Ozon Günü

advertisement
“ULUSLARARASI OZON TABAKASININ KORUNMASI GÜNÜ”
PROF. DR. VEYSEL EROĞLU’NUN HİTAPLARI
16.09.2010 – İSTANBUL
Saygıdeğer Sanayicilerimiz,
UNİDO’nun Sayın Temsilcileri
Değerli Misafirler,
Basınımızın Güzide Üyeleri,
Hanımefendiler, Beyefendiler,
Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. Hoş geldiniz sefalar getirdiniz. “Ozon Gününüz”
kutlu olsun.
Malumunuz olduğu üzere küresel ölçekte, ozon tabakasının incelmesi, insanoğlunun karşı
karşıya kaldığı en mühim çevre problemlerinden birisidir.
Ozon tabakasını incelten maddelerin kontrol altına alınmasına ilişkin Montreal Protokolü,
Birleşmiş Milletler şemsiyesi altında küresel çevre problemlerinin çözümüne yönelik yapılan
çalışmaların başlangıcıdır.
Konuşmacılarımız “Montreal Protokolü” kapsamında yapılan çalışmalar hakkında teferruatlı
bilgiler verdiler, ben tekrar bunlara temas etmek istemiyorum.
Ozon Tabakası güneşten gelen kısa dalga boylu morötesi (ultraviyole) ışınların büyük bir kısmını
tutmaktadır. Bu hadise çok önemlidir, çünkü yeryüzüne gelen mor ötesi ışınların yüzde 2'den
fazla olması halinde, deri kanseri ve (göz) katarakt hastalıkları artacak, canlıların bağışıklık
sistemleri zayıflayacaktır. Bağışıklık sisteminin kuvvetli olması, nesillerin devamı için büyük
önem taşımaktadır.
Ülkemiz 19 Aralık 1991 tarihinde Montreal Protokolü’ne taraf olarak bütün değişikliklerini kabul
etmiştir.
Bu meyanda, ulusal ve uluslararası çalışmaların izlenmesi Bakanlığımız koordinasyonunda
gerçekleştirilmektedir.
Montreal Protokolü, çevre alanında milletlerarası işbirliğinin en başarılı örneklerinden birisidir.
2009 yılında başlayan ve 2015 yılına kadar devam edecek olan çalışmalarla ozon tabakasına
zarar veren maddeler %95 oranında azaltılmış olacak ve gelecek nesiller için ozon tabakasının
korunmasında çok önemli bir yol kat edilecektir.
Son verilere göre bütün tedbirlerin eksiksiz yerine getirilmesi durumunda ozon tabakasının
yaklaşık 50 yıl içerisinde kendi kendini onarması beklenmektedir.
Bu başarı aynı zamanda küresel ısınmaya sebep olan gazların miktarında da büyük bir azaltıma
imkan tanıyarak, küresel iklim sisteminin korunmasına önemli katkılar sağlamaktadır.
Ülkemiz, küresel ölçekteki çevre meselelerinin çözümüne imkanları ölçüsünde gereken katkıyı
vermektedir ve vermeye de devam edecektir.
Ülkemiz ozon tabakasının korunması için bütün dünya ülkelerinin çabalarına ortak olmuş ve
alakalı bütün sektörlerde siz sanayicilerimizin de çabaları ile başarılı çalışmalara imza atmıştır.
Bugüne kadar, ozon tabakasını incelten maddelere alternatif olan gazlara geçişte; soğutma, ısı
yalıtım ve köpük sektörlerinde önemli çalışmalar yapılmıştır.
Değerli Misafirler,
Vatandaşlarımızın güvenilir bir şekilde hayatlarını sürdürebilmeleri için soluduğu havanın, içtiği
ve kullandığı suyun temiz ve sağlıklı olması şarttır.
Bu sebeple Sayın Başbakanımızın ve AK Parti Hükümetlerinin geçmişte olduğu gibi bugünde
önceliği çevre olmuştur.
2002 yılında Çevre Bakanlığının toplam bütçesi 116.248.000 TL iken Çevre ve Orman
Bakanlığında bu rakam 2009 yılında 79 kat artarak 9.210.250.720 TL’ye yükselmiştir.
