atesli cocuk[ver].

advertisement
ATEŞLİ ÇOCUĞA YAKLAŞIM
Yrd. Doç. Dr. Suat Biçer
Yeditepe Üniversitesi
Hastanesi
Çocuk Acil

İnsanlığın 3 büyük düşmanı vardır; ateş, kıtlık ve
savaş, bunların içerisinde en önemlisi ve korkutucu
olanı ateştir,
Sir William Osler, Amerikan Tıp Birliğinin 47. Geneksel Toplantısı2
1896
ATEŞ:

Rektal ısı ≥ 38⁰C
HİPERPİREKSİ:
Rektal ısı ≥ 40⁰C
Normal vücut ısısı:

Saat 06.00-18.00
36.6 - 37.9⁰C
ATEŞİ YÜKSELTEN
MEKANİZMALAR:
1- Pirojenler
2- Isı üretiminin ısı kaybını aşması
3- Isı kaybında defekt
Çocuk acil
başvurularının
%20-30’unda
tek başvuru
nedeni ateştir
Mesai saati dışında
çocuk doktoruna
telefon açanların en az
%50’sinde neden ateş
5
Ateş Fobisi
Ailelerin
%18’inin 38.8 C° üzerindeki ateşin çocuklarında
beyin hasarı gibi kalıcı zararlara,
%52’si de 40 C° üzerinde ölüme yol açacağına
inanmaktadırlar.
Schmidt et al. Am J Dis Child; 1980
6
ATEŞ YANITI
İnfeksiyon, toksinler, zedelenme,
inflamasyon, immünolojik reaksiyonlar,
Vasomotor Merkez
Yükselmiş set noktası
Monoaminler ve
Kalsiyum
cAMP
Monosit, nötrofil, lenfosit, endotel,
glial hücreler,
mezenkimal hücreler
Pirojenik sitokinler,
IL-1, TNF, IFN,
IL-6 Ailesi
(hedef gp 130)
Prostoglandin E2
7
Dolaşım
Endotel
Sirkümventriküler organlar
Ateş yararlı mı?








Nötrofil migrasyonunu arttırır.
Nötrofillerden salınan süperoksit anyon gibi antibakteriyel
maddelerin yapımını arttırır.
İnterferon üretimini arttırır.
INF’un antiviral ve antitümör aktivitesini artırır.
T-helper hücrelerin aktivasyonu, ekspresyonunu ve sitotoksik
aktivitesi arttırır.
Laktoferrin salımını artırır
İntrasellüler bakterilerin öldürülmesi hızlanır
Antimikrobiyal ajanların bakterisidal etkinliği artar
Ateş, vücudun enfeksiyona karşı geliştirdiği immun yanıtın bir
parçasıdır.
Eichenwald HF. Bull World Health Organ 2003; Clark M. J Therm Biology 2003.
Ateş-bakteriyel enfeksiyon



İnsanlarda yapılan bir çok çalışma, bakteriyel
enfeksiyonlarda ateşin faydalı bir yanıt olduğunu
göstermektedir.1
Ateşin, polimikrobiyal sepsis ve spontan bakteriyel
peritoniti olan hastalarda sürvinin uzaması ile ilişkili
olduğu rapor edilmiştir.2,3
Papua Yeni Gine’de 748 ağır pnömonili çocukta yapılan
prospektif bir çalışma4, afebril malnütrisyonlu çocuklarda
mortalite  %29, febril malnütrisyonlu çocuklarda
mortalite oranı %12
1Rusell
FM, et al. Bull World Health Organ 2003; 2Hoefs JC, et al. Hepatology 1982;
3Mackowiak PA, Am J Med. 1980; 4Shann, et al. Pediatr Infect Dis J 1989.
ATEŞ





