Dünya Bülteni

advertisement
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İçindekiler
TÜRKİYE GÜNDEMİ .................................................................................................................................. 3
Ramazan Akyürek gözaltına alındı ....................................................................................................... 3
Koray Şerbetçi: Süleyman Şah'ta Türkiye inisiyatifi İngilizlerin elinden aldı ....................................... 3
Bakan Müezzinoğlu'ndan Cem Yılmaz'a yanıt ..................................................................................... 5
Soma iddianamesi tamam ................................................................................................................... 6
AK Parti'de sürpriz! 9 milletvekili aday olmadı .................................................................................... 6
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ne erkeği ya!.. Erkek adam etek giyer mi? ................................................ 6
İngiltere Başbakanı'ndan Arınç'a yanıt ................................................................................................ 7
AFRİKA GÜNDEMİ .................................................................................................................................... 8
Güney Sudan'da tek taraflı ateşkes ..................................................................................................... 8
ABD, Afrika ordularını eğitiyor............................................................................................................. 9
Sudan'da muhalif liderler özür dilerse serbest kalacak ..................................................................... 10
Bilgiç: Libya'nın kararı Türkiye için bir değer taşımıyor ..................................................................... 11
AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ .......................................................................................................... 11
ABD'de IŞİD'e Katılmak İsteyen 3 Kişi Tutuklandı .............................................................................. 11
TBMM Başkanı Çiçek, Kanada’da Ermeni Diasporasına Sert Çıktı ..................................................... 12
ABD'ye Cevap Verdi: Her Yola Başvururum! ..................................................................................... 12
İngiltere’de Beyin Göçü ..................................................................................................................... 13
İş güvenliği olmadan çalışma artışta.................................................................................................. 13
THY Avam Kamarasına bilgi verecek.................................................................................................. 13
Charlie Hebdo yeni çizer bulmakta zorlanıyor .................................................................................. 14
İngiltere'de yaşayan Müslümanlar ne düşünüyor? ........................................................................... 14
ASYA - PASİFİK GÜNDEMİ ...................................................................................................................... 15
Kırım Tatarları anavatanlarında korku ile yaşıyor.............................................................................. 15
Azerbaycan, Hocalı'da katledilenleri anıyor ...................................................................................... 16
Taliban: Hedef Amerikalılardı, Türk askeri değil................................................................................ 17
Filipinler'de Ebu Seyyaf'a operasyon: 7 ölü ....................................................................................... 18
Kazakistan'da 'radikallik'le mücadele kararı ...................................................................................... 18
G. Kıbrıs ile Rusya arasında askeri ve enerji anlaşmaları ................................................................... 19
Türkiye ile G. Kore arasında yeni anlaşmalar .................................................................................... 20
Gürcistan'da aranan Saakaşvili, Washington'da Ukrayna için 'silah lobisi' yapıyor .......................... 21
Duşanbe ile Taşkent arasında uçak seferleri yeniden mi başlıyor? ................................................... 22
1
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
El Kaide, Rusya'ya saldırı planlamış ................................................................................................... 23
Anastasiadis: Rusya, Kıbrıs sorununun çözümünde rol oynayabilir .................................................. 23
Putin'den soykırım benzetmesi ......................................................................................................... 24
Kıbrıs limanlarını Rus donanmasına açıyor........................................................................................ 24
Xinjiang'da su projelerine 1,35 milyar dolar harcanacak .................................................................. 25
Yang Jiechi, Obama'nın danışmanı Rice ile görüştü .......................................................................... 25
Rusya’da Kürt konferansı................................................................................................................... 26
Nazarbayev, Hollande ile Rusya’ya uygulanan yaptırımları konuştu ................................................ 27
AVRUPA GÜNDEMİ ................................................................................................................................ 27
Hollandalı Türkler mitinge hazırlandı ................................................................................................ 27
Adaylık heyecanı Avrupa’yı sardı ....................................................................................................... 28
Barınacak yer sağladım ...................................................................................................................... 28
Yunanistan’dan Berlin’e mülteci tuzağı ............................................................................................. 29
‘Çok içiyordu’ ..................................................................................................................................... 29
Fransa'da 3 gazeteciye gözaltı ........................................................................................................... 30
Ayrımcılık yapan Adecco’ya ceza ....................................................................................................... 31
İslam, Avusturya’ya aitse bu yasa niye!............................................................................................. 31
Merkel: "Rusya'yı dışlayamayız" ........................................................................................................ 32
Kızları ile terör örgütüne katılan Alman anne mahkeme önünde ..................................................... 33
İsveç Başbakanı Berlin'i ziyaret ediyor .............................................................................................. 34
NSU davasında yeni gelişme .............................................................................................................. 34
İngiliz polisi Türkiye'nin iddialarını reddetti ...................................................................................... 35
Türkiye Güzeli Hapse Girme Tehlikesiyle Karşı Karşıya - Der Spiegel - Hasnain Kazim ..................... 35
ORTADOĞU GÜNDEMİ .......................................................................................................................... 37
Suudi veliaht prens İngiltere'de......................................................................................................... 37
Kabil'de Türk elçiliği korumalarına saldırı .......................................................................................... 37
Mursi'nin karar duruşması 16 Mayıs'ta yapılacak ............................................................................. 38
İki kral ilk kez bir araya geldi.............................................................................................................. 39
İsrail, katliam yapılan İbrahim Camii'ni havra yapmıştı ..................................................................... 40
IŞİD, Musul'da savunma savaşına hazırlanıyor .................................................................................. 41
Esad'dan Asya Parlamentosu fikrine destek...................................................................................... 44
BAE’den Ukrayna’ya silah sevkiyatında anlaşma .............................................................................. 44
Ruhani: Yeni yaptırımları kabul etmeyeceğiz .................................................................................... 45
Rojava’da tek ve ortak yönetime doğru... ......................................................................................... 46
2
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
TÜRKİYE GÜNDEMİ
Ramazan Akyürek gözaltına alındı
YENİ ŞAFAK
Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek, Hrant Dink soruşturmasını yürüten savcı
Gökalp Kökçü'nün talimatı üzerine Ankara'da gözaltına alındı. Ramazan Akyürek, Dink cinayeti
işlendiği sırada Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunuyordu.Ramazan Akyürek, Agos Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in, Şişli'de 19 Ocak 2007'de uğradığı silahlı saldırıya ilişkin
yürütülen soruşturma kapsamında son olarak Ekim 2014'te İstanbul Adalet Sarayı'nda soruşturmayı
yürüten Cumhuriyet Savcısı Yusuf Hakkı Doğan'a "şüpheli" sıfatıyla ifade vermişti.
Koray Şerbetçi: Süleyman Şah'ta Türkiye inisiyatifi İngilizlerin elinden aldı
STAR
24 TV'de Ersoy Dede'nin sunduğu Bıçak Sırtıprogramında, tarihçi-yazar Koray Şerbetçi ve Milat
Gazetesi yazarı Faruk Aksoy Şah Fırat operasyonunu, askeri stratejiler ve tarihsel perspektif açısından
farklı yönleriyle değerlendirdi. Şah Fırat operasyonuna ilişkin sosyal medyada herkesin ağzına geleni
söylemesinin sonuca ulaşmak açısından yanlış olduğunu belirten Koray Şerbetçi, konuya askeri
stratejiler ve tarihsel bağlamda yorum getirilmesinin daha faydalı olacağını savundu. Şerbetçi,
Ortadoğu'da DEAŞ'ın bir maşa olduğunu artık herkesin bildiğini vurgulayarak, "İngiliz aklı"na ve
"stratejisi"ne işaret etti. İngiliz İmparatorluğu'nun ana stratejisinin "düşmanı uzun vadede yıpratmak,
düşmanını parçalayarak güçsüz kılmak ve hiç beklemediği yerden vurarak onu savaşa
çekmek"olduğunun altını çizen Koray Şerbetçi, Türkiye'nin aslında Şah Fırat operasyonunu yaparak
inisiyatifi İngilizlerin elinden aldığını belirtti. Sıkıntı bence, bu meselelerin sosyal medyada, bilen
bilmeyen herkes tarafından vıcık vıcık hale getirilmesinden kaynaklanıyor. Ortada diplomatlar var,
yürütme organı (hükümet) var, bir de askerler var. Bu operasyon bunlarla yapıldı. Heredot bize Babil'i
anlatırken "Babil'de hekimler yoktur" diyor. Mesela benim karnım ağrıdı, gidiyorum Babil'in
meydanına, oturuyorum orada. Belli bir yer var hastalar oraya oturuyor. Gelen geçen bana "ne oldu"
diyor. Ben de "karnım ağrıyor" diyorum. Oradaki adam diyor ki, "benim kardeşimin de ağrımıştı, şu
otu kullanmıştı, onu kullan". Öbürü geliyor, "benim bacanağım bu otu kullanmıştı, bunu kullan"
diyor. Ben bir yazımda buna "demokratik tıp" demiştim. Demokratik tıp olur mu? Olmaz. Bazı konular
herkesin söylediğine göre olmaz. Bazı konuların uzmanları vardır. Mesela, tıpta demokrasi olmaz.
Hekimin otoritesi vardır. Kendini hekime bırakırsın, dediğini yaparsın, yapma dediğini de
3
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
yapmazsın. Bu olay da buna dönüştü. Herkesin bir fikri var: "Bizimdi, çekildik, kaybettik, kazandık,
zafer, hezimet, almalıydık..." Bu bu kadar da vıcık vıcık olacak, Babil'deki tıp gibi değil. Bu konunun
uzmanları var. Askerler var, diplomatlar var, hükümet var ve bu olayın bir sürü boyutu var. Askeri
boyutu var, dışişleri boyutu var, tarihi boyutu var, uluslararası hukuk boyutu var... 4-5 boyutta
konuşulması gerekirken, "zafer mi hezimet mi" deniyor. Tek boyuta indirmesi sıkıntı yaratıyor. Bu
teknik bir mesele. Amerikalı generaller halen Çinli general Sun Tzu'nın kitabını okutuyorlar. Milattan
önce yaşamış. Askerlik felsefesinin kurucusudur Sun Tzu. Onun Tao Paradoksu diye bir savaş taktiği
var. Diyor ki, "kendini tanı, düşmanını tanı, asla yenilmezsin". Tao Paradoksu da şudur: Düşmanın seni
hazır zannediyorken, geri çekil. Düşmanın seni zayıf zannediyorken hücum et. Asla düşmanına fırsat
verme. Karakozak'taki Süleyman Şah Türbesi, savunma anlamında stratejik bir yer ama çok elverişli
bir yer değil. Etrafını kuşatsa DEAŞ, 40 askerle ne kadar direneceksiniz?Savaş siyasetin bir uzantısıdır.
Siyasette ne yapmak istiyorsunuz? Savaşa girmek istiyor musunuz? İstemiyorsunuz. O halde, bunun
uzantısı olarak savaşa girmemek için tedbir alacaksınız. Süleyman Şah askeri açıdan Türkiye'nin zayıf
karnı mıydı? Evet. Oraya bir saldırı yapılsaydı Allah korusun. DEAŞ askerlerimizi esir alsaydı,
katletseydi, buna karşılık vermeyecek miydik, verecektik. İşte Türkiye burada Sun Tzu'nun Tao
Paradoksu'nu gerçekleştirdi. Askeri açıdan zayıf karnını kapattı. Çünkü bunun politik devamı
gelecekti. Şimdi ilginç bir şey söyleyeyim. İnsanların sosyal psikolojisini anlamadan siyasi olayları
anlamak mümkün değil. İngilizlerin 19. yüzyılda zirveye varmış, 20 yüzyılda 2. Dünya Savaşı'na kadar
devam etmiş o İngiliz İmparatorluğu'nun stratejisine baktığımız zaman şöyle bir şey var: Düşmanını
uzun vadede yıpratmak. İngilizler doğrudan ani saldırı yapmazlar. Düşmanını uzun vadede yıpratırlar.
Düşmanının gücünü dağıtırlar. Üçüncüsü olarak da, düşmanını hiç beklemediği yerden vurarak savaşa
dahil ederler. Bugünkü durum buna uyuyor mu uymuyor mu? DAEŞ'in maşa olduğunu, arkasında
kimlerin olduğunu biliyoruz. İngilizler Şah Fırat'a kadar inisiyatifi elde tutmuştur. Askerlik stratejisinin
kanunudur. İnisiyatifi elde tutan kazanır. Şimdi ise Türkiye zayıf karnını kapatarak inisiyatifi
tuttu. Gazeteci-yazar Faruk Aksoy ise, Türkiye'deki siyasi kutupların sinir uçlarını irdeleyerek, konunun
sosyolojik ve siyasal boyutunu, Başbakan Davutoğlu'nun Stratejik Derinlik kitabındaki bir bölümle
analiz etti. Stratejik Derinlik'te yer alan Bosna'yla ilgili Fuat Abdiç ve Aliya İzzetbegoviç rekabetinde
Türkiye'nin tutumunun ve Bosna'daki müslüman katliamına karşı olan yetersizliğinin anlatıldığı
bölüme atıfta bulunan Aksoy, "Sen Aliya İzzetbegoviç'i göremeyecek kadar dünyaya kör, kendi
hinderlandına yabancıysan bu işleri yapma. Senin ne Süleyman Şah'la işin olur, ne Bosna'yla işin olur,
ne Medine'nin yanındaki istasyonla işin olur, ne Kabe'nin birinci katındaki Osmanlı'nın yaptığı inşaatla
işin olur, ne de ta Arakan'daki müslümanlarla işin olur. İşin olmaz kardeşim" şeklinde
konuştu. ‘Havanda su döverek, yalandan delikanlılık yaparak bu işler olmuyor. Türkiye'de şunu herkes
bilmeli. "Vatan kavramı sağ ideoloji üzerine oturur. Yani sağcıların hep bir vatan derdi vardır.
Solcularınsa bir rejim derdi vardır. Dikkat edin, Türkiye'de sağcılar solcuları eleştirirken hep şöyle
4
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
der: Bu solcular var ya, bunlar vatanı bölecekler. Solcular da sağcıları eleştirirken "bunlar devleti ele
geçirecek" diye eleştirirler. Yani Türkiye'de devlet hep o sol kafanın elindedir, vatanı korumaksa hep
sağcıların görevidir. Bu tarihi bir hakikattir. Bana, sağdan gelmiş bir adam olarak, "sen orayı bıraktın
kaçtın" dersen bu sefer ben çok bağırırım. Ben orayı bırakıp kaçmam. Orayı bırakıp kaçmayacağımı
600 yıldır ispat etmişim. Hatta üstüne üstüne gitmişim gerektiğinde. Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun
Stratejik Derinlik çalışmasında satır satır bir Bosna hikayesi anlatır. Anlatayım: 95'li yıllar... Bosna iç
savaşı sürüyor. Bir de içeride liderlik tartışması var. Bosna halkının lideri kim olacak? Fuat Abdiç ve
Aliye İzzetbegoviç(Bilge Kral). Türk dışişleri Fuat Abdiç'i destekliyor. Tabi, Aliye İzzetbegoviç üstün
geliyor orada. Bosna halkının lideri oluyor. Ahmet Davutoğlu Stratejik Derinlik kitabında bunu
anlatırken şunu söylüyor: Türk Hava Kuvvetleri'nin uçakları öyle bir dizayn edilmiş ki, sadece Bosna
kadar bir mesafeye gidebiliyor. Geri dönemiyor. Havada ikmal teknolojisi zaten yok. Bosna'ya bir
müdahale etme fikri hasıl olsa, uçaklarımız havada kalıyor. Geri gelemiyoruz, ikmal yapamıyoruz.
Dolayısıyla oraya askeri olarak müdahale etme şansımız zaten sıfır. Elimiz kolumuz bağlanmış. İçeriye
kapatılmış durumdayız. 300-400 sene Balkanlarda kalmadık mı? Viyana'ya kadar bu bölgeyi kontrol
etmedin mi, ettin. Sen bu kadar büyük bir devletin mirasçısı olarak, müslüman Boşnakların yaşadığı
bir coğrafyanın sosyolojisini bile bilmiyorsun. İç savaş var, Sırplar ve Hırvatlar Boşnakları katlediyor,
hatta soykırım uyguluyor. Sen koskoca Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı olan bir devlet olarak,
yanıbaşındaki ülkedeki stratejiyi belirleyemiyorsun. Ve yanlış karar veriyorsun. İçerideki bir
tartışmada Abdiç'i destekliyorsun. Sen Aliya İzzetbegoviç'i göremeyecek kadar dünyaya kör, kendi
hinderlandına yabancıysan bu işleri yapma. Senin ne Süleyman Şah'la işin olur, ne Bosna'yla işin olur,
ne Medine'nin yanındaki istasyonla işin olur, ne Kabe'nin birinci katındaki Osmanlı'nın yaptığı inşaatla
işin olur, ne de ta Arakan'daki müslümanlarla işin olur. İşin olmaz kardeşim.
