Sınır Kişilik Bozukluğu Yıllardan beri tartışmalı bir tanıdır. Psikozlar

advertisement
Sınır Kişilik Bozukluğu
Yıllardan beri tartışmalı bir tanıdır. Psikozlar, duygudurum
bozuklukları, diğer kişilik bozuklukları ve bilişsel
bozukluklarla örtüşen pek çok yanı vardır.
Psikoz ve nevroz ölçütlerini tam olarak karşılamayan bir
hastalık kümesi psikiyatrların dikkatini çekmeye başlamıştır
DSM’ ye 1980’de resmi tanı olarak eklenmiştir. Bundan
önce gizli ya da psödönörotik şizofreni olarak ele alınmıştır
Büyük tanı sorunları olmasına rağmen kişilik bozuklukları
arasında en sık rastlanan tanı grubudur.
Sınır kişilik bozukluğu, genç erişkinlik döneminde başlayan
ve değişik koşullar altında ortaya çıkan kişilerarası
ilişkilerde, benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık ve
belirgin dürtüselliğin olduğu sürekli örüntülerdir.
TANI
İlk görüşmede sınır kişilik bozukluğu tanısı
konulmasının ender olduğu yaygın bir kanıdır.
Klinik görünüm daha belirginleştikçe “sınır olgu
olabilir” düşünceleri gelişmeye başlar
Bunda sınır kişilik yapılanmasının oldukça aldatıcı
görünümlere sahip olmasının rolü fazladır
Belirtilerin şiddetinde azalma, psikotik
yaşantıların örtülü durumda olması, dürtüsel davranışın
seyrekleşmesi değerlendirmelerin duyarlılığını azaltır.
DSM 4 ‘e Göre Sınır Kişilik
Aşağıdakilerden beşinin olmasıyla belirli, genç erişkinlik
döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan,
kişilerarası ilişkilerde, benlik algısında ve duygulanımda tutarsızlık
ve belirgin dürtüselliğin olduğu sürekli bir örüntü:
1- Gerçek ya da hayali bir terkedilmeden kaçınmak için çılgınca
çabalar gösterme.
2- Kişilerarası ilişkilerde aşırı yüceltme ve yerin dibine sokma uçları
arasında gidip gelen tutarsız davranışlar.
3- Kimlik karmaşası: belirgin ve sürekli olarak tutarsız benlik algısı.
4-Kendine zarar verme olasılığı yüksek en az iki alanda dürtüsellik
5- Kendini sürekli boşlukta hissetme
6- Stresle ilişkili gelip geçici paranoid düşünce ya da ağır dissosiyatif
semptomlar
7- Uygunsuz, kontrolsüz yoğun öfke
8-Yineleyen intihar girişimleri
9- Duygulanımda tutarsızlık ve çalkantılar.
GENEL GÖRÜNÜM
Dengesiz ilişkiler:Duygu durum,
tutumlar,davranışlar, sevgi nesnesiyle ilişkiler,
kendilerini algılama alanlarında uçlarda gidip gelmeler.
Yaygın bunaltı:sürekli ve yaygın bir bunaltı ve
boşluk duygusu.
Kendine zarar verici ve oyuna getirici
davranışlar: Bu davranışlar tanı koyucu nitelikte
olabilir. Sınır olgularda özkıyım kişilerarası ilişki biçimi
olarak ortaya çıkar. Özkıyımın kişilerarası ilişkideki
işlevine dikkat edilmelidir ;
Bağlandıkları kişilerden bekledikleri desteği
göremediklerinde, engellenmeyle karşılaştıklarında,
yalnızlığa dayanamadıklarında özkıyım eğilimleri
artabilir.
Yalnızlığa dayanamama: Bu bozukluğu olanların
çocukluklarının ayrışma-bireyleşme evresinde yetersizlik
olmuştur. “Yeterince iyi bir anne bakımı” olmayınca
nesne sürekliliği yaşanmamıştır. Dolayısıyla hem ayrılığa
hem bağlılığa katlanamazlar.
Geçici psikotik belirtiler: Bu belirtiler geçicidir.
Kişilerarası ilişki sorunları ve stresle ilişkili olarak
ortaya çıkar. Hastaların gerçeği değerlendirme yetisi
bozulmamıştır. Belirtiler benliğe yabancıdır
Affektif belirtiler: Sınır olguların duygusal
belirtilerle ilişkili olması, antidepresif tedavilerin sınır
kişilikte işe yaraması bazı klinisyenleri sınır kişilik
bozukluğunu duygudurum bozukluğunun bir türü olarak
görmeye yöneltti. Özellikle bipolar 2 bozukluğuyla
karışmaktadır
Ayırıcı tanı
Sınır kişilikteki bir insan da paranoid kişilik gibi şüphe
duyar.Ancak paranoya hastası basit bir açıklamayla ikna
edilemezken, sınır hastaya güven duygusu verildiğinde
çabuk ikna olur.
