– — ˜ ™ - İslam Ansiklopedisi

advertisement
NESEFÎ, Ebü’l-Muîn
Eserleri. 1. Tebsýratü’l-edille* fî u½ûli’d-dîn. Kelâma dair en hacimli eseri olup
bilgi teorisi, âlemin yaratýlmasý, Allah’ýn
varlýðý ve sýfatlarý konularýný ele alýr. Kitap
önce Muhammed el-Enver Hâmid Îsâ Abdüzzâhir tarafýndan tahkik edilmiþ (doktora tezi, 1397/1977, Câmiatü’l-Ezher), daha sonra Claude Salamé (Dýmaþk 1993) ve
ilk cildi Hüseyin Atay (Ankara 1993) ikinci
cildi Hüseyin Atay ve Þaban Ali Düzgün
(Ankara 2003) tarafýndan yayýmlanmýþtýr.
2. et-Temhîd. Teb½ýratü’l-edille’nin bir
özeti mahiyetindedir (nþr. Habîbullah Hasan Ahmed, Kahire 1986; Abdülhay Kabîl,
Kahire 1987). 3. Bahrü’l-kelâm*. Müellifin gençlik döneminde yazdýðý muhtasar
bir kelâm kitabýdýr (Ýstanbul 1328; Konya
1329; Tunus 1986). Eseri Ýsmail Hakký Uca –
Mustafa Akdedeoðullarý (Konya, ts.) ve
Cemil Akpýnar (Konya 1977) Türkçe’ye çevirmiþtir. 4. el-Ýfsâd li-Åude£i ehli’l-il¼âd. Bâtýniyye’nin, muhataplarýný etkilemek amacýyla kullandýðý yöntemleri (hiyel)
eleþtiren bir eserdir (Teb½ýratü’l-edille, II,
837). 5. βâ¼u’l-ma¼acce fî kevni’l-£ašli
¼ucce (et-Temhîd, s. 52). 6. Menâhicü’leßimme. Fýkýh ve usulüne dairdir (Hediyyetü’l-£ârifîn, II, 487). 7. Þer¼u’l-Câmi£i’lkebîr. Muhammed b. Hasan eþ-Þeybânî’nin eserine yapýlmýþ bir þerhtir (Keþfü’¾-¾unûn, I, 570). 8. Þer¼u Teßvîlâti’l-Æurßân.
Müellifin öðrencisi Alâeddin es-Semerkandî’ye nisbet edilmekle birlikte içeriði Nesefî’ye ait açýklamalardan oluþmuþtur (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 176; TSMK,
Medine, nr. 179). et-Temhîd’i neþreden
Habîbullah Hasan Ahmed’in Nesefî’ye Æa½îdü’l-šavâ£id fî £ilmi’l-£ašåßid adýyla nisbet ettiði eserin (et-Temhîd, neþredenin giriþi, s. 43) et-Temhîd’in bir nüshasý olduðu (ÝÜ Ktp., AY, nr. 268) anlaþýlmýþtýr.
Nesefî’nin kelâma dair görüþleri hakkýnda yapýlan araþtýrmalardan bir kýsmý þunlardýr: Mustafa Sait Yazýcýoðlu, Matüridi
ve Nesefî’ye Göre Ýnsan Hürriyeti Kavramý (Ankara 1982, 1992); Zeki Sarýtoprak, Ebu’l-Muin en-Nesefî’ye Göre Tekvin Sýfatý (yüksek lisans tezi, 1987, MÜ
Sosyal Bilimler Enstitüsü); M. Said Özervarlý, Ebu’l-Muin en-Nesefî’ye Ait Tebsýretü’l-edille’nin Kaynaklarý (yüksek lisans tezi, 1988, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü); Hüseyin Sabri Erdem, Tabsire’ye
Semantik Yaklaþým (doktora tezi, 1988,
AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü); Mehmet
Ulusan, Ebu’l-Muin en-Nesefî ve Kelam
Ýlmindeki Yeri (yüksek lisans tezi, 1990,
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü); Þaban Ali Düzgün, Nesefî ve Ýslam Filozoflarýna Göre Allah-Alem Ýliþ570
kisi (Ankara 1998); Nurullah Kayýþoðlu,
Ebu’l-Muîn en-Nesefî’ye Göre Ýspât-ý
Nübüvvet (yüksek lisans tezi, 1999, MÜ
Sosyal Bilimler Enstitüsü); Adile Tahirova,
Kâdî Abdülcebbâr ve Ebü’l-Muîn enNesefî’ye Göre Nübüvvetin Gerekliliði
(doktora tezi, 2004, MÜ Sosyal Bilimler
Enstitüsü).
