11 Nisan 2014 Moody’s in Zamanlaması Nasıl Okunmalı? Bizce Moody’s verdiği bu uyarıyla Türkiye ekonomisine daha büyük bir iyilik yapamazdı. Gerekçeler: Moody’s in Nisan ayının 11’inde Türkiye’ye yönelik not kararını açıklayacağı zaten herkes tarafından biliyordu. Öte tarafta biz daha önce 2010 yılında kredi derecelendirme kuruluşlarına yönelik yayımladığımız raporumuzda [http://www.ekincieconomics.com/wpcontent/uploads/Possible-Impacts-of-Investment-Grade-Rating-on-Turkey.pdf] daha önce tarihte defalarca yatırım yapılabilir ülke notundan sonra spekülatif dereceye düşen ülkelerden bahsetmiştik. Bu ülkeler sırasıyla 1998 yılında Endonezya, 2003 yılında Uruguay ve 2008 yılında Romanya olmuştu. Aynı durumun Türkiye için söz konusu olabileceğini daha önce belirtmiştik. Bizi yanıltan Moody’s Türkiye temsilcisi Sarah Carlson’ın Ekim ayında Türkiye’de düzenledikleri yıllık konferansta Haziran ayında gerçekleşen politik çalkantının zaten Türkiye’nin “yatırım yapılabilir” ülke notu içerisinde olduğunu belirtmesi oldu. Daha önce bunu belirten Moody’s in, Haziran-Aralık 2013 dönemini değil de, 17 Aralık’tan sonraki süreci risk olarak görmesi bizce esas olarak “yolsuzluk iddiaları” konusundaki rahatsızlıklarını dile getiriyor. Daha önce toplantılarında politik kararların kredi notunda ne kadar bir yüzdelik paya sahip olduğunu sorduğumuzda Moody’s bu oranı bize açıkça vermemişti. Yaptığımız araştırmada, kredi notlandırmasında 4 ana kriter (ekonomik güç, kurumsal güç, mali güç, olay riskine duyarlılık) içerisinde olan politik istikrarın kredi notunda yüzde 25’lik bir paya sahip olduğunu düşünüyoruz. Politik risk en nihayetinde 2 kriter olan “kurumsal güç” ve “olay riskine duyarlılığın” içine giriyor. Kurumsal güç kriteri hükümetin yönetimini, kurumların kalitesini ve politikanın tahmin edilebilirliğini içeriyor. 1 Çok büyük bir politik şok yaşanmadığı sürece Türkiye’nin bu sene ne Fitch’den ne de Moody’s den not indirimine uğramayacağını düşünüyoruz. Bu da bize bardağın dolu tarafında bakmamız gerektiğini gösteriyor. Moody’s Kararından Önemli Gördüğümüz Açıklamalar: Görünümün negatife çekilmesinde iki faktör etkili olmuş: 1) yüksek politik belirsizlikten dolayı dış finansman koşullarında baş gösteren baskı; azalan global likidite ortamı hem yabancı hem yerel yatırımcının güvenini negatif yönde etkiliyor 2) Yerel politik türbülanstan dolayı büyümeyi destekleyen yapısal reformların yapılamaması ve bunun zaten azalan büyüme görünümüne olan negatif etkisi. Orta vadeli büyüme trendinde görülen belirsizlik. Moody’s in Türkiye kredi notunu sabit tutarak hala yatırım yapılabilir ülke notunda bırakmasının iki ana sebebi: 1) Hükümetin mali politikalarındaki güçlü seyir, borcun Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYİH) oranında görülen istikrarlı düşüş. 