Hayal perdesi üstünde size bir timsal manzarasını

advertisement
Sorularlarisale.com
"Hayal perdesi üstünde size bir timsal manzarasını
göstererek mazarratını anlatacağım: İşte, şu sahrâda
gayet muhteşem bir bostan içinde bir kasır var..."
Burayı devamıyla izah eder misiniz?
"S - Neden dinsiz zannettiğimiz bazılarından bize zarar gelsin?"
"C - Hayal perdesi üstünde size bir timsal manzarasını göstererek
mazarratını anlatacağım:"
"İşte, şu sahrâda gayet muhteşem bir bostan içinde bir kasır var.
Kasrın bir köşesinde sizin Beytüşşebab Kaplıcası gibi bir kaplıca
olduğunu tahayyül ediniz. Siz, dışarıda burudetin tazyikiyle, karın
tokadıyla, rüzgârın sillesiyle, ihtiyaren veya ıztıraren saray içine
girmeye mecbursunuz. Lâkin, kapıda bir-iki kör ve havuz içinde bazı
çıplak adamları görmüş veya işitmişsiniz. Bundan tevehhüm
ediyorsunuz ki, o saray, körhâne veya çıplakhânedir. Siz
girdiğinizde, onlar gibi olmak için taat libasını çıkarıyorsunuz; ve
onların avretini görmemek için, akide denilen hakikat gözünü
kapatıyorsunuz. Halbuki, onlar muhteşem odalarda gözleri açık ve
avretleri mestur olarak mütefekkirâne meşveret ve bazı köşelerdeki
kör ve çıplakların setr ve tedavisine hizmet ediyorlar. İşte sen, şu
suret-i vahşiyâne ve eblehânede avretin açık, gözün kapalı olarak
içlerine girsen, acaba bundan daha büyük maskaralık ve zarar
olabilir mi?"(1)
Sahra ve içindeki bostan, dünya hayatı ve bu hayattaki toplumsal yaşamdır.
Buradaki saray ise İslam’dır. Soğuk, kış ve rüzgar gibi tabirler ise İslam’ın
dışında ki fikir ve ideolojilerdir, bunlardan korunmak için İslam sarayına sığınmak
iktiza eder. Lakin bu asırda İslam’ın kapısında yani vitrininde duran bazı olumsuz ve
hatalı zatlar İslam sarayına girmeye muhtaç insanları şek ve şüpheye düşürüyor.
Bu muhtaç insanlar vitrinde duran olumsuz ve hatalı insanlara bakarak İslam’ın da
olumsuz ve hatalı olabileceği vehmine kapılıyorlar. Bu vehmi yenmek veya
gidermek için de akıl gözünüzü kapayıp taklit elbisesini giyiyorlar. Yani tahkik
libasını çıkarıp taklit elbisesini giyiyorlar. “Onların avretini görmemek” tabiri
burada İslam vitrininde duran zumlarınca hatalı ve yanlış kimselerin ahvali ve bu
ahvalden etkilenememek anlamındadır.
page 1 / 2
Tabi Üstad Hazretleri burada avam insanların hissiyat ve bakışlarını tasvir ediyor, bu
tasvirleri bütünü ile kabul ettiği anlamına gelmez. Zaten son paragrafta bu tasvire
katılmadığını da belirtiyor.
"...Halbuki, onlar muhteşem odalarda gözleri açık ve avretleri mestur olarak
mütefekkirâne meşveret ve bazı köşelerdeki kör ve çıplakların setr ve
tedavisine hizmet ediyorlar. İşte sen, şu suret-i vahşiyâne ve eblehânede
avretin açık, gözün kapalı olarak içlerine girsen, acaba bundan daha büyük
maskaralık ve zarar olabilir mi?"
Halbuki onlar, yani sizin hatalı ve olumsuz gördüğünüz vitrindeki ulema ve aydın
tabaka, tahkik elbisesini giymişler gözleri de açık bir şekilde bir takım toplumsal
sorunları tedavi ve tadil ediyorlar. Onların durumu değil sizin durumunuz komik ve
cahilanedir, denilmek isteniyor.
İslam taklit ile yumulmaya muhtaç değildir, tam aksine tahkik ile açılmaya ve
yayılmaya müstaittir. Tarihte İslam’ın rakipleri kaybetmiş İslam’ın o eşsiz potasında
erimiştirler. Öyle ise korku ile içe kapanmak bize değil ecnebilere gerekli bir
savunma refleksidir.
(1) bk. Münazarat, Sualler ve Cevaplar.
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download