiçbirşeykazandırmayacaktartışmalardır.Sosyalistöğretininilkeleriaçıktır,bununteşkilatlanmasınınilkeleridesonderecebasitvedetaylıdır.Amabubiçiminiçeriğinidoldurmakdaçağımızınenilericiinsanınınbirişiolabilir.Eğerarkadaşlariddialılarsaböylebiryapıyıkazanabilirler.Şunudiyecekler:“Kürdistan’daki aydının uşaklaşması, kişiliksizliği, siyasal gelişmelerin dışında yaşayışı, yetişmesi, toplumsal gelişmenin az oluşu yüzünden
sosyal olmaması, bütün bunların kişilerin durumunu güçleştirebileceği ve bunların fazla mesafe alamayacağı...” Evet, bunlar bir
kader olarak alınırlarsa bu güçlerin yaşamaya da hakları yoktur.
Bütünbunlarkaderolarakkabuledileceksedahasiyasalmücadeleyinediyebenimsiyoruz,sosyalizminediyebenimsiyoruz?
Tabiikisosyalistörgütlenmelersıcaksavaşortamındadabarışçıl ortamlar içinde de oluşabilir, büyük uluslar içinde de küçük
uluslariçindedeoluşabilir,zenginbirmateryalledezayıfbirmateryalledeoluşabilir,çoksayıdakadroyladaazsayıdakadroylada
oluşabilir,güçlüönderlerledeoluşabilirvebununyanındasıradan
sosyalistlertarafındandaoluşturulabilir.Bukonudakifarklarfazla
belirleyici değildir, öyle çok güçlü, çok mühim şartlar değildir.
Dahaçokinanç,fedakarlık,birazcesaretvemücadeleisteyenbir
meseledir.Bukoşullarınkarşılanmasıylabirlikterahatlıklabirsosyalistteşkilatişiyürür.Amaçokkandöker,zorlanır,hementutuklanırlar,hemenhapsedüşerler,hemenyaralanırlar,açkalırlar,çok
bitkindüşerler,bütünbunlarolabilir.Amademinsaydığımkoşullarolursa,budabirsosyalistörgütlenmedirveyaböylecesosyalist
örgütlenmedeolur.Fazlauzatamayız,yanieğerbizbuyapıyıdaha da bu şekilde götürürsek ne yapacağız? Daha çok grup, daha
185
çok adam, daha çok kitap okuma, ama örgütlenmede fazla gelişmeme. Beş-altı senedir daha çok bireysel çabalar harcayarak bir
ton çevre oluşabilir, ama biz bunlarla övünemeyiz. Ortaya çıkan
buürünlerinçoksınırlıolduğu,ancakbellibirhazırlığıifadeettiği
açıktır.Bizimdahaçokbuhazırlıkiçindeciddigörevlerehazırlandığımız da, daha kalıcı, daha ilerici sonuçlar için hazırlandığımız
daaçıktır.
Bundan sonraki dönemde uzun süreli geçirilen hazırlığı daha
gelişmişbiryapıyadönüştürmekveböylecemücadeleyibirazdahateknik,birazdahamodernbirsüreçiçinesokmak,fazlazaiyat
vermeden, bu kadar insanın enerjisini boşa çar-çur etmeden, herkesebelligörevlerdayatmakvemücadeleyihemtoplumsaltemel
içerisinde,hemgörselarenadadahaçokhızlandırmaktarihibirzorunluluktur.Böylebirbiçim,çağdadaenuygunsavaş,mücadele,
örgütbiçimidir.Ülkedekihalkındabizdenençokistediğibirçalışmabiçimidir.Bunaadayolacakarkadaşlarınbütünkişiselyeteneklerinibunauygunolarakgeliştirmeleri,bununbilinçliöncüleri
olmalarıvebukonudakendiözverilerinikullanmalarıgerekir.Bu
olursa bu işler yürür, niye yürümesin? Fakat olmasa, yani insan
kendiözünübukonudakullanmazsa,birazköleleşirse,dargörüşlü
olursa, tabii ki olmaz, bu sosyalizmde yürüyemeyecektir. Bizim
yapımız böyle bir yapı değildir.Arkadaşların inanç düzeyleri, fedakarlık düzeyleri hızlı bir sosyalist teşkilatlanmayı istemektedir.
Dökülenkanlara,çekilensıkıntılara,bukadaryaşanılanacıtecrübelere karşın, eğer biz hâlâ bir örgütlenmeye yönelemezsek tarih
biziaffetmeyecektir.
Sosyalist bir örgütlenmenin bizde zorunlu olduğunu ve bu örgütlenmeninreformistvegevşekörgütlenmelerlehalledilemeyeceğini,sosyalistbirideolojininciddi,siyasalhedeflerleuğraşabileceğinivebuciddisiyasalhedefleridegerçekleştirmekiçinciddibir
örgüt,komünistbirörgütbiçiminikazanmasıgerektiğinirahatlıkla
söyleyebiliyoruz.Bukonudatartışmanınbileyersizolduğunusöyleyebiliyoruz.Evet,mutlakabununbazıkurallarınıgeliştireceğiz,
amabununladatabiikiişlerbitmeyecektir.Bellibirkurallar,ilke-
186
lersisteminekavuşanbirsosyalistörgütlenmeninönüneçokciddi
pratiklerkoymasıgerektiğini,biryandanciddiörgütlenmelergerçekleştirmesi,öteyandandiğerörgütlenmelerinisıcakbirsavaşla
bütünleştirmesigerektiğinideeklemeliyiz.Önümüzdekienönemli
örgütsel görevler de bunlardır. Bu görevleri çözme, günümüzün
veyahareketimizinenacilsorunlarıdır.Arkadaşlaraönlerindekien
acilsorunolarakveasgaribirörgütselhedefolarak;örgütlenmede
özelliklemerkeziyapıdanbaşlamakşartıylagiderektabanadoğru
merkezi bir şekilde komiteleşmeyi, komiteleşmesini, çeşitli kitle
örgütlerinigeliştirerekyürütmeyi,çeşitlisavaşçıkadrolarınıgeliştirerekörgütlenmeyivegiderekbunubütünüyelerinebenimsetmeyi,böyleceülkedekisiyasalgelişmeleriçerisinde,toplumsalgelişmeleriçerisindeöndergücünüduyurmayıveönderbirgüçolarak
hareketetmeyibelirtebiliriz.
Bugruppratiğeyöneldiğindeumutlarımızlaberabertedirginliklerimiz, hatta endişelerimiz epey vardı. Öyle bir şey yapılmış ki,
hayatımızın büyük bir bölümü bu amaca hepsedilmiştir. Bunlar
önemlitabii,bütünkomünistlerhayatlarınıbirdavayaadarlar,gerçekten adarlar. Bunlar, yüzeysel olarak değil, bütün yaşamlarını,
sadece gençliklerini ve bazı yanlarını değil, bütün manevi-maddi
güçlerini böyle bir davaya adayabilirler. Bu konuda epey örnek
vardır.Tabiikibizdebüyükölçüdebuamaçlakendikişiliğimizi
birdavayaadayabilmecesaretinigöstermişiz.Bukurubircesaret
değil,bucesaretiyaratan,böylebircesaretegirişmeyiyaratanbirçoktoplumsaletken,birçoktarihseletkendevardır.Bütünbunların bir sentezini yaparak bir dava adamı olmaya karar vermişiz.
Bununlabirliktetabiikimutlakaherdavanınyoldaşlarıvardır,her
davanıninsanlarıvardır.Bizdebunlarıbellisayıdainsanlarlayapmayaçalışmışız,kitarihtehemenhemenbütünkutsaldavalar,bütünhalklarınbağımsızlıkveözgürcegelişmesinidilegetirenbütün
davalaraz-çokseçkinbiryoldaşkitlesitarafındansavunulur.Bunlar en önde yürürler, mücadelenin başında bulunurlar ve tüm hayatlarınıbuşekildeörnekolarakortayasererler.Tarihtetümdava
adamlarınınyaptığını,günümüzdetümkomünistlerinyaptığınıbi-
187
zimyapmamızsonderecedoğaldır.Bukonuda“herkes kişisel çıkarlarını düşünüyor, herkes kendi meslekleri icabı devrimcilik yapıyor veya herkes toplumla bağlarını koruyarak devrimcilik yapıyor” deyip esas ölçülerimizi görmezlikten gelemeyiz.Aslında bu
işinölçülerinianlayıpbuölçülerikabuledecektik,bunungerektirdiği bilinci oluşturacak, bunun bizden beklediği cesareti, fedakarlığıoluşturacakvetabiibununyanındayaşamagücünükendimizdeoluşturacaktık.
Eskiden mücadeleye katılımlar bize büyük bir moral verdiği
gibibüyükbirgüçkatacağına,çokönemlidavaadamlarınınçıkacağınadairinancımızıdagüçlendiriyordu.Fakatsondönemlerde
durumbirazfarklılaştı.Belkibinlerevarmıştırsempatizanlarımız,
halkla ilişkilerimiz, belki beş bine yakın güçlü savaşçı kadro da
şu anda çıkabiliriz, fakat eskiden olduğu gibi davaya büyük bir
kutsallıkderecesindebakmadurumuyok.Buarkadaşlarınpratiğine, kendi pratiğimize veya bazı arkadaşların pratiğine yine bakmayadevamediyoruz.Yaratılanbazıpratiklervarortada,bunlarda bazı kişilerin davranışlarını gözönüne getirdiğimizde, bu tip
ilişkileriçokciddigörme,butipilişkilerealabildiğinedeğerverme anlayışından uzaklaşıldığını görüyoruz. Bunun sosyalizmden
doğduğuna, sosyalizmin toplumun tarihine, toplumun bugünkü
hayatına uygulanmasından kaynaklandığına inanmıyoruz. Daha
çok toplumun bütün artıklarının, bütün pisliklerinin saflarımızda
önemli oranda varlığını korumasından kaynaklandığını söylüyoruz.Gerçektensosyalizminhazmedemeyeceği,sosyalistbirotoriteninhazmedemeyeceğibirgerçekliktir.İstersömürgecilikten,isterse eski toplumdan doğan davranışların arkadaşlarda etkin olmasından kaynaklansın, böyle bir pratik içerisinde yer alanların
bazı pratiklerinin bu yolda bizi geriletebileceği, tedirgin edebileceği, bu yoldaki yüceliği kavramayacakları ve çok basit hatalar
yapabilecekleri,dolayısıyladavanınkutsallıkderecesinibozacakları, yüceliğine gölge düşürecekleri inancı uyanıyor. Tabii ki bu
dabiziciddiolarakdüşündürüyor.
İnsanlaryaşamlarınıbirdavanınemrinekoyabilirler,tarihtebu-
188
nun örnekleri çoktur. İnsan soyuna mahsus bir davranıştır.Ama
eğer bir davanın içinde yozlaşma veya bir davanın kadrolarında,
yoldaşlarındaherbakımdançalışkanlık,bilinç,cesaret,işleriferah
bir şekilde yapma, sorun yaratmama konularında bir yozlaşma,
durgunluk,hafiflikveyayeterikadarzekicehareketetmeme,yani
asalaklıkdiyebileceğimizşeylervarsa,elbettekibizimbuyapının
içini eşelememiz, bu yapıdaki yanlış eğilimleri, çeşitli davranışları,varsaunsurları,eğilimlerinitespitetmemizgerekeceğiaçıktır.
Birgemidüşünelim;çokgüçlüdalgalarınolduğuokyanuslardayol
alıyor ve o geminin içinde çeşitli fareler var veya sızıntı yapmış.
Bazıkanallardansüreklisuakıyorgemiye...Kısacagemiiçindeki
bazışeylergemiyişuradanburadanbatırmayaçalışıyorlar.Mutlakabirtehlikevargemininiçinde.Bugemiokyanuslardailerleyecekseveiçtesızıntıyapmayayolaçan,gemiyiböylekemirenşeylervarsa,mutlakabunlarabirhalçaresiaramakgerektiğiveyaen
azındanbazıuyarılardabulunmakgerektiğişarttır.
Devrimbirokyanustantehlikelişeylerledolubiryoldur.Birokyanustakifırtınalardandahafazlafırtınalarınyeraldığıbirsüreçtir
devrim süreci. Böyle olunca da bizim gerçekten bir gemi tayfası
olarakyadagemiyiyürütenbirtayfaolarak,çoksağlambirşekildegemiyihertürlütehlikeyekarşıkorumamız,özellikleiçtegemiyiböyletahripedecekbütündavranışları,görevlerinilayıkıylayerine getirmeyen bütün eğilimleri ortadan kaldırmamız gerektiği
açıktır.“Bazı şeyler gerçekleşmiştir, mücadele bazı sonuçlar yaratabilmiştir, insanlar da belli ölçüde tatmin oldukları, belli ölçüde
amaçlarına ermiş oldukları için, eskiden daha yakın ilişkilere şimdi pek değer verilmiyor” denilebilir.Ancak bu kabul edilemez,
çünkü sosyalistler olarak biz sosyalizm vasıtasıyla doğayı, toplumu,tarihitanımaktanherzamanbüyükbirzevkduyarız.
Sömürgeciliğin ve feodalizmin yarattığı akıl almaz yapıların,
insanın yüreğini böyle taşlaştıran yapıların, elbette ki moralimizi
yıktığını,bizdemoral,insanlıkbırakmadığınıanlarız.Fakatbirde
bu yapıyla savaşan güçler bu mücadeleye layık olamazlarsa, bu
mücadeleninzorluğunukavrayıpbunauygunalternatiflerigelişti-
189
remezlerse,tabiikiinsanlarınkendileriniyenidengözdengeçirmelerişarttırveyamücadeleninkoşullarınıyenidengözdengeçirmelerigereklidir.Amaşusöylenebilir;insansoyununyapısındabelli
birgelişmesüreklidir.Hattadoğadaençokgelişmeyeyatkınvarlıkinsandır.Maddialeminiçerisinde,evreniçerisindekendiniyenilemeyeenaçıkvarlıkinsansoyudurveyainsanşekillenmesidir,
insanbeynidir,moralyapısıdır.Ancakinsanınkendiniyenilemesi
mutlakabellibirideolojik,siyasalyapıiçerisindegerçekleştirilmelidir.Mevcutsiyasal,ideolojikyapılardışındayenilenmeyidüşünmekmümkündeğildir.Bellibirdavaya,bellibirmücadeleyeatılmış insanlar için ideolojik-politik bir platform dışında yenilenme
mümkün değildir. Bu olsa olsa küçük-burjuva rahatlığı anlamına
gelebilir.Küçük-burjuvazininsıkışması,küçük-burjuvalarınhayattan,toplumdankorkularını,basitbiryaşantıylagizleme,maskelemedüşüncesiolabilir.
Kürdistan’daçokgüçlüolmasınarağmen,değerverilenbirilişki
olmasınarağmenahbap-çavuşlukkokanarkadaşlıklardantutun,her
türlüaşiretçikalıtsalilişkilerden,özelliklebuilişkilerindemokratik
özünüinkareden,buradakidemokratikmuhtevayıkendigericikan
ilişkileri,çıkarilişkileri,şahsiilişkileriiçinkullananbütünanlayışlardan şiddetle nefret ediyoruz. Böyle kan bağına dayanan, ahbapçavuşluğa ve belli bir yerelliğe dayanan yakınlıklar hiç anlamı olmayanilişkilerdir.Buacabanedenböyleoluyor?Buzihnendeolsa,
hissiolarakdaolsa,belkibiröngörüdeolsa,mutlakaKürdistan’daki toplumsal yaşantıya bu öğenin getirdiği tahribatta aranmalıdır.
Kişilerinbirbirlerinekarşıprofesyonelcedeğil,birdavaadamıolarakdeğil,tamamenböyletoplumumuzuniliklerinekadarköksalmış
vehertürlüdemokratik-ulusalgelişmeyiboğan,klan,aşiretvekabilecilik,bölgecilik,mahallecilikilişkileriylebirbirlerinebağlıkalmalarıinsanıoldukçadüşündürüyor.Bukonularinsanıbayağırahatsız
ediyor.Bizyapımızdabuözelliğimutlakatasfiyeetmekiçinmücadeleverdik.Amabualandayapılmasıgerekendahaçokşeylervardır.Fakatyinebunundabasitbir“kendimi düzelteyim”edebiyatıyla
veya böyle bir pratik önlemle olamayacağını, bu konuda kişilerin
190
derinliğinebiryenilenme,insanlıkkültürüalanındakendileriniiyice
yetiştirmeleriveayrıyetenbuenginkültürlerdeneldeedeceklerien
yararlı sonuçları bu topraklarda ortaya koymalarından geçeceğini
bilmek gerekir. Bu tip kişiliklerin oluşumuyla belli bir saygınlığın
oluşması,dolayısıylabellibiryoldaşlığınoluşmasıbeklenebilir.
****İnsanıntarihtesaygıduyduğu,görkemliliğineinandığıçok
çeşitli,doğadaolsun,toplumdaolsunyapılarvardır.Bizbukonudakendimizisonderecebüyükgörmüyoruz,tamtersinedoğadaki
vetoplumdakibugörkemliyapılarkarşısındanekadarbasitolduğumuzu görerek durumumuzdan iğreniyoruz.Ama insan belli bir
otoriteyarattıdiyebunungölgesinedesığınamaz,sığınıpdabutip
ilişkilerletoplumudahagenişetkisialtınaalamaz.Butipdavranışlarbasitdavranışlardır.Belirttiğimizgibitoplumtarihinivemaddeningelişimevreleriniiyikavrayankişi,butürilişkilerdenfazla
birşeybekleyemez.Ancakbupratiklerkarşısındaserttavırdaolacaktır.Bukadarinsanıntutumuaşınıyor,enbaştainsanınkendisinesaygısıvarsa,kendiyaşamınabiranlamkazandırmakistiyorsa,
mutlakabirsavaşverecektir.Bizcebusavaşlaolur,dostluklaolacağını sanmıyoruz. Mutlaka bir savaş olacaktır, kişiliğin yenilenmesi açısından tamamen bir savaş olur, ama bu savaşta mutlaka
kafa, kol kıralım demiyoruz. Savaşın üslubu biraz sert kaçabilir,
fak at öneml i olan sav aş ın özünd e yat an etk enl er, sav aş ın dayandığı,savaşınamaçladığıfaktörlergözönünegetirilirse,üslubun
sertliğizennedildiğindenaztahribatyapar,hattayapmazbile.
Arkadaşlar bilmeliler ki, gayri ihtiyari de olsa bir sertlik tavrınınisterhaklı,isterhaksızçokönemlinedenlerivardır.Bunugörebilmelerigerekir.Bugruppratiğimizdeuzunyıllarınbiryaşantı
pratiğiolduğuiçinbizbunlarıbuşekildebelirtiyoruz.Yanibizbu
arkadaşa, davranışlarına nasıl saygı gösterilmesi gerektiğini çok
iyi biliriz.Aslında nerede, nasıl, ne zaman saygı gösterilmesi gerektiğini çok iyi biliriz, ama bir kişinin neresinin sakat olduğunu
daaz-çokbilebiliriz.Bukonudakaprislice,egoistçeolmayanölçülerkısmendeolsavardır.Fakatarkadaşlarınkişiliklerinigenellikle
geliştirmeyi, değiştirmeyi, tabii ki bunu bir abi, bir büyük olarak
191
veya çok iyi bilen birisi değil, bir düşünce insanı olarak, sürekli
düşüncelerigeliştirmekisteyenbirkişiolarakyapalım.Herkesten
bubeklenir.Herzamanyeniyaratıcıdüşüncelerortayaçıkarmak,
bunukişilerebenimsetmek,toplumdagereklibirgörevdir.Bunlar
özellikleaydınların,devrimcilerinyapmasıgerekenbirfonksiyondur.Buhalkın-eğeryozlaştırılmazsa-çokönemlibirfonksiyonudur.Bunundeğeribilinirseçokiyibirfonksiyondurvetoplumun
değiştirilmesinde, geliştirilmesinde çok önemli roller ifade edebilir.Özelliklebizdebununyeriçokönemlidir.
Arkadaşlar neden bu yapımızı kavrayamıyorlar? Sadece kişisel
yapımızıdeğil,sosyalizminbukonudakiyapısınınedenkavrayamıyorlar?Sosyalizmininsandayarattığıbilinçlenmeyiveyafedakarlık
ruhunu, yarattığı cesaret ruhunu, işleri uzmanca-teknikçe yapma,
gizlice yapma ve ayrıca davayı her zaman kutsal bir dava olarak
görme,büyükbirdavaolarakgörmeyönünükendilerindeniyeaşırı
birşekildegeliştiremiyorlar?Örgütçüolmaniteliklerini,savaşçıolma niteliklerini niye her zaman geliştiremiyorlar? Geliştirememişlersebizcebunlarınçoksınırlıişyapmalarıgerekecektir.Şuanlayış
kesinsakattır;bellibirideolojik-politikhedef,örgütselyapısağlanmadanarkadaşlarınbirköylügibiveyabirfeodalyiğitlikörneğiolarakortayaçıkmalarıbizdekarikatüristbirdavranışolurvesomutbir
davranış haline de gelebilir. Bu arkadaşlar ne dereceye kadar iyi
olursaolsunlar,amaöteyandançokgüçlübirideolojik-politik,örgütselvesiyasalhedeflerplanındabaşkabirarkadaşınyaptığıbasit
bireylembizeçokanlamlıgelebilir.Bizbununderinanlamınıkavrayabiliriz.Butipbireylemlebutemeldenyoksunbireylemarasındakifarkıanlayabiliriz.Hayattaeylemlerinbiryığınpolitik,biryığınsosyal,ideolojiketkisivardır.İnsanyarattığıeylemlerinsonucunudüşünemezseyinebirköylüdenfarkıyoktur.Amabunlarolmamalıtabii.Kişilerbuşekildedavranırlarsaeylemlerineideolojik,siyasalhedefsaptamasıyaparvebunubellibirörgütlenmeyekavuşturarakbütüntedbirlerinidüşmanınağırlığıoranında,önündekiengelleroranındadaalırlarsa,bukonudadaeylemlergeliştirirlerse,buna
saygıduymayacakinsan,bunasevinmeyecekinsanyokturaslında.
192
Bukonudabirhalkınkazanacağıçokşeyvardır.Bunuinkaredecek
insandayoktur.
Bizim durumumuz şu açıdan önemlidir; komünistlerde her zaman bir ekip düşüncesi, bir komite düşüncesi vardır. Özellikle
önümüzdekidönemyenidenbirörgütlenmeyeyöneleceksekarkadaşlarşunugözealmalılar;benimçalışmastilimveyaolaylarabakışaçım,davranışözelliklerimönemlidir.Buyapıdanbenimleçalışabilen, ne dereceye kadar orantılı çalışabileceğini netleştirmiş
bir ekip çıkmalıdır. Hatta şu da aslında göze alınabilinmelidir:
Eğer benimle ciddi olarak çalışabilecek ekip oluşursa veya daha
yararlıbirekipoluşabileceksehareketidahadeğişikbirpozisyona
sürebiliriz.Ama hareketin önümüzdeki dönemde yürütücülüğünü
başkabirekiparkadaşalabilirseçokdahaolumluolur.Bendebazı
alanlarda, özellikle düşünce alanında daha çok yararlı olabilirim.
Amabunugözealamıyorlarsamutlakaşukavranmalıdır;benkarşımdakuklagibiherdediğimeikidebirde‘evet’ diyenadamistemem,öteyandankafasızadamdaistemem,gelişmemişbiryapıdankaynaklanankişilikdeisteyemem.Bukişiliklerienağırşekildedebeşparalıkederdurumagetirebilirim,bendenbuherzaman
beklenmelidir. Çünkü çok önemli binlerce kişinin kaderi yürütülmekisteniyor,bukonudadeğilsertolmak,gerektiğindeinsanböylekişileriayaklarıaltınaalabilir.Gerektiğindeinsaninsanınyüzünetükürebilir.Yanibunlarınhepsibeklenmelidirveinsanbukonuda çok aşırı sert biçimlere de varabilir. Elinde olmayarak kazalar
yapabilir.Birbireybütünbunlarıbilerekbirekiptegörevalacaktır.
Şu konuda arkadaşlara saygılıyım; onların özelliklerini hesaba
katıyorum, onların kişiliğini, tabii ki devrimci mücadeleye zarar
vermeyecek oranda, onun kişiliğini yıpratmamak için ne lazımsa
onuyapıyorumveyapmışımda,amayokonlarbenimdurumumu
kavramadanbenimleistediğigibiişyapacaklarınısanıyorlarsaaldanıyorlar. Bu konuda belki düşünemeyeceğiniz kadar, beklemeyeceğinizkadaracayipdavranışlardabulunabilirim.Evet,hiçanlayamayacağınız tarzda, mahiyetini kavramayacağınız tarzda böyle
şeyleriyapabilirim.Benöylesafbirisideğilim,kendimioşekilde
193
göremiyorum. Bu kadar kişiyle merhabamız, yoldaşlığımız var,
yani ‘beklenemez, çok güvendik’ şeklinde kişide bir güven yaratmışolabilirim.Fakatbugüvenefazladayanmamalıveyabugüveninmutlakakişiliktenkaynaklananölçülerleşuveyabuoranda
değiştirilebileceği saptanmalıdır. Biz kendimizi fazla büyük görmüyoruz,sonderecegüçlü,kuvvetlibiryapıda,manevialandaolsun,diğeralanlardadaolsunyeterligörmüyoruz.Amabukonuda
bir yaşantı biçimini oluşturmaya çalışıyoruz.Arkadaşlar da kendi
yaşantılarını, cesaretlerini yenilemeli ve her gün kendilerine yeni
umutlaryaratmalıdırlar.
Hergünbirolaydırbizimyaşamımız.Öylefosilleşmiş,taşlaşmış
yapıda değillerse, eğer Kürdistan’daki değişiklik, yaratıcılık görevimizinnekadarbüyükolduğuanlaşılıyorsakişilerdehergünkendileriniyenilemelerigerektiğiniiyibilmelidirler.Arkadaşlarınbunu
anlamayacaklarını sanmıyoruz.Ancak yenilenmeden, basit taklitçi
davranışlara yönelme de anlaşılmamalıdır.Yenilenme olsun kırk
senedebirolsun,amagerçektenbiryenilenmeolmalı.Böyleolacağınaolmasındahaiyidir.Arkadaşlarlabugünekadarkiçalışmalarda
hiçgüçlübirekiphavasıiçindeçalışmadığımızıbelirtmekisterim.
Bu ister benim tavrımdan kaynaklansın, ister arkadaşların kişisel
yapısından kaynaklansın, ama eğer önümüzdeki dönemde görev
alacaksak birbirimizi çok iyi tanımak zorundayız. Sanıyorum şu
ana kadarki yaşantı birliği, bizim birbirimizi tanımamızda önemli
ipuçlarıverecekniteliktedir.Eğertahlilgücüvarsabirbirimizitanırız.Örneğinbukadararkadaş,binlerce,onbinlercearkadaşoluşturabilmişiz.Dikkatedilirsedürüstolduğunuzu,birbirinizekarşıhayli güveninizin olduğunu siz kendiniz de görüyorsunuz. Birbirinize
canınızıverebilecekkadargüveniyorsunuz,bundanşüphemizyok.
Amademekistediğimkişileritanımadaveonlaragüvenmedeölçüler vardır. Bu yapıyı duraklatacak, bu yapıyı şu veya bu şekilde
saptıracak bazı davranış, eğilim ve unsurlar da fazla yaşayamayacaklarınımutlakabilmelidirlervebutiplerbundansonrageridekalacaklarını anlamalıdırlar. Layık oldukları yerde kalabileceklerini
anlamalıdırlar.
