economıc agenda - T-Bank

advertisement
21 Şubat 2014
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...





İşsizlik oranında 2013 yılının Kasım döneminde (Ekim-Kasım-Aralık) bir önceki
yıla ve önceki döneme göre artış devam etti. İşsizlik oranındaki artışta mevsimsel
etkilerin yanısıra geçen yılın son çeyreği itibariyle büyümedeki durgunluk etkili
olmakta. 2013 yılının son çeyreğinde işsizlik oranı %9.9, tarım dışı işsizlik ise
%12 olarak gerçekleşti. İşsizlik oranı bir önceki yılın aynı döneminde %9.4, tarım
dışı işsizlik ise %11.7’ydi. Bir önceki dönemdeki işsizlik oranı %9.7 düzeyindeydi.
Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerle bakıldığında geçen yılın aynı
döneminde işsizlik oranının %9.5; bir önceki dönemde ise %9.9 olduğu
görülmekte.
Ocak ayında merkezi yönetim bütçesi vergi gelirlerindeki artışın etkisiyle 1.9
milyar lira fazla verirken, özelleştirme gelirlerinin katkısı olan geçen yılki Ocak
ayının oldukça altında kaldı. Bütçe, geçen yıl Ocak ayında özelleştirme gelirlerinin
etkisiyle 5.9 milyar TL fazla vermiş, faiz dışı fazla (FDF) 11.2 milyar TL olmuştu.
Bu yıl Ocak ayında FDF 6.9 milyar lira olarak gerçekleşti. Ocak ayında bütçe
gelirleri bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.8 artarak 37.9 milyar lira, giderler
ise yüzde 16.4 artarak 36 milyar lira oldu. Ocak ayında vergi gelirleri ise yüzde 15
artışla 32.7 milyar lira olurken, vergi dışı gelirler yüzde 45.2 azalarak 4.2 milyar
lirada kaldı. Ocak ayında faiz giderleri yüzde 4 azalarak 5 milyar lira, faiz hariç
bütçe giderleri de yüzde 20.5 artarak 31 milyar lira oldu. Bu yılın bütçesinde açık
33.3 milyar lira, FDF ise 18.7 milyar lira olarak öngörülüyor.
Merkezi yönetim brüt borç stoku Ocak sonu itibariyle 602.5 milyar lira oldu.
Hazine verilerine göre borç stokunun 406.3 milyar TL tutarındaki kısmı TL cinsi,
196.2 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi borçlardan oluştu. Hazine verilerine
göre 2013 sonu itibarıyla borç stoku 585.8 milyar TL idi.
Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu, Aralık 2013 sonu
itibarıyla 2012 yıl sonuna göre 17.1 milyar dolar artarak 155.6 milyar dolar
düzeyinde gerçekleşti. TCMB verilerine göre, bir önceki yıl sonuna göre
bankaların kredi biçimindeki borçlanmalarının 8.2 milyar dolar, tahvil ihracı
biçimindeki borçlanmalarının 5.6 milyar dolar arttığı gözlendi. Aynı dönemde,
bankacılık dışı finansal kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 365
milyon dolar artarken, tahvil ihracı biçimindeki borçlanmaları ise 1.5 milyar
dolar seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde, finansal olmayan
kuruluşların kredi biçimindeki borçlanmaları 295 milyon dolar azalırken, tahvil
stoku ise 1.9 milyar dolar artışla 3.3 milyar dolara ulaştı. Aralık sonu itibarıyla,
özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu (ticari krediler hariç),
2012 yıl sonuna göre 10.2 milyar dolar artarak 41.2 milyar dolar olarak
gerçekleşti. Borçluya göre dağılım incelendiğinde 2012 yıl sonuna göre bankaların
kredi biçimindeki borçlanmaları 7.3 milyar dolar, finansal olmayan kuruluşların
kredi biçimindeki borçlanmaları ise 1 milyar dolar artış gösterdi. Özel sektörün
yurtdışından sağladığı toplam kredi borcu, Aralık sonu itibarıyla kalan vadeye
göre incelendiğinde, 1 yıl içinde gerçekleştirilecek olan anapara geri ödemelerinin
toplam 71.7 milyar dolar tutarında olduğu gözlendi.
Kısa vadeli dış borç stoku, 2013 sonu itibariyle 2012 yılı sonuna göre yüzde
28.4 artışla 129.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. TCMB verilerine göre, bu
dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 31.5 artarak 89.6
milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 23.4
1
artarak 38.6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Merkez
Bankası Merkez Bankası bu hafta gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında iki yıl
yeni
bir
adım aradan sonra ilk kez 28 Ocak'ta yapılan ara toplantıda aldığı sert faiz artışı kararlarının
atmadı...
etkisini görmeyi tercih ederek beklendiği gibi yeni bir adım atmadı. Enflasyon görünümü
ve beklentilerdeki bozulmanın dikkatle takip edildiğini ve 28 Ocak'ta enflasyon
beklentilerindeki ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için
güçlü ve önden yüklemeli bir parasal sıkılaştırmaya gittiğini hatırlatan TCMB, "Enflasyon
görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş
sürdürülecektir" dedi. PPK'da yüzde 10'a çıkarılan bir hafta vadeli repo faiz oranı bu
seviyede korunurken, gecelik borçlanma faiz oranı yüzde 8'de, gecelik marjinal fonlama
oranını yüzde 12'de, açık piyasa işlemleri çerçevesinde piyasa yapıcısı bankalara repo
işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faiz oranı yüzde 11.5'te sabit bırakıldı. TCMB
yurtdışı talepteki toparlanmanın da etkisiyle net ihracatın büyümeye yaptığı olumlu
katkının artacağını bu gelişmeler sonucunda 2014 yılında cari işlemler açığında belirgin
bir iyileşme gözleneceğini belirtti.
Türkiye’nin
kara
para
ile
mücadelede
eksikleri sürüyor...
OECD bünyesinde karapara ile mücadele için kurulan Mali Eylem Görev Gücü (FATF)
Genel Kurulu Paris'te yaptığı toplantıda Türkiye'nin kara para ile mücadelede
eksikliklerinin sürdüğüne karar verdi. Üye ülkelerin terörizmin finansmanı ve karaparayla
mücadele konusundaki eksikliklerinin değerlendirildiği kurulda Türkiye kara listeye
girmedi, ancak kaydettiği iyileşmeye rağmen gri liste olarak nitelenen "işbirliği yapmayan"
ülkeler arasında yer aldı. FATF, Türkiye'ye teröre destek veren kişilerin banka
hesaplarının dondurulmasına ilişkin yasal düzenlemeyi uygulamaya geçirme çağrısı
yaptı. Kenya ve Tanzanya ise Paris'teki genel kurulda gri listeden çıkan iki ülke oldu.
S&P’ye göre, Türk
bankalarının aktif
kalitesi
ekonomideki olası
yavaşlamalara
karşı hassas...
