BESLENME İLKELERİ ve TOPLUM BESLENMESİ Beslenme, büyüme, yaşamın sürdürülmesi ve sağlığın korunması için besinlerin kullanılmasıdır. Besinlerin kullanılması ile; Vücut ısı düzenlenmesi Vücut süreçlerinin düzenlenmesi Büyüme, onarım, yenilenme Hastalıklara karşı direnç Kemikler, vücut sıvıları ve hücreler için gerekli mineraller Uygun sıvı dengesinin korunması sağlanır. Besin Öğeleri Büyüme, gelişme ve sağlıklı olarak yaşamın sürdürülebilmesi için gerekli besin öğeleri altı grupta toplanabilir. 1. Proteinler 2. Yağlar 3. Karbonhidratlar 4. Madenler (mineraller) 5. Vitaminler 6. Su Her grupta ayrı özellikte ve vücut çalışımında ayrı görevi olan değişik türde besin öğeleri bulunmaktadır. İyi bir diyet içeriği tüm bu besin gruplarını içermeli ayrıca lifli selülozlu besinlerden de zengin olmalıdır. Lifli - selülozlu besinler, yeşil yapraklı sebzeler , meyveler ve iri taneli tahıl gruplarında bulunur. Bağırsak hareketlerini uyararak kabızlığın önlenmesinde ve düzenli bağırsak alışkanlığında , önemli bir yere sahiptirler. PROTEİNLER Bütün hayvansal ve bitkisel yiyeceklerde protein bulunur. Ancak miktarları değişiktir. Hayvansal kaynaklı proteinlerin başında yumurta , et, tavuk, balık yer alırken bitkisel kaynaklı proteinlerin arasında kurufasulye, nohut, mercimek gibi kurubaklagiller ve pirinç , arpa, yulaf gibi tahılar yer almaktadır. Hayvansal kaynaklı yiyeceklerden sağlanan proteinin sindirim oranı %90-97, tahıl proteinlerinin 78-85, kurubaklagillerin ise %7880 dolayında gerçekleşmektedir. YAĞLAR Sağlandıkları kaynaklara göre hayvansal ve bitkisel yağlar olmak üzere iki grup oluştururlar. Büyüme, gelişme ve sağlığın sürdürülmesinde bitkisel kaynaklı yağların önemli rol üstlendikleri araştırmalarla kanıtlanmış durumdadır. Bu nedenle tüm yaş gruplarında zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü yağı gibi bitkisel kaynaklı yağların tüm margarinlerin ve tereyağın yerine kullanılması önerilmelidir. KARBONHİDRATLAR Bütün tahıllarda ve bunlardan yapılan besin maddelerinde (ekmek,bisküvi, kek vb.) kök bitkilerde, sebze ve meyvelerde bulunur. Vücuda enerji sağlayan besin öğelerinden biridir. Böylece proteinlerin enerji için kullanılmasını önleyerek, proteinlere olan gereksinimi azaltırlar. Madenler Diş, kemik ve diğer doku hücrelerinin yapımında Kasların çalışmasında Kanın pıhtılaşmasında Kan hücrelerinin yapımında önemli rol oynarlar. Madenler arasında demir, kalsiyum, fosfor, potasyum, kükürt, sodyum, klor, magnezyum, bakır, çinko, iyot en başta yer alanlar arasındadır. DEMİR Hemoglobin yapımında rol oynar. Bulunduğu besin grupları arasında et, karaciğer, yumurta, pekmez, kuru üzüm, yeşil yapraklı sebzeler, yeşil mercimek, kuru meyveler sayılabilir. Özellikle gebe ve çocuk beslenmesinde, ayrıca paraziter hastalıklarda mutlaka önerilmesi gereken besin öğesidir. KALSİYUM ve FOSFOR Kemik ve diş gelişiminde, kan pıhtılaşmasında kasların çalışmasında önemli rol oynar. Özellikle çocuk, gebe, emzikli yetişkin ve yaşlı beslenmesinde mutlak