194
Butipdavalardainsanyorulmaz.Butipdavalardabelkibiryıpranmaolabilir,amakişininmoralivarsa,psikolojikruhyapısıhâlâ
canlıysa, bu kişi her gün kendini yenileyebilir, her gün mücadele
enerjisini üretebilir. Bu yapı içerisine giren kişilerde de, özellikle
Kürdistan’dadevrimmücadelesinivermedegerçekteniddialıolan
arkadaşlar da amaçlarını yenileyememelerini, amaçları hakkında
berrakbiranlayışavaramamalarını,canlıbirzekayasahipolamamalarını,cesaretteçokgüçlüolmamalarınıgörüyoruz.Ancakcesareti oluşturabileceklerine, bilinçlerini her zaman yenileyebileceklerinegüveniyoruz.Eğerbunuyapamıyorlarsa,bu,bunlarındavanın önemini kavramadıklarını, davanın belli bir bilincini kendilerinde yaratamadıklarını gösterir. Ve bunların bütün önderliklerindendoğanzaafındaondankaynaklandığını,davanınözünükavrayamadıklarıiçinbununhızlatabanadoğruyayıldığınıvebiryığın
olumsuz etki yarattığını da görüyoruz. Tabii ki bunun arkasında
sosyal, siyasal, ideolojik yapının da mevcut olduğunu savunuyoruz.Yanisosyalizm,bağımsızlıkmücadelesiverenhalklar,buyapıyıdoğurmamış,tamtersinesömürgeciliğin,feodalizminvebunlarınkarmaşıkolarakoluşturduklarıtümideolojik,politikkurumlar bizim bu kişiliklerimizin düşüncesini, beynini zift gibi kaplamıştır. Ve bu zift gibi kaplanan zekadan fazla bir yaratıcılık, zift
gibikararmışyürektendefazlabircoşkunlukdoğmuyor.Hepimiz
deaz-çokbudurumdayız.Amaönemliolanbukonudakiuğraş,bu
davayaduyulaninancınbüyüklüğüilebutoplumunyarattığıbaskıyı, tahribatı aşmaktır.Arkadaşların bunu yapabileceklerine olan
inancımızoldukçabüyüktür.
GörevveHedefler
Busüreçiçerisindeyaşadığımızbazısorunlarıelealabiliriz:Aslında bölgeler arasındaki irtibatsızlığın, hapishaneye çok basitçe
girmelerin, çeşitli alanlarda gençlik içinde, köylüler arasında, kadınlararasında,işçilerarasındakiçalışmalarıntesadüflüğününveya ciddi bir biçimde layıkıyla yürütülemeyişinin, kadrolaşmada
195
adetabizimçokyalınbiryolkatedişimizin,eylemlerimizinadeta
ideolojik-politiktemeldenyoksunboyutlarakadarvarabilmesinin,
örgütüngüçlükadrolarakavuşamamasının,ayrıcaönderseviyesindeolankişilerinörgütlenemeyişininvarolduğunu,birgerçekolduğunu ve bu konudaki gerçekleri görmemenin imkansız olduğunu
söyleyebiliriz. Hatta bu konuda bütün bu siyasal amaçlarımızın
pratiğeyansımasınakadar,haylikarmaşıkbiryapınınbulunduğunu açıkça söyleyebiliriz.Yani her şeyin tamamen durgunlaştığını
hiçtahminetmiyoruz.Amayalnızşunubelirtebiliriz;kabadaolsa,
adetahalklarınilkelbirilişkibiçimiyledeolsa,sosyalizmikavrayışımızla, ülkenin sorunlarına uygulayışımızla arkadaşların güvenebilecekleribiryapıyaadayız.
Siyasal amaçlar, siyasal amaçların kuşatmaya çalıştığı pratik
ilişkiler, arkadaşların üzerinde devrimcilik yapabileceği bir alanı
oluşturmuştur.Arkadaşlar inançlarını sürdürmekte kararlı iseler,
bu ülkenin yurtseverliğine duydukları inancı bugün de sürdürme
kararları var ise, bugün yaratılan alanın eleştirildiği üzere olumsuzluklarıolmasınarağmen,buyapıdanküçük-burjuvalığakaçmamak,çoksıkıştımıbunalmamakveölümüde,kurtuluşudabuideoloji,bupolitikkarmaşıkyapıiçerisindearamakkaydıylaeskisindendahaolumluşartlarasahiptirlerdiyebiliriz.Eskidensahipolamadıklarıbiryığınaraç-gereç,insanöğesinesahiptirler.Eğerdevrimamaçlarındainançlıolduğumuzuhâlâsavunuyorsak(kisavunuyoruz)gerektiğindebuinancıyenidenyeniler,buinancıhergün
yenidenyenidenoluştururyinedesavunuruz,yinedemücadeleye
olaninancımızıbildiririz.Bugünönümüzdekiaraçvegereç,Kürdistan’dadevrimyapmayadahaçokolanaktanımaktadır.
Bizkendimizi,içindebulunduğumuztoplumsalyapıyıhiçbirkişiiçinbeğenmediğimizisöylüyoruz.“Bu toplumsal yapı bize hiçbir şey vermiyordu” deyip bu toplumsal yapıya ne kadar isyan
ederseniz, ne kadar bununla alay ederseniz, ne kadar ayak altına
alıpçiğnerseniz,okadarhazırsınız.Evet,bubilinci,bugücüverdik, tarihi sorumluluğunu kabul ederiz.Ama öte yandan yeni bir
toplumyaratmanın,yenibirumutyaratmanınisebirinsanlıkgöre-
196
vi olduğunu, giderek bundan kaynaklanan bir yurtseverlik görevi
olduğunu, halkın çıkarlarına bağlı kalmanın bir ölçütü olduğunu
söyleyebiliriz.Yani eskiyi ezerken, yıkarken, dağıtırken, öte yandanbuinsanlarayenidenbiryolgöstermeyi,buinsanlariçinyenidenbirumutyaratmayıihmaletmedik.Eskiyekarşıduyulantepkiler, eskiye karşı duyulan nefret ve günümüzde önümüzdeki her
türlüdışbaskıyakarşıduyduğumuztepkiler,bizihiçbirzamaniçe
kapanık veya bireysel, anarşist davranışlara itmemiştir, itemez.
Böylebirşeyiniçinegirmekbitmedemektir.Bizinsanlarlaeskiyi
yıkıpdağıttığımızalanlardayenidenbiryapıoluşturmanınvebunu
dışveiçdüşmanakarşıyapabileceğimizinsözünüherzamanveriyoruz.Böylebirsözsöylemeklekalmıyoruz,bununiçinhertürlü
davranışagireceğimizi,gücümüzünyettiğiölçüdebukonudaçalışacağımızıbelirtiyoruzvedavranışlarımız,düşüncelerimizdehep
bu doğrultudadır. Dikkat ederseniz sanki bir kuşkulu, şüpheci bir
havavarmışgibibahsediyorum.Aslındakendiaçımdandilegetiriyorumbütünbunları.Şuankiyaşantıdafazlakuşkuluolamayacağımıveyabuamaçlardatutarlıolduğumugösterebilecekherkanıta
vebelgeyesahibim.Amabunarağmenkendiyapımıdaolduğugibi anlatmaktan çekinmiyorum. Bunu bütün arkadaşlardan aslında
bekliyorum.Yaniarkadaşlarkendikişiliklerini(isterçokgüçlükişiliklerolsun,isterçokzayıfyanlarıolsun)bunueserleriyleortaya
koymalıdırlar. Çok zayıf yanları var diye kimse onları alaya alamaz,kimseonlarıaşırıbireleştiriyleyerlebiredemez.Mutlakao
bunuaçıklamakladahadafazlaileriyeçıkışimkanıbulabilecektir.
Yine güçlü özellikleri olan arkadaşlar da demin bahsettiğimiz
esaslar üzerinde gerçekten bunu eserleriyle gösterebilmelidirler.
Ne benim otoritemden çekinilsin, ne başkasının otoritesinden, ne
şundan,nedebundançekinilsin.Doğrubildiğişeyisonunakadar
yürütmektenhiçbirgüçalıkoymasınonu.
Bundansonrakisüreçteoluşturulacaktüzüğünvebutüzüğüuygulamaklayükümlüolanveonunkurallarınagörehareketedenbir
merkezin, belirlenen siyasal amaçlar doğrultusunda bir örgütlenmeyegirişeceği,buörgütlenmeyiyaratırkenarkadaşlarınşimdiye
197
kadaryaptığıeleştirilerinbüyükbirbölümünügidereceklerikesindir.Eylemlerindurumuhakkında,sosyal-şoven,reformistgörüşler
hakkında,köylüler,işçiler,kadınlar,gençlikiçinyaptıklarıeleştiriler,kadrolaşmadayeniyöntemlerkadrolaşmayıdahanitelikli,dahakalıcıgeliştirmekamaçlıyapılacakçalışmalarhakkındabirtüzükvebutüzüğegöreyapacağımızçalışmalarbizeçokşeykazandıracaktır. Bu eleştirilerin büyük bir bölümünü giderebilecektir.
Zatenörgütlüçalışmaihtiyacıvebukonudabizimyapımızdabüyükbirkarmaşanınolmasında,sayısıyüzbinlerevaranbirgücüetkialtındatuttuğumuzhaldebunagüçlübirörgütselnitelikkazandıramayışımız, buna giderek savaşçı bir nitelik kazandıramayışımız rol oynamaktadır. Biz örgütlenmeyi ve siyasal amaçlarımızı
ilanetmeyibukişilereverdiğimizkurtuluşsözüiçinyerinegetiriyoruz.
Bunlarıntaleplerikarşısındafazladayanamadığımıziçinbuşekildeortayaçıkmayıgörevbiliyoruz.Şukonudainançlıyızaslında;buülkeninsaygıdeğerbirpolitikkurumunuyaratacağımızı,bu
ülkede özellikle aşırı hainler dışında başta işçiler, köylüler, gençler,diğeremekçilerveülkeyeşuveyabuorandabağlılığınıyurtseverlikolaraksürdürenkesimlerinhepsininbirumutkaynağıhaline
geleceğimizivedüşmanınkarşısındabellibirsaygınlıkkazanacağımızırahatlıklasöyleyebiliriz.Önümüzdekisiyasalhedefler,önümüzdeki kadrolar, önümüzdeki örgütlenme kurallarıyla önümüzdeki geleceği saygıdeğer bir gelecek haline getirebilir ve halkın
çokdahagenişkesimleriiçinbirumutkaynağıhalinedönüştürebiliriz. Oluşturacağımız siyasetle uğraşan bir örgüt ve bunun bütün
ideolojik,örgütselgereklerinikarşılayanbirörgüt,halksaflarında
daha büyük bir yetkiye sahip olacak ve düşmanları karşısında da
dahaonurlu,dahaitibarlıbiryerkazanacaktır.
Bunu söylerken şunu belirtmeyi unutmayalım; diğer siyasi hareketlerin,diğerörgütlerinKürdistan’daKürdistanadınayaptıkları
aslındabiryüzkarasıdır.Ortadakikişiliklerselambileverilemeyecek derecede aşağılanmış kişiliklerdir. Politik bakımdan kafalar
aşırı bir şekilde bağımlıdır, bir yandan Moskova’ya, bir yandan
198
Çin’e, bir yandanAmerika’ya, bir yandanAnkara’ya, bir yandan
İstanbul’a,biryandanşufeodala,bufeodalabağımlıkafalardır.Bu
kafalarbağımsızdeğildirvebukafalarınoluşturduğusiyasetlerde
fazlabağımsızlıkiçerensiyasetlerdeğildir.Bunlartamtersinebir
halkın bağımsızlık, demokratik isteklerini, umutlarını pervasızca
harcamış, bu konuda kendi kişiliklerinde bir bağımsızlığı yaratamamış,halklarakendikişilikleriyleörnekbirşeyçizememişveya
bukonudaağırsuçlarişlemişyapılardır,unsurlardır.
Eskiyiyinehatırlayalım;ozamangerçektenKürdistankelimesiyleherkesdalgageçiyordu.BizbilekendiKürtlüğümüzdenvahşiolarakbahsediyorve‘Kürtlerin durumu bellidir’diyorduk.Ama
bugünbuaşılmıştır.Bizbuaşamayışuveyabukendikişiselgücümüzedeğil,dünyahalklarınınilericikültürüne,onlarınmücadelelerine, en başta da sosyalizme bağlıyoruz.Ama bugünler sadece
Kürtleriçinböyledeğildir.Tümezilenhalklarınhorgörüldüğü,insanyerinekonulmadığıbirgerçektir,amaKürtleriçinbufazlasıylaböyledir,çokdahafazlageçerliliğivardır.ÇünküöylebirKürtlükvarki,hiçkimseninbeğenmediğibiryapıdır.Herkesgüyabu
yapıdan çıkmıştır, ama kimsenin beğenmediği bir yapıdır. Biz bu
yapıyı benimsemeye çalışıyoruz, bu çok ciddi bir şeydir. Tarihte
gericilikle yoğrulmuş, feodalizmin her türlü pisliğiyle uydulaştırılmışbiryapıyıbenimsemeyeçalışıyoruz.
İlişki kurmayı, sosyalizmle yeni bir yaşam yaratmayı denemişiz.Arkadaşlar eğer gerçekten tutarlılarsa davranışlarında başka
bir yolun olmayacağını görmelidirler.Yeni yetişme kapitalistler
vardır,sanırlarkidünyayıfethedecekler.Eğerarkadaşlarbukapitalistlerinamaçlarınıpaylaşamıyorlarsa,eğerböylesömürgecifeodal bir yapı içerisinde fethedecekleri bir yapı, bu statüko altında,
fazla bir dünya yaratamayacakları inancında tutarlıysalar, gerçektenbuarkadaşlarınkorkunçbirdevrimdesüreklibirsavaşımiçinde olmaktan ve kendilerine alan yaratmak için sosyalizme sarılmaktan, bir güçlü örgütlenmeyi, bir güçlü kadrolar, bir güçlü eylemyaratmaktanbaşkaçıkaryollarıyoktur.Amabunarağmenarkadaşlarhâlâbirköylüiçgüdüsüyle(fazlahorgörmüyoruz,ilkel
199
birşeydir,amayararsızbirşeydir)yinebirküçük-burjuvapasifizmiyle ister kendi burjuvazisinden, ister yabancı bir burjuvaziden
dilenmegibibirdurumlarıyoksaveyaşantıdenengerçeğedesaygılarıvarsaalanyaratmalarıgerekir.
Dünyayagelmeköylebasitbirsorundeğildir.İnsanolmakçağımızdabasitbirsorundeğildir.Birçokbağımsızlık,özgürlüksorunu vardır bu insanların. Bizim gibi bundan nasibini hiç almamış
kişilerinçokdahabüyükgörevlerivardır.Amadenilebilirki,“bunalıyoruz, durgunlaşıyoruz, kafalarımız yetmiyor artık bu sorunlara.” Hayır yetmelidir!Yetmiyorsa suçu kimde bulacaksın? Suçu
kenditoplumsal,aileselyapındagöreceksin.Bunlarındafazlasuçlu olmadığını görebiliyorsan, bunun başka düşünceden olduğunu
göreceksinveyöneleceksin,yöneleceğizbuna.Genelhavanedir?
Sankibizimiçinsonderecegelişmeveyaşamaolanaklarıvarmış
gibibirhavaiçinde,böylebirpsikolojik,moralyapısıvarbazıarkadaşlarda.Buyüzdendeçeşitlibaskılaraltındasıkışaninsanların
durumunuarzetmiyorlar.
Eğer arkadaşlar sömürgeciliğin yağdırdığı tüm kötülüklerden,
Ortaçağ’ınyüzyıllıktoplumsalyapısınındoğurduğualacakaranlıktan şikayetçiyseler, bunda tutarlıysalar, bu ikisinin de çok zararlı
olduğunubiliyorlarsa,anlamalılarkibustatükovarolduğuoranda
kendileri aslında hayalle yaşıyorlardır.Ama bunlar eğer insan olmaonurunutaşımakistiyorlarsa,bununbilincinevarmışlarsa,güçlübirörgütçülük,amaçlarındagüçlübiraçıklıksergilemektenve
ayrıcaeylemlerindegerçektenhemusta,hemkıvrak,hembitirici
darbeler indiren insanlar olmaktan başka çareleri yoktur. Bu durumlarKürdistandevrimcilerininniteliğinibelirler,Kürdistan’daki
devrimcimücadeleninniteliğinibelirlediğigibi,buniteliklerlebütündünyahalklarınakarşı,bütünbölgehalklarınakarşıörnekolabilir.Bölgedekigericiliğindeaz-çokbizdenkaynaklandığınıhatırlarsak,bölgehalklarınınmücadelesininbüyükorandabizdekimücadelenin gelişmemesi, dolayısıyla gelişmediğini kavrarsak (bu
konudanedereceyekadarönemlibirkonumiçerisindeolduğumuz
açıktır) bu alanı emperyalizmin, feodalizmin, sömürgeciliğin cirit
200
alanıolarakgörmeyeveyaşamayadevamedersek,herhaldebunda
dünyavebölgehalklarınındapekbiryararıyoktur.Kısacasadece
kendi yaşantı alanımızı yaratmak için değil, bunu başarılı bir örnekolarakdünyahalklarınasunmakvebizimyüzümüzdendünya
halklarının, bölge halklarının gericilik altında olmalarını da ortadankaldırmakiçinüzerimizedüşengöreviyapmalıyız.
Buberaberindeörgütlenmeninbütünözelliklerinibilmeyi,amaçlarımızda son derece kararlı olmayı, eylemlerimizde son derece
atakolmayı,sonderecekurnaz,bilinçli,yanieylemlerimizinbütün
sonucunugerekbizekarşı,gerekdışakarşıyaratacağıbütünetkileribilerekveayrıcadüşmanınazgınlığıbiliniyorsa,düşmanıntarih boyunca nasıl bir gerçeklik yarattığı biliniyorsa, düşmana da
kolay kolay teslim olmamayı getirir. Bu düşmana karşı da bizim
aklın, hayalin almayacağı bir şekilde mücadele etmeyi benimsemektenbaşkabiryolumuzolmadığıhalde,bugünekadarkisüreçte
bu konuda önemli oranda başarılı olunduğunu söyleyememekteyiz.Amaçta, yöntemde böyle bir görev ortada olmasına rağmen
mevcut yapının hâlâ böyle bir nitelik kazandığını söyleyemez arkadaşlar.Hemsiyasalamaçlarınkavranışında,hembununörgütsel
bir pratiğe, eylemsel bir pratiğe dökülüşünde arkadaşlar çok çok
gerideler.Giderekbulupçıkarıyoruzeksikleri,amasorumluluknedir?Bukonudabirşeyleryapılamazmı?
Birinsanınyapabileceğişeyleriyapmayaçalışıyoruz.Fakather
insanındabirşeyyapabileceğineinanıyoruz.Herkişinindefazla
şikayet etmeden, çevresini şikayetlere boğmadan, çevresine veryansınetmedenvebaşkagüçleredayanmadan,özolarak,kendikişiliğinedayanarak,kendizekasına,bilincine,cesaretine,fedakarlık
ruhuna dayanarak çok şeyler geliştirebileceğine inanıyorum. Benimkısacainsanlarabakışaçımbudur.İnsanlarınbunlarıyaratabileceklerine,bukonudaaralarındaçokgüçlükolektifilişkilergeliştireceklerine,çokgüçlüdavalarıbaşaracaklarınadairinancımızda
vardır.Nebirotoritekendiyapısınıngücünügörmemezliktengelmeli, ne de bütün kişiler kendilerindeki engin enerjiyi hapsetmemelidirler.Bunlarsonderecebirdavanıngerektirdiğiölçüleriçeri-
201
sinde,kolektifbirdayanışmayıyaratabilmelivebukonudaherşeyekatlanmalılar.Hertürlügerekleriniyerinegetirmelidirler.
Bu işin teorik yanını ortaya koyduk. Bunu daha da somuta indirgersek,bölgebölge,kişikişi,kendimizdesomutlaştırmayaçalışırsak, sanıyorum zaman fazla uzar ve pek fazla bir yararı da olmaz.Amayinebueleştirilerle,bubakışaçısıylaneyinkastedildiği
açıktır.Hiçbirarkadaş“ben anlamam veya beni ırgalamaz”diyemez. Ben bütün arkadaşların yapısından kendimi nasıl sorumlu
hissediyorsam,herarkadaşdabumücadeleninönemlisorumluluklarınıpaylaşmanıngereğinigörmek,bilmekzorundadır.Bunubilmeden,görmedeneğeradımatıyorsa,yarınkendinibiruçurumdan
daatabilir.
Kafamızda düşünce kırıntılarıyla şurada-burada bölük pörçük
düşüncelerle biz bu soruna eğilirsek başarılı olacağımızı hiç sanmıyorum, ama bu konuda doğru kavramlara, doğru prensiplere,
doğruilkeleresahipolursak,bunlarınışığında(kibunlarhepsiideolojiyiifadeeder)güçlübirideolojikyaklaşımlabusorunlaravarırsak,bunundaörgütselvekadrosorununuunutmazsak,başarılı
olmamamızınhiçbirnedeniyoktur.Yineşunuhepdilegetiriyoruz;
halklarıneli-koluhepbağlıtutulduğuiçin,bilhassaekonomikyöndengüçsüzvearaçsızbırakıldığıiçin,sanıyorlarki,devrimcilerde
böyledir.Hayır,devrimcilerburjuvazininelinikolunuzincirlebağladığıbirhalkdurumundadeğildir.
Devrimcilerbiryerdezincirikıraninsanlardır,zincirikıraneller
deherzamangüçoluşturabilecekellerdirveayrıcabeynindetutsaklığıyenenkafalar,hergünyaratıcıdüşünceyi,bağımsızdüşünceyi yaratacak beyinlerdir. Bu beyin, bu üretici eller birleşirse,
burjuvazininbizihapsettiğiyapıdasüreklikalacağımızı,fazlagüç
oluşturamayacağımızı,fazlaalanyaratmayacağımızısanmıyorum,
yaratabiliriz.Bizsıradanbirhalkkitlesi,yığınıgibideğiliz,eli-kolubağlıolan,kafasındantutyüreklerinekadarherbakımdankorku, terör, şartlanmışlık, yabancılık içinde yaşayan insanlar durumundadeğiliz.Devrimcilersürekliçaregetiren,sürekliaraçgeliştiren, sürekli yol gösteren insanlar durumundadırlar. Evet, böyle-
202
dirler,bunuhayatlarıylayerinegetirirler.Bunudüşmanakarşımücadeleyle, önüne her çıkan engelle büyük bir mücadeleyle yerine
getirirler.Devrimcilerbuçaptainsanlardır.Bununiçinsıradaninsanlardeğildirler,bununiçintoplumlarınkurtuluşunayolgösteren
birtaraförgütüdürler.Birgenelkurmayörgütüdürbunlar.Hergün
çare,alternatif,kurtuluşaracıgeliştirenorganlardır,unsurlardır.
Devrimcilerinsıradaninsanlardanfarkınıgöremeyenbiranlayışın Lenin tarafından da nasıl değerlendirildiğini biliyoruz. Devrimcileri halk kitlelerinin kuyruğuna takan bir anlayış ve halkın
güncel,siyasal,ekonomiksorunlarıiçinde,yanibellibirekonomiyivebunudabellibirsiyaseteaktarananlayışınnekadarsığbir
anlayışolduğunuvebuanlayışlaLenin’innasılmücadeleettiğini
biliyoruz. Biz bu yapılar içinde yer alamayız.Ama öte yandan
devrimciler büyük hayalciler de değildirler.Ayakları yerden kopuk, yarattıkları ve geliştirdikleri olayların nasıl sonuçlanacağını
bilmeyen maceracılar da değildirler. Devrimciler her iki hatanın,
her iki ucun dışında yeralan, bütün çalışmalarında planlı olmayı,
hesaplı olmayı, güçlü olmayı, darbelerinde, eylemlerinde gücü
oranındahareketetmeyi,bütünbunlarıdabellibirdüşmansaptamasına göre yapmayı, yani bir genelkurmayın orduyu yürütürken
yaptığıtümplanlamayıyapabilenkişilerintopluluğudur,örgütüdür
devrimcilerörgütü.Bukonudafazlasözsöylemeyegerekyoktur.
ÇünkübizeyolgösterenLenin’inöğretileriortadadır.İllabizimde
bu konuda bir ilke geliştirmemize gerek yoktur. Biz bu ilkelerin
saflarımıza uygulanmasını istiyoruz, arkadaşların özümsemesini
istiyoruz.
Sanıyorum,elimizdekibuaraçlaisterprogram,istertüzük,ister
kadro malzemesi, ister silah, ister şu-bu gereçlerle, önümüzdeki
dönemde uzun vadeli amaçları planlamada, kısa vadeli amaçları
planlamada ve tabii ki örgütlenmede daha başarılı olacağımızı
söyleyebiliriz.Yani eskiden olmayan bazı araç-gereç eksiğimizi
bugün biraz daha kapatmış olarak, gelecekte daha iyi bir planlamayı, örgütlenmeyi yapabileceğimizi söyleyebiliriz. Ve siz nasıl
bugünbugelişmeyigeçmişegöredahaolumlubuluyorsanız,mut-
203
lakaönümüzdekidönümlerdedeböyleolacağınıbeklemelisiniz.
Tüzüklemerkezinbirkaçyakıngörevitespitedilecek.Bukonuda merkez yürütmeye seçilecek unsurların, birbirleriyle çalışacak
kişilerinkolektifhareketiönemlidir.Ayrıcaherbirisininbirboşluğu doldurması, yaratıcı olması önemli bir husustur. Her zaman
mücadeleye enerji vermeli, bir yandan cesaret, bir yandan bilinç,
bir yandan da fedakarlık aşılamalı, uzmanlık, işbölümü ile yayın
alanındaçeşitliaraçlarkullanarakmücadeleyiduyurmalıdırsürekli.Mücadeleningeleceğeilişkinbütünplanlarınıçizebilmeli,mücadeleninuzakveyayakınhedeflerineilişkinprogramlarını,çalışma programlarını geliştirebilmeliler. Örgütlenme biçimlerini, çeşitliörgüt,organoluşturmayıbecerebilmeli,bukonudayeteneklerini kullanmalılar. Somut şartların ışığında günün acil görevlerini
yerine getirebilmeliler. Taktik değişiklik yapılması gerekiyorsa,
bunuhemenyapabilmeliler,bukonudaesneklikgöstermeliler.Hareketinacilihtiyaçlarıiçingerekenorganlarıyaratabilmeyiveorganları işletebilmeyi becerebilmeliler. Hareketi yakından tehdit
eden ve uzun vadeli tehlikeleri önceden görebilmeli, bu konuda
planlar geliştirmeliler.Yine hareketin yakın müttefiklerini, uzak
müttefiklerini görebilmeliler, bunlarla ilişkiyi belli bir planlama
dahilindegeliştirmeliler.Kısacamerkezirollerinieniyişekildeortayakoymalılar.Merkezinbirhareketiniçindeçokmühimbiryer
işgalettiğini,helehelemerkeziyetçiyanıağırbasanbirörgütlenmenin gelişmesinin daha çok merkezden başlatıldığını gözönüne
getirerekbukonudahiçbirfedakarlıkesirgenmemelidir.
Marksist-leninist teori çok iyi özümsenmelidir. Önder kadrolar
sık sık marksizme müracaat etmeli, marksizmin uygulanmasını
başlangıçşekliyapmakiçinbuöğretiyigerçektenözümsemeliler.
Veenönemlisidebencebirhareketitemsiledeceksabıra,cesarete,fedakarlığasahipolmalılar,enönemlinoktalarbunlardır.Ayrıca hesap vermeyi, her zaman tarih önünde, halk karşısında örgüt
sorumluluğu içerisinde hesap vermeyi hiçbir zaman unutmamalıdırlar.Kendiaralarındakuracaklarıörgütlenmeilişkilerinintabana
doğrubirörnekteşkiledeceğiniaklagetirerek,eniyiörnekleribu
204
alanda yaratmalılar ve bunları tabana doğru yaygınlaştırmalılar.
