4. BÖLÜM DIŞ TİCARET TEORİSİ VE EKONOMİK BÜYÜME ANALİZLERİ Ekonomik büyüme bir ülkede toplam üretim hacminin genişlemesi biçiminde tanımlanabilir. Ekonomik büyümenin iki ana kaynağından birisi üretim faktörleri stokundaki artışlar diğeri de teknolojik gelişmelerdir. Önceki bölümlerde yapılan dış ticaret analizlerinde, bu faktörlerin ikisi de sabit kabul edilmişti. Oysa gerçek dünyada hem emek ve sermaye gibi üretim faktörleri artmakta hem de teknoloji ilerlemektedir. Dolayısıyla bu kesimde yapılan analiz statik değil dinamiktir ve karşılaştırmalı statik yöntemi uygulanmaktadır. Karşılaştırmalı statik yönteminde olayın farklı zaman aralıklarındaki görüntüleri belirlenerek bunların karşılaştırması yapılır ve geçen zaman içindeki değişmelerin niteliği anlaşılmaya çalışılır (yarı dinamik bir yaklaşımdır). Bu bölümdeki örnekler iki ülkeli ve iki mallı modele dayanmaktadır. Modelde; - Emek ve sermaye kullanılmakta,tekstil ve makine gibi iki mal üretilmekte, tekstil emek-yoğun mal, makine ise sermaye-yoğun mal olarak kabul edilmekte ve bu kaynaklar tam kapasite olarak çalıştırılmaktadır. - Ülke ise emek bol bir ülke olması nedeniyle tekstilde karşılaştırmalı üstünlüğe sahip, küçük bir ülkedir. - Böyle bir modelde ekonomik büyüme üretim olanakları eğrisinin dışa doğru genişlemesiyle gösterilebilir. I. FAKTÖR ARZINDA ARTIŞ - Tasarrufların ve ona bağlı olarak yatırımların artması sermaye stokunu büyütür. - Doğal nüfus artışı ve dış göçlerde işgücü arzını çoğaltır. - Arzı sabit kabul edilen doğal kaynaklar ise deniz ve göllerin doldurulması, bataklıkların kurutulması, sulama kaynaklarının yaygınlaştırılması ve yeni maden yataklarının keşfedilmesi gibi yollarla artırılabilir. Faktör stokundaki artışlar üretim olanakları eğrisini dışa doğru kaydırır. Ancak bu kaymanın şekli ve ölçüsü faktörlerin miktarlarındaki artış kadar artışların oranını da bağlıdır. Gerçek dünyada her üretim faktörünün çok değişik türleri vardır. Örneğin, insanların yeteneklerine, eğitim ve öğretim durumuna, deneyimlerine bağlı olarak farklı emek türleri ortaya çıkabileceği gibi, sermaye ve doğal kaynak faktörlerinin de birçok çeşidi bulunmaktadır. Bu bölümde yapılacak analizlerde faktör arzındaki artışların dış ticaret üzerindeki etkileri incelenirken faktörlerin homojen (tek tür) olduğu kabul edilecek ve böylece emek ve sermayedeki artışların sonuçları araştırılacaktır. Tablo 4.1. Seçilmiş Ülkelerde Faktör Stoku ve Faktör Arzında Büyüme* Ülke ABD 1966 Kanada 785993 1020600 2432824 3,53 6,68 76595 17150 138000 1,84 1,95 165976 438631 2497614 15,67 13,38 Emek 49419 58070 68000 1,00 1,21 Sermaye 76537 150587 234452 3,50 3,41 7232 11311 17000 2,67 3,13 181079 222016 569830 6,37 11,78 26576 25004 32088 1,05 2,77 146052 233089 563227 4,22 6,79 Emek 21233 21193 26000 0,63 1,57 Sermaye 35053 47761 159828 4,74 9,29 4727 6646 10000 2,34 3,14 21639 72753 140997 5,86 5,09 Sermaye Sermaye Emek Almanya Sermaye Emek Fransa Avustralya Sermaye Emek Meksika % 1985-98 1998 Emek Japonya % 1966-98 1985 Sermaye Emek 12844 22066 38000 3,47 4,38 * D. R. Appleyard and A. J. Field, Jr., International Economics 8th Ed. McGraw-Hill 1. Yansız Büyüme Durumu Emek ve sermayenin aynı oranda (yansız) büyümesi durumunda ekonominin genel sermaye/emek oranı başlangıçtaki ile aynı kalır ve üretim olanakları eğrisi