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P) son yıllardaki hızlı kredi büyümesi
nedeniyle Türk bankalarının aktif kalitesinin ekonomideki olası bir yavaşlama karşısında
kırılgan olduğunu belirtti. S&P tarafından hazırlanan bankacılık raporunda, bankaların
aktif kalitesi, kârlılık ve sermaye yapısının görece güçlü olduğuna dikkat çekilmesine
rağmen, "Bu güçlü tarafların son yıllardaki hızlı kredi büyümesi sebebiyle baskı altında
kalmaya başladığına inanıyoruz" denildi. Bankaların faaliyet ortamının "Artan iç siyasi risk
ve Fed'in tahvil alımlarını azaltmasının etkileri ve ekonomideki büyüme nedeniyle
bozulduğu" ifade edildi. Geçen dört yıldaki kredi büyümesi sonucu kredilerin gayrı safi
yurtiçi hasılaya oranının 20 puanın üzerinde artarak yüzde 60'a yaklaştığı belirtilen
raporda, yavaşlayarak devam etmesi beklenen kredi büyümesi nedeniyle Türk
bankalarının olası bir ekonomik yavaşlama karşısında her zamankinden daha hassas
olduğuna dikkat çekildi. S&P'nin büyüme tahminini bu yıl ve gelecek yıl ortalama yüzde
3.4'ten yüzde 2.2'ye indirdiğine dikkat çekilen raporda, "Bu durumun bankaların aktif
kalitesine asgari etkide bulunmasını ve bankaların kârlılıklarını orta derece etkilemesini
bekliyoruz. Bankaların güçlü faiz marjları ve sermayeleri göz önüne alındığında mali
yapısı belirgin derecede etkilenmeyecek" denildi. Türk bankalarının 2001 yılındaki
reformların ardından daha dayanıklı ve güçlü finansal göstergelere sahip olduklarını
kanıtladığına dikkat çekilirken, ticari gayrimenkul alanındaki büyüme nedeniyle balon
oluşması olasılığı bulunduğu ancak konut alanında böyle bir risk görülmediği ifade edildi.
Raporda geçen yılın ortasından bu yana değer kaybeden TL'nin bankaların döviz cinsi
borçlanma ve borç vermede direncini test ettiği ve bu durumun bu yıl da devam etmesi
beklendiği ifade edildi.
2
Bankacılık sektörü
kredileri 7 Şubat
itibariyle haftalık
bazda
%0.88
azaldı...
Bankacılık sektörü kredileri 7 Şubat itibarıyla bir önceki haftaya göre yüzde 0.88 azalış
kaydederek, 1.085 trilyon lira oldu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
verilerine göre, krediler geçen yılın aynı dönemindeki 814.6 milyar liraya göre yüzde
33.22 arttı.
DÜNYA’DA BU HAFTA
Dünya
ekonomisinde
gelişmeler...


ABD
ekonomisinde
gelişmeler...


IMF, gelişmekte olan ülke piyasalarında uzayan çalkantı ve Euro Bölgesi'ndeki
deflasyon risklerinin, dünyanın ilerleme kaydetmiş ekonomik beklentilerini tehdit
ettiğini söyledi. G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankacıları'nın 22-23 Şubat'ta
Sidney'de yapacağı toplantı için hazırladığı bir bildiride toparlanmanın zayıflığına
ve ciddi aşağı yönlü risklerin devam ettiğine vurgu yapan IMF, Ocak'ta yüzde 3'ten
yüzde 3.7'ye yükseltilen küresel büyüme tahmininin, Türkiye'den Brezilya'ya
birçok ülke piyasasındaki volatiliteye bağlı olduğunu ifade etti. Gelişen
ekonomilerde yaşanan sermaye çıkışları, yüksek faiz oranları ve keskin para
birimi düşüşlerinin asıl endişe olmayı sürdürdüğü belirtilen raporda, yeni bir risk
olarak da, "Euro Bölgesi'nde enflasyonun çok düşük olmasıyla uzun vadede
enflasyon beklentilerinin düşebilme ihtimalinin, deflasyon riskini artırması"
gösterildi.
IMF Başkanı Christine Lagarde G-20'nin uygulayacağı politikaların küresel
büyümeyi artırabileceğini açıkladı. Fed'in tahvil alımını azaltması gerektiğini
söyleyen Lagarde iyi iletişimin sürmesi gerektiğini de vurguladı. Lagarde Çin'de
ekonominin sert şekilde yavaşlama ihtimalinin olmadığını belirtti. Merkez
bankalarının Fed'in tahvil alımı azaltımına karşı dikkatli davranmaları gerektiğinin
altını çizen Lagarde, son olarak daha yüksek küresel büyüme hedefi
belirlenmesinin yerinde olduğunu ifade etti.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) birçok üyesi, bu yıl ekonomide büyük bir sürpriz
olmadığı takdirde tahvil alımlarının azaltılmasında öngörülebilir bir biçimde
aylık 10 milyar dolarlık adımlarla ilerlenmesi görüşünü vurgulamak istedi.
Fed'in Ocak'taki para politikası kurulu toplantısının tutanakları, Fed yetkililerinin
faiz oranlarının bir süre daha düşük tutulacağı sözünün, bu vaadin taşıdığı
finansal istikrar endişelerini de kapsayacak şekilde nasıl yeniden düzenleneceği
konusunda karara yaklaştıklarını da gösterdi. Fed yetkilileri varlık fiyatlarında
balon oluşması gibi bazı finansal piyasa risklerinin ne zaman politika
sıkılaştırılması gerektiğine dair verilecek kararda daha büyük rol oynayabileceği
ihtimaline de dikkat çektiler. Ben Bernanke'nin başkanlığında gerçekleştirilen son
toplantı olan 28-29 Ocak toplantılarında da Fed tahvil alımlarının ikinci kez ayda
10 milyar dolar daha azaltılarak 65 milyar dolara düşürülmesine karar vermişti.
Fed bu kararı, gelişmekte olan pazarlarda o sırada yaşanan dalgalanmaya
rağmen almıştı. Fed tutanaklarında, "Birçok üye, ekonomik görünümde belirgin bir
değişikliğin olmaması halinde, tahvil alımlarının her para politikası toplantısında
10 milyar dolar azaltılmasına devam edilmesinden yana net bir kabul olması
gerektiği şeklinde görüş bildirdi" denildi.
Fed Açık Piyasa Komitesi'nin Ocak ayı toplantı tutanaklarına göre, Fed politika
yapıcıları işsizlik oranının faiz oranında artırıma gidilmesi planlanan seviyelere
gerilemesi ile, işsizlik oranı eşiğini yakın zamanda değiştirmeyi planlıyor.
