_____________________________________________________________________________________ Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date 10.08.2017 Yayınlanma Tarihi / The Publication Date 20.10.2017 Arş. Gör. Mehmet Ali DEMİR Çankırı Karatekin Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü malidemir@karatekin.edu.tr SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI KAPSAMINDA TÜRKİYE’NİN ORTA DOĞU VE KUZEY AFRİKA ÜLKELERİ İLE TİCARET İLİŞKİSİ Öz Bu çalışmada, gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’nin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülke ekonomileri ile imzalamış olduğu serbest ticaret anlaşmalarının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren (2005-2016), dış ticaret rakamlarında meydana gelen değişmeleri ve ülke ekonomilerine yansımaları incelenmiştir. Arap Baharı diye adlandıran dönemde Türkiye’nin bu ülkelerle yaptığı ithalat ve ihracatın etkilenip etkilenmediği bu çalışmada incelenmiştir. Aynı dönemde Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle herhangi bir serbest ticaret anlaşması olmamasına rağmen, Türkiye’nin bu ülkelerle dış ticaret ilişkisi de ele alınmıştır. Makalenin başlıca sonuçları şu şekilde özetlenebilir: Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) genel olarak ikili anlaşmaların yapıldığı ülke ekonomileri lehinedir. 2005-2016 yılları arasında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile imzalamış olduğu STA’ların sonuçları incelendiğinde, Türkiye`nin bu ülkelerden dış ticaret fazlası elde ettiği gözlemlenmiştir. STA’nın imzalanmadığı diğer Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin de Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir orana sahip olduğu görülmüştür. Anahtar kelimeler: Serbest Ticaret Anlaşmaları, İhracat, İthalat, Orta Doğu, Kuzey Afrika. Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi TURKEY`S TRADE RELATIONSHIPS WITH MIDDLE EAST AND NORTH AFRICAN COUNTRIES IN REGARD TO FREE TRADE AGREEMENTS Abstract In this work, as a developing country, the affects of Turkey`s free trade agreements that has been signed with Middle East and North African countries since their first implementation (2005-2016) and their echoing in those countries` economies has been examined.Whether Turkey`s import and export numbers during the period that is called Arap Spring has been affected or not has also been examined.In the same period even though there was no official free trade agremeent with Middle East and North African countries, Turkey`s foreign trade relations with those countries is also addressed. Main results of this article can be summarized as follows: Free trade agremeents in general are in favor of the economies of the countries included. When the results of the free trade agreements that has been signed with Middle East and North African countries is analyzed, it is seen that Turkey has gain surplus on its foreign trade between the years of 2005-2016. It has been observed that the countries with whom Turkey has no free trade agreement in Middle East and North Africa has substantial ratio in Turkey`s foreign trade. Keywords: Free Trade Agreements, Export, Import, Middle East, North Africa 1.Giriş İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Dünya’da bir küreselleşme sürece başlamış ve bu süreç 1990’lı yıllardan itibaren hızlı bir şekilde tüm Dünya’ya yayılmıştır. Küreselleşme sürecinin sonucu olarak birçok durum ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir tanesi ülkeler arasında uluslararası ticaretin ne kadar önemli olduğu noktasıdır. Küreselleşme ve özellikle de ticaretin liberalleşmesi ile birlikte ülkelerin uluslararası ticareti de artmaya başlamıştır. Artan uluslararası ticaret eğilimine paralel olarak serbest ticaret, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyümesinde, ticaret hacimlerinin artmasında son derece önemli bir faktör olma özelliği kazanmaya başlamıştır. Bu bağlamda özellikle gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülke ekonomilerine yetişmek için ikili ticaret anlaşmaları imzalama yollarını aramaya başlamışlardır. Bu çalışmada, gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülke ekonomileri ile imzalamış olduğu serbest ticaret anlaşmalarının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren (2005-2016) ihracat ve ithalat rakamlarında meydana gelen değişmeler ve ülke ekonomilerine yansımaları incelenmiştir. Bu çalışmada, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin seçilmiş olma sebeplerinden birisi Türkiye’nin 19 STA’sından yedi 1 tanesi Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle yaptığı ikili anlaşmalardır. Bu 7 ülke, Türkiye toplam dış ticaret hacminin yaklaşık %10’una sahiptir. İkinci olarak, 17 Aralık 2010 yılında Tunus’ta bir gencin kendini yakması ile başlamış olan ve daha sonra Mısır, Libya, Suriye, Bahreyn, Ürdün ve Yemen gibi