Bakan Müezzinoğlu'ndan Cem Yılmaz'a yanıt
STAR
LÖSEV'in Ankara'da yaptırdığı hastaneye ruhsat vermediği gerekçesiyle eleştiri oklarının yöneltildiği
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Doktorlarını yurt dışından getirirlerse problem çözülür” dedi.
Destek vermek için LÖSEV'i ziyaret eden ünlü komedyen Cem Yılmaz'ın “İyi ki ben Sağlık Bakanı
değilim, yoksa buraya madalya dağıtmaktan bayağı masrafa girecektik” şeklindeki sözlerine ise
Müezzinoğlu, şöyle cevap verdi: “Bir sanatçı ile polemiğe girmek istemiyorum. Bir sanatçının
güzelliğe hayran kalması normal. Ama ben sadece güzelliğe bakmam, planlama ve adaleti de hesaba
katarak çalışmam gerekir. Cumhurbaşkanını bu işe alet etmesinler. Biz bakanlık olarak planlama
yapıyoruz. Bu plana özel sektör, dernek ve vakıfların da uyması gerekiyor. LÖSEV de bunlardan biridir.
5
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Benim sadece Ankara'daki değil, Van, Bitlis'teki diğer lösemili çocukları düşünmem lazım. Oralardaki
hematologları bünyelerine alırlarsa diğer yerlerdeki çocuklar ne olacak?..”
Soma iddianamesi tamam
TÜRKİYE
Manisa'nın Soma İlçesi'nde 301 kişinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili daha önce hazırlanan
ancak eksiklikler olduğu gerekçesiyle iade edilen iddianame tamamlanarak yeniden Akhisar Ağır Ceza
Mahkemesi'ne gönderildi. Ölen madencilerin yakınlarından çoğunun avukatı olan Manisa Barosu eski
Başkanı Zeynel Balkız iddianamede, 8'i tutuklu olan 45 sanık sayısının değişmediğini söyledi.
İddianamede sanıklara isnat edilen suçlama ve istenen cezalarda bazı değişiklikler olduğunu, ek
ifadelerle iddianamenin sayfa sayısının da arttığını belirtti.
AK Parti'de sürpriz! 9 milletvekili aday olmadı
TÜRKİYE
3 dönem kuralına takılmamalarına rağmen mevcut milletvekillerinden Kerim Yıldız, Ömer Dinçer,
Gürsoy Erol, Nursuna Memecan, Yıldırım Ramazanoğlu ve Azize Sibel Gönül milletvekilliği adaylığı
başvurusu yapmadı. Haklarında Meclis'te Soruşturma Komisyonu kurulan eski bakanlar Muammer
Güler, Erdoğan Bayraktar ve Zafer Çağlayan da aday olmayınca bu rakam 9'a çıktı. Bu vekillerden Ağrı
Milletvekili Yıldız, “Milletvekilliği meslek değil görevdir. Ben 2011'de aday olurken de bir sonraki
dönemde aday olmamayı düşünüyordum” dedi. AK Parti Kadın Kolları Başkanı Azize Sibel Gönül ise,
“Sayın Başbakanın ısrarına rağmen başvuru yapmadım. Genel Merkezde kadın kolları başkanlığı
olarak daha aktif çalışmak için başvuru yapmadım” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Ne erkeği ya!.. Erkek adam etek giyer mi?
TÜRKİYE
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, paralel yapının Pensilvanya'dan başka sığınacak yerinin
kalmadığını belirterek, “Buyurun, şu anda Pensilvanya'nın ikinci yakalama emri çıktı” dedi. Türkiye
Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfının (TÜRGEV) ATO Congresium'daki toplu yurt açılış töreninde
konuşan Erdoğan, kısaca şunları kaydetti: Doğu'da etek giyip kamufle olan örgüt yandaşları niye
maske takıyorsun? Eğer sen terörist değilsen yüzün açık dolaş, niye maskeyle dolaşıyorsun? Erkeğim
6
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
diyor. Ne erkeği? Erkek pantolonla dolaşıyor, sen niye etekle dolaşıyorsun? Bunlarla dolaşıyorlar ve
bunlarla güya kendilerini gizliyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Dürüst olun, dürüst. Terörist ama her
yola başvuruyor. Bununla ilgili bu kanun, er veya geç çıkacak. TBMM'nin çatısı altında Sayın
Başkanvekili'nin önündeki çan kırılıyorsa, kürsüde konuşmacı, bakıyorsunuz bayan milletvekilleri gelip
onları taciz ediyorsa, bir başkası geliyor orada mikrofonu kırıyor, koparıyorsa, bir başkası veya
başkaları oturup suratlarını maskeyle örtüyorsa terörün temsili artık Parlamento'ya girmiş
demektir.'Düşmanımın düşmanı dostumdur' gibi basit bir mantıkla yanında yer aldıkları yapı eğer
darbe teşebbüsünde başarılı olabilseydi hepsini esir alacaktı. Sen kendi ayağınla gidersen o da seni
hep kullanır hem de şantajını yapar. Günlerdir gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor, görüyorsunuz
yaşanan rezilliği. Biri diğerine montajlı, dublajlı kasetler veriyor öteki ona biadını bildiriyor. Bu nasıl
çarpık bir ilişkidir? Ama her iki tarafa da yakışır. Çünkü cibiliyetlerinin gereği bu. Varsın onlar
kendilerine icazetli şakirtler yetiştirsinler. Varsın onlar inadına dekolte, inadına mini etek diye feveran
etsinler. Biz, TÜRGEV'le diğer vakıflarımızla, birlikte inancına bağlı, kültüre bağlı nesiller yetiştiren,
düşünen,
tartışan,
üreten
gençler
yetiştirmek
için
çalışmaya
devam
edeceğiz.
Milletin feraset duvarına çarpıp milletin tokadını yiyip yerlerine oturdular. Bu milletin gönlünden
sildiği hiç kimse hiçbir bir kurum bir daha iflah olmaz, bir daha ayağa kalkamaz. Onların ise
Pensilvanya'dan başka sığınacak yerleri, kendilerini kabul edecek kapıları kalmadı. Buyurun, şu anda
Pensilvanya'nın ikinci yakalama emri çıktı.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da
yönetiminde yer aldığı TÜRGEV'in İstanbul, Ankara, İzmir, Konya, Bursa ve Antalya'daki yeni
yurtlarının açılışı gerçekleştirildi. İstanbul'daki yeni yurt binasının açılışını ise Bilal Erdoğan yaptı.
İngiltere Başbakanı'ndan Arınç'a yanıt
TÜRKİYE
Kamarası'nda yapılan haftalık "Başbakan'a Sorular" oturumunda, Türkiye üzerinden Suriye'ye
geçtikleri tahmin edilen üç genç kızla ilgili soruyu yanıtladı. Cameron, "Türk Başbakan Yardımcısının
üç gün geç bildirimde bulunulduğuyla ilgili söyledikleri doğru değildir." dedi.İngiltere İçişleri Bakanı ve
Ulaştırma Bakanı'ndan genç kişilerin seyahatlerine ilişkin kuralları acilen gözden geçirmelerini
istediğini ifade eden Cameron, şöyle konuştu:"Polisin, Türk yetkilileri bilgilendirme konusunda
oldukça hızlı davrandığı kanaatindeyim. Türk Başbakan Yardımcısının üç gün geç bildirimde
bulunulduğuyla ilgili söyledikleri doğru değildir. Ama her zaman çıkarılacak dersler vardır. Sadece
sınırlarımızda ya da havayollarında kontrolleri sıkılaştırmak değil, okulların, ebeveynlerin, ailelerin,
toplumların, üniversitelerin üzerine düşen sorumluluklar var. Hepimizin genç insanların zihinlerini
zehirleyen radikalleşmeyle mücadele etme konusunda sorumluluğu var."Başbakan Yardımcısı Arınç,
7
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Bakanlar Kurulu toplantısının ardından önceki gün yaptığı açıklamada, "İngiltere gibi Scotland
Yard'ıyla meşhur bir ülkede yakın takibe alınmamış, haklarında daha önce iddialar bulunmuş üç tane
kızın ellerini kollarını sallayarak İstanbul'a gelmeleri, geldikten üç gün sonra da uyanıp bize ondan
sonra haber vermeleri İngiltere adına bence kınanacak, ayıplanacak bir davranıştır" demişti.
İngiliz polisi ise dün yaptığı açıklamada, "Kızların Türkiye'ye seyahat ettiklerini öğrendikten sonra,
polis 18 Şubat Çarşamba günü Türkiye'nin Londra Büyükelçiliği ile irtibata geçmiştir. O günden bu
yana, soruşturmamızda büyük destek ve yardım sağlayan Türk yetkililerle yakından çalışıyoruz"
denilmişti. Polis dün akşam ise üç genç kızın Türkiye"den Suriye'ye geçtiklerinin anlaşıldığını
bildirmişti.Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın da önceki gün
konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Bugünlerde de 'üç İngiliz kızının Suriye'ye gidip DAİŞ'e katılmak
üzere Türkiye'den gittiği' şeklinde haberler yer aldı. Biz yine aynı soruyu soruyoruz: Bunların terörist
eylemlere katılma ihtimaliyle ilgili bilgi varsa bu durdurma eylemini sizin kendi kapılarınızda
sınırınızda yapmanız gerekir. Bunu engelleyemiyorsanız, Türkiye ile bu bilgileri paylaşırsınız, Türkiye
ile ortaklaşa bunun gereği yapılır" ifadelerini kullanmıştı.
Terörle Mücadele Polis Birimi geçen hafta yaptığı açıklamada, 15 yaşındaki Shamima Begum, 15
yaşındaki Amira Abase ve 16 yaşındaki Kadiza Sultana isimli üç genç kızın 17 Şubat günü Londra'daki
Gatwick Havaalanından Türk Hava Yolları'nın (THY) TK 1966 sefer sayılı yolcu uçağıyla İstanbul'a
gittiklerini kaydetmişti.
Polis, yakın arkadaş olan üç genç kızın, Suriye'ye ulaşmak ve terör örgütü IŞİD'e (DAİŞ) katılmak
amacıyla Türkiye'ye gittiklerinin tahmin edildiğini kaydetmişti. Polis, kızların bulunması için Türkiye'ye
ekip gönderdiğini açıklamıştı. Genç kızların aileleri ise basın aracılığıyla çocuklarına İngiltere'ye
dönmeleri ve kendileriyle iletişime geçmeleri çağrısında bulunmuştu.
İngiliz hükümeti, yaklaşık 600 İngiliz vatandaşının Suriye'ye ve Irak'a savaşmak için gitmiş olabileceğini
tahmin ediyor. İngiliz polisi, geçen yıl çoğu Suriye bağlantılı 200'den fazla kişiyi terör şüphesiyle
gözaltına almıştı. Ülkede önceki hafta yürürlüğe giren yeni terörle mücadele ve güvenlik yasası
kapsamında, havayollarından yolcu listelerini paylaşmaları istenmişti. Yasa kapsamında ayrıca sınır
polisine şüphelileri durdurma ve pasaportlarına el koyma yetkilisi verilmişti.
AFRİKA GÜNDEMİ
Güney Sudan'da tek taraflı ateşkes
Dünya Bülteni
8
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Güney Sudan devlet televizyonunda yer alan habere göre Mayardit, tek taraflı ateşkesin ilan edilmesi,
en yakın resmi makama teslim olmaları şartıyla yönetime karşı silah kullanan herkesin genel aftan
yararlanması ve "10’lar grubu" olarak bilinen siyasi tutukluların salıverilmelerini de içeren bir dizi
karar aldı.
Haberde, hükümetin "10’lar grubu" mensuplarına himaye sağlayacağı ayrıca (muhalifler tarafından)
"talep edilirse Güney Sudan’da görev yapan ve barış gücünü oluşturan BM'nin, Etiyopya, Ruanda veya
Kenya askeri personelinden de yardım istenebileceği" belirtildi.
Güney Sudan Cumhurbaşkanı Mayardit, 16 Aralık 2013'te yaptığı açıklamada, görevden aldığı
yardımcısı Riek Machar'ın darbe teşebbüsünde bulunduğunu öne sürmüştü. Aralarında, Sudan Halk
Kurtuluş Hareketi (SPLM) eski üyeleri ve bakanların oluşturduğu "10’lar grubu"nun da bulunduğu çok
sayıda siyasi ve üst düzey askeri yetkili gözaltına alınmış, çıkan şiddet olayları nedeniyle olağanüstü
hal ilan edilmişti.
Mayardit ve Machar, ilk defa Mayıs 2014'te Etiyopya Başbakanı Hailemariam Desalegn'ın
arabuluculuğunda bir araya gelmiş, savaşın sonlandırılması için imzaladıkları barış anlaşması ise
tarafların birbirlerini suçlaması sonucu kısa sürede bozulmuştu.
Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da, krizin başından bu yana Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi
(IGAD) arabuluculuğunda devam eden görüşmelerde de Haziran 2014'te, geçiş hükümeti kurulmasını
öngören bir "yol haritası" açıklanmış ancak bu da hayata geçirilememişti.
Son olarak Tanzanya’nın Aruşa kentinde 20 Ocak’ta bir araya gelen Mayardit ve yardımcısı Machar,
Sudan Halk Kurtuluş Hareketi Partisi içerisindeki çekişmenin sonlandırılması konusunda anlaşmıştı.
Geçen hafta da iktidar partisi, "10’lar grubu" ve muhalif silahlı grupların temsilcileri, söz konusu
anlaşmanın uygulanması için takvim belirlenmesi konusunda mutabakata varmıştı.
ABD, Afrika ordularını eğitiyor
Dünya Bülteni
ABD, Afrika’da her geçen gün etki alanını arttıran Boko Haram’a karşı birçok ülkenin ordusuna eğitim
veriyor ve mühimmat desteği sağlıyor.
Reuters'in haberine göre ABD özel kuvvetlerine mensup eğitimciler Çad başta olmak üzere birçok
ülkenin ordusuna Boko Haram'la savaşmak için eğitim veriyor. Çad ordusunun ekipmanları da ABD
9
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
tarafından sağlanıyor. Çad ordusu 2013 yılında Kuzey Mali'deki silahlı gruplara karşı yapılan
operasyonda da görev almıştı.
Kuzey Afrika'nın en büyük petrol üreticisi olan Nijerya'da faaliyetlerini sürdüren Boko Haram'a karşı
çarpışmak üzere Çad ordusu bölgeye düzenli olarak asker sevk ediyor. Boko Haram'la çatışmalarda ve
örgütün saldırıları sonucu geçen yıl 10 bin kişinin öldüğü ifade ediliyor.
Bölgede şu anda tahminen 3 bin Fransız askerinin olduğu tahmin edilirken, ABD, doğrudan asker
göndermek yerine bölgedeki müttefiklerini eğitmeyi ve silahlandırmayı tercih ediyor. ABD belirlenmiş
hedeflere özel operasyonlar da düzenliyor.
ABD, Boko Haram'a karşı harekete geçecek 8 bin 700 kişilik bir kuvvet için Çad'ın yanısıra Nijerya,
Nijer, Kamerun ve Benin'e de destek veriyor.
ABD, Irak ordusunu da IŞİD’e karşı eğitmiş, fakat örgütün Musul’a girişinde ordu tek kurşun sıkmadan
bölgeyi terk etmişti.
Sudan'da muhalif liderler özür dilerse serbest kalacak
Dünya Bülteni
Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir, cezaevindeki 2 muhalif liderin özür dilemeleri halinde serbest
bırakılabileceğini belirtti.
Sudan resmi ajansı SUNA’nın haberine göre Beşir, "Muhalif Partiler İttifakı Başkanı Faruk Ebu İsa (82)
ve Sudan Sivil Toplum Girişimi Başkanı Emin Mekki Medeni’nin (75) serbest bırakılmasının, özür
dilemeleri halinde mümkün olabileceğini" söyledi.