3



Bernanke'nin son kez başkanlık yaptığı Ocak ayı toplantısının tutanaklarında,
"Üyeler, işsizlik oranının yüzde 6.5'e yaklaşması ile, Komite'nin bu oran aşıldıktan
sonra federal fon oranına yönelik kararlar hakkında bilgi vermek amacıyla yakın
zamanda sözlü yönlendirmesini değiştirmesinin uygun olacağı konusunda
hemfikir" ifadeleri yer aldı. Fed yetkilileri, işsizlik oranının yüzde 6.6 ile beş yıldan
uzun bir sürenin en düşüğüne kadar gerilemesinin ardından, düşük faiz oranları
ve tahvil alımlarının azaltılması gibi ekonomiyi destekleme açısından önemli
planları netleştirmenin yolunu arıyorlar. Tutanaklar ayrıca, Fed üyelerinin sözlü
yönlendirmenin nasıl netleştirileceği konusunda bölünmeler yaşadıklarını
gösteriyor. Bazı üyeler finansal istikrara yönelik risklerin açıklamalara dahil
edilmesini önerirken, bazı üyeler ise sözlü yönlendirmenin enflasyonun ısrarcı bir
şekilde yüzde 2'nin altında seyretmesi durumunda faiz oranının düşük
tutulacağının katı bir şekilde vurgulanması gerektiğini düşünüyor.
Fed'in tahvil alımlarını azaltım kararlarında gelişen piyasaları düşünmediği
argümanlarına karşılık, Fed'in 28-29 Ocak toplantısı tutanakları, merkez
bankasının gelişen piyasaları da yakından izlediğini gösterdi. Birçok gelişmiş
ekonomide enflasyonun hedeflerin altında, gelişmekte olan ekonomilerde ise
genel olarak ılımlı seviyelerde seyrettiği belirtilen tutanaklarda, Brezilya,
Hindistan ve Türkiye'nin, toplantılar arası dönemde enflasyon ve para
birimlerindeki zayıflamadan ötürü para politikalarını yeniden sıkılaştırdığına dikkat
çekildi. Fed başkanları, özellikle Türkiye'de, birkaç hafta boyunca finansal
piyasalardaki baskıların artmasının ardından, toplantı arası dönemin sonuna
doğru atılan sıkılaştırma hamlesinin keskin olduğunu, bazı diğer gelişen piyasa
ekonomilerinde de benzer finansal baskıların bulunduğunu vurguladı. Gelişen
piyasalardaki finansal gelişmelerde Fed etkisinin görüldüğü not düşünülen
tutanaklarda, gelişen piyasalardaki hisse senedi borsalarının çoğunun düştüğü
belirtildi. Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye gibi gelişen piyasa ekonomilerinde
yerel para birimi faizlerindeki artışa değinilen tutanaklarda, doların yabancı para
değerinin en çok Arjantin pesosu ve Türk Lirası karşısında arttığına dikkat çekildi.
St. Louis Fed, San Francisco Fed ve Atlanta Fed'in başkanları tarafından
yapılan açıklamalar da tutanaklarda dikkat çekilen mesajı tazeleyen nitelikteydi.
St. Louis Fed Başkanı James Bullard Washington'daki konuşmasının ardından
yaptığı açıklamada, "Bu zayıflığın büyük bölümünün daha iyi hava koşullarına
geçilmesiyle sona ereceğini düşünüyorum" dedi. San Francisco Fed Başkanı
John Williams ise New York'ta yaptığı konuşmada, ekonominin "sağlıklı ve daha
güçlü bir yolda" olduğunu ve Fed'in planını değiştirmesi için çok büyük bir gelişme
olması gerektiğini belirtti. Atlanta Fed Başkanı Dennis Lockhart da
"Ekonomideki görünüm sağlam kalmaya devam ettiği ve izlediği yoldan belirgin
şekilde sapmadığı sürece" Fed'in tahvil alım programını son çeyrek itibarıyla
sonlandırabileceğini söyledi.
Fed, yabancı bankaların, ABD'de en yüksek sermaye oranlarını tutmalarını
gerektirecek yeni sermaye standartlarını onaylayarak, yerel finans sistemleri
etrafına duvarlar ören diğer ülkelerin arasına girdi. Kural, ABD'de 50 milyar
doların üzerinde olan bankaların, -10 milyardan 50 milyar dolar üzerindekiler
olarak revize edilmiş- yeni standartlara uymasını öngörüyor. Merkez bankası,
hâlen üzerinde çalışıldığı ve geliştirilmekte olduğunu söylediği 2 tartışmalı noktayı
şimdilik onaylamadı. Yeni standartlar, düzenlemenin onayının 1 yıl ertelenmesinin
ardından ilk teklif edilen zamanın 1 yıl sonrası olan Temmuz 2016'da devreye
girecek. Teklifin, bankaların tek taraflı riskler toplamlarına ilişkin sınırlamalar ile
ilgili kısmı, Fed'in bunu ABD'deki şirketler için nasıl tanımlayacağı üzerinde hâlâ
çalışmakta olmasından ötürü düzenlemede yer almadı. Düzenlemeye henüz
alınmamış olan diğer bir değişiklik ise, standart zorunluluklarını üzerinden ek
4









sermaye tamponları istenmesi ile ilgili olan noktaydı.
ABD'nin New York eyaletindeki üretim büyümesi verisi Şubat'ta 4.48'e
gerileyerek beklentilerin altında açıklandı. Endeksin 9 seviyesinde açıklanması
bekleniyordu.
ABD'de yeni konut inşaatları Ocak'ta 880,000 adet ile, inşaat ruhsatları ise
937,000 adet ile beklentilerin altında açıklandı. Ocak'ta yeni konut inşaatlarının
950,000; ruhsat sayısının 980,000 olması tahmin ediliyordu. Daha önce Aralık'ta
999,000 adet olarak açıklanan yeni konut inşaatları 1,048,000'e revize edilirken;
991,000 olarak açıklanan inşaat ruhsatlarında revizyon yapılmadı.
Üretici fiyatları Ocak'ta yüzde 0.2 artarken, gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen
çekirdek endekste de yine yüzde 0.2 yükseliş gözlendi. Üretici fiyatları Aralık'ta
yüzde 0.1 artmış, çekirdek endekste değişim gerçekleşmediği açıklanmıştı. Daha
önce 'nihai ürün üretici fiyat endeksi' olarak adlandırılan endeksin resmi adı
hizmetler ve inşaat sektörlerinin de dahil edilmesinin ardından 'nihai talep üretici
fiyat endeksi' olarak değiştirildi.
ABD Hazine Bakanlığı verilerine göre, yabancı sermaye giriş ve çıkışı
göstergesine göre, Aralık ayında Şubat 2009'dan bu yana en büyük net yabancı
sermaye çıkışı gerçekleşti. Hazine tahvilleri ve hisse swapları gibi kısa vadeli
varlıkları içeren toplam sermaye çıkışı, Aralık ayında 119.6 milyar dolar olurken,
Kasım ayı rakamları revize edilerek 13 milyar dolar oldu. Uzun vadeli tahvillerin
net satışları ise toplam 45.9 milyar dolara yükselirken, Kasım ayında 28 milyar
dolar seviyesindeydi. Çin, bir önceki ayda rekor seviyeye çıkardığı ABD Hazine
tahvili varlıklarını, 47.8 milyar dolar, yani yüzde 3.6 azaltarak 1.27 trilyon dolara
düşürdü.