BÝBLÝYOGRAFYA :
Müsned, V, 451; Nesefî, Teb½ýratü’l-edille (nþr.
Hüseyin Atay), Ankara 2004, I-II, tür.yer.; ayrýca bk. neþredenin giriþi, I, 7-16; a.mlf., et-Temhîd li-šavâ£idi’t-tev¼îd (nþr. Habîbullah Hasan
Ahmed), Kahire 1406/1986, neþredenin giriþi, s.
24-45; a.mlf., et-Temhîd fî u½ûli’d-dîn (nþr. Abdülhay Kabîl), Kahire 1407/1987, s. 2-3, 10, 12,
25, 33, 52; Alâeddin es-Semerkandî, Þer¼u Teßvîlâti’l-Æur ßân, Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr.
176, vr. 1b; Fahreddin er-Râzî, Münâ¾arât (nþr.
Fethullah Huleyf), Beyrut 1984, s. 23; Ýbnü’l-Esîr,
Üsdü’l-³åbe, III, 265; Zehebî, el-Müþtebih, II,
607; Ýbn Kutluboða, Tâcü’t-terâcim (nþr. M. Ramazan Hayr Yûsuf), Dýmaþk 1413/1992, s. 308;
Keþfü’¾-¾unûn, I, 570; Leknevî, el-Fevâßidü’l-behiyye, s. 216; Hediyyetü’l-£ârifîn, II, 487; Ziriklî,
el-A£lâm, VIII, 300; Hüseyin Sabri Erdem, Tabsire’ye Semantik Yaklaþým (doktora tezi, 1988),
AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 74; W. Madelung, “Abu’l-Mu.ýn al-Nasafý and Ash.arý Theology”, Studies in Honour of Clifford Edmund
Bosworth (ed. C. Hillenbrand), Leiden 2000, II,
318-330; Adile Tahirova, Kâdî Abdülcebbâr ve
Ebü’l-Muîn en-Nesefî’ye Göre Nübüvvetin Gerekliliði (doktora tezi, 2004), MÜ Sosyal Bilimler
Enstitüsü, s. 120-130; Ýzmirli Ýsmail Hakký, “Ýslâmda Felsefe Cereyaný”, DÝFM, sy. 17 (1929), s.
11-12; Mustafa Sait Yazýcýoðlu, “Mâtürîdî Kelam
Ekolünün Ýki Büyük Simasý: Ebû Mansûr Mâtürîdî ve Ebu’l-Muîn en-Nesefî”, AÜÝFD, XXVII
(1985), s. 292-298; Metin Yurdagür, “Kurucusundan Sonra Mâtüridiyye Mezhebinin En Önemli
Kelamcýsý Ebu’l-Muîn en-Nesefî’nin Hayatý ve
Eserleri”, Diyanet Dergisi, XXI/4, Ankara 1985,
s. 27-43; A. J. Wensinck, “Nesefî”, ÝA, IX, 199;
a.mlf., “al-Nasafý”, EI 2 (Ýng.), VII, 968-969.
ÿYusuf Þevki Yavuz
–
NESEFÎ, Mekhûl b. Fazl
( ‫) ! אא‬
—
Ebû Mutî‘ Mekhûl b. el-Fazl
en-Nesefî el-Hanefî
(ö. 318/930)
˜
Fýkýh ve kelâm âlimi, zâhid.