Sınır kişilik bozukluğu olanların onları psikotiklerden
ayıran ego güçlülükleri vardır:
Gerçeği test etmede göreli sağlamlık, düşünce
süreçlerindeki göreli sağlamlık, gerçeğe uyum sağlamada
göreli sağlamlık.
Sınır kişilik bozukluğu olanların onları nevrotiklerden
ayıran ego zayıflıkları vardır:
zayıf dürtü kontrolü ve zayıf engellenme toleransı, ilkel
ego savunmalarını kullanma eğilimi,kimlik çözülmesi
sendromu, duygulanımsal dengesizlik
Sınır kişilik biçimi ve kişilik bozukluğu
Biçim: Bütün ilişkilerinde bağımlı ve tutkulu bir bağlanma
gösterirler.Bozukluk:tutarsız ilişki örüntüleri vardır.
Biçim: Duygusal açıdan etkin ve tepkiseldirler. Bozukluk:
Kendilerin zarar verici alanlarda (cinsellik, para harcama
vb.) dürtüsel davranırlar.
Biçim: Çekinmesiz, gözü pek, eğlenceye düşkündürler.
Bozukluk: duygusal çalkantıları, uzun süren çökkün ve kaygılı
dönemleri vardır.
Biçim: Yaratıcı,yaşam dolu olabilirler. Bozukluk: Uygunsuz
ve yoğun öfkelerini denetleyemezler. Sürekli bir boşlukta
olma, sıkılma duyguları taşırlar. Bu da diğer insanları
onlardan uzaklaştırır.
Biçim:Bir kişiyle derin sevgi bağının olduğu ilişkilere
isteklidirler. Bozukluk:Gerçek ya da imgesel bir terk
Üç yerleşik düşünceden söz edilir:
“Güçsüz, savunmasız, korunmasız ve kırılganım”
“Yapımdan ötürü kabul edilebilir bir insan
değilim.”
“Dış dünya tehlikeli ve kötü niyetli.”
Bunlarla bağlantılı olarak bir güvenlik
kaynağı bulamadıkları için özerk ve bağımlı olma
arasında gidip gelirler.
Bu bağlamda ya hep ya hiç türü düşünme
de hakimdir
NEDEN?
İlk çocukluk dönemlerinde yeterli destek, ilgi ve disiplinin
olmaması ya da aşırı denetimler nedeniyle bireyleşmenin,
temel güven ve özerklik duygusunun engellenmesi, özbenlik
sınırlarının yeterince belirlenememesi, gibi psikodinamik
etmenler.
Bütün kişilik bozukluklarının temelinde olabilecek; genetik
etmenler, psikolojik travmalar
Nesne ilişkileri kuramına göre kişiler anababa
tutumlarına(yoksunluk-mahrumiyet ya da aşırı müdahaleci
bireyleşmesini engelleyici) bağlı olarak iyi ve kötü kendilik
imgeleriyle nesne imgelerini birleştirmede zorluk çekerler.
Müdahale şekli ne olursa olsun sınır hasta için
terapide güven çok zor yaratılır ve sürdürülür.Hasta sürekli
değişen şekilde terapisti bir idealleştirir bir kötüler.Ayrıca
her zaman bir intihar riski vardır.
Antidepresanlar ve antipsikotik ilaçlar orta düzeyde
etkilere sahiptir ancak ilaçları intihara alet etme riski
nedeniyle çok dikkatli olunmalıdır.
Nesne İlişkileri Terapisi: Genelde her şeyi tamamen
iyi ya da tamamen kötü olarak kutuplaştırmanın hastanın
zayıf benliğinden kaynaklandığına inanılmaktadır.Bu zayıf
benlik de anne-baba tutumlarına (ilgisiz ve yoksun bırakarak
ya da denetleyip bireyleşmesine izin vermeyerek) bağlı
olarak gelişen nesne temsillerinin işlev görememesi nedeniyle
oluşur. Bu terapide savunma davranışını değerlendirmek
yerine;hastalara uyuma yönelik davranmaları için somut
öneriler verilir.Kendine ve çevresine zarar vermeye başlayan
hastalar hastaneye yatırılır
Diyalektik davranış terapisi: Bilişsel davranışçı
bakış açısıyla hastalara problemleri çözmeyi öğreterek
yaşamdaki gündelik sorunların ve duyguları kontrol
etmenin daha etkili yollarını kazandırmayı
hedeflemektedir.
Bilişsel terapide ise hastaların,dünyaya ve
diğerlerine yönelik güvensizlik şemaları ele alınır.
Beck ‘e göre patolojinin gelişmesine neden olan 3
temel şemanın üçü de sınır kişilik bozukluğunda bir
aradadır:
“Güçsüz, savunmasız, korunmasız ve kırılganım”
“Yapımdan ötürü kabul edilebilir bir insan değilim.” “Dış
dünya tehlikeli ve kötü niyetli.”
Terapist sınır kişilik bozukluğunda diğer
hastalarıyla olduğundan daha esnek olmalıdır.Terapist,
tekniklerini hastanın kendine özgü özelliklerine göre
ayarlamalıdır.
Download