ilk şekline paralel biçimde dışa doğru genişler. Emek ve sermaye faktörlerindeki artış oranları birbirlerine ne ölçüde yakınsa, yeni eğri de ilk şekline göre o derece paralele yakın olur. Yani ekonominin sermaye/emek oranı o derece sabit kalır. Büyüme zorunlu olarak üretimi etkiler. Fakat tüketimde bundan etkilenir. Çünkü büyüyen bir ekonomide daha fazla tüketim olanağı vardır. Üretim ve tüketim değişince ikisi arasındaki farktan oluşan dış ticaret hacmi de değişir. Grafik 4.1. Sapmasız Büyüme Makine T′ R T D' D CN i1 C0 K B0 P i0 AN A0 T′ T 0 D D’ Tekstil 1. Yansız Büyüme Durumu OP doğrusunun eğimi iki malın büyümeden önce ne oranda üretildiklerini gösterir. OR doğrusunun eğimi de iki malın büyüme öncesi tüketim oranını ifade eder. Büyümeden sonraki üretim ve tüketim noktalarının OP ve OR doğrularına göre bulundukları yerler büyümenin niteliği konusunda fikir vericidir. Sapmasız yada yansız büyüme durumunda üretim noktası OP’nin tüketim noktası da OR’nin üzerinde dışa doğru daha uzak bir yerde bulunur. Yani iki mal büyüme öncesindeki ile aynı oranda üretilir ve tüketilir. 1. Yansız Büyüme Durumu Sapmasız büyümenin iki temel koşulu vardır: 1. Faktörlerin büyüme öncesi ile aynı oranda artması yeni faktörlerin iki endüstriye dağılışının tamamen eskisi gibi olmasıdır. 2. İki malın tüketiminin aynı oranda sürdürülmesidir. Ekonomik büyüme GSYİH ya da milli gelirin artışı demek olduğundan tüketimin artması doğaldır. Tüketimin büyüme öncesi ile aynı oranda artması için her malın tüketimindeki artış (%), gelirdeki % artışa eşit olmalıdır (her iki malın gelir talep esnekliği 1 olmalıdır). Bu iki koşul belirli bir büyüme tipi olan sapmasız büyümeyi tanımlamaktadır. Ancak buradaki diğer büyüme analizlerinde basitlik sağlamak amacıyla büyümeden sonra tüketimin yine sürekli olarak OR doğrusu boyunca değiştiği, diğer bir deyişle, her malın gelir talep esnekliğinin bire eşit olduğu kabul edilmektedir. 2. Ticareti Artırıcı Yönlü Büyüme İhracat kesiminde yoğun kullanılan faktörün ithal edilebilir mal endüstride kullanılan faktörden daha hızlı arttığı varsayılsın (model açısından emekteki artış oranının sermayedeki artış oranından daha yüksek olması). Bu durumda tekstil emek-yoğun bir endüstri olduğu ve emek faktörü daha hızlı arttığı için üretim olanakları eğrisi tekstil yönünde daha fazla dışa doğru genişler. İki mal arasındaki fiyat oranının (ticaret hadlerinin) değişmediği varsayıldığından, yeni üretim noktası eskisine göre daha düşük bir makine tekstil bileşimini temsil eder. Grafik 4.2. Ticareti Artırıcı Yönlü Büyüme Makine T D' D R i P 1 A0 AE 2 T 0 D D’ Tekstil 2. Ticareti Artırıcı Yönlü Büyüme Yeni denge noktasındaki ürün bileşimi, sermayedeki artış miktarının emekteki artış miktarına oranına bağlıdır. Eğer bu oran tekstilde kullanılan sermaye/emek oranı ile aynı ise yeni ürün dengesi A0AE üzerinde olacaktır. Artan faktörler tekstil üretimi için gereken oranı tam olarak karşılarken makine etkilenmez. Faktör artışının oluşturduğu sermaye/emek oranı tekstil için gereken orandan yüksek olursa üretim 1 no.’lu alanda bulunur. Bu durumda her iki malın üretimi artar. Ancak tekstildeki artış oranı makinedekinden daha yüksektir. Eğer oran tekstilde kullanılan sermaye/emek oranından daha düşük ise üretim dengesi 2 no.’lu alana kayar. Bu alanda makine üretimi azalır, tekstil üretimi artar. 