2002 yılında Çevre Bakanlığının personel sayısı 5.069 iken bugün Çevre ve Orman Bakanlığının
personel sayısı ise 14 kat artarak 70.931’e yükselmiştir.
Çevre konusunda yaptığımız çalışmaları kısaca hatırlatmak istiyorum. Hava kirliği ile mücadele
büyük mesafe kat’ettik.
Hava kirliliğinin geçmişte ulaştığı boyutları biliyoruz. İstanbul’da 1990 lı yıllarda Kükürtdioksit
oranları 1500-2000 mikrogram/m3 dayanmıştı. Yani Standartların on katı üzerine çıkmıştı.Bir
zamanlar bu ülkede promosyon olarak gazeteler maske dağıtıyorken, aldığımız tedbirlerle
vatandaşlarımıza nefes alabilecekleri temiz hava sağladık.
Hava kalitesi bugün 116 istasyondan, internet üzerinden anlık olarak takip edilebiliyor. Son
yıllarda hiçbir ilde kış aylarında standartların üzerine çıkılmadı.
2002 yılında 9 ilin doğalgazı vardı, şimdi ise 66 ilimizin doğalgazı var. Artık yalnız İstanbul’un
değil, bütün Türkiye’nin havası tertemizdir.
Bunda doğalgazın ülke genelinde yaygınlaştırılmasının yanı sıra yakıtlara standart getirilmesi ve
kömür denetimlerinin de payı bulunmaktadır.
Malumlarınız üzere, büyük oranda atıkların sebep olduğu metan gazı karbondioksit gazından 21
kat daha fazla sera etkisine yol açmaktadır. Dolayısıyla atıkların toplanması ve düzenli bir
şekilde bertarafı da büyük önem taşımaktadır.
Toplanmayan çöp dağlarından dolayı çöp patlamalarının yaşandığı, vatandaşlarımızın hayatını
kaybettiği, bu yüzden bilim literatürüne maalesef vahşi çöp depolama ifadesinin kazandırıldığı
günlerden bugünlere geldik.
Biz bu maksatla katı atıkların düzenli depolanması ve bertarafına yönelik olarak “Katı Atık
Eylem Planı” hazırladık. 2008 yılında 29 milyona hizmet verecek şekilde katı atık tesislerini
tamamladık.
2012 yılına kadar, en azından şehirlerimizde yaşayan 59 milyon nüfusumuza hizmet verecek
şekilde bütün katı atık tesislerini tamamlamayı planlıyoruz. 2003 yılında 15 tesis varken, şu an
itibariyle 46 adet tesisle 36,5 milyon nüfusa hizmet verilmektedir.
Katı atıkların yanı sıra yine günlük hayatımızı etkileyen birçok atık konusunda da düzenlemeler
yapıldı, tesisler kuruldu. Misal olarak tıbbi atıklar, madeni yağlar, kullanılmış pil ve aküler
zikredilebilir.
Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği, 2008 yılından itibaren Belediyelerimize kullanılmış
kızartmalık yağların konutlardan toplanması yükümlülüğünü getirmiştir. Ancak bu konuda daha
fazla çaba göstermemiz gerekiyor. Çünkü atık yağlar, tabii kaynaklarımızı kirletiyor, çevremizi
tahrip ediyor.
Yine Belediyelerin atıksu arıtma tesislerinin ülke ihtiyaçlarına uygun önceliklerde yapılmasını
sağlamak ve atıksu yatırımlarından elde edilecek faydayı azami seviyeye çıkarmak üzere “Atıksu
Arıtımı Eylem Planı” hazırladık.
Bu planlama ile ülkemizin 25 nehir havzasının önceliklendirmesi yapılmıştır. Havza planlaması
ve önceliklendirme çalışmaları ilk defa Hükümetimiz döneminde uygulamaya konulmuştur.