yer alması gereken besin öğeleridir. Bu madenlerden kalsiyum, süt, yoğurt, peynir, tahin, pekmez, fındık, sebze ve kurutulmuş meyvelerde bulunur. Fosfor ise genellikle proteinden zengin yiyeceklerde bol miktarda bulunur. Balık et, yumurta, süt ve süt ürünleri, yağlı tohumlar, kurubaklagiller, fosfor açısından iyi kaynaklardır. SODYUM ve POTASYUM Sodyum tüm vücut sıvıları, tüm hücreler için gereklidir. Ter ve idrar ve diyare ile vücuttan sıvı kaybının fazla olduğu durumlarda bu minerallere duyulan gereksinim artar.Sodyum yemek tuzu, ekmek, kurubaklagillerde yoğundur. Potasyum ise kan ve hücreler için gereklidir. Et, süt, yumurta, muz, balık ve domates potasyum açısından zengin besin maddeleridir. Özellikle kuvaşiorkor ve diyare durumlarında bu minerale olan gereksinim artar. VİTAMİNLER Büyüme ve hastalıklara karşı dirençte, onarım ve yenilenmede rolleri vardır. Vitaminlerin yiyeceklerdeki dağılımı değişiktir. Bazı yiyeceklerde bir ya da birkaç vitamin yoğun olarak bulunabilir. Yiyecekleri hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerindeki hatalar, bu vitaminlerin kaybolmasına yol açmaktadır. Yağda eriyenler Vit. A Vit . D Vit . E Vit. K Suda eriyenler Vit. C B1 Vitamini B2 Vitamini B6 Vitamini B12 Vitamini Folik Asit A VİTAMİNİ Çocukların büyümesinde, muköz membran ve göz sağlığında rol oynamaktadır. A vitamini eksikliğinde büyüme geriliği, ağız ve burun enfeksiyonları gelişimine yatkınlık, görme güçlüğü, özellikle karanlıkta görme yeteneğinin azalması görülür. A vitamini süt, peynir, tereyağı, balık yağı, kuru meyveler, sebzeler, yeşil ve kırmızı meyvelerde, karaciğer ve yumurta sarısında bulunur. B VİTAMİNİ Karbonhidratların uygun şekilde kullanılmasında çocukların büyümesinde, deri ve mukoza sağlığında, kırmızı kar hücrelerinin yapımında, sinir dokusu sağlığının sürdürülmesinde önemli rol oynamaktadır. Eksikliğinde büyüme geriliği, pernisiyöz anemi , neuritis görülür. Yumurta, fındık, fasulye, bira, süt, et, peynir, balık . karaciğer, böbrekte bol miktarda bulunur. C VİTAMİNİ Çocukların büyümesinde, hastalıklara özellikle enfeksiyon hastalıklara dirençte, yara iyileşmesinde, cilt ve muköz membran sağlığının korunmasında rol oynar. Eksikliğinde büyüme geriliği, iyileşmede yavaşlama, ağız, dişeti yara ve kanamaları, cilt altı kanamaları ve şiddetli eksikliğinde iskorbit hastalığı görülür. Taze sebze, meyve, mısır, fındık, domates, karaciğer, portakal , limon, sivri yeşil biberde daha yoğun olarak bulunur. Ancak, bazı pişirme yöntemleri ile kaybı söz konusu olduğundan gereken hazırlama ve pişirme yöntemlerine titizlikle uyulması gerekmektedir. D VİTAMİNİ Diş ve kemik gelişiminde, çocukların büyümesinde önemli rolü vardır. Eksikliğinde büyüme geriliği ve raşitizm hastalığı görülür. Süt, yağ, peynir, süt tozu, balık, balık yağı ve yumurtada miktarda bulunur. Ancak, D vitamininin vücutta kullanılabilmesi için, güneş ışığındaki ultraviyole ışınına gereksinimi vardır. Bu nedenle cildin açıkta güneş ışığı ile teması, yani çıplak