2. Ticareti Artırıcı Yönlü Büyüme * İhracat kesiminde yoğun olarak kullanılan faktörün daha yüksek bir oranda artışına dayanan büyüme koşulları altında ihraç edilebilir malların üretimi ithal edilebilir malların üretiminden göreceli olarak daha fazla artacak ve uluslararası ticarette GSMH’daki toplam artıştan daha yüksek oranda genişleyecektir. Bu tip büyümeye ticareti artırıcı yönlü büyüme denir. Eğer ülkenin ticaret hacmi, gelirdeki (GSYİH) büyümeden daha yüksek oranda genişliyorsa o ülkedeki dış ticaretin göreceli öneminin arttığı söylenebilir. OP, OR’den uzaklaşarak yatay eksene doğru kayar (üretim noktası tüketimden ayrılır). 3. Ticarete Karşıt Yönlü Büyüme Ülkenin faktör stokundaki artış kıt olan faktörün daha hızlı büyümesi biçiminde olursa, sermaye emeğe göre daha büyük ölçüde artmakta ve ülkenin sermaye/emek oranı yükselmektedir. Tüketimin ekonomideki genel büyüme oranı ile aynı hızda artması varsayımı altında bu gelişme ile ülkenin ticaret hacmi daralır. Çünkü ithal edilebilir malların üretimi ortalama büyüme hızından daha yüksek oranda artmaktadır. İthal edilebilir mallarda yoğun kullanılan faktörün daha hızlı artışı nedeniyle ortaya çıkan büyüme durumunda ithal edilebilir malların üretimi ihraç edilebilir malların üretimine göre daha yüksek oranda artar. Dış ticaret hacmi düşer. Buna ticarete karşıt yönlü büyüme denir. Ticarete karşıt yönlü büyüme, ulusal ekonomide üretilen malların zamanla tüketilen mal miktarına eşitlenmesi demektir (OP OR’ye yaklaşır). 4. Rybczynski Teoremi İki mallı ve iki faktörlü bir modelde tam çalışma koşulları altında eğer tek bir faktörün arzı artırılacak olursa onu yoğun olarak kullanan malda üretim genişler, diğer malda ise daralır. Bu görüşe Rybczynski Teoremi denir. Rybczynski Teoremine göre yalnız bir faktörün arttığı durumlarda bu faktör üretim teknolojisinin onu yoğun biçimde gerektirdiği endüstride kullanılacak arzı sabit olan faktöre yoğun ihtiyaç duyulan endüstride ise üretim düşecektir. Rybczynski Teoremi özellikle iktisadi büyümenin dış ticaret üzerindeki etkilerinin incelenmesinde analitik yönden büyük bir önem taşır. Grafik 4.3. Rybczynski Teoremi Makine F’ F M0 M1 E0 E1 F’ F 0 T0 T1 Tekstil 4. Rybczynski Teoremi Teori dış ticaret ile olan ilişkisi yönünden incelendiğinde, eğer arzı artan faktör ihracat endüstrisinde yoğun kullanılan faktör ise ihraç edilebilir mal üretimi mutlak biçimde artarken ithal edilebilir malın üretimi mutlak olarak azalmış olur. Bu ticareti artırıcı yönlü bir büyüme şeklidir ve ithal edilebilir malın üretimi mutlak olarak azalmış olduğundan buna aşırı ticareti artırıcı büyüme adı da verilebilir. Tüketim etkisinin bu aşırı üretim etkisinin dengeleyecek biçimde ihraç malına aşırı yönelimli olmaması durumunda dış ticaret hadleri doğal olarak büyüyen ülkenin aleyhine döner. Tersine, eğer arzı artan faktör yalnızca ülkenin ithal ikamesi endüstrisinde kullanılan ve arzı göreceli biçimde kıt olan faktör ise, ithal ikamesi malın arzı artarken, ihraç malının üretimi mutlak olarak düşer. Bu da aşırı dış ticarete karşıt yönlü üretim etkisidir ve yine tüketim etkisi bu aşırı üretim etkisini giderecek biçimde ithal malına aşırı yönelimli değilse dış ticaret hadleri ülkenin lehine değişir. II. TEKNOLOJİK GELİŞME - Teknolojik gelişme ile piyasada