İnsanlarda titreyerek ateş yükselmesi,
bazal metabolizma hızının 6 kat artışına yol açar.
Vücut sıcaklığının 38’den 41⁰C’ye çıkması ile
oksijen tüketimi %20 artmaktadır
Hemoglobinin oksijene olan afinitesinde azalma
olur.
Vücut sıcaklığının normalin 1°C üzerinde tutulması
için bazal metabolizmanın %10-12.5’luk artışı
gerekir
Vücut sıcaklığının 39.4’ten 37°C’ye düşürülmesi ile
Oksijen ihtiyacı %18, Karbondioksit üretimi %20,
Kalp debisi %23 azalmıştır.
10
 Ateş






tipleri :
İntermittant ateş: Günlük ateş oynamalarının 0,5°C’den fazla
olduğu ve günde en az bir defa vücut ısısının normale döndüğü ateş
tipidir. Yaygın tüberküloz, akut pyelonefrit,
Remittant ateş: Günlük ateş oynamaları 0,5°C’den fazladır ve gün
içinde hiçbir zaman vücut ısısı normale düşmemektedir. Solunum yolu
viral enfeksiyonlarında, mikoplasma pnömonisinde, sıtma
(plasmodium falciparum), akut romatizmal ateş vb
Kontinü ateş: Günlük ateş oynamaları 0,5°C’den azdır ve gün içinde
vücut ısısı normale düşmemektedir. Bruselloz, tifo, tularemi,
riketsiya, pnömoni, santral ateş ve ilaç ateşinde
Rekürren ateş: Daha uzun ve kısa süreli ateş periyodları mevcuttur.
Siklik nötropeni, ailevi akdeniz ateşi, hiper Ig D sendromu, lupus,
lenfoma, tifo, tüberküloz,
Ateş-nabız uygunsuzluğu (relatif bradikardi): Bu ateş seyrinde
ise özellikle tifo, bruselloz, leptospiroz, ilaç ateşi ve kardiyak
tutulumla giden hastalıklar (akut romatizmal ateş, enfektif
endokardit, Lyme hastalığı) düşünülmelidir.
Ateş yanıtının olmaması: Yenidoğanlarda, uzun
süreli kemoterapi tedavisi alanlarda, kortikosteroid
veya antipiretik kullanımı ile üremik hastalarda ateş
görülmeyebilir.
 Hipotermi: Vücut ısısının 35°C’den az olması
durumudur. Sıklıkla prematüre yenidoğanlarda
görülür. Travma, hipotiroidi, aşırı antipiretik
kullanımı, transfüzyon, ensefalit, sepsis ve şok
 Hiperpireksi: Vücut ısısının 41°C’den fazla
olmasıdır. Sıklıkla nonenfeksiyöz nedenlere bağlı
gelişir. Bu nedenler arasında santral ateş, malign
hipertermi, malign nöroleptik sendrom, ciddi
enfeksiyon ve sıcak çarpması yer alır.
 Nedeni bilinmeyen ateş: 3 haftadan uzun süren
ve hastanede 7 gün içerisinde nedeni
saptanamayan ateş olarak tanımlanmaktadır.


İlaç ateşi: Belirlenen başka bir neden
olmadığında ilaç almakta olan bir hastada
ortaya çıkan ve ilacın kesilmesi ile
genellikle 72 saat sonra kaybolan ateş
varlığında düşünülmelidir. Sıklıkla antibiyotikler
(penisilinler, sefalosporinler), antiepileptikler
(fenitoin, karbamazepin), antineoplastik ajanlar
(bleomisin, daunorubisin, sitarabin, Lasparajinaz) ve kardiyak etkili ilaçların
(hidralazin, metildopa, kinidin) kullanımı
sonrasında görülmektedir.
Bu vakalara ateşle beraber döküntü, eozinofili,
serum hastalığı, karaciğer enzim yüksekliği
ve proteinüri eşlik edebilmektedir.
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA ATEŞ NE ZAMAN
CIDDI HASTALIK BELIRTISIDIR?