Beşir, "Ebu İsa ve Medeni’nin serbest bırakılması, halk ayaklanmasına kadar her yola başvurulması
seçeneğini de içeren 'Nida Sudan Bildirisi'ni imzalamalarından dolayı özür dilemeleri şartına bağlıdır"
ifadesini kullandı.
Ebu İsa ile Medeni, 3 Aralık'ta Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da "Nida Sudan Bildirisini"
imzalamıştı.
Bildiri, Beşir ve Sudan hükümeti tarafından "ağır şekilde" eleştirilmiş, iki lider, söz konusu bildiriyi
imzaladıktan sonra 6 Aralık'ta Hartum'a döndüklerinde tutuklanmıştı.
Muhalif Partiler İttifakı Sözcüsü Bekri Yusuf 4 Şubat’ta, cezaevinde bulunan Ebu İsa'nın sağlık
durumunun kötüye gitmesi nedeniyle Hartum'daki Sahirun Hastanesi'ne kaldırıldığını söylemişti.
10
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Söz konusu bildiri, "Tek parti devletinin kaldırılıp devlet mekanizmasının eşit vatandaşlık temelinde
kurulması, bu amacın gerçekleştirilmesi için kitle iletişim araçlarından halk ayaklanmasına kadar her
yola başvurulması, Darfur, Güney Kordofan ve Mavi Nil'de çatışmaların son bulması, sorunların siyasi
meşveret yoluyla çözülmesi ve Sudan'da geçiş döneminde görev alacak geçici hükümetin kurulmasını"
içeriyor.
Bilgiç: Libya'nın kararı Türkiye için bir değer taşımıyor
Sputnik
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bilgiç, Libya'nın Türk firmalarını ülkeden çıkarma kararının bir değer
taşımadığını ifade ederek, Türkiye'nin anlaşmalardan doğan hakları ile firmaların alacakları
konusunun izlenmeye devam edileceğini söyledi.
İç savaşın sürdüğü Libya'daki iki hükümetten biri olan Tobruk merkezli Es-Seni hükümeti Türk
şirketlerini çıkarma kararı aldığını internet aracılığıyla duyurmuştu.
Tobruk hükümeti Türk şirketlerini Libya'dan çıkarıyor
Konuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Bilgiç, "Libya basınında yer alan haberlerde belirtilen, Türk
firmalarının ülkeden çıkarılmaları kararı, Libya'nın yaşamakta olduğu siyasi ve güvenlik krizi ile
meşruiyet tartışmaları dikkate alındığında, bir değer taşımamaktadır" dedi.
Libya'daki geçici hükümetin, Libya'nın kalkınması için çalıştığını ifade ettiği firmaları hedef almasının
"düşündürücü" olduğunu belirten Bilgiç, bu yaklaşımın Libya halkının Türkiye'ye beslediği hislerle
uyumlu olmadığını söyledi.
Bilgiç, "Her hal ve kârda, Türkiye'nin ve vatandaşlarımızın anlaşmalardan ve sözleşmelerden
kaynaklanan haklarının korunması ile firmalarımızın alacaklarının tahsili ve zararlarının tazmini
konuları Libya makamları nezdinde izlenmeye devam olunacaktır" dedi.
AMERİKA – İNGİLTERE GÜNDEMİ
ABD'de IŞİD'e Katılmak İsteyen 3 Kişi Tutuklandı
AMERİKA’NIN SESİ
11
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Amerikalı yetkililer, IŞİD’e destek vermek amacıyla Başkan Barack Obama, polis görevlileri ve FBI
ajanlarını öldürmek için plan yapmakla suçladıkları üç kişiyi tutukladı. Yetkililer, ikisinin Özbekistan,
birinin
Kazakistan
vatandaşı
olduklarını
ve
New
York’ta
yaşadıklarını
bildiriyor.
ABD Adalet Bakanlığı, güvenlik güçlerinin Türkiye üzerinden Suriye’ye gitmeye çalışan Kazakistan
vatandaşı Akhror Saidakmetov’u New York uluslararası havaalanı John F. Kennedy’de yakaladıklarını
bildirdi. Amerikalı yetkililer, New York-İstanbul arası uçak bileti alan Özbekistan vatandaşı Abdüresul
Hasanoviç Yuraboev’in de gelecek ay Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrılmayı planladığını açıkladı.
Yetkililer, ikinci Özbek zanlı Abror Habibov’un ise, Saidakhmetov’un IŞİD’e katılma planlarına
ekonomik destek verdiğini bildirdi. Zanlıların ülkeden ayrılamamaları halinde IŞİD’e Amerika’da
eylem yapmayı önerdikleri de belirtiliyor.Amerikalı yetkililer, Yuraboev’in Ağustos 2014 te bir Özbek
web-sitesinde IŞİD lehine yazdığı lazıları gördükten sonraüç kişiyi izlemeye aldıklarını bildirdi. bildirdi.
Yetkililer, Yuraboev’in IŞİD’in kendisinden istemesi halinde Başkan Obamayı öldürmeyi önerdiğini
desöyledi. Yetkililer ayrıca, Saidakhmetov’un otomatik bir tüfek alarak IŞİD’e katılmasını engellemek
isteyen polis görevlilerini ve FBI ajanlarını vuracağını söylediğini de belirtiyor.
TBMM Başkanı Çiçek, Kanada’da Ermeni Diasporasına Sert Çıktı
TURKISHNY
TBMM Başkanı Cemil ÇiçekKanada'da Ottawa ve Montreal'deki Türk toplumunun temsilcileriyle bir
araya geldi. Çiçek, ermenisoykırımı yalanına tepki göstererek "Bizim tarihimizde kara leke yok. Kim
ne halt ederse etsin"dedi. Ermeni diasporasının, tüm dünyada bir karalama kampanyası olduğunu
anımsatan Çiçek, bunlar içinde de geçmişte almış olduğu kararlar nedeniyle Kanada gibi birkaç
ülkenin önem arz ettiğini bildirdi.
ABD'ye Cevap Verdi: Her Yola Başvururum!
TURKISHNY
İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD'den kendisine gelen tepkiye ilginç bir cevap verdi: Her yola
başvurmak benim görevim. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 5+1 grubunun İran'la yürüttüğü
nükleer müzakereleri eleştirerek, "Olgunlaştırılmaya çalışılan anlaşma ortaya koyuyor ki, bu
adanmışlıklarından vazgeçmiş durumdalar" dedi.Netanyahu, ABD Kongresi'nde yapacağı konuşmaya
yönelik eleştirilere de değindiği açıklamasında, "Beyaz Saray ve ABD Başkanı'na saygı duyuyorum
fakat İsrail'in var olup olmayacağını etkileyecek olan böylesi kritik bir konuda (İran'ın nükleer
12
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
faaliyetleri) her yola başvurmak benim görevimdir" ifadelerini kullandı. İran ile BM Güvenlik
Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya'nın oluşturduğu "5+1
grubu" arasında yürütülen ve 24 Kasım 2014'te Viyana'da yapılan nükleer müzakerelerde nihai
anlaşmaya varılamamış, müzakereler 1 Temmuz 2015'e kadar uzatılmıştı.
Son olarak geçtiğimiz Pazartesi, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İranlı mevkidaşı Muhammed Cevad
Zarif, İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya gelmiş, 5+1 ülkeleri ve İran arasındaki müzakerelerin bir
sonraki turunun 2 Mart'ta yine İsviçre'de yapılacağı açıklanmıştı
İngiltere’de Beyin Göçü
Telegraph
Gazeteye göre İngiltere, kendi ülkesinde doğan yetenekli kişileri beyin göçü ile kaybederken,
İngiltere'ye çalışmak için daha az kalifiye insan gücü göç ediyor. Buna göre her 10 yetenekli Britanya
vatandaşından biri yurt dışında daha iyi şartlarda çalışmak için gidiyor. College London
Üniversitesi'nin araştırmasına göre İngiltere'ye göç edenlerden 25 yaş üstü nüfusun yüzde 6'sı
hayatında daha önce hiç çalışmamış. Ancak bu oran, İngiltere'de doğan kişiler için sadece yüzde 1.
Kadın göçmenler arasında işsizlik yüzde 9 iken bu oran İngiltere doğumlular için ise sadece yüzde 5.
İş güvenliği olmadan çalışma artışta
Independent
Gazete birinci sayfasına bugün iş güvenliği sağlamayan sözleşmelerle çalışan kişi sayısında ciddi artış
olduğunu bildiriyor. Ülkede şu anda yaklaşık 700 bin kişi bu şekilde istihdam edilirken, bu durumdan
özellikle etkilenenler ise 24 yaş altı nüfus. Bu tür sözleşmelerle çalışanların sayısı ise geçen seneye
göre 110 bin kişi artmış durumda. Çalışanın bir ay boyunca dolduracağı minimum bir çalışma saatini
garanti etmeyen bu tür sözleşmelerden en çok etkilenen gruplar arasında kadınlar, gençler ve
göçmenler yer alıyor.
THY Avam Kamarasına bilgi verecek
Guardian
13
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Türk Hava Yolları, Suriye'ye gitmek için THY uçağı ile İstanbul'a giden üç Londralı kız öğrencinin
ardından, İngiltere Avam Kamarası'nın sorularını yanıtlayacak. 10 Mart'ta Türkiye'nin İngiltere
büyükelçisi Abdurrahman Bilgiç ile beraber, Avam Kamarası tarafından seçilen bir komisyonla
buluşacak olan THY Genel Müdürü Temel Kotil'in, Türkiye'yi Suriye'ye geçmek için bir rota olarak
kullanan gençlerle ilgili bilgi vermesi bekleniyor. Komitenin başkanı Keith Vaz, en az dört kızın THY ile
uçarak IŞİD'e katıldığını söylüyor. Geçen hafta salı günü üçü de Londra'da Bethnal Green isimli
okuldan arkadaş olan 15 ve 16 yaşlarındaki kızlar, Gatwick Havalanından İstanbul'a giden THY uçağına
binmişti. Kızların hali hazırda Suriye'ye geçtiği sanılıyor. Bu ve geçmişte yaşanan benzer olaylardan
sonra THY beraberinde bir yetişkinle uçmayan genç yolcular için cihatçı gruplara katılan riskine karşı
gereken kontrolleri yapmamakla suçlanmıştı.
Charlie Hebdo yeni çizer bulmakta zorlanıyor
Times
Fransa'da radikal İslamcı iki kişinin silahlı saldırısına uğrayarak karikatüristlerini kaybeden mizah
dergisi Charlie Hebdo, iç anlaşmazlıklar nedeniyle bölünme tehlikesi yaşıyor. Her ne kadar derginin
dün yayınlanan son sayısı tüm Fransız yayınlarını geride bırakarak 2,5 milyon basılsa da, dergi
saldırıda hayatını kaybeden kıdemli çizerlerinin yerini doldurmakta zorlanıyor. Saldırının ardından
dergiye akan bağışların nasıl kullanılacağı da dergide yönetimsel ayrılıklar yaratmış durumda. Derginin
yeni yöneticisi Laurent Sourisseau, dergide çizmesi için bugüne dek teklif götürdükleri herkes
tarafından reddedildiklerini söylüyor. Sourisseau görüştükleri kişilerin kendilerine "Toplantılara
gelmek zorunda mıyım? Karikatürlerin altına gerçek imzamı atmak zorunda mıyım?" gibi sorular
sorduklarını söylüyor. Derginin hala hayatta olan çalışanları ise, artık dergide çalışmanın bir ölüm
kalım meselesi haline geldiğini söyleyerek, derginin kooperatifleşmesini ve kendilerine de bu şekilde
derginin sahipliğinden pay verilmesini istiyorlar. Ancak derginin hisselerinin yüzde 40'ına sahip olan
Sourisseau ile yüzde 20'sine sahip olan mali direktör Eric Port heault bu öneriyi reddetmiş. Portheault
dergi çalışanlarının hisselerin bir kısmına sahip olması durumunu değerlendireceklerini, bağışların ise
saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerine verileceğini, satıştan elde edilen kârın ise yüksek güvenlikli
bir ofise sahip olmak için kullanılacağını söylüyor.
İngiltere'de yaşayan Müslümanlar ne düşünüyor?
BBC
14
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
BBC için yapılan bir anket, İngiliz Müslümanların çoğunluğunun Muhammed Peygamber'in tasvir
görüntülerini yayımlayanlara yönelik şiddete karşı olduğunu gösteriyor. Anket ayrıca büyük
çoğunluğun Batı çıkarlarına karşı savaşmak isteyenlere karşı hiçbir sempati beslemediğine de işaret
ediyor. Ama ComRes araştırma şirketi tarafından yapılan ankete katılan 1.000 Müslümanın yüzde
27'si Paris'te Charlie Hebdo mizah dergisi baskınıyla başlayan saldırılarının arkasındaki gerekçelere
biraz sempatisi olduğunu söylüyor. 26 Ocak ile 20 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen anket,
İngiliz Müslümanlarının yüzde 32'sinin Ocak ayındaki Paris saldırılarını sürpriz olarak görmediğine de
işaret etmekte. Katılımcıların üçte ikiden fazlası görüntüleri yayınlayanlara karşı şiddet eylemlerinin
asla meşru olmadığını söyledi. Anket ayrıca İngiliz Müslümanların neredeyse yarısının inançları
nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığına ve İngiltere'nin daha az hoşgörülü hale geldiğine inandığını da
göstermekte. Aynı oranda kişi de İslam'a karşı önyargıların İngiltere'de Müslüman olmayı zor hale
getirdiği kanısında. Anket katılımcılarının yüzde 35'lik kısmı İngilizlerin Müslümanlara güvenmediğini
düşünüyor. Yüzde 20'lik kesim ise Batılı liberal toplumun İslam ile asla uyumlu olamayacağını
söylüyor. Ankete katılan Müslüman kadınların yaklaşık yüzde 20'si, erkeklerin de yüzde 10'u
kendilerini İngiltere'de güvende hissetmediğini söyledi. Yaklaşık yüzde 80'lik grup, Peygamber
tasvirleri yayınlanmasını derinden rahatsız edici bulduğunu söyledi.
İngiliz Müslümanları Anketi
%95 İngiltere'ye sadık hissediyor.
%93 İngiliz yasalarına uymaları gerektiğini düşünüyor
%46 İslam'a karşı önyargıların İngiltere'de Müslüman olmayı zorlaştırdığını düşünüyor
%78 Muhammed Peygamber'i tasvirlerinin yayımlanmasından rahatsız olduğunu söylüyor
%11 Batı'nın çıkarlarına karşı savaşmak isteyenlere sempatiyle bakıyor
ASYA - PASİFİK GÜNDEMİ
Kırım Tatarları anavatanlarında korku ile yaşıyor
Dünya Bülteni
Kırım'ın geçtiğimiz yıl Rusya tarafından ilhak edilmesinin ardından Kırım Tatarlarına yönelik baskılar
artmaya başladı. Kırım Tatarları kendi vatanlarında korku içinde yaşıyorlar.
15
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Kırım Tatarları'nın karar alma mercii olan Meclis'in Başkan Yardımcısı Ahtem Çiygöz'ün eşi Elvira
Ablyalimova, eşinin tutuklanmasından bir gün sonra yaşadıklarını anlatıyor. Ablyalimova, eşinin
tutuklanmasından birgün sonra sabah kalktığında Kırım'daki evinin etrafının keskin nişancılar
tarafından sarıldığını belirtiyor. Ablyalimova, bir manga silahlı kişinin 10 saat boyunca evlerindeki
herşeyi aradıklarını ve bu süre zarfında kimsenin içeri girmesine veya dışarı çıkmasına izin
vermediklerini kaydediyor.
Kırım, geçtiğimiz yıl Rusya tarafından ilhak edildi. Bunun ardından Ablyalimova ve diğer Kırım Tatarları
için korku günleri yeniden başladı.
Ablyalimova'nın eşi Çiygöz gösteri düzenlemek, şiddete teşvik etmek ve taksirle adam öldürmek
suçlamalarıyla hala tutuklu bulunuyor. Bu suçlamaların, Kırım Tatarlarının yaşadığı sıkıntıların sadece
bir kısmı olduğu, 150 Kırım Tatarı'nın daha aynı suçlamalardan dolayı sorgulandığı kaydediliyor.