derisinin güneşlenmesi önemlidir. K VİTAMİNİ Kan yapımında ve pıhtılaşmada önemli rolü vardır. Eksikliğinde yeni doğan anemisi, kanamalar ve kanamaya eğilim görülür. Yeşil sebzeler, soya fasulyesi, karaciğer, kuru incirde bol miktarda bulunur. Çiğ besinler. Çiğ besinlerin sağlık için faydaları nedir? Yapılan bir çalışmalarda beslenmenizde %75 ve daha fazla çiğ besin bulundurmanın daha fazla enerji verdiği, uyku kalitesini artırdığı, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kilo kaybına yardımcı olduğu gösterilmiştir. Çiğ beslenmenin diğer bir etkisi ise bir teori ile açıklanıyor: ‘Enzim üretmeye ihtiyaç duymayan ve gelen besinleri sindirmek için daha az yorulan vücut; daha geç yaşlanır’ Hafızayı kuvvetlendirdiği, güzel bir cilt sağladığı, kısırlık tedavisinde etkili olabileceği ise; çiğ beslenme üzerine yapılan diğer araştırmalar… Bu konuda pek çok bilimsel çalışma ise devam etmekte. Çiğ beslenmede hangi besinleri tüketmeliyiz? Genel olarak; beslenmenizde yediklerinizin %75’inin sebze, meyve, filiz, kavrulmamış fındık, badem gibi yağlı tohumlar olması öneriliyor. Bu sistemde hangi besinin kaç kalori olduğu değil neyi neyle yediğiniz önemli olan. Tohumları ve kuruyemişleri yemeden önce 6-12 saat suda bekletip enzim hareketleri daha fazla canlı tutulabilir. Bu beslenme şeklini uygulayanlara not: Her beslenme seklinin önerdiği gibi su çok önemli. En az 2 litre su içmeyi unutmamak gerekiyor. Bir öneri de yemek sırasında ve sonrasında su içmemeniz. SU Hücrelerin yaşamı Tüm vücut sekresyonlarının yapısında Kimyasal değişimlerde Enzimlerin çalışmasında Vücuttan zararlı maddelerin atılımında Vücut ısısı düzenlenmesinde önemli rolü vardır. Vücudun 2/3'ünü su oluşturur. Diyare ve kusma ile vücutta su kaybı oluşur ve sıvı elektrolit dengesi bozulur. DENGELİ VE YETERLİ BESLENME Büyüme ve gelişmenin sağlanması, hastalıklardan korunma ve sağlığın sürdürülmesi ve geliştirilmesinde dengeli ve yeterli beslenmenin önemi açıktır. Dengeli beslenme olabilmesi için günlük diyette tüm besin öğelerine (protein, karbonhidrat, yağ, madenler, vitaminler ve su) yer verilmesi gerekmektedir. Yeterli beslenme için kişinin yaşına, yaptığı işe ve diğer özel durumlarına göre bu besin öğelerinden gerekli miktarda günlük tüketimin sağlanması anlaşılmaktadır. O halde, dengeli ve yeterli beslenme için diyetin, değişik besinlerden oluşması ve yeterli miktarda alınması gerekmektedir. Besin gereksinimi Yaşa göre Yapılan işe göre iklime göre Vücut yüzeyi/ cinsiyete göre Gebelik döneminde Emziklik döneminde Hastalarda değişiklik gösterir. Besin gereksinimi yaşa göre farklılık gösterir. Yenidoğan, çocukluk, gençlik, yetişkin ve yaşlılık dönemlerinde besin öğelerine gereksinimi değişmektedir. Ağır, yorucu işte çalışanların gereksinimi daha fazladır. Soğuk iklimde gereksinim artarken aynı şekilde hastalık, gebelik ve emziklik dönemlerinde gereksinim daha fazladır. Yetişkin için verilen günlük gereksinim miktarları çocukluk, gençlik, gebelik, emziklilik ve yaşlılık dönemlerinde