2002 yılında 145 atıksu arıtma tesisi ile hizmet edilen belediye sayısı 248 iken, bugün itibari ile
275 atıksu arıtma tesisi ile hizmet edilen belediye sayısı 374’e ulaşmıştır. Nüfus esasında ise
2002 yılında belediye nüfusunun % 34’ü atıksu arıtma tesisine bağlı idi. Bunun önemli kısmı da
bizim İstanbul’da İSKİ’de yaptıklarımızdı. Bu oran şu anda % 70’e yükseltilmiştir. Ancak
bununla da yetinmiyoruz en kısa sürede %90’a çıkaracağız.
Sağlıklı içme suyu temini için de yaptıklarımız ortadadır. 2003 yılına kadarki 48 yılda sadece 15
milyon nüfusa içme suyu sağlanmışken, 8 yıllık iktidarımız döneminde 33 milyon vatandaşımıza
kaliteli içme suyu temin ettik.
Ülkemiz 26 Ağustos 2009 tarihinde Kyoto Protokolü’ne resmen taraf olarak küresel iklim
değişikliği ile etkin mücadele edeceğini, bu konudaki küresel mücadeleye katkı vereceğini ve
aktif olarak sürece katkı sağlayacağını bir kere daha teyit etmiştir.
AB’ye katılım müzakereleri sürecinde diğer ülkelerin en son açtığı fasıl çevre faslı iken, biz
çevreye verdiğimiz değerin bir göstergesi olarak 21 Aralık 2009 tarihinde Çevre Faslını açtık.
Çevre yatırım aynı zamanda turizme yatırımdır. Çevreye hizmet ederken aynı zamanda turizme
de hizmet ediyoruz.
Turist gitmeyi planladığı yeri internetten araştırıyor. Çevresi temiz mi, sahili nasıl, tabiatı
korunmuş mu diye bakıyor.
Mavi bayrak sayımızı hızla artırdık. 2003’te 140 plaj ve 11 marina Mavi Bayrağa sahipken, şu
anda toplam 337 Mavi Bayrağa sahibiz. Bugün dünya genelinde üçüncü sıraya yükseldiğimizi
gururla ifade etmek isterim.
Limanlarda atık kabul tesisleri ile denizlerimizi koruyor, deniz kirliliğini sürekli kontrol
ediyoruz. Bugün deniz kirliliği 198 istasyondan sürekli takip edilmektedir. Bu rakam 2003
yılında sadece 26 idi.
Ayrıca turizm çeşitliliğimizi artırmak için tabii güzelliklerimizi koruma altına alıyor, yeşil
alanlarımızı artırıyoruz.
Yaptığımız bu çalışmalarla ülkemiz Avrupa’nın çevre karnesi en iyi ülkeleri arasına gelecek buna
yürekten inanıyorum.
Karbon salınımıyla en etkin mücadele yöntemi olan ağaçlandırma konusunda dünyanın takdirini
kazanan çalışmayı hayata geçirdik.
Hazırladığımız “2008–2012 yıllarını kapsayan “Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberliği
Eylem Planı” ile toplam 2 milyon 300 bin hektar sahada ağaçlandırma, erozyonla mücadele ve
ormanların iyileştirilmesi çalışmaları yapılarak, 2 milyar 500 milyon adet fidan dikilmesi
planlanmıştır.
Başlattığımız ağaçlandırma çalışmalarında 2 yılda bütün hedefleri aştık.
2008 yılında Eylem Planı hedefi 420.000 hektara karşılık 463.000 hektar, 2009 yılında 440.000
hektara karşılık 501.373 hektar alanda çalışma yapılmıştır. Mezarlıklar, okul bahçeleri,
hastaneler, yol kenarları dahil iki yılda 1 milyona yakın alan ağaçlandırılmış, 566 milyon fidan
toprakla buluşturulmuştur. Bu çalışmalar neticesinde Türkiye ağaçlandırmada dünyada ilk üçe
girmiştir.
Aslında Çin’in ve Hindistan’ın yüzölçümünü ülkemizle kıyasladığımızda yaptığımız çalışmayla
dünya birincisi olduğumuzu söyleyebiliriz.
Saygıdeğer Sektör Temsilcileri;
Kıymetli Misafirler,
Hepinizin uygulamalardan da bildiği üzere, Montreal Protokolüne göre ülkemiz gelişmekte olan
ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye, gelişmekte olan ülkeler için tanımlanan takvimden çok
önce ozon tabakasını incelten maddelerin azaltımını takvime bağlamıştır.
