Bülten No: 7 Dönem: Nisan 2015 HAYATA TUTUNMAK, YAŞAMAK! Bireyin bilerek ve isteyerek hayatına son vermesi intihar olarak bilinir. İntiharı düşünen pek çok ergenin ölüm hakkındaki düşünce ve duyguları karmaşık hal gösterir. Onlar için asıl olan bedenlerini yok ederek kendilerini zorlayan acıdan kurtulmak rahatlamaktır. İntihar hakkında konuşmak intihar riskini artırır düşüncesi de doğru değildir. Gençlere, umutsuzlukları ve çaresizlikleri ile yüzleşmelerini sağlayacak cesareti vermek, onların intihar etme riskini azaltacak, yaşama bağlılığını artıracaktır. Her genç intiharı düşünebilir, intihar girişiminde bulunabilir. Her kişilikten, her yaştan, her ekonomik ve sosyal düzeyden insan intihar düşünceleriyle ya da riskiyle karşılaşabilir. Bu nedenle hiç bir gencin intihar konusunda verdiği işaretler göz ardı edilmemelidir. İntihar Eğiliminin Nedenleri: İntihar tek bir faktör ile açıklanamayacak karmaşıklıkta nedenlere dayanmaktadır. İntihar eğiliminin nedenleri, çoğu kez karmaşık, derin ve uzun sürelidir. İntihar düşüncesi genellikle insanın başa çıkamayacağı kadar ağır bir duygusal acıdan kaynaklanır. İntiharı düşünen gençler aslında kendilerini öldürmeyi genellikle istemezler. Onların istediği şey acının tamamen son bulmasıdır. Gençlere sorunlarının geçici olduğu anlatılsa da, bazı ergenlerin duyguları, akıllarının önünde inisiyatif olduğundan bu mesajı alabilecek olgunluğa sahip değillerdir. Gencin intihar düşüncelerine ya da girişimine neden olan yakın geçmişindeki bir travma veya olay, aslında, çok daha derinlerde yatan problemlerden ve duygulardan kaynaklanıyor ve çok daha uzun bir geçmişe dayanıyor olabilir. Örneğin, ailenin parçalanması, bir yakının kaybı, kız/erkek arkadaştan ayrılma, kişisel güven duygusunun azalması, cinsel, fiziksel şiddete maruz kalması vb. olaylar intihar düşüncesinin temelinde yatan asıl nedenler olabilir. Ergen mantığı; olayları siyah-beyaz, ya hep, ya hiç ikileminde görme eğilimindedir. Bu nedenle, acının kalıcı olduğundan hareketle, ya acıyı yaşamak ya da yaşamlarına son vermekten başka seçenek olmadığına inanırlar. Onlar için intihar; geçici bir probleme, kalıcı bir çözümdür. Bu nedenle, intihar düşüncesinin nedenleri önemli bulunmalı ve dikkatle incelenmelidir. Bazı nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir: Acı (düzelmeyecek fiziksel bir acı) Ruhsal gerilim (bir ölünün ardından yaşanan acı) Suç (vicdan azabı ya da yargısal cezadan kaçmak) Ruh hastalığı (umutsuzluk, depresyon, şizofreni, travma) Madde kullanımı Sosyal kayıplar (işsizlik, iflas, kumar bağımlılığı) Çözülemeyen cinsel sorunlar (karşılıksız aşk, taciz vb.) Kimler riskli olabilir? Aşağıdaki faktörlerden, özellikle birkaçı ya da fazlası bir arada bulunduğunda intihar riski artmaktadır. ●Depresyon ya da diğer psikiyatrik rahatsızlıklar, ●Daha önce intihar girişiminde bulunmuş olmak, ●Kendine olan güven ve saygının yitirilmiş olması, ●Acizlik, çaresizlik ve ümitsizlik hisleri, ●Okulda ya da dışarıda kurallara karşı gelmek (çatışmak), ●Kötü davranışlara maruz kalmış olmak, ●Cinsel taciz veya fiziksel şiddete maruz kalmak, ●Travmalar veya yakınlarını kaybetmek, ●Sosyal yalıtılmışlık (yalnızlık ve yabancılaşma duyguları), ●Aile üyelerinin veya arkadaşlarının intihar girişimleri, ●Uyuşturucu kullanmak veya alkol kullanımında artış Okullarda risk altındaki öğrenciler belirlenmesi, onların takipçisi olunması ve yaşadıkları sorunlar için