özellikle süt ve ürünleri ve vitamin içeren meyve ve sebze açısından en az iki kat artırılmalıdır. Yetişkin Günlük Besin Gereksinimi Besin Grupları Süt ve ürünleri (süt,yoğurt,peynir) Yetişkinin günlük gereksinimi En az 1 su bardağı süt 1 kase yoğurt 1 kibrit kutusu büyüklüğünde peynir Haftada 1-2 yumurta Proteinler (et,yumurta,k.baklagiller) En az 1 porsiyon etli yemek yada kurubaklagil yemeği Vitaminler 1 çiğ meyve ya da 1 porsiyon meyve 1 porsiyon sebze yemeği 1 tabak salata Karbonhidratlar 3-6 dilim ince ekmek (ekmek,bulgur,pirinç) 1 porsiyon pilav , makarna , börek TÜRKİYE ‘ DE BESLENME SORUNLARI: 0-5 yaş grubu çocuklarda: Protein-enerji mulnütrüsyonu, raşitizm, anemi, diş çürükleri Okul çağı çocuklar ve gençlerde: Zayıflık ve şişmanlık,anemi, basit guatr, diş çürükleri Yetişkin kadın ve erkeklerde: Anemi, zayıflık ve şişmanlık, basit guatr, avitaminozlar Gebe ve emzikli kadmlarda: Anemi, zayıflık, şişmanlık, basit guatr, avitaminozlar. Yaşlılarda: Zayıflık, şişmanlık, osteoporoz, vitamin ve mineral yetersizlikleri (A, B12, C, D, E, Ca, P vb) dir. Bu sonuçlar doğrultusunda risk grupları olarak çocuklar, gençler, yetişkin yaşlı gebe ve emzikli kadınlar yanı sıra, ağır işte çalışanlar ve hastalar ele alınmalıdır. Beslenme Bozuklukları Protein Enerji Malnütrüsyonu (PEM) KUVAŞİORKOR Orta Derecede Protein Enerji Malnütrüsyonu MARASMUS Protein Enerji Malnütrüsyonu (PEM): Protein ve enerji içeren besin maddelerinin alımındaki eksikliğe bağlı görülen beslenme bozukluğudur. Çocuklarda ilk beş yaşta görülmektedir. Bu yaşlarda görülmesinin nedeni, protein ve enerji içeren besin öğelerine yetişkine göre daha fazla gereksinim duymalarıdır. KUVAŞİORKOR Burada dengesiz beslenme söz konusudur. Protein eksikliğine bağlı büyüme ve gelişme geriliği, ödem, apati, iştahsızlık , saç değişikliği görülür. Dirençsizlik nedeniyle sık enfeksiyonlar tabloya eklenince durum daha da kötüleşir. Orta Derecede Protein Enerji Malnütrüsyonu Normal büyüme için yeterli besin alamayan çocuklarda görülür. Çoğu kez bu çocuklar ‘normal’ olarak değerlendirebilir. Büyüme ve gelişmenin takibinde ‘kısa boylu' ya da 'şişman' çocuk tanımlanması ile bu malnütrüsyon durumu gözden kaçırılabilir. MARASMUS Besin alınımında yetersizlik, nedeniyle kalori ve protein ekskliğine bağlı olarak ortaya çıkan tablodur. Bu tabloda protein ve enerji gereksinimi karşılanamadığı için çocuğun besin depoları boşalmıştır. Aşırı kas erimesi, yaşlı yüzü ile karekterizedir. Bu beslenme bozukluğunda ödem görülmez. Toplumsal Beslenme Sorunlarımız ve Hemşirelik Yaklaşımları Beslenme Sorunlarımız ÖĞÜN SAYISI ORTAK KAPTAN YEME BESİNLERİN SAKLANMASI PİŞİRME YÖNTEMLERİ BESİN GURUPLARININ TÜKETİLMESİ ÖĞÜN SAYISI Toplumun büyük bir kesiminde gözlenen öğün sayısı eksikliği dengeli ve yeterli beslenmede büyük bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Halk Sağlığı hemşiresi, beslenme eğitiminde öğün sayısının önemi üzerinde durmalıdır. Çünkü, dengeli ve yeterli beslenmenin her yaşta sağlanabilmesi ile