Uyum takviminin hızlandırılmasında uygulamaya konulan hukuki mevzuat kadar, siz
sanayicilerimizin sektörel dönüşümdeki gayretleri ve bu bağlamda sağlanan fonlar da önemli rol
oynamıştır.
Montreal Protokolü ile gelişmiş ülkelerin katkıları çerçevesinde oluşturulan "Çok Taraflı Fon"
gelişmekte olan ülkelerin sanayisine; ozon tabakasını incelten maddelerin giderilmesine yönelik
projelerde teknik uzmanlaşma, yeni teknolojiler ve ekipmanlar için kullandırılmaktadır.
Bu kapsamda bugüne kadar, Bakanlığımızın Dünya Bankası ve Türkiye Teknoloji Geliştirme
Vakfı (TTGV) ile ortaklaşa yürüttüğü projeler kapsamında 165 şirkete toplam 24,6 milyon
dolarlık destek verilmiştir.
Bundan sonra da UNIDO ve UNDP ile yapılacak projeler vasıtasıyla siz sanayicilerimizin
uluslararası fonlara erişimi için gerekli imkanlar yaratılacaktır.
Değerli misafirler,
Ozon tabakasının korunması sadece hükümetlerin değil, her seviyedeki sivil toplum
kuruluşlarının da mesuliyetindedir.
Bütün sivil toplum kuruluşlarının ozon tabakasını incelten kimyasal maddelerin üretimi ve
kullanımı konusunda toplumun şuurlandırılması için desteklerini bekliyoruz.
Kıymetli Misafirler,
 Bakanlık olarak bizim, sanayicilerimize Ozon Tabakasının İncelten Maddelerden
alternatif gazlara geçişte projelerle katkı vererek,
 Sanayicilerimizin ozon tabakasına en az zarar veren kimyasal maddeleri kullanarak,
 Üniversitelerimiz ve sivil toplum kuruluşlarının halkı şuurlandırması ile,
 Her bireyin de, ozon tabakasına zarar veren kimyasal maddeleri ihtiva etmeyen ürünler
kullanarak,
ozon tabakasının korunmasına katkıda bulunması mümkündür.
Hepimizin hedefi, tabiatın gösterdiği yoldan gitmek, onu tahrip etmeden onunla uyum içinde
yaşamayı başarabilmek olmalıdır.
Neticede; Dünyamız gerek iklim değişikliği, gerekse ozon tabakasının sera gazından etkilenmesi
neticesinde zarar görmekte bundan bütün canlılar etkilenmektedir.
Buna rağmen
hükümetimizden önce çevre adına yapılanların bir elin parmaklarını geçmediği hepimizin
malumu iken bugün yüzlerce projeyi hayata geçiriyoruz.
Yalnızca bizim değil ortak yürüttüğümüz projelerle ve çalışmalarla çevrenin korunması esas
alınmaktadır. Ülkemizin 2023 yılından önce hayat standartları, çevre kriterleri, ekokentler,
şehircilik alanında Dünyanın en gelişmiş ilk 10 ülkesi içerisinde yer alması için eylem planları
hazırladık ve çalışmalarımızı da bu çerçevede yürütüyoruz.
Çevreye hizmeti insana ve bütün canlılara saygının gereği olarak görüyor ve kabul ediyoruz ve
diyoruz ki, yaradılanı sev yaradandan ötürü.
Yaradılanın sevilmesi onun hayatını olumsuz şekilde etkileyecek bütün engellerin bertarafıyla
mümkündür. Bu sebeple hepimiz üzerimize düşen mesuliyetleri yerine getirmeliyiz.
Bu çerçevede; Ozon Günü vesilesi ile bir araya gelen değerli UNİDO temsilcileri, köpük
soğutma ve ısı yalıtım sektörünün temsilcileri ve Bakanlığım personeli ile bundan sonraki yol
haritasının belirlenmesinde önemli paylaşımlar gerçekleştirileceğine inanıyor, bugünkü
çalışmaların hayırlara vesile olmasını diliyor, katılım ve katkılarınız için teşekkür ediyorum.
Download