Kırım nüfusunun yüzde 13'ünü oluşturan Müslüman azınlık olan Kırım Tatarları Kırım'ın Rusya
tarafından ilhak edilmesine karşı çıkıyordu. Bunun için Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmeye çalıştığı
günlerde bu adıma karşı protestolar düzenlediler. Ancak Rusya Kırım'ı ilhak etti ve Kırım Tatarları eski
korku günlerine yeniden döndü.
Kırım Yarımadası'nın yerlisi olan Kırım Tatarları 1944 yılında Orta Asya'ya sürülmüşlerdi. Sovyet rejim
lideri Joseph Stalin, Kırım Tatarları'nı Nazilere yardım etmekle suçlamış ve Orta Asya'ya sürmüştü. Bu
sürgün sırasında büyük acıların yaşandığı biliniyor.
KORKU İÇİNDE YAŞAMAK
Stalin baskısından sağ kalan Kırım Tatarları'nın 1990 yılına kadar kendi yurtlarına dönmelerine izin
verilmedi. Şimdi ise, Kırım Tatarları Rusya'nın ilhakının ardından yurtlarında artık kendilerini evinde ve
güvende hissetmiyorlar.
10 bin ile 20 arasındaki Kırım Tatarı'nın Ukrayna'ya göç etmek durumunda kaldıkları ifade ediliyor.
Ablyalimova, Kırım'da her Tatar ailesinin korku ve güvensizlik hissettiğini belirtiyor ve ortadan
kaybolan Kırım Tatarlarını, Kırım Tatarlarına yönelik işlenen vahşice cinayetleri veya medya üzerinden
Kırım Tatarlarına yapılan saldırıları dile getiriyor.
Azerbaycan, Hocalı'da katledilenleri anıyor
Dünya Bülteni
16
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Ermeni ordusunun, 1992'de Azerbaycan'ın Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaptığı katliamın
kurbanları başkent Bakü'de gece düzenlenen yürüyüşle anıldı.
Hocalı'da 613 sivil öldürülerek gerçekleştirilen katliamın 23. yılında bazı sivil toplum kuruluşları ve
gençlik örgütleri tarafından yürüyüş düzenlendi.
Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı'na bağlı Gençler Fonu'nun öncülüğünde sabaha karşı düzenlenen
etkinlik, katliamın kurbanlarının anısına yapılan "Ana Feryadı" anıtının yanında başladı.
Ellerinde Azerbaycan bayraklarıyla anıt önünde toplanan kalabalık, saygı duruşunda bulunurken,
katliamın kurbanlarını sembolize eden 613 mum yakıldı.
"Ya Karabağ ya ölüm", "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganları ve marşlar eşliğinde başkentin
sokaklarında yürüyen göstericiler, Hazar Denizi kıyısındaki Ulusal Park'ta toplandı.
Burada da mumlar kullanılarak hazırlanmış "Justice for Khojaly" yazısı önünde saygı duruşunda
bulunan grup, deniz kıyısında 613 dilek balonu uçurdu.
Gençler Fonu Başkanı Ferhat Hacıyev, yürüyüş sırasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada,
Azerbaycan gençlerinin Hocalı'da yapılan katliamı hiçbir zaman unutmayacağını söyledi.
Hocalı'da yaşananların Azerilerin hafızasına sonsuza dek yazıldığını vurgulayan Hacıyev, "Hocalı'da
dökülen kanın yerde kalmayacağından eminim. Bir gün mutlaka Hocalı'ya, Hankendi'ne, Karabağ'a
geri döneceğiz" diye konuştu.
Taliban: Hedef Amerikalılardı, Türk askeri değil
Dünya Bülteni
Afganistan'da Türkiye Büyükelçiliği'nin korumasını sağlayan askerlerin geçtiği sokakta patlayan
bombalardan sonra bir Türk askeri can verdi, biri de yaralandı. Saldırının ardından Anadolu Ajansı'na
konuşan Taliban örgütünün sözcüsü Zabihullah Mücahit, saldırıyı üstlendiklerini ifade ederken,
"Kabil'deki Türk Büyükelçiliği sokağından geçen ABD aracının hedef alındığını" öne sürdü.
Mücahit bu açıklamanın ardından AA muhabirini arayarak yaptığı ikinci açıklamada, ''Bölgeden geçen
ABD'ye ait araçları hedef aldık, ölenler de ABD vatandaşı, eğer saldırı anında Türklere ait araç da
bölgede varsa yanlışlıkla onlar da zarar görmüştür, bizim Türklerle düşmanlığımız yok'' diye konuştu.
17
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Filipinler'de Ebu Seyyaf'a operasyon: 7 ölü
Dünya Bülteni
Filipinler ordusunun Ebu Seyyaf grubuna yönelik operasyonunda ikisi asker yedi kişi öldü.
Ordu Sözcüsü Yüzbaşı Rowena Muyuela, hava destekli operasyonla güneydeki Patikul bölgesinin
Tanum köyünde yaklaşık 300 örgüt üyesinin hedef alındığını belirtti.
Operasyonda iki asker ve beş Ebu Seyyaf üyesinin öldüğünü, dokuzu asker 23 kişinin yaralandığını
kaydeden Muyuela, Ebu Seyyaf'a yönelik operasyonun kararlılıkla süreceğini ifade etti. Operasyon
talimatı, bu ayın başında Bangamoro İslami Kurtuluş Cephesi'nin Maguindanao ve Cotabato
bölgesinde çok sayıda köye saldırmasının ardından alındı.
Bu arada, Filipinli askeri kaynaklar, ABD'nin, güneydeki ayrılıkçı örgütlere yönelik mücadele amacıyla
konuşlandırdığı özel kuvvetler operasyon birimini bölgeden çektiği, Zamboanga bölgesinde Filipinler
Kara Kuvvetleri'nin merkezinde daha küçük çaplı bir birlikle faaliyetine devam edeceğini açıkladı.
Ebu Seyyaf, 1991 yılından bu yana Malezya ve Filipinler arasındaki adalarda şiddet eylemleri
düzenliyor. Örgüt, ülkenin güneyindeki Mindanao ve Sulu bölgelerinde bir devlet kurulmasını
amaçlıyor.
Kazakistan'da 'radikallik'le mücadele kararı
Dünya Bülteni
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, ülkede ‘radikallikle mücadele’yi hızlandırma
talimatı verdi.
Kazak Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Nazarbayev ülkesinde ‘aşırıcılık ve terörizmle
mücadele’ konusunun görüşüldüğü Güvenlik Konseyi toplantısına başkanlık etti.
Toplantıda 2014 yılında kabul edilen Ulusal Güvenlik Stratejisinin uygulanması, Silahlı Kuvvetlerin
güçlendirilmesi, ve gelecek yıl için güvenlik alanında alınacak acil tedbirler değerlendirildi.
Nazarbayev, toplantıda yaptığı konuşmada alınan tedbirler sayesinde Kazakistan'da ulusal çıkarlarının
uygun düzeyde korunduğunu ancak ‘dini aşırılıklar’ ve terör riski ile hem küresel ve hem de bölgesel
krizlerin yol açtığı ekonomik sıkıntılarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Nazarbayev’e
göre bu risklerden dolayı yasalarda belirtilen mevcut terörle mücadele yasalarının altyapısını
geliştirmek gerekiyor.
18
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Toplantıda Kazakistan’ın "aşırılık ve terörle mücadele" alanında yasal ve kurumsal mekanizmaları
geliştirmesi, özel kuvvetlerin bu tür tehlikelere karşı hazırlığının yüksek düzeye çıkartılması
kararlaştırıldı.
G. Kıbrıs ile Rusya arasında askeri ve enerji anlaşmaları
Dünya Bülteni
Rum haber kaynaklarına göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ikametgahında dün akşam
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Putin’in himayelerinde Rum Dışişleri Bakanı
Yoannis Kasulidis ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov tarafından 11 anlaşmanın 8’i imzalandı. Geri
kalan 3 konu ise bürokratlar düzeyinde imzalandı.
Rus savaş gemilerine sağlanacak kolaylıklarla ilgili anlaşma, daha önce bu tarz bir anlaşmanın hiç
imzalanmamış olması nedeniyle diğerlerinden ayrılıyor. Anlaşma, 2 ülkenin savunma bakanlıklarının
işbirliğini ve özellikle de Rusya’ya, Rum Yönetimi denizcilik altyapısı düzeyinde kolaylıklar
sağlanmasını öngörüyor.
Rum Yönetimi ile Rusya arasında imzalanan diğer anlaşmalar ise şöyle:
İki ülkenin 2015-2017 yılları için ortak faaliyet programı: Bu program siyasi , toplumsal, insani,
bilimsel ve teknik ilişkilere dair ikili ve çoklu işbirliği çerçevelerini içeriyor. Burada en önemli nokta,
programın, Rusya’nın Kıbrıs sorunu ile ilgili açık tezini ortaya koymak olarak belirtiliyor.
İki ülkenin 1996 yılında imzaladıkları askeri ve teknik işbirliğinin güncellenmesi: Ana hedef,
uluslararası güvenliğin teminat altına alınması ve askeri personelin eğitilmesi.
Teröre karşı mücadele ve bu konuda personel eğitimi.
Yasa dışı uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele.
Her iki ülkenin savunma bakanlıkları arasında, denizcilik alanında, Kıbrıs tarafından Rusya tarafına
kolaylık sağlanması da dahil olmak üzere işbirliği anlaşması.
İki ülkenin Eğitim Bakanlıkları arasında araştırma ve teknoloji alanlarında işbirliği.
Ticaret, Enerji, Taşımacılık, Tarım, Kültür ve Turizm alanlarında mali işbirliği protokolü.
İki ülkenin araştırma merkezleri arasında Eğitim, Kültür ve Bilim alanlarında işbirliği
İki ülkenin dışişleri bakanlarının imza koymadıkları, geriye kalan 3 anlaşma ise şöyle;
19
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Rum sermaye piyasası komisyonu ile Rusya merkez bankası arasında işbirliği memorandumu.
Rum yatırımların cezbedilmesi örgütü (CIPA) ile Rus Yatırımların Cezbedilmesi örgütü arasında
yatırımların ileriye götürülmesi.
Lefkoşa Üniversitesi ile Moskova Uluslararası ilişkiler devlet enstitüsü arasında işbirliği
memorandumu.
Türkiye ile G. Kore arasında yeni anlaşmalar
Dünya Bülteni
Türkiye ile Güney Kore arasında, 2013 yılında yürürlüğe giren Serbest Ticaret Anlaşması (STA)
kapsamında hizmetler sektörü ve yatırımlara ilişkin anlaşma imzalandı.
Resmi ziyaret için Güney Kore'nin başkenti Seul'de bulunan Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Lotte
Hotel'deki imza töreninde yaptığı konuşmada, tarihi bir ana tanıklık ettiklerini söyledi.
Zeybekci, Türkiye ve Güney Kore'nin toplamda 2,3 trilyon dolarlık bir milli geliri temsil ettiklerini dile
getirdi.
Hizmetler ve yatırım konusunda Güney Kore ile anlaşma imzalamalarının kendilerini çok mutlu
ettiğini ifade eden Zeybekci, "Babalarımızın kurmuş olduğu dostluk ve kardeşliğin üzerine oğullarına
düşen şey ticari ortaklık kurmaktır. Bunun da çok doğru bir zamana denk geldiğini düşünüyorum" diye
konuştu.
Güney Kore'nin, iki ülke arasında imzalanan STA'yı çok hızlı bir şekilde devreye aldığına dikkati çeken
Zeybekci, bugün gelinen noktada serbest ticaret anlaşmasının hizmetler ve yatırımları kapsayacak
şekilde genişletildiğini belirtti.
"STA GÖRÜŞMELERİNE HAZIRIZ"
Anlaşmaların iki ülke şirketlerinin bir araya gelerek ortaklıklar kurmalarına, her iki ülkede karşılıklı
yatırımların yanı sıra Türkiye'nin civarındaki üçüncü ülkelerde işbirliği yapmalarına vesile olacağına
işaret eden Zeybekci, "İmzaladığımız anlaşma ile iki ülke arasındaki ticarette oldukça serbest bir
noktaya geldik ama ben full serbestliğe de bir an önce geçeceğimize inanıyorum. Biz Ekonomi
Bakanlığı olarak Kore ile full serbest ticaret anlaşmasına geçmeye ve bununla ilgili görüşmelere
başlamaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum" ifadesini kullandı.
20
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Geçen yıl itibarıyla iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin 8 milyar dolar civarında olduğunu ve bunun
2 yıl içinde 10 milyar doları aşmasını gerçekleştirilebilir bir hedef olarak gördüğünü dile getiren
Zeybekci, özellikle yatırımlar konusundaki anlaşma ile daha fazla sayıda Güney Koreli şirketin
Türkiye'de yatırım yapacağına inandığını söyledi.
Güney Kore Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanı Sang-Jick Yoon da ülkeler arasındaki tarihten gelen
dostluğa dikkati çekerek, Türkiye'nin, zor zamanlarında Güney Kore'nin yanında olduğunu ifade etti.
Anlaşmanın, Türkiye'nin Güney Asya pazarına girişi açısından önemini vurgulayan Yoon, "Anlaşma iki
ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada Zeybekci, ziyaret kapsamında Güney Koreli CJ Group, Doosan Group, Hyundai İnşaat ve
Kleannara firmalarının üst yöneticileri ile sabah kahvaltısında bir araya geldi.
Görüşmede, Türkiye'nin Seul Büyükelçisi Arslan Hakan Okçal ile Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
Başkanı Mehmet Büyükekşi de yer aldı.
Zeybekci, Kore Savaş Müzesi'ni de gezerek, Kore Savaşı'nda görev alan Türk askerleri ile ilgili
fotoğrafları inceledi, müzedeki eserler konusunda yetkililerden bilgi aldı.
Gürcistan'da aranan Saakaşvili, Washington'da Ukrayna için 'silah lobisi'
yapıyor
Sputnik
Bir süre önce Ukrayna Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko'nun serbest danışmanlığı görevine getirilen
Gürcistan'ın eski devlet başkanı Mihail Saakaşvili, ABD'li Kongre üyelerini Ukrayna yönetimine silah
yardımı yapılmasına ikna etmek için Washington'a gitti.
Saakaşvili, Ukrayna'ya silah yardımı sağlayacak
Saakaşvili'nin ziyareti, ABD Başkanı Barack Obama'nın Ukrayna yönetimine öldürücü savunma
silahları yardımı yapıp yapmama konusunda henüz bir karara varmadığı ve Rusya ile Avrupalı
liderlerin, Washington yönetimini Ukrayna'ya silah yardımı yapmanın tehlikeleri konusunda uyardığı
bir dönemde gerçekleşiyor.
ABD'li senatörler John McCain ve Lindsay Graham'ın da aralarında olduğu bir dizi parlamenter, uzun
süreden beri Ukrayna hükümetine silah yardımı yapılmasını savunuyordu.
21
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Ancak
Saakaşvili,
Ukrayna
Devlet
Başkanı
Poroşenko'nun
danışmanı
olduğundan
beri
Washington'daki destekçilerini artırmaya çalışıyor.
‘DEVLET BAŞKANI OLDUĞUM DÖNEMDE BİLE…'
Saakaşvili, Washington ziyaretiyle ilgili yazdığı Facebook iletisinde, Ukrayna yönetimine silah yardımı
yapılması için Washington'da birçok Kongre üyesi ile bir araya geleceğini belirtip, "Devlet Başkanı
olduğum dönemde bile bu kadar çok sayıda parlamenter benimle görüşmeyi kabul etmemişti. Üç
günde 34 görüşme gerçekleştireceğim" dedi.
Saakaşvili, birkaç gün önce yazdığı Twitter iletisindeyse, 'ABD'li senatör McCain'le 20 yıldır dost
olmaktan gurur duyduğunu' söylemişti.
Gürcistan, Ukrayna'dan Saakaşvili'nin iadesini istedi
Saakaşvili, Washington'da Ukrayna yönetimi için silah yardımı lobisi yaparken, Tiflis Saakaşvili'nin,
'görevini kötüye kullanmak' suçlamasıyla yargılanmak üzere Gürcistan'a iade edilmesini istiyor. Ancak
Kiev yönetimi Tiflis'in bu talebini şimdiye kadar yerine getirmedi.
