http://www.aybilgi.net 05/03/2013 03:52 by Onur Ancak, Islâmlik öncesi Türk dil ve edebiyatin deyince akla Uygurca gelmektedir. Uygur Türkçe'si ve edebiyati Türk dilinin ngelismesinde çok önemli bir asamadir. Çünkü Uygurca bugünkü Türk lehçelerinin kaynagidir. Türkçe'nin gelismesi sive farkliliklarini Uygurca'dan sonra kazanmistir. Uygurca saglam bir Türk dili olarak saglam esaslar üzerinde gelismis ve yabanci tesirlerine mukavemet etmistir. Uygur Türkçe'si siir hazinesi bakimindan Türk edebiyatinin çok güzel eserleri ile doludur. DÜSÜNEN ADAM DERGISI EDEBIYAT SAYFASI DIL NEDIR? Emet: Uygur Türkçesi Türk milletinin kültürünün gelismesinde çok önemli rol oynamis en köklü dillerden biridir. Uygur Türkçesi'nin elimize geçen yazili metin tarihi 6-7.yy.'dan baslamaktadir. Uygur Türkçesi eski Uygur Türkçesi'nin devamidir. Çuvas ve Yakut lehçesi müstesna olarak bütün Türk lehçelerinin anadili diyebiliriz. Bugün konustugumuz Türk lehçeleri Uygur dilinden ayrilmistir desek yanlis olmaz. Türk ve yabanci Türkologlar Türk dilinin tasnifini yaparken Uygur dilini esas almislardir. Dolayisiyla Uygur Türkçesi'ne dair çalismalar çok eskilere dayanir. 5.yy.'da eski Kusavça ve eski Uygurca diye bir sözlük yapilmistir. Bu eserden Çin kaynaklarinda bahsetmektedir ancak henüz bulunamamistir. 11. yy.'da Kasgarli Mahmut Divan-i Lugat-it Türk'ü yazmistir, bu sadece dile ilgili degil ayni zamanda ansiklopedik bir sözlüktür. Bu eserde sözcüklerin her lehçede nasil söylendigi tek tek tasnif edilmistir. Kasgarli Mahmut'un Kitabu Cevahir-ün nahv fi Lügati'it Türki isminde bir gramer kitabi vardir. 15. yy.'da Ming sülalesi döneminde Siyugan adinda yabancilara Uygurca ögretmek için bir merkez kurulmustur. Bu zamanda da Çince-Uygurca bir sözlük yazildigini görüyoruz. 18. yy.'da Türkoloji çalismalari açisindan çok önem tasiyan Çincesi Wuti Qingwen jian olan bes dillik bir lügat yazilmistir, 18.000'den fazla sözlük içermektedir. Bu bes dil Çince, Mogolca, Tibetçe, Uygurca, Mançurca'dir. 18. yy.'da batili Türkologlar Uygurca'yi ciddi bir sekilde arastirmaya baslamislardir. Ruslar basta olmak üzere ilminsky, Malov gibi. 1929-30 yillarinda Isveçli Türkolog Gunnar Jarring Kasgar, Hoton, Kumul kentlerinde çok önemli derleme çalismalari yapmistir. Bu da genel Türk dilinin tasnifi açisindan çok önemlidir. Bunun haricinde Prof. Dr Talat Tekin'nin ve diger Türkologlarin Türkçe'deki birincil uzun ünlüler konusunun tasnifi konusunda çok önemli çalismalari olmustur. Gunnar Jaring'in çalismalarina baktigimizda eski Türkçe'de ikinci hecedeki uzun ünlülerin birinci hecedeki uzun ünlüleri çok iyi muhafaza ettigini görüyoruz. Dolayisiyla genel Türk dilinin tarihi üzerine yapilan arastirmalar Uygur Türkçesi üzerine gidilerek yapilmistir. Altun Yaruk , Çestane Illig Bi gibi dini Budist, Mani kitaplarinin çevirileri yapilmistir. Bu eserler folklor, din, dil arastirmalarina isik tutan eserlerdir.