New York Fed raporuna göre, ABD'de vatandaşların konut ve araç satın almak
için ve eğitim amacıyla borçlanmasıyla, tüketici borçları geçtiğimiz çeyrekte altı
yıldan uzun bir sürenin en büyük artışını gerçekleştirdi. Hanehalkı borçları 241
milyar dolar, yani yüzde 2.1 artarak 11.52 trilyon dolara ulaştı ve 2007 üçüncü
çeyrekten bu yana en büyük yükselişi kaydetti. Bir önceki çeyrekte borçlar bir
önceki yıla göre 180 milyar dolar fazlaydı. ABD'de hanehalkı harcamaları
dördüncü çeyrekte yüzde 3.2 artmış ve son üç yılın en büyük artışını kaydederek
ekonomik büyümeye önemli katkıda bulunmuştu. Mortgage dengesi tüketici
borçlanmasındaki artışa öncülük ederken, yüzde 1.9, yani 152 milyar dolar
yükselerek 8.05 trilyon dolara ulaştı.
ABD'de tüketici fiyatları endeksi Ocak'ta yüzde 0.1 ile, enerji ile gıda
fiyatlarındaki değişimleri içermeyen çekirdek endeks de yine yüzde 0.1 ile
beklentiler seviyesinde artış kaydetti.
ABD'de işsizlik maaşı başvuruları 15 Şubat'ta sona eren haftada 336,000 ile
beklentilerin hafif üzerinde açıklandı. İşsizlik maaşı başvurularının 335,000 olması
bekleniyordu.
ABD'nin Philadelphia Fed endeksi Şubat'ta büyüme beklentilerinin aksine eksi
6.3 değerini alarak beklentilerin altında açıklandı. Ocak'ta 9.4 değerini alan
endeksin 8 değerini alması bekleniyordu.
ABD'de öncü göstergeler endeksi Ocak ayında yükselerek, ekonominin 2014
yılında yavaşlamasına neden olan kış fırtınaları sonrasında toparlanacağına işaret
etti. Conference Board tarafından gelecek üç-altı aylık döneme yönelik görünümü
ortaya koyan öncü göstergeler, yüzde 0.3 yükselirken, bir önceki ayda değişiklik
göstermemişti.
5
AB
ekonomilerinde
gelişmeler...
AB:


Euro bölgesinde öncü verilere göre Şubat'ta imalat PMI ve hizmetler PMI
beklentilerin altında değerler aldı. Euro bölgesi imalat sanayi satın alma
yöneticisi endeksi (PMI) Şubat'ta 53 seviyesinde açıklandı. Endeks, Ocak'ta
nihai 54 değerini almıştı. Euro bölgesi imalat PMI endeksinin Şubat'ta 54
seviyesinde açıklanması bekleniyordu. Euro bölgesi hizmetler PMI ise Şubat'ta
51.7 değerini aldı. Ocak'ta 51.6 seviyesinde açıklanan hizmetler PMI'ın Şubat'ta
51.9 seviyesinde geleceği tahmin ediliyordu.
Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi üyesi Ewald Nowotny politika
yapıcıların faiz oranlarını uzun süre düşük tutacağına dair sinyaller verdi.
Nowotny, "Enflasyon oranı uzun bir süre yüzde 2'nin üstünde olmadığı sürece,
faiz oranlarını şu anki seviyede veya daha düşük tutabiliriz," şeklinde görüş
bildirdi. Nowotny, "belki de bu tahminden 2016'da dahi yüzde 2'nin altında
olacağımız ortaya çıkabilir," dedi. Euro Bölgesi enflasyonu Ocak ayında yüzde
0.7'ye yavaşlayıp Ekim'deki 4 senenin en düşük seviyesiyle aynı seyretti.
Almanya:
 Alman yatırımcıların ülke ekonomisinin görünümüne ilişkin eğilimlerini gösteren
ZEW endeksi Şubat'ta 55.7 ile beklentilerin altında açıklandı. Endeksin 61.7
değerini alması bekleniyordu. Eğilim endeksi Ocak'ta 61.7 değerini almıştı.
 Almanya'da açıklanan öncü verilere göre, Şubat'ta imalat PMI 54.7 ile
beklentilerin altında, hizmetler PMI ise 55.4 ile beklentilerin üzerinde bir değer
aldı. Ocak'ta 56.5 nihai değerini alan imalat sanayi PMI endeksinin Şubat'ta 56.3
seviyesinde olması bekleniyordu. Ocak'ta nihai 53.1 seviyesinde açıklanan
hizmetler PMI'ın ise, Şubat'ta 53.4 değerini alacağı tahmin ediliyordu.
İngiltere:
 İngiltere'de tüketici fiyatlarındaki artış Ocak'ta yıllık bazda yüzde 1.9 ile
beklentilerin altında açıklandı. Tüketici fiyatlarında aylık bazda ise yüzde 0.6 ile
beklentilerin üzerinde düşüş gerçekleşti. Ocak'ta tüketici fiyatlarında yıllık bazda
yüzde 2 artış, aylık bazda yüzde 0.5 düşüş açıklanması bekleniyordu. İngiltere'de
tüketici fiyatları Aralık'ta yıllık bazda yüzde 2, bir önceki aya göre ise yüzde 0.4
artmıştı.
 Ülkede işsizlik oranı 4. çeyrekte beklenmedik bir şekilde yükselerek, istihdam
piyasasındaki son zamanlardaki iyileşmenin ivme kaybettiği sinyallerini verdi.
Uluslararası İstihdam Organizasyonu (ILO) metodlarıyla ölçülen işsizlik oranı
Kasım'a kadarki üç aylık dönemde yüzde 7.1'den yüzde 7.2'ye çıktı. Ocak ayında
işsizlik başvuruları 27,600 geriledi. Sözlü yönlendirmenin yapıldığı Ağustos ayında
ekonominin yetkililerin beklentilerinden hızlı büyümesinden sonra, İngiltere
Merkez Bankası geçen hafta işsizlik oranı yüzde 7'nin üstünde olduğu sürece faizi
yükseltmeyi düşünmeme kararlılığından vazgeçtiğini belirtti.
 İngiltere'de perakende satışlar Ocak'ta yüzde 1.5 ile beklentilerin üzerinde azaldı
ve Nisan 2012'den bu yana görülen en büyük düşüş gerçekleşti. Perakende
satışlarda yıllık bazdaki artış ise yüzde 4.3 ile beklentilerin altında gerçekleşti.
Perakende satışların aylık bazda yüzde 1 azalması, yıllık bazda ise yüzde 5
artması bekleniyordu.
İtalya:
İtalya'da Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, geçen hafta istifa eden Enrico Letta'nın
yerine yeni hükümeti kurma görevini merkez sol siyasetçi Matteo Renzi'ye verdi.
Napolitano ile görüşmesinden sonra basına açıklama yapan Renzi, yeni hükümeti kurma
6
konusundaki temaslarına başlayacağını açıkladı. Renzi, Şubat sonuna kadar seçim
yasası ve siyasi kurumlar, Mart'ta çalışma hayatı, Nisan ayında kamu yönetimi ve
Mayıs'ta da vergi reformu yapacağını söyledi. Merkez sağ eğilimli küçük NCD partisiyle
bir koalisyon sözleşmesi imzalayarak iktidar olmak için gerekli çoğunluğu elde etmesi
gereken Renzi'nin, bu hafta içinde parlamentodan güven oyu istemesi bekleniyor.
