BAŞBAKANLIK DAHİL 7 KAMU KURUMUNDA “1.000’den Fazla” İŞÇİ, ÜCRETLERİNİ ALAMIYOR AKP Hükümeti döneminde yaygınlaştırılan taşeron çalıştırma kamu kurumlarında ısrarla uygulanmaya devam ediliyor. Kamuda asgari yasal hükümler bile hiçe sayılarak çalıştırılan taşeron işçilere; taşeron şirketler ve patron bürokratlarca “keyfi işten atma”, “görev tanımı dışında çalıştırılma”, “uzun çalıştırılma”, “angarya işlerde çalıştırılma” “örgütsüzleştirme, sendikasızlaştırma” ve de “yıllık izin, kıdem tazminatı gibi en temel hakları bile tırpanlandığı” kölelik sistemi olarak dayatılmaktadır. Taşeron düzen her geçen gün can almaya devam ederken, geride kalanların da canlarını tüm şiddetiyle yakmaya devam etmektedir. Şimdi de Başbakanlık dahil kamu kurumlarında çalışan “1.000’den fazla” işçi ücretlerini bir aydır alamamaktadır. KURUMLAR FARKLI İHALEYİ ALAN AYNI 2004 yılından bu yana temizlik, halkla ilişkiler ve peyzaj işlerinde 31 ayrı kamu kurumundan, bu kurumların bir kısmından her yıl üst üste olmak üzere, ihaleyi CERIT Endüstriyel Hizmetleri A.Ş. almıştır. (kaynak-http://www.cerit.com.tr/index.php?s=icerikoku&id=3)Başbakanlık, Devlet Planlama Teşkilatı, BOTAŞ, ÇSGB, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, TPAO,YSK, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Milli Piyango İdaresi, TÜİK,TÜBİTAK, Rekabet Kurumu, Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu, Enerji Piyasası Denetleme Kurumu ve de Zonguldak’da bulunan kamu hastaneleri ile birçok ilde özellikle üniversiteler, belediyeler, il sağlık müdürlükleri… 2015 yılında da Başbakanlık dahil 7 ayrı kamu kurumunda temizlik işleri ihalesi alan CERIT Endüstriyel Hizmetleri A.Ş. bunca ihaleye, bunca kıyağa rağmen iflas ettiğini açıkladı ve erteleme kararı alınmıştır. Mahkeme kararı ile şirketin idare ve temsili etmesi kayyıma devredilmiştir. 1000 işçi Temmuz ayı maaşlarını alamamıştır. Kurumlar hakedişleri Kayyım hesabına yatırmış ancak her nasılsa 27 Ağustos Temmuz maaşlarının keyfi bir şekilde 200’er 300’er TL olarak şirket hesabından işçilerin hesabına yatırılmıştır. CERIT Endüstriyel Hizmetleri A.Ş. 2015 yılında temizlik işleri ihalesi aldığı kurumlar: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. Başbakanlık, TOKİ, Türkiye Kömür İşletmeleri, Devlet Malzeme Ofisi, İŞKUR, Milli Piyango İdaresi, Zonguldak’taki Bazı Kamu Hastaneleri, (Yaklaşık 400 taşeron işçi sadece bu kapsamda çalıştırılmaktadır) Buradan sözkonusu kamu kurumlarına sesleniyor, sorumluluklarını hatırlatıyoruz. İşçi ücretlerinin ödenmesinde üst işveren olarak sorumluluk altındadırlar. Şirketin hakedeşinden, işçi ücretlerini keserek, işçilerin hesabına ödemeleri gerekmektedir. Diğer yandan da şirket ile ilgili, yasalar(torba yasa) sözleşme hükümlerini yerine getirmelidir. Bu kurumlardan İŞKUR’un işçi şikâyetlerinin yapıldığı kurum olması da ayrı bir ironidir. Şimdi asgari ücretle çalıştırılan 1000 işçi ücretlerini alamadıkları için mağdur edilmiş durumdadır. Bu mağduriyet sebebiyle işe gelip gidecek yol paraları dahi kalmayan bu işçiler zaten mutlak yoksulluk sınırında yaşamını idame etmektedirler. HİLELİ İFLAS ŞÜPHESİ CERIT Endüstriyel Hizmetleri A.Ş. 27 Temmuz’da Ankara 6. Asliye Mahkemesinde açtığı dava 4 gün içinde bilirkişi raporu ile birlikte sonuçlandırılmış ve firma biri akademisyen diğeri mali müşavir olan iki kayyımın yönetimine devredilmiştir. Kayyımlardan birinin ülke sınırları içerisinde olmadığı, diğerinin ise tek başına yalnızca giriş çıkış hesaplarını kontrol ettiği ifade edilmektedir. Temel koruyucu mevzuat hükümlerine rağmen bu iflas erteleme kararının işçilerin ücretlerinin ödenmemesi ile sonuçlanacağından endişe duyan işçiler Kayyımın öncelikle kendi ücretlerini eksiksiz ödemesi gerektiğini ifade etmektedirler. 