(Uygur Türkçesi Tarihine Genel Bir Bakis Sunan: Prof. Dr. Erol Mutlu Konusmacilar: Doç. Dr. Gülbahar Semetova ve Ögr. Gör. Erkin Emet) Türk dilinin gelismesinde bir dönüm noktasidir. Çünkü Uygur Türkçesi müstesna olmak üzere bugünkü Türk lehçeleri için bir ana dil mahiyetindedir. Bugünkü lehçeler, Türk dilinin gelisme kanunlari bakimindan, Uygur Türkçesi devrinden ayrilmislardir. Bu gün ayri ayri lehçelerin özellikleri gibi görünen teferruat, Uygur Türkçesi devrinde bir dil içinde ve o dilin tam hukuklu unsurlari halinde yasamakta idiler. Bunun tespiti Uygur Türkçesi'nin, Türk dilinin gelismesinin tarihi ve bu gelismenin yol ve kanunlarini tayin için de ne kadar mühim bir yer tuttugunu göstermege kafidir. Türk dili Türk milleti kadar yasli bir tesekküldür. En eski Türk dilinin nasil oldugunu simdiden katiyetle söyleyememekle beraber, bugün elimizde bir müspet netice olarak sunu söyleyebiliriz. Türk dilinin tarihi devirlerine giden yol Uygur Türkçesi devri üzerinden gidecek ve onun arastirilmasi da bu devrin bize gösterebildigi yollardan istifade edecektir.[73] Uygur Türkçesinin tasnifine gelince, XIX. yüzyilin baslarindan son yillara kadar yirmiden çok tasnif denemesi yapilmistir. Bunlarin içinde en önemlileri Radloff'un, Ramstedt'in ve Samoyloviç'in tasnif denemeleridir. Türk dil biliminin kurucusu Wilhelm Radloff'un Kuzey Türk Dillerinin Ses Bilgisiö adli eserinde yayimlanan ve öTürk lehçelerinin ses özelliklerine göre tasnifiö adini tasiyan denemesi, daha önceki tasnif denemelerine bakarak, çok daha bilimsel ve ayrintilidir. (1. UYGUR TÜRKLERI VE DOGU TÜRKISTAN) Kasgarli Mahmud, Uygur Türkçesi'ni halis Türkçe, en dogru Türkçe olarak anmaktadir[13]. Uygur Türkçesiyle ilgili arastirmalarin öncülerinden Resid Rahmeti Arat da, "Uygur Türkçesi -yani Uygur devrine ait Türkçe- Çuvas ve Yakut Lehçeleri müstesna olmak üzere bu günkü Türk sîveleri için bir ana dil mahiyetindedir." demektedir[14]. Türk dili ve kültürü bakimindan böylesine önemli olan Uygur Türkçesi, http://www.aybilgi.net/index.php?page=articles&op=readArticle&id=428&title= Page 1/4 MemHT Portal http://www.aybilgi.net Mani, Brahma gibi çok degisik alfabelerle yazildi, ama hiç bir zaman Çin alfabesiyle yazilmadi.(Uygur TürkleriAdnan Menderes Üniversitesi Ögrenci Dernegi..www.aduod.da.ru) Orta Asya'daki Türk halklari arasinda egitim düzeyi yüksek olan Uygurlar, daha IX. yüzyilda kendilerine özgü bir dil gelistirmisler ve onu tüccarlar araciligiyla bütün Orta Asya'ya yaymislardi. Öyle ki, daha sonra çok büyük bir imparatorluk kuran Mogollar bile eski Uygur harfleriyle yazisiyorlardi. Bu gün Kasgar pazarindaki atmosfer, eski Ipek Yolu'nun kozmopolit havasini çok iyi yansitiyor.