ülkelere yayılan, uluslararası literatürde Arap Baharı diye adlandıran dönemde Türkiye’nin bu ülkelerle yaptığı ithalat ve ihracatın etkilenip etkilenmediğinin 1 İsrail(1997), Filistin(2005), Tunus(2005), Fas(2006), Suriye*(2007), Mısır(2007), Ürdün(2011) *Türkiye ile Suriye Arasında Serbest Ticaret Alanı Tesis Eden Ortaklık Anlaşması 6 Aralık 2011 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile askıya alınmıştır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 418 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi incelenmesi bu çalışmanın bir başka amacıdır. Bununla birlikte, yine Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle herhangi bir serbest ticaret anlaşması olmamasına rağmen Türkiye’nin bu ülkelere yaptığı ithalat ve ihracat rakamları aynı yıllar arasında incelenmiştir. Bu çalışmanın ikinci bölümünde serbest ticaret anlaşmaları(STA) ve amaçları üzerinde durulmuş, sonraki bölümlerde sırasıyla literatür araştırması, Türkiye ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri arasındaki STA’lar dikkate alınarak ihracat ve ithalat rakamlarına ilişkin değerlendirmeler yapılmış ve son bölümde ise bulunan değerlere ilişkin önerilerde bulunulmuştur. 2. Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) ve Amaçları Kısaca serbest ticaret anlaşması; en az iki ülke arasında imzalanan ve birbirleri arasındaki ticaret engellerini azaltmak için yapılan bir anlaşmadır. STA’ları daha kapsamlı bir şekilde ifade etmek istersek ‘‘taraf ülkelerin kendi aralarında gümrük vergisi ve kısıtlamalarını kaldırmaları, ancak üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifeleri oluşturmamaları, anlaşma dışında kalan üçüncü ülkelere her üye ülkenin kendi milli gümrük tarifesini uygulayabildiği bir ekonomik birleşmedir’’ (İstanbul İhracatçılar Birliği Genel Sekreterliği, 2010:1). Ekim 1947 yılında Cenevre’de Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel anlaşması (GATT), uluslararası ticaretin serbestleşmesini sağlamak, karşılıklı yatırımların arttırılmasını, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinin daha hızlı bir şekilde büyüyüp, gelişmiş ülke ekonomileri ile arasındaki ekonomik ve sosyal refahı kapatmak ve belirli mallar üzerinde tarife indiriminde bulunmak amacıyla imzalanmıştır. GATT, 47 yıl boyunca ülkeler tarafından uygulanmış ve dünya ticaretinde kabul görmüştür. Bu anlaşmanın devamı niteliğinde olan Dünya Ticaret Örgütü’nün(DTÖ) kurulması, 15 Nisan 1994 tarihinde Fas’ın Marakeş kentinde Uruguay Round’a üye olan ülkeler tarafından kararlaştırılmış ve 1 Ocak 1995 tarihinde resmi olarak kurulmuştur. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’na (GATT) oranla daha kapsayıcı olan DTÖ sözleşmesine bu toplantıda Tarım ürünleri, Hizmetler Ticareti, Fikri Mülkiyet Hakları vs. gibi yeni hükümler de eklenmiş ve bu hükümlerin ülkeler için uygulama zorunluluğu getirilmiştir. DTÖ ve GATT arasındaki temel farklılıklar şöyle sıralanabilir:(Gelir İdaresi Başkanlığı, 2009:7-8) GATT, herhangi bir kurumsal yapısı olmayan ve kuruluşundaki amacı 1940'ta Uluslararası Ticaret Örgütü'nü kurmak olan ve bu amaçla çeşitli kuralları içeren çok taraflı bir anlaşmadır, GATT, geçici olarak kurulmuş ve 40 yıllık bir faaliyetten sonra anlaşmaya taraf olan hükümetler GATT'ı sürekli bir anlaşmaya çevirmek istemişlerdir. DTÖ taahhütleri buna karşın sürekli bir karakter taşımaktadır, GATT kuralları sadece mal ticaretini kapsarken, DTÖ mal ticaretinin yanında, hizmetler ticareti ve ticari nitelikteki fikri mülkiyet haklarını da kapsamaktadır, GATT anlaşması çok taraflı bir araçken 1980'lerde yeni pek çok anlaşma ilave edilerek, selektif bir yapıya dönmüştür. DTÖ'yü oluşturan anlaşmalar ise neredeyse tamamı çok taraflıdır ve taahhütler üyelerin tamamını bağlamaktadır, DTÖ, GATT'a göre anlaşmazlıkların çözümünde daha hızlı çalışan, otomatik mekanizmalara sahiptir. Ülkeler tarafından imzalanan bütün serbest ticaret anlaşmaları, Dünya Ticaret Örgütü kuralları ve Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nın (GATT) 24.maddesine göre düzen- The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 419 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi lenmektedir. STA’ların ülke ekonomilerine birçok getirileri (ekonomik büyüme, karşılıklı yatırımların arttırılması vs.) olmakla birlikte, Türkiye STA’larının ilkini 1 Nisan 1992 tarihinde yürürlüğe giren EFTA ülkeleri (Norveç, İsviçre, Lihtenştayn ve İzlanda) ile imzalamıştır (Kurtuluş Kara, 2012). Türkiye, bu STA’ları imzalarken birçok amaç hedeflemektedir. Bu amaçlardan bazıları ise şunlardır: (Ekonomi Bakanlığı, 2017) İhracatçıların başta çevre ve komşu ülkeler olmak üzere, hedef pazarlara giriş imkânlarının artırılmasını; Batı Avrupa pazarlarına olan bağımlılığının azaltılmasını, İhracatçılarımızın üçüncü ülke pazarlarında, başta AB ülkelerinin müteşebbisleri olmak üzere, rakipleri ile eşit