gerçekleşebilecektir. Özel gereksinim durumlarında ya da gereksinimin arttığı durumlarda bu öğün sayısı dört ve beşe çıkarılabilir. Günde üç temel öğün (kahvaltı, öğlen ve akşam) yemeğinin içeriği ve miktarları yanı sıra kahvaltının iyi yapılmasının önemi üzerinde durulmalıdır. ORTAK KAPTAN YEME Ortak kaptan yeme her kişinin alması gereken miktarı azaltması nedeniyle yetersiz beslenmeye neden olmaktadır. Öğün içeriği dengeli biçimde her besin öğesini kapsasa bile kimin ne miktarda besinleri aldığını belirlemek bu uygulamada güçleşecektir. Bu nedenle halk sağlığı hemşiresi dengeli ve yeterli beslenmeye ilişkin eğitiminde bu sorunu ele almalıdır. BESİNLERİN SAKLANMASI Dengeli ve yeterli beslenme için tüm besin öğelerinden, yeterli miktarda alınması gerekir. Ancak eğer besinler gerektiği gibi saklanmazsa bozulacaktır. Tazeliğini diğer bir deyişle besin değerini kaybeden besin öğelerinin alınması yarardan çok insan sağlığına zararlı etkiler gösterecektir. Bu nedenle besinlerin uygun koşullarda, uygun süre içinde saklanıp tüketilmesi gerekmektedir. En ideal olanı, tüm besin öğelerinin üzerleri kapalı olarak buzdolabında saklanmaları ve ne kadar süre buzdolabında kalacaklarına dikkat edilmesidir. Böylece besinlerin değer kaybı önlenebilecektir. Uygun olmayan plastik kaplarda, sırsız çömleklerde yiyecek saklama, oda sıcaklığında et ve süt saklama, çözülmesi için etin oda ısısında saklanması, bu hatalara bir kaç örnektir. BESİNLERİN SAKLANMASI Toplumumuzun büyük bir çoğunluğunun sebzeleri hazırlama yöntemine bakıldığında, besin değerlerinin kayba uğradığı gözlenmektedir. Sebzelerin önce ayıklanarak sonra yıkanmasını içeren bu yöntemi ile sebzelerin vitaminleri suya geçmekte ve su iIe atılmaktadır. Bu nedenle her tür sebzenin önce çok iyi yıkanarak sonra ayıklanıp, doğranarak hemen pişirilmesinin besin değerinin korunması açısından önemi çok iyi vurgulanmalıdır. Aynı şekilde meyvelerin önce yıkanıp sonra doğranarak hemen tüketilmesi ile vitamin kayıplarının önleneceğini ele alınacak konular arasındadır. PİŞİRME YÖNTEMLERİ Kavurarak pişirme, haşlama, suyunu dökme, ıslatma suyunu dökme gibi pişirme yöntemleri sonucu oluşan besin değerleri kayıplarının ele alınması gerekmektedir. Sebzelerin az suyla kısa sürede pişirilmesi, kurubaklagillerin haşlama sularının dökülmeden pişirilmesi, yanmış yağların kullanılmaması, süt ile şeker karıştırılarak pişirilmemesi üzerinde durularak bu davranışların değiştirilmesine yardımcı olunmalıdır. Sebze yemeklerinin öğün sayısı için hazırlanması, aksi takdirde buzdolabında bir gün beklemesi sonucu, C vitamini dengesinin çoğunun kaybolacağı anlatılmalıdır. BESİN GURUPLARININ TÜKETİLMESİ Besinlerin tüketilmesinde her zaman belirli bir besin öğesine ağırlık vermekten kaçınılmalıdır. Tüm besin öğelerinin (protein, kabonhidrat, yağ, vitamin vb.) dengeli bir biçimde yer aldığı menüler seçilmelidir. Daha ucuz olması ile seçilen bitkisel kaynaklı proteinlerin kalitesinin yükseltilmesine yardımcı olunmalıdır. Örneğin, nohut, kurufasulye