Yenidoğan, prematür ve < 3 aylık bebekler,
Metabolik hastalığı olanlar
Kronik böbrek, akciğer, kalp hastalığı, SSS patolojisi
olanlar
Kan hastalığı, malignite varlığı veya uzun süreli
immünsüpresif ilaç kullanma,
Eşlik eden konvülziyon varlığı,
Uyku hali, inatçı baş ağrısı, kusma, ense sertliği, sırt
ağrısı, sürekli ağlama, huzursuzluk, ışıktan rahatsız olma,
bebeklerde emmeme,
Rektal > 39ºC veya aksiller > 38.5ºC ateş,
ÇOCUKLUK ÇAĞINDA ATEŞ NE ZAMAN
CIDDI HASTALIK BELIRTISIDIR?
Siyanoz, günlük aktivitelerde azalma, solunum
sıkıntısı, tonusta azalma, doku kanlanmasında
azalma, taşikardi veya bradikardi ve göz teması
kuramama gibi toksik bulgular,
 Antibiyotik ve antipiretik kulanımına rağmen
ateşin 3 günden fazla devam etmesi,
 Yakın zamanda hastaneden taburcu olma veya
ameliyat geçirme öyküsü,

ATEŞLI ÇOCUĞA YAKLAŞIM
Yenidoğan dönemi (0-28 gün):
 Ateşe sık rastlanmaz.
 Hipotermi veya hipertermi sıklıkla ciddi
bakteriyel enfeksiyonu (CBE) düşündürür.
 Gizli bakteriyemi (GB) riski %7.4–13.
 Etiyolojide sıklıkla anneden geçen veya doğum
kanalından bulaşan ajanlar (Grup B
streptokoklar (GBS), gram negatif enterik
bakteriler, L. monocytogenes, Herpes simplex,
enterovirüs vb.) sorumludur.
ATEŞLI ÇOCUĞA YAKLAŞIM
Yenidoğan dönemi (0-28 gün):
 Her ateşli çocuk yatırılmalıdır.
 CBE ve sepsis değerlendirmesi için kan-idrarbeyin omurilik sıvı ve kültür örnekleri
alınmalıdır.
 Her olgu ateş etiyolojisi tespit edilinceye kadar
sepsis olarak kabul edilmeli.
 Geniş spektrumlu parenteral antibiyotik tedavisi
(Ampisilin+Gentamisin/3.kuşak Sefalosporin
kombinasyonu) başlanmalı.
ATEŞLI ÇOCUĞA YAKLAŞIM
28-90 gün arası çocuklar:
 En
sık neden (%40-60) viral ÜSYE.
 Daha nadir bakteriyel etkenler
(yenidoğan etkenleri+S. pneumoniae, H.
influenzae, N. meningitis, Salmonella ve
S.aureus).
 Rektal ısının ≥38°C ise CBE riski %10–15
 Lokalize enfeksiyon bulgusu olmayan GB
riski ise %5.
ATEŞLI ÇOCUĞA YAKLAŞIM
28-90 gün arası çocuklar:
 GB riskini artıran nedenler;
 ≥39°C rektal ateş
 Kan lökosit sayısı >15 bin/mm3 veya absolü
nötrofil sayısı >10 bin/mm3 olması,
 ESR ve CRP yüksekliği.
 CBE ve GB riski yüksek olanlarda tedavi
Seftriakson/Sefotaksim veya
Seftriakson/Sefotaksim+Ampisilin)
ATEŞLI ÇOCUĞA YAKLAŞIM
3-36 ay arası çocuklar:
 Ateşli
olguların %30’unda lokalize enfeksiyon
bulgusu yok.
 GB’e neden olan ajanlar arasında en sık
S. pneumonia (%90), N. meningitis ve
H.influenzae yer alır.
 Tedavi lokalize enfeksiyona ve neden olan
ajana yönelik.
ATEŞLI ÇOCUĞA YAKLAŞIM
36 aydan büyük çocuklar:
 CBE ve GB riski düşük.
 Ateş genellikle lokalize enfeksiyonlara bağlı.
 En önemli BE N. meningitis.
 Tedavi lokalize enfeksiyona ve neden olan ajana
yönelik.
Terleme ile
kayıp
Deri yüzey genişliği
ve bu yüzeydeki
havanın hareket
hızıyla orantılı
Total ısı
kaybının
~%25’i
Radyasyon ile
ısınma
İletim ile
kayıp
Derinin sıcaklığını,
temas ettiği yüzeye
geçirmesiyle
Radyasyonla ile
kayıp
Genellikle total ısı kaybının
%60’ı deri yüzeyinden olur
ve deri yüzeyi ne kadar
fazlaysa bu yolla ısı kaybı
daha çok
22
22
Temasla
kayıp
FIZIKSEL SOĞUTMA; ALKOL
Fiziksel soğutma amaçlı olarak alkol kullanımı
1950’lerde ABD’de en sık başvurulan yöntemdi,
 Alkolün hızlı buharlaşma özelliği ve buharlaşırken
ciltten önemli oranda ısı uzaklaştırması periferal
soğutma için avantaj teşkil ediyordu,
 Ancak özellikle küçük çocukların tedavi sırasında