şartlara sahip olmasını; İhracatımızın, tarife ve tarife dışı engellerin kaldırılması suretiyle, ürün bazında çeşitlendirilmesini ve miktar bazında artırılmasını; Tanınan tercihler sayesinde, STA ülkelerinin ara malı ve nihai mamullerini ülkemizden tedarik etmelerinin temin edilmesini; Dışa açık rekabetçi bir altyapının tesis ile ülke ekonomisinin uluslararası rekabet gücünün artmasını; İç pazarda durgunluk yaşandığında söz konusu durgunluğun ekonomi üzerindeki etkilerinin azaltılmasını; Mal ticaretinin yanı sıra hizmet ticaretinde de pazara giriş imkânlarının sağlanmasını; Sanayicimize ucuz girdi teminini; Türkiye’nin tercihli ticaret imkânlarından yararlanmak isteyen doğrudan yabancı sermayeli yatırımların artmasını hedeflemektedir. Avrupa Birliği’ne göre ise STA’ların amaçlarını şu şekilde özetleyebiliriz: (Avrupa Birliği,2016) STA’lar, mal ve hizmetler için yeni piyasalar yaratırlar. STA’lar, koruma ve yatırım fırsatlarını arttırırlar. STA’lar, tüm gümrük vergilerini kaldırarak ticaretin maliyetini azaltırlar. STA’lar, ürünlerin gümrük bölgelerinden geçişini kolaylaştırırlar. Ayrıca, ticareti hızlandırmak için sağlık ve teknikle ilgili standartları ortak kurallara bağlarlar. STA’lar, kamu alımları, rekabet, fikri mülkiyet hakları gibi ticareti etkileyen alanlarda ortak kurullar oluşturarak sosyal ve çevresel konularda politik havayı daha tahmin edilebilir yaparlar. Dünya Ticaret Örgütü’nün Temmuz 2017 verilerine göre, hâlihazırda yürürlükte olan toplam 297 adet serbest ticaret anlaşması bulunmaktadır (DTÖ,2017). Bu anlaşmalardan 19 tanesi ise Türkiye ile diğer ülkeler arasında gerçekleştirilmiştir ve hepsi yürürlüktedir. Bu anlaşmalara ek olarak ise Kosova, Lübnan, Faroe Adaları ve Singapur ile yapılan serbest ticaret anlaşmaları iç onay sürecinin tamamlanmasından sonra yürürlüğe girecektir. Ayrıca, Gana hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında yakın zamanda bir serbest ticaret anlaşmasının imzalanması hedeflenmektedir. (Ekonomi Bakanlığı, 2017) Türkiye’nin imzalamış olduğu serbest ticaret anlaşmalarını coğrafi bölge sınıflandırmasına göre baktığımızda sekiz2 anlaşmanın Avrupa ülkeleriyle, yedi STA’nın Orta Doğu ve Kuzey EFTA (İsviçre, Norveç, Lihtenştayn, İzlanda)(1992), Makedonya(2000), Bosna Hersek(2003), Arnavutluk(2008), Gürcistan(2008), Sırbistan(2010), Karadağ(2010), Moldova(2016) 2 The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 420 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi Afrika ülke ekonomileriyle ve geriye kalan dört3 tanesinin ise Uzak Doğu, Latin Amerika ve Sahra Altı Afrika ülkeleri ile yaptığı gözlemlenmiştir. 3.Literatür Araştırması Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için serbest ticaret; ekonomik büyüme, verimlilik, rekabet vs. için önemli bir faktördür. Serbest ticaret, ticaretin serbestleşmeye başladığı ve küreselleşme olgusunun tüm dünyada kabul görmeye başladığı 1980’lerden sonra sürekli bir gelişme halindeydi. Serbest ticaret politikaları uygulayan gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ve az gelişmiş ülke ekonomileri arasındaki makas gittikçe açılmaktaydı. Bu durumu fark eden gelişmekte olan ülkeler serbest ticaretten pay alabilmek, diğer ülkelerle uluslararası piyasada rekabet edebilmek için serbest ticaret anlaşmaları imzalamaya başlamışlardır. 1990’lardan itibaren serbest ticaret anlaşmaları giderek artmaya başlamış ve bu artış da ülkelerin ekonomik performanslarını olumlu şekilde etkilemiştir. Birçok akademik çalışmada, serbest ticaret anlaşmaları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki analiz edilmiştir. Örneğin, Sohn and Lee (2010) çalışmalarında serbest ticaret anlaşmaları ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Analizlerinde 66 ülke için 1991-2004 yılları arasında verileri kullanarak bir çalışmada bulunmuşlardır. Daha sonra aynı yılları kapsayan bir çalışmayı Doğu Asya ülkeleri için gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmaların sonucunda, serbest ticaret anlaşmalarının 66 ülkenin ekonomisine anlamlı ve olumlu bir katkısı olduğu sonucuna varmışlardır. Diğer taraftan ise, serbest ticaretin Doğu Asya ekonomileri için ise zayıf ve anlamsız bir etkiye neden olduğunu belirtmişlerdir. Sohn and Lee’ye benzer bir çalışma 2011 yılında Edwards ve Gin tarafından gerçekleştirilmiştir. Edwards ve Gin (2011), bölgesel serbest ticaret anlaşmaları ile ikili anlaşmanın yapıldığı ülke ekonomilerinin gelirleri üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Çalışmalarında 25 yıllık veri kullanarak 89 ülke üzerinde analizlerini gerçekleştirmişlerdir. Yaptıkları çalışmalar sonucunda bölgesel serbest ticaret anlaşmalarının partneri olan ülke ekonomilerinin gelirleri üzerinde anlamlı ve olumlu bir etkiye sahip olduğunu bulmuşlardır. Bölgesel serbest ticaret anlaşmaları her iki ülkenin de menfaatinedir sonucunu ifade etmişlerdir. Serbest ticaret