Ayrıcayinebelirtelim;herbiribirboşluğukapatabilmeli,birbirlerinegörevyıkarak,birbirlerineaşırıyükyükleyerekdeğil,mevcut
yükü,mevcutsorumluluğukolektifbirşekildepaylaşarakzorolan
görevleribirlikteyürütebilmeyisağlayabilmeliler.
Tabiikibunlarındenetim,yürütmekonularındadageliştirecekleri
mutlakatedbirleriolacaktır.Birhareketiçepeçevrekuşatmakiçinellerinden geleni harcayacaklardır. Bölgeleri dolaşmak görevi zaten
programda belirtilmiştir.Toplantılar, konferanslar, kongreler, çeşitli
özelörgütler,yanörgütler,komiteleroluşturarak,temsilcilikleroluşturarak hareketi örgütsel yönden mümkün olduğu ölçüde besleyeceklerdir.Ayrıcahaberleşmekaçısındançeşitlibültenleryayınlayarak, çeşitli bildiriler yayınlayarak, hareket hakkında zaman zaman
bilgivermeleri,zamanzamangerektiğiölçüdebildirilerle,bültenlerleveyineayrıcamerkeziyayınorganlarıyla,kadrolariçinçıkarılacak yayın organlarıyla, hatta kitleler için geliştirecekleri yayın organlarıylapropagandaya,ajitasyonaönderlikedeceklerveyapropagandaveajitasyoniçinmevcutdökümanıhazırlayacaklar.Bukonuda ideolojik, teorik çerçeveyi çözeceklerdir, teoriyi ortaya çıkaracaklardır.
Bir merkezin neler yapabileceğini, bunun için ne gibi araçlara
gereksinim duyacağını az-çok görebiliyoruz. Önemli olan böyle
bir kolektif çalışma havası içinde, bunu pratikte de büyük engellerlekarşılaşmadan(hiçolmazsaenazındangelecekbirkongreye,
birtoplantıya,birkonferansakadar,genişletilmişbirtoplantıolabilir,ulusaldüzeydebirkonferansolabilir,hattabirkongreolabilir)budönemekadarsonderecegelişkinbirhareketinsorumluları
olarak ortaya çıkabilmektir. Eğer dört sene sonra veya daha kısa
birsüresonrabüyükbirtoplantıylabirarayageleceksek,sorunlarımızı bu şekilde tartışacaksak, mutlaka o zaman halk hareketleri,
gerillahareketleri,gençlikhareketlerigeliştirilmelidirveülkedeki
sömürgeciliğin,feodallerindenetimibüyükorandakırılarakhalka
dahagenişbirserbestlik,özgürlükortamıyaratılabilmelidir.Bizim
de yabancılıktan daha fazla kurtulmuş, siyasi görevleri daha iyi
205
kavramış,örgütselmekanizmadakiyerinidahaiyibilenkişilerolarakhareketetmemizgösterilmelidir.
Bizkendimizinasılbaşarılıhissedeceğiz?Gelecektebizimkendimizibaşarılıhissetmemiziçinherşeydenöncefizikkurallarına
göresomutlukkazananbirörgüt,buörgütünöncülükedeceğikitle
hareketleri,gençlikhareketlerihemnitelik,hemdenicelikaçısındansonderecebirnitelikkazanarak,sondereceülkedeağırlığını
duyuracakbirseviyeyevarmalıdır.Kezaköylühareketleri,köylülerinağalarakaşımücadeleleriboyatmalıdırbudönemde.Örgütlenme bu konuda önderlik yapmalı ve geniş köylü hareketlerini
geliştirmeli, bugün beş-on köylü hareketimiz varsa önümüzdeki
dönemde bunun sayısını birkaç bölgeye yaydırabilmeliyiz.Aşiret
çatışmalarını kesinlikle kırabilmeli, aşiretlerin birbirlerini kırıp
dökme durumlarını, yani kan davalarını önemli oranda ortadan
kaldırabilmeliyiz.Gericiağa,şefotoritesi,yinegeneldedeözelliklesömürgeciliğin,MİT’inörgütlediğibuyapılarkaldırılmalı,devrimcileri her zaman tehdit eden bir engel olmaktan çıkarılmalı,
devrimcilerenazındanbunlardanbüyükzarargörecekbiryapıdan
kurtarılmalıveyabunlarınördükleriihanetçemberiönemlioranda
parçalanmalıdır. Sömürgeci partilerin etkisi sömürgeci devlete
bağlayanbirhalkaolarakhayliortadankaldırılmalıdır.
Enönemlisidebütünbuhareketlerinarkasındagüçlübirsilahlı
gücümüzmutlakaoluşturulmalıdır.Yanigerekideolojik,gerekpolitikalandaörgütselvarlığımızınkorunmasındaarkamızdaherzaman
güçlübirsilahlıkuvvetdurabilmelidir.Şunuhiçbirzamanunutmayacağız;yürüteceğimizbütünçalışmalarınarkasındaeğergüçlübir
silahlıkuvvetdurmazsa,herzamanyokedileceğimizi,hiçbirzaman
bizeyaşamahakkınıtanımayacaklarınıbilmeliyiz.İdeolojik,politik,
örgütsel inşada silahların gücüyle ayakta tutulacağımızı hiçbir zaman unutmamalıyız. İdeolojik, siyasal gücümüz ne kadar güçlü
olursaolsun,eğerbugücükoruyacak,bugücüsavunacak,bugücü
çeşitliprovokatörörgütlerden,kişilerdenkoruyacaksilahlıbirgücü
oluşturamazsak bütün bu emekler boşa gidecektir. Onun için daha
ilkandanitibarenbizimsilahlıbirgüçoluşturmamız,saltbirkaçhe-
206
defi yok etmek açısından değil, başlıbaşına bütün ideolojik-politik
kazanımlarımızı korumak, bu kazanımların tahrip edilmesini önlemekiçinşarttır.Diğerülkelerinburjuvahukuklarıaz-çokideolojikpolitik kazanımlarını meşrulaştırırlar ve bunları fazla hırpalamayı
veyahut da kaldırmayı düşünmezler, ama Kürdistan’daki mevcut
burjuvaegemenliği,burjuvahakimiyeti,hukukuveyafeodalhukuk,
zorbalık,herkesinhayatınıbizzatsilahlarıngücüylesağlayabileceğini,idameettirebileceğinigöstermektedir.Helehelebugüçeğerdevrimcibirörgüttedevrimcibirinşahareketiyse,tabiikisilahlarınvarlığıkesingereklidir.Onuniçindegeliştirilecekkitlehareketlerive
örgütsel,ideolojikinşabirsilahlıgüçtemelindehazırlanmalıdır.Bu
konuda da mutlaka bizim gelişmiş bir silahlı varlığı oluşturmamız
şarttır. Bunu yaratabilirsek, yaşatabilirsek kendimizi başarılı ilan
edebileceğiz.
Gelecek toplantılarda merkez biraraya geldiğinde bunu gerçekleştirmişse kendini başarılı hissedecektir. Kendi kadrolarını siyasi
veörgütselalandadahatecrübelikılmışsa,bunlarıişyapabilirdurumagetirebilmişse,örgütselgörevleriniönemliorandayerinegetirmişolacaktır.Kadrolarınaişyaptırabilmişse,herkeseörgütiçinde görev vermişse ve herkesi az-çok yeteneklerine göre işletebiliyorsa,böylebirörgütveyaböylebirmerkezgöreviniyerinegetirmişolacaktır.Ayrıcakadrolarınaenginbircesaret,fedakarlıkruhu
verebilmişse,dünyayıkavramada,ülkeyikavramadaberrakbiranlayış verebilmişse, kendini başarılı hissetmiş olacaktır.Yine ajanprovokatörlerisindirmedeazgınsömürgecitemsilcileri,özellikleen
tehlikeli faşist ele başlarını ortadan kaldırmada, bunlarla ilişkide
olanağalarınüzerindeterörestirmedebelirlieylemleryapılmışve
başarılı olunmuşsa, ayrıca kitlelerin benimseyebileceği, arkadaşların morali üzerinde yıkıcı değil, tamamen cesaretlendirici bir etki
altındabunlaryapılmışsa,böylebirmeseledebaşarılıolduğusöylenebilecektir.Halkayurtseverliğinvehalkademokrasiruhununaşılanmasında,önemlibirgelişimsağlanmışsa,dahaçokhalkkesiminiböylebirhareketekatabilmişse,genelülkeninbütünalanlarında,
bütünbölgelerinde,köy,kent,kasaba,fabrika,iş-üretimsahası,eği-
207
timsahası,bütünbualanlardayurtseverlikvedemokrasialanındaki
düşünceleri fazlasıyla aşılayabilmiş ve ülkede hakim akım haline
getirebilmişse,bunubütündışaveiçekarşıduyurabilmişse,meşrulaştırabilmişsekendinibaşarılıhissedecektir.Bualanlarönümüzdeki bir merkezin başarılı olup olmayacağını belirleyecek hususlar,
belirleyecekkriterlerdir.
Eğer bunları yapmazsa başarısız bir merkez nasıl halledilecektir?Hangikriterleregöremerkezinbaşarısızolduğunusöyleyeceğiz? Mevcut ilişkileri nicelik olarak arttırmış, ama fazla nitelikli
birgelişmeyeuğratmamışsa,kadrolarınmevcutölçüdeönemlibir
bölümünü örgütleyememişse, onları uzmanlık alanlarına göre görevlendirememişse,onlarıaktif,canlıbirorganizmahalinegetirememişse,onlararasındaeleştiri-özeleştiriruhunu,fedakarlık,cesaretruhunugeliştirememişse,bunlaraişyaptıramıyorsa,bunlaraistersilahlı,isterideolojik,isterpolitikmücadelelerdebellibirişlerlikkazandıramamışsavebelirlibirsüreiçerisindebirkaçnicelgelişmesağlayıpmevcutyapılarıdurgunlaştırmışsa,tabiikiböylebir
merkezgöreviniyapmışsayılamaz.AyrıcaKürdistan’ınisterdiğer
parçalarındaolsun,isterTürkiyekısmındaolsun,isterdiğerkomşu
ülkelerin devrimci hareketleri içinde olsun, isterAvrupa’da veya
sosyalist ülkelerde olsun belli birtakım temsilcilikler oluşturamamışsa,buralardakimücadelelerleaktifdayanışmasüreciiçinegirmemişse, kısaca temel ittifak, birincil derecede ittifakları ve yine
ikincil,gidereküçüncülderecedeittifaklarınıgeliştirememişse,bu
konudatemsilcilik,örgütlenmevedayanışmayaratamamışsabaşarısızdır.
Merkezeğerbirulusalkurtuluşcephesivebucepheyiengeniş
anti-faşistbirplatformda,örneğinbirTürkiyedevrimcihareketiyle
kurabilmenintemelleriniatmışsa,tabiikibağımsızlıktantavizvermemekşartıyla,bunahizmetedecekanti-faşistgüçlerlebirleşebiliyorsa,yinediğerKürdistanparçalarındakimücadelelerinseviyesini daha da yükselterek, oraların burayı etkilemesinden ziyade,
burasıdahaçokideolojikveörgütselalandayanisosyalistbirideolojiveörgütlenmeyleoradakimücadeleyiaydınlatabiliyorsa,bu-
208
rayıoranınyedeğihalinegetirmeden,hemoranın,hemburanınözgüçlerinikarşılıklıolarakbirbirleriyleilişkilendirereksağlıklıilişkilerevardırmışsa,bukonudasağlıklıadımlaratmışsabaşarılıolacaktır. Özellikle önümüzdeki dönemde bir diğer hedef olarak şu
gösterilebilir: Türkiye parlamentosunda yapılacak seçimlerde,
(şimdilikbirşeysöylenmesede)işbirlikçifeodallerin,kompradorların, daha çok Türk burjuvazisinin onayından geçmiş, bunların
tercihi olan adaylar ve bir de işbirlikçi küçük-burjuva örgütlerin
adaylarıdarbelenmelivebunlarınparlamentoyagitmesiönlenmelidir.
Sonuç
Toplantınınsonunayaklaştık.Bizşuandaiçindebulunduğumuz
şartlarıçözümlemeklekarşıkarşıyabulunduğumuzgörevlerinağırlığınıidrakediyorsak,aslındageleceğeilişkinönemlietkileriolabilecek bir uğraşı içerisindeyiz demektir. Geleceğe ilişkin etkilerin
daha da yaygınlık kazanması için bundan sonra göstereceğimiz
hassasiyetaslındaçokönemlidir.Bugünçizilen,kurallarıveilkleriylehedeflenenbirörgütlenmetemelidir,belkiyıllarcaöncetemeli
atılmıştı,amabudönemdenitibarendahaörgütlü,dahabelirginsomutilkelerindoğrultusundayolalacakbirhareketolacaksakbugün
atabileceğimiz, bundan sonra atabileceğimiz adımların değeri çok
önemlidir. Eğer biz bu adımları layıkıyla atabilirsek, bu adımların
tarihianlamınıkavrayabilirsek,değerinibilirsek,ülkehalkınınkurtuluştarihindebununbirdönümnoktasıolabileceğinirahatlıklabelirtebiliriz.
Ülkede yepyeni, canlı bir siyasi ortamın yaratılması, canlı bir
demokratikortamınyaratılması,Kürdistan’darahatlıkladevrimcilerinfaaliyettebulunabileceğibirortamınyaratılması,bundansonra yürüteceğimiz yoğun çabalarla olanaklı hale gelecektir.Ayrıca
hayatın tüm alanlarında yürütülen ve daha çok yerel gericiliğin,
millibaskıcıgüçlerinçıkarlarınahizmetedenfaaliyetyerine,tehlikelerle dopdolu da olsa insanı sürekli bağımsızlık ve özgürlük
209
doğrultusundabiryaşantıyasevkedecekböylebiruğraşıniçerisindebulunmakuğraşılarınendeğerlisidir.Arkadaşlarınbütüngençliklerini buna vermeleri, aslında yadırganacak bir husus değildir.
Böylebirgençlik,eğerinsanlığasaygıdevamediyorsa,böylebir
uğraşıdanbaşkabiralandageçirilemez.Elbetteki,yücebirdavanıniçindeboğuşarakanlamkazanacaktır,birkişilikkazanacaktır,
saygınlıkkazanacaktır.Onuniçindebizarkadaşlarınhertürlüağır
göreve girmelerinde, hayatları pahasına da olsa üzerlerine düşeni
yapmalarında herhangi bir sakınca görmüyoruz. Tabii ki bir küçük-burjuva, bir feodal, bir ata erkil endişe durumumuz yoktur,
varsadabuendişeleriüzerimizdenhızlaatacağız.
Güçlüdavalaralışılagelmişkurallarla,alışılagelmişörgütveanlayışlarlahiçbirzamanbaşarıyagitmez.Güçlüdavalarherzaman
alışılmışındışınaçıkarak,herzamanherkesinboyuneğdiğikurallarakarşıdurarak,herkesincesaretetmediğiörgütselgirişimlerle,
eylemlerleancakbaşarıyaulaşabilir.Buyükümlülükleriçinegirecek,dahaçokönderkişilerlebaşarıyaulaşabilir.Bizböylebirdönemininsanlarıyız.Kendimiziböylebirdönemininsanlarıolarak
adayadayıgörüyoruz.Böylebirdönemekendidamgamızıvurmak
istiyoruz.Bununbütünçağı,toplumsalkoşullarıvardır.Gerisiartık bizim belleğimizin, yüreğimizin işlemesine bağlı bir şarttır.
Bunlarındagerçekleştirilmesielimizdedir.Yanikişilerinkendiiradeleriyleyapabilecekleribiriştir.
Bizilkgündebirgrupolarakbelirdiğimizde,bizibekleyentehlikeler,imkansızlıklarbugüneoranlakatkatfazlaydı.Yinebugün
debizibekleyentehlikeler,zorluklarçokdahafazladır.Azdeğildir,amaelimizdekiaraçlardadüneoranlahaylifazladır.Bizmücadeleiçindebiryaşantıyı,savaşiçindebiryaşantıyıhayatınbiricik gayesi haline getirebilmeliyiz, getireceğiz, getiriyoruz. Özellikle umutsuzluklar varsa, arkadaşlar devrimci düşünceyle, devrimcipratiklebunugiderebilmeliler.Zamanındayapmışoldukları
hataları,dahagençyaştabulunduklarınagöre,dahaönlerindeuzun
birmücadelepratiğibulunduğunagörebaşarılıeylemleriylebunu
kapatmalıdırlar.Vetarihekalacakolantoplumunbağrındaköksa-
210
lacakolandabutürdavranışvedüşüncelerdir.
Belirttiğimizeylemlervardır.İyibirkuruluşbildirisininhazırlanması ve geçmiş arkadaşların mücadelemiz içindeki yerleri konularında,kararlarımızınolduğunu,bukonudaikiönemligöreviyerine
getireceğimizibelirtmiştik.Birdebukonudagelecektehazırlayacağımızbirmerkezin(isterönealalım,isterzamanındayapalım,ister
bir konferans, ister bir kongrede olsun) yetkili olduğunu da kabullendik.Dahafazlasözüuzatmadanbirazönceözelliklerinivurguladığımız,başarıkriterlerini,çalışmaanlayışınıvurguladığımızinsanlarınseçimisözkonusuediliyor,sayılarıüzerindebiraztartışılabilir.
Ortayaçıkanönerilerihayatauygulamayaçalışacağız.Buaçık,yalnızbellibirsüresonradağılıyoruz,dağıldıktansonraarkadaşlardan
istenen,gözönündetutmalarıgerekenenönemlihusus;böylebirörgütlenme tepeden geliştirileceğine göre, bulundukları bölgelerdeki
ilişkileri,bumerkezinistemlerinegörehazırlamalarıdır.Yanikısaca
elleri altında bulunan potansiyelin kimisini şu veya bu alana göre
muhtemelbirörgütlenmedoğrultusundaelealmalarıveadetaoranın
biryerel,birbölgeselkomitesiymişgibihareketetmeleri,bukonuda
heranbiröneriylekarşıkarşıyakalacaklarınıbilmelerivebunagöre
hareketetmelerigerekiyor.
Bu örgütlenmenin sorumluluğu sadece bizim değildir. Bu örgütlenmenin sorumluluğu dağılacak ve yoğun ilişkilerde bulunacakarkadaşlarınsırtındadır.Hattabazışeylerfedaedilmekistenmiyorsa,ellerialtındakipotansiyelibütüngücüylesarabilmeli,bu
potansiyeli muhafaza edebilmeli, çar-çur etmemelidirler.Ayrıca
yeni, resmi bir anlayışla örgütlenmeye hazırlıklı olmayı, muhtemelkomiteleri,komitelerinyankuruluşlarını,komitelerinaltkomitelerini, kent gruplarını, fabrika gruplarını şimdiden oluşturmayı veya en azından bu konuda hazırlık yapmayı hiçbir zaman
unutmamalıdırlar.Bizimörgütlenmemizöyleanlayışlıbirşekilde,
sonderecesakin,sonderecerahatbirşekildegelişmeyecektir.Ki
bizKürdistan’dahiçbirşeyinöylebirdenbiresıçramayaparakgelişmeyeceğini biliyoruz. Her şey belli bir hesap dahilinde veya
belli bir nicelik gelişim doğrultusunda olacaktır. Örgütlenme ya-
211
vaşyavaşgelişecek,yavaşyavaştabanadoğruyayılacakveyavaş
yavaşeniyiyetenekleruygunolduklarıyerlerdeörgütleneceklerdir.Sonuçta,özelliklebellibirsürehiçolmazsaelimizdekimalzemeyiörgütlendireceğiz.Dışakarşıveiçtekikarmaşıkyapıyakarşı
bunlarıdüzenleyeceğiz.Arkadaşlarattıklarıadımıntarihinitelikte
olduğuna inanıyorlarsa, bu inançlarında tutarlı iseler, kesinlikle
enufacıkbirolumsuzluğagirmemelerigerekecektir.Çalışmalarda
değil duraganlığı kabul etmek, daha da disiplinli bir yapının gereklerinigözönünegetirerek,buçalışmalarıyoğunlaştırmalarıgereğiaçıktır.Hareketebukadarpolitikbirhüviyetverdiriyorsunuz,
bunundüşmanıveonunyıldırıcıolangüçlerininekadaruyartacağınıbiliyorsunuz.Amabunarağmenbununağırsorumluluklarındandakaçınacaksınız.Bubeklenemez,bukabuledilemez.Arkadaşlarböylebiryapıiçinegirerlerse,merkezhiçbirşeyyapamaz.
Merkezdeağırbirsorumsuzlukiçindeherşeyibirkenaraatabilir
veyamerkezçokkolaytasfiyeolabilir.Onuniçinmerkezigüçdurumadüşürmeyecek,nepolisekarşı,nesiyasaliktidarakarşı,ne
yerelzorbalıklarakarşı,nesosyal-şoven,nereformistküçük-burjuvalarakarşıbizigüçdurumadüşürmeyecekhareketlerdebulunmalıvehareketimizeheptazesoluklaraldırmalısınız.Adetatoplum saflarını taze soluklarını, taze enerjisini, taze kanını her zaman bize aktarmak gerekir. İlişkilerde daha çok çevre, daha çok
unsur kazanarak, her zaman mücadelenin içine katabilmelisiniz
ve biz, bu konuda son derece bizi şevklendirecek adımlar bekliyoruz.Bukonudaolumluhaberlerlebizigüçlendirindiyoruz.
Arkadaşlargerçektenkişiselendişelerini,kişiselyaklaşımlarını
biryanabırakmalıdırlar.Burjuvaordularıbilehaksızbirtemelde
veyalancıbirdisiplinleidareediliyorlar,amabunarağmenhepsi
heransavaşagirecekdurumdadır.Bizimarkadaşlarımızındaher
anbirsavaşörgütügibi,heranbirideolojik,politikkurmaylıkgibikendilerinihalkınönündegörmelerivebukonudaenufacıkbir
kişisel endişeye, korkuya, yılgınlığa kendilerini kaptırmamaları,
enerjilerini,cesaretlerinisürekliyenilemeleri,bekleyebileceğimiz
en önemli hususlardır.Ayrıca bu konuda “niye olmadı, yine bir
212
şeyler mi oldu?”gibiendişeleredefazlayeryoktur.BizKürdistan’dageliştiğimizegörekorkmayızveyagelişentarafsüreklibiz
olduğumuzagöreacelesiolandüşmandır,acelesiolanömrütükenen sınıflardır. Biz ise sürekli geçmişimizi toparlayan, geleceğimizi hazırlayan, bugünü kavrayan bir gücüz, dolayısıyla bizim
aceleciliğe, bizim sabırsızlığa ihtiyacımız yoktur. Biz sakin, kararlı ve serinkanlı bir şekilde dünyanın en güçlü devrimlerinden
birisine kendimizi hazırlayabiliriz. Ne diye panik içinde olalım,
nediyekorkuvetelaşiçindeolalım?Ensağlıklı,enyücebirruh
yapısıiçerisindegörevlerimiziyürütmeyedevamedelim.Şimdiye
kadarkonuşulanbütünhususlarlabuşekildeyürümemizgerektiği
yeterincearkadaşlaraanlatılmıştır.
Durumun, yolun niteliklerini, geleceğin niteliklerini ortaya
koymuştuk. Buna gönlümüzce, yüreklice katılmaktan başka yolumuzyoktur.Bizböyleyaparken,hepinizinfarkındaolduğugibinecoşkulubirşekildekendikendimizicoşagetiriyoruz,nede
son derece ürkek bir yapı içinde bırakıyoruz. Evet, ne o var, ne
diğeri. Sağlam bir mantıkla endişeleri, umutları muhafaza ederek,neaşırıbirgüven,nedeaşırıbirtelaş,amadahakararlı,dahamantıklıadımlarlabuişiyürütebileceğimizikendiözgülümüzekarşısöylüyoruz.
Tarihin bu durağında gerçekten toplumun dili olmayabilir.Toplumduyarsız,uykudaolmuşolabilir.Toplumyarıyarıyaölmüşolabilir,onunsesi,dili,kültürüolmayabilir.Bütünbunlarbizimhalkın
sorunlarıkarşısındaduyarsızolmamızıgetirmez.Ayrıcasömürgecilik, milli baskıcı güçler, her bakımdan insafsız olabilir, bunlar en
ufacıkhak-hukuktananlamazolabilirler.Halklaraenufacıkbirözgürlükvermeyebilirler,halklarıenazgıncayokedebilirler,amabütünbunlarbizimduyarsızolmamızı,bizimdevrimcilerelayıkbirşekilde hareket etmememizi getirmiyor. Biz ne onların, ne bunların
durumunugözönünegetirerekkendidurumumuzubelirtmeyeceğiz.
Çağımızın bütün olumlu öğelerini yanyana getirerek, alaşağı edilmesi gereken güçlerle özgürlüğe kavuşması gereken güçleri kabul
edeceğiz ve önderlik yapacağız. Israrla vurguluyorum; bu konuda
213
kararlılığımızıhiçbirzamaneldenbırakmayalım.Bukararlılık,yerimizdebiledursakçokşeydeğiştirecektir.Bukonudakiinanç,bukonudakiçabaçokşeydeğiştirecektir.Herşeydenöncedüşmanındünyasınıkarartacaktır.Ayrıcahalkabüyükbirumutkapısıaçacaktır.
Sayımıznekadarazolursaolsun,yaşımız,tecrübemiznekadar
yetersizolursaolsun,bütünbunlararağmentarihinbizeyükleyeceğiağırgörevleriçin,bugörevlerinhatırıiçinyeterliçabayı,kararlılığıgösterelim.Adetabirtarağındişlerigibieşitolalım,yine
birordununneferlerigibiheranyenibirrampadaatışayatanbir
ekipgibikendimizimücadelealanınasürelim,bundandaenufacık bir kuşku, en ufacık bir korku duymayalım. Böyle bir yapı
bizdesüreklioluşsundiyoruz.Bununmücadelemiziçinbüyükbir
değeri vardır. Bilinçlerimizin tazelendiği açık, marksist-leninist
klasiklereyenidengözgezdirileceği,ulusalkurtuluşpratiklerinin
yenidengözdengeçirileceğiaçıktır.Soluğumuzukesensömürgecilikduvarlarınıdelerek,dünyanınilericikültürünekendimiziaçmakiçin,kafalarımızıaçmakiçinkendimizizorlayacağımızaçıktır.Yinehalkımızındakapanancanlılık,duyarlılıkyanlarınıtekrardan açacağımız, halkla, canlı, ilerici yanlarıyla kendimizi bütünleştireceğimizaçıktır.Ayrıcahalkınsosyal,kültürel,siyasalalanlardakibütüngelişmelerdesoluğununkesildiğinibilerek,bualanlardadahalkabirsolukaldırmayı,halkıayağakaldırmayıhiçbirzamanunutmayacağız.
Ayrıca arkadaşlar aralarındaki ilişkilerde ideolojik-politik yaklaşımlaraçokağırlıkvermelidirler.Birbirlerinekarşıyaklaşımlarıideolojik-politik görevlerle, örgütsel görevlerle bağdaşmalıdır.Ahbapçavuşluğafazlayerverilmemelidir.İdeolojik-politikçalışmalarındışındakizamanlarınıfazlaöldürmemeliler,kendilerinitamamenideolojik-politikbirkişilikdurumunagetirmeliler.Şakalardabileideolojik-politik ölçüye dikkat edilmelidir. Özel yaşantı alanında bile
ideolojik-politik davranılmalı, hareketin çıkarları gözönüne getirilmelidir.Mücadelemizinbiradamıolarakkendinihayatınheralanındagösterebilmelidir.