Saakaşvili, Gürcistan'da Ekim 2013'te yapılan seçimlerde aldığı yenilginin ardından devlet başkanlığı
koltuğuna veda etti. Hakkında yolsuzluk dahil birçok suçlamayla dava açılan Saakaşvili, Kasım 2013'te
Gürcistan'ı terk etti. Ülkedeki tüm malvarlığına el konulan Saakaşvili hakkında gıyabi tutuklama kararı
bulunuyor.
Duşanbe ile Taşkent arasında uçak seferleri yeniden mi başlıyor?
Sputnik
Özbekistan'ın devlet havayolu şirketi Uzbekistan Hava Yolları, Duşanbe Havaalanı'na başvuruda
bulunarak, hizmet fiyatlarını öğrenmek istedi.
Duşanbe Havaalanı'ndan yapılan açıklamada, tarafların düzenli olarak iletişim kurduğu ve
havaalanının, Taşkent'ten gelecek uçakları kabul etmeye hazır olduğu belirtildi.
UÇAK SEFERLERİ 22 YIL ÖNCE DURMUŞTU
Tacikistan ve Özbekistan arasındaki direkt uçak seferleri, ülkeler arasındaki siyasal gerginlik nedeniyle
1993 yılında durdurulmuştu. İki eski Sovyet ülkesinin arasında, uçak seferleri gibi tren ve otobüs
seferleri de yapılmıyor.
22
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Ancak Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman ile Özbek lider İslam Kerimov'un Eylül 2014'te
Duşanbe'de gerçekleşen buluşmasının ardından ülkeler arasındaki gerilimin dinmeye başladığı
gözleniyor.
El Kaide, Rusya'ya saldırı planlamış
Sputnik
El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in 2011'de öldürüldüğü evde ele geçirilen ve önceki gün New York'taki
bir dava sırasında ortaya çıkarılan belgeler, örgütün o zamanlar Rusya'da bir saldırı planladığını
gösteriyor.
BBC'nin haberine göre El Kaide'nin Rusya'da saldırı planları yaptığını gösteren belgeler, New York ve
Manchester'da saldırı hazırlığında olmakla suçlanan Pakistanlı Abid Hassir'in çarşamba günü New
York'ta görülen davasında ortaya çıkarıldı.
BAZILARI YOLDA GÖZALTINA ALINMIŞ
Ele geçirilen belgelerin arasındaki bir mektupta, El Kaide militanlarının Rusya'nın yanı sıra İngiltere ve
Avrupa'ya da gönderildiği, ancak bazılarının yolda gözaltına alındığı söyleniyor. Alıcısı Usame Bin Ladin
olarak görünen mektubun kim tarafından ne zaman yazıldığı bilgisi ise paylaşılmadı.
'BORU HATTINA VEYA BÜYÜKELÇİLİĞE SALDIRACAKTI'
Reuters'e göre de Rusya'ya gönderilmesi planlanan militanlarının bir gaz boru hattına ya da ülkedeki
ABD Büyükelçiliği'ne saldırı düzenlemesi planlanmıştı.
Anastasiadis: Rusya, Kıbrıs sorununun çözümünde rol oynayabilir
Sputnik
Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, Rusya’nın Kıbrıs sorununun çözümünde önemli bir rol
oynayabileceğini söyledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşmesinin ardından basın toplantısında konuşan
Anastasiadis, “Eminim Rusya, Kıbrıs sorununa kalıcı, istikrarsız Doğu Akdeniz bölgesinde istikrar
koşullarını oluşturacak, tüm Kıbrıs halkının insan haklarını onaracak bir çözüm bulma çabalarında
belirleyici bir rol oynayabilir” dedi.
23
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Putin'den soykırım benzetmesi
Deutsce Welle Türkçe
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'da gazetecilere yaptığı Doğu Ukrayna'da açlık
yaşandığını ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) bölgedeki durumu insani bir felaket
olarak değerlendirdiğini belirtti. Putin, böyle bir durumda yaşam mücadelesi veren insanlara doğal
gaz dağıtımının kesilmesinin soykırıma benzediğini savundu.
Rusya Devlet Başkanı, Ukrayna'yı doğal gaz için ödeme yapmaması halinde Rus Gazprom'un
Ukrayna'ya yapacağı gaz sevkiyatını da durdurmakla tehdit etti. Putin, bu durumun Ukrayna
üzerinden Avrupa'ya doğal gaz aktarımında da sorunlara neden olabileceği uyarısını yaptı.
Putin, Rusya'nın bundan on gün önce Rus yanlısı ayrılıkçıların kontrolündeki bölgelere doğal gaz
sevkiyatına başladıklarını belirtmişti. Ayrılıkçılar da kontrollerindeki bölgelere Ukraynalı doğal gaz
firması Naftogaz'ın doğal gaz sevkiyatı yapmadığını kaydetmişti.
Öte yandan Ukrayna’nın doğusundaki Moskova yanlısı ayrılıkçılar ile hükümet birlikleri, geçen hafta
alınan ateşkes kararına uymaya başladı. Ukrayna ordusu sözcüsü, son 24 saat içerisinde ön cephede
hiçbir askerin öldürülmediğini duyurdu.
Rusya yanlısı ayrılıkçılar da ağır silahları çekmeye başladıklarını kaydetti. Sınırdaki Donetsk kentinin
güneyinden 14 tank ve çok sayıda tırdan oluşan bir konvoyun geri çekilmeye başladığı bildirildi.
Kıbrıs limanlarını Rus donanmasına açıyor
BBC Türkçe
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nicos Anastasiadis'in Moskova ziyareti sırasında iki ülke Kıbrıs limanlarının Rus
askeri gemilerinin kullanımına açılması konusunda anlaşma imzaladı.
Liman anlaşması, Batı ve Rusya arasındaki ilişkilerin Ukrayna krizi nedeniyle son yılların en zayıf
seviyesine gerilediği dönemde geldi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, liman anlaşması nedeniyle kimsenin endişe duymaması
gerektiğini söyledi ve "Rus donanması terörle mücadele ve korsanlık olaylarını engellemek için
limanları kullanacak" dedi.
24
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Putin sözlerine "Kıbrıs ile kurduğumuz barışçıl bağ kimseyi hedef almıyor. Bu gelişme kimseyi
endişelendirmemeli" diyerek devam etti.
Kıbrıs adasının Rum tarafında İngiltere'nin de donanma üsleri bulunuyor. Bu hafta içinde İngiltere'den
gelen açıklamalarda İngiliz birliklerin Ukrayna ordusunu eğitmek üzere bölgeye gideceği belirtilmişti.
Anastasiadis, Putin'le Kıbrıs'taki bir hava üssünün Rus hava kuvvetlerinin kullanımına açılması
konusunu da görüştüklerini ifade etti. Hava üssü üzerindeki görüşmeler insani yardım görevleri
çerçevesinde yürütülüyor.
Moskova, Batı'nın uyguladığı yaptırımların ardından başta Kıbrıs, Macaristan ve Yunanistan olmak
üzere bazı Avrupa Birliği ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor.
Xinjiang'da su projelerine 1,35 milyar dolar harcanacak
CRI
Xinjiang'da 2015 yılında 34 büyük su projesine toplam 8 milyar 150 milyon yuan (yaklaşık 1 milyar 350
milyon ABD Doları) harcanacak.
Xinjiang'da son yıllarda su projeleriyle ilgili çalışmalar hızlandırılsa da bölgedeki altyapı tesislerinin
durumunun hâlâ zayıf olduğu belirtiliyor. Bu durumu değiştirmek için merkezi hükümet ile Xinjiang
Uygur Özerk Bölgesi yönetimi, bu yıl içinde toplam 34 su projesinin tamamlanması için 1 milyar 350
milyon dolar harcayacak. Projelerden 26'sına şu an itibarıyla başlandığı bildirildi.
Söz konusu projeler arasında Kala Beili su seviyesi kontrol projesi ile Ye'erqiang Nehri'nde (Yarkent
Nehri) sele karşı baraj projesinin yanı sıra, Jiyin ve Qigu gibi 13 baraj projesi yer alıyor.
Yang Jiechi, Obama'nın danışmanı Rice ile görüştü
CRI
Çin Devlet Konseyi Üyesi Yang Jiechi, ABD Başkanı Barack Obama'nın ulusal güvenlik danışmanı Susan
Rice ile dün New York'ta bir araya geldi.
Görüşmede, iki tarafın da Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in eylül ayında gerçekleştireceği ABD
ziyaretine büyük önem atfettiği, bu konuda eşgüdümde bulunarak ziyaretin başarıyla tamamlanması
için ilgili hazırlıkları yapacağı belirtildi.
25
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Yang Jiechi, görüşmede, Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping'in kısa süre önce ABD Başkanı Barack Obama
ile yaptığı telefon görüşmesinde, yeni tip ikili ilişkilerin oluşturulması için yönlendirici fikirler ortaya
koyduğunu hatırlattı.
Yang, iki tarafın Xi ile Obama arasında varılan anlaşmaları hayata geçirerek üst düzeyli ve farklı
düzeylerdeki karşılıklı ziyaretleri en iyi şekilde planlayarak gerçekleştirmesi gerektiğine işaret etti.
Çin ile ABD'nin her iki tarafı ilgilendiren konularda karşılıklı saygı göstererek çeşitli alanlardaki
işbirliğini genişletmesi gerektiğini dile getiren Yang, iki tarafın küresel ve bölgesel sorunlara karşı
teması artırmasının ve 2015 yılında ikili ilişkilerde daha büyük ilerlemeler kaydedilmesinin öneminin
altını çizdi.
Obama'nın ulusal güvenlik danışmanı Susan Rice, Çin'le beraber farklı alanlardaki ve çeşitli
düzeylerdeki temas ve işbirliğini yoğunlaştırmaya hazır olduklarını kaydetti.
Çin Devlet Konseyi Üyesi Yang Jiechi, görüşmede ayrıca Kore Yarımadası nükleer sorununa da değindi.
Yang, yarımadanın nükleerden arındırılmasında ısrar edilmesini ve ilgili tarafların temkinli
davranmasını istediklerini yineledi.
Yang Jiechi, aynı zamanda Çin'in İran nükleer sorunu üzerindeki tutumunu da yeniden aktardı.
Rusya’da Kürt konferansı
Rudaw
Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi Enstitüsü, Rusya’nın başkenti Moskova’da Kürt sorunuyla ilgili bir
konferans yapılacak.
Rûdaw’a konuşan Kürt Halkı ile Dayanışma ve İşbirliği Derneği Başkanı Yuriy Nebiyev, Uluslararası
İlişkiler ve Ekonomi Enstitüsü tarafından konferansla ilgili bilgilendirildiğini ve Mart ayının başında
genelde Ortadoğu, özelde ise Kürtleri konu alan bir konferansın düzenleneceğini söyledi.
Ezidi Kürt aktivist Yuriy Nebiyev, konferansın Ruslar’ın Kürt sorunuyla yakından ilgilendiğini göstergesi
olduğunu ifade etti.
Sovyetler Birliği’nden bu yana çoğu Ezidi olmak üzere çok sayıda Kürt Rusya’da yaşıyor.
Ağustos ayında IŞİD’in Şengal’e (Sincar) saldırmasıyla Kürtler, Rus medyasının başlıca gündem
maddelerinden biri haline geldi.
26
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Şengal’de kanton yönetimi oluşturulması tartışmasıyla ilgili olarak da Yuriy Nebiyev, “Şengal’de
kanton yahut bir otonominin oluşturulmasına tümden karşıyım. Çünkü milletimiz yıllardır ulusal bir
devlet için mücadele veriyor” dedi.
Yıllardır başta Ezidiler olmak üzere yurtdışındaki Kürtler’in diplomatik ve siyasi çalışmalar yürüttüğünü
belirten Nebiyev, kanton ve otonomi tartışmasında bu insanların fikrinin sorulmadan ortaya
atılmasını eleştirdi.
Nazarbayev, Hollande ile Rusya’ya uygulanan yaptırımları konuştu
CHA
Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev Batı ülkeleri tarafından Rusya’ya uygulanan
yaptırımların kaldırılması için Fransız mevkidaşı François Hollande ile telefon görüşmesi yaptı.
Kazakistan Cumhurbaşkanlığı basın merkezinden yapılan açıklamada, iki liderin görüşmesinde
Rusya’ya uygulanan yaptırımların kademeli olarak kaldırılması için atılması gereken adımların ele
alındığı belirtildi.
Açıklamaya göre Hollande, Ukrayna ve Rusya arasında varılan ateşkesin tam olarak sağlanması ve ağır
silahların geri çekilmesi durumunda, Batı tarafından uygulanan yaptırımların hafifletilmesinin
tartışmaya açılabileceğini söyledi.
İki lider görüşmede tarafların Minsk anlaşmasına uymaları ve ağır silahların geri çekilmesi konusunda
hem fikir olduklarının altı çizerken, özellikle ağır silahların çekilmesinin bölgedeki barış ve istikrara
büyük katkı sağlayacağı vurgulandı. Görüşmede ayrıca Kazakistan ve Fransa arasındaki stratejik
ortaklığının önemine de vurgu yapıldığı dile getirildi.
AVRUPA GÜNDEMİ
Hollandalı Türkler mitinge hazırlandı
Sabah Avrupa
HOLLANDA’DA işadamları ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin oluşturduğu Hollanda Türkleri
Konseyi, Ermenistan’ın Karabag işgalini ve 1915 olaylarından dolayı protesto mitingi ile yürüyüşü
düzenlediklerini açıkladı. Rotterdam’daki toplantıda konsey adına konuşan araştırmacı Sefa Yürükel,
“Özellikle Ermeni iddialarının 100 yılı dolayısıyla Ermeni lobisi ve destekçileri tarafından yapılacak
27
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
faaliyetleri de göz önüne alarak kendi gündemimizi oluşturduk” dedi. Bugün Denhaag’da bulunan
Ermeni Büyükelçiliği önüne çelenk konulacak. Mesaleli yürüyüs gerçeklestirilecek ve Azerbaycan
Büyükelçiligi önüne gül ve karanfiller bırakılacak. Hollanda Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı
Mustafa Cingöz’de, “Eyalet seçimleri için tüm siyasi partilerden aday olan Türk kökenli siyasetçileri
yanımızda görmek istiyoruz” diye konuştu.
Adaylık heyecanı Avrupa’yı sardı
Sabah Avrupa
TÜRKİYE’DE 7 Haziran’da yapılacak seçimlerde milletvekili seçilebilmek için aday adayı olan isimler
yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’dan da çok sayıda isim, aday adayı
olduğunu açıkladı. İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Mustafa Yeneroğlu dün
görevinden istifa etti. Yeneroğlu’nun AK Parti’den İstanbul için aday adayı olduğu öğrenildi.
UETD’DEN ÇOK BAŞVURU VAR
AVRUPA Parlamentosu eski Milletvekili Ozan Ceyhun, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) eski
genel başkanlarından Başbakanlık Müşaviri Sadettin Kılıç ve UETD Genel Başkanı Süleyman Çelik’in de
aday adayı olarak başvuruda bulunduğu öğrenildi. Yine UETD’nin farklı bölgelerinde faaliyet gösteren
bazı yöneticilerinin de isimleri adaylık yarışında geçiyor.
AĞIRLIK AK PARTI’DEN YANA
DİYANET İşleri Türk İslam Birliği bünyesinde İşletme Genel Müdürü olan Ali Özdemir, İstanbul 3.
bölgeden, Hüsnü Özalp Batman’dan, Avusturya’dan da Yurtdışı Türkler Başkanlığı Başkan Yardımcısı
Dr. Gürsel Dönmez, AK Parti’den aday adayı oldu. CHP’den ise Murat Bülbül’ün aday adayı olduğu
bildirildi. Avrupalı aday adaylarının önümüzdeki günlerde artacağı belirtiliyor.
Barınacak yer sağladım
Sabah Avrupa
NSU terör örgütü davasının 188. duruşmasında terör üçlüsüne yakın olan Saksonya Eyaleti’nden iki
tanık dinlendi. İlk olarak dinlenen Günter F. adlı tanık, kardeşi ile birlikte üçlüye barınacak yer
sağladıklarını, geçici olarak tanıdıklarının evine götürdüklerini söyledi. 1998 senesinde kimliğini
pasaport çıkarmaları için terör üçlüsüne verdiğini ifade eden tanık bunun dışında bir şey
28
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
hatırlamadığını söyledi. Tanık, üçlüsünün Almanya dışına gitmemesi üzerine pasaportu geri istediğini
ve yaktığını da ifade etti. Öğleden sonra dinlenen Jörg W. ise “Ben sadece müziğe yoğunlaştım.