anlaşmaları verilerini kullanarak ekonomik büyümeye pozitif katkı sağladığını bulan bir başka çalışma da Yamarık ve Ghosh’un (2015) araştırmalarıdır. Çalışmalarında serbest ticaret anlaşmalarının hem bölgesel hem de bölge dışında kişi başına gelir üzerinde nasıl bir etkiye sahip olduğunu incelemişlerdir. Diğer çalışmalara paralel olarak onlar da serbest ticaret anlaşmalarının hem bölgesel hem de bölge dışındaki kişilerin gelirleri üzerinde anlamlı ve olumlu bir etkiye sahip olduğunu belirtmişlerdir. Diğer yandan Hur ve Park (2012) yaptıkları çalışmada serbest ticaret anlaşmalarının ekonomi üzerinde kısa dönemde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu ancak bu durumun uzun dönemde tersine döndüğünü savunmuşlardır. 3 Moritus(2013), Güney Kore(2013), Malezya(2015), Şili(2011) The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 421 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi Tablo 1: Literatür Araştırması Yazarlar Sohn ve Lee (2010) Dönem 1991-2004 Edwards ve Gin (2011) Hur ve Park (2012) 1980-2005 1971-2003 Yamarık ve Ghosh (2015) 1970-2000 Sonuç Pozitif ve anlamlı-66 ülke Zayıf- Doğu Asya Pozitif ve anlamlı Negatif-Kısa dönem Pozitif-Uzun dönem Pozitif ve anlamlı Kaynak: Yazarın çalışmasıdır. 4. Türkiye ile Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri Arasındaki Ticari İlişkilerin Analizi Bu bölümde, Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile sahip olduğu STA’lar ülke bazında incelenecek ve STA’ların yürürlük tarihinden itibaren ülkelerin ticari ilişkilerine etkileri ayrıntılı şekilde incelenecektir. Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile imzalamış olduğu STA’ların hangi alanlarda geçerli olduğu, ne tür bir anlaşma olduğu, yürürlüğe giriş tarihi gibi durumlar maddeler halinde aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. 422 The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi STA ismi Kapsama Alanı Tür Tebliğ Tarihi Tebliğ Yürürlüğe giriş tarihi Durum Mısır Ticari Mal STA 05/10/2007 Enabling Clause 01/03/2007 Yürürlükte İsrail Ticari Mal STA 16/04/1998 GATT Ant. 24. Madde 01/05/1997 Yürürlükte Ürdün Ticari Mal STA 07/03/2011 GATT Ant. 24. Madde 01/03/2011 Yürürlükte Fas Ticari Mal STA 10/02/2006 GATT Ant. 24. Madde 01/01/2006 Yürürlükte Filistin Ticari Mal STA 01/09/2005 GATT Ant. 24. Madde 01/06/2005 Yürürlükte 423 Suriye Ticari Mal STA 15/02/2007 GATT Ant. 24. Madde 01/01/2007 Yürürlükte Tunus Ticari Mal STA 01/09/2005 GATT Ant. 24. Madde 01/07/2005 Yürürlükte Tablo 2: Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri arasındaki STA’lar Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü, Bölgesel Ticaret Anlaşmaları veri tabanı http://rtais.wto.org/UI/PublicAllRTAList.aspx 4.1. Türkiye-İsrail STA Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile İsrail Devleti arasında imzalanan STA, 1 Mayıs 1997 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve 20 yıldır bu anlaşma devam etmektedir. Türkiye ile İsrail arasındaki ticaret ilişkisini 2005-2016 yılları arasında değerlendirdiğimizde; Türkiye’nin 2005 yılı ihracatı 1 milyar 466 milyon dolar iken, bu rakam 2010 yılında %42 oranında artarak 2 milyar 80 milyon dolara ulaşmıştır. Aynı şekilde ithalat rakamlarına baktığımızda, STA’nın iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerinde olumlu katkıları olduğunu gözlemlemekteyiz. Örneğin, 2005 yılında Türkiye’nin ithalat rakamı 804 milyon dolar iken, 2010 yılında yaklaşık %80 artarak 1 milyar 359 milyon dolara ulaşmıştır. 31 Mayıs 2010 yılından sonra Türkiye ile Suriye arasında siyasi ve diplomatik olarak çok boyutlu ilişkiler yaşanmıştır. 31 Mayıs 2010 tarihinde İsrail’in Gazze’ye insani yardım malzemesi taşıyan ‘Mavi Marmara’ adlı Türk bandıralı gemiye uluslararası sularda saldırması sonucu 9 Türk vatandaşı hayatını kaybetmiştir. Bu olaydan sonra Türkiye- İsrail ilişkileri siyasi ve dip- The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi lomatik olarak zor duruma girmiştir. Bu zor durumdan ikili anlaşmanın da çok büyük zarar göreceği ve ticari ilişkilerin eskisi gibi olamayacağı öngörülüyordu. Ancak öngörülen bu durum ticari istatistiklere olumsuz olarak yansımamıştır. Aksine Türkiye’nin ihracat rakamları 2011 yılında 2 milyar 391 milyon dolara, 2016 yılının sonunda da bu rakam 2 milyar 955 milyon dolara yükselmiştir. İki ülke arasındaki ticaret hacmi Mavi Marmara olayından sonra da artmaya devam etmiş ve 2016 yılının sonunda iki ülke arasındaki ticaret hacmi 4,3 milyar doların üzerinde hesaplanmıştır. Bütün bu bilgiler dâhilinde şu sonucu varabiliriz ki; Türkiye ile İsrail arasında 2011-2016 yılları arasında her ne kadar siyasi ve diplomatik bir kriz olmuşsa da, bu durum ülkelerin ticari ilişkilerini etkilememiştir. Diğer bir şekilde ifade etmek gerekirse, iki ülke arasındaki STA, ticaretin gelişmesine olumlu yönde katkı sağlamış ve siyasi ve diplomatik krizlerden bağımsız bir şekilde hareket etmektedir. 