Biz isteriz ki (bundan sonra özellikle) bir yığın arkadaşın ölümü
214
pahasına,zindanlardaçürümesipahasına,ayrıcakalanlarınbüyükfedakarlığıpahasına,buaşamayakadargelen,hatasıyla,sevabıylaburayakadargelenbirhareketi,bundansonratazebirgüçle,dahaiçten
biryapıyla,dörtsenelik,beşsenelikbirgelişimsonundabuülkenin
en hatırı sayılır, en umut vaadeden bir örgütü durumuna getirelim.
Hepimizin isteği bu, halkımızın isteği bu, dünya halklarının isteği
budur.Bütünbunlarbizegayriciddiolarakgelmemeliveyadışardan
gayri ciddi şekilde anlaşılmamalıdır. Bunlar çağımızın en yalın görevleridir. Çağımızın en uygar insanı, çağdaş insanın yaptığı işlerin
enönemlisidir,entayinediciolanıdır.Herkesinçoktanyapmışolduğuşeyibizimşuandagecikmeliolarakyerinegetirmemizdir.Hiçbir
arkadaş“niye herkes işinde, gücünde, herkes çok az çabayla mücadele veriyor, ben niye böyle delicesine çalışıyorum?”dememelidir,bunuaklınagetirmemelidir.Tarihineneskidönemindenberibağımsızlıkdoğrultusunda,özgürlükdoğrultusundaözlemlerisüreklibaskıaltınaalınmış,bundanöteyedevarlığınasonverilmekistenmişbirhalkınmücadelesiniveren,ayrıcabölgeçapındaçokönemlisiyasalsonuçlardoğuracakbirhareketinöncügüçleriolduğumuzagöre,hareketinyaratıcılarıolduğumuzagöreattığımızhiçbiradımbizelüzumsuzgelemezveyahergeçengünömürdengeçenbirgünolarakanlaşılamaz.Tamamenhayatıntakendisiolduğubiçimindeanlaşılacaktır
vehiçbirkimseenufacıkbirpişmanlıkduymayacaktır.Zindandada,
idam sehpasında da, en yalnız olduğu dönemde de, en bunalımlı
anında da hiçbir zaman bunu unutmayacaktır. Hayatın ta kendisini
yaşadığınıkendisinekarşıitirafedecektir.
Son olarak; burada ortaya çıkan sonuçlar bölgelere gitmeli.
Açıkçadenilemez;“biz şunları, bunları yaptık”amadolaylıbirşekilde bu toplantının sonuçlarını aktarmanın yöntemlerini herkes
bölgesinde bulabilir.Tekrar belirtelim; bölgelerde bir komite gibi
hareketedilmesi,butoplantınınsonuçlarınınanlaşıldığınıgösterecektir.Arkadaşların bu şekilde toplantının sonuçlarını bölgelerine
taşırmaları,bölgeyibutoplantınınışığındayenidenhazırlamaları,
ilişkivegörevlerehazırlamalarıensıcak,encanalıcıgörevlerdir.
215
1MAYIS1982KONUŞMASI
Evet,1Mayıs!Kürdistanişçisınıfınınvehalkınınmücadelesinde çok önemli bir tarihi yeni döneme kavuşmuş bulunmaktayız.
Bu günü geçmişimizin değerlendirilmesi, bu temelde geleceğimizin net bir biçimde çizilmesi için bir değerlendirme; kendimizi
gözden geçirme ve görevlerimizi gerçekleştirmek üzere önümüzdekidönemeolancagücümüzleyüklenmekararlılığımızındahada
güçlendiğibirgünolarakelealıyoruz.Mayısayı,mücadeletarihimizdedirenişşehitlerininbolbolkanınıakıtarakmücadeleyigeliştirdiğibiraydır.Butemelde,baştadeğerliMazlum DOĞAN yoldaşolmaküzere,tümdeğerliyoldaşlarımızınanısını,güçlübirbiçimdehayatayansıtmakiçinseçtiğimizbiray.
Bugünüöylebirtarzdadeğerlendirmekgerekiyorki;çıkarılacak sonuçlar parti yaşamında en önemli sorunları aşmada bir
216
merhaleteşkiletsin.Heryönüyle;bugünü,öylesinebiranlayışın
temeli haline getirmek zorunlu, vazgeçilmez bir görevdir aynı
zamanda.
1 Mayıs bilindiği gibi dünyada işçi sınıfının birlik, dayanışma
ve mücadele günü olarak kutlanılıyor. Bütün dünya işçi sınıfının,
aynı biçimde mücadelesini gözden geçirdiği, daha iyi günler için
bir başlangıç yaptığı bir gün!Yine tüm emekçi halkların zulme
karşı, emperyalizme, faşizme karşı haykırdıkları bir gün! Bilinmektedirki,faşistTürksömürgeciliğiböylebirbayramı,işçisınıfının dünya genelinde kutladığı böyle bir günü yasakladı.Ayrıca
bizimiçindeişçisınıfınıntemsilcileriolarak,yolaçıkanhareketimiz adına yakışır bir tarzda yürüttüğü mücadelesinin sonucu olarak,çokkısabirgeçmişideolsa,ülkesafhındageliştirdiğimücadeleileuyandırdığıetkiler,bizibugünancakböylesineönemlibir
alandabirarayagetirmiş,mücadeletarihimizdebugünçokanlamlı,
çokönemlibirbiçimdeönümüzegelmişbulunmaktadır.
Kürdistanişçisınıfının,Kürdistanhalkınınmodernmücadeletarihiaslındayenidir.TarihimizeOrtaçağ’ınbiryapışkangibiyapıştırdığıhertürlüaşiretçi,feodal,dinianlayışlar,değerlerçokyakın
zamanlarda ancak aşılabilmiştir. Ve hâlâ çoğumuzun üzerinde bu
yaşantının, Ortaçağ’dan kalma yaşantının çok ağır baskısı vardır.
Objektifbirgerçekolarakaşiretçeperlerinin,feodalçitlerinparçalanması,bunlarıgünümüzedeksürekliyaşatanamansızulusalbaskı sisteminin, sömürgeciliğin sınırlı da olsa parçalanması, Kürdistantarihindeişçisınıfınınmodernbirsınıfolarak,objektifbirgerçek olarak doğmasına çok yakından bağlıdır. Bu son gelişmeleri,
tümüyleişçisınıfınınbirsınıfolarakdoğmasınabağlamakgerekiyor.BugünKürdistan’daoluşumtarzınekadarolumsuzolursaolsun,yinegelişimtarzınekadarelverişsizolursaolsun,işçisınıfının
varlığıbugünbirgerçektirvegerçektenhertürlümoderndüşüncenindayanacağıbiriciksosyaltemeldebudur.Sayısalzayıflığı,yine
nitelik olarak zayıflığı böylesine bir önemli sonucun oluşumunu
engelleyemez.
ÖzellikleKürdistansomutundadahadündeğil,günümüzdebile
217
yaygınetkileresahipolanyarı-feodal,yarı-burjuvadüşünceler,küçük-burjuvadüşünceler,gerekhakimulustarafından,gerekseezilenuluskoşullarındaortayaçıkanhertürlümilliyetçilik,işçisınıfınınobjektifvarlığınınetbirbiçimdeyansıtmasınıengellediğigibi,onundevrimcidüşüncevepolitikasınıdabulanıkhalegetirerek
gözden düşürmek, saptırmak için elinden geleni yapmıştır, yapmaktadır ve yapmaya da kararlıdır.Ama şunu iyi bilmeliyiz ki;
Kürdistan tarihi bugün çok sancılı bir biçimde de olsa, eğer çağa
ulaşmak istiyorsa, tamamiyle işçi sınıfı gerçeğine dayanmak zorundadır.Nekadarelverişsizkoşullarıyaşarsayaşasın,işçisınıfının objektif gücüne ve onun eylem klavuzu olan bilimine, marksizm-leninizme dayanmak zorundadır. Ve dikkat edilirse bizim
varlıknedenimiztümüylebugerçeketrafındaoluşmuştur.Herarkadaş biraz kendini araştıracak olursa, çok ağır objektif koşullardanyolaçıktığını,çokağırOrtaçağ’dankalmaetkilerinaltındayaşadığını,gerekdüşüncede,gerekdavranıştakendiönününhaylitıkadığını,engellediğinihemenhatırlayabilecektir.
Hareketimizintümüyeleriningenelliklebukoşullardanşiddetle
etkilendiği,tümbukoşullaraisyanettiğivebirazgelişmesağlayabilmişlerse,bugelişmelerinindahaçokgelmişbulunduklarıalandakiişçisınıfının,şuveyabuorandasağladığıgelişmeylebağlantılıolduğuçokaçıkbirgerçektir.Şubizişaşırtmamalı;genelolarak bugün herkes işçi sınıfı bilimine, politikasına sahip çıktığını
iddia etmektedir. En yanılmaz feodal-burjuva öğelerden tutalım,
hersoydanküçük-burjuvaeğilimlerbuiddiayıönesürmektedirler.
Amapratiktedurumlarıincelenirse,gerçektenbüyükbirsaptırma
olayıiçindeolduklarıveişçisınıfıgerçeğinihemmaddi,hemmanevialandaçarpıtmakistedikleritespitedilecektir.
Demekkiişçisınıfınınobjektifbirgerçekolarakdoğmasıçok
önemli bir olaydır. Kürdistan tarihinde son yıllarda ortaya çıkan
birgelişmedir,çokönemlibirsosyalgelişmedir.VebütünKürdistan’ı da değil, ağırlıklı olarak bizim içinden çıktığımız, Türk sömürgeciegemenliğialtındakiKürdistan’daortayaçıkanbirsosyal
gelişmedir.Kürdistan’ındiğerparçalarındabugelişmeçoksınırlı-
218
dır. Ortaçağ’dan kalma yerel gericilik ve emperyalizmle uzlaşmış
yapı ağırlığını hissettirmektedir. Ve bu yapı yüzünden halkımızın
hertürlüdirenmesininnekadarolumsuzsonuçlaragittiğidebilinmektedir.Yüzyıllardanberiçokkandökülmesinerağmenvegünümüzdemodernulusalkurtuluşhareketlerininneredeyseenazından
bir klasik sömürgeciliği, tasfiye sürecini tamamlamasına rağmen
bizdehâlâbununilkadımınınbilebaşarılıbirbiçimdeatılamayışı,
buobjektifgerçekleyakındanbağlantılıdır.Böylesinegelişmişbir
sosyaltemelinoradagelişmeyişi,gerekemekçihalkındemokratik
hareketinde,gerekseulusalkurtuluşhareketindeönününtıkanmasına ve bu isyanların aleyhine dönmesine, aleyhine sonuçlar vermesineyolaçmıştır.Proleterdevrimleriveulusalkurtuluşhareketleriçağıolarakböylebirçağaulaşılmamıştır.Ulaşmakşuradakalsınenbüyükaşamalarla,aşmazlarla,çıkmazlarlaönütıkatılmıştır.
Halkımızın böyle bir çağa ulaşmasını, bu elverişsiz yapıyı temsil
edenlergenellikleengellenmişlerdir.Vetabiikibuçokönemlibir
olaydır.Bugünçokzorkoşullardayaşamımızın,dünyahalklarının
çokçokgerisindebirnoktadabulunuşumuzunenönemlibiretkeni
bizdeaşılmış,böylebirsosyaltemelbizdeortayaçıkmıştır.Vebu
temelbugünçoksomutolarak,görebileceğimizgibiçokgüçlübir
gücü yaratabilmiştir. Tamamiyle bu temele bağlı bir gelişmedir.
Hiçbir kuvvet kendi başına yaratamaz, böyle bir gücün oluşumunu, gelişimini sağlayamaz. Mutlaka belli bir maddi temelinin olmasıgerekiyor.Henüzişçisınıfınınideolojisi,siyasetiyleilişkimizinolmadığıdönemlerdebile,ağırfeodalaşiretbaskılarındansıyrılmamız ve okullara, fabrikalara taşmamız, yine ileri doğrultuda
bir adımdır. Ve bu adımlar atılmasaydı, aşiret çeperlerini aşacak
birmoderndüşünce,bizimiçinkavuşulmasısonderecezorbirolguolabilirdi.
Eğeroaşiretduvarları,ofeodalçitleraşılmasaydı;moderndüşünce,endevrimcidüşüncemarksizm-leninizmkafalarımızasıçramayacaktı.Onuniçinzeminbulamayacaktı.Venekadarhaklıbir
konumdaolursakolalım,birhalkolaraknekadarhaklarımızolursa olsun, bunun temsilcilerinin ortaya çıkamayışı, adeta dilsiz bir
219
halkhalinegelmemizisağlayacaktıvenitekimgeçmiştedeböyledir.
Amadediğimizgibibuolayınoluşumu,Ortaçağ’dankalmatoplumun çeşitli adacıklarından, çeşitli gözeneklerinden fırlamamız,
bizi modern düşünceye kavuşturmuş ve hızla modern dünyanın
eşiğinekadargetirebilmiştir.Bizdeburjuvazinindoğmasıda,modernbireğilimolmasınarağmenoçağaulaşmabaşarılamamıştır.
Veya çağa düşüncede, politikada nasıl ulaşabileceği tespit edilememiştir.Budatesadüfiolmamış,Ortaçağ’dankalmayapıyla,yineemperyalistgericiliklevesömürgecilikleçoksıkıbağlantıiçindegelişmiştir.Busınıfınadınayaraşırmodernbirsınıfhalinegetirilememiş,sınıfınideolojivepolitikasınaulaşılamamış,adetayapay,sunibirsınıfşekillenmesibualandagözlemlenmiş,çoksağlıksızbirgelişimisözkonusuolmuştur.Sonuçtadabildiğimizgibi
maddibirgelişmeolmasınarağmen,buağırhastalıklarıyüzünden
burjuvaanlamdadaolsadevrimcibirdüşüncenin,devrimcibirpolitikanın üretilmesine yol açmıştır. Birçok halkın ulusal kurtuluş
tarihindeönemlirollerüstlenenbusınıfınKürdistan’darolünüoynamaması,kendindenbeklenenmodernkurtuluşhareketiniyaratmamasınayolaçmıştır.Busınıfındahalkafazlabirşeyveremeyeceği, bilakis kurtuluş sürecine girmede bu sınıfın önemli oranda
engel rolü oynayabileceği ortaya çıkmıştır. Ülke safhında yaşanılangerçeklikler,özelliklebizdeTürkegemenliğialtındakiKürdistanüzerindeortayaçıkanbusınıfkonumunun,önemliorandabir
engelrolüoynayabileceğiortayaçıkmış,dahagelişmişbirsosyal
yapısı olmasına rağmen, sayı olarak diyelim, olanaklar açısından
böyleolmasınarağmen,busınıfçağdaşlarındaolduğugibikendindenbekleneniverememiştir.Vebukadarelverişsizkoşullararağmenbizdeişçisınıfınındoğuşuverolünüüstlenişiçokönemlidir.
Unutulmamalı ki, işçi sınıfıAvrupa’da doğduğunda devrimci önder gücü olarak yanıbaşında burjuvaziyi biliyordu ve onun devrimcihareketi,süreciiçindeönemlikazanımlareldeetmişti,osınıftançokşeyöğrenmişti.Amabizdeişçisınıfı,böylebirsınıftan
bir şeyler öğrenmek şurada kalsın, tümüyle bu sınıfın çarpıtması
220
vesaptırmasıilekarşıkarşıyagelmiş,sıkıbirideolojik-politikmücadeleverilmeden,böylebirsınıfınengellerininaşılamayacağısonucunaulaşmıştır.Dolayısıylabukonudadabusınıftangüçlübir
müttefikolarakbahsetmekçokolanaksızdır.
Daha yakından bakıldığında görülüyor ki; mensup olduğumuz
halk,ülkeeğerkendiadınayaraşırbirtarzdaçağlabütünleşmekistiyorsa(aslındaülkesomutundadahaçoksınıfolarakkoşullarne
kadarelverişsizolursaolsun)kendisinegüvenmekvebutemelde
ısraretmekzorundaolduğunu,ısrarettiğitemeldedeancakkendi
kurtuluşunuvekendikurtuluşuylabirliktebütünhalkınulusaldemokratik kurtuluşunu gerçekleştirebilecek yegane sınıf olduğunu
kavramakzorundavebunagöredavranmakzorundadır.Bizimdahaçokböylebirgerçekliğitemsilettiğimizbilinmektedir.İşçisınıfıolarakülkemizdekibugerçekliğeuygunçıktığımızbilinmektedir.Vebudayalnızişçisınıfınınuyanması,bilinçlenmesi,örgütlenmesianlamınagelmiyor.Halkolarakdeğişikbirkonumuolan,
özellikledünyadaendergörülenbirulusalbaskı,imhasüreciniyaşayan, çağa ulaşması tartışılan; çağın özgür halkları arasında bir
yer kapıp kapmayacağı, kendisi için bir yer bulup bulmayacağı
sonderecetartışmalıolanbirhalkınvarlıkmeselesi,işteişçisınıfınınbukadaryetersizdeolsagelişmesineyakınenbağlıdır.Kendisi
içinbirsınıfhalinegelememişolmasınabakılarakbusınıfındurumuküçümsenebilir.Veözellikleçeşitlifeodal-burjuva,küçük-burjuva eğilimlerin bu kanıda olduğu bilinmektedir.Ama onların
unuttuğugerçek,kendivarlıklarıdadahil,eğerulusallıktaveyurtseverlikteyücelmedeiddialarıvarsa,onungerçekleşmesitamamen
buküçümsediklerisınıfınvarlığınaçokyakındanbağlıdır.Veyine
birçoklarının küçümsediği, birçoklarının değer vermediği böylesi
birsosyalgelişme,bağımsızveözgürbirulusolarak,varolmamızıntemelsosyalnedenidir.
Diğersınıflarnekadargüçlüolursaolsun,koşullarısiyasetyapmaya ne kadar elverişli olursa olsun, Kürdistan somutunda tarihsel-toplumsalnedenlerlebirbağımsızulusunyaratılmasındakiolanaksızlığı aramayacaklarını ve böyle bir rolü oynayamayacakla-
221
rını, bu rolün tümüyle işçi sınıfının omuzlarına yıkılan bir görev
olduğunu,dolayısıyladahiçdeküçümsenmeyecek,özellikleulusalkurtuluşaçısındandavazgeçilmeyecekbirsınıfolduğugerçeğinigörmekzorundavedurumundadır.
Konuya bu biçimde girişimizin nedeni şu; evet, işçi sınıfının birlik, dayanışma, mücadele gününden bahsediyoruz- her şeyden
öncebizdenasılbirgerçeklikolduğunugörmekgerekir.Kenditemelini unutan, kendi temelini gözönüne getirmeyen bir hareketin
çok büyük yanılgılara düşeceği, zorluklarla karşılaşacağı açıktır.
Buaçıdanmensupolduğumuzsınıfındurumunu,busınıfıntarihsel
rolünütümözellikleriylebelirlemek,heleheleböylebirgündebunubelirtmeksondereceönemli.Evet,buönemkendisinidahada
açık ortaya koyuyor. Geçmişlerini çok eskilere dayandıran, daha
düne kadar bizi son derece basit, küçük gören ve kendilerini çok
tecrübeli,bilinçlisanankesimlervegüçlerindurumunabugünbakacak olursak ne kadar zavallı, acınacak bir durumda olduklarını
görüyoruz.Buişçisınıfıhareketinindiğerbirüstünlüğüdür.
Geçmişin büyüklüğü veya tecrübenin fazlalığı, olanakların elverişsizliği o sınıfları, günümüzde içinde bulundukları konumdan
ötürü güçlü kılmıyor, güçlü kılmaya yetmiyor. Diğer yandan çok
amansızbirbaskısüreci,objektiftemelinsonderecezayıflığı,elverişsizliğisözkonusuolmasınarağmenişçisınıfının,budenligüçlü ortaya çıkışı, bu sınıf gerçeğine yine yakından bağlı. Burada
önemliolandemekkibumodernsosyalgücünçağiçindekiyeri,
bu gücün bütün insanlık problemlerinin çözümündeki yeri, tüm
ulusal demokratik hareketlerin çözümündeki yeridir. Eğer bu yer,
busınıfınyüzlerceyıldanberidenenenmücadelesiylesabitolmuşsavegünümüzdebusınıfadınaçokileriboyutlardabirkazanımla
doruknoktasınavarmışsa,elbettekibizimsomutpratiğimizdede
bu sınıfın varlığı kesin, rolü kesindir.Ve rolünü adına yakışır bir
tarzda dünyadaki sınıfdaşlarına uygun bir tarzda yerine getirmesi
kaçınılmazdır. Ne ulusal baskı, ne her boydan sapmalar, onun bu
rolünüoynamasınıengelleyemeyecektir.Yeterkionunadınayola
çıkanlarbusınıfayaraşırbirbiçimdehareketidüzenlemekabiliye-
222
tinde,geliştirmegücündeolsunlar.Buolduktansonraulusalkoşullar,ulusalbaskısisteminekadarağırolursaolsun,sosyaltemelne
kadar elverişsiz olursa olsun, bu gerçeklikte ısrar, ulusal yeniden
varolmayı,butemeldesosyalkurtuluşugetirebilecektir.
Çağımızıngüçlüatılımıolanproletaryaveulusalkurtuluşdevrimlerinin zorlamalarının bizi de etkilememesi düşünülemez. Ve
bu alanda tabii ki biz sadece kendi özgücümüzle savaşmıyoruz.
Dünyahalklarınınbütüngeçmiştekideneyleriylevegünümüzdeki
varlıklarıylayaşadıklarıbumücadeleninbirparçasıolarak,biröncügücüolarakkatılıyoruz.Bunlarınbubüyükdesteğiileçokelverişsizbirtarihseltemelimiz,yineulusalkişiliksizlikteokadardejenere, ulusal varlığın o kadar imhası gelişmiş olmasına rağmen,
yine de bu güçlü atılıma bizim de katılmamız, bizzat bu akımın
gücüne kendimizi kaptırmamız sözkonusu ve yaptığımız budur.
Bu kısa görüşten sonra asıl gelmek istediğimiz konular vardır.
Böylegünlerdedeğerlendirilmesigerekendiğerbirhusus,sonsiyasalgelişmelerdir.
Çokiyibilmekteyizki;sınıfgerçekliğikendisinisiyasiarenaya
yansıtmazsa,görevlerinikavramamışdemektir.Sınıfeğerkendisi
içinbirsınıfdurumunagelmekistiyorsaherşeydenöncesiyasete
elatmakzorundadır.Helehelebizimgerçekliğimizebenzerülkelerde,işçisınıfınınobjektifdoğuşundakizorluklar,kahredicigelişmeler bir o kadar ideolojik-politik bir güç haline gelmesinde de
kendinigösterir.Objektifalandakiyoğunbaskı,sömürü,ideolojikpolitikbirgüçolmayayüztuttuğundadahadakatmerleşirveadeta
onubualandadatüketmek,bualandadabitirmekister.Fazlauzatmadanşunuhemenbelirtebiliriz;tümAvrupa’dakiişçisınıfınınilk
geliştiği ülkelerde, kahredici bir çalışma, işçi sınıfının doğuşunu
beraberindehazırlamıştır.Ondokuzsaatevaranbirçalışmayladoğuşunu başlattığını bilmekteyiz.Yalnız bu anlamda bir ekonomik
mücadeleyle, bu koşulları düzeltmek için ne kadar kan döküldüğünüdeyineiyibilmekteyiz.Birçokdirenmeler,kendiliğindenbir
yığın hareketi geliştirdiğini bilmekteyiz. Bununla yetinmeyen,
onunbilinçlihareketiniyaratmakiçinyolaçıkanlarınnekadarbü-
223
yük zorluklarla karşılaştığını, yine bunların birbirlerine ne kadar
bağlıikigelişmeolduğunubilmekteyiz.
Bizegelince,objektifbirgerçeklikolarakdoğuşlabirlikteonun
biryansımasıolarak,onunideolojivepolitikasınınyaratılmasürecinin de ne kadar zorlukla başlatıldığını bilmek durumundayız.
Bugünkü siyasal gelişmeye, partinin bu konudaki yaklaşımlarına,
ilişkilerinegeçmedenöncebirdebunoktayıbilmekgerekir.İdeolojik-politikbirgüçhalinegelişgerçektenbizdeendergörülenzor
koşullarında,baskıkoşullarındagelişmiştir.İçindeyaşanılanülke,
buülkeninulusalgerçekliğininadetagerçekliktençıkarılışı-yalnız
işçisınıfınınyaşamındadeğil,bütüntoplumsalgelişmede-tersbir
gelişmeyi, bir yabancılaşmayı, katmerli bir yabancılaşmayı gerçekleştirdiği bilinmektedir. İnsanların kendini arayarak bulması
büyükbirsorundur.Sınıfınıveulusalvarlığınıbulmaları,bukonudadoğrubiryaklaşımaulaşabilmeleriçokgüç,çokzorlubirişve
yapılması gereken bir iş, tabii ulaşılması gereken bir sonuç.Yine
geçmişimizibirazirdelersek,ilkileriadımıatmakistiyoruz.Soysuzluğakarşı,tükenmişliğekarşı,işsizliğekarşı,yokluğakarşıen
ufakbirkazanım,biratılımeldeetmekistiyoruz.Sınıfsalveulusal
planda kendimizi bulmamız gerekiyor, varlığımızı kanıtlamamız
gerekiyor,düşüncedebununilkadımlarınıatmakgerekiyorvebizdebumilyonlarcauyanmış,bilinçlenmişbirgücedayanılarakgeliştirilmiyor.Çokzayıfbirsınıflaşmavebusınıflaşmanınbilekendiulusaltemelindedeğil,yabancıbirulusaltemeldegelişmesiortamında ortaya çıkmış bu iki yüzlü, katledilmiş, çarpıtılmış gerçekliğe rağmen, yine bizim kendimizi arayıp bulmamız ve rolü
üstlenmemiz gerekiyor. Bunun çeşitli değerlendirmelerimizde nasıl izah edildiğini, nasıl bir süreçle bunu yaşadığımızı, özellikle
1970’lerdenitibarenideolojik-politikbirgüçhalinenasılgelindiğini, bu konuda nelerin, ne pahasına elde edildiğini çeşitli belgelerde bulmak mümkün ve çoğunuz bunu yakından biliyorsunuz.
Onuniçinfazlaüzerindedurmayacağız,amaçokönemlibiraşama
olduğunudahemenhatırlatmakgerekiyor.Yalnızsınıfsalkurtuluş
içindeğil,onunlaetletırnakgibibirbirinebağlıolanulusalkurtu-
224
luşu birleştirerek, bunun düşünce ve politik yapısını oluşturmak
için girilen çabalar gerçekten kahredici olmuş, önemli kayıplarla
biziyüzyüzegetirmiş,çokbüyükacılarlabizikarşıkarşıyabırakmıştır.Bazılarıçokcılızdaolsabizimkoşullarımıziçinçokbüyük
biranlamıolanbirgelişmeylesonuçlandığınıbilmekteyiz.Eğerbu
ufakadımatılmamışolsaydı,yaniyalnızbizimgelişmemizaçısından değil, Kürdistan’daki tüm modern gelişme bu denli olmayacaktı.Eğerbuilkadımlaratılmamışolsaydı,gerçektenneülkesafındaki bu siyasal gelişme, -yalnız yine bizim partileşmemiz alanındadeğil-diğertümsınıfvetabakalarınmoderndüşünceveörgütlenmeye kavuşmada bugünkü durum ortaya çıkmayacaktı. Bu
adımlarlaçokyakındanilgilibirolaydırveböylesineadımlarolduğu da bugün daha yeni yeni farkedilmektedir ve bu adımların
sahip olduğu öz muhteva birçok güce kendisini yeni yeni tanıtmaktadır.Bizimiçinbilinirolan,amaçoğuhareketiçinbilinemez
olanbuhusus,şimdidahagenişçeanlaşılmışbulunmaktadır.