mevcut mallar daha etkin yöntemlerle üretilir ya da tümüyle farklı nitelikteki yeni mallar ortaya çıkartılır. -Yeni üretim yöntemleri bulunmasına dayalı teknolojik gelişmenin özelliği aynı miktar kaynaklarla daha fazla mal üretilebilmesi veya aynı miktar malın daha az kaynak kullanılarak elde edilebilmesidir. - Üretim fonksiyonlarının doğrusal ve homojen olması (sabit verimler) varsayımı altında teknolojik yenilikler üçe ayrılır: 1. Sapmasız 2. Emek tasarrufu sağlayan 3. Sermaye tasarrufu sağlayan Grafik 4.4. Sapmasız Teknik Yenilik Sermaye F b1 b X F1 B B1 b b1 0 F1 F Emek Sapmasız yenilikler, emek ve sermayenin marjinal verimliliğini aynı oranda artırır. Bunlar bir birim mal için gereken emek ve sermaye miktarlarını azaltarak iki faktörden aynı oranda tasarruf sağlarlar. Sapmasız yenilik durumunda sabit faktör fiyatlarından bir birim mal üretimi için kullanılan girdilerin miktarları azalmakta fakat faktör yoğunluklarında bir değişme olmamaktadır. 2. Emek Tasarrufu Sağlayan Yenilikler Emek tasarrufu sağlayan bir teknolojik ilerleme, sermayenin marjinal verimliliğini emeğinkinden daha fazla artırır ve sermayeye göre daha çok emek açığı çıkartır. Başka bir deyişle bunlar emek birimi başına daha fazla sermaye (veya sermaye birimi başına daha az emek) kullanırlar. Bu gelişmelere sermaye kullanan teknolojik gelişme de denilebilir. Yenilikten sonra faktör fiyatlarının değişmemesi varsayımı altında faktör yoğunluğu (sermaye/emek ) yükselir. Bunun nedeni marjinal verimliliği artan sermayenin işgücü faktörü yerine kullanılmasıdır. 3. Sermaye Tasarrufu Sağlayan Yenilikler Sermaye tasarrufu sağlayan yenilikler, emeğin marjinal verimliliğini sermayeye göre daha fazla yükseltirler. Bu gibi yeniliklerde emek birimi başına daha az sermaye kullanılır. Böylece sermaye faktörü açığa çıkar. Gerçek hayatta yenilikler daha çok emek tasarrufu sağlayıcı tipte olmaktadır. Bunun nedeni teknoloji üreten büyük sanayi ülkelerinin işgücü kıtlığına sahip olmalarıdır. Grafik 4.5. Emek ve Sermaye Tasarrufu Sağlayan Yenilik Tipleri Sermaye b F b1 F1 x1 x b1 b2 b x2 b2 0 F1 F Emek II. TEKNOLOJİK GELİŞME Teknolojik ilerlemelerin bağımsız olmayıp ekonomik koşulların bir sonucu olduğunu savunan görüşe uyarılmış teknolojik gelişme hipotezi denir. Teknolojik yenilikler uygulandıkları alan ve faktör tasarrufu sağlama özelliklerine göre üretim olanaklarının şeklini değiştirirler. * Eğer ihracat ve ithalata rakip kesimlerde aynı derecede sapmasız bir teknik ilerleme ortaya çıkmışsa, bunun sonucunda ülkenin üretim olanakları eğrisi ilk şekline paralel olarak dışa doğru kayar. * Eğer teknik yenilik bir sektörde yoğun olarak kullanılan faktörden tasarruf sağlayıcı türde ise o sektörde üretimi artırıcı ve diğer sektörde azaltıcı etkiler daha güçlüdür. * Eğer ilerleme daha az yoğun kullanılan faktörde tasarruf sağlayıcı ise her türlü sonuç oluşabilir. Burada birbirine ters iki etki vardır: 1. Teknolojik gelişmenin maliyetleri düşürmesi. 