4.2. Türkiye-Filistin STA 1 Eylül 2005 tarihinde Türkiye ile Filistin Hükümeti arasında GATT 24.madde hükümleri uyarınca bir STA akdedilmiş ve iki ülke arasındaki bu anlaşma 1 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye ile Filistin arasındaki dış ticaretin seyrini incelediğimizde; anlaşmanın yapıldığı 2005 yılında Türkiye’nin Filistin’e yaptığı ihracat tutarı 9 milyon dolar ve ithal ettiği ürün tutarı da 0,3 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Aradan geçen 11 yılın sonunda iki ülke arasındaki ticaret hacmi 10 kattan fazla artarak 97 milyona ulaşmıştır. İhracat ve ithalat bazında baktığımızda ise, Türkiye’nin ihracat rakamı 94 milyon dolara, ithalatı ise 3 milyon dolara yükselmiştir. Sonuç olarak, İsrail ile imzalanan STA da olduğu gibi, Filistin ile yapılan STA da ticari ilişkilerin gelişmesinde pozitif bir etkiye sahip olmuş ve bu etkinin önümüzdeki yıllarda da artarak devam edeceği öngörülmektedir. 4.3. Türkiye-Tunus STA Türkiye ile Tunus arasında imzalanan STA, 1 Temmuz 2005 tarihinde yürürlüğe girmiş ve o tarihten itibaren de devam etmektedir. İki ülke arasındaki ticaret ilişkisini ikili anlaşmanın imzalandığı 2005 yılından 2016 yılının sonuna kadar incelediğimizde; Türkiye’nin ihracattan elde ettiği tutarın, ithal ettiği ürünlere ödediği miktardan fazla olduğu görülmektedir. Örneğin, anlaşmanın imzalandığı 2005 yılının sonunda Türkiye 294 milyon dolarlık bir ihracat değerine ulaşırken, ithal ettiği ürünler karşılığında Tunus’a 117 milyon dolarlık bir ödeme gerçekleştirmiştir. Bir diğer ifade ile Türkiye’nin 2005 yılı sonunda ikili ticarette dış ticaret fazlası 177 milyon dolardır. Türkiye’nin ikili ticaretten elde ettiği kazanç yıllar boyunca artarak devam etmiş ve 2016 yılının sonunda dış ticaret fazlası yaklaşık 4 kat artarak 696 milyon dolara ulaşmıştır. 2010 yılında Tunus’ta başlayıp bazı Arap ülkelerine yayılan ‘Arap Baharı’ olarak da adlandırılan olay sonucunda ikili ticari ilişkiler etkilenmemiş, aksine ticaret hacimlerinin artmaya devam ettiği gözlemlenmiştir. Türkiye ile Tunus arasındaki ticari ilişkiler, Tunus’un yaşadığı iç karışıklıklardan etkilenmemiş, aksine ticari ilişkiler artarak devam etmiştir. Kısaca, Tunus’taki iç karışıklıklar ile STA arasında herhangi bir bağlantı yoktur ve ikili STA, ticari ilişkilerin art- The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 424 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi masında pozitif bir etkiye sahip olmaya devam etmekte ve ülke ekonomilerinin büyümesine katkı sağlamaktadır. 4.4. Türkiye-Fas STA Türkiye ile Fas krallığı arasında akdedilen STA, 1 Ocak 2006 tarihinde yürürlüğe girmiş ve hâlihazırda iki ülke arasında imzalanan anlaşma devam etmektedir. Türkiye ile Fas arasındaki ticari ilişkileri anlaşmanın yürürlükte olmadığı 2005 yılına göre incelendiğimizde; iki ülke arasında gerçekleşen toplam ticaret hacminin 513 milyon dolar olduğu gözlemlenmektedir. Anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2006 yılının sonunda bu rakam %41 oranında artarak 725 milyon dolara ulaşmıştır. Aradan geçen 10 yıllık sürede ise iki ülke arasındaki ticaret hacmi %229 oranında artarak 2 milyar 387 milyon dolar gibi rekor bir seviyeye ulaşmıştır. Türkiye ile Fas arasındaki ticaret ilişkisine Türkiye açısından baktığımızda; Türkiye, anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2006 yılından günümüze kadar hep dış ticaret fazlası elde etmiştir. İkili anlaşma gereğince Türkiye’nin Fas’a ihraç ettiği başlıca ürünler; otomobil, mücevher eşyası ve demir veya alaşımsız çelikten yapılan profillerden oluşurken, ithal ettiği başlıca ürünler ise; otomobil, işlenmemiş altın ve fosforik asit gibi ürünlerden oluşmaktadır. Tablo 3: Yıllara Göre İhracat Rakamları (Milyon dolar) 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 T** Mısır 687 709 902 1.426 2.599 2.250 2.759 3.679 3.200 3.297 3.125 2.732 27.365 İsrail 1.466 1.529 1.658 1.935 1.522 2.080 2.391 2.329 2.649 2.950 2.698 2.955 26.162 Ürdün 288 321 389 460 455 571 506 770 744 907 834 710 6.955 Fas 370 551 721 957 598 623 920 1.014 1.192 1.406 1.337 1.469 11.158 Filistin 9 21 21 20 29 40 49 62 75 90 82 94 592 425 Suriye 551 609 797 1.115 1.421 1.844 1.609 497 1.024 1.800 1.522 1.321 14.110 Tunus 294 324 550 778 645 713 802 796 892 915 819 910 8.438 %*** 4,99 4,75 4,70 5,06 7,12 7,13 6,70 6 6,44 7,21 7,24 7,15 6,33 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, (TUİK) **Toplam ***Toplam ihracat içerisindeki oranı Tablo 4: Yıllara Göre İthalat Rakamları (Milyon Dolar) 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Mısır 267 392 652 886 641 926 1.382 İsrail 804 782 1.081 1.447 1.074 1.359 2.057 Ürdün 28 9 11 25 20 42 66 Fas 143 174 198 360 234 396 420 Filistin 0.3 0.5 0.76 0.42 0.27 0.57 0.27 Suriye 142 187 259 323 221 452 336 Tunus 117 150 229 365 234 280 249 