(Fokus ) UYGUR Türkleri Altay dil grubunun Türkî karakterde olan "Hakaniye" lehçesiyle konusurlar. Dilciler, bugüne kadar edinilen bilgiye göre Türk dillerini asagidaki gibi incelemektedirler; 1 - Ana Türkçe Çagi: - Isa'nin dogumuna yakin yillarda bu dil kullanilmakta idi. Özellikleri: uzun seslilerin ve kelime önünde (H) sesinin bulunmasidir, 2 - Eski Türkçe Çagi: M.S. VI. yüzyildan baslayarak IX. yüzyilin ortalarina kadar sürer. Bu bölümde Göktürk ve erken Uygur oyma yazili metinleriyle, büyük bir ihtimalle erken Kirgiz lehçesi girmektedir. 3 - Orta Türkçe Çagi - IX - XV. yüzyillari ihtiva eder. Bu bölüme Uygur edebiyati altin çaginin eserleri girer. Yusuf Has Hâcib'in Kutadgu Bilig ve Kasgarli Mahmud'un Divan-i Lûgat'it Türk adli eserleri bu devirde meydana gelmistir. 4 - Yeni Türkçe Çagi - XVI. yüzyildan zamanimiza kadar olan bölüm. Bu devirlere göre Prof. A. Von Gabaîn, Uygur dilini iki gruba ayirmaktadir. Bunlardan biri (N)'li digeri, ise (Y)'lidir. Meselâ "Anig" (N)'li, digeri ise "Ayig" (Y)'lidir. (N)'li lehçeye daha çok Maniheist dil hatiralariyla runik yazitlarinda rastlanir. Bu Uygurlar, Mogolistan'daki dogu devletinin dogrudan dogruya sahibi olup kullandiklari eski Uygur dilini oradan Tarim Havzasi'ndaki daha genis Uygur devletine geçirmislerdir. (Y)'Ii lehçesinin ise, aslinda Tarim HAVZASINDAKI Pre-Uygur Budist dinine bagli Türklerce kullanildigi sanilmaktadir. Yüksek Uygur kültürünün tesekkülünden sonra bu (Y)'li lehçe hâkim olmustur (68).(UYGUR TÜRKLERI- Erkin Alptekin..Sayfa 91-92) Dogu Türkistan da Türkler, kendi dillerini muhafaza etmislerdir. 1949 Ekiminden sonra, Mao komünist isgalcileri Türk dilini degistirip, Çince konusturmak için halki zorladi. Ama oradaki Türk ve Türk dilini konusan Müslüman Türkler, Dogu Türkistan Uygur lehçesi ile konusur ve bu dili muhafaza etmeye çalisirlar. Çinliler degistirme amacindan vazgeçmedi. Buna ragmen Dogu Türkistan'in batisi ve dogusunda yasayan Müslüman Türkler en yaygin dil olan Uygur lehçesini konusuyor. Uygur lehçesinin baslica agizlari Dogu Türkistan'in dogusu ve kuzey dogu illerinde konusulur. Tarbagtay, Altay batisi ve kuzeybati agizlari ise Kumul, Turfan, Aksu'da konusulur. Kasgar kuzey agizlari Yarkent, Hoten ve merkez agizlari ise Ürümçi'dir. Siveler çesitlidir, fakat tamamen anlasilabilir. Dogu Türkistan'da halen Arap alfabesi ama eski Türkçeye benzer yenilenen alfabe kullanilmaktadir. 1958'den itibaren Latin alfabesine geçis için merkezi hükümet karar vermis, ilkokuldan itibaren baslamistir. Fakat halk bunu kabul etmedi. Çünkü geçmisteki alfabe ile çikan kitaplari Latin harfleriyle okumak mümkün degil. Ikincisi ilkokuldan baslayip yeni alfabeye geçen ögrenciler, ailelerine bu dilde mektup gönderdiklerinde aileler bunu anlayamiyor. Bununla beraber Dogu Türkistan'daki Türklerde yarisi yeni imla, yarisi eski imlayla çalismak zorunda kaldi. 