Macaristan:
Macaristan Merkez Bankası politika faizini 15 baz puan indirerek yüzde 2.7'ye çekti.
Yunanistan:
Eurogrup Başkanı ve Hollanda Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem, Yunanistan'a
yeni kurtarma paketini sonbaharda görüşebileceklerini söyledi. Dijsselbloem, "Eğer
mevcut program uygulanırsa yeni kredi dilimleri Mayıs gibi serbest bırakılırsa, bu
Yunanistan'ı Ağustos sonuna kadar götürür" ifadesini kullandı. Euro Grubu başkanı, AB
Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu yetkililerinden oluşan
Troyka heyetinin bu hafta içinde gözden geçirme için Atina'ya döneceğini söyledi. Yunan
hükümetinin taahhüt ettiği reformları yerine getirmemesi nedeniyle Troyka ile görüşmeler
en az 2 aydır askıdaydı. Uluslararası kreditörlerin taleplerine karşı çıkan ve son kamuoyu
yoklamalarında ilk sırada görünen aşırı sol blok Syriza partisinin Mayıs ayındaki Avrupa
Parlamentosu seçimlerinde zafer kazanma ihtimali karşısında Yunanistan Başbakanı
Antonis Samaras, acilen yeni bir paket için AB'ye baskı yapıyordu. Yunanistan borç
krizinin başından bu yana yaklaşık 240 milyar euroluk yardım paketi aldı.
Diğer
ekonomilerde
gelişmeler...
Japonya:
 Japonya ekonomisi geçen yılın dördüncü çeyreğinde beklentilerin altında
büyüme kaydederken, veri hükümetin sağladığı yoğun teşviklere rağmen tüketim
ve ihracatın belirgin şekilde hız kazanmadığını gösterdi. Japonya'da açıklanan
veriye göre, Japonya ekonomisi son çeyrekte yüzde 0.3 ile beklentilerin altında
büyüdü. Japonya'da GSYH'nin son çeyrekte yüzde 0.7 büyüme kaydetmesi
bekleniyordu.
 Japonya Merkez Bankası (BOJ) ekonominin yavaşladığına işaret eden son
verilere
rağmen
ekonominin
güçlendiği
yolundaki
değerlendirmesini
değiştirmeyerek para politikasını kısa vadede daha fazla gevşetmeyeceğinin
sinyalini verdi. BOJ para politikasına gösterge olan para arzını beklendiği gibi
yıllık 60 ile 70 trilyon yen (589-687 milyar dolar) düzeyinde tuttu. Merkez bankası,
ekonominin
ılımlı
düzeyde
toparlandığı
şeklindeki
değerlendirmesini
değiştirmeyerek, ekonominin Nisan ayında başlayacak vergi artışının etkilerinin
üstesinden gelebileceğine güvendiğini gösterdi. BOJ ayrıca 2010 ile 2012 yılları
arasında bankacılık sektörünü kredi vermeye teşvik etmek için başlatılan bazı
kredi imkanlarının geçerlilik süresini bir yıl uzattı. Bankaları, nakit parayı elde
tutmak yerine, kredi vermeye teşvik eden söz konusu imkanların bütçesi iki
katına çıkarıldı.
 Japonya rekor düzeyde dış ticaret açığı verdi. Japonya'nın dış ticaret açığı
Ocak'ta 2.79 trilyon yen oldu ve beklenti olan 2.49 trilyon yenin üzerinde geldi.
İthalat yıllık bazda yüzde 25 artarken, ihracat yüzde 9.5 arttı. Ülkenin, Çin ile
arasındaki dış ticaret açığı, 1979'dan bu yana en yüksek düzeye yükseldi.
Çin:

Çin Merkez Bankası (PBOC) Ocak ayına ait güçlü kredi büyümesi verisinin
ardından parasal yönetim stratejisinin güçlendirilmesi kapsamında piyasadan fon
çekti. PBOC Haziran'dan beri ilk defa ters repo operasyonuyla piyasadan 48
milyar yuan (7.92 milyar dolar) likidite çekti. PBOC'nin bu girişimi beklentilerin
7



üzerindeki kredi büyümesi verisini izledi. Verinin ardından gösterge nitelikteki yedi
günlük repo faizi yüzde 3.84 ile Kasım'dan beri en düşük seviyeyi gördü. Merkez
Bankası verilerine göre Çin'de bankalar Ocak'ta 1.32 trilyon yuan ile, 1.1 trilyon
yuan olan beklentilerin üzerinde yeni kredi sağladı. Bu, son dört yılda bir ay içinde
sağlanan en yüksek kredi miktarı.
Çin Merkez Bankası, para biriminin konvertibilitesini artırmaya yönelmesi ile
birlikte, yuanın işlem bandını bu yıl düzenli bir şekilde genişletmeyi planlıyor.
Çin Merkez Bankası ayrıca, 17-18 Şubat'taki konferansın ardından resmi internet
sitesinde yaptığı açıklamaya göre, yuanın sınır ötesi kullanımını da genişletecek.
Banka Başkanı Zhou Xiaochuan, Kasım ayında yaptığı açıklamada, bir zaman
çerçevesi çizmeden, merkez bankasının bandı genişleteceğini söyledi.
Şanghay'da spot kur mevcut durumda, merkez bankası tarafından fiks edilen
seviyenin her iki tarafından en fazla yüzde 1 dalgalanabiliyor. İşlem bandı en son
Nisan 2012'de yüzde 0.5'ten yüzde 1'e genişletildi. Bant daha önce ise, Mayıs
2007'den yüzde 0.3'ten yüzde 0.5'e artırılmıştı. Yuanın kovertibilitesinin ve
faizlerin liberalizasyonun hızlandırılması, Çin'i yöneten Komünist Parti'nin Kasım
ayındaki toplantısında kararlaştırılan kilit reform önerileri arasında yer alıyordu.
Parti ardından, bu hedefleri 2020'ye kadar gerçekleştirmeyi amaçladığını kaydetti.
Fed'in tahvil alımlarını azaltma planlarını açıklamasının ardından ABD'nin en
büyük yabancı kreditörü Çin, Aralık'ta elindeki ABD Hazine tahvillerinde 2 yılın
en büyük azaltımına gitti. Çin, ABD hükümet tahvillerindeki pozisyonunu 47.8
milyar dolar ile toplam ABD tahvilleri varlıklarının yüzde 3.6 oranında azaltarak
1.27 trilyon dolara indirdi ve Aralık 2011'den bu yanaki en büyük azaltımını
gerçekleştirdi. ABD Hazine Bakanlığı'nın verilerine göre Çin'in tahvilleri azalttığı
dönemde yabancı yatırımcılar ellerindeki ABD hükümet tahvillerini Aralık'ta yüzde
1.4 (78 milyar dolar) artırdı ve ABD'nin yabancıların elindeki tahvilleri 5.79 trilyon
dolara çıktı.