Bukonudayineçeşitlideğerlendirmeleryaptık.Sözkonusuedilen 1975-80’ler doğuş, direnme yılları! Bu yılların hareketimizin
tarihindeki,halkımızınmücadeletarihindekiyeriönemlidir.Buda
değerlendirilmiştir. Sanırım bültenin bu sayısında bu değerlendirmeler çıkabilecek.Ama kısaca özetlersek; 1975-80’ler doğuş-direnme süreci, Kürdistan tarihinde gerçekten belki en zor gelişme
safhalarındanbirisidir.Yalnızçıplakbirzora,baskıya,ulusalbaskıyakarşıdeğil,gerçektenbirişsizliğe,birtükenmişliğe,birkişiliksizliğekarşıverilenbirmücadeledir.Kendiiçindegerçekleştirilenbirmücadele;düşünceden,cesaretten,fedakarlıktanalıkonulan
ve onsuz insanların gelişmesinin olanaksız olduğu tüm bu değerlerdenalıkonulmayakarşıverilenbirmücadelevebütünbunların
düşmanın en sert, en insafsız baskıları altında kazanılmaya çalışıldığı bir dönemdir. Bu yıllar birçoklarınca ne kadar önemsiz,
özelliklekendiülkepratikleri,kendimücadelepratikleriaçısından
nekadarönemsizgibigörünürsegörünsün,bizimmücadeletarihimizde gerçekten belirleyici bir öneme sahiptir. Onsuz ne modern
devrimcidüşünceninüretilmesi,nedevrimcipolitikanınüretilme-
225
sinin imkansız olduğu bir dönem. Daha sonra anlatacağımız gibi
budirenmedeyeralmak,helehelebudirenmedeenzorkoşullarda
mücadeleyi sürdürmek ve bunu hayatıyla noktalamak Kürdistan
halkını var etmenin ta kendisidir ve bu gerçeklik yaşandı. Bugün
butemeldeciddibirsiyasalgelişmeyleyüzyüzekaldığımız,busiyasalgelişmelerinbizdençokönemligörevleristediği,yalnızkendiulusal,toplumsalalanımızdadeğil,uluslararasıbölgeselalanda
dabugelişmelerinönemligörevleryüklediğibugün,dahaaçık-seçik görülmektedir.Ama eğer bu, günümüzde böyle açık-seçik bir
halegelmişse,geçmiştebunlarınyıkılmamasıiçinbuadımlarınsonaerdirilmemesiiçinverilenmücadeleyeçokyakındanbağlıdır.
Düşünceyapılarıdiyalektikolmayandüşüncegelişmelerinde,diyalektik materyalizmi temsil edemeyenler, bunu ister bizde olsun,
isterbizimdışımızdaolsunyeterincetakviyeedemediler.Vetabiiki
bizimiçinbusondereceüzücüdür.Üzücüolmaklabirlikte,bunun
öneminişuandaortayakoymamız,hemyurtseverlikanlayışımızın
birgereği,hemdebundarolümüzün,tarihselrolümüzünaydınlığa
kavuşturulmasıaçısındançokönemlidir.DahadünekadarKürdistan’daki siyasal yaşantı, uluslararası statünün Kürdistan’a tanıdığı
siyasalstatühiçtir.Ülkemizhalkınınkendisiiçin,kendiçıkarıiçin
siyasetyapma,politikadaağırlığınıduyurma,buağırlığınıuluslararasıarenayataşırmadüşünülmeyecekbirhusustu.Kürdistanadına,
Kürtlük adına sağdan-soldan bazı hareketlerin, bazı kişilerin vaaz
verdiğinibiliyoruz.Amabunlarınyaptığıpolitika,tanıdıkolduğumuz işbirlikçi bir politikadır. Zorbalık görmüş, teslim alınmış bir
Kürdistan’ıyansıtanbirpolitikadır.Direnmepolitikasıdeğil,boyun
eğmişbirişbirlikçipolitikadır.Vetabiikiböylebirpolitikanınülke
halkına,onunsiyasalyaşamınabirçokolumsuzlukdışındafazlabir
değişiklik getirmesi beklenemez. Biçimde modern gibi gözüken,
ama özde hiç de bu durumda olmayan bu hareketler, bu kişilikler
bizimleortayaçıkmıştır.Buanlamdabizdiyoruzki,dahaçokbugüngerçektenmodernanlamdavehalkınkendiözçıkarlarıdoğrultusundaönemlibirsiyasalgelişmeyleyüzyüzeyiz.Busiyasalgelişme yalnız bizim tarafımızdan, yalnız ülke halkınca farkedilir bir
226
gerçek değil, uluslararası alanda yavaş yavaş anlaşılan bir gerçek
haline gelmek üzeredir, gelmiştir. İşte bu yine mücadeleye bağlı
devrimci ideolojinin, devrimci politikanın inatçı bir biçimde takip
edilmesininyarattığıbirsonuçtur.Herşeydenöncebugün,busiyasalgelişmelerinkavranılmasıbiletümüylebuyakıngeçmişebağlıdır.
Eskidendebölgedesiyasalgelişmelervardı.Yineülkededebelli
siyasal gelişmeler vardı.Ama bunlar halkın öz çıkarları doğrultusunda olan siyasal gelişmeler değildi.Yabancıların, işbirlikçilerin
çıkarlarınauygunsiyasalgelişmelerdi.Halkınvarlığınınyadsındığı
ve böyle yadsınması temelinde ortaya çıkan gelişmeler, halkın
maddi-manevi yaşamında sürekli tüketen, yiyip-bitiren, baskıyı
üreten, sömürüyü üreten siyasal gelişmelerdi. Bugün bu aşılmış,
aşılmayayüztutarbirnoktayagelmiştirdiyoruz.Herşeydenönce
bunun düşüncesine ulaşılmıştır diyoruz. İşçi sınıfının ideolojisine,
devrimci politikasına bağlılık; bugün ülkedeki siyasal yaşamın,
bölgedekisiyasalyaşamın,dünyadakisiyasalyaşamındoğrubirbiçimde,kendiözsınıfsalveulusalçıkarlarınauygunkavranılmasına
yolaçmışveonunbilinciyledopdoluolarakbizibirarayagetirmiş
bulunmaktadır.
Bugün biz yalnız ideolojik belirlemelerle uğraşan bir hareket
değiliz, yine geçmiş siyasal değerlendirmeleri yapan bir hareket
değiliz, çok somut olarak günümüzü değerlendiren, özellikle günümüzün siyasal yapısını değerlendirerek, bunda kendimize yer
arayanbirgüçdurumunagelmişbulunmaktayız.Birçoklarıbunun
düşüncesine ulaşmış olabilirler, çok farklı örgütler bu bilince
ulaşmış olabilirler, ama bu bilinci bir güç haline getirmeleri, bu
güçlesiyasalgelişmeleremüdahaleetmelerisözkonusudeğil,uyanıpyakıldıklarınoktadaburasıdır.Bilinçoluşmuş,amagüçoluşmamış, çünkü onlar bilinci önemli oranda şuradan-buradan taklit
etmiş,oysataklitçibiranlayışınsağlıklıbirgücehizmetetmediği
bilinmektedir.Acısınıçekmeleribunedenledir,amabizdediğimiz
gibi yoğun ideolojik mücadelemizin, devrimci siyasete sürekli
bağlılığımızınsonucuolarakbugün,somutsiyasalgelişmeleritah-
227
lil edebiliyoruz.Ve bu tahlillerimizin hiç de yabana atılmayacağı
(ister ülke için, isterse bölge ve dünya için, düşman ve devrimci
güçler açısından hiç de yabana atılır görüşler olmadığı) bugünkü
varlığımızla kesinleşmiştir. Tekrar belirtirsek; kendisine güvenen,
geçmişiyle,yaşıyla-başıylaövünenbirçoklarınıncesaretedemediğiiçvedışsiyasalgelişmelere,henüzçokgençolmasınarağmen,
çoktecrübesizolmasınarağmen,hareketimizmüdahaleedebilmiş
venitekimbugüçleriaçığaçıkarmıştır.
Dahaevvelbirçoklarıiçininanılmazgibigözüken,uluslararası
siyasiarenada,ülkedekisiyasiarenadayertutmadaenönde,eniddialıbirkonumaulaşmıştır.Vebirçoğunainanılmazdagelse,‘tehlikeli bir güçtür, şüpheli bir güçtür, güvenmemek gerekir, ne olduğu belirsizdir, ne olacakları tartışmalıdır’ gibihâlâkendilerinibazı kandırmacalarla avutmak durumunda olan çeşitli güçlerin bu
yaklaşımlarına karşın; biz gözüpek bir biçimde yaptığımızın tam
daçağayakışırbirçalışmaolduğu,tamdaülkehalkınaverilmesi
gereken çalışma olduğu, değil çok hızlı yapmamız, değil anlaşılmazbirbiçimdeyaptığımız;bilakiszorunlu,ertelenemezbirişolduğuveçokkısabirsürededeolsabubaşarılarınhiçdeküçükgörülmemesigerektiği,sadeceKürdistan’dakiöncümüfrezeninrolüneyakışırbirtarzda,onunbirsonucuolduğunugörüyoruzveyadırgamıyoruz.Yanibirçoklarıiçinkuşkuvericiolan,tehlikeliolan,
dehşetvericiolanbudurum,bizimiçinyaşamıntakendisioluyor.
Evet,busiyasalgelişmeninbugünküdurumunubelirtmekleyetinmiyoruz.Bugelişmeninyaratılmasındadaisterdüşüncede,ister
pratikteyaratılmasındadaenbaştagelenhaklıgüçlerdenbirisiyiz.
Birçokları için ancak araştırmayla, incelemeyle, şundan-bundan
görüşkapmaylavarılabilecekbuhususlar,bizimdevrimcipratiğin
vardığı,bizigetirdiğihiçdezorolmayan,hiçdeyadırgayıcıolmayanbirsonuç.Vedikkatedilirsegelişmelerbizimçokyakınmüdahalemizleortayaçıkmıştır.Mesuliyetinitaşıdığımız,özellikleTürkiye veTürkiye egemenliğindeki Kürdistan’daki siyasal gelişmeler, çok yakınen bizim damgamızı taşır. Türkiye’deki altüst oluş
süreci çıkışımızla yakından bağlantılıdır. Bugün bölgedeki hızlı
228
gelişmeleriçindedeyerimizsıksıkanlatılmaya,izahedilmeyeçalışılır.Buradanasılbirrolüstlenmemizgerektiğisadecebizimtarafımızdandeğil,diğerbirçokgüçlercedetartışılırdurumdadır.
Dostlarındahaçokçıkarlarımızauygunbirtutum,sahtedostlarımız ve düşmanlarımızca daha çok bizi birbirimizden alıkoyma gibi
bir durum değerlendirmesi, bir karar verme süreci vardır. Evet, bu
genelbelirlemelerdensonra,günümüzdekisiyasalgelişmeyegeçebiliriz.
HerşeydenöncegünümüzdedünyadakisiyasaldurumII.DünyaSavaşı’ndansonraemperyalistsisteminenbunalımlıevrelerinden birisini yaşadığı biçiminde karakterize edilebilir. Emperyalist
sistem1980’lerdeenbüyükbunalımlarındanbirisiniyaşamaktadır.
Bunalımekonomidenpolitikaya,kültürdenahlakakadarheralanda etkisini göstermektedir. Emperyalist sistemdeki tükenmişlik,
emperyalistmantıkgereğiifadesiniinsanlığındaartıktüketilmesi
gerektiği,insanlığakarşıdaartıkçılgıncabirdüşünce,uygulamalar içine girilmesi gerektiği kadar vahim bir sonuca götürmüştür.
Emperyalist sistem ve onun temsilcileri için bu konuda da fazla
belirlemeleregirmeyegerekyok.Çeşitlibelgelerdebudilegetirilmiş, ama bilmemiz gereken şey; gerçekten günümüz emperyalist
dünyasıenağırbunalımlarındanbiriniyaşamaktavebugündünya
emperyalizminin başını çekenABD emperyalizminin son yönetimi,tamamenkarşı-devrimcibiryönetimdurumundadır.
Siyasalzorudoruknoktasınaçıkarmak,dıştaisekendiuydularınızorlaelindetutmakiçinfaşizminihraçettiğifaşistkuklayönetimleri her tarafta geliştirmektedir. Başta Salvador olmak üzere
Kore’de, Tayland’da, Pakistan’da, Türkiye’de,Avrupa’nın birçok
ülkesinde,LatinAmerika’da,Ortadoğu’dabukonudayoğunbirfaaliyetyürütmekvebütünişini,gücünübukuklayönetimifaşistleştirmek, dayanılmaz olan baskılarını daha da katmerlendirmek,
güçlendirmek ve 1980’li bunalım yıllarını faşizmi güçlendirerek
atlatmak, bu karşı-devrimciAmerikan yönetiminin en esaslı ve
baştagelenamaçlarındandır.O,bırakalımemperyalistlerarasındakiçelişkiyizayıflatmayı,buçelişkiyigidermekdoğrultusundabir
229
adımatmayı,yinebırakalımbuçelişkileriekonomiden,politikaya
kadarondandaöteaskerialandagiderilebilecekçoksınırlıbirgücü kendisinde görmemiştir. Son gelişmeler eğer hatırlanırsa, ekonomikalandakiaçmazlar,çelişkilerisistemiçindesondereceyoğunlaştırmıştır.
Avrupa’ylaAmerika,Japonya’ylaAmerikaveAvrupaaçısından
yeni sömürgelerle emperyalist ülkeler arasında ekonomik alanda
çelişkilerinhadsafhadaolduğubilinmektedir.Veyalnızbiralanda
değil,mali,ticari,sınaibirçokalandabuçelişkileringüçlendiğibilinmektedir. Ve sadece ekonomik alanla sınırlı kalmadığı, bunun
siyasal alana sıçradığı görülmektedir.YineAvrupa’ylaAmerika
arasındabiryığınkonudasiyasalçelişkileringeliştiği,gerekyeni
sömürgeler konusunda, gerek NATO konusunda ve gerekse emperyalistülkelerineşitsizgelişimisonucukendiaralarındakisiyasalgelişmelerkonusundaçelişkilibirdurumgünümüzdesonderece hızlanmıştır. Ve en sonunda sistem içinde özellikle ısrarla o
noktayagetirilmemesiiçin,askeriçelişkileralanındayenilmemesi
içinoncaçaba,gayretsarfedilmesinerağmenbunundatambaşarılmadığı, emperyalist sistemin askeri yapısında da çelişkilerin
çıktığı,sonİngiltere-Arjantinarasındakiçelişkininaskerialanada
yansıdığıveNATOiçindeYunanistan’la-Türkiyearasındaçelişkininaskeriplanayansıdığıveaskeriyapılarınınparçalanmayayüz
tuttuğubilinmektedir.Buçelişkininnedenliileriboyutlaraulaştığınıgösterir.Veyineemperyalistsistemekarşıtümüylesömürgelerinbirbaşkaldırısıvardır.
Sistem kend i içind e emp ery alistler arası çelişk ilerle parç alanmış,zayıflamışdeğildir.Sadeceemperyalistsistemebağımlıülkeleri,yenisömürgeleri,uydularıbugünsistemekarşıbirçokproblemyaratan,ençokayaklanmaöğelerinibarındıranalanlarhaline
gelmişlerdir.LatinAmerika’dan,OrtaAmerika’danbahsetmekistemiyoruz.Bunlarsomut,canlı,güncelgelişmelerdir.Ortadoğu’da
sağımıza, solumuza biraz bakarsak, emperyalizme karşı ne denli
sıcakbirsavaşımınverildiğini,emperyalizmiçinçokönemliolan
bu alanda ne kadar sıcak bir savaşımın geliştiğini, emperyalizm-
230
denkopmanınyıllarmeselesideğil,biranmeselesiolduğunubizzat canlı mücadelemizle görmekteyiz. Kısaca emperyalizmle bağımlı uluslar ve halklar arasındaki çelişkinin had safhada olduğu
birgerçektir.
1960-70,özellikle1970’lerdekirahatlık,bualandadakesinlikle
sözkonusudeğildir.Emperyalistsistemlesosyalistsistemarasındaki çelişki, onca çabaya rağmen barışçıl biçimler altında tutulamıyor.SonolarakPolonya’dakigelişmelergözönünegetirilirse,emperyalizmin müdahale, provokasyon, kışkırtma alanında ne kadar
gözükarabirbiçimdefaaliyetyürüttüğü,buamaçlasosyalistülkelerdebarışiçindebiraradayaşamayıbirkenaraatmaktanhiçbirzaman çekinmeyeceği ve bu alanda özellikle nükleer silahları bir
şantajaracıolarakkullanacağıçoknetgörülür.
Sosyalistsisteminnükleersilahlaralanındakiuzlaşmaztavrıyla,
nükleersilahlarlainsanlığıtehditederektabiisosyalizminsonunu
getireceğini düşünüyor. Bugünkü emperyalizmin jandarması olan
ABDemperyalizmi,özellikleböylebirpolitikayasıkıcasarılarak
mevzi kazanmıştır. Sosyalizme karşı sürekli gerileme durumunda
olan dengeye kavuşmak istiyor ve dengesiz en ufacık bir şeyden
vazgeçmem diyor. Gerekirse insanlığın başına nükleer savaşı da
açabilecektehditisavuruyor.Busadecebirtehditdeğil,çoksomut
gelişmelerlebunubütüninsanlığaduyurmakistiyor.Amerikanyönetimi nükleer silahlarla insanlığın sonunun getirilmesini sürekli
gündemealarak,çeşitlişantaj,ürkütmeyöntemleriylebirazkendisini ayakta tutmayı, böylesine çılgın bir araçla sürdürebilme sevdasında. Bu durum emperyalist sistemin çılgınlığının vardığı boyutlarıaçıkçagösteriyor.Kısacaçelişkilerağındanemperyalistsistemin bu dönemde daha da zayıflayarak çıkmaması için sosyalist
ülkelerekarşıgeneldebirsaldırıyageçtiği,saldırılarınısadecepropagandada sınırlamadığı, bunu açık müdahalelere dönüştürdüğü,
sosyalizmin en gelişmiş alanlarına kadar bile uzanabildiği bilinmektedir.Bukonudahertürlügericiliğe,sosyalistülkelerdekiher
türlü gerici öğelere desteği sağlamaktan geri kalmadığı ve hatta
bunuenönemlibiruluslararasısiyasethalinegetirdiğigörülmek-
231
tedir. Kısaca emperyalizmin sıkışıklığı bir de bu alanda gözlemlenmektedir.Emperyalizminyaşadığıağırbunalım,onubualanda
dasıkıştırmışbulunmaktadır.Vebizceyinesosyalistsistemaslındabukonudaemperyalizmekarşıistersiyasal,isterekonomik,isteraskeriheranlamdadoğrutavıralması,böylesinebunalımdönemindeemperyalizminsosyalizmekarşıüstünlüksağlayarakkendini güçlendirmesi değil, bilakis sosyalist sistemin emperyalizme
karşı saldırılarını, savunma biçimindeki saldırılarını daha güçlendirerek emperyalizmi sıkıştırması, sadece mevzilerini koruyarak
değil,bumevzilerebirkaçtanesinidahapahalıyapatlatmasıbiricik
doğru yoldur. Emperyalistlerin hiçbir zaman ciddiye almadıkları
ve onlar için de bir anlamı olmayan yumuşama politikasının pek
sonuçvermediği,sözdesavunulsabilepratiktebupolitikanınpek
işlemediğigörülmektedir.İşleyengerçeklik,emperyalizminsürekli saldırı konumunda olmasıdır. Bu nedenle de barışın bir bahane
olduğu,emperyalistsisteminmantığıgereğibarışainançsızlığının
kesinolduğu,onuniçindeyumuşama,barışiçindebiraradayaşamanınpekgüvenilirbirmüttefiğiolmadığıbilinerekböylebirsistemekarşısosyalizmindetümgücüyledikilmesikendindenbeklenenkarşı-devrimekarşırolünüoynaması,eskiyekıyaslabunudaha güçlü bir biçimde yerine getirmesi gerekli, kaçınılmaz bir görevdir.
Emperyalistsisteminçelişkilerininyumuşamadığı,bilakisdaha
dayoğunlaştığıdiğerbiralandaemperyalistülkeburjuvazileriyle
işçi sınıfı arasındaki ilişkiler alanıdır. Bu alanda yıllardır süren
durgunluksonaermiş,özellikleyaşanılanağırbunalımlıveII.DünyaSavaşısonrasıenfazlahayatpahallılığı,işsizlikbuülkelerde
1980’lerde ortaya çıkmış ve hızla gelişmiştir. Bu da kaçınılmaz
olarakişçisınıfınınuyanmasına,bilinçlenmesine,özelliklehertürlüreformist,liberal,revizyonistdüşünceyiaşarakböylesinebirgelişmeiçinegirmesineyolaçmışvebildiğimizgibiAmerika’da,İngiltere’de,Almanya’daişçisınıfıhareketindesonyıldagözlegörülürbirgelişmeolmuştur.Bualandadaemperyalistburjuvaziileişçi sınıfı arasındaki çelişki kızışmıştır, alevlenmiştir ve emperya-
232
lizmsıkışmıştır.Bualandadaverilecekmücadelenin,emperyalizmiiçinegirmişolduğububunalımdönemindendahadazayıflatarakçıkaracağıkesindir.
Her ne kadar emperyalist sistem, sistemin bu en güçlü ülkelerinde siyasal gericiliği, faşist gelişmeyi tahrik ederek durdurmak
istiyorsada,bununçokcılızbirçabaolduğunu,özelliklenükleer
silahlarakarşı,yinefaşistgelişmelerekarşıemekçihalkınuyanık
olduğunu, bu konuda direnmeden vazgeçmeyeceğini gösteren bir
yığın olay vardır. Burada hemen diyoruz ki; demek ki sistemin
kendikalbindedesağlıksızolduğu,hastaolduğu,buradadadarbeleryiyerekzayıflayacağıkesindir.Çokgenelolarakböyleözetleyebileceğimizdünyadurumu,kendisiniensıcakbirbiçimdebölgemizde,Ortadoğu’dayansıtmaktadır.
Ortadoğu, bugün emperyalizmin bırakmamak için hayat meselesidurumunagetirdiğibiralan,bununnedenleridebilinmektedir.
Ortadoğu,kiminelindeolursatarihinhızlıgelişimçarkınınondan
yana işleyeceği bir alan. Ortadoğu üzerindeki savaştan kim galip
çıkarsa,onunyaşamaşansınınçokçokartacağıbiralandır.Bunun
nedenleri coğrafik, stratejik yapısı olması, bugün uygarlık için
vazgeçilmez bir petrol olayına sahip olması, yine sistemler arası
çelişkinin bir odak noktası olmasıdır. Bölge halklarının, tarihseltoplumsalyapılarınınbölgeyisonderecesıcak,yakıcıkıldığıbilinerek, günümüz Ortadoğu’sunda her alanda sıcak bir savaşım
olayıgözlemlenmektedir.
Ortadoğuhalklarınındahaçokbuözelliğindenötürüyüzyıllardanberifeodalimparatorlukların,dahasonradaonlarlasıkıişbirliği içinde emperyalist imparatorlukların cuntası altında yaşadığı
vebuyüzdenulusaltoplumsalgelişmerayınabirtürlügiremediği,
günümüze gelindiğinde dünya halklarının en gerisinde bağımsızlık,demokrasivesosyalizmkonusundakimücadeleninengerisindeolduğubilinmektedir.Bağımsızlık,demokrasivesosyalizmkonusundakimücadeleninengerisindekalmışbiralanolduğu,Ortadoğu halklarının bu konuda en geride kalan halklar olduğu bilinmektevedahaçokbudaemperyalizminbölgeyeverdiğiönemden
233
ilerigelmektedir.Böylebirdöneminsonayaklaştığındanbahsediyoruz. Emperyalizmin yaşadığı dünya çapında bağımsızlık, demokrasivesosyalizmgüçlerininkazandığımevzilerveyineOrtadoğu halklarının tarihlerindeki sürekli devralmış oldukları ulusal
ve toplumsal çelişkiler, artık çözümünü kesinlikle devrimde arar
birnoktayagetirmiştir.Ortadoğu,devrimdışıhiçbiryöntemleartıkbuhalklarıngelişemeyeceğibiralanhalinegelmişdurumdadır.
Gecikmelidirdiyoruz,amaemperyalizminkaderinibelirlemede
tayinedicibiralan,bunudaekliyoruz.Bualandakazanılacakzafer,sadeceOrtadoğuhalklarınınkurtuluşunugetirmeklekalmıyor,
emperyalizmenihai,ölümcülbirdarbeyivurmasıaçısındandabelirleyici bir öneme sahiptir. Buradan kovulan bir emperyalizmin
dünya genelinde yaşamasının çok zor olduğundan bahsediyoruz.
Bunun için de savaş, son derece kızgın, son derece inatçı, yıkıcı
birtarzdagelişmektedirbölgemizde.Bölgemizdekigericigüçlerin
karşı-devrimciçabalarınıdeğerlendirirken,emperyalistmantıksistemin içindeki bölgenin konumunu böylesine değerlendirmek gerekir.
Yinebölgedekidevrimcigüçlerinrolünükavrarken,bugüçlerin
uluslararası devrimci görevlerini doğru bir yere oturtmak gerekir.
ÇoksınırlıdaolsavebirazdacanlıolarakyaşadığımızOrtadoğu’dakigelişmeler,buaçıdankaderyılıhalinegelmişvebugelişmelerinartıksonucagitmesigerektiğinibilmekteyiz.Emperyalizmin
sağladığıstatüko1960’lar,hatta1970’lerekadarbölgedesonderece güçlüdür. Türkiye, en eski müttefiklerden birisi olarak daha
1950’lerdebölgeninbaşınabirjandarmaolarakdikilmiştir.
AynıbiçimdeİranŞahı,dahaçoköncesindenbölgehalklarının
başına yine bir jandarma olarak dikilmiştir.Arap monarşilerinin
daha düne kadar, hatta günümüzde de epey ülkede hükümranlığı
olanbumonarşilerinvarlığıbirgerçektir.Siyonizmbütüngerçekliğin veya bütün bu gericiliğin tuzu-biberi olarak, Ortadoğu’nun
başına bela edilmiştir. Bunlar 1960’larda ve 1970’lere kadar bölgeyetümüylehükümranolangüçler,bölgehalklarınınefesalamaz
haldetutangüçlerdir.
234
1960’lıyıllar,dünyagenelindehalklarınulusal-bağımsızlıkyıllarıdır. Ortadoğu halkları içinse en karanlık yıllardır. Ve bunun
söylediğimiz gibi biraz tarihsel-toplumsal nedenleri var. Bu alandaki gericiliği sürekli ayakta tutan geçmiş gerici tarihe ilaveten,
emperyalist imparatorlukların yapay olarak burayı bölüp parçalaması ve yönetmesi, bu baskıyı zorla egemen kılmasının payı büyüktür.Buelverişsiztoplumsal-tarihseltemelyüzünden,halkların
bir türlü modern düşünceye, devrimci politikaya atılamamaları,
atıldıklarında başarısızlığa uğramaları sözkonusudur. Böylesine
nedenlerlekurtuluşudurdurulanhalklar,artık1970’leredoğrugeldiğimizdekıpırdamayabaşlamışlardır.Küçük-burjuvaradikalizminin1950-60’lardavesınırlıolarakdagünümüzdeçokzayıfsoluklarlaoynadığıilericilikrolü,halklarıkurtuluşagötürmeyekafideğil.Radikalyönetimlerinanti-emperyalistliği,demokratlığıçoksınırlı.Bölgeninsorunlarınıçözmedeçokyetersizbirsınıfsaltemellerivar.Çokağırolanemperyalizmekarşıulusalbağımsızlık,gericiliğe karşı demokrasi savaşımının önder, yetkin güçleri olmaları
çokzor.Herikialandadasınırlıbirgelişmeyiancaksağlayabilirler.Bugelişmebile,bellibiraşamadansonrauzlaşmaylasonuçlanıyor.Halklardahasonrabutemelde,buuzlaşmatemelindeveen
başta da Türkiye örneğinde gördüğümüz gibi emperyalizmin en
güçlü müttefikleri haline gelebilmektedirler. Türkiye’de yaşanan
durumMısır’dayaşandı.Türkiye’dekiradikalizminemperyalizmle
engüçlüuzlaşmayıgetirenbirradikalizmolduğu,kemalizminemperyalizminengüçlübirmüttefiğiolduğugünümüzdeçoksabittir.