1970'lerde millet buna tepki gösterdi. Milletvekilleri Özerk Bölge Hükûmeti toplantilarinda karsi fikirler öne sürdü. Neticede eski Türkçenin devam ettirilmesi yolunda karar verildi. Dogu Türkistan Türk dili ve genel Türkoloji arastirmalari konusunda Türkiye'den dil uzmanina ihtiyaç vardir. Türk dünyasinin en büyük Türkoloji dergisi olan Sovyetiskaya Türkologiya (Sovyet Türkolojisi} Dogu Türkistan'da da dil bakimindan etkisini göstermistir. Bu dergiyle Özbekistan ve Kazakistan'da yasayan Uygur ilim adamlari gönderirdi. Dogu Türkistan'da halkin bir kismi Türkiye'nin Türk alfabesini kullanmak istiyor, diger bir kesim ise Arap alfabesinin kullanilmasini istiyor. Insallah Dogu Türkistan bagimsizligindan sonra Türk alfabesine geçilerek bu sorun çözülür. (Mohammed Niyazi MAHMUTOGLU 56-57) Dil ve edebiyat bakimindan Türk kültür tarihinde Uygur Türklerinin müstesna bir yeri vardir. Köktürk devresinden sonra Türk Dili ve Edebiyati tarihinde Uygur devresi baslamistir. ... "Budist, Maniheist, Hristiyan Uygurlara ait çesitli tapmaklardan ele geçirilen çok sayidaki zengin yazma parçalar, Uygur dil, edebiyat ve kültürünün yüksekligini belirten varlikli, millî kaynaklarimizdandir. Ayrica bu vesikalar arasinda astronomi, tababet, falcilik vesaire gibi bilgi dallarina ait olanlari da vardir" . ... Karahanli devresinde Hakaniye Türkçesiyle veya Kasgar Türkçesiyle âlim sair Yusuf Has Hacib'in 1069 yilinda Karahanli hükümdari Tavgaç Bugra Han'a takdim ettigi ve Türk Devlet felsefesi ve gelenegini ortaya koyan devlet kurma bilgisi sayilan eseri Kutadgu Bilig Destani, Kasgarli Mahmut'un 1075 yilinda tamamlayip Abbasi Halifesi Ebul Kasim Abdullah http://www.aybilgi.net/index.php?page=articles&op=readArticle&id=428&title= Page 2/4 MemHT Portal http://www.aybilgi.net Muktedi Bi Emrullah'a sundugu ilk Türk Dil Sözlügü, Türk kültür hazinesi "Dîvânü Lügati't-Türk"ü, Yüknekli Edip Ahmet'in dörtlüklerle yazilmis didaktik destani "Atabetü'l Hakayik"i yazilmistir. Bu nadir eserler yalniz dil bakimindan çok önemli eserler olmakla kalmayip, edebiyat bakimindan da çok degerli eserlerdir. Bu kiymetli eserler ondan sonraki devir Türk Dili ve Edebiyatinin gelismesine büyük etki yapan âbide eserlerdir. ... Karahanlifar bir çok Türk boylariyla kuvvetli bir siyasî birlik kurmakla kalmayip millî bir devlet yapisi ve gelenegi de olusturdular. Ayrica dillerini de edebî bir dil haline getirmeye muvaffak oldular. Karahanh dil ve kültürü kuzey doguda varligini devam ettiren Uygur dili ve kültürü ile Batida yayilan Islam kültürünün tesiri altinda olusup gelisti. "Müsterek Türkistan Türkçesi" denilen Karahanli edebî dili ve kültürü daha sonra gelisen diger yazi dilleri ve kültürleri üzerinde de büyük etkiler yapti. Kisaca Uygur Türkçesi Eski ve Orta Türkçe devresinde' Türk Dilinin gelismesinde ve yükselmesinde çok mühim rol oynamistir. Dr. Zeki Velidi TOGAN'in ifadesince: "Uygurlar Türkler arasinda biraz kuvvetli, kültür bakimindan biraz yüksek oldugundan onlarin dili diger Türkler için yazi dili olarak vazife görmüstür" . Uygur Türkçesinin Türk kültürü içerisindeki yeri hakkinda Prof. Dr. Ahmet Caferoglu su hakli görüslerini ileri sürmüstür: "5. yüzyildan baslayarak Önceleri yalniz