profesyonel yardım sunulması önemlidir. İntiharın Belirtileri: Belirtilerin çok net olmamasına rağmen, gençler çoğu zaman dikkat çekici işaretler verirler. Bunlar acil yardım çağrıları olarak değerlendirilmelidir. Depresyonda olan kişilerin intihara yatkınlığı daha fazladır. Bu kişilerde aşağıdaki belirtilerden dört ya da daha fazlası varsa, kişi kendi çabasıyla bu durumdan çıkamıyorsa ve belirtiler iki haftadan daha uzun bir süredir devam ediyorsa, bir psikiyatriste başvurması gerekli görülmelidir. ●Sürekli olarak kendini üzgün ya da boşlukta hissetme. ●Umutsuzluk, çaresizlik, suçluluk, değersizlik duyguları. ●Alkol kullanımında artış ve madde kullanımı. ●Halsizlik, günlük işlerde ilgisizlik, cinsel istekte azalma. ●İştah ve uyku düzeninde bozulma. ●Sinirlilik, kolayca ağlama, kaygı ve korkular. ●Konsantrasyonda azalma, unutkanlık ve karar vermede güçlük. ●İntiharla ilgili konuşmak, intihar planı, hazırlığı, girişimi. ●Uzun süreli,tedaviye yanıt vermeyen bedensel sorunlar. ●Beklenmedik heyecanlar gösterme ve hislenmeler, ●Zihnin ölüm ve intihar düşünceleri ile meşgul olması, (Ör. Ölümle, intiharla ilgili yazılan yazılar, çizim ve resimler) ●Ani davranış değişikliği (Ör. Tepkisel davranışlardan içine kapanıklığa, içine kapanıklıktan hiperaktifliğe geçiş) ●Önem verilen ilişki ve eylemlere ilginin azalması. ●Dış görünümde, sosyal yaşantıda ve kendine özendeki değişiklik. ●Okul performansında azalma. ●Arkadaşlık ilişkilerinde değişiklik. Sayfa:2 Ne Yapmalı? Nasıl Yardım Etmeli? İnsanlık tarihinin her döneminde görülen intihar olgusu, çağımızda gün geçtikçe artmakta ve önemli bir toplumsal sorun haline gelmektedir. İntihar olayı hem bireyi hem de toplumu ilgilendiren son derece önemli bir gerçekliktir. olabileceği gibi gerçekten diğerlerini önemsemiyor da olabilir. İntihar etmeyi düşünen kişi intihar tehditleriyle diğer insanları manipüle de etmek isteyebilir. İntihar belirtisi gösteren, riskli kimselere dikkat edilmeli, bunlarla irtibat artırılmalı, gerekli zamanda, bireyin yakınları ve ilgili kurumlarla iletişime geçilmelidir. Okul ve aile bireyi destekleyici olmalı, suçlayıp, yargılamamalı, kişiye kaldıramayacağı sorumluluklar yüklenmemelidir. Riskli kişilerde intihar riskini azaltmada psikolojik ve bilişsel davranışçı yöntemlerden yararlanılır. Burada amaç ölüm düşüncesiyle baş etme becerilerini arttırmak, ölüm düşüncesine karşı savunma düzeneklerini harekete geçirmek, sorunları çözme ve bunlarla baş edebilme yeteneklerini geliştirmektir. Kişinin izolasyonu engellenmeli, sosyal aktiviteler arttırılmalı ve intihar düşüncesinin temelinde bulunan umutsuzluk, çaresizlik, depresyon gibi nedenlerin tedavisine başlanmalıdır. Birçok intihar krizinde kişiye yapılacak yardımla önlem alınabilir. Riskli, intihara eğilimli olduğu gözlemlenen öğrencilere nasıl yardım edilebilir? Ruhsal açıdan intihar etme riski taşıyan öğrenciler ile ders başarısı düşük, içe kapanık, iletişim zorluğu çeken öğrencileri gözlemleyerek, rehberlik ve yardım hizmeti verilmeli. Sakin bir tutumla onlar dinlenmeli ve anlayışlı bir tutumla onlara aktif duygusal destek verilmelidir. İntihar konusuyla doğrudan ilgilenilmeli, psikolojik, sosyolojik boyutuyla durum ayrıntılı olarak anlaşılmalıdır. Bilinmeli ki birçok birey ölüm ve ölmek hususunda karmaşık duygulara sahip ve yardıma açıktır. İntihar hakkında soru sormaktan veya doğrudan konuşmaktan kaçınılmamalıdır. Problemin çözümü, başetme