™
Hayatýyla ilgili bilgiler son derece sýnýrlýdýr. Ceyhun ile Semerkant arasýndaki Nesef þehrinde yaþayan ve çok sayýda âlim
yetiþtiren bir aileye mensuptur. Leknevî,
Mekhûl’ün Ebü’l-Muîn en-Nesefî’nin dedesi olduðunu söyler (el-Fevâßidü’l-behiyye, s. 216). Zehebî, Müstaðfirî’nin günümüze ulaþmayan TârîÅu Nesef’ine dayanarak adýnýn Muhammed olduðunu kaydeder (A£lâmü’n-nübelâß, XV, 33). Ancak
Mekhûl, er-Red £alâ ehli’l-bida£ (s. 54) ve
el-Lüßlüßiyyât (vr. 165a) adlý eserlerinde
ismini Mekhûl el-Fazl þeklinde verir. Kaynaklarda Muhammed b. Kerrâm’ýn öðrencilerinden Yahyâ b. Muâz’ýn talebesi olarak gösterilir. Fakat onun fýrkalarla ilgili
eserinde Ýbn Kerrâm, Yahyâ b. Muâz ve
Kerrâmiyye fýrkasýna dair herhangi bir kayýt bulunmamaktadýr. Abdülkadir el-Kureþî’nin onu Mekhûl b. Fazl en-Nesefî ve Mekhûl en-Nesefî diye iki ayrý þahýs olarak göstermesi (el-Cevâhirü’l-muŠýyye, III, 498499) bir zühul eseri olmalýdýr. Hayatýný Mâverâünnehir’de geçiren Nesefî büyük bir
ihtimalle bu bölgede vefat etmiþtir.
Zehebî, Nesefî’nin Dâvûd ez-Zâhirî, Ebû
Îsâ et-Tirmizî ve Abdullah b. Ahmed b.
Hanbel gibi âlimlerden rivayette bulunduðunu, Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed b.
Ýsmâil, Müstaðfirî gibi kiþilerin de kendisinden hadis rivayet ettiðini kaydeder (A£lâmü’n-nübelâß, XV, 33). Ayrýca, Hanefî mezhebine baðlý olan Nesefî’nin Þâfiî’yi eleþtiren bir eser kaleme aldýðýný belirtir (TârîÅu’l-Ýslâm, s. 573). Fýkýhla ilgili olarak kaynaklara intikal eden husus, rükûdan önce
ve sonra elleri yukarý kaldýrmanýn namazý
bozacaðý þeklinde Ebû Hanîfe’den yaptýðý
nakildir. Mâverâünnehir ve Horasan’da ortaya çýkan mezhep ihtilâflarý çerçevesinde
bu rivayet tartýþýlmýþ, meselâ Ebü’l-Yüsr
el-Pezdevî, Hanefîler’in namazda rükûdan
sonra ellerini kaldýran Þâfiî imamýna uymalarýnýn câiz olmadýðýný ileri sürmüþtür.
Siðnâký ve Ýtkanî gibi müellifler tarafýndan ele alýnan rivayet müteahhirîn dönemi
fýkýh âlimlerince nâdirü’r-rivâye diye zikredilmiþ ve bununla amel edilemeyeceði
belirtilmiþtir (Leknevî, s. 216-217).
Nesefî kurtuluþa erecek fýrkanýn Ehl-i
cemâat’ten ibaret olduðunu kabul etmekte, bunlarý “Hz. Peygamber’in sünnetine
baðlý olan ve bid‘atlardan uzak kalan kesim” olarak tanýmlamaktadýr (er-Red, s.
62). Ýmanýn asýl, amelin bunun uygulamasý olduðunu söyleyen Nesefî iman - amel
iliþkisi meselesinde Mürcie’yi, kullarýn sorumluluk doðuran fiillerinin meydana geliþi hususunda Kaderiyye ve Cebriyye’yi, siyasî görüþleri bakýmýndan Havâric ve Þîa’yý eleþtirmektedir (a.g.e., s. 63-69). Kerrâmiyye’den söz etmemekle birlikte Allah’a
cisim isnat edilemeyeceðini söylemesi onun
Ýbn Kerrâm’ýn görüþlerinden uzak olduðunu göstermektedir. Zâhid bir kiþi olarak tanýnan Nesefî, el-Lüßlüßiyyât adlý eserinde
takip ettiði çizgiden zühd dönemi tasavvuf
büyüklerinin hayatýný bildiði ve bu alanda
ortaya konulan literatürden haberdar olduðu anlaþýlmaktadýr. Zehebî onun güzel
NESEFÎ, Necmeddin
þiirleri bulunduðunu söyler (A£lâmü’n-nübelâß, XV, 33). Bu husus el-Lüßlüßiyyât’ýn
çeþitli bölümlerinde göze çarpmaktadýr
(meselâ bk. Süleymaniye Ktp., Ayasofya,
nr. 4801, vr. 172a, 176a, 208a, 256b).
