Kasım-1995 İSLAM'DA İLİM ÖĞRENMENİN VE ÖĞRETMENİN YERİ Diyanet ٰ بِس ِْم ه ّللاِ الرَّحْ مه ِن الر َّ۪ح ِيم ق َ َق َخل َ َۚ َك الَّ ۪ذي َخل َ ِّاِ ْق َر ْأ بِاس ِْم َرب ك َ ُّان ِم ْن َعلَ َۚق اِ ْق َر ْأ َو َرب َ اْل ْن َس ِْ ْاْلَ ْك َر ُۙم اَلَّ ۪ذي َعلَّ َم بِ ْالقَلَ ُۙ ِم َعلَّ َم ان َما لَ ْم يَ ْعلَ ْم َ اْل ْن َس ِْ Muhterem Müslümanlar, Aydınlık karanlığı, Hak batılı, iman küfrü nasıl yok ediyorsa, bunun gibi gerçek ilim de cehaleti öylece yok eder. İlmin olduğu yerde cehalet mikropları barınamaz. İşte bunun içindir ki yüce dinimiz İslam, ilme ve ilim tahsiline büyük bir önem vermiştir. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammede (S.A.V.) gelen ilk vahiy, mealen şöyledir: "Oku, yaradan Rabb'inin adıyla. O, insanı bır kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir ki O, kalemle yazı yazmayı öğretendir. İnsana bilmediğini O öğretti". (1) İlk insan ve ilk Peygamber Ademden (A.S.) günümüze kadar insanlık tarihini incelediğimiz zaman görürüz ki, meydana gelen felaketlerin ve huzursuzlukların kaynağını genelde cehalet teşkil etmiştir. Cehalet, karanlıkların en korkuncudur. Cehalet insanı, insanlık meziyetlerinden uzaklaştırır. İnsanlık şeref ve haysiyetini yok eder. Yüce Rabbimiz Kuranı Kerim'de bu konuda mealen şöyle buyuruyor: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?". (2) "... Allah içinizden iman edenlerle ilme nail olanların derecelerini yükseltir". (3) "Hakkında bilgi sahibi almadığın şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi (yaptıklarından) sorumludur". (4) Muhterem Müslümanlar, Cehalet karanlığından kurtulmanın tek çaresi ilim öğrenmektir. İlim öğrenmek dinimizde farz kılınmıştır. Fahri Alem Hz. Muhammed Aleyhisselam bir hadisi şeriflerinde mealen: "İlim öğrenmek her Müslüman kadın ve erkek üzerine farzdır" (5) buyuruyor. Bundan 14 asır evvel insanlığı cehalet karanlığından kurtaran işte bu ilahi düsturlardır. O gün insanlık, İslam'ın eşsiz hükümlerini tatbik ederek yolunu aydınlatmış, huzur ve saadete ermiştir. Bugün de, yarın da, insanlık cehalet karanlığından ancak İslamın hükümlerini tatbik etmekle kurtulabilir. Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz bakınız bu konuda ne buyuruyorlar: "İlim, müminin kaybolmuş malıdır. Onu nerede bulursa almaya en layık olan odur". (6) "Yalnız iki kimse gıpta edilmeye layıktır. Bunlar da: Allah'ın kendisine verdiği malı, Hak uğrunda sarfeden, muhtaçlara dağıtan kimse ile, Allah'ın kendisine vermiş olduğu ilim ve hikmetle hükmeden ve onu halka öğreten kimsedir". (7) "Ya alim, ya öğrenci yahud dinleyici veya bu kimseleri seven olmaya bak. Beşincileri (olan cahillerden) olma, helak olursun". (8) Aziz Müminler! Ömür sermayemizi iyi değerlendirelim. Bir sel gibi akıp giden zamınımızı boşa harcamayalım. Bilelim ki ömrümüz, sayılı günlerden ibarettir. İnsana en büyük meziyetleri kazandıran, insanı cehalet karanlıklarından kurtaran, insana olgunluk bahşeden, içinde Allah ve Rasulünün rızası bulunan ilimieri tahsil edelim. Öğrendiğimiz faydalı ilimleri nefsimizde yaşayalım. Eşimize, çocuklarımıza, yakınlarımıza, Müslümanlara ve bütün insanlara öğretip, onları da yaşamalarını temin edelim. Unutmayalım ki ilimden nasip alamayan bir insan, ruhsuz bir ceset gibidir. İlmin girmediği kalp ve kafa, harap olmuş bir binaya benzer. Hutbemize Peygamberimizin şu mübarek müjdeleriyle son verelim: "Her kim ilim tahsili için yola çıkarsa, bu yüzden Allah ona cennet yolunu kolaylaştırır". (9) *** (1)Alak,1-5 (2)Zümer,9. (3) Mücadele, 11. (4) İsra, 36. (5) Mişgatül Mesabih H.No, 218. (6) Süneni Tirmizi HM, 2687 (7) Riyazu'sSalihinTerc;C.2,Sh.2. (8) 250 Hadis, sh. 199. (9) Riyazu's Salinin Terc., C.2, Sh.7.