M. Meclisi B : 94 26 . 6 . 1975 O :1 Değerli milletvekilleri, gerçekçi olarak söylenme- ıı dördüncü yıl için 1 800 ltra olduğu kabul edilirse, son lidir ki, işçi için kıdem tazminatı dışında geçerli bir ücret üzerinden 7200 lira alması gerekirken, fonda bi­ iş garantisi uygulanan yasalar içinde bulunmamak­ riktirme uygulaması halinde 6 000 TL.'sı olacaktırki, tadır. II uzun yıllar çalışan işçiler için önemli bir miktar kay­ Soruna batılı açıdan bakmak da yanlıştır. Batı, bı olacaktır; işçiler arasında büyük huzursuzluğa se­ sanayileşmiş, işsizlik sorununu çözümlemiş, işçi smıbebiyet verecektir. •fı siyasal karar organlarında yerini almış ve bu tür Değerli milletvekilleri, 931 sayılı Yasanın 14 ncü haklar kurumlaşmıştır. Ayrıca işsizlik sigortası da maddesinin görüşülmesi sırasında işçilerin gelişi gü­ önemli bir güvencedir. Bunun için Batıdan farklı bir zel çıkarılmasının önlenmesi, iş hayatının kararlılık kıdem tazminatı doğaldır. ve güvenlik içinde yürümesinin amaçlandığında birleşilmiştir. Bugün şartlar geriye işletilmektedir. Ger­ Bu yasada fon tesisi ile asıl amaç, kapitalist piya­ çekte işçilerin kıdem tazminatını yine işçiler ödemek­ sa ekonomisinin en önemli unsurlarından biri olan tedir. İşverenlerin ödemesi görünürde bir ödemedir. işletmeye kaynak sağlamaktır. Kıdem tazminatları ödenmesi, ancak belirli koşullarda muhtemel olan Şöyle ki; Ücreti yüksek bir işçi işten atıldığı za­ tazminatlardır. Oysa sanki her durumda tazminat man yerine düşük ücretli bir işçi alınmakta ve böy­ ödenecekmiş gibi, şirket gelirinin bir kısmının vergi lece yeni alınan işçiye az ücret verilmek suretiyle dışı tutularak primlerle bir fonda toplanması ve ödstilmektedir. Örneğin 150 TL. alan bir işçi atılıp banka ilişkileri aracılığıyle kendilerine ek kaynaklar, yerine 50 lira karşılığında ücret alan bir işçi alındığın­ yani krediler yaratılması düşünülmektedir. da günlük 100 liralık fark 1 ayda 3 000 lira ve yılda 36 000 TL. eder ki, bu fark asgarî 1 5 - 2 0 yıllık bir Zaten kâra dönük piyasa mekanizmasında, kendi­ işçinin kıdem tazminatı tutarıdır. Bu nedenle sadece sine dönük yararlar görmedikçe sermaye sözcülerinin işveren çıkarları için bir kaynak yaratmak ve işçiyi böyle bir öneriye girişmesi beklenemezdi. Sanayi ke­ her an işten atabilme olanağı sağlamaktan başka bir siminde üç milyona yakın işçi bulunduğu düşünülür­ amacı olmayan fon tesisini, işçiler aleyhine «MC» se, ortaya çıkacak dev kaynağın piyasa mekanizması­ nin attığı yeni, önemli bir geri adım sayıyorum. na nasıl bir yarar sağlayacağı kolaylıkla anlaşılabilir. Asıl çözüm yolu önemli bir vergi kaybına yol açacak Yapılacak yasa değişikliği daha çok sendikasız iş­ bu yola hiç başvurulmaksızın, işverenlerin modern çileri ilgilendirmekte ve bir anlamda kıdem tazminatı teknolojiye uygun olarak daha verimli çalışıp, üreti­ konusunda doğan farklılığı ortadan kaldırmayı amaç­ me katkıda bulunmak suretiyle bu sancılarını da or : lamaktadır. Bunun ileri ve sosyal adalet, eşitlik gibi tadan kaldırımsıdır. kurallarla uygun bir davranış olduğunda kuşku yok­ tur; fakat bu Ecevit Hükümeti sırasındaki çizgidir. Geçmiş Demirel hükümetleri döneminde de, Ma­ Toplu sözleşme olanaklarından yararlanan işçiler için liye Bakanlığının bir kararıyle grup sigortası aracılı­ bu haklar büyük ölçüde zaten gerçekleşmiştir. Ayrı­ ğıyle işverenler, kendilerini güvence altına almayı ve ca gazeteciler için bu ayrıcalık 1952 yılından beri işçileri her zaman işyerinden kovmak imkânına bir uygulanmaktadır. Ne var ki kıdem tazminatı konu­ ölçüde kavuşmuşlardır. Grup sigortası primlerinin ver­ sunda işçilerin asıl sorunu, bu hakkın yeterli bir gü­ gi muafiyeti kapsamına alınmasıyle bu girişim destek­ venceye sahip bulunmayışından doğmaktadır. Asıl ile­ lenmişti. ri adım, işçinin kusurlu eylemiyle işinin sona erdiril­ Şimdi daha açık ve kesin bir tavır alınmıştır ki, mesinden başka, birikmiş payını elinden alan ve ma­ bunu yadırgamadık. Bu Hükümetin hangi sosyal güç­ kable teşmil edilen kıdem tazminatının ödenmesinin lerin desteğinde olmasının güzel bir yanıtıdır. İşve­ kaldırılmasıdır. renler bu yolla hem işçiler lehine getirilmiş bir ga­ İşçi, kusurlu eylemi sonucu işinden atılmakla za­ rantiyi ortadan kaldırmakta, hem de vergi kaçırmak­ ten cezalandırılmaktadır. Bunun dışında, yıllarca tadırlar. İşçiler için önemli ve büyük bir kayıp da kı­ emek verdiği işyerinden yıpranma payının elinden dem tazminatının son ücret üzerinden değil, fonda alınarak kovulması, çağdaş iş hukuku ahlayışıyle bağ­ yıllara göre birikmiş primin ödenmesi ile doğacak daşmamaktadır. Hiç bir gerekçe, yıllar boyu yıpran­ miktar kaybıdır. mıştık payının, birikmiş emeğin elinden alınmasını Örneğin; bir işçinin birinci yıl ücretinin 1200 lira, haklı gösteremez. Kusurlu eylemin karşılığı sadece ikinci yıl ücretinin 1 400 lira, üçüncü yıl 1 600 lira ve