2) Aynı kredi notundaki diğer ülkelere göre Türkiye ekonomik büyüklüğü, servet gücü, ekonomik çeşitliliği açısından hala kuvvetli görünüyor. Negatif görünümü daha da açarsak: Yerel politik riskin artık tamamen yer ettiği düşünülüyor. Özellikle bunun Aralık 2013 itibariyle arttığı kaydedilmiş durumda. Bu politik tansiyonun en erken 2015 yılının ikinci çeyreğine kadar süreceği tahmin ediliyor. Bu tarih genel seçimlerin yapılacağı tarih. Bu tansiyonun da hem yerel hem yabancı yatırımcı güvenini sarstığı düşünülüyor. Bu açıdan ödemeler dengesinin finansmanında yaratacağı sorunlara değinilmiş: 1) Hala ülkenin cari açığının yüksek olduğu kaydediliyor 2) Türk şirket, bankacılık sektörü ve kamu dış finansmanı için ödenmesi gereken 163 milyar $ göz önünde bulundurulmuş. Yüksek büyüme için GSYİH’nın yüzde 25’i kadar olan bir finansman ihtiyacından bahsediliyor. Bu rakam birçok gelişmekte olan ülkenin finansman ihtiyacından çok daha fazla olan ve politik türbülans zamanlarında daha fazla riske sokabilecek bir oran. Moody’sin Dış Bağımlılık (“Dış Kırılganlık Endeksi” olarak hesapladığı dış finansmanın yabancı 2 para cinsinden rezervlere oranı) endikatörü 2014 yılı için yüzde 173, ki bu da Türkiye’yi diğer ülkelere göre daha kırılgan hale getiriyor. Olumlu tarafta ise bankacılık sektörünün Merkez Bankası’nda bulunan önemli rezerv miktarından ciddi bir risk önleyici faktör olarak bahsedilmiş. İkinci olarak Türkiye’nin dış kırılganlığını önlemek için muhakkak yapılması gereken “yapısal reformlara” değinilmiş. Bunun gerçekleşmemesi de yüksek, istikrarlı, finanse edilebilir bir büyüme modelinin kurulmasını engelleyen bir faktör olarak duruyor. Burada dönemsel olarak, global likiditenin azalmasından dolayı hem yatırım hem tüketim tarafında azalma olacağına ve dönemsel olarak düşük büyüme yaşanacağına dikkat çekiliyor. Bunun 2014 yılında GSYİH büyümesini yüzde 2.5’a düşüreceği ve 2015 yılında ise büyümenin yüzde 3 olacağı tahmin ediliyor. Hâlbuki orta vadeli büyüme projeksiyonu yüzde 4. Öte tarafta Türkiye büyüme modeli hala çok yüksek dalgalanma göstermeye mahkûm görünüyor. Kredi Notu neden Yatırım Yapılabilir Düzeyde Kaldı? 2009 yılının başından bu yana Türkiye’nin borç stoku yüzde 10 azaldı ve 2013 yılında GSYİH’nın yüzde 36,3’ünü teşkil ediyor. Bu borç gittikçe azalan bir oranda yabancı para cinsinden borcu da ihtiva ediyor. 2003 yılında bu oran yüzde 46.3 iken 2013 itibariyle yüzde 27.1seviyesine düşmüş. Buna ek olarak vade olarak da borç stoku iyi bir görünüm veriyor, ortalama borcun vadesi son on yılda 5.9 yıl artmış. Yabancı para cinsinden borcun vadesi ise şu anda neredeyse 10 yıl. Bu da faiz artırımından kaynaklanabilecek riskleri azaltan bir faktör. Türkiye’de sanayi üretiminin büyümeye devam etmesi ve dünyada büyüme tarafında 820 milyar dolarlık GSYİH rakamı ile 17. sıraya yerleşmesi kredi notunun yatırım yapılabilir seviyede kalması için bir diğer olumlu faktör olarak duruyor. Verilen kararda önemli noktalar Ülkenin genel anlamda ekonomisin gücü bozulmamış, ancak yönetim ve hükümet tarafında zayıflıklar gözlenmiş. Mali tarafta değişiklik yok. Ani olay risklerine karşı hassasiyeti artmış. Bu da notlandırmada kullandığı 4 ana kriterin 2’sinde zayıflık olduğunu gösteriyor. 3 Moody’s Türkiye Başanalisti Banerji’nin verdiği mesajlar önemli Burada verilen mesajda Alpona Banerji özellikle 2014-2015 yıllarında global sermayenin yön değiştirmesinden kaynaklanan riskler üzerinde de duruyor. Banerji’ye göre Türkiye’de cari açığın gayri safi yurtiçi hasılaya oranı 2014 yılında yüzde 5.8 düzeyine inecek. Bu oldukça olumlu bir rakam ancak buna rağmen kırılganlığı fazla görüyorlar. Kur etkileri sebebiyle enflasyonun yüksek düzeyde kalmasını bekliyorlar. 