2. Açığa çıkan faktörün, onu yoğun kullanan öteki kesimde kullanılması zorunluluğu (Rybczynski etkisi). Bu iki etkiden hangisi baskın çıkarsa genel etki ona göre ticareti artırıcı veya azaltıcı yönlü olur. III. BÜYÜME, TİCARET HADLERİ VE REFAH İLİŞKİLERİ Büyüme bir ülkenin toplam üretimini (GSYİH) genişletir, dolayısıyla ekonomik refah düzeyini yükseltir. Önceki analizlerde küçük ülke varsayımı yapılmıştı. Bu varsayım ülkedeki büyümenin uluslararası göreceli fiyatları (ticaret hadleri) etkileyemeyeceğini gösterir. Bu sebeple uluslararası fiyat doğrusu büyüme ile birlikte ilk şekline paralel olarak dışa doğru kayar ve daha yüksek kayıtsızlık eğrilerine teğet olur. Oysa bu varsayım terk edilerek ülkenin büyük bir ülke olduğu kabul edilirse daha önce yapılan analizlerin değiştirilmesi gerekir. Çünkü dünya pazarlarında ağırlıklı yeri olan bir ülkenin büyümesi uluslararası fiyatları etkileyerek değişmesine sebep olur. Yansız büyüme, yaşayan bir ülkenin daha çok mal ihraç edip daha fazla dışarıdan mal ithal etmesi, ihraç malının fiyatını düşürürken, ithal malının fiyatını yükseltir. Sonuçta ticaret hadleri ülkenin aleyhine değişir. Ticaret hadlerinin bozulması ise ülke refahını olumsuz yönde etkiler. Diğer bir deyişle, ticaret hadlerindeki bozulma dolayısıyla, büyümenin sağladığı nimetlerin bir kısmı ticaret yapılan dış dünya ülkelerine aktarılmış olur. Grafik 4.1.’e göre TT’nin dışa kaydığında, paralel durumda olmayıp daha yatıklaşmasıdır. Dolayısıyla yeni TT doğrusunun teğet olacağı kayıtsızlık eğrisi de i0’ın üzerinde, fakat i1’in altında bulunacaktır. III. BÜYÜME, TİCARET HADLERİ VE REFAH İLİŞKİLERİ Yönelimli büyüme tipleri de ülkenin ticaret hadlerini etkiler. * Ticareti artırıcı yönlü büyüme durumunda ticaret hadleri, yansız büyümeden de daha fazla ülke aleyhine değişir. Çünkü büyüme, dünya piyasalarına daha yüksek oranda ihraç malı arz edilmesi ve bu piyasalardan daha yüksek oranda ithal malı talep edilmesi sonucunu doğurmaktadır. * Ticarete karşıt yönlü büyüme durumunda ise ticaret hadleri ülkenin lehine değişir. Yani ülke hem üretim artışlarıyla, hem de lehine değişen fiyat ilişkileri dolayısıyla refahını yükseltir. Grafik 4.6. Büyüme ve Ticaret Hadleri Motor TR TR2 TR1 USA D C1 E C C2 H TR1: Ticaret Artırıcı Büyüme TR2: Ticaret Azaltıcı Büyüme O S2 S S1 Tekstil III. BÜYÜME, TİCARET HADLERİ VE REFAH İLİŞKİLERİ Burada büyük ülkedeki ekonomik gelişmeye karşılık, öteki ülkelerde bir değişme olmadığı varsayılmaktadır. Oysa bütün ülkelerin büyüdüğü bir ortamda ticaret hadlerine ilişkin sonuçlar değişecektir. Mesela, bir ülkede ticaret artırıcı yönlü büyüme olması durumunda, diğer ülkede de aynı yön ve ölçüde bir büyüme olmuşsa ticaret hadlerinde bir değişme ortaya çıkmaz. Ancak diğer ülkedeki büyümenin ters yönde, yani ticaret azaltıcı yönde olması durumunda ticaret hadlerinin daha da fazla ilk büyüyen ülke aleyhine döneceği belirtilmelidir. 1. Yoksullaştıran Büyüme Yoksullaştıran Büyüme teorisi Jagdish Bhagwati tarafından 1958 yılında ortaya atılmıştır. Bhagwati çalışmasında büyümenin net olarak refah düşüşüne yol açabileceği koşullarını teorik olarak ortaya koymuştur. Yoksullaştıran büyüme gerçek dünyada sık rastlanan bir durum değildir. Çünkü bunun için önce, üretim artışları kadar dünya talep koşullarının da bu sonucu doğurabilecek nitelikte olması gerekir. Diğer bir koşul da dış dünyada bunu dengeleyecek bir büyümenin ortaya çıkmamasıdır. Sonra, hükümetlerin elinde böyle bir olumsuz gelişmeyi engelleyebilecek araçlar vardır. Ülke ticaret hadlerini etkileyebilen büyüklüğe sahip olduğuna göre, örneğin ithalat üzerine gümrük tarifeleri koyarak ticareti daraltır ve ithal fiyatındaki yükselmeyi engelleyebilir. Grafik 4.7. Yoksullaştıran Büyüme Makine i1 T T' D1 i0 C0 C1 D0 A1 T' A0 T 0 D0 D1 Tekstil 2. Ticaret Hadleri ve Az Gelişmiş Ülkeler Çoğu az gelişmiş ülke büyük ülke olma niteliğine sahip değildir. Bununla birlikte bazı az gelişmiş ülkeler, özellikle belirli ilkel ürünlerin dünya fiyatlarını etkileyebilecek boyutlarda önemli birer satıcı durumdadırlar. Dolayısıyla bu malların ihracatıyla ilgili olarak bazı gözlemler yapılabilir: 1.