Konserler öncesi para konusunda tartışmalar çıkıyordu. Biz konser düzenledik. Diğer bölgedekiler
gelip paralarımızla konser düzenlemek istediler. Tartıştık ve üyeliğe son verdim” dedi. Tanık, sanık
konumundaki Carsten S.’yi tanıdığını ve onun muhbir olduğunun bilindiğini söyledi.
Yunanistan’dan Berlin’e mülteci tuzağı
Sabah Avrupa
YUNANİSTAN’IN kamu borcunun ödenmesi nedeniyle karşı karşıya gelen Atina ve Berlin yönetimleri
arasında yeni bir kriz patlak verdi. İngiltere’de yayımlanan Times gazetesinin yaptığı araştırmaya göre,
Yunanistan hükümeti AB yasalarını ihlal ederek Suriyeli mültecileri gizlice Almanya’ya gönderdi.
Atina’da 840 Suriyeli mülteci, 24 gün boyunca oturma eylemi düzenleyerek Avrupa’da dolaşım hakkı
istemişti. AB yasalarına göre, mültecilerin ilk ayak bastıkları ülkeden çıkmaları yasak. Yunan yetkililer,
mültecilere önce AB yasaları uyarınca, sadece Yunanistan’a sığınma başvurusu yapabileceklerini
söyledi. Ancak Times’a konusan Abu Obei adlı bir mülteci, “24 gün sonra bir hükümet yetkilisi gelerek
bize anlaşma yapabileceğimizi söyledi” dedi. Ardından Yunan hükümeti, mültecilere gizlice oturma
izni ve seyahat belgeleri temin etti. Böylece AB yasalarına göre seyahat hakkı kazanan 200 kadar
Suriyeli mülteci, Almanya’ya doğru uçakla yola çıktılar. Uçuş sırasında Yunanistan’ın verdiği belgeleri
yırtan mülteciler Almanya’ya ayak basar basmaz iltica talebinde bulundu. 2011’den itibaren
Yunanistan’a mültecilerin iadesi askıya alındığı için de eli kolu bağlanan Almanya, iltica taleplerini
kabul etmek zorunda kaldı. Alman hükümeti sözcüsü Stephan Mayer, mültecilere AB ülkelerine haber
vermeden seyahat imkânı tanıyan Atina yönetiminin Avrupa Komisyonu tarafından cezalandırılmasını
istedi. Yunanistan İçişleri Bakanı Yannis Panusis ise mültecilerle gizli anlaşmayı bilmediğini, bir önceki
hükümet döneminde yapılanların araştırılacağını belirtti.
‘Çok içiyordu’
Sabah Avrupa
NSU terör örgütü davasının 187. duruşmasında başsanık Beate Zschaepe’nin Zwickau kentinde
kaldıkları evden komşusu olan bir kadın, tanık olarak dinlendi. Tanık, Zschaepe ile zaman zaman bir
araya gelip eğlendiklerini, Zschaepe’nin gün geçtikçe daha sert içkiler tüketmeye başladığını dile
getirdi ve “Eve çok içkili gidiyordu” dedi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde Saksonya Eyaleti
29
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Anayasayı Koruma Teskilatı Başkanı Gordian Meyer Plath dinlenecekti ancak Zschaepe’nin hastalığı
dolayısıyla duruşma iptal edildi.
Fransa'da 3 gazeteciye gözaltı
Hürriyet Avrupa
Fransa’nın başkenti Paris’in yakınlarındaki bir ormanda insansız hava aracı uçurdukları iddia edilen AlJazeera muhabiri 3 gazeteci gözaltına alındı.
Başkent Paris’in batısındaki yeşillik alan Boulogne Ormanı’nda gazetecilerin, insansız hava aracı
uçurdukları belirtildi. Fransız medyası, soruşturma kaynaklarına dayandırdığı haberinde gözaltına
alınan gazetecilere ‘izinsiz insansız hava aracı uçurmak’ suçlamasının yöneltildiğini duyurdu.
10 KİŞİLİK ÖZEL EKİP
Gözaltılar, pazartesi ve salı geceleri Paris’in turistik mekanları ve içerisinde Millet Meclisi ve Amerika
Büyükelçiliğinin de bulunduğu hassas noktalar üzerinde insansız hava araçlarının tespit edilmesinden
sonra geldi. Olay sonrası Fransa’da esrarengiz insansız hava araçlarının kimler tarafından
uçurulduğunu tespit etmek için 10 kişilik özel bir ekip kurulmuştu. Gözaltına alınan 3 gazetecinin,
Paris’te 2 gece üst üste uçurulan insansız hava araçlarıyla ilgilerinin olmadığını savundu. Öte yandan
güvelik güçleri, gazetecilerin birinin aracı uçururken diğerinin ise kameraya çektiğini iddia etti. Yaşları
34, 52 ve 68 olduğu belirtilen gazetecilerin isimleri ise açıklanmadı.
Paris'te izinsiz insansız hava aracı uçurmak yasak. İzinsiz uçuş yapanlar hakkında 1 yıl hapis ve 75 bin
Euro’ya kadar da para cezası verilebiliyor.
PANİĞE NEDEN OLDU
Birkaç gündür başkent Paris’in turistik mekanları ve hassas noktalar üzerinde uçurulan esrarengiz
insansız hava araçları paniğe neden olmuştu. Fransız medyası, dün gece de Paris üzerinde 5 insansız
hava aracına daha rastlandığını duyurmuştu. Uçuşların Paris'in kuzeyinden güneyine doğru
gerçekleştirildiği aktarıldı. Fransa'da daha önce nükleer santraller ve askerî tesisleri ile
cumhurbaşkanlığı sarayı üzerinde de kimin tarafından kontrol edildiği bilinmeyen insansız hava
araçları tespit edilmişti.
30
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Ayrımcılık yapan Adecco’ya ceza
Hürriyet Avrupa
Belçika’da birçok büyük firmanın Adecco’dan göçmen kökenli olmayan eleman talep ettiğini gösteren
bazı belgeler 2009 yılında basına sızmış, olayın ardından bazı sendikalar ve ırkçılıkla mücadele
örgütleri şirket aleyhine dava açmıştı.
Yerel mahkemenin Adecco’ya verdiği 1 Euro’luk sembolik para cezası kararını yeterli bulmayan
Yargıtay, şirketin Sosyalist Sendika FGTB ve SOS Racisme derneğine 25’er bin Euro para cezası
ödemesine hükmetti.
Kararı memnuniyetle karşılayan sendika avukatı Jan Buelens, “İlk kez bir çok uluslu şirket, yapısal
ırkçılıktan mahkum oldu ve sembolik bir ceza almadı. Yargıtay kararında cezanın gerçekten caydırıcı
olması gerektiği vurgulandı” dedi.
BEYAZ, MAVİ, BELÇİKALI...
Adecco’nun basına sızan iç yazışmalarında, aralarında BMW, Benetton, C&A, Godiva, Peugeot ve
Swatch gibi küresel şirketlerin de bulunduğu müşterilerin eleman aradıkları pozisyonlar için talep
ettikleri şartlar arasında “BBB”, “BBB, Türk veya Yugoslav olabilir”, “BBB ve diğer milletler ama Arap
olmasın” gibi ifadeler bulunması dikkat çekmişti. Fransızca Blanc, Blue, Belge’in (Beyaz, Mavi,
Belçikalı) kısaltması olan BBB, Belçika’ya özgü bir sığır türünün adı olmakla birlikte yabancı kökenli
olmayan Belçikalıları ifade etmek için de kullanılıyor.
İslam, Avusturya’ya aitse bu yasa niye!
Celal Yavuz - Hürriyet
Avusturya Meclisi, tepkilere rağmen İslam Yasa Tasarısı’nı oy çoğunluğuyla kabul etti. Tasarının
görüşmeleri sırasında Mecliste sert tartışmalar yaşandı. Tasarının oylanması “İslam Avusturya’ya ait
mi, değil mi?” tartışmasına dönüştü.
Avusturya Meclisi dünkü oturumunda uzun zamandır kamuoyunda tartışılan İslam Yasası taslağını ele
aldı. İlk konuşmacı ana muhalefet Özgürlükler Partisi (ÖVP) Başkanı Heinz Christian Strache, yasa
tasarısının Avusturya’yı İslamlaştırmaya teşvik edeceğini savundu. Strache, bu yasanın ne minare, ne
burka yasağını içerdiğini, ne de töre cinayetine karşı önlemler getirmediğini söyledi. “İslam ne
tarihsel, ne de kültürel bakımdan Avusturya’ya ait değil” dedi. Strache, İslamcıların terör eylemlerine
Kuran’ı kaynak gösterdiğini ve İslam’la ilişkisi olduğunu söyledi ve “Bu yasayı reddediyoruz” dedi.
31
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
TOPLUMU BÖLMEYİN
Büyük koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPÖ), Grup Başkanı Peter Wittmann, Strache’ye
“Toplumu bölüyorsunuz” dedi. Tasarının radikalizm veya terörizmle mücadele yasası olmadığını,
bunun için gerekli yasaların zaten mevcut olduğunu bildirdi. Wittmann, Müslümanların Avusturya’nın
bir parçası olduğunu vurguladı.
Hükümet ortağı muhafazakar Halk Partisi (ÖVP) Grup Başkanı Reinhold Lopatka, Strache’yi korkuları
körüklemekle suçladı. “Töre cinayetlerini İslam’la, dinle ilişkilendirmeyin. Töre cinayetlerinin dinle
ilişkisi yok. Toplum arasında uçurum açmayın” dedi. Almanya’da Başbakan Merkel’in bir papaz kızı
olarak, “İslam, Almanya’ya aittir” dediğini hatırlatan Wittmann, Avusturya’da yaşayan 500 bini aşkın
Müslümana, “Siz bu topluma ait değilsiniz” diyemeyeceklerini söyledi.
YEŞİLLER DE KARŞI
Yeşillerli Alev Korun, yasanın olumlu ve olumsuz yanları olduğunu belirterek şöyle dedi:
“Mevcut yasa 103 yıllık, 1912’den kalma. Modern toplumun ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Bu nedenle
yeni bir yasa gerekli. Yasanın imamların gelecekte Avusturya’nın en yüksek üniversitesinde
yetiştirilmesini öngörmesi ve İslam mezarlığını düzenlemesi olumlu. Ama yasa ‘Müslümanlar yasalara
uymak zorundadır’ diyerek, Müslümanları genel bir şüphe altına sokuyor. Ayrıca yasa imam
maaşlarının Türkiye, Katar, Suudi Arabistan gibi yabancı ülkeler tarafından ödenmesini yasaklıyor.
Ancak öte yandan bunu vakıflara devrediyor. Paralar vakıflar üzerinden gelecek. Olumsuz yanları ağır
bastığı için yasayı reddediyoruz.”
BİRLİKTE YAŞAM
Yasa tasarısının mimarı Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz da eleştirilere cevap verdi. Bu yasanın
teröre karşı bir cevap değil, birlikte yaşamı düzenlemek için çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan
Kurz, “İslam benim fikrimce, Avusturya’ya ait. Avusturya İslam’ı 1912 yılından beri tanıyor” dedi.
Merkel: "Rusya'yı dışlayamayız"
AA
Merkel, resmi ziyaret için Berlin'de bulunan İsveç Başbakanı Stefan Löfven ile görüşmelerinin
ardından ortak basın toplantısı düzenledi
32
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Yunanistan için uygulanan mali programın 4 ay uzatılmasına
ilişkin, "Atina ile uzlaşılmış olması Yunan Hükümeti ile devam eden müzakereler için iyi bir başlangıç"
değerlendirmesinde bulundu.
İLLÜZYON DEĞİL
Yunanistan'la müzakereler konusunda son günlerde başarılan olayların "azımsanamayacak" olduğunu
ama konunun tamamen başarılmadığını vurgulayan Merkel, "Biz hepimiz anlaşma konusunda
muktedir olduğumuzu gösterdik" dedi.
Euro bölgesi ülkelerine sorunun çözümü için daha çok görev düştüğünü belirten Merkel, "Atina ile
uzlaşılmış olması Yunan Hükümeti ile devam eden müzakereler için iyi bir başlangıç" ifadelerini
kullandı. Merkel, illüzyon görmediğini ama konunun devamının titizlikle tahkik edilmesi gerektiğini
söyleyerek, "Çünkü konu Euro ile alakalı olduğu için bu çok önemli" diye konuştu.
Yunanistan için uygulanan mali programın 4 ay uzatılmasına ilişkin tasarı Alman Federal Meclisi'ne
(Bundestag) Almanya Ekonomi Bakanı Wolfgang Schaeuble tarafından salı günü sunuldu.
Bundestag'ın cuma öğleden önceki oturumda programın 4 ay uzatılmasını onaylaması bekleniyor.
"RUSYA'YI DIŞLAYAMAYIZ"
Başbakan Merkel Ukrayna'da devam etmekte olan krize de değinerek, "Avrupa Rusya'yı ticari partner
olarak dışlayamaz, aksine enerji sektöründe güvenilir bir ilişki istiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Rusya'nın ikinci dünya savaşından bu yana güvenilir bir partner olduğunu vurgulayan Merkel, Ukrayna
krizinin başlangıcından bu yana Rusya ile aralarında ciddi rahatsızlıkların olduğunu ifade etti.
Rus devlet şirketi Gazprom, Avrupa'ya gaz geçişinde en önemli ülke olan Ukrayna'nın borçlarından
dolayı gazı kesme tehtidinde bulunuyor.
Almanya ise gaz ihtiyacının üçte birinden fazlasını Ukrayna üzerinden gelen Rus gazıyla karşılıyor.
Kızları ile terör örgütüne katılan Alman anne mahkeme önünde
DW
Münih Eyalet Mahkemesi'nde görülecek davada yargılanan sanığın Suriye'de El Nusra örgütüne
katıldığı ileri sürülüyor. El Nusra, El Kaide bağlantılı bir cihatçı örgüt olarak tanınıyor.
33
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İddianameye göre Bavyera eyaletinin Allgäu kentinde yaşayan sanık, geçen yılın ocak ayında Suriye'ye
gitti. Sanık, biri üç diğeri yedi yaşında olan iki kızını da beraberinde götürdü.
Suriye'de bir El Nusra militanının ikinci eşi olarak yaşayan sanık, bu sırada silahlı eğitim gördü.
Almanya'ya yine geçen yılın mayıs ayında dönen sanık, güvenlik güçlerince göz altına alındı.
Çocukların velayet hakkı da kendisinden alındı.
İsveç Başbakanı Berlin'i ziyaret ediyor
DW
İsveç Başbakanı Stefan Löfven, bir çalışma ziyareti için Berlin'e geliyor.
Almanya Başbakanı Angela Merkel İsveçli mevkidaşını askeri törenle karşılayacak. Başbakanlık
konutunda yapılacak görüşmede ikili ilişkiler ve Avrupa Birliği'ni ilgilendiren konular ele alınacak.
Sosyal demokrat lider Stefan Löfven, eylül ayında yapılan genel seçimlerin ardından başbakan
olmuştu. Löfven, Yeşiller Partisi ile koalisyon hükümeti kurmuştu.
İsveç'in kaderine Löfven'den önce Fredrik Reinfeldt başbakanlığındaki liberal-muhafazakâr hükümet
yön vermişti.
NSU davasında yeni gelişme
DW
NSU mensupları 6 Nisan 2006 tarihinde Almanya'nın Kassel kentindeki bir internet kafede Halit
Yozgat'ı öldürmüştü.
Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Teşkilatı'na ajanlık yapan Andreas T. de cinayet esnasında olay
yerinde bulunuyordu.
'Cinayet hazırlığından haberdardı'
Andreas T. daha önce konuyla ilgili verdiği ifadelerde olay yerinde bulunmasını "tamamen tesadüf"
olarak nitelemişti.
Ancak "Welt am Sonntag" gazetesinde yer alan bir haberde, Andreas T.’nin cinayet hazırlığından
haberdar olduğu şüphesi gündeme getirildi.
