6 Reklâmdan Ötesi Yok / Biga Doğuş Gazetesi ÇARŞI CAMİ RESTORASYONU DEVAM EDİYOR Biga Merkez Çarşı Cami Restorasyonu Şehir 4 Ağustos 2017 Cuma Sayı 8011 ALLAH’A ULAŞMAYI DİLEMEK Restorasyonu tarafından Restore ediliyor. Cami ana kubbesi tadilatı yapılarak keçe üstüne kurşun kaplama yapılıyor. Şehir Restorasyon Yönetim Kurulu Üyesi Nizamettin Arat'ın verdiği bilgiye göre cami duvarları arasındaki bezleri temizleyerek yerine horasan harcı ile doldurulacağını ve caminin tadilatı hızlı bir şekilde devam edecek. Biga Doğuş Haber / Ferit Kavas YETİŞKİNLERDE ADHD VE HAYATI KOLAYLAŞTIRMA YOLLARI Evli çiftler için hayat müşterektir, fakat ya eşiniz beraber kurduğunuz hayata tam anlamıyla ortak olmasını engelleyen bir rahatsızlığa sahipse? ADHD nedir, ne zaman başlar? ADHD toplumun yüzde 4 ila 8'inde görülen, çoğunlukla nörolojik tabanlı, kronik bir gelişim bozukluğu. Yukarıda saydığımız belirtileri çocukluktan itibaren, mutlaka 7 yaşından önce ortaya çıkıyor. ADHD tanısı konan erkek çocuklarda genelde fevri tepkiler ve hiperaktivite, kızlarda ise dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon bozukluğu görülüyor. ADHD'nin çocuk yetiştirme biçimiyle çok ilgili olmadığı, hastalık seyrinde genetik özelliklerin ağır bastığı biliniyor. ADHD çocuklara özel bir hastalık değil; ancak yetişkinlerde ortaya çıkan belirtiler çocuklarınkinden biraz farklı. Örneğin, öğrenme güçlüğü yerine sosyal hayata adapte olamama, derste uyuklama yerine dikkati gereken konuya toplamakta zorluk çekme, koşturup durma yerine trafikte fazla aceleci olma, gibi. Hatta risk ve heyecan arayışında aşırılık dahi ADHD belirtisi olabilir. En büyük zorluğu hasta çekiyor ADHD hastaları hayatı etraflarındakiler için zorlaştırıyor gibi görünseler de, aslında kendileri adapte olmakta daha çok zorlanıyor. ADHD koçu ve psikoterapist Terry Matlen, “eşiniz, sadece günü sakin ve normal geçirmek için herhangi bir insandan 10 kat fazla çaba harcıyor” diyor. Yine bir ADHD koçu olan Nikki Kinzer da, işlerin bu rahatsızlığa sahip kişilerin düşündüklerinden ve planladıklarından uzun sürdüğünü söylüyor. Kinzer ekliyor: “ADHD hastaları, adeta farklı bir zaman diliminde yaşıyor gibi görünebilirler.” Matlen ve Kinzer, eşinizde veya yakınlarınızda yetişkin ADHD varsa, bu konuda yapılabilecekleri aşağıdaki gibi listeliyor: ADHD ve etkileri hakkında bilgi sahibi olun Hem sizin davranışlarınıza dikkat etmeniz, hem de eşinizin kendisini daha güvende hissetmesi için, ADHD ile ilgili bilgi sahibi olmak çok önemli. İnternet üzerinde güvenilir kaynaklardan yararlanabilir, tıp camiasının dışına da açık olan seminer ve konferanslara katılabilirsiniz. Ayrıca eşinizle günlük hayatının nasıl etkilendiğiyle ilgili konuşmak faydalı olur. Eşinizin farklı düşündüğünü ve hissettiğini bilin ADHD hastalarının karar vermekte zorluk çekmek ya da aksine, fevri ve dürtüsel davranmak gibi farklı davranışları olabiliyor. Eşinizin düşünme süreçlerinin farklı olduğunu, az ya da çok düşünmesinin umursamazlıktan kaynaklanmadığını aklınızda tutmalısınız. Ona nasıl yardımcı olabileceğinizi sorun Eşinize günlük aktivitelerde nasıl yardımcı