YineMısır,Arapradikalizmininenbellibaşlıtemsilciliğininoluştuğu bir ülke ve radikalizmin göbeğinde, yine emperyalizmle uzlaşma eğilimi oldukça gelişkindir. Bugün emperyalizmin başta
Araphalklarıolmaküzerebölgedeengericigüçlerdenbirisiolan
Mısır’ıböylesinebirülkehalinegetirdiğibilinmektedir.Çokkısa
somutluanti-emperyalizmleuzlaşmayıdurduramadı,bilakisonun
içindahaelverişlibirtemelsağladı.Vebugünencanlıbirbiçimde
yaşadığımızbirIrakgerçeğivar.Buülkesomutundakendisineçok
çeşitli roller biçilen radikalizmin en gerici bir uzlaşmaya yattığı,
235
Ortadoğuhalklarınındevrimcimücadeleleriniengellemedeengericimihraklardanbirisihalinegeldiğigözönünegetirilirse,radikalizmin ilericiliğinin sınırlı olacağı ve buna güvenilerek fazla yol
katedilmeyeceğianlaşılmıştır.Ancaköteyandanhalklarınenihtilalci adımlarının başarıyla atılmaması, özellikle işçi sınıfının önderliğindeki halk hareketlerinin pek gelişme kaydetmediği de bir
gerçektir. Mevcut durumda işçi sınıfı önderlikli hareketin sürekli
radikalizmin1970’lerekadarsınırlıolanvegünümüzdedesınırlı
olanrolününişçisınıfıtarafındantakviyeedilmediğivenöbetinbu
sınıftandevralınamadığı,yinebirbaşkagerçekbunöbetindevralınamamasıdırki,Ortadoğuhalklarınınbukadarsancılıolanproblemlerini, bu kadar ulusal kurtuluş sorunlarını katmerleştirmiştir.
Ve işçi sınıfı bu rolü üstlenmezse radikalizmin tasfiye edilmesi,
günümüzOrtadoğu’sundakapkaranlıkvedörtbaşımamurbirşekildeemperyalizmebağımlıuydularvasıtasıylabölgeninendağınıkbirdönemiçerisineitilmesi,bölgedekifaşistkuklayönetimlerin bugün bölgedeki birçok devrimci gücün, kurtuluş hareketinin
korktuğubirdurum.ÖzellikleencanlıifadesiniLibyaveSuriye’de gördüğümüz, yine İran’da gördüğümüz bu rejimler, eğer daha
solundaki bir güçle takviye edilemezlerse, müttefiklerini bu alandanyaratamazlarsa,bulamazlarsa,burejimlerindesonlarınıgetirmekiçinemperyalizmhertürlüoyunuoynayacakvebaşarmakkonusunda hiç de yeteneksiz olmadığı görülecektir. Tarihi açıdan
emperyalizminömrününçokkısaolacağındanbahsedilebilir.Teorikolarakbutümüyledoğru,amapratikolarakOrtadoğuhalklarına(bölgeninönemindenötürü)böylesinekaranlıkyıllaryaşatabileceği gerçeğini kabul etmek gerekir. Eğer önlemler alınamazsa,
tedbirler geliştirilemezse, Ortadoğu halklarının bir bütün olarak
1960’lardakinden daha karanlık bir statüko altına, hem de yalnız
bu sefer monarşist rejimlerin, yine siyonizmin, kemalizmin intibası biçimindeki suntası altında değil, bu sefer eli kanlı bir faşist
cuntaaltınaalınacaklarıveentarihçesizbiryaşamıbirdeböylesine faşist bir ittifaklar mahkumiyeti altında geçirecekleri bir gerçektir.TıpkıLatinAmerika’daolduğugibifaşistgericiyönetimler
236
veonlarınittifakı,Ortadoğuhalklarınaenazındanbiron,onbeşyıl
yaşatacaklarıpratiktebununimkansızolmadığıgözardıedilmemesigerekenbirgerçek.BugünOrtadoğu’dayakıcıbirbiçimdeyaşanılanbirgerçek.Ortadoğuhalklarınınkaderininbirbütünolduğunu hemen belirtelim. Karşı-devrimci faaliyetleri bir bütün olduğu
gibikurtuluşsüreçleridebirbütündür.Bugerçeklikhernekadar
bugün yeterince anlaşılamıyorsa da tüm pratik gelişmeler bunun
böyleolacağınıherkesesezdirmektedir.
Ortadoğu’da1960’larda,1970’lerdegüçlüolanemperyaliststatükonun,Arap monarşilerine, İran şahlığına, Türkiye’ye, siyonizme dayalı olarak geliştirilen statükonun 1970’lerde ilkin Filistin
direnişi,dahasonraradikalArapyönetimiyle,Afganistan’dakigelişmelerle, İran’daki devrimci gelişmelerle, yine Türkiye’deki ve
Kürdistan’daki devrimci gelişmelerle sarsıldığı bir dönem sözkonusudur. 1960-70’lerden itibaren bozulan statükonun 1980’lere
doğrugeldiğimizdeneredeysedengeninaleyhinebozulduğu,statükonun emperyalizmden yana değil devrimden yana değişmeye
başladığı,bununartıkemperyalizmaçısındanbirölüm-kalımmeselesi haline geldiği, 1980’lere gelindiğinde emperyalist statükonundağıldığı,amadevrimiçinbirdüzenlemenin,devrimçıkarlarının garantiye, sağlama alındığı bir dengenin de yaratılamaması,
devrimci güçlerin, ulusal-demokratik güçlerin, komünist güçlerin
bukonudagerekkendiiçbünyelerinde,gerekkendiaralarındagüçlü ittifağa yönelmedikleri, hem yanlış yapılarıyla, hem de eksik
donanımlarıylabunutamistenilendüzeyeçıkaramadıkları,emperyalizminçokgelişkinolantecrübesineveolanaklarınakarşın,devrimcilerin sınırlı olan tecrübe ve olanakları yüzünden tehlikenin
sonderecesomutvecanlıolmasıgibibirdurumlayüzyüzeyiz.
Denge değişecek, 1980’lerde kesinlikle denge değişecek!Ya
emperyalizminaleyhinedahadagüçlüolarakhalk,ulusalkurtuluş
hareketlerihızlanarakgelişecek,gürbüzleşecekvebutemeldeOrtadoğu’yudeğişikliğeuğratacaktır.Ortadoğuhalklarınınbağımsızlık,özgürlüktemelindekibirlikleriiçindahadaelverişlibirzemin
yaratacakveyaemperyalizmkendisiiçinsonderecetehlikeliolan
237
bukarmaşıkortamı(enyakınörneğiniTürkiye’degördüğümüzgibi)dörtbaşımamuraskeri-faşistyönetimibaşageçirerek,siyonizminsaldırganlığınıtahrikederek,güçlendirerek,destekleyerek,sürekliLübnangibibiryerdebiryığınprovokasyoneylemidüzenleyerek,birSuriye’degörüldüğügibi‘müslüman kardeşler’ hareketini ayaklanmalara sevkederek, yine Irak-İran’da görüldüğü gibi
SaddamyönetiminiçılgıncabirsavaşaiterekveyineAfganistan’dagericiliğihertürlüdestekledonatarak,faşistbiryönetimiPakistanhalkınınbaşındagüçlendirerek,Arapmonarşilerinitakviyeyle
Mısır’ı,Sudan’ı,Somali’yi,Fas’ıvebenzerlerinidahafazlabaskı
güçleriyledonatarakveenyakınhedefolarakbölgedemevcutdirenme noktalarını, mevzilerini ele geçirerek alayhine olan gelişmeyidurdurmayaçalışacaktır.Buemperyalistmantığınbirgereği,
kaçınılmaz bir isteğidir. Ve Ortadoğu’daki devrimci güçlerin her
şeydenöncekendihalklarınınözgücünedayanarakbirmücadeleyi
veuluslararasımüttefikleriylegüçlüilişkilerigeliştirebileceklerine
dair şüphemiz yoktur.Ama bu alanların yeterince geliştirildiği,
doğrubirtarzdaişletildiğidesöylenemez.Gerekhalklarındevrimcipotansiyelinintamhareketegeçirilmesi,gereksosyalistsistemle
Ortadoğu’daki kurtuluş hareketi arasında dengeli, seviyeli, güçlü
birilişkininkurulmasıönündehayliengeller,eksikliklervardır.Ve
deminbunlarınbazınedenlerinisöylemiştik.
Halkların birleşik, bağımsız ve özgür temeldeki direnişlerini
tamanlamıylageliştirmeyenbirradikalizmvardı.Bunuancaksınırlıgeliştirmeyeteneğindeolanbirradikalizmvar.İşçisınıfıhareketinitemsiletmeiddiasındaolanörgütlerindevrimdençokçok
uzak olmaları, bir reformizm sürecini yaşamaları sözkonusudur.
Radikalizmi bu alanda destekleyebilecek veya onun eksikliğini,
onunzaafınıgiderebilecekbugüç,reformizmin-revizyonizmingüçlüolmasınedeniyleönderlikrolünüoynamamış,dolayısıylahalk
hareketlerinindallanıpbudaklanamamalarınayolaçmıştır.
Diğeryandansosyalistsisteminküçümsenemeyecekçabalarına
karşın,hâlâyeterincevedengelibirbiçimdebölgeyeyansıyamaması sözkonusudur. İster sosyalist ülkelerin eksikliğinden, isterse
238
Ortadoğu halklarının mücadelesinin eksikliğinden kaynaklansın,
böylegüçlübirittifakınhenüzhayatageçirilememesi,emperyalizmin işini daha da kolaylaştırmaktadır. Şüphesiz biliyoruz ki, bu
durumaşılmakisteniyor.Bueksikliğinfarkındaolanbütüngüçler
istersosyalistülkeler,isterbölgedekidevrimcihalklarvebunların
temsilcileribueksikliğigidermekiçinyoğunbirçabaiçindedirler.
Bizim arzumuz odur ki, bu çabalar başarılı sonuçlarını versinler.
Buçabalarkısırçabalarolmaktançıksın.Ortadoğuhalklarınıntarihindeengüçlühalkhareketlerininfilizlenip,gelişipgüçlenmelerineyolaçacakbirseviyeyeulaşsın.Ortadoğuhalklarınınbirtürlü
yaşamadıkları devrimci süreç, bugün doruk noktasına varsın. Bu
hem mümkün ve hem de mevcut bütün devrimci güçleri, ilerici
güçleriçıkmazdankurtaracak,onlarıyokolmaktankurtaracakbir
ilişkiolsun.
Emperyalizmbuanlamdauzlaşmayıdakabuletmiyor.Düpedüz
teslimiyet,düpedüzteslimalmayıplanlıyor.Buaçıdan1970’lerde,
1960’lardaolduğugibibuteslimiyetintemellerideyok.Düpedüz
yokolma,yoketmeoperasyonlarıgündemdedir.BubaştaFilistin
hareketiolmaküzerebirçokalandagörülmektedir.Yalnızproletaryahareketlerinideğil,radikalizminönderlikettiğihareketleribile
tamamen ezerek saf dışı etmek istemektedir. İran, Irak, Türkiye,
SuriyeveLibya’dakidurumubudur.
Böylesine bir bölgede, böylesine sorunları olan, problemleri
olanveçıkışsüreçleriniarayaböylebirbölgeninmerkezinde,kalbindeyeralanbirülkedebizimülkemiz,Kürdistan!Vedeminsöyledik ki, bu alandaki gelişmelerden en çok biz sorumluyuz. Kürdistan’daki gelişme tamamen bu niteliktedir.Türkiye’deki yönetimindörtbaşımamurfaşistbiraskeriyönetimhalinegelmesi,bizim mücadelemizle yakından bir çelişki içinde gelişmiştir. Ve bu
çelişki yalnız bizim mücadelemizi, halkımızın kurtuluşunu tehdit
etmekle kalmıyor.Yine başta Türk halkı olmak üzere, tüm bölge
halklarınınkurtuluşhareketinitehditetmektedir.BugünTürkiye’deyaşanan;halkınkurtuluşuproblemiaçısından,kendikişiselvarlığımızısürdürmekaçısından,örgütselvarlığımızısürdürmekaçı-
239
sındankayıtsızkalamayacağımız,eninceayrıtılarınadekgelişmelerinisıkıcairdelememizgerekenbirsiyasigelişmedir.Türkiye’de
ortaya çıkan siyasal realite tamamen içte çok çelişkili, karmaşık
birözelliğesahipolankapitalistgelişmeninvardığıbirsonuçolduğu gibi, bununla bağlantılı olarak demin özelliklerini saydığımız
emperyalistsisteminçelişkilermantığınınbiryansımasıdır.Sistem
dünyagenelindenekadarçürümüş,nekadarbunalımlagerilemeyleyüzyüzekalmışsada,bunugericiliğivefaşizmiheralandagüçlendirerekaşmakamacındadır.
Türkiye somutunda da, Türkiye kapitalizminin tarihten devralmışolduğuçelişkilerivardır.Kısacadeğinirsek;1920’lerdenitibarendevletkapitalizmiçoksınırlıbirgelişmeözelliğinesahiptir.
KemalistyönetimaltındaTürkkapitalizminingelişmesisadeceve
sadeceemperyalizmlesosyalizmarasındakiçelişkilere,içteisebütüngericisınıflardan,bütünburjuva,feodal,kompradorburjuvazi,
küçük-burjuvazi;bütünbunlardanderlenerekyaratılmayaçalışılan
burjuvaziyedayanır.Ancakmevcutulusalveuluslararasıkoşullarındurumuyüzündenbaşarılarısınırlıolmuştur.Ama1945’lerden
sonra özellikle savaş içinde, savaş koşullarında bu sınıf biraz palazlanmış,savaştansonravarlığını,yaşamınıtümüyleemperyalist
sistemiçindearamıştır.Doğusunda,güneyindevarolanvegelişen
sosyalizm, kurtuluş hareketlerinden koptuğu için tümüyle emperyalistsistemiçindebağımlıhalegelerekkapitalistgelişimiçürüme
altında bırakmıştır. Ve 1950-60 arasında emperyalizme bağımlı,
çarpık ve çürüme halindeki bir kapitalist gelişmeyi yaşamıştır.
1960-70’lerde bunu tekelleşme biçiminde sürdürmüştür. Kısaca
yenisömürgecilikekonomisininenolgunlarındanbirisininTürkiye’deböylesinegeliştiği,1970’lerden1980’leredoğrugeldiğimizdeböylebirkapitalistgelişmenin,hemuzun,hemdeçokhastalıklı
birkapitalistgelişmeninyinebutarihseltemeldeolmasıemperyalizmindünyaçapındakibunalımıylabirleşince,özelliklepetrolkrizindenitibarendahadahızlıbirbiçimdegelişendünyakapitalistemperyalist bunalımla birleşince Türk kapitalizmi, 1974’lerden,
1975’lerden itibaren daha çok çatırdamaya başlamıştır. 1980’lere
240
doğrugeldiğimizdebukapitalizmbütünaltyapısıveüstyapısıyla
iflasla karşı karşıya gelerek, düzenin hem tabanı çatladı, hem de
yıkılacakbirnoktayageldi.Amaonuyıkacakveyerineyeniyiinşa
edecekgüçlerinelverişsizliğindenötürüyıkılamadı.Böylesinebir
gerçekliği yaşadığımızı, canlı olarak anılarımızda hâlâ muhafaza
ediyoruz.AmadiğeryandandeminözelliklerinisaydığımızOrtadoğu’dakicanalıcıgelişmeler,emperyalizmaçısındancanalıcıgelişmelerin olduğu, yine dünya genelinde emperyalizmin çok sıkıştığıbudönemde,Türkkapitalizmininbudağılma,buparçalanma süreciyle ilişkisi, içice geçmişliği gözönüne getirilirse, artık
Türkiye’nin başına belki de tarihinin en gerici, en kanlı diktatörlüklerindenbirisini,askeri-faşistbirdiktatörlüğünoturtulmasıkaçınılmazbirsonuçtur.Buyönetimgerçektenengelişkinfaşistyönetimlerdenbirisidir.EmperyalistsisteminsaygıdeğertemsilcilerininveyaensoysuztemsilcilerininçokçokövündükleriTürkmodeli,gerçektenfaşizmindörtbaşımamurbirtarzdaoluşturulması
açısındanseçkinbiryeresahiptir.Türkmodeliİtalya’ya,İspanya’ya,hattaLatinAmerika’yabileincegeliştarzıyla,faşizmisistemli
geliştirme tarzıyla örnek gösterilmektedir. Emperyalizm için en
olumlusonuçlarıalanbutarzfaşistleştirme,gerçektenemperyalist
sisteminağababalarınıençokmemnunedensistemolurken,başta
TürkveezilenKürdistanhalklarıolmaküzere,Ortadoğuhalkları
içinsebaşaenbelakesilenbirsistemdir.Emperyalizmadınaburolübölgedeeniyioynayanbirrejimolmanınsonucuolarak,bugün
birmodelolaraksunulmaktadır.
Elbettekimodelinenilginçuygulamalarıbizimüzerimizde,yaniTürkiye egemenliği altındaki Kürdistan üzerinde oynanacaktır.
BöylebirmodelintezgahlanmasınınenönemlibiretkeniKürdistan’dır.Modelingerekdayandığıdevletgeleneği,gerekbudevletin emperyalizme bağımlılığı ve bunun sonucu olarak ölümünün
de daha çok Kürdistan’daki gelişmelerde gelişeceği gerçeği, hem
emperyalizmin,hemişbirlikçisigüçlerceoldukçasomuttur.Bunedenle Kürdistan üzerindeki politikalar son derece duyarlı kılınmakta,faşistyönetiminKürdistan’abakıştarzı,Kürdistan’abaskı
241
tarzı,işkencesivevahşetiçokdikkatliayarlanmaktadır.Tabiikibu
durum bizim açımızdan da sorunu önemli hayat meselesi haline
getirmektedir.
Mazlum yoldaşın anısı için geliştirdiğimiz yazıda daha iyi belirttiğimiz üzere, Türk devleti, Türk tarihindeki, Türk egemen sınıflarınıntarihindekiengerici,enbarbar,enkatliamcıözellikleriyle,emperyalistsisteminenkatliamcı,kandökücüözelliklerinibir
araya getirerek başta Kürdistan halkı olmak üzere bölge halkları
üzerineçokvahşicebirsaldırıyahazırlanmaktadır.Vebusaldırıyı
zatenKürdistan’dadörtbaşımamurbirbiçimdetarihine,emperyalist ağababalarına yakışır bir tarzda sürdürmektedir. Diyarbakır’daki vahşeti biz böyle bir özelliğe bağlamıştık. Ve bugün sadece
hareketimizgerçekteniğrenç,gerçektençılgıncabaskıvekatliamlarlayüzyüzedeğil,Kürdistanhalkıtümüyleböylebirrejimaltındayokolmaylakarşıkarşıyadır.Birçoğutanıkolmuşturki,bugün
Kürdistanhalkıekonomikyaşantısındansosyalyaşantısına,endayanılmaz süreçlerden birisini yaşıyor.Yine ulusal varlığına hayasızca,barbarcaveentehlikelibirşekildekastedildiğibirsüreciyaşıyor.Meselesadecebirbaskı,sömürüdeğil,halkınelindenevarsa ne yoksa barbarlık döneminde karşılayabileceğimiz türden talanlarbugüngerçekleştirilmektedir.Halkınelindenevarsaneyoksa,sözdesilahlıkuvvetlerebağış,sözdebirsürüuydurmavakıflara bağış, rüşvet, zorla gasp ve benzeri bir sürü yöntemle toplanmaktadır. İşsizlik had safhalarından birisini yaşamakta, pahalılık
hakezaöyledir.Ahlaksızlıkengelişmişbirsüreciniyaşamaktave
ulusalvarlığa,değerlerekast,özellikleeğitimpolitikasının,asimilasyon politikasının dozajını dört yaşındaki çocuklara indirgeyecek kadar katmerleşmiştir. Diğer uç noktada halkın yurtsever değerlerini en anlaşılmaz veya en gaddar yöntemlerle boğmak girişimleri,durumlarınınnekadarvahimbirtarzdageliştiğini,özellikle eğer tedbirler alınmazsa ve devrimci önlemler geliştirilemezse
halkın ekonomik, toplumsal ve ulusal varlığının gerçekten her
alandagözlemlenentahrip,talanvekatliamlayüzyüzeolduğuaçık
birgerçektir.
242
Çok açık yine, devrimci mücadele çok yakın geçmişte olduğu
gibidurumamüdahaleetmezsezatenbuçürüme1970ve1975’ten
öncesininensoysuzcabirçürümesihalindedevamedecektir.Oda
çürümedir,odaensoysuzcasınabirçürümedir.Devrimcimücadele buna ilk darbelerini vurduğunda, gelişecek olan karşı-devrim
hareketidebirokadartahripetmekisteyecektir,katletmekisteyecektir.Çareelbettekibunuseyretmekdeğil,geçmişteolduğugibi
günümüzde de bunu seyrederek günü gün etme değil, elbette ki
bunakarşıbirçabayladirenmektir.Bizbununbüyükönemini,yine
bahsettiğimizdeğerlendirmedevurgulamıştık.ÖzellikleMayısşehitlerininanısınadüzenlediğimizyazıdaençokvurgulanannoktalar;seyircikalınamayacağı,ensıradanbirsağduyu,ensıradanbir
klavuz gerekliliğiyle bir insanın bu sürece seyirci kalamayacağı,
mutlakavemutlakabilinçdüzeyineolursaolsun,örgütlenmedüzeyi ne olursa olsun, halkın içinde bulunduğu koşullar ne kadar
ağırolursaolsunmüdahaleedilmesigerektiğidir.Başkatürlüdevrimci tarihin yaratılamayacağı, donanımın eksikliğine bakmaksızın, koşulların elverişsizliğine, mutlaka mücadeleye atılması gerektiği,bumücadeleninancakçürümeyi,imhayıdurdurabileceğidir. Hele bu kadar gecikmenin bedeli mutlaka bu biçimde ödetilmelidir.Örneğin,1975-80direnişçileribubedeliödediler.Birhalkın yeniden ulusal, bağımsız, demokratik bir yaşama kavuşması
açısındanmutlakaödetilmesigerekenbirkanborcuvar.Buönemli,buaçıdandaulusaldirenmeye,bağımsızlığa,özgürlüğekavuşmada bu şehitler ve bu dönemdeki direniş böylesine çok önemli
birtarihselrolüyerinegetirdi.Burolünyerinegetirilmesinekarşı
mevcut yönetim de bütün tarihsel kirli çamaşırlarını ortaya sererek, yine emperyalizme olan en gerici kirli bağlarını, utanmazca
açığa çıkararak, başta hareketimiz olmak üzere, tüm halk üzerine
kantükürmeyeçalıştıveçalışacağıbizcebilinenbirgerçekti.Bugünküyaşanangerçek,elbettekibugeçmişinçokyakınbirdevamıdır.Ülkehalkınındeminsaydığımızekonomik,toplumsal,ulusal yaşantısındaki gelişme, yine halkın uyanma, bilinçlenme, örgütlenme,mücadeletarihindekigelişmeöylesinebirbiriyleçoksı-
243
kı ilişki içindedir. Ve devrimcilik açısından bu çelişkiye gereken
çözümüyaratabilmekvedayatabilmekgerekir.
Faşistyönetimingeleceği,geleceğinedir?Türkiyehalklarıaçısından olsun, Ortadoğu halkları açısından olsun geleceği nedir?
Rejim tümüyle çok anlamsız bir zoru dayatmak, bu zoru sürdürmek, kurumlaştırmak, bunu en gerici tarzda faşizmi kurumlaştırmak için her türlü tedbiri geliştirmek durumundadır. Ekonomiyi
bunagöredüzenliyor.Çöküşegidenbirkapitalistekonomivardır,
dağılmaya giden bir kapitalist ekonomi vardır. Özellikle yeni sömürgecilikaltındasürdürülemeyecekolan,amaemperyalistleşmesideolanaksızolanböylebirkapitalistgelişmeninçöküşegitmektenbaşkabirolanağıyoktur.Çöküşegitmekteolanbirkapitalizmi
başaşağıçöküşegitmektenalıkoymakiçinböylesinefaşistbirrejimindötbaşımamurbiçimdekurumlaştırılması,yanisömürgeciliğe kavuşturulması gerekiyor. Bunun için de hamhayallerin daha
başlangıçta terk edilmesi gerekir. Rejimin liberalleşmesi hamhayaldir. Parlamentoya dayalı bir anayasanın çıkabileceği tamamen
bir hamhayal, bir aldatmacadır.Yine ekonomik-politika tümüyle
finans kapitalin ekonomiye damgasını vuran çıkarlarına yönelik
bir politikadır. Sosyal kültürel politika, tümüyle faşizmin damgasını taşımaktadır. Oluşturulmak istenen siyasal kurumlar faşizmi
ve onun ayıplarını örtmek ve onun asma yaprağı olmaktan öteye
bir anlama sahip değildir. Rejim bu biçimde örgütlenecektir. Dayandığı ekonomik yapı ve mevcut emperyalist sistem de ondan
böyle bir düzen istemektedir. Onun için de kurumlaşmasını istemektedir. O kadar anlaşılmayan hikayenin aslında özü budur. Bu
rejimin altında gelecek nasıl gelişecek? Halklar açısından, bölge
halkları açısından ve her şeyden önce Kürdistan halkı açısından
söylediğimizşeylerindahadakatmerleşmesiyaşanacaktır.
Ekonomikalandakigaspın,talanın,sömürününendoruknoktalardanbirisinevardırılması,ekonomiksömürgeciliğinensonsınırına kadar geliştirilmesi yaşanacaktır. Bu amaçla maden, petrol
arama çabaları, Kürdistan’ın tarımsal kaynaklarının tekellerin çıkarına uygun olarak geliştirilmesi, işteAşağı Fırat projesi, enerji
244
kaynaklarınınalabildiğineaçılıpişletilmesi,sömürülmesi,hayvancılıkalanındaalabildiğinebirsömürününyoğunlaştırılması,mevcutkaynaklarıntümüyletasfiyeedilmesi,emekgücününçokucuzlaşması,dünyanınhertarafınasavrulmasıdahadagelişecektir.Almanya,Avrupa,yarınYemen,Arabistançölleri,Afrikaçölleri,Asyaçölleri.Evet,bualanlaraemeğinyollanmasıve‘ihracat politikası’ adıaltındahalkıngeçmişteyiyipiçtiğinintümüylemidesindenkesilmesivebiraçlıkstatüsüaltınaalınmasıdahadagelişecek
olandurumlardır.Kültürelalandabildiğinizgibihakimulusunen
soysuz, faşist kültürünün daha da yaygınlaştırılması, asimilasyonun tümüyle zafere ulaşması için bütün çabaların harcanması yaşanmaktadır. Tümüyle çocukların dört yaşından alınıp ulusal yabancılaşmaya uğratılması, sosyal yapıdaki çürümenin, yozlaşmanın,ahlaksızlığındoruknoktasınavardırılması,siyasalalandagericibirajangrubununörgütlendirilerekhalkınbaşınabelaedilmesi,tambirkarşı-devrimci,ajanağınınoluşturulmasıyla,tümbunların üzerinde de faşist-askeri, sömürgeci bir yönetim oluşacaktır.