34
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Haberde, Andreas T.’nin 2006 yılında amiriyle yaptığı telefon görüşmesinin dökümü yayınlandı. Amiri,
görüşme sırasında, ''Böyle bir şeyin olacağını bilen herkese oradan geçmemelerini söyledim" ifadesini
kullanıyor.
İngiliz polisi Türkiye'nin iddialarını reddetti
Dünya Bülteni
İngiltere polisi, Türkiye'nin IŞİD'e katılmak için Suriye'ye gittiği iddia edilen kız öğrencilerle ilgili olarak
Türkiye'nin bilgi verilmedi açıklamasını yalanladı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç geçtiğimiz günlerde, İngiliz polisinin ihmali olduğunu, Türkiye'ye
gerekli bilgilendirmenin yapılmadığını ve kızların kaybolması durumunda sorumlusunun İngiltere
olacağını söylemişti. Arınç, İngiltere'nin detayları aktarmak için üç gün zaman aldığını belirtmişti.
Arınç'ın açıklamasına cevaben açıklama yapan İngiliz polisi, üç kızın Türkiye'ye gelme tarihleri olan 17
Şubat'tan bir gün sonra Londra'daki Türkiye Büyükelçiliği'ne gerekli bilgilendirmenin yapıldığını ileri
sürdü.
Türkiye Güzeli Hapse Girme Tehlikesiyle Karşı Karşıya - Der Spiegel Hasnain Kazim
Her Kim Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Hakkında Eleştirel Söylemde Bulunur ise Dava Edilmeyi de Göze
Almalı. Savcılık Eski Türkiye Güzeline Instagram’da Yaptığı Masum Bir Yorum Nedeniyle Suç
Duyurusunda Bulundu-Öyle görünüyor ki Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hoşuna hiç gitmemiş. Merve
Büyüksaraç, Erdoğan ile dalga geçilen bir şiiri yaydığı gerekçesiyle yargılanma tehlikesiyle karşı
karşıya. Büyüksaraç’ın avukatı İstanbul’daki bir savcının müvekiline karşı dava açmak istediğini
duyurdu. İlgili mahkeme davanın açılıp açılmayacağı hususunda henüz bir karar vermemiş.
2006 yılında Türkiye güzeli seçilen ve şimdilerde tasarımcı ve yazar olarak hayatını sürdüren
Büyüksaraç kendi verdiği ifadeye göre “Uykusuz” adlı bir mizah dergisinde yer alan bir şiiri Instagram
üzerinden paylaştı. Ustanın Şiiri adlı metnin konusu yolsuzluk. Aralık 2013 yılında Erdoğan’ın yakın
çevresi hakkında yolsuzluk iddiaları nedeniyle bir soruşturma başlatılmıştı. Şiirde ismi geçen
Erdoğan’ın oğlu Bilal de şüpheliler arasındaydı.
35
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Arkadaşlarının -bu şiirin sorun çıkarabileceği şeklindeki- uyarıları üzerine Büyüksaraç Instagram
hesabından bu şiiri kaldırmış. Hürriyet gazetesi Büyüksaraç’ın “Şiiri komik bulduğum için paylaştım.
Erdoğan’a hakaret etmek gibi bir amacım yoktu.” şeklindeki ifadesine yer verdi.
Yine de polis ocak ayı ortalarında kendisinin ifadesini almış. Büyüksaraç eğer mahkeme önüne
çıkarsa kendisi kamu görevlisine hakaret etme suçundan iki yıl hapis cezasına çarptırılma tehlikesiyle
karşı karşıya kalabilir. Savcıya göre, Büyüksaraç’ın paylaştığı şiir düşünce özgürlüğü sınırlarını
aşmakta.
Eski güzellik kraliçesi, cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde hakkında
hukuksal işlem başlatılan çok sayıda kişiden sadece biri.
Bu olaydan daha büyük yankıyı ise Konya’da 16 yaşındaki bir öğrencinin -öğrenci temsilcisi olarak
Erdoğan hakkında eleştirel ifadelerde bulunduğu gerekçesiyle- ocak ayı sonunda tutuklanması
uyandırdı. İlgili şahsın avukatı, müvekkilinin hüküm giymesi hâlinde 37 ay hapis cezasına
çarptırılabileceğini açıkladı. Davaya mart ayında çocuk mahkemesi bakacak. Başbakan Ahmet
Davutoğlu gence karşı açılan davayı, ”Herkesin cumhurbaşkanlığı makamına -o makamda kim olursa
olsun- saygı göstermesi gerekir.” şeklindeki sözlerle savundu.
Geçtiğimiz hafta, 2011 yılında hakarette bulunduğu gerekçesiyle Erdoğan’a 6.000 lira para cezası
ödemeyi reddeden bir kabareci gözaltına alındı. Bu ay zorunlu din dersine karşı yapılan gösterilerde
çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. Bu gençler de -Erdoğan’ın bu dersleri savunan ifadelerde
bulunması nedeniyle- Cumhurbaşkanı'na hakaret etmekle suçlanıyorlar. Hükûmete eleştirel bakan
Cumhuriyet gazetesinin yeni genel yayın yönetmeni de Erdoğan’a hakaret etmekle suçlanıyor.
Cumhuriyet gazetesinin yeni genel yayın yönetmeni daha önce Türk hükûmetine yönelik yolsuzluk
iddialarını araştıran bir savcıyla röportaj yapmıştı. Yapılan röportajda, savcı Erdoğan’ı ana sanık olarak
göstereceğini ilan etmişti.
Erdoğan'a ve çok sayıda bakana karşı açılan yolsuzluk soruşturmasına iştirak ettikleri gerekçesiyle
ülke çapında yapılan polis baskınlarında çok sayıda polis gözaltına alındı. Devlete bağlı Anadolu Ajansı
ilgili 54 memur hakkında tutuklama emri çıkartılmış olduğunu duyurdu. Bunlardan 40’ı gözaltına
alındı.
Geçtiğimiz yıllarda da hükûmete karşı açılan yolsuzluk soruşturmalarına katılan pek çok insan
gözaltına alınmıştı. Erdoğan söz konusu savcı ve polisleri -başdüşmanı Fethullah Gülen’in
kontrolündeki- güçlü Gülen ağına bağlı olmakla suçluyor.
36
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Erdoğan, Amerika’da uzun yıllardır kendi iradesiyle sürgün hayatı yaşayan İslam vaizi Fethullah
Gülen’in Türkiye’deki devlet organlarına sızarak kendisini devirmeye çalışmakla suçluyor. Yolsuzluk
iddiaları 2013 yılının aralık ayında ortaya çıktı. Bunun üzerine dönemin Başbakanı Erdoğan,
kabinesinin yarısını değiştirmek zorunda kalmıştı.
ORTADOĞU GÜNDEMİ
Suudi veliaht prens İngiltere'de
Dünya Bülteni
Suudi Arabistan’ın ikinci veliaht prensi Muhammed bin Nayif İngiltere’ye düzenlediği resmi ziyaret
çerçevesinde bugün ülkenin başbakanı David Cameron ile bir araya gelecek.
Suudi Arabistan’ın İngiltere Büyükelçisi Prens Muhammed bin Nevaf bin Abdülaziz yaptığı açıklamada,
veliaht prensin iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve işbirliğinin artırılması için resmi ziyaret
düzenlediğini söyledi.
Suudi Büyükelçi, ayrıca, Husi direnişçilerin Yemen’de meşru hükümeti devirmesi ve IŞİD’le uluslararası
alanda mücadele edilmesi gibi stratejik konuların da ele alınacağını ifade etti.
Kabil'de Türk elçiliği korumalarına saldırı
Dünya Bülteni
Afganistan'ın başkenti Kabil'de bomba yüklü araçla düzenlenen intihar saldırısında, bir Türk vatandaşı
hayatını kaybetti, biri de yaralandı.
Afganistan İçişleri Bakan Yardımcısı Eyüp Salanyi, intihar saldırısının Türk vatandaşlarının kullandığı
aracı hedef aldığını söyledi.
Ölen ve yaralanan Türk vatandaşlarının kimlikleri hakkında henüz bir açıklama yapılmadı.
GENELKURMAY BAŞKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA
Afganistan'ın başkenti Kabil'de bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda, Türk Silahlı Kuvvetlerine
(TSK) mensup bir personelin can verdiği, bir personelin de yaralandığı bildirildi.
37
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, Kabil'de, Afganistan Türk Görev
Kuvvet Komutanlığından, NATO'nun Afganistan'daki Kıdemli Sivil Temsilcisi Büyükelçi İsmail Aramaz'a
tahsisli koruma timinin aracına, Türkiye saati ile 05.45 sularında, bomba yüklü bir araçla saldırıda
bulunulduğu belirtildi. Açıklamada, saldırıda, TSK mensubu bir personelin hayatını kaybettiği, bir
personelin de yaralandığı kaydedildi.
Açıklamada, "Şehidimize Allah'tan rahmet diler, aile fertlerine, Silahlı Kuvvetlerimize ve Yüce Türk
Milletine başsağlığı dileriz" ifadesine yer verildi.
TALİBAN: HEDEF ABD İDİ, TÜRKİYE'YE DÜŞMANLIĞIMIZ YOK
Saldırının ardından AA muhabirinin ulaştığı Taliban örgütünün sözcüsü Zabihullah Mücahit, saldırıyı
üstlendiklerini ifade ederken, "Kabil'deki Türk Büyükelçiliği sokağından geçen ABD aracının hedef
alındığını" öne sürdü.
Mücahit bu açıklamanın ardından AA muhabirini arayarak yaptığı ikinci açıklamada, ''Bölgeden geçen
ABD'ye ait araçları hedef aldık, ölenler de ABD vatandaşı, eğer saldırı anında Türklere ait araç da
bölgede varsa yanlışlıkla onlar da zarar görmüştür, bizim Türklerle düşmanlığımız yok'' diye konuştu.
Mursi'nin karar duruşması 16 Mayıs'ta yapılacak
Dünya Bülteni
Mısır'da yapılan askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve 130
kişinin, "11 hapishane ve karakola saldırarak, 3 subayı kaçırmak" suçlamalarıyla yargılandığı davanın
duruşmasına, başkent Kahire'deki Polis Akademisi'nde, Hakim Şaban eş-Şami başkanlığındaki Kahire
Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam edildi.
Yargı kaynaklarından alınan bilgiye göre; bugünkü duruşmada mahkeme heyeti, "Vadi'n-Natrun
Hapishanesi Olayı" olarak bilinen davanın duruşmasını, kararın açıklanması için 16 Mayıs'a erteledi.
Böylece, Mursi'nin yargılandığı 5 davadan üçünde karar günü belirlenmiş oldu.
Mısır'da "Vadi'n-Natrun Hapishanesi Olayı" olarak da bilinen "hapishaneler baskını" davasında, 106'sı
firari ve 25'i tutuklu 131 sanık, 25 Ocak 2011'de Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle
sonuçlanan halk ayaklanmasında, "11 hapishane ve karakola saldırarak, 3 subayı kaçırmak"
suçlamalarıyla yargılanıyor.
"CASUSLUK" DAVASI
38
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Aynı mahkeme, daha önce de Mursi ve 35 kişinin yargılandığı "casusluk" davasında da 16 Mayıs'ta
kararın açıklanmasına karar vermişti.
Mursi ve 35 kişi, "Devletin çıkarlarına zarar vermek amacıyla Hamas, Lübnan'daki Hizbullah örgütü,
İran Devrim Muhafızları'yla suç amaçlı iş birliği ve casusuluk yaptıkları" iddiasıyla suçlanıyor.
Sanıklar ayrıca Mısır Bakanlar Kurulu'nun Aralık 2013'teki İhvan'ı "terör örgütü" olarak ilan etme
kararına binaen "terör örgütüne mensup olmakla" suçlanıyor. Davadaki 36 sanıktan 22'si tutuklu, 14'ü
ise gıyaben yargılanıyor.
"İTTİHADİYYE OLAYLARI" DAVASI
Mursi ve 14 sanığın yargılandığı, kamuoyunda "İttihadiyye olayları" olarak bilinen davanın ise 21
Nisan'da karara bağlanmasına hükmedilmişti.
Kamuoyunda "İttihadiyye olayları" olarak bilinen 2012'de "Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde bazı
protestocuların ölümüyle sonuçlanan şiddet olaylarını teşvik" suçlamasıyla açılan dava kapsamında
Mursi ve beraberindeki 14 kişi, ilk kez 4 Kasım 2013'te hakim karşısına çıkmıştı.
Mursi ve 10 İhvan üyesi hakkında "Katar Devleti için casusluk yaptıkları" iddiasıyla açılan davanın
duruşması 28 Şubat'a ertelenmişti.
Askeri darbe ile görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi hakkında açılan "yargıya
hakaret" davasında ise henüz duruşma günü belirlenmedi.
Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve 130 kişinin
yargılandığı "hapishaneler baskını" davasında, kararın 16 Mayıs'ta açıklanacağı bildirildi.
Mısır'da askeri darbeyle görevinden uzaklaştırılan Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve 130 kişinin
yargılandığı "hapishaneler baskını" davasında, kararın 16 Mayıs'ta açıklanacağı bildirildi.
İki kral ilk kez bir araya geldi
Dünya Bülteni
Suudi Arabistan resmi ajansı SPA'nın haberine göre, başkent Riyad'daki Kraliyet Sarayı'nda
gerçekleşen görüşmede iki kral, ülkeleri arasında "halkların çıkarlarına hizmet edecek iş birliği
yollarının aranması" konularını ve Ortadoğu'daki gelişmeleri ele aldı.
39
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Görüşmede, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Yardımcısı Mukrin bin Abdulaziz, Milli
Muhafız Ordusu Bakanı Prens Mutib bin Abdullah ile Ürdün Kraliyet Divanı Başkanı Faiz et-Taravne,
Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Nasır Cudeh, Kral'ın askeri danışmanı ve Genelkurmay Başkanı Meşal
ez-Zebn'in aralarında bulunduğu iki ülkeden heyetlerin de hazır bulunduğu kaydedildi.
Suudi Arabistan'da Selman bin Abdulaziz'in 23 Ocak'ta göreve başlamasının ardından iki kral ilk kez
bir araya geldi.
İsrail, katliam yapılan İbrahim Camii'ni havra yapmıştı
Dünya Bülteni
İsrail'in işgal altında tuttuğu Filistin'de 1948'den itibaren çok sayıda büyük katliama imza attıldı. Bu
saldırıların en önemlilerinden biri 25 Şubat 1994'te sabah namazı sırasında El Halil şehrinde Halil
İbrahim Camii'nde düzenlenen saldırı oldu. Namaz sırasında camiye gelen bir Yahudi sivil işgalci
(yerleşimci) M-16 otomatik silahıyla ateş açarak 29 kişiyi öldürdü ve 125 kişiyi yaraladı. Katliamdan
sonra cami dokuz ay boyunca tadilat gerekçesiyle kapalı kaldı. Açıldığında ise siyonist rejim üçte ikisini
havra yapmış, cami olarak bıraktığı alana ise gözetleme kameraları koymuştu. Girişe ise manyetik
kontrol cihazları yerleştirilmişti.
Camiye saldıran kişi, Baruch Goldstein isimli ABD kökenli bir doktordu. Silahı tutukluk yapması
nedeniyle ateş edemeyince saldırıdan sağ kurtulanlar tarafından linç edildi. Olaya şahit olanlardan
Talâl Ebu Sinine, Müslüman gençlerin canavar Goldstien'ın üzerine atılıp onu öldürmelerini şöyle
anlatıyor: "Bazı gençler ayağa kalkıp caninin üzerine yürüdü ve onu öldürdüler. İlk harekete geçerek
caninin üzerine doğru yürüyen gencin adı Selim İdris'ti. İkincisi de Nemir Mücâhid'di. Daha sonra her
ikisi de şehid oldu."
Yaralıların hastaneye taşınması sırasında da İsrail işgal askerlerinin ayrı bir katliam gerçekleştirdiği ve
ölü ile yaralı sayısının arttığı bildiriliyor.
İşgal yönetimi Hz. İbrahim Camii katliamını dünya kamuoyuna, akli dengesi yerinde olmayan aşırı
dinci bir yahudi tarafından işlenmiş bir katliam olarak kabul ettirmeye çalıştı. Katliamın bizzat işgal
yönetiminin bilgisi dahilinde ve onun yardımıyla gerçekleştirildiği şahitlerin ifadelerinden anlaşılıyor.