Eserleri. 1. Kitâbü’þ-Þu£â£. Fýkýhla ilgili
bir eser olup günümüze intikal etmemiþtir. Müellifin namaz içinde elleri yukarý
kaldýrmanýn hükmüne dair Ebû Hanîfe’den yaptýðý rivayet bu kitapta yer almaktadýr. 2. Kitâb fî fa²li süb¼ânellåh. Fuat
Sezgin Viyana’da bulunan bir nüshasýndan
söz etmektedir (GAS, I, 602). 3. el-Lüßlüßiyyât. Kardeþlik, tevazu, adalet, kin ve
buðzdan uzak durma, zikir, ihlâs, cihad,
iyiliði emredip kötülükten sakýndýrma, murakabe, tövbe ve piþmanlýk gibi elli dolayýnda ahlâkî - tasavvufî konuyu ele alan bir
eserdir. Konular genellikle hadisler, Ýslâm
ve tasavvuf büyüklerinin sözleri ve bazý ibretli hikâyelerle iþlenmiþ, zaman zaman
þiirlere de yer verilmiþtir. Büyük ilgi gördüðü anlaþýlan, Sem‘ânî’nin Rey’de hocasý
Ebü’n-Necîb el-Hammâmî’den dinlediðini
söylediði eserin (et-Ta¼bîr, I, 309) bir nüshasý Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayýtlýdýr (Ayasofya, nr. 4801, vr. 165a-264b). Kitabýn kýsaltýlmýþ bazý bölümlerinin bulunduðu eksik bir nüshasý da ayný kütüphanede mevcuttur (Esad Efendi, nr. 1695, vr.
257b-260b). Eserin Ali b. Îsâ b. Muhammed
en-Nesefî tarafýndan ihtisar edilen müellif
nüshasýnýn Kahire’de bulunduðu zikredilmektedir (Sezgin, I, 602). 4. er-Red £ale’lbida£. er-Red £alâ ehli’l-bida£ ve’l-ehvâß adýyla da kaydedilen eser “yetmiþ üç
fýrka” rivayeti esas alýnarak hazýrlanmýþtýr.
Ana fýrkalar Harûriyye, Revâfýz, Kaderiyye,
Cebriyye, Cehmiyye ve Mürcie diye altýya
ayrýlmýþ, her fýrkanýn on iki kolu verilerek
sayý yetmiþ ikiye, kurtuluþa erecek “cemaat” grubuyla yetmiþ üçe tamamlanmýþtýr.
Doðu Hanefî -Mâtürîdî fýrka geleneðinin
zamanýmýza ulaþan en eski çalýþmasý olmasý bakýmýndan ayrý bir önem taþýyan
eser orijinal bilgiler içermektedir. Marie
Bernand tarafýndan uzun bir giriþle yayýmlanan eser (“Le Kitab al-radd .ala’l-bida.
D’Abu Mutý. Makhul al-Nasafý”, AIsl., XVI
[1980], s. 8-126) müellifin kelâm düþünceleri hakkýnda önemli ip uçlarý vermiþ ve
daha sonra yazýlan bazý eserlere kaynaklýk
etmiþtir (geniþ bilgi için bk. Lewinstein, s.
93-118).
BÝBLÝYOGRAFYA :
Mekhûl b. Fazl en-Nesefî, er-Red £alâ ehli’l-bida£
ve’l-ehvâßi’Š-Šâlleti’l-muŠýlle (nþr. M. Bernand,
AIsl., XVI [1980] içinde), s. 54, 62-69; a.mlf., elLüßlüßiyyât, Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr.
4801, vr. 165a, 172a, 176a, 208a, 256b; Ebü’l-Yüsr
el-Pezdevî, U½ûlü’d-dîn (nþr. H. P. Linss), Kahire
1383/1963, s. 241; Abdülkerîm b. Muhammed
es-Sem‘ânî, et-Ta¼bîr fi’l-mu£cemi’l-kebîr (nþr.
Münîre Nâcî Sâlim), Baðdad 1395/1975, I, 309;
Zehebî, A£lâmü’n-nübelâß, XV, 33; a.mlf., TârîÅu’l-Ýslâm: sene 301-302, s. 573; Kureþî, el-Cevâhirü’l-muŠýyye, III, 498-499; Keþfü’¾-¾unûn,
II, 1430, 1571; Ýbnü’l-Gazzî, Dîvânü’l-Ýslâm (nþr.
Seyyid Kesrevî Hasan), Beyrut 1411/1990, IV,
123; Leknevî, el-Fevâßidü’l-behiyye, s. 216-217;
Brockelmann, GAL Suppl., I, 293, 357-358; Hediyyetü’l-£ârifîn, II, 470; Kehhâle, Mu£cemü’lmüßellifîn, XII, 319; Sezgin, GAS, I, 601-602; U.