yemeğinin yanında aynı öğünde bulgur yenmesi protein değerini yükseltecektir. Aynı öğüne vitamin içeren meyve, salata eklenmesi besin değerlerinden yararlanmayı artıracaktır. Tahıl gruplu protein içeren maddelerin süt, yoğurt ile karıştırılması diğer örnektir. Bu şekilde sütlü-unlu, çorbalar, yoğurtlu çorbaların besin değeri üzerinde durulmalıdır. Hayvansal kaynaklı protein tüketiminde yetersizlik söz konusu olduğunda daha ucuz olan yumurtanın kullanımı sağlanmalıdır. Bu açıdan sebze iyi yumurta yemekleri önerilebilir. Aynı zamanda birbirinin besin değerini azaltan ya da yok eden besinlerin tüketimi de ele alınmalıdır.Örneğin, çay ya da süt ile yumurta tüketimi ile yumurtanın demir içeriğinden yoksun kalındığı mutlaka ele alınmalıdır. Besin Zehirlenmeleri Toksinlere Bağlı Besin Zehirlenmeleri Botulizm Bakteriyel enfeksiyona bağlı besin Zehirlenmeleri Kimyasal zehirlere bağlı zehirlenmeler Toksinlere Bağlı Besin Zehirlenmeleri Genellikle stafilokoklar etken olmaktadır. Akut diyare, kusma, yenildikten birkaç saat sonra ortaya çıkan belirtilerdir. Botulizm Konserve besin tüketimi sonrası sinir sistemine ilişkin semptonlar, yutma güçlüğü, paraliziler solunum depresyonu ile ilerleyici, prognozu kötü ölümcül bir hastalıktır. Bakteriyel enfeksiyona bağlı besin zehirlenmeleri Salmonella genellikle etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Uzun inkübasyon (24saat) dönemi vardır.Diyare , kusma, ateş ile tifoya benzer tablo oluşturur. Kimyasal zehirlere bağlı zehirlenmeler: Böcek öldürücüler ve diğer kimyasal maddelerle bulaşmış besin maddelerinin tüketilmesi sonucu görülür. Diyare , kusma , karın ağrısı ile karakterizedir. Önlemler Yapısı bozulmuş konserve yiyecekler , gelişigüzel toplanmış mantarlar , bilinmeyen balıklar , bozuk besinler tüketilmemelidir. SAĞLIKLI YİYECEK HAZIRLAMADA DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜNÜN 10 ALTIN KURALl; 1-GÜVENLİ GIDA SEÇİN Sebze, meyve gibi gıdalar taze ve doğal hallerinde en iyi olurken, diğerleri ancak, işlendiğinde güvenli olurlar. Örneğin; Daima işlenmemiş sokak sütü almak yerine, pastörize edilmiş günlük süt veya sterilize günlük süt satın alın ve eğer seçim durumunda iseniz, taze veya şok dondurma işlemine tabii tutularak dondurulmuş tavuğu seçin. GIDALARINIZI TAM OLARAK PİŞİRİN Başta tavuk etleri, sığır etleri ve pastörize edilmemiş sütler olmak üzere birçok çiğ gıda patojenler (hastalık yapıcı mikroorganizmalar) bakımından risklidir. Tavuk pişirildiğinde bile kemik yanında halen pişmemiş kısım kalabilmektedir. Gıdanın bütün kısımlarının en az 70ºC dereceye ulaşması sağlanarak yapılan bir pişirme ile patojenler öldürülür. Tamamen pişinceye kadar tekrar fırına konmalıdır. Donmuş sığır eti, balık ve tavuk eti pişirilmeden önce tamamen çözünmelidir 3-PİŞMİŞ GIDALARI VAKİT GEÇİRMEKSİZİN HEMEN YİYİN Pişmiş gıdalar oda sıcaklığına geldiği zaman, mikroorganizmalar çoğalmaya başlar. Daha uzun süre beklemede risk daha da büyümektedir. Güvenli tüketim için pişmiş besinlerin ısılarını kaybetmeye başlamadan hemen yenmelidir. 