The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 %**** 1,29 1,21 1,43 1,69 1,72 1,86 1,87 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi 2012 2013 2014 2015 2016 T* 1.342 1.628 1.434 1.215 1.443 12.208 1.710 2.417 2.881 1.672 1.385 18.669 96 70 126 127 102 722 429 572 639 710 918 5.193 0.4 1.1 2.5 2 3 12,09 67 85 115 51 65 2.303 195 289 196 144 214 2.662 1,62 2,01 2,23 1,89 2,08 1,76 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu, (TUİK) **Toplam ****Toplam ithalat içerisindeki oranı 4.5. Türkiye-Suriye STA 1 Ocak 2007 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye-Suriye STA ile iki ülke arasındaki ticaret ilişkileri hızlı bir şekilde artışlar göstermiştir. Anlaşmadan önce 2006 yılında Türkiye’nin Suriye’ye ihracat rakamı 609 milyon dolar iken, bu rakam 2008 yılının sonunda yaklaşık iki katına ulaşmış ve 1 milyar 115 milyon dolar olmuştur. İhracat rakamlarında Türkiye lehine olan değişimler 2009 ve 2010 yıllarında da devam etmiştir. 2010 yılında ihracat bir önceki yıla göre %20,7 oranında artarak 1 milyar 844 milyon dolar gibi rekor bir seviyeye ulaşmıştır. 2011 yılında Suriye’de başlayan ve hala devam eden şiddetli iç savaş nedeniyle iki ülke arasında siyasi, diplomatik ve en önemlisi de ticari ilişkiler neredeyse durma noktasına gelmiştir. 2012 yılı rakamları bu durumu kanıtlar niteliktedir. 2012 yılı sonunda Türkiye’nin Suriye’ye ihraç ettiği ürünlerden elde ettiği kazanç 2011 yılı sonuna göre yaklaşık olarak %70 azalarak 497 milyon dolara gerilemiştir. 2016 yılı sonundaki ihracat rakamları halen 2009 yılı değerlerine bile ulaşamamıştır. Anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2007 yılından anlaşmanın askıya alındığı 2011 yılı sonuna kadar daha istikrarlı olan ithalat rakamları, 2012 yılının sonunda neredeyse durma noktasına gelmiştir.2012-2016 yılları arasında ithalat çok düşük seviyelerde gerçekleşmiştir. 2016 yılının sonunda Türkiye’nin Suriye’den ithal ettiği ürünlere ödediği miktar sadece 65 milyon dolar olmuştur. Bunun en önemli sebeplerinden bazıları ülkenin içinde bulunduğu savaş durumu, ürün üretiminin neredeyse durma noktasına gelmesi ve ikili anlaşmanın askıya alınmış olması gösterilebilir. Türkiye’nin Mısır ve Tunus ile diplomatik ve siyasi ilişkileri arasında sorun olmasına rağmen sahip oldukları ikili anlaşmalar buna bağlı olarak da ticaret ilişkileri, siyasi ve diplomatik krizlerden etkilenmemiş tam aksine artışlar devam etmiştir. Ancak, tam tersi durum Suriye ile Türkiye arasındaki ticaret ilişkisinde ortaya çıkmıştır. Türkiye ile Suriye arasında hem siyasi ve diplomatik kriz hem de ikili anlaşmanın askıya alınmış olması iki ülke arasındaki ticareti olumsuz şekilde etkilemiştir. Sonuç olarak şunu rahatlıkla belirtebiliriz ki, Türkiye ile Suriye arasındaki ticari ilişkiler, dolayısıyla da STA, iki ülke arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkiler yüzünden olumsuz etkilenmiş ve iki ülke arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkiler düzelmediği sürece de ticaret hacimleri düşmeye devam edecek hatta tamamen bitme noktasına kadar gidecektir. 4.6. Türkiye-Mısır STA Türkiye ile Mısır arasındaki ticari ilişkiler 1 Mart 2007 yılında yürürlüğe giren STA ile birlikte sürekli artış eğiliminde devam etmektedir. Bütün veriler dikkatli bir şekilde incelendiğinde; Afrika kıtasında Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı ülke Mısır’dır. (Ekonomi Bakanlığı, The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 426 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi 2017) Anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2007 yılında 902 milyon dolar olan Türkiye’nin ihracat miktarı, 2012 yılının sonunda 4 kattan fazla artarak 3 milyar 679 milyon dolara ulaşmıştır. Bu dönemde iki ülke arasındaki ticaret hacmi de 5 milyar doları aşmıştır. 2016 yılının sonunda Türkiye’nin Mısır’a yaptığı ihracat miktarı, 2015 yılına göre %12,5 oranında daralarak 2 milyar 732 milyon dolara gerilemiştir. Bu gerilemenin nedeni; Mısır’ın ithalatını kısmak amaçlı tüm dünya ülkelerine uyguladığı üretici kayıt sistemidir (Ekonomi Bakanlığı,2017). Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre 2016 yılının sonunda Mısır, ihracat yaptığımız ülkeler arasında 13.sırada bulunmaktadır (Ekonomi Bakanlığı,2017). Türkiye ile Mısır arasındaki ithalat rakamlarını değerlendirdiğimizde; anlaşmanın yürürlüğe girdiği 2007 yılından 2016 yılı sonuna kadar iki ülke arasındaki ithalat rakamları da artış göstermektedir. 2007 yılında Türkiye’nin Mısır’dan ithal ettiği ürünler için ödediği miktar 652 milyon dolar iken, 2016 yılında 1 milyar 443 milyon dolar gibi bir seviyeye ulaşmıştır. Türkiye ile Mısır arasındaki ilişkiye bir de uluslararası ilişkiler boyutundan baktığımızda; Tunus, Libya, Suriye gibi ülkelerde meydana gelen iç ayaklanmalar, Mısır’da da 2011 yılında ortaya çıkmıştır. 