Katliamdan sonra El Halil şehrinin hemen yanındaki Kiryat Arba Yahudi yerleşim yerinde bir anıt
dikildi. İsrail tarafından tepkiler üzerine bir kaç kez yıkılan anıt hala diğer Yahudi yerleşim yerlerinden
yoğun bir ziyaretçi akımına uğruyor.
40
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
İşgal güçleri cami hareminin kapılarını kapatmış ve namaz kılanları dışarı çıkarmaya yahut dışardan
şehitlere ve yaralılara ulaşmaya çalışanlara engel olmuşlar, daha sonra da yaralıların hastaneye nakli
esnasında ikinci bir katliam gerçekleştirmişlerdi. Sonra da şehitlerin ahirete uğurlanması esnasında
halkı kabristana kadar izledi ve katliamı burada tamamladılar. Böylece H. 1414 yılının Ramazan ayının
onbeşine denk gelen "Kanlı Cuma"da sabah namazının kılındığı esnada bir siyonist canavar tarafından
başlatılıp onunla aynı fikirleri paylaşan ve aynı duyguları taşıyan işgalci askerler tarafından sürdürülen
korkunç katliamda 67 Müslüman şehid oldu, 300'e yakın Müslüman da yaralandı.
CAMİ DOKUZ AY KAPANDI, AÇILDIĞINDA YARISINDAN FAZLASI SİNAGOG OLDU
Söz konusu cami, El Aksa Camii (Mescid-i Aksa)'ne benzer şekilde bir sorun kaynağıdır. Camiinin
altında Hz. İbrahim’in El Halil’e geldiğinde satın aldığı ve uzun yıllar yaşadığı rivayet edilen
“peygamberler mağarası” bulunuyor. Bu mağara Musevi dininin en kutsal mekanlarından biri
sayılıyor. Yahudilerin Filistin’de iken bu mağara üzerine inşa ettiği tapınakların Romalılar tarafından
yıkıldığı rivayet ediliyor. Bölge Müslümanların kontrolüne geçtikten sonra Halil İbrahim Camii inşa
edilmiştir.
Yüzyıllar sonra işgale gelen Yahudiler, Halil İbrahim Camii'ni sinagog olarak kullanmak istedi. Bu
istekleri Müslümanlar arasında tepkiyle karşılandı. Söz konusu katliam da bu anlaşmazlığın bir ürünü.
Katliamdan sonra camii dokuz aydan fazla bir süre kapalı tutuldu. Tekrar açıldığında yarısından
fazlasının sinagog olarak düzenlendiği görüldü.
Caminin yahudilere ayrılan kısmı üçte ikisini kapsayacak şekilde genişletilmiş, bunun yanı sıra
Müslümanlara ait kısımda namaz kılacakların sayısına sınır koyulmuş ve bu kısmın askerler tarafından
gözetlenebilmesi için caminin değişik yerlerine gizli kameralar yerleştirilmiş, gözetleme yerleri
yapılmıştı.
Müslümanların kullandığı ana kapılardan sadece bir tanesi açık bırakılmış diğerlerinin tamamı
kapatılmıştı. Açık bırakılan kapıya da manyetik kontrol cihazları ve özel gözetim bölmeleri
yerleştirilmişti. Yapılan bu düzenlemelerle cami adeta bir polis karakoluna dönüştürülmüştü.
IŞİD, Musul'da savunma savaşına hazırlanıyor
Dünya Bülteni
IŞİD'in Haziran'da ele geçirdiği Musul'a karşı Irak ordusunun büyük operasyon hazırlığı sürerken,
örgüt şehrin etrafını barikat ve hendeklerle çevirmeye başladı
41
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Irak güçlerinin düzenlemesi muhtemel kara harekâtına karşılık IŞİD, elinde tuttuğu Musul'daki askeri
varlığını ve tahkimatı arttırmaya çalışıyor ve yeni taktikler geliştiriyor. Bu taktikler arasında, hendek ve
barikatlar da var.
Örgütün kalelerinden sayılan Musul'a yönelik bir kara harekatı düzenlenmesi ihtimalini değerlendiren
IŞİD, hükümet binaları etrafına kurduğu barikatları şehir dışına taşıyor.
Musul'daki barikatlarla ilgili konuşan görgü şahidi Ebu Muhammed Musuli, kente Erbil yönünden
girilmesine engel olmak amacıyla Gökçeli bölgesinden başlayarak Musul'un dışına kadar uzanan bir
barikat kurulduğunu söyledi.
IŞİD'in geliştirdiği yeni tahkimat yöntemleri arasında şehrin etrafına kazılan 1,5 metre derinliğinde ve
1,5 metre genişliğindeki hendekler de var.
IŞİD TAKTİK DEĞİŞTİRİYOR
Kentin içinde ise "Usra Ordusu" olarak adlandırılan ve IŞİD'in lideri Ebubekir Bağdadi'ye yakınlığıyla
bilinen silahlı gruplar bulunuyor. Görgü tanığı Mithat Muallim ise, çoğunluğu yabancı uyruklu, siyah
üniformalı ve silahlı grupların Musul caddelerinde dolaşmaya başladıklarını gördüklerinde Bağdadi'nin
kentte olduğunu anladıklarını kaydetti. Muallim, "Bu grupların hiç bir zaman aynı yerde uzun süre
kalmadığını ve çok hızlı hareket ettiklerini" ifade etti.
IŞİD'İN 'KİMYASAL SİLAH GELİŞTİRDİĞİ' İDDİASI
Ninova Güvenlik Karakolu'ndan Tuğgeneral Ganim Sebavi de, IŞİD'in bir süredir Rakka ve Musul'da ele
geçirdiği kimyasal gazları kullanarak silah geliştirdiğini ve hedefine ulaşmadan önce roket atılarak
infilak etmesini engellemek için araçları zırhladığını ileri sürdü.
Görgü şahitlerinden edinilen bilgilere göre hava saldırılarından ötürü bulunduğu yeri sürekli
değiştiren örgüt mensupları, silah ve cephane deposu olarak uluslararası koalisyona ait uçakların
vurmayacağını düşündüğü kiliseleri kullanıyor. Örgüt, ayrıca bilgi toplamak ve güvenlik güçlerine bilgi
sızdıranların kim olduğunu öğrenebilmek için halk arasındaki istihbarat unsurlarını da güçlendiriyor.
Hava saldırılarına karşı uçaksavarları kullanan IŞİD, uçakların görüş mesafesini düşürmek için ise araç
tekerleği yakma yoluna gidiyor.
Obama'nın IŞİD'le Küresel Mücadele Özel Temsilcisi emekli General John Allen 8 Şubat'ta Irak
güçlerinin, uluslararası koalisyonun desteğiyle IŞİD'e karşı yakında kara harekatı başlatacağını
söylemiş ve uluslararası koalisyonun, karadan yürütülecek operasyonda 12 Irak tugayını eğiteceği ve
silahlandıracağını ifade etmişti.
42
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
ABD Savunma Bakanlığı'ndan bir yetkili, Cuma günü Musul'un geri alınmasına yönelik operasyonun en
erken Nisan veya Mayıs ayında düzenlenebileceğini açıklayarak, 'Musul kolay değil, zor bir savaş
olacak' demişti.
Yetkiliye göre, Musul'un örgütün elinden geri alınması için toplam en az 20 bin askere ihtiyaç var.
Birlikler Iraklı ve Kürt askerlerden oluşacak.
Pentagon yetkilisi, Harekâtın zamanlaması, birliklerin savaşa hazır olup olmadıklarına bağlı
bulunacağını ifade etmişti.
BÜYÜK OPERASYON İÇİN HAZIRLIKLARA DEVAM
Irak'ın ikinci büyük ili Musul, 10 Haziran 2014'te IŞİD'in kontrolüne girmişti. Irak ordusu ve peşmerge
birlikleri, Sünni Arap nüfusun çoğunlukta olduğu Musul ilini kurtarmak için koalisyon güçlerinin
desteğinde hazırlıklarını sürdürüyor.
Musul çevresinde yeri gizli tutulan karargâhlarda, kurtarma operasyonunda görevlendirilecek asker
ve polisler eğitiliyor. Bunlar arasında daha önce Musul düşerken Irak ordusundan kaçan askerler de
bulunuyor. Yabancı askeri danışmanların da katıldığı eğitimlerde, silah kullanımı, muharebe teknikleri,
yakın dövüş, her türlü arazi şartlarında ilerleme ve sokak çatışmaları alanında eğitim veriliyor.
PEŞMERGE DE HAREKATA DESTEK VERECEK
Kürt yönetimi, peşmergenin de Musul savaşına katılacağını açıklamıştı. Irak Başbakanı Haydar İbadi,
16 Şubat'ta ordunun Musul'u IŞİD'den geri almak için hazırlandığını belirterek "Birkaç ay içinde Musul
için harekete geçileceğini" söylemişti.
Pentagon Sözcüsü John Kirby, 11 Şubat'ta, "Hepimiz Musul'a odaklanmış durumdayız ama kara
harekâtının ne zaman olacağına ilişkin tarih, zaman ve hafta konusunda bir öngörüde
bulunamayacağım" demişti.
MUSUL-RAKKA YOLU KRİTİK
IŞİD'in Suriye ve Irak'ta lojistik tedariğini sağladığı en kritik bölge Musul ile Suriye'nin Rakka kentini
birbirine bağlayan karayolu. Rakka IŞİD'in Suriye'deki merkezi konumunda. Kuzeydeki Rabia sınır
kapısı peşmergenin eline geçtiği için IŞİD Musul ve Rakka arasındaki bu alternatif yolu kullanarak
lojistik destek sağlıyor.
Peşmerge birlikleri bu yol üzerindeki Sincar ve Telafer bölgelerini geri almak için mücadele ediyor.
Eğer bu bağlantı yolu kesilirse, bu IŞİD'e önemli bir darbe vurulduğu anlamına gelecek.
43
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Esad'dan Asya Parlamentosu fikrine destek
Sputnik
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, Asya Parlamenterler Cemiyeti’nin, küresel ve bölgesel sorunları
çözmede etkin rol alabilmesi için Asya Parlamentosu’na dönüştürülmesi çabalarını desteklediği
bildirildi.
Suriye resmi haber ajansı SANA’nın haberine göre Beşar Esad, ülkesinin, parlamentolar arası
işbirliğine ve Asya Parlamenter Cemiyeti’nin tüm ülkelerle işbirliği yapma, küresel ve bölgesel
sorunları çözme yeteneğine sahip Asya Parlamentosu'na dönüştürülmesine yönelik çabaları
destekledi.
Suriye lideri, Pakistan Senato Konseyi Başkanı ve Asya Parlamenter Cemiyeti Başkanı Nayer Hüseyin
Buhari ve ona eşlik eden heyet ile Şam’da yaptığı görüşmede, tüm ülkelerin teröre karşı mücadelede
ilkeli tutum sergilemesinin önemine vurgu yaptı. Esad, uluslararası toplumun, bu tehlikeli olguyu yok
etme yeteneğine sahip ülkelerin işbirliğini desteklemek zorunda olduğunun altını çizdi.
Öte yandan Buhari, uluslararası toplumu tehdit eden terörizme karşı mücadelede uluslararası
koordinasyonunun önemine dikkat çekti. Pakistan Senato Konseyi Başkanı, Suriye’nin en yakın sürede
güvenlik ve istikrara kavuşması temennilerini ifade etti.
Asya Parlamenterler Cemiyeti, Rusya’nın katılımıyla 1999’da kurulan ve 41 ülke parlamentosunun
dahil olduğu Barış için Asya Parlamentolar Birliği’nin devamı niteliğinde. Cemiyet’in temel amacı,
Asya’da güvenlik ve istikrarın sağlanması için ortak strateji oluşturulması.
BAE’den Ukrayna’ya silah sevkiyatında anlaşma
Sputnik
Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) başkenti Abu Dabi'ye dün
bir ziyaret düzenledi.
Poroşenko, temasları kapsamında Abu Dabi Veliaht Prensi ve BAE Genelkurmay Başkan Yardımcısı
Muhammed El Nahyan ile görüştü. Poroşenko, Abu Dabi'de düzenlenen IDEX Uluslararası Savunma
Fuarı ve Konferansı'nı da ziyaret etti.
44
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Poroşenko'nun temasları ile ilgili bilgi veren Ukrayna İçişleri Bakanı’nın danışmanı Anton Geraşenko
ise ziyaret sırasında BAE'nin Ukrayna’ya silah ve askeri araç sevkiyatı yapmasında anlaşıldığını
açıkladı.
AYRINTI VERİLMEDİ
Geraşenko, Facebook hesabında yaptığı açıklamada, ‘Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun
görüşmeleri sırasında Ukrayna’ya belirli silah ve askeri araç türlerinin sevkiyatları konusunda BAE ile
işbirliğine gidilmesine dair anlaşma sağlandı’ ifadelerini kullandı.
Ancak Geraşenko, Facebook üzerinden konuyla ilgili başka ayrıntı verilemeyeceğinin altını çizdi.
Ruhani: Yeni yaptırımları kabul etmeyeceğiz
CRI
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, ülkesine yönelik yeni yaptırım tedbirlerini kabul etmeyeceklerini
söyledi.
Ruhani, dün İran'ın en tutucu kentlerinden olarak bilinen Kum'da yaptığı konuşmada, ülkesini
hedefleyen uluslararası yaptırımların insan haklarına aykırı olduğunu vurguladı.
Ruhani, İran'ın nükleer müzakereler sürecinde aldatıcı veya aşağılayıcı nitelikte eylemleri ve yeni
yaptırımları kabul etmeyeceğini vurguladı.
İran nükleer sorununa ilişkin nihai anlaşma sürecinde "haksız ve vahşice" yaptırımların kaldırılması
gerektiğine dikkat çeken Ruhani, bilimsel çalışmaların İran'ın hakkı olduğunu, İran halkının bundan
vazgeçmeyeceğini belirtti.
İran ile ABD yetkilileri, taraflar arasındaki fikir ayrılıklarını gidermek üzere 22-23 Şubat günlerinde
Cenevre'de ikili görüşmeler yaptı.
Diğer yandan, Cumhuriyetçi Parti'nin çoğunluğu elinde tuttuğu ABD Kongresi'nin İran'a yeni
yaptırımlar uygulayacağı dillendirilirken, İran'ın dinî lideri Ali Hamaney'in de müzakereler kapsamında
"iki aşamalı plan"ı desteklemeyeceği açıklandı. Bu gelişmeler, kamuoyunda müzakerelerin geleceğine
dair endişe uyandırdı.
İran nükleer sorununa dair müzakereler 2 Mart'ta Cenevre'de devam edecek.
45
AK PARTİ GENEL MERKEZ DIŞ İLİŞKİLER BAŞKANLIĞI
Rojava’da tek ve ortak yönetime doğru...
Rudaw
Suriye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-S) Sözcüsü Nuri Brimo, bugünden itibaren Rojava’da tek
yönetim için çalışıldığını söyledi.
Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) resmi web sayfasına konuşan Nuri Brimo, “Duhok Anlaşması’nın
hayata geçmesi konusunda hızlı davranılması gerektiğini belirterek, “Kürt düşmanları hep beraber
bize saldırıyor” dedi.
KDP- S sözcüsü, “TEV-DEM zorunlu askerlik uygulamasına ve yerel seçimlere tek başına devam ediyor.
Anlaşma uyarınca, bundan sonra kantonlar tek özerk yönetime dönüşerek, ortak güç oluşturulmalı”
diye konuştu.
Nuri Brimo, askeri komitenin de çalışmlara başlaması gerektiğini ifade etti.
Rojava Askeri Komitesi’nde Ebdulsemed Halef Biro, İsmail Hama, Beşar Emin, Muhammed Şiwes,
Mustafa Meşayik, Muhammed Musa, Fewzi Şengali, Ferhad Telo ve Mızgin Ahmed yer alıyor.
Özerklik Yapılanma Komitesi’nde ise Muhsin Tahir, Nimet Davud, Tahir Sıfuk, Feysel Yusif, Ebdulselam
Ahmed, Nasraddin İbrahim, Salih Gedo, Cemal Şeyh Baki ve Selwa Bedran isimleri yer alıyor.
46
Download