kendi boylari, sonralari ise diger Türk kavimleri ile birlikte siyasî bütünlük ve birlik haline gelen Eski Uygur Türklerinin Orta Asya dil ve kültürünün gelismesinde önemli rolleri olmustur. Hele Orta Asyanin oldukça kisirli kültür devresinde Türk dil kültürünü ayakta tutan yine de bu Uygurlar olmustur,." "Uygur Türkçesi her yönden hem alici ve hem de verici durumuna getirilmis, Orta Asya'nin bir nevi uluslararasi kültür dili olmustur"7. Bu fikirleri N. A. Baskakov'un su görüsleri daha da aydinlatmaktadir: "Uygur dili ve yazisi son devirlerdeki edebî dillerin yani önceleri Karahanhlar devrindeki (X-XII. Yüzyillar) dilin, sonlari Oguz-Kipçak edebî dilinin (XII-XV. Yüzyillar) Altin Ordu edebî dilinin (ilk devri XIII-XIV. Yüzyillar), eski Özbek dilinin (XV.-XIX. Yüzyillar) Eski Türkmen Dilinin (XVII-XIX. Yüzyillar) ve baska dillerin sekillenmesinde büyük etki yapmistir"8. Uygur Türkçesinin Türk Dili tarihindeki Önemli yerii hakkinda Prof. Dr. Resit Rahmeti Arat söyle seslenmistir. "Uygur Türkçesi Türk Dili'nin inkisafinda bir dönüm noktasidir" bI2 birçok kelimelerin farkim anlamak için bu günkü Türk siveleri içim anadil mahiyetinde olan Uygur Türkçesi devrine müracaat edebiliriz", "Türk Dili'nin tarihi devirlerine giden yol Uygur Türkçesi devri üzerinden gideçektir"9. "Çünkü IX. Yüzyildan bu yana kültür gelenegi kura Uygur Türkleri XIII. Yüzyilda artik genis Orta-Asya-Türk Mogol halklarinin kültür terbiyecisi derecesine ulasmislardir... Böylece Uygurlar uzun tarihî cereyan içinde Türk kültürü rehber ligini ellerinde tutmuslardir"10.(S.M. Kasgarli UYGUR TÜRKLERI Sayfa.22) ... XII. yüzyilin sonlan XIII. Yüzyilin baslarinda yasamis olan Ahmet Yüknekî'nin felsefi tarafi agir basan didaktik destani Atabetu'l-Hakayik (Hakikatlerin Hediyesi) adli eseri ise Kutadgu Bilig'ten ilham alinarak yazilmis kiymetli bir eserdir. XIII. ve XIV. Yüzyillarda Islâm dininin Uygurlar arasinda giderek güçlenmesi neticesinde Arap ve Fars edebiyatinin tesiri Uygur yazili edebiyatim dil, mazmun, üslûp bakimindan büyük degisikliklere ugratmistir. Böylece Uygur dil ve edebiyatinda yeni bir devre baslamistir.(S.M. Kasgarli UYGUR TÜRKLERI.Sayfa.94) Sair Kutluk Sevki "Ana Dil" baslikli siirinde Türk dilinin dogu sivesi olan Uygur Türkçesini iyice ögrenmek ve onu muhafaza etmek gayesini güçlü duygu ile ifade etti: Ana dilin bilen kisinin izzetin kilgum kilür, Ana dilin agzindan altin verip algum kilür. Bu ana dil olsa ger Amerika ve Afrika'da, Sarf edip binlerce tilla o yere hem bargum kilür. Ey ana dil bizge sen geçmis uluglardin nisan, Sen ile ruhiziminde iftihar etkum kilür. (S.M. Kasgarli UYGUR TÜRKLERI.Sayfa.98) Eski Uygur Edebiyattandin devami olan Çagatay Edebiyati'ndan Çagdas Uygur edebiyati asagidaki hususiyetleri ile farklanmaktadir: Dil bakimindan: Çagatay devrinde Çagatay edebiyati, eski Uygur edebî dili esaslari dahilinde sekillenmis Çagatay dili ile yazilmistir. Bu dilde lügat olarak türlü yerli lehçe ve sivelerin ve canli dil elementlerinin kullanildigi; Arapça, Farsça kelimelerin bolca isletildigini görüyoruz. XX. Yüzyilin baslarinda sekillenmeye baslamis olan Modern Uygur Türk Edebiyati ise, dil bakimindan modern Uygur Türk sivesinde yazilmis olup Çagatay edebî dilindeki bir çok Arapça, Farsça kelimeleri ve gramatik sekilleri kendi bünyesinden atmistir.