t. BMM B: 69 24 . 5 . 1988 O : 1 nüz yeterince girmemesi ve gerekli

advertisement
t . B. M. M.
B : 69
nüz yeterince girmemesi ve gerekli öne­
min verilmemesi de ayrı bir önemli ek­
sikliktir.
Bugün görülen liberalizmin,, çevreye
de fazla önem vermemek şeklinde değer­
lendirildiği şeklindedir; 21 inci yüzyıla
girerken bütün ülkelerde çevrenin kazan­
dığı önem, özellikle 'Batı dünyası ile bü­
tünleşme gayretinde olan Türkiye'nin
çevre politikasını da büyük ölçüde etki­
lemektedir. Bu bakımdan, ülkemiz açısın­
dan çevre politikası çok önem arz etmek­
te olup, gerekli tedbirleri belirleyen etkin
politikaların bir an evvel yürütülmesi ka­
çınılmaz duruma gelmiştir.
Türkiye, Avrupa Topluluğuna girme
kararı vermiş 'bir ülke olarak, kalkınma
planlarında, bu ülkelerin çevre politika­
larına paralel politikaları benimsemek
durumundadır. 1979-1983, Dördüncü
Beş Yıllık Kalkınma Planında, çevre so­
runlarını önleme aşamasında çözüme ka­
vuşturulması öngörülmüştür. Doğa ve
doğal kaynakların kullanımında rasyo­
nellik sağlanarak geriye dönülmez çevre
sorunlarının yaratılmayacağı ilkesi geti­
rilmiştir.
1985 - 1989 Beşinci Beş Yıllık Kalkın­
ma Planımda ise, 'kaymakların, gelecek
nesillerin de yararlanabilmesi için en iyi
şekilde muhafazası ve geliştirilmesinin te­
mel ilke olduğu, tabiî kaynak kullanı­
mında ekolojik dengenin gözetilerek bu
kaynakların gelecek nesiller için de mufaafazja.ve geliştirilmesine önem verilmesi
ilkesi kalbul edilmiştir.
Bugün, çevre politikaları, kaynakların
rasyonel kullanımı, muhafazası, gelişti­
rilmesi politikaları ile eşanlamlı kaynak
idaresi ön plandadır.
Çevre politikası, insan sağlığını tehli­
keden korumanın da ötesinde, insan nes­
linin geleceğini koruyabilmek için uzun
24 . 5 . 1988
O: 1
vadeli kaynak kullanımını yönlendirmek­
tir. Dolayısıyla, genel kaynak kullanımı
ilkeleri dışında her sektörün bir çevre
politikası olmak 'zorunluluğu vardır.
Uluslararası çevre mevzuatının yatı­
rımlarının giderek geliştiği ve arttığı,
uluslararası doğal dengeyi sürekli kont­
rol eden istasyon şebekesinin sıklaştığı
ve doğal dengeyi bozucu faaliyetlerin
uluslrarası düzeyde afişe edildiği, ticarî
ve diğer ekonomik boyutları ile değerlen­
dirildiği bir gelecek için Türkiye hazırlık­
lı olmak zorundadır.
Türkiye gelecek için yapılan tahmin*
lerde komşularına göre avantajlı olan
durumunu ve zengin doğal kaynaklarını
süratle koruyucu tedbirleri almak duru­
mundadır.
1973'ten bu yana, Türkiye'de, idarî
yapıda, akademik bünyede, mevzuatta,
çevre konusunda gelişmeler olmuştur ve
bu konuda kamuoyu yaratılmaya çalışıl­
mıştır. Son yıllardaki büyük şehir bele­
diyelerinin bazı uygulamaları dışında çev­
re ile ilgili uygulamalar, bu gelişmelerin
çok gerisinde kalmıştır. Ancak, büyük
şehir belediyelerinin çevre uygulamaliarı
Türkiye genelimde geliştirilecek politika­
lar için bir tecrübe olmuştur. Uygulama­
lardaki 'başarısızlıklar ise kaynak yeter­
sizliği, sanayileşme ve kentleşmede yer
seçimi kriterleri olmayışı, yatırımlarda
çevre kirlenmesini dikkate alınmaması,
bakanlıkların tutarlı ve kararlı çevre poli­
tikasının olmayışı, bakanlıklararası koor­
dinasyon eksikliği, alıcı ortam ve deşarj
standartlarının olmayışı veya uygulanma­
yışı, denetim labbratuvar şebekesinin ku­
rulmamış olması, yeterli ve sıhhatli çevre
istatistiklerinin olmayışı, çevre konusun­
da insan gücü ve teknoloji politikasının
eksikliği, bu konuda gelişmeleri engelle­
yen faktörler olarak görülebilir.
— 212 -^
Download