Çin'de açıklanan öncü veriye göre, fabrikalardaki faaliyetler Şubat'ta da
gerilerken, veri ekonomide yavaşlamaya dair endişeleri artırıp piyasalarda da
kaygıya neden oldu. Çin'de Markit/HSBC imalat PMI Şubat'ta 48.3 ile yedi ayın en
düşük seviyesine geriledi. Markit/HSBC PMI Ocak'ta 49.5 nihai seviyesinde
açıklanmıştı.
Rusya:
Rusya Maliye Bakanlığı yapılacak haftalık OFZ hazine tahvili ihalesini talep yetersizliği
nedeniyle iptal ettiğini açıkladı. Maliye Bakanlığının bu kararı ülkenin volatilite yaşanan
finansal piyasalarında durumun daha da kötüleştiğine işaret etti. Bakanlık emirlerin
yetersiz olduğunu belirtti. İptal kararı alınmış olmasaydı 2020 ve 2028 vadeli iki ayrı
ihalede 20 milyar ruble (561 milyon dolar) tutarında borçlanma gerçekleştirilecekti. Rus
rublesi euro karşısında rekor düşük seviyeye gerilerken, borsa endeksinde de kayıplar
görüldü.
Hindistan:
Uluslararası Para Fonu (IMF) bir rapor hazırlayarak, Hindistan'a, Fed'in teşvikleri
azaltmasından ötürü döviz piyasalarında oluşabilecek volatiliteye karşı rupiyi korumak
için bir plan hazırlaması gerektiğini söyledi. Hindistan'ın parasal durumu geçtiğimiz
yıldan bu yana ilerleme kaydetmiş olsa da, sermaye bilançosundaki baskı ihtimaline karşı
koordine bir planın gerektiğini söyleyen IMF, planın, ana savunma aracının rupinin
esnekliğine yönelik olması ve gösterge faizin artırılması, nakit kısıtlamaları, forex
swap pencereleri açılması ve dizel yakıt fiyatlarının yükseltilmesi gibi tedbirleri
içermesi gerektiğini belirtti. Hindistan'daki temel riskin, küresel likiditeki sıkılaştırmanın
etkilerinin, ülke içindeki kırılganlıklarla birleşmesi olduğunun altını çizen IMF,
8
Hindistan'daki baskıları, dış finansman ihtiyacının borçlanma maliyetlerini artırabilecek
olması, fon çıkışları ve kurdaki "düzensiz ayarlamalar" şeklinde saydı.
Ukrayna:
 Göstericiler ve güvenlik güçleri arasındaki çatışmalarda 77 kişinin öldüğü
Ukrayna'da Cumhurbaşkanı Viktor Yanukovich muhalefet ile görüşmelerin
sonucunda Ukrayna'da erken cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacağı, 2004
anayasasına dönüleceği ve cumhurbaşkanlığı yetkilerinin daraltılacağı açıklandı.
Görüşmelerde ulusal birlik hükümeti kurulması sürecinin de başlatılacağı
açıklandı. Bu arada Avrupa Birliği hükümetleri, başkent Kiev'deki protestoların
en kanlı gününün ardından Ukraynalı yetkililere, banka hesaplarını dondurma,
seyahat vizelerini reddetme, toplumsal olaylara müdahale ekipmanları ihracatını
durdurma gibi uygulamaları içeren yaptırım kararı aldı. Ölü sayısının
tırmanmasıyla, Almanya, Fransa ve Polonya dışişleri bakanları Yanukoviç ve
muhalefet liderleriyle buluşarak, AB'nin yıl ortasında anayasa düzenlemesi ve
2014 sonuna doğru meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleri içeren planlarını
paylaştılar. Yanukoviç'in isteği üzerine Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin
muhalefet ile görüşmeler için Ukrayna'ya bir heyet gönderecek.
 Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's Ukrayna'nın kredi
notunu üç hafta içinde ikinci kez düşürerek CCC+'dan CCC'ye indirdi. Ukrayna
için temerrüt riski uyarısında bulunan S&P görünümü de negatif olarak açıkladı.
 Ukrayna'nın beş yıl vadeli borcunu iflasa karşı sigortalamanın maliyeti,
başkent Kiev'de şiddet olaylarının iyice artmasıyla bu hafta 2009'dan beri en
yüksek seviyeyi gördü. Ukrayna'nın beş yıllık kredi iflas takas (CDS) primi 1,271
baz puana ulaştı.
 Ukrayna beş yıl vadeli 2 milyar dolar tutarında eurobond ihracını iptal ettiğini
açıkladı. İflas etmemek için Rusya'dan mali yardım almaya çalışan Ukrayna, ihraç
edeceği eurobondun Rusya tarafından satın alınacağını umuyordu.
Tayland:
Tayland'ın başkenti Bangkok'ta bu hafta güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çıkan
çatışmada 1'i polis 4 kişi hayatını kaybederken, 64 kişi de yaralandı. Başkent
Bangkok'ta protesto gösterilerinin yapıldığı Ratchadamnoen Caddesi üzerinde bulunan
Pan Fah köprüsünde güvenlik güçleri ile hükümet karşıtları arasında çatışma çıktı.
Silahında kullandığı olaylarda 1'i polis 4 kişi öldü, 64 kişi de yaralandı. Ülkede son
zamanlarda artan şiddet olaylarında 11 kişinin öldüğü 618 kişinin de yaralandığı belirtildi.
Venezuela:
Venezuela'da geçen hafta başlayan hükümet karşıtı gösterilerde 5 kişi yaşamını
yitirdi, yaklaşık 25 kişi yaralandı. Yönetim karşıtı gösterilerin devam ettiği Venezuela'da
güvenlik güçleri ile göstericiler arasında çıkan çatışmalarda bir güzellik kraliçesinin
öldüğü bildirildi. Carmona, geçen hafta başlayan yönetim karşıtı gösterilerde yaşamını
yitiren beşinci kişi oldu. Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD Konsolosluğu'nda görevli
üç yetkiliyi sınır dışı etme kararı aldı. Sınır dışı edilecek Amerikalı konsolosluk
yetkililerinin isimlerini söylemeyen Maduro, ABD'nin Venezuela hükümetini devirmek için
muhalefetle işbirliği yaptığını ileri sürdü. ABD ise Maduro'nun iddialarını yalanladı. Eski
Devlet Başkanı Hugo Chavez'in yaşamını yitirmesinin ardından 15 Nisan 2013'te yapılan
seçimde iktidara gelen Maduro, uyguladığı politikalar, yüksek enflasyon ve artan şiddet
olayları nedeniyle eleştiriliyor.
9
BU HAFTA PİYASALAR
Kur ve faiz hafif ABD'nin Başkan Günü nedeniyle tatil olduğu hafta başında olumlu havanın sürdüğü
yükseldi...
piyasalar genel olarak sakin bir seyir izledi. Dolar/TL haftaya 2.18 düzeylerinde
başlarken; sepet bazında TL’de 2.58 civarında seyretti. Tahvil-bono piyasasında 7 Ekim
2015 itfalı gösterge faizin bileşik faizi %10.80 olurken; 27 Eylül 2023 itfalı 10 yıllık tahvilin
bileşik faizi ise spot kapanışta %10.20 seviyesindeydi. Merkez Bankası PPK toplantısının
ise piyasaya fazla etkisi olmadı. Hafta içinde ise Ukrayna'daki gerginlik başta olmak üzere
gelişmekte olan ülkelere yönelik artan endişeler kurda yukarı yönlü harekete neden oldu.