2014 yılı için beklentileri olan yüzde 8.2 enflasyon ve yüzde 7.5 enflasyon rakamına biz de katılıyoruz ve bunun makul bir beklenti olduğunu düşünüyoruz. Ancak unutmamak gerekir ki bu sene için yüzde 8.2 resmi enflasyon beklenti bandının içinde; banttın en üst seviyesi. Sonuç Moody’s Türkiye kredi notunda yakın vadede yukarı yönlü bir revizyon öngörmüyor. Bunun için dış finansman açığındaki sorun çözülmeli. Öte yandan görünümün tekrar durağana gelmesi için politik tansiyon yavaşlamalı, kurumlararası ilişkiler kuvvetlenmeli, yatırımcı güveni tekrar tesis edilmeli, ülkenin dış finansman dengelerindeki baskı azalmalı. Dış finansman tarafında Moody’s in yaptığı açıklamayla bu hafta Merkez Bankası Başçı’nın IMF Bahar toplantılarında yaptığı sunum farklı mesajlar içeriyor. Ancak yine de biz 2015 yılının ikinci çeyreğinden önce görünümde yataya geçiş beklemiyoruz. Hangi durumlarda not düşer: Borç pozisyonunda bir bozulma yaşanırsa, kamu finansmanında bozulmalar yaşanırsa, politik istikrarsızlık artarsa, ülke üzerindeki dış finansman sorunu artarsa. Kurumlarda ciddi bozulmalar ve bunun ihracat performansını etkileyebilecek etkisi gözlemlenirse kredi notunu azaltabilirler bile. Moody’s takvimine göre bir sonraki değerlendirme Ağustos 8’e denk geliyor. Bu tam Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turunun iki gün öncesine denk geliyor. Bu bağlamda o gün ne notta ne de görünümde herhangi bir değişiklik beklemiyoruz. Öte yandan orta vadeli büyüme trendi üzerinde belirsizliğin olduğu yargısı çok yerinde bir tespit olmuş. Moody’s den gelen bu uyarının orta ve uzun vadede Türkiye büyümesi için olumlu bir uyarı olduğunu düşünüyoruz. 4 Ekinci Ekonomik Danışmanlık Bilgilendirme Yazısı Ekinci Ekonomik Danışmanlık (EEC) tarafından hazırlanan bu rapordaki analizler ve haberler sadece Ekinci Ekonomik Danışmanlık şirketinin abonesinin dikkatine sunulmaktadır. Bu rapor herhangi bir şekilde hisse senetleri veya diğer finansal enstrümanlar için al, tut, sat önerisi olarak kullanılmamalı ve değerlendirilmemelidir, herhangi bir yatırım tavsiyesi ve önerisi içermemektedir. Bu rapordaki bilgiler EEC tarafından güvenilirliğine inandığımız birçok kamu ve endüstri kurumundan derlenerek hazırlanmıştır. Herhangi bir şekilde beyan ve garanti verilmemiştir. EEC bu bilgilerin kullanımından doğabilecek sonuçlardan sorumlu değildir. Bu tür bilgiler daha geniş bir yatırım analizin bir parçası olarak okunmalıdır. Bu raporda ifade edilen görüşler işbu tarih itibariyle verilmiştir ve önceden bildirilmeksizin değiştirilebilir. Bu rapor satış yapmanız için ya da herhangi bir menkul kıymet satın almanız için herhangi bir teklif vermemektedir. Her ne kadar müdürleri, memurları, çalışanları veya danışmanları kendi adlarına menkul yatırımları yapsa da EEC şirketi herhangi bir menkul kıymete yatırım yapmaz. Bu rapordaki metin ve grafikler de dâhil olmak üzere Rapor telif hakkı korumasına tabidir. Bu rapordaki mevcut içeriğin ve ya materyallerin hiçbiri EEC’den önceden yazılı izin alınmadıkça çoğaltılamaz, lisanslanamaz, EEC dışında satılamaz, modifiye edilemez, iletilemez, yayınlanamaz, alenen gösterilemez, uyarlanamaz. Tüm hakları saklıdır. 5