4-PİŞİRİLMİŞ GIDALARI DİKKATLİCE DEPOLAYIN Pişirilmiş gıdanın saklanması durumunda 60°C üzerinde sıcak ve de 5°C altında soğuk ortamlarda depolama yapılmalıdır." Şayet, bu gıdaları 4 veya 5 saatten fazla depolamayı planlıyorsanız, bu kural hayati önem taşımaktadır. 5-PİŞİRİLMİŞ GIDALAR BÜTÜNÜ İLE TEKRAR ISITMA İŞLEMİNE TABİİ TUTULUR Uygun depolama mikrobiyel büyümeyi yavaşlatır ancak organizmaları öldürmez. Tekrar ısıtma işlemi depolama sırasında oluşabilecek mikroorganizmalara karşı en iyi koruma şeklidir. Bir kez daha yeniden ısıtma gerektiğinde gıdaların bütün kısımlarının en az 70°C'ye ulaşması sağlanmalıdır. 6-PİŞİRİLMİŞ GIDALAR VE ÇİĞ GIDALAR ARASINDAKİ TEMASI ÖNLEYİN Güvenle pişirilmiş gıdalar, çiğ gıdalarla çok az bile olsa temas ettiğinde bulaşma olabilir. Bu çapraz kontaminasyon; çiğ tavuk etinin pişmiş gıdalar ile temas ettiği zamanki¸ durum gibi direkt olabilir. Aynı zamanda çokta çabuk olabilir. Örneğin; Çiğ tavuk hazırlarken kullanılan bıçak ve kesme tahtası aynen yıkanmaksızın pişmiş tavuğun parçalanmasında kullanılmaz: Böyle yapmakla, mikrop üremesi ve pişirme öncesi mevcut olan hastalıklar için tüm potansiyel riskleri tekrardan oluşturabilir. 7-ELLER TEKRAR TEKRAR YIKANMALI Gıdaların hazırlanışı işlemine başlanmadan önce ve her bir ara verme (kesinti) sonrası özellikle eğer bebek bezi değiştirmek durumundaysanız veya tuvalete girmişseniz, eller çok iyi bir şekilde yıkanmalıdır. Balık, et veya tavuk gibi çiğ gıdaların hazırlanmasından sonra diğer gıdaların işlemine başlamadan önce eller tekrar yıkanmalıdır. Ve eğer elleriniz üzerinde her hangi bir enfeksiyon varsa gıdayı hazırlamadan önce (bu enfeksiyonları) ellerinizi bandajlayarak veya sararak, durumdan emin olun. Köpekler, kuşlar ve özellikle kaplumbağalar gibi evcil hayvanların ellerinizden gıdaya geçebilecek tehlikeli ( zararlı) patojenleri barındırabileceğini de hatırlayın. 8-TÜM MUTFAK YÜZEYLERİNİ DİKKATLİ BİR ŞEKİLDE TEMİZ TUTUN Gıdalar çok kolaylıkla kontamine olduğundan, gıda hazırlanması için kullanılan her yüzey çok temiz tutulmalıdır. Her bir gıda kırıntısı, kalıntısı veya noktasını mikropların potansiyel bir kaynağı olarak düşünün. Bulaşıklarla ve pişirme aletleri ile temas eden kıyafetler her gün değiştirilmeli ve tekrar kullanım öncesi kaynatılmalıdır. Yerlerin temizlenmesi için ayrı kıyafetlerde sık yıkanmayı gerektirir. 9-GIDALARI, BÖCEKLER, KEMİRGEN VE DİĞER HAYVANLARDAN KQRUYUN Hayvanlar, gıda kaynaklı hastalıklara neden olan patojenle mikroorganizmaları taşırlar. Gıdaları, sıkıca kapatılmış kaplar içerisinde depolayarak saklamak sizin için en iyi korumadır. 10-SAF SU KULLANIN Saf ve temiz su gıda hazırlanması için önemli olduğu gibi içme amacı için de çok önemlidir. Eğer su stokları hakkında herhangi bir şüpheniz varsa, gıdayı ilave etmeden önce veya içmek için buz yapmadan önce, suları kaynatın. Özellikle bebek mamalarının hazırlanmasında kullanılan sular konusunda çok dikkatli olun. TEŞEKKÜRLER