20 Şubat’ta Ukrayna, Tayland ve Venezuela’da siyasi risklerin gelişmekte olan
piyasalarda neden olduğu olumsuz havanın Fed tutanakları ve Çin'den gelen olumsuz
PMI verisi sonrası artmasıyla dolar/TL 2.22 seviyesinin üzerini test etti. Gelişmekte olan
piyasalardaki olumsuz havanın yanı sıra Hazine'nin önümüzdeki iki hafta
gerçekleştireceği yüklü ihaleler öncesi iki ve 10 yıllık gösterge tahvillerin faizi yükseldi. 7
Ekim 2015 itfalı gösterge faizin bileşik faizi %11’I aştı. 27 Eylül 2023 itfalı 10 yıllık tahvilin
bileşik faizi ise %10.53’ü geçti. Haftanın son gününde gelişmekte olan piyasalardaki
olumsuz havanın devam etmesiyle dolar/TL 2.20'li seviyelerde işlem görmeyi sürdürdü.
Riskten kaçışla yükselen kur, TCMB'nin likiditeyi kısarak ortalama fonlama maliyetini
yükseltmesi sonrası kayıpların büyük bir kısmını geri aldı. TCMB Perşembe günü repo
ihalesiyle sağladığı likiditeyi kıstı. Bankalar PY repo imkanından 5.347 milyar TL tutarında
yararlandı. TCMB'nin ortalama fonlama maliyeti önceki günkü %10.04'ten %10.15'e
yükseldi. Tahvil-bono piyasasında ise risk iştahında azalmanın yanı sıra Hazine'nin
önümüzdeki iki haftada gerçekleştireceği yüklü ihaleler de baskı yaratmayı sürdürüyor;
yine de faizlerde hafif gerileme oldu.
Hazine, bu hafta düzenlediği kuponsuz
tahvil ihracı ile yoğun Şubat ayı
%
borçlanma programına başladı. Hazine,
25
yeni gösterge olacak 2 ve 10 yıllık
22
tahviller dahil gelecek hafta ve Mart'ın ilk
19
haftasında 10 ihale düzenleyecek. Bu
16
dönemde aynı kağıtları ikişer kez ihraç
13
edecek olan Hazine'nin önümüzdeki iki
10
haftada yaklaşık 30.8 milyar TL'lik itfası
7
bulunuyor. Hazine'nin 26 Şubat'ta 12
4
milyar TL'si piyasaya yaklaşık 14 milyar
TL, 5 Mart'ta ise 14.2 milyar TL'si
piyasaya 16.6 milyar TL itfası bulunuyor.
Hazine bu hafta düzenlediği 25 Mart
2015 itfalı kuponsuz tahvil ihalesinde 176.7 milyon TL'si ROT'ta, 850.9 milyon TL'si
ihalede olmak üzere piyasadan 1,027.6 milyon TL borçlanma gerçekleştirdi. ROT'ta
kamuya satış yapılmadı. İhraçta bileşik faiz %11 olan beklentilerin üzerinde %11.19,
nominal teklif ise 2,726.4 milyon TL oldu.
02.01.2006
03.03.2006
28.04.2006
26.06.2006
21.08.2006
17.10.2006
15.12.2006
14.02.2007
11.04.2007
08.06.2007
03.08.2007
01.10.2007
28.11.2007
28.01.2008
24.03.2008
21.05.2008
16.07.2008
10.09.2008
11.11.2008
13.01.2009
10.03.2009
07.05.2009
03.07.2009
28.08.2009
27.10.2009
25.12.2009
19.02.2010
14.04.2010
11.06.2010
05.08.2010
05.10.2010
07.12.2010
01.02.2011
28.03.2011
23.05.2011
18.07.2011
15.09.2011
15.11.2011
10.01.2012
06.03.2012
03.05.2012
28.06.2012
27.08.2012
23.10.2012
21.12.2012
18.02.2013
15.04.2013
13.06.2013
13.08.2013
09.10.2013
11.12.2013
06.02.2014
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(07.10.15 tahvili, % bileşik)
Sonuçta 14 Şubat’ta
Merkez Bankası kurlarıyla 2.1884 olan dolar/TL paritesi, 21
Şubat’ta 2.2012 TL’ye çıktı; 2.9974 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi ise 3.0174 TL’ye
yükseldi. 14 Şubat’ta %10.75 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu haftanın
son günü %10.89 oldu.
10
Döviz, petrol
altın fiyatları...
ve Döviz:
ABD doları ABD'de açıklanan zayıf ekonomik verilerin ardından hafta başında para
birimleri sepeti karşısında altı haftanın en düşük seviyesinde işlem gördü. Euro/dolar
paritesi 1.3720’nin üzerine çıktı. Dolar yen karşısında ise Japonya'da açıklanan
beklentilerin altındaki GSYH verisinin ardından 101.60'a geriledi. Ancak Japon yeni, daha
sonra BOJ'un para politikasında değişiklik yapmaması ve ekonomiye destek için özel
kredi programını uzatmasının ardından önde gelen para birimleri karşısında düştü. Euro
hafta içinde dolar karşısında yükselirken, ABD'de açıklanan zayıf ekonomik veriler ve
yabancı yatırımcıların ABD varlıklarında yoğun satış yaptığı yönündeki haber doları
olumsuz etkiledi. Fed tutanaklarının ardından dolar karşısında euro bir ara yaklaşık yedi
haftanın en yükseği olan 1.3773'ü gördü, daha sonra hafif geriledi. Dolar/yen paritesi ise
hafta içinde 102’nin üzerine çıktı daha sonra tekrar geriledi. Haftanın son gününde ise
dolar, ABD'de açıklanan olumlu verinin bu ülkenin ekonomisindeki iyileşmenin devam
ettiği görüşünü desteklemesiyle para birimleri sepeti karşısında yatay seyir izledi.
Euro/dolar paritesi 1.37’nin üzerinde; dolar/yen paritesi ise 102.50’nin üzerinde seyretti.
Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.3710; Dolar/yen paritesi 102.70
düzeyindedir.