2013 yılında gerçekleşen askeri darbeden sonra Türkiye ile Mısır arasındaki siyasi ve diplomatik ilişkiler askıya alınmış ancak Mısır hükümeti açıklamalarında ticari ilişkilere zarar gelmeyeceğini, tüm Türk yatırımcılara gereken desteği vereceğini deklare etmiştir. Bunun sonucunda da Tablo 3 ve 4’te görüldüğü üzere ne ithalat rakamlarında ne de ihracat rakamlarında çok fazla bir değişiklik meydana gelmemiştir. Sonuç olarak şunu belirtebiliriz ki; Mısır ile Türkiye arasındaki siyasi ve diplomatik kriz, ticaret ilişkilerinden tamamen bağımsız bir şekilde devam etmekte ve STA iki ülkenin lehine artarak devam etmektedir. 4.7. Türkiye-Ürdün STA Türkiye ile Ürdün arasındaki STA 1 Mart 2011 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir ve devam etmektedir. Anlaşmanın olmadığı 2005-2010 yılları arasındaki Türkiye-Ürdün ticaret ilişkisini incelediğimizde; Türkiye’nin ihracat rakamları 288 milyon dolar ile 506 milyon dolar arasında, ithalat rakamları ise 9 milyon dolar ile 66 milyon dolar arasında değişmekteydi. Anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle Türkiye’nin ihracatı önemli ölçüde artmıştır. Bu artış 2014 yılının sonunda en yüksek düzeye ulaşmış ve 907 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Aynı durum, ithalat rakamlarında da gözlemlenmektedir. 2006 yılında Türkiye’nin ithalat miktarı yalnızca 9 milyon dolar iken, 10 yıl sonra bu değer 11 kattan fazla artarak 102 milyon dolara ulaşmıştır. Bu iki ülke arasındaki ticaret ilişkisini, ülkelerin dış ticaret fazlası ya da dış ticaret açığı şeklinde değerlendirdiğimizde; Türkiye’nin ihracattan elde ettiği gelir, ithal ürünler için ödediği miktardan fazla olduğundan ikili anlaşma Türkiye’nin lehine gerçekleşmektedir. Bir diğer ifade ile Türkiye, STA sayesinde dış ticaret fazlası sağlayıp ekonomik büyümesine katkı sağlarken, Ürdün dış ticaret açığı vermektedir. Bundan önceki aşamalarda Türkiye’nin STA imzaladığı yedi Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile 2005-2016 yılları arasındaki ticaret ilişkileri ve ülkelere yansımaları incelenmiştir. Şimdiki aşamada ise yine aynı dönemler ele alınarak Türkiye’nin herhangi bir STA olmadığı diğer Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile ticari ilişkileri üzerinde durulacaktır. The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 427 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi Tablo 5’te Türkiye’nin STA anlaşması olmayan 14 Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkeleri ile 2005-2016 yıllarında yaptığı ihracat ve ithalat rakamları ile birlikte Türkiye’nin toplam ihracat ve ithalat içindeki oranları verilmiştir. Tablo 5: Türkiye’nin STA’sı olmayan 144 Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile Ticari İlişkileri (Milyon Dolar) 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 Toplam İhracat İthalat 8.541 9.472 13.054 22.912 17.874 20.311 23.375 39.905 32.575 30.521 26.772 26.712 272.024 5.687,1 7.995,5 9.617,6 12.544 6.645,3 12.295,3 19.010,6 20.566,3 20.189,5 18.046 12.220,1 12.373,3 157.190,6 Toplam ihracat içindeki pay % 11,62 11,07 12,17 17,35 17,50 17,84 17,32 26,17 21,56 19,37 18,61 18,74 18,15 Toplam ithalat içindeki pay % 4,87 5,73 5,66 6,21 4,71 6,63 7,89 8,69 8,02 7,45 5,90 6,23 6,83 Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Not: Hesaplamalar yazar tarafından yapılmıştır. Tablo 5 dikkatli bir şekilde incelendiğinde bu ülkelerle yapılan ihracatın, toplam ihracat içindeki payı 2006 yılından 2012 yılı sonuna kadar düzenli bir şekilde artış gösterdiği anlaşılmaktadır. 2006 yılı sonunda bu oran %11,07 iken, 2012 yılının sonunda %136 değişim göstererek %26,17 oranına yükselmiştir. Benzer şekilde Türkiye’nin 14 ülke ile yaptığı ihracat hacmi 2006 yılı sonunda 9 milyar 472 milyon dolar iken, bu oran 2012 yılı sonunda 39 milyar 905 milyon dolara çıkmaktadır. 2013-2016 yılları arasında bu ülkelerle yapılan toplam ihracat miktarlarında azalış gerçekleşmiştir. Bunun nedeni olarak Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin 2012 yılı sonundan itibaren yaşadığı siyasi istikrarsızlıklar, iç ayaklanmalar gösterilebilir. Genel olarak Türkiye ile STA anlaşması olmayan 14 Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri arasındaki ticari ilişkileri değerlendirdiğimizde; Türkiye’nin 2016 yılı sonu toplam dış ticaret hacmi içerisinde oldukça önemli bir yere sahip olduğu görülmektedir. Tablodan görüleceği üzere, bu ülkelerle yapılan dış ticaret hacmi, Türkiye’nin toplam dış ticaret hacminin %24,98’lik bir oranına denk gelmektedir. Bir diğer ifadeyle, Türkiye’nin 100 birimlik dış ticaret hacminin yaklaşık 25 birimi, 14 Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile gerçekleştirilmektedir. Diğer yandan, bütün Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile Türkiye’nin toplam dış ticaret hacmini ele aldığımızda, bu oran %34,2’ye çıkmaktadır ve Avrupa Birliği ülkelerinden sonra en çok