(S.M. Kasgarli UYGUR TÜRKLERI107-108) DR. MESUT SABRI BAYKOZI Belki geç de olsa Türk ulusunun ruhunda çoktan beri uyuyan böyle büyük bilinç ulu dilek belirmeye dogmaya baslamistir. Belki bu ulu bilinci ruhunda duymayan pek az miskin uyusuk kisiler geri kalmistir. Neticeye gelirsek, o bilinç nedir? 1. Dil sevgisi 2. Ulus sevgisi 3. Vatan sevgisi Dil Sevgisi: Eskiden millî hislerini unutan insanlar, mesela; Türkler konusurken kendi dillerine o kadar önem vermez, Arapça, Acemce birçok uydurma kelime düzerek bir is yapmis gibi görünürler. Onunla da kalmadilar yaptiklari isle övündüler. Hâlbuki eski bir Türk yazarinin yazilarini Türkler dahi arilayamazlardi. Çünkü ekseriyetinin bilmedigi yabanci lügat, yabanci gramer kaideleriyle yazarlardi. Hâlbuki böyle eserler daha çok kötü eserlerden bahsedilerek yazilan yazilar, eski edebiyati öldürdü. Yani http://www.aybilgi.net/index.php?page=articles&op=readArticle&id=428&title= Page 3/4 MemHT Portal http://www.aybilgi.net gözden düsürdü. Görülüyor ki bugüne kadar yazilmayan, yazilip kullanilmayan fakat konusurken dilin daha tatli, canli ve güzel oldugu anlasildi ve bu dil ile yazmaya basladilar. Yani konusuldugu gibi belki de konusulandan daha güzel yazilar yazdilar ve yazmaktalar. Simdi bu konusma dilini yazmak için; 1. Arapça, Acemce düzme kaideleri kullanmamak, 2. Türkçeye girmemis, Türklerin anlamadigi yabanci kelimeleri kullanmamak gereklidir. Iste bu iki noktaya önem veren yazarlar çok güzel ve kolay konusulan öz Türkçe ile yazmaya basladilar. Bu yazilan herkes okuyup ve kolayca ariladilar. Her ulus kendi dili ile yasar, dilsiz bir ulus çobansiz bir sürü koyuna benzer. Türkler ekseriyeti çogulcu ve canli bir dil oldugunu anladiktan sonra dillerini her seyden ulu ve üstün gördüler. Onun edebi dili sirasina koymaya ve geçirmeye karar verdiler. Ondan sonra eski edebiyatta görülen Arapça, Acemce karisik edebi dili kullanmadilar, kullananlari ulusuna yapilan hakaret saydilar. Iste konusulan Türkçemizi sevmeye ve bu dili edebiyatimizda, bütün yazilarimizda yazmaya ve kullanmaya dil sevgisi denir. Dil bir ulusun manevî yurdudur. Manevî yurda set çekilmez. Onu korumaya çalismazsak Maddî yurt gibi manevî yurt ta yasayamaz.! Kisaca söylersek: dilini seven, kendi kaide, örf ve adetlerini birakmayan uluslar kurtulmustur. Mesela: Almanlar, Macarlar, Sirplar ve diger uluslar qibi. (Dr, Mesut Sabri BAYKOZI ve EserleriDis Tb. Gültekin PEHLIVAN ) http://www.aybilgi.net/index.php?page=articles&op=readArticle&id=428&title= Page 4/4 MemHT Portal