olabileceğinizi, örneğin ev işlerini nasıl bölüşebileceğinizi sorarak anlaşın. Böylece kendisini tamamlamadığı işler için kendisini stres ve baskı altında hissetmemesini sağlamış olursunuz. Sistemler ve çizelgeler kullanın Günlük ya da haftalık olarak yapılacakları yazıya dökmek, listeler ve hatırlatıcılar hazırlamak, ADHD hastasını rahatlatıcı bir durumdur; kendisi de buna sıcak baktığı sürece elbette. Ancak, bunu yaparken eşinize bir çocuk ya da yönlendirilmesi gereken biri gibi davranmamak ve onun da görüşlerine eşit derecede önem vermek kilit nokta. Düzenli olarak geribildirim alın Yolunda giden ve gitmeyen konuları açıkça konuşmak, her ilişkinin anahtarı ve ADHD hastalarının beraberliklerinde normalden de çok önem taşıyor. Bunun için bir zaman dilimi belirlemek de yukarıda bahsettiğimiz çizelgede yer alacak maddelerden biri olabilir. ADHD hastaları ile yaşamak zor, fakat imkansız değil. Nasıl ki dikkat ve hiperaktivite bozukluğu çocuklar büyümeyi başarabiliyorsa, yetişkinlikte de bu belirtilerden muzdarip kişiler hayatlarını rahatça sürdürebiliyorlar. Yukarıdaki adımları dikkate almak, onların hayatını kolaylaştırmak için oldukça önemli. Haber Merkezi Erdem Karan BİR DÜŞMAN YETER! (108) Değerli okuyucular; Rabbimiz biz insanları çok seviyor. Ama, biz insanları sevmeyen biri var. O da İblistir diğer adıyla Şeytan. Şeytan’ın en büyük düşmanları Resullerdir. Resuller ikiye ayrılırlar. Birincisi Nebi Resullerdir ki onlar Şeriat Kitabının sahibidirler. Kuran’ı Kerim’de 25 Nebiden bahsedilir. Nebi Resuller Peygamberdirler. İkinci grup Resuller ise Nebi olmayan Resullerdir ki onlar bir şeriat kitabının sahibi değildirler. Kendilerinden önce gelen en son Nebinin kitabı ile hüküm verirler. Her dönemde her kavim de oldukları için Peygamber efendimizin bu resullerin sayısı için, bir kaynağa göre 124.000, başka kaynağa göre 224.000 olduğunu söylediği rivayet edilir. Nebi olmayan resuller her ülkeye gönderilirler hatta o ülkenin büyük şehirlerine ayrı ayrı resuller dahi gönderilebilir. KASAS-59 Ve senin Rabbin, ülkelere, onların ana şehirlerine, onlara ayetlerimizi okuyan bir resul göndermedikçe helâk edici olmadı. Ve Biz, onun halkı zalim olmadıkça (zulmetmedikçe) ülkeleri helâk edici olmadık. Yasin suresinde geçen ayetlere göre bir şehre dahi birkaç resulün gönderilebileceği ifade edilmiştir. Ama onlara verilen cevap her zaman aynı olmuş, insanlar kendilerine gönderilen resulleri hiç iyi karşılamamışlar, her defasında yalanlanmışlardır. YASİN -13 Ve onlara, o şehrin halkını misal ver. Onlara resuller gelmişti. YASİN-14 Onlara iki (resul) göndermiştik. Fakat ikisini de tekzip ettiler (yalanladılar). Bunun üzerine (onları) üçüncü (resul) ile aziz kıldık (destekledik). O zaman onlar: "Muhakkak ki biz, size gönderilmiş resulleriz." dediler. YASİN-15 Dediler ki: "Siz, bizim gibi beşerden başka bir şey değilsiniz. Ve Rahman bir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz." YASİN-16 (Resuller) dediler ki: "Bizim, gerçekten size gönderilmiş resuller olduğumuzu Rabbimiz biliyor." YASİN-17 Ve bizim üzerimizde açıkça tebliğden (bildirmekten) başka bir şey (sorumluluk) yoktur.