İlkel tarımsal malların üretimdeki artış ticaret hadlerinde bozulmaya neden olabilir. Bu gözlem, kalkınma stratejisi olarak ihracat gelirlerinde tek veya az sayıda ürüne dayanmanın sakıncalarını ortaya koyarak ihracatta ürün çeşitlendirilmesinin önemini ortaya koymaktadır. 2. Büyümenin doğuracağı nihai mal talebinin ürün gruplarına göre farklılık göstereceği gözden kaçırılmamalıdır. Metaller, gıda ürünleri, tarımsal ham maddeler için gelir talep esneklikleri genellikle 1’den küçük, imalat sanayi ürünleri için 1’den büyüktür. Az gelişmiş ülkelerin ilkel tarım ürünleri ihraç edip, sanayi ürünleri ithal ettikleri düşünüldüğünde bu ülkelerde geleneksel ihraç ürünleri alanındaki büyüme, dış ticaret hadlerinin bozulmasına, ödemeler bilançosu güçlüklerine ve ekonomik refah kayıplarına yol açabilir. 3. Az gelişmiş ülkelerin kalkınması için ithalat kapasitesinin büyük önemi vardır. Satın aldıkları işlenmiş ürünlerin fiyatları yükselirken, sattıkları malların fiyatlarının yavaş artması veya düşmesi, bu ülkelerin ithalat kapasitesini düşürerek kalkınmalarını doğrudan olumsuz biçimde etkiler. IV. EKONOMİK KALKINMA VE KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER Faktör arzındaki büyüme, artan faktörü göreceli ucuzlatarak onu yoğun biçimde kullanan endüstrilerde maliyet düşüşüne ve üretim genişlemesine yol açar. Bu ise karşılaştırmalı üstünlük yapısının o yönde değişmesi demektir. Heckscher-Ohlin Teoremi'ne göre, bir ülkenin karşılaştırmalı üstünlük yapısı, onun faktör donatımına bağlıdır. Dolayısıyla faktör donatımı değiştikçe karşılaştırmalı üstünlüklerin de değişmesi gerekir. Grafik 4.8. Faktör Donatımında Değişme ve Karşılaştırmalı Üstünlükler Çelik 2000 U' 1990 1980 K' 1970 T K 0 T' S U Buğday IV. EKONOMİK KALKINMA VE KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜKLER Faktör donatımı ile karşılaştırmalı üstünlükler arasındaki ilişki tek yönlüdür. Bunun yönü de birinciden ikinciye doğrudur. Diğer bir deyişle faktör donatımı zamanla değiştikçe ona bağlı olarak karşılaştırmalı üstünlük yapısı da değişir. Kalkınmakta olan ülkeler, uygun sanayileşme politikaları izleyerek ekonomik yapılarını ve uluslararası işbölümündeki yerlerini değiştirebilirler. Nitekim uygulamada çoğu ülkede kalkınma çabalarının altında yatan temel amaç ekonomik yapıyı dinamik karşılaştırmalı üstünlüklere uygun biçimde değiştirmeye yöneliktir. V. DIŞ TİCARETİN DİNAMİK YARARLARI Dış ticaretin statik yararları karşılaştırmalı üstünlüklere uygun bir uluslararası uzmanlaşma ve işbölümüdür. Bunlar bir defaya yönelik faydalardır. Dış ticaretin dinamik yararları ise süreklilik taşır. Bu yararlar kalkınma üzerinde önemli etkiler oluştururlar. Bunlar: 1. Üretim ve kaynak açığını karşılama 2. İç ekonomideki ürün fazlasına çıkış sağlama 3. Geniş bir piyasa hacmi 4. Rekabet 5. İç piyasa talebini geliştirme 6. Ekonomik dinamizm