dış ticaret hacminin gerçekleştiği bölge konumundadır. Cezayir, Bahreyn, Cibuti, İran, Irak, Kuveyt, Lübnan, Libya, Malta, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen. 4 The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 428 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi 5.Sonuç ve Öneriler Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’nin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülke ekonomileri ile imzalamış olduğu serbest ticaret anlaşmalarının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren (20052016) dış ticaret rakamlarında meydana gelen değişmeleri ve ülke ekonomilerine yansımaları incelenmiştir. Arap Baharı diye adlandıran dönemde Türkiye’nin bu ülkelerle yaptığı ithalat ve ihracatın etkilenip etkilenmediği bu çalışmada incelenmiştir. Aynı dönemde Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle herhangi bir serbest ticaret anlaşması olmamasına rağmen Türkiye’nin bu ülkelerle dış ticaret ilişkisi de ele alınmıştır. Makalenin başlıca sonuçları şu şekilde özetlenebilir: 1. STA’lar genel olarak ikili anlaşmaların yapıldığı ülke ekonomileri lehinedir. 2. 2005-2016 yılları arasında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile imzalamış olduğu STA’ların sonuçları incelendiğinde, Türkiye dış ticaret fazlası elde etmiştir. 3. Türkiye’nin sahip olduğu 19 STA içerisinde yedi tanesinin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile imzalamış olması bu ülkelere verdiği önemi göstermektedir. 19 STA’nın sahip olduğu dış ticaret hacmi, toplam dış ticaret hacminin %15’ine karşılık gelirken bu oranın %10’u yedi Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri tarafından karşılanmaktadır. 4. STA’nın imzalanmadığı diğer Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin de Türkiye’nin dış ticaretinde önemli bir orana sahip olduğu gözlemlenmiştir. 5. Türkiye ile bütün Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin ticari ilişkileri ele alındığında, Avrupa Birliği ülkelerinden sonra en fazla ihracat ve ithalatın bu ülkeler ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin Türkiye dış ticaretinde önemli bir noktada olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Türkiye’nin elini hızlı tutup, diğer Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile STA imzalaması kendi menfaatine olacaktır. Özellikle de son zamanlarda Türkiye ile Avrupa Birliği arasında yaşanan siyasi ve diplomatik krizden sonra Türkiye'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarına açılması elzem bir durum olarak düşünülebilir. Türkiye'nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarında söz sahibi olan ülkelerden biri olması hiç de zor olarak görülmemektedir. KAYNAKLAR Dünya Ticaret Örgütü, Bölgesel Ticaret Anlaşmaları Veritabanı http://rtais.wto.org/UI/PublicAllRTAList.aspx (Erişim Tarihi:26.07.2017) (2017). Edwards, J.E. and Ginn, V. (2011). ‘‘Evaluating Growth Volatility Susceptibility within Regional Free Trade Agreements’’, International Journal of Finance and Economics, Vol.16, pp. 32-40. Ekonomi Bakanlığı. (2017). ‘‘Serbest Ticaret Anlaşmalarına İlişkin Genel Bilgi’’. www.ekonomi.gov.tr (Erişim Tarihi: 26.07.2017) European Union. (2016). ‘‘Free Trade is a source of economic growth’’ http://www.fhvie.ac.at/var/em_plain_site/storage/original/application/c18705c05aa5322 643dd84ef54544161.pdf (Erişim Tarihi: 26.07.2017) The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 429 Serbest Ticaret Anlaşmaları Kapsamında Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ülkeleri İle Ticaret İlişkisi Gelir İdaresi Başkanlığı (2009). ‘GATT Bilgilendirme Rehberi’ Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Daire Başkanlığı GATT Müdürlüğü, Ankara. http://www.gib.gov.tr/fileadmin/mevzuatek/uluslararasi_mevzuat/gatt95.pdf hi:26.07.2017) (Erişim Tari- Hur, J. and Park, C. (2012). ‘‘Do Free Trade Agreements Increase Economic Growth of the Member Countries?’’ World Development, Vol.40, No.7, pp.1283-1294. İstanbul İhracatçılar Birliği Genel Sekreterliği. (2010).(www.iib.org.tr) http://www.iib.org.tr/files/downloads/mevzuat/sta_kilavuz.pdf (Erişim Tarihi:26.07.2017) Kurtuluş Kara, Y. T. (2012). “Dünya Ticaret Örgütü ve Bölgesel Ticaret Anlaşmaları İlişkisi; Sorunlar, Çözümler ve Türkiye’ye Yansımaları”. Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Sohn, C.H. and Lee, H. (2010). ‘‘Trade Structure, FTAs, and Economic Growth’’, Review of Development Economics, 14(3), 683–698. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK). (2017). (http://www.tuik.gov.tr) (Erişim Tarihi:25.07.2017) Yamarik, S. and Ghosh S. (2015). ‘‘Broad versus regional integration: what matters more for economic development?’’ The Journal of International Trade and Economic Development: An International and Comparative Review. The Journal of Academic Social Science Yıl: 5, Sayı: 55, Ekim 2017, s. 417-430 430