Hertürlü“kurumlaşma, demokrasiye dönme”denilenhikayeaslında bütün gelişmeleri daha da rayına oturtmaktan, daha da örtbas
etmekten,kabuledilebilirhalegetirmektenbaşkaçabalarolmayacaktırveaynışeyTürkhalkıiçindegeçerlidir.Türkhalkıiçinde
aynı faşizm gerekeni yapacaktır.Türk halkının çıkarlarına en aykırıgelişmelerbudönemdegelişecektir.Vehalkınbaşınagerçektenbirbela,birnamusbelasıolacaktır.Herşeydençokbudönemdefaşistyönetiminhalkınaçektirmeyeceğikalmayacak,Türkhalkıaçısındanbaştanatılmasıgerekenbir‘ur’ olduğugörülecekve
öyledeğerlendirilecektir.Türkiyetarihindeegemensınıflarınhalk
tarafından en çok istemeyeceği, en çok lanetleyeceği, ondan kurtulmakisteyeceğibirdönemolacaktır.YineOrtadoğuhalklarıaçısından,Ortadoğuhalklarınınbağımsızlıkveözgürlüğünekasteden
birrejimveyinesosyalistülkelerinvarlığınakastedenbirrejimolduğu,geçmişteolduğugibigünümüzdedeçokaçıkbirgerçeklik
olarakgörülecektir.RejiminsadeceTürkiyehalklarıiçindeğil,Ortadoğuhalklarınınbaşınadabirbelaolduğu,yinesosyalistülkele-
245
rinvekomşuülkelerdekidevrimcigelişmelerekarşıdabirbelaolduğu bu dönemde net bir biçimde ortaya çıkacaktır. Bu rejimin
“NATO’nun ikinci ordusuyuz, dünyada en şanlı askeri örgütlenme
bizde vardır; 700 bin, 800 bine yakın asker besliyoruz, modernize
edilmeli, günün koşullarına uyarlanmalı” dediği bu orduyla her
türlü macerayı yaşamak isteyeceği açıktır. Özellikle emperyalizminçıkarlarınauygunolarakvekendisinindekapitalistrejiminin
tıkanmışlığınaçözümaramakamacıylamacerayagirişmektenkaçınmayacağı,Yunanistan’a saldırabileceği, Irak’a saldırabileceği,
İran’a, Suriye’ye müdahale edebileceği ve müdahale tehditlerini
sık sık geliştirebileceği ve bazılarını uygulamaya geçirebileceği,
sosyalistülkelerekarşıemperyalistkuşatmanınenyamandestekçilerindenbirisiolacağı,önümüzdekidönemdekendisiniortayaçıkaracakolangerçeklerolacaktır.Buanlamdabölgehalklarınınve
sosyalistsistemin,Türkiyehalklarınınmücadelesiyleençokilişki
arayacakları, bu rejimden gelecek tehlikeye karşı başta Kürdistan
halkı olmak üzere,Türkiye halklarının mücadelesini desteklemek
durumundakalacakları,geçmiştebirtürlüsağlanamayandayanışmanınbudönemdedahadahızlısağlanacağıveyinebaştaKürdistanhalkıolmaküzere,halklarınburejimekarşıendoğrumücadele
biçiminidayatacaklarıbirdönemolacaktır.
İttifaklar meselesinden cephe meselesine geçmek istiyoruz;
önümüzdekidönemKürdistan’daUlusalKurtuluşCephesi’nininşaedileceği,hayatageçirileceğibirdönemolacaktır.Ulusalvarlığına, toplumsal özgürlüğüne bu kadar kasteden bir rejime karşı
topyekünbirdirenmenintemellerininatılmasızorunluolarakgerçekleşmesi gereken, bir varlık-yokluk meselesi haline gelen, bir
sorunolarakdirenmecephesinin,UlusalKurtuluşCephesi’ninyaratılmasıgerekenbirdönemolacaktır.
Ulusal Kurtuluş Cephesi her şeyden önce ve daha çok bu dönemdezorunlu,kaçınılmazbirsiyasihareketolarakortayaçıkmak
veüzerinedüşentarihirolüüstlenmekzorundadır.UlusalKurtuluş
Cephesi, Kürdistan’daki modern gelişmenin dayattığı bu modern
sınıf gerçekliğine uygun olarak, ideolojik-politik mücadelenin bir
246
sonucuolarakmutlakainşaedilmesigerekenbirsiyasalgerçekliktir. Hele hele özellikle bizim mücadelemiz daha başlangıçtan beri
oluşumu, gelişimi, ideoloji ve politikasının yaratılması için çok
emekharcananvebugünsonuçlarıalınmakdurumundaolunanbir
olgudur,birgerçekliktir.Herşeydenöncedebizimhareketimizin
ağırsorumluluğualtındaçözümlenmesigerekenbirsorundur.
Türkiye’dedebircephenininşaedilmesiolayıvardır.Birantifaşistdirenmecephesininbukadarağırlaşanbirrejimekarşı,Türk
halkınıntutunacakbaşkabirdalıyoktur.Bucephetümanti-faşist,
ilerici,demokratik,komünistgüçlerinintoplanacağıgenelbirhalka,anti-faşistdirenmecephesiolacaktır.Örgütleriçindebulundukları sorunlara bakmaksızın, zayıflık veya güçlüklerine bakmaksızınhayatgerekçesiolarakböylesinebircepheyiinşaetmekzorundadırlar.Eğerdahakötüyegidilmekistenilmiyorsa,eğergelişmelerdahaolumsuzbirtarzdaveçoğuörgütünyaşamınasonverdirilecek bir noktaya getirilmek istenmiyorsa, başvurulması gereken
esaslı halkalardan birisi; direniş cephesidir, halk cephesidir. Ve
tümörgütleriyenidendirenişesevkedecekolan,özündeilerici,direnişçi olan örgütleri güçlendirecek olan yöntem de budur. Parti
sorumluluğuyla çözümlenecek ve hiç savsaklanmayacak, engellenmeyecek olan bir görev alanıdır ve bizim sorumluluğumuz bu
alandadavardır.Yineortakbirdevletçatısıaltındayaşamanınbir
gereğiolarakbukonudaüzerimizedüşeninyapılmasıgerekenbir
alandır.
KürdistanUlusalKurtuluşCephesi’yleTürkiye’ningenelindeki
anti-faşist cephenin içiçe örülmesi, geliştirilmesi gereken bir dönemyaşanıyor.Objektifkoşullarınsondereceolgunolduğu,subjektif gelişmelerin kaçınılmaz kıldığı bir gelişmedir.Yalnız Kürdistansomutuiçindeğil,yalnızTürkiyesomutuiçindeğil,Ortadoğuçapındadaittifaklarıngelişmesigerekir.Bukadarbastıranemperyalizmin kuklaları olan bu faşist yönetimlere karşı, Ortadoğu
halklarının birleşik devrimci çabasının ertelenemez, zorunlu bir
görev olarak kendisini dayatması sözkonusudur. Bu anlamda da
Türkiye’deki,Kürdistan’dakidirenişcepheleriyleOrtadoğuhalkla-
247
rınındirenişcephelerininaralarındakiilişkininörülmesi,aralarındakiittifakilişkileriningeliştirilmesiveistenilensonucaulaştırılmasıgerekenbirdönemdir.Buönümüzdekidönem,halklaraçısından,Ortadoğuhalklarınınbağımsızlık,özgürlük,eşitliktemelindekibirlikleriiçindoğrubirzeminbuittifaklarlaancakmümkünolabilecektir.Ensıradanbirittifakınbilebuanlamdabiryeri,birrolü
olacaktır.Tümbunlarındünyailericisistemiyle,sosyalizmveulusalkurtuluşhareketleriylebirleştirilmesi,ittifaklarındünyaçapındageliştirilmesigerekenbirdönemolacaktırönümüzdekidönem.
Eğer bu anlamda bu görevler yerine getirilirse, başta Kürdistan
halkıolmaküzere,Türkiyehalkının,Ortadoğuhalklarınınbirleşik
gücü ve direnmesi ile önümüzdeki dönemde mevcut faşist yönetimlekıyasıyabirhesaplaşmayagirmektenbaşkabiryolu-yöntemi
olmayacaktır.
Sıradanbirekonomikgelişmeninartıksözkonusuolmadığı,yalnızsiyasalözgürlükleralanındadeğil,heralandakigelişmeninartık tümüyle bir direnmeden geçtiği bir dönemi yaşayacağız. Emperyalizmin ve kuklası faşist yönetimlerin ilan ettiği bu savaşa
karşılıkhalklarınsavaşlarınıdayatmalarıgerekiyor.Eğerbusavaşlar, uygun siyasal programlar altında, uygun yöntemlerle adım
adım geliştirilirse, bugün Salvador’da yürütülen ve dünyanın birçokyöresinde,geçmiştevegünümüzdeyaşanılangerçeklik,Türkiye-Kürdistansahasındayaşanılacakveböylesineazgınbirrejime
karşıendevrimcirollerdenbirisinihalkımızınmücadelesiüstlenecektir.Böylebirmücadeleyiüstlenenbirhalk,dostlarınıençokbu
dönemdeyaratacak,müttefikleriniençokbudönemdekazanacaktır.Vebutemeldekendisiniçağaulaştıracakbirzemini,birzamanı
bu dönemde yakalayacaktır. Bu anlamda dökülen kanların hiç de
boşagitmediği,büyükbirtarihselönemesahipolduğu,yinekatlanılansıkıntıların,zorluklarınboşagitmediği,faşizmindayattığıbu
zorakarşılıkhalkınortayaçıkarılacakzorununhiçdeönemsizsonuçlar doğurmadığı, bilakis tarihin en güçlü devrimci görevlerindenbirisiniyerinegetirdiğiçokaçıktır.Bumücadeleninbölgedeki
en güçlü devrimci ulusal kurtuluş hareketini yarattığı, bu kadar
248
uluslararası,bölgeselönemiolan,yeriolanbirhareketin,böylece
hemyurtseverlikalanında,hemdeenternasyonalistalandaüzerine
düşeniyapabileceğivebundanbaşkadabütünKürdistangenelindeolduğugibiTürkiyeKürdistan’ındakimücadelededebaşkabir
çıkaryololmayacağı,bumücadeleninzaferinden,bumücadelenin
sonuçlarından zafere gitmesi gereken sonuçlarından başka bir şeyinbizeensınırlıbirgelişmeyibilegetiremeyeceği,bunsuzsürecin tümüyle bir yok olma, çürüme ve tasfiye olacağı çok açıktır.
Evet,kısacasiyasalgelişmelervebusiyasalgelişmeleringeleceğe
yönelikyönübudur.Tabiiki,bunlarpartihareketimizeönemligörevleryüklemektedir.
Şimdipartisorununageçmekistiyoruz.Deminsöylediğimizgibibusiyasalgelişmelerpartihareketimizingelişmesineyakından
bağlıdır.Bugelişmeleredamgasınıvurangüçlerinbaşındahareketimiz gelmektedir. Herhangi bir şekilde bu siyasal gelişmeler olmadı.Kendiliğindenolmadı.Yakıcıbirmücadeleortamındaortaya
çıktı. Hepimizin ağır sorumluluğu altında -olumlu veya olumsuz
sorumluluğu altında- ortaya çıktı. Ve örgütlü hareketimiz altında
ortayaçıktı.Şimdibugelişmelerinaltındankalkmakiçinpartinin
görevi nedir? Parti nasıl bunların altından çıkabilecek? Kısaca
bunlaradeğinmekistiyoruzvedahasonraumutederizki,bukonuda daha gelişkin düşünceleri, belirlemeleri ortakça tartışalım ve
sonucavardıralım.Evet,gerçektenbugelişmelerinaltındanancak
birparti,hemdeşuveyabusınıfınpartisideğil,proletaryanıngerçektemsilcisiolanbirpartikalkabilir.Neredenvehangicepheden
bakılırsabakılsın,bugüngeneldeKürdistan,özeldeTürksömürgeciliği altındaki Kürdistan’da proletarya partisi olmadan, bu partinin şu veya bu oranda bir gelişimini sağlamadan mevcut siyasal
gelişmelere cevap vermek, bu siyasal gelişmeleri ulusal kurtuluş
lehine dönüştürmek mümkün değildir. Siyasal gelişmelere ancak
adına layık proleter partisi cevap verebilir. Bu partinin yetkin bir
inşası, dönemin koşullarına uygun bir örgütlenmesi, bir çalışma
tarzı,aleyhtekisiyasalgelişmeleriulusalkurtuluşunlehinesiyasal
gelişmeleredönüştürebilir.
249
Kürdistan’ınmodernyaşamına,partigerçekliğininyenigirdiğinibilmekteyiz.Hernekadaradınapartidenenbiryığınacayipyaratıklarortayaçıkmışsada,bunlarınhakikianlamıgerçektenmodern sınıf partileri olmadı. Düşünce yapılarıyla, davranış çizgileriyle son derece şekilsiz, heterojen, eklektik, neye hizmet ettikleri
belli olmayan, bir aşiret örgütlenmesi, bir sınıf örgütlenmesi, bir
ulusal kurtuluş örgütlenmesi mi belli olmayan, baskı karşısında
“medüzün su içinde şekilsizleşmesi” gibi kendini tümüyle çözdüren, kendi iradesiyle kendini çözdüren, biraz gelişme ortamı bulduğunda en soysuzca ve çok yoz, çok olumsuz bir gelişme içine
giren sınıf adına, ulus adına yaptığını iddia eden bu acayip oluşumların,yaratıklarınadınamodernpartiler,modernsınıfpartileri
diyemeyiz. Gerçek anlamda Kürdistan’ın partileşme hareketi bizim tarafımızdan gerçekleştirilmiştir.Yarı-feodal, yarı-burjuvaları
bizmodernpartilerolaraksaymıyoruz.Bunlarilkelmilliyetçiteşkilatlanmalar olabilir. Evet, yalın dinsel nitelikte yapılar olabilir.
Bunlarındamodernpartiylehiçbirilgileriyoktur.BuaçıdanKürdistan gerçekliğine böylesine bir silahla müdahale ettiğimiz, parti
silahlarıylamüdahaleettiğimizbirrealitedir.Verejiminüzerimize
amansızbirbaskıylagelmesininbirnedenideböylebirsilahıkuşanmamızdandolayıdır.Vebusilahınelimizdenalınmakistendiği,
darmadağın,paramparçaedilmekistenildiğiyinebirgerçek.Mevcutgelişmelerinbusilahtemelindeeldeedildiği,ideolojikbirgrup
safhasındanpolitikbirpartiyeyükselmemizin,bugünsömürgeciliğekarşısonderecenetbirdurumagelenulusalkurtuluşçizgimizintemelbiröğesiolduğu,ulusalkurtuluşunancakbutemeldegeliştiğiaçıkbirhusustur.Vesonderecetarihi,doğruyapılmasıgerekenbirişyapılmıştır.Böylebiroluşumuniçindeyeralırkenyine
donanımın eksikliğine bakmadan, koşulların elverişsizliğine bakmadan, en yetersiz güçle de olsa bu soruna devrimci bir tarzda
proletaryanıntarihine,direnmetarihine,partileşmetarihineyaraşır
birtarzdasahipçıkmasıgerektiğini,ülkemizsomutunekadarelverişsizolursaolsun,böylebirbiçimdeyaklaşılmasıgerektiğinive
kazanımlarınancakböylebirtemeldesavunulabileceğinidüşünür-
250
sekattığımızdüşüncefilizlenmesihalindentutun,engenişpolitik
birharekethalinegeldiğimizdönemekadarizlediğimizsüreç,kesin marksist-leninist üretimin bağımsız bir tarzda hayata geçiriliş
yöntemidir,onunülketarihine,ülkesomutunauygulanıştarihidir.
Buaçıdanortayaçıkanşekillenmebiziyadırgatmakşuradakalsın,
bunedendenötürüböylebiryapılanma,böylebirşekillenmebirçoklarınıürkütmüştür.
Özellikle bize karşı küçük-burjuva reformizminin, hakim ulus
sosyal-şovenizmininkırknoktadansaldırıyageçmesine,hertürden
soysuz bir saldırı sürecini başlatmasına yol açmıştır. Daha burjuvazinin çıplak baskı aygıtıyla yüzyüze gelmeden onun adına birçokcepheninsaldırısınauğradığımız,busaldırıyakarşıyoğunbir
ideolojik-politikmücadelesüreciniyaşadığımızvebizipartiolayı
halinegetirenindebumücadeleolduğuaçıkbilinenbirhusustur.
Bizi çoğu zaman sömürgecilerin uzantısı olarak ilan ediyorlar.
Biziburjuvazininuşağı,kuyrukçusuolarakilanediyorlar.Evet,yinesöylüyoruzki,böylesinebirdevrimcigelişmeyekarşıveböyle
birdevrimcigelişmenindayandığıtarihitemel,doğrusomutanaliz, son derece açık ortadayken, buna rağmen halkın çıkarlarına
uygunolmayan,onunulusalbağımsızlıkvedemokrasiçıkarlarına
uygunolmayanyöntemlerinısrarladayatılması,saldırıyageçilmesi,sömürgeciliğinbeşincikolurolünüoynamaktanöteyebirrololmadığı gibi egemen ulus sahasında da hakim ulus burjuvazisinin
kuyrukçuluğundan,onunuşaklığındanbaşkabiranlamifadeetmemektedir.Herşeydenöncebizekarşıbuanlamdatakınılacakdostça tavır, bu örgütlere de bir nitelik kazandıracaktır. Bunların gerçekten halk güçlerinden, yurtsever güçlerden olup olmadığını belirleyen en önemli etkenlerden, ölçütlerden birisi olacaktır. Çok
önceleriyapılanbubelirlemeler,günümüzdedegeçerliliğinikorumaktadır. Gerçekten Türkiye’de olsun, Kürdistan’da olsun bizim
etkimizaltındageliştirilenhareketekarşıtakınılacaktavır,anti-faşistolmanın,kısacahalkgüçlerindensayılmanınbirgereğiolduğu
gibi,Kürdistansahasındayurtseverolmanınenbelirginölçütlerinden birisidir. Sanırız günümüze kadar yaşadığımız bu gerçeklik,
251
bunları uyandırmış, artık bu temelde sömürgeciliğin uzantılarından, burjuvazinin uşaklığından sınırlı da olsa kurtulabilmeyi başarmışlardır.Yazdıkları, çizdikleriyle bunun bir gerçek olmasını
dileyelim.Ama bu bizim geçmişte yaşadığımız bir olay. Partileşmemizin, geçmişte yaşadığımız canalıcı önemde bir süreci biliniyor.Bugüçler,ideolojik-politikalandabuçabalardayetmeyince,
sömürgeciliğin bizzat baskı kuvvetlerini, bize açık zor kuvvetini
gündemesürdü.Kısacayüzyıllardanberihalkınhalkolmaktançıkarılmasından, insanların düşünce üretemez, bilekleriyle cesaret
üretemezbirdurumagetirilmesindensonra,ayrıyetenyineülkeyi
inkartemelinde,ülkeninkurtuluşunuinkartemelindevesözdesol
adına,devrimcilikadınabiryığınörgütünartıkişgöremezbirduruma gelmesinden sonra, yapılması gereken tek şey, artık hedef
hareketimizinimhasıydı.Türkiye’de12Eylülrejimininönemligerekçelerinden birinin bu olduğu ve bu imhanın adına yakışır bir
tarzda yerine getirildiği bilinmektedir. Ve halk tarihimizin en
olumsuz öğelerinin bu dönemde canlandırmak istenilmesi, ihanetin,teslimiyetinbudönemdegeliştirilmekistenmesiyanında,yine
tarihtengelmedirenmeözelliğinindebudönemdevemodernbir
tarzdaortayaçıkması,düşmanınbütünbastırma,imhaetmeçabalarınakarşın,bilinçliçabamızla,bazentesadüfleimhanın,ortadan
kalkmanıngerçekleştirilememesi,tamtersinepartinin,varlığınıbu
dönemdekigelişmelereuydurarakdahadageliştirmesisözkonusudur. Özellikle geçen yılki konferanstan sonra cephe programının
yayınlanması,içvedışçeşitligüçlerleilişkileringeliştirilmesi,inşa edilen programların böylece hayata geçirilmeye başlanması ve
yinepartininiçyaşamıaçısındandoğruörgütlenme,stratejivetaktiğin ortaya çıkarılması, yine partinin siyasal ve askeri çizgisinin
net bir biçimde ortaya çıkarılması, bununla yetinilmeyerek, onun
pratik çalışmalarının yürütülmesi vb. sağlanan gelişmelerle bugünkünoktayagelişimiz,yaşamamız(isteriçimizde,isterdışımızdaolsun)kişiyegöremucizedir.“Söze değil öze bakılırsa, altından
kalkmaları imkansız, çok zor, kesinlikle olamaz” diyerek bekleyiş
içinegirildiğibirdönemde,büyükacılarlayaratılanbugelişmeler
252
aslaküçümsenemez.
Mücadelemiz gelişme emarelerinin, hayat emarelerinin hızla
geliştiği,güçlendiği,işlendiğiveönümüzdekidöneminsağlambir
gelişmesinin mümkün olabileceği bir noktaya bizi getirmiştir.
Mevcutteorikgelişimonunböyleolabileceğini,büyükbirihtimal
olarak belirlemiştir. Ve başta hareketimizin militan ve üyeleri olmaküzeredosta,düşmanadainkaredilecekcinstenbirhareketolmadığımızıispatladık.Bütüniçvedışgericiliğin,bunusağlamaya
yetmeyeceğianlaşılmışbulunmaktadır.Partibunoktayagelmiştir.
Parti hareketi böylesine bir dönemi, kendi imhası için geliştirilen
bu dönemi, varlığını koruyarak atlatmasını bilmiştir. En tehlikeli
dönembuanlamdaaşılmıştır.Yaniimhatehlikesi,yanitasfiyetehlikesibertarafedilmiştir.Tabiikibu,tümsorunlarınbittiğianlamına gelmiyor asla! Daha yakıcı sorunların, demin söylediğimiz siyasalgelişmelerindeyüklediğidahayakıcısorunların,çokönemli
problemlerin partiden güncel çözümlemeler beklediği bir gerçektir. Bu sorunlara geçerken, partinin sorunlarının siyasal ve askeri
çizgisinden kaynaklanmadığını hemen belirtelim. Partinin doğru
siyasal değerlendirmelerinden kaynaklanan siyasal stratejisi doğrudur. İster sözlü, ister yazılı belgelerde bu son derece somuttur.
Yine doğru siyasal çizgisinden kaynaklanan askeri çizgisi de son
derecedoğrudur.Özellikleensonyayınlanan“Ulusal Kurtuluş Siyaseti” yazısı, gerek siyasal çizginin, gerek askeri çizginin çok
berrak, doyurucu bir açıklamasıdır. Ve partinin bütün militan ve
üyelerine sunulduğu gibi, bütün diğer ilerici devrimci güçlere de
sunulabilir.Sanırızkibukonudaönemlibireksikliğidolduracaktır.Çizginindoğruluğunakarşıbüyükbirgüvenigeliştirecekvebu
birçokkesimindevrimedahaaktifbirtarzdakatılımınayolaçabilecektir.Bizşimdibualandasorununbuolduğunukabuletmiyoruz.
Yinepartininanlayışolarakörgütsel-stratejikyanı,netürbirörgütlenmeyaratmakistediğinegelince;partininleninistörgütlenme
ilkelerinebağlılığıkesindir.Leninistilkelerinruhundaşekillenmeyiyaşadığıkesin.Buleninistilkelerin,Kürdistansomutundanasıl
253
biçimleneceğikonusundadavarılannoktasondereceberraktır.
Özellikle yakında yine bu konuda yayınlanacak yazımız daha
geçenyılkonferanstadilegetirilenörgütselstratejisinin,bustratejininhayatageçirilmesi,yanitaktiğinindahadoyurucubiraçıklaması, hem de daha güçlü bir tarihsel yaklaşıma, daha güçlü bir
toplumsaltahliledayananbiraçıklamasınıgetirecektir.Biçimleniş
meselesini,Kürdistan’daproletaryapartisininbiçimlenişmeselesinibüyükbiraçıklığakavuşturabilecektir.Dolayısıylabualandada
birsorununolduğunu,anlayışolarakpartininörgütlenmesikonusunda bir problemin olduğunu da sanmıyoruz. Peki denilebilir ki
sorunneresiveyaproblemnerede?Problem:Busiyasalgelişmelere karşılık vermek için partinin siyasal-askeri çizgisini, örgütsel
çizgisini hayata geçirecek aslında pratik planlama faaliyetleridir.
Pratik,kadrolaşmafaaliyetleridir.Bukadrolarınpratikörgütlenme
faaliyetleridir.Belirlenenstratejilereuygunhareketegeçirilmeleridir.Belirlenenstratejilerinhayatageçirilmesidir.Örgütselstratejinin,siyasalstratejinin,askeristratejininhayatageçirilmesidir.Bütünbustratejikanlayışlarınarasındakiilişkilerinpolitiktarzdaele
alınması,doğrutaktiklerlehayatageçirilmesidir.Sorunbuanlamdateoridedeğil,pratikteçözülmeyönüdür.Veeğerbizsahipçıkamazsak, stratejik anlayışlarımızı hayata geçirme gücünde bulunamazsak, bu kadar doğru belirlemelerin soysuzlaşması, çarpıtılması,özündenboşaltılmasıvemücadeleninaleyhinekullanılması
tehlikesisözkonusudur.Bukonudaustalarınsıksıkvurguladığıgibisiyasiçizgininbelirlenmesindensonrabütünmeselepratikteörgütlenme ve bu örgütlenmenin denetlenmesidir.Ve bunun da özü
kadrolaşmadır.Bilinengerçeği,problemiyaşıyoruz.Objektifsiyasalgelişmelerecevapverenpartininsiyasalçizgisi,nasılpratikbir
örgütlenmeylehayatageçirilecek?Evet,bunundapratikadımlarınınnasılatılabileceğiniyayınlarımızdasöylemiştik.Pratikadımlarınnasılatılmasıgerekir?Budaaslındabelirlenir.Planınanahatlarınedir?Sorunbundanötebirnoktayageliraslında.Planınana
hatlarının belirlenmesi değil de, içinde bulunduğumuz koşulların
iyi anlaşılması gerekir. Partinin ülke içindeki varlığının her türlü
254
baskı ve zor aracıyla -son yaşanan vahşette görüldüğü gibi- her
türlü baskıyla tahrip edilmek istenmesi, imha edilmek istenmesi
gerçeğivardır.Sempatizanların,bilinçliunsurlarıntahripedilmek
istenmesiolayıvar.Partihareketimiziltica,mültecihareketideğildir.Amayineülkeninçokçokuzağındabiralandavarlığımızısürdürdüğümüzünbilincindeyiz.
Avrupa’larayansımışhareketinbirkolunuoradageliştirmekzorundayız. Oranın ortaya çıkardığı sorunlar, pratiğin dayattığı sorunlarvepratikbirçözüm,pratikbirgelişmeninsağlanmasımeselesivardır.Dahadaönemlisi,yaşadığımızsahadakikadroçalışmamızın sağlıklı, ciddi bir hasar görmeden sonuca gitme, yalnız biçimdedeğil,içtedeözgünbirgelişmeninadınalayıkkadrolardenilenseviyeyeulaşmanınproblemlerivardır.