1000’den fazla işçinin ücretinin gasp edilmesi ile firmanın diğer borçlarının ödenmesi riski dolayısıyla işçiler kamuoyu ve sendikalardan destek beklemektedir. FİRMA KAMU ALACAKLARINI ÖDEYECEK Mİ? Binlerce kişiyi bünyesinde taşeron işçi olarak çalıştıran firmanın vergi ve SGK borçlarına ilişkin nasıl bir ödeme planı sunacağı da net olmayan durumlardan biri. Taşeron işçilerin ücretlerini vermeyen firma ve kayyımın SGK ve vergi ödemelerini de yapmadığı ifade edilmektedir. 2001 yılında kurulan bu firma 13 yıldır kamu kurumlarından birçok ihale alarak ve yukarıda belirtilen kurumlara taşeron olarak hizmet vermektedir. Firmanın bu kadar ihaleyi alması ve bir anda iflasını istemesi şüphe toplamaktadır. YANDAŞ SENDİKA SESSİZ Güvencesiz çalıştırma nedeniyle taşeron büro işçileri, istedikleri sendikalara özgürce üye olamamakta, çoğunlukla rızaları dışında veya seçeneksiz bırakılmak koşulu ile gerek Kurum idarecileri gerekse taşeron şirket tarafından yandaş sendikalara üye yaptırılmaktadırlar. Aynı biçimde saydığımız kurumlarda çalışan taşeron işçiler, ağırlıkla yandaş HAK-İŞ’e bağlı Hizmetİş sendikasına üye kaydedilmiştir. Bir yandan emekçileri insanlık dışı koşullarda çalışmaya mahkum eden AKP, diğer taraftan onların olası hak mücadelelerini daha doğmadan yandaş sendikaları eliyle boğmaya çalışmaktadır. AKP hükümetinin Kamu İhale Kanununda yapılan değişiklikle gündeme getirdiği “Toplu Sözleşme Fiyat Farkı” uygulaması sonrasında kurum ve şirket yetkililerince zorla HAK-İŞ’e üye yapılan işçiler, sendikaları tarafından sahipsiz bırakılmıştır. Yaklaşık iki aydır ücret ile ilgili sorun yaşanmasına rağmen yandaş Hizmet-İş’ten halen bir adım atılmış değildir. Maaşlarını alamayan işçiler geçim derdiyle itirazlarını yükseltirken üyesi olduğu sendikalarının tek çabası istifa ettikleri taktirde işten atılacakları tehdidini yaymak olmaktadır. Soruyoruz. 4857 Sayılı İş Yasası üst işveren olan kamu kurumlarını işçi ücretleriyle ilgili alt işverenle birlikte sorumlu tutulmasına, şirketin sorunlu olduğu bilinmesine rağmen ücretler neden işçilerin hesaplarına değil de şirket hesabına aktarılmıştır? Şirketin kayyıma devredildiği bilinmesine rağmen bu kamu kurumları neden işçi ücretlerini güvence altına almamakta ısrar etmektedir? Şirketin durumu bilinmesine rağmen neden hizmet alımı ihalesinin iptali yoluna gidilmemektedir? Bu kamu kurumu idarecileriyle şirket arasında yandaşlık ilişkisi mi vardır? Zaten açlık sınırının altında sefalet ücretiyle çalıştırılan taşeron işçilerin geçim derdini hiçe sayarak işçilerin değil şirketin korunması yoluna giden kamu kurumları derhal bu tutumlarından vazgeçmelidir. İşçilerin geçmişe yönelik alacakları bir an önce ödenmeli, bundan sonraki maaşların zamanında ve tam ödenmesi konusunda tedbir alınmalıdır. İşçilere yönelik baskılara son verilmeli özgürce sendika seçme hakkı güvence altına alınmalıdır. Gerekli adımlar atılmadığı taktirde her türlü yasal hukuki ve meşru girişimlerde bulunacağımız bilinmelidir. Büro Emekçileri Sendikası olarak bugüne kadar sadece üyelerimizin değil örgütlü olduğumuz işyerlerindeki tüm emekçilerin onurlu sesi olmayı amaç edindik. Bugün birçoğu işkolumuzda bulunan kamu kurumlarındaki taşeron işçi arkadaşlarımızın yaşadığı sorunlar için bir kez daha itirazımızı yükseltiyoruz. Kuşkusuz kamuda yıllardır yaygınlaştırılmaya çalışılan taşeron sistemi yaşanan sorunların temelinde yatmaktadır. Modern kölelik olarak adlandırdığımız taşeron sisteminin kaldırılması ve taşeron işçilerin güvenceli çalıştırılması talebimiz öncelikli taleplerimizden biridir. Tüm taşeron büro işçilerini yandaş sendikalardan istifa etmeye ve güvenceli iş insanca yaşam mücadelemize katılmaya davet ediyoruz. İnanmaktayız ki farklı statülere bölünerek birbirleriyle rekabete zorlanan emekçilerin insanca yaşam özlemi ancak ortak örgütlenme ve mücadele anlayışıyla gerçekleşecektir. TAŞERON ÇALIŞTIRMA KÖLELİKTİR, YASAKLANSIN! MERKEZ YÖNETİM KURULU