Petrol:
Brent ham petrolünün varil fiyatı, ABD'de açıklanan zayıf ekonomik verilerin bu ülkeden
gelecek talebe dair endişeleri artırmasıyla hafta başında 109 dolara doğru geriledi. ABD
hafif petrolü ise hafta başına 100 doların üzerinde başladı. Soğuk hava nedeniyle ısınma
yakıtındaki güçlü tüketim ise kayıpların sınırlı kalmasını sağladı. Brent ham petrolünün
varil fiyatı hafta içinde Kuzey Amerika'da ısınma yakıtına olan güçlü talep ve dolardaki
zayıflığın, olumsuz ABD verilerine dair endişeleri bastırmasıyla 109 doların üzerinde seyir
izledi. Daha sonra ise Afrika ve Venezuela'ya ilişkin jeopolitik endişelerin sağladığı
destekle Brent petrolünün varili 110 doların üzerine yükseldi. ABD ham petrolü ise, soğuk
havaya bağlı güçlü talebin etkisiyle yaklaşık dört ayın en yüksek seviyesinde işlem gördü
ve 103 dolara çıktı. Güney Sudan ve Libya'daki iç çekişmeler petrol arzına olumsuz
yansırken, Venezuela'daki protestolar da endişeye neden oluyor. Çin’de açıklnanan
olumsuz veriler ise petroldeki çıkış baskıladı. Haftanın son gününde ise Brent ham
petrolünün varil fiyatı Afrika'da petrol arzıyla ilgili sıkıntıların sağladığı destekle 110
doların üzerinde işlem gördü. ABD ham petrolünün varil fiyatı ise arzdaki düşüş ve Kuzey
Amerika'da ısınma yakıtı tarafında görülen güçlü taleple yüksek seyretmeye devam etti.
Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 110.15 dolar düzeyinde; ABD hafif
ham petrolünün varili 102.55 dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın, ABD'deki ekonomik büyümeye dair kaygılar ve dolardaki düşüşün ardından hafta
başında 3.5 ayın en yüksek seviyesini gördü ve altının ons fiyatı 1326 doları aştı. Altın
fiyatları hafta içinde yatırımcıların kâr satışı yapmaları ve fiziki alımların azalmasıyla
geriledi ve 1320 doların altına düştü. Fed tutanakları sonrası dolarda görülen toparlanma
da altını olumsuz etkiledi ve fiyatlar 1309 dolara kadar indi. Ancak haftanın son gününde
fiyatlarda tekrar bir toparlanma oldu ve altının fiyatı tekrar 1320 doları gördü. Cuma günü
itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1322 dolar civarındadır.
11
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
paritesi
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
(2)
(3)
(2)/(1)
31.12.13
31.01.14
21.02.14
%
değişim
2,1343
2,2737
2,2012
6,5
2,9397
3,0782
3,0174
4,7
2,5370
2,6760
2,6093
5,5
1,3774
1,3538
1,3708
(2)/(1)
reel %
değişim
4,5
2,7
3,4
(3)/(2)
%
değişim
-3,2
-2,0
-2,5
-
1,3
-1,7
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
PARA PİYASALARINDA GELECEK HAFTA
G-20
toplantıları
ve gelişmekte olan
ülkelerdeki
çalkantılar
izlenecek..
Bu hafta gözler tekrar gelişmekte olan ülkeler üzerindeydi. Bu ülkelerdeki ekonomik
sıkıntıların yanısıra siyasi karışıklık ve çatışmalar da küresel piyasaları olumsuz etkiledi.
Özellikle Ukrayna, Tayland ve Venezuela’da olaylar iç çatışmaya doğru sürüklendi. Bu
nedenle gelişmekte olan ülke para birimleri tekrar değer kaybına uğradı; borsalar geriledi.
Ayrıca Çin’den gelen verilerin yavaşlama sinyallerini yoğunlaştırması da küresel
ekonomideki toparlanma eğiliminin sorgulanmasına yol açmakta. Rusya ekonomisi de
olaylardan olumsuz etkilendi. Küresel piyasalar bir yandan da bu hafta sonu toplanacak
olan G-20 maliye bakanları toplantısından gelecek açıklamaları izleyecek. Burada
Hindistan ve Brezilya gibi Fed politikalarından en çok etkilenen ülkelerin ABD’nin
ekonomi politikalarını eleştirmesi beklenmekte. ABD’de açıklanan son Fed tutanakları ise,
Fed’in tahvil alım programının azaltımı konusunda kararlı olduğunu göstermekte; bu
ülkeden gelen son ekonomik verilerdeki olumsuzluk ise daha çok kış koşullarına
bağlanmakta. AB tarafında ise İtalya’da Matteo Renzi’nin hükümet kurma çalışmaları
devam etmekte, eurodaki güçlü seyir de sürmekte. Öte yandan, Japonya’daki büyüme
göstergeleri ise tatmin edici olmaktan uzak ve Başbakan Abe’nin gelecekteki
politikalarının başarısı konusunda kuşkulara neden olmakta. Bu hafta petrol ve altın
fiyatları yine yükseldi. Euro/dolar paritesi 1.3710 civarında seyrederken; dolar/yen paritesi
102.70 dolaylarında. Altının onsu 1322 dolar düzeyinde. Brent ham petrolünün varili
110.15 dolar; ABD hafif ham petrolünün varili ise 102.55 dolar civarında.
Türkiye’de ise Merkez Bankası PPK toplantısında beklendiği gibi yeni bir karar almadı.
Türk Lirası’nın gelişmekte olan ülkelerdeki duruma göre yön aldığını söyleyebiliriz. Hafta
ortasına kadar diğer ülke para birimlerine göre pozitif ayrışmayı başaran TL’nin,
gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahındaki son düşüşten sonra dolara karşı değer
kaybettiği izlenmekte. Ancak Merkez Bankası’nın piyasaya verdiği likiditeyi kısıtlaması bu
kaybı sınırladı. Faiz oranlarında da benzer şekilde artış vardı. Öte yandan, açıklanan
2013’ün son çeyreğe ait işsizlik oranları oldukça olumsuzdu ve 2013’ün tümünde işsizlik
oranının %10’a yakın çıkacağını işaret etti. Büyümenin düşmesi varsayımı altında
işsizliğin içinde bulunduğumuz yıl daha da yükselmesi şaşırtıcı olmamalı. Ocak ayı bütçe
verileri ise bütçedeki olumlu performansın devam ettiğini göstermekte; ancak önümüzdeki
aylarda bütçe açığının artış eğilimine girereceğini tahmin ediyoruz. Haftaya Şubat ayı
imalat sanayi kapasite kullanım oranları ve Ocak ayı dış ticaret verileri açıklanacak.
Önümüzdeki hafta küresel piyasalarda G-20 maliye bakanlarının Sydney’de yapacakları
toplantının sonuçları izlenecek. Ukrayna ve diğer bazı gelişmekte olan ülkelerdeki iç
çatışmaların sürmesi veya ağırlaşması piyasaları olumsuz etkileyebilir. Yurtiçinde ise
12
Hazine’nin iç borç ihalelerinin faizler üzerinde baskı yaratmaya devam edeceğini
öngörüyoruz. Bu çerçevede, dolar/TL paritesinin 2.17-2.22 arasında hareket etmeye
devam edeceğini tahmin etmekteyiz; gösterge tahvilin bileşik faizinin ise %10.80-11.20
aralığında seyretmesini beklemekteyiz.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: veyis.fertekligil@tbank.com.tr
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU: Bu rapor Turkland Bank A.Ş. (T-Bank) tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler
kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye
veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerin doğru ve tam olması konusunda
herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına
sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan T-Bank hiçbir şekilde sorumluluk
kabul etmemektedir.
13
Download