BırakalımAvrupa’yı, bugün hareketimizin yapısının dayandığı
bualandakikadrolaşmasorunlarınıiyiişlersek,birçoksorununçözümününbualandakigizliokuludur.Bualandasağlanacakgelişmedeminsaydığımızanlayışlarınhayatageçirilmesiiçinesasolgu, bir avuç kadro çalışması da olsa, en elverişsiz koşullarda bir
kadroçalışmasıdaolsamutlakabaşarıylaaşmamızgerekenbirsüreçtir. Dönemin altından sadece imha olmaktan kurtularak değil,
daha da güçlenerek çıkmanın yolu, partiyi daha da güçlendirmenin,butemeldeulusaldirenmeyi,bununsomutifadesiolanUlusal
KurtuluşCephesi’nigerçekleştirmenintemelaracıbukadrofaaliyetidir.Heryönüylebukadrofaaliyetimizinbaşarıylasürmesigerekir.Meselesadeceimhayıdurdurmakdeğil,meselebunutersine
dönüştürmektir. İmhanın başarılmadığı bir alanda, başarılmadığı
birnoktadadirenmeçokgüçlügelişir.İmhaylaçokgüçlüdirenme
içiçeolabiliyoraslında.Biryerdeyakıcıbirimhaolayıvarsa,aynı
biçimde çok yakıcı bir gelişme de vardır. Düşman tarafından yakıcıkılınanbuçelişki,terstaraftaşubiçimdegelişir:Çokgüçlübir
direnme...
En insafsızca katliamların olduğu bir yerde, direnme emaresi
çokgüçlüdür.Ençoktahripedilendirenmeüyelerinin,aslındaçok
güçlüdirenmenintemelbiraracıolduğuçokçoksöylenenvebili-
255
nenbirhusustur.Buaçıdanmesele,imhayıdurdurmakdeğil,imhanınzıddıolanbirgelişmeyiveonunlaatbaşıgiden,onunladişe
dişgidengelişmeyi,direnmeyi,budirenişidehayatageçirecekçalışmayı yaratmaktır. Biraz sonra da değinebileceğimiz gibi bizim
bu direnişçilerin karşısında ve kendi direnişimizden çıkarabileceğimizeniyisonuçvebukadroçalışmamızınbiricikanlamıdaaslındabu.Şuveyabukadarbirinsanınaleladebirtoplanması,bir
gelişmesi,örgütlenmesideğilyakıcıbirbaskı,imhaortamındayakıcıbirdirenmeninaraçları,budirenmeyiolanaklıkılacaktekunsur;kadrolardır.Nasılbirşeydayatıyortarihbuanlamdabize?Bir
öncüçekirdekiçindebulunankoşullarauygunolarakokoşulların
üstesindengelinecekkadarkendilerindedüşünce,cesaret,fedakarlık,örgütleyiciliküretebilecekbiryapıyaulaşabilmeli.ArtıkKürdistan’dakidirenmetarihinigeliştireceköğelerbunlardır.Evet,bu
anlamda“önderler yetişmelidir”diyoruz.
Geçensenesıksıkvurguladığımızgibiamatörlüktenprofesyonelliğeyönelmeli,zamanlaamatörlüktenyetkin,planlı,güçlü,örgütleyicidevrimcilerseviyesineçıkarılmameselesidemiştik.Kürdistandevriminitümpratiksorunlarınamevcutteoriçerçevesinde
çözüm getirebilecek pratisyen devrimciler, son derece pratik duyarlılığıyüksekolan,mevcuttezlerihayatageçirmegücüyüksek
olan,bunlarıdenetleme,düşmanıntuzaklarındantabiikidostların
gafletindenkoruyacakkadargüçlüolankadrolar.BugünKürdistan
halkınınençokmuhtaçolduğuservetveyaüretilmesigerekenservetbu.
Sorunuböylecekoyduktansonrahemenbuayınşehitlerinianma,onlarınanısınıgüçlübirdirenmeyedönüştürmeayıhalinegetirelimdemiştik.Evet,deminsöylediğimizsorununatlatılmasında
en güçlü bir temelin şehitlerimizin anısı olduğu kesindir.Ve eğer
hertürlüinsaniyetliyeteneklerimiziengelişkinnoktayaçıkarırsak,
göreceğiz ki bizim direniş şehitlerimizin anısı üzerine çok büyük
binalarinşaetmeyeuygunbirzemindir.
Haki KARER yoldaşınanısındanbaşlayıp,ensonMazlumyoldaşınanısınageldiğimizdevebuhalkalarıbirbirlerinebirleştirdiği-
256
mizde, göreceğiz ki mücadelemizin altında yatan değerlerin anlamınıkendikendimizelayıkbirtarzdaizahedersek,göreceğizkiaslında hareketimiz proletaryanın en güçlü partisini doğurmaya yatkınolduğugibi,bupartininönderliğindeengüçlübirdirenmehareketinin oluşması da olasıdır. En önemlisi de burada; şu kadar dış
olanak, şu kadar silah, şu kadar dış ilişki ve yine halkın bu kadar
canlıdesteğindenziyadeönceliklebualandakigücümüzügörelim.
Şimdihepinizçokiyibilirsinizki,bizimhalkbirtavuğundankolay
kolayvazgeçmez,biradımlıktarlasındanyinekolaykolayvazgeçmez,birçocuğundankolaykolayvazgeçmezvegerektiğindebunlariçinsilahkuşanırvecanakastederler.Birailebütünbunlarıyapabilir. Şimdi bizim parti ailemize dikkat edilirse, sayıları yüzlere
varan ve herbirisi Kürdistan somutu açısından eşsiz bir direnme
abidesiolanveyineiçindebulunduklarıkoşullargözönünegetirilecekolursa,yeryüzündeenderrastlananbirdirenmeöğesioldukları
görülecektir. En zor koşullarda, en direnilemeyecek yerlerde direnebildikleri,tektekoldukları,arkalarındaçokgüçlübirörgütübulamadıkları,güçlübirkültüre,güçlübirdirenmegeleneğinedayanmadıklarıhalde...ÖrneğinbirLenin’inRusya’daRuskültürünedayandığı,birVietnam’daVietnamkomünistlerigibigüçlübirulusal
direnmemirasınasahipolmadıklarıhaldevebunungibibenzerbir
yığın halkın tarihinin kaynaklandığı, bir yığın olumlu mirasa rağmen, bizdeki hem kültür olarak, hem sosyal gelişme olarak, hem
direnişolarakçokçokolumsuzbirzeminiyaşadığımızbirdönemde ortaya çıkan ve özellikle dışımızda, hiç cesaret edilmeyen bir
alanda savaş veren ve daha önce defalarca belirttiğimiz gibi, bir
ulusun, bir halkın yeniden dirilmesinde belirleyici, katalizör rolü
oynayankişilerdirbunlar.
Veelbettekikendisinekarşısağduyuyuyitirmeyenbirhareketve
bu hareketin temsilcileri, böylesi kişilikleri sıradan ele almak veya
böyleanmayıldönümlerindesadecehatırlamakdeğil,onlarıtümyaşamınamaletmekzorundadır.Adetaonlarınanısınıenüreticikullanımlar olarak gönüllerine koyup yürütmek zorundadır. Bırakalım
partininsiyasalçizgisini,partinincanlıyaşayançalışanları,herşey-
257
denöncepartininbudirenişabideleriyakamızıbırakmaz.Bizsadece
geleceğin ağır görevleri altında ezilmiyoruz. Bir de geçmişin ağır
anılarıaltındaeziliyoruz.Ezilmeyenveyabuduyguyuçokgüçlübir
şekilde yaşayamayan varsa, daha çok içimizde ve hatta dışımızda
gerçekten insan dışı bir olayla karşı karşıya olduğumuzu, çok soysuzcasınabirdavranışlayüzyüzeolduğumuzusöyleyebiliriz.Böylesine bir geçmişin anısını arkasına alan, çok güçlü bir temele sahip
olan hareketler çok istisna olduğu gibi, böyle anıların eze eze hükmünüicraettiğibirsomutpratikdeistisnadır.Evetbiliyoruzkibunlarsadeceyıllardahatırlatmayla“şöyleydi, böyleydi”demeklegeçiştirilecekanılardeğildir.Bunlar,çürümüş,cançekişenvetarihtebitirilerek,ortadankaldırılmakistenenama20.yy’dahalkhareketlerinin,
devrim hareketlerinin en güçlü olduğu bir dönemde faaliyet yürütmekisteyenbirhalkınmücadelesinindirilişçigüçleriolarak,sadece
birpartiyiyaratan,birpartiyisomutlaştıranolgularolarakdeğil,bir
halkı her yönüyle var etmenin temel dayatıcı güçleri olarak tarihe
geçtiler. Bu direniş şehitlerinin anısının gereklerini yerine getirmemekbirçokyönüylesuçtur.
Evet,Kürdistanhalkıbirtavukiçinadamöldürür.Amabizyüzlerce ve en zor koşullarda ve gerçekten birçoklarının eşine ender
rastlanacakbukişileri,budönemdebuyaşlarındaşehitvermişiz.Elbettekibunlarındavalarınınamansızbirşekildetakibi,budavanın
amansız bir biçimde bizzat kendi varlıklarıyla bu arkadaşlarını, bu
yoldaşlarınkendianılarınınkendidavalarınıyürütmegücükesindir.
Partihereketimizinbuyürütmeninetkisindenkendisinikurtarmasınınsözkonusuolmadığıgibi,Kürdistan’dabundansonrakitümulusalkurtuluşsiyasetinin,tümulusalkurtuluşgelişmelerininbuanılar
temelinde yürütüleceği kesindir. Bu anlamda onları ulusal kurtuluşunsağlambekçileri,ulusalkurtuluşdavasınınengüçlüsürdürücüleriolarakgörmeliyiz.Biryandandemekkibizeengüçlübirtemeli
sağlaması, diğer yandan bu temelin anılara layık sürdürülmesi, bu
anılarınsadeceaydeğil,günlükbütünpartifaaliyetlerinietkileyen,
örgütleyen, denetleyen, yine ulusal kurtuluş mücadelemizin tüm
zorluklarınıçözümegötüren,çözen,etkileyen,örgütleyenanılarol-
258
duklarınıvedahaçokdabizimülkevehalkgerçekliğimizaçısından
bunlarınböyleolduklarıtartışmasızbirgerçekliktir.Evetdemekki
önümüzdekisorunlarıçözerkenarayacağımıztemelgüçkaynakları
budur,buradayatmaktadırveçokbüyükbirgüçkaynağıdır.Butemeldeki bir mücadelenin aslında çözemeyeceği problemi olmayacağı bir o kadar kesindir. Böylesine bir temelde nereye gidilirse,
hangikapıçalınırsasonuçalınmamasımümkündeğil.Halkagidersenizsonuçalırsınız.Dışalandailişkiararsanız,kendinizimücadeleyehazırlarken,yineenbüyükgücüburadagörürsünüz.Özellikle
birkadroiçinçokönemliolan,doğrutarzdaölümeyaklaşmanınveyaölümühiçlemeninveölümsüzlüğegitmeninyoludadüzelmiştir
bizimiçin.Mevcutörneklerbunukatbekatbizesunmuştur.Ölüm
şimdiçokkolaydır.Ulusalkurtuluşdoğrultusundakimücadeledeartık ölümsüzlük yolu açılmıştır. Düşünelim ilk olan şeyler için kan
vermek çok zordur. Henüz geleceğin ne olacağı kestirilemeyen,
mutlaka şurada-burada imha tehlikesi olan bir hareketin çıkarları
içintoprağadüşmek,çokzorbirolaydır.Amaeğerdüşenbaşlarilk
değil,yüzdeğil,yüzlerceolmuşsaozamanarkadakalanlariçingeriye kalan tek yol; bu yolda yürümektir. Bu yürüme sadece kalan
yoldaşlaraçısındandeğil,tümhalkınbuyoldayürümesianlamındadır.Bukesindir.Partininbundansonrakifaaliyetlerindeveönderlik
ettiğiulusalkurtuluşmücadelesindedayattığıenönemligüçkaynağıdır.Elbettekibutekgüçkaynağımızdeğil,mevcutsiyasetimiz,siyasalçizgimiz,herdüzeydesiyasi-askeri-örgütselçizgimiz,güçalabileceğimiz kaynaklardır. Bir örgüt siyasetsizlikten, çizginin yetersizliğinden ötürü dağılır, bölünüp parçalanır sürekli. Bizim ise çok
güçlü ve kapsayıcı bir siyasi çizgi gerçekliğimiz var. Çalışmalarımızı epeyce kapsıyor; sadece partinin militan faaliyetlerini değil,
kitleningücünüdehayattatutuyorvesürdürüyor.Elbettebubirgüç
kaynağıdır.Yine kitlelerle bağlarımız var hâlâ gücü olan ve hatta
birçokalanda,birçokpartinin,militanveüyeleriningücünden,bağlılığından çok daha güçlü olan kitle bağı var. Ölümüne harekete
bağlı olanlar var. En zor koşullarda birçokları işkencede öldürülüyor,köylü,işçivebirçoğuvarınıyoğunuböylesinezorbirdönemde
259
partiye katık yapabiliyor. Böylesine bir güç kaynağına sahibiz.
Unutmayalımkidiğerörgütlerinböylebirgüçkaynağıdayokturve
enönemlizayıflıklardanbirinibualandayaşıyorlar.Yanidirenişşehitlerininanısı“yok”denilecekkadarzavallıolduğugibi,yinesiyasalçizgilerindekizayıflık,netsizlik,kitleselalandakizayıflık,buörgütlerigünümüzdeheranbölüpparçalıyor,özdetüketiyor,biçimde
cılızlaştırıyor.Bukonumlarıylabupartiler,hertürlüentrikaylakarşılaşıncatutunamazbirhalegeliyorlar.Bunlarıntamaksineolanhareketimizin sürekli gelişiminin temelinde sınıfının eylem klavuzu
olan marksizm-leninizm yatmaktadır. Herhangi bir ideoloji değil,
marksizm-leninizmyolaçmıştır.Yineherhangibirsınıfıntemelinde
değil,işçisınıfınınobjektifgerçekliğinebağlıolarakgeliştirilmiştir.
Bizimdeminbahsettiğimiz,sorununçözümündeüzerimizedüşeninyapılmamasıdüşünülemez.Bırakalımşurayıburayı,buradakifaaliyetlerimizinbutemeldedahaağırlıklıolaraküzerinedüşeni
yapmamasıdüşünülemez.
Muhtaç olduğumuz hedeflere ulaşmak için dayanacağımız birçokoluşumvardır.VebunlarbiziKürdistandevrimininseçkinmilitanlarıhalinegetirebilirdiyoruz.İstenilenörgütün,istenilenmilitanlarıdüzeyinegetirebilirdiyoruz.
Elbettebusüreçtenbizialıkoymakdurumundaolaneksiklikler
ve hatalar var. Şimdi mesele bunları tek tek sayıp dökmek değil,
buhataveeksikliklerdeminsaydığımızöğelerkarşısındabiziilerlemektenalıkoyacak,giderilemeyecekdenlibüyükhataveeksiklikler değildir. Ve özellikle mücadelenin bugün sahip olduğu koşullarıdüşünecekolursak,çokazkişininsahipolacağıbukoşullar
dabuhataveeksikliklerigidermeyecekdurumdaolankişilermiyiz?Yaşadığımız koşullar bu cinsten koşullar mıdır? Kesinlikle
değil! Mevcut hata ve eksikliklerin büyüklüğüne inanmıyoruz.
Bunlarınfazlameseleyapılacağınayineinanmıyoruz.Deminsaydığımızolumluyönegötürücüöğeler,faktörlerokadarhızlıgelişmeyeyolaçıyorki,partininistenilensiyasalçizgisinegörebirörgütlenmeyi yaratmamız mümkündür. Bu konuda tahminen bazı
hatalıeğilimlerolabilir.Hatalıyaklaşımlar,özelliklekendinigeliş-
260
tirmede zorluklar ortaya çıkabilir. Kendini değiştirmede, yenilemede partinin tüm varlığı için yaptığını kişinin kendi bünyesinde
yapmasısonderecezorolabilir.Amaşurasıunutulmasınki,günümüzdebirkişininkendisinigeliştirmesikendibaşınaolmuyor,birçok yardımcı öğe işe karışıyor ve geneldeki gelişmeye epey hizmetediyor.Yalnızkendiçabalarınızladadevrimciolmuyorsunuz,
direnmeyapmıyorsunuz.Deminsaydığımız,herşeydenönceşanlı
birgeçmiş,doğrubirsiyasalçizgi,güçlübirhalkbağlılığıenbüyükyardımcımızdır.
Herhaldekolektivizmbirazbizdevar,yanidiyalektikmateryalizm anlayışı gereği nerede, nasıl dayanacağımızı unutmamışsak,
bugüçlerinbizigeliştirdiğiveenazındanpartininişlevinişuveya
bu oranda kavrayabilecek bir kadro haline getireceği kesindir.Ve
biziböylesibirdöneminiçinegirmektenalıkoyacakfazlabirşey
de yoktur. Ve özellikle bütün koşullar bunu daha da hızlandırdı.
Mevcut biraz önce uzun uzun anlattığımız, bölgedeki gelişmeler,
ülkedekigelişmeler,partininsiyasalçizgisi,partininmirası,kitlesi
tümüylebizizorluyor.Devrimindevordusunuoluşturmakaçısındanbiravuçkadrodiyoruz.AmaTürkiyesomutuaçısındantarihte
engüçlübirçalışmayıyaşayankadrolarolarakbizhiçdegörevlerimizin üstesinden gelemeyecek durumda değiliz. Bu faaliyetlerimiz bile mevcut yapı biraz daha geliştirilerek, arındırılarak, güçlendirilereksonucunaulaşırsa,bazıteknik,bazıcoğrafikzorunluluklardankurtulursa,aslında“ülke somutuyla kaynaşmamız eşittir
topyekün gelişen direnme hareketimizdir”diyebiliriz.
Bilinmektedirki,önümüzdekisüreçdirenmesürecidir.Kadrolar
herhangibirşeyikarşılamıyor.Birdirenmeningerekliliğinikarşılayacaklar.Yalnız bir ideoloji, propagandayı değil, sıradan parti
örgütleyicisideğil,birçokalanı,herşeydenöncekitlelerintümyaşamınıyenidenanlama,tanıma,değiştirmebilincindeolarak,partinin öz örgütlenmesini yapmaları gerektiği gibi, kitlelerin örgütlenmesini,orduörgütlenmesinibunuiçtevedıştageliştirmekdurumundaolankadrolarolacak.
Ülkemizdesaygıdeğerteksoyluyaşantınınkendisidirbufaali-
261
yet,uğraşılacakbaşkabirşeyyok.İşaranırdabulunamaz,ekmek
aranırbulunamaz,enufacıkbirnamuslugünüyaşamaizniverilemez. Hele biz olduktan sonra bu tümüyle imkansız. Biz bunları,
kat be kat verilse de talep etmiyoruz. İmkansızlığı yanında talep
etme küçüklüğü yok. Bizde olmaması gereken husustur. Diğer
yandantümüyleköprüleributemeldeatmışkişilerolarak,bukadarağırlıklıproblemlere,bunlarınçözümüneyürüyoruz...Tabiiki
bukonudakişileryalnızbırakılmamalıdır.Kolektivizmle,bireysel
inisiyatifçokgüçlübirilişkiiçinderollerinioynamalıdırlar.Veyine,zorluklardançokbahsedilebilir,olanaksızlıklardançokbahsedilebilir.Evet,deminsöylediğimizgibienzorkoşullardabilemücadeleyi sürdürüp bunu hayatıyla ödeyenlerin yarattığı çok şanlı
bir geçmişimiz vardır. Zora girdiğimizde bunları hatırlarsak, birçokşeyiçözümleriz.
Partininörgütlenmefaaliyetineönümüzdekidönemdeyürüyeceğiz. Mevcut hazırlıklarımızı bir sonuca ulaştırmak istiyoruz ve bu
hazırlıkları bir kalıba dökeceğiz.Yaşadığımız son ayların hazırlık
anlamındasonaylarolduğu,partininmilitanfaaliyetleriniyeniden
ve daha güçlü bir temelde başlatmamızın önümüzdeki dönemin
özelliğini belirleyeceğini söyleyebiliriz. Ve bu dönemin önemli
orandayaşanmayabaşladığını,birkaçyıldıryürüttüğümüzfaaliyetlerinbirsonucuolarakartıkbudönemegirildiğinisöyleyebiliriz.
Yapılmasıgerekenensonhazırlıklartabiiyinevar,hemteorik,hempratikolarak,isteraskeri,istersiyasi,isterkitlesel,bütün alanlarda örgütlenmenin pratik sorunlarının, pratik planlanmasınıniyikavranması,meseleyiartıkyalnızcateoriktahlildüzeyindedeğil,pratikplanlamadüzeyindedeelealmak,talimatlar düzeyinde ele almak, partinin en basit hücresinden en üst
grubuna kadar gelişim yollarını tutalım incelemek, irdelemek,
bukonudasomut,gelişkinanlayışlar,açıklamalargeliştirmekve
bunudeneme-sınamaylayavaşyavaşşuveyabualanındahayata
geçirmek, yeni döneme girmemizin en güçlü ve en göze batıcı
belirtileriolacaktır.Dikkatedilirseönümüzdekiaylartamamiyle
böylesineçalışmalarınsonucabağlanacağıaylarolacaktır.Tabii
262
ki böyle bir dönemin içine girerken mevcut hata payını en aza
indirgemek zorundayız. Son ayları böyle değerlendirme zorunluluğumuzvardır.Birçokhaklınedenlerlebelirlediğimizzorunluluklarvardır.Enüstdüzeydekimilitanımızdanensıradanüyemize kadar herkesin kendini bu temelde bir gözden geçirmeye
ihtiyacı vardır. İstisnasız söylüyoruz, kimisinde az, kimisinde
çokyenidöneminkoşullarınauymak,hepimizingözönündetutması gereken bir husus. Hepimizin yeni dönemin özelliklerine
göre örgüt geliştirmeye, pratik faaliyet yürütmeye ihtiyacı vardır. Ve kesinlikle istisna tanımamalıyız. Böyle güçlü bir hamle
son derece zorunludur.Ve her şeyden önce de, biz bunu kendimizdebaşlatmagereğiniduymalıyız.Evet,değişikuzmanlıkalanl arı, işb öl ümü alanl arı olac akt ır.Ama gen el in ger ekl er in in
mutlakayerinegetirilmesidegerekiyor.Vebutabiikibüyükbir
zorlanmayıiçerir,kişininkendisinekarşıverdiğisertbirmücadeleyle,yinekişininpartiçizgisineulaşmakiçinsarfedeceğiyakıcı bir çabayla mümkündür. Örgütsel yapıyı yaratmak ancak
böyle mümkündür. Tüm gelişim süreci adına “profesyonel örgüt” denilen böyle bir örgütlenmeye doğru gittiğimizi göstermektedir.Böylebirörgütlenmenindekalıcı,süreklivegeliştiricibirmücadelenintemeltaşıolduğubilinmektedir.
Hiçbir nedenle bu sürecin zorunlu kıldığı rolün oynanması engellenemeyecek,yineortayaçıkabilecekiçimizdeolduğugibidışımızdadahiçbirengelbiziböylebirörgüteulaşmaktanalıkoyamayacaktır.Mevcutproblemlerindahaiyibiraçıklamasınınmümkün
olabileceği belirlenmiştir. Ve bugün burada olmayan, çok değişik
alanlardabulunanlarıvebizdendahageridekalmışolabilineceğini
hesabakatarakbuaçıklamayıyapmakzorundayız.Amaartıkdevrim yapacak bir örgüt olduğumuzu, büyük talihsizlikler olmazsa,
bizidurumumuzdanalıkoyacakengellerortayaçıkmazsa,artıkgelecek yıl demeyeceğiz, bu yıl içindeki ayların da böylesine aylar
olabileceğini,devrimyapacakörgütlenmeninartıktaşlarının,tuğlalarının şurada-burada örülmeye başlanacak aylar olacağını, bugünküdurumdanyolaçıkarakbelirtebiliriz.Vebenceburadakiça-
263
lışmamızınönemidekendisinibunoktadaortayakoymaktadır.Biz
böyleşerefli,gerçektençokyüceolanbirgörevi,kendiöncükadro
çalışmamızlahayatageçirebiliriz.Hareketimizbüyükkadroyaratmanın engin olanaklarına sahiptir.Ama bunu bu kadar kolektif
tarzdauzunsüredenberiçalışanvebuemeklerininsonuçlarınıen
çok alma durumunda olan bu alan çalışmamıza havale etmek, bu
çalışmadan bunu beklemek hem hakkımız, hem görevimizdir. Kıvançla sarılmamız gereken, vazgeçemeyeceğimiz, hakkımız olan
böylesinebirgörevi,böylesineyücebirgörevibizdenbaşkasınabırakmak,aslındabaşkalarıbizizorlasabilekabuledemeyeceğimiz,
onurumuza, itibarımıza karşı işlenmiş bir hata olarak göreceğimiz
birhakkımız,birgörevimiz.Zatenbizimdeböylebirçalışmayıbu
temelde yapma, bu temele bağlı olarak hareket etme düşüncemiz,
inancımızla, hiçbir kişinin (ister en üst düzeyde olsun, ister en alt
düzeydeolsun)tümgücümüzüböylebirgelişmedenalıkoyamayacağı,dışımızdakigelişmelerinvehiçbiriradeninbukonudabaşarıya ulaşamayacağı kesindir.Ama şu da artık kesin olmalı ki, biz
şimdiyekadardahaçoktektekveyagrupgrupyürüttükfaaliyetimizi.Bundansonraçokgüçlübirkolektivizmlevebutemeldeçok
güçlübirinisiyatifle,arzuvecoşkuylavegerçektenbirbütünolarakadetaLenin’in“verin bize yüzelli kişiyi, biz Rusya’nın altını üstüne getirelim”dediğicinsteninsanlarolmayıarzulamakla,bunun
gereklerini yerine getirmekle önümüzdeki günlerin üzerine yürümeliyiz.Yinebununiçingerekenenerjiyideminbahsettiğimizkaynaklardanbulabileceğimizegüvenmeliyiz.Hataveeksikliklerimizi
bugücedayanarak,hemdekısasüredegiderebileceğimize,kendimiziçokgüçlübirşekildeatılımyapabilecekbirkonumagetirebileceğimizegüvenmeliyiz.
Bu düşünce ve inançlarla önümüzdeki, özellikle Mayıs ayı ve
daha sonraki aylarda, başta direniş şehitlerimizin anısını olanca
gücümüzle kendi yaşantımızın, partimizin yenilenmesinin, güçlenmesinin,gelişmesinintemelbiröğesihalinegetirerekvebunu
partininönderliğindeyükselterekyürüyeceğiz.BunuUlusalKurtuluş Cephesi’nin temel bir harcı haline getirelim. Kitlelerimizin
264
duyduğugüçlügüvenelayıkolmasınıbilelim.Partimizinsiyasal,
askeri,örgütselçizgisinindoğruluğununsağladığıgüçlegüçlübir
pratiğeyönelmesinibilelim.Bundansonrakiçalışmasürecimizin,
çalışma pratiğimizin bu inanç ve düşünceler, bu şehitlerimizin
anısınayaraşırbirtarzdahayatageçirileceğivecanlısomutbaşarılarındaalınacağınıgörebileceğimiziumuyorvebuanlamdaçalışmalarınızdabaşarılardiliyoruz.
Birkezdaha;
YaşasınPKKdirenişşehitlerininanısı!
PKKdirenişşehitlerininanısıölümsüzdür!
Yaşasın1Mayıs!
Kahrolsunemperyalizmvesömürgecilik!
Parti Önderliği
1 Mayıs 1982
Download