hipoglisemi,
solunum baskılanması,
koma,
ölüme neden olabilecek,
miktarlarda alkol inhale edebileceğinin görülmesi
üzerine alkol kullanımı terk edilmiştir.
23
FIZIKSEL SOĞUTMA; SOĞUK SU
 Soğuk
su ile duş alınarak uygulanan
fiziksel soğutma sonrasında refleks olarak;
Vücudun set noktası daha da yükselir,
 Titreme gelişir ve vücut ısı üretimi daha da
artar,
 Kan akımının kalp, santral sinir sistemi,
karaciğer gibi hayati organlara yönelmesi
sonucu cilt kanlanması belirgin şekilde azalır

 Sonuç
olarak fiziksel soğutma için soğuk su
veya buz kullanılmamalıdır.
24
FIZIKSEL SOĞUTMA
 Özellikle,
ılık su ile duş etkili
yüzey alanı daha geniş
olacağı için fiziksel
soğutmada tercih edilmelidir,
 Fan
kullanılması, hava
sirkülasyonunu hızlandırıp,
temas ve kondüksiyon ile ısı
iletiminin artmasını
sağlayacaktır,
25
SOĞUK UYGULAMA
 Sadece



ılık uygulama;
çok küçük çocuklar,
ağır karaciğer hastalıkları,
antipiretik ilaçlara hipersensitivite,
 Antipretik
ilaç ve ılık uygulama;
Yüksek ateş,
 febril konvülziyon riski,
 septik şok,

 Gerçek

soğuk-buz uygulaması;
sıcak çarpması ve sıcak rahatsızlıkları
26
27
ANTIPIRETIKLER -IISantral etkili ajanlar
•Arginin vasopresin
•Somatostatin
• Melanosit stimüle
edici hormon
Soğuk
Uygulama
Vazomotor Merkez
Sistemik Antipiretikler
•Salisilatlar
•Asetaminofen
•İbuprofen
•Dipirimidol
•diğer NSAID’lar
Pirojenik sitokinler,
IL-1, TNF, IFN,
IL-6 Ailesi
(hedef gp 130)
Yükselmiş set noktası
Monoaminler ve
Kalsiyum
cAMP
Prostaglandin E2
28
Dolaşım
Sirkümventriküler organlar
Endotel
ANTIPİRETIKLER
Gilm tarafından
1859’da salisilik asitin
sentetik ürünü olan
asetik asit
sentezlenmiştir,
 1899’da Dreser bu
ürünün ateş düşürücü
etkisini klinikte
kullanmaya başlamış
ve Bayer firması
tarafından Aspirin
adını alan ürün
kullanıma girmiştir.

29
.
N Eng J Med. 340:1377-82,1999
Çocuklarda aspirine alternatif antipiretik olarak
asetaminofen, ibuprofen, ketoprofen gibi daha
az yan etkili ilaçlar kullanılmalıdır
Aspirin ve asetaminofen antipiretik olarak eşit
etkinlikte bulunmuştur.
Arch Intern Med. 1981; 23; 141: 286-92
Clintera. 2005; 27: 993-1003
Arch Pediatr.1994;1:193-201
Aspirin, asetaminofen ve ibuprofen çocuk
hastalarda eşit antipiretik etkinliktedir.
Clin Pharm. 1992; 11: 1005-21





