T.B.M.M. B : 31 29.11.1988 1972 yılında yapılan uygulamada, ilaç hammaddelerinin döviz değerleri, o gün­ kü kurdan T ü r k Lirasına çevrilmiş, yine endekste, işçilik, ambalaj malzemeleri, fi­ reler, ayn ayn belirlenmiştir. Tabiî, endek­ sin ilk hazırlandığı gün, gerçek döviz de­ ğeri ele alındığından, problem çıkmamış; ancak, aradan altı ay veya bir yıl geçme­ sine rağmen, değişen döviz kurlarının hâlâ dikkâte alınmamış olması sonucu, ilaçta yokluk gündeme gelmiş, piyasadan alman numunelerde yapılan analizlerde, yüzde 22 gibi, dünya standartlarının çok üstün­ de bozuk ilaçlara rastlanmaya başlanılmış­ tır. D a h a açık bir ifadeyle, ucuz ilaç poli­ tikası sonucu, devlet, ilaç kalitesinden ta­ viz verme zorunda kalmıştır. Fiilî maliyet­ ler değil, nazarî maliyetler ele alındığın­ dan, ekonomik kurallar tersine dönmüş, kararnamenin oniki yıllık uygulaması şu karamsar tabloyu karşımıza çıkarmıştır : Ülkede üretim yapan dört büyük yabancı sermayeli ilaç fabrikası üretimi bırakmış, yurt dışına gitmiş. Büyük ilaç sıkıntıları yaşanmış. İlaç endüstrisi kendisini yenileyememiş, eski teknolojiyle çalışır hale gelmiş. Bu sektöre hiçbir yatırım yapılma­ mış. İlaç endüstrisi, yaşamak için fiyat kontrolünün yapılmadığı, çatı kaplama malzemeleri, boya, kaynak, toprak, kâğıt gibi çeşitli diğer sanayi dallarına kaymış. Gelişmiş ülkelerde kullanılan hayat kur­ tarıcı yeni ilaçlar ülkemize gelmemiş. İs­ tihdam azalmış. İhracat yapılacak birçok ülke kaybedilmiş. Sonuçta, millî ekonomi­ miz ve kalitesi şüpheli ilaçlarla, Türk top­ lumu zarar görmüştür. Ayrıca, o zamanlar döviz problemi olduğundan, ilaç fabrikalarının açılan ak­ reditifleri yabancı ülkelere transfer edile­ memiş, bilahara transfer edildiğinde, kur farkları, sektörü finansman açısından güç­ süz hale getirmiştir. 1984 yılının sonunda, bu olumsuz ge­ lişmeler sonucu, yeni bir ilaç fiyat karar­ 0 : 1 namesi hazırlanarak yürürlüğe konmuş­ tur. Yeni kararnamenin amaçları ise şu şe­ kilde belirlenmiştir : İlaç maliyetleri, ger­ çek maliyet esasına göre tespit edilecek. Maliyet artışları fiyatlara zamanında yan­ sıtılacak. Yeterli fon birikimi sağlanacak. Sanayide yatırım hacmi artırılacak. Ara­ nan her ilaç piyasada bulunacak. Firma­ lar arasında kalite ve teknoloji rekabeti sağlanacak. İlaç hammaddelerine yönelinecek. Yabancı sermayenin yatırımı teşvik edilecek. İlaç sanayii dışa açılacak. Kali­ teli ilaç ön plana alınacak. Değerli milletvekilleri, kararnamenin en önemli özelliği, gerçek maliyete dayan­ ması ve firmaların yıl sonu kârlarının yüz­ de 15 ile sınırlandırılmasıdır. Ayrıca, ka­ rarnamede fiyat müracaatının inceleme süresi on işgünü olarak belirlenmiş, on işgününde cevap verilmediği takdirde fiya­ tın otomatik olarak yürürlüğe girmesi ön­ görülmüştür. Burada hemen belirteyim ki, bu madde hiçbir zaman işletilmemiş; mut­ laka gerekli zaman içinde fiyat incelene­ rek, olumlu veya olumsuz cevap veril­ miştir. Değerli milletvekilleri, şimdi sizlere, bir ilacın ana girdilerinin neler olduğunu açıklamak istiyorum. Bir ilacı 100 birim olarak kabul edersek, h a m m a d d e yüzde 43,9'u, ambalaj malzemesi yüzde 11,7'yi, işçilik yüzde 5,9'u, genel imal giderleri yüzde 6,9'u, finansman gideri yüzde 13,6'yı, tanıtma gideri yüzde 11,5'i, genel idarî giderler de yüzde 6,5'i oluştur­ maktadır. Görülüyor ki, ilacın içindeki ham­ madde, fiyat için en önemli etkendir. Biz, Türkiye olarak bugün ilaçta kullandığımız ilaç hammaddelerinin yüzde 25'ini ken­ dimiz yapıyoruz. Büyük bir kısmı daha üretilebilir; ancak, anlamı yoktur; zira, ekonomik olmamaktadır, ülke açısından — 140 —