AVRUPA KOMİSYONU TARAFINDAN TÜRKİYE İÇİN HAZIRLANAN 2015 YILI İLERLEME RAPORU’NDA SİGORTA VE BİREYSEL EMEKLİLİK SEKTÖRLERİ Türkiye, AB’ye 1964 yılından beri Ortaklık Anlaşması ile bağlı olup Gümrük Birliği 1995 yılında kurulmuştur. Avrupa Konseyi tarafından Aralık 1999 tarihinde Türkiye’ye aday ülke statüsü verilerek katılım müzakereleri Ekim 2005 tarihinde açılmıştır. Katılım müzakereleri kapsamında bugüne kadar 14 müzakere başlığı açılmış olup bu başlıklardan bir tanesi geçici olarak kapatılmıştır. Türkiye ile üst düzey mali iletişimi destekleyen Ekonomik ve Parasal Politikaya ilişkin 17. başlığın açılması için hazırlıklar başlamıştır. Avrupa Komisyonu tarafından 10 Kasım 2015 tarihinde açıklanan Türkiye İlerleme Raporu’nda kriterlerin karşılanmasında ilerleme sağlanması, müzakere çerçevesinin gereklerinin ve AB’ye karşı olan anlaşmaların yükümlülüklerinin yerine getirilmesi suretiyle müzakerelerin hızına ivme kazandırılabileceği ifade edilmektedir. İlerleme Raporunda ülkemizin siyasi, ekonomik kriterlere uyumunun yanı sıra, üyeliğe ilişkin zorunlulukları üstlenme yeterliliği ile birlikte ekonomiye ve sigorta ve bireysel emeklilik sektörleri de dahil olmak üzere finansal piyasalara ilişkin gelişmeler değerlendirilmiş, Mali Hizmetlere ilişkin 9. başlık altında, genel olarak mali hizmetler sektöründe ülkemizin hazırlığının iyi olduğu belirtilmiştir. “Ekonomik Kriterler” başlığı altında “Bankaların, sektörün toplam varlıkları içindeki %87’lik paylarını koruyarak mali sektördeki hâkimiyetini sürdürmüş olduğu, göreceli olarak küçük sigorta sektörünün payının (bireysel emeklilik dâhil) % 5 civarında kaldığı” (2015 İlerleme Raporu, sf. 42) belirtilerek aşağıdaki ifadelere yer verilmektedir: “AB kurallarının amacı, bankacılık, sigorta ve bireysel emeklilik, yatırım hizmetleri ve menkul kıymet piyasaları gibi finansal kuruluşların arasındaki adil rekabetin ve bunların istikrarının sağlanmasıdır. Söz konusu kurallar, bu kurumların yetkilendirilmesi, faaliyeti ve denetimine ilişkin usulleri içermektedir.” “Türkiye, finansal hizmetler alanında iyi bir hazırlık düzeyine sahiptir. Bankacılık düzenleme kurumunun sermaye yeterliliğine ilişkin yeni uygulama yönetmeliklerini kabul etmesi ve sermaye piyasaları düzenleme otoritesinin ortaklıktan çıkarma (squeeze-out) hakkını düzenlemesi ile bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Buna karşın, denetleme kurumlarının bağımsızlığı konusu hatırlanarak bankacılık sektöründeki kararların siyasi olarak yönlendirildiği algısı devam etmiştir. Gelecek yıl, Türkiye özellikle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu başta olmak üzere denetleme kurumlarına olan güveni yeniden tesis edecek önlemleri almalıdır. Menkul kıymet piyasaları ve mali gruplar alanlarında bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu bankaların sermaye ve sermaye yeterliliklerinin ölçülmesine ilişkin kuralları revize etmiştir. Revizyonlar, temel sermaye yeterliliği, kredi türevleri ve hedging araçları ile standart metot ve iç derecelendirme bazlı yaklaşımlara ilişkin yeni gelişmeleri beraberinde getirmiştir. Buna karşın, özellikle kamu otoriteleri Bank Asya’nın yönetimini devraldığında siyasi yönelimli düzenleyici karar algısı devam etmiştir. Düzenleme otoritesinin eylemi ve el koyma ortamı kararın orantılılığı konusunda soruları beraberinde getirmiştir. Hazine Müsteşarlığı’nın acente kurma ve acentelerin yeni şube açmasına ilişkin kuralları arttıran sigorta acentelerine ilişkin uygulama yönetmeliğini revize etmesiyle birlikte sigorta ve bireysel emeklilik alanlarında bazı ilerlemeler kaydedilmiştir. Mali piyasa altyapısı konusunda ek ilerleme kaydedilmemekle birlikte menkul kıymet piyasaları ve yatırım hizmetlerinde bazı ilerlemeler sağlanmıştır. Farklı sermaye aracı çeşitlerinin piyasaya çıkarılmasını sağlamak üzere düzenleme otoritesi yabancı sermaye piyasası araçlarına ilişkin uygulama yönetmeliğini revize etmiştir. ” 2015 Yılı İlerleme Raporu’nda 11 Aralık 2006 tarihinde Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi tarafından kabul edilen ve 14-15 Aralık 2006 tarihlerinde AB Zirvesinde onaylanan Türkiye’ye ilişkin kararın halen yürürlükte olduğu hatırlatılmaktadır. İlgili karar, Türkiye’nin Ortaklık Anlaşmasına Ek Protokol’ü tamamen uyguladığı Komisyon tarafından teyit edilinceye kadar Türkiye’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimine yönelik kısıtlamalarıyla bağlantılı mali hizmetler faslı dâhil sekiz fasılda müzakerelerin açılmamasını ve hiçbir faslın geçici olarak kapatılmamasını öngörmektedir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde kayıtlı olan ya da son uğradığı liman Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde olan gemiler ve uçaklara yönelik bu kısıtlamalar yürürlükte kaldığı sürece, Türkiye’nin bu sekiz fasla ilişkin AB müktesebatını tam olarak uygulamış sayılmayacağı ifade edilmiştir.