Rudolph, al-Måtur¢d¢ und die Sunnitische Theologie in Samarkand, Leiden 1997, s. 88-105;
Sönmez Kutlu, Türkler’in Ýslamlaþma Sürecinde
Mürcie ve Tesirleri, Ankara 2002, s. 263-266;
W. F. Madelung, “Maturidiliðin Yayýlýþý ve Türkler” (trc. Muzaffer Tan), Ýmam Mâturîdî ve Maturidilik (haz. Sönmez Kutlu), Ankara 2003, s. 320321; K. Lewinstein, “Doðu Hanefi Fýrak Geleneði
Üzerine Mülahazalar” (trc. Sönmez Kutlu), a.e.,
s. 93-118.
ÿÝlyas Üzüm
–
—
NESEFÎ, Necmeddin
( ‫"אא‬#$ )
Ebû Hafs Necmüddîn Ömer
b. Muhammed
b. Ahmed en-Nesefî es-Semerkandî
(ö. 537/1142)
˜
Hanefî fakihi,
muhaddis, müfessir, kelâmcý.
™
461 (1068-69) yýlýnda Buhara yakýnlarýndaki Nesef (Nahþeb) þehrinde doðdu. Ýlk
tahsilini burada yaptý. Çok sayýda hocadan
ders aldýðý, 550 üstattan hadis naklettiði ve
haklarýnda Ta£dâdü þüyûÅi £Ömer adýyla bir eser yazdýðý kaydedilmektedir. Ebü’lYüsr el-Pezdevî, Cemâleddin Hâmid b. Mu-
hammed er-Rîðadmûnî, Muhammed b.
Mâhân el-Kebindevî, Ömer b. Muhammed
el-Buhârî el-Hoþnâmî, Ahmed b. Abdullah
es-Sýbgý, Ýsmâil b. Muhammed et-Tenûhî, Ebü’l-Muîn en-Nesefî, Ebû Ali Hasan
b. Abdülmelik en-Nesefî hocalarýndan bazýlarýdýr. Karahanlýlar döneminin önde gelen âlimlerinden biri olan Nesefî çeþitli ilim
dallarýnda eserler kaleme aldý. Kuvvetli hâfýzasý, keskin zekâsý ve çok sayýda hadis
ezberlemesi sebebiyle “Müfti’s-sekaleyn”
ve “Necmüddîn” lakaplarý yanýnda “hâfýz”
unvanýyla da anýldý. Ancak hadis rivayeti
konusunda zayýf olduðu kaydedilmiþ, kendisiyle görüþmemekle birlikte dinledikleri
konusunda ondan yazýlý icâzet alan Sem‘ânî rivayetlerinde hatalar bulunduðunu,
senedlerdeki isimleri deðiþtirdiðini veya
düþürdüðünü belirtmiþtir. Nesefî’nin Baðdat’ta Ta¹vîlü’l-esfâr li-ta¼½îli’l-aÅbâr adlý eserini okuttuðu, birçok kiþinin kendisinden hadis naklettiði ve hac için gittiði
Mekke’de Cârullah ez-Zemahþerî ile görüþtüðü belirtilmektedir. Talebeleri arasýnda el-Hidâye müellifi Burhâneddin elMergýnânî, Ebû Hafs Ömer b. Muhammed
b. Ömer el-Akýlî, Muvaffakuddin Ahmed
b. Muhammed el-Hârizmî, Ebû Bekir Ahmed b. Ali el-Belhî ez-Zahîr, Ebü’l-Fazl Muhammed b. Abdülcelîl es-Semerkandî, Ahmed b. Mûsâ el-Keþþenî, Burhâneddin Muhammed b. Hasan el-Kâsânî ve oðlu Ebü’lLeys Ahmed b. Ömer en-Nesefî anýlmaktadýr. Nesefî 12 Cemâziyelevvel 537 (3 Aralýk
1142) tarihinde Semerkant’ta vefat etti.
Eserleri. 1. £Akaßidü’n-Nesefî*. Nesefî’yi üne kavuþturan eserlerinin baþýnda ge-
£Ašåßidü’nNesefî’nin
unvan
sayfalarý
(Nuruosmaniye Ktp.,
nr. 2213)
571
Download