yöntemleri ve olumlu faaliyetler konusunda birey cesaretlendirilmeli. Duygusal, krizle boğuşan, sağlıklı düşünemeyen kişi geri dönülmeyecek neğatif karar vermekten uzaklaştırılmalıdır. Gelecek için umut oluşturacak yaşama sevinci, pozitif alternatiflerin güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Bu durumlar aşılamıyorsa, aile ve ilgili kurumlarla işbirliği yapılmalı, mutlaka bir psikiyatriste başvurulmalıdır. Bir başka durum ise, intiharı seçen kişinin ölümünün geride kalan yakınları üzerinde sarsıcı etkiler bırakmasıdır. İntiharla ölen kişinin yakınları kendilerinde büyük bir şok meydana getiren ölümün travmatik yaşantısını paylaşmak zorundadır. İntiharla ölüm, doğal ya da hastalık sonucu gerçekleşen ölümden farklı bir niteliğe sahiptir. İntiharla ölümün ardından hayatta kalan aile ve yakın çevresinde, suçluluk, utanç ve durumdan kendilerinin sorumlu tutulacağı kuşkusu ve duygusu gelişmektedir. Ailede ölümün ardından depresyon, inkâr, düşmanlık duyguları yaşanmaktadır. Ölümü engelleyememe duygusu aile üyelerinde kendilerini başarısız görme algısı yaratmakta ve ölümün önlenebileceği düşüncesine ısrarla sarılmaktadır. Geçerli sebebe ve kültürel yapıya bağlı olarak intihar aşağılanabilir ya da yüceltilebilir durumla da karşılaşabilir. İntihar hayali kuran veya kendini ölümcül derecede yaralamayı düşünen kişi, duyulmak ve anlaşılmak istiyor OLUMSUZ DÜŞÜNCELER ÇÖPE! Negatif, istenmeyen, olumsuz düşüncelerden kurtulmak için onları sadece bir kağıt parçasına yazın ve çöp kutusuna atın. Bir araştırmada, insanların beyinlerinden duygusal anılarını silebildikleri görüldü. İnsanların negatif düşüncelerini çöpe atmalarının, zihinlerini bu düşüncelerinden özgürleştirdiğini gösteren bulgular “Psychological Science” dergisinde yayınlandı. Yaşama Sevincini Hiç Yitirme! Yaşama bağlanmak için ihtiyacımız olan tek şey geçmişe ve bugünkü sorunlara takılıp kalmamamız gerekiyor. Kaygılar, endişeler, korkular, negatif düşünceler beynimizi meşgul etmemeli. Bu tür olumsuz düşüncelerin yerine, alternatif olumlu düşünceler koymalıyız. Yaşama “bardağın dolu tarafından” da bakmayı başarmalıyız! Karamsarlığa kapılırsak, bunalıma girersek, ayakta kalacak gücü, mücadele edecek enerjiyi nereden bulacağız? La Fonten’in “kurbağa” öyküsü misali.. Hani iki kurbağa içi süt dolu derin bir kaba düşmüşler de... Biri umudunu kesip, hemen kendini bırakıvermiş. Ve boğulup ölmüş. Diğeri ise, umudunu yitirmemiş. Çırpınmış, çırpınmış, son gücüne kadar mücadele etmiş. Bu çırpınması sonucu, sütte oluşan yağ tabakasının üstüne çıkmış ve yaşamda kalmayı başarmış. Bu olgu, herkes için de geçerli değil mi? Umutsuzluğa kapıldığımızda düşer, yaşama havlu atar, çareyi ölümde arayabiliriz! Mücadeleyi bıraktığımızda tükenir, yok oluruz! Kendimizi toparlamalıyız. Önümüzdeki hedeflere, güzelliklere odaklanarak, sabırlı ve kararlı olmalıyız. Kendimize değer vermeli, hiç bir şeyin onu yıpratmasına izin vermemeliyiz. Dünyada hiçbir şey, “yaşama sevinci”nden daha değerli olamaz! BİR UMUT Yorgunsun, uzaklardan gelmişsin, Yitirmişsin ne varsa birer birer. Bir sağlık, bir sevinç, bir umut Onlar da nerdeyse gitti, gider. Dost bildiğin insanların yüzleri Aynalar gibi kapkara. Suyu mu çekilmiş bulutların, Dönmüşsün kuruyan ırmaklara Taşlara düşen saat gibi, Ne artı, ne eksi. Bir sağlık, bir sevinç, Bir umut, hikaye hepsi... Cahit Külebi(1917-1997) Altındağ Mesleki ve Teknik Anad. Lis. Rehberlik Servisi