Antipiretik olarak en sık kullanılan ajan asetaminofendir (PO/IV).
Önerilen doz 10-15 mg/kg /doz 4-6 saatte bir, maksimum 4
doz ve 40-60 mg/kg/gündür. Ateşi genellikle ilk 2 saat içinde
düşürür. Tedavi dozunun üzerinde, tekrarlayan dozlarda
kullanılması nadiren de olsa ağır veya fulminan hepatite yol
açabilir.
İbuprofen 5-10 mg/kg/doz 6-8 saat ara ile , günde maksimum 4
doz (30-40 mg/kg/gün) olarak kullanılır. Ciddi gastrointestinal
yan etki, alerjik reaksiyon ve böbrek yetersizliğine yol açabileceği
bildirilmiştir. Asetaminofen ile karşılaştırıldığında etkinlikleri
benzerdir.
İnatçı ve yüksek ateşte asetaminofen ile ibuprofenin birlikte veya
dönüşümlü olarak kullanılması ailelerin kafasını karıştırmakta,
ilaç yan etki ve toksisite olasılığını artırmakta ve ailelerde gereksiz
bir ateş korkusuna yol açtığı için önerilmemektedir.
Ketoprofen de antipiretik olarak kullanıma girmiştir. Günde 2-3
defada olmak üzere 0.5 mg/kg/ doz 6 aylıktan büyüklerde
kullanılabilir. Toplam doz günde 2 mg/kg'ı geçmemelidir.
Metamizol (novalgin vb) özel durumlar dışında olası ciddi yan
etkilerinden ötürü antipiretik olarak ilk sırada önerilmemektedir.
Ateş odağı belli olmayan çocuklarda, bakteriyemi riski olan gruba
ampirik antibiyotik verilmesi planlandığında, yapılan çalışmalarda
oral ve parenteral olmak üzere iki tip tedavi üzerinde
yoğunlaşılmıştır. Parenteral olarak en sık seftriakson (50-75 mg/kg
tek doz) önerilmektedir. Seftriakson 3. jenerasyon bir sefalosporin
olup, bakteriyemiye neden olan tüm organizmaların
eradikasyonunda çocuklarda kullanımı kabul edilen bir ilaçtır. Oral
olarak önerilen ilaçlar ise amoksisilin (40-60 mg/kg/gün) ve
amoksisilin/klavulonat (40 mg/kg/gün)’tır.
EVE GIDERKEN





0-28 günlük ateşli bebek mutlaka yatar,
28-90 gün arası ateşli bebek mümkünse TKS ve CRP
isteyin, emin olmadan eve yollamayın,
Parasetamol ile ibuprofen arasında ateş düşürme etkinliği
yönünden istatistiksel fark bulunmamaktadır (Kanıta
dayalı tıp uygulamaları çerçevesinde kanıt düzeyi II),
Tercihen ateş düşürücüler vücut sıcaklığı 39⁰C ve
üzerinde kullanılması avantajlıdır, (Kanıta dayalı tıp
uygulamaları çerçevesinde kanıt düzeyi II),
Ateş düşürücü olarak tercih edilecek ajan
parasetamol olabilir (Kanıta dayalı tıp uygulamaları
çerçevesinde kanıt düzeyi III).
34
ATEŞLI ÇOCUKTA DEĞERLENDIRME
Ateşli çocuklarda;
 %80 Bir enfeksiyon odağı saptanır

%20 Ateş nedeni bulunamaz
Slater M. Emerg Med Clin North Am 1999;17:97
Periyodik ateş sendromlarını unutmayın!!
Nedeni bilinmeyen akut ateşli çocukların küçük
bir kısmında; bakteriyemi, idrar yolu enfeksiyonu,
pnömoni, başlangıç döneminde menenjit
gibi gizli bir bakteri enfeksiyonu olabilir.
Baraff LJ, et al. Pediatrics 1993;92:1
VAKA SUNUMU:
“ATEŞLİ ÇOCUK”
3 yaşında erkek hasta, 3 gündür devam eden ateş
ve boyunda şişlik yakınmalarıyla getirildi.
 Üç gün önce bu yakınmalarla başvurduğu doktor
tarafından kriptik tonsillit ve lenfadenit tanısıyla
amoksisilin-klavulonat tedavisi başlanmış ancak
bu tedaviye karşın yakınmalarında düzelme
olmadığı ifade edildi.

Değerlendirme üçgeni
Solunum çabası:
– Normal
Cilt:
– Normal
Vital bulgular:
– Kalp hızı; 125/dk, vücut sıcaklığı; 39.4ºC (aksiller),
DSS; 32/dk, SPO2; %94 (oda havasında).
BIRINCIL DEĞERLENDIRME
A:
B:
C:
D:
E:
Obstruksiyon, solunum zorluğu yok
Taşipne yok, AC sesleri doğal
Cildi sıcak, nabızları dolgun, cilt
rengi normal,
Şuuru açık, hafif huzursuz, koopere
Sadece her iki çene altında şişlik
mevcut. Döküntü ve travma yok
SORU
Hastanın genel görünümü aşağıdaki tablolarda
hangisine uymaktadır?
 Stabil
 Solunum sıkıntısı
 Solunum yetmezliği
 Şok
 Kardiyopulmoner yetmezlik/arrest
GENEL GÖRÜNÜMÜ
Stabil
 Ateşli

SORU

Bu bulgularla size başvuran bir hastada fizik
muayenede başka nelere dikkat edersiniz?
EK FIZIK MUAYENE BULGULARI
Deri; Döküntü ve peteşi yok
 Baş-boyun; Bilateral çene açısında 3x2 cm ağrılı,
mobil lenfadenopati ve tonsillerde gri-beyaz
membranlar var. Ense sertliği yok.
 Akciğer; Solunum muayenesi normal
 Karın; Batın rahat, defans ve rebaund yok
 Nörolojik; Tonusu normal, KVR normal,
 Ekstremite; Eklemlerde ısı artışı, hareketle ağrı,
ve hassasiyet yok

OLGU PROGRESYONU
Hasta stabil, ateşi, lenfadenopatisi, kriptik
membranlı tonsiliti mevcut.
 Aşıları yaşına uygun ve sağlık ocağından takipli,
pnömokok ve H. influenza aşısı olmuş.

SORU

Bu bulgularla size gelen hastada hangi tetkikleri
istersiniz?
TANISAL TETKİKLER
Boğaz kültürü
 TKS, ESR ve CRP
 Viral seroloji (EBV, CMV, Adenovirüs)

TARTIŞMA
 Ateşli
olguların çoğu < 3 yaşında.
 Bu yaş grubunda en sık ateş nedeni ise
kısa sürede kendiliğinden iyileşen basit
viral enfeksiyonlardır (%70).
 Daha az bir kısmında ciddi bakteriyel
enfeksiyon (CBE) ve gizli bakteriyemi
(GB) etken.
 Son yıllarda aşılama (H.influenza ve
pnömokok) ile bunlarda azalma oldu.
TARTIŞMA
Ateşli çocuklarda CBE nedenleri arasında en sık
pyelonefrit, pnömoni, menenjit ve sepsis var.
 İlk 6 aydaki ateşli çocukların % 20-25’i İYE. < 2
yaş altında >%3 bir oran var.
 Ateşle birlikte (≥ 39°C, rektal) beyaz küre
sayısının ≥15 bin/mm3 değilse ve solunum
sıkıntısı bulguları eşlik etmiyorsa, daha önceden
sağlıklı olgularda etiyolojide pnömoni olma
olasılığı düşüktür.

OLGU SEYRI
BK: 17 400/mm3 (%76 nötrofil, %18 lenfosit, %6
çomak),
 ESR: 80 mm/saat ve CRP: 19.5 mg/dL (N:0-1).
 Boğaz kültürü N.
 Viral seroloji N.
 Parenteral antibiyotik tedavisi başlandı.
 Ateş tedavinin 4. gününde normale döndü. Lenf
bezleri küçüldü, aftöz lezyonları ve tonsillerdeki
kriptler kayboldu.

ÖYKÜ SORGULAMASI
Son 1 yıl içinde buna benzer yaklaşık 10 atak
öyküsü var.
 Bu ataklar sırasında alınan boğaz kültürleri N,
akut faz reaktanları yüksek, antibiyotik ve ateş
düşürücüye karşın ateşin 5-6 gün sürmesi ve
normale dönmesi mevcut.

ÖYKÜ SORGULAMASI
Yineleyen ateş nedeniyle FMF açısından DNA
analizinde mutasyon yok.
 Kollajen-vasküler hastalıklar açısından bakılan
ANA, anti-ds DNA, anti-nötrofil sitoplazmik
antijen (ANCA) ve RF N.
 İmmün yetmezlik açısından IgA, IgM, IgG, IgD,
C3 ve C4 N.
 Periferik yaymada özellik yok.
 Bir adet BCG skarı var ve PPD: 8 mm.

OLGU SEYRI

İzlem sırasında hastanın yaklaşık 4 haftada bir
5-6 gün süren ateş, ağız mukozasında aftlar,
membranöz tonsillit ve servikal lenfadenopati ile
seyreden atakları gözlendi.
YINELEYEN ATEŞ?

Ateşi açıklayacak bir hastalığın saptanamaması
kaydıyla,

6 ay içinde atak aralarının en az 7 gün
olduğu 3 veya daha fazla kez 38.4ºC’den
yüksek ateş ataklarının olması, yineleyen
ateş olarak tanımlanmaktadır.
YINELEYEN ATEŞ NEDENLERI:
FMF
 Hiper IgD sendromu
 TNF reseptörü ile ilişkili periyodik sendromlar
(TRAPS)
 PFAPA sendromu (Yineleyen ateş, aftöz stomatit,
farenjit, adenit)
 Siklik nötropeni

AİLEVİ AKDENİZ ATEŞİ
Sıklıkla < 5 y (%70)
 Ateş 1-4 gün ve ek olarak serozit
 MEFV geni ve en sık M694V mutasyonu
 Serozal sıvıda C5a inh eks.
 Tedavide profilaktik kolşisin

HIPER IGD
OR geçiş
 Mevolanat kinaz geninde mutasyon
 > 14 gün süren ateş
 Servikal LAP, abdominal ağrı, döküntü, artrit,
nadiren SM, IgD artış, akut fazlarda yükselme
 Steroid nadiren etkili

TRAPS
 OD
 TNF
reseptör gen mutasyonu
 4-6 gün devam eden ateş
 Abdominal ağrı, myalji, döküntü
 Unilateral periorbital ödem, konjonktivit
 Serum solübl tip 1 TNF resptöründe
azalma.
 Etanersept veya steroidler etkin olabilir.
SIKLIK NÖTROPENI
OD
 21 günde bir tekrarlayan nötropeni atağı
 Ateş+oral aft+servikal LAP+gingivit+periodontit
 Elastaz protein bozukluğu
 Tedavide gün aşırı GMCSF

PFAPA








Genetik geçişi yok
Erkeklerde daha sık
21-28 günde bir olan sıklıkla 4 gün içinde kendiliğinden
gerileyen ateş öyküsü
Bazı hastalarda artralji olur
Yineleyen ateş +oral aft (%70)+farenjit (%72)+servikal adenit
(%88)
Sıklıkla 5 yaş öncesinde
4-8 yılda kendiliğinden geriler
Ataklar sırasında steroide (oral prednizon 1-2 mg/kg) çok iyi
yanıt vermesi ayırt edici bir özellik . Ab ve antipiretiklere
yanıt az
OLGU SEYRI
Mevcut bulgularla hasta PFAPA tanısı aldı.
 1 mg/kg/doz prednizon tedavisinden sonra
atakları tamamen kayboldu.

ÇEVREYE VERDIĞIMIZ RAHATSIZLIKTAN
ÖTÜRÜ ÖZÜR DILERIZ,
TEŞEKKÜRLER
Download