TBMM B: 115 5 . 6 . 2012 O: 1 Saygıdeğer milletvekilleri, çevrenin korunması kapsamında yapılan yatırımlara yönelik olarak bazı yanlış algılamaların da düzeltilmesi gerektiğine inanmaktayız. Çevrenin korunması kapsamında yapılacak 1 birim harcama 2 birim fayda temin etmektedir. Ayrıca uluslararası ticarette çevreye zarar vermeyen, temiz üretim yapan sanayi tesislerinin rekabet gücü de fazlasıyla artmaktadır. Saygıdeğer milletvekilleri, son yıllarda ülkemizin sahip olduğu sosyoekonomik dinamizm ve kalkınma ivmesine paralel olarak sürdürülebilir kalkınmanın en önemli bileşenlerinden olan çevre konusundaki mevzuat ve uygulamalarda da önemli gelişmeler yaşanmış ve birçok konuda önemli değişiklikler gerçekleştirilmiştir. Doğal kaynaklarımızın akıllıca yönetilerek gelecek kuşaklara yaşanılabilir bir çevrenin bırakılması için ciddi çaba harcamaktayız. Çevre konusu artık yöresel ve bölgesel olmaktan çıkmış, evrensel bir boyut kazanmıştır. Günümüzde tüm insanlığın bugününü ve yakın geleceğini önemli ölçüde etkileyen çevre sorunları artık dünyada farklı sosyal ve siyasal özelliklere sahip ülkelerin üzerinde anlaştıkları ve anlaşmak zorunda kaldıkları önemli bir konu hâline gelmiştir. Ancak dünyamızın pek çok yerinde hâlâ savaşlar yaşanmakta ve kaynakların büyük bir kısmı bu uğurda harcanmaktadır. Bizim, Türkiye olarak kültürümüzde ve inancımızda var olan temizlik kavramını öncelikle bizlerin tam anlamıyla benimsemesi ve bu sayede dünyaya model olmamız mümkündür. Atık, atık su, hava, deniz, kimyasallar, gürültü, iklim değişikliği gibi çok değişik alt sektörlerde yapılan birçok faaliyetlerimiz bulunmaktadır. Bu faaliyetlerin başarıyla devam etmesi, uygulamaların hedefine ulaşması, bireylerin ve toplumun çevre konularına karşı duyarlılık ve farkındalıkla sahip çıkmasıyla mümkündür. Bu çerçevede, çevrenin korunmasına yönelik tüm çaba ve gayretlerin bir plan çerçevesinde eşgüdümle organize edilerek yürütülmesi ve tanıtımının yapılması ve bir eğitim seferberliğiyle bütünleştirilerek “Temiz Türkiye'm” adında bir atılımın başlatılarak, çevre konularının sosyokültürel bir olgu hâline getirilmesi Bakanlığımızca hedeflenmektedir. Bu anlamda, bölgesinde ve dünyada model alınan bir ülke olabilmemiz için Bakanlığımızca birçok çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmalarda baz alınan temel yaklaşımımız, sıfır atık ve geri kazanım politikası, kullananın ve kirletenin ödemesi ve çevre korumada ihtiyat prensipleridir. Bakanlığımızca büyük önem verilen ihtiyat prensibi kapsamında, çevresel risk oluşturan tesisler için acil müdahale planı hazırlanmıştır. Sıfır atık politikası sayesinde çevre dostu teknolojilerin geliştirilmesi ve geri kazanım sektörünün oluşturulması için çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bu sektörde bugün 60 bin kişi istihdam edilmekte ve ülke ekonomisine 1 milyar TL katkı sağlanmaktadır. Bu çalışmaların yanı sıra 429 adet ambalaj atığı toplama ve geri dönüşüm tesisiyle yılda 2,2 milyon ton ambalaj atığı, 24 adet bitkisel atık yağ geri kazanım tesisiyle 40 bin ton bitkisel atık yağ, 24 geri kazanım ve 35 ek yakıt tesisiyle 45 bin ton atık yağ, 17 geri kazanım tesisiyle 33 bin atık akü, 13 adet geri kazanım tesisiyle 33.400 ton ve 16 enerji geri kazanım tesisinde 39 bin ton ömrünü tamamlamış lastik, 192 adet geri kazanım tesisiyle 431.581 ton tehlikeli atığın geri kazanımı sağlanmıştır. 2003 yılında 15 düzenli depolama tesisiyle 23 milyon nüfusa hizmet verilirken, bugün, 59 katı atık düzenli depolama tesisiyle yaklaşık 757 belediyede 41 milyonluk nüfusa hizmet verilmektedir. Atık Yönetimi Eylem Planı’na göre 2012 yılında tesis sayısını 130’a çıkararak 1.130 belediyeye hizmet vermeyi hedeflemekteyiz. Tehlikeli atıklarda 2003 yılında 18 olan tesis sayısı 2011 yılı sonunda 192’ye ulaşmıştır. Görüldüğü gibi, Hükûmetimiz döneminde çevreye, çevre duyarlılığına, çevre bilincini artırmaya, çevreye yatırım yapmaya son derece önem vermekteyiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak önümüzdeki süreçte fosil yakıtların azaltılması noktasında, kömür, petrol ve doğal gaza olan bağımlılığın - 682 - FATMA 20-24