T.B.M.M. B : 63 22 . 2 . 2001 O:1 Kıdem tazminatı olgusu bir yana dursun, Türkiye'de, yaşlılıkta refahı sağlayabilmek amacıyla, hayat sigortaları yoluyla bu konuda bazı girişimler yapılmıştır; ancak, bu girişimlerin yalnız sigor­ tacılık mevzuatı çerçevesinde olması, sosyal devlet anlayışı içinde, emeklilikte refahı sağlamaya yönelik bir düzenleme olmamıştır. İşte, dünyada, özellikle gelişen ülkelerde kıdem tazminatı ve Sosyal Sigortalar Kurumunun emeklilik kurumu yerine kaim olan ve ciddî gelirler sağlayan böy­ lesine bir olgu, özellikle gelişmekte olan ülkelerde; Şili'de, 1994 yılında İtalya'da emeklilik soru­ nunu çözmek amacıyla ortaya konulmuş olan modelin, bugün, bizim, burada, bir yasayla kararlaş­ tırılması söz konusudur. İlk kez, Türkiye Büyük Millet Meclisinin çatısı altında, bir konu, dejenere edilmeden ve dejenerasyonun gereği olarak değil, önceden düşünülerek planlı bir şekilde yasaya kavuşturulmak­ tadır. Hepiniz biliyorsunuz; Türkiye'de bankerlik yasası olmadan bankerler türedi, sonradan, bu bankerleri kontrol edebilmek için bankerlik yasası çıkarıldı. Türkiye'de, buna benzer, para akımıy­ la ilgili, kooperatiflerle ilgili bir düzenleme yapmaksızın, konut kooperatifçiliği aldı başını yürüdü, sonradan bu konuda düzenleme yapılmak istendi; ama, bu düzenlemelerle bir sonuca ulaşılmadı. Refah düzeyini tasarruflarla birlikte oluşturma talebi ve istidadı yoğun bir toplumuz; bunu, hepimiz biliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan "Titan" olayı bunlardan bir tanesidir. Hatta, buna benzer, daha Titan'la ilgili kişilerin yargılanmaları tamamlanmadan, benzer zincirlemelerle para toplama ol­ guları oluşmaktadır. İşte, bu yasa tasarısıyla birlikte, böylesine macera olarak oluşabilecek ve toplumun aldatıl­ masına imkân verecek bir durumu önlemek amacıyla bir yasal düzenleme yapılmıştır. Yapılan yasal düzenlemeyle ilgili olarak, biraz evvel, Sayın Konukoğlu'nun ortaya koyduğu bütün koşullar ve getirdiği hükümler doğrudur; hepsi yasa tasarısının içinde yer almıştır; hatta, kendilerinin, bu şir­ keti kuracak olan kişilerin banka hortumcusu olmaması dileği, olmamak üzere de bu kanun tasarısında düzenlenmiş bulunmaktadır. Şimdi, burada, bu yasa tasarısıyla ilgili olarak yapılacak düzenleme yaşlılıkta refah amacına yönelik olduğuna göre, bu yaşlılıktaki refahın, bir kişi tarafından yatırım yapılıp, belirli emeklilik koşullarına rağmen, bu kuruma, bu müesseseye gelebilmesi için, muhakkak, vergi muafiyetinin tanınması gerekmektedir. Vergi muafıyetiyle ilgili olarak, doktrinde ve özellikle, şu anda, Türkiye Cumhuriyeti maliye teşkilatında önemli tartışmalar yapılmaktadır ve bu konunun düşük tutulma eğilimi yüksektir; ama, biraz evvel Sayın Konukoğlu'nun dile getirdiği gibi, aslında, buradaki muafiyetlerin, ekonomide sağlanacak fonlarla ve ekonomik faaliyet dolayısıyla, başka bir yöntem­ le; yani, ekonominin işleyişi yöntemiyle, belki de artan bir değerle geri gelmesi mümkündür. Bu emeklilik işleminin oluşturulmasında, yalnız, sigorta emeklilik paylarının yatırılacağı şir­ ketlerin kuruluşu önem arz etmemektedir. Bu kuruluşların topladıkları bu fonları, bu paraları değer­ lendirebilecekleri fonların da oluşumu büyük bir önem arz etmektedir. İşte, bireysel emeklilikte, emeklilik fonuna muhatap olan kurum ile bu kurumun bünyesinde oluşturulacak fonları yönetecek şirketler ayırımı getirilmiştir. Eğer, bireysel emeklilikle ilgili bir şirket faaliyete geçmek isterse, top­ ladığı fonları kendisinin işletmesi, kendi lehinde kullanması mümkün değildir. Bunu nasıl yapacak; ayrıca, portföy yönetimi şirketleri aracılığıyla devreye sokacaktır. Portföy yönetimi şirketleri ise, öteden beri faaliyette bulunan ve Sermaye Piyasası Kurulunun denetimi altında ve Sermaye Piyasası Kanununa göre faaliyette bulunan kurumlardır. Böylece, bireyin, tek başına fonlarının yönetiminde kendisine muhatap bir şirket faaliyette bulunurken, diğer taraftan da, bunların yönetiminden sorumlu olan şirket ayrı bir şirket olduğu için, çapraz